bahattin ayhan SON
Transkript
bahattin ayhan SON
SUNUŞ Turizmle henüz tam olarak tanışmamış olan Çankırı’yı tanıtım amaçlı bu kitapçığın meraklılarına, araştırmacılara, Çankırı’da ve Çankırı dışında yaşayanlara faydalı olacağını umuyorum. Çankırı’da konusunda yayınlanan ilk eser olması bakımından kitapta karşılaşacağınız eksiklikleri anlayışla karşılayacağınızı umarım. Kitapçığın hazırlanmasında İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yazı ve resim yönünden katkıda bulunmuştur. Alınan yardımlar çoğu yerde aynen kitaba aktarılmış olup Nusret Acar’a teşvik ve katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Ayrıca kitabın hazırlanmasında ‘’Çankırı Tarih Kültür Turizm’’ adlı eser esas alınmış, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce hazırlanan tanıtım broşürleri, kültür envanteri çalışmaları ve fotoğrafları yanında, Çankırı Turizm Derneği’nden, İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce tarafıma gönderilen bilgilerden yararlanılmıştır. Kitapta konu edinilen yerlerin hemen hemen hepsine gidilmiş, resim çekilmiş ve bilgi derlenmiştir. Dört sene gibi bir süreyi kapsayan bu çalışmamda her zaman yakın desteğini, sabrını ve anlayışını gördüğüm eşim Gülbahar Ayhan’a da şükran borçluyum. Kitabın basım ve dağıtımını gerçekleştirerek, Çankırı turizmine yapmış olduğu katkıdan dolayı Çanfed - İstanbul Çankırı Dernekleri Federasyonu üyelerine, yönetim kuruluna ve değerli başkan ÖMER LÜTFİ ÖZENÇ’e teşekkür ediyorum. Çankırı ile ilgili kültürel yayınlara önem ve öncelik vermelerinden dolayı Çankırı ve Çankırılılar adına çok mutlu olduğumu belirtmek isterim. Kitabın ilk baskısı telif hakkı bilâ ücret kendilerine verilmiştir. Çankırı için böyle bir açılım ve desteği sağlamalarından dolayı Çankırı Turizmi adına ne kadar teşekkür etsek azdır. Bahattin Ayhan Ankara -Ocak 2009 1 Kuruluşundan bu tarafa çok kısa bir zaman geçmiş olmasına rağmen ‘’Çanfed’’ İstanbul Çankırı Dernekleri Federasyonu olarak Çankırı turizmine ve Çankırı’nın tanıtımına yardımcı olacağına inandığımız tarih-kültür-turizm dizisi-2 adlı kitapla sizlere hizmet etmenin mutluluğu içindeyiz. Sayın Bahattin Ayhan tarafından kaleme alınan ve yayınlanan önce federasyonumuzun 1 nolu yayını olan Çankırı TarihKültür-Turizm adlı kitap ilgi görmüş, kaymakamlıklar, belediyeler ve orta dereceli okulların tamamına dağıtımı yapılmıştır. Elinizde bulunan Çankırı Gezi Rehberi kitabının da aynı ilgiyi göreceğine ve turizm alanında mevcut olan boşluğu bir nebzede olsa dolduracağı kesindir. Bundan sonrada her zaman olduğu gibi Canfed olarak Çankırı için yapılacak çalışmalara destek vereceğimizin bilinmesini isteriz. Federasyonumuza bağlı tüm dernek, üye ve federasyon yönetim kurulu üyeleri olarak önceden olduğu gibi bilâ ücret bize çalışmasını bağışlayan Bahattin Ayhan’a teşekkür ederiz. Çankırı’mıza hayırlı olmasını dileriz. ‘’Çanfed’’ İstanbul Çankırı Dernekleri Federasyonu Başkan Ömer Lütfi ÖZENÇ 2 ÇANKIRI GEZİ REHBERİ Geçmişin izlerini, küllenmiş anıları, doğayı, tarihi ve kültürü bir arada yaşarken, Anadolu insanın sevecenliğini, misafirperverliğini yakından tanımak isterseniz gelin bizimle olun. Attığınız oltanın başında beklerken, kayak pistinde çizeceğiniz kavisler, ormanın yeşillikleri arasında dalıp gideceğiniz hülyalar sizinle olsun. Zamana karşı direnen köprüler üzerinden geçerken sağlı sollu sıralanan papatyalar, gelincikler, kır çiçekleri arasında özlemini duyduğunuz kuş sesleri, tepenizde dolanan kartal, atmaca alıp götürecek sizi başka diyarlara. Yoldan geçerken göreceğiniz bir dibek, evin kenarına bırakılmış eski bir döven, tüten bir iki baca ve sizi karşılayan çomar. İsterseniz arabanızla, isterseniz yayan gezin atacağınız her adım size yaşam sevinci verecektir. Hititler’den de önce başlayan ve günümüze kadar kesintisiz yerleşimin izlerini, eserlerini bulabileceğiniz, karşılaştığınız otantik kültür öğeleri ile kendinizi keşfe çıkmış bir gezginin o güzel duyguları, heyecanı ve yapacağınız keşiflerle sizi baş başa bırakıyoruz. Çankırı’ya: Hoş geldiniz. KARAYOLU ULAŞIMI: Çankırı kent merkezine Ankara’dan Esenboğa yol ayrımından ulaşılabileceği gibi, İstanbul’dan Gerede ayırımı, Kurşunlu-Korgun veya Ilgaz-Korgun üzerinden de gelinebilir. AnkaraÇankırı arası 1 saat 45 dakika, İstanbul-Çankırı arası yaklaşık 7-9 saat sürmektedir. İstanbul Esenler ve Harem terminalleri ile Ankara AŞTİ terminalinden düzenli otobüs seferleri vardır. Ankara-Çankırı arasında sabah 06.30-21.00 saatleri arasında otobüs ile ulaşmak mümkündür. Ayrıca Çankırı-İstanbul arasında sabah ve akşam saatlerinde karşılıklı sefer yapan otobüs firmaları bulunmaktadır. Çankırı otogar tel. 0376 213121 3 Harita : Çankırı’nın çevre illere ulaşım haritası Çankırı’nın bazı illere olan uzaklığı (km). ÇANKIRI 131 497 711 114 312 Ankara İstanbul İzmir Kastamonu Zonguldak 675 Antalya 910 Diyarbakır 330 Samsun 804 Erzurum 649 Trabzon 156 Çorum Kaynak: http://www.cankiriturizm.org/ulasim.htm 4 DEMİRYOLU ULAŞIMI : Çankırı tren istasyonu tel: 0376 2131319 Tren Seferleri Hareket Yönü Hareket Günü Hareket saati ÇankırıZonguldak Sal-PerşembeCumartesi 02.12 Çankırı-Ankara Çarşamba-CumaPazartesi 04.05 KarabükÇankırı Çarşamba-CumaPazartesi 00.23 Ankara-Çankırı PazartesiÇarşamba-Cuma 22.50 ÇANKIRI İLİ HAKKINDA GENEL BİLGİLER TARİHÇE Çankırı’nın geçmişi hep 3-7 bin yılla sınırlandırılmakla beraber, çevrede bulunan höyük ve yüzeysel buluntular, Çankırı’nın İÖ 7. binden daha önceleri iskan edildiğini doğrulamaktadır. Bölgedeki yerleşimin Paleolitik-Neolitik döneme kadar uzandığını, yüzey araştırmalarında elde olunan el âletleri ve İnandık kazısında ortaya çıkartılan Hititler dönemine ait kutsal evlenme törenini temsil eden, resimlerle bezenmiş bir vazo ve mülk bağış belgesinden, Ilgaz, Eldivan höyüklerinden çıkarılan eserlerden ve kalıntılardan anlamaktayız. Adı geçen höyüklerde İlk Tunç Çağına tarihlenen çanak ve çömlekler bulunmuştur. Bölgenin güçlü devleti olan Hititler, Deniz kavimlerinin göçü sonucu yıkıldı. İÖ 1200 ve daha sonrasında Çankırı değişik kavimlerin egemenliği altına girdi. Bir ara Kafkasya bölgesinde gelerek bölgeyi ellerine geçiren Kimmerler, (İÖ 700-650) daha sonraları geri çekildiler. İÖ 325’de İskender’in ölümü üzerine imparatorluk parçalandı, iç ve batı Karadeniz bölümünde Çankırı merkez olmak (Çankırı, Kastamonu, Sinop) üzere Paflagonya Devleti kuruldu. 5 El âletleri, Hitit kalesi Strabon, (İÖ 120) de Başkenti Gangra olan ve Mersias adlı kralın yönetimindeki toprakları, Gangralı olan Galatya kralı Deiotaros’un kendi yönetimi altına aldığını belirtir. Romalılar Döneminde Çankırı, büyük dini toplantıların yapıldığı ve Germanicopolis adıyla bastırılan sikkelerden de anlaşıldığına göre ekonomik yönden de güçlü bir kenttir. Romalılar döneminde Çankırı’da basılan paralar 6 7 Ortaçağda Çankırı: Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) döneminde, Kızılırmak eyaletinin askeri üssü ve müstahkem kalesi olarak kullanıldı. Heraklius döneminde Kastamonu ve Çankırı’nın içinde bulunduğu temanın başkenti Gangri (Gangra) idi. Doğu Roma (Bizans) dönemi tarihi ise karanlıktır. Bölge Pers imparatoru Hüsrev Perviz tarafından kısa bir süre ele geçirildi. Emeviler döneminde fethedilmek istenmişse de kalesinin sağlamlığı nedeniyle başarılamadı. 1071 Malazgirt Savaş’ı sonrası Türklere Anadolu kapıları açıldı. Alpaslan’ın komutanlarından Melik Ahmet Danişment Gazi, Emir Karatekin’i Çankırı bölgesini fethetmekle görevlendirdi. Emir Karatekin tarafından fethedilen Çankırı, Haçlılarca ele geçirildi ise de tekrar Danişmentliler egemenlik kurdu. Karatekin, ölümüne kadar Danişment emiri olarak Çankırı’yı yönetti. Kent 1132’de Bizanslıların eline geçti ise de Selçuklu Sultanı 1.Mesud Çankırı’yı Bizanslılardan geri aldı. Anadolu Selçuklularının zayıflaması üzerine kurulan Candaroğlu beyliğinin sınırlar içinde kalan Çankırı, Yıldırım Beyazıt döneminde Osmanlı yöne- 8 timi altına girdi. 1459’da Fatih Sultan Mehmet tarafından tamamen Osmanlı toprakları içine katıldı. 1464’den itibaren Anadolu eyaletine bağlı bir sancak merkezi olan Çankırı, doğuya yapılan seferlerde menzil yeri olarak kullanıldı. 1469’da Şehzade Cem Sultan Kastamonu’ya vali olarak atandı ve II. Bayazıt’ın torunu Osman Çelebi (1481-1512) Çankırı’da sancak beyliği yaptı. Osmanlı döneminde: Kastamonu, Kütahya, Yozgat ve Ankara’ya bağlı sancak merkezi olarak yönetildi. Kastamonu’ya bağlı sancak merkezi olan Çankırı aydınları Milli Mücadeleye olan desteklerini Kastamonu’da başlattılar. 15 Haziran 1919 günü Açıksöz Gazetesi, Kastamonu’da yayın hayatına başladı. Çankırı’lı Ahmet Talat Onay, Ulusal Bağımsızlık Savaşı konusunda halkı aydınlatmada ve mücadeleyi desteklemede en ön sıralarda yer aldı. Açıksöz Gazetesinde yazdığı yazılarla, İtilâf Devletlerine çektiği protesto telgraflarıyla savaşın kazanılmasında katkıları oldu. 600 yüz yılı geçkin bir süre Ankara, Kütahya, Yozgat ve son olarak da Kastamonu’ya bağlı sancak merkezi olarak yönetilen Çankırı (9 Nisan 1925) tarihinde il yapıldı. Dönemin Çankırı Milletvekilleri, Ahmet Talat, Mehmet Rifat, Yusuf Ziya beyler TBMM’ne verdikleri takriri üzerine Kankırı adının Çankırı olarak değiştirilmesine ve il yapılmasına hükümetçe karar verildi ATATÜRK ÇANKIRI’DA : Atatürk’ün Çankırılılar tarafından karşılanması ve ağırlanmasını Türk Ocağı Başkanı ve Anadolu Ajansı muhabiri Tahsin Nahit (Uygur) Çankırı’da yayınlanan Nejat Gazetesinde (27 Ağustos 1341-1925 tarih ve 77 sayılı nüsha) şöyle anlatılmaktadır: Kalecikten sonra Çankırı sınırı olan Tüneyin Çandır hanında Atatürk: Çankırı mebusları Ziya, Talat (Onay), Rifat, Vali Cemil, Operatör Miralay (Albay) Refik, Topçu alay Komutanı Kaymakam (Yarbay) Osman, Halk Fırkası Reisi Müftü Atâ Efendi, Belediye Başkanı Cemal, Türkocagı Reisi Tahsin Nahit (Uygur) beylerden oluşan bir heyet tarafından 9 karşılandı. Çankırı üzerinden Kastamonu’ya giden Atatürk: Şapka İnkilabını lan ettikten sonra Ankara’ya dönüşlerinde bir gece Çankırı’da kaldı. Çankırılıların nesini beğendiniz sorusuna Atatürk ‘’İnceliğini’’ yanıtını vermiştir. ÇANKIRI ADI Çankırı bölgesi Paphlagonia (Paflagonya) olarak geçmekte, çevresinde Pontos, Phyrigia (Firig), Galatia (Galatya), Bithynia (Bitinya) bulunmaktadır. Gangra adı İÖ 1. bin yılın yerel dili olan Paphlagonia dilinde tiftik veya keçi anlamına gelmektedir. Bölgede fazla sayıda tiftik keçisi bulunması nedeniyle bu ad verilmiştir. Çankırı adının tarihi gelişimini özetleyecek olursak Galatlar Döneminde, Gangre, Gangres, Gangra, Gangrea, Gagaris ve Cancari. Paflagonlar döneminde Gangra. Romalılar döneminde Germanikapolis. Bizanslılar döneminde Germanicopolis, Kangıra, Gangıra. İslam kaynaklarında ‘’Demir Kale’’ anlamına gelen Hısn el Hadid. Arap kaynaklarında Mahrusei Kenkeri, Kangari, Kangen, Kangarı, Kangar. Klasik batı kaynaklarında Kangra, Kankora, Kankıra, Kengiri, Kengürü, Gankaris, Gangora, Güngıra, Gangares, Germanikopolis. Selçuklular Döneminde Kenkir, Gangrakale, Mogollar Döneminde 10 Hısn el Hadid, Osmanlı Döneminde Gangra, Kengiri, Kanglı, Kangırı, Kengari, Kangrı, halk arasında Kangırı, Çengürü, Çengiri, Çangırı, Çankır, Çungara, Ganpara, Cangra, Cancara, Hancara şeklinde söylenmiştir. COĞRAFYA Çankırı İli: İç Anadolu Bölgesi’nin kuzeyinde Kızılırmak ile kısmen Batı Karadeniz Bölgesi ana havzalarına geçişte, 40º 30’ 41’’ Kuzey enlemleri ile 32º 30’ 34’’ Doğu boylamları (Greenwich’e göre) arasında yer alır. İlçe topraklarının yarısı İç Anadolu bölgesinde, diğer yarısı Batı Karadeniz bölgesindedir. İlin yüzölçümü 7 404 km² olup Türkiye topraklarının % 0,94’ünü meydana getirir. Denizden yüksekliği (rakım) ortalama 723.8 m.dir. Doğu-Batı uzunluğu 128 km. Kuzey-Güney uzunluğu 72 km.dir. Kuzeyde; Kastamonu, Güneyde; Ankara ve Kırıkkale, Batıda; Bolu, Kuzeybatıda; Karabük, Doğuda; Çorum illeri ile komşudur. Merkez ilçe, Eldivan, Şabanözü, Korgun, Kızılırmak ilçelerinin tamamı ve Yapraklı ilçesinin bir kısmı İç Anadolu, Çerkeş, Atkaracalar, Orta, Kurşunlu, Bayramören, Ilgaz , Yapraklı ilçeleri ise Batı Karadeniz coğrafi bölgesi sınırları içinde kalır. Resim: Melan vadisi/Bayramören 11 ÇANKIRI KENTİ Karatekin parkı Kuzey-güney yönünde akan Tatlıçay’ın her iki yakasında, doğudan gelen Acıçay’ın kuzeyi ile kalenin etekleri arasında kurulmuştur. Denizden yüksekliği 750 m olup tipik karasal iklim egemendir. Kışları soğuk ve yağışlı, yazları ise sıcak ve kuraktır. Kentin Tatlıçay bölümü yeşillik olup diğer tarafları çıplaktır. Cumhuriyet Mahallesi, İstasyon Caddesi, Atatürk Bulvarı ve Buğdaypazarı Caddesi ticarethanelerin ve resmi kurumların bulunduğu bölgedir. Hititler’den bu tarafa varlığı bilinen kent, Helenistik, Roma, Bizans dönemlerinde idari ve dîni yönetim birimi olarak önem kazanmıştır. Beylikler döneminin başkenti, Osmanlı döneminin sancak merkezi olmuştur. Galatlar döneminde Gangrea, Bizanslılar döneminde Germanicopoklis, Selçuklula’!dan sonra Kengürü, Çangara ve daha değişik isimlerle anılmış Cumhuriyet döneminde Çankırı olarak anılmaya başlanmıştır. 12 GEZELİM GÖRELİM Harita: Çankırı kent haritası ÇANKIRI KALESİ: Kentin kuzeyinde ve kente hâkim 900 m. rakımlı tepe üzerinde 100 m. X 200 m. lik bir düzlükte kurulmuştur. Kalenin yapım tarihi konusunda kesin bilgi yoktur. Hititler döneminde yapıldığı tahmin olunmakla birlikte, İlk ve Ortaçağ akropolisi üzerinde yer almaktadır. Doğu tarafta bulunan ve Bey kapısı olarak adlandırılan, Geç Ortaçağ dönemine ait devşirme moloz taş, tuğla ve harçtan yapılmış iki parça yüksek sur parçası günümüze kadar gelebilmiştir. Resim: Taşmesçit’ten Çankırı kalesi 13 Park düzenlemesi sırasında çıkan iki sütun başlığı Karatekin Türbesi’nin yanına bırakılmıştır. Kalede Roma dönemine ait kaya mezarı 5 x 5 m. boyutunda kaya tüneli ve sarnıç bulunmaktadır. Geç RomaErken Bizans dönemlerine ait seramik parçaları ele geçirilmiştir. Türk-İslam çağına ait Karatekin türbesi buradadır. Geçmişte Emeviler, Danişmentliler, Bizanslılar ve Haçlılar tarafından kuşatılan, Osmanlı döneminde yerleşimin var olduğu kale 1847 yılında meydana gelen kolera salgını nedeniyle terk edilmiştir. Kalede; 1919’da bir cami ve depremden hasar görmüş eğik minaresinin varlığı bilinmektedir. Piknik alanı olarak kullanılan kale aynı zamanda 150 m. yüksekten panoramik Çankırı manzarası seyretme olanağını sunmaktadır. ÇANKIRI MÜZESİ: Anıt alanında 100. Yıl Kültür merkezi binasının içinde yer alan müzede (İÖ. 8-7) milyon yıl önceye ait omurgalı fosilleri, Paleolitik ve Neolitik dönemlerden başlayarak yakın zamanlara ait arkeolojik, etnoğrafik eserler sergilenmektedir. Eski Tunç, Hitit, Frig, Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait eserler yanında İslam, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait eserlerde müzede yer almaktadır. Müzede İÖ. 3000-2000 yıllarını kapsayan Eski Tunç Çağına ait küp mezarlar, pişmiş toprak kaplar, süs eşyaları, figürinler, bronz güneş kursu, silahlar ve Hitit, Frig, Roma, Bizans dönemlerine ait pişmiş toprak kaplar, çeşitli boncuklar, süs eşyaları, bronzdan yapılmış silahlar, tıp âletleri, iğneler, ağırşaklar, kandiller, parfüm şişeleri, çeşitli heykel parçaları, değişik dönemlere ait sikkeler sergilenmektedir. 14 Resim: Çankırı müzesinde bulunan değişik objeler Taşa sarılmış yılan motifi Güneş kursu Kolye 15 Küpler, sütun başları Sergilenen cam eserler Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerine aittir. Kalıba üfleme, serbest üfleme ve kalıba döküm teknikleri ile üretilmiştir. Bunlar arasında kâseler, bardaklar, sürahiler, şişeler, parfüm şişeleri, karıştırma çubukları, bilezikler, yüzükler, boncuklar yer alır. Binanın koridorunda ve dışında tretuvarda Hellenistik, Roma, Bizans ve İslami dönemlere ait alınlık kitabeleri, aslan protomları, Dor, İon, Korint üslubunda yapılmış sütun başları, kaideler, steller, mil taşları, vaftiz teknesi, büyük depo küpleri görülebilir. Çankırı ve çevresine ait elde edilen çeşitli dokumalar, el işlemeleri,hat sanat örnekleri, baskı kalıpları, kıyafetler, silahlar, süs eşyaları ve günlük gereksinimde kullanılan çok sayıda etnoğrafik eşya ve Kurtuluş Savaşı’nda İneboluÇankırı-Ankara arasında cephane taşımış bir kağnıda müzedeki müstesna yerini almıştır. 16 ÇORAKTERLER OMURGALI FOSİL YATAĞI. Çankırı-Yapraklı yolu üzerinde kentin çıkışında olan fosil yatağı Türkiye’de olduğu kadar Dünyada da Geç Miyosen dönemini temsil eden önemli bir lokalitedir. Yaz aylarında kazı çalışmalar devam etmektedir. Hortumlular, gergedangiller, atgiller, domuzgiller, zürafagiller, öküzgiller, kuyruksuz büyük maymunlara ait fosiller çıkarılmıştır. Dünyada, Çorakyerler kazısını önemli kılan ‘’Hominioidea’’ ailesine mensup bir fosilin bulunmuş olmasından kaynaklanmaktadır. Resim: Kazı çalışmalarından görüntüler Çorakyerler kazısını yürüten Prof. Dr.Ayla Sevim 17 Çorakyerler kazısından görünüm İNANDIK VAZOSU VE MÜLK BAĞIŞ BELGESİ. Çankırı-Ankara karayolu üzerinde, Çankırı kent merkezine 33 km. uzaklıkta bulunan İnandık Höyük’te 1966-1967 yıllarında yapılan kurtarma kazısında elde edilmiştir. İÖ. 1600’lü yıllara tarihlenen İnandık Vazosu, Eski erken Hitit sanatının kabartmalı ve resimli nadir örneklerinden biridir. Kutsal bir evlenme töreniİnandık vazosu nin resmedildiği vazo Ankara’da Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir. Çankırı kent girişinde ve müzede imitasyon birer örneği bulunmaktadır. Hitit Hukuku hakkında bilgi içeren bağış belgesi de döneminin önemli eserleri arasındadır. 18 İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR CAMİLER İMARET (Kâsım Bey) CAMİİ : Beylikler döneminin eserlerinden olup , Candaroğlu Kasım Bey tarafından 1397 yılında yaptırılmıştır. Vakıflar Genel Müdürlüğünün mülkiyeti olan İmaret Camisi XVII. yüzyılda Levent eşkıyası tarafından tahrip edilmiş, 1916, 1924 yıllarında onarım görmüştür. Cami, dikdörtgen planlı, iki katlı ve sade görünümlüdür. Kerpiç duvar örgülü, ahşap saçaklıdır. Caminin tek şerefeli, kaidesi kare ve kesme taştan yapılmış minaresi depremlerde yıkılmış, geriye pabuçluk kalmışsa da 1984 yılında pabuçlukta yıkılarak, taşları cami bahçesi duvarının kenarına konmuştur. Çatısı ahşap üstü kiremit örtülüdür. Caminin girişi kuzeyden ve çatal dikdörtgen kapıdandır. Pencereleri kasalı ve kapı gibi dikdörtgen şekillidir. Tavan ortasında göbek bulunur, mihrab ve mimber işçiliği basittir. Son cemaat yerinden sonra ikinci bir çatal kapıdan geçilerek caminin ana bölümüne ulaşılır. Girişte ahşap direkler üzerine oturtulmuş bir adet balkon yer alır. Orijinal yapısında onarımlar nedeniyle değişiklikler yapılmış, mimari özellikleri bozulmuştur. Yakınında şimdi yok olan bedesten ve kuzeyinde İmaret medresesi vardır. Bahçesinde Candaroğulları beyliğine gelin gelen Fatih Sultan Mehmet’in kız kardeşinin kabri bulunmaktadır. İmaret camisi 19 BÜYÜK CAMİİ: (1522-1558): Çankırı’da Osmanlı döneminde yapılan ilk ve en büyük mimari yapıdır. 1522 yılında yapımına başlanan cami, aradan 36 yıl geçtikten sonra 1558 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın emri ile Mimar Sinan’ın kalfalarından olan Sadık Kalfa tarafından bitirildi. Mimar Sinan mahallesinde bulunan cami: Ulu Cami, Büyük Cami ve Kanuni Sultan Süleyman camisi olarak da bilinir. Kente egemen bir yerde gösterişli bir yapıdır. Rokok tarzında, zarif süslemeli hat örnekleri ile bezenmiş ve kesme taştan yapılmıştır. Son cemaat yeri dört sütuna basan üç kubbeyle örtülüdür. Ortada büyük bir kubbe ve kubbenin etrafında dört yarım kubbeli kare planlı, duvarları ve minaresi kesme taş, kubbe üstü kurşun kaplamadır. Mihrap istelaktidli, nişli, mimber taştan, kürsü gövdesi yuvarlak ve köşeli, kapı söveleri mermer, kemerler ise kilit taşı ve içleri olukludur. Konsol halinde, tek minareli girişteki kapısı geometrik desenli, süslü, yarım kubbeler payelere ve duvarlar arasındaki kemerlere oturtulmuştur. Dokuz tane kubbesi vardır, büyük kubbe dört köşeli olup kasnak üzerine oturtulmuş, kubbe üzerine küçük pencereler ve iç kısmı geometrik desen ile fil ayağı ile süslüdür. 20 Minaresi giriş kapısının sağ tarafında tek şerefeli ve kesme taştandır. Salon döşemesi tahtadır. Ortasında dört adet paye vardır, avlusu duvarla çevrili, bakımlı ve iyi korunan camiler arasındadır. 1922, 1926, 1935, 1945 yıllarında onarım gördü ve 1994’de restore edildi. Önceden var olan Selçuklu dönemine ait bir cami üzerine inşa edilen Büyük Cami’nin zaman içinde çevresindeki yapılar yıkılmış, 1898’de on bir adet musluklu abdest alma yeri, mevcut medrese ve kütüphanenin yerine okul, havuz ve şadırvan ilavesi ile güney cephesine payandalarla destek yapılmıştır. Eski caminin kitabesi, Büyük Cami’nin güneyindeki duvardadır. Büyük Camii 21 ALİ BEY CAMİİ: (1297): Ali Bey mahallesinde bulunan caminin yapım tarihi, ilk bânisi bilinmemektedir. 1297 yılında yapılan caminin yerine yapılmış olduğu söylenmektedir. Mütesellim Ali Bey tarafından 1609 yılında camiye bir medrese eklenmiştir. Mimari yönden camii; 12x12 m. boyutunda kare planlı kubbeli ve minaresi tek şerefeli, kaidesi kesme taş, gövdesi tuğladır. 1953-1957 yıllarında onarım görmüştür. Mihrabı ve mimberi alçıdan olup süslemesiz ve sadedir. Kürsü kesme taştan, gövde ise çok köşeli tuğladan yapılmıştır. Kubbesi kasnaksız, son cemaat yeri ahşap, kapı söveleri mermer üzeri kemerlidir. Çankırı kent merkezinde Osmanlı Dönemine ait üzeri kubbeli ikinci taş yapıdır. YENİ CAMİİ: (1720-1723) Çankırı il merkezinde Mimar Sinan mahallesinde Hacı Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Camiden çok mescit görünümündedir. Duvarları moloz taşlı harç, sade ve yalın bir yapıdır, çatı ahşap üstü kiremit örtülü, tavan ve döşemesi ahşaptır. Mihrabı alçıdan yapılmış ve basittir. MİRAHOR (İMRAHOR) CAMİİ: (1796-1797) Çankırı merkezde, Karatekin (Mirahor) mahallesindedir. 1797 yılında Tüfekçibaşı İsmail Ağa tarafından yaptırılmıştır. Duvarları moloz taşlı harç, mihrap ve mimber sade, döşeme basit, tavan ahşap, çatı ahşap üstü kiremit örtülüdür. İmrahor Camii 22 BUĞDAY PAZARI CAMİİ: Yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, caminin mimari özelliklerine dayanılarak XVIII. yüzyılda (1797) yapılmış olabileceği tahmin olunmaktadır. Caminin kitabesi kaybolmuştur. Kuzeybatısında , kuzeygüney yönünde sıralanmış medrese odaları vardır. Dikdörtgen planlı, iki katlı sade görünümlüdür. Kerpiç duvar örtülü ahşap saçaklıdır. Kuzeybatısında tek şerefeli, kaidesi kare şekilli ve taştan yapılmış minaresi yer alır. Kapı ve pencereler dikdörtgen şekillidir. Yapılan onarım ve ilaveler sonucu mimari özellikleri kısman bozulmuştur. Buğdaypazarı Camisi 23 HACI ŞEYHOĞLU CAMİİ: Doğu ve batı yönünden girişleri olan büyük bir avlunun güneybatısında inşa edilmiştir. Avlunun doğusunda günümüze kadar ulaşabilmiş içinde dört mezar bulunan hazire vardır. 1829 tarihini taşıyan mezar, büyük bir ihtimalle caminin bânisi Hacı Şeyh Zade Hacı Seyyid Mehmet Efendi’ye aittir. Çankırı’da bulunan üzeri kubbeli üç camiden biridir. KARATAŞ CAMİİ: Yapım tarihi XVII. yüzyılın ilk çeyreği olup bunu kanıtlayacak kitabe camide yoktur. Caminin güneydoğu cephesinde ‘’Katataş Camisi 1220’’ yazılıdır. Tarih Hicri ise Miladi 1805 yılı demektir ki XVII. yüzyıl yapımı olduğu konusundaki yargı ile çelişmektedir. Vakıf kayıtlarında 1731 yılında burada bir görevlinin bulunduğu belirtilmiş olup bu durum XVIII. yüzyılın ilk yarısında caminin var olduğunu, 1805 yılının tamir yılı olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak caminin XVII-XVIII. Yüzyıllarının son ve ilk dönemlerinde yapılmış olabileceği sonucuna bizi götürmektedir. Avlusunda hazire vardır. Karataş Camii 24 DiĞER CAMİLER İmraniye Camii: Yapım tarihi XX. yüzyılın ilk çeyreği, İplik Pazarı Camii: Kitabesi bulunamadığı için kesin yapım tarihi de bilinmemektedir. 1950 yılında yıkılmış ve yeniden yaptırılmıştır. Cami 1995’de Taşınmaz Kültür Varlığı olarak tescil edilmiştir, Kirmanoğlu Camii: İmaret mahallesindedir. Medrese Mescidi. Şeyh Kasım Camii: Taş Mescit mahallesinde, Kasım Bey Mescidi olarak bilinir. Haznedar Hacı Mehmed Ağa Camii: Yoğurtçu mahallesinde ve vakfı vardı, Hacı Musa Camii: Yoğurtçular mahallesinde bulunan cami hakkında bilgi yoktur. Vakıf kayıtlarında vakfının olduğu gözükmektedir. İmraniye camisi 25 KUTSAL MEKANLAR EMİR KARATEKİN TÜRBESİ: Emir Karatekin Gazi, 1071 Malazgirt Savaşı sonrası, 1074’de Çankırı fethini gerçekleştirerek, kendisine kılıç hakkı olarak verilen, kendi adıyla bilinen beyliğin merkezi yaptı. 1090 yılında öldüğü, başka bir kayıtta da 1106 yılında Haçlılarla yaptığı savaşta şehit olduğu belirtilmektedir. Vakıflar Genel Müdürlüğü kayıtlarında, Türbenin Danişmentliler döneminde XII. yüzyılın başlarında yapıldığı kaydedilmektedir. Bu durumda türbe bir Selçuklu eseridir. Değişik zamanlarda çok sayıda onarım görmüş ve özelliğini büyük ölçüde kaybetmiştir. 5x5 m. ebatlı Türbe kare planlı, düz ahşap tavan ve kiremitli ahşap kırma çatıyla örtülüdür. Saçaklar dışarıya taşmış, yapı malzemesi olarak moloz taş ve tuğla kullanılmıştır. Doğu cephesi düz olup saçak altında mazgal pencere vardır. Kuzey cephesinin kuzey doğu bölümünde yuvarlak kemerli niş yer alır. Batı köşede giriş kapısının güneyinde daha büyükçe bir niş vardır. Dıştan düz olan güney cephe içte, iç içe iki yuvarlak kemer ile takviye edilmiştir. Giriş Kuzeybatı köşede yer alan yuvarlak kemerli kapıdandır. Orijinali ahşap olan kapı kanatları demir kanatlıdır. İçeri girildiğinde sağ tarafta yuvarlak kemerli bir niş vardır. Üç cepheye açılan aydınlatmayı sağlayan mazgal pencereleri vardır. Türbenin içinde güney bölümünde iki adet büyük, kuzey bölümünde ise iki adet küçük sanduka yer alır. Sandukalardan ikisi alçıdan yapılmış üzerlerine tahta sanduka konmuştur. Diğer sandukalar tuğla ve kireç harcıyla yapılmıştır. Karatekin Gazi, güneydoğuda ki sandukada yatmaktadır. Diğer sandukalar eşi ve iki çocuğuna aittir. Karatekin’in manevi değeri vardır. Her sene erguvan çiçeklerinin açtığı döneme rastlayan Cumartesi günü Çankırılılar Türbeyi ziyaret ederler, Emir Karatekin’in anısını yâd ederler. Çankırı’da önde gelen kutsal mekanlardan biridir. Birinci Cihan Savaşı sırasında esaslı bir onarım görmüş, onarımlar zaman zaman devam etmiş ve en son olarak da 1980’de tamir görmüş , tüm cephelerinin sıvası yenilenmiştir. 26 Emir Karatekin Gazi türbesi BİLLUR BEY: (Şeyh Mehdi), (? – 1154): Türbesi, Çankırı il merkezinde, Karataş Mahallesi Kayabaşı caddesinde bir evin bahçesi içerisindedir. Emir Karatekin ile birlikte Çankırı’yı fetheden komutanlardan biri olması (?) nedeniyle manevi değeri olan bir kumandandır. Türbenin hiçbir mimari özelliği yoktur, vakfiye bilgilerine göre, ölümünden çok sonra 1272 yılında, bazı kaynaklara göre XII. yüzyılda yapılmış veya onarım görmüştür. Türbe, zamanında tekke olarak kullanılan yapı topluluğunun bir parçasıdır. 27 Diğer kısımlar yok olmuş, yapılan onarımlar nedeniyle orijinal yapısı bozulmuş günümüze kadar gelebilmiş yapılardan biridir. Türbeye ahşap bir kapıdan girilir. Dikdörtgen planlı ve kırma sundurma çatılı, üzeri alaturka kiremit örtülüdür. Moloz taştan yapılmış su basman üzerine ahşap arası kerpiç dolgu malzeme kullanılarak yapılmıştır. Girişte sol kısımda üç , diğer cephelerde demir korkulukla çevrili birer adet pencere açıklığı bulunur.Türbenin örtüsü düz dam, dış duvarlar badanadır. Billur Bey türbesi SARI YANIK BABA: ( ? - ? ): Kabri, Sarı Baba Mezarlığının batı kapısında Yapraklı yolu ile Kırklar caddesinin kesiştiği noktadadır. Emir Karatekin’in kumandanlarındandır, Çankırı kalesinin alınmasında yararlılık göstermiş ve hizmetine karşılık, Eldivan ilçe sınırları içerisinde bulunan Gedene, Genek, Mudun ve Sarayköy bölgelerinin aşarı kendisine verilmiştir. Doğum ve ölüm tarihleri hakkında kesin bilgi yoktur. Etrafı kare şeklinde ve 1 m. yüksekliğinde koruma duvarı ile çevrilidir. Duvarın batı kesimi üçgen alınlıklıdır. Girişi güneyde bulunan mezarın boyu 2,5 m. Uzunluğunda olup, baş ve ayak kısımlarında birer adet Roma Dönemi sütunu vardır. 28 TAŞ MESCİT VE CEMALEDDİN FERRUH: Kentinin güney batısında bulunan, Yenimahalle Taş Mescit caddesinde, Derbent deresi (Kuruçay) kıyısında, Hıdırlık tepesinin güneyinde küçük ve meyilli bir tepe üzerinde kurulmuştur. Selçuklu Dönemi yapısı olup sanat tarihi ve plastik sanatları açısından önemli bir eserdir. Atabeyi Cemaleddin Ferruh tarafından 1235’de Şifahane olarak yaptırıldı, 1242’de Darülhadis eklendi. 1892’de Mevlevihane şeyhi Nuri Dede tarafından üç hücre, semahane ve bir adet şeyh dairesi yaptırıldı. 1926 yılında Tekke ve Zâviyelerin kapatılması üzerine Nuri Dede’nin yaptırdığı kısımlar yıktırıldı. Hastane kısmı tamamen yıkılmıştır. Sonradan yaptırılan Darülhadis ile mescit ve türbe günümüze kadar gelebilmiş değerli yapılardan biridir. İşlevsel döneminde orman içinde ças ağaçları ile çevrili olan yapıda akıl hastaları müzikle tedavi edilir ve sağlıklarına kavuşurdu. Darülhadis, Tımarhane ve Mevlevihane olarak kullanıldı. Merdivenleri ve kapısı, Selçuklu döneminde görülen nadide taş yapılar arasında yer alır. Yıkılan Darülşifa moloz taştan, mevcut Darülhadis kesme taştan yapılmıştır. Taş duvarları oldukça kalın olup, kapı süslemelerinin sanat değeri yüksektir. İki katlı, kesme taştan dışarıdan iki duvar ve bir köşe kulesi ile desteklidir. Taş Mescit’te bulunan ve Çankırı Müzesinde sergilenmekte olan gövdesinde yılan sarılı kupa, eczacıların sembolüdür. Ayrıca tıp sembolü olan iki yılan kabartma kaybolmuştur. Çeşitli zamanlarda bilinçsizce onarım gören Taş Mescit’in ayakta kalan kısımları kısmen özelliğini yitirmiş durumdadır. Selçuklu Hükümdarı I. Aladdin Keykubat’ın Çankırı Atabeyi olan Cemaleddin Ferruh kendisinin yaptırmış olduğu Taş Mescit’te medfundur. Kuzeyde bulunan cümle kapısından girildiğinde kesme taştan inşa edilmiş, dört sivri kemerin üstünde tuğla pantandiflere oturtulmuş, tuğla kubbeli küçük bir hacim ve bunun sağ ve sol tarafında kesme taş sivri tonozların örttüğü ve merkezi zeminden farklı seviyelerde yükseltilmiş iki eyvandan ibarettir. Yapı malzemesi olarak alt kısımda 29 kül rengi-kırmızı, üst kısımda gri-beyaz kesme taş kullanılmıştır. Ön cephede ana binaya göre daha ileriye çıkarılmış ve konsol taşlarından yapılmış iki kollu merdiven vardır. Merdivenlerin bitiminde Selçuklu profilleriyle çevrelenmiş staliktitli niş içinde ana kapı vardır. Bunun altında da basamaklardan oluşan üçgen ortasında, üst kapı aksına tesadüf eden kısım küçük mumyalık girişidir. Taş Mescit’in cümle kapısı düz lentolu ve iki parçadır. Parçalar bugün yeri boş olan ortadan çifte kırlangıç kuyruğu şeklinde bir kilit taşı ile bağlanmıştır. İki tarafta simetrik ve altıgen şekilli iki kabartma geçme motif işlenmiştir. Yukarda ise staliktitlerin altında Darülhadis’in orijinal kitabesi yer alır. Taş Mescit 30 ŞEYH HACI BAHAEDDİN: Karataş Mahallesi Kurşane (Kuşhane) semtindedir. Ş.Hacı Bahaeddin XIV. yüzyılda yaşamış Sofi Ahi Türkmen beyidir. 1328 tarihli vakfiyesinden edinilen bilgilere göre: Ahi Evran’ın hocası ve kayınpederi Sofi Evhadiddin Kirmani’nin soyundan gelme Ahi dervişidir. Debbağ olup, keçecilik ve çömlekçilikle uğraşmıştır. Çarşıda dükkânlar yaptırdığı, şehirde bağ, bahçe, tarlalarının olduğu ayrıca Eldivan ilçesinde 6 köyü ve Çiftlik köyünün Kozdiken bağlarını vakfettiği belirtilmektedir. Cami, mescit, tekke, zaviye, imaret, çeşme, suyolu yaptırmışsa da eserleri günümüze ulaşmamıştır. TOPRAKBABA TÜRBESİ: Karataş Mahallesi, Kastamonu Caddesi üzerindedir. Etrafı yaklaşık 2 m. lik bir duvarla çevrilidir.Kare planlı ve beton temel üzeri tuğladır. Kırma çatılı, üzeri alaturka kiremit örtülüdür. Girişi kuzey yönündedir, girişin sağ tarafında demir korkuluklu penceresi vardır. Örtüsü düz damlı ve içinde tek bir sanduka bulunur. Dış duvarlar badanadır. Toprak baba türbesi DİĞER TÜRBELER: Demirci Şeyh Türbesi, Haydar Camii Türbesi, Tekeli Türbesi, Şeyh Mehdi Türbesi. Şeyh Veled Türbesi 31 MEZARLIKLAR-HAZİRELER ŞEHİR (Sarıbaba) MEZARLIĞI: Adını, Çankırı fatihi Emir Karatekin’in kumandanlarından Sarı Yanık Baba’nın adından alan Şehir Mezarlığı; Çankırı – Yapraklı Karayolunun kuzeyi ile Kırklar Caddesinin kuzeydoğusunda yer almaktadır. Çok geniş bir alanı kaplayan mezarlık, Osmanlılar döneminden bu tarafa kullanılmaktadır. TAHTA KÖPRÜ MEZARLIĞI : Mimar Sinan Mahallesi, Büyük Cami sokağının doğusundadır. Güney cephesinde bulunan ev ile bitişik vaziyettedir. Etrafı 1.5 m. yükseklikte bir duvarla çevrilidir. Giriş kuzey yönünde bulunan demir kapıdandır. 4 adet mezarın bulunmaktadır. Mezarların birinde 1244 H. tarihi yazılıdır. İMARET MEZARLIĞI : Tabakhane mahallesinde Kayabaşı Caddesi ile Hamam Sokağın kesiştiği noktadadır. Cadde ve sokak arasındaki kod farkı toprak doldurularak giderilmiş ve üç adet mezarlık bu dolgu üzerine yapılmıştır. Kot farkından dolayı Hamam Sokaktan 4 m. Kayabaşı caddesi tarafından 1.0 m’lik duvar ile çevrilidir. AKKIZ ÇALISI MEZARLIĞI : İncili çeşme Mahallesinde, Mezarlık Caddesinin Akkız Çalısı ile kesiştiği yerdedir. Mezarlık Caddesi tarafı 3.0 m. Batı ve kuzeyi 0.30 m’lik duvarla çevrilidir. Mezarlığın girişi Akkız çalısı yönünde bulunan demir kapıdandır. Mezarlıkta birisi Akkız Sultan’a ait ve birde kavuk şeklinde mezar taşı bulunan toplam beş adet mezar bulunur. Mezar taşının birinde 1290 H. Tarihi yazılıdır. HACI MUSTAFA KABRİ: Karataş mahallesi, Çeşme Sokakta 1333 H. tarihini taşıyan Hacı Mustafa’ya ait bir mezarlık vardır. XX. yüzyıl yapısı olan mezarlığın doğu ve batı yönünde sivri tepeli baş ve ayak ucu taşları vardır. Taşın birinin üzerinde altı sıralı Osmanlıca yazı şeridi yer alır. ŞEYHOĞLU CAMİİ HAZİRESİ: Karataş Mahallesi, Sudeposu caddesi ile Sudeposu sokağının kesiştiği noktada bulunan Şeyhoğlu Camisinin avlusundadır. 32 Etrafı Mektep sokaktan 4 m, Sudeposu caddesi tarafından 2.5 m.lik duvarla çevrilidir. İçinde 5 adet mezar vardır. Mezarlığın giriş kapısı kuzeyde ve avlunun içindedir. Ahşap olup , giriş cephesi ahşap parmaklıklarla avludan ayrılmıştır. İMARET CAMİİ HAZİRESİ: Çankırı’da beylik yapan İsfendiyaroğulları’na ait bir mezarlıktır. Ildızım taşından ve mermerden yapılmış mezar taşları üzerinde rumi, palmet ve bitki süslemeleri vardır. Güneybatı yönünde baş ve ayak taşları Roma dönemi sütunlardan yapılmış etrafı demir parmaklıklarla çevrilmiş Fatih Sultan Mehmet’in kız kardeşinin kabri vardır. (bazı kayıtlarda kızı olarak geçmektedir) İmaret Camii haziresi GARNİZON ŞEHİTLİĞİ: Kırkevler mahallesindedir. Şehitlik , etrafı taş duvarla çevrilmiş iki bölüm ve bin metrekarelik bir alanı kaplar. Birinci bölümde Kore ve Kıbrıs şehitleri anısına üç basamakla çıkılan zemin ve kare şeklindeki kaide üzerinde geometrik formlu üç betonarme blok yer alır. Bloklardan, Kore şehitlerine ait olanın üzerindeki mermer levhada: Çankırı Merkezden dokuz, Eldivan’dan üç, Yapraklı’dan bir, Ilgaz’dan iki, Şabanözü’nden beş, Orta’dan bir şehidin isimleri, rütbeleri ve doğum tarihleri olan 33 1929 yazılıdır. Şehitliğin doğu yönündeki bölümde teröre kurban gitmiş askerlerimizin kabirleri bulunmaktadır. Garnizon şehitliği ATATÜRK ANITI: Anıt alanında İstasyon caddesi ile Atatürk bulvarının kesiştiği noktanın orta yerindedir. Heykeltraş Kemal Yontuç tarafından 1945 yılında yapılmıştır. Atatürk Anıtı 34 MEDRESELER ÇİVİTÇİOĞLU MEDRESESİ: Mimar Sinan Mahallesi, Uncu Sokaktadır. Büyük Caminin kuzeydoğu tarafında ve cami ile aralarında dar bir sokak bulunan medrese, XVII. yüzyıldan kalma, iyi korunmuş yapılardan biridir. Batı yönünde bulunan kapıdan duvarla çevrili avluya girilir. Avlunun sağ tarafı boşluk ve bina iki katlı olup sol taraftadır. Taş döşeme zeminden üst kata ahşap merdivenle çıkılır. Her iki katta da medrese odaları sıralanır. Yapı bagdadi tarzda inşa edilmiş, zeminden yaklaşık 1.5 m. yükseklikte bulunan konsollar üzerine çıkma olarak yapılandırılmıştır. Çatı ise kırma çatı tarzında ve alaturka kiremitle kaplıdır. Saçaklar geniş tutulmuş ve saçak altları ahşap çıta ile kaplıdır. Saçakların başka bir özelliği de kenarlarının oval şekilli yapılmış olmasıdır. Belediyece kültürel amaçlı kullanılmaktadır. 35 Çivitçioğlu medresesi BUĞDAYPAZARI (Hazimiye) MEDRESESİ: Sofizade Mustafa Efendi tarafından yaptırılan medrese Buğdaypazarı camisinin kuzey batısında ve kuzey-güney yönünde iki katlı sıralanmış medrese odalarından meydana gelir. Zemin kat toprak seviyesinden yüksekte ve merdivenle ulaşılır. Gene aynı şekilde zeminden üst kata çıkan ahşap merdiven vardır. Medrese odalarının girişi boydan boya boşluk, balkon şeklindedir. Payandalarla çatıya raptedilmiş ahşap korkuluk ile çevrilidir. Tavan ve çatı ahşap kaplama, çatı kiremit örtülüdür. XVII. yüzyıl yapısıdır. XIX. yüzyılda faaliyette olan medresenin 2007 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restorasyonu gerçekleştirilmiştir. Buğdaypazarı medresesi 36 Buğdaypazarı medresesi İMARET MEDRESESİ: İmaret Camisi ile bitişik ve aynı avluyu paylaşan medrese Osmanlı dönemi yapısıdır. İki katlı ve ahşap tonozlu girişlidir. Kuzey kapıdan cami avlusuna girildiğinde, girişte sağlı sollu tahta merdivenlerle üst katta bulunan odalara çıkılır. Çatı ahşap üstü kiremit kaplıdır. XVII. yüzyılda Levent eşkıyasının tahribatına uğramış, günümüzde ise bakımsız, tahrip edilmiş ve terk edilmiş durumdadır. Yapılan onarımlar ve kullanım nedeniyle medresenin orijinal mimari özelliği büyük ölçüde yok olmuştur. 37 İmaret medresesi HAMAMLAR KARATAŞ HAMAMI: Karataş Mahallesi Hamam sokaktadır. Ali Bey Camisinin bitişiğinde olup 1609’da yapılmış, haç biçimli çifte hamamlara örnektir. Sıcaklık ve halvet bölümleri çifte kubbelerle örtülüdür. Döşeme kesme taşlı, kubbeler sekiz kasnak üzerine oturtulmuştur. Üst kısım yarım kubbeli, ortada dört köşe göbek taşı üzerinde kubbesi vardır. Soğukluk bölümüne yuvarlak kemerli bir kapıdan geçilir. 8.30x8.30m. boyutunda soyunma yeri ve 8.50x2.00 m. boyutunda soğukluk kısmı vardır. Aynı planlı kadınlar bölümü vardır. Doğusunda kadınlar ve batısında erkekler bölümleri yer alır. Beden duvar- 38 ları moloz taş ve kubbeler tuğladan yapılmıştır. Sıcaklık bölümü kubbeyle örtülü ve dört köşesinde kubbeli halvetler yer alır. Camiyle aynı dönemde yapıldığı ve camiye vakfedildiği tahmin edilmektedir. Soyunma bölümleri mimari özelliklerini kaybetmiştir. Karataş hamamı EBCED (Çarşı-Buğdaypazarı) HAMAMI: Mimar Sinan Mahallesi Atarlar Caddesinde bulunan hamamın yapım tarihi 1800’lü yıllara rastlamaktadır. Döşeme kısmı paket taş, çifte hamam planlı, kadın ve erkek bölümleri aynıdır. Köşelerde üç kubbeli soğukluk, üstü kubbeli halvet ve yanları eyvan biçimli, tonozlu sıcaklık bölümlerinden oluşur. Duvarları taş üstü ahşap olup boyutları 12x12 m. kare planlı hamamlardandır. Çifte hamamlara örnek olup kadınlar kısmı güneyde erkekler kısmı kuzeydedir. Yapının tamamı kubbe ile örtülü olup sıcak su depoları ve külhan sıcaklık bölümlerinin arkalarındadır. Buğdaypazarı hamamı 39 ÇEŞMELER ÇAMAŞIRHANE ÇEŞMESİ (1899): Cumhuriyet mahallesi, Çamaşırhane sokaktadır. Çamaşırhanenin güneyinde dış duvarında ve iki cephelidir. Güneye bakan cephesi düzgün kesme taşla kaplıdır. Cephenin üstünde altı ve üstü profilli kornişle çevrili 0.54x 01.75 cm. boyutunda kitabesi (yazıt) yer alır. Kitabeden anlaşıldığına göre yapım tarihi 1316 H dır. Kesme taştan yapılmış, aynalı, yalaklı ve tek muslukludur. Çamaşırhane çeşmesi İNCİLİ ÇEŞME: İnciliçeşme mahallesi Akkız çalısı sokağındadır Saliha Hanım tarafından 1800’de yaptırılmıştır. Cephesi ince yontma taşla kaplı, her iki taraf yüzeyinde ampir kırması dal ve çiçek motifleri yer alır. İki ayaküstünde dişli iki başlıklı geniş profili, üstte büyük bir rozet vardır. Ön cephedeki sütunlar diş havi silme ve birbirine bağlıdır. Ön cephenin girinti ve çıkıntılarına uygun olan saçak geniş profillidir. Saçak altı geometrik bir süs ile motifize edilmiş, kabartmanın altında iki adet kitabe yer alır. KARATAŞ ÇEŞMESİ: , Karataş mahallesi Çeşme sokaktadır. Yapımına 1800 yılında başlanan çeşme dikdörtgen planlı, üstü profilli, kornişli, yanları 40 gömme kolon şeklinde, aynalığı düzgün kesme taş, yalağı dikdörtgen planlı ve teknelidir. iki yanı basit sütunlu, musluklu ve yalaklıdır. Yazıtından ne zaman yapıldığı okunamamıştır. 1317 Hicride tamir ettirildiği kaydı vardır. Ayrıca tahrip edilen beş satırlık kitabesinde sene 1217 okunabilmiştir. Bu tarihin çeşmenin yapım yılı olması kuvvetle muhtemeldir . KAYABAŞI ÇEŞMESİ: Karataş mahallesi Kayabaşı sokaktadır. Çeşmenin cephesi basık kemerli nişli yanları gömme kolonludur. Aynalık ve diğer kısımlar kesme taş, yalağı dikdörtgen şekilli yekpare taştandır. Saçakları profillidir. Basık kemerin içindeki üç satırlık talik uslubu ile yazılmış yazıtında: Hacı Hasan Efendi ile valideleri Zeliha hanım namına mûcedden tamir ettirmişlerdir. Mevla banisini ve şimdiye kadar tamir ettirenlere gani rahmet eyleye Amin. El tahe Şaban 1330 yazılıdır. Bunlardan başka çeşmelerde vardır . Buğdaypazarı ve Taşpınar çeşmeleri görülebilir. Buğdaypazarı çeşmesi 41 DİĞER TARİHİ YAPILAR ÇAMAŞIRHANE: XIX. yüzyılın ikinci yarısında 1885 yılında yapılmıştır. Moloz taş temelli ve ahşaptır. İçinde ocaklar ve çamaşır yıkama yerleri vardır. Tarihi Çamaşırhane, Türkiye'deki birkaç çamaşırhane arasında en büyüğü olarak bilinmektedir. Mülkiyeti Belediye’ye aittir. Sosyal ve kültürel faaliyetlerde (kına evi ve kültür-sanat sergi salonu ve benzeri ) amaçlı olarak kullanılmaktadır. Başka bir çamaşırhanede Haydar Camii Çamaşırhanesidir. Çamaşırhane TAŞ MEKTEP (Eski İdadi): Cumhuriyet mahallesindedir ve 1885-1891 yılları arası yapılmıştır. İki katlı olup duvarları kesme taşlı, çatısı ahşap üstü kiremit örtülüdür. Ana giriş kapısı merdivenli ve sütunludur. Son Osmanlı Dönemi eserlerindendir. Güzel Sanatlar Lisesi olarak kullanılmaktadır. M.Kemal Atatürk, 31 Ağustos 1925’te Çankırı’yı ziyaretlerinde okulun 2a ve 3b sınıflarında konaklamıştır. 42 Taş mektep 43 ATATÜRK ODASI; Çankırı'yı ziyaretleri ile şereflendirilen ulu önder ATATÜRK: Şapka Devrimi için Kastamonu’ya gidiş ve dönüşlerinde Çankırı’ya uğradılar. Dönüşlerinde bir geceliğine Taş Mektep’te misafir edilmişlerdir. Giderken okul salonunda adına verilen yemeğe katılmış fazla durmadan Kastamonu'ya hareket etmiştir. Dönüşlerinde ise şimdi okulda Atatürk Odası olarak ayrılan bölümde geceyi geçirmişlerdir. Atatürk odası SAAT KULESİ: Ali Bey mahallesi Güdük Minare sokaktadır. Yapım tarihi tartışmalıdır. Kaynaklarda 1860 veya 1866 tarihlerinde yapıldığı belirtilmektedir. Saati İsviçre’de yapılmış, İnebolu yolu ile Çankırı’ya getirilmiştir. 2,5x2,5 m boyutunda kare planlı ve dikdörtgen gövdeli olan kule kare platform üzerine oturtulmuştur. Üst kısımda balkon ve dört yönde yuvarlak kadranlı birer saat yer alır. Rakamlar Arapça’dır. Üzeri kurşun örtülü olan saatin, kadranları üzerinde yuvarlak açıklıklar ve iki tokmaklı 16 kg. ağırlığında çanı vardır. 24 saatte bir kurulur zincirlidir. Her yarım saatte bir çalar. Oldukça yüksek bir platform üzerindeki kulenin boyu 15 m.dir. Saat kadranlarının altında bir balkonu ve balkon etrafında madeni korkulukları bulunmaktadır. Üzeri kurşun kaplı bir kubbe ile örtülmüştür. Çan sesinin iyi duyulabilmesi için saat odasında küçük pencereler açıl44 mış ve kadranları üzerinde yuvarlak açıklıklar yer alır . Dışı bağdadi sıva, içi ahşap arası dolgu olarak inşa edilmiş, kule üzeri saç kaplı basık bir kubbe ile örtülüdür. Saat kulesi 45 HÜKÜMET KONAĞI : Cumhuriye mahallesinde, Valiliğin kuzeyinde ve bitişiğindedir. İnşaatına 1905 yılında başlanmış, İki katlı, dikdörtgen planlı simetrik bir yapıdır. Dikdörtgen köşeleri çıkıntılıdır. Düz kesme taşlı bodrum kat üzerindeki zemin ve üst katlar bağdadidir. Binanın girişi kuzeyden ve üzerinde balkon bulunan sütunlu giriştendir. Onarımlar nedeniyle kısmen mimarisi bozulmuştur. Bodrum katı : Köşelere isabet eden kısımları kesme taştan yapılmış, araları moloz taşla örülerek sıvanmıştır. Ön kısımda ve yanlardaki çıkıntılarda kenarları kesme taştan yapılmış pencereler vardır. Yan yüzlerde üçerden altı adet pencere yer alır. Kenarları düzgün kesme taştan yapılmış, taşları dışarı doğru çıkıntılıdır. Arka kısımda da ön cephede olduğu gibi çıkıntılarda birer pencere bulunmaktadır. Arka kısmın ortasına rastlayan yerde yine kenarları kesme taştan yapılmış bir kapı, kapı kemerinin üstünde bir alınlık vardır. Alınlık kahverengi ve beyaz taşlardan dama şeklinde süslenmiştir. Eski Hükümet konağı (Adliye) Zemin kat : Betondan yapılmış beş basamaklı bir merdivenle platforma çıkılmaktadır. Sol köşelerinde beton kaideler üzerinde yan yana ikişer adet sütun vardır. Sütunların üst kısımlarında silmeler bulunmakta ve buradan sonra kemer başlamaktadır. İçerdeki sütunların üzerinde olan kemerler ortaya doğru sivrilmekte ve ucu kare biçiminde son bulmaktadır. Bu uç kısımda ağaçtan yapılmış yumurta biçiminde bir süs vardır. Kapının her iki tarafında yarısı duvara gömülü durumda iki ağaç sütun daha vardır. Burada süs olarak birbirine geçmiş elips biçiminde süsleri 46 görmekteyiz. Platformun tavan çıkıntılarında üçerden altı adet pencere bulunur. Bu pencerelerden ortadaki kemerli bir biçimde olup, kemerin tam ortasında kilit taşı şeklinde bir süs yer alır. Yanlarındaki pencereler ise üçgen alınlıklıdır. Günümüzde adliye binası olarak kullanılmaktadır. ESKİ HALK SİNEMASI: Tayyare Caddesi ile Yeni Hale açılan yolun kesiştiği yerdedir. Boyutları 39x13m. Yığma kagir olup, üzeri marsilya kiremitle kaplı ve kırma çatılıdır. Sağlık Müdürlüğü ile kuzeydoğu köşesinden bitişik nizamlıdır. Yuvarlak pencereleri üç yönden bütün cepheyi boydan boya dolanmaktadır. Giriş ve çıkış kapıları çift kanatlı olup, güney cephededir. Sahnesi doğuda, balkon kısmı ise batıdadır. Balkonda seyirci locaları ile makine dairesi yer alır. Eski Halk sineması VEREM SAVAŞ DİSPANSERİ: Zemin + 1 kat olarak yapılan binanın doğu cephesi Buğdaypazarı Caddesine bakmaktadır. 23x15 m. boyutundadır. Üzeri Marsilya kiremitle kaplı ve kırma çatılıdır. Güneykuzey istikametindeki dispanserin doğu ve batı cephelerinin köşeye yakın tarafı daha geniş tutularak 47 cepheler hareketlendirilmeye çalışılmıştır. Bu cephelerde her katta iki sıralı, içe doğru açılan çift kanatlı pencereler yer alır. Zemin kata Eski Halk Sinemasının bulunduğu taraftan, 1. kata ise Buğdaypazarı Caddesinden girilmektedir. Verem savaş dispanseri SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ BİNASI : Güney Cephesi Tayyare Caddesine bakar, geniş bir bahçesi bulunmaktadır. Zemin + 1 kat olarak yapılan binanın üzeri marsilya kiremitle kaplı olup, kırma çatılıdır. Batı cephesinde her odaya iki adet pencere gelecek şekilde alt ve üst cephelerde simetrik olarak iç tarafa açılan pencereler yer alır. Alt ve üst katta ortada bulunan koridora, oda kapıları açılmakta ve giriş kısmının üzerinde balkonu bulunmaktadır. ESKİ HALKEVİ BİNASI: Buğdaypazarı Caddesi, Tayyare Sokak ve Yeni Hal’e açılan yolun bulunduğu alanda, yapım tarihi 1930 olup kargirdir. Halk Evi olarak inşa edilmiştir. TREN İSTASYONU: Cumhuriyet dönemi eserlerindendir. 1930’ lu yıllarda yapılmıştır. 48 Tren istasyonu ESKİ HASTANE: (Çankırı Araştırmaları Merkezi), İstiklal savaşı sırasında hastane olarak kullanılmıştır. Belediyece restore edilerek Çankırı Araştırmaları Merkezi olarak kullanılmaktadır. Eski hastane 49 ÇANKIRI ARAŞTIRMALARI MERKEZİ: Çankırı belediyesince halktan hibe yoluyla temin edilen çeşitli belgelerin bulunduğu bina: Çankırı üzerine araştırma yapacakların hizmetine sunulmuştur. Eski el yazması belgeler ve Çankırı ile ilgili yayınlanmış eserler bulunmaktadır. YÂRAN EVİ: Eski bir Çankırı evi restore edilerek otantik Yâren Evi şekline dönüştürülmüştür. 'Yâran Evi' Eski kütüphane binası olup, İl Özel İdaresi bütçesinden ayrılan ödenekle restore edilmiştir. Yaran sohbetlerinde kullanılması planlanan evin içi tamamen nostaljik eşyalarla donatılmış, Yâren kültürünü sembolize edecek şekilde döşenmiştir. Yâran evi 50 YÂRAN GELENEĞİ Ahilikten günümüze kadar gelebilmiş ve yaşatılmakta olan otantik bir gelenektir. Yâran toplantıları bu maksatla özel olarak döşenmiş evlerde yapılır. Genelde iki katlı olan evlerin alt katında mutfak ve yemek hazırlama, üst katıda toplantılar yapılır. Kış gecelerine özgü akşam saatlerinde başlayıp sabaha kadar devam eden eğitim, eğlence ve dayanışma toplantılarıdır. Yâran ocağına girebilmek ve Yâran uşağı olmak Çankırı’da bir ayrıcalıktır. Toplantıların belirli kuralları vardır. Katılacak olan misafirler de bu kurallara uymak zorundadır. Başağa, Küçük başağa, Yâran kahyası ve Yâranlardan meydana gelen bir topluluktur. Herkes toplantılara giremez ancak mecliste bulunan yâran uşağı tarafından misafir olarak götürülebilir. Giyim kuşamda dahi kuralların olduğu mecliste suçu olan yâranı yargılayan ve ceza veren bir mekanizma bile vardır. Yâran ocağından atılmak büyük suçtur. Geçmişte ocaktan atılıp Çankırı’yı terk edenler olmuştur. ‘’Kız anadan öğrenir sofra düzmeyi, oğlan babadan öğrenir sohbet gezmeyi’’ ve ‘’ Yâran uşağı eline, beline, diline sahiptir’’ özdeyişleri ile özetleyebileceğimiz Yâran geleneği; Anadolu’da yaşatılmakta olan ender geleneklerden biridir. Yaran odasına giriş, oturuş, konuşma, yemek, misafir, oyunlar ve mahkeme usulleri belli kurallara çerçevesinde gerçekleşti51 rilir. Toplantılarda tura, şildir şip, yüksük, samut gibi oyunlar oynanır. Türküler söylenir. Yâran toplantılarına herkes gidemez ancak misafir olarak gidebilir. Kış aylarında, Yâran geleneğini tanıtmak amacıyla Çankırı ve köyleri ile diğer illerde halka açık tanıtım amaçlı toplantılar yapılmaktadır. Bu amaçla Çankırı Ahi Yâran Meclisi derneği çalışmalar yapmaktadır. Yâran toplantısından görünüm 52 ÇANKIRI EVLERİ ÇANKIRI EVLERİNİN GENEL ÖZELLİĞİ: Genelde iki katlıdır, günlük hayatın geçtiği, yemek yapılan, oturulan birinci kat, ara kat olup kışlık olarak kullanılır. Yazın misafir için kullanılan ikinci katlar ise manzaralı ve gösterişlidir. Sokağa yada avluya çıkma yapılarak genişletilmiştir. Geniş ve ahşap süslemece zenginleştirilmiş baş odalar ikinci katta bulunur. Birinci katın üzerine çıkma olarak yapılan şahnişin, kök boyaların kullanıldığı tavan göbekleri, makat veya oturma sedirleri baş odada yer alır. Odaların hepsinde ocak, biri gusülhane olarak kullanılan yüklük denilen tahta dolaplar vardır. Ocaklar alçıdan yapılmış, kenarlarında lamba koymak için şınanay adı verilen çıkıntılı küçük raflar yer alır. Ayrıca dolapların kenarında uzunca ve dar olarak yapılmış terece adı verilen gözler bulunur. Yamaçta yer alan evler güneye bakar ve birbirinin güneşlenmesini engellemez. Pencere sayısı oldukça az ve çatılar ahşap üstü oluklu kiremitle kaplıdır. Her ev bir duvarla çevrilmiş avlu içinde bulunur. Avlu kapıları çift kanatlı olup çatal kapı olarak isimlendirilir. Kapı tokmakları kendine özgü ve yerli ustalarca imal edilmiş olup sahibinin mesleğine göre farklılık göze çarpar. Kapı açılması ile birlikte arkasına yerleştirilen çan ses çıkarır ve ev sahibine birinin geldiğin uyarısını verir. Bazı evler bitişik nizamlı 53 ve çıkmaz sokaklar üzerine inşa edilmiştir. Sokakları dar moloz taş ile kaplıdır. Eski sokaklar cami ve arasta yönünde açılır. Bitişik nizamlı evler, küçük aralıklarda çıkmaz sokaklar meydana getirmiştir. Sokaklar dar ve taş döşemedir. Kale eteklerindeki evler korumaya alınmış sit alanı içindedir. Görülmeye değer ilginç yapılardan meydana gelir. 54 55 Çankırı eski evleri, Çankırı eski sokakları Tavan süslemesi 56 YAKIN ÇEVRE TUZ MAĞARASI: Çankırı merkeze 20 km. uzaklıkta ve güneydoğusunda yer alır. Kaynaklarda mağaradan Hititler döneminden bu tarafa tuz çıkarılmakta olduğu kaydedilmektedir. Bugünde yurdumuzun en büyük kaya tuzu rezervine sahip mağarasıdır. Çok eski dönemlerden bu tarafa işletilmesinin sonucu içinde çok sayıda galeriler açılmıştır. Mağara içinde yer yer tuzdan oluşmuş sarkıt ve dikitlere rastlanır. Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde Batılı devletlerin Osmanlı’dan alacağına karşılık oluşan Reji yönetimince mağara gelirlerine el konulmuştur. Günümüzde de üretim yapılmaktadır. Mağara; turizme kazandırılmaya çalışılmaktadır. Kaya tuzunun, doğal iyonlaştırıcı özelliği nedeniyle tuz lambaları yapılmaya başlanmıştır. Tuz lambalarının yorgunluğa,nefes darlığına, astım nöbetlerine, alerjilere, cilt rahatsızlıklarına iyi geldiği söylenmektedir. 57 Tuz mağarası Nasıl Gidilir: Çankırı kent merkezinin güneydoğusunda yer alan yolutakip edilerek solda Dede mahallesi kavşağı geçilir, yaklaşık 3 km. sonra sağa dönülür, yön levhasından sonra 6 km. içeriye girilir. Çankırı kent merkezine uzaklığı yaklaşık 20.km. dir. KOCA MEŞE: Yaşı 500 yıl olarak belirlenen Koca Meşe’nin Çapı 12.5 m, gölge alanı 250 metrekaredir. Çankırı’ya 25 km. uzaklıkta Çankırı-Yapraklı yolu üzerinde Karacaözü köyündedir. Koca meşe 58 GEZİNTİ VE MESİRE YERLERİ: Karaköprü Bahçeleri, Tatlıçay’ın her iki yakasında ve güneyde bulunan Feslikan bahçeleri, Orman Fidanlığı başlıca mesire yerleridir. Mesire yerleri flora yönünden zengindir. ORMAN FİDANLIĞI: Kastamonu yolu üzerinde kente 5 km uzaklıkta ve kuzeybatısındadır. Tatlıçay vadisinde yer alan fidanlıkta oturma grupları, masa, ocak, çeşme, tuvalet gibi zorunlu ihtiyaçları karşılamaya yönelik tesisler vardır. Değişik ağaç cinsleri içinde çam çoğunluktadır. Kentin akciğeri konumunda her zaman gidilebilecek ve gezilecek yerlerdendir. ÇANKIRI MUTFAĞI Beslenme tahıla dayanır bu nedenle yemek çeşileri de tahıl ağırlıklıdır. Tava çöreği, yazma çöreği, bükme, gözleme, cızlama, tatar böreği, iri hamur, mantı, pıhtı, çullama başta gelir. Tarhana, toyga, şaştım aşı, tutmaç, yarma, dene, cümcük gibi çorbalarda ana madde buğday ürünleridir. Tarhana, bulgur, keşkek, yarma, erişte vb. yiyecekleri ev ekonomisi çerçevesinde yöre halkı kendisi üretir. Kıyma, kavurma, sucuk gibi etlikler, kurutulmuş fasulye, patlıcan, biber gibi sebzeler, konserveler, değişik meyvelerden yapılan reçeller bunlar arasındadır. Çankırı mutfağının vazgeçilmezleri: Yaren güveci, bazlama, yağlı gözleme, katmerli, tarhana çorbası, keşkek, mıkla, tutmaç, bamya, yumurta tatlısı, hoşmerim. Güveç 59 Höşmerim ALIŞ VERİŞ Helva, kızılcık ekşisi, ev yapımı hamur işleri, tuz lambası, küpecik peyniri EL SANATLARI Çeyiz olarak hazırlanan işleme, nakış, oya gibi el sanatları halı, kilim, eldiven, çorap, kazak gibi emek yoğun el sanatları günümüzde de yaşatılmaya çalışılmaktadır. Keçe, kilim, cicim, heybe, çorap, eldiven başlıca dokuma çeşitleridir. Türkmen kilimi, kolon heybe, çember oyası ve halıcılık merkezde oldukça yaygındır. Çorap ve eldiven tiftik veya yünden yapılır, Hammaddesi tahta olan el sanatlarından tahta kaşık, beşik, çocuk zindanı, sofra altlığı, hey, hey yavrusu, teskere, kavsara, tarım ve hayvancılıkta yararlı olan bitki ve ağaçtan üretilen tarım âletleri, sepetler, seleler, ağaçtan yapılmış çeşitli mutfak gereçleri başta gelmektedir. 60 El sanatları 61 YEREL ETKİNLİKLER Kaya tuzu ve Karatekin festivali ÇANKIRI İLİNİN TURİZM POTANSİYELİ SAĞLIK VE TERMAL TURİZMİ Akkaya Hamamı ve içmesi: Çerkeş ilçesi İmamlar Köyü yakınlarındaki Akkaya kaynaklarının suları, kaynağında 20°C sıcaklıktadır. Hamam olarak yararlanılır. Üst solunum yollarındaki kronik iltihapların ve bazı romatizmal hastalıkların tedavisinde etkilidir. Ilısılık Madensuyu: Ilgaz ilçesine 20 km uzaklıkta, Ilısılık Köyü’ndedir. Mide, karaciğer ve bağırsak hastalıklarına iyi gelir, karaciğer ve safra yolları hastalıklarına etkili şifa kaynağıdır. Sıcaklık 18°C İçimi çok güzel, sodyum bikarbonatlı bir sudur. Hışıldayı İçmesi : Sindirim sistemi ve karaciğer hastalıklarının tedavisinde etkilidir. Bayramören İçmesi: Sıcaklık 18°C . Mide, bağırsak, karaciğer, safra yolları, böbrek hastalıklarına iyi gelir. Derebayınıdır, Buğuören. Orta ilçesindedir Kükürt köyü İçmesi: Atkaracalar ilçesi, Kükürt Köyü’ndedir. Sıcaklık 19°C Suyu ılık olduğundan içme ve banyo olarak kullanılır. Mide, karaciğer ve safrayolları hastalıklarına iyi gelir. Su, sindirim sistemi hastalıkları tedavisinde etkilidir. Tüney İçmesi: Tüney Köyünde tren yolunun yakınındadır. Sıcaklık 18°C olup aç karnına içilirse karaciğer, safrayolları hastalıklarında, bağırsak bozukluklarında şifa verici etkisi vardır. Çapar madensuyu: Şabanözü ilçesindedir. Karaköy Ilıcası: Yapraklı’da. Karakoçaş Ilıcası: Şabanözü’nde. Şıhlar Nezlesuyu: Ilgaz, Bozatlı Köyü’ndeki içmenin suları soğuk, alkalik ve toprak alkalik bikarbonatlı, karbogaz özlüdür. İçme kürleriyle değerlendirilir. 62 Ödemiş madensuyu: Ilgaz’da. Yaylacık Madensuyu: Ilgaz’da. Acısu: Kurşunlu’nun 5 km kuzeybatısında Hacumuslu Köyü yakınlarında olan içmenin suları tuzlu, bikarbonatlı, karbogazöz, demirli ve alkaliktir. Mide, bağırsak, karaciğer, safrakesesi, pankreas hastalıklarında yararlı etkisi olan içme, kanda yedek alkali yükseltir, asit-baz dengesini düzenler, safra yollarında safra akımını artırıcı bir etki yaratır. Çavundur termal tesisleri: Kurşunlu ilçe merkezine 9, Çankırı’ya 90 ve E-5 karayoluna 1.5 km. uzaklıktadır. 54 C° ve 47 lt/sn. sıcak su çıkmaktadır. Konaklama tesisi vardır. Deri hastalıklarına, migrene, bulantıya, iştahsızlığa ve kabızlığa iyi gelir. Çavundur Ilıcası: İçme ve banyo olarak kullanılır. Çamur banyosu olarak da kullanılır. Ilık su olması nedeniyle ağrı ve spazmı giderir, karaciğer ve safra yolları hastalıklarına fayda sağlar. KIŞ SPORLARI Kar kalınlığı mevsime göre 50 – 200 cm arasında değişir. İstanbul’u Karadeniz’e bağlayan transit karayolunun üzerinde Gerede’den 130 kilometre sonra, Tosya’dan ise 30 kilometre önce yer alır. Ulaşım, tur otobüsleri ve özel vasıtalarla sağlanmaktadır. Ankara, İstanbul ve diğer illerden Ilgaz ilçesine otobüs ile gelindiğinde ilçeden 13 km uzaklıktaki merkeze ulaşım taksi ve minibüsler ile oldukça kolaydır. Özel araçları ile gelmeyi tercih edenler, Ilgaz Kastamonu karayolu üzerinde Yenice Köy mevkiinden sağa dönerek 6 km. düz asfalt yolu takip ederek kolayca merkeze ulaşabilirler. Vadi boyunca merkeze kadar yolun düz olması ulaşımı çok kolaylaştırmaktadır. Mekanik Tesisler ve Pistler: Ilgaz doruk kayak merkezinde bir çift iskemleli telesiyej tesisi ile bir teleksi tesisi bulunur. Tesise 3 km uzunluğunda bir otel ile bu otele ait 300 metre uzunluğunda bay – lift tesisi vardır. Ilgaz Yıldız tepe Doğa ve Kış Sporları merkezinde, 2 adet beyb lift ve saatte 1500 kişi taşıma kapasiteli 63 Deta Chable Telesiyej vardır. Kış sporlarına yeni başlayanlar için 600 m uzunluğunda %25 eğimli ve Yıldız tepeden alt istasyona 4000 m uzunluğunda %25 eğimli eğitim pistleri ( Karınca Pisti ve Ay Işığı Pisti )vardır. Orta derece ve ileri derece kayak bilenler için Dikmen pisti 2400 m. uzunluğunda başlangıç yerinden varış noktası arasındaki yükseklik farkı 400 m. Orman yollarında Kuzey disiplini ve tur kayağı için 10km doğal pistler vardır. Türkiye’de ilk defa düşünülen biathlon, tekerlekli kayak ve kayakla atlama pistleri planlanmıştır. Orta ve İleri derece kayakçılar için 4000 m. Büyük Ayı pisti ve 300 m. Küçük Ayı pistleri plan aşamasındadır.(Kaynak: Çankırı Turizm Derneği) Ilgaz’ dağından görüntü AVCILIK Batı Karadeniz-İç Anadolu bölgeleri geçiş alanı içinde bulunması nedeniyle zengin bitki ve hayvan çeşitliği yaratmıştır. Yaban domuzu her zaman avlanabileceği gibi izin verilen mevsimlerde tavşan, tilki, keklik, bıldırcın, yaban ördeği, kurt, çakal avı yapılabilmektedir. Ilgaz Milli Park sınırları içindeki Baldıran vadisinde alabalık üretme istasyonu ve göletler, Çerkeş Orman Fidanlığı göletinde olta balıkçılığı yapılır. Orta,Kurşunlu ve Ilgaz ilçelerinden geçen 64 Devrez Çayı,Çerkeş ve Bayramören ilçelerinden geçen Soğanlı çayı ile Kızılırmak ilçesinden geçen Kızılırmak nehrinde, Şabanözü ilçesi Karaören göleti, Kurşunlu ilçesi Büyük göl,Korgun Apsarı göleti çevresinde,Orta ilçesi Güldürcek baraj havzasın da alabalık, yayın, aynalı sazan, levrek, çay balığı ve tatlı su kefalı gibi balık çeşitleri bulunmakta olup kurallarına uyulmak şartıyla sportif olta balıkçılığı yapılabilmektedir. Devrez’de balık avı HAVA SPORLARI YAMAÇ PARAŞÜTÜ Bayramören ilçesinde son yıllarda gelişme gösteren yamaç paraşütü yapanların ilgisi ve sayısı her yıl gittikçe artmaktadır. Soğanlı çay vadisi jeolojik yapısı nedeniyle yamaç paraşütü için çok uygun hava koşulları yaratır. Paraşütü kullananların yükselmelerini sağlayan hava akımı bu sporu yapanlara çok uzun mesafelere uçma olanağı sağlamaktadır. Henüz gelişme ve başlangıç aşamasında olan yamaç paraşütü Çankırı turizmi için oldukça önemli ve gelecek vaat etmektedir. Nitekim yerel yönetimler konuyla ilgilenmekte ve alt yapı tesislerinin yapımına başlamış bulunmaktadır. Uçuş zamanı ve uçma olanakları hakkında Bayramören belediyesinden bilgi alınabilir. 65 Yukarıda sayılanların dışında Orta, Kurşunlu ve Ilgaz İlçeleri'nden geçen Devrez Çayı, Çerkeş ve Bayramören İlçeleri'nden geçen Soğanlı Çayı ile Kızılırmak İlçesi’nden geçen Kızılırmak kıyılarında, Şabanözü İlçesi Karaören Göleti ile Güdüllü, Çivitçi ve Bayramyeri Bahçelerinde, Kurşunlu İlçesi Büyükgöl yöresinde, Merkez İlçe Apsarı Göleti çevresinde, Orta ilçesi Güldürcek Barajı civarında günübirlik ziyaretler için uygun yerler bulunmaktadır. Yamaç paraşütü 66 İLÇELER İlçeler arası mesafe cetveli ÇANKIRI 64 Atkaracalar 62 30 Bayramören 78 16 46 Çerkeş 18 82 80 96 Eldivan 45 61 59 64 63 Ilgaz 52 116 114 130 70 97 Kızılırmak 18 46 44 60 36 28 70 Korgun 48 16 14 32 66 32 100 30 Kurşunlu 59 32 59 36 41 104 111 77 48 Orta 38 102 100 58 20 83 90 56 70 22 Şabanözü 30 94 92 108 48 75 82 48 78 89 68 Yapraklı www.cankiriturizm.org Çankırı İli Merkez İlçe ile birlikte 12 İlçeye, 384 Köye ve 193 köy altı yerleşim birimine sahiptir. İdari taksimatta yer alan bucak sayısı 2’dir. (IlgazBelören ve Yapraklı- İkizören) İLÇE KÖY BELEDİYE KÖYALTI YERLEŞİM BİRİMİ Merkez 50 1 25 Atkaracalar 11 1 7 Bayramören 27 1 36 Çerkeş 52 1 44 Eldivan 16 1 7 Ilgaz 75 1 31 Kızılırmak 26 1 3 Korgun 12 1 4 Kurşunlu 29 1 5 Orta 28 1 2 Şabanözü 22 1 6 Yapraklı 42 1 23 TOPLAM 384 12 193 www.cankiriturizm.org 67 MERKEZ İLÇE Harita: Merkez ilçe Tuz mağarası, güveci ve takım yemeği , tuz lambası, kızılcık eyşisi ile ünlü merkez ilçe, kuzeyinde Ilgaz, kuzeydoğusunda Yapraklı, doğusunda Çorum, güneydoğusunda Kızılırmak. Güneyinde Kırıkkale ve Ankara, batısında Eldivan ve Korgun ilçeleri ile çevrilidir. Yüzölçümü 1347 km². rakımı 750 m. Köyler dahil nüfusu 80 748. Kent nüfusu ise 68 596dır. (2007). Ankara-Çankırı-Kastamonu karayolu ve Ankara-Zonguldak demiryolu güney-kuzey yönünde merkez ilçenin batısından geçer. Çankırı kent merkeziyle köyler arasındaki ulaşım otobüs ve dolmuşla sağlanmaktadır. Kent merkezi dışında konaklama imkanı yoktur. Köylerde benzinlik, eczane, lokanta, pastane bulunmaz. Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlı karasal iklim hâkimdir. Yaz aylarında 41.8 Cº ye kadar çıkan ve kış aylarında -25 Cº ye kadar düşen sıcaklıklar görülür. Seyahat için en uygun zaman yaz ve bahar aylarıdır. TARİHİ Merekz ilçenin tarihi genel Çankırı kent tarihi içinde yer alır. Hititlerle başlayan bilinen tarihi değişik kavimlerin bölgede hüküm sürmesi, Anadolu’nun Türkler tarafından fethi, Osmanlı döneminden günümüze kadar gelen bir seyir takip eder. 68 GEZELİM-GÖRELİM ANTİK YERLEŞİM YERLERİ: Alaçat (Kente 40 km), Ünür(Kente 53 km), İnandık (Kente 33 km), Aşağıpelitözü (Kente 17 km ), Konak(Kente28 km) , Balıbağı (Kente 17 km), Bozkır Bölgesi (Kente 36 km), Ayan (Kente 9 km): Gavur mezarları denilen bölge vardır Hititler , Frig ve Bizanslılar döneminde önemli bir yerleşim yeri idi. İnandık Höyüğünde Hitiler dönemine ait ‘’İnandık Vazosu’’ olarak bilinen vazo ve ‘’Mülk Bağış’’ belgesi bulundu . Balıbağı nekropol alanı(Kente 17 km ) : Şariçi bölgesinde Hititler döneminde yerleşim yeri olup, nekropol alanı vardır. Yapılan kazılarda bulunan eserlerden bir kısmı Çankırı müzesinde sergilenmektedir . Beşdut Kaya yerleşimi (Kente 61 km ): Çorum il sınırına yakın Beşdut köyündedir. İÖ. VI. yüzyıldan kaldığı sanılmaktadır. Derenin iki yanındaki kayalara oyulmuş vaziyette biri sütunlu, diğeri sütunsuzdur. Sütunlu mezar 10 x2 m. boyutunda 2 m. yüksekliğindedir. Kare biçimli giriş ve kaidesiz yuvarlak gövdeli sütunlu ve kaidesizdir. 8x10 m boyutundaki sütunsuz mezar ise sütunlu mezarın yanındadır. Dikdörtgen girişten sonra mezar odasına geçilir. Duvarları ve tavanı düzgündür. Yörede başka mezarları da bulunmaktadır. Beşdut kaya yerleşimi 69 İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR TÜRBELER-YATIRLAR: Dedeköy (Kente 29 km): Mahmut Şah Dede, Ocak Evi . İnanç (Kente 9 km): Tekke Yatırı. Ünür (Kente 53 km): Sayılmaz Ziyareti. Ağzıbüyük (Kente 48 km). Sayılmaz Türbesi. Aşağıyanar (Kente 9 km): Karamandede Türbesi. Bayındır (Kente 25 km): Bekyatan Türbesi. Germece : (Kente 25 km) Karatepe Türbesi, Erenler ve Sarıosman Türbeleri. Konak (Kente 28 km): Köyde Türbesi bulunan Karaşeyh, burada zaviye kurmuş, halkı aydınlatmıştır. Köy arazisi içinde ve köy dışında başka yerlerde vakfiyeleri vardır. Türbesi, köyün batısında bulunan höyüğün tepesindedir. TARİHİ KÖY CAMİLERİ: Aşağıpelitözü (Kente 17 km), Germece (Kente 25 km), Yukarıçavuş (Kente 14 km) Karadayı Köyü Camii (Kente 39 km ): Caminin güneydoğuya bakan duvarında 1821 (1237 H) tarihini taşıyan levha vardır. XIX. Yüzyılın birinci yarısına ait Osmanlı Dönemi eseridir. Mimari herhangi bir özelliği olmayan cami dikdörtgen planlı, ahşap tavan üstü kiremit örtülüdür. 70 ŞİFALI SULAR VE TERMAL KAYNAKLAR Tüney İçmesi (Kente 40 km): 720 m. yüksekten çıkar. Su kaynağında sıcaklık 14 Cº, suyun debisi 5 lt/san.dir. Turabi sular gurubuna girer. Mide, bağırsak hastalıklarına iyi gelir, müshil etkilidir. Tüney’de, karakol olarak kullanılan taş bina vardır. Tren yolunun yapımı sırasında inşa edilmiş, taş işçiliği görülmeye değer ancak bakımsızlıktan bina yıkılmak üzeredir. 1930 yıllarında yapılmış olan tren istasyonu Cumhuriyet dönemi yapıları arasındadır. Tüney’de eski karakol binası 71 ATKARACALAR Harita: Atkaracalar Hoşislamlar türbesi ve yaylaları ile ünlü olan Atkaracalar, kuzeyinde Bayramören, doğusunda Kurşunlu, güneyinde Orta, batısında Çerkeş ilçeleri ile çevrilidir. Çankırı-Zonguldak demiryolu ilçenin güneyinden, İstanbul-Samsun karayolu ilçenin içinden geçer. Çankırı il merkezine 105 km. uzaklıkta ve ilin kuzeybatısında bulunur. Yüzölçümü 363 km², denizden yüksekliği 1352 m. İlçe merkezi nüfusu 1 673, toplam 3 967. İstanbul yönünden gelecekler E-5 yolunu takip ederek, Ankara yönünden gelecekler Kızılcahamam-Çerkeş veya Çubuk-Orta yolundan gelebilirler. Ayrıca tren yolu ile de ulaşmak mümkündür. İlçe merkezi ile köyler arasındaki ulaşım dolmuşlarla sağlanır. İklim, Karadeniz bölgesi iklim kuşağının tesiri altında olmasına rağmen yükselti nedeniyle kışları çok sert geçer. Dumanlı dağının karı hemen hemen bir yarıyıl boyunca kalkmaz. Yaz mevsimi serin ve kısadır. Yaz aylarında 15-40 C°, kışın -20 C° varan sıcaklıklar görünür. Gezmek için en uygun aylar bahar ve yaz ayıdır. ADI: Karacalar veya Karaca boyunun burada yerleşmesi ve boy adlarını buraya vermiş olmaları kuvvetle muhtemeldir. Ancak ilçenin adı ile ilgili bazı rivayetlerde vardır. Bölgede yetişen atların ün salma72 sı ve IV. Murad’ın Bağdat seferi dönüşü halk, Çorak ovasında atlarıyla padişahı karşılaması ile dikkati çekmiş ve IV. Murad ‘’Bundan böyle burasının adı Atkaracalar olsun, bundan sonra sefere giderken atlar burada değişecektir’’ buyurmuştur. İlçenin bulunduğu yerin karaçalılık olmasından dolayı bu adı aldığı, ormanlık olması nedeniyle bol karaca bulunmasından esinlenerek Karacalar, Karaca köyü dendiği, Evliya Çelebi’de çok at yetişmesinden dolayı bu adı aldığını belirtir. TARİHİ: Kurşunlu ilçesi sınırları içinde bulunan Hitit eserlerinden ve höyüklerden bölgenin en azından günümüzden 4 bin yıl ve daha öncesinden beri iskân edildiğini ortaya koymaktadır. Karacahöyük köyünde 2, Höyük köyünde 1 adet henüz açılmamış höyük bulunmaktadır. Höyüklerde yapılacak bilimsel kazılarda elde olunacak sonuçların en azından Ilgaz ve Eldivan ilçelerinde bulunan höyükler ile paralellik göstermesi halinde ilçe topraklarında yerleşimin Hititlerden önce başlamış olduğunu varsaymak gerçekçi bir yaklaşım olacaktır. Çerkeş ve Kurşunlu ilçe ve köylerinde Roma ve Bizans dönemlerine ait kalıntıların mevcudiyeti, Çartözü’nde, gözyaşı şişesi ve kabının bulunması bölgenin iskân edilmiş olduğu gerçeğini ortaya çıkarmaktadır Atkaracalar’ın geçmişi yapılacak olan arkeolojik kazıların vereceği sonuçlara bağlıdır. Türklerin Anadolu’ya gelmeleri ile İlçe tarihinin sis perdesi çok hafifte olsa kalkmaktadır. Oğuz boylarından olan Karacalarlı, Karacalarlı uşağı veya Karaca oymağı 1071 sonrası Anadolu’nun çeşitli yerlerine yerleştirilen ve bu adı taşıyan Türk oymaklarından biridir. Anadolu içlerine hem yurt edinmek hem de Müslümanlığı yaymak amacıyla gelen boylar, bölgede küçük gruplar halinde ve dağınık olarak yerleştiler. Bölgeye yerleşen bu boylar, çevrenin ıssız ve arazinin boş olması, vahşi hayvanların tehdidi, eşkıya hareketleri, kendilerini koruma, daha emin yaşama ve birlikte ibadet etme ihtiyacından dolayı 73 Atkaracalar’da toplandılar. Böylece ilçenin ilk yerleşim çekirdeği oluştu. Karacalar veya Karaca boyu adından dolayı da Karacaköy adı ile anılmaya başlandı. Çankırı ili tarihi ile aynı paralellikte olan ilçe: Karatekin beyliği, Çandaroğulları beyliği ve Osmanlı imparatorluğu sınırları içinde yer aldı. Atkaracalar ile ilgili bilgiler henüz gün yüzüne çıkmamıştır. Özellikle Osmanlı Şeri’ye ve tapu sicillerinin günümüz Türkçesine kazandırılması ile Atkaracalar’ın tarihi ve sosyal yapısı ile bilgileri edinme imkânı olacaktır. XIX. yüzyıl sonlarında Atkaracalar: Çerkeş kazasının Karacaviran (Kurşunlu) nahiyesine bağlı bir köydü, Cumhuriyet’in, ilk yıllarında 1927’de belediye, 1929’da bucak teşkilatının kurulduğunu görmekteyiz. 2005 yılında yapılan bir çalışmada: belediye teşkilatının 1918, Nahiye teşkilatının 1928 ve Jandarma karakolunun 1931 yıllarında kurulduğu belirtilmektedir. 4 Temmuz 1987 tarihinde ilçe statüsüne yükseltilmiş, gelişmekte olan bir ilçedir. Atkaracalar girişi (At heykeli) 74 GEZELİM-GÖRELİM ANTİK YERLEŞİM YERLERİ: Budakpınar Köyü’nün kuzeyinde (Atkaracalar’a 11 km) bulunan Pusatlar Mevkii ve köye 1,8 km. uzaklıkta olup, Aşılık sırtlarının güneydoğusunda yer alan bir düzlüktür. Yüzeyde görülebilen yapının dış duvarlarına ait, yer yer korunmuş olan büyük boyutlu taşlar bulunmaktadır. Yapı, kabaca “L” biçimlidir. Dış duvara ait taşların çevrelediği alanda bölme duvarlarının olması muhtemeldir, yer yer taşların da görüldüğü yükseltiler bulunmaktadır. Yapının içinde ve çevresinde çok az sayıda seramik ve tuğla parçaları bulunmuştur. Elde olunan parçaların Geç Roma ya da erken Bizans Dönemi’ne ait olduğu belirtilmiştir. Yapının kuzeyinde yer alan sırtın üzerinde de yapının dış duvarlarında kullanılan taşlarla aynı boyutta ve cinste taşlar görülmektedir. Ayrıca, yüzeyde mimari amaçlı kullanılmış olması muhtemel çok sayıda taş, çok az sayıda tuğla parçasına rastlanmıştır. HÖYÜKLER Höyük köyü (Atkaracalar’a 7 km): içinde üzeri ağaçlandırılmış, doğal korumaya alınmış bir adet açılmamış höyük vardır İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR TÜRBELER: İlçe merkezinde: Şıh Osman Hamza Pir Sultan, Habib-i Karamani, Hoşlamlar, Yediler, Çamdibi, Zincirli, Mustafa Şıh, Yukarı, Uzun türbeleri. Köylerde: Eyüpözü Doruk Tepesi, Hüyükköy, Yakalı Eren Dede, Çardaklı Şıh Sinan ve Horasan’dan gelme üç yatır bulunmaktadır. Şeyh Hamza Pir Sultan (1420-1500) Ve Habib-İ Karamani: Horasan Erenlerinden Seyyid Yahya Efendi’nin müridi olan Şeyh Hamza Pir Sultan’ın Karacalar Köyü Hoşislamlar bölgesine gelerek yerleştiği ve tahminen 1450-1460 yılları arasında çevrede dağınık halde bulunan Müslümanların ortak ve merkezi bir yerde toplanmalarını, Cuma namazını birlikte kılmalarını sağlamak amacıyla bugünkü Hamza Sultan Cami- 75 inin bulunduğu yere mescid ve medrese yaptırması sonucu Atkaracalar’da toplanma ve nüfus yoğunluğunu sağlandı. Cami 1960’lı yıllara kadar ayakta idi, bu yıldan sonra yıkıldı ve yerine bugünkü cami yaptırıldı. Türbesi, Dumanlı dağının kuzey eteklerinde Elmaçukuru ile Çankaya yaylaları arasında, ilçenin güneyinde ve ilçeye 3 km. mesafede olan Hoşislamlar’da olan Şeyh Hamza, burada müzikle akıl hastalarını tedavi eder, geceleri de medresede tarikat çalışmalarını gerçekleştirirdi. Şey Hamza Kâdiri tarikatı mensubudur, müridi olan Habib-i Karamani’nin mezarı Yediler olarak bilinir ve Cami içindedir. Burada yatan zatların Habib-i Karamanin’nin müridleri olduğu kabul edilmektedir. Habib-i Karamani’nin Atkaracalar halkının aydınlanmasında ve belli bir merkezde toplanmalarında büyük katkısı olmuştur. Habib-i Karamani’nin 1521’de Niğde Ortaköy’de dünyaya geldiği tahmin olunmaktadır. Bayrami tarikatından olduğu ve Atkaracalar’da görev yaptığı yönünde bilgiler var ise de net değildir. Her yıl Hoşislamlar Şöleni tertip edilmekte, adak kurbanları kesilmekte, ibadet yapılmakta ve Atkaracalar halkının tanışması, kaynaşması sağlanmaktadır. Hoşlamlar (Hoşislâmlar, Hoşnamlar, Hoşlambar, Hoşnanlar): Atkaracalar' ın tanınmasında etkin olan Hoşnanlar türbesi, Atkaracalar İlçesinin güneyinde, Dumanlı Dağı'nın eteğinde olan türbe, ilçeye 3 km. mesafededir. Türbe'de medfun bulunan Pir Hamza Sultan'ın, Fatih Sultan Mehmet Dönemi'nde Horasan'dan geldiği ve civarda dağınık olarak yaşayan Müslümanlar için merkezi yerde bir cuma mescidi inşa ettirdiği bilinmektedir."HOŞ İSLAMLAR" Türbesi diye bilinen Şeyh Hamza Sultan Hazretleri’ nin Türbesi, özellikle yaz döneminde çok sayıda ziyaretçi çekmektedir. Hoşlamlar 76 Habibi karamani ve Yediler : Atkaracalar ilçe merkezinin bugünkü bulunduğu yerde kurulmasının ana sebebini teşkil eden "HAMZA SULTAN CAMİİ" içerisinde Şeyh Habib-i Karamani Hazretleri ve altı müridinin yattığı "YEDİLER" adıyla bilinen erenler ile, İlçe merkezinin doğusunda bulunan ve yörede "ÇAM DİBİ" türbesi olarak adlandırılan zat ziyaret edilmektedir. Hamza Sultan camisi GÂZİ BALIKLAR (Atkaracalar’a 3 km): Ilıpınar köyünden çıkan ılık bir suyun yanında küçük havuzda çok sayıda yaralı balık bulunur. Yöre insanı, öteden beri bu balıkların Türk orduları ile birlikte savaş meydanlarına gittiklerine ve bu yaraları savaşta aldıklarına inanır. Çanakkale, Sakarya hatta Kore’ ye gitmiş ve yara almış balıklar bulunduğu söylenir. 1974 Kıbrıs çıkarmasında yaralı balık sayısında önemli bir artış olduğu köylüler tarafından gözlemlendiği anlatılmaktadır. 77 Gazi balıklar CAMİLER Köylerde bulunan tarihi camiler: Çardaklı camisi (Atkaracalar’a 5 km) ŞİFALI SULAR – TERMAL KAYNAKLAR KÜKÜRTLÜ SU (Atkaracalar’a 16 km): İlçenin 14 km. kuzeyindeki Kükürt Köyü'nde bulunan kaynaktan 19 °C sıcaklığında saniyede 0.5 litre su çıkmaktadır. Kükürt Köyü Kaynaklarının sindirim sistemi rahatsızlıklarını iyileştirici etkisi vardır . Karbondioksitçe zengindir. Sindirim sistemi bozukluklarına ve deri hastalıklarına iyi gelir. 78 YÖRESEL YEMEKLER: Keşkek, toyga, hamurlu, bulgur, mantı, tarhana çorbası, mıklama, höşmerim, göce, kıyma, kavurma, sucuk. Kurutulmuş fasulye, patlıcan, biber. dede çöreği, cizleme, bükme, gözleme, mantı, pıhtı. SİVİL MİMARİ: Evlerin genel yapısı, İki veya üç katlı olup, birinci kat mutfak görevini yapan aşevi ve yakacak konulan küngelik yer alır. Aşevinde karşıda ortada ocak, yanlarda raf ve dolap bulunur. İkinci kata ahşaptan yapılmış bir merdivenle hayat adı verilen geniş bir antreye çıkılır. Bu katta bulunan odaların bütün kapıları antreye açılır. Bir avlu içinde olan, su basman ve birinci kat taş duvarla, ikinci kat ahşap makaslar arası kerpiçle örülmüş, üstü kiremit kaplıdır. Geleneksel sivil mimari örneklerinden bir kısmı restore edilmiş veya benzerleri yeniden inşa edilmiştir. İlçe merkezinde bu örnekleri görmek mümkündür. Sivil mimari örnekleri 79 PİKNİK VE MESİRE YERLERİ: : Hüyük köyündeki ormanlıktan, Melan çayı ve Dumanlıda ki yaylalardan mesire yeri olarak faydalanılmaktadır. Düzlükler ve yaylalar: Karadağ, Yanpınar, Mera, Saçak Kırı. Güneyde Dumanlı dağı eteklerinde: Kayalıdere, Çankaya, Soğukoluk, Elmaçukur yayla olarak kullanılır. Yaylalarda genellikle koyunculuk yapılır. Göller: Kükürt köyünde (Atkaracalar’a 16km) Karagöl ve Sazak gölleri ETKİNLİKLER: Atkaracalar Hoşislamlar (Hoşnanlar) Şöleni ve ağaç bayramı her yıl (Haziran ayı) düzenlenmektedir. Çardaklı şöleni. ULAŞIM-KONAKLAMA-YEME İÇME ULAŞIM İstanbul’dan-Gerede-Çerkeş-Atkaracalar. Ankara’dan-Kızılcahamam-Güvem-Çerkeş - Atkaracalar veya Ankara-Çubuk-Şabanözü-Orta-Atkaracalar. Otobüsle gelecekler İstanbul Esenler ve Harem terminallerinden, Ankara otobüs terminalinden Atkaracalar yönüne kalkan otobüslerle gelebilirler. Ankara- Zonguldak demiryolu ile ulaşmak da mümkündür. Bilgi için TCDD web sitesine bakınız. Atkaracalar otobüsü 0376 712 19 14-712 15 44 KONAKLAMA Atkaracalar Belediye Oteli: 0 376 712 10 03 Atkaracalar Öğretmenevi: 0 376 712 15 30 Çavundur Kaplıcaları Belediye Oteli: 0376 485 51 20 Ali Baba Aile Pansiyonu : Kurşunlu Termal Hotel: 0 376 485 51 60 Atkaracalar Öğretmenevi YEME-İÇME 06 kebap salonu. Belediye pasajı Yedekler petrol. Bozkuş mevki (Atkaracalar’a 8 km) 80 BAYRAMÖREN Harita: Bayramören Cevizi, balı, tarihi köprüsü ve yamaç paraşütü ile ünlü olan Bayramören kuzeyinde Kastamonu, doğusunda Kurşunlu, güneyinde Atkaracalar ve Kurşunlu, güneybatısında Çerkeş ve batısında Karabük ile çevrili olan Bayramören ilçesinin yüzölçümü 334 km², Çankırı il merkezine uzaklığı 117 km.dir. İlçe merkezinde 754 kişi olmak üzere toplam nüfusu 2 608 dir (2007) İlçe merkezinin denizden yüksekliği 934 m. Çerkeş-Ilgaz yönünden geçen E-80 karayolundan ilçeye ulaşmak mümkündür. Atkaracalar yönünden gelişte Kurşunlu’ya 3 km. kala sola dönen yol ilçeye ulaşır. Kurşunlu’ya ulaşımı sağlayan otobüslerin Bayramören ilçesi ile bağlantılı seferleri vardır. Her ne kadar karasal iklim hüküm sürse de Karadeniz iklimi özellikleri de görülür. İlk ve sonbahar yağış aylarıdır. Bahar ve yaz aylarında gidilmesi önerilir. ADI: Geçmiş dönemlerde adının Köpürlübey, Bayramviran olarak kayıtlarda yer aldığını görmekteyiz. İlçenin ilk yerleşiminin bir bey tarafından kurulduğunu ve muhtemelen beyin adının da Köpürlübey olduğunu tahmin edebiliriz. TARİHİ: İlçe hakkında yeterli tarihi bilgi yoktur. Hitit yazılı tabletlerinden edinilen bilgilere göre; bölgede ilk yerleşik halk Palalar ve Gasgaslar bulunmaktadır. 81 Hititler’den daha öncesine ait kesin bilgi olamamakla birlikte elde edilen yüzeysel bulgulardan çok eskiden beri iskân edilen bir bölge olduğu söylenebilir. Çevre tarihi içinde bir değerlendirme yapacak olursak Hititler döneminde bölgede Gasgaslar’ın egemen olduklarını görüyoruz. Gasgaslar sonrası Çankırı, daha doğrusu Paflagonya bölgesinde varlık gösteren kavim ve devletlerin yönetimi altında bulundu. Arazisinin sarp ve dağlık olması insanların vahşi hayvanlar ve düşmanlardan korunması için çok elverişli idi. Tarih öncesi ve tarih çağlarına, geçmişe ait ipucu verecek eser ve bilgi henüz yoktur. Zonguldak, Kastamonu ve Çankırı üçgeni içinde yer alması ve bu illerde elde edilen bulgulara göre Hititler’den bu tarafa iskân edildiği gerçeğini ortaya koymaktadır. Hitit tabletlerinde (Çivi yazısı), Gasgaslar’ın kuzeydeki dağlık bölgede oturdukları, çobanlık yaptıkları ve çok iyi ata binen savaşçı bir kavim oldukları belirtilmektedir. Hitit ülkesine akınlar yapmışlar ve Hititlere hiç rahat vermemişler, güneydeki Hitit kentlerini yağma talan ettikten sonra yaşadıkları dağlık bölgeye çekildikleri kaydedilmektedir. Çok iyi ata binen ve savaşçı bir kavim olan Gasgaslar bu bölgede yaşamış oldukları varsayılmakta ve bölgenin 3 500 yıldan bu tarafa iskân edildiği tahmin olunmaktadır. Deniz kavimleri, Paflagonlar, Romalılar, Persler, Romalılar ve Bizanslılar bölgede egemenlik kurmuşlardır. Nitekim Dalkoz köyü başta olmak üzere Hitiler dönemini de içine alan zaman dilimine ait küçük buluntular çıkarılmakta ve bazı antik dönem kalıntıları bulunmaktadır. Anadolu’nun Türkleşmesi sırasında ise Karatekin Beyliğinin sınırları içinde yer aldı. Belenli (Ulumelan) Osmanlı döneminde kadılıktı. Bayramören, 18 yy.da Melan kadılığına bağlı bir köydü. Daha sonraları idari yönden Çerkeş, Ilgaz ve Kurşunlu’ya bağlanmıştır. Dalkoz’da 1869 yapımı çeşme vardır. 1955 yılında nahiye (bucak) merkezi yapılmış, 1971 yılında belediye teşkilatı kurulmuş, 9.5.1990 gün 3644 sayılı yasa ile ilçe yapılmıştır. Ünlü şair Tevfik Fikret’in dedesi Dalkoz’lu dur. Eski Başbakanlardan, Refik Saydam’ın babası Erenler (Dolap) köyünden İstanbul’a göçmüştür. 82 GEZELİM-GÖRELİM ANTİK YERLEŞİM YERLERİ BAYRAMÖREN TÜMÜLÜSLERİ: BayramörenDalkoz arasında Melan çayının güneyinde Kızlar, kuzeyinde Kuştepesi adıyla bilinen tümülüsler vardır. KÖPRÜLER YURTPINAR KÖPRÜSÜ : Bayram ören ilçe merkezinin batısında (Bayramören’e 5 km ) Melan çayı üzerinde, çayın daraldığı yerdedir. Çayın her iki kenarında kaya üzerine oturtulmuş ayaklar, ahşap kalaslarla irtibatlandırılmıştır. Üzeri kiremit örtülü, yanlar korkulukludur. Bağlama elemanı olarak tahta kullanılmış olması ile dikkati çekmektedir Bakımsız olan köprü yıkılmaya yüzt utmuş durumda olup halen kullanılmaktadır. Yapım tarzı bakımından Bayramören köprüsünün basit benzeridir. Yurtpınarı köprüsü BAYRAMÖREN KÖPRÜSÜ: İlçe merkezinin kuzeyinde, 1 km yakınında ve Melan çayı üzerindedir. Yapılış tarihi bilinmemekle birlikte 100-150 yıllık , 1800’lü yıllarda yapılmış olabileceği tahmin edilmektedir. İki gözlü, ayakları kesme taştan, diğer kısımları ahşaptandır. Üzerinden yayaların ve yük hayvanlarının geçebi- 83 leceği genişlikte inşa edilmiştir. Kesme taş ayaklar üzerine kalasların bindirilmesi suretiyle yapılmış ve farklı bir mimari tarzı vardır. Köprü, alaturka kiremit kaplı çatı ile örtülerek korunmuştur. Diğer kısımlar çivilerde dahil olmak üzere tamamen ahşaptır. Köprü hakkında teknik bilgiler: 3.40 m. açıklıklı ve 49.21 m. uzunluğunda, taban-çatı yüksekliği 2.35 m.’dir. Köprüde kullanılan ağaç Kızılçam olup, boyuna kirişlerin uzunluğu 17.50m. dir. Karayolları Genel Müdürlüğünce aslına uygun olarak restore onarılmıştır. Bayramöten köprüsü Firiz (Bayramören’e 25 km ): Fosil örneklerine rastlamak mümkündür. Ayrıca ilçe yakınında ki Kastamonu’ya bağlı Boyalı görülmeye değer yerleşimlerden biridir. İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR Köylerde bulunan Türbe ve Yatırlar: Erenler (Bayramören’e 7 km): Beşiroğlu türbesi, Erenler mevki. Topçu (Bayramören’e 28 km) Cami avlusunda Mustafa Efendi Hazretleri türbesi. CAMİLER Tarihi Köy Camileri: Dalkoz (Bayramören’e 3 km), Erenler (Bayramören’e 7km), Harmancık: (Bayramören’e 84 24 km), Topçu (Bayramören’e 28 km), Oymaağaç (Bayramören’e 15 km), Yusufoğlu (Bayramören’e 5 km) köyü camileri. Aşağı Mahalle Camii (Bayramören’e 3 km): Dalkoz köyündedir. Alaybeyli Ali Ağa tarafından yaptırılmış XIX. Yüzyıl Osmanlı Dönemi eseridir. Dikdörtgen planlı camilerdendir. Bağdadi kubbeli, ahşap üstü kiremit örtülüdür. 1966’da camiye son cemaat yeri ilave edilmiş, minare yapılmıştır. SİVİL MİMARİ İlçenin geçirdiği yangın ve depremler nedeniyle eski yapılara pek rastlanmaz. Klasik Türk Mimari tarzında ve 20. Yüzyıl ortalarında inşa edilen evler, genellikle iki katlı olup ilçenin geneline yayılmıştır. Yapı ve işlevselliği açısından görülmeye değer niteliktedir. Sivil mimari örnekleri Tevfik Fikret’in atalarının evi (Dalkoz) 85 ŞİFALI SULAR-TERMAL KAYNAKLAR BAYRAMÖREN İÇMESİ: Melan içmesi olarak da bilinir. Dolaşlar köyünde Melan çayı kenarındadır. Mide, karaciğer, safra kesesi, bağırsak hastalıklarına iyi gelir. Suyu soğuk, tuzlu, ekşimsi lezzette ve kükürt dioksitlidir. Karbondioksitçe zangin, alkalik ve bikarbonatlıdır. Kaynağında suyun sıcaklığı 18 Cº dir. Suyun debisi ise 0.1 litre/saniyedir. YEMEK KÜLTÜRÜ Ev usulü keşkek tarifi: Kullanılan Malzemeler, 1 kg. iri yarma, 500 gr. koyun budu, 200 gr. tereyağı, 1 yemek kaşığı çemen, salça, 1 tatlı kaşığı pul biber, tuz, yarım çay bardağı zeytinyağı. Yapılışı: Düdüklü tencereye yarma, et, çemen, salça, yağ, tuz ve bir miktar su konulduktan sonra kapağı kapatılarak yarım saat pişirilir. Pişen keşkek kaba boşaltılarak üzerine tereyağlı biberli sos hazırladıktan sonra üzerine gezdirilir. Sıcak fırına sürülerek 10-15 dk. kadar pişirilir. Unutulmaya yüz tutan bir tat (pıhtı) : Bir tencereye 2 kg su konur ve kaynamaya bırakılır. Kaynamış suyun içine yarım paket margarin yağı ilave edilir. Yeterince tuz eklenir. ½ Kg un azar azar karıştırılarak ilave edilir. Her karıştırmada yarım fincan sıcak su eklenir. İşleme 20-25 dakika devam edilir. Tepsi içine ufak parçalar halinde bir sıra ceviz, bir sıra pıhtı yerleştirilir. En üste yine ceviz dökülür. Servis yapmadan önce üzerine eritilmiş tereyağı dolaştırılır. İsteğe bağlı olarak pekmezde dökülebilir AV VE YABAN HAYATI Kurt, tilki, çakal, tavşan, sincap, ayı, ceylan, yaban domuzu ve Melan çayında birkaç çeşit tatlı su balığı bulunur. Mevsiminde izin alınarak avlanma yapılabilir. 86 PİKNİK ALANLARI-MESİRE YERLERİ Yeşilin her tonunu görebileceğiniz Karadeniz bölgesinin etkilerinin görülmeye başladığı nokta da bulunan Bayramören, ormanları ve doğal bitki örtüsüyle müthiş bir atmosfere sahiptir. Günü birlik ziyaretlerin dışında atlı ve yaya yürüyüşü, bisiklet gezisi, manzara seyri, kamping, foto safari ile yaban avı gibi özel ilgi turizmine açık olmasının yanı sıra ilçe sınırlarından geçen Melan çayı etrafı da mesire yeri için uygun mekandır. HAVA SPORLARI YAMAÇ PARAŞÜTÜ: Bayramören’de son yıllarda hızla gelişme gösteren spor dallarından biridir. Bölgenin jeolojik yapısına bağlı olarak oluşan atmosferik koşullar yamaç paraşütü için çok uygun ortam yaratmaktadır. Paraşüt start yerinde ihtiyaçların giderilmesi amacıyla küçük bir tesis yapımına başlanmıştır. Bayramören’in tanıtımı bakımından gelecek vadeden spor dallarından biridir. ETKİNLİKLER: Her yıl yamaç paraşütü müsabakaları ve Tarihi köprü tanıtım ve kaynaşma şöleni yapılmaktadır. Yamaç Paraşütü 87 ULAŞIM İstanbul’dan: Gerede-Çerkeş-Atkaracalar- Kurşunlu-Bayramören. Anakara’dan : Kızılcahmama-Çerkeş-AtkaracalarKurşunlu-Bayramören. veya Çubuk-Şabanözü-OrtaAtkaracalar-Kurşunlu-Bayramören yolundan gelebilecekleri gibi Ankara-Çankırı-Korgun-KurşunluBayramören yolundan da gelebilirler. Otobüsle gelecek olanlar İstanbul Esenler ve Harem terminalinden, Ankara’dan gelecek olanlar Aşti terminalinden kalkan Kurşunlu otobüsleri ile Kurşunlu’ya oradan da servisle Bayramören’e ulaşırlar. Bayramören’e otobüs seferi yoktur. Otobüs telefon 0 376 465 11 40 KONAKLAMA Öğretmenevi dışında konaklama imkanı yoktur. Telefon : 0 (376) 735 83 99 YEME İÇME Lokanta yoktur. Bakkal bulunur. Benzinlik yoktur. Özel arabayla gideceklerin Kurşunlu’dan ikmal yapmaları önerilir. 88 ÇERKEŞ Harita: Çerkeş Balı, baklavası, yemekleri ve sivil mimarisi ile ünlü Çerkeş ilçesinin kuzeyinde Karabük, kuzeybatısında Bayramören, doğusunda Atkaracalar, güneyinde Orta, batısında Ankara, Bolu ve Karabük ile komşudur. ilçe merkezi Çankırı’ya 115 km. uzaklıkta, yüzölçümü 986 km² ve denizden yüksekliği ortalama 1140 m. civarındadır. İlçe merkezinde 8672 kişi olmak üzere toplam 14 601 kişi yaşamaktadır (1997) . Çankırı kent merkezinden sonra en kalabalık nüfusa sahip ilçedir. Ankara’ya 128 km. İstanbul’a 365 km. uzaklıktadır. Gerede-Çerkeş yoluyla ulaşılabileceği gibi Kızılcahamam-Çerkeş veya Çubuk-Şabanözü Orta-Çerkeş yolu ile de ulaşmak mümkündür. Ulaşımı en rahat olan ilçeler arasında olup Ankara-Çerkeş arasında düzenli otobüs seferleri vardır. Ayrıca Ankara-Zonguldak arasında işleyen tren seferlerinden de yararlanılabilinir. Karasal ve nispeten yağışlı Karadeniz iklim kuşağı geçiş alanı içinde olması nedeniyle her iki iklimin özellikleri de yaşanır. Yükseltinin fazla olması, kuvvetli hava akımları ikliminin sert olmasına neden olur. Kışlar kar yağışlı ve soğuk geçerken, yazlarda sıcak ve kurak geçmektedir. Gezmek için en uygun aylar bahar ve yaz aylarıdır. 89 ADI: Çerkeş adının; Ciharköşe, Ceharköşe, Çarköşe, Çeriçeken adlarının zaman içinde Çerkeş’e dönüşmesi sonucu adına Çerkeş denildiği rivayeten anlatılmaktadır. Ahmet Refik Bey, Çerkeş adının: Anadolu’nun Türkleşmesi sırasında Çerkeşlu veya Çerkeşler adlı bir Türk aşiretinin ( Oğuz boyunun, Yürük oymağı) buraya gelerek yerleşmeleri sonucu, şimdiki kenti kurmuş olduklarını ve buraya ‘’Çerkeş’’ adını verdiklerini belirtir. Farsça kökenli olan Ciharköşe sözcüğü dört yol, Çeriçeken sözcüğü askerlerin toplandığı, tertip edildiği anlamlarına gelmektedir. Çerkeş’in içinden geçen Uluçay etrafında önceleri dört köy kurulmuş ilçe merkezide bu dört köyün ortasında ve yol ağzında bulunması nedeniyle Ciharköşe, Ceharköşe adları verilmiştir. İlçenin bulunduğu yer düzlük ve Bağdat yolu üzerindedir. Askerlerin toplanması, sevk edilmeleri ve mola vermeleri için uygun bir yer olması nedeniyle Çeriçeken denmiş. Batı kaynaklarında ise, ilçeyi İÖ. 41-32 yıllarında Roma İmparatoru Antonius kurmuş ve bu nedenle de Antoniopolis olarak anılmaktadır. 1860 yılında ilçe olan Çerkeş, Çankırı iline bağlı tarihi bir yerleşim merkezidir.Çerkeş Belediyesi 1876 yılında,Çankırı’nın en eski Belediyesi olarak kurulmuştur. Bugüne değin Çerkeş ve yöresinde yapılan araştırmalar buranın eski bir yerleşim bölgesinin merkezi olduğunu doğrulamaktadır. Hitit, Bizans ve Romalılar dönemlerine özgü kalıntılar bu uygarlıkların yaşandığını göstermektedir. Paflagonya antik çağlarda bir çok işgallere uğramış, dolayısı ile Anadolu tarihine uygun olarak değişik kültürleri bağrında barındırmıştır. Bu bölgede ve bu tarihi akış içerisinde yer aldığı kesin olan Çerkeş'in, büyük olasılıkla İÖ. 41-32 tarihlerinde Roma Generallerinden Antonios tarafından, Antonipolis adı ile kurulduğu ve ilk kuruluş yerinin Aydınlar (Kızıllar) köyü olduğu sanılmaktadır. TARİHİ: Son yıllarda yapılan yüzey araştırmaları ve buluntular Çerkeş yöresinin Neolitik dönemden bu tarafa iskân edildiğini şüphe götürmez bir şekilde 90 ortaya koymaktadır. Nitekim bölge günümüzden 10 bin yıl ve daha öncesinden beri iskân edildiği yüzeysel buluntulardan anlaşılmaktadır. Ayrıca eski Tunç devri yerleşimlerine rastlanmıştır. Anadolu’nun yazılı ve bilinen tarihi Hititler ile başlar. Hititlere ait kil tabletlerinde, Çerkeş’in bulunduğu bölgede Kaşka ve Pala adı verilen kavimlerin varlığından bahsedilir. Hitiler sonrası Anadolu’da hüküm süren Phrigler İÖ. bin yıllarında, Kimmerler İÖ. 700 yılının başlangıcında, İÖ. 600 yılında ise İranlılar (Persler), İÖ. 330’da Büyük İskender ve Paflagonların, irili ufaklı diğer kavimlerin hâkimiyeti altına girmiş ve yönetilmiştir. Kızıllar (Aydınlar) köyünde (Çerkeş’e 4 km) ; aslan heykelleri, steller, taş üzerine yapılmış kabartma resimler, heykeller, yazıtlar, köprü ve hamam kalıntıları adı geçen köyün ilk yerleşim yeri olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. Bölgede Roma ve Bizans dönemleri yerleşimlerine rastlanır. İÖ. 31-41’ de Roma imparatoru Antonius, kenti kurar ve Antoniopolis adını verir. Antik çağda Çerkeş, Potamis ve Cepora adı ile bilinmektedir. Bölge Roma İmparatorluğu döneminde önemli bir yerleşim yeridir. Kseitane olarak bilinen Bayındır köyü Antoniopolis’e bağlı bir kent olup, 192 yılında burada dinsel yapı ve tapınaklar yapılmıştır. İlçenin kuzeyinde bulunan Soğanlı çay vadisinde antik yerleşim yerleri vardır. Daha sonraları Bizans İmparatorluğu yönetimine giren bölgede, Bizans hâkimiyeti 1071 yılına kadar devam etmiştir. 1074 sonrası Türk egemenliğine giren bölgeye, Anadolu içlerine gelerek yerleşen Oğuz boylarından Dodurga, Kayı, Eymür, Bayındır, Avşar, Bedil, Çavundur boyları yerleştikleri yerlere kendi boy adlarını vermişler, günümüzde bu boy adlarını taşıyan köyler varlıklarını devam ettirmektedirler. Anadolu’nun Türkleşmesi ile birlikte, Selçukluların yönetimindeki Çerkeş bölgesi 1228 yılında Selçuklular-Moğollar arasında yapılan Kösedağ savaşı ile, II. Kılıçaslan döneminde Moğolların hakimiyetine girdi. 1309’da Çandaroğulları beyliği, 1392’de Yıldı91 rım Beyazıd döneminde kısmen Osmanlı imparatorluğu, 1402 sonrası tekrar Çandaroğulları beyliği, 1417’de Çelebi Mehmet tarafından Kasım bey’in yönetimi altında yönetilmiş ve Fatih Sultan Mehmet tarafından 1461’de Osmanlı İmparatorluğu sınırları içine katılmıştır. Bazı kaynaklarda ise Osmanlı beyliğinin ilk kuruluş dönemlerinde bu beyliğin sınırları içine katıldığı belirtilmektedir. GEZELİM-GÖRELİM ANTİK YERLEŞİM YERLERİ MAĞARALAR (Çerkeş’e5 km): Örenköy Dereyayla mevkiindedir. YONCALI KÖYÜ KESMELER BÖLGESİ (Çerkeş’e 15 km): Höyüktepe yamaç yerleşimi. Kızılcahamam – Çerkeş yolu üzerinde sağ taraftadır. Yoncalı köyünün yaklaşık 1 km. güney batısında Höyüktepe olarak adlandırılan tepenin yol tarafına bakan yamacı ile bağların bulunduğu yamaçtadır. . Seramik parçalarına rastlanmıştır. Yerleşim ise tepenin Sindallı Deresi tarafındaki yamaçlarındadır. Höyüktepe ile Çerkeş yolu arasında yoldan itibaren azda olsa yükselti kazanan ikinci bir kısım da yüzeyde Bizans geç dönem seramik parçalarına rastlanmaktadır. YAKUPLAR DEREYAYLA TÜMÜLÜSÜ (Çerkeş’e 10 km): Yakuplar Köyü, Dereyayla bölgesindedir. Köye yaklaşık 2,5-3 km. uzaklıkta, Yakuplar çayının kenarında, orman arazisi içinde yayla yolunun gidiş yönüne göre sağında, çayın hemen üstünde yayla evlerinin üzerinde, 3,5-5 m. yüksekliğinde, 10-15 m genişliğinde, üzerinde küçük kaçak kazı izleri olan, yaklaşık 200-250 m. yukarısında “Gavur hamamı” mevkii ile ilintili olduğu, karşısında ve vadinin güney cephesinde kaya mezarları, şapel ve kiliselerin yer aldığı bir tümülüstür. 92 KAYA YERLEŞİMLERİ: Yakuplar köyünde (Çerkeş’e 10 km) yayla bölgesinde kaya mezarları, şapel ve kilise mağaralar bulunur. Köye yaklaşık 2,5 – 3 km. uzaklıkta , Yakuplar Çayının kenarında orman arazisi içinde bir vadinin güney yamacındadır. Kayaların oyularak işlenmesinden yapılmış, alt bölümde mağaralar, daha yüksekte kaya mezarları, şapel ve kiliseler, gözetleme kulesi, dehliz ve barınak olarak da kullanıldığı varsayılan yapılar görülmektedir. Büyük mağara yada şapel girişinde 4x4 m’lik odalar, duvarlarında insan ve doğa resimlerinin duvarlarda işlenmiş olduğu bu mekandan yukarıya doğru 4 kat çıkıldığı ve her katta aynı tipte mekanlar olduğu, tünelin çeşitli bölümlerine dağın içine doğru 60-70 m uzunluğunda tünel olduğu, tünelin çeşitli bölümlerinde de aynı tarzda odalar mevcut olduğu, bu yapının üstünde orman içinde kutsal bir mekana ait kilise temelleri 93 olduğu ifade edilmektedir. Buradan götürülen Erken Bizans dönemi sütunlarının Yakuplar Köyü yakınındaki ormanda yer aldığı tespit edilmiştir. MEYDAN KÖYÜ (Çerkeş’e30 km): Antoniopolis’e (Çerkeş?) bağlı Kimistene’nin güney doğusunda yer alan bu kentte bulunan yazıtlardan (epigrafik eserlerden) anlaşıldığına göre: Kimisteneliler tarafından tanrıça Artemis için 192’de tapınak ve kutsal alan içinde anıtsal bir yapı inşa ettikleri belirlenmiştir. Özetle Meydan köyü: Eski bir dinsel yerleşim merkezi, antik bir kent özelliği taşımaktadır. Nitekim bulunan eserlerde bunu doğrulamaktadır. AYDINLAR (KIZILLAR) KÖYÜ (Çerkeş’e 4 km): Aslan heykelleri, steller, taş üzerine yapılmış kabartma resimler, heykeller, yazıtlar, köprü ve hamam kalıntıları adı geçen köyün ilk yerleşim yeri olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. Bölgede Roma ve Bizans dönemleri yerleşimlerine rastlanır. KÖPRÜLER ÇAYLI KÖPRÜSÜ (Çerkeş’e 25 km): Çerkeş ilçe merkezinin kuzeyinde Kuzören-Kabakköy arasında, Melan çayı üzerindedir. Yapan ve yapım tarihi bilinmeyen köprünün XIX. Yüzyıl sonları XX. Yüzyıl başlarında yapıldığı tahmin edilmektedir. Tamamen ahşap olan köprü yapım tarzı ile Bayramören köprüsüne benzer. Üzeri ahşap ve kiremit kaplı , ayakları kesme taştır. Köprü kullanılmamakta ve kaderine terk edilmiş durumdadır. Çaylı köprüsü 94 AKBAŞ KÖPRÜSÜ (Çerkeş’e26 km): Çerkeş ilçe merkezinin kuzeyinde, Melan çayı üzerindedir. Köprünün kilit taşı sökülmüş olup tarihi hakkında bilgi edinilememiştir. XX. Yüzyılın başlarında Çerkeş’li Gökmen efendi tarafından, Safranbolu’da yerleşik Rum ustalara yaptırıldığı yönünde bilgi vardır. Köprü tamamen taştan yapılmış kemerli ve dört gözlü olup halen kullanılmakta ve iyi durumdadır. Köprünün oturumu dış bükeydir. Her iki yandan alçak olan yol seviyesi köprünün ortasına doğru yükselmektedir. Akbaş köprüsü 95 ULUSU KÖPRÜSÜ: Uluçay üzerinde bulunan köprünün yapım tarihi hakkında kesin bir bilgi olmamakla beraber 1520-1566 yıllarında Kanuni döneminde yapıldığı, Mimar Sinan’ın eseri olduğu tahmin olunmakladır. IV. Murad’ın Bağdat seferi sırasında yapılmasını emrettiği yönünde rivayeten bilgi varsa da orijinal kilit taşının kaybolması nedeniyle kesin yapım tarihi bilinmemektedir. Köprü eski bir köprü üzerine mi yoksa yeniden mi yapıldığı konusunda tereddüt vardır. Kesme taştan üç gözlü 3.20 m eninde, 50 m. boyunda, taş korkulukları 50 cm yüksekliğinde taş, zemin taş döşeme ve Ulusu’dan yüksekliği 5.00 m olan tamamen taştan yapılmıştır. Anahtar taşındaki bilgilere göre 1883’de tamir görmüştür. Son yıllarda restore edilmiştir. Ulusu köprüsü 96 HAMAMLAR IV. MURAD HAMAMI: Muradiye camisine gelir amacıyla IV.Murat tarafından yaptırılmış ve camiye vakfedilmiştir. Yapım tarihi 1623-1640 yıllarına rastlar, çifte hamamdır. Kadın ve erkekler bölümleri ayrıdır. Erkekler kısmı: 8.5x8.5 kare biçimli ahşap soyunma yeri olan ve çatısı yıkılan, içinde sekiler bulunan ve buradan iki kubbeli soğukluk kısmına, 8.5x8.5 haç şeklinde planlanmış yıkanma yerine geçilir. Ilıklık pandandif geçişli iki kubbe, sıcaklık ortada pandandif geçişli ana kubbe, onun etrafında yer alan eyvan ve halvet hücreleri tromp geçişli kubbelerle örtülüdür. Yıkanma yerinde her üç köşenin üstünde 3x3 m. boyutunda kubbeli halvet yer alır. Kadınlar kısmı; yıkanma kısmının önünde 2 kubbeli bir bölüm ve arka tarafta üzerleri kubbeli iki halvet bulunmakta idi. Günümüzde hamam hasar görmüş, soyunma yeri tamamen yıkılmış, kullanılmamakta ve harabe görünümündedir. Hamamın gelirleri Muradiye camiine vakfedilmiştir. Ayrıca gene bu dönemde hamama ilaveten köprü hariç günümüzde yok olan , medrese, yüzeli ocaklı 100 adet dükkan yapılmıştır. Resim: IV:Murat hamamı 97 İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR Köylerde bulunan Türbe ve Yatırlar: Afşar (Çerkeş’e 30 km), Örenli (Çerkeş’e 17 km) türbesi. Ağaca (Çerkeş’e 12 km), Akbaş (Çerkeş’e 10 km) Musa Dede türbesi. Aliözü (Çerkeş’e 7 km), Şıhlar türbesi. Bayındır, Erenler türbesi. Bedil, Çam türbesi, Erenler tepesi. Dikenli. Gelik. Kurtdede türbesi. Kabak (Çerkeş’e 18 km). Sivri, Sarıkız, Saf Erenler, Küçük türbeleri. Kadıözü(Çerkeş’e 10 km), Orta Harman, Eskice Bey türbeleri. Karacahüyük (Çerkeş’e 32 km), Çalırat yatırı. Kısaç, Aşağı ve Yukarı türbeler. Kuzdere (Çerkeş’e 20 km), Erenler türbesi. Turbaşı . (Çerkeş’e 5 km) 6 adet türbe. Uluköy (Çerkeş’e 28 km), Hıdır Baba türbesi. Yalakçukurören (Çerkeş’e 19 km): Erenler, Sarıkız Taşlıbor türbeleri, Yeniköy (Çerkeş’e 30 km): Handede Yumaklı . (Çerkeş’e 17 km) Erenler türbesi. PÎRİ SANİ ve türbesi: 1743 Çerkeş doğumlu olan ve Halvetiye tarikatının Şabaniye kolunun ikinci pîri olan Şeyh El Hac Mustafa Çerkeş-i’nin türbesi buradadır. 5x5 m. kare planlı, moloz taştan yapılmış, zemini ve çatısı ahşap üstü kiremit örtülüdür. XVIII. Yüzyıl yapımı olup sanduka ve etrafını çevreleyen demir parmaklık vardır. Kadınşah Cami (mescidi) ile bitişik olan türbe halk tarafından ziyaret edilen yerler arasındadır. Tarikat ve tarikat mensuplarının durumunu bildiren Türkçe basılmış risalesi vardır. Tarikatın esas kurucusu Şeyh Şaban Veli, Pir-i Sani ise yayıcısıdır. Ailesinden birçok bilim adamı çıkmıştır. Ölüm tarihi (1209 H. 1794 M.), bazı kayıtlarda 1813 tür. Pir-i Sanî Türbesi: Kutlar Mahallesi, Osman Paşa Caddesinde Pir-i Sani Camiinin içinde ayrılan bir bölümde yer almaktadır. Türbenin 18. yüzyılda yapıldığı bilinmektedir. Aynı adı taşıyan mescidin içinde bulunan türbe, moloz taştan 5X5 metrekare ölçülerinde kubbeli bir yapıdır. Pir-i Sani olarak anılan Zat Çerkeşli Hacı Mustafa Efendi olup Halveti Tarikatı Şabaniye Kolunun büyüklerindendir. Ünlü âlimlerden Kuşadalı İbrahim Efendi'nin hocasının hocası 98 olduğu, 1813 yılında Çerkeş'te vefat ettiği, Şabaniye Kolu'nun büyüğü Kastamonu'da medfun bulunan Şeyh Şaban-ı Veli'den sonra geldiği için Pir-i Sani olarak anıldığı bilinmektedir. Pir-i Sani Türbesi aynı isimli mescidin harimi dahilindedir. Bina moloz taşından harçla yapılmıştır. Boyutu 5x5 m olan türbenin üzeri kubbeli, döşemesi tahtadır. İçinde bir ağaç sanduka etrafını çevreleyen parmaklık vardır. . 1- Düştü bir tarih âkif bendesinin kalbine 2- Hü deyip firdevs-i vusla erdi Pirim Mustafa yazıları okunmaktadır Piri Sani türbesi Şeyh Veled Türbesi: İstasyon Mahallesi, Kadıköy Caddesi, Sağlık merkezi bahçesi yanında yer almaktadır.Etrafı 1 metre yüksekliğinde 20 cm. kalınlığında, üzeri beton harçla sıvalı bir duvarla çevrilidir. İçerisinde bir mezar bulunur. Yaşadığı yüzyıl kesin olarak bilinmemekte. Muhtemelen 16.yy. da yaşadığı tahmin edilmektedir. Çevre sakinlerince Şeyh Veled olarak isimlendirilmektedir. Tek mezarın işlenmemiş kavuk şeklinde baş taşı üzerine, küre şeklinde bir taş 99 ilavesi ile oluşturulmuş ayak taşı, silindirik formlu ve bezemesiz bir taştan oluşmaktadır. Şeyh Veled türbesi Demirci Şeyh (Timuri) Türbesi (Camii): Kurtlar Mahallesi, Osman Paşa Caddesi, No: 40’da Demirci Şeyh (Timuri) camiinin bitişiğinde küçük bir bölümde ahşap tek bir sandukadan oluşan türbe, Demirci Şeyh Mustafa olarak da anılmaktadır. Basit bir yapı içerisinde sade bir sandukadan ibarettir. Haydar Camii ve Türbesi, Çamaşırhane ve Çeşmesi : Karalar Mahallesi, Haydar Sokak No:36’da dır. Cami içerisinde ki türbe etrafı demir parmaklıkla çevrili tek mezardan oluşmaktadır. Cami, türbe çamaşırhane ve çeşmeden oluşan bir komplekstir. Türbe bölümü camii içerisinde ayrılan etrafı demir parmaklıkla çevrili bir ziyaretgahtır. Tek sandukanın yer aldığı türbede yatan şahsın sağlığında salla taşındığını belirleyen bir tahtıravan tavana asılı vaziyette teşphir edilmektedir. Tekeli Türbesi : İlçenin doğusunda yer alan büyük mezarlığın batı kenarında, mezarlık ile Sırakavaklar Caddesinin köşesinde yer almaktadır. 6x6 m. boyutunda, etrafı duvar ve demir parmaklıkla çevrili bir bölüm içindedir. İçerisinde 5 mezarın yer aldığı 100 30x40 m. boyutlu, etrafı duvarla çevrili bir alan içerisindedir. Alt tarafında Tekeli Türbesi olarak adlandırılan mezarlar bir ziyaretgah durumundadır. Şehitler (Garipler) Mezarlığı : Kurşunlu karayolunun kenarında bulunan İlçe mezarlığının doğu kenarında yer alan şehitlik, etrafı duvarla çevrili 300 m2 lik bir alanı kaplamaktadır 1944 yılında meydana gelen zelzelede şehit olan erlerin anısına yapılmıştır. Karşılıklı iki sıra halinde mezarlar sıralanmış, üst kısma ise, üst üste iki kare prizma ve silindirik bir sütun parçasından oluşan anıt yerleştirilmiştir. Anıtın orta bölümünde yer alan mermer levha üzerinde, l944 yılında ki depremde şehit olan erlerin anısına yaptırıldığı yazılıdır. Mahmut Bey (Ağagil) Mezarlığı Çerkeş ilçesi, Karalar Mahallesi, Sırakavaklar Caddesinin batı kenarındadır. Mahmut Bey veya Ağagil Mezarlığı olarak adlandırılmaktadır. Mezarlığının batısından geçen Sırakavaklar caddesinin batı kenarında yer almaktadır. Etrafı 1.5 metre yüksekliğinde taş duvarla çevrili, yaklaşık 225 m2 lik bir alanı kaplamaktadır. Kapı girişi sonradan örülerek kapatılmıştır. İçerisinde yaklaşık 60 kadar mezar vardır. CAMİLER Köylerde bulunan tarihi camiler: Akbaş (Çerkeş’e 28 km), Dağçukurören (Çerkeş’e 10 km), Dodurga (Çerkeş’e30 km), Taşanlar (Çerkeş’e 35 km), Yoncalı (Çerkeş’e15 km), Bozoğlu (Çerkeş’e 5 km), Kabak (Çerkeş’e 18 km), Kadıköy (Çerkeş’e 2 km), Karamustafa (Çerkeş’e 10 km), Kısaç (Çerkeş’e 14 km), Aydnlar(Çerkeş’e 4 km) , Kuzören (Çerkeş’e 25 km), Meydan(Çerkeş’e 30 km), Ören (Çerkeş’e 5 km), Örenli (Çerkeş’e 17 km), Yalaközü (Çerkeş’e 14 km), Yeniköy(Çerkeş’e 30 km) , Yıprak (Çerkeş’e 30 km), Yumaklı (Çerkeş’e 17 km) 101 Muradiye Camii. Çerkeş ilçe merkezinde, Osmanlı padişahlarından IV. Murat zamanında Silahtar Mustafa Paşa’ tarafından yaptırılan cami, Abdulhamit döneminde onarım görmüş, 1943 depreminde tamamen yıkılmış, yerine 1953’de bugünkü cami yaptırılmıştır. Ören Köyü Camii (Çerkeş’e 5 km): XVII.yüzyılda IV. Murat’ın lalası Mirza Bey tarafından yaptırıldı. Kare planlı, tek kubbeli, dışa baskın su basmanı üzerine inşa edilmiştir. Son cemaat yeri 1944 depreminde yıkılmış ve köy halkı tarafından tekrar yaptırılmıştır. Kesme, devşirme taş ve tuğladan örülmüş duvarları vardır. 1958 yılında Vakıflarca minaresi yenilenmiştir. Değişik zamanlarda onarım görmüş olması nedeniyle otantik özelliğini kaybetmiştir. SİVİL MİMARİ Çerkeş evleri: Çoğunluğu 1944 depreminde yıkılan Osmanlı mimarisi özelliklerini yansıtan çok az sayıda sivil mimari örnekleri vardır. Restore edilen Fişek Ali’nin evi Çerkeş mimarisi hakkında bilgi vermektedir Çerkeş ilçe çıkışında Kızılcahamam’a giden yolun sağ tarafındadır. Çerkeş Evlerinin genel özellikleri: Su basmanı kesme taş, duvarlar ahşap çatkı arası kerpiç dolgu, çatı yerel olarak imal edilen oluklu kiremitle kaplıdır. İki kat üzerine inşa edilen evlerin ilk katı ara kat kışlık olarak kullanılan günlük hayatın geçtiği yemek ve oturma odası işlevini görmektedir. İkinci kat ise işlemeli bir başoda ve dışa çıkıntılı şahnişin bulunur. Baş oda süslü tavan göbekli ve kök boya ile boyanmış, işlemelidir. İkinci kattaki diğer odalar ise sedir (peyke) adı verilen ahşap divan, yatak koymak için yüklük adı verilen gömme dolap, yıkanma ve banyo için abdestlik mevcuttur. Odalarda bulunan ocaklıklar en gösterişli yerlerdir. Ocak üstünde bacakbaşı olarak adlandırılan raf, kenarlarda gözgere denilen ahşap küçük gözler, mum koymak için şinanay adı verilen yerler bulunur. 102 Sivil mimari örnekleri 103 MESİRE VE PİKNİK YERLERİ Orman içi dinlenme alanları: Işık Dağı (Seybeli), Ilıca, Köse Hamamı ve Akbaş (Melan) Çayı çevresi, Belediye parkı, fidanlık, Hisar çamlık korusu. Fidanlık. İlçe merkezine 3 km mesafede bulunan halkın piknik yapabileceği bir mesire yeri bulunmaktadır. Değişik bitki çeşitleri ile yeşillendirilen mesire yerinde Gökkuşağı Alabalığı ve Aynalı Sazan yetiştirilen sun'i gölet ve piknik alanları mevcuttur. Ayrıca, içerisinde bir şark odası bulunan misafirhane ile ziyaretçilerin ücretsiz olarak girebildikleri mesire yerinde karaca, kurt, tavşan, pekin ördeği ve kaz gibi hayvanlar da beslenmekte ve gölet de sportif olta balıkçılığı yapılabilmektedir.Tesis Orman İşletme Müdürlüğüne aittir. Seybeli (Işık Dağı) Orman İçi Mesire Yeri: ÇerkeşKızılcahamam karayolu üzerinde bulunan mesire yeri Çerkeş İlçesi'ne 20 km. mesafededir. Işık Dağı'nın kuzey yamaçlarında yer alan mesire yerinde masabank tipi oturma yerleri, ocaklıklar, çeşmeler, yağmur barınağı, otopark ve genel tuvalet mevcuttur. 104 Işık dağı Çakmak: Anıt ağaç Dokuz Kardeşler çamı ilçeye 36 km. uzaklıkta bulunan Çakmak’ta dır. Karaçamın çapı 2.8 m. boyu 25 m. tahmini yaşı 200 yıl Akhasan barajı (Çerkeş’e 10 km): ÇerkeşKızılcahamam yolunun sağ tarafında, yapım aşamasındadır. YABAN HAYATI: Kuzeyde Karaşar-GökçelerMeydan, doğuda Uluköy-Kabak-Gelikovacık, güneyde Çerkeş ilçesi, batıda Meydan-Akbaş-Aydınlar köyleri ile çevrili alan yaban hayatı yerleştirme sahası olarak ayrılmıştır. 105 İÇME VE TERMAL KAYNAKLAR Söğütlü Çeşme Kaplıcası. Romatizmaya iyi gelir Hışıldayık (Çerkeş’e 12 km): Bayındır köyündedir. Kükürtlü gaz çıkaran çukurlar vardır. Hemoroide iyi gelir. Kükürtlü su. Çerkeş ilçe merkezine 5 km. uzaklıktadır. Bol kükürt içerir. Cilt hastalıklarına iyi gelir. Akaya ılıcası : İlçenin batısında İmamlar köyündedir. 4 tane kaynağı vardır. Cilt, romatizma, mide ve barsak hastalıklarına iyi gelir. Doğal lezzette, kükürtlü hidrojen kokuludur. Kaynaklardan birisinin sıcaklığı fazla diğerleri normaldir. Ayrıca kireçli bir tepede çıkan soğuk, acı lezzette bir su daha vardır ki baz özellikte müshil etkilidir. Kös hamamı (Çerkeş’e 7 km): İlçenin batısında Bedil köyündedir. Mide, bağırsak, romatizma ve deri hastalıklarına iyi gelir. Banyo olarak da kullanılır. Renksiz ve kokusuz, kalevi, kükürtlü bir sudur. Şerafettin içmesi: Romatizma ve deri hastalıklarına iyi gelir. Suyu soğuk ve ekşimsidir. Bölme içmesi: Romatizma ve deri hastalıklarına iyi gelir. Bedil (Çerkeş’e 7 km) köyü ılıcası BEDİL KÖYÜ MÜZESİ (Çerkeş’e7 km) Çerkeş –Gerede yolu üzerinde Aytaç tesislerinin karşısında ve yola 1. Km uzaklıkta olan Bedil köyündedir. Köy ileri gelenleri ve müteşebbisleri tarafından köyde kullanılan tarım, mutfak, etnoğrafik alet ve malzemelerin derlenmesi ile oluşturulmuş bir müzedir. Çankırı’da başka örneği olmaması ve sergilenen malzemenin ilginç olması nedeniyle mutlaka görülmeye değer yerlerdendir. 106 Bedil köyü müzesinden görüntüler 107 ETKİNLİKLER Bölgesel kültürün, tarihsel ve turistik değerlerin tanıtılması, bölge ekonomisini oluşturan hayvancılığın geliştirilmesi ve ürünlerinin tanıtılması amacıyla Çerkeş Kültür ve Hayvancılık Festivali (Ağustos ayı) her yıl düzenlenmektedir . Çukurören koru şenliği. Pazarı: Çarşamba günleri pazar kurulur YEMEK KÜLTÜRÜ Çerkeş Mutfağı: Bölge özelliklerine bağlı olarak yemek kültürü tahıl ve sebze ağırlıklıdır, çeşit yönünden mutfağı oldukça zengindir. Tarhana, bıhtı, bulgur, para hamur, keşkek, pirhoy, yarma, erişte, badıma, pırasa dolması, sırma baklava, su böreği, lokum, hamur köftesi, alaca aş, Alaca aş (alaçaş): Kavrulmuş soğan, salça, su ilave edilerek karıştırılır, pişirilir. Diğer tarafta haşlanarak hazırlanmış olan bulgur ve mercimek içine ilave edilerek pişirilir ve kuru soğan, turşu ile birlikte servis yapılır. Badıma bükmesi-madımak bükmesi: Temizlenen ve yıkanan madımak kıyılarak inceltilir, yeşil soğan ve tereyağı ilave edilerek kavrulur, süt ilave edilir piştikten sonra üzerine 3-4 yumurta kırılır, tuz ve karabiber ilave edilir. Başka bir kapta un içine maya ilave edilerek yapılan hamur gözleme boyutunda açılır, yarısına önceden hazırlanan madımak konur diğer yarısı üzerine kapatılır. Saç veya tavada pişirilir, piştikten sonra üzerine tereyağı sürülerek servis yapılır. Pırasa dolması: Pırasanın kök kısmına yakın beyaz kısımları yaklaşık 10 cm. uzunluğunda kesilir, kaynar suda haşlanır. Başka bir kapta kıyma, yağ, pirinç, salça, karabiber karıştırılarak iç hazırlanır. Haşlanmış pırasa tek tek açılır ve içine çay kaşığı ölçeğinde hazırlanan iç konulur, sigara şeklinde sarılır, tencereye dizilir, üzerine su, salça ve yağ ilave edilerek ocakta pişirilir. Piştikten sonra üzerine limon sıkılarak servis yapılır. 108 Bıhtı: 1 litre kaynayan suya çok az tuz ilave edilir, 250 gr un suyun içine azar azar dökülür ve pişene, koyulaşana kadar karıştırılır. Piştikten sonra lokma büyüklüğünde tepsiye dizilir. Üzerine toz şeker, rendelenmiş ceviz, eritilmiş tereyağı dökülerek servis yapılır. Hamur köftesi: Una yumurta, tuz ve su karıştırılarak yapılan hamur parçalara ayrılır. Avuç içi büyüklüğünde koparılan parçalar avuç içi ile bastırılarak uzatılır. Yuvarlanmış ve uzatılmış hamur parçaları yan yana getirilir, işaret parmağı ile bastırılarak inceltilir. Hamur bu şekilde döşendikten sonra üzerine bolca un serpilir. Başka bir kapta kavrulan kuru soğan, salça, tereyağına su ilave edilerek kaynatılır, kaynadıktan sonra hamur içine atılır. Piştikten sonra üzerine ceviz ve sirke dökülerek servis yapılır. Nokul: İçine yağ, süt, konulan hamur yoğrulur ve kabarmaya bırakılır. Yaklaşık iki saat sonra hamurdan koparılan parçalar yuvarlayarak uzatılır. 1.5 cm kalınlığa kadar inceltilir. Bir ucu dar diğer ucu geniş olacak şekilde 5 cm. boyutunda kesilir, temiz bir örtü üzerine serilir. Kesme işlemi bittikten sonra yağsız tepsiye dizilerek orta ateşte pembe renk alana kadar fırında pişirilir. Para hamuru: Yumurta ve su karıştırılarak yapılan hamur yaklaşık 2 mm kalınlıkta açılır ve kurumaya bırakılır. Kuruyan parçalar arasına un serpilir ve üç tanesi birbirinin üzerine konur, ortadan ikiye bölünerek 5 cm genişlikte kesilir. Uzun parçalar kare şeklinde kesilir ve kurutulur. Kış için hazırlanan para hamuru, pişirileceği zaman kaynar suda haşlanır, üzerine önceden hazırlanmış kıyma, yağ, salça, biber sosu ve sarımsaklı yoğurt dökülerek servis yapılır. Pirhoy: Un içine yumurta ve su katılarak hamur yapılır, ince olarak açılır ve kare şeklinde kesilir. Önceden hazırlanan maydanozlu çökelek karenin köşesine yerleştirilir ve üçgen şeklinde hamur kapatılır. Suda haşlanarak pişirilir. Ayrı bir kapta hazırlanmış olan salça, kırmızıbiber ve tereyağı sosu dökülerek servis yapılır. 109 Suböreği: 1 kg un, 9-10 yumurta katılarak hamur yapılır. İhtiyaca göre parçalara ayrılan hamur serin bir yerde kurumaya bırakılır. Kuruyan hamurlar tek tek kaynar suda haşlanır. Haşlanan hamur kevgir üzerine alınır, suyu akıtılır, önceden altı yağlanmış tepsiye döşenir ve üzerine yağ sürülür. Soğanla kavrulmuş maydanoz ve karabiber her üç hamurda üzerine yayılır ve kavrulmuş kıyma serpilir. Hamurun tamamı tepsiye dizildikten sonra en üste gelen hamura hafif yumurta sürülür ve fırına verilir. Piştikten sonra arzu edilen büyüklükte ve şekilde kesilerek servis yapılır. Sırma (sıyırma) baklava: Süt ilavesi ile yapılan hamur, küçük parçalara ayrılır, üzerine nişasta serpiştirilerek açılır ve serilir. Kuruyan hamurun kuru kısımları bıçakla kesilir, hamur büzdürülür içine ceviz konur, gevşek şekilde oklavaya sarılır yanlardan iki elle büzülür. Oklavadan çıkarılarak tepsiye dizilir, üzerine kaynar tereyağı dökülür ve fırında ağır ateşte pişirilir. Piştikten sonra üzerine şerbet dökülür, soğuduktan sonra servis yapılır. Keşkek: Buğday haşlanır, içine tereyağı ve parçalanmış hindi göğüs eti konarak tahta kepçenin arkası ile sakız kıvamına gelinceye kadar dövülür, pilav ile birlikte servis yapılır. Böğür dolması: Böğür içinin dışı tuz ve biberle kaplanır, içine önceden hazırlanan iç pilav doldurulur, deri ile kaburga kısmı dikilir ve birleştirilir, tereyağında kızartılır sonra az su ile ağır ateşte pişirilir. Bıktı: Kaynamakta olan suyun içine un dökülür ve karıştırılır. Hamur piştikten sonra kaşık kaşık alınarak tabağa dizilir üzerine tereyağı, şeker ve ceviz dökülerek servis yapılır. ULAŞIM İstanbul’dan gelecek olanlar Gerede-Çerkeş, Ankara’dan gelecek olanlar Kızılcahamam-Çerkeş veya Çubuk-Şabanözü-Orta-Çerkeş yolundan gelebilirler. Trenle de gelmek mümkündür. Bilgi için TCDD web 110 sitesine bakınız. Otobüsle gelecekler İstanbul Esenler ve Harem terminallerinden, Ankara’dan gelecekler Aşti’den kalkan Çerkeş otobüsleri ile gelebilirler. Telefon 0 376 766 12 81 KONAKLAMA Çerkeş Akgün Otel :0 376 766 20 33 Çerkeş Öğretmenevi :0 376 766 18 26 Türkdemirler : 0 376 766 18 89 YEME-İÇME Cömert Lokanta ve Baklava Salonu. Hükümet Cad. No: 24 Kurt Kardeşler 83 Pide ve Kebap Salon. On iki Cad. No: 3 Türkdemirler Tesisleri, İstanbul Yolu 1.km Boduç Kardeşler Pide Salonu. Eski Belediye Cad. No: 10 Damla Pide Salonu. Taşpınar Cad. No: 2 Eye Dayı Tesisleri. İstanbul Yolu 3.km Derya Pide Salonu. Hükümet Cad. No:8 Tat Piliç. Eski Belediye Cad. No: 88 Terminal Pastanesi. Belediye Hizmet Binası Altı Gözde Aile Lokantası Aytaç Fast Food Efsane Ev Yemekleri 111 ELDİVAN Eldivan ilçe haritası Kirazı, mesire yerleri ve otantik Yâran’ı ile ünlü Eldivan’ın kuzeyinde Korgun, doğusunda Çankırı, güneyinde Ankara, batısında Şabanözü, kuzeybatısında Korgun ile komşudur. 341 km² lik bir alana sahip olup rakımı 1 094 m. Çankırı kentine uzaklığı 18 km.dir. Toplam nüfusu 5711 olup bunun 3 246’sı ilçe merkezinde yaşamaktadır (2007). İlçe genelinde kışları soğuk ve yağışlı, yazları sıcak ve kurak karasal iklim hâkimdir. Ortalama yaz sıcaklığı 34 ºC iken kışın sıcaklık 1-23 ºC arasında değişir. Ankara’ya Eldivan-Çankırı-Ankara veya Eldivan-ŞabanözüÇubuk- Ankara yolu ile ulaşılır. Bahar ve yaz ayları gezmek için en güzel zamandır. Kiraz 112 ADI: 1276 tarihli Osmanlı kayıtlarında adı Dumlu olarak geçmektedir. Dumlu adı Dümeli’ye (Dümelli) dönüşmüş ve 1.4.1960 tarihinde bu ad değiştirilerek Eldivan yapılmıştır. Eski adı olan Dümelli adı ilçenin kuzeyini çevreleyen Dümelli ovasından kaynaklanmaktadır. Anadolu’nun Türkleşmesinden sonra, İlçenin yakınında bulunan dağ bir toplanma yeri olmuş ve adına Er divanı denmiş daha sonraları halk arasında İldivan dağı denmeye başlanmıştır. Dümeli yerine Eldivan adı verilirken İldivan, Eldivan olarak benimsenmiş ve kullanılmaya başlanmıştır. Geçmişte her yıl panayır yapılır ve panayır sırasında Anadolu’nun çeşitli yerlerinde panayıra gelen sporcular burada güreş müsabakaları yaparmış. Bu nedenle buraya Er divanı adının verilmiş olduğu, adının buradan geldiği rivayeten anlatılmaktadır. 113 TARİHİ: 2000 yılında Paflagonya Yüzey Araştırmaları Projesi kapsamında yapılan çalışmalarda, Eldivan bölgesinde Paleolitik Dönemde insanlar tarafından kullanılan el âletleri bulundu. Bu dönem günümüzden 10 bin yıl öncesinden daha gerilere 100 bin yıl önceye kadar gitmektedir. Görülüyor ki bölgenin iskâna açılması çok eskilere dayanmaktadır. Tarih devirleri içinde, Anadolu’da yazılı tarihin başlangıcı Hititler ile olmuştur. İlçe sınırları içinde: Sarayköy-Hisarcık arasında kale harabeler vardır. Ayrıca Orta ve Son Tunç çağlarına tarihlenen Dümeli Höyüğü’de buradadır. Çanak, çömlek parçaları bulunmuştur. Roma ve Bizans dönemlerine ait gözetleme kuleleri ve kilise temel kalıntılarına rastlanmıştır. Hisarcıkkayı ve Eldivan dağında Geç Roma, Erken Bizans dönemlerinde metalurjik faaliyetin varlığını kanıtlayan izabe fırın ortaya çıkarılmış ise de halk tarafından yağma edilmiştir. Hititler sonrası Çankırı’ya hükmetmiş bütün kavimlerin varlığı Eldivan’da da sürmüştür. Hititlerin yıkılması ve tarih sahnesinden silinmeleri sonucu başlayan Karanlık Devirde bölgeye çok sayıda Deniz kavmi gelmiş ve yaşam sürmüştür. Pyhrigler, Medler, Galatlar, Makedonyalılar, Paflagonyalılar, Persler, Romalılar ve Bizanslar olmak üzere daha birçok sayıda değişik kavimler gelerek yerleşmiştir. Çankırı’nın Karatekin Bey tarafından fethi ile birlikte tahminen bölge 1082-1083’de Karatekin Beyliği sınırları içine dahil edilmiş ve yönetilmiştir. Eldivan: Bizans, Selçuklu, Candaroğulları ve Haçlı ordularının (1135-1137) ve Moğolların kısa sürelerle de olsa egemenliği altına girmiştir. I Mesud, Eldivan’ı Haçlıların elinden 1137’de tekrar geri almış ve Eldivan’ın Osmanlı topraklarına katılışı Yıldırım Beyazıt zamanında 1383 yılında gerçekleşmiştir. Anadolu’nun Türkleşmesi ve daha sonraları meydana gelen Moğol istilası sırasında çok sayıda Alperen Anadolu’ya gelerek gazalarda bulunmuş, tekke ve zâviyeler kurarak halkı irşâd etmiştir. Horasan erenlerinden olan Hacı Murad-ı Veli’de Seydi köye 114 gelerek yerleşmiş ve bölgenin irşâd edilmesinde, İslamlaşmasında yararları olmuştur. Osmanlı döneminde Çankırı sancağının bir köyü olan Eldivan, 1931’de belediye, 1944 yılında bucak merkezi (nahiye), 1 Nisan 1960 yılında Dümeli adı değiştirilerek Eldivan olmuş ve ilçe yapılmıştır. GEZELİM-GÖRELİM ANTİK YERLEŞİM YERLERİ: Sarayköy,Hisarcık arasında eski dönemlere ait harabelere rastlanmaktadır. ELDİVAN HÖYÜĞÜ ; Çankırı’ya 16 km. uzaklıktaki Eldivan İlçesinin yaklaşık olarak 2 km. kuzeyindedir. Çankırı-Eldivan karayolunun ise kuzeyinde yer almaktadır. Ova ortasında 15-20 metre yüksekliğinde olup, tahmini 125-200 metre çapında yayvan ve oval konumdadır. Yüzeydeki seramik buluntuları, İÖ. 3000-2000 (Eski Tunç Çağı) bin yılı iskanı dışında, İÖ. II.binde kuvvetli bir Hitit yerleşmesinin varlığını göstermektedir. Ayrıca Roma Dönemine tarihlenen buluntular höyüğün milattan sonraki dönemlerde de iskân edildiğini kanıtlamaktadır. Dümeli höyüğü: Son Tunç Çağını temsil eder. İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR Köylerde bulunan Türbe ve Yatırlar: Elmacı (Eldivan’a 13 km uzaklıktadır) Akbulut mahallesinde Dede Yatırı. Hisarcıkkayı’da (Eldivan’a 54 km uzaklıktadır) Kadirşah Türbesi. Küçükhacıbey’de (Eldivan’a 57 km uzaklıktadır) Çam ve Pazarduran türbeleri. Sarıtarla’da (Eldivan’a 11 km uzaklıktadır) Hacı Zekeriya türbesi. Seydiköy’de (Eldivan’a 11 km uzaklıktadır) Hacı Murad-ı Veli türbesi. Sarayköy’de Kız türesi. Gölez’de Horasani Sultan Bedrettin türbesi ( 1738 tarihli). HACI MURAD-I VELİ TÜRBESİ VE CAMİSİ (Eldivan’a 11 km uzaklıktadır): Seydi köyde bulunan Cami ve türbe iç içe aynı yapı altındadır, moloz taş- 115 tan yapılmış, yalın, ahşap çatılıdır. Hacı Murad-ı Veli’nin ölüm tarihi 1207 olduğuna göre,türbe bu tarihten sonra yapılmış, Çeşitli dönemlerde yapılan bakım ve onarımlarla bugünkü şeklini almıştır. Cami, boyuna dikdörtgen planlı, düz ahşap tavanlı, türbe kısmının üzerini de kapatacak biçimde alaturka kiremit kaplı çatılıdır. Güneybatı köşede tuğladan sekiz sıra kirpi saçaklı pah yer alır. Camii'nin doğu duvarına bitişik türbenin kare planlı ve ahşap tavanlı ön mekanında Hacı Murad-ı Veli’nin oğlu ve kızlarının sandukası ile yörede kutsal sayılan iki göktaşı (yuda taşı) bulunur. Hacı Murad-ı Veli’nin kabrinin bulunduğu asıl türbe, kare planlı ve tromp geçişli kubbe ile örtülüdür. Mimari olarak büyük bir özelliği bulunmamakla birlikte, Horasan Erenleri'nden olan Hacı Murad-ı Veli'nin Türbe'si olması sebebiyle önem arz etmekte ve çok sayıda ziyaretçi çekmektedir. H.Muradı Veli türbesi CAMİLER Köylerde bulunan tarihi camiler: Küçükhacıbey (Eldivan’a 57 km uzaklıktadır), Seydiköy (Eldivan’a 11 km uzaklıktadır), Gölez (Eldivan’a 10 km uzaklıktadır) 116 GÖLEZ ESKİ CAMİS İ (Eldivan’a 10 km uzaklıktadır): Gölez köyündedir, giriş kapısı üzerinde bulunan kitabesinin tahrip olması ve aşınması nedeniyle yapım tarihi okunamamıştır. Caminin orijinali kare planlı ve pandatif geçişli kubbe ile örtülü iken kubbenin yıkılması sonucu ahşap çatı ile örtülmüştür. Nakarnaslı ve taştan olan mihrabı orijinal yapıya aittir. Geometrik desen ve rozetlerin bulunduğu cami otantik durumunu kaybetmiştir. Minare; kuzeybatı köşede, kare kaideli, silindirik gövdeli ve pabuçluktan yukarısı yıkıktır. Taş duvarlı, kare gövde üzerine silindirik minarelidir. Duvarlar kireç taşı, doğu cephede bulunan pencerelerin korkulukları taştandır. Niş kısmında geometrik desenler, ilk mukarnas dizisinde rozetler görülür. Mihrabı taştan ve kavsarası dört sıra mukarnaslıdır. PİKNİK VE MESİRE YERLERİ BÜLBÜL PINARI : Eldivan ilçe merkezine 5 km mesafedeki mesire yerine asfalt bir yolla ulaşılmaktadır. Geniş bir alana yayılmış olan mesire yerinde masa-bank tipinde oturma yerleri, ocaklıklar, çeşmeler, umumi tuvaletler, büfe, yağmur barınağı, seyir terası ve kulesi, otopark, çocuk parkı ve telefon ile bungalov tipinde 7 yataklı bir dinlenme evi yer alır. Bülbül Pınarı mesire yerinin dışında Karadere ve Saray göletleri ile orman içindeki çeşme ve su kaynakları civarında da çok sayıda piknik ve kamp yapmaya elverişli alanlar mevcuttur. Günübirlik ziyaretçiler her türlü ihtiyaçlarını İlçeden karşılayabilirler. Bülbül pınarı 117 Anıt ağaç: Eldivan ilçe merkezine 57 km. uzaklıkta bulunan Küçükhacıbey’de dir. Meşe ağacının çapı 1.9 m boyu 13 m. ve yaşı 700-1000 yıl arasında tahmin olunmaktadır. Anıt ağaç 118 YEMEK KÜLTÜRÜ YER SOFRASI: Önce yere sofra bezi yayılır, üzerine ağaç tabla veya kalbur kasnağı bunun üzerine divan sinisi yerleştirilir. Sini üzerine ekmek, kaşık ve yemek konur. Büyükten başlayarak aile fertleri sinin etrafında bağdaş kurarak oturur. Yemek yeme sırası ise varsa önce misafirler, sonra erkekler, kadınlar ve çocuklar sini etrafına dizilir, yemeğe ilk önce büyükler başlar, sonra küçükler ve yemeklerini yerler. Yer sofrası Yemek yerken önce çorbadan başlanır sonra diğer yemekler ve en son tatlı yenir. Sofrada mümkün olduğunca yemek ve ekmek parçası bırakılmaz, hepsi yenir. YÖRESEL YEMEKLER: Tarhana, erişte, bulgur, gözleme, cızlama, içli, tatar böreği, tutmaç, yağlı çörek, toyga, cimcük, pıhtı, çullama, palinşka, puska YÂRAN: Eldivan ilçe merkezi başta olmak üzere, ilçeye bağlı hemen hemen her köyde kış ayları Yâren toplantıları gerçekleştirilir. Yâren toplantıları kendine özgü olup töresi, mutlaka uyulması gereken kuralları vardır. Toplantılara katılmak, toplantılarda bulunmak kişilere prestij sağlar. 119 Öncelikle toplantıyı yönetecek, liderlik yapacak büyük ve küçük başağa seçimleri yapılır. Toplantı yeri, günü, kimlerin katılacağı, davet edilecek misafirler önceden tespit edilir. Cumartesi geceleri yapılan Yâran toplantıları için, toplantı yapılacak oda önceden, gündüzden temizlenir, eksikleri giderilir ve akşam yapılacak toplantı için hazırlanır. Yâran sohbet odasındaki yerini aldıktan sonra misafirler gelir. Gelen misafirler yâran tarafından ayakta karşılanır. İçeri giren misafir ‘’Muhabbetiniz bol olsun’’ diyerek yâranı selamlar ve kendilerine gösterilen yere geçerek otururlar. Bir disiplin içinde çay ve kahveler içilir, sohbet toplantısı başlar. Sohbet eğlenceleri arasında bilmeceler, sorular, saz eşliğinde kaşık oyunları, yüzük oyunu, kukla, eğlendirici taklit oyunları yer alır. Yâran toplantılarında yenilecek yemekler sohbete katılan gençler tarafından kararlaştırılır. Gecenin ilerleyen vaktinde yemek yenir ve bunu çay, kahve ikramı takip eder. Konukların gitmesi için Başağanın ikramlar sonrası yaptığı bir baş işareti ile sazcılar Cezayir marşını çalar. Gençler ayağa kalkarak giden misafirleri uğurlar. Misafirler giderken teker teker gençleri selamlar ve dışarı çıkarlar, yâren odasını terk ederler. Odada kalanlar, başağanın yönetiminde o günkü toplantıyı değerlendirerek bir sonraki toplantının kimde ve nerede yapılacağını kararlaştırırlar. Yaran giderlerini (masraflarını) karşılamaya ‘’Yâran ocağı yakma ‘’ adı verilir. ETKİNLİKLER : Kiraz Bayramı geleneğini sürdürmek amacıyla düzenlenen festival, geleneksel olarak devam ettirilmektedir. Cuma günü başlayan ve üç gün süren etkinliklerin birinci gününde Hacı Murad-ı Veli anılmakta; ikinci gün kiraz yarışmaları, mahalli ve milli oyunlar, gençlik ve halk konserleri, sergiler, THK tarafından paraşüt atlayışları gerçekleştirilmekte; üçüncü gün ise milli düzeyde yağlı pehlivan güreşleri yapılmaktadır. 120 ULAŞIM Ankara-Çankırı-Eldivan karayolu kullanılacağı gibi Ankara-Çubuk-Şabanözü karayolu da kullanılabilir. Ankara-Eldivan,İstanbul-Eldivan bağlantısı Çankırı terminalinden sağlanmaktadır. Çankırı il merkezine ulaşım, 08:00 - 20:00 saatleri arasında karşılıklı olarak çalışan Belediye otobüsleriyle yapılmaktadır. Telefon: 444 18 18 - 0 376 213 03 03 KONAKLAMA Eldivan Öğremenevi: 0 376 311 21 63 YEME-İÇME Lokanta vardır. 121 ILGAZ ilçe haritası Kış sporları, yaylaları, ormanları ve eşsiz doğasıyla ünlü Ilgaz; kuzeyinde ve doğusunda Kastamonu, güneydoğusunda Yapraklı, güneyinde Korgun ve Çankırı merkez ilçe, güneybatısında Kurşunlu ilçeleri ile komşudur. Yüzölçümü 784 km². rakımı 902 m. dir. İlçe merkezinde 6 981 kişi olmak üzere toplam nüfusu 13 517 dir. (2007). Çankırı il merkezine 51 km. İstanbul’a 450 km, Ankara’ya 185 km uzaklıktadır. Gerede-Çerkeş-Kurşunlu üzerinden ulaşım sağlanabileceği gibi Çubuk-Şabanözü-Orta-AtkaracalarKurşunlu üzerinden de sağlanabilir. Ankara bağlantısı Çankırı üzerindendir. Yörede karasal iklim hâkimdir. Step ikliminin yazları sıcak kışları soğuk, Karadeniz ikliminin yağışlı özelliği birbiri içine girmiş durumdadır. Yıl içinde en yüksek sıcaklık ortalaması 28,1 °C (Temmuz ) ve en düşük sıcaklık ortalaması 4 °C ‘dir. En yüksek sıcaklık 36 °C, en düşük sıcaklıksa -27 °C olarak kaydedilmiştir. Her mevsim gidilebilir. ADI: Antik çağda Kummensa, Climata, Olgassys daha sonraları Kimistene olan Ilgaz adı, eteklerinde kurulmuş olduğu Ilgaz dağından almıştır. Ilgaz dağlarına Olgasis denmiş olması ve adının bu sözcüğün Ilgaz şekline dönüşmesi yönünde de tez vardır. Anadolu’nun Türkler tarafından fethi ile değişik Oğuz 122 boylarının vatanı olan Ilgaz: Beylikler döneminde bir ara yönetimde bulunan Koçhisarlıoğlu beyliğine izafeten Osmanlı İmparatorluğu döneminde Koçhisar-ı Bâlâ olarak adlandırılmıştır. Ilgaz ile ilgili Osmanlı kayıtlarına 1854 yıllında rastlanır. Kastamonu Salnamelerinde ilçenin adı Koçhisar veya Koçhisar-ı Bâlâ olarak geçmektedir. Bucura köyü bu tarihlerde ilçenin merkezi konumundadır. Bucura’nın büyük bir yangın felaketine uğraması sonucu bu sefer ilçe merkezi şimdiki Belören bucağına nakledilmiştir. Ilgaz’ın 1888 yılında belediye teşkilâtına kavuştuğu yönünde kayda rastlanmışsa da itiyatla karşılamak gerekir. 19.yy’ın ikinci yarısında Çankırı’ya bağlı iken, Kastamonu’ya bağlanmıştır. Osmanlı yönetim birimi içinde Çankırı’ya bağlı bir kadılık merkezi iken, Hicri 1284 tarihinde Mecidiye adını verilerek ilçe yapılmıştır. Ilgaz adını alması 1922 yılında, Çankırı’ya bağlanması ise 1929 yılında gerçekleşmiştir. Koçhisar adının Ilgaz olarak değiştirilmesinde Şereflikoçhisar’ın başındaki şerefli sözcüğünden dolayı onlar şereflide biz değimliyiz diyerek tepki gösterildiği ve adının değiştirildiği rivâyeten anlatılmaktadır. Ilgaz adı, Türkçe’de memleket anlamına gelen “il-el” kelimesinin, bölgede bir süre yaşamış olan “Gask”ların Gas’ı ile birleştirilerek “El-gas” şeklinde söylenmesinden türediği öne sürülmekle birlikte, Ilgaz Dağı'nın Paphlagonia'lılar dönemindeki adı olan "Olgassys"den türediği yönünde görüşler bulunmaktadır. TARİHİ: Yapılan yüzey araştırmaları ve Ilgaz bölgesinde bulunan höyüklerden elde edilen eserlerden, Ilısılık, Engine dağlarında rastlanan izabe fırın artıklarından, Paleolitik dönemden bu tarafa iskân edildiği ortaya konmuştur. Özellikle 2000 yılında Ankara’da bulunan İngiliz Arkeoloji Cemiyeti tarafından bölgede yapılan yüzeysel arkeolojik araştırmalarda çok sayıda prehistorik yerleşimlere rastlanmış ve bu dönemlere ait değişik el âletleri toplanmıştır. Yazısız dönemle ilgili söylenebilecek tek bir konu günümüzden 10 bin yıl öncesi ve daha da eskisinden bu tarafa bölgede insanın yaşadığıdır. Bütün Anadolu’da olduğu gibi yazılı kaynaklara Hititçe yazılmış tabletler 123 sayesinde ulaşılmış bulunulmaktadır. Hitit tabletlerinde, Hititler bölgeye geldiklerinde Hattiler ve Gasgaslar ile karşılaştıkları yönünde bilgiler vardır. Hitit medeniyeti Hatti medeniyeti üzerine kurulmuş ve gelişmiştir. Hititler Anadolu’da hükümranlıklarını sürdürdükleri dönemde Orta Karadeniz Bölgesinde, Ilgaz dağının iç kısımlarında yerleşik Gasgas (Kaşka) adlı kavimle zaman zaman savaşmışlar, zaman zamanda dost olmuşlardır. Hititler Gasgaslar ile savaşlara katıldıkları gibi, kendi aralarında anlaşmazlığa da düşmüşler ve aralarında barış antlaşmaları yapmışlardır. Hititler döneminde bölgenin adı Kummensa olarak adlandırılmaktadır. İlçe toprakları geçmişte sürekli hareketlilik yaşamış, çeşitli kavimlerin yerleşim ve harekât üssü olmuştur. Bölgenin dağlık ve korunmaya uygun olması farklı kültürlerin kaynaştığı ve bir araya geldiği bir alan olmuştur. İÖ 2000 yılına tarihlenen eserler yanında Arkaik, Roma ve Helenistik dönemleri temsil eden çeşitli eserler elde edilmiştir. İnköy, Kurmalar köyü, Cendere ve Ilgaz tümülüsleri bölgenin geçmişine ışık tutan yapıt ve eserlerin kaynağı durumundadır. Bölgenin ilk yerlileri: Hattiler ve Proto-Hititler’dir. Orta Asya menşeili oldukları ileri sürülen Hititlerin günümüzden 3 300 yıl önce Mezopotamya veya Doğu Anadolu üzerinden Anadolu’nun iç kısımlarına gelerek yerleştikleri ve geldikleri yerlerde bulunan otokton (yerleşik) halkla kaynaştıkları kaydedilmektedir. Yerleştikleri bölgede yerli halkı egemenlikleri altına alarak dönemlerinin dünya devletlerinden biri olan, Hititler’in iskân sahası içinde bulunan Ilgaz’da, Tunç çağını temsil eden eserler bulunmuştur, Deniz kavimlerinin özellikle İÖ 1200’ de Dorlar’ın Anadolu’yu istilâ etmeleri sonucu Hitit devleti yıkılarak Anadolu’da karanlık bir dönem başladı ve bu dönem İÖ 700 yıllarına kadar sürdü. Kafkasya’dan gelen Kimmerler, İÖ 584’de batıdan gelen Lidyalılar, Medler, İÖ. 546’da Persler, İS. 330 sonrası Büyük İskender bölgenin yönetimini ellerine geçirdiler. Günümüz bulgularına göre Ilgaz tarihi bu dönemden sonra sisler içinde kalmaktan yavaş yavaş çıkmaya başladı. 124 İlçenin de içinde bulunduğu, doğuda Kızılırmak, batıda Filyos çayıyla sınırlanan alan, milattan önceki dönemlerde "Paphlagonia" adıyla anılmaktadır. Hitit Devleti öncesinde, İÖ. 1300 sıralarında bölgede Gask (Kaska) adında bir devletin bulunduğu bilinmektedir. Hitit Devleti yıkıldıktan sonra sırasıyla Frigya, Paphlagonia, Lydia , Pers, İS. 334'te Anadolu'ya giren Büyük İskender'in egemenliğine geçen bölge, İÖ 65 yılına kadar Pontus Krallığı'nın elinde kaldı. Romalıların, ardından da Bizans'ın egemenliğinde kalan Ilgaz, Malazgirt zaferinden hemen sonra 1082 yılında Türk hakimiyetine geçmiştir. Anadolu Selçuklu Devletinin zayıflamasıyla birlikte bölgede Candaroğulları Beyliği'nin hâkimiyeti görülür. 1380 yılında, Yıldırım Beyazıt’ın Candaroğulları Beyliği'ni yıkıp topraklarını ele geçirmesi üzerine bölge Osmanlı İmparatorluğuna bağlanmıştır. Kurtuluş Savaşı döneminde, işgalci düşman kuvvetlerine karşı kahramanca mücadele eden Ilgaz, taşıma kolları oluşturmuş ve taşıma kollarına konaklama yeri ve yiyecek sağlayarak Kurtuluş Savaşında önemli bir rol üstlenmiş, lojistik destek sağlamıştır. İnadğından Ilgaz 125 GEZELİM-GÖRELİM ANTİK YERLEŞİM YERLERİ Kaleköy (Ilgaz’a 6 km): Antik dönemden kalma harabe vardır. Candaroğulları ve Osmanlılar döneminde bölgede beylik yapan, Koçhisarlıoğlu beyliğinin merkezi idi. Kurmalar (Ilgaz’a 13 km): Köy arazisi içinde tarihi kalıntılar vardır. Kuşçayırı (Ilgaz’a 14 km): Antik döneme ait kalıntılar vardır. Ödemiş (Ilgaz’a 8 km): Köy yakınlarında kale harabeleri vardır, Candaroğulları döneminde beylik merkezi idi Kimıate kenti: Dönemin yönetim merkezi, başkenti olmuştur. H.Kiper ve Leonhard. Kentin yerinin İnköy (Ilgaz’a 5 km) tepesinin olduğunu belirtirken, Cendere (Ilgaz’a 3 km): ile Kurmalar (Ilgaz’a 13 km): köyleri arasında olduğunu ileri süren bilim adamları da vardır. Kimiate kenti, İÖ. 302 yıllarında bir hareket üssü ve İÖ. 228’ de Pontus krallığının ilk başkenti olarak görev yaptı. Strabon ise, Kimiate’yi Olgassyis (Ilgaz) dağlarının eteklerinde kurulmuş sağlam bir kalesi olan kent ve Ilgaz dağında çok sayıda tapınağın var olduğundan bahseder. İÖ. 281’de Mithridates’in torunlarından Mithridates Eupator (IV.Mithridates) burada güçlü bir Pontus krallığının temellerini attı. Strabon'a göre İÖ 200 yılına kadar uzanan Hellenistik dönemde Ilgaz ilçesinin de içinde bulunduğu Anadolu'nun kuzey batı kesimi Paflagonya olarak bilinir. Paflagonya'nın dini merkezi Ilgaz'a (Olgassyas) bağlı olarak gösterilen Ilgaz dağıdır. Ilgaz dağının Devrez çayına bakan güney eteklerinde ise günümüzde yeri tespit edilemeyen önemli bir yerleşim birimi olan sağlam Kimiate kalesi ve Kimiatene kenti bulunur. Salman ve Cendere höyüklerinde (Ilgaz’a 3 km): yapılan araştırma ve kazılar sonucunda: Hititler, Phyrigler, Roma dönemlerine ait buluntulara rastlan- 126 dı. Türk Tarih Kurumu tarafından 1979’da yapılan araştırmalarda epigrafik eserler (yazıtlar), keramik ve porselen parçaları elde edilmiştir. Gökçay, Devrez vadileri ve Cendere köylerinde İÖ 3.yy’a ait bazı buluntular ile Roma ve Bizans dönemlerine ait yontu, epigrafik taş, bina kalıntıları ve değişik eserler bulunmuştur. Çeltikbaş höyüğü (Ilgaz’a 18 km): Höyük çeltik tarlaları arasında bulunmaktadır. Yaklaşık yüksekliği 8 metredir. Stoalar: Antik kentlerin çarşılarını meydana getiren, halkı kötü hava koşullarından koruyan ve her türlü sosyal etkinliklerin yapıldığı bina grubu olup, bu binalarla ilgili yazıtlar ortaya çıkarıldı. Helenistik kent özelliği ve dokusu içinde yer alan stoa binaları içinde agora, meclis binaları ve tapınaklar yer alır, site özelliği taşır. Kurmalar köyü (Ilgaz’a 13 km): Demirciler yaylasında bulunan eserlerden, günümüzden 19002000 yıl öncesinde burada yoğun bir nüfusun olduğu ve önemli bir kent olduğu anlaşılmaktadır. Kurmalar köyü (Ilgaz’a 13 km): : Ilgaz ilçe merkezinin kuzeydoğusunda ve 15 km. uzağındadır. Demirciler yaylasında Helenistik çağa ait epigrafik eserler ve keramik parçaları bulundu. Antik kent kalıntıları vardır. Cendere köyüne uzaklığı yaklaşık 10.km.dir. Ilgaz Tümülüsleri: İlçe merkezinde, ÇankırıKastamonu karayolunun batısında üç, doğusunda bir adet Tümülüs vardır. Kazılan tümülüsten aslan heykeli çıkarılmıştır. İnköy kaya mezarları (Ilgaz’a 5 km): KastamonuÇankırı ile İstanbul-Samsun karayolunun n kavşağında ve Devrez çayının güneyinde, vadiye hakim, ilçe merkezine 5 km. uzaklıkta yer alan İnköy’de Helenistik döneme ait kaya mezarları vardır. Volkanik kayalardan oluşmuş, beş kattan meydana gelir. İlk kattaki odalardan biri kemerli kapı ve tonozlu girişe sahip, duvarları nişlidir, kemerli kapılarla birbirinden ayrılmıştır. üç oda yer alır. İkinci kat odaları dörtgen biçimli ağaç mimari özelliğini gösteren taş 127 kirişe sahiptir. Tavanlar içten kubbeli, üçüncü oda pencereli ve odalar birbirine geçmelidir. İki oda ve niş, ile ölü sediri bulunur. Üçüncü katta dörtgen ve oval planlı sekiz oda ve niş ile ölü sedirleri vardır. Dördüncü katta iki niş yer alırken beşinci katta büyük bir oda bulunmaktadır. Kaya mezarlarına araba ile ulaşmak mümkündür. Bakımsız ve kendi haline terk edilmiş durumdadır. İndağı kaya mezarları Cendere Höyüğü (Ilgaz’a 3 km): : Cendere köyü arazisi içinde bulunur. Tümülüsler kazılmış mezar odası ve lahit ortaya çıkarılmıştır. Geç Roma veya Er Bizans dönemlerine ait olduğu tahmin edilmektedir. Mezar odası 270x190 cm. ve mezar ise 185x80x50 cm. boyutundadır. 1.85x80x0.50 boyutunda ölü yatağı bulunan mezar odası tonozlu, üstü yassı taşlarla kapatılmış ve içinde bir adet lahit bulunmaktadır. 128 Salman Höyük (Ilgaz’a 3 km): : Cendere köyü sınırları içindedir. Höyük yüksekliği 30 m. tepesindeki düzlük 60 m. genişliğindedir. Bakır çağına ait çanak, çömlek bulunmuş ayrıca Roma ve Bizans dönemlerine ait kalıntılara tesadüf edildi. Höyüklerin bulunduğu Cendere köyü, ilçe merkezinin doğusunda ve Çankırı-Kastamonu yolunun batısına düşer. Höyükte ilk çalışmayı 1947’de Kılıç Kökten gerçekleştirdi ve bulduğu kırmızı boyalı çanak ve çömleklerin ilk Tunç Çağı’na ait olduğunu belirtirken, 1955’de bölgede inceleme yapan C.A. Burney bunların Orta ve son Tunç Çağlarından kaldığını ifade etmiştir. Höyük etrafında ekim yapılan, işlenen tarlalar vardır. Toprak işleme sırasında zaman zaman çanak çömlek parçaları yüzeye çıkmaktadır. Yüzeye çıkan parçalarda; kum karıştırılarak elle yapılan hamurun nemli iken düzeltildiği, tırtıllı bir aletle perdahlandığı, iç ve dışının kırmızı ve siyah olduğu tespiti yapılmıştır. Ayrıca kum karıştırılarak çarkta yapılmış, fırınlanmış çanak çömlek parçaları yanında üzeri kahverengi tonda boyalarla süslenmiş parçalarda bulunmuştur. Çanak çömlek parçalarının yaşı hakkında kesin bilgi yoktur Bakır Çağı, Hititler, Phyrigler ve Roma dönemlerinden birinde imal edildiği yönünde varsayım vardır. Pazar çayı: Bozan deresinin aşağı kısımlarına bu ad verilir. Çay çevresinde yer alan Aşağıdere ve Yazı köylerinde tarihi kalıntılar vardır. DİĞER ESERLER ILGAZ HAMAMI: İlçe merkezinin ortasında, çarşıdadır. Üzeri kubbeli, iki yanı tonozlu, kemerli soğukluk ve sıcaklık bölümleri vardır. 1887 yılında yapılan 19. yüzyıla ait son Osmanlı dönemi hamamı olduğu tahmin olunmaktadır. Soyunma, soğukluk ve sıcaklık bölümlerinin üzeri kubbelerle örtülüdür. Köşelerde de kubbeli halvetler bulunmaktadır ILGAZ JANDARMA ŞEHİTLİĞİ: Ilgaz-Kastamonu yolu üzerinde Derbent mevkiindedir. Pontus eşkıyası 129 tarafından şehit edilenlerin anısına yaptırılmıştır. Küçülerek üst üste binmiş iki dikdörtgen prizma şeklinde kaide ve bu kaidenin üzerinde yükselen ve kitabe kısmını taşıyan uzun prizma şeklindeki üst kısımdan ibarettir. Anıtın alt kaidesi birbirine geçişinde kavisli basamaklar teşkil edilmiş ve biri birine geçiş uyumlu hale getirilmiştir. Anıtın etrafı mermer ve araları mozaik doldurulmuş bir şekilde tanzim edilmiştir. Anıt çevresini, köşelerde yer alan ve üzerinde taş kürelerin bulunduğu kolonlar belirlemektedir. Ayrıca anıtın ön yüzünün tam ortasında üzerine piramit gibi olan ve üzerinde madalya şilti ve altında Jandarma şehitliği 1336 yazısı bulunan bir kolon daha bulunmaktadır. Kolonlar birbirlerine zincirlerle irtibatlıdır. Anıtın üst kısmında ay-yıldızlı arma ve hemen altında ana kitabe yer almaktadır. Anıt İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR CAMİLER Tarihi köy camileri: Gaziler (Ilgaz’a 5km), Saraycık (Ilgaz’a 18 km), Danişment (Ilgaz’a 8 km), Sazak (Ilgaz’a 10 km), Bükcük (Ilgaz’a 4 km), Alpagut(Ilgaz’a 9 km), Kayı (Ilgaz’a 20 km), Bucura, Çatak (Ilgaz’a 32 km), Yeşildumlupınar, Baslama ( 1419 yapımı). Alpagut (Ilgaz’a 9 km): 1883 yılı yapımı camisi vardır. 130 Türbe, yatır ve ziyaretgâhlar: Mülayim: (Ilgaz’a 17 km) Ali Efendi, Onaç: (Ilgaz’a 10 km) Türbe, Söğütçük. (Ilgaz’a 26 km) Erenlerin doruk. Şeyhyunus: (Ilgaz’a 23 km) Türbe, Yenice (Ilgaz’a 18 km), Yenidemirciler(Ilgaz’a 13 km) , Alıç (Ilgaz’a 21 km), Alpagut (Ilgaz’a 9 km): Kurtbaba türbesi, Aşıklar (Ilgaz’a 22 km), Kayı (Ilgaz’a 20 km), Bozatlı (Ilgaz’a 9 km), Cendere: (Ilgaz’a 3 km) Hacı Kuşçu, Hacı Baba. Ilısılık (Ilgaz’a 16 km), Kızılıbrık (Ilgaz’a 21 km): Hacı İlyas Kız ve Yağlı Dede, Kurmalar (Ilgaz’a 13 km), Kuşçayırı (Ilgaz’a 14 km), Akçaören (Ilgaz’a 18 km), Şıhlar: Karamanlı Hacıbey Çelebi, Yerkuyu: (Ilgaz’a 14 km) Yerkuyu Şeyhi, Cendere (Ilgaz’a 3 km) köylerinde türbe ve yatırlar bulunmaktadır. Yerkuyu’da: (Ilgaz’a 14 km) Nuri Baba (1877- ?), Çörekçiler’de (Ilgaz’a 17 km): Çörekçi Baba (15. veya 16 yy). Ödemiş’te: (Ilgaz’a 8 km) Erenler Karadede, Cendere’de (Ilgaz’a 3 km): Hacı Kuşçu Efendi (19.yy). Mülayim’de: (Ilgaz’a 17 km) Ali Efendi. Şeyh Yunus’ta: (Ilgaz’a 13 km) Şeyh Yunus Dede (12 yy) . Yerkuyu’da: (Ilgaz’a 14 km) Aliyel Buka (12.yy). gibi muhterem zatların mezarları bulunur. Ödemiş: (Ilgaz’a 8 km) Köy de Horasan Erenlerinden olduğu sanılan Karadede’nin türbesi vardır. Cendere: (Ilgaz’a3 km) Hacı Kuşçu Efendi: Cendere köyü sınırları içinde, çevreye hâkim tepede kitabesi olmayan türbesi vardır. Türbenin hemen yanında gelip geçenlerin su içmesi için yapılmış içi oyulmuş ağzı kapaklı bir taş vardır, 19. yy’da yaşadığı sanılmaktadır. Çörekçiler: (Ilgaz’a 17 km) Çörekçi Baba, 15-16. yy’da Çörekçiler köyünde yaşadığı sanılmaktadır. Hakkında anlatılan menkıbelerde konu aynı tarih ve şahıslar ise farklıdır. Fatih Sultan Mehmet Otlukbeli seferine giderken ayrıca IV: Murat Bağdat seferine çıktığı zaman ordunun Çörekçiler köyünde konakladığı, Çörekçi Babanın çörekleri ile bütün orduyu doyurduğu yönünde aynı konu farklı zamanlı rivayeten anlatımlar vardır. IV. Murat’ın Devrez üzerinde bir köprü ve köprünün başına çeşme yaptırdığı kaydedilmektedir. 131 Mülayım’lı Ali Efendi: (Ilgaz’a 17 km) Devrez çayına hâkim bir tepe üzerinde yatmakta olan Ali Efendi için rivayeten, Balkan Savaşları sırasında kendisi köyde olduğu halde, savaştan dönenler tarafından cephede görüldüğü söylenmiş. Köyde pilav pişiren bir annenin gönlüne oğlunun pilavdan yemesi düşmüş. Cepheden sağ olarak dönen oğlu annesine ‘’ Ali Efendi ile gönderdiğin pilavın tadını hiç unutamam’’ demesi Ali Efendinin ermişliğine atfedilir. Şeyhyunuz: (Ilgaz’a 23 km) Şeyhyunus Dede, XII: yy’da Horasan’dan gelerek adını verdiği köye yerleşmiş Horasan Ereni’dir. Kabri, köyün kuzeyinde yüksek bir tepe üzerindedir. Köylüler her yıl yağmur duasına çıkar ve Şeyhyunus Dede’yi dualarla yâd eder. Yerkuyu: (Ilgaz’a 14 km) Yerkuyu Şeyhi Aliyel Buka, 12. yy’da Horasan’dan gelerek buraya yerleştiği, Horasan Erenlerinden olduğu, mezarının yapımında geyiklerin kereste taşıdığı rivayeten anlatılır. Kabri mescidin bahçesindedir. Eldivan ilçesi Seydiköy’de bulunan caminin yazıtında Aliyel Buka’nın Hacı Murad-ı velinin babası olduğu ve Ilgaz –Tosya arasındaki Yerkuyu’da yattığı ifade edilmektedir Sivil mimari 132 Sivil mimari örnekleri Değirmen 133 Dibek ŞİFALI SULAR-TERMAL KAYNAKLAR Ödemiş Kaplıcası: (Ilgaz’a 8 km) Dağlık bölgeden çıkar. Ilgaz ilçe merkezine 4 km. uzaklıkta ve kuzeybatısındadır. Sular soğuk ve bikarbonatlı, ekşimsi tatlıdır. Hazım bozukluklarına ve mide hastalıklarına iyi gelen kaplıcası vardır. Bozan Suyu: Ilgaz İlçesi'nin kuzeybatısında bulunan termal su kaynağı ve Bozan Hamamı çevresi kapalı iki ayrı havuzdan oluşmaktadır. Suyun sıcaklığı 16 °C, debisi ise 0.5 litre/saniyedir. Bozan Hamamı, banyo uygulamalarında cilt hastalıklarına, romatizma ve kaşıntıya iyi gelir. İçmece olarak ise sindirim sistemi rahatsızlıklarına iyi gelmektedir. Kazancı İçmesi: (Ilgaz’a 14 km) İlçenin kuzeydoğusunda ve Ilgaz-Kastamonu karayolu üzerinde 8 km. uzağındadır. Suları soğuk, ekşimsi ve bikarbonatlı olup midevidir. Mide ve cilt hastalıklarına iyi gelen soğuk, ekşimsi maden suyudur. Şeyhler Maden suyu: Şeyhler köyünde ve ilçe merkezine 5 km. uzaklıktadır. Bozat deresi kenarından çıkar, suyu ekşimsi ve soğuktur. Hazmı kolaylaştırır, mide ve barsak hastalıklarına iyi gelir. Ilısılık içmesi: (Ilgaz’a 16 km) Soğuk ve kalevi özelliktedir. Tadı ekşi, lezzetli hazmı kolaylaştırır. İlçeye 20 km. uzaklıktadır. 134 Ilgaz ilçe merkezi: Eski öğretmen evinin yanında şifalı su bulunmaktadır. (Not: kaldırılmış olabilir) ETKİNLİKLER Her yıl Ilgaz Dağı Kültür ve Sanat Festivali (Temmuz üçüncü haftası) düzenlenmektedir. Yeşildumlupınar Güldağı festivali. Kisecik geleneksel pilav günü. İlçe pazarı Cumartesi günleri kurulur. Şenlikler ILGAZ DAĞI Ulaşım: Ankara, İstanbul ve diğer illerden Ilgaz ilçesine otobüs ile gelindiğinde ilçeden 16 km uzaklıktaki merkeze ulaşım taksi ve minibüsler ile oldukça kolaydır. Özel araçları ile gelmeyi tercih edenler, Ilgaz Kastamonu karayolu üzerinde Yenice Köy mevkiinden sağa dönerek 6 km düz asfalt yolu takiben kolayca merkeze ulaşabilirler. Vadi boyunca merkeze kadar yolun düz olması ulaşımı çok kolaylaştırmaktadır. Coğrafya: Kuzey Anadolu dağlarının ikinci sırasındaki Ilgaz Dağları, doğu-batı düzleminde uzanmaktadır. En yüksek noktası 2587 metre olan söz konusu dağ sırasının üzerinde Küçük Hacet tepesi (2546 m.), Büyükhacet Tepesi (2587 m.)dir. Ilgaz Yıldız tepe Doğa ve Kış Sporları merkezinin Üç tarafının dağlar ile çevrili olması kayak severlere kötü 135 hava şartlarında dahi tipi ve fırtına olmadan kayak yapma imkânı sunmaktadır. Kayak için en ideal kar olan kristal toz kar’a sahiptir. Kayak sezonu Aralık’tan Nisan’a kadar devam eder. Mevcut otelin yıl boyunca açık olması da yazları doğa sporlarının yapılmasını sağlamaktadır. Ilgaz dağından kış Gezinti ve piknik yerleri: Ilgaz dağı, Kırkpınar yaylası, Yıldız tepe, Kadın çayırı, Derbent potansiyel turizm alanlarıdır. Yaylarları ve doğal güzellikleriyle ünlü olan Ilgaz dağları üzerinde Kadın çayırı piknik alanı, Derbent, Kırkpınar yaylası, Çatak yolu üzerinde Tepelice bölgeleri gitmeye ve gezmeye değer yerlerdir Ilgaz Doruk Mevkii: 1800 m rakıma sahip olan Ilgaz Dağı Doruk Mevkii Ilgaz’a 23, Kastamonu’ya 40, Çankırı’ya 73, Ankara’ya ise 203 km mesafededir. Tabii güzelliği ve yaban hayatının zenginliği yanı sıra kış sporları imkânlarıyla da yoğun ziyaretçi çekmektedir Derbent Şehitliği ve Mesire Yeri: Ilgaz'a 24, Çankırı'ya 74 km. mesafede yer alan mesire yeri IlgazKastamonu Devlet Karayolu kenarındadır. 5 hektarlık alana sahip olan mesire yerinde kış sporu yapmak isteyenlerin yanı sıra özel araçlarıyla seyahat edenlerce kısa süreli dinlenmeler için de tercih edilmektedir. Masabank türü oturma yerleri, ocaklıklar, çeşmeleri ve tuvaleti mevcuttur. Sarıçam, karaçam ve kök136 nar ağaçlarıyla kaplı olan mesire yerinde elektrik ve telefon imkanları da mevcuttur Kayak Merkezinde 5 adet devlet konukevi, 2 adet otel bulunmaktadır. Tesise 3 km. uzaklıkta bir otel daha bulunmaktadır. Gerek Kastamonu ve gerekse Çankırı bölgesinde yeni tesisler yapılmış ve işletmeye açılmış, yeni tesis yapımı ise proje aşamasındadır. Ilgaz Dağı Milli Parkı Karadeniz Bölgesi, Kastamonu ve Çankırı illeri sınırında zirvesi 2850 m. olan Ilgaz Sıradağları üzerinde, Ilgaz Milli Parkı içerisinde yer alır. Kış turizminin yanı sıra, sahip olduğu doğal güzellikleri ile dört mevsim turizme elverişlidir. Kastamonu'ya 40, Çankırı'ya 73, Ankara'ya 203 km, İstanbul'a 475 km.dir. Kayak Merkezine, İstanbul-Kastamonu'ya karayolu ile Ankara-Kastamonu karayolunun kesiştiği noktada yer alan Ilgaz ilçesinib 25 km. kuzeyinden ayrılan mevcut yolla ulaşılabilir. Şehir merkezinden kayak tesislerine tur otobüsleri ve özel araçlarla ulaşmak mümkündür. Ankara’ya 200 km. mesafede Çankırı-Kastamonu karayolu üzerindedir. Doğa harikası olan Ilgaz’da karaçam, sarıçam ve köknar ağaçları yanında zengin bitki örtüsü insanı âdeta büyüler. Yazları, kışı ve baharları ayrı güzelliktedir. Çağıltılı akan suları , geyik, karaca, tilki, yaban domuzu ve ayı gibi yaban hayatının hayat bulduğu Milli Park kış sporları içinde bulunmaz güzelliklere sahiptir. Milli Park içinde değişik morfolojik yapı, zengin bitki çeşidi, vadiler, akarsular, karla kaplı zirve sürekli olarak insanların ilgisini çekmektedir. Çankırı ve Kastamonu tarafında kayak merkezi ve konaklama tesisleri vardır. Kayak mevsimi Aralık- Nisan ayları boyunca devam eder. Kar kalınlığı ise 50-200 cm. arasında değişir. Kuş gözlem alanı: Ankara’ya 203 km, Çankırı’ya 73 km. uzaklıktadır. Kurt, tilki, bıldırcın ve keklik gibi av hayvanları mevsimlik olarak avlanacağı gibi, yaban domuzu her mevsim avlanır. 137 Yıldız Tepe (Kadın Çayırı): Çankırı-Kastamonu karayolunun 5 km içerisinde ve ilçeye 15 km. uzaklıktadır. Orman ve mesire yeri olup, konaklama tesisi vardır. Kış sporları için elverişlidir. Kadın Çayırı Ilgaz Dağı'ndaki piknik alanları içerisinde en çok rağbet edilenidir. On hektarlık bir alan üzerinde mesire yeri olarak düzenlenmiş, Kamp yapmak için son derece uygundur. Kadın Çayırı'na Ilgaz-Kastamonu Karayolu'nun 13'üncü kilometresinden doğu yönüne ayrılan 5 kilometrelik bir yolla ulaşılıyor. Ilgaz Yıldız tepe Doğa ve Kış Sporları merkezi Türkiye'de kış turizmi için yapılan ilk ciddi ve kapsamlı proje ve Kış Sporları ve Turizm Mastır Plan Çalışmasıdır. Yapılan çalışmada Ilgaz Dağlarının doğal yapısı ve iklimi ile uluslararası kış sporları merkezi niteliğine sahip olduğu tespit edilmiştir. Projede uluslararası yarışmalar hatta kış olimpiyatlarının düzenlenebileceği özelliklere uygun olarak planlanmıştır Ilgaz Yıldız tepe Doğa ve Kış Sporları merkezi. Ayrıca ünlü Çavundur kaplıcalarına 40 km yakınlıkta olması da kayak severlerin gündüzleri kış ve Doğa sporları yapıp, akşamlarını da kaplıca keyfinden yararlanmalarını mümkün kılmaktadır. Ilgaz Dağının zirvesi olan Hacet Tepesinin karşısındaki düzlükte bulunan ve Dağın kuzey yamacındaki pistlerin alt istasyonunun bulunduğu alan 1500 m uzunluğunda 700 m genişliğinde ve % 25 eğime sahiptir. Üç tarafı köknar ve sarıçam ağaçlarından oluşan ormanlık açık alanda, oteller, Günübirlik kafeteryalar ve otopark alanları vardır. Merkezin rakımı alt istasyonda 1500 ve üst istasyonda 2100 olup, 600 m irtifa farkı vardır. 138 Yıldıztepe 139 Yıldıztepe projesi KIŞ SPORLARI VE KAYAK Mekanik Tesisler ve Pistler: Ilgaz Yıldız tepe Doğa ve Kış Sporları merkezinde, 2 adet beyb lift ve Saatte 1500 kişi taşıma kapasiteli Deta Chable Telesiej var. Kış sporlarına yeni başlayanlar için 600m uzunluğunda %25 eğimli ve Yıldız tepeden alt istasyona 4000 m uzunluğunda %25 eğimli eğitim pistleri vardır. (Karınca Pisti ve Ay Işığı Pisti ). Orta derece ve ileri derece kayak bilenler için Dikmen pisti 2400 m. uzunluğunda başlangıç yerinden varış noktası arasındaki yükseklik farkı 400m. Olan Slalom, Büyük slalom ve Snow board Dünya kupalarının yapılabileceği pist kurallarına uygunluktadır. Orman yollarında Kuzey disiplini ve tur kayağı için 10 km doğal pistler vardır. Türkiye’de ilk defa düşünülen biathlon, tekerlekli kayak ve kayakla atlama pistleri planlanmıştır. Orta ve İleri derece kayakçılar için 4000 m. Büyük 140 Ayı pisti ve 300 m. Küçük Ayı pistleri plan aşamasındadır. (www.cankiri.gov.tr-www.ilgaz.gov.tr)) Kırkpınar Yaylası: Kise köyünün kuzeyinde, Ilgaz ilçe merkezine 19 km. uzaklıktadır. Kış aylarında ulaşım yoktur. Kırkpınar yaylası Ilgaz merkezden 22 Km uzaklıkta denizden 1800 metre yükseklikte bir yayla gölü, olup adını gölü besleyen 40 pınardan almıştır. Ilgaz Sıradağlarının uzantısı olan 2400 metrelik Emir gazi tepesinin yamaçlarında bulunan yayla Ilgaz Dağlarının kendine özgü florasının eşsiz örnekleri ile doludur. Çiğdem, düğün çiçeği, yabani lale, unutma beni, sari orkide, çuha, salep, orman gülü yaylada rastlayabileceğiniz yüzlerce çiçekten sadece bir kaçı. Fauna içinse yaban ördeği (Angit), kuyruksallayan, karatavuk, mavi ağaçkakan, alakarga ve apollon kelebeğini sayabiliriz En boğucu yaz sıcağında bile, Kırkpınar sizi bahar serinliği ile karşılar. Çam gölgesinde piknik yapmak, golde yüzmek, hamakta sallanmak, göl çevresinde yürüyüş yapmak, çimenler üzerinde yalınayak dolaşmak, uçurtma uçurmanın keyfini sürmek, gölde botla dolaşmak, Kırkpınar’da geçireceğiniz zamanı keyifli kılmak için sizleri bekliyor. Baharın gelmesi ile birlikte eriyen karların altından filizlenen çeşit çeşit çiçekler yaylayı bir çiçek denizine çevirir. Yaylaya her çıktığınızda başka bir renkteki çiçeğin yaylaya hâkim olduğunu görürsünüz... 141 Sansınız yaver giderse yayla evlerinde tereyağının yapılışını izleyebilir, köy ekmeği, taze tereyağı ve yayık ayranından oluşan bir yayla ziyafetine konuk olabilirsiniz... Yer yer 2000 metreyi gecen yürüyüş parkurları boyunca; essiz panoramik görüntüler, cam ve çiçek kokuları ile yoğrulmuş temiz dağ havası, soğuk pınar suları ve doğanın sizlere sunduğu kanlıca mantarı, ahududu, dağ çileği ve böğürtlenden oluşan zengin acık büfe mönüsü sizlere eşlik edecektir. Fotoğraf meraklıları için bulunmaz güzellikler ile dolu bu parkura kameranızı almadan kesinlikle çıkmayınız. Apollon kelebeğinin essiz güzellikteki tırtılları, yaban ördekleri, yabani orkideler kameraları ile birlikte gelenleri bekliyor... Ortasında bir göletin ve çevresinde çam ormanlarının bulunduğu Kırkpınar Yaylası, görülmeye değer yerler arasında. Ilgaz halkı tarafından, kırk kaynaktan çıkan suyun akış yolunun ‘‘Hz. Hızır’’ tarafından çizildiği söylenmektedir. Bir efsaneye göre ise Kırkpınar'ın tepesinde Hz. Ali'nin devesi, düzlükte ise Hz. Ali'nin kayası varmış. Ilgaz'ın kuzeyinde yer alan yaylaya iki yoldan ulaşılıyor. Ilgaz-Kastamonu yolunun onuncu kilometresinden batıya dönülüp, 10 kilometre daha gidilerek veya Ilgaz-Bozan Köyü'nden geçilerek ulaşılıyor. Tepelice. Ilgaz’a uzaklığı 27 km olan mesire ve piknik alanı Ne Yenir : Etli ekmek, perişka, cızlama ve keşkek Ilgaz'ın yöresel yemekleri. Etli ekmek, ince yufkanın arasında konan ince et parçacıklarının sacda pişirilmesiyle yapılıyor. Perişka, bir tür hamurlu yemek. Cevizli veya değişik soslarla yeniliyor. Keşkek, üveyik buğdayından yapılıyor. Buğday taneleri içine et, yağ, su konularak toprak kapta fırına veriliyor. Cızlama ise sıvı hale getirilmiş hamurun, yağlı sac üzerine dökülür ve pişirilir. Yöresel yemeklere etli ekmek dışında pek fazla restoranda rastlanmıyor. 142 ULAŞIM İstanbul-Gerede-Çerkeş-Kurşunlu- Ilgaz. AnkaraÇankırı-Ilgaz karayolu ile ve İstanbul Esenler-Harem terminalleri, Ankara Aşti terminalinden kalkan otobüslerle ulaşılır. KONAKLAMA Ilgaz Doruk Oteli: 0 376 416 12 10 Ilgaz Derbent Motel:0 376 416 39 48 Ilgaz Öğretmenevi: 0 376 416 17 91 Ilgaz Oteli: 0 376 416 11 65 YEME-İÇME Lokanta vardır 143 KIZILIRMAK Kızılırmak ilçe haritası Kavun, Türkmen kilimi ve pirinci ile ünlü Kızılırmak: kuzeyi ve batısında Çankırı merkez ilçe, güneyinde Kırıkkale, doğusunda Çorum ili ile komşudur. Yüzölçümü 434 km² ile uzaklığı 50 km. Rakımı 664 m. civarındadır. Toplam nüfusu 8 822 olup bunun 2 021’i ilçe merkezinde yaşamaktadır (2007). Karasal iklime hâkimdir. Sıcaklığın en fazla olduğu aylar Temmuz ve Ağustos, en soğuk ayları ise Kasım, Aralık, Ocak ve Şubat’tır. Hâkim rüzgâr yönü kuzeybatıdır sonra sırasıyla kuzey ve batı rüzgarları gelir. Kış mevsimi hariç her zaman gidilebilir. ADI: Osmanlı İmparatorluğu kayıtlarında İnalliBallu veya İnallu Ballu olarak geçmektedir. Bu ad yörede yaşayan İnallı-Ballu aşiretine izafeten verilmiştir Cumhuriyetten önce Kalecik ilçesine bağlı küçük bir köyken, Cumhuriyet sonrası Hüseyinli adı ile Çankırı’ya bağlanmıştır. İlçe sınırları içinde bulunan Kızılırmak nehrinden dolayı Hüseyinli adı Kızılırmak olarak değiştirilmiştir. TARİHİ: Kızılırmak ve çevresi Hitit İmparatorluğunun salt yönetimi altında olan topraklardır. Genelde Çankırı’da ki yerleşimin Paleolitik dönemde başladığı kabul görmekte, yazılı tarihinde Hitiler ile başladığı tartışmasız olarak kabul edilmektedir. Prehistorya ve tarih çağları içinde yaşayan kavim ve devletle144 rin tamamı Kızılırmak bölgesinde de hüküm sürmüşlerdir. Hitiler, Lidyalılar, Phrigler, Makedonyalılar, Bizanslılar, 1092 ‘de Türklerin eline geçmiştir. Osmanlı topraklarına katılması ise Çelebi Mehmet zamanında gerçekleşmiştir. İlçe sınırları içinde en azından Hititler dönemine ait kalıntıların bulunabileceğine kesin gözle bakılmakla beraber, bugüne kadar ciddi her hangi bir araştırma yapılmamıştır. Anadolu’nun Müslüman Türklerin eline geçmesinden sonra Karatekin Beyliğinden başlayarak günümüze kadar bir Türk yurdu olmuştur. Türkmen boylarından gelerek bölgeyi kendine yurt edinen boyların başında İnallı aşireti gelmektedir. 1985 yılında belediye teşkilatının kurulmasını takiben 04.07. 1987’de ilçe yapılmıştır. Kavun Regülatöı 145 Çeltik tarlasn GEZELİM-GÖRELİM Antik yerleşim yerleri: Sakarca köyü Çağeller bölgesi: Köyün yaklaşık 1 Km mesafe kuzeyindedir. Sakarca köyü ile Karamürsel köyü arasında, asfalt yola dik devam eden ekili arazide sulama kanalının yolla bitiştiği noktada yolun sağında yer almaktadır. Tarla batıya doğru hafif meyillidir. Alan üzerinde iri kum katkılı, kalın cidarlı, kiremit renkli kaba hamurlu küp parçaları ile kiremit renkli, seramik parçaları yoğun şekilde bulunmakta olup, küçük bir yerleşim alanı niteliği taşımaktadır. İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR Köylerde bulunan Türbe ve Yatırlar: Hallaçlı ‘da Keramettepe, Yeniyapan’da Türbebaşı. CAMİLER Tarihi köy camileri: Kahyalı, Sakarca, Karamürsel Köyü Camisi: Caminin kitabesi okunamamış yapım tarihi 1879 olarak tahmin olunmaktadır.Dikdörtgen planlı, yüksek bir kaide üzerine oturtulmuş, çatı ahşap üstü kiremit ile örtülmüştür. 146 Duvarlar kesme taş ve tuğladan yapılmış mimari bir özelliği yoktur. Karamürsel, Sungurlu’ya bağlı iken 1953’de Irmak bucağına bağlandı. Sakarca Köyü Camii: Kitabesinden 1839 ‘da yapıldığı anlaşılmaktadır.Kızılırmak ilçe merkezindeki Merkez Cani ve Yukarıalagöz camileri, Karamürsel köyü camisi ile aynı özellikleri taşır, aynı tip malzeme kullanılmıştır. XIX. Yüzyıl yapılarıdır Kızılırmak Merkez Camii: 19. Yüzyılda yapılmıştır. Yukarıalagöz Camii: Yapım tarihi bilinmemektedir Kahyalı: 1826 yapım tarihli camisi var. Türkmen kilimi PİKNİK VE MESİRE YERLERİ Kızılırmak Nehri kıyısında günübirlik ziyaretler için uygun mesire yerleri bulunmaktadır. Bunun yanı sıra sportif olta balıkçılığı için de uygun bir mekandır ETKİNLİKLER İlçe Pazarı Cuma günleri kurulur. Ağustos-Eylül aylarında ilçede kavun pazarı kurulmakta ve Ağustos ayı ortalarında Kızılırmak ka147 vununu tanıtım amacıyla kavun festivali ve teşvik müsabakaları düzenlenmektedir. ULAŞIM Ankara’dan gidecek olanlar Çankırı’ya 29 km. kala sağa İskilip yoluna saparak ulaşırlar. Çankırı ve Ankara bağlantılı otobüs seferleri vardır. KONAKLAMA Kızılırmak Öğretmenevi: 0 376 324 12 71 YEME-İÇME Lokanta bulunur 148 KORGUN Korgun ilçe haritası Taşı ve Ildızım suyu ile ünlü Korgun , kuzeyde Ilgaz, doğuda Çankırı merkez ilçe, güneyde Eldivan, güneybatıda Şabanözü ve batıda Orta ilçesi ile komşudur. Yüzölçümü 326 km², rakımı 963 m. dir. Toplam nüfusu 3 613 olup bunun 1 755’i Korgun ilçe merkezinde yaşamaktadır (2007) . Çankırı-Korgun 20 Km. Ilgaz 30 Km. Ankara 150 Km.’ dir. İlçenin yakında bulunan Ildızım Tren İstasyonunu kullanılarak da ilçeye ulaşılabiliyor. Çankırı-Korgun arasında sürekli minibüs seferi vardır. Çankırı-Kastamonu yolu üzerinde bulunan ilçeye ulaşım Ilgaz, Kastamonu ve Çankırı otobüsleri ile sağlanmaktadır. İlçede karasal iklim hâkimdir. Kışın ısı -20 C° nin altına kadar düşmektedir. Karlı günler sayısı ortalama 40 gün, kar kalınlığı 50 cm.ye kadar ulaşır. Yağış ortalaması 600-700 mm. Civarında olup kuzey kesimde Karadeniz ikliminin etkisi görülür. Kışın ve bahar aylarında kuzeybatı, yazın batı yönünden esen rüzgârlar hâkimdir. Kış mevsimi hariç her mevsim gidilebilir. ADI: Adını Kargın boyundan almıştır, Kargın, Karkın, Korgun ve Korhun, Karkin, Karkine sözcükleri Anadolu’nun değişik yörelerinde farklı şive ile söyleniş biçimleridir. Prof. Dr. Hasan Eren’in Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü’nde “kargın” kelimesi, 149 eriyen karların oluşturduğu akarsu, karla karışık yağan yağmur, marangozlukta kullanılan bir çeşit rende, biçiminde açıklandıktan sonra; karık, bağbahçe sulamak, su yolu, ark, bu arklar arasında kalan ve tohum ekmek için kullanılan evlek, sabanla tarlada açılan çizi anlamlarında da geçmektedir. TARİHİ: Paleolitik dönemden itibaren Korgun’un tarihi, merkez ilçe tarihi ile aynıdır. Ayrıca çok eski bir yerleşim yeri olduğunun kanıtları vardır. Kayıçivi köyünde yer alan mağaralar, zaman zaman topraktan çıkarılan toprak kap ve lahit parçaları bunu ispatlamaktadır. Alpsarı ve Ildızım köylerinde Romalılar dönemine ait nekropol alanı kalıntıları vardır. Milattan önce üçüncü yüzyıldan itibaren Korgun’ un da içinde bulunduğu bölge Hititlerin yerleşim alanı içinde kalmıştır. İÖ. 64’te Romalı’lar bölgeye egemen olmuşlar ve bu durum on birinci yüzyıla kadar sürmüştür. 1071 sonrası Oğuz boyları Anadolu içlerine gelmeye ve yurt edinmeye başladılar Danişmentliler döneminden itibaren Çankırı bölgesine gelen Türkler kendilerine buraları yurt edindiler. 1071 yılında Büyük Selçuklu Hükümdarı Alparslan’ın Malazgirt zaferinin ardından ilçe topraklarının da içinde bulunduğu bölge Türklerin egemenliği altına girmiştir. Yıldırım Beyazıt döneminde Osmanlı Devleti’nin egemenliği altına giren bölgenin, daha önce l309 yılından itibaren de Çandaroğulları ve İsfendiyaroğulları Beyliği’nin toprağı olduğu bilinmektedir Çankırı merkez ilçeye bağlı iken 1954’de belde teşkilatı kurulmuş ve 1990’da ilçe olmuştur. GEZELİM-GÖRELİM Antik yerleşim yerleri Nekropol alanları: İlçenin 4 km güneyinde Çankırı-Korgun yolunun batısında, Çankırı-Zonguldak tren yolunun doğusunda, Korgun ve Apsarı Çaylarının kesiştiği ovanın 150 içerisinde 10 m yüksekliğinde tepenin etrafında, yaklaşık olarak 200x75 m. Ölçülerindedir. Yerleşim yeri ile Nekropol alanı birbirine sınır olup, nekropol alanının sulama kanalı ikiye ayırmaktadır Alpsarı (Korgun’a 9 km) ve Ildızım (Korgun’a 8 km) Köyleri yakınlarında Romalılar döneminden kalma mezarlık alanlarına rastlanmaktadır, Apsarı: (Korgun’a 9 km) Alavlı antik yerleşimi ve nekropol alanı bulunmaktadır. Mağaralar: (Korgun’a 7 km) Kayçivi köyündedir Türbeler: Karatepe, Horasan Erenlerinden İmanlı Dede’nin türbesi vardır. CAMİLER Doğu Mahallesi Camii: Kare planlı, bagdadi kubbeli XIX. Yüzyıl yapısıdır. Duvar ve kubbesindeki kalem işleri Tosyalı Ali Usta tarafından gerçekleştirilmiştir. Son cemaat yeri ve minaresi bulunmaz. planlı, bağdadi kubbeli 19. yüzyıl yapısıdır. Doğu mahallesi camii 151 Mesire yerleri : Korgun’un gezilecek başlıca yeri (Korgun’a 9 km) Apsarı göletidir.Günü birlik gezilebilecek yerler arasındadır. Mesire dışın da kamp ve olta balıkçılığı için uygun bir mekandır. Apsarı göleti Sivil mimari 152 ETKİNLİKLER Sosyal aktiviteler: Yâren geleneği köylerde sürdürülmektedir. Maruf Köyü Müzik ve Yağlı Güreş Festivali, Dikenli Geleneksel Pilav Günü, Buğay Yaren Şenliği, Kayıçivi Çağla Festivali, Alpsarı piknik günü, Ildızım dağ gezisi ve piknik. Karatekin çimen festivali.Maruf Köyü Yağlı Pehlivan Güreşleri (Haziran ayı )dır. Atlet Süreyya Ayhan’ın heykeli ULAŞIM Ankara-Çankırı-Korgun yolu ve Gerede-ÇerkeşKurşunlu-Korgun yolu ile ulaşım sağlanır. ÇankırıKorgun arasında her yarım saatte belediye otobüsü vardır. Trenlede ulaşmak mümkündür. Otobüs telefon : 444 18 18- 0 376 213 03 o3 KONAKLAMA Korgun Öğretmenevi:Telefon: +90 (376) 343 24 11 YEME-İÇME Ersel Piknik. Büyük Mahalle Mitik Sok. 153 KURŞUNLU Kurşunlu ilçe haritası Çiçek balı, keşgegi ile ünlü olan Kurşunlu, kuzeyde Kastamonu ve Bayramören, kuzeydoğuda Ilgaz, doğuda Ilgaz ve Korgun, güneyinde Orta, batısında Atkaracalar ile komşudur. Ankara-Zonguldak demiryolu ve E-80 Devlet Karayolu üzerinde bulunan ilçe 477 km² lik bir alana sahiptir. Rakımı 1114 m. toplam nüfusu 8 580 olup bunun 4 221’i ilçe merkezinde yaşamaktadır (2007). Çankırı’ya olan uzaklığı Ilgaz üzerinden 85 km. Korgun üzerinden 49 km. ‘dir. Ankara’ya 165 km. İstanbul’a 390 km. mesafededir. Ulaşım, Gerede-Çerkeş, Kızılcahamam-Çerkeş, Çubuk-Şabanözü-Orta , Çankırı-Kurşunlu üzerinden sağlanır. Düzenli otobüs seferleri vardır. Trenden de yaralanılabilinir. Kışları soğuk ve uzun süreli karla kaplı, yazın ise yağışsız ve serin bir iklimin etkisi altında, kısa bir ilkbahar, kurak bir yaz, uzun süren yağışsız ve yumuşak bir sonbahar, soğuk bir kış yaşanır. Tipik karasal iklim görünür. Yazın ısı 13-35 C°, kışın ise eksi 15 ila 12 derece arasında değişir. Kış evsimi dışında her zaman gidilebilir. ADI: Antik dönem kayıtlarında adı Andinata, Osmanlı İmparatorluğu kayıtlarında Karacaviran olarak geçmektedir. İlçeye Kurşunlu adının ne zaman verildiği ve adının nereden geldiği konusunda kesin bilgi 154 yoktur. Rivayeten anlatılanlara göre Çavundur’da bulunan termal suyun içerdiği metal yönünden ağır olması nedeniyle, kurşun gibi denmiş ve Kurşunlu adı buradan gelmiştir. Başka bir anlatımda, gölgeye gelen Oğuz boyları buraya geldiklerinde kale, kilise ve köprüyü terkedilmiş viran halde buldular, toprağın rengine de bağlı olarak buraya Karacaviran adını verdiler. Eski adı Karacaviran olarak bilinen Kurşunlu, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de önemini korumuştur. TARİHİ: Devrez vadisinde yer alan Demirciören, Mekören ve Köpürlü köylerinde bulunan kaya mezarlarının varlığı Kurşunlu bölgesinin Paleolitik dönemden bu tarafa insanların yaşamakta olduğunu kanıtlamaktadır. Nitekim son yıllarda yapılan Paflagonya bölgesi yüzey araştırmaları ve çevre ilçelerde bulunan geçmiş dönemlere ait çeşitli parçalarda bunu teyid etmektedir. Tarihi devirler içinde Kurşunlu hakkında ilk yazılı bilgileri bölgede yaşayan Hitit tabletlerinden öğrenmekteyiz. Günümüzden dört bin yıl önceye tarihlenen bu dönemde, Kurşunlu yakınlarında olduğu tahmin olunan ve hâla yeri tespit edilemeyen Devrez Çayı (KUMMESMAHA) yöresinin en önemli yerleşme merkezlerinden biri Tilura kentidir. Tilura kenti belirlenemeyen nedenlerden dolayı, Hitit kralı Mursil’den sonra kral olan HANTILIS döneminde terk edilmiştir. Terk nedenleri arasında, yangın, deprem ve salgın hastalıklar sayılabilir. Hitit İmparatoru III. Hattusil dönemine ait bir tablette “TILIURA Kenti Hantili’nin gününden beri boştu. Babam Mursil, onu yeniden yaptırdı, ama oraya iyice yerleşme sağlayamadı. Oraya silah ile yendiği NAMRA’ları yerleştirdi. Sonradan (Çiftçi olan) Tiliura’nın eski sakinlerini çekip aldım ve ben majeste onları geri getirdim ve onları yeniden TILIURA’ ya yerleştirdim.” İfadesi yer almaktadır. III. Hattusil döneminde Hitit Devletinin kuzeyinde oturan ve sürekli akınlarıyla tedirginlik yaratan Gasgaslar’ la Hitit-Gaska sınırında yer alan Tilura kentinde anlaşma yapıldı. Anlaşma, Gasgaslar’ın Devrez çayını geçemeyeceği ve Hitit halkının buraya yeniden yerleşme koşullarını içer155 mekteydi. Hiçbir Gaskalı askerin ya da yurttaşın bu kente giremeyeceği, girerse suç işlemiş sayılacağı ve cezalandırılacağı belirtilmekteydi. Hitit halkından bir kişi, Gasgas ülkesinden bir esir alırsa, kente getirmeden kent dışında köle olarak çalıştırılabilecek, Gagsalı çoban, köylü veya çiftçiler ile gizli bir anlaşma yapmaları halinde cezalandırılacakları hükmü yer almaktadır. Metinden de anlaşılacağı gibi Hititler döneminde bölgede terk edilmiş, sonradan yeniden hayat bulmuş Kurşunlu civarında bulunan Tilura kentinin varlığı açık olarak belirtilmektedir. Trak-Firik akınları sonucu Anadolu’ya gelen Deniz Kavimleri Hitit İmparatorluğunun yıkılmasına neden olmuştur. Kzeyde oturan Gasgaslar doğuya çekilerek Mezepotamya’nın kuzeyindeki dağlık yörelere yerleştiler. Paflagonlar (İÖ. 1100 sonrası), Kimmerler, Lidyalılar (İÖ. 650 sonrası), Persler (M,M.546), Pontuslar (İÖ.126), Romalılar V.ci yıldan itibaren bölgede hüküm sürdüler. Bu dönemlere ait Kurşunlu ve çevresinde henüz maddi bir unsura rastlanmamış olmakla birlikte ilçenin iki yakasını birleştiren, değişik dönemlerde onarım gören taş köprün (Kara Köprü) ve Eskiahır köyünde bulunan II. yüzyıla ait yazıtlar geçmiş hakkında bilgi vermektedir. Bütün bunlar Roma döneminde de Kurşunlu ve çevresinin iskân edildiğini kanıtlamaktadır. İlçe merkezinde bulunan ve günümüze harabesi ulaşan geçmişte içinde kilise olan Andinata kalesinin Bizanslılar döneminde yapıldığı, ilk kuruluşun bu küçük kale içinde olduğu ve daha sonraları kalenin doğu yamacına doğru yerleşimin genişlediği ve kentin çekirdeğini oluşturduğu değişik kaynaklarda belirtilmektedir. İlçenin kuruluşunun Bizans döneminde gerçekleştiği yönünde görüşler bulunmakla birlikte ilçenin iki yakasını birleştiren Roma dönemine ait bir taş köprünün varlığı ilçe tarihi hakkında daha gerilere giden bir yerleşimin varlığını ortaya koymaktadır. Tümülüs ve kaya mezarlarının bulunması da bu görüşü destekler yöndedir. Hitit yazılı belgelerinde o dönemde iskân edildiği açıkça belirtilmiştir. Batılı kaynakların 156 verdiği bilgilere göre Andinata, bir kale etrafında toplanan köylerden meydana gelmiştir. Bizans döneminde inşa edilen Andianata-Kurşunlu kalesi içinde, kale içinde ve çevresinde bulunan halk ile köylülerin ibadet edebilmeleri için birde kilise yapılmış olup günümüzde izi dahi kalmamıştır. Başka bir bilgide Kurşunlu-Korgun yolunda Devrez çayı üzerinde bulunan köprünün olduğu yere mamu denmekte, manastır adının manasur ve buradan da Mamu’ya dönüştüğü belirtilmektedir. Günümüze kadar gelebilen Pazar Cami geçmişte Pazar Kilise olarak bilinmekte olup Bizans dönemi eseridir. Caminin kilisenin kendisi mi veya kilisenin yerine yapılan cami mi olduğu konusunda bilgi edinilemedi. Türk boylarının bölgeye gelişi 1080 ve sonrası yıllarda gerçekleşti. İlk gelenler Yazır ve Comartlar’dı. Her iki Oğuz boyunun bölgeye gelerek yerleşmeleri ve yurt tutmaları Kurşunlu’yu önemli bir yerleşim yeri haline getirdi. Bölge sırasıyla Karatekin Beyliği, Selçuklular, Çandaroğulları beyliklerinin egemenliği altında yönetildi ve Çankırı bölgesinin Osmanlılara katılması ile birlikte bir Osmanlı beldesi oldu. 1882’de bucak, 1944’de ilçe yapılmıştır. 157 GEZELİM-GÖRELİM ANTİK YERLEŞİMLER Kapaklı (Kurşunlu’ya 15 km) , Demirciören (Kurşunlu’ya 16 km) ve Mekören-Dağören (Kurşunlu’ya 13 km) köylerinde harabeler, antik kalıntılar vardır. Roma dönemine ait sütun başlıklar çıkarılmıştır. Sütun başlıkları 158 Dumanlı’da (Kurşunlu’ya 28 km) Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde onarım görmüş Romalılardan kalma İÖ.VI. yüzyıla ait bir gölet vardır. Göl, 1854’de Abdulmecit’in emri ile tamir ettirilmiştir. Taşkaracalar’da (Kurşunlu’ya 32 km) Romalılar döneminden kalma Boruca ve İlezi sarnıcı, Yapım tarihi 1892 olan bir camisi vardır. Sarnıçlar İğdir’de (Kurşunlu’ya 4km) kale harabeleri. Kızılca’da (Kurşunlu’ya 12 km) Sancak tepesi kalıntıları. Viyadük 159 Hacımuslu ‘da (Kurşunlu’ya 5 km) Aslanlı köy harabeleri yer alır. Hoca Hasan yaylasında kilise ve han kalıntısı bulunmaktadır. Devrez Köprüsü, Kurşunlu ilçesi yakınında Mamu adı verilen bölgededir. Köprü yıkılmış olup Devrez çayının her iki kıyısındaki taş ayakları durmaktadır. Mamu 160 KALELER Andinata Kalesi: İlçe merkezinin güneyinde ve tepe üzerinde kurulmuştur. Günümüzde harap bir vaziyettedir, sur kalıntıları dışında başka bir şeye rastlanılmaz. Surlarının uzunluğu yaklaşık 450 m. civarındadır. Surlar bir biri üzerine konmuş harçsız taşlardan yapılmıştır. Yapım tarihi konusunda bilgi yoktur. Değişik dönemlerde onarım gören kale kuvvetle ihtimal şiddetli depremlerin etkisiyle ayakta kalamamıştır. Belediyece onarılmıştır. Bugünkü Kurşunlu kalesi diğer adıyla "Andinata Kalesi" Bizans döneminde inşa edilmiştir. Kentin ilk kuruluşu bu küçük kale içinde olmuş ve daha sonra yerleşim kalenin doğu yamacına doğru gelişmiştir. Kalenin aslına uygun olmamakla birlikte belediyece onarımı yapılmıştır. Dumanlı Kalesi: Dumanlı köyüne 2 km. uzaklıkta Devrez vadisine hâkim bir tepe üzerindedir. Kalenin yaklaşık olarak boyutları 50x60m. civarındadır. 2000 yılında gerçekleştirilen Paflagonya Yüzey Araştırmaları sırasında tarihlendirilmesi yapılan kale Hititler dönemine ait olup yaklaşık İÖ. 1500’lerde yapılmıştır. Kalenin yapımı sırasında harçsız blok taşlar kullanılmıştır. Dumanlı kalesi Kaya Mezarları: Kızılca, Demirciöreni, Köpürlü ve Mekören köyleri arasında, Köpürlü (Kurşunlu’ya 10 km) köyüne 3 km mesafede, Devrez’e karışan Yedikapılı deresinin her iki yakasında kayalar oyulmuş kaya mezarları vardır. 161 Yedi kapılı kaya mezarları ve mağaraları: Köpürlü, Mekören ve Kapaklı (Kurşunlu’ya 15 km) köyleri arazisi içinde Kapaklı’ya 3-4 km. uzaklıkta, Devrez Çayının kenarında, “Yedi Kapılar” mevkiinde, Devrez çayının hemen kıyısından başlayarak vadi boyunca devam eden, sarp kayalıkların keskin yüzeylerinde ulaşılması zor kısımlarda, kaya mezarları ve mağaralar yer almaktadır. Kaya mezarları Devrez çayının iki yakasında da bulunmaktadır. Ancak aslında çoğunluk çayın kuzey yamacındaki “Yedi Kapılar” mevkiindedir. Bu mağaralara ve kaya mezarlarına ulaşım imkanı oldukça zordur. Kaya mezarlarının içlerine girmek ve iç mekanları gözlemlemek çok zor ve tehlikelidir. Yedikapı deresi olarak bilinen ve Devrez'e karışan derenin her iki yamacın da kayalara oyulmuş vaziyette birbirine geçme odalardan meydana gelmiş "Yedikapı Kaya Mezarları" içinde ölü sedirleri bulunur. Derenin kuzeyinde 16, güneyinde 3 oda yer alır. Ayrıca iki adet daha kaya mezarı vardır. Yedikapılı kaya yerleşimleri 162 Eskiahır yeraltı şehri: (Kurşunlu’ya 15 km) Eskiahır köyünde bulunan yer altı şehrinin sadece iki bölümü açılabilmiş, çökme tehlikesi olabileceği göz önüne alınarak daha fazla gidilmemiştir. Gerekli takviyeler yapılarak yer altı şehrinin diğer bölümlerine ulaşılması gerçekleşmeyi beklemektedir Eskiahır köyü yazıtları: Köyde İS. 2 yy’a ait epigrafik eserler bulunmuştur. Romalılar döneminde ve ünü Roma’ya kadar yayılmış Hekim Barbars’a ait olan mezar taşı (yazıt), Eskiahır köyünün o dönemde ünlü bir hekimin yaşadığını ve tıp merkezi olduğunu ortaya koymaktadır. Asklepios tapınağının mevcudiyeti bilinmekle beraber henüz yeri tespit edilememiş- 163 tir.. Barbars’ın ünü Roma’da oturan kraliçe tarafından dahi bilinmektedir. Hekim Barbars yazıtı: Boyu 2.50 m. dir. Hekim Barbars’ın anıtsal mezarı üzerine yazılmış ve yerinden alınarak Çankırı’ya getirilmiştir. Kültür Sarayının yan tarafında mezar taşları arasında sergilenmektedir. Hekim Barbars yazıt KÖPRÜLER Kara Köprü: İlçe merkezinde Pazaryeri yakınında yapım tarihi belli olmayan kesme taştan yapılmış tek gözlü taş köprünün Romalılar döneminden kaldığı tahmin olunmaktadır. Eskiahır köyü: Köyün karşısında, kuzey tarafında eski yol üzerinde IV.Murat zamanında yaptırılmış 164 tarihi bir köprü vardır. Köyde Roma dönemine ait epigrafik eserler bulunmuştur. İS. V-X yüzyıllarda yapıldığı tahmin olunan yer altı şehri. Viyadükler : Göllüce (Kurşunlu’ya 18 km), Kızılca (Kurşunlu’ya 12 km) viyadükleri Cumhuriyet dönemi eseridir. Viyadükler 165 Kurşunlu Hamamı: Moloz taş ve harçtan yapılmıştır Tonozlu soyunma yeri, tek kubbeli sıcaklık bölümü vardır. 1327 H. ‘de tamir görmüştür. Selçuklu dönemi eseri olduğu tahmin edilmektedir. Moloz taş ve harç ile yapılmış tonozlu soyunma yeri ve sıcaklık bölümlü , tek kubbelidir. Konu edilen hamam yıkılmıştır. Geçmişte Aşağı mahallede var olan Karakilise ve Karaköprünün varlığından bahseden kaynaklar vardır. Kurşunlu Hamamı : Kurşunlu ilçesinde bulunan mevcut hamamın yapım tarihi ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Onarım geçirmiş olan yapı moloz taştan inşa edilmiştir. Tonozlu soyunma yeri ile tek kubbeli sıcaklık bölümlerinden oluşmaktadır Çeşmeler: Arkeoloğ Ahmet Gökoğlu tarafından 1950’de 11 adet çeşme tespit edilmiştir. Klasik usluplu olan bu çeşmeler, taştan yapılmış, sivri kemerli, basit ayna taşlı, musluk ve yalaklıdır. Bir tanesinde kitabe tespit edilmiştir. Cömertler mahallesi ve Pazar cami yanında bulunan çeşmelerin kitabesinde 1697’de Erzurumlu Duhrirzade Mehmet Ağa tarafından yaptırıldığı belirtilmektedir. Cami önü Çeşmesi, Erzurumlu Muhtarzade Mehmet Ağa Çeşmesi, Karşı Pınar, Aligilin Köy Odası Çeşmesi, Hatıbın Pınarı, Ağa Pınarı, Ayen Çeşmesi, Orta Pazar, Asapınar, Göllüce ve Kapaklı Köyü Çeşmeleri. Çeşmelerin büyük çoğunluğu yok olmuştur. 166 Türbe-Yatır-Ziyaretgâhlar: Çırdak (Kurşunlu’ya 20 km) türbe ve yatırı, Dağtarla(Kurşunlu’ya 7 km) Dedeler mevki yatırı, Eskiahır (Kurşunlu’ya 15km) Seyit baba yatırı, Göllüce (Kurşunlu’ya 18 km), Hocahasan Erenler türbesi, İğdir (Kurşunlu’ya 4 km) Zeyve türbesi, Köpürlü (Kurşunlu’ya 10 km) Zeyve türbesi, Sünürlü (Kurşunlu’ya 22 km) Hacıkürt türbesi, Taşkaracalar (Kurşunlu’ya 22 km) Erenler türbesi, Çavundur (Kurşunlu’ya 11 km) Erenler türbesi, Madenli (Kurşunlu’ya 12 km) türbesi. CAMİLER Tarihi Köy Camileri; Eskiahır (Kurşunlu’ya 15 km), Hocahasan, (Kurşunlu’ya 12 km) Kapaklı (Kurşunlu’ya 15km), Kızılca (Kurşunlu’ya 12 km), Sarıalan (Kurşunlu’ya 31 km), Sumucak(Kurşunlu’ya 8 km), Sivricek (Kurşunlu’ya 14 km) , Dumanlı (Kurşunlu’ya 28 km), Çatkise (Kurşunlu’ya 9 km) köyleri camilerinin tarihi değeri vardır Pazar Camii: Kare planlı, sekizgen tezgaha oturtulmuş tuğladan ve basık kubbeyle örtülüdür. Yapım yılının 15. yüzyıl olduğu tahmin edilmektedir. Cami yakınında yapım tarihi bilinmeyen kesme taştan yapılmış ve tek gözü olan bir köprü vardır. Pazar Kilise (Pazar Cami): İlçe merkezinde Comartlar mahallesindedir. Önceleri kilise olup sonradan camiye çevrildiği söylenen yapının kim tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Kilise iken cami mi yapılmış, yoksa yıkılan Kara Kilise’nin yerine mi cami mi yapılmış olduğu konusunda bilgi yoktur. Minare kürsüsünde 1301 H tarihi kaydı olmakla beraber cami hakkında kesin bir bilgi vermemektedir. Onarım tarihi olması kuvvetle muhtemeldir. Cami minaresi 1763’de yapılmıştır. Caminin yapım tarihi konusunda çelişkili bilgiler vardır. Caminin XV. Yüzyılda ve minaresinin 1717 ‘de yapıldığı yönünde bilgiler vardır. Cami gövdesi depremlerin etkisiyle zarar görmüş ve desteklenerek yıkılması önlenmiştir. 10.5x10.5 m. boyutunda, kare şekilli, son cemaat yeri yıkılmış, döşeme ve mimberi tahta, 167 mihrab basit, tek kubbeli ve sekiz köşelikasnağa oturtulmuş, üzeri kiremit örtülü, minare kaidesi kesme taş, gövde tuğladır. Mihtap istalaktidli, minaresi kesme taşta. Çok köşeli ve gövdesi tuğladır. Kullanılan malzemeden Selçuklu dönemi eseri olduğu tahmin olunmaktadır. Depremlerden zarar görmesinden dolayı bazı kısımlara destek atılmıştır. Pazar Camii: Kurşunlu İlçe Merkezi'ndedir. Camii 15. yüzyılda, minare, kitabesine göre 1717 yılında inşa edilmiştir. 1943 yılında son cemaat yeri yıkılan cami 1982 yılında tamamen restore edilmiştir. Kare planlı ana mekan, sekizgen kasnağa oturan tuğladan basık bir kubbeyle örtülüdür. Mihrap, istalaktidlidir. Minarenin kaidesi kesme taştan, çok köşeli gövdesi tuğladandır. bulunan Pazar Camii 15. yüzyılda, minare kitabesine göre 1717 yılında inşa edilmiştir.Kare planlı ana mekan sekizgen kasnağa oturan tuğladan basık bir kubbeyle örtülüdür. Mihrap, istalaktitlidir. Minarenin kaidesi kesme taştan, çok köşeli gövdesi tuğladandır. Kurşunlu camii Dumanlı Camii: Kare planlı, bağdadi kubbeli olan cami, 1897’de Çerkeş’te kadılık yapan Tosyalı Vefa Efendi tarafından, Abdülmecit adına yaptırılmıştır.Duvarlar kesme taştan ve içinde Abdülmecit’in tuğrası bulunan madalyon vardır. Taşkaracalar Camii: Dikdörtgen planlı, ahşap tavanlıdır. Çatısı alaturka kiremitli, duvarlar moloz taşla 168 yapılmış olup, iç tavan tahta kaplaması ceviz ve ortada sedef işlemeli Mühr-ü Süleyman vardır.Yapım tarihi 1611. Kapaklı köyü camii, (Kurşunlu’ya 15 km) eski yapının üzerine 1947’de inşa edilmiştir. Eski cami 1860 yılında minaresi ise 1792’de inşa edilmiştir. Eskiahır: (Kurşunlu’ya 15 km) Yusuf Oğlu Hasan Ağa Camii, yapım tarihi 1862’dir. Madenli : (Kurşunlu’ya 12 km) Çolakzade Mehmet Efendi Camii: yapım tarihi 1890 olup depremler nedeniyle zarar görmüş ve yenilenmiştir. Demirciören köyü camii: (Kurşunlu’ya 16 km) Kare planlı olan caminin yapım tarihinin XX. Yüzyıl başlarında olduğu tahmin edilmektedir. Ağılözü köyü camii: (Kurşunlu’ya 14 km) Yapım tarihi 1903’tür, kare planlı camilerdendir. Hocahasan camii (Kurşunlu’ya 12 km) Hocahasan camisi Çatkise’de (Kurşunlu’ya 9 km) kubbeli ve süslü minaresi olan cami, Taşkaracalar Camii: (Kurşunlu’ya 22 km) Taşkaracalar köyündedir. Kitabesinden anlaşıldığına göre XVII. yüzyılda (1611) inşa edilmiş olduğu ve daha sonra bu caminin yerine şimdiki caminin yapıl169 dığı düşünülmektedir. 6.50x 10.48 m. boyutlarında dikdörtgen planlıdır. Ahşap tavan üstü kiremit örtülüdür. Moloz taş örgülü, cevizden yapılmış ahşap tavanlıdır. Tavanın ortasında yer alan altı kollu Mühr-ü Süleyman motifi sedeflerle işlenmiştir. Kayıkçı Şaban Ağa Camii: (Kurşunlu’ya 28 km) Dumanlı köyündedir. Camide bulunan Osmanlı Padişahı IV. Mehmet’in tuğrasına dayanarak 1642-1693 yılları arasında yapıldığı sanılmaktadır. Bazı kaynaklarda da caminin XVIII. Yüzyılda yaptırıldığı Sultan Abdulmecid döneminde 1897’de onarıldığı kaydı vardır. Cami içinde Abdulmecid’in tuğrası bulunur. Cami kare planlı olup sekizgen kasnak üzerine oturtulmuş ahşap üstü kiremit örtülü çatısı vardır.Kalem işlemeleri XIX. Yüzyılda Tosyalı Ali Usta tarafından yapılmıştır. Dumanlı’da bulunan camii ise, minare kaidesindeki kitabeye göre 18. yüzyılda yapılmıştır.Yapı kare planlı ve bağdadi kubbelidir. Doğu ve batı cephelerinde yer alan iki ayrı kapıdan girilir. Duvarlar kesme taştan örülmüş, kıble cephesinde yer alan bir madalyon içinde Sultan Abdülmecit’in Tuğrası bulunur. Dumanlı camisi 170 Sivil Mimari: Geçmişte yapılan binalar güneş ışığından azami ölçüde yararlanması amacıyla cepheleri güneye bakacak şekilde inşa edilmiştir. Su basman kısmı dahil birinci kat taş duvar ikinci katlar ise beşe on büyüklüğündeki tahta malzemenin ağ şeklinde çakılması ve arasının kerpiçle doldurulması (yeydane) şeklinde yapılır. Üzeri ahşap üstü kiremit çatı ile kaplanır. Kullanım olarak, üç katlı olanlarda zemin depo ve ahır yer alırken, iki katlılarda ara kat, günlük hayatın geçtiği mutfak, yemek yeme, oturma gibi yerler olarak değerlendirilir. Üst katlar ise alt katlara nazaran özenle yapılır ve süslenir, oldukça ferah, aydınlık ve manzaralıdır. Yatak odaları bu kattadır. Ahşap işçiliği ve döşemesi yönünden özenilmiş başodası da olan üst katlar yaz aylarında kullanılır. Üst katlarda bulunan sofaların devamında alt kat girişinin üzerine uzantı olarak çıkma yapılan şahniş (şahnişin) adı verilen yükseklik bulunur. Şahnişine daha çok başodalarda rastlanır. Odalar içinde sedir (peyke) adı verilen ahşap seki ve divanlar, yüklük adı verilen bazıları kapaklı olan yatak yastık koymaya yarayan dolap yer alır. Genelde kapı girişinin tam karşısına gelen yerde ocak vardır. Ocağın her iki yanında terece adı verilen ahşaptan yapılmış küçük gözler ve sağlı sollu dolaplar bulunur. Geçmişte bu dolaplardan biri yıkanma yeri olarak kullanılıyordu. Ocakların üzerinde ahşaptan yapılmış ve kaşıklık adı verilen çıkma bulunur. 171 YEMEK KÜLTÜRÜ Sofra Adabı: Yemeğe önce sofrada bulunan büyük başlar, sonra yaşça küçük olanlar. Yemekte fazla konuşulmaz ve gülünmez, buna çok dikkat edilir. Köylerde gelinler ayakta ve ağzı kapalı (yaşmaklı) olarak hizmet için bekler. Yemek sırası çorba ve en son tatlı şeklindedir. Yörenin bilinen yemekleri: tarhana çorbası, çizleme, keşkek, tatar hamuru, tava, ıslama, çöreği, su böreği, nokul, gözleme, ince ekmek, tatlılardan lokma ve Bandırma. ŞİFALI SULAR-TERMAL KAYNAKLAR Çavundur ‘da (Kurşunlu’ya 11km) bulunan termal su kaynağı ve kaplıcalar bulunmaktadır. Karbondioksitçe zengin olan kaplıca karaciğer ve safra kesesi hastalıklarına iyi gelmektedir. Bölgede modern havuzlar ve konaklama tesisleri bulunmaktadır. Diğer termal kaynaklar ise: Hacımuslu acı suyu: (Kurşunlu’ya 5 km) ilçe merkezinin 5 km. kuzeydoğusunda Hacımuslu köyünden çıkar acı , ekşimsi ve bikarbonatlıdır. Kaynak sayısı fazla, su sıcaklığı 15 derecedir Demir içerir, alkaliktir. Maden suyu özelliği taşır. Mide, bağırsak, karaciğer ve pankreas hastalıklarına iyi gelir. Kanda yedek alkaliyi yükseltir, asit-baz dengesini düzenler, sarılık hastalığı sonrasında kanda birikmiş bulunan safra pigmentlerinin temizlenmesini de kolaylaştıran bu maden suyunun, karaciğerin bozulan fonksiyonlarını düzeltici tesiri vardır Sarıalan köyünün (Kurşunlu’ya 31 km) Uzunoğlu mahallesinden cilt hastalıklarına iyi gelen kükürtlü ve fazlaca tuzlu bir sudur. Karacaviran ılıcası: İlçenin kuzeybatısındadır. Banyo olarak kullanılır. Romatizmaya iyi gelen sıcak doğal lezzetli, hafif kükürt kokulu ve erimiş madence zengin bir vardır. Müslim çeşmesi: İyi kalitede memba suyudur. 172 ÇAVUNDUR TERMAL TESİSLERİ Kurşunlu’ya 11 km uzaklıkta olan Çavundur içme ve ılıcası uzlu ve asit asit karbonatlıdır. Mide hastalıklarına, banyosu ise deri ve siyatiğe iyi gelir. Üç kaynaktan çıkan suyun ortalama sıcaklığı 34 derecedir. Kaynaktan 54 °C sıcaklıkta 47 litre/saniye su çıkmaktadır. Sodyum bikarbonat, karbondioksit ve kükürtlü hidrojence zengindir. Alkalik özelliğine bağlı olarak, karaciğer, safrakesesi ve safra yolları yetmezliklerinde kullanılabilmektedir. Sarılık sonrası bozulan karaciğer fonksiyon testlerinin düzeltilmesi amacı ile, pankreasla ilgili kronik hastalıklarda ve Gut hastalığında yararlı olmaktadır. Kronik mide ve bağırsak iltihapları, böbrek ve idrar yolları kronik iltihaplarında, böbrek taşı oluşumunu engellemek için içme kürleri şeklinde değerlendirilebilir. Su, sodyum iyonu içerdiğinden dolayı üst solunum yolları ve akciğerin alerji ve kronik iltihapların tedavisinde de iyi bir faktör olarak değerlendirilebiliyor. Çavundur Termal kaynağı yalnızca dertlerine derman arayanlar için değil, günlük hayatın streslerinden uzaklaşıp dinlenmek isteyenler için de sosyal tesisleri,temiz havası ve konaklama imkanlarıyla eşsiz bir tatil imkanı sağlayabilecek donanımlara sahiptir. Çavundur termal kaynağının; şifa arayanlara şifa olan, lüks ve hijyenik havuzlarından çıktığınızda yaptıracağınız spa masajının ardından ağrılarınızı ve yoğun iş temposunun vücudunuzda oluşturduğu yorgunluğu ve stresi orada bırakıp tekrar gelmeyi düşünerek ayrılacağınız tüm hizmetlere sahiptir. Resim: Çavundur termal tesisleri 173 Mesire yerleri: Büyük göl ve Saz çayı gezilecek diğer yerler arasında Büyük göl ve Devrez Çayı olta balıkçılığı ve mesire yeri olarak tercih edilen mekanlardandır. Osman gölü: Kurşunlu'nun doğal güzellikleri arasında Dumanlı yaylası, Osman gölü önemli bir yer tutar.Osman gölünde yer yer yoğunlaşan sarıçam, karaçam, köknar, ardıç ağaçları ve zengin orman altı bitki örtüsüyle kaplıdır. Ağaçlıklar arasında otlak olarak kullanılan dağ çayırlarıyla kaplı alanlar yer almaktadır.Havanın elverişli olduğu zamanlarda güzel bir mesire yeri olan Osman gölü,günü birlik ziyaretlerin dışında doğa yürüyüşü, bisiklet gezisi, manzara seyri, kamping, foto safari gibi özel ilgi turizmine elverişlidir. Ayrıca kara avcılığı içinde son derece zengin bir potansiyele sahiptir. Göller: Bulancak, Çardak gölleri bulunur. ETKİNLİKLER Kurşunlu ilçesi çiçek balıyla ünlüdür. Her yıl Ağustos ayında Kurşunlu Bal Festivali, Sivricek Hasat Festivali, Çavundur Kaplıca Şenlikleri, Hocahasan Köyü Yaran Etkinlikleri ve yaz aylarında çeşitli şenlik ve pilav günleri düzenlenmektedir. İlçe pazarı: Salı günleri kurulur. ULAŞIM Ankara-Kızılcahamam-Çerkeş-Kurşunlu veya Çubuk-Orta-Şabanözü-Atkaracalar-Kurşunlu, İstanbul’dan gelecekler Gerede-Çerkeş-Kurşunlu karayolundan ulaşırlar. İstanbul esenler ve harem terminali ile Ankara Aşti’den kalkan otobüsler ile ulaşım sağlanmaktadır, otobüs Tel: 0 376 465 11 40 Ankara’dan Trenle de ulaşmak mümkündür Kurşunlu Tren İstasyonu Tel: 0 376 465 10 40 174 KONAKLAMA Kurşunlu Yeni Belediye Oteli :+90 (376) 465 13 18 Kurşunlu Öğretmenevi :+90 (376) 465 13 33 Çavundur Kaplıca Tesisleri :+90 (376) 485 51 20 Kurşunlu Termal :+90 (376) 485 51 60 Ali Baba Aile Pansiyonu: YEME-İÇME Amcaoğlu Tesisleri. İstanbul-Samsun Karayolu Sumucak Mevkii Çamlıca Lokantası. H.Ceylan Cad. Belediye İşhanı No: 1/A Gökmenoğlu Petrol Tesisleri. Kalekapu Mah. Benzinlik ve Sanayi Bölgesi No:40 Karaağaç Dinlenme Tesisleri. Müslüm Mah. Kenan Alpay Cad. No:14 Shell Dinlenme Tesisleri. Kalekapu Mah. Benzinlik ve Sanayi Bölgesi No:24/C Şekerler Petrol Dinlenme Tesisleri. İstanbulSamsun Karayolu Çavundur Mevkii Şen Pide-Kebap ve Sulu Yemek. Çal mahallesi Çarşı İçi No:17/B 2001 Pide ve Kebap Salonu. H.Ceylan caddesi No:18 175 ORTA Orta ilçe haritası Balı ile ünlü Orta ilçesi kuzeyinde Atkaracalar, kuzeydoğusunda Kurşunlu, kuzeybatısında Çerkeş, batısında ve güneyinde Ankara, doğusunda Şabanözü ile komşudur. 605 km.² lik bir alana sahip, rakımı 1282 m. Toplam nüfusu 12 272 kişi olup bunun 2.913’ü ilçe merkezinde yaşamaktadır. Çankırı il merkezine uzaklığı 70 km.dir. Ankara-Orta bağlantısı karşılıklı kalkan otobüslerle sağlanmaktadır. Ankara ulaşımı en kolay yapılan ilçeler den biridir . OrtaÇankırı il merkezine günü birlik sefer yapan dolmuşlarla ulaşım sağlanmaktadır. İstanbul yönünden gelecekler Gerede-Çerkeş-Saçak yolunu takip etmelidirler. Karasal iklim egemendir. Yazlar geç gelir çabuk geçer. Uzun ve soğuk kış geçiren ilçede yaz sıcaklığı 13-30, kış sıcaklığı 8-(-30) dereceler arasında değişir. Gezmek için en uygun aylar bahar ve yaz mevsimidir. Yılkı atları (Aydos dağı) 176 TARİH Adı: 1530 yılına ait Osmanlı, tapu ve şeriye mahkeme kayıtlarında ve o döneme ait haritalarda Kazaİ Karipazar ve 1800 yılı kayıtlarında KARAPAZAR olarak geçen bugünkü ORTA ilçesinin adının sözlük anlamına bakacak olursak: Kârî = Köylü, köyde oturan, okuyan, okuyucu, Kur’an’ı usulüne göre uygun okuyan Pazar= Pazar günü, alış veriş yeri anlamlarına gelmektedir. Kara Pazar, daha sonra Ortaköy, Şabanözü ilçesine bağlı nahiye merkezi iken 1959 yılında ilçe yapılmış ve Orta adını almıştır Tarihi: İlçe’de 1999 yılında yapılan yüzey araştırmalarında, Salur köyünde Paleolitik (Taş çağı) Alt (Epi) Paleotik ve Orta Paleotik dönemlere ait el aletleri ile Neolitik ve Kalkolitik dönemlere ait malzeme bulundu. El aletlerinin on bin yıldan daha öncesine ait olduğu belirtilmektedir. Orta-Çerkeş karayolu üzerinde, ilçenin kuzeyinde ve 7 km uzağında bulunan Salur Köyü’nün arazisinde 1999 yılında R. Matthews başkanlığında gerçekleştirilen “Paphlagonia Yüzey Araştırması” sırasında, Alt Paleolitik Çağ’a tarihlendirilen el aletler ile Orta Paleolitik Çağ’a tarihlendirilen iki adet âlet toplanmıştır. TAY Projesi kapsamında yapılan yüzey araştırmalarında, Orta Paleolitik Döneme ait âletler, Neolitik ve Kalkolitik malzeme ve çok miktarda Son Tunç Çağı’na ait Phyrig çanak çömleği, ayrıca höyüğün yanındaki tarlada İçinde, İlk Tunç Çağına ait çanak çömlek ve bronz parçalar barındıran küp mezarlar bulunmuştur. Anadolu’nun Türkler tarafından fethi ile birlikte Karatekin beyliği yönetimi altına girmiş, daha sonraları Candaroğlu ve Osmanlı sınırları içinde yer almıştır. Çankırı’ya bağlı nahiye merkezi iken, Şabanözü’nün 1944’de ilçe yapılması üzerine buraya bağlanmış ve 1959 yılında ilçe merkezi yapılmıştır. 177 GEZELİM-GÖRELİM Antik yerleşim yerleri: Kalfat (Orta’ya 4 km) , Karaağaç (Orta’ya 6km) Ören şehri. Yer altı şehri: Höyük köydedir, şehrin kazı çalışmaları devam etmektedir. Höyük yer altı şehri Mağaralar: Yeniceköy (Orta’ya 14 km), Kalfat (Orta’ya 4 km), Sakaeli (Orta’ya7 km) Kale harabesi : Kalfat, Karaağaç, Sakaeli Tümülüsler: Orta ilçe merkezi Dodurga; (Orta’ya7 km) yapı temeli kazılarında oyma ve işlenmiş taş malzemelere, sütunlara rastlanmış olması Hititler’den itibaren bölgenin yerleşime açık olduğunu göstermektedir. Doğu kısmında halk arasında kilise diye adlandırılan bölgede mezarlık ve bina kalıntıları mevcuttur. Orta ilçe merkezi temel kazımı sırasında ortaya çıkarılan ev temelleri, su kanalları, Hititler dönemini simgeleyen küp mezarlar, kale kalıntısı ve insan iskeletlerinin bulunmuş olması ilçenin çok eski bir geçmişi olduğunu ortaya koymaktadır Harabeler: Hanımoğlu, Bahçeli, Tuvanoğlu, Abdışık, Çakmak, Veysel, Ilıca, Pehlivanoğlu, Mollabekir, Kayadibi harabeleri 178 Kilise: Bayındır’da, Kapaklı adı verilen bölgede üç kilise kalıntısı olduğu söylenmektedir. KALFAT Orta ilçe merkezinin kuzeyinde ve 4 km. uzağında yer alan Kalfat oldukça eski bir yerleşim yeridir. Kaya mezarları, höyük, nekropol ve antik yerleşim yerleri vardır. Asmaca yerleşimi ve nekropol alanı: Asmaca mevkii yolunun sağında yoldan yaklaşık 500 m içerde Asmaca deresinden yaklaşık 100 m içerde Roma dönemi yerleşim yeri ve nekropol alanı bulunmaktadır. Mezarlar basit toprak mezarlar olup definecilerce tahrip edilmiştir. Definecilerin etrafa yaydığı seramik parçalarında Roma dönemine ait oldukları anlaşılmıştır. Sekmini kaya yerleşimi: Sekmini mevkii, iki tepe üzerinde doğal kayalara insan eliyle oyulmuş, mağaralardır. Birbirine bağımlı birkaç odadan ibarettir. Bölmelerin içinde kandil nişleri havalandırma bacaları mevcuttur. Mağara gözleri 2-3 m genişliğinde, yükseklikleri 2-3 m , derinlikleri 4 ila 25 m arasında değişmektedir. Hatipler mahallesi Ağaçini mevki kaya yerleşimi: Çağşak Çayının batı kenarında bir tepe üzerinde yer alan insan eliyle işlenmiş kaya yerleşimidir. Asmaca mevkiine yaklaşık 2-3 km uzaklıktadır. Kayalar ev şeklinde oyulmuştur. Bir göz oda, pencere, havalandırma bacaları kandil nişleri mevcuttur. Ağıllar gölet mevki yerleşimi: Kalfat’ın kuzeyden Atkaracalara bağlayan yolu üzerinde Kalfat’tan 6-7 km. uzaklıkta, geniş bir alanda çok eski yerleşim yerleri tespit edilmiştir. büyük taşlardan inşa edilmiş yapı kalıntıları ve bol miktarda seramik kalıntılarına rastlanmıştır. Daha iç kısımlara girdikçe yer altında , oda mezar, sarnıç, iskan edilmiş mağaralar yuvarlak formlu temel izleri bulunmuştur. Yüzeyden Tunç Devri I.bin ve klasik dönemlere ait seramik parçaları toplanmıştır. 179 Kale mevki kale höyük: Kalfat’ın kuzeybatısında ve 3 kilometre uzağındadır. Stabilize bir yolla ulaşmak mümkündür. Batı ve güneyi Asarözü deresi ile sınırlanmaktadır. Yüksekliği 30 m kuzey ve güney doğrultusundaki genişliği 100 m. civarındadır. Üç ayrı kot görülmektedir. En üst bölüm yuvarlak platformlu olup, 2 m. kalınlığında harçsız moloz taşı duvar kalıntısı ile çevrilidir. Höyük üzerinde yapılan yüzey araştırmasında el yapımı ve çark yapımı siyah ve kırmızı perdahlı Eski, Orta Tunç Devri Seramikler, Silex ve obsidiyenden işlenmiş taş aletler elde edilmiştir. Kalfat kaya yerleşimleri 180 SAKAELİ Orta ilçe merkezinin doğusunda ve 7 km. uzağındadır. Çok sayıda kaya mezarı (kaya yerleşimi) in, mağara, kale kalıntısı ve jeolojik oluşum olarak peri bacaları vardır. Köy İçi Kaya Mezarlar: Köye girişte İnler (Kaya Mezarları) görkemli bir şekilde göze çarpan ve kaynağını batıdaki Aydos dağından alan Orta, Kurşunlu ve Ilgaz ilçe sınırlarından geçerek 211 km yol kat ettikten sonra, Kızılırmak’a karışmak üzere Çankırı sınırlarını terk eden Devrez Çayı vadisi boyunca kaya mezarları yer alır. Sakaeli köyünden başlayan kaya mezarları vadi boyunca Ilgaz’a kadar bazı yerlerde yoğun bazı yerlerde seyrek olarak devam eder. Köyün sırtını dayadığı kuzey yönündeki sarp kayalar içinde yer alan kaya mezarlarının 125 adedin üzerinde olduğu tahmin olunmaktadır. Çoğu evlere bitişik ve evlerin birer parçası halinde olup kesin rakam verilememektedir. Dik kayaların zeminine yakın kısımlar depo, ahır, kiler ve benzeri amaçlarla kullanılmaktadır. Tortul ve çakıl taşı bileşiminde olan sarp kayalar oyularak mezarların yapımı gerçekleştirilmiştir. Birkaç adette doğal in vardır. Yükseklik ve yüzey ölçüleri 2.0x5, 1.5x1.5, 10.00x10.00 metreler arasında değişmektedir. İçinde 500 koyun alabilecek genişlikte inler vardır. Kaya mezarlarının toprak seviyesine yakın olanlarına ulaşmak olası ise de diğerlerine 181 ulaşım zordur. Merdiven gerektirir. Bunların arasında Dokuz inler ve Sulu in görülmeye değer yerlerdir. Dokuz İnler örneğinde görüldüğü gibi, tek olanlar olduğu gibi birbirine geçmeli olanlarda mevcuttur. Odaların bir kısmında merdiven ve ışıklandırma pencereleri bulunur. Kare, dikdörtgen, yuvarlak düztabanlı, kubbeli, oval tavanlı yapı şekilleri ile dikkati çeker. Duvarlarda istirahat ve cenaze törenleri için oyularak yapılmış muhtelif büyüklükte nişler, bazılarında kemerli giriş ve ölü sediri vardır. Dokuz İnler oldukça tipiktir. Sulu İn: 40 basamaktan oluştuğu söylenen ve 27 basamağı sayılabilen, su haznesine inen yolu olan in vardır. Sarp kayanın iç yüzeyine oyulmuş ve dibe doğru merdiven yapılarak çay seviyesine ulaşılarak burada meydana gelen su haznesinden faydalanılmıştır. Buzdolabının olmadığı dönemlerde suyunun soğuk olması nedeniyle Ramazan ayında köylüler bu inden içme sularını temin etmişlerdir. Sulu İn’e atılan bir elmanın Devrez çayından çıktığı rivayeten anlatılmaktadır. Bölük Kaya Ve Dere Bölgesi İnleri: Pehlivanoğlu dağı : Devrez vadisi boyunca kuzey doğuya doğru gidildikçe, köye on, on beş dakika mesafede Devrez çayının önceleri sol daha sonraları sağ tarafında çok sayıda in yer alır. Üç adet yıkık değirmen geçildikten sonra Pehlivanoğlu dağına ulaşılır. Yol dar olup vasıta geçemez, yayan gitmek gerekir. Pehlivanoğlu dağı eski bir yerleşim yeri olup, tarım amaçlı tarla açılmış ise de, amacın kaçak kazı olduğu bir gerçektir. Yaklaşık 1700 metre yükseklikteki ören yerinin temel toplanarak bir yere yığılmış, yığılamayanlar ise çukur yerlere doldurulmuş vaziyettedir. Bu dağ Müslüman kalesi olarak bilinmektedir. Aradan Devrez çayının geçtiği karşı dağ ise Gavur kalesi olarak adlandırılmaktadır. Dumanlı köyü sınırları içinde kalan Gavur Kalesinin kale duvarları ayaktadır. M.Ö 1.500 yılına tarihlenen bir Hitit Kalesi olduğu Prof. Robert Matthews tarafından belirtilmiştir. Hitit Kalesinin sağ tarafında ise Peri Bacası olu- 182 şumları ve bu oluşumların içinde inler yer alır. Bölge üzerinde 1952 li yıllarda inceleme yapan Ahmet Gökoğlu bölgedeki kaya mezarlarının Paflagonlar döneminde yapıldığını belirtmiştir. İlk kilise kayıtlarında ise Çankırı, Ilgaz ve Sakaeli adları geçmektedir. Dolayısiyle kaya mezarları Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde yoğun olarak iskan edilmiştir. Paflagonların bölgeye gelmeleri İÖ 1.100 yıllarına rastlamaktadır, halbuki tespit edilen Hitit Kalesi ise İÖ 1500 e tarihlenmektedir. Sakaeli kaya mezarlarının 3.500 yıldan daha fazla bir geçmişi vardır. Toplayıcı, avcı olarak geçinen ilkel toplulukların ilk barınaklarından biri olması Taş Devrinden bu tarafa iskan ediliyor olmasını ileri sürmek hiçte abartılı bir yaklaşım değildir. Köy içinde çıkarılan sütunlar ise bölgenin Roma ve Bizans dönemi yerleşim yeri olduğunun kanıtıdır. Oluklu pınar Çeşmesi: Köyün karşı kıyısında yer alır. Köy içinden Devrez çayına paralel yürünür ve taş pabuçlu tarihi köprüden geçildikten sonra karşınıza çıkar. Üç kurnası vardır. Geçmişte her üç kurnada akmaktaydı. Günümüzde sadece birinin suyu akmaktadır. İki kurna yan yana, diğer küçük kurna oluğun güneyinde yer alır, eskiden suyunun şifalı olduğuna inanılırdı. Çeşme üzerinde Osmanlıca bir yazıt ve muhtemelen Roma dönemine ait olan parçalar vardır. Peri Bacaları, Gelin Kayaları: Peri bacası oluşumuna yerel olarak Gelin Kayaları adı verilmektedir. Anlatılan efsaneye göre gelmekte olan gelin alayının önüne Hızır Aleyhisselam çıkar ve gelin alayına katılanlardan ekmek ister, onlarda vermezler, bunun üzerine taş olun der ve bütün alay taş olur. Peri bacaları oluşumu içinde de çok sayıda kaya yerleşimi bulunmaktadır. 183 Sakaeli kaya yerleşimleri, peri bacalarn 184 İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR Köylerde bulunan Türbe ev Yatırlar: Orta-Osman Dede türbesi, Yuva-(Orta’ya 4 km) Evliya yatırı, Derebayındır-(Orta’ya 13 km) Evliya yatırı, İncecik(Orta’ya 23 km) Elaman yatırı, Kayıören-(Orta’ya 21 km) Ahir Şerafettin ve Gökşin türbeleri, Kırsakal(Orta’ya 6 km) Yukarıerenler ve Ziyaret türbeleri, Salur-(Orta’ya 5 km) Üç türbeler, Sakaeli-(Orta’ya 7 km) Sakababa türbesi, Yaylakent-(Orta’ya 4 km) Desturun ve Dedeoğlu türbeleri Dodurga: (Orta’ya 7 km) Malazgirt Gazilerinden olan Hasan Dede’nin türbesi beldenin kuzey yamacında yer alır. 185 Elmalık: (Orta’ya 12 km) Selçuklu Döneminden bu tarafa yapılmış olan türbelere rastlanır. Bunlardan bilineni ve en önemli olanları Elmalık kasabasındaki Elvan Seydi Yenice (Orta’ya 14 km) köyde Paşasultan türbesidir. Osman Dede Türbesi, İlçe merkezindeki İmam Hatip Lisesinin doğusundadır aradan bir yol geçer. Türbe yanında Osmanlı döneminde şehzade Cem tarafından yaptırılıdığı bilinen caminin taşları bulunmaktadır. Türbede yatan zatın Cem Sultan döneminde yaşamış, cami ile yakından ilgilenmiş bir kişi olduğu zannedilmektedir. Elvanseydi Türbesi: Horasan Erenlerinden olan ve Eldivan Seydiköy’de yatmakta olan Hac-ı Murad-ı Velinin oğullarından biri olan Elvan Seydi, çevre halkını irşad için bölgeye gelmiş ve yerleşmiştir. Doğum ve ölüm tarihleri hakkında bilgi olmamakla beraber XIII. Yüzyılın ilk yarısında yaşadığını söyleyebiliriz. Elvanseydi türbesi Paşasultan Yatırı: Basit yapılı türbe hakkında bilgi yoktur. Yığma taş üzeri örtülü binanın herhangi bir kitabesi bulunmamaktadır. Yatan zatın ve türbenin yapılış tarihi bilinmemektedir. Höyük ve Yenice köyleri arasında Kışla mevkiinde bulunur. Halk arasında anlatılan söylenceye göre Timur ile Yıldırım 186 Beyazıt arasında yapılan Ankara Savaşında şehit düşen bir paşaya ait olduğu anlatılmaktadır. Türbe yakınında çıkan ve adı Ağlarkaya olan suyun , şehit düşen paşa ile kızının gözyaşlarından meydana geldiğine inanılır. Adak yeridir. Türbe yakınında bulunan çam; anıt ağaç olarak tescillenmiştir. Doğanlar: (Orta’ya 11 km) Çerkeş Tarihi adlı yazma eserde, Horasan Erenlerinden olan ve 1227’de Anadolu’ya gelen Mehmed Abdal Dede 1270’de Avreten’e yerleşmiş 1287’de burada vefat etmiştir şeklinde kayıt vardır. CAMİLER Cambazzade Ahmet Efendi Camii: 1802’de Cambazzade Ahmet Efendi tarafından yaptırılmıştır. Cami, kare planlı ve sekizgen kasnak üzerine oturtulmuş düz tavanla örtülüdür. Çatısı ahşap üstü kiremit örtülüdür. Mihrab sade, cami basit yapılı hiçbir mimari özelliği yoktur Cambazzade Ahmet efendi camisi Dodurga Camii: (Orta’ya 7 km) Yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Yanında bulunan çeşmenin kitabesine ve caminin mimari tarzına bakılarak XIX. Yüzyıl ortalarında (1854) yapılmış olduğu varsayılmaktadır. Dikdörtgen planlı caminin üstü ahşap çatı üzeri kiremitle örtülüdür. Tavanın etrafın Kuran’dan alınmış Ayetler ile bezenmiştir. Mimari özel187 liği bulunmamaktadır. Düz ahşap tavan ve kiremit çatılıdır. Duvarlar kesme taştır. Ortada ahşap göbek ve tavanı dolaşan yazı şeridi yer alır. Dodurga camisi Bayındır Köyü Camii: 1889’de Ortaköy’lü Mustafa Usta tarafından yapılmıştır. Cami kare planlı, yüksek kasnak üzerine oturtulmuş çatı ile örtülüdür. Caminin ikinci katında merdivenle çıkılan kadınlar mahfili yer alır. Mevcut galeri camiyi çepçevre dolanır. Caminin herhangi bir mimari özelliği yoktur. Şifalı sular-Termal kaynaklar Bayındır; Hışıldayık adı verilen kükürt ve gazca zengin basura iyi gelir. Buğuören: (Orta’ya 8 km) Asit karbonikçe zengin, acı lezzetli, soğuk ve asitli hazmı kolaylaştıran maden suyu Kalfat: (Orta’ya 4km) ılıca bulunur. jeotermal kaynak olarak Balıklı Hamamı: (Orta’ya 7 km) Dodurga’da yapım tarihi bilinmeyen kışları sıcak yazları soğuk suyu bulunan bir hamam ve güney tarafında Hışlak adı verilen sıcak su kaynağı vardır. Mesire yerleri: Güldürcek Barajı, Dumanlı Dağı, Sanı Yaylası, Aydoslar başlıca gezilecek yerlerindendir 188 Güldürcek Barajı: Dar olan Devrez vadisindeki arazileri sulamak amacıyla yapılan, sulama sistemleri tamamlanan fakat işletmeye açılmayan baraj, Orta, Eldivan ve Çankırı’nın içme suyu temini amacıyla kullanılacaktır. Barajın rakımı 1590 m. dir. Olta balıkçılığı yapılabilir. Güldürcek barajı Anıt Ağaç: Orta-Şabanözü ilçe sınırına yakın olup ilçeye 14 km. uzaklıkta bulunan çam ağacına Yenice köyden gidilebilir. Çam ağacı Paşasultan türbesinin yakınında bulunmaktadır. 189 Yemek kültürü. Yemekler: Tarhana çorbası, un helva, bandırma, çimçük hamuru, toyga, baklava, sarımburma, dövme hamuru, muhallebi, aside, sütlaç, aşure gibi daha ziyade un ağırlıklı yemekler ile şeker ağırlıklı tatlılar yapılır. Yemek âdabı: Yaygı üzerine serilen bağdaş kurulduğunda yerden bir dizin altına girebileceği tahta tabla üzerine yemek konur ve herkes ortaya konan yemekten yer. Sofraya kadınlar oturmaz, hatta hizmeti erkekler yapar. Büyükler başlamadan küçükler yemeğe başlamaz. Misafirler için özel yemekler yapılır. Bazlama, gartalaç adları verilen ekmek evde yapılırdı. Kanlıca mahallesinde, özel günlerde, bayramlarda, asker uğurlamada, su böreği, bandırma, toyga aşı, ekşili köfte, höşmerim, kötü kız hamuru, şebit, bazlama,çota altı gibi yemekler yapılır. Etkinlikler: Orta Çoyder derneğince düzenlenen Orta Çocuk Festivalidir. İlçe pazarı Cumartesi günleri kurulur. ULAŞIM Ankara-Çubuk-Şabanözü-Orta veya Gerede-ÇerkeşOrta karayolundan ulaşım sağlanmaktadır. Düzenli otobüs seferleri vardır. Telefon 0 376 615 1057 KONAKLAMA Belediye oteli 0 376 615 18 64 Öğretmenevi 0 376 615 11 66 YEME-İÇME Lokanta ve pastane vardır 190 ŞABANÖZÜ Şabanözü ilçe haritası Taze fasulyesi, barbunyası ile ünlü Şabanözü kuzeyinde Korgun ve Orta, batısında Orta, doğusunda Eldivan, güneyinde Ankara ile komşudur. Yüzölçümü 605 km² rakımı 1 115 m. Çankırı’ya 44 km. uzaklıktadır. Toplam nüfusu 8763 olup, bunun 3 673’ü ilçe merkezinde yaşamaktadır (2007) Çankırı-EldivanŞabanözü-Çubuk-Ankara yolu ilçenin güneyinden, Orta-Çubuk- Ankara yolu batısından geçer. Çubuk’a 40 km. Ankara’ya 85 km, Orta’ya 26 km, Eldivan’a 36 km. uzaklıktadır. Ulaşım, Ankara-Şabanözü-Orta arası sefer yapan firmalar tarafından sağlanır. İstanbul yönünden gelecekler Gerede-Çerkeş-Orta yolunu takip etmelidirler. İklim yönünden step özelliği gösteriri. Kışlar soğuk, karlı, yazlar ise kurak ve sıcak geçer. Bahar mevsimi çok kısa sürer. Yazın ısı 36 Cº ye kadar çıkar , kışın ise ortalama 7ºC civarında seyreder. Gezmek için kış mevsimi hariç diğer zamanlarda gidilebilir. TARİH Şabanözü (İnalözü) Adı: Yerel olarak ‘’öz’’ sözcüğü, dere yatağı anlamında kullanılmaktadır. Rivayeten anlatılanlara göre Şaban Koca adlı şahıs buraya gelerek yerleşmiş o nedenle de Şaban Koca’nın özü anlamında Şaban ve öz sözcüklerinin 191 birleşmesiyle Şabanözü adını almış. Şağbanözü olarak da söylenmektedir. Tarihi: Çankırı’ya bağlı ilçelerden bir kaçı dışında arkeolojik kazı yapılan yoktur Şabanözü gibi araştırma yapılmayan, belge temin edilemeyen ilçelerin tarihini yazarken bu noktadan hareketle, yüzey buluntularından, var olan harabelerden, söylencelerden hareketle bir çıkış yolu bulmaya çalıştık. Ödek, Karaören, Çaparkayı, Mart, Gürpınar, İlçe merkezinde Ören ve Akyazı, Saraycık bölgeleri ile Büyük ve Küçükyakalı köylerinde var olan harabeler ve elde olunan yüzeysel buluntular ilçe tarihini Paleolitik dönemlere kadar götürmektedir. Örneğin, Mart köyünde Asalar bölgesinde bulunan kale ile orman arasında gözetleme yeri olarak yapılan mağaralar, Sanı’da bulunan Hortakale ayrıca Çaparkayı köyünde Anadolu’ya yerleşen Oğuz boylarının değişik amaçlarla kullandıkları mağaraların mevcudiyeti ilçe tarihinin derin bir geçmişinin olduğunu kanıtlamaktadır. Hititler öncesinden başlayarak Lidyalılar, Phyrigler, Medler, Persler, Paflagonyalılar, Galatlar; Romalılar ve Bizanslılar ile birlikte kısa süreli de olsa değişik kavimler bölgeye egemen olmuşlar ve yönetmişlerdir. Oğuz boylarının Anadolu’ya gelmeleri ile birlikte Danişmentlilere bağlı Karatekin Beyliği sınırları içinde yönetilen Şabanözü bölgesi (1082) , bir ara Bizanslıların eline geçmişse de 1127’de tekrar Danişmentlilerin yönetimi altına girmiştir. Bir ara Ankara’yı merkez yapan Ahi Cumhuriyeti tarafından da yönetilen bölge, beylikler döneminde en son İsfendiyaroğlu Kasım Bey’in yönetiminde iken Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlı toprakları içine katıldı (1461). 1913 yılında bucak, 1944 yılında ilçe olmuştur. 192 GEZELİM GÖRELİM KALELER: İlçe içinde üç adet kale harabesi bulunmaktadır. (Şabanözü’ne 6 km) Büyük ve (Şabanözü’ne 5,5 km) Küçükyakalı köyleri arasında bulunan Doruk adı verilen bölgede Çanak, çömlek parçaları bulunmuş, üç adet küp çıkarılmıştır, küpler Hititler ve Roma dönemlerine ait olabilir ancak tarihlemesi yapılamadığından dönemi hakkında bilgi edinilememiştir. Çanak, çömlek kullanımının Hititlerden bu tarafa var olduğu gerçeğinden hareketle bu parçaların Hititler veya Phyriglere ait olabileceği düşünülmektedir. Ödek kalesi en bilinenidir. Mart köyünde Asalar mevki olarak bilinen yerde kale ve kale ile orman arasında gözetleme yeri olarak yapılan mağaralar vardır. Ayrıca Sanı Yaylasında Horatakale harabeleri bulunmaktadır. KİLİSE HARABESİ: Aydos dağında, GümerdiğinKüçükyakalı köyleri arasında (Şabanözü’ne 5,5 km) doğu yönünde Kilise tepe adı verilen yerde karşılıklı yapılmış iki adet kilise harabesi vardır. NEKROPOL: Küçükyakalı köyünün batı tarafında bulunan Kör mevkiinde ve Aydos dağının doğu yönünde bulunan Ortaklar veya Orta Koru bölgesinde yapı temelleri ve mezarlık kalıntıları vardır. Mezarlıklardan, süs eşyası, madeni para, kulplu toprak kaplar çıkarılmıştır. ANTİK YERLEŞİM: Aydos, Küçük ve Büyükyakalı köyleri (Şabanözü’ne 6 km) civarında bina temellerinden süslemeli, yontulmuş, düzgün ve hafif yapıda taşlar çıkarılmış, köylüler tarafından cami, çeşme ve diğer yapılarda kullanılmıştır. Küçükyakalı, Kumsöğüt mevkinde de çanak çömlek parçalarına rastlanmaktadır. Aydos’un doğu yakasında Ortaklar bölgesinde ev temelleri , (Şabanözü’ne 9,6 km) Kutluşar köyünda harabeler vardır. Bakırlı (Şabanözü’ne 12 km) İnderesi bölgesinde kayalara oyulmuş mağaraların varlığı tarih öncesinden buralarda yaşanmış olduğunu kanıtlamaktadır. Yayla bölgesinde Hititler dönemine ait küp, Ahlatlı Çukur’da çanak, çömlek, çam eşya parçaları bulunmuştur 193 MAĞARA: (Şabanözü’ne 6,3 km) Çaparkayı köyünde, Oğuz Türkleri tarafından yapıldığı tahmin olunan VE çeşitli maksatlar için kullanılan yer altı mağaraları vardır YER ALTI ŞEHRİ. (Şabanözü’ne 9,6 km) Kutluşar köyünde. Kızıldeli bölgesinin yaklaşık 1.5 km. doğusunda yer altı şehri vardır. Ortaya çıkarıldıktan sonra tekrar toprakla kapatılmıştır. İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR Türbe-Yatır-Ziyaretgahlar: Bakırlı (Şabanözü’ne 12 km) Hay Hay Dede, Bulgurcu’da (Şabanözü’ne 6,9 km) Yağmur duası ve adak kurbanlarında ziyaret edilen Ergayıp ve Sarıkız yatırları, Gümerdiğin (Şabanözü’ne 3,3 km) Şeyh İbrahim, Gündoğmuş Sarıkız, Gürpınar Paşasultan, Kamışköy (Şabanözü’ne 9,1 km) türbeleri. Cami Tepesi Kutluşar. (Şabanözü’ne 9,6 km) Kutluşar’da türbenin olduğu yerdeki meşe ağaçlar kutsal olarak kabul edilmekte ve kesilmemektedir yaşlarının 500 yıl olduğu tahmin olunmaktadır Martköyü: Köy, Ahmet Yesevi’nin oğlu Kutbettin Haydar komutasında 1205’de Anadolu’ya gelen ordunun sancaktarı Ali Türabi tarafından kurulmuştur. (Teberoğlu,1999). Camiler Ulu Camii: Şabanözü ilçe merkezinde Yukarı cami olarak da bilinir. Cami XIII. Yüzyılda yapılan ahşap direkli Beylikler Dönemi camiler grubundandır. Cami uzunlamasına dikdörtgen planlı, üç sahınlıdır. Orta sahın diğer sahınlardan daha yüksektir. Ahşap tavanı üç adet ahşap direk ve direklere bağlı olan kirişler taşır. Kuzey güney yönünde atılmış ikişerli kirişler mihrap yönüne dik , her birinde iki sıra ahşap sütun tarafından taşınır. Kirişler üzerinde konsollar 194 yer alır. Konsollar üzerinde yer alan kirişler üzerinde ise doğu-batı yönünde atılmış ahşap direkler tavanı meydana getirir.Cami içinde herhangi bir bezeme bulunmamakta ve mimari bir özellik taşımamaktadır. 1977’de Camiye ikinci bir ibadet yeri eklenmiştir. Tarihi köy camileri: Çerçi, Bakırlı, Bulduk, Büyükyakalı, Çaparkayı, Gümerdiğin, Gündoğmuş, Küçükyakalı, Mart, Ödek, Karahacı. Özbek. 600 yıllık tarihi geçmişe sahip bir mescit bulunmaktadır Çerçi köyü camisi : (Şabanözü’ne 7,4km) Kırma çatılı, Marsilya kiremit örtülü olan cami, kareye yakın dikdörtgen planlıdır. Zemin yapısına göre meyilli bir alanda yer alan caminin küçük bir avlusu vardır. Sanatsal değeri yüksek ahşap tavanlı kagir bir camidir. Giriş kapısının yer aldığı doğu duvarında aynı zamanda 4 adet ahşap direkle taşınan etrafı açık, üstü ahşap tavanlı bir son cemaat yeri bulunur. İçten ve dıştan çimento sıvalı olan camii badanalı boyalı olup, köşelerde yer alan taşıyıcılar düzgün kesme taşlıdır. Son cemaat yerine açılan yuvarlak kemerli iki penceresi bulunan camiye kuzey-doğu köşesinde yer alan yuvarlak kemer formundaki basit ahşap kapıdan girilir. Girişin hemen sağından merdivenlerle taşınan kadınlar mahfiline çıkılır. Basit ahşap korkuluklu mahfelin tavanı da ahşaptır. Cami harimi kare planlı olup, mihrabın iki yanında birer adet pencere mihrabın hemen üstünde yuvarlak bir pencere vardır. Batı duvarında da bir adet pencere ile cami aydınlatılır. Bitkisel ve geometrik desenlerle süslü zarif bir alçı mihrabı olan caminin basit birde ahşap minberi bulunur. Ahşap işçiliğinin oldukça güzel uygulandığı yöre mimarisine uygun oldukça sekizgen göbeğin içinde merkezden yayılan çok kollu yıldız yer alır. Göbeğin etrafında bulunan alanlar renk kullanımı ile de hareketlendirilmiş ortada kare formlar ve kareleri çevreleyen altıgenlerle bölümlenmiştir. Tavanın etrafını çevreleyen alçı bölümün üzerinde Arapça yazılar mevcuttur. Bu bor195 dürden sonra taşıyıcı duvarlara kadar devam eden bölüm yine ahşap kafesleme tekniğinde yapılmıştır. Çerçi köyü camisi TAŞ MEKTEP: Şabanözü ilçe merkezindedir. Osmanlı son dönemi eserlerinden olup orijinal yapısı oldukça kaybolmuş, dış mimari kısmen korunmuş ise de iç kısım tadilattan geçirilmiştir. Binanın orijinal hali su basman üzeri iki katlı olup kat bölmesi tahtadan yapılmış ise de daha sonraları tadilata uğramıştır. Bina bakımlı olup okul olarak kullanılmaktadır. 196 ŞİFALI SULAR-TERMAL KAYNAKLAR Çapar köyünün (Şabanözü’ne 6,3 km) kuzeyinde şifalı olduğuna inanılan karbonatlı içme suyu kaynağı vardır. Kutluşar. (Şabanözü’ne 9,6 km) sıtmaya iyi geldiğine inanılan kutsal su Karakoçaş. soda, kükürt karışımı romatizma ve kaşıntıya iyi gelen su Göl ve göletler: Göldağı ve Çaparkayı’da doğal göl, Kamış, Gümerdiğin ve Karaören’de gölet vardır. Gümerdiğinde iki, Şabanözü, Kararören ve Mart köylerinde sulama amaçlı göletler ile Sanı çayı üzerinde Kamış göleti bulunmaktadır. Karaören göleti 197 AVCILIK Göletlerde olta ile balık avcılığı ve mevsiminde izin verile aylarda avcılık yapılabilir. PİKNİK alanları: Mevsim bahçesi (Güreş Sahası), Karaören ve Gümerdiğin'de bulunan göletler ve Bakırlı yaylasıdır. Etrafı çam ve meşe ağaçlarıyla kaplı olan Karaören göleti ve mesire yeri, Şabanözü’ne 6 km uzaklıktadır. YEREL ETKİNLİKLER Geleneksel güreş ve Eylül ayında hasat sonu alın teri festivali düzenlenir. İlçe pazarı: Pazartesi günleri kurulur. Mevsiminde taze sebze ve meyve ile bakliyat gibi yerel üretimler yönünden çeşit yanında fiyatı da oldukça elverişlidir. Mart köyü: Haziran ayında yayla şenliği düzenlenmektedir) ULAŞIM Ankara-Çubuk-Şabanözü karayolu ile sağlanır. Ankara Aşti’den kalkan otobüsler düzenli sefer yapmaktadır. Telefon. 0376 518 20 50-0 376 518 1764 KONAKLAMA Şabanözü Öğretmenevi 0376 518 16 00 Belediye misafirhanesi YEME-İÇME Konak Lokantası Merkez Lokantası Piknik kebap Lokantası 198 YAPRAKLI Yapraklı ilçe haritası Küpecik peyniri ile ünlü plan Yapraklı güneyi ve batısı merkez ilçe ile sınırdır. Kuzeyinde Ilgaz ve Kastamonu, Çorum ile komşudur. yüzölçümü 719 km² ve rakımı ortalama 1 000 m . Toplam nüfusu 10 813 bunun 1 682 kişisi ilçe merkezinde yaşamaktadır. Çankırı il merkezi içinden doğuya ayrılan yol, Yüklü köyde ikiye ayrılır. Güneye giden İkizören’e, kuzey doğuya gidende Yapraklı ilçesine ulaşır. Yapraklı’nın il merkezi ile olan tek bağlantı yoludur. İl merkezi Çankırı’ya 29 km, İkizören’e 20 km. uzaklıktadır. Ayrıca Tosya bağlantılı orman yolu vardır. Ulaşım Çankırı-Yapraklı arasında işleyen minibüslerle sağlanır. Yolculuk süresi yaklaşık yarım saattir. Karasal iklim hakimdir. Yaz ayları sıcaklık 15-30, kış ayları 10 ila -20 dereceler arasında değişir. Gezmek için bahar ve yaz ayları uygundur. YAPRAKLI ADI : 1806 yılı kayıtlarında Tuht kazası olarak geçmektedir. Adının hangi sözcükten geldiği kesinlik kazanmamış olmakla beraber,Tuht sözcüğünün Farsça but sözcüklerinin karşılığı olduğu, toplanma yeri anlamına geldiği ifade olunmaktadır. Bilindiği gibi Yapraklı panayırı çeşitli yerlerden gelen alıcı ve satıcıların ticaret yaptığı toplanma yer idi. 199 Osmanlı İmparatorluğu döneminde ilçede bulunan kilisede put muhafaza edilmesi nedeniyle But adı zamanla Tuht veya Toht şeklini almıştır. Eskiden Anadolu’da kullanılan elli dirhemlik çekiye tuht adı verilirdi. Ermenice Tuht kağıt anlamındadır adı buradan geldiği söylenir. Tuht sözcüğünün anlam ve açıklamasını dil bilimcilere bırakalım. YAPRAKLI TARİHİ: İlçe sınırları içerisinde bulunan nekropol alanları ve kaya mezarlarından ilçenin ve bağlı köylerin, Hititler döneminden de önce yerleşim alanı olduğu ortaya çıkmaktadır. Kaçak kazılarda bulunan eserlerin müsadere edilmesi ve Çankırı müzesine teslim edilmesi sonucu eserler üzerinde yapılan incelemelerden, ayrıca yapılan yüzey araştırmalarından elde edilen sonuçlar ve höyüklerin mevcudiyeti de bunu kanıtlamaktadır. Çeşitli dönemlere ait höyükler, düz yerleşimler ve nekropol alanları ve çevresinden elde edilen çeşitli eserler ve seramik parçalarından Yapraklı ilçesinin tarihine ışık tutulmaya çalışılacaktır. Genelde Çankırı bölgesi Paleolitik dönemden bu tarafa iskan edilen yerler arasındadır. Günümüzden 12 bin yıl ve daha öncesini kapsamaktadır. Kıvçak köyü ve İkizören kaya mezarları, Topuzsaray’da bulunan Phyrigler dönemine ait süs eşyaları bu yerleşimlerden günümüze kadar gelebilmiş eserlerdir. Eski Hitit seramiğinin bulunduğu yerleşimler yanında, Eski Tunç Çağı seramik tipleri ile İÖ. 1. bin yıl ve daha sonrasına ait yoğun Roma yerleşimleri ve mezarlıkları ile karşılaşılmaktadır. Çevrecik köyünde bulunan Maltepe höyüğü define avcıları tarafından tahribata uğratılmış ve etrafa kırıp dökerek saçtıkları seramik parçalarının Eski Tunç Çağı’na ve İÖ. II. bin yılına ait olduğu tespiti yapılmıştır. Bölgede soyulmuş Roma dönemi mezarları da bulunmaktadır. Şıhosman köyü Tuzdamınkaşı bölgesinden Eski Hitit Dönemine ait çanak çömlek parçaları derlenmiştir. İkizören Alakır Nekropolu ve Alakır Höyüğü alanlarında bulunan İÖ. III. Binyıl sonu II. Bin yıl başlarına tarihlenen testiler Çankırı 200 müzesinde sergilenmektedir. Define avcılarınca kaçak kazılarda çıkarılan madeni eserlerin varlığından bahsedilmekte olup, elde edilemedikleri için dönem tespiti yapılamamıştır. Höyük çevresinde de tahrip edilmiş İÖ. III. Bin yıl sonu ve II.bin yıl başlarına ait seramik parçaları toplanmıştır. İkizören’de yer alan kubbemsi kaya mezarları Phyrig mimari özelliklerini taşımaktadır. Topuzsaray başta olmak üzere çevrede bulunan heykel, idol ve süs eşyalarının Phyrigler dönemine ait olduğu belirtilmektedir. Çankırı bölgesini egemenlikleri altında bulunduran Hititler ve sonrası kavimlerden: Phyrigler, Kimmerler, Lidyalılar, Persler, Makedonyalılar, Paflagonyalılar, Romalılar, Bizanslılar değişik sürelerde Yapraklı’da hüküm sürmüşlerdir. M.T.A’ca yapılan araştırmalarda Armutluyelet, Panayırtepe, Dipyurt, Dedeköy, Karatepe, Kaş yaylası bölgelerinde elde olunan curuflardan bin yıl ve daha öncesinde bakır işlendiği tespiti yapılmıştır. Anadolu’nun Türkleşmesi ve Oğuz boylarının bölgeye gelmeleri Çankırı’nın genel tarihi ile paralel olarak gelişmiştir. Yapraklı: Karatekin beyliği, Candaroğulları beyliği ve Osmanlı İmparatorluğu yönetimleri içinde yer aldı. Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Yapraklı. Moğol istilası sırasında Horasan Erenlerinin bölgeye gelerek yerleştikleri anlaşılmaktadır. Nitekim Tatlıpınar köyünün kurucusu ve türbesi orada bulunan Şıh Osman bir Horasan Ereni’dir. 1300’lü yıllarda köyde cami yaptırmıştır. Aynı şekilde Akyazı köyünde bulunan Benli Muhiddin, Gürmeç köyünde türbesi bulunan Cami Dede’de Horasan Ereni’dir. Sultan II. Beyazıd’ın annesi Gülbahar Hatun 1482 tarihli vakfiyesinde Büyük Yayla ve civarını Yapraklı halkının faydalanması için vakfetmiştir. Gülbahar Hatun’un Çankırı’nın başka ilçelerinde de vakfiyeleri vardır. 1953 yılında nahiye ve 1957’de ilçe yapıldı. 201 GEZELİM-GÖRELİM ANTİK YERLEŞİMLER KAYA MEZARLARI: Çakırlar (Yapraklı’ya 25 km) , Kıvçak (Yapraklı’ya 20 km) (Kızılyer ve Malkayası), İkizören (Yapraklı’ya 20 km) (Sivritepe) , Çevrecik , Gürmeç (Yapraklı’ya 45 km) köylerindedir. Çevrecik kaya mezarları: Köyde bulunan kaya mezarları nedeniyle Phyriger döneminden bu tarafa yerleşimin olduğunu doğrulamaktadır. Kaya Mezarları Doğal bir tepenin oyulması ile yapılmıştır. Fazla tahrip edilmiş olup girişi batı yönündendir. İçinde ölü sediri ve oyuklar bulunur. İç kısımda göçük vardır. Odalar, değişik boyutta ve yarım kubbe şeklindedir. Göçmüş durumda ikinci bir mezar daha vardır. Kaya mezarları Subaşı / Kırzeyve: Nekropol ve kaya mezarları vardır. (Yapraklı’ya 25 km) Paflagonlar döneminden bu tarafa iskân edilmektedir . Gavur evi olarak bilinen kaya mezarları: Köyün doğusundaki tepede olup içinde ölü sediri ve niş bulunur. Ayrıca lahit tipi mezarlara da rastlanılmaktadır. Buradan Phyrigler ve Romalılar döneminde de buranın iskan edildiği ortaya çıkmaktadır. Maalesef kaya mezarları kaçak kazılar sonucu, define avcıları tarafından tahrip edilmiş 202 olup sadece birkaç tanesi hasarlı da olsa günümüze kadar gelebilmiştir. Nekropol alanları: Topuzsaray, Kirliakçe, ikizören, Kullar, Bademçay, Subaşı, Davutlar, Yüklü köylerinde nekropol alanları bulunur. İkizören nekropolü : İkizören’in kuzeyinde, Gavur Evleri denilen mevkide yer almaktadır. 1/1000 ve 1/5000 ölçekli haritalarda “Tarihi Eski Mezarlık” olarak adı geçen bu antik mezarlık, kuru bir dere yatağının yanında, doğal mermer yatakları oyularak meydana getirilmiştir. Paphlagonia’nın iç iskan bölgelerinde yer alan İkizören’e en yakın antik kent Gangra-Germanicopolistir. Çankırı yöresinde Erken Bronz Çağı, Hitit, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı uygarlıklarına rastlanılmıştır. Prof.Dr. V. M. Ramsay, bu yöreyi Paphlagonia sınırı içinde göstermektedir. Galatlardan sonra bölge Roma egemenliğine geçmiştir. Justinien döneminde kent metropolis olmuştur. Nekropol alanında kaya mezarı (oda mezar) ve sanduka biçimli ölü gömme mimarisi saptanmıştır. Oda mezarlar tonozlu olup, kemerli bir girişe sahiptir. Tavanları tonozlu olan bu mezarlar iki odadan oluşmaktadır. Diktörtgen planlı ön odaya bir dromosla ulaşılmaktadır. İçi toprak dolduğundan mezarlardaki ölü sedirleri görülmemektedir. Bunun dışında alanda doğal mermere oyulmuş sanduka biçimli gömütler yoğunluktadır. Dikdörtgen görünümlü bu gömütlerde yön birliği bulunmamaktadır. Defineciler ve eski eser kaçakçıları tarafından soyulan nekropol alanında dağınık durumda çok iyi pişirilmiş, ince cidarlı parlak kırmızı astarlı, terrasigillata türü Roma Dönemi seramik ele geçmiştir. Kaleler : İkizören’in güneyinde, kale mevkiinde 3 km. uzağındadır. Karlas deresi üzerinde, oldukça sarp bir tepe üzerinde yer alan kale tamamen yıkılmış durumdadır. Ancak Karlas Deresine bakan surların bir kısmı ayakta kalabilmiştir. İki kuru dere yatağı arasına kurulan kalenin doğu yamacındaki surlar, sağdaki dereyi geçerek küçük bir tepeyi de içine almaktadır. Buradaki surlar moloz taş örülü duvarlardan oluşmaktadır. Kale üzeri tarım amacıyla düzel203 tilmiştir. Batı yamacında bir amphi çukuru görülmektedir. Tepe üzerinde ve eteklerinde bol miktarda Geç Roma-E.Bizans seramiği ele geçmiştir. Antik yerleşimler: Topuzsaray Phyrig-Bizans yerleşimi, Şıh Osman (Tatlıpınar) Tuzdamın kaşı Hitit yerleşimi, İğdir Asar tepe mevki. Yüklü köy Höyükler: Çevrecik ikizören Alakır höyüğü köyü Maltepe höyüğü, Mağara: Mağara kaşı bölgesinde büyük bir mağara vardır. İNANÇ TURİZMİ Türbe-Yatır-Ziyaretgahlar: İlçe merkezinde Fethiye türbesi, Güzelev, Hacı Mustafa Efendi Kabri, Hacı Hafız Efendi Kabristanı, Namazgah Tepesi . Akyazı’da Benli Muhittin, Sazcağız’ da Şeyh İsmail Rumi Kullar’da Tahta Kılıç, Buluca’da Hatip Ali Efendi, tekke ve türbeleri ayrıca Bademçay’da Dede Çamı ve Hasan Dede, Sarıkaya’da Dikmen ve Yağlı, İkizören: Oyuk Dede, Gürmeç Çam dede, Tatlıpınar Şıh Osman , Doğanbey, Yukarıöz yatır veya türbeleridir. Fethiye Türbesi: Yapraklı ilçe merkezindedir, XVII. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Türbe iki katlı ve kare planlıdır. Yol seviyesinin bir kat altında türbe, yol seviyesinin üstünde kalan kısımda da kütüphane vardır. Türbeye giriş alçak tavan ve dik bir merdivenle sağlanmaktadır. Türbenin üstü doğu-batı yönünde uzanan beşik tonozla örtülüdür. Türbeye ve kütüphaneye kuzey cephesindeki yoldan girilir. Türbe üzeri tromp geçişli ve tuğla kubbe ile örtülüdür. Kubbe dıştan sekizgen kasnaklı ve üzeri ahşap çatı üstü alaturka kiremit ile kaplıdır. Türbe ve çevresi onarılarak inanç turizmine açılması için çalışmalar yapılmaktadır. 204 Fethiye türbesi 205 Akyazı, Benli Muhiddin türbesi: Doğum ve ölüm tarihleri tespit edilemeyen, Hacı Bayram Veli’nin halifelerinden olan ‘’Benli Muhiddin’’ in türbesi bulunmaktadır. XVI. yy’da yaşamış olması muhtemeldir. 1262 sayfalık 2 ciltten oluşan Tuhfe-i Naili adlı eseri vardır. Buradan hareketle XV. yy’da Akyazı köyünün var olduğunu görüyoruz. Gürmeç. Çam Dede Türbesi: Horasan Erenlerinden olduğu söylenmekle birlikte kimliği hakkında bilgi yoktur. Köy üzerinde bulunan tepede iki çamın altına defnedilen Çam Dede’nin geyikler tarafından ziyaret edildiği, çamın birini kesen köylünün beş yıl hasta olduktan sonra öldüğü rivayeten anlatılmakta ve çama kimse dokunmamaktadır. Kullar; Karadede türbesinde tahta kılıç vardır. Tahta kılıcın türbede yatan Karadede’ye ait olduğu söylenmektedir. Yağmur yağmadığı zamanlarda, tahta kılıç suya yatırılır ve sonra yağmur duasına çıkılır. Bundan sonra yağmurun yağacağına inanılır. Karadede’nin, at sırtında tahta kılıç ile savaşlara katıldığı ve savaştığı rivayeten anlatılır. Tatlıpınar / Şıhosman / Şeyhosman: Moğol istilası döneminde Horasan’dan Anadolu’ya gelen ve Horasan Erenlerinden olan Şıh (Şeyh) Osman tarafından kurulmuştur. Kendi adına 1301 yılında bir cami yaptırmış ve türbesi de buradadır. Horasan Erenleri: Tatlıpınar’da Şıh Osman, Akyazı’da Benli Muhittin, Gürmeç’de Cami Dede Türbeleri CAMİLER Tarihi Köy Camileri: Tatlıpınar (Yapraklı’ya 25 km), Kirliakça, Subaşı(Yapraklı’ya 25 km) , Yenice (Yapraklı’ya 25 km) (1800 tarihli), Badiğin ve Yüklü(Yapraklı’ya 9 km) . Müsellim: Duvar kalınlığı 90 cm ve 9.90m X 7.87 m boyutundaki ahşap malzemeden yapılan Caminin yapım tarihi bilinmemektedir 206 ŞİFALI SULAR-TERMAL KAYNAKLAR Kullar’da (Yapraklı’ya 35 km) böbrek taşı düşürmeye iyi gelen suyun sertlik derecesi sıfrıdır Akyazı içmesi: (Yapraklı’ya 26,5 km) Hazma iyi gelen karbonatlı su kaynağı vardır Kavak/Kavakköy: (Yapraklı’ya 10 km). Kavakkköy’ü çeşmesi suyu ekşimsi, bikarbonatlı hazmı kolaylaştırır. Dalak suyu adlı birde içmesi vardır Aşağıöz /Aşağıbadiğin: Köyde bulunan Yel Suyu romatizmaya iyi gelmektedir. ANIT AĞAÇ: Koca (Kaba) Meşe: (Yapraklı’ya 3,7 km) Çankırı yönünden Yapraklı’ya gelirken Yüklü köyü ayırımından sola sapıldığında Karacaözü köyünün alt tarafında ve yakınında yolun sağında kuru dereyi geçtikten sonra korumaya alınmış Kaba meşe ile karşılaşırsınız. Yapraklı ilçe merkezine 3 km Çankırı il merkezine 25 km. uzaklıktadır. Çevresi 12 m. çapı 4.4 m. boyu 12 m. tahmini yaşı 400-500 yıllık olan Koca Meşe halk tarafından kutsal sayılır, geceleri ışık saçtığı söylenir. Koca meşe BÜYÜK YAYLA. Sarıçam, karaçam köknar ve ardıç ağaçlarıyla kaplı 1600-1700 m. Rakımlı Büyük Yayla ilçenin kuzeyinde geniş bir alanı kaplar. Yaylada alt yapı tesisleri mevcut olup, ilçeye 13 km. uzaklıkta 207 45 yayla evi yapılmıştır. Eko turizm için çok elverişli olan yaylada; kamping, trecking, fotosafari, atlı yürüyüş, bisiklet, karavan, manzara seyri, kara avcılığı, yapmak mümkündür. Yayla içinde Güllüalan, Gökçedere, Akyol, Muşgöl, Dedeköy ve Yüklüköy yaylaları günübirlik piknik yapılabilecek yerlerdir. Küçük (Teknekaya) yayla ilçeye 5 km uzaklıkta orman altı bitkiler ve kekik ile kaplıdır. Büyük yayla GÜRGENDERE GÖLETİ. DSİ tarafından sulama amaçlı olarak yapılmış gölet ilçeye 1 km. uzaklıktadır. Günübirlik piknik ihtiyacını karşılayacak masabank, çeşme, wc gibi alt yapı tesisleri vardır. AYSEKİ KÖYÜ GÖĞEM TEPESİ. (Yapraklı’ya 22 km) Köyün 1 km. yakınında bulunan göl çevresi günü birlik piknik yapılabilecek yerlerdendir. Bunlardan başka Sarıkaya ve Karakaya ormanlık alanlarının içinde de piknik yapmak mümkündür. Yapraklı Subaşı Düdeni, Zindan Dipsizi Obruğu , Eshab-ı Kehf, diğer görülecek yerlerdir. 208 Gölet ETKİNLİKLER BAĞBOZUMU: Bağ bozumu geleneği Rumlardan Türklere geçmiş bir gelenektir. Her yıl Eylül sonu ve Ekim ayının başında pazar gününe rastlayan bir gün tespit edilir. Tespit edilen günde bağ bozumu yapılır. Bağ bozumu günü için kuşluk vakti davetliler özel arabalarla bağlara götürülür. En taze ve en iyi üzüm salkımları ile kahvaltı yapılır. Ondan sonra üzümlerin toplanmasına başlanır. YAĞLI GÜREŞLER: Her yıl üç gün süre ile ilçeye 8 km. uzaklıktaki Büyükyayla Büyükdüz mevkiinde Yapraklı Yağlı Güreşleri-Kültür ve Yayla Festivali adı altında yapılır, Güreşin yapıldığı yerde panayır kurulur ve Yapraklı halkı tarafından ilgi ile karşılanır. 209 Güreşlerin ne zaman yapılacağı Yapraklı belediyesinden öğrenilebilir. Yapraklı, Yayla kültür ve turizm festivali, Kültür ve yağlı güreş festivali.Kullar köyü, Tatlı su şenliği. Gürmeç köyü şenliği. İkizörennliler, Kaynaşma dayanışma günü. Yukarıöz , Kültür ve yağlı güreş festivali. Aşağıöz Köy şenliği. Karacaözü, Koca Meşe şenliği. Kavakköy, Dalak suyu dağ eteği şenliği. Yenice köy şenliği İLÇE PAZARI, Cuma günleri kurulur. SİVİL MİMARİ: Geleneksel sivil mimari örneği evler, iki katlı, içleri ahşap oyma örnekleriyle bezenmiş, kapı, tavan süslemeleri sanatsal olarak işlenmiştir. Geleneksel mimariyle beraber ilçe merkezinde Değirmendere’nin her iki yamacında çok az örneği kalmış bağ evlerine rastlanır. Bağ evlerine ‘’köşk’’ adı verilir. Su basman taş duvar, üst kısım ahşaptır. Genelde iki odalı, önünde yazlık adı verilen geniş balkonludur. Yapraklının görülmeye değer İlginç mimarisiyle henüz yıkılmamış eski evlerinde kapı ve tavan süslemeleri, ender ağaç oyma işçiliği örnekleri göze çarpmaktadır. El sanatlarına dayalı ağaç oymacılığı, eskiden çok olduğu halde, yavaş yavaş yok olmaya başlamıştır . 210 Tatlıpınar Köyünde 1650’li yıllarda yapıldığı tahmin edilen Zaim Zade İbrahim Ağa Konağı vardır. Konak kısmen tahrip olmuşsa da ana yapı olarak ayaktadır. Konağın içinde bulunan yazılar ve süslemeleri kayda değer nitelikte sivil mimari örneğidir. (Not: yıkılmış olabilir) YAPRAKLI’DA YÂREN: Uzun kış gecelerinin vazgeçilmez toplantısı yaren; güzel ahlak, saygı, disiplin ve iyi bir eğitimle birlikte eğlencenin iç içe olduğu Çankırı’ya özgü bir toplantı çeşididir. Yapraklı köyleri de bu toplantılardan nasibini almış ve Yâren geleneği ni devam ettirmektedir. Çankırı merkez dahil hemen hemen birkaç ilçe hariç Yâren toplantıları gerçekleştirilir. Toplantılar özde aynı olmakla beraber farklı ilçelerde uygulamalarda değişiklikler göze çarpar. Toplantıları seçilen bir başağa yönetir. Başağa toplantılarda başköşeye oturur. Başağanın yerine kimse oturamaz. Toplantı boyunca misafirlere yemek, çörek, börek, çay, kahve ikram edilir. Yemek bitiminden sonra eğlenceye geçilir. Eğlence sırasında saz eşliğinde fidayda, misket. Genç Osman gibi oyunlar oynanır. Oyun ve türkülerden sonra sıra yüzük oyunu gibi şakalı ve eğlendirici oyunlara gelir. ULAŞIM Ulaşım, Ankara-Çankırı-Yapraklı karayolu ile sağlanır.Her saat başı ilçeye ulaşımı sağlayan servisler mevcuttur.Bu servisler Çankırı otogarından kalkmaktadır KONAKLAMA Yapraklı Belediye Oteli Yapraklı Öğretmenevi :0 376 361 20 50 YEME-İÇME Gözde Lokantası. Terminal Meydanı CA-FE-RA Piknik. Terminal İçi Yeşilgöl Dinlenme Tesisleri. Gölet Mevkii Sevil Pastanesi. Belediye İşhanı No:2/16 211 DEVREZ VADİSİ İlin batısında bulunan Orta İlçesi topraklarından kaynaklanan Devrez çayı, doğuya doğru uzanan çöküntü oluğunun içinde yer alır. Vadinin oluşumu, kırılma ve çökme olayları sonucu gerçekleşmiş ve Dumanlı dağı, Ilgaz Dağları ile aynı dönemde oluşmuştur. Oluğun bir yamacı daha diktir, OrtaKurşunlu arasında ve Ilgaz’ın doğu sınırlarına doğru iyice daralarak bir boğaz haline gelir. Bu yapıdan ayrılmayan faylar boyunca, kuzeydeki bölüm, güneye oranla daha fazla doğuya doğru kayıp çökmüş, dolayısıyla bu alan, yurdumuzun en faal ve tahripkâr deprem kuşağı haline gelmiştir. Devrez Vadisi aynı zamanda Kuzey Batı Anadolu fay hattının tabanını oluşturmaktadır. Birinci derecede deprem kuşağı üzerinde yer alır. Devrez vadisi Devrez çayına karışan akarsuların açtıkları vadiler yamaçtaki eğim nedeniyle genellikle "V" profillidir. Yamaçtan sonra eğim birden azalır ve bu nedenle sel karakterli derelerin taşıdığı malzeme yığılarak birikinti konilerini oluşturur. Bitki örtüsünün de zayıf olmasının etkisiyle erozyon fazlaca olur ve çok malzeme taşınır. Aynı zamanda yamaç döküntülerine de rastlanır. Eğime bağlı olarak yerleşen kısa boylu dereler içinde fay çizgileri boyunca yer alanları da vardır. Vadi boyunca yer yer genişleyen alanlara rastlanır. 212 Vadinin daralan kısmı Orta ilçesi Sakaeli köyünden başlar ve yer yer genişleyerek Ilgaz ilçesini de içine alacak şekilde devam eder. Vadi kanyon özelliği gösterir. Geçit vermeyen dar boğazlar vardır. Jeolojik yapıya bağlı olarak peribacaları oluşumu meydana gelmiştir. Vadide çok sayıda mağara, in, kovuk, kaya yerleşimi, kaya mezarları yer alır. Bunların bir kısmı doğal bir kısmı da insan yapımıdır. Ulaşımın olmadığı yerlerde vadi oldukça vahşidir. Yaban hayatınca zengindir. Trecking ve balık avcılığı için çok elverişli olup fotosafari için bulunmaz bir ortamdır. Orta girişli ve Kurşunlu çıkışlı bir yürüyüş 8 saat gibi bir zaman alır. Ayrıca vadi boyunca mağara meraklıları için çok sayıda mağara vardır. Kaya yerleşimleri ise ayrı bir özellik taşır. Vadide yaban domuzu olabileceğinden çok dikkat edilmesi gerekmektedir. GEREDE-MELAN-SOĞANLI ÇAYI VADİSİ Çerkeş ilçe sınırının batısından başlayarak Atkaracalar ilçe sınırının kuzeyinden devam ederek Bayramören ilçesinden Kastamonu sınırına ulaşır. Vadi dar olmakla birlikte kuzey tarafında ÇerkeşBayramören arasında vadi boyu uzanan yol vardır. Güney taraftaki yol ise vadiden gittiği gibi iç kısımlara uğramaktadır. Vadi, trecking ve balık avcılığı, oto safari için bulunmaz yerlerden biridir. Ayrıca mağara, tarihi köprüler ve köyler vadinin güzelliğine güzellik katmaktadır. Vadiye ulaşım Çerkeş, Atkaracalar ve Bayramören ilçeleri üzerindendir. Dar vadi boyunca eski su değirmenleri yanında ekili dikili alanlar vardır. Yeşillik olan vadide su seven söğüt, kavak ağaçları yanında meyve ve yabani meyveler yetişmektedir. Köyler arası mesafe fazla olduğu için gideceklerin tedbirli olmaları gerekmektedir. 213 Resim: Melan vadisi KIZILIRMAK VADİSİ İl içinde 30 km. lik bir yol kat eden Kızılırmak nehri balık tutmak ve kenarlarında piknik yapmak için çok uygundur. Gidecek olanların ihtiyaçlarını karşılamış ve tedbirlerini almış olmaları gerekmektedir. POTANSİYEL TURİZM AKTİVİTELERİ İlçe ve köylerde özellikle ilkbahar ve yaz ayları değişik kutlamalar ve anmalar yapılmaktadır. Bu yerel etkinlikler ile birlikte turizme katkısı olabilecek potansiyel yerler vardır. Örneğin, Eko Turizm, Yapraklı, Eldivan, Orta, Çerkeş ilçelerine bağlı köylerde korumaya alınmış anıt ağaçlar vardır. İnanç Turizmi, İlçe ve köylerde türbe, tarihi değerde olan camiler Horasan Erenlerine ait türbeler, yatırlar bulunmaktadır. Kış Turizmi, Şimdilik alt yapısı tamamlanmış Kış turizmine yönelik tesisler sadece Ilgaz dağında bulunmaktadır. :(Ilgaz, Çerkeş, bu konuda Ilgaz dağında bazı yatırımlar yapılmış ve tesisler kurulmuştur. Işıkdağı’da (Çerkeş) önemli bir kış turizm alanı olabi- 214 lir. Dağ turizmi yönünden Dumanlı, Aydos, dağları potansiyel durumdadır Yayla Turizmi, Ilgaz, Eldivan, Şabanözü ve Çerkeş ilçeleri yayla turizmine çok müsait olup henüz değerlendirilme aşamasına gelmemiştir. Eldivan’da Eldivan yaylası, Ilgaz’da Kırkpınar yaylası, Şabanözü’nde Bakırlı yaylası, Yapraklı’da Büyük yayla. Av Turizmi. Kara ve tatlı su avcılığı amatör olarak meraklılarınca yapılmaktadır. Av turizmi: (Kara ve su), Bölgede başlıca av hayvanlarından tilki, kurt, çakal, yaban domuzu,, tavşan, keklik, bıldırcın, yaban ördeği bulunmaktadır. Kızılırmak, Devrez, Soğanlı, Melan, Terme çayda ve göletlerde alabalık, tatlı su kefalı, aynalı sazan, çay balığı, levrek. yayın balığı bulmak mümkündür. Termal Turizmi, Kurşunlu ilçesine bağlı Çavundur’da bulunan tesis dışında alt yapısı olan başka tesis henüz yoktur. Kültür Turizmi: Ahilikten kalma Yâren toplantılarının halka tanıtılması çalışmaları varsa da çok yetersizdir. Çankırı Yâren kültürü ve Halkoyunları, Çankırı mutfağı önemli kültürel unsurlardır Kongre Turizmi : Kongre turizminin gereksinimlerini sağlayacak alt yapı ve tesis mevcut değildir. Arkeolojik sit alanları, Çok sayıda arkeolojik sit alanı olmakla beraber henüz ziyarete açılmamış, açılması yönünde çalışmalar vardır. Dağcılık, Çankırı’nın bütün ilçeleri dağcılık yönünden cazibeli olmakla beraber hiçbir aktiviteye rastlanmamaktadır. Sağlık turizmi: (İçme, kaplıca)Çok sayıda hamam, ılıca, içme mevcut olup, sadece KurşunluÇavundur’da tesisi vardır. İlde çok sayıda ılıca, içme ve hamam bulunmaktadır. Mağara, Soğanlı ve Melan Çay ile Devrez Vadisi, Yapraklı, Ilgaz, Orta, Çankırı Merkez köylerinde çok sayıda mağara vardır. Zaman zaman amatör ekiplerce ziyaret edilmektedir. 215 Trecking turları, bu konuda hiçbir etkinlik yoktur. Zaman zaman yürüyüş turları yapılmakta ise Sağlık: Devlet Hastanesi ve bir özel hastane faaliyettedir. İlçelerde Devlet hastanesi bulunur. Enformasyon GEZİ GÜZERGAHLARI KENT ROTASI Ankara-Çankırı-Ankara MELAN ROTASI Ankara-Kızılcahmam-ÇerkeşBedil-Aktaş-Bayramören-Kurşunlu-Orta-ŞabanözüÇubuk-Ankara AYDOS ROTASI Ankara-Çubuk-Yukarı ÇavundurElmalık-Orta-Güldürcek Barajı-Güvem-KızılcahamamAnkara DUMANLI ROTASI Ankara-Çubuk-ŞabanözüHöyük-Sakaeli-Kalfat-Çerkeş-Kıılcahamam-Ankara SANI ROTASI Ankara-Çubuk-Şabanözü-OrtaDumanlı-Taşkaracalar-Kurşunlu-Atkaracalar-ÇerkeşKızılcahamam-Ankara DERVREZ ROTASI (Devres Boyu Trecking) Ankara-Çubuk-Şabanözü-Orta (Başlangıç) KırsakalSakaeli-Dumanlı-Kapaklı-Köpürlü-Kurşunlu yakını köprü (Çıkış)-Kurşunlu-Atkaracalar-Orta-ŞabanözüÇubuk-Ankara ILGAZ ROTASI Ankara-Çankırı-Korgun-Ilgaz-Ilgaz Dağı-Ilgaz-Korgun-Çankırı-Ankara SANI ROTASI Ankara-Çubuk-Şabanözü-OrtaDumanlı-Taşkaracalar-Kapaklı-Korgun-ÇankırıAnkara ELDİVAN ROTASI Eldivan-Çankırı-Ankara Ankara-Çubuk-Şabanözü- E-80 KARAYOLU ROTASI Anakara-KızılcahamamÇerkeş-Atkaracalar-Çavundur-Kurşunlu-Ilgaz-KorgunÇankırı-Ankara 216 ACI ÇAY ROTASI Ankara-Kızılırmak-ÇankırıYapraklı-İkizören-Çankırı-Eldivan-Şabanözü-ÇubukAnkara TUZ ROTASI Ankara-Kızılırmak-Tuz mağarasıİkizören-Yapraklı-Çankırı-Ankara BAYRAMÖREN ROTASI Ankara-KızılcahmamÇerkeş-Atkaracalar-Kurşunlu-Bayramören-BoyalıKurşunlu-Atkaracalar-Orta-şabanözü-Çubuk-Ankara 217
Benzer belgeler
çerkeş lsv doğal yaşam merkezi
mevcuttur. Odalarda bulunan ocaklıklar en gösterişli yerlerdir. Ocak üstünde bacak başı olarak adlandırılan raf,
kenarlarda gözgere denilen ahşap küçük gözler, mum koymak için şinanay adı verilen y...