Sosyo-Kültürel Değişim Sürecinde Komşuluk
Transkript
Sosyo-Kültürel Değişim Sürecinde Komşuluk
Sosyo-Kültürel Değişim Sürecinde Komşuluk Proje No: 109K075 Doç. Dr. M. Cengiz YILDIZ Yrd. Doç. Dr. Mustafa GÜNDÜZ MART 2011 ELAZIĞ 2 Önsöz Komşuluk olgusu, sosyal yaşamın önemli fonksiyonlarından biridir. Komşuluk ilişkilerini etkileyen farklı unsurlar olabilir. Toplumda meydana gelen sosyal ve ekonomik değişmelerin, birçok unsurda olduğu gibi, komşuluk ilişkilerinde de birtakım değişimler meydana getirmesi mümkündür. Komşuluk ilişkilerinde yaşanan değişimin hangi boyutlarda olduğunun tespit edilebilmesi, ancak yapılacak alan çalışmasıyla mümkündür. “Sosyo-Kültürel Değişim Sürecinde Komşuluk” adlı bu çalışma, böyle bir amaç gütmektedir. Çalışmada, farklı toplum kesimlerinde komşuluğun önem derecesi, değişim biçimi ve yönü tespit edilmiş, genel kabullerin geçerlilik ve güvenilirlik düzeyleri, alan araştırma verilerine dayalı olarak, ele alınmaya çalışılmıştır. Bu çalışma, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBĐTAK) Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB) Destek Grupları içinde yer alan Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırma Destek Grubu (SOBAG) tarafından desteklenmiştir. Proje numarası 109K075’dir. Bu destekten dolayı kuruma teşekkür ederiz. Mart 2011-ELAZIĞ Doç. Dr. M. Cengiz YILDIZ Yrd. Doç. Dr. Mustafa GÜNDÜZ 3 Đçindekiler Sayfa Önsöz………………………………………………………………………………………… 2 Đçindekiler……………………………………………………………………………………. 3 Tablo Listesi…………………………………………………………………………………. 6 Özet………………………………………………………………………………………….. 13 Summary…………………………………………………………………………………..... 14 BĐRĐNCĐ BÖLÜM……………………….………………………………………………….. 15 KURAMSAL ÇERÇEVE…………………………………………………………………… 15 1.Giriş………………………………..…………………………………………………….… 15 1. 1. Komşu ve Komşuluk Nedir?........................................................................................... 15 1. 2. Modern Toplumun Oluşma Sürecinde Komşuluk…………………………………….. 21 1. 3. Avrupa’da Toplumsal Yapının ve Yerleşim Biçimlerinin Değişmesi………………… 24 2.Türk Toplumunda Modernleşme ve Komşuluk Đlişkileri…………………………………. 28 2. 1. Türk Toplumunda Modernleşme ve Komşuluk Đlişkilerinde Değişmenin Tarihsel Gelişimine Kısa Bir Bakış…………………………………………………… 28 2. 2. Türk Toplumunda Modernleşmenin Getirdiği Şehirleşme ve Mekân Değişimi……….. 32 3.Modern Hayat ve Şehirleşme……………………………………………………………….. 34 3.1. Modern Hayatın ve Şehirleşmenin Komşuluk Đlişkilerini Olumlu Yönde Etkileyen Unsurları…………………………………………………… 34 3. 2. Modern Hayatın ve Şehirleşmenin Komşuluk Đlişkilerini Olumsuz Yönde Etkileyen Unsurları………………………………………………….. 38 4. Komşuluk Çeşitleri………………………………………………………………………… 43 5.Gelenek ve Göreneklerde, Atasözlerinde, Ritüel ve Törelerde Komşuluk………………... 44 5.1. Gelenek ve Göreneklerde Komşuluk……………………………………………………. 44 5.2. Komşulukla Đlgili Atasözleri…………………………………………………………….. 48 5. 3. Türk Toplumunda Komşuluğun Yaşayan Ritüelleri ve Komşuluk Töreleri……………. 51 5.4. Şehir Hayatındaki Kat Malikleri Komşuluğunda Yaşanan Komşuluk Ritüelleri……….. 53 6. Đslâm Dinine Göre Komşuluk Đlişkileri……………………………..………………….…. 54 7.Yazılı Kültürde Komşu ve Komşuluk Araştırmaları……...……………………………….. 55 8.Tarihsel Bağlam Đçinde Türk Toplumunda ‘Komşuluk’ Nasıl Araştırılabilir?........................ 59 4 9.Komşulukla Đlgili Akademik Çalışmalar / Araştırmalar……………………………………. 61 10. Komşulukla Đlgili Bazı Yabancı Kaynaklar……………………………………………….. 63 ĐKĐNCĐ BÖLÜM………………………………………………………………………………. 66 ARAŞTIRMANIN YÖNTEMĐ……………………………………………………………….. 66 1.Araştırmanın Konusu……………………………………………………………………….. 66 2.Araştırmanın Amacı………………………………………………………………………… 68 3.Araştırma Yöntem ve Teknikleri……………………………………………………………. 69 4.Araştırmanın Evren ve Örneklemi………………………………………………………… 73 5.Araştırmanın Sınırları……………………………………………………………………… 74 6.Çalışma Takvimi……………………………………………………………………………. 76 7.Bilgi Toplama Teknikleri……………………………………………………………………. 76 8.Analiz Teknikleri……………………………………………………………………………. 77 9.Araştırmanın Varsayım ve Hipotezleri (Denenceleri)………………………………………. 78 9.1.Araştırmanın Temel Varsayımları………………………………………………………… 78 9.2.Araştırmanın Alt Varsayımları (Denenceleri)…………………………………………….. 79 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM……………………………………………………………………………. 82 GENEL DURUM VE DEĞERLENDĐRME…………………………………………………... 82 1.Giriş………………………………………………………………….………………………. 82 2.Örneklem Grubu Genel Durum……………………………………………………………… 82 3.Sosyal Köken………………………………………………………………………………… 83 4.Medeni-Ailevi Durum……………………………………………………………………….. 83 5.Öğrenim Durumu……………………………………………………………………………. 86 6.Konut Türü, Sahipliği ve Kullanımı………………………………………………………… 87 7.Đkamet Durumu……………………………………………………………………………… 89 8.Meslek Durumu……………………………………………………………………………... 93 9.Ekonomik Durum…………………………………………………………………………… 94 10.Serbest Zaman ve Değerlendirilmesi………………………………………………………. 96 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM………………………………………………………………………. 99 KOMŞULUK GENEL BĐLGĐLER……………..…………………………………………… 99 1.Tasviri Bilgiler……………………………………………………………………………… 99 5 2.Komşuluğun Sosyal Yaşamdaki Yeri………………………………………………………. 103 3.Komşuluğun Temellendirilmesinde Etkenler………………………………………………. 105 4.Komşuluk Đlişkilerinde Etnik, Dini ve Siyasi Özelliklerin Etkisi…………………….…….. 109 5.Komşulukta Eğitim Unsurunun Etkisi……………………………………………………… 111 6.Komşulukta Meslek / Ekonomik Özelliklerin Etkisi……………………………….………. 112 7.Komşuluk Đlişkilerine Oturulan Ev Tipinin Etkisi…………………………………………. 115 8.Komşuluk Đlişkilerinde Fiziki Mekânın Etkisi…………………………………….……….. 117 9.Komşuluk Đlişkilerinde Aile Tipinin-Büyüklüğünün Etkisi………………………….…….. 118 10.Sosyo-Kültürel Değişim Sürecinde Değişen Komşuluk…………………………….……. 119 11.Komşuluk-Akrabalık-Hemşerilik Đlişkisi………………………………………………….. 122 12.Komşulardan Memnuniyet-Problem Çözme Durumu……………………………………. 127 13.Đkamet Edilen Konutu Tercih Nedeni……………………………………………………... 129 14.Komşuluk: Mecburi Bir Sosyal Đlişki Mi?............................................................................ 130 15.Komşuluk Ziyaretleri………………………………………………………………………. 136 16.Yerleşim Birimi (Şehir-Köy) Komşuluğu Etkiler Mi?.......................................................... 137 17.Bireyselleşen Yaşam ve Komşuluk……………………………………………………….. 141 BEŞĐNCĐ BÖLÜM……………………………………………………………………………. 143 HĐPOTEZ TESTĐ……………………………………………………………………………… 143 1.Giriş…………………………………………………………………………………………. 143 2.Araştırma Hipotezlerinin (Denence) Testi………………………………………………….. 143 3. Komşuluğun Bir Sivil Toplum Hareketine Dönüşümü ve Yeni Girişimler……………….. 197 SONUÇ VE ÖNERĐLER.…………………………………………………………………….. 201 KAYNAKÇA…………………………………………………………………………………. 220 EK-1: ÇAPRAZ TABLOLAR………………………………………………………………… 226 EK-2: ANKET FORMU………………………………………………………………………. 236 EK-3: KOMŞULUKLA ĐLGĐLĐ GENEL LĐTERATÜR……………………………………… 249 TÜBĐTAK PROJE ÖZET BĐLGĐ FORMU………………...………………………………… 258 6 Tablo Listesi Sayfa Tablo 1: 0.05 Đçin Örneklem Büyüklükleri…………………………………………………………. 73 Tablo 2: Yaş Durumu………………………………………………………………………………. 82 Tablo 3: Cinsiyet Durumu………………………………………………………………………….. 83 Tablo 4: Hangi il, ilçe ve köyde doğdunuz? Đl, ilçe, köy, kasaba, belde vb. olarak belirtiniz……… 83 Tablo 5: Medeni Durum…………………………………………………………………………..…. 84 Tablo 6: Anne-babanız sağ mı?.......................................................................................................... 84 Tablo 7: Anne-baba ile birlikte mi yaşıyorsunuz?.............................................................................. 84 Tablo 8: Çocuk sayınız kaçtır?............................................................................................................ 85 Tablo 9: Siz dâhil hanenizde kaç kişi yaşamaktadır?......................................................................... 85 Tablo 10: Öğrenim durumunuz nedir?................................................................................................ 86 Tablo 11: Eşinizin öğrenim durumu nedir?......................................................................................... 86 Tablo 12: Oturduğunuz konutun türü nasıldır?.................................................................................... 87 Tablo 13: Daha önce oturduğunuz konut türü nasıldı?......................................................................... 87 Tablo 14: Oturduğunuz evin durumu nedir?........................................................................................ 88 Tablo 15: Oturduğunuz evin kaç odası vardır?.................................................................................... 88 Tablo 16: Bulunduğunuz evde kaç yıldır yaşıyorsunuz?..................................................................... 89 Tablo 17: Đkamet ettiğiniz yerleşim yeri hangisidir?............................................................................ 89 Tablo 18: En uzun süre yaşadığınız yer neresidir? Đl, ilçe, köy, kasaba, belde vb. olarak belirtiniz… 90 Tablo 19: Daha önce başka bir yerde ikamet ettiniz mi, ettiyseniz il / ilçe / köy / kasaba / belde / mahalle adı eydi?............................................................... 90 Tablo 20: Şu anda ikamet ettiğiniz yerden memnun musunuz, memnun değilseniz nedeni nedir?... 90 Tablo 21: Şu anda ikamet ettiğiniz yerde uzun süre daha oturmak ister misiniz, neden?.................... 91 Tablo 22: Başka bir yerden buraya taşındıysanız, daha önce ikamet ettiğiniz yerden ayrılmanızdaki en önemli neden neydi?............................................................................. 92 Tablo 23: Kaç yıldan beri il veya ilçe merkezinde ikamet ediyorsunuz?............................................ 92 Tablo 24: Mesleğiniz nedir?................................................................................................................ 93 Tablo 25: Babanızın mesleği nedir / neydi?........................................................................................ 93 Tablo 26: Annenizin mesleği nedir / neydi?........................................................................................ 94 Tablo 27: Aylık geliriniz ne kadardır? (TL)………………………………………………………… 94 Tablo 28: Ek geliriniz var mı? Varsa belirtiniz……………………………………………………… 95 Tablo 29: Kazancınızı en çok nereye harcıyorsunuz?.......................................................................... 95 7 Tablo 30: Boş zamanlarınızda aşağıdakilerden hangilerini en çok yaparsınız?................................... 96 Tablo 31: Günde kaç saat televizyon izlersiniz?.................................................................................. 97 Tablo 32: Evde internet var mı, varsa ne sıklıkla kullanırsınız?.......................................................... 97 Tablo 33: Ailece eğlenmeye gitme sıklığınız nedir?............................................................................ 98 Tablo 34: Samimi olduğunuz komşu sayısı kaçtır?.............................................................................. 99 Tablo 35: Komşularınızla aranızdaki yakınlık derecesi nedir?............................................................ 99 Tablo 36: Komşularınızla nasıl tanıştınız?........................................................................................... 100 Tablo 37: Komşularınızla görüşüyor musunuz, görüşmüyorsanız en önemli sebebi nedir?................ 100 Tablo 38: Komşularınızla yüz yüze görüşme sıklığınız nedir?........................................................... 101 Tablo 39: Akrabanızla hangi sıklıkta yüz yüze görüşüyorsunuz?....................................................... 101 Tablo 40: Komşularınızla ailece görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?........................... 102 Tablo 41: En çok samimi olduğunuz komşularınız kimlerdir?........................................................... 102 Tablo 42: Sizce, aşağıdakilerden hangisine birinci derecede önem vermek gerekir?......................... 103 Tablo 43: Aşağıdakilerden hangisine birinci derecede önem veriyorsunuz?...................................... 103 Tablo 44: Komşuluk sizin için ne kadar önemli?................................................................................ 104 Tablo 45: Sizce, komşuluk ilişkilerinin en önemli yanı nedir?.......................................................... 104 Tablo 46: Komşularla iyi ilişkiler kurabilmek için en önemli etken sizce nedir?.............................. 105 Tablo 47: Komşularınızla daha çok hangi konuları konuşursunuz?................................................... 106 Tablo 48: Komşuluk ilişkileri ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi sizin için doğrudur?.............. 106 Tablo 49: Sizce iyi komşuluğun en önemli özelliği nedir?.................................................................. 107 Tablo 50: Sizce komşular ev kadar önemli midir?............................................................................... 107 Tablo 51: Örf ve adetleriniz komşularınızla biri birine denk mi?........................................................ 108 Tablo 52: Komşuluk grubuna almadığınız komşularınız var mı, almıyorsanız neden?...................... 108 Tablo 53: Komşularınızla birlikte yaptığınız faaliyetler nelerdir?....................................................... 109 Tablo 54: Kendinizi etnik olarak nasıl tanımlarsınız?.......................................................................... 109 Tablo 55: Komşularınızla ilişki kurarken, karşınızdakinin etnik kökeni (Türk, Kürt, Zaza, Arap vs.) sizin için önemli midir?........................................................ 110 Tablo 56: Kendinizi hangi dini inanca (Müslüman-Sünni, Müslüman-Alevi, Hıristiyan vs.) mensup görüyorsunuz?....................................................................................................... 110 Tablo 57: Komşuluk ilişkisinde karşıdakinin dini inancı (Sünni, Alevi, Hıristiyan vs.) sizin için önemli midir?....................................................................................................... 110 Tablo 58: Komşularınızın dindarlık düzeyini önemser misiniz?......................................................... 111 8 Tablo 59: Kendinizi hangi siyasi görüşe mensup görüyorsunuz?....................................................... 111 Tablo 60: Komşuluk ilişkisinde karşıdakinin siyasi görüşü (sağ, sol, liberal vs.) sizin için önemli midir?...................................................................................................... 111 Tablo 61: Kendinizle komşularınızın eğitim durumunu biri birine denk görüyor musunuz?............. 112 Tablo 62: Komşuluk ilişkilerini geliştirirken, karşınızdakilerin eğitim durumu sizin için önemli midir?...................................................................................................... 112 Tablo 63: Kendinizi ekonomik olarak hangi konumda görüyorsunuz?............................................... 112 Tablo 64: Komşularınızın genelini ekonomik olarak hangi konumda görüyorsunuz?........................ 113 Tablo 65: Size göre, komşuların ekonomik veya gelir durumu, komşuluk ilişkilerini etkiler mi?...... 113 Tablo 66: Đşiniz / mesleğiniz komşularınızla biri birine denk mi?....................................................... 113 Tablo 67: Komşularınızla ilişki kurarken, onların sahip oldukları meslek (esnaf, memur, işçi, işsiz vs.) sizin için önemli midir?....................................................... 114 Tablo 68: Şehir yaşamında kadınların iş hayatına girmeleri, sizce komşuluk ilişkilerini etkilemekte midir, nasıl?..................................................................................................... 114 Tablo 69: Sizce oturulan evin; apartman, site, müstakil daire, yazlık, vs. olması, komşuluk ilişkilerini etkiler mi?......................................................................................... 115 Tablo 70: Oturduğunuz binada asansör var mı?................................................................................... 115 Tablo 71: Sizce, bir binada asansör bulunup bulunmaması komşuluk ilişkilerini etkiler mi?............ 116 Tablo 72: Komşuluk ilişkilerinizin çok iyi olduğu komşularınızın çoğunluğunun, ikamet ettikleri mesken durumu nedir?.............................................................................. 116 Tablo 73: Sizce, ikamet edilen meskenin sahiplik durumu (kira, ev sahibi, lojman vs.), komşuluk ilişkilerini etkiler mi?......................................................................................... 116 Tablo 74: Apartmanda oturuyorsanız apartmanınızda / sitenizde sosyal merkez var mıdır?.............. 117 Tablo 75: Apartmanda oturuyorsanız apartman veya sitenizde sosyal merkezdeki faaliyetlere katılır mısınız, katılıyorsanız hangi sıklıkta?...................................................................... 117 Tablo 76: Daha önceden komşu olduğunuz, ancak çeşitli nedenlerden dolayı (taşınma, yeni ev alma vs.) fiziki olarak ayrıldığınız eski komşularınızla irtibatınız hangi düzeydedir?....... 117 Tablo 77: Komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesinde, komşularınızın ailelerindeki fert sayısı, komşuluk ilişkilerinizi etkiler mi?...................................................................................... 118 Tablo 78: Herhangi bir komşu ile ilişkileri geliştirirken, komşunuzun çocuk sayısı sizin için önemli midir, neden?........................................................................................................... 118 Tablo 79: Geçmişe oranla, komşularınızla görüşme nedenlerinizde nasıl bir değişme oldu?............. 119 Tablo 80: Komşularınızla geçirdiğiniz süre olarak, geçmişle şimdi arasında nasıl bir değişme oldu? 120 9 Tablo 81: Sizce komşuların birbirinin sevincini ve kederini paylaşma konusunda eski ile şimdi arasında bir değişme oldu mu?............................................................................................ 120 Tablo 82: Geçmişe göre, komşuluk yaptığınız kişi sayısında değişme oldu mu?................................ 120 Tablo 83: Geçmişle kıyasladığınızda, sizce komşuluk ilişkilerinde nasıl bir değişme oldu?.............. 121 Tablo 84: Komşuluk ilişkilerinde bir değişme olduğunu kabul ediyor musunuz? Nedenini belirtiniz………………………………………………………………………... 121 Tablo 85: Komşularınızla mı yoksa akrabanızla mı daha çok görüşüyorsunuz?................................. 122 Tablo 86: Komşularınızla görüşme amacınız nedir?............................................................................ 123 Tablo 87: Akrabalarınızla görüşme amacınız nedir?........................................................................... 123 Tablo 88: Hangi akrabanızla daha sık görüşüyorsunuz?...................................................................... 124 Tablo 89: Hangi komşunuzla daha sık görüşüyorsunuz?..................................................................... 124 Tablo 90: Akraba ziyaretleriniz nasıl gerçekleşmektedir?................................................................... 125 Tablo 91: Sizce, geçmişe göre, akraba ziyaretlerinde nasıl bir değişim oldu?.................................... 125 Tablo 92: Komşuların akraba ya da hemşeri olmasının sizce ne anlamı var?..................................... 126 Tablo 93: Komşuluk ilişkisi kurduğunuz kişilerin sizinle aynı şehirden / ilçeden olmasına önem verir misiniz, neden?................................................................................................. 126 Tablo 94: Komşuluk ilişkilerinizin ileri derecede olduğu akraba sayınız kaçtır?................................ 127 Tablo 95: Komşularınızın daha çok hangi durumundan şikâyetçisiniz?.............................................. 127 Tablo 96: Ortak yaşam kurallarına uymayan komşularınıza nasıl davranırsınız?................................ 128 Tablo 97: Genel ahlak kurallarına uymayan komşularınıza nasıl davranırsınız?................................. 128 Tablo 98: Komşularınızla özel olarak mahalle / semt sorunları için bir araya gelir misiniz?............. 129 Tablo 99: Ev satın alırken veya kiralarken sizce aşağıdakilerden hangisi en önemlidir?.................... 129 Tablo 100: Anlık acil ihtiyaçlarınızı (tuz, şeker, kibrit vb.) nasıl temin edersiniz?............................. 130 Tablo 101: Kaza, ölüm, hastalık gibi acil durumlarda ne yaparsınız?................................................. 131 Tablo 102: Komşularınız arasındaki doğum, ölüm, düğün gibi olaylarından haberdar mısınız?........ 132 Tablo 103: Komşularınız arasındaki doğum, ölüm, düğün gibi olaylarından haberdar olursanız nasıl davranırsınız?.............................................................................................................. 132 Tablo 104: Sizce, özel günler (bayram, ölüm, doğum, sünnet, düğün, nişan vs.), komşuluk ilişkilerinin gelişmesine etki eder mi?................................................................................ 132 Tablo 105: Komşularınızla; iş bulma, tayin, iş takibi gibi konularda nasıl bir tutum içine girersiniz?............................................................................................................................ 133 Tablo 106: Herhangi bir zamanda ev temizliği yaparken veya evinizin yerleşim düzenini değiştirirken, kimden yardım alırsınız?............................................................................... 133 Tablo 107: Herhangi bir evden başka bir eve taşınırken kimden yardım alırsınız?............................. 134 10 Tablo 108: Günlük ve haftalık alışverişinizi en çok nereden yaparsınız?............................................ 134 Tablo 109: Komşularınızla sıkıntınızı, kederinizi, sevincinizi vs. paylaşır mısınız?........................... 135 Tablo 110: Komşunuzdan borç alır mısınız, neden?............................................................................ 135 Tablo 111: Bayramlarda komşularınızı nasıl ziyaret edersiniz?.......................................................... 136 Tablo 112: Komşularınızla ailece görüşmelerde nasıl oturursunuz?................................................... 136 Tablo 113: Sizce, hangi yerleşim yerinde komşuluk daha gereklidir?................................................. 137 Tablo 114: Şehirdeki komşuluk ilişkileriyle köydeki komşuluk ilişkileriyle ilgili görüşleriniz nelerdir?.............................................................................................................................. 138 Tablo 115: Sizce şehir hayatı, komşuluğu zorunlu kılmakta mıdır?................................................... 138 Tablo 116: Büyük alışveriş merkezleri, eğlence merkezleri vb. mekânların sayısının artması komşuluk ve akrabalık ilişkilerini sizce etkiler mi, neden?................................................ 139 Tablo 117: Oturduğunuz apartmanda ismini bilmediğiniz veya daha hiç karşılaşmadığınız komşularınız var mı, varsa kaç tane?.................................................................................. 139 Tablo 118: Sitenizde / binanızda yönetici var mı, varsa bu durum komşuluğu nasıl etkiler?.............. 140 Tablo 119: Sitenizde güvenlikçi / bekçi var mı, varsa bu durum komşuluğu nasıl etkiler?................ 140 Tablo 120: Sitenizde / binanızda temizlik günü belli midir?................................................................ 141 Tablo 121: Sitenizin / binanızın temizliğini komşular hep birlikte mi yaparlar?................................. 141 Tablo 122: Sizce, özel ulaşım araçları (otomobil) ve okul servislerinin yaygınlaşması, komşuluk ilişkilerini etkiler mi?......................................................................................... 142 Tablo 123: Mahallenizdeki esnafla (bakkal, manav, kasap vs.) ilişkileriniz nasıldır?........................ 142 Tablo 123A: Size göre, komşuların ekonomik veya gelir durumu, komşuluk ilişkilerini etkiler mi?. 155 Tablo 124: Komşularınızla ilişki kurarken, karşınızdakinin etnik kökeni (Türk, Kürt, Zaza, Arap vs.) sizin için önemli midir?........................................................ 157 Tablo 125: Kendinizi hangi dini inanca (Müslüman-Sünni, Müslüman-Alevi, Hıristiyan vs.) mensup görüyorsunuz?............................................................................... 158 Tablo 126: Komşuluk ilişkisinde karşıdakinin dini inancı (Sünni, Alevi, Hıristiyan vs.) sizin için önemli midir?.............................................................................. 158 Tablo 127: Komşularınızın dindarlık düzeyini önemser misiniz?....................................................... 159 Tablo 128: Kendinizi hangi siyasi görüşe mensup görüyorsunuz?...................................................... 161 Tablo 129: Komşuluk ilişkisinde karşıdakinin siyasi görüşü (sağ, sol, liberal vs.) sizin için önemli midir?...................................................................................................... 161 Tablo 130: Komşularınızla ilişki kurarken, onların sahip oldukları meslek (esnaf, memur, işçi, işsiz vs.) sizin için önemli midir?....................................................... 166 11 Tablo 131: Komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesinde, komşularınızın ailelerindeki fert sayısı, komşuluk ilişkilerinizi etkiler mi?....................................................................................... 172 Tablo 132: Herhangi bir komşu ile ilişkileri geliştirirken, komşunuzun çocuk sayısı sizin için önemli midir, neden?.......................................................................................... 173 Tablo 133: Komşularınız arasındaki doğum, ölüm, düğün gibi olaylarından haberdar olursanız nasıl davranırsınız?.............................................................................. 174 Tablo 134: Sizce, özel günler (bayram, ölüm, doğum, sünnet, düğün, nişan vs.), komşuluk ilişkilerinin gelişmesine etki eder mi?............................................................... 175 Tablo 135: Komşuların akraba ya da hemşeri olmasının sizce ne anlamı var?................................... 176 Tablo 136: Daha önceden komşu olduğunuz, ancak çeşitli nedenlerden dolayı (taşınma, yeni ev alma vs.) fiziki olarak ayrıldığınız eski komşularınızla irtibatınız hangi düzeydedir?....... 178 Tablo 137: Sizce, özel ulaşım araçları (otomobil) ve okul servislerinin yaygınlaşması, komşuluk ilişkilerini etkiler mi?......................................................................................... 179 Tablo 138: Sizce komşuların birbirinin sevincini ve kederini paylaşma konusunda eski ile şimdi arasında bir değişme oldu mu?..................................................................... 182 Tablo 139: Sizce iyi komşuluğun en önemli özelliği nedir?............................................................... 183 Tablo 140: Komşularınızın daha çok hangi durumundan şikâyetçisiniz?........................................... 186 Tablo 141: Sitenizde / binanızda yönetici var mı, varsa bu durum komşuluğu nasıl etkiler?............. 192 Tablo 142: Herhangi bir evden başka bir eve taşınırken kimden yardım alırsınız?............................ 194 Tablo143: Komşuluk Grubuna Alınmayan Komşuların Varlığı ve Komşuluk Grubuna Alınmama Durumunun Đkamet Edilen Yerleşim Yerine Göre Dağılımı….…………….….. 226 Tablo144: Komşularla Ailecek Görüşme Durumunun Đl veya Đlçede Đkamet Etme Durumuna Göre Dağılımı… 226 Tablo145: Komşularla Ailecek Görüşme Durumunun Đl veya Đlçede Đkamet Etme Durumuna Göre Dağılımı.. 227 Tablo146: Komşularla Ailecek Görüşme Durumunun Oturulan Konut Türüne Göre Dağılımı…….. 227 Tablo147: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Đkamet Edilen Yerleşim Yerine Göre Dağılımı.. 228 Tablo148: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Đkamet Edilen Yerleşim Yerine Göre Dağılımı.. 228 Tablo149: Çeşitli Nedenlerden Dolayı Fiziki Olarak Ayrı Olunan Komşularla Đrtibat Durumunun…… 228 Đkamet Edilen Yerleşim Yerine Göre Dağılımı………………………………………………… 228 Tablo150: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Oturulan Binada Asansörün Bulunma Durumuna Göre Dağılımı.. 229 Tablo151: Komşularla Görüşme Durumunun Oturulan Binada Asansörün Bulunma Durumuna Göre Dağılımı… 229 Tablo152: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Ekonomik Olarak Bulunulan Konumuna Göre Dağılımı… 229 Tablo153: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Öğrenim Durumuna Göre Dağılımı………… 230 12 Tablo154: Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığının Öğrenim Durumuna Göre Dağılımı……………….. 230 Tablo155: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Cinsiyet Durumuna Göre Dağılımı…………….. 230 Tablo156: Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığının Cinsiyet Durumuna Göre Dağılımı……………….. 231 Tablo157: Komşuluğa Verilen Önem Derecesinin Cinsiyet Durumuna Göre Dağılımı………………… 231 Tablo158: Görüşülen Komşunun Cinsiyet Durumuna Göre Dağılımı…………………………………… 231 Tablo159: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Uzun Süre Yaşanılan Yere Göre Dağılımı……. 232 Tablo160: Uzun Süre Yaşanılan Yerin Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığına Göre Dağılımı……… 232 Tablo161: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Daha Önce Başka Bir Yerde Đkamet Etme Durumuna Göre Dağılımı.232 Tablo162: Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığının Daha Önce Başka Bir Yerde Đkamet Etme Durumuna Göre Dağılımı.. 233 Tablo163: Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığının Oturulan Evin Durumuna Göre Dağılımı………… 233 Tablo164: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Hanede Yaşayan Kişi Sayısına Göre Dağılımı… 233 Tablo165: Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığının Hanede Yaşayan Kişi Sayısına Göre Dağılımı…. 234 Tablo166: Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığının Çocuk Sayısına Göre Dağılımı………………….. 234 Tablo167: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Cinsiyet Durumuna Göre Dağılımı…………... 234 Tablo168: Geçmişe Oranla Komşularla Görüşme Nedenlerinde Değişim Olma Durumunun Cinsiyet Değişkenine Göre Dağılımı………………………………………………………….. 235 Tablo169: Komşularla Geçirilen Süre Durumundaki Değişimin Cinsiyete Göre Dağılımı……………. 235 13 Sosyo-Kültürel Değişim Sürecinde Komşuluk Özet Komşuluk, toplumsal hayatın önemli olgu ve işlevlerinden biridir. Tarih boyunca komşuluk ilişkilerini belirleyen ya da değiştiren farklı unsurlar olmuştur. Buna bağlı olarak, toplumlardaki komşuluk ilişkilerinde nitel ve nicel değişimler ortaya çıkmıştır. Özellikle sanayi devriminden sonra yeniden şekillenmeye başlayan toplumsal hayatta, komşuluk da farklı boyutlar ve işlevler kazanmıştır. Yeni toplumsal hayatı belirleyen değerler, komşuluğu da değiştirmiş ve şekillendirmiştir. Bu değerlerin başında; birey, eğitim, ekonomik gelişmişlik, şehirleşme, medya, küreselleşme, rekabet, demokrasi, insan hakları vs. gelmektedir. Toplumların etnik ve dinî mensubiyetleri de komşuluğu belirleyen ve değiştiren bağımsız değişkenler arasında yer almaktadır. Ekonomi, siyaset, iletişim, eğitim vs. faktörlerin etkisiyle Türk toplumu son 40–50 yıldan beri çok hızlı bir toplumsal değişim süreci yaşamaktadır. Bu değişim daha çok; göç, toplumsal hareketlilik, yeni yaşam biçimleri ve alışkanlıkları, kentleşme ve sanayileşme oluşumları üzerinde kendini göstermektedir. Böylece yeni yaşam alışkanlıkları ve değerleri üretilmektedir. Söz konusu toplumsal değişmenin ve yeni ürünlerin tam olarak bilinebilmesi ve temel doğrultusunun belirlenmesi için komşuluk olgusunun anlaşılması gereklidir. Çağdaş Türk sosyologları komşuluk olgusuna fazla değinmemişlerdir. Bu bakımdan komşuluğun toplumdaki mevcut durumu, önemi, hızlı sosyal değişme ile aldığı şekil, yeni değerler ve topluma etki ve katkıları bu araştırma kapsamında incelenecektir. Anahtar Kelimeler: Komşuluk, Konut, Komşuluk Kültürü, Değişim, Değişim Sosyolojisi, Toplumsal Değişme, Şehirleşme, Şehirlileşme. 14 Neighborhood in the Socio-Cultural Changing Process Summary Neighborhood is one of the important phenomenon as well as the functions of social life. Throughout the history, there have been different elements that either changed or determined neighborhood relations. As a result, there have been both qualitative and quantitative changes in neighborhood relations in the societies. Specially, after the Industrial Revolution, depending on existing transformations in socio-cultural life, neighborhood gained new dimensions and functions. The changes in the value systems have also determined dimensions of new social life, in particular neighborhood relations. Some of these values are as follows: Personality, education, and development of economic life, urbanization, media, globalization, competition, democracy and human right. Both ethnic and religious belongingness of the societies could also be considered as one of the independent variables that have transformative effects on the neighborhood. As a result of some socio-cultural factors such as economic, political, educational and communicative factors there has been a very rapid social change in Turkish society at least for the last forty or fifty years. The effects of these changes are more visible in the following areas: migration, social mobility, new life forms and habits, urbanization and industrialization. Hence, there have existed new life habits and values in social life. In order to understand the real dimension, direction, and lastly the consequences of this social change one must also comprehend the neighborhood phenomenon. Yet, contemporary Turkish sociologists have not paid more attention to neighborhood issue. Therefore, concerning the neighborhood, this study will evaluate the following issues: the present condition of neighborhood in Turkish society; the effect of rapid social change on the neighborhood; and, new values relating to neighborhood and their effects and the contribution to the society. Key Words: Neighborhood, Housing, Neighborhood Culture, Social Change, Sociology of Change, Urbanization, Urbanity. 15 BĐRĐNCĐ BÖLÜM KURAMSAL ÇERÇEVE 1.Giriş Bu başlık altında; “Komşu ve Komşuluk Nedir?”, “Modern Toplumun Oluşma Sürecinde Komşuluk”, “Avrupa’da Toplumsal Yapının ve Yerleşim Biçimlerinin Değişmesi” gibi alt başlıklar yer almaktadır. 1.1.Komşu ve Komşuluk Nedir? Đnsanın ontolojik gereksinimlerinden biri, toplum içinde yaşamaya mecbur olması ve hemcinslerine mutlak anlamda ihtiyacının olmasıdır. Đnsan, hayatını sürdürebilmek için şu ya da bu biçimde diğer insanlarla bir arada yaşamaya ve onlarla iletişim kurmaya mahkûmdur. Bu bakımdan Robenson türü fiktif edebî eserler, ancak hayal dünyasında yaratılabilecek bir sahneden öteye geçemez. Đnsanların diğer insanlarla bir arada yaşama mecburiyeti, ruhî ve psikolojik ihtiyaçların giderilmesi ve temini için olduğu kadar, neslin devamı, maddî ihtiyaçların giderilmesi, daha mutlu bir hayatın temini için de vazgeçilmezdir. Bu durum insanın mutlak anlamda toplumsal bir varlık olduğuna işaret eder. Đnsanlığın mecbur olduğu bu birliktelik; ilişkilerin biçimi, zaman ve mekâna göre farklılaştığı gibi, bu nedenler çerçevesinde farklı kurumlar ve oluşumlar da ortaya çıkarmıştır. Bunlardan bazıları bilinçli birliktelikler olmakla birlikte, bazıları kendiliğinden oluşmuş ve zaman içinde değişim göstermiştir. Đşte bu kurumlardan biri de toplumsal hayatın hemen her alanında görülen komşuluktur. Var olan hemen her şey bir başkasına nispetle var olabildiği için doğal olarak komşularla çevrelenmiştir. Komşuluk dünya üzerindeki bütün insan topluluklarında şu ya da bu biçimde işleyen, görev ve sorumlulukları değişiklik gösteren bir toplumsal kurumdur. Đnsanların sağlıklı biçimde yaşayabilmesi için içinde yaşadığı insan birlikteliğinin, toplumun ya da cemaatin ortak değerler sistemini kazanması ve içselleştirmesi, diğer bir ifade ile “toplumsallaşması” gerekir. Sosyalleşmenin ya da toplumsallaşmanın birey ekseninde sağlanmasında aile, okul, sokak, arkadaş çevresi, meslek çevreleri, eğlence mekânları, 16 dernekler, lokaller ve kutlama mekânlarının yanında en önemlilerinden biri de ailenin en yakınında yer alan komşulardır. Şu halde komşu ve komşuluk, toplumsal hayatın işleyişini anlamak için üzerinde durulması ve incelenmesi gereken temel ilişki biçimlerinden ve yapılardan biri olarak kabul edilebilir. Türk toplum hayatında yeri, unsurları, işlevi ve ortaya çıkardığı neticeleri bakımından önemli bir yere sahip olan komşuluk, günlük hayatın vazgeçilmez bir toplumsal yaşam alanı ve olgusudur. Türk toplum hayatında komşuluğun önemi çok yerde ve sıkça kullanılan bir atasözünde “ev alma, komşu al” şekliyle dile getirilir. Çünkü bir evin ev olabilmesi için çevredeki komşular en az ev kadar, ama aslında evden bile önemli görülmektedir. Komşuluğun toplumsal hayatta ne kadar önemli bir yer tuttuğunu, konuyla ilgili deyim, atasözü ve yargılardan anlamak mümkündür. Komşulukla ilgili literatürde hatırı sayılır ölçüde kavram, atasözü ve deyim bulunmaktadır. “Komşu hatırı”, “komşu kapısı”, “komşu kapısına çevirmek”, “kapı komşu” gibi deyimler dilimizde sık sık geçer. Bu önemli toplumsal kurumun tanımı konusunda farklı yaklaşımlar vardır. Komşu ve komşuluğun tanım, işlev ve önemi şöyle özetlenebilir: “Kon-mak” kökünden türeyen komşu ev, işyeri, arazı, köy, şehir ve ülke bakımından yakın olanların birbirlerine göre aldıkları konum olarak tanımlanabilir. Aynı zamanda komşu, mesafe olarak en yakın, hatta bitişik konutlarda oturan kimselerin birbirine göre konumlarına denir. Komşu birinci derece aile üyelerinden sonra aileye en yakın sosyal çevreyi oluşturur. Komşuluk ise, komşu olma hali ve bitişik mekânlarda bulunma, ikamet etme, iş yapma durum, ya da genel olarak aynı semtte, yakın mekânlarda oturan aileler arasındaki ilişkiye verilen addır (AYATA ve AYATA, 1996, 78). Yine komşuluk hakkında “bir yerde, bir çevrede birbirine yakın mekânlarda oturan ve ya oturma yerleri yakın olan kimselerin birbirlerine göre aldıkları konumdur” (SBA, 394) şeklinde bir tanımlama da yapılmıştır. Modern kullanımın anlam dünyasında komşuluk söylemi, ‘kendine ait’ olduğu düşünülen küçük bir yerleşim bölgesi anlamında kullanılır. Đnsanlık hayatının ilk zamanlarında köyün toplumsal yaşamıyla ortak kabul alanı inşa edilen komşuluk, modern dönemde henüz köy statüsüne ulaşmamış seyrek nüfuslu gruplarıyla benzer anlamda kullanılmaya başlanmıştır. “Daha çok yoğun bir nüfusun bulunduğu alanın ufak bir bölümüne kentlerde fiziksel ve sosyo-ekonomik açıdan az çok ayırt edilebilen bölgesel gruplara 17 dayanarak kent sosyolojisinde kullanılır. Coğrafi bir ifade olarak komşuluk kavramına böylesi bir yerde yaşayanların birbirleriyle münasebetlerinden hoşlanmaları (ya da hoşlanabilecekleri) fikri eklenir. Komşulukta insanların bir araya gelerek, günlük hayatın yüklerini paylaşma ve ortak sorunların üstesinden gelebilmek için iş birliği içinde bulunma durumu vardır. (SBA, 394)” Komşuluk, sosyo-kültürel geçiş dönemi boyunca beliren ve kente uygun bir yardımlaşma kaynağı olarak günlük yasamı her yönüyle kuşatan bir başvurma çerçevesi olarak da görülmüştür. Başka bir deyişle, “kent çevresinde ilk uyum ilişkilerini akrabalarıyla başlatan, iş arkadaşlarıyla genişleten ve geliştiren yeni kentlerin, son ve daha kararlı bir aşamada vardıkları az çok sürekli ve kentsel işbirliği sistemi komşuluktur” (SENCER, 1979, 31). Bu da bölgesel ve kültür eksenli komşuluk tanımlamalarını ortaya koymaktadır. Sosyal ilişkiler kültür eksenli olarak ortaya çıktığından komşuluğun tanımından da her kültür çevresine göre farklılıkların olması doğaldır. “Farklı sosyal dokulardaki mahallelerde, komşuluk ilişkilerinin ve komsu tanımının ne denli farklılaştığını saptamak amacıyla yapılan bir araştırmada alt gelir grubunda komşuluk ilişkilerinin daha yoğun olduğu ortaya çıkmıştır. Konut alanlarının yabancıların buraya erişebilmesi bakımından daha geçirgen olduğu, konut dışı mahremiyet ve güvence sağlama gereksinimini karşılamak amacıyla konut dışı alanlarda (apartman girişi, site girişi) yabancıların erişebilmesi amacıyla çitler, bahçe duvarları, bekçi kulübeleri, kilit, diyafon vb. ses düzeni ile fiziksel engeller oluşturulduğu görülmüştür” (SUER, 1991, 57). Bu tür bir yapılanma klasik anlamdaki komşuluk tanım ve işlevinin değişime uğradığını ortaya koymuştur. Güvenlikli sitelerin, “steril bir hayat” tercihi, komşuyu işbirliği olarak gören bir algının tersine bir tehdit olarak görme eğilimine girmiştir. Bu yüzden sürekli daha güvenli yer ve konut tasarımları ve arayışları devam etmektedir. Batı toplumlarında kentlerin toplumsal-kültürel yapısı başlangıçta aile bağları ve yerel örgütlenmelere bağlı iken, ticaret ve sanayinin gelişmesi ile toplumda yeni iş bölümleri ve ihtisaslaştırmaya bağlı olarak iş türüne dayalı bir toplumsal organizasyon ortaya çıkarmıştır. Kentlerin büyümesi, aile ve akrabalık bağlarına dayalı yüz yüze “birincil” ilişkilerin çözülerek örgütsel yapı içinde gelişen “ikincil”, resmî anonim ilişkilerin ön plana geçmesine neden olmuştur. Özelikle bu günün konut edinme ve hızlı şehirleşme ortamında “komşuluk ilişkileri, kişinin hem seçimine bağlı olarak hem de istem dışı şartlarda gelişmektedir. Bir semti 18 seçerken ayrı bir komşuluk çevresi de seçilmiş olmaktadır” (GÖLÇÜK, 2007, 77). Ancak konut edinmede birinci öncelik ekonomik imkânlarda düğümlendiği için, istem dışı kişiler ve bölgeler kişiye dayatılmış olmaktadır. Komşuluğu sosyal bünyenin temel dinamikleri arasında gören Nirun (1991, 169), toplumsal hayattaki rol ve işlevi yönüyle, konuya en çok yer ayıran sosyologların başında gelir. Kavram hakkında uzun tanımlamalar yapan Nirun’a göre komşuluk, “belirli bir coğrafî çevre içinde birbirlerini ziyaret eden, şahsen veya ismen tanıyan, karşılıklı yardımlaşan, ödünç alan ve ödünç veren, birbirlerinin aletlerini ve malzemelerini kullanabilen, sıkı sosyal ilişkiler kurmuş olan, sayı bakımından çok fazla olmayan ailelerden kurulu küçük yerel yapıdır. Komşuluk hemen hemen her coğrafi bölge üzerinde görülen toplumlaşma şeklidir. Tamamıyla enformel karaktere sahip bulunan komşuluk, küçük yapısı itibariyle sade, hatta basit tabii muhtevanın taşıyıcısıdır”. Komşuluğun, kültür çevresi faktörlerini meydana getiren önemli unsurlar arasında yer aldığını belirten Nirun (1991, 169), komşuluğu ortaya çıkaran faktörün, ortak ihtiyaçlar karşısında doğan ortak duygu ve düşünceler olduğunu belirtir. Bu duygu ve düşünceler, insanlar arası komşuluk bağlarının kuvvetlenmesine yardımcı olur. Yine ona göre, “komşuluk ruhî bir dayanışma zemini oluşturmaktadır”. Bu zeminin üzerinde, ortaya çıkan enformel çevre, bir arkadaşlık grubudur. Bu arkadaşlık gurubu sayesinde teşekkül eden komşuluk, insanın sosyal yaratık olma vasfını belirleyen bir ideal sosyal tip olarak sunulur. Komşuluğu, biz duygusu ile dolu olan psiko-sosyal pota olarak da değerlendiren Nirun (1991, 174), bu sosyal yapının bütün enformel gruplarda görülen, grup içi itimat dolu havanın zorunluluğuna işaret eder. Bütün insanî birlikteliklerin temel özelliklerinde olduğu gibi, komşulukta da bir takım enformel kurallar vardır. Komşuluk, “sıkı tesanüt bağları içinde sert kaidelere, yani âdet ve örflere dayanmaktadır… Komşuluk, komşular arası karşılıklı yardımlaşma, hep birlikte bir işi başarma gayretleri içinde toplanmış gruptur.” Komşuluğun sağlıklı olarak işleyebilmesi ve devamının getirilebilmesi için “fertlerin şahsiyeti ve şahsî değerleri esasında gayri resmî esasta liderlik” söz konusu olabilir. Bir araya gelme, kurallara uyma, birlikte hareket etme, yeni gelenlerin guruba katılması ya da cezaların ifası gibi konularda bu enformel yapı devreye girer. Soysal dinamiğin temel bir yapısı olarak 19 görülen komşuluk, insan gruplarının bünyesi, fonksiyonel karakteri ile üyelerine sosyalizasyon/toplumsallaşma yolunu açık tutan, dinamik sosyal merkez niteliğini koruyan ve ileriye matuf, hareketler ve kanaatler ile dolu olan sosyal sistem olarak düşünülmüştür. Nirun’a göre (1991, 180), komşuluğun en önemli özelliği, “sosyal dinamik bünye içinde yer alışı ve belirli zamanlarda birkaç faktör ile psikolojik ve sosyolojik tamlaşma gösteren bir sosyal birim halinde psikolojik atmosferi içinde üyelerini büyük varlıklarıyla kavrayıp, diğer topluluklardan o an için tamamen tecrit edebilme yeteneğine sahip oluşu, şahsiyeti, kanaati, kalıplaması, sosyal mekânı içinde bir sosyal sistem olarak gayeye yöneltmesi ve fonksiyonelstrüktürel mahiyet kazanmış olmasıdır”. Komşuluk ilişkilerinin temeli “yardımlaşma” ve “güven” temeline dayanmaktadır. Bu iki mesele insanlık tarihinin başlangıcından beri vardır ve her devirde de olmaya devam edecektir. Đnsanlar komşuluğa bu iki sebep yüzünden daima önem vermişlerdir ya da istemeseler bile gereksinim duymuşlardır. Türk atasözündeki “ev alma komşu al” ifadesi her şeyden önce güvene işaret eden bir anlam derinliğine sahiptir. “Sosyal dinamik bünye bütünlüğü içinde her komşuluk grubu, ayrı bir manevî kuvvet merkezidir. Bir muhitte, bir köyde ya da şehirde ne kadar komşuluk grubu var ise, o kadar çok ‘manevî kuvvet merkezi’ var demektir” (NĐRUN, 1991,176-177). Bütün bu açıklamalardan sonra Nirun (1991, 169-178), komşuluğun tanımını şu madde başlıklarını kullanarak daha işlevsel biçimde yapmıştır. Komşu ve komşuluk; • Belirli bir coğrafi çevre içinde birbirlerini ziyaret eden, • Birbirlerini şahsen ve ismen tanıyan, • Karşılıklı yardımlaşan, • Ödünç alan ve ödünç veren, • Birbirlerinin malzemelerini kullanabilen, • Sıkı toplumsal ilişkiler içinde olan, • Sayıca fazla olmayan, 20 • Her coğrafik çevrede görülebilen, • Biçimsel olmayan karaktere sahip olan, • Kendiliğinden mekâna bağlı olarak ortaya çıkan, • Đsteyerek yapılan, • Kişiye psikolojik tatminlik veren, • Toplumsal kurumlar içerisinde aileden sonra gelen, • Arkadaşlık ilişkisine dönüşebilen, • Toplumsallaşmayı sağlayan, • Cemaat yapısı özelliği gösterebilen, • Örf, adet ve toplumsal normlarla şekillenen, • Küçük ama doğal özün taşıyıcısı olan bir toplumsal yaşama ve kabul sistemidir. Komşuluğu sosyal bünye analizi içinde ele alıp değerlendiren Nirun’a göre (1991, 178), komşulukta birkaç faktör birleştirici rol oynamaktadır. Bu roller şöyle sıralanabilir: “Yer, yüz yüze ilişkiler, mahremiyet, samimi konuşmak, dedikodu, fısıltı, eğlence, boş vakitleri harcama, ortak alâkalar, kültürel bağlar, milliyet, lisan, öğrenim ve hayat derecesi, mali seviye, ekonomik tüketim gücü, karşılıklı yardımlaşma”. Bu verilerden ortaya çıkan netice, komşulukta temel unsurun yer ve yaklaşma temayülü, diğerlerinin ise ikinci derecede gelen unsurlar olduğudur. Komşuluk toplumda kaynaştırıcı, güven inşa edici bir manevî merkez olarak işlev görür. Bu durum, farklı komşuluk türlerinin meydana gelmesini de sağlamıştır. En başta hane, ev komşuluğu olmak üzere, iş yeri komşulu, yazlık komşuluğu, meslek komşuluğu, bağ, bahçe komşuluğu gibi maddî hayatın farklı evrelerini içeren sosyal ilişkiler vardır. Hatta “mezar komşuluğu” gibi, manevî hayatın da komşulukları üretilmiştir. Đnsanlar ebedî hayatlarını geçirecekleri mekânlarda da komşularını belirlemeyi, onlar ile birlikte olmayı istemektedirler. Komşuluğa hemen her yaşta, her mekânda ve zamanda ihtiyaç duyulduğu gibi, toplum içinde en çok kadınların ve çocukların muhtaç olduğuna yönelik bir izlenim söz konusudur. Bu 21 bakımdan komşular, bazen yakın akrabalardan bile öncelikli duruma gelmektedir. Komşuluk, hayatın her zamanında canlılığını sürdürdüğü gibi, kendini daha da belirgin gösterdiği anlar, dönemler vardır. Bayramlar, ölümler, düğünler, doğumlar, kutlamalar, yolculuklar, başarılar, başarısızlıklar, yemekler, dinî ve millî önemli günler, askere, hacca, okumaya, işe, yurtdışına uğurlamalar ve karşılamalar sırasında komşuluk, kendine özgü kurallarını davranış haline dönüştürmeyi zaruri kılar. Aksi halde komşuluğun enformel cezaları kaçınılmaz hale gelir. Değişen iş hayatı ve ekonomik imkânlar, öğrenim durumu, şehirleşme, medya ve eğlence alışkanlıkları yüzünden geleneksel komşuluk anlayışında, algılamasında, beklenti ve ilişkilerinde, komşuluğun ifasında ve temel ritüellerinde ciddi değişimler ortaya çıkmaktadır. Birçok sosyal bilim araştırmacısına göre bu değişim ciddi bir toplumsal çözülmeye ve yozlaşmaya işaret etmektedir. Ancak meselenin gerçekten böyle olup olmadığına yönelik yeterli ve güvenilir araştırmalar kâfi değildir. Komşuluğun ciddi bir şekilde değişime uğramasının temel nedenleri arasında; şehirleşmenin ve göçlerin hızlanması, yaş, cinsiyet ve diğer farklılıkların artmasıyla “birey” faktörünün gün geçtikçe belirginleşmeye başlaması ve ekonomik gelirin ve sosyal refahın artmasıyla kimsenin yakınlarına, akrabalarına ve komşularına minnet duygusunda bulunmamasının geldiği ifade edilebilir. 1. 2. Modern Toplumun Oluşma Sürecinde Komşuluk Komşuluğun tarihi gelişim niteliklerini ele alan bir araştırma çok anlamlı olmayabilir. Zira kavramın tanımından da anlaşılacağı üzere komşuluk, birileri tarafından, tarihin belli bir döneminde ve belli şekilde ortaya konmuş, yaşanmış ve değiştirilmiş bir eylem değildir. Komşuluk ilk insandan bu yana, hemen her toplum ve kültürde farklı yaşama tarzlarında varlığını devam ettirmiştir. Dünyada ne kadar kültür ve farklı toplumsal yapı varsa, o kadar komşuluk türü ve tarihi vardır denilebilir. Bu araştırmanın odaklandığı zaman dilimi, içinde bulunduğumuz an ile bu anın temel kodlarının oluştuğu yakın geçmiş zamandır. Araştırma yakın geçmiş zamandaki değişimlerin şimdiyi nasıl belirlediğini tespit etme amacını taşımaktadır. Dolayısıyla burada dünya toplumlarını olduğu kadar Türk toplumunu da nerede 22 ise bütün yönleri ile değiştiren ve yepyeni bir hayat tarzı getiren/dayatan sanayi devriminin komşuluk üzerine etkisi üzerinde kısaca durulacaktır. Bilindiği üzere modernizm, kapitalizm, sanayi toplumu iç içe geçmiş kavramlar ve hayat formları olarak 17. yüzyıldan sonra sanayi devriminin hem nedeni olmuş hem de zorunlu sonucu olarak ortaya çıkmıştır (MERĐÇ, 2002, 177). Bu kavramların hemen hepsi bu günü belirlemiştir. Modern hayat modern devlet, ekonomi, eğitim ve hukuk oluşumlarının ürettiği bir yeni bir hayat formudur. Söz konusu kavramlar meşruiyetini kabul ettirebilmek için “kurucu dışarıya” ihtiyacın çıkarımsal bir gereği olarak “geleneği” icat etmişler. Dolayısıyla gelenek bir anlamda modern’in icat ettiği bir karşıtlık olarak vücut bulmuştur. Buradan hareketle de modern öncesi her şey gelenek olarak tanımlanmıştır. Pek çok yönüyle de gelenek “modern”i doğuran bir ön öğe olmaktan ziyade, yeniye ve “modern”e engel olan bir ayak bağı şeklinde sunulmuştur. Bu haliyle pek çok yönden geleneksel olan eski ya da olumsuz bir algı olarak bireylerin kafasında yer etmiştir. Bu zihinsel atmosferin yaratıldığı yer Avrupa’dır. Kent toplumunun kendisine özgü ortaya koyduğu hayat tarzında (life style) belirleyici olan unsur bireysellik, özgürleşme ve kolektif eylemlere yabancılaşmadır. “Kentin olumsuz etkilerinin üzerinde duran yaklaşımlar, özgürleşmenin bedelinin yabancılaşma olduğunu belirterek; artan suç, çevre kirliliği, yoksulluk, toplumsal ve ahlakî sarsılma gibi kentsel sorunların altını çizmiştir. Geleneksel toplumsal bağları kopartan kent yaşamı, bunların yerine ancak ikincil, kısmî, geçici, yüzeysel ve gayrişahsî ilişkiler koyabilmekte, sonuçta ise birey tek başına kalmakta, atomlaşmaktadır” (AYATA ve AYATA, 1996, 2). Böylesi bir toplumsal hayat tarzında komşuluk gibi geleneksel bir davranış bütünlüğünün varlığını devam ettirmesi elbette zordur. Neticede de başta Avrupa olmak üzere, batı hayat tarzının benimsendiği diğer bütün kültürlerde geleneksel olan her unsur büyük bir darbe yemiştir. Bunlar arasında en büyük payı alan toplumsal tarzlardan biri kuşkusuz komşuluk olmuştur. Her ne kadar şehirleşme geleneksel hayata, zihniyete ve yaşam biçimine farklı bir ivme kazandırarak, bireyselleşmeyi meydana getirdiyse de, bazı yönleri ile aslında cemaati yeniden üretmektedir. Elbette bu süreçte cemiyetleşme ile cemaatleşmenin farkını belirtmek gerekir ancak, konut ve komşuluk üzerine bu güne kadar neredeyse tek çalışmanın sahiplerinin vardıkları şu yargıların Türkiye gerçekleri dikkate alındığında yersiz olduğu görülür: Ayata ve 23 Ayata (1996, 3) şöyle bir yorumda bulunmaktadır: “Hangi açıdan bakılırsa bakılsın, değişimin gelenekselden modern topluma geçişin temel ortamını oluşturan ve kendi başına bir değişim unsuru olarak görülen kent, aynı zamanda cemaatin tükendiği eridiği, yok olduğu toplum tipi olarak karşımıza çıkmaktadır”. Bazı sosyolojik kuramlardan hareketle, kuramsal olarak böylesi çıkarımlarda bulunulsa da, pratikte şehirde cemaatin yeniden üretildiği, şehir cemaatlerinin modernize bir halde varlık gösterdikleri de bir gerçektir. Sözlü kültür ve emirle hareket eden, cemaatin değerleri yanında liderlerinin ve üst hiyerarşideki insanların sözlerine sonsuz bir sadakat ve bağlılık göstererek, onların çıkarlarını her şeyin üstünde tutan, onları sorgulamadan koruyan ve kollayan geniş şehir kitlelerin varlığı bilinmektedir. Bu toplumsal gerçeklik Türkiye şehirleşmesinin patolojik bir tarafına işaret ettiği kadar, geleneğin modernize edilerek yeniden üretilmesine de imkân tanıdığı için özgün bir modernleşme teorisi ortaya koymaktadır. Dinî örgütlenmelerden, yer altı çetelerine, etnik ve ekonomik beraberliklere varıncaya kadar pek çok şehir grupsallaşması aynı zamanda tam bir cemaat özelliği göstermektedir. Nitekim ABD’de modern cemaatlerin “kent cemaatleri” olarak adlandırıldığı bilimsel araştırmalar yapılmıştır. “‘Kent cemaati çalışmaları’ olarak da bilinen bu gelenek, kent toplumunda cemaatin birden bire sona ermediğini, daha farklı bir deyişle kent ve cemaatin birbirini zorunlu olarak dışlayan olgular gibi görülmemesi gerektiğini vurgulamıştır. Bu yaklaşımda komşular, akrabalar ve yakın ilişkide bulunan kimselerden oluşan komşuluk çevreleri bireye aidiyet duygusu veren ve yakın birincil toplumsal ilişkileri bünyesinde barındıran kent cemaatlerinin varlığının kanıtı olarak ele alınır” (GANS, 1962’den akt. AYATA ve AYATA, 1996, 3). Bu gerçeklik, “Kent ortamında çok sayıda cemaat ve alt cemaatin varlığını sürdürdüğü görüşlerinin yaygın kabul görmesinden sonra mekân veya mıntıka ile cemaat arasındaki ilişki, yeni tartışmaların merkezine oturtulmuştur” (AYATA ve AYATA, 1996, 4). Şehirleşme, bireyselleşme, yabancılaşma gibi eğilimlerle bütün geleneksel unsurların kökten yok olduğunu söylemek de imkânsızdır. Sosyolojik analize göre, geleneksel unsurlar yeni bir forma kavuşarak varlığını devam ettirmektedir. Bu yeni formun eskinin devamı olup olmadığını tartışmak mümkündür. Ancak eskiden var olan ve belli bir toplumsal talebe karşılık gelen kurumun yerini alan bir başka kurum ortaya çıkmıştır. Geleneksel komşuluk kalıplarının ve davranış biçimlerinin yerini de modern toplumda alan ve karşılayan kurumlar 24 ve davranışlar ortaya çıkmıştır. Komşuluk özünde bir cemaat yapılaşmasının ürünüdür. Cemaat yapılaşması da geleneksel toplumun bir niteliğidir. Modern toplum ise, cemaatin aksine cemiyeti ön plana çıkarmıştır. Şu halde cemiyet ilişkilerinin hâkim ve belirleyici olduğu toplumda, cemaat toplumunun keskin ritüellerinden komşuluğun aldığı yeni boyut nedir? Rol ve fonksiyonlarındaki değişimler nelerdir? Bu araştırmanın temel amaçlarından biri bu değişim ve dönüşümün betimlenmesini sağlamaktır. Bu amaca ulaşabilmek için öncelikle cemaatin cemiyete dönüşüm seyrinde, komşuluğun değişim biçimlerine kısaca bakmak gerekmektedir. 1. 3. Avrupa’da Toplumsal Yapının ve Yerleşim Biçimlerinin Değişmesi Avrupa’da 17. yüzyıldan itibaren başlayan bilimde, sanatta ve felsefedeki gelişmeler 18. yüzyılın ilk yarısından itibaren sanayi alanına tatbik edilmeye başlanmıştır. Bu gelişme insanlık tarihinin en önemli değişimlerinden birini meydana getirerek, tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişi sağlamıştır. Sanayileşme hızlı kentleşme, fabrikalaşma ve yeni sınıf oluşumlarını ortaya çıkarmıştır. Zira sanayileşme sanat ve ticaretle uğraşan Avrupa’nın burjuva sınıfının tekelindedir ve bu sınıf da daha çok şehirlerde, liman kentlerinde ve ticarete elverişli mekânlarda oturmaktadırlar. Sanayileşme insan ihtiyaçlarının kas gücüne dayalı olarak değil, makine gücüne bağlı olarak üretilmesine imkân tanımıştır. Bu da ürünlerde seri depolama ve satışı beraberinde getirmiştir (SOMBART, 2008). Bu döneme kadar Avrupa’da hâkim toplumsal yapı feodalitedir. Bu yapıda halkın büyük kesimi toprağa bağlı olarak hayatlarını devam ettirmektedirler ve köylerde, kırsal arazide yaşamaktadır. Toprak işçilerinin ve köylülerin başında bulunan dükler, voyvodalar, toprak ağaları ve bunların da üzerinde bulunan aristokrasi ve kilise otoritesi geniş yetkilerle bu düzenin sağlayıcıları ve sürdürücüleri arasında yer alıyordu. Bu sistem Avrupa’da 18. yüzyıl başlarına kadar devam etti. Ne zaman ki, Osmanlı devleti Avrupa’yı kıskaca aldı ve Avrupalılar bir çıkış yolu bulmak için arayışlara başladılar, tam bu sırada imdatlarına liman kentlerinde yaşayan ve ticaretle uğraşan kolonik yapılanmacı burjuvaların ellerinde bulundurdukları bilim sayesinde ürettikleri yeni icatları yetişti. Elbette bilimsel verilerin 25 teknik ve teknolojiye tatbiki kısa süreli bir gelişme ve zuhur değildi. Bu gelişmenin 12. yüzyıldan itibaren gelişen Rönesans, reform ve hümanist gelişmelerle doğrudan bağlantısı vardır. Bütün bunlar Avrupa’da yeni bilimi doğurmuştur (VĐCO, 2007). Okyanusa açılma ve yeni yerler keşfetme saikıyla dünyanın dört bir tarafına dağılan Avrupalı seyyahlar, maceraperestler ve tüccarlar yepyeni bir dünyanın oluşması için ilk eylemleri başlattılar. Bu ilk eylemlerden biri Amerika’nın bulunmasıyla bol miktarda değerli madenin Avrupa’ya akması ve bunun da geleneksel doğu devletlerini zayıflatması oldu. Zira geleneksel ekonomi alt üst oldu. Bu zayıflama neticesinde modern ekonominin doğuşu ve kapitalist zihniyetin başlaması ortaya çıktı. Paranın ve bolluğun takipçisi her zaman ilim ve sanat olmuştur. Ya da diğer bir ifade ile bilim ve sanat daima bolluk ve refahı, zenginliği takip eder. Nitekim Avrupa’da meydana gelen bu zenginlik, bilim ve sanatın gelişmesini o da sanayi inkılâbının gerçekleşmesinin alt yapısını oluşturdu. Sanayi kuruluşları, fabrikalar daha çok liman kentlerine yakın yerlerde kuruldu. Hammadde ve pazar ihtiyacının karşılanmasına en uygun yerler bir anda gelişen ve yıldızı parlayan yerleşim mekânları haline geldi. Sanayileşme öncelikle işgücüne ihtiyaç duydu. Đş gücü ise köylerde idi. Tam da sanayileşmeye paralel şekilde gelişen tarımda makineleşme kırsal kesimde “artık iş gücü” meydana getirdi. Bu işsizler geçinebilmek için zor şartlarda da olsa kendileri için daha iyi bir gelecek vadeden fabrika işçiliğine koşar adımlarla gittiler ve şehir kenarlarında büyük gecekondular, gettolar, slumlar oluşturdular. Avrupa’da 18. yüzyılın başlarında nüfusu milyonu geçen pek çok kent meydana geldi. Bu kentler bir insanın ve ailenin rahat bir şekilde yaşayabilmesi için pek çok sosyal ve tabii imkândan yoksundu. Altyapı ve beşeri ihtiyaçları karşılayacak beledî, bayındırlık ve sosyal kurumlar yetersizdi. Son derece güç koşullarda hayatta kalma mücadelesi veren işçilerin yapacakları bir başka şey olmadığı için bu hayata tutunmaktan başka çareleri yoktu. Bu arada birlik beraberlik oluşturma, sınıf çıkarlarını koruma düşünceleri de oluşarak yeni bir sınıfın zemini oluştu. Yeni kent sakinleri artık bir daha köylerine geri dönemezlerdi. Çalışmadan da şehirde yaşayamazlardı. Bu hayat Avrupa’da sosyal hareketleri ve bütünleşmeleri, dernekleşmeleri, sivil toplum kuruluşlarını ve yeni yeni toplumsal ideolojik kurtuluş reçetelerini meydana getirdi. 26 Avrupa’nın icat ettiği bu yeni toplumsal hayatın belki de en önemli karakteristiği insanların kendi başlarına yaşayabilmek için başlarının çaresine bakmaları gerektiğini bir zorunluluk olarak ortaya koymasıydı. Bu inanılmaz bir biçimde Avrupa’da bireyselliği ve bireysel yaşamı geliştirdi. Bireyin yetmediği yerlerde de devlet ve devlet benzeri büyük yapılar karşısında ayakta durabilmek ve tutunabilmek için “ara sosyal kurumlar”ın doğmasına sebep oldu. Bu ara sosyal kurumlar “sivil toplum kuruluşları” (non-govermental organisation) olarak tanımlandı ki, birey ve devlet arası geçişi sağlayan yapılar olması bakımından büyük bir hayatî unsur haline geldi. Çözülmesi gereken her hangi bir sorunu ya da aşılması gereken bir problem olduğunda Avrupa insanı bir akrabasına ya da yakınına müracaat etmeden üyesi olduğu sivil toplum kuruluşuna müracaat ederek arzu ettiğine ulaşmayı bir hayat biçimi haline getirdi (TOCQUEVĐLLE, 1994). Bu yeni hayat geleneksel hayatın bütün formlarını ve değerlerini ters yüz etti, ortadan kaldırdı. Öyle ki geleneksel hayatın en belirleyici kurumu olan kilise, sanayileşme, şehirleşme ve modern ekonominin gelişimi ile büyük bir yara aldı ve toplum üzerindeki derin nüfuzunu yavaş yavaş kaybetmeye başladı. Zira burjuvazinin temel mücadele amacı, devlet aygıtlarından ve imkânlarından en yüksek derecede pay alarak, geleceğini garanti altına almak ve sınıfsal çıkarlarını en üst düzeyde korumak ve geliştirmekti. Ancak ortaçağın başlarından beri kilise devlete hâkim bir sınıftı ve aristokrasi ile diğer bütün toplum kesimleri üzerinde karşı konulamaz bir otorite inşa etmişti. Sanayileşme ve kentleşmenin getirdiği zorunluluklarla burjuvazi bu hâkim otoriteye halk hâkimiyetini getirmek, ya da demokratik bir yönetim kurmak, halkın kendi kendini yönetmesine imkân tanımak gibi söylemlerle karşı çıktı ve geniş halk kitleleri ile birlikte kilisenin devlet, aristokrasi ve diğer halk kitleleri üzerindeki etkisini büyük ölçüde zayıflattı. Ancak bu nüfuz kaybı toplumda derin bir boşluğun doğmasına da sebep oldu. Zira toplumu bir arada tutan ve insanların ortaklaşa yaşamasına imkân tanıyan yegâne unsur toplumsal değerlerdi. Đnsanların ortak değerlere sahip olması bir toplumda yaşanılırlığı sağlayan dinamiktir. Aksi halde insanların iktidar hırsları ve mülk edinme içgüdüleri bir arada yaşamayı imkânsız hale getirebilirdi. Tarih boyunca özellikle halk bilgelerinin, âlimlerin tesis etmeye çalıştığı şey, insanlar arasından en yüksek düzeyde ortak değerler inşa emek olmuştur. Nitekim insan toplumları arasında ne kadar ortak değer varsa ve bu ortak değerlere inanç ne 27 kadar yüksek ise, o toplumda yaşama, rahat etme, güvende olma his ve duyguları da o derece yüksektir. Aksi de bir o kadar tehlikeli, kuşkulu ve yaşanamaz bir hayattır. Toplumsal değerlerin kaynağı ve üreticileri de çok farklıdır. Değer üretici kaynakların başında din, coğrafya, iklim ve kültürel miras başta gelir. Ama bunlar içerisinde en önemlisi, üretkeni ve kalıcısı dindir. Nitekim Avrupa’da da 17. yüzyıla kadar insanların bir arada yaşamasını sağlayan, toplumsal düzeni ve yönetim meşruiyetini ortaya koyan yegâne kurum kilise idi. Kilise sayesinde insanlar bir arada yaşayabiliyor, kendilerini güvende hissedebiliyor ve anlaşmazlık durumunda da onun adaletine sığınıyorlardı. Her ne zaman ki, modern ekonomi ve şehirleşme kilise otoritesini zayıflatmaya başladı, böylece insanlar arası değerler dünyasının bağları da gevşemeye yüz tuttu. Bu “değer boşalması” Avrupa’da yabancılaşmadan, cinayetlere, tecavüzlere, haksız kazançlara, cinayetlere, ruhsal ve psikolojik cinnetlere varıncaya kadar dayanılmaz bir toplumsal kaos (karışıklık) meydana getirdi. Toplum önderleri tehlikeyi sezerek çok farklı yollar, yöntemler deneyerek yeni değerler dünyası inşa etmek için çareler aradılar. Bu arayış Avrupa’da sosyal bilimin imkânı sayesinde sosyal mühendislik planlarının doğmasına sebep oldu. Sosyalizmden, komünizme, pozitivizmden materyalizme, faşizmden, liberalizme varıncaya kadar bütün -izm’ler birer toplumsal kuruluş reçetesi olarak boy gösterdi ve hepsi de ideal Avrupa toplumu için reçeteler sundu (Örneğin: “Đzm’ler idrakimize giydirilen deli gömlekleri. Đtibarları menşe’lerinden geliyor. Hepsi de Avrupalı” (MERĐÇ, 1975, 23 ve 87). Hepsinin ortak değer inşa etmek için farklı yolları, yöntemleri, iddiaları vaatleri ve argümanları vardı. Bu konuda Kıray şöyle der: “Bir de bizim sosyal bilimcilerin, özellikle siyasal düşünce tarzının bir tür ideolojik düşünce olduğunu iyice anlamaları lazım. Bütün sosyal bilimlerde ideoloji rol oynar. Bundan hiç şüphemiz yok. Ama özellikle batıda üretilen siyasal bilim tamamen batı toplumunun ideolojisini aktaran bir söyleme sahip. Bu söylemi burada sosyal bilimciler aldığı zaman ve biz, batılı sosyal bilimcileri çok yakından takip ediyoruz, dolayısıyla en yeni bilgileri aktarıyoruz dedikleri zaman, aktardıkları bildi değil, Batı’nın II. Dünya Harbi sonrası ve hatta bu günlerde 89’da yıkılmış olan Sovyetlerden sonraki Batı’nın siyasal ideolojisini aktarıyorlar (Hayatımda Hiç Arkaya Bakmadım, 2002, 213). Bu sosyal mühendislik projeleri arasında 18. yüzyılda en belirgin olan, kısmen diğerleriyle de bir ortak nokta inşa ederek kitleler üzerinde etkili olan pozitivizm olmuştur. A. 28 Comte, zayıflayan kilise otoritesinin yerine kendi ürettiği sosyal kanunları bir değer kaynağı olarak sunuyor ve pozitivizmi Avrupa’nın ve sonrasında da dünyanın yeni dini olarak takdim ediyordu. Kendisi de bu yeni değer inşa edici dinin peygamberiydi. Avrupa’nın 18. yüzyıl başlarından itibaren oluşturmaya başladığı bu yeni hayat tarzı içinde insanların bir başkasıyla olan ilişkisi ve iletişim biçimi tamamıyla materyalist ve pozitivist bir zihniyetle gelişmeye ve kök salmaya başladı. Artık insan karşısındakini ancak kendi benzeri olduğu için ve kendisine bir zararı dokunmaması ya da kendisine bir faydası dokunması gayesiyle tanıyordu. Đşte bu zihniyet bugünün Avrupa’sının sosyal yaşam ve değerler dünyasının temeli haline geldi. Dolayısıyla Avrupa insanında komşuluk gibi, pozitivist bir mantıkla izahı güç bir toplumsal yaşam pratiğinin ontolojik davranış kalıplarıyla hayat bulması beklenemezdi. Ancak ilginç ve anlaşılması güç olan durum, söz konusu toplumsal hayatın ve yaşam biçiminin bir şekilde Doğu dünyasına doğru da hızla sirayet etmesidir. Nitekim Avrupa benzeri bir hayat tarzının yaşam kalıplarını ve ritüellerini her gün biraz daha çok görmek olası hale gelmiştir. Burada farklı bir durum vardır: o da Avrupa’nın 17. ve 18. yüzyılda geçirmiş olduğu, sosyal, kültürel, siyasî ve ekonomik buhran ve çalkantıları yaşamamış ve tecrübe etmemiş olmasına karşın, oradaki benzer oluşumların yaşanmaya, tecrübe edilmeye kalkışılmasıdır. Đçinden çıkılmaz ve sosyolojik açıdan açıklanması ve izahı zor olan bu konuların başında Türk toplumunda komşuluk alışkanlığının, davranışlarının ve kültürünün değişimi gelmektedir. Bu bakımdan Türk toplumundaki komşuluk hayatının değişimini anlamak için de en azından ve kısaca Tanzimat’tan bu buna yaşanan aşırı batılılaşma ve modernleşme sürecine bakmakta fayda vardır. Nitekim toplum bir bütün olarak değişmektedir. Bir kurumda meydana gelen değişim bir şekilde diğerlerini de belirgin ve görülebilir ölçüde etkilemektedir. 2.Türk Toplumunda Modernleşme ve Komşuluk Đlişkileri 2.1.Türk Toplumunda Modernleşme ve Komşuluk Đlişkilerinde Değişmenin Tarihsel Gelişimine Kısa Bir Bakış 29 Batı toplumlarında feodalitenin çöküşü, sanayileşme, şehirleşme ve insanî gelişimde bireyselleşme ile birlikte meydana gelen bütünsel toplumsal değişme, devlet yapılarında da büyük değişikliklere sebep oldu ve modern devletler oluşmaya başladı. Bu dönüşüm zamanla diğer devlet ve toplumları da etkilemeye başladı. Etkileşim doğal olarak en yakındalarda etkisini daha çok hissettirdi ve Avrupa’nın yakın komşusu Osmanlı devlet ve toplumu da 18. yüzyılın sonlarından itibaren hızlı bir değişim ve dönüşüm içine girdi. Öncelikle devlet yapısında ve bürokraside meydana gelen değişim Tanzimat yıllarında sosyal hayata da girdi. Toplumsal değişmenin hızlandırıcılarının öncülük etmesiyle eğitim, basın, haberleşme ve ulaşım hizmetlerinin yaygınlaşması günlük yaşamda derinlemesine değişimler meydana getirdi. Đnsanların yeme içme alışkanlıklarından, tüketim ve eğlence biçimleri, biri birleri ile iletişim tarzları en üst tabakadan başlamak üzere geçmişten belirgin farklar göstererek farklılaşmaya başladı. Bu süreç pek çok sosyal bilimci tarafından “batılılaşma” ya da “modernleşme” olarak betimlenmektedir (BAYKARA, 1999, 30). Elbette bu kavramlar aynı anlamda değildir ve içerik detaylarında önemli farklılıklar vardır. Ancak Türkiye’deki algılanış ve takdim biçimleri tarihsel bir sorun barındırdığından aynı anlamdaymış gibi kullanımları yaygınlık kazanmıştır. Şerif Mardin konu hakkındaki önemli ve öncü bir makalesinde bu kavramı şöyle açıklar: “Modernleşme (EĐSENSTADT, 2005) toplumların aynı zamanda gittikçe farklılaştıkları ve merkezîleştikleri bir süreçtir. Batı Avrupa’da feodalizmin çöküşü ile başlayan bu süreç, burjuvazinin gelişmesi, sanayileşme ve siyasî hakların nüfusun daha büyük kesimlerine yayılması gibi unsurları da kapsar. Bu gelişmede toplumların bazı fonksiyonları merkezde toplanırken, öte yandan yeni gruplar doğar, toplumun fonksiyonları birbirinden ayrılır. Fakat belki de en önemlisi bu ayrılmanın doğurduğu kopuklukları da dolduracak yeni yapılar gelişir” (MARDĐN, 2007, 25). Mardin’in ifade ettiği modernleşme en temelde “toplumun bazı fonksiyonlarının merkeze toplanması” olgusu merkeze uzak toplumsal sınıfların tanınması ve devlet yöneticileri karşısında tanınma zorunluluğunun ortaya çıkması ve farklı kültürlerin kabulü şeklinde izah edilebilir. Bunun yanında kavram, toplumda yeni grupların doğması ve yeni fonksiyon alanlarının ortaya çıkarak, yeni yapıların oluşması ise toplumdaki yeni davranış kalıplarının, günlük yaşam ritüellerinin oluşmasına işaret eder. Tanzimat yıllarından itibaren genellikle toplumsal üst sınıfların örnek olmasıyla günlük hayat tarzında keskin dönüşümler yaşanmaya başlamıştır. 30 Bu değişim ve dönüşüm çoğu kez edebiyata yansımış ve toplumsal hastalık ya da buhran olarak değerlendirilmiştir. Günlük hayatın yaşam biçimlerinin coğrafya ve iklim şartları neticesinde gelişmesi ve bu unsurların değişmesiyle davranış kalıplarının da değişmesi gerektiğine inanan pek çok kanaat önderi ortaya çıkmıştır. Bunların en keskin örneklerinden biri II. Meşrutiyet ve erken Cumhuriyet dönemi edebiyat, sanat, siyaset ve kültür hayatında etkili ve tepkili olan Abdullah Cevdet’tir. Onun Türk toplumundaki misafirlik alışkanlığı ile ilgili ilginç bir değerlendirmesi bulunmaktadır: “Âdet ve alışkanlıkları zaman ve mekân vücuda getirir ve bu zaman ve mekân değişikliğe uğradıkça bu toplumsal [yani, ferdî değil bir küme insanların tamamına ait ve şâmil] alışkanlıklar ve âdetler dahi aşamalı olarak değişir. Değişmediği taktirde üzerine tesir ettiği toplumsal yapının düzenini ve âfiyetini bozar. Bir misâl ile bu hükmü izah edeyim: Türklüğün daha genel ve bölgesel bir tabirle, Osmanlı’nın, en ziyade icap eden, lazım gelen ve iftihar vesilesi olarak görülen geleneklerden biri de misafirperverliktir. Misafirperverlik hiç şüphe yok, bedeviyet devrinin ‘fezâil-i zarûriyesinden’ (zaruri faziletlerinden) idi. Tabire dikkat olunsun, ‘fezâil-i zarûriyesinden’ diyorum. Çünkü Asya’nın Altay Dağlarından dökülerek, saçılarak, Doğu Avrupa’ya, Anadolu’ya Batı Irak ve Irak-ı Acem’e (DEVELLĐOĞLU, 1995, 396) vd. yapılan ve birer çadırdan ibaret sürekli değişen vatanlarını yayladan yaylaya, kışın engin ve yumuşak havalı yerlere, yazık yüksek ve sulak havalı yerlere, ehil hayvanlarını ve sürülerini nakleden kavimler misafirperverlik etmeye mecbur ve misafirperverlik görmeye muhtaç idi. Bir kabileden kalkıp iki güç güneş mesafede bulunan bir dostunu veya akrabasını görmeye veyahut o zaman ziyade başlangıç seviyelerinde bulunan ticaret işlerini icra etmeye giden biri, bir ‘Gündoğdu’ veya birkaç ‘Gündüzalp’in çadırında akşam yemeğini yemeye ve geceyi geçirmeye mecbur idi. Misafirperverlik ise çadırın bir tarafına atılmış bir koyun veya keçi postu ile bir tas ayran ve bir parça ekmek takdim etmekten ibaretti. Yollarda han yoktu, bakkal yoktu, otel yoktu. Medenî Avrupa’ya karşı üstün bir ahlâkî meziyet olarak hâlâ ileri sürdüğümüz bu faziletin kökü, pekâlâ görülüyor ve anlaşılmak lazım geliyor ki, bu bedeviyet devrinden kalma bir mecburiyet alışkanlığıdır. 31 Zekâsı adi zekâmızın pek çok fevkinde olduğu için kendisine bazı zeki geçinenlerimizin deli dediği ‘Niçe’ (F. W. NĐETZSCHE) “komşun için fazla rahîm olmak, efendi! nefsine zulümdür” diyor. Her devrin ihtiyaçlarına göre fazileti ahlâkı ve vicdanı vardır” (ABDULLAH CEVDET, 1329, 1810). Abdullah Cevdet’in misafirliğe ilişkin bu değerlendirmesinin ve keskin görüşlerinin diğer toplumsal davranışları da kapsadığı söylenebilir. Nitekim Abdullah Cevdet bütün toplum davranışlarının değişen çağ konuşları çerçevesinde nasıl belirleneceğine ilişkin resimli bir “toplumsal adâb-ı muaşeret” kitabı da hazırlamıştır. Aslında bu tür kitapların (AŞA, 1992, 982-987) Türk toplumunda yazılmaya başlanması Tanzimat yıllarına kadar uzanır ve hepsinin temelinde toplumsal davranışları değiştirmek yatar. Modernleşmenin temel görünümlerinden biri yaşam alanlarına ilişkindir. Sanayileşme, artan nüfus ve tarımda makineleşmenin da etkisiyle şehir nüfusları hızla artmaya başlamış ve bu da yepyeni bir hayatın ve toplumsal ilişkiler ağının oluşmasına sebep olmuştur. Aslında şehir ve kırsal kesim ayrımı, insanlık tarihinin çok eski devirlerinden beri vardır. Bu iki yerleşim biriminin hayat koşulları, davranış, iletişim ve etkileşim biçimleri birbirinden farklıdır. Modern sosyal bilimlerin ve sosyolojinin 14. yüzyılda öncülüğünü yapan Đbn-i Haldun ünlü eseri Mukaddime’de şehir hayatını ve kırsal kesim hayatını birbirinde ayırır ve farklılıklarına değinir. Đbn-i Haldun, bedevi toplumlarla hadari toplumlar arasında daima bir çelişmenin olduğunu belirtmektedir. Ona göre bedevi toplumlarda yaşayanlar, hadari toplumlarda yaşayanlara öykünmekte, onlar gibi yaşamaya ve tüketmeye, davranışlar geliştirmeye çalışmakta, böylece şehirli olmaya çalışmaktadırlar. Her ne kadar bedevi toplumların kendilerine özgü bir takım özellikleri, davranış biçimleri olsa da, özlenen ve elde edilmek istenen şehirli birey olmak ve şehirli bir hayatı yaşamaktır (ĐBN-Đ HALDUN, 2004, 161-162). Buradan anlaşıldığına göre, kırsal kesim insanları sürekli biçimde şehre doğru bir eğilimim içindedirler. Bu eğilim 19. yüzyılda ekonomik koşulların da şiddetlenmesiyle önü alınmaz bir akıma dönüşmüştür. Türk devlet ve toplum yapısındaki modernleşmenin Tanzimat’tan itibaren hızlandığı ve yavaşladığı devreler bulunmaktadır. Bunun yanında modernleşmenin vazgeçilmez unsurlarından kamu eğitimi uygulamasının hayat geçmesi, serbest piyasa ve kapitalist ekonomi, ulaşış ve iletişim seferberliği gibi olgular özellikle II. Abdülhamit devrinde hız 32 kazandı, II. Meşrutiyet devrinde belirginleşti ve Cumhuriyet devrinde de birçok yönüyle tamamlandı. Bu süreç aynı zamanda şehirleşmenin ve cemaat toplumundan cemiyete geçişin de bir aşaması olarak ortaya çıktı. Ancak Türk toplumundaki modernleşme şehirleşme, ulaşım ve iletişim imkânları bakımında hayli yol almış olsa da, yaşam tarzı ve zihniyet olarak henüz ideal seviyede olduğunu söylemek güçtür. Şehir heterojen bir yapıda olduğu için sosyal doku F. Tönnies’in de belirttiği üzere, cemaatten cemiyete doğru bir özellik göstermektedir. Cemaat hayatında “biz” duygusu etkili olurken, cemiyet hayatından “ben” duygusu etkili olmaktadır. Dolayısıyla cemaatten cemiyete doğru gidildikçe, cemaatin orijinal nitelikleri, beklentileri ve fonksiyonları kaybolabilir. “Bu değişim çoğu kez, bireycilik olarak nitelendirilen şeyle en yüksek noktasına ulaşır. Bu gelişmeyle toplumsal hayat bütünüyle ve kendiliğinden ortadan kaybolmaz, fakat cemaatin toplumsal hayatı zarar görür ve yıpranır ve daha önce birlikte çalışmış olan ve birbiriyle ilişkide ve edimde bulunan kişilerin ihtiyaçlarından, menfaatlerinden, arzularından ve kararlarından yeni bir fenomen baş gösterir. Bu yeni fenomen, ‘kapitalistik toplum’ gücünü arttırır ve yavaş yavaş üstünlük kazanır” (TÖNNNĐES, 2000, 216). 2. 2. Türk Toplumunda Modernleşmenin Getirdiği Şehirleşme ve Mekân Değişimi Modernleşme yepyeni bir hayat tarzı olarak tüketim alışkanlıklarından insan ilişkilerine varıncaya kadar bir dizi hayat pratiğini yeni bir forma kavuşturmuştur. Bunlar içerisinde belki de en önemlilerinden biri ailelerin yakın komşuları ile olan ilişkileri olmuştur. Aslında mekân bakımından bir yakınlaşma olmasına karşın, ilişkilerin biçimi ve sıklığı bakımından bir seyrelmenin ve zayıflamanın olduğunu kimse inkâr etmemektedir. “Blok apartmanlardan meydana gelen yeni mahallelerde komşuluk, ilişkileri giderek gevşemekte, apartmanlar, komşuluk kavramını güçlendirmesi beklenirken belki de temas yoğunluğunun ters etkisinden ötürü peteklerine müstakil ve çevreden habersiz yaşayan insan barınaklarına dönüşmektedir” (ALKAN, 1992, 801). Mekânsal yakınlaşma davranışsal uzaklaşmayı beraberinde getirerek, “yakındaki uzaklar” ya da “yanı başımızdaki yabancılar” kavramlarını ortaya çıkarmıştır. 33 Oysa yakın zamanlara kadar geleneksel Türk ev yapısı ve mahallesi, mesken yapısına bakıldığında komşuluğun önemli bir yer tuttuğu görülür ve pek çok şeyin komşuyu dikkate alarak tasarlandığı ortaya çıkar. “Çevresiyle, sokak ve mahalleyle, komşusuyla ilişkisini yok denecek seviyeye indirmiş bir Türk evi tasavvur olunamaz. Evlerden müteşekkil bir koloni içinde anlamını bulan eski evler, bir mülkiyet kompartımanı olması bakımından bu günkü gibi sert uygulamalara konu edilmemiştir (ALKAN, 1992, 791). Geleneksel kültürde sokak gündelik işlerden bir kısmının yapıldığı mekândır ve bunlar arasında komşularla sohbet etmek önemli bir yer tutar. Yollar ve yeni mahalle planları şaşırtıcı bir etkiyle insanları birbirinden uzaklaştırdı; önce komşuluk bağları zayıfladı, sonra “mahalleli olmak” kavramı erimeye yüz tuttu. Modernleşme ve buna bağlı gelişen şehirleşme süreciyle insanlar “benmerkezci”, birey odaklı bir hayat anlayışına doğru yönelmiştir. Bu düşünce her geçen gün biraz daha attıkça insanları ve doğal olarak da en çok aileleri etkiler hale gelmiştir. Böylece şehir hayatında insanlar gündüz işlerine gece de evlerine çekilerek çevreye karşı duyarlılıklarını önemli ölçüde yitirmektedir. Bunun çok farklı nedenleri olmakla beraber, şehir hayatı yaşamı âdeta tek düze ve monoton bir şekle dönüştürmektedir. Şehir hayatının kendine özgü ulaşım, boş zaman değerlendirme, yabancılık başta olmak üzere diğer insanlarla etkileşimi kısıtlayan zorlukları bulunmaktadır. Bütün bunlar insanları bu tek düze ve kendine yeterli olmaya zorunlu kılmaktadır. Bu zorluklara bir de kültür farklılığı eklendiğinde komşuluk ilişkileri daha da zayıflamaktadır (AKDOĞAN, 2008, 113). Hızlı değişimin insanlar arasındaki geleneksel davranış biçimlerini nasıl değişime uğrattığını ve bu değişimin boyutlarını ve karakterini orta ölçekli bir şehirde dahi görmek mümkündür. Mürekkep lekelerinin tesadüfîliği ile yayılmış görünen mahalleler ve geometrisiz sokaklar, artık belirgin bir nizam ve intizam fikrinin dürtüsüyle keskin hatlı parsellere dönüşmektedir. Azami üç kata kadar yükselen evlerden müteşekkil bir şehirde, çok daha yüksek apartmanların hızla yayılması, soysal münasebetleri şaşırtıcı biçimde zayıflatmış, “mahalle, mahalleli” gibi kavramların yıkılması sosyal denetimin her türünü ortadan kaldırmış ve mütemadiyen konup geçen şehir nüfusu içinde “geçici” özelliği ile tanınan bir kiracı tipi ortaya çıkarmış, bu noktadan sonra “bir yığın yerlisi olmak” da kolaylıkla vazgeçilebilir bir özellik haline gelmiştir (ALKAN, 1992, 793). 34 Bu araştırmanın ortaya koyduğu verilerden de görüleceği üzere, kırsal kesimde hâla geleneksel komşuluk ilişkileri ve beklentileri devam ettirilmekte ve yaşanmaktadır. Kırsal kesimdeki komşuluk ilişkilerinin devamına, şehirlerdeki zayıflamaya iş ortamının ve güven duygusunun önemli derecede etki ettiği görülür. Şehirlerde yoğun çalışma hayatı ve boş zaman yokluğu özellikle erkekler için komşuluğu yok derecesine indirirken, kırsal kesimde bazı ihtiyaçların karşılanması bakımından hala aileler birbirleri ile irtibatlarını ve komşuluk ilişkilerini kesememektedir. Çeşitli nedenlerde komşuluk ilişkileri şehirleşmenin getirdiği yeni şartlar yüzünden zayıflamaktadır. Bunlar apartmana, siteye, mahalleye, iş ortamına ve işin türüne, çalışma mekânına, memuriyet ve işçi olma durumuna, bulunan ortama yabancı olma konumuna göre değişim gösterebilmektedir. Komşuluk ilişkilerini değiştiren ve belirleyen bu etkenlere karşın pek çok alt düzeydeki belirteç, komşuluk davranışını olumlu ya da olumsuz bir mecraya çekebilmektedir. 3.Modern Hayat ve Şehirleşme 3.1.Modern Hayatın ve Şehirleşmenin Komşuluk Đlişkilerini Olumlu Yönde Etkileyen Unsurları Modern hayatta komşuluk ilişkilerini koylaştıran ve olumlu yönde etkileyen pek çok unsur vardır. Ancak bu unsurlardan pek çoğu bir yönüyle de tam aksi sonuçlar doğurabilmekte, komşuluğu olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Örneğin apartman hayatındaki fizikî yakınlık komşuların biri birlerine daha rahat gelip gitmelerini kolaylaştırırken aynı zamanda bazı sorunların çok açık bir şekilde yansıtılabilmesine ve aşırı yakınlık negatif bir etkiye de sebep olabilmektedir. Yine ailedeki çocuk sayısı ve eğitim durumları diğer komşularla bir şekilde iletişimde bulunmayı gerekli hale getirirken, çocuklardan mütevellit pek çok sorun sebebiyle komşuluk ilişkilerinde olumsuz ilişkiler be iletişimler ortaya çıkabilmektedir. Dolayısıyla aşağıda komşuluğu olumlu yönde etkileyen 35 unsurların aynı zamanda olumsuz pozisyonlar da yaratabilecek bir potansiyele sahip olduğu unutulmamalıdır. Özellikle şehir hayatında komşuluk ilişkilerinin başlamasında medeni durumun (bekâr, evli, dul) önemli bir ölçüt olduğu açıktır. Bu araştırmanın yapıldığı bölgede araştırmacılar olarak gerek araştırmazı olarak kendimizin, gerekse anketörlerin enformel görüşmelerinde, ailelerin bekâr hayatı yaşayan bir komşularının olmasını istemedikleri vurgulanmıştır. Aynı zamanda bekâr yaşayan kişilerle komşuluk ilişkisinin olmadığı da belirtilmiştir. Böylesi bir davranışın ardında yatan en önemli sebebin güven duygusundan kaynaklandığına hükmedilebilir. Ancak burada önemli bir önyargının varlığı da inkâr edilemez. Nitekim ailelerin bekârlardan çekince duydukları konularda, bekârlardan değil tam aksine evli ailelerden istenmeyen davranışların geldiği de belirtilen gerçeklerdendir. Komşuluğun başlamasında ve güvenli bir şekilde devam etmesinde önemli ölçütlerden biri de oturulan evin mülkiyet durumudur. Eğer komşu oturduğu evde mülk sahibi olarak oturuyorsa, daire yakınları ile daha güvenli ve geleceğe yönelik ilişkiler geliştirebilmektedir. Ama komşulardan biri kiracı ise, komşuluk ilişkileri biraz daha “gelip-geçici” anlayışına ya da beklentisine göre yapılmaktadır. Özellikle devlet memurları ve sık sık yer değiştiren mesleklere sahip kişiler çevredekilerle sağlıklı komşuluk içinde bulunamadığı belirtilenler arasındadır. Ortak okullara giden ve benzer eğitim seviyesinde bulunan çocukların, birlikte çalışma, ödev yapma, biri birlerine yardımcı olma gibi faaliyetleri yüzünden aileler arasında da bir iletişim mekanizmasının oluşabildiği söylenebilir. Birçok aile çocuğunun ihtiyacı için komşusuna gitmekte, onlardan yardım istemektedir. Karşılıklı güven esası üzerinden yürüyen bu anlayışa göre, çocukların komşuluk ilişkilerine olumlu yönde katkı sağladığı görülmektedir. Ancak biraz ileride görülebileceği gibi bu durum aynı zamanda komşuluğu engelleyen bir unsur olarak da ortaya çıkabilmektedir. Komşuluğun temel fonksiyonlarından biri insanların karşılıklı güven, kafa dinleme, dertlerine ortak olma ve beraber sorun çözme becerisi geliştirebilmedir. Bunun da gerçekleşebilmesi için kişilerin ortak değer, sorun ya da çalışma şartlarına sahip olması önemli bir unsurdur. Elbette bu yönlerden ortak noktaları olmayanların da sağlıklı komşuluk 36 ilişkileri geliştirdikleri görülmektedir. Ancak pek çok aile komşuluk yapmak istediği diğer aileler ile benzer sosyo-ekonomik ve kültürel şartlara sahip olmak durumunda kaldıklarını açıklamaktadırlar. Benzer eğitim ve kültür seviyesine sahip ailelerin daha sağlıklı komşuluk yaptıkları görülmüştür. Aksi durumlarda ise ya sürekli şikâyetler ve kavgalara kadar varan geçimsizlikler ya da birinin “artık pes” diyerek mekân değiştirmesine kadar gitmektedir. Gerek kiracı gerekse mülk sahibi bulunduğu yerde uzun bir zamandan beri yaşaması ile yeni taşınması da komşularla ilişkisini etkilemektedir. Uzun zamanda beri aynı evde oturan pek çok kimse için kiracılık ve mülk sahibi olma farkı neredeyse kalmış gibi de olmaktadır. Şu durumda komşuluğu etkileyen unsurun çevreye alışmışlık düzeyi olduğu söylenebilir. Ailelerin eğitim durumlarındaki mütekabiliyet, ekonomik durumları için de geçerlidir. Mülkiyet edinilmesi ve zenginliğin artışı her şeyden önce güven esasına dayalıdır. Güvenliğin olmadığı bir yerde birikim ve zenginlik sağlıklı bir gelişim gösteremeyecektir. Dolayısıyla zengin bir şahıs, malının, fabrikasının ve her türlü zenginlik metaının güvende olmadığı bir yerde oturmamaktadır. Bu durum fakirlik için de söz konusudur. Buradan hareketle komşuluk ilişkilerinin devamında ekonomik durum önemli bir unsur olarak görülmektedir. Yine eğitim ve ekonomik duruma bağlı olarak benzer meslek özelliklerine ve çalışma şartlarına sahip insanlar ve aileler arasında daha sağlıklı ve güvenli komşuluk ilişkisi geliştirilebilmektedir. Özellikle geçici işçilik, hızlı yer değiştiren devlet memurları ve çalışma şartları normal hayatın dışında olan kişilerin bulundukları çevrede sağlıklı komşuluk ilişkisi geliştiremediği belirtilmiştir. Komşuluk ilişkilerinde samimiyet güven ve tanışık olma en önde gelen unsurlardandır. Yeni bir şehre ya da yerleşim birimin ilk defa yerleşen biri, tanıdıklar vasıtasıyla ev bulmaktadır. Burada en başat rolü hemşerilik ya da diğer organik bağlar oynamaktadır (KURTOĞLU, 2002, 78). Aynı köyden, ilçeden ya da ilden olmak, mahalle ya da apartman sakinleri için geçerli bir güvence olarak görülmektedir. Bunun yanında dinî cemaatlerin de yerleşmede ve komşuluk ilişkisi kurmada önemli bir referans kaynağı olduğu unutulmamalıdır. Gerek yeni gelinen mekânda cemaatin faaliyetlerine intibak, bağlılık, gerekse bireysel işlerin daha kolay halledilebilmesi açısından insanlar cemaati kendi menfaatleri doğrultusunda kullanırken, belki çok daha geniş bir şekilde kendilerini de cemaate 37 böylelikle sunmaktadırlar. Bu durum şehirlerde yeni komşuluk edinmede ve güven duymada önemli görülen bir davranış biçimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Hemşerilik ve cemaat bağlılığı ile birlikte etnik ve dinî mensubiyet de olumlu komşuluk ilişkileri geliştirmede dikkate değer bir unsurdur. Yine araştırma sonuçlarından da görülebileceği üzere, siyasî görüşlerin benzeşmesi, ortak siyasal tercihler daha istenilir bir komşuluk hayatının gelişmesine imkân tanımaktadır. Etnik, dinî ve siyasî aidiyetler komşuluğun gelişmesinde ve güvenin sağlanmasında önemli bir etken olarak karşımıza çıkarken, araştırma bölgesinde farklı dinî, siyasî ve etnik inançtan olanlara da büyük bir hoşgörü ile bakıldığı belirtilmiştir. Buradan anlaşıldığına göre, ortak değerler etrafında toplanılması ve kişilerin böylesi ailelerle komşuluk istemesine karşın, farklılığa da tehdit olarak bakmamaktadır. Ailedeki çocuk sayılarının, çocukların yaşlarının ve çalışıp çalışmama durumuyla cinsiyet durumlarının da komşulukta önemli yer işgal ettiği belirtilebilir. Çocuk sayısı fazla olan ailelerin diğer komşulara oturmaya girmesi ya da onların gelmesi çekinceler arasındadır. Bunun yanında günün farklı saatlerinde çalışma şartları olan çocuklar yüzünden de diğer komşular konum belirlemektedir. Ailede yaşayan başka bireylerin olması, ebeveyn, hala, dayı teyze vb. diğer komşuların davranışlarını ve isteklerini belirleyebilmektedir. Çekirdek aile bireylerinin dışında görülen kişiler, mekân konusunda bir sınırlama meydana getirdiklerinden başkaları ile rahat görüşmeye de bir anlamda kota koymuş gibi düşünülmektedir. Bir de sağlık sorunları olan yaşlıların, bakıma muhtaçların ailede olması, yine komşuların iletişim ve etkileşimini etkileyebilmektedir. Örneğin bir evde zihin engelli bir bireyin yaşaması, komşu çocuklarının korkmasına, ya da ondan bir saldırı geleceği endişesine sebep olabilmektedir. Bu durum diğer ailelerin çocuklarını o evden sakındırmalarını ortaya çıkarmaktadır. Bu davranış hasta sahibi aileyi olağanüstü üzerken, bu ön yargıdan dolayı onları en yakın çevrelerinden bile soyutlamaktadır. Komşuluk ilişkilerinin devamında en önemli dış etkenlerden biri oturulan evin fizikî imkânlarıdır. Evin genişliği, herkesin oturmasına kalkmasına hatta yatılıya kalması durumunda rahat etmelerine fırsat tanıyacak kadar oda, yatak ve diğer ihtiyaçlarını giderecek kadar imkânların varlığı gözetilen bir unsurdur. Bu imkânlara en az düzeyde de olsun sahip olmayanlara komşulardan pek çoğu zarar vermemek, rahatsız etmemek için gelmediklerini 38 belirtmişlerdir. Elbette evin müstakil ya da apartman dairesi olması da diğer komşularla iletişim ve etkileşimi, gelip gitmeyi etkileyenlerin başında gelmektedir. Bu durum daha çok şehirlerde geçerlidir. Köy hayatında ise hemen herkes müstakil evlerde yaşadığından buna göre bir komşuluk gelişmektedir. Gerek köylerde gerekse şehir hayatında günlük ihtiyaçları karşılayacak alışveriş yerlerinin, hafta pazarlarının ve diğer ihtiyaç mekânlarının varlığı da aileler arasında komşuluğu etkilemektedir. Eğer günlük ihtiyaçları karşılayacak mekânlar yoksa acil zamanlarda pek çok araç, gereç belli bir süreliğine emanet olarak ya da bazı yiyecek ve içeceklerin bir miktarı istenmektedir. Bu da konuşmaya, komşu hakkında bir kanaat sahibi olmaya vesile olmaktadır. Böylece oluşan iletişim sayesinde insanlar olumlu yönde komşuluk ilişkileri geliştirebilmektedir. Yine komşuluk ilişkilerini olumlu yönde etkileyen unsurlardan biri de boş zaman geçirme yerlerin ve faaliyetlerinin varlığıdır. Özellikle ev hanımları açısından apartmanda ya da mahallede belli zaman aralıklarında ya da bir program takip etmeden bir araya gelerek, ortak ev işleri ya da hobiler yapmak, spor yapmak, ibadet etmek ya da sohbet etmek komşulukta önemli bir unsurdur. Burada ortak kullanım alanlarının ya da soysal hizmet mekânlarının varlığı komşuluk kurmayı hızlandırırken, yok olması da aksi sonuçlar doğuracak düzeyde değildir. 3.2.Modern Hayatın ve Şehirleşmenin Komşuluk Đlişkilerini Olumsuz Yönde Etkileyen Unsurları Modernleşen toplumsal hayatta değişen en önemli değerin ‘güven’ olduğu söylenebilir. Đnsanların güven esasına dayalı kurdukları ilişkiler hayatın farklı yaşama koşullarından dolayı değişime uğramıştır. Birbirini tanımayan ailelerin komşulardan beklediği en önemli değer onlara güvenmesi ve kendisinden emin olunmasıdır. Bu duygular oluşmadığı zaman, mekânların yakın olması, eğitim, meslek ve etnik dinî yakınlıkların olması bir anlam ifade etmemektedir. Araştırmada komşulardan beklenen en önemli insanî değerin ‘güven’ olduğu ortaya çıkmıştır. 39 Modernleşmenin toplumsa hayata getirdiği değişimlerin başında “kollektivitenin” yerine, “personalite” olmuştur. Bireyselleşme ve hayatı tek başına ya da çok seçkin bir çevre ile sınırlı bir şekilde yaşama, sanayi toplumu ve şehirleşme ile hızla yükselişe geçen bir hayat tarzı haline gelmiştir. Burada ekonomik refahın yükselişi, ihtiyaçların teknolojik aletlerle bireysel olarak rahat bir şekilde giderilebilmesi, kadın erkek ilişkilerinde geleneksel değerlere itibarın asgariye inmesi, yaşam koşulları ve elbette güvenin azalması bireysel yaşamayı zorunlu hale getirmektedir. Bunun yanında çalışma şartlarının zorluğu da herkesi kendi hanesi, kabuğuna çekilmeye zorlamaktadır. Özellikle özel şirketlerin çalışanlarını imkânların nihayetine kadar zorlaması, ücretlerin düşüklüğü nedeniyle çalışanların daha fazla mesai yaparak, daha çok imkân elde etme beklentileri bireyleri kendi işlerinden başka hiçbir şeye duyarlı olamayacak bir konuma getirmektedir. Dolayısıyla bu şartlarda çalışan bireyler, günlük hayatını ancak kendi etrafında kurduğu dar dünyasında yaşamaya mecbur hale gelmektedir. Bu da komşuluk gibi, karşılıklı feragate, zaman ayırmaya, paylaşmaya dayanan bir toplumsal tarzın yaşamasına imkân tanımamaktadır. Modernitenin varlık ve devamlılık sebebi olan kapital ekonomik sistem bireyselleşmeyi âdeta körüklemektedir. Tüketimin daha da arttırılabilmesi ve ürünlerin, zamanı ve mekânı belli olmayan taliplerine ulaştırılabilmesi için yoğun bir çaba verilmektedir. Kökeninde daha çok kazanma zihniyeti bulunan ekonomik sistemde, aynı metanın bütün aile fertlerine teker teker ulaştırılması, satılması ana hedef haline gelmiştir. Geniş aileyi çok çabuk dağıtan modern hayat, artık çekirdek aileye de sırf kapitalist ekonominin yaşayabilmesi için tahammül edememektedir. Bu güne kadar birkaç çocuklu bir ailede farklı ev eşya ve aletlerinden bir tanesinin varlığı bütün aile fertlerinin işini görürken, artık her ferdin söz konusu eşyadan edinmeye kendini mecbur hissetmesi tek kişilik yaşamları meşru hatta zorunlu bir hale getirmiştir. Büyük şehirlerde hızla gelişen tek kişilik evler, bireysel yaşamı zirve noktasına taşımaktadır. Elbette böylesi bir hayat tarzında geleneksel hayatın önemli bir ritüeli olan komşuluğa yer olmayacaktır. Bireyselleşme ve çalışma hayatının zorluğu komşuluğu olumsuz etkileyen önemli bir unsur olarak ortaya çıkmıştır. Özellikle artı mesailere kalınması, çalışma saatlerinin gündüz ve gece arasında değişmesi komşuluk ilişkilerini etkilemektedir. Örneğin gece çalışan birinin evinde gündüzleri dinlenmesi sırasında en ufak bir ses ya da gürültüden anlaşmazlıklar 40 çıkabilmektedir. Bunun yanında başkalarına misafirliği gitmek ya da onların gelmesi de çalışma koşullarının zorluğu yüzünden çoğu zaman gerçekleştirilememektedir. Çocukların eğitimi de ailelerin biri birleriyle komşuluk iletişim ve etkileşimini etkilemektedir. Son dönemlerde aşırı artan nüfus, işsizlik, devlet memurluğu sınavları ve üniversite kontenjanlarının sınırlılığı yüzünden daha ilkokuldan itibaren yarıştırılmaya başlanan çocuklar evdeki düzenin doğrudan belirleyicisi olmaktadırlar. Hatta pek çok aile çocuğunun eğitim durumuna göre ev ve mahalle tercihine bulunmaktadır. Bazı aileler, çocuklarına daha rahat çalışma, okuma ve anlama şartları sağlayabilmek için bulundukları evden bir başka yere taşınmak dâhil her türlü masrafa ve zahmete katlanabilmektedir. Özellikle dershaneye giden ve evde uzun çalışma saatlerine ihtiyacı olan çocukların rahatsız olmaması için pek çok aile gerek gündüzleri gerekse akşamları komşu ya da misafir kabul etmediklerini belirtmişlerdir. Özellikle habersiz gelmelere son derece karşı oldukları açıklanmıştır. Bu durum, doğal olarak anne babaların da başkalarının yanına gitmesini engelleyici bir durum olarak ortaya çıkmıştır. Komşuluk ilişkilerinde çocuk ve eğitim sorumluluğu konusunda sıkı bir ilişki vardır. Geleneksel ailede eğitimden öncelikle sorumlu olan anne baba ve diğer aile bireyleridir. Bundan sonra ise en yakın komşular eğitimin bir parçası olurlar ve çocuklar üzerinde etkileri vardır. Onlar çocuklar üzerinden bir denetleyici rolünü üstlenirler. Dolayısıyla istenmeyen davranışların kaynağı komşular olabildiği gibi, aksi de geçerlidir. Bu sebeple bazı aileler çocuklarını kötü davranışlar edinmesin, istenmeyen şeyleri görmesin diye komşularından sakınırken, bazıları da onlardan istenilen davranışları görmesi ve öğrenmesi amacıyla çocuğunu komşuya yollamaktadır. Evde erkeğin çalışmasından ziyade, kadının çalışması komşuluğu olumsuz yönde etkilemektedir. Burada farklı sebepler olmakla birlikte, ataerkil yapının belirleyici bir unsur olduğu söylenebilir. Çalışan kadınlar her ne kadar pek çok alanda erkeklerle eşit şartlarda zorluklara katlanıyor olsalar bile, ev işlerinin yine büyük bir kısmı onlar üzerinde kalmaktadır. Şu halde evli kadınlardan pek çoğu gündüzleri çalışma hayatının zorlukları ile baş etmeye çalışırken, eve geldiğinde ev işleri de yine büyük oranda kendisinden beklenmektedir. Bu beklenti, komşularla ilişkiyi en alt düzeye indirmektedir. Evin işleri ve 41 çalışma hayatının gerekliliklerini bir araya sığdırmaya çalışan kadınlardan komşularla iletişime zaman neredeyse kalmamaktadır. Komşuluk ilişkilerinin olumsuz etkilenmesinde önemli unsurlardan biri siyasî, etnik ve dinî farklılıktır. Her ne kadar bu araştırmada, farklı etnik aidiyet, dinî ve etnik kökene sahip olanlarla komşuluk yapmada olumsuz görüş belirtenler çok sınırlı kalmakta ise de, güven unsurundan ve tanımamaktan kaynaklanan iletişimsizlik, sağlıklı komşuluğu etkilemektedir. Özellikle bir mahalleye ya da yerleşim birimine sonradan gelenler hakkında söz konusu aidiyetlere yönelik yapılan bir dedikodu, pek çok kişinin onlarla iletişiminde daha tedbirli ve çekimser davrandığını ortaya koymaktadır. Elbette uzun bir zaman sonra mahalle ya da apartman sakinlerinin güveni alındıktan sonra söz konusu olumsuzluk da ortadan kalkabilmektedir. Etnik farklılığa bağlı olarak ortaya çıkan şehir hayatında dil farklılıkları da komşuluk üzerine önemli bir etki meydana getirmektedir. Özellikle metropol anlamında büyük şehirlerde dil farklılıkları, komşuların birbirlerine yabancı kalmalarına neden olmaktadır. Zira iletişimde dil en önde gelen araçlardan biridir (AKDOĞAN, 2008: 113). Anlaşamayan ailelerin en başta güven konusunda sükûna ermediklerinden sağlıklı bir komşuluk oluşturmaları zordur. Özellikle apartmanlarda kapıcının olup olmaması daire sakinlerinin biri birleri ile olan iletişim ve etkileşimini her iki yönde etkileyen bir unsurdur. Apartman dairesinde kapıcının olması, sakinlerin karşılaştıkları sorunları muhataplarına taşıması, yöneticiye ya da hakkında şikâyet olunan kişiye dilek ve istekleri götürmesi yoluyla tarafların yüz yüze gelmesini engellemektedir. Bu da pek çok sorunun büyümeden çözülmesi anlamına gelmektedir. Ama diğer bir yönüyle de yüz yüze gelerek çok daha rahat ve anlamlı bir şekilde çözülecek sorunların, daha da karmaşık hale gelmesine sebep olmaktadır. Yanlış anlamaların, eksik bilgi aktarımının neden olduğu bu iletişim biçimiyle komşular arasında anlaşmazlıklar çıkabilmektedir. Komşuluğun onca olumlu yönlerine karşın pek çok durumda olumsuz, istenmeyen, hatta bazen tehlikeli boyutlara ulaşabildiği de tanık olunan gerçekliklerden biridir. Nitekim insanî niteliklerin istenilen formlarından pek çoğu komşuluk ortamından üretildiği gibi, tam 42 tersi hemen her türlü şiddetin, saldırganlığın, inanılmaz kötülüklerin de üretilebildiği ortamlardan biri yine komşuluktur. Bu anlamda komşuluk bir şiddet kaynağı olarak karşımıza çıkmaktadır (REEMTSMA, 2006). Komşu olarak yan yana barış içinde yaşayan insanlar ansızın birbirlerine saldırabilmekte, ortalı yapık yıkabilmekte, akıl almaz komplolar ve kumpaslar düzenleyebilmektedir. Kendilerini aynı sokağın sakinleri olarak değil de farklı etnik grupların, ırkların, ya da siyasî ve sosyal çevrelerin, inançların ve ideallerin dava adamları ve üyeleri olarak tanımlamaya başlayarak bütün çevredeki insanları dışlayabilmekte, ötekileştirebilmektedirler. Bu gibi durumlarda komşular birbirlerine düşman, hatta bazen ölümcül düşmanlar haline gelmektedir. Modern hayatın getirdiği bazı şartlar insanı “kalabalıklar içindeki yabancı ve yalnız” durumuna getirmiştir. Zorunlu ilişkiler dışında “herkesin kendi işine baktığı” bir hayat anlayışı bu gün toplumsal hayatta hâkim durumdur. Bunun olumlu yanları olmakla birlikte, psikolojik ve sosyal olumsuzlukları da vardır. Sözgelimi, yıllardır aynı binada yaşadıkları halde bir biri ile tanışmayan, komşuluk ilişkilerine girmeyen pek çok insanın ve ailenin varlığı bilinen bir gerçekliktir. Aileler bu sorunun bir paçası olmasına karşın, durumdan memnunmuşçasına pek çoğu şikâyet etmemektedir. Bu da sosyal hayatın tezat olguların biri olarak görülmektedir. Sosyal hayatın pek çok alanı zorunlu ya da istekli bir şekilde değişikliğe uğramıştır ve gün geçtikçe bu değişim hızlanmaktadır. Nitekim değişim dinamiklerinin üst seviyede olduğu küreselleşme çağında bundan kaçınmak da imkânsız gibidir. Ancak, söz konusu değişikliklerin, toplumsal hayatın temel dinamiklerinden sayılan tarihi ve kültürel değerleri dezenformasyona uğratması, yerlerine daha anlamlı ve geçerli değerler konulamaması toplumda büyük bir kaosu ve yaşanamazlık durumunu beraberinde getirmektedir. Aynı çatı altında ama farklı bölümlerinde oturan aileler arasındaki komşuluk ilişkileri de söz konusu değişimin etkisinden kurtulmuş değildir. Aslında komşuluk ilişkileri bir yönüyle, biraz da kendiliğinden oluşan tabii ilişkilerdir. Özellikle sosyal ve kültürel hayatın hızla değiştiği dönemler için bu tespit çok daha önceliklidir. Bu tabii akışı bozacak durumların ortaya çıkması halinde, komşular arası bağı yeniden oluşturmak için özel bir çaba harcamak gerekebilir. Đlk bakışta basit gibi görünen küçücük girişimler, böyle bir komşuluk ilişkisinin oluşumunu ve devamını sağlayabilir. Merdivende karşılaşılan bir apartman 43 komşusuna verilecek selam, gösterilecek bir güler yüz, samimi bir hal-hatır sorma, gerektiğinde kapı komşusuna bir ihtiyacının olup olmadığını sormak, hatta pişirilen yemekten bir tabak ikram edivermek komşular arasında oluşacak sıkı bağların bir ilk adımını oluşturabilir. Đslâm bu tür davranışları çok önemsemiş, önemli bir iyilik ve kazanç olarak değerlendirmiştir. 4. Komşuluk Çeşitleri Komşuluk denildiği zaman sadece ailelerin mekân bakımından yakın olması anlaşılmamalıdır. Nitekim daha farklı komşuluk biçimleri de vardır. Đş yeri komşuluğu hane komşuluğundan sonra ilk akla gelenlerdendir. Her ne kadar oturulan evler birbirine yakın olmasa da özellikle esnaf ailelerin iş yerleri aynı mekânlarda ise aralarında komşuluk teessüs etmektedir. Elbette bu tür komşuluğun kendine özgü davranış biçimleri vardır. Özellikle aynı işi yapan esnafların komşuluğu, pek çok alanda yardımlaşma, eksikleri tedarik etme, yol gösterme, iş birliğine gitme gibi davranışlar ortaya koyarken, bunun tam aksi haller de ortaya çıkarabilmektedir. Esnaf komşuluğunun aile komşuluğuna ya da görüşmelerine de yansıdığı görülmektedir. Gün içinde sürekli bir arada olan çalışanların boş zamanlarında aileleriyle bir araya gelerek eğlenmeleri, biri birlerine ikramlarda bulunmaları ve bu ara da işleriyle ilgili teatilerde bulunmaları görülen toplumsal davranışlardandır. Bu da aileler yakın olmasa bile iş yeri hasebiyle komşu olunmasını sağlamaktadır. Aynı iş yerinde çalışan memurlar arasında da esnaf komşuluğundan ayrı olarak iş yeri komşuluğunun yaşandığı görülür. Aynı devlet dairesinde ya da özel şirkette çalışanların iş yerindeki arkadaşlıklarını aile görüşmelerine ve komşuluk ilişkilerine taşıdıkları modern hayatın ortaya çıkardığı komşuluk ilişkileri arasında sayılmaktadır. Bir diğer komşuluk biçimi ise “mezar komşuluğu”dur. Pek çok kişi bu dünyadan sonra varlığını devam ettireceği mekânların ilki olan mezarda da yanı başındaki kişilerin kim oldukları ile ilgilenmekte ve bu konuda seçici davranmaktadır. Kişisel ya da ile mezarlıklarının belirlenmesinde çevrede yatanların kim oldukları önemli bir kıstas olarak ortaya çıkmaktadır. 44 Elbette komşuluk sadece aile ve ev çerçevesine indirgenemez. Ailenin en yakın çevresiyle bütünleştiği ortam mahalledir. Mahallesini sahiplenen bireyler, diğer bitişik mahalleleri komşu saymaktadır. Bu da “mahalle komşuluğu” kavramını ortaya çıkarmıştır. Çemberin sonraki daha geniş halkalarını ise köy kasaba, ilçe ve il hatta ülke komşuluğuna kadar genişletmek mümkündür. Nitekim uluslar arası camiada sürekli olarak Yunanistan’dan “komşu” diye bahsedilmesi bunun belirgin örneklerinden biridir. Đki komşu il, iki komşu ilçe gibi deyimlerin farklı sebeplerle gündeme geldiği de bilinenler arasındadır. 5.Gelenek ve Göreneklerde, Atasözlerinde, Ritüel ve Törelerde Komşuluk 5.1.Gelenek ve Göreneklerde Komşuluk “Komşu” tabiri, yukarıdaki geniş tanımlamalarda da görüleceği üzere, birbirine bitişik veya yakın yerlerde yaşayanlar için kullanılır. Komşu olmanın doğurduğu birtakım hak ve görevlerin yanı sıra bunların sağlandığı bir ilişkiler düzeni bulunmaktadır. Bunlara genel olarak komşuluk veya komşuluk ilişkileri denilir. Komşuluk ilişkileri özellikle köy ve kasaba gibi küçük yerleşim bölgelerinde sosyal dayanışma açısından önemli olduğu gibi, ailelerin huzur ve güven içinde yaşamaları açısından da önemlidir. Đyi komşuluk ilişkileri mutluluk ve sevincin paylaşılmasında, sıkıntı ve kederin göğüslenmesinde ayrı bir öneme sahip olduğundan fert ve ailelere toplum içinde destek olur. Dolayısıyla sosyal bünyeyi güçlendirir. Kötü komşuluk ilişkileri de sürekli rahatsızlık, güvensizlik, dışlanmışlık ve yalnızlık hissi uyandırır. Türk kültüründeki süzülmüş bir anlayışın ifadesi olan, “ev alma, komşu al” özdeyişi, komşuluk ilişkilerinin her iki yönü açısından da son derece isabetli bir tespiti dile getirmektedir. Yine bu kültürde canlı olarak yaşayan “komşu komşunun külüne muhtaçtır”, “komşuda pişer, bize de düşer” gibi özdeyişler ve sık gelip gitmeleri anlatmak üzere, “komşu kapısına çevirmek” gibi deyimler, komşuluk ilişkilerinin anlamını ve boyutlarını göstermek bakımından önemlidir. 45 Geleneksel Türk toplum hayatında komşuluğun önemli bir yere sahip olduğunu açıkça gösteren pek çok gösterge vardır. Bunların başında sözlü kültürün önde gelen unsurlarından atasözleri ve deyimler vardır ki, bu konuda komşulukla ilgili çok fazla ürün ortaya çıkmıştır. Bu ürünlerin pek çoğu dinî hükümlerden ilham alınarak doğmuş izlenimini vermektedir. Ancak gelenek, coğrafya ve iklim tesiriyle oluşanlar da az değildir. Zaten kültürü oluşturan temel öğeler de bunlardan ibarettir. Komşulukla ilgili Türkçede en çok kullanılan deyimlerin başında “komşuluk yapmak/etmek” gelir ki, çok geniş bir alana hükmeder. “Komşu hakkı” kavramı daha çok dinî referans barındıran bir içeriğe sahiptir ve hemen her bakımdan komşunun gözetilmesi, rahatsız edilmemesi, paylaşımcı olunması gibi hasletleri yapmayı norm haline getirir. Evde pişen yemeğin bir miktarını komşuyla paylaşmaktan, komşunun ses, gürültü, görüntü vb. bakımlardan rahatsız edilmemesine varıncaya kadar “komşu hakkı”nın geniş bir davranışsal alanı vardır. Türk toplumunda “komşu hakkı”nın ifa ve tesis ettiği düzeni, intizamı ve kamu güvenliğini, sağlıklı toplumsal yaşamı bu gün batı toplumunda hukuk kuralları zecri tedbirlerle yapmaktadır. Bu dışarıdan sert biçimde dayatılan kuralların azıcık gevşemesi, her hangi bir doğal ya da beşeri afet durumunda kaldırılması, zayıflaması, rafa kalkması durumunda toplumda büyük bir kaos meydana gelmekte, cinayetler, yağmalar, saldırılar, tecavüzler alıp başını gidebilmektedir. Oysa Türk toplumunda manevî bir değer olarak ruhlara işlemiş “komşu hakkı” değeri sayesinde polisiye bir tedbire, dışsal bir zorlamaya gerek kalmadan insanlar aralarındaki meseleleri çözebilmektedir (habervitrini.com). Doğal ya da beşerî bir afet durumunda da başka pek çok toplumdakinin aksine bu değer sayesinde, yardımlaşma, koruma, kollama, sahip çıkma, bir olma, paylaşma en üst seviyesine çıkmaktadır. Bu inanç toplumun son derece dinamik bir yapı göstermesini ortaya koymaktadır. “Komşu hatırı” , Türkçenin en munis kavramlarından biri olmak hasebiyle “komşu hakkı”nın daha da zarifleştirilmişi ve naifleştirilmesiyle teşekkül etmiştir. “Komşu hakkı”ndaki hukukî ve dinî buyruk hissi “komşu hatırı”nda tamamıyla insanî, hümanist bir yapıya büründürülerek medenî yönü sivriltilmiştir. “Komşu hatırı” samimiyet ve sıcaklığın en üst perdeden seslendirildiği bir dil güzelliği olarak varlık kazanmıştır. 46 “Kapı komşu” ve “komşu kapısı” da derununda hem müspet hem de menfi manalar barındıran deyimlerdendir. “Kapı komşu” diğer komşular arasında fizikî olarak en yakın olandır. “Kapı komşu”nun ayrısı-gayrısı olmaz, neredeyse onlara danışılmadan pek çok konuda hareket edilmez. En önemlisi de “kapı komşu”nun nazı her zaman çekilmeye müstahaktır. Eğer “kapı komşu”dan çok memnun değilse bir aile “ne yapalım, kapı komşu bulunmuş işte” diyerek rıza gösterir ve bunu çekilmesi gereken bir kader gibi kabullenir. Keza “komşu kapısı” da daha çok muhtaç olmak, komşuya gitmek, bir şey istemek vb. gibi anlamlara delalet ederek “komşu kapısı çalmak”, “komşu kapısına gitmek” şekillerinde kullanılır. “Komşu kapısına çevirmek” deyimi ise tam bir mecaz sanatıdır. Ancak gündelik hayatın gerçekliğinden de soyutlanmış bir gerçeklik değildir. Bir defaya mahsus verilmiş bir ödünün, alışkanlık halini alacağına işaret eden bir deyimdir. Bu da aileler arasında komşu hatırına ya da yakınlığına dayanılarak, bazı davranışlarda ölçünün kaçırılabileceği anlamına gelir. Dolayısıyla komşularla ilişkilerde orta yolun bulunmasını, hiş bir şekilde tedbirin elden bırakılmamasını ve asla aşırıya kaçılmamasını öğütler. Bu ve benzeri deyimlerin yanında Türk kültüründe komşuluğu neredeyse bütün gönleriyle özet halinde, ancak derinlemesine ve sıkı bir şekilde anlatan daha başka özlü ürünler vardır. Bunların başında da atasözleri gelir. Bu konuda zengin bir literatürün varlığından söz edilebilir (ALBAYRAK, 2009; ŞĐNASĐ, 2003; TASD, 2001; ÖZDEMĐR, 2001; SAĞLAM, 2004). Sırf atasözlerine bakılarak Türk kültüründe komşuluğun bütün ritüellerini, olumlu ve olumsuz özelliklerini görmek mümkündür. Türklerde komşuluğun önemini ortaya koyan ve hemen herkesin ağzından hiç düşmeyen bir atasözü “ev alma, komşu al” derken, oturulacak bir mekânın belirlenmesinde önceliğin nereye verileceğine işaret etmektedir. Çünkü bir evin ev olabilmesi için çevredeki komşular en az ev kadar, ama aslında evden bile önemlidir. Komşu, yakın hatta bitişik konutlarda oturan kimselerin birbirine göre durumuna denir ki, bir anlamda ailenin bir parçası hükmündedir. Dolayısıyla ev sahibi olurken bu gerçeklik göz ardı edilemez. Her ne kadar tarihsel ve kültürel birikim böyle dese de, bu araştırmanın ortaya koyduğu sonuçlardan biri şehirleşme ile birlikte komşuluk aranır, tercih edilir bir değer gibi görülse de, 47 ev alırken çok da düşünülen, ısrarla üzerine gidilen bir konu olmaktan çıkmıştır. Çünkü köyden kente göçün hızlanmasıyla plansız ve ani gelişmeler insanların bir an önce şehir hayatına tutunabilme zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır. Bu zorunluluk, “ev olsun da her ne biçimde ve her nerede olursa olsun” ya da “başımızı sokacak bir mekân olsun da nasıl bir yer olursa olsun” şeklinde bir tercihi zorunlu hale getirmiştir. Komşuluk ancak çok daha ilerleyen safhalarda, refahın artması, hayat şartlarının iyileşmesi sayesinde ailelerin rahat bir ev imkânına kavuşmaları sonrasında gelecek beklentilerini reel hale getirmek, refah düzeylerini daha ileriye götürmek istediklerinde aranılan bir özellik olarak görülmeye başlanmıştır. Refah seviyesinin daha yüksek olduğu mahallerde yabancılaşmaya ve kimsenin kimseyi tanımamasına paralel olarak, aynı gelecek beklentisiyle ortak bina ya da site yaptırmış gruplar arasında gelenekselin ötesinde bir komşuluk ilişkisinin olduğu da görülmektedir. Bu da modern hayatın ürettiği yeni ve ilginç komşuluk olarak değerlendirilebilir. Farklı kaynaklardan derlenen atasözlerine genel olarak bakıldığında şöyle bir manzara ortaya çıkmaktadır: Türk toplum hayatında tarihsel ve kültürel olarak komşuluk son derece önemli bir kurumdur. Bazen seçerek elde ettiğimiz komşularımıza bazen da seçme hakkımız olmadan kavuşabiliyoruz. Komşu iyi de olabilir kötü de. Dolayısıyla komşuyla olan ilişkiler diğer insanlar gibi asla olamaz. Komşuluk ilişkilerinin apayrı bir prosedürü, uygulama biçimi söz konusudur. Komşuya karşı büyük bir güven ve sevgi beslemeyi salık veren atasözlerinin yanında komşudan sakınılmasını, ona karşı sürekli tedbirli olunmasını, komşunun kınanmamasını ve asla hor görülmemesini sürekli salık veren atasözleri de vardır. Örneğin, “komşu ipiyle kuyuya inilmez”, “komşu komşunun şerrinden bizar imiş”, “kötü komşu ev sahibi yapar”, “sağlam çit iyi komşu yapar” gibi atasözlerinde bir güvensizlik söz konusu iken, komşuya karşı tedbirli davranılması gerektiği istenilirken; “gülme komşuna gelir başına” atasözünde de komşunun asla kınanmaması öğütlenmektedir. Bunun yanında “zengin komşudan ve sıcak havadan zarar gelmez” atasözsünün işaret ettiği gibi, iyi komşunun bulunmaz bir nimet olduğunu, komşunun iyiliklerinden, güzelliklerinden ve zenginliğinden diğerlerinin de pay alabileceğini, dolayısıyla bu tür hasletlerin geliştirilmesi gerektiği de sürekli vurgulananlar arasındadır. Aslında komşuluk konusunda Türk kültüründe her birisi için uzun kompozisyonların yazılabileceği onlarca atasözü vardır. Farklı atasözleri derlemeleri arasında komşulukla ilgili yapılan taramada aşağıdaki ifadelere ulaşılmıştır: 48 5.2. Komşulukla Đlgili Atasözleri 1. Aç kurt bile komşusunu dalamaz. 2. Âlim komşu, câhil babadan yeğdir. 3. Anan atan kim? yakın komşun. 4. Dişin ağrırsa çek çıkar, komşun kötü ise kaç kurtar. 5. Ev alma, komşu al. 6. Ev yapacaksan komşuyu seçmeden himini (temelini) atma. 7. Evinin halini komşuya sor. 8. Geniş mesken, dürüst komşu ve rahat binek insanın saadetindendir. 9. Gülme komşuna gelir başına 10. Hayır dile komşuna hayır gelsin başına. 11. Đyi komşu iyi kardeş dengidir. 12. Đyi komşu kardeş sayılır. 13. Keçe satarsan komşuya sat; bir kenarında kendin de oturursun. 14. Kendi seviyende olanı komşu edin. 15. Komşu aşı veresiye. 16. Komşu ayna gibidir. 17. Komşu boncuğunu çalan gece takınır. 18. Komşu evi taşlamaz. 19. Komşu hakkı büyük, saymayan hödük. 20. Komşu hakkı, Tanrı hakkı. 21. Komşu ipi ile kuyuya inilmez. 22. Komşu kızı almak, kalaylı tastan su içmek gibidir. 49 23. Komşu kızının iyisi komşuya çıkmaz. 24. Komşu komşudan huy kapar, ayranına su katar. 25. Komşu komşudan iyilik bekler. 26. Komşu komşunun huyunu kapar. 27. Komşu komşunun şerrinden bizar imiş. 28. Komşu komşunun tütününe/külüne muhtaçtır. 29. Komşu komşuya lazım olur. 30. Komşu komşuyu istemez, ev sahibi hiç birini istemez. 31. Komşu tavuğu komşuya kaz görünür. 32. Komşuda pişer bize de düşer. 33. Komşudan gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz. 34. Komşuluk kardeşlikten ileridir. 35. Komşun iyi yerin kötü, dur bekle, yerin iyi komşun kötü bırak git. 36. Komşuna iki inekli/öküzlü iste ki, kendin bir inekli/öküzlü olasın. 37. Komşunu seçme özgürlüğün yoktur. 38. Komşunun darısı iyi olur. 39. Komşunun ekmeği komşuya borçtur. 40. Komşunun iti komşuya ürmez. 41. Komşunun kötüsü, adamı mal sahibi yapar. 42. Komşunun sakalını yoldularsa sen de sakalını kazıt. 43. Komşunun tavuğu komşuya kaz, karısı kız görünür. 44. Komşunun yarası sirayet etmezse de huyu sirayet eder. 45. Komşuyu komşudan sorarlar. 46. Oğlunla ordu ol, kızınla komşu ol. 50 47. Sağlam çit iyi komşu yapar. 48. Yakın komşu, hayırsız hısımdan yeğdir. 49. Yaman komşu, yaman avrat, yaman at; birinden göç, birin boşa, birin sat. 50. Yoldan önce arkadaşı, evden önce komşuyu seç. Yayımlanmış pek çok edebî eserde (roman, hikâye ve şiir vb.) komşuluğun Türk kültüründeki yerine işaret eden önemli boyutlar ve anlatımlar bulunmaktadır. Rıfat Ilgaz’dan aşağıya alınan bir şiir, komşuluğu birçok yönüyle anlatmaktadır. Bir yönüyle edebî eser olması, diğer yönüyle de komşuluk ilişkisine özgün bir örnek olması bakımından buraya alınmıştır: Komşuluk Derdimiz bize yeterken komşulardaki de tuz biber eker, Kâtiplerde gürültü çıkar çorap yüzünden, tasası bizim evdekilere? Malmüdürüne nüzul iner bir tahkikat sonunda derdini bizimkiler çeker, bozulur ağzımızın tadı? Ev dediğin dırıltısız olmaz hele böyle günde? Bizim de kendimize göre gürültümüz eksik değil; küçük başın küçük derdi. Hırlaştığımız olur 51 et yüzünden, ekmek yüzünden, bakarsın düşüvermişiz komşuların diline? Zaten saklayamadı iç yüzümüzü raptiye ile tutturduğumuz perdeler, sırrımızı bilmeyen kalmadı? Gördüler tencereye tavaya fazlaca işimizin düşmediğini? Çamaşır günlerinde öğrendiler donuma gömleğime kadar. Söz oldu soğuk günlerde yatakta roman okuduğum? Hele sülâlemizdeki sadelik gitmedi kimsenin hoşuna? Ne olacaktı, yedi atası devletli olmazdı ya bodrum katındaki kiracının. (ILGAZ, 1943) 5.3.Türk Toplumunda Komşuluğun Yaşayan Ritüelleri ve Komşuluk Töreleri Komşuluğun günlük hayatta görünür bir halde yaşandığı ritüeller vardır. Aileler arasında gerçekleştirilen davranışlar iletişimi, etkileşimi, yardımlaşma ve dayanışmayı canlı bir şekilde ortaya koymaktadır. Ancak, sosyo-kültürel hayatın şehirleşme, ekonomi, çalışma şartları, eğitim ve diğer sebeplerle hızla değişmesi ile komşuluk ritüellerinde de değişimler 52 ortaya çıkmıştır. Geleneksel toplumsal hayatta akşam oturmaları önemli bir komşuluk davranışı olarak yaşatılırken, şehirleşmenin hızla gelişim gösterdiği alanlarda bunun önemli bir komşuluk ilişkisi olmaktan çıktığı görülmektedir. Zira akşam oturmalarının yerini evde başka aktiviteler almaktadır. Hatta ev dışında yeni davranış biçimleri tercih edilir haldedir. Ancak çalışmayan ev hanımlarının kendi aralarında yaptıkları günler, ikinci çayları, kutlamalar komşuluğu canlı kılan ve görünür aktiviteler ortaya koyan ritüellerdir. Komşuluğun yere, zamana ve olay örgüsüne yönelik ifade ve davranış biçimleri vardır. Aslında Türkiye’nin komşuluk törelerine yönelik bir literatür taramasından ve alan araştırmasından yoksunuz. Burada yazılı kültür ürünlerinden alınan bazı komşuluk ritüelleri şöyle sıralanabilir: • Yeni komşuya ‘hoş geldin’e gitmek ve bir ihtiyacının olup olmadığını sormak, • Taşınması sırasında elden geldiğince yardımcı olmaya çalışmak, • Bu sırada bir ihtiyacı varsa karşılamak, • Mahallenin bakkalını, manavını, kasabını ve diğer gerekli yerlerini tanıştırmak, • Yeni komşunun yalnızlık duymamasını sağlamak, • Komşu yerleşince, duruma göre onu davet etmek, hoş geldine gitmek, (sabah kahvesine, akşam çayına vb.), • Evin hanımı, yeni komşuyu yakınlık kurulacak, dostluk edilecek gibi bulursa, kocasıyla anlaşarak bir ziyaretle tanıştırmak, • Çocuklar aynı yaşta iseler, onları tanıştırıp birlikte oynamalarını veya çalışmalarını sağlamak, • Komşuda hasta varsa yoklamak, yardım etmek, yalnızsa bir çorba pişirmek, küçük çocuğu varsa ona bakmak, komşusunun yakınlarına hastalığını haber vermek, • Komşulardan birinin kızı evleniyorsa, evlilik hazırlıklarına yardım etmek (dikiş, nakış, alış-veriş vb. konularda), • Komşulardan, bilhassa genç ve yalnız evlilerden biri doğum yapmışsa, tecrübeli komşu hanımlar loğusayı yalnız bırakmamak, 53 • Komşulardan birinin evinde ölüm varsa, onu yalnız bırakmamak, küçük çocukları kendi evine almak, ölü evine yemek vb. şeyler göndermek, aç oturmalarını önlemek, • Ölümün ilk gecesi, helva yapmak vb. işlere yardım etmek, • Düğün, davet gibi hallerde gerekli eşya ve kap kacak yardımı yapmak, • Bu yardım kendisine yapılmışsa, teşekkür anlamında, kapların birine evde yapılmış tatlı ve benzeri şeylerden koyarak geri vermek. Yalnız ölü evine giden kap, boş olarak geri gönderilir. • Komşu dedikodusuna meydan vermemek, katılmamak, • Fazla kokulu bir yemek pişirilmişse, komşuya da bir miktar göndermek, • Yakın komşuyu bir dost kabul edip, onun hayatının akışına karışmadan, onunla dengeli ve ölçülü ilişkiler kurmak. 5.4.Şehir Hayatındaki Kat Malikleri Komşuluğunda Yaşanan Komşuluk Ritüelleri • Apartman toplantılarına katılmak, • Bina ya da site sakinlerinde ortak şekilde alınan kararları uygulamada dikkatli olmak, bu konuda ödün vermemek, • Ortaklaşa masrafların borçlarını zamanında ödemek, • Ekseriyet kararlarına sonradan itiraz etmemek, • Apartman komşularını taciz edici davranışlardan kaçınmak (gürültü, kavga, bahçe tahribi, su kesmek, halı silkelemek, selam vermemek, kapıcı, çöpçü, çocuklar ve benzeri kişilere bağırmak), • Bayram, kandil, Ramazan gibi özel günlerde ve zaman dilimlerinde, tanışmasalar dahi, karşı karşıya gelindiğinde gönül alıcı bir iki söz söylemek, • Su, ışık, yakıt vb. ortak harcamalarda dikkatli olmak, israfa meydan vermemek, • Yönetici yasaklarına uymak, 54 • Sayılı günlerde, apartmana hizmet edenlerin (kapıcı çöpçü, bekçi, postacı vb.) bahşişine iştirak etmek, • Kurban kesme ve benzeri olaylarda komşuları rahatsız edici dikkatsizliklerden kaçınmak, • Herkesin düşüncesine, hak ve hareketlerine saygı göstermek, ille benim dediğim olsun tavrından kaçınmak, • Araba varsa ve komşulardan biri vasıta bekliyorsa, yer de varsa, tanışılmasa bile onu arabaya davet etmek, • Üst katlardan alt kattakilerin balkon ya da pencerelerinden girebilecek şeyleri atmamak, • Aileden sonra en yakın tanışlık biriminin komşular olduğunu unutmamak. 6. Đslâm Dinine Göre Komşuluk Đlişkileri Đslami kaynaklarda, toplumsal hayatın sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için komşuluğa önem verildiği görülmektedir. Farklı kaynaklardan derlenenlere göre, Đslâm’a göre temel komşuluk hakları olarak şunlar sıralanabilir (Kur’an, 4/36; Đlmihal, 1999, 470-471; karabukmuftulugu.gov.tr; Tirmizi, 76/7, 528; DĐA, 2007: 151; Buhari, 32/7, 79; Müslim, 143/3, 2025; Ebu Davud, 9/4, 134; Heysemî, 168-170; Gazali, 1993, 272): 1. Karşılaşınca selâm vermek. 2. Onu lâfa tutmamak, zamanını boşa harcamamak 3. Çok soru sormamak, mahremiyetini karıştırmamak, bu konuda mütecessis olmamak. 4. Hastalığında ziyaretine gitmek. 5. Başına bir musibet gelince onu teselli etmek ve derdine ortak olmak. 6. Sevindirici bir olay karsısında onu tebrik ederek mutluluğuna katılmak. 55 7. Kusurlarına göz yummak. 8. Ayıplarını üstünkörü bir şekilde gözlemek. 9. Duvarının üzerine mertek koymak suretiyle onu dara düşürmemek. 10. Yalağına su dökmemek. 11. Bahçesine çöp veya toprak dökmemek. 12. Evine varan yollarını daraltmamak. 13. Evine ne götürdüğünü takip etmemek. 14. Açığa çıkan ayıplarını örtmek. 15. Başına bir hal geldiğinde öfkesini dindirmek. 16. Yokluğunda evine göz kulak olmak. 17. Aleyhindeki sözlere kulak asmamak. 18. Mahrem taraflarından gözlerini sakındırmak. 19. Hizmetçisine ısrarlı gözler ile bakmamak. 20. Çocuğu ile tatlı konuşmak. 21. Dini ve dünyevi konularda bilmediği noktalarda kendisini aydınlatmak. 7.Yazılı Kültürde Komşu ve Komşuluk Araştırmaları Komşuluk ilişkileri geleneksel Türk mahallesinin ve kentinin önemli ritüellerinden, ortak davranış kalıplarından biridir. Köydeki komşuluk, aileler arasında maddî ve manevî yardımlaşma ihtiyacından kuvvet kazanmakla birlikte, sosyal refahın, toplumsal hareketliliğin ve göçün hızlanmasıyla, kentleşme ve apartmanlaşmanın yeni hayat biçimi haline gelmesiyle birlikte mahalle yapısının değiştiği, mahalledeki süregelen ilişki biçimlerinin olumsuz bir 56 biçimde etkilendiği söz konusu edilmektedir. Özellikle şehirlerde, kiracılık müessesesi komşuluk ilişkilerini geleneksel niteliklerinden uzaklaştırarak ortadan kaldırdığına yönelik görüşler hayli yaygındır. Đçinde yaşanılan zamanda komşuluk ilişkilerinde hissedilir bir değişimin meydana geldiği düşüncesi genel olarak kabul edilmektedir. Bu değişim, insanlar arasında şikâyetlere neden olmakta, geçmişe karşı sürekli bir nostaljiyi dillendirmektedir. Burada üzerinde durulması gereken nokta, meydana gelen değişimin içeriğini, temel doğrultusunu ve dinamiklerini anlamaktır. Bu anlaşıldığı takdirde, toplum hayatının daha sağlıklı işlemesi için temel veriler elde edilmiş olacaktır. Ansiklopedik tarz eserler, komşuluğa yönelik geniş bilgiler içermemektedir. Diyanet Đşleri Başkanlığınca hazırlanan Đslam Ansiklopedisi’nin komşuluk maddesi M. Çağırıcı ve A. Şafak (2002, 157-159) tarafından kaleme alınmıştır. Burada komşuluk; dinî gereklilikler, hukukî sorumluklar ve yükümlülükler dikkate alınarak incelenmiştir. Bu maddede öncelikle komşu ve komşuluk kavramlarının tanım ve alanları üzerinde durulduktan sonra, farklı din ve inanışlardaki yaklaşımlara değinilmektedir. Özellikle Đslâm dininde komşuluk hakları üzerinde durulmuştur. Şafak, yazısında komşuluğun fıkhî yönünü ele almıştır. Komşu olmaktan doğan hak ve sorumluluklar temel kaynaklara inilerek verilmiştir. Komşuluğun geleneksel yapısı, değişimi, davranış biçimleri, sosyolojik olarak önemi gibi konulara yer verilmemiştir. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu tarafından yapılan geniş ölçekli ve örneklemli Türk Ailesinin Yaşadığı Mekânlara/Konutlara Đlişkin Eğilimler başlıklı çalışmada komşuluk konusuna oldukça sınırlı yer verilmiştir. Araştırma neticesinde komşuluk ilişkilerinin yeni biçimler aldığı, yeni sorunlar ortaya çıkardığı bilgilerine çok kısa olarak değinilmiştir. Yine aynı kurum tarafından yayımlaman Türk Aile Ansiklopedisi başlıklı üç ciltlik geniş eserde komşuluğa iki yazı ayrılmıştır. Kentleşme ile ilgili yazılarda ise komşuluğa değinilmemiştir. H. Özdemir, Türkiye’de Komşuluk Đlişkileri başlıklı yazısında, komşuluk ile ilgili terimler üzerinde durmuş, sosyal hayatın önemli bir kurumu olduğunu vurgulamış, sosyalleşmenin gerçekleşmesinde komşuluğun önemine değinmiştir. Köy ve kent hayatında komşuluğun hangi ritüeller çerçevesinde işlediği kısaca belirtilmiştir. Aynı eserde A. Turan Alkan tarafından kaleme alınan yazıda, benzer konular işlenmiştir. Her iki yazının sonuç hükmü, hızla gelişen kentleşme ve toplumsal değişme ile geleneksel komşuluk ilişkilerinin 57 yara almaya başladığı ve zayıfladığı yönündedir. Ayrıca, geleneksel komşuluk ilişkilerinin yerini kent hayatında dernekler, kulüpler, mahalle kahvehaneleri ve kooperatiflerin aldığı dile getirilmiştir. ‘Komşuluk’ konusunu bugüne kadar akademik olarak en geniş çapta S,ve A. Ayata ele almışlardır. Konut, Komşuluk ve Kent Kültürü başlıklı çalışma, Ankara’nın farklı Sosyokültürel bölgelerinde oturanları farklı değişkenler açısından incelemiştir. Bu değişkenlerden biri de komşuluk ilişkileridir. Bu çalışmada üst, orta ve alt sosyo-kültürel bölge insanlarının komşuluk ilişkileri, akrabalık ilişkilerinin kapsamı ve yoğunluğu, görüşme sıklıkları, dayanışma, orta ve alt kesim akrabalığının düzenlenmesi, yeni orta sınıfta akrabalığın düzenlenmesi, komşuların sosyal konumları, komşuyla görüşme ve tanışma nedenleri, görüşülen komşu sayısı ve görüşme sıklıkları, komşularla görüşme alanları, komşular arasında dayanışma çatışma alanları, komşuluk ilişkilerinde beklentiler ve değişme ve komşuluk ilişki tipleri başlıkları altında incelenmiştir. Bütün bu başlıklar, alandan elde edilen sayısal değerler ile yorumlanmıştır. N, Erdentuğ Sosyal Âdet ve Gelenekler başlıklı çalışmasında, komşuluğa kısaca değinmiş ve komşuluk ilişkilerinin özellikle kadınlar açısından çok önemli olduğunu, hatta akrabalıktan bile önde geldiğini vurgulamıştır. Erdentuğ, komşuluğun Anadolu’nun farklı yörelerinde farklı biçimde uygulandığına değinerek, küçük örnekler vermiştir. Komşuluk ilişkilerine değinen sosyal bilimcilerden biri Đ.Doğan’dır. Doğan, kentleşme ile ilgili, “Korumacılığın Geleneksel Kent Kültüründen Çıkarması Gereken Dersler” başlıklı makalesinde; komşuluk ile mahremiyet kültürü, sokak ve mahalle arasında sıkı bir bağ kurmuştur. Ona göre, yapılan yeni evin sokaktaki konumu, komşuların bu yeni konumdan etkilenmeleri, kadınların devlet adına müdahalesini ve denetimini gerektiren haller içine girmektedir. Doğan, komşuluğu toplumsal bir değer olarak kabul eder. Geleneksel kültürde mahalle yapılanmasının komşuluk ilişkisine göre belirlendiğini belirtir. Đ. Doğan, Toplum ve Eğitim sorunlarını ele aldığı kitabında da, komşuluk ile ilgili bir paragrafa yer vermiştir. Doğan burada, komşuluğun bir geleneksel toplum değeri olduğuna işaret ederek, bunun tercih değil bir zorunluluk olduğunu ve bu zorunluluğa insanların istemeseler de katlanmak zorunda kaldıklarını vurgulamıştır 58 K. Alver, Siteril Hayatlar Kentte Mekânsal Ayrışma ve Güvenlikli Siteler adlı yeni çalışmasında, yeni oluşan kent hayatındaki güvenlikli ve korumalı mekânlardaki hayat ilişkilerini araştırırken komşuluğa da değinmiştir. Alver, kent hayatında komşuluk ilişkilerinin hissedilir derecede değişme uğradığını ancak sanıldığının aksine ortadan kalmadığını belirtmiştir. Site sakinleri ile yüz yüze görüşme tekniği ile yapılan araştırma, komşuluğun yeni biçimlerine değinmiştir. Toplumsal değişmenin hızlandığı 1980’li yıllarda yeni kent hayatındaki komşuluk ilişkilerini inceleyen önemli çalışmalardan biri Atay’a aittir. Atay, Keban Baraj Nedeniyle Elazığ’ın 1800 Evler Mahallesine Göç Edenlerin Kentlileşme Sorunları adlı incelemesinde, Keban Barajı’nın yapımı dolayısıyla Elazığ’ın kenar mahallesine yerleştirilenlerin hayatındaki değişimi incelediği araştırmasında, önemli bir değişken olarak komşuluk ilişkilerini ele almıştır. Yeni göç edenlerin kentlileşme sürecinde önemli bir konum arz eden komşuluk; dinî ve etnik özellikleri de barındırmak suretiyle daha çok yardımlaşma ve sorun çözme mekanizması olarak gelişme göstermiştir. Atay’ın araştırmasına göre, köyden gelenlerin yeni hayat koşulları doğrultusunda komşuluk biçimleri geliştirdikleri gözlenmiştir. Komşuluk ilişkilerinin yeni kent yaşamındaki durumunu ele alan bir diğer araştırma Y. Sencer’e aittir. Sencer, Türkiye’de Kentleşme başlığını taşıyan kitabında, 1970’lerin başında Đstanbul’daki kentsel değişimi incelemiştir. Burada, komşuluk ilişkilerinin de önemli ölçüde değişime uğradığı, ancak öncelikle komşuluğu belirleyen değerin yardımlaşma, güven ve güç kazanma değerleri etrafında oluştuğunu vurgulanmıştır. S. Erder, Đstanbul’da Bir Kent Kondu: Ümraniye adlı incelemesinde, 1990’ların başında Đstanbul Ümraniye’deki hızlı kentsel değişim içinde dar biçimde de olsa komşuluğa değinilmektedir. O. Işık ve M. Melih Pınarcıoğlu’nun hazırladıkları, Nöbetleşe Yoksulluk adlı, Đstanbul Sultanbeyli’deki özellikle mimarî bakımdan ortaya çıkan değişimi inceleyen çalışmaları yeni komşuluk ilişkilerine yer vermektedir. 59 8.Tarihsel Bağlam Đçinde Türk Toplumunda ‘Komşuluk’ Nasıl Araştırılabilir? Bugünün toplumundaki koşuluk ilişkisini sağlıklı biçimde incelemek için elbette öncelikle sosyolojinin öngördüğü metot ve teknikler kullanılarak alan araştırmalarına başvurulmalıdır. Araştırma sırasında sosyolojinin temel araştırma tekniklerinden içeriden ve dışarıdan doğal ve sistematik gözlemler, anket, görüşme, vaka inceleme en başta kullanılacak bilimsel araçlar durumundadır. Ancak komşuluğun tarihsel süreç içindeki konumu ve değişim aşamalarını inceleyebilmek için tarihsel sosyolojinin metotlarına ve temel kaynaklarına başvurmak gerekecektir. Komşuluk konusunun tarihi gelişiminin hak ettiği ölçüde araştırılmamasının farklı sebepleri olmakla birlikte, en önemlilerinden biri; Türkiye’de sosyolojinin büyük ölçüde çeviri, ithal kavramlar ve metotlar çerçevesinde bugüne kadar yazılmış ve düşünülmüş olmasıdır. Toplumsal sorunların sebep, yapı, köken ve işleyiş biçimlerine yönelik araştırmalarda yerli kaynakların verimli olarak kullanılması sınırlı kalmıştır. Dolayısıyla, Türk toplumunda komşuluk konusu yerli kaynaklar kullanılarak, alan araştırmaları yapılarak yazılması bu Türk kültür dünyasına ve sosyal bilimlere önemli katkılar sağlayacaktır. Bu çerçevede komşuluk, sosyolojinin kullandığı temel araştırma metotları doğrultusunda alan araştırmaları ile incelenebileceği gibi, konunun teorisinin ve tarihsel perspektifinin çıkarılabilmesi için literatür taramasına ihtiyaç vardır. Bunun için de, öncelikle bütün yerli süreli yayınlar başta olmak üzere, sözlü kültürün diğer ürünlerine müracaat gereklidir. Edebî türlerin hemen hepsi olmak üzere, nasihatnameler, pendnâmeler, “seyahatnameler, sûrnameler, vilâdetnâmeler, şehrengizler, mesnevi tarzında manzum ve mahallî hikâyeler, şiir mecmuaları (…) vardır ki, içtimai hayatın tekâmülünü anlamak için en mükemmel memba hükmündedirler” (ÜLGENER, 1951, 32). Bu türler, Türk toplumsal hayatında komşuluğun tarihsel süreçte nasıl işlediğini, hangi temel ihtiyaçları karşıladığını ve hangi iç ve dış dinamiklerin etkisiyle ve nasıl değiştiğini anlamada hayli yardımcı olacaktır. Türk toplumunda komşuluk ritüelleri, algılayışları ve toplumsal-siyasal dönüşüm sürecindeki değişimleri izleyebilmek için başvurulması gerekli kaynakların başında son yüz elli yılın süreli yayınlarının geldiği söylenebilir. Bunlar içinde gazeteler ve dergiler öncelikle 60 müracaat kaynaklarıdır. Bununla birlikte komşuluğun tarihsel boyutlarının incelenebileceği kaynakların başında yerli ve yabancı seyahatnameler, mektuplar, toplumsal hayatın işleyişine yönelik gözlemler, anılar, hatıralar ve araştırmalar gelir. Özellikle yabancı seyyahlar Türk toplumundaki komşuluk ilişkilerini keskin gözlemlerle kaleme almışlardır. Bunlar içinde önemli olanlardan biri Alman asker H. von Moltke’nin Türkiye’deki Durum ve Olaylar Üzerine Mektuplar adlı geniş ve ilginç eseridir. Yazar, 19. yüzyıl Anadolu’sunun birçok yöresindeki komşuluk, misafirlik ve özel günlerdeki kutlama ve anma etkinliklerini keskin bir gözle ve etkili bir lisanla aktarmaktadır. E. Amicis, Đstanbul 1874 adlı seyahatnamesinde, Türklerde cemiyet hayatını anlatır. Evlerin gizlenmişliğe, sokakların yapılanmasına ve güven konusuna değinir. Aynı zamanda şehre gelen köylülerin şehri nasıl yozlaştırdığını anlatır. Đstanbul’daki farklı etnik ve dini gruplara ait işyerlerindeki esnaf komşuluğunun inceliklerini ironik bir üslupla ifadelendirir. H. Mintzuri, Đstanbul Anıları 1897–1940 başlıklı eserinde, Đstanbul’un sıradan insanlarını anlatırken, farklı unsurlar arasındaki komşuluk ilişkilerine satır aralarında sürekli göndermeler yapar. Aynı şekilde, B. Horvath’da Anadolu 1913 başlıklı anılarında Anadolu’nun farklı yörelerinde gözlemlediği komşuluk ritüellerine değinir. Seyahatnamelerde, anılarda ve hatıralarda komşuluk konusunda geniş bir literatür olmakla birlikte, içinden komşuluk konusunun ayıklanmasına ihtiyaç vardır. Yerli seyahatnamelerden de bu konuda istifade edilebilir. Çok geniş bir coğrafyayı gezen ve bu sahalar hakkında çarpıcı ve yer yer abartılı tasvir ve gözlemler yapan Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde komşuluğa da yer verilmiş olması büyük ihtimal dâhilindedir. Aynı şekilde Đbn-i Batuta Seyahatnamesi de 14. yüzyıl Anadolu sosyal hayatını en iyi anlatan eserlerdendir. Batuta, şehir halkının farklı din ve etnik gruplara göre ev yaptıklarını ve bu şekilde şehirlerin oluşturduğunu yazar. Bu meyanda komşuluğun daha gelişkin tasvirinin ve incelemesinin yapılabilmesi için gerek eski gerekse modernleşme dönemi Türk toplumunun gelenek ve göreneklerini ele alan araştırmalardan ve derlemlerden yararlanılmalıdır. Bu konuda önemli bir kaynak, Abdülaziz Bey’in Osmanlı Adet, Merasim ve Tabirleri eseridir. Tarihsel süreç içinde komşuluğun canlı bir şekilde görülebildiği kaynak türlerinden biri de şehir kitaplarıdır. Bu konuda Türk yazılı kültürü hatırı sayılır bir birikime sahiptir ve bu 61 birikim son zamanlarda hayli artmaktadır. Başta ülkenin kültür şehri vasfını hakkıyla taşıyan, Đstanbul, Ankara, Kayseri, Gaziantep, Harput, Malatya, Diyarbakır, Trabzon, Bursa, Edirne, Manisa, Amasya, Konya, Kütahya, Adana, Mardin vd. olmak üzere diğer bütün şehir tarihleri komşuluk hakkında önemli veriler sağlamaktadır. Örneğin Gaziantep tarihi içerisinde hayli önemli yeri olan M, Enç’in çocukluk ve ilk gençlik senelerinin geçtiği Uzun Çarşı’yı ve oranın sıradan insanlarını büyük bir edebî üslupla hikâyeleştirdiği Uzun Çarşının Uluları ve işgal yıllarının Antep’ini anlattığı Selamlık Sohbetleri’nde komşuluğun ifasına ve algılayışına yönelik hayli önemli tespitler ve tasvirler bulunmaktadır. Aynı özellik ve içerikte Emir Kalkan’ın Kayseri kitapları, A. T. Alkan’ın Altıncı Şehir’i, Ö.Yılmaz’ın Amasya’yı anlattığı Yedinci Şehir’i, Đ.Sunguroğlu’nun Harput Yollarında ve Z. Bican’ın Sekizinci Şehir’i şehir tarihleri olması yönüyle komşuluk öykülerine ve bilgilerine yer vermektedir. Bu konuda Osmanlı’nın Anadolu ve diğer yörelerdeki bazı önemli şehirlerini inceleyen yerli yabancı bazı araştırmacıların şehir tarihleri de önemlidir. Bunlardan, Ç.Keyder, E. Özveren ve D. Quataert’in Doğu Akdeniz'de Liman Kentleri (1800-1914), D. Goffman, E. Eldem, B. Masters’in Doğu Đle Batı Arasında Osmanlı Kenti: Halep, Đzmir ve Đstanbul, P. Dumont ve G. F. Georgeon’un Modernleşme Sürecinde Osmanlı Kentleri ve S. Faroqhi’nin Osmanlı'da Kentler ve Kentliler eseri, Ortadoğu ve Müslüman Türk toplumlarında komşuluk hakkında zengin, ilginç ve önemli bilgiler vermektedir. 9.Komşulukla Đlgili Akademik Çalışmalar / Araştırmalar Türkiye’de komşuluğun hak ettiği ölçüde akademik çalışmalara konu olduğunu söylemek güçtür. Ulaşabildiğimiz YÖK dokümantasyon merkezi verilerine göre komşuluk, doktora düzeyinde bir çalışmaya başlı başına konu olmamıştır. Ancak yüksek lisans seviyesinde bazı araştırmalar, komşuluğu farklı yönleriyle konu edinmiştir. Bu araştırmaların hemen hepsi bilgi toplama aracı olarak anket ve yüz yüze görüşme tekniğini kullanmışlardır. Araştırmalar, Türk toplumunda komşulun tarihsel süreç içindeki yeri ve önemini kısa bölümler halinde vermişler ya da buna hiç değinmemişlerdir. Buna göre, komşuluğun tarihsel sürecinin araştırılmamış bir konu olarak ortada durduğu söylenebilir. 62 A. Koyuncu, Konya’da Komşuluk Đlişkileri başlıklı araştırmasını, Konya merkeze bağlı ilçelerde 400’e yakın aile ile yaptığı ankete dayandırmıştır. Araştırmada temel olarak şu konular üzerinde durulmuş ve neticelere ulaşılmıştır: Hızlı kentleşme, komşuluk ilişkilerini olumsuz yönde etkilemektedir. Hızlı kentleşme sonucu, yüzyılın başlarında genelde kırsal bir toplum özelliği taşıyan şehirlerde, konutların mimari programında değişiklikler meydana gelmiş, çekirdek aile yapısı yerleşmiş ve ülkemiz oldukça sağlam bir aile yapısına sahip olmasına karşın, bu süreç, ailenin bu bağlamda yapısının kısmen çözülmesine ortam hazırlamıştır. Gerek kırsal alanlarda gerekse kentlerde; niteliği, formu, davranış örüntüleri, beklentileri değişmiş olsa da komşuluk ilişkilerinin devam ettiği görülmekte ve kimilerinin öngördüğü gibi yok olma, yalnızlaşma ve çözülmenin olmadığı görülmektedir. Özetle komşuluk, başta büyük şehirler olmak üzere nitelik değiştirmekte fakat yok olmamaktadır. M. Gölçük, Kentleşme Sürecinde Akrabalık ve Komşuluk Kültürü (Afyonkarahisar Örneği) başlıklı araştırmasında, Afyon il merkezindeki komşuluğun yaşayan durumuna yönelik sosyolojik bir tasvir denemesi yapmıştır. S. Türkmen, Hadislerde Komşuluk araştırmasında, konuyu dinî kaynaklar kullanarak, Đslâm dininin komşu ve komşuluğa verdiği önem, getirdiği hükümler ve sorumluluklar çerçevesinde incelemiştir. G. Önüç, Yeni Kentleşme Bağlamında Komşuluk Birimi Tasarım Đlkeleri Đstanbul Alkent 2000 Yerleşimi Üzerine Bir Đnceleme başlıklı araştırmasında, çeşitli komşuluk birimi yaklaşımlarını teorik olarak ele almıştır. Burada bahsi geçen komşuluk, mimari içeriklidir. Mekân ve binalardaki yakınlık ve uzaklığı dikkate alan komşuluk biçimidir. Đçinde beşer, toplum yoktur. Bu haliyle sosyolojik bir çalışma olarak nitelendirilmesi zor görülmektedir. Komşulukla Đlgili Yapılmış Bazı Akademik Araştırmalar: 1. Sencer Ayata ve Ayşe Ayata, Konut, Komşuluk ve Kent Kültürü, Ankara: DPT Yay.,1996. 2. Leyla Öpöztürk, Komşuluk Birimlerinin Oluşumunda Bir Araç Olarak Güvenli Kriterlerinin Đncelenmesi, Đstanbul: MSÜ, 2006. 63 3. E. Özensel, Kentleşemeyen Ailelerin Sosyo-Kültürel ve Ekonomik Kökenine Dair Sosyolojik Bir Đnceleme, S.Ü. Edebiyat Fak. Sosyoloji Böl, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi. Konya: 1992. 4. A. Gülümser, A New Trend in Urbanization: Gated Communities in Đstanbul, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, ĐTÜ, 2005. 5. M. Gölçük, Kentleşme Sürecinde Akrabalık ve Komşuluk Kültürü (Afyonkarahisar Örneği) Afyonkarahisar, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, 2007. 6. S. Türkmen, Hadislerde Komşuluk, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Şanlıurfa, 1996. 7. O. Bozkurt, 1961, Komşuluk Đkametgâhın Yakın Çevresi, ĐTÜ Yay. Đstanbul. 8. Y. S. Dülgeroğlu-G. Pulat, Toplu Konutlarda Nitelik Sorunu, T.C. Başbakanlık Konut Araştırmaları Dizisi, S.4, Ankara: 1994. 9. G. Önüç, Yeni Kentleşme Bağlamında Komşuluk Birimi Tasarım Đlkeleri Đstanbul Alkent, 2000 Yerleşimi Üzerine Bir Đnceleme, MSÜ, FBE, Đstanbul: 2002. 10. A. Koyuncu, Konya’da Komşuluk Đlişkileri, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, S.Ü., Konya: 2005. 10. Komşulukla Đlgili Bazı Yabancı Kaynaklar Son dönemlerde özellikle dünyanın gelişmiş ülkelerinde yeni şehirleşme biçimleri ve toplumsal hayat ilişkileri ortaya çıkmaktadır. Bu yeni oluşumda komşuluk yükselen bir değer olarak görülmektedir. Özellikle Amerika ve Batı Avrupa ülkelerinde komşu olma ve yeni komşuluk biçimleri geliştirme, insanların mutluluğu için önemli bir unsur haline gelmiştir. Bu sosyal ilişkinin yeniden tesisi ve işletilebilmesi için konu, akademik araştırmalara sıklıkla yansımaktadır. Son on yıllarda konuyla ilgili çok sayıda müstakil eser yayımlandığı gibi, sadece komşuluk ilişkilerini ele alan dergiler de yayımlanmaya başlamıştır. Bunlardan biri, dergi Journal of American Planning Association (JAPA)’dır. Dergi, toplum planlanması 64 üzerine yayın yaparak, komşulukla ilgili çok sayıda yayın ve proje üretmektedir. Komşuluk ile ilgili batılı literatürde çok sayıda kitap yayımlanmıştır. Bunların içinden temsil kabiliyeti yüksek birkaç örnek vermek gerekirse: Jackson, New York’ta komşuluk ilişkilerini Neighborhoods of New York City adlı eserinde, farklı etnik gruplar içindeki değişkenliği dikkate alarak incelemiştir. Krupat, People in Cities: The Urban Environment and its Effect başlıklı eserinde, yeni toplumsal ve ekonomik gelişmeler ile farklı komşuluk çevrelerinin oluştuğuna dikkat çekmiştir. Gans, Urbanism and Suburbanism as a Way of Life adlı çalışmasında şehirleşme ve şehirdeki komşuluğun yeni toplumsal dokunun belirlenmesindeki rolünü incelemiştir. Gehl, Life Between Buildings isimli eserinde, yeni hayat paradigması içinde yalnızlaşan ve mimari yapılar içine sıkışan insanın temel ihtiyaçlarından birinin insanî ilişkiler olduğuna ve bu ilişkinin devamı ve sağlığı için komşuluğun önemine dikkat çekmiştir. Komşulukla ilgili pek çok alan araştırmasına dayanan ya da teorik düzeyde konuyu ele alan çalışmalar bulunmaktadır. Komşuluk, özellikle şehircilik ve sosyoloji dergilerine sıklıkla konu olmaktadır. Bunlardan temsil kabiliyeti yüksek bir kaçına değinilecek olursa: C. Silver, “Neighborhood Planning in Historical Perspective” isimli makalesinde, Amerikan toplumunun geçmişin verileri ışığında geleceği şekillendirme noktasında nasıl bir komşuluk ilişkisi ve biçimi oluşturması gerektiğini tartışmaktadır. Burada, belirleyici ve güven verici unsurun komşuluk olduğu vurgulanmıştır. V.Yuan, “Racial Composition Of Neighborhood And Emotional Well-Being” başlıklı makalesinde, farklı etnik yapıdaki toplumların komşuluk ilişkilerini ve ortaya çıkan sorunların nitelikleri ve çözümleri üzerinde durmaktadır. Bir arada yaşama kültürünün sağlanabilmesi için komşuluğun önemine vurgu yapılmaktadır. Yabancı bir araştırmacının Đstanbul mahalleleri üzerinde yaptığı araştırmada ilginç sonuçlar elde edilmiştir. A. Mills, “Gender and Mahalle (Neighborhood) Space in Istanbul” adlı çalışmasında, Đstanbul’daki komşuluk ilişkilerinin cinsiyetler arası farklılıklarına ve 65 özellikle kadınlar arasındaki ilişki biçimlerine ve komşuluğun ortaya çıkardığı neticelere değinmiştir. Manon VE Brooks, “Neighborhood Family-Friendliness And Its Effect On Family Relations: Evidence From Utah” başlıklı yazılarında komşuluğun aileler arası arkadaşlık ve dostluk ilişkilerine olan etkilerini ve katkılarını araştırmışlardır. Buna göre, modern toplumda insanların dostluk ve arkadaşlık seçiminde önemli etkenlerden biri de ev ve iş komşuluğu olarak ortaya çıkmıştır. Konuya ilgili bir diğer önemli araştırma K. Larsen’e aittir. “New Urbanism's Role in Inner-city Neighborhood Revitalization” adlı makaleye göre, yeni şehirleşmenin ortaya çıkardığı önemli unsurlardan biri de yeni komşuluk biçimleridir. Özellikle şehir merkezine uzak bölgelerde oluşmaya başlayan şehirlerde, komşuluğa ayrı bir önem atfedilmektedir. Burada, yeni komşuluk ilişkileri tesis edebilmek için nasıl davranılması gerektiği üzerinde durulmuştur. G. Galster vd. “The Influence of Neighborhood Poverty During Childhood on Fertility, Education and Earnings Outcomes” başlıklı yazısında, komşuluğun farklı bir yönü olan, komşuluk ve komşuluğun eğitim başarısı üzerine olan etkilerine değinilmiştir. Eğitim ve komşuluk üzerine de birçok araştırma yapılmış, çocukların eğitimde başarılarını etkileyen etmenlerden birinin farklı komşuluk ilişkileri olduğu tespit edilmiştir. 66 ĐKĐNCĐ BÖLÜM ARAŞTIRMANIN YÖNTEMĐ Bu bölümde araştırmanın; konusu, amacı, yöntem ve teknikleri, evren ve örneklem, sınırları, çalışma takvimi, bilgi toplama teknikleri, analiz teknikleri, varsayım ve hipotezler üzerinde durulmuştur. 1.Araştırmanın Konusu Sosyal ve kültürel değişim, her toplumu ilgilendiren ve geçmişten günümüze farklı hızlarda meydana gelen bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Toplumsal değerler ve tutumlar, zaman içinde farklı nedenlerle değişime uğramakta ve bu süreçte bazı değer ve alışkanlıklar etkisizleşmekte, deformasyona uğramakta ya da tamamen ortadan kalkmaktadır. Sosyal bir varlık olarak insan, toplum halinde yaşamaya mecburdur. Đnsanlar, diğer insanlarla konumlarına (meslek, akraba, aşiret, hemşeri, komşu vs.) göre ilişkiye girebilmekte ve bu ilişkiler zamanla değişebilmektedir. Adı geçen konumlardan bazıları, zamana ve mekâna göre farklılık kazanabilmektedir. Komşuluk, toplum halinde yaşayan insanların önem verdikleri bir sosyal olgudur. Toplumların geleneksel ya da modern olma durumlarına göre komşuluk değer ve alışkanlıkları değişebilmektedir. Şehirlileşme, açık toplum haline gelme, geleneksel değerlerin zayıflaması / yitirilmesi ve bu konudaki zihniyet farklılıkları vb. etkenler, komşuluk ilişkilerini nitel ve nicel açıdan etkileyebilir, bu olgunun yerine daha başka etkenler (resmi ilişkiler, statü, zenginlik, bilimsellik vs.) etkin hale gelebilir. Değer kavramı; toplumda ya da farklı gruplar arasında, neyin iyi, güzel, kötü ve çirkin olduğu hakkında edinilen bilgi ve bu bilgi doğrultusunda verilen hüküm, takınılan tavır ve gösterilen davranıştır. Norm ise; “kültürel açıdan arzu edilir ve uygun olarak değerlendirilen 67 davranışları akla getiren ortak bir davranış beklentisi” biçiminde ele alınabilir. Bu açıdan komşuluğa, değerlerden kaynaklanan, ancak kültürel kodlarla zenginleştirilen bir olgu olarak bakabilmek mümkündür. Bu yönüyle, ortak değer sistemine (din vs.) sahip farklı toplumlarda (etnik yapı vs.), farklı komşuluk ilişkilerinin ortaya çıkması söz konusu olabilir. Komşuluk, insanların ikamet etme mekânıyla birlikte ortaya çıkan ve bu yönüyle de varlık alanı ve toplumsal statüsüyle yakından ilgili bir olgudur. Günümüz toplumlarında, sosyal statünün önemsenen bir olgu olması, komşuluğu, üzerinde durulması gereken bir konu olarak ortaya çıkarmaktadır. Kentleşme ve kentlileşme ile birlikte, mahalle yapısının değiştiği, bu mekânda meydana gelen ilişki biçimlerinin farklılaştığı varsayılmaktadır. Buna göre; birincil ilişki kalıpları, yerini ikincil ilişkiye bırakmış, insanların ilişki biçimleri rasyonel bir temele oturmuş ve ilişkiler niceliksel açıdan büyük değişimler geçirmiştir. Bu görüşlerin ne kadar geçerli olduğunun, komşuluk konusunda değişimin hangi düzeyde gerçekleştiğinin ve genelleme yapacak kadar bir öneme sahip olup-olmadığının belirlenmesinin bilimsel açıdan ortaya konulması bir zorunluluk olarak belirmektedir. Geleneksel toplumlarda, insanların, çalışma yaşamının dışındaki zamanlarının büyük çoğunluğunu evde geçirdikleri dile getirilmektedir. Buna karşın, modern toplumlarda söz konusu zamanın daha farklı ortamlarda ve ilişki çevrelerinde geçirildiği varsayılmaktadır. Adı geçen varsayımın geçerlilik düzeyi, bu araştırmanın inceleyeceği konular arasındadır. Kent yaşamının vazgeçilmez mekânları olan; apartman, site, uydu kent gibi, daha çok yapıların fiziki ve mekânsal birlikteliğinden yola çıkarak, insanlar arasındaki ilişkilerin farklılaştığı, sınırlı hale geldiği ve resmileştiği ve genel olarak komşuluk ilişkilerinin “zayıfladığı” varsayımları kabul edilmektedir. Đnsanların, kırsal veya geleneksel toplumdan farklı olarak, iş yaşamıyla olan yoğun etkileşiminin de komşuluk ilişkilerini zayıflatma yönünde etki gösterdiği dile getirilmektedir. “Kalabalıklar içinde yalnızlaşan birey” kavramı, birçok sosyal bilimci tarafından kullanılmakla birlikte, bu kavramın geçerlilik düzeyinin ne olduğu ve genellemeye ne derecede uygun olup olmadığının tam bilinmediği ifade edilebilir. Geleneksel toplumlara has olan “kamucu / cemaatçi” özelliğin; kentleşen, sanayileşen, kalabalıklaşan ve karmaşıklaşan 68 toplumlarda özelliğini yitirdiği ve bireylerin yalnız kaldıkları ön kabulünde olduğu gibi, komşuluğun da bundan etkilendiği görüşü genel olarak varsayılmaktadır. Komşuluk ilişkilerinin değişimine etki eden unsurlardan birinin kitle iletişim araçları (televizyon, internet, radyo, gazete, dergi vs.) olduğu yönünde yaygın bir kanaat bulunmaktadır. Bilgilenme, boş zaman geçirme, insanlarla –sanal da olsa– ilişki kurma istekleri her zaman var olduğuna ve şehir yaşamının, bu ilişkilerin yüz yüze gerçekleşmesini biraz da olanaksız kılmasından dolayı, –yüz yüze ilişkiden bağımsız olarak ele alınamayan– komşuluğun bundan azami derecede etkilendiği varsayımında da bulunulduğu dikkat çekmektedir. Kentlerin karmaşık yapısının, daha çok kapalı toplumlara has olan, kontrol mekanizmasını devre dışı bıraktığı ve bu yönüyle de insanların birbirlerine güvenlerinin azalması durumunun, komşuluk ilişkilerini etkilediği düşüncesi de genel kabuller arasında yer almaktadır. Bunun varlık derecesinin tespit edilmesinin zorunluluğu, bu araştırmanın ortaya çıkmasında etki olmuştur denilebilir. Bu araştırmanın, bir yönüyle, komşulukla ilgili olarak kabul edilen varsayımları doğrulama veya varsa yanlış bilgileri düzeltme çabasını üstlenme yolunda küçük de olsa bir adım niteliğinde olduğu kabul edilmektedir. Komşuluk ilişkilerini, direkt olarak, geçmişten bugüne konu edinen bir çalışmanın olmaması, bu araştırmanın ortaya çıkmasında güdüleyici bir etki meydana getirmiştir denilebilir. Bu araştırma; kendi alanında yeni araştırmalara yol açması, varsayılan bazı görüşlere geçerlilik sağlaması veya bu görüşleri etkisizleştirilmesi yolunda atılmış bir çaba olarak değerlendirilebilir. 2.Araştırmanın Amacı Bu çalışmanın amacı; sosyo-kültürel değişim sürecinde, komşuluk ilişkilerini ele almak, zamana ve mekâna bağlı olarak komşuluk olgusundaki değişimin boyutlarını, biçimlerini, nedenlerini, sonuçlarını ortaya koymaktır. Öncelikle sosyal bilimler alanında yapılan çalışmalar ve özelde de sosyoloji eserlerinde 69 kısmen değinilen bu olgunun varlık derecesi ortaya konulmuştur. Farklı ya da aynı dini, etnik, kültür vs. özelliklerine sahip toplum kesimlerinde komşuluğun önem derecesi, değişim biçimi / değişim yönü tespit edilmiştir. Var olan genel kabullerin geçerlilik ve güvenilirlik düzeyleri, araştırma bulgularına dayalı olarak, ortaya konulmaya çalışılmıştır. Farklı değişkenlerden yola çıkmak suretiyle, komşuluk ilişkilerini etkileyen ya da komşuluğun değişmesine yol açan unsurlar coğrafi yerleşim yeri (il, ilçe, köy), ikamet alanı (apartman dairesi, müstakil ev, gecekondu, site, lojman, yazlık-kışlık, cadde, sokak, mahalle, uydu-kent), ekonomik durum, etnik köken, dinî inanış / mezhep, eğitim durumu, cinsiyet, meslekî durum (esnaf, memur, işçi, zanaatkâr, serbest meslek, pazarlamacı, vb.), şehre yerleşim zamanı, oturulan meskenin mülkiyet durumu, hane büyüklüğü, ailelerin çocuk sayıları, özel gün ve zaman aralıkları (bayramlar, ölüm, doğum, sünnet, düğün, nişan, kutlama, yılbaşı, yeni taşınma, yer değiştirme, askere uğurlama, asker karşılama, hacca uğurlama, hacı karşılama, Ramazan, Muharrem vb.), akrabalık derecesi ve münasebetleri tespit edilmiş, komşuluk ilişkilerinin farklılaşma nedenleri ve sonuçları ele alınmıştır. Komşuluk kültürünün, görünen ilişki biçimlerinin dışında, kent merkezine taşınan kır kökenli insanların, kentle bütünleşmelerini sağlayan bir “tampon kurum” olma vasfı taşıdığı söylenebilir. Bu yönüyle, şehir yaşamında, komşuluk daha çok anlam kazanmakta ve kişilerin toplumla yabancılaşmalarını önleyen bir terapi görevi görebilmektedir. Bu yönüyle, şehre taşınan kişilerin adaptasyon sürecinde kolay ve yumuşak bir geçiş sağlayabilme rolü üzerinde durulmuş ve bu sonucun genel teorik bilgiyle örtüşme derecesi tespit edilebilmiştir. 3.Araştırma Yöntem ve Teknikleri Bu çalışma temelde; betimsel, ilişki arayıcı ve genelleyici bir amaca yöneliktir. Öncelikle komşuluk olgusunun genel görünümü, araştırma bulgularından hareketle tasvir edilmiştir. Geliştirilen varsayımlar ve alt varsayımlardan (hipotezler) yola çıkılmak suretiyle, belli değişkenler arasında ilişki aranmıştır. Alan çalışması sonucunda elde edilen bulgulardan yararlanılarak genellemelere ulaşılmaya çalışılmış ve komşuluk literatürüne katkılar sağlanabilmiştir. 70 Araştırma, temelde “değişim”i ele almaktadır. Değişimin ele alındığı çalışmaların genel özelliği, karşılaştırma yönteminin kullanılmasıdır. Buna göre; zamana, coğrafi mekâna, ikamet alanına ve bölgeye / yöreye göre karşılaştırma yapılmış, tespit edilen bulgulardan hareketle, değişimin boyutu, nedenleri, sonuçları gibi yönler üzerinde durulmuştur. Metot ve tekniklerin kullanılması noktasında, “ihtiyaç” esas alınmış ve yerine göre birden fazla araştırma tekniği kullanılmıştır. Bu araştırmanın istenen hedeflere ulaşabilmesi için önemli görülen “sözlü tarih” metoduna başvurulmuştur. Sözlü tarih yöntemiyle; belli bir tema etrafında, toplumdaki farklı grupların bir konuya, nesneye ya da olaya tanıklıklarından hareketle, bir döneme ilişkin bilgiler üretilebilir. Böylece, toplumdaki siyasi, kültürel ve iktisadi açıdan ayırt edici özelliklere sahip “kuşaklar” birbiriyle karşılaştırılabilir. Komşuluk temelde, geleneksel toplumlarda var olan ve yine değişen formuyla modern toplumda da önemli yer tutan bir özelliktedir. Buna göre, komşuluğun kent yaşamındaki öneminden hareket edilerek, “gelenekseli sürdürmek” veya daha başka amaca mı yönelik olduğu üzerinde durulmuştur. Buradan hareketle, M. Kıray’ın, “tampon kurum” bakış açısından komşuluk incelenmeye çalışılmıştır. “Yoğun bir günlük hayat mücadelesi ve mekânın özellikleri dolayısıyla, yabancılaşmaya açık hale gelen kent insanının içinde bulunduğu bu duruma, komşuluk ilişkisi, bir emniyet supabı gibi etki gösterebilir mi ve kişinin / kişilerin “şehirlileşme”sinde önemli bir unsur olabilir mi?” biçimindeki sorulara cevaplar aranmıştır. Bu araştırmada, komşuluk ilişkilerinin; açıklanması, karşılaştırılması, genellemelere ulaşılarak farklı bakış açıları geliştirilmiş ve bunlar etrafında varsayımlar ve alt varsayımlar (denence) oluşturulmuştur. Buna göre komşuluk, aşağıdaki değişkenlere göre ele alınmış ve bunlardan hareketle farklı ilişki tabloları oluşturulmuş ve ilişki düzeyi ortaya konulmuştur. Bu değişkenler şunlardır: Coğrafi yerleşim yeri (il, ilçe, köy), Mesken tipi / özelliği (apartman, müstakil ev, gecekondu, site, lojman, yazlık-kışlık vb.), Mesken yeri (şehir merkezi, cadde, sokak, kenar mahalle, gecekondu mahallesi, uydukent vb.), 71 Oturulan meskenin mülkiyet durumu, Etnik köken, Dinî inanışlar ve mezhep, Ekonomik durum, Eğitim durumu, Cinsiyet durumu, Meslekî durum, Şehre yerleşim zamanı, Ailelerin hane halkı büyüklüğü, Ailelerin çocuk sayısı, Özel gün ve zaman aralıkları (bayramlar, ölüm, doğum, sünnet, düğün, nişan, kutlama, yılbaşı, yeni taşınma, yer değiştirme, askere uğurlama ve asker karşılama, hacca uğurlama ve hacı karşılama Ramazan, Muharrem, vb.), Akrabalık derecesi ve ilişkileri. Araştırma bulguları toplanırken, komşuluk ilişkilerinin farklı olabileceği varsayılan coğrafi mekanlarda (il, ilçe, köy vs) anket uygulanmış, enformel görüşme gerçekleştirilmiştir. Araştırma yürütücüsü ve araştırmacıların organizesinde, bilgi toplamak amacıyla, anketör kullanılmıştır. Anketör olarak, daha çok, Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nin ilgili bölümlerindeki öğrenciler görevlendirilmiştir. Adı geçen bölümlerden toplam 21 öğrenci, anketör olarak kullanılmıştır. Araştırmanın evreni Elazığ ilidir. Örneklem seçilirken, ele alınan birimin, evren içindeki oranından hareket edilmiş ve coğrafi yerleşim yeri ve ikamet alanlarının sayı olarak dengeli bir biçimde örnekleme katılması sağlanmıştır. Alan çalışması çerçevesinde bilgi toplanacak kişiler tespit edilirken, il (ör: Hilalkent, Doğukent, Yıldızbağları, Varto Mahallesi, Karşıyaka Mahallesi, Sürsürü Mahallesi, Abdullahpaşa Mahallesi, Gazi Caddesi, TOKĐ gibi), ilçe merkezlerinde de belli mahalleler ve 72 köyler belirlenmiştir. Köyler ele alınırken; şehre yakınlık, büyüklük, homojenlik-heterojenlik (dini, etnik, aşiret vb.) gibi kıstaslara dikkat edilmiştir. Optimum düzeyde örneklem seçilmesi, araştırmanın güvenirlik düzeyinin yüksek çıkması ile sonuçlanabilecektir. Bunun yanında, “boyutsal örneklem”e de başvurulmuş, bazı istisnai durumların ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Kişilere, anketörler tarafından anket / görüşme cetveli ulaştırılmış ve doğru bir biçimde doldurulması sağlanmıştır. Kişilerle enformel birtakım görüşmelerin yapılması da, alınan bilgilerin değerlendirilmesi ve doğrulanması açısından büyük bir önem taşımaktadır. Okuma yazması olmayan veya olduğu halde dolduramayacak durumda bulunan kimselere anket uygulamaktan ziyade, bunlarla enformel görüşme gerçekleştirilmiş, sözlü tarih metodunun ilkeleri gereğince, belirlenen konularda soru sorulması yoluna gidilmiştir. Farklı etnik (Türk, Kürt, Zaza vs.) kökene, dine-mezhebe (Sünni, Alevi vs.), göçmenlik (Muhacir) ve yerlilik özelliklerine sahip kişilerin komşuluk ilişkileri ele alındığından dolayı, tabakalı örneklem tekniği de kullanılmıştır. Anket sonucunda elde edilen verilerin dağılımı, bilgisayarda SPSS programı kullanılmak suretiyle ortaya konulmuş, basit dağılım tabloları oluşturulmuş, tespit edilen bağımsız değişkenlerle diğer değişkenler arasında ilişki aranması yoluna gidilmiştir. X2 değeri alınmak suretiyle, değişkenler arasındaki ilişkiler ve birlikte değişim tespit edilmiştir. Örneklemin yeterli sayıda ve sağlıklı seçimi; bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki ilişkiyi ele alan istatistikî değerlerin de güvenilir olmasını doğurabilecektir. Adı geçen istatistikî değerlerin kullanılamayacağı durumlarda, bağımsız değişken esas alınmak suretiyle, bağımlı değişkenlere ait değerlerde artma veya azalma olup olmadığına bakılmış, ilişkinin varlığı veya yokluğuna vurgu yapılmış, bu durumun nedenleri ve sonuçları üzerinde durulmuştur. Bağımsız değişkenlerin hiyerarşik olarak sıralanmadığı durumlarda, ilgili bağımsız ve bağımlı değişkenin kesiştiği hücre değeri ele alınmış, genel toplam içindeki yerinin anlamlılığı veya anlamsızlığı tespit edilmiş ve bazı değerlendirmeler yapılmıştır. Elde edilen bulgulara göre oluşturulan basit dağılım ve çapraz ilişki tabloları yorumlanırken, yeri geldiğince, daha önce yapılan bazı araştırmalardaki verilerle karşılaştırılmış, birbirini doğrulama düzeyi, değişim düzeyi gibi unsurlar tespit edilmiş ve bu 73 aşamadan sonra genellemelere gitme ve değişimle ilgili birtakım görüşler ileri sürmek mümkün hale gelmiştir. 4.Araştırmanın Evren ve Örneklemi 2009 yılsonu rakamlarına göre Elazığ nüfusu aşağıdaki gibidir: Merkez (Đl ve Đlçeler): 392.722 (Erkek: 196.064 / Kadın: 196.658) Belde ve Köyler: 157.945 (Erkek: 77.148 / Kadın: 80.797) Toplam: 550.667 (Erkek: 273.212 / Kadın: 277.455) 0.05 örneklem hata payına göre alınabilecek örneklem büyüklüğünü gösteren tablo aşağıdadır: Tablo 1: 0.05 Đçin Örneklem Büyüklükleri Evren + - 0.03 örnekleme hatası (d) + - 0.05 örnekleme hatası Büyüklüğü + - (d) 0.10 örnekleme hatası (d) p=0.5 p=0.8 p=0.3 p=0.5 p=0.8 p=0.3 p=0.5 p=0.8 p=0.3 q=0.5 q= 0.2 q=0.7 q=0.5 q= 0.2 q=0.7 q=0.5 q= 0.2 q=0.7 100 92 87 90 80 71 77 49 38 45 500 341 289 321 217 165 196 81 55 70 750 441 358 409 254 185 226 85 57 73 1.000 516 406 473 278 198 244 88 58 75 2.500 748 537 660 333 224 286 93 60 78 5.000 880 601 760 357 234 303 94 61 79 10.000 964 639 823 370 240 313 95 61 80 25.000 1023 665 865 378 244 319 96 61 80 50.000 1045 674 881 381 245 321 96 61 81 100.000 1056 678 888 383 245 322 96 61 81 1.000.000 1066 682 896 384 246 323 96 61 81 100 milyon 1067 683 896 384 245 323 96 61 81 (Yazıcıoğlu, Y. ve Erdoğan, S. (2004). SPSS Uygulamalı Bilimsel Araştırma Yöntemleri, Detay Yayıncılık, Ankara) Tabloya göre, d=0.05 örneklem hata payına göre (p=0.3 (gerçekleşme olasılığı), q=0.7 (gerçekleşmeme olasılığı)) alınabilecek optimal örneklem sayısı 322’dir. Ancak proje taslağında da belirtildiği gibi, bu rakamla yetinilmemiş ve 820 kişiye anket uygulanmıştır. 74 Soruların çoğuna cevap verilmeyen ve kasten yanlış bilgi verildiği kanaatine varılan 18 adet ankete ait veriler bilgisayara işlenmemiştir. Anket uygulanırken; il merkez ve köyler, ilçe merkez ve köyler biçimindeki ayrım göz önüne alınmış ve tespit edilen oran doğrultusunda anket yapılmıştır. Tespit edilen örneklemden 100 civarında kişiyle de enformel görüşme yapılmıştır. 5.Araştırmanın Sınırları Bu çalışmada, öncelikle kısa bir literatür taramasına yer verilmiştir. Bu, araştırmanın ilk bölümünü oluşturmaktadır. Araştırma temelde; “sosyal değişimin niteliğini ve boyutlarını tespit etme” odaklı olacaktır. Komşuluk ilişki ve değerlerinin en azından iki nesil (1950’den günümüze) öncesindeki durumu ile bugün arasındaki değişimi, kır ve kent hayatı özelinde incelenmiştir. Komşuluğun mekân özelliklerinden büyük oranda etkilendiği dile getirilebilir. Dolayısıyla, kır-kent, dağınık-toplu, müstakil-apartman gibi yapılanmaların, komşuluk ilişkilerini nicel ve nitel anlamda etkilediği söylenebilir. Şehirleşme, şehirlileşme, modern yaşam, sanayileşme, Batı tipi kültüre özenti, bireysel yaşam tercihi, mekân değişimi ve farklılaşması, yabancılaşma vs. unsurların komşuluk ilişkilerini etkileme derecelerinin olduğu varsayımından hareket edilmiş ve farklı değişkenlerin etki dereceleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Araştırmanın devam eden bölümünde, saha çalışmasından elde edilen bulguların tasviri bir dağılımı ortaya konulmaya çalışılmış, oluşturulan varsayım ve hipotezlerin (denence) geçerlilik düzeyleri tespit edilmiş, değişkenlerden yola çıkılarak ortaya konulmaya çalışılmıştır. Değişkenler arasındaki ilişki düzeylerinden hareketle, bu durumun kuramsal çerçeveyle ilişkisi ve değişim; zaman ve mekân özellikleri temel alınmak suretiyle tespit edilmeye çalışılmıştır. Daha önce yapılan araştırmalardaki komşulukla ilgili veriler, yeri geldiğince, araştırma sonucunda ulaşılan verilerle birlikte ele alınarak farklılaşmanın boyutları tespit edilmiş, bazı genellemelere ulaşılmıştır. Komşuluk, bir yönüyle, hem geleneksel ve hem de modern yaşam tarzının vazgeçilmez bir ilişki biçimidir. Burada, dikkat çeken husus, komşuluk ilişkilerinin biçimi, yani niteliği ve 75 niceliği (komşuların birbiriyle hangi vakitlerde ve ne sıklıkta görüştükleri, kaç komşu ile iletişim kurdukları vs.) olmaktadır. Genel olarak komşuluk ilişkilerinin, şehirleşmeyle birlikte nitelik ve nicelik olarak değiştiği ya da azaldığı biçiminde yaygın bir kanaat vardır. Bu araştırmada, bu kanaatin varlık düzeyi ortaya konulmuş, özellikle kent yaşamındaki komşuluk ilişkilerinin biçimi, kentin farklı kesimleri arasında karşılaştırmalardan da yola çıkılarak, tespit edilmeye çalışılmıştır. Şehir ve kırsal kesim komşuluk ilişkilerinin “ne olduğu” ile ilgili olarak yapılacak alan çalışmasında, evren olarak Elazığ ili seçilmiştir. Elazığ il merkezi, ilçe merkezleri, belde ve köyleri bu araştırmanın evrenidir. Coğrafi yerleşim yeri (il, ilçe, belde, köy) ve ikamet alanı (apartman, müstakil ev, gecekondu, site, lojman, yazlık-kışlık) durumu, komşuluk ilişkileri üzerinde etkili olabilirken, ev sahipliği, kiracılık gibi değişkenler de bu noktada etkilidir denilebilir. Bu varsayımdan yola çıkılarak, farklı yerleşim mekânı ve fiziksel mekânlar, belli ölçütler doğrultusunda sınıflanmak suretiyle, tespit edilmiş ve bu kesimlerin eksiksiz olarak araştırmada yer alması sağlanmaya çalışılmıştır. Bilgi toplanması esnasında, yerleşim mekânı ve ikamet alanlarıyla ilgili nicel ve nitel bilgilerin yer aldığı resmi veya gayrı resmi veriler elde edilmiş, TÜĐK, DPT, Elazığ Belediyesi, Elazığ Valiliği gibi kurumların en güncel resmi verilerinden istifade edilmiştir. Araştırmada, -zaman ve mekân açısından- karşılaştırma metoduna başvurulmuştur. Böylece, geçmişteki komşuluk ilişkileriyle bugünün komşuluk ilişkileri arasındaki değişim ve süreklilik unsurları tespit edilmiştir. Bilgi toplama tekniği olarak; anket, gözlem ve enformel görüşme kullanılmıştır. Komşuluk ilişkilerinin devam etmesinde, yakın mekânın etkisi yanında; akrabalık, hemşerilik, etnik özellikler, din ya da mezhep gibi unsurların, komşuluk ilişkilerinin oluşumu ve devamına etkisi ve katkısı üzerinde durulmuş; sosyal, ekonomik ve kültürel düzey, meslek, eğitim, yaş gibi unsurların komşuluk ilişkileri üzerindeki etkisi ortaya konulmaya çalışılmıştır. 76 6.Çalışma Takvimi Araştırmada, mevcut olan kaynaklarla yetinilmemiş ve yeni kaynak arayışına gidilmiştir. Đnternet kullanılarak yeni kaynaklara ulaşılmıştır. Literatürün taranması aşaması ilk 3 ayda gerçekleşmiştir. Bununla birlikte, literatür taraması araştırma boyunca devam etmiştir. Oluşturulan sayıtı ve denencelerden hareket edilerek anket formları ve enformel görüşme, ikinci 3 aylık dönemde gerçekleştirilmiştir. Alandan veri toplanması (görüşme cetveli / anketin uygulanması, gözlem ve enformel görüşmelerin yapılması) üçüncü 3 aylık dönemde gerçekleşmiştir. Dördüncü 3 aylık dönemde, verilerin bilgisayara işlenmesi, basit frekans tablosu oluşturulması, sayıltı ve denenceler paralelinde bazı değişkenlerin ilişkisini test eden çapraz tabloların oluşturulması ve bağımsız değişkenlerin etki derecesinin testi gerçekleştirilmiştir. Beşinci ve altınca 3 aylık dönemde ise, alan araştırmasından elde edilen bulgulardan yola çıkılarak, genellemelere ulaşılmış, komşuluk ilişkilerindeki değişimin boyutları tespit edilmiş ve değişimde etkili olan unsurlar ortaya konulmaya çalışılmış ve çalışma sonuçlandırılmıştır. 7.Bilgi Toplama Teknikleri Her bir anketöre 39-40 adet anket zimmetlenmiş ve bu sayede anketin geri dönüşü garantilenmiştir. Bu arada her bir anketörün en az 5 kişi ile enformel görüşme yapması istenmiş ve 100 civarında kişi ile enformel görüşme gerçekleştirilmiştir. Enformel görüşme bilgilerinin büyük kısmı, çoğunlukla anket formunun arka kısmına yazılmıştır. Bu sayede, ilgili enformel görüşme bilgisi ile anket arasında irtibat daha kolay kurulabilmiştir. Bunun yanında, bağımsız kâğıtlara aktarılan bilgiler de anketlere iliştirilmiştir. 77 Anketler, bilgisayara aktarılmadan önce; çelişkili, cevap verilmeyen ve kasten yanlış bilgi verildiği kanaatine varılan 18 anket işleme konulmamış ve değerlendirilmeye alınan anket sayısı 802 olarak belirlenmiştir. 8.Analiz Teknikleri Toplanan veriler SPSS for Windows veri analizi programına aktarılmış ve öncelikle basit dağılım (frekans) tabloları alınmıştır. Birden fazla cevap verilme durumunda olan sorulara verilen yanıtlar için, çok seçenekli cevap tablosu oluşturulmuştur. Öncelikle sadece bir seçeneğe yanıt verenler tespit edilmiş, sonrasında da diğer seçeneklerle birlikte verilen yanıtlar, ilgili sayıya eklenmiştir. Proje taslağında yer alan 37 hipotezden yola çıkılarak tespit edilen bağımsız değişkenler ile bağımlı değişkenler arasında çapraz ilişki kurulmuş ve 180 civarında tablo ortaya çıkmıştır. Đlgili tablolardan anlamlı olanlar tespit edilmiş ve çalışmanın sonuna ek olarak konulmuştur. Çapraz tablo oluşturulurken, çok seçenekli sorulardan meydana gelen çapraz tabloların anlamsız çıkma ihtimali yüksek olduğundan ve yine aşırı büyük tablolar ortaya çıkacağından, bazı sorulara ait seçeneklerde birleştirmeye gidilmiş (32, 33, 34 gibi) ve bu sayede anlamlı ve çok büyük olmayan çapraz tablolar elde edilmiştir. Çapraz tablolar oluşturulurken ki-kare (X2) değerleri de alınmıştır. Bu değerlerin geçerli olabilmesi için, birtakım koşulların var olması gerektiği bilinmektedir. Çapraz tablolardaki değerlerin anlamlı olabilmesi için, tabloda bir kutucuğun boş ya da kutucuğun beklenen sıklık değerinin 1’den küçük olmaması gerekmektedir. Yine, beklenen sıklıkların 1/5’inin 3 ya da 5 değerinden küçük olmaması koşulu bulunmaktadır. Elde edilen tablolarda, “cevap yok” ve “başka” seçeneği de yer aldığından, bu tür tabloların bir kısmında boş ya da beklenen sıklık değeri 1'den az olan kutucuklar yer almıştır. Bir soruya birden fazla cevap verilmesi de ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum, yukarıdaki şartları taşımayan çapraz tabloların yorumlanamayacağı anlamına gelmez. 78 Sosyal bilim alanındaki araştırmalarda, elde edilen bulguların sistematik bir şekilde ele alınması, -güvenirlik ve geçerlilik ölçülerine uygun olarak- gerçekleştirilmek istenen amaçlar çerçevesinde çözümlenmesi ve belli değişkenler arasındaki ilişkilerin yakalanması büyük bir aşama olarak değerlendirilmektedir. Bu anlayışa uygun olarak, elde edilen verilerin oluşturduğu tablolar değerlendirilirken -ki-kare (X2) değerinden ayrı olarak- bağımsız değişkenler esas alınarak hesaplanan kutucuk yüzdesi dikkate alınmış, buna göre oransal açıdan bir azalma ya da artışın olup-olmadığı öğrenilmeye çalışılmış ve yorumlamada bulunulmuştur. 9.Araştırmanın Varsayım ve Hipotezleri (Denenceleri) Araştırma ile ilgili olarak tespit edilen 4 temel varsayım bulunmaktadır. 37 adet de alt varsayım (denence) oluşturulmuştur. 9.1.Araştırmanın Temel Varsayımları 1.Sosyo-kültürel değişim sürecinde toplumun komşuluk değer, tutum ve davranışlarında belirgin farklılaşmalar meydana gelmiştir. 2.Komşuluk ilişkilerindeki farklılaşmalar, yerleşim yeri ve fiziki çevreden bağımlı veya bağımsız olarak ortaya çıkabilmektedir. 3.Komşuluk ilişkilerinde meydana gelen değişim, sosyal hayatın işleyişini yeniden şekillendirmekte ve yeni ilişki biçimleri ortaya çıkmaktadır. 4.Geçmişten günümüze, komşuluk ilişkilerinde en çok dikkate alınan temel unsur “güven”dir. 79 9.2.Araştırmanın Alt Varsayımları (Denenceleri) 1.Komşuluk, coğrafi yerleşim yerlerine (il, ilçe, köy) göre farklılık göstermektedir. 2.Komşuluk, şehre yeni gelenler ile uzun süredir şehirde olanlar arsında farklılık göstermektedir. 3.Sosyo-ekonomik, kentsel yaşam tarzı, mesleki zorunluluklar gibi unsurlardan dolayı, komşuluk ilişkilerinde ve görüşme sıklığında değişim meydana gelmiştir. 4.Komşuluk, mesken tipine göre (apartman, müstakil ev, gecekondu, site, lojman, yazlıkkışlık, cadde, sokak, mahalle, uydukent) farklılıklar göstermektedir. 5.Đkamet mekânlarının birbirine uzaklığı veya yakınlığı, komşuların görüşme sıklığında değişim meydana getirmiştir. 6.Çok katlı binalardaki asansör veya merdiven kullanım durumu, komşuluk ilişkilerini etkileyen bir unsurdur. 7.Komşuluk ilişkisinde, insanların ekonomik konumları ve gelir seviyeleri önemli bir belirleyici etkendir. 8.Komşuluk, insanların etnik menşe’lerine (Türk, Kürt, Zaza, Ermeni vs.) göre farklılıklar göstermektedir. 9.Komşuluk, insanların dinî inanışlar ve mezhep (Sünnî, Alevi, Gayrimüslim vs.) tercihlerine göre farklılıklar göstermektedir. 10.Komşuluk, insanların siyasi görüşlerine göre farklılıklar göstermektedir. 11.Komşuluk, insanların eğitim durumlarına göre farklılıklar göstermektedir. 12.Komşuluk, cinsiyet (kadın/erkek) durumuna göre farklılıklar göstermektedir. 13.Komşuluk, insanların meslekî durumlarına (esnaf, memur, işçi, zanaatkâr, serbest meslek, pazarlamacı vb.) göre değişebilmektedir. 14.Sosyo-kültürel değişim sürecinde komşuluk, göç eden insanların şehre yerleşim tarihlerine göre farklılıklar göstermektedir. 80 15.Komşuluk, şehre göç eden insanların şehirde yerleştikleri yere / mekâna göre farklılıklar göstermektedir. 16.Komşuluk, insanların oturdukları meskenin mülkiyet durumlarına göre farklılıklar göstermektedir. 17.Komşuluk, ailelerin hane büyüklüğüne göre farklılıklar göstermektedir. 18.Komşuluk, ailelerin çocuk sayılarına göre farklılıklar göstermektedir. 19.Komşuluk, özel gün ve zaman aralıklarında (bayramlar, ölüm, doğum, sünnet, düğün, nişan, kutlama, yılbaşı, yeni taşınma, yer değiştirme, askere uğurlama ve asker karşılama, hacca uğurlama, hacı karşılama, Ramazan, Muharrem vb.) farklılıklar göstermektedir. 20.Komşuluk ilişkileri, akrabalık derecesi ve ilişkilerine göre farklılıklar göstermektedir. 21.Ulaşım vasıtalarının (özel araba, otobüs, minibüs, metro vb.) varlık derecesi, mekana bağlı olmayan komşuluk ilişkisi bulunan (eski komşu vs.) insanların ilişkisini devam ettirmesinde etkilidir. 22.Özel ulaşım araçları ve iş ve okul servislerinin yaygın olarak kullanımı, komşuluk ilişkilerini etkilemiştir. 23.Sosyo-kültürel değişim sürecinde kadın ve erkeklerin komşularıyla görüşme sıklığında değişimler meydana gelmiştir. 24.Sosyo-kültürel değişim sürecinde kadın ve erkeklerin komşularıyla görüşme nedenlerinde değişimler olmuştur. 25.Sosyo-kültürel değişim sürecinde kadın ve erkeklerin komşularıyla zaman geçirme sürelerinde değişimler ortaya çıkmıştır. 26.Sosyo-kültürel değişim sürecinde komşuya karşı hak ve sorumluluklarda değişimler ortaya çıkmıştır. 27.Sosyo-kültürel değişim sürecinde komşulardan beklentiler değişmiştir. 28.Sosyo-kültürel değişim sürecinde komşularla “yeni tanışma biçimleri” ortaya çıkmıştır. 29.Sosyo-kültürel değişim sürecinde komşulara yönelik şikâyet alanlarında farklı durumlar, olaylar ortaya çıkmıştır. 81 30.Sosyo-kültürel değişim sürecinde, insanların “iyi komşu” kriterlerinde değişimler ortaya çıkmıştır. 31.Sosyo-kültürel değişim sürecinde, insanların “kötü komşu” kriterlerinde değişimler meydana gelmiştir. 32.Komşularını “iyi” veya “kötü” biçiminde nitelendirmede; mekânların tipi ve yeri, akrabalık, insanların ekonomik, eğitim ve meslek durumu önemli faktörlerdir. 33.Apartman hayatında, bina yöneticiliği ve kapıcılığının varlığı ve uygulanma biçimi, komşuluk ilişkilerini etkilemiştir. 34.Ev işlerinin hizmetçi ya da temizlikçi kadınlar yoluyla yaptırılması, komşuluk ilişkilerinde değişim meydana getirmiştir. 35.Evden eve taşıma sistemlerinin yaygınlaşması, geleneksel komşuluktaki yardımlaşma biçimini değiştirmiştir. 36.Büyük alışveriş merkezlerinin yaygınlaşmasıyla, mahalle esnafının (kasap, bakkal, fırın, terzi, berber vs.) işlevlerinin azılması, komşuluk ilişkilerinde değişimler meydana getirmiştir. 37.Apartman ve site hayatında, ortak hizmet alanlarının (sosyal merkez vb.) varlığı, komşuluk ilişkilerinin evden farklı alanlarda ve biçimlerde icra edilmesine imkân tanımıştır. 82 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM GENEL DURUM VE DEĞERLENDĐRME 1.Giriş Bu bölümde, araştırma sonuçlarından elde edilen verilerin belli kurallar dâhilinde tablolaştırılmasına gayret edilmiştir. Bulgular, basit tablo halinde verildiğinde, sayısal rakam yanında bu rakama karşılık gelen yüzde de belirtilmiştir. Birden fazla cevabın verildiği tablolarda ise, bir kategorideki ilgili frekansın toplam içindeki oranı esas alınmış ve bu rakamın yüzdesi verilmiştir. Birden fazla yanıtın verilmiş olduğu tablolarda, toplam sayı ve toplam yüzde verilmemiştir. Bu tablolarda, öncelikle sadece ilgili seçeneğe verilen cevap sayısı verilmiş ve sonra da artı (+) işaretinden sonra da birden fazla verilen cevap bu yanıta eklenmek suretiyle genel toplama gidilmiştir. Anket formunda toplamda 127 soru var iken, bu soruların 99 tanesini kırsal kesimde ikamet edenler cevaplamışlardır. Đl ve ilçe merkezlerinde ikamet edenler ise toplamda (99+28) 127 soru cevaplamışlardır. Kentsel alanlarda 571 kişiye anket uygulanırken, kırsal alanda ikamet edenlere ise toplamda 231 anket uygulanmıştır. Buna göre, tablolardan bir kısmı 802’den oluşurken, bir kısmı da 571 kişi ile oluşturulmuştur. 2.Örneklem Grubu Genel Durum Yaş durumu ele alınırken; 20 yaş ve aşağısı–30 yaşları arasında olanlar "genç" kategorisinde, 31–40 yaşları arasındakiler "yetişkin" kategorisine sokulmuş, 41–50 yaşları arasında olanlar "orta yaş" grubunda, 51 yaşın üzerinde olanlar da "yaşlı" kategorisinde ele alınmıştır. Örneklem grubunun yaş dağılımı aşağıdaki gibidir. Tablo 2: Yaş Durumu Yaş Aralığı 20 yaş ve aşağısı 21-25 yaşları arası 26-30 yaşları arası 31-40 yaşları arası 41-50 yaşları arası 51-60 yaşları arası 61-70 yaşları arası 71 yaş ve üzeri TOPLAM Sayı 41 89 123 215 162 111 41 20 802 Yüzde 5,1 11,1 15,3 26,8 20,2 13,8 5,1 2,5 100,0 En büyük yaş aralığını 31-40 yaş grubu oluşturmaktadır. Genç kategorisinde ele alınabilecek olanların oranı %31.5’dir. Yetişkinlerin oranı %26.8, orta yaş kategorisinde yer 83 alanların oranı %20.2’dir. 51 yaş üzeri olan ve yaşlı kategorisinde yer alanlar ise %21.4 oranına sahiptir. Örneklem grubunda yer alanlara ait cinsiyet dağılımı aşağıdaki gibidir. Tablo 3: Cinsiyet Durumu Cinsiyet Durumu Kadın Erkek Cevapsız TOPLAM Sayı 401 394 7 802 Yüzde 50,0 49,1 0,9 100,0 Örneklemde yer alanların cinsiyet durumlarına göz attığımızda; %50 oranında kadın, %49.1 oranında erkek olduğu görülmektedir. %0.9 oranındaki kişi de soruyu yanıtsız bırakmıştır. 3.Sosyal Köken Kişilerin tutum, karakter ve davranışları uzun bir zaman diliminde oluşur. Çevre faktörlerinden biri olarak ele alınan, doğum yerinin tutum, karakter ve davranışlar üzerindeki etkisi yadsınamaz. Örneklem grubunda yer alanların doğum yerlerine ilişkin dağılım aşağıdadır. Tablo 4: Hangi il, ilçe ve köyde doğdunuz? Đl, ilçe, köy, kasaba, belde vb. olarak belirtiniz. Doğum Yeri Đl belde Đlçe belde Đlçe köy Đlçe merkezi Merkez köy Şehir merkezi Cevapsız TOPLAM Sayı 30 14 224 199 133 192 10 802 Yüzde 3,7 1,7 27,9 24,8 16,6 23,9 1,2 100,0 Đl belde ve ilçe belde, kırsal özelliklerini yitirmemiş yerleşim birimi olarak ele alındığında, örneklem grubunun, toplamda, %49.9’unun kırsal kesim doğumlu olduğu görülmektedir. Đl ve ilçe merkezi doğumluların toplum oranı ise %48.7 olarak gerçekleşmiştir. 4.Medeni-Ailevi Durum Medeni durum, komşuluk ilişkilerinin yürütülmesinde önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Örneklem grubuna girenlerin medeni durumları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. 84 Tablo 5: Medeni Durum Medeni Durum Evli Bekâr Boşanmış Eşi ölmüş (dul) Cevapsız TOPLAM Sayı 616 147 7 20 12 802 Yüzde 76,8 18,3 0,9 2,5 1,5 100,0 Örneklemin %76.8’i evli, %18.3’ü bekârdır. %0.9 oranında boşanmış, %2.5 oranında dul vardır. %1,5 oranındaki kişi de soruya cevap vermemiştir. Bekâr olanların büyük bir kısmı, şehir merkezinde ikamet edip, öğrenim gören öğrencilerdir. Özellikle üniversitede öğrenim görmek için başka şehirlerden gelen bekâr kişilerin komşuluk ilişkilerini tespit etmek, bu sayede mümkün olabilecektir. Anne-babanın hayatta olması, olmaması veya herhangi birisinin ölmüş olmasının komşuluk ilişkilerini etkileyebileceği varsayımından dolayı, bu konuda da bilgi toplanmıştır. Aşağıda, örneklem grubunda yer alanların anne-babalarının hayatta olma durumlarına ilişkin tablo yer almaktadır. Tablo 6: Anne-babanız sağ mı? Anne-Babanın Hayatta Olma Durumu Evet, ikisi de sağ Hayır, ikisi de vefat etti Anne sağ, baba vefat etti Baba sağ, anne vefat etti Cevapsız TOPLAM Sayı 402 163 220 13 4 802 Yüzde 50,1 20,3 27,4 1,6 0,5 100,0 Anne ve babasından her ikisinin de hayatta olduğunu ifade edenlerin oranı %50.1’dir. Her ikisinin de vefat ettiğini beyan edenler %20.3 oranına sahiptir. Annesinin sağ babasının vefat ettiğini belirtinler %27.4, babasının sağ annesinin vefat etmiş olduğunu belirtenler ise %1.6 oranındadır. %0.5 oranındaki kişi ise soruya yanıt vermemiştir. Anne-babasıyla birlikte yaşama durumuna ilişkin dağılım aşağıda verilmiştir. Tablo 7: Anne-baba ile birlikte mi yaşıyorsunuz? Anne-Babanın Birlikte Yaşama Durumu Evet, ikisi de bizimle Hayır, ikisi de bizimle birlikte değil Başka Cevapsız TOPLAM Sayı 167 485 125 25 802 Yüzde 20,8 60,5 15,6 3,1 100,0 Örneklem grubunun %60.5’i, anne ve babasının kendileriyle birlik olmadığını beyan etmiştir. Her ikisinin de kendileriyle birlikte olduğunu belirtenler ise %20.8 oranındadır. %3.1 85 oranındaki kişi ise soruya yanıt vermemiştir. Başka biçiminde cevap verenlerin %45.0’i, her ikisinin de vefat ettiğini belirtirken, %28’i annesinin yanında olduğunu belirtmiştir. %11.0’i babasının yanında olduğunu, %16.7’si ise hiçbirisinin de yanında olmadığını ifade etmiştir. Örneklem grubunun çocuk sayısına ilişkin sayısal dağılım aşağıdaki gibidir. Tablo 8: Çocuk sayınız kaçtır? Çocuk Sayısı 1-2 çocuk 3-4 çocuk 5-6 çocuk 7-8 çocuk 9-10 çocuk 11 ve üzeri çocuk Çocuk yok TOPLAM Sayı 288 277 69 19 7 2 140 802 Yüzde 35,9 34,5 8,6 2,4 0,9 0,2 17,5 100,0 Çocuk dağılımına ilişkin dağılımda en büyük oranı %35.9 ile 1-2 çocuk oluşturmaktadır. 3-4 çocuğu olanların oranı %34.5’dir. 5-6 arası çocuğu olanlar %8.6 oranında iken, 7-8 arası çocuğu olanlar %2.4 oranına sahiptir. 9-10 çocuğu olanlar %0.9, 11 ve üzeri çocuğu olanlar %0.2 oranına sahiptir. %17.5 oranındaki kişi ise bekârdır veya çocuğu yoktur. 3. Soruda bekâr olduğunu beyan edenlerin sayısı ve oranı 147-%18.3 iken çocuğunun olmadığını beyan edenlerin sayısı ve oranı 140-%17.5’dir. Örneklem grubunun hanesinde yaşayan kişilerin sayısına ilişkin dağılım aşağıda gösterilmiştir. Tablo 9: Siz dâhil hanenizde kaç kişi yaşamaktadır? Hanede Yaşayan Kişi Sayısı Tek yaşıyorum 2-3 kişi 4-5 kişi 6-7 kişi 8-9 kişi 10-11 kişi 12 ve üzeri TOPLAM Sayı 25 227 382 124 25 14 5 802 Yüzde 3,1 28,3 47,6 15,5 3,1 1,7 0,6 100,0 Örneklem grubunun %47.6’sı 4-5 kişi ile birlikte yaşadığını ifade etmiştir. Hanede 2-3 kişi yaşadıklarını ifade edenlerin oranı %28.3’lük orana sahipken, %15.5’lik oranın hanesinde yaşayan kişi sayısı ise 6-7 kişidir. Tek yaşayanlar ve bir hanede 8-9 kişi yaşayanların oranı %3.1’dir. 10-11 kişi olduğunu beyan edenler %1.7 iken 12 ve üzeri biçiminde yanıt verenler ise %0.6 oranına sahiptir. 86 5.Öğrenim Durumu Sosyal ilişkileri belirleyen önemli unsurlardan biri de öğrenim durumudur. Örneklem grubuna girenlerin öğrenim durumuna ilişkin dağılım aşağıda gösterilmiştir. Tablo 10: Öğrenim durumunuz nedir? Öğrenim Durumu Okula gitmemiş Okula gitmemiş, ancak, okuma-yazma bilir Đlkokul mezunu Ortaokul mezunu Lise ve dengi okul mezunu 2 yıllık ön lisans mezunu Fakülte (4 yıllık lisans) mezunu Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 71 24 238 96 188 51 99 28 7 802 Yüzde 8,9 3,0 29,7 12,0 23,4 6,4 12,3 3,5 0,9 100,0 Örneklem grubunun %29.7’sinin öğrenim durumu ilkokuldur. Lise ve dengi okul mezunu olanların oranı %23.4, fakülte (4 yıllık lisans) mezunu olanların oranı %12.3, ortaokul mezunu olanların oranı %12.0’dır. 2 yıllık ön lisans mezunları %6.4 oranına sahipken, yükseköğretim mezunu olanların toplam oranı %18.7’dir. Okula gitmeyenlerin toplam oranı %11.9 iken, okula gitmeyen ancak okuma yazma bilenler %3.0’lık bir orana karşılık gelmektedir. “Diğer” seçeneğini işaretleyenler %3.5 oranına sahipken, cevap vermeyenler %0.9 oranına karşılık gelmektedir. “Diğer” biçiminde yanıt verenlerin büyük bir kısmı, “öğrenci” biçiminde açıklama yaparken, “öğrenciliğe devam”, “Açık Öğretim Fakültesi’ne devam” biçiminde açıklama yapmışlardır. “Okul yok”, “okuma yazma var”, “sanat okulu”, “lise terk”, “ortaokul terk” gibi açıklamalar da, “diğer” seçeneğine yanıt olarak ortaya konmuştur. Örneklem grubunun eşlerine ait öğrenim durumuna ilişkin dağılım aşağıdadır. Tablo 11: Eşinizin öğrenim durumu nedir? Öğrenim Durumu Okula gitmemiş Okula gitmemiş, ancak, okuma-yazma bilir Đlkokul mezunu Ortaokul mezunu Lise ve dengi okul mezunu 2 yıllık ön lisans mezunu Fakülte (4 yıllık lisans) mezunu Diğer TOPLAM Sayı 180 16 239 82 121 35 84 45 802 Yüzde 22,4 2,0 29,8 10,2 15,1 4,4 10,5 5,6 100,0 87 Örneklem grubunun eşlerinin öğrenim durumuna ilişkin dağılıma göz atıldığında; %29.8’in ilk okul mezunu, %24.4’ün okula gitmemiş (toplamda), %15.1’nin lise ve dengi okul mezunu, %10.5’inin fakülte (4 yıllık lisans) mezunu, %4.4’ünün 2 yıllık ön lisans mezunu olduğu görülmektedir. Yüksekokul mezunu olanların oranı toplamda %14.9’dur. “Diğer” biçiminde yanıt verenlerin oranı ise %5.6’dır. “Diğer” seçeneğiyle yanıt verenlerden bir kısmı; “okul yok”, “lise terk”, “sanat okulu”, “öğrenciliği devam ediyor”, “Açık Öğretim Fakültesi” biçiminde açıklama getirmişlerdir. 6.Konut Türü, Sahipliği ve Kullanımı Komşuluk olgusu üzerinde etkili olan unsurlardan biri de ikamet edilen konut durumudur. Örneklem grubuna ait konut durumuna ilişkin dağılım aşağıdadır. Konut çeşitliliğinin il merkezi ve ilçe merkezinde olma durumunun varlığından dolayı, bu soru sadece il merkezi ve ilçe merkezinde ikamet edenlere yöneltilmiştir. Tablo 12: Oturduğunuz konutun türü nasıldır? Oturulan Konut Türü Tapulu / tapusuz gecekondu Apartman dairesi / site içinde daire Müstakil ev Site içinde villa Lojman Güvenlikli site Diğer TOPLAM Sayı 29 326 126 4 42 2 42 571 Yüzde 5,1 57.1 22,1 0,7 7,4 0,4 7,4 100,0 Đl ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere sorulan bu soruya ilişkin dağılım aşağıdaki gibidir: Apartman dairesi / site içinde dairede ikamet edenler %41.7, müstakil evde ikamet edenler %37.5, lojmanda ikamet edenler %7,4, tapulu / tapusuz gecekondu %5.1, site içinde villa %0.7, güvenlikli site %0.4 ve “diğer” ise %7,4. “Diğer” biçimindeki yanıtların aşağıdaki biçimde sıralanması mümkündür: “Müstakil”, “dubleks”, “TOKĐ”. Đl ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere yöneltilen; “oturduğunuz konutun türü nasıldır?” biçiminde sorulan soruya verilen yanıtların dağılımı aşağıdaki gibidir. Tablo 13: Daha önce oturduğunuz konut türü nasıldı? Daha Önce Oturulan Konut Türü Apartman dairesi / site içinde daire Müstakil ev Gecekondu Lojman Güvenlikli site Yazlık-kışlık Aynı ev TOPLAM Sayı 267 197 11 43 2 5 46 571 Yüzde 46,8 34,5 1,9 7,5 0,4 0,9 8,1 100,0 88 Đl ve ilçe merkezinde ikamet edenlerin daha önce ikamet ettikleri konut türüne ilişkin dağılım aşağıdaki gibidir: Apartman dairesi / site içinde daire %46.8, müstakil ev %34.5, aynı ev %8.1, lojman %7.5, gecekondu %1.9, yazlık-kışlık %0.9, güvenlikle site %0.4. Oturulan evin sahiplik durumuna ilişkin dağılım aşağıdadır. Tablo 14: Oturduğunuz evin durumu nedir? Oturulan Evin Sahiplik Durumu Kendi evimiz Kira Lojman Diğer TOPLAM Sayı 524 219 41 18 802 Yüzde 65,3 27,3 5,1 2,2 100,0 Örneklem grubunun ikamet ettiği evin sahiplik durumuna ilişkin olarak şöyle bir dağılım ortaya çıkmıştır: Kendi evi olduğunu ifade edenler %65.3, kirada oturduğunu ifade edenler %27.3, lojmanda oturanlar %5.1. “Diğer” biçiminde yanıt verenler ise %2.2 oranındadır. “Diğer” biçiminde yanıt verenlerin bir kısmı babasıyla birlikte olduğunu belirtmiştir. Örneklemin bir kısmı ise “TOKĐ” biçiminde açıklama yapmıştır. Đkamet edilen evin oda sayısının, komşuluk ilişkilerini etkileme olasılığından dolayı, evlerin oda sayısı öğrenilmiştir. Đlgili dağılım aşağıdadır. Tablo 15: Oturduğunuz evin kaç odası vardır? Đkamet Edilen Evin Oda Sayısı Bir Đki Üç Dört Beş Altı TOPLAM Sayı 5 41 234 455 56 11 802 Yüzde 0,6 5,1 29,2 56,7 7,0 1,4 100,0 Đkamet edilen evlerin oda sayısına bakıldığında şöyle bir dağılım görülmektedir: %56.7 4 oda, %29.2 3 oda, %7.0 5 oda, %5.1 2 oda, %1.4 6 oda ve %0.6 tek oda. Bulunulan evde yaşama süresinin, komşuluk ilişkileriyle doğrudan ilgili olabileceği varsayımından hareket edilmiş ve bu konuda soru yöneltilmiştir. Verilen cevaplara ilişkin dağılım aşağıdadır. Bulunulan evde yaşanılan süre ile ilgili sayısal dağılım aşağıda verilmiştir. 89 Tablo 16: Bulunduğunuz evde kaç yıldır yaşıyorsunuz? Bulunulan Evde Yaşama Süresi 1-5 yıl arası 6-10 yıl arası 11-15 yıl arası 16-20 yıl arası 21-25 yıl arası 26-30 yıl arası 31 yıl ve daha fazla Cevapsız TOPLAM Sayı 306 157 114 89 34 36 56 10 802 Yüzde 38,2 19,6 14,2 11,1 4,2 4,5 7,0 1,2 100,0 Örneklem grubunun %38.2’si 1-5 yıl arası aynı evde yaşadığını beyan etmiştir. 6-10 yıl arası cevabını veren kişilerin oranı %19.6’dır. 11-15 yıl arası olanlar %14.2, 16-20 yıl arası olanlar ise %11.1 oranına sahiptir. 31 yıl ve üzeri olanlar %7.0, 21-25 yıl arası olanlar %4.2, 26-30 yıl arası olanlar %4.5 oranına sahiptir. Soruyu cevapsız bırakanların oranı ise %1.2’dir. 7.Đkamet Durumu Đkamet durumlarına ilişkin dağılımlardan ikamet edilen yere ilişkin dağılım aşağıda gösterilmiştir. Ayrıca, en uzun süre ikamet edilen yer, daha önce başka bir yerde ikamet edilip edilmediği, ikamet edilen yerden memnuniyet durumu, ikamet edilen yerde oturma isteği, başka bir yerden gelinmişse göç etme nedeni gibi bilgiler üzerinde durulmuştur. Tablo 17: Đkamet ettiğiniz yerleşim yeri hangisidir? Đkamet Edilen Yer Đl merkezi Đlçe merkezi Kasaba / belde Đl merkezine / ilçeye bağlı köy Cevapsız TOPLAM Sayı 471 120 102 105 4 802 Yüzde 58,7 15,0 12,7 13,1 0,5 100,0 Đl merkezi ve ilçe merkezinde uygulanan anket sayısı 571 iken, ikamet edilen yer sorusuna verilen yanıtta bu sayı 591 olarak çıkmıştır. Sorunun yanlış anlaşılması veya belde / kasaba gibi yerleşim yerinin ilçe ile karıştırılması gibi ihtimalden dolayı sayılara arasında tutarsızlık oluştuğu ifade edilebilir. Đkamet edilen yerleşimle ilgili olarak şöyle bir dağılım gerçekleşmiştir: %58.7 il merkezi, %15.0 ilçe merkezi, %13.1 il merkezine / ilçeye bağlı köy, %12.7 kasaba / belde ve %0.5 cevapsız. En uzun süre yaşanan yerle ilgili dağılım aşağıdadır. 90 Tablo 18: En uzun süre yaşadığınız yer neresidir? Đl, ilçe, köy, kasaba, belde vb. olarak belirtiniz. En Uzun Süre Đkamet Edilen Yer Đl belde Đlçe belde Đl merkezine / ilçeye bağlı köy Đlçe merkezi Şehir merkezi Cevapsız TOPLAM Sayı 47 10 211 195 322 17 802 Yüzde 5,9 1,2 26.3 24,3 40,1 2,1 100,0 En uzun süre ikamet edilen yerleşim yeri ile ilgili dağılım şöyledir: %40.1 şehir merkezi, %26.3 il merkezine / ilçeye bağlı köy, %24.3 ilçe merkezi, %5.9 il belde, %1.2 ilçe belde ve cevapsız %2.1. Đl merkezi ve ilçe merkezi toplamı %64.4, kırsal kesim toplamı %33.4 olarak gerçekleşmiştir. Đkamet edilen yerden daha önce ikamet edilen yere ilişkin dağılım aşağıdadır. Tablo 19: Daha önce başka bir yerde ikamet ettiniz mi, ettiyseniz il / ilçe / köy / kasaba / belde / mahalle adı neydi? Daha Önce Đkamet Edilen Yer Đl belde Đlçe belde Đl merkezine / ilçeye bağlı köy Đlçe merkezi Şehir merkezi Cevapsız TOPLAM Sayı 4 7 62 201 229 299 802 Yüzde 0,5 0,9 7,7 25,1 28,6 37,3 100,0 Daha önce başka bir yerde ikamet etmediğini belirtenlerin oranı %37.3 olarak gerçekleşmiştir. Şehir merkezi %28.6, ilçe merkezi %25.2, il merkezi ve ilçe merkezi toplamda %53.7 olarak gerçekleşmiştir. Daha önce il merkezine / ilçeye bağlı köyde ikamet edenlerin oranı %7.7, ilçe belde %0.9 ve il belde ise %0.5 olarak gerçekleşmiştir. Örneklem grubuna, şu an ikamet ettikleri yerden memnun olup olmadıkları sorulmuş ve elde edilen bilgiler aşağıda verilmiştir. Tablo 20: Şu anda ikamet ettiğiniz yerden memnun musunuz, memnun değilseniz nedeni nedir? Đkamet Edilen Yerden Memnuniyet Durumu Evet Komşuluk ilişkilerinden kaynaklanan memnuniyetsizliğim var Diğer TOPLAM Sayı 698 44 60 802 Yüzde 87,0 5,5 7,5 100,0 Örneklem grubunun %87.0’si, şu an ikamet edilen yerden memnun olduğunu ifade etmiştir. %5.5 oranındaki kişi ise komşuluk ilişkilerinden kaynaklanan bir memnuniyetsizlik hali içinde olduğunu ifade etmiştir. %7.5 oranındaki kişi ise “diğer” seçeneği ile yanıt vermiştir. “Diğer” seçeneğini işaretleyenlerin cevapları en çok cevap verilenden az cevap verilene doğru aşağıdaki şekilde sıralanabilir: Evin durumu iyi değil / eski / bakımsız, 91 merkeze (şehir merkezi, ilçe merkezi veya belde), yabancılık var / samimiyet yok, çevresi hoşuma gitmiyor, arka sokağa bakıyor, gürültülü, deprem bölgesi (Palu). Yapılan bir araştırmada, komşulardan memnun olan ve kendini güvende hisseden insanların, semt veya mahalleden memnun olma düzeyleri yüksek çıkmıştır (KOCATÜRK ve BÖLEN, 2005, 4). Buna göre, memnun olduğunu beyan edenlerin komşuluk ilişkilerinden memnun oldukları ve güvenlik endişelerinin bulunmadığı ifade edilebilir. Kişilerin, şu an ikamet ettikleri yerde uzun süre oturmak istelerine ilişkin dağılım aşağıda verilmiştir. Tablo 21: Şu anda ikamet ettiğiniz yerde uzun süre daha oturmak ister misiniz, neden? Đkamet Edilen Yerde Oturma Đsteği Evet Hayır TOPLAM Sayı 632 170 802 Yüzde 78,8 21,2 100,0 Şu an ikamet edilen yerde oturma isteğinde bulunanların oranı %78.8 olarak ortaya çıkmıştır. Oturma isteğinde bulunmayanların oranı ise %21.2 olarak karşımıza çıkmaktadır. %21.2’lik oran, şu an bulunulan yerde uzun süre daha oturma isteğinin olmadığını dile getirmiştir. 26. soruda ise, “komşuluk ilişkilerinden kaynaklanan memnuniyetsizliğim var” biçiminde yanıt verenlerin oranı %5.5 olarak gerçekleşmiştir. Memnuniyetsizlikle ilgili böyle bir farkın ortaya çıkmasının nedeni, komşuluk ilişkileri dışındaki memnuniyetsizlikte aramanın daha doğru olacağı söylenebilir. “Diğer” seçeneğiyle yanıt verenlerle ilgili bilgiler aşağıdadır. Đlgili seçeneklerden önce “evet” biçimindekiler yüksek orandan aşağıya doğru verilmiştir. Sonrasında da “hayır” biçimindekiler yüksekten aşağıya doğru verilmiştir “Evet” cevapları; komşuluk iyi, işime uygun, alıştığım için, doğduğum yer, huzurluyum / seviyorum, kendi evim, düzenimi bozamam, mahalleyi seviyorum, müstakil ev, ulaşımı kolay, bütçeme uygun, şehre yakın, ev sahibi iyi biçimindedir. “Hayır” cevaplarının: evin durumu (küçük, eski, bakımsız), komşuları sevmiyorum, sıkıcı bir yer, Đstanbul’a gideceğim, eğitim için uygun değil, mahrumiyet bölgesi, iş yerine uzak, yalnızım, farklılık için, anne-babanın oturduğu yere gideceğiz, sosyal imkânlar yok, şehri uzak, cadde üzerinde / gürültülü biçiminde sıralanması mümkündür. Başka bir yerden taşınılmışsa, daha önce ikamet edilen yerden ayrılma nedenine ilişkin bilgilerin dağılımı aşağıdaki gibidir. 92 Tablo 22: Başka bir yerden buraya taşındıysanız, daha önce ikamet ettiğiniz yerden ayrılmanızdaki en önemli neden neydi? Daha Önce Đkamet Edilen Yerden Taşınılma Nedeni Başından beri buradayım, göç ederek gelmedim Diğer nedenler TOPLAM Sayı 266 536 802 Yüzde 33,2 66,8 100,0 Başka bir yerden taşınılıp taşınılmadığı ve taşınılmışsa bunun nedenine ilişkin dağılımda, örneklem grubunun %33.2’si, “başından beri buradayım, göç ederek gelmedim” biçimindeki seçeneği işaretlemiştir. %66.8’lik kesim ise birtakım nedenler ileri sürmüştür. Bu nedenler şunlardır: Đstimlak %2.2, binadaki daireyi bekâr öğrencilerin kiralaması %0.9, akrabaların burada olması %4.0, ev satın almadan dolayı %6.7, kira artışından / ekonomik sebepten dolayı %8.1, evlilikten dolayı %7.6, tayinden dolayı %7.3, lojman çıktığından dolayı %2.3, eğitim durumundan dolayı %4.0, iş nedeniyle %10.7, terörden dolayı %2.0, emeklilikten dolayı %3.0, daha önce oturduğum evin uygunsuz oluşu %3.5, ev sahibinden memnuniyetsizlik %4.0, yakın akrabamın (babaanne, dede) tavsiyesiyle %0.4. Sadece il merkezi ve ilçe merkezinde ikamet edenlerin kaç yıldan beri, il merkezi veya ilçe merkezinde ikamet ettiklerine ilişkin dağılım aşağıda görülmektedir. Tablo 23: Kaç yıldan beri il veya ilçe merkezinde ikamet ediyorsunuz? Đl Merkezi ve Đlçe Merkezinde Đkamet Süresi 1 yıldan az 1-2 yıl arası 3-4 yıl arası 5-6 yıl arası 7-8 yıl arası 9-10 yıl arası 11-12 yıl arası 13-14 yıl arası 15 yıl ve daha fazla Cevapsız TOPLAM Sayı 12 17 32 25 17 28 19 27 377 17 571 Yüzde 2,1 3,0 5,6 4,4 3,0 4,9 3,3 4,7 66,0 3,0 100,0 Đl merkezi ve ilçe merkezinden ikamet edilen sürelerin ele alındığı tabloya göre; %66.0’lık bir oran, 15 yıl ve daha fazla yıldan beri il merkezi ve ilçe merkezinde ikamet ettiğini dile getirmiştir. Sırasıyla; 1 yıldan az %2.1, 1-2 yıl arası %3.0, 3-4 yıl arası %5.6, 5-6 yıl arası %4.4, 7-8 yıl arası %3.0, 9-10 yıl arası %4.9, 11-12 yıl arası %3.3, 13-14 yıl arası %4.7 biçiminde bir dağılım ortaya çıkmıştır. 93 8.Meslek Durumu Meslek Durumu başlığı altında; anket formu uygulanan kişinin mesleği, babasının mesleği ve annesinin mesleği konuları ela alınacaktır. Öncelikle, anket uygulanan kişinin meslek durumuna ilişkin dağılım ela alınacaktır. Đlgili dağılım aşağıdadır. Tablo 24: Mesleğiniz nedir? Meslek Durumu Memur Đşçi Çiftçi Serbest-Tüccar Öğretmen Din görevlisi Asker Polis Esnaf Şoför Emekli Teknisyen-tekniker Đşsiz Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 45 41 32 31 36 15 3 13 50 9 38 15 54 416 4 802 Yüzde 5,6 5,1 4,0 3,9 4,5 1,9 0,4 1,6 6,2 1,1 4,7 1,9 6,7 51,9 0,5 100,0 Örneklem grubunun meslek dağılımına baktığımızda şöyle bir dağılım karşımıza çıkmaktadır: Memur %5,6, işçi %5,1, çiftçi %4,0, serbest-tüccar %3,9, öğretmen %4,5, din görevlisi %1,9, asker %0,4, polis %1,6, esnaf %6,2, şoför %1,1, emekli %4,7, teknisyentekniker %1,9, işsiz %6,7. Cevap vermeyenlerin oranı %0,5’dir. “Diğer” biçiminde yanıt verenlerin oranı ise %51,9’dur. “Diğer” biçiminde yanıt verenlerin (416 kişi) %48’i ev hanımı, %14.3’ü öğrenci, %5.2’si serbest, %3.9’u terzidir. %2.6 oranına sahip meslekler ise; eczacı, elektrikçi, muhtar, bakkal, doktor, kuaför, temizlikçi / kapıcı, hemşire biçimindedir. %1.3 oranına sahip olanlar ise; diş hekimi, avukat, çocuk bakıcısı, pazarlamacı, mütercim, mühendis. Örneklem grubunda yer alanların baba mesleklerine ilişkin dağılım aşağıdadır. Tablo 25: Babanızın mesleği nedir / neydi? Baba Meslek Durumu Memur Đşçi Çiftçi Serbest-Tüccar Öğretmen Din görevlisi Asker Polis Esnaf Şoför Emekli Đşsiz Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 61 137 222 61 16 9 2 8 47 22 122 13 71 11 802 Yüzde 7,6 17,1 27,7 7,6 2,0 1,1 0,2 1,0 5,9 2,7 15,2 1,6 8,9 1,4 100,0 94 Baba meslek durumunun ele alındığı tabloda şöyle bir dağılım ortaya çıkmıştır: Memur %7,6, işçi %17,1, çiftçi %27,7, serbest-tüccar %7,6, öğretmen %2,0, din %görevlisi %1,1, asker %0,2, polis %1,0, esnaf %5,9, şoför %2,7, emekli %15,2, işsiz %1,6, “diğer” %8,9, cevapsız %1,4. “Diğer” seçeneğiyle cevap verenlerin yarıdan fazlası “serbest” biçiminde açıklama yapmışlardır. Bunun yanında, terzi, cambaz (hayvan alıp satan), makinist, fırıncı, bakkal, marangoz, diş teknisyeni, çilingir gibi cevaplar da verilmiştir. Örneklem grubunda yer alanların anne mesleklerine ilişkin dağılım aşağıda verilmiştir. Tablo 26: Annenizin mesleği nedir / neydi? Anne Meslek Durumu Sayı 3 5 25 1 1 7 1 4 4 102 649 802 Memur Đşçi Çiftçi Serbest-tüccar Öğretmen Din görevlisi Polis Esnaf Emekli Đşsiz Ev hanımı TOPLAM Yüzde 0,4 0,6 3,1 0,1 0,1 0,9 0,1 0,5 0,5 12,7 80,9 100,0 Annenin meslek durumuna ilişkin dağılımda; “ev hanımı” biçiminde yanıt verenler %80.9, “işsiz” biçiminde yanıt verenler %12.7’ye sahiptirler. “Diğer” mesleklerin dağılımı ise aşağıdaki gibidir: Memur %0,4, işçi %0,6, çiftçi %3,1, serbest-tüccar %0,1, öğretmen %0,1, din %görevlisi %0,9, polis %0,1, esnaf %0,5, emekli %0,5. 9.Ekonomik Durum Ekonomik Durum başlığı altında; örneklem grubunun aylık geliri, ek geliri ve kazancın en çok harcandığı alan üzerinde durulacaktır. Kişilerin aylık gelirlerine ilişkin dağılım aşağıdaki gibidir. Tablo 27: Aylık geliriniz ne kadardır? (TL) Aylık Gelir Asgari ücretten az Asgari ücret 1.000’den az 1.000-1.500 arası 1.501-2.000 arası 2.001-2.500 arası 2.501-3.000 arası 3.001-3.500 arası 3.501-4.000 arası 4.001-4500 arası 4.501-5.000 arası 5.001 ve üzeri TOPLAM Sayı 138 167 142 162 103 50 17 6 3 7 1 6 802 Yüzde 17,2 20,8 17,7 20,2 12,8 6,2 2,1 0,7 0,4 0,9 0,1 0,7 100,0 95 Örneklem grubunun %20.2’sinin geliri 1.000-1.500 TL arasında, %20.8’inin geliri asgari ücret miktarında, %17.7’sinin geliri 1.000 TL’den az, %17.2’sinin geliri asgari ücretten az, %12.8’inin geliri 1.501-2.000 TL arasında, %6.2’sinin geliri 2.001-2.500 TL arasında, %2.1’inin gelir durumu 2.501-3.000 TL arasındadır. Geriye kalanların gelir dağılımı ise aşağıdaki gibidir: 3.001-3.500 TL arası %0,7, 3.501-4.000 TL arası %0,4, 4.001-4500 TL arası %0,9, 4.501-5.000 TL arası %0,1, 5.001 TL ve üzeri %0,7. Ek gelirin varlığına ilişkin bilgilerin dağılımı aşağıdaki gibidir. Tablo 28: Ek geliriniz var mı? Varsa belirtiniz. Ek Gelir Durumu Ek gelir yok Kira alıyorum Köyümden geliyor Ek iş yapıyorum / yapıyoruz Diğer TOPLAM Sayı 657 46 27 21 51 802 Yüzde 81,9 5,7 3,4 2,6 6,4 100,0 %81.9’luk kesim ek geliri olmadığını dile getirmiştir. %5.7’lik kesim kira aldığını, %3.4’lük kesim köyünden gelir geldiğini, %2.6’lık kesim ise ek iş yaptığını / yaptıklarını dile getirmiştir. “Diğer” biçiminde yanıt verenlerin oranı ise %6,4’tür. “Diğer” biçiminde yanıt verenlerin bur kısmı, “köyden geliyor” biçimindeki açıklamayı tekrarlarken, bazıları ikinci işte çalıştığını belirtmiştir. Bazıları ise eşinin ve çocuklarının çalıştığını ifade etmiştir. Kişilerin kazancını en çok nereye harcadıklarına ilişkin bilgilerin yer aldığı dağılım aşağıda gösterilmiştir. Tablo 29: Kazancınızı en çok nereye harcıyorsunuz? Kazancın Harcama Yeri Sayı Yüzde Yiyecek-Đçecek 287+127=414 51,6 Ev Kirası 82+43=125 15,6 Giyim-Kuşam 23+56=79 9,9 Beyaz Eşya 6+3=9 1,1 Eğlence 3+6=9 1,1 Çocuklar 98+94=19 2 23,9 Yapı Kooperatifi 15+5=20 2,5 Araba Taksidi 12+5=17 2,1 Eğitim 44+33=77 9,6 Ulaşım 4+9=13 1,6 Diğer 78+9=87 10,8 NOT: Birden fazla seçenekle yanıt verilmiştir. En çok yiyecek-içeceğe harcama yapanlar %51.6 oranına, çocuklar için harcayanlar %23.9 oranına, ev kirasına harcayanlar %15.6 oranına, giyim-kuşama harcayanlar %9.9 oranına, eğitime harcayanlar %9.6 oranına, yapı kooperatifine harcayanlar %2.5 oranına, araba taksidine harcayanlar %2.1 oranına, ulaşıma harcayanlar %1.6 oranına beyaz eşyaya 96 harcayanlar %1.1 oranına ve eğlenceye harcayanlar %1.1 oranına karşılık gelmektedir. “Diğer” harcama yapanlar ise %10.8 gibi bir orana sahiptir. “Diğer” biçiminde cevap verenlerin bir kısmı, seçenekte olmasına rağmen “diğer” seçeneği ele yanıt vermiş, bir kısmı da birden fazla harcama kalemini, “diğer” seçeneği altında vermeyi uygun görmüştür. Đlgili yanıtlar aşağıdaki gibidir: Ev kirası ve çocuk eğitimi, sigara, alkol, banka kredisi, kredi, taksit, sağlık gideri, kira, tedavi, yakıt parası, mobilya, Bağ-Kur pirimi, dükkân kirası, birden fazla kalem. 10.Serbest Zaman ve Değerlendirilmesi Serbest (boş) zamanlar, gerçekte bilgilenme ve kültürlenme bakımından büyük bir önem taşımaktadır. Kişinin yaşamış olduğu çevre, toplumsal ve kişisel imkânlar, eğitim durumu vs. boş zamanların daha "üretici" bir biçimde değerlendirilmesine etki edebilmektedir. Örneklem grubuna girenlerin serbest zamanlarını değerlendirmelerine ilişkin olarak ortaya çıkan dağılım aşağıdaki gibidir. Tablo 30: Boş zamanlarınızda aşağıdakilerden hangilerini en çok yaparsınız? Boş Zaman Faaliyeti Sayı Alışveriş yaparım 20+14=34 Komşuma giderim 106+57=161 Kitap, dergi, gazete okurum 117+60=177 Televizyon seyrederim 93+72=165 Akrabalarıma giderim 42+35=77 Açık havada dolaşırım 91+43=134 Spor yaparım 28+21=49 Eğlence yerlerine giderim 10+3=13 Müzik dinlerim 20+19=39 Diğer 146 NOT: Birden fazla seçenekle yanıt verilmiştir. Yüzde 3,9 20,0 22,0 20,6 9,6 16,7 6,1 1,6 4,9 18,2 Boş zamanların değerlendirilmesiyle ilgili dağılıma baktığımızda aşağıdaki gibi bir dağılım görmekteyiz: Kitap, dergi, gazete okurum %22,0, televizyon seyrederim %20,6, komşuma giderim %20,0, açık havada dolaşırım %16,7, akrabalarıma giderim %9,6, spor yaparım %6,1, müzik dinlerim %4,9, alışveriş yaparım %3,9, eğlence yerlerine giderim %1,6, “diğer” %18,2. “Diğer” biçiminde yanıt verenler ve sayıları aşağıdaki gibidir: Elişi / dantel 36, kahvehane / kafe 30, vaktim yok 25, bahçeyle ilgilenme 10, çocuklarla ilgilenme 10, ibadet ederim 9, ders çalışırım 6, arkadaşlarla görüşürüm 5, temizlik yaparım 5, uyurum 5, eski mahalleye giderim 5. Günlük televizyon izleme süresine ilişkin bilgilerin dağılımı aşağıda gösterilmiştir. 97 Tablo 31: Günde kaç saat televizyon izlersiniz? Televizyon Đzleme Süresi Hiç izlemem 1-2 saat arası 3-4 saat arası 5-6 saat arası 7-8 saat arası 9-10 saat arası 11-12 saat arası 12 saatten fazla TOPLAM Sayı 85 379 241 65 18 6 4 4 802 Yüzde 10,6 47,3 30,0 8,1 2,2 0,7 0,5 0,5 100,0 Örneklem grubunun %47.3’ü günde 1-2 saat arasında televizyon izlemektedir. 3-4 saat arasında televizyon izleyenlerin oranı %30.0’a karşılık gelmektedir. %10.6’lık bir oran hiç televizyon izlemezken, %8.1’lik bir oran ise 5-6 saat arası televizyon izlemektedir. %2.2’lik oran 7-8 saat arası televizyon izlerken, 9-10 saat arası televizyon izleyenler %0.7’ye, 11-12 saat arası televizyon izleyenler %0.5’e, 12 saatten gazla televizyon izleyenler %0.5’e karşılık gelmektedir. Đnternetin varlığı ve hangi sıklıkta kullanıldığına ilişkin bilgilerin dağılımı aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Tablo 32: Evde internet var mı, varsa ne sıklıkla kullanırsınız? Đnternetin Varlığı ve Kullanma Durumu Đnternet yok Sık sık kullanırım Bazen kullanırım Sadece işim olduğunda kullanırım Đlgilenmiyorum Diğer TOPLAM Sayı 535 80 69 72 33 13 802 Yüzde 66,7 10,0 8,6 9,0 4,1 1,6 100,0 Đnternetin varlığı ve kullanılma derecesi ile ilgili tabloya bakıldığında şöyle bir dağılım ortaya çıkmaktadır: %66.7’nin evinde internet bulunmamaktadır. %10.0, interneti sık sık kullanırken, %9.0’ı sadece iş olduğunda interneti kullandığını dile getirmiştir. %8.6’lık bir kesim interneti bazen kullandığını ifade ederken, %4.1’lik bir kesim ise internetle ilgilenmediğini beyan etmiştir. %1.6’lık kesim ise “diğer” seçeneği ile cevap vermiştir. “Diğer” seçeneği ile yanıt verenlerin bir kısmı; çocukların ödevi olduğunda kullandıklarını belirtirken, bir kısmı ise alakası olmadığını belirtmiştir. Sadece il merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere yönelik olarak sorulan ailece eğlenmeye gitme sıklığına ilişkin dağılım aşağıdadır. 98 Tablo 33: Ailece eğlenmeye gitme sıklığınız nedir? Ailece Eğlenmeye Gitme Sıklığı Sürekli Fırsat bulduğumuzda Bazen Hiçbir zaman TOPLAM Sayı 30 211 206 124 571 Yüzde 5,3 37,0 36,1 21,7 100,0 Sadece il merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere yönelik olarak sorulan, ailece eğlenmeye gitme sıklığı dağılımında; %37.0’lık kesim, fırsat bulduğunda eğlenmeye gittiklerini belirtirken, %36.i’lik kesim bazen eğlenmeye gittiklerini dile getirmiştir. %21.7’lik kesim hiçbir zaman eğlenmeye gitmezken, %5.3’lük kesim ise sürekli ailece eğlenmeye gittiklerini dile getirmiştir. 99 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM KOMŞULUK GENEL BĐLGĐLER 1.Tasviri Bilgiler Örneklem grubunun samimi olduğu komşu sayısına ilişkin dağılım aşağıda verilmiştir. Đlgili bilgiler, anket formunda 28. soru olarak yöneltilmiştir. Tablo 34: Samimi olduğunuz komşu sayısı kaçtır? Samimi Đlişki Kurulan Komşu Sayısı Sadece 1 2-5 arası 6-10 ara 11-15 ara 16-20 ara 21-25 ara 26-30 ara 31 ve üzeri Hiç yok TOPLAM Sayı 53 352 159 29 34 3 14 27 131 802 Yüzde 6,6 43,9 19,8 3,6 4,2 0,4 1,7 3,4 16,3 100,0 Örneklem grubunun %43.9’u 2-5 arası komşu ile samimi olduğunu ifade etmiştir. %19.8’lik oran, 6-10 arasında komşu ile samimi olduğunu dile getirirken, %6.6’lık kesim sadece 1 komşu ile samimiyet kurduğunu dile getirmiştir. 16-20 arası komşu ile samimi olduğunu ifade edenler %4.2, 11-15 arası komşu ile samimi olduğunu ifade edenler %3.6, 31 ve üzeri komşu ile samimi olduğunu beyan edenler %3.4, 26-30 arası komşu ile samimiyet kurduğunu ifade edenler %1.7, 21-25 arası komşu ile samimiyet kurduğunu belirtenler ise %0.4 oranına sahiptirler. Örneklem grubunun %16.3’ü ise samimi olduğu komşusunun olmadığını ifade etmiştir. Komşularla yakınlık derecesini gösteren tablo aşağıdadır. Tablo 35: Komşularınızla aranızdaki yakınlık derecesi nedir? Komşularla Yakınlık Derecesi Yakın akraba Uzak akraba Aynı yöre / bölge / şehirdeniz Aynı köy / kasabadanız Sadece komşuyuz Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 104 22 87 22 521 40 6 802 Yüzde 13,0 2,7 10,8 2,7 65,0 5,0 0,7 100,0 Komşularla yakınlık derecesinin ele alındığı tabloda; sadece komşu olduklarını beyan edenlerin oranı %65.0’a karşılık gelmektedir. %13.0’lük oran, komşularının yakın akraba 100 olduklarını beyan etmiştir. Uzak akraba olduklarını ifade edenler %2.7, aynı köy / kasabadan olduğunu ifade edenler %2.7 oranına sahiptir. %5’lik oran “diğer” seçeneği ile yanıt verirken, cevap vermeyenler %0.7 oranına sahiptir. “Diğer” başlığı altında verilen yanıtlar; çok da önemli değil, hısımız, tanımıyorum, yabancıyım, önemsemiyorum biçiminde sıralanabilir. Komşularla tanışma biçimine ilişkin dağılım aşağıda gösterilmiştir. Tablo 36: Komşularınızla nasıl tanıştınız? Komşularla Tanışma Şekli Sayı 13 503 72 36 27 16 7 9 119 802 Olağanüstü bir durum (hastalık vs.) vesilesiyle “Hoş geldin” ziyaretinde Tesadüfen Đhtiyaçtan (tuz, şeker vb. isteme) dolayı Arkadaş aracılığı ile Evin hanımı tanıştırdı Çocuklar tanıştırdı Evin beyi tanıştırdı Cevapsız TOPLAM Yüzde 1,6 62,7 9,0 4,5 3,4 2,0 0,9 1,1 14,8 100,0 Örneklem grubunun %62.7’si, “hoş geldin” ziyaretinde tanıştıklarını ifade etmişlerdir. %9.0’lık oran, tesadüfen tanıştıklarını, %4.5’lik kesim ihtiyaçtan (tuz, şeker vb. isteme) dolayı tanıştıklarını beyan etmişlerdir. Arkadaş aracılığı ile tanışanlar %3.4 oranına sahipken, evin hanımı vasıtasıyla tanışanlar %2.0 oranına sahiptir. Olağanüstü bir durum (hastalık vs.) vesilesiyle tanışanlar %1.6, evin beyi vasıtasıyla tanışanlar %1.1, çocuklar vasıtasıyla tanışanlar ise %0.9 oranına sahiptirler. Herhangi bir komşuluk ilişkisi olmadığından dolayı cevap vermeyenler ise %14.8 oranına sahiptirler. Komşularla görüşme durumuna ilişkin dağılım aşağıda gösterilmiştir. Tablo 37: Komşularınızla görüşüyor musunuz, görüşmüyorsanız en önemli sebebi nedir? Komşularla Görüşme Durumu Evet görüşüyoruz Đşlerim çok / vaktim yok Başka arkadaş grubum var Đletişim kuramıyorum / kurmuyorlar Diğer TOPLAM Sayı 688 50 15 21 28 802 Yüzde 85,8 6,2 1,9 2,6 3,5 100,0 %85.8’lik kesim komşularıyla görüştüğünü dile getirmiştir. %6.2’lik kesim, işlerinin çokluğu veya vaktinin olmamasından dolayı görüşemediğini dile getirmiştir. %2.6’lık kesim, komşularla iletişim kuramadığını veya komşuların iletişim kurmadığını dile getirmiştir. %1.9’luk örneklem gurubu, başka arkadaş grubunun olduğunu dile getirmiştir. “Diğer” biçiminde yanıt verenler ise %3.5 oranına karşılık gelmektedir. “Diğer” biçiminde yanıt 101 verenlerin yanıtlarının; “ara sıra”, “bazen”, “fırsat buldukça”, “alakam yok” biçiminde sıralanması mümkündür. Komşularla yüz yüze görüşme sıklığına ilişkin dağılım aşağıdadır. Tablo 38: Komşularınızla yüz yüze görüşme sıklığınız nedir? Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığı Her gün Birkaç günde bir Haftada bir Ayda bir Birkaç ayda bir Sadece bayram, düğün, nişan, cenaze gibi özel günlerde Hiç görüşmem Diğer TOPLAM Sayı 334 250 103 32 10 27 32 14 802 Yüzde 41,6 31,2 12,8 4,0 1,2 3,4 3,9 1,7 100,0 Komşusuyla her gün görüşenlerin oranı %41.6 gibi bir orana sahiptir. %31.2’lik oran, komşusuyla birkaç günde bir görüştüğünü beyan etmiştir. %12.8’lik kesim ise komşusuyla haftada bir görüşmektedir. “Ayda bir” biçiminde yanıt verenler %4.0, “sadece bayram, düğün, nişan, cenaze gibi özel günlerde görüşürüm” biçiminde yanıt verenler %3.4, “birkaç ayda bir” biçiminde yanıt verenler %1.2 oranına karşılık gelmektedir. %3.9’luk kesim “hiç görüşmem” biçiminde yanıt verirken, “diğer” seçeneği ile yanıt verenler ise %1.7 oranına sahiptir. “Diğer” seçeneğiyle yanıt verenlerin yanıtlarının; sürekli görüşürüz, gün boyu birlikteyiz, hiçbiriyle görüşmem biçiminde sıralanması mümkündür. Yapılan bir araştırmada (ÇAKIR, 2005, 183), komşularla görüşme sıklığı, sırasıyla aşağıdaki gibi çıkmıştır: Haftada birkaç kez %29.4, hergün %24.9, haftada bir %18.4, 15 günde bir %11.2, ayda bir %6.6, bayramlarda %2.3, yılda bir %0.6. Başka bir çalışmada (GÖLÇÜK, 2007, 81) ise, yüz yüze görüşme sıklıkları şöyle gerçekleşmiştir: Haftada bir %34.3, özel günlerde %21.4, ayda bir %18.1, 15 günde bir %16.9, görüşmeyen %9.3. Akrabalarla yüz yüze görüşme sıklığına ilişkin ilgili görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Tablo 39: Akrabanızla hangi sıklıkta yüz yüze görüşüyorsunuz? Akrabalarla Yüz Yüze Görüşme Sıklığı Her gün Birkaç günde bir Haftada bir Ayda bir Birkaç ayda bir Sadece bayram, düğün, nişan, cenaze gibi özel günlerde Hiç görüşmem TOPLAM Sayı 132 181 182 116 46 102 43 802 Yüzde 16,5 22,6 22,7 14,5 5,7 12,7 5,4 100,0 102 Akrabalarla görüşme sıklığına ilişkin dağılıma göz atıldığında şöyle bir dağılım olduğu görülmektedir: Haftada bir %22,7, birkaç günde bir %22,6, her gün %16,5, ayda bir %14,5, sadece bayram, düğün, nişan, cenaze gibi özel günlerde %12,7, birkaç ayda bir %5,7. Hiç görüşmediğini belirtinler ise %5,4’lük bir orana sahiptir. Komşularla ailece görüşme durumuna ilişkin dağılım aşağıdadır. Tablo 40: Komşularınızla ailece görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta? Komşularla Ailece Görüşme Durumu Hayır, hiç görüşmüyoruz Her gün Haftada birkaç kez Haftada bir 15 günde bir Ayda bir Bayram, cenaze, nişan, düğün gibi vesilelerle Yılda bir TOPLAM Sayı 149 86 191 96 63 68 141 8 802 Yüzde 18,6 10,7 23,8 12,0 7,9 8,5 17,6 1,0 100,0 Komşularla ailece görüşme durumuna ilişkin tabloya bakıldığında; haftada birkaç kez görüştüğünü belirtenlerin en yüksek orana (%23.8) sahip olduğu görülür. Bayram, cenaze, nişan, düğün gibi vesilelerle ailece görüşenlerin oranı %17.6’ya karşılık gelmektedir. Ailecek haftada bir görüşenler %12.0 oranına sahipken, her gün ailecek görüşenler %10.7 oranına sahiptir. Ayda bir ailece görüşenler %8.5 oranına, 15 günde bir ailece görüşenler ise %7.9 oranına sahiptir. Komşularla yılda bir ailece görüştüğünü beyan edenlerin oranı ise %1.0’dir. “Hayır, hiç görüşmüyoruz” biçiminde yanıt verenlerin oranı ise %18.6’dır. ÇAKIR’ın (2005, 189) çalışmasında komşularıyla ailece görüşme sıklıkları aşağıdaki gibi çıkmıştır: Hergün %4.2, haftada birkaç kez %13.8, haftada bir %11.0, 15 günde bir %10.3, ayda bir %23.2, bayramlarda %12.9, yılda bir %1.1. Sadece il merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere yönelik olarak sorulan, en çok samimi olunan komşuların kimler olduğuna ilişkin dağılım aşağıda görülmektedir. Tablo 41: En çok samimi olduğunuz komşularınız kimlerdir? En Çok Samimi Olunan Komşular Bulunduğum yerde daha önceden ikamet edenler Bulunduğum yere yeni gelenler Aynı ilçe, köy, kasaba veya beldeden tanıdıklarım Uzak veya yakın akrabalarım Fark etmez, çevremdeki bulunan komşuların hepsiyle samimiyim Kimseyle samimi komşuluk ilişkisi kurmam TOPLAM Sayı 184 43 49 46 189 60 571 Yüzde 32,2 7,5 8,6 8,1 33,1 10,5 100,0 103 “Fark etmez, çevremdeki bulunan komşuların hepsiyle samimiyim” biçiminde yanıt verenler %33.1 oranına sahiptir. “Bulunduğum yerde daha önceden ikamet edenler” seçeneğini yanıtlayanlar %32.2 oranına sahipken, “aynı ilçe, köy, kasaba veya beldeden tanıdıklarım” biçiminde cevap verenler ise %8.6 oranına karşılık gelmektedir. Uzak ve yakın akrabalarıyla samimi komşuluk ilişkisi kuranların oranı %8.1 olarak gerçekleşmiştir. “Bulunduğum yere yeni gelenler” seçeneğine cevap verenler ise %7.5 oranına sahiptir. Hiç kimse ile samimi komşuluk ilişkisi kurmadığını beyan edenlerin oranı ise %10.5’dir. 2.Komşuluğun Sosyal Yaşamdaki Yeri Komşuluğun toplumsal yaşamdaki yerinin işleneceği bu başlık altında; sosyal ilişkilerde önem verilmesi gereken kesimler ve önem verilenler, komşuluğa atfedilen değer, komşuluk ilişkilerinin en önemli yanları ile ilgili olarak örneklem grubunun görüşleri üzerinde durulacaktır. Sosyal ilişkilerde önem verilmesi gereken kesimlerle ilgili olarak örneklem grubunun görüşlerine ilişkin dağılım aşağıdadır. Tablo 42: Sizce, aşağıdakilerden hangisine birinci derecede önem vermek gerekir? Önem Verilmesi Gereken Kesim Komşuluk Akrabalık Arkadaşlık Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 375 271 88 55 13 802 Yüzde 46,8 33,8 11,0 6,9 1,6 100,0 Önem verilmesi geren kesimlerle ilgili olarak örneklem grubunun görüşlerinin dağılımı aşağıdaki gibidir: %46.8 komşuluk, %33.8 akrabalık, %11.0 arkadaşlık. “Diğer” biçiminde yanıt verenler ise %6.9 oranındadır. %1.6’lık kesim ise soruya yanıt vermemiştir. “Diğer” seçeneklerinin genel olarak dağılımı şöyledir: “Hepsine önem vermek gerekir”, “akrabalık ve komşuluk”, “akrabalık ve arkadaşlık”, “yerine göre hepsi de önemlidir”. Örneklem grubunun, sosyal ilişkilerinde önem verdikleri kesimle ilgili dağılım aşağıdaki tabloda verilmiştir. Tablo 43: Aşağıdakilerden hangisine birinci derecede önem veriyorsunuz? Önem Verilen Kesim Komşuluk Akrabalık Arkadaşlık Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 311 316 115 49 11 802 Yüzde 38,8 39,4 14,3 6,1 1,4 100,0 104 %39.4’lük kesim, sosyal yaşamda akrabalığa önem verilmesi gerektiğini, %38.8 komşuluğa önem vermek gerektiğini, %14.3’lük kesim ise arkadaşlığa önem vermek gerektiğini dile getirmiştir. “Diğer” seçeneğiyle yanıt verenler %6.1’e karşılık gelmektedir. Soruya cevap vermeyenlerin oranı ise %1.4’tür. “Diğer” seçeneğine ait yanıtlar şöyledir: “Hepsi önemli”, “komşuluk, arkadaşlık ve akrabalık”. Komşuluk olgusunun önemine ilişkin olarak toplanan verilerin dağılımı aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Tablo 44: Komşuluk sizin için ne kadar önemli? Komşuluğun Önemi Çok önemli Önemli Orta derecede önemli Önemli değil TOPLAM Sayı 608 132 40 22 802 Yüzde 75,8 16,5 5,0 2,7 100,0 Komşuluğun kişiler için taşıdığı değer ile ilgili olarak şöyle bir dağılım ortaya çıkmıştır: Çok önemli görenlerin oranı %75.8, önemli görenlerin oranı %16.5, orta derecede önemli görenlerin oranı %5.0’dir. Önemli görmeyenlerin oranı ise %2.7’dir. Komşuluk ilişkilerinin en önemli yanının ne olduğuna ilişkin örneklem grubunun görüşleri alınmıştır. Aşağıda bu görüşlerin dağılımı yer almaktadır. Tablo 45: Sizce, komşuluk ilişkilerinin en önemli yanı nedir? Komşuluk Đlişkilerinin En Önemli Yanı Yalnızlığı gidermesi Zor günlerde imdada yetişmesi Güven vermesi Her an ihtiyaç duyulması Çok önemli bir yanı yok Diğer TOPLAM Sayı 46 239 347 128 25 17 802 Yüzde 5,7 29,8 43,3 16,0 3,1 2,1 100,0 Komşuluk ilişkilerinin en önemli yanını, güven vermesi olarak görenlerin oranı %43.3’tür. Zor günlerde imdada yetişmesini önemli görenlerin oranı ise %29.8’dir. Her an ihtiyaç duyulmasını önemli bir özellik olarak görenlerin oranı ise %16.0’dır. %5.7’lik bir oran, komşuluğun en önemli yanının yalnızlığı gidermesi olduğunu ifade etmektedir. %3.1’lik bir kesim çok önemli bir yanının olmadığını belirtirken, “diğer” seçeneğini işaretleyenlerin oranı ise %2.1’dir. “Diğer” seçeneğine ait cevaplar şöyledir: “Hepsi önemli”, “yalnızlığı giderir”, “insanı sosyal yapar”, “ihtiyacı karşılar”. 105 Bir araştırmada (ÇAKIR, 2005, 173), komşuluk ilişkilerinin gerekli olup olmadığına ilişkin soru sorulmuş ve aşağıdaki gibi bir sonuç ortaya çıkmıştır: Komşuluk ilişkisi her zaman gerekli %73.9, komşuluk ilişkisi mesafeli olmalı %24.4, komşuluk ilişkisine gerek yok %1.7. Yaptığımız çalışmada, komşuluğun çok önemli bir yanı olmadığını vurgulayanlar ise sadece %3.1 oranındadır. 3.Komşuluğun Temellendirilmesinde Etkenler Bu başlık altında; komşuluk ilişkilerinin kurulmasında önemli etkenler, komşularla görüşmede konuşulan mevzular, komşuluk ilişkilerini anlamlandırma biçimleri, “iyi komşuluğun” en önemli yanları, komşuların sosyal normları ile örneklem grubunun sosyal normlarının benzerlik durumu, komşuluk grubuna alınmayan komşuların alınmama nedenleri ve komşularla birlikte yapılan faaliyetler üzerinde durulacaktır. Komşularla iyi ilişki kurabilmek için en önemli etken veya etkenlerin ne olduğunu ilişkin dağılım aşağıda görülmektedir. Tablo 46: Komşularla iyi ilişkiler kurabilmek için en önemli etken sizce nedir? Komşuluk Đlişkilerinin Kurulmasında Etkenler Karşıdaki güven verdikten sonra siyasi görüş, dini inanış veya diğer hususlar önemli değildir Aynı şehirden / ilçeden / köyden olmak Benzer dini inançlara sahip olmak Benzer siyası görüşlere önem vermek Benzer etnik kökene sahip olmak Aynı dil / lehçeyi konuşmak Aynı örf / âdeti paylaşmak Aynı eğitim seviyesine sahip olmak Aynı gelir seviyesine sahip olmak Yakın yaş seviyesinde bulunmak Diğer NOT: Birden fazla seçenekle yanıt verilmiştir. Sayı Yüzde 407+23=430 61+10=71 80+24=104 7+6=13 11+5=16 16+11=27 77+28=105 16+10=26 5 24+26=50 37 53,6 8,6 13,0 1,6 2,0 3,3 13,1 3,2 0,6 6,2 4,6 “Komşularla iyi ilişkiler kurabilmek için en önemli etken sizce nedir?” biçiminde yöneltilen soruya verilen yanıtlar aşağıdaki gibidir: Karşıdaki güven verdikten sonra siyasi görüş, dini inanış veya diğer hususlar önemli değildir %53,6, aynı örf / âdeti paylaşmak %13,1, benzer dini inançlara sahip olmak %13,0, aynı şehirden / ilçeden / köyden olmak %8,6, yakın yaş seviyesinde bulunmak %6,2, aynı dil / lehçeyi konuşmak %3,3, aynı eğitim seviyesine sahip olmak %3,2, benzer etnik kökene sahip olmak %2,0, benzer siyası görüşlere önem vermek %1,6, aynı gelir seviyesine sahip olmak %0,6. “Diğer” seçeneğiyle yanıt verenler %4,6 oranına sahiptir. “Diğer” seçeneği ile yanıt verenlerin yanıtları aşağıdaki 106 gibidir: “Đnsan olması önemli”, komşu olduktan sonra ilişki kurarım”, “herhangi bir özellik aramam”, “dil ve din farkı önemli”. Komşular arasındaki ilişkilerde en çok konuşulan husus / hususlara ilişkin tablo aşağıda gösterilmiştir. Tablo 47: Komşularınızla daha çok hangi konuları konuşursunuz? Konuşulan Konular Sayı Magazin 6+4=10 Ailevi konular 75+21=91 Ülke sorunları 74+20=94 Gündelik işlerle ilgili konular 311+44=355 Yakın çevre ile ilgili konular 54+18=72 Hepsi 169 Hiçbiri 35 Diğer 33 NOT: Birden fazla seçenekle yanıt verilmiştir. Yüzde 1,2 11,3 11,7 44,2 8,9 21,0 4,3 4,1 Komşularla ilişkide en çok konuşulan hususlara ilişkin dağılıma göz attığımızda şöyle bir durum ortaya çıkmaktadır: %44.2 gündelik işlerle ilgili konular, %21,0 bütün konular, %11.7 ülke sorunları, %11.3 ailevi konular, %8.9 yakın çevre ile ilgili konular, %1.2 magazin. %4.3 hiçbir seçeneğine cevap verirken, %4.1 ise “diğer” seçeneği ile yanıt vermiştir. “Diğer” yanıtlar aşağıdaki gibidir: “Dini konular”, “Đslami konular”, “ekonomi / geçim sıkıntısı”, “dini sohbet”. Komşuluk ilişkileri ile ilgili olarak birtakım ifadelerin, örneklem grubu tarafından nasıl algılandığına ilişkin sayısal veriler aşağıdadır. Tablo 48: Komşuluk ilişkileri ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi sizin için doğrudur? Komşuluk Đlişkileri Đle Đlgili Đfade Günümüzde komşuluk ilişkileri gerekli değil Komşuluk her zaman gerekli Samimi olunmasa bile sürdürülmeli Dinin gereği olarak devam ettirilmeli Cevapsız TOPLAM Sayı 10 612 58 115 7 802 Yüzde 1,2 76,3 7,2 14,3 0,9 100,0 %76.3’lük kesim, komşuluğun her zaman gerekli olduğunu vurgulamıştır. %14.3’lük bir oran dinin bir gereği olarak sürdürülmesi gerektiğini ifade ederken, %7.2’lik bir oran ise samimi olunmasa bile komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesi gerektiğini ifade etmiştir. Komşuluğun günümüz koşullarında gerekli bir ilişki biçimi olmadığını ifade edenler ise sadece %1.2’ye karşılık gelmektedir. %0.9 oranındaki bir kesim ise soruyu yanıtsız bırakmıştır. 107 Komşuluğun en önemli özelliğinin ne olduğuna ilişkin olarak sorulan soruya verilen yanıtların dağılımı aşağıdaki gibidir. Tablo 49: Sizce iyi komşuluğun en önemli özelliği nedir? Komşuluğun En Önemli Yanı Sayı Maddi yardımlaşma 25+11=36 Manevi yardımlaşma 272+47=319 Mesafeli ilişki 22+13=35 Güvenilir olma 267+44=311 Dedikodu / gösteriş yapmama 34+18=52 Ortak yaşam kurallarına uyma 79+20=99 Diğer 31 NOT: Birden fazla seçenekle yanıt verilmiştir. Yüzde 4,5 39,8 4,3 38,8 6,5 12,3 3,9 Örneklem grubundan bazıları (yaklaşık %10’luk bir kesim), bu soruya birden fazla seçenekle yanıt vermiştir. Komşuluğun en önemli yanının manevi yardımlaşma olduğunu ifade edenler 39,8’lik bir orana sahiptirler. Komşuluğun en önemli yanlarından birinin güvenilirlik olduğunu beyan edenler %38.8’lik bir orana karşılık gelmektedir. %12.3’lük bir kesim, ortak yaşam kurallarına uymanın, komşuluğun en önemli yanı olduğunu ifade ederken, %6.5’lik bir kesim ise dedikodu/gösteriş yapmamayı önemsemektedir. %4.5’lik bir kesim maddi yardımlaşmaya vurgu yaparken, %4.3’lük bir oran da mesafeli ilişki kurma üzerinde durmaktadır. “Diğer” seçeneği ile yanıt verenlerin oranı ise %3.9 olarak gerçekleşmiştir. “Diğer” yanıtlar şöyledir: “güven / emniyet”, “insanlık / insan olma”, “samimiyet”, “ahlaklı olma”, “dedikodu yapmama”. Yapılan bir araştırmada (KOYUNCU, 2005, 86), komşular arasında düşülen anlaşmazlıkların ne olduğu sorulmuş ve en büyük oranın %23.0 dedikodu olgusuna ait olduğu görülmüştür. Komşuluğun, ev kadar önemli olup olmadığına ilişkin örneklem grubunun görüşlerini gösteren sayısal değerler aşağıda görülmektedir. Tablo 50: Sizce komşular ev kadar önemli midir? Komşuluğun Önemi Kesinlikle önemli Çok önemli Önemli Çok da önemli değil Cevapsız TOPLAM Sayı 459 154 134 43 12 802 Yüzde 57,2 19,2 16,7 5,4 1,5 100,0 Komşuların ev kadar önemli olup olmadığına ilişin görüşlere bakıldığında; kesinlikle önemli biçiminde fikir beyan edenlerin %57.2 oranına karşılık geldikleri görülmektedir. %19.2’lik oran “çok önemli” biçiminde yanıt verirken, %16.7’lik kesim ise “önemli” 108 biçiminde cevap vermiştir. Çok de önemli görmeyenler %5.4’e karşılık gelmektedir. %1.5’lik bir kesim ise soruya cevap vermemiştir. Örneklem grubunda yer alanların örf ve adetlerinin biri birine denk olup olmadığına ilişkin soruya verilen yanıta ilişkin dağılım aşağıdadır. Tablo 51: Örf ve adetleriniz komşularınızla biri birine denk mi? Örf ve Adetlerin Denklik Durumu Evet, benzer Hayır, benzer değil TOPLAM Sayı 667 135 802 Yüzde 83,2 16,8 100,0 Örneklem grubunun %83.2’si, komşularla örf ve adetlerinin biri birine denk olduğunu ifade ederken, %16.8’lik bir kesim ise örf ve adetlerin biri birine denk olmadığını ifade etmiştir. Komşuluk grubuna alınmayanların varlığı ve bunların komşuluk grubuna alınmama nedenleri ile ilgili görüşlerin dağılımı aşağıda verilmiştir. Tablo 52: Komşuluk grubuna almadığınız komşularınız var mı, almıyorsanız neden? Komşuluk Grubuna Alınma Durumu Hayır, yok, hepsiyle görüşüyoruz Đletişim kuramıyoruz Yeterli zamanımız yok Yaşam biçimi benden farklı Mahalli kültürü farklı Başka arkadaş grubum var Ekonomik durumu benden yüksek / düşük Güven duymuyorum Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 432 127 38 57 17 12 1 62 37 19 802 Yüzde 53,9 15,8 4,7 7,1 2,1 1,5 0,1 7,7 4,6 2,4 100,0 Komşuluk grubuna alınmayan komşuların varlığı ve alınmama nedenleri ile ilgili görüşlerin dağılımında şöyle bir sonuç ortaya çıkmaktadır: Hayır, yok, hepsiyle görüşüyoruz %53.9, iletişim kuramıyoruz %15.8, güven duymuyorum %7.7, yaşam biçimi benden farklı %7.1, yeterli zamanımız yok %4.7, mahalli kültürü farklı %2.1, başka arkadaş grubum var %1.5, ekonomik durumu benden yüksek / düşük %0.1. “Diğer” seçeneğiyle cevap verenlerin oranı %4.6’dır. Cevap vermeyenlerin oranı ise %2.4’tür. “Diğer” yanıtlar şöyledir: “Ayrım yapmamaya çalışırım”, “insan olması önemli”. Komşularla birlikte yapılan aktivitelerle ilgili olarak ortaya çıkan sayısal dağılım aşağıda gösterilmiştir. Đlgili soru, sadece il merkezi ve ilçe merkezlerinde oturanlara yöneltilmiştir. 109 Tablo 53: Komşularınızla birlikte yaptığınız faaliyetler nelerdir? Komşularla Birlikte Yapılanlar Sayı Çay partisi / gün düzenleriz 86+46=132 Sohbet amacıyla otururuz 285+52=337 Dernek / kurs faaliyetine katılırız 4+3=7 Sinema / tiyatroya gideriz 3+4=7 Spor yaparız 12+13=25 Kır gezisi / piknik yaparız 9+17=26 Hepsini yaparız 21 Herhangi bir faaliyetimiz yok 81 Diğer 16 NOT: Birden fazla seçenekle yanıt verilmiştir. Yüzde 23,1 59,0 1,2 1,2 4,4 4,4 3,7 14,2 2,8 Komşularla birlikte yapılan aktivitelerle ilgili dağılım aşağıdaki gibidir: Sohbet amacıyla otururuz %59.0, çay partisi / gün düzenleriz %23.1, spor yaparız %4.4, kır gezisi / piknik yaparız %4.4, hepsini yaparız %3.7, dernek / kurs faaliyetine katılırız %1.2, sinema / tiyatroya gideriz %1.2. Herhangi bir faaliyetlerinin olmadığını ifade edenlerin oranı %14,2’dir. “Diğer” seçeneği ile yanıt verenler ise %2.8 oranına sahiptir. “Diğer” yanıtları; “okey oynarız”, “oyun oynarız”, “sohbet ederiz” biçiminde sıralanabilir. 4.Komşuluk Đlişkilerinde Etnik, Dini ve Siyasi Özelliklerin Etkisi Bu başlık altında; etnik, dini ve siyasi özellikler ele alınacaktır. Örneklem grubunun etnik, dini ve siyasi anlamda kendini tanımlaması yanında, bu tanımlamaların komşuluğu etkileyip etkilememe durumları üzerinde durulacaktır. Aşağıda, örneklem grubuna girenlerin kendilerini etnik olarak nasıl tanımladıklarına ilişkin bilgilerin sayısal dağılımı verilmiştir. Tablo 54: Kendinizi etnik olarak nasıl tanımlarsınız? Etnik Tanım Türk Kürt Zaza Arap Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 423 152 184 2 35 6 802 Yüzde 52,7 19,0 22,9 0,2 4,4 0,7 100,0 Örnekleme girenlerin %52.7’si kendini Türk olarak tanımlamakta iken, %22.9’u Zaza olarak, %19.0’u Kürt olarak tanımlamaktadır. %0.2’si Arap seçeneğini işaretlerken, %4.4’lük kesim ise “diğer” seçeneğini işaretlemiştir. Cevap vermeyenlerin oranı ise %0.7’dir. “Diğer” seçeneğiyle yanıt verenlerin belirttikleri unsurlar şunlardır: Önemsemem, hiç düşünmedim, çok önemli değil, yanıt yok. 110 Komşuluk ilişkilerini sürdürürken karşıdakinin etnik kökeninin ilişki kurmada ne derece etkili olduğuna ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Tablo 55: Komşularınızla ilişki kurarken, karşınızdakinin etnik kökeni (Türk, Kürt, Zaza, Arap vs.) sizin için önemli midir? Etnik Kökenin Önemi Evet, önemli Kısmen önemli Önemli değil TOPLAM Sayı 37 55 710 802 Yüzde 4,6 6,9 88,5 100,0 Örneklem grubuna girenlerin %88.5’i, komşularla ilişki kurarken etnik kökeni önemsemediğini belirtmiştir. %6,9’u için bu durum kısmen önemli, %4.6’lık kesim içinse önemlidir. Kişinin kendisini hangi dini inanca / mezhebe ait hissettiğine ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda görülmektedir. Tablo 56: Kendinizi hangi dini inanca (Müslüman-Sünni, Müslüman-Alevi, Hıristiyan vs.) mensup görüyorsunuz? Dini Đnanç Müslüman Alevi Cevapsız TOPLAM Sayı 730 54 18 802 Yüzde 91,0 6,7 2,2 100,0 Örneklem grubunun %91.0’i kendisini Müslüman olarak tanımlarken, %6.7’si Alevi olarak tarif etmektedir. %2.2’lik kesim ise yanıt vermemiştir. Komşuluk ilişkilerini sürdürürken karşıdaki kişinin dini inancının önemli olup olmadığına ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda verilmiştir. Tablo 57: Komşuluk ilişkisinde karşıdakinin dini inancı (Sünni, Alevi, Hıristiyan vs.) sizin için önemli midir? Komşuluk Đlişkilerinde Dini Đnancın Önemi Evet Hayır Cevapsız TOPLAM Sayı 209 578 15 802 Yüzde 26,1 72,1 1,9 100,0 Karşıdaki kişinin dini inancını önemsemediğini ifade edenlerin oranı %72.1 iken, önemseyeceğini beyan edenlerin oranı ise %26.1’e karşılık gelmektedir. Soruyu cevapsız bırakanlar ise %1.9 oranındadır. Koyuncu’nun (2005, 71) çalışmasında, komşuların dini inançlarına bağlı olmasının ne kadar önemli olduğu sorusuna %81.5 oranındaki kişi “çok önemli ve önemli” yanıtını vermiştir. Bizim çalışmamızla, yukarıda verilen çalışma arasında bu derece farklılık 111 çıkmasının nedeninin, sorunun soruluş tarzı yanında, bahsi geçen çalışmanın, Konya gibi muhafazakâr bir kentte yapılması olduğu ileri sürülebilir. Komşularının dindarlık düzeyinin sosyal ilişkilerde önemsenip önemsenmediğine ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıdadır. Tablo 58: Komşularınızın dindarlık düzeyini önemser misiniz? Dindarlık Düzeyini Önemseme Durumu Evet Hayır TOPLAM Sayı 419 383 802 Yüzde 52,2 47,8 100,0 Komşularının dindarlık düzeyini önemseyenlerin oranı %52.2’dir. Dindarlık düzeyini önemsemediğini ifade edenler ise %47.8 oranına sahiptir. Tablo 59: Kendinizi hangi siyasi görüşe mensup görüyorsunuz? Siyasi Görüş Sol Sağ Liberal Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 71 467 30 194 40 802 Yüzde 8,9 58,2 3,7 24,2 5,0 100,0 Örneklem grubunun %58.2’si kendini sağ siyasi görüşe mensup görmektedir. %8.9 ise sol görüşe kendini yakın görmektedir. Liberal olduğunu ifade edenler %3.7’dir. “Diğer” seçeneği ile yanıt verenler ise %24.2’ye karşılık gelmektedir. %5.0’lıkbir kesim ise soruya yanıt vermemiştir. “Diğer” seçeneğiyle yanıt verenler sırasıyla şöyledir: “Siyaseti sevmem”, “ilgilenmem / ilgisiz”, “hiç”, “yorum yok”, “tarafsız”, “demokrat”, “laik”, “AK Parti”. Tablo 60: Komşuluk ilişkisinde karşıdakinin siyasi görüşü (sağ, sol, liberal vs.) sizin için önemli midir? Siyasi Görüşün Önemi Evet Hayır TOPLAM Sayı 180 622 802 Yüzde 22,4 77,6 100,0 Örneklem grubunun %77.6’sı, komşuluk ilişkilerinde bulunurken karşıdakinin siyasi görüşünün kendisi için önemli olmadığını ifade etmiştir. %22.4’lük kesim ise siyasi görüşün, komşuluk ilişkilerinde önemli bir yere sahip olduğunu beyan etmiştir. 5.Komşulukta Eğitim Unsurunun Etkisi Bu başlık altında, komşuluk ilişkilerinin oluşumu ve devamında önemli bir yere sahip olduğu varsayılan eğitim-öğretim olgusu üzerinde durulacaktır. 112 Komşularının eğitim-öğrenim durumunun birbirine denk olup olmaması ile ilgili soruya verilen yanıtların dağılımı aşağıda gösterilmiştir. Tablo 61: Kendinizle komşularınızın eğitim durumunu biri birine denk görüyor musunuz? Eğitim/Öğrenim Durumunun Denkliği Evet Hayır Cevapsız TOPLAM Sayı 426 356 20 802 Yüzde 53,1 44,4 2,5 100,0 Komşularının eğitim düzeyinin kendi eğitim düzeyine denk olduğunu ifade edenlerin oranı %53.1 iken, denk olmadığını dile getirenlerin oranı ise %44.4 olarak gerçekleşmiştir. %2.5’lik kesim ise soruyu yanıtsız bırakmıştır. Komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesinde karşıdakinin eğitim-öğrenim durumunun önemli olup olmadığına ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda görülmektedir. Tablo 62: Komşuluk ilişkilerini geliştirirken, karşınızdakilerin eğitim durumu sizin için önemli midir? Eğitim-Öğrenim Durumunun Denkliği Evet Hayır TOPLAM Sayı 227 575 802 Yüzde 28,3 71,7 100,0 Eğitim-öğrenim durumunun komşuluk ilişkilerinin devam ettirilmesinde kendisi için önemli olmadığını vurgulayanların oranı %71.7’dir. Bu durumu önemseyenler ise %28.3’e karşılık gelmektedirler. 6.Komşulukta Meslek / Ekonomik Özelliklerin Etkisi Komşuluk ilişkilerinin gelişimi ve devamında hiç şüphesiz önemli unsurlardan biri de meslek ve ekonomik özelliklerdir. Bu başlık altında; kişilerin kendilerini ve komşularını gördükleri ekonomik konum, bu konumun komşuluğu etkileme durumu, mesleğin denklik durumu, meslek olgusunun komşuluk ilişkilerini etkileme durumu ve kadınların meslek yaşamına girmelerinin komşuluk ilişkilerini etkileme durumu üzerinde durulacaktır. Tablo 63: Kendinizi ekonomik olarak hangi konumda görüyorsunuz? Ekonomik Konum Zengin Orta sınıf üstü Orta sınıf Orta sınıf altı Fakir TOPLAM Sayı 13 61 566 140 22 802 Yüzde 1,6 7,6 70,6 17,5 2,7 100,0 113 Örneklem grubunun %70.6’sı kendini ekonomik olarak orta sınıfta görmektedir. %17.5’lik kesim ise orta sınıf altı bir konumda kendini görmektedir. %7.6’lık kesim, kendisini orta sınıf üstü görürken, %2.7 oranındaki kesim ise kendisini fakir olarak görmektedir. Kendisini zengin olarak görenlerin oranı ise %1.6’dır. Kişilerin komşularını ekonomik olarak dâhil ettikleri sınıfla ilgili görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda görülmektedir. Tablo 64: Komşularınızın genelini ekonomik olarak hangi konumda görüyorsunuz? Komşuların Ekonomik Konumu Zengin Orta sınıf üstü Orta sınıf Orta sınıf altı Fakir TOPLAM Sayı 16 82 584 115 5 802 Yüzde 2,0 10,2 72,8 14,3 0,6 100,0 Örneklem grubunun %72.8’i komşularını orta sınıfta, yani kendilerinin olduğu sınıfta, görmektedir. %14.3’lük kesim ise komşularını orta sınıf altı olarak görmektedir. %10.2’lik kesim için komşuları orta sınıf üstüdür. %2.0’lik kesim komşularını zengin olarak görürken, %0.6’lık kesim ise komşularını fakir olarak görmektedir. Komşuların ekonomik durum veya gelir durumunun komşuluk ilişkilerini etkileyip etkilemeyeceğine ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıda gösterilmiştir. Tablo 65: Size göre, komşuların ekonomik veya gelir durumu, komşuluk ilişkilerini etkiler mi? Ekonomik Durumun Đlişkileri Etkileme Durumu Evet, etkiler Kısmen etkiler Hayır, etkilemez TOPLAM Sayı 207 128 467 802 Yüzde 25,8 16,0 58,2 100,0 Ekonomik / gelir durumunun komşuluk ilişkilerini etkilemeyeceğini belirtenlerin oranı %58.2’dir. “evet, etkiler” biçiminde yanıt verenler ise %25.8’lik bir orana karşılık gelmektedir. Ekonomik durum / gelir durumunun komşuluk ilişkilerini kısmen etkileyen bir unsur olduğunu vurgulayanların oranı ise %16.0’dır. Đş / meslek durumunun komşuların iş / meslek durumuna denk olup olmadığına ilişkin olarak örneklem grubunun görüşleri aşağıdaki tabloda görülmektedir. Tablo 66: Đşiniz / mesleğiniz komşularınızla biri birine denk mi? Đş / Mesleğin Denklik Durumu Evet, benzer Hayır, benzer değil TOPLAM Sayı 428 374 802 Yüzde 53,4 46,6 100,0 114 Đş / meslek durumunun komşularının iş / meslek durumuna denk olduğunu belirtenlerin oranı %53.4’tür. “Hayır, benzer değil” biçiminde yanıt verenler ise %46.6’ya karşılık gelmektedir. Komşularla ilişki kurarken, karşı tarafın sahip olduğu mesleğin önemli olup olmadığına ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıda verilmiştir. Tablo 67: Komşularınızla ilişki kurarken, onların sahip oldukları meslek (esnaf, memur, işçi, işsiz vs.) sizin için önemli midir? Mesleğin Önemi Evet, çok önemli Evet, kısmen önemli Hayır, önemli değil TOPLAM Sayı 53 96 653 802 Yüzde 6,6 12,0 81,4 100,0 Komşularla ilişki kurarken karşıdakinin sahip olduğu mesleğin önemsenmediğini belirtenlerin oranı %81.4 olarak gerçekleşmiştir. Kısmen önemli görenler ise %12.0 gibi bir orana sahiptirler. Çokça önemseyenler ise %6.6 oranına karşılık gelmektedir. Sadece il merkezi ve ilçe merkezlerindeki örneklem grubuna yöneltilen, kadınların iş yaşamına girmelerinin komşuluk ilişkilerini etkileyip etkilemediğine ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıda gösterilmiştir. Tablo 68: Şehir yaşamında kadınların iş hayatına girmeleri, sizce komşuluk ilişkilerini etkilemekte midir, nasıl? Đş Hayatını Etkileme Durumu Olumlu yönde etkilemiştir Olumsuz yönde etkilemiştir Cevapsız TOPLAM Sayı 155 357 59 571 Yüzde 27,1 62,5 10,3 100,0 Şehir yaşamında kadınların iş yaşamına girmelerinin komşuluk ilişkilerini olumsuz yönde etkilediğini vurgulayanların oranı %62.5 iken, olumlu yönde etkisi olduğunu dile getirenler ise %27.1 oranına karşılık gelmektedir. Cevap vermeyenler ise %10.3 oranına sahiptir. Olumsuz yönde etkilemiştir görüşünü paylaşanların büyük kısmı, çalışan kadının vaktinin olamayacağından dolayı, komşuluğun olumsuz olarak etkileneceğini belirtmiştir. Olumlu yönde bakanlar ise, kadınların iş hayatında aktif hale gelmesinin olumlu olduğunu belirtmişlerdir. Bu sayede ilişkilerin daha güçlü olacağı vurgulanmıştır. Komşuluk kurma açısından, bu durumun bir engel teşkil etmeyeceği dile getirilmiştir. Aksine, çalışan kadınların komşuluk kurma açısından daha yetenekli olacakları ifade edilmiştir. 115 Bir çalışmada (GÖLÇÜK, 2007, 87), şehirlerde kadının iş yaşamına girmesinin komşuluk ilişkilerini etkileyip etkilemediği sorulmuş ve aşağıdaki gibi bir dağılım ortaya çıkmıştır: Etkiler %63.9, kararsızım %15.4, etkilemez %20.7. 7.Komşuluk Đlişkilerine Oturulan Ev Tipinin Etkisi Bu başlık altında; oturulan ev tipinin komşuluk ilişkilerini etkileme durumu, oturulan binada asansörün varlık durumu ve asansörün komşuluk ilişkilerini etkileme durumu, komşuluk ilişkilerinin iyi olduğu komşuların mesken durumu, meskenin sahiplik durumunun komşuluk ilişkilerini etkileyip etkilemediğine ilişkin görüşler, apartmanda sosyal merkezin varlığı, sosyal merkezlerdeki faaliyetlere katılma durumu gibi başlıklar ele alınacaktır. Oturulan evin apartman, site, müstakil daire, yazlık vs. olma durumunun komşuluk ilişkilerini etkileme durumuna ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda verilmiştir. Tablo 69: Sizce oturulan evin; apartman, site, müstakil daire, yazlık, vs. olması, komşuluk ilişkilerini etkiler mi? Oturulan Evin Komşuluğu Etkileme Durumu Etkiler Kısmen etkiler Etkilemez TOPLAM Sayı 349 146 307 802 Yüzde 43,5 18,2 38,3 100,0 Đkamet edilen evin apartman, site, müstakil daire, yazlık vs. olma durumunun komşuluk ilişkilerini etkilediğini belirtenlerin oranı %43.5’dir. Etkilemez biçiminde ifade edenler ise %38.3 oranına karşılık gelmektedir. Kısmen etkilediğini belirtenler ise %18.2’dir. Đl merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere yönelik sorulan sorulardan biri de, binada asansörün olup olmadığına ilişkindir. Đkamet edilen binanın asansöre sahip olmasına ilişkin dağılım aşağıda görülmektedir. Tablo 70: Oturduğunuz binada asansör var mı? Binada Asansörün Varlığı Evet Hayır TOPLAM Sayı 145 426 571 Yüzde 25,4 74,6 100,0 Oturulan binadan asansör olmadığını belirtenler %74.6’dır. Binasında asansör olanlar ise %25.4 oranına sahiptirler. Binada asansörün varlığının komşuluk ilişkilerini etkileyip etkilemediğine ilişkin görüşlerin yer aldığı tablo aşağıda görülmektedir. 116 Tablo 71: Sizce, bir binada asansör bulunup bulunmaması komşuluk ilişkilerini etkiler mi? Asansörün Komşuluk Đlişkilerini Etkileme Durumu Evet, etkiler Hayır, etkilemez TOPLAM Sayı 141 430 571 Yüzde 24,7 75,3 100,0 Asansörün varlığının komşuluk ilişkilerini etkilemeyeceğini belirtenler %75.3 oranındadırlar. Etkileyeceğini belirtenlerin oranı ise %24.7’dir. Komşuluk ilişkilerinin iyi derecede olduğu komşuların ikamet ettikleri mesken durumuna ilişkin dağılım aşağıda görülmektedir. Tablo 72: Komşuluk ilişkilerinizin çok iyi olduğu komşularınızın çoğunluğunun, ikamet ettikleri mesken durumu nedir? Komşuluk Đlişkilerinin Đyi Olduğu Komşuların Mesken Durumu Kira Lojman Kendi evi Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 124 41 343 46 17 571 Yüzde 21,7 7,2 60,1 8,1 3,0 100,0 Komşuluk ilişkilerinin iyi olduğu komşuların çoğunluğunun mesken durumlarına (kira, lojman, kendi evi vs.) ilişkin görüşlere bakıldığında şöyle bir dağılım ortaya çıkar: %60.1 kendi evi, %21.7 kira, %7.2 lojman. %8.1’lik kesim ise “diğer” seçeneğine cevap vermiştir. %3.0’lik bir kesim ise soruyu yanıtsız bırakmıştır. “Diğer” yanıtlar şöyledir: “Bir kısmı kira”, “bir kısmı kendi evi”, “her ikisi de var”. Đkamet edilen meskenin sahiplik durumunun (kira, ev sahibi, lojman vs.) komşuluk ilişkilerini etkileyip etkilemediğine ilişkin görüşlerin yer aldığını tablo aşağıda gösterilmiştir. Tablo 73: Sizce, ikamet edilen meskenin sahiplik durumu (kira, ev sahibi, lojman vs.), komşuluk ilişkilerini etkiler mi? Meskenin Sahiplik Durumunun Komşuluk Đlişkilerine Etkisi Evet, tamamen etkiler Hayır, etkilemez Cevapsız TOPLAM Sayı 98 451 22 571 Yüzde 17,2 79,0 3,9 100,0 %79.0’lık oran, meskenin sahiplik durumunun komşuluk ilişkilerini etkilemeyeceğini ifade etmiştir. %17.2’lik oran ise etkileyeceğini dile getirmiştir. %3.9’luk kesim ise bo soruya yanıtsız bırakmıştır. Apartmanda sosyal merkezin varlığına ilişkin olarak sorulan soruya verilen yanıtların dağılımı aşağıdaki tabloda görülmektedir. 117 Tablo 74: Apartmanda oturuyorsanız apartmanınızda / sitenizde sosyal merkez var mıdır? Apartmanda Sosyal Merkezin Varlığı Evet Hayır Cevapsız TOPLAM Sayı 104 415 52 571 Yüzde 18,2 72,7 9,1 100,0 Đl merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere yönelik olarak sorulan, apartmanda ikamet ediliyorsa sosyal merkezin olup olmadığına ilişkin tabloya göre, %72.7’lik kesimin oturduğu apartman veya sitede sosyal merkez bulunmamaktadır. %18.2’lik kesim, ikamet ettiği site veya apartmanda sosyal merkez olduğunu belirmiştir. %9.1 oranındaki kesim ise soruyu cevapsız bırakmıştır. Apartman veya sitede yer alan sosyal merkezdeki faaliyetlere katılma durumuna ilişkin dağılım aşağıda görülmektedir. Tablo 75: Apartmanda oturuyorsanız apartman veya sitenizde sosyal merkezdeki faaliyetlere katılır mısınız, katılıyorsanız hangi sıklıkta? Sosyal Merkezdeki Faaliyetlere Katılma Durumu Hayır Evet Cevapsız TOPLAM Sayı 373 107 91 571 Yüzde 65,3 18,7 15,9 100,0 Sosyal merkezin olduğunu belirtenlerin tamamı bu faaliyetlere katıldığını dile getirmişlerdir. 113. soruda, sosyal merkez olduğunu belirtenler 104 kişidir. 114. soruda ise, evet cevabı veren kişi sayısı 107’dir. Sosyal merkezdeki faaliyetlere katılanları yaptıkları açıklamalar aşağıdaki gibidir: “15 günde bir”, “arada bir”, “bazen”, “arada bir”. 8.Komşuluk Đlişkilerinde Fiziki Mekânın Etkisi Komşuluk ilişkilerinde fiziki mekânın etkisi ile ilgili görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Tablo 76: Daha önceden komşu olduğunuz, ancak çeşitli nedenlerden dolayı (taşınma, yeni ev alma vs.) fiziki olarak ayrıldığınız eski komşularınızla irtibatınız hangi düzeydedir? Fiziki Mekânın Uzaklığının Komşuluğa Etkisi Đlişki eskisi gibi devam etmektedir Fiziki uzaklıktan dolayı azaldı Sadece belli günlerde (bayram, düğün, düğün, nişan vs.) görüşmekteyiz Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 162 202 138 42 27 571 Yüzde 28,4 35,4 24,2 7,4 4,7 100,0 Fiziki mekânın uzaklığından dolayı, eski komşuları ile ilişkilerin azaldığını ifade edenlerin oranı %35.4’tür. %28.4’lük bir oran, ilişkilerin eskisi gibi devam ettiğini beyan 118 etmiştir. “Sadece belli günlerde (bayram, düğün, düğün, nişan vs.) görüşmekteyiz” biçiminde yanıt verenler %24.2 oranına sahiptirler. “Diğer” seçeneğiyle yanıt verenler %7.4 oranına sahipten, soruyu yanıtsız bırakanların oranı ise %4.7’ye karşılık gelmektedir. “Diğer” yanıtları aşağıdaki gibidir: “Uzak olunca gitmiyoruz”, “ara sıra gidiyoruz / geliyor”, “bayramlarda görüşürüz”, “uzak da olsa gider geliriz”. 9.Komşuluk Đlişkilerinde Aile Tipinin-Büyüklüğünün Etkisi Bu başlık altında; komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesinde komşuların ailelerindeki fert sayısının ve komşuların çocuk sayılarının etkisi üzerinde durulmuştur. Komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesinde komşuların ailelerindeki fert sayısının komşuluk ilişkilerine etkisi ile ilgili görüşlerin dağılımı aşağıda gösterilmiştir. Tablo 77: Komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesinde, komşularınızın ailelerindeki fert sayısı, komşuluk ilişkilerinizi etkiler mi? Ailedeki Fert Sayısının Komşuluk Đlişkisine Etkisi Sayı 57 132 613 802 Evet, tamamen etkiler Evet, kısmen etkiler Hayır, etkilemez TOPLAM Yüzde 7,1 16,5 76,4 100,0 %76.4’lük kesim, komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesinde, komşularının ailelerindeki fert sayısının etkili olmadığını beyan etmiştir. %16.5 oranındaki kişi ise, kısmen etkili olduğunu dile getirmiştir. “evet, tamamen etkiler” biçiminde yanıt verenler ise %7.1 oranına sahiptirler. Komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi ve devamında komşuların çocuk sayılarının etkili olup olmadığı ile ilgili görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda görülmektedir. Tablo 78: Herhangi bir komşu ile ilişkileri geliştirirken, komşunuzun çocuk sayısı sizin için önemli midir, neden? Çocuk Sayısının Komşuluk Đlişkisine Etkisi Evet Hayır TOPLAM Sayı 192 610 802 Yüzde 23,9 76,1 100,0 Çocuk sayısının komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesinde etkili olmadığını beyan edenlerin oranı %76.1’e karşılık gelirken, %23.9’luk bir oran ise, bunun aksini dile getirmiş, yani çocuk sayısının komşuluk ilişkilerinin kurulması ve geliştirilmesinde önemli bir yere sahip olduğunu dile getirmiştir. “Evet” biçiminde yanıt verenler; “az olsa dahi iyi”, “gürültü oluyor”, “kalabalık olduğu için rahatsızlık olur” biçiminde yanıtlar vermişlerdir. “Hayır” 119 diyenler ise; “benim çocuklar da fazla”, “çocukları severim”, “insanlık önemli”, “ayrım yapılırsa komşuluk olmaz”, “hiç rahatsız olmam” biçiminde yanıtlar vermişlerdir. 10.Sosyo-Kültürel Değişim Sürecinde Değişen Komşuluk Sosyo-Kültürel Değişim Sürecinde Komşuluk adlı bu başlık altında; geçmişe oranla komşularla görüşme nedenlerindeki değişim, komşularla geçirilen süredeki değişim, sevinç ve kederi paylaşma noktasındaki değişim, komşuluk yapılan kişi sayısındaki değişim, geçmişe kıyasla komşuluk ilişkilerindeki niteliksel değişim ve bu değişimin nedenleri üzerinde durulacaktır. Geçmişe kıyasla komşularla görüşme nedenlerinde bir değişim yaşanıp yaşanmadığına ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Tablo 79: Geçmişe oranla, komşularınızla görüşme nedenlerinizde nasıl bir değişme oldu? Geçmişe Kıyasla Komşuluk Đlişkilerindeki Değişim Durumu Eskisi gibi devam etmektedir Zorunlu olmadıkça ilişki kurmam Eskiden her an iç içe idik, şu an istesek de irtibat kuramıyoruz Diğer TOPLAM Sayı 476 83 172 71 802 Yüzde 59,4 10,3 21,4 8,9 100,0 Geçmişle kıyasla komşuluk ilişkilerindeki değişimin ele alındığı tabloda, ilişkilerin eskisi gibi devam ettiğini ifade edenlerin oranı %59.4’e karşılık gelirken, “eskiden her an iç içe idik, şu an istesek de irtibat kuramıyoruz” biçiminde yanıt verenler ise %21.4 olarak gerçekleşmiştir, Zorunlu olmadıkça ilişki kurmadığını ifade edenler ise %10.3’e karşılık gelmektedir. %8.9’luk kesim ise “diğer” seçeneği ile yanıt vermeyi tercih etmiştir. “Diğer” seçeneğini işaretleyenlerin cevapları şöyledir: “Eskiden gidip gelmeler vardı”, “şimdi azaldı”, “şehirde azaldı”, “köyde daha iyiydi”, “köyde aynen devam ediyor”, “her şey gibi bu da değişti”. Komşularla ilişki kurarken, onlarla birlikte geçirilen sürede bir değişim olup olmadığı ile ilgili görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda ortaya konulmuştur. 120 Tablo 80: Komşularınızla geçirdiğiniz süre olarak, geçmişle şimdi arasında nasıl bir değişme oldu? Komşularla Geçirilen Sürenin Değişme Durumu Komşularımızla geçirdiğimiz süre değişmedi Komşularımızla geçirdiğimiz süre arttı Komşularımızla geçirdiğimiz süre azaldı Diğer TOPLAM Sayı 367 100 306 29 802 Yüzde 45,8 12,5 38,2 3,6 100,0 Komşularla geçirilen sürenin değişmediğini ifade edenlerin oranı %45.8’dir. Komşularla geçirilen sürenin azaldığını beyan edenler ise %38.2’ye karşılık gelmektedir. “Komşularımızla geçirdiğimiz süre arttı” biçimindeki seçeneği cevaplayanların oranı ise %12.5’dir. “Diğer” seçeneğini işaretleyenler ise %3.6 oranına sahiptir. Bunların cevapları şöyledir: “Đlişkimiz olmadı”, “televizyon çıkalı insanlar çok görüşmüyor”. Komşuların sevincini ve kederini paylaşma konusunda geçmişle şimdi arasında bir değişim olup olmadığına ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıda verilmiştir. Tablo 81: Sizce komşuların birbirinin sevincini ve kederini paylaşma konusunda eski ile şimdi arasında bir değişme oldu mu? Komşuların Sevinç ve Kederini Paylaşma Durumu Sorumluluk duygusu gelişti Sorumluluk duygusunda bir değişme olmadı Sorumluluk duygusu azaldı Diğer TOPLAM Sayı 148 261 350 43 802 Yüzde 18,5 32,5 43,6 5,4 100,0 Komşuların birbirinin sevincini ve kederini paylaşma konusunda eski ile şu an arasında bir değişme olduğunu ve bunun sorumluluk duygusunun azalması şeklinde ortaya çıktığını ifade edenlerin oranı %43.6’dır. %32.5’lik kesim, “sorumluluk duygusunda bir değişme olmadı” biçiminde yanıt verirken, %18.5’lik bir oran ise sorumluluk duygusunun geliştiğini dile getirmiştir. %5.4’lük bir kesim ise “diğer” seçeneği ile yanıt vermeyi tercih etmiştir. Bu cevaplar şöyledir: “Đnsanlar bencilleşti”, “herkes kendini düşünür oldu”, “kimsi kimseyi sormuyor”. Geçmişe göre komşuluk yapılan kişi sayısında bir değişim olup olmadığına ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda görülmektedir. Tablo 82: Geçmişe göre, komşuluk yaptığınız kişi sayısında değişme oldu mu? Geçmişe Göre Komşuluk Đlişkisi Kurulan Kişi Sayısı Azaldı Değişmedi Arttı Cevapsız TOPLAM Sayı 344 302 133 23 802 Yüzde 42,9 37,7 16,6 2,9 100,0 121 Geçmişe göre komşuluk yapılan kişi sayısında bir azalma olduğunu dile getirenler %42.9 gibi bir orana karşılık gelmektedir. %37.7’lik bir oran sayının değişmediğini ifade ederken, %16.6’lık bir kesim ise kişi sayısında bir artış olduğunu dile getirmiştir. %2.9’luk bir kesim ise soruyu yanıtsız bırakmıştır. Geçmişe kıyaslandığında komşuluk ilişkilerinde bir değişim olup olmadığına ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıda verilmiştir. Tablo 83: Geçmişle kıyasladığınızda, sizce komşuluk ilişkilerinde nasıl bir değişme oldu? Geçmişe Kıyasla Komşuluk Đlişkilerinin Değişim Durumu Đlişkiler değişmedi, aynen devam ediyor Đlişkilerin samimiyet derecesinde düşme var Đlişki derecesi yükseldi Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 290 418 59 25 10 802 Yüzde 36,2 52,1 7,4 3,1 1,2 100,0 Geçmişe kıyasla ilişkilerin samimiyet derecesinde bir düşme yaşandığını ifade edenler %52.1 oranına karşılık gelmektedir. “Đlişkiler değişmedi, aynen devam ediyor” diyenler %36.2 oranındadır. %7.4’lük kesim ise ilişki derecesinin yükseldiğini ifade etmiştir. %3.1’lik bir oran, “diğer” seçeneği ile yanıt verirken, %1.2’lik bir oran ise soruya yanıt vermemiştir. “Diğer” yanıtlar şöyledir: “Eski samimiyet yok”, “insan olan için her yer ve zaman aynıdır”, “çok değişti”. Komşuluk ilişkilerinde bir değişme olduğunu kabul edip etmemeye ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıda görüldüğü gibidir. Tablo 84: Komşuluk ilişkilerinde bir değişme olduğunu kabul ediyor musunuz? Nedenini belirtiniz. Komşuluk Đlişkilerinde Değişim Olma Durumu Evet Hayır Cevapsız TOPLAM Sayı 542 206 54 802 Yüzde 67,6 25,7 6,7 100,0 Komşuluk ilişkilerinde genel anlamda bir değişim olduğu görüşünü kabul edenlerin oranı %67.6’ya karşılık gelirken, herhangi bir değişim yaşanmadığını ifade edenler %25.7 oranına karşılık gelmektedir. %6.7’lik oran ise soruyu yanıtsız bırakmıştır. Komşuluk ilişkilerinde yaşanan değişimin nedenlerine bakılacak olursa, aşağıdaki açıklamaların yapıldığını görürüz. Yanıtlar, en çok cevap verilenden en aza doğru sıralanmıştır: “Maddiyat / menfaat arttı”, “samimiyet kalmadı / samimiyet yok”, “güven / emniyet kalmadı”, “televizyon her şeyi bitirdi / televizyon çıktı komşuluk bitti”, “insanları tanıyamaz oldum”, “zaman kötü”. 122 “Hayır” biçiminde yanıt verenlerin ise açıklamaları şöyledir: “Değişim yok / durum aynı”, “şu an komşuluk daha iyi”, “eskiden fakirlik vardı, şimdi daha iyi”. 11.Komşuluk-Akrabalık-Hemşerilik Đlişkisi Bu başlık altında; komşu ya da akrabalarla görüşme durumu, komşularla görüşme amacı ve akrabalarla görüşme amaca, sık görüşülen akraba, sık görüşülen komşu, akraba ziyaretlerinde meydana gelen değişim, akraba ziyaretlerinin gerçekleşme biçimi, komşuların akraba ya da hemşeri olmasının anlamı, komşuluk ilişkisi kurulan kişilerin aynı şehir / ilçeden olmasına verilen önem ve komşuluk ilişkilerinin ileri derecede olduğu akraba sayısı gibi konular ele alınacaktır. Komşu ya da akrabalarla mı daha sık görüşüldüğüne ilişkin bilgilerin yer aldığı dağılım aşağıda gösterilmiştir. Tablo 85: Komşularınızla mı yoksa akrabanızla mı daha çok görüşüyorsunuz? Sık Görüşülenler Komşumla Akrabamla Her ikisi ile Hiç biri ile Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 389 241 152 6 8 6 802 Yüzde 48,5 30,0 19,0 0,7 1,0 0,7 100,0 Komşusu ile daha sık görüşenlerin oranı %48.5 iken, akrabası ile sık görüşenlerin oranı %30.0’dur. Her ikisi ile de görüşenlerin oranı %19.0’dur. Hiçbiri ile görüşmeyenler %0.7 oranına sahiptir. “Diğer” seçeneği ile yanıt verenler %1.0 oranında iken, yanıt vermeyenler ise %0.7 oranına karşılık gelmektedir. “Diğer” seçeneğinde çoğunlukla “hiçbiriyle görüşmem” yanıtı verilmiştir. Bireyin; aile, akrabalık sistemi, komşuluk grupları şeklindeki sosyal çevrelerin kesişme noktalarında oluştuğu görüşü (EROL, 2003, 43) genel kabul görmektedir. Buna göre, aile, akrabalık ve komşuluğa bir bütün halinde bakılması gerekli bir durum olarak görülebilmektedir. Komşularla görüşme amacının dağılımı gösteren tablo aşağıdadır. 123 Tablo 86: Komşularınızla görüşme amacınız nedir? Komşularla Görüşme Amacı Akrabam olduğu için Tabii bir davranış olduğu / olması gerektiği için Çok iyi anlaştığım için Đşim düşebilir düşüncesiyle Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 44 345 332 17 51 13 802 Yüzde 5,5 43,0 41,4 2,1 6,4 1,6 100,0 Komşularla görüşme amacı ile ilgili dağılımda en büyük oran %43.0 ile “tabii bir davranış olduğu / olması gerektiği için” biçiminde yanıt verenlere aittir. %41.4’lük oran “çok iyi anlaştığım için” biçimindeki seçeneğe cevap vermiştir. Akrabası olduğu için komşuluk yaptığını ifade edenler ise %5.5 oranındadırlar. Đşinin düşebileceği düşüncesiyle komşuluk kuranlar ise %2.1 oranına sahiptirler. “Diğer” seçeneği ile yanıt verenler %6.4 oranına sahipken, yanıt vermeyenler %1.6 oranına karşılık gelmektedir. “Diğer” seçeneğini işaretleyenlerin verdikleri cevaplardan bazıları aşağıdaki gibidir: “Aynı yeri paylaştığım için”, “ayna mahallede oturduğumdan”, “dinin emri”, “görüşmüyorum”, “kendiliğinden oldu”. Akrabalarla görüşme amacına ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıda gösterilmiştir. Tablo 87: Akrabalarınızla görüşme amacınız nedir? Akrabalarla Görüşme Amacı Komşum olduğu için Tabii bir davranış olduğu / olması gerektiği için Çok iyi anlaştığım için Đşim düşebilir düşüncesiyle Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 50 450 227 9 55 11 802 Yüzde 6,2 56,1 28,3 1,1 6,9 1,4 100,0 Akrabalarla görüşme amacına ilişkin dağılıma göz atıldığında; %56.1 ile en büyük oranın “tabii bir davranış olduğu / olması gerektiği için” seçeneğinde olduğu görülür. Çok iyi anlaştığı için akrabalarla görüştüğünü dile getirenlerin oranı %28.3 olarak gerçekleşmiştir. %6.2 ise komşusu olduğu için akrabası ile görüştüğünü dile getirmektedir. “Đşim düşebilir düşüncesiyle” seçeneğini yanıtlayanlar %1.1 oranında iken, “diğer” seçeneğiyle soruyu cevaplayanlar %6.9, soruya cevap vermeyenler ise %1.4 oranına sahiptir. “Diğer” seçeneğiyle yanıt verenlerin cevapları şöyledir: “Sevdiğim için”, “önem verdiğim için”, “akrabalık bağını koparmamak için”, “Allah’ın emri”, “yakınız”. Hangi akrabayla daha sık görüşüldüğüne ilişkin bilgilerin yer aldığı tablo aşağıda gösterilmiştir. 124 Tablo 88: Hangi akrabanızla daha sık görüşüyorsunuz? Sık Görüşülen Akraba Sayı Anne / babamla 277+23=300 Halam / amcamlarla 101+27=128 Kayınpeder / kayınvalidemle 63+18=81 Kuzenlerimle 40+16=56 Teyzem / dayılarımla 55+31=86 Diğer 207 NOT: Birden fazla seçenekle yanıt verilmiştir. Yüzde 37,4 15,9 10,1 6,9 10,7 25,8 Akrabalardan anne / babasıyla sık görüşenler %37.4 oranına sahipken, hala / amca ile sık görüşenler %15.9 oranındadır. Teyze / dayı ile sık görüşenler %10.7 oranına sahipken, kayınpeder / kayınvalide ile sık görüşenler %10.1 oranına karşılık gelmektedir. Kuzenleriyle sık görüşenlerin oranı %6.9’dur. “Diğer” seçeneği ile yanıt vermeyi tercih edenler %25.8’e karşılık gelmektedir. “Diğer” seçeneğini işaretleyenlerin yanıtları aşağıdaki gibidir: “kardeşim / kardeşlerim / ablam / ablalarım / ağabeyim / ağabeylerim” (79 kişi), “çocuklarımla” (18 kişi), “kaynımla / kayınlarımla” (17 kişi), “görümcemle” (12 kişi), “yeğenlerimle” (32 kişi), “amcamla / amcalarımla” (25 kişi), “amcaoğluyla / amcaoğullarımla” (18 kişi), “küs olduğumdan kimse ile görüşmem” (6 kişi). Hangi komşu ile daha sık görüşüldüğüne ilişkin bilgilerin yer aldığı dağılım aşağıda görülmektedir. Tablo 89: Hangi komşunuzla daha sık görüşüyorsunuz? Sık Görüşülen Komşu Karşı komşu ile Alt veya üst kattaki komşu ile Uzak komşu ile Hepsiyle görüşürüm Hiçbirisiyle görüşmem Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 376 151 31 168 13 51 12 802 Yüzde 46,9 18,8 3,9 20,9 1,6 6,4 1,5 100,0 Sık görüşülen komşularla ilgili olarak verilen cevaplara bakıldığında; %46.9 ile karşı komşunun en çok irtibat kurulan komşu olduğu görülmektedir. Komşuların hepsiyle görüşenlerin oranı %20.9 oranına karşılık gelmektedir. Alttaki veya üstteki komşu ile sıkça görüştüğünü dile getirenler %18.8 oranındadır. Uzak komşu ile sık görüşenler %3.9 oranında iken, hiçbirisiyle görüşmeyenler ise %1.6 oranına karşılık gelmektedir. “Diğer” seçeneği ile yanıt verenler %6.4 oranında iken, cevap vermeyenler %1.5 oranındadır. “Diğer” seçeneğini işaretleyenlerin cevapları aşağıdaki gibidir: “Yan komşu ile görüşürüm”, “bitişik komşu ile görüşürüz”, “diğer sokaktaki komşularla görüşürüm”, “görüşmem”. 125 Akraba ziyaretlerinin gerçekleşme şekline ilişkin görüşlerin yer aldığı tablo aşağıda görülmektedir. Tablo 90: Akraba ziyaretleriniz nasıl gerçekleşmektedir? Akraba Ziyaretlerinin Gerçekleşme Şekli Telefonla arayıp müsait oldukları zaman gidiyoruz Đşimiz olduğunda gidiyoruz “Gün” düzenleyerek görüşüyoruz Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 503 91 68 131 9 802 Yüzde 62,7 11,3 8,5 16,3 1,1 100,0 Örneklem grubunun %62.7’si, “telefonla arayıp müsait oldukları zaman gidiyoruz” biçiminde yanıt verirken, %11.3’lük kesim, “işimiz olduğunda gidiyoruz” seçeneğine yanıt vermiştir. Gün düzenleyerek görüştüğünü dile getirenler %8.5 oranına sahiptir. “Diğer” seçeneği ile yanıt verenler %16.3 oranındadır. %1.1’lik kesim ise yanıt vermemiştir. “Diğer” yanıtları aşağıdaki gibidir: “Haber vermeden”, “çat kapı”, “izinlerde gideriz”, “aklımıza esince”, “tatillerde”, “bayram tatillerinde”, “yakın olanlarla her zaman görüşürüz”. Geçmişe göre akraba ziyaretlerinde nasıl bir değişim olduğuna ilişkin görüşlerin yer aldığı tablo aşağıda görülmektedir. Tablo 91: Sizce, geçmişe göre, akraba ziyaretlerinde nasıl bir değişim oldu? Akraba Ziyaretlerinin Değişme Durumu Ziyaret azaldı Arttı Değişmedi Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 561 58 166 11 6 802 Yüzde 70,0 7,2 20,7 1,4 0,7 100,0 Geçmişe kıyasla akraba ziyaretlerinde bir azalma olduğunu dile getirenlerin oranı %70.0’dır. Ziyaretlerde bir değişme yaşanmadığını dile getirenlerin oranı ise %20.7’dir. %7.2’lik bir oran ziyaretlerde artış olduğunu ifade etmektedir. “Diğer” seçeneği ile yanıt verenler %1.4 oranında iken, %0.7’lik bir kesim ise soruya cevap vermemiştir. “Diğer” seçeneğini işaretleyenlerin yanıtlarından bazıları şöyledir: “Maddi unsurlar etkili olmuştur”, “samimiyet kalmadı”. Komşuların akraba ya da hemşeri olmasının anlamı ile ilgili olarak örneklem grubunun görüşlerini gösteren tablo aşağıda yer almaktadır. 126 Tablo 92: Komşuların akraba ya da hemşeri olmasının sizce ne anlamı var? Komşuların Akraba Ya Da Hemşeri Olmasının Önemi Maddi yardımlaşma sağlar Manevi destek sağlar Hiçbir yararı yok Diğer TOPLAM Sayı 43 522 185 52 802 Yüzde 5,4 65,1 23,1 6,5 100,0 Komşuların akraba ya da hemşeri olmasının en önemli yanının, manevi destek sağlama olduğunu vurgulayanlar %65.1 oranındadırlar. %23.1’lik kesim hiçbir yararı olmadığını ifade ederken, %5.4’lük kesim ise madde yardımlaşma sağladığını dile getirmiştir. %6.5 oranındaki kişi ise soruya “diğer” seçeneğiyle yanıt vermiştir. Đlgili yanıtlardan bir kısmı şöyledir: “Akraba olursa daha samimi olunur”, “hiç önemi yok”, “hemşeri olursa daha kolay anlaşırız”, “insan olması önemli”. Kurtoğlu (2005, 6), hemşeri-komşu ilişkisini şu ifadelerle dile getirmektedir: “Eğer bir komşu hemşeri olarak tanımlanıyorsa, bu komşuluk ilişkisi, ancak göç ettikten sonra göç edilen yerde ve göç etmeden önce aralarında bağ olmayan kişilerin komşuluğunu tanımlar”. Buna göre, hemşerilik ilişkisinin, bir yönüyle, komşuluk ilişkisiyle birlikte ortaya çıkan bir ilişki biçimi olduğu ifade edilebilir. Komşuluk ilişkisi kurulan kişilerin aynı şehir veya ilçeden olmasına verilen öneme ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıda gösterilmiştir. Tablo 93: Komşuluk ilişkisi kurduğunuz kişilerin sizinle aynı şehirden / ilçeden olmasına önem verir misiniz, neden? Aynı Şehir veya Đlçeden Olmanın Önemi Evet Hayır Cevapsız TOPLAM Sayı 174 369 28 571 Yüzde 30,5 64,6 4,9 100,0 Komşuluk ilişkisinin kurulduğu kimselerin aynı şehir veya ilçeden olmasının çok da önemli olmadığını vurgulayanlar %64.5 oranında iken, bu hususu önemsemeyenlerin oranı ise %30.5’dir. Cevap vermeyenler ise %4.9 oranına sahiptir. “Evet” ve “hayır” biçiminde yanıt verenlere ait açıklamalar aşağıdaki gibidir: Evet cevapları: “Đnsan olsun yeter, herkesle komşuluk kurarım”, “ayrım yapmam, herkesle görüşürüm”, “güven verdikten sonra gerisi önemli değil”. “Hayır” yanıtları: “Daha kolay ilişki kurarım”, “daha hızlı kaynaşırız”, “kültür birliği olması lazım”, “ananeler uyuşursa komşuluk kolay olur”. Komşuluk ilişkilerinin ileri derecede olduğu akraba sayısına ilişkin bilgilerin yer aldığı tablo aşağıda gösterilmiştir. 127 Tablo 94: Komşuluk ilişkilerinizin ileri derecede olduğu akraba sayınız kaçtır? Akraba Komşu Sayısı Sadece 1 2-5 arası 6-10 arası 11-15 arası 16-20 arası 21-25 arası 26-30 arası 31 ve üzeri Hiç yok TOPLAM Sayı 62 248 72 20 8 3 5 16 368 802 Yüzde 7,7 30,9 9,0 2,5 1,0 0,4 0,6 2,0 45,9 100,0 Komşuluk ilişkilerinin ileri derecede olduğu akraba sayısına ilişkin dağılımda en büyük oranı (%45.9) “hiç yok” seçeneği oluşturmaktadır. 2-5 arası akraba olduğunu ifade edenlerin oranı %30.9 iken, 6-10 arası seçeneğini cevaplayanlar ise %9.0’dur. Komşuluk ilişkilerinin ileri derecede olduğu akraba sayısının sadece 1 olduğunu belirtenler ise %7.7 oranına karşılık gelmektedir. 11-15 arası diyenler %2.5, 31 ve üzeri diyenler %2.0, 16-20 arası diyenler %1.0, 26-30 arası diyenler %0.6, 21-25 arası diyenler de %0.4 oranına karşılık gelmektedir. 12.Komşulardan Memnuniyet-Problem Çözme Durumu Bu başlık altında; komşuların hangi durumundan şikâyetçi olunduğu, ortak yaşam ve genel ahlak kurallarına uymayan komşulara karşı davranma tarzı ve komşularla mahalle / semt sorunları için bir araşa gelme durumu gibi başlıklar üzerinde durulacaktır. Komşuların daha çok hangi durumundan şikâyet edildiğine ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda görülmektedir. Tablo 95: Komşularınızın daha çok hangi durumundan şikâyetçisiniz? Komşulardan Şikâyet Durumu Halı silkeleme Gürültü yapma Çocukların kavgası Dedikodu Diğer Şikâyet yok TOPLAM Sayı 83 120 51 237 277 34 802 Yüzde 10,3 15,0 6,4 29,6 34,5 4,2 100,0 Örneklem grubunun %34.5’i “diğer” seçeneği ile soruya yanıt vermiştir. %29.6’sı dedikodudan şikayeti olurken, %15.0’ı gürültü yapmayı şikayet nedeni olarak görmektedir. %10.3’lük oran halı silkelemeden dolayı şikâyetçi olurken, çocukların kavgasını şikâyet nedeni olarak görenler ise %6.4 oranına karşılık gelmektedir. %4.2’lik bir oran ise şikâyetçi olduğu bir durum olmadığını dile getirmiştir. “Diğer” seçeneği ile yanıt verenlerin %80.0’i “şikayetçi değilim”, “şikayet yok”, “hiçbir durumundan şikayet yok” biçiminde yanıt 128 vermişlerdir. Bunun yanında, “dedikodu” cevabı da fazlasıyla verilmiştir. “Ağaçlardan şikâyetçiyim”, “suyu açık bırakmasından şikâyetçiyim”, “sorumsuz”, “etrafındaki insanları düşünmüyor” gibi cevaplar verenler de bulunmaktadır. Yapılan bir çalışmada da (KOYUNCU, 2005, 76), dedikodu fiiline sıcak bakılmamakta ve örneklem grubunun yaklaşık 3/4'ü bu durumu önemsemektedir. Ortak yaşam kurallarına uymayan komşulara karşı nasıl davranıldığına ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıdaki gibidir. Tablo 96: Ortak yaşam kurallarına uymayan komşularınıza nasıl davranırsınız? Ortak Yaşam Kurallarına Uymamada Takınılan Tavır Polise / adli makamlara başvururum Komşuma uyarıda bulunurum Diğer komşularla birleşerek tavır alırım Komşumla ilişkimi keserim Hiç ilgilenmem Yukarıdaki yaptırımlardan birden fazlasını uygularım Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 17 499 19 128 90 16 27 6 802 Yüzde 2,1 62,2 2,4 16,0 11,2 2,0 3,4 0,7 100,0 Kişilerin %62.2’si, ortak yaşama uymayan komşusuna uyarıda bulunacağını dile getirmiştir. %16.0’lık kesim, komşusuyla ilişkisini keseceğini dile getirirken, %11.2 oranındaki kesim ise konuyla ilgilenmediğini ifade etmiştir. Diğer komşularla birlikte tavır alacağını belirtenler %2.4 oranına sahipken, polise / adli makamlara başvuracağını ifade edenler ise %2.1 oranına karşılık gelmektedir. Yaptırımlardan birden fazlasını yapacağını belirtenler ise %2.0 oranındadır. “Diğer” seçeneğiyle yanıt verenler %3.4’tür. %0.7’lik oran ise soruyu yanıtsız bırakmıştır. “Diğer” yanıtlar şöyledir: “Đlgilenmem”, “irtibatı keserim”. Genel ahlak kurallarına uymayan komşulara karşı nasıl davranılacağına ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda görülmektedir. Tablo 97: Genel ahlak kurallarına uymayan komşularınıza nasıl davranırsınız? Genel Ahlak Kurallarına Uymamada Takınılan Tavır Polise / adli makamlara başvururum Komşuma uyarıda bulunurum Diğer komşularla birleşerek tavır alırım Komşumla ilişkimi keserim Hiç ilgilenmem Yukarıdaki yaptırımlardan birden fazlasını uygularım Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 67 293 34 264 88 28 22 6 802 Yüzde 8,4 36,5 4,2 32,9 11,0 3,5 2,7 0,7 100,0 129 Genel ahlak kurallarına uymama durumunda alınacak tutumla ilgili görüşlerin dağılımına bakıldığında şöyle bir dağılım ortaya çıkmaktadır: “Komşuma uyarıda bulunurum” %36.5, “komşumla ilişkimi keserim” %32.9, “Hiç ilgilenmem” %11.0, “polise / adli makamlara başvururum” %8.4, “diğer komşularla birleşerek tavır alırım” %4.2, “yukarıdaki yaptırımlardan birden fazlasını uygularım” %3.5, “diğer” %2.7, cevapsız %0.7. “Diğer” yanıtlar devamdadır: “evler ayrı olduğundan sorun olmaz”, “şiddete başvururum”, “hemen ilişkimi keserim”. Komşularla özel olarak mahalle / semt sorunları için bir araya gelme durumuna ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıdadır. Tablo 98: Komşularınızla özel olarak mahalle / semt sorunları için bir araya gelir misiniz? Bir Araya Gelme Durumu Evet Hayır TOPLAM Sayı 241 330 571 Yüzde 42,2 57,8 100,0 Örneklem grubunun %57.8’i mahalle / semt sorunlarına mahsus olarak bir araya gelmediğini beyan etmiştir. Komşularıyla bir araya geldiklerini ifade edenlerin oranı ise %42.2’ye karşılık gelmektedir. Bir araştırmada (ÇAKIR, 2005, 212), semt /mahalle sorunları ile ilgili olarak bir araya gelenlerin oranı %40.8, gelmeyenlerin oranı ise %59.2 olarak gerçekleşmiştir. 13.Đkamet Edilen Konutu Tercih Nedeni Bu başlık altında, ev satın alırken veya kiralarken nelere dikkat edileceğine ilişkin görüşler ele alınmıştır. Ev satın alırken veya kiralarken önemsenen şey veya şeylerle ilgili görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda görülmektedir. Tablo 99: Ev satın alırken veya kiralarken sizce aşağıdakilerden hangisi en önemlidir? Đkamet Edilen Konutu Tercih Nedeni Sayı Semtin ve komşuların özelliği 462+31=483 Yabancı olmadığım bir güzergâhta olması 27+7=34 Akrabama yakın olması 54+10=64 Şehir merkezinde ve işime yakın olması 66+23=89 Bütçeme uygun olması 127+27=154 Diğer 21 NOT: Birden fazla seçenekle yanıt verilmiştir. Yüzde 60,2 4,2 7,9 11,1 19,2 2,6 Örneklem grubunun %60.2’si semtin ve komşuların özelliklerini tercih edeceklerini ifade etmişlerdir. %19.2’lik bir oran bütçeye uygunluk kriteri üzerinde durmuştur. %11.1’lik kesim şehir merkezi ve işe yakın olmasını göz önünde bulunduracağını dile getirmiştir. 130 Akrabasına yakın olması durumunu önemseyenlerin oranı %7.9’dur. “Yabancı olmadığım bir güzergâhta olması” seçeneği ile yanıt verenler %4.2 oranındadır. %2.6’lık bir kesim ise “diğer” seçeneği ile soruya cevap vermiştir. “Diğer” seçeneğini işaretleyenlerin cevapları aşağıdaki gibidir: “Hepsine bakarım”, “öncelikle bütçe önemli”, “işime yakın olmalı”. 14.Komşuluk: Mecburi Bir Sosyal Đlişki Mi? Bu başlık altında; acil ihtiyaçları temin etme yolları üzerinde durulacak, kaza, ölüm hastalık gibi acil durumlarda yapılanlar ele alınacak, komşuların kaza, ölüm, hastalık gibi durumlarından haberdar olma durumu ve haberdar olunmasında takınılan tavır üzerinde durulacaktır. Özel günlerin komşuluk ilişkilerinin gelişmesine etki derecesi üzerinde durulacak, komşuların iş bulma, tayin ve iş takibinde takınılan tavır ele alınacaktır. Ayrıca, ev temizliği yaparken veya evin yerleşim düzenini değiştirirken kimden yardım alınacağına ilişin görüşler yanında, bir evden başka bir eve taşınırken kimlerden yardım alındığı hususu üzerinde durulacaktır. Günlük ve haftalık alışverişin yapılma yeri, komşularla sıkıntı, keder ve sevinci paylaşma durumu ve komşulardan borç alma durumu üzerinde durulacaktır. Aşağıda, anlık acil ihtiyaçların nasıl temin edildiğine ilişkin görüşlerin dağılımı yer almaktadır. Tablo 100: Anlık acil ihtiyaçlarınızı (tuz, şeker, kibrit vb.) nasıl temin edersiniz? Anlık Acil Đhtiyaçları Temin Durumu Komşularımdan isterim Yakın marketten / bakkaldan alırım Yakın akrabamdan temin ederim Acil olsa bile ihtiyacımı komşudan temin etmem Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 425 308 28 15 22 4 802 Yüzde 53,0 38,4 3,5 1,9 2,7 0,5 100,0 Acil ihtiyaçlarını karşılarken komşusuna başvurduğunu ifade edenler %53.0’a karşılık gelmektedir. Yakın market / bakkaldan alacağını ifade edenler %38.4 oranına sahiptir. Yakın akrabadan temin edeceğini belirtenler %3.5 oranında iken, “acil olsa bile ihtiyacımı komşudan temin etmem” diyenler ise %1.9 oranına sahiptir. “Diğer” seçeneği ile yanıt verenler %2.7, soruya cevap vermeyenlerin oranı ise %0.5’tir. “Diğer” yanıtlar şöyledir: “Komşu komşunun külüne muhtaçtır”, “akrabamdan isterim”. Köylerde yaygın olarak dile getirilen, “komşu komşuya muhtaç olmasaydı, herkes evini dağın başına yapardı” ifadesi, komşuluğun bir nevi zorunluluk taşıdığını düşündürmektedir. 131 Komşuluk ilişkilerinin önemli bir kısmının; hastalık, doğum, ölüm gibi durumlarda ortaya çıkması (OZANKAYA, 1971, 65) bu ifadenin doğruluğunu ortaya koyan önemli bir unsur gibidir. Koyuncu’nun (2005, 80) yaptığı çalışmada komşularla ekmek, tuz, şeker vs. alış verişinde bulunduğunu belirtenlerin oranı %73.7 oranına karşılık gelmektedir. %11.8’lik kesim ise bu tür bir ilişki içine girmemektedir. Başka bir çalışmada ise (ÇAKIR, 2005, 193), şöyle bir dağılım ortaya çıkmıştır: Yakın çarşı / pazardan alan %49.9, komşudan isteyen %43.0, akrabadan isteyen %2.4, komşudan kesinlikle istemeyen %4.7. Kaza, ölüm, hastalık gibi acil durumlarda takınılan tavırlara ilişkin dağılım aşağıdaki tabloda görülmektedir. Tablo 101: Kaza, ölüm, hastalık gibi acil durumlarda ne yaparsınız? Acil Durumlarda Takınılan Tavır Polisi, ilkyardımı vb. ararım Komşumu ararım Kendi başıma hallederim Yakın arkadaşlarımı ararım Yakın akrabamı ararım Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 163 310 33 37 13 240 6 802 Yüzde 20,3 38,7 4,1 4,6 1,6 29,9 0,7 100,0 Acil bir durum karşısında komşusunu arayacağını belirtinler %38.7 oranına karşılık gelmektedir. %29.9’luk kesim başka seçeneği ile yanıt vermiştir. Polisi / ilkyardımı arayacağını ifade edenler %20.3 oranına karşılık gelmektedir. Yakın arkadaşlarını arayacağını ifade edenler %4.6, kendi başına halledeceğini belirtenler %4.1, yakın akrabasını arayacağını beyan edenler ise %1.6 oranına sahiptir. Cevap vermeyenler ise %0.7 oranındadırlar. “Diğer” seçeneğini işaretleyenlerin büyük bir kısmı, cevap yazılması gereken yeri boş bırakmıştır. Bir kısmı ise, seçeneklerde verilen yanıtlardan birden fazlasını “diğer” seçeneği altında belirtmiştir. Bazı yanıtlar şöyledir: “Ailemi ararım”, “en yakınımdakine haber veririm”, “arkadaşımı ararım”, “anne babamı ararım”, “kardeşimi / ağabeyimi / ablamı ararım”, “tanıdık kim varsa onu ararım”. Bir araştırmada, (ÇAKIR, 2005, 194) ortaya çıkan sonuçlar ise şöyledir: Komşusundan yardım isteyen %57.8, polis veya acil yardımı arayan %26.7, hiç kimseyi aramayan %11.9, akrabayı arayan %2.7, arkadaşı arayan %0.9. 132 Komşular arasındaki doğum, ölüm, düğün gibi olaylardan haberdar olma durumuna ilişkin dağılım aşağıda görülmektedir. Tablo 102: Komşularınız arasındaki doğum, ölüm, düğün gibi olaylarından haberdar mısınız? Doğum, Ölüm, Düğün Gibi Olaylardan Haberdar Olma Durumu Evet Hayır TOPLAM Sayı 731 71 802 Yüzde 91,1 8,9 100,0 Örneklem grubunun, komşuların doğum, ölüm, düğün gibi olaylarından haberdar olduğunu belirtenlerin oranı %91.1’dir. Haberi olmadığını belirtenler ise %8.9’dur. Komşuların doğum, ölüm, düğün gibi olaylarından haberdar olma durumunda nasıl davranıldığına ilişkin dağılım aşağıda gösterilmiştir. Tablo 103: Komşularınız arasındaki doğum, ölüm, düğün gibi olaylarından haberdar olursanız nasıl davranırsınız? Doğum, Ölüm, Düğün Gibi Olaylarda Takınılan Tavır Đlgilenmem Ne ihtiyaçları olursa yardımcı olurum Sadece törene katılırım Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 28 648 84 35 7 802 Yüzde 3,5 80,8 10,5 4,4 0,9 100,0 Doğum, ölüm, düğün gibi olaylardan haberdar olunduğunda takınılan tavırla ilgili dağılıma bakıldığında, %80.8’lik bir kesimin, komşuların ihtiyaçlarını karşılama yönünde yardım ettiği görülmektedir. %10.5’lik oran sadece törene katılacağını beyan ederken, %3.5’lik bir kesim ilgilenmeyeceğini dile getirmiştir. %4.4’lük kesim “diğer” seçeneğiyle yanıt verirken, %0.9’luk bir kesim ise soruyu yanıtsız bırakmıştır. “Diğer” seçeneğini işaretleyenleri verdikleri yanıtlardan bazıları şöyledir: “Yardım ederim”, “elimden ne gelirse yaparım”, “ilgilenirim”, “yalnız bırakmam”, “ne gerekiyorsa yaparım”. Özel günlerin (bayram, ölüm, doğum, sünnet, düğün, nişan vs.), komşuluk ilişkilerinin gelişmesine etki edip etmediğine ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda görülmektedir. Tablo 104: Sizce, özel günler (bayram, ölüm, doğum, sünnet, düğün, nişan vs.), komşuluk ilişkilerinin gelişmesine etki eder mi? Özel Günlerin Komşuluk Đlişkilerini Etkileme Durumu Evet, çok etkiler Evet, kısmen etkiler Diğer zamanlarda da komşuluğu sürdürmek gerekir Diğer TOPLAM Sayı 532 142 97 31 802 Yüzde 66,3 17,7 12,1 3,9 100,0 133 Özel günlerin (bayram, ölüm, doğum, sünnet, düğün, nişan vs.), komşuluk ilişkilerinin gelişmesine olumlu anlamda katkı sağladığını belirtenler %66.3 oranına sahiptirler. Kısmen etkili olduğunu belirtenler %17.7 oranına sahipken, özel günler dışında da komşuluğun sürdürülmesi gerektiğini belirtenler %12.1 oranına karşılık gelmektedir. “Diğer” seçeneği ile yanıt verenlerin oranı ise %3.9 olarak gerçekleşmiştir. Bunların yanıtları; “mutlaka etki eder”, “eskiden çok daha samimi ilişki vardı”, “bu günleri iyi değerlendirmek lazım” biçiminde sıralanabilir. Đş bulma, tayin ve iş takibi gibi konularda komşularla nasıl bir tavır içine girildiğine ilişkin bilgilerin dağılımı aşağıda görülmektedir. Tablo 105: Komşularınızla; iş bulma, tayin, iş takibi gibi konularda nasıl bir tutum içine girersiniz? Đş Bulma, Tayin ve Đş Takibinde Takip Edilen Yol Tavsiye isterim / tavsiyede bulunurum Aracı olmasını isterim / aracı olurum Đş takibi yapmasını isterim / iş takibi yaparım Herhangi bir yardım yapmam / yapılmasını istemem Bu türden yardımlaşmalar için uygun komşum yok Diğer TOPLAM Sayı 346 216 83 34 96 27 802 Yüzde 43,1 26,9 10,3 4,2 12,0 3,4 100,0 “Komşularınızla; iş bulma, tayin, iş takibi gibi konularda nasıl bir tutum içine girersiniz?” biçiminde sorulan soruya verilen cevapların dağılımı aşağıdaki gibidir: “Tavsiye isterim / tavsiyede bulunurum” biçiminde yanıt verenler %43.1, “aracı olmasını isterim / aracı olurum” cevabını verenler %26.9, “bu türden yardımlaşmalar için uygun komşum yok” seçeneğini işaretleyenler %12.0, “iş takibi yapmasını isterim / iş takibi yaparım” seçeneğini tercih edenler %10.3’dür. “Herhangi bir yardım yapmam / yapılmasını istemem” yanıtını verenler %4.2 iken, “diğer” seçeneğini tercih edenler ise %3.4’tür. “Diğer” yanıtlar şöyledir: “elimden geleni yaparım”, “yardım ederim”, “ilgilenmem”. Herhangi bir zamanda ev temizliği yaparken veya evin yerleşim düzenini değiştirirken yardım alınanlarla ilgili dağılım aşağıda verilmiştir. Đlgili soru, sadece il merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere yöneltilmiştir. Tablo 106: Herhangi bir zamanda ev temizliği yaparken veya evinizin yerleşim düzenini değiştirirken, kimden yardım alırsınız? Ev Temizliğinde ve Ev Yerleşim Düzenini Değiştirirken Đzlenen Yol Kendimiz hallederiz Hizmetçi / temizlikçi tutarız Komşularımızla birlikte hareket ederiz Akrabam yardım eder Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 312 41 123 62 12 21 571 Yüzde 54,6 7,2 21,5 10,9 2,1 3,7 100,0 134 Ev temizliği yaparken ve ev yerleşim düzenini değiştirirken yardım alınan kişilerle ilgili olarak en büyük oranı, %54.6 ile “kendimiz hallederiz” biçiminde yanıt verenler oluşturmaktadır. Komşuları ile hareket ettiğini ifade edenler %21.5 iken, akrabasının yardımına başvurduğunu beyan edenler ise %10.9 oranına sahiptir. Hizmetçi / temizlikçi tutmak suretiyle bu işleri yaptığını ifade edenler %7.2 iken, “diğer” seçeneğini işaretlemek suretiyle bu soruya yanıt verenler %2.1 oranına sahiptir. %3.7 oranındaki kesim ise soruyu yanıtsız bırakmıştır. “Diğer” yanıtlar; “arkadaşlar”, “kendimiz” biçiminde sıralanabilir. Başka bir eve taşınırken yardım alınan kişilerin kimler olduğuna ilişkin soruya verilen yanıtların dağılımı aşağıdaki gibidir. Bu soru, sadece il merkezi ve ilçe merkezinde oturanlara yöneltilmiştir. Tablo 107: Herhangi bir evden başka bir eve taşınırken kimden yardım alırsınız? Ev Taşımada Yardım Alınanlar Kendimiz hallederiz Komşulardan yardım alırız Akrabadan yardım alırız Ev taşıyan firmalar taşırlar Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 107 96 185 131 33 19 571 Yüzde 18,7 16,8 32,4 22,9 5,8 3,3 100,0 Bir eve taşınırken akrabadan yardım aldığını ifade edenler %32.4 oranına sahiptir. Ücret karşılığı firmalara taşıttırdığını ifade edenler %22.9 oranına sahipken, “kendimiz hallederiz” biçiminde yanıt verenler %18.7, “komşulardan yardım alırız” biçimindeki seçeneği işaretleyenler ise %16.8 oranına sahiptir. “Diğer” biçimindeki seçeneği işaretleyenler %5.8 iken, cevap vermeyenler %3.3 oranına karşılık gelmektedir. “Diğer” seçenekleri şunlardır: “kira olmadığı için sorun yok”, “arkadaş ve akraba”, “anne baba ve kardeşler”. “Günlük ve haftalık alışverişinizi en çok nereden yaparsınız?” biçiminde sorulan soruya verilen yanıtları gösteren tablo aşağıda gösterilmiştir. Tablo 108: Günlük ve haftalık alışverişinizi en çok nereden yaparsınız? Günlük ve Haftalık Alışveriş Yapılan Yer Semt / mahalle bakkalı ve manavından Semt / mahalle pazarından Mahalledeki marketlerden Büyük alışveriş merkezlerinden Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 217 93 205 204 70 13 802 Yüzde 27,1 11,6 25,6 25,4 8,7 1,6 100,0 135 Semt / mahalle bakkalı ve mavnadan alışveriş yapanların oranı %27.1’dir. %25.6 oranındaki kesim, günlük ve haftalık alışverişini mahalledeki marketten yaparken, %25.4’lük oran ise alışverişini büyük marketlerden yapmaktadır. Semt / mahalle pazarından alışveriş yapanlar ise %11.6 oranına karşılık gelmektedir. “Diğer” seçeneği ile yanıt verenler %8.7 oranına sahipken, soruyu cevapsız bırakanlar %1.6’dır. “Diğer” yanıtlarından bazıları şöyledir: “Kantinden”, “büyük marketlerden”, “bakkaldan”, “neresi uygun olursa”. Komşularla sıkıntı, keder ve sevincin paylaşılıp paylaşılmamasına ilişkin görüşlerin yer aldığı tablo aşağıda görülmektedir. Tablo 109: Komşularınızla sıkıntınızı, kederinizi, sevincinizi vs. paylaşır mısınız? Sıkıntı, Keder ve Sevincin Paylaşılma Durumu Evet Hayır TOPLAM Sayı 629 173 802 Yüzde 78,4 21,6 100,0 Komşularla sıkıntı, keder ve sevincini paylaştığını ifade edenler %78.4, sıkıntı, keder ve sevincini paylaşmayanlar ise %21.6 oranına sahiptir. Bir çalışmada (KOYUNCU, 2005, 81) ise sevinci ve kederi paylaşma oranları şöyle çıkmıştır: Evet %57.0, hayır %28.5. Komşulardan borç alma durumuna ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda görülmektedir. Tablo 110: Komşunuzdan borç alır mısınız, neden? Komşulardan Borç Alma Durumu Evet Hayır TOPLAM Sayı 450 352 802 Yüzde 56,1 43,9 100,0 Komşularından borç aldığını ifade edenlerin oranı %56.1’e karşılık gelirken, borç almadığını beyan edenler ise %43.8 oranındadır. “Evet” diyenlerin cevaplarının aşağıdaki gibi sıralanması mümkündür. “Önce akrabaya bakarım yoksa alırım”, “mecbur kalırsam / ihtiyaç olursa alırım”, “yakın gördüğüm için alırım”, “acil bir durum olursa alırım”, “kısa vadeli alırım”, “komşu komşunun külüne muhtaçtır”. “Hayır” diyenlerin yanıtları ise aşağıdaki gibi sıralanabilir: “Zaten onlarda da para yok”, “ihtiyacım olmadı / gerek duymadım”, “onları sıkıntıya sokmak istemem”, “yabancı olduklarından almam”. Bir araştırmada (KOYUNCU, 2005, 83), komşusundan borç para aldığını ifade edenler %35.3 iken, almayanlar ise %50.2 oranındadırlar. Çakır’ın (2005, 193) araştırmasında da şöyle bir dağılım ortaya çıkmıştır: Đsteyen %29.1, istemeyen %70.9. 136 Yapılan bir araştırmada (YILMAZÖZ, 2010, 118), komşularla ilişki kurma nedenlerine ilişkin veriler aşağıdaki gibi bir dağılım ortaya çıkarmıştır: Đhtiyaç %60.0, mecburiyet %25.5, akrabalık bağı %7.0, diğer %7.3. 15.Komşuluk Ziyaretleri Komşuluk ilişkilerinin derecesini belirleyen unsurlardan biri de komşuların biri birlerini ziyaret etmektir. Bu başlık altında; bayramlarda komşuluk ziyaretinin biçimi, komşularla ailecek görüşmelerde oturma biçimi üzerinde durulacaktır. Bayramlarda gerçekleşen komşuluk ziyaretlerinin nasıl olduğuna ilişkin bilgilerin dağılımı aşağıdaki gibidir. Tablo 111: Bayramlarda komşularınızı nasıl ziyaret edersiniz? Bayramlardaki Ziyaret Biçimi Hepsinde ziyaret ederiz Atlamalı olarak ziyaret ederiz Hiç birisinde gitmeyiz Onların gelmesini bekleriz, biz gitmeyiz Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 579 149 13 19 37 5 802 Yüzde 72,2 18,6 1,6 2,4 4,6 0,6 100,0 Bayramların tümünde ziyaret ettiğini belirtenlerin oranı %72.2’dir. “Atlamalı (birinde gidip, birinde onların gelmesini beklemek) olarak ziyaret ederiz” biçiminde yanıt verenler %18.6 oranına sahiptir. “Onların gelmesini bekleriz, biz gitmeyiz” seçeneğini yanıtlayanlar %2.4 iken, hiçbir bayramda gitmediklerini ifade edenler ise %1.6 oranına sahiptir. “Diğer” seçeneği ile yanıt verenler %4.6 iken, soruyu yanıtsız bırakanlar %0.6 oranına karşılık gelmektedir. “Diğer” cevaplardan bazıları şöyledir: “Camide görüşürüz”, “kapı önünde görüşürüz”, “ziyarete gelene gideriz”, “hepsine gitmeye çalışırım”, “vakit bulursam hepsine giderim”. Komşularla ailecek görüşmelerdeki oturma biçimi, komşularla olan samimiyet derecesini ortaya koymaktadır. Bu konudaki görüşlerin dağılımı aşağıda görülmektedir. Tablo 112: Komşularınızla ailece görüşmelerde nasıl oturursunuz? Ailece Görüşmelerde Oturma Biçimi Erkekler ayrı kadınlar ayrı otururuz Erkek-kadın aynı odada otururuz Komşunun samimiyetine göre bir oturma biçimi oluşur Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 325 197 235 34 11 802 Yüzde 40,5 24,6 29,3 4,2 1,4 100,0 137 Erkekler ayrı kadınlar ayrı bir oturma düzeni takip ettiklerini ifade edenler %40.5 oranına sahiptir. “Komşunun samimiyetine göre bir oturma biçimi oluşur” seçeneğine yanıt verenler ise %29.3 oranındadır. Erkek-kadın aynı odada oturduğunu beyan edenler %24.6 oranına karşılık gelmektedir. “Diğer” biçiminde yanıt verenler %4.2 oranında iken, %1.4’lük bir kesim ise soruya yanıt vermemeyi tercih etmiştir. “Diğer” yanıtlardan bazıları aşağıdaki gibidir: “Duruma göre davranırım”, “kalabalıksa ayrı otururuz”, “komşuların samimiyetine göre otururuz”. 16.Yerleşim Birimi (Şehir-Köy) Komşuluğu Etkiler Mi? “Yerleşim Birimi (Şehir-Köy) Komşuluğu Etkiler Mi?” başlığı altında; yerleşim yerine göre komşuluğu değerlendirme biçimi, şehir ve köydeki komşuluk ilişkileriyle ilgili görüşler, şehir yaşamının komşuluğu zorunlu kılıp kılmadığına ilişkin görüşler, büyük alışveriş merkezleri ve eğlence merkezlerinin sayısının artmasının komşuluk ilişkilerini etkileme derecesi ele alınacaktır. Bunun yanında; oturulan apartmanda / binada ismi bilinmeyen veya karşılaşılmayan komşuların varlık durumu, binada / sitede yönetici ve kapıcının varlık durumu ve bunun komşuluğu etkileme derecesine ilişkin görüşler üzerinde durulacaktır. Bunun yanında; sitede / binada temizlik gününün olup olmadığı ve komşuların temizlik yapma faaliyetinde nasıl bir yol izlediklerine ilişkin görüşlerin dağılımı ele alınacaktır. Komşuluğun hangi yerleşim yerinde daha gerekli olduğuna ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Tablo 113: Sizce, hangi yerleşim yerinde komşuluk daha gereklidir? Komşuluğun Gerekli Olduğu Yerleşim Yeri Şehirde Köyde Komşuluk her yerde gereklidir Çok da önemli değildir TOPLAM Sayı 78 70 641 13 802 Yüzde 9,7 8,7 79,9 1,6 100,0 “Komşuluk her yerde gereklidir” cevabı etrafında birleşenlerin oranı %79.9 oranına karşılık gelmektedir. Şehirde daha gerekli olduğunu ifade edenler %9.7 iken, köyde daha gerekli olduğunu dile getirenler ise %8.7 oranına sahiptir. Çok da önemli değildir biçimindeki seçeneği işaretleyenler ise %1.6 oranına karşılık gelmektedir. 138 “Şehirdeki komşuluk ilişkileriyle köydeki komşuluk ilişkileriyle ilgili görüşleriniz nelerdir?” sorusuna verilen yanıtların dağılımı aşağıdaki tabloda görülmektedir. Tablo 114: Şehirdeki komşuluk ilişkileriyle köydeki komşuluk ilişkileriyle ilgili görüşleriniz nelerdir? Şehir-Köy Komşuluk Đlişkilerinin Karşılaştırılması Şehirdeki komşuluk ilişkileri zayıftır Köydeki komşuluk ilişkileri zayıftır Şehir ve köydeki komşuluk ilişkileri aynıdır Diğer TOPLAM Sayı 529 24 152 97 802 Yüzde 66,0 3,0 19,0 12,1 100,0 Şehirdeki komşuluk ilişkilerinin zayıf olduğu kanaatinde olanların oranı %66.0’a karşılık gelmektedir. %19.0’luk kesim ise şehir ve köydeki komşuluk ilişkilerinin farklı olmadığını / aynı olduğunu dile getirmiştir. Köydeki komşuluk ilişkilerinin zayıf olduğunu beyan edenler %3.0’dır. “Diğer” seçeneğini işaretleyenler ise %12.1 oranındadır. “Diğer” seçenekleri şunlardır: “Köyde yaşamadığım için bilmiyorum”, “köyde de komşuluk kalmadı”, “televizyon çıkalı komşuluk öldü”, “her yerde menfaat gözetiliyor”, “şehir hayatında daha iyi”, “köyde dedikodu fazla”. “Sizce şehir hayatı, komşuluğu zorunlu kılmakta mıdır?” sorusuna verilen yanıtların dağılımı aşağıdaki tabloda görülmektedir. Bu soru, sadece şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere yöneltilmiştir. Tablo 115: Sizce şehir hayatı, komşuluğu zorunlu kılmakta mıdır? Şehir Yaşamının Komşuluğu Zorunlu Kılma Durumu Evet Hayır TOPLAM Sayı 295 276 571 Yüzde 51,7 48,3 100,0 Şehir yaşamının komşuluğu zorunlu kaldığını ifade edenlerin oranı %51.7’na karşılık gelmektedir. Aksi yönde fikir beyan edenlerin oranı ise %48.3 olarak gerçekleşmiştir. Sadece şehir merkezi ve ilçe merkezlerindeki örnek grubuna yöneltilen, “büyük alışveriş merkezleri, eğlence merkezleri vb. mekânların sayısının artması komşuluk ve akrabalık ilişkilerini sizce etkiler mi, neden?” sorusuna verilen yanıtların dağılımı aşağıdaki tabloda görülmektedir. Bu soru, sadece şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere yöneltilmiştir. 139 Tablo 116: Büyük alışveriş merkezleri, eğlence merkezleri vb. mekânların sayısının artması komşuluk ve akrabalık ilişkilerini sizce etkiler mi, neden? Büyük Alışveriş ve Eğlence Merkezlerinin Sayısının Artmasının Komşuluk ve Akrabalık Đlişkilerini Etkileme Durumu Evet etkiler Hayır etkilemez Cevapsız TOPLAM Sayı Yüzde 235 300 36 571 41,2 52,5 6,3 100,0 Büyük alışveriş ve eğlence merkezlerinin sayısının artmasının komşuluk ve akrabalık ilişkileri etkilemeyeceğini beyan edenlerin oranı %52.5 iken, aksi yönde görüş bildirenlerin oranı %41.2’ye karşılık gelmektedir. “Hayır, etkilemez” biçiminde yanıt verenlerin büyük bir kısmı, ilgisiz bir konu olduğunu ifade etmişlerdir. “Evet, etkiler” yanıtı verenler ise, bu mekânların, komşuluk yapılarak geçirilecek zamanları geçirme amacıyla kullanıldığını belirtmektedirler. Bunun yanında, alış veriş ve eğlence mekânlarına komşularla birlikte gedilmesinin de mümkün olduğunu dile getirmişlerdir. Şehir ve ilçe merkezlerinde oturanlara yönelik olarak sorulan son -127.- soru, “şehir hayatında dikkatinizi çeken en önemli değişme sizce nedir?” biçimindedir. Bu soruya verilen ve daha çok olumsuz anlamdaki yanıtlar aşağıdaki gibidir: “Samimiyet kayboldu / ilişkiler samimiyetsiz”, “güven kalmadı”, “insanlar değişti”, “saygı / sevgi kalmadı”, “büyüğe saygı kalmadı”, “şehir kalabalık”, “kötü alışkanlıklar arttı”, “bireycilik / bencillik arttı”, “trafik kötü”, “hava kirliliği var”, “yapılaşma kötü”, “ulaşım sorunu var”, “çevre kirliliği var”, “insanlar tahammülsüz”. Olumlu açıklamalar ise şöyledir: “Hayat daha kolay”, “sağlık imkânı daha iyi”, “eğitim imkânı var”, “eskiden fakirlik vardı şimdi daha iyi”, “şehir hayatında ilişkiler daha iyidir”. “Oturduğunuz apartmanda ismini bilmediğiniz veya daha hiç karşılaşmadığınız komşularınız var mı, varsa kaç tane?” sorusuna verilen yanıtların dağılımı aşağıdadır. Soru, sadece şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde oturanlara sorulmuştur. Tablo 117: Oturduğunuz apartmanda ismini bilmediğiniz veya daha hiç karşılaşmadığınız komşularınız var mı, varsa kaç tane? Apartmanda Adı Bilinmeyen Komşuların Varlık Durumu Sayı Yüzde 359 62,9 Hayır, yok 153 26,8 Evet, var Cevapsız 59 10,3 TOPLAM 571 100,0 “Oturduğunuz apartmanda ismini bilmediğiniz veya daha hiç karşılaşmadığınız komşularınız var mı, varsa kaç tane?” sorusuna, örneklem grubunun %62.9’u “hayır, yok” biçiminde yanıt vermiştir. %26.8 ise “evet, var” seçeneğiyle yanıt vermiştir. Cevap 140 vermeyenler ise %10.3 oranına karşılık gelmektedir. “Evet, var” cevabı verenlerin açıklamaları şöyledir: “1 tane var”, “birkaç tane var”, “bina kalabalık olduğu için 10’dan fazla var”, “komşuluk kurmayanlar var, biz bunları tanımıyoruz”. “Sitenizde / binanızda yönetici var mı, varsa bu durum komşuluğu nasıl etkiler?” biçimindeki soruya verilen yanıtlar aşağıdadır. Bu soru, sadece şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere sorulmuştur. Tablo 118: Sitenizde / binanızda yönetici var mı, varsa bu durum komşuluğu nasıl etkiler? Binada Yönetici Durumu Evet Hayır TOPLAM Sayı 284 287 571 Yüzde 49,7 50,3 100,0 Binada / sitede yönetici olmadığını ifade edenler %50.3 oranındadır. Binada / sitede yönetici olduğunu ifade edenler ise %49.7’dir. “Evet” biçiminde yanıt veren büyük çoğunluğu, açıklama yapmadığı görülmektedir. Bir kısmının verdiği yanıtlar ise aşağıdaki gibidir: “Sorunları çözer”, “düzeni sağlar”, “sitenin / apartmanın işleriyle uğraşır”, “birlik sağlar”. “Sitenizde güvenlikçi / bekçi var mı, varsa bu durum komşuluğu nasıl etkiler?” sorusuna verilen yanıtların dağılımı aşağıdadır. Soru, sadece il merkezi ve ilçe merkezindeki örneklem grubuna uygulanmıştır. Tablo 119: Sitenizde güvenlikçi / bekçi var mı, varsa bu durum komşuluğu nasıl etkiler? Site Güvenlikçisi Durumu Evet Hayır TOPLAM Sayı 55 516 571 Yüzde 9,6 90,4 100,0 Örneklem grubunun %90.4’ü, sitede güvenlikçi / bekçi olmadığını ifade etmiştir. %9.6’lık kesim ise site güvenlikçisi / bekçi olduğunu beyan etmiştir. “Evet” cevabı verenlerden sadece birkaç kişi açıklama yapma gereği duymuştur. Bunlar; “güvenliği sağlar”, “bu durum komşuluğu etkilemez” biçiminde sıralanabilir. Sitenin / binanın temizlik gününün olup olmadığına ilişkin görüşlerin dağılımı aşağıdaki tabloda görülmektedir. Soru, sadece şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet eden örneklem grubuna yöneltilmiştir. 141 Tablo 120: Sitenizde / binanızda temizlik günü belli midir? Sitede / Binadaki Temizlik Gününün Varlık Durumu Evet Hayır Cevapsız TOPLAM Sayı 297 215 59 571 Yüzde 52,0 37,7 10,3 100,0 Binanın / sitenin temizlik günü olduğunu ifade edenler %52.0 oranına karşılık gelmektedir. “Hayır” biçiminde yanıt verenler ise %37.7 oranına sahiptir. %10.3’lük oran ise soruya cevap vermemiştir. Cevap vermeyenlerin, şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet etmesine rağmen, bina veya sitede oturmama durumundan kaynaklandığı ifade edilebilir. Sitenin / binanın temizliğini komşuların hep birlikte yapıp yapmadıklarına ilişkin bilgilerin dağılımı aşağıda görülmektedir. Tablo 121: Sitenizin / binanızın temizliğini komşular hep birlikte mi yaparlar? Temizliğin Komşular Tarafından Yapılma Durumu Evet Hayır Cevapsız TOPLAM Sayı 121 387 63 571 Yüzde 21,2 67,8 11,0 100,0 Bu soruya, “hayır” biçiminde yanıt verenler %67.8 oranına karşılık gelmektedir. “Evet” diyenler ise %21.2 oranındadır. Cevap vermeyenler ise %11.0 oranına karşılık gelmektedir. 17.Bireyselleşen Yaşam ve Komşuluk Bu başlık altında; örneklem grubunun özel ulaşım araçlarına (otomobil) sahip olma durumu ve okul servislerinin yaygınlaşması durumunun komşuluk üzerindeki etkisi üzerinde durulacaktır. Yine, Mahalledeki esnafla (bakkal, manav, kasap vs.) olan ilişkiler üzerinde durulmuştur. “Sizce, özel ulaşım araçları (otomobil) ve okul servislerinin yaygınlaşması, komşuluk ilişkilerini etkiler mi?” biçiminde sorulan soruya verilen yanıtların dağılımı aşağıda görülmektedir. Đlgili soru sadece şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere yöneltilmiştir. 142 Tablo 122: Sizce, özel ulaşım araçları (otomobil) ve okul servislerinin yaygınlaşması, komşuluk ilişkilerini etkiler mi? Özel Ulaşım Araçları ve Okul Servislerinin Komşuluk Đlişkilerini Etkileme Durumu Evet, çok etkiler Evet, kısmen etkiler Hayır, etkilemez Cevapsız TOPLAM Sayı Yüzde 46 101 395 29 571 8,1 17,7 69,2 5,1 100,0 Özel ulaşım araçları ve okul servislerinin komşuluk ilişkileri üzerinde etkili olmadığını belirtinler %69.2 oranına karşılık gelmektedir. “Evet, kısmen etkiler” biçiminde yanıt verenler ise %17.7 oranına sahiptir. Çok etkilediğini ifade edenler de %8.1 oranında gerçekleşmiştir. “Mahallenizdeki esnafla (bakkal, manav, kasap vs.) ilişkileriniz nasıldır?” biçiminde sorulan soruya verilen cevapların dağılımı aşağıda gösterilmiştir. Bu soru, sadece şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde yer alan örneklem grubuna uygulanmıştır. Tablo 123: Mahallenizdeki esnafla (bakkal, manav, kasap vs.) ilişkileriniz nasıldır? Mahalledeki Esnafla Đlişki Tanımıyorum Sadece selamlaşırım Ahbaplık ederim Gerektiğinde yardımlaşma ve dayanışma var Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 138 195 71 110 36 21 571 Yüzde 24,2 34,2 12,4 19,3 6,3 3,7 100,0 Mahalledeki esnafla sadece selamlaşma şeklinde sosyal bir ilişki kurduğunu ifade edenler %34.2 oranına karşılık gelmektedir. %24.2’lik oran, mahalle esnafını tanımadığını ifade ederken, %19.3’lük bir kesim “gerektiğinde yardımlaşma ve dayanışma var” biçiminde yanıt vermiştir. “Ahbaplık ederim” diyenler ise %12.4 oranındadır. %6.3’lük bir kesim “diğer” seçeneğiyle yanıt verirken, %3.7’lik bir oran ise soruyu yanıtsız bırakmıştır. “Diğer” seçeneğiyle yanıt verenlerin açıklamaları aşağıdaki gibidir: “Birbirimizi tanırız”, “alış veriş yaparım”, “komşumdur”, “tanımam”. 143 BEŞĐNCĐ BÖLÜM HĐPOTEZ TESTĐ 1.Giriş Bu bölümde, araştırmaya başlarken tespit edilen hipotezlerin testi yapılacaktır. Çapraz ilişki (cross) tablolarında ise, kutucuklara isabet eden rakam yanında, bağımsız değişken esas alınmak suretiyle, yüzdeler de verilmiştir. Araştırmanın temel varsayımları aşağıdaki gibidir: 1.Sosyo-kültürel değişim sürecinde toplumun komşuluk değer, tutum ve davranışlarında belirgin farklılaşmalar meydana gelmiştir. 2.Komşuluk ilişkilerindeki farklılaşmalar, yerleşim yeri ve fiziki çevreden bağımlı veya bağımsız olarak ortaya çıkabilmektedir. 3.Komşuluk ilişkilerinde meydana gelen değişim, sosyal hayatın işleyişini yeniden şekillendirmekte ve yeni ilişki biçimleri ortaya çıkmaktadır. 4. Geçmişten günümüze, komşuluk ilişkilerinde en çok dikkate alınan temel unsur “güven”dir. 2.Araştırma Hipotezlerinin (Denence) Testi Tespit edilen hipotezlerin geçerli olup olmadığı, saha çalışmasından elde edilen bulgulardan yola çıkarak tespit edilmeye çalışılmıştır. Đlgili tablolar, büyük olduklarından dolayı, Ek-1 olarak verilmiştir. Bir hipotezi test ederken, genellikle bağımsız değişken tek alınmışken, bağımlı değişkenler birden çoktur. Bu durumda, tablolardan en anlamlı olan tablo Ek-1’de yer almıştır. Diğer tablolardaki anlamlılık veya anlamsızlığın nedenleri üzerinde durulmuştur. Bu noktada enformel görüşme bilgileri ile açık uçlu sorulardan elde edilen bilgiler de yeri geldiğince işlenmiştir. Oluşturulan çapraz tablolarda kutucuk değeri yanında, bağımsız değişken esas alınarak ilgili rakamın yüzde değeri de verilmiştir. Hipotez testini yapabilmek için 180 civarında çapraz ilişki tablosu oluşturulmuş ve bunlardan anlamlı olanlarının kullanılması yoluna gidilmiştir. 144 Anket formunun ilgili yerlerine yazılan bilgiler ve her anketör tarafından yapılan 10 adet enformel görüşme bilgilerinden uygun olanları, bu bölümde aktarılmış ve gerektiğinde birtakım değerlendirmelerde bulunulmuştur. Türkçe yazım kuralına uygun olmayan ifadeler ve düşük cümleler tarafımızdan düzeltilmiştir. Hipotez 1: Komşuluk, coğrafi yerleşim yerlerine (il, ilçe, köy) göre farklılık göstermektedir. Bu hipotezi test etmek amacıyla, anket formundaki bağımsız değişken olarak 7. soru ile 26., 36., 57., 90., 91., 94., 95. sorular arasında ilişki aranmıştır. Anket formunda 7. soru olarak sorulan soru; “ikamet ettiğiniz yerleşim yeri hangisidir?” biçimindedir. Bağımsız değişken olarak ele alınan ikamet yerine göre, komşuluk grubuna alınmayan komşuların olup olmadığını ilişkin sorunun a şıkı yani “hayır, yok, hepsiyle görüşüyoruz biçimindeki” seçeneğe verilen yanıtlara ait yüzdeler, şehir merkezi, ilçe merkezi, kasaba / belde ve köye doğru gittikçe artış göstermektedir. Oran şehir merkezinde %52.0 olurken, ilçe merkezinde %52.5, belde / kasabada %54.9, köyde ise %62.9 olarak gerçekleşmektedir. Şehir merkezlerindeki ilişkilerin köydeki ilişkilere göre daha resmidir. Köyde, insanların çok sayıda komşu ile ilişki kurmaları, bir yönüyle, fiziksel alanın küçük olmasıyla da yakından ilgilidir denebilir. Çünkü kentsel alanda farklı / çeşitli ilişki kalıpları varken ve insanların bir şekilde bu ilişki ortamlarına girmeleri mümkün iken kırsal kesimde / köyde bu imkân fazla olmayabilir. Kitle iletişim araçları, her ne kadar, kırsal kesim ile kentsel alanlar arasındaki; bilgiye ulaşma, alternatif yaşam modelleri sunma vs. alanlarındaki farklılığı ortadan kaldırmış gibi görünüyorlarsa da, yine de köyde / kırsal kesimde, kitle iletişim araçlarına ayrılan zaman haricindeki sosyal ilişkilerin birbirine çok da yaklaştıkları söylenemez. Çünkü kırsal kesimde / köyde, sosyal kontrol kentsel alanlara göre daha fazladır ve insanlar arasındaki ilişkilerde karmaşık durum çoğu zaman yaşanmayabilir. Köy komşuluğunu aşağıdaki parça çök güzel ifade etmektedir (KOYUNCU, 2009, 31): Köyde harman yeri yardımlaşmaları, gecekondularda inşaatı hep birlikte yapmalar, cenaze, düğün gibi olağan dışı günlerde emek yardımı, çocukların bakımına yardımcı olma, hastalıklarda 145 destek olma, ailevi sorunlarda arabulucu olma, komşular arası küçük borç alış-verişleri, alacakların ödenme sürelerinin genişletilebilmesi, iş bulmaya yardımcı olunması gibi faktörler verilebilecek örneklerdendir. Ayrıca genellikle kadınlar arasında görülen ufak ev eksiklerine yönelik, ekmek, tuz, kahve, limon istenmesi veya karşılıklı yemek pişirilmesi gibi durumlar da komşuluk iliksilerindeki maddi dayanışma standartlarında sayılabilecek davranışlardandır. Bu bağlamda her aile kendi standartlarına uygun mahalli seçer. Böylece hem sosyal açıdan kendini güvende hissedeceği, hem psikolojik olarak korunabileceği, duygu ve düşüncelerine dayanak olabilecek hem de maddi yardımlaşma ve dayanışma olarak komşuluğu seçmiş olur. Komşuluk ilişkisi, coğrafi yerleşim yerlerine göre değişebilirken, bu ilişkiler bir şekilde de içinde “zorunluluk” barındırabilmektedir. Yani aslında, “coğrafi yakınlık, ilişki yoğunluğuna, karşılıklı etki-tepki yoğunluğu ise, sosyal yakınlığa yol açmaktadır” (ESERPEK, 1979,133). Daha önce yapılan alan çalışmalarından edinilen bilgilere göre; “köylerde hasta, fakir ve düşkün kimseler daima yardım içindedirler. Fertler hiçbir zaman boşlukta kalmazlar. Komşuluk, mahalle dostluğu, akrabalık bağları grup üyelerini bu fedakârlıkları yapmaya iter” (GÖRMEZ, 1991, 20). Aydoğmuş’un (1997, 553) köyden kente göç edenlerin komşuluk ve akrabalık ilişkilerini ele alan çalışmasına göre, örneklem grubunun %57.5’i, komşu ve akrabalarla köydeki ilişkilerin daha iyi olduğunu, şehre gelince bu ilişkilerin zayıfladığını dile getirmiştir. %30.7’lik kesim ise, köydeki ilişkilerin aynen şehirde de devam ettiği kanaatindedir. Enformel görüşme sonucu elde edilen veya anket formuna yazılan görüşlerden birkaç örnek aşağıdaki gibidir: “Köylerde çıkar ilişkileri şehirlerdeki kadar değil. Komşunun bir işi düşer de onu yapmazsan bunu hoş karşılamaz, seninle ilişkilerini kesmek ister. Şehir hayatında güven denen bir şey kalmamış”. “Tayin sebebiyle birçok şehri gezdim. Doğu’daki koşuluk çok daha iyi”. “Đnsanlara güven kalmadı. Eskiden evimizin kapısını bile kilitlemezdik?”. “Komşum bana her şekilde maddi olarak yardım eder. Komşularla sık görüşürüm. Komşu komşunun külüne muhtaçtır. Onlara her zaman ihtiyacımız olur. Komşuların yaptığı meslek benim için önemli değil. Yeter ki helal iş yapıyor olsunlar. Haram iş yaparlarsa 146 affetmem. Köydeki insanların komşulukları, zannedildiği gibi iyi değil, aksine daha zayıftır. Çünkü işleri çoktur”. “Komşuluk ilişkileri eskiye göre azaldı. Köyde büyükler ile beraber yaşıyorduk. Bir tatsızlık olduğunda büyükler araya giriyor ve sorunun çözülüyordu. Şehirde komşuluk ekonomik unsurlardan çok etkilenmiş. Köyde herkes maddi durumuna göre diğerlerine yardımcı oluyor. Komşuluk maddi durumlardan ve siyasî durumlardan olumsuz etkilenmiş. Apartmanda herkes birbiriyle iyi gibi görünüyor, ama, kıskançlık çok fazla. Dedikodu çok fazla, bazen bu dedikodulara erkekler de katılıyor”. “Hollanda’ya gelin gideceğim için buradaki komşuluğu özleyeceğim. Burada samimiyet fazladır”. “Bütün insanlar aynı olmadığı gibi komşular da aynı değil. Diğer komşulara göre ben herkesle daha iyi geçinmeye çalışıyorum. Komşulukta, akrabadan ziyade komşular önemli olduğu için onlarla irtibatı kesmiyorum”. “Teknolojinin gelişimi insanların isteklerini artırmıştır. Đnsanlar doyumsuzlaştığı için insan ilişkileri azaldı. Eskiden insanlar bir evim olsun yeter derdi. Şimdi istek ve ihtiyaçların sonu gelmiyor”. Köydeki insanlar şehirdekilere göre daha misafirperver. Şehirdekiler umursamaz, yardımlaşma yerine kendi işlerini halletmeye çalışıyorlar. Bu da inanç eksikliğine bağlı”. “Komşuluk, coğrafi yerleşim yerlerine (il, ilçe, köy) göre farklılık göstermektedir” biçimindeki denence bu yönüyle doğrulanmış olmaktadır. Hipotez 2: Komşuluk, şehre yeni gelenler ile uzun süredir şehirde olanlar arasında farklılık göstermektedir. 2. hipotezi test etmek amacıyla, 100. soru ile 32., 33. ve 34. sorular arasında ilişki aranmıştır. Đlgili tablolardan en anlamlısı, 100. soru ile 34. soru arasındaki ilişkiyi ele alan tablo olmuştur. 100. soru, şehir veya ilçe merkezindeki ikamet süresi ile ilgili olurken, 34. soru ise komşularla ailecek görüşme konusunu ele almaktadır. 147 Şehir merkezi veya ilçe merkezinde ikamet etme süresi arttıkça, ayda bir şeklinde görüşenlerin oranında 7-8 yıl seçeneğine kadar bir yükselme olmakta, ardından bir düşmeden sonra oran tekrar yükselmektedir. Şehir merkezinde 15 yıldan daha fazladır ikamet edenlerin %30.5’i ayda bir ailecek görüşürken, %28.1’i birkaç günde bir ailecek görüşmektedir. Her gün görüşenler ise %17.2 oranındadır. Ailecek hiç görüşmeyenler ise %24.1 oranına karşılık gelmektedir. 100. soru ile 32. sorunun verileri de birlikte ele alındığında, genel anlamda, şehirde oturma süresinin artmasına paralel olarak komşu ile görüşme sıklığında bir artış meydana gelmektedir. Ailecek görüşmelerde ise belli bir seviyeden sonra duraksama meydana gelmektedir. Bu duraksamadan sonra tekrar bir artış olmaktadır. Yapılan enformel görüşmelerde de ortaya çıktığı gibi, komşuluk ilişkilerinde önde olan kişiler evin hanımlarıdır ve bunların görüşme sıklıkları erkeklerden daha öndedir. Ailecek ziyaretlerin belli zamanlara mahsus olmak üzere devreye girdiği ve daha çok tekli (evin kadını) ziyaretlerin daha çok uygulandığı görülmektedir. 100. soru ile 32. soru arasındaki çapraz ilişki tablosundaki % değerlerinde yükselmeler belli aralıklarda olmakta, tekrar düşmeden sonra yine yükselmeler olmaktadır. Bu ilişki tablosundaki değişim çok keskin çizgilerde olmasa da, belli bir sistem dâhilinde aralıklarla yükselmenin olması, iki değişken arasındaki bir ilişkinin varlığını ortaya koymaktadır. Şehri yeni gelmiş olma ve yine herhangi bir semtte, mahallede, evde uzun süreli ikamet etme, komşuluk ilişkilerinin daha güçlü olmasını sağlar denilebilir. ÇAKIR’ın (2005, 180) çalışmasına göre de, bir mahalle, semt veya evde uzan süre bulunuyor olmak, komşuluk ilişkilerinin daha samimi olması ile sonuçlanmaktadır. Enformel görüşme sonucu dile getirilen bazı görüşler aşağıdaki gibidir: “Zaman değişti, insanlara güven olmuyor”, “zamanın değişmesiyle insanlara güven azaldı”. “Eskiden büyükler vardı. Yol yordam bilirlerdi. Ne zamanki büyükler öldü, ilişkiler bitti. Çoluk çocukla olmuyor komşuluk dediğin”. 148 “Gösteriş arttı, dedi kodu arttı, güvensizlik arttı, tahammülsüzlük arttı, sabırsızlık arttı, maddi sınıflama arttı. Göçlerle gelenlerden dolayı etnik köken farklılıkları sebebiyle örf ve adetler uyuşmuyor. Okuma yazma arttı ama hainlik de arttı”. Hipotez testi için kullanılan çapraz tabloda, değişkenlere ait şıkların fazla olmasından dolayı ki kare testine bakılarak en anlamlı olanı dikkate alınmıştır. Kutucuklarda, beklenen değerin 5’ten az olan kutucuk sayısının %20’den fazla olması, çoğu zaman tablonun yorumlanamayacağı anlamına gelse de, 2. hipotez için yüzdelerin kullanımı bu durumda daha uygun olmaktadır. Hipotez 3: Sosyo-ekonomik, kentsel yaşam tarzı, mesleki zorunluluklar gibi unsurlardan dolayı, komşuluk ilişkilerinde ve görüşme sıklığında değişim meydana gelmiştir. 3. hipotez testini yapabilmek için, 10. soru ile 32., 34., 39 ve 55. sorular arasında, 20. soru ile 32., 34., 39 ve 55. sorular arasında, 37. soru ile 32., 34., 39 ve 55. sorular arasında ilişki aranmıştır. 10. soruda belirlenen meslekler belli bir kategorik sıralamayı içermediğinden, meslekler-uğraşılar bazında bir çözümleme yapmak daha doğru olacaktır. Buna göre; her gün komşularıyla görüşenler içinde oranı en yüksek olanların; işçi, serbest-tüccar, esnaf, şoför ve emekli oldukları görülmektedir. Askerlerden yüksek oranlı bir kutucuk varsa da, bu meslek grubunun örneklem içindeki temsil oranının istenen seviyede olmamasından dolayı, verilen yanıtın geçerlilik düzeyinin dolayısıyla da güvenirlik düzeyinin istenen seviyede olmayabileceği endişesi bulunmaktadır. Genel anlamda kamu hizmetinde bulunan ve dolayısıyla da iş-evde geçirilen zamanın formel anlamda belirlenmiş olmasının, komşuluk ilişkilerinin belirlenmesine etki ettiği ve yüz yüze sürdürülen komşuluk ilişkilerinin daha seyrek olduğu ileri sürülebilir. Özellikle emeklilerin ve serbest-tüccarların komşuluktaki ilişki düzeylerinin, yüz yüze gerçekleşen ziyaretlerden dolayı, daha ileri düzeyde olduğu ifade edilebilir. Komşularla ailecek görüşme ile ilgili oluşturulan çapraz tabloya göz atıldığında; emekli ve serbest meslek-tüccarların ailecek görüşmeden ziyade yüz yüze görüşme şeklinde bir ilişkiyi tercih ettikleri dikkat çekmektedir. Aslında bu durum sadece belli meslek grubuna da 149 ait olmayabilir. Hangi meslek grubuna ait olursa olsun, komşularıyla sık sık ailecek görüşülmesi her an mümkün olmayabilir. Çünkü evin hanımı, beyi ve çocukların komşu ziyaretleri veya komşuyla görüşebilmesi için meslek, öğrenim yaşamı ve serbest zamanlarının çakışmaması gibi bir durum yaşanabilir. Bağımsız değişken olarak ele alınan 10. sorunun başka bağımlı sorularla güçlü bir ilişkisi tespit edilememiştir. Alan çalışmasına dayalı bir çalışmada (GÖLÇÜK, 2007, 89-90), sorulan “kentleşmeyle birlikte komşular arasında yardımlaşma azalmıştır” biçimindeki ifadeye katılıp katılınmadığı sorulmuş ve aşağıdaki gibi bir dağılım ortaya çıkmıştır: Katılıyorum %65.9, kararsızım %13.5, katılmıyorum %20.7. Aynı araştırmada, “kentlerde komşuluk ilişkileri köylere göre zayıftır” düşüncesine katılıma ait dağılım şöyle çıkmıştır: Katılıyorum %83.8, kararsızım %8.3, katılmıyorum %7.8. Gölçük’ün (2007, 95) araştırmasında; aynı meslekten olan komşularıyla daha sık görüştüğünü belirtenlerin oranı %41.4, aynı meslekten olanlarla daha sık görüşmediğini belirtenlerin oranı %43.2, kararsız olanlar ise %15.4 oranına karşılık gelmektedir. Dile getirilen görüşlerden bazıları aşağıdaki gibidir: “Đşsizlik yüzünden çok daha fazla çalışmak zorunda kalıyoruz. Akraba ve komşular ile görüşme sıklıkları azaldı”. “Memur kesim belli yerlerde oturuyor. Dışarıya açık değiller. Halkla komşulukları yok. Kendi aralarında bir samimiyet yok. Mecburiyetten komşu olmuşlar. Çoğu birbirini sevmiyor”. “Daha çok akrabalarla görüşüyorum. Ancak, komşuluk yapmak istiyorum. Kitle iletişim araçları komşuluğu olumsuz etkilemiştir”. “Televizyondaki şeyleri görünce insanların güven duygusu iyice gidiyor”. “Polis eşleri sadece kendi aralarında komşuluk yapıyorlar. Bizimle iletişim kurmak istemiyorlar. Bir tane Moldovalı yabancı komşu var. Kendisi ile görüşmek istedik ama çok çekingen olduğu için kabul etmedi. Çocuğunu görmeye gittik. Ancak kapıyı açmadı. Merdiven başında bizi görse hemen yukarı çıkıyor”. 150 “Đş hayatının hızlı değişmesi, hayat telaşesi samimiyeti kaldırdı. Kapıda top oynayan çocukları bu gün site bahçesinde göremiyoruz. Yollar, eğitim sistemi, çalışma hayatı çocukları dershanelere ve kreşlere tıktı. Yarının ebeveynlerinde komşuluk münasebetinin hiç kalmayacağı düşüncesindeyim”. “Herkes birbirinden bekliyor gelip gitmeyi. O gelmiyor diye diğeri de gitmiyor. Böylece komşuluk bitiyor. Şehir hayatı komşuları birbirinden uzaklaştırdı”. Yukarıdaki bilgilere göre; sosyo-ekonomik durum, yaşam tarzı, mesleksel uğraşıların niteliksel ve niceliksel olarak komşuluk ilişkilerinin oluşumunda önemli bir etkin olarak karşımıza çıktığı ifade edilebilir. Bu yönüyle oluşturulan denencenin doğrulanmış olduğu ifade edilebilir. Hipotez 4: Komşuluk, mesken tipine göre (apartman, müstakil ev, gecekondu, site, lojman, yazlık-kışlık, cadde, sokak, mahalle, uydukent) farklılıklar göstermektedir. Hipotez 4’ün testi için Anket formunda yer alan 101. soru ile 34. soru arasında ilişki aranmıştır. Daha anlamlı sonuçlar çıkabilmesi için “oturduğunuz konutun türü nasıldır?” biçimindeki sorunun şıklarından a ile b; c ile d ve f; g ile i şıkları birleştirilmiştir. Ortaya çıkan çapraz tablo anlamlıdır. Soru 101 ile 32. soru arasında da ilişki aranmış, ancak, 5 değerinin altında olan kutucuk sayısı 10 (%41.7) olduğundan ilgili tablo değerlendirmeye alınmamış, sadece tablonun geneline bakılarak birtakım değerlendirmeler yapılmaya çalışılmıştır. Beklendiği şekilde, her gün ailece görüşenlerin oranı ile (soru 101 ile 34 tablosu %27.6) en yüksek gecekondularda ortaya çıkmıştır. Formel sosyal ilişki kalıplarının çokça geçerli olmaması ve oturanların sosyal kökenlerinin tek tipe yakın olması gibi nedenlerden dolayı, komşuluk ilişkileri bu yerleşim yerinde / mesken tipinde daha samimi olduğu ileri sürülebilir. Villa-güvenlikli sitede ikamet edenlerden hiçbiri, hergün görüştüğünü belirtmemiştir. Örneklem grubuna alınan güvenlikli site ve villa sayısının az olması, bilgilerin geçerlilik ve dolayısıyla da güvenirliğine etki edebilir. Ancak, evren içinde bu tip ikamet mekânlarının az olmasının, bu mekânların örneklem içinde az miktarda temsil edilmesini doğurmuştur denilebilir. 151 Özgür’in (2006, 221) yaptığı araştırmaya göre; “sitelerin dışında komşuluk ilişkilerinin yüksek düzeyde devam etmesine rağmen sitelerde bu ortamın bulunmama”ktadır. “Bu siteler barındırdıkları ortak alanları ile bunun için daha uygun bir ortam sunar gibi görünmektedirler. Bu çelişki, sitelerin gerçek mahalleler ya da komşuluk birimleri olmadıklarına işaret etmektedirler. Bu siteler ekonomik gelir düzeyi temelinde seçmeci yapılardır ve karmaşıklaşan kent yaşamına karşı sundukları bir takım avantajlar dışında topluluk yaşamına dair bir anlam edinmedikleri görülmektedir”. Đlgili denenceye izahat getirecek enformel görüşmelere ait açıklamalardan bazıları aşağıda verilmiştir: “Apartman hayatından çok şikâyetçiyim. Üst katlardan her şey atıyorlar, bulaşık suyu bile döküyorlar. Gece yarısı gürültüden fırlayarak uyanıyorum. Çocuklar yetmiyormuş gibi bir de torunlar var ve çok rahatsızlık veriyorlar. Bir komşu hariç kimseyle görüşmüyorum. Komşular arası kültür farklılığı ve çatışması var. Apartmanda bizlerin rahatsız edilmesiyle hiç ilgilenmeyen komşular var”. “Müstakil evlerde ilişkiler daha yakın. Apartmanda az. Teknoloji komşuluğu çok etkilemektedir. Birbirleriyle görüşüyor olsalar birle televizyon açık ve onunla ilgileniyorlar. Çocuklar dünyanın öbür ucundan biriyle konuşuyor, komşu çocuğuyla tanışmıyor, konuşmuyor. Komşuluk bilincinin azalmasında manevi değerleri yitirmek, özünden kopmak etkili olmuştur. Đnancın azalması da etkili olmuştur. Eskiden komşu komşudan bir şey istese, doğrudan “mutfak orada, buyur al” denirdi. Şimdi ise, 2. 3. kata demir koruma takılıyor. Bu, “ben sana güvenmiyorum demektir.” Oysa eskiden kapı kilitlenmezdi. Komşular, çocukların yanlış davranışlarının gördüklerinde uyarırlardı. Đyi davranışları da ödüllendirirlerdi. Yani bir anlamda eğitici rolündeydiler. Akrabam burada değil. Acil bir sorunum olduğunda ilk olarak komşuyla iletişime geçmek isterim”. “Lojmana yeni taşındık. Şimdilik kimseyle samimiyetimiz yok. Evde yaşlı annem var. Üç gündür buradayım. Daha kimsenin gelip gittiği yok. Eşler çalıştığı için görüşme çok olmuyor lojmanlarda. Lojmanda kalma süresi sınırlı olduğu için komşularla araya mesafe konuyor. Ne de olsa gideceğiz, değmez deniyor”. 152 “Müstakil evde apartmana göre daha rahattık. Geçmiş komşuluk şimdikinden çok farklı değil. Köydeki komşuluğun benzeri şehirde de var. Komşuların işi bizi etkilemez. Bayramlarda ve özel günlerde sık görüşürüz. Onlardan saygı beklerim”. “Komşuluk ilişkilerinin azalmasında ev tipinin büyük önemi var. Apartman tipinde komşuluk azaldı. Komşuların toplanmasında bile insanlar yapmacık davranıyor. Komşuların kapıda toplanmasına özlem duyuyorum. %90 kesim, iş güvencesini, iş hayatını daha olumlu etkiler düşüncesiyle ev alırken komşuluğa değil de çevre edinme mantığı ile elit kesime yerleşmekte”. “Burada (tatil beldesi Gezin) yazlık evler çok olduğu için komşuluk ilişkilerinde samimiyet yok. Genelde insanlar yazları gelmektedir. Komşular ile benim yaşam tarzım farklıdır. Onun için samimiyet kurulamıyor”. “Komşuluk, mesken tipine göre (apartman, müstakil ev, gecekondu, site, lojman, yazlık-kışlık, cadde, sokak, mahalle, uydukent) farklılıklar göstermektedir” biçiminde geliştirilen hipotezimiz doğrulanmıştır. Hipotez 5: Đkamet mekânlarının birbirine uzaklığı veya yakınlığı, komşuların görüşme sıklığında değişim meydana getirmiştir. Đlgili denencenin testinin yapılabilmesi için 7. soru ile 32., 34. ve 104. soru arasında ilişki aranmıştır. Ki kare testinde her üç tablo da yüksek derecede anlamlı çıkmıştır. Çapraz tablonun anlamlı çıkabilmesi için cevap vermeyenlerin cevabı önceki ve sonraki anketlerden yola çıkılarak düzenlenmiş, 7. sorudaki “kasaba / belde” biçimindeki şık ise köy şıkkı ile birleştirilmiştir. Soru 7 ile soru 32 arasındaki ilişki incelendiğinde; birkaç günde bir biçiminde yanıt veren kırsal kesimde ikamet edenlerin oranının en yüksek orana (%58.3) sahip olduğu görülmektedir. Bu oran, ilçe merkezinde %50.0 iken, il merkezinde %46.4 olarak gerçekleşmiştir ki, bu durum oldukça anlamlıdır. Kırsal kesime doğru gidildikçe (şehir merkezi, ilçe merkezi, köy/belde/kasaba) birkaç günde bir görüşenlerin oranı artmaktadır. Hergün görüşenlerin oranı ise şehir merkezinde %36.0 iken, ilçe merkezinde bu oran %38.6’ya yükselmektedir. Komşular ile hiç görüşmeyenlerin oranı da Şehirden köye doğru gittikçe anlamlı şekilde düşmektedir (%6.2, %6.1 ve %0.0). 153 Soru 7 ile soru 34 arasındaki ilişkiye göz atılacak olursa; bağımsız değişkene göre oldukça anlamlı bir oran artışı veya azalışı olduğu dikkat çekmektedir. Birkaç günde bir görüşen şehir merkezinde ikamet edenlerin oranı %26.1 iken, bu oran ilçe merkezinde %29.8 olmakta ve kırsal kesimde ise %37.5’e yükselmektedir. Aynı şekilde hergün görüşenlerin oranı da, şehir merkezinden kırsal kesime doğru giderken anlamlı şekilde yükselmektedir. “Hiç görüşmem” biçiminde yanıt verenlerin oranlarına bakıldığında, bu dağlımın da oldukça anlamlı çıktığı görülecektir. Şehir merkezinde ikamet edelerin %24.7’si hiç görüşmem derken, bu oran ilçe merkezinde %14.0 ve kırsal kesimde ise %8.3’tür. Soru 7 ile soru 104 arasındaki ilişkiyi gösteren tabloya göz attığımızda şöyle bir değerlendirmede bulunabiliriz: Şehir merkezinde ikamet edenlerin %26.3’ü, belli günlerde (bayram, düğün, düğün, nişan vs.) ancak görüşebildiklerini ifade ederken, bu oran ilçe merkezi için %15.8’dir. Kırsal kesimde ise bu oran %25.0’dır. Fiziki uzaklıktan dolayı azaldığını belirtenler şehir merkezinde %35.6 iken, ilçe merkezinde %37.7, kırsal kesimde ise %20.8’e karşılık gelmektedir. “Đkamet mekânlarının birbirine uzaklığı veya yakınlığı, komşuların görüşme sıklığında değişim meydana getirmiştir” biçimindeki denence kısmen ispat edilmiştir. Özel taşıt kullanımının yaygınlaşması gibi faktörlerden dolayı, eski komşuların ziyaret edilmesi veya eski komşularla görüşülme durumunun devam ettiği dile getirilebilir. Hipotez 6: Çok katlı binalardaki asansör veya merdiven kullanım durumu, komşuluk ilişkilerini etkileyen bir unsurdur. Hipotez 6’nın test edilmesi amacıyla; Soru 106 ile 31., 32., 34. ve 73. sorular arasında ilişki aranmıştır. En anlamlı sonuç 106. ile 34. soru arasında kurulan çapraz tabloda ortaya çıkmıştır. 106. soru ile 73. soru arasında kurulan çapraz ilişki tablosu da anlamlı çıkmıştır. Binada asansör olanlardan ayda bir görüşenlerin oranı %28.3 iken, asansör olmayanlardan ayda bir görüşenler ise %31.2 oranına sahiptir. Birkaç günde bir görüşenlerden binada asansör olanların oranı %21.4 iken, asansör olmayanların oranı %29.3 olarak gerçekleşmiştir. Hergün görüşenlerden binada asansör olmayanlar %17.2 iken, asansör olmayanlar %21.4 oranına sahiptir. Hiç görüşmeyenlerden binada asansör olanların oranı %33.1 iken, binada asansör olanların oranı %18.1 olarak gerçekleşmiştir. Bu oranlar, binada asansörün olması durumunun komşuluk ilişkilerini etkilediğini göstermektedir. 154 Bilindiği gibi, belli bir komşuluk çevresinde yaşayan insanların, yakın komşularıyla tanışma biçimlerinin, bir şekilde bina içinde veya dışında karşılaşmaları suretiyle olduğu söylenebilir. Asansörün varlığı, aynı binada oturan insanların merdivende karşılaşma, selamlaşma, elindeki ağır yüke yardım etme vb. gibi durumları ortadan kaldırmaktadır. Apartman hayatındaki komşuluk ilişkilerinin hangi seviyede olduğunu göstermek için Oflu Hoca’nın anlattığı, fıkra gibi olan, ancak yaşanmış olayı yazmakta yarar var: “Anadolu’daki komşuluk, şehir hayatında bitti. Bir apartmanda oturuyorum. Apartman 45 dairelik. Komşulardan bir tanesini tanımıyorum. Asansöre biniyoruz, ben aynaya bakıyorum o kapıya bakıyor, arka arkaya çıkıyoruz. Ne merhaba var ne başka bir şey. Birgün elektrik kesildiği için asansör çalışmayınca bir kat aşağı indim. Bir de baktım ki alttaki daireden birisi 67 ekran televizyonu çıkarıyor. Ben de “komşudur” diye yardım edeyim dedim. Tamire götürdüğünü düşünerek tabi ki. Yardım ettim ve televizyonu 5 kat aşağıya indirdik, Yalnız adamda bir tedirginlik var, ancak ben anlayamadım. Televizyonu koyduk arabaya adam gitti. Akşam eve geldiğimde hanım “alttaki komşuyu soymuşlar, televizyonları çalınmış” biçiminde bir ifade kullanınca şaşırdım tabi ki”. 106. soru ile 73. soru arasında kurulan çapraz tabloya göre; binada asansör olup da karşı komşu ile samimi olan veya sık sık görüşenlerin oranı %53.8’dir. Asansör olmayanlarda bu oran %44.4’e karşılık gelmektedir. Yine, asansör olan binada ikamet edip de, alt ve üst kattaki komşu ile samimi olanların oranı %20.0 iken, asansör olmayan binada oturup alt ve üstteki komşu ile samimi olanların oranı 23.9 olarak gerçekleşmiştir. Buna göre, asansörün varlık durumu, daha çok, karşı komşu ile yoğun bir komşuluk ilişkisi kurulması durumunu ortaya çıkarabilirken, alt veya üstte yer alan komşularla kurulacak komşuluk ilişkilerini engelleyen bir özelliğe sahiptir. Çakır’ın (2005, 177) yaptığı çalışmaya göre, asansörün komşuluk ilişkilerini olumsuz etkileyip etkilemediğine ilişkin olarak şöyle bir sonuç çıkmıştır. Evet, olumsuz etkiler %35.5, hayır, olumsuz etkilemez %64.5. Buna göre; “çok katlı binalardaki asansör veya merdiven kullanım durumu, komşuluk ilişkilerini etkileyen bir unsurdur” biçimindeki denencemizin kısmen de olsa ispat edildiği ifade edilebilir. 155 Hipotez 7: Komşuluk ilişkisinde, insanların ekonomik konumları ve gelir seviyeleri önemli bir belirleyici etkendir. Đlgili denenceyi ispat edebilmek için 37. soru ile 32. ve 34. sorular arasında çapraz ilişki tablosu oluşturulmuştur. Soru 37 ile 32. soru arasında oluşturulan çapraz ilişki tablosu anlamlıdır. Soru 37 ile soru 34 arasındaki ilişki ele alınırken ise kutucuklardaki yüzde değerlerinden yola çıkılacaktır. Komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesinde birçok etken önemli bir yere sahipken, ekonomik konum / gelir seviyesinin de etki eden unsurlardan olduğu söylenebilir. Gelir durumunun, daha çok, komşuluk sürecinde komşuluk kurulacak kişilerin tespit edilmesinde önemli bir yere sahip olduğu ifade edilebilir. Soru 37 ile soru 34 arasındaki ilişkiyi, yüzde oranlarından yola çıkarak analiz etmek gerekirse; genel olarak birkaç günde bir görüşenlerin oranı, ekonomik durumun düşmesine paralel olarak düşmekte iken, hergün görüşenlerin oranı ise, ekonomik durumun düşmesine zıt olarak düşmektedir. Ekonomik durumun yüksekliğine bağlı olarak, ekonomik alandaki uğraşıların daha yoğun olması beklentisi bulunmaktadır. Dolayısıyla, ekonomik olarak düşük seviyede olanların, ekonomik faaliyetler dışındaki zamanlarının göreli olarak daha yüksek olabileceği ve bunun da komşuluk ilişkilerinin ilerletilmesi biçiminde tezahür etme ihtimali bulunmaktadır. 37. soru (kendinizi ekonomik olarak hangi konumda görüyorsunuz?) ile 39. soru (size göre, komşuların ekonomik veya gelir durumu, komşuluk ilişkilerini etkiler mi?) arasındaki çapraz ilişkideki dağılım çokça anlamlı çıkmamıştır. Anket formunun 39. sorusunda, komşuların ekonomik durumunun komşuluk ilişkilerini etkileyip etkilemeyeceği sorulmuştur. Örneklem grubunun %58.2’si, gelir durumunun komşuluk ilişkilerini etkilemeyeceğini belirtmişti. Đlgili tablo aşağıdadır. Tablo 123A: Size göre, komşuların ekonomik veya gelir durumu, komşuluk ilişkilerini etkiler mi? Ekonomik Durumun Komşuluk Đlişkilerini Etkileme Durumu Evet, etkiler Kısmen etkiler Hayır, etkilemez TOPLAM Sayı 207 128 467 802 Yüzde 25,8 16,0 58,2 100,0 156 Ekonomik açıdan bir düzeyde bulunma, o paralelde bir yaşam sürdürmeyi de bilirlikte getirebilmektedir. Kişi, gelirine göre bir yaşam sürdürürken, çevresinde bulunanların da benzer nitelikte olmasını önemseyebilir. Bu durumda, kendi ekonomik durumundan düşük veya yüksek olanlarla komşuluk ilişkilerinin sürekli / sistematik olarak yürütülmesinin biraz daha zorlaşacağı ifade edilebilir. Enformel görüşmede dile getirilen görüşlerden bazıları aşağıdaki gibidir: “Komşuluk ilişkilerinin azalması ekonomik sıkıntılar ve güvensizlikten kaynaklanıyor. Eskiden komşuluk daha samimi, daha güzeldi. Şimdi çıkar ilişkisi üzerine kurulu. Đlişkilerin nasıl düzeleceğini bilmiyorum ve düzeleceğini de zannetmiyorum. Ekonomi daha iyi olursa milletin sıkıntısı azalacak ve ilişkiler artacak. Batılılaşma ve teknolojik değişimler komşuluğu olumsuz etkiliyor. Birbiriyle yardımlaşma eskiden daha sıcak ve özenli yapılırdı. Şimdi ise daha soğuktur”. “Đyi komşuların biri birlerini idare etmesi gerekir. Komşuların memur olması onlara olan güveni arttırıyor”. “Fakir insanlar, birbirlerinin derdine ortak ve destek oldukları için, daha fazla görüşüyorlar. Komşuluklar daha iyi. Bireysellik, çıkar ilişkisi, modern yaşam komşuluğu olumsuz etkiliyor”. “Komşuluk ve akrabalık ilişkileri azaldı. Maddi durumum iyi olmadığı için, beni, maddi durumla ilgili sorunlar ilgilendiriyor. Geçim sıkıntısının getirdiği sorunlar her şeyin başında geliyor”. “Komşuluk önceden daha iyiydi. Đnsanlar huzurlu idi. Mutluydu. Evler iç içeydi. Ekonomik olarak daha rahattı. Samimiyet yok, eski hava yakalanmıyor. Bunda ekonomik imkânların çok etkisi var. Kıskançlık, hasetlik, tamahkârlık komşuluk ve akrabalık ilişkilerini olumsuz etkiliyor. Özellikle dedikodu. Komşuluğu geliştirmek için halledilmesi gereken en önemli sorun ekonomik sıkıntının giderilmesidir”. “Komşuluk ilişkisinde, insanların ekonomik konumları ve gelir seviyeleri önemli bir belirleyici etkendir” biçiminde formüle edilen Hipotez 7’nin, kısmen doğrulanmış olduğu ileri sürülebilir. 157 Hipotez 8: Komşuluk, insanların etnik menşe’lerine (Türk, Kürt, Zaza, Ermeni vs.) göre farklılıklar göstermektedir. Đlgili hipotezin ispat edilmesi gayesiyle soru 40 (kendinizi etnik olarak nasıl tanımlarsınız?) ile soru 41 (komşularınızla ilişki kurarken, karşınızdakinin etnik kökeni (Türk, Kürt, Zaza, Arap vs.) sizin için önemli midir?) arasında ilişki aranmıştır. Đki değişken arasında bir ilişki çıkmadığı gibi, elde edilen çapraz tabloyu yüzdelerden (%) yola çıkarak yorumlama da zorlaşmaktadır. Bu hipotez ile ilgili değerlendirmede bulunabilmek için, anket formunda yer alan 41. soruya (komşularınızla ilişki kurarken, karşınızdakinin etnik kökeni (Türk, Kürt, Zaza, Arap vs.) sizin için önemli midir?) göz atmak gerekmektedir. 41 soru ile ilgili basit dağılım tablosu aşağıdadır. Tablo 124: Komşularınızla ilişki kurarken, karşınızdakinin etnik kökeni (Türk, Kürt, Zaza, Arap vs.) sizin için önemli midir? Etnik Kökenin Önemi Evet, önemli Kısmen önemli Önemli değil TOPLAM Sayı 37 55 710 802 Yüzde 4,6 6,9 88,5 100,0 Örneklem grubunun %88.5’i, komşuluk ilişkisi kurarken etnik kökenin önemli olmadığını dile getirmiştir. Örneklem grubuyla yapılan enformel görüşmelerde de özellikle dine (Đslam’a) vurgu yapılarak, etnik kökenin hiç de önemli olmadığı dile getirilmiştir. Hatta dini alanda bilgisi olan bazıları, Đslam tarihinden bazı örnekler vererek etnik kökenin insani ilişkilerdeki önemsizliğini ispat etmeye çalışmışlardır. Bu örneklerden biri, Đslam Peygamberi’nin; "Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Arab’ın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur” biçimindeki ifadesidir. Đlgili ifade Đslam Peygamberi’nin Veda Hutbesi’nde geçmektedir. Enformel görüşmelerden elde edilen açıklamalardan bazılarının aşağıdaki şekilde sıralanması mümkündür: 158 “Gelenek ve göreneklerde değişme oldu. Komşularımız arasında etnik yapıda farklılıklar var, ama benim için etnik yapılar önemli değil. Benim için önemli olan insanlıktır”. Buna göre; “komşuluk, insanların etnik menşe’lerine (Türk, Kürt, Zaza, Ermeni vs.) göre farklılıklar göstermektedir” biçimindeki hipotezin doğrulanmadığı ifade edilebilir. Hipotez 9: Komşuluk, insanların dinî inanışlar ve mezhep (Sünnî, Alevi, Gayrimüslim vs.) tercihlerine göre farklılıklar göstermektedir. Đlgili hipotezin ispatı için ikili değişkenlerden ziyade basit dağılım tablolarından yola çıkılarak bir değerlendirmede bulunulacaktır. Öncelikle kişinin kendisini hangi dini inanca mensup gördüğü ile ilgili tablo (Kendinizi hangi dini inanca (Müslüman-Sünni, MüslümanAlevi, Hıristiyan vs.) mensup görüyorsunuz?) (soru 42) üzerinde durmakta yarar vardır. Tablo aşağıda görülmektedir. Tablo 125: Kendinizi hangi dini inanca (Müslüman-Sünni, Müslüman-Alevi, Hıristiyan vs.) mensup görüyorsunuz? Dini Đnanç Müslüman Alevi Cevapsız TOPLAM Sayı 730 54 18 802 Yüzde 91,0 6,7 2,2 100,0 Örneklem grubunun %91.0’ı kendisini “Müslüman” kimliği ile tanımlamaktadır. %6.7’si Alevi olduğunu dile getirmiştir. “Komşuluk ilişkisinde karşıdakinin dini inancı (Sünni, Alevi, Hıristiyan vs.) sizin için önemli midir?” (Soru 43) biçiminde hazırlanan ve örneklem grubuna yöneltilen soruya ait cevapların dağılımı aşağıdadır. Tablo 126: Komşuluk ilişkisinde karşıdakinin dini inancı (Sünni, Alevi, Hıristiyan vs.) sizin için önemli midir? Komşuluk Đlişkilerinde Dini Đnancın Önemi Evet Hayır Cevapsız TOPLAM Sayı 209 578 15 802 Yüzde 26,1 72,1 1,9 100,0 Komşuluk ilişkileri kurarken dini inancı / mezhebi önemsemediğini ifade edenlerin oranı %72.1 olmaktadır. Önemseyenler ise %26 oranındadır. Alan çalışması yapılan Elazığ ilinde, Alevi ve Sünni mezhebine mensup insanlar bulunmaktadır. Normalde, bu iki mezhebe mensup olanlar arasında ihtilaf yok iken, geçmişte 159 yaşanan bazı olayların (1980 öncesi yaşanan sağ-sol, Alevi-Sünni çatışması gibi), iki grubun karşı gruba önyargı ile bakmasına neden olduğu ifade edilebilir. Alan çalışması yapılan dönemde gidilen mahalle ve köylerle ilgili şöyle bir tasvir yapılabilir: Elazığ’ın il merkezinde özellikle Fevzi Çakmak, Yıldız Bağları, Aksaray Mahallesi’nin bir kısmı, Yeni Mahallle’nin bir kısmı ve Zafran Mahallesi’nin bir kısmında Alevi mezhebine mensup olanlar ikamet ederken, diğer kesimlerde Sünni mezhebine mensup olanlar ikamet etmektedir. Bu mahallelerde iç içe yaşam devam etmektedir. Kişiler karşılıklı olarak karşıdakinin konumunu kabul ettiğinden dolayı, huzur ve barış içinde bir yaşam sürmektedir. Đl merkezine bağlı bazı Alevi köyler (Sün, Sedeftepe (Mığı) vb.) ile etrafındaki bazı Sünni köyler (Arındık, Hoş vb.) iç içe yaşamakta ve sosyal ilişkiler normal seyrinde gitmektedir. Enformel görüşme yapılan bazı Alevi ve Sünni yaşlılar, geçmişte iki farklı mezhep arasında yaşananların tamamen bir tezgâh olduğunu ve gerçekte farklı gibi gözüken kesimler arasında bir husumetin olmadığını dile getirmişlerdir. Tablo 127: Komşularınızın dindarlık düzeyini önemser misiniz? Dindarlık Düzeyini Önemseme Durumu Evet Hayır TOPLAM Sayı 419 383 802 Yüzde 52,2 47,8 100,0 Đlişki kurulan komşusunun dindarlık düzeyinin önemsenmesine ilişkin dağılımda, dindarlık düzeyinin önemli olduğunu belirtenlerin oranı %52.2 olurken, yukarıda bir önceki tabloda görüldüğü gibi, dini inancı (Alevi, Sünni, Hıristiyan vs.) önemseyenlerin oranı ise %26.1’de kalmaktadır. Komşulukla ilgili olarak Kur’an’da geçen bir ayet şöyledir: “Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Sonra anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, akraba olan komşulara, yakın komşulara, yanında bulunan arkadaşa, yolda kalanlara, sahip olduğunuz kölelere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseyi sevmez” (Nisa Suresi, 36. Ayet). Đslam Peygamberi’nin, “Cibril bana komşuyu o kadar tavsiye etti ki, komşuyu komşuya varis kılacağını zannettim” biçimindeki Hadisi (DUMAN, 1986, 230), komşuluğu öğütlemektedir. Bir başka Hadis’te, “komşusu, zararından emin olmayan şahıs”ın iman etmemiş olduğu dile getirilmiştir (KÖKSAL, 2010, 352-353). Hıristiyanlığın önemli buyruklarından biri ise, “komşunu kendin gibi sev” biçimindedir (ÖZDENÖREN, 1998, 110). 160 Buna göre, kendisi gibi düşünmeyen insandan daha öte, kendi gibi inanmayan insanlarla da komşuluk etmek, ilahi dinler tarafından tavsiye edilmektedir. Đslam Peygamberi’nin bir Hadis’inde “yakın komşu” ve “uzak komşu” tabirleri geçmektedir. Yakın komşu; evi en yakın olan, akraba, Müslüman kimseleri kapsarken, uzak komşu ise; evi uzak olan, akrabalığı bulunmayan ve gayrimüslimleri ifade etmektedir (TÜRKMEN, 1996, 33-38). Đslam Halifesi Ali ise, “sesi işitilen” herkesin komşu olduğunu belirtir (BAYHAN, 2009). Buna göre, her türlü farklılığı gözden uzak tutarak, komşuluğun geliştirilmesinin gereği Đslam dinince tavsiye edilmektedir. Enformel görüşmelerde dile getirilen bazı görüşler aşağıdaki gibidir: “Şahinkaya köyünde, Alevilerle Sünniler arasında sadece selamlaşma var. Bir araya geldiğimizde Sünniler, dinî kuralları Alevilere söylerler. Aleviler tamam derler, ama dağıldıktan sonra eski alışkanlıklara yine devam ediyorlar”. “Ben Avrupa’da çok kaldım. Orada demokrasi vardı. Dine, Đslâm’a saygılılardı. Almanya’da birçok inançtan insan var. Kimse kimsenin işine karışmaz. Benim üç dört dilim var. Rusça, Đngilizce ve Almancayı bilirim ama şimdi işsizim. Almanya’da komşuluk ilişkilerinde gidiş-geliş yani ziyaret etme yok, ama gördüklerinde selamlamadan da geçip gitmezler. Aşırı samimiyet yok, ama birbirini severler”. “Komşuluk ilişkisi zaman geçtikçe zayıflamaktadır. Çıkar ilişkisi için komşuluk yapılmaktadır. Dinini yaşayan, örf ve adetlerine saygılı olan komşuları severim. Komşularla iyi geçinmeli, hal ve hatırları sorulmalıdır”. “Komşuluk, insanların dinî inanışlar ve mezhep (Sünnî, Alevi, gayrimüslim vs.) tercihlerine göre farklılıklar göstermektedir” biçiminde formüle edilen hipotezimizin kısmen doğrulandığı ifade edilebilir. Hipotez 10: Komşuluk, insanların siyasi görüşlerine göre farklılıklar göstermektedir. Formüle edilen hipotezi test edebilmek için iki farklı değişken kullanılmamış, basit dağılım tablosuna başvurulmuştur. Anket formunda yer alan 45. ve 46. soruya ait bilgiler, bu amaçla değerlendirilecektir. 161 “Kendinizi hangi siyasi görüşe mensup görüyorsunuz?” (soru 45) biçiminde sorulan soruya verilen yanıtların dağılımı aşağıdadır. Örneklem grubunun %58.2’si, bu sorunun sağ seçeneği ile yanıt verirken, %24.2’lik bir oran ise diğer seçeneği ile yanıt vermeli tercih etmiştir. Sol diyenler %8.9, liberal seçeneğini işaretleyenler %3.7 oranına karşılık gelmektedir. Tablo 128: Kendinizi hangi siyasi görüşe mensup görüyorsunuz? Siyasi Görüş Sol Sağ Liberal Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 71 467 30 194 40 802 Yüzde 8,9 58,2 3,7 24,2 5,0 100,0 “Komşuluk ilişkisinde karşıdakinin siyasi görüşü (sağ, sol, liberal vs.) sizin için önemli midir?” biçiminde formüle edilen soruya (soru 46) verilen yanıtlarda görüldüğü gibi, örneklem grubunun %77.6’sı, siyasi görüşü önemsememektedir. %22.4’lük oran ise, siyasi görüşü önemsediğini dile getirmektedir. Tablo 129: Komşuluk ilişkisinde karşıdakinin siyasi görüşü (sağ, sol, liberal vs.) sizin için önemli midir? Siyasi Görüşün Önemi Evet Hayır TOPLAM Sayı 180 622 802 Yüzde 22,4 77,6 100,0 Dini / mezhepsel veya etnik kimliğin her zaman aynı siyasi kimliği ortaya çıkaramayabileceği ilkesinden yola çıkarak, özelde örneklem grubunun ve genelde ise Türk toplumunun, insanlar arası ilişkileri geliştirirken siyasi unsuru çok da göz önüne almadığını, buna dayanarak ifade edebiliriz. Yukarıdaki değerlendirmelere göre, test etmeye çalıştığımız hipotezimiz kısmen ispat edilmiştir. Komşuluk ilişkilerinde siyasi görüşe önem verenlerin, örneklem grubunun sadece 1/4’üne karşılık geldiği görülmektedir. Geriye kalan 3/4’lük kesim içinse bu durum çok da önemli değildir. Anket formunun 47. sorusu, “komşularla iyi ilişkiler kurabilmek için en önemli etken sizce nedir?” biçimindedir. Bu soruya örneklem grubunun yarısından daha fazlası (%53.6) “karşıdaki güven verdikten sonra siyasi görüş, dini inanış veya diğer hususlar önemli değildir” biçiminde yanıt vermiştir. Aslında bu ifade etnik, dini ve siyasi temelli sosyal ilişki biçimlerinin, komşulukta çok da önemsenmediğini göstermesi açısından ilginçtir. 162 Yapılan bir araştırmada (ÇAKIR, 2005, 141-142), iyi komşuluk ilişkilerinde bulunabilmek için gerekli olan etkenler sorulmuş ve %65.0 oranıyla, aynı / benzer dünya görüşünü paylaşma birinci sırada çıkmıştır. Sonraki unsurlar sırasıyla şunlardır: %43.5 aynı / benzer örf-adet, %30 aynı / benzer dil-lehçeyi konuşmak, %18 aynı eğitim düzeyinde bulunmak, %10.5 sadece insan olmak, %9.3aynı / benzer yaşlarda bulunmak, %1.5 aynı gelir düzeyinde olmak. “Komşuluk, insanların siyasi görüşlerine göre farklılıklar göstermektedir” biçimindeki denencenin kısmen doğrulandığı görülmektedir. Hipotez 11: Komşuluk, insanların eğitim durumlarına göre farklılıklar göstermektedir. “Komşuluk, insanların eğitim durumlarına göre farklılıklar göstermektedir” biçiminde geliştirdiğimiz hipotezin anlamlı çıkabilmesi için, anket formundaki; 8. sorunun a (okula gitmemiş) ile b (okula gitmemiş, ancak, okuma-yazma bilir) şıkkı okula gitmemiş olarak, c şıkkı (ilkokul) ile d (ortaokul) şıkkı ilköğretim olarak, f (2 yıllık ön lisans mezunu) şıkkı ile g (fakülte (4 yıllık lisans) mezunu) şıkkı yüksek öğretim olmak üzere birleştirilmiştir. Hipotez testi için, 8. soru ile; 31., 32., 34., 48., 51., 68., 80., 81., 82. sorular arasında ilişki aranmıştır. Đlgili tablolardan anlamlı olanlar ise 8 ile 32. ve 34. sorular arasında kurulan tablolardır. Birkaç günde bir görüşenlerin oranı, öğrenim düzeyi arttıkça genel bir artış göstermektedir (%42.2’den %50.0’e kadar). Öğrenim düzeyinin yükselmesine zıt olarak her gün yüz yüze görüşenlerin oranında azalma olmaktadır. Đlgili oranlar; %46.1, %50.6, %40.4, %22.7, %28.6 biçiminde gerçekleşmiştir. Öğrenim düzeyinin yükselmesine paralel olarak, kişinin mesleğinin de değişme olanağı olacağından, kişinin komşusuyla hergün yüz yüze görüşmesi biraz zorlaşır denilebilir. Bunun yanında, öğrenim düzeyinin yükselmesiyle birlikte, serbest zamanları değerlendirmede alternatif yolların (bilgisayar-internet, spor, zayıflama merkezi vs.) çoğalması da mümkündür. Öğrenim düzeyinin düşük olması, serbest zamanların değerlendirilmesi noktasında yeni arayışlar içine girilmesini engelleyebilir. Bu durum ise, daha çok komşularla görüşme biçiminde rutin bir davranışı ortaya çıkarabilir. 163 Komşularıyla hiç görüşmeyenlerin oranında öğrenim durumunun değişmesine bağlı olarak belirgin bir değişimin gerçekleşmediği ifade edilebilir. 8. soru (öğrenim durumu) ile 34. soru (komşularınızla ailece görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?) arasındaki ilişkiye baktığımızda; komşularıyla ailece hergün görüşenlerin oranının, öğrenim durumunun yükselmesine zıt olacak şekilde düştüğü görülmektedir. Ailece hiç görüşmeyenlerin oranı da öğrenim düzeyinin yükselmesine paralel olarak yükselmektedir. Ailece görüşmek, aileden birisinin komşuyla görüşmesinden daha fazla zaman alacağından dolayı, kolay gerçekleşemeyecek bir ilişki biçimi olarak ortaya çıkabilmektedir. Ayda bir görüşenlerin oranı da yine öğrenim düzeyinin yükselmesine bağlı olarak yükselmektedir. Yapılan bir çalışmada, komşuların tahsilli olmasının ne kadar önemsendiği sorulmuş ve örneklemin %56.2’si bu durumu çok da önemsememiştir. Sadece %29.3’lük oran için bu durum önemlidir (KOYUNCU, 2005, 78). Enformel görüşmeler neticesinde elde edilen bilgilerden bazıları aşağıdaki gibi sıralanabilir: “Đyi komşuların belirtileri bence gelenek ve göreneklere saygı gösterendir. Güven üzerine kurulmuş komşuluklar daha iyidir. Bunun da devam etmesi için insanların ekonomik seviyelerinin geçim seviyesinin iyi olması lazımdır. Ekonomik sıkıntısı çok olanlar sağlıklı komşuluk ilişkisi kuramaz. Geçmiş komşuluklar bu günkünden çok daha iyiydi. Günümüz komşulukları samimi değil. Hiç kimsenin biri birine güveni kalmadı. Aslında teknolojinin olumlu etkileri olması gerekirken, doğru kullanılması bilinmediğinden kötü etkileri oluyor. Eğitim düzenimiz teknolojinin kullanılmasına müsait değil. Genelde kötü yollarda kullanılıyor”. “Komşuluk, insanların eğitim durumlarına göre farklılıklar göstermektedir” biçiminde formüle edilen hipotezimizin büyük oranda ispat edilmiş olduğu ileri sürülebilir. Hipotez 12: Komşuluk, cinsiyet (kadın / erkek) durumuna göre farklılıklar göstermektedir. 164 Yukarıdaki hipotezimizi test edebilmek için 2. soru ile 28., 31., 32., 34., 52. ve 73. sorular arasında ilişki aranmıştır. 2. soru ile 32., 34., 52. ve 73. sorular arasında oluşturulan tablolar anlamlı çıkmıştır. Cinsiyet değişkeni ile 32. soru (komşularınızla yüz yüze görüşme sıklığınız nedir?) arasındaki ilişki tablosuna bakıldığında şöyle bir değerlendirmede bulunabiliriz: Komşularla ayda bir yüz yüze görüşen erkek oranı %12.7 iken, bu oran kadınlarda sadece %4.7’dir. Birkaç günde bir görüşme her iki cins için de aynıdır (%43.9). Hergün görüşme durumu ise erkeklerde %36.8 iken, bayanlarda %46.4 olmaktadır. Hiç görüşmeme ise erkeklerde %6.6 iken, kadınlarda %5.0 olmaktadır. 2. soru ile 34. soru arasındaki ilişkiye bakıldığında şöyle bir dağılım ortaya çıkmaktadır: 34. soru, “komşularınızla ailece görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?” biçiminde sorulmuştur. Ailece ayda bir görüştüğünü ifade eden erkeklerin oranı %32.7 iken bayanların oranı %24.2 olmaktadır. Birkaç günde bir komşularıyla görüşen kadınların oranı %29.9 olurken, bu oran erkekler için %39.1’dir. Hergün ailece görüştüklerini belirten kadınların oranı %24.7 olurken, erkeklerin oranı ise ancak bu oranın yarısıdır (%12.2). Komşularla hiç görüşmediklerini beyan eden erkeklerin oranı %16.0 iken, bu oran kadınlarda %21.2’ye karşılık gelmektedir. Anket formunda yer alan 52.soru “komşuluk sizin için ne kadar önemli” biçimindedir. 2. soru ile 52. soru arasında kurulan ilişkiye göre; çok önemli diyen erkeklerin oranı %74.1, kadınların oranı %77.6; önemli diyen erkeklerin oranı %17.0, kadınların oranı %16.0; orta derecede önemli diyen erkeklerin oranı %5.8, kadınların oranı %4.2, önemli değil diyen erkeklerin oranı %3.0, kadınların oranı ise %2.2’ye karşılık gelmektedir. 73. soru “hangi komşunuzla daha sık görüşüyorsunuz?” biçiminde sorulmuştur. Soru 2 ile bu soru arasında kurulan çapraz ilişki tablosuna baktığımızda şöyle bir dağılım olduğu görülmektedir: Karşı komşu ile sık görüştüğünü belirten erkeklerin oranı %42.9, kadınların oranı %51.1’dir. Alt veya üst kattaki komşu ile sık sık görüştüğünü belirten kadınların oranı %21.7 iken, bu oran erkeklerde %15.7’dir. Uzak komşu ile görüşen kadınların oranı %4.2 iken erkeklerin oranı %3.6’ya karşılık gelmektedir. Komşuların hepsiyle görüşen kadın oranı %14.0 iken, komşuların hepsiyle görüşen erkek oranı %27.9’dur. Hiçbiriyle görüşmeyen erkek oranı %2.0 iken, kadınlarda bu oran %1.2’dir. 165 Hepsiyle görüşürüm biçiminde cevap veren erkek oranının kadınlara göre yüksek olmasının nedenini; kadınların komşuluk ilişkisi kurarken daha seçkinci davranmalarına karşılık çokça komşu edinmeleri, buna karşın erkeklerin komşu özelliği taşıyan insanlarla görüşme durumunun yaygın olduğu, ancak, komşuyu seçme biçiminde bir tavır göstermemeleri durumuyla izah etmek mümkündür. Erdoğmuş’un (2006, 93) yaptığı araştırmaya göre de, erkek ve bayanların komşularıyla görüşme sıklıkları farklı çıkmıştır (%38 kadın, %26 erkek). Yılmazöz’ün (2010, 120) çalışmasında; komşuları ile her gün görüşen kadınların oranı %29.4 oranında iken, erkeklerde için bu oran %17.9’dur. Kadınların komşuluk ilişkisi kurmaları durumunun erkeklerden daha hızlı, yaygın, uzun süreli olmasını Tarhan (2005, 150), aşağıdaki ifade ile dile getirmektedir: “Kadınların duygu ve düşüncelerini ifade etme yetileri, dinleme becerilerinden daha yüksektir”. Erkeklerin evde görüşme yanında başka mekânlarda görüşme imkânları, kadınlara göre daha fazla olabilmektedir. Kahvehane, bu noktada erkeklerin imdadına yetişen önemli bir mekân / kurumdur (YILDIZ, 2007, 173). Evden bağımsız olması ve özgürce hareket etme imkânı sunması gibi nedenlerden dolayı, kahvehane erkekler tarafından çokça tercih edilmektedir. “Kadınlar arasında dedikodu had safhadadır. Çekememezlik var. Erkeklerin kendi aralarındaki komşuluğu daha iyidir. Kadınlardan çok şikâyetçiyim”. “Çevremizde komşuluğa genelde önem verilir. Bayanlar daha çok ev hanımıdır. Erkeklerin çoğu çalışıyor. Kadınlar arasında komşuluk daha çok gelişmiştir. Komşuluk sosyal hayatın gelişmesinde önemli bir zemindir. Teknolojinin gelişmesi komşuluğu olumsuz etkilemiştir. Çünkü onlara daha çok zaman ayırmak gereği ortaya çıkmıştır. Komşularımızdan beklentilerimiz daha çok çocuklarımıza iyi örnek olmalarıdır. Özel günlerde sadece kutlamalara giderim. Komşuların daha çok güler yüzlü ve samimi olmalarını severim”. “Bayanlar için komşuluk çok daha önemli. Çocuklar benim için sorun teşkil etmiyor. Komşulukta akraba olunması daha önemlidir. Komşulara gidileceği zaman önceden haber edilmesi gerekir”. 166 Hipotez 13: Komşuluk, insanların meslekî durumlarına (esnaf, memur, işçi, zanaatkâr, serbest meslek, pazarlamacı vb.) göre değişebilmektedir. Anket formunun 10. sorusu kişinin mesleğini öğrenmeye yöneliktir. Soruya ait seçenekler fazla (14 seçenek) olduğundan, çapraz ilişki tablosu oluşturulmamış, basit dağılım tablosu ile yetinilmiştir. Verilen cevapların dağılımı aşağıdaki gibidir: memur %5,6, işçi %5,1, çiftçi %4,0, serbest-tüccar %3,9, öğretmen %4,5, din görevlisi %1,9, asker %0,4, polis %1,6, esnaf %6,2, şoför %1,1, emekli %4,7, teknisyen-tekniker %1,9, işsiz %6,7 cevap vermeyenler %0,5, diğer %51,9. Anket formunun 55. sorusu ise, “komşularınızla ilişki kurarken, onların sahip oldukları meslek (esnaf, memur, işçi, işsiz vs.) sizin için önemli midir?” biçimindedir. Bu soruya ait dağılım aşağıdadır. Tablo 130: Komşularınızla ilişki kurarken, onların sahip oldukları meslek (esnaf, memur, işçi, işsiz vs.) sizin için önemli midir? Mesleğin Önemi Evet, çok önemli Evet, kısmen önemli Hayır, önemli değil TOPLAM Sayı 53 96 653 802 Yüzde 6,6 12,0 81,4 100,0 Komşu ilişkisinde sahip olunan mesleğin önemli olmadığını belirtenlerin oranı %81.4’tür. Önemli görenlerin oranı ise toplamda %18.6 oranına karşılık gelmektedir. Komşuluk ilişkisi geliştirirken, özellikle şehir kesiminde, “düşük” statüde görülen meslek mensuplarıyla ve aileleriyle daha “sınırlı” ilişki kurulduğu ve hatta küçümseme yoluna gidildiği ifade edilebilir. Aşağıdaki ifade bunun örneğidir: “Kapıcı çocuklarını küçümsüyorlar, aşağılıyorlar. Kapıcıları pis diye bakıyorlar, hepsi köylü diye görüyorlar” (ÖZYEĞĐN, 2003, 63). Mesleğin sosyo-ekonomik açıdan farklı sınıflara mensup insanlar içinde yerine getiriliyor olmasının böyle bir bakış açısını doğurduğu söylenebilir. Yapılan enformel görüşmelerde elde edilen açıklamalar aşağıdaki gibidir: “Apartmanın kapıcısıyım, herkesten memnunum. Eskiye göre komşulukta, kötüye doğru, değişim var”. “Çalışıyorum. Komşularımla problemim yok. Eşim ve ben çalıştığım için komşularla görüşmeye zaman ayıramıyorum. Fırsatım olsa elbette görüşürüm”. 167 “Komşular ile fazla görüşemiyorum. Kendim memurum. Komşular da öyle. Ortak bir noktamız olmadığı için fazla görüşemiyoruz.” “Çalışan bir kadın olduğum için komşularıma zaman ayıramıyorum. Bayram günlerinin komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi için mutlaka değerlendirilmesi gerekir”. “Şimdiki komşularım çalışıyorlar. Onlarla görüşemiyoruz. Çalıştıkları için bize vakit ayıramıyorlar. Şimdiki komşular benden daha gençler. Kafa dengim yok. Hepsi çalışıyor. Bu yüzden fazla samimiyetim yok”. “Komşuluk ilişkileri bitme aşamasında. Zorla olacak bir iş değil. Dini duyguların güçlü olmasının, komşuluk ilişkilerini ayakta tutacağı bir yanılgıdır. Đnsanların ekonomik durumu geliştikçe, refah arttıkça insanlar bireyselliklerini yaşayacaklar. Evde yalnız bir yaşam tercih edecekler”. “Binalarda temizliğe gitmekteyim. Merdiven temizliği yapmaktayım. Çevreden hor görülmeden dolayı sıkıntı yaşamaktayım. Sadece kendim değil, çocuklar da hor görülmenin ezikliğinin farkında”. “Komşuluk, insanların meslekî durumlarına (esnaf, memur, işçi, zanaatkâr, serbest meslek, pazarlamacı vb.) göre değişebilmektedir” biçiminde formüle edilen hipotezimiz kısmen ispat edilmiştir. Hipotez 14: Sosyo-kültürel değişim sürecinde komşuluk, göç eden insanların şehre yerleşim tarihlerine göre farklılıklar göstermektedir. Đlgili denenceyi test edebilmek için 5., 6. ve 101. sorular bağımsız değişken olarak alınmıştır. Bu değişkenlerle, ilgili bağımlı değişkenler kullanılarak çapraz ilişki tablosu oluşturulmuştur. 5. soruyla bazı bağımlı değişkenler arasında ilişki bulunmuş, 100. soru ile değişkenler (31., 32. ve 34. soru) arasında ise anlamlı tablolar bulunamamıştır. Çapraz ilişki tablolarının anlamlı çıkabilmesi amacıyla; 5. ve 6. sorudaki merkez köy ve ilçeye bağlı köy şıkları; il belde ile ilçe belde şıkları birleştirilmiştir. 5. ve 32. sorular arasında kurulan çapraz tabloya bakıldığında şöyle bir durum ortaya çıkar: Şehir merkezinde ikamet edenlerin %9.3’ü ayda bir görüşürken kırsalda / köyde ikamet edenlerde bu oran %6.2 olmaktadır. Birkaç günde bir görüşen şehirde ikamet edenlerin oranı 168 %49.4 iken, köyde bu oran %38.4’tür. Hergün görüşme oranı şehir merkezindekilerde %35.7 iken, bu oran köydekilerde %50.2’ye karşılık gelmektedir. Hiç görüşmeme durumu şehir merkezinde %5.6 iken köyde %5.2’dir. Soru 5 ile soru 34 arasındaki çapraz ilişki tablosuna bakıldığında ise şöyle bir ilişki ortaya çıkmaktadır: Şehir merkezinde ikamet edip ailece ayda bir görüşenler %27.3 iken köyde / kırsalda bu oran %31.3 olmaktadır. Birkaç günde bir görüşen şehir yerleşimcilerinin oranı %30.7 iken köy yerleşimcilerinin oranı %39.8’dir. Hergün görüşme oranı şehirde %17.7, ilçede %23.1 ve köyde ise %18.0’dir. Hiç görüşmeme şehir merkezinde %24.2 iken köye gelinceye kadar şöyle bir değişim geçirir: %17.9, %14.0, %10.9. Hipotezimizi test edebilmek için anketin 100. sorusu olarak sadece il merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere sorulan “kaç yıldan beri il veya ilçe merkezinde ikamet ediyorsunuz?” sorusuna verilen dağılım aşağıdadır: %66.0 15 yıldan fazla, 3-4 yıl arası %5.6, 9-10 yıl arası %4.9, 5-6 yıl arası %4.4, 13-14 yıl arası %4.7, 11-12 yıl arası %3.3, 7-8 yıl arası %3.0, 1-2 yıl arası %3.0, 1 yıldan az %2.1. Şehirde kalış süresi, şehir kültürünün kazanılması sonucunu doğurabilirken, komşuluk kültürüne ait davranış kalıplarının şehre taşınması sonucunu da doğurabilir. Bunun yanında, şehre özgü komşuluk davranış kalıplarının edinilmesi, komşuluk ilişkilerinin daha da samimi olduğu veya olacağı anlama gelmeyebilir. Kişi, kırsal kesimde / köyde edinmiş olduğu kalıpları şehirde sergilemekten dolayı kınanabilir veya dışlanabilir. Ancak, bir kişinin uzun süre çevresi tarafından benimsenen ve ödüllendirilen kalıplara bigâne kalması mümkün olmadığından, belli bir adaptasyon / kanıksama sürecinden sonra kente özgü davranış kalıbını benimser ve kendine mal eder. Enformel görüşmelerden elde edilen bazı açıklamalar aşağıdaki gibidir: “Sosyo-kültürel değişim sürecinde komşuluk, göç eden insanların şehre yerleşim tarihlerine göre farklılıklar göstermektedir” biçimindeki hipotezimiz kısmen de olsa ispat edilmiş olmaktadır. Hipotez 15: Komşuluk, şehre göç eden insanların şehirde yerleştikleri yere / mekâna göre farklılıklar göstermektedir. 169 Đlgili denenceyi test edebilmek için “daha önce başka bir yerde ikamet ettiniz mi, ettiyseniz il / ilçe / köy / kasaba / belde / mahalle adı neydi?” biçimindeki soru (6. soru) bağımsız değişken olmak üzere, 32. ve 34. sorular arasında ilişki aranmış ve anlamlı ilişki bulunmuştur. Đlçe merkezi de şehir kategorisinde değerlendirilmek suretiyle çapraz ilişki tablosu kurulmuştur. Soru 6 ile soru 32 arasındaki tabloya bakıldığında şöyle bir durum ortaya çıkar: Birkaç günde bir yüz yüze görüşen komşuların oranı %45.0 iken köyde %37.1’dir. Hergün görüşenler şehirde %40.6, köyde %54.8’dir. Hiç görüşmeyenler şehirde %6.1, köyde %3.2’dir. Soru 6 ile soru 34 arasındaki tabloya bakıldığında ise aşağıdaki gibi bir dağılım ortaya çıkmaktadır: Ailece ayda bir görüşenler Şehirde %31.0 köyde %27.4, birkaç günde bir görüşenler şehirde %26.6 köyde %48.8, hergün görüşenler şehirde %18.8 köyde %9.7, hiç görüşmeyenler şehirde %23.6 köyde %14.5. Şehir merkezinde ailece ayda bir görüşenlerin oranı %31.0 iken, bu oran ilçe merkezinde %26.9 olmaktadır. Şehir merkezinde birkaç günde bir görüşenlerin oranı ilçe merkezinde %28.4’e ulaşmaktadır. Hergün görüşenler şehirde %18.8 olurken, ilçe merkezinde %25.4 oranındadır. Hiç görüşmeyenler şehirde %23.6 iken, bu oran ilçe merkezindekilerde %19.4 olmaktadır. Đkamet edilen evin; site, apartman, villa, dubleks veya yazlık olmasının komşuluk ilişkilerini etkilemesi ile ilgili görüşlerin dağılımı şöyledir: Etkiler %43.5, evet, kısmen etkiler %18.2 ve hayır, etkilemez %38.3. “Kapı komşu” deyimi, evin kapısı her açıldığında karşıdaki veya yandakiyle olan bir ilişki biçimini niteler gibidir. Konut sakini; akrabası, çocuğu veya anne babasıyla rastlaşmaktan ziyade, günde birkaç kez karşı veya yan komşusuyla rastlaşabilmektedir. Bu durumda, fıtratın / karakterin uyuşmaması durumunda bile komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesi olası hale gelebilmektedir. Şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlerin komşuluk ilişkilerinin ikamet edilen sokak, mahalle veya semte göre değişebilir. Yerleşilen yerdeki insanlar arasında geçerli olan ilişki kalıplarına uymama durumu; kınanma, dışlanmışlık gibi sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle ilgili; mahalle, bölge, caddede geçerli olan komşuluk ilişki kalıplarının, belli bir zaman içerisinde benimsenmesi mümkün hale gelmektedir. 170 Komşuluk ilişkilerinin şehir ortamında değiştiğini ve neredeyse kalkmak üzere olduğunu dile getiren şairlerden birisinin şiiri aşağıdaki gibidir: Yılda bir gidilmez yana gomşudan, Garşılıh da gelmez sana gomşudan, Farkında değiliz konu komşudan, Kendi başımızın derdine düştük (KARAARSLAN, 2006-86-87). Gerçekleştirilen enformel görüşmelerdeki bazı açıklamalar aşağıdaki gibidir: “Apartmanda hep Palulular oturuyor, hepsi birbirini tutuyor, diğerlerini dışlıyorlar. Bizi umursamıyorlar. Ölsek hasta olsak hiç haberleri olmaz, ne arar ne sorarlar”. “Eskiden yedi sokak ötesindekini tanıyorduk. Şimdi üst komşuyu tanımıyoruz”. Oluşturulan çapraz ilişki tabloları, ilgili denenceyle endirekt bir ilişki içinde olduğundan dolayı, denencenin tam olarak ispat edilmiş olduğu söylenemez. Yine de belli bir oranda gerçekleşmiş olma durumunu taşıdığı dile getirilebilir. Hipotez 16: Komşuluk, insanların oturdukları meskenin mülkiyet durumlarına göre farklılıklar göstermektedir. Đlgili denencenin test edilebilmesi için 17. soru ile 31., 32. ve 34. sorular arasında ilişki aranmıştır. Tabloların anlamlı çıkabilmesi için, 32., 33. ve 34. sorulardaki bazı şıklar birleştirilmiştir. Bu sayede, 17. soru (oturduğunuz evin durumu nedir?) ile 34. soru (komşularınızla ailecek görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?) arasında anlamlı bir ilişki çıkmıştır. Kendi evinde oturan, ancak, komşularla hiç görüşmediğini ifade edenlerin oranı en düşük seviyededir. Ev satın alan kişi, uzun bir süre burada ikamet edeceğini düşündüğünden komşularla ilişkilerini daha sıkı tutmak gereği hissedebilir. Hiç ilişki kurmayanlar içinde en yüksek oranı (%24.4), lojmanda oturanlar oluşturmaktadır. Lojmanda oturmanın süreyle sınırlandırılmış olması, komşuluk ilişkilerinin daha yüzeysel ve uzun ilişki içermeyen bir yapıda oluşması sonucunu doğurabilmektedir. Lojmanda ikamet edenlerin görüşme biçimleri arasında en yüksek oranı (%31.0) ayda bir seçeneği oluşturmaktadır. 171 Ev sahibi olmayan / kiracı olan komşulara, “geçici” gözüyle bakılması durumu olabileceğinden, komşuluk ilişkileri kurulması ve devam ettirilmesinin sınırlı olacağı söylenebilir. Enformel görüşmelerden elde edilen bilgilerden bazıları, bu görüşü destekler mahiyettedir. Enformel görüşmelerden elde edilen bilgilerden bazıları aşağıda verilmiştir: “Akrabalarımızın çoğu uzaktadır. Bu da beni olumsuz etkiliyor. Bana yakın olsa daha iyi olurdu. Komşuların çoğu kirada oturuyor. Kiracılar değiştiği zaman, yeni gelen kiracılarla irtibat kurmak ve onlara alışmak benim için zordur”. Buna göre, “komşuluk, insanların oturdukları meskenin mülkiyet durumlarına göre farklılıklar göstermektedir” biçimindeki denencemiz kısmen ispat edilmiş olmaktadır. Hipotez 17: Komşuluk, ailelerin hane büyüklüğüne göre farklılıklar göstermektedir. Đlgili denencenin test edilebilmesi için 16. sorudaki seçenekler uygun şekilde birleştirilmek suretiyle azaltılmıştır. Soru 16 ile 32. ve 34. sorular arasında çapraz ilişki tablosu oluşturulmuştur. Tablolar çok anlamlı olmasa da, kutucuk değerlerinden yola çıkılarak bir değerlendirme yapılmaya çalışılmıştır. Yalnız olup, birkaç günde bir komşularıyla görüştüğünü söyleyenlerin oranı %36.0 iken, aile büyüklüğü 2-5 arası olanlarda bu oran %46.5, hane büyüklüğü 6-9 arası olanlarda %36.9, hane büyüklüğü 10 ve üzeri olanlarda ise %31.6’ya karşılık gelmektedir. Hergün görüşme durumunda ise şöyle bir dağılım vardır: Yalnız olup hergün yüz yüze görüşenlerin oranı %48 iken, hane büyüklüğü 2-5 arası olanlarda bu oran %40.4, hane büyüklüğü 6-9 arası olanlarda %44.3, aile büyüklüğü 10 ve üzeri olanlarda ise %52.6 olmuştur. Tablodaki değerler, denencenin tam olarak ispatı anlamına gelmemekte, kısmen bir doğrulanma söz konusu olmaktadır. Soru 16 ile soru 34 arasındaki ilişki, soru 16 ile soru 32 arasındaki ilişkiye göre daha güçlüdür. Yalnız yaşayıp da komşularıyla ayda bir ailece (!) görüşenlerin oranı %20.0 olurken, hane büyüklüğü 2-5 arasında olanlarda bu oran %28.1’dir. Hane büyüklüğü 6-9 arası olanlarda %30.2 iken, aile büyüklüğü 10 ve üzeri olanlarda oran %31.6 olmaktadır. 172 Birkaç günde bir ailece görüşenlerin oranı ise sırasıyla; %32.0, %34.6, %35.6, %36.3 olmuştur. Hergün görüşme durumuyla ilgili ise şöyle bir dağılım ortaya çıkmıştır: Yalnız yaşayanlarda %28.0, hane büyüklüğü 2-5 arası olanlarda %18.6, hane büyüklüğü 6-9 arası olanlarda %17.4, hane büyüklüğü 10’dan büyük olanlarda %15.8 olarak gerçekleşmiştir. “Komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesinde, komşularınızın ailelerindeki fert sayısı, komşuluk ilişkilerinizi etkiler mi?” (soru 58) biçiminde sorulan soruya ait basit dağılım tablosuna göre, ailedeki fert sayısının, komşuluk ilişkilerini etkilemeyeceğini belirtenlerin oranı örneklem grubunun 3/4'ünden daha fazladır. Đlgili tablo aşağıdadır. Tablo 131: Komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesinde, komşularınızın ailelerindeki fert sayısı, komşuluk ilişkilerinizi etkiler mi? Ailedeki Fert Sayısının Komşuluk Đlişkisine Etkisi Evet, tamamen etkiler Evet, kısmen etkiler Hayır, etkilemez TOPLAM Sayı 57 132 613 802 Yüzde 7,1 16,5 76,4 100,0 Ailenin kalabalık oluşu, normalde, komşuluk ilişkilerini etkileyen önemli bir unsur olarak ele alınmıştır. Ancak, ailedeki çocuk sayısı ve aile ile birlikte kalan yaşlı kuşağın, görüşülecek komşu için “külfet” gibi görülmediği dikkat çekmektedir. Çocukların, bir birleriyle kaynaşması, oyun oynaması gibi durumlar, çocuk olgusuna olumsuz bir anlam yüklenmesini anlamsızlaştırabilir. Evin yaşlılarının (anne,, baba, dede, nine), komşuluk ilişkilerinde “yük” olarak görülmediği, yukarıdaki verilere bakılarak söylenebilir. Aksine, yapılan enformel görüşmelerde de ifade edildiği gibi, yaşlıların nasihatleri, deneyimleri bazen kişiler tarafından “istenen” konumda olabilmekte ve komşularla kalabalık sayıda görüşme çok da istenmeyen bir durum olarak algılanmayabilir. Sonuç olarak, “komşuluk, ailelerin hane büyüklüğüne göre farklılıklar göstermektedir” biçimindeki denence kısmen doğrulanmış olmaktadır. Hane büyüklüğüyle bağlantılı olarak geliştirilen komşuluğun kendine mahsus kurallarının zamanla oluştuğu ileri sürülebilir. Hipotez 18: Komşuluk, ailelerin çocuk sayılarına göre farklılıklar göstermektedir. Anket formunun 59. sorusu, “herhangi bir komşu ile ilişkileri geliştirirken, komşunuzun çocuk sayısı sizin için önemli midir, neden?” (soru 59) biçiminde yöneltilmiştir. Örneklem grubunun 3/4'ünden daha fazlası için bu durum olumsuz bir durum olarak algılanmamaktadır. 173 Tablo 132: Herhangi bir komşu ile ilişkileri geliştirirken, komşunuzun çocuk sayısı sizin için önemli midir, neden? Çocuk Sayısının Komşuluk Đlişkisine Etkisi Evet Hayır TOPLAM Sayı 192 610 802 Yüzde 23,9 76,1 100,0 Basit dağılım yanında, soru 15 ile 32. ve 34. soru arasında ilişki aranmış ve amaçla çapraz tablo oluşturulmuştur. Soru 15 ile soru arasındaki tablo daha anlamlı çıkmıştır. Çocuğu olmayanlardan ayda bir görüşenler %27.1 oranındadırlar. Bu sırasıyla; %31.9, %24.2, %33.3, %25.0 biçiminde gerçekleşmiştir. Çocuğu olmayıp da birkaç günde bir görüşenlerin oranı %37.1 ve sırasıyla %25.0, %43.7, %33.3, %32.1 olmuştur. Hergün görüşenler ise sırasıyla; %22.1, %19.4, %15.2, %17.4, %28.6 olarak gerçekleşmiştir. Denence 17’nin değerlendirmesinde de belirtildiği gibi, evdeki çocukların varlık durumu, komşuluk ilişkilerini çok da olumsuz etkilememekte, aksine çocukların biri biriyle arkadaş olması, oynaması, sosyalleşmesine fırsat sunması gibi nedenlerden dolayı olumlu bir anlam yüklenmektedir. Yapılan bir çalışmada da, çocuk sayısının komşuluk ilişkilerini çok da etkilemeyeceği ifade edilmiştir. %61.5’lik oran için bu oran önemsizken, önemseyenlerin oranı %24.0’dır (KOYUNCU, 2005, 79). Kişilerin, komşuluk kurma niyetinde olduktan veya bir araya geldikten sonra, çocuk sayısını pek de önemsemedikleri ileri sürülebilir. Anket formuna yazılan veya enformel görüşme sonucu elde edilen bilgilerden bazıları şöyledir: “Çocuğum yok. Tekim. Kimseyle sorunum yok. Çocuklar olsaydı daha farklı olurdu. Dövüşürlerdi. Bize derlerdi ki bunların ahlakı kötü”. “Çocuğumla ilgilenmekten komşularla ilgilenmeye vakit bulamıyorum”. “Ben hoşgörülüyüm ama komşum öyle değil. Komşumun kalabalık bir ailesinin olması, komşuluğumuzu etkiliyor. Çocuklu aileler bize zarar veriyor. Çocukların kavgasından rahatsız oluyorum. Komşumla sadece bayramlarda görüşüyoruz. Herkesin sorumluluğu oldu. Çocuklar büyüdü. Kimse kimseyle ilgilenmiyor. Kimse kimseye vakit ayırmıyor. Birbirimize geliş gidişler bekliyoruz. O sen gel diyor, diğeri sen. Kimse kimseye gitmeyince soğukluk 174 başlıyor. Çocuklar olmadan önce herkes birbiri ile konuşuyordu. Çocuklardan sonra kimseye vakit ayıramaz olduk”. “Zihinsel engelli çocuğumuz olduğu için komşular bizden uzaklaşıyorlar, engelli çocuktan çekindikleri için gelmiyorlar. Sadece akrabalar ve engelli çocuğun zararsız olduğunu bilenler geliyor. Ahirette ilk sorulan soru komşuluktur. Kimseye kızgın değilim. Hiçbir zaman çocuklar yüzünden komşularla tartışmam”. “Komşularla aram pekiyi değil, olmak da istemiyorum. Eşimden dolayı komşuları tanıyorum. Çünkü kimsenin samimiyetine güvenmiyorum. Ama güven duyarsam komşuluk yaparım. Güven çok önemli. Özellikle çocukların fazlalığı komşuluk ilişkilerini etkiliyor”. Buna göre, “komşuluk, ailelerin çocuk sayılarına göre farklılıklar göstermektedir” biçiminde formüle edilen denencenin kısmen doğrulanmış olduğu ifade edilebilir. Hipotez 19: Komşuluk, özel gün ve zaman aralıklarında (bayramlar, ölüm, doğum, sünnet, düğün, nişan, kutlama, yılbaşı, yeni taşınma, yer değiştirme, askere uğurlama ve asker karşılama, hacca uğurlama, hacı karşılama, Ramazan, Muharrem vb.) farklılıklar göstermektedir. Đlgili denencenin ispatı için çapraz tablo oluşturulmamış, basit tablolardan yola çıkarak birtakım değerlendirmelerde bulunulmuştur. Anket formunun 84. sorusunda, “kaza, ölüm, hastalık gibi acil durumlarda ne yaparsınız?” biçiminde soru sorulmuştur. Bu soruya “komşumu ararım” biçiminde yanıt verenler, örneklem grubunun %38.’sine karşılık gelmektedir. Komşular arasındaki doğum, ölüm, düğün gibi olaylardan haberdar olma durumuna ilişkin olarak sorulan soruya (soru 85) “evet” biçiminde yanıt verenler %91.1 oranına sahiptir. Komşular arasında yaşanabilecek doğum, ölüm, düğün gibi olaylardan haberdar olma durumunda nasıl davranılacağını ilişkin dağılım (soru 86) aşağıdadır: Tablo 133: Komşularınız arasındaki doğum, ölüm, düğün gibi olaylarından haberdar olursanız nasıl davranırsınız? Doğum, Ölüm, Düğün Gibi Olaylarda Takınılan Tavır Đlgilenmem Ne ihtiyaçları olursa yardımcı olurum Sadece törene katılırım Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 28 648 84 35 7 802 Yüzde 3,5 80,8 10,5 4,4 0,9 100,0 175 Örneklemin 4/5’inden daha fazlası, özel gün ve zaman aralıklarında komşularının ne ihtiyaçları olursa karşıladığını belirtirken, %10.5 ise törene katıldığını ifade etmiştir. Bir araştırmada (ÇAKIR, 2005, 192); doğum, ölüm, düğün gibi olağanüstü durumlarda nasıl bir tavır takınıldığına ilişkin soru sorulmuş ve aşağıdaki gibi bir dağılım ortaya çıkmıştır: Đlgilenmeyenler %2.2, her türlü yardımı yapanlar %77.8, sadece törene katılanlar %11.4, haberdar olmayanlar ise %8.6 oranına sahiptir. Bayram, ölüm, doğum, sünnet, düğün, nişan gibi özel gün ve zaman aralıklarının, komşuluk ilişkilerinin gelişmesine önemli katkısı olduğu görüşünde birleşenlerin toplam oranı %84.0’a denk gelmektedir. Đlgili soruya (soru 60) ait dağılımı gösteren tablo aşağıdadır. Tablo 134: Sizce, özel günler (bayram, ölüm, doğum, sünnet, düğün, nişan vs.), komşuluk ilişkilerinin gelişmesine etki eder mi? Özel Günlerin Komşuluk Đlişkilerini Etkileme Durumu Evet, çok etkiler Evet, kısmen etkiler Diğer zamanlarda da komşuluğu sürdürmek gerekir Diğer TOPLAM Sayı 532 142 97 31 802 Yüzde 66,3 17,7 12,1 3,9 100,0 Kişiler, normal zamanda olmayan ilişkilerini, bu zamanlarda karşılıksız olarak ilerletmekte ve kendilerinin de sevinçli ve kederli günlerinde komşularının yanı başlarında olmasını beklemektedir. Enformel görüşmelerden elde edilen bilgilerden bazıları aşağıdadır: “Komşularla iyi geçinmek, onları rahatsız etmemek lazımdır. Düğün, taziye gibi zamanlarda komşuların yanında olmak gerekiyor. 30-40 sene önceki komşuluklar daha çok değişti. Önceden yardımlaşmalar daha çoktu. Hiç memnun olmadığım komşu yoktur. Devlet memuru olduğumdan apartmanda komşularla fazla görüşemiyoruz”. “Komşuluk, özel gün ve zaman aralıklarında farklılıklar göstermektedir” biçiminde formüle edilen denencenin ispat edildiği ifade edilebilir. Hipotez 20: Komşuluk ilişkileri; akrabalık derecesi ve ilişkilerine göre farklılıklar göstermektedir. Đlgili denenceyi test edebilmek için basit dağılım tablolarından yola çıkılarak birtakım değerlendirmelerde bulunulacaktır. Örneklem grubuna yöneltilen “komşularınızla aranızdaki 176 yakınlık derecesi nedir?” biçimindeki 29. soruya verilen yanıtlara göre; %13.0’lık kesim yakın akraba, %2.7 ise uzak akraba cevabını vermiştir. Anket formundaki “aşağıdakilerden hangisine birinci derecede önem veriyorsunuz?” biçiminde sorulan ve tek seçenekle yanıt verilen 54. soruya verilen yanıtlarda; %39.4 akrabalık, %38.8 komşuluk biçiminde bir dağılım ortaya çıkmıştır. Buna karşın, anket formunun 69. sorusunda “komşularınızla görüşme amacınız nedir?” biçiminde sorulan soruya verilen tek seçenekli yanıtlarda görüldüğü gibi, “akrabam olduğu için” cevabını veren kişi oranı sadece %5.5’dir. Komşuluk ilişkilerinin oluşumu, gelişimi, devamı gibi durumlarda akrabalığın önemli olduğunu vurgulayanların oranı düşüktür. Anket formunun 70. sorusu, “akrabalarınızla görüşme amacınız nedir?” biçiminde sorulmuştur. Verilen yanıtların %6.2’si “komşusu olduğu için” biçimindedir. Bunun yanında, anket formunun 71. sorusu olarak yöneltilen “komşularınızla mı yoksa akrabanızla mı daha çok görüşüyorsunuz?” sorusuna örneklem grubunun %30.0’u akraba, %485’u komşu yanıtını vermiştir. Her ikisi ile görüşenler ise %19.0 oranındadır. Buna göre, sosyal ilişki kurulurken, karşıdakinin güven vermesi durumunda, bu kişinin veya kişilerin akraba olmasına bakılmaksızın ilişki kurulmaktadır ve bu ilişki bazen akrabalığın önüne bile geçebilmektedir. Soru 75’e verilen yanıtlara göre, akrabalık ziyaretlerinin azaldığını ifade edenlerin oranı örneklem grubunun %70’ine karşılık gelmektedir. Dolayısıyla, olmayan veya gerçekleştirilmeyen akraba ziyaretlerinin yerine yeni bir sosyal ilişki kalıbı ikame edilmiştir ki, bu da komşuluk ilişkisidir. Bir çalışmada (GÖLÇÜK, 2007, 84); “komşularınızla mı akrabalarınızla mı daha sık görüşüyorsunuz?” biçiminde sorulan soruya verilen yanıtların dağılımı aşağıdaki gibidir: %38,5 akraba, %36.5 komşu, %22.2 her ikisiyle, %2.8 hiçbirisiyle. Başka bir çalışmada ise (YILMAZÖZ, 2010, 115) şöyle bir dağılım ortaya çıkmıştır: Đş ve okul arkadaşları % 37.5, komşu %32.0, akraba % 26.3. Denencemizle ilgili bir başka soru da 93. soru olarak yöneltilmiştir. Soru, “komşuların akraba ya da hemşeri olmasının sizce ne anlamı var?” biçimindedir. Đlgili tablo aşağıdadır. Tablo 135: Komşuların akraba ya da hemşeri olmasının sizce ne anlamı var? Komşuların Akraba Ya Da Hemşeri Olmasının Önemi Maddi yardımlaşma sağlar Manevi destek sağlar Hiçbir yararı yok Diğer TOPLAM Sayı 43 522 185 52 802 Yüzde 5,4 65,1 23,1 6,5 100,0 177 Örneklem grubunun 2/3’sine yakını manevi bir destekten bahsetmiştir. %5.4’lük bir oran maddi destekten bahsetmiştir. Hiçbir yararı olmadığına inananlar ise %23.1 oranına sahiptir. Erdoğmuş’un (1977, 52-53), Ankara’da yaptığı alan çalışmasına göre, hane halkı başkanları, en sık görüşülen ve ihtiyaç halinde yardım edilen kimselerin öncelikle akraba olduğu, ardından hemşeri, iş arkadaşı ve komşuların geldiği görülmüştür. ERDER’in çalışmasında ise (2001, 242), hane halkı başkanlarının ev haricinde görüştükleri kişilerin başında arkadaş gelirken, ikinci sırada komşu ve daha sonra da akraba-hemşeri gelmektedir. Ayata’nın (1996, 69) çalışmasında, orta yaş gruplarında akrabalara bağlılığın azaldığı, komşuluk ve iş arkadaşlığının önem kazandığı, 60 yaş sonrasında ise iş arkadaşlığının yerini komşuluğun aldığı görülmektedir. Enformel görüşmeler sonucu elde edilen görüşlerden bazıları aşağıdadır: “Akrabalarla olan maddi ilişkilerinden çok zarar gördüm. Akrabalarla ilişkilerin sadece maddi olması gerekir. Akrabalarımdan ağzım yandığı için komşularla arama büyük duvarlar koydum. Hepsiyle iyi anlaşıyorum, ama paylaşımım az. Farklı ekonomik düzeydeki insanlarla komşuluk ederim, onlar bize tenezzül etmiyor genelde”. “Bir insan iyi olursa karşısındaki de iyi olur. Kötü olursa karşısındaki de kötü olur. Anne babanla kardeşinle ne kadar iyiysen komşu ile de o kadar iyi olman gerekir. Komşuluk ilişkilerinde pek bir değişme olmamıştır. Komşuluk ilişkilerini geliştirmek için tatlı konuşmak, selamlaşmak, birbirine yardımcı olmak, iyi günde kötü günde yanında olmak gerekir. Kültürel değişme, komşuluk ilişkisini etkiler. Cahil ile tahsilli birinin anlaşması zordur. Kuşak çatışması komşuluğu etkilemez”. “Maddi durumum çok iyi değil. Bu durum komşuluk ilişkilerini etkiliyor. Kendimi onlara denk görmüyorum. Kendimin, “yardım isteyecek” diye yanlış anlaşılmasından korktuğum için komşumun evine sık gitmiyorum. Ama ilişkileri iyi tutmaya çalışıyorum. Hasta görme, taziye gibi durumlarda komşu ziyaretleri yaparım. Akrabalık ilişkileri ise zayıftır. Komşulara daha çok güveniyorum”. “Akrabalarından uzak yaşıyorum, eşimin akrabalarına yakın oturuyorum ama onlara güvenmiyorum. Bu yüzden komşulara daha yakınım, onlarla daha çok görüşüyorum”. 178 “Buranın komşuluk ilişkileri diğer illere (Ankara, Đstanbul) göre çok iyi. Akrabalık ilişkileri bazen komşuluktan daha zayıf kalabiliyor”. “Akrabalarım uzak olduğu için daha çok komşulara görüşüyorum. Sadece komşulukta değil, akrabalıkta da güven azaldı”. “Komşuluk ilişkileri; akrabalık derecesi ve ilişkilerine göre farklılıklar göstermektedir” biçiminde oluşturulan denencemiz kısmen ispatlanmıştır. Hipotez 21: Ulaşım vasıtalarının (özel araba, otobüs, minibüs, metro vb.) varlık derecesi, mekana bağlı olmayan komşuluk ilişkisi bulunan (eski komşu vs.) insanların ilişkisini devam ettirmesinde etkilidir. 21. denenceyle ilgili olarak örneklem grubunun sadece şehir merkezi ve ilçe merkezinde yer alanlara yöneltilen “daha önceden komşu olduğunuz, ancak çeşitli nedenlerden dolayı (taşınma, yeni ev alma vs.) fiziki olarak ayrıldığınız eski komşularınızla irtibatınız hangi düzeydedir?” (soru 104) biçiminde soru yöneltilmiştir. Tablo 136: Daha önceden komşu olduğunuz, ancak çeşitli nedenlerden dolayı (taşınma, yeni ev alma vs.) fiziki olarak ayrıldığınız eski komşularınızla irtibatınız hangi düzeydedir? Fiziki Mekânın Uzaklığının Komşuluğa Etkisi Đlişki eskisi gibi devam etmektedir Fiziki uzaklıktan dolayı azaldı Sadece belli günlerde (bayram, düğün, düğün, nişan vs.) görüşmekteyiz Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 162 202 138 42 27 571 Yüzde 28,4 35,4 24,2 7,4 4,7 100,0 Örneklem grubunun 1/3’ünden daha fazlası (%35.4), “fiziki uzaklıktan dolayı azaldı” biçiminde yanıt vermiştir. Sadece, %28.4’lük bir oran, ilişkilerin eskisi gibi devam ettiğini dile getirmiştir. Sadece belli günlerde (bayram, düğün, düğün, nişan vs.) görüştüğünü dile getirinler de göz önüne alındığında, toplamda, %52.6’lık bir oran, fiziki uzaklık engeline rağmen geçmişti komşuluk ettiği komşularıyla görüşmeye devam etmektedir. Özel araba, otobüs, minibüs, metro gibi araçların yaygınlaşması, eski komşuluğun devam ettirilmesinde önemli bir yer tutarken, uzakta kalan komşularla sık sık görüşülmesi insanlara “pratik” de gelmeyebilir. Bunun yerine yakınında olan insanlarla sosyal ilişki kurarak, yeni komşuluk biçimleri geliştirilebilir. Buna göre, “ulaşım vasıtalarının (özel araba, otobüs, minibüs, metro vb.) varlık derecesi, mekana bağlı olmayan komşuluk ilişkisi bulunan 179 (eski komşu vs.) insanların ilişkisini devam ettirmesinde etkilidir” biçiminde oluşturulan denencemiz kısmen doğrulanmış olmaktadır. Yapılan bir araştırmada (KOYUNCU, 2005, 93), daha önce oturulan semtte ya da mahalledeki komşularla görüşülüp görüşülmediği sorulmuştur. Buna göre; görüşenler %23.0, görüşmeyenler ise %23.5 olarak gerçekleşmiştir. En çok, ayda bir (%8.3) ve bayramdan bayrama (%6.3) seçenekleri işaretlenmiştir. Hipotez 22: Özel ulaşım araçları ve iş ve okul servislerinin yaygın olarak kullanımı, komşuluk ilişkilerini etkilemiştir. Oluşturulan bu hipotezin hareket noktası; insanların özel araç sahibi olmaları ve çocuklarını okul servislerine kaydettirmelerinin, sosyal ilişkilerde bireyselleşmeyi doğuracağı varsayımıdır. Bunun için anket formunun 123. sorusu “sizce, özel ulaşım araçları (otomobil) ve okul servislerinin yaygınlaşması, komşuluk ilişkilerini etkiler mi?” biçiminde formüle edilmiş ve örneklem grubunun sadece şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere yöneltilmiştir. Tablo 137: Sizce, özel ulaşım araçları (otomobil) ve okul servislerinin yaygınlaşması, komşuluk ilişkilerini etkiler mi? Özel Ulaşım Araçları ve Okul Servislerinin Komşuluk Đlişkilerini Etkileme Durumu Evet, çok etkiler Evet, kısmen etkiler Hayır, etkilemez Cevapsız TOPLAM Sayı Yüzde 46 101 395 29 571 8,1 17,7 69,2 5,1 100,0 Özel ulaşım araçlarına sahip olma ve okul servislerinin, çocukların / öğrencilerin okula gitmeleri / gelmelerinde yaygın hale gelmesinin komşuluk ilişkilerini etkileyebileceği görüşünde olanların toplam oranı %25.8 olmaktadır. %69.2’lik oran içinse özel araçların yaygınlaşması durumu ve okul servislerinin yaygınlaşması durumu komşuluk ilişkilerini etkilemez. Enformel görüşmelerden elde edilen bazı açıklamalar aşağıdaki gibidir: “Eskiden çocuklar okula beraber giderlerdi. Bunun bile komşuluğa etkisi vardı. Şimdi yok artık”. 180 Yukarıda belirtilen bilgilere göre, “özel ulaşım araçları ve iş ve okul servislerinin yaygın olarak kullanımı, komşuluk ilişkilerini etkilemiştir” biçiminde geliştirilen denencenin kısmen doğrulandığı söylenebilir. Hipotez 23: Sosyo-kültürel değişim sürecinde kadın ve erkeklerin komşularıyla görüşme sıklığında değişimler meydana gelmiştir. Đlgili denencenin test edilebilmesi için soru 2 ile soru 32 arasında çapraz tablo oluşturulmuştur. Đlgili tablo anlamlıdır. Ayda bir görüşen erkeklerin oranı %12.7 iken, kadınların oranı %4.7 olmuştur. Birkaç günde bir görüşen erkeklerin oranı %43.9’a karşılık gelirken, bu oran kadınlar için de aynıdır. Hergün görüşme oranı kadınlarda %46.4 olurken, erkeklerde bu oran %36.8 olarak gerçekleşmiştir. Hiç görüşmeme durumu, erkeklerde %6.6 olurken, kadınlarda ise %5.0 olarak gerçekleşmiştir. Yapılan enformel görüşmelerde, eskiye oranla görüşme sıklığında azalma olduğu dile getirilmiştir. Bu durumdan en çok yakınınlar ise, şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde yaşayanlardır. Şehir yaşamının, insanlar arasındaki ilişkileri etkilediği görüşü yaygınken, bu noktada üzerinde en çok durulan konu, kitle iletişim araçlarının (televizyon, internet vb.), insanların diğer insanlarla ilişki kurmasına engel olmasıdır. Kırsal kesimdeki insanlar da benzer görüşleri paylaşmaktadırlar. “Sosyo-kültürel değişim sürecinde kadın ve erkeklerin komşularıyla görüşme sıklığında değişimler meydana gelmiştir” biçiminde oluşturulan denencemiz büyük oranda ispat edilmiştir. Özellikle yapılan enformel görüşmeler, bu hipotezin ispatında önemli bir rol oynamıştır. Hipotez 24: Sosyo-kültürel değişim sürecinde kadın ve erkeklerin komşularıyla görüşme nedenlerinde değişimler olmuştur. Đlgili denencenin test edilebilmesi amacıyla soru 2 ile soru 65 ve soru 69 arasında çapraz ilişki kurulmuştur. Soru 2 ile soru 65 arasında, oransal dağılım açısından bir anlamlılık bulunmaktadır. Kadınların %57.6’sı, komşuluğun eskiden olduğu gibi devam ettiğini belirtirken, bu oran erkeklerde %61.2 olarak gerçekleşmiştir. “Eskiden her an iç içe idik, şu an istesek de irtibat kuramıyoruz” seçeneğiyle yanıt verenlerden kadınların oranı %23.4 olarak gerçekleşirken, bu oran erkeklerde %19.8’dir. 181 Soru 2 ile soru 69 arasında kurulan çapraz ilişkide, kadınların ilişki kurma, anlaşma ve komşuluğu devam ettirme noktasında erkeklerden daha iyi durumda oldukları ortaya çıkmıştır. Çok iyi anlaştığı için komşularla görüştüğünü belirten kadınların oranı %46.6 iken, bu oran erkeklerde %35.8 olarak gerçekleşmiştir. Biraz yaşlı olan örneklem grubu, eskiden her sıkıntıda komşular birlik içinde hareket ettiklerini, görüşmek için zaman ve mekanın çok da önemli olmadığını ve birçok ilişkinin spontane olarak gerçekleştiğini ifade etmişlerdir. Komşuluk kurumunun aslında bir eğitim kurumu gibi işlev gördüğünü, çocuk ve gençlerin bu kurum içinde görerek öğrendiklerini ve bunu bir sonraki kuşağa aktardıklarını ifade etmişlerdir. Toplumun genel geçer normatif sistemine ait unsurların bu ilişkilerde öğrenildiği dile getirilmiştir. Bahsedilen bu kuralların, okulda verilmediği ve en iyi verilecek yerin, evdeki yaşlı kuşak, komşular ve çevredeki insanlar olduğu ifade edilmiştir. Enformel görüşmeden elde edilen bazı açıklamalar aşağıdaki gibidir: “Komşulukta yaş önemli değil. Komşuların iyi olması, karşılıklıdır. Ben kimsenin sırrını kimseye vermem. Komşular küçükken biz bir yanlış yapsak uyarırlardı”. “Komşularım yaşıtım değil. Hepsi benden büyüktür. Bazen anlaşamadığımı düşünüyorum. Çevrenin güvenli olması komşuluğu etkiliyor. Onlarla yürüyüşe falan çıkıyoruz”. “Yaşıtımız olmayan komşulara pek gitmem. Gidersem de annemle giderim”. Yukarıdaki bilgilerden yola çıkarak, “sosyo-kültürel değişim sürecinde kadın ve erkeklerin komşularıyla görüşme nedenlerinde değişimler olmuştur” biçimindeki denencemizin ispat edildiği ifade edilebilir. Hipotez 25: Sosyo-kültürel değişim sürecinde kadın ve erkeklerin komşularıyla zaman geçirme sürelerinde değişimler ortaya çıkmıştır. Đlgili hipotezin test edilebilmesi amacıyla, 2. soru ile 66. soru arasında ilişki aranmıştır. Orta düzeyde anlamlı olan bir tablo elde edilmiştir. 182 Komşularla geçirilen süre olarak, geçmişle günümüz arasında belirgin bir değişimin yaşanmadığını ifade eden erkeklerin oranı %47.2 iken, kadınların oranı %44.4’tür. Komşularla geçirilen sürenin arttığını ifade eden kadınların oranı %13.2 iken erkeklerde bu oran %11.2’dir. Komşularla geçirilen sürenin azaldığını belirtenlerde ise kadınların oranı %39.4 olarak gerçekleşirken, bu oran erkeklerde %37.6’dır. Yukarıda da belirtildiği gibi, özellikle yaşlı kesim, geçmişle oranla günümüzde komşularla görüşme süresi yanında, nedenleri ve sıklığında bir değişim yaşandığını ve bu değişimin negatif yönde / azalma yönünde olduğunu dile getirmişlerdir. Bu ifadelerden yola çıkarak, “sosyo-kültürel değişim sürecinde kadın ve erkeklerin komşularıyla zaman geçirme sürelerinde değişimler ortaya çıkmıştır” biçimindeki denencenin ispat edilmiş olduğu söylenebilir. Hipotez 26: Sosyo-kültürel değişim sürecinde komşuya karşı hak ve sorumluluklarda değişimler ortaya çıkmıştır. Yukarıdaki denenceyi test edebilmek için, örneklem grubuna, “sizce, komşuların birbirinin sevincini ve kederini paylaşma konusunda eski ile şimdi arasında bir değişme oldu mu?” biçiminde soru yöneltilmiştir. Đlgili görüşlerin dağılımını gösteren tablo aşağıda görülmektedir. Tablo 138: Sizce komşuların birbirinin sevincini ve kederini paylaşma konusunda eski ile şimdi arasında bir değişme oldu mu? Komşuların Sevinç ve Kederini Paylaşma Durumu Sorumluluk duygusu gelişti Sorumluluk duygusunda bir değişme olmadı Sorumluluk duygusu azaldı Diğer TOPLAM Sayı 148 261 350 43 802 Yüzde 18,5 32,5 43,6 5,4 100,0 Örneklem grubunun %43.6’sı sorumluluk duygusunda bir azalmadan söz etmektedirler. Enformel görüşme gerçekleştirilen birçok kimse de benzer cevaplar vermiştir. Geçmişte, komşunun korunup kollandığını, öncelikle yakın, sonra uzak komşunun gözetlenip ilişki kurulduğunu belirtenler, “apartman hayatı”nın birçok şeyde olduğu gibi komşulukla ilgili değerleri silip götürdüğünü dile getirmişlerdir. Aynı binada oturmasına rağmen bir birini tanımama durumunun insanlar tarafından kanıksanmasının normal olarak algılanmasına şaşırılmaktadır. “Komşu komşunun külüne muhtaçtır” biçiminde ifadesini bulan değer 183 sisteminin önemsenmeme durumunun, insanları yalnızlaştırdığını ve insanı duygusuzlaştırdığını dile getirmişlerdir. Enformel görüşmeler sonucunda yapılan açıklamalardan bazıları aşağıda gösterilmiştir: “Komşu anne babadan daha önemlidir. Ben iyi olunca için komşular da iyi olur”. “Günümüzde komşuluk daha iyidir. Çünkü günümüzde birbirine yakın görüşlerimiz olan komşuluklar daha çoktur” “Sosyo-kültürel değişim sürecinde komşuya karşı hak ve sorumluluklarda değişimler ortaya çıkmıştır” biçiminde formüle edilen denence ispat edilmiştir. Sorumluluklardaki azalmanın yüksek düzeyde olduğu hem anket formu üzerinde hem de enformel görüşme dile getirilmiştir. Hipotez 27: Sosyo-kültürel değişim sürecinde komşulardan beklentiler değişmiştir. Bu denenceyi test edebilmek amacıyla, soru 69 ve sonu 91’in basit dağılım tabloları ele alınmıştır. 69. Soruyla (“komşularınızla görüşme amacınız nedir?”) komşularla görüşmeden amaçlanan şeyin ne olduğuna ilişkin görüşlerin öğrenilmesi amaçlanmıştır. Đlgili dağılıma göre; “tabii bir davranış olduğu / olması gerektiği için” görüşenlerin oranı %43.0 olmuştur. “Çok iyi anlaştığı için” görüşenler %41.4, “akraba olduğu için” görüşenler %5.5 oranına sahiptir. “Đşi düşebilir düşüncesiyle” görüşenler ise %2.1 oranına karşılık gelmektedir. Diğer seçeneğini işaretleyenler %6.4, cevap vermeyenler ise %1.6 oranındadır. Komşulardan beklentilerin neler olduğuna ilişkin olarak, anket formundaki 91. soruya göz atmak gerekmektedir. Đlgili soru aşağıdaki şekilde sorulmuştur: “Sizce iyi komşuluğun en önemli özelliği nedir?”. Đlgili görüşlerin dağılımı aşağıdadır. Soruya, birden fazla seçenekle yanıt verilmiştir. Tablo 139: Sizce iyi komşuluğun en önemli özelliği nedir? Sayı Komşuluğun En Önemli Yanı Maddi yardımlaşma 25+11=36 Manevi yardımlaşma 272+47=319 Mesafeli ilişki 22+13=35 Güvenilir olma 267+44=311 Dedikodu / gösteriş yapmama 34+18=52 Ortak yaşam kurallarına uyma 79+20=99 Diğer 31 NOT: Birden fazla seçenekle yanıt verilmiştir. Yüzde 4,5 39,8 4,3 38,8 6,5 12,3 3,9 184 Komşuluğun en önemli özelliğinin işlendiği dağılımda, “manevi yardımlaşma” seçeneği %39.8 puanla birinci sırada çıkmıştır. “Güvenilirlik” ise %38.8 oranı ile ikinci sırada gelmektedir. Diğer seçenekler ve oranları da aşağıdaki gibidir: “Ortak yaşam kurallarına uyma” %12.3, “Dedikodu / gösteriş yapmama %6.5”, “Maddi yardımlaşma” %4.5, “Mesafeli ilişki” %4.3, “diğer” %3.9. Yapılan bir çalışmada (YILMAZÖZ, 2010, 147), komşulardan beklentiler aşağıdaki şekilde gerçekleşmiştir: %35.5 samimi arkadaşlık, dostluk, %27.5 saygılı, mesafeli ilişkiler, %26.3 karşılıklı yardımlaşma, %8.3 çevre temizliğine önem ve sessizlik, %1.8 diğer, %0.8 yanıt vermeyen. Enformel görüşme yapılan kişiler, daha çok komşuluğun manevi yardımlaşma boyutu üzerinde dururken, güven unsuruna da çokça değinmişlerdir. Đlgili unsurların çoğu zaman ön planda tutulması, komşuluğun ayrılmaz parçasının güvenilirlik ve yardımlaşma olduğu görüşünü ispat etmektedir. “Sosyo-kültürel değişim sürecinde komşulardan beklentiler değişmiştir” biçimindeki denencemiz ispat edilmiştir. Hipotez 28: Sosyo-kültürel değişim sürecinde komşularla “yeni tanışma biçimleri” ortaya çıkmıştır. Đlgili hipotezle ilgili olarak soru 30 ve soru 115 ile ilgili olarak oluşturulan tablolar ele alınmıştır. Soru 30; “komşularınızla nasıl tanıştınız?” biçimindedir. Örneklem grubunun %62.7’si, ““hoş geldin” ziyaretinde” biçimindeki seçeneğe yanıt vermişlerdir. %9.0’lık kesim, tesadüfen tanıştıklarını, %4.5’lik kesim ise “ihtiyaçtan (tuz, şeker vb. isteme) dolayı” tanıştıklarını dile getirmişlerdir. Arkadaş aracılığı ile tanışanlar %3.4, evin hanımı yoluyla tanışanlar %2.0, “olağanüstü bir durum (hastalık vs.) vesilesiyle” tanışanlar %1.6, evin beyi yoluyla tanışanlar %1.1, çocuklar vasıtasıyla tanışanlar ise %0.9 oranına sahiptir. Yukarıdaki denenceyle ilgili olduğunu düşündüğümüz sorulardan biri de, anket formundaki 115. sorudur. Đlgili soru; “komşularınızla birlikte yaptığınız faaliyetler nelerdir?” biçiminde sorulmuştur. Soruya ait seçeneklerdeki faaliyet biçimleri, yeni tanışmalara yol açacağından dolayı, ilgili soru, bu denence çerçevesinde ele alınıp incelenmiştir. Soruya birden fazla seçenekle yanıt verilmiştir. 185 Alışılmış yanıtlardan olan, “sohbet amacıyla otururuz” biçimindeki seçeneğe verilen yanıt %59.0 oranındadır. Çay partisi / gün düzenleme oranı %23.1 iken, spor yapanlar %4.4, kır gezisi / piknik yapanlar %4.4 oranına karşılık gelmektedir. Sayılan faaliyetlerden tümünü yapanlar %3.7 iken, sinema / tiyatroya gitme oranı %1.2, dernek / kurs faaliyetine katılma oranı ise %1.2’dir. Gölçük’ün çalışmasında (2007, 78), tanışma biçimlerine ilişkin olarak şöyle bir dağılım ortaya çıkmıştır: %54.1 hoş geldin ziyareti, %23.9 tesadüfen, %12.2 ihtiyaçtan (tuz, şeker vs.), %5.8 arkadaş aracılığıyla, %4.1 diğer. Başka bir çalışmada (KOYUNCU, 2005, 85), komşuların kendi aralarında piknik yapıp yapmadıkları sorulmuş ve %24.8’lik oran “evet” yanıtını verirken, %60.7’lik kesim “hayır” yanıtını vermiştir. Buna göre, komşuluğun, bir yerde, ikamet edilen mekândan bağımsız olmadığı, kişi ikamet mekânından ayrıldıktan sonra başka sosyal ilişki kalıplarının içine girdiği ifade edilebilir. Çakır’ın çalışmasında (2005, 204), erkeklerin kendi aralarında yaptıkları faaliyetler; sohbet / alışveriş %19.0, spor %13.1, piknik %11.9, dernek / kurs faaliyetleri %9.7, ayak üstü sohbet %4.8, sinema / tiyatro %1.7, hepsi %18.8, hiçbiri %21.1 biçiminde gerçekleşmiştir. Kadınların komşularıyla yaptıkları faaliyetler ise şu şekildedir: Çay partiler / özel günler / alış veriş %38.2, sohbet %7.5, piknik %7.1, dernek / kurs faaliyetleri %5.5, spor %3.8, sinema / tiyatro %0.9, hepsi %15.5, hiçbiri 19.6. Enformel görüşme sonucu elde edilen bazı açıklamalar aşağıdaki gibidir: “Apartmanda yeni gelen kişiye gitme geleneği var. Tanışma böyle oldu. Komşuluk ilişkilerinin bozulması, kötü komşu ile karşılaşanların diğer komşularla da araya mesafe koymaya başlamasına bağlıdır. Tatile çıkma alışkanlığı komşuluğu etkilemektedir. Fakir insanlar geçim derdine düştükleri için başkasına zaman ayıramıyorlar”. “Sosyalleşmeyi yanlış anlıyoruz. Sosyalleşmen anlaşılan örften, adetten uzaklaşmak değildir”. “Komşuların “hoş geldin”e gelmemelerine üzüldüm. Bayramda aldığım şeker evde kaldı. Yabancı olduğu için kimseye gidemiyorum. Çünkü onlar gelmiyorlar. Komşumun dilini (Zazaca) öğrenmek istiyorum. Ne konuşulduğunu ve müzik olarak neyin dinlenildiğini anlamak istiyorum”. 186 Dernek / kurs faaliyetine katılma, sinema / tiyatroya gitme, çay partisi / gün düzenleme, spor yapma gibi faaliyetlerin, geleneksel komşuluk tanışma biçimlerinin dışında ele alınabilir. Bu değerlendirmelerden yola çıkarak, “sosyo-kültürel değişim sürecinde komşularla “yeni tanışma biçimleri” ortaya çıkmıştır” biçimindeki denencenin kısmen doğrulanmış olduğu ifade edilebilir. Hipotez 29: Sosyo-kültürel değişim sürecinde komşulara yönelik şikâyet alanlarında farklı durumlar, olaylar ortaya çıkmıştır. Đlgili denencenin ispatı edilmesi için, anket formunun 68. sorusu ele alınmıştır. Đlgili soru; “komşularınızın daha çok hangi durumundan şikâyetçisiniz?” biçimindedir. Ayrıca, enformel görüşmelerden elde edilen bilgiler de yeri geldiğince kullanılmıştır. Đlgili soruya verilen yanıtların dağılımı aşağıdaki gibidir. Tablo 140: Komşularınızın daha çok hangi durumundan şikâyetçisiniz? Komşulardan Şikâyet Durumu Halı silkeleme Gürültü yapma Çocukların kavgası Dedikodu Diğer Şikâyet yok TOPLAM Sayı 83 120 51 237 277 34 802 Yüzde 10,3 15,0 6,4 29,6 34,5 4,2 100,0 Örneklem grubunun 1/3’ünden daha fazlası (%34.5), ilgili soruya diğer seçeneği ile yanıt vermeyi tercih etmiştir. Dedikodu seçeneğine yanıt verenlerin oranı %29.6’ya karşılık gelmektedir. Gürültü yapılmasını şikayet konusu olarak görenlerin oranı %15.0’dır. Halı silkelemeyi şikayet konusu olarak belirtenlerin oranı %10.3’tür. Çocukların kavgasından dolayı şikayetçi olanlar %6.4’e karşılık gelmektedir. Şikâyeti olmadığını belirtenlerin oranı ise %4.2’dir. Enformel görüşme bilgilerine göre; özellikle çok katlı binalarda halı silkeleme ve gürültü yapma en çok şikâyet edilen konulardır. Özellikle çok çocuklu ailelerden, alt katta oturan kişiler şikâyet etmektedirler. Yine halı, sofra bezi silkeleme gibi şikâyetler, temizlik konusunda hassas olan insanlardan olmaktadır. Yine bazı komşuların vurdumduymazlığından bahsedilmektedir. Apartman yönetimi tarafından belirlenen gün ve saatler dışında halı, kilim, sofra bezi silkeleme davranışı da çokça şikâyet edilen hususlardandır. 187 Enformel görüşme esnasında bize aktarılan yaşanmış bir olay aşağıdaki gibidir: Ilık bir bahar günü, sabah kahvaltısını yapmakta olan bir ailenin üzerine üst kattaki komşu halı silkeler. Altta kahvaltı yapan komşuları ise, balkondan yukarıda bakarak, aşağıda kahvaltı yaptıklarını ve bu konuda biraz daha dikkatli olmalarını üst kattaki komşusuna ifade eder. Üst kattaki komşunun verdiği yanıt çok ilginçtir: “E valla komşu halılar temizdir”. Alt komşunun, “temizse niye silkeliyorsun?” biçimindeki sorusuna verilen yanıt; “e alışkanlık işte ne yapayım” olmuştur. Bazı apartman sakinleri, halı, kilim, örtü, sofra bezi silkeleme durumunun çoğunlukla bir alışkanlığın gereği olarak yapıldığını ve 2 günde bir, hatta hergün halı, kilim silkeleyenlerin olduğu ifade edilmiştir. Bunun yanında, yönetimce belirlenen yerin (salon balkonu veya mutfak balkonu gibi) aksine halı, kilim silkelenmesi durumu da şikâyet konusudur. Çok katlı binalarda oturanların şikâyetlerinden en önemlilerinden biri de, özellikle üst katta ikamet edenlerin yaptıkları gürültülerdir. Gece saatinde gürültü yapma, yüksek sesle müzik dinleme, hafta sonları erken saatte temizlik yapma gibi durumlar, şikâyet konusu olarak dile getirilmiştir. “13 yıldır burada oturuyorum. Ama evimin oda sayısı az olduğu için başka bir yere taşınmak istiyorum. Eşim gitmek istemiyor. Apartmanın en üst katında oturuyorum, kesinlikle halı vs. silkeleyip kimseyi rahatsız etmiyorum”. Yukarıda belirtilenlerden yola çıkarak, “sosyo-kültürel değişim sürecinde komşulara yönelik şikâyet alanlarında farklı durumlar, olaylar ortaya çıkmıştır” biçiminde formüle edilen hipotezin doğrulandığı ifade edilebilir. Hipotez 30: Sosyo-kültürel değişim sürecinde, insanların “iyi komşu” kriterlerinde değişimler ortaya çıkmıştır. Đlgili denencenin ele alınabilmesi için, anket formunun 96. sorusunun ele alınması gerekmektedir. Đlgili soru, “size göre “iyi komşu” kimdir?” biçimindedir. Đlgili soru açık uçludur. Sorunun tasnif edilmesinin zorluğu bulunmaktadır, çünkü birden fazla tanımlama yapıldığı gibi, verilen yanıtlar da çok uzundur. 188 Soruya ait olmak üzere verilen yanıtların, çok olandan az olana doğru aşağıdaki gibi sıralanması mümkündür: “Güvenilir / emniyetli / emin olunan”, “yardım sever”, “iyi ve kötü gününde yanında olan”, “dedikoducu olmayan / gıybet etmeyen”, “bir birini soran / zorda kalanı soran”, “manevi destek veren”, “inançlı olan / Allah’tan korkan”, “insanlarla ilgili olan / duyarlı olan”, “ahlak sahibi”, “namuslu”, “dert dinleyen”, “insan olan”, “samimi olan”, “çıkarcı olmayan”, “dürüst olan”, “çok konuşmayan”, “seviyeli olan / seviyeyi koruyan”, “alçakgönüllü olan”, “insanlara eziyet vermeyen”, “haksever”, “hastalıkta yanında olan”, “karşıdakinin ihtiyacını karşılayan”, “çevresine zarar vermeyen”, “gürültü yapmayan”, “çocuklarına sahip çıkan”, “hemşeri olan / toprak olan”, “bana iyi olan herkes”, “tebessüm eden”, “güler yüzlü”, “hoşgörülü”, “karşılıksız seven”, “yararlı olan”, “sır saklayan”, “kalbi temiz”, “iletişim kuran”, “akıllı kimse”, “örf ve adetlere uyan”, “akraba”, “her şeyin olan”, “Türkan, Mihriban ve Sabret Ablalar”, “3. kattaki komşumuz”. Sosyal ve kültürel değişim sürecinde, komşulardan beklentilerde değişim yaşanabilir. Bu değişim, yerleşim yerine göre de farklılaşabilir. “Duyarlı olan” ve “iletişim kuran” komşuların istenmesi; yalnızlaşan, bireyselleşen ve kitle iletişim araçlarının etkisinde olan bir toplumsal yapının göstergesi gibi ele alınabilir. Bunun yanında; “gürültü yapmayan” ve “çocuklarına sahip çıkan” biçimindeki bir istek, çok katlı yapılaşma sonucunda orta çıkan bir istek gibi gözükmektedir. Bunun yanında, verilen yanıtların %20’den daha fazlasının “güven”, “emniyet”, “emin olma” gibi kavramlar üzerinde durmaları, komşuluktaki en temel kriterin çok da değişmediğini göstermektedir. Yine önemli bir kriter olan “iyi ve kötü günde yanında olan”, “manevi destek veren”, “yardımsever” biçimindeki yanıtların da örneklem grubunun 1/4'ünden daha fazla olması (%26.6), komşuluğun en temel unsuru olan, birlik beraberlik olma durumunun önemsendiğini düşündürmektedir. Örneklem grubunun yarısına yakınının; güven ve yardımlaşma üzerinde önemle durması, komşuluk beklentilerinin belli oranda sabit kaldığını, ancak bir kısmının değişiğini göstermektedir. Yardımseverlik, komşuluğun önemli bir pratiği gibi ele alınabilir. Đyi komşuluk için güvenilir olma sıfatından sonra gelen önemli bir sıfat ise yardımsever olmadır. Aydoğan’ın (1997, 551) köyden kente göç edenlerin akrabalık ve komşuluk ilişkisi üzerine yaptığı çalışmada, örneklem grubunun 2/5’si komşusuna borç para verdiğini ifade ederken, ev eşyası alış verişinde bulunanların oranı ise %23.7’dir. Borç alış verme akrabalarda %27.0, ev eşyası 189 alıp verme ise %8.5’tir. Bu alış verişte her ne kadar fiziksel yakınlık önemli bir unsur gibi gözükse de, komşuluk, yerine göre, akrabalığın da hemşeriliğin de önüne geçebilmektedir. Yapılan bir çalışmada (ÇAKIR, 2005, 159) “iyi komşu”nun özelliğinin ne olduğu sorulmuş ve örneklem grubunun %70.2’si “güvenilir olması” biçiminde yanıt vermişlerdir. Dört farklı yerleşim yerinde de birinci sırada çıkan özellik “güvenilir olma”dır. Manevi yardımlaşma cevabını verenlerin oranı %43.7’dir. Dedikodu ve gösteriş yapmamayı, “iyi komşu”luğun bir gereği olarak görenlerin oranı ise %27.8’dir. Bunları; ortak yaşam kurallarına uyma, mesafeli ilişki kurma, maddi yardım yapma seçenekleri izlemektedir. Yukarıda ifade edilenlere göre, “sosyo-kültürel değişim sürecinde, insanların “iyi komşu” kriterlerinde değişimler ortaya çıkmıştır” biçimindeki denencemizin kısmen ispat edilmiş olduğu ifade edilebilir. Hipotez 31: Sosyo-kültürel değişim sürecinde, insanların “kötü komşu” kriterlerinde değişimler meydana gelmiştir. Đlgili denencenin test edilebilmesi için, anket formunun 97. sorusunun ele alınması gerekmektedir. Đlgili soru, “size göre “kötü komşu” kimdir?” biçimindedir. Bu sorunun da tasnif edilmesi biraz zordur. Çünkü verilen cevaplarda birden fazla sıfat sıralanmış ve yine uzun uzun cevaplar verilmiştir. “Kötü komşu”yu tanımlama biçimlerinin aşağıdaki gibi sıralanması mümkündür: “Dedikoducu”, “güven vermeyen / emin olunmayan”, “ahlaksız”, “insanlarla ilgilenmeyen”, “iyi ve kötü günde yanımda olmayan”, “inançsız”, “bencil”, “yalancı”, “duyarsız / sorumsuz”, “samimi olmayan”, “iletişim kurmayan”, “gürültü çıkaran”, “fesat çıkaran”, “ikiyüzlü”, “kavgacı”, “çıkarcı / maddiyatçı”, “hastalıkta yanında olmayan / sormayan”, “düşüncesiz”, “laftan anlamayan”, “insanları çekemeyen”, “selam vermeyen”, “faydası olmayan”, “malını esirgeyen”, “çocuklara kötü örnek olan”, “hak yiyen”, “zarar veren kişi”, “iftiracı”, “asık suratlı”, “kıskanç”, “haset eden”, “anlayışsız”, “içkici”, “kendini yüksekte gören / beğenmiş”, “örf adetlere uymayan”, “saygısız”, “ayırım yapan”, “suratsız”, “yobaz”, “akılsız”, “tanımadığım insanlar”, “kimseyi eleştirmem”, “Kader Hanım’dır, çünkü hergün annemle kavga ediyor”. 190 Dedikodu yapma, birinci derecede “kötü komşu” sıfatı olarak tanımlanırken, yapılan bir çalışmada (YILMAZÖZ, 2010, 133), komşuluk ilişkilerinde bulunanların dedikodu yapma sıklıkları ile ilgili dağılım şöyledir: Bazen yaparız %28.5, genellikle yaparız %19.3, çok nadir yaparız %18.8, neredeyse hiç yapmayız %17.8, arada bir yaparız %14.3, cevapsız %1.5. Dile getirilen görüşlerden bazıları aşağıdaki gibidir: “Komşularda dedikodu yapan var. Evde erkek olmayınca ailece bu eve gidemiyorum”. Yukarıda belirtilenleri tamamlar nitelikte olmak üzere; güven eksikliğini / emin olmamayı kötü komşuluk olarak görme anlayışı insanlarda hâkimdir. Đnsanlarla ilgilenmeyen, iyi ve kötü günde yanında olmayan ve ahlaksız gibi nitelendirmelerin de üzerinde önemle durulması, komşuluk ilişkilerindeki temel kriterlerin devam ettiğini göstermektedir. Küçük çaplı da olma, “kötü komşu” nitelendirmesinde değişim yaşanmıştır. Buna göre; “sosyokültürel değişim sürecinde, insanların “kötü komşu” kriterlerinde değişimler meydana gelmiştir” biçimindeki denencemizin kısmen doğrulanmış olduğu ileri sürülebilir. Hipotez 32: Komşularını “iyi” veya “kötü” biçiminde nitelendirmede; mekânların tipi ve yeri, akrabalık, insanların ekonomik, eğitim ve meslek durumu önemli faktörlerdir. Anket formunda yer alan 96. ve 97 sorulara verilen yanıtlardan yola çıkmak suretiyle, bu denenceyi ele alabiliriz. Denence; mekân tipi, mekân yeri, akrabalık, ekonomi, eğitim ve meslek gibi değişkenler için ayrı ayrı ele alınacaktır. Öncelikle, mekân tipinin, “iyi komşu” ve “kötü komşu” algısı üzerinde duralım: “iyi komşu” tanımlaması içinde yer alan “gürültü yapmayan” ve “gürültü çıkaran” sıfatının daha çok ikamet edilen evle ilgili olarak ifade edilebileceği söylenebilir. Çok katlı binalarda çocuk sayısının fazla olması, alt katta oturan komşular için problem olabilmektedir. Böylesi bir durumun, tek katlı, müstakil, villa tipi veya dubleks evlerde meydana gelme ihtimali bulunmamaktadır. Mekân yeri de “iyi komşu” veya “kötü komşu” nitelendirmesinde etkilidir. Özellikle kent yaşamında, insanların yalnız kalması karşısında; “dert dinleyen” ve “iletişim kuran” komşular istemesi ve “iletişim kurmayan”, “insanlarla ilgilenmeyen” komşuları “kötü komşu” olarak nitelendirmesi mümkündür. Yine, küçük yerleşim yerleri ve çevre mahalle ve köylerde 191 akrabalarla iç içe olma durumu, iletişim kuramama veya dert dinleme problemini nispeten önemsiz kılabilir. Akrabalık durumu, insani ilişkilerde komşuluktan öte bir ilişki biçimi gibi ele alınabilmektedir. Fiziki olarak yakın olduktan sonra, akrabalığın komşuluk ilişkisinin önüne geçmesi mümkün olabilmektedir. Akrabaların; “hastalıkta yanında olan”, “karşıdakinin ihtiyacını karşılayan” ve “karşılıksız seven” biçimindeki istekleri karşılaması mümkün olabilir. Buna karşılık, akrabalarla yaşanan ilişkide; “hastalıkta yanında olmayan / sormayan”, “malını esirgeyen” ve “tanımadığım insanlar” biçimindeki tanımlamaların ortaya çıkmama ihtimali bulunmaktadır. Ekonomik durum / meslek durumuyla bağlantılı olarak komşuluk tanımlamalarına bakacak olursak; “yararlı olan”, “insanlarla ilgili olan / duyarlı olan” biçimindeki nitelendirmelerde, ekonomik durumun iyi düzeyde olmamasında dolayı, karşıdakilerden bir beklenti içinde bulunmanın etkisi olabilir. Yine; “faydası olmayan”, “çıkarcı / maddiyatçı”, “bencil” biçimindeki nitelendirmelerin de bu nedenle dile getirilmiş olma ihtimali bulunmaktadır. Eğitim durumuyla bağlantılı olarak; “seviyeli olan / seviyeyi koruyan”, “insanlara eziyet vermeyen”, “çevresine zarar vermeyen”, “çocuklarına sahip çıkan”, “akıllı kimse” biçimindeki “iyi komşu” tanımlamalarının yapılmış olduğu düşünülmektedir. Yine; “düşüncesiz”, “laftan anlamayan”, “çocuklara kötü örnek olan”, “kendini yüksekte gören / beğenmiş”, “akılsız” biçimindeki tanımlamaların da eğitim durumuyla ilgili olarak dile getirilmiş olduğunu ileri sürebiliriz. Yapılan bir çalışmada (YILMAZÖZ, 2010, 39-40), komşulardan şikâyet sebeplerinin; ikamet edilen bölgeye, evin tipine ve yerine göre değiştiği görülmektedir. Buna göre, gecekondudaki şikayet sebepleri; çocuk kavgası %38.5, dedikodu %24.3, akrabalık kaynaklı durumlar %9.5 biçiminde iken, apartmanda bu şikayet nedenleri değişmektedir. Bunlar sırasıyla; %41.3 apartman kurallarına uymama, %38.8 gürültü, %10.8 aidatları vaktinde ödememe biçiminde sıralanmıştır. Enformel görüşmelerden elde edilen bilgilerden bazıları aşağıdaki gibidir: 192 “Komşunun ahır kokusundan rahatsızım. Ahırından çıkan sular sokağı kirletmektedir. Aynı sokakta oturduğumuz bazı komşular selam bile vermiyor. Kötü komşu hiçbir zaman istemiyorum. Ama komşularımın çoğunun bana karşı tavırları var. Yandaki komşu hiçbir zaman benimle konuşmaz”. Yukarıda ifade edilenlerden yola çıkarak; “komşularını “iyi” veya “kötü” biçiminde nitelendirmede; mekânların tipi ve yeri, akrabalık, insanların ekonomik, eğitim ve meslek durumu önemli faktörlerdir” biçimindeki denencenin doğrulanmış olduğunu ifade edebiliriz. Hipotez 33: Apartman hayatında, bina yöneticiliği ve kapıcılığının varlığı ve uygulanma biçimi, komşuluk ilişkilerini etkilemiştir. Đlgili hipotezin doğrulanabilmesi için, anket formunun 119. sorusuna verilen yanıtların ele alınıp incelenmesinde yarar vardır. Đlgili soru; “sitenizde / binanızda yönetici var mı, varsa bu durum komşuluğu nasıl etkiler?” biçimindedir. Đlgili soru, sadece şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere yöneltilmiştir. Tablo 141: Sitenizde / binanızda yönetici var mı, varsa bu durum komşuluğu nasıl etkiler? Binada Yöneticisinin Varlık Durumu Evet Hayır TOPLAM Sayı 284 287 571 Yüzde 49,7 50,3 100,0 Đlgili soruya “evet” ve “hayır” diyenlerin oranı biri birine yakın düzeyde (%49.7, %50.3) çıkmıştır. Apartmanda / binada yönetici olması, apartman kurallarının somut hale getirilmesi ve bu kuralların (halı, kilim silkeleme günleri ve saatleri, çocukların gürültü yapmaması, bina temizliği ve çevre düzenlemesinin yapılması, ortak gider için ücret toplanması ve harcanması vs.) takip edilmesini mümkün kılabilir. Bunun yanında, komşudan herhangi bir şikâyet durumunda, bu durumun yöneticiye iletilmesi ve şikâyetçi olunan komşu ile muhatap olunmaması / yöneticinin muhatap olması gibi durumlar yaşanabilir. Bunun yanında, apartman / binada kapıcının olması da komşuluk ilişkilerini etkileyebilir. Özellikle şikâyet durumunda, yönetimi temsil etmesi düşüncesinin varlığından dolayı, bu şikâyeti kapıcıya ifade etme durumu da yaşanabilmektedir. 193 Yukarıda belirtilen durumlardan dolayı, “apartman hayatında, bina yöneticiliği ve kapıcılığının varlığı ve uygulanma biçimi, komşuluk ilişkilerini etkilemiştir” biçimindeki denencemizin ispat edildiği ifade edilebilir. Hipotez 34: Ev işlerinin hizmetçi ya da temizlikçi kadınlar yoluyla yaptırılması, komşuluk ilişkilerinde değişim meydana getirmiştir. Đlgili denencenin doğrulanabilmesi amacıyla, anket formunun 111., 121. ve 122. sorularına verilen yanıtlara başvurulmuştur. 121 ve 122. sorulara verilen yanıtlar, apartman / site temizliğiyle ilgili olduğu için buraya alınmıştır. Her üç soru da sadece şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere yöneltilmiştir. Yöneltilen 111. soru; “herhangi bir zamanda ev temizliği yaparken veya evinizin yerleşim düzenini değiştirirken, kimden yardım alırsınız?” biçimindedir. Bu soruya örneklem grubunun %54.6’sı, “kendimiz hallederiz” biçiminde yanıt vermiştir. Komşularla birlikte hareket ettiğini belirtenlerin oranı %21.5 olarak gerçekleşmiştir. Akrabasından yardım alanların oranı %10.9’dur. Hizmetçi / temizlikçe tuttuğunu ifade edenler ise %7.2 oranına sahiptir. Yapılan başka bir çalışmada (KOYUNCU, 2005, 82), yardımlaşanlar %40.5 oranına karşılık gelirken, yardım almayanlar %45.0 oranındadır. “Sitenizde / binanızda temizlik günü belli midir?” biçiminde sorulan 121. soruya verilen yanıtlara göre; binasında / sitesinde temizlik günü belli olanların oranı %52.0’dir. Temizlik günü belli olmayanların oranı ise %37.7’dir. %10.3’lük kesim ise soruya yanıt vermemiştir. Anket formunun 122. sorusu, “sitenizin / binanızın temizliğini komşular hep birlikte mi yaparlar?” biçimindedir. Verilen yanıtlarda şöyle bir dağılım ortaya çıkmıştır: %67.8 hayır, %21.2 evet, %11.0 cevapsız. Sitenin / apartmanın temizliğinin komşular tarafından yapılması durumu, belli bir işbirliğini, paylaşmayı beraberinde getirecektir. Dolayısıyla bu durumun, komşuluk ilişkilerine etki eden unsurlardan biri olma gibi bir özelliğinin olduğu ileri sürülebilir. Apartman, gecekondu veya villalarda komşular arasındaki ilişki devam etmesi, komşuluk ilişkilerinin samimiyet derecesi hakkında tam bir bilgi vermeyebilir. Ancak, temizlik yapmak, evin planını değiştirmek gibi nedenlerle bir araya gelmek, komşuluktaki samimiyet derecesini göstermesi açısından önemlidir. 194 Enformel olarak toplanan bilgilerden bazılarının aşağıda sıralanması mümkündür: “Şimdiki komşularla da diyalogumuz yine güzel ve samimi. Sıkıştığımız zamanlarda yine komşularla imece durumumuz var. Ama sanki eski komşularla daha bir ailevi görüşlerimiz vardı. Erkekler namazda iken bir kadınlarla ev de toplanırdık. Şimdi ev hanımlığı azaldı. Aile içinde geçim şartları zorlandığı için herkes kendi sorunlarıyla uğraşmaya başladı. Bu yüzden eski komşuluklar azaldı. Teknoloji ve batılılaşma insanları bireyselleştiriyor. Gençlerin bilgisayar başından kalkmaması, insanların içine girmemeleri ilişkileri azaltıyor”. Yukarıda ifade edilenlerden yola çıkarak, “ev işlerinin hizmetçi ya da temizlikçi kadınlar yoluyla yaptırılması, komşuluk ilişkilerinde değişim meydana getirmiştir” biçimindeki denencemizin kısmen doğrulanmış olduğunu ifade edebiliriz. Hipotez 35: Evden eve taşıma sistemlerinin yaygınlaşması, geleneksel komşuluktaki yardımlaşma biçimini değiştirmiştir. Đlgili hipotezin doğrulanabilmesi için, anket formundaki 112. sorunun verilerine göz atılacaktır. 112. soru, “herhangi bir evden başka bir eve taşınırken kimden yardım alırsınız?” biçiminde sorulmuştur. Soru, sadece şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere yöneltilmiştir. Tablo 142: Herhangi bir evden başka bir eve taşınırken kimden yardım alırsınız? Ev Taşımada Yardım Alınanlar Kendimiz hallederiz Komşulardan yardım alırız Akrabadan yardım alırız Ev taşıyan firmalar taşırlar Diğer Cevapsız TOPLAM Sayı 107 96 185 131 33 19 571 Yüzde 18,7 16,8 32,4 22,9 5,8 3,3 100,0 Akrabadan yardım alma biçimindeki yardımlaşma %32.4 oranına karşılık gelmektedir. Ev taşımacılığı yapan firmalar yoluyla ev taşıdıklarını ifade edenler %22.9 oranına karşılık gelmektedirler. Kendi başına taşıma işini gerçekleştirdiğini belirtenler ise %18.7 oranındadır. Komşulardan yardım aldığını beyan edenlerin oranı ise %16.8’dir. Diğer biçiminde yanıt verenler %5.8’e karşılık gelirken, cevap vermeyenlerin oranı ise %3.3’dür. 195 Ev taşıma, komşulara ev işinde yandım etme veya bina merdivenlerinin yıkanması gibi işlere göre oldukça ağır sayılabilir. Ücret mukabili firmalara yönelmenin altında yatan en önemli nedenlerden birinin bu olduğu ifade edilebilir. Enformel görüşmelerde dile getirilen bazı açıklamalar aşağıdaki gibidir: “Komşularımla teklifsiz ve habersiz görüşmem. Ev taşırken genelde komşularım yardım eder. Đlk günlerde yemeğe davet ederlerdi. Bu da samimi ilişkilerin oluşmasına sebep oluyor. Şehirde komşuluk ilişkisinde aradığım en önemli kriter, komşuların Đslami hukuka riayet etmesidir. Buna riayet etmeyen birinden hiçbir zaman fayda gelmez. Eski komşular şimdikinden daha iyiydi. Şehirlerde erkekler daha çok siyasi görüşe önem veriyor. Kadınlar arasına buna pek önem veren yok. Ev sahibi olunduğunda daha sağlıklı komşuluk ilişkileri oluyor. Kirada oturanlar bu gün var, yarın yok”. Ev taşıyan firmaların yaygınlaşması durumunun, komşuluktaki yardımlaşmayı nispeten azaltmış olduğu söylenebilir. Buna göre, “evden eve taşıma sistemlerinin yaygınlaşması, geleneksel komşuluktaki yardımlaşma biçimini değiştirmiştir” biçiminde geliştirilen denencenin nispeten doğrulanmış olduğunu ifade edebiliriz. Hipotez 36: Büyük alışveriş merkezlerinin yaygınlaşmasıyla, mahalle esnafının (kasap, bakkal, fırın, terzi, berber vs.) işlevlerinin azılması, komşuluk ilişkilerinde değişimler meydana getirmiştir. Đlgili denencenin doğrulanabilmesi için, anket formunun 126. ve 117. sorusunun ele alınmasının uygun olacağı düşünülmektedir. Adı geçen soru; “büyük alışveriş merkezleri, eğlence merkezleri vb. mekânların sayısının artması komşuluk ve akrabalık ilişkilerini sizce etkiler mi, neden?” biçiminde, sadece şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlere yöneltilmiştir. Örneklem grubunun %52.5’i, büyük alışveriş merkezleri, eğlence merkezlerinin sayı ve tabi ki işlevlerinin artmasının komşuluk ilişkilerini etkilemeyeceği görüşündedir. %41.2’lik kemi ise “evet, etkiler” biçiminde yanıt vermiştir. %6.3’lük kesim ise yanıt vermemiştir. Anket formunun 117. sorusu; “mahallenizdeki esnafla (bakkal, manav, kasap vs.) ilişkileriniz nasıldır?” biçiminde sorulmuştur. Bu soruya verilen yanıtların dağılımı aşağıdaki 196 gibidir: sadece selamlaşırım %34.2, tanımıyorum %24.2, gerektiğinde yardımlaşma ve dayanışma var %19.3, ahbaplık ederim %12.4, diğer %6.3, cevapsız %3.7. Örneklem grubunun yaklaşık 1/4'ünün mahalledeki esnafı tanımaması, ilgili esnafla alış veriş yapılmadığını ortaya koymaktadır. “Eski tek katlı evlerde insanlar sokakları bile süpürürken, bu gün kendi ortak mekânlarının temizliğinden aciz insanlarla yaşamaya başladık. El işini, akşam yapacağı yemeğin malzemesini alıp kapı önünde sohbet edip akşama kadar hazırlık yapan teyzelerin yerini, “gün evleri”nde birbirlerine hava atan mankenvari, doğallıktan uzak, geçmişini unutan komşular aldı. Kendi pisliğini alttaki komşuya döken, aç komşuyu düşünmeyip, günlük çöpe yemek atan, eğitimi için annesinden babasında uzak yerlere gelen gençleri apartmanlarda istemeyen, bakkalın önünden geçip arabasına binerek tuz almaya markete giden insanların olduğu bir yerde komşuluktan bahsetmek mümkün mü?”. “Zaman geçirmek için bitişik komşu değil, kilometrelerce ötedeki iş arkadaşı ziyareti, eğlence mekânı tercih ediliyor. Mahalle bakkalının bu günkü durumda olması ilişkilerdeki olumsuzluğu gösteriyor”. Đlgili bilgilerden yola çıkarak, “büyük alışveriş merkezlerinin yaygınlaşmasıyla, mahalle esnafının (kasap, bakkal, fırın, terzi, berber vs.) işlevlerinin azılması, komşuluk ilişkilerinde değişimler meydana getirmiştir” biçimindeki hipotezimizin kısmen doğrulanmış olduğunu ifade edebiliriz. Hipotez 37: Apartman ve site hayatında, ortak hizmet alanlarının (sosyal merkez vb.) varlığı, komşuluk ilişkilerinin evden farklı alanlarda ve biçimlerde icra edilmesine imkân tanımıştır. Son hipotezin doğrulanabilmesi için anket formunun 113. ve 114. sorularına verilen yanıtlar üzerinde durulacaktır. Đlgili sorulardan biri “apartmanda oturuyorsanız apartmanınızda / sitenizde sosyal merkez var mıdır?” biçimindedir. Diğeri ise; “apartmanda oturuyorsanız apartman veya sitenizde sosyal merkezdeki faaliyetlere katılır mısınız, katılıyorsanız hangi sıklıkta?” şeklindedir. 197 Verilen cevapların dağılımı 113. soru için şöyledir: %72.7 hayır, %18.2 evet, %9.1 cevapsız. 114. soruya verilen yanıtlara göre, sitesinde / apartmanında sosyal merkezi olanların hepsi, bu mekânda yapılan faaliyetlere katılmaktadır. Site / apartman sorunlarının görüşüldüğü, özel gün veya gecelerde (ramazan aylarında teravih namazı kılınması, sünnet düğünlerinin yapılması vs.) buralarda toplanıldığı biçiminde bilgiler enformel görüşme esnasında dile getirilmiştir. Bina / apartman gibi yerlerde, son zamanlarda, Kur’an kursu ve beceri (dikiş-nakış vb.) kurslarının açıldığı da ifade edilen görüşler arasındadır. Enformel görüşmelerden elde edilen açıklamalardan birkaçı aşağıdaki gibidir: “Site içindeki yeşil alan ve parkın olması ilişkileri daha da güzelleştiriyor. Parkta beraber oturup sohbet edince ilişkiler samimi oluyor, sohbet edince yalnızlıktan kurtuluyoruz. Đlişkilere önem veriyorum. Komşulardan memnunum”. “Belli bir gurubum var, onlarla her gün parkta görüşüyorum”. Anketör notu: “Anket yaptığım dairenin giriş katında bir ilan vardı. X dairede taziye var. Ancak, aynı anda sosyal merkezde düğün yapılıyordu”. Yukarıda belirtilen bilgilerden yola çıkarak, “apartman ve site hayatında, ortak hizmet alanlarının (sosyal merkez vb.) varlığı, komşuluk ilişkilerinin evden farklı alanlarda ve biçimlerde icra edilmesine imkân tanımıştır” biçimindeki denencenin kısmen doğrulanmış olduğunu dile getirebiliriz. 3. Komşuluğun Bir Sivil Toplum Hareketine Dönüşümü ve Yeni Girişimler 18. Yüzyıl başından itibaren Batı dünyasında gerçekleştirilen sanayi inkılâbıyla birlikte, geleneksel toplumsal davranış kalıpları ve yapısı da büyük ölçüde değişti. Bu değişim batıdan başlamak üzere dünyanın diğer toplumlarını da etkiledi. Ben merkezli, hayatı bireysel yaşama odaklı yeni “hayat tarzı” (life style) ortak değerler inşa etti ve insanlar bu değerler etrafından hayatlarını devam ettirdiler. Ancak -komşuluk gibi- geçmişin bir arada tutucu unsurlarının deforme olması, gerek batı dünyasında gerekse diğer toplumlarda bazen geçmişe özlem, bazen de geçmişi yeniden yaratma ve yaşama ya da modernleştirme şekillerinde yeni arayışlar ortaya çıkardı. Bu arayışın temelinde yeni hayat tarzının ortaya çıkardığı güvensizlik ve korku 198 alanları başat bir faktör olarak ortaya çıktı. Çok kazanan, çok harcayan, ama sürekli güvensizlik içinde kıvranan, kapı komşusunu dahi tehlike kaynağı olarak gören pek çok insan güven arayışına çıktı. Aranan şey, yakın komşularla daha sağlıklı iletişim ve ilişkiler kurmaktan geçmektedir. Bu arayışın bir saikı olarak son zamanlarda komşuluğu yeniden canlandırma adına projeler ve farklı eylemler denenmeye başlamıştır. Bu arayışlardan biri, hem insanlar arası ilişkilerin geliştirilmesi, hem de güven duygusunun yeniden kazanılması için geliştirilen “Komşu Gözetim Grubu” (habervitrini.com) hareketi olmuştur. Bu sivil toplum kuruluşu hareketinin ilki 1982 yılında, Đngiltere’nin Cheshire bölgesindeki Mollington şehrinde başlamıştır. Hareketin oluşum ve uygulama hikâyesi şöyle anlatılmıştır: “Mollington Komşu Gözetim Grubu”nu başlatanların sayısı çok azdı ve çok sevdikleri şehirlerindeki insanları canlarından bezdiren seri hırsızlık olaylarının önüne geçebilmek amacıyla bir araya gelmişlerdi. Ana hareket noktaları ise, her bir Mollingtonlunun hırsızlık olaylarına karşı komşusunun evini, arabasını ve diğer eşyalarını tıpkı kendi evi, arabası ve eşyasıymış gibi gözetmesiydi. Bunu sağlamak için de komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesine ağırlık verildi. Yapılan iş çok basitti ama basitliğine ters orantıda da etkiliydi. Örneğin, komşusunun evine veya arabasına hırsızın girdiğini gören bir kişi ya kendisi müdahale ediyor veya hemen polise haber veriyordu. Bu duyarlılık bir yandan pek çok hırsızın yakalanmasını sağlarken, diğer yandan da hırsızlık yapacak olanlarda caydırıcı rol oynuyordu. Fazla zaman geçmeden suç oranında yaşanan düşüşlere ilk başta kimse inanamadı. Ancak kısa zamanda herkes güvenin ve huzurun tadına varmaya başladı. Bununla da yetinilmeyerek yaşanan olumlu gelişmeleri sürekli hale getirmek ve zihinlerde devamlı canlı tutabilmek için şehir çapında “Komşu Gözetim Haftası” kutlanmaya başlandı. Komşu gözetme işlemi başlangıçta sadece ev ve yakın komşular için geçerliyken, zamanla çiftlikler, iş merkezleri, okullar, dükkânlar arası komşuluklarda da uygulanmaya başlandı. Öyle ki, bu gelişmelerin bütün Đngiltere’de duyulması üzerine hemen her şehirde “Komşu Gözetim Grupları” kurulmaya başlandı. Bu grupların faaliyete geçmesinin hemen ardından da hırsızlık ve suç işleme oranlarında görülen ani düşüş, bütün Đngiliz halkının dikkatini çekti. Örneğin Derbyshire bölgesinde yer alan Stoneleigh şehrinde 1994 yılında “Komşu Gözetim Grubu” kuruldu ve aynı yıl hırsızlık olayları %85 oranında düştü. Aynı 199 şehirde dört yıl içinde cinayetler yok denecek seviyelere indi. Lambeth şehrinde kurulan “Komşu Gözetim Grubu” sayesinde ise, şehirde suç işleme oranı %75 azaldı. Komşu Gözetim hareketi başta küçük bir şehirdeki komşuluk ilişkilerini geliştirmek, hırsızlık olaylarını ve suçları önlemek için başlatılan bir hareket iken, devreye özel güvenlik şirketleri, itfaiyeler, yerel ve ulusal çaptaki idarî makamlar ile pek çok gönüllü kuruluş da girdi. Đngiltere’deki toplum ruhunu canlandırmanın ve suç işleme oranını azaltmanın yolunu komşuluğu yeniden keşfederek bulan şehirlerden biri de, Yorkshire bölgesinde yer alan Grimethorpe oldu. 1995 yılında bu şehirde yaşayan nüfusun üçte biri işsizdi ve özellikle gençler her gün taşkınlıklarına bir yenisini ekliyorlardı. Bu şehirde de neredeyse her gün bir cinayet veya hırsızlık olayı gözleniyordu. 1995 yılında Danny Gillespie isimli bir kişi, Grimethorpe’ın kötü gidişini kısa zamanda değiştirecek bir girişimde bulundu ve bir “Komşu Gözetim Grubu” kurdu. Bu gelişmeyi izleyen dört yıl içinde ev hırsızlığı %23, araba hırsızlığı ise %44 oranında geriledi. 2000 yılında ise bu kent “Avrupa Suçla Mücadele Ödülü”nü kazandı. Komşuluk eksenli hareketin Đngiltere’deki başarısı, bu hareketin kısa zamanda dünya geneline yayılmasını sağladı. Avrupa ülkelerinden Đsveç’te “Komşuluk Gözetme Hareketi”nin ilk başlangıcı 1985 yılında Ryd şehrinde, ikincisi 1986 yılında Barhäll şehrinde “Operation Samverkan” (Đşbirliği Operasyonu) adıyla kuruldu. Bu hareketin Norveç’teki karşılığı ise Nabohjelp idi ve ilk olarak 1985 yılında özel ve kamu işbirliğiyle kuruldu. Avustralya’daki ilk “Komşu Gözetim Derneği”, Victoria bölgesinde yer alan Kananook şehrinde, 1 Haziran 1983 yılında kuruldu. Kanada’nın Ontario bölgesinde kurulan “Ontario Đyi Komşular Toplulukları” adı altında faaliyet gösteren ve gönüllülerin katkısıyla faaliyetlerini sürdüren dernek üyelere şu mesajları telkin ediyorlar: Birbirine karşı duyarlı olan bir toplum, güçlü bir toplumdur. Đyi komşu olun. Komşunuza ulaşmak için zaman ayırın. Her fırsatta komşunuzun halini hatırını sorun. Bir bardak çay içmek bahanesiyle de olsa, komşunuzla bir araya gelmeye çalışın. Bunun ötesinde komşunuzu yemeğe çağırın ve bu yemeği aranızdaki yakınlığı güçlendirmek için önemli bir fırsat bilin. Komşunuzla mümkün olduğunca aile çapında diyalog kurmaya çalışın. Komşunuzla yürüyüşe çıkma, piknik yapma gibi ortak faaliyetler gerçekleştirin. 200 Fransa’da faaliyet gösteren “Đmmeubles en Fète” “Apartmanlar Festivalde” isimli dernek her yıl “Đyi Komşuluk Kampanyası” organize etmektedir. Bu doğrultuda, her geçen gün biraz daha unutulan komşuluk ilişkilerini Fransız insanı aileler arasında yeniden canlandırmaya çabalamaktadır. Đlki 1999 yılında gerçekleştirilen ve üçüncü senesinde ulusal bir etkinlik haline gelen iyi komşuluk kampanyasına Fransızların ilgisinin her yıl daha fazla arttığı belirtilmektedir. Bu konuda son olarak, yukarıdaki ülkelerin dışında ABD, Danimarka, Hollanda, Finlandiya, Yeni Zelanda ve en son Baltık ülkelerinden olan Estonya ve Litvanya’da “Komşu Gözetim Dernekleri”ne” yeni halkaların eklendiği bilinmektedir. Başta Avrupa’da olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinde görülen modern komşuluk hareketlerine benzer bir sivil toplum hareketinin Türkiye’de de başladığına şahit olunmaktadır. “Komşu Kollama Sistemi” (antalya.pol.tr) olarak bilinen hareket 2009’da Antalya’da, Antalya Emniyet Müdürlüğü tarafından başlatılmıştır. Türkiye’de bir ilk olarak başlatılan proje, emniyet görevlilerinin site sakinlerine çevrelerinde olup bitenin farkına vardırmalarını hedef alarak başlatılmıştır. Bu hareket her ne kadar sivil bir oluşumdan ziyade, devlet odaklı bir hareket de olsa nihayetinde komşuluğu özendirici bir içeriğe ve amaca sahiptir. Projenin temel amacı, “insanların diğer insanlara ve çevresinde olup bitenlere karşı farkındalık düzeyini arttırarak hem birbirinden uzaklaşmaya ve yabancılaşmaya başlayan halkın komşuluk ilişkilerini tekrar canlandırmak hem suçları oluşmadan önlemek, hem de proje içerisinde açıklaması yapılan suç korkusu olgusunu azaltmak” olarak tanımlanmıştır. Projenin halka tanıtılması için bir dizi faaliyet yürütülmüştür. Bunların başında halka açık konferans ve eğitim seminerleri yoluyla “birleşik toplum destekli güvenlik hizmetleri ve komşu kollama projesi” başlıklı Powerpoint ortamında hazırlanmış slayt gösterilerinin sunulması şeklinde olmuştur. Bunun yanında, afişler asmak, kitapçıklar dağıtmak, ilan ve reklamlarla yapılan faaliyetin hem duyurulmasını hem de etkili olması sağlanmaya çalışılmıştır. 201 SONUÇ VE ÖNERĐLER Sosyo-kültürel değişim, günümüz toplumlarının en tipik özelliği olurken, bu değişimin hızı ve çeşitliliği hiçbir dönemde olmadığı şekilde yüksek olmaktadır. Bahsedilen sosyokültürel değişim, toplumdan topluma farklı nitelikte, hızda, biçimde olabilmektedir. Hızlı değişen toplumlarda, genel geçer olan değer sistemleri, farklı yorumlanabilmekte ve değerlerin yorumlanmasına bağlı yeni normatif sistemler ortaya çıkabilmektedir. Adı geçen normatif sistemlerin kaynağı genelde ilgili toplumun değer sistemi olurken, kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması ve dünyanın giderek global bir köy haline gelmesiyle, farklı toplumların, kültürlerin normatif sistemi de yeni süreçte etkili olabilmektedir. Sosyal bir varlık olarak insan, yaşamını devam ettirirken farklı toplumlara, kültürlere, bilgilere, değer ve normatif sistemlere muhatap olabilmektedir. Geçmiş zamanlara nazaran bunu sağlayan en etkili unsur ise kitle iletişim araçlarıdır. Đnsanlar arasındaki önemli sosyal ilişkilerden biri komşuluk olgu ve davranışıdır. Komşuluk, bu araştırmanın ele aldığı temel konu olmuştur. Bu çalışmada komşuluk; sosyal ve kültürel değişme çerçevesinde ele alınmış ve değişimin boyutları, nedenleri vs. ortaya konulmaya çalışılmıştır. Modern yaşam, şehirleşme ve kitle iletişim araçları, birçok sosyal olguda olduğu gibi komşuluk olgusu üzerinde de önemli bir etkiye sahiptir. Modern yaşam, şehirleşme ve kitle iletişim araçları sayesinde, genel geçer olan bazı değer sistemlerinin algılanma biçimi değişebilir, yeni birtakım değer yorumları ortaya çıkabilir, yeni normatif sistemler veya normlar idealize edilebilir. Birçok olguda olduğu gibi komşuluk da, bahsedilen değişimlerden etkilenebilmektedir. Genel olarak / kabaca ifade edilen görüşlere göre; kentleşme, modernleşme, kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması ile birlikte, komşuluk da bir değişim süreci içine girmiştir. Kırsal kesimde ise etkilenmenin, kitle iletişim araçları vasıtasıyla olduğu dile getirilmektedir. Komşuluğun; kentleşme ile büyük bir değişim yaşadığı dile getirilirken, yeni konut türlerinin yaygınlaşması, şehir yaşamında ikincil ilişkilerin idealize edilmesi veyahut kısaca kentsel yaşam tarzının etkisiyle komşuluk ilişkilerinin ortadan kalktığı veya büyük oranda değişime uğradığı biçiminde yaygın bir kanaat bulunmaktadır. Bu kanaatin ne kadar doğru olduğunun, ancak yapılacak çalışmalar ile ortaya konulması mümkündür. Daha önce yapılan 202 bazı çalışmalardan ve bu araştırmada ortaya çıkan verilerden hareketle şöyle bir genelleme yapmak mümkündür: Komşuluk, şehirlerde nitelik değiştirmekte, ancak yok olmamaktadır. Komşuluk olgusu, daha çok, ikamet edilen mekânla bağlantılı olan ve bu yönüyle ele alınan bir olgu olma özelliği taşımaktadır. Đnsanların ikametlerini belirleyen kriterlerin neler olduğu ve insanların sadece ikamet edilen alanda bulunan insanlarla mı ilişkiye geçtikleri gibi konular, üzerinde durulması gerekli olan hususlardır. Yine, modern toplumların özelliklerinden biri olan, çalışma zamanı dışındaki zamanların geçirildiği mekân olarak “ev”e ortak çıkması, yani, alternatif mekânların ortaya çıkışının komşuluk ilişkilerini ne kadar etkilediği de ele üzerinde durulması gerekli olan hususlardandır. Đkamet alanlarının fiziki olarak; müstakil evden apartmana, siteye ve de uydu kente doğru kaymasının, sosyal ilişkileri ne denli etkilediğine ilişkin yapılan çalışmalarda belirgin değişimlerin olduğu kesindir. Bu hadiseye rasyonel bir mantıkla bakıldığında, yukarıda geçen unsurların, sosyal ilişkileri ve özelde komşuluk ilişkilerini etkilediği, ancak ortadan kaldırmadığı, süre, nitelik, görüşülen kişiler, günün vakti, görüşme biçimi ve yeri gibi unsurlarda bir değişim olduğu ortaya çıkmıştır. Yani komşuluğu yaşama biçiminde belirgin bir değişim söz konusudur. Adı geçen değişimin belli bir boyutta olması, ilişkilerin ortadan kalkmamasının şifrelerinin Türk toplumundaki genel geçer değer sisteminde ve özelde de dinde aramanın yanlış olmayacağı ifade edilebilir. Kentleşen, sanayileşen, kalabalıklaşan ve karmaşıklaşan toplumlarda, geçmişe nazaran, bireyselleşme, hayatı tek başına ve yalnız kendisi için yaşama olguları öne çıkarken, bu değişimin tüm toplumlar için genellenmesi yanlıştır. Hatta aynı ülkede, toplumdaki farklı şehirler, semtler, mahalleler, sokaklar için bile genelleştirmenin yanlış olacağı söylenebilir. Kentlerdeki sosyal kontrol mekanizmalarının azalması ve sonuçta toplumda bir “güven” eksikliğinin hissedilmesi, sonuçta birçok olguda olduğu gibi, komşuluğu da etkilemektedir. Ancak, bu etkinin ne kadar olduğu, bu eksikliği tolere eden bir durumun olup olmadığı da düşünülmesi gereken hususlardandır. Yukarıda sözü edilen tartışmalardan yola çıkarak, “Sosyo-Kültürel Değişim Sürecinde Komşuluk” biçiminde adlandırılan edilen bu araştırma yapılmış ve belirlenen değişkenlerin (zaman, ikamet alanı, coğrafi yerleşim yeri, mesken tipi / özelliği mesken yeri, meskenin mülkiyet durumu, etnik köken, dinî / mezhepsel inanışlar, ekonomik durum, eğitim durumu, cinsiyet durumu, meslekî durum, şehre yerleşim zamanı, hane halkı büyüklüğü, çocuk sayısı, özel gün ve zaman aralıkları, akrabalık derecesi ve ilişkileri vs.) nasıl bir etkiye sahip olduğu 203 incelenmiştir. Araştırmada, tasviri bilgiler de yer verilmiş, elde edilebildiği kadarıyla farklı kuşakların, değişimle ilgili görüşleri ele alınıp incelenmiş ve yorumlanmıştır. Araştırmadan elde edilen bilgilerden yola çıkarak yapılan değerlendirmelerin aşağıdaki gibi sıralanması mümkündür: Yaş durumuna bakıldığında; en büyük yaş aralığının 31-40 yaş arasında olanların oluşturduğu görülmektedir. Örneklemde yer alanların cinsiyet oranları biri birine yakındır. Örneklem grubunun, yaklaşık yarısının köken olarak kırsal kesimden olduğu görülmektedir. Evli olanların oranı örneklem grubunun yaklaşık 3/4'üne karşılık gelmektedir. Bekârların büyük bir kısmı, şehir merkezinde ikamet edip formel öğrenim görenlerdir. Anne-babanın hayatta olması, olmaması veya herhangi birisinin ölmüş olması durumu, komşuluk ilişkilerine etki edebilir. Bu amaçla, anne babanın hayatta olması durumu da ele alınmıştır. Örneklemin yarısının anne babası hayattadır. Her ikisi de vefat etti diyenler örneklemin 1/5’ine karşılık gelirken, annesinin sağ babasının vefat ettiğini belirtenler ise örneklemin 1/4‘ünden daha fazladır. Anne-babayla birlikte yaşama durumu, komşuluk ilişkilerini etkileyebilecek bir özelliktedir. Buna göre, örneklem grubunun 3/5’ünün anne babası kişiyle birlikte değildir. 1/5’inin anne babası birliktedir. Çocuk sayısının, komşuluk ilişkilerinin oluşumu ve devamıyla ilgili olduğu varsayımından hareketle, çocuk sayısı üzerinde de durulmuştur. Buna göre; örneklem grubunun 1/3’ünden daha fazlasının çocuk sayısı 1-2 arası, 1/3’ünden fazlasının 3-4 arasındadır. Örneklem grubunun hanesinde yaşayan kişilerin sayısıyla ilgili bilgilere bakıldığında; örneklem grubunun yaklaşık yarısının 4-5 kişi oldukları görülecektir. 1/4’inden biraz fazlasının 2-3 kişi oldukları ortaya çıkmıştır. Örneklem grubunun öğrenim durumuna bakıldığında; 1/10’dan fazlasının okula gitmediği, 1/3’e yakın oranın ilkokul mezunu, 1/10’dan biraz fazla ortaokul mezunu, 1/4’e yakın oranın lise ve dengi okul mezunu olduğu görülecektir. 1/5’lik orana yakın da yüksekokul/üniversite mezunudur. Eşlerin öğrenim durumunda ise; 1/4 oranına yakın okula gitmemiş, ilkokul mezunu 1/3’e yakın, 1/10 ortaokul mezunu, %15 lise mezunu, %15’e yakın da yüksekokul / üniversite mezunudur. Đkamet edilen konuta sahip olma veya kiracı olma durumu, komşuluk ilişkilerinin uzun süreli kurulması veya geçici statüde tutulması ile sonuçlanabilir. Bunun yanında, ikamet 204 edilen konutun fiziki yapısının da (apartman, müstakil, dubleks, güvenlikli site vs.) komşuluk ilişkilerinin niteliği üzerinde etkili olduğu söylenebilir. Örneklem grubunun ikamet ettikleri konutun 1/20’i gecekondu, 3/5’üne yakını apartman/site içinde daire, 1/5’inden daha fazlası müstakildir. Đkamet edilen evin sahiplik durumuna bakacak olursak; örneklem grubunun 2/3’sine yakınının kendi evinde oturduğu görülmektedir. Oturulan evin oda sayısına bakacak olursak; 3/5’e yakın kesimin evin odasının dört tane olduğu görülür. 3/10 oranındaki kişinin evinin üç odası vardır. Evde oturma süresine bakıldığında ise; 2/5 oranına yakın kesimin 1-5 yıl arası, 1/5 oranına yakın kesimin 6-10 yıl arası, %14.2 11-15 yıl arası, 1/10 arasındaki kesimin ise 16-20 yıl arasında aynı evde oturdukları görülmektedir. %15’den daha fazla bir kesimin ise 12 yıldan daha fazla aynı evde oturmaktadır. Đkamet edilen yerleşim yerine bakıldığında; 3/5’e yakının il merkezi, %15 ilçe merkezi, kasaba/belde 1/10’dan daha fazla, köy 1/10’dan daha fazla olduğu görülecektir. En uzun süre ikamet edilen yerle ilgili dağılım da; 2/5 oranında şehir merkezi, 1/4'e yakın ilçe merkezi, 1/4'den fazla köy olarak gerçekleşmiştir. Örneklem grubunun 9/10’a yakının şu anda bulunduğu yerden memnun olduğu görülmektedir. Memnun olmayanların; evin fiziki durumu, şehre veya ilçe merkezine göre konumu, yaşayan insanlardan kaynaklanan sorunları dile getirdikleri görülmektedir. Kişilerin 4/5’ine yakını şu anda ikamet ettiği yerde uzun süre daha oturma isteğindedir. “Komşuluk ilişkilerinden kaynaklanan memnuniyetsizliğim var” biçiminde yanıt verenlerin oranı %5.5 olarak gerçekleşmiştir. Örneklem grubunun 2/3’si şu an bulunduğu yere göç ederek gelmiştir. 1/3’lik oranın ise şu an bulunduğu yerde sürekli bulunduğu ortaya çıkmıştır. 15 yıl ve daha fazladır şehir / ilçe merkezinde ikamet edenlerin oranı 2/3 oranındadır. 1/5 oranındaki kişinin ev hanımı olduğu görülür. Bunun dışında kalanlar ise; asker, avukat, bakkal, çiftçi, çocuk bakıcısı, din görevlisi, diş hekimi, doktor, eczacı, elektrikçi, emekli, esnaf, hemşire, işçi, işsiz, kuaför, memur, muhtar, mühendis, mütercim, öğrenci, öğretmen, pazarlamacı, polis, serbest, serbest-tüccar, şoför, teknisyen-tekniker, temizlikçi / kapıcı, terzi biçiminde sıralanabilir. Baba mesleğine bakıldığında; örneklem grubunun 1/4'inden daha fazlasının çiftçi olduğu görülür, 1/5’e yakını işçi, %15 civarı ise emeklidir. Anne mesleğinde ise; 4/5’lük orandan daha fazlası ev hanımı, 1/10’den daha fazlası ise işsizdir. 205 Aylık gelirde; 1/5’lik oran asgari ücret, 1/5’lik oran 1.000-1.500 arası gelire sahip olduğunu belirtmiştir. Asgari ücretten az geliri olanlar yaklaşık 1/5 oranında iken, 1.000 TL’den aşağı geliri olanlar da yine 1/5 oranına yakındır. Örneklem grubunun 4/5’den daha fazlasının ek geliri yoktur. Kişilerin yarısından daha fazlası gelirini yiyecek içecek ve günlük ihtiyaçlara harcarken, 1/4'e yakını çocukların eğitim ve diğer giderlerine harcamaktadır. Boş zamanlarında komşusuna gidenlerin oranı 1/5 oranına sahiptir. Okuma yapanlar 1/5 oranından fazladır, televizyon seyredenler ise 1/5 oranına sahiptir. Örneklemin yaklaşık yarısı günde 1-2 saat televizyon izlemektedir. 1/3 oranındaki kesim 3-4 saat arası izlerken, hiç izlemeyenler ise 1/10 oranındadır. 2/3 orandaki kişinin internet bağlantısı yoktur. Örneklem grubunun 2/5 oranından biraz fazlasının 2-5 arası samimi olduğu komşusu vardır. 6-10 arası komşusu olanlar ise 1/5 oranındadırlar. %16.3 oranındaki kişinin ise samimi olduğu komşusu yoktur. 2/3’lik orana yakın kişi biri birine sadece komşudur. Akraba olanlar %15’e yakın, aynı köy, kasaba, şehir veya bölgeden olanlar da yine %15’e yakın orandadır. 3/5’lük oran, komşularla “hoş geldin” ziyaretinde tanıştığını dile getirmiştir. 4/5 oranından daha fazlası sık veya seyrek olarak komşularla görüşmektedir. Hergün görüşenler 2/5 oranında iken, 1/3’e yakın kesim ise birkaç günde bir görüşmektedir. 1/10 oranına yakın kişi ise haftada bir görüşmektedir. Ailece görüşme durumu ise şöyledir: Görüşmeyen 1/5 oranına yakın, hergün 1/10’a yakın, haftada birkaç kez 1/4’e yakın, haftada bir 1/10’dan biraz fazla. 1/5 oranındaki kişi ise olağanüstü durumlarda (cenaze, düğün, bayram, nişan vb.) görüşmektedir. Akrabayla görüşmeyle ilgili şöyle bir dağılım ortaya çıkmıştır: 1/4’e yakın haftada bir, 1/4’e yakın birkaç günde bir, 1/6 hergün, 1/6’ya yakın ayda bir, 1/10’dan biraz fazla özel durumlarda (cenaze, düğün, bayram, nişan vb.) görüşmektedir. Örneklem grubunun 1/3 oranına yakını, ikamet ettiği yerde daha önceden bulunanlarla daha samimi iken, 1/3’ü ise, kişi ayırt etmeden herkesle samimiyet kurduğunu dile getirmiştir. 1/3 oranındaki kişi, akrabalığın daha önemli olduğunu vurgularken, örneklemin yarısına yakını için komşuluk önemlidir. 2/5’si komşuluğa, 2/5’si ise akrabalığa önem vermektedir. 3/4’lük kesim için komşuluk çok önemlidir. 2/5’sinden daha fazlası için komşuluğun en önemli yanı güvendir. Yine yarıdan daha fazla kişi için karşıdaki kişi güven verdikten sonra diğer hususlardan hiçbiri önemli değildir. Komşuluğun her zaman gerekli olduğunu düşünenler örneklem grubunun 3/4'ünden daha 206 fazladır. 2/5’lik oran manevi yardımlaşma üzerinde dururken, aynı orandaki kişi de “güven”e vurgu yapmaktadır. Komşuluk ilişkilerinin kurulmasında karşıdaki kişinin kökeninin önemli olmadığını vurgulayanların oranı 9/10’dur. Yine, dini inancın komşuluk ilişkisinde etkili olmadığını belirtenler 7/10 oranından daha yüksektir. Örneklem grubunun yarısından fazlası, komşularının dindarlık durumunu önemsemektedir. Komşusunun siyasi görüşünü önemsemeyenler 3/4'lük orandan daha fazladır. Örneklemin yarısından fazlası için, komşusuyla kendisinin eğitim durumu bir birine denktir. 7/10 için komşuluk ilişkilerinde eğitim durumu önemli değildir. 3/5’lük kesim için komşuların ekonomik durumu komşuluk ilişkilerini etkilemez. Kişilerin yarısından daha fazlasına göre, komşuların mesleği biri birine denktir. Mesleğin, komşuluk ilişkisi için önemli olmadığını vurgulayanlar örneklem grubunun 4/5’inden daha fazladır. 3/5’ten daha fazlası için oturulan ev tipi komşuluk ilişkilerini etkiler. 3/4'den daha fazlası için asansörün varlığı komşuluk ilişkilerini etkilemez. 4/5’lik kesim içen, ikamet edilen evin sahiplik durumu komşuluğu etkilemez. Taşınma gibi nedenlerden dolayı eski komşularla görüşmeyle ilgili bilgiler şöyledir: 1/3’e yakın ilişki devam ediyor, 1/3’den fazla ilişki azaldı, 1/4 özel günlerde (bayram, düğün, düğün, nişan vs.) görüşme var. Komşulukta aile büyüklüğünün etkili olmadığını belirtenler 3/4 oranından daha fazladır. Çocuk sayısının komşulukta etkili olmadığını belirtenler 3/4 oranından fazladır. Geçmişte olduğu gibi komşuluğun devam ettiğini belirtenler 3/5 oranına yakın iken, 1/5 oranındaki kişi istense bile irtibat kurulamadığını belirtmiştir. Geçirilen süre olarak geçmişle şimdi arasında bir değişim olmadığını belirtenler, örneklemin yarısına yakın iken, 4/5 oranındakiler içinse bu süre azalmıştır. Sevinç ve kederi paylaşma noktasında sorumluluğun azaldığını belirtenler 2/5 oranından fazladır. Değişme olmadığı kanaatinde olanlar 1/3 oranındadır. Komşuluk yapılan kişi sayısında değişme olmadığını belirtenler 2/5 oranına yakındır. Azaldığını düşünenler ise 2/5 oranından fazladır. Geçmişle kıyaslandığında komşuluk ilişkilerindeki samimiyette düşme olduğunu belirtenler, örneklemin yarısından daha fazladır. Aynen devam ettiği kanaatini taşıyanlar 1/3 oranından fazladır. Samimiyetin düştüğünü ifade edenler; maddiyat düşüncesinin artışını, televizyonun insan yaşamına fazlasıyla girmesini neden olarak göstermektedirler. 207 Komşusuyla daha çok görüşenlerin oranı yarıya yakınken, 1/3 oranındaki kişi akraba ile daha çok görüşmekte, 1/5 oranındaki kişi ise her ikisi ile de görüşmektedir. Karşı komşu ile görüşenlerin oranı yarıya yakındır. Alt veya üst komşu ile görüşenler 1/5 oranına yakındır. Hepsiyle görüşenler de 1/5 oranına yakındır. Komşuların akraba olmasının manevi destek sağladığını belirtenler 2/3 oranına yakındır. Hiçbir yararı olmadığını belirtenler ise 1/4 oranına yakındır. Đlişki kurulan komşunun aynı ilçe veya ilden olmasını önemsemeyenler 2/3 oranına yakındır. Ortak yaşam kurallarına uyulmaması durumunda komşusuna uyarıda bulunacağını belirtinler 2/3 oranına yakındır. Genel ahlak kurallarına uymayan komşusuna uyarıda bulunacağını belirtenlerin oranı 1/3’den biraz fazla iken, ilişkisini keseceğini belirtenlerin oranı 1/3’e yakın orandadır. Đkamet edilen konutu tercih nedenlerinde, semtin ve komşuların özelliğine vurgu yapanlar 3/5 oranına sahiptir. Acil ihtiyacı komşusundan karşıladığını belirtenlerin oranı yarıdan daha fazladır. Acil durumlarda (hastalık, ölüm, kaza vs.) komşusunu ilk arayanların oranı 2/5 oranındadır. Ev temizliği ve düzeninin değiştirilmesinde komşularından yardım aldığını belirtenlerin oranı 1/5’den daha fazladır. Ev taşınmasında komşulardan yardım alanların oranı ise 1/5 oranından daha azdır. Örneklemin yarıdan daha fazlası komşulardan borç almaktadır. Bayramların tamamında komşularını ziyaret edenler 3/4 oranına yakındır. Erkek-kadın ayrı odada oturma oranı 2/5, aynı odada oturma oranı 1/4, samimiyete göre oturma oranı ise 1/3’e yakındır. Komşuluğun zaman ve mekân ayrımı olmaksızın her yerde gerekli olduğunu belirtenlerin oranı 4/5 oranına karşılık gelmektedir. Şehirdeki komşuluğun köylere göre zayıf olduğu kanaatinde olanlar 2/3 oranındadır. Aynı olduğunu belirtenler ise 1/5 oranına sahiptir. Şehir yaşamının komşuluğu zorunlu kıldığını belirtenler örneklemin yarısına karşılık gelmektedir. Oturulan binada ismi bilinmeyen veya hiç karşılaşılmayan komşuların olduğunu belirtenler 1/4 oranından daha fazladır. Sitenin / binanın komşularca yapıldığını belirtenler 1/5 oranındadır. Araştırmanın denenceleriyle bağlantılı olarak aşağıdaki görüşlerin ileri sürülmesi mümkündür: 208 Coğrafi yerleşim yerlerine göre komşuluk ilişkileri değişebilmektedir. Her ne kadar, kitle iletişim araçları her iki kesim farkını azaltmış gibi gözükse de, geçerli olan ilişki kalıplarının az veya çok olması, mekânın şekli gibi nedenlerden dolayı, iki kesim arasındaki ilişkilerin benzer olması gibi bir durumun yaşanabilmesi çok zordur. Özellikle gecekondu bölgelerindeki komşuluk ilişkilerinin kırsal kesimdeki ilişkilerden çok da farklı olmadığı ifade edilebilir. Şehre yeni gelenlerin, önceden bulunanlarla komşuluk kurmaları, eski komşulara göre farklı olmaktadır. Uzun yıllardan beri bir arada olan komşular, karşıdaki kişileri her yönüyle tanımakta ve ona göre bir sosyal ilişki kalıbı geliştirebilmektedirler. Yeni gelen birisinin, bu sosyal ilişki kalıbını anlaması, çözmesi ve gereğini yapması için biraz zaman geçmesi gereklidir. Kentsel yaşam tarzı, mesleki zorunluluklar gibi unsurlar, kent yaşamındaki komşuluk ilişkilerine etki edebilmektedirler. Formel, resmi mesleklerle uğraşan kentlilerin, komşularıyla görüşmelerinde planlamaya gitmeleri, görüşme sıklığını azaltmaları mümkündür. Kırsal kesimdeki iş / uğraşının sınırlarındaki esneklik, sosyal ilişkilerin tümüme etki edebilirken, komşuluk ilişkilerinin de bu durumdan etkilenmemesi düşünülemez. Kent yaşamında, serbest zamanların uygun olması durumuna göre, bir komşuluk ilişkisi geliştirilmesi durumunun daha yüksek düzeyde olması beklentisi bulunmaktadır. Đkamet edilen mesken tipi, komşuluk ilişkilerinin niteliğine etki ederken, bir arada duran villa, dubleks, müstakil site, güvenlikli site biçimindeki yerleşim mekanlarında sosyal ilişkilerin de meskenin yapılanması biçiminde bir yapılanma içinde olması mümkündür. Yani, her kapıyı açtığında karşı komşusuyla muhatap olan bir apartman sakini ya da yanındaki komşu ile muhatap olan gecekondu sakini, ister istemez insanlarla muhatap olacak ve bu durum ilişkileri farklılaştırabilecektir. Zaten yapılan çalışmalarda, güvenlikli site, villa gibi yerlerde ikamet edenlerin “topluluk yaşamına dair bir anlam edinmedikleri” ortaya çıkmıştır. Süre sınırlamalı olan lojmanlarda da, farklı bir durum yaşanmakta, komşularla mesafeli ilişkiler kurulmaktadır. Uydu kent ya da büyük sitelerde, komşuluk ilişkilerindeki mesafeyi azaltma yolunda birtakım adımlar atılabilmektir. Sosyal merkezlerin yaygınlaşması, burada, bazı dönemlerde ve durumlarda (Ramazan ayında teravih namazı kılınması, mevlit ve sünnet düğünleri 209 yapılması, taziyelerde erkeklerin taziye kabul yeri olması) faaliyetlerin yapılması, komşuluk ilişkilerinin kurulması ve devamında önemli bir yer tutmaktadır. Şehir merkezinden çevreye (dış mahalle, gecekondu bölgeleri, belde, ilçe merkezi) gidildikçe geleneksel aile biçimi ve yaşayış tarzının yaygın olduğu görülmektedir. Buralarda yaygın olarak müstakil ev sistemi yaygın olup geleneksel ilişkiler ve alışılmış mahalle komşuluk ilişkilerinin devam ettiği görülmektedir. Bazı bölgeler, şehrin dışında olmasına rağmen, geleneksel ilişkilerin devam etmediği görülmektedir. Buralar; ya dubleks tipi, ya güvenlikli site ya da müstakil siteler olduğu görülmektedir. Şehirlerin fiziki olarak geniş bir alan üzerine kurulmuş olması, insanların sık sık görüşmesini etkileyebilir. Başka bir yerden taşınmış olan bir kişinin eski yerleşim yerindeki komşusunu sık sık ziyaret edemeyecek, yakınında bulunan komşularıyla görüşmek suretiyle, sosyal ilişki kurma ihtiyacını karşılayacaktır. Özel taşıt sahibi olma oranının yükselmesi, komşuların ziyaret durumunu etkileyebilir ve görüşmelerin daha sık olmasını sağlayabilir. Binada asansörü olanlarla olmayanlar arasındaki tablolar anlamlı çıkmıştır. Bir kişinin evine girerken/çıkarken, binadaki bir komşu ile asansörde karşılaşma ihtimali, merdivende inip/çıkarken karşılaşmaya göre daha düşük olacaktır. Merdiveni olan binada oturan kişiler, birkaç karşılaşmadan sonra ilişkileri ilerletme düşüncesini geliştirebilirler. Eve girer çıkarken karşılaşma olgusu asansörde daha düşük olacağından, komşuluk ilişkisinin kurulması da o oranda düşebilecektir. Bunun yanında, merdivenden çıkma durumunda, eldeki eşyanın çıkarılması veya indirilmesine yardım talebinin gelme ihtimalinin daha yüksek olacağı söylenebilir. Ekonomik seviyeye göre bir meskene taşınma, beraberinde yakın ekonomik düzeyde olan insanlarla ilişki kurmayı getirebilir. Buna rağmen, aynı binayı / siteyi paylaşmasına rağmen farklı ekonomik düzeylerde olunması mümkündür. Ekonomik durum ile görüşme değişkeni arasında bir ilişki aramanın yanında, ekonomik durum itibariyle farklı düzeylerde bulunan insanların görüşme sıklığı ve şekli üzerinde de durmakta yarar vardır. Kişi, gelirin durumuna göre bir yaşam sürebilir ve çevresindekilerin de benzer nitelikte olmasını önemseyebilir. Buna göre, kendi ekonomik durumundan düşük veya yüksek olanlarla komşuluk ilişkilerinin sürekli / sistematik olarak yürütülmesinin zorlaşacağı ifade edilebilir. Aslında ekonomik düzeyin yükselmesine paralel olarak uğraşı durumu değişebilmekte ve bu durum, komşuluk ilişkilerinin farklı şekillerde sürmesine neden olabilmektedir. Mesela; karı- 210 koca çalışan bir ailenin, sadece evdeki erkeğin çalıştığı bir aile ile ya da karı-kocanın emekli olduğu bir aile ile ilişkisi farklı olacaktır. Komşuluk ilişkilerinin, insanların etnik kökenlerine göre farklılık gösterebileceği biçimindeki bir varsayımın geçerliliği düşük düzeyde kalmıştır. Bu araştırmanın örneklem grubuna katılanlar, komşulukta etnik mensubiyeti fazla önemsemezken, önemli olan durumun insan olma bilinci olduğunu dile getirmişlerdir. Araştırma; Kürt, Türk, Zaza gibi etnik unsurların bir arada bulunduğu bir şehir özelliği taşıyan Elazığ’da yapıldığından, bu şekilde bir hipotez geliştirilmiş ve bunun gereği olarak soru sorulmuştur. Örneklem grubunun büyük bir kısmı için (9/10) bu durum çok önemli değildir. “Din / Đslam kardeşliği” vurgusunun yapılmış olması, etnik köken olgusunun, din olgusunun devreye girmesiyle etkisizleştiğini göstermektedir. Dinsel/mezhepsel inancın, komşuluk ilişkisi üzerinde etkisi olduğu varsayımından hareket edilmiştir. Elazığ ilinin birçok yerinde Sünni ve Alevi nüfus bir arada yaşamaktadır. Örneklem grubunun 3/4'üne yakını bu durumun komşuluk ilişkileri açısından çok önemli değildir. Belli bir kesim (1/4) içinse önemli bir durumdur. Alan çalışması yapılan mahallelerden bazılarında Alevi ve Sünni kesim iç içe yaşamaktadır. Alevi kesim ile Sünni kesimin karşılıklı olarak birtakım eleştirilerde bulunsalar bile, genel anlamda, komşuluk ilişkilerinin yaşanması noktasında bir sıkıntının olmadığı, alan çalışması esnasında görülmüştür. Siyasi görüş, bir yerde, etnik köken ve dini / mezhepsel kodlarla ilgili bilgi verme özelliği taşısalar da, Elazığ ili ilgili farklı bir durumun yaşandığı dikkat çekmektedir. Buna göre, Kürt kökenli olma, bir yerde, bu anlamdaki bir siyasi görüşe sahip olmayı ve dolayısıyla siyasi partiye desteği akla getirirken, Elazığ’da durum bundan farklıdır. Elazığ’da bulunan Kürt kökenlilerin, daha çok, milliyetçi kimliğiyle tanınan bir partide yoğunlaşmaları, birçok siyasal bilimcinin de dikkatini çekmektedir. Buna göre, etnik köken ya da dini mensubiyetten yola çıkarak, bir siyasi görüşe yönelişin olabileceği konusunda fikir ileri sürerken, istisnai durumları göz önünde bulundurmada yarar olduğu söylenebilir. Kendi bilgi, görgü ve eğitim düzeyine uygun komşu, arkadaş edinme biçimindeki istek, çoğu kimse tarafından idealize edilebilir. Bu durum, komşuluk ilişkilerini de etkileyebilir. Buna rağmen, bazen kişinin elinde olmadan, farklı öğrenim düzeyine sahip kişilerin, komşu olarak yakında olması mümkündür. Kişi, kendisi ilişki kurmasa bile; annesi, babası, dedesi 211 nenesi, çocukları, kardeşi vasıtasıyla bu kişilerle ilişki kurulabilir ve kanıksama yoluyla da olsa bir ilişki biçimi ortaya çıkabilir. Yalnız bu ilişki biçiminin, uzun süreli olması gibi bir özellik taşıdığı söylenebilir. Öğrenim düzeyinin yükselmesine bağlı olarak bir mesleğin kişi tarafından icra edilmesi söz konusudur. Bu durum, istense bile, komşuyla hergün yüz yüze görüşülmesini ve komşuluk pratiklerini gerçekleştirmeyi zorlaştırabilir. Yapılan çalışmalar; komşunun öğrenim düzeyinin komşuluk ilişkilerinde kısmen önemsendiğini ortaya koymaktadır. Kadınların komşuluk ilişkisi kurarken daha seçkinci davranmalarına karşılık çokça komşu edindikleri, buna karşın erkeklerin komşu özelliği taşıyan insanlarla görüşme durumunun yaygın olduğu, buna karşın, komşuyu seçme biçiminde bir tavır göstermedikleri görülmüştür. Kadınların, erkeklere göre daha hızlı ve çok sayıda kişi ile komşuluk ilişkisi kurmaları, kadınların duygu ve düşüncelerini ifade etme yeteneklerinin gelişmesine bağlanmaktadır. Yine dinleme becerisi noktasında erkeklerden daha geride olmaları da, kadınların komşulukta ön planda olmaları durumunu ortaya çıkarmıştır denebilir. Şehre özgü komşuluk davranış kalıplarının edinilmesi, komşuluk ilişkilerinin daha samimi olduğu veya olacağı anlama gelmeyebilir. Kişi, kırsal kesimde / köyde edinmiş olduğu davranış ve zihniyet kalıplarını şehirde sergilemekten dolayı kınanabilir veya dışlanabilir. Bir kişinin uzun süre çevresi tarafından benimsenen ve ödüllendirilen kalıplara bigâne kalması mümkün olmadığından, belli bir adaptasyon / kanıksama sürecinden sonra kente özgü davranış kalıbını benimsemesi mümkündür. Đkamet edilen evin; site, apartman, villa, dubleks veya yazlık olmasının komşuluk ilişkilerini etkileyebileceği varsayımından hareket edilmiştir. “Kapı komşu” deyimi, evin kapısı her açıldığında karşıdaki veya yandakiyle olan bir ilişki biçimini niteler gibidir. Konut sakini; akrabası, çocuğu veya anne babasıyla rastlaşmaktan ziyade, günde birkaç kez karşı veya yan komşusuyla rastlaşabilir. Bu durumda; eğitim durumunun, ekonomik durumun, zevklerin, karakterin uyuşmaması durumunda bile komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesi olası hale gelebilir. Yerleşilen yerdeki insanlar arasında geçerli olan ilişki kalıplarına uymama durumu; kınanma, dışlanmışlık gibi sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle ilgili; mahalle, bölge, caddede geçerli olan komşuluk ilişki kalıplarının, belli bir zaman içerisinde benimsenmesi mümkün hale gelmektedir. 212 Đnsandaki sahiplenme duygusu, birçok alanda olduğu gibi, ikamet edilen ev noktasında kendini gösterebilir. Đkamet edilen meskeni sahiplenen kişi, uzun vadeli plan yapar ve bu durumu devam ettirmek için de çevresiyle farklı ilişkileri içine girebilir. Bu durumda önemsenen olgulardan biri de şüphesiz komşular ve komşuluktur. Kiracı veya lojmanda oturma durumu, gelip geçiciliği ifade edebilir ve sosyal ilişki de bu temele dayandırılabilir. Bu durum; komşuluğun samimiyet derecesini, samimi olunan komşu sayısını, görüşme sıklığını, ailece görüşme sıklığını, komşularla görüşme gerekçelerini vs. etkileyebilir. Ailenin kalabalık oluşu, normalde, komşuluk ilişkilerini etkileyen önemli bir unsur olarak ele alınmıştır. Ancak, ailedeki çocuk sayısı ve aile ile birlikte kalan yaşlı kuşağın, görüşülecek komşu için “külfet” gibi görülmediği dikkat çekmektedir. Çocukların, bir birleriyle kaynaşması, oyun oynaması gibi durumlar, çocuk olgusuna olumsuz bir anlam yüklenmesini anlamsızlaştırabilir. Evin yaşlılarının (anne, baba, dede, nine vb.), komşuluk ilişkilerinde “yük” olarak görülmediği ifade edilebilir. Yaşlıların nasihatleri, deneyimleri bazen kişiler tarafından “istenen” konumda olabilmekte ve komşularla kalabalık sayıda görüşme istenmeyen bir durum olarak algılanmayabilmektedir. Hane büyüklüğüyle bağlantılı olarak geliştirilen komşuluğun kendine mahsus kurallarının zamanla oluştuğu da işin başka bir boyutudur. Araştırma verilerinden elde edilen bilgilere göre, evdeki çocukların varlık durumu ve sayısı, komşuluk ilişkilerini çok da olumsuz etkilememekte, aksine çocukların biri biriyle arkadaş olması, oynaması, sosyalleşmesine fırsat sunması gibi nedenlerden dolayı olumlu bir anlam yüklenmektedir. Kişilerin, komşuluk kurma niyetinde olduktan veya bir araya geldikten sonra, çocuk sayısını pek de önemsemedikleri görülmüştür. Bayram, ölüm, doğum, sünnet, düğün, nişan gibi özel gün ve zaman aralıklarının, komşuluk ilişkilerinin gelişmesine önemli katkısı olduğu görüşü yaygın olarak kabul edilmektedir. Kişiler, normal zamanda zayıf olan ilişkilerini, bu zamanlarda karşılıksız olarak ilerletebilmekte ve kendilerinin sevinçli ve kederli günlerinde komşularının yanı başlarında olmasını beklemektedir. Buna göre, sosyal ilişki kurulurken, karşıdakinin güven vermesi durumunda, bu kişinin veya kişilerin akraba olmasına bakılmaksızın ilişki kurulabilir ve bu ilişki bazen akrabalığın önüne geçebilir. Akrabalık ziyaretlerinin azaldığını ifade edenlerin oranı, örneklem grubunun 7/10’una karşılık gelmektedir. Olmayan veya çeşitli nedenlerle gerçekleştirilemeyen akraba 213 ziyaretlerinin yerine komşuluk ilişkisinin ikame edilmesi söz konusudur. Yapılan çalışmalarda; akraba, arkadaş ve komşu kesimler i arasında, ilişki kurma noktasında komşu, bazen birinci derecede önemli kesim olmakta, çoğu zaman da ikinci konuma düşmektedir. Özel araba, otobüs, minibüs, metro gibi araçların yaygınlaşması, eski komşuluğun devam ettirilmesinde önemli bir yer tutarken, uzakta kalan komşularla sık sık görüşülmesi insanlara çok da “pratik” gelmeyebilir. Bunun yerine, yakınında olan insanlarla sosyal ilişki kurarak, yakın mekâna özgü komşuluk ilişkileri geliştirilmesi daha uygun gibi gözükmektedir. Đnsanların özel araç sahibi olmaları ve çocuklarını okul servislerine kaydettirmelerinin, sosyal ilişkilerde bireyselleşmeyi doğuracağı varsayımından hareket edilmiştir. “Eskiden çocuklar okula beraber giderlerdi. Bunun bile komşuluğa etkisi vardı. Şimdi yok artık” biçimindeki ifade, bu denenceyi kısmen doğrulamaktadır. Enformel görüşmelerde, eskiye oranla görüşme sıklığında azalma olduğu dile getirilmiştir ki, bu durumdan en çok yakınınlar ise, şehir merkezi ve ilçe merkezlerinde yaşayanlardır. Şehir yaşamanın, insanlar arasındaki ilişkileri etkilediği görüşü yaygınken, bu noktada üzerinde en çok durulan konu, kitle iletişim araçlarının (televizyon, internet vb.), insanların diğer insanlarla ilişki kurmasına engel olmasıdır. Kadınların ilişki kurma, anlaşma ve komşuluğu devam ettirme noktasında erkeklerden daha iyi durumda oldukları tespiti yapılabilir. Bazıları, eskiden her sıkıntıda komşular birlik içinde hareket ettiklerini, görüşmek için zaman ve mekânın çok da önemli olmadığını ve birçok ilişkinin kendiliğinden gerçekleştiğini ifade etmişlerdir. Komşuluk kurumunun aslında bir eğitim kurumu gibi işlev gördüğü, çocuk ve gençlerin bu kurum içinde görerek öğrendikleri ve bunu bir sonraki kuşağa aktardıkları ifade edilmiştir. Yaşlı kesim, geçmişle oranla günümüzde komşularla görüşme süresi yanında, nedenleri ve sıklığında bir değişim yaşandığını ve bu değişimin negatif yönde / azalma yönünde olduğunu ifade etmişlerdir. Geçmişte, komşunun korunup kollandığını, öncelikle yakın, sonra uzak komşunun gözetlenip ilişki kurulduğunu belirtenler, “apartman hayatı”nın birçok şeyde olduğu gibi komşulukla ilgili değerleri silip götürdüğünü dile getirmişlerdir. Aynı binada oturmasına rağmen bir birini tanımama durumunun insanlar tarafından kanıksanmasının normal olarak algılanmasına şaşırılmaktadır. “Komşu komşunun külüne muhtaçtır” biçiminde ifadesini bulan değer sisteminin önemsenmeme durumunun, insanları yalnızlaştırdığı ve insanı duygusuzlaştırdığı dile getirilmiştir. 214 Manevi yardımlaşma ve güven duygusu komşulardan beklenen en önemli hususlardır. Güven unsuru, komşuluğu hem oluşturan ve hem de devam ettiren önemli bir unsur olarak ortaya çıkmıştır. Manevi yardımlaşma, komşuluğun işlevleri içinde en çok değinilen husus olmuştur. Dernek / kurs faaliyetine katılma, sinema / tiyatroya gitme, çay partisi / gün düzenleme, spor yapma gibi faaliyetler; geleneksel komşuluk tanışma biçimlerinin dışında ele alınabilmektedir. Kırsal alanda dile getirilen en önemli şikâyet konusu dedikodu olurken, şehir ortamında, özellikle çok katlı binalarda halı silkeleme ve gürültü yapma en çok şikâyet edilen konulardır. Özellikle çok çocuklu ailelerden, alt katta oturan kişiler şikâyet etmektedirler. Halı, sofra bezi silkeleme gibi şikâyetler, temizlik konusunda hassas olan insanlardan olmakta ve bazı komşuların vurdumduymazlığından bahsedilmektedir. Temizlik davranışları (halı silkeleme gibi), bazen bir ihtiyacın sonucu olmayabilmekte, bir alışkanlığın gereği olarak gerçekleştirilebilmektedir. Gece saatinde gürültü yapma, yüksek sesle müzik dinleme, hafta sonları erken saatte temizlik yapma gibi durumlar da şikâyet konusu olmaktadır. Sosyal ve kültürel değişim sürecinde, komşulardan beklentilerde değişim yaşanabilir. Bu değişim, yerleşim yerine göre de farklılaşabilir. “Duyarlı olan” ve “iletişim kuran” komşuların istenmesi; yalnızlaşan, bireyselleşen ve kitle iletişim araçlarının etkisinde olan bir toplumsal yapının göstergesi gibi ele alınabilir. Bunun yanında; “gürültü yapmayan” ve “çocuklarına sahip çıkan” biçimindeki bir istek, çok katlı yapılaşma sonucunda orta çıkan bir istek gibi durmaktadır. Bunun yanında; “güven”, “emniyet”, “emin olma” gibi kavramlar üzerinde durulması komşuluktaki en temel kriterin çok da değişmediğini göstermektedir. Manevi destek verme ve yardımsever olmanın vurgulanması, komşuluğun temel unsuru olan, bir ve beraber olma durumunun önemsendiğini düşündürmektedir. Yapılan birçok çalışmada, komşunun vasfı veya iyi özelliğinin ne olduğu sorusuna “güvenilir olması” biçimindeki yanıt, komşuluk ilişkilerinden beklenen şeylerin çok değişmediğini göstermesi açısından ilginçtir. “Kötü komşu” tanımlamasına verilen yanıtlardan görülen en önemli özellik, “iyi komşu” tanımının tam zıddı olan tanımlamaların yapılmış olmasıdır. “Đyi komşu” tanımlaması içinde yer alan “gürültü yapmayan” ve “gürültü çıkaran” tanımlamasının daha çok ikamet edilen evle ilgili olarak dile getirildiği söylenebilir. Kent yaşamında, insanların yalnız kalması karşısında; “dert dinleyen” ve “iletişim kuran” komşular 215 istenmesi ve “iletişim kurmayan”, “insanlarla ilgilenmeyen” komşuların “kötü komşu” olarak nitelendirilmesi mümkündür. Küçük yerleşim yerleri, çevre mahalle ve köylerde akrabalarla iç içe olma durumunun, iletişim kuramama veya dert dinleme problemini önemsiz kılabilmesi olasıdır. Apartmanda / binada yönetici olması, apartman kurallarının somut hale getirilmesi ve bu kuralların (halı, kilim silkeleme günleri ve saatleri, çocukların gürültü yapmaması, bina temizliği ve çevre düzenlemesinin yapılması, ortak gider için ücret toplanması ve harcanması vs.) takip edilmesini mümkün kılabilir. Bunun yanında, komşudan herhangi bir şikâyet durumunda, bu durumun yöneticiye iletilmesi ve şikâyetçi olunan komşu ile muhatap olunmaması / yöneticinin muhatap olması gibi durumlar yaşanabilir. Apartman / binada kapıcının olması, komşuluk ilişkilerini etkileyebilir. Şikâyet durumunda, yönetimi temsil etmesi düşüncesinin varlığından dolayı, bu şikâyeti kapıcıya ifade etme durumu yaşanabilir. Sitenin / apartmanın temizliğinin komşular tarafından yapılması durumu, belli bir işbirliği ve paylaşmayı beraberinde getirecektir. Apartman, gecekondu veya villalarda komşular arasındaki ilişki devam etmesi, komşuluk ilişkilerinin samimiyet derecesi hakkında tam bir bilgi vermeyebilir. Ancak, temizlik yapmak, evin planını değiştirmek gibi nedenlerle bir araya gelmek, komşuluktaki samimiyet derecesini göstermesi açısından önemlidir. Ev taşıma, komşulara ev işinde yandım etme veya bina merdivenlerinin yıkanması gibi işlere göre oldukça ağır sayılabilir. Ücret karşılığı firmalara yönelmenin altında yatan en önemli nedenlerden birinin bu olduğu ifade edilebilir. Ev taşıyan firmaların yaygınlaşması durumunun, komşuluktaki yardımlaşmayı nispeten azaltmış olduğu söylenebilir. Örneklem grubunun yarıdan fazlası, büyük alışveriş merkezleri, eğlence merkezlerinin sayı ve işlevlerinin artmasının komşuluk ilişkilerini etkilemeyeceği görüşündedir. Dile getirilen bir görüş, denencenin kısmen doğrulandığını göstermesi açısından ilginçtir: “Zaman geçirmek için bitişik komşu değil, kilometrelerce ötedeki iş arkadaşı ziyareti, eğlence mekânı tercih ediliyor. Mahalle bakkalının bu günkü durumda olması ilişkilerdeki olumsuzluğu gösteriyor”. Site / apartman sorunlarının görüşüldüğü, özel gün veya gecelerde sosyal merkezde toplanıldığı dile getirilmiştir. Bina / apartman gibi yerlerde, Kur’an kursu ve beceri (dikişnakış vb.) kurslarının açıldığı da ifade edilen görüşler arasındadır. Anketörlerden birisinin ankete düştüğü şu not, şehir yaşamındaki komşuluk ilişkilerini yansıtması açısından ilginçtir: 216 “Anket yaptığım dairenin giriş katında bir ilan vardı. Đlan, “X dairede taziye var” biçimindeydi. Ancak, aynı anda sosyal merkezde düğün yapılıyordu”. Varılan sonuçlardan yola çıkarak aşağıdaki sorulara nasıl cevap verileceği üzerinde durmak gerekir: Kent formu, komşuluk ilişkilerinin ve sosyal aktivitelerin olumlu yönde gelişmesi için uygun mudur? Komşular arası hakların korunması, ilişkilerin düzenlenmesi, daha insancıl hale getirilmesi için neler yapılabilir? Mekânsal düzenlemeler, sosyal yaşamın çeşitliliğini artıracak, ilişkileri zenginleştirecek, komşular arası dayanışmayı ve ortak hareket etmeyi sağlayacak şekilde mi yapılmıştır? (GÜLER ve ÇOBANOĞLU, 1994, 30). Komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi ile ilgili önerilerde bulunmanın, başka bir olgu veya problem ile ilgili öneride bulunmaktan birtakım farklılıklar içerdiği söylenebilir. Komşuluk ilişkileri formel olmayan bir tarzda iken, aynı zamanda bu ilişkiler gönüllülük esasına göre işlemektedir. Ayrıca, komşuluk kurulacak kişilerin güveninin kazanılması veya kazanılamaması da ayrı bir gerçeklik olarak ortada durmaktadır. Komşuluk ilişkilerinin gelişmesi ile ilgili olarak bazı kaynaklarda öneriler bulunmaktadır. Gökçe (2007, 29), komşuluğun gelişimi ile ilgili olarak şöyle bir öneri getirir: “Geleneksel yerleşmelerde binaların konumu, komşuluk ilişkilerini kolaylaştırıcı olup, her biri görüş açılarını koruyacak şekildedir. Çoğunlukla karşılıklı yollardan kaçınılmıştır. Đkinci derece yolların bağlantısı “T” şeklindedir. Evlerin inşa hattı genellikle sokağa dik çıkmalar yapmaktadır. Sokağı yer yer kırarak bazen daha dar, bazen daha geniş hale getirir. Bu daralma ve genişlemeler, ışık miktarını değiştirir. Sokaklar ancak bir ev boyunca düz gider, çoğunlukla girintili çıkıntılıdır, küçük meydanlar oluşturur. Böylece sosyal etkileşimin sağlandığı, insanlar arası iletişim yaratan sokak düzeni sağlanmış olur”. Es ve Ateş (2008, 244-245) ise, Komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi ile ilgili olarak aşağıdaki önerileri getirmişlerdir: *Kentleri yeniden inşa ederken, toplumun sosyal ahlakını açıklayarak ve dikkate alarak kurumlar onun çevresinde inşa edilebilir. 217 *Komşuluk bilincinin gelişmesi adına sivil toplum kuruluşlarına destek verilebilir. *Kent-insan ilişkisi temelli projelerin hayata geçirilmesi için, yerel yönetimlerin girişimde bulunması gerekir. Bu, çıkarılacak mevzuatla zorunlu hale getirilebilir. *Her bölgeye, şehre, semte ve hatta mahalleye özgü mimari planlar geliştirilebilir. *Merkezi politikalardan çok, yerinden yönetim politikaları hazırlanabilir. *Mahalle bilincini yaşama geçirecek önlemler, yerel yönetimlerce alınabilir. *Kentteki sosyal ve kültürel faaliyetler gecekondu bölgelerine kadar yaygınlaştırılabilir. *Toplumsal sorunların çözümünde dernek, vakıf, özel sektör gibi sivil aktörlerin yer alması sağlanabilir ve yerel yönetimlerle sivil örgütler işbirliği içine girebilir. *Kentlerin yerleşim yerleri tartışılırken, kentlerin sahip olduğu kültür ve sanat değerleri rehber olabilir. Komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi ile ilgili olarak tarafımızca hazırlanan öneriler ise aşağıdaki gibi sıralanabilir: *Komşuluğun, Türk kültürünün en önemli ritüellerinden biri olduğu bilgisi, RTÜK’ün öncülüğünde, kamuoyuna anlatılabilir. Bu ilkelerin anlatılmasında basın yayın organları (özellikle TV) kullanılabilir. Komşulukla ilgili hazırlanan paket programlarının, özellikle TV’lerde, yayınlanması zorunlu hale getirilebilir. Etnik köken, dini / mezhepsel mensubiyet gibi unsurların, hiçbir zaman ayırıcı değil, kimlik kazanma amacına yönelik bir amacının olduğu vurgusu yapılabilir. Geçmiş Türk-Đslam devletlerindeki (Osmanlı, Selçuklu gibi) komşuluk ilişkileri ile ilgili bilgiler verilebilir. *Yerel yönetimler (özellikle Belediyeler) ve müftülükler, Ramazan ve Muharrem gibi günlerde Alevi ve Sünnilerin komşuluk ilişkisinin gelişmesi için aşure ve iftar gibi faaliyetler düzenleyebilir ve hediyeleşmeyi yaygın hale getirebilir. *Komşuluğun önemi ile ilgili olarak illerde valilikler ve ilçelerde kaymakamlıkların panel, konferans, tiyatro gibi etkinlikler düzenlemesi sağlanabilir. Bu süreçte, broşür, kitapçık gibi materyaller kullanılabilir. *DPT SODES çerçevesinde hazırlanacak projelerde, komşuluk projelerine destek verilebilir ve bu amaçlara yönelik proje hazırlanması teşvik edilebilir. 218 *Yapı kooperatiflerinde kura çekilirken, belli komşu gruplarının oluşturulması ve kişilerin komşularını kendilerinin seçmeleri sağlanabilir. *Kira kontratı mevzuatına, ikamet eden kişi veya kişilerden memnun olunmaması durumunda, komşuların görüşlerinin yaptırım gücünde olduğuna ilişkin maddeler konulabilir. *Đslam ve diğer dinlerde / mezheplerde yer alan, komşulukla ilgili esaslar ortaya konabilir ve esaslar farklı kesimlere iletilebilir. Bunu yaparken, Türkiye’de dini faaliyetlerin uygulamasında rol oynayan Diyanet Đşleri Başkanlığına bağlı camiler, cem evleri, kilise, havra diğer dini kuruluşlardan yararlanılabilir. Her kesimin inanç ilkeleri / bilgileri, mensuplarına aktarılabilir. Toplumda yaygınlığı bulunan dini ritüellerden Ramazan ve Kurban bayramında, komşular arası yardımlaşma ve dayanışmanın yaygınlık kazanması için teşvikler artırılabilir. *Son zamanlarda konut yapımında önemli bir rol üstlenen TOKĐ’nin, yapacağı konutlarda komşuluğu mümkün kılan tarzda planlar yapması sağlanabilir. *Toplu konut / kooperatif gibi yapılar için ruhsat verilirken sosyal merkez veya komşuluk merkezi gibi bir mekânın yapılması zorunlu hale getirilebilir. *Siyasi partilerin gençlik ve kadın kolları, toplumda komşuluğun geliştirilmesi için çaba gösterebilir. *Esnaf odaları, esnaf dernekleri ve esnaf vakıfları; üyelerinin kendi komşularını ziyaret etmelerini ve hediye vermelerini teşvik edebilir ve bunu bir zorunlu hale getirebilir. Fakir komşuların ihtiyacını karşılamak üzere, mahalle bakkalı ve fırınında, “askıda ekmek” uygulaması teşvik edilebilir. *Polis ve acil servis elemanları, kendilerine gelen ihbarın zorluk / çözülme derecesine göre, kişiyi öncelikle komşusuna yönlendirebilir. *Daha çok hemşerilik temelli kurulan dernek ve vakıfların kuruluş tüzüğüne komşuluğun geliştirilmesini içeren maddelerin konulması zorunlu tutulabilir ve belli aralıklarla bu yönde faaliyetlerin yapılıp yapılmadığı denetlenebilir. *Sitede oturan kiracıların da ev sahiplerinin sahip olduğu tüm haklara sahip oldukları bilgisinin, site kuralları içinde konulması zorunlu hale getirilebilir. 219 *Bazı illerde özellikle emniyet müdürlüklerinin kurulmasına öncülük ettiği “komşu kollama sistemi”, çevrede olup biten hadiselerin (hırsızlık, cinayet, darp vb.) polise bildirilmesi amacını taşısa da, bu projenin daha da genişletilerek, komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi gibi bir amaca da hizmet etmesi sağlanabilir. Bunun gibi, diğer resmi kurumların benzer projeler üretmeleri sağlanabilir. *Đlk ve orta öğretim müfredatında, komşulukla ilgili bilgiler zenginleştirilebilir. Öğrencilerin bu kültürü öğrenmesi, yaşaması ve bunu hayatlarında pratik haline getirebilmeleri için zemin hazırlanabilir. 220 KAYNAKÇA 21. Yüzyılın Eşiğinde Örf ve Âdetlerimiz, Ankara: TC. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı Yay., (1997). ABDULLAH CEVDET, Dilimle Đkrâr, Kalbimle Tasdik Ederim, Đçtihad, 28 Teşrin-i Sâni (1329), s.1810-1812. AGNEW, J. Place and Politics: The Geographical Mediation of State and Society, Boston, Allen & Unwin, (1997). AKDOĞAN, Ali. “Şehirleşme Sürecinde Komşuluk ilişkileri ve Đslam”, Diyanet Đlmî Dergi, C.45, S.3, Eylül, s.103-124, (2009). ALBAYRAK, N. Türkiye Türkçesinde Atasözleri, Đstanbul: Kapı Yay., (2009). ALKAN, A. “Ev ve Ailenin Değişimi”, Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi, Ankara: Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Yayınları, C.2, s.697-699, (1992), ALVER, K. Siteril Hayatlar, Kentte Mekânsal Ayrışma ve Güvenlikli Siteler, Ankara: Hece Yayınları, (2007). AMĐRAN B. K. Sosyal Đlimler Metodolojisi, Filiz Kitapevi, Đstanbul, (1982). AŞA, E. “Âdâb-ı Muâşeret Kitapları”, Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi, C.3, Ankara: Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Yayınları, s.966-981, (1992). AYATA, S. ve AYATA, A.G., Konut, Komşuluk ve Kent Kültürü, T.C. Başbakanlık TOKĐ Yayınları, Ankara, (1996). AYÇA., K, “Mekânsal Bir Olgu Olarak Hemşehrilik ve Bir Hemşehrilik Mekânı Olarak Dernekler”, European Journal of Turkish Studies, Thematic Issue N: 2, Hometown Organisations in Turkey: http://www.ejts.org/document375.html AYDOĞAN, F., Köyden Kente Göçün, Ailenin Akrabalık ve Komşuluk Đlişkileri Üzerine Etkileri, II. Ulusal Sosyoloji Kongresi-Toplum ve Göç, Mersin, Ankara, s.551-553, (1997). AYTAÇ, P. “Türkiye'de Hemşerilik Đlişkileri”, Türk Aile Ansiklopedisi, Ankara: Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Yayınları, C.2, s.696-698, (1991). BARDAKOĞLU, A. “Küresel Şehirler ve Çok Kültürlülük”, http://www.diyanet.gov.tr/turkish /bildiri.asp?id=126, (Erişim Tarihi: 12.03.2011). BAYHAN, N., Komşuluk Kültürümüze Dokunmayın, Zaman Gazetesi, 04.07.2009. 221 BAYKAYA, T. Osmanlılarda Medeniyet Kavramı ve On Dokuzuncu Yüzyıla Dair Araştırmalar, Đzmir: Akademi Kitabevi, (1999). BUHARĐ, Seçme Hadisler, Siracü’l-muhsinin, Ebu Abdullah Muhammed b. Đsmail Buhari, 256/870; haz. Ahmet Tekin, Đstanbul: Yasin Yay, (2000). CANAN, Đ. Kütüb-i Sitte, (Müslim, Buhari, Ebu Davud, Tirmizi, Nesâî, Đbn-i Mace), Ankara: Akçağ Yay., 17. Cilt, (2009). ÇAĞIRICI, M. ŞAFAK, A. “Komşu”, Türkiye Diyanet Vakfı Đslam Ansiklopedisi [DĐA], C.26, Đstanbul (2003). ÇAKIR, B., Đstanbul’da Eski ve Yeni Yerleşim Yerlerinde Komşuluk Đlişkilerinin Karşılaştırılmasına Yönelik Bir Araştırma, (Fatih-Seyitömer Mahallesi; BağcılarKemalpaşa Mahallesi; Beylikdüzü-Bizimkent; Đkitelli-Başakşehir 4. Etap Örneği), (Yüksek Lisans Tezi), Đstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Yapı Sosyal Değişme Bilim Dalı, Đstanbul, (2005). DEVELLĐOĞLU, F., Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Đstanbul (1995). DUANY, A. E. Plater-Zyeberk, “The Neighborhood, the District and the Corridor”, The New Urbanism Towards and Architecture of Community, (1993), p.123-138. DUMAN, Z., Kur'an-ı Kerim'de Adab-ı Muaşeret-Görgü Kuralları, Tuğra Neşriyat, Đstanbul, (1986). Dünya Komşuluğu Keşfetti, http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=47315. (Erişim Tarihi: 12.03.2011). EBÛ DÂVÛD, Terceme ve Şerhi. Süleyman b. Eş'as b. Đshak el-Ezdi Ebu Davud es-Sicistani, 275/889, Haz.: Necati Yeniel, Hüseyin Kayapınar; Đstanbul, Şamil Yayınevi, (1988). EĐSENSTADT, S. N. Modernleşme, Başkaldırı ve Değişim, Ankara: Doğu Batı Yay., (2005). ERDER, S., Đstanbul'a Bir Kent Kondu-Ümraniye, Đletişim Yayınları, Đstanbul, (2001). ERDOĞMUŞ, D., Sürdürülebilir Yaklaşımlar Çerçevesinde Mahalle Olgusu ve Aydın Merkez’de Kurtuluş, Köprülü, Yedieylül Mahalleleri Örneklemesi, (Yüksek Lisans Tezi), Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Şehir Bölge Planlama Anabilim Dalı, Ankara, (2006). ERDOĞMUŞ, Z., Kırsal Bölgelerden Ankara, Kıbrıs-Bayraktar Đlkokulu Gecekondu Bölgesine Göç ve Göçedenlerin Kentlileşmesi, Hacettepe Üniversitesi Yayınları, Ankara, (1977). 222 EROL, M., Toplumun Tabakalı ve Olasılıklı Yapısı, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 27, s.27-58, (2003). ES, M. ve ATEŞ, H., Kent Yönetimi, Kentlileşme ve Göç: Sorunlar ve Çözüm Önerileri-I, www.yerelsiyaset.com/pdf/haziran2008/7.pdf, (Erişim tarihi: 12.03.2011). ESERPEK, A., Sosyal Kontrol, Sapma ve Sosyal Değişme-Erzurum'un Đki Köyünde Karşılaştırmalı Bir Araştırma, Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yayınları, Ankara, (1979). GANS, H. Urbanizm and Suburbanism as Ways of Life, in A. M. Rose, Ed.: Human Behaviour and Social Processes, Houghton Mifflin, Boston:1962 Gecekondu Araştırması, Ankara: DPT, (1991). GÖKÇE, Ş., Sosyal Etkileşimi Geliştirecek Peyzaj Tasarımı Üzerine Bir Araştırma: Çukurambar Mahallesi Örneği, (Yüksek Lisans Tezi), Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı, Ankara, (2007). GÖLÇÜK, M., Kentleşme Sürecinde Akrabalık ve Komşuluk Kültürü (Afyonkarahisar Örneği), (Yüksek Lisans Tezi), Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim Dalı, Afyonkarahisar, (2007). GÖRMEZ, K., Şehir ve Đnsan, MEB Yayınları, Đstanbul, (1991). GÜLER, Ç. ve ÇOBANOĞLU, Z., Kentleşme ve Çevre Sağlığı, Sağlık Bakanlığı Yayınları, Ankara, (1994). Hayatımda Hiç Arkaya Bakmadım, Mübeccel B. Kıray’la Söyleşi, Ankara: Bağlam Yay., 2002. http://www.antalya.pol.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=82&Itemid=221, (Erişim Tarihi: 12.03.2011). http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=47315. (Erişim Tarihi: 12.03.2011). http://www.immeublesenfete.com, (Erişim tarihi: 12.03.2011). http://www.karabukmuftulugu.gov.tr/dokuman/komsuluk.doc. (Erişim tarihi: 12.03.2011). ILGAZ, R. Bütün Şiirleri 1927-1991, Đstanbul: Çınar Yayınları, 1943. Đbn Hacer el-Heysemi’nin Metnü’t-taarruf fi usuli’l-fıkh adlı eseri: inceleme ve tahkik. / Şevket Topal, Van: Ahenk Yay.,(2007). 223 ĐBN-Đ HALDUN, Mukaddime, (Çev.: H. Kendir), Đstanbul, (2004). ĐBN-i MACE, el-Kütübü's-Sitte ve Şüruhuha: Sünenu Đbn Mace 1-2, 2. Bs, Đstanbul: Çağrı Yay.,(1992). Đlmihal II, Đslâm ve Toplum, Đstanbul: ĐSAM, 1999. ĐMAM GAZÂLÎ, Đhya ü Ulûmi’d-dîn, Đstanbul: Arslan Yay., , C. II. (1993). ĐSPĐR, E. Şehirleşme ve Meseleleri, Ankara: Gazi Büro Yay., 1991 KARAARSLAN, G., Cumhuriyet Dönemi Sivas Âşıklarında Sosyal Konular Üzerine Bir Araştırma, (Yüksek Lisans Tezi), Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili Ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı Türk Halk Edebiyatı Bilim Dalı, Konya, (2006). KOCATÜRK, F. ve BÖLEN, F., Kayseri’de Konut Alanı Yer Seçimi ve Hanehalkı Hareketliliği, ĐTÜ Dergisi-Mimarlık, Planlama, Tasarım, 4/2, s.17-24, (2005). Komşu, Türkiye Diyanet Vakfı Đslam Ansiklopedisi [DĐA], Ankara, s.157-158, (2002). Komşuluk Dünyasına Dönüş, http://www.velisirim.com/icerik.cfm?icerikıd=809663597, (Eğitim Bilim Dergisi Yazıları-1), (Erişim Tarihi: 16.02.2011). Komşuluk, Sosyal Bilimler Ansiklopedisi [SBA], C. II, Đstanbul: Risale Yayınları (1985). Komşunu Kolla, http://www.kisiselgelisimdergisi.com/mod.php?mod= publisher&op= viewarticle &artid= 346, (Erişim Tarihi: 16.02.2011). KOYUNCU, A., Konya’da Komşuluk Đlişkileri, (Yüksek Lisans Tezi), Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim Dalı, Konya, (2005). KOYUNCU, A., Küresel Kentte Komşuluk, Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 22, s.23-42, (2009). KÖKSAL, Đ., Hikmet-i Baliğa (Đslam Hukuku-Muamelat), Işık Akademi Yayınları, Đstanbul, (2010). KURTOĞLU, A., Mekansal Bir Olgu Olarak Hemşehrilik ve Bir Hemşehrilik Mekanı Olarak Dernekler, European Journal of Turkish Studies (2002), http://www.ejts.org/document375.html, (Erişim tarihi: 16.02.2011) MARDĐN, Ş. “Tanzimat’tan Sonra Aşırı Batılılaşma”, Türk Modernleşmesi, Đstanbul: Đletişim Yay., s.21-79, (2007). MERĐÇ, N. Değişen Kentte Dinî Hayat ve Fetva Soruları, Đstanbul: Kapı Yay., (2005). 224 NĐRUN, N. Sistematik Sosyoloji Yönünden Sosyal Dinamik Bünye Analizi, Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yay, (1991). NURUDDĐN EL-HEYSEMÎ, Mecma’u’z-Zevâid, “Komşu”, VII. Đstanbul s.79-80., (1978). OZANKAYA, Ö.,Köyde Toplumsal Yapı ve Siyasal Kültür, Ankara Üniversitesi SBF Yayınları, Ankara, (1971). ÖZDEMĐR, E. Açıklamalı Atasözleri Sözlüğü, Ankara: Bilgi Yay., (2001). ÖZDENÖREN, R., Kent Đlişkileri, Đz Yayıncılık, Đstanbul, (1998). ÖZGÜR, E.F., Sosyal ve Mekansal Ayrışma Çerçevesinde Yeni Konutlaşma Eğilimleri: Kapalı Siteler: Đstanbul-Çekmeköy Örneği, (Doktora Tezi), Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Şehircilik Anabilim Dalı, Đstanbul, (2006). ÖZYEĞĐN, G., Kapıcılar, Gündelikçiler ve Ev Sahipleri, Kültür Fragmanları-Türkiye'de Gündelik Hayat, Ed: Kandiyoti, D.-Saktanber, A., Metis Yayınları, Đstanbul, (2003). PHĐLĐPP. R, J. “Bir Şiddet Kaynağı Olarak Komşuluk Đlişkileri”, http://www.eurozine. com /articles/article reemtsma-tr.html, (Erişim Tarihi: 16.02.2011) REEMTSMA, J. P., http://www.eurozine.com/articles/article, 2006-04-26-reemtsma-tr.html. (Erişim tarihi: 16.02.2011). SAĞLAM, M., Yaşar Atasözleri, Kaybolan Kültür Mirasımız, Anlara: Ürün Yay., (2004). SENCER, Y. Türkiye’de Kentleşme Süreci ve Kırsal Alan Sorunları, Ankara: Kültür Bakanlığı Yay., (1979). SENCER, Y. Türkiye’de Kentleşme, Bir Toplumsal ve Kültürel Değişme Süreci, Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınları, (1979). SOMBART, Werner. Burjuva, Ankara: Doğu Batı Yayınları, (2008). SUER, H. Kentleşme ve Kentlileşme Politikası, Ankara: (1991). ŞĐNASĐ, Durûb-ı Emsâl-i Osmaniye, (Yay. Haz.: Süreyya Beyzadeoğlu), Đstanbul: MEB Yay., (2003). TARHAN, N., Kadın Psikolojisi, Nesil Yayınları, Đstanbul, (2005). The Impact of Social Status, Family Structure, and Neighborhood on the Fertility of Black Adolescents, American Journal Of Sociology, Volume: 90, Number: 4, January 1985. 225 TOCQUEVĐLLE A. de. “Democracy in America: Text and Context” [Türkçesi: Amerika’da Demokrasi, (Çev.: Đhsan Sezal, Fatoş Dilber), Ankara: Yetkin Basm. Yay., 1994], TÖNNĐES, F. Şehir ve Cemiyet, (Çev.: A. Aydoğan), Đstanbul: Đz Yay., (2000). Türk Atasözleri ve Deyimleri [TASD], Đstanbul: MEB Yay., (2001). TÜRKMEN, S., Hadislerde Komşuluk, (Yüksek Lisans Tezi), Harran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel Đslam Bilimleri Anabilim Dalı Hadis Bilim Dalı, Şanlıurfa, (1996). ÜLGENER, Sabri F. Đktisadî Đnhitat Tarihimizin Ahlâk ve Zihniyet Meseleleri, Đstanbul: Đsmail Akün Mat. (1951). VĐCO, G. Yeni Bilim, Ankara: Doğu Batı Yay., (Yay. Haz.: Sema Önal Akkaş), (2007). YAZICIOĞLU, Y ve ERDOĞAN, S., SPSS Uygulamalı Bilimsel Araştırma Yöntemleri, Detay Yayıncılık, Ankara, (2004). YILDIZ, M. Cengiz, Kahvehane Kültürü, Đstanbul, (2007). YILMAZÖZ, Ü., Kentsel Dönüşüm Sonrası Komşuluk Đlişkileri, (Yüksek Lisans Tezi), Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim Dalı, Konya, (2010). 226 EK-1: ÇAPRAZ TABLOLAR Hipotez 1: Soru 7 (Đkamet ettiğiniz yerleşim yeri hangisidir?) Đle Soru 94 (Komşuluk grubuna almadığınız komşularınız var mı, almıyorsanız neden?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo143: Komşuluk Grubuna Alınmayan Komşuların Varlığı ve Komşuluk Grubuna Alınmama Durumunun Đkamet Edilen Yerleşim Yerine Göre Dağılımı Komşuluk Grubuna Alınmayan Komşuların Varlığı ve Komşuluk Grubuna Alınmama Durumu Hayır yok, Đletişim hepsiyle kuramıyoruz görüşüyoruz Đkamet Yeri Đl merkezi Yaşam biçimi benden farklı Mahalli kültürü farklı Başka arkadaş grubum var 27 5.7 6 5.0 14 3.0 1 0.8 2 2.0 8 1.7 2 1.7 1 1.0 1 1.0 17 2.1 12 1.5 245 52.0 63 52.5 56 54.9 68 62.4 76 16.1 24 20.0 17 16.7 10 9.2 5 4.6 36 7.6 5 4.2 8 7.8 8 7.4 S 432 % 53.9 X2: 55.096, SD: 24, P= 0.022 127 15.8 38 4.7 57 7.1 Đlçe merkezi Kasaba / belde Đl merkezine / ilçeye bağlı köy Toplam S % S % S % S % Yeterli zamanımız yok Ekonomik durumu benden yüksek / düşük Güven duymuyorum Diğer Toplam 1 1.0 33 7.0 13 10.8 8 7.8 8 7.4 32 6.8 6 5.0 10 9.8 8 7.4 471 58.7 120 14.9 102 12.7 109 13.6 1 0.1 62 7.7 56 6.9 802 100.0 Hipotez 2: Soru 100 (Kaç yıldan beri il veya ilçe merkezinde ikamet ediyorsunuz?) Đle Soru 34 (Komşularınızla ailecek görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?) Arasında Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo144: Komşularla Ailecek Görüşme Durumunun Đl veya Đlçede Đkamet Etme Durumuna Göre Dağılımı Kaç yıldan beri il veya ilçe merkezinde ikamet ediyorsunuz? 1 yıldan az 1-2 yıl arası 3-4 yıl arası 5-6 yıl arası 7-8 yıl arası 9-10 yıl arası 11-12 yıl arası 13-14 yıl arası 15 yıldan fazla Cevap yok Toplam X2: 30.579, SD:27, P= 0.289 S % S % S % S % S % S % S % S % S % S % S % Ayda bir 3 25.0 4 23.5 9 28.1 10 40.0 9 52.9 7 25.0 5 26.3 7 25.9 115 30.5 5 29.4 174 30.5 Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığı Birkaç günde bir Hergün Hiç 5 3 1 41.7 25.0 8.3 5 5 3 29.4 29.4 17.6 5 14 4 15.6 43.8 12.5 5 4 6 20.0 16.0 24.0 4 2 2 23.5 11.8 11.8 7 7 7 25.0 25.0 25.0 3 6 5 15.8 31.6 26.3 9 6 5 33.3 22.2 18.5 106 65 91 28.1 17.2 24.1 7 4 1 41.2 23.5 5.9 156 116 125 27.3 20.3 21.9 Toplam 12 2.1 17 3.0 32 5.6 25 4.4 17 3.0 28 4.9 19 3.3 27 4.7 377 66.0 17 3.0 571 100.0 227 Hipotez 3: Soru 10 (Mesleğiniz nedir?) Đle Soru 32 (Komşularınızla yüz yüze görüşme sıklığınız nedir?) Arasında Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo145: Komşularla Ailecek Görüşme Durumunun Đl veya Đlçede Đkamet Etme Durumuna Göre Dağılımı Mesleğiniz Nedir? Memur Đşçi Çiftçi Serbest-tüccar Öğretmen Din görevlisi Asker Polis Esnaf Şoför Emekli Teknisyen-tekniker Đşsiz Başka Cevap Yok Toplam S % S % S % S % S % S % S % S % S % S % S % S % S % S % S % S % Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığı Ayda bir Birkaç günde Hergün Hiç bir 7 24 13 1 15.6 53.3 28.9 2.2 7 13 17 4 17.1 31.7 41.4 9.8 1 19 10 2 3.1 59.4 31.3 6.3 7 9 13 2 22.6 29.0 41.9 6.5 7 23 6 19.4 63.9 16.7 3 9 3 20.0 60.0 20.0 1 2 33.3 66.7 9 2 2 69.2 15.4 15.4 3 22 23 2 6.0 44.0 46.0 4.0 5 4 55.6 44.4 5 12 19 2 13.2 31.6 50.0 5.3 4 6 4 1 26.7 40.0 26.7 6.7 7 21 21 5 13.0 38.9 38.9 9.3 17 177 197 25 4.1 42.5 47.4 6.0 1 3 25.0 75.0 69 353 334 46 8.6 44.0 41.6 5.7 Toplam 45 5,6 41 5.1 32 4.0 31 3.9 36 4.5 15 1.9 3 0.4 13 1.6 50 6.2 9 1.1 38 4.7 15 1.9 54 6.7 416 51.9 4 0.5 802 100.0 X2: 86.083, SD: 42, P= 0.00 Hipotez 4: Soru 101 (Oturduğunuz konutun türü nasıldır?) Đle Soru 34 (Komşularınızla ailecek görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo146: Komşularla Ailecek Görüşme Durumunun Oturulan Konut Türüne Göre Dağılımı Oturulan Konut Türü Apartman Ayda bir S 109 % 33.4 Müstakil ev S 30 % 23.8 Gecekondu S 6 % 20.7 Lojman S 13 % 31.0 Diğer S 13 % 31.0 Villa S 3 % 50.0 Toplam S 174 % 30.5 X2: 29.226, SD: 15, P= 0.015 Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığı Birkaç günde Hergü Hiç bir n 75 59 83 23.0 18.1 25.5 48 32 16 38.1 25.4 12.7 10 8 5 34.5 27.6 17.2 11 6 12 26.2 14.3 28.6 9 11 9 21.4 26.2 21.4 3 50.0 156 116 125 27.3 20.3 21.9 Toplam 326 57.1 126 22.1 29 5.1 42 7.4 42 7.4 6 1.1 571 100.0 228 Hipotez 5: Soru 7 (Đkamet ettiğiniz yerleşim yeri hangisidir?) Đle Soru 32 (Komşularınızla yüz yüze görüşme sıklığınız nedir?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo147: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Đkamet Edilen Yerleşim Yerine Göre Dağılımı Đkamet Yeri Đl / ilçe merkezi Kasaba / belde Đl merkezine / ilçeye bağlı köy Toplam S % S % S % S % Ayda bir 49 11.3 6 5.3 4 16.7 59 10.3 Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığı Birkaç günde bir Hergün Hiç 201 156 27 46.4 36.0 6.2 57 44 7 50.0 38.6 6.1 14 6 58.3 25.0 272 206 34 47.6 36.1 6.0 Toplam 433 75.8 114 20.0 24 4.2 571 100.0 X2:7.528, SD: 6, P=0.275 Hipotez 5: Soru 7 (Đkamet ettiğiniz yerleşim yeri hangisidir?) Đle Soru 34 (Komşularınızla ailecek görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo148: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Đkamet Edilen Yerleşim Yerine Göre Dağılımı Đkamet Yeri Đl / ilçe merkezi Kasaba / belde Đl merkezine / ilçeye bağlı köy Toplam S % S % S % S % Ayda bir 126 29.1 41 36.0 7 29.2 174 30.5 Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığı Birkaç günde bir Hergün Hiç 113 87 107 26.1 20.1 24.7 34 23 16 29.8 20.2 14.0 9 6 2 37.5 25.0 8.3 156 116 125 27.3 20.3 21.9 Toplam 433 75.8 114 20.0 24 4.2 571 100.0 X2: 9.892, SD: 6, P= 0.129 Hipotez 5: Soru 7 (Đkamet ettiğiniz yerleşim yeri hangisidir?) Đle Soru 104 (Daha önceden komşu olduğunuz, ancak çeşitli nedenlerden dolayı (taşınma, yeni ev alma vs.) fiziki olarak ayrıldığınız eski komşularınızla irtibatınız hangi düzeydedir?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo149: Çeşitli Nedenlerden Dolayı Fiziki Olarak Ayrı Olunan Komşularla Đrtibat Durumunun Đkamet Edilen Yerleşim Yerine Göre Dağılımı Đkamet Yeri Çeşitli Nedenlerden Dolayı Fiziki Olarak Ayrı Olunan Komşularla Đrtibat Durumu Đlişki eskisi gibi Fiziki Belli günlerde (bayram, Diğer Cevap Toplam devam uzaklıktan düğün, düğün, nişan vs.) yok etmektedir dolayı azaldı ancak görüşmekteyiz Đl / ilçe merkezi S 120 154 114 28 17 433 % 27.7 35.6 26.3 6.5 3.9 75.8 Kasaba / belde S 36 43 18 12 5 114 % 31.6 37.7 15.8 10.5 4.4 20.0 Đl merkezine / S 6 5 6 2 5 24 ilçeye bağlı köy % 25.0 20.8 25.0 8.3 20.8 4.2 Toplam S 162 202 138 42 27 571 % 28.4 35.4 24.2 7.4 4.7 100.0 X2: 22.183, SD: 8, P= 0.005 229 Hipotez 6: Soru 106 (Oturduğunuz binada asansör var mı?) Đle Soru 34 (Komşularınızla ailecek görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo150: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Oturulan Binada Asansörün Bulunma Durumuna Göre Dağılımı Asansörün Varlık Durumu Ayda bir S 41 % 28.3 S 133 31.2 % S 174 % 30.5 Asansör var Asansör yok Toplam Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığı Birkaç günde bir Hergün Hiç 31 25 28 21.4 17.2 33.1 125 91 77 29.3 21.4 18.1 156 116 125 27.3 20.3 21.9 Toplam 145 25.4 426 74.6 571 100.0 X2: 14.883, SD: 3, P= 0.002 Hipotez 6: Soru 106 (Oturduğunuz binada asansör var mı?) Đle Soru 73 (Hangi komşunuzla daha sık görüşüyorsunuz?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo151: Komşularla Görüşme Durumunun Oturulan Binada Asansörün Bulunma Durumuna Göre Dağılımı Asansörün Varlık Durumu Karşı komşu ile Asansör var S % Asansör yok S % Toplam S % X2: 9.398, SD: 6, P=0.152 78 53.8 189 44.4 267 46.8 Hangi komşunuzla daha sık görüşüyorsunuz? Alt veya üst Uzak Hepsiyle Hiçbirisiyle kattaki komşu komşu ile görüşürüm görüşmem ile 29 6 21 3 20.0 4.1 14.5 2.1 102 15 84 7 23.9 3.5 19.7 1.6 131 21 105 10 22.9 3.7 18.4 1.8 Diğer Cevap yok Toplam 5 3.4 27 6.3 32 5.6 3 2.1 2 0.5 5 0.9 145 25.4 426 74.6 571 100.0 Hipotez 7: Soru 37 (Kendinizi ekonomik olarak hangi konumda görüyorsunuz?) Đle Soru 32 (Komşularınızla yüz yüze görüşme sıklığınız nedir?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo152: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Ekonomik Olarak Bulunulan Konumuna Göre Dağılımı Ekonomik Konum Zengin Orta sınıf üstü Orta sınıf Orta sınıf altı Fakir Toplam X2: 24.426, SD: 12, P=0.018 S % S % S % S % S % S % Ayda bir 1 9.1 4 7.4 43 10.7 7 7.6 4 30.8 59 10.3 Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığı Birkaç günde bir Hergün Hiç 5 5 45.5 45.4 36 11 3 66.7 20.4 5.6 194 139 25 48.4 34.7 6.2 34 46 5 37.0 50.0 5.4 3 5 1 23.1 38.5 7.7 272 206 34 47.6 36.1 6.0 Toplam 11 1.9 54 9.5 401 70.2 92 16.1 13 2.3 571 100.0 230 Hipotez 11: Soru 8 (Öğrenim durumunuz nedir?) Đle Soru 32 (Komşularınızla yüz yüze görüşme sıklığınız nedir?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo153: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Öğrenim Durumuna Göre Dağılımı Öğrenim Durumu Okula gitmemiş S % Đlkokul / ortaokul S % Lise S % Yüksekokul S % Diğer S % Toplam S % 2 X : 48.662, SD: 12, P= 0.00 Ayda bir 6 5.9 15 4.5 20 10.6 25 16.7 3 10.7 69 8.6 Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığı Birkaç günde bir Hergün Hiç 43 47 6 42.2 46.1 5.9 131 169 19 39.2 50.6 5.7 82 76 10 43.6 40.4 5.3 83 34 8 55.3 22.7 5.3 14 8 3 50.0 28.6 10.7 353 334 46 44.0 41.6 5.7 Toplam 102 12.7 334 41.6 188 23.4 150 18.7 28 3.5 802 100.0 Hipotez 11: Soru 8 (Öğrenim durumunuz nedir?) Đle Soru 34 (Komşularınızla ailecek görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo154: Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığının Öğrenim Durumuna Göre Dağılımı Öğrenim Durumu Ayda bir Okula gitmemiş S 24 % 23.5 Đlkokul / ortaokul S 90 % 26.9 Lise S 59 % 31.4 Yüksekokul S 45 % 30.0 Diğer S 9 % 32.1 Toplam S 227 % 28.3 X2: 20.369, SD: 12, P= 0.060 Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığı Birkaç günde bir Hergün Hiç 35 24 19 34.3 23.5 18.6 134 64 46 40.1 19.2 13.8 54 36 39 28.7 19.1 20.7 45 21 39 30.0 14.0 26.0 9 4 6 32.1 14.3 21.4 277 149 149 34.5 18.6 18.6 Toplam 102 12.7 334 41.6 188 23.4 150 18.7 28 3.5 802 100.0 Hipotez 12: Soru 2 (Cinsiyetiniz?) Đle Soru 32 (Komşularınızla yüz yüze görüşme sıklığınız nedir?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo155: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Cinsiyet Durumuna Göre Dağılımı Cinsiyet Durumu Ayda bir Erkek S 50 % 12.7 Kadın S 19 % 4.7 Cevap yok S % Toplam S 69 % 8.6 X2: 21.180, SD: 6, P= 0.002 Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığı Birkaç günde bir Hergün Hiç 173 145 26 43.9 36.8 6.6 176 186 20 43.9 46.4 5.0 4 3 57.1 42.9 353 334 46 44.0 41.6 5.7 Toplam 394 49.1 401 50.0 7 0.9 802 100.0 231 Hipotez 12: Soru 2 (Cinsiyetiniz?) Đle Soru 34 (Komşularınızla ailecek görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo156: Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığının Cinsiyet Durumuna Göre Dağılımı Cinsiyet Durumu Erkek S % Kadın S % Cevap yok S % Toplam S % X2: 30.674, SD: 6, P= 0.00 Ayda bir 129 32.7 97 24.2 1 14.3 227 28.3 Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığı Birkaç günde bir Hergün Hiç 154 48 63 39.1 12.2 16.0 120 99 85 29.9 24.7 21.2 3 2 1 42.9 28.6 14.4 277 149 149 34.5 18.6 18.6 Toplam 394 49.1 401 50.0 0.9 802 100.0 Hipotez 12: Soru 2 (Cinsiyetiniz?) Đle Soru 52 (Komşuluk sizin için ne kadar önemli?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo157: Komşuluğa Verilen Önem Derecesinin Cinsiyet Durumuna Göre Dağılımı Cinsiyet Durumu Erkek S % Kadın S % Cevap yok S % Toplam S % X2: 5.746, SD: 6, P= 0.452 Çok önemli 292 74.1 311 77.6 5 71.4 608 75.8 Komşuluğun Önemi Orta derecede önemli 67 23 17.0 5.8 64 17 16.0 4.2 1 14.3 132 40 16.5 5.0 Önemli Önemli değil 12 3.0 9 2.2 1 14.3 22 2.7 Toplam 394 49.1 401 50.0 7 0.9 802 100.0 Hipotez 12: Soru 2 (Cinsiyetiniz?) Đle Soru 73 (Hangi komşunuzla daha sık görüşüyorsunuz?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo158: Görüşülen Komşunun Cinsiyet Durumuna Göre Dağılımı Cinsiyet Durumu Erkek Hangi komşunuzla daha sık görüşüyorsunuz? Karşı komşu ile S 169 % 42.9 Kadın S 205 % 51.1 Cevap yok S 2 % 28.6 Toplam S 376 % 46.9 X2: 35.810, SD: 12, P= 0.000 Alt veya üst kattaki komşu ile 62 15.7 87 21.7 2 28.6 152 18.8 Uzak komşu ile 14 3.6 17 4.2 31 3.9 Hepsiyle görüşürüm 110 27.9 56 14.0 2 28.6 168 20.9 Hiçbirisiyle Diğer görüşmem 8 2.0 5 1.2 26 6.6 25 6.2 13 1.6 51 6.4 Cevap yok Topla m 5 1.3 6 1.5 1 14.3 12 1.5 394 49.1 401 50.0 7 0.9 802 100.0 232 Hipotez 14: Soru 5 (En uzun süre yaşadığınız yer neresidir? Đl, ilçe, köy, kasaba, belde vb. olarak belirtiniz.) Đle Soru 32 (Komşularınızla yüz yüze görüşme sıklığınız nedir?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo159: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Uzun Süre Yaşanılan Yere Göre Dağılımı Uzun Süre Yaşanılan Yer Şehir merkezi Đlçe merkezi Kasaba / belde Đl merkezine / ilçeye bağlı köy Cevap yok Toplam S % S % S % S % S % S % Ayda bir 30 9.3 19 9.7 5 8.8 13 6.2 2 11.8 69 8.6 Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığı Birkaç günde bir Hergün Hiç 159 115 18 49.4 35.7 5.6 87 76 13 44.6 39.0 6.7 19 30 3 33.3 52.6 5.3 81 106 11 38.4 50.2 5.2 7 7 1 41.2 41.2 5.9 353 334 46 44.0 41.6 5.7 Toplam 322 40.1 195 24.3 57 7.1 211 26.3 17 2.1 802 100.0 X2: 16.171, SD: 12, P= 0.184 Hipotez 14: Soru 5 (En uzun süre yaşadığınız yer neresidir? Đl, ilçe, köy, kasaba, belde vb. olarak belirtiniz.) Đle Soru 34 (Komşularınızla ailecek görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo160: Uzun Süre Yaşanılan Yerin Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığına Göre Dağılımı Uzun Süre Yaşanılan Yer Şehir merkezi Đlçe merkezi Kasaba / belde Đl merkezine / ilçeye bağlı köy Cevap yok Toplam S % S % S % S % S % S % Ayda bir 88 27.3 60 30.8 11 19.3 66 31.3 2 11.8 227 28.3 Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığı Birkaç günde bir Hergün Hiç 99 57 78 30.7 17.7 24.2 55 45 35 28.2 23.1 17.9 31 7 8 54.4 12.3 14.0 84 38 23 39.8 18.0 10.9 8 2 5 47.1 11.8 29.4 277 149 149 34.5 18.6 18.6 Toplam 322 40.1 195 24.3 57 7.1 211 26.3 17 2.1 802 100.0 X2: 34.943, SD: 12, P= 0.00 Hipotez 15: Soru 6 (Daha önce başka bir yerde ikamet ettiniz mi, ettiyseniz il / ilçe / köy / kasaba / belde / mahalle adı neydi?) Đle Soru 32 (Komşularınızla yüz yüze görüşme sıklığınız nedir?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo161: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Daha Önce Başka Bir Yerde Đkamet Etme Durumuna Göre Dağılımı Daha önce başka bir yerde ikamet ettiniz mi? Şehir merkezi Đlçe merkezi Kasaba / belde Đl merkezine / ilçeye bağlı köy Göç etmedim / başından beri buradayım Toplam X2: 13.466, SD: 12, P= 0.336 S % S % S % S % S % S % Ayda bir 19 8.3 24 11.9 3 4.8 23 7.7 69 8.6 Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığı Birkaç günde bir Hergün Hiç 103 93 14 45.0 40.6 6.1 81 83 13 40.3 41.3 6.5 8 3 72.7 27.3 23 34 2 37.1 54.8 3.2 138 121 17 46.2 40.5 5.7 353 334 46 44.0 41.6 5.7 Toplam 229 28.6 201 25.1 11 1.4 62 7.7 299 37.3 802 100.0 233 Hipotez 15: Soru 6 (Daha önce başka bir yerde ikamet ettiniz mi, ettiyseniz il / ilçe / köy / kasaba / belde / mahalle adı neydi?) Đle Soru 34 (Komşularınızla ailecek görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo162: Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığının Daha Önce Başka Bir Yerde Đkamet Etme Durumuna Göre Dağılımı Daha önce başka bir yerde ikamet ettiniz mi? Şehir merkezi Đlçe merkezi Kasaba / belde Đl merkezine / ilçeye bağlı köy Göç etmedim / başından beri buradayım Toplam S % S % S % S % S % S % Ayda bir 71 31.0 54 26.9 5 45.5 17 27.4 80 26.8 227 28.3 Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığı Birkaç günde bir Hergün 61 43 26.6 18.8 57 51 28.4 25.4 4 1 36.4 9.1 30 6 48.4 9.7 125 48 41.8 16.1 277 149 34.5 18.6 Hiç 54 23.6 39 19.4 1 9.1 9 14.5 46 15.4 149 18.6 Toplam 229 28.6 201 25.1 11 1.4 62 7.7 299 37.3 802 100.0 X2: 31.624, SD: 12, P= 0.002 Hipotez 16: Soru 17 (Oturduğunuz evin durumu nedir?) Đle Soru 34 (Komşularınızla ailecek görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo163: Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığının Oturulan Evin Durumuna Göre Dağılımı Oturulan Evin Durumu Kendi evimiz Kira Lojman Başka Toplam S % S % S % S % S % Ayda bir 150 28.6 61 27.9 12 29.3 4 22.2 227 28.3 Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığı Birkaç günde bir Hergün Hiç 212 72 90 40.5 13.7 17.2 47 66 45 21.5 30.1 20.5 13 6 10 31.7 14.6 24.4 5 5 4 27.8 27.8 22.2 277 149 149 34.5 18.6 18.6 Toplam 524 65.3 219 27.3 41 5.1 18 2.2 802 100.0 X2: 42.176, SD: 9, P= 0.00 Hipotez 17: Soru 16 (Siz dâhil hanenizde kaç kişi yaşamaktadır?) Đle Soru 32 (Komşularınızla yüz yüze görüşme sıklığınız nedir?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo164: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Hanede Yaşayan Kişi Sayısına Göre Dağılımı Siz dâhil hanenizde kaç kişi yaşamaktadır? Yalnız yaşıyorum 2-5 kişi arası 6-9 kişi arası 10 kişi ve üzeri Toplam X2: 9.797, SD: 9, P= 0.367 S % S % S % S % S % Ayda bir 3 12.0 50 8.2 14 9.4 2 10.5 69 8.6 Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığı Birkaç günde bir Hergün Hiç 9 12 1 36.0 48.0 4.0 283 246 30 46.5 40.4 4.9 55 66 14 36.9 44.3 9.4 6 10 1 31.6 52.6 5.3 353 334 46 44.0 41.6 5.7 Toplam 25 3.1 609 75.9 149 18.6 19 2.4 802 100.0 234 Hipotez 17: Soru 16 (Siz dâhil hanenizde kaç kişi yaşamaktadır?) Đle Soru 34 (Komşularınızla ailecek görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo165: Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığının Hanede Yaşayan Kişi Sayısına Göre Dağılımı Siz dâhil hanenizde kaç kişi yaşamaktadır? Yalnız yaşıyorum 2-5 kişi arası 6-9 kişi arası 10 kişi ve üzeri Toplam S % S % S % S % S % Ayda bir 5 20.0 171 28.1 45 30.2 6 31.6 227 28.3 Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığı Birkaç günde bir Hergün Hiç 8 7 5 32.0 28.0 20.0 211 113 114 34.6 18.6 18.7 53 26 25 35.6 17.4 16.8 5 3 5 26.3 15.8 26.3 277 149 149 34.5 18.6 18.6 Toplam 25 3.1 609 75.9 149 18.6 19 2.4 802 100.0 X2: 3.630, SD: 9, P= 0.934 Hipotez 18: Soru 15 (Çocuk sayınız kaçtır?) Đle Soru 34 (Komşularınızla ailecek görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo166: Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığının Çocuk Sayısına Göre Dağılımı Çocuk sayısı Ayda bir Çocuk yok S 38 % 27.1 1-2 çocuk S 92 % 31.9 3-4 çocuk S 67 % 24.2 5-6 çocuk S 23 33.3 % 7-8 çocuk S 7 % 25.0 Toplam S 227 28.3 % X2: 29.550, SD: 12, P= 0.003 Komşularla Ailecek Görüşme Sıklığı Birkaç günde bir Hergün Hiç 52 31 19 37.1 22.1 13.6 72 56 68 25.0 19.4 23.6 121 42 47 43.7 15.2 17.0 23 12 11 33.3 17.4 15.9 9 8 4 32.1 28.6 14.3 277 149 149 34.5 18.6 18.6 Toplam 140 17.5 288 35.9 277 34.5 69 8.6 28 3.5 802 100.0 Hipotez 23: Soru 2 (Cinsiyetiniz?) Đle Soru 32 (Komşularınızla yüz yüze görüşme sıklığınız nedir?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo167: Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığının Cinsiyet Durumuna Göre Dağılımı Cinsiyet Durumu Ayda bir Erkek S 50 % 12.7 Kadın S 19 % 4.7 Cevap yok S % Toplam S 69 % 8.6 X2: 21.180, SD: 6, P= 0.002 Komşularla Yüz Yüze Görüşme Sıklığı Birkaç günde bir Hergün Hiç 173 145 26 43.9 36.8 6.6 176 186 20 43.9 46.4 5.0 4 3 57.1 42.9 353 334 46 44.0 41.6 5.7 Toplam 394 49.1 401 50.0 7 0.9 802 100.0 235 Hipotez 24: Soru 2 (Cinsiyetiniz?) Đle Soru 65 (Geçmişe oranla, komşularınızla görüşme nedenlerinizde nasıl bir değişme oldu?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo168: Geçmişe Oranla Komşularla Görüşme Nedenlerinde Değişim Olma Durumunun Cinsiyet Değişkenine Göre Dağılımı Cinsiyet Durumu Geçmişe oranla, komşularınızla görüşme nedenlerinizde nasıl bir değişme oldu? Toplam Eskisi gibi Zorunlu olmadıkça Eskiden her an iç içe idik, şu Diğer ilişki kurmam an istesek de irtibat devam kuramıyoruz etmektedir Erkek S 241 42 78 33 394 % 61.2 10.7 19.8 46.5 49.1 Kadın S 231 40 94 36 401 % 57.6 10.0 23.4 9.0 50.0 Cevap S 4 1 2 7 yok % 57.1 14.3 28.6 0.9 Toplam S 476 83 172 71 802 % 59.4 10.3 21.4 8.9 100.0 X2: 6.554, SD: 6, P= 0.364 Hipotez 25: Soru 2 (Cinsiyetiniz?) Đle Soru 66 (Komşularınızla geçirdiğiniz süre olarak, geçmişle şimdi arasında nasıl bir değişme oldu?) Arasındaki Đlişkiyi Gösteren Tablo Tablo169: Komşularla Geçirilen Süre Durumundaki Değişimin Cinsiyete Göre Dağılımı Cinsiyet Durumu Geçmişe oranla, komşularınızla görüşme nedenlerinizde nasıl bir değişme oldu? Komşularımızla Komşularımızla Komşularımızla Diğer Toplam geçirdiğimiz süre geçirdiğimiz süre geçirdiğimiz süre değişmedi arttı azaldı Erkek S 186 44 148 16 394 % 47.2 11.2 37.6 4.1 49.1 Kadın S 178 53 158 12 401 % 44.4 13.2 39.4 3.0 50.0 Cevap S 3 3 1 7 yok % 42.9 42.9 14.3 0.9 Toplam S 367 100 306 29 802 % 45.8 12.5 38.2 3.6 100.0 X2: 11.978, SD: 6, P= 0.062 236 EK-2: ANKET FORMU ĐLÇE: MAHALLE: KÖY: Merhaba, Bu anket formu, TÜBĐTAK adına yürütülen “Sosyo-Kültürel Değişim Sürecinde Komşuluk” adlı proje kapsamında hazırlanmıştır. Anket, sadece sosyal hayatınızdaki komşuluk ilişkilerini tespit etme amacı taşımaktadır. Vereceğiniz bilgiler kesinlikle gizli kalacaktır. Lütfen anket formuna adınızı, soyadınızı veya kimliğinizi belirten hiç bir şey yazmayınız. Bu ankette 99+28=127 adet soru bulunmaktadır. Son 29 soruyu, sadece şehir merkezi ve ilçe merkezinde ikamet edenler cevaplayacaktır. Sorulara eksiksiz ve gerçekçi cevap vermeniz, bu araştırmanın amacına ulaşmasına katkıda bulunacaktır. Lütfen soruları, parantez içindeki boşluklara X işareti koyarak cevaplandırınız. Verilen şıklarda size uygun cevaplar olmadığı takdirde, başka (belirtiniz)...... şeklindeki boşluklara cevabınızı yazabilirsiniz. Cevap için boş bırakılan yerler yetmediği takdirde, anket formunun boş olan kısımları da cevap için kullanılabilir. Sorulara vereceğiniz cevaplarla yapacağınız değerli yardım ve katkılarınız için teşekkür ederiz. Saygılarımızla. Yrd. Doç. Dr. M. Cengiz YILDIZ Yrd. Doç. Dr. Mustafa GÜNDÜZ 1.Yaşınız? a( )20 yaş ve aşağısı b( )21-25 yaşları arası c( )26-30 yaşları arası d( )31-40 yaşları arası e( )41-50 yaşları arası f( )51-60 yaşları arası g( )61-70 yaşları arası h( )71 yaş ve üzeri 2.Cinsiyetiniz? a( )kadın b( )erkek 3.Medeni durumunuz? a( )evli b( )bekâr c( )boşanmış d( )eşi ölmüş (dul) 4.Hangi il, ilçe ve köyde doğdunuz? Đl, ilçe, köy, kasaba, belde vb. olarak belirtiniz. il (belirtiniz.................................................................................................................................................................. ilçe (belirtiniz.............................................................................................................................................................. köy (belirtiniz.............................................................................................................................................................. kasaba (belirtiniz......................................................................................................................................................... belde (belirtiniz........................................................................................................................................................... 5.En uzun süre yaşadığınız yer neresidir? Đl, ilçe, köy, kasaba, belde vb. olarak belirtiniz. il (belirtiniz................................................................................................................................................................. ilçe (belirtiniz............................................................................................................................................................. 237 köy (belirtiniz............................................................................................................................................................. kasaba (belirtiniz........................................................................................................................................................ belde (belirtiniz.......................................................................................................................................................... 6.Daha önce başka bir yerde ikamet ettiniz mi, ettiyseniz il / ilçe / köy / kasaba / belde / mahalle adı neydi? il (belirtiniz………………………………….……………………………………………………………………... ilçe (belirtiniz……………………………….……………………………….…….……………………………….. mahalle (belirtiniz………………………….……………………………...……………………………………….. kasaba / belde (belirtiniz…………………………………………………….…….……………………………….. köy (belirtiniz……………………………………………………………..……….……………………………….. 7.Đkamet ettiğiniz yerleşim yeri hangisidir? a( )il merkezi b( )ilçe merkezi c( )kasaba / belde d( )il merkezine / ilçeye bağlı köy e( )diğer (belirtiniz………………………….……………………….. 8.Öğrenim durumunuz nedir? a( )okula gitmemiş b( )okula gitmemiş, ancak, okuma-yazma bilir c( )ilkokul mezunu d( )ortaokul mezunu e( )lise ve dengi okul mezunu f( )2 yıllık ön lisans mezunu g( )fakülte (4 yıllık lisans) mezunu h( )başka (belirtiniz)......................................................................... 9.Eşinizin öğrenim durumu nedir? a( )okula gitmemiş b( )okula gitmemiş, ancak, okuma-yazma bilir c( )ilkokul mezunu d( )ortaokul mezunu e( )lise ve dengi okul mezunu f( )2 yıllık ön lisans mezunu g( )fakülte (4 yıllık lisans) mezunu h( )başka (belirtiniz)........................................................................ 10.Mesleğiniz nedir? a( )memur b( )işçi c( )çiftçi d( )serbest-tüccar e( )öğretmen g( )asker h( )polis i( )esnaf k( )şoför p( )işsiz r( ) başka (belirtiniz)........................................................................................ m( )emekli f( )din görevlisi n( ) teknisyen-tekniker 11.Babanızın mesleği nedir / neydi? a( )memur b( )işçi c( )çiftçi d( )serbest-tüccar e( )öğretmen g( )asker h( )polis i( )esnaf k( )şoför p( )işsiz r( ) başka (belirtiniz)....................................................................................................................... m( )emekli f( )din görevlisi n( ) teknisyen-tekniker 12.Annenizin mesleği nedir / neydi a( )memur b( )işçi c( )çiftçi d( )serbest-tüccar e( )öğretmen g( )asker h( )polis i( )esnaf k( )şoför p( )işsiz r( ) başka (belirtiniz)....................................................................................................................... m( )emekli f( )din görevlisi n( ) teknisyen-tekniker 238 13.Anne-babanız sağ mı? a( )evet, ikisi de sağ b( )hayır, ikisi de vefat etti c( )anne sağ, baba vefat etti d( )baba sağ, anne vefat etti 14.Anne-baba ile birlikte mi yaşıyorsunuz? a( )evet, ikisi de bizimle b( )hayır, ikisi de bizimle birlikte değil c( ) başka (belirtiniz)................................. 15.Çocuk sayınız kaçtır? a( )1-2 çocuk b( )3-4 çocuk c( )5-6 çocuk e( )9-10 çocuk f( )11 ve üzeri çocuk g( )çocuk yok d( )7-8 çocuk 16.Siz dâhil hanenizde kaç kişi yaşamaktadır? a( )tek yaşıyorum b( )2-3 kişi c( )4-5 kişi d( )6-7 kişi e( )8-9 kişi f( )10-11 kişi g( )12 ve üzeri 17.Oturduğunuz evin durumu nedir? a( )kendi evimiz b( )kira c( )lojman d( )başka (belirtiniz................................................ 18.Oturduğunuz evin kaç odası vardır? (belirtiniz…………………………………………………..………. 19.Bulunduğunuz evde kaç yıldır yaşıyorsunuz? (belirtiniz……………………………………………….… 20.Aylık geliriniz ne kadardır? (TL) a( )asgari ücretten az b( )asgari ücret c( )1.000’den az d( )1.000-1.500 arası e( )1.501-2.000 arası f( )2.001-2.500 arası g( )2.501-3.000 arası h( )3.001-3.500 arası i( )3.501-4.000 arası k( )4.001-4500 arası m( )4.501-5.000 arası n( )5.001 ve üzeri 21.Ek geliriniz var mı? Varsa belirtiniz. a( )yoktur b( )kira alıyorum c( )köyümden geliyor d( )ek iş yapıyorum / yapıyoruz (belirtiniz..................................................... e( )başka (belirtiniz................. 22.Kazancınızı en çok nereye harcıyorsunuz? a( )yiyecek-içeceğe f( )çocuklara b( )ev kirasına g( )yapı kooperatifine c( )giyim-kuşama d( )beyaz eşyaya e( )eğlenceye h( )araba taksitine i( )eğitime k( )ulaşıma m( )başka (belirtiniz.................................................................................................................................................. 23.Evde internet var mı, varsa ne sıklıkla kullanırsınız? a( )internet yok b( )sık sık c( )bazen d( )sadece işim olduğunda e( )ilgilenmiyorum f( )diğer (belirtiniz…………………………………………..………………………… 24.Boş zamanlarınızda aşağıdakilerden hangilerini en çok yaparsınız? a( )alışveriş yaparım d( )televizyon seyrederim b( )komşuma giderim c( )kitap, dergi, gazete okurum e( )akrabalarıma giderim f( )açık havada dolaşırım h( )eğlence yerlerine giderim i( )müzik dinlerim g( )spor yaparım k( )diğer (belirtiniz……………..………….……. 239 25.Günde kaç saat televizyon izlersiniz? a( )hiç izlemem b( )1-2 saat c( )3-4 saat d( )5-6 saat e( )7-8 saat f( )9-10 saat g( )11-12 saat h( )12 saatten fazla 26.Şu anda ikamet ettiğiniz yerden memnun musunuz, memnun değilseniz nedeni nedir? a( )evet b( )komşuluk ilişkilerinden kaynaklanan memnuniyetsizliğim var c( )diğer (nedenini belirtiniz…………………………………………………………………………….…………... 27.Şu anda ikamet ettiğiniz yerde uzun süre daha oturmak ister misiniz, neden? a( )evet (nedenini belirtiniz………………………………………………………….………………………...……. b( )hayır (nedenini belirtiniz…………………………………………………………………………………..……. 28.Samimi olduğunuz komşu sayısı kaçtır? belirtiniz…………………………………………………..….…… 29.Komşularınızla aranızdaki yakınlık derecesi nedir? a( )yakın akrabam b( )uzak akrabam c( )aynı yöre / bölge / şehirdeniz d( )aynı köy / kasabadanız e( )sadece komşuyuz f( )diğer (belirtiniz………….……………..………. 30.Komşularınızla nasıl tanıştınız? a( )olağanüstü bir durum (hastalık vs.) vesilesiyle b( )“hoş geldin” ziyaretinde d( )ihtiyaçtan (tuz, şeker vb. isteme) dolayı e( )arkadaş aracılığı ile g( )çocuklar tanıştırdı h( )evin beyi tanıştırdı c( )tesadüfen f( )evin hanımı tanıştırdı i( )diğer (belirtiniz........................ 31.Komşularınızla görüşüyor musunuz, görüşmüyorsanız en önemli sebebi nedir? a( )evet görüşüyoruz b( )işlerim çok / vaktim yok d( )iletişim kuramıyorum / kurmuyorlar c( )başka arkadaş grubum var e( )diğer................................................................................. 32.Komşularınızla yüz yüze görüşme sıklığınız nedir? a( )her gün b( )birkaç günde bir c( )haftada bir f( )sadece bayram, düğün, nişan, cenaze gibi özel günlerde d( )ayda bir g( )hiç görüşmem e( )birkaç ayda bir h( )diğer (belirtiniz......... 33.Akrabanızla hangi sıklıkta yüz yüze görüşüyorsunuz? a( )her gün b( )birkaç günde bir c( )haftada bir f( )sadece bayram, düğün, nişan, cenaze gibi özel günlerde d( )ayda bir g( )hiç görüşmem e( )birkaç ayda bir h( )diğer (belirtiniz......... 34.Komşularınızla ailecek görüşüyor musunuz, görüşüyorsanız ne sıklıkta? a( )hayır, hiç görüşmüyoruz e( )15 günde bir b( )her gün f( )ayda bir c( )haftada birkaç kez g( )bayram, cenaze, nişan, düğün gibi vesilelerle d( )haftada bir h( )yılda bir 240 35.Başka bir yerden buraya taşındıysanız, daha önce ikamet ettiğiniz yerden ayrılmanızdaki en önemli neden neydi? a( )başından beri buradayım, göç ederek gelmedim b( )göç nedeni (belirtiniz…………………………………………………………………………………………. 36.Sizce oturulan evin; apartman, site, müstakil daire, yazlık, vs. olması, komşuluk ilişkilerini etkiler mi? a( )ektiler b( )kısmen etkiler c( )etkilemez 37.Kendinizi ekonomik olarak hangi konumda görüyorsunuz? a( )zengin b( )orta sınıf üstü c( )orta sınıf d( )orta sınıf altı e( )fakir 38.Komşularınızın genelini ekonomik olarak hangi konumda görüyorsunuz? a( )zengin b( )orta sınıf üstü c( )orta sınıf d( )orta sınıf altı e( )fakir 39.Size göre, komşuların ekonomik veya gelir durumu, komşuluk ilişkilerini etkiler mi? a( )evet etkiler b( )kısmen etkiler c( )hayır etkilemez 40.Kendinizi etnik olarak nasıl tanımlarsınız? a( )Türk b( )Kürt c( )Zaza d( )Arap e( )diğer (belirtiniz………..……………. 41.Komşularınızla ilişki kurarken, karşınızdakinin etnik kökeni (Türk, Kürt, Zaza, Arap vs.) sizin için önemli midir? a( )evet önemli b( )kısmen önemli c( )önemli değil 42.Kendinizi hangi dini inanca (Müslüman-Sünni, Müslüman-Alevi, Hıristiyan vs.) mensup görüyorsunuz? (belirtiniz……………………………………………………………………………… 43.Komşuluk ilişkisinde karşıdakinin dini inancı (Sünni, Alevi, Hıristiyan vs.) sizin için önemli midir? a( )evet b( )hayır 44.Komşularınızın dindarlık düzeyini önemser misiniz? a( )evet b( )hayır 45.Kendinizi hangi siyasi görüşe mensup görüyorsunuz? a( )sol b( )sağ c( )liberal d( )diğer (belirtiniz…………………………………………………………… 46. Komşuluk ilişkisinde karşıdakinin siyasi görüşü (sağ, sol, liberal vs.) sizin için önemli midir? a( )evet b( )hayır 47.Komşularla iyi ilişkiler kurabilmek için en önemli etken sizce nedir? a( )aynı şehirden / ilçeden / köyden olmak b( )benzer dini inançlara sahip olmak c( )benzer siyası görüşlere önem vermek d( )benzer etnik kökene sahip olmak e( )aynı dil / lehçeyi konuşmak f( )aynı örf / âdeti paylaşmak h( )aynı gelir seviyesine sahip olmak g( )aynı eğitim seviyesine sahip olmak i( )yakın yaş seviyesinde bulunmak k( )karşıdaki güven verdikten sonra siyasi görüş, dini inanış veya diğer hususlar önemli değildir m( )diğer (belirtiniz………………….……………………………………………………………………………… 241 48.Kendinizle komşularınızın eğitim durumunu biri birine denk görüyor musunuz? a( )evet b( )hayır 49.Đşiniz / mesleğiniz komşularınızla biri birine denk mi? a( )evet, benzer b( )hayır, benzer değil 50.Örf ve adetleriniz komşularınızla biri birine denk mi? a( )evet, benzer b( )hayır, benzer değil 51.Komşuluk ilişkilerini geliştirirken, karşınızdakilerin eğitim durumu sizin için önemli midir? a( )evet b( )hayır 52.Komşuluk sizin için ne kadar önemli? a( )çok önemli b( )önemli c( )orta derecede önemli d( )önemli değil 53.Sizce, aşağıdakilerden hangisine birinci derecede önem vermek gerekir? a( )komşuluğa b( )akrabalığa c( )arkadaşlığa d( )diğer (belirtiniz……...……… 54.Aşağıdakilerden hangisine birinci derecede önem veriyorsunuz? a( )komşuluğa b( )akrabalığa c( )arkadaşlığa d( )diğer (belirtiniz……...……… 55.Komşularınızla ilişki kurarken, onların sahip oldukları meslek (esnaf, memur, işçi, işsiz vs.) sizin için önemli midir? a( )evet, çok önemli b( )evet, kısmen önemli c( )hayır, önemli değil 56.Sizce, komşuluk ilişkilerinin en önemli yanı nedir? a( )yalnızlığı gidermesi b( )zor günlerde imdada yetişmesi d( )her an ihtiyaç duyulması e( )çok önemli bir yanı yok c( )güven vermesi f( )diğer (belirtiniz……….………………. 57.Sizce, hangi yerleşim yerinde komşuluk daha gereklidir? a( )şehirde b( )köyde c( )komşuluk her yerde gereklidir d( )çok da önemli değildir 58.Komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesinde, komşularınızın ailelerindeki fert sayısı, komşuluk ilişkilerinizi etkiler mi? a( )evet, tamamen etkiler b( )evet, kısmen etkiler c( )hayır, etkilemez 59.Herhangi bir komşu ile ilişkileri geliştirirken, komşunuzun çocuk sayısı sizin için önemli midir, neden? a( )evet (belirtiniz…………………………………………..............……………..……………………………….. b( )hayır (belirtiniz………………….………………………………………………………………………………. 60.Sizce, özel günler (bayram, ölüm, doğum, sünnet, düğün, nişan vs.), komşuluk ilişkilerinin gelişmesine etki eder mi? a( )evet, çok etkiler b( )evet, kısmen etkiler c( ) diğer zamanlarda da komşuluğu sürdürmek gerekir d( )diğer (belirtiniz…………………………………………………………………………………………………. 242 61.Komşularınızla sıkıntınızı, kederinizi, sevincinizi vs. paylaşır mısınız? a( )evet b( )hayır 62.Komşunuzdan borç alır mısınız, neden? a( )evet (belirtiniz…………………………………………………………………………………………………… b( )hayır (belirtiniz………………………………………………………………………………………………….. 63.Đlişkilerinizin ileri derecede olduğu komşu sayınız kaçtır? (28. soru ile benzer) (belirtiniz………………………………..………………………………………………………………………..... 64.Komşuluk ilişkilerinizin ileri derecede olduğu akraba sayınız kaçtır? (belirtiniz………….……………………..………………………………………………………………………..... 65.Geçmişe oranla, komşularınızla görüşme nedenlerinizde nasıl bir değişme oldu? a( )eskisi gibi devam etmektedir b( )zorunlu olmadıkça ilişki kurmam c( )eskiden her an iç içe idik, şu an istesek de irtibat kuramıyoruz d( )diğer (belirtiniz………………………. 66.Komşularınızla geçirdiğiniz süre olarak, geçmişle şimdi arasında nasıl bir değişme oldu? a( )komşularımızla geçirdiğimiz süre değişmedi b( )komşularımızla geçirdiğimiz süre arttı c( )komşularımızla geçirdiğimiz süre azaldı d( )diğer (belirtiniz……..……………………….… 67.Sizce komşuların birbirini sevincini ve kederini paylaşma konusunda eski ile şimdi arasında bir değişme oldu mu? a( )sorumluluk duygusu gelişti b( )sorumluluk duygusunda bir değişme olmadı c( )sorumluluk duygusu azaldı d( )diğer (belirtiniz…………………………..………….…………… 68.Komşularınızın daha çok hangi durumundan şikâyetçisiniz? a( )halı silkeleme b( )gürültü yapma c( )çocukların kavgası d( )dedikodu e( )diğer (belirtiniz…………………………………………………………… 69.Komşularınızla görüşme amacınız nedir? a( )akrabam olduğu için b( )tabii bir davranış olduğu / olması gerektiği için c( )çok iyi anlaştığım için d( )işim düşebilir düşüncesiyle e( )diğer (belirtiniz……………………………..………………………………….……………………………… 70.Akrabalarınızla görüşme amacınız nedir? a( ) komşum olduğu için b( )tabii bir davranış olduğu / olması gerektiği için c( )çok iyi anlaştığım için d( )işim düşebilir düşüncesiyle e( )diğer (belirtiniz……………………………….…………………….………………………….……….……... 71.Komşularınızla mı yoksa akrabanızla mı daha çok görüşüyorsunuz? a( )komşumla b( )akrabamla c( )her ikisi ile d( )hiç biri ile e( )diğer (belirtiniz………………….…. 243 72.Hangi akrabanızla daha sık görüşüyorsunuz? a( )anne / babamla b( )halam / amcamlarla c( )kayınpeder / kayınvalidemle d( )kuzenlerimle e( )teyzem / dayılarımla f( )diğer (belirtiniz………………………………… 73.Hangi komşunuzla daha sık görüşüyorsunuz? a( )karşı komşu ile b( )alt veya üst kattaki komşu ile c( )uzak komşu ile d( )hepsiyle görüşürüm e( )hiçbirisiyle görüşmem f( )diğer (belirtiniz………...…. 74.Ev satın alırken veya kiralarken sizce aşağıdakilerden hangisi en önemlidir? a( )semtin ve komşuların özelliği b( )yabancı olmadığım bir güzergâhta olması c( )akrabama yakın olması d( )şehir merkezinde ve işime yakın olması e( )bütçeme uygun olması f( )diğer (belirtiniz…………….………………………...…………. 75.Sizce, geçmişe göre, akraba ziyaretlerinde nasıl bir değişim oldu? a( )ziyaret azaldı b( )arttı c( )değişmedi d( )diğer (belirtiniz… 76.Geçmişe göre, komşuluk yaptığınız kişi sayısında değişme oldu mu? a( )azaldı b( )değişmedi c( )arttı 77.Geçmişle kıyasladığınızda, sizce komşuluk ilişkilerinde nasıl bir değişme oldu? a( )ilişkiler değişmedi, aynen devam ediyor b( )ilişkilerin samimiyet derecesinde düşme var c( )Đlişki derecesi yükseldi d( )diğer (belirtiniz………………………….…………..… 78.Akraba ziyaretleriniz nasıl gerçekleşmektedir? a( )telefonla arayıp müsait oldukları zaman gidiyoruz b( )işimiz olduğunda gidiyoruz c( )“gün” düzenleyerek görüşüyoruz. d( )diğer (belirtiniz……….………….… 79.Komşularınızla daha çok hangi konuları konuşursunuz? a( )magazin b( )ailevi konular e( )yakın çevre ile ilgili konular c( )ülke sorunları f( )hepsi g( )hiçbiri d( )gündelik işlerle ilgili konular h( )diğer (belirtiniz…………….. 80.Komşuluk ilişkileri ile ilgili olarak aşağıdakilerdin hangisi sizin için doğrudur? a( )günümüzde komşuluk ilişkileri gerekli değil b( )komşuluk her zaman gerekli c( )samimi olunmasa bile sürdürülmeli d( )dinin gereği olarak devam ettirilmeli 81.Ortak yaşam kurallarına uymayan komşularınıza nasıl davranırsınız? a( )polise / adli makamlara başvururum b( )komşuma uyarıda bulunurum c( )diğer komşularla birleştirerek tavır alırım d( )komşumla ilişkimi keserim e( )hiç ilgilenmem f( )yukarıdaki yaptırımlardan birden fazlasını uygularım g( )diğer (belirtiniz………………….……………………………….................…………………………………. 244 82.Genel ahlak kurallarına uymayan komşularınıza nasıl davranırsınız? a( )polise / adli makamlara başvururum b( )komşuma uyarıda bulunurum c( )diğer komşularla birleştirerek tavır alırım d( )komşumla ilişkimi keserim e( )hiç ilgilenmem f( )yukarıdaki yaptırımlardan birden fazlasını uygularım g( )diğer (belirtiniz………………….……………………………….................…………………………….…… 83.Anlık acil ihtiyaçlarınızı (tuz, şeker, kibrit vb.) nasıl temin edersiniz? a( )komşularımdan isterim b( )yakın marketten / bakkaldan alırım c( )yakın akrabamdan temin ederim d( )acil olsa bile ihtiyacımı komşudan temin etmem e( )diğer (belirtiniz……………………………………………….................…………………………………….. 84.Kaza, ölüm, hastalık gibi acil durumlarda ne yaparsınız? a( )polisi, ilkyardımı vb. ararım b( )komşumu ararım c( )kendi başıma hallederim d( )yakın arkadaşlarımı ararım e( )yakın akrabamı ararım f( )diğer (belirtiniz………..…… 85.Komşularınız arasındaki doğum, ölüm, düğün gibi olaylarından haberdar mısınız? a( )evet b( )hayır 86.Komşularınız arasındaki doğum, ölüm, düğün gibi olaylarından haberdar olursanız nasıl davranırsınız? a( )ilgilenmem b( )ne ihtiyaçları olursa yardımcı olurum c( )sadece törene katılırım d( )diğer (belirtiniz.............................................................................. 87.Bayramlarda komşularınızı nasıl ziyaret edersiniz? a( )hepsinde ziyaret ederiz b( )atlamalı (birinde gidip, birinde onların gelmesini beklemek) olarak ziyaret ederiz c( )hiç birisinde gitmeyiz d( )onların gelmesini bekleriz, biz gitmeyiz e( )diğer (belirtiniz……………….……… 88.Komşularınızla ailece görüşmelerde nasıl oturursunuz? a( )erkekler ayrı kadınlar ayrı otururuz b( )erkek-kadın aynı odada otururuz c( )komşunun samimiyetine göre bir oturma biçimi oluşur d( )diğer (belirtiniz….…..………….……. 89.Günlük ve haftalık alışverişinizi en çok nereden yaparsınız? a( )semt / mahalle bakkalı ve manavından b( )semt / mahalle pazarından d( )büyük alışveriş merkezlerinden c( )mahalledeki marketlerden e( )diğer.................................................................................. 90.Sizce komşular ev kadar önemli midir? a( )kesinlikle önemli b( )çok önemli c( )önemli d( )çok da önemli değil 91.Sizce iyi komşuluğun en önemli özelliği nedir? a( )maddi yardımlaşma b( )manevi yardımlaşma e( )dedikodu / gösteriş yapmama c( )mesafeli ilişki f( )ortak yaşam kurallarına uyma d( )güvenilir olma g( )diğer (belirtiniz………...….……. 245 92.Komşularınızla; iş bulma, tayin, iş takibi gibi konularda nasıl bir tutum içine girersiniz? a( )tavsiye isterim / tavsiyede bulunurum b( )aracı olmasını isterim / aracı olurum c( )iş takibi yapmasını isterim / iş takibi yaparım d( )herhangi bir yardım yapmam / yapılmasını istemem e( )bu türden yardımlaşmalar için uygun komşum yok f( )diğer (belirtiniz…………………….…..…….… 93.Komşuların akraba ya da hemşeri olmasının sizce ne anlamı var? a( )maddi yardımlaşma sağlar b( )manevi destek sağlar c( )hiçbir yararı yok d( )diğer (belirtiniz……. 94.Komşuluk grubuna almadığınız komşularınız var mı, almıyorsanız neden? a( )hayır yok, hepsiyle görüşüyoruz d( )yaşam biçimi benden farklı b( )iletişim kuramıyoruz e( )mahalli kültürü farklı g( )ekonomik durumu benden yüksek / düşük c( )yeterli zamanımız yok f( )başka arkadaş grubum var h( )güven duymuyorum i( )diğer (belirtiniz...................... 95.Şehirdeki komşuluk ilişkileriyle köydeki komşuluk ilişkileriyle ilgili görüşleriniz nelerdir? a( )şehirdeki komşuluk ilişkileri zayıftır b( )köydeki komşuluk ilişkileri zayıftır c( )şehir ve köydeki komşuluk ilişkileri aynıdır d( )diğer (belirtiniz………………………………..……...… 96.Size göre “iyi komşu” kimdir? (belirtiniz………….…………………………………..……………………….…………………………..……...… 97.Size göre “kötü komşu” kimdir? (belirtiniz…………………………………………………………...………..……………………….…..……...… 98.Komşuluk ilişkilerinde bir değişme olduğunu kabul ediyor musunuz? Nedenini belirtiniz evet (belirtiniz………………………………….………………………………………….……………………….. hayır (belirtiniz……………………………………………………………………………….…………………….. 99.Anket sorularının dışında açıklamaya ihtiyaç duyduğunuz hususlar varsa belirtiniz. ..................................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................................... 246 SADECE ŞEHĐR MERKEZĐ VE ĐLÇE MERKEZLERĐNDE ĐKAMET EDENLERE AĐT EK SORULAR 100.Kaç yıldan beri il veya ilçe merkezinde ikamet ediyorsunuz? a( )1 yıldan az b( )1-2 yıl c( )3-4 yıl d( )5-6 yıl e( )7-8 yıl f( )9-10 yıl g( )11-12 yıl h( )13-14 yıl i( )15 yıl ve daha fazla 101.Oturduğunuz konutun türü nasıldır? a( )tapulu gecekondu b( )tapusuz gecekondu e( )en az 5 katlı apartman dairesi h( )lojman f( )müstakil ev i( )güvenlikli site d( ) apartman dairesi / site içinde daire g( )site içinde villa k( )diğer (belirtiniz……….…................... 102.Daha önce oturduğunuz konut türü nasıldı? a( )apartman dairesi / site içinde daire b( )müstakil ev c( )gecekondu d( )lojman e( ) güvenlikli site f( )yazlık-kışlık g( )diğer (belirtiniz…..…………..….….. 103.En çok samimi olduğunuz komşularınız kimlerdir? a( )Bulunduğum yerde daha önceden ikamet edenler b( )bulunduğum yere yeni gelenler c( )aynı ilçe, köy, kasaba veya beldeden tanıdıklarım d( )uzak veya yakın akrabalarım e( )fark etmez, çevremdeki bulunan komşuların hepsiyle samimiyim f( )Kimseyle samimi komşuluk ilişkisi kurmam 104.Daha önceden komşu olduğunuz, ancak çeşitli nedenlerden dolayı (taşınma, yeni ev alma vs.) fiziki olarak ayrıldığınız eski komşularınızla irtibatınız hangi düzeydedir? a( )ilişki eskisi gibi devam etmektedir b( )fiziki uzaklıktan dolayı azaldı c( )sadece belli günlerde (bayram, düğün, düğün, nişan vs.) görüşmekteyiz d( )diğer (belirtiniz…….…...….. 105.Komşuluk ilişkisi kurduğunuz kişilerin sizinle aynı şehirden / ilçeden olmasına önem verir misiniz, neden? a( )evet (nedenini belirtiniz…………………………………………………………………………………………. b( )hayır (nedenini belirtiniz…………………………………………………………………..……………………. 106.Oturduğunuz binada asansör var mı? a( )evet b( )hayır 107.Sizce, bir binada asansör bulunup bulunmaması komşuluk ilişkilerini etkiler mi? a( )evet etkiler b( )hayır etkilemez 108.Sizce şehir hayatı, komşuluğu zorunlu kılmakta mıdır? a( )evet b( )hayır 109.Komşuluk ilişkilerinizin çok iyi olduğu komşularınızın çoğunluğunun, ikamet ettikleri mesken durumu nedir? a( )kira b( )lojman c( )kendi evi d( )başka (belirtiniz.................................. 247 110.Sizce, ikamet edilen meskenin sahiplik durumu (kira, ev sahibi, lojman vs.), komşuluk ilişkilerini etkiler mi? a( )evet, tamamen etkiler b( )hayır, etkilemez 111.Herhangi bir zamanda ev temizliği yaparken veya evinizin yerleşim düzenini değiştirirken, kimden yardım alırsınız? a( )kendimiz hallederiz b( )hizmetçi / temizlikçi tutarız d( )akrabam yardım eder c( )komşularımızla birlikte hareket ederiz e( )diğer (belirtiniz……………………………………...................................... 112.Herhangi bir evden başka bir eve taşınırken kimden yardım alırsınız? a( )kendimiz hallederiz b( )komşulardan yardım alırız c( )akrabadan yardım alırız d( )ev taşıyan firmalar taşırlar e( )diğer (belirtiniz……………….……………..………………………..……. 113. Apartmanda oturuyorsanız apartmanınızda / sitenizde sosyal merkez var mıdır? a( )evet b( )hayır 114. Apartmanda oturuyorsanız apartman veya sitenizde sosyal merkezdeki faaliyetlere katılır mısınız, katılıyorsanız hangi sıklıkta? a( )hayır b( )evet (hangi sıklıkta olduğunu belirtiniz……………………………..….…………… 115.Komşularınızla birlikte yaptığınız faaliyetler nelerdir? a( )çay partisi / gün düzenleriz d( )sinema / tiyatroya gideriz g( )hepsini yaparız b( )sohbet amacıyla otururuz e( )spor yaparız h( )herhangi bir faaliyetimiz yok c( )dernek / kurs faaliyetine katılırız f( )kır gezisi / piknik yaparız i( )diğer (belirtiniz…………….…………..………. 116.Komşularınızla özel olarak mahalle / semt sorunları için bir araya gelir misiniz? a( )evet b( )hayır 117.Mahallenizdeki esnafla (bakkal, manav, kasap vs.) ilişkileriniz nasıldır? a( )tanımıyorum b( )sadece selamlaşırım d( )gerektiğinde yardımlaşma ve dayanışma var c( )ahbaplık ederim e( )diğer (belirtiniz................................................... 118.Ailece eğlenmeye gitme sıklığınız nedir? a( )sürekli b( )fırsat bulduğumuzda c( )bazen d( )hiçbir zaman 119.Sitenizde / binanızda yönetici var mı, varsa bu durum komşuluğu nasıl etkiler? a( )evet (nedenini belirtiniz…………………………………………………...….………………………………… b( )hayır (nedenini belirtiniz…………………………………...…………………………..…….………………… 120.Sitenizde güvenlikçi / bekçi var mı, varsa bu durum komşuluğu nasıl etkiler? a( )evet (nedenini belirtiniz…………………………………………………...….……………………………..… b( )hayır (nedenini belirtiniz………………………………………………………………..…….………………. 248 121.Sitenizde / binanızda temizlik günü belli midir? a( )evet b( )hayır 122.Sitenizin / binanızın temizliğini komşular hep birlikte mi yaparsınız? a( )evet b( )hayır 123.Sizce, özel ulaşım araçları (otomobil) ve okul servislerinin yaygınlaşması, komşuluk ilişkilerini etkiler mi? a( )evet, çok etkiler b( )evet, kısmen etkiler c( )hayır, etkilemez 124.Oturduğunuz apartmanda ismini bilmediğiniz veya daha hiç karşılaşmadığınız komşularınız var mı, varsa kaç tane? a( )hayır yok b( )evet var (kaç tane olduğunu belirtiniz………………………...………….………… 125.Şehir yaşamında kadınların iş hayatına girmeleri, sizce komşuluk ilişkilerini etkilemekte midir, nasıl? a( )olumlu yönde etkilemiştir (nasıl, belirtiniz……..………………………..…………….………….…………… b( )olumsuz yönde etkilemiştir (nasıl, belirtiniz………………………………...……….………………………… 126.Büyük alışveriş merkezleri, eğlence merkezleri vb. mekânların sayısının artması komşuluk ve akrabalık ilişkilerini sizce etkiler mi, neden? a( )evet (nedenini belirtiniz…………………………………………………...….………………………………… b( )hayır (nedenini belirtiniz………………………………………………………………..…….……………… 127.Şehir hayatında dikkatinizi çeken en önemli değişme sizce nedir? ..................................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................................... ..................................................................................................................................................................................... 249 EK-3: KOMŞULUKLA ĐLGĐLĐ GENEL LĐTERATÜR A. DUANY, Plater-Zyeberk, E. “The Neighborhood, the District and the Corridor”, The New Urbanism Towards and Architecture of Community, 1993. AGNEW, J. Place and Politics: The Geographical Mediation of State and Society, Boston, Allen & Unwin, 1997, ALLEN, J. ‘Power’ in Agnew, John; Mitchell, Katharyne ; Toal, Gerard (eds.), A Companion to Political Geography, Malden, Blackwell, 2003. AMĐCĐS, E. Đstanbul (1874), Çev: Beynun Akyavaş, Ankara: TTK Yayınları, 1993. AMY M, “Gender and Mahalle (Neighborhood) Space in Istanbul”, Gender, Place & Culture, Volume:14http://www.informaworld.com/smpp/title~content=t713423101~db=all~tab= issueslist~branches=14 - v14, Issue:3, June 2007. ANASTASĐA S. Vogt Yuan, “Racial Composition Of Neighborhood And Emotional WellBeing”, Sociological Spectrum, Volume: 28,http://www.informaworld.com/smpp/title~content=t713666965~db=all~tab=issueslis t~branches=28 - v28 Issue:1 January 2008. ANDERSON, B. Imagined Communities: Reflections on the Origin and Spread of Nationalism, London, Verso, 1991. AŞA, E. “Âdâb-ı Muâşeret Kitapları”, Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi, C.3, Ankara: Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Yayınları, 1992. ATAY, M. Keban Baraj Nedeniyle Elazığ’ın 1800 Evler Mahallesine Göç Edenlerin Kentlileşme Sorunları (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Elazığ: 1985. BAKIR, Đ. “Ev ve Oda, Oda Çeşitleri”, Türk Aile Ansiklopedisi, Ankara: Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Yayınları, C.2, 1991 BOURDĐEU, P. ‘On family as a realized category’, Theory, Culture and Society C.13, No:3, 1996. BOZKURT, O. Komşuluk Đkametgâhının Yakın Çevresi, Đstanbul: ĐTÜ Yay., 1961. BRAH, A. Cartographies of Diaspora: Contested Identities, London, Routledge, 1996. BRĐNKERHOFF, D. W.; Goldsmith, Arthur A. Clientelism, Patrimonialism and Democratic Governance: An Overview and Framework for Assesment and Programming, U.S. Agency for International Development Office of Democracy and Governance, 2002. CANSEVER, T. Şehir Mimari Üzerine Düşünceler, Đstanbul: Ağaç Yay., 1996. CHRĐSTOPHER, R. B, Matisa Olinger-Wilbon. “Neighborhood Structure, Social Organization, and Number of Short-Term Sexual Partnerships”, Journal of Marriage and Family, Volume: 3, 2003, 250 CHRĐSTOPHER, S. “Neighborhood Planning in Historical Perspective”, Journal of American Planning Association, Volume: 51http://www.informaworld.com/smpp/title~content=t782043358~db=all~tab=issueslist ~branches=51 - v51, Issue: 2, June 1985. COŞKUN, M. Village Associations as Migrants’ Formal Organizations: An Empirical Study in Mamak, Ankara, Basılmamış YLY, Ankara, Bilkent Üniversitesi 2003. ÇADIRCI, M. Tarihten Günümüze Anadolu’da Konut ve Yerleşme, Anadolu Kentlerinde Mahalle (Osmanlı Dönemi), Đstanbul: Habitat, Türkiye Ekonomik, Toplumsal ve Tarih Vakıf Yayını, 1996. ÇEZĐK, A. Kentleşme-Yerleşme Sektör Raporu, Ankara: DPT Yayınları, 1982. ÇÖRTOĞLU, Ş. Komşuluk Hukukunda Taşınmaz Mülkiyetinin Kullanılmasının Çevreye Etki ve Sonuçları, Ankara: 1982. D’OHSSON, M. De M. 18. Yüzyıl Türkiyesinde Örf ve Âdetler, Đstanbul: Tercüman 1001 Temel Eser, (Tarihsiz). DANIŞ, D. “Đstanbul’da uydu Yerleşmelerin Yaygınlaşması”, 21. Yüzyıl Karşısında Kent Ve Đnsan, Haz. Firdevs Gümüşoğlu, Đstanbul, Bağlam, 2001. DEMĐR, E. “Ankara’da Komşuluk Đlişkilerinin Farklılaşması”, Prof. Dr. Cevat Geray’a Armağan, Mülkiyeliler Birliği Yayınları, Ankara 2001. DOĞAN, Đ, Toplum ve Eğitim Sorunları Üzerine Felsefî ve Sosyolojik Tahliller, Ankara: Pegem A Yayınları, 2004. DOĞAN, Đ. “Korumacılığın Geleneksel Kent Kültüründen Çıkarması Gereken Dersler”, Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, C.35, S.1-2, Ankara: 2003. DUBETSKY, A. ‘Kinship, Primordial Ties, and Factory Organisation in Turkey: an Anthropological Approach’, International Journal of Middle East Studies Volume: 7, Đssue:3, 1976. EMĐLY B. W; Daniel S. Shaw, “Impact of Neighborhood Disadvantage on Overt Behavior Problems During Early Childhood”, Aggressive Behavior, Volume: 33, issue: 3, 1998. EPSTEĐN, A. I. ‘Power, Politics, and Leadership: Some Central African and Malanesian Contrasts’ in Swarts, M. J. (ed.), Local-Level Politics: Social and Cultural Perspectives, Chicago: Aldine Publishing Company, 1968. ERDER, S. Đstanbul’a Bir Kent Kondu Ümraniye, 2. Baskı, Đstanbul: Bağlam Yay., 2001. ERGĐN, O. Türkiye’de Şehirciliğin Tarihi Đnkişafı, Đstanbul: Đstanbul Üniversitesi, Hukuk Fakültesi Yay., Cumhuriyet Matbaası, 1936. ERKAN, R. Kentleşme ve Sosyal Değişme, Ankara: Bilimadamı, 2002. 251 ERKAT, G. “Đstanbul’da Aile ve Komşuluk Đlişkileri”, 1. Aile Şurası Bildirileri, No: 9, Ankara: 1990. ERMAN, T. “Şehirli Olmak ya da Köylü Kalmak”, Kentteki Kır Göçmeninin Kendini Tanımlaması Olayı”, II. Ulusal Sosyoloji Kongresi: Toplum ve Göç Bildirileri, Ankara: DĐE, Sosyoloji Derneği, 1977. GANS, H. Urbanism and Suburbanism as a Way of Life, in A. M. Rose, (Ed: Human Behaviour and Social Processes), Houghton Mifflin, Boston: 1962. Gecekondu Araştırması, Ankara: DPT, 1991. Gecekondularda Aileler Arası Geleneksel Dayanışmanın Çağdaş Organizasyonlara Dönüşümü, Ankara: Başbakanlık Kadın ve Sosyal Hizmetler Müsteşarlığı, 1993. GEORGE, G. Dave E. Marcotte, Marv Mandell, Hal Wolman, Nancy Augustine,“The Influence of Neighborhood Poverty During Childhood on Fertility, Education, and Earnings Outcomes”, Housing Studies, Volume: 22,http://www.informaworld.com/smpp/title~content=t713424129~db=all~tab=issueslis t~branches=22 - v22 Issue: 5, September 2007. GOFFMAN, E. Stigma: Notes on the Management of Spoiled Identity, Middlesex: Penguin Boks, 1970. GÖKÇE, B. vd.: Gecekondularda Aileler arası Geleneksel Dayanışmanın Çağdaş Organizasyonlara Dönüşümü, Ankara: T.C. Başbakanlık Kadın ve Sosyal Hizmetler Müsteşarlığı Yayını, 1993. GÖRMEZ, K. “Aile ve Konut”, Aile Yıllığı, Ankara: T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Yayınları, Genel Yayın No. 10, Tanıtım Serisi, 1, 1991. GÖYMEN, K. Kentle Bütünleşme Sürecinin Yönetsel Boyutu, Kentle Bütünleşme, Ankara: TGAY Yayınları, 1982. GÜÇLÜ, S. Kentlileşme ve Göç Sürecinde Antalya’da Kent Kültürü ve Kentlilik Bilinci, Ankara, Kültür Bakanlığı Yayınları, 2002. GÜLER, M. Kentin Kıyısında Karanfilköy ve Küçük Armutlu Kadınları, Đstanbul: Altan Matbaacılık Yayını, 2004. GÜNAY, Ü. Din Sosyolojisi, Kayseri: Erciyes Üniversitesi Yay., 1996. GÜNDÜZ, M. Yıldız, Cengiz, “Türk Yazılı Kültüründe Komşuluk”, (Cengiz Yıldız ile), eSOSDER, (Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi), C.7, S.25, 2008. GÜNEŞ-A, Ayşe. ‘Class and clientalism in the Republican People’s Party’ in Finkel, Andrew; Sirman, Nükhet (eds.), Turkish State and Turkish Society, London, Routledge, 1992. GÜVENÇ, M; Işık, Oğuz. “Đstanbul’u Okumak: Statü- Konut Mülkiyeti Farklılaşmasına Đlişkin Bir Çözümleme Denemesi”, Toplum ve Bilim, S.71, Kış 1996. 252 HEPER, M. Türkiye’de Kent Göçmenleri ve Bürokratik Örgütler, Đstanbul: Üçdal Neşriyat. 1983. HERBSTEĐN, J. ‘The politicization of Puerto Rican Ethnicity in New York: 1955-75’, Ethnic Groups, 5 (1/2), 1983. IŞIK, O. Pınarcıoğlu, Melih. Nöbetleşe Yoksulluk, 3. Baskı, Đstanbul: Đletişim, 2003. Đbn-i Batuta Seyahatnamesinden Seçmeler, ( Yayına Haz.: Đsmet Parmaksızoğlu), Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 1981. ĐSPĐR, E. Kentleşme, Metropoliten Alan ve Yönetimi, Ankara: ĐTĐA Yay., 1982 ĐSPĐR, E. Şehirleşme ve Meseleleri, Ankara: Gazi Büro Yay., 1991 J. JACOBS, The Death and Life of Great American Cities, Vintage, Books, New York, 1961. JACK L. N, David A. Julian, “The Psychological Sense of Community in the Neighborhood”, Journal of American Planning Association, Volume: 61http://www.informaworld.com/smpp/title~content=t782043358~db=all~tab=issueslist ~branches=61 - v61, Issue:2, June 1995. JAN, G. Life Between Buildings, Danish Architectural Pres, 2003. JOHN B. L, Robert W. Marans, “Evaluation of Neighborhood Quality”, Journal of American Planning Association, Volume: 35http://www.informaworld.com/smpp/title~content=t782043358~db=all~tab=issueslist ~branches=35 - v35, Issue:3, May 1969. KARPAT, H. K. Türkiye’de Toplumsal Dönüşüm, (Çev:. Abdülkerim Sönmez), Ankara, Đmge Yay., 2003. KARTAL, K. Ekonomik ve Sosyal Yönleriyle Türkiye’de Kentlileşme, Ankara: Adım Yay., 1992. KARTAL, K. Kentleşme ve Đnsan: Kentleşme Sürecinde Đnsan Tutum ve Davranışlarında Meydana Gelen Değişmeler, Ankara: Türkiye ve Orta Doğu Amme Đdaresi Enstitüsü Yayını, 1978. KAZMAOĞLU, A. “Kapalı Siteler ve Kentsel Yalıtım”, Arredamento, Mimarlık, 2003. KELEŞ, R. Kent Bilim Đlkeleri, Türk Sosyal Bilimler Derneği Yay., Ankara: 1976 KELEŞ, R. Kentleşme Politikası, Ankara: Đmge Yay., 1990 KELEŞ, R. Kentleşme ve Konut Politikası, Ankara: AÜ SBF Yay., 1980. KELEŞ, R. Türkiye'de Şehirleşme, Konut ve Gecekondu, Đstanbul: Gerçek Yay., 1972 KENNETH, T. J. The Neighborhoods of Brooklyn, Neighborhoods of New York City, Yale University Pres, 2004. 253 KIRAY, M. Azgelişmiş Memleketlerde Şehirleşme Eğilimi, Ankara: Gazi Üniversitesi Yay., 1982. KIRAY, M. Toplumbilim Yazıları, Ankara: Gazi Üniversitesi Yayınları, 1982. KONGAR, E. Đstanbul Halkının Yaşam Biçimi ve Sorunları, Đstanbul: Đstanbul Ticaret Odası Yayını, 1999. KONGAR, E. Toplumsal Değişme Kuramları ve Türkiye Gerçeği, 9. Baskı, Đstanbul: Remzi Kitabevi, 2002. KRĐSTĐN L. “New Urbanism's Role in Inner-city Neighborhood Revitalization”, Housing Studies, Volume: 20http://www.informaworld.com/smpp/title~content=t713424129~db=all~tab=issueslist ~branches=20 - v20, Issue: 5, September 2005. KURDOĞLU, A. Toplumsal Değişme Sürecinde Hemşehrilik Dernekleri: Đstanbul Örneği, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi: Đstanbul: Marmara Üniversitesi, 1989. KURTOĞLU, A. Hemşehrilik ve Şehirde Siyaset: Keçiören Örneği, Đstanbul: Đletişim Yay., 2003. KURTOĞLU, A. “Hemşehrilik Dernekleri, Yerel Siyaset ve Elit Stratejileri”, Mübeccel Kıray’a Armağan, Đstanbul: Bağlam Yay., 2001. KURTULUŞ, H. “Mekânda Billurlaşan Kentsel Kimlikler: Đstanbul’da Yeni Sınıfsal Kimlikler ve Mekânsal Ayrışmanın Bazı Boyutları”, Doğu-Batı Düşünce Dergisi, S.23, 2003. KRUPAT, E. People in Cities: The Urban Environment and its Effect, Cambridge University, Cambridge, 1994. Kültür ve Modernite. (Der.: Gönül Pular, Emine Đncirlioğlu, Bahattin Akşit), Đstanbul: Tetragon Yay., 2003. MARDĐN, Ş. “Tanzimat’tan Sonra Aşırı Batılılaşma”, Türk Modernleşmesi, Đstanbul: Đletişim Yay., 2007. MARTĐN T. K. “Urban Danger: Life in a Neighborhood of Strangers”, Urban Studies, Volume: 19,http://www.informaworld.com/smpp/title~content=t713449163~db=all~tab=issueslis t~branches=19 - v19 Issue: 4, November, 1982. MASSEY, D. “Imagining the World” (Ed.: Allen, John; Massey, Doreen), Geographical Worlds, Oxford, Oxford University Pres, 1995. DONALD, MC. Chain Migration, Ethnic Neighborhood Formation and Social Networks, Boston, 1974. MERĐÇ, N. Değişen Kentte Dinî Hayat ve Fetva Soruları, Đstanbul: Kapı Yay., 2005. 254 NĐRUN, N. Sistematik Sosyoloji Yönünden Aile ve Kültür, Ankara: Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi Yayını, 1994. ORHAN, B. Komşuluk: Đkametgâhın Yakın Çevresi, Đstanbul: Đstanbul Teknik Üniversitesi Yay., 2007. ORTAYLI, Đ. Tanzimat’tan Cumhuriyete Yerel Yönetim Geleneği, Đstanbul: Hil Yay., 1985. ÖZDEMĐR, H. “Türkiye'de Komşuluk ve Komşuluk Đlişkileri”, Türk Aile Ansiklopedisi, Ankara: Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Yayınları, C.2,1991. ÖZER, M. Her Yönüyle Kiracılık, 2. baskı, Đstanbul: Temel Yayınları, 1989. ÖZKAN, H. “Tek Parti Dönemini Coğrafya ve Mekân Arayışları”, Toplum ve Bilim, No: 94. 2002. ÖZTÜRK, A. Đslamiyet’te Komşuluk Müessesesi, Ankara: 1966. PERRY, C. A. The Neighborhood Unit, A Scheme of Arrangement for the Family-life Community, Regional Study of New York And Its Environs, VII, Neighborhood and Community Planning, Monograph One: 2-140”, New York, 1992. PEYNĐRCĐOĞLU, N. “Türkiye’de Yerleşme ve Konut Meselesi”, Yeni Türkiye, S. 23-24, 1998. REX, J. Race and Ethnicity, Milton Keynes, Open University Pres, 1986. RODERĐCK. L. J. Housing Dwellings and Homes, Design Theory, Research and Practice, John, Wiley and Sons Ltd. London. 1987. ROĐTMAN, S. Who Segregates Whom in Gates Communities: Building Social Division or Safer Communities?, Glasgow, 2003. SCHÜLER, H. Türkiye’de Sosyal Demokrasi: Particilik, Hemşehrilik, Alevilik, Đstanbul: Đletişim Yay., 1999 SĐMMEL, G. “Metropol ve Zihinsel Yaşam”, Şehir ve Cemiyet, Georg, Simmel, Max Weber; Ferdinand Tönnies, Don Martindale, (Çev.: Ahmet Aydoğan), Đstanbul: Đz Yay., 2000. SJOBERG, G. “Sanayi Öncesi Kenti”, 20. Yüzyıl Kenti, (Der.: Bülent Duru, Ayten Alkan), 1. Baskı, Ankara: Đmge Yay., 2002. SUSAN E. Clarke. “Neighborhood Policy Options The Reagan Agenda”, Journal of American Planning Association, Volume: 50http://www.informaworld.com/smpp/title~content=t782043358~db=all~tab=issueslist ~branches=50 - v50, Issue:4, December 1984. SUSAN E. M; W. Trevor Brooks, “Neighborhood Family-Friendliness And Its Effect On Family Relations: Evidence From Utah”, Sociological Spectrum, Volume: 26http://www.informaworld.com/smpp/title~content=t713666965~db=all~tab=issueslist ~branches=26 - v26, Issue: 4, August 2006. 255 ŞÂRÂNĐ, A. Đslâm’da Kardeşlik Hukukunun Esasları, (Terc.: Hamit Keser), Đstanbul: 1975. ŞEKER, M. Anadolu’da Bir Arada Yaşama Tecrübesi, Ankara: TDV Yayınları, 2002. ŞENYAPILI, T. Bütünleşmiş Kentli Nüfus Sorunu, Ankara: OSTÜ Yay., 1978. TATLIDĐL, E. “Kentle Bütünleşmenin Bir Yolu Gecekondulaşma”, Aile Yazıları 2: Kültürel Değerler ve Sosyal Değişme, (Der.: Beylü Dikeçligil, Ahmet Çiğdem), 2. Baskı, Ankara: Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı Yayını, 1991. TATLIDĐL, E. “Kentleşme ve Göç”, Sosyolojiye Giriş, (Der. Đhsan Sezal), 2. Baskı, Ankara: Martı Yay., 2003. TEKELĐ, Đ. “Gündelik Yaşam Üzerine Düşünceler”, Mübeccel Kıray Đçin Yazılar, (Yay. Haz.: F. Atacan, F. Ercan, H. Kurtuluş, M. Türkay), Đstanbul: Bağlam Yay., 2000. TEKELĐ, Đ. Modernite Aşılırken Kent Planlaması, 1. Baskı, Ankara: Đmge Yay., 2001. TEKŞEN, A. Kentleşme Sürecinde Bir Tampon Mekanizma Olarak Hemşehrilik, Ankara: DPT Yayınları. TĐLLY, C. ‘Social movements and national politics’ in Bright, C.; Harding, S. (eds.), Statemaking and Social Movements. Essays in History and Theory, Ann Arbor, University of Michigan Pres, 1984. TUNA, K. Şehirlerin Ortaya Çıkışı ve Yaygınlaşması Üzerine Sosyolojik Bir Deneme, Đstanbul: Đstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayını, Đstanbul 1987. TUNAR, M. Ana Hakkı, Komşuluk, Kılıbıklar, Đstanbul: 2007. TUNÇ, A, Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek, Đstanbul: YKB Yay., 2003. Türk Aile Yapısı Özel Đhtisas Komisyonu Raporu, DPT, Yayın No:2165–338, 1989. Türk Şehir Tarihi, Türkiye Literatür Araştırmaları Dergisi, C.3, S.6. Đstanbul: 2005. TÜRKDOĞAN, O. Sanayi Sosyolojisi Türkiye’nin Sanayileşmesi Dün-Bugün-Yarın, Ankara: Töre Devlet Yay., 1981. WERBNER, P. ‘From Commodities to Gifts: Pakistani Migrant Workers in Manchester’ in Rogers, Alisdair ; Vertovec, Steve (eds.), The Urban Context: Ethnicity, Social Networks and Situational Analysis, Oxford/Washington D.C., Berg Publishers, 1995. WERBNER, P. ‘Introduction II Black and Ethnic Leadership in Britain: A Theoretical Overview’ in Werbner, Pnina; Anwar, Muhammad (eds.), Black and Ethnic Leadership in Britain: The Cultural Dimension of Political Action, London, Routledge, 1991. WĐLLĐAM, J. W. There Goes the Neighborhood: Racial, Ethnic, and Class Tensions in Four Chicago Neighborhoods and Their Meaning for America, 2006. WĐRTH, L. “Bir Yaşam Biçimi Olarak Kentlileşme”, 20. Yüzyıl Kenti, (Der.: Bülent Duru, Ayten Alkan), 1. Baskı, Ankara: Đmge Yay., 2002. 256 YASA, Đ. Ankara'da Gecekondu Aileleri, Ankara: Sosyal Hizmetler Akademisi Yayınları, 1966. YAVUZ, F. Keleş, Ruşen, Geray, Cevat. Şehircilik, Sorunlar, Uygulama ve Politika, Ankara: A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayını, 1973. Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Özel Đhtisas Komisyonu Raporu, “Yerleşme ve Şehirleşme”, DPT, Ankara, 1995. YÖRÜKAN, A. Şehir Sosyolojisinin Teorik Temelleri, Ankara: Đmar ve Đskân Bakanlığı Merkez Genel Müdürlüğü Sosyal Araştırma Dairesi Yayınları, 1968. ZEHRA, M. Đslâm'da Sosyal Dayanışma, (Çev.: E. R. Fığlalı, O. Eskicioğlu), Đstanbul: Yağmur Yay., 1968. YÜKSEK LĐSANS ve DOKTORA TEZLERĐ ADIYAMAN, K. Kentleşme Sürecinde Türkiye Ve Kent Kimliği, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya 2008. ALADA, A., Osmanlı Türk Şehirlerinde Mahalle, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Ana Bilim Dalı, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara, 1983. APAK, S. Toplu Konut Alanlarında Güvenli Çevrelerin Oluşturulmasında Kullanılabilecek Kavramsal Bir Model, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Đstanbul: ĐTÜ, FBE, 1998. BAŞÇETĐNÇELĐK, A. Bir Altkent Yerleşiminde Kentli Yaşam Tarzı: Ankara-Eryaman, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2002. BEŞPINAR, F. U. Ekici, Kent Ölçeğinde Orta Alt Sınıf Komşuluk Çevresi: Batıkent Örneği, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2001. CAN, A. Đstanbul Kent Dokusunda Bir Konut Tercihi ve Kültürel Yapı Etkileşimi Rumeli Hisarı Örneği, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, SBE, 1998. EDGÜ, E. Konut Tercihlerinin Mekânsal Dizin ve Mekânsal Davranış Parametreleri Đle Đlişkisi, Yayınlanmamış Doktora Tezi, ĐTÜ, FBE, 2003. ERDOĞMUŞ, D. Sürdürülebilir Yaklaşımlar Çerçevesinde Mahalle Olgusu ve Aydın Merkez’de Kurtuluş, Köprülü, Yedi Eylül Mahalleleri Örneklemesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi üniversitesi, F.B.E. Ankara: 2006. GÖLCÜK, M. Kentleşme Sürecinde Akrabalık ve Komşuluk Kültürü, (Afyonkarahisar Örneği), Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2007. GÜNEŞ, B. Kentsel Değişim Sürecinde Sosyo-Ekonomik Gelişmelerin Kentsel Bütünleşme Olgusu Bakımından Değerlendirilmesi, Yayımlanmamış Doktora Tezi, ĐTÜ, FBE, 1993. 257 KAYA, A. Modernleşme, Kentleşme, Cemaatleşme ve Tampon Mekanizmaları, ĐkitelliBaşakşehir (1. Etap) Örneği, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Đ.Ü. SBE. Đstanbul, 2002. KOYUNCU, A. Konya'da Komşuluk Đlişkileri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2005. ÖNÜÇ, G. Yeni Kentleşme Bağlamında Komşuluk Birimi Tasarım Đlkeleri: Đstanbul Alkent 2000 Yerleşimi Üzerinde Bir Đnceleme, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Đstanbul, 2002. ÖZENSEL, E. Kentleşemeyen Ailelerin Sosyo-Kültürel Ekonomik Kökenine Sair Sosyolojik Bir Đnceleme, S.Ü., Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 1992, Konya. SOYGENĐŞ, S, E. Konut Yerleşmelerinde Konut Tipoloji ve Yerleşim Örüntülerinin Değerlendirilmesine Yönelik Analitik Bir Çalışma, Yayınlanmamış Doktora Tezi, ĐTÜ, FBE, Đstanbul,1998. TÜRKMEN, S. Hadislerde Komşuluk, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi Konya, S.Ü. SBE., 1996. TÜRKSEVER, E, Türkiye’de Büyük Şehir Alanlarında Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesine Yönelik Bir Yöntem Denemesi, Yayınlanmamış Doktora Tezi, ĐTÜ, FBE, Ocak 2001. URHAL, Ö. Şehirleşme ve Asayiş Đlişkileri, S.Ü. Sosyal Bilimleri Enstitüsü, Kamu Yönetimi, Anabilim Dalı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 1992. ÜRKÜT, S. Yaşanabilir Çevre Oluşumunda Mahalle Kriterinin Đncelenmesi, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, ĐTÜ, FBE, Đstanbul,1998. 258 TÜBĐTAK PROJE ÖZET BĐLGĐ FORMU Proje No: 109K075 Proje Başlığı: Sosyo-Kültürel Değişim Sürecinde Komşuluk Proje Yürütücüsü ve Araştırmacılar: Doç. Dr. M. Cengiz YILDIZ (Yürütücü) Yrd. Doç. Doç. Mustafa GÜNDÜZ (Araştırmacı) Projenin Yürütüldüğü Kuruluş ve Adresi: Polis Akademisi Elazığ Z. Ağar Polis MYO Destekleyen Kuruluş (ların) Adı ve Adresi: TÜBĐTAK Projenin Başlangıç ve Bitiş Tarihleri: 15.09.2009–15.03.2011 Öz (en çok 70 kelime) Komşuluk, toplumsal hayatın önemli olgu ve işlevlerinden biridir. Tarih boyunca komşuluk ilişkilerini belirleyen ve değiştiren farklı unsurlar olmuştur. Buna bağlı olarak, toplumlardaki komşuluk ilişkilerinde nitel ve nicel değişimler ortaya çıkmıştır. Özellikle sanayi devriminden sonra yeniden şekillenmeye başlayan toplumsal hayatta, komşuluk da farklı boyutlar ve işlevler kazanmıştır. Yeni toplumsal hayatı belirleyen değerler, komşuluğu da değiştirmiştir. Bu değerlerin başında; birey, eğitim, ekonomik gelişmişlik, şehirleşme, medya, küreselleşme, rekabet, demokrasi, insan hakları vs. gelmektedir. Anahtar Kelimeler: Komşuluk, Konut, Komşuluk Kültürü, Değişim, Değişim Sosyolojisi, Toplumsal Değişme, Şehirleşme, Şehirlileşme. Fikri Ürün Bildirim Formu Sunuldu mu? Evet Gerekli Değil X Fikri Ürün Bildirim Formu’nun tesliminden sonra 3 ay içerisinde patent başvurusu yapılmalıdır. Projeden Yapılan Yayınlar: GÜNDÜZ, Mustafa-M. Cengiz YILDIZ, (2008), "Türk Yazılı Kültüründe Komşuluk", Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 25, 123–138. Ekte Bulunan “ARDEB Başarı Öyküsü Formu”, “Kazanımlar” Bölümünde Belirtilen Kriterlere Göre Proje Çıktılarınızın Başarı Öyküsü Niteliği Taşıdığını Düşünüyorsanız “ARDEB Başarı Öyküsü Formu”nu doldurunuz. TÜBİTAK SOSYAL VE BEŞERİ BİLİMLER ARAŞTIRMA DESTEK GRUBU (SOBAG) BAŞKANLIĞI'NA; Yürütücülüğünü yaptığım 109K075 no.lu ve Sosyo-Kültürel Değişim Sürecinde Komşuluk adlı projenin sonuç raporu ile ilgili olarak, Danışman tarafından önerilen görüşler göz önüne alınarak aşağıdaki düzeltmeler yapılmıştır: *Danışmanın, “sayfa 49-58 yeniden okunmalı, bilimsellikten uzak ifadeler çıkarılmalıdır” ifadesine uygun olarak, ilgili sayfalar arasındaki kısım yeniden düzenlenmiştir. *Danışmanın, “özellikle çalışmanın 226-252 sayfaları arasında yer alan tablolar kesinlikle Word programında yeniden yapılmalıdır” biçimindeki ifadesine uygun olarak, rapor sonuna konulan Ek tablolar Word programında yeniden yapılmıştır. *Danışmanın, “Ayrıca içerikleri bile tartışmalı tablolar vardır. Örneğin bazı tablolarda hücrelerde “5” case’in altında dağılım vardır ki bu durumda X2 uygun değildir” ifadesi gereğince aşağıdaki açıklama, “8.Analiz Teknikleri” başlığı altına eklenmiştir: “Çapraz tablolar oluşturulurken ki-kare (X2) değerleri de alınmıştır. Bu değerlerin geçerli olabilmesi için, birtakım koşulların var olması gerektiği bilinmektedir. Çapraz tablolardaki değerlerin anlamlı olabilmesi için, tabloda bir kutucuğun boş ya da kutucuğun beklenen sıklık değerinin 1’den küçük olmaması gerekmektedir. Yine, beklenen sıklıkların 1/5’inin 3 ya da 5 değerinden küçük olmaması koşulu bulunmaktadır. Elde edilen tablolarda, “cevap yok” ve “başka” seçeneği de yer aldığından, bu tür tabloların bir kısmında boş ya da beklenen sıklık değeri 1'den az olan kutucuklar yer almıştır. Bir soruya birden fazla cevap verilmesi de ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durum, yukarıdaki şartları taşımayan çapraz tabloların yorumlanamayacağı anlamına gelmez. Sosyal bilim alanındaki araştırmalarda, elde edilen bulguların sistematik bir şekilde ele alınması, -güvenirlik ve geçerlilik ölçülerine uygun olarak- gerçekleştirilmek istenen amaçlar çerçevesinde çözümlenmesi ve belli değişkenler arasındaki ilişkilerin yakalanması büyük bir aşama olarak değerlendirilmektedir. Bu anlayışa uygun olarak, elde edilen verilerin oluşturduğu tablolar değerlendirilirken -ki-kare (X2) değerinden ayrı olarak- bağımsız değişken esas alınarak hesaplanan kutucuk yüzdesi dikkate alınmış, buna göre oransal açıdan bir azalma ya da artışın olup-olmadığı öğrenilmeye çalışılmış ve yorumlamada bulunulmuştur.” *Danışmanın “Yüzde (%)” yerine “%” işareti yeterlidir” biçimindeki önerisine uygun olarak “Yüzde (%)” yerine sadece “Yüzde” ibaresi kullanılmıştır. Doç. Dr. M. Cengiz YILDIZ (Araştırma Yürütücüsü)