NO FİİL ГЛАГОЛЫ FİİL SORUSU ВОПРОС ÖRNEK CÜMLE
Transkript
NO FİİL ГЛАГОЛЫ FİİL SORUSU ВОПРОС ÖRNEK CÜMLE
NO 1 2 3 4 5 6 7 FİİL ГЛАГОЛЫ ABANMAK Наваливаться ABARTMAK Преувеличивать FİİL SORUSU ВОПРОС ÖRNEK CÜMLE ПРИМЕРЫ ПРЕДЛОЖЕНИЙ Neye (чему) Nereye (куда) Çocuk sıraya abanmıştı. Adam üstüme abandı, parayı uzattı. Neyi (что-в.п.) Lütfen bu konuyu abartma! ABONE OLMAK Подписаться Neye (чему) ABONE YAPMAK Подписать Kimi (кого-в.п.) Подписать Neye (чему) ACELE ETMEK Торопиться, Nsz. спешить ACIKMAK Проголодаться Nsz. Nsz. ACIMAK Болеть (орган) Nsz. Жалеть Kime (кому) Neye (чему) Ben de yeni çıkan dergiye abone oldum. Öğretmen beni de abone yaptı. Ahmet’i “A” dergisine abone yaptım. İşe geç kalmamak için acele ediyor. Ahmet çok acıkmış. Karnım çok acıktı. Elim çok acıyor. Onun çocuklarına acıdım. Sadece arabama acıyorum. 10 8 9 Становиться горьким ACINDIRMAK Вызывать жалость Вызывать жалость ACITMAK Ушибиться Делать больно 10 AÇIKLAMAK Разъяснить Открыть (тайну) 11 Огласить (приговор, решение) AÇILMAK Открываться Nsz. Kimi Yoldan geçen (кого-в.п.) yolcuları kendine acındırıyordu. Kime Dilenci yalvararak (кому) kendine acındırıyordu. Neyi (что- в.п.) Neyi (что-в.п.) Ali dün kolunu acıtmış. Mehmet elimi acıttı. Neyi (что-в.п.) Öğretmen bu konuyu geçen hafta açıklamıştı. Ben bunu size açıklamıştım. Gerçeği açıklarsa çok kötü olur. Hâkim kararı açıkladı. Kime (кому) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Nsz. Nsz. Отчаливать Отклеиваться Bu tereyağı acımış. Nereye (куда) Nsz. Birden odanın kapısı açıldı. Okullar eylülde açılıyor. O gemi dün denize açıldı. Ayakkabımın altı açılmış. 11 Проясняться Nsz. Открывать душу Kime (кому) Nsz. Делать большие расходы Разойтись 12 Nsz. Lütfen açılın, ben doktorum! Делать отверстие Neyi (что-в.п.) Ne (что) Прорубить Ne (что) Говорить о чем-л. (употр. в отр.форме) Включать Neyi (что-в.п.) Lütfen kapıyı açar mısın? Hırsız duvarda bir delik açmış. Buradan bir kapı açabiliriz. Bu konuyu bir daha açma. AÇMAK Открывать Выкапывать Расчистить 13 14 Hava akşama doğru açıldı. O sadece en iyi arkadaşına açılıyor. Bu ay çok açıldık. Neyi (что-в.п.) Ne (что) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Расцветать (çiçek ~) ÂDET EDİNMEK Брать за правило Neyi (что-в.п.) AFALLAMAK Растеряться Nsz. Burası çok karanlık, ışığı açar mısın? Babam bahçeye büyük bir çukur açtı. Geçen kış bu yolu tam üç saatte açtılar. Ağaçlar ilkbaharda çiçek açarlar. Adam başkalarını dolandırmayı âdet edinmiş. Adam beni karşısında görünce birden afalladı. 12 15 16 17 AFFETMEK Извинять, Kimi прощать (кого-в.п.) AĞAÇLANDIRMAK Озеленять Neyi (что-в.п.) AĞARMAK Светать Nsz. Рассветать 18 19 20 21 22 23 AĞIRLAMAK Оказывать прием, принимать AĞIRLAŞMAK Становиться более тяжелым Ухудшаться AĞLAMAK Плакать AĞLATMAK Доводить до слез AĞRIMAK Болеть (о части тела) AİT OLMAK Принадлежать Nsz. Lütfen beni affet! Biz bu parkı ağaçlandırmalıyız. Uzun bir bekleyişten sonra gün ağardı. İki saat sonra hava ağaracak. Kimi Zeki misafirlerini çok (кого-в.п.) güzel ağırlamış. Nsz. Nsz. Bu çanta her gün biraz daha ağırlaşıyor. Hastanın durumu günden güne ağırlaşıyordu. Nsz. Suat dün çok ağladı. Kimi Niçin her gün (кого-в.п.) kardeşini ağlatıyorsun? Nsz. Bugün başım çok ağrıyor. Kime (кому) Bana ait olmayan eşyaları kullanmam. 13 24 25 26 27 28 29 30 AKILLANMAK Поумнеть Nsz. Bu adam hiçbir zaman akıllanmaz. AKMAK Течь Nsz. Bizim apartmanda sular akmıyor. Neyi (что-в.п.) Ama sen buradaki işini aksatıyorsun. Neyi (что-в.п.) Neye (чему) Nereden (откуда) Neyi (что-в.п.) Kovadaki suyu bidona aktar. Kovadaki suyu bidona aktar. Bu suyu bu kovadan şu bidona aktaralım. Söylediklerinizi aynen aktardım. Nsz. Ben problem çözüldü sanıyordum, aldanmışım. Ben onun sözlerine aldandım. AKSATMAK Срывать (работу) AKTARMAK Перемешивать, переносить, перевозить, переливать, пересыпать, пересаживать, перекладывать ALDANMAK Заблуждаться Ошибочно поверить ALDATMAK Обманывать ALDIRMAMAK Не обращать внимания, не придавать значения Neye (чему) Kimi Mahmut beni de (кого-в.п.) aldattı. Nsz. Neye (чему) Bırak, aldırma. İstediğini söylesin. Sen onun söylediklerine aldırma. 14 31 32 33 ALINMAK Быть купленным 35 36 Sen Ali’ye aldırma. Nsz. Geçen hafta ofise iki kutu boya alınmıştı. Dün benim söylediklerime alınmış. Galiba yaptığımız şakadan biraz alınmış. Обижаться Neye (чему) Расстраиваться Neyden (от чего) ALIŞMAK Привыкать Neye (чему) Kime (кому) Ben bu okula çok çabuk alıştım. Çocuk yeni arkadaşlarına bir haftada alıştı. Kimi (кого-в.п.) Neye (чему) Çocuğu küçük yaşta alıştırmak lazım. Çocuğu küçük yaşta temizliğe alıştırmak lazım. Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) ALIŞ VERİŞ YAPMAK Делать покупки Nsz. Seyirciler sanatçıyı ayakta alkışladılar. En çok, adamın son sözlerini alkışladılar. ALIŞTIRMAK Воспитывать Приучать 34 Kime (кому) ALKIŞLAMAK Аплодировать ALMAK Взять Neyi (что-в.п.) Dün biraz alış veriş yaptık. Bu kalemi al, abine ver. 15 Покупать Вмещать Получать Пропускать (воду) Приглашать Принимать (душ) Вытирать (пыль) Забирать (в милицию) Простудиться (soğuk ~) Захватить Перенести Красть 37 38 ANILMAK Страд. от вспоминать ANLAMAK Понимать Ne (что) Dün yeni bir araba aldım. Neyi Bu valiz elbiselerin (что-в.п.) hepsini almaz. Ne (что) Dün eski bir dostumdan mektup aldım. Nsz. Gemi birden su almaya başladı. Nereye Genç kız bizi misafir (куда) odasına aldı. Ne (что) Önce güzel bir duş al. Neyi Temizlikçi önce (что-в.п.) tozları aldı. Kimi Polisler bir akşam (кого-в.п.) gelip babamı aldılar. Nsz. Annem biraz soğuk almış. Neyi Bin dokuz yüz kırk (что-в.п.) birde Almanlar Moskova’yı almak istediler. Neyi Toplantıyı saat beşe (что-в.п.) aldık. Neyi Komşunun parasını (что-в.п.) almış. Nsz. Ünlü şair dün büyük bir törenle anıldı. Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Ben bu konuyu anlamadım. Türkçe öğretmenimi çok iyi anlıyorum. 16 Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Разбираться 39 40 ANLAŞILMAK Быть понятным ANLAŞMAK Договариваться Ладить 41 42 ANLATMAK Объяснять, рассказывать ANMAK Вспоминать Neyden (от чего) Ne (что) O, benim söylediklerimi yanlış anladı. Bulutları görünce yağmur yağacağını anladım. Arabalardan çok iyi anlar. Nsz. Son ders biraz anlaşılmamış. Anlaşıldı, yarın pikniğe gidemeyeceğiz. Kiminle (с кем) Kiminle (с кем) Biz sizinle anlaşmıştık. Ben Hasan’la çok iyi anlaşıyorum. Kime (кому) Neyi (что-в.п.) NeredenNereye (откудакуда) Ben size geçen hafta anlatmıştım. Bu konuyu anlatmıştım. Sen bu konuyu ikinci paragraftan sonuna kadar anlat. Kimi Yedinci (кого-в.п.) cumhurbaşkanımızı törenle andık. Neyi Arkadaşlarla eski (что-в.п.) günleri andık. 17 43 44 ARALAMAK Приоткрывать ARAMAK Искать Позвонить Сожалеть Обыскивать 45 ARAŞTIRMAK Изучать Разыскивать 46 47 48 ARITMAK Очищать Neyi (что-в.п.) Çocuk kapıyı araladı, beni görünce hemen kaçtı. Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Nereden (откуда) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Çocuk, sokakta annesini arıyordu. Sabahtan beri defterimi arıyorum. Ben akşam seni ararım. İstanbul’dan Remzi aradı. Sonra bu günleri çok arayacaksın. Polisler herkesin üstünü aradılar. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Adam, İngiliz tarihini araştırıyordu. Polis bütün olayı araştırdı. Her yeri araştırdık ama onu bulamadık. Neyi (что-в.п.) Suları arıtmadan içmeyin. ARIZALANMAK Ломаться Nsz. ARZULAMAK Желать Neyi (что-в.п.) Dün buzdolabı bir daha arızalandı. Bir gün onunla tanışmayı arzuluyorum. 18 49 ASMAK Вешать Вешать (казнить) 50 51 52 AŞAĞILAMAK Унижать ÂŞIK OLMAK Влюбиться AŞMAK Преодолевать Превышать 53 54 ATAMAK Назначить ATILMAK Бросаться Увольняться Neyi (что-в.п.) Nereye (куда) Nereden (откуда) Ne (что) Buraya gömleklerini asabilirsin. Ceketini askıya as. Pantolonlarını paçalarından as. Ben geldiğimde çamaşır asıyordu. Kimi Mahkûmu yarın (кого-в.п.) asacaklar. Kimi O genelde insanları (кого-в.п.) aşağılayarak konuşur. Kime (кому) Güzel bir kıza âşık oldum. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Bazı zorlukları aşmak için sabır lazımdır. Toplantı üç saati aşmıştı. Kimi Serkan’ı genel müdür (кого-в.п.) yardımcılığına atadılar. Neye Serkan’ı genel müdür (чему) yardımcılığına atadılar. Nereye (куда) Nereden (откуда) Köpekler birden üstüme atıldılar. Kemal kötü çalıştığı için işten atılmış. 19 Атаковать 55 56 ATIŞMAK Поссориться ATIŞTIRMAK Перекусить (о еде) Моросить 57 ATLAMAK Прыгать Askerler hücum emriyle ileri atıldılar. Kiminle (с кем) Dün Kenan’la biraz atıştık. Ne (что) Sabahleyin biraz atıştırdım. Biraz salata atıştırdım. Dışarıda yağmur atıştırıyor. Ne (что) Nsz. Садиться (в транспорт) Пропускать Nereye (куда) Nereden (откуда) Neye (чему) Ne (что) ATLATMAK Понуд. от прыгать Neyi (что-в.п.) Перепрыгивать 58 Nereye (куда) Отделаться Пережить, преодолевать Надувать, обманывать Kadın birden denize atladı. Hırsız duvardan atladı ve kaçtı. Çabuk bir taksiye atla, gel! Bu paragrafta iki cümle atlamışsın. Yaşlı adam eşeğe hendeği atlatmaya çalışıyordu. Ne (что) Sevil geçen ay büyük bir kaza atlattı. Neyi Borcumuz çok ama bu (что-в.п.) ayı atlatırsak biraz rahatlarız. Kimi Benimle görüşmemek (кого-в.п.) için devamlı beni atlatıyor. 20 Избавляться 59 ATMAK Бросать, кидать Kimi Onu atlatmak için (кого-в.п.) evde olmadığını söyledim. Добавить Kime (кому) Nereye (куда) Ne (что) Стрелять Ne (что) Ne (что) Ударить (tekme ~) Ne (что) Обвинять (suç ~) Переносить Выбрасывать Приставать Выгонять Биться (о сердце) Отправить письмо Отвечать наобум (kafadan ~) Придумывать, привирать Kime (кому) Neyi (что-в.п.) Neyi (что- в.п.) Kime (кому) Nereden (откуда) Nsz. Ne (что) Neyi (что- в.п.) Nsz. Birisi Ömer’e taş atmış. Çocuklar cama taş atmışlar. Salataya biraz daha tuz at. Bu gece iki el silâh attılar. Babam çok iyi ok atar. Arkadaşına tekme atmış. Suçu arkadaşına atıyor. Mahkeme duruşmayı şubatın on beşine attı. Şunları çöpe atar mısın? Parktaki kızlara lâf atmış. Dün onu okuldan attılar. Hastanın kalbi çok hızlı atıyordu. Geçen gün anneme bir mektup attım. Sorunun cevabını kafadan attım. Sen bir şey anlatırken biraz atıyorsun. 21 Увольнять 60 61 62 63 AVLAMAK Охотиться AVUTMAK Занимать чем-то Kimi Babamı işten attılar. (кого-в.п.) Ne (что) Kimi Çocukları belli bir (кого-в.п.) süre oyuncaklarla avuttuk. Neyle Bizi her zaman boş (с чем) sözlerle avutuyor. AYAKLANMAK Встать Nsz. Встать на ноги Nsz. Восстать Nsz. AYARLAMAK Организовать Ne (что) Ne (что) Заводить (часы), регулировать (что-л.) Найти (организовать) Настроить Dün büyük bir keklik avladık. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Neyi (что-в.п.) Niçin hemen ayaklandınız? Biraz daha oturun. Hasta iki günde ayaklandı. Halk, ihtilalden sonra ayaklandı. Güzel bir gezi ayarladık. Pazara güzel bir piknik ayarladık. Ben dün akşam saati ayarlamıştım. Saatimi radyoya göre ayarlamıştım. Yarına iki araba ayarlamamız lâzım. Artık bütün kanalları ayarladım. 22 64 AYDINLATMAK Освещать Neyi (что-в.п.) Просвещать 65 66 67 68 AYIKLAMAK Перебирать AYIP ETMEK Поступать нехорошо AYIPLAMAK Осуждать AYIRMAK Разделить Разлучать Выделить Оставить Выбирать Разнимать Küçük projektörler sahayı çok iyi aydınlatıyorlardı. Kimi Hocam, bizi bu (кого-в.п.) konuda aydınlattığınız için teşekkür ederiz. Neyi (что-в.п.) Pilav yapmak için önce pirincin taşını ayıklamalısın. Nsz. Onu davet etmemekle çok ayıp ettin. Kimi Ayhan’ı (кого-в.п.) söylediklerinden dolayı çok ayıpladılar. Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Kime (кому) Kime (кому) Neyi (что-в.п.) Bizim grubu ikiye ayırdılar. Bizi hiç kimse ayıramaz. Küçük odayı sana ayırdık. Haydar’a da biraz yemek ayırın. Bunların içinden okuyacağın kitapları ayır. Kimi Dün kavga eden iki (кого-в.п.) çocuğu ayırdım. 23 69 AYRILMAK Делиться Увольняться Расставаться Покидать, уходить Разводиться 70 71 72 AZARLAMAK Ругать BAĞIRMAK Кричать, орать BAĞIŞLAMAK Жертвовать Прощать 73 BAĞLAMAK Привязывать Завязывать Связать Nsz. Nereden (откуда) Kimden (от кого) Nereden (откуда) Kimden (от кого) Türkçe’de yapı bakımından fiiller dörde ayrılır. Ben işten ayrıldım. Hakan kız arkadaşından ayrılmış. İki saat önce buradan ayrıldı. Adam on yıllık karısından ayrılmış. Kimi Babam kardeşimi (кого-в.п.) biraz azarladı. Nsz. Kime (кому) Sen çok bağırıyorsun. Abim bana çok bağırdı. Kime (кому) Şarkıcı, bütün servetini kimsesiz çocuklara bağışladı. Senin bu yanlışını bağışlayamam. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Nereye (куда) Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Köpeği bağladın mı? Köpeği kulübesine bağladım. Ayakkabısının bağcıklarını bağlıyor. Polisler hırsızı sıkıca bağladılar. 24 74 75 BAHSETMEK Разговаривать (о чем-то, о комто) BAKMAK Смотреть Следить (за собой) Смотреть (за товаром) Наблюдать 76 77 78 79 Neyden (от чего) Kimden (от кого) Dün arabalardan bahsettik. Biz de tam senden bahsediyorduk! Neye (чему) Şu yeşil arabaya bakıyordum. Kime (кому) Kime (кому) Nereye (куда) Kime (кому) Öğretmen birden bana baktı. Doktor “Kendine iyi bakmalısın!” demiş. Afedersiniz, bu tezgâha kim bakıyor? Bu doktor günde on hastaya bakıyor. BANTLAMAK Скрепить скотчем Neyi (что-в.п.) BARIŞMAK Помириться Kiminle (с кем) BARIŞTIRMAK Помирить Kimi (кого-в.п.) Помирить Kiminle (с кем) BASMAK Наступать Nereye (куда) Neye (чему) Şu defteri de bantlayalım. Ben Rıdvan’la dün barıştım. Bizi öğretmen barıştırdı. Dün Said’le Metin’i barıştırdık. Lütfen çimlere basmayınız! Yanlışlıkla Şenol’un ayağına bastım. 25 Нажимать Исполняться (сколько-то лет) Наполнять Накачивать 80 BASTIRMAK Подавлять Нажимать (со стороны руководства) Нагрянуть Издать Начинаться Подавлять Neye (чему) Neye (чему) Neyi (что-в.п.) Neye (чему) Şu düğmeye basarsan kapı açılır. Lokman bugün beş yaşına bastı. Bizim bodrumu su bastı. Ön lâstiğe biraz hava basmamız lazım. Neyi (что-в.п.) Nsz. Polis isyanı bastıramadı. Olayı çözmemiz için yukardan bastırıyorlar. Nsz. O saatte misafirler bastırınca çok şaşırdık. İlk kitabını bastırmak için çok çalıştı. Öğleden sonra birden yağmur bastırdı. Heyecanını bastırmak için şarkı söylüyordu. Yemekten sonra uyku bastırdı. O gelene kadar karanlık bastırdı. İkinci yarı bizim takım çok bastırdı ama gol atamadı. Neyi (что-в.п.) Ne (что) Одолеть (о сне) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Наступить Ne (что) Nsz. 81 BAŞARMAK Завершать с успехом Nsz. Korkma! Sen başarırsın. 26 82 BAŞLAMAK Начинать Начинаться 83 84 85 Наступать (о времени года) BAŞLATMAK Дать старт BAŞVURMAK Обращаться Прибегнуть (к способу, методу) BATIRMAK Топить Воткнуть Запачкать Разорять Сунуть 86 BATMAK Тонуть Neyi (что-в.п.) Bu işi ancak sen başarırsın. Neye (чему) Nsz. Nsz. Bugün yeni bir konuya başladık. Dersler saat sekizde başlıyor. Artık kış başladı. Neyi (что-в.п.) Hakem maçı erken başlattı. Nereye (куда) Kime (кому) Neye (чему) İki ay önce bir fabrikaya başvurdu. Zam için müdüre başvurmalısın. Seninle tanışabilmek için bu yola başvurdum. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Düşmanlar iki gemimizi batırdılar. Bıçağı yavaşça tereyağına batırdı. Bütün elbiselerini batırmışsın. Bütün sermayesini bir yılda batırdı. Çocuk birden elini boyaya batırdı. Nsz. Titanik yirminci yüzyılda battı. 27 Воткнуться Садиться (солнце) Застрять 87 88 90 Güneş saat yedide batıyor. Araba birden çamura battı. Bu krizde bir çok şirket ve banka battı. Обанкротиться BAYATLAMAK Зачерстветь Устаревать Nsz. Nsz. Ekmek bayatlamış. Bu haber artık bayatladı. BAYILMAK Лишиться чувств Nsz. Neye (чему) Neyden (от чего) Genç kız birden bayıldı. Ben bu tatlıya bayılıyorum. Bugün açlıktan az daha bayılacaktım. Neyi (что-в.п.) Bu işi ancak o becerebilir. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Bu şarkıyı beğendim. Потерять сознание BECERMEK Справляться BEĞENMEK Нравиться Выбирать 91 Elime iğne battı. Nereye (куда) Nsz. Обожать 89 Nereye (куда) Nsz. BEKLEMEK Ждать Senin bu davranışını herkes çok beğendi. Bu gömleklerden birini beğen. Ne (что) İki saattir otobüs bekliyorum. Kimi Dünden beri seni (кого-в.п.) bekliyorum. 28 Ожидать 92 BENZEMEK Походить Kimden (от кого) Bunu senden beklemezdim. Neye (чему) Arabanın rengi şu masanın rengine benziyordu. Bu çocuk babasına benziyor Kime (кому) 93 BESLEMEK Кормить Разводить Держать Укреплять Питать чувства 94 BEZMEK Надоедать Kimi O anda kadın çocuğu (кого-в.п.) besliyordu. Ne (что) Benim ailem de koyun besliyor. Ne (что) Evde kedi, köpek beslemek tehlikeli olabilir. Nsz. Eski evi iki yanından beslemek istiyorlardı. Ne (что) Nedense bana karşı iyi duygular beslemiyor. Neyden (от чего) Kimden (от кого) 95 BIKMAK Надоедать Neyden (от чего) Neyden (от чего) Artık futbol oynamaktan da bezdik. Senin bu kötü arkadaşlarından bezdim. Yürümekten bıktım. Senin bu kötü alışkanlıklarından bıktım. 29 96 BIRAKMAK Бросать Оставлять Отпускать Перенести 97 Оставить (о профессии) Отпустить (усы, бороду) (не) Сдать (экзамен) Отдавать (по какой-то цене) BİÇMEK Разрубить Кроить Жать, косить Определять цену, оценивать Neyi (что-в.п.) Kime (кому) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Nerede (где) Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neye (чему) Babam sigarayı bıraktı. Çocuğu anneme bıraktık. Ben kitabı masaya bıraktım. Jale birden ipi bıraktı. Öğretmen bizi beş dakika erken bıraktı. İkinci toplantıyı gelecek haftaya bırakalım. Artık fotoğrafçılığı bıraktım. Bu sene sakal bırakmak istiyorum. Matematikçi on kişiyi sınıfta bırakmış. Bu ayakkabıyı son olarak kaça bırakırsınız? Kılıç adamı ikiye biçmişti. Terzi benim verdiğim kumaşı yanlış biçmiş. Siz ekinleri ne zaman biçersiniz? Antika bir eşyaya değer biçmek zordur. 30 98 BİLDİRMEK Сообщать Neyi (что-в.п.) Kime (кому) 99 BİLGİLENDİRMEK Оповещать, Kimi просвещать (кого-в.п.) 100 BİLMEK Знать Neyi (что-в.п.) Уметь Ne (что) Считать (думать) 101 BİNMEK Садиться (о транспорте, лифте) Садиться (о животных) 102 BİRİKTİRMEK Копить Собирать, коллекционирова ть 103 BİRLEŞMEK Соединяться Объединяться Ben onun gelmeyeceğini bildirmek istemiştim. Bu durumu müdür beye bildirmeliyiz. Daha sonra bu konuda beni bilgilendirirsiniz. Ben bu konuyu bilmiyorum. Arkadaşım Rusça bilmiyor. Kimi Biz seni dost (кого-в.п.) biliyorduk! Neye (чему) Dün uçağa bindi ve gitti. Neye (чему) Sen ata binmeyi biliyor musun? Ne (что) Ev almak için para biriktiriyormuş. Ben de küçükken pul biriktiriyordum. Ne (что) Nsz. Nsz. İki yol burada birleşiyor. İki parti seçimi kazanmak için birleştiler. 31 Объединяться Neyle (с чем) Nsz. Сходиться, быть сходным 104 BİRLEŞTİRMEK Объединить Neyi (что-в.п.) Neyle (с чем) Neyi (что-в.п.) 105 BİTİRMEK Заканчивать Neyi (что-в.п.) 106 BİTMEK Заканчиваться Nsz. 107 BOĞMAK Утопить Связать Завалить, осыпать Душить 108 BOĞULMAK Тонуть “As” dergisi, “Sis” dergisiyle birleşmiş. Bazı konularda fikirlerimiz birleşiyor. Biz de iki odayı birleştirdik. Biz de salonla küçük odayı birleştirdik. İki şirket güçlerini birleşrirdiler. Ben bu kitabı bitirdim. Dersler saat beşte bitiyor. Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Neye (чему) Kimi (кого-в.п.) Arkadaşları onu suda boğmak istemişler. Çuvalın ağzını bir iple boğduk. Tatilden gelince bizi hediyeye boğdu. Tatilden gelince bizi hediyeye boğdu. Bu sıcaklar beni boğuyor. Nsz. Ayşe’nin kardeşi boğulmuş. Dün bizim köpek boğuldu. Nsz. 32 Nerede (где) Neyden (от чего) Merâl’in kardeşi gölde boğulmuş. Az daha dumandan boğulacaktık. Nsz. Kiminle (с кем) Sokak köpekleri her zamanki gibi boğuşuyorlardı. Dün Ercan’la Şamil yine boğuşmuşlar. Nereyi (что-в.п. о месте) Askerler şehri bombalamaya başladılar. Kime (кому) Nereye (куда) Sedat’a 50 bin lira borçlandım. Bu ay markete çok borçlandık. 112 BOŞALMAK Опустеть Nsz. Опустеть Nsz. Не сдержаться Nsz. Bizim üstümüzdeki daire boşaldı. Buzdolabı iki günde boşaldı. Ben konuyu açınca birden boşalıverdi, hemen ağlamaya başladı. Отравиться (дымом) 109 BOĞUŞMAK Схватиться Ссориться 110 BOMBALAMAK Бомбить 111 BORÇLANMAK Задолжать 113 BOŞALTMAK Освободить Высыпать, выливать Neyi (что-в.п.) Nereye (куда) Kiracılar evi yarın boşaltacaklar. Patatesleri bu sepete boşalt. 33 Эвакуировать 114 BOŞANMAK Развестись Хлынуть 115 BOYAMAK Красить, накрасить 116 BOZDURMAK Разменять 117 BOZMAK Сломать Разменивать (деньги) Вредить Помять 118 BOZULMAK Сломаться Портиться Neyi (что-в.п.) Çabuk bu binayı boşaltın. Nsz. Kimden (от кого) Nsz. İki yıl önce boşanmış. İki yıl önce kocasından boşanmış. Vurur vurmaz çocuğun burnundan kan boşandı. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Dün kapıyı boyadık. Genç kız önce dudaklarını boyadı. Ne (что) Ben de dün para bozdurdum. Neyi (что-в.п.) Ne (что) Said bizim televizyonu bozmuş. On milyon lirayı bozabilir misiniz? Salçalı yemek midemi bozdu. Koltuğun örtüsünü bozmayın. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Nsz. Nsz. Bizim televizyon bozuldu. Dün akşamki yemek bozulmuş. 34 119 BOZUŞMAK Рассориться 120 BÖLMEK Делить 121 BÖLÜŞMEK Делиться 122 BULMAK Найти Изобретать, открывать 123 BULUNMAK Находиться Находиться Иметься в наличии 124 BULUŞMAK Встречаться Kiminle (с кем) Geçen gün Gazi’yle bozuştuk, artık konuşmuyoruz. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Otuzu altıya böl. Ekmeği üçe böl. Neyi (что-в.п.) Kiminle (с кем) Bir ekmeği beş kişi bölüştük. Bu ekmeği siz Tarkan’la bölüşün. Ne (что) Bu problemi çözmek için yeni bir yol buldum. Kalemimi buldum. Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Nsz. Ne (что) Kiminle (с кем) Dün seni bulamadım, neredeydin? Elektriği Edison bulmuştur. Nihayet bu hastalığa bir çare bulundu. Ben de beş yıl kadar Paris’te bulundum. Bu dükkanda her şey bulunur. Yarın Meryem’le buluşacağız. 35 125 BUNALMAK Сильно скучать Задыхаться 126 BUNALTMAK Понуд. от задыхаться Надоедать 127 BUNAMAK Выживать из ума Nsz. Neyden (от чего) Nsz. Neyle (с чем) Ben de buralarda bunaldım. Dün sıcaktan çok bunaldık. Bu sıcaklar beni bunaltıyorlar. O da bazen sorularıyla insanı bunaltıyor. Nsz. Yaşlı adam artık bunamıştı. 128 BURKMAK Вывихнуть, подвернуть 129 BURUŞMAK Мяться Neyi (что-в.п.) Top oynarken bileğini burkmuş. Nsz. Морщиниться Nsz. Сводить (о рте) Nsz. Çok oturmaktan pantolonum buruştu. Belli bir yaştan sonra cildimiz buruşuyor. Gök hurmadan sonra ağzım buruştu. 130 BURUŞTURMAK Мять Neyi (что-в.п.) Комкать, мять 131 BUYURMAK Приказать Neyi (что-в.п.) NeyiKime (что-в.п.кому) Dikkat et, pantolonunu buruşturma. Benim verdiğim kağıdı buruşturup attı. Fatih, bana burayı temizlememi buyurdu. 36 Сказать Ne (что) Проходить, следовать Пожаловать, входить Позволить Nsz. 132 BÜKMEK Скрутить Согнуть Сгибать Свернуть, скатать Сучить (нитки) 133 BÜYÜLEMEK Околдовать, очаровать, обворожить Очаровать, околдовать 134 BÜYÜMEK Расти Nereye (куда) Nsz. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Bir şey mi buyurdunuz efendim? Lütfen önden buyurunuz. Lütfen salona buyurun. Müsaade buyurursanız biz gidelim artık. Çocuk birden kolumu büktü. Adam kocaman demiri bükmüş. Yaşlandık, artık dizlerimi bükemiyorum. Halıları büküp kaldırın. İhtiyar kadın ipek bükerek geçimini sağlıyordu. Kimi Kocakarı genç (кого-в.п.) prensesi büyülemişti. Ne-Kimi (чтокого-в.п.) Adamın konuşmaları beni büyüledi. Nsz. Çocuklar bu yaştan sonra çok hızlı büyüyorlar. Bizim kedinin yavruları büyüdüler. Nsz. 37 Nsz. Вырасти Nsz. Перерасти (о драке) Разрастись Nsz. 135 BÜYÜTMEK Расширять Воспитывать Увеличить Преувеличивать Nsz. Bahçedeki domatesler henüz büyümemişler. Said bugün bir yaş daha büyüdü. Sokaktaki kavga birden büyüdü. İstanbul çok hızlı büyüyor. Neyi (что-в.п.) Ben de artık işi biraz büyütmeyi düşünüyorum. Kimi Biz çocuklarımızı (кого-в.п.) böyle büyütmedik. Neyi Bu resmi biraz daha (что-в.п.) büyütmeniz lazım. Neyi Bence sen bu olayı (что-в.п.) biraz büyütüyorsun. 136 CANLANDIRMAK Оживлять Kimi (кого-в.п.) Возрождать Neyi (что-в.п.) Bu filmde, bir kız ölüleri canlandırıyor. Bu yeni kararlar ekonomiyi biraz canlandıracaktır. Играть роль Kimi Aktör, bu filmde (кого-в.п.) zengin bir iş adamını canlandırıyor. 137 CAYMAK (VAZGEÇMEK) Передумать Neyden Zehra, evi satmaktan (от чего) caymış. 138 CESARET ETMEK Осмелиться, Neye Ben olsaydım böyle решиться (чему) bir şeye cesaret edemezdim. 38 139 CEVAP VERMEK Поддаваться Neye (чему) Отвечать Neye (чему) Отвечать Neye (чему) 140 141 142 143 144 145 Hasta, tedaviye cevap vermeye başladı. Niçin telefonlara cevap vermiyorsunuz? Bu kitap bizim gereksinimlerimize cevap vermiyor. CEVAPLAMAK (YANITLAMAK) Отвечать, давать Neyi Aşağıdaki soruları ответ (что-в.п.) cevaplayınız. CEZALANDIRMAK Наказывать Kimi Çocukları (кого-в.п.) cezalandırmak doğru mu? CİLÂLAMAK Полировать Neyi Sıraları yeniden (что-в.п.) cilâlamamız lazım. CİLTLEMEK Переплетать Neyi Bu kitabı da (что-в.п.) ciltleyelim mi? ÇAĞIRMAK Звать Kimi Öğretmen seni (кого-в.п.) çağırıyor. Betül bizi akşam Пригласить Neye yemeğine çağırıyor. (Nereye) чему (куда) ÇALIŞMAK Работать Nerede Bekir fabrikada (где) çalışıyor. Nsz. Tuncay şimdi çalışıyor. 39 Nsz. Учить уроки Стараться 146 ÇALMAK Красть Звонить (о телефоне, звонке) Играть (на муз. инструменте) 147 ÇARPMAK Врезаться Сбить Ударить, задеть Биться Захлопнуться Умножать Nsz. Neye (чему) Ne (что) Neyi (что-в.п.) Nsz. Bizim buzdolabı çalışmıyor. İlker ders çalışıyor. Bilâl Türkçe öğrenmeye çalışıyor. Bu adam bir ayda sekiz araba çalmış. Hırsız bankadaki bütün paraları çalmış. Telefon çalıyor, bakabilir misin? Ne (что) Şenay çok iyi gitar çalıyor. Neye (чему) Kime (кому) Kime (кому) Neye (чему) Neye (чему) Nsz. Taksi birden otobüse çarptı. Dün Osman’a bir araba çarpmış. Mert koşarken bir çocuğa çarptı. Biraz önce kolumu masaya çarptım. Erol masaya çarptı. Nsz. NeyiNeyle (что-в.п., с чем) Hastanın kalbi çok hızlı çarpıyordu. Rüzgârdan kapı çarptı. Sekizi beşle çarpacaksın. 40 148 ÇATLAMAK Лопаться Трескаться Мучаться, страдать 149 ÇEKİLMEK Уйти, отойти Высохнуть Уходить Быть удаленным Уединиться Отступать 150 ÇEKİNMEK Стесняться, робеть Побаиваться 151 ÇEKİŞMEK Спорить, пререкаться Бороться Nsz. Nsz. Neyden (от чего) Ne (что) Nsz. Nereye (куда) Nereden (откуда) Nereye (куда) Nsz. Kahvaltıda bütün bardaklar çatladı. Soğuktan ellerim çatladı. Vedat da kıskançlıktan çatlıyor. Kenara çekilmek isterken düştüm. Gölün bütün suyu çekilmişti. Akşam olunca herkes evine çekildi. Son anda takımlardan biri yarışmadan çekildi. Yaşlanınca küçük bir köye çekildi. O gün düşman çekilmeye başladı. Kimden (от кого) Kimden (от кого) Selim senden çok çekiniyor. Bu çocuk sadece babasından çekiniyor. Kime (кому) Haber vermediğim için babam bana çok çekişti. İki takımda birincilik için çekişiyor. Nsz. 41 152 ÇEKİŞTİRMEK Теребить, дергать Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Evladım, paltomu çekiştirip durma. Ayşe de her zaman komşularını çekiştirir. Черпать Neyi (что-в.п.) Ne (что) Снять (деньги) Ne (что) Тянуть Nereden (откуда) Nereden (откуда) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Birden elimdeki kitabı çekti. Dün kuyudan beş kova su çektik. Yarın bankadan para çekeceğim. Fuat beni kolumdan çekti. Köpek adamı paçasından çekiyordu. Vinç kenardaki arabaları çekiyordu. Araya bir örtü çektik. Сплетничать, злословить, судачить 153 ÇEKMEK Выхватить Буксировать Повесить (шторы) Достать (об оружии) Вдыхать (içine ~) Впитать Остановиться (на обочине) Испытывать (трудности) Задернуть Ne (что) Nereye (куда) Neyi (что-в.п.) Nereye (куда) Ne (что) Neyi (что-в.п.) Adam polise silâh çekti. Önce temiz havayı içine çekti. Pilâv suyunu çekmiş. Lütfen arabanızı kenara çeker misiniz? Fatma çok zorluk çekti. Perdeleri çeker misiniz? 42 Переписать Neyi (что-в.п.) Подводить (глаза) Ne (что) Снимать фильм Ne (что) Фотографировать Ne (что) Телеграфировать (telegraf ~) Походить Ne (что) Состоять Kime (кому) Nsz. Сесть (об одежде) Nsz. Вырвать (о зубах) Опошлить (kötüye ~) Допрашивать Вздохнуть (of ~) 154 ÇEKTİRMEK Вытащить, удалять, выдернуть Создавать проблемы для кого-то Понуд. от фотографировать Neyi (что-в.п.) Neye (чему) Neye (чему) Ne (что) Bu yazıyı temize çeker misiniz? Genç kız gözlerine sürme çekmişti. Şu anda yeni bir film çekiyoruz. O çok iyi fotoğraf çeker. Dün anneme telgraf çektim. Bu çocuğun cimriliği sana çekmiş. Bu yıl şubat yirmi dokuz çekiyor. Bu pantolon yıkanınca çeker. Doktor üç dişimi birden çekti. Sen de her şeyi kötüye çekiyorsun. Polisler onu da sorguya çektiler. Of çekme, faydası olmaz. Neyi (что-в.п.) Sabahleyin dişimi çektirdim. Kime (кому) Bu çocuk ailesine çok çektirdi. Nsz. Dün on iki tane vesikalık fotoğraf çektirdim. 43 155 ÇEVİRMEK Вертеть Поворачивать Листать, переворачивать Задумать Переделать Переводить Обносить (забором) Направлять (оружие) 156 ÇIKARMAK Доставать Увольнять Разуваться, снимать (обувь) Снимать (одежду) (не) Узнавать Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Neye (чему) Neyi (что-в.п.) Neyle (с чем) Kime (кому) Ne (что) Nereden (откуда) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Резаться (о зубах) Ne (что) Срываться Kimden (от кого) Elindeki kalemi durmadan çeviriyordu. Şu masayı biraz çevirelim. Kitabın sayfalarını çok hızlı çeviriyorsun. Galiba yine sen tuhaf işler çeviriyorsun! Eski bir sarayı otele çevirmişler. Bu kitabı çevirmek çok zamanımı aldı. Bahçeyi duvarla çevirdiler. Polis silahını birden bana çevirdi. Çantasından bir kalem çıkardı. Patron beni işten çıkardı. Ayakkabılarını burada çıkarabilirsin. İstersen paltonu çıkarma. Bunu tanıyorum ama sağdakini çıkaramadım. Bu çocuk diş çıkarıyor. Başkasına kızmış öfkesini benden çıkarıyor. 44 Наслаждаться (keyfi ~) Рвать (тошнить) Выводить пятно Выпускать (книгу) Затевать (драку) Заносить (наверх), поднимать Вычитать 157 ÇIKMAK Выходить Дать (идею) Увольняться Производить ( из чего-то) (не) Решить Выходить Оставаться (в долгу) Вычитать Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Ne (что) Nereye (куда) Şu denizin keyfini çıkaralım. Çocuk bütün yediklerini çıkardı. Bu deterjan bu lekeyi çıkarır mı? Yeni bir dergi çıkarmak istiyorum. Bu çocuk her zaman kavga çıkarıyor. Bütün eşyaları beşinci kata çıkardık. NeydenNeyi (отчегочто-в.п.) Elli sekizden kırk dokuzu çıkaracaksınız. Nereden (откуда) Kimden (от кого) Nereden (откуда) Ne (что) Ben şimdi sınıftan çıktım. Bu fikir Tolga’dan çıktı. Abim yeni işinden de çıkmış. Beş kilo sütten bir kilo yağ çıkar. Bu toplantıdan da birşey çıkmadı. Hapishaneden yeni çıkmış. Herşeyi hesapladık ben borçlu çıktım. Yirmi sekizden beş çıkınca kaç kalır? Neyden (от чего) Nereden (откуда) Ne (что) Ne (что) 45 Появиться Сваливаться (об обуви и украшениях) Карабкаться Подниматься Вспыхнуть (об эпидемии) Выиграть (в лотерее) Отправляться Отстираться Вести (о дороге) Уходить (в отпуск) Идти (за покупками) Созреть Nereye (куда) Nereden (откуда) Nereye (куда) Nereye (куда) Nsz. Ne (что) Nereye (куда) Nsz. Nereye (куда) Neye (чему) Neye (чему) Nsz. Разразиться (о буре) Выпускаться (о книге) Оказаться Nsz. Nsz. Исполняться Nsz. Nsz. Biz geziyorduk birden karşımıza çıktı. Bu ayakkabı her zaman ayağımdan çıkıyor. Sen bu ağaca çıkabilir misin? İki dakikada altıncı kata çıktı. Sars hastalığı bir yıl önce çıktı. Ona piyangodan bir araba çıktı. Yarın akşam yola çıkacağız. Gömleğimdeki leke çıktı. Bu sokak nereye çıkıyor? İki gün önce tatile çıktı. Pazar günü alış verişe çıkabiliriz. İki hafta sonra çilek çıkar. Birden çok büyük bir fırtına çıktı. Yeni bir dergi çıkmış. Dün aldığımız elmalar çürük çıktı. Bak, benim dediğim çıktı! 46 Шуметь (ses ~) Nsz. Отлететь Nsz. 158 ÇILDIRMAK Сходить с ума, терять голову Беситься, приходить в бешенство 159 ÇILDIRTMAK Свести с ума 160 ÇİĞNEMEK Жевать Топтать Пренебрегать, игнорировать 161 ÇİZMEK Рисовать Подчеркнуть Царапать Начертить 162 ÇOĞALMAK Увеличиться Nsz. Nsz. Bu sınıfta en çok senin sesin çıkıyor. Bu bisikletin tekeri çıkmış. Zavallı adam o olaydan sonra çıldırdı. Bu haberi duyunca sinirinden çıldırdı. Kimi Bu çocuk bir gün beni (кого-в.п.) çıldırtacak. Ne (что) Bu adamın hareketleri beni çıldırtıyor. Ne (что) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Ne (что) Nsz. Sabahtan beri sakız çiğniyor. Çocuk bütün çimleri çiğnemiş. Sen kuralları çiğniyorsun. Önce güzel bir uçak çiz. Konunun hatlarını çizmek lazım. Dikenler elimi çizdi. Bir üçgen, iki kare çiziniz. Kulübe katılmak isteyenler çoğaldı. 47 163 ÇÖZMEK Решать Развязывать Разгадать (кроссворд) 164 ÇÜRÜMEK Сгнить Износиться Сгнить 165 DAĞILMAK Рассыпаться Разрушаться 166 DAĞITMAK Раздавать Приводить в беспорядок 167 DALMAK Нырять Скрыться 168 DAMLAMAK Капать Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Bu problemi çözebilir misin? Önce şu sandalyedeki ipi çözelim. Boş zamanlarımda bulmaca çözerim. Nsz. Dolaptaki bütün sebzeler çürümüş. Arabanın kaportası çürümüş. Üç dişim çürümüş. Nsz. Nsz. Nsz. Nsz. Ne (что) Elimdeki boncuklar birden her yere dağıldılar. O olaydan sonra bütün aile dağıldı. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Herkese hediyeler dağıtırdı. Bugünkü gazeteleri de dağıttım. Sakın odanı dağıtma, daha yeni topladım! Neye (чему) Nereye (куда) Çocuk birden suya daldı. Adam kalabalığa dalıp kayboldu. Ne (что) Tavandan devamlı su damlıyor. 48 169 DAMLATMAK Капать Закапать 170 DANIŞMAK Советоваться, обсуждать 171 DANS ETMEK Танцевать Танцевать 172 DARILMAK Обижаться 173 DAVET ETMEK Приглашать 174 DAVRANMAK Действовать, вести себя Доставать Nereye (куда) Bütün sular masaya damlıyordu. Nereye-Ne (куда-что) Nereye-Ne (куда-что) Yere su damlatıyorsun. Gözlerime damla damlatmam lazım. Neyi-Kime Bence bu konuyu bir (что-в.п.- bilene danışmalısın. кому) Neyle (с чем) Kiminle (с кем) Muratın en sevdiği müzikle dans ediyorlar. Benimle dans eder misiniz? Kime (кому) Özay bana darılmış. Kimi (кого-в.п.) Nereye (куда) Neye (чему) Ben sadece Zeynep’i davet ettim. Songül’ü bize davet ettim. Yüksel’i akşam yemeğine davet ettim. Kime (кому) Neye (чему) Büyüklere saygılı davranmalıyız. Adam birden silâhına davrandı. 49 175 DAYAMAK Опирать, прислонить Опереться Наставить (об оружии) 176 DAYANIŞMAK Проявлять солидарность 177 DAYANMAK Опираться Выдержать NeyiNereye (что-в.п.куда) Neyi-Kime (что-в.п.кому) NeyiNereye (что-в.п.куда) Merdiveni ağaca dayadılar. Nsz. Bizim dayanışmamız lazım. Neye (чему) Nsz. Adam duvara dayanmıştı. Bu ayakkabı bana iki yıl dayanır. Bu çocuk bu soğuğa dayanamaz. Lütfen, biraz daha dayan şimdi ambulans gelecek. Bu para bize sadece on gün dayanır. Sen neye dayanarak böyle söyledin? Терпеть Neye (чему) Nsz. Хватать Nsz. Ссылаться Neye (чему) 178 DEFETMEK Прогонять Sırtını ona dayamakla kurtulucağını sanma. Polis, tabancayı adamın başına dayadı. Beni odasından Kimidefetti. Nereden (кого-в.п.откуда) 50 Отталкивать, прогонять 179 DEFNETMEK Хоронить, погребать Kimi Adamı defetmeye (кого-в.п.) çalıştım ama olmadı. KimiNereye (кого-в.п.куда) 180 DEĞDİRMEK Понуд. от касаться Neyi-Kime (что-в.п.кому) Задевать NeyiNereye (что-в.п.куда) 181 DEĞERLENDİRMEK Оценивать Neyi (что-в.п.) 182 DEĞİNMEK Касаться Neye (чему) Касаться Neye (чему) 183 DEĞİŞMEK Изменяться Nsz. Nsz. Nsz. Nsz. Dün ünlü şarkıcı “Şebnem”i Zincirlikuyu mezarlığına defnettiler. Elini bana değdirdi. Sakın, bidonları bir yere değdirme. Bu imkanı değerlendirmelisin. Mithat Bey önemli bir konuya değindi. Dün toplantıda bu tür konulara hiç değinmedik. Çocuğun yüzü birden değişti. Öğleden sonra hava değişti. Sen çok değişmişsin. Çok yıkanmaktan gömleğin rengi değişti. 51 184 DEĞİŞTİRMEK Переставить, изменять Поменять Менять (тему) Разменять (деньги) 185 DEĞMEK Касаться Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Nereye (куда) Nereye (куда) 186 DEKLÂRE ETMEK Декларировать Neyi (что-в.п.) 187 DEKORE ETMEK Украшать, Neyi оформлять (что-в.п.) 188 DELİNMEK Порваться,прохуд Nsz. иться 189 DELİRMEK Сходить с ума, Nsz. помешаться Haydi, şu odayı biraz değiştirelim. Şimdi oturduğu evi değiştirmek istiyor. İlyas yeşil arabasını değiştirmiş. Bu para geçmez bunu değiştir. Bu gömlek defolu bunu değiştir. Lütfen konuyu değiştirme! Benim para değiştirmem lâzım. Masanın örtüsü yere değiyordu. Birden eli elime değdi. Değerli eşyalarınızı deklâre etmelisiniz. Mağazayı yeniden dekore etmeye karar verdik. Marketten çıkarken paket birden delindi. Kadın, o olaydan sonra delirdi. 52 Выйти из себя, вспылить 190 DELİRTMEK Свести с ума Вывести из себя 191 DELMEK Свернуть Neyden (от чего) Adam sinirden delirmişti. Kimi (кого-в.п.) Neyden (от чего) Bu çocuk bir gün beni delirtecek. O gün beni sinirimden delirtti. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Bu matkap bu duvarı delmez. Hırsızlar tel örgüyü delmişler. Nsz. Hoşgörü, insanları sevmek demektir. Masa, Rusça ne demek? Ben sana diyorum. Делать дырку, дырявить 192 DEMEK Означать, значить Nsz. Говорить Сказать (не) Иметь значения (не) Думать 193 DEMLEMEK Заваривать 194 DENEMEK Попробовать Kime (кому) Neye (чему) Nsz. Ne (что) Sen buna ne dersin? Büyük, küçük demez herkesle arkadaş olurdu. Sakın dışarıya çıkayım deme, hasta olursun! Neyi (что-в.п.) Sen çayı demle, biz şimdi geliyoruz. Neyi (что-в.п.) Ben hızlı yazmayı denedim ama olmadı. 53 195 DENETLEMEK Наблюдать, контролировать, проверять Наблюдать, контролировать, проверять 196 DEPOLAMAK Хранить Neyi (что-в.п.) Ben bu tatlıyı denedim ama hiç beğenmedim. Nereyi (что-в.п. о месте) Kimi (кого-в.п.) Dün belediyeden bizim iş yerini denetlemeye geldiler. Yeni müdür yarın bizi denetlemeye gelecekmiş. Ne (что) Adam on yıllık sigara depolamış. 197 DERECELENDİRMEK Оценивать Kimi Öğrencileri (кого-в.п.) derecelendirmek kolay değil. Neyi Arabaları kendi Распределять, (что-в.п.) aralarında şöyle классифиderecelendirebiliriz... цировать 198 DERTLEŞMEK Жаловаться, Kiminle İnsan herkesle сетовать (с кем) dertleşemez. 199 DESTEKLEMEK Поддерживать Kimi Bu konuda biz her (кого-в.п.) zaman seni destekliyoruz. Поддерживать Neyi Sen bizden (что-в.п.) inanmadığımız bir projeyi desteklememizi istiyorsun. 54 Подпирать, укреплять 200 DEVİRMEK Валить, сгибать Опрокинуть Свергать, низлагать Выпить залпом Заканчивать (разг.) 201 DEVRİLMEK Повалиться, рухнуть Опрокинуться Быть свергнутым 202 DİKELMEK Торчать, стоять неподвижно Стоять неподвижно, торчать 203 DİKKAT ETMEK Обращать внимание NeyiNeyle (что-в.п.с чем) Arka duvarı kolonlarla destekleyebiliriz. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Rüzgar bütün ağaçları devirmişti. Kedi bir sürahi sütü devirdi. Ülke içindeki bazı gruplar hükümeti devirmek istiyorlardı. Çocuk bir dikişte bir litre suyu devirdi. Her hafta bir kitap deviriyor. Neyi (что-в.п.) Nsz. Ne (что) Ne (что) Ne (что) Bütün ağaçlar devrilmişti. Kedinin çarpmasıyla sürahi devrildi. Kısa bir süre sonra bu hükümette devrildi. Nerede (где) Nerede (где) Niye orada dikeliyorsun, içeri gel. Adam bir saattir durağın önünde dikeliyordu. Neye (чему) Burada bazı konulara dikkat etmek gerekiyor. 55 Быть внимательным, осторожным Заметить 204 DİKMEK Сажать Kime (кому) Şu adama dikkat et, ne yapacağı belli olmaz. Nsz. Ben dikkat ettim, her akşam geç geliyor. Ne (что) Bu sene bahçeye sadece çiçek diktim. Gömleğimin yakası sökülmüş diker misin? İstersen sana bir takım elbise dikeyim? Sen buraya bir direk dik. Şimdi iki ayda bir apartman dikiyorlar. Шить Neyi (что-в.п.) Ne (что) Строить, ставить Ne (что) Ne (что) 205 DİLEMEK Желать 206 DİLENMEK Просить милостыню, побираться Выпрашивать, клянчить 207 DİLİMLEMEK Резать на кусочки 208 DİNLEMEK Слушать Ne (что) İmtihanda hepinize başarılar dilerim. Nsz. Yaşlı kadın dilenmek zorunda kalmıştı. KimdenNe (от когочто) Kimseyi dinlemiyor sonra da bizden yardım dileniyor. Neyi (что-в.п.) Ekmeği dilimleyelim mi? Kimi Evet arkadaşlar, sizi (кого-в.п.) dinliyorum. 56 Ne (что) Neyi (что-в.п.) Слушаться (birinin sözünü ~) 209 DİNLENMEK Отдыхать Neyi (что-в.п.) Nsz. Nerede (где) 210 DİNMEK Прекращаться Прекратиться, утихать Прекратиться Проходить, ослабляться 211 DİRENMEK Упираться, упрямиться, настаивать на своем Упираться, упрямиться, настаивать на своем 212 DİRETMEK Упираться, упорствовать Nsz. Nsz. Nsz. Nsz. Boş zamanlarımda müzik dinliyorum. Doktor kalbimi dinledi, bir şeyim yokmuş. Annenin ve babanın sözünü dinlemelisin! Yarın biraz dinlenecekmiş. İki gün evde dinleneceğim. Abisi öldükten sonra dinmedi göz yaşı. Şiddetli kar yağışı öğleden sonra dindi. Ne zaman dinecek bu çocuğun sesi? O gün başımın ağrısı bir türlü dinmedi. Nsz. İndirim yapmamak için çok direndi. Nsz. Kapıdaki görevli bizi içeri almamak için çok direndi. Nsz. Okula gideceğim diye çok diretti. 57 Упираться, упорствовать 213 DİZİLMEK Выстраиваться в ряд, строиться Быть нанизанным 214 DİZMEK Нанизывать Ставить, оасполагать в ряд 215 DOĞMAK Рождаться Nsz. Onu işe almam için çok diretti. Nsz. Askerler sıraya dizildi. Bütün boncuklar ipe dizilmişti. Nsz. NeyiNereye (что-в.п.куда) NeyiNereye (что-в.п.куда) Boncukları bu ipe dizeceksin. Nsz. Ben bin dokuz yüz ellide doğdum. Sabah saat altıda güneş doğuyor. Вставать (солнце) Nsz. 216 DOĞRAMAK Разрезать Разрубить 217 DOĞRULMAK Выпрямляться Подниматься, вставать Kitapları şu rafa dizelim. Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Sen domatesleri doğra. Filmde adam insanları doğruyordu. Nsz. Bu çivi bir daha doğrulmaz. Adam bizi görünce doğruldu, ceketini ilikledi. Nsz. 58 218 DOĞRULTMAK Выпрямить Направить 219 DOKUMAK Ткать Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Sen şu çivileri doğrult. Ne (что) Bu köyün kızları çok iyi halı dokuyorlar. 220 DOKUNDURMAK Понуд. от Neyi дотрагиваться (что-в.п.) Уколоть (словом) Nsz 221 DOKUNMAK Трогать, прикасаться Задевать (честь) Вредить Делать (добро, зло) Быть сотканным Neye (чему) Kime (кому) Neye (чему) Nsz. Nsz. Nsz. 222 DOLANDIRMAK Обманывать Kimi (кого-в.п.) 223 DOLANMAK Обвиваться Nereye (куда) Adam birden silahı bana doğrulttu. Sakın! elini hiçbir şeye dokundurma. Nusret, laf dokundurmayı çok sever. Lütfen tablolara dokunmayın! Tanju’ya bir dokundum, hemen düştü. Ne oldu, gururuna mı dokundu? Balık bana dokunuyor. Zamanında bana onun çok iyiliği dokundu. Bu halı İstanbul’da dokunmuş. Bu adam herkesi dolandırıyor. Bahçedeki sarmaşık duvara dolanmıştı. 59 Кружить, бродить вокруг Обматываться, обвиваться Путаться под ногами Распространяться 224 DOLAŞMAK Гулять Кататься Путаться (birbirine ~) Бродить (искать) Течь (по чему-то) 225 DOLAŞTIRMAK Водить, возить Прогулять, показать (город) Выгуливать Запутывать Nerede (где) Nsz. Nsz. Nsz. Nerede (где) Kiminle (с кем) Neyle (с чем) Nsz. Nsz. Nerede (где) Kimi (кого-в.п.) Kime-Neyi (комучто-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Akşama kadar evin etrafında dolandı. Karanlıkta ayağıma bir şeyler dolandı. Çocuklar ayağımızın altında dolanıyorlar. Sonra bu hikaye dillerde dolanmaya başlamış. Dün biraz parkta dolaştık. Arkadaşlarla biraz dolaşabilir miyiz? İstersen bugün de sandalla dolaşalım. Bu ipler birbirine dolaşmış. Orayı bulmak için çok dolaştık. Kan damarlarımızda dolaşır. Taksici bizi boş yere tam iki saat dolaştırdı. Halit bana şehri dolaştırdı. Sabahları köpeğimi dolaştırıyorum. Bizim küçük oğlan bütün ipi dolaştırmış. 60 226 DOLDURMAK Заполнять Исполняться (сколько-то лет) Заряжать 227 DOLMAK Заполняться Наполняться Истекать (о времени) 228 DONATMAK Украшать, декорировать Сервировать Украшать 229 DONDURMAK Заморозить Заставлять мерзнуть Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Mutfaktaki bütün bidonları doldurdum. Lütfen bu anketi doldurun! Fatih şubatta altısını dolduruyor. Adam silahını doldurdu ve beklemeye başladı. Nsz. Nereye (куда) Nsz. Bütün bidonlar doldu. Bütün su odaya doldu. Sayın yarışmacılar süreniz doldu. NeyiNeyle (что-в.п.с чем) NeyiNeyle (что-в.п.с чем) NeyiNeyle (что-в.п.с чем) Odayı çiçeklerle donatmış. Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Bu yılki soğuk bütün ağaçları dondurdu. Bu soğuk insanı donduruyor. Masayı en güzel yemeklerle donatmıştı. Bütün şehri bayraklarla donattılar. 61 Заморозить (перен.) 230 DONMAK Замерзать Neyi (что-в.п.) Adamın bütün banka hesaplarını dondurmuşlar. Nsz. Yaşlı adam soğuktan donmuştu. Bu soğukta bütün meyveler donar. Nsz. 231 DOYMAK Наедаться (не) Уставать 232 DOYURMAK Кормить 233 DÖKMEK Разлить, пролить, налить Вылить, выбрасывать Сбрасывать Обливать, пачкать Заливать Nsz. Neye (чему) Teşekkür ederim, ben doydum. Galiba bu çocuk hiçbir zaman oyuna doymayacak. Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Bebeği biraz önce doyurdum. Köpek yavrularını sırayla doyuruyordu. Neyi (что-в.п.) Nereye (куда) Nereye (куда) Neyi (что-в.п.) Nereye (куда) Nereye (куда) Bu suyu sen mi döktün? Bir bardak suyu yere döktü. Tabakta kalanları çöpe dök. Sonbaharda ağaçlar yapraklarını dökerler. Çocuk yemeği üzerine döktü. Buraya beton dökmeliyiz. 62 234 DÖKÜLMEK Разлиться Падать (о листьях) Впадать 235 DÖNDÜRMEK Вращать, вертеть Заставить вернуться, возвращать Возвращать 236 DÖNMEK Вертеться Повернуться Возвращаться Вернуться Повернуться Повернуть Nereye (куда) Nsz. Nereye (куда) Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Birden su yere döküldü.. Sonbaharda ağaçların yaprakları dökülür. Volga nehri Karadeniz’e mi dökülüyor? Bu mekanizma da çarkları döndürüyor. Telefon etti beni de yarı yoldan döndürdü. Kimi Küçük kızı kapıdan (кого-в.п.) boş döndürmek istemiyordu. Nsz. Kime (кому) Nereye (куда) Nereye (куда) Nereden (откуда) Nereye (куда) Neyi (что-в.п.) Nereye (куда) Dünya dönüyor. Öğretmen bana döndü ve: “Sen git” dedi. Saat dörtte eve döndü. İşten eve dönerken onu gördüm. Tatilden dönerken kaza yapmışlar. Yarın eve dönüyorlar. Bana sırtını dönmüştü. Araba birden sağa dönüp kayboldu. 63 Превратиться 237 DÖNÜŞMEK Меняться, принимать другой вид Превращаться 238 DÖŞEMEK Стлать, застилать Облицовывать Обставить (мебелью) 239 DÖVMEK Бить Neye (чему) Burası hababam sınıfına dönmüştü. Neye (чему) Narın yeşil rengi zamanla kırmızıya dönüşüyor. Dev, istediği an bir fareye dönüşebiliyordu. Neye (чему) Nereye-Ne (куда-что) Nereye (куда) Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Ударяться о берег Neyi (что-в.п.) Ковать Ne (что) 240 DÖVÜŞMEK Драться 241 DUA ETMEK Молиться Молиться Yerlere halı döşedik. Duvara fayans döşedik. Yeni daireyi baştan sona döşedik. Dün bazı çocuklar kardeşimi dövmüşler. Dalgalar kıyıyı dövüyorlardı. Demirciler demir dövüyor. Kiminle (с кем) Dün İbrahim’le dövüştük. Kime (кому) Bize verdiği her şey için tanrımıza dua etmeliyiz. Bu işimin olması için her gün dua ediyorum. Nsz. 64 Молиться (в знак благодарности) 242 DURAKLAMAK Приостанавливаться Kime (кому) Zavallı kadın, yardımlarımızdan dolayı bize çok dua etti. Nsz. Bu ara işlerimiz durakladı. Adam beni görünce önce biraz durakladı. Nsz. 243 DURDURMAK Останавливать Ne (что) Biz de hemen bir taksi durdurduk. Останавливать, Kimi Dün yine beni trafik задержать (кого-в.п.) polisi durdurdu. Прерывать, Neyi Amerika uzay прекращать (что-в.п.) çalışmalarını durdurdu. 244 DURGUNLAŞMAK Nsz. Dalgalar kesildi, göl Успокаиваться, durgunlaştı. становиться неподвижным, утихать Nsz. Jale, o olaydan sonra Успокаиваться, çok durgunlaştı. становиться вялым, задумчивым 245 DURMAK Останавливаться Nsz. Adam birden durdu ve bana çok sert baktı. Nsz. Araba tam önümde durdu. Nerede Orada birkaç gün (где) durduktan sonra geri döndü. 65 Вставать Стоять Стоять (о делах) Nsz. Nerede (где) Nsz. Nsz. Прекращаться, переставать 246 DURULAMAK Ополаскивать Nsz. Neyi (что-в.п.) 247 DUYGULANMAK Быть тронутым Nsz. 248 DUYMAK Услышать Слышать 249 DUYULMAK Слышаться, быть услышанным Слышаться, быть услышанным 250 DUYURMAK Сообщать, распространять İkinci motor da durdu. Ayakta durma, şöyle geç! Daha bütün işlerimiz duruyor, yarına bitirmeliyiz. A-Sen yeşil arabayı sattın mı? B-Yok, duruyor. Dün gece yağmur hiç durmadı. Bulaşıkları sabunladıktan sonra durularsın. Öğretmen, bu olay karşısında çok duygulandı. Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Biraz önceki gürültüyü duydun mu? Ben seni hiç duymuyorum. Nsz. Bu haber duyulursa çok kötü olur. Yan odadan bütün konuştuklarınız duyuluyordu. Nsz. Neyi-Kime Bu haberi bütün (что-в.п.- öğrencilere duyurmamız lazım. кому) 66 Сообщать 251 DÜĞMELEMEK Застегивать на пуговицы 252 DÜĞÜMLEMEK Завязывать узлом Neyi (что-в.п.) Sınav tarihini duyurmak gerekiyor. Neyi (что-в.п.) Çocuk gömleğin kolunu düğmeleyemiyordu. Neyi (что-в.п.) Bağladıktan sonra ipleri çok sıkı düğümlemişler Neyi (что-в.п.) Ben de onunla tanışacağım günü düşlüyorum. Nereye (куда) Nereden (откуда) Nsz. Adam ikinci kattan yere düştü. Ağaçtan düştüm. 253 DÜŞLEMEK Мечтать, грезить 254 DÜŞMEK Упасть Быть вынужденным что-то делать Предчувствовать (korku ~) Излишне заботиться Быть в безвыходном положении Nerede (где) Kime (кому) Ne (что) Neye (чему) Kime (кому) Futbol oynarken düşmüş. Bahçede düşmüş. Bunu söylemek bana düştü. Birden içime bir korku düştü. Siz bu çocuğun üstüne fazla düşüyorsunuz. Orada bana sadece susmak düştü. 67 Доставаться Упасть (о курсе) Распадаться (правительство) Упасть 255 DÜŞÜNMEK Думать 256 DÜŞÜRMEK Уронить 257 DÜZELMEK Быть приведенным в порядок, улучшиться Наладиться, поправиться Улучшиться, наладиться Улучшиться, наладиться, поправиться 258 DÜZELTMEK Поправлять, убирать Kime (кому) Nsz. Nsz. Nsz. Mirastan bana sadece iki daire düştü. Dün dolar yine düştü. Bu hükümet de yakında düşer. İçerideki ısı gittikçe düşüyor. Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Yarın kitap okumayı düşünüyorum. Şu anda annemi düşünüyorum. Nereye (куда) Kimi (кого-в.п.) Bütün kitapları yere düşürdü. Abim, ben küçükken beni elinden yere düşürmüş. Nsz. Tamirattan sonra yollar biraz düzeldi. Nsz. Ne zaman bu işler düzelecek? Artık havalar da düzeldi. Hastanın sağlığı düzelmeye başladı. Nsz. Nsz. Neyi (что-в.п.) Adam kırışmış pantolonunu düzeltti. 68 Прибраться Исправить 259 DÜZENLEMEK Организовать Переставить, обустроить 260 EĞİLMEK Наклониться, склониться Наклониться Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Ben yatağımı düzelttim. Çocuklar odanızı biraz düzeltin! Ben sonra yanlışları düzeltirim. Ne (что) Çok güzel bir parti düzenledik. Bu odayı yeniden düzenlememiz lazım. Neyi (что-в.п.) Nsz. Nsz. Обратиться, Neye уделять внимание (чему) 261 EĞİTMEK Обучать Kimi (кого-в.п.) Дрессировать Neyi (что-в.п.) 262 EĞLENDİRMEK Развлекать, Kimi веселить (кого-в.п.) 263 EĞLENMEK Развлекаться, хорошо (весело) проводить время Nerede (где) Kiminle (с кем) Bahçenin demir korkulukları eğilmiş. Çocuk eğilip yerden parayı aldı. Sizin bu konulara eğilmeniz lazım. İnsanları eğitmek çok kutsal bir görevdir. Hayvanları eğitmek çok zor. Palyanço çocukları çok güzel eğlendiriyordu. Dün piknikte çok eğlendik. Dün arkadaşlarla iyi eğlendik. 69 264 EĞMEK Наклонить Согнуть 265 EKLEMEK Добавлять Наращить, надставлять, присоединять Добавлять Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Bizi görünce başını önüne eğdi. Çocuk bütün çatalları eğmiş. Nereye-Ne (куда-что) Nereye-Ne (куда-что) Eve yeni bir oda daha ekledik. Bunun ucuna küçük bir parça ekleyelim. Nereye-Ne (куда-что) Salataya biraz daha soğan ekleyelim. 266 EKMEK Сеять Nereye-Ne (куда-что) Посыпать (солью) Nereye-Ne (куда-что) Обманывать, Kimi избавляться (кого-в.п.) 267 EKSİLMEK Уменьшаться, Nsz. убывать Уменьшаться, убывать 268 EKŞİMEK Киснуть, становиться кислым Киснуть, становиться кислым Nsz. Bu yıl tarlaya mısır ekeceğiz. Salataya biraz daha tuz ekin. Murat dün yine beni ekti. Bir baktım, çekmecedeki para eksilmiş. Bu dünyanın derdi hiç eksilmez. Nsz. Dün yaptığımız ayran ekşimiş. Nsz. Mahzendeki şıralar ekşimiş. 70 Прокиснуть Расстроиться (о желудке) Не оставлять в покое 269 EL KOYMAK Конфисковать Nsz. Nsz. Nsz. Neye (чему) 270 ELEMEK Просеять Neyi (что-в.п.) Отсеять, отбирать Kimi (кого-в.п.) Отбирать, Neyiвыбирать Nereden (что-в.п.откуда) 271 ELENMEK Nsz. Быть разобранным, выбранным Nereden Быть (откуда) отобранным, выбранным Быть отсеянным Nsz. 272 ELEŞTİRMEK Критиковать Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Dolaptaki bütün yemekler ekşimiş. İki gündür midem ekşiyor. Bu adam da başımıza ekşidi. Bütün mal varlığına el koymuşlar. Yeni unu bir daha elemek lazım. Mülakatta birçok kişiyi elediler. O takımı da kupadan elediler. Ambardaki buğdaylar elendi. Bazı takımlar yarışmadan elendiler. Ali de mülakatta elenmiş. Sen her zaman herkesi eleştiriyorsun. Sen de her filmi eleştiriyorsun. 71 273 ELLEMEK Касаться руками, трогать 274 EMANET ETMEK Вверять, доверять, сдавать на хранение 275 EMEKLEMEK Ползать 276 EMİN OLMAK Быть уверенным Доверять Neyi (что-в.п.) Kitapları ellemeyin. Kime (кому) Bütün kitaplarımı Bilâl’e emanet ettim. Nsz. Çocuk iki yaşında olmasına rağmen halen emekliyordu. Neyden (от чего) Neyden (от чего) Onun geleceğinden emin olmalıyız. Korkma onu bulacağız, bundan emin olabilirsin! Serkan’dan emin olabilirsin. Kimden (от кого) 277 EMRETMEK Приказывать Kime Sen bana (кому) emredemezsin. 278 ENDİŞELENMEK (ENDİŞE ETMEK) Беспокоиться Neyden Senin geleceğinden (от чего) endişeleniyorum. Nsz. Ben senin için endişeleniyorum. Nsz. Ben zaten bu yüzden endişeleniyorum. 279 ENGELLEMEK Препятствовать Neyi Benim mesleğimde (что-в.п.) ilerlememi Salih engelledi. 72 280 ERİMEK Растворяться, таять Плавиться Растаять (перен.) Уменьшаться, таять (о деньгах) 281 ERİŞMEK Достигать Добираться Достигать, добираться 282 ERİTMEK Понуд. от таять Плавить Топить Израсходовать 283 ESKİMEK Изнашиваться, ветшать Устаревать 284 ESKİTMEK Изнашивать Nsz. Nsz. Neyden (от чего) Nsz. Şeker, sıcak çayda daha hızlı erir. Altın da belli bir ısıdan sonra erir. Kadın, oğlunun hasretinden erimişti. Bütün birikimimiz bir ayda eridi. Neye (чему) Nereye (куда) Neye (чему) Herkes isteğine erişmek ister. Köye akşam üzeri eriştik. Hele o güne bir erişelim, o zaman bakarız. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Güneş karları eritiyor. Nsz. Nsz. Neyi (что-в.п.) Demiri kızgın ateşte eritiyorlar. Önce tereyağını eritiyorsun. Bütün mirası iki yılda eritti. Üstündeki bütün elbiseler eskimişti. Artık bu şarkılar eskidi. Yeni aldığımız ayakkabıyı eskitmiş. 73 285 ESMEK Дуть Nsz. Взбрести в голову 286 ESNEMEK Зевать Nsz. Растягиваться, разнашиваться 287 EŞLİK ETMEK Сопровождать Nsz. Nsz. Kime (кому) Аккомпанировать Kime (кому) 288 EŞLEŞTİRMEK Neyi Понуд. от (что-в.п.) становиться одинаковым, соединяться в пару 289 ETKİLEMEK Kimi Впечатлять, (кого-в.п.) производить впечатление Kimi Оказывать (кого-в.п.) воздействие, влиять 290 ETKİLENMEK Оказываться под воздействием, влиянием Kimden (от кого) Dün akşam çok şiddetli rüzgar esiyordu. Birden aklıma esti, seni görmeye geldim. Adam ikide birde esniyordu. Bu ayakkabı zamanla esner. Yarınki gezide bana eşlik eder misin? Ünlü şarkıcıya büyük bir orkestra eşlik etti. Aşağıdaki kelimeleri eşleştiriniz. Onun konuşmaları beni çok etkiledi. Ünlü yazar, kendisinden sonraki birçok yazarı etkilemiştir. Ben de küçükken öğretmenimden çok etkilenmiştim. 74 Оказываться под впечатлением 291 EVLENDİRMEK Выдавать замуж Сочетать браком, женить 292 EVLENMEK Жениться, выйти замуж 293 EZBERLEMEK Выучить, вызубрить 294 EZİLMEK Быть раздавленным Болеть (от голода) 295 EZMEK Задавить Раздавить Neyden (от чего) Çocuklar bu tür hareketlerden çok çabuk etkilenirler. Kimi (кого-в.п.) KimiKiminle (кого-в.п.с кем) Geçen hafta Kezban’ı evlendirmişler. Ayla’yı Kadir’le evlendirdiler. Kiminle (с кем) Hüseyin Gönül’le evlendi. Neyi (что-в.п.) Ben sadece bu şiiri ezberledim. Nsz. Bütün domatesler ezilmişler. Midem eziliyor. Nsz. Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) 296 FAYDALANMAK Воспользоваться Neyden (от чего) Использовать Kimden (от кого) Araba genç kızı ezmişti. Araba köpeği ezmiş. Köpek bahçedeki bütün domatesleri ezmiş. Bu eski arabalardan faydalanabiliriz. Bu çocuktan çok faydalanabiliriz. 75 297 FEDA ETMEK Жертвовать Отдать жизнь, пожертвовать собой 298 FENALAŞMAK Ухудшаться Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Ben bütün varlığımı onun için feda ettim. Ben senin için canımı feda ederim. Nsz. Durum hergün biraz daha fenalaşıyor. Hasta birden fenalaştı. Nsz. 299 FERAHLAMAK Становиться просторным, свобождным Становиться легче (о состоянии) Стать легче Развеятся, повеселеть 300 FETHETMEK Завоевывать Покорять 301 FIRÇALAMAK Чистить Nsz. Koltukları çıkarınca oda ferahladı. Nsz. Hasta, ameliyattan sonra biraz ferahladı. Nsz. Maddi yönden biraz ferahlayınca seyahate çıkacağız. Açık havaya çıkınca biraz ferahladım. Nsz. Nereyi (что-в.п. о месте) Neyi (что-в.п.) Fatih Sultan Mehmet 1453’te İstanbul’u fethetti. Ünlü şarkıcı son kasetiyle bütün gönülleri fethetti. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Dişlerimi günde iki defa fırçalıyorum. Ayakkabılarını biraz fırçalasana! 76 Ругать 302 FIRLAMAK Выбежать Вылететь (о предмете) Взлететь (о цене) 303 FIRLATMAK Метнуть, кинуть Швырнуть 304 FISILDAMAK Шептать 305 FISILDAŞMAK Шептаться, шушукаться Kimi Dün babam beni biraz (кого-в.п.) fırçaladı. Nereye (куда) Nsz. Nsz. Çocuk birden arabanın önüne fırladı. Kalem elimden fırladı ve cama çarptı. Yine fiyatlar fırladı. Kime (кому) Nereye (куда) Bu çocuk bana taş fırlattı. Birden elindekileri yere fırlattı. Ne (что) Bana baktı sonra ona birşeyler fısıldadı. Nsz. Kızlar, bana bakıp kendi aralarında fısıldaşıyorlardı. Arif’le Ramazan bir şeyler fısıldaşıyorlar. Kiminle (с кем) 306 FIŞKIRMAK Бить ключом Бурно расти Nsz. Nsz. 307 GARANTİLEMEK Обеспечивать Neyi (что-в.п.) Обеспечивать, Neyi гарантировать (что-в.п.) En son darbede yerden petrol fışkırdı. Bu toprağa ne eksen fışkırır. Bu işe girmekle geleceğini garantiledi. Bizim görevimiz ülkenin güvenliğini garantilemek. 77 308 GECELEMEK Ночевать 309 GECİKMEK Опаздывать Nerede (где) Dün amcamlarda geceledik. Nsz. Bu otobüs her zaman gecikiyor. Yine işe geciktim. Nereye (куда) 310 GEÇİNDİRMEK Содержать, обеспечить средствами к существованию 311 GEÇİNMEK Добыть средства к существованию Ладить, уживаться Жить за чей-либо счет Считать себя кемто, выдавать себя за кого-то 312 GEÇ KALMAK Опаздывать Nsz. Nsz. Nsz. Kiminle (с кем) Kimden (от кого) Nsz. Nsz. Nsz. Nereye (куда) 313 GEÇİRMEK Вдевать Neye (чему) Biz de aile geçindiriyoruz. Günümüzde ev geçindirmek çok zor. Yaşlı adam çok zor geçiniyordu. Haydar hiç kimseyle geçinemiyor. Adem devamlı benden geçiniyor. İlker de şarkıcı geçiniyor. Otobüs beş dakika geç kaldı. Bu adam her zaman geç kalıyor. İşe geç kaldım. Önce ipliği iğneye geçir. 78 Провожать Протянуть Переносить (болезнь) Проводить Kimi (кого-в.п.) Nereden (откуда) Ne (что) Ne (что) Nerede (где) 314 GEÇMEK Проходить Обогнать Misafirleri geçirmek için dışarı çıktı. Kabloyu masanın altından geçirebiliriz. Bundan iki yıl önce büyük bir hastalık geçirmiş. Beraber çok güzel vakit geçirdik. Bu sene tatilimi İstanbul’da geçirmek istiyorum. Nerede (где) Neyi (что-в.п.) Nsz. Bütün zamanım okulda geçiyor. Evet, bu konuyu geçiyoruz. Saat beşi on geçe geldi. Nereye Çabuk hepiniz (куда) yerinize geçin! Nereden Volga nehri tam (откуда) şehrin ortasından geçiyor. Nereden O sokaktan geçmek (откуда) istemiyorum. Nereden Hergün bu yoldan (откуда) geçiyor. Kimi Arkamızdaki taksi bizi (кого-в.п.) geçmek için çok uğraştı. Kimi Yarışmada Selma’yı (кого-в.п.) geçtim. 79 Заразить, перекинуться Напекать (güneş ~) Перейти Использовать 315 GELİŞMEK Расти Развиваться 316 GELİŞTİRMEK Развивать Расширять, развертывать 317 GELMEK Приходить Приближаться (о времени) Попасть (не) Получить (пользу, вред) Kime (кому) Ne (что) Neyi (что-в.п.) Nsz. Nsz. Nsz. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Nereye (куда) Nereden (откуда) Neye (чему) Kime (кому) Neye (чему) Neyden (от чего) Bu hastalık size de geçebilir. Galiba başıma güneş geçti. Bu sene de sınıfımı geçtim. Artık madenî elli bin liralar geçmiyor. Çocuk bu yaşlarda çok hızlı gelişir. 1950’den sonra ülke hızla gelişmeye başladı. Bu tür faliyetler insanın beynini geliştiriyor. Ömer işini çok geliştirmiş. Yarın bize gelir misin? İşten geliyorum. Saat üçe geliyor. Topa bir vurdum, çocuğa geldi. Topa bir vurdum, cama geldi. Bu işten sana fayda gelmez. 80 Ехать Быть (полезным) Nereden (от чего) Nereden (откуда) Nsz. Течь (о крови) Nsz. Казаться Nsz. Приехать Neyle (с чем) Привозиться 318 GENELLEMEK Обобщать 319 GENİŞLETMEK Расширять Arkamızdan iki araba geliyor. Meyve, İstanbul’a Adana’dan gelir. Sabahları koşmak çok iyi geliyor. Adamın ağzından kan geliyordu. Bana, bu adam bizi kandırıyormuş gibi geliyor. İstanbul’dan buraya trenle gelmiş. Neyi (что-в.п.) Neyi-Kime (что-в.п.кому) Bu konuyu genelleyemeyiz. Bu konuyu herkese genelleyemeyiz. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Geçen yıl bütün yolları genişlettiler. Arkadaş çevremizi genişletmeliyiz. 320 GERÇEKLEŞMEK Nsz. Сбываться, осуществляться, притворяться в Nsz. жизнь 321 GERÇEKLEŞTİRMEK Neyi Притворять в (что-в.п.) жизнь, осуществлять, ... ve adamın söylediği herşey gerçekleşti. En sonunda bu isteğim de gerçekleşti. Adam bütün düşüncelerini gerçekleştirmiş. 81 реализовывать 322 GEREKMEK Быть необходимым, надлежать 323 GETİRMEK Приносить Neyi (что-в.п.) Bu projeyi gerçekleştirmek için çok para lazım. Nsz. Önce izin almanız gerekiyor. Ne (что) Bana bir bardak su getirir misin? O yeşil kitabı yarın bana getir. Sence bu iş para getirir mi? Kime (кому) Ne (что) 324 GEZDİRMEK Прогуливать Выводить гулять Показывать Копаться Поливать, заправлять Содержать 325 GEZMEK Гулять Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Kime (кому) NeyiNerede (что-в.п.где) Neye (чему) Kimi (кого-в.п.) Dün çocukları biraz gezdirdim. Sabahları köpeğimi gezdiririm. Sonra da bana fabrikayı gezdirdiler. Önce elini üst çekmecede gezdirdi. Nerede (куда) Kiminle (с кем) Dün biraz sahilde gezdik. Dün arkadaşlarla gezdik. Salataya biraz daha yağ gezdir. Sultan, çocuklarını çok temiz gezdirir. 82 Осматривать (о месте) Находиться, делать Ходить (с чем-то) 326 GICIRDAMAK Скипеть, скрежетать 327 GIDIKLAMAK Щекотать 328 GIDIKLANMAK Боятся щекотки 329 GIPTA ETMEK Завидовать 330 GİDERMEK Устранять Nereyi (что-в.п. о месте) Ne (что) Neyle (с чем) Nsz. Bu sene İstanbul’u gezdik. Bu kitaplar burada ne geziyor? Hâlen o eski ayakkabılarla geziyor. Salonun kapısı çok gıcırdıyor. Kimi Abim her zaman beni (кого-в.п.) gıdıklıyor. Nsz. Benim babam çok gıdıklanıyor. Kime (кому) Ben her zaman Hüseyin’e gıpta etmişimdir. Neyi (что-в.п.) Утолять (о голоде Neyi и жажде) (что-в.п.) 331 GİRMEK Заходить Nereye (куда) Пробираться Nereden (откуда) Заносить Nereye (куда) Пролезать Nsz. Bazı pürüzleri gidermemiz lazım. Açlığımızı biraz giderdik. Saat üçte öğretmen sınıfa girdi. Hırsız eve camdan girmiş. Notları henüz bilgisayara girmedim. Bu kazağın boğazı dar, kafam girmiyor. 83 Приступить Neye (к теме) (чему) Войти (о войсках) Nereye (куда) Исполняться (о возрасте) Поступать Прихватить (о боли) Вмешаться (в драку) 332 GİTMEK Уходить Покинуть, уходить Идти Вести (о дороге) Подходить Хватать 333 GİYDİRMEK Одевать Neye (чему) Nereye (куда) Ne (что) Neye (чему) Nereye (куда) Nereden (откуда) Nsz. Nsz. Nerede (где) Nereye (куда) Neye (чему) Nsz. Ben hemen konuya girmek istiyorum. Bin dokuz yüz kırk dörtte Ruslar Berlin’e girdiler. Oğlum yarın yedi yaşına giriyor. Tıp fakültesine girmek istiyorum. Birden mideme bir ağrı girdi. Sonra biz de kavgaya girdik. Kemâl eve gitti. İki ay önce buradan gitti. İşler nasıl gidiyor. Bu yemeğe üç kilo et gitti. Küçük kız yolda gidiyordu. Bu yol İstanbul’a gider. Bu kravat bu gömleğe gitmemiş. Bu para bize iki ay gider. Kimi İlk önce çocuğu (кого-в.п.) giydirdi. 84 Заставить надеть 334 GİYİNMEK Одеваться Kime-Neyi Çocuğa montunu giydirdi. (комучто-в.п.) Nsz. Nereden (откуда) 335 GİYMEK Одевать 336 GİZLEMEK Прятать Скрывать Neyi (что-в.п.) Ne (что) Nereye ( куда) Ne (что) Kimden (от кого) 337 GÖÇ ETMEK Переезжать Иммигрировать, переселяться Летать Nsz. Nereye (куда) NeredenNereye (откудакуда) Nereye (куда) Çabuk giyin, hemen çıkıyoruz! Her zaman bu dükkândan giyinirim. İstersen montunu giy! Hergün takım elbise giyer. Bu parayı iyi bir yere gizlemelisin. Galiba sen birşeyler gizliyorsun! Bunu bizden gizlemene gerek yok. Bu olaydan sonra göç etmişler. İlk önce Almanya’ya göç etmişler. Almanya’dan da Türkiye’ye göç etmişler. Leylekler sonbaharda sıcak yerlere göç ederler. 85 338 GÖMMEK Хоронить Прятать в земле Зарывать, закапывать в землю 339 GÖNDERMEK Отправить (послать) KimiNereye (кого-в.п.куда) NeyiNereye (что-в.п.куда) Nereye-Ne (куда-что) Ünlü yazarı buraya gömdüler. Kime (кому) Nereye (куда) Ne (что) Ben onu sana gönderdim. Ben Ayten’i markete gönderdim. Sana İstanbul’dan güzel bir tablo gönderirim. Devekuşu da bazen başını toprağa gömüyor. Zamanında buraya büyük bir hazine gömmüşler. 340 GÖREVLENDİRMEK Поручать, Kimi Bu iş için en iyi уполномочивать (кого-в.п.) adamımızı görevlendirdik. 341 GÖRMEK Видеть Kimi Ben dün Tamer’i (кого-в.п.) gördüm. Neyi Bu filmi daha önce (что-в.п.) görmüştüm. Ne (что) Dün çok güzel bir rüya gördüm. 342 GÖRÜNMEK Быть видным Nsz. Ama yine de alttaki renk görünüyor. 86 Показываться Выглядеть Nerede (где) Nsz. Казаться Nereden (откуда) Показываться Kime (кому) Kime (кому) 343 GÖRÜŞMEK Видеться (встречаться), увидеться Kiminle (с кем) Nsz. 344 GÖRÜŞÜLMEK Быть предметом беседы 345 GÖSTERMEK Показать Говорить о том … Выглядеть Uzakta bir ev göründü. Bugün çok halsiz görünüyorsun. Uçaktan arabalar oyuncak gibi görünüyor. İlk bakışta bana çok güzel göründü. Sen çocuklara bir görünsen iyi olur. Dün eski arkadaşlarımla görüştüm. Tamam o zaman, yarın görüşürüz. Nsz. Bu konu gelecek toplantıda bir daha görüşülecek. Kime (кому) Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Nsz. Şimdi git, arkadaşlarına göster! Yarın sana yeni arabamı gösteririm. Yarın sana o güzel kızı göstereceğim. Bu, senin yalan söylediğini gösteriyor. Siz yirmi beş yaşında gösteriyorsunuz. 87 346 GÖTÜRMEK Отводить Относить 347 GÖZETLEMEK Следить, шпионить 348 GÖZLEMEK Наблюдать, смотреть Ждать Nereye (куда) Kime (кому) Ne (что) Dün çocukları hayvanat bahçesine götürdüm. Yarın Cemâl’i doktora götüreceğim. Yarın hastaya yemek götürmemiz lâzım. Kimi Galiba birileri bizi (кого-в.п.) gözetliyor. Kimi Çocuğu gözle, sakın (кого-в.п.) düşmesin! Nsz. Bu adam sadece fırsat gözlüyor. Kimi Bundan sonra biz de Всматриваться, (кого-в.п.) onu gözlemeye обводить başladık. взглядом 349 GRUPLANDIRMAK Группировать, Kimi Öğrencileri делить на группы (кого-в.п.) gruplandırmamız lazım. Neyi Oyuncakları da (что-в.п.) fiyatlarına göre gruplandırın. 350 GURUR DUYMAK Гордиться Kiminle Babam benimle gurur (с кем) duyuyor. Neyle Mustafa her zaman bu (с чем) özelliği ile gurur duyuyor. 88 351 GÜCENDİRMEK Обижать, Kimi O gün beni çok расстраивать (кого-в.п.) gücendirdi. 352 GÜÇLENDİRMEK (KUVVETLENDİRMEK) Укреплять Neyi Ülkeyi bu alanda (что-в.п.) güçlendirmeliyiz. Делать сильным Kimi Öğrencilerimizi (кого-в.п.) matematik de güçlendirmeliyiz. 353 GÜLDÜRMEK Смешить, Kimi Levent her zaman bizi забавлять (кого-в.п.) güldürüyor. 354 GÜLMEK Улыбаться Nsz. Sen çok gülüyorsun. (смеяться) Neye Hepimiz bu olaya çok (чему) güldük. Смеяться Kime Herkes Murat’a çok (кому) güldü. 355 GÜNEŞLENMEK Загорать Nsz. Dün plajda çok iyi güneşlendik. 356 GÜREŞMEK Бороться, Nsz. Erhan çok iyi состязаться güreşiyor. Kiminle Yarın Erol’la Serkan (с кем) güreşecek. 357 GÜVENMEK Доверять Kime Ben her zaman sana (кому) güveniyorum. 358 HABER VERMEK Сообщать Kime Bana da Tarık haber (кому) verdi. 89 359 HABERDAR ETMEK Известить Kimi (кого-в.п.) 360 HABERLEŞMEK Сообщать друг Nsz. другу о чем-либо Kiminle (с кем) 361 HAKARET ETMEK Оскорблять, Kime унижать (кому) 362 HAK ETMEK Заслужить Neyi (что-в.п.) 363 HALLETMEK Решить, принять Neyi меры (что-в.п.) 364 HALLOLMAK Nsz. Быть разрешенным, улаженным (о вопросе, проблеме) 365 HAPSETMEK Арестовывать, Kimi сажать под арест (кого-в.п.) Nereye Запирать, (куда) держать под замком 366 HARCAMAK Тратить Ne (что) Sonra sonuçtan beni de haberdar eder. Arasıra ara beni, haberleşelim. Biz Burak’la çoktandır haberleşemiyoruz. Bana çok hakaret etti. Seyfi bu hediyeyi çoktan hak etti. Lütfen bu meseleyi en kısa zamanda hallet. O mesele çoktan halloldu. Daha sonra adamı hapsettiler. Adamı evin bodrumuna hapsettiler. Bu arabaya çok para harcadım. 90 Вложить Ne (что) 367 HAREKET ETMEK Отправляться Nereye (куда) Nereden (откуда) Двигаться Nsz. Вести себя Nsz. 368 HASTALANMAK Заболеть Nsz. 369 HAŞLAMAK Варить 370 HATIRLAMAK Вспоминать Neyi (что-в.п.) Babam benim için çok emek harcadı. Tren biraz sonra istanbul’a hareket edecek. Otobüs Ankaradan saat 5’te hareket etmiş. Biraz hareket et, hep böyle yerinde oturma. Bu çocuk her zaman kafasına göre hereket ediyor. Geçen hafta da Filiz hastalanmış. Önce patatesleri haşla. Kimi Dün eski (кого-в.п.) arkadaşlarımı hatırladım. Neyi Şimdi o eski günleri (что-в.п.) hatırlıyorum. 371 HATIRLATMAK Напоминать Kime (кому) Neyi (что-в.п.) 372 HAVALANDIRMAK Освежать, Neyi проветривать (что-в.п.) Yarın bana hatırlatın. Yarın bana bunu da hatırlatın. Bu odayı biraz havalandırın. 91 373 HAYRET ETMEK Nsz. Удивляться, изумлятся, поражаться Neye (чему) 374 HAZIRLAMAK Готовить Nereye (куда) Подготовить, приготовить Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Ne (что) 375 HEDİYE ETMEK Дарить Ne Kime (кому) 376 HESAPLAMAK Подсчитать Neyi (что-в.п.) 377 HESAPLAŞMAK Рассчитываться Kiminle друг с другом (с кем) Kiminle (с кем) Misafirlerin hepsi hayret etti. Bu olaya herkes hayret etti. Öğretmenimiz bizi üniversiteye hazırlıyor. Arkadaşlar gezi paralarını hazırlayın. Akşam yemeğini hazırladın mı? Misafirlere çok güzel bir program hazırladık. Babam gömlek hediye etti. Babam bana hediye etti. Tamirat için kaç para gideceğini hesaplamalıyız. Biz Kemal’le hesaplaştık. Kimsenin kimseye borcu yok. Bir gün onunla da hesaplaşacağız. Çok saygısızca davranıyor. 92 378 HEYECANLANDIRMAK Волновать Kimi Bu haber beni de çok (кого-в.п.) heyecanlandırdı. 379 HEYECANLANMAK Волноваться Nsz. Dün çok heyecanlandım. Nerede Dün imtihanda çok (где) heyecanlandım. 380 HIÇKIRMAK Икать Nsz. Çocuk yemekten sonra hıçkırmaya başladı. 381 HIRPALAMAK Трепать кого-то Kimi O akşam serseriler (кого-в.п.) beni çok hırpaladılar. 382 HIZLANDIRMAK Ускорять Neyi Tempoyu biraz (что-в.п.) hızlandırmalıyız. 383 HIZLANMAK Набирать Nsz. Otobüs birden скорость hızlandı. Усиливаться Nsz. Öğleden sonra yağmur hızlandı. 384 HİDDETLENMEK Рассердиться, Nsz O konu açılınca прийти в ярость hemen hiddetlendi. Kime O akşam bana çok (кому) hiddetlendi. 385 HİSSETMEK Чувствовать Neyi Peki şimdi elimi (что-в.п.) hissediyor musun? Nsz. Kendimi çok kötü hissediyorum. 93 386 HİSSETTİRMEK Понуд. от чувствовать, ощущать 387 HİTAP ETMEK Обращаться Neyi-Kime Kavga ettiğini bize (что-в.п.- hissettirmemeye çalışıyordu. кому) Kime (кому) 388 HİZMET ETMEK Оказывать услуги Kime (кому) 389 HORLAMAK Храпеть 390 HOŞLANMAK Нравиться Fabrikamız yirmi yıldır halkımıza hizmet etmekte. Nsz. Babam her zaman horluyor. Kimden (от кого) Neyden (от чего) Bu öğrencilerden çok hoşlandım. Ben sadece resimli kitaplardan hoşlanırım. 391 HÜCUM ETMEK Атаковать Nsz. Штурмовать Adam bana “abi” diye hitap ediyordu. Nereye (куда) Kime (кому) Нападать, набрасываться 392 HÜRMET ETMEK Чтить, почитать, Kime уважать (кому) 393 HÜZÜNLENMEK Грустить, Nsz. печалиться Askerler son bir kez daha hücum ettiler Kaleye ikinci defa hücum ediyorlardı. Birden dört kişi üstüme hücum ettiler. Büyüklerimize hürmet etmeliyiz. Çocuk bu haberi duyunca birden hüzünlendi. 94 394 ILIŞTIRMAK Разбавлять теплой водой 395 ISINMAK Греться, согреться Разогреться 396 ISIRMAK Кусать Откусить 397 ISITMAK Греть, согреть Разогреть 398 ISLATMAK Намочить Промочить, намочить 399 ISMARLAMAK Заказать 400 ISRAR ETMEK Настаивать Nsz. Su çok soğuk, biraz ılıştırın. Nsz. Nsz. Kalorifere yaklaş, biraz ısınırsın. Bu çorba ısınmış. Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyden (от чего) Birden köpek beni ısırdı. Köpek bacağımı ısırdı. Senin ekmeğinden biraz ısırabilir miyim? Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Ellerini kaloriferde ısıtabilirsin. Çorbayı biraz ısıtmalıyız. Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Yer ıslakmış, çoraplarımı ıslattım. Yağmur bizi iyice ıslattı. Ne (что) Kime (кому) Çin’deki amcama bir kitap ısmarladım. Ben de arkadaşlarıma ısmarladım. Nsz. Kız, kendisini işe almam için çok ısrar etti. 95 Упорствовать Настаивать Neyde (у чего) Kime (кому) 401 IŞIKLANDIRMAK Освещать Neyi (что-в.п.) 402 İCAT ETMEK Изобретать Neyi (что-в.п.) 403 İÇERMEK Включать Nsz. (в состав) 404 İÇİRMEK Понуд. от пить Kime-Ne (комучто) 405 İÇMEK Пить Ne (что) Курить (sigara ~) Выпивать (içki ~) 406 İDAM ETMEK Казнить 407 İDDİA ETMEK Утверждать, настаивать Ne (что) Ne (что) Bu konuda çok ısrar etti. Beraber çalışmamız için bana da çok ısrar etti. Yeni futbol sahasını ışıklandırmadılar. Elektriği Edison icat etti. Bu ilaç zararlı maddeler içeriyor. Kadın, çocuğa devamlı meyve suyu içiriyordu. Biraz su iç, kendine gelirsin! Bu kadar çok sigara içmemelisin. Bu adam her akşam içki içer. Kimi 1925’te onu idam (кого-в.п.) ettiler. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Adam beş litre süt içebileceğini iddia ediyordu. Betül, parayı onun çaldığını iddia ediyor. 96 408 İDDİALAŞMAK Спорить Kiminle (с кем) 409 İFLAS ETMEK Обанкротиться, Nsz. разориться 410 İHANET ETMEK Kime Изменять (кому) Предавать 411 İHBAR ETMEK Уведомлять, извещать Доносить 412 İHMAL ETMEK Пренебрегать, относиться небрежно Neye (чему) Kime (кому) Kimi (кого-в.п.) Süleyman devamlı benimle iddialaşıyor. Mustafa son işinde de iflas etmiş. En yakın arkadaşlarına ihanet etmiş. Vatanına ihanet etmiş. Gelir gelmez polise ihbar etmiş. Beni polise o ihbar etti. Neyi Okulunu ihmal etme. (что-в.п.) Kimi Sakın bu arada aileni (кого-в.п.) ihmal etme! 413 İHTİYARLAMAK Стареть, Nsz состариться 414 İKRAM ETMEK Предлагать, Ne (что) угощать Kime (кому) 415 İLAÇLAMAK Опрыскивать Neyi (что-в.п.) Babası zaten çoktan ihtiyarladı. Yemekten sonra meyve ikram ettiler. Bana da yaş pasta ikram etti. Bütün ağaçları ilaçladık. 97 416 İLÂN ETMEK Объявлять, сообщать, обнародовать 417 İLÂVE ETMEK Добавлять, дополнять Neyi (что-в.п.) Mutfaktaki böcekleri ilaçladık. Neyi (что-в.п.) Kime (кому) Yarışma tarihini ilan etmeliyiz. Sınav sonuçlarını öğrencilere ilan etmeliyiz. Neyi (что-в.п.) Nereye (куда) Bunu da ilave edin. 418 İLERLEMEK Двигаться вперед, Nsz. продвигаться Nsz. Развиваться, прогрессировать Продвигаться Спешить (о часах) Прогрессировать (о болезни) 419 İLETMEK Доставлять, передавать Отводить, отвозить Nsz. Nereye (куда) Nsz. Bu konuyu da oraya ilave edin. Otobüs ağır ağır ilerliyordu. Arkadaşlar biraz ilerleyelim. Teknoloji her gün biraz daha ilerliyor. Arkaya doğru ilerleyin. Saat epey ilerlemişti. Nsz. Malesef hastalık ilerlemiş. Neyi-Kime (что-в.п.кому) KimiNereye (кого-в.п.куда) Bu paketi amcama iletir misin? Çocuğu okula iletmem lazım. 98 Доставлять NeyiNereye (что-в.п.Куда) Neyi (что-в.п.) Передавать, сообщать 420 İLGİLENDİRMEK Интересовать, Kimi касаться кого-то (кого-в.п.) Ne-Kimi (что-когов.п.) 421 İLGİLENMEK Обслуживать Kiminle (с кем) Интересоваться Neyle (с чем) 422 İLİKLEMEK Застегивать Neyi (что-в.п.) 423 İMA ETMEK Kime-Ne Намекать, дать (комупонять, давать что) знак 424 İMAL ETMEK (ÜRETMEK) Производить, Ne (что) выпускать 425 İMRENMEK Подражать Kime (кому) 426 İMTİHAN (SINAV) ETMEK Проверять, Kimi испытывать (кого-в.п.) Elektriği evlere bu kablolar iletiyor. Ben selamınızı ilettim. Beni ilgilendirmez, kendiniz karar verin. Bu iş sizi ilgilendirmez. Ben müşterilerle ilgilenirim. Banu sporla ilgileniyor. Çocuk gömleğin düğmelerini ilikleyemiyordu. Adam bana bir şeyler ima etmeye çalıştı. Bu fabrikada ayakkabı imal ediyorlar Biz öğretmenimize çok imreniyoruz. Onu işe alabilmek için imtihan etmeliyiz. 99 427 İMTİHAN (SINAV) OLMAK Neyden Экзаменоваться, (от чего) подвергаться испытанию 428 İMTİHAN (SINAV) VERMEK Сдавать экзамен Neyi (что-в.п.) 429 İMZALAMAK Подписывать, Neyi ставить подпись (что-в.п.) Kiminle (с кем) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) 430 İNANDIRMAK Уверять, убеждать, уговаривать Заставлять поверить (понуд. от верить) 431 İNANMAK Верить 432 İNAT ETMEK Упрямиться, упорствовать, настаивать Yarın matematikten imtihan olacağız. Dün matematik imtihanını veremedim. En sonunda anlaşmayı imzaladık. Nermin’le bir anlaşma imzaladık. Ressam bütün tablolarını imzalıyordu. En son kitabını imzalayıp bana hediye etti. Kimi Beni inandırmak için (кого-в.п.) çok çalıştı. Neye (чему) Bizi bu yalanlara inandıramazsın. Kime (кому) Neye (чему) Ben Allah’a inanıyorum. Ben fala inanmam. Nsz. Kardeşine vermemek için inat ediyor. 100 433 İNATLAŞMAK Проявлять взаимное упорство 434 İNCELEMEK Изучать, исследовать 435 İNCİNMEK Ушибиться, подвернуться, растянуться (о ноге) Обижаться, огорчаться Чувствовать себя задетым 436 İNCİTMEK Ушибить Ранить (перен. знач.) 437 İNDİRMEK Спускать, сносить Снимать Снизить, уменьшить Закрываться Kiminle (с кем) Her zaman bizimle inatlaşıyor. Neyi (что-в.п.) Uzun zamandır Osmanlı tarihini inceliyor. Nsz. Dünkü maçta ayağım incindi. Nsz. İsmail o gün çok incinmiş. Onun söylediklerinden ben de incindim. Neyden (от чего) Neyi Dün kolumu incittim. (что-в.п.) Kimi Bak, arkadaşını çok (кого-в.п.) incittin! Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Eşyaları ikinci kattan birinci kata indirdik. İşçiler bütün eşyaları yarım saatte indirdiler. Hakim son anda cezayı biraz indirdi. Çarşıda bütün esnaflar kepenk indirmişti. 101 Разбивать, разрушать Снимать Спускать 438 İNMEK Слезать (с траспорта), спускаться Пропускать воздух 439 İPTAL ETMEK Отменять Neyi (что-в.п.) Top oynarken bütün camları aşağı indirmiş. Neyi Kitapları raftan aşağı (что-в.п.) indirdi. Kimi Çocuğu merdivenden (кого-в.п.) aşağı indiriyordu. Nereden (откуда) Nereden (откуда) Nereden (откуда) Ne (что) Otobüsten indim ve eve gittim. Çabuk merdivenden in. Attan inerken ayağımı acıttım. Tekerin havası inmiş. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Son anda yarışmayı iptal ettiler. Аннулировать, Bir yıl sonra o расторгать anlaşmayı da iptal ettiler. 440 İSPAT ETMEK (İSPATLAMAK) Доказывать Neyi Sen bunu ispat (что-в.п.) edebilir misin? Kime Bunu bize ispat etmen (кому) lazım. 441 İSRAF ETMEK Тратить, Neyi Bütün parayı israf транжирить (что-в.п.) etmiş. 442 İSTEMEK Хотеть Ne (что) Seninle biraz konuşmak istiyorum. 102 Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) 443 İSTİFADE ETMEK Извлекать пользу Neyden (от чего) Kimden (от кого) 444 İSTİFLEMEK Упаковывать, складывать в определенном порядке Рааставлять Neyi (что-в.п.) Nereye (куда) Ставить Neyi (что-в.п.) 445 İSTİRAHAT ETMEK Отдыхать Nsz. Şu yeşil gömleği istiyorum. Bu sene Galatasaray Tuncay’ı istiyor. Ben bu kitaptan çok istifade ettim. Bu konuda Tahsin’den de istifade edebilirsiniz. Gece geç saatlere kadar kutuları istifledik. Kitaplarını rafa istifledi. Bütün malları depoya istiflemiş. Eve git, biraz istirahat et. 446 İŞARETLEMEK Помечать, делать знаки 447 İŞGAL ETMEK Захватить, оккупировать Занимать место Neyi (что-в.п.) Çocuk bütün kitapları işaretlemiş. Neyi (что-в.п.) Nsz. Sonra askerler o şehri de işgal ettiler. Sen burada boşuna yer işgal ediyorsun. 448 İŞİTMEK Слышать Nsz. Yaşlı adam çok zor işitiyordu. 103 Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) 449 İŞKENCE ETMEK Мучать, истязать, Kime (кому) подвергать пыткам 450 İŞLEMEK Выделывать Ne (что) Работать, функционировать Обрабатывать Ne (что) Вышивать Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Делать добро Ne (что) Провиниться Ne (что) Запасть в душу Nereye (куда) Ne (что) Перерабатывать Находиться в эксплуатации, работать Рассматривать тему Совершать рейсы, курсировать Neyi (что-в.п.) Ne (что) Çocukların seslerini işitmiyorum. Sen beni işitiyor musun? Adama çok işkence etmişler. Bakır üstüne değişik resimler işliyordu. O zamanlar bizim dükkan iyi işliyordu. Deriyi işleyerek bu şekle getiriyorlar. Hammaddeyi burada işliyorlar. Kumaşa çok güzel nakışlar işlemiş. Babam da hayır işlemeyi severdi. Yine büyük bir suç işledi. Adamın söyledikleri ruhuma işledi. Bütün makineler aynı anda işliyordu. Biz bu konuyu işlemedik. Bu hatta sadece bu minibüsler işliyor. 104 451 İTELEMEK Толкать, рассталкивать 452 İTİMAT ETMEK Доверять, верить, положиться 453 İTİRAZ ETMEK Возражать, перечить, протестовать 454 İTMEK Толкать Отталкивать 455 İYİLEŞMEK Выздоравливать, поправляться Зажить 456 İYİLEŞTİRMEK Исцелять, вылечивать Kimi Otobüse binerken (кого-в.п.) herkes birbirini iteliyordu. Kime (кому) Sedat’a itimat edebilirsin. Neye (чему) Kime (кому) Hemen buna itiraz ettiler. O bana itaraz edemez. Neyi (что-в.п.) Çamura batan arabayı beş kişi birden itiyordu. Pencereyi eliyle iterek açtı. Eksi ve artı kutuplar birbirini iter. Neyi (что-в.п.) Nsz. Nsz. Nsz. Kimi (кого-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Улучшать, Neyi совершенствовать (что-в.п.) Babam yavaş yavaş iyileşiyor. Ayağımdaki yara iyileşti. Bu ilaçlar beni iyileştirdi. En sonunda o doktor beni iyileştirdi. Buradaki çalışma şartlarını iyileştirmeliyiz. 105 457 İZAH ETMEK Освещать, объяснять, пояснять 458 İZLEMEK Следить Смотреть Проводить 459 KABARMAK Становиться бурным (о море) Увеличиваться Neyi (что-в.п.) Kime (кому) Kimi Polisler iki gün (кого-в.п.) boyunca onları izlemişlerdi. Ne (что) Çocuk her zaman televizyon izliyor. Ne (что) Müdürünün yanında değişik bir politika izliyordu. Nsz. Nsz. Надуваться (об индюке) Nsz. Отходить, отставать Подниматься (о тесте) Важничать, гордиться Nsz. Nsz. Nsz. Nsz. 460 KABUL ETMEK Соглашаться, принимать Bu konuyu bir daha izah eder misiniz? Ben size bu konuyu izah etmiştim. Neyi (что-в.п.) Deniz gittikçe kabarıyordu. Bu ay bakkalın hesabı çok kabarmış. Kümesteki tek hindi durmadan kabarıyordu. Duvarların boyası kabarmış. Hamur kabarmaya başladı. Yarışmada birinci olduğu için kabarıyor. Beni küçük görünce kabarmaya, diklenmeye başladı. Oğuz bu fikri kabul etmez. 106 461 KABULLENMEK Принимать, быть вынужденным согласиться 462 KAÇINMAK Избегать, уклоняться 463 KAÇIRMAK Пропускать Украсть Торговать незаконно, провозить Переедать Пропускать (воздух) 464 KAÇIŞMAK Разбегаться 465 KAÇMAK Убежать Neyi (что-в.п.) Bu fotoğrafları kabul etmediler. Neyi (что-в.п.) Ben bu durumu kabullenemiyorum. Neyden (от чего) Bu tür davranışlardan kaçınmalısın. Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Ne (что) Dün otobüsü kaçırdım. Adamlar küçük çocuğu kaçırdılar. Bu adamlar deniz yoluyla silâh kaçırıyorlar. Yemeği galiba biraz fazla kaçırdım. Ön lastikler hava kaçırıyor. Neyi (что-в.п.) Nsz. Nsz. Çocuklar bizi görünce kaçıştılar. Nereden (откуда) Hırsızlar hapishaneden kaçmışlar. Köpek benden kaçıyor. Kimden (от кого) 466 KALDIRILMAK Быть отмененным, упраздненным Nsz.Nereden ( - откуда) O kanun yürürlükten kaldırıldı. 107 Быть снятым с эксплуатации Nsz.Nereden ( - откуда) Nsz.Быть Nereden выведенным из ( - откуда) обращения Быть отмененным Nsz. Быть отправленным в больницу 467 KALDIRMAK Поднимать Убирать (откуда-то) Разбудить 468 KALKIŞMAK Затевать, задумывать, приниматься за что-либо 469 KALKMAK Вставать Nsz.Nereye ( - куда) Mavi otobüsler seferden kaldırılmış. Madenî paralar tedavülden kaldırıldı. Bütün izinler kaldırılmış. Kazadan hemen sonra hastaneye kaldırılmış. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Bilenler elini kaldırsın. Adam iki tonluk arabayı kaldırdı. Ercan sevincinden beni havaya kaldırdı. Kitapları masadan kaldırın. Bu sene bu bölümü kaldırmak istiyorlar. Beni saat dörtte kaldırın, biraz dinlenmek istiyorum. Neye (чему) Onun böyle bir işe kalkışacağını hiç düşünmemiştim. Nereden (откуда) Oturduğu yerden kalktı ve yaşlı kadına yer verdi. 108 Nsz. Уходить Nsz. Отправляться Nsz. Набухать Nsz. Отклеиваться Nsz. Быть недействительным (не) Думать Nsz. 470 KALMAK Оставаться Остаться на второй год (sınıfta ~) Доставаться 471 KANAMAK Кровоточить Her sabah erken kalkarım. Misafirler çok çabuk kalktılar. Otobüs saat beşte kalkıyor. Bu kapının boyası kalkmış. Bütün duvar kağıtları kalkmış. Madenî elli liralar kalktı artık. Neye (чему) Sakın beni aldatmaya kalkma. Nerede (где) Kime (кому) Kimde (у кого) Nsz. Emine iki gün İstanbul’da kaldı. Arkadaşlar bu iş bize kaldı. Suzan dün gece bizde kaldı. Yaz tatiline bir hafta kaldı. Bu yıl sınıfta kaldı. Nerede (где) Kimden (от кого) Bu araba bana babamdan kaldı. Nsz. Dün parmağım çok kanadı. 109 472 KANATMAK Понуд. от кровоточить Neyi (что-в.п.) Elimde bir yara çıktı. Krem sürerken kanattım. 473 KANDIRILMAK Быть обманутым Nsz. O dükkanda bir defa da ben kandırıldım. 474 KANDIRMAK Обманывать 475 KANITLAMAK Доказывать Kimi Aykut beni de (кого-в.п.) kandırdı. Neyi (что-в.п.) Kime (кому) 476 KAPANMAK Закрываться Запираться Прикрывать 477 KAPATMAK Закрывать Занести (о снеге) Закопать Закрыть Nsz. Nsz. Nereye (куда) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Sen onun yalan söylediğini kanıtlayabilir misin? Bunun doğru olduğunu bana kanıtlayabilir misin? Bu saatte dükkanlar kapanmıştır. Bu kapı kapanmıyor. Polis hemen çocuğun üstüne kapandı. Ben kasabın hesabını kapattım. Lütfen kapıyı kapat. Bütün gece yağan kar yolları kapatmıştı. Bu çukuru kapatmamız lazım. Lütfen bu konuyu kapatalım. 110 Отключить Покупать (со скидкой) 478 KAPILMAK Увлекаться, влюбляться Поддаваться Быть подхваченным волнами 479 KAPIŞMAK Набрасываться на что-либо Схватиться, сцепиться, драться 480 KAPLAMAK Обернуть Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Dün yine bir televizyon kanalını kapattılar. Defolu malları ucuza kapattık. Neye (чему) Neye (чему) Neye (чему) Delikanlı kara sevdaya kapılmıştı. Ben onun sözlerine kapıldım. Küçük çocuk sonunda azgın dalgalara kapıldı. Neyi (что-в.п.) İndirimden sonra müşteriler hemen gömlekleri kapışmaya başladılar. Dün yine Şahin’le kapıştık. Kiminle (с кем) Затягивать Neyi (что-в.п.) Ne (что) Постелить (ковер, паркет) Покрывать Neyle (с чем) Ne (что) Наступать (о тишине) Ne (что) Kitaplarımı kaplamam lâzım. Gökyüzünü yine bulutlar kapladı. Bütün odaları halıyla kapladık. Bütün yolları kar kaplamıştı. Birden ortalığı bir sessizlik kapladı. 111 481 KAPMAK Хватать, выхватывать Садиться на самое лучшее место Заполучить Схватывать на лету, быстро усваивать Простудиться 482 KAPSAMAK Охватывать, заключать, содержать в себе 483 KAPTIRMAK Понуд. от хватать, выхватывать Дать увлечь себя, втянуться во чтолибо 484 KARALAMAK Зачеркнуть, начеркать Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Adam birden elimdeki paketi kaptı. Biz en güzel yeri kaptık. Kimi Bizim hemen bu (кого-в.п.) futbolcuyu kapmamız lazım. Neyi Çocuk çok akıllı, (что-в.п.) anlatılanları hemen kapıyor. Ne (что) Geçen gün biraz soğuk kaptım. Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) İmtihan bütün konuları kapsıyor. Bu kanun sadece lise öğrencilerini kapsıyor. Neyi (что-в.п.) Eşim de geçen hafta çantasını kaptırmış. Neye (чему) Kendini televizyona kaptırmış, hiç ders çalışmıyor. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Kitabın her yerini karalamış. Kompozisyondaki yanlışları karalamıştı 485 KARAR VERMEK Решать Neye (что-то делать) (чему) Bu kitabı bitirmeye karar verdim. 112 486 KARARLAŞTIRMAK Nsz. Решать, принимать решение, Kiminle договариваться (с кем) Neyi (что-в.п.) 487 KARARMAK Темнеть, смеркаться Меркнуть, гаснуть Сойти с ума от злости Потемнеть в глазах 488 KÂR ETMEK Получать прибыль Nsz. Nsz. Nsz. Nsz. Nsz. Neyden (от чего) Быть полезным 489 KARIŞMAK Смешаться Kime (кому) Nereye (куда) Biz böyle kararlaştırmamıştık. Biz sizinle böyle kararlaştırmamıştık. Bu hafta pikniğe gitmeyi kararlaştırmıştık. Buralarda hava çok geç kararıyordu. O beni terk edince bütün dünyam karardı. Adamın gözü kararmış, hiç kimseyi dinlemiyor. Ayağa kalkmak isterken birden gözlerimin önü karardı ve düştüm. Bu yıl çok iyi kâr ettik. Son gelen gömleklerden hiç kâr edemedik. Benim söylediklerim ona hiç kâr etmiyor. Hırsız birden kalabalığın arasına karıştı. 113 Neye (чему) Поменяться Nsz. Вмешиваться Neye (чему) 490 KARIŞTIRMAK Мешать Рыться Переключать Путать Вмешаться 491 KARŞILAMAK Встречать Хватать, быть достаточным 492 KARŞILAŞMAK Встречаться Burada sıcak su ile soğuk su birbirine karışıyor. Çantalarımız karıştı galiba. Sen bu işe karışma. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Çorbayı kaynayıncaya kadar karıştırmalısın. Önce şeker at sonra çayını karıştır. Birileri benim odamı karıştırmış. Bunu eski defterlerimi karıştırırken buldum. Sabahtan beri kanalları karıştırıyorsun. Kiminle Afedersiniz, ben sizi (с кем) başka birisiyle karıştırdım. Kimi Lütfen beni bu olaya (кого-в.п.) karıştırmayın. Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Misafirleri kapıda karşılamalıyız. Bu para bizim ihtiyaçlarımızı karşılamaz. Kiminle (с кем) Dün Okan’la karşılaştık. 114 Столкнуться Neyle (с ситуацией) (с чем) 493 KARŞILAŞTIRMAK Neyi Сравнить (что-в.п.) İkinci defa böyle bir olayla karşılaşıyorum. Matematikle tarihi karşılaştırmak doğru olmaz. Kimi Sinan’la Yeşim’i (кого-в.п.) karşılaştırma. Neyi İki kitabı (что-в.п.) karşılaştırdım. 494 KASTETMEK Иметь в виду, подразумевать 495 KAŞIMAK Чесать 496 KAŞINMAK Чесаться 497 KATILMAK Участвовать Соглашаться, быть согласным Разбавить Присоединиться Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Ben bunu kastetmemiştim. Ben Ercan’ı kastetmiştim. Neyi (что-в.п.) Çocuk durmadan başını kaşıyordu. Nsz. Devamlı elimin içi kaşınıyor. Neye (чему) Neye (чему) Kime (кому) Neye (чему) Nerede (где) Ben bu yarışmaya katılmıyorum. Ben sizin bu fikrinize katılmıyorum. Ben Burcu’ya katılıyorum. Galiba bu benzine su katılmış. Öbür grup bize İstanbul’da katılacak. 115 498 KATLAMAK Складывать Засучить 499 KATMAK Разбавить Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Şu çamaşırları katlar mısın? Pantolonumun paçalarını katlar mısın? Ne (что) Galiba benzine su katıyorlar. Yemeğe tuz kattın mı? Добавить Ne (что) 500 KAVGA ETMEK Драться Kiminle (с кем) 501 KAVRAMAK Neyi Схватывать на (что-в.п.) лету, быстро усваивать 502 KAVURMAK Жарить Neyi (что-в.п.) Жечь, иссушать Kimi (кого-в.п.) 503 KAVUŞMAK Встречаться, Kime соединяться (кому) Достигать Neye (чему) 504 KAYBETMEK Потерять Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Dün Cengiz’le kavga ettik. Çocuk, anlatılanları hemen kavrıyor. Senin getirdiğin etleri kavurduk. Çölün sıcaklığı insanı kavuruyordu. Nihayet anneme kavuştum. Delikanlı en sonunda isteğine kavuşmuştu. Dün kalemimi kaybettim. Çocuk pazarda annesini kaybetmişti. 116 505 KAYBOLMAK Потеряться Nsz. Nsz. 506 KAYDETMEK Записать Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Ne (что) Neye (чему) 507 KAYDIRMAK Переносить Сдвигать 508 KAYDOLMAK Записаться Dün kalemim, bugün defterim kayboldu. Komşumuzun küçük oğlu kaybolmuş. Sen şu hesapları da deftere kaydet. Salih’i bizim okula kaydetmediler. Bu teyp ses kaydediyor. Bu kasete kaydedebiliriz. Kimi Çocukları yokuştan (кого-в.п.) aşağı kaydırıyordu. Neyi Sayfayı kaydırmışsın. (что-в.п.) Nereye (куда) 509 KAYIRMAK Заботиться о ком- Kimi либо (кого-в.п.) Защищать Kimi (кого-в.п.) 510 KAYMAK Скользить, Nerede кататься (где) Nereden (откуда) Выскользнуть Nereden (откуда) Ben de iki hafta önce bu kursa kaydoldum. Annem her zaman kardeşimi kayırıyor. Mert, devamlı fakirleri kayırırdı. Çocuklar buzlu yolda kayıyorlardı. Yokuştan aşağı kayıyorduk. Birden bardak elimden kayıverdi. 117 Поскользнуться 511 KAYNAMAK Кипеть 512 KAYNATMAK Кипятить, вскипятить Сварить (металл) 513 KAZANDIRMAK Давать возможность выиграть, получить прибыль 514 KAZANMAK Сдать (экзамен) Выиграть (победить) Приобрести ( друга) Заработать 515 KAZMAK Вырыть (выкопать) Nsz. Ayağım kaydı, düştüm. Nsz. Su kaynamış, fırını kapatabilirsin. Ne (что) Önce su kaynatmalıyız. Şu demirleri birbirine kaynat. Neyi (что-в.п.) Nsz.-Kime ( - кому) Ne-Kime (чтокому) Bu iş bana çok kazandırdı. Bu bize çok zaman kazandıracak. Neyi (что-в.п.) Ne (что) Üniversite imtihanını kazandım. Piyangodan bir araba kazanmış. Bu yarışmayı kazanmalıyım. Bu davayı kazanmamız lâzım. Burada çok iyi arkadaşlar kazandım. Bu işten çok para kazanacağız. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Ne (что) Ne (что) Şuraya bir çukur kazalım. 118 516 KEFİL OLMAK Ручаться, поручаться 517 KEKELEMEK Заикаться 518 KESİNLEŞMEK Окончательно определяться, устанавливаться 519 KESİŞMEK Пересекаться 520 KESMEK Резать Порезать Стричь (saç ~) Спилить Зарезать Отключить Замедлять Перекрыть Kime (кому) Ben Cüneyt’e kefil olmam. Nsz. Çocuk biraz kekeliyordu. Nsz. Toplantının saati kesinleşti. Nsz.Nerede ( - где) Nsz.Nerede ( - где) İki çizgi belli bir noktada kesişiyorlar. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Yollarımız burada bir daha kesişti. Sen şu karpuzu kes. Traş olurken yüzümü kestim. Bu berber de saçımı güzel kesemedi. Ormandaki bütün ağaçları kesmişler. Ben tavuk bile kesemem. Yine suları kestiler. Rüzgâr topun hızını kesiyor. Trafik polisleri yolu kesmişlerdi. 119 Уменьшать Вырезать Прекратить 521 KEŞFETMEK Открыть 522 KIMILDAMAK Шевелиться, двигаться Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Amerika’yı Kristof Kolomb keşfetti. Nsz. Sakın kımıldama, sırtında böcek var! Kımıldamayın, çekiyorum. 523 KIMILDATMAK Шевелить, Neyi двигать (что-в.п.) 524 KIPIRDAMAK Шевелиться, Nsz. двигаться Nsz. 526 KIRILMAK Биться Bu filmdeki bazı sahneleri kesmişler. Kes şu gürültüyü! Neyi (что-в.п.) Nsz. 525 KIPIRDATMAK Шевелить, двигать Çay harareti keser. Başını kımıldatma! Hiç kıpırdama, burada otur. Kıpırdama, eller yukarı. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Bunu yerinden kıpırdatmışlar. Gözlerini kıpırdatma! Nsz. Evdeki bütün camlar kırılmış. Bak, bu kapıda kırılmış! Semra bu sözlere çok kırılmış. Сломаться Nsz. Обижаться Neye (чему) 120 527 KIRIŞMAK Мяться Покрываться морщинами 528 KIRIŞTIRMAK Мять 529 KIRMAK Разбить Сломать Повернуть (руль) Обидеть 530 KISALTMAK Сокращать Укорачивать 531 KISILMAK Становиться глухим, хриплым (о голосе) Оказаться в ловушке Nsz. Nsz. Gömleğim kırıştı. Adamın yüzü iyice kırışmıştı. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Pantolonunu kırıştırma. Kitabın sayfalarını kırıştırmışsın. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Kim bu camı kırdı? Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Böylece yolu biraz kısalttık. Saçlarını kısaltsan iyi olur. Paltonun boyunu kısaltacağım. Nsz. Dün yine sesim kısıldı. Nereye (куда) İşte şimdi kapana kısıldın! Nilgün dün kolunu kırmış. Çocuk masayı da kırdı. Şoför birden direksiyonu sağa kırdı. Kimi Galiba öğretmenimizi (кого-в.п.) biraz kırdık. 121 532 KISITLAMAK Ограничивать Neyi (что-в.п.) Kime (кому) 533 KISKANDIRMAK Kimi Понуд. от (кого-в.п.) ревновать, завидовать 534 KISKANMAK Ревновать Kimi (кого-в.п.) Завидовать Neyi (что-в.п.) Пожалеть что-то Neyiдла кого-то Kimden (что-в.п.от кого) Ревновать кого-то Kimiк кому-то Kimden (кого-в.п.от кого) Пожалеть что-то Kimdenдля кого-то Neyi (от когочто-в.п.) 535 KISMAK Уменьшать Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Прищурить глаза Neyi (что-в.п.) Yeni müdür herşeyi kısıtladı. Bazı şeyleri bize kısıtladı. Bizi kıskandırmaya çalışıyor. Bazı kadınlar eşlerini çok kıskanıyor. Onun gözlerini kıskanıyorum. Bisikletini kardeşinden kıskanıyor. Çocuk, annesini babasından kıskanıyordu. Benden bir kitabı kıskandı. Televizyonun sesini biraz kıs. Gazı biraz kıs. Güneşli havalarda gözlerini kısarak bakıyor. 122 Сократить (расходы) 536 KISTIRMAK Прищемлять 537 KIYASLAMAK Сравнивать, сопоставлять 538 KIZARMAK Краснеть Neyi (что-в.п.) Bu ay bazı giderlerimizi kısmalıyız. Neyi (что-в.п.) Nereye (куда) Dün parmağımı kıstırdım. Parmağımı kapıya kıstırdım. NeyleNeyi (с чемчто-в.п.) KiminleKimi (с кемкого-в.п.) Sen bu işle o işi kıyaslayamazsın. Nsz. Domatesler kızarmaya başladı. Adam bu haberi duyunca birden kızardı. Köfteler kızarmamış. Nsz. Поджариваться, подрумяниваться 539 KIZARTMAK Жарить 540 KIZDIRMAK Подогревать, раскалять Сердить, злить, раздражать Nsz. Serdar’la Akif’i kıyaslamak doğru olmaz. Ne (что) Annem her sabah bana patates kızartır. Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Önce yağı kızdırmak lazım. Bu çocuk beni çok kızdırıyor. 123 541 KIZMAK Накаляться Злиться 542 KİLİTLEMEK Запереть 543 KİRALAMAK Сдавать в аренду Брать напрокат Арендовать 544 KİRLENMEK Пачкаться, становиться грязным 545 KİRLETMEK Пачкать 546 KOKLAMAK Нюхать Nsz. Kime (кому) Neye (чему) Çabuk ol, yağ iyice kızdı. Öğretmenim bana çok kızdı. Bu olaya hepimiz kızdık. Neyi (что-в.п.) Nereye (куда) Sen kapıyı kilitler misin? Adam çocuğu odaya kilitlemiş. Neyi (что-в.п.) Ne (что) Bu daireyi kiralayalım. Burada araba kiralayabilir miyiz? Biz bu dükkanı sahibinden kiraladık. NeyiKimden (что-в.п.от кого) Nsz. Nsz. Gömleğim kirlendi. Biz yokken ev çok kirlenmiş. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Bütün gömleklerini kirletmişsin. Sakın ellerini kirletme! Neyi (что-в.п.) Şu gülleri koklar mısın? Çok güzel kokuyorlar. 124 547 KOKMAK Вонять Пахнуть 548 KONMAK Опускаться, садиться Заполучить, завладеть 549 KONUŞMAK Разговаривать Говорить (на языке) 550 KOPARMAK Срывать Оторвать 551 KOPMAK Оторваться Nsz. Nsz. Nereye (куда) Neye (чему) Bu oda çok kötü kokuyor. Bu yemek çok güzel kokuyor. Kuş pencerenin önüne kondu. Sonunda büyük bir mirasa kondu. Nsz. Sen derste çok konuşuyorsun. Kiminle Dün biraz Kerim’le (с кем) konuştuk. Neyi Biz de şimdi okul işini (что-в.п.) konuşuyorduk. Kimi Biz de şimdi seni (кого-в.п.) konuşuyorduk. Ne (что) Çok güzel Türkçe konuşuyorsunuz. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Çocuklar bahçedeki çiçekleri koparmışlar. Lütfen meyveleri olgunlaşmadan koparmayın. Bu ipi koparabilir misin? Gömleğimin bütün düğmelerini koparmış. Nsz. Bu ip de koptu. 125 552 KORKMAK Бояться (испугаться) 553 KORKUTMAK Испугать 554 KORUMAK Защищать (беречь) Хранить 555 KORUNMAK Остерегаться Спасаться Защищаться 556 KOVALAMAK Преследовать Побежать (за кем-то) Nsz. Bu gömleğin düğmeleri kopmuş. Neyden (от чего) Kimden (от кого) Ben köpekten çok korkarım. Akın babasından çok korkuyor. Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Dün Süleyman’ı çok korkuttum. Köpeği birden bir korkuttu. Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Ben her zaman kardeşimi koruyorum. Vatanımızı çok iyi korumalıyız. Bu tarihî eserleri korumalıyız. Neyden (от чего) Neyden (от чего) Neyden (от чего) Gripten korunmalısınız. Yağmurdan korunmak için dükkana girdik. Soğuktan korunmak için kalın bir palto aldım. Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Polisler tam iki saat hırsızları kovaladılar. Çocuk köpek yavrusunu kovalıyordu. 126 557 KOVMAK Выгонять 558 KOVULMAK Быть выгнанным 559 KOYMAK Положить, Поставить Устроить (на работу) Добавить Установить (правила) 560 KÖTÜLEMEK Обвинять чтолибо, клеветать на кого-либо 561 KÖTÜLEŞMEK Ухудшаться (о состоянии) 562 KUCAKLAMAK Обнимать Nereden (откуда) Nereden (откуда) Adam çocuğunu evden kovmuş. Yaşlı köpeği evden kovdular. Nereden (откуда) Nereden (откуда) Yeni işinden de kovulmuş. On yedi yaşımdayken evden kovuldum. Nereye (куда) Nereye (куда) Ne (что) Kitapları masanın üstüne koy. Babam kardeşimi yeni bir işe koydu. Yemeğe biraz da et koy. Bu kuralları kim koyuyor? Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) KimeKimi (комукого-в.п.) Adam devamlı şehri kötülüyordu. Herkese beni kötülüyor. Nsz. Yaşlı kadın birden kötüleşti. Kimi İlk önce annemi (кого-в.п.) kucakladım. 127 563 KUCAKLAŞMAK Обниматься Kiminle (с кем) 564 KULLANMAK Водить (машину) Ne (что) Печатать Ne (что) Употреблять Ne (что) Работать (на чем-то) Использовать Ne (что) Курить (sigara ~) Употребляться 565 KURMAK Разбивать (палатку) Учреждать Заводить (часы) Приготовлять Приготовлять Основывать, формировать Neyi (что-в.п.) Ne (что) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Ne (что) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Nsz. Nsz. İki kardeş hemen kucaklaştık. Çok iyi araba kullanıyorsun. Şakir de çok iyi daktilo kullanıyor. Yemeklerde zeytin yağı kullanıyoruz. Bilgisayar kullanmayı biliyor musun? Burada bu formülü kullanacaksın. Sigara kullanır mısınız? Bu fiilimsiyi sadece geniş zamanda kullanıyoruz. Önce bahçeye çadır kurduk. Adam daha sonra büyük bir şirket kurdu. Saati sabah beşe kurduk. Misafirler gelmeden sofrayı kuralım. Annem turşu kurmak için lahana almış. Yeni bir futbol takımı kurduk. 128 Ставить ловушку Устанавливать связь Составлять план Kime (кому) Kiminle (с кем) Nsz. Мечтать Nsz. 566 KURTARMAK Спасать Освободить 567 KURTULMAK Спасаться Вылечиться Kimi (кого-в.п.) Neyden (от чего) İtfaiyeciler yangından beş kişiyi kurtardılar. Lütfen doktor bey kurtarın beni bu hastalıktan! Neyi Polisler sonunda (что-в.п.) küçük köpeği de kurtardılar. Kimi Polisler rehineleri iki (кого-в.п.) saatte kurtardılar. Nsz. Nsz. Neyden (от чего) Освободиться Избавиться İdris’e tuzak kurmuşlar. Adamlarla bağlantı kurmaya çalışıyorduk. Çocuk çok büyük planlar kuruyordu. Yaşlı adam boş yere hayaller kuruyordu. Neyden (от чего) Kimden (от кого) Çocuk kötü adamların elinden kaçarak kurtulmuş. Nihayet hastamız kurtuldu. Bu hastalıktan kurtulamayacağım galiba. Köpek nasılsa zincirden kurtulmuş. Ben senden ne zaman kurtulacağım? 129 568 KURULAMAK Высушивать, витирать досуха 569 KURULANMAK Вытираться, вытирать себя Быть вытертым 570 KURULMAK Быть разбитым (о палатке) Быть учрежденным (о фирме) Быть заведенным (о часах) Быть приготовленным Neyi (что-в.п.) Saçlarımı kurulamadım. Nsz. Çocuk kurulanmak istemiyordu. Tabaklar kurulandı. Nsz. Nsz. Nsz. Nsz. Saat yine kurulmamış. Nsz. Misafirler gelmeden sofra kuruldu. Turşular yazdan kurulmuştu. Mahallede yeni bir futbol takımı kurulmuş. Nsz. Быть основанным, созданным (о команде) Быть поставленным (о ловушке) Быть основанным (о городе) Усаживаться, устраиваться 571 KURUMAK Сохнуть, высыхать Önce bahçeye çadır kuruldu. Şirket iki yıl önce kurulmuş. Nsz. Kime (кому) İdris’e tuzak kurulmuş. Nsz. Bu şehir 1583’te kurulmuş. Dedem koltuğuna kurulmuş, televizyon seyrediyordu. Nereye (куда) Nsz. Çamaşırlar kurumamış. 130 Засыхать, чахнуть Nsz. (о растениях) Nsz. Зачахнуть, ослабеть (о человеке) Отсохнуть Nsz. Пересыхать Зачерстветь (о хлебе) 572 KURUTMAK Сушить Иссушать Засушить Опустошить Портить (устойч. выражение) 573 KUŞATMAK Окружать, осаждать, блокировать Окружать Nsz. Nsz. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Neyi (что-в.п.) Bütün çiçekler kurumuştu. Zavallı çocuk kurumuş, bir deri bir kemik kalmıştı. Sana vuranların elleri kurusun. Zamanla göl de kurumuş. Ekmek kurumuş. Neyi (что-в.п.) Çamaşırları kurutmam lazım. Soğuk bütün çiçekleri kuruttu. Bu yıl biraz biber kurutmak istiyorum. Herşeyi yemişler. Bütün dolapları kurutmuşlar. Adam elini attığı yeri kurutuyor. Neyi (что-в.п.) Ertesi gün askerler şehri kuşattı. Neyi Etrafımı beş kişi (что-в.п.) kuşattı. Окружать Neyi Duman köyü kuşattı. (что-в.п.) 574 KUŞKULANMAK (ŞÜPHELENMEK) Подозревать Kimden Biz de Yavuz’dan (от кого) kuşkulanıyoruz. 131 Бояться, пугаться Neyden (от чего) 575 KUTLAMAK Поздравить Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Праздновать Neyi (что-в.п.) 576 KUVVETLENDİRMEK Укреплять, Neyi усиливать (что-в.п.) 577 KÜÇÜLTMEK Уменьшать Neyi (что-в.п.) 578 KÜSMEK Обижаться Kime (кому) 579 MAHRUM ETMEK Лишать KimiNeyden (кого-в.п.от чего) 580 MAHRUM OLMAK Лишаться, терять Neyden (от чего) 581 MAHVETMEK Уничтожить 582 MAHVOLMAK Быть уничтоженным Adam herşeyden kuşkulanıyor. Dün öğretmenim bizi kutladı. Annemin bayramını kutladım. Yeni yılı beraber kutlayacağız. Takımı kuvvetlendirmemiz lazım. Bu resmi biraz daha küçültelim. Galiba Ergün bana küsmüş. Bizi herşeyden mahrum etti. Onun yüzüne herşeyden mahrum olduk. Neyi (что-в.п.) Sen herşeyi mahvettin. Nsz. Eğer ailem öğrenirse ben mahvolurum. 132 583 584 585 586 Nsz. Разрушаться, быть погубленным MEMNUN ETMEK Радовать, Kimi удовлетворять (кого-в.п.) Kimi (кого-в.п.) MEMNUN OLMAK Быть довольным, Neye радоваться (чему) Neye (чему) MENETMEK KimiЗапрещать, Neyden препятствовать, (кого-в.п.мешать от чего) MERAK ETMEK Любопытствовать Neyi интересоваться (что-в.п.) Переживать Bu olay beni çok memnun etti. Onu memnun etmek imkansız. Seni gördüğüme çok memnun oldum. Tanıştığımıza memnun oldum. Seni bundan menediyorum. Bu arabaların nasıl yapıldığını merak ediyorum. Kimi Seni çok merak ettik, (кого-в.п.) nerede kaldın? 587 MEŞGÛL ETMEK Отнимать время Kimi (кого-в.п.) Забивать голову Neyi (что-в.п.) 588 MEŞGÛL OLMAK Быть занятым Nsz. Быть занятым чем-либо Bizim tatil de mahvoldu. Neyle (с чем) Sizi meşgûl ettiğim için özür dilerim. Kafanı böyle şeylerle meşgûl etme. Yarın çok meşgûl olacağız. En kısa zamanda bu işle meşgûl olacağım. 133 Заняться кемлибо 589 METHETMEK Хвалить, расхваливать 590 MEZUN OLMAK Быть выпускником Закончить какоелибо учебное заведение 591 MIRILDANMAK Бормотать, говорить себе под нос Neyle (с чем) Kiminle (с кем) Ben de ticaretle meşgûl oluyorum. Söyleyeyim hemen seninle meşgûl olsunlar. Kimi (кого-в.п.) KimiKime (кого-в.п.кому) Öğretmen Akif’i çok methediyor. Seni bana çok methettiler. Nsz. Ben de beş yıl önce mezun oldum. İki yıl önce bu üniversiteden mezun oldu. Nereden (откуда) Ne (что) Ne (что) 592 MORARMAK Nsz. Станоситься фиолетовым, лиловым Синеть Nsz. (от холода) 593 MUAYENE ETMEK Осматривать Kimi (больного) (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Adam birşeyler mırıldanıyordu. İhtiyar, kendi kendine mırıldanıyordu. Vurunca gözüm morardı. Soğuktan dudakları morarmıştı. Doktor önce seni muayene etsin. Doktor gözlerimi de muayene etti. 134 594 MUHTAÇ OLMAK Очень нуждаться, Neye (чему) испытывать большую нужду Kime (кому) 595 MÜDAHALE ETMEK Вмешиваться, Neye втягиваться (чему) 596 MÜNAKAŞA ETMEK Ссориться Kiminle (с кем) 597 MÜRACAAT ETMEK Обращаться Kime (кому) 598 MÜSAADE ETMEK Позволять Kime (кому) Разрешать KimeNeye (комучему) 599 NAKLETMEK Перемещать NeyiNereye (что-в.п.куда) Переводить, Kimiотправлять Nereye (кого-в.п.куда) Sonunda bir dilim ekmeğe bile muhtaç oldu. Bir gün bana muhtaç olacaksın. Oradan geçenler olaya müdahale ettiler. Bir defter için Cüneyt’le münakaşa ettik. Bu iş için müdür beye müracaat etmeniz lâzım. Bana biraz müsade eder misiniz? Bize onu görmemize müsaade etmedi. Bu eşyaları öbür odaya nakledelim. Beni oradan İstanbul’a naklettiler. 135 Рассказывать, передавать 600 NAZLANMAK Капризничать, кокетничать, жеманиться Kime-Neyi Bana bunu Adil nakletti. (комучто-в.п.) Nsz. Kime (кому) 601 NEFRET ETMEK Ненавидеть Kimden (от кого) Neyden (от чего) 602 NUMARALAMAK Нумеровать Neyi (что-в.п.) 603 OKŞAMAK Поглаживать, Neyi гладить (что-в.п.) Ласкать Kimi (кого-в.п.) 604 OKUMAK Читать Ne (что) Ne (что) Учиться 605 OLMAK Появляться, рождаться, Nerede (где) Ne (что) Bu çocuk her zaman böyle nazlanıyor. Aslında o sadece sana nazlanıyor. Ben bu yalancı çocuklardan nefret ediyorum. Ben de yürümekten nefret ediyorum. Bütün kitapları numaralamalıyız. Dedem yavaşça saçımı okşadı. Annem her akşam yatmadan önce beni okşardı. Boş zamanlarımda kitap okurum. Ben de şiir okumayı çok seviyorum. Abim İstanbul Ünivesitesi’nde okuyor. Yakında bir kızım olacak. 136 быть Ne (что) Созреть Nerede (где) Nsz. Быть готовым Nsz. Стать Ne (что) Наступить Подходить Nsz. Neye (чему) Nerede (где) Происходить 606 OLUŞMAK Состоять Образоввываться, возникать 607 OLUŞTURMAK Создавать 608 ONARMAK Ремонтировать, чинить Исправлять 609 ONAYLAMAK Утверждать Nsz. Nsz. Yakında çok param olacak. İki saat sonra İstanbul’da oluruz. Bu sene üzümler geç olacak galiba. Çay oldu, içebilirsiniz! Abim avukat olmak istiyor. Saat iki oldu. Bu anahtar bu kilide olmuyor. Biraz ileride kaza olmuş. Takım on bir kişiden oluşuyor. Bu sıvı şu iki maddenin birleşmesinden oluşuyor. Nsz. Bizim yeni bir ekip oluşturmamız lazım. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Bizim çatıyı onarmamız gerek. Sen bu hatanı onarmalısın. Neyi (что-в.п.) En sonunda müdür dilekçemi onayladı. 137 610 OTURMAK Садиться, сидеть Жить 611 OYNAMAK Играть Идти (о фильме) 612 ÖDEMEK Платить Выплатить, вернуть (долг) 613 ÖFKELENMEK Приходить в гнев, гневаться, раздражаться Nereye (куда) Kiminle (с кем) Nereye (куда) Nerede (где) Siz de şu koltuğa oturun. Ben onunla oturmak istemiyorum. Misafirler önce sofraya oturdular. Otuz yıldır İstanbul’da oturuyor. Ne (что) Neyle (с чем) Nerede-Ne (где-что) Nerede-Ne (где-что) Dün Bülent’le top oynadık. Her zaman köpeğiyle oynuyor. Yolda top oynamayın! Nereye (куда) Neyi (что-в.п.) Kime (кому) Nsz. Neye (чему) Bu hafta bu sinemada “Terminatör-3” oynuyor. Vergi borçlarınızı bu kasaya ödeyebilirsiniz. Yarın elektrik parasını ödemeliyiz. Sami’ye borcunu ne zaman ödeyeceksin? Olanları duyunca çok öfkelendi. Eşyalarını izinsiz almamıza çok öfkelendi. 138 614 ÖĞRENMEK Изучить Научиться Учить 615 ÖĞRETMEK Учить Научить 616 ÖKSÜRMEK Кашлять 617 ÖLÇMEK Измерить 618 ÖLDÜRMEK Убивать 619 ÖLMEK Умирать Kime (кому) En çok Levent’e öfkelendi. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) İki ayda İstanbul’un bütün sokaklarını öğrenmiş. Araba kullanmayı öğrenmek istiyorum. Herşeyi lisede öğrendik. Kime (кому) Neyi (что-в.п.) Öğretmenimiz bize öğretti. Papağana konuşmayı öğretecekmiş. Nsz. Çocuk çok üşütmüş, devamlı öksürüyor. Neyi (что-в.п.) Salonu da ölçmemiz lazım. Kimi Filmde katil iş (кого-в.п.) adamlarını öldürüyordu. Neyi Belediye hasta sokak (что-в.п.) köpeklerini öldürüyor. Nsz. Nsz. Увядать Nsz. Bu hafta köpeğim öldü. Geçen sene dayısı ölmüştü. Bütün çiçekler soğuktan ölmüş. 139 620 ÖNEMSEMEK Считать важным, придавать значение 621 ÖNERMEK Предлагать 622 ÖNLEMEK Предотвратить 623 ÖPMEK Целовать 624 ÖRMEK Вязать Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Çocuk dersleri hiç önemsemiyor. Adam çocuklarını hiç önemsemiyordu. Neyi (что-в.п.) Ben iki gün tatil edilmesini öneriyorum. Kimi Ben başkanlığa (кого-в.п.) Ferdi’yi öneriyorum. Neyi (что-в.п.) Bu büyük kazayı önleyebilirdik. Kimi Oğlum her akşam (кого-в.п.) yatmadan önce beni öper. Neyi Her bayram annesinin (что-в.п.) elini öper. Ne (что) 625 ÖRNEK OLMAK Быть примером, Kime подавать пример (кому) 626 ÖRTMEK Накрывать Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Закрывать Neyi (что-в.п.) Annem bana çok güzel bir kazak ördü. Senin kardeşlerine örnek olman lazım. Bir daha uyurken beni örtme. Şu kutuların üstünü örtmemiz lazım. Kapıyı örter misin? 140 627 ÖTMEK Петь, щебетать, чирикать (о птицах) Звучать, издавать звуки (о духовых инструментах) 628 ÖVMEK Хвалить, расхваливать 629 ÖVÜNMEK Гордиться, хвастаться 630 ÖZENMEK Подражать Стараться Nsz. Sabahları kuşlar ötüyor. Nsz. Sonra bir düdük öttü. Kimi Öğretmen beni çok (кого-в.п.) övdü. Sizi bana çok övdüler. KimiKime (кого-в.п.кому) Neyle (с чем) Kiminle (с кем) Adam yaptıklarıyla çok övünüyordu. Kadın, oğluyla övünüyordu. Kime (кому) Neye (чему) Film artislerine özeniyor. Misafirler için hazırladığı yemeklere çok özendi. Güzel giyinmeye çok özeniyor. Neye (чему) 631 ÖZLEMEK Скучать Kimi Annemi çok özledim. (кого-в.п.) Ben evimi özledim. Neyi (что-в.п.) 141 632 ÖZÜR DİLEMEK Kimden Извиняться, (от кого) просить прощения 633 PAKETLEMEK Упаковывать Neyi (что-в.п.) 634 PARÇALAMAK Раздирать Neyi (что-в.п.) Ломать (на куски) Neyi (что-в.п.) Разрывать Neyi (что-в.п.) 635 PARK ETMEK Парковать Sonra annesinden çok özür diledi. Aldıklarımızı paketledin mi? Arslanlar küçük maymunu beş dakikada parçaladılar. Ekmekleri parçalamayın. Orhan bütün kitaplarımı parçalamış. Nereye (куда) Arabanızı buraya park edebilirsiniz. 636 PARLAMAK Блестеть Nsz. Yerdeki cam parçaları parlıyordu. 637 PARLATMAK Начистить до блеска Neyi (что-в.п.) Boyacı çocuk ayakkabılarımı parlattı. Hizmetçi kız bütün mobilyayı parlatmıştı. Делать блестящим, сияющим 638 PASLANMAK Ржаветь Neyi (что-в.п.) Nsz. Bahçedeki demirlerin hepsi paslanmış. 142 639 PATLAMAK Лопнуть Взрываться 640 PATLATMAK Лопнуть Взрывать Ударить, влепить (пощечину) 641 PAYLAŞMAK Поделить Nsz. Nsz. Neyi (что-в.п.) Ne (что) Arabamızın lastiği patladı. Dün orada bir bomba patlamış. Kime (кому) Çocuk birden elindeki balonu patlattı. Sık sık burada bomba patlatıyorlar. Polis, hırsıza iki tokat patlattı. Neyi (что-в.п.) Gelen hediyeleri üçümüz paylaştık. 642 PAYLAŞTIRMAK Понуд. от делить Neyi-Kime Bir ekmeği üçümüze между собой (что-в.п.- paylaştırdı. кому) 643 PİŞİRMEK Готовить Ne (что) Bu akşam size kuru fasulye pişirdim. 644 PİŞMAN ETMEK Kimi-Neye Beni, Orhan’ı işe Заставить (кого-в.п.- aldığıma pişman etti. пожалеть о чемчему) либо 645 PİŞMAN OLMAK Сожалеть, Neye Onu işe aldığıma раскаиваться (чему) pişman oldum. 646 PLANLAMAK Планировать Neyi Yarın ders çalışmayı (что-в.п.) planlıyorum. 143 647 POSTALAMAK Отправлять Ne (что) почтой 648 PROGRAMLAMAK Программировать Neyi (что-в.п.) 649 RAHAT ETMEK Успокаиваться Nsz. Отдыхать, наслаждаться покоем 650 RAHATLAMAK Успокаиваться, чувствовать облегчение Nsz. Nsz. Nsz. Sana iki kutu oyuncak postaladık. Adamlar robotu yanlış programlamışlar. O açken ben nasıl rahat edebilirim. Sonra rahat etmek için şimdi çalışmak lazım. Bu haberi duyunca rahatladım. Onu görünce rahatladım. 651 RAHATSIZ ETMEK Беспокоиться Kimi Çocuklar lütfen (кого-в.п.) babanızı rahatsız etmeyin. 652 RAHATSIZ OLMAK Neyden Onun sözlerinden çok Тревожиться, rahatsız oldum. беспокоиться, не (от чего) находить себе Kimden Bilmiyorum neden покоя (от кого) ama Salih’ten çok rahatsız oluyorum. 653 RASTLAMAK Встречаться Kime Dün eski bir (кому) arkadaşıma rastladım. 654 RAZI ETMEK Уговаривать, Kimi Nesrin’i bir türlü razı убеждать (кого-в.п.) edemedik. 144 Kimi-Neye Onu bizimle gelmeye (кого-в.п.- razı edemedik. чему) 655 RAZI OLMAK Соглашаться, давать согласие 656 REDDETMEK Отказаться, отклонить (предложение) 657 RENDELEMEK Тереть на терке Строгать 658 REZİL ETMEK Опозорить, оскорбить 659 REZİL OLMAK Быть опозоренным 660 RİCA ETMEK Просить Nsz. Neye (чему) En sonunda razı oldu. Onunla görüşmeye razı oldu. Neyi (что-в.п.) Neyden (от чего) Benim her teklifimi reddediyor. Babası evlâtlıktan reddetmiş. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Sen havuçları rendele. Marangoz önce tahtaları rendeledi. Kimi Beni orada, herkesin (кого-в.п.) yanında rezil etti. Nsz. Kime (кому) 661 SABIRSIZLANMAK Nsz. Испытывать нетерпение, терять терпение 662 SABİTLEŞTİRMEK Прочно Neyi прикрепить (что-в.п.) O gün orada rezil olduk. Ben bu iş için müdür beye de rica ettim. Çocuk annesine kavuşmak için sabırsızlanıyordu. Bu masayı buraya sabitleştirmeliyiz. 145 663 SABRETMEK Терпеть Nsz. Neye (чему) 664 SAÇMALAMAK Nsz. Говорить глупости, нести вздор 665 SADELEŞTİRMEK Упрощать Neyi (что-в.п.) 666 SAĞLAMAK Обеспечивать Добиваться успеха Благоприятствовать Обеспечивать Ne (что) Ne (что) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi Переходить на (что-в.п.) правую сторону, обгонять с правой стороны 667 SAĞLAMLAŞTIRMAK Neyi Делать крепким, (что-в.п.) прочным, укреплять 668 SAHİP OLMAK Обладать Neye (чему) Bu zamana kadar çok sabrettim. Onun her şeyine sabrettim. Her zamanki gibi saçmalıyorsun. Bu hikayeyi sadeleştirmemiz gerekecek. Babası ona iyi imkanlar sağlamış. İmtihanda çok büyük bir başarı sağladı. Güneş çiçeklerin büyümesini sağlar. Senin artık geçimini kendin sağlaman lazım. Kamyon bizi sağlamaya çalışıyordu. Binanın temelini sağlamlaştırmamız şart. Sinan çok büyük imkanlara sahip. 146 Стать хозяином, быть хозяином Neye (чему) Присматривать Kime (кому) 669 SAKATLAMAK Увечить, Kime калечить (кому) 670 SAKATLANMAK Получать травму Nsz. Увечиться, калечиться 671 SAKINMAK Беречься Остерегаться Беречь, оберегать Оберегать 672 SAKİNLEŞMEK Успокаиваться Nsz. Neyden (от чего) Kimden (от кого) Adam köydeki bütün tarlalara sahip olmak istiyordu. Sen İsmail’e sahip ol, o daha küçük. Maç esnasında Adem’i sakatladılar. Adem dünkü maçta sakatlandı. Benim de maçta ayağım sakatlandı. Salgın hastalıklardan sakınmalısın. Bence sizin bu adamdan sakınmanız lazım. Adam arabasını herşeyden sakınıyordu. NeyiNeyden (что-в.п.от чего) Seni kendimden Kimisakınırım. Kimden (кого-в.п.от кого) Nsz. Genç kız biraz sonra sakinleşti. 673 SAKİNLEŞTİRMEK Успокаивать Kimi Herkes delikanlıyı (кого-в.п.) sakinleştirmeye çalışıyordu. 147 674 SAKİN OLMAK Быть спокойным Nsz. Sakin ol, üzülme, herşey düzelir! Укрывать (преступника) Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Kimden (от кого) Скрывать Ne (что) Çabuk söyle, paraları nereye sakladın? Çocuğu dolaba saklamış. Adam arkadaşını polislerden saklamaya çalışıyordu. Sen bizden bir şeyler saklıyorsun. 675 SAKLAMAK Спрятать 676 SALDIRMAK Нападать 677 SALLAMAK Махать Качать Выдумывать (жаргон) 678 SALLANMAK Качаться, раскачиваться Kime (кому) Neye (чему) Neye (чему) Ne (что) Adam birden polise saldırdı. Arslan avına saldırdı. Almanya bin dokuz yüz kırk birde Rusya’ya saldırmış. Neyi (что-в.п.) Nerede (где) Nsz. Otobüsten bize el sallıyordu. Çocuk durmadan masayı sallıyordu. Kadın bebeği ayağında sallıyordu. Siz ona bakmayın, o her zaman biraz sallar. (argo) Nerede (где) Çocuklar salıncakta sallanıyorlardı. 148 Колебаться, раскачиваться Neyden (от чего) Nsz. Качаться, быть неустойчивым 679 SALMAK Отпускать Натравливать Опускать Разветвляться, разрастаться Бросать Срочно извещать, оповещать Ne (что) Neyi (что-в.п.) NeyiNereye (что-в.п.куда) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Neyi (что-в.п.) Kime-Ne (комучто) 680 SAMİMİ OLMAK Быть искренним Kiminle (с кем) 681 SANCILANMAK Почувствовать Nsz. острую боль 682 SANMAK Думать, Nsz. предполагать İpteki çamaşırlar rüzgardan sallanıyordu. Ağaçların yaprakları sallanıyordu. Bu masa sallanıyor. Çocuk en sonunda bütün güvercinleri saldı. Adam birden köpeğini üzerimize saldı. Çocuk ayaklarını suya saldı. Ağaç, dal budak saldı, köklendi. Artık herşeyi salmış, hiçbir şeyle ilgilenmiyor. Babamlara haber saldım, yarın burada olacaklar. Herkesle samimi olma! Çalışıyordu, birden sancılandı. Ben sende para var sanıyordum. 149 Обознаться, принять (за коголибо) Перепутать, принять (за чтолибо) 683 SAPLAMAK Вонзать, втыкать, всаживать (нож) 684 SAPLANMAK Вонзаться, втыкаться Пронзить (о боли) Застрять, завязнуть 685 SAPMAK Поворачивать 686 SAPTAMAK Устанавливать, определять 687 SARARMAK Становиться желтым, желтеть Бледнеть Kim (кто) Ben seni Tahsin sandım. Ne (что) Karanlıkta kurbağayı taş sanmış. NeyiNereye (что-в.п.куда) Bıçağı adamın bacağına saplamış. Nsz.Nereye ( - куда) Nsz.Nereye ( - куда) Nsz.Nereye ( - куда) Mızrak bacağıma saplandı. Nereye (куда) Araba biraz sonra sola saptı. Neyi (что-в.п.) Bizim görevimiz buradaki hatayı saptamak. Nsz. Sonbaharda yapraklar sararır. Adamın birden rengi sarardı. Nsz. Birden mideme bir ağrı saplandı. Sonra da araba çamura saplandı. 150 Выгорать 688 SARILMAK Бросаться к комулибо Быть завернутым Быть обмотанным Быть перевязанным Закутываться, завертываться Взяться с рвением Хвататься за чтолибо 689 SARKMAK Свободно висеть, свешиваться Высовываться, свешиваться наружу 690 SARMAK Окружать Распространяться Мотать Nsz. Yeni aldığım gömlek güneşten sarardı. Kime (кому) Neye (чему) Neye (чему) Çocuk koştu ve annesine sarıldı. Hediye çok güzel bir pakete sarılmıştı. Sonra bütün ipler büyük bir makaraya sarıldı. Önce çocuğun yarası sarıldı. Soğuktan yorgana sarılmıştı. Genç, yeni işine dört elle sarılmıştı. Delikanlı hemen silaha sarıldı. Ne (что) Neye (чему) Neye (чему) Neye (чему) Nereye (куда) NeredenNereye (откудакуда) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Çocuk aşağı sarkmıştı. Çocuk pencereden dışarı sarkmıştı. Polisler hırsızın evini sarmışlardı. Hastalık kısa zamanda bütün şehri sardı. Alevler bütün evi sarmıştı. Şu yumağı sarsana. 151 Завернуть 691 SARSILMAK Сотрясаться, трястись Быть потрясенным 692 SARSMAK Трясти, сотрясать Neye (чему) Kasap kıymayı büyük bir kağıda sardı. Nsz. Otobüste gelirken çok sarsılmıştı. Oğlunun ölümünden sonra çok sarsıldı. Nsz. Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Otobüs beni çok sarstı. Çocuk ikide bide koltuğu sarsıyordu. Bu olay onu çok sarstı. 693 SATILMAK Быть проданным Nsz. Продаваться Nsz. Benim almak istediğim gömlek satılmış. Burada yiyecek satılmaz. Трясти, шатать Потрясти 694 SATIN ALMAK Покупать Nsz. Nereden (откуда) 695 SATMAK Продавать 696 SAVAŞMAK Воевать Бороться Ben o arabayı satın alamam. Ben de bu arabayı o galeriden satın aldım. Ne (что) Adam sadece karpuz satıyordu. Kiminle (с кем) Neyle (с чем) Almanlar Fransızlarla üç yıl savaştılar. Tıp yıllardır bu hastalıkla savaşıyor. 152 697 SAVUNMAK Оборонять, защищать Защищать 698 SAVURMAK Веять (зерно) Бросать Разбрасывать Поднимать чтолибо в воздух Осыпать бранью Транжирить деньги, бросать деньги на ветер 699 SAYIKLAMAK Говорить во сне Бредить кемлибо, грезить о ком-либо Мечтать о чемлибо Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Atalarımız yıllarca bu vatanı savunmuşlar. Yener, her zaman kardeşini savunur. Biz de şirketimizin çıkarlarını savunuyoruz. Ne (что) Çiftçiler harman savuruyorlardı. Oyuncağımı elimden aldığı gibi savurdu. Taner, eşyalarını odanın her tarafına savurmuştu. Neyi (что-в.п.) NeyiNereye (что-в.п.куда) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Neyi (что-в.п.) Rüzgar yerdeki kağıtları savuruyordu. Adam sağa sola küfürler savuruyordu. Eline geçen bütün paraları savuruyordu. Nsz. Adam uykuya dalar dalmaz sayıklamaya başlıyor.. Kimi Sevenler sevdiğini (кого-в.п.) gece gündüz sayıklar. Neyi (что-в.п.) Delikanlı milyarder olmayı sayıklıyordu. 153 700 SAYMAK Считать Уважать, почитать Засчитывать, принимать в расчет Не считаться, ни во что не ставить Ne (что) Kutudaki kalemleri saydım. Nsz. Çocuk ikişer ikişer bile sayabiliyordu. Kimi Doğru konuşanı sever (кого-в.п.) sayarlar. Neyi Hakem, atılan golü (что-в.п.) saymadı. Neyi (что-в.п.) Считать, полагать Nsz. 701 SEÇİLMEK Быть выбранным, выбираться Быть избранным Отличаться, выделяться 702 SEÇMEK Выбирать Завести (друга) Nsz. Nsz. Nsz. Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neye (чему) Ne (что) O, benim söylediklerimi hiçe sayıyor. Artık ondan kurtulduk sayabiliriz. Domatesin iyileri seçilmiş. İki yıl sonra milletvekili seçildi. Yüz kişi içinden seçiliyor, belli oluyordu. Sınıftaki en iyi öğrenciyi seçtim. Kırmızı domatesleri seçtim. Semra’yı belediye başkanlığına seçtiler. Her zaman kendine çok iyi arkadaş seçer. 154 Разбирать (надпись) Neyi (что-в.п.) Выбирать Ne (что) 703 SELÂM SÖYLEMEK Передавать Kime привет (кому) 704 SELÂMLAMAK Приветствовать Kimi (кого-в.п.) Neyle (с чем) 705 SELÂMLAŞMAK Здороваться Kiminle (с кем) Быть поверхносто Nsz. знакомым 706 SERGİLEMEK Выставлять, демонстрировать, экспонировать 707 SERİNLEMEK Становиться прохладным, свежеть 708 SERMEK Постелить Развесить Adam yaşlıydı, gözleri hiçbir şeyi seçmiyordu. Ben de çok yemek seçerim. Babam size selâm söyledi. Konuşmaya başlamadan önce seyircileri selâmladı. Adam bizi başıyla selâmladı. Artık benimle selâmlaşmıyor. Bir yakınlığımız yok, sadece selamlâşıyoruz. Neyi (что-в.п.) Sanatçı bütün eserlerini sergilemişti. Nsz. Klimayı açınca biraz serinledik. Ne (что) Buraya büyük bir halı sermeliyiz. Biraz önce çamaşırları serdim. Neyi (что-в.п.) 155 709 SERTLEŞMEK Становиться твердым, жестким, крепким Становиться резким (о ветре) Становиться грубым, резким (о поведении) 710 SERVİS YAPMAK Подавать Nsz. Kapıya yaptığımız alçı sertleşti. Nsz. Öğleden sonra rüzgar sertleşti. Bize karşı davranışları çok sertleşti. Nsz. Nsz. Kime (кому) 711 SESLENDİRMEK Озвучивать Neyi (что-в.п.) 712 SESLENMEK Кричать, воскликать Звать Отзываться, откликаться 713 SEVİNMEK Радоваться 714 SEVMEK Любить Nsz. Kime (кому) Nsz. Nsz. Neye (чему) Önce çorba servisi yaptılar. Çocuklara dondurma servisi yaparsınız. O filmi, çok ünlü sanatçılar seslendirmiş. Babası arkasından seslendi. Öğretmen bize sesleniyordu. Birkaç defa seslendim, duymadı. “Dışarı çıkalım mı?” dedim, seslenmedi. Bu habere çok sevindim. Kimi Ben annemi çok (кого-в.п.) seviyorum. 156 Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) 715 SEVK ETMEK Отправлять, перебрасывать KimiNereye (кого-в.п.куда) Направлять, Kimiотправлять Nereye (кого-в.п.куда) Побуждать, Kimi-Neye толкать (кого-в.п.чему) 716 SEYAHAT ETMEK Путешествовать, Nsz. ездить 717 SEYRETMEK Ne (что) Смотреть (телевизор, фильм…) 718 SEZMEK Чувствовать Neyi (что-в.п.) Предчувствовать Neyi (что-в.п.) Nsz. Замечать, понимать, догадываться Ben Türkçe dersini çok seviyorum. Sabahları yürümeyi çok severim. Askerleri doğuya sevk ettiler. Hastayı şehir hastanesine sevk ettiler. Fakirlik beni buna sevk etti. Uzun yıllar babasıyla seyahat etti. Hergün televizyon seyrediyor. Ben bunu sezmiştim. Annem olacakları önceden sezmişti. Bu olayda bir tuhaflık seziyordu. 157 719 SIĞDIRMAK Втискивать, впихивать, помещать 720 SIĞINMAK Укрываться, спасаться, находить убежище, кров NeyiNereye (что-в.п.куда) KimiNereye (кого-в.п.куда) Nereye (куда) Kime (кому) Nereye (куда) 721 SIĞMAK Вмещаться, умещаться Быть нелогичным Быть неполюдски 722 SIKILMAK Скучать, уставать (от кого / чего-л.) Выжиматься Paltoyu valize sığdıramadım. Yüz kişiyi küçük bir odaya sığdırdılar. Yağmur bastırınca mağaraya sığındık. Zavallı çocuk korkudan abisine sığınmıştı. Hakkında tutuklama kararı çıkınca Almanya’ya sığındı. Nereye (куда) Neye (чему) Neye (чему) Kitaplar bu kutuya sığmıyor. Senin söylediklerin mantığa sığmıyor. Bu yaptığın insanlığa sığmaz. Neyden (от чего) Kimden (от кого) Nerede (где) Nsz. Evde oturmaktan sıkıldım. Bu çocuklardan sıkıldım artık. Ben okulda çok sıkılıyorum. Salataya limon sıkıldı mı? 158 723 SIKIŞMAK Тесниться, жаться Быть зажатым, защемленным Быть в стесненном, затруднительном положении Сдавливать (сердце, грудь), испытывать удушье Быть в затруднительном материальном положении 724 SIKIŞTIRMAK Прищемить Втискивать, впихивать, засовывать Совать, вкладывать (в руку) Оказывать давление, нажимать Nsz. Nereye (куда) Nsz. Otobüs kalabıktı, çok sıkıştık. Parmağım kapıya sıkıştı. Başı sıkışınca hemen bize gelir. Nsz. Sıcak havalarda kalbi sıkışıyordu. Nsz. Daha maaş almadım. Bu yüzden bu ay çok sıkıştık NeyiNereye (что-в.п.куда) NeyiNereye (что-в.п.куда) Nereye-Ne (кудачто) Kimi (кого-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Parmağımı kapıya sıkıştırdım. Elbiselerini valize sıkıştırmış. Ayrılırken babam elime harçlık sıkıştırdı. Polis en sonunda hırsızı sıkıştırdı. Çocuğu biraz sıkıştırdım hemen konuştu. 159 725 SIKMAK Сжимать 726 727 728 729 Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Adam elimi çok sıktı. Bu ayakkabılar ayağımı sıkıyor. Прыскать, Bu çocuklar брызгать birbirlerine su sıkıyorlar. Быть строгим Kimi Öğrenciyi çok (кого-в.п.) sıkmamak lâzım. Выжимать Ne (что) Ben salataya limon sıktım. SINIFLANDIRMAK Neyi Malları fiyatlarına Классифициро(что-в.п.) göre sınıflandırdık. вать, распределять Neyi Önce konuları (что-в.п.) sınıflandırmalıyız. SINIRLAMAK Ограничивать Neyi Yeni müdür bazı (что-в.п.) yetkilerimizi sınırladı. SIRALAMAK Поставить в ряд Neyi Sandalyeleri buraya (что-в.п.) sıralayın. Расположить по Neyi Kitapları sıralamam порядку (что-в.п.) lazım. Перечислять Neyi Bütün problemleri (что-в.п.) sıralamaya başladı. SIVAMAK Обмазывать Neyi Adam önce kollarını гипсом, известью (что-в.п.) sıvadı. Штукатурить Neyi Bu duvarı da (что-в.п.) sıvamamız gerek. 160 730 SIYIRMAK Поцарапать Резко снять, сдернуть Очищать 731 SIZMAK Сочиться, капать, протекать Просочиться (в печать) Проникать Заснуть 732 SİLKELEMEK Стряхнуть, отряхнуть 733 SİLKMEK Выколачивать, выбивать Трясти 734 SİLMEK Вытереть Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Taş, kolumu sıyırıp geçti. Paltoyu sıyırıp attı. Çocuk, kemik sıyırmayı çok seviyordu. Nereden (откуда) Nereye (куда) Nereye (куда) Nsz. Taşların arasından su sızıyordu. Artık haber basına sızmıştı. Asker, düşman arasına sızmaya çalışıyordu. Adam yorgunluktan sızıp kaldı. Neyi (что-в.п.) Kilimleri silkeledik. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Halıyı silktin mi? Neyi (что-в.п.) Вычеркивать Kimi (кого-в.п.) 735 SİNİRLENDİRMEK Нервировать, Kimi раздражать (кого-в.п.) Çocuklar dut ağacını silkiyordu. Masayı siler misin? Müjdat’ı listeden sil. Bu çocuk beni çok sinirlendiriyor. 161 736 SİNİRLENMEK Нервничать Переживать 737 SOĞUMAK Остывать Охладеть, стать равнодушным к кому-либо, чемулибо, потерять интерес Становиться холодным 738 SOHBET ETMEK Беседовать 739 SOKMAK Засовывать Устроить (на работу) Приносить Жалить Перевозить, проникнуть незаконно Nsz. Kime (кому) Neye (чему) Nsz. Kimden (от кого) Neyden (от чего) Bu haberi duyunca birden sinirlendi. Suzan Aslı’ya çok sinirlenmiş. Bu olaya çok sinirlendi. Acele et, çorban soğudu. Ben artık Ercan’dan soğudum. Ben de futboldan soğudum. Nsz. Havalar yavaş yavaş soğumaya başladı. Kiminle (с кем) Dün öğretmenimle biraz sohbet ettim. Nereye Elini cebine soktu. (куда) Kimi Kendi çalıştığı (кого-в.п.) fabrikaya kardeşini de sokmak istiyor. Ne (что) İçeriye yiyecek sokmak yasakmış. Ne (что) Dün piknikteElimi arı soktu. Ne (что) Ülkeye kaçak silâh sokuyormuş. 162 740 SOKULMAK Влезать Жаться, прижиматься Nereye (куда) Nereye (куда) 741 SOLMAK Вянуть Nsz. Выцветать Nsz. Бледнеть Nsz. 742 SOLUKLANMAK Nsz. Передохнуть, глубоко и спокойно дышать 743 SOLUMAK Тяжело дышать Nsz. Сопеть Nereden (откуда) 744 SONUÇLANDIRMAK Завершать Neyi (что-в.п.) 745 SORGULAMAK Допрашивать Yaşlı kadın, soğuktan yorganın altına sokulmuştu. Çocuk yanıma sokuldu, bir şeyler anlatmaya başladı. Bütün çiçekler solmuştu. Gömleğin rengi güneşten solmuştu. Hastanın durumu kötüydü, rengi solmuştu. Çok yorulmuştuk, biraz soluklanmak için mola verdik. Hasta yavaş yavaş soluyordu. Çocuk ancak burnundan soluyabiliyordu. Yarışmayı artık sonuçlandırmamız lazım. Kimi Polisler beni yaklaşık (кого-в.п.) iki saat sorguladılar. 163 746 SORMAK Спросить, задать (вопрос) Kime (кому) Neyi (что-в.п.) Kimden (от кого) Спросить (с кого-то) 747 SORUŞTURMAK Расспрашивать Kime (кому) Расследовать, исследовать Опрашивать, расспрашивать о ком-либо 748 SOYMAK Почистить Грабить 749 SOYULMAK Быть очищенным от кожуры Быть ограбленным Tanıdıklarıma soruşturdum fakat bir şey öğrenemedim. Neyi Bu konuyu çok (что-в.п.) soruşturdum fakat sonuç alamadım. Kimi Ayhan’ı soruşturdum (кого-в.п.) ama tanıyan yok. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Sen şu patatesleri soy. Nsz. Patetesler soyuldu. Nsz. Bu banka tam beş defa soyulmuş. Otobüste giderken soyuldum. Nsz. 750 SOYUNMAK Раздеваться, менять одежду Öğretmen Faruk’a bir soru sordu. Sadece nereye gideceğimizi sordum. Birşey olursa senden sorarım. Nsz. Bu adam bankayı soymuş. Beni bu adam soydu. Soyunmak için odasına geçti. 164 Снимать (одежду) Решать заняться чем-то 751 SÖKMEK Вытащить, выдернуть Разобрать Оторвать, порвать 752 SÖKÜLMEK Вырывать, вытаскивать Выдергивать Neyi (что-в.п.) Neye (чему) Paltonu soyun, şuraya as. Şimdi de politikaya soyunmuş. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Tahtadaki bütün çivileri söktük. Ben bu motoru sökemem. Ceketin cebini sökmüş. Nsz. Kuru ağaçların hepsi söküldü. Duvardaki çiviler sökülmeli. Arabanın motoru da sökülmüş. Ceketin sökülmüş. Adam birden “Sökül bakalım paraları” dedi. Nsz. Разбирать Nsz. Распарывать Отдавать, выкладывать (деньги) 753 SÖNDÜRMEK Тушить (пожар) Nsz. Nsz. Гасить, притушить (свет) Гасить (чувства) 754 SÖNMEK Гаснуть, потухать Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) İtfaiyeciler yangını söndürdüler. Bütün lambaları söndürün. Onun bu hareketleri aramızdaki aşkı söndürdü. Nsz. Sabaha doğru ateş söndü. 165 Nsz Nsz. Угасать (о чувствах) 755 SÖYLEMEK Сказать Говорить 756 SÖZLEŞMEK Договариваться Nsz. Ne (что) Kime (кому) Kiminle (с кем) Nsz. 757 SÖZ VERMEK Давать слово, обещать 758 SUÇLAMAK Обвинять 759 SUÇLANMAK Обвиняться, быть обвиненным 760 SULAMAK Поливать Sonra bütün ışıklar söndü. Bu yanardağ elli yıl önce sönmüştü. Daha sonra ona olan aşkı söndü. Bir şeyler söyledi ama anlamadı. Babam sana söyledi, bana değil. Ben öğleden sonra Erhan’la kütüphaneye gitmek için sözleşmiştim. Okulun önünde buluşmak üzere sözleşmiştik. Kime (кому) Ben öğretmenime söz verdim. Kimi (кого-в.п.) Neyle (с чем) Sadece beni suçluyorlar. Beni hırsızlıkla suçluyorlar. Neyle (с чем) İki yıl önce hırsızlıkla suçlanmıştı. Neyi (что-в.п.) Her sabah çiçekleri sularsın. 166 Поить 761 SULANDIRMAK Разбавлять водой 762 SUNMAK Давать, подавать Вести 763 SUSAMAK Испытывать жажду, хотеть пить 764 SUSMAK Молчать 765 SUSTURMAK Заставлять замолчать Neyi (что-в.п.) Bir saat önce hayvanları suladım. Neyi (что-в.п.) Yoğurdu fazla sulandırırsanız ayran olur. Neyi (что-в.п.) Geçen hafta istifa dilekçemi size sunmuştum. Bir ay sonra bize bir rapor sunun. Bu eğlence programını genç bir kız sunuyordu. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Nsz. Yemekten sonra çok susadık. Nsz. Ben bağırınca çocuk birden sustu. Kimi (кого-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Öğretmen önce öğrencileri susturdu. Kadın ağlayan bebeği susturmaya çalışıyordu. Kimi Aslında onu (кого-в.п.) susturmak çok kolay fakat ben böyle yapmak istemiyorum. 167 766 SÜPÜRMEK Подметать, пылесосить 767 SÜRDÜRMEK Продолжать Понуд. от мазать 768 SÜRMEK Водить ( машину) Трогать Мазать Высылать Пахать Продолжаться, проводить, проживать 769 SÜRTMEK Сильно тереть Neyi (что-в.п.) Bugün salonu sen süpüreceksin. Neyi (что-в.п.) Ne (что) Babasının başlattığı işi sürdürmek istiyordu. Çocuk yarasına krem sürdürmüyordu. Ne (что) Sen çok hızlı araba sürüyorsun. Lütfen elinizi vitrine sürmeyin! Ekmeğine önce tereyağı sonra reçel sürdü. Eline krem sür. Bütün yazarları ülkeden sürdüler. Bu haziranda tarlayı süreceğiz. İkisi de çok güzel bir hayat sürdüler. Bu toplantı dört gün sürecek. Nereye (куда) Ne (что) Ne (что) Nereden (откуда) Neyi (что-в.п.) Nsz. Nsz. Neyi-Neye (что-в.п.чему) NeyiNereye (что-в.п.куда) Ellerini birbirine sürterek ısınıyordu. Geçerken çantasını duvara sürttü. 168 770 SÜRTÜNMEK Тереться Nereye (куда) Тереться, Nereye ластиться (куда) 771 SÜRÜKLEMEK Волочить, тащить Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Нести (о течении) Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Втянуть, вовлечь KimiNereye (кого-в.п.куда) 772 SÜRÜLMEK Мазаться Nereye (куда) Испачкаться Nereye (куда) Быть запаханным Nsz. Страд. от водить машину Быть высланным Nsz. Nereye (куда) 773 SÜRÜMEK Волочить, тащить Neyi (что-то тяжелое) (что-в.п.) Ceketim kirlenmiş. Galiba duvara sürtündüm. Kedi bacaklarıma sürtünüyordu. Sarhoşu yerlerde sürüyorlardı. Çocuk çantayı yerlerde sürüyordu. Akıntı bütün ağaçları sürüklüyordu. Akıntı bizi yarım saat sürükledi. Beni bu işe arkadaşlarım sürükledi. Böyle yaralara krem sürülmez. Ceketime boya sürülmüş. Kocaman tarla iki günde sürülmüştü. Bence de bu yolda araba sürülmez. Yaptıklarından dolayı şehirden sürüldü. Çocuk ağır çuvalı yerde sürüyerek taşımaya çalışıyordu. 169 Волочить (о ногах) Везти, тащить (кого-либо) Волочить (подол, платье) 774 SÜRÜNMEK Ползти Накраситься, намазываться (пудрой и т.д.) Душиться (духами) Задевать Волочиться (о платье) Влачить жалкое существование, прозябать 775 SÜSLEMEK Украшать Наряжать (кого-то) 776 SÜSLENMEK Наряжаться Neyi (что-в.п.) KimiNereye (кого-в.п.куда) NeyiNerede (что-в.п.где) Ben de ayaklarımı sürüyerek yürürüm. Çocukları peşim sıra oralara sürümek istemiyorum. Nsz. Askerler yerde sünüyordu. Genç kız çok boya sürünmüştü. Nsz. Nsz. Kime (кому) Nsz. Nsz. Kız gelinliğini yerlerde sürüyordu. Delikanlı çok hoş bir koku sürünmüştü. Yanımdan geçerken bana süründü. Genç kızın gelinliği yerlerde sürünüyordu. Hapisten çıktıktan sonra çok süründü. Neyi Çocuğun odasını (что-в.п.) süsleyelim. Kimi Dün gelini süsledik. (кого-в.п.) Nsz. Genç süslenip düğüne gitti. 170 Украшаться 777 SÜZMEK Цедить, фильтровать Окинуть взглядом, оглядеть 778 ŞAKA YAPMAK Шутить Nsz. Bütün sokaklar süslenmişti. Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Sütü önce süzmelisiniz. Adam beni önce baştan aşağı bir süzdü. Nsz. Nusret şaka yapmayı sever. Kadir herkese şaka yapar. Kime (кому) 779 ŞAKALAŞMAK Перекидываться Kiminle шутками (с кем) 780 ŞANTAJ YAPMAK Шантажировать Kime (кому) 781 ŞAPIRDATMAK Чавкать Neyi (что-в.п.) 782 ŞARTLAMAK Наставлять Kimi (кого-в.п.) 783 ŞAŞIRMAK Удивляться Nsz. Kime (кому) Neye (чему) Kadir herkesle şakalaşır. Bazı sanatçılara şantaj yapıyormuş. Çocuk durmadan ağzını şapırdatıyordu. Babam duyduklarımı kimseye söylememem için beni iyice şartlamıştı. Birden beni görünce çok şaşırdı. Ben de Sibel’e çok şaşırdım. Bu işe ben de çok şaşırdım. 171 784 ŞAŞIRTMAK Удивлять, поражать, ошеломлять Сбивать с толку, запутывать 785 ŞAŞMAK Удивляться, изумляться, поражаться Ошибаться, заблуждаться, путать 786 ŞIMARMAK Баловаться 787 ŞIMARTMAK Избаловать Kimi Mehmet beni çok (кого-в.п.) şaşırttı. Nsz. Bu olay hepimizi şaşıtmıştı. Kimi Ben doğru (кого-в.п.) sayıyordum, sen beni şaşırttın. Nsz. Adam beni karşısında görünce şaştı kaldı. Neyden (от чего) Melih bildiğinden şaşmaz. Nsz. Bu çocuk çok şımarıyor. Kimi Ailesi bu çocuğu çok (кого-в.п.) şımartmış. 788 ŞİKÂYET ETMEK Жаловаться Kimi (кого-в.п.) Neyden (от чего) Kimden (от кого) Kime (кому) 789 ŞİŞİRMEK Накачать (шину) Neyi (что-в.п.) Beni Sinan şikâyet etmiş. Oya herşeyden şikâyet ediyor. Öğretmenin senden çok şikâyet ediyor. Seni babama şikâyet edeceğim. Tekeri şişirmem lazım. 172 Надувать (шарики) Преувеличивать, раздувать Надоедать комулибо Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Siz de balonları şişirin. Haydar olayları şişirmeyi sever. Adam durmadan konuşuyor, kafamı şişirdi. 790 ŞİŞMANLAMAK Располнеть Nsz. 791 792 793 794 795 796 Vedat evlendikten sonra çok şişmanladı. ŞÜPHELENMEK (ŞÜPHE ETMEK) Подозревать Kimden Polisler ondan (от кого) şüpheleniyorlar. Neyden O herşeyden (от чего) şüphelenir. TABURCU ETMEK Выписывать из Kimi Serhat’i iki gün önce больницы (кого-в.п.) taburcu ettiler. Nereden Bir hafta sonra (откуда) hastaneden taburcu ettiler. TABURCU OLMAK Выписаться Nereden Rahmi dün hastaneden (из больницы) (откуда) taburcu oldu. TADINA BAKMAK Пробовать Neyin Şu tatlının tadına (чего) bakabilir miyim? TAHMİN ETMEK Предполагать Neyi Ben böyle olacağını (что-в.п.) tahmin etmiştim. TAHSİL ETMEK Собирать, Neyi Bu ay alacaklarımızı взимать (деньги) (что-в.п.) tahsil edeceğiz. 173 Kimden (от кого) 797 TAKDİM ETMEK Представлять, Kimi знакомить (кого-в.п.) Kime (кому) Преподносить, вручать 798 TAKILMAK Вдеваться (о нитке) Задеть Приставать, дразнить, говорить колкости Приставать, зацепиться Заходить куданибудь и проводить там время Хотеть идти с кем-нибудь Запинаться Kime (кому) Abdullah’tan alacağımızı tahsil ettiniz mi? Müdür bey yeni şefimizi takdim etti. Müdür bey beni yeni öğrencilere takdim etti. Ünlü sanatçıya güzel bir plaket takdim ettiler. Nereye (куда) Nereye (куда) Kime (кому) İplik bir türlü iğneye takılmıyordu. Ayağım sandalyeye takıldı. Ona takılmak hoşuma gidiyor. Neye (чему) Nereye (куда) Dosyaların etiketine takıldı. Gelirken arkadaşlarla lokantaya takıldık. Nereye (куда) Ben ayrılırken bütün çocuklar peşime takıldı. Çocuk bu uzun şiiri hiç takılmadan okudu. Nsz. 174 Засесть в голове 799 TAKİP ETMEK Преследовать Следовать Следить за чемлибо 800 TAKLİT ETMEK Подражать, пародировать 801 TAKMAK Одевать (очки, украшения, галстук и т.п.) Давать прозвище 802 TAMAMLAMAK Дополнять, дописывать 803 TAMİR ETMEK Ремонтировать, чинить 804 TANIMAK Узнавать Neye (чему) Kayahan’ın söyledikleri kafama takıldı. Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Polisler uzun bir süre adamı takip ettiler. Bu yolu takip ederseniz meydana çıkarsınız. Basındaki gelişmeleri yakından takip eder. Neyi (что-в.п.) Kimi Sanatçı, ünlü (кого-в.п.) politikacıları taklit ediyordu. Ne (что) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Kızlar kulaklarına küpe takarlar. Kravatını taktın mı? Arkadaşları her zaman ona bir lâkap takarlardı. Neyi (что-в.п.) Aşağıdaki diyaloğu tamamlayınız. Neyi (что-в.п.) Çocuk bisikletini tamir ediyordu. Kimi Birden seni (кого-в.п.) tanıyamadım. 175 Знать Nereden (откуда) Принять (как государство) Neyi (что-в.п.) Дать время Ne (что) 805 TANIŞMAK Знакомиться 806 TANIŞTIRMAK Знакомить 807 TANITMAK Представить 808 TARAMAK Расчесывать 809 TARİF ETMEK Описывать, рассказывать Kiminle (с кем) Ben Derya’yı üniversiteden tanıyorum. Bazı ülkeler yeni kurulan devleti tanımak istemiyorlar. Bu işi bitirmemiz için iki hafta süre tanıdılar. Dün Metin’le tanıştım. Cansu beni ailesiyle Kimitanıştırdı. Kiminle (кого-в.п.с кем) Kimi (кого-в.п.) Kime (кому) Neyi (что-в.п.) Müdür bey önce beni tanıttı. Derya beni ailesine tanıttı. Yeni ürünlerimizi tanıtmamız lazım. Neyi (что-в.п.) Sabahları saçlarını tarar. Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Kime (чему) Bana bu adresi tarif eder misiniz? Bana o çocuğu biraz tarif eder misin? Sen yolu ona tarif et. 176 810 TARTILMAK Быть взвешенным Nsz. Взвешиваться 811 TARTIŞMAK Ссориться Спорить 812 TARTMAK Взвешивать Nsz Kasadaki domatesler tartılmadı. Geçen ay tartıldım, altmış kiloydum. Kiminle (с кем) Neyi (что-в.п.) Bugün Arzu’yla çok tartıştık. Yabancı dil öğrenmenin önemini bütün sınıf tartıştık. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Manav önce meyveleri tarttı. Tezgahtar peyniri noksan tartmıştı. Doktor bebeği tarttı. Взвешивать, хорошо обдумывать Взвешивать, Neyi оценивать (что-в.п.) 813 TASARLAMAK Проектировать, Neyi планироват (что-в.п.) 814 TASARRUF ETMEK Сберегать, Neyden экономить (от чего) 815 TASDİK ETMEK Подтверждать Neyi (что-в.п.) Dedem sözlerini tartarak konuşurdu. Künyeyi eline aldı ve tartmaya çalıştı. Oturmuş, yapacağı evi tasarlıyordu. Böylece elektrikten tasarruf ediyoruz. O da söylediklerimi tasdik etti. 177 Заверять Neyi (что-в.п.) 816 TASVİR ETMEK Neyi Изображать, (что-в.п.) художественно описывать Kimi (кого-в.п.) 817 TAŞIMAK Перевозить Ne (что) Иметь с собой 818 TAŞINMAK Переезжать Neyi (что-в.п.) Ne (что) Nereye (куда) Nereye (куда) Nereden (откуда) 819 TAŞITMAK Понуд. от носить, таскать 820 TAŞMAK Переливаться через край, убежать (перен.) Noterin bütün bu belgeleri tasdik etmesi lazım. Yazar, o zamanın İstanbul’unu çok güzel tasvir ediyor. Romanın kahramanı çok iyi tasvir edilmiş. Bu kamyonlar kömür taşıyor. Yarın eşyaları taşıyalım. Cebimde hiç fazla para taşımam. Geçen sene Ankara’dan İstanbul’a taşındık. Buradaki kasap iki sokak aşağıya taşındı. Onlar bu evden taşındılar. Neyi-Kime Adam çantasını (что-в.п.- küçücük çocuğa taşıtıyordu. кому) Nsz. Ben içerdeyken çorba taştı. 178 Выходить из берегов, разливаться Наполняться Nsz. Bol yağışlar nedeniyle nehir taşmıştı. Nsz. Salon misafirlerle doldu taştı. En sonunda sabrım taştı. Nsz. Лопнуть, иссякнуть (о терпении) 821 TATBİK ETMEK Приводить в жизнь\ Применять, осуществлять Neyi (что-в.п.) Kime (кому) Bu planı tatbik edemezsiniz. Bu projeyi öğrencilere tatbik etmemiz imkansız. 822 TATMAK Пробовать, отведывать Познавать Neyi (что-в.п.) Ne (что) Bir de şu dolmayı tadar mısın? Bu hayatta çok acılar tattım. Bu kısacık hayatımda her şeyi tattım. Neyi Познавать, (что-в.п.) вкушать, испробовать 823 TAVSİYE ETMEK Советовать Neyi (что-в.п.) Рекомендовать Kime (кому) 824 TEBLİĞ ETMEK Сообщать, Neyi передавать (что-в.п.) Kime (кому) Doktor bana sigarayı bırakmamı tavsiye etti. Seni müdür beye ben tavsiye ettim. Aldığımız kararları ona tebliğ ettik. Bence bunu Hilmi’ye de tebliğ etmemiz lazım. 179 825 TEBRİK ETMEK Поздравлять Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) 826 TEDAVİ ETMEK Лечить Kimi (кого-в.п.) Залечивать Neyi (что-в.п.) 827 TEFTİŞ ETMEK Проверять Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Yarışmayı kazanınca herkes beni tebrik etti. Ramazan bayramınızı tebrik eder sağlık ve mutluluklar dilerim. Beni bu doktor tedavi etmişti. Adamın yarasını bir türlü tedavi edememişler. Dün müdür bey beni teftiş etmeye geldi. Her ay iş yerimizi teftiş ediyorlar. 828 TEHDİT ETMEK Угрожать Kimi Hırsız polisleri tehdit (кого-в.п.) ediyordu. Neyle Beni öldürmekle (с чем) tehdit ediyorlar. 829 TEHİR ETMEK (ERTELEMEK) Откладывать Neyi Yarınki toplantıyı (что-в.п.) tehir ettik. 830 TEKLİF ETMEK Hamit Betül’e Kime-Ne Предложить, evlenme teklif etmiş. (комусделать что) предложение 831 TEKRAR ETMEK (TEKRARLAMAK) Повторить Neyi Ben bu konuları tekrar (что-в.п.) ettim. 180 832 TELAŞLANMAK Беспокоиться, Nsz. тревожиться 833 TELEFON ETMEK Звонить Kime (кому) Nereye (куда) 834 TELEFONLAŞMAK Созваниваться по Nsz. телефону Kiminle (с кем) 835 TEMAS ETMEK Касаться чегоNeye либо (чему) Прикасаться, дотрагиваться Касаться (вопроса, темы) Kime (кому) Neye (чему) 836 TEMBELLEŞMEK Облениться Nsz. Beni görünce birden telaşlandı. Dün Selami’ye telefon ettim. Naciye hastaneye telefon etmiş. Akşam tekrar telefonlaşırız. Siz yarın İbrahim’le telefonlaşın. Galiba kablolar birbirine temas etmiyor. Sakın bana temas etme! Konuşmasında çok değişik konulara temas etti. Sen bu tatilde çok tembelleştin. 837 TEMİZLEMEK Чистить, убирать Neyi Dün evi biraz (что-в.п.) temizledik. Neyi Çabuk git, elini ve (что-в.п.) yüzünü temizle! 838 TENKİT ETMEK (ELEŞTİRMEK) Критиковать Neyi Adam her türlü filmi (что-в.п.) tenkit ediyor. 181 839 840 841 842 843 Kimi İnsanları tenkit etmeyi (кого-в.п.) sevmem. TERCİH ETMEK (YEĞLEMEK) Neyi Ben çizgili gömleği Предпочитать, (что-в.п.) tercih ediyorum. отдавать предпочтение Kimi Ben Kemalettin’i (кого-в.п.) tercih ederim. Neyi-Neye Ben yeşili kırmızıya (что-в.п.- tercih ederim. чему) Antrenör Mahmut’u Kimibana tercih etti. Kime (кого-в.п.кому) TERCÜME ETMEK (ÇEVİRMEK) Переводить Neyi Biz bu hikayeyi (что-в.п.) tercüme edemeyiz. İngilizceden Rusçaya Neydentercüme etmemizi Neye istiyor. (от чегочему) TEREDDÜT ETMEK Колебаться, Nsz. Bir ara çıkıp çıkmama сомневаться konusunda tereddüt etti. TERFİ ETMEK Nsz. Kerem geçen hafta Получить terfi etti. повышение по службе, быть Neye İhsan da bölüm повышенным в (чему) şefliğine terfi etmiş. звании TERK ETMEK Покидать Kimi Adam ailesini terk (кого-в.п.) etmiş. 182 Бросать 844 TERLEMEK Потеть, вспотеть Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Kadir on altı yaşında evini terk etmiş. Bu kötü alışkanlıklarını terk etmelisin. Nsz. Çocuk çok terlemiş. 845 TERLETMEK Заставлять потеть Kimi (кого-в.п.) Заставлять много Kimi работать, сильно (кого-в.п.) утомлять 846 TERTİPLEMEK Приводить в Neyi порядок (что-в.п.) Расставлять Neyi (что-в.п.) 847 TESİR ETMEK Kimi Производить (кого-в.п.) впечатление, оказывать влияние Влиять Kime (кому) Действовать Neye (чему) 848 TESLİM ETMEK Отдавать, сдавать Neyi (что-в.п.) Kime (кому) Bu iş bizi çok terleteceğe benziyor. Yeni şef bizi çok terletiyor. Odanı biraz tertiplemelisin. Bir ara şu dosyaları da tertipleyiver. O gün dedemin söyledikleri bana çok tesir etmişti. Arkadaşları çocuğa kötü tesir ediyorlar. Bu hastalığa hiçbir ilaç tesir etmiyor. Ben o evrakları teslim ettim. Kompozisyonumu öğretmenime teslim ettim. 183 849 TESLİM OLMAK Сдаваться Kime (кому) Nsz. 850 TESPİT ETMEK Устанавливать, определять Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) 851 TEŞEKKÜR ETMEK Благодарить Kime (кому) 852 TEŞHİS KOYMAK Поставить Nsz. диагноз 853 TIKAMAK Затыкать Neyi (что-в.п.) Загораживать, Neyi закрывать (что-в.п.) NeyiЗатыкать рот, Nereye заставлять (что-в.п.замолчать куда) Затыкать уши Nereye-Ne (ватой) (куда-что) 854 TIKANMAK Быть заткнутым, закупоренным Nsz. Hırsız en sonunda polise teslim oldu. Uzun bir çarpışmadan sonra askerlerimiz teslim olmak zorunda kalmıştı. Bizim görevimiz arızayı tespit etmek. Katilin kimliği tespit edilmiş. Yardımlarınız için size çok teşekkür ederim. Doktorlar hiçbir teşhis koyamıyorlar. Bu deliği tıkamalıyız. Büyükbaş hayvanlar yolu tıkamışlar. Bir şeyler söyleyecek oldum lafı ağzıma tıkadı. Gece yatarken kulaklarıma pamuk tıkıyorum. Lavabonun borusu tıkanmış. 184 Подавиться Nsz. Задыхаться Nsz. 855 TIKMAK Всовывать, впихивать, втискивать 856 TIRAŞ ETMEK Брить 857 TIRAŞ OLMAK Бриться NeyiNereye (что-в.п.куда) Карабкаться, влезать Подниматься 859 TİKSİNMEK Чувствовать отвращение, не выносить, ненавидеть 860 TİTREMEK Дрожать Elbiselerini dolaba tıkmış. Kimi Berber müşterilerini (кого-в.п.) çok hızlı tıraş ediyordu. Nsz. Nsz. 858 TIRMANMAK Взбираться, подниматься Yemek kuruydu tıkandım. Biraz su verir misin? İhtiyar yokuşu çıkana kadar tıkanmıştı. Nereye (куда) Sabah sakal tıraşı oldum. Ayda bir saç tıraşı oluyorum. Nereye (куда) Nereye (куда) Gençler bu dağa tırmanmayı kafaya koymuşlardı. Kediler çok kolay ağaca tırmanıyorlar. Ülkedeki gerginlik hat safhaya tırmanmıştı. Neyden (от чего) Kimden (от кого) Ben de bu şehirden tiksiniyorum. Artık bu adamdan tiksiniyorum. Nsz. Çocuk çok titriyordu. 185 Neyden (от чего) 861 TOKATLAMAK Давать пощечину 862 TOPALLAMAK Хромать 863 TOPARLAMAK Приводить в порядок Собирать Приводить в порядок (мысли) Взять себя руки 864 TOPLAMAK Собирать Прибирать, убирать (со стола) Коллекционировать Складывать Çocuk soğuktan titriyordu. Kimi Yaptıklarımdan dolayı (кого-в.п.) babam beni tokatladı. Nsz. Delikanlı biraz topallıyordu. Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Şu odayı biraz toparlayın. Arkadaşlarını toparlayıp bir dernek kurdu. Neyi Yazacaklarımı (что-в.п.) toparlamak uzun sürdü. Kimi Kendini toparlaman (кого-в.п.) lazım, hayat devam ediyor. Ne (что) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Neyi (что-в.п.) Abim bahçede çiçek topluyor. Bugün de masayı sen topla. Bugün odanı toplamamışsın. Çocukluğumdan beri madenî para topluyorum. Elli ile kırk dördü topla. 186 865 TOPLANMAK Собираться Подобраться 866 TOPLATMAK Заставлять собрать Конфисковать 867 TOZLANMAK Пылиться, покрываться пылью 868 TOZUTMAK Поднимать пыль, пылить Nsz. Kiminle (с кем) Nsz. Neyi-Kime (что-в.п.кому) Neyi (что-в.п.) Ben hazırım, çoktan toplandım. Dün arkadaşlarla bizde toplandık. Ne biçim oturuyorsun, toplan biraz! Yerdeki bütün çöpleri bize toplattı. Daha sonra hükümet bu kitabı toplattı. Nsz. Bütün mobilyalar tozlanmış. Neyi (что-в.п.) Paspasları kaldırmayın her tarafı tozuttunuz. Annesi çocuğun elini tutuyordu. Köpeği sıkı tut. Занимать место Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Леденеть (buz ~) Ne (что) 869 TUTMAK Держать, схватить Ловить (рыбу) İki kişi birden beni tuttuyordu. Balık tutmayı çok seviyor. Bu yazı çok az yer tutar. Her yer buz tutmuş. 187 Подсуживать Kimi (кто-в.п.) Следовать (слову) Neyi (что-в.п.) Болеть Neyi (за команду) (что-в.п.) Держать (о слове) Neyi (что-в.п.) Снимать (дом) Ne (что) Прихватить (о болезни) Укачивать Стоить (о цене) Neyi (что-в.п.) Nsz. Nsz. Удержать Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Nsz. Перекрыть (дорогу) Продаваться 870 TUTTURMAK Понуд. от держать Скреплять Попадать в цель Neyi-Kime (что-в.п.кому) NeyiNeyle (что-в.п.с чем) Neyi (что-в.п.) Hakem her zaman sizi tutuyordu. Söylediklerinle yaptıkların birbirini tutmuyor. Ben Galatasaray’ı tutuyorum. Sen hiç sözünü tutmuyorsun. Buralarda bir yerde ev tutmak istiyorum. Çocuğun yine öksürüğü tuttu. Beni otobüs tutar. Bütün bu kitaplar elli beş milyon tuttu. Bu yapışkan bunu tutar. Polisler bütün yolları tutmuşlar. Yazarın son kitabı çok tuttu. Ceketini her zaman bana tutturuyor. Gömleğin kolunu çatal iğneyle tutturmuştu. Delikanlı her attığını tutturuyordu. 188 Настаивать, твердить, сопротивляться Напевать 871 TUTUKLAMAK Арестовать Ne (что) Çocuk markette oyuncak diye tutturdu. Ne (что) Çocuk bir şarkı tutturmuş gidiyordu. Kimi Polisler hırsızları (кого-в.п.) tutukladılar. 872 TUTUKLANMAK Быть Nsz. арестованным 873 TUTULMAK Заболеть Произойти (о затмении) Отняться, онеметь (о языке) Схватить, заболеть (об органе) Влюбиться 874 TUTUNMAK Держаться, придерживаться Устоять Neye (чему) Nsz. Nsz. Nsz. İki gün önce hırsızlıktan tutuklanmış. Zavallı, amansız bir hastalığa tutulmuş. Gelecek hafta ay tutulacakmış. Çocuk sahneye çıkınca sanki dili tutuldu. Dün soğukta kaldım, boynum tutulmuş. Kime (кому) Delikanlı ilk görüşte kıza tutulmuş. Neye (чему) Nsz. Şu demire tutun, düşme! Düşman bizim karşımızda tutunamamıştı. Yeni açılan market de çok iyi tutundu. Быть признанным Nsz. 189 875 TUTUŞTURMAK Разжигать Neyi (что-в.п.) Kime Всучивать, (кому) всовывать (в руку) 876 TUZAK KURMAK Ставить ловушку, Neye капкан (чему) Kime Устроить (кому) ловушку, западню (перен.) 877 TUZLAMAK Солить Neyi (что-в.п.) 878 TÜKENMEK Кончаться Nsz. Уставать, истощаться 879 TÜKETMEK Истратить, промотать Измотать, истощить (силы) 880 TÜKÜRMEK Плевать Плеваться Nsz. Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Nereye (куда) Kime (кому) Yarım saatlik bir uğraştan sonra ateşi tutuşturduk. Kimse görmeden çocuğun eline bir şeyler tutuşturuverdi. Avcı, ayılara tuzak kurmuştu. Kendisini çekemeyen arkadaşları ona tuzak kurmuşlardı. Sen salatayı tuzladın mı? Param tükenince eve dönmek zorunda kaldım. Bu yıl bu inşaatın yüzüne tükendim, bittim. Bütün mirası iki ay gibi kısa bir zamanda tüketti. Bu iş beni tüketti. Yerlere tükürmek çok kötü bir davranıştır. Küçük kız iki de bir abisine tükürüyordu. 190 Выплевывать 881 TÜREMEK Образовываться Появляться, возникать 882 TÜTMEK Дымить, дымиться, наполняться дымом 883 UCUZLAMAK Дешеветь Neyi (что-в.п.) Çocuk en sonunda ağzındaki sakızı tükürdü. Nsz. Türkçe’de fiillerden de isim türer. Son zamanlarda bir sürü şarkıcı türedi. Nsz Nsz. Nsz. Evin bacasından duman tütüyordu. Eski sobalar çok tüterdi. Nsz. Kışlık kıyafetler ilkbaharda ucuzlar. 884 UÇMAK Летать Nsz. Взлетать Nsz. Сдувать Nsz. Hazerfen Ahmet Çelebi Galata Kulesi’nden Üsküdar’a kadar uçmuş. Kuş bizi görünce birden uçtu. Rüzgârdan şapkam uçtu. 885 UÇURMAK Запускать в воздух Срывать, уносить (ветром) Nsz. Neyi (что-в.п.) Çocukken burada uçurtma uçururduk. Rüzgar şapkamı uçurdu. 191 886 UÇUŞMAK Летать, порхать, кружить в воздухе 887 UFALAMAK Размельчать, крошить 888 UĞRAMAK Зайти Обвинять 889 UĞRAŞMAK Заниматься Стараться 890 UĞRAŞTIRMAK Заставить потрудиться, утруждать Причинять много хлопот, отнимать много времени 891 UĞURLAMAK Провожать Nsz. Dışarıda kuşlar uçuşuyordu. Neyi (что-в.п.) Çocuk ekmeği her tarafa ufalamıştı. Kime (кому) Neye (чему) Buradan geçiyorduk, sana da uğradık. O zaman o çok büyük bir iftiraya uğradı. Kiminle (с кем) Neyle (с чем) Nsz. Sabahtan beri bebekle uğraşıyorum. Bu soruyla çok uğraştım. Üniversite sınavını kazanabilmek için çok uğraştım. Kimi Bu problem beni çok (кого-в.п.) uğraştırdı. Kimi Nusret ilkokuldayken (кого-в.п.) bizi çok uğraştırdı. Kimi (кого-в.п.) Nereye (куда) Saat dokuzda misafirleri uğurladık. Dün Kamil’i askere uğurladık. 192 892 ULAŞMAK Добраться 893 ULAŞTIRMAK Доставлять, привозить Давать возможность достигнуть (успеха) 894 UMMAK Надеяться Ожидать 895 UMURSAMAK Придавать значение, обращать внимание, интересоваться 896 UMUT ETMEK Надеяться Nereye (куда) Kime (кому) Nihayet evime ulaştım. Ancak iki yıl sonra anneme ulaşabildim. Neyi (что-в.п.) Kimi-Neye (кого-в.п.чему) En kısa zamanda bunu yerine ulaştırmalıyım. Düzenli çalışmak insanı başarıya ulaştırır. Neyi (что-в.п.) Kimden (от кого) Senin bu sınavı kazanacağını ummuştum. Bunu senden ummazdım. Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Davut hiçbir şeyi umursamaz. İlyas hiçbir zaman bizi umursamaz. Neyi (что-в.п.) Bir gün babasının döneceğini umut ediyor. 897 UMUTLANDIRMAK Обнадеживать, Kimi Çocuğu boş yere вселять надежду (кого-в.п.) umutlandırmayın. 898 UMUTLANMAK Надеяться Nsz. Bu haberi duyunca tekrar umutlandı. 193 899 UNUTMAK Забывать 900 USANMAK Надоедать, уставать (от) Neyi Ben bu olayı unuttum. (что-в.п.) Kimi Suna eski (кого-в.п.) arkadaşlarını hiç unutamıyor. Kimden (от кого) Neyden (от чего) 901 USLANMAK Образумиться, исправиться 902 UTANDIRMAK Стыдить Смущать 903 UTANMAK Стыдиться Стесняться, смущаться 904 UYANDIRMAK Разбудить Nsz. Bu kötü arkadaşlarımdan usandım. Bu kıştan usandım. Nsz. Bülent şimdi biraz uslandı. Bu cezayı ödersen uslanısın bir daha bu tür işlere girişmezsin. Kimi (кого-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Misafirlerin yanında beni çok utandırdı. Onun iltifatları beni çok utandırıyor. Kimden (от кого) Babasından utandığı için onun yanında sigara içmiyor. Bu yaptıklarımdan çok utanıyorum. Sana bunu söylemeye utanıyormuş. Neyden (от чего) Neyi (что-в.п.) Kimi Beni saat altıda (кого-в.п.) uyandırın. 194 905 UYANMAK Просыпаться 906 UYARMAK Предупреждать, предостерегать Будить 907 UYDURMAK Придумывать Подогнать (ключ) Шагать в ногу (перен.) 908 UYGULAMAK Приводить в жизнь Использовать 909 UYMAK Соблюдать Подходить Послушаться 910 UYUKLAMAK Дремать, клевать носом Nsz. Saat dörtte uyandı. Kimi (кого-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Ben seni birkaç kez uyarmıştım. Bekir’i sabah altıda uyarmaya çalıştım ama kalkmadı. Ne (что) Çok zorda kalınca hemen bir bahane uyduruyor. Hırsız kapıya anahtar uydurmuş. Çocuk bu okula ayak uyduramadı. Ne (что) Nereye (куда) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Müdür bey yeni kuralları uygulamaya başladı. Siz de bu metodu uygulayın. Neye (чему) Neye (чему) Nsz. Kime (кому) O, bütün kurallara uyar. Bu kravat bu gömleğe uymadı. Pazartesi bana uymaz. Biz de Hami’ye uyup maça gittik. Nsz. Her akşam yemekten sonra uyukluyordu. 195 911 UYUMAK Спать Оставаться (на ночь) 912 UYUŞMAK Уживаться Неметь, цепенеть Nsz. Nerede (где) Kimde (у кого) Biraz önce uyudu. O her zaman yerde uyur. Dün ablamda uyudum. Kiminle (с кем) Çetin, bir türlü sınıf arkadaşlarıyla uyuşamıyordu. Üzerinde çok oturduğum için ayağım uyuştu. Doktorun iğne yaptığı yer hemen uyuştu. Dün soğuktan ellerim uyuştu. Nsz. Nsz. Nsz. 913 UYUŞTURMAK Приводить в бесчувственное состояние, вызывать оцепенение Заглушать, притуплять (боль) 914 UYUTMAK Укачивать, убаюкивать Усыплять Успокаивать ложными обещаниями Kimi Hırsızlar önce (кого-в.п.) güvenlik görevlilerini uyuşturmuşlar. Neyi (что-в.п.) Doktor önce ağrıyan dişimi uyuşturdu. Kimi (кого-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Kadın bebeğini uyutmaya çalışıyordu. Doktor ameliyat edeceği hastayı önce uyuttu. Kimi Sen bu yalanlarla beni (кого-в.п.) uyutabileceğini mi zannediyorsun? 196 915 UZAKLAŞMAK Удаляться Отдаляться Nereden (откуда) Kimden (от кого) 916 UZAKLAŞTIRMAK Удалять, Kimiустранять Nereden (кого-в.п.откуда) Выгонять, Kimiвысылать Nereden (кого-в.п.откуда) Отдалять KimiNeyden (кого-в.п.от чего) 917 UZANMAK Лечь, растянуться Nsz. Тянуться Nereye (куда) Nereden (откуда) Дотянуться Neye (чему) Дотрагиваться Neye (чему) Gemi limandan daha yeni uzaklaşmıştı. Liseyi bitirdikten sonra bizden uzaklaştı. Babam hemen bizi kavga yerinden uzaklaştırdı. En sonunda çocuğu okuldan uzaklaştırdık. Bu sistem insanları kültürlerinden uzaklaştırmış. Eğer istersen biraz uzan, dinlenirsin. Adam çekyata uzanmış yatıyordu. Çocuk bahçe duvarından uzanıp bir tane gül kopardı. Küçük kız dolaptaki şekerlere uzanmaya çalışıyordu. Vedat izinsiz kimsenin bir şeyine uzanmaz. 197 Доехать Простираться 918 UZATMAK Затягивать (разговор) Протягивать Продлевать Отращивать (волосы) Тянуть 919 ÜFLEMEK Дуть Nereye (куда) Nereye (куда) Haftasonu İstanbul’a uzansak fena olmaz. Orman dağa doğru uzanıyordu. Neyi (что-в.п.) Nereye (куда) Adam konuşmayı uzattıkça uzatıyordu. Elini en alttaki dala uzatıp bir elma kopardı. Cebinden bir kart çıkarıp bana uzattı. Anlaşmanın süresini iki defa uzattık. Eskiden beri saç uzatmayı çok sever. Tamam kes artık, uzatma! Mesele anlaşıldı. Kime (кому) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Nsz. Neyi (что-в.п.) Nsz. Neyi (что-в.п.) 920 ÜMİTLENMEK Надеяться, питать Nsz. надежду 921 ÜRETMEK Производить, изготовлять Ne (что) Çorbayı çok üfledi. Ateşi söndürmek için üflüyordu. Saksafonu çok üfledi ama çalamadı. Çocuk abisini görünce bir kere daha ümitlendi. Burada sabun üretiyorlar. 198 Разводить 922 ÜRKMEK Испугаться Ne (что) Bu tesislerde alabalık üretiyoruz. Nsz. Atlar birden ürküp kaçtılar. Çocuk bağrışmalardan ürkmüştü. Neyden (от чего) 923 ÜRKÜTMEK Пугать, наводить страх 924 ÜSTELEMEK Настаивать 925 ÜSTLENMEK Брать на себя 926 ÜŞENMEK Лениться, не иметь никакого желания 927 ÜŞÜMEK Зябнуть, мерзнуть 928 ÜŞÜTMEK Простудиться 929 ÜTÜLEMEK Гладить 930 ÜZMEK Огорчать Kimi Adamın bakışları bizi (кого-в.п.) ürkütmüştü. Nsz. Ben üsteleyince her şeyi anlattı. Ne (что) Çok büyük sorumluluklar üstlenmiş. Neye (чему) Adam yemek yemeye bile üşeniyor. Nsz. Dün otobüs beklerken çok üşüdüm. Nsz. Galiba biraz üşütmüşüm, doktora gitmem lâzım. Neyi (что-в.п.) Gömlekleri çok kötü ütülemişsin. Kimi Ben annemi hiç (кого-в.п.) üzmüyorum. 199 931 ÜZÜLMEK Огорчаться 932 VADETMEK Подавать надежды Обещать Neye (чему) Kime (кому) Ne (что) Ne (что) 933 VAKİT GEÇİRMEK Проводить время Nerede (где) Kiminle (с кем) 934 VARMAK Nereye Прибывать, (куда) доезжать, достигать Nereye (куда) Доходить, Nereye достигать (куда) Достигать Neye (о возрасте) (чему) Nereye Приводить к (куда) чему-либо, кончаться Чувствовать, Neye понимать (вкус) (чему) Кончаться, приводить к чему-либо Nereye (куда) Bu olaya çok üzüldük. Canan’a çok üzüldüm. Bu genç gelecek vadediyor. Bir zamanlar bize de çok şey vadetmişti. Dün piknikte çok güzel vakit geçirdik Arkadaşlarla çok iyi vakit geçirdik. Bu arabayla üç saatte Bursa’ya varırsın. Ancak iki gün sonra köye varabildik. Bu mektup bir haftada oraya varır. Yaşı yetmişe varmıştı. En sonunda tartışma kavgaya vardı. Kahvenin tadına varmak için şekersiz içerdi. Bu işin sonu nereye varacak bilmiyorum. 200 Выходить замуж Kime (кому) 935 VASİYET ETMEK Завещать Neyi (что-в.п.) 936 VAZ GEÇMEK Передумать, отказаться (от решения и т.п.) Отказаться 937 VEDALAŞMAK Прощаться 938 VEFAT ETMEK Скончаться 939 VERMEK Давать Genç kız, bu yaşlı adama varmak istemiyordu. Malının yetim çocuklara dağıtılmasını vasiyet etmiş. Neyden (от чего) Ben bu kararımdan vaz geçtim. Neyden (от чего) Kimden (от кого) Sigara içmekten vaz geçmiyor. İşi yüzünden sevgilisinden vaz geçmiş. Kiminle (с кем) Dün arkadaşlarla vedalaşırken çok duygulandım. Nsz. Ünlü yazar 1973’te İstanbul’da vefat etti. Kime (кому) Ne (что) Senin kitaplarını Yasemin’e verdim. Ebru’ya sadece bir kitap verdim. Zehra özel ders veriyor. Bu zamana kadar 5 konser vermiş. Ne (что) Ne (что) 201 Вредить (zarar ~) Ne (что) Пригласить (yemek ~) Ne (что) Назначить на должность, возложить обязанность Вернуть Neyi (что-в.п.) Одолжить 940 VURGULAMAK Делать ударение, выделять 941 VURMAK Ударить Дать (пощечину) Стучать Поставить (штамп) Попасть (в цель) Застрелить Senin bu hareketin bize çok zarar verdi. Bu akşam Bünyamin arkadaşlarına yemek veriyor. Bu görevi ona vermeyecektin. Neyi (что-в.п.) Ne (что) Bana borcunu ne zaman vereceksin? Bana biraz borç verir misin? Neyi (что-в.п.) Yazar bu eserinde vatan sevgisinin önemini vurguluyor. Nereye (куда) Kime (кому) Ne (что) Nereye (куда) Ne (что) Elimi masaya vurdum. Neyi (что-в.п.) Kimi (кого) Hülya bana vurdu. Bana bir tokat vurdu. Birisi kapıya vuruyor. En sonunda da mühür vurdu. Bu adam her zaman hedefi on ikiden vuruyor. Dün yolda yine birisini vurmuşlar. 202 Падать (о тени) 942 VURULMAK Быть раненым Nereye (куда) Hırsızın gölgesi cama vuruyordu. Nsz. Filmin en sonunda adam vuruluyor ve ölüyor. Galiba kapı vuruluyor! Keloğlan ilk görüşte prensese vurulmuştu. Понуд. от стучать Nsz. Влюбиться Kime (кому) 943 VURUŞMAK Драться Сражаться 944 YAĞLAMAK Смазывать (маслом) 945 YAĞMAK Идти (о дожде, снеге и т.д.) 946 YAKALAMAK Поймать Успеть (на транспорт), застать (человека) Nsz. Nsz. Biraz sonra tartışma büyüdü, vuruşmaya başladılar. Askerler delicesine vuruşuyordu. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Kızarttığı ekmekleri yağlamaya başladı. Kapı çok gıcırdıyor biraz yağlamak lazım. Nsz. Dün çok yağmur yağdı. Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Polisler sonunda hırsızı yakaladılar. Kafesten kaçan kuşu yakalayamadık. Biraz hızlı yürürsek otobüsü yakalayabiliriz. 203 947 YAKARMAK Умолять, просить 948 YAKILMAK Сжигаться Топиться (о печке) Перегореть 949 YAKINMAK Жаловаться 950 YAKIŞMAK Подходить, быть к лицу Идти, подобать, подходить 951 YAKLAŞMAK Приближаться Подходить (к кому-то) Подходить (о времени) 952 YAKMAK Жечь Kime (кому) Onu affetmem için bana çok yalvarıp yakardı. Nsz. Kuru odunların hepsi yakılmıştı. Soba daha yeni yakılmıştı. Evdeki bütün lambalar yakıldı. Nsz. Nsz. Neyden (от чего) Kimden (от кого) Şu anki işinden çok yakınıyor. Birara okuldaki arkadaşlarından yakınıyordu. Kime (кому) Neye (чему) Kime (кому) Bu gömlek sana çok yakışmış. Yeşil koltuklar salona çok yakıştı. Senin gibi birine bu tür sözler yakışmıyor. Nereye (куда) Kime (кому) Nsz. İstanbul’a yaklaşıyoruz. Sen bana yaklaşma. Neyi (что-в.п.) Bütün eski defterlerini yakmış. Vakit yaklaşıyor. 204 Поджечь Зажечь Жечь, обжечь (о перце и горячем) Щипать глаза (о луке) 953 YALAMAK Лизать Вылизывать Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Adam kendini yakmak istiyordu. Elektrikler gidince gaz lambasını yakıyoruz. Bu biber çok acı, ağzımı yaktı. Çorba çok sıcak, ağzımı yaktı. Soğan gözlerimi yaktı. Ne (что) Çocuk, dondurmasını ağır ağır yalıyordu. Yaşlı adam o kadar acıkmıştı ki tabağı yalıyordu. Neyi (что-в.п.) 954 YALAN SÖYLEMEK Nsz. Лгать, врать, говорить неправду Kime (кому) 955 YALANLAMAK Опровергать Neyi (что-в.п.) 956 YALVARMAK Умолять Kime (кому) 957 YAMAMAK Штопать, Neyi зашивать (что-в.п.) 958 YAMULMAK Nsz. Оседать, кривиться, коситься Bu adam her zaman yalan söylüyor. Çocuk annesine yalan söylemek istemiyordu. Bu konuda çıkan haberleri yalanlıyor. Beni affetmesi için anneme yalvardım. Annem gömleğimi yamamış. Bahçe kapısının demirleri yamulmuş. 205 959 YANAŞMAK Подходить, приближаться Приближаться, подъезжать Приставать, причаливать Kime (кому) Nereye (куда) Nereye (куда) (Не) Изъявлять желание Neye (чему) 960 YANILMAK Ошибаться, заблуждаться 961 YANMAK Гореть Nsz. Nasıl yanıldığımı ben de anlamadım. Nsz. O yangında bütün eşyaları yanmış. O yangında iki çocuğu yanmış. Biberi yiyince ağzım yandı. Bu yaz güneşte çok yandık. Soğandan gözlerim yandı. Dumandan gözlerim yandı. Nsz. Гореть (о рте) Nsz. Сгореть (на солнце) Щипать глаза (о луке) Разъедать (глаза) Nsz. 962 YAPILMAK Быть построенным Производиться Bu çocuk bana hiç yanaşmıyor. Dolmuş yolcu almak için sağa yaklaşmıştı. Gemi uzun bir yolculuktan sonra limana yanaştı. (Olumsuz olarak kullanılır.) Hiç kimse yardım etmeye yanaşmıyor. Neyden (от чего) Neyden (от чего) Nsz. Nsz. Bu saray on altıncı yüzyılda yapılmış. Japon arabaları artık Türkiye’de de yapılıyor. 206 Делаться 963 YAPIŞMAK Приклеиваться, прилипать Ухватываться, прицепляться Облегать, облеплять Приставать, привязываться 964 YAPIŞTIRMAK Наклеить Заклеить, подклеить 965 YAPMAK Делать Nsz. Yarın bir sürü iş yapılacak. Nereye (куда) Neye (чему) Neye (чему) Kime (кому) Bu bant duvara yapışmıyor. Çocuk elime yapışmış bırakmıyordu. Yağmurdan gömlek vücuduma yapışmıştı. Adam bize yapıştı bir türlü ayrılmıyor. Ne (что) Bu zarfa iki pul yapıştır. Defterim yırtılmış yapıştırır mısın? Oraya biraz bant yapıştır. Neyi (что-в.п.) Ne (что) Ne (что) Ne (что) Делать (уборку) Ne (что) Делать (дом. задание) Делать (зарядку) Neyi (что-в.п.) Ne (что) Делать (добро, зло) Строить Ne (что) Ne (что) Boş zamanlarında ne yapıyorsun? Kağıttan uçaklar yapıyor. Annem temizlik yapıyor. Kardeşim ev ödevlerini yapıyor. Abim antreman yapıyor. İnsanlara iyilik yapmayı çok seviyor. Komşumuz yeni bir ev yapıyor. 207 Прогуливаться (yürüyüş ~) 966 YARALAMAK Ранить Уязвить, задеть 967 YARALANMAK Быть раненым 968 YARAMAK Быть полезным Иметь смысл Ne (что) Her sabah yürüyüş yapıyor. Kimi (кого-в.п.) Nereden (откуда) Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Atılan son kurşun adamı yaralamıştı. Polis, soyguncuyu bacağından yaraladı. Avcı bir atışta kaplanı yaraladı. Onun bu sözleri beni çok yaraladı. Nsz. Nerede (где) Beş kişi yaralanmış. Dedem de ikinci dünya savaşında yaralanmış. Neye (чему) Kime (кому) Bu çanta bir işimize yarar mı? Halit’e iyilik yaramaz. 969 YARARLANMAK Извлекать пользу Neyden (от чего) Воспользоваться Kimden (от кого) 970 YARDIMCI OLMAK Помогать Kime (кому) 971 YARDIM ETMEK Помогать Kime (кому) Ders çalışırken bu ansiklopediden yararlanıyorum. Biz bu gençten yararlanabiliriz. Her zaman annene yardımcı olmalısın. Ben her zaman anneme yardım ediyorum. 208 Neye (чему) 972 YARDIMLAŞMAK Помогать друг Nsz. другу 973 YARGILAMAK Судить 974 YARILMAK Быть рассекаемым Раскалываться Состязаться, соревноваться Конкурировать 976 YARMAK Колоть, раскалывать Прорывать (землю) Bir toplumda yardımlaşmak çok önemlidir. Kimi (кого-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Bence onu yargılamak bize düşmez. Adamı dört suçtan yargılayacaklarmış. Nsz. Trafik kazasında dudağı yarılmış. Depremde yer yarılmıştı. Öğleden sonra düşman safları yarılmıştı. Nsz. Быть прорванным Nsz. (о линии фронта) 975 YARIŞMAK Соперничать Benim ev ödevimi yapmama yardım etti. Kiminle (с кем) Nsz. Nsz. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Her konuda benimle yarışır. Sizin takım da çok iyi yarıştı. Otomobil imalatında iki şirket yarışıyor. Adam bir vuruşta kocaman kütüğü yardı. İncecik bitkiler toprağı yarıp çıkıyorlar. 209 Расталкивать Распарывать (рану) 977 YASAKLAMAK Запрещать Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Delikanlı, kalabalığı yararak ilerliyordu. Cerrah yarayı yarıp içini temizledi. Neyi (что-в.п.) Kapalı alanlarda sigara içmeyi yasakladılar. Bize dışarı çıkmayı yasakladı. Kime (кому) 978 YASLAMAK Прислонять, облокачивать Подпирать 979 YASLANMAK Прислоняться, облокотиться 980 YAŞAMAK Жить 981 YAŞANMAK Быть прожитым Страд. от жить NeyiNereye (что-в.п.куда) NeyiNereye (что-в.п.куда) Çocuk başını annesinin omuzuna yasladı. Kadın kapının arkasına eski koltuğu yaslamıştı. Nereye (куда) Kime (кому) Adam duvara yaslanmıştı. Lütfen bana yaslanma! Nerede (куда) Nsz. Feyyaz burada mı yaşıyor? Onlar çok mutlu yaşıyorlardı. Nsz. Burada bir çok olaylar yaşanmış. Artık bu evde yaşanmaz. Nsz. 210 982 YAŞARMAK Делаться мокрым, увлажняться 983 YAŞLANMAK Стариться Nsz. Ayrılırken abimin gözleri yaşardı. Nsz. Adil amca artık iyice yaşlanmıştı. 984 YATIRIM YAPMAK Neye Ивестировать (чему) капитал, вкладывать средства 985 YATIRMAK Укладывать Kimi (кого-в.п.) Положить спать Kimi (кого-в.п.) Повалить Neyi (на землю) (что-в.п.) Вкладывать Neyi (в банк) (что-в.п.) Оплатить Neyi (что-в.п.) Nereye (куда) Положить Neyi-Neye (что-в.п.чему) Укладывать Nereye (волосы) (куда) 986 YATIŞMAK Успокаиваться, Nsz. утихать Tekstil işine çok yatırım yaptı. Kadın, bebeği beşiğine yatırdı. Misafirleri nereye yatıracağız? Rüzgar ağaçları yere yatırmış. Bütün parasını bankaya yatırmış. Yarın elektrik faturasını yatıralım. Telefon faturaları nereye yatırılıyor? Kabağı akşamdan şekere yatırdım. Babam da saçlarını sağa yatırırdı. İlk başta çok kızdı fakat sonra yatıştı. 211 Nsz. Nsz. 987 YATIŞTIRMAK Успокаивать Улаживать 988 YATMAK Ложиться спать Оставаться (на ночь) 989 YAVAŞLAMAK Замедлять (ход) Стихать 990 YAYILMAK Распространяться Kimi Kızdığı zaman babamı (кого-в.п.) yatıştırmak çok zordur. Neyi Polis, ayaklanmayı (что-в.п.) yatıştırmak için üç saat uğraştı. Nsz. Nerede (где) Kimde (у кого) Nsz. Nsz. Nereye (куда) Nsz. Nereye (куда) Nsz. Разбрестись Gece yarısına doğru dalgalar yatıştı. Ortalık yatışınca tekrar dışarı çıktık. Nerede (где) Her gece çok geç yatıyor. Her zaman yerde yatıyor. Dün gece amcamlarda yattım. Otobüs bizi görünce yavaşladı. Öğleden sonra yağmur yavaşladı. Koku bir anda her tarafa yayıldı. Moda çok çabuk yayılıyor. Hastalık bir haftada bütün köye yayılmıştı. Kötü haber kısa zamanda yayılmış. Koyunlar otlakta yayılıyordu. 212 Разваливаться Nereye (куда) Разливаться Nsz. 991 YAYIMLAMAK Издавать, печатать, публиковать Ne (что) Nerede (где) Ne (что) Транслировать 992 YAYMAK Расстилать Просыпать Распространять Neyi (чтов.п.) Nereye (куда) NeyiNereye (что-в.п.куда) Nereye (куда) NeyiNereye (что-в.п.куда) Ne (что) Delikanlı, koltuğa yayılmış televizyon seyrediyordu. Tepenin arkasındaki ışık her tarafa yayılıyordu. Bu zamana kadar pekçok dergi yayımlamış. İlk şiirimi bir gazetede yayımladılar. Bir yılda beş şiir kitabı yayımladı. Bu programı daha sonra bir televizyon kanalında yayımlayacaklarmış. Yere bir kilim yaydılar. Çocuk pilavı her yere yaymış. Etrafa hakkımda kötü şeyler yaymış. Daha sonra da çocuk hastalığı okula yaymış. Mumun yaydığı ışık çok zayıftı. 213 Пасти (скот) Neyi (что-в.п.) 993 YAZILMAK Быть написанным Nsz. Записаться 994 YAZMAK Писать Nereye (куда) Ne (что) Kime (кому) Nereden (откуда) Nerede (где) 995 YEDİRMEK Заставлять есть, кормить Кормить Насытить (Не) Позволять Тратить Kime-Neyi (комучто-в.п.) Kime (кому) Neyi-Neye (что-в.п.чему) Neyi-Neye (что-в.п.чему) Kime (кому) Çoban koyunları yayıyordu. Yarın göndereceğimiz mektuplar yazıldı mı? Ben de Türkçe kursuna yazıldım. Anneme mektup yazıyorum. Ben sana her ay yazarım. Bu mektubu sana otelden yazıyorum. Hangi gazetede yazıyor. Annem eti kardeşime zorla yediriyor. Bebeğe yemek yedirdin mi? Yağı hamura yedirene kadar yoğuracaksın. (Onuruna yedirememek) Adam özür dilemeyi onuruna yediremiyor. Oradaki memura birkaç kuruş yedirirsen işini hemen yapıverir. 214 996 YELTENMEK Браться за непосильную работу 997 YEMEK Кушать (что-то) Съедать, потреблять Потратить Neye (чему) Elli kiloluk çuvalı kaldırmaya yeltendi ama biz engel olduk. Ne (что) Biraz önce karpuz yedik. Bu motor çok yağ yiyor. Bütün parayı bir gecede yemiş. Ne (что) Neyi (что-в.п.) 998 YEMEK YEMEK Кушать, есть Nsz. 999 YEMİN ETMEK Клясться YENİLEMEK Обновлять, чинить Повторять, напоминать 001 YENİLMEK Проиграть 1 0 0 0 Nsz. Adam herşey için yemin ediyordu. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Arabamı yenilemek istiyorum. İsteklerimizi yeniledik. Nsz. Dün bizim takım yenildi. Geçen güreş turnuvasında Bahadır yenilmişti. Satrançta Harun’a yenildim. Nsz. Kime (кому) 002 YENMEK Победить Biraz önce yemek yedik. Kimi Dün futbolda 10-A (кого-в.п.) sınıfını yendik. 215 003 YERLEŞMEK Поселиться Расставить, обустроить 004 YERLEŞTİRMEK Устраивать (на работу) Укладывать, расставлять (по местам) Размещать (в отель) 005 YERMEK Питать отвращение, гнушаться 006 YEŞERMEK Зеленеть, покрываться листвой Neyi (что-в.п.) Bu hastalığı yenebilir. Nereye (куда) Bin dokuz yüz yetmişte İstanbul’a yerleştik. Eve taşınalım, yerleşelim sonra sizi ararız. Nereye (куда) Kimi Küçük oğlumu iyi bir (кого-в.п.) işe yerleştirdim. Neyi Dün evi yerleştirdik. (что-в.п.) Kimi Misafirleri çok iyi bir (кого-в.п.) otele yerleştirdik. Kimi Ünlü şair babasını (кого-в.п.) dahi yermiştir. Nsz. Nsz. 007 YETİNMEK Довольствоваться Neyle , ограничиваться (с чем) 008 YETİŞMEK Успеть Neye (чему) Kime (кому) İlkbaharda etraf yeşerir. Yakında bütün ağaçlar yeşerir. Olcay elindekilerle yetinmesini bilir. Yıldız otobüse yetişemedi. Çocuk koşarak annesine yetişti. 216 Доставать (дотягиваться) Воспитываться Догнать 009 YETİŞTİRMEK Доставлять Доставлять, передавать Разводить Воспитывать Сообщать, передавать 010 YETMEK Хватать, быть достаточным Neye (чему) Neye (чему) Nerede (где) Kime (кому) İşler çok, hepsine yetişemiyorum. Çocuk ikinci rafa yetişemiyordu. Özel okullarda yetişmişti. Yarışmada Halil herkese yetişmişti. KimiNereye (кого-в.п.куда) NeyiNereye (что-в.п.куда) Neyi (что-в.п.) Nerede-Ne (где-что) Kimi (кого-в.п.) Hastayı hastaneye yetiştirmeliyiz. Neyi-Kimi (что-в.п.кого-в.п.) Kime (кому) Neye (чему) Nsz. Bu ilacı hastaneye yetiştirmemiz lazım. Siparişleri yarına yetiştirmem gerek. Bu tesislerde alabalık yetiştiriyorlar. Biz çocuklarımızı kültürlü yetiştirmek istiyoruz. Konuştuklarımızı babasına yetiştirmiş. Bu ekmek bize yeter mi? Çiçeklere bir bardak su yeter mi? Yeter, sen çok oldun artık! 217 011 YIĞILMAK Собираться Скопляться Упасть, упасть в обморок 012 YIĞMAK Собирать, валить, накапливать 013 YIKAMAK Мыть Стирать Умываться (elini yüzünü ~) 014 YIKANMAK Мыться Быть выстиранным Быть вымытым 015 YIKILMAK Разрушаться Валиться Nereye (куда) Nereye (куда) Nsz. NeyiNereye (что-в.п.куда) İnsanlar dükkanın önüne yığılmıştı. Kitapların hepsi masanın üstüne yığılmış. Yaşlı kadın birden olduğu yere yığılıverdi. Adam odunları odanın bir köşesine yığmıştı. Kimi Annem küçük (кого-в.п.) kardeşimi yıkıyor. Ne (что) Daha dün çamaşır yıkadım. Neyi Sabahları elini yüzünü (что-в.п.) yıkıyor. Nsz. Nsz. Nsz. Nsz. Neyden (от чего) Haftada iki defa yıkanmayı âdet edinmişti. Bütün gömleklerim yıkanmış. Akşam yine bulaşıklar yıkanmamış. Depremde bütün evler yıkıldı. Ağaçlar rüzgardan yıkılmış. 218 Падать Nsz. Разрушаться Nsz. Обрушиться Nsz. Убираться Nsz. 016 YIKMAK Ломать 017 YILMAK Страшиться Пугаться 018 YIPRANMAK Обтрепаться, сноситься Износиться 019 YIPRATMAK Понуд. от обтрепаться, сноситься Изнурять 020 YIRTMAK Вырвать Adam olduğu yere yıkıldı. Bu gidişle bu hükümet de yıkılır. En sonunda bütün suç ona yıkıldı. Yıkıl karşımdan, çık dışarı! Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Önce eski duvarları yıkacağız. O büyük tayfun bütün ağaçları yıktı. Benim kumdan yaptığım şatoyu yıktı. Neyden (от чего) Kimden (от кого) Adam hiçbir işten yılmıyor. Bu çocuk kimseden yılmıyor. Nsz. Çantam çok yıprandı. Nsz. Araba sağlam fakat motor yıpranmış. Neyi (что-в.п.) Yeni aldığımız çantayı dört ayda yıprattı. Kimi Son olaylar onu çok (кого-в.п.) yıprattı. Neyi (что-в.п.) Defterin bütün yapraklarını yırtmış. 219 Порвать Царапать 021 YİTİRMEK Терять 022 YOĞURMAK Месить (тесто) 023 YOK ETMEK Уничтожать 024 YOKLAMAK Проверять на ощупь Проведывать, навещать 025 YOK OLMAK Исчезать Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Futbol oynarken pantolonunu yırtmış. Kedi tırnaklarıyla elimi yırttı. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Neyi (что-в.п.) Dün yine kalemini yitirmiş. Öğleden sonra rüzgar etkisini yitirdi. İki yıl önce oğlunu yitirdi. O gece karanlıkta yolumuzu yitirdik. Neyi (что-в.п.) Kadın hamuru yoğurup dinlenmeye bıraktı. Neyi (что-в.п.) Evindeki bütün belgeleri yok etmiş. Neyi (что-в.п.) Kimi (кого-в.п.) Elini cebine atıp cüzdanını yokladı. Yaşlı babasını sık sık yoklardı. Nsz. İkinci dersten sonra çantam yok oldu. Yarım saat sonra adam ortalıktan yok oldu. Nsz. 026 YOKSULLAŞMAK Беднеть, нищать Nsz. İflas ettikten sonra çok yoksullaştı. 220 027 YOLCULUK ETMEK Путешестовать, Nsz. ездить NeredenNereye (откудакуда) Kiminle (с кем) 028 YOLLAMAK Отправлять Отправлять, посылать Передавать 029 YOLMAK Вырывать, выдергивать 030 YONTMAK Строгать Тесать 031 YORMAK Утомлять, изнурять KimiNereye (кого-в.п.куда) Kime (кому) Her yıl en az iki defa yolculuk ederim. Bir ülkeden başka bir ülkeye yolculuk etmeyi çok severim. Arkadaşlarımla yolculuk etmeye bayılıyorum. Babam beni markete yollamıştı. Kime (кому) Doğum gününde arkadaşıma bir tablo yolladım. Babam size selam yolladı. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Bahçedeki bütün çiçekleri yolmuş. Çocuk sinirinden saçlarını yoluyordu. Neyi (что-в.п.) Marangoz tahtayı yontarak yeni şekiller oluşturuyordu. Adam taşı yontarak heykel yapmıştı. Neyi (что-в.п.) Kimi Bu iş beni çok yordu. (кого-в.п.) 221 032 YORULMAK Уставать Neyi (что-в.п.) Hergün bu tepeyi çıkmak eşeği çok yoruyordu. Nsz. Dün derslerden sonra çok yoruldum. Bu işlerden yoruldum artık. Neyden (от чего) 033 YORUMLAMAK Комментировать Neyi (что-в.п.) Толковать Neyi (что-в.п.) 034 YÖNELMEK Обращаться Neye (чему) Направляться Kime (кому) 035 YÖNELTMEK Наводить Kime (кому) Направлять Kime (кому) 036 YÖNETMEK Управлять, Neyi руководить (что-в.п.) Ставить Neyi (о фильме) (что-в.п.) 037 YÖNLENDİRMEK Направлять Kimi (кого-в.п.) Son gelişmeleri nasıl yorumluyorsunuz? Bu rüyayı nasıl yorumlamalıyım? Bütün bitkiler ışığa yönelir. Sonra da bana yöneldi. Adam silahını bize yöneltti. Konuşmacıya iki soru da ben yönelttim. Bu şirketi benim amcam yönetiyor. “Kurtlar” filmini de bu adam yönetmiş. Araştırma yaparken bizi çok yönlendirdi. 222 Bizi size o Kimiyönlendirdi. Kime (кого-в.п.кому) 038 YUDUMLAMAK Глотать, прихлебывать 039 YUMMAK Закрывать, жмурить (глаза) 040 YUMUŞATMAK Смягчать 041 YUTMAK Проглотить Глотать (не произносить) 042 YUVARLAMAK Катить Свертывать Нести чушь, завираться, лгать 043 YÜKLEMEK Грузить Загружать (в компьютер) Neyi (что-в.п.) Adam koltuğuna oturmuş kahvesini yudumluyordu. Neyi (что-в.п.) Kadın konuşurken gözlerini yumuyordu. Neyi (что-в.п.) Hamuru yumuşatmak için biraz daha su ekledi. Nsz. Çocuk büyük bir düğme yutmuştu. Bazı kelimeleri yutuyor. Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Neyi (что-в.п.) Çocuklar taşı yokuş aşağı yuvarladılar. Halıyı yuvarlayıp kaldırdılar. Kelimeleri yuvarladığı için etrafındakiler anlattığını anlamamış. Nereye (куда) Ne (что) Eşyaları kamyona yükledik. Bilgisayara yeni bir program yüklüyor. 223 044 YÜKSELMEK Подниматься Nsz. Становться громче Подниматься (о воде) Расти (о цене) Nsz. Вырасти (о положении) Nsz. 045 YÜKSELTMEK Поднимать Повышать (о голосе) Повышать (о положении) 046 YÜRÜMEK Ходить Идти (пешком) Nsz. Nsz. Uçak hızla yükselmeye başladı. Evden çığlıklar yükseliyordu. Nehrin suları yine yükselmişti. Fiyatlar durmadan yükseliyor. Şevket kısa zamanda yükselmiş, müdür olmuştu. Neyi (что-в.п.) Yeni yapılan apartmanı biraz daha yükselttiler. Neyi Sesinizi biraz (что-в.п.) yükseltin, hiç duyulmuyor. Kimi İdris’i geçen ay yine (кого-в.п.) yükseltmişler. Nerede (где) Nsz. Nereye (куда) Kiminle (с кем) Dün biraz sahilde yürüdük. Coşkun iki yaşında yürümeye başlamış. Geçen hafta Taksim’den Lâleli’ye kadar yürüdük. Dün Levent’le yürüyorduk, yolda Nermin’i gördük. 224 047 YÜRÜTMEK Понуд. от ходить Применять (о законе) Навязывать (о мысли) Воровать 048 YÜZMEK Плавать Утопать, погрязать Сдирать шкуру 049 ZAM YAPMAK Производить надбавку Повышать жалование 050 ZANNETMEK Принять (за кого-л.) Перепутать, принять (за что-либо) 051 ZARAR ETMEK Понести ущерб, пострадать 052 ZARAR VERMEK Kimi Annesi bebeği (кого-в.п.) yürütmeye çalışıyordu. Neyi Yasaları yürütmek (что-в.п.) hükümetin görevidir. Ne (что) Bu konuda fikir yürütmek istemiyorum. Neyi İki ay önce cüzdanımı (что-в.п.) yürüttüler. Nerede (где) Nsz. Neyi (что-в.п.) Her gün iki saat havuzda yüzüyor. Mutfak pislik içinde yüzüyor. Koyunu biz kesersek, sen yüzebilir misin? Neye (чему) Kime (кому) Pazartesi günü yine benzine zam yaptılar. Bu ay bize de zam yapacaklar. Kim (кто) Seni Davut zannetmiş. Ne (что) Ben de bunu senin defterin zannettim. Neyde (у чего) Musa da bu işte çok zarar etti. 225 Вредить, причинять вред, наносить ущерб 053 ZAYIFLAMAK Худеть 054 ZEHİRLEMEK Отравлять 055 ZEHİRLENMEK Отравляться Kime (кому) Neye (чему) Senin bu yaptıkların bize çok zarar veriyor. Fareler ekine çok zarar verdi. Nsz. Hastalandıktan sonra çok zayıfladım. Kimi Dolandırıcılar kralı (кого-в.п.) zehirlemek istiyordu. Nsz. Neyden (от чего) Neyden (от чего) 056 ZENGİNLEŞMEK Разбогатеть Nsz. 057 ZIPLAMAK Прыгать, скакать Nsz. 058 ZİYARET ETMEK Навещать Kimi (кого-в.п.) Посещать Neyi (что-в.п.) 059 ZORLAMAK Принуждать, заставлять Küçükken bir kere ben de zehirlenmiştim Çocuklar mantardan zehirlenmiş. Bütün aile gazdan zehirlenmiş. Yeni iş yerini açtıktan sonra kısa bir sürede zenginleşti. Çocuk yatakların üzerinde zıplıyordu. Geçen bayram dedemi ziyaret ettim. Geçen hafta İstanbul’daki müzeleri ziyaret ettik. Kimi Doktor olmam için (кого-в.п.) babam beni çok zorladı. 226 Прикладывать усилия, напрягаться Принуждать, заставлять 060 ZORLANMAK Испытывать трудности Neyi (что-в.п.) Açılması için kapıyı çok zorladık. Kimi Biz onu zorlasak da o (кого-в.п.) bunu yapmaz. Nsz. Neyde (у чего) Bunu yaparken çok zorlandım. Sabahları erken kalkmakta zorlanıyorum. 227
Benzer belgeler
Падежные окончания в турецком языке
12- Yabancılar bir hafta sonra İstanbul’_____ alışıyorlar.
Detaylı