Baskı önizleme - Eğitim Bilim Toplum
Transkript
Baskı önizleme - Eğitim Bilim Toplum
ÇEVĈRĈ MAKALE TOPLUMSAL CİNSİYET, EĞİTİM VE DÖNÜŞTÜRÜCÜ BİLGİNİN OLANAKLILIĞI* Gender, Education and Possibility of Transformative Knowledge Nelly P. Stromquist** Çeviren: Esra Karataş*** Düzelti: Fevziye Sayılan**** 94 Öz Günümüzde küresel politikalar, kadnlarn örgün eùitime daha fazla eriüimini teüvik etmektedir, ancak toplumsal cinsiyet iliükilerinin deùiütirilmesi için asl olan müfredat ve okul pratikleri meselelerini göz ard etmektedir. Bu makale bütünsel bir yaklaümla, eùitimin vaatleri ile dönüütürücü bilgiye saùladù gerçek katky karülaütrmaktadr. Makalede, eùitimin yakn geçmiüte yaüanan geliümelerle birlikte karülaütù saysz engele, özellikle de küreselleümenin güçsüzleütirilen ulus-devletleri sosyal adaleti saùlamaya yönelik çabalarndan sürekli alkoyan ve giderek artan basklarna raùmen, umut vaat eden bir mekanizma olarak kabul edilmeye devam edilmesinin nedeni incelenmektedir. Kadn ve feminist hareketler arasnda kir birliùinin bulunmamas, öùretmen yetiütirme programlarn deùiütirmeye yönelik çabalara ve alternatif eùitim konusunda kadn sivil toplum örgütlerinin çalümalarna yönelik snrl ilgi, dönüütürücü bilginin elde edilmesi baùlamnda üzerinde durulmas gereken ana unsurlar olarak belirlenmiütir Anahtar Sözcükler: Toplumsal deùiüme, toplumsal cinsiyet, politika, yeniden bölüüüm, sivil toplum örgütleri, devlet. * Stromquist, N.P. (2006) “Gender, education and possibility of transformative knowledge,” Compare: A Journal of Comparative and International Education. 36: 2, pp 145-161. ** Nelly P. Stromquist. Southern California Üniversitesi, ABD *** Ankara Üniversitesi, Eùitim Bilimleri Enstitüsü, Halk Eùitimi Bölümü doktora öùrencisi **** Ankara Üniversitesi, Eùitim Bilimleri Fakültesi, Yaüamboyu Öùrenme ve Yetiükin Eùitimi Bölümü, Dr. / [email protected] Eùitim Bilim Toplum Dergisi / Cilt:8 Say:29 Kü: 2009 / 2010 Sayfa: 94-116 Education Science Society Journal / Volume:8 Issue:29 Winter: 2009 / 2010 Page: 94-116 EBT_29.indd 94 10/19/11 3:42 PM Nelly P. Stromquist Giriü Çaùdaü küresel dünyada eùitim, geliümekte olan ‘bilgi toplumunun’ ana unsuru olarak kabul edilmektedir. Eùitim, farkl toplumsal gruplar, özellikle de kadn ve erkekler arasnda eüitliùin saùlanmasnda temel araç olarak görülmektedir. Geliümekte olan ülkelerdeki kamu politikalar üzerinde önemli ölçüde etkili olan Dünya Bankas gibi uluslararas kuruluülar, ‘eùitimin birçok insann hayat boyunca sahip olacaù en önemli üretim deùeri’ olduùu konusunda bizleri ikna etmeye çalümaktadr (Perry ve diùerleri, 2003: 26). Bununla birlikte, Dünya Bankasnn perspektine karü olan toplumsal eleütiriler, saùlk ve eùitim hizmetlerine eriüimin ve bu hizmetlerin niteliùinin, toplumsal içermeyi saùlayan temel yollar olduùunu ileri sürerek Dünya Bankas ile benzer bir yaklaüm sergilemektedir. Eùitim, ekonomik ve toplumsal geliüme için bu denli önemli bir araç ise, kamu politikalarnn eùitimi, herkes için eriüilebilir klmas, yüksek nitelikte eùitim hizmeti saùlamas ve sadece temel eùitim düzeyinde deùil, ayn zamanda orta ve yükseköùretimi de içeren her düzeydeki eùitimi adil bir üekilde düzenlemesi beklenir. Buna raùmen, eùitime eriüimin saùlanmas ve eùitimin niteliùi açsndan daha karmaük ve çeliükili bir ampirik tablo ile karü karüyayz. 95 Hem uluslararas örgütler, özellikle de Birleümiü Milletler (BM), hem de birçok ülkeden sivil toplum örgütü, kadnlara örgün eùitime ulaümas için daha çok frsat verilmesi gerektiùini güçlü bir üekilde savunmaktadr. Bu savunma, çoùu kez eùitimin her düzeyine eriüim konusunda toplumsal cinsiyet eüitsizliùinin azaltlmas yönündedir. Farkl dönemlerde oluüturulan istatistiksel veriler, birçok ülkede eùitimi yaygnlaütrma çabalarnda ilerleme kaydedildiùini göstermektedir. Geliümekte olan tüm ülkelerdeki temel eùitimde erkek çocuklarnn okula kayt olma oranlar artü gösterirken, kzlarn okullulaümasnda daha büyük bir artü görülmektedir (Lloyd, 2005). Latin Amerika ve Karayipler’deki baz ülkelerde ilk ve orta öùretimde toplumsal cinsiyet eüitliùine ulaülmütr. Ancak diùer bölgelerde kadn ve erkekler arasnda halen farklkllar vardr ve bu eüitsizlikler özellikle yükseköùretimde daha belirgindir (Lloyd, 2005). Geliümekte olan ülkelerdeki krsal nüfus kentsel nüfusa göre eùitimden daha az yararlanmakta ve yoksul ve etnik aznlklardan ailelelerin kzlar, ayn üartlardaki erkek çocuklarna göre eùitime eriüim konusunda daha büyük engeller ile karülaümaktadr. Hükümetler eùitime eriüimi artrmaya çalürken, baz temel gerçekleri önemsenmemekte, hatta inkar edilmektedir. Bu temel gerçeklerden biri de, EBT_29.indd 95 10/19/11 3:42 PM Toplumsal Cinsiyet, Eùitim ve Dönüütürücü Bilginin Olanakllù 96 devletin kadna karü tarafsz olmadù gerçeùidir (Pateman, 1988; Phillips, 1998). Çaùdaü dünyada, devletin kadnlar tamamen özerk yurttaülar olarak tanmasndan çok, bakm iüinin öznesi olarak görmesi, kendisi için avantajl bir durum yaratmaktadr. Günümüzde artk insan haklarn inkar etmek oldukça zor olduùundan, bu haklar istenmeyerek de olsa kadnlara da saùlanmaktadr. Ancak, kadnlara saùlanan haklar, mevcut kadnlk ve erkeklik tanmlarn deùiütirmemektedir. Bu haklar çoùunlukla devletin düzenlemelerini/uyum sürecini ifade etmektedir; devlet görünüüte kadnlarn taleplerine cevap verse de, bunu çok seçici bir biçimde yapmaktadr. Devlet politikalar, daha çok kadnlarn refah ve sosyal güvenlik taleplerini yanstma eùilimindedir, ancak sonuçta daha önemli konular olan özerklik ve toplumsal cinsiyet çerçevelerinin yeniden tanmlanmas konularna el atmamaktadr (bu konuda Avrupa ülkelerinin performans ile ilgili olarak baknz: Singh, 1998). úkinci gerçek, paradoksal olarak eùitimin en büyük gücünü az bulunur olma özelliùinden almasdr. Herkes ileri eùitim düzeyine ulaüabilir mi, örneùin doktora derecesine sahip olmak, ayn iü için yarüan çok sayda adayn saysn azaltarak, doktorallara mali bir dönüt saùlasa da, muhtemelen daha eùitimli bir toplum yaratlmasna da yarar. Üçüncü gerçek ise, eùitimin saùladù birtakm avantajlar nedeniyle yoùun üekilde rekabetin yaüandù bir alan olmasdr. Günümüzde rekabet ise, eùitime eriüimden çok, kalite ve prestij için mücadele etmek anlamna gelmektedir. Okullulaüma ve evlilik yaü konusunda kar-koca arasndaki eüitsizlikte zaman içerisinde azalmalar olduùu görülmüütür. Bu durum hane içi güç dengesinde bir iyileüme meydana geldiùini göstermektedir. Ancak miras kanunlar, ücret farkllklar ve birikmiü malvarlù nedeniyle evlilikte erkekler, kadnlara göre daha fazla mal varlùna sahip olmaya devam etmektedir (Bangladeü, Filipinler, Meksika, Guatemala, Etiyopya ve Güney Afrika’ya ait veriler için bak Quisumbing & Hallman, 2003). Dünya genelinde, kadnlar halen yüksek düzeydeki yönetsel ve siyasi konumlarda yeterli düzeyde temsil edilmemektedir. Erkeklerden ortalama olarak yedi yl daha fazla yaüamalarna raùmen, kadnlarn milli gelirden aldklar pay düüüktür (1). Sanayileümiü ülkelerde kadnlar, erkeùin kazandùnn ortalama olarak % 77’sini, geliümekte olan ülkelerde ise, ortalama olarak % 73’ünü kazanmaktadr. Kamusal alandaki güçsüz konumlarnn yannda, kadnlar özel alanda da ikincil konumlarda yer almaktadr. Kadnlar çoùu kez korunmasz ya da güvenli olmayan cinsel iliükiye girmeyi reddetme haklarn etkili bir üekilde savunamayarak, cinsel iliükilerde de edilgen davranmaya devam etmekte ve bu davranü özellikle Afrika’da AIDS nedeniyle kadn ölümlerinin artmasna neden olmaktadr. Çok saydaki eùitim göstergesi, okullulaüma konusunda elde edilen EBT_29.indd 96 10/19/11 3:42 PM Nelly P. Stromquist ilerlemenin kadnlarn koüullarn deùiütirmek için yeterli olmadùn ortaya koymaktadr. Eùitim göstergelerinin neredeyse toplumsal cinsiyet eüitliùini yansttù Latin Amerika’da, kentsel alanlarda bu fark azalmasna raùmen, kadnlar erkeklerden oldukça az kazanmakta, yerli ve siyah kadnlar en düüük ücreti almaktadr (Perry ve diùerleri, 2003). Bu durum toplumsal cinsiyet eüitsizliklerini üreten baz toplumsal etmenlerin, eùitim hizmeti saùlayarak iyileütirilemediùini göstermektedir (Unterhalter & Dutt, 2001). Bu çalüma, son geliümeler üùnda örgün eùitimin bir toplumsal deùiüim arac olarak sunulmasn sorgulamaktadr. Makale, eùitimin özgürleütirici potansiyeli ile gerçek durumu karülaütrmakta ve dönüütürücü bilgiye iliükin mevcut tartümalar vurgulamaktadr. Daha sonra, hala var olan baz önemli alanlarn yeni kolektif kimliklerin geliütirilmesi için nasl üretken bir zemin sunabileceùi tartülmaktadr. Belirli yorumlar destekleyen somut veri ve örnekler esas olarak Latin Amerika’dan elde edilmiütir. Eùitim Politikalarnda Toplumsal Cinsiyet úlk olarak Jomtien Konferansnda (1990) belirlenen ve daha sonra Dakar konferansnda (2000) yeniden vurgulanan Herkes için Eùitim (Education for All) inisiyatinde belirtildiùi üzere, mevcut uluslararas kararlar ilköùretim düzeyinde eùitime eriüimin, öùrenmenin ve okullaümann güvence altna alnmasn desteklemektedir. Bu kararlar, nitelikli eùitimin de önemini vurgulamaktadr. 2000 ylnda BM’ye üye ülkeler tarafndan oy çokluùu ile kabul edilen Milenyum Kalknma Hedeeri (Millennium Development Goals), temel eùitim düzeyde herkese eùitim saùlanmas ve okullarda cinsiyet ayrmnn ortadan kaldrlmas gerektiùini vurgulamaktadr (UN, 2000) (2). 97 Bu kararlar uygulamada, hedeeri gerçekleütirmek için birlikte hareket etmesi beklenen geliümekte olan ve geliümiü ülkelerin hükümetlerinin ve nans kurumlarnn elinde vitrin süsünden baüka bir üey deùildir. Birçok hükümet ve kuruluü, üçlü hedef olan eriüim, öùrenme ve tamamlama hedeerini yerine getirmek için bütçesinden yeterli miktarda pay ayrmamaktadr. Öùretmenlerin maaülar zaman içerisinde artrlmak yerine azaltlmütr. Yerelleümeyi saùlamaya dönük önlemler çoùunlukla hükümet desteùini azaltmaya ve giderek daha çok ebeveynlerin mali katklarna baùml olmaya yol açmaktadr. Aùrlkl olarak krsal alanlar ve aznlk gruplarn kapsayan en güçsüz gruplara hizmet etme çabalar yetersizdir ve bu çabalar her zamanki gibi ihtiyaç duyan kesimlerin çok küçük bir bölümüne ulaümaktadr. EBT_29.indd 97 10/19/11 3:42 PM Toplumsal Cinsiyet, Eùitim ve Dönüütürücü Bilginin Olanakllù Kzlar, eùitimin genel olarak yaygnlaütrlmasndan faydalanmülardr. Ancak, tela edici önlemler özellikle kzlar üzerine nadiren eùilmiütir; Meksika, Bangladeü ve Malavi’deki kzlarn eùitimini sürdürmesi için aile yardm veya özel cep harçlù saùlayan birkaç program istisnadr. Ayrca eùitimin yaygnlaümas ile birlikte, eùitimin içeriùinin, yani müfredatn deùiütirilmesine ya da öùretmenlerin toplumsal cinsiyete duyarl eùitim konusunda yetiütirilmelerine yönelik çaba sarf edilmediùi görülmektedir. Eùitimde nitelik tartümas, okuma ve matematik derslerinde uygulanan standart testlerdeki performans üzerine yoùunlaümakta, yurttaülk haklar ve görevleri ile toplumdaki bask ve çatüma konularndan kaçnmaktadr. Diùer taraftan, eùitimin yeni kir ve düüünceleri yayma konusundaki potansiyeli asla görmezden gelinmemelidir. Aslnda, eùitim diùer kurumlar arasnda karü mesajlarn üretilmesi ve yaylmas konusunda en büyük frsat sunan kurum özelliùini taümaktadr. 98 Eùitime eriüim ve eùitimi tamamlama mücadelesinde, bilginin içeriùi konusu bir kenara braklmütr. Birçok geliümekte olan ülkede feminist harekette yer alan kadnlar dahi okula eriüimi birincil ve eùitimin tek hede olarak görmektedir. Eùitime eriüim önemli bir faktördür, ancak kadnlar ile erkekler arasnda eùitim açsndan ve mesleki açdan eüitlik saùlamak için daha fazla üey yaplmaldr. Eriüimin ötesine geçerek müfredattaki geleneksel deùer ve mesajlar düzeltmek ve sürekli olarak toplumsal cinsiyete dayal beklentileri yeniden üreten öùretmen, müdür ve öùrencilerin okullardaki eylemlerini deùiütirmek gereklidir. Toplumsal cinsiyet kimliklerinin üretiminde okuldaki yaüantlar önemlidir, bu nedenle okul deneyimi okullarn düzeltilmesini hedeeyen eùitim politikalarnn bir parças olmaldr. Eleütirel pedagoji, öùrencilerin cinsiyetlendirilmiü statükoyu hem destekleyen hem de karü duran davranülar hakknda farkndalk yaratarak katk saùlamütr. Karü duruü ve muhalefet hareketi okullardaki öùrenciler (kz ve erkek öùrencilerin her ikisi) arasnda gerçekleüebilir (Apple, 1996; McLaren, 1995; Giroux & McLaren, 1989). Ancak, bu hareketlerin okullardaki egemen gündelik pratikler ile karülaütrldùnda henüz kayda deùer olmadù gerçeùi de kabul edilmelidir. Bilginin Yeniden Üretim Alan Olarak Eùitim Eùitim herkes tarafndan paylaülan olumlu bir deùere sahiptir. Dolaysyla, çok az insan okullar eüit olmayan toplumsal cinsiyet konumlarn koruyan kurumlar olarak görmek istemektedir ya da görebilmektedir. Connell (1996), kurumlarn toplumsal cinsiyet rejimlerine vurgu yaparken, bu sistemlerin EBT_29.indd 98 10/19/11 3:42 PM Nelly P. Stromquist yapsal düzenlemeler ve gündelik pratikler ile kzlar ve kadnlar için baskc ideolojileri yeniden üretmekte olduùunu ifade etmektedir. Okullar bu tip sistemleri açkça yaplandrr. Bu sistemler cinsiyete dayal iü bölümünü uygulamaktadr: kadnlar genellikle alt düzeyde öùretmenlik yapmakta, erkekler üst düzeyde yönetici olarak yer almakta ve kadnlar daha çok beüeri ve sosyal bilimler alanlarnda öùretmenlik yaparken, erkekler matematik ve fen bilimleri alannda öùretmenlik yapmaktadr. Günlük etkileüimlerinde, okuldaki genç ve yetiükinler birbirleri ile tezat oluüturan erkeklik ve kadnlk düavurumlaryla ve davranülaryla karülaürlar ve tipik olarak bunlar kabul ederler (Eisenstein, 1993). Otorite modelleri, erkeùin doùal olarak kontrol ve yönetme özelliùine doùuütan sahip olduùu zihniyetini besler. Disiplin, spor, akran kültürü ve baz toplumsal cinsiyete göre ayrümü derslerdeki eril uygulamalar, öùrenciler ve öùretmenlere erkek çocuklar ve erkeklerin, kz çocuklar ve kadnlara göre birçok açdan üstün olduùunu bildirir (Connell, 1996). Okuldaki saysz toplumsal cinsiyet kodu, aile ve toplum içerisinde hangi toplumsal cinsiyet davranünn uygun olduùunun yeniden kavramsallaütrlmasna hizmet eder ve onu eùitim ortamndaki uygun akademik ve toplumsal eylemlere dönüütürür. Öùretmenlerin toplumsal cinsiyet rolleri ile ilgili kiüisel ideolojileri, onlarn cinsiyetçi olmayan ya da cinsiyetçilik karüt materyal kullanma isteklerini belirleyen ana faktördür. Dolaysyla toplumsal cinsiyet konusunda eùitilmemiü öùretmenler, genellikle geleneksel kadnlk ve erkeklik krini yeniden üretirler (Streitmatter, 1994). Diùer bir deyiüle, okullar sadece biliüsel deùil, ayn zamanda kültürel, ideolojik ve duygusal çktlar da yeniden üretmektedir. Feminist perspektiften bakldùnda, akademik baüar ile cinsellik, toplumsal cinsiyet kimliùi ve ergenlik söyleminin cinsiyetlendirilmiü yönleri ile eril ve diüil davranülarn alt-kültürel normlar gibi okul ortamn sarmalayan cinsiyetlendirilmiü pratikleri içeren okul bilgisini birbirinden ayrt etmek zordur (Abraham, 1995). 99 Kadnlk ve erkekliùin ideolojik inüasnda zamanla deùiüimler meydana gelmiütir (3). Ancak, erkekleri kollayan bir rasyonalite hüküm sürmektedir ve dolaysyla yönetsel rollerde eùitim alanndaki liderlerin çoùunluùunu erkekler oluüturmaktadr. Okul örgütlenmeleri ve okullardaki bilgi süreçleri, egemen toplumsal snf ve toplumsal cinsiyet ayrmnn yeniden üretilmesini engellemek açsndan yeterince eleütirel olmayan ortamlar yaratmaktadr. úronik olarak, yetiükinler –eùitimciler ya da ebeveynler-, okullarn yarattù toplumsal cinsiyet rejimlerinin etkisiyle çoùunlukla çaküan cinsiyetçi alt-kültürlerin yaratlmasnda akran gruplarnn oldukça etkili rolünü kabullenmeyerek okullarn topyekün iüleyiüini reddetmektedirler. EBT_29.indd 99 10/19/11 3:42 PM Toplumsal Cinsiyet, Eùitim ve Dönüütürücü Bilginin Olanakllù Dönüütürücü Öùrenme úhtiyac Örgün eùitim toplumun cinsiyetlendirilmiü özelliùine karü koymaktan çok, onu pekiütiren bilgileri saùlamaktadr. Bununla birlikte, kadnlarn entelektüel beceri ve alükanlklar edinmesi toplumsal deùiümeye olanak saùlamaktadr. Düüünme, planlama, analiz etme, sonuç çkarma ve mevcut çevrenin ötesini görebilme gücü, birçok kadna gerçekliùini analiz etme ve toplumu olmasa da, yaüamlarn dönüütürücü araçlar tasarlama açsndan yararl olmuütur. Son 20 ylda, çok sayda kadn grubu ve sivil toplum örgütü liderinin kendi yaü grubundakilere ve ulusal ortalamaya göre daha eùitimli kadnlar olmas tesadüf deùildir (Stromquist, 2003). Literatürden elde edilen bulgulara göre, eùitimli kadnlar evlilik, aile büyüklüùü ve çocuk saùlù ile ilgili kararlar, eùitimsiz kadnlardan daha çok alabilmektir ve iü piyasasna ve siyasete katlmaya daha hazrlkldr. Eùitim kadnlara fayda saùlamaktadr, ancak eùitimli kadn ve erkeklerdeki baz temel toplumsal cinsiyet ideoloji ve pratiklerine dokunmadan ayn üekilde brakmaktadr. 100 Dönüütürücü öùrenme, toplumsal eüitsizlikler ile ilgili farkndalk yaratacak bilgileri ve bireylerin ilerlemeci toplumsal dönüüüm için örgütlenmesini saùlar. Ayrca, öùrenenlerin eùitim ortamna getirdiùi bilgi ve deneyimlerin önemini vurgulayan bir eùitim üeklidir (Freire, 1970; Gramsci, c1994, c1996). Eùitimin dönüütürücü olmas için, hem bireyin baùml konumunun koüullar ile ilgili bilgiyi, hem de toplumsal deùiüimi tasarlamak ve gerçekleütirmek amacyla duygusal destek ve siyasi beceri saùlamas gerekmektedir. Bu bilginin, kamu tarafndan yürütülen okul sistemi içinde, okul dü eùitimlerde olduùu yoùunlukta yaylmas mümkün deùildir. Ayrca, yetiükinler hayatlar boyunca toplumsal cinsiyetin yarattù olumsuzluklar daha fazla deneyimledikleri için dönüütürücü mesajlar kz çocuklar ve ergen kadnlara göre yetiükin kadnlarda daha etkili olmaktadr. Dolaysyla, yaygn ve informal eùitim biçimleri kadnlar için eüitlik saùlama arac olarak daha aùr basmaktadr. Kadnlarn kendi dönüüümlerinin aktif özneleri olmalar için gerekli olan çok boyutlu deùiüimler genellikle ‘güçlendirme’ ad altnda toplanmaktadr. Güçlendirme, genellikle birkaç boyutu kapsayan bilgi ve beceriler olarak tanmlanr: ekonomik (baùmsz gelir yaratabilme kapasitesi), psikolojik (kendine güven duygusu), biliüsel (bireyin gerçekliùini eleütirel olarak kavramas) ve siyasi (güç eüitsizliklerinin farkndalù ve örgütlenme ve harekete geçme yeteneùi). Güçlendirme kavram baùml gruplar için kullanlmaktadr. Redman’n (1996) belirttiùi gibi, bu kavramn zaten güçlü olan insanlar için kullanlmas anlaml deùildir. EBT_29.indd 100 10/19/11 3:42 PM Nelly P. Stromquist Kadn hareketinin asl amac, kadn ve erkek arasndaki eüitsizliklerin azaltlmas olmasna raùmen, bu amaç sadece insan haklar talepleri ile saùlanamaz. Bu amaca ulaümann ön koüulu kadnlarn kendilerini dezavantajl bir grubun üyeleri olarak kimliklendirmeleridir. Bunun gerçekleümesi için, içsel eylem (bilinç yükseltme ve güçlenme) düsal eylemden (devlete bask yapma) önce gelmelidir. Diùer bir deyiüle, kadnlar temel insani iülevler için gerekli olan kaynaklar elde etmek için (Nussbaum’a göre yeterlilik kavram, 2000), kadnlarn kadn kimliùi edinmesi ve onun etrafnda hareket etmesi gerekmektedir. únsan haklar eylemciliùinin snrllù, yurttaü özgürlüklerini reddeden devlet kurumlarna karü bireysel davalar açlmas üeklinde hukuki bir modele dayal olmasndadr. Brysk bu modeli ‘yerli halklarn sorunlar için uygun olmayan bir model olarak görmektedir; kurbanlar genellikle toplumdur, haklar ihlal edenler devlet ve devlet dündaki kurumlardr ve ihlaller ekonomik ve kültürel haklarn reddi ile birlikte, daha dar bir biçimde tanmlanmü politik baskdr’ (2000: 202). Benzer bir tartüma kadnlar için de geçerlidir, çünkü toplumsal cinsiyet sorunlarnn niteliùi toplumun tümüne nüfuz etmiütir ve devlet tarafsz bir yargç olarak ortaya çkmamütr. Ancak, insan haklar ilkesi kadn hareketi için çok önemlidir ve küresel destek saùlamak açsndan ana kaynaktr. Sonuç olarak, kadnlar bireysel ve kolektif farkndalk biçimlerini keüfetmek ve bu amaç doùrultusunda hazrlandktan sonra, haklarn insan haklar olarak talep etmek amacyla eùitime ihtiyaç duymaktadr. 101 Kadnlarn gerçekleütirdiùi baüarl eylemler incelendiùinde, kararl ve baùmsz kurumlar üeklinde örgütlenmelerinin çok önemli olduùu ortaya çkmaktadr. Bu örgütler, genellikle sivil toplum örgütleri (STÖ), mevcut toplumsal cinsiyet bask biçimlerini yeniden üreten çeüitli toplumsal, ekonomik ve kültürel süreçleri incelemiüler ve dönüütürücü öùrenme için bir baùlam oluüturmak ve dönüütürücü öùrenmenin hedeerini yerine getirmek için çoklu stratejileri belirlemek amacyla yöntemler tasarlamülardr. Dünya Bankas belgeleri genellikle “eylem, düüünce ve gücün toplumda daha çok paylaülmasna” olanak saùlamak için “daha açk politik ve siyasi örgütler kurmak” ihtiyacn dile getirir, ancak kadn hareketindeki örgütlenmeleri tanmlamaktan kaçnr. Kadn STÖ’lerinin eùitim stratejileri, kimlik oluüturma ile kadnlarn koüullarnn düzeltilmesi için devlete bask yapma seçeneùi arasnda itinal ama yine de kurulmas zor bir dengede sürdürülmektedir. Bu stratejiler zorlu bir ikilemle baü etmektedir: önceden belirlenmiü toplumsal cinsiyeti dönüütürücü müfredat takip etmek ya da kadnlarn acil ve daha lml yerel ihtiyaçlarna, EBT_29.indd 101 10/19/11 3:42 PM Toplumsal Cinsiyet, Eùitim ve Dönüütürücü Bilginin Olanakllù yani temel ihtiyaçlarnn karülanmasna odaklanmak. Kadn STÖ’leri, yerel, ulusal ve bölgesel olarak kadnlarn ihtiyaç duyduùu bilgiyi saùlamay amaçlayan ksa dönemli eùitimlere aùrlk vermektedir ve okul sistemi ya da toplum genel olarak kadnlara eùitim saùlama konusunu ihmal etmektedir. Bu tip eùitimler okul sisteminin dünda gerçekleütiùinden ve öùretme ve öùrenme gibi belirli bir niyet taümalarna raùmen yaygn eùitim olarak bilinmektedir. Yaygn eùitimde resmi derecelendirme, atanmü öùretmenler (baz istisnalar mevcuttur) ya da standart müfredat bulunmamaktadr. STÖ’ler ayrca, kadnlarn bu örgütlerin iüleyiüine aktif olarak katldù ve böylece örgütlenme, harekete geçme, lobicilik yapma, strateji oluüturma, deùerlendirme yapma ve buna benzer faaliyetleri öùrendiùi iübaünda gerçekleüen informal eùitim saùlayan baülca alanlardr. 102 Eùitimin kadnlar açsndan bir kaynak oluüturmas için bütünsel biçimde ele alnmas gerekmektedir, sadece örgün eùitim deùil, yaygn ve informal eùitim biçimlerine de baklmaldr. Ayrca, sadece temel eùitim düzeyine deùil, ortaöùretim ve yükseköùretim düzeyine de baklmaldr. Yükseköùretim düzeyi, mezunlarn politik ve ekonomik nüfuzunu en çok kullanabildiùi aüamadr. Latin Amerika Örneùi Daha önce belirtildiùi gibi, Latin Amerika ülkeleri kz çocuklarna ilk ve ortaöùretimi saùlama açsndan bölgedeki diùer geliümekte olan ülkelere göre daha baüarldr (4). Kadnlarn üniversiteye girmesi açsndan da diùer bölgelere göre daha iyi sonuçlar elde etmiütir. Latin Amerika ülkelerinin çoùunluùu Herkes için Eùitim ve Milenyum Kalknma Hedeerine eùitim düzleminde büyük olaslkla ulaüacaktr (UNESCO, 2003). Diùer taraftan, krsal alanda yaüayan ve baskn etnik aznlklardan kzlar ve kadnlar (Amerikan yerlileri ve Afrika kökenliler) eùitim dahil olmak üzere birçok toplumsal alanda, beyazlar ve melezlere (mestizos) göre çok sayda olumsuzluk ile karülaümaktadr. Yakn zamanda Dünya genelinde 49 ülkede gerçekleütirilen bir hane halk araütrmas, toplumsal cinsiyetin (kadn olmann) toplumsal snf ve etnik eüitsizliklerin olumsuz etkisini artrdùn göstermiütir (Lloyd, 2005). Snfsal ve etnik düzeyde önemli toplumsal eüitsizliklerin var olduùu bir ortamda, toplumsal cinsiyet eüitsizliùi nispeten önemsiz bir olgu olarak ortaya çkmaktadr. Ayrca, Latin Amerika ile ilgili eùitim istatistiklerinde, ilk ve orta öùretimde erkek ile kzlar ve yükseköùretimde erkekler ile kadnlar arasndaki eüitsizlik göreli olarak az olduùu için, bölgenin artk eùitim alannda toplumsal EBT_29.indd 102 10/19/11 3:42 PM Nelly P. Stromquist cinsiyet sorununa sahip olmadùna dair ortak bir görüü bulunmaktadr. Oysa ki, Latin Amerika okul deneyimleri, daha çok yurttaülk ve cinsel eùitim derslerinde kadnlk, erkeklik ve toplumsal cinsiyet iliükileriyle ilgili farkl kirleri geliütirmeye dönük konular içinde, toplumsal cinsiyet konusunun sadece yüzeysel bir üekilde ele alndùn göstermektedir. Aznlklar ile krsal nüfus içerisinde yer alan kadnlar ciddi eùitimsel zorluklarla karülaümaktadr. Küresel toplantlarda bu ülkelerle ilgili alnan kararlar, dikkatleri bu kadnlar üzerine çekse de, bölgede kz çocuklar ya da kadnlar üzerine odaklanan sadece bir iyileütirici politika bulunmaktadr. Meksika’daki PROGRESA önemli bir yoksulluk karüt programdr ve ilkokulun son snfndaki ve ortaokulun ilk ylndaki kzlara, erkek çocuklarna verilenden daha fazla para yardm saùlamaktadr. Burada amaçlanan, erkek çocuklarndan önce kzlarn okuldan alma eùiliminde olan yoksul ailelere destek saùlamaktr (5). Eùitimin Toplumsal Eüitsizlik Baùlamnda Kullanldù úddias Toplumsal cinsiyet eüitliùinin savunucular, genellikle kadn sivil toplum örgütlerinde (STÖ) örgütlenmiü olan feminist hareketten kadnlar, baz hükümet üyesi kadnlar ve birçok uluslararas kalknma ajansnda çalüan kadnlardr. Bu üç kadn grubu, kadnlarn baùmllù ve kstl koüullaryla ilgili sorunlar ve çözüm önerilerini farkl biçimlerde ele almaktadrlar. Ulusal ve uluslararas düzeydeki devlet aktörleri, asl olarak eùitim ve saùlk hizmetlerine eriüimde snrl bir ilerleme kaydetmek için çaba sarf etmektedir. Ancak son zamanlarda, siyasal temsil ve yurttaülk haklarna iliükin geliümeler yaygnlaümaktadr. Kadn ve feminist STÖ’leri toplumsal cinsiyeti etkileyen toplumsal ve ekonomik iliükilerde, eleütirel farkndalk geliütirerek; kadnlarn güçlendirilmesini saùlayarak; kadnlar büyük ölçüde dezavantajl duruma düüüren kredi eriüimi, mülkiyet ve toprak sahipliùi, iüçi haklar, aile içi üiddet, cinsel istismar, erken yaüta evlilik ve hane içi karar verme süreci gibi durumlarn düzeltilmesini saùlayacak yasalar çkarmaya çalüarak daha derin deùiüimler saùlamaya çabalamaktadr (Stromquist, 2006; Subrahmanian, 2000). Uluslararas kalknma ajanslar toplumsal cinsiyet konularna yönelik duruülar açsndan farkllk göstermektedir. Ancak, bu ajanslarn çoùu iyileütirici yaklaüm kapsamna giren politika ve uygulamalar, süregelen toplumsal cinsiyet asimetrilerini üreten hukuk, gelenek ve servet daùlmn ciddi bir üekilde sorgulamadan desteklemektedir. Daha dönüütürücü olan toplumsal cinsiyet süreçleri çoùunlukla devletin ve okul sisteminin dünda gerçekleümektedir. Ayrca, dönüütürücü sürecin, cinsiyetlendirilmiü toplumsal sistemin tüm alanlar ile henüz yüzleümemiü genç kzlardan daha çok yetiükin kadn gruplarnda gerçekleümesi çok daha olasdr. Dönüütürücü EBT_29.indd 103 103 10/19/11 3:42 PM Toplumsal Cinsiyet, Eùitim ve Dönüütürücü Bilginin Olanakllù ve güçlendirici eùitim genellikle kadn STÖ’lerdeki örgütlü gruplar tarafndan yürütülmektedir. Kadnlarn eùitiminden yana olan resmi söylem ile ili örgün eùitim hizmeti arasnda önemli bir mesafe bulunmaktadr. Eùitim ve saùlk hükümetlerin plan ve projelerinde öncelikli konulardr. Dolaysyla burada bir sorun var ve bu sorun iki soru ile üöyle ifade edilebilir: Eùitim ve saùlk neden bu denli güçlü bir desteùe sahiptir? Resmi açklamalara raùmen, neden bu kadar az üey yaplmaktadr? 104 Devletin, yurttaülarnn eüitlik taleplerine verdiùi karülk ksaca iki üekilde gruplandrlabilir: bölüütürücü adalet ve yeniden bölüütürücü adalet. Yeniden bölüüüm konusundaki adalet, eüitsizlikleri daha doùrudan etkiler, ancak varlklar bir gruptan açkça alp, diùerine verdiùinden dolay daha itiladr. Tarm reformlar ve kent reformlar yeniden bölüütürücü önlemlerdir: toprak mülkiyetini ve mülkiyeti ve dolaysyla mülkiyetin gelirini tekelinde bulunduran toprak aùas aznlùndan alarak, toprakta çalüan ama ürünün sadece küçük bir ksmn alan köylüye verir (Sloan, 1984: 69). Fazla konutlarn zenginden alnarak yoksula verilebildiùi kent reformlar da yeniden bölüütürücü önlemler arasndadr. Tarm ve kent reformlar genellikle Çin, Meksika, Küba ve 1970’lerin baülarnda Peru ve ûili de olduùu gibi büyük toplumsal devrimler zamannda meydana gelir. Yeniden bölüütürücü önlemler güçlü ve zengin gruplarn gelir ve tüketimini azaltr ve maddi kaynaklar daha güçsüz yurttaülara kaydrr. En önemli bölüütürücü önlemlerden biri de gelir daùlmdr. Baz araütrmaclar (örn. Sloan, 1994) bu önlemi, devletin sosyal adalete yönelik tutumunun en önemli göstergesi olarak kabul etmektedir. Vergileme gelirin yeniden bölüütürülmesine hizmet edebilir, ancak gerçek ve bilinen mülkiyete el koymaz ve dolaysyla daha az tartümaya açktr. Ayrca, vergileme refahn yeniden bölüütürülmesi ile sonuçlanmaz. Dört ülkeden elde edilen verilere göre (1970’ler ile 1990’lar dönemini kapsayan Brezilya, Peru, Ekvator ve Meksika’ya ait veriler), Perry ve diùerleri (2003: 137), vergilendirmenin eüitsizliùini sadece 0.9 ila 8.5 Gini katsays aralùnda azalttùn ortaya çkarmütr (6). Eùitimin çeüitli toplumsal sorunlara ve düzensizliklere bir çözüm olarak popülerlik kazanmasnn ana nedeni, yeniden bölüütürücü bir giriüim olmamas, sonuçlar uzak gelecekte görülebilecek bölüütürücü bir giriüim olmasdr (Stromquist, 2001). Ayrca, eùitim ile saùlanan deùiüimler barüçldr EBT_29.indd 104 10/19/11 3:42 PM Nelly P. Stromquist ve devlet eùitim yoluyla büyük insan gruplarna gösterdiùi ilgi sayesinde meüruluùunu artrmaktadr. Çalümalar sürekli olarak sosyoekonomik statü ile eùitimsel kazanm arasnda kuvvetli bir iliüki olduùunu gösterdiùi için, uzun dönemde eùitim yoluyla bölüüümün nispeten etkili olmadù görülmektedir (7). Eùitim okullulaümann yaygnlaümas ile kitlelere bölüütürülürken, bu durum varlkl olanlarn elit özel okullar seçmesi ile birlikte daha kaliteli eùitime eriüimine engel olmamaktadr. Bununla birlikte, politikaclar eùitim ile ilgili vaatleri kolaylkla görmezden gelebilir: kamu eùitimine en fazla ihtiyaç duyan kesimin devlete etki etmek için yeterli bask gücü yoktur ve devletin kendisi baz ana-babalarn çocuklarn okula göndermemesini kolaylaütrmaktadr, çünkü devlet devam zorunluluùu süreçlerini nadiren düzenlemektedir Örneùin, bu durum Hindistan’da ve diùer birçok geliümekte olan ülkede oldukça yaygndr. Saùlk politikalar diùer bir önemli yeniden bölüütürücü politikalarn oluüturmaktadr. Bu politikalar, elitlerin kendi güçlü konumlarn tehlikeye atmadan, daha az ayrcalkl gruplar için hizmetlerin iyileütirilmesine olanak saùlamaktadr. Sloan (1984), saùlk politikasnn tarm reformu ve mevcut yeniden bölüütürücü gelir politikalarnn aksine, sfr toplaml oyun olmadùn belirtmektedir. Saùlk politikalar eùitime göre ek bir avantaja sahiptir, eùitimin aksine mesleki ve toplumsal talepleri canlandrmamaktadr (Sloan, 1984). 105 Eùitim her ne kadar iktisatçlar tarafndan yeniden bölüütürücü bir önlem olarak görülse de, sosyologlar onun temel olarak bölüütürücü olduùunu kantlayabilir. Eùitimli insanlar eùitimsiz konumlarna göre, daha fazla maddi gelir elde edeceùinden, örgün eùitim gelirin yeniden bölüütürülmesini gerektirmektedir. Bununla birlikte, eùitim yeniden bölüüümde olduùu gibi ürünü alp götürmemektedir (Stromquist, 2001). Toplumsal eüitsizlik sorununun eùitim ile çözüm olaslù zayftr, uzaktr ve çok dolayldr. Eùitim ilerde gerçekleüecek gelir daùlm ile kendini sürdürmektedir. Bu durumun üu anda Dünya Bankas tarafndan açkça kabul edilmesi üaürtcdr. Dünya Bankas Latin Amerika’daki eüitsizlik üzerine yaynladù en son raporunda, eùitimle ilgili iki avantajdan bahsetmiütir: ‘eùitimin yeniden bölüüümünü iyileütirmek için baükasndan alnp yeniden bölüütürülmesine gerek yoktur’ ve ‘eùitimin bölüüümündeki iyileütirmeler verimlilik ve büyüme açsndan faydaldr’ (Perry ve diùerleri, 2003: 26). Eùitimin yaygnlaütrlmas yoluyla bölüüümün saùlanmas sürecinde baz kstlamalar ortaya çkar: dezavantajl gruplarn eriüimini artrrken, üst EBT_29.indd 105 10/19/11 3:42 PM Toplumsal Cinsiyet, Eùitim ve Dönüütürücü Bilginin Olanakllù toplumsal gruplarn çkarlarn korumalarna da hizmet eder (Bordia, 2000). Böylece eùitime eriüim artmasna raùmen, büyük niteliksel farklkllar devam eder ve seçkinler için özel okul ve üniversite seçeneùinin çoùaldù, dezavantajllarn daha az nitelik ve prestije sahip olduùu yeni bir eüitsizlik üekli ortaya çkar. Kamusal söylemde eùitim, karmaük ve zor sorunlarn basit bir çözüm yolu olarak ortaya çkar. Kadnlarn eüitliùini ele almak için iki eü zamanl koüula baklmaldr: kadnlarn kamusal alana katlm ve eüit frsatlar saùlanmas ile kadnlarn özel alanda farkllk gösteren üreme haklar, çocuk bakm ve aile içinde maruz kaldklar üiddet konularnda ihtiyaçlarnn nasl karülandù (Singh, 1998). Ele alnacak konular arasnda, kadnlarn eùitime baülatlmas (özelikle temel eùitim), uygulanmas en kolay önlemlerden biri olarak ortaya çkmaktadr. Ancak üimdi anlyoruz ki, kadn ve erkekler için eùitimin dönüütürücü olmas, yaygn olmasndan daha fazla üey gerektirmektedir. Eùitime eriüim kadnlara açktr, ancak yeni bir içerik ve eùitim ortam sunma çabalar nadiren gündeme gelmektedir. 106 Kamu ve özel eùitim sektör tarafndan saùlanan eùitim ve bilginin gözden geçirilmesi, bu önlemleri azaltma gücü olan ve azaltma eùilimine de giren egemen snf içerisinde kuükusuz gerilim yaratr. Bu görüü, güçlünün statükoyu korumak için davranacaùn varsayan politik ekonomi perspektine dayanmakla birlikte, toplumsal cinsiyet farkllklarna duyarl deùildir. Bu noktada aklclk üzerinden deùil de, ekonomik tercihlere ya da sosyal adalete karü çkan yaygn inançlar üzerinden ek bir açklama gerekmektedir. Bu doùrultudaki açklama, erkek egemen ataerkil ideolojisinin hayatn doùal akü gibi alglanacak üekilde yerleütiùini ve bu nedenle yeni tanm ve perspektif oluüturma önerisinin anlamsz ve aslsz ya da kültürel normlara bir saldr olarak ret edildiùini varsaymaktadr. Toplumsal cinsiyet farkllklarnn ataerkil açklamas, politik ekonomi perspektiften açklamalara aykr deùildir: toplumsal cinsiyet sistemleri erkeklerin avantajn esas almaktadr. Önemli yapsal deùiüiklikler sadece seçkinleri deùil, ataerkil evlerdeki yoksul erkekleri de tehdit etmektedir. Bunun sonucunda direniü ortaya çkmakta ve böylesine radikal bir deùiüiklik desteklenmek açsndan çok riskli hale gelmektedir (Tickner, 2002). Bu baùlamda, kz çocuklar ve kadnlarn eùitime eriüimini artrmak, deùiüim için tatmin edici bir uzlaümadr. Dönüütürücü Öùrenmenin Önündeki Sorunlar Günümüzde eùitimin dönüütürücü gücü içsel ve düsal olmak üzere birçok tehditle yüzleümektedir. EBT_29.indd 106 10/19/11 3:42 PM Nelly P. Stromquist Neoliberal ekonomik görüülerin egemenliùi Sovyet bloùunun düümesinin ardndan, toplumdaki ana mücadele alan ekonomi olmuütur ve tek bir ideoloji hakimiyetini sürdürmektedir: piyasa toplumsal kaynaklarn ve ücretlerin en etkili daùtm mekanizmasdr. Mevcut eùilimler ve etkiler altnda, eùitim sistemleri verimlilik, üeffak ve rekabetçiliùe doùru sevk edilmiütir (Brown ve Lauder, 2001). Genel düüünce, ülkelerin yurttaülarn bir hayli rekabetçi olan piyasaya katlmalar için daha iyi hazrlamalar gerektiùidir. Bu durum öùrenci performans üzerinde ve bu performansn standart test ile ölçülmesi için büyük bask yaratmaktadr. Ademi merkeziyetçi sistemde ebeveyn taleplerinin daha çok yer alabileceùi ve özelleütirmede de ebeveynlerin en etkili okullar seçmeye baülayarak tepkilerini koyabilecekleri ve dolaysyla eùitim sistemini geliütireceùi düüüncesi performans ile iliükilendirilmektedir. Bu beklentilerin gerçekleüip gerçekleüemeyeceùi konusu, varsaymlar gerçek olarak alglayan egemen resmi söylem içinde gizlenmektedir. Bu iklimde eüitsizlik meselesine, aür yoksulluk gibi siyasi istikrar tehdit eden biçimleri dünda, düzeltilmesi gereken bir durum olarak çok az yer verilir. Çoùu zaman, eüitlik ‘adil oyun’ adna piyasann ellerine braklr. Ancak, Thickner’n (2002) belirttiùi gibi, piyasadaki mübadele araclùyla refah maksimize eden bu karar verme modeli, bakm ve destek iüleri için daima vergiden muaftr ve genellikle kadn iügücüne dayaldr. 107 Latin Amerika’daki siyasi sistemlerin çoùu, adil bölüüümden çok sermaye birikimini teüvik etmektedir. Eùitim, saùlk ve sosyal güvenlik gibi sosyal refah hedeeyen kamu programlar en alt düzeydedir. Bölgedeki mevcut bölüüüm politikalar bir yandan büyük bir retorik ve ütopik hedeerle ve diùer taraftan seçici ve bölük pörçük iyileütirici uygulamalarla yürütülmektedir. Halkn çoùuna eùitim, sosyal güvenlik, saùlk güvencesi ve hatta toprak vaat edilmektedir, ancak sadece bazlar bunlar elde etmektedir. Bu politikalar, güçlünün perspektinden yerli çiftçileri, iüçileri ve gecekonducular isyan etmekten alkoymay baüardù için iülevseldir (Sloan, 1984). Eùitim daha etkili olan diùer ekonomik dinamiklere karü koyamaz. Günümüzde, yabanc yatrmlarn çoùu, en çok umut vaat eden geliümekte olan ülkelerde yaplmaktadr. Yatrmlar en yüksek eùitim seviyesine sahip ülkeler yerine, ücretlerin daha düüük olduùu, istikrarl hükümetlere sahip ve serbest ticarete daha açk olan ülkelere yaplmaktadr. Aksi takdirde, Arjantin’de çok, Çin’de ise daha az yatrm yaplrd. Ekonomik kurallar, iü gücünün eùitim düzeyinden çok üirketlerin maliyet, kar ve koruma önlemleri ile yönlendirilir. Ekonomik eüitsizlik giderek artmakta ve dünyadaki bu EBT_29.indd 107 10/19/11 3:42 PM Toplumsal Cinsiyet, Eùitim ve Dönüütürücü Bilginin Olanakllù eüitsizliùin % 70’i belirli çeüitli ülkelerde yoùunlaümaktadr (1999 verilerine göre, Dikhanov & Ward, 2002). Ülke genelindeki ciddi eüitsizlik koüullar ve diùer ülkelerdeki daha iyi olanaklar, yüksek eùitimli nüfusun kendi ülkesindeki insan sermayesine katkda bulunmak yerine, baüka ülkelere göç etmesine neden olmaktadr. 108 Geliümekte olan ülkelerin dü borç sorunu Güçlü ya da yoksul da olsa , her ikisinde de devlet, kapitalisttir ve küresel pazarda rekabet etmeye kilitlenmiütir. Geliümekte olan ülkeler, büyük dü borca sahip olan ve geriye kalan az miktarda kaynak ile toplumsal alanlara çok az yatrm yapmaya zorlayan geri ödeme planlarnn basks altndaki baùml devletlerdir. Birçok durumda, bütün öncelikler borç ödemeye verildiùinden baùml devletlerin toplumsal alanlara yeniden yatrm yapmas yasaklanr. Bu koüullar altnda, bu devletler Kuzey’den kendilerine gönderilen, verimlilik, özelleütirme, yerelleüme konular ile öncelikle matematik, okuma ve biraz da fen alanndaki baüary ölçmeye dönük nitelikleri kapsayan eùitim talimatlarna uymaya çalür. Mevcut en kapsayc küresel kamu politikas olan BM Milenyum Kalknma Hedeeri, diùer hedeer yannda, 2015 yl itibariyle kz ve erkek çocuklarnn evrensel ilköùretimi tamamlamas ve eùitimin her seviyesinde toplumsal cinsiyet eüitliùinin saùlanmasna çalümaktadr (UN, 2000). Sorgulanamaz deùerde olan bu hedeer, birçok yoksul ülke tarafndan yerine getirilemeyecektir ve hedeer açkça gerçek performanstan çok sembolik performansa dayanmaktadr. Sanayileümiü ülkelerce yeterince dikkate alnmayan bir durum, birçok geliümekte olan ülkenin yüzyüze olduùu büyük dü borç sorunudur. Güneyin perspektinden bakldùnda, azmsanmayacak saydaki daha az geliümiü ülke, kendileri için son derece büyük miktardaki borçlar geri ödeyemez durumda ve düzenli geri ödeme, genel bütçeleri üzerinde aür bir yük oluüturmakta. Borç geri ödemesi iyi bir ulusal borçlanma ve yatrm statüsü için esastr. Borcun ödenmesini kolaylaütrmak amacyla Uluslararas Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankas (DB) gibi nans kuruluülar, hükümetlerden harcamalarn azaltmalarn talep etmektedir. Bu talep genellikle eùitim, saùlk ve sosyal refah gibi toplumsal hizmetlere eskisinden daha az harcama yaplmas anlamna gelmektedir (Reimers & Tiburcio, 1993). Dü borç, birçok geliümekte olan ülkede mali kriz anlamna gelmektedir. Sonuç olarak, yaplan vaatlere raùmen, bu hükümetlerin çoùu borç ödemesini öncelik haline getirmeye zorlanr, genellikle sektörün karülanmamü ihtiyaçlar açsndan eùitime ayrlan ulusal bütçe oran ise düüüktür. EBT_29.indd 108 10/19/11 3:42 PM Nelly P. Stromquist Kadn ve feminist harekette giderek farkllaüan hedeer Kadn hareketi ve feminist hareket giderek farkllaümütr. Bu hareketler içerisinde, kadn ve erkek arasndaki ekonomik ve siyasi eüitsizlikleri azaltma ile ilgilenen gruplardan, daha çok heteroseksüel normlara karü cinsel kimlikler sorunsal ile uùraüan gruplara kadar geniü bir yelpaze bulunmaktadr (örnek için bkz. IMF, 2003). Kadnlar kendilerini doùduklar kimlik ve benimsedikleri kimlik dahil olmak üzere, çoklu ve katmanl kimliklere sahip gördükçe, dönüütürücü öùrenmenin rolü çeliükili talepler ile karü karüya kalmaktadr. Kadnlarn özellikle yoksul kadnlarn ekonomik ve sosyal eüitsizliklere karü gelmek için ihtiyaç duyduùu bilgi türü, hetero-normatif düüüncelere karü koymaya çalüanlarn ihtiyaç duyduùu bilgi türünden oldukça farkldr. Ayn biçimde eylem stratejileri de, toplumsal cinsiyeti nasl tanmladùmza baùl olacaktr. Uluslararas kuruluülarn toplumsal cinsiyet konusuna yetersiz ilgisi Geliümekte olan ülkelerde hükümet giriüimlerinin ve projelerin türünü büyük ölçüce etkileyen büyük nans kuruluülar, giderek daha fazla yoksulluk sorunuyla meügul olmalarna raùmen, eüitsizliùi, yetersiz ve yozlaümü kamu kurumlarnn bir sonucu ya da gelir ve eùitim, saùlk, su ve elektrik gibi hizmetlere eüitsiz eriüim sorunu olarak görme eùilimindedir (örn. Perry ve diùerleri, 2003). Toplumsal cinsiyetin eüitsizlikleri yaratmadaki rolü ya da toplumsal cinsiyetin, eüitsizliùin en ciddi biçimlerinden biri olduùu gerçeùi, bu kurumlarn çalümalarnda ve politikalarnda önemsenmemektedir. Ayrca, bu kuruluülar eùitim koüullarn, kaynaklarn daùlmndaki eüitsizlikle ya da bu eüitsizlikleri üreten mekanizmalar üzerinde kontrol saùlama sorunuyla iliükilendirmekten çok, kaynaklarn üretimi ve kullanmyla ilgili bir yeterlilik/ verimlilik problemi olarak görme eùilimindedir (Morales-Gómez & Torres, 1990). Kabeer’in (1996) gözlemlerine göre, yoksulluk sorunu toplumsal cinsiyet ayrmclù ve sosyal adalet konularnn ciddiye alnmamasna neden olmaktadr. Dikkatler yoksul kadnn üzerine çekilse de, toplumsal cinsiyet kavramnn yoksul kadna indirgenemeyeceùi açktr. 109 Baz uluslararas kuruluülar, özellikle iki yanl kuruluülar kadnlarla ilgili naif bir toplumsal deùiüme öngörmektedir. Örneùin, USAID, toplumsal cinsiyet ve eùitim konulu en son yaynnda dini örgütler, ticari sektör ve medya ile ortaklklar kurulmas görüüünü desteklemektedir (Brush ve diùerleri, 2002). Ortaklarn bu tanm hem apolitik, hem de tarih düdr. Ayrca, bu örgütlerin geçmiüteki ve muhtemelen gelecekte de sürdürmeye devam edeceùi çkarlarn ve pratiklerini tanmamak ve toplumsal cinsiyet iliükilerinin dönüüümünü EBT_29.indd 109 10/19/11 3:42 PM Toplumsal Cinsiyet, Eùitim ve Dönüütürücü Bilginin Olanakllù desteklemekten kaçndklarn görmemektir. Ayn yayn, ezilen gruplar ve kadn STÖ’leri ile çalüma konusunda sessiz kalmaktadr. Medyann yaygn önemi Medya, haber bültenleri ve eùlence programlaryla kadnlara karü çeliükili bir rol oynamütr. úçinde bulunduùumuz büyük tüketim çaùnda, reklamclk sektörü “cinsellik satar” ilkesine dayal olarak kadnlarn hayli cinselleütirilmiü imajlarn vurgulamaktadr: kadnlar, beden odakl saysz güzellik ve cinsellik simgeleri ile çevrelenmiütir. Bu sunumlar, ayrca kadnn fedakar aile ve annelik rollerinin tasvirlerini de kapsamaktadr. Ayn zamanda, sinema ve televizyondaki baz senaryolar kadn tp, hukuk ve ticaret alanlarn içeren geleneksel olmayan mesleki rollerde tasvir etmektedir. Kadnlar, medya tarafndan iü piyasasna girmesi ve yoùun mesleki ilgiye sahip olduklarn göstermeleri için teüvik edilmektedir Ancak, ailedeki iü bölümüne iliükin inanç ve pratikler gözden geçirilmemektedir. Bu alandaki özel sahiplik dolaysyla, medya, toplumsal cinsiyet konularndaki olumsuz yaklaümn frenleyecek sosyal politikalardan da büyük ölçüde etkilenmeyecektir. 110 Olumlu eyleme angaje olmak Mevcut küresel durum, toplumsal eylem için çok tolerans tanmamaktadr. Ekonomik rekabet, eùitim sistemlerini artan verimlilik ölçeklerine yönlendirmekte, ancak gruplar arasnda dayanümay teüvik etmemektedir. Ayrca, devletin kadnlara yönelik yaklaüm toplumsal cinsiyete yönelik en marjinal desteklerden biridir. Bu yaklaüm, eùitime ulaüma sorununa yoùunlaümakta ve temel eùitimi desteklemektedir. Devletin temel eùitime verdiùi destek küresel ölçekte sürmektedir, ancak yükseköùretim için çok az üey yaplmaktadr. Gerçekten de önemli engeller bulunmaktadr. Ancak, eùitim özellikle bu amaç için kullanlmasa da, toplumsal dönüüüm için önemli bir araç olarak kalr. Eùitimin geniü toplumsallaüma çevresindeki rolü, dünya genelinde diùer toplumsal sektörlerin deùiüim çabalarn önemli klar. Kapsaml bir üekilde hareket etme ihtiyac vardr. Sadece müfredatn içeriùini dikkate almak yetmez, ayn zamanda koruyucu bir öùrenme ortam, destekleyici bir toplumsal çevre, biliüsel stillerdeki farkllklar uzlaütracak alternatif pedagojiler ve kadn ve erkek arasndaki güç asimetrilerini sorgulamak için ahlaki bir duruüu da içeren bir strateji gerekmektedir (Wyn & Wilson, 1993). Bu strateji, öùretmen yetiütirme programlarna derin ve sürekli bir ilgiyi gerektirecektir ve hem baülangç formasyonunda, hem de hizmet içi eùitimdeki öùretmenlere yönelik dünyann çoùu ülkesinde üimdiye kadar görülmemiü bir giriüim olacaktr. Diùer taraftan, eùitimin dönüütürücü EBT_29.indd 110 10/19/11 3:42 PM Nelly P. Stromquist potansiyeli, dikkatimizi yetiükin kadnlar için yaygn ve informal eùitime çekmekte ve bize kadn STÖ’lerinin katklarnn araütrlmas ve kullanlmas açsndan yol göstermektedir ya da göstermelidir. Bundan dolay, kadn STÖ’lerin katklarnn daha merkezi bir üekilde kullanlmas gerekir. Sonuç Kadnlarn elde ettiùi eùitim düzeyi giderek artmaktadr. Ancak, eùitimin içeriùi toplumsal cinsiyetin toplumun deùiüik tabakalarnda nasl iülediùini sorgulama konusunda gönülsüzdür. Genellikle devlet, toplumsal cinsiyet konularnn iyileütirilmesini eùitim hizmetinin giderek yaygnlaümasna ve eriüime indirgemektedir, ancak çok yönlü bilginin müfredata/içeriùe dahil edilmesinden kaçnmaktadr. Bununla birlikte, kadnlar eùitimden özellikle de uygun yaygn ve informal eùitimler yoluyla faydalanabilir. Bu eùitimler, kadnlara beceriler, tutumlar ve bilgi kazandrarak bizlerin yeni bir toplumsal düzen vizyonuna doùru ilerlemesini saùlar. Örgün eùitimin kadnlarn bireysel ve kolektif geliüimini saùlayan bir araç olarak niçin bu kadar güçlü üekilde savunulduùu sorusu, örgün eùitimin devlet ve ilgili kurumlar tarafndan mevcut refah ve ayrcalk tahsisinde küçük deùiüiklikler yaratan bir bölüüüm stratejisi olarak kullanlmasyla iliükilendirilebilir. Okul deneyimi ve bilgiye eriüim, mevcut inanç ve uygulamalar deùiütirmekten daha çok, toplumsal cinsiyet kodlarn yeniden üretir. Ayrca, eùitime eriüimin yaygnlaütrlmas, devleti istikrarszlaütrabilecek önlemleri bertaraf ederek ya da haeterek devletin rolünü meürulaütrr. 111 Dönüütürücü eùitimin önünde çok fazla sorun bulunmaktadr. Devletler nansal ve ideolojik snrlamalar ile karü karüyadr. Güç asimetrilerini deùiütirmek için belirli önlemlerin kullanm, eüitlik önlemlerini gerekli klmaktadr. Ancak, eüitlik “Öteki”nin saygnlk ve insan haklar açsndan deùerli bir özne olarak kabul edildiùi toplumsal iliükiler üzerine kir birliùini gerekli klar. Bu yoksa, hükümetlerin söylemi ile gerçek baüarlar arasnda önemli bir fark ortaya çkar. Eùitim, toplumdaki diùer sektörlerin ve devlet dündaki diùer toplumsal gruplarn desteùine ihtiyaç duyar. Küreselleüen dünyada olumlu eùitimsel deùiüimlerin, medyann ve sivil toplumun katlm olmakszn gerçekleümesi mümkün gözükmemektedir. Devlet ekonomik geliümeyi desteklemek ve ayn zamanda bölüütürücü adaleti saùlamak amacyla müdahale etmek zorundadr. Ayn zamanda devlet, yetiükin kadnlara saùlanan eùitimin dönüütürücü bir rol oynamas için feminist gruplar ve diùer kadn örgütlerini desteklemelidir. EBT_29.indd 111 10/19/11 3:42 PM Toplumsal Cinsiyet, Eùitim ve Dönüütürücü Bilginin Olanakllù Feminist örgütlerin ve kadn örgütlerinin, uluslararas ilerici platformlardan destek almas gerektiùi gerçeùi, bir güçlükle karü karüyadr. Zira bunlarn ana nansal destekçi olan Kuzey devletleri, ayn zamanda gücü en çok ypranma olaslù olan devletlerdir. Bunun ötesinde kadnn yaratc zekas toplumsal deùiüme için tek olaslk olarak kalmaktadr. Kadnlarn küreselleüme döneminde eril iktidardan uzakta riskli ve hatta tehlikeli bir dönüüümü baüarma yetenekleri en parlak umudumuzdur. Bu amaca ulaümada atlacak ilk adm, toplumsal cinsiyet farkllklarn yaplandran üey ile toplumsal cinsiyet basklarn baùdaütrmaktr; böyle bir adm Güney ve Kuzey’deki kadnlar ile akademi, hükümet bürokrasisi ve STÖ’lerdeki kadnlar arasndaki snrlar aümay gerektirecektir. NOTLAR 112 1. Bunun nedeni tam olarak belirlenmemiütir. Muhtemel nedenleri: (1) kadnlar erkeklere göre daha güçlü dolaüm sistemine sahiptir ve dolaysyla kalp krizlerine karü daha dirençlidir, (2) erkek bebeklerin erken ölümlere daha fazla maruz olduùu görülmektedir ve (3) egemen cinsiyete dayal iü bölümü nedeniyle, kadnlar daha az tehlikeli ve stresli iülerde yer almakta ve daha az riskli faaliyetlerde bulunmaktadr. 2. Milenyum Kalknma Hedeeri (MDGs), Herkes için Eùitim (EFA) hedeerinin aksine ücretsiz ve iyi nitelikli eùitimden bahsetmemektedir. Ayrca, Milenyum Kalknma Hedeeri kesin bir eüik deùeri belirlememiütir. Dolaysyla, hedeere ulaüma konusunun deùerlendirilmesi esnek braklmütr. 3. Son birkaç yldr, erkeklik ve güç/iktidar; erkeklik ve üiddet; erkeklik ve suç; erkeklik ve çocuk istismar ve erkeklik ve hukuk arasndaki baùlantlar konusuna ilginin arttù görülmektedir. Cinsiyetlentirilmiü güç iliükilerinin maddi açdan analiz edilmesi gerekmektedir, buna raùmen kavram genellikle erkek pratiklerinin materyalist analizinin çok, kültürel analizine yol açmaktadr. 4. Bunun nedenlerinden biri de, Latin Amerika’nn diùer geliümekte olan ülkelere göre baùmszlùn daha önce kazanmü olmas (Latin Amerika EBT_29.indd 112 10/19/11 3:42 PM Nelly P. Stromquist 1810 ve 1821 yllar arasnda, diùerleri ise çoùunlukla úkinci Dünya Savaündan sonra) ve eùitimin baùmszlktan bu yana kamu politikas ile sürdürülmesi olabilir. 5. Oportunidades diye bilinen program, 20 milyonun üzerinde yoksul insana ulaümakta ve onlara saùlk hizmeti, gda desteùi ve eùitim hizmetine eriüim frsat sunmaktadr. 6. Gini katsays herhangi bir daùlmn eüitsizlik ölçümüdür. 0 (tam eüitlik) ila 1 (toplam eüitsizlik) deùeri arasnda deùiüir. 7. Sektörler aras karülaütrmal verilere dayal kapsaml literatüre göre, gelir veya refah ile okula eriüim, tamamlama ve performans arasnda güçlü bir iliüki vardr (tam bir özet için bak. Lloyd, 2005). Eùitim talep edenlerden saùlanan panel veriye dayal bir çalümada, bu iliükinin okulun frsat maliyetinin, okulun tedarik ve niteliùinin ve kazanç oranndaki deùiüikliklerin kontrol edilmesinin ardndan da devam ettiùi görülmüütür (Lloyd, 2005, aktaran Glewwe ve Jacoby). 113 KAYNAKÇA Abraham, J. (1995) Divide and school: gender and class dynamics in comprehensive education (London, The Falmer Press). Apple, M. (1996) Education and cultural politics (New York, Teachers College Press). Bordia, A. (2000) Education for gender equity: the Lok Jumbish experience, Prospects: Quarterly Review of Comparative Education, 30(3). Brown, P. & Lauder, H. (2000) Capitalism and social progress. The future of society in a globalized economy (Houndmills, UK, Palgrave). Brush, L., Heyman, C., Provasnik, S., Fanning, M., Lent, D. & De Wilde, J. (2002) Description and analysis of the USAID girls’ education activity in Guatemala, Morocco, and Peru (Washington, D.C., American Institutes for Research). EBT_29.indd 113 10/19/11 3:42 PM Toplumsal Cinsiyet, Eùitim ve Dönüütürücü Bilginin Olanakllù Brysk, A. (2000) From tribal village to global village. Indian rights and international relations in Latin America (Stanford, Stanford University Press). Connell, R. W. (1996) Teaching the boys: new research on masculinity, and gender strategies for schools, Teachers College Board, 98(1), 206-235. Dikhanov, Y. & Ward, M. (2002) Evolution of the global distribution of income in 1970-99 (Washington, D.C., The World Bank), draft. Dorsey, E. (1997) The global women’s movement: articulating a new vision of global governance, in: P. Diehl (Ed.) The politics of global governance. International organizations in an interdependent world (Boulder, Lynne Rienner). Eisenstein, H. (1993) A telling tale from the eld, in: J. Blackmore & J. Kenway (Eds) Gender matters in educational administration and policy. A feminist introduction (London, The Falmer Press), 1-8. 114 Freire, P. (1970) Pedagogy of the oppressed (New York, Herder and Herder). Giroux, H. & McLaren, P. (1989) Critical pedagogy, the state, and cultural struggle (Albany, State University of New York Press). Gramsci, A. (1994) Letters from prison (New York, Columbia University Press). Gramsci, A. (1996) Prison notebooks (New York, Columbia University Press). International Feminist Meet (IFM) (2003) Statement and Concept Note on the International Feminist Meet to be held in Mumbai, India, 14-15 January, 2004. Kabeer, N. (1996) Agency, well-being and inequality: reections on the gender dimensions of poverty, IDS Bulletin, 27(1), 11-21. Lloyd, C. (Ed.) (2005) Growing up global: transitions to adulthood in developing countries (Washington, D.C., National Academy of Sciences). EBT_29.indd 114 10/19/11 3:42 PM Nelly P. Stromquist McLaren, P. (1995) Critical pedagogy and predatory culture: oppositional politics in a postmodern era (New York, Routledge). Morales-Gómez, D. & Torres, C. A. (1990) Education for all: prospects and implications for Latin America in the 1990s, New Education, 12(1), 7-25. Nussbaum, M. (2000) Women and human development: the capabilities approach (Cambridge, Cambridge University Press). Parpart, J., Rai, S. & Staudt, K. (Eds) (2002) Rethinking empowerment. Gender and development in a global/local world (London, Routledge). Pateman, C. (1988) The sexual contract (Cambridge, Polity). Perry, G., Ferreira, F. & Walton, M. (2003) Inequality in Latin America & the Caribbean: breaking with history? (Washington, D.C., The World Bank). Phillips, A. (Ed.) (1998) Feminism and politics (Oxford, Oxford University Press). 115 Quisumbing, A. & Hallman, K. (2003) Marriage in transition: evidence on age, education, and assets from six developing countries (New York, International Food Policy Research Institute and Population Council), draft. Redman, P. (1996) “Empowering men to disempower themselves”: heterosexual masculinities, HIV and the contradiction of anti-oppressive education, in: Martin Mac an Ghaill (Ed.) Understanding masculinities (Buckingham, Open University Press), 168-179. Reimers, F. & Tiburcio, L. (1993) Education, adjustment and reconstruction: options for change (Paris, UNESCO). Singh, R. (1998) Gender autonomy in Western Europe. An imprecise revolution (Houndmills, UK, MacMillan Press). Sloan, J. W. (1984) Public policy in Latin America. A comparative survey (Pittsburgh, University of Pittsburgh Press). EBT_29.indd 115 10/19/11 3:42 PM Toplumsal Cinsiyet, Eùitim ve Dönüütürücü Bilginin Olanakllù Streitmatter, J. (1994) Toward gender equity in the classroom (Albany, State University of New York Press). Stromquist, N. P. (2001) Literacy for women’s citizenship: what we know and what can be done. Paper presented at the international conference on “The Role of Adult Education in Sustainable Development”, organized by Project Literacy, Johannesburg, 27-29 November 2001. Stromquist, N. P. (2002) Education as a means for empowering women, in: J. Parpart, S. Rai & K. Staudt (Eds) Rethinking empowerment. Gender and development in a global/local world (London, Routledge), 22-38. Stromquist, N. P. (2003) Advancing women’s conditions: the impact of organized social actors (Los Angeles, University of Southern California), manuscript. Stromquist, N. P. (2006) Feminist organizations and social transformation in Latin America (Boulder, Paradigm Publishers). 116 Subrahmanian, R. (2000) Engendering education: prospects for a rights-based approach to female education deprivation in India, in: M. Molyneux & S. Razavi (Eds) Gender justice, development, and rights (Oxford, Oxford University Press). Tickner, A. (2002) Feminist perspectives on 9/11, International Studies Perspectives, 3, 333-350. UNESCO (2003) EFA global monitoring report 2003/4. Gender and education for all. The leap to equality (Paris, UNESCO). United Nations (2000) United Nations millennium declaration (New York, UN General Assembly). Unterhalter, E. & Dutt, S. (2001) Gender, education and women’s power: Indian state and civil society intersections in DPEP (District Primary Education Programme) and Mahila Samakhya, Compare, 31(1), 57-73. Wyn, J. & Wilson, B. (1993) Improving girls’ educational outcomes, in: J. Blackmore & J. Kenway (Eds) Gender matters in educational administration and policy. A feminist introduction, (London The Falmer Press), 71-80. EBT_29.indd 116 10/19/11 3:42 PM
Benzer belgeler
Asıl Soru Hangisi?
Türkçe sözlükte “Toplumda kad×n×n yararlanacaù× haklar× çoùaltmak ve erkeùinkine eüit k×lmak amac×n×
güden bir düüünce ak×m×d×r” üeklinde tan×mlanmakta olan feminizm terimini basitçe tan×mlamak ger...