to the entire issue
Transkript
to the entire issue
COĞRAFYA EĞİTİMİ DERGİSİ Turkish Journal of Geography Education Cilt/Volume 1 - Sayı/Number 21 - Yıl/Year 2015 www.cd.org ISSN: 2149-522X Coğrafyacılar Derneği yayınıdır Publication of the Turkish Association of Geographers COĞRAFYA EĞİTİMİ DERGİSİ TURKISH JOURNAL OF GEOGRAPHY EDUCATION 1(2), 2015 ● Coğrafyacılar Derneği / Turkish Association of Geographers EDİTÖR EDITOR Mustafa Öztürk, Erciyes Üniversitesi Mustafa Öztürk, Erciyes University YARDIMCI EDİTÖRLER ASSOCIATE EDITORS Ali Demirci, Fatih Üniversitesi Coğrafya eğitiminde BİT Servet Karabağ, Gazi Üniversitesi Coğrafya eğitiminde öğretim programları Osvaldo Muniz, Texsas State University Uluslararası coğrafya eğitimi Seçil Şenyurt, Uludağ Üniversitesi Çevre eğitimi, kitap editörü Fikret Tuna, Fatih Üniversitesi Coğrafyada öğrenme ve öğretme Ali Demirci, Fatih University ICT in Geography education Servet Karabağ, Gazi University Curriculum in geography education Osvaldo Muniz, Texsas State University International geography education Seçil Şenyurt, Uludağ University Environmental education, Book review editor Fikret Tuna, Fatih University Teaching and learning in geography education DERGİ SEKRETERİ JOURNAL SECRETARY Galip Öner, Erciyes Üniversitesi Galip Öner, Erciyes University YAYIN KURULU EDITORIAL BOARD Cemalettin Ayas, Sinop Üniversitesi Daniel Shmenek, Köln Üniversitesi Ebru Gençtürk, Karadeniz Teknik Üniversitesi Hakkı Yazıcı, Afyon Kocatepe Üniversitesi Hüseyin Kaya, Süleyman Demirel Üniversitesi James Peterson, Texas State Üniversitesi Jonathan Even-Zohar, EUROCLIO Joseph J. Kerski, Esri Karl Donert, EUROGEO Mehmet Ünlü, Marmara Üniversitesi Murat Ateş, Tekirdağ Üniversitesi Ramazan Özey, Marmara Üniversitesi Robert S. Bednarz, Texas A & M Üniversitesi Salih Şahin, Gazi Üniversitesi Sarah W. Bednarz, Texas A & M Üniversitesi Simon Catling, Oxford Borookes Üniversitesi Süleyman İncekara, Fatih Üniversitesi Yusuf Kılınç, Marmara Üniversitesi Cemalettin Ayas, Sinop University Daniel Shmenek, University of Cologne Ebru Gençtürk, Karadeniz Teknik University Hakkı Yazıcı, Afyon Kocatepe University Hüseyin Kaya, Süleyman Demirel University James Peterson, Texas State University Jonathan Even-Zohar, EUROCLIO Joseph J. Kerski, Esri Karl Donert, EUROGEO Mehmet Ünlü, Marmara University Murat Ateş, Tekirdağ University Ramazan Özey, Marmara University Robert S. Bednarz, Texas A & M University Salih Şahin, Gazi University Sarah W. Bednarz, Texas A & M University Simon Catling, Oxford Borookes University Süleyman İncekara, Fatih University Yusuf Kılınç, Marmara University DERGİNİN KÜNYESİ – THE JOURNAL INFORMATION Yayıncı / Publisher : Sahibi / Owner Editör / Editor Yayın Dili / Language of publication Yayım Periyodu / Publication frequency Yayın Türü / Type of publication ISSN Yazışma adresi Correspondence address Telefon / Phone & Faks / Fax Web Sitesi /Webpage & E-Posta /E-mail : : : : : : Coğrafyacılar Derneği (Turkish Association of Geographers) Bahçelievler Mah. Zübeyde Hanım Sok. No:32 10100 Merkez/Balıkesir Coğrafyacılar Derneği Adına Başkan Yılmaz ARI Mustafa ÖZTÜRK Türkçe ve İngilizce (Turkish and English) Yılda İki Sayı (Ocak ve Temmuz), Twice a year (in January and July). Yerel, Süreli Yayın 2149-522X Erciyes Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Kayseri, Türkiye : : +90 352 2076666/37073 & +90 352 4378834 : http://www.cd.org.tr/?cografya-egitim-dergisi & [email protected] Dergi bilgileri ve makale gönderme şartları web sitemizde sunulmaktadır. Journal information and guides for manuscript submission are given in the journal website. ISSN: 2149-522X, Copyright© 2015 Coğrafyacılar Derneği – Turkish Association of Geographers i COĞRAFYA EĞİTİMİ DERGİSİ TURKISH JOURNAL OF GEOGRAPHY EDUCATION 1(2), 2015 ● Coğrafyacılar Derneği / Turkish Association of Geographers İçindekiler / Table of Contents Editörden / Editorial Mustafa Öztürk 1-2 Makaleler / Articles Sarah Witham Bednarz Setting the Standard for Standards: Perspectives on Standard Setting in the United States 3-9 Ali Demirci, Serdar Arslan Toplumda Mekânsal Bilincin Geliştirilmesi: Mekânsal Vatandaşlık 10-30 Developing Spatial Awareness in Society: Spatial Citizenship Yasir Aydoğmuş Akademisyenlerin Türkiye’deki Lisansüstü Coğrafya Eğitimine Yönelik Görüşleri 31-42 Academicians’ Views on The Graduate Geography Education in Turkey Munazza Fatima, Sajid Noor, Adila Shafqat An Overview of Geography Education in Pakistan 43-53 Adem Özder Lisans Coğrafya Öğrencilerinin Medya Okumalarına Yaklaşımları Üzerine Bir İnceleme 54-62 An Analysis on Approach of the Undergraduate Geography Students on Media Readings Çeviri Makale / Translated Article Lindsey Mohan, Audrey Mohan, David Uttal Çeviri: Mustafa Öztürk 63-77 Harita ve Mekânsal Teknolojilerle Düşünme ve Öğrenme Araştırmaları Research on Thinking and Learning with Maps and Geospatial Technologies David Lambert, Mark Jones (Eds.) Kitap İncelemesi / Book Review İnceleme: Fikret Tuna Coğrafya Eğitiminde Tartışmalar 78-81 Debates in Geography Education ii Editörden Editorial The first edition of Turkish Journal of Geography Education was published six months ago, in the beginning of 2015. It is the journal of Turkish Geographers Association and intends to promote geograhy education through providing a learning platform and forum for teachers, teacher educators, academics, policy makers and textbook authors in Turkey and across the East and West. We have had very positive reactions since it went on-line. The qualities of papers published were highly apprecitated along with the design and the website of the journal. We would like to continue in the same lines and to create a fine tradition to publish engaging and high quality papers. Coğrafya Eğitimi Dergisi'nin ilk sayısı bundan altı ay önce 2015'in başlarında yayınlanmıştı. Coğrafyacılar Derneği'nin bir yayını olan bu dergi coğrafya eğitimini geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bunun için Türkiye ile Doğu ve Batı dünyalarındaki öğretmenler, öğretmen eğitimcileri, akademisyenler, politika üretenler ve ders kitabı yazarları için bir öğrenme ve tartışma platformu işlevi görmeyi amaçlamaktadır. İlk sayımızın çevrim-içi olmasının ardından oldukça olumlu dönütler aldık. Özellikle yayımlanan makalelerin kalitesi ile dergi ve websayfasının tasarımları birçok kesim tarafından beğenildi. Bundan sonraki sayılarda da amacımız aynı çizgide devam ederek alanımızla ilgili yüksek kalitede makalelere yer veren bir dergi geleneği yaratmaktır. Issue 2, 2015 attempts to contribute in creating above mentioned tradition. The first paper of the issue was authorited by Sarah Witham Bednarz, from Texsas A&M University, who is president of Association of American Geographers. Although Sarah talks about the processes of how standards (i.e. curriculum) should be developed in geography education in the context of USA, one can draw valuable insights for his/her own context. We would like to thank Bednarz for accepting our invitation to contribute to this issue. The journal has four more peer-reviewed articles. The first of them is written by Ali Demirci and Serdar Arslan and focuses on a very important issue of spatial citizenship. Although strong links between geography and citizenship have been established in the international literature, it has been a relatively omitted issue in Turkish context and this work is an invaluable effort to fill the existing gap. 2015 2. sayı yukarıda dile getirilen geleneği oluşturma çabamızda yeni bir adımdır. Bu sayının ilk makalesi Amerika Coğrafyacılar Derneği (ACD) Başkanı ve Texas A&M Üniversitesi Öğretim Üyesi Sarah Witham Bednarz tarafından yazılmıştır. Dr. Bednarz coğrafya öğretimi standartlarının belirlenmesinde hangi standartların gerekli olacağını ABD bağlamında ele almasına karşın, herhangi birisi burada tartışılan hususlardan kendi bağlamı için çeşitli sonuçlar çıkarabilir. Bu sayıya katkı vermesi için davetimizi kabul eden Sayın Bednarz'a çok teşekkür ederiz. Bu sayıda dört hakemli makale yer daha almaktadır. Bunlardan ilki Ali Demirci ve Serdar Arslan tarafından kaleme alınmıştır ve çok önemli bir konu olan mekansal vatandaşlığa odaklanmaktadır. Uluslararası literatürde coğrafya ve vatandaşlık arasında güçlü bağlar kurulmasına rağmen, Türkiye'de bu konu göreceli olarak ihmal edilmiş bir konudur. Bu sebepten çalışma literatürdeki boşluğun doldurulması için önemli bir katkı sağlamaktadır. The third article is written by Yasir Aydoğmuş. His article explorers the opinions of Turkish academics about the quality of geography education offered in post-graduate level in Turkey. Such works are really important to describe current strenghts and shortcomings to have a bird-eye view about the quality of education offered in Masters and PhDs. Fourth paper of the issue is from Pakistan and written by Munazza Fatima, Sajid Noor and Adila Shafqat. The authors analysed the current structure, shorcomings and potentials of geography education in Pakistan. The manuscript gives us opportunities to compare and contrast and learn from one another. Fifth paper of the issue is written by Adem Özder. In the paper, Özder conducted an important research on the analysis of geography undergraduate students’ approaches to media reading. Üçüncü makale Yasir Aydoğmuş tarafından yazılmıştır. Yasir Aydoğmuş'un çalışması Türk akademisyenlerin Türkiye'deki coğrafya yüksek lisans eğitimi hakkındaki görüşlerini keşfetmeye yöneliktir. Bu tür çalışmalar mevcut durumun güçlü ve zayıf yanlarının kuş bakışı perspektifi ile ortaya konması açısından yararlıdır. Bu bölümdeki dördüncü makale Pakistan menşeilidir ve Munazza Fatima, Sajid Noor ve Adila Shafqat tarafından kaleme alınmıştır. Yazarların Pakistan'daki coğrafya eğitiminin yapısı, sınırlılıkları ve potansiyelini değerlendirdikleri çalışma bizlere karşılaştırma yapma ve birbirimizden öğrenme imkanlarını sunmaktadır. Beşinci makale ise Adem Özder tarafından yazılmıştır. Makalede, Özder lisans coğrafya öğrencilerinin medya okumalarına yaklaşımları üzerine önemli bir inceleme ortaya koymuştur. Coğrafya Eğitimi Dergisi – Turkish Journal of Geography Education, 1(2): 1-2. ISSN: 2149-522X, ©2015 Coğrafyacılar Derneği – Turkish Association of Geographers 1 Editörden - Editorial Finally this edition, as usual, has a book review and a translated article. A book chapter, by Lindsey Mohan, Audrey Mohan and David Uttal, from a recently published book by AAG's National Center for Research in Geography Education was translated by Mustafa Öztürk. It provides a good analysis of current literature about the researh in spatial thinking and signposts existing gaps in the literture that is more research needed. Especially all PhD students should read this chapter. The original of the chapter is available online on the website of AAG. Fikret Tuna caried out the book review, Debates in Geography Education by David Lambert, Mark Jones (Eds.), for this chapter. I woud like to acknowledge the diligent efforts of the editors and secretary of the journal from very beginning to the end. I also would like to thank you the reviewers of this issue for taking time to carrying out reviews in really warm days of summer. The next issue will be published in early months of 2016. This journal belongs to the community of geographers and educators and will only survive if it is supported by them. We invite you to contribute in to the next issue with your articles, translations or book reviews. I hope that you enjoy reading the journal. Please do not hesitate to contact us for providing any feedback that you think of useful for the journal. Son olarak bu sayıda herzamanki gibi bir kitap inceleme bölümü ile çeviri kitap bölümleri yer almaktadır. Lindsey Mohan, Audrey Mohan ve David Uttal tarafından yazılan ve ACD'nin Ulusal Coğrafya Eğitimi Merkezi tarafından basılan bir kitapda yer alan çalışma Mustafa Öztürk tarafından çevrilmiştir. Bu kitap bölümü mekansal düşünme üzerinde yapılmış çalışmaların iyi bir analizini yaptıktan sonra hangi alanlarda literatürde boşluklar olduğunu dile getirmektedir. Özellikle tüm doktora öğrencileri bu bölümü mutlaka okumalıdırlar. Çevirinin orijinaline ACD'nin web sayfasından erişilebilir. Bu sayımızdaki kitap incelemesi Fikret Tuna tarafından gerçekleştirilmiştir. İncelenen kitap ise David Lambert ve Mark Jones'un editörü oldukları Debates in Geography Education adlı eserdir. Dergimizin editörlerine ve sekreterine tüm işlerin başından sonuna kadar verdikleri katkı için teşekkür ederim. Ayrıca bu sayıdaki çalışmalar için yazın bu sıcağında zaman ayırarak hakemlik yapmış olan hakemlerimize de minnetlerimizi sunmak isterim. Derginin bir sonraki sayısı 2016'nın ilk aylarında yayınlanacaktır. Bu dergi coğrafyacı ve eğitimcilerden oluşan sizlere ait olduğundan onun yaşaması ancak sizlerin desteği ile mümkün olacaktır. Sizleri gelecek sayıya makale, çeviri ya da kitap inceleme gibi herhangi bir çalışmanızla katkı vermeye davet ediyoruz. Umarım bu sayıyı okurken keyif alırsınız. Her türlü istek ve öneriniz için lütfen bizimle temasa geçmekten çekinmeyiniz. Assoc. Prof. Dr. Mustafa Öztürk Chief Editor of Turkish Journal of Geography Education Doç. Dr. Mustafa Öztürk Coğrafya Eğitimi Dergisi Editörü 2 Setting the Standard for Standards: Perspectives on Standard Setting in the United States* SARAH WITHAM BEDNARZ Abstract Developing clear and rigorous standards for what students should know and be able to do in an academic subject is a common strategy for educational reform. Geography for Life: The National Geography Standards (1994, 2012) illustrates this mechanism in the United States. The purposes, processes, and pitfalls of developing academic standards are discussed. Five recommendations for both content and performance standards conclude the paper. INTRODUCTION The purpose of this paper is to explore the processes of developing academic standards in geography. While I write from a particular U.S. perspective and context, I believe that the lessons we have learned here are generalizable to other countries. There are many models of academic standards and I do not wish to imply that what we have produced here are superior to others; this is simply an attempt to share to help others avoid some pitfalls. First I set the context by explaining the policy rationale for standards, distinguishing between two types, content standards and performance standards. Next, I describe the contrasting processes we used in the United States to develop the 1994 National Geography Standards and the 2012 revision. Teachers’ relationships with standards are discussed to support their value and purposes. Finally, I summarize five key lessons as recommendations for anyone attempting to develop standards. WHY STANDARDS? * Portions of this article are based in research that has been published previously in Bednarz, S.W., S. Heffron, and M. Solem. 2014. Geography standards in the United States: Past influences, future prospects. International Research in Geographical and Environmental Education.23(1): 79-89. Sarah Witham Bednarz, Department of Geography, Texas A&M University, College Station, Texas American education has cycled through a series of crises since its inception (Goldstein 2014). Comparisons of students’ performance on international tests like PISA and TIMSS showing American students lag are driving reform currently (Phillips and Garcia 2015). During the Cold War, particularly in the late 1950s, fears that the Russians were beating us in the space race drew attention to lagging academic standards, especially in science and mathematics (Hartman 2008). The economic malaise of the mid and late 1970s precipitated a massive reexamination of national prospects and a series of reports that alerted the public to the need for education reform. Probably most influential was the report of the National Commission on Excellence in Education entitled A Nation at Risk: The Imperative for Educational Reform (1983). The report characterized the curriculum as an Coğrafya Eğitimi Dergisi – Turkish Journal of Geography Education, 1(2): 3-9. ISSN: 2149-522X, ©2015 Coğrafyacılar Derneği – Turkish Association of Geographers 3 Sarah Witham Bednarz “incoherent, outdated patchwork quilt” (118) and recommended “that schools, colleges, and universities adopt more rigorous and measurable standards, and higher expectations, for academic performance and student conduct” (125). Thirty years later, many attribute the standards currently in place to this widely respected report (Graham 2013). A Nation at Risk applauded reform efforts in science and mathematics, stating, “This movement is but a start on what we believe is a larger and more educational encompassing need to improve teaching and learning in fields such as English, history, geography, economics, and foreign languages” (117). The most significant outcome of A Nation at Risk was the development of the National Education Goals, a non-partisan and broadly popular initiative of the nation’s governors, including the rising governor of Arkansas, Bill Clinton, supported by President George Bush in 1989. The document established six goals for educational improvement and identified a “core” of five academic subjects to provide curricular coherence; notably, geography was included. One of the six goals was that ‘American students will leave grades four, eight, and twelve having demonstrated competency in challenging subject matter, including English, mathematics, science, history, and geography.’ To achieve this goal, ‘world class’ national content and student performance standards were to be developed in the core subject areas. The theory behind such standards-based reforms is that teaching, and thus learning, will improve from implementing rigorous content standards aligned with meaningful learning goals and assessments (Desimone 2013). Content standards specify the scope and sequence of the content a student is expected to learn, that is what students should know. Performance standards, in contrast, measure how much students have learned, that is, the progress they have made in achieving the goals specified in the content standards (Phillips and Garcia 2015). They are descriptions of what students can do with what they know, or their levels of proficiency. Performance standards ideally help to shape assessments, a key component of a coherent, rigorous, and focused education system (National Governors Association et al. 2008). While many of the ideas from the National Education Goals became lost in ensuing partisan political battles that pitted federal versus state authority in education (Ravitch 1995; Nash, Crabtree, and Dunn 1997), the presence of geography in the National Goals (passed into Public Law 103-227 as Goals 2000: The Educate America Act) led to the development of national geography standards. THE NATIONAL GEOGRAPHY STANDARDS, 1994 A group of geographers was assembled to develop national geography standards as part of the Goals 2000 initiative under the auspices of the US Department of Education and the four professional geography associations. The charge was to specify ‘what every young American should know and be able to do in geography,’ and to identify the ‘challenging subject matter’ required to meet the National Education Goals. The overall purpose, to repeat, was to improve academic achievement by specifying a scope and sequence of sorts. It was developed through a broad national (and international) consensus process as a voluntary set of content standards. The project leadership acknowledged the call for “world class” standards by establishing an international review subcommittee and sought input from leading academic geographers through a content advisory board to ensure the subject matter aligned with disciplinary expectations. The final product consisted of eighteen ideas or ‘standards,’ which were organized under six ‘essential elements.’ Statements related to each standard clarified what the “geographically informed person” at three benchmark grade levels should know, understand, and be able to do as a result of their knowledge and understanding. The National Geography Standards presented a strong case for the relevance of geography to contemporary society, that geography is for life, throughout the school year, across all subjects, K-12 and beyond. In 1994, Geography for Life introduced seven significant reforms in geography education. First, Geography for Life brought school geography closer to contemporary academic geography and positioned geography as both a human and physical science. This allowed for a new focus on environment-society links. Repositioning as a science (as well as social science) was perceived as advantageous in order to compete for time in a full curriculum given broad public belief in and support for science in the United States. Second, the Standards aligned geography education with other academic disciplines pedagogically by integrating knowledge with skills in statements specifying student performance expectations—what students should know 4 Setting the Standard for Standards: Perspectives on Standard Setting in the United States and be able to do. This made the connection between knowing and doing geography clear in order to emphasize its value to society. The geography skills featured in the Standards, supported by geospatial technologies such as geographic information systems, highlighted the importance of inquiry and problem solving. Finally, seeking to strengthen geography’s role in the curriculum as part of the social studies, the Standards clarified the tenuous relationship between history and geography by providing a framework of three principles to approach their intersection. The principles were that students need to understand (1) the nature of change in places as well as over time, (2) that everything takes place in a geographic context, and (3) that how humans perceive their geographic context plays a role in history. The process through which the National Geography Standards were developed was intensely political. The social studies, of which geography is part, is a particularly volatile area, vulnerable to controversy, debate, and cultural misunderstanding. Developing consensus required producing a number of drafts, revisions, edits, and changes in a highly contested process. Geography for Life was released in 1994 at the same time as the controversial National History Standards which came under attack by conservatives in an incendiary culture war (Nash, Crabtree, and Dunn 1997). The campaign against the history standards deflected the attention of the politicized education community away from geography’s efforts. Unfortunately it may also have dampened initial efforts to disseminate the National Geography Standards. Some educationists criticized Geography for Life as developmentally inappropriate (Seefeldt 1995) and confusing to individuals charged with using them to develop state-level curriculum standards (Munroe and Smith 1998). Despite this, the National Geography Standards influenced the development of state-level social studies standards that include geography content and skills notably in New York, Florida, Arizona, Indiana, and Texas. They were used successfully in multiple contexts such as national curriculum development projects like Path toward World Literacy: a standards-based guide to K-12 geography published in 2001 (Boehm 2001), Mission Geography, NASA’s project to support and disseminate the Standards, and the Partnership for 21st Century Skills in which the Standards are aligned to the Partnership’s framework for student learning and preparation for work in the 21st century. In hindsight, the real value of the National Geography Standards may have been in their use in such initiatives which were supported by industry and highlevel education decision makers. The Standards gave geography an attractive and compelling document to represent the discipline to a range of stakeholders. A following section of this paper examines how teachers reacted to these Standards and standards in general. THE NATIONAL GEOGRAPHY STANDARDS, 2012 The updated second edition of Geography for Life: National Geography Standards published in 2012 (Heffron and Downs 2012) reflected changes in both education and geography. It maintained continuity with the first edition in two ways. First, the broad goal of developing a “geographically informed person” was retained. Second, the geographic perspectives, content knowledge, and skills outlined in the 1994 edition were not changed in any significant fashion. The successful adoption of Geography for Life by many education stakeholders, states, and school districts resulted in a desire to maintain the basic structure of the six Essential Elements and 18 Standards used in the first edition. Only two of the 18 Standards were changed, primarily to reflect changes in geography and new approaches in the discipline. The development of geospatial technologies and the recognition that spatial thinking is central to geography have revolutionized geography since 1994; these changes helped to precipitate the revision of the Standards. Geography Standard 1 which focuses on maps and other geographic representations was revised to become “How to use maps and other geographic representations, geospatial technologies, and spatial thinking to understand and communicate information.” The word “tools” in the original version was replaced with “geospatial technologies.” The idea of spatial thinking was added, and the overall objective of the Standard clarified to that of “understanding and communicating information” reflecting the essential role visuals play in geographic practices. Geography Standard 8 was revised to “The characteristics and spatial distributions of ecosystems and biomes on Earth’s surface.” The addition of “biomes” reflected the new attention to regional-scale biophysical scales of analysis paid by environmental geographers researching global environmental changes (Heffron and Downs 2012). 5 Sarah Witham Bednarz Even more than the first edition, the second edition emphasized doing geography, placing added emphasis on using geographic perspectives, content knowledge, and skills to conduct inquiries. A separate section in the document “Doing Geography” conveyed the many practical values of geography for employment in business, government, and nonprofit organizations, as well as for doing scientific research. Three illustrative vignettes were included as age-appropriate models for how a teacher might do geography in the classroom. The second edition also benefitted from the work in the first edition in two significant ways. First, the first edition had been arranged by grade level, that is, all of the elementary school (grade 4) standards and performance objectives appeared in one section of the document, followed by the middle school (grade 8) and high school (grade 12) objectives in two following sections. The rationale was that school teachers would only be interested in the standards relevant to their teaching responsibilities. As a result of this organization of the standards, this was the way the original document was written. Pairs of developers concentrated on a particular grade sequence, and wrote the materials for all 18 standards. A review across grade levels by standard was conducted but this was not a deep concern to the development team. In the revision, conducted between 2008 and 2011, triads of geography educators worked by Standard and Essential Element, across the grade levels. For example, three geography educators revised Essential Element 1: The World in Spatial Terms which consists of Standards 1, 2, and 3 while another group reviewed the second Essential Element, Places and Regions, consisting of Standards 4, 5, and 6. This scaffolding approach was introduced for three reasons: 1) to ensure that concepts and skills increased in complexity from grade to grade; 2) to check that prior knowledge was aligned across the grade bands; and 3) to confirm that the content knowledge within a grade band for each standard was clearly specified. This reform in development process led to a new three-column format of Geography for Life that allowed educators to view each standard in terms of geography content for all three grade bands on the same page. These changes aligned the Standards with growing interest in research on learning progressions (Hunyh, Bednarz, and Solem 2014). The second significant change introduced in the revision process was to make the performance objectives consistent through the use of only seven verbs: identify, describe, construct, analyze, explain, compare, and evaluate. These verbs form an order of intellectual challenge but can be carried out at multiple levels. TEACHERS AND STANDARDS As educational entities launch into standards development processes, it is imperative to understand how teachers themselves feel about them. Recall that the purpose of standards is to improve the quality of teaching and learning by setting clear educational goals, agreeing on consistent levels for student performance, and aligning curriculum, instruction and assessments to those goals. Since teachers interpret and deliver the standards, they are key to implementation (Cohen 1990). Research on teacher responses to the implementation of standards has found that educators are generally positive about such approaches to educational reform. Desimone (2013) conducted an examination of standards-based reforms in mathematics in the United States and concluded that teachers made an effort to learn the standards, found them generally worthwhile and accessible, and were able to align their instructional practices to help their students achieve the new standards. In contrast, research on how geography teachers reacted to the National Geography Standards found mixed results (Bednarz 2003). Four external factors (authority, power, prescriptiveness, and consistency) influenced teachers' decisions to implement the Geography Standards. Internal cognitive issues of teachers' misconceptions, perceptions, prior knowledge, and experiences played a role in how they come to interpret and understand the nature (form) and intent (function) of the subject matter standards. Since teachers are the gatekeepers, engaging them in the development and implementation of standards is both politically and intellectually wise. RECOMMENDATIONS I have been a participant in the development of these, and other, standards and curriculum projects designed to reform geography education. Based on my experiences as well as research, I have five key lessons which I would like to share. They are in no particular order; I hope that readers will rank them based on their own priorities. Below these recommendations, I also suggest some concrete steps to follow for a successful standard-setting venture. 6 Setting the Standard for Standards: Perspectives on Standard Setting in the United States 1. Intellectual Framework. It is vital that the standards represent the best of the discipline, in our case, geography. Creating an intellectual framework that coherently captures the essential knowledge, skills, and practices of the discipline is a challenge. It requires deep reflection and understanding of the discipline and its core perspectives. In the case of the National Geography Standards, we settled on six “essential elements” which captured the breadth of geography (see Table 1) and which worked as a way to “hang” both content and student performance standards. Other nations have devised different conceptualizations of school geography. The actual organization is not as important as the presence of a clear and defensible intellectual structure. Table 1: Essential Elements of the National Geography Standards Essential Element Standards Std. 1: Geographic representations The World in Spatial Terms Std 2: Mental maps Std 3: Spatial organization Std. 4: Characteristics of places Places and Regions Std 5: Regions Std. 6: Perceptions of places and regions Std. 7: Physical processes Physical Systems Std. 8: Biomes and ecosystems Std 9: Population Std 10: Cultural mosaics Human Systems Std. 11: Economic interdependence Std 12: Human settlement Std 13: Conflict and cooperation Std 14: Human impacts on environment Environment and Society Std 15: Environmental impacts on humans Std 16: Resources Std 17: Use geography to interpret the past The Uses of Geography Std 18: Use geography to understand the present and plan for the future 2. Guidelines for Student Performance. What does it mean to do geography? How do you evaluate and measure what students know and can do? How good is good enough to claim that a learner has achieved proficiency? What kinds of evidence indicate that a student is “at” or exceeds a standard? These issues of performance, achievement, and measurement are very difficult to grapple with. It is much easier to set content standards than to make decisions about student performance. Few educators are skilled in assessing learning. Yet, this is the essence of standards, and one of the mechanisms for bringing about educational reform. It is important to have firm and defensible guidelines for student performance. Additionally in the process of developing standards, it is helpful to think about the evidence you might collect to support your claim of achievement, that is, to consider what you are measuring, how you are measuring this, and where you will capture the evidence (Mislevy, Almond, and Lukas 2003). 3. Consensus Building Process. It is extremely important to have an extensive review process with a range of stakeholders in order to build support and community buy-in. Teachers, geographers, parents, educational administrators, government ministers, business organizations, and others all have a stake in creating a geographically competent populace—whether they know it or not. Sometimes the feedback is valuable; sometimes it is not. No matter, it is part of the educational reform initiative to make influential people aware of efforts to improve the quality of geography education. 4. Format Matters. As explained previously, 1994 edition of the National Geography Standards were organized by grade level, that is, all of the grades K-4 standards were in one section of the document, followed by the grades 58 standards, and the grades 9-12 standards. We asked teachers what they wanted and that was the preferred arrangement. However, as we learned during 7 Sarah Witham Bednarz implementation, few teachers actually used the standards on a regular basis. They were, however, influential with curriculum specialists and developers, who wanted to see the progression of the standards over a span of grades. The second edition then followed this new plan. The layout of the standards is both an aesthetic and intellectual decision. Decide which format drives the reforms you wish to see. 5. Keep it Simple. I recently consulted the new science standards (www.nextgenscience.org) and found them daunting. They are arranged across three dimensions: scientific and engineering practices, crosscutting concepts, and disciplinary core ideas. The disciplinary core ideas are further organized in four categories: physical sciences; life sciences; Earth and space sciences; and engineering, technology, and applications of science. Each of these categories is further broken down into subcategories, for example, Earth and space sciences is divided into Earth’s place in the universe; Earth’s systems; and Earth and human activity. There are three ways to view the standards: by the disciplinary core ideas, by topic, or individual performance expectations. Last, but not least, there are performance statements linked to the crosscutting concepts for each grade. A video and detailed instructions on how to interpret and use the standards speaks to their complexity (http://www.nextgenscience.org/how-to-read-thestandards). My point is this: keep it simple. Strive to develop a structure and organization that helps people to understand the key points. The goal should be to have a clear framework that is accessible to a range of users. STEPS FOR A SUCCESSFUL STANDARDSETTING PROCESS Developing standards is a complex, time-consuming process, with many sub-processes. Here are a few notes based on my experiences to guide procedures. 1. Assemble a core writing team of experts in geography education: Recruit a small group of geography educators to produce the framework and consequent standards. One person must lead but all members should feel empowered to make suggestions and help to shape the document. The team organization will depend upon the working process. As noted in the paper, there are different models. I suggest the optimal organization is to have two or three geographers working across grade levels to develop specific strands of content and performance standards. 2. Build an advisory group of external stakeholders: Stakeholders can include members of the ministry of education, school leaders, representatives from industry, and influential citizens who support geography education. This group should be consulted as the process begins to seek input and consulted periodically throughout the development phase. When the project is completed, this group can endorse the standards to provide authority to them. 3. Organize a group of academic geographers to provide guidance and legitimize the work of the core team: Inviting leading geographers to help shape the content of the standards closes the gap between the discipline and “school” geography. It also can contribute to alignment, continuity, and seamlessness between higher education and elementary and secondary education. Finally, it may suppress any suspicions that academics may have about geography education. 4. Organize an advisory team of teachers to provide guidance and build support within that constituency: Remember that teachers are the gatekeepers. Standards are designed to help them improve the coherence and quality of instruction. Listening to their concerns and designing with them in mind will make implementation easier as well. 5. Develop a schedule for the process, building in time for work, open comments, revision, field testing, and final publication: As one of the first tasks for the core team, set a realistic and feasible work schedule with time for the process to be open and consensual. As drafts of the standards are completed, they should be available for comment, first by the advisory groups of stakeholders, teachers, and academic geographers, then by a wider audience. Comments should be reviewed and action taken on them. 6. Organize a dissemination team and develop a plan for professional development: As the process proceeds, begin to think about all the support materials that are needed to implement standards. Curricular frameworks, instructional materials, and professional development will all be needed to implement the standards. Teachers will need to learn about the standards and what they will mean to their teaching practices. Plan all along to meet this key need. 8 Setting the Standard for Standards: Perspectives on Standard Setting in the United States 7. Do the work: As we say in Texas, there are many ways to skin a cat. I do not want to be prescriptive here and suggest any single way to organize geography or to produce standards. There are many decisions to be made and those need to be based on the local context and needs. Should the standards focus only on what students know or should they integrate skills and practices, that is, what students can do with what they know? Should the standards be for individual grades or across series of grades? How is the content actually organized? These are difficult questions, often very political, but consulting with the advisory groups is a good way to start. 8. Celebrate: Completing the document is only the beginning, although it is hard for the core writing team to focus on that. Dissemination is so important to the ultimate goal of improving geography education and student achievement in this vital discipline. But completing a landmark document like standards is an opportunity to celebrate geography and to assert its importance to the public. REFERENCES Bednarz, S.W. 2003. Nine years on: Examining implementation of the National Geography Standards. Journal of Geography 102(3): 99-109. Boehm. R.G. (Ed.) 2001. Path toward world literacy: A scope and sequence in geographic education K-12. Washington D.C.: National Geographic Society. Cohen, D.K. 1990. A revolution in one classroom: The case of Mrs. Oublier. Educational Evolution and Policy Analysis 12: 330-338. Desimone, L. 2013. Teacher and administrator responses to standards-based reform. Teachers College Record 15(8)1-53. Geography Education Standards Project. 1994. Geography for life: National geography standards. Washington D.C.: National Geographic Society Committee on Research and Exploration. Goldstein, D. 2014. The teacher wars. New York: Doubleday. Graham, E. 4.25.2013 http://neatoday.org/2013/04/25/anation-at-risk-turns-30-where-did-it-take-us/ Hartman, A. Education and the Cold War: The battle for the American school. New York: Palgrave Macmillan. Heffron, S.G., and Downs, R.M. (eds) 2012. Geography for life: National geography standards (2nd.ed.) Washington D.C.: National Council for Geographic Education. Huynh, N., Bednarz S., and Solem, M. 2015. A Road Map for Learning Progressions Research in Geography, Journal of Geography 114(2): 69-79 http://dx.doi.org/10.1080/00221341.2014.935799. Mislevy, R.J., Almond, R.G., and Lukas, J.F. 2003. A brief introduction to evidence-centered design. Princeton, N.J.: Educational Testing Services https://www.ets.org/Media/Research/pdf/RR-0316.pdf Accessed 5/18/2015 Munroe, S.S., and Smith, T. 1998. State geography standards. Washington D.C.: Thomas B. Fordham Foundation. Nash, G., Crabtree, C and Dunn, R. 1997. History on trial. New York: Knopf. National Commission on Excellence in Education. 1983. A nation at risk: The imperative for educational reform. Washington D.C.: U.S. Department of Education. Partnership for 21st Century Skills (http://www.p21.org/storage/documents/21stcskills map_geog.pdf) Accessed 5/18/2015. Phillips, G. and Garcia, A.N. 2015. Aiming high: Setting performance standards for student success. Education Policy Center, American Institutes for Research http://educationpolicy.air.org/sites/default/files/Setti ngPerformanceStandardsforStudentSuccess.pdf Accessed 2/20/2015 Ravitch, D. 1995. Debating the future of American education: Do we need national standards and assessments? Washington D.C.: Brookings Institution Brown Center for Education. Seefeldt, C. 1995. Transforming curriculum in social studies. In S. Bredekamp and R. Rosegrant (Eds.) Reaching Potentials: Transforming Early Childhood Curriculum and Assessment (pp. 109-124). Washington D.C.: NAEYC. Atıf Bilgisi / Citation Information Bednarz, S.W. (2015). Setting the Standard for Standards: Perspectives on Standard Setting in the United States, Coğrafya Eğitimi Dergisi [Turkish Journal of Geography Education], 1(2): 3-9. 9 Toplumda Mekânsal Bilincin Geliştirilmesi: Mekânsal Vatandaşlık* Developing Spatial Awareness in Society: Spatial Citizenship ALİ DEMİRCİ, SERDAR ARSLAN Özet Mekânsal teknolojilerin mekânsal farkındalığa sahip bir toplum yapısının oluşturulmasında kullanılabilmesi için farklı ülkelerden kurumların bir araya gelmesi ile 2011-2014 yılları arasında “Mekânsal Vatandaşlık” başlıklı bir Avrupa Birliği Projesi yürütülmüştür. Proje ile sınıf içi ve sınıf dışı ortamlarda mekânsal vatandaşlık eğitimini desteklemek için mekânsal teknolojilerin potansiyelinden yararlanarak, mevcut öğretmenler ve öğretmen adaylarına yönelik bir eğitim hedeflenmiştir. Proje kapsamında öncelikle mekânsal vatandaşlık için yeterlikler belirlenmiş, bu yeterliklerin kazandırılabilmesi için bir öğretim programı geliştirilmiş, öğretim programına uygun mekânsal vatandaşlık dersi farklı ünitelerde tüm gerekli etkinlik dokümanları ile hazırlanarak İnternet ortamına aktarılmıştır. Bu çalışmada ilgili proje amaçları, aşamaları ve sonuçları ile değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Mekânsal Vatandaşlık, Mekânsal Teknolojiler, Ortaöğretim, Öğretmen Yetiştirme Abstract A European Union Project entitled “Spatial Citizenship SPACIT” was carried out between 2011 and 2014 together with the institutions from different countries in order to utilize Geospatial Technologies (GST) to raise the spatial awareness in societies. SPACIT is targeted to in-service and initial teacher education that uses the potential of GST critically to support SPACIT education in and beyond the classroom. In the project first a spatial citizenship competence model and curriculum was developed and then a SPACIT course was introduced and made available from Internet with all the necessary documents for different activities. This study evaluates this project with its objectives, stages, and outcomes. Keywords: Spatial Citizenship, Geospatial Technologies, Secondary Education, Teacher Training * “SPACIT: Spatial Citizenship” başlığı ile Avrupa Birliği Hayatboyu Öğrenme programı tarafından desteklenen bu çalışma 21-23 Mayıs 2015 tarihlerinde Ankara’da düzenlenen Coğrafyacılar Derneği Uluslararası Kongresinde sözlü olarak sunulmuş ve makalenin kısaltılmış hali ilgili kongrenin bildiriler kitabında yayınlanmak üzere kabul edilmiştir. Ali Demirci, Doç. Dr., Fatih Üniversitesi, Coğrafya Bölümü, İstanbul, [email protected] Serdar Arslan, Araş. Gör., Fatih Üniversitesi, Coğrafya Bölümü, İstanbul, [email protected] GİRİŞ İnsanlık, tarih boyunca sürekli olarak mekânı anlama, kullanma ve yönetme çabası içerisinde olmuş, bu çabaya bağlı olarak da haritalar başta olmak üzere çok farklı araçlar geliştirmiş ve kullanmıştır. Yeryüzünde farklı mekânsal özelliklerin ayırt edilmesi ve haritalanması için eskiden çok uzun süren, meşakkatli ve masraflı saha çalışmaları gerçekleştirilirdi. Bu durum özellikle teknolojik gelişmelerin hız kazandığı 19. yüzyılda değişmeye başladı. 19. yüzyılın başlarında fotoğraf makinesi icat edilmiş, kısa süre içerisinde fotoğraf makinelerinin önce hava balonlarında, daha sonra ise uçaklarda kullanılması ile Uzaktan Algılama (UA) ortaya çıkmıştır (Şekil 1). UA, 1930’lu yıllarda radarların, 1950’li yıllarda ise uyduların geliştirilmesi ile kısa sürede mekânsal bilgilerin toplanmasında kullanılan en etkin bir araç haline gelmiştir. UA ile yeryüzüne ait çok farklı mekânsal bilgiler temin edilirken bu bilgilerin kullanılması, analiz edilmesi ve yönetilmesi için de farklı teknolojik gelişmeler yaşanmıştır. Bu gelişmelerin kuşkusuz en önemlisi bilgisayarın icadıdır. 1940’lı yıllarda icat edilmesinden kısa bir süre sonra bilgisayar, yeryüzüne ait olan bilgilerin konumsal olarak depolanması, görselleştirilmesi ve analiz edilmesine de olanak tanımış ve böylece 1960’lı yıllarda insanlık Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ile tanışmıştır. Bilgisayar ve uydu sistemlerindeki gelişmeler 1970’li yıllarda Küresel Konumlandırma Sistemlerini (GPS) ortaya çıkarmıştır. Bu gelişme de kısa sürede uydu aracılığı ile haberleşmeyi ve dolayısıyla cep telefonlarını insanlık hayatına taşımıştır. UA, CBS ve GPS teknolojileri 1980’li yılların sonuna kadar belli kurumlarda çalışan az sayıda uzman personel tarafından kullanılmaktaydı. Ancak bu durum İnternetin geliştirilmesi ile değişmeye başladı. İnternet, 1980’li yılların sonunda geliştirilmiş ve kısa süre içerisinde mekânsal verilerin depolandığı, haritalandığı, analiz edildiği ve paylaşıldığı bir platform haline gelmiştir. 1990’lı yıllarda elektronik harita servisleri İnternette hizmet vermeye, CBS yazılımları da Web ortamına taşınmaya başlamıştır. Coğrafya Eğitimi Dergisi – Turkish Journal of Geography Education, 1(2): 10-30. ISSN: 2149-522X, ©2015 Coğrafyacılar Derneği – Turkish Association of Geographers 10 Ali Demirci – Serdar Arslan Uydu görüntülerinin dijital bir küre üzerinde görüntülenmesine imkân veren Google Earth’ün 2005 yılında hizmete girmesi ile konumsal tabanlı bilginin toplumsal kullanımı da yaygınlaşmaya başlamıştır. Bu durumu Butler (2006) tarafından “CBS’nin demokratikleştirilmesi” olarak ifade edilmiştir. Şekil 1. Mekânsal teknolojilerin tarihsel gelişimi Goodchild’ın da (2008) vurgu yaptığı üzere İnternet; CBS ve diğer farklı mekânsal teknolojileri herkes açısından erişilebilir yapmış ve insanların konumsal bilgiyi günlük yaşantılarında kullanmalarına kapı aralamıştır. Kullanımı gittikçe yaygınlaşan akıllı telefonlar, tablet bilgisayarlar, GPS ve İnternet çok farklı konum tabanlı hizmetlerden günlük işlemler için yararlanmayı mümkün kılmaktadır. Günümüzdeki teknolojik imkânlar kullanılarak farklı mekânlar hakkında bilgiye sahip olunabilmekte, harita ve uydu üzerinde seyahat ve rota planlaması yapılabilmekte, dinamik harita servisleri ile farklı yerlerin konumları bulunabilmekte, konumsal bilgi görüntülenerek farklı kişilerle iletişim kurulabilmekte, gidilen ve görülen yerlerle ilgili olarak konum bilgileri ile birlikte bilgi ve fotoğraflar elde edilebilmekte ve bunlar başkaları ile paylaşılabilmektedir. Konumsal tabanlı olarak İnternetten erişime açık olan daha pek çok hizmetle birlikte mekânsal teknolojiler her geçen gün günlük yaşantının daha da ayrılmaz bir parçası haline gelmektedir. Mekânsal teknolojiler çevre, altyapı, enerji, ulaştırma, şehircilik ve doğal afetler gibi çok farklı alanlarda mekânla ilgili olan çok yönlü planlama, görüntüleme ve analiz işlemlerinde profesyonel olarak kullanılmaktadır. Çok farklı sektörlerde mekânsal teknolojilerin kullanılması zaman ve paradan tasarruf sağlama yanında çalışmaların daha profesyonel, doğru ve verimli olarak sürdürülmesi ve sonuçlandırılması anlamına da gelmektedir. Mekânsal teknolojilerin farklı devlet kurumları ve özel sektördeki profesyonel kullanımı giderek artarken bu teknolojilerden toplumsal yararlanma da giderek yaygınlaşmaktadır. Bunda da kuşkusuz ki daha önceleri sınırlı sayıdaki uzmanlık alanlarında kullanılan bu teknolojilerin cep telefonları, tablet ve diz üstü bilgisayarlar ve İnternet ile birlikte özellikle son yıllarda hemen herkesin erişimine açık hale gelmesinin büyük bir rolü bulunmaktadır. Günümüzde İnternet erişimine açık akıllı bir cep telefonu ile Google Earth, İstanbul Şehir Rehberi, trafik yoğunluk haritası gibi çok farklı konum tabanlı hizmetlerden yararlanılabilmektedir. Mekânsal teknolojiler farklı şekil ve araçlarla topluma çok yönlü faydalar sağlamaktadır. Konum ve adres sorgulama, yol tarifi alma ve rota planlama, bir yerin coğrafi özellikleri hakkında bilgi edinmek için harita ve uydu görüntülerine erişim mekânsal teknolojilerin en yaygın toplumsal kullanım alanları arasında yer almaktadır. Bunlarla birlikte son yıllarda yaşanan teknolojik gelişmeler toplumu mekânsal teknolojilerin pasif yararlanıcıları olmaktan çıkarıp aktif kullanıcıları konumuna taşımıştır. Bu sayede çoğu web ortamında ücretsiz olarak sunulan mekânsal teknolojiler vasıtasıyla bireyler konum bilgilerini 11 Toplumda Mekânsal Bilincin Geliştirilmesi: Mekânsal Vatandaşlık başkaları ile paylaşabilmekte, konum bilgileri ile birlikte haberleşebilmekte, Google Earth gibi farklı uydu görüntüsü sağlayıcıları üzerinde kendi haritalarını çizip diğer kullanıcılara gönderebilmekte, gidip gördükleri yerler hakkındaki bilgi, fotoğraf ve videoları web tabanlı harita ve uydu görüntüleri üzerinde gösterip yine web ortamında yayınlayabilmekte, mekân üzerinde uzunluk ve alan hesaplamaları gibi farklı sorgulama ve analizleri yapabilmektedirler. Tüm farklı şekilleri, araçları ve kullanım olanakları ile mekânsal teknolojilere bakıldığında bu teknolojilerin topluma mekânın anlaşılması, yorumlanması ve yönetilmesi açısından çok yönlü faydalar sağladığı görülmektedir. Bunlardan en önemlisi toplumda mekânsal vatandaşlık bilincinin oluşturulmasıdır. Mekânsal vatandaşlık bilinci toplumdaki bireylerin içinde yaşadıkları mekânı farklı coğrafi özellikleri, potansiyelleri, riskleri ve sürdürülebilir yararlanma olanakları ile birlikte tanımaları, kullanmaları ve yönetmeleri için gerekli olan bilgi, anlayış ve becerilere sahip olmaları anlamına gelmektedir. Mekânsal vatandaşlık bilinci sayesinde vatandaşlar yeryüzünün fiziki dünya, fiziki objeler ve çevreye yüklenen anlamlar ve anlam üretiminde yer alan güç ilişkileri yönüyle nasıl kullanılacağını öğrenebilmekte (Gryl, Jekel ve Donert, 2010) bu yolla da mekânsal farkındalığa sahip olarak mekânın kullanılması ve yönetilmesinde aktif rol alabilmektedirler (Demirci ve Jekel, 2013). Bu şekilde bir mekânsal vatandaşlık bilinci coğrafi bilginin bireylerin günlük yaşantılarında kullanılacak şekilde hayatın içine dâhil edilmesini, geleneksel harita okuma ve bilgiye ulaşma yanında coğrafi bilginin üretildiği, görselleştirildiği ve kullanıldığı tüm araç-gereç ve teknolojilerden de yararlanmayı gerekli kılmaktadır. Topluma mekânsal bilinç kazandırmak, mekânsal teknolojileri tanıtmak ve bu teknolojilerden farklı amaçlarla yararlanabilmek için çeşitli örgün ve yaygın eğitim faaliyetleri gerçekleştirilmektedir. Bunlar içinde kuşkusuz ki en önemli olanı ilk ve ortaöğretimde verilen örgün eğitimdir. Ülkeden ülkeye farklılık gösterse de mekânsal teknolojiler pek çok ülkenin ortaöğretiminde öğretim aracı olarak önemsenmekte ve bu teknolojilerden öğretimde daha etkin olarak yararlanma yoluna gidilmektedir. Öğrenim ve öğretim açısından taşıdığı önemli potansiyeller dikkate alınarak CBS 1980’li yılların sonuna doğru ABD ve İngiltere gibi ülkelerin ortaöğretiminde kullanılmaya başlanmıştır. CBS İngiltere’de ortaöğretim programlarına ilk olarak 1988 yılında adapte edilmiştir (Goodchild ve Palladino 1995). 1990’lı yılların başında CBS, ABD’de proje tabanlı öğretim yöntemi olarak okullarda kullanılmaya başlanmıştı (Palladino ve Goodchild, 1993). 1990 ve 2000’li yıllarda CBS’nin öğretmen ve öğrenciler açısından taşıdığı faydalar çeşitli çalışmalarla ortaya konulmuş (Goodchild ve Kemp 1990; White ve Simms 1993; Meyer vd., 1999; Kerski 2003; Wigglesworth 2003; Bednarz 2004; Demirci 2008; Rod vd., 2010), öğretmenlerin derslerinde CBS’den yararlanabilmesi için çeşitli yöntem ve materyaller geliştirilmiş (Audet ve Ludwig, 2000; Breetzke, Eksteen ve Pretorius, 2011; Demirci, 2011), CBS’nin farklı derslerde kullanımını gösteren örnek çalışmaların sayısı artmış (Johansson, 2006; Kerski 2008; Hogrebe ve Tate, 2012; Ida ve Yuda, 2012) ve tüm bu gelişmeler ışığında mekânsal teknolojilerin ortaöğretimde kullanımı çok daha farklı ülkelere yayılmıştır. Bu yayılma 2000’li yıllardan günümüze başta İnternet ve uydu iletişim sistemlerindeki gelişmelerle birlikte daha da hız kazanmış ve günümüzde mekânsal teknolojiler; CBS, Web CBS, Google Earth, GPS, İnternet ortamında sunulan harita ve çok farklı konum tabanlı hizmetlerle birlikte dünya genelinde pek çok ülkenin ortaöğretim sisteminde kullanılan önemli bir araç haline gelmiştir (Milson, Demirci ve Kerski, 2012). Mekânsal teknolojilerin farklı ülkelerin ortaöğretiminde, coğrafya başta olmak üzere farklı derslerde öğretim aracı olarak kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Ancak bu yaygınlaşmanın toplumlarda mekânsal bilinç oluşturacak seviyeye geldiğini söylemek günümüz şartlarında mümkün değildir. Nitekim CBS’nin ortaöğretimde ilk kullanılmaya başlandığı ABD, İngiltere ve Kanada gibi ülkelerde bile günümüzde bu teknolojilerden okullarda etkin olarak yararlanılamadığı görülmektedir (Bednarz ve van der Schee, 2006; Henry ve Semple, 2012; Kerski, 2003; Demirci, 2012; Milson, Demirci ve Kerski, 2012). Bu durumun nedenleri farklı çalışmalarda tartışılmıştır. (Baker, 2005; Baker, Palmer ve Kerski, 2009; Bednarz ve Audet, 1999; Chun ve Hong, 2007; Kerski, 2003; Lidstone ve Stoltman, 2006; Milson ve Earle, 2008). Teknolojik, pedagojik ve sistematik olarak ana başlıklar altında sıralanacak çok yönlü nedenler içinde kuşkusuz ki en önemli olanları öğretmen merkezlidir (Bednarz, 2004; Bednarz & van der Schee, 2006; Bevainis, 2008; Kim, Bednarz ve Lee, 2011; Demirci vd., 2012). Bunda da özellikle son 10-15 yılda toplumsal hayatta ve dolayısıyla sınıflarda yaygın olarak kullanılmaya başlanan bu teknolojilerin okullarda görev yapan çok sayıda öğretmen tarafından tam olarak anlaşılmamasının, dolayısıyla öğretmenlerin çoğunluğunun mekânsal teknolojilerle eğitime istenilen seviyede adapte olamamalarının etkisi büyük olmaktadır. Bu durum farklı çalışmalarda toplumsal 12 Ali Demirci – Serdar Arslan hayatta giderek daha fazla yer edinen mekânsal teknolojilerin içinde doğan ve büyüyen öğrencilerle, bu teknolojilere adapte olmada zorluk çeken öğretmenler arasındaki zıtlığı vurgulayan “sayısal uçurum” (Milson, Demirci ve Kerski, 2012) veya “sayısal öğrenciler, analog öğretmenler” (Svatonova ve Mrazkova, 2010) şeklinde ifade edilmektedir. Bilgisayar ve İnternet teknolojilerinde yaşanan gelişmelerle her geçen gün daha da gelişen ve çeşitlenen, dolayısıyla toplumsal kullanım olanakları daha da zenginleşen mekânsal teknolojilerin topluma mekânsal bilinç kazandırma açısından taşıdığı potansiyel de giderek artmaktadır. Ancak bu potansiyelin etkin olarak kullanılabilmesi için mekânsal teknolojilerin okul ve sınıflarda daha doğru ve yaygın olarak yer edinmesi, bunun için de öğretmenleri hedef alan farklı meslek içi eğitim stratejilerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Öğretmenlere, öğrencilerine mekânsal vatandaşlık bilinci kazandırma açısından yeterli olacak bilgi, beceri ve anlayışı sağlamak bu amaçla yapılacak önemli çalışmalar arasında yer almaktadır. Mekânsal teknolojileri mekânsal bilinç ve farkındalığa sahip vatandaşların yetiştirilmesinde kullanabilmek, bu amaçla da öncelikle öğretmenlerin sahip olması gereken yeterlilikleri belirlemek, ardından da bu yeterlilikleri öğretmenlere kazandırabilmek için gerekli olan ders materyallerini hazırlamak ve test edebilmek amacıyla 2011-2014 yılları arasında “Mekânsal Vatandaşlık (Spatial Citizenship-SPACIT)” başlığı ile bir Avrupa Birliği (AB) projesi yürütülmüştür. Bu makalede ilgili proje amacı, yöntemi, sonuçları ve gelecekle ilgili hedefleri ile tartışılmıştır. MEKÂNSAL VATANDAŞLIK PROJESİ Mekânsal vatandaşlık projesi Avrupa Birliği Hayatboyu Öğrenme Programı tarafından desteklenen üç yıllık bir projedir. 2011-2014 yılları arasında yürütülen projede dokuz ülkeden 12 kurum yer almıştır. Bunlardan altısı ağırlıklı olarak üniversite seviyesinde öğretmen yetiştirme, mekânsal düşünme ve vatandaşlık eğitimi gibi farklı alanlarda yürüttükleri faaliyetleri ile tanınan kurumlardır. Bunlar; Avusturya’dan Paris Lodron Universitesi, Türkiye’den Fatih Üniversitesi, Almanya’dan Koblenz Landau Üniversitesi ile Friedrich Schiller Jena Üniversitesi, ABD’den Coğrafya Eğitimi Ulusal Konseyi (NCGENational Council for Geographic Education) ve Japonya’dan Mekânsal Bilgi Bilimi Merkezi’dir (CSISCenter for Spatial Information Science). Projede ayrıca proje yönetimi ile ilgili deneyime sahip ve geniş kitlelerle iletişim içinde bulunan Avrupa’dan iki ortak yer almıştır. Bunlar; Avrupa Coğrafyacılar Birliği (EUROGEO) ile İtalya’da bulunan Avrupa Çalışmaları ve Girişimcileri Merkezi’dir (CESIE- Centre of European Studies and Initiatives). Proje ekibinde ayrıca Almanya’dan iki (Bundesgymnasium und Bundesrealgymnasium ve KARS Laundau) ve Romanya’dan bir (Colegiul National, Iasi) olmak üzere üç lise yer almış, Birleşik Krallık Avrupa Gençlik Parlamentosu da (EYPUK- European Youth Parliament United Kingdom) projeye destek vermiştir (Demirci ve Jekel, 2013). Mekânsal düşünme 2020 yılının Avrupa vatandaşları için önemli bir hayat boyu öğrenme becerisidir. Buna uygun olarak Mekânsal vatandaşlık projesi, vatandaşlık eğitimini sınıf içinde ve dışında geliştirmek için bilgi teknolojilerinin potansiyelinden yararlanan, hizmet içi eğitim ve öğretmenlik eğitimi programlarından oluşan bir sistem oluşturmayı amaçlamaktadır (SPACIT, 2013; 2015). Bu bağlamda proje katılımcı, yapıcı ve aktif bir Avrupa kimliği oluşturma ihtiyacı üzerine odaklanarak; sosyal bilimler, yurttaşlık eğitimi, mekânsal teknolojiler, pedagoji ve öğretmen yetiştirme gibi farklı alanları birbirine bağlayan disiplinler arası bir yaklaşım sunmaktadır. Proje, öğretmen yetiştirmede ve eğitiminde kullanılan öğretim programlarını vatandaşlık eğitiminin mekânsal yönüne vurgu yaparak yeniden düzenlenmesi ile ilgilenmekte, dolayısıyla öğretmen ve öğrencilerin, karar vericilerin ve öğretim programı geliştiricilerinin mekânsal veriyi ve bilgiyi kritik ederek ve geri bildirim yaparak kullanabilmelerine odaklanmaktadır. Proje ayrıca ortaöğretimde Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin (BİT) ve coğrafi bilginin kullanımını yaygınlaştırmayı ve coğrafi iletişim becerilerini tanıtmayı hedeflemektedir (Demirci ve Jekel, 2013). Mekânsal vatandaşlık projesi duyarlı, demokratik ve mekânsal bilince sahip bir toplumun oluşturulmasına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Proje ayrıca (1) yenilikçi bir neslin yetiştirilmesinde mekânsal bilginin ve kullanımının rolünü ortaya çıkarmayı, (2) genç insanların yerel ve küresel meselelerle ilgilenmeleri için yenilikçi öğretim yöntemlerinin geliştirilmesini, (3) mekânsal vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamak için katılımcı ve toplum temelli yaklaşımlara dayalı uygun öğretim programlarının hazırlanmasına yardımcı olmayı, (4) mekânsal bilgiyi elde etmek, işlemek ve kullanmada gerekli olan yeterlikleri araştırmayı ve (5) mekânsal tanımlamanın merkezi bir biçimi olarak yer, bölge, ulus ve dünyayı önemseyen kavramları vurgulamayı amaçlamaktadır (SPACIT, 2013; 2015). 13 Toplumda Mekânsal Bilincin Geliştirilmesi: Mekânsal Vatandaşlık Projenin hedef kitlesini ortaöğretim kurumlarındaki öğretmenler, öğrenciler ve bu kurumlara öğretmen yetiştiren eğitmenler oluşturmaktadır. Proje kapsamında projenin hedef kitlesine yönelik bir mekânsal vatandaşlık dersinin hazırlanması ve ücretsiz olarak web ortamında sunulması amaçlanmıştır. Bu amaçla proje süresince yürütülen çalıştaylar ve araştırmalar neticesinde öncelikle öğretmenlerin sahip olması gereken yeterlikler belirlenmiş, ardından bu yeterliklere göre bir öğretim programı ve buna uygun ders materyalleri hazırlanmış ve bu materyaller bir pilot çalışma ile test edilmiştir. Proje kapsamında projenin amacı, hedef kitlesi ve faaliyetleri ile tanıtılması amacıyla bir web sayfası hazırlanmıştır (http://www.spatialcitizenship.org/). Proje web sitesinin genel yazım dili İngilizce olup, projenin genel tanıtımı ve çıktıları ile ilgili dokümanlar sitede İtalyanca, Romanca, Türkçe ve Almanca olarak da ayrıca sunulmuştur. Proje kapsamında Avusturya, Almanya, Türkiye, İngiltere, Romanya ve İtalya’da toplantı ve çalıştaylar organize edilmiş, mekânsal vatandaşlık kavramı, önemi ve eğitimi ile ilgili farklı araştırma konularında kitap, makale ve bildiri şeklinde farklı çalışmalar yayınlanmış, projenin çıktıları 2014 yılı Temmuz ayında Romanya’da yapılan pilot uygulama ile öğretmenlerle test edilmiş ve hazırlanan mekânsal vatandaşlık ders materyalleri farklı dillere çevrilerek projenin web sitesinden yayınlanmıştır. Projenin detayları bu çalışmada; (1) mekânsal vatandaşlık yeterlik modelinin hazırlanması, (2) mekânsal vatandaşlık öğretim programı ve ders materyallerinin hazırlanması, (3) mekânsal vatandaşlık dersinin pilot uygulama ile test edilmesi şeklinde üç farklı başlık altında sunulmuştur. MEKÂNSAL VATANDAŞLIK YETERLİK MODELİ Mekânsal Vatandaşlık üç unsurdan oluşmaktadır. Bunlar; (1) mekânın kullanılması, (2) coğrafi bilgi ve coğrafi araçlar (geo-medya) (3) vatandaşlık eğitimidir (Gryl ve Jekel, 2012). Mekânın kullanılması, mekânla ilgili olarak sunulan anlam ve mekânın mevcut kullanımının doğrudan kabulü değil, bunun anlaşılması, yorumlanması ve eleştirilmesini de kapsamaktadır. Bu yaklaşımdan yola çıkılarak verilecek vatandaşlık eğitiminin bir amacı da öğrencilerde farklı coğrafi araçlarla mekâna yüklenen anlamları tartışmak için gerekli olan becerileri sağlamaktır. Coğrafi araçlar mekânsal teknolojiler de dâhil olmak üzere bilgiyi konumsal olarak üreten ve kullanan tüm araçları içermektedir. İçerisinde konumla ilgili bir referans olan sözlü tariflerden farklı görsellere kadar mekânın temsili ile ilgili tüm araçlar bu gruba girmektedir. Mekânsal vatandaşlık eğitimi ortaöğretim öğrencilerinin mekânla ilgili alternatif senaryolar geliştirmelerini ve coğrafi bilginin yardımı ile toplumun rekabetçi ve katılımcı bir bireyi olmalarını amaçlamaktadır. Mekânsal Vatandaşlık kavramı içerisinde toplumun aktif bir üyesi olabilmek için tüm bireyler mekânsal bilgiyi elde edebilmeli, okuyabilmeli, yorumlayabilmeli ve üzerinde kritik yapabilmeli; haritalar ve diğer mekânsal temsiller yardımı ile iletişim kurabilmeli bu yolla coğrafi araçları kullanarak mekânla ilgili fikirlerini ifade edebilmelidir. Mekânsal iletişim kabiliyeti mekânsal vatandaşlığın en önemli parçalarından biridir ve ortaöğretim için önemli bir hedeftir (Gryl ve Jekel, 2012). Bu bakış açısı ile mekânsal vatandaşlığın ortaöğretime dâhil edilmesi öğretmen ve öğrencilerin mekânsal düşünme, coğrafi bilgi ve mekânsal teknolojilerin bireylerin toplum içinde iletişim kurmalarında ve toplumun aktif bir üyesi olmalarında önemli araçlar olarak farkına varmalarına imkân tanımaktadır (Şekil 2). Şekil 2. Mekânsal vatandaşlığın boyutları (Jekel, Gryl ve Schulze, Baskıda). 14 Ali Demirci – Serdar Arslan Projede mekânsal vatandaşlık dersi öğretim programının ve ders materyallerinin hazırlanabilmesi için öncelikle bu ders ile öğrencilere kazandırılmak istenilen temel bilgi, beceri ve tutumları gösteren Mekânsal Vatandaşlık Yeterlik Modeli (MVYM) geliştirilmiştir. MVYM, Avrupa Birliği (AB) bünyesinde ve uluslararası düzeyde ilgili alanlarla alakalı olarak geliştirilmiş bulunan mevcut yeterlik yaklaşımları da değerlendirmeye alınarak, mekânsal vatandaşlık kavramı ve teorik yapısı üzerine geliştirilmiştir. Mekânsal vatandaşlık yeterliklerinin boyut ve ilişkilerini ortaya koyan bu model şekil 3’de gösterildiği üzere altı temel alanda yapılandırılmıştır. Modelin merkezinde mekânsal teknolojiler yer almaktadır. Proje kapsamında mekânsal teknolojiler daha çok geo-medya kavramı ile ifade edilmiştir. Coğrafi bilginin üretildiği ve sunulduğu her türlü teknoloji ve ortam projede geo-medya olarak adlandırılmıştır. ‘Geo-medya teknoloji ve metodoloji’; ‘Geo-medya kullanımının kritiği’ ve ‘Geo-medya ile iletişim’ alanları temel yeterlilikler anlamında Mekânsal Vatandaşlık Yeterlik Modeli’nin (MVYM) merkezini oluşturmaktadır. Bu alanlar, temelde bilgi ve becerilerin pratik uygulamaları ile ilgili olan genel yeterlikler ve bunlardan da öte tüm enstrümantal (iletişim, bilgi yönetimi, problem çözümü ve karar verme becerileri, vb.) ve kişilerarası yeterliklerle (sosyal etkileşim, işbirliği, ekip çalışması, vb.) ilgilidir (Schulze, Gryl ve Kanwischer, 2014). MVYM’nin merkezinde yer alan “GM teknoloji ve medoloji” alanı geo-(web2.0)medyanın kullanımını hedeflemektedir. Bu alan hem konumsal verilerin işlenmesini hem de geo-medyanın giderek artan kullanılabilirliği ile ilgili olarak kullanım, analiz, üretim ve iletişim alanlarındaki teknik coğrafi bilgi becerilerini ifade etmektedir. Bu alan öğrencilerin farklı mekânsal teknolojiler ve bunların hangi alanlarda nasıl kullanıldığı hakkında farkındalığa sahip olmalarını hedeflemekte ve dolayısıyla diğer yeterliklerin gerçekleşmesi açısından da bir temel oluşturmaktadır. Mekânsal farkındalığa sahip olmak, sadece mekânın üzerine yüklenilen anlam ile kabul edilmesini değil, bu anlamın kişisel ve toplumsal ihtiyaçları karşılamadaki yeterliğinin eleştirel bir bakış açısı ile değerlendirilmesini ve gerekli durumlarda mekânla ilgili yeni anlamların üretilmesini de içermektedir. Mekânın doğru okunması, anlaşılması ve en etkin olarak kullanılabilmesi için farklı anlayış ve bakış açılarının geliştirilmesine ve mekânla ilgili anlamların kritik edilmesine ihtiyaç vardır (Harley, 1989). Bu durum MVYM’de “geo-medya kullanımının kritiği” alanı olarak yer almıştır. Bu alan geo-medyanın genel olarak insanların günlük faaliyetleri üzerindeki etkileri hakkındaki farkındalığı da içermekte ve geo-medya içinde temsil edilecek olan mekânsal yapıların alternatiflerinin düşünülmesini de kapsamaktadır. Geleneksel haritacılığa dayandırılan (Turnbull 1998) ve özellikle son yıllardaki bilişim teknolojilerinde meydana gelen gelişmelerle daha da yaygınlaşan “geomedya ile iletişim” MVYM’nin üçüncü temel alanını oluşturmaktadır. Web2.0 üzerinde kullanılan referanslar, mekânın farklı şekillerde temsilleri ve bunlar üzerindeki yapıların ifade ettiği anlamlardaki değişimler geo-medya yolu ile iletişim kurmak ve başkaları ile müzakere etmek gibi yeni zorlukları meydana getirmektedir. MVYM’de geo-medya ile tartışma ve müzakereye dayalı bir iletişimin sağlanması hedeflenmektir. MVYM’de yer alan ‘Mekân’ ve ‘Vatandaşlık Eğitimi’ alanları tüm temel alanları destekleyen yatay katmanlar olarak anlaşılabilir. Bunlar, ilgili bilgi alanları içinde kuramsal yönlerle bağlantılıdır ve konuya özgü bilgi, beceri ve yeteneklerle ilgilidir. Bunlardan “mekânsal alan” mutlak mekânsal kavramlar, mekânların sosyal yapısı, mekânsal görseller ve mekânsal düşünme yaklaşımı gibi konuları içermekte, mekânın uygun kullanımı, ilişkisel mekânsal kavramlar ve bunların mekân üzerindeki faaliyetler için ifade ettiği anlamları ve sonuçlarını kapsamaktadır. “Vatandaşlık eğitimi” alanı ise vatandaşlık eğitimi kavramlarını ve demokratik tartışma süreçleri ve insan haklarıyla ilgili yaklaşımların arka planını ifade etmekte; kurum ve toplulukların rolüne, toplumdaki güç ilişkilerine ve katılıma özel önem vermektedir. Bu alan mekân ve vatandaşlığı ‘mekânsal vatandaş’ kavramı ile birleştirmektedir. Son olarak mekânsal vatandaşlığın “Uygulama Stratejileri” başlığı altında açıklanan alan, fonksiyonları dikkate alındığında, sayısal yeterlik ve geo-medya kullanımının farklı yönlerini birleştiren, sorgulayıcı, sürdürülebilir öğrenme ortamlarının oluşturulması, öğretmenlere gerekli meslek içi eğitimlerin sağlanması için gerekli çalışmaların planlanması ve organizasyonu ile ilgili olarak mekânsal vatandaşlık eğitimine dâhil edilmesi gerekmektedir (Şekil 3). MVYM her bir alana ait alt açıklamalarla birlikte Tablo 1’de sunulmuştur. 15 Toplumda Mekânsal Bilincin Geliştirilmesi: Mekânsal Vatandaşlık Şekil 3. Mekânsal vatandaşlık yeterlik modeli (Schulze, Gryl ve Kanwischer, 2013, SPACIT, 2015) Tablo 1. Mekânsal Vatandaşlık Yeterlik Modeli (Gryl, Schulze ve Kanwischer, 2013; SPACIT, 2015) Mekânsal Vatandaşlık Yeterlik Alanları Mekânsal Vatandaşlık Yeterlik Bileşenleri Mekânsal Vatandaşlık Alanları (Bilgi, beceri ve tutumlar) Meta Seviye Geo-medya (GM) Teknoloji ve Metodoloji Alanı Mekânsal Vatandaşlık Temel Yeterlikler (enstrümantal ve kişilerarası yeterlikler) GM Kullanımının Kritiği GM ile İletişim Mekânsal Alan Konuya Özgü Yeterlikler Vatandaşlık Eğitim Alanı Mekânsal Vatandaşlık Uygulamaları için Yeterlikler (sistemik yeterlilikler) Uygulama Stratejileri İçerik GM Tüketimi GM ile Analiz GM Bilgi İşleme GM Prosumption GM Üretimi GM ile Sosyal Ağlar Meta Seviye Durum GM’nin reflektif kullanımı -/GM’nin refleksif kullanımı -/Meta Seviye İçerik Karşılama Üretim İletişim aktiviteleri ve stratejileri Etkileşim Arabuluculuk Sosyal normlar Toplum-dilbilimsel yeterlikler Kültürlerarası bakış açısı Söylemsel yeterlikler Pragmatik Yeterlikler İşlevsel ve düzenleyici yeterlikler Meta Seviye İçerik Mekânın anlamı Göreceli mekânsal kavramlar Mekânın yapılandırılması Mekânın kullanılması Mekânsal Düşünme Mutlak mekânsal kavramlar Fiziki çevre Meta Seviye İçerik Değerler ve tutumlar Bilgi ve veri Vatandaşlık kavramı Eylem ve katılım Kurum ve üyelik Meta Seviye İçerik Planlama & yönetim (Pedagojik yaklaşım) Öğrenim ortamının oluşturulması Sınıf faaliyetleri (Didaktik yaklaşım) Mesleki gelişim Mesleki gelişim 16 Ali Demirci – Serdar Arslan Tablo içindeki sütunlar yeterliklerin boyutlarını, alt bileşenlerini ve daha alt gruplara ayrılmış olarak belirli bilgi, beceri ve tutumları göstermektedir. Tablodaki satırlar ise ‘Mekânsal Vatandaşlık Ana Yeterlikleri’ (enstrümental ve kişilerarası yeterlikler), ‘Konuya Özgü Yeterlikler’ ve ‘Mekânsal Vatandaşlık Uygulamaları için Çerçeve Yeterlikler’ şeklinde özetlenebilen, yeterlik modelindeki alanları farklı fonksiyonlarına bağlı olarak tanımlayan bağlantıları göstermektedir. Her yeterlik alanı en az iki alt yeterlik bileşenine ayrılmaktadır. İlk bileşen ‘Meta-seviye’ olarak adlandırılmaktadır. Bu bileşen mekânsal vatandaşlık kavramı kapsamında her alanın gerekçesini ortaya koymakta ve ilgili alanın bilgi, beceri ve tutum özelliklerini o alanın diğer tüm alt bileşenlerine tarif etmektedir (Schulze, Gryl ve Kanwischer, 2014). Mekânsal Vatandaşlık Temel Yeterlikleri Mekânsal vatandaşlık temel yeterlikleri geo-medya, geo-medya kullanımının kritiği ve geo-medya ile iletişim alanlarını kapsamaktadır. Bu alanlar içinde “geo-medya bilgi işleme” bileşeni teknik ve metodolojik CBS ve teknoloji becerilerine dayalı olarak Web2.0 ve geo-medya içinde coğrafi verilerin uygun bir şekilde kullanılabilmesi için gerekli olan bilgi, beceri ve tutumları içermektedir. Geo-medyanın üretim ve kullanım süreçleri, geo-medya kullanılarak yapılan analizler ve sosyal ağ içinde gerçekleştirilen iletişim de bu kategoride değerlendirilmektedir. Geo-medyanın reflektif ve refleksif kullanımı bileşenleri ise kullanıcıların geo-medyanın etkisi ve rolü hakkında düşünebilmeleri (reflektif) ve geo-medya kullanımına karşı kendi hipotezlerinin farkında olacak şekilde kritik yapabilmeleri (refleksif) için ihtiyaç duyacakları bilgi, beceri ve tutumları içermektedir. Bu durum biraz da bireylerin geo-medyanın kendileri ve insanların günlük faaliyetleri üzerindeki etkisi hakkında bilince sahip olmalarını da ifade etmektedir (Gryl, Schulze ve Kanwischer, 2013). ‘Geo-medya ile iletişim’ alanı içerisinde yer alan “iletişim aktiviteleri ve stratejileri” bileşeni, bir mekânsal problemin çözümü veya bir söylem süreci içinde kasıtlı bir amacı başarmak için gerekli olan belirli görev ve faaliyetleri yerine getirmede ihtiyaç duyulan bilgi, beceri ve tutumları içermektedir. Bu bileşen, bir kişinin iletişim süreçleri içerisinde kendi ve diğerlerinin mekânsal tasavvurları ve yapılarını mekânsal ve mekânsal olmayan görüntüleme yanında metin, resim ve çizimler gibi farklı araçlarla organize etmesi, amaçlı olarak ifade etmesi ve paylaşması olarak anlaşılabilir. Bu araçlar, kabul etme, üretme, etkileşim ve arabuluculuk gibi iletişim faaliyetlerini içeren söylemsel geo-medya ortamıyla da içli dışlıdır. Aynı alan içinde yer alan “toplum-dilbilimsel yeterlikler” bileşeni ise farklı kültürel topluluklarla veya kurumsal grupların temsilcileri arasında sosyal gelenek, norm ve kurallara bağlı olarak uygun bir şekilde iletişim kurmak için gerekli olan bilgi, beceri ve tutumları tarif etmektedir (Gryl, Schulze ve Kanwischer, 2013). Bu yeterlik bileşeni bir kişinin belirli bir topluluk içinde kendi pozisyonunu/üyeliğini kritik yaparak belirli bir hedef topluluğun üyelerinden biri ile karşılaştırabilmesi, dolayısıyla ortaya çıkabilecek yanlış anlaşılmaların ve çatışmaların önlenebilmesi için gerekli olan kültürlerarası yeterlikle de bağlantılıdır. Bireyler arasında mekânsal olarak gerçekleştirilen iletişim işlemlerinin interaktif ve söylemsel bir yolla etkin olarak yerine getirilebilmesi için gerekli olan bilgi, beceri ve tutumlar “pragmatic yeterlik” bileşeni içinde ele alınmıştır. Bu bileşen ayrıca iletişimde hangi mesajların organize edildiği, yapılandırıldığı ve düzenlendiğine göre mekânsal iletişimde ortaya çıkan farklı prensipleri de ayırt etmektedir (Schulze, Gryl ve Kanwischer, 2014). Konuya Özgü Yeterlikler MVYM’de mekân ve vatandaşlıkla ilgili olan temel kavramların anlamlandırılması ve doğru kullanılması ile ilgili yeterlikler “konuya özgü yeterlikler” alanı içinde ele alınmıştır. Bu alanda yer alan “göreceli mekânsal kavramlar” ve “mutlak mekânsal kavramlar” bileşenleri mekân, mekânın yapılandırılması ve kullanılması ile ilgili göreceli ve mutlak kavramları tanıtan ve bunların doğru kullanılmasını amaçlayan bilgi, beceri ve tutumları içermektedir. “Vatandaşlık Eğitimi Alanı” ile ilişkili olan “vatandaşlık kavramı” bileşeni ise demokratik prensipler ve temel insan hakları gibi mekânsal vatandaşlık için önemli olan değerlerle ve tüm bireylerinin aktif olarak iştirak ettikleri bir toplum yapısının oluşturulması için gerekli olan bilgi, beceri ve tutumlarla ilgilidir (Gryl, Schulze ve Kanwischer, 2013; Schulze, Gryl ve Kanwischer, 2014). Mekânsal Yeterlikler Vatandaşlık Uygulamaları için Mekânsal farkındalığa sahip bir toplum yapısının oluşturulması için takip edilecek eğitim stratejilerinin planlanması ve organize edilebilmesi için MVYM’ye “Uygulama Stratejileri” alanında iki bileşen ilave edilmiştir. Bunlardan, “öğrenme ortamlarının oluşturulması” bileşeni mekânsal vatandaşlık eğitimi için uygun öğrenme ortamlarının planlanması, 17 Toplumda Mekânsal Bilincin Geliştirilmesi: Mekânsal Vatandaşlık tasarlanması, hazırlanması ve yönetilmesi için gerekli olan bilgi, beceri ve tutumlarla ilgilidir. “Mesleki Gelişim” bileşeni ise öğretmenlerin mekânsal vatandaşlık eğitimi ile ilgili önemli olan bilgi, beceri ve tutumlara sahip olmak ve bunları öğrencilerine aktarmak açısından ihtiyaç duydukları mesleki gelişimle ilgilidir. Bu bileşen, mekânsal vatandaşlık eğitimi ile ilgili yeterliğe sahip olmak için öğretmenlerin çaba göstermeleri gerektiğini, bunun için de mesleki eğitim açısından farklı öğrenme ortamlarına sık sık başvuruda bulunmaları ve kendi yeterlikleri üzerinde değerlendirme yapmaları gerektiğini vurgulamaktadır (Schulze, Gryl ve Kanwischer, 2014). MEKÂNSAL VATANDAŞLIK EĞİTİMİ ÖĞRENME ÇIKTILARI Mekânsal vatandaşlık projesi kapsamında MVYM’ne dayalı olarak öncelikle öğrenme çıktıları belirlenmiş, daha sonra bu çıktılara uygun mekânsal vatandaşlık dersi öğretim programı ve materyalleri hazırlanmıştır. Öğrenme çıktıları genel olarak bir öğrenicinin neyi bilmesi ve anlaması gerektiği ve öğrenim süreci sonrasında elde ettiği bilgi, beceri ve tutumlarla neyi yapabilmesi gerektiğini ifade etmektedir (Schulze, Gryl ve Kanwischer, 2014). Mekânsal vatandaşlık projesi öğretmenlerin yetiştirilmesine ağırlıklı olarak önem vermektedir. Bu nedenle öğrenme çıktılarının hazırlanmasında öğretmenlere yönelik iki farklı bakış açısı değerlendirmeye alınmıştır. Bu bakış açılarından birinde öğretmenler mekânsal vatandaşlık alanında öğrenici konumunda görülmektedir. Diğer bakış açısı ise öğretmenlerin mesleklerinde öğrencilerine mekânsal vatandaşlık eğitimini verebilmek için duyacakları özel ihtiyaçları vurgulamaktadır. Bu ikili fonksiyonu vurgulamak için çalışmada öğrenme çıktılarının hazırlanmasında kullanılmak üzere şu ifade bir formül olarak geliştirilmiştir: Öğrenme süreci sonrasında öğretmen, öğrencilerinin ……………… yapabilmesi için bir öğrenme ortamı oluşturmalıdır (Gryl, Schulze ve Kanwischer, 2013; Schulze, Gryl ve Kanwischer, 2014). Mekânsal vatandaşlık eğitimi öğrenme çıktıları Anderson, Krathwohl vd. tarafından 2001 yılında revize edilen Bloom Taksonomisi’ne göre yapılandırılmıştır (Schulze, Gryl ve Kanwischer, 2014). Revizyona uğramış taksonomi “Bilgi” ve “Bilişsel Süreç” olmak üzere iki boyuttan oluşmaktadır. Bilgi boyutu olgulara dayanan bilgi (factual), kavramsal bilgi (conceptual), işlemsel bilgi (procedural) ve biliş ötesi bilgi (metacognitive) olarak dört kategoriye ayrılmakta, bilişsel süreç boyutu ise hatırlamak (remember), anlamak (understand), uygulamak (apply), analiz etmek (analyze), değerlendirmek (evaluate) ve yapmak (create) şeklinde altı kategoriye ayrılmaktadır (Krathwohl, 2002). Öğrenme çıktıları, mekânsal vatandaşlık dersi öğretim programı ve öğretim materyallerinin hazırlanmasında bu taksonomideki bilgi ve bilişsel süreçler boyutlarındaki hiyerarşik düzene göre, olgulara dayalı bilgiden biliş ötesi bilgiye, hatırlamadan yapma eylemine doğru giderek değişen bir yapı kurgulanmıştır. Mekânsal vatandaşlık dersi öğrenme çıktıları Tablo 1’de gösterilen MVYM’de yer alan altı temel yeterlik alanlarına ve bunların içindeki 17 yeterlik bileşenine göre ayrı ayrı oluşturulmuştur. Toplamda tüm alanlar için 130 öğrenme çıktısı belirlenmiştir. Bu öğrenme çıktılarının detayları 2014 yılında Avusturya Salzburg’da düzenlenen GI_Forum 2014 konferansında sunulmuş ve bildiriler kitabında yayınlanmıştır (Schulze, Gryl ve Kanwischer, 2014). MVYM’deki her bir yeterlik bileşeni için oluşturulan öğrenme çıktılarından birer örnek Tablo 2’de sunulmuştur. MEKÂNSAL VATANDAŞLIK DERSİ Mekânsal farkındalığa sahip, mekânla ilgili kararlar ve kullanımlar hakkında kritik düşünebilen bir toplum yapısının oluşturulabilmesi için mekânsal vatandaşlık dersi ile hedeflenen çıktıların tüm öğrencilere ulaştırılması projenin nihai amacıdır. Bunun gerçekleştirilebilmesi için de öğretmenlerin farklı geomedya uygulamalarını derslerine dâhil etmeleri gerekmektedir. Bu amaçla proje kapsamında mekânsal vatandaşlık yeterlikleri ve öğrenme çıktıları temel alınarak hedef kitle öğretmenlere yönelik bir mekânsal vatandaşlık meslek içi eğitim dersi hazırlanmıştır. Bu dersin genel amacı; geo-medyanın toplumsal kullanımı ile ilgili ortaya çıkan fırsatlar, zorluklar ve etkiler hakkında öğretmenlere farkındalık kazandırmak ve öğretmenleri öğrencilerini giderek büyüyen coğrafi bilgi toplumunun bir parçası yapabilmek ve sorumluluk sahibi mekânsal vatandaşlar haline getirebilmek için gerek duyacakları bilgi, beceri ve tutumlarla donatmaktır. Her ne kadar ağırlıklı olarak vatandaşlık, tarih ve coğrafya gibi dersleri akla getirse de mekânsal vatandaşlık dersi belirli bir branşa göre hazırlanmamış olup farklı branş öğretmenlerinin mekânsal vatandaşlık yaklaşımını kendi ihtiyaçlarına göre farklı branşlarda ve şekillerde sınıf ortamına aktarabilmelerini sağlayacak şekilde yapılandırılmıştır. Genel olarak öğretmenler için hazırlanmakla birlikte mekânsal vatandaşlık dersi eğitim ve öğretimin farklı kademe ve alanlarında görev yapan, yetkili olan karar vericiler, öğretim programı geliştiriciler ve öğretmen 18 Ali Demirci – Serdar Arslan yetiştiricilerle birlikte eğitimle ilgili çalışma yapan akademisyen, araştırmacı ve sivil toplum kuruluşlarına da hitap etmektedir (SPACIT, 2015). Mekânsal vatandaşlık dersi belli bir ülkeye değil, Avrupa genelindeki ülkelerin ihtiyaçlarına dayalı olarak, küresel vatandaşlık yaklaşımı esas alınarak hazırlanmış bir meslek içi öğretim programıdır. Farklı ülkelerden, farklı alanlardan, vatandaşlık, coğrafi bilgi, mekânsal teknolojiler ve mekânın kullanılması gibi konularda farklı bilgi ve tecrübeye sahip öğrenicilerin programdan en iyi şekilde yararlanabilmeleri için öğretim programı farklı modüllere ayrılmıştır. Şekil 4’te görüldüğü üzere öğretim programındaki temel modüller “mekânsal kavramlar”, “geo-medya (GM) teknoloji, metodoloji”, “GM iletişim, kritik yapma” ve “mekânsal vatandaşlık kavramları”dır. “Mekânsal Kavramlar” modülü mutlak ve göreceli mekânsal kavramları, mekânsal düşünme, mekânın anlamlandırılması, yapılandırılması ve kullanılması ile ilgili temel kavramları içermektedir. Tablo 2. Mekânsal vatandaşlık yeterliklerine göre örnek öğrenme çıktıları Yeterlik Alanları Geo-medya (GM) Teknoloji ve Metodoloji Alanı Yeterlik Bileşenleri Örnek öğrenme çıktısı Farklı geo-medya araçlarının mekânla ilgili fikir, görüş ve tasavvurları ifade etmede taşıdığı potansiyeli benzerlik ve farklılıkları ile karşılaştır. Günlük yaşantıda ve toplumda kullanılan farklı çeşitteki geo-medya araçlarını örneklendir. Meta Seviye GM Bilgi İşleme Coğrafi bilgi teknolojilerinin günlük uygulamalar için kullanımının sonuçlarını tartış. Meta Seviye GM Kullanımının Kritiği GM’nin reflektif kullanımı GM’nin refleksif kullanımı Meta Seviye GM ile İletişim İletişim aktiviteleri ve stratejileri Toplum-dilbilimsel yeterlikler Geo-medya ile mekâna ait alternatif anlamlar ve kullanımlar oluştur. Mekân hakkında hipotez oluşturma için geo-medya kullanımının neden başlangıç noktası olduğunu açıkla. Geleneksel okuma, yazma ve konuşma yanında sivil uygulamaların neden sayısal (dijital) okuryazarlık ve İnternetin yetkin kullanımı gibi becerileri de gerektirdiğini açıkla. Gerçek dünyaya ait nesneler hakkında coğrafi-mekânsal bilgi elde etmek için bir veya daha fazla yazar tarafından üretilmiş harita, CBS arayüzleri üzerinde üst üste bindirme ile oluşturulmuş görüntüler ve sanal küre (Google Earth gibi) üzerinde farklı araçlarla oluşturulmuş derlemeler gibi mekânsal görselleştirmelerin tahlilini yap (oku, yorumla ve sorgula). Farklı kültürel grup veya topluluklardan insanlar ile iletişim kurmak için çeşitli stratejiler kullan (kültürel duyarlılık) Tematik organizasyon, tutarlılık ve uyum, mantıksal buyruklar, stil ve kayıt ve etkili hitabet açılarından farklı söylemler yapılandır ve kullan. Pragmatik Yeterlikler Meta Seviye Mekânsal Alan Göreceli mekânsal kavramlar Mutlak mekânsal kavramlar Coğrafi bilgi alanında kullanılan konuma ait mutlak tariflerle sosyal veya siyasi alanda kullanılan yer ve mekânın özel tarifleri arasındaki farkı ayırt et. Konum, mesafe, yön, dağılım, hareket, akış ve mekânsal etkileşim gibi mekânsal ilişkileri görselleştir. Meta Seviye Vatandaşlık Eğitim Alanı Vatandaşlık kavramı Meta Seviye Uygulama Stratejileri Öğrenim ortamının oluşturulması Mesleki gelişim Bu modül öğrencilere farklı yönleri ile mekânı anlamak için ve diğer modüllerdeki konuları takip edebilmede gerekli olan temel teorik altyapıyı kazandırmayı hedeflemektedir. “GM teknoloji, metodoloji” modülü öğrenicilere toplumun aktif bir bireyi olabilmek için hangi mekânsal teknolojilerin, hangi amaçla ve nasıl kullanılabileceğini göstermektedir. Coğrafi Bilgi Bilimleri ve Teknolojisi ile doğrudan ilgili olan bu modül öğrencilerin mekânsal verileri nasıl temin Geometri (nokta, çizgi, poligon), grafik (çizim, harita, vb.), fiziksel (3 boyutlu modeller) veya sözel (dil, kelimeler, vb.) dış temsil araçlarını kullan. Mekânsal vatandaşlığa ait prensipleri yerel, bölgesel, ulusal ve küresel ölçekte farklı dünya ortamlarına ve mekânsal problemlerin çözümüne uygula. Beraber yaşamanın temel prensipleri olarak demokrasi ve insan haklarını uygula. Coğrafi Bilgi Toplumu kapsamında mekânsal vatandaşlığın öğretilmesi için gerekçeleri tartış. Farklı geo-medya araçlarını ve gerçek dünya bağlamında genç insanların geomedya ile etkileşimlerini karakterize eden etkili, duygusal ve eğlenceli unsurları kullanarak mekânsal vatandaşlık eğitimi için öğrenme ortamları oluştur. Elektronik öğrenme ortamlarını ve teknolojileri (yeni medya) düzenli olarak kullan, ayrıca fikir ve deneyimleri paylaşmak ve mekânsal vatandaşlıkla ilgili gelişmeleri takip etmek için yerel ve küresel web gruplarına aktif olarak katıl. edebilecekleri ve kullanabilecekleri ile ilgili temel bilgi ve becerileri hedeflemektedir. Geo-medya yolu ile mekânın sunulan, algılanan ve alternatif anlamları ile değerlendirilmesi ve kritik edilmesi mekânsal vatandaşlık öğretim programında “GM iletişim, kritik yapma” modülü ile ele alınmıştır. Bu modül öğrenicilerin sayısal geo-medya (Web 2.0) araçlarını kullanarak mekâna yüklenen anlamların ve mekânın kullanım şekillerinin alternatiflerini nasıl 19 Toplumda Mekânsal Bilincin Geliştirilmesi: Mekânsal Vatandaşlık oluşturacaklarını, ifade edeceklerini ve kritiğe tabi tutarak yorumlayabileceklerini fırsatları ve zorlukları ile birlikte ele almaktadır. “Mekânsal vatandaşlık kavramları” öğretim programının dördüncü ve son modülüdür ve öğrenicilere geo-medya yolu ile toplumda nasıl aktif bir mekânsal vatandaş olunacağını göstermektedir. Vatandaşlık eğitimi, mekânsal vatandaşlık, demokratik prensipler, temel insan hakları, mekânla ilgili verilen kararlara iştirak etmede gerekli olan bilgi, beceri, yeterlikler ve yöntemler bu modülde ele alınan temel hususlardır (Şekil 4) (Schulze, Gryl ve Kanwischer, 2014). Şekil 4. Mekânsal vatandaşlık dersi modülü, (Schulze, Gryl ve Kanwischer, 2014; SPACIT, 2015) Mekânsal vatandaşlık dersindeki her modül kendi içinde hazırlık, keşfetme, yapma ve uygulama alanlarına ayrılmıştır. “Hazırlık” alanı öğrenicilere ilgili modülle ilgili temel kavram ve becerileri tanıtmaktadır. Bu alan öğrencilerin elektronik öğrenme ortamında kendi kendilerine takip edebilecekleri şekilde tasarlanmıştır. “Keşfetme” alanı modülle ilgili temel kavramların nerelerde ve nasıl kullanıldığını göstermek ve bunlarla ilgili öğrencilere temel bilgi ve beceri kazandırmak amacıyla tasarlanmıştır. “Yapma” alanı öğretim programının öğrenicilere mekânsal vatandaşlıkla ilgili olarak en üst düzeyde bilgi, beceri ve yeterlik kazandırmayı amaçlayan bölümüdür. Bu alanda öğrenicilerin önceki alanlarda elde ettikleri bilgi ve becerileri farklı örnekler ve konularda uygulamaları beklenmektedir. Şekil 4’ten de görülebileceği üzere “Keşfetme” ve “Yapma” alanları öğrenicilerin yüz yüze öğrenme ortamında takip edebilecekleri şekilde tasarlanmıştır. “Hazırlık” alanında olduğu gibi öğrenme modüllerinin en son alanları “Uygulama” başlığı altında elektronik (Web) ortamda takip edilecek şekilde yapılandırılmıştır. Bu alan öğrenicilerin modüllerle ilgili elde etmiş oldukları bilgi, beceri ve yeterlikleri farklı ortamlarda nasıl kullanabilecekleri ve ilgili konularda ders sonrasında kendilerini nasıl geliştirebilecekleri gibi konuları içermektedir. Mekânsal vatandaşlık dersi Avrupa’da öğretmenler için temel meslek içi eğitim programlarına adapte edilebilmesi ve farklı kurumlar tarafından meslek içi eğitim programı olarak kabul edilebilmesi için Avrupa Kredi Transfer Sistemine (AKTS) göre tasarlanmıştır. Ders, modüllerdeki her bir alan 1 AKTS olmak üzere, toplamda 4 AKTS kredilik olarak hazırlanmıştır. Modüldeki her bir alandaki dersler, öğrenicilerin ilgi, yetenek ve önceki bilgi ve beceri düzeyine göre değişmekle birlikte, 3 - 7 saatlik bir zaman diliminde bitirilebilmektedir (Schulze, Gryl ve Kanwischer, 2014). Öğretim programı farklı bilgi ve beceri düzeylerine göre öğrenicilerin kendi öğrenmelerini planlayabilecekleri şekilde tasarlanmıştır. Kendi ihtiyaçlarına göre öğretmenler istedikleri modül içinde istedikleri alandan konuları belirleyip dersi takip edebilirler. Mekânsal vatandaşlık dersinde farklı modüllerin takibinde ve öğretim yöntemlerinin belirlenmesinde olduğu gibi ölçme ve değerlendirmede de öğrenicilerin yapacakları öz değerlendirmeler ağırlıklı olarak kullanılmıştır. Elektronik ortamda öğrenicilerin kendi kendilerine takip edecekleri modüller için daha çok öz 20 Ali Demirci – Serdar Arslan değerlendirme geçerliyken, yüz yüze takip edilecek derslerde sınıf içindeki soru-cevaplar, gözlemler, anketler, öz-değerlendirme, portfolyo değerlendirmesi, çoktan seçmeli testler ve uygulamalar ölçme ve değerlendirme araçları olarak kullanılmaktadır. Mekânsal vatandaşlık dersinin modüllerdeki “hazırlık”, “keşfetme” ve “yapma” alanlarındaki etkinliklerin 2/3’ünün başarı ile tamamlanması ardından öğreniciler mekânsal vatandaşlık sertifikası almaya hak kazanmaktadır. Sertifikanın alınabilmesi için her modüldeki yüz yüze öğrenme alanlarından en az birinin takip edilmesi gerekmektedir. Mekânsal vatandaşlık dersindeki modüller etkinlik temelli olarak hazırlanmıştır. Modüllerdeki “hazırlık” aşamalarında daha çok teorik bilgiler verilmiş olup araştırma, inceleme, okuma, video izleme ve yazma yanında yapılandırılmış kısa süreli uygulamaların takip edilmesi gibi farklı öğretim yaklaşım ve yöntemleri ele alınmıştır. Yüz yüze verilecek derslere geçmeden önce öğrenicilerin tüm modüllerin hazırlık aşamasındaki alanları takip etmesi ve tamamlaması gerekmektedir. Bu durum öğrencilerin yüz yüze yapacakları dersler için gerekli olan temel bilgi, anlayış ve beceri düzeyine ulaşmalarını ve dersleri daha rahat anlamaları ve takip etmeleri için önemlidir. “Keşfetme” ve “Yapma” alanları yüz yüze öğretim ortamlarında ağırlıklı olarak etkinlik temelli bir şekilde yapılandırılmıştır. Her modülde her bir alan kendi içinde birden fazla farklı etkinlikle yapılandırılmıştır. Yüz yüze verilen derslerde öğretmen anlatımı, soru – cevap, tartışma gibi geleneksel öğretim stratejilerinden yararlanma yanında öğrencilerin bireysel ve grup olarak takip edecekleri çok farklı sınıf içi ve sınıf dışı etkinlikler öğretim yöntemleri olarak kullanılmıştır. Etkinliklerde toplum tarafından çoğu ücretsiz olarak erişilebilen İnternet üzerinden sunulan mekânsal teknolojilerin kullanılmasına önem verilmiştir. Masaüstü ve Web CBS yazılımları, Google Earth, çeşitli İnternet harita ve harita analiz hizmetleri, video, animasyon, metin ve fotoğraf gibi farklı araç ve dokümanlar etkinliklerde yaygın olarak kullanılmıştır. Her modülün en sonunda yer alan “uygulama” alanı için farklı etkinlikler yapılandırılmamış olup, bu alanda öğrencilerin ders ile elde ettikleri kazanımları daha kalıcı yapabilmek ve ilgili alanlarda bilgi, beceri ve yetkinliklerini daha da geliştirebilmek için farklı fikirler, tavsiyeler ve etkinlik stratejileri sunulmuştur. Ders kapsamında farklı modül ve alanlarda çok çeşitli etkinlikler yapılandırılmış olup bu etkinlikler için farklı öğrenme ortamlarının kullanılması gerekmektedir. Bilgisayar ve İnternet çoğu etkinlik için zorunlu temel teknolojilerdir. Bu nedenle mekânsal vatandaşlık dersinin yüz yüze verilecek bölümleri için İnternet bağlantısı olan bir bilgisayar laboratuvarı en uygun ortamı oluşturacaktır. Mekânsal vatandaşlık dersinde her bir modül için modülün genel amaçları, hangi öğrenme çıktılarını hedeflediği, hangi öğrenme alanlarından oluştuğu, her öğrenme alanında dersin yöntemi, süresi ve hangi etkinlikleri içereceği, etkinliğe ait kısa özet, etkinlikte hangi araç ve kaynakların kullanılacağı ve etkinlik süresi gibi detayları içeren dokümanlar oluşturulmuştur. Her modül için ayrı ayrı hazırlanan bu dokümanın sonunda ayrıca sorular, öğrenicilerin mekânsal vatandaşlık konusunda kendilerini geliştirebilmeleri için takip edebilecekleri stratejiler ve modüldeki etkinlikler sırasında kullanılan teknik kelimelerin açıklamalarını yapan bir sözlük yer almıştır. Her bir etkinlik için de öğrenicilerin etkinliği anlamak ve takip edebilmek için yararlanacakları bir etkinlik dokümanı hazırlanmıştır. Bu dokümanda sırası ile etkinliğin amacı, konusu, nasıl takip edileceği ile ilgili yönlendirmeler ve sorular yer almaktadır. Mekânsal vatandaşlık dersinde tüm modüller için toplam 48 etkinlik hazırlanmıştır. Etkinliklerin sayıları modülden modüle değişmektedir. “Mekânsal Kavramlar” modülünde dokuz, “GM Teknoloji, Metodoloji” modülünde 12, “GM İletişim, Kritik Yapma” modülünde 14 ve “Mekânsal Vatandaşlık Kavramları” modülünde ise 13 etkinlik yer almıştır. Tablo 3 mekânsal vatandaşlık dersinde “GM Teknoloji, Metodoloji Modülü”ndeki öğrenme alanlarına göre hazırlanan etkinliklerin adlarını göstermektedir. Bu etkinlikler için hazırlanan etkinlik dokümanlarından bazılarının ilk sayfa görüntüleri Şekil 5’te sunulmuştur. Şekil 5a, öğrencilere haritanın temel mantığını kazandırmayı amaçlamaktadır. Bu etkinlikte öğrencilere bir fotoğraf sunularak burada gördükleri detayların haritasını çizmeleri istenmektedir. Etkinliğin devamında öğrencilerle yeryüzüne ait özelliklerin alternatif yollarla nasıl haritalandığı ile ilgili bir tartışma yapılmaktadır. Şekil 5b, öğrencilere kartografya ve CBS’nin temel prensiplerinin kazandırılması amacıyla yapılandırılan etkinlik dokümanının ilk sayfasıdır. Bu etkinlik ücretsiz olan ArcExplorer yazılımı kullanılarak yapılandırılmıştır. ArcExplorer üzerinde hazırlanan veriler kullanılarak CBS’de nokta, çizgi ve poligon şeklinde sunulan veriler, öznitelik tablosu, CBS’de sorgulama ve analizler, semboloji, alan ve mesafe ölçme, vektör ve raster veri formatları, üç boyutlu CBS ve harita tasarım ve çıktıların alınması gibi konularda farkındalık oluşturmak amaçlanmıştır. Internette çok sayıda mekânsal sorgulama ve analiz yapmaya yarayan platformlar mevcuttur. Internette ne tür geo-medya 21 Toplumda Mekânsal Bilincin Geliştirilmesi: Mekânsal Vatandaşlık araçlarının olduğunu ve bunların ne amaçla kullanıldığını bazı siteler üzerinde gerçekleştirilen uygulamalarla anlatan etkinliğin ilk doküman sayfası Şekil 5c’de sunulmuştur. Şekil 5d ise ileri geo-medya uygulamalarına bir örnek olarak Google Earth üzerinden okulun uydu görüntüsünün alınması ve bu görüntü üzerinden açık kaynak kodlu ve ücretsiz olarak kullanılan QGIS yazılımı ile okul ve çevresinin sayısallaştırılmasının nasıl yapılacağını konu edinen etkinliğin ilk doküman sayfası yer almaktadır. Tablo 3. Mekânsal vatandaşlık dersinde “GM Teknoloji, Metodoloji Modülü”ndeki öğrenme alanlarına göre etkinlik adları Öğrenme Alanı Öğrenme Ortamı CBS & T alanına giriş Elektronik (Web) Kendi kendine öğrenme Temel GM uygulamaları Yüz yüze İleri GM uygulamaları Yüz yüze Etkinlik adı MEKÂNSAL VATANDAŞLIK DERSİ PİLOT UYGULAMASI Mekânsal vatandaşlık eğitimi ile ilgili hazırlanan öğretim programı ve dersin öğretmenler tarafından test edilmesi için 2014 yılı temmuz ayında Romanya’da 24 lise öğretmeninin katılımı ile üç gün süren bir pilot uygulama gerçekleştirilmiştir. Uygulama öncesinde mekânsal vatandaşlık dersi ile ilgili ders materyalleri proje üyeleri tarafından proje kapsamında iletişim ve dosya paylaşımı amacıyla kullanılan Moodle aracılığıyla Web ortamına aktarılmıştır (Şekil 6). Moodle pilot uygulama için kursiyerlerin ders materyallerine erişebilmesi, diğer kursiyerler ve öğretim elemanları ile iletişim sağlamaları ve kurstaki etkinlikler ile ilgili geri bildirim yapmaları amacıyla kullanılmıştır. Uygulama, projenin Romanya ortağı tarafından organize edilmiştir. Pilot uygulama mekânsal vatandaşlık öğretim programındaki yapıya uygun olarak elektronik ve yüz yüze öğrenme şekillerinde gerçekleştirilmiştir. Uygulamaya katılan öğretmenlere yüz yüze verilen ders öncesinde e-posta gönderilmiş ve Moodle öğrenme ortamına nasıl giriş yapacakları ve derse nasıl iştirak edecekleri anlatılmıştır. Öğretmenler uygulamaya gelmeden önce Moodle üzerinden modüllerle ilgili hazırlık aşamasındaki dersleri sunulan etkinliklerle birlikte elektronik ortamda takip etmişlerdir. Web ortamında takip edilen aşamadan sonra pilot uygulama Romanya’nın Iaşi şehrinde üç gün olarak gerçekleştirilen yüz yüze bir ders ile devam etmiştir. Coğrafi bilgi ve geo-medyayı anlamak Dünyayı anlamaya seyahat Mekânsal teknolojileri kavramak Farklı geo-medya ve rollerini anlamak Harita nasıl çizilir? Kartografya ve CBS’nin temellerini anlamak Dünya üzerinde neredeyiz? Google Earth İnternetteki geo-medya araçlarını araştırmak İnternette coğrafi bilgi nasıl bulunur ve analiz edilir? Yaşadığım şehirdeki sevdiğim ve sevmediğim yerler (story mapping) CBS ile okulumun sayısal haritasını hazırlamak CBS ile proje yapmak Uygulama bir lisenin bilgisayar laboratuvarında gerçekleştirilmiştir (Şekil 7). Laboratuvardaki bilgisayarların tamamı uygulama için gerekli olan teknik donanıma sahip olmadığı için bazı kursiyerler dersi kendi dizüstü bilgisayarlarından takip etmişlerdir. Pilot uygulama üç günlüğüne organize edildiği için mekânsal vatandaşlık dersindeki tüm etkinliklerin test edilmesi münkün olmamıştır. Tüm modüllerden belli başlı olanları yüz yüze uygulamalar için seçilmiş ve pilot uygulama ders materyallerini hazırlayan farklı proje üyelerinin öğretim üyesi olarak katılımı ile tamamlanmıştır. Mekânsal vatandaşlık dersi dokümanları öncelikli olarak İngilizce hazırlanmıştır. Dolayısıyla pilot uygulama da İngilizce olarak gerçekleştirilmiştir. Romanya’dan kursa katılan öğretmenlerin bazılarında konuşulan dili anlamada sıkıntılar yaşanmıştır. Bu sıkıntı da öğretmenlerin İngilizce’den çok Fransızca’ya hâkim olmalarından dolayı Fransızca ve Romence yapılan çeviriler ile giderilmeye çalışılmıştır. Pilot uygulamaya katılan öğretmenlere yüz yüze verilen derse başlamadan önce mesleki altyapıları ve mekânsal vatandaşlıkla ilgili bazı temel kavramlarla ilgili düşüncelerinin alınması amacıyla bir anket uygulanmıştır. Bu ankete 24 öğretmen cevap vermiştir. Pilot uygulamanın sona ermesi ardından da kurstaki dokümanları takip eden tüm öğretmen ve eğitmelere dersle ilgili düşüncelerini alabilmek amacıyla da bir değerlendirme anketi uygulanmıştır. Bu değerlendirme anketini ise 24 öğretmen ve uygulamaları 22 Ali Demirci – Serdar Arslan öğretmenlerle yaparak takip eden üç proje üyesi olmak üzere toplam 27 kişi cevaplamıştır. Aşağıda bu iki değerlendirmeye ait sonuçlar projenin değerlendirilmesi ile sorumlu proje üyesinin hazırladığı ve “pilot öğretim materyallerinin değerlendirilmesi” başlıklı rapordan alınarak aşağıda özetlenmiştir (Donert, 2014). Şekil 5. Mekânsal vatandaşlık dersi “GM Teknoloji, Metodoloji Modülü” etkinlik dokümanlarından örnekler. (a) Harita nasıl çizilir? (b) Kartografya ve CBS’nin temellerini anlamak, (c) İnternetteki geo-medya araçlarını araştırmak, (d) CBS ile okulumun sayısal haritasını hazırlamak Pilot Uygulama Öncesindeki Anketin Değerlendirilmesi Pilot uygulama öncesinde uygulamaya katılan 24 öğretmene 17 sorudan oluşan bir anket uygulanmıştır. Ankete verilen cevaplara göre uygulamaya katılan öğretmenlerin 18’i (%75) kadın, altısı (%25) ise erkektir. Öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu orta yaş grubundadır. On öğretmen 31-40 yaş grubunda, 11 öğretmen ise 41-50 yaş grubundadır. Uygulamaya katılan öğretmenlerden sadece ikisi 21-30 yaş grubunda ve sadece birisi ise 51-60 yaş grubundadır. Anket sonuçlarında uygulamaya katılan öğretmenlerin eğitim seviyelerinin yüksek olduğu görülmüştür. Nitekim öğretmenlerin altısı (%25) doktora diplomasına, dokuzu (%37,5) yüksek lisans diplomasına sahip olduğunu bildirmiştir. Sadece lisans diplomasına sahip olduğunu bildiren öğretmenlerin sayısı ise dokuzdur (%37,5). 23 Toplumda Mekânsal Bilincin Geliştirilmesi: Mekânsal Vatandaşlık Şekil 6. Mekânsal vatandaşlık dersinin pilot uygulaması için kullanılan Moodle platformu (Donert, 2014) Şekil 7. Pilot kurs Romanya’nın Iaşi şehrinde farklı sınıf içi ve dışı etkinliklerle gerçekleştirilmiştir. Ön ankette kursa katılan öğretmenlerin çok farklı branşlarda öğretmenlik yaptığı görülmüştür. Öğretmenlerin çoğu en az iki farklı branşta derslere girmektedir. Yirmi iki öğretmen coğrafya dersine girdiğini, yedi öğretmen başta Fransızca ve İngilizce olmak üzere modern diller dersine, üç öğretmen BİT ile bilgisayar dersine, ikişer öğretmen sanat, müzik, drama, tasarım, teknoloji, spor, sağlık, beden eğitimi, fen bilimleri, fizik, kimya ve biyoloji derslerine, birer öğretmen ise tarih ve medya derslerine girdiklerini belirtmişlerdir. Ankette ayrıca öğretmenlerin çalıştıkları okullarla ilgili bilgiler elde edilmiştir. İlgili soruya verilen cevaplardan pilot uygulamaya katılan öğretmenlerin çoğunluğunun lisede veya kolejde çalıştıkları, bununla birlikte bazı öğretmenlerin teknoloji liselerinde görev yaptıkları görülmüştür. Ön ankete verilen cevaplardan öğretmenlerin büyük bir çoğunluğunun (%83) son 12 ay içinde meslek içi eğitim programlarına katıldıklarını göstermektedir. Öğretmenlerin ağırlıklı olarak katıldıkları meslek içi 24 Ali Demirci – Serdar Arslan eğitim programları ise Java, kuşaklararası öğrenme, İngilizce, okul-aile işbirliği, bilim öğretiminde modern teknolojiler, BİT, işyerinde güvenlik ve sağlık gibi konulardan oluşmaktadır. Anket ile öğretmenlerin tamamının bilgisayar ile öğretimi sevdikleri anlaşılmıştır. Sekiz öğretmen (%33) bilgisayarın öğrencilerin motivasyonunu artırdığını ve dersleri öğrenciler için daha çekici yaptığını, altı öğretmen (%25) bilgi teknolojilerinin mekânsal teknolojilere erişimi sağladığını, aksi takdirde bunun mümkün olamayacağını, dört öğretmen ise (%16) bilgi teknolojilerinin toplum için önemli olduğunu dile getirmişlerdir. Öğretmenlere ön ankette kendi öğretim yaklaşımlarını belirtebilmeleri bir tablo içinde beş farklı bilgi sunulmuş ve bunlardan kendi öğretim yöntemlerini en iyi tarif edeni işaretlemeleri istenmişti. Öğretmenlerin yaklaşık yarısı (%45,8) kendi derslerinde yeni olarak geliştirdikleri, kullandıkları yaklaşım ve materyalleri diğer öğretmenlerle paylaştıklarını, %37,5’i yeni yöntem ve materyalleri denemeyi sevdiklerini, %12,5’i bazen materyallerde değişiklik yaptıklarını ifade etmiştir. Diğer öğretmenler ne yapıyorsa onu takip ediyorum diyen sadece bir (%4,1) öğretmen olmuştur. “Çok ihtiyatlıyım ve değişimi sevmem” şeklinde sunulan yaklaşımı hiçbir öğretmen benimsememiştir (Donert, 2014). Coğrafya eğitimi ve mekânsal düşünme konusunda öğretmenlerin farkındalığını değerlendirmek için ön ankette öğretmenlere farklı sorular yöneltilmiştir. Coğrafya eğitiminin ana amacının ne olduğu yönünde sorulan soruya verilen cevaplar sınıflandırıldığında cevaplardan 13’ünün vatandaşlık ve sorumluluk bilinci kazandırma, 12’sinin çevre ve ekolojinin önemini kazandırma, sekizinin dünyanın ve bitkilerin çalışılması ve altısının ise insan ve fiziki çevre şartları açısından çeşitliliğin kavranması gibi konular üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Bunların yanında cevaplarda coğrafi beceriler ve harita gibi araçlar, mekân, konum, keşif ve merakın giderilmesi gibi hususlarda da farklı ifadeler yer almıştır. Mekânsal düşüncenin ne olduğunu biliyor musunuz? şeklinde yöneltilen soruya ise sadece öğretmenlerin yaklaşık yarısı (%46) evet cevabını vermiştir. Ancak öğretmenlerden yalnızca altısı (%25) mekânsal düşünceyi mekân, olay ve olgular arasındaki coğrafi ve zamansal ilişkilerin anlaşılması, konum, ölçek, örnek ve yönelimler gibi kavramlarla ilişkili olarak doğru bir şekilde ifade edebildikleri görülmüştür. Ön anket öğretmenlerin derslerinde ne tür haritalardan yararlandıkları konusunda da bilgiler sağlamıştır. Öğretmenlerin büyük bir bölümü (%91) derslerinde Google Earth’ten yararlandıklarını ifade etmişlerdir. İlgili soruya verilen cevaplardan öğretmenlerin derslerinde sık sık duvar haritalarından, kitap ve atlaslardaki haritalardan yararlandıkları görülmektedir. Bunun dışında öğretmenler bazen Web tabanlı haritalardan, çok nadiren de CBS ve GPS gibi teknolojilerden yararlandıklarını ifade etmişlerdir. Pilot Uygulama Sonrasındaki Anketin Değerlendirilmesi Pilot uygulamaya katılan öğretmen ve üç proje personeline ders sonrasında uygulamayı değerlendirmeleri için anket uygulanmıştır. Anketin başında öğretmenlere uygulama esnasında en çok ilgilerini çeken etkinliklerin hangileri olduğu sorulmuştur. Verilen cevaplardan 11 öğretmenin harita yapmak, karşıt harita, geo-medya ile iletişim (arazi çalışması) konularındaki etkinlikleri en fazla ilgi çekici buldukları görülmüştür. Sekiz öğretmen geo-medya ile ilgili, sekiz öğretmen ArcGIS ve hikâye haritalama (story mapping) ile ilgili, beş öğretmen haritalarla çalışmak ve küme haritalama ile ilgili, dört öğretmen zihin haritaları ve iki öğretmen ise vatandaşlık eğitimi ile ilgili olan etkinlikleri en fazla ilgi çekici bulduklarını belirtmişlerdir. Dersin çok yönlü olarak faydalarını ifade etmek açısından bir öğretmen dersle ilgili olarak aşağıdaki yorumu yapmıştır. “Daha önce mevcut olmadığını düşündüğüm pek çok yeni şey öğrendim. Dersin bütünü çok ilgi çekiciydi. Ancak en fazla zihinsel haritaları sevdim. Dersin sevdiğim diğer yönlerinden biri de ArcGIS hakkında daha fazla bilgiye sahip olmamdı. Öğrencilerime bunları (burada öğrendiklerimi) öğretmeye çalışacağım ve coğrafya derslerinin daha dinamik olacağından eminim.” (Donert, 2014). Öğretmenlerden genel olarak mekânsal vatandaşlık dersinin gerçekleştirildiği ortamı tarif etmeleri istenmişti. Bu soruya verilen cevaplardan mekânsal vatandaşlık dersi ortamını 15 öğretmen zorlayıcı, sekiz öğretmen aktif, sekiz öğretmen pozitif, altı öğretmen kolay, dört öğretmen arkadaşça ve sıcak, üç öğretmen iş birlikçi ve interaktif, iki öğretmen ise dil açısından zor olarak ifade etmişlerdir. Öğretmenlerden birinin öğrenme ortamı ile ilgili aşağıdaki yorumu özellikle dil sorununa dikkat çekmektedir. “Bazı modüllerin anlaşılması kolay, bazılarının ise zordu. Dersin genel olarak benim için zorlayıcı olduğunu söyleyebilirim. Materyalleri kullanma ile ilgili fazla bir problemim olmadı. Ancak dil ile ilgili ufak da olsa sorunlar yaşadım. Modüller çevrilmiş olsaydı (Romence’ye) daha 25 Toplumda Mekânsal Bilincin Geliştirilmesi: Mekânsal Vatandaşlık anlaşılır olacaklarını düşünüyorum.” (Donert, 2014). fazlasının test edilmek istenmesinin etkisi olmuştur (Donert, 2014). Derse tüm etkinlikleri ile iştirak eden 27 katılımcının tamamı da dersi zevk alarak takip ettiklerini ifade etmişlerdir. Bunların %89’u (24 kişi) dersin öğretim üzerindeki bakış açılarını değiştirdiğini ifade etmiştir. Özellikle 10 öğretmen CBS ve geomedya gibi farklı araçları kullanmanın, yedi öğretmen öğretimdeki öğrenci merkezli, etkileşimli ve uygulamaya dayalı farklı fikir ve yaklaşımların, altı öğretmen ise derslerde yararlanabilecekleri çok çeşitli kaynakların kendilerine çok farklı yeni bakış açıları sağladığını dile getirmiştir. Ankete cevap veren 27 öğretmen ve eğitmenin %85’i (23 kişi) mekânsal vatandaşlığın ne olduğunu anladığını belirtmiş ve kendilerini mekânsal vatandaş olarak tanımlamışlardır. Ders sonrasında katılımcıların %70’i mekân ve mekânsal temsiller hakkında farkındalığa sahip olduğunu ifade etmiştir. Değerlendirme anketinin sonunda öğrencilere dersle ilgili bazı kanılar sunulmuş ve bunlara katılıp katılmadıklarını evet ve hayır seçeneklerinden birini işaretleyerek belirtmeleri istenmiştir. İlgili soruya verilen cevaplardan öğretmenlerin %89’unun ders modüllerini net ve anlaşılır buldukları, %89’unun ders sırasında yapılan tartışmaları faydalı buldukları, %81’inin grup çalışmalarını ilgi çekici buldukları görülmüştür. Yine aynı cevaplardan öğretmenlerin %78’inin dersteki etkinliklerin kendilerini öğretim mesleğinde daha yetkin hale getirdiğini, %67’si modüllerin uygun olduğunu belirtmişlerdir. Bununla birlikte “kendimi kaybettim ve dersi bütünü ile anlamadım” şeklinde sunulan kanıya öğrenicilerin %11’i, “Moodle üzerinde materyallerle ilgili öğrencilerin yaptıkları geri bildirimler faydalı değildi” şeklinde yapılan kanıya öğrenicilerin %19’u ve “ders fikri anlamda bende önemli bir dönüşüm yapmadı” şeklinde verilen kanıya ise sadece öğrenicilerin %7’si katılmıştır (Donert, 2014). Dersin farklı yönleri ile değerlendirilebilmesi için öğretmenlere ders ile ilgili farklı durumlar verilmiş ve bunlar açısından dersi 1 ile 5 arasında (1= katılmıyorum, 3=kararsızım, 5= katılıyorum) değerlendirmeleri istenmiştir. İlgili soruya verilen cevaplar beş üzerinden ortalama olarak değerlendirildiğinde, öğretmenlerin dersi genel olarak pratik (4,6), motive edici (4,6), uygun (4,5), anlaşılır (4.4) ve iyi açıklanmış (4,3) buldukları görülmüştür. Dersin zor olduğunu ifade eden duruma katılma oranı ise beş üzerinden 3,1’dir. Dersin içeriğinin çok fazla olduğu yönündeki duruma katılım ortalaması 2,8 iken etkinliklerin genel olarak ders ile ilgili olmadığını düşünen öğrenicilerin oranı ise 1,3’tür. Değerlendirme anketinde öğretmenlerden ayrıca pilot dersin beğendikleri ve beğenmedikleri yönlerini yazmaları istenmiştir. İlgili soruya verilen cevaplar Tablo 4’te gruplandırılmıştır. Tablodan da görüldüğü üzere öğrenicilerin öğrenme ortamını, dersin içeriğini, dersin organizasyonunu ve derste kullanılan materyalleri, öğretim elemanlarının tecrübelerini, bilgilerini ve öğretmedeki tutum ve isteklerini, etkinlikleri ve derslerin beceri ve deneyim kazandırmaya dayalı yapısını genel olarak beğendikleri görülmektedir. Öğreniciler dersin beğenilmeyen yönleri ile ilgili olarak verdikleri bilgilerde derse ve özellikle etkinliklere ayrılan sürelerin yetersizliğini ağırlıklı olarak dile getirmişlerdir. Zamanla ilgili sorunlar biraz da mekânsal vatandaşlık dersinde farklı modüllerde hazırlanan çok sayıda etkinlikten üç günlük pilot uygulama sırasında mümkün olduğunca SONUÇ Mekânsal vatandaşlık projesi, bilim ve teknolojide özellikle son 15-20 yılda meydana gelen gelişmelerle birlikte daha da çeşitlenen ve gelişen, mekânın doğru olarak anlaşılması, yorumlanması ve kullanılması açısından önemli kolaylıklar sağlayan mekânsal teknolojilerden yararlanılarak mekânsal farkındalığa ve bilince sahip bir vatandaşlık yapısının nasıl oluşturulabileceğini teorik olarak açıklamak, ardından da çok farklı öğrenme ortamları ve materyalleri kullanılarak bunu gerçekleştirebilmek için yeni bir yaklaşım ve metodoloji ortaya koymaktadır. Proje kapsamında belirli öğrenme çıktıları üzerine oturtulan bir mekânsal vatandaşlık dersi öğretim programı çok yönlü etkinlikler ile birlikte hazırlanmış ve pilot bir uygulama ile öğretmenler üzerinde test edilmiştir. Özellikle pilot uygulama sonrasında öğretmenlerden alınan geri bildirimler ve öğretim elemanlarının materyallerin test edilmesinden elde ettikleri bilgiler ışığında mekânsal vatandaşlık dersinin dokümanlarına son hali verilmiş ve bu materyaller mekânsal vatandaşlık projesinin web sayfasından ücretsiz olarak sunulmuştur (http://www.spatialcitizenship.org/). Materyallerin farklı dillere çevrilmesi ile ilgili çalışmalar devam etmektedir. Şu anda ilgili materyallerin çeviri taslaklarına Türkçe, Almanca, Romence ve İtalyanca olarak proje web sayfasından erişilebilmektedir. 26 Ali Demirci – Serdar Arslan Tablo 4. Öğrencilerin mekânsal vatandaşlık dersi ile ilgili beğendikleri ve beğenmedikleri hususlar Beğenilen yönler Ortam; ilginç, interaktif, işbirlikçi öğrenim, iyi çalışma ortamı, giriş etkinliğinin açık alanda Iasi meydanında olması, tartışmalara katılımın kolay olması, tartışmaların faydalı olması, sözlü sunumlar, coğrafya öğretimine uygun yeni web sayfaları, takım çalışması, ortamların çeşitliliği, kursiyerlerin çeşitliliği, kendi kendine öğrenme, İçerik; ilgi çekici, zenginleştirici, heyevan verici, geo-news, çok çeşitli içerik ve araçlar, yeni bilgiler, mekânla ilgili yeni yaklaşımlar, modüllerin eğitim açısından uygunluğu, yeni fikirlere sahip olmak, Organizasyon ve Materyaller; yeni program, modüllerin açıkça tanıtılması, başlık ve amaçların net olması, teknik yönetimin iyi olması, organizasyon, CBS, çok farklı geomedya araçlarını tanıtması, materyallerin farklı öğrenme ortamlarında kullanılabilir olması, Öğretim elemanları; yeniliklere açık, istekli, farklı altyapı ve bilgiye sahip öğretim elemanları, öğretim elemanlarının öğretim stratejileri, öğretim elemanlarının yardım ve destekleri, derslerini ciddiye almaları, öğretmedeki motivasyonları, pek çok örneklerle birlikte net anlatım, Etkinlikler; interaktif, problem çözmeye dayalı, harita çizimi, uygulamaya dayalı, zorlayıcı ancak geliştirici, Beceri ve deneyim merkezli ders: derslerimde kullanabileceğim bakış açıları ve becerilere sahip oldum, uygulamaya dayalı öğretim, yaparak öğrenme, yeni yöntemler, öğretimdeki yetkinliğimin artması, Mekânsal vatandaşlık dersi toplum tarafından kolayca erişilebilen geo-medya araçlarının farklı mekânların farklı yönleri ve kullanım alanları ile incelenmesi, yorumlanması, kritik edilmesi ve mekânla ilgili düşüncelerin toplum içinde rahatça ifade edilmesi ve paylaşılabilmesi için kullanımını öne çıkarmaktadır. Tüm toplumun mekânsal bilincini hedeflediğinden dolayı da bunun en etkin yönden gerçekleştirilebilmesi için de ağırlıklı olarak tüm toplumun bir nevi zorunlu olarak katıldığı öğretim kademesi olan ortaöğretimdeki öğretmenleri hedeflemektedir. Öğretmenler mekânsal teknolojileri ne ölçüde anlayabilir, kendi hayatlarında ve öğretim mesleklerinde kullanabilirlerse mekânsal vatandaşlık dersi ile ilgili hedeflenen bilgi, beceri ve tutumlar da o ölçüde öğrencilere, dolayısıyla toplumun geneline transfer edilebilecektir. Bu nedenle proje tamamlanmış olsa da proje kapsamında yapılan çalışmalar geliştirilen mekânsal vatandaşlık dersinin daha geniş kitlelere ulaştırılması yönünde bundan sonra da devam edecektir. İlgili materyaller özellikle mevcut öğretmenler başta olmak üzere tüm öğretmen adayları için de kullanılabilecektir. Bu nedenle coğrafya, vatandaşlık, tarih, sosyal bilgiler gibi farklı derslerin mevcut öğretmenleri ilgili dersten meslek içi eğitim programı kapsamında yararlanabilecek, aynı ders ilgili branşlarda öğretmen yetiştiren programlarda Dile getirilme sayısı Beğenilmeyen yönler Dile getirilme sayısı 16 Zaman: zamanın kısa olması, harita yapmada daha fazla zaman harcamak isterdim, etkinlikler hızlı geçti, program biraz yoğundu, 8 11 İçerik: etkinliklerle ilgili sonuçların sunumunun kısa olması, bazı olmaması, kısa sürede çok bilgi verilmesi, teorik metinler uzundu, 3 10 10 Ortam: sınıf sıcaktı, çalışma ortamı biraz dardı, bilgisayarların tam olarak yazılım için uygun olmaması 3 7 5 da farklı bir öğretim yaklaşımı ve yöntemi olarak veya “mekânsal vatandaşlık” başlığı ile verilebilecek ayrı bir ders olarak kullanılabilecektir. Mekânsal vatandaşlık dersi materyalleri mekân ve mekânsal teknolojilerle ilgili farklı bilgi ve beceri seviyesindeki farklı öğretmen grupları dikkate alınarak hazırlanmış, çoğunla ücretsiz olarak ve öğretmenler tarafından rahatlıkla temin edilebilecek yazılım ve teknolojiler kullanılarak, öğretmenlerin kendi ihtiyaçlarına göre üzerlerinde değişiklik yapabilecekleri şekilde sunulmuştur. Mekânsal vatandaşlık dersinden doğrudan sunulan dokümanların kullanılması şeklinde yararlanılabileceği gibi farklı konularda sunulan belirli etkinlikler içeriklerde yapılacak değişikliklerle de değerlendirilebilecektir. Eğitimle ilgili bakanlıklar, milli eğitim müdürlükleri ve okul yöneticileri mekânsal vatandaşlık dersinden meslek içi eğitim programı şeklinde yararlanabilecekleri gibi, farklı branşlardaki öğretmenler kendi verdikleri derslerle ilgili farklı etkinlikleri de ilgili dokümanları proje web sayfasından indirerek derslerine taşıyabileceklerdir. Projede mekânsal teknolojilerin topluma mekânın doğru ve etkin olarak anlaşılması, kullanılması ve yönetilmesi şeklinde ifade edilebilecek bir mekânsal 27 Toplumda Mekânsal Bilincin Geliştirilmesi: Mekânsal Vatandaşlık bilincin kazandırılması açısından önemli potansiyele sahip olduğu görülmüştür. Mekânsal bilince sahip bir vatandaşlık yapısına kavuşmada tabi ki ilgili proje kapsamında hazırlanan ve test edilen dokümanlar yeterli olmayacaktır. Mekânın çok yönlü ve doğru olarak anlaşılması, tanınması, kullanılması ve yönetilmesi açısından gerekli olan bilgi, beceri, araçgereç ve tutumların toplumu oluşturan bireyler tarafından sahip olunması, bunun için de çok daha farklı stratejilerin, materyallerin ve derslerin hazırlanmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Coğrafya, tarih, vatandaşlık ve sosyal bilgiler gibi derslerde mekân ve mekânsal teknolojiler ile ilgili kavramların daha sık kullanılması, mekânsal teknolojilerden de daha yaygın olarak yararlanılması bu ihtiyacın karşılanması için atılabilecek adımlardan bazılarıdır. Ayrıca proje kapsamında üretilen materyallerin ve topluca mekânsal vatandaşlık dersinin gerçek anlamda bir vatandaşlık bilinci ve mekân bilinci oluşturmadaki etkilerinin daha kapsamlı ve detaylı yapılacak çalışmalarla araştırılması, bu amaçla da yeni yaklaşım, yöntem ve materyallerin hazırlanmasına da ihtiyaç duyulmaktadır. KATKI BELİRTME Bu çalışmada ele alınan proje “SPACIT: Spatial Citizenship” başlığı ile Avrupa Birliği Hayatboyu Öğrenme Programı tarafından desteklenmiştir. KAYNAKÇA Anderson, L.W. (Ed.), Krathwohl, D.R. (Ed.), Airasian, P.W., Cruikshank, K.A., Mayer, R.E., Pintrich, P.R., Raths, J., ve Wittrock, M.C. (2001). A taxonomy for learning, teaching, and assessing: A revision of Bloom’s Taxonomy of Educational Objectives (Complete edition). New York: Longman. Audet, R., ve Ludwig, G. (2000). GIS in Schools. Redlands, CA: Esri Press. Baker, T. R. (2005). Internet-based GIS mapping in support of K–12 education. The Professional Geographer, 57(1):44–50. Baker, T. R., Palmer, A. M. ve Kerski, J. J. (2009). A national survey to examine teacher professional development and ımplementation of desktop GIS. Journal of Geography, 108(4-5), 174-185. Bednarz, S. W. (2004). Geographic information systems: A tool to support geography and environmental education? GeoJournal 60, 191–199. Bednarz, S. W. ve van der Schee, J. (2006). Europe and the United States: The implementation of Geographic Information Systems in secondary education in two contexts. Technology, Pedagogy and Education, 15(2), 191-205. Bednarz, S., ve Audet, R. (1999). The status of GIS technology in teacher preparation programs. Journal of Geography, 98: 60-67. Bevainis, L. (2008). Applying the GIS in school education: The experience of Japanese geography teachers. Geografija, 44(2), 36-40. Breetzke, G., Eksteen, S., ve Pretorius, E. (2011). Paperbased GIS: A practical answer to the implementation of GIS education into resourcepoor schools in South Africa. Journal of Geography, 110(4), 148-157. Butler, D. (2006). Virtual globes: the web-wide world. Nature, 439, 776778. Chun, B. A. ve Hong, I. (2007). Integrating GIS with geographic and environmental education into K12: An interdisciplinary curriculum development entitled studying the environment of Eighteenmile Creek. Journal of the Korean Geographical Society, 42(2), 295-313. Demirci, A. (2008). Evaluating the implementation and effectiveness of GIS-Based application in secondary school geography lessons. American Journal of Applied Sciences, 5 (3), 169–178. Demirci, A. (2011). Using Geographic Information Systems (GIS) at schools without a computer laboratory. Journal of Geography, 110(2), 49 — 59. Demirci, A. ve Jekel, T. (2013). Mekânsal teknolojilerden mekânsal vatandaşlığa: SPACIT (Spatial Citizenship) Avrupa Birliği Projesi. Coğrafyacılar Derneği 2013 Yıllık Kongresi Bildiriler Kitabı, Coğrafyacılar Derneği, s. 47 – 52. http://www.cd.org.tr/uploads/WsPmtacX.pdf Demirci, A., (2012). Turkey: GIS for teachers and the advancement of GIS in geography education, (Andrew J. Milson, Ali Demirci, ve Joseph J. Kerski (Ed.) International Perspectives on Teaching and Learning with GIS in Secondary Schools içinde, Springer, s. 271-282. Demirci, A., Karaburun, A., Ünlü, M. ve Özey, R. (2012). Okullarda CBS tabanlı projeler: Coğrafi Bilgi Sistemlerinin eğitimde kullanımına örnekler. Ankara: Esri Türkiye. Donert, K. (2014). Evaluation of pilot training materials, Spatial Citizenship (SPACIT) Comenius Project. Goodchild, M. F. (2008). The use cases of digital earth. International Journal of Digital Earth, 1(1), 31 – 42. Goodchild, M. F. ve Kemp, K. K. (1990). The NCGIA core curriculum in GIS. National Center for Geographic Information and Analysis, Santa Barbara, California. 28 Ali Demirci – Serdar Arslan Goodchild, M.F. ve Palladino, S.D. (1995). Geographic Information Systems as a tool in science and technology education. Speculations in Science and Technology, 18, 278-286. Gryl, I. ve Jekel, T. (2012). Re-centering geoinformation in secondary education: Toward a spatial citizenship approach, Cartographica, 47 (1), 18-28. Gryl, I., Jekel, T. ve Donert, K. (2010). GI and Spatial Citizenship. T. Jekel, K. Donert ve A. Koller (Ed.), Learning with GeoInformation içinde. Berlin: Wichman Verlag. Gryl, I., Schulze, U. ve Kanwischer, D. (2013). Spatial Citizenship: The concept of competence. GI_Forum 2013 – Creating the GISociety, Proceedings, s. 282-293. http://hw.oeaw.ac.at/giscience2013 Harley, J. B. (1989), Deconstructing the map. The International Journal for Geographic Information and Geovisualization, 2:1-20. Henry, P. ve Semple, H. (2012). Integrating online GIS into the K–12 curricula: Lessons from the development of a collaborative GIS in Michigan. Journal of Geography, 111(1), 3-14. Hogrebe, M. C. ve Tate, W. F. (2012). Geospatial perspective: Toward a visual political literacy project in education, health, and human services. Review of Research in Education, 36, 67 – 94. Ida, Y. ve Yuda, M. (2012). Japan: GIS-enabled field research and a cellular phone GIS application in secondary schools. A. J. Milson, A. Demirci, ve J. J. Kerski (Ed.), International Perspectives on Teaching and Learning with GIS in Secondary Schools içinde (s. 141-149). New York: Springer. Jekel, T., Gryl, I. ve Schulze, U. (Baskıda). Education for Spatial citizenship. Muniz-Solari, O, Demirci, A. ve van der Schee, J., (ed.) Geospatial Technologies and Geography education in a changing world içinde Tokio: Springer. Johansson, T. (ed.) (2006). GISAS project: Geographical information systems applications for Schools, Finland: University of Helsinki. Kerski, J. J. (2003). The implementation and effectiveness of geographic information systems technology and methods in secondary education. Journal of Geography, 102(3), 128–137. Kerski, J. J. (2008). The role of GIS in digital earth education. International Journal of Digital Earth, 1(4), 326 – 346. Kim, M., Bednarz, R. ve Lee, S. (2011). GIS education for teachers in South Korea: Who participates and why? Journal of the Korean Geographical Society, 46(3), 382-395. Krathwohl, D. R. (2002). A revision of Bloom’s Taxonomy: An Overview. Theory Into Practice, 41(4), 212 – 264. Lidstone, J. ve Stoltman, J. (2006). Editorial: Searching for, or creating, knowledge: The roles of Google and GIS in geographical education. International Research in Geographical and Environmental Education, 15(3), 205-209. Meyer, J. W., J. Butterick, M. Olkin ve G. Zack. 1999. GIS in the K-12 curriculum: A Cautionary note. The Professional Geographer, 51(4), 571–578. Milson, A. J. ve Earle, B. D. (2008). Internet-based GIS in an inductive learning environment: A case study of ninth-grade geography students. Journal of Geography, 106(6), 227-237. Milson, A. J., Demirci, A. ve Kerski, J. J. (Eds). (2012). International Perspectives on Teaching and Learning with GIS in Secondary Schools. New York: Springer. Palladino, S. D. ve Goodchild, M.F. (1993). A place for GIS in the secondary schools? NCGIA secondary education project, Geo Info Systems, April, s. 4549.b http://www.geog.ucsb.edu/~good/papers/186.pdf Rød, J.K., Larsen, W. ve Nilsen, E. (2010). Learning geography with GIS: Integrating GIS into upper secondary school geography curricula. Norwegian Journal of Geography, 64(1), 21 – 35. Schulze, U., Gryl, I. ve Kanwischer, D. (2013): Public Report. Competence model for Spatial Citizenship education. Schulze, U., Gryl, I. ve Kanwischer, D. (2014). Spatial Citizenship: Creating a curriculum for teacher education, Geospatial Innovation for Society, GI_Forum 2014 Conference Proceedings, s. 230241, Berlin: Wichmann, http://hw.oeaw.ac.at/?arp=0x0030d5cd SPACIT (Spatial Citizenship) (2013), Spatial Citizinship Progress Report, Public Part, http://www.spatialcitizenship.org/media/interim_r eport.pdf (Nisan 2015). SPACIT (Spatial Citizenship) (2015), project website of the EU Comenius Project Spatial Citizenship. http://www.spatialcitizenship.org/ (April 2015). Svatonova, H. ve Mrazkova, K. (2010). Geoinformation technologies: New opportunities in geography education? In M. V. Zuljan & J. Vogrinc (Eds.), Facilitating Effective Student Learning through teacher research and innovation (pp. 331-348). Ljubljana: University of Ljubljani. Turnbull, D. (1998), Mapping encounters and (en)countering maps: A critical examination of 29 Toplumda Mekânsal Bilincin Geliştirilmesi: Mekânsal Vatandaşlık cartographic resistance. Knowledge and Society, s. 15-44. White, K. L. ve Simms, M. (1993). Geographic Information Systems as an educational tool. Journal of Geography, 92(2), 80-85. Wigglesworth, J. (2003). What is the best route? Routefinding strategies of middle school students using GIS. Journal of Geography, 102(6), 282-291. Atıf Bilgisi / Citation Information Demirci, A., Arslan, S. (2015). Toplumda Mekânsal Bilincin Geliştirilmesi: Mekânsal Vatandaşlık, Coğrafya Eğitimi Dergisi [Turkish Journal of Geography Education], 1(2): 10-30. 30 Akademisyenlerin Türkiye’deki Lisansüstü Coğrafya Eğitimine Yönelik Görüşleri* Academicians’ Views on the Graduate Geography Education in Turkey YASİR AYDOĞMUŞ Özet Yapılan bu çalışmada Türkiye’deki lisansüstü coğrafya eğitiminin mevcut durumu ele alınmış ve halihazırdaki durum ortaya çıktıktan sonra da küresel bağlamda uyum için hangi noktalarda, neler yapılabilir ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Hedeflenen amaç doğrultusunda, alanında uzman akademisyenlerle mülakatlar ayapılmış ve “Türkiye’deki lisanüstü coğrafya eğitiminin kalite ve yeterlilikler açısından mevcut durumu ile ilgili çeşitli sorulara cevaplar aranmıştır. Sonuç olarak, Türkiyede lisansüstü coğrafya eğitiminde çeşitli sorunlar ve eksikliklerin olduğu görülmüştür. Çalışmanın sonuç bölümünde; tespit edilen bu sorunlar ile ilgili olarak farklı önerilere yer verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Lisansüstü coğrafya eğitimi, yükseköğretim, akademik yeterlik, mülakat yöntemi Abstract This study included the current situation of graduate education in geography and tried to explain the solutions to the problems faced in order to raise the quality of geography education to the global standards. For this purpose, a deep interview was applied to some academicans and the current situation of graduate geography education in terms of quality and academic competency was researched in the study. As a result, some vital lacks were found related to graduate education in Turkey. Some suggestion were given in the conclusion section of the study. Key Words: Graduate geography education, higher education, academic competency, deep interview method * Bu çalışma, yazarın Doktora tezinin bir bölümünden üretilmiştir / This work was published from one part of author’s phd thesis. Yasir Aydoğmuş, Araş. Gör. Dr., Dicle Üniversitesi, Coğrafya Eğitimi A.B.D., Diyarbakır, [email protected] GİRİŞ Bugün Dünya’da eğitim dinamik ve esnek bir yapıya dönüşmeye başlamıştır. Bundan dolayıdır ki değişik coğrafyalardaki gelişmiş ve gelişmekte olan çeşitli ülkeler, eğitim sistemlerinde dinamik ve esnek bir yapı inşa edebilmek için ortak platformlar oluşturmuş, bu platformlarda kısa ve uzun vadeli hedefler belirleyerek bilgi çağının ihtiyaç duyduğu eğitim sistemini ve çıktılarını hedeflemişlerdir. Diğer birçok alanda olduğu gibi eğitimde de küresel çağın etkilerinin yaşandığı bir dönemde Türkiye’deki lisansüstü coğrafya eğitiminin nitelikler ve nicelikler açısından ele alınması önem arz etmektedir. Lisansüstü coğrafya eğitiminde yapı, süreç ve öğretim programları açısından temel yetkinliklere sahip, uluslararası düzeyde rekabet edebilecek seviyenin olup olmadığı ve çağın ihtiyaçlarını karşılayabilecek çıktıların ortaya konulup konulmadığı irdelenmesi gereken ve üzerinde çalışmalar yapılması gereken konular arasında yer almaktadır. Bu nedenle, alanda çalışmalar yapılmalı ve yapılacak durum tespitinin ardından çözüm adına alternatifler geliştirilmelidir. Günümüzde bilimde ve teknolojideki baş döndürücü ilerleme ve sürekli değişim, eğitim alanında yapılan çalışmaların da bu değişime ve gelişime ayak uydurarak kendini geliştirmesini ve yapılan çalışmaların süreklilik kazanmasını gerekli kılmaktadır. Bu nedenle, bilimsel ve teknolojik güncelliğin takip edilmesinin yanında alanda yapılan çalışmaların da takip edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, benzer çalışmaların coğrafya eğitiminde de yapılması önemli bir ihtiyaçtır. Böylece, Türkiye’de yükseköğretim coğrafya eğitimi ile ilgili yapılan çalışmaların incelenerek mevcut durumun ortaya konulması, eksik kalan, aksayan yönlerin tespiti ve dünya çapındaki eğilimler ışığında öneriler getirilmesi coğrafya eğitimine de katkı sağlayacaktır. Bir yerde eğitimin kalitesi, yeterliği, belirlenen amaca uygunluğu hakkında fikir yürütmek ve bir kanıya varmak için eğitim süreçleri, uygulanan öğretim Coğrafya Eğitimi Dergisi – Turkish Journal of Geography Education, 1(2): 31-42. ISSN: 2149-522X, ©2015 Coğrafyacılar Derneği – Turkish Association of Geographers 31 Yasir Aydoğmuş programı ve o eğitim sisteminin ürünleri/çıktıları incelenmelidir. Özellikle yükseköğretim, lisansüstü eğitim gibi bir alana odaklanmak için ise uygulanan öğretim programlarına, akademik araştırma yeterliliklerine, ders vericilerin donanımlarına ve öğretme becerilerine, öğrencilerin kalitesine, ortaya çıkan ürün sayısı ve kalitelerine, yayınlanan makale sayısına, ulusal ve uluslararası akademik platformlardaki paylaşımlara (makale, konferans vb.), akademik camiadaki bilimsel ve sosyal ağlara (dernek vb.) ve kurulmuş olan ağların işlevselliği gibi ölçütlere bakmak gereklidir. Küresel bağlamda yükseköğretim sistemlerini yeniden inşa etme yolunda ciddi adımlar atmış ya da atmakta olan ülkelere bakıldığında, bu ülkelerin; akademik çıktılar üzerinden bir kalite güvence sistemi oluşturarak, eğitim sistemlerini sürekli olarak kritiğe tabi tuttukları görülmektedir. Türkiye’de de; çalışmamızın ana konusunu oluşturan lisansüstü coğrafya eğitiminde belli kriterler belirlenerek bu sağlamanın yapılması gerekmektedir ki çağın gerekleri doğrultusunda sistem kendini yenileyebilsin ve geliştirsin. Türkiye’deki üniversitelerde lisansüstü coğrafya eğitiminde; yaşanılan çağın ruhu ve mevcut sistemin karşı karşıya bulunduğu sorunlar ve bu alandaki küresel eğilimler bilinerek coğrafyanın yükseköğretim ve lisansüstü eğitimi yeniden ele alınmalı ve bu alanda yeni sistemler geliştirilmelidir. Küresel ölçekte denenmiş ve başarıya ulaşmış sistemlerden istifade edilmelidir. Ancak sistemi aynen transfer etmek mümkün değildir. Çünkü her ülkenin sistemi, kendine özgü bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Türkiye’de sistem yenilenirken ülkeye özgü bir şekilde yapılandırılmalıdır. Öğretim programının güncel, yeterli ve verimli olması, coğrafya eğitiminin amaca uygun işlemesi neticesinde dünya ölçeğinde faydalı sonuçların ve ürünlerin karşımıza çıkması sağlanacaktır. Aynı zamanda amaç; öğretim programında yer alan dersin içeriğiyle paralel olarak, hem toplum hem de birey olarak ulaşılacak noktadır. Küreselleşme denilen kavramın bütün alanları etkilediği günümüzde zaman-mekân-teknoloji-iletişim bağlamındaki değişimler ve bu değişimlerin domino taşları gibi birbirine etkileri tüm alanlarda görülmektedir. Dünyada teknoloji ve bilim alanındaki baş döndürücü gelişim ve değişimi yakalamak ancak eğitimle gerçekleşebilir. Buna bağlı olarak eğitimi şekillendiren, eğitimin temel taşlarından biri olan öğretim programlarının amaçlar doğrultusunda dönem dönem tekrar ele alınıp yapılandırılmasına, içeriklerin yerel ve küresel değişimler bağlamında gelişen ve değişen amaçlar doğrultusunda güncellenmesine ihtiyaç vardır. yenilenmesine, Türkiye’de içerik, kalite, süreç vb. bakımından yükseköğretim ve lisansüstü eğitimi konu alan çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Örneğin; Karabağ ve Şahin (2007), “Kuram ve Uygulamada Coğrafya Eğitimi” adlı kitapta coğrafya eğitiminin önündeki engeller başlığı altında bu konuyu ele almış ve engellerden birisinin, Türkiye’de akademik ve bilimsel yetersizlik olduğunu öne sürmüşlerdir. Yavuz (2012), akademik kalitenin tesisi konusu ile ilgili olarak Yüksek Öğretim ve Bilim Dergisi’nde yükseköğretime, kaliteli ve nitelikli bireylerin yetiştirilmesine temas etmiştir. Yavuz, gelişmiş ülkelerde 1980’li yıllarda başlayan bilgi toplumuna geçiş süreci, bilgi ekonomisi adıyla global bir kavram ortaya çıktığını ifade etmektedir. Ağıraliaoğlu 2013’de yaptığı Türkiye’de lisansüstü öğretim adlı çalışmasında, yüksek lisans ve doktorayı içeren lisansüstü programların bütün dünyada yüksek eğitimin üst seviyesi olduğunu, bu nedenle yüksek lisans ve özellikle doktora çalışmalarının herhangi bir yüksekokul veya ülke için çok önemli olduğunu ifade etmiştir. Çalışmasında Türkiye’deki yüksek lisans ve doktora programlarını genel olarak dersler, tezler ve akademik çalışmalar açısından değerlendirmiştir. Karakütük, vd. (2008)’e göre Türkiye’de lisansüstü eğitim konusunda yaşanan önemli bir sorun da ‘akademik standart’ eksikliği ya da daha doğru bir söyleyişle yokluğudur. Lisansüstü eğitim, maliyeti yüksek bir eğitimdir. Bu nedenle sıradan kurumlarda yapılması mümkün değildir. Yeterli sayıda öğretim üyesine sahip olmayan, kütüphane, laboratuvar, bilgisayar ağı, internet bağlantısı bulunmayan, gelişmesini henüz tamamlayamamış üniversitelerde, enstitülerin açılmasına, yüksek lisans ve özellikle doktora çalışmalarının yapılmasına izin vermek, bir tür akademik cinayet olarak nitelendirilebilir. İlhan’a (2009) göre ise, dünyada pek çok ülkenin yükseköğretim sistemlerinde, uluslararası standartlarda eğitim vermek, evrensel ölçülerde bilgi üretmek ve rekabet ortamına uyum sağlayacak, insan kaynağını yetiştirmek amacıyla yeniden yapılanma süreci yaşanmaktadır. Bu durum özellikle Avrupa ülkelerinde önemli gündem maddelerinden birini oluşturmaktadır. Varış 1970 yılında yaptığı çalışmada, lisansüstü eğitimde amaç ve fonksiyon belirsizliği olduğunu, ayrıca lisansüstü eğitimin literatürden yoksun olduğunu belirterek bunun çözümünün iki yolla olabileceğini savunmuştur. Birincisi, ders veren öğretim üyesinin geniş bir hazırlık ile bireysel akademik kalitesini artırıp bu literatürü oluşturması, 32 Akademisyenlerin Türkiye’deki Lisansüstü Coğrafya Eğitimine Yönelik Görüşleri temel teori ve kavramları da kapsayacak bir biçimde öğrenciye sunması, ikincisi ise lisansüstü eğitime kabul edilen öğrencilerde yabancı dil şartı aranarak onların yabancı literatüre ulaşabilmelerinin teminidir. Kurnaz ve Alev’in (2009) yaptığı çalışmaya göre; çalışmada katılımcılar tarafından belirtilen problemlerin genellikle ders seçim sürecinde bilgi ve rehberlik eksikliği, zaman uyumsuzluğu ve enstitü kriterleri olduğu dikkat çekmektedir. Ağıraliaoğlu 2013’de yaptığı Türkiye’de lisansüstü öğretim adlı çalışmasında sürece dair şunları belirtmiştir. Lisansüstü derslerin sayıca pek küçük bir kısmının gelişmiş ülkelerin standartlarında olduğu söylenebilirse de, büyük bir çoğunluğunda çok ciddi ve esaslı aksaklık ve eksiklikler bulunmaktadır. Örneğin, dersi verenin kendisi, üniversite eğitimi boyunca dünya standardında böyle bir lisansüstü ders almamıştır. Ayrıca, Varış (1970) çalışmasında tez konularının belirlenmesinde çoğunlukla öğretim üyelerinin etkin olduğunu vurgulamış, öğrencilerin sadece küçük bir grubun “birlikte tartışılarak karar verildiğini” söylediğini belirtmiştir. Ayrıca, Varış; lisansüstü eğitim sürecinin lisanstan daha avantajlı olduğunu ifade ederek lisans eğitiminde öğrencinin sayısal çokluğundan dolayı bireyselleştirilemeyen eğitim metotlarının ve grup çalışmalarının bireyselleştirilmesinin mümkün olduğuna vurgu yapmıştır. Günay (2011) ise yaptığı çalışmada Türk yükseköğretiminin yeniden yapılandırılması amacına yönelik olarak, sorunları, yükseköğretim alanında dünya genelindeki eğilimler, yapılandırma için genel ilkeler ve bazı öneriler dile getirmiştir. Karakütük, vd. (2008) ise yaptıkları çalışmada yaptıkları bir araştırmanın sonuçlarını ortaya koymuşlardır. Buna göre, lisansüstü öğretimle ilgili yasal düzenlemeler yeterli değildir; doktora tez izleme süreci sorunsuz işlememektedir, mezunların tezlerini arşivleme ve erişime açık tutmada olanaklar yeterli değildir, öğretim üyelerinin tez danışmanlığı sayısı fazladır; enstitüde program açılan ana bilim dallarındaki öğretim üyesi sayısı yeterli değildir, lisansüstü öğretim amaçlarına ulaşmamaktadır, lisansüstü öğretimin yapıldığı dersliklerin sayısı yeterli değildir, öğrencilerden alınan harç miktarı az değildir ve öğrencilere sunulan hizmetler (sağlık, kültürel, sportif, yurt, kütüphane, rehberlik ve psikolojik danışmanlık) yeterli değildir. Dilci (2011) çalışmasında çeşitli önerilerde bulunmuştur. Buna göre, lisansüstü eğitim sonucunda ulusal yeterlilikler ölçüt alınarak öğrenci kazanımları Avrupa Birliği seviyesine taşınmalıdır. Lisansüstü öğrencilerinin bağımsız çalışabilme yetkinliğinin kazanılması için öğretimsel faaliyetlere öğrenci merkezli uygulamaların yanı sıra lisansüstü öğrencilerine özgüven yeterliliğinin sağlayıcı yaklaşım biçimlerinin benimsenmesi için esas eğitim öğretimde kullanılan yöntem ve teknikler gözden geçirilmelidir. Tatlı ve Adıgüzel’e (2012) göre ise küreselleşme sürecinde bilim, teknik ve teknoloji alanında yaşanan hızlı değişimler ile sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş, eğitim sistemlerini de derinden etkilemiş, ülkelerin bu doğrultuda eğitim politikalarını değiştirmelerini ve geliştirmelerini zorunlu kılmıştır. Bu çalışmada, yukarıda detaylı olarak verilen çalışmalar dikkate alınarak Türkiye’deki lisansüstü coğrafya eğitiminin mevcut durumu kalite ve yeterlilikler çerçevesi açısından ele alınmış ve halihazırdaki durum ortaya çıktıktan sonra da küresel uyum için hangi noktalarda, neler yapılabilir ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Araştırmanın problem cümlesi “Türkiye’deki coğrafya eğitiminin kalite ve yeterlilikler açısından mevcut durumu nasıldır?” ifadesi olup, bu temel problem kapsamında alanında uzman farklı akademisyenlerle mülakatlar yapılmış ve temel olarak aşağıdaki konularla ilgili çeşitli sorulara cevaplar aranmıştır. AB uyum süreci ve yeterlilikler Öğretim programları hazırlama, uygulama süreçleri ve kalite sorunu Danışmanlık süreçleri Öğretim programlarında olması gereken temel dersler Alınan cevaplar neticesinde sonuç ve öneriler sunulmuştur. YÖNTEM Bu araştırma nitel bir desene sahiptir. Nitel araştırma; gözlem, görüşme ve doküman analizi nitel veri toplama yöntemlerinin kullanıldığı, algıların ve olayların doğal ortamda gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya konmasına yönelik nitel bir sürecin izlendiği araştırma olarak tanımlanabilir (Şimşek ve Yıldırım, 2006). Nitel araştırmacılar, belli bir konu ile ilgili araştırma yaparken o konunun “ne kadar” ya da “ne kadar iyi” olduğunu öğrenmekten çok daha geniş bir bakış elde etmek isterler. Örneğin bir dersin nasıl öğretildiği, bu ders için nasıl hazırlanıldığı, öğrencilerin neler yaptıkları, ne tür etkinliklerin işe koşulduğu, öğrenme sürecini olumlu ve olumsuz yönde etkileyen faktörlerin neler olduğu araştırılır. Bunların gerçekleştirilebilmesi için öğrenci ve öğretmenin deneyimleri doğal ortamında gözlenmeye ya da raporlanmaya çalışılır. Bu örnek bu tür 33 Yasir Aydoğmuş çalışmaları yapan araştırmacıların, bir olayın ya da olgunun hangi sıklıkla ortaya çıktığını sorgulamak yerine belli bir etkinliğin niteliği üzerinde odaklandıklarını göstermektedir (Büyüköztürk, Çakmak, Akgün, Karadeniz ve Demirel, 2009). Le Compte ve Goetz’e göre (1984), nitel araştırmada çoğunlukla üç tür veri toplanır: “çevreyle ilgili veri”, “ süreçle ilgili veri” ve “algılara ilişkin veri” (Akt., Yıldırım ve Şimşek, 2006). Nitel veri analizinin; verilerin düzenlenmesi, verilerin özetlenmesi ve verilerin yorumlanması olmak üzere üç temel aşaması vardır (Büyüköztürk ve diğ., 2009). Nicel araştırma ise araştırma sürecinde elde edilen bilgileri sayısal değerlere dönüştürerek açıklayan bilimsel araştırma yöntemidir. Nicel araştırmada amaç insandan, kültürden ve zamandan bağımsız doğruları keşfetmek ve bunları evrensel yasalar olarak genelleştirmektir (Yıldırım ve Şimşek, 2006). Nicel araştırmalardan elde edilen bulgular genellikle sert, açık ve güvenilir olarak düşünülmektedir. Bu tür bulguların sistematik işlemler takip edilerek ve diğer araştırmacılar tarafından doğruluğu test edilebilecek bir biçimde oluşturulduğu savunulmaktadır (Ekiz, 2009). Araştırmada, alanında uzman akademisyenlerle yapılan mülakatlar vasıtasıyla derinlemesine incelemede bulunulmuştur. BULGULAR Bu bölümde alanında uzman farklı akademisyenlerle yapılan görüşmelerden elde edilen bulgular araştırmanın amacına uygun olarak kategorilere ayrılarak aşağıdaki tabloda verilmiştir (Tablo 1). Tablo 1. Mülakat Bulgularının Kategori, Tema ve Alt Temalara Göre Dağılımı Kategori Tema Alt temalar Lisans Ve Lisansüstü Coğrafi Yeterlilikler ve uzmanlaşma Disiplinler arası Program Yeterlilikler Akademik Çıktılar (Akademisyen Ve Akademik Ürün) Değer Yeterlilikleri AB Uyum Süreci ve Bilimsel Düzey Ülkelerarası Bilimsel Düzey Farklılıkları Yeterlilikler Farklılıkları Türkiye'de Bilimsel Düzey Farklılıkları Öğretim Elemanına Bağlı Ders Sınırlılığı Uzmanlarla Öğretim Programı Oluşturma Çalıştayı Standartlar Coğrafi Uygulama Dersleri Güncel Dersler Öğretim Elemanı Başına Düşen Lisansüstü Öğrenci Sayısı Akademisyen Olmayan Öğrencilerin İkinci Bir İşlerinin Olması Uygulama Enstitülerin Daha Etkin ve Bağımsız İşlemesi Ve Sayısının Önündeki Engeller Azaltılması Sisteme Bakış Açısı, Algılanma Şekli ve Lisansüstü Eğitimin Bir Kazanç Kapısı Olarak Görülmesi Öğretim Programları Üniversitelerin Yeterlilikleri Hazırlama, Öğretim Programı Akademik Yeterlilikler Uygulama Süreçleri Uygulama Öğretim Programlarında Entegrasyon Sorunu ve Kalite Sorunu Yeterlilikleri Bilimsel Metodoloji Eksikliği Akademik Öğretim Elemanına Bağlı Dersler ve Eleştirel Bakış Açısından Gelenek Uzaklık Uluslararasılaşmadaki Eksiklik Akademik Kalite Kalite Güvence Sisteminin Olmaması Yapısal Durum Türkiye’deki Akademik Gelenek ve İşleyiş Sistem Kalite Denetleme Sistemi Danışmanlık Süreçleri İdeal Sistem Süreç İlişkisi Bilimsel İdealizm ve Roller Genel Teori Bilgisi Kazandıran Dersler Teori Öğretim Uzmanlık Alanına Ait Teori Bilgisi Kazandıran Dersler Programlarında Genel Metot Bilgisi Kazandıran Dersler Olması Gereken Metot Uzmanlık Alanına Ait Metot Bilgisi Kazandıran Dersler Temel Dersler Alan Küresel Kavramlarla Entegre Alan Bilgisi Kazandıran Dersler Toplam Verilen cevaplar f 2 1 1 2 1 1 1 1 1 1 1 1 1 2 2 2 1 1 2 1 1 1 1 1 1 4 4 2 2 3 1 47 34 Akademisyenlerin Türkiye’deki Lisansüstü Coğrafya Eğitimine Yönelik Görüşleri Buna göre, alanında uzman altı akademisyenle yapılan görüşmeler sonucunda Türkiye’de lisansüstü coğrafya eğitiminin genel durumu ile ilgili, katılımcılar tarafından toplam 47 cevap verilmiştir. AB uyum süreci ve coğrafi yeterlilikler, lisansüstü coğrafya öğretim programları ve uygulama süreçleri, lisansüstü coğrafya öğretim programlarında olması gereken temel dersler ve lisansüstü coğrafya eğitiminde danışmanlık süreçleri kategorileri altında verilen cevaplar temalara ve alt temalara ayrılarak verilmiştir. AB Uyum Süreci ve Yeterlilikler Bu kategoride görüşmecilere yöneltilen AB uyum süreci ve yeterliliklerle ilgili sorulara verilen cevaplardan üç tema oluşturulmuştur. Bunlar; yeterlilikler, bilimsel düzey farklılıkları ve standartlardır. İlgili temalar ve alt temalar aşağıda sırasıyla sunulmuştur. Yeterlilikler teması altında; katılımcılar lisans ya da lisansüstü coğrafya eğitiminin uzmanlaşmaya yönelik planlanması gerektiğini, ayrıca hocaların ders yüklerinin fazla olmasının uzmanlaşma yönünden akademisyenlerin gelişimine olumsuz etki ettiğini belirtmişlerdir. Katılımcılar uzmanlaşma ve yeterlilikler ile ilgili daha yenilikçi bir yaklaşım benimsenmesini belirterek bu konu hakkındaki görüşlerini şu şekilde ifade etmiştir; “Sahip olunması gereken yeterlilikler bağlamında temelde bazı hususların çok iyi bilinmesi gerekir örneğin bir coğrafyacı çok iyi bir dünya coğrafyası bilgisine sahip olmalıdır. Ancak o zaman sentezler ve analizler yapabilir ve aradaki benzerlikleri ve farklılıkları anlayabilir. Bunu yaparken de katalokcu bir tarzda değil bilgiyi hazmederek yapmalıdır. Bunun yanında coğrafyanın alt dalları (Fiziki coğrafya, beşeri coğrafya vb.) ile ilgili temel bilgilere sahip olması gerekir. Üzerine bilgi inşa edip argüman geliştireceği için temel bilgilerinin iyi olması gerekmektedir” (5.Görüşmeci). Çalışma grubundaki hocalar lisans ya da lisansüstü coğrafya eğitimi alan öğrencilerin ilgi alanlarına göre coğrafya ile ilintili dersleri alabilmeleri konusunda Bologna süreci bağlamında da değerlendirme yaparak görüş bildirmişlerdir. Konu ile ilgili olarak katılımcı; "Öğrenciye lisans ve yüksek lisans düzeyinde bütün coğrafya ilmini okutup ayrıca ilintili olduğu ilimlerden de ders almasını sağlamak. Mesela öğrencinin mimarlığa da yatkın olduğunu görüyoruz mimarlık fakültesine gitsin mimarlık dersini dinlesin? Mimarlık tarihini dinlesin? Ziraat fakültesine gitsin aynı zamanda toprak ilmi dersi alsın, fen fakültesine gitsin tektonik dersi alsın?" (1.Görüşmeci) demiştir. Görüşmeciler üniversitelerde disiplin çeşitliliği açısından yeterli hoca sayısının olmayışı ve bunun gibi bazı diğer temel eksikliklere bağlı olarak akademik kalitenin düştüğünü şu şekilde belirtmiştir; “….kalitesiz mezunlar ortaya çıkmış oluyor. Sadece işte transkriptleriyle dersi almış olan ve sınıfını geçen insanlar ortay çıkıyor bu da akademik kaliteyi düşürüyor….” (4. Görüşmeci). Görüşmeciler, insan ve doğa arasındaki ilişkinin etik bir konu olduğunu vurgulayarak coğrafyacıların bu süreçte aynı zamanda etik değerlere sahip olması gerektiğini belirtmiş ve düşüncelerini şu şekilde ifade etmiştir; “….coğrafyacı, etik değerlere sahip olmadır. Bu konuyu 3’e ayırabiliriz. 1. Bireysel etik değerlere sahip olma. 2. Bilimsel etik değerlere sahip olma. 3.Toplumsal etik değerlere sahip olma. Yani çalışmalarımızı yaparken bu üç konuda kaygımız olmalıdır. Doğa ve insan arasındaki ilişki etik bir durumdur. Bizim hem kendi çalışmalarımız açısından hem de coğrafya camiası olarak ortak etik değerlerimizi oluşturmamız gerekmektedir. Eklemek istediğim bir farklı husus da şudur; bireysel duruş ve bireysel becerilerin akademik beceri ve akademik duruşla çok önemli bir ilişkisi vardır. Bu konu da önem arz etmektedir” (6.Görüşmeci). Katılımcı, AB uyum süreci ve Bologna bağlamında yapılmak istenen yeniliklere uyumda düzey farklılıkları olduğunu belirterek şunları ifade etmiştir; “Öncelikle Bologna sürecine tabi olan ülkelerde bilim aynı seviyede değil. İngiltere’de farklı, Fransa’da daha farklı, Almanya’da daha farklı vs. dolayısı ile eşit şartlarda değiliz. Dünya çapında zaten bir birlik sağlanmış değil fakat Bologna süreci ortaya bazı kriterler koyuyor ve bu kriterlerin üniversiteler tarafından yakalanmasını istiyor.”(2.Görüşmeci) Çalışma grubundaki hocalar “... bazı bölümler itibari ile öğretim elemanı sayısı ve öğretim elemanlarının alan çeşitliliğinin yeterli olmamasına bağlı olarak lisansüstü eğitimin arzu edilen düzeyde verilemediğini…” ifade etmiştir (4.Görüşmeci). Çalışma grubundaki katılımcılar coğrafya programlarında uygulama derslerinin önemini vurgu yapmışlardır. Bu konudaki örnek ifade şu şekildedir.; “….edilen bilgiler elbette biraz kitabi kalıyor. Pratiğe dökülemiyor öğrenciye saatler boyu anlatırsınız, örneğin peri bacası, bir peri bacasının oluşumunu öğrenci bir türlü anlayamaz ama bizzat götürüp mümkün olursa Göreme’de şöyle yüksek bir yere 35 Yasir Aydoğmuş çıkarıp da oradan çıkıp bakmasını sağlarsanız öğrenci derhal anlayabilir. ….” (3.Görüşmeci). uygulamada farklılıklara vermektedir”(2.Görüşmeci). Öğretim Programları Hazırlama, Uygulama Süreçleri ve Kalite Sorunu Katılımcı, “…öğretim programını hayata geçirecek olan öğretim elemanlarının dersleri verebilme yeterliğine sahip olması gerektiğini, ayrıca öğretim programının Bologna sürecinde istenilen şekilde hazırlandığını ve uygulamada farklılıkların olduğunu belirtmişlerdir ” (3.Görüşmeci). Görüşmecilere yöneltilen “Bolonya süreci bağlamında derslerin içerikleri ve öğretim programları genelde batıdaki üniversitelerden, kopyalanarak kâğıt üzerinde çok düzgün gözüküyor fakat pratikte sürecin bu şekilde işlemediğine dair görüşler var. Bu konuyla alakalı görüşlerinizi alabilir miyiz?” sorusuna verilen cevaplardan “öğretim programları hazırlama, uygulama süreçleri ve kalite sorunu” kategorileri oluşturulmuştur. Ortaya çıkan kategoriler “uygulama önündeki engeller”, “öğretim programı uygulama yeterlilikleri”, “akademik gelenek” ve “akademik kalite” başlıkları ile temalara ayrılmıştır. Çalışma grubundaki bir görüşmeci, öğretim programının uygulama sürecinde meydana gelen problemin “…,hoca başına düşen öğrenci sayısının fazla olmasıyla ilgili olduğunu belirtmiştir….” Ayrıca, lisansüstü öğretim programın uygulanmasının önündeki bir engelin de, “…üniversitede çalışmayan, lisansüstü eğitim gören öğrencilerin başka bir işte çalışmalarına bağlı olarak, lisansüstü programa kısıtlı zaman ayırabilmeleri olduğun…” belirtmişdir (1.Görüşmeci). Çalışma grubundaki hocalar, öğretim programının uygulayıcılarının donanım, bakış açısı gibi özelliklerinin önemine vurgu yapmışlardır; “…tüm üniversitelerin aynı programı uygulaması mümkün değildir. Sebebine gelince; sistem insana dayalı gitmektedir ve insanların bakış açıları, performansları, kapasiteleri ya da geleneksel tutumlarına bağlılıkları gibi özellikleri farklılık gösterdiğinden dolayı program aynı da olsa, uygulama farklılık göstermektedir ve (2.Görüşmeci). Katılımcı, bakış açılarının değişmesi gerektiğini şu şekilde ifade etmiştir; “….Anlayışlarımızın değişmesi, derslerin niteliklerinin değişmesi gerekmektedir. Akademik yapımızın da değişmesi gerekmektedir yani unvana göre değer verme değil de, bilimsel çalışmaların kalitesine, bilimselliğine göre değer vermeliyiz..” (6.Görüşmeci). Katılımcı, öğretim programında belirtilen programın ve içeriğin uygulanabilmesi için bazı yeterliliklerin olması gerektiğini şu şekilde ifade etmiştir;“….Bu sürece uyum sağlamakla yükümlü olan üniversitelerin değişik alanlardaki yetersizlikleri de öğretim programının kâğıt üzerinde, web sayfalarında istenilen şekilde gözükmesine fakat sistemi işletecek yeterlilikte kadroların ya da eksiklerin olması sebebiyet Öğretim programlarının AB uyum sürecinde yeniden düzenlenerek ulusal nitelikten çıkarılması gerektiğine vurgu yapılmıştır. Bu konuda; “…Bologna sürecine uyum sağlayabilmek için öğretim programlarını tekrar ele almalıyız. Aslında biz coğrafyanın metodolojisini öğrencilere versek, bilimi öğretsek onlara, onlar Türkiye örneklemi yapabilirler. Bizim handikaplarımızdan birisi de işte budur. Biz bilimi Türkiye’ye kilitlemişiz” ayrıca “…bizim bazı kavramlara yüklediğimiz anlamların uluslararası bilimsel tanımlardan farklılık gösterdiğini ” ifade etmiiştir (6.Görüşmeci) Katılımcı; “…Bizde gelenekler çok hâkimdir. Belki de bu bizim kültürümüzdeki hocaya saygı ve sadakatin bir yansımasıdır bu mutlaka olmalıdır, fakat bunu bağımsızlaştırmanın bir yolu olmalıdır” (5.Görüşmeci) diyerek Türkiye’de oluşmuş olan akademik gelenekten kaynaklanan bazı problemler olduğuna da vurgu yapılmıştır. Ayrıca bilimin uluslararası gelişmelerin gerisinde kaldığı ve üretmeden, olduğu gibi bilgi alınarak özümsenmeye çalışıldığına yönelik görüş bildirilmiştir. Bu konudaki görüş şu şekildedir; “….Kalite düşüklüğünün diğer Bir sebebi de uluslararasılaşmadaki eksikliklerdir. İnsanlar özüne vakıf olmadıklarından dolayı programları kopyalıyor fakat özü bilmeyince şekilsel olarak yapıyorlar fakat aslı gibi işlemiyor. Bu durumun Coğrafyacılar Derneği gibi kurumların insanları bir araya getirip tartışma kültürünü yaygınlaştırması ile uluslararasılaşmayı kolaylaştırıcı bir kısım politikaların benimsenmesi ve YÖK’ün yurt dışı programları gibi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yurt dışı programları gibi programların yaygınlaştırılması ile çözümü mümkündür. Bugünkü duruma bakıldığında akademiada bir kalitesizlik hâkim gibi düşünen hocalarımız olsa da artık bazı şeyler kırılmıştır ve önümüzdeki 5-10 yıllık süreç içerisinde akademianın kendi kalitesini oluşturacağına inanıyorum” (5.Görüşmeci) ayrıca görüşmeci kalite kontrol mekanizmalarının olmayışına ve dolayısıyla niteliğin önemine vurgu yapmıştır. 36 Akademisyenlerin Türkiye’deki Lisansüstü Coğrafya Eğitimine Yönelik Görüşleri Danışmanlık Süreçleri Lisansüstü eğitimin en önemli boyutlarından biri de öğrenci ve danışman arasında yürüyen süreçtir. Bu sürecin kalitesi ve karşılıklı olarak sağlıklı işlemesi kaliteli akademik çıktıları netice verecektir. Bu süreçte öğrenci çalışma alanına motive olmuş ve istikrarlı bir çalışma temposu sergilemelidir. Danışman ise bu istikrarın sağlanmasında ve öğrenciye belli bir bakış açısı kazandırma, hem de metodolojik bir yaklaşım geliştirebilme açısından ciddi önem arz etmektedir. Bu ve bunun gibi birçok değişkeni mülakata katılan görüşmecilerle tartıştık. İdealist akademisyen ve akademik performansın bilimin gelişmesinde önemli olduğu ve bu doğrultuda çeşitli kriterlerin belirlenmesi gerektiğine yönelik görüş bildirilmiştir. Bu konudaki görüş şu şekildedir; “….Gözlemlediğim kadarı ile bu süreç çok denetlenebilen bir mekanizmaya sahip değil. Çalışma neden gecikti? Vs. gibi. Bu süreçlerin tamamen insanların kendi inisiyatiflerine kalmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu süreci etkileyen diğer bazı etkenlerde şunlardır; öğrencinin kişilik özellikleri, danışmanın kişilik özellikleri, üniversitenin akademik gelenekleri vb. Eğer Türkiye’de sizin bir kalite denetim süreciniz olsa bu süreçlerin daha güzel işleyeceğine dair kanaatim var. Amerika’da ya da İngiltere’de bu süreçlerin doğru işlemesinin sebebi; oralarda bu süreçleri denetleyen kalite ajansları var ve bu ajanslar üniversiteleri gelip denetliyorlar. Bu denetleme neticelerine göre o bölümlere fon gidiyor ya da gitmiyor. Bunu yapamadığımız için, kalite güvencesi sistemi oluşturamadığımız için birçok sorunlar çıkıyor ve iş hocaların idealizmine kalmış oluyor. Hocanın idealizmi varsa gayret ediyor öğrencisine bir şeyler vermeye çalışıyor eğer yoksa öğrenci kendisi ne kadar bir şey öğreniyorsa onunla kalıyor. Bu anlamda mutlaka bir kalite güvence sisteminin gelmesi gerektiğini de düşünüyorum….” (5.Görüşmeci). Ayrıca akademisyenlik rolünün idealist olmayı gerektirdiği ve bu bağlamda da danışmanlık sürecinde öğrencilere akademisyenlik rolünün, dolayısıyla idealistliğin aktarılmasının gerekliliğine olan ihtiyaca vurgu yapılmıştır. Bu konudaki görüşler şu şekildedir; “Danışman ve öğrenci arasında karşılıklı sorumluluklar vardır ve süreci birlikte sık görüşerek yürütmelidirler. Aslında bu süreç bir usta-çırak ilişkisi içerisinde olmalıdır. Danışman ve öğrenci arasındaki süreç karşılıklı fedakârlıkta bulunarak ve sorumluluklarımızı yerine getirerek sürmesi gereken bir süreçtir. Dolayısı ile daha öncede bahsettiğim gibi bilimsel idealizm de bu süreçte önem arz eden bir husustur” (2.Görüşmeci). Diğer bir görüşmecinin bu konudaki görüşleri şu şekildedir; “….Bu sürecin karakteristik yapısı şöyle olmalı bence; yüksek lisansta öğrenci, araştırma nasıl yapılır, veri nasıl toplanır, nasıl bir araya getirilir ve nasıl analiz edilir gibi genel araştırma yöntemlerini öğrenmeyi hedefleyecek. BU süreçte danışman öğrenciye yol gösterecek, adayın yaptığı çalışmaları okuyacak, bölümleri kurgulayacak, önerilerde bulunacak. Tez aşamasına gelindiğinde ise çalışmayı bizzat öğrenci yapacak. Hele ki doktora tezi, artık bilimsel bir araştırmanın nasıl yapılacağından çok bir model geliştirecek, var olan modeli Türkiye’ye uyarlayacak, bir soruna çözüm bulacak….” (4.Görüşmeci). Katılımcılar tarafından “…teorik alt yapının önemine vurgu yapılarak, özellikle ders aşamasında bu sürecin tamamlanması gerektiği ve bunun da bilgi üretimi için son derece önem taşıdığı” (5.Görüşmeci) belirtilmiştir. Öğretim Programlarında Olması Gereken Temel Dersler Yüksek lisans, doktora yapacak ve akademik çalışmalarda bulunacak öğrencilerin temelde bazı dersleri almış ve yapacağı alanla ilgili teorik ve pratik temel bilgileri edinmiş olması gerekmektedir. Örneğin bilim felsefesi, bilim tarihi gibi temel dersler. Özellikle coğrafya alanında yüksek lisans ya da doktora yapacak öğrencilerin ise coğrafi düşünce tarihi gibi dersleri mutlaka alması gerekmektedir. Bu bağlamda mülakat vesilesi ile bu derslerin gerekliliği nedir ve uygulamada nasıldır? Bunu anlamak için sorduğumuz sorulara verilen cevaplar şu şekildedir; Katılımcılar genel teori bilgisi kazandıran derslerin önemine vurgu yaparak, alınması gereken dersler ve bu derslerin önemine yönelik görüş belirtmişlerdir. Katılımcı görüşlerine ilişkin örnekler aşağıda verilmiştir; “Bilim tarihi, bilim felsefesi, coğrafi düşünce tarihi vb. derslerin mutlaka lisansüstü eğitimde olması gerekmektedir ve bunların felsefesi öğrencilere anlatılmalıdır. Bilim, insana ve ekonomiye bağlı olarak geliştiği için işin insana bakan yönünde akademisyenlerin çalıştıkları alanları temelden itibaren iyi bilmeleri bu gelişimin sağlanabilmesi açısından önem arz etmektedir. Bu derslerle birlikte akademisyenlere bilimsel idealizm aşılanması da gerekmektedir.” (2.Görüşmeci). “….Lisansüstü düzeydeki bir akademisyenin edinmesi gereken iki temel şeyden bir tanesi teoridir. Teori denen şey literatüre hâkimiyettir. Aslında bazen bu yanlış algılanabiliyor. Postmodernist perspektifle mi yazmış marksist bir perspektifle mi yazmış vs. gibi. Literatür 37 Yasir Aydoğmuş denince aslında anlaşılması gereken çalışma konusu ile ilgili dünyadaki literatürün bilinmesidir. Teori sizin esnek bakış açısını ve görünenin arkasındaki anlamları keşfetmenize, gerçekte ne anlama geldiğini anlamanıza ve sonuçta daha anlamlı bilgiler ortaya koymanıza yardımcı olur” (5.Görüşmeci). Görüşmeciler tarafından, uzmanlaşmanın amaca uygunluğuna ve bilim kimliğine dikkat çekilerek, coğrafya ilminin gelişme gösterebilmesi için uzmanlık alan derslerinin önemine vurgu yapılmıştır. Bu konuya ilişkin görüşler aşağıda verilmiştir; “Tarih ve coğrafyanın gelişim sürecini de tam bilmediğimiz için konseptini de oturtamıyoruz. Bazen jeolojiye dalıyoruz, bazen de sedimantolojiye, bazen de ilgi alanına göre meteorolojiye, sosyal bilimci de nüfusa, demografiye gidiyor iyice dalıyor, öbürü tarihe dalıyor açılıyor bu sefer coğrafyadan bir ürün çıkmıyor. Yan ve alt dallara kaymış oluyor. Coğrafyanın konseptini bilmek için o tarihi süreci de bilmek lazım. Bizim, Coğrafya da Geçmiş Kavramlar ve Tanımlar diye coğrafyanın gelişim sürecini önemli isimleri, neyi ifade ettiği konusunda bir dersimiz var. Bu konuda ders notları da kitabı da var….” (4.Görüşmeci). “….Açıkçası şöyle söylemeliyim Türkiye’de bilim kimliğimiz olmamasının temelinde bir felsefemizin ve paradigmamızın olmayışı vardır. Aslına bakarsanız tasvirin üzerine bina edilmiş bir coğrafya var ki bu da bir metottur fakat, bilimler geçmişten günümüze, günümüzden de geleceğe şarltların değişimine bağlı olarak hem içerik hem de metodolojik olarak gelişmek zorundadır” (6.Görüşmeci). Katılımcılar bilimsel yöntemin elde edilen bilimsel sonucun geçerliliği ve güvenilirliği açısından önemli olduğunu belirtmişlerdir. Bu konudaki görüşler genel olarak şu şekildedir “Lisansüstü düzeydeki bir akademisyenin edinmesi gereken temel şeylerden bir tanesi de yöntemdir. Yöntemin çok farklı alt dalları vardır nicel, nitel yöntemler vs. nitel yöntemleri açtığınızda da çok farklı başlıklar vardır. Veri toplama, ileri istatistik, analiz etme, sentezleme vb. aynı şey nicel yöntemlerde vardır. Karma yöntemler dediğimiz ikisinin beraber kullanıldığı yöntemler de vardır. Dolayısı ile bildiğinizi nereden biliyorsunuz? Neyi biliyorsunuz ve nasıl biliyorsunuz meselesine geliyor. Yani ontoloji ve epistemoloji meselesine geliyor. Örneğin coğrafyanın tanımını yaparken coğrafya insan ve çevre arasındaki ilişkiyi inceler deniyor. Burada insandan maksat nedir? Çevreden maksat nedir? Sizin ontolojiniz oluyor aslında bu sizin varlık tanımlamanız dolayısı ile varlık hakkındaki varsayımlarınız sizin bakış açınızı şekillendiriyor. Siz insan deyince bireyi algılıyorsanız bakış açınız ona göre şekilleniyor ve ona göre üretiyorsunuz. Ontolojiyi çok net ortaya koymak lazım. Epistemolojiye gelince sahip olduğunuz bu tanıma/bilgiye nasıl eriştiniz? Burada yöntem daha önemli hale geliyor. Ortaya koyduğunuz bilginin bir kısım göstergelerle ortaya konulması gerekmektedir. Yoksa söylediğiniz şey bilimsel olarak çok bir şey ifade etmez….” (5.Görüşme). Görüşmeciler, akademisyenlerin; uzmanlaşılan alanın yanı sıra metot ve genel alan bilgisine de sahip olmaları gerektiğinin akademik kalite için önemli olduğunu da vurgulamışlardır. Katılımcıların görüşleri şu şekildedir; “Amerika’daki doktora yeterlilik sınavları aslında bu konuda bize yol göstericidir üç alandan sizi test ederler. Bunlardan bir tanesi metot, bir tanesi teori, bir diğeri de uzmanlık alanınızdır. Size derler ki uzmanlık alanınızı belirtin kent mi çalışacaksınız ekonomi mi çalışacaksınız bunu deklare etmenizi isterler. Alanınızı da iyi bilmeniz gerekir. Yani özet olarak metot, teori ve alan ile ilgili dersler olmalı ve öğrenci bu derslerde iyi bilgi sahibi olmalıdır” (5.Görüşme). “….Bugün gelinen seviyede bilimsel teknolojiler de gelişmiştir. Google Earth denen bir gerçeklik var mesela sahaya gitmeden ekran başından saha yapabilirsiniz mesela. O zaman bizim bilim olarak kendimizi revize etmemiz gereklidir” (6.Görüşmeci). SONUÇ Bu çalışmada, Türkiye’deki lisansüstü coğrafya eğitiminin mevcut durumunun mülakat yoluyla incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda; Türkiye’deki lisansüstü coğrafya eğitimini oluşturan temel etkenler -öğretim programı özellikleri, süreç özellikleri, yapı, akademik yeterlilikler vb. temalar ele alınıp, akademisyenlerin Türkiye’deki lisansüstü coğrafya eğitimine yönelik görüşleri ortaya konulmaya çalışılmıştır ve bu çalışma sonucunda çok önemli sonuçlara ulaşılmıştır. Günümüzde dünyanın birçok ülkesinde ilkokuldan yükseköğrenime kadar olan eğitim kademelerinde, dünyadaki gelişime bağlı olarak uluslararası ve ulusal düzeyde yapısal değişimlerin yapıldığını ya da yapılmaya çalışıldığını görmekteyiz. Belli bir eğitim kalitesinin oluşabilmesi ve eğitim almış olan bireylerin alanlarında uzman ve yetkin kişiler olabilmesi için eğitimde oluşturulmuş standartlar ve yeterlilikler önem arz etmektedir. Dünyadaki gelişime ayak uydurmak isteyen ülkeler, eğitimde belli standartlar ve yeterlilikler belirleyerek bireylerin “hangi kademeden mezun olduğunda, hangi yeterliliklere sahip olmaları gerektiğini” belli 38 Akademisyenlerin Türkiye’deki Lisansüstü Coğrafya Eğitimine Yönelik Görüşleri çerçevelerle ortaya koyup eğitim kalitelerini yükseltmeye çalışmakta ve bireylerin eğitim aldıkları alanlarda daha yetkin olmalarını istemektedirler. Katılımcılar, coğrafyacıların ne iş yapacakları netleşmeli (mesleki formasyon) görüşünü paylaşmaktadırlar. Danışmanlık fonksiyonunun yeterince iyi yürütülmediği, bilimsel yayın vb. alanlarda yöntem ve tekniklerin yeterince öğretilmediği, gerekli yönlendirmelerin yeterince yapılmadığı, yükseköğretimdeki gelecek için kariyer planlaması konusunda danışmanların öğrencilere yeteri kadar yardımcı olamadıklarını ifade etmektedirler. Ayrıca, iyi bir lisansüstü öğrenimin günceli takip eden, araştırma yöntem ve metotlarına hâkim olan, yapılan çalışmaların pratikte nasıl bir fayda getireceği noktasında derin bilgiye sahip olan ve öğrencisini bu yola kanalize edebilen hocalar vasıtasıyla sağlanabileceğini ifade etmektedirler. Ayrıca, coğrafya eğitimi alanında çalışma yapan akademisyenler arasında dayanışmanın yetersiz olduğunu, coğrafya eğitimcilerinin kendi alanlarının dışındaki akademisyenlerle de ortak çalışmalar yapmaları gerektiğini, her akademisyenin kendi uzmanlık alanı ile yapacağı çalışmaların daha etkili sonuçlar vereceğini, hatta kendi alanlarında da (örn; yöntem ve teknik, ders kitapları, program geliştirme vb.) uzmanlaşmalarının gerektiğini belirtilmişlerdir. Lisansüstü eğitimde hem akademik yeterliliğin hem de dil ve eğitim kalitesinin artırılması için, tüm akademisyen adayı öğrenciler en az bir yıl metodoloji, dil ve alan dersleri için yurt dışına gönderilmelidir. Bu durum mütekabiliyet prensibi içinde yapılırsa daha faydalı ve ucuz olur diye düşünüyorum, demişlerdir. Katılımcılara göre; Türkiye’de genel olaral lisansüstü eğitimi, çoğunlukla yeniliklere kapalı şekilde yapılmaktadır. Danışman olan öğretim üyesi, nasıl bir gelenekten geldiyse öğrencisini de o şekilde yetiştirmeye çalışmaktadır. Akademik kalite sorunu mevcuttur ve akademik kalite güvencesinin oluşturulması gerekmektedir. Ayrıca, geleneksellikten çıkıp, daha modern bir bakış oluşturarak ve yurtdışındaki yürütülen çalışmaları tarz, yöntem, amaç gibi birçok açıdan analiz ederek eş değer olacak bir yaklaşım sergilenmelidir. Bu sonuçlara göre, AB uyum süreci ve yeterlikler, öğretim programı hazırlama, uygulama süreçleri ve kalite sorunu, danışmanlık süreçleri, öğretim programlarında olması gereken temel dersler konularında sorunlar bulunmaktadır. AB uyum süreci ve yeterlilikler ile ilgili problemler; yeterlilikler, bilimsel düzey farklılıkları ve standartlardır. Buna göre; lisans ve lisansüstü coğrafi yeterlilikler ve uzmanlaşma, disiplinler arası program, akademik çıktılar (akademisyen ve akademik ürün), değer yeterlilikleri, ülkelerarası bilimsel düzey farklılıkları, Türkiye'de bilimsel düzey farklılıkları, öğretim elemanına bağlı ders sınırlılığı, uzmanlarla öğretim programı oluşturma çalıştayları, coğrafi uygulama dersleri güncel dersler alt başlıklarında sorunlar bulunmaktadır. Öğretim programları hazırlama, uygulama süreçleri ve kalite sorunu ile ilgili problemler uygulama önündeki engeller; öğretim programı uygulama yeterlilikleri, akademik gelenek ve akademik kalitedir. Öğretim elemanı başına düşen lisansüstü öğrenci sayısı, akademisyen olmayan öğrencilerin ikinci bir işlerinin olması, enstitülerin daha etkin ve bağımsız işlemesi ve sayısının azaltılması, sisteme bakış açısı, algılanma şekli ve lisansüstü eğitimin bir kazanç kapısı olarak görülmesi, üniversitelerin yeterlilikleri, akademik yeterlilikler, öğretim programlarında entegrasyon sorunu, bilimsel metodoloji eksikliği, öğretim elemanına bağlı dersler, eleştirel bakış açısından uzaklık, uluslararasılaşmadaki eksiklik, kalite güvence sisteminin olmaması, yapısal durum alt başlıklarında problemler yaşanmaktadır. Danışmanlık süreçleri ile ilgili olarak sistem ve süreç ilişkisinde sorunlar yaşanmaktadır. Alt problemler ise; Türkiye’deki akademik gelenek ve işleyiş, kalite denetleme sistemi, ideal sistem ve bilimsel idealizm ve rollerdir. Öğretim programlarında olması gereken temel dersler problemi ile ilgili olarak ise teori, metot ve alanda problemler yaşanmaktadır. Genel teori bilgisi kazandıran dersler, uzmanlık alanına ait teori bilgisi kazandıran dersler, genel metot bilgisi kazandıran dersler, uzmanlık alanına ait metot bilgisi kazandıran dersler ve küresel kavramlarla entegre alan bilgisi kazandıran dersler bu alandaki alt problemlerdir. Sonuç olarak, Bologna Süreci, küreselleşme ve dünyadaki değişim, piyasa ve kamu talepleri Türk yüksek öğretim sistemini reforma doğru itmektedir. Bunun bir sonucu olarak, coğrafya da dahil olmak üzere, Türk yüksek öğretim sistemi önemli değişiklikler geçirmektedir. Birçok bölüm ders programlarını yenilemekte, araştırma yöntem ve teknikleri dersini programlarına eklemekte ve uluslararası ağlar geliştirmektedirler. Bununla birlikte, öğretim üyesi başına düşen ders yükü hala çok yüksektir ve kalite güvencesine nadiren ulaşılmaktadır. Sonuç olarak, öğrencilerin almak zorunda olduğu ağır ders yükünü göz önüne almaksızın, bu programlarda kazanılan temel akademik becerileri yetersizdir. 39 Yasir Aydoğmuş Akademik danışmanlık sistemi de arzu edilen derecede değildir. Çoğu durumda, öğrenci uygun rehberlik olmadan gerekli becerileri öğrenmek zorundadır. Ayrıca, Türk coğrafyacılar araştırmalarını sunabilecekleri ve yayımlayabilecekleri alternatif akademik platformların eksikliğini duymaktadır ve düzenli yıllık toplantılar yeterince yapılmadığından ve diğer kurumlarla çok az sayıda ağ geliştirildiğinden Türkiye’de coğrafyacıların kurumsal temsili endişe verici boyutlardadır. Bu nedenle, araştırma sunmak ve geri bildirim almak için özgür bir platformun olmayışı Türkiye'de birçok coğrafyacının akademik becerilerinin gelişimi için önemli bir handikaptır. Mevcut birçok akademik dergi istisnaları olmakla birlikte genellikle bölüm bültenleri işlevindedir. Ayrıca, hakemlik sürecinde şeffaflığın olmayışı yayınlarda önemli kalite sorunları yaratmaktadır. Sonuç olarak, Türk coğrafyası dernekleriyle, toplantılarıyla, dergileriyle ve diğer kurum ve diğer disiplinlerin üyeleri ile oluşturacakları ağları ile güçlü bir kurumsal temsile ihtiyaç duymaktadır. Lisansüstü programların kalitesinin yükseltilmesi, uluslararası bağlantılar kurma, işbirliği fırsatlarını geliştirme ve yüksek kaliteli yayınlar üretme için yararlı olacaktır. Bunun için, lisansüstü öğrencileri sağlam bir şekilde araştırma yöntemi becerileri ve teorik altyapı ile donatılmış olmalıdır. Türkiye’de son dönemde sayısı artan bölümlerin sayısal çokluğu ile beraber eğitim kalitesinin ve öğrencilerine kazandıracağı yeterliliklerin de artması gerekmektedir. AB uyum sürecinde belirtilen Avrupa’da ortak bir yükseköğrenim alanının oluşturulması çalışmaları kapsamında ortaya çıkan yeterlilik çerçevelerine bağlı olarak coğrafyacıların da bu yeterlilikleri kendi alanlarında da sağlamaları gerekmektedir. Öneriler Yapılan araştırmada, Türkiye’deki lisansüstü coğrafya eğitiminin uluslararası standartlara uygun olarak sürdürülebilmesi ve mevcut sorunların çözülebilmesi için nelerin yapılması gerektiği ile ilgili öneriler aşağıda sunulmuştur. Yükseköğretim sistemi ve öğretim programları ile ilgili öneriler Coğrafya lisansüstü eğitiminin sorunlarının çözümünü bağımsız olarak coğrafya alanı ile ilgili atılacak adımlarla sağlamak mümkün değildir. Coğrafya ile ilgili yaşanan çoğu problem aslında temelde Türkiye’deki yükseköğretimde yaşanan sıkıntılardan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, lisansüstü coğrafya eğitiminin sorunlarının çözümü için en az coğrafya ile ilgili sorunlarla uğraşmak kadar yükseköğretimdeki genel sorunların çözümü için gerekli yenilik ve düzenlemeleri yapmak gerekmektedir. Yükseköğretimin ve hedeflerinin günlük siyasi gelişmelerden etkilenmeyecek şekilde yapılandırılması gerekmektedir. Bologna sürecinin özellikle yüksek lisans ve doktora eğitimi için belirlediği yeterliliklerin doğru bir şekilde takip edilmesi gerekmektedir. Türkiye’de lisansüstü coğrafya öğretim programlarının ülkenin bilim insanı ihtiyacının karşılanması açısından da önemi dikkate alınmalıdır. Bu açıdan yüksek lisans programları ağırlıklı olarak araştırma ve araştırmacı kavramı üzerinde yoğunlaştırılmalı, ders ve tez sürecinde öğrencilerin bir bilimsel araştırmanın nasıl yapılabileceği ile ilgili temel bilgi ve becerileri elde etmesi hedeflenmelidir. Türkiye’de dersler ve ders içerikleri açısından lisansüstü coğrafya öğretim programlarında bir standartlaşmadan bahsetmek şimdilik mümkün değildir. Yapılacak çalışmalarla lisans, yüksek lisans ve doktora programlarının amaçlarının, verilen derslerin ve ders içeriklerinin birbirinden açık bir şekilde ayırt edilmesi gerekmektedir. Sık sık değiştirilmeyen, ancak esnek ve pratik yapısı ile ulusal ve uluslararası gelişmeler ve ihtiyaçlar karşısında devamlı güncel kalan öğretim programları hazırlanmalıdır. Bunun için de kişisel düşüncelerden uzak, daha çok AB ve ulusal olarak hazırlanan yükseköğretim yeterliliklerini temel alan, ancak alana özgü yeterlilikleri de etraflıca kuşatan ve alanında yetkin ve etkin kurumların kılavuzluğunda hazırlanan programların takibinin yapılması esas alınmalıdır. İhtiyaç fazlası yeni coğrafya bölüm ve programları açılmamalıdır. Özellikle son yıllarda sayısı çok artan bölümlerde yeterince öğretim üyesi bulunmadığından dolayı bu bölümlerde verilecek öğretimin kalitesi de sorgulanmalıdır. Yeni programın açılması yerine mevcut programların kalitesi artırılmalı, bölümlerdeki öğretim elemanlarının meslek içi eğitimleri ile alanlarında daha iyi olmaları sağlanmalı, mevcut bölümler öğretim elemanı sayısı ve altyapısı açısından desteklenmelidir. Türkiye’deki coğrafya bölümlerinde gerek öğretim elemanlarının sayısı, gerekse ilgili oldukları araştırma sahaları açısından çok büyük farklılıklar bulunmaktadır. Öğretim üyesi açısından minimum sayı ile öğretim veren bölümler olduğu gibi çok sayıda öğretim üyesi olan ve öğrencilerine çok sayıda seçmeli dersler sunan bölümler de bulunmaktadır. Bu şartlarda kısa sürede bölümleri öğretim üyesi sayısı ve öğretim 40 Akademisyenlerin Türkiye’deki Lisansüstü Coğrafya Eğitimine Yönelik Görüşleri elemanlarının çalışma alanları açısından belli standartlara kavuşturmanın mümkün olmadığı ortadadır. Üniversiteler ve dolayısıyla lisansüstü öğretim programları arasında rekabetin artırılması gerekmektedir. Bu rekabet bölümlerin eğitim ve araştırma açısından gelişimleri için önemlidir. Türkiye genelinde lisansüstü coğrafya eğitimi veren ana bilim dallarından akademisyenler belli aralıklarla bir araya gelip tecrübe paylaşımı ve planlama faaliyetinde bulunabilir. Üniversitelerde lisansüstü eğitimin kalitesini artırmaya yönelik belli aralıklarla bir araya gelen ve toplantılar yapan bir kurulun olması lisansüstü eğitimde kalitenin ve güncel gelişmelerin takip edilebilmesinin sağlanabilmesi açısından faydalı olabilir. Öğretim Programları İle İlgili Öneriler Öğretim programlarına gelen öğrencilerin kalitelerinin artırılması da özellikle programların verimliliğini olumlu yönde etkileyecektir. Bunun için lisans eğitiminde başarılı olan öğrencilerin yüksek lisans ve doktora programlarına özendirilmesi ve yönlendirilmesi gerekmektedir. Öğretim programlarının hazırlanması ve güncellenmesinde bilgi ekonomisi kavramlarına dayalı, tamamen para amaçlı değil, ancak gelişmiş ülkelerdeki gelişmelerin ışığında insanlığa faydalı olma esaslarına dayalı olan yaklaşımların benimsenmesi faydalı olacaktır. Bölümlerin ve öğrencilerin kendi yetenek ve ilgilerini öğretim programları ve araştırmalarda göstermelerinin önü açılmalıdır. Bu durum özellikle program ve araştırmacı yetiştirme açısından bölümlerin çeşitlenmesi açısından önemlidir. Lisansüstü programlarda öğrencilerin seçebilecekleri derslerin sayısı artırılmalıdır. Özellikle öğrencilerin istatistik, temel bilgisayar becerileri, ileri düzeyde CBS, araştırma yöntemleri, coğrafi düşüncenin tarihi gibi dersleri almış olduğundan emin olunmalıdır. Yüksek lisans ve doktora derslerinin işlenişine önem verilmeli, dersler düzenli olarak verilmeli ve öğrencilerin derslere katılımı aranmalıdır. Dersler öğrencilere verilecek ödevlerle geçiştirilmemeli, derslerin izlencelerine göre içerikleri ve yeterlilikleri belirlenmeli ve öğrencilerin bu dersleri almaları ile kazanacakları bilgi ve beceriler somut olarak tanımlanmalıdır. Lisansüstü coğrafya programlarında öğrencilere sunulan coğrafi kavramların bilimsel ve çağdaş coğrafi literatüre göre sunulması önemli bir husustur. Zira dünya ile entegre olma hedefi içerisinde olan eğitim programlarımız bu entegrasyonda aynı dili konuşamadığı ve kavramlara aynı anlamı yükleyemedikleri için uluslararası bilimsel platformlarda bazı problemlerle karşı karşıya kalabilir. Yabancı dil eğitimine önem verilmeli, tüm programlarda temel eğitim Türkçe bile verilse, öğrencilerin dünya ile entegre olmalarının faydaları anlatılarak mezun olana kadar en azından okuyacak ve anlayacak kadar dil yeterliğine sahip olmaları hedeflenmelidir. Bazı dersler İngilizce olarak verilebilir. Öğretim Elemanları Ve Alt Yapı İle İlgili Öneriler Öğretmenlerin eğitimi yaklaşımı dikkate alınarak mevcut öğretim elemanı kadrolarının meslek içi eğitimlerle yükseköğretimdeki yeterlilikler ve bu yeterlilikler için nasıl hazırlanması gerektiği gibi konularda yetiştirilmesi gerekmektedir. Nitelikli öğretim üyelerinin yetiştirilmesi gerekmektedir. Alanını iyi bilen, İngilizceye hâkim, temel bilgisayar becerilerine sahip, öğrenmeyi bilen ve araştırmayı aşk seviyesinde seven, bilimsel idealizme sahip bireylerin yetiştirilmesine dikkat edilmelidir. Bölümlerde minimum alt yapı olanaklarının sağlanmasına dikkat edilmelidir. CBS gibi teknik dersler belli bir düzeyde ve laboratuvarda verilmelidir. Bu açıdan tüm coğrafya bölümlerinde en azından bir CBS laboratuvarının açılması ve bu laboratuvarda temel CBS derslerinin verilmesi gerekmektedir. Süreçler Hakkında Öneriler Doktora programları için standartların yükseltilmesi gerekmektedir. Literatür taraması lisansüstü coğrafya öğretim programlarında yanlış anlaşılmaktadır. Dersten sonra en az bir yıl doktora yeterlilik sınavı için süre verilmeli, bu süre içerisinde kişilerin alanı ile ilgili önemli kaynakları okuması ve yapılacak yeterlilik sınavına literatür ağırlıklı olarak yapacakları çalışmalarla hazırlanmaları sağlanmalıdır. Lisansüstü coğrafya programlarına öğrenci kabulünde; Amerika ve İngiltere gibi ülkelerde uygulanan “niyet mektubu” ve “referans mektupları” da programa kabul aşamasında istenmelidir. Çünkü yüksek lisans ya da doktora yapacak öğrencinin bilimsel idealizmi ve kalitesi program çıktısını direkt olarak etkilemektedir. 41 Yasir Aydoğmuş Öğrencilere akademik etik değerlerin mutlaka iyi kavratılması gerekmektedir. Öğrencilerin intihal olaylarına dikkat etmeleri gerekmektedir. Ders ve tez aşamasında disiplinler arası çalışmalara önem verilmelidir. Dersler seçilirken öğrencilerin ilgi alanlarına ve tezlerinde çalışacakları konulara göre farklı bölümlerden ders almaları teşvik edilmelidir. Tez konusunda Türkiye’de yaşanan diğer bir problem de danışmanların tezlerdeki katkı oranlarıdır. Tezler yapılırken danışmanlar tüm aşamalarda öğrencilere yol göstermesi, tezin aşama aşama danışmanın çizdiği doğrultuda gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır. Öğrenciler tez sürecinde kendi hallerine bırakılmamalıdır. KAYNAKÇA Ağıralioğlu, N. (2013). Türkiye’de Lisansüstü Öğretim, Yükseköğretim ve Bilim Dergisi, 3, 1-9 Büyüköztürk, Ş., Çakmak, E.K., Akgün, Ö.E., Karadeniz, Ş., Demirel, F. (2009). Bilimsel Araştırma Yöntemleri (3. baskı). Ankara: Pegem Akademi. Dilci T. (2011). Türkiye’de Eğitim Bilimleri Alanında Yürütülen Lisansüstü Eğitime Ulusal Yeterlilikler Çerçevesinde Bakış. Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2, Ss.93-106 Ekiz, D. (2009) Bilimsel Araştırma Yöntemleri (Geliştirilmiş 2. Baskı), Ankara: Anı Yayıncılık. Günay, D. (2011). Türk Yükseköğretiminin Yeniden Yapılandırılması Bağlamında Sorunlar, Eğilimler, İlkeler ve Öneriler-1, Yükseköğretim ve Bilim Dergisi, 1, 113-121. İlhan, A.Ç. (2009). Bologna Süreci Lisansüstü yeterlilikler çerçeve programının oluşturulması, Ankara Üniversitesi Sempozyum Verileri, Ankara. Karabağ, S., Şahin S. (2007). Coğrafya Eğitiminin Önündeki Engeller ve Geleceği. Kuram ve Uygulamada Coğrafya Eğitimi (Ed. S.Karabağ, S.Şahin), Ankara, Gazi Kitabevi. Karakütük, K., Aydın, A., Abalı, G., ve Yıldırım, S. (2008). Lisansüstü öğretimin sorunları konusunda Ankara’daki üniversitelerin lisansüstü enstitü yöneticilerinin görüşleri. Eğitim ve Bilim, 33, s.4253. Kurnaz, M., Alev N., (2009) İlköğretim ve Ortaöğretim Lisansüstü Öğrencilerinin Ders Seçimi Yaklaşımları ve İlgili Sorunları, Türk Fen Eğitimi Dergisi, 3, (ss. 38-52) Şimşek, H. ve Yıldırm, A. (2006). Nitel Araştırma Yöntemleri. Ankara: Seçkin Yayıncılık. Tatlı, S. ve Adıgüzel, O.C. (2012). Türkiye’deki Lisansüstü Karşılaştırmalı Eğitim Tezlerinin Çok Boyutlu Bir İncelemesi. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 12(1), s.143-150 Varış, F. (1970). “Eğitimde Program Geliştirme”. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Yavuz, M. (2012). Yükseköğretim Yönetiminde Yaşanan Dönüşüm ve Türkiye için Alternatif Yönetim Modeli Önerisi, Kalkınma Bakanlığı Uzmanlık Tezi, Ankara Atıf Bilgisi / Citation Information Aydoğmuş, Y. (2015). Akademisyenlerin Türkiye’deki Lisansüstü Coğrafya Eğitimine Yönelik Görüşleri, Coğrafya Eğitimi Dergisi [Turkish Journal of Geography Education], 1(2): 31-42. 42 An Overview of Geography Education in Pakistan MUNAZZA FATIMA, SAJID NOOR, ADILA SHAFQAT Abstract INTRODUCTION Geography education in Pakistan has not been evaluated so far, causing many problems in the progress of this subject. This research article is an attempt to get initiative in this regard. There are certain challenges which geography education presently facing in Pakistan including, curriculum development, status as a scientific discipline, effective teaching and learning, resource deficiency and research promotion. Thus, absence of balance curriculum design at all education levels and lack of modern teaching techniques brought geography to static situation in Pakistan. There is a need of revising the curriculum, introducing training courses for teachers, sufficient resource allocation to the departments of geography for the maintenance of their laboratories and research activities, and to promote geography as a strong academic discipline nationally and internationally. Today, at the dawn of the 21st century, geographical education has to play a crucial role in the general educational systems of all countries around the world. In the forthcoming years and decades, today's learners need to act as responsible citizens with regard to complex key issues that are of great environmental, social, cultural, economic and political significance. Geographical education is one of the educational areas that teach learners the thinking skills required to understand and to act sustainably in the world. Without geography, young people are unprepared for an increasingly global future (Brooks, 2006). Keywords: Geography education, curriculum, future perspective While geography has undergone progressive changes in other parts of the world, in Pakistan it is still facing the crises of identity and recognition. Unfortunately the general concept about the subject is that it is concerned only with listing the facts and features of the various parts of the world. Therefore, it is thought that geography can be useful only as a general knowledge subject and should have no other significant and academic value. No one is prepared to believe that geography uses data to study spatial relations related to population, urban sprawl, regional planning, land use policies, industrial location, environmental pollution, rural- urban migration, along with many other issues. This ignorance and apathy towards geography in Pakistan is really unfortunate. Munazza Fatima1, Department of Geography, The Islamia University Bahawalpur,Pakistan,[email protected] Sajid Noor, Department of Geography, The Islamia University Bahawalpur,Pakistan,[email protected] Adila Shafqat, Department of Geography, The Islamia University Bahawalpur,Pakistan,[email protected] 1 Corresponding author: Lecturer, Department of Geography, The Islamia University Bahawalpur Pakistan [email protected] Geography has emerged as a discipline which focuses on the man and environment interaction. Considering geography as a field of inquiry, there has been two major approaches, first, is the spatial approach which mainly focuses on the areal distribution of phenomenon while the second one is the temporal approach which concentrates on the changes occurring over the period of time. Geography is also considered as a bridging subject between the physical sciences and social sciences, Therefore, it has very deep relation with other disciplines like physics, chemistry biology, soil sciences as well as economics, demography, sociology, statistics etc, as said by Baerwald,“ The notion that geographers might look beyond their own field to explore topics that would seem to lie in the domain of other fields have been an Coğrafya Eğitimi Dergisi – Turkish Journal of Geography Education, 1(2): 43-53. ISSN: 2149-522X, ©2015 Coğrafyacılar Derneği – Turkish Association of Geographers 43 Munazza Fatima, Sajid Noor, Adila Shafqat inherent trait of geography since its establishment as a modern discipline”(Baerwald, 2010). The cores, contexts, emphases, and approaches of disciplines change over time. In some countries, geographers could not follow the developments taking place in the modern world, many of geographical subjects have remained idle and unfortunately, the gap left by the geographers has been filled by other scientist(Incekara, 2010). Butt (Hogarth, 1921) stated that while considering the future security of geography education we must be mindful of the nature of the modern learner and of the demands of modern societies. Young people are growing up in an increasingly dynamic world. The importance of ‘knowledge transfer’, the globalization of ‘knowledge economics’ and the demand for workers to possesses new skills and ways of understanding all demand a rational response from education. Hence, geography must take account of the rapidly changing employment market. As an academic discipline, there is a marked difference about the concept of geography teaching at school level and university level. Unwin and Walford are of the view that the changes in the curriculum of geography at school level text books are the reflections of societal and technological changes(Unwin, 1992; WALFORD, 2001). It has been observed that for the teaching of geography the teachers are encouraged to adopt technical approaches rather than intellectual activities(Morgan & Lambert, 2005). Gudmundsdottir’s research indicates that “teachers have values, influenced by their subject knowledge that affects how they teach”(Gudmundsdottir, 1990), this approach is also adopted by Korthagen, in which he expressed “ teachers may in fact be influenced by a ‘mission’ close to their core being that drives their values, perspectives and ultimately their work in classrooms”(Korthagen, 2004). In recent years, geography educators have sought to make their pedagogy relevant to pressing social and environmental issues, integrating the approaches of place-based education can make geography education more relevant(Israel, 2012). Community base research and community based learning provide potential significant potential for geography’s and geographer’s engagement in societally relevant research and learning. Placing the academic curriculum into a “real world” context helps students realize geography’s applications(Krumme, 2006). Mohan (Mohan, 1995)is of the view that geography students should engage more fully with their local communities, ‘not just as passive observers but as active participants and contributors’. Thus, geography as a discipline, has a long history of developing learning settings, roles of students and staff beyond the traditional parameters of the classroom, and for engaging with diverse communities as part of its delivery through fieldwork(Skole, 2004). Hence effective geographic practice must also be geographical; it is at its best when engaging across a variety of places, spaces and scales(Sheppard, 2004). Unfortunately, in Pakistan one of the obstacles in the promotion of geography as a subject is that the higher education authorities had never acknowledge the importance of geography as a useful subject. Geography as compared to other subjects has not been allocated the reasonable funding and resources, that is why the quality and quantity of research in geography remained relatively low (Israr-ud-Din 1991). In Pakistan’s HEIs (Higher Education Institutes), geographers are responsible for identifying major physical, social, economical and ecological problems, and ideally, then working with community organizations to find solutions for those geographical issues. Geographers can examine where certain social groups are concentrated and how they are related to other social groups and concentrations. They can help find solutions to common problems of social differences and inequalities(Klein et al., 2011). HISTORICAL OVERVIEW Geography as an academic discipline was being taught in the schools, colleges and universities of the subcontinent for almost a century. But its status and role has never been evaluated. Geography enjoyed a better status before partition (1947) of Indian subcontinent. It was a compulsory subject in all schools and so as history and were taught separately. The world basic knowledge was considered and geography was taught in a well planned manner in schools up to grade 10. The evolutionary growth of geography in Pakistan has so far been very slow and hence the subject as a whole has remained undeveloped. But what is, of more serious concern, the role of geography in the nation building has not been defined. This of course is partly due to the old style syllabi and to a good part, due to a misunderstanding of modern geography and the potentials of geographers. Geography as a subject in schools in the Indo Pakistan sub-continent began to be taught when the British system of education was introduced. In the course of time when college and universities were opened, geography was also included at the advanced level. It is believed that Muslim University, Aligarh, was the first to introduce Master’s Degree in Geography in 44 An Overview of Geography Education in Pakistan 1920. According to Dr. Mushtaq-ur-Rahman, geography was stagnant and stereotyped during the first 15 years of Pakistan’s existence (Israr-ud-Din, 1991). Only graduate department at the time of partition was in the Punjab University, which was established in early 1940s. After independence of Pakistan in 1947, various departments at different national universities were established including University of Karachi (1952), University of Sindh Jamshoroo (1955), University of Peshawar (1956), Quetta (1984), Government College Rawalpindi (1963) and Bahawalpur (1986). Recently new departments of geography established in Bahaudin Zikria University Multan and Sargodha Universities. Thus, it is more than 64 years since Pakistan has been offering higher education in the subject of geography. human and regional branches of geography are grouped with the subjects of social studies. The syllabus is devoid of any geographical concepts, ideas and skills. The subject becomes obscure, instead of taking roots in the secondary education thus leaving no foundation for building of geographical knowledge in the higher classes. This integration of geography with social studies and science subject in schools, has adversely affected the standard and quality of teaching at the graduate and post- graduate level. Unlike, situation is totally reverse in the Private Schools of Pakistan, where Geography is given considerable importance. Unlike government schools of country, geography is the part of Social Studies up to Grade-V, but Grade VI to VII and O-Level and A-Level got the distinct courses of Geography. Contrary to the position of geography in higher education, it might be possible to affirm that this field has the least importance in primary, middle, and secondary education because the curriculum Wing of Ministry of Education, Pakistan ignoring the importance of geography at these levels. The big blow to the subject was made in early 1960’s when the independent position of geography was terminated in schools and to be included as part of the social studies. Since then the form of both history and geography has been distorted. Main reason of this situation is that socalled STEM disciplines: science, technology, engineering and mathematics, are given priority throughout the country. Medium of instruction is Urdu in most of the government schools of Pakistan. Normally teaching at primary level officially requires a one year Primary Teaching Certificate (PTC), with entry based on the Secondary School Certificate. Lack of essential teaching facilities and teacher absenteeism are the two main problems at schools. In this way, the integration of geography with social studies and general science in schools, has adversely affected the standard and quality of geography teaching at the graduate and postgraduate level. GEOGRAPHY LEARNING AND TEACHING (PRIMARY AND SECONDARY LEVEL) Development of Geography in Higher Education (GHE) in any country involves many factors, three of them are particularly important, first is the overall conditions of Higher Education in that country, second; social and economic development and third is increasing globalization(Li, Kong, & Peng, 2007).Variations can be observed in terms of identity of geography education throughout the world, as in some places it is growing and strengthen while in others it is declining or vulnerable to decline. Drivers of development and inhibitors of decline are varied too. The unique position of geography which makes it countable toward both physical and social sciences has caused it a setback in its identification as a separate discipline of knowledge in Pakistan too. Geography does not emerge as a distinct subject up to Grade 1 to Grade10, but its topics of physical branches are placed in the book of elementary sciences with other subjects of physics, chemistry and biology, while those of On the other hand, teaching in private schools is up to the mark. Due to the sufficient resources, they provide appropriate teaching tools to the teachers to enhance their teaching practice. Maps, atlases, models and computer based exercises are used to teach geography to the students. Teachers are appointed on the basis of their relevancy to the subject which they are supposed to teach, that ultimately improve the learning and teaching environment. Medium of instruction is also English in these schools which are essential to get international importance of the subject. Main reason behind this disparity is the difference in the economic conditions of the private and government schools. Lambrinos (2006) argues that geography teaching faces almost the same problems around the world(Lambrinos & Bibou, 2006). Generally, in the context of school teaching, characteristically, the nonspecialist teachers are prone to showing an evidently indifferent attitude both towards the subject and the students for no other reason than an evident lack of knowledge and proper groundings in the subject. It is highly regrettable that untrained teachers are practicing the old methods requiring their students to open up their text books and reading out word by 45 Munazza Fatima, Sajid Noor, Adila Shafqat word before them. In this way any interest in the subject could hardly be generated among the students. The position of a non-specialist teacher of geography could be compared to a teacher of mathematics teaching biology and vice-versa. GEOGRAPHY LEARNING AND TEACHING AT HIGHER SECONDARY LEVEL Higher Secondary level of education is generally offered by the High Secondary schools or by the colleges of the country. The Education system of this level is controlled by the Board of Intermediate and Secondary Education of all districts. As stated earlier, geography is not an independent and a separate entity in the secondary schools curriculum. It is only in the Intermediate/Higher Secondary classes that it has been given place as an individual but optional subject in the curriculum. It is included in the humanities group instead of science group to be selected by the students as optional along with some other subjects. At this level syllabus of geography consists of the physical geography and regional geography of the world. The physical geography covers basic knowledge of all the spheres (hydrosphere, atmosphere, lithosphere and biospheres). While regional geography gives the encyclopedic knowledge to the students about world (Table 1). This two year level is totally devoid of practical work, having just some fundamental exercises of map projections. A main drawback in the course is that the text books recommended are in Urdu translation, limiting the concepts of students. In pre-degree classes the part on regional and human geography is an irrational fact centered material with no emphasis on ideas and skills. Instead the material should have been arranged and designed to incorporate the three sets, facts, ideas and skills. The specific facts should be studied with detailed examples at different scales, including local, regional, national and international. Similarly practical exercises of the learned knowledge must be the part of this course. The deficiency of proper knowledge and teaching methods of the development trends brought the position of geography to a stationary position. The absence of an integrated package of text book, work book and teacher’s guide is due to lack of interest in geography to promote the subject and convert it from merely a store of facts to a more rational subject with emphasis on thinking process, decision making skill in the pupils and with ability to manipulate data rather than to store them. The teachers who are appointed to teach geography find themselves in an awkward situation because of lack of training in teaching methods; secondly required facilities are also not available. Another problem is the lack of teacher’s training to learn the modern methods of teaching geography. All these factors cause the lack of interest of students in the subject of geography, that’s why they prefer other subject like economics, statistics, and computer as of their optional courses instead of geography. Table 1 Geography Curriculum for Intermediate and Graduate level in Pakistan Year at College Compulsory Courses Intermediate Geography Courses 1st year Physical Geography 2nd year Regional Geography of the World B.A/B.Sc Geography Courses 3rd year Physical Geography 4th year Geography of Pakistan Human Geography Practical Courses Research Work Fundamentals of Map Making and Map Interpretation Surveying-Plane Table survey Chain survey Map Making and map projections Report Writing 46 An Overview of Geography Education in Pakistan GEOGRAPHY LEARNING AND TEACHING IN HIGHER EDUCATION Within universities geography as a discipline should be used in the development of critical intellects that can be employed creativity in constructing new knowledge (Gudmundsdottir, 1990). Higher education in Pakistan refers to all levels of education above higher secondary or intermediate. Colleges and Universities are the main institutions which are offering higher education. Conventionally, geography at graduate level is the part of colleges, but all the concern academic matters ranging from curriculum design and examination are supervised by university department of Geography. Geography is offered by most of the colleges of the country but many of them lack the teaching staff due to which it is not one of the forefront subjects of the colleges. It is again the optional subject at graduate level; with one difference that the science students can also opt this subject unlike intermediate level where it is only offered to students of humanities and arts. At graduation level mostly science student select geography as a third best choice. The condition of the geography curriculum at graduate level is not different then the intermediate level. Graduate level can be split up into two years of study, locally referred as third year and fourth year of college studies. Course contents of third year comprises on the physical geography, with practical of plane table surveys and chain surveys, which are really out dated methods as compare to the international advancements of practical geography. Forth year geography curriculum consists of two basic courses, Human Geography and Geography of Pakistan. The course contents of Human Geography are very basic while that of Geography of Pakistan typically explain the physical and human aspects of region. Field survey and writing report is the only practical thing in the whole curriculum of degree course (Table 2). But the portion on regional geography of Pakistan and Human Geography is an irrational fact centered material with no emphasis on ideas and skills. The topics of physical geography are more or less the same as in the intermediate classes. There is the repetition of topics, in addition, the nature of material is too descriptive having no scope for analysis and provide no training to the students in solving the problems of the modern age and particularly the physical issues of Pakistan which includes, events of disaster and control and the implementation of GIS and Remote sensing. After getting graduate degree from colleges, students have to get admission in university for completing their master degree. Universities are either public or private in Pakistan. Public universities are funded by the Higher Education Commission of Pakistan; presently out of total 73 public sector universities working in Pakistan approximately 10 of them retain the specialized department of geography. Generally three types of geography degrees are offered by the universities, those are Bachelor, Master and Doctoral. Conventionally most of the universities are offering B.Sc(Bachelor of Science) and M.Sc(Master of Science) in geography, but as the Higher Education proposed system(Figure 1), is under transition to North American Style (i.e. BS- MS) therefore few universities are in progress to develop this new system. Figure 1 Structure of Higher Education System of Geography in Pakistan- Existing and Proposed 47 Munazza Fatima, Sajid Noor, Adila Shafqat In contrast to the secondary education curriculum, Higher Education Commission of Pakistan established a committee of experts in 2007 for the development of unified template to standardize degree programs in the country to bring the national curriculum at par with international standards and to fulfill the needs of local industries. For the purpose of curriculum revision various committees are constituted at the national level, comprising of senior teachers nominated by universities or degree awarding institutes. The meeting of National Curriculum Revision Committee (NCRC) is being held annually for the up gradation of Geography in Higher Education sector. Therefore, NCRC design a balance curriculum for post graduate classes (M.Sc). There is flexibility for all the geography departments to change the curriculum according to the needs and demands of region and availability of specialized faculty, while the main framework remains the same as suggested by NCRC. Curriculum of first year, of M.Sc (I-II-semester), mainly comprises on the fundamental courses of physical geography (geomorphology, oceanography, climatology etc) and human geography (population, economic, settlement and environment geography etc). Later on, in next year (III-IV semester) several elective courses are offered which are selected from the list of elective courses as suggested by NCRC, and which is largely depend on the availability of the specialized teachers (Table 3). Such options for selecting elective courses expand the knowledge of students from general to specific, and give them opportunity to pick these subjects for in-depth studies and research. Courses of Surveying, Map analysis and Projections, Remote Sensing and GIS can help to increase the practical skills of students in geography. Table 2 Geography Curriculum for Post Graduate Level (M.Sc Geography) Semesters Core Courses Practical Courses Elective/Specialized Courses* First Geomorphology Oceanography Economic Geography Surveying Computer applications Second Climatology Regional Geography Geographic Thoughts and modern concepts Quantitative techniques Research methods Settlement Geography Cartography Map analysis and Projections GIS Elective I ElectiveII Geography of Pakistan Remote Sensing and its application Elective I ElectiveII (or Dissertation) Third Fourth Research Work Research Report Source: NCRC-2009 *Table-4 Quantitative Techniques and research methodology are the par of compulsory courses which strengthen the student’s research skills and facilitate them to write research thesis and field report (Table 2). Out of ten departments of geography in the country, only three are offering PhD in Geography, and four offering M.Phil./MS, thus the condition for higher education in Pakistan is not satisfactory. In contrast to the schools and colleges, pedagogic techniques in universities are better, which mainly based on reflective teaching, lesson planning for geography, investigation, field works, and resource enhance teaching. Almost all departments have well equipped computer and surveying labs, but only few departments have GIS trained faculty. Furthermore, NCRC purposed new BS and MS curriculum in 2009 (Table 4, Table 5).This curriculum seems to full fill the international demands of Geography education. An Overview of Geography Education in Pakistan Table 3 Elective/Optional/Specialized Courses of Geography Group-A Group-B Group-C Group-D Group-E Group-F Physical Geography Human Geography Applied Geography Regional Geography Far East South and South East Asia South West Asia Central Asia Western Europe Eastern Europe North America Latin America North Africa Sub Sacharan Africa Australia Muslim World Geoinformatics Techniques Pleistocene Geomorphology Quaternary Geomorphology Coastal Morphology Fluvial Morphology Glaciology Geography Meteorology Hydro-geography Advance Plant Geography Zoo-Geography ofArid Lands Soil Geography Climatic Change Studies Geophysics Geolithology Mathematical Geography Geodesy /and Advance surveying Cultural Geography Environmental Geographical Social Geography Geography Analysis Population Quantitative Global Positioning Geography Geography System Transportation Gender Geography Digital Image Geography Geography of Processing Urban Geography Natural Hazards Spatial Data and Planning and Disasters Visualization Rural Settlement Applied Spatial Modeling Geography Geomorphology Photogrammetric Agriculture Development Spatial Data Geography Planning Infrastructure Urban and rural land Sustainable Cyber Geography use Development of Computer Political Geography Natural Resources Cartography Behavioral Environmental Cartographic Geography Impact Assessment Techniques Geography of (EIA) Manufacturing Applied Geography of Marke- Cartography ting Advance Applied Regional Planning Geography Geography of Social Impact Recreation and Assessment (SIA) Tourism Mountain Military Geography Geography Medical Geography Geography of Industrial Geography Retailing Geography of Urban Migration and Environmental Regional Planning and Development Management Historical Geography Geography of Health Care Geography of Housing Geography of Crimes Geography of Administration Geography of Religion Geography of Nutrition Source: Revised Curriculum of Geography 2009-HEC Note: Selection of elective subjects depend upon the availability of faculty, specialized in that respective subject Mathematical Geography Geodesy/ advance surveying Cartographic Techniques Computer Cartography 49 Munazza Fatima, Sajid Noor, Adila Shafqat Table 4 Curriculum of BS Geography as Proposed by NCRC Semesters First Second Third Fourth Fifth Sixth Compulsory Courses Elective Subjects* Foundation IFundamentals of Geography Foundation II-Physical Geography Foundation III-Human Geography Foundation IV- Geography of Pakistan Foundation VI- Historical Development of Geographic Thought Major-I Geomorphology Major-II Climatology Major-III Meteorology Major-IV Oceanography Foundation-IX Population Geography Major-V Economic Geography Major-VI Research Methodology Major-VII Settlement Geography Research Work Foundation V -Map Work surveying Foundation VII-Cartography Foundation Geography Elective-I Elective-II Seventh Practical Courses and VIII-Quantitative Major-VIII Geographical Information System Major-IX Remote Sensing Eight Major-XII Region and Regional Elective-III Concepts Elective-IV Major-XIII Environmental Geography Source: Revised Curriculum of Geography 2009-HEC *Table-4 Major-X/IX Research Project/Internship (PartI) Major-X/IX Research Project/Internship (PartII) Table 5 Curriculum of MS Geography as Proposed by NCRC Semesters First Core Courses Elective/Specialized Courses* Research Work Advanced Physical Geography Advanced Human Geography Advanced Techniques and Tools Advanced Research Methodology Second Third and Fourth Source: Revised Curriculum of Geography 2009-HEC *Table-4 Elective-I Elective-II Elective-III Elective-IV MS-Thesis An Overview of Geography Education in Pakistan CHALLENGES AND FUTURE SUGGESTIONS The insight of overall condition of geography education revealed some challenges including curriculum development, individual status of geography as a discipline, effective teaching and learning geography, resources, promotion of research journals and geographical associations. a. Curriculum Development Curriculum development is one of the main challenges which geography education is facing at this moment in Pakistan. The independent position of Geography should be restore and the whole courses from school to college level be revised according to modern trends. Whalley at al. (2002) outlined a set of ‘Knowledge’ and ‘Skills or Attributes’ required for under graduate degree, suggests that, sustainability is the greatest force for change in terms of geography’s curricula. He is of the view that the challenges of the 21st century cannot be met by disciplinary thinking alone. Rather, there needs to be a more integrative approach to knowledge creation, and while Geography is characterized by diversity, we need to ensure that our curricula reflect and explore this. It may well be that geography’s own sustainability depends upon the development of curricula that meld geography with other subject areas in the creation of a subject responsive to the needs of the 21st century. He further explained that Geography curricula, need to be able to respond to the experiential nature of knowing, and embed participatory and community-based knowledge acquisition, in order to develop students’ awareness of their own complicity in the creation and transformation of difference and diversity(Butlin, 1999).Thus, curriculum should have been arranged and designed to incorporate the two sets of facts, knowledge and skills. The specific facts should be studied with detailed examples at different scales, including local, regional, national, and international scale. There should be focus on examples from Pakistan than as compare to the rest of the world. The skills should include being able to use atlas, map reading, interpreting photographs, graphs and diagrams. These skills should be taught in such a way that the pupils are able to apply them in a field study project of their own areas. The curriculum must be revised completely and the material design in such a way that geography should take its applied role in the national construction and development. The applied aspects of the subject must emerge to make it fulfill the national needs. Similarly the application of remote sensing and GIS must be included in the curriculum. b. Status of Geography In Pakistan, geography considered as the least important subject in comparison with other subjects, for adopting as professional career. There is a general stereotype exist in the young people that instead of geography other frontline subjects like chemistry, physics, biology, engineering, economics, and business are more favorable for them in attaining professional success. There is an impression shared by the university teachers that geography is chosen by those students who had fail to get admission in frontline subjects. Scope of geography in this way just limited to school teaching or to the survey departments of the country. Thus, such approach exploits the image of geography as an applied field of inquiry. In addition to this, lack of jobs for geography graduates is another big challenge for this subject. It is observed that most of the geography graduates start to look either for their own private business or for jobs in private firms which have no relation with their subject but can give them better income. Another indication of the low status of the subject can be determined by the fact that geography is now being taught by just few universities of the country, while none of the private university offer a course of geography which shows that there is no market for these courses and consequently, nobody wishes to pay for this type of education. Therefore, high priority should be placed on increasing professional interaction between geographers and people in other sciences. A specific effort should be made to identify and address disparities between the growing demands on geography as a subject and the current capabilities of geography to respond as a scientific discipline. Moreover, there should be good jobs for people specialized in geography. c. Effective Teaching and Learning Geography Generally the teaching method use to teach geography in schools and colleges of Pakistan is the lecture method with traditional approach that “teacher to talk, students to listen; teacher to write and students to copy”. Such practice is reducing the productive teaching and learning outcomes from geography. One of the major causes of this condition is the lack of proper training to the teachers who are ignorant of the principles of effective teaching geography. Thus to overcome this problem, geography at schools must be 51 Munazza Fatima, Sajid Noor, Adila Shafqat taught by teachers who are geography graduate. Refresher courses for geography teachers working in schools and colleges should be arranged on regular basis. Similarly advance teaching skills must be practice at universities too. Teachers must be encouraged to consider teaching as technical rather than as an intellectual activity. Moreover, University and college administrators should implement reward structures for academic geographers to encourage, recognize, and reinforce certain categories of professional activity that are sometimes undervalue. d. Resources Deficiency Material resource deficiency is one of the main challenges for the development of Geography education. Schools and colleges have not any class room specially design for geography education. College teacher have no proper access to computers, maps, topographical sheets etc. Geography departments of universities also face the same problem as Higher Education Commission of Pakistan allocate budget to certain disciplines on the basis of the student enrolled and the market value of that discipline, which geography failed to get at all. Such condition of deficit resources has two major impacts; first, there is not enough money for equipment and other materials resources necessary for effective learning and teaching geography. Secondly the most important part of geography education, the study tours or field trips are being ignored. Hence it is suggested that necessary teaching aids including wall maps for class room teaching should be provided to all schools and colleges. Maps should be produced and the provincial text boards should be assigned the task of producing maps and works atlases. Geography departments at universities should be allocated special funds for updating of existing laboratories and for establishing new ones, including; • Geographical Information System (GIS) Labor- atory • Remote Sensing (RS) Laboratory • Geomorphological and Environmental Labora- tory • Soil Laboratory • Meteorological observatory/lab • Computer based cartography and surveying laboratory • • Furthermore, special funds should be granted so that national and international workshop and conferences would have been conducted in universities. e. Research Journals/Associations Keeping in view the overall condition of Geography education in Pakistan, it’s hard to expect the advance research work. At present two associations are active, namely; All Pakistan Geographical Association (PGA1948) and Karachi Geographers Association (1957), in spite of their long history these associations also failed to promote geography is a strong applied context. On national level, three research journals are also published, Pakistan Journal of Geography, Pakistan Geographical Review and Journal Geographic published. Though these journals are providing a platform to geographers for the publications of their research but still not meeting the requirement and unfortunately these journals are not published regularly. Therefore, many research articles of Pakistani Geographers are not published in time. In addition to this geography teachers do not get any international exposure in terms of research and interaction. Thus to overcome such challenges, the HEC should sponsor the publication of such journals under the aegis of Pakistan Geographical Association. Moreover it should establish a national institute of Geography to promote advance training and research in Geography in Pakistan, or a centre of Excellence in applied Geography in any university of the country for the study of current issues like Climatic Change/Global warming, Disaster Management, Environmental Impact Assessment (EIA), GIS and Remote Sensing. International linkages should be developed and strengthen through projects and interaction with the geographers of developed countries. Though there are many challenges which presently geography education is facing in Pakistan, but keeping the hope alive all the geographers of the country are very optimistic toward its future. One of the reasons is the future mission of HEC for geography, which it purposed in the recent meeting of NCRC, 2009. • To develop international standard Geography curriculum for 4 year BS and 2 year MS so that the uniformity could be adopted by the public and private sector institutions throughout the country. • To impart current knowledge and practical skills to geography graduates through theory, practical and field exercises. Field tours 52 An Overview of Geography Education in Pakistan • To make geography an integral part of education at all levels to enhance the quality of geographical education for broader application and implementations in all walks of life. • To make Geography effective for the enhancement of quality of environment and well being of humanity. • To introduce new applied fields of geography that can fulfill the requirements of the modern world. • To make geographic research effective in our daily lives. • To broaden the geographic research areas and to effectively integrate it with national planning and development. • To create insight appreciating current world affairs based on modern geographic arena. REFERENCES Baerwald, T. J. (2010). Prospects for geography as an interdisciplinary discipline. Annals of the Association of American Geographers, 100(3), 493501. Brooks, C. (2006). Geographical Knowledge and Teaching Geography. International Research in Geographical and Environmental Education, 15(4), 353-369. Butlin, R. A. (1999). Teaching and Research in Geography: an introduction. Gudmundsdottir, S. (1990). Values in pedagogical content knowledge. Journal of teacher education, 41(3), 44. Hogarth, D. (1921). Applied Geography. Nature, 108, 120-124. Incekara, S. (2010). A Comparative Analysis of Geography Education: International Samples and Turkey. Education, 130(4), 682. Israel, A. L. (2012). Putting Geography Education into Place: What Geography Educators Can Learn from Place-Based Education, and Vice Versa. Journal of Geography, 111(2), 76-81. doi: 10.1080/00221341.2011.583264 Israr-ud-Din. (1991). Proceedings of the National Seminar on Progress of geography in Pakistan. Paper presented at the National Seminar on Progress of geography in Pakistan Baragalli. Klein, P., Fatima, M., McEwen, L., Moser, S. C., Schmidt, D., & Zupan, S. (2011). Dismantling the Ivory Tower: Engaging Geographers in University–Community Partnerships. Journal of Geography in Higher Education, 35(3), 425-444. doi: 10.1080/03098265.2011.576337 Korthagen, F. A. J. (2004). In search of the essence of a good teacher: Towards a more holistic approach in teacher education. Teaching and Teacher education, 20(1), 77-97. Krumme, G. (2006). Service learning and other volunteer work related to economic and business geography. Lambrinos, N., & Bibou, I. (2006). Learning Geography with a" Geography Box". International Research in Geographical and Environmental Education, 15(3), 14. Li, X., Kong, Y., & Peng, B. (2007). Development of geography in higher education in China since 1980. Journal of Geography in Higher Education, 31(1), 19-37. Mohan, J. (1995). Thinking local: service‐learning, education for citizenship and geography. Journal of Geography in Higher Education, 19(2), 129-142. Morgan, J., & Lambert, D. (2005). Geography: teaching school subjects 11-19: RoutledgeFalmer. Sheppard, E. (2004). Practicing Geography. Annals of the Association of American Geographers, 94(4), 744-747. doi: 10.2307/3694093 Skole, D. L. (2004). Geography as a great intellectual melting pot and the preeminent interdisciplinary environmental discipline. Annals of the Association of American Geographers, 94(4), 739743. Unwin, P. (1992). The place of geography: Longman Scientific & Technical (Harlow, Essex, England and New York). Walford, R. (2001). Geography's odyssey: the journey so far. Geography, 86(4), 305-317. Atıf Bilgisi / Citation Information Fatima, M., Noor, S., Shafqat, A. (2015). An Overview of Geography Education in Pakistan, Coğrafya Eğitimi Dergisi [Turkish Journal of Geography Education], 1(2): 43-53. 53 Lisans Coğrafya Öğrencilerinin Medya Okumalarına Yaklaşımları Üzerine Bir İnceleme* An Analysis on Approach of the Undergraduate Geography Students on Media Readings ADEM ÖZDER Özet Medya okumaları eğitimin her kademesinde ve her türlü branşta sürekli artan bir oranda yer verilen önemli bir öğretim yöntemidir. Bu çalışma, coğrafya öğrencilerinin medya okumalarının derslerde kullanımına ilişkin yaklaşımlarını tespit etmek amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada lisans düzeyinde eğitim almakta olan toplam 60 coğrafya bölümü öğrencisi üzerinde bir anket uygulanmıştır. Çalışma sonucunda genel olarak öğrencilerin medya okumaları ile ilgili yaklaşımlarının olumlu yönde olduğu ve öğrencilerin bu yöntemi derslerde daha sıklıkla görmek istedikleri ortaya çıkmıştır. Anahtar Kelimeler: Coğrafya, medya okumaları, medya okumaları eğitimi, Lisans eğitimi Abstract Media readings have an increasing importance as a teaching tool in every level and branch of education. This study was carried out to find out the perceptions of geography students towards using media readings in lessons. A survey was conducted in the study on 60 undergraduate geography students. The study revealed that the students’ approach to media readings are generally positive and the student want to see this method more often in the lessons. Keywords: Geography, media reading, media reading education, undergraduate education *Makalede anlatılan çalışma 21-23 Mayıs 2015 tarihlerinde Ankara’da organize edilen Türkiye Coğrafyacılar Derneği Uluslararası Kongresi’nde sözlü bildiri olarak sunulmuş, ancak bildiriler kitabında yayınlanmamıştır. Adem Özder, Yrd. Doç. Dr., Fatih Üniversitesi, Coğrafya Bölümü, İstanbul, [email protected] GİRİŞ Eğitim sürecinde öğretmen, sınıfta muhatap olduğu öğrencilere anlam kazandıran ve eğitimin gerçekleşmesinde büyük katkısı olan önemli bir faktördür (Hacıoğlu ve Alkan, 1997, 21). Öğretmen sınıf içi ve sınıf dışındaki eğitim ve öğretim ile ilgili faaliyetler için önemli bir davranış mühendisidir. Öğretmenin bu mühendislik işinde başarılı olması ve sorumluluklarını yerine getirebilmesi için, öğretim mesleği ile ilgili birtakım özellikleri kazanması, kendisini yetiştirmesi ve elde ettiği bilgi ve becerileri derslerinde kullanarak öğrencilerini öğretimden beklenen hedeflere yönelik olarak yetiştirmesi gerekmektedir (Kaya, 1984). Öğrenme dikkat süreci ile başlar (Tok, 2007). Sınıfta öğrencilerin dikkatini çekmek ve derse karşı ilgilerini sürdürmek öğretmenler için zor bir iştir. Bunun için ders sırasında yeni ve çeşitli yöntemler kullanılması gerekmektedir. Sınıfta işlenen konular ile öğrencilerin kişisel tecrübeleri, deneyimleri ve gerçek hayatları arasında ilişki kurmaya çalışmak bunlardan biridir. Kellerin, öğrencilerin ilgilerini uyandırmak için önerdiği stratejilerden birinde de bu duruma dikkat çekilmektedir. Bu stratejiye göre, öğrenciler soyuttan çok somuta, genel kurmaca öykülerden çok gerçek olaylara ilgi duyarlar. Bu nedenle sınıfta somut ve gerçek olaylardan örnekler verilmesi, öğrencilerdeki bıkkınlığı azaltıp onlarda anlatılan konuya karşı merak uyandırabilir (Aktaran: Açıkgöz, 2005). Bilim ve teknolojideki yeniliklere paralel olarak gelişme gösteren yeni öğretim modelleri anlayışında öğretmen merkezli yapıdan, öğrenme etkinliklerinde öğrencinin merkezde olduğu bir düzene geçiş gözlenmektedir. Bu anlayışa göre öğretmen yine öğretimin vazgeçilmez bir unsuru olmakla birlikte, daha çok sınıf içi çalışmaları kurgulayan, düzenleyen ve yöneten bir özelliğe sahiptir (Ergin, 1995). Coğrafya dersleri pek çok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde özellikle son çeyrek asırda çok farklı yöntemlerin kullanılması ile öğrenci merkezli yaklaşımların ağırlıklı olarak kullanıldığı alanlar arasında yer almıştır. Bunda Coğrafya Eğitimi Dergisi – Turkish Journal of Geography Education, 1(2): 54-62. ISSN: 2149-522X, ©2015 Coğrafyacılar Derneği – Turkish Association of Geographers 54 Adem Özder da kuşkusuz ki bilgi ve iletişim araçlarının giderek yaygınlaşmasının etkisi bulunmaktadır. Coğrafya derslerini öğrencilerin yaparak öğrenmelerine imkân tanıyacak şekilde öğrenci merkezli hale getirmede çok yönlü araç-gereçler, strateji ve yöntemler kullanılmaktadır. Öğrencilerin coğrafya derslerinde anlatılan konuları kendi yaşantıları ve gerçek dünyadaki örnekleri üzerinden anlamalarını sağlayan ve her geçen gün kullanımı özellikle gelişmiş ülkelerde giderek artan en önemli yöntemlerden biri de yazılı, görsel ve işitsel medya araçlarının kullanılmasıdır. Coğrafya, insanın yeryüzündeki hemen tüm faaliyetleri ile mekânsal bir bakış açısından ilgilenmektedir. Bu nedenle yazılı, görsel ve işitsel medyada yer alan pek çok haber ve program derslerde anlatılan coğrafi konuların daha iyi anlaşılmasında ve öğrencilerin aktif öğrenme stratejileri ile yaparak öğrenmelerine olanak tanıyan önemli bir araç olma potansiyeline sahiptir. Coğrafya konularının yer aldığı haber ve programlar fazla emek ve kaynak gerektirmeksizin farklı stratejilerle öğrencilerin yaparak öğrenmesine olanak tanıyan ve öğrencilerin bir parçası olmaktan hoşnut kaldığı etkinlikler haline getirilebilmektedir. Yazılı, görsel ve işitsel medya araçları çok farklı materyal, teknoloji ve ortam şartlarına sahip olabilmektedir. Gazete ve dergiler başta olmak üzere dijital veya basılı yayınlar, televizyon haberleri, belgeseller, eğitici programlar, radyo ve televizyonlarda gerçekleştirilen forumlar eğitimde kullanılabilecek başlıca medya araçlarını oluşturmaktadır. Medya araçları sunuluş ve erişim şekline bağlı olarak değişmekle birlikte çok yönlü sınıf içi ve okul dışı etkinliklere imkân tanımakta, dolayısıyla eğitim ve öğretimde kalitenin artmasına imkân tanımaktadır. Medya araçlarını düzgün okuyabilme, öğrencilerin problem çözme ve eleştirel düşünme becerilerinin gelişmesine katkı sağlamakta, öğrencilerin öğrenme konusundaki motivasyonlarını, isteklerini ve derse katılımlarını arttırmakta, yaşadıkları toplumu ve evreni daha iyi anlamalarına yardımcı olmaktadır (Street, 2002; Wolk, 2003; Kabapınar, 2004; Baysal, 2004). Gazete ve televizyonlar öğrencilerin öğretimde görme duyularını en etkin olarak kullanabilecekleri medya araçlarıdır. LeBon’a (1973) göre kitleler görüntüler aracılığı ile düşünebilmekte ve sadece görüntüler ile etkilenebilmektedir. Kitleler üzerinde etkisi olan görüntülü medya araçlarının sınıf ortamında öğrenci kitlelerine verilen öğretimde de öğrenmeyi kolaylaştırıcı bir rolü vardır. Bu rol özellikle coğrafya gibi insan hayatını yaşadığı çevre ile ilişkileri çerçevesinde ele alan ve eğitimde gözlemin son derece önemli olduğu dersler için daha da önem kazanmaktadır. Coğrafya dersleri ele alınan konular açısından günlük hayat ile iç içedir. Günlük hayatı farklı yönleri ve boyutları ile ele alan medya araçlarından yararlanmak coğrafya derslerinin konu ve örnekler açısından güncel kalmasına katkı sağlamaktadır (Tomal, Karadeniz, Demirkaya, 2008). Bu katkılarından dolayıdır ki ağırlıklı olarak ABD, İngiltere, Japonya ve Avustralya gibi gelişmiş ülkelerde görüldüğü üzere Coğrafya öğretiminde yazılı, görsel ve işitsel medya araçlarından yararlanarak ders işlemek dünya genelinde giderek yaygınlaşmaktadır. Yazılı medyanın en önemli unsurlarından biri olan gazeteler ile öğrenciler dünyada neler olup bittiğinin farkına varabilmekte, çeşitli konular hakkında daha fazla bilgi sahibi olmakta ve yeni bilgiler öğrenmede daha istekli olabilmektedirler (Lentnek, 1997; Kwak, 1999; Arın, 2006). Wilson (2000) araştırmasında iklim değişikliği konusundaki bilgilerin okullarda verilen eğitimden çok çoğunlukla gazetelerden öğrenildiğini açıklamaktadır. Yazılı ve Görsel medya araçlarında yer alan haberlerin sınıf ortamına getirilmesi, düşüncelerini, görüşlerini doğru bulduğumuz veya bulmadığımız bir köşe yazarının makalesini yorumlamamız, bir haber sunucusunun veya program yapımcısının programlarını takip etmemiz, bir kurum ya da kuruluşun aleyhinde veya lehinde olan haberlere değinmemiz şeklinde algılanmamalıdır. Sel ve su baskınları, deprem ve volkanlar, hortum, kasırga, kar yağışı, heyelan, baraj yapımı, tamamlanan yol, tünel ve köprü inşaatları, tarım ve hayvancılık, nüfus ve nüfus artışı, göçler ve problemleri vb. olaylarla ilgili haberlerin ilgili konular işlenirken ders içinde ele alınması, bu yolla da dersin hedeflediği kazanıma yönelik temel kavram ve anlayışların günlük hayattaki kullanımları ve etkileri ile birlikte öğrenciler tarafından elde edilmesi medya okumalarından derslerde yararlanmada amaç olmalıdır (Doğanay, 1993). Radyo ve televizyon yaygınlık kazanmadan önce medya alanında motor görevi üstlenen gazeteler, birçok ülkede eğitim-öğretim amacıyla yoğun bir şekilde kullanılmıştır. Daha sonraları bu yayınlar çeşitli hükümetler tarafında yayınlanmıştır. Bunun ilk ve en önemli örnekleri ABD ve Kanada gibi medya alanında gelişmelerin çok önceleri yaşanmaya başlandığı ülkelerde görülmüştür. Amerika ve Kanada’da “Eğitimde Gazete” (Newspaper in Education - NIE) 55 Lisans Coğrafya Öğrencilerinin Medya Okumalarına Yaklaşımları Üzerine Bir İnceleme programına dâhil olan 600 gazete vardır. Bu gazeteler, genel olarak, her yıl üç milyon öğrenciye, doksan bin öğretmene ve on altı bin okula hitap etmektedir (Gore, 1999). NIE yayın hayatına geçmeden önce, gazeteler okullarda daha çok sosyal bilgiler ve coğrafya öğretmenleri tarafından iki haftalık bir ünitede ya da cuma günleri düzenlenen güncel olaylar oturumunda kullanılırdı. NIE programı ile gazeteler bu ülkelerde öğretim programının her alanında yıl boyunca kullanılmaya başlanmıştır (Kossack, 1987; Sunal ve Haas, 2002). Bu uygulamaların örnekleri yıllar öncesine kadar gitmektedir. Örneğin, 1891 yılında ABD’de Pennsylvania’da yayınlanan bir gazete, yayınladığı broşürle, madencilik yöntemlerini ve maden ocaklarında kazalara karşı alınması gerekli önlemleri okuyucularına öğretmeye başlamıştır (Kaya, 2012). Öğretmenler tarafından, coğrafya ders planlarının hazırlanmasında; gazetelerin özellikle hava durumu, haber ve seyahat bölümlerinin kullanılmasının önemli olduğunu ifade etmişlerdir. (Hubbart, 1989, 23-24). İletişim araçlarının eğitimde kullanılmasında UNESCO’nun da farklı çalışmaları olmutur. Fildişi kıyısında televizyonla eğitim projesi, Hindistan’da doğrudan uyduyla eğitim projesi ve Afrika ülkelerinde kırsal basın projesi uluslararası alanda medya araçlarının çok büyük kitlelere yönelik olarak sürdürülen eğitim faaliyetlerinde kullanılmasına örnek olarak verilebilir (Topuz, 1985). Medya araçlarını eğitim-öğretim amaçlı kullanarak ülke bazında kendi içerisinde uyguladığı proje ile başarılı olan ilk ülkeler arasında İtalya’da yer almaktadır. 1951 yılında Güney İtalya bölgesinde halka okuma-yazma öğretmek amacıyla “Telescola” (Televizyon Okulu) projesi başlatılmıştır. Bu proje ile birlikte 1951 yılında ülkedeki 5,5 milyon olan okumayazma bilmeyenlerin sayısı 1960 yılına gelindiğinde 2 milyona düşmüştür (Aziz, 1975). Türkiye’de de medya araçlarından eğitim amaçlı olarak yararlanmaya başlanması yıllar öncesine gitmektedir. Ülkede eğitim amaçlı olarak yapılan ilk yayınlara 1941 yılında başlanmıştır. Kırsal kesime yönelik olarak hazırlanan “Ziraat Takvimi Saati” on yılı aşkın bir süre yayında kalmıştır. Bu programlarda mevsimin tarımsal özelliklerine ve önemine göre toprakların durumu, tarla ziraatı, sebze ve meyvecilik, ekim dikim işleri gibi konularda teknik bilgilere yer verilmiştir (Özgen, 1985). Yazılı ve görsel medya araçlarının en önemlilerinden olan gazetelerin edebiyat, coğrafya, tarih, sosyal bilgiler ve fen derslerinde kullanımına yönelik çeşitli bilimsel çalışmalar bulunmaktadır (Cohen, 1991; Deveci, 2005; Munck, 2006; Kavak, Tufan ve Demirelli, 2006). Türkiye’de medya okumalarının coğrafya eğitiminde kullanılması yönünde günümüze kadar farklı çalışmalar yürütülmüştür. “Türkiye, Finlandiya ve İrlanda ilköğretim programlarının medya okuryazarlığı açısından karşılaştırılması (Tanrıverdi ve Apak, 2010)”, ”Çevre eğitiminde gazetelerden yararlanma (Gökçe, 2009)”, ”Gazete haberlerinin coğrafya eğitiminde kullanılması (Tomal, Karadeniz, ve Demirkaya, 2008)’’, ”Coğrafya öğretiminde medya okumaları (Özder, 2014)’’ ve ” Documentaries as a Tool to Convey Life into Geography Education (Özder, 2014) ’’ şeklinde sunulabilecek çalışmalar bunlara örnek olarak verilebilir. Bu çalışmalarda genel olarak farklı medya araçlarının farklı coğrafi konuların öğretilmesinde nasıl kullanıldığı örnekler yolu ile sunulmaktadır. Ancak medya okumalarına coğrafya derslerinde ne düzeyde yer verildiği ve öğrencilerin medya okumalarına karşı nasıl bir tutum takındığı yönünde Türkiye’de yeterince akademik çalışma yapılmamıştır. Bu çalışma yazılı, görsel ve işitsel medya araçlarında yer bulan haber ve programlar vasıtası ile medya okumalarının ve medya okumaları yöntemi ile işlenen coğrafya derslerinin öğrenciler tarafından nasıl algılandığının değerlendirilmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu amaç doğrultusunda araştırmada “medya okumaları lisans coğrafya öğrenciler tarafından ne seviyede algılanmakta ve kavranmaktadır?” sorusuna cevap aranmıştır. YÖNTEM Alan araştırması yönteminin tatbik edildiği bu çalışmada veri ve bilgilerin elde edilmesi sürecinde anket ve mülakat tekniği kullanılmıştır. Anket ve sözlü mülakat soruları, medya okumaları konusunda yapılmış literatür çalışması, bu konuda daha önce gerçekleştirilmiş olan araştırmaların da incelenmesi sonrasında, lisans coğrafya öğrencilerinin medya okumalarına yaklaşımları ve tutumlarını belirlemek amacıyla oluşturulmuştur. Ankette üç bölümde toplam sekiz soru sorulmuştur. Öğrencilerin medya okumaları ile ilgili bilgi seviyelerinin ölçülmesine yönelik oluşturulan anketin ilk bölümünde dört soruya yer verilmiştir. Bu sorular ile öğrencilerin medya okumaları yöntemiyle ilgili bilgi seviyelerinin, medyayı düzenli olarak takip edip etmediklerinin, en çok hangi medya araçlarını takip ettiklerinin ve medya okumaları yöntemi ile daha önce bir ders işleyip işlemediklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Anketin ikinci bölümünde öğrencilerin medya okumaları ile ilgili tutumlarını belirlemek için yedi farklı kanıdan oluşan Likert tipi bir soru sorulmuştur. İlgili soruda öğrencilere medya okumalarının farklı açılardan faydalarını ifade eden ve medya kaynaklarının güvenirliği ile ilgili kanılar 56 Adem Özder sunulmuş ve bu kanılara katılma derecelerini “katılıyorum”, “fikrim yok” ve “katılmıyorum” seçeneklerinden uygun olanı işaretleyerek belirlemeleri istenmiştir. İlgili soruda yerilen tüm kanılar Tablo 2’de sunulmuştur. Anketin son bölümünde ise üç soru sorulmuştur. İlk soruda öğrencilerden eğitimde medya okumalarından ne amaçla faydalanılabileceğini belirtmeleri istenmiştir. Devam eden iki soruda ise öğrencilerden coğrafya eğitiminde medya okumalarından yararlanırken karşılaşılan sorunların neler olduğunu ve bu sorunlara ne gibi çözümler geliştirilebileceği belirtmeleri istenmiştir. Çalışma İstanbul’da bir üniversitede coğrafya bölümü 4. sınıf lisans öğrencileri ile birlikte gerçekleştirilmiştir. Medya okumalarının öğrencilerin tutumları üzerindeki etkisini ölçebilmek için çalışmada 60 kişiden oluşan öğrencilere “Çevre ve Hava Kirliliği” başlıklı bir ders medya okumaları eşliğinde verilmiş, dersin sonrasında ise öğrencilerden hazırlanan anket sorularını cevaplamaları istenmiştir. Ders içerisinde öncelikle öğrencilere çevre ve hava kirliliği ile ilgili temel kavramlar sorulmuş ve bunlar hakkındaki düşünceleri alınmıştır. Ardından temel kavramlar gazetelerde yayınlanan ve belirli bölgelere ait olan haberler ile televizyon kanallarında yayınlanan haber ve belgesellerden oluşan videolar eşliğinde açıklanmaya çalışılmıştır. İlgili gazete haberleri taranarak sinevizyon üzerinden öğrencilere sunulmuş, videolar da aynı şekilde öğrencilerle birlikte izlenmiştir. İçme sularının kirletilmesi, fabrika atıklarının su kaynaklarını nasıl kirlettiği, çöplerin rastgele çevreye atılması ile insan sağlığı ve çevre üzerinde oluşturduğu problemler, denizlerin kirletilmesi ve sonuçları, kömür tüketiminin artması ile özellikle kış mevsiminde hava kirliliğinde meydana gelen artış ve bunun özellikle insan sağlığı üzerindeki etkisi, trafik yoğunluğu ve meydana getirdiği hava kirliliği, siyanürle altın madenciliği yapmanın çevresel etkileri, ağaçların ve ormanların tahribinin etkileri, orman yangınları gibi başlıklar ders sırasında kullanılan temel haber ve belgesel konularını oluşturmuştur. Anket sonuçları SPSS istatistik programı ile ağırlıklı olarak betimsel olarak analiz edilmiştir. BULGULAR Öğrencilerin Medya Okumaları İle İlgili Bilgi Seviyeleri Anketin ilk bölümünde öğrencilerin medya okumaları ile ilgili bilgi seviyelerinin öğrenilebilmesi için dört soru sorulmuştu. Bunlardan ilkinde öğrencilere medya okumaları yöntemiyle ilgili herhangi bir bilgiye sahip olup olmadıkları yöneltilmişti. İlgili soruya 16 öğrenci (%27) medya okumaları yöntemiyle ilgili bilgi sahibi olduklarını, 44 öğrenci ise (%63) bu kavramı daha önce duymadıklarını ifade ederek cevap vermiştir. Diğer bir soruda öğrencilere herhangi bir medyayı düzenli bir sıklıkta takip edip etmedikleri sorulmuştur. Yirmi sekiz öğrenci (%47) herhangi bir medyayı düzenli olarak takip ettiklerini, 32 öğrenci ise (%53) bu yönde bir alışkanlığa sahip olmadıklarını belirtmiştir. Anketin ilgili bölümünde ayrıca öğrencilerden hangi medya araçlarını takip ettiklerini belirtmeleri istenmiştir. Öğrencilerin ilgili soruya verdikleri cevaplar Tablo 1’de sunulmuştur. Tablodan da görüldüğü üzere öğrencilerin yaklaşık yarısı (%46,6) medya aracı olarak en çok İnterneti takip ettiklerini belirtmişlerdir. Öğrencilerin %40’lık bir bölümü ise medya aracı olarak en çok televizyonu, %13,4’ü ise gazeteleri takip ettiklerini ifade etmişlerdir. Anketin ilk bölümünün sonunda öğrencilere medya okumaları yöntemi ile daha önce uygulamada tecrübe ettikleri gibi bir ders alıp almadıkları sorulmuştur. İlgili soruya tüm öğrenciler hayır cevabını vermiştir. Tablo 1. Öğrencilerin En Çok Takip Ettikleri Medya Araçları Medya Aracı İnternet Televizyon Gazeteler Toplam Öğrencilerin Tutumları Sayı (n) 28 24 8 60 Medya Okumaları % 46,6 40 13,4 100 İle İlgili Anketin ikinci bölümünde öğrencilerin medya okumaları ile ilgili farklı kanılara karşı tutumlarının ölçülmesi hedeflenmişti. İlgili bölümde öğrencilere sunulan kanılar ve öğrencilerin bu kanılara katılma durumları Tablo 2’de sunulmuştur. Tablodan da görüldüğü üzere öğrenciler biri haricinde genel olarak kanılara %80’in üzerinde katılmışlardır. Öğrenciler medya okumalarının halkı bilinçlendirdiğini ve ayrıca medya okumalarının coğrafya dersinin anlaşılması ve kavranmasında faydalı olacağı yönünde sunulan kanılara %88 oranında katılmışlardır. Kanılara verilen cevaplardan öğrencilerin büyük bir oranda medya okumalarının araştırma ve incelemeye sevk ettiğini, öğrencilerin kendi aralarındaki iletişim ve sosyalleşmeyi artırdığını, öğrencilerde farklı bakış açıları ve problem çözme becerileri kazandırdığını düşündüğü ortaya çıkmıştır. Yine aynı kanılara verilen cevaplardan öğrencilerin büyük bir bölümünün (%80) 57 Lisans Coğrafya Öğrencilerinin Medya Okumalarına Yaklaşımları Üzerine Bir İnceleme medya haber ve programlarını güvenilir bulmadıkları görülmüştür. Öğrencilerin en az oranda katıldıkları kanı ise medya okumalarının yazma ve fikir yürütme becerisi kazandırdığı yönündeki ifade hakkında olmuştur. Bu kanıya öğrencilerin %64’ü katılmış, %10’u katılmamış ve %26’sı ise fikrim yok diyerek karşılık vermiştir. Tablo 2. Öğrencilerin Medya Okumaları İle İlgili Kanılara Katılma Durumları Katılma derecesi (%) Kanılar Medya ve medya okumaları halkı bilinçlendirir. Medya okumalarının coğrafya dersinin anlaşılması ve kavranmasında faydalı olacağını düşünüyorum. Medya okumaları, Araştırma ve incelemeye sevk eder. Medya okumaları öğrencilerin kendi aralarındaki iletişimi ve sosyalleşmeyi artırır. Medya okumaları farklı bakış açılarının ve çözümlerinin gelişmesine katkıda bulunur. Gazete, televizyon ve radyo gibi yazılı, görsel ve işitsel medya haber ve programlarını güvenilir buluyorum. Öğrencilere Faydaları Göre Katılıy orum Fikri m yok Katılm ıyorum 88 10 2 88 12 0 86 84 80 8 12 10 6 4 öğrencilerde çevre ve afet gibi konularda bilinç kazanma ve farklı sorunlara çözüm önerileri geliştirme takip etmektedir. Okuma, yazma ve araştırma yapma gibi beceriler de medya okumalarının öğrencilere yapacağı katkılar arasında ifade edilmiştir. Tablo 3. Öğrencilere Göre Medya Okumalarının Faydaları Faydalar Bilgi sağlama (doğal afetler, ülke ve bölgeler, çevre sorunlarına karşı alınması gereken tedbirler, tarım, tarım çeşitliliği ve hayvancılık, iklim olayları, nüfus ve nüfus hareketleri- mülteciler vb. güncel coğrafi konular) Bilinç kazandırma (çevre ve hava kirliliği, doğal afetler, nüfus ve mültecilerin problemleri, maden kazalarına karşı alınması gereken önlemler) Problem çözme becerisi (nüfus, nüfus artışı ve istihdam problemleri) Kişisel gelişim (okuma, yazma, araştırma ve inceleme) Derse karşı ilgi ve dikkat artışı İfade edilme sıklığı (n) 56 53 52 48 48 10 Öğrencilere Göre Medya Okumaları İle İlgili Sorunlar ve Çözüm Önerileri 16 Medya 4 80 Okumalarının Anketin üçüncü bölümünün ilk aşamasında öğrencilerin medya okumaları yönteminden nasıl faydalanabileceklerine dair tutumlarının belirlenmesi hedeflenmişti. İlgili bölümde öğrencilere medya okumalarının derslerde ne gibi faydalarının olduğunu belirtmeleri istenmiştir. İlgili soruya öğrenciler toplamda 257 fayda bildirerek yanıt vermişlerdir. Öğrencilerin bu soruya verdikleri cevaplar Tablo 3’te sınıflandırılarak sunulmuştur. Tablodan da görüldüğü üzere öğrencilere göre medya okumalarının öğrenciler açısından bilgi edinme, bilinç kazanma, sorunlara çözümler getirme gibi katkıları olmasının yanında kişisel beceriler ve derse karşı ilginin artması gibi faydaları da bulunmaktadır. Öğrencilere göre medya okumalarının en önemli faydaları derslerde anlatılan konu ile ilgili kalıcı bilgiler sağlamasıdır. Bunu Anketin son bölümünde öğrencilere coğrafya derslerinde medya okumalarından yararlanma önünde ne gibi engellerin bulunduğunu ve bu engellerin ne şekilde aşılabileceğini yazmaları istenmişti. Öğrencilerin ilgili sorulara verdikleri cevaplar Tablo 4 ve Tablo 5’te sunulmuştur. Tablo 4’ten de görüldüğü üzere öğrenciler medya okumalarının derslerde kullanılabilmesi önünde yer alan; medya araçları, pedagojik formasyon, haber okuma ve izleme alışkanlıkları, fiziksel yetersizlikler ve haberlerin güvenirliği gibi başlıklar altında sınıflandırılacak farklı engeller dile getirmişlerdir. Öğrencilerin büyük bir bölümü (%83) coğrafya öğretiminde medya okumalarından yararlanırken karşılaşılan en önemli problemin medyada yer alan haberlerin tarafsızlığı ve güvenirliği ile ilgili kaygılardan kaynaklandığını ifade etmişlerdir. Çalışmaya katılan öğrencilerin en fazla dile getirdikleri sorunlardan biri de medya haberlerinde coğrafya ile ilgili harita ve diğer görsellere yeterince yer verilmediğidir. Ankete katılan öğrencilerin %82’si bu yönde bir sorun ifade etmiştir. Medya okumalarının derslerde nasıl kullanılacağının tam olarak 58 Adem Özder bilinmemesi, gazete ve televizyon haberlerini takip etme alışkanlığının olmaması, öğretmenlerin bu yöntemi derslerinde kullanmaları için teşvik mekanizmasının yetersizliği, medyada yer alan haberlerin ağırlıklı olarak problem odaklı olması ve problemlerin çözümüne yeterince önem vermemesi, sadece medya haberine dayalı yürütülen öğretimin öğrencilerin farklı bakış açısı geliştirmelerinin önüne geçmesi ve medya okumalarının etkin olarak gerçekleştirilmesi için okul ve dersliklerdeki fiziki yetersizlikler öğretmenlerin medya okumalarının derslerde etkin olarak kullanımı için gösterdikleri en önemli sorunlardır (Tablo 4). Tablo 4. Öğrencilere Göre Medya Okumalarından Yararlanma Önündeki Sorunlar Sorunlar Medyada yer alan haberlerin tarafsızlığı ve güvenirliği ile ilgili kaygılar. Medya haberlerinde coğrafyayı ilgilendiren görsel öğelerin ve haritaların yeterli olmaması. Medya okumalarının sınıf içi ve sınıf dışı etkinlikler olarak nasıl derslerde kullanılacağının bilinmemesi Gazete, dergi, İnternet haberlerini okuma ve televizyon haber ve belgesel programları izleme alışkanlığının olmaması Medya okumalarının farklı yöntem ve formatlarda sınıf içi ve okul dışı faaliyetlerle gerçekleştirilebilmesi için teşvik mekanizmasının yetersizliği Medyada verilen haberlerin genellikle problem odaklı olduğu, çözüme yönelik yeterli bilgi sunmaması Sadece medyaya dayalı olarak konuları ele almak öğrencilerin farklı bakış açıları geliştirmelerine engel teşkil ediyor. Farklı medya araçlarının derslerde kullanılması önündeki fiziksel yetersizlikler (dokümanlar, İnternet, sinevizyon, televizyon, bilgisayar eksikliği, vb.) İfade edilme sıklığı (n) 50 49 öğrenci (%83) ilgili sorunlara çözüm önerisi olarak öğretmenlerin etkin rehberliğini dile getirmişlerdir. Bu öğrencilere göre genel olarak öğretmenlerin medya okumalarını bilinçli olarak derslerinde kullanmalarını, gerek ders öncesi hazırlık gerekse ders sırasında etkinliklerin gerçekleştirilmesinde gerekli gayreti göstermeleri gerekmektedir. Medya okumalarının derslerde sınıf içi ve sınıf dışı farklı etkinlikler şeklinde kullanılması gerektiği yine öğretmenlerin %83’ü tarafından dile getirilmiştir. Medya okumalarının derslerde kullanımı önünde yer alan ve haberin güvenirliği ile ilgili sorunların çözümü için de öğretmenlerin önemli bir bölümü (%80) haber ve haber kaynaklarının güvenirliğinin araştırılmasını, haberin haber olduğu için güvenilir sayılamayacağı, aynı haberin farklı kaynaklardaki sunuluş şekli ve içeriği ile kontrol edilmesinin önemli olduğu üzerinde vurgu yapılmıştır. Başarının ödüllendirilmesi, yazılı ve görsel medya araçlarına erişimin kolay olması ve okuma alışkanlığının geliştirilmesi medya okumalarının derslerde etkin olarak kullanılması önündeki engellerin ortadan kaldırılabilmesi için ankete katılan öğrencilerin yaptığı diğer çözüm önerileridir. 48 46 44 44 39 36 Öğrencilerin medya okumalarının derslerde kullanılması önünde olarak gösterdikleri sorunlara ne gibi çözüm öneriler getirdikleri tablo 5’te sunulmuştur. Tablodan da görüldüğü üzere öğrencilerin büyük bir bölümü (%88) yazılı ve görsel medyada coğrafyayı ilgilendiren konulara haber ve belgesel gibi farklı programlara daha fazla yer verilmesi, ayrıca harita gibi coğrafya dersleri açısından önemli olan araçların da daha sıklıkta kullanılması gerektiğini ifade etmiştir. Elli Tablo 5. Öğrencilerin Medya Okumalarından Yararlanma Önündeki Sorunlara Karşı Çözüm Önerileri Öneriler Coğrafyayı ilgilendiren haberlere ve haberlerde de harita gibi görsellere daha fazla yer verilmeli. (Yazılı ve görsel medyada çevre ve hava kirliliği, doğal afetler, iklim olayları, vb.) Öğretmenin etkin rehberliği (Dersi anlatan öğretmenin, özverili ve gayretli bir şekilde öğrencilerin dersten verim alabilmesi için rehberlik etmesi). Sınıf içi ve okul dışı etkinliklere yer verilmeli (gazete hazırlama, kısa belgesel film çekme, haber programı hazırlama ve sunma, fotoğraflarla sunum yapma gibi etkinliklerin bireysel ve grup çalışmaları ile organize edilmesi, vb.) Haberin doğru ve güvenilir olduğunu araştırmak (Yazılı ve görsel medyada yer alan haberlerin doğruluğunun farklı kaynaklardan da karşılaştırılarak değerlendirilmesinin yapılması, gazete ve dergi seçiminde dikkatli davranılması) Başarının ödüllendirilmesi (Öğrencilerin yaptığı çalışmalar ve ödevlerin başalı kazanması için teşvik edilmeli ve başarıları ödüllendirilmeli). İfade edilme sıklığı (n) 53 50 50 48 47 59 Lisans Coğrafya Öğrencilerinin Medya Okumalarına Yaklaşımları Üzerine Bir İnceleme Yazılı ve görsel medya araçlarına erişimin kolay olması, medya okumaları laboratuvarının kurulması 37 Okuma alışkanlığının geliştirilmesi (Yazılı medya da yer alan coğrafyayı ilgilendiren haberlerin takip edilebilmesi, ilgili haberlerin sınıf ortamına taşınması, okunması ve konu ve problemler hakkında tartışmaların yapılması, vb.) 36 SONUÇ Çalışmada genel olarak lisans coğrafya öğrencilerinin medya okumaları hakkındaki düşüncelerinin alınması yanında, medya okumalarının coğrafya derslerinde etkin olarak yararlanılabilmesi için nelere dikkat edilmesi gerektiği ile ilgili de önemli bilgilere ulaşılmıştır. Çalışmada ortaya çıkan en önemli sonuçlardan biri medya okumalarının coğrafya eğitimini geliştirmek için önemli bir potansiyel taşıdığının tespit edilmesidir. Öğrencilerin gerek medya okumalarına gerekse bu yöntemin derslerde kullanımına karşı tutumları oldukça olumludur. Öğrencilerin çok büyük bir bölümü medya okumalarının derslerde kullanımının öğrencilere bilgi ve bilinç kazandırdığını, öğrencilerin kişisel gelişimleri için önemli olduğunu, derse ve öğrenmeye karşı öğrencileri motive ettiğini belirtmişlerdir. Çalışmada medya okumalarının uygun yöntemle ve planlı bir şekilde yapılırsa coğrafya dersleri için önemli bir öğretim ve öğrenim aracı konumunda oldukları görülmüştür. Bu nedenle medya okumalarının çok farklı sınıf içi ve okul dışı etkinlik, proje ve ödev ile derslere adapte edilmesi gerekmektedir. Bunun için çok farklı yollardan yararlanılabilir. Öğrencilere ödev olarak farklı konulardaki haberleri farklı zaman aralıklarında takip etmeleri ve ilgili haberlerden oluşan bir poster hazırlamaları, belli günlerde farklı gazetelerde işlenen coğrafi konuları araştırmaları ve bunlarla ilgili bir rapor yazmaları istenilebilir. Sınıf ortamında ise farklı görsel ve işitsel kaynaklara yer verilebilir ve ardından konu ile ilgili tartışma, forum, kısa çoktan seçmeli veya açık uçlu sorulardan oluşan bir sınav gibi etkinliklerle ilgili medya aracındaki konu derslerde sorgulanabilir. Öğrencilerin medyada yer alan haberleri farklı kaynaklarda sunuş şekilleri ile birlikte takip etmeleri, aralarındaki farklılıkları nedenleri ile birlikte tartışmaları, kendileri olsa bu haberleri ne şekilde sunabilecekleri üzerinde de senaryolar geliştirmeleri sağlanabilir. Medya okumaları her ne kadar coğrafya öğretimi için faydalanabilecek önemli bir kaynak olsa da bu kaynağın gelişigüzel kullanılması bundan beklenen verimin alınması önünde büyük bir engel olacaktır. Bu nedenle medya okumalarına sadece sınıf ortamında gazetede yayınlanan bir haberin bir öğrenciye okutturulması şeklinde basit olarak yaklaşılmamalı, medya okumaları ile ilgili sınıf içi ve okul dışı etkinliklerin mutlaka bir plan dâhilinde organize edilmesi gerekmektedir. Medya okumaları ile ilgili uygulamaların öğretimde kullanılan diğer tüm etkinliklerde olduğu gibi amacı, hedef kazanımı, yöntemi ve öğretimdeki etkinliğinin nasıl ölçülüp değerlendirileceğinin önceden belirlenmesi bu yöntemden derslerde verim alınabilmesi için önemlidir. Çalışmada ortaya çıkan önemli bir sonuç da medya okumalarından coğrafya derslerinde yeterince yararlanılamıyor olmasıdır. Bunun nedenleri olarak da öğretmenler tarafından çok farklı hususlara temas edilmiştir. Ancak bu çalışma ile ortaya çıktığı üzere gerek mevcut öğretmenlerde gerekse öğretmen adaylarında medya okumaları ve bu yöntemin eğitimde nasıl kullanılacağı ile ilgili gerekli bilginin ve tecrübenin bulunmaması, eğitim programlarında ve meslek içi eğitim seminerlerinde medya okumalarına gerekli önemin verilmemesi medya okumalarından derslerde yeterince yararlanılamamasının en önemli sebepleri arasında yer almaktadır. Medya okumalarından öğrenci merkezli, proje tabanlı, sorgulamaya ve probleme dayalı eğitim yöntemlerinin derslerde daha etkin olarak yer alabilmesinde yararlanabilmek için öncelikle eğitim fakültelerinin coğrafya bölümlerinde bu yöntemin mümkünse ayrı bir ders olarak yer alması, mevcut öğretmenlerin gelişmesi için farklı kurumlar tarafından düzenlenen meslek içi eğitim programlarında da ayrı başlık olarak ve uygulamalı bir şekilde bu yönteme yer vermek gerekmektedir. Çalışmada medya okumalarının derslerde rastgele kullanılmaması, kullanılan haberlerin ve kaynaklarının doğruluk ve güvenirliklerinin araştırılması gerektiği de ortaya çıkmıştır. Bu konu ile ilgili olarak anketi cevaplayan bir öğrenci şunları ifade etmiştir: “…medya yöneticisi ve medyada haberi hazırlayan haberci tarafsız olmayabilir. Bu da beraberinde medyada yer alan haberlerin güvenirliği ve doğruluğu konusunda kaygı oluşturmaktadır’’. Bir başka öğrenci ise konu ile ilgili olarak ‘’Tek bir medya unsurundan faydalanmak öğrencilerin bakış açısını sınırlıyor.’’ şeklinde ifadede bulunmuştur. Medya okumaları için coğrafya derslerinde kullanılacak haber ve diğer dokümanların doğruluk ve güvenirliğinin mutlaka incelenmesi 60 Adem Özder gerekmektedir. Medya okumaları ile ilgili sınıf içi veya okul dışı etkinliklerde uygulamalar öncesinde öğrencilere yazılı ve görsel medyada yer alan her haberin mutlaka doğru olacağı yönünde bir garantinin bulunmadığını, haberin haberi veren kişi veya organizasyon tarafından yanlı veya yanlış olarak sunulabileceğini, dolayısıyla haberle ilgili olarak sınıf içinde yapılacak tartışmalarda haberin ve haber kaynağının güvenirlik ve doğruluğunun mutlaka araştırılması ve sorgulanması gerektiğini, bunun için de aynı konu ile ilgili farklı haber kaynaklarına başvurulabileceğini ifade etmek çok önemlidir. Derslerde medya okumalarının en önemli faydalarından biri de öğrencilere medya okuryazarlığı alışkanlığının ve bilincini kazandırmaktır. Medya okuryazarlığının amacı, analiz, muhakeme, iletişim ve kendini ifade etme yeteneklerini geliştirme yoluyla bireylerin özerkliğini teşvik etmektir. Medya okuryazarlığı terimi, önemli denecek sayıda eğitimci ve akademisyen tarafından eleştirel çözümleme sürecinde kişinin kendine ait mesajlarını oluşturmak için yazılı, görsel ve işitsel medya araçları kullanılmaktadır (Hobbs,2004). Görselliğin çok fazla yer aldığı coğrafya öğretiminde medya okumalarına yer vermek ile öğrencilerin medya okuryazarı olmaları sağlanmış, dolayısıyla insan hayatını etkileyen sosyal, çevresel ve ekonomik problemlerin anlaşılması ve çözülmesinde farklı bakış açıları, fikir yürütme yöntemleri ve özgür düşünme kabiliyeti kazanmalarına da katkıda bulunulacaktır. Bu yetenekler öğrencilerin daha sonraki öğrenme kademelerinde de olumlu etkisini gösterecek ve sağlıklı bir toplum yapısının oluşumuna da katkı sağlayacaktır. Çalışmada lisans coğrafya öğrencilerinin medya okumaları hakkındaki düşünceleri alınmıştır. Medya okumalarının öğrencilerin öğrenmeleri ve farklı becerilerini geliştirmeleri üzerindeki etkilerini araştıran, farklı medya araçlarının farklı yöntem ve ortamlarda derslere adapte edilmesini test eden ve medya okumalarının derslerde daha etkin olarak kullanılabilmesi için nelerin yapılması gerektiğini konu edinen daha farklı bilimsel araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. KAYNAKÇA Açıkgöz, K. Etkili Öğrenme ve Öğretme. Eğitim Dünyası Yayınları, 2005. Ss.: 279-280- İzmir Arın, D. Sosyal Bilgiler dersinde güncel olayların kullanımının öğrenci başarısına ve hatırda tutma düzeyine etkisi. Yayımlanmamış yüksek lisans tezi, 2006. Anadolu Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü. Aziz, A. Televizyonun Yetişkin Eğitimindeki Yeri ve Önemi, TODAİ Yayınları/ Ankara, 1975. Cohen, R. P. The use of newspapers with underprepared community college students as a means of improving reading and writing, Ed. D. Thesis, 1991, HofstraUniversity. Deveci, H. Sosyal bilgiler dersinde gazete kullanımı. The Turkish Online Journal of Educational Technology-TOJET, 4(3). Sakarya Üniversitesi Online Dergi, 2005. 159-166. Doğanay, H. Coğrafyada Metodoloji, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 1993.ss: 182-183. Ergin, A. İletişim Psikolojisi, Ankara: Pegem Yayınları. 1995. Geography Using Newspaper as a Resource. Curriculum Support for Teaching in HSIE, vol:4, no:4, pp.: 7-12 Gore, J., (1999). Geography Using Newspaper as a Resource. Curriculum Support for Teaching in HSIE, vol:4, no:4, pp.: 7- 12 Gökçe, N. Çevre Eğitiminde Gazetelerden Yararlanma. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, The Journal of International Social Research, Volume 2/6 Winter 2009 Hobbs,R.(2004).Çev. Melike Türkan Bağlı, “Medya Okuryazarlığı Hareketinde Yedi Büyük Tartışma” Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi Hacıoğlu, F. Alkan, C. Öğretmenlik Uygulamaları, Ankara: Alkım Yayınevi. 1997. Hubbart, C. Using the Newspaper to Teach Geography. Georgia Social Science Journal, 1989. Vol: 20, no:2, pp: 23-24. Kabapınar, Y., & Baysal, N. İlköğretim hayat bilgisi ve sosyal bilgiler öğretimine yaşamın kendisini taşımak: Gazete haberinin kullanıldığı bir öğretimin tasarlanması ve değerlendirilmesi. Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi, 39. EDAM. İstanbul, 2004. 384-419. Kavak, N., Tufan, Y., & Demirelli, H. Fen-teknoloji okuryazarlığı ve informal fen eğitimi: gazetelerin potansiyel rolü. Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 26(3). Ankara, 2006. 17-28. Kaya, Y. K. İnsan Yetiştirme Düzenimiz. Politika, Eğitim, Kalkınma, Ankara: H.Ü. Yayınları.1984. Kaya, Z. Gazi Üniversitesi Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri. www.jret.org. Ankara 2012,s: 29. Kossack, S. ‘’ Use the news. NIEWEEK, AWPA: Resorurces for Reading.’’ Journal of Reading, 30(6) March 1987, pp.552-554. (www.collegesorg.com). Kwak, N. Revisiting the Knowledge Gap Hypothesis: Education, Motivation and Media Use. 61 Lisans Coğrafya Öğrencilerinin Medya Okumalarına Yaklaşımları Üzerine Bir İnceleme Communication Research, 26. SAGE Publications Online, 1999, 385-413. Le Bon, G. Psychology of the Masses Stuttgart: Kroner. 1973. Lentnek, R.L. Turning the newspaper into a teaching tool: a study of the effects of newspapers incorporated into the curriculum of a fifth-grade class, Mater of Arts Thesiss, 1997. Georgia State University Munck, S. Using newspapers and news magazines to teach history. Master’s of Art Thesis, 2006, Wayne State University. Sunal, C. S. & Haas, M. E. Social studies for the elementary and middle grades. A constructivist approach. Allyn and Bacon. Boston, 2002. Özder, A. ‘’ Modern Yöntem ve Tekniklerle Coğrafya Öğretimi, Coğrafya Öğretiminde Medya Okumaları’’.Pegem Yayınevi, Ankara.2014 Özder, A. ‘’Documentaries as a Tool to Convey Life into Geography Education’’ , International Journal of Academic Research in Business and Social Sciences,jull 2014, vol.4.no.7 Özgen, M. “Radyo Televizyonda Eğitim Yayınları”, 2 Kasım 1984. Kitle İletişim Araçları ve Eğitim Sempozyumu, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Yayınları, No: 137, Ankara.1985. Street, C. Teaching With the Newspaper. Social Studies, 93(3). Heldref Publications. Washington, 2002. 131-134. Tanrıverdi, B., Apak, Ö. Türkiye, Finlandiya Ve İrlanda İlköğretim Programlarının Medya Okur-Yazarlığı Eğitimi Açısından Karşılaştırılması. Kuram Ve Uygulamada Eğitim Bilimleri / Educational Sciences: Theory & Practice 10 (2), Bahar / Spring 2010, s; 1153-1213 Tok, Ş., vd., Öğretim İlke ve Yöntemleri, Pegam Yayıncılık, Ankara, 2007. ss: 135-135. Tomal, N. Karadeniz, C. Demirkaya, H. Gazete Haberlerinin Coğrafya Öğretimindeki Önemi, Ahi Evren Üniversitesi, Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi (KEDAF).2008. Cilt,9. Sayı,1 Topuz, H.‘’Iletişim Araçlarının Eğitimde Kullanılmasında UNESCO Deneyimleri’’, 2 Kasım 1984 Kitle İletişim Araçlari ve Eğitim Sempozyumu, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Yayınları, Ankara, 1985. No: 137. Wilson, K. M. Drought, debate, and uncertainty: measuring reporters’knowledge and ignorance about climate change. Public Understanding of Science, 9. Sage Publications, 2000. 1-13. Wolk, S. Teaching For Critical Literacy In Social Studies. Social Studies, 94(3), Heldref Publications. Washington, 2003. 101-106. Atıf Bilgisi / Citation Information Özder, A. (2015). Lisans Coğrafya Öğrencilerinin Medya Okumalarına Yaklaşımları Üzerine Bir İnceleme, Coğrafya Eğitimi Dergisi [Turkish Journal of Geography Education], 1(2): 54-62. 62 Çeviri Makale Translated Article Harita ve Mekânsal Teknolojilerle Düşünme ve Öğrenme Araştırmaları* Research on Thinking and Learning with Maps and Geospatial Technologies LINDSEY MOHAN, AUDREY MOHAN, DAVID UTTAL Çeviri: MUSTAFA ÖZTÜRK Özet Bilgi Alanını Tanımlamak: Mekânsal Düşünme Çalışmanın orijinalinde özet bulunmamaktadır. İnsanlar genellikle coğrafyayı devletlerin başkentlerini ile yeryüzü şekillerinin ve okyanusların adlarının ezberlendiği bir ders olarak düşünürler. Bu popüler kavram yanılgısının tersine, coğrafya dünyadaki beşeri ve doğal unsurlar, ilişkiler ve mekânsal örüntülere odaklanan zengin br çalışma alanına sahip bir disiplindir. Coğrafya öğrenmek demek dünyayı daha iyi anlamak için kültürleri, jeopoliği, doğal sistemleri, kaynakların dağılışı ve kullanımını ve mekânsal verinin haritalanmasını öğrenmek demektir. Amerika Birleşik Devletleri'nin Ulusal Coğrafya Standartları'nda belirtildiği gibi coğrafya eğitimi almış bir kişi dünyayı mekânsal olarak görür. Coğrafya öğrenmek ve yapmanın en önemli koşulu dünyanın mekânsal olarak nasıl organize edildiğini anlamaktır. Abstract There is no abstract in the original article. *Bu çalışma daha önce Solem, M., Tu Huynh, N. Ve Boehm, R. (2014) Geoprogessions, Learning Progressions for Map, Geospatial Technology, and Spatial Thinking: A Research Handbook adlı eserde “Research on Thinking and Learning with Maps and Geospatial Technologies” başlığı ile kitap bölümü olarak yayınlanmıştır (ss: 9-21). Kitabın yayınlayıcısı olan National Center for Research in Geography Education ile editörlerinin izni ile Türkçe’ye çevrilip dergide yayınlanmıştır. Lindsay Mohan, Yer Bilimleri Öğretmeni ve Geography for Life, 2nd Edition (Heffron ve Downs, 2012) adlı eserde 18 ulusal coğrafya standardı altı Temel Tema altında organize edilmiştir: Mekânsal Terimlerle Dünya, Yerler ve Bölgeler, Fiziki Sistemler, Beşeri Sistemler, Çevre ve Toplum ve Coğrafyayı Kullanma. Bu bölümün amaçları doğrultusunda, literatür taramamızı 1. Temel Tema olan Mekânsal Terimlerle Dünya bağlamında gerçekleştireceğiz. Bu tema üç standart içerir: Bilgiyi anlamak ve aktarmak için harita ve diğer coğrafi temsillerin, mekânsal teknolojilerin ve mekânsal düşünmenin nasıl kullanıldığı kavramak Mekânsal bir bağlamda insanlar, yerler ve çevreler hakkındaki bilgiyi zihin haritaları ile nasıl organize edileceğini kavramak Dünya yüzeyinde insanların, yerlerin ve çevrelerin mekânsal organizasyonlarının nasıl analiz edileceğini kavramak Eğitim Danışmanı, Burnet CISD Ortaokulu, Texas, USA Audrey Mohan, Araştırma Görevlisi, BSCS, Colorado Springs, USA David Uttal, Psikoloji ve Eğitim Profesörü, Northwestern Üniversitesi, Illinois, USA Çeviren: Mustafa Öztürk, Doç. Dr., Erciyes Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Sosyal Bilgiler Eğitimi ABD., Kayseri. [email protected] Bu üç standart birlikte dünya hakkında ve içinde temel bir düşünme şekline odaklanmaktadır. Mekânsal Coğrafya Eğitimi Dergisi – Turkish Journal of Geography Education, 1(2): 63-77. ISSN: 2149-522X, ©2015 Coğrafyacılar Derneği – Turkish Association of Geographers 63 Lindsey Mohan, Audrey Mohan, David Uttal (Çeviren: Mustafa Öztürk) düşünme adı verilen bu düşünme şekli şunların kombinasyonundan oluşur; mekânsal kavramları ve dünyada meydana gelen ilişki tipleri ile örüntüleri bilmek; mekânsal veriyi temsil etmek için gerekli araçları kullanmak; ve mekânsal veri ya da olay hakkında ya da onlarla birlikte sorgulama yapabilmek (National Research Council [NRC] 2006). Mekânsal düşünme tüm insanların sahip olduğu ve gündelik hayatlarında ve kariyerlerinde sıklıkla ya da seyrek bir şekilde kullandıkları bir düşünme tipidir. Sadece coğrafyaya has olmamakla beraber, mekânsal düşünme disiplinin köşe taşıdır ve yeni öğrenmeye başlayanlar için coğrafya öğretiminin temelini oluşturur (Hanson 2004). Üzerine nerdeyse elli yıldır araştırma yapılıyor olmasına rağmen, mekânsal düşünmeyi tanımlamak ve ölçmek oldukça güç olagelmiştir. Hatta gerçek sınıf ortamlarında öğrencilerde mekânsal düşünmeyi geliştirmek muhtemelen daha da zordur. Mekânsal düşünme etkinlikleri üzerine çok fazla sayıda araştırma yapılmış (sınıf dışı etkinlikler aracılığı ile) olmasına karşın bunlar özellikle yeni öğrenmeye başlayanları uzmanlarla ve kızları erkeklerle karşılaştıran çalışmalardır. Böylece genel anlamda mevcut literatür birçok sebepten ötürü parçalı haldedir. Araştırma çalışmalarının birçok farklı alan (e.g., coğrafya eğitimi, kognitif psikoloji, öğrenme bilimleri ve nörobilim) kapsamında gerçekleştirilmesi mekânsal düşünmenin farklı elemanlarının vurgulanmasına yol açmıştır. Araştırmacılar mekânsal düşünmenin boyutlarını ölçmek için çok çeşitli yaklaşımlar benimsemişler ancak araştırmalarda kullanılan mekânsal görevler çalışmadan çalışmaya çok farklılık gösterdiğinden çoklu araştırma çalışmalarının bulgularının karşılaştırılması problemli olmuştur. Birçok durumda çalışmada kullanılan görev ile onun ölçüldüğü bağlamın özgünlüğü bulguların genellenmesini engellemiştir. Bu durum özellikle sınıf gibi gerçek yaşam durumlarında ya da gelişim dönemi boyunca neler olduğunu anlayabilmek açısından söz konusudur. Örneğin, kognitif psikologlar mekânsal görselleştirme ve oryantasyonu daha iyi anlamak için masa üstü ve bilgisayar aracılığı ile oluşturulan görevlere odaklanırken, birçok coğrafya eğitimi araştırmacısı mekânsal temsiller (e.g., haritalar) aracılığı ile yol bulma ve navigasyon görevlerine odaklanmıştır. Nörobilimciler mekânsal düşünme ödevlerinin gerçekleştirilmesi bağlamında beynin farklı fonksiyonlarına odaklanmaya meyillidirler. Tüm bu disiplinler mekânsal düşünmeyi bir bütün olarak anlamamıza önemli ölçüde katkı sağlamalarına karşın, bu büyük bir yapboz bulmacasının parçalarının bir şekilde bir araya getirilmesi sürecidir. Ancak konu hakkında yıllardır süren çalışmalara rağmen, bulmacamızda hala çok fazla eksik vardır. Birçok parçanın bir araya getirilmiş olmasına rağmen birbirinden ayrı duran öbeklerin birleştirilmeleri için sistematik bir çabanın olmayışı dikkatlerden kaçmamaktadır. Mevcut literatürdeki ayrışmalardan bağımsız olarak, mekânsal kavramların, araçların ve sorgulama süreçlerinin nasıl ve ne zaman başladığı, küçük yaşlardan yetişkinliğe geçişte bunların nasıl evrildiği ve potansiyel olarak hangi öğretim materyalleri ile stratejilerinin öğrencilerin daha sofistike bir şekilde mekânsal düşünmelerini sağladığını araştıran öğrenmede ilerleme (learning progression) çalışmalara çok büyük ihtiyaç vardır. [.........] Bu bölümün bundan sonraki kısmında halihazırdaki çerçevelere daha yakından bakılıp mekânsal düşünmeyle ilişkili kavramlar, araçlar ve süreçler üzerinde durulacak ve bunlardan hareketle öğrencilerin öğrenmede ilerleme süreçlerine dair bir çerçeve inşa edilecektir. Mevcut araştırmalardan hareketle üst ve alt çıpaların (upper and lower anchors) tanımı yapılacaktır. Ardından mekânsal düşünmenin hangi aşamalar bağlamında öğrenileceği (ilerlemenin nasıl sağlanacağı) ele alınacaktır. Son olarak mekânsal düşünmedeki ilerleme bağlamında bir kişinin üst ve alt çıpayı tanımlarken, bu sürece etki edecek faktörlerin neler olabileceğine değinilecektir. Mekânsal Düşünmede Tanımlamak Öğrenme Sürecini Öğrenmede ilerleme araştırmalarının başında bizatihi ilerleme alanının (progression domain) tanımlanması söz konusudur. Bu süreç mekânsal düşüncenin dâhil olduğu geniş alan dikkate alındığında daha karmaşık hale gelecektir. Daha önce belirtildiği gibi, mekânsal düşünme çok çeşitli yapıları ve pratikleri içerir. Bu bölümde biz NRC (2006) tarafından tanımlandığı şekliyle mekânsal düşünmeye odaklanmakla birlikte, coğrafya eğitimcileri tarafından geliştirilen spesifik mekânsal düşünme çerçevelerine de dikkat çekilmektedir. NRC çerçevesini seçmemizdeki en öneli neden bunun mekânsal düşünmeye dair kavramlar, araçlar ve sorgulama süreçleri bağlamında önemli bir konsensüsü temsil ediyor oluşudur. Ancak bu çerçeveyi oluşturan kavramlar, araçlar ve sorgulama süreçleri hakkında sınırlı sistematik araştırmanın yapıldığını da not etmek gerekir (Bednarz, Heffron ve Huynh 2013). Aynı şekilde konuyla ilgili önemli çalışmalar gerçekleştirmiş olan coğrafya eğitimcileri tarafından geliştirilmiş geçerli ve üzerinde durulmaya değer birçok başka çerçeve de mevcuttur (Bkz. Tablo 1). Tüm bu çerçeveler mekânsal düşünme için gerekli 64 Harita ve Mekânsal Teknolojilerle Düşünme ve Öğrenme Araştırmaları yapılar ile pratikleri sıralamakta ve böylece bize ilerleme alanını tanımlama ve planlamada oldukça faydalı olmaktadır. İlerleme alanının (progression domain) açık bir şekilde ifade edilmesi, öğrenme süreci ile neyin incelendiği ve açıklandığı ile neyin incelenmeyip açıklanmadığını anlamak için yararlı olabilir. Bu sürecin neden önemli olduğunu NRC'nin çerçevesinde yer alan mekânsal temsilleri kullanarak bir örnekle açıklayalım. Mekânsal temsillerin hem içsel hem de dışsal boyutu vardır; içsel temsiller zihin haritaları ile zihinsel modellerden ibaret iken, dışsal temsiller somut anlamdaki ya da teknoloji-tabanlı haritalar ile modellerdir. Eğer bir kişi zihin haritaları gibi içsel temsilleri daha iyi anlamakla ilgiliyse, öğrenmede ilerleme (learning progression) bu yapıyı hedeflemelidir. Buna karşın, birisi mekânsal teknolojilerle ilgiliyse, öğrenmede ilerleme CBS ile haritalama ya da bilgisayar modelleme gibi dışsal temsillere odaklanmalıdır. Örnekteki her iki kişi de mekânsal temsillerin farklı tiplerine odaklanmalarına rağmen, birbirinden çok farklı bir ilerleme planına sahip olacaklardır. İlerleme sadece bu iki temsil boyutu bağlamında ele alınıyor olsaydı işimiz nispeten kolay olabilirdi. Ancak öğrenmede ilerleme temsilin "ne" olduğuna ya da temsilleri oluşturmak ve kullanmak için gerekli becerilere de odaklanabilir. Böylece öğrenmede ilerleme mekânsal temsillerin bizatihi kendilerinin nasıl evrildiklerinin tanımlanması şeklinde ele alınabileceği gibi mekânsal temsilleri kullanma ve oluşturmanın nasıl evrildiğinin tanımlanması (ya da her ikisi birden) şeklinde de ele alınabilir. Bu örnekten de anlaşılacağı üzere birçok öğrenmede ilerleme planının geliştirilebilir. Sonuç olarak, başlangıçta ilerlemenin içeriğinin ya da alanının belirlenmesi öğrenmede ilerleme araştırmalarında önemlidir. Öğrenmede İlerleme Değişkenleri Çıpaları ve İlerleme Her öğrenmede ilerleme süreci hem alt hem de üst çıpaya sahiptir; alt çıpa öğrencilerin acemi öğrenenler olarak bir yapı ya da pratik hakkında yeni yeni sahip olmaya başladıkları bilgiyi temsil ederken, üst çıpa öğrenme işlemi tamamlandıktan sonra öğrencilerin neleri bilmesi gerektiği ile neleri yapabiliyor olması gerektiğinin tanımlanmasıdır. Öğrenmede ilerlemenin amacı sadece çıpa noktalarının açık bir şekilde tanımlanması değildir, daha önemli olanı bu noktalar arasında nasıl bir anlayış geliştirileceğinin ortaya çıkartılmasıdır (Duschl, Schweingruber and Shouse, 2007). Üst Çıpa: Üst çıpa tipik olarak bir toplumun bir konunun öğrenilmesi sonucundaki beklentilerini içerir ve doğal olarak ulusal ve/ya da eyalet bazlı öğretim programlarında ele alınan kazanımlarla ilişkilidir. Üst çıpa bu programlardaki standartları tekrar etmek zorunda değildir ancak herhangi bir yaş seviyesinde o konu ile ilgili mantıki beklentileri karşılayacak bir derinlikte ilerlemeyi sağlayacak nitelikte olmalıdır. Geography for Life, 2nd Edition ve NRC (2006) gibi belgeler üst çıpanın geliştirilmesi için rehberlik yapabilecek önemli kaynaklardır. Ancak üst çıpanın tanımlanmasında daha da önemli olan husus vatandaşlık ya da alanın gelecekteki uzmanlarının eğitiminden beklentilerimizin bu sürece dahil edilmesidir. Hangi amaç ön plana çıkarsa çıksın, bir konunun öğrenilmesinin ardından tüm öğrencilerin konuyla ilgili hangi temel yapılar ile pratikleri bilip kullanabileceklerinin iyice düşünülmesi önem arz etmektedir. Bazen üst çıpa çeşitli öğretim programları / eğitim standartlarından hareketle de oluşturulabilir, ya da coğrafyanın farklı alt disiplinleri arasında bir köprü vazifesi görecek şekilde ya da mekânsal düşünme disiplinlerinden hareketle oluşturulabilir. Burada önemli olan, üst çıpanın genellikle coğrafya eğitimcilerinin öğrencilerin coğrafya öğrenmeleri hakkında sahip oldukları vizyonu da yansıtması gerektiği ve yıllar boyunca sınıf içinde ve diğer coğrafya eğitimcileri ile çalışmalarının bir sonucu olarak ortaya çıkması gerektiğidir. Üst çıpa öğrencilerden beklentiyi yüksek düzeyde tutarken onlar tarafından da başarılabilecek şekilde ayakları yere basmalıdır. Alt Çıpa: Halihazırda alandaki literatür ne kadar eksik olursa olsun, yine de alt çıpayı anlamak için gerekli bir kaynaktır. Alt çıpada hangi kavramlar ve/veya becerilerin -ki aynı zamanda üst çıpanın anlaşılmasına da katkı sağlar- işe koşulması gerektiği literatürde yeni yeni ortaya konmaya başlamıştır ve bu kavramlar ve/veya beceriler sıklıkla birbiri ile görünür şekilde bağlantılı değildir. Bu bağlantılar araştırmacılar tarafından coğrafyayı yeni öğrenmeye başlayan öğrencilerle ilgili verilerin analiz edilmesiyle birlikte belki ilerde ortaya konabilecektir. Bununla billikte, konuyla ilgili yapılmış birçok araştırmaya bakıldığında, öğrencilerin mekânsal düşünme yapıları ve pratiklerine yönelik örüntüleri saptamaya başlamak mümkündür. Örneğin, Fen Bilgisi eğitiminde Rosalind Driver ve meslekdaşları öğrencilerin fen bilgisi kavramlarını öğrenmelerine yönelik oldukça geniş literatürü tarayıp bulgularını çeşitli kitaplar ve makaleler aracılığı ile fen bilgisi eğitimiyle ilgilenenlerle paylaşmışlardır. Onların 65 Lindsey Mohan, Audrey Mohan, David Uttal (Çeviren: Mustafa Öztürk) çalışmaları farklı alanlarda öğrenci fikirlerinin resmedilmesine yardımcı olmuş ve doğal olarak da öğrenmede ilerleme çalışmalarına katkı sağlamıştır (e.g., Driver, Asoko, Leach, Scott, and Mortimer 1994; Driver, Squires, Rushworth, and Wood-Robinson 2013). Mekânsal düşünme benzer kaynaklara sahip olmamakla birlikte, NRC Raporu (2006) ve küçük çocuklarda mekânsal düşünme hakkında öğrencilerin fikirlerini özetleyen çabalar (e.g., Liben 2006, 2002; Mohan ve Mohan 2013; Newcombe and Huttenlocher 2000; Uttal 2000) başlangıç için mükemmel bir yerdir. Mekânsal düşünmenin belirsiz doğasına, onun zaman içindeki gelişimi hakkında araştırmacılar arasındaki bir konsensusun olmayışı da eklenebilir. Bu durum özellikle okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocukların mekânsal düşünme becerileri ile ilişkilidir. Öğrenmede ilerleme araştırmalarında bu yaştaki çocukların yetenekleri hakkında dikkate değer bir tartışma söz konusudur. Mekânsal düşünmenin çocuklardaki gelişimi bağlamında birbiriyle çelişen iki düşünce okulundan söz etmek mümkündür. Bir tarafta doğacı araştırmacılar mekânsal düşüncenin küçük çocuklarda doğuştan gelen bir yetenek olduğunu ve bilgili bir yetişkinin rehberliği olmadan ya da çok az desteği ile kendiliğinden geliştiğini savunurlar. Bu grup araştırmacıya göre küçük çocuklar bazı durumlarda oldukça karmaşık mekânsal görevleri yerine getirebilirler (Örneğin bkz., Newcombe ve Huttenlocher 2000; Blaut 1997; Blaut ve Stea 1974, 1971). Tartışmanın diğer tarafı olan yapılandırmacı araştırmacılar ise mekânsal düşüncenin yaşamın ilk yıllarında gelişmeye başlayabilmesine rağmen, bir kişinin buna tam anlamıyla hakim olmasının yaşamın ilerleyen yıllarından önce mümkün olamayacağını öne sürmektedirler (örneğin bkz., Liben ve Downs 1993, 1989; Piaget ve Inhelder 1967). Tartışma esasen Piaget'in Üç Dağ Etkiliği'nden doğmuştur. Bu etkinlikte dokuz ya da on yaşından küçük öğrencilere mekânsal görevlerde perspektif etkinlikleri yaptırılmış ve öğrenciler pek başarılı olamamışladır. Bunun sonucunda Piaget ve meslekdaşları küçük çocukluktan ortaöğretime kadarki süreçte mekânsal düşünmenin gelişmesinde topolojikden projektife/öklityene bir ilerleme öngörmüşlerdir. Buna karşın benzer perspektif çalışmaları üç yaşındaki çocukların bile şeylerin konumlarını farklı perspektiflerden görebildiklerini ortaya koymuştur (Newcombe ve Huttenlocher 2000, 118-125). Piaget'in mekânsal görevleri araştırmacılar için sahneyi küçük çocukların gerçek manada mekânsal yeterliliklerini sorgulamak için kurmuş olmasına karşın bu tartışma henüz çözümlenememiştir. [.....] Mekânsal düşünme bağlamında alt çıpa öğrenmelerini hedefleyen birçok araştırmada harita yapımı ve harita okuma ele alınnıştır. Özellikle nesneleri konumlardırmak için basit haritaların kullanılması ve yapılması becerisinin en erken ne zaman ortaya çıktığına odalanılmıştır. Küçük çocukların haritalarla ilgili neyi anladıkları ve neyi anlamadıkları konusunda geniş bir tartışma mevcuttur. Birçok araştırmacı (e.g., Blaut 1997; Blaut, Stea, Spencer ve Blades 2003) çocukların erken yaşlardan itibaren haritaların çeşitli unsurlarını anlayabileceklerini belirtmişlerdir. Daha yakın zamanda, psikologlar bir odadaki nesnelerin konumlarını gösteren basit haritaların 2,5 yaşına kadar küçük çocuklar tarafından kullanılabildiğini göstermişlerdir (e.g, Winkler-Rhoads, Carry and Spelke 2013). Buna karşın, bazı araştırmacılar bu bulguların dikkatli bir şekilde yorumlanması gerektiğini salık vermektedirler (e.g., Liben ve Downs 1993). Her ne kadar etkileyici ve önemli olsalar bile bu erken yeterlilik gösterileri gerçek manadaki ve tatmin edici harita okuma yeterlikleri değildir (e.g., Liben 2002). Küçük çocuklarla gerçekleştirilen psikoloji çalışmalarının birçoğu bir harita ya da modelin kendi temsil ettiği mekanla ilişkisinin tespit edilmesinde olduğu gibi tekil bir beceri üzerine odaklanmıştır. Bu çalışmalar harita okumayı birçok zihinsel beceriyi işe koşan sistematik bir etkinlik olarak görmediklerinden bireysel yetenekleri izole eden indirgemeci bir yaklaşım kullanırlar. Haritaları daha derin ve kavramsal olarak anlamak uzun süreçli ve gelişimsel bir fenemondur. Bu süreç sağlam bir öğrenme altyapısı ve deneyimi gerektirir. Mohan ve Mohan (2013) harita yapımı ve harita yorumlama bağlamında gerçekleştirilmiş olan mekânsal düşünme araştırmalarını taradığı çalışmasında küçük çocuklarda alt çıpanın karakteristiklerinin anlaşılması için önemli birçok çabanın sarf edilmiş olmasına karşın, literatürde halen önemli boşlukların söz konusu olduğunu ortaya koymuştur. Literatürdeki boşluklar hem bulguların sağlamlığı hem de kullanılan yöntem ve mekânsal görevlerle ilgilidir (bu konu ilerleyen bölümde tartışılacaktır). Tablo 2 çok küçük yaştaki çocuklardaki mekânsal yapıların gelişimine dair anahtar bulguları özetlemektedir ve alt çıpada seviyesinde düşünmenin geliştirilmesi için başlangıç noktası olabilir. 66 Harita ve Mekânsal Teknolojilerle Düşünme ve Öğrenme Araştırmaları Tablo 1. Mekânsal Kavram Çerçevesi Mekânsal düşünmeyi öğrenmek, NRC 2006 Mekân Kavramları Kimliğin temelleri (ilkelleri) Mekânsal ilişkiler Temsilin Araçları İçsel Dışsal Sorgulama Süreci Mekânsal yapıların ortaya çıkarılması Mekânsal dönüşümlerin gerçekleştirilmesi Fonksiyonel sonuçların çıkarılması Golledge vd. 1995, 2002, 2008a'un çalışmalarından hareketle; Jo ve Bednarz 2009 tarafından uyarlanmıştır. Mekânsal Temeller (İlkeller) Kimlik/Ad Konum Büyüklük Zaman/Süre Basit Mekânsal İlişkiler Mesafe Yön Erişilebilirlik (bağlantı durumu) Hareket Geçiş/Değişim Sınırlar Bölge Şekil Referans Çerçevesi Düzenleme Yakınlık/Bitişiklik Çevrilen Alan Gersmehl ve Gersmehl 2009, 2007, 2006 Janelle ve Goodchild 2011 Kognitif psikoloji (genel referans; bkz. Bednarz ve Lee 2011; Golledge, Doherty ve Bell 1995) Konum Şartlar Bağlantılar Konum Mekânsal Düşünme Biçimleri Karşılaştırma Aura Bölge Hiyerarşi Geçiş Analoji Örüntü Mekânsal ilişki Komşuluk ve Bölge Görselleştirme İki ya da üç boyutlu görsel uyaranı zihinde döndürme, bükme, ters çevirme ve manipüle etme yeteneği. Mesafe Ağlar Bindirme/Tabakalar Ölçek Mekânsal Heterojenlik Mekânsal Bağımlılık Mekân-Zamansal Düşünme Değişim Hareket Yayılma (genişleme ya da daralma) Mekânsal Modeller Karmaşık İlişkiler Dağılış Örüntü Kümelenme Yoğunluk Geçirgenlik Baskınlık Hiyerarşi/Ağ İlişki Bindirme/Tabaka Profil/Rölyef/Eğim Ölçek Projeksiyon Tampon (Ara) Oryantasyon Farklı bir oryantasyon ya da perspektiften bakıldığında bir konfigürayonun nasıl görüneceğini hayal etme yeteneği. Mekânsal İlişkiler Mesafeleri, açıları, bağlantıları tahmin etme ve yeniden üretme yeteneği; en yakın-komşu bölgelerinin etkilerini öne çıkaran mekânsal hiyerarşi geliştirme yeteneği; bir güzergah boyundaki ipuçları gibi sıra ve düzeni hatırlama; ezberleme ve hatırmalayı kolaylaştırmak için güzergahı uygun büyüklükteki ünitelere ayırma; mekândaki dağılış ve örüntüleri ilişkilendirme; bilgiyi anlamlı mekânsal üniteler bağlamında (e.g., bölge) sınıflandırma ve kümeleme. * Bu tablo daha önce Mohan ve Mohan (2013) tarafından kullanılmış ve National Geographic'in izni ile buraya alınmıştır. İlerleme Değişkenleri: Üst ve alt çıpaları basitçe tanımlamak buradan nereye doğru gideceğimiz noktasında yeterli şekilde bize yol göstermez. Bu çıpalar arasında öğrencilerin anlayışlarının nasıl geliştirileceği -ölçme ve değerlendirme ile öğretim programı kapsamında- ele alınmalıdır. Üst ve alt çıpalar ile ilgili hipotezleri oluşturduktan sonra atılacak olan mantıklı adım kapsanacak yapı ve pratiklerin ölçüleceği bir yol bulmaktır. İlerlemenin ölçülebilir elemanları genellikle ilerleme değişkenleri olarak adlandırılır. Dolayısıyla, ideal şartlarda ilerleme değişkenlerini seçmek gerekir. Çünkü ilerleme Lindsey Mohan, Audrey Mohan, David Uttal (Çeviren: Mustafa Öztürk) değişkenleri 1) disiplin içinde büyük fikirler ya da anahtar yapı ve pratiklerdir ve aynı zamanda 2) onlar uzman ve giriş seviyelerindeki bilginin ölçülebilmesi için kullanılabilirler. Corcoran, Mosher ve Rogat ilerleme değişkenlerini "zaman içinde geliştirilen anlama ve becerinin kritik boyutu" (2009: 15) olarak özetlemektedirler. Örneğin, fen bilgisi eğitiminde öğrenmede ilerleme planlamasında bilimsel prensipler ya da tüm fen bilimlerindeki ortak kavramlar ilerleme değişkeni olarak işe koşulabilir. Bunlara örnek vermek gerekirse; yapı, fonksiyon, madde, enerji, zaman içindeki değişim, ölçek, hiyerarşik organizasyon vb. Benzer şekilde mekânsal araştırmacılara mekânsal düşünmenin ne olduğu sorulduğunda, onlar bu soruyu bir takım temel yapılar ve pratikler (e.g., konum, yön, dağılış, ölçek, hiyerarşi; bkz. Tablo 1) üzerinden açıklama eğilimdedirler. Öğrencilerinin coğrafya öğrenimlerindeki ilerlemelerinin planlanmasında potansiyel ilerleme değişkenlerinin tespiti üst çıpanın göz önüne alınması ve buradan çıkan sonuçları öğrencilerden elde edilen görüşlerle ilişkilendirerek gerçekleştirilebilir. Bu iki çıpa arasındaki köprüyü hangi yapılar oluşturabilir? Bu yapılar ölçülebilir midir? Eğer bu sorulara evet cevabı veren bir yapıya sahipsek o zaman bu yapı iyi bir ilerleme değişkeni adayıdır. Tablo 2 araştırmacılar tarafından öyle adlandırılmamış olsa bile, makul bir ilerle değişkenleri listesi sunmaktadır. Bu değişkenler farklı yaş gruplarındaki mekânsal anlayışı irdelemek için işe koşulmuşlardır. Mohan ve Mohan (2013) Tablo 1'de ortaya konan mekânsal çerçeveler üzerine yapılmış araştırmaları taradığında, öğrenmede ilerlemenin planlanmasında potansiyel olarak mekânsal yapıların ilerleme değişkeni olarak kullanılabileceğini göstermişlerdir (incelemenin tamamını görmek için lütfen makaleye bakınız). Potansiyel ilerleme değişkenleri hem mekânsal düşünme alanında uzun süredir varlıklarını sürdürmüş yapılar hem de farklı yaş grupları için ölçülebilen ve işe koşulabilen özellikler içermektedir. Tablo 2'deki kavramların öğretilmesinin nasıl planlanacağı birçok durumda bir ya da iki çalışmaya dayandırılmıştır. Ancak sınırlı sayıdaki çalışmalar, araştırmacıların ilerleme değişkenlerine hangi yaş grubu için nasıl bir üst ve alt çıpa koymaları gerektiği hususunda yardımcı olması açısından faydalıdır. Örneğin, konum gibi temel [ilkel] mekânsal kavramlar üç yaşından itibaren ortaokul seviyesine kadarki dönemde ele alınabilecekken, bindirme gibi karmaşık mekânsal kavramlar ortaokul seviyesinden itibaren lise ya da yetişkinlik döneminde ele alınmalıdır. Golledge, Marsh ve Battersby (2008b) mekânsal kavramların çocuklara nasıl tanıtılması gerektiğine dair araştırma bulgularından hareketle bir tablo geliştirmişlerdir. Biz bu tabloyu bazı uyarlamalarla yeniden oluşturduk (bkz. Tablo 3). Mevcut literatürdeki birçok boşluğa rağmen, halihazırdaki bulgularımız ve coğrafyacıların en iyi tahminleri doğrultusunda çocukların mekânsal kavramları ne zaman en iyi öğrenebilecekleri noktasında oldukça iyi tahminler yürütebilmekteyiz. Mevcut araştırmalar çok küçük yaştaki çocuklara odaklanma eğilimde olduklarından, ortaokul ve lise seviyesindeki öğrenmede ilerlemenin aydınlatılması noktasında önemli bir potansiyel mevcuttur. Hepsini bir araya getirmek: Örnek Vaka Üst ve alt çıpa ile ilerleme değişkenlerinin geliştirilmesini örneklendirmek için, Çatışmanın Mekânsal Yönleri adını verdiğimiz hipotetik bir öğrenme ilerlemesi planlamasını kullanacağız. Böylece bu sürecin nasıl işlediğini göstermeye çalışacağız. Bu örneği basit bir şekilde mekânsal düşünme için hipotetik bir ilerleme planının nasıl tasarlanabileceğini göstermek amacıyla kullanmaktayız. Bu sebepten bu örnek sadece çok daha kompleks iteratif bir tasarım sürecinin ilk aşamalarının temsili niteliğindedir. Öğrencilerin çatışmanın mekânsal boyutlarını anlamalarını sağlamak amacıyla bir ilerleme planlaması yaptığımızı düşünelim. Coğrafya eğitimcileri olarak 21. yüzyıl vatandaşlığı için çatışmanın mekânsal elemanlarının anlaşılmasının kritik öneme sahip olduğuna inanmaktayız ve bu sebeple öğrencilerin lise eğitimlerini bitirmeden bu yapı hakkında yetkin bir kavrayışa sahip olmalarını hedeflemekteyiz. Bu bağlamda üst çıpa şu şekilde belirlenmiştir: Liseden mezun olan tüm öğrenciler su, petrol ve doğal gaz gibi kaynakların dünyanın çeşitli yerlerindeki çatışmalarda oynadıkları rolü anlayacakladır. Öğrencilerin liseden mezun olduklarında dünya çapındaki kaynak çatışmalarıyla ilgili gazete haberleri ile makalelerini anlayabilecek seviyeye gelmelerini arzulamaktayız. Böylece onlar konu hakkında bilgili birer vatandaş -uzman değilolacaklardır. 68 Harita ve Mekânsal Teknolojilerle Düşünme ve Öğrenme Araştırmaları Tablo 2. 3-12 Yaşları için Mekânsal Kavramların İlerleme Planı: Bir sentez Mekânsal Kavramlar Kimlik ve Konum Büyüklük Mesafe ve Yön Referans Çerçevesi ve Perspektif Oluşturma Ölçek Öğrencilerin Kavramaları ve Muhtemel Kavram Yanılgıları ile Meydan Okumalar 3-6 Yaş (Okul Öncesi ve 1. Sınıf) 7-9 Yaş (2.-4. Sınıflar) 10-12 Yaş (5. ve 6. sınıflar) Bu yaş grubundaki öğrenciler tipik olarak Öğreciler haritada yerleri ve Öğrenciler lokasyoları harita üzeride yerleri ve harita ile hava peyzajın özelliklerini doğru bir belirlemek için mevcut fotoğraflarında peyzajın özelliklerini tespit şekilde konumlandırabilirler. tüm kaynakları edebilirler. Ayrıca harita üzerinde birbirine Ancak yabancı lokasyonlara kullanmada ustalaşmış benzer yerleri beliryebilirler. Bu yaştaki göre aşina oldukları olmalıdır. Kararlarını çocuklar yerleri tespit etmelerine rağmen, lokasyonlarda daha iyidirler. açıklamada sözcük gelişimi açısından sınırlandırılmış Haritayı gerçek dünya ile cesaretlendirilmeli ve yer olabilirler. Öğrenciler aynı zamanda bazı çakıştırma noktasında gelişme işaretleri, mesafeler ve nesne ya da yerlerin haritadaki konumunu gösterirler. Ancak öğrenciler yönleri de bu süreçte yer işaretlerini kullanarak tespit edebilirler. lokasyonları doğrulamak için kullanabilmelidirler. Ancak eğer haritayı gerçek dünyayla iyi yer işaretlerini tutarsız bir Öğrenciler lokasyonu şekilde çakıştıramazlarsa, haritadaki şekilde kullanırlar. belirlemek için harita İlgili Çalışmalar: Blaut ve Stea ölçeği, metrik mesafe ya da lokasyonları kolayca karıştırabilirler. İlgili Çalışmalar: Blades ve Spencer 1990; 1971; Golledge, Marsh ve ana yönleri kullanmada Blaut ve Stea 1974, 1971; Blaut, Stea, Spencer Battersby 2008a; Kastens ve henüz yetkin ve Blades 2003; Bluestei ve Acredolo 1979; Liben 2010, 2007 olmayabilirler ancak Downs, Liben ve Daggs 1988; Huttenlocher, öğretim sırasındaki Newcombe ve Vasilyeva 1999; Libe 2998; izahlarla bunları Libe ve Downs 1993; Presson 1982; Sowden, yapabilirler. Bu görevleri Stea, Blades, Specer ve Blaut 1996 aşina oldukları yerlerde yaparken nispeten doğru Öğrenciler nesneleri büyüklüklerini (daha sonuçlara ulaşırken, daha büyük daha küçük oluşlarını) genetiksel yabancısı oldukları yerler olarak alıyor görünmelerine rağmen birçok ya da büyük ölçekli nesnenin bedenini (elbisenin küçük, orta ve görevlerde hata oraları büyük beden olması gibi) kafa karıştırıcı artmaya başlar. bulabilmektedirler. İlgili Çalışmalar: Blaut ve İlgili Çalışmalar: Golledge, Marsh ve Stea 1971; Golledge ve Battersby 2008a; Mix 1999; Rousselle, Stimson 1997; Libe 2008; Palmers ve Noel 2004 Yakın, uzak, yanında gibi kavramlar Mesafenin topolojik (e.g., Liben ve Downs 1993; aracılığı ile göreli mesafeyi kavrar ve yakın, uzak) kavramlarından, Tretter vd. 2006 haritalarda göreli yönleri kullanmaya metrik ölçümlere geçiş başlar. (e.g. Labirentte yol bulabilir). dönemidir. 4. sınıfa kadar Haritayı nasıl tutması gerektiği noktasında öğrenciler metrik mesafeyi zorluk yaşacayacaktır ve doğrudan gerçek kullanabilecek duruma dünya ile çakıştırılmamışsa kolayca kafası gelmelidirler. Ancak yine de karışacaktır. Gerekli yönlendirme metrik ölçümlere geçişte yapılmadığı takdirde mesafeler hakkında rehberliğe ihtiyaçları olacaktır. içgüdüsel olarak düşünmezler. Öğrenciler aynı zamanda İlgili Çalışmalar: Blades, Sowden ve sıklıkla yer işaretlerini ve Spencer 1995; Blades ve Spencer 1987; Lben göreli yönü kullabileceklerdir. 2008; Liben ve Downs 1993; Rutland, Bazıları ana yönleri öğrenmeye Custance ve Campbell 1993 hazır hale gelmiştir. İlgili Çalışmalar: Kastens ve Liben 2010 Bu yaştaki çocuklar dünyaya egosantrik bir Öğreciler grid (koordinat) referans çerçevesinden bakarlar (bir kuşun sistemini ve mutlak konumu evin yukarından uçarken gördüğü gibi anlamaya başlarlar. Haritada başka perspektiflerden ziyade kendi önemli özellikleri ihmal ederek gördüklerine odaklanırlar). faydasız özelliklere İlgili Çalışmalar: Newcombe ve Frick 2010; dikkatlerini verebilirler. İlgili Çalışmalar: Bell 2000; Newcombe ve Huttenlocher 2000 Liben 2008; Kastens ve Liben 2010; Newcombe ve Frick 2010 Bu yaştaki öğrenciler sınıf gibi aşina oldukları ve küçük mekânlarda ölçek kavramı ile daha iyi başedebilirler. Öğrenciler ölçeği kavramak için sistematik bir yaklaşıma sahip değillerdir- ölçekler arasında kolayca hareket edemezler. İlgili Çalışmalar: Liben 2008; Uttal 2000 Bu yaş seviyesinde soyut, ilişkisiz semboller Bu süreçte öğrenciler ikonik Öğrenciler soyut 69 Lindsey Mohan, Audrey Mohan, David Uttal (Çeviren: Mustafa Öztürk) Semboller iyi anlaşılmazlar. Öğrenciler temsillerde kullanılan renkleri de karıştırabilirler ve o renklerin gerçek düyada da aynı şekilde olmasını beklerler (e.g., haritadaki kırmızı yol gerçek hayatta da kırmızı olmalıdır). İlgili Çalışmalar: Liben 2009, 2008; Myers ve Liben 2008 Hiyerarşiler Bindirme ve Diğer Karmaşık Mekânsal Görevler gerçek dünya sembollerinden soyut sembollere geçiş yaparlar. Ancak hala büyük hatalar yapabilirler. Bu sebepten sembollerin ne anlama geldiğine dair net açıklamalara ihtiyaç duyarlar. İlgili Çalışmalar: Golledge, Marsh ve Battersby 2008a; Liben 2009, 2008; Myers ve Liben 2008 Hiyerarşi kavramı bu yaş grubunda kalıtsal /doğal olarak iyi oturmamış bir kavramdır ve muhtemelen yakın bir rehberlikle öğrencilere tanıtılabilir. İlgili Çalışmalar: Lowes 2008 sembolleri kullanabilirler ve sembollerin temsil ettikleri şeye daima benzemesi gerekmediğini anlarlar. İlgili Çalışmalar: Golledge, Marsh ve Battersby 2008a; Liben 2009, 2008; Myers ve Liben 2008 6. Sınıf öğrencilerinin yaklaşık yarısı formal bir öğretimden bağımsız olarak tesadüfen bindirme kavramını anlarlar. Eğer öğrenciler konum, mesafe, yön, sınırlar, bölge gibi temel kavramları iyi anlamışlarsa, daha karmaşık mekânsal kavramlar olan dağılış, örüntü, bindirme, projeksiyon gibi kavramları öğrenmeye başlarlar. İlgili Çalışmalar: Battersby, Golledge ve Marsh 2006 * Mohan ve Mohan'dan (2013) uyarlanmıştır. National Geographic Society'nin izni ile kullanılmıştır. Öğrencilerin neyi öğrenmeleri gerektiği konusundaki amacımızı ve bu bağlamda ilerlemede varılacak son noktayı (lise son sınıf) tespit ettikten sonra konuyla ilgili öğrencilerin öğrenmede ilerlemelerinin spesifik anlamda nasıl olacağı ve bu bağlamda ilerleme dahilinde hangi kavramlar ve becerilerin ele alınacağı ve hangi yaş seviyesinde bu konuların ele alınmaya başlanacağı belirlenmelidir. Sonraki aşamada kaynakların paylaşımıyla ilgili çatışmanın mekânsal boyutlarının anlaşılmasında rol oynayacak en önemli mekânsal düşünme elemanlarının hangileri olduğuna karar verilmelidir. Başlangıçta bize bir hareket noktası vermesi için belirli kavramlarla bir liste oluşturulacaktır. Ancak süreç iteratif bir şekilde ele alınacağından oluşturulan kavram listesi esnek olarak ele alınmalıdır. Tablo 1'de verilen kavramsal çerçeveler, Geography for Life, 2nd Edition ve NRC (2006) ile birlikte hangi yapıların listeye dahil edileceğine dair faydalı birer kaynaktırlar. Çatışmanın mekânsal boyutlarına dair literatür taramasının ardından, kaynaklarla ilgili çatışmanın anlaşılmasında gerekli en önemli mekânsal kavramları belirleriz. Bu kavramlar; 1) konum, 2) sınırlar, 3) yerleşim örüntüleri, 4) insan hareketleridir. Aynı zamanda 5) ağlar ve 6) hiyerarşilerin öğrencilerin daha karmaşık anlayışlar geliştirmeye başladıkları zaman devreye sokulabilecek kavramlar olduğunu düşünebiliriz. Şimdi hipotetik öğrenmede ilerleme planlamamızda kritik olduğuna inandığımız altı kavramı tespit etmiş olduk. Bu kavramların aynı zamanda mekânsal düşünmedeki büyük fikirlerin temsilcileri olduklarını ve hem lise son sınıf hem de daha önceki sınıflarda ölçülebilir özellik gösterdiklerini düşünmekteyiz. Altı ilerleme değişkeni muhtemelen çok fazla olmasına karşın, başlangıçta oluşturulan bu liste öğretim ve değerlendirme materyallerinin tasarlanması için bize bir yön sağlayacaktır. Seçtiğimiz altı yapı açısından düşünüldüğünde alt çıpanın hangi yaş seviyesinde olması gerekir? Bu noktada küçük öğrencilerle yapılmış araştırmalar özellikle önemli hale gelir. Tablo 2 ve 3 mevcut mekânsal düşünme araştırmalarının bazı mekânsal kavramların hangi sınıf düzeyinde verilmesi gerektiğini belirtmektedir. Ancak bu tablolar yeterli 70 Harita ve Mekânsal Teknolojilerle Düşünme ve Öğrenme Araştırmaları derecede kapsamlı değildir. Kendi belirlediğimiz hipotetik kavramlarımız açısından ele aldığımızda, öğrencilerin konumla ilgili fikirlerini ele almaya onlar ana sınıfındayken başlayabiliriz. Ancak tüm kavramlar –konum, sınırlar, ağlar, vb.- ortaokul dönemine kadar gelişecekler ve/veya ortaya çıkacaklardır. Alt çıpanın belirlenmesi için bu mantıklı bir başlangıç noktası olabilir. Böylece bizim geliştireceğimiz ilk tur değerlendirme ve öğretim materyali araçları 4. Sınıf öğrencileri kadar küçük öğrencileri kapsayacak şekilde planlanacaktır. Bu yaştaki öğrencilerden hâlihazırdaki literatüre dayanarak daha karmaşık bir konum algısı geliştirmelerini beklememize rağmen, harita ölçekleri ve ana yönlerle ilgili –özellikle dünyanın pek aşina olunmayan bölgeleri açısından- sıkıntı yaşamaları beklenebilir. Bu öğrencilerin hiyerarşi ve ağ kavramlarını öğrenmek için ise oldukça genç oldukları söylenebilir. Tablo 3. Sınıf Düzeyine Göre Mekânsal Düşünme Kavramları Mekânsal Kavram Temeller Basit Mekânsal Karmaşık Mekânsal Sınıf Okul öncesi X X X 1 2 3 X X X Kimlik/Ad X X X Konum (Göreli) X X X Büyüklük X X X Mesafe (Göreli) X X X Yön (Göreli) X X X Şekil X X X Sembol (Gerçek Dünya) X X Sınır X X Bağlantı X Referans Çerçevesi/Koordinat Gridi X Mesafe (Metrik Ölçüme Dayanan) X Yön (Ana Yönler) X Ağ X Hiyerarşi X Dağılış X Örüntü Sembol (Soyut) Harita Projeksiyonu Ölçek * Golledge, Marsh ve Battersby 2008b, 98'den uyarlanmıştır. Yukarıda tanımlanan durum üst ve alt çıpalar ile süreç değişkenlerinin nispeten dağınık doğasını aşırı şekilde basitleştirme çabası değildir. Süreç geliştirmede yer alan insanların bir ileri bir geri şekilde gerçekleştirecekleri müzakereler ve birçok kağıdın geri dönüşüme gönderilmesi gibi işler sonucunda kararlaştırılacaktır. Ancak burada ele alınan örneğin amacı mekânsal düşünmeyle ilgili mevcut kaynakların işe koşularak öğrenmede ilerleme çalışmasında nasıl iyi tahminler yapılabileceğini göstermektir. Mekânsal düşünme üzerine yaptığımız literatür taraması halihazırda önemli adımların atıldığını göstermektedir 4 5 X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X X ve bunlar öğrenmede ilerleme çalışmalarının başlaması için sağlam bir temel oluşturmaktadır. Bu sanki yapboz bulmacasında kenar kısımları birilerinin tamamlayıp orta kısmı sizin için bırakmış olması gibidir. Süreç-Oryantasyonlu İlerleme Değişkenleri Bu bölümde şimdiye kadar ağırlıklı olarak belirli mekânsal yapılarla ilgili mekânsal düşünme ve araştırma bağlamında geliştirilmiş çerçeveler üzerine odaklanıldı. Fen bilgisi eğitiminde öğrenmede ilerleme çalışmalarına ket vuran hususlardan birisi bilimsel 71 Lindsey Mohan, Audrey Mohan, David Uttal (Çeviren: Mustafa Öztürk) pratiklerin gelişimiyle kıyaslandığında bilimsel düşüncenin gelişimine yapılan aşırı vurgu idi. Muhtemelen bilim kavramlarını kullanarak bir öğrenmede ilerleme planı yapmak (e.g., madde, atom teorisi, karbon çevrimi, su çevrimi, genler, vb.) pratiğe dair benzer bir çalışma yapmaktan daha kolaydır. Mevcut literatürde ikisi arasındaki eşitsizliğin nedeni de bu olsa gerektir. Yine de çok sayıda fen bilgisi eğitimcisi bilimsel pratiğin tanımlanmasının nasıl bir şey olabileceği üzerinde kafa yormuştur. Schwarz, Reiser, Davis vd. (2009) bilimsel modellemenin ilerlemesi üzerinde çalışırken, Nancy Songer, Amelia Gotwal ve meslektaşları (2013, 2012 ve 2009) kanıttemelli açıklamaların ilerlemesi üzerinde yoğunlaşmaktadırlar. Mekânsal düşünmenin doğası ile onun süreç-oryantasyonlu boyutları ele alındığında, mekânsal düşünmede gerçekleştirilecek bir ilerleme planı süreçlerin (e.g., harita okuma, harita yapma, navigasyon, mekânsal modeller, ve mekânsal dönüşümler ve analizler) zaman içinde nasıl geliştiğini ele alması gerekecektir. Fen bilgisi eğitimde olduğu gibi, bir süreç ya da pratiğin gelişmesini amaçlayan her mekânsal düşünme ilerleme planı daima bazı mekânsal yapılar bağlamında ele alınacaktır. Gelecekte yapılacak olan öğrenmede ilerleme araştırmaları ve coğrafya eğitimcileri için önemli olduğunu düşündüğümüz üç mekansal düşünme süreci ya da pratiği vardır. Bunlar: harita yapımı, harita okuma ve navigasyon ile mekânsal teknolojilerin kullanılmasıdır. Her birinin nasıl kullanıldığına bağlı olarak (e.g., CBS harita yapımı ya da navigasyon için kullanılabilir vb.) üçü arasında bariz bir örtüşme söz konusudur. Ancak belirli bir yerin haritasının çocukların bizatihi kendi elleri ile yaptığı geleneksel harita yapımı ile CBS ortamında bir haritanın üretilmesi sırasında birbirinden çok farklı mekânsal sorgulama süreçleri işe koşulmaktadır. Bu sebepten bu süreçler birbirinden farklı değerlendirme görevleri ile ilerleme planlarına sahip olacaklardır. Bu üç süreci ön plana çıkarmamızdaki temel maksat bizim bunları mekânsal kavramların tepe noktası, temsilin araçları ve mekânsal sorgulamanın süreçleri (NRC 2006) olarak görmemizdir. En nihayetinde coğrafya eğitimcileri arasında mekânsal düşünme açısından kalıcı olarak/sürekli kullanılan temel araçlardır. Mekânsal kavramların gelişiminde olduğu gibi, bu alanda da yeni çalışmaların temel alacağı çalışmalar mevcuttur. Hâlihazırdaki araştırmalar daha çok ya küçük çocuklar (harita yapımı ve navigasyon) ya da lise öğrencileri ve yetişkinlere (navigasyon ve mekânsal teknolojiler) odaklandığından her iki parçayı bağlayacak karmaşık orta kısıma dair araştırmalara ihtiyacımız vardır. Harita yapımı. Çocuklarda harita yapımının gelişimine dair son kırk yıl içinde önemli sayıda eser yayınlanmış olmasına rağmen (e.g.,Lowes 2008; Weigand 2006; Newcombe ve Huttenlocher 2000; Wiegand 1999a; also bkz. Wiegand 1999b konuyla ilgili bibliyogrfya için), çok azı orta ve üst derecedeki gelişime katkı sağlamıştır (e.g., Anderson ve Leinhardt 2002; Bausmith ve Leinhardth 1998). Harita Okuma ve Navigasyon. Harita okuma ve navigasyon sadece mekânsal kavramlar ve temsil araçlarını bir araya getirmez aynı zamanda zihin haritalarını, perspektif çalışmalarını ve karmaşık sorgulama sürecini de içerir. Ek olarak genellikle gerçek dünya bağlamında (e.g., doğal ya da donatılmış çevre) ele alındığından birçok yeni değişkenin düşünülmesini gerektirir. Kimi daha az kimi daha çok başarılı olmak üzere herkes dünyada bir şekilde dolaşır (navige eder). Manifestosunda kültürel açıdan evrensel olduğu belirtilmese de, navigasyon her kişi ve toplumun bir parçasıdır. Biz kendi kişisel mekanlarımızda (e.g., ofisler, evler, yatak odaları), kendi yerel mekanlarımızda (e.g., mahallelerde, kasabalarda, parklarda, şehirsel alanlarda) ve yabancı mekanlarda (e.g., bizim tarafımızdan bilinmeyen yerlere seyahatlerde) kendi yolumuzu buluruz. Navigasyonun pratikte kendini nasıl ortaya koyduğu kişiden kişiye ve kültürden kültüre değişecektir. Bazı bireyler ana yönleri ve grid sistemini (i.e., tarama stratejesi) kullanarak yolunu bulmayı tercih edecekken, diğer bazıları bölgedeki belirgin işaretleri (i.e. güzergah stratejisi) kullanarak yolunu bulur. Dört yaşındaki çocuklar bile bir mekânsal temsilde iki obje arasındaki bir yol ya da yürüme güzergahı şeklindeki rotayı tam olarak tespit edebilmektedirler (Blades vd., 1998). Ya da bir labirentte yollarını başarılı bir şekilde bulabilmektedirler (Blades ve Spencer 1990). Altı yaşına kadar çocuklar karmaşık bir çevrede kendi rotalarını planlayabilirler (Sandberg ve Huttenlocher 1997). Yetişkinlik dönemlerine kadar bireylerin navigasyon süreç ve stratejlerini geliştirdiklerini bilmemize (e.g.,Lobben 2007, 2004; Golloedge 1999; Golledge, Doherty veBell 1995) rağmen, harita yapımında olduğu gibi, küçük çocukluk ve yetişkinlik dönemleri arasında bize rehberlik yapacak çok az çalışma vardır. Mekânsal Teknolojiler. Halen küçük çapta olmasına rağmen, temel ve ortaöğretim kurumları ile öğretmenlerin CBS kullanımına odaklanan araştırmalar gelişmeye başlamıştır (e.g., Hong 2014; Demirci, Karaburun, ve Ünlü 2013; Huynh 2009; Milton ve Alibrandi 2007; Shn 2006; Kesrski 2003; Kim ve Bednarz 72 Harita ve Mekânsal Teknolojilerle Düşünme ve Öğrenme Araştırmaları 2013; Wiegand 2003; Meyer, Butterick, Olkin, ve Zack 1999). Bu çalışmalar çoğunlukla lise öğrencileri ile yetişkinlere (öğretmenler) odaklanmakla birlikte mekânsal teknolojilerin entegrasyonu bağlamında üst çıpa için değerli bilgiler sağlamaktadır. Mekânsal teknolojiler öğrencilerin mekânsal düşünmelerini sınıf içindeki statik temsillerin ötesinde geliştirme imkanı sunma açısından önemlidir. Mekânsal teknolojiler öğrencilerin dinamik veriyi çeşitli katmanlar ve ölçeklerde farklı formatlar kullanarak (uzaktan algılanmış görseller, hava ve uydu görüntüleri ya da CBS), incelemesine imkan tanır. Öğrenciler mekânsal düşünmelerini mekânsal verinin çoklu tabakalarının derinlemesine analizi yoluyla ilerletebilirler. Öğrenmede ilerlemenin planlanmasında üst çıpanın belirlenmesinde mekânsal teknolojiler bize birçok imkan sunar. Ancak bunlar bir araç ve süreçtir. Öğrenmede ilerlemenin önemli parçaları olan mekânsal kavramlar ve mekânsal sorgulamadan bağımsız düşünülmemelidir. Mekânsal Düşünme Araştırmalarındaki Mevcut Boşluğun Belirtilmesi Yukarıda literatürdeki mecvut boşluklara değinilmiş olmakla birlikte, bunların neler olduğunu açık bir şekilde tartışma zorunluluğu da vardır. İlk ve Orta Eğitim Bağlamının Eksikliği. Literatürdeki belki de en önemli boşluk mekânsal düşünme hakkında yapılan araştırmaların birçoğunun öğrencilerin içinde bulundukları bağlam ve tabi oldukları öğretim programına dikkat edilmeksizin ilk ve ortaöğretim kurumları haricinde yapılmış olmasıdır. Araştırmalar genellikle kolej ya da üniversitelerde kolayca erişilebilen yetişkin örnekleme, ya da yaşları 24 arasındaki küçük çocuklarla yapılmıştır. Bu bağlamda ilerlemenin anlaşılması açısından arada önemli bir dönem göz ardı edilmiştir. Küçük, Parçalı Çalışmalar. Araştırmalar genellikle küçük örneklem grubuyla yapılma eğilimindedirler. Ayrıca kullanılan yöntem bir çalışmadan diğerine farklılık göstermektedir (e.g., ölçüm için kullanılan görevler ve çalışılan mekânsal kavramlar değişmektedir). Aynı görevi farklı yaş grupları ile çalışan araştırmalar çok az olduğundan çocuklar büyüyüp öğrenmeye devam ettikçe bireysel düşünmelerinin nasıl değiştiğine dair çok az şey biliyoruz. Golledge ve meslektaşlarının 6. Sınıftan kolej eğitimine kadarki süreci inceleyen çalışmaları buna dair bir istisnadır (Golledge, Marsh ve Battersby 2008a, 2008b; Marsh, Golledge ve Battersby 2007; Battersby, Golledge ve Marsh 2006). Farklı yaş gruplarındaki durumu karşılaştıran kesit ya da uzun dönemli boylamsal çalışmaların eksikliği bu tür çalışmaları yapmanın güçlüğünün bir sonucudur. Ancak bu tür çalışmalar öğrenmede ilerlemenin ne olduğu ve ne olabileceğine dair temel bir soruya cevap teşkil edecek bir çabadır. Yıllar içinde mekânsal kavramlar ile süreçlerin nasıl ilerlediğini ve bu bağlamda kaç farklı rotanın olduğunu bilmeden kanıta dayalı bir öğrenmede ilerleme hipotezi kuramayız. Ölçümler. Daha önce tartışıldığı gibi, küçük çocukluktaki mekânsal düşünme kapsamında gerçekleştirilen öğrenmede ilerleme araştırmalarında yöntemsel bir soru gündeme gelmektedir: Araştırmalarda kullanılan görevlerin bizatihi kendilerimi bu kadar çeşitli sonuçlara yol açıyor ya da tam olarak anlayamadığımız daha derinlere kök salmış hususlar mı var? Mekânsal düşünmenin ölçülmesine dair belirsizlik gündeme doğal olarak değerlendirme etkinliklerini getirmektedir. Kullandığımız ölçek çeşitleri sınırlıdır. Ölçümler bir ya da iki mekânsal kavram ya da görevle sınırlıdır. Çok az sayıdaki çalışma çok sayıdaki kavramı çoklu ölçümlerle entegre etmiştir. Tespitimizi odur ki mekânsal düşünmeyi ölçmek için geliştirilmiş görevler kasıt olmaksızın belirli grupları diğerlerine göre avantajlı duruma getirmektedir. Örneğin, Hegarty, Montello, Richardson, Ishikawa ve Lovelace (2006) gerçek dünyada ve masa üstündeki mekânsal düşünme görevlerini çözerken beynin farklı bölgelerinin aktif hale geldiğini tespit etmişlerdir. Newcombe (2007) erkeklerin kalem ve kâğıt kullanılan mekânsal düşünme görevlerinde daha iyi performans gösterdiklerini bulmuştur; mekânsal düşünme araçlarından birçoğunun kalem ve kağıt temelli oluşu, erkeklerin mekânsal düşünmede daha iyi oldukları ortak inancına yol açmıştır, ya da belki ölçümler bize asimetrik cevaplar mı vermektedir? Bir diğer endişe ise haritanın büyüklüğü ya da ölçeği ve onun temsil ettiği alandır. Psikolojik çalışmaların birçoğu genellikle standart bir oturma odası büyüklüğünde ya da daha küçük ölçekli mekânlarda gerçekleştirilmiştir. Buna karşın bazı coğrafyacılar (e.g., Montello 1993) farklı ölçeklerdeki mekanların anlaşılması, algılanması ve zihinsel olarak temsili açısından kökten farklılıkların olduğunu vurgulayarak küçük mekanlarda öğrenilen bilginin gerçek dünyadaki navigasyonda ya da harita okumasına transfer edilebileceğine dair iddiaya meydan okumuşlardır. Günümüzde mekânsal görevler için ölçek seçmek halen tahmine ya da anekdotlara dayalı bir iştir. 73 Lindsey Mohan, Audrey Mohan, David Uttal (Çeviren: Mustafa Öztürk) Grupların benzerlik ve farklılıklarını ortaya koyacak entegre ve koordine edilmiş yapı ölçeklerine ihtiyacımız vardır. Mekânsal Düşünmeyi Daha iyi Anlamak için Öğrenmede İlerleme Araştırması Washington, DC: Association of American Geographers. Bell, S. 2000. Children’s comprehension of spatial location in different size spaces. Research in Geographic Education 1 (2): 94-117. Blades, M., and C. Spencer. 1990. The development of 3- Sonuçta, öğrenmede ilerleme araştırmasını çeşitli yaş to grupları ve birbiriyle ilişkili kavramlar ve süreçlerle importance of landmarks and map alignment. Journal ilgili mekânsal düşünme üzerine çok ihtiyaç duyulan of Genetic Psychol- ogy 151 (2): 181-194. 6-year-olds’ map using ability: the relative sistematik ve stratejik araştırmalar için bir araç olarak Blades, M., and C. Spencer. 1987. The use of maps by 4–6‐ görmekteyiz. Öğrenmede ilerleme araştırması sadece year‐old children in a large‐scale maze. British Journal ölçmede kullanılan görevlerin bizatihi kendilerinde of Developmental Psychology 5 (1): 19-24. değil aynı zamanda gelişmenin nasıl ilerlediğinin Blades, M., J. M. Blaut, Z. Darviszeh, S. Elguea, S. iteratif bir şekilde yeniden ve yeniden tanımlanması Sowden, C. Soni, C. Spencer, D. Stea, R. Surajpaul, and sürecindeki tutarlılığa odaklanır. Öğrenmede ilerleme D. Uttal. araştırma alanının daha net tanımlanması ve farklı children’s mapping abilities. Transactions of the Institute bağlam ve yaş gruplarında kullanılabilecek daha tutarlı of British Geogra- ölçeklerin geliştirilmesi açısından 1998. A cross-cultural study of young phers 23 (2): 269-277. araştırmacılar Blades, M., S. Sowden, and C. Spencer. 1995. Young chil- arasında işbirliği, tartışma, ve konsensüs için bir bulvar dren’s use of spatial relationships in tasks with maps görevi görmektedir. Son olarak ve belki de en çok and models. Cartographica 32 (2): 18-29. pratiğe yönelik olanı mekânsal düşünmede ilerleme Blaut, J. M. 1997. The mapping abilities of young standartların geliştirilmesi ihtiyaç duyulan rehberliği, children: Children can. Annals of the Association of öğretim materyallerinin tasarlanması ve uygulanmasını American Geog- raphers 87 (1): 152-158. ve öğretmenlerin mesleki gelişimlerini sağlayacaktır. Blaut, J. M., and D. Stea. 1971. Studies of geographic learning. KAYNAKÇA of the Association of American Geographers 61 (2): 387-393. Anderson, K. C., and G. Leinhardt. 2002. Maps as representations: Annals Expert novice comparison of projection understand- ing. Cognition and Instruction 20 Blaut, J. M., and D. Stea. 1974. Mapping at the age of three. Journal of Geography 73 (7): 5-9. Blaut, J. M., D. Stea, C. Spencer, and M. Blades. 2003. Map- ping as a cultural and cognitive universal. (3): 283-321. Battersby, S. E., R. G. Golledge, and M. J. Marsh. 2006. Inci- dental learning of geospatial concepts across grade levels: Map overlay. Journal of Geography 105 (4): Annals of the Association of American Geographers 93 (1): 165-185. Bluestein, N., and L. Acredolo. 1979. Developmental changes in map-reading skills. Child development 50: 139-146. Bausmith, J. M., and G. Leinhardt. 1998. Middle-school students’ map construction: Understanding complex spatial displays. Journal of Geography 97 (3): 93-107. Bednarz, R., and J. Lee. 2011. The components of spatial thinking: Empirical evidence. Procedia Social and Behav- 691-697. Corcoran, T., F.A. Mosher, and A. Rogat. 2009. Learning progressions in science: An evidence-based approach to reform. NY: Improve- Center ment, on Continuous Teachers Instructional College—Columbia University. ioral Sciences 21: 103-107. Bednarz, S.W., S. Heffron, , and N.T. Huynh, eds. 2013. A Demirci, A., A. Karaburun, and M. Ünlü. 2013. road map for 21st century geography education: Geography Implementa- tion and effectiveness of GIS-based education research (A report from the Geography projects in secondary schools. Journal of Geography 112 Education Research Committee of the Road Map for (5): 214-228. 21st Century Ge- ography Education Project). Downs, R.M., L.S. Liben, and D.G. Daggs. 1988. On educa- tion and geographers: The role of cognitive developmental theory in geographic education. Annals 74 Harita ve Mekânsal Teknolojilerle Düşünme ve Öğrenme Araştırmaları of the Association of American Geographers 80 (1): 680700. for geography’s future. Annals of the Association of Driver, R., H. Asoko, J. Leach, P. Scott, and E. Mortimer. 1994. Hanson, S. 2004. Who are “we”? An important question Constructing scientific knowledge in the classroom. Educational researcher 23 (7): 5-12. American Geographers 94 (4): 715-722. Heffron, S. G., and R. M. Downs, eds. 2012. Geography for Life: National Geography Standards, 2nd ed. Washington, Driver, R., P. Rushworth, A. Squires, and V. WoodRobinson, eds. 2013. Making sense of secondary science: Research into children’s ideas. London: Routledge. DC: National Council for Geographic Education. Hegarty Spatial Thinking Lab. 2014. Research: Large scale Duschl, R., H. Schweingruber, and A. Shouse, eds. 2007. spatial cognition; understanding un- Modeling, certainty; Taking science to school: Learning and teaching science in chemistry. grades K-8. Washington, DC: National Academies ucsb.edu/hegarty/mary/research Press. August 2014). Gersmehl, P. J., and C. A. Gersmehl. 2007. Spatial Hegarty, display, Representations and in https://labs.psych. M., D.R. Montello, (last A.E. accessed Richardson, 26 T. thinking by young children: Neurologic evidence for Ishikawa., and K. Lovelace. 2006. Spatial abilities at early different scales: Individual differences in aptitude-test development and “educability”. Journal of Geography 106 (5): 181-191. performance and spatial-layout learning. Intelligence Gersmehl, P. J., and C. A. Gersmehl. 2009. Modes of spatial thinking. NY: New York Center for Geographic Learning. 34 (2): 151-176. Hong, J.E. 2014. Promoting teacher adoption of GIS using teacher-centered and teacher-friendly design. Journal of Gersmehl, P.J., and C.A. Gersmehl. 2006. Wanted: A Geography 13 (4): 139-150. concise list of neurologically defensible and assessable Huttenlocher, J., N. Newcombe, and M. Vasilyeva. 1999. spatial thinking skills. Research in Geography Education Spatial scaling in young children. Psychological Science 8: 5-38. 10 (5): 393-398. Golledge, R. 2002. The nature of geographic knowledge. Huynh, N. T. 2009. The role of geospatial thinking and geo- Annals of the Association of American Geographers. 92 (1): graphic skills in effective problem solving with GIS: K-16 1-14. education Golledge, R. G., ed. 1999. Wayfinding behavior: Cognitive mapping and other spatial processes. Baltimore: Johns Hopkins University Press. A geographic perspective. New York: Guilford Press. Golledge, R. G., M. J. Marsh, and S. E. Battersby. 2008a. A conceptual thinking. framework Annals of for the facilitating Association of concepts knowledge: Survey Integrated Social Science. In The Sage Handbook of GIS and Society, eds.T.L. Nyerges, H. Couclelis, and R. McMaster, 27-45. Sage Publications text- book questions from a spatial perspective: Using concepts of space, tools of representation, and with geographic Golledge, R.G., V. Dougherty, and S. Bell. 1995. Acquiring knowledge in ples, Tools, and Challenges in Spatially American educational needs. Geographical Research 46 (1): 85-98 spatial Janelle, D. G. and M. F. Goodchild. 2011. Concepts, Jo, I., and S. W. Bednarz. 2009. Evaluating geography Golledge, R.G., M. Marsh, and S. Battersby. 2008b. geospatial dissertation). geospatial Geographers 98 (2): 285-308. Matching doctoral Waterloo, ON, Canada: Wilfrid Laurier University. Princi- Golledge, R. G., and R. J. Stimson. 1997. Spatial behavior: (Unpublished versus route-based unfamiliar environments. Annals of the Association of American Geographers 85 (1): 134-158. cognitive processes to evaluate spatiality. The Journal of Geography 108 (1): 4-13. Kastens, K. A., and L.S. Liben. 2007. Eliciting selfexplana- tions Improves children’s performance on a field-based map skills task. Cognition and Instruction. 25 (1): 45-74. Kastens, K. A., and L.S. Liben. 2010. Children’s strategies Gotwals, A.W. and N.B. Songer. 2013. Validity evidence and difficulties while using a map to record locations for learning progression-based assessment items that in an out- door environment. International Research in fuse core disciplinary ideas and science practices. Geographical and Environmental Education 19 (4): 315- Journal for Research in Science Teaching 50 (5): 597-626. 340. 75 Lindsey Mohan, Audrey Mohan, David Uttal (Çeviren: Mustafa Öztürk) Kerski, J. J. 2003. The implementation and effectiveness of geographic information systems technology and methods in secondary education. Journal of Geography 102 (3): 128-137. Meyer, J. W., J. Butterick, M. Olkin, and G. Zack. 1999. GIS in the K‐12 Curriculum: A Cautionary Note. The Professional Geographer 51 (4): 571-578. Milton, A. J., and M. Alibrandi, eds. 2008. Digital Kim, M., and R. Bednarz. 2013. Effects of a GIS course on self-assessment of spatial habits of mind (SHOM). Journal of Geography 112 (4): 165-177. geography: Geospatial technologies in the social studies classroom. Charlotte, NC: Information Age Publishing. Liben, L. S. 2002. Spatial development in childhood: Mix, K. S. 1999. Similarity and numerical equivalence: Where are we now? In Blackwell handbook of childhood Ap- pearances count. Cognitive Development 14 (2): 269- cogni- tive development, ed. U. Goswami, 326-348. 297. Oxford, UK: Blackwell. Mohan, A., and L. Mohan. 2013. Spatial thinking about Liben, L. S. 2006. Education for spatial thinking. In maps: Development of concepts and skills across the early Handbook of child psychology: Vol. 4. Child psychology in school years. Report prepared for National Geographic practice, series eds. W. Damon and R. Lerner, vol eds. Education Programs. K. A. Ren- ninger and I. E. Sigel, 6th ed., 197–247. Hoboken, NJ: Wiley. space. In Spatial information theory: A theoretical basis for Liben, L. S., and R. M. Downs. 1993. Understanding person-space-map Montello, D. R. 1993. Scale and multiple psychologies of relations: Cartographic GIS, 312-321. Springer Berlin Heidelberg. and Myers, L. J., and L. S. Liben. 2008. The role of developmental perspectives. Developmental Psychology intentionality and iconicity in children’s developing 29: 739-752. comprehension Liben, L. S., and R. M. Downs. 1989. Understanding and production of cartographic symbols. Child Development 79: 668-684. maps as symbols: The development of map concepts National Research Council. 2006. Learning to think in children. In Advances in child development and spatially: GIS as a support system in the K-12 behavior, ed. H. W. Reese, vol. 22, 145-201. New York: curriculum. Washing- ton, DC: National Academies Academic Press. Press. Liben, L.S. 2008. Understanding maps: Is the purple Newcombe, N. 2007. Taking Science seriously: Straight country on the map really purple? Knowledge Quest 36 thinking about spatial sex differences. In Are sex (4): 20-30. differences Liben, L.S. 2009. The road to understanding maps. in cognition responsible and 315. American Psychological Association. Process- es Associated Reading: A Review With Navigational Perspective. The Map Professional Geographer 56 (2): 270-281. Lobben, A.K. 2007. Navigational map reading: Predicting performance and Identifying relative influence of map-relat- ed abilities. Annals of the Association of American Geogra- phers 97 (1): 64-85. Lowes, S. 2008. Mapping the world: Freehand mapping and children’s understanding of geography concepts. Research in Geography Education 10 (2): 66-100. Marsh, M. J., R.G. Golledge, and S.E. Battersby. 2007. the under- representation of women in scientific careers?, eds. S. Ceci Current Directions in Psychological Science 18 (6): 310Lobben, A. K. 2004. Tasks, Strategies, and Cognitive for W. Williams, pp. 69-77. Washington, DC: Newcombe, N. S., and A. Frick. 2010. Early education for spatial intelligence: Why, what, and how. Mind, Brain, and Education. 4 (3): 102-111. Newcombe, N.S., and J. Huttenlocher. 2000. Making space: The development of spatial representation and reasoning. Cambridge, MA: MIT Press. Piaget, J., and B. Inhelder. 1967. A Child’s Conception of Space, trans. F. J. Langdon and J. L. Lunzer. New York: Norton. Presson, C. C. 1982. Strategies in spatial reasoning. Journal of Experimental Psychology: Learning, Memory, and Cogni- tion 8: 243–251. Geo- spatial concept understanding and recognition in Rousselle, L., E. Palmers, and M. P. Noël. 2004. G6-Col- lege students: A preliminary argument for Magnitude comparison in preschoolers: What counts? minimal GIS. Annals of the Association of American Influence Geographers 97 (4): 696-712. Experimental Child Psychology 87 (1): 57-84. of perceptual variables. Journal of 76 Harita ve Mekânsal Teknolojilerle Düşünme ve Öğrenme Araştırmaları Rutland, A., D. Custance, and R. N. Campbell. 1993. The Tretter, T.R., M.G. Jones, T. Andre, A. Negishi, and J. Mi- ability of three-to four-year-old children to use a map nogue. 2006. Conceptual boundaries and distances: in a large-scale environment. Journal of Environmental Students’ and experts’ concepts of the scale of scientific Psychol- ogy 13 (4): 365-372. phenomena. Journal of Research in Science Teaching 43 Sandberg, E.H. and J. Huttenlocher. 1997. Advanced (3): 282–319. spatial skills and advance planning: Components of 6- Uttal, D. 2000. Seeing the big picture: Map use and the year-olds’ navigational map use. Presented at the devel- opment of spatial thinking. Developmental Biennial meeting of the Society for Research in Child Science 3 (3): 246-287. Development, Washing- ton, D.C. Wiegand, P. 1999. Children’s understanding of maps. Schwarz, C., B. Reiser, B. Davis, L. Kenyon, A. Acher, D. Fortus, Y. Shwartz, B. Hug, and J. Krajcik. 2009. Inter- national Research in Geographical and Environmental Education 8 (1): 66-68. Design- ing a learning progression for scientific Wiegand, P. 1999b. Bibliography in cartography and modeling: Making scientific modeling accessible and children. http://lazarus.elte.hu/ccc/bibliog/english.htm meaningful for learners. Journal for Research in Science (last accessed 26 August 2014) Teaching. 46 (6): 632-654. Wiegand, P. 2003. School students’ understanding of Shin, E. K. 2006. Using geographic information system chorop- leth maps: Evidence from collaborative (GIS) to improve fourth graders’ geographic content mapmaking using GIS. Journal of Geography 102 (6): knowledge and map skills. Journal of Geography 105 (3): 234-242. 109-120. Songer, Wiegand, P. 2006. Learning and teaching with maps. NY: N.B. and A.W. Gotwals. 2012. Guiding explanation construction by children at the entry Routledge. Winkler-Rhoades, N., S.C. Carey, and E.S Spelke. 2013. points of learning progressions. Journal of Research in Two-year-old children interpret abstract, purely Science Teaching 49 (2): 141-165. geometric maps. Developmental Science 16 (3): 365-376. Songer, N.B., B. Kelcey, and A.W. Gotwals. 2009. How and when does complex reasoning occur? Empirically driven development of a learning progression focused on complex reasoning about biodiversity. Journal of Research in Science Teaching 46 (6): 610-631. Sowden, S., D. Stea, M. Blades, C. Spencer, and J. M. Blaut. 1996. Mapping abilities of four-year-old children in York, England. Journal of Geography 95 (3): 107-111. Atıf Bilgisi / Citation Information Mohan, L., Mohan, A., Uttal, D. (2015). Research on Thinking and Learning with Maps and Geospatial Technologies [Harita ve Mekânsal Teknolojilerle Düşünme ve Öğrenme Araştırmaları] (Öztürk, M., Çevirmen), Coğrafya Eğitimi Dergisi [Turkish Journal of Geography Education], 1(2): 63-77. 77 Kitap İncelemesi Book Review Coğrafya Eğitiminde Tartışmalar [Debates in Geography Education] İnceleme: FİKRET TUNA GİRİŞ “Debates in Geography Education”, Türkçe adı ile “Coğrafya Eğitiminde Tartışmalar”, Routledge Yayınevi tarafından İngilizce olarak ilk defa 2013 yılında yayınlanmıştır. Uluslar arası Coğrafya Birliği (IGU) Coğrafya Eğitimi Komisyonu’nun coğrafya eğitimi ile ilgili olarak okunmasını tavsiye ettiği eserler listesinde yer alan kitap, içeriği ve bunları ele alış biçimi bakımından coğrafya eğitimcileri ve araştırmacılarının okuması gereken önemli eserlerden birisidir. Debates in Geography Education David Lambert ve Mark Jones (Eds.) London: Routledge, 2013 ISBN: 978-0-415-68779-9 “Debates in Geography Education”, David Lambert ve Mark Jones’un editörlüğünde toplam 25 yazarın bölüm yazarlığı ile ortaya çıkmıştır. David Lambert, İngiltere’de, Londra Üniversitesi Eğitim Enstitüsü’nde coğrafya eğitimi profesörü olarak görev yapmaktadır ve Dr. Lambert’in coğrafya eğitimi alanında çok çeşitli eserleri bulunmaktadır. Mark Jones ise yine İngiltere’de, Batı İngiltere Üniversitesi’nde coğrafya eğitimcisi olarak çalışmaktadır. Jones da coğrafya eğitimi alanındaki çeşitli araştırmalarda yer almış ve çeşitli eserlere sahiptir. Kitaba katkı sağlayan diğer yazarlara da bakıldığında, yazarların tamamının İngiltere’de görev yaptıkları görülmektedir. Bu yönüyle kitap, coğrafya eğitiminde İngiliz ekolünün bir temsilcisi niteliğindedir. Toplam 320 sayfadan oluşan kitabın bölüm yapısı incelendiğinde, kitabın üç ana bölüm içerisinde yer alan toplam 23 bölümden oluştuğu görülmektedir. Kitabın ana bölümleri sırasıyla I- politika tartışmaları, IIsınıf tartışmaları ve III- konu tartışmalarıdır. Politika tartışmaları 3, sınıf tartışmaları 16 ve sınıf tartışmaları ise 4 bölüm içermektedir. DEĞERLENDİRME Fikret TUNA, Doç. Dr., Fatih Üniversitesi, Coğrafya Bölümü, İstanbul, [email protected] Kitabın 1. bölümü (birinci ana bölüm içindeki ilk bölüm), “ilkokul müfredatında coğrafyanın yeri nedir?” başlığını taşımaktadır. Bu bölümde; genel olarak ilkokul müfredatında coğrafyanın statüsünün ve doğasının ne olduğu farklı branşlarla karşılaştırılarak ele alınmış ve bununla birlikte coğrafya eğitiminin ilkokul eğitimine katkıları üzerinde durulmuştur. Bölümde savunulan en temel düşünce “iyi bir coğrafya eğitiminin ilkokuldan başladığı”dır. Bu nedenle, iyi bir coğrafya Coğrafya Eğitimi Dergisi – Turkish Journal of Geography Education, 1(2): 78-81. ISSN: 2149-522X, ©2015 Coğrafyacılar Derneği – Turkish Association of Geographers 78 Fikret TUNA eğitimi için sınıf öğretmenlerinin coğrafya bilgi düzeylerinin iyi olması gerektiği savunulmaktadır. 2. bölümün başlığı “key stage 3 ne için var?”dır. İngiliz eğitim sisteminde 11-14 yaş arası öğrencilerin yer aldığı aşama olan “key stage 3” bu bölümde kapsamlı bir biçimde incelenmiştir. Bölümde ortaya konulmak istenen ana amaç ise “bu aşamadaki etkili bir coğrafya eğitimi için müfredat geliştirmede nelere dikkat edilmesi gerektiği”dir. Bölümde, bu amaç doğrultusunda, müfredatın etkileri, başarı, öğretim ve müfredat gibi alt başlıklara yer verilmiştir. 3. bölümün başlığı ise “post-14 eğitimde coğrafyanın yeri nedir?”dir. Post-14 eğitimde coğrafyanın yerine cevap aranmaya çalışılan bölümde yer alan alt başlıklardan bazıları çağdaş bakış açıları, tarihi bakış açıları ile ulusal müfredat ve sonrasıdır. 4. bölüm olan “Coğrafyada bilgiyi oluşturan nedir?” başlıklı bölüm, aynı zamanda ikinci ana bölüm olan “sınıf tartışmaları”nın ilk bölümünü oluşturmaktadır. Bu bölümde genel olarak bilgi ve coğrafya müfredatı arasındaki ilişkiler üzerinde durulmuştur. Ayrıca, bilginin nasıl kavramsallaştırılabileceği detaylı bir biçimde irdelenmiş ve 21. yüzyılın en uygun coğrafya müfredatının epistemolojik temelleri kapsamlı bir biçimde tartışılmıştır. 5. bölümün başlığını “okul coğrafyasında kavramsal gelişimi nasıl anlarız?” oluşturmuştur. Bu bölümde genel olarak, “anahtar kavramların neler olduğu ve bunların coğrafya eğitimine nasıl katkı sağladıkları” detaylı bir biçimde ele alınmıştır. Ayrıca, anahtar kavramların olmaması halinde müfredatta ne gibi eksikliklerin olacağı üzerinde durulmuştur. Bölümde yer alan alt başlıklardan bazıları; hiyerarşik kavramlar, örgütsel kavramlar, gelişimsel kavramlar, anlamayı inşa etmek için kavramlardan yararlanma ve coğrafi kavramlardır. 6. bölümün başlığı “fiziki coğrafyanın doğru yeri neresidir?”dir. Bu bölümün temel amacını ise; “fiziki coğrafyanın, coğrafya müfredatındaki yerinin ve kapsamının tespiti” oluşturmuştur. Yazar, bölümü kaleme almadaki amacının fiziki coğrafya için en akılcı yeri bulma olduğunu ifade etmiş ve genel olarak şu sorulara cevaplar aramıştır: coğrafyada hangi bilgi türleri bulunmaktadır? bunlardan hangileri müfredattaki fiziki coğrafya kazanım ve yaklaşımlarını etkilemektedir? fiziki coğrafya temel ders olarak tanımlanabilir mi? fiziki coğrafya yaklaşımları bilimsel müfredatın bir parçası olmalı mıdır? fiziki coğrafya her zaman mevcut anlayışlarla mı öğretilmelidir? Ayrıca bölümün sonuç başlığı altında yer alan en önemli tespitlerden birisi “okul coğrafyası fiziki coğrafya olmadan var olamaz” olmuştur. 7. bölümün başlığı “coğrafyada sorgulama yaklaşımına ne oldu?”dur. Bölümde genel olarak; sorgulama yaklaşımının öğrenme yaklaşımları, özellikle de yapılandırmacılık ile bağı, öğrencilerin kendi öğrenme süreçleri içerisinde aktif birer katılımcı olmalarının önemi, öğrencinin aktif katılımcı olması için öğretmenin yapması gerekenler ele alınmıştır. Ayrıca, pedagojinin ne olduğu ile teoriden pratiğe coğrafi sorgulama eksikliğinin nedenleri ve sonuçları üzerinde durulmuş ve ders yapısı, değerlendirme, beceriler, yeterlilikler ve bilgiler irdelenmiştir. 8. bölümün başlığını ise “coğrafyada kişiselleştirilmiş öğrenme nedir?” oluşturmuştur. Başlıktan da anlaşılacağı üzere bu bölümde kişiselleştirilmiş öğrenme üzerinde durulmuştur. Bölümde; okullar, müfredat ve pedagoji, “tüm öğrencileri aynı özelliklere sahip bireyler olarak kabul eden yanlış bir anlayışın temsilcileri” olarak görülmekte ve bu yanlışlığın bireyselleştirilmiş öğrenme ile çözülebileceği savunulmaktadır. Bu düşünceden yola çıkarak, coğrafyada kişiselleştirilmiş öğrenmenin nasıl olması gerektiğine kapsamlı bir biçimde yer verilmektedir. 9. bölümün başlığı “müfredat nerede oluşturulur?”dur. Oldukça felsefik bir temel ile yazılmış olan bölümde; coğrafya müfredatının nereden kaynaklandığı ve nasıl oluşturulduğu, müfredatın doğası ve bunu etkileyen faktörler ile müfredat yapımının tarihsel ve mevcut bağlamı gibi konulara yer verilmiştir. 10. bölümün başlığı ise “değerlendirmeyi coğrafyada gelişime nasıl bağlayabiliriz?”dir. Bu bölümde genel olarak “değerlendirme ve coğrafya eğitimi arasındaki ilişkiler” irdelenmiştir. Bu amaçla, bölümde yer verilen başlıklar ise; coğrafyada süreci değerlendirme, değerlendirmeyi öğrenme ve öğretmeye entegre etme ve amaca uygunluk olmuştur. 11. bölümün başlığını “coğrafyayı sınamak: okullarda ve üniversitelerde hangi coğrafya sınanıyor?” oluşturmuştur. Bölümde, coğrafyada değerlendirme süreci ile ilgili oldukça kapsamlı değerlendirmelere yer verilmiştir. Bu bölümde yer alan başlıklardan bazıları kimin coğrafyası, hangi içerik, değişen paradigmalar ve yaklaşımlar ve pedagojinin etkisidir. 12. bölümün başlığı ise “coğrafya müfredatında becerilerin kazanılması nasıl ifade ediliyor?”dur. Bölümde genel olarak coğrafya eğitiminde beceriler ele alınmıştır ve beceriler nedir?, coğrafya müfredatında becerilerin yeri ve bilgiye karşılık beceriler – bu gerekli bir tartışma mı? gibi başlıklar yer almıştır. 79 Debates in Geography Education / Coğrafya Eğitiminde Tartışmalar [Kitap İncelemesi] 13. bölümün başlığı “saha çalışmasının okul coğrafyasına katkısı nedir?”dir. Bölümde genel olarak saha çalışmalarının coğrafya eğitimindeki yeri ve önemi ele alınmış ve aşağıdaki sorulara cevaplar aranmıştır: Coğrafyacılar, öğrencileri neden okul dışına, caddelere ve sahaya çıkarmak istiyorlar? Okul dışına çıktıklarında öğrencilerden ne yapmalarını istiyorlar? Öğrencilerin geriye ne ile dönmeleri isteniyor? Saha çalışması coğrafya eğitiminde olumlu bir etkiye sahip midir? Bu soruları cevaplamak amacıyla bölümde yer alan başlıklardan bazıları ise; saha çalışmasının amacı, saha çalışması yaklaşımları ve saha çalışmasının faydaları olmuştur. Sonuç olarak bu bölümde, saha çalışmalarının coğrafya eğitiminin çok önemli ve zenginleştirici bir öğesi olduğu, çok çeşitli faydalar sağladığı ancak bu faydaların dikkatli ve özenli bir planlama ve uygulama ile mümkün olacağı vurgulanmıştır. 14. bölümün başlığı “coğrafya öğretimi ve öğretmenleri üzerinde teknolojinin nasıl bir etkisi olmuştur?”dur. Bölümün giriş bölümünde bugün coğrafya dersliklerinin büyük çoğunluğunda bilgisayar ve tablet gibi teknolojik araçların bulunduğu ve bunların da internet aracılığıyla sınıfı dünyaya bağladığı belirtilmekte ve bölüm içerisinde, sınıflarda hangi teknolojilerin ne oranda kullanıldığına ve bunların öğretmen ve öğrenciler üzerindeki etkilerine cevaplar aranmaktadır. Bölümde yer alan başlıklardan bazıları ise; coğrafyada dijital teknolojilerin kullanımı, coğrafyada dijital teknolojilerin kullanımının zorlukları, öğretmenlerin mesleki gelişimi ve teknoloji kullanımı ve öğretmenlerin dijital teknoloji kullanımı gelecekte nasıl gelişecek? olmuştur. 15. bölümün başlığı “coğrafi bilgi – nasıl kullanılabilir?”dir. Bu bölümde, Coğrafi Bilgi Sistemleri’nin (CBS) coğrafya eğitiminde kullanımı coğrafi bilgi ile birlikte ele alınarak incelenmiş ve CBS’nin eğitim açısından değeri, öğretmenin rolü, zorluklar ve müfredat ile ilişkilere cevaplar aranmıştır. Bölümde ortaya çıkan en önemli sonuçlardan birisi “CBS’nin coğrafya eğitiminde etkili bir biçimde kullanılmasının öğrencilerin coğrafi bakış açılarının gelişimine katkı sağlayacağı”dır. 16. bölümün başlığını “coğrafya istihdama nasıl katkı sağlar?” oluşturmuştur. Bölümde yer alan başlıklar; coğrafya ve istihdam, coğrafya ve mesleki programlar ve uygulamalı coğrafya’dır. Bu başlıklar altında coğrafyacıların kimler olduğu ve ne yaptıkları gibi sorulara cevaplar aranmıştır. 17. bölümün başlığı “amaca uygun okul coğrafyasında ihtilaflı konularla nasıl başa çıkabiliriz?”dir. Bölümde yer alan başlıklar ise; coğrafya eğitiminde ihtilaflı konular nelerdir?, okul coğrafyasının amacı nedir?, coğrafya sınıfında ihtilaflı konularla karşılaşma ve coğrafya ve değerler eğitimidir. 18. bölümün başlığı ise “coğrafya küresel öğrenmeye nasıl katkı sağlar?”dır. Bölümde küresel kelimesinin anlamı, küresel öğrenmenin temelleri ve küresel öğrenmeye coğrafyanın katkısına cevaplar bulunmaya çalışılmıştır. Bölümde yer verilen sonuçlardan bazıları şunlardır: Coğrafya, eğitime küresel bir boyut kazandırmakta ve sınırları ortadan kaldırmaktadır. Coğrafya, öğrencilerin küresel problemleri tanımalarını sağlamaktadır. Coğrafya, farklı mekânlardaki insanların deneyimlerini sınıfa getirmektedir. Coğrafya, öğrencilerin farklı bakış açılarını görmelerini sağlamaktadır. 19. bölüm, kitabın ikinci ana bölümünün son bölümüdür. Bu bölümün başlığını “sürdürülebilir kalkınma için eğitimin coğrafya eğitimi ile bağı nedir?” oluşturmuştur. Bölümde yer alan başlıklar; sürdürülebilir kalkınma nedir?, sürdürülebilir kalkınma eğitimi nedir?, sürdürülebilir kalkınma eğitiminin müfredattaki yeri nedir?, sürdürülebilir kalkınma eğitimi ile coğrafya arasındaki ilişki nedir? olmuştur. 20. bölüm olan “coğrafi düşünme ile neyi kastediyoruz?”, üçüncü ana bölüm olan “konu tartışmaları”nın ilk bölümüdür. Bu bölümde genel olarak coğrafi olarak düşünmenin anlamı üzerine çok çeşitli cevaplar aranmıştır. Bu bölümde yer alan başlıklardan bazıları; coğrafi bilgi, görmenin bir yolu, entegre bir yaklaşım, modern bir coğrafya ve farklı bir bakış: günlük hayata dönüş’tür. 21. bölümün başlığı “coğrafya değişen zamana nasıl ayak uydurmaktadır?”dır. Bölümde, yazarın ifadesi ile “son yarım yüzyılda coğrafyanın geçirdiği değişim” akademik ve okul bakış açılarından tartışılmaktadır. Yazar, coğrafyanın değiştiğini, değişmeye devam ettiğini ve toplumdaki değişime bağlı olarak gelecekte de değişmeye devam edeceğini ifade etmektedir. Bölümde yer alan başlıklardan bazıları coğrafya ve okul coğrafyasının değişen doğası ve değişen topluma değişen coğrafyadır. 22. bölümün başlığı “coğrafya ‘ayrım’ı aşabilecek mi?”dir. Bölümde genel olarak, üniversite ve okul coğrafyası arasında bir ayrım olduğu ve mesleklerine yeni başlayan öğretmenlerin bunu çok açık bir biçimde gördükleri üzerinde durularak, bunun bir sorun teşkil ettiği ve ayrımın kapatılması gerektiği savunulmuştur. 80 Fikret TUNA Kitabın son bölümü olan 23. bölümün başlığı ise “kavram oluşturma ve coğrafya öğrenmede gelişim hakkında ne biliyoruz?” dur. Bölümde cevap aranan sorular ise genel olarak, coğrafyada gelişme nedir?, gelişimden bahsedebilmek için öğrencilerde neler değişmelidir? ve öğrenciler coğrafyada daha iyi olmak için neler yapmalılar?’dır. SONUÇ “Debates in Geography Education”, Türkçe adı ile “Coğrafya Eğitiminde Tartışmalar”, coğrafya eğitimi alanında yazılmış oldukça kapsamlı eserlerden birisidir. Zira içerisinde yer alan 23 farklı bölümde kitap; coğrafyada müfredat, bilgi, kavram ve beceriler, düşünme, değerlendirme, teknoloji ve CBS kullanımı gibi çok çeşitli konulara yer vermiştir. Bu yönüyle, kitap mesleki gelişim amaçlı olarak okuma yapmak isteyen coğrafya eğitimcileri ve alanda çalışan coğrafya araştırmacıları tarafından okunmalıdır. Okuyuculara yol göstermesi açısından kitapta yer alan konuları aşağıdaki gibi listelemek mümkündür: İlkokullarda coğrafyanın yeri Ortaokullarda coğrafyanın yeri Liselerde coğrafyanın yeri Üniversitelerde coğrafyanın yeri Coğrafi bilgi Coğrafi beceriler Coğrafi düşünme Coğrafi sorgulama Coğrafyada kavramsal gelişim Coğrafyada müfredat geliştirme Coğrafya ve küresel öğrenme Coğrafyada kişiselleştirilmiş öğrenme Coğrafyada değerlendirme Coğrafyada saha çalışması Coğrafyada teknoloji ve CBS kullanımı Coğrafyada ihtilaflı konular Coğrafya ve sürdürülebilir kalkınma Coğrafyada fiziki coğrafyanın yeri ve önemi Coğrafya ve istihdam Coğrafya ve değişim Ancak, yukarıda yer alan konuların tamamı kitap içerisinde doğrudan bu başlıklar ile yer almamaktadır. Bu nedenle, okuyucunun tüm başlıkları dikkatle inceleyerek uygun bölümü bulması gerekmektedir. Ayrıca, kitap genel olarak ağır bir dille, derin bir akademik üslupla yazılmıştır. Bu durum, kitabın yaygın bir biçimde kullanılması açısından önemli bir dezavantaj olabilecektir. Atıf Bilgisi / Citation Information Tuna, F. (2015). Coğrafya Eğitiminde Tartışmalar [Kitap İncelemesi: Debates in Geography Education], Coğrafya Eğitimi Dergisi [Turkish Journal of Geography Education], 1(2): 78-81. 81
Benzer belgeler
A General Look at the History of Geography Education in the United
Audrey Mohan and David Uttal, from a recently
published book by AAG's National Center for Research
in Geography Education was translated by Mustafa
Öztürk. It provides a good analysis of current li...
Tam Metni İndir - Coğrafyacılar Derneği
verinin haritalanmasını öğrenmek demektir. Amerika
Birleşik Devletleri'nin Ulusal Coğrafya Standartları'nda
belirtildiği gibi coğrafya eğitimi almış bir kişi dünyayı
mekânsal olarak görür. Coğrafya...