Haziran 2012 - Başkent Organize Sanayi Bölgesi
Transkript
Haziran 2012 - Başkent Organize Sanayi Bölgesi
l Yıl:8 l Sayı: 29 l Haziran 2012 l ÜCRETSİZDİR Ankara’da bir ilk Yenilikçilik Merkezi kuruluyor Başkan’dan Aklın yolu bir B ilindiği üzere yeni teşvik paketi Başbakan sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı. Şunu hemen belirtmeliyim ki, birkaç nokta dışında yeni teşvik paketini ülkemizin ekonomisi açısından umut verici buluyorum. 3’te Küçük yatırımcı da imalathane ve ticarethane sahibi olacak Büyük ve orta ölçekli sanayi tesislerinin yer aldığı Başkent Organize Sanayi Bölgesi’nde gelen yoğun talepler üzerine küçük girişimcilere de yatırım yapma olanağı sağlanıyor. Başkent OSB yönetimi, küçük imalathaneler ve ticarethaneler için Başkent OSB’de 61.272 metrekarelik bir alan ayırdı. Bu alan üzerinde 48 adet imalathane ve ticarethane binası yapılacak. 6’da “Dünden bugüne, bugünden yarına, sevgi, saygı ve güven taşıyoruz” İçindekiler Başkan’dan Şadi TÜRK Aklın yolu bir üzere yeni teşvik paketi Başbakan sayın Bilindiği Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı. “Hep önde, hep ilk” Başkent OSB Genel Kurulunda konuşan Şadi Türk: “Başkent OSB, insanlar düşünürken biz yaparız, insanlar düşünmezken de biz düşünürüz ilkesiyle ilerliyor.” 38 sayfa Başkent Yatırım hedef büyüttü Başkent Yatırım A.Ş’nin yapılan genel kurulunda şirketin daha büyük ihalelere girmesine olanak sağlamak amacıyla sermayesi 1 milyon liradan 6 milyon liraya çıkartıldı. 12 sayfa FIXA Yapı hizmete girdi Başkent OSB’de ardarda faaliyete geçen tesislere FIXA Yapı Kimyasallar da katıldı. 4 sayfa Kentsel alanda yapılacak ticari merkez için ilk adım Bankalara özel merkez 7 sayfa BAŞKENT OGANİZE SANAYİ BÖLGESİ Sahibi: Başkent OSB Yönetim Kurulu Adına Başkan Şadi TÜRK Yayın Koordinatörü: Cavat KÖMÜRCÜ Yayın Kurulu: Av. Abidin ŞAHİN, Cavat KÖMÜRCÜ Burhan AKKOÇ, Mehmet ERGİN ve Nihat ÖRNEK Yayına Hazırlayan: CEGAM Tel: 0.312. 441 37 23 Faks: 0.312. 441 37 26 e-mail: [email protected] Baskı: ERTEM MATBAACILIK Başkent Organize San. Bölgesi 22. Cadde No: 8 Malıköy - Temelli / ANKARA Tel: 0.312. 640 16 23 Faks: 0.312. 640 16 24 e-mail: [email protected] Bölge Müdürlüğü: Malıköy/Temelli/ANKARA Tel: 0.312. 640 11 00 (8 Hat) Faks: 0.312. 640 11 11 e-mail: [email protected] Şunu hemen belirtmeliyim ki, birkaç nokta dışında yeni teşvik paketini ülkemizin ekonomisi açısından umut verici buluyorum. Öncelikle paketin olumlu bulduğum yönlerini belirttikten sonra, özellikle Ankara sanayisi için yaşamsal bulduğum bazı noktalara dikkat çekmek istiyorum. Yıllardan beri yatırımların OSB’lere yapılmasının gerekliliğini savunan Başkent OSB’nin Başkanı olarak, bu yönde atılan adımları bazı yönleriyle yetersiz bulmakla beraber, bütünü açısından olumlu bir adım olarak değerlendiriyorum. Teşviklerde OSB’lere mutlaka öncelik verilmelidir, hatta bazı bölgelerde teşvik yapmanın koşulu OSB’lerde yatırım olmalıdır. Büyük ölçekli ve stratejik yatırımlara ayrı bir önem atfedilmesi yerinde bir saptamadır. Bu uygulama, yabancı yatırımcıların Türkiye’yi tercih etmesini sağlayacak; ithalatı azaltarak, ihracatı arttırarak ülkemiz ekonomisine mutlaka önemli katkı getirecektir. Tabii ki, yeni teşvik paketinin getirdiği olumluluklar bununla sınırlı değildir. Teröre gerekçe gösterilen kalkınmışlık farklılıklarının giderilmesi için bölgeye sağlanan olağanüstü destekleri ve eğitime verilen teşvikleri de unutmamak gerekir. Teşviklerin illerin kalkınmışlıklarına göre bölgelere ayrılarak belirlenmesi yerinde bir uygulama olmakla birlikte, bunun beraberinde bazı olumsuzlukları da getirdiğini belirtmeden geçemeyeceğim. Örneğin; “Sanayinin de başkenti” olma iddiasıyla kıyasıya bir mücadelenin içine giren Ankara’nın, İstanbul ve Kocaeli gibi sanayi yatırımları açısından çok gelişmiş iller ile aynı kategoride değerlendirilmesi haksızlıktır. Henüz iş işten geçmiş değildir. Beklentimiz, hükumetimizin Başkentimize yapılan haksızlığı ortadan kaldırmasıdır. Bu, gerçekten Ankara’yı “Sanayinin de Başkenti”yapmak yönünde olumlu bir adım olacaktır. Özetle 2004 yılı ve sonrasında teşviklerdeki bazı düzenlemelerle yavaşlayan yatırımlar, yeni paketle hız kazanacaktır. Aklın yolunun bir olduğu, bir kez daha görülmüştür. Geç de olsa bu noktaya gelinmesi ise bölgemiz ve ülkemiz adına sevindirdirici bir gelişmedir. HABERLER Yeni bir baca tütüyor Başkent OSB’de kurulan FIXA Yapı Kimyasalları Fabrikası törenle hizmete girdi. B aşkent OSB’de ardarda faaliyete geçen tesislere FIXA Yapı Kimyasalları da katıldı. Fabrikanın açılış töreninde konuşan Başkent OSB Başkanı Şadi Türk, her zaman girişimcilerin yanında olduklarını söyledi. FIXA Yapı Kimyasalları Fabrikası Genel Müdürü Ali Murat Ekin de desteklerinden dolayı başta Başkent OSB Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri olmak üzere herkese teşekkür etti. Ekin’in konuşması FIXA Yapı Kimyasalları Fabrikası Genel Müdürü Ali Murat Ekin, açılışta yaptığı konuşmada Başkent OSB’de kurdukları fabrikanın Türkiye’de kurdukları üçüncü fabrikaları olduğunu söyleyen Ekin, “Şu anda tam kapasiteye yakın çalışan bu fabrika 10 yıllık bir çabanın ürünlerinden biri. Buralara gelmemizde emeği geçen herkese çok teşekkür ederim’’ diye konuştu. Genel Müdür Ali Murat Ekin’in ardından konuşan Başkent OSB Başkanı Şadi Türk, Ekin’in sözlerine değinerek, on yılda alınan mesafenin muazzam olduğunu söyledi. Türk ekonomisine katkı için 4 4 gösterilen çabanın önemine dikkat çeken Türk, Başkent OSB olarak sanayicinin yanında olduklarını söyledi ve şöyle konuştu: “Ülkemizin gelişmesinde sanayinin büyük bir rolü var. Üreten bir ülke olmak, üreten insanlara üreten firmalara sahip olmak bir ülke için çok önemli. Bunlara destek olmaksa hepimizin boynunun borcudur.’’ Konuşmaların ardından fabrikanın açılış kurdelesi Başkent OSB Başkanı Şadi Türk tarafından kesildi. Başkent OSB’ye Hollanda’dan Dev Yatırımcı: De Meeuw Türk: “Yabancı şirketler diğer bölgelerde yaşadıkları sorunları bizim bölgemizde yaşamıyorlar.” De Meeuw temsilcileri: “Başkent OSB ile ilk görüşmelerden itibaren işlerin çok verimli ve hızlı bir şekilde yürümesinden dolayı memnunuz.” B aşkent OSB ülke sınırlarını aşmaya devam ediyor. Geçmişte Rusya da dahil olmak üzere yurt dışından bir çok önemli misafiri ağırlayan Başkent OSB yönetimi, bu sefer Hollanda’nın köklü firmalarından De Meeuw’un temsilcilerini, bölgemizde gerçekleştirdikleri yatırımları sebebiyle konuk etti. Ali Saraç’ın sahibi olduğu Intro2Turkey isimli Hollanda menşeli yatırım danışmanlığı firmasının aracılığında gerçekleşen ziyarette firma temsilcileri Şadi Türk başkanlığındaki Başkent OSB yetkilileri ile görüştü. Ziyaretçiler, bir taraftan Başkent OSB hakkında bilgi alırken diğer taraftan firma aktiviteleri ve hedefleriyle ilgili Başkent OSB yetkililerini bilgilendirdiler. De Meeuw, tarihi 90 yıl öncesine dayanan ve dört kuşaktır aile şirketi olarak işletilen, prefabrik yapı konusunda uzmanlaşmış bir firma. De Meeuw’un Hollanda, Belçika, İsviçre gibi Avrupa ülkelerinde yatırımları bulunuyor. Firma, Türkiye pazarına yönelik yatırım çalışmalarına ise bir sene önce baş- lamış ve bu süreçte gördükleri misafirperverlikten son derece memnun kalmış. Özellikle Türkiye’nin dinamizminin kendilerini etkilediğini ifade eden De Meeuw temsilcileri, bu sebeple yerli bir firma olan ABC Prefabrik’in çoğunluk hisselerini alarak Türkiye’de yatırım kararı aldı. Prefabrik yapı işinde 10 yıllık tecrübesi olan ABC Prefabrik ile yaptıkları ortaklığın ardından Başkent OSB’de 25000 metrekare bir alanda fabrika kurma yoluna giden De Meeuw, gelecek vadeden bir pazar olarak gördükleri Türkiye pazarının yanı sıra buradaki tesislerindeki üretimleriyle çevre ülkelerdeki ve geniş bölgedeki diğer pazarlara da erişim hedefliyor. 400 kişiyi istihdam etmesiyle ve yıllık 120 milyon avro cirosuyla sektöründe önemli bir ekonomik güç olan şirket, aynı zamanda bu yatırım sayesinde Türkiye tarihinde topraktan girip fabrika kuran ilk Hollandalı şirket olma unvanını kazanacak. Başkent OSB Başkanı Şadi Türk, De Meeuw temsilcilerinin kabul edildiği görüşmede bu yatırım ile ilgili şunları söyledi: “Yabancı şirketler diğer bölgelerde yaşadıkları sorunları bizim bölgemizde yaşamıyorlar. Her aşamada arkadaşlarımız gereken ilgiyi ve yardımı gösteriyorlar, bundan sonra da göstereceklerdir.” Bu sözlerin üzerine De Meeuw firması temsilcileri ise Başkent OSB ile ilk görüşmelerinden itibaren işlerin çok verimli ve hızlı bir şekilde yürümesinden dolayı duydukları memnuniyeti dile getirdiler. Ayrıca Başkent OSB Başkanı Şadi Türk’ün yapılması planlanan lojistik merkezi hakkında kendilerine aktardıklarının sonrasında bu merkezin kendileri açısından çok yararlı olacağını belirten temsilciler, Başkent OSB hakkında da övgü dolu sözler sarf ettiler. Genel olarak samimi bir havada geçen görüşmenin sonunda taraflar birbirlerine iyi dilek ve temennilerini ileterek ayrıldılar. 5 KÜÇÜK YATIRIMCI DA İMALATHANE VE TİCARETHANE SAHiBi OLACAK Küçük yatırımcılar için yapılacak imalathane ve ticarethanelerin inşaatına başlandı. Aşama aşama tamamlanacak olan imalathane ve ticarethaneler küçük yatırımcılara kiralanabileceği gibi ayrıca satılabilecek. İnşaatlara yeni başlanmasına karşın, talepler yoğunlaştı. Küçük yatırımcı ve tedarikçilere binaları satın almaları halinde kolaylık sağlanarak, vadeli satış yapılabilecek. üyük ve orta ölçekli sanayi B tesislerinin yer aldığı Başkent Organize Sanayi Bölgesi’nde gelen yoğun talepler üzerine küçük girişimcilere de yatırım yapma olanağı sağlanıyor. Başkent OSB yönetimi, küçük imalathaneler ve ticarethaneler için Başkent Organize Sanayi Bölgesi’nde 61.272 metrekarelik bir alan ayırdı. Bu alan üzerinde 48 adet imalathane ve ticarethane binası yapılacak. 6 Başkent Yatırım A.Ş tarafından yapımına başlanan binaların her biri 847 metrekare olarak planlandı. Zemin ve asma kattan oluşan iş yerlerinin zemin katında üretim bölümü ve işçiler için yemekhane, soyunma, duş bölümleri yer alacak. 180m²’k asma katta ise idari personelin kullanacağı ofisler yer alıyor. Dörtlü bloklar şeklinde planlanan imalathane ve ticarethaneler istenildiğinde birleştirilerek kullanım alanı büyütülebilecek. Ayrıca her imalathane ve ticarethanenin ön cephesinde 10 metrekarelik açıkta çalışma alanı yer alıyor. Binaların ön kısımlarında ise her iş yerinin gereksinimini karşılayacak ölçekte otopark yapılıyor. İnşaatlarına Mayıs 2012’de başlanan imalathane ve ticarethane binaları, talepler dikkate alınarak aşama aşama tamamlanacak. Bu arada yapılan bu binalar kiralanabileceği gibi, satışı da yapılabilecek. Küçük yatırımcıların bu iş yerlerinin mülkiyetine sahip olmaları için kolaylık sağlanacak, satışlar vadeli de yapılabilecek. Kentsel alanda yapılacak ticari merkez için ilk adım Bankalara özel merkez Kentsel Merkezde planlanan Bankalar Caddesi’nde14 adet banka ve ticarethane binasının yapımına başlandı. Bölgeye, başta Ziraat Bankası olmak üzere birkaç banka gelmek için başvurdu. H er gün bir adım daha öne çıkan Başkent OSB’de Kentsel alanda kurulması planlanan ticaret merkezinin yapımı için ilk adım atıldı. Başkent OSB Yönetimi, Üç bin kişilik cami B aşkent OSB’de üç bin kişinin aynı anda namaz kılabileceği cami projesini yönetim onayladı, bu yıl yapımına başlanıyor. Kentsel merkezde yer alacak tesisler arasında olan Başkent OSB camisinin çevresiyle birlikte projesi tamamlandı. Bu yıl içinde ihaleye çıkarılarak yapımına başlanacak olan camide üç bin kişi aynı anda namaz kılabilecek. Kentsel Merkezde bankalar ve ticarethaneler için 27.415 metrekarelik bir alan ayırdı. Bu alanda bulunan Bankalar Caddesi’nde bankalar ve ticarethaneler için ilk aşamada 14 adet bina yapılacak. Binaların her biri 465 metrekare olarak planlandı. Bodrum, zemin ve birinci kattan oluşan binaların bodrum katında depolama alanı, zemin katta gişe işlemleri, birinci katta ise bireysel bankacılık işlemleri yapılacak. Her bankanın önünde personel ve müşteriler için ayrı bir açık otopark yer alacak. İkiz bloklar şeklinde planlanan binalar istenildiğinde birleştirilerek büyütülebilecek ve farklı amaçlarla da kullanılabilecek. Söz konusu tesislerin inşaat çalışmalarına Mayıs 2012’de başlandı ve aşama aşama tamamlanacak. Bu arada, bölgede faaliyet göstermek için başta Ziraat Bankası olmak üzere bir çok banka başvuruda bulundu. II. Etapta dökümcülere özel yer O rta ve büyük ölçekli sanayi tesislerinin yer aldığı Başkent OSB’de, küçük sanayilerden sonra, dökümcüler için de özel bir bölge kuruldu. Başkent OSB’de yatırımcı yelpazesi her geçen gün genişliyor. Orta ve büyük ölçekli sanayi tesislerinin yer aldığı Başkent OSB’de, küçük sanayiciler için yer ayrılmasından sonra, dökümcüler için de özel bir bölge kuruldu. Dökümcüler için II. Etapta 151.600 metrekare yer tahsis edildi. 7 II. etabın alt yapısı tam yol... Haziran 2011’de yapımına başlanan pis su, yağmur suyu ve kullanma suyu şebeke hatlarının yüzde ellisi tamamlandı. I . etabın alt yapısını tümüyle tamamlayan Başkent OSB’de II. etabın alt yapı çalışmaları tüm hızıyla ile sürüyor. 2011 Haziran’ında yapımına başlanan II. etabın pis su, yağmur suyu ve kullanma suyunun alt yapısının yüzde ellisi tamamlandı. II. Etabın yol ve tretuvar işlerine de bu yıl içinde başlanacak. Yol ve tretuvar yapımının 2013 yılı sonunda tamamlanması bekleniyor. Katılımcıya ucuz elektrik Aynı şekilde Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın kredisiyle II. Etabın AG-YG elektrik şebekesinin yüzde 45’i yapıldı, elektrik şebekesinin tümü 2012 yılı içerisinde tamamlanacak. Bu arada I. Etabın elektrik dağıtım tesisinin yeraltına alınması karar- laştırıldı. Bu amaçla hazırlanan projeler tamamlandı ve ilgili kuruluşlarca onandı. Katılımcıların daha ucuz elektrik kullanmalarına olanak sağlamak amacıyla bir yandan I. Etabın şebeke kompanzasyon sistemi tamamlanarak devreye alınırken, diğer yandan tedarikçilerden daha ucuz elektrik almak için yapılan görüşmelerde olumlu sonuç alındı. Elektrik için en uygun fiyatı veren Yüksel Enerji ile sözleşme imzalandı. Daha ucuz su, daha ucuz doğalgaz... Başkent OSB katılımcıları, Ankara’daki diğer OSB’lere göre yüzde 75 daha ucuz su kullanıyor. B aşkent OSB katılımcılarının diğer Organize Sanayi Bölgelerine göre 8 avantajları suda da belirgin bir şekilde kendini gösteriyor. Başkent OSB’nin 2011 yılı Faaliyet Raporu’nda yer alan bilgilere göre, Başkent OSB katılımcıları, Ankara’da kurulu bulunan diğer OSB’lere oranla suya yüzde 75 daha az para ödüyor. Katılımcısına suyun metreküpünü 1.40TL+KDV’ye satan Başkent OSB’de su tüketimi 2010 yılına göre yüzde 11 artarak 358.417 metreküp oldu. Doğalgaz yüzde 18 daha ucuz Bu arada, Başkent OSB’de doğalgaz kullanımında adeta patlama oldu. 2011 yılı doğalgaz tüketiminde 2010 yılına göre yüzde 137 artış yaşandı. 2011 yılında doğalgaz tüketimi 3.411,10 metreküp oldu. Bölgemizde doğalgaz için Serbest Tüketici Fiyatı uygulanıyor. Katılımcılara serbest tüketici fiyatı 0,579TL/Smetreküp +KDV olarak uygulandı. Böylece Başkent OSB katılımcıları, doğalgaz abone tarifesine göre yüzde 18 daha ucuza doğalgaz kullandı. Bunun 2011 yılında katılımcılara yarattığı katma değer 440.291,32 TL+KDV oldu. Bu hususta hiçbir kar amacı gütmeyen Başkent OSB, doğalgaz ve elektriği aldığı fiyata katılımcısına satıyor. “En demokratik OSB’yiz” Başkent OSB Başkanı Türk, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı heyetine Başkent OSB’yi anlattı: “Farklılıklarımızdan biri de kendi kendimizi yönetmek.” B ilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı heyeti Başkent Organize Sanayi Bölgesi’ne ziyarette bulundu. İncelemeler yapmak bölgede yapılan çalışmalarla ilgili görüş alış verişinde bulunmak üzere gelen heyet bölgeyi gezerek çalışmaları yerinde gördü. Heyete daha sonra bölge idare binasında Başkent OSB’nin kuruluşundan bugüne yaptığı çalışmalar ve hedefleri slayt gösterisi eşliğinde anlatıldı. Bölge Müdürü İsmet Üstündağ’ın istatistiki verilerle bölge hakkında heyeti bilgilendirmesinin ardından Başkent OSB Başkanı Şadi Türk, Başkent OSB’nin kuruluşundan bugüne kadar geçirdiği aşamaları anlattı. Sadece kendi kaynaklarını kullanarak kurulan Başkent OSB’nin diğer OSB’lerden çok farklı olduğunun altını çizen Türk, en önemli özelliklerinden birinin de “kendi kendilerini” yönetmedeki demokratik yapıları olduğunu vurguladı. Türk, şöyle devam etti: “Kurulduğumuz andan itibaren genel kurulunu her sene yapan tek OSB‘ yiz. Demokrasiyi istemek başka bir şey, yaşamak başka. Her üyenin seçme ve seçilme hakkı mevcut. Hesap verilebilirlik var. Bütçemiz açıkça ortaya konuyor. İki yılda bir seçim yapıyoruz. Bunları yapan tek OSB biziz.’’ Heyet, sanayi bölgesinde yeni açılan FIXA Yapı Kimyasalları fabrikasının açılışına katıldıktan sonra bölgeden ayrıldı. 9 OSBÜK Çevre Grubu I. Toplantısı Başkent OSB’de gerçekleşti O rganize Sanayi Bölgeleri Üst Kurulu (OSBÜK) Çevre Grubu I. Toplantısı 11 Nisan’da Başkent OSB Bölge Müdürlüğü’nde yapıldı. Türkiye’nin bir çok yerinden çeşitli OSB’lerin çevre sorumlularının ve bölge müdürlerinin katıldığı toplantıda “OSB’lerde yaşanan çevre sorunları ve çözüm önerileri” değerlendirildi. III. OSB Çevre Zirvesi öncesinde gerçekleşen değerlendirme toplantısı sonlandırılırken, toplantının zirveyi yönlendirme ve sorunlara getirilen çözüm önerilerinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bürokratları ile paylaşılarak yasalaşması yönünde etkileri olacağı düşünceleri iletildi. Gün boyu süren toplantıda ayrıca konuklara Başkent OSB’yi tanıtan bir sunum yapıldı. 10 Yeni Türk Ticaret Kanunu ve Türkiye Finansal Raporlama Standartları semineri yapıldı “Y eni Türk Ticaret Kanunu ve Türkiye Finansal Raporlama Standartları” konulu seminer Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barış Sipahi tarafından verildi. Yaklaşık iki saat süren seminere Başkent OSB’de yer alan katılımcı firmalar büyük ilgi gösterdi. Prof. Dr. Barış Sipahi tarafından hazırlanan sunumu görmek isteyen okuyucularımız, Başkent OSB internet sitesinin (www.baskentosb.org) haberler bölümünden “Yeni Türk Ticaret Kanunu ve Türkiye Finansal Raporlama Standartları semineri yapıldı” başlıklı haberin altında yer alan linke tıklayarak 51 sayfalık sunum dosyasını indirebilirler. Kutlama ziyareti B aşkent OSB Yönetimi, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı görevine atanan Ramazan Yıldırım ile Yıldırım’dan boşalan Küçük Sanatlar, Sanayi Bölgeleri ve Siteleri Genel Müdürlüğü’ne vekaleten atanan Yaşar Öztürk’ü makamında ziyaret ederek kutladı. Ziyarete Başkent OSB Başkanı Şadi Türk’ün başkanlığında Yönetim Kurulu üyeleri Burhan Akkoç, Nihat Örnek, Hukuk Danışmanı Av. Abidin Şahin, Bölge Müdürü İsmet Üstündağ ve Bölge Müdür Yardımcısı Sevda Güvenç katıldılar. Türk, ziyaret sırasında bölgeyle ilgili bilgiler verdi, Yıldırım ve Öztürk’ü bölgeye davet etti. Bölge Müdürü İsmet Üstündağ oldu B aşkent OSB Bölge Müdürlüğü’ne bu görevi bölge müdür yardımcısı olarak sürdüren İsmet Üstündağ atandı. Uzun zamandan beri Başkent OSB’de çeşitli kademelerde görev yapan inşaat mühendisi Üstündağ Genel Kurul kararıyla bu göreve getirildi. 11 Başkent Yatırım hedef büyüttü Başkent Yatırım A.Ş’nin yapılan genel kurulunda şirketin daha büyük ihalelere girmesine olanak sağlamak amacıyla sermayesi 1 milyon liradan 6 milyon liraya çıkartıldı. Yatırım A.Ş’nin Başkanlığına Ergin yeniden seçildi. B aşkent Yatırım A.Ş’nin 2011 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı, 17 Nisan 2012 tarihinde yapıldı. Hisselerinin yüzde 51’i Başkent OSB’de bulunan Başkent Yatırım A.Ş’nin açılışı, İstiklal Marşı ve saygı duruşuyla başladı. Ardından Başkanlık divanı oluştu. Divan Başkanı seçilen Başkent OSB Başkanı Şadi Türk, Başkent OSB’nin kurulmasının ardından bölgenin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak öngörülen kurumsal projelerden birinin de Başkent Yatırım A.Ş. olduğunu ifade etti. Başkent Yatırım A.Ş.’nin Başkent OSB’nin geniş kapsamlı yükünü kar amacı da güderek kaldırmaya çalıştığına dikkat çeken Türk, Başkent 12 Yatırım A.Ş.’nin Yönetim ve Denetim Kurullarına gösterdikleri gayretli çalışmalarından dolayı teşekkür etti. Yatırım A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ergin ise genel kurula dağıtılan Yönetim Kurulu Raporu’na ek olarak şirket faaliyetleri ile ilgili bilgi verdi. Ergin, şirketin sahip olduğu kantar, beko loader ve kilit parke taşı tesisinin yoğunluklu olarak Başkent OSB’nin taleplerine yanıt vermek üzere çalışmalara devam ettiğini belirtti. Bu faaliyetlere ilişkin üretim ve ciro rakamlarını detaylı biçimde aktaran Ergin, kilit parke taşı tesisinin Başkent OSB’nin ihtiyaçları çerçevesinde özellikle Başkent OSB’de kurulan fabrikaların ve tesislerin önlerindeki kaldırım alanlarının ve yeni açılan yolların döşenmesine yönelik üretim yaptığını açıkladı. 2011 yılında Başkent OSB’den alınan taahhüt işleriyle ilgili de bilgi veren Başakent Yatırım A.Ş Başkanı Mehmet Ergin, ana giriş kapı- sının çelik konstrüksiyon olarak yapılıp teslim edildiğini, yine Başkent OSB’nin Sincan tarafındaki ikinci giriş kapısının bağlantı yolunun açılması taahhüt işinin 2011 yılı içinde Başkent Yatırım tarafından gerçekleştirildiğini ifade etti. Ergin, Başkent Yatırım A.Ş.’nin Başkent OSB’de üstlendiği hizmet işlerine de değinerek, 2011 yılında bu konuda en önemli faaliyetlerinin ağaçlandırma alanlarının bakımı olduğunu ifade etti. Denetim Kurulu raporunu okuyan Denetici Levent Soral, Denetim Kurulu olarak ayda bir kez asgari olmak suretiyle şirket merkezinde düBu arada genel kurula Yatırım zenli olarak yapılan Yönetim Kurulu A.Ş’nin 1 milyon TL toplantılarına katılarak, olan sermayesinin 6 çalışmalarının yakından milyon TL’ye çıkartılizlendiğinin altını çizması önerildi. Yatırım di. Yönetim Kurulu’nun A.Ş Başkanı Mehmet gündemli olarak 11 kez Ergin, şirketin gelecetoplandığını ve kararlaği için bu yılı bir atılım rın oy birliğiyle alındığıyılı olarak düşündüklenı ifade eden Soral, derini ve bu amaçla ürenetim faaliyetleri sıratilen yatırım projelerisında muhasebe ve diğer nin finansmanı amacıyyasal kayıtların mevzula bu sermaye arttırımıata uygun olarak tutulnı talep ettiklerini beduğunun görüldüğünü lirtti. Mehmet Ergin’in söyledi. ön gördükleri projelerin Mehmet Ergin Ergin ve Soral’ın koiçeriği hakkında yaptığı nuşmalarının sonrasında yönetim ve detaylı bir sunumun ardından Yödenetim kurulu yapılan oylamanın netim Kurulu’nun teklifi Divan Başardından aklandı. kanı Şadi Türk tarafından tartışma- ya açıldı ve tartışmaların ardından oy birliğiyle kabul edildi. Bu arada, 2011 yılı karının dağıtılmayarak sermayeye eklenmesi de benimsendi. Yeni yönetim Başkent Yatırım A.Ş’nin yeni yönetimi de genel kurulda belirlendi. Buna göre, verilen önergenin kabulüyle Başkent OSB’yi temsilen Mehmet Ergin, Burhan Akkoç, B grubu hisselerin temsilcisi Abidin Şahin, Mehmet Fatih Sönmez, C grubu hisselerini temsilen de Soner Hasçelik seçildi. Denetim Kurulu üyeliğine ise Nevzat Elibüyük ve Levent Soral getirildi. Oy birliği ile seçilen Yönetim ve Denetim kurulu üyeleri bir yıl görev yapacak. 13 Teşvikte yeni model n Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni teşvik sistemini açıkladı. n Yeni teşvik sistemi “Genel teşvik uygulamaları, bölgesel teşvik uygulamaları, büyük ölçekli yatırımların teşviki ve stratejik yatırımların teşviki” olmak üzere dört ana bileşenden oluşacak. n Teşvik destek bölgeleri, bölgesel yerine illerin sosyoekonomik durumları dikkate alınarak 6 bölge olarak belirlendi. n Yatırım OSB’lerde yapılıyorsa yatırımcı, ilinin bulunduğu bölgenin bir altında olan bölgedeki teşviklerden yararlanabilecek. n Yeni teşvik sistemi kapsamında yatırımcılara, katma değer vergisi istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi faiz desteği, yatırım yeri tahsisi, gelir vergisi stopajı desteği ve KDV iadesi desteği gibi birçok alanda teşvik öngörülüyor. n Başbakan Erdoğan, yeni teşvik sisteminin “Türkiye genelinde yatırımı daha da özendireceğini” vurguladı ve 3, 4, 5 ve 6. bölgelerde uygulanacak faiz desteğinin azami destek tutarlarını da arttırdıklarını söyledi. n Başbakan Erdoğan, azami faiz destek tutarlarını 500 bin TL ile 900 bin TL arasında değişecek şekilde yükselttiklerini bildirdi. B aşbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni teşvik sistemini açıkladı. Başbakan Erdoğan’ın açıkladığı teşvik sistemi “4 ana bileşenden” oluşuyor. Bu bileşenler, “Genel teşvik uygulamaları, bölgesel teşvik uygulamaları, büyük ölçekli yatırımların teşviki ve stratejik yatırımların teşviki” olarak sıralanıyor. Başbakan Erdoğan, yeni teşvik sistemi kapsamında yatırımcılara katma değer vergisi istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi faiz desteği, yatırım yeri tahsisi, gelir vergisi stopajı desteği ve KDV iadesi 14 desteği gibi birçok alanda teşvik desteği sağlanacağını açıkladı. Söz konusu desteklerin tamamından veya bir bölümünden, yatırımın büyüklüğüne, bölgesine ve konusuna göre değişen oran ve sürelerde yararlanma olanağı olacağını anlatan Erdoğan, yeni teşvik sistemiyle sanayinin yapısal dönüşümüne katkı sağlayacaklarını ve stratejik yatırımları özellikle destekleyeceklerini söyledi. Erdoğan “Böylece, ithal etmek zorunda kalınan malların Türkiye’de üretimini teşvik etmiş olacağız” dedi. Stratejik yatırımlar Getirilen teşviklerle yatırım yapılacak yere yatırımcının karar vereceğini söyleyen Başbakan Erdoğan, bu çerçevede stratejik yatırımların hangi ilde yapılırsa yapılsın aynı oranda ve aynı koşullar altında destekleneceğini açıkladı. Başbakan Erdoğan’ın verdiği bilgiye göre, yeni teşvik sistemiyle stratejik yatırımlara sağlanacak destekler şöyle: “Yatırım malı ithal makine ve teçhizat için gümrük vergisi muafiyeti. Makine ve teçhizat için KDV istisnası. Yatırımın tamamlanmasını müteakiben 7 yıl süre ile sigorta primi işveren hissesi desteği. Yatırım tutarının yüzde 50’sine tekabül eden miktarda vergi indirimi. Yatırımcıların kullanacakları yatırım kredileri için 50 milyon TL’ye ulaşan faiz desteği. Yatırım yeri tahsisi. Asgari 500 milyon TL tutarındaki yatırımların bina, inşaat harcamaları için KDV iadesi.” Stratejik yatırımların 6. bölgede yapılacak olması durumunda, diğer desteklere ilave olarak işçilerin asgari ücretleri üzerinden hesaplanan gelir vergisi stopajını da devlet karşılayacak. Teşviklerden yerli yatırımcı gibi uluslararası yatırımcı da yararlanabilecek. geliştirilen ürünün üretimine yönelik yatırım yaparsa bir alt bölgede uygulanan teşvik oran ve sürelerinden yararlanabilecek. Başbakan Erdoğan, bu sistemi şu örnekle açıkladı: “Örneğin, Çorum 4. bölgede bulunuyor. Eğer yatırımcı Çorum’da OSB’de yatırım yaparsa 4. bölgenin değil, 5. bölgenin imkanlarından yararlanacak.” Lokomotif sektörlere destek Yeni teşvik sisteminde bazı lokomotif sektörleri de destekleyeceklerine dikkat çeken Başbakan Erdoğan, bu çerçevede belirli büyüklükteki savunma, havacılık ve uzay alanındaki yatırımlarla otomotiv, uzay veya savunma sanayine yönelik test merkezleri ve rüzgar tüneli yatırımlarına, yatırım yerine bakılmaksızın 5. bölge desteklerinden yararlanılması imkanı getirildiğini açıkladı. Eczacılık ürünleri olan biyoteknolojik ve onkolojik ilaçlarla kan ürünleri üretimine yönelik yatırımlar ile eğitim yatırımları da hangi ilde yapılırsa yapılsın bölgesel teşvik uygulamaları kapsamında 5. bölge desteklerinden yararlanacak. Demir yolu ve deniz yolu ile yük ve yolcu taşımacılığına yönelik yatırımlar, madencilik yatırımları, kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgelerinde yapılacak turizm yatırımları da aynı şekilde nerede olursa olsun 5. bölge desteklerinden yararlanacak. Teşvikler illere göre Bölgesel teşvik uygulamasına esas teşkil eden bölgesel haritayı yeniden ele aldıklarını söyleyen Başbakan, illerin ve bölgelerin sosyo-ekonomik gelişmişlik sırasının araştırma çalışmasının yenilendiğini belirtti. Sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeylerine göre illeri 6 ayrı bölgede sınıflandırdıklarını söyleyen Başbakan Erdoğan, yeni teşvik uygulamasında bölgesel sistem yerine il bazlı bölgesel teşvik sistemine geçildiğini açıkladı. İllerin yeri değişebilecek Başbakan Erdoğan, illerin bölgesel En büyük destek 6. bölgeye dağılımdaki yerlerinin daha sonra TÜİK’in periyodik çalışmaları sonucunda elde edilecek veriler çerçevesinde gözden geçirilebileceğini ve bir değişim varsa, illerin listedeki yerinin de ona göre değişebileceğini açıkladı. Erdoğan, “Bu sabit değildir, değişkendir. Sınıf atlayacaktır, belki düşecektir” dedi. OSB’deki yatırımlara daha fazla destek Yatırım OSB’lerde yapılıyorsa yatırımcı, ilinin bulunduğu bölgenin bir altında olan bölgedeki teşviklerden yararlanabilecek. Aynı sektörde faaliyet gösteren en az 5 yatırımcı bir araya gelerek, AR-GE projeleri kapsamında Yeni sistemde en az gelişmiş olarak belirlenen 6. bölgedeki illere yapılacak yatırımlara daha fazla teşvik sağlanacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu illere sağlanan avantajları şöyle sıraladı: “Bu illerde asgari sabit yatırım tutarının üzerinde gerçekleştirilecek yatırımlar, sektör ayrımı yapılmaksızın bölgesel desteklerden yararlanacak. Sigorta primi işveren hissesinin asgari ücrete tekabül eden tutarı 10 yıl süreyle, yatırımların OSB’lerde yapılması halinde ise 12 yıl süreyle devlet tarafından karşılanacak. İstihdam edilen işçilerin asgari ücretleri üzerinden hesaplanan gelir vergisi stopajına 10 yıl süre ile terkin sağlanacak. Vergi indirimi desteği diğer bölgelere göre daha yüksek oranda uygulanacak. Bölgede yatırım yapacak firmalar, yatırımlarının yüzde 50’sine, aynı bölgede OSB’de yapılacak yatırımlar için ise yüzde 55’ine tekabül eden tutar kadar vergi ödeme yükümlülüğünden muaf tutulacak. Yatırımlar için öngörülen faiz desteği tavanları yükseltilecek. 15 On yıl sigorta primi desteği Başbakan Erdoğan, sigorta primi işveren hissesinin destek sürelerini bölgeler itibariyle yeniden belirlediklerini, ayrıca bu destekten yararlanabilecek azami destek tavanlarını yükselttiklerini ifade etti. Erdoğan, “Örneğin 6. bölgede 31 Aralık 2013 tarihine kadar başlanacak yatırımlarda sigorta primi desteği 10 yıl süre ile uygulanacak. Bu süre bu tarihten sonra başlanacak yatırımlarda ise 7 yıl olacak” dedi. Kurumlar veya Gelir Vergisi indirim oranlarıyla yatırıma katkı oranlarını bölgeler itibariyle yeniden belirlediklerini ve arttırdıklarını söyleyen Erdoğan, arttırılan bu oranların 2013 yılı sonuna kadar başlayan yatırımlar için geçerli olacağını açıkladı. 6. Bölgeye yatırım yapanın tüm faaliyetlerine vergi indirimi Yatırımcının vergi indirimi desteğini, yatırım döneminde tüm faaliyetlerinden elde ettiği kazançlarına da uygulayabileceğini belirten Başbakan Erdoğan, “Örneğin Kocaeli’nde yatırımı olan yatırımcı, gidip Muş’a da yatırım yaparsa, yatırıma katkı oranının yüzde 80’ini Kocaeli’nden elde ettiği kazancın vergisinden düşebilecek. Yeni düzenleme, değişen oranlarda uygulanacak ve birinci bölge haricindeki tüm bölgeleri kapsayacaktır” diye konuştu. da inşallah hedefleri tutturacağız. Bütün bunların ötesinde, bölgeler ve iller arasındaki gelişmişlik farklarını daha da indireceğiz. Yani batı ve doğu arasındaki farklılık, kuzey ve güney arasındaki farklılık atılan bu adımlarla çok daha farklı noktada giderilmiş olacak.” Enerjiye destek Enerji yatırımlarına ilişkin bir soruya da Erdoğan, “Bir diğer konu stratejik yatırımlarda kullanılan enerji üzerinde, biz o desteği vereceğiz. Bizim daha önceki teşviklerde enerjiye yönelik desteğimiz olmamıştır. Ama burada stratejik yatırıma, orada kullanılan enerji ne ise yatırımda kullanılan enerji ne ise orada desteği vermiş olacağız. Yoksa kalkıp da enerjinin kendisine verilmiş bir yatırıma destek vermeyeceğiz” yanıtını verdi. Azami destek tutarları arttı Başbakan Erdoğan, 3, 4, 5 ve 6. bölgelerde uygulanacak faiz desteğinin azami destek tutarlarını da arttırdıklarını söyledi. Erdoğan, “Örneğin 5. bölgede yatırım yapan bir yatırımcının alacağı Türk lirası kredi için 5 puan, döviz kredisi için 2 puan faizi devlet tarafından ödenecek. Azami faiz destek tutarlarını da 500 bin TL ile 900 bin TL arasındaki rakamlara kadar yükselttik. Sadece 6. bölgede düzenlenecek teşvik belgeleri kapsamındaki yatırımlarla sağlanan istihdam için asgari ücret üzerinden hesaplanacak gelir vergisi stopajı 10 yıl boyunca terkin edilecek. Bunların yanında tersanelerin gemi inşa yatırımları kapsamında ödenmesi gereken sigorta primi; işveren hissesinin asgari ücrete tekabül eden kısmı yine devlet tarafından ödenecektir” şeklinde konuştu. 16 16 Yatırım daha da özendiriliyor Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yeni teşvik sisteminin 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren geçerli olacağını söyledi. Yeni teşvik sisteminin Türkiye genelinde yatırımı daha da özendireceğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, yeni sistemin üretim, istihdam ve ihracat noktasında Türkiye’yi farklı bir boyuta taşıyacağını ifade etti. Erdoğan şu açıklamalarda bulundu: “Önceki teşvik uygulamalarında olduğu gibi, bu teşvik uygulamasında Tarım ve hayvancılığa destek Tarım ve hayvancılık alanlarında üretime yönelik yatırım tesisleri kurulması halinde teşvik kapsamında destek verileceğini belirten Başbakan Tayyip Erdoğan, “Tarımsal sanayi yatırımları da aynı şekilde teşvik edilecek ama şu anda bizim Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın verdiği ayrıca destekler var. Bunlar şu anda devam ediyor. 7 milyar 600 milyon TL karşılıksız olarak verilmiş destek var. Ayrıca 1 milyar TL faiz desteği var” diye konuştu. Stratejik yatırım Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin stratejik yatırımlara hangi ilde yapılırsa yapılsın aynı teşvikin verilmesini anımsatması üzerine, “Stratejik yatırım bizim cari açıktaki en etkin minimize edecek politikayı oluşturuyor. Nerede yaptığı önemli değil, önemli olan yatırım yapmak. Böyle bir yatırıma biz destek veririz” dedi. Yatırıma katkı yüzde 60 Başbakan Erdoğan, bir soru üzerine de yeni teşvik sistemi çerçevesinde 31 Aralık 2013’e kadar yapılacak bölgesel teşvik kapsamındaki yatırımlara uygulanacak katkı oranının yüzde 15 ile 50 arasında değişeceğini söyledi. Bu oran 2013 sonuna kadar yapılacak büyük ölçekli yatırımlarda ise yüzde 25 ile yüzde 60 arasında olacak. 1 Ocak 2014 itibariyle başlanacak yatırımlara uygulanacak yatırıma katkı oranı ise yüzde 20 ile yüzde 45 arasında değişecek. Başbakan açıklamasını şöyle sürdürdü: “Sigorta primi işveren hissesi desteği bölgelere ve yatırımın başlangıç tarihine göre değişiklik gösterecek. 31 Aralık 2013’e kadar 1. bölgede yapılacak yatırımlara 2 yıl, 2. bölgede yapılacak yatırımlara 3 yıl sigorta primi işveren hissesi desteği verilecek. Bu bölgelerde 1 Ocak 2014’ten itibaren yapılacak yatırımlarda söz konusu destek uygulanmayacak. 2013 yılı sonuna kadar 3. bölgede yapılacak yatırımlara 5 yıl, 4. bölgede 6 yıl, 5. bölgede 7 yıl, 6. bölgede 10 yıl sigorta primi işveren hissesi desteği verilecek. 1 Ocak 2014’ten itibaren 3, 4, 5 ve 6. bölgelerde yapılacak yatırımlarda sigorta primi işveren hissesi desteği sırasıyla 3 yıl, 5 yıl, 6 yıl ve 7 yıl olacak. TL cinsi veya döviz cinsi kredilere verilecek faiz destekleri bölgelere göre değişiklik gösterecek. 1 ve 2. bölgelerde alınan kredilere faiz desteği verilmeyecek. 3. Bölgede azami 500 bin TL’ye kadar TL cinsi kredilerde 3 puan, döviz cinsi kredilerde 1 puan faiz desteği verilecek. 4. Bölgede azami 600 bin TL’ye kadar TL cinsi kredilere 4 puan, döviz cinsi kredilere 1 puan faiz desteği uygulanacak.” vergisi muafiyeti getiriliyor. Bölgesel teşvik uygulamaları kapsamında KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği, yatırım yeri tahsisi ve faiz desteği öngörülüyor. Yeni teşvik sisteminin 3. ayağı olan büyük ölçekli yatırımlarda, KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği, yatırım yeri tahsisi öngörülüyor. Sistemin 4. temel ayağını ise stratejik yatırımların teşviki oluşturuyor. Stratejik yatırımlara bölge ayrımı yapılmaksızın KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, 7 yıl süreyle Sigorta Primi İşveren Hissesi Desteği (6. bölgede ise 10 yıl), yatırıma katkı oranı yüzde 50 olmak üzere yüzde 90 vergi indirimi, faiz desteği (sabit yatırım tutarının yüzde 5’ini aşmamak kaydıyla azami 50 milyon TL olacak), yatırım yeri tahsisi, 500 milyon TL ve üzeri yatırımlar için bina inşaat harcamalarına KDV iadesi, Gelir Vergisi Stopajı Desteği (sadece 6. Bölgedeki yatırımlar için 10 yıl olarak) uygulanacak. Hedef cari açığı azaltmak Yeni teşvik paketinin hedefleri arasında cari açığın azaltılması amacıyla ithalat bağımlılığı yüksek olan ara malı ve ürünlerin üretiminin arttırılması ilk başta yer alıyor. En az gelişmiş bölgelere sağlanan yatırım desteklerinin arttırılması, bölgesel gelişmişlik farklılıklarının giderilmesi, destek unsurlarının etkinliğinin artırılması, kümelenme faaliyetlerinin desteklenmesi, teknolojik dönüşümü sağlayacak yüksek ve orta-yüksek teknoloji içeren yatırımların desteklenmesi yeni sistemin temel hedefleri arasında bulunuyor. Stratejik yatırımların teşviki Ekonomi Bakanlığı tarafından üzerinde çalışılan Girdi Tedarik Stratejisi (GİTES) çerçevesinde, cari açığın azaltılması amacıyla ithalat bağımlılığı yüksek ara malları ve ürünlerin üretimine yönelik, uluslararası rekabet gücünü artırma potansiyeline sahip AR-GE içeriği yüksek, yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli stratejik önemi olan yatırımlar teşvik ediliyor. Teşvik sistemine göre bölgeler Yeni teşvik sistemi 6 bölgeden oluşuyor. 1- Bölge: Ankara, Antalya, Bursa, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Kocaeli ve Muğla. 2.Bölge: Adana, Aydın, Bolu, Çanakkale, Denizli, Edirne, Isparta, Kayseri, Kırklareli, Konya, Sakarya, Tekirdağ ve Yalova. 3.Bölge: Balıkesir, Bilecik, Burdur, Gaziantep, Karabük, Karaman, Manisa, Mersin, Samsun, Trabzon, Uşak ve Zonguldak. 4.Bölge: Afyonkarahisar, Amasya, Artvin, Bartın, Çorum, Düzce, Elazığ, Erzincan, Hatay, Kastamonu, Kırıkkale, Teşvikler dört ana temele oturuyor Yeni teşvik sistemi 4 ana temele oturuyor. Genel teşvik uygulamaları kapsamında KDV istisnası ve gümrük 17 Kırşehir, Kütahya, Malatya, Nevşehir, Rize ve Sivas. 5.Bölge: Adıyaman, Aksaray, Bayburt, Çankırı, Erzurum, Giresun, Gümüşhane, Kahramanmaraş, Kilis, Niğde, Ordu, Osmaniye, Sinop, Tokat, Tunceli ve Yozgat. 6. Bölge: Ağrı, Ardahan, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Hakkari, Iğdır, Kars, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak ve Van. OSB’lere ayrıcalık Yeni teşvik sistemi çerçevesinde OSB’lerde yapılacak yatırımlar, aynı sektörde faaliyet gösteren firmaların birlikte gerçekleştireceği ve faaliyet gösterilen yatırım konusuna dikey veya yatay entegrasyon sağlayacak yatırım konuları, yatırımın bulunduğu bölgenin bir alt bölgesine sağlanan destek unsurları ile desteklenecek. Ayrıca yatırımın bulunduğu bölgenin bir alt bölgesine sağlanan destek unsurlarıyla teşvik edilecek yatırım konuları arasında Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından desteklenen Ar-Ge projeleri neticesinde geliştirilen ürünlerin üretimine yönelik yatırımlar da yer alacak. 6 bölgede sektör ayrımı yapılmadan destek 6. bölge illerinde asgari sabit yatırım tutarının üzerinde gerçekleştirilecek yatırımlar, sektör ayrımı yapılmaksızın bölgesel desteklerden yararlandırılacak. Bu çerçevede, söz konusu bölgede yatırım yapacak yatırımcıların, tüm destek unsurlarından azami miktarda yararlanmaları sağlanacak. Bölgede yapılacak yatırımlar ile sağlanan istihdam kapsamında ödenmesi gereken sigorta primi işveren hissesinin asgari ücrete tekabül eden tutarı 10 yıl, yatırımların organize sanayi bölgelerinde yapılması halinde ise 12 yıl süreyle devlet tarafından karşılanacak. Sadece 6. bölgede uygulanmak üzere, işçilerin asgari ücreti üzerinden hesaplanan gelir vergisi stopajı, 10 yıl süreyle terkin edilecek. Sigorta primi işveren hissesi desteği Sigorta primi işveren hissesi desteği bölgelere ve yatırımın başlangıç tarihine göre değişiklik gösterecek. Sigorta primi işveren hissesi desteği 31 Aralık 2013’e kadar 1. bölgede yapılacak yatırımlarda 2 yıl, 2. bölgede yapılacak yatırımlarda 3 yıl olarak uygulanacak. 3. bölgede 31 Aralık 2013’e kadar yapılacak yatırımlarda 5 yıl, 1 Ocak 2014 tarihinden sonra başlanılan yatırımlarda 3 yıl sigorta primi işveren hissesi desteği uygulanırken, 4. bölgede 2013 sonuna kadar yapılacak yatırımlar için 6 yıl, 1 Ocak 2014 sonrası başlanılacak yatırımlar için 5 yıl destek verilecek. 2013 sonuna kadar 5. bölgede uygulanacak yatırımlarda 7 yıl, 6. bölgede 10 yıl sigorta prim desteği verilirken, 1 Ocak 2014 sonrasında başlanacak 5. bölge yatırımlarda süre 6 yıl, 6. bölge yatırımlarında ise 7 yıl olacak. İşveren hissesi Yeni teşvik sistemiyle uygulanacak işveren hissesi desteği: 31.12.2013 tarihine 01.01.2014 tarihinden kadar başlanılan sonra başlanılan yatırımlar yatırımlar Bölgeler 1 2 yıl 2 3 yıl 3 5 yıl 3 yıl 4 6 yıl 5 yıl 5 7 yıl 6 yıl 6Bölgelere10göre yıl katkı oranları 7 yıl 18 18 Yeni teşvik sistemi çerçevesinde verilecek yatırım katkı oranları da bölgelere göre değişecek. 31 Aralık 2013 tarihine kadar başlanılan bölgesel yatırımlar için 1. bölgede yatırıma katkı oranı yüzde 15, 2. bölgede yüzde 20, 3. bölgede yüzde 25, 4. bölgede yüzde 30, 5. bölgede yüzde 40, 6. bölgede yüzde 50 olacak. 1 Ocak 2014 sonrasında başlanılacak bölgesel yatırımlar için uygulanacak yatırıma katkı oranı 1, 2, 3, 4, 5 ve 6. bölgelerde sırasıyla yüzde 10, yüzde 15, yüzde 20, yüzde 25, yüzde 30, yüzde 35 olacak. 2013 yılı sonuna kadar başlanılan büyük ölçekli yatırımlardan 1. bölgede olanların yatırıma katkı oranı yüzde 25 olacak. 2. bölgede yatırıma katkı oranı yüzde 30, 3. bölgede yüzde 35, 4. bölgede yüzde 40, 5. bölgede yüzde 50, 6. bölgede yüzde 60 olarak uygulanacak. Ocak 2014 sonrasında başlanılacak büyük ölçekli yatırımlar için uygulanacak yatırıma katkı oranı 1, 2, 3, 4, 5 ve 6. bölgelerde sırasıyla yüzde 20, yüzde 25, yüzde 30, yüzde 35, yüzde 40, yüzde 45 olacak. Yatırıma katkı oranı Yatırıma katkı oranlarının bölgelere göre değişimi: Vergi indirimi desteği Yeni teşvik sisteminde vergi indirimi desteği, münhasıran teşvik belgesine konu yatırımdan elde edilecek kazançlara uygulanmakla birlikte, 2, 3, 4, 5 ve 6. bölgelerde yatırım yapan firmalar için, yatırıma katkı oranının belirli yüzdesine ulaşıncaya kadar yatırım döneminde tüm faaliyetlerinden elde ettiği kazançlara da uygulanabilecek. Bölgeler 1 2 3 4 5 6 Faiz desteği Yeni teşvik sisteminde TL cinsi veya döviz cinsi kredilere verilecek faiz destekleri bölgelere göre değişiklik arz edecek. Buna göre 1 ve 2. bölgelerde alınan kredilere faiz desteği uygulanmayacak. 3. bölgede TL cinsi kredilerde 3 puan, döviz cinsi kredilerde bir puan faiz desteği verilecek, azami destek tutarı ise 500 bin TL olacak. 4. bölgede TL cinsi kredilere 4 puan, döviz cinsi kredilere 1 puan faiz desteği verilirken, azami destek tutarı 600 bin TL olarak uygulanacak. 5. bölgede azami 700 bin TL’ye kadar olan TL cinsi kredilerde 5 puan, döviz cinsi kredilerde 2 puan, Yatırıma katkı oranı (%) Bölgesel Teşvik Uygulamaları Büyük Ölçekli Yatırımların Teşviki 31.12.2013 tarihine 01.01.2014 31.12.2013 tarihine 01.01.2014 kadar başlanılan tarihinden sonra kadar başlatılan tarihinden sonra Bölgeler 1 2 3 4 5 6 Yatırımlar 15 20 25 30 40 50 Baş. Yatırım 10 15 20 25 30 35 Yatırımlar 25 30 35 40 50 60 6. bölgede azami 900 bin TL’ye kadar olan TL cinsi kredilerde 7 puan, döviz cinsi kredilerde 2 puan destek verilecek. Kredilere verilecek faiz desteği Yeni teşvik sisteminde TL cinsi veya döviz cinsi kredilere verilecek faiz destekleri: Destek Oranı Azami Destek Tutarı TL Cinsi Kredi Döviz Cinsi Kredi 3 Puan 1 Puan 4 Puan 1 Puan 5 Puan 2 Puan 7 Puan 2 Puan (Bin TL) 500 600 700 900 Gelir vergisi stopajı desteği Yeni teşvik sistemi çerçevesinde 6. bölgede düzenlenecek teşvik belgeleri kapsamındaki yatırımlarla sağlanan istihdam için asgari ücret üzerinden hesaplanacak gelir vergisi stopajı 10 yıl süreyle terkin edilecek. Tersaneler ve gemilere de destek Tersanelerin gemi inşa yatırımları kapsamında istihdam edilen işçiler için ödenmesi gereken sigorta primi işveren hissesinin asgari ücrete tekabül eden kısmı, devlet tarafından karşılanacak. Başlatılan yatırımlar 20 25 30 35 40 45 19 Ankara’da bir ilk Yenilikçilik Merkezi kuruluyor Başkent OSB’de ardarda gerçekleştirilen toplantılar sonucunda hazırlanan Fizibilite Raporu’nda “Ülkemizde de diğer ülkelerde olduğu gibi, ülkemizin koşullarına uygun, sanayicimizin ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak bir yenilikçilik merkezi kuruluşu gerçekleştirilmelidir” denildi. Başkent OSB’de yürütülen Yenilikçilik Merkezi çalışmalarının önemi ve yararına vurgu yapan Türk, “Başkent Organize Sanayi Bölgesinde Yenilikçilik Merkezi’nin temelini atacak ve kurluşunu gerçekleştireceğiz” dedi. 20 A nkara sanayisin öncülüğünü üstlenen ve her zaman ilkleri gerçekleştiren Başkent OSB, hedeflenen “yaşanabilir, çalışılabilir, üretilebilir, rekabet edilebilir” bir organize sanayi bölgesi olma yönünde kararlı adımlarla ilerliyor. Kurulduğu günden bugüne sürekli gelişen ve yenilenen Başkent OSB, “Ankara Yenilikçilik Merkezi” ile yaptığı hizmetlere bir yenisini eklemek yolunda önemli bir aşamayı daha geride bıraktı. Ankara Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen ve Gazi Üniversitesi ile işbirliği içerisinde gerçekleştirilecek olan bu projenin öncelikli hedefleri, başta Başkent OSB olmak üzere Ankara’nın yenilikçilik potansiyelini harekete geçirmek ve buna bağlı sürdürülebilir rekabet gücünü arttırmak yolunda izlenecek politika ve stratejileri belirlemek. Bu amaçla başta, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ankara Valiliği, Ankara Sanayi Odası, Gazi Üniversitesi ve Ankara Kalkınma Ajansı olmak üzere sanayi ile ilgili Ankara’nın önde gelen kuruluş temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen “Açılış”, “Değerlendirme” ve “Kapanış” toplantıların ardından Ankara’da bir Yelilikçilik Merkezi’nin kurulması yönünde fikir birliği oluştu. “Proje Başlangıç Toplantısı” Yenilikçilik Merkez ile ilgili gerekli bilgileri paylaşmak amacıyla ilk olarak “Proje Başlangıç Toplantısı” düzenlendi. Toplantıya, Kalkınma Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya, Ankara Vali yardımcıları Şentürk Uzun ve Mahmut Yıldırım, Gazi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Duran Altıparmak, ASO Başkanı Nurettin Özdebir, KOSGEB Başkan Yardımcısı Hüseyin Tüysüz, Ankara Kalkınma Kurulu Başkanı Mustafa Lale, Ankara Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Kasım Kayıhan, OSTİM Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın katıldılar. Toplantı, konuyla ilgili bilgi almak isteyen katılımcılar için aydınlatıcı olduğu kadar, konuşmacıların deneyimlerini ve temennilerini paylaştıkları bir platform oluşturmasıyla da ayrıca önemli bir işlevi yerine getirmiş oldu. 21 21 Türk: “Yeniliklere ve farklılık yaratmaya önem veriyoruz.” Ö zelde bölgemizi, genelde ise Türkiye ekonomisini yakından ilgilendiren bir konunun masaya yatırıldığı toplantının açılış konuşmasını, Başkent OSB Başkanı Şadi Türk yaparken sözlerine Başkent OSB yönetimi olarak yeniliklere ve farklılık yaratmaya verdikleri önemi vurgulayarak başladı. Farklı olmayı temel bir ilke olarak benimsediklerini anlatan Türk, sözlerine şöyle devam etti: “Şu anda bölge olarak bir yenilikçilik merkezi olma iddiasına soyunduk. Burada önemli olan; bizim ya da bir başkasının olması değildir. Önemli olan Ankara’nın gereksinim duyduğu böyle bir merkeze sahip olmasıdır. Sanayimizin gelişme sürecini yaşamadıkça rekabet etme gücünü kaybedeceğine inanıyoruz.” Başkent OSB’nin savunma sanayi alanında ODTÜ işbirliği ile başlayan süreçte üstlendiği öncü rolü hatırlatan Şadi Türk, Başkent OSB’nin kat ettiği mesafe ile ilgili olarak “1,014 hektar alanla Ankara’nın birinci, Türkiye’nin 8. büyük sanayi bölgesiyiz. Toplam sanayi yeri anlamında Ankara’da 1. Türkiye’de 9. sıradayız” dedi. Konuşmasının devamında bölgenin ileriye yönelik projelerine değinen Türk, özellikle lojistik merkezinin tamamlanması sonrasında Başkent OSB’nin ve Ankara sanayicisinin bundan sağlayacağı faydalara dikkat çekerek Ankara’nın bir liman kenti olmasının herkesin vizyonu olması gerekliliğini ifade etti. Başkent OSB’nin çevre düzeniyle ve sosyal donatı alanlarıyla “Geleceğin Sanayi Kenti” olma iddiasını her süreçte taşıdığının bir göstergesi olan “yaşanabilir şehir” projesine de değinen Türk, “Burada, lojistik destek kapsamında üniversiteler, kamu kuruluşla- 22 rı, araştırma kuruluşları, mesleki dernekler, teknoloji ve tıp merkezleri, bankalar, sigorta şirketleri, eğitim - sağlık ve sosyal kuruluşlar, lojistik kurumların tamamını içine alacak bir yatırım planlaması yaptık” diyerek konuşmasına devam etti. Sürekli iyileşme ve yenilikçiliğin, rekabet edebilirliğin ön koşulu olduğunu vurgulayan Şadi Türk, bu inancın sadece kendilerine ait olmadığını, Sanayi Bakanlığı’nın isminin Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı olarak değiştirilmesinin bu inancın paylaşıldığına dair bir işaret olduğunu belirtti. Kalkınma Ajansı’nın kuruluşunun ardından bu konuyu ciddiyetle ele aldığını, buna rağmen bu projenin aslında çok geç kaldığını ve hızla yönetime sokulması gerekliliğini ifade eden Türk yenilikçilik ilkesine atfen “Bununla ilgili, baktığımız zaman 1790’lı yıllarda Amerikan Anayasası’nda konulmuş hüküm- ler görüyoruz. O yıllardan bu yıllara Avrupa bu hükümleri alıp uygulamaya sokmuş ve yenilikçilik İngiltere ve Finlandiya’nın gelişmesinde itici güç olmuştur” dedi. Geç kalınmışlığın bir sonucu olan bu aranın kapatılmasının ancak sanayicilerin, üniversitelerin, kamunun, devlet yönetiminin topyekun bir mantık birliğine ulaşması ile başarılabilecek bir çalışma olduğunun üzerinde duran Türk, konuşmasının devamında şöyle konuştu: “Bu toplumsal bir iddaa olmak zorunda ve bizim kamu yöneticilerimizin ve siyasetçilerimizin inanarak bu konuya yüklenmeleri ve çok da hızlı hareket etmeleri gerekiyor. O kadar hızlı gelişen bir teknoloji var ki, ürettiğimiz ürünler çok hızlı eskiyor. Bunu mutlaka beyin gücüyle iyileştirmeli ve iyileştirmenin farkını da pazarlarda elde etmemiz lazım”. Şadi Türk, bu farkın kapatılmasının çok da zor olmadığının, Türkiye’nin bunun benzerlerini daha önce de başardığının ve Türkiye’nin özelliğinin bir kez koşmaya başladığında hızlı koşması olduğunun altını çizerek konuşmasını sürdürdü. Konuşmasının sonraki bölümünü “yenilikçilik” ilkesinin bir mantık değişikliği olarak kabul edilmesinin ve her kurumda öncelik haline getirilmesinin önemine ayıran Türk, bu husustaki görüşlerini şöyle dile getirdi: “Bu konuda biz Ankara olarak, özellikle Sayın Valimizin göreve başladığı ilk andan itibaren diğer illere göre büyük bir ivme kazandık. Demek ki biz buna yürekten inanıyoruz. Tabi bu arada, inovasyonun sadece malda değil, gerektiğinde hizmette, pazarlama yöntemlerinde, iş uygulamalarında, iş yeri organizasyonlarında aşama aşama yaygın hale getirilmesi gerekmektedir diye düşünüyoruz.” Şadi Türk’ün konuşmasının son bölümü ise AR-GE, Teknopark ve Yenilikçilik Merkezlerinin farklılıklarını açıklamaya yönelikti. Türk, kimilerinde AR-GE ve Yenilikçilik Merkezlerinin aynı görevi ifa ettiği algısının oluştuğunu ancak bunun yanlış bir algı olduğunu, AR-GE faaliyetlerinin parayı fikirlere, yenilikçilik faaliyetlerinin ise fikirleri paraya dönüştürdüğünü ifade etti. Şadi Türk konuşmasını “Bizim mutlaka, inovasyon dediğimiz ve dünyanın bugün bizi şaşırtan bir hızla uyguladığı bu farklılığı hayata geçirmemiz gerekiyor. Bu projemizi hayata geçirmede desteklerini esirgemeyen Kalkınma Ajansımıza Gazi Üniversitesine tekrar teşekkür ediyor; işbirliğimizin bundan sonra da sürmesi dileğiyle saygılarımı sunuyorum. Kamunun da aynı inançla bu konuya kaynak yaratma konusunda özellikle Sayın Bakanımızın bu konudaki mantığını bildiğim için desteklerini esirgemeyeceklerine olan inancım sonsuz” sözleriyle tamamladı. Ceylan: “Bu kararlı ve cesur adımlar ülkemizi üst seviyelere çıkaracaktır.” K alkınma Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan konuşmasına yenilikçilik merkezinin ilk adımının atılmasından duyduğu memnuniyeti aktararak başlarken, projeyi hayata geçirenleri, destekleyenleri ve paydaş kuruluşları tebrik etti. Ceylan, projenin önemine dikkat çekti: “Türkiye bir çok alanda değişim ve dönüşüm yaşıyor. Ve sanayi alanında önemli bir değişimi ve dönüşümü gerçekleştirebilecek olan merkezlerden bir tanesindeyiz. Günümüzde bilimin teknoloji ve yenilik yapma yeteneği, özellikle AR-GE faaliyetleri rekabet üstünlüğünün ve sürdürülebilir sosyoekonomik gelişmenin en önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir.” Türkiye’nin kalkınma hedefleri arasında AR-GE ve yenilikçilik bilincinin, üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesinin önem taşıdığını ifade eden Ceylan, 2007-2013 yıllarını kapsayan 9. kalkınma planı da dahil olmak üzere bugüne kadarki bilim ve teknoloji politikalarının temel amacının da özel sektörün AR-GE ve yenilik yeteneğini arttırmak, bilim ve teknolojide yetkinleştirmek ve bu yetkinliği ekonomik ve sosyal faydaya dönüştürmek olarak belirlendiğini anlattı. Son on yıllık dönemde Türkiye’de bilim ve teknoloji alanında bir kapasite oluşturma yönün- Mehmet Ceylan de çok önemli adımların atılmış olduğunun altını çizen Mehmet Ceylan, bu alana ayrılan kaynakların nasıl arttırıldığını ise şu örnekle gösterdi: “AR-GE ve yenilikçilik faaliyetlerinin desteklenmesine yönelik kamu yatırımları 2003 yılındaki 238 milyon TL düzeyinden 2012 yılında 7,5 kat artışla 1,8 milyar TL seviyesine yükseltilmiştir. AR-GE yatırımlarının sonuçlarının orta ve uzun vadede gerçek etkilerini gösterdiği göz önüne alınırsa atılan bu kararlı ve cesur adımlar ülkemizi önümüzdeki dönemde çok daha üst seviyelere çıkaracaktır.” Hükümetin 2023 vizyonuna da değinen Ceylan, 2023 yılında dünyanın en gelişmiş ilk on ekonomisinden birisi olma yolunda ihracatı 500 milyar dolara çıkartma hedefinin belirlendiğini, bu hedefin gerçekleştirilmesinde özellikle bilim ve teknoloji alanında bilgiyi faydaya dönüştürebilen bir ekonomi olmanın gerekliliğine değindi. “AR-GE için ayrılan kaynakları GSYH içinde- ki payının 2010 yılı içindeki yüzde 0.84 seviyesinden 2023 yılında yüzde 3’e yükseltilmesi ve kaynakların da üçte ikisinin özel sektörce karşılanması hedeflenmektedir. Aynı zamanda bilimsel ve teknolojik gelişmeden en önemli kaynak olan insan kaynağının geliştirilmesi amacıyla tam zamanlı çalışan AR-GE personeli sayımızın da 2010 yılındaki 74 binden , 2023 yılında 300 bine çıkarılması hedeflenmektedir.” sözleriyle bu hedefin yakalanması için yapılanları detaylandıran Mehmet Ceylan, konuşmasının devamında üniversitelerin, araştırmacıların yetiştirilmesinde çok önemli bir role sahip olduklarını ve bu çerçevede 2002 yılında 76 olan üniversite sayısının günümüzde 165’e çıkarıldığını ifade etti. Bakanlık tarafından kamu araştırma kurumlarına ve üniversitelerin büyük ölçekli araştırma altyapılarının desteklenmeye devam edildiğinin, bu altyapılar ile kamu ve özel sektörün ihtiyaçlarını göze alan ve 23 çok disiplinli araştırma faaliyetlerinin yürütüleceği araştırma merkezlerinin oluşturulmasının hedeflendiğini anlatan Ceylan sözlerine şöyle devam etti: “2012 yatırım programında üniversitelerin AR-GE projelerine yaklaşık 454 milyon TL ,TÜBİTAK’ın AR-GE projelerine ve diğer kuruluşların projelerine yaklaşık 1,3 milyar TL ödenmiştir. Böylece kamu kesiminde toplam AR-GE yatırımları 2012 yılı itibariyle 1milyar 754 milyon TL’dir.” Üniversitelerde ve kamu araştırma kurumlarında desteklenen bu merkezlerin üniversite-sanayi işbirliği yoluyla katma değeri yüksek ürünler üretilmesine önemli katkılarda bulunduğunu vurgulayan Mehmet Ceylan, bu merkezlerin verimliliğinin zaman zaman sorgulanabildiğini, bu maksatla da merkezlerin daha etkin ve sürdürülebilir olmasına yönelik Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TÜBİTAK başta olmak üzere ilgili kurumlarla, üniversitelerle işbirliği içerisinde yeni bir yönetim modeli oluşturma çabalarının son aşamaya geldiğini belirtti. “Planladığımız modelle AR-GE merkezlerinin özel sektörle işbirliği içinde kurulabilmesi, merkez yönetimlerinde özel sektörün yer alması ve bu merkezlerin özel sektörle işbirliği içinde işletilmesi mümkün olabilecektir. Yine bu modelle izleme ve değerlendirme sistemiyle merkezlere performansa dayalı kaynak aktarımı yapılacaktır. Dolayısıyla performansı yüksek olan merkezler daha fazla kamu desteği kullanma imkanı bulabilecektir” sözleriyle verimlilik konusunu biraz daha açan Mehmet Ceylan, AR-GE çalışmalarının üretime çevrilmesi konusunun önemi üzerinde durarak bu merkezlerde gerçekleştirilen projelerin ürüne dönüştürülmesi, ticarileştirilmesi ve seri üretime alınması konusundaki etkinliğinde en önemli aktörün özel sektörde olduğunu söyledi. Özel sektör AR-GE harcamalarının toplam içerisindeki oranının 2003 yılında yüzde 23.2’den 2009 yılında yüzde 47.4’e çıktığını hatırlatan Ceylan, son dönemde sağlanan desteklerin de etkisiyle özel sektör AR-GE yatırımlarında ve üniversite-sanayi işbirliğinde önemli gelişmeler görülmekle birlikte bu alanda sağlanacak desteklerin ve yapılacak çalışmaların büyük önem taşıdığını, hedeflere ulaşabilmek için sanayinin bir sıçrama yapması gerektiğini vurguladı. Öncelikli hedefin üniversiteler ve sanayiciler arasındaki bağın güçlendi24 rilmesi olduğunun altını çizen Ceylan, bu kapsamdaki görüşlerini şu sözlerle iletti: “Sanayiciler ve üniversiteyi bir araya getiren Başkent OSB yenilikçilik merkezi projesini Bakanlığımız olarak da takdir ve tebrik ediyoruz. Kalkınma Bakanlığı olarak bizler de sanayicilerimizin teknolojik kapasitelerinin ve yenilikçilik seviyelerinin arttırılması için daha esnek, sanayici ile birebir iletişim kurabilen bu tür ara yüzlerin oluşturulmasına inanmaktayız.” Mehmet Ceylan sözlerini sonlandırırken yenilikçilik merkezi gibi alanların yokluğunun hissedildiğini, bu tip projelerin bu boşluğu dolduracağını ifade etti ve projeye destek veren kişi ve kurumlara teşekkürlerini sundu. Mahmut Yıldırım Yıldırım: “ Tarım kentinden sanayi kentine” A nkara Vali Yardımcısı Mahmut Yıldırım da yaptığı konuşmada, dünya şartlarında rekabet edebilmenin sanayileşme ve sanayileşmedeki yeniliklere bağlı olduğunu söyledi. “Ankara ‘nın OSB’leri Ankara’yı geleneksel bir tarım kenti olmaktan çıkardılar diyen Yıldırım, şunları söyledi: “Sanayide dünya ile rekabet edebilecek bir büyük sanayi merkezi haline getirdiler. OSTİM’den İvedik’ten Sincan OSB’den Başkent OSB’ye kadar tüm sanayi bölgeleri Ankara ‘yı sana- yinin de başkenti yaparlar diye düşünüyorum. Eskişehir – Polatlı yönüne geldiğimizde gerçekten çok büyük bir heyecan yaşıyoruz.” Kurtuluş Savaşı’nın bu topraklar üzerinde verildiğini hatırlatan Yıldırım, Kurtuluş Savaşı’nı veren yiğit kahramanların ayaklarıyla uçakların inmesi ve kalkması için yaptıkları pistlerde bugün büyük bir sanayi şehrinin ortaya çıkması, büyük sanayi üretim merkezinin kurulduğunu söyledi. Mahmut Yıldırım, “Türkiye’nin kendi bölgesinde ve dünyada yükselen bir ekonomik güç olarak ortaya çıkması hepimizi gururlandırıyor. Burada emeği geçen OSB’lere, Başkanlarımıza, sanayicilerimize yürekten teşekkürlerimizi borçluyuz”dedi. Yıldırım konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kalkınmamızda çok önemli bir yer tutacak olan inovasyon merkezinin Başkent OSB’de açılmış olması ve bu konuda ilk gayretlerin ve çalışmaların bu salonda yapılmış olması ve buna bizim de katılmamız bizi gerçekten sevindirmiştir. Ankara Valiliği olarak sanayi ve yatırım bölgelerimizin gelişmesini her anlamda yürekten destekliyoruz. Teşekkür ediyoruz. İnovasyon merkezinin Ankara sanayisine ve ülkemize hayırlar getireceğini ve yeni ufuklar açacağını diliyor ve hepinizi yürekten selamlıyoruz.” Lale: “Ankaralı firmaları bu yarışta daha başarılı yapmak hepimizin görevidir.” T oplantıda konuşma yapan isimlerden Kalkınma Kurulu Başkanı Mustafa Lale, yenilikçilik merkezi projesine katkıda bulunan kişi ve kurumlara teşekkür ederek giriş yaptığı konuşmasının ilk bölümünde çağımızın adeta baş döndürücü bir hızla yenilikleri getirdiğine, toplumun bu hızlı gelişme içerisinde bilgi toplumuna evrildiğine ve artık yarışın sanayi toplumu sonrası uygarlığa kimin biçim vereceği üzerine olduğuna işaret etti. Mustafa Lale, sözlerinin devamında şunu ekledi: “Dünya adeta bir bilgi çöplüğüne de dönüşmüş durumda. Bu durumun içerisinde bilgiyi, katma değer bilgiye dönüştürürsek o zaman inovasyon yapmış oluruz. Bu şekilde bilgiyi faydalı hale dönüştürmüş oluyoruz ki, yapılması gereken odur. Bugün dünyada bunu başaran ülkeler kalkınmada başarılı oluyorlar.” Türkiye’nin sanayi evriminin kısa bir özetiyle devam eden konuşmasında Lale, 1960’lar, 1970’ler ve 1980’ler Türkiye sanayisinin ve bunun bugüne evrilişinin sonucu geldiğimiz noktaya değinerek “Bugün sanayi sektörü; ekonomimizi ayakta tutan, uluslararası rekabette yarışmayı sağlayan ana aktörlerimizdendir. 2023 yılındaki 500 milyar dolarlık ihracat hedefimizde sanayi bu amacın ana gövdesidir. Ancak önümüzdeki dönemde bilgiye dayalı yeni bir uygarlığın gelişine şahitlik edeceğiz. Bu nedenle bir yandan hızlı bir şekilde yapısal reformlarımız yapmaya devam ederken diğer yandan da sanayi politikamızı inovasyona dayalı olarak yeniden şekillendirmemiz gerekmektedir.” dedi. Türkiye’nin gelecekte dünya piyasalarında ucuz iş gücü üzerinden rekabet edemeyeceğini, bu sebepten artık bilgimiz ve yenilikçiliğimizi kullanarak rekabet edebileceğimiz öngörüsünde bulunan Kalkınma Kurulu Başkanı, bu sözlerinin içeriğini şöyle açtı: “Sizden daha ucuza üretenler var. bunlarla rekabet edemiyorsunuz. Bu yoğun uluslararası rekabet ortamında gerektiği şekilde AR-GE’ye ve inovasyona eğilmeyen ülkeler, kalkınmada ne yazık ki istedikleri noktaya gelemiyor ve istedikleri gelişmişliği yakalayamıyorlar. İnovasyon kısaca, bilginin toplumda ekonomik bir faydaya dönüştürülmesi ise günümüzde uluslararası rekabet güçlerinin de vazgeçilmez yegane anah- Mustafa Lale tarı haline gelmiştir”. Türkiye’nin girişimci karakterde insanlara sahip olmasına rağmen, kobilerin halen düşük katma değer oluşturan işletmeler olarak kalmalarının sebebini inovasyon bilincinin yaygınlaşmaması olarak gören Mustafa Lale, “Bir firmanın üretim noktasında yaptığı teknolojik inovasyonlar, hizmet ve pazarlama alanında inovasyon yapması sonucu verimliliğini, karını ve pazar payını arttırıyor. Ancak kobilerimizin eğitim ve danışmanlık hizmetlerinden faydalanamadıkları ve uzman eksikliği nedeniyle yenilikçi ürünler üretme bilgi ve becerisinden yoksun oldukları bir gerçek.” diyerek bu alandaki eksik- liklerin doğurduğu sonuçlara işaret etti. Yenilikçilik Merkezi’nin kobilerin ve firmaların önünü açacak bir proje olduğunun, bu nedenle burada Ankara Kalkınma Ajansı’nın desteği ve başta Gazi Üniversitesi işbirliği içerisinde yürütülecek yenilikçilik merkezi projesinin tanıtımı için bir araya gelindiğini vurgulayan Lale, merkezin kuruluş amaçlarından birisinin de yerel potansiyeli harekete geçirmek olduğunu ifade etti ve ekledi: “Ankaralı firmaların bu yarışta daha başarılı olmaları hepimizin görevidir.” Ankara’da bulunan üniversitelere de değinen Mustafa Lale: “Üniversitelerimiz içerisinde kaliteli ve dünya çapında rekabet edebilecekler var. Bu üniversitelerimizin en büyük handikaplarından birisi yaptıkları çalışmaların inovasyona aktarılamamasıdır. Yüzlerce yayın yapabilirsiniz, makale ve yazı üretebilirsiniz ama bunları eğer katma değer üreten ticari bir hale getiremezseniz bunların hiçbir değeri yoktur. Sanayi ve sanayiciyle buluşturamıyorsanız bir şey ifade etmiyordur.” dedi. Teknoparkların üniversite-sanayi işbirliği kurma noktasında son yıllarda Türkiye’nin ciddi bir atılım yapmasına aracı olduğunu, aktif 29 adet teknoparkın 4000 adet proje üzerinde çalıştıklarını ve 10000’den fazla AR-GE elemanı istihdam ettiklerini anlatan Lale, yenilikçilik merkezinin sanayinin içine direkt inovasyonu yerleştirme ve sanayi ile iç içe olma vasfıyla ayrı bir önem arz ettiğini ekledi. 25 25 Mustafa Lale, Başkent OSB’nin bu anlamda üstlendiği role atıfta bulunarak söylediği, “Başkent OSB bu merkeze yönelik arazi tahsisinde bulunmuş ve bölgemizin ve ülkemizin ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir yapılanmayı yerine getirmeyi planlamıştır. Adeta sanayimize bir kıvılcım çakmıştır. Bu yenilikçilik merkezinin kuruluşu için Ankara Kalkınma Ajansı da verdiği desteği devam ettirecektir.” sözlerinin ardından bu projeden sadece Başkent OSB’nin değil, Ankara’nın tüm OSB’lerinin ve sanayicilerinin yararlanacağını belirtti ve bu projenin gerçekleşmesinde katkı sağlayan Başkent OSB ve Gazi Üniversitesi başta olmak üzere herkese teşekkürleri- 26 ni ileterek konuşmasını bitirdi. Özdebir: “Türkiye’de ilk ve çok önemli” A nkara Yenilikçilik Merkezi dolayısıyla proje ile ilgili bilgileri paylaşmak ve yenilikçilik üzerinde fikir alışverişinde bulunmak amacıyla düzenlenen “Proje Başlangıç Toplantısı”nda konuşan Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, konuşmasına OSB’lerin yararlarından söz ederek başladı. OSB’lerin üyelerine ve çalışanlarına daha çok yakışan bir hakikat yaratmak için giriştiği tatlı rekabet ortamına değinen Özdebir sözleri- ne “Bütün OSB’ler ciddi bir inovasyon çalışması içerisinde ve hepsinde yeni yeni fikir ve uygulamalar doğmakta. Bu çalışmalardan dolayı çok mutluyum” diye devam etti. OSB’lerin Türkiye’nin 50 yıldır sürdürdüğü bu alanda şimdiye kadar uygulanmış en güzel proje olduğunu ifade eden Özdebir, OSB’lerin gelişimi sürecinde Türkiye’nin çevreyle barışık, insanlara yaşanabilir bir yer sunan ve sürdürülebilir kalkınmanın temeli olan üretim gücünün disiplinli bir şekilde gelişmesini sağlayan son derece modern bir uygulamaya sahip olduğunu söyledi. Bu uygulamayı ihraç eder hale gelinmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Nurettin Özdebir, Rusya ve Kazakistan’ı örnek göstererek, bu ülkelerin Türkiye’deki gelişmeleri ve mevzuatı benimsemelerinden duyduğu gururu anlattı. “Başarılar devam ediyor ve bu başarıyı kimsenin inkar etmeye hakkı yok” diyerek de OSB’lerin kendilerini ilgilendiren her mevzuda sorumluluktan kaçınmadığını vurgulayan Özdebir, mevcut kanunlarla ilgili eleştirilerini de şu şekilde seslendirdi: “Ama tabi kanunumuz da değişen koşullar altında bir takım değişikliklere uyarlanmalıdır. Bunların başında da OSB’lerin hükmi şahsiyeti geliyor.” OSB’ler için kanun yapılırken kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü tanımını istediklerini, ancak son anda genel kurulda bir takım müdahalelerle özel hukuk tüzel kişiliğe çevrildiğini hatırlatan Özdebir, bunun sonuçlarının yarattığı bir takım mağduriyetlere de değindikten sonra konuşmasına şöyle devam etti: “Tüm Türkiye’deki OSB’ler için derin ve tehlikeli bir durum. Bakanımızdan da rica ettik, burada OSB’lerin arkasında olduklarının kuvvetli şekilde gösterilmesi lazım.” Bakanlardan bu konuya müdahil olunmasını ve kamulaştırmaları bakanlıkların yapmasının istendiğini belirten Nurettin Özdebir, Bakanlık’tan bu öneriye getireceği yük sebebiyle sıcak bakılmadığını, ASO olarak kendilerinin mevcut mevzuata göre kamulaştırmalara devam etmek zorunda olduklarını söyledi. OSB’lerin işlerliğinin geliştirilmesi açısından kanunun tekrar gözden geçirilmesinin önemine vurgu yapan Özdebir, Bakan Nihat Ergün’ün bu konudaki yardımları için, “sağ olsunlar programlarına koydular ve hallettiler. Seçim döneminde bu konuda önümüz daha da açıldı. Daha da açılmasını bekliyoruz.” dedi. Kamuya yük olmadan, üyelerinin maliyetlerini düşürmek ve rekabet güçlerini arttırmak için iyi niyetle çalışmalar yaptıklarını anlatan Nurettin Özdebir, Ankara sanayicisinin karşılaştığı güçlüklerin başında gelen taşıma maliyetiyle ilgili verdiği bir örnekte “Sadece iki firmamızın 2007 yılında ambarlı yaptıkları navlun ödemelerin fatura tutarı 7 milyon liraydı. Bu 7 milyon liraya iki fabrikanın binasını yapmak mümkün. Böylece nakliye masrafları sıfırlanabilirdi.” diyerek bu konunun önemine dikkat çekti. Yaptıkları çalışmalar sonucu demir yolu taşımacılığıyla yüzde elliyi aşan bir tasarruf sağlayabileceğinin ortaya çıktığını belirten Özdebir, “Her şeyimiz hazır ama bir senedir tren kaldıramıyoruz. Çünkü DDY’nin verdiği fiyatlar kamyon fiyatlarından yukarıda” diye sitemde bulundu. Bu hususta mücadelelerini sürdüreceklerini ve yetkililerle birlikte alternatif çözümler arayacaklarını belirten Özdebir, çözüme ilişkin etkin tedbirler alınacağına inandığını ifade etti. Konuşmasının sonraki bölümünde Türkiye’nin gösterdiği büyüme performansına değinen ve gelecekte de bu büyüme oranlarının devam ettirilmesi konusundaki inancı paylaştığını belirten Nurettin Özdebir, insan kaynağı sorununun ise halen ekonominin büyümesinin önünde bir engel yarattığından bahsetti. Söze “İşsizlik oranlarımız hızla düşüyor, seviniyoruz. İşletmelerimiz de nitelikli eleman arıyorlar. Her seviyede nitelikli eleman. Ama çalışacak insan bulamıyoruz.” diyerek devam eden Özdebir, bir diğer taraftan güzel gelişmelerin de yaşandığını meslek lisesi seviyesinin yüzde otuzdan yüzde kırk dörde yükselmesi örneğini vererek anlattı. Türkiye’nin en büyük sıkıntısının insan kaynağı niteliği olduğunu söyleyen Özdebir, belgenin beceriyle örtüşmesi gerektiğinden, bunun yıllarca göz ardı edildiğinden yakındı. Gençlerin istihdamın olduğu alanlara yönlendirilmesini isteyen Özdedir, “Bu anlamda bakış açılarını da değiştirmek gerekiyor. Tabularımızı yıkmamız gerekiyor” dedi. İlk ve çok önemli Türkiye’de ilk defa bir inovasyon merkezinin temelinin atılmasının kendisi için çok sevinçli bir durum olduğunu belirten Nurettin Özdebir, inovasyon kavramının tüm insanlarımıza zerk edilmesi gerektiğini, aksi halde dünyadaki hızlı değişim ve rekabet şartlarının Türkiye’deki firmaların büyük bir bölümünü önümüzdeki on yıl içinde kapanma noktasına getireceğini söyledi. Rekabete ayak uyduramayanların ayakta kalamayacağını, bu sebeple bu projeyi çok önemsediğini ve Başkent OSB Başkanı Şadi Türk’ü ve çalışanlarını tebrik ettiğini söyleyen Özdebir, inovasyon merkezlerinin gerekliliğine yurt dışındaki örneklerini görünce inandığını ifade etti. Nurettin Özdebir konuşmasını şöyle tamamladı: “Bu merkezlerle insanların inşallah daha kolay iletişim yolları kullanarak ihtiyaçlarını karşılayacaklarını düşü- 27 nüyorum. Bunda emeği geçenlere çok teşekkür ediyorum.” Tüysüz: “ Ancak yenilikçiler yollarına devam eder” “Proje Başlangıç Toplantısı”nda konuşma yapanlar arasında KOSGEB Başkan Yardımcısı Hüseyin Tüysüz de vardı. Tüysüz, konuşmasına başlarken bu önemli ve anlamlı meselenin tartışılmasından duyduğu memnuniyeti iletti ve sözlerine şöyle devam etti: “Bir ülkenin zenginleşmesinin, zaman içinde gayri safi milli hasılasının yükselmesinin temel iki kaynağı vardır, derler. Bunlardan biri üretim faktörlerinin miktarının artışı, diğeri, asıl önemlisi üretim faktörlerinin niteliğinin arttırılması.” Bu nitelik artışının ancak bilgiyle ve kobilerin bu bilgiyi işlemesiyle mümkün olacağının, kobiler için kurulmuş olan KOSGEB’in rekabetin artması, pazar paylarının arttırılması ve ülkemizin zenginleşmesi için gösterdiği çabada inovasyon bilginin üretilmesinin önemli olduğunun altını çizen Hüseyin Tüysüz konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kobilerimizin istihdamdaki payları ve katma değerdeki payları, ihracat ve yatırıma katkıları inovasyon, AR-GE bilgi kullanımı ve özellikle inovasyonun hizmeti konusunda çok önemli roller üstlendi, üstlenecek.” 28 Hüseyin Tüysüz Tüysüz, bu manada KOSGEB olarak 2009’da başlattıkları değişim ve dönüşümde bu bilginin ışığında hareket ettiklerini, inovasyonu her alana yansıtmaya çalıştıklarını belirtti. Ekonominin ihtiyaç duyduğu bilginin üretilmesin gerekliliğine dikkat çeken KOSGEB Başkanı, bu bilgilerin talep olarak üniversitelere yansıtılması ve bu arz-talebin bir şekilde oluşturulması gerektiğini ifade etti. Sözlerine “İnovasyon merkezinin de bu mana- da bilgi tedariki için üniversite, sanayi ve kamu kurumlarının ortaklığı ile bir mekanizma oluşturacağını düşünüyorum. Bu anlamda inovasyon üretmek hepimizin misyonu olmalı.” ifadesiyle devam eden Hüseyin Tüysüz, kobileri öğrenen organizasyonlar olarak gördüklerini, bugünün kuruluşlarının inovasyon odaklı olamamaları halinde ayak uyduramayıp geride kalacaklarını, yenilikçilerin ise yollarına devam edeceklerinin üzerinde durdu. Konuşmasının sonraki bölümünü inovasyon konusunda KOSGEB’in yürüttüğü çalışmalara ayıran Hüseyin Tüysüz, KOSGEB’in birçok ilde kobilere yüz yüze hizmet sunma hedefi bağlamında KOSGEB Hizmet Merkezleri açtığını, AR-GE üretimine katkı sağlayan çalışmalar yaptığını, kapsamını genişlettiğini ve Türkiye’de ilk kez inovasyon destek programı hazırladıklarını anlattı. Daha sonra uluslararası bir çok önemli figürün inovasyonun öneminin üzerinde durdukları örnekleri tek tek sıralayan Tüysüz, OECD Genel Sekreteri’nin şu sözlerinden de alıntı yaptı: “Günümüzde ülkelerin para ve ekonomik politikaları, artık bir politika aracı olmaktan çıktı. Elimizde tek bir politika aracı var. O da inovasyondur.” Dünyanın bu kadar önemsediği bir meselede ara yüzler oluşturarak ekonominin ihtiyaç duyduğu bilgiyi yaratmanın ve inovasyona dönüştürmenin, bunun için ekosistemler oluşturmanın ve bunların iktisadi değere dönüştürülmesinin bir yenilik olarak algılanması hususuna eğilen Hüseyin Tüysüz, konuşmasının devamında KOSGEB olarak AR-GE ve inovasyon çalışmalarına verdikleri destekleri anlattı: “Tüm kobileri hedefe alan bir KOSGEB yaratınca her türlü inovasyon çalışmasını destekleyen bir yapı olduk. AR-GE, inovasyon çalışmalarını destekleyen yaklaşık 500000 liralık bir kaynak ayırdık. Biz inovasyonu gündemimize aldıktan sonra yepyeni bir açılım sağladık. Bugün 70’in üzerinde üniversitede hem bilgi üretimi ve değere dönüştürülmesi, pratik anlamda sanayiye uyarlanması konusunda çalışmalarımız devam ediyor.” Sözlerini tamamlarken Başkent OSB İnovasyon Merkezi’nin KOSGEB’e gelecek olan inovasyon projelerinde önemli katkıları olacağını düşündüğünü belirten KOSGEB Genel Başkanı, inovasyonla çok daha hızlı gelişebileceğimizin görüldüğünü ifade etti. Altıparmak: “Üniversite olarak üzerimize düşeni yapacağız” P roje başlangıç toplantısının bir başka konuşmacısı da Gazi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Duran Altıparmak’tı. Konuşmasına toplantıda bulunmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti ifade ederek başlayan Altıparmak, üniversiteler toplantıda konuşulan meseleleri ne şekilde değerlendirmeli, karşılamalı ve bu çalışmaların neresinde durmalı? Soruları üzerinde durdu. Duran Altıparmak, üniversitelerin yüksek öğrenim ve bilimsel araştırmalar yapan yerler olarak bilindiğini, ancak bu misyonlarının yanı sıra artık sanayicilerin ihtiyacı olan girişimciliğe yatkın, inovasyona eğilimli insan gücü oluşturma talebini de karşılamaları gerektiğini vurgulayarak, Gazi Üniversitesi olarak AR-GE ve inovasyon çalışmalarına katkı sağlamak amacıyla 46 araştırma ve uygulama merkezi bulundurduklarını söyledi. 11 meslek yüksek okulunun nitelikli iş gücünün bir yanını oluşturan mesleki eğitimle ilgili önemli birer kurum olduğuna işaret eden Prof. Dr. Altıparmak, “Sanayiciyle iç içe bir çalışma yapıyoruz. Değişimlere ayak uydurmak başta üniversitelerin işi olmalı. Biz yine klasik mühendislik eğitimi dışında farklı bir mühendislik eğitiminin de gerekliliğine inanan bir kurum olarak Teknoloji Fakültesi’ni kurduk.” sözleriyle üniversitelerin sanayi üretimi sürecinde üstlenmesi gereken rollerle ilgili düşüncelerini aktardı. Prof. Dr. Prof. Dr. Duran Altıparmak Duran Altıparmak, teknoloji fakültesinin klasik mühendislik eğitimi dışında elinden iş gelen, proje üreten, teknoloji gelişimine katkı sağlayan ve uygulayıcısı olan insanları yetiştirmek için kurulduğunu anlattıktan sonra konuşmasına, Türkiye üniversitelerinin dünya ölçeğinde olduklarını, bu yıl itibariyle bazı bağımsız derecelendirme kurumlarının Türkiye’den 6 üniversiteyi dünyanın ilk 500 üniversitesi arasında gördüklerini ve Gazi Üniversitesinin bunlardan biri olduğunu ifade ederek devam etti. Mühendislik alanında ilk 300’de olduklarını ve sanayicilerin faaliyetleri doğrultusunda üzerlerine düşeni yapmaya çalıştıklarını aktaran Prof. Dr. Altıparmak, bu bilgi birikiminin inovasyona ne kadar yansıdığının ise tartışılır olduğunu dile getirdi. Sözlerine “Kalkınma Ajansı”nın katkılarından bahsederek devam eden Altıparmak, “Bu yıl itibariyle Kalkınma Ajansımızın katkıları büyük faaliyetlere kapı açacak nitelikte. Bu projeler içinde on projeden dokuzu kabul edildi. Bu projelerden biri de Başkent OSB’de bir yenilikçilik merkezi oluşturulmasıyla ilgilidir. Güncel bir proje olan bu projede görevimizi en iyi şekilde yapacağız.” dedi. Yenilikçilik Merkezi’ni gördükten sonra yaşanabilir, çalışılabilir, üretilebilir bir mekan olduğuna inandığını ifade eden, ancak yine de rekabet edilebilirlik hususunun bir süreç olduğu ve zaman alıcı olduğuna dikkat çeken Gazi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Altıparmak, üniversitenin Gölbaşı’nda sahip olduğu Teknoparka da değindi: “Burada üniversitemiz içinde Gölbaşı’nda teknoparkımız vardır. Ankara Kalkınma Ajansı gibi kuruluşu yeni bir teknoparktır. Orada yüzün üstünde firmamız oluştu. Bu, şu demektir: Artık öğretim üyeleri sanayicilerimizin gayretli görüntüsüne ayak uydurmaya başladı.” Konuşmasının sonunda İngiltere’deki üniversite sanayi işbirliğine dair bilgiler veren Altıparmak, bu ülkede sanayicinin mesleki eğitime verdiği 16 milyar paoundluk desteğin ancak bir güven ortamı ile sağlanabileceğinin, üniversite tarafından geçerliliği kanıtlanmış bilgiyi talep eden ve bu bilgiyi rekabeti arttırmak için kullanan, öncü olan tarafın sanayici olması gerektiğinin altını çizdi, inovasyon merkezi’ni gerçekleştiren sanayicileri kutlayarak sözlerine son verdi. 29 Strateji belirleme ASO ile Başkent OSB’nin önderliğinde yapılan ve sanayicilerin, iş adamlarının, akademisyenler ve bürokratların katıldığı toplantıda, Yenilikçilik Merkezi’nin kuruluşunda izlenecek politika ve stratejiler tartışıldı. A nkara Sanayi Odası ile Başkent Organize Sanayi Bölgesi’nin öncülüğünde gerçekleştirilen toplantıda Bölgemizde kurulması planlanan “Yenilikçilik Merkezi”nin hayata geçirilmesinde izlenecek politika ve strateji tartışıldı. ASO Başkanı Nurettin Özdebir başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya, Kalkınma Kurulu Başkanı Mustafa Lale, Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Asım Balcı, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Doğan, Gazi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Duran Altıparmak, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Erdal Kadere, ODTÜ BİLTİR Başkanı Mustafa İlhan Gökler, KOSGEB Kobi Uzmanı Kürşat Emre Donay, OSBÜK Genel Sekreteri Ali Yüksel, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Sanayi Komisyonu, TCDD, Ankara Kalkınma Ajansı, TTGV gibi çeşitli kurumların temsilcileri ve Ankara’daki OSB’lerin yönetim kurulu başkanları, üyeleri, bölge müdürleri katıldı.. Toplantıda, aşağıdaki konular ele alındı: n Ankara Yenilikçilik Merkezi’nin organizasyon ve yönetim yapısına ilişkin önerileriniz? n Yelilikçilik Merkezi’nde kimler yer almalı? n Nasıl bir organizasyon ve yönetim yapısı olmalı? n Merkez bünyesinde hangi birimler yer almalıdır? n Ankara Yenilikçilik Merkezi’nin yürütmesini istediğiniz görev ve hizmetler n Merkezin finansal destek yapısına ilişkin öneriler,30 Nürettin Özdebir n Kurumsal olarak finansal desteğiniz olabilir mi? n Kurumsal olarak yapı içerisinde nasıl yer alabilirsiniz? n Kurumsal olarak Ankara Yenilikçilik Merkezi kuruluş ve işletilmesinde görev alabilmeniz için yasal düzenlemeye ihtiyacı var mı? Varsa hangi yasalarda düzenleme yapılmalıdır? Özdebir: OSB’ler örnek proje T oplantıda konuşmasına toplantıya katılan katılımcı ve konuşmacılara selamlarını ileterek başlayan Nurettin Özdebir, sözlerini OSB’lerin Türkiye’deki geçmişi ve bugününe dair kısa bir özet yaparak sürdürdü. Özdebir, çizdiği tabloda 1960’lardan bugüne kadar gelen süreçte OSB’lerin örnek bir proje olarak önümüze çıktığını, bütün OSB’lerin tatlı bir rekabet içinde fark yaratmak, sanayicisine daha iyi hizmet verebilmek ve bölgenin kalkınmasına katkıda bulunabilmek adına bir yarış içerisinde olduğunu anlattı. Konuşmasının sonraki bölümünde rekabet konusuna değinen Nurettin Özdebir, rekabetin sürekli arttığına, zorlaştığına ve ayakta durabilmek için farklılaşmak ve başkalarından öne çıkabilmenin gerekliliğine işaret etti. Özdebir sözlerine şöyle devam etti: “Kısacası buna inovasyon diyoruz. İnovasyon, bilginin paraya dönüşmesi veya şu anda üretmekte olduğunuz bir ürünü, yapmakta olduğunuz bir süreci, üretim tarzınızı, pazarlama şeklinizi, yani kısacası bir işletmenin bütün fonksiyonlarını kapsayan, bunlarda fark yaratacak, katma değerini arttıracak bir kavram. Ben şahsen inovasyonu AR-GE’den daha önemli buluyorum.” ASO Başkanı Nurettin Özdebir, inovasyonu AR-GE’den daha önemli bulmasının sebeplerini ise şu şekilde açıkladı: “Bir, paraya dönüşmesi daha hızlı. İki, AR-GE bilgi üretmektir. Düşündüğünüz, hayal ettiğiniz her şeyin olumlu bir sonuca ulaşması yüzde yüz değildir.” Özdebir, inovasyon kavramının topluma benimsetilmesi ve güzel örneklerinin arttırılması gerektiğini ifade ettiği sözlerinin ardından bu amaçla dünyada inovasyon merkezlerinin kurulduğunu, bu inovasyon merkezlerinin sanayicilerin hayatını kolaylaştırmak, daha yüksek katma değer yaratabilmek ve işletmelere daha fazla fayda sağlamak için düşünüldüğünü belirtti. Özdebir, daha sonra İspanya’nın Katalonya bölgesine yaptıkları gezi sonucunda bu bölgede kurulan inovasyon merkezleri hakkında edindikleri izlenimleri aktardı. 17 adet inovasyon merkezi olan bölgedeki gezilerinin kendisi açısın- dan çok faydalı olduğunu ifade eden Özdebir ayrıca bu husustaki gayretlerinden dolayı Başkent OSB Başkanı Şadi Türk’ü, “tebrik ediyorum, benden hızlı davrandılar” sözleriyle kutladı. Yenilikçilik Merkezi çalışmasının inovasyon kavramının Türkiye’ye yerleştirilmesinde ve bunun güzel örneklerinin sunulmasında yararlı olacağının altını çizen Nurettin Özdebir konuşmasına şöyle devam etti: “Dünyadaki bu yarış karşısında işletmelerimizin şu haliyle çok uzun bir süre devam edebilmesi mümkün değil. Bu süreç içerisinde kendimizi çağa uydurmamız, işletmelerimizi buna göre uyarlamamız, iyileştirmeleri yapmamız, ürünlerimizde farklılıklar sağlamamız ve bu dünya rekabetiyle uyum içerisinde bu yarışa devam etmemiz lazım.” Konuşmasının ilerleyen aşamasında İspanya’daki deneyimlerinden yola çıkarak bir Türkiye kıyaslaması yapan Özdebir, hem dinleyicilere inovasyon merkezlerinin işleyişi hakkında bilgi verdi, hem de ziyaret ettiği iki inovasyon merkezinde karşılaştığı somut örnekler üzerinden bu sürecin kazanımlarını anlattı. Nurettin Özdebir konuşmasını, “Bizim de işletmelerimizi, iş yapış şekillerimizi, pazarlamamızı, yönetim tarzımızı, hepsini içinde kapsayacak, hepsini tekrar gözden geçirecek, farkındalık yaratacak bir projeyi başlattıkları için Şadi beye çok teşekkür ediyorum. Böyle bir fırsatı bize sağladıkları için de Kalkınma Ajansımıza çok teşekkür ediyorum.” sözleriyle noktaladı. Türk: “Bir ilki daha birlikte gerçekleştireceğiz” T oplantının açılış konuşmasını yapan Başkent OSB Başkanı Şadi Türk, sözlerine konuşmacılara ve katılımcılara teşekkürlerini sunarak başladı. Daha önce yapılan yenilikçilik merkezi toplantısınıı hatırlatan Türk, mevcut toplantının ise bu hususta oluşturulmasına çabalanan “Bölgesel Yenilikçilik Diyaloğu”nun başlatılması ayağını oluşturduğunu belirtti ve konuşmasını şöyle sürdürdü: “Başkent OSB olarak, önce kendi sanayicimiz, daha sonra Ankara sanayisi ve Türkiye sanayisine katkı koymak için kendi kıt kanaat imkanlarımızla da olsa elimizden gelen çabayı göstermeye çalışıyoruz.” Şadi Türk, gösterilen bu çabanın nedenlerini açıklarken dünyanın geçtiği değişim sürecine, bu süreçte sanayileşmenin tek başına yetersiz kaldığına, sanayinin çeşitlenmesi, sanayileşmenin diğer sanayileşen ülkelere göre fark oluşturmasının gerekliliğine dikkat çekti. Türkiye’nin bu süreci kimi ülkelere göre daha ileri kimi ülkelere göre de daha gecikmeli safhada yakaladığını söyleyen Türk, bu sebepten zamanı iyi kullanan bir çalışma temposu içerisinde olmaları gerektiğini ifade etti. Sözlerinin devamında, “inovasyon” kelimesinin son yıllarda herkesin yoğun kullandığı bir tarif olduğunu belirten Türk, bunun oluşabilmesi için gösterilecek çabanın üniversitelerin, ASO ve Ankara Kalkınma Ajansı gibi sanayiye direk destek veren kurumların öncelikleri içinde olduğuna işaret etti: “Biz de böyle bir projeyi Ankara Kalkınma Ajansı’nın maddi ve Gazi Üniversitesi’nin bilimsel destekleriyle başlatmış bulunuyoruz. İnşallah, hem bölge, hem Ankara, hem de Türkiye sanayisi için bir ilki daha birlikte gerçekleştireceğiz.” Görevimiz ülkemizi geliştirmek Şadi Türk, konuşmasının devamında Ankara’nın sanayi dönüşümünün kısa bir özetini çıkarırken Başkent OSB’nin gelişim süreciyle Ankara sanayisinin gelişim süreci arasındaki paralelliklere dikkat çekti ve son dönemde Başkent OSB’de yükselen modern fabrikaların kendisini gururlandırdığını ifade etti. Bu süreçte ASO’nun, Üniversitelerin ve Ankara Kalkınma Ajansı’nın desteklerine yönelik teşekkürlerini sunan Türk, bu ortak çaba sonucunda Ankara sanayisinin son 10 yıl içerisinde büyük bir atağa kalktığının, kısa süre içerisinde rekabet gücünün artmasıyla mesafenin kapatılma noktasına getirildiğinin altını çizdi. Türk sözlerine şöyle devam etti: “Sonuç olarak topyekun yaşadığımız şehri ve ülkeyi geliştirmek ve rekabet gücünü arttırmak bizim görevimiz. Bizim öncelikle içinde bulunduğumuz çevreyi yukarı çekmemiz gerekiyor ki, ülkemizle birlikte herkesin ve bizlerin de kalkınması söz konusu olsun. Toplumsal çalışmalarda başarı mutlaka grup çalışmasıyla ortaya çıkıyor. Bir ekonomi yukarı çıkıyorsa en başarısız şirket de onun içinde parlayabiliyor. Bu sadece ekonomide değil diğer alanlarda da böyle, onun için el birliğiyle toplumsal kalkınmanın bayraktarlığını yapmak toplumun belli görevle- rini üstlenmiş kişiler olarak bizim asli görevimiz.” Bölgemiz dünyada örnek olacak Konuşmasının son kısmını Başkent OSB’yi ilk defa ziyaret eden katılımcılara bölgenin geçmişi ve bugünü hakkında bilgi vermeye ayıran Şadi Türk, sözlerini şöyle tamamladı: “Bölgemiz gelecekte Ankara’da, Türkiye’de ve hatta daha ileri giderek dünyada örnek alanlardan birisi haline gelecektir çünkü bu gelişme tamamlandığında Ankara’nın beş ciddi organize sanayi bölgesi birbiriyle fiziki ilişki içinde inanılmaz bir sanayileşme bölgesini herkese sunma şansına sahip olacağız. Bunun bayraktarlığını yapmaktan dolayı da biz onur ve gurur duyuyoruz. Değerli katkılarınızdan dolayı ve toplantımıza verdiğiniz destekten dolayı hepinize teşekkür ediyorum.” Babacan: “Amaç yenilikçilik potansiyelini harekete geçirmek” B aşkent OSB Başkanı Şadi Türk’ün konuşmasının ardından Proje koordinatörü Selami Babacan, katılımcılara Yenilikçilik Merkezi projesi hakkında detaylı bir sunum gerçekleştirildi. Babacan, ilk toplantının ardından fizibilite raporunun içerik başlıklarının oluşturulduğunu ve bunlar üzerine katılımcıların görüş ve önerilerini almak amacıyla bir anket hazırladıklarını anlattı. Proje kapsamına ilişkin o güne kadar yapılanlar hakkında bilgi veren Selami Babacan, ilk olarak Ankara’nın bir yenilikçilik merkezine kavuşturulması hususunda bir yol haritası belirleneceğini ifade etti. 31 Selami Babacan, fizibilite raporu ile bu işin yapılabilirliğinin ortaya konacağını ve merkezin kuruluşu için gerekli olan politika ve stratejilerin önerileceğini söyledi. rak güçlendirildiğini ve bu kuruluşlar arasında çalışanların hareketliliğinin de bölgenin gelişimine çok katkı sağladığının altını çizdi. Babacan, Avrupa’da ise yenilikçilik üzerine kalkınmış ülkelerde yapılan analizlerin ortaya koyduklarını ise şu faktörlere dayandırdı: “Firmaların birbirleriyle, üniversitelerle ve kamu araştırma kurumlarıyla kurdukları ağlar ve yapılandırılmış işbirlikleri, kendi kendilerine organize olan bölgesel ve yerel aktörler, yenilikçiliğe dayalı kurulan yeni şirketler, uluslararası bir ağa sahip bilgi üreten lider şirketler, mükemmel bir altyapı...” Yenilikçilik potansiyelini harekete geçirmek Babacan, projenin amaçlarını şöyle anlattı: “Projemizin genel amacı Ankara’nın yenilikçilik potansiyelini harekete geçirmek ve buna bağlı sürdürülebilir rekabet gücünü arttırmayı hedefleyen Yenilikçilik Merkezi’nin gerçekleştirilmesine katkıda bulunmaktır. Gazi Üniversitesiyle ortak bir çalışma içerisinde gerçekleştirmekte olduğumuz projenin bu vesileyle üniversite-sanayi işbirliğine katkı sağlamasını ve bu katkının süreklilik kazanmasını hedeflemekteyiz. Projemizin özel amacı ise merkezin kuruluşu için Ankara’nın özel şartlarını dikkate alarak, öncelikle bölge ihtiyaçlarına yönelik yenilikçilik potansiyelini harekete geçirmek üzere merkezin kuruluşunda izlenecek adımları belirlemektir.” Yapılan toplantının, bu projeyle başlatılması hedeflenen “Bölgesel Yenilikçilik Diyaloğu”na bir örnek oluşturduğunu söyleyenn Babacan, projenin diğer hedeflerini “Bölgesel Yenilikçilik Sistemi”nin ana aktörlerinin belirlenmesi, bölgesel yenilikçilik ihtiyaç alanlarının analizi, eylem planlarının oluşturulması ve pilot projelerin hazırlanması ve organizasyonel yapılanma ihtiyaçlarının belirlenmesi olarak sıraladı. Proje kapsamında bu güne kadar yaptıkları ve yapmayı planladıkları çalışmaların bir özetini yapan Selami Babacan, gerçekleştirilenler kapsamında bir literatür taraması yaptıklarını, mülakat ve anket formları geliştirdiklerini, çeşitli sivil toplum örgütleri ve kamu kuruluşları ile değerlendirme toplantıları planladıklarını anlattı. Babacan, bunlar arasında toplanan verilerin saklanması ve güncellenebilmesi için bir veritabanı oluşturmak, Ankara Yenilikçilik Merkezi kuruluş fizibilite raporunun hazırlanmasının da yer aldığını ifade etti. Babacan şöyle devam etti: “Bilindiği gibi, ürün ve hizmet çeşitliliği günden güne artmaktadır. Firmalarımız da bu çeşitliliğin getirdiği ortamdaki rekabet yarışına, ürün ve hizmetlerindeki kaliteyi sürekli arttırarak veya yeni ürün ve hizmetler geliştirerek katılmaktadırlar. Bu yarışta fark 32 Selami Babacan yaratmamız, en az bir adım öne geçebilmemiz ürün kalitemizin yüksek, yeniliklerimizin sürekli olmasına bağlıdır. Yeni teknolojiler ve ürünler rekabet üstünlüğünü kazanmak ve sürdürebilmek için gereklidir. Rekabet edebilirliğin ön koşulu beklentileri aşabilmektir ki bunun da adı kısaca yeniliktir.” Yenilikçilik şemsiyesi altında uygulama ve katma değer oluşturmanın iki önemli unsuru bulunduğunu, sürecin fikirlerin hayata geçirilmesi ve ortaya ürün, hizmet veya iş yapma yönteminin çıkarılmasıyla başladığını anlatan Selami Babacan, sürecin yenilikçiliğe dönüşmesinin ise bu ürün ve hizmetlerin satılmaya veya iş yapma yöntemlerinin uygulanmaya başlamasıyla olduğunu ifade etti. Babacan açıklamasına şunları ekledi: “Yenilikçilik süreci bir anlamda bilginin ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürülmesidir ve teknik, ekonomik ve sosyal süreçlerin oluşturduğu bir bütün olarak değerlendirilmektedir. Kısaca yenilikçilik, yeni fikirlerin ticari bir yarara dönüştürülmesi sürecidir. Yenilikçi firmalarda ve ülkelerde insanların yaşam kalitesi ve refahında belirgin iyileşmeler görülmekte, buna bağlı olarak insanların kendine güveni artmakta, motivasyonu yükselmektedir.” Kendilerini ilgilendiren yenilikçilik modelinin bölgesel çapta olduğunu, bunun da önemli örneklerinden biri olan Amerika’daki silikon vadisi üzerinden değerlendirilebileceğini söyleyen Babacan, temelleri 1930’lara dayanan silikon vadisinde üniversite-sanayi işbirliğinin devlet destekleri de katıla- Ülkemizde yenilikçilik Daha sonra ülkemizde yenilikçiliğin tarihine de değinen Selami Babacan, bu konudaki çalışmaların ilk olarak 1962 yılında Devlet Planlama Teşkilatı’nın kuruluşu ve beş yıllık kalkınma plan dönemleriyle başladığına işaret etti ve birinci beş yıllık kalkınma planıyla beraber 1963 yılında TÜBİTAK’ın, 1983 yılında Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun kurulduğunu hatırlattı. Günümüzde ise bu alandaki çalışmaların özellikle teknoparklar üzerinden yürütüldüğünü, kurumsal bazda bazı üniversitelerin ve sanayi kuruluşlarının kendi bünyelerinde AR-GE çalışmaları sürdürdüğünü ifade eden Babacan, projenin konusunu oluşturan bölgesel bazlı yenilikçilik merkezlerine ise bugüne kadar rastlanmadığını belirtti. İnovasyon Aktarım Merkezleri ve Kuluçka Merkezlerine de değinen Babacan, Ankara’da AR-GE, Teknopark ve Kuluçka Merkezleri bulunmasına karşılık özellikle sanayi sektörüne yönelik yenilikçilik merkezi adı altında bu fonksiyonları yerine getirecek bir merkez bulunmadığını söyledi. Babacan, bundan hareketle Ankara Kalkınma Ajansının, Ankara Yenilikçilik Merkezi’nin fizibilite çalışması yapılmasını destek kapsamına aldığını anlattı ve “Başkent OSB, kendi imkanlarını seferber edip bu çalışmanın yapılmasını üstlenmiştir. Ayrıca fizibilite çalışması sonucu yapılanma ve organizasyona da destek verme niyetini şimdiden ilan etmektedir” dedi. Babacan, Başkent OSB’nin Yenilikçilik Merkezi’nde yürütülmesini önerdiği faaliyetleri ise şöyle sıraladı: Farkındalık oluşturma, veri ve bilgi toplama ve yayınlama, eğitim ve danışmanlık hizmeti verme, yenilikçilik ortaklıkları oluşturma, laboratuvar hizmetleri ve ortak altyapı kullanımı. Türk: “Yeni fabrikalar kadar mevcutları koruyup geliştirmek de çok önemli...” Başkent OSB Başkanı Türk, Türkiye’de genelde fabrikalar kurulduğunu belirterek, “Ama en zor ve en önemlisi teknolojiyi yakalamak, rekabet edilebilir ürün üretmektir”dedi. Y enilikçilik Merkezinin üçüncü ve son toplantısında merkezin kuruluşuna ilişkin fizibilite raporu ele alındı. Toplantıya, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Davut Kavranoğlu, Ankara Milletvekili Emrullah İşler, Ankara Vali Yardımcısı Şentürk Uzun, ASO Başkanı M. Nurettin Özdebir, Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Asım Balcı, TSKGV Başkanı Hayrettin Uzun ve HAVELSAN Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Taş ile konuyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Başkent Organize sanayi Bölgesi Başkanı Şadi Türk, yeni fabrikalar kadar mevcut olanların korunup geliştirilmesi gerektiğni ifade etti. Türk, “Ama işin zor ve önemli yanı teknoloji yakalamak, rekabet edebilir ürün üretmektir”dedi. Başkent OSB İdari Binası’nda gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmasını yapan Türk, rekabet edebilir ve yüksek teknolojiye dayalı ürün üretmek için Yenilikçilik Merkezi çalışmalarını başlattıklarını hatırlatarak, şöyle konuştu: “ Bunun için de inovasyon adı altında Avrupa ve Amerika’da yıllar önce başlayan ve bana göre de çok başarılı olan çalışmaların ülkemizde olmayışının avantajlarından yoksun kalışımızı gördük. Kalkınma Ajansımızın da desteğiyle bunun Türkiye’de nasıl bir formülle, nasıl bir yapılanmayla ve nasıl bir organizasyonla ülke sanayisine katkı sağlayabilecek duruma getireceğimizin fizibilite çalışmasını yaptık.” Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Kalkınma Ajansımız ve Ankara Valiliğinin desteğiyle inovasyon merkezlerinin bir an önce kurulması gerektiğini belirten Şadi Türk, invasyonun Türkçe’de karşılığı üzerinde yaptığı çalışmalara da değinerek, bu kelimenin karşılığının daha çok ‘yenileşim’ ile bire bir örtüştüğünü söyledi. Türk şöyle konuştu: “Bizim yaptığımız çalışma, yenileşim merkezi adı altında açılacak merkezlerin nasıl konumlandırılacağını, kamu bürokrasisinden uzak, daha çok sanayicinin direkt ulaşabileceği ve nasıl daha hızlı hizmet alabileceğini ortaya koyma ile ilgili bir çalışmadır. Ama bu çalışma her şeyin bitimi değil, başlangıcıdır diye düşünüyoruz. İlgili kurum ve kuruluşlardan şahsım ve sanayici arkadaşlarım adına ricam bu işi sahiplenmeleridir. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız olsun diğer kamu kurum ve kuruluşlarımız olsun, zaten Ankara Valiliğimiz ve Kalkınma Ajansımız bizlere bu desteği veriyor. ASO’nun bu konudaki çalışmalarını da daha yoğunlaştırarak bunları birlikte hızla devreye sokmamız gerekiyor.” Fabrika tarlası dönüştüğünü söyleyen Başkent OSB Başkanı Türk, konuşmasını “Yeni fabrikalar açmak ve açtırmak tabi ki bizlerin görevi, ama mevcut fabrikaların çalışmasını sağlamak ve devamlılığını sürdürebilir hale getirmek de asli görevlerimizden bir tanesidir. Çünkü kaynağı çok bol olan bir ülke değiliz. Yapılmış her tesisimiz bizim için çok kıymetli ve değerli olmak zorunda. Bunlar patron tesisleri gibi görünse de yaşayabilen ve sürdürülebilen imkanlarına bakıldığında, patronların hayatları Allah’ın verdiği ömürle kısıtlı ama sanayi tesisinin ömrü bir çok kuşağa yansıyabildiği için aslında bunlar ülkenin değerleridir. Onun için el birliği ile bu projeye sahip çıkıp, ürün çeşitliliğini, AR-GE’leri arttırıp, gerekiyorsa mevcut yönetim tekniklerini geliştirip her zaman piyasanın içinde aktör halinde tutmamız, yeni fabrika kurmaktan da daha önemli gibi duruyor” şeklinde sürdürdü. Özdebir: “On yılda işletmelerimizin yarısı kapanacak.” Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir de Başkent OSB bünyesinde yürütülen inovasyon (Yenileşim) projesinin çok önemli bir Nurettin Özdebir Türkiye’nin fabrikalar tarlasına 33 iş çalışma olduğuna inandığını belirterek, “ OSB’lerin gerçek ihtiyacı inovasyon merkezleridir. Mutlaka AR-GE ve inovasyon merkezlerinin olması gerekir. Şirketlerin sorunlarını çözebilecek yer sadece inovasyon merkezidir. Bunu yapmazsak, önümüzdeki on yıl içinde işletmelerimizin yarısı kapanacak” dedi. Bugün bir çok işletmenin AR-GE çalışmaları için TÜBİTAK’ın prosedürleriyle uğraşmak istemedikleri için kendi bünyelerinde yapmış oldukları çalışmaları bir kenara koymak zorunda kaldıklarını anlatan Özdebir, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu merkezlerin bize hızlı sonuç ve hızlı bilgi vermesi gerekiyor. Bizim sadece iş yapmamıza olanak sağlaması gerekiyor. İşletmelerin amacı para kazanmak olmalı, kar etmek olmalı, yeni yatırımlar, yeni istihdamlar çok önemli. Bunları yaparken bize destek olan, yol gösteren yerler olması lazım.” İşler: Derisini değiştirmeyen yılan ölmeye mahkumdur Toplantıya katılan AKP Ankara Milletvekili Emrullah İşler de Türk’ün “İnovasyon yerine, yenileşim” sözcüğünü önermesini yerinde bulduğunu ifade ederek “Sayın Başkan da söylediler. Bu ‘inovasyon’ kelimesi yerine ‘yenileşim’ kelimesini kullanmasından dolayı teşekkür etmek istiyorum. Bazı kavramları Türkçe’mizde kullanmak zorundayız. Bundan sonraki çalışmalarda dikkate alınmasının yararlı olduğunu düşünüyorum”dedi. Her alanda işin özünün istikrar olduğunu “Siyasi istikrarın olduğu yerde, ekonomik istikrarının da olduğunu” anlatan İşler, şöyle konuştu: “Başkanımızın anlattığı OSB tarihinde çok önemli bir gelişme süreci var. 2003’ten bu yana kısa zamanda buralara getirmişler. Bu ekonomik ve siyasal istikrarla olan bir şey. 2023 hedefimiz beş başlıktan oluşuyor, bunlardan biri de güçlü ekonomi ve güçlü sanayi. Türkiye kendi bölgesinin lider ülkesi olması güçlü ekonomi ile gerçekleşecektir. Burada biz siyasilere ve siz sanayicilere çok önemli görevler düşüyor. Bir söz vardır: Derisini değiştiremeyen yılan, ölmeye mahkûmdur. Buradaki kastım yenileşimdir. Dolayısıyla siz sanayiciler çağın gereklerine ayak uydurmak zorundasınız. Bunu başarırsanız çok güçlü yatırımlara imza ata34 Emrullah İşler “Kısa sürede önemli işler yaptık. Bunların içinde yenilikçilik merkezlerine çok önem verdik. Bilişim ve sağlık teknolojilerinde yaklaşık 15 milyonluk bütçeyi yenilikçilik başlığı altında kullandırdık. Şu anda yaklaşık 70 tane yenilikçilik projesi Ankara’da hayata geçiriliyor. Bu projede bundan sonra da üzerimize düşen görevleri yapmaya devam edeceğiz.” Uzun: “Proje rafta kalmasın” caksınız. 2023 hedeflerimize birlikte ulaşmamızda önemli katkıda bulunacaksınız. Başka bir söz daha vardır: Dünyada değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Dolayısıyla bu yenileşmeyi yakalamamız gerektiğini düşünüyorum ve sizlere bu yöndeki katkılarınızdan dolayı da çok teşekkür ediyorum.” Asım Balcı Balcı: “Başkent OSB Başkanı Şadi Bey heyecanımızı arttırıyor” Ankara Kalkınma ajansı Genel Sekreteri Asım Balcı, konuşmasına, “Başkent OSB Başkanı Şadi Bey heyecanımızı arttırıyor. O bakımdan çok sık gelmeyi ben de arzu ediyorum”diyerek başladı. Proje ile ilgili çok kısa sürede olağanüstü bir performans ortaya konulduğunu anlatan Balcı, konuşmasını “Üç ay gibi kısa bir sürede mütevazı bir bütçeyle bizim çok önem verdiğimiz bir konuda önemli bir çıktı ortaya konuldu. Tabi bize düşen bundan sonra ortaya konulmuş olan bu fizibilite raporunu nasıl hayata geçirebileceği ve bunun çalışmalarını yürütmektir. Emin olun ki hepimizin görevidir”şeklinde sürdürdü. Ankara Kalkınma Ajansı’nın çalışmalarına da değinen Asım Balcı, şunları söyledi: Ankara Vali Yardımcısı Şentürk Uzun, hem Türkiye’deki, hem de Ankara’daki bütün OSB’ler için önemli olan bir merkezin kuruluşunun fizibilite çalışması için bir araya geldiklerini söyledi. “Mecelle’de bir hüküm vardır: Usul esastan önce gelir” diyen Uzun, “Türkiye’de de biz usulü atlayıp esasa geçiyoruz. Sonra da dar boğazlar yaşıyoruz. Usule çok riayet etmek lazım. Burada da bu çalışma aslında kurulacak olan yenileşim merkezinin bilimsel verilere göre nasıl kurulması gerektiğini araştırmak için yapıldı” dedi. Başkent OSB’nin proje için Ankara Kalkınma Ajansı’ndan almış olduğu her kuruşun hakkını verdiğini söyleyen Şentürk Uzun, konuşmasında şu görüşlere yer verdi: “Biz kendilerine teşekkür ediyoruz. Bu bilimsel çalışmayı usule uygun olarak yaptıkları için. Gazi Üniversitesi gibi çok güçlü bir akademik kurumun da desteğini aldılar bu çalışmada. Bu yapılan çalışmanın tozlu raflara atılıp kalmaması lazım. Üzerine vazife düşen tüm kurumların desteğiyle bir an önce hayata geçirilmesi lazım. Ben bunun bir an önce hayata geçirilmesi dileğiyle, proje yürüten Başkent OSB Yönetim Kurulu üyelerine tekrar teşekkür ediyorum”. Şentürk Uzun “Hedefiniz dünya olsun...” Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Davut Kavranoğlu: “Sadece Ankara’nın ihtiyaçlarına göre değil, dünyaya açılan bir sanayi yaratmak zorundayız”dedi. Kavranoğlu’ndan önemli mesajlar: n Bütün dünyayı tek bir pazar olarak görüp, adımlarımızı buna göre atmamız gerekir. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde bilim ve teknoloji ataşelikleri kuruyoruz. 2023 yılı hedeflerin; bilime, teknolojiye, yenileşmeye vereceğimiz önemle, bunları öne çıkartarak ancak varabiliriz. n İnovasyon üniversitelerdeki çıktının, sanayici tarafından ürünleştirilmesidir. n B ilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Davut Kavranoğlu da toplantıda hazır bulunarak kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Çalışmadan dolayı öncelikle Başkent OSB ve Ankara Valiliği’ne teşekkür eden Kavranoğlu, Türkiye çok inişli çıkışlı yollar yaşadığını, 1980’li yılların başında Türkiye’nin yaptığı ihracatın 1,5-2 milyar dolar civarında olduğunu hatırlatarak, “Krom madeni, üzüm, fındık üç beş tane Allah’ın bize verdiği yurdumuzda çıkan ürünleri ihraç ederdik”dedi. O dönem sanayisi neredeyse hiç olmayan bir Türkiye olduğunu anlatan Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Davut Kavranoğlu, şunları söyledi: “Tabi demokrasimizin yaşadığı kesintiler, istikrar eksiği bunların hepsinin Türkiye’ye ödettiği çok büyük bedeller oldu. En son rahmetli Özal’ın çabalarıyla Türkiye’de insanlarımızda global düşünme, ihracatçı olma bilinci gelişti. Ve bu vizyonla ASELSAN kuruldu. TSK’nin 1974’te yaşadığı ambargo krizleri bizlere çok büyük dersler verdi. Ordumuz disiplinli, yüksek sayıda askere sahip, güçlü bir ordu ama teknik anlamda dışarıya bağımlı bir yapıya sahipti. İşte böyle bir durumda olan Türkiye büyük çabalarla ve vizyonel liderlerle büyük ilerlemeler katetti. Bu ilerlemelerin sonucunda ihracat miktarını 135 milyar dolara getirdiğimizde büyük sevinç duyduk. Sonra Türkiye bir ekonomik yıkım yaşadı. Türkiye’deki şirketlerin %40’ı kapandı. Adeta Türkiye bir ümitsizlik çukurunun içine sürüklendi. Yaşadığımız 2001 ekonomik krizinin etkileri çok farklı olmuştu.” 2002 yılında siyasi istikrarın demokratikleşme ve kalkınmada da istikrar sağladığını, bununla birlikte gösterilen çabanın sonucunda Türkiye’nin 150 milyar dolarlık ihracat yapan bir ülke haline geldiğini söyleyen Davut Kavranoğlu, şunları söyledi: “2023 yılı hedeflerimiz de Türkiye’nin, dünyanın ilk on gelişmiş ülkesinden birisi olmasını arzuluyoruz. Bunun anlamı, Kanada, Hindistan, Meksika, Kore’yi geçmemiz demek. Bu söylemesi kolay ama yapması o kadar kolay bir iş değil. Var olan bu gidişimizle, sanayimiz, teknolojimizle 2023 yılındaki hedeflerimize tabi ki varama- yız. Ekonomiyi temelden dönüştürmemiz gerekiyor. Üniversiteler, sanayiler vb. tümünün değişmesi gerekiyor. İş yapma şeklimizi ıslah etmemiz gerekiyor. Geçtiğimiz yıl Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı olarak isim değiştirdik. İsmimizi yenilemekle kalmadık; bakanlığımızın kurulması 2023 yılı hedeflerinin açıklanması ile eş zamanlıdır. Dolayısıyla bakanlığımızın amacı hükumetimizin 2023 yılı hedeflerine nasıl varılacağına dair vizyonunu da yansıtmaktadır. Yani 2023 yılı hedeflerinde bilime, teknolojiye, yenileşime vereceğimiz önemle, bunu öne çıkartarak varabiliriz.” Yenileşme konusunda üniversite ile sanayicinin farklı konumlarda olduklarını, yenileşim konusuna üniversiteler yukarıdan baktıklarını söyleyen Kavranoğlu, “Üniversitenin görevi, bilgiyi üretmek ve geliştirmektir. Sanayici ise vatandaşa dünya pazarına mal satan ve mal üreten etkileşen bir konumdadır. Yani iki ayrı uçtadırlar. Bunların ortasında da inovasyon var. Üniversiteler için sanayi ile etkileşim çok önemli. Üniversitelerdeki çıktının, sanayici tarafından ürünleştirilmesi için bir çabayı gösteriyor” dedi. 35 Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Davut Kavranoğlu, Türkiye’de yapılan üretimin düşük katma değerli olduğunu, bunu nasıl yüksek katma değere çevrileceğinin önem taşıdığını ifade ederek, konuşmasına şöyle devam etti: Dünyaya açılan sanayi “Başkent OSB ve diğer sanayicilerimiz için ise, düşük katma değerli, babadan deden kalma usullerle üretilen mallardan, yüksek katma değerli ürünlere nasıl geçeriz. İşin tamamına bakarsak, iş adamı demek; para kazanan demek. Artık Ankara’nın ihtiyaçlarına göre bir sanayi ve inovasyon merkezi oluşturmak değil, dünyaya açılan bir sanayi yaratmak zorundayız.” “Gerekirse bu konuda yurt dışında çalışan uzman bilim adamları ve sanayicilerle de sizleri buluştururuz”diyen Kavranoğlu, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: Dünyayı tek pazar görme “Yani yapılan bu çalışmayı taçlandırmak için bunu global bir vizyona mutlaka oturtmamız lazım. İnovasyon merkezi ile yurt dışındaki pazarlar arasında entegrasyonun nasıl sağlanacağını araştırmamız gerekiyor. Ankara vizyonu ile başlarsak bu iş istediğimiz yere ulaşmaz. Bizim bütün dünyayı tek bir pazar olarak görüp, atacağımız adımları buna göre atmamız gerekir. Başlangıçta harcanan zaman çok zorludur, ancak sonradan sürprizlerle karşılaşmamak adına bunların en ince ayrıntısına kadar düşünülmesi de zorunludur. Biz de bakanlık olarak bilhassa yüksek sanayi oluşturulmasına çok önem veriyoruz. Bunun için teknoparklar kuruyoruz, AR-GE merkezleri kurulması ile ilgili kanuna destekler veriyoruz. 36 Biz sanayici değiliz, bizim varoluş amacımız sanayicimizi 2023 yılı vizyonuna ve daha ötesine ulaşmak için atması gereken adımları ve gerekli mevzuat düzenlemelerini yapmaktır bizim asli görevimiz. Hep ileriye bakmamız lazım ve en ileri ülke olabileceğimize inanıyoruz, bunun için çalışmamız gerekiyor. Bilim ve teknoloji ateşilikleri Ekonomiye global baktığımızın bir kanıtı olarak bakanlığımız yeni kurulduğunda, biz dünyanın gelişmiş ülkelerinde bilim ve teknoloji ataşelikleri kuruyoruz. Şu anda 10 tane ataşemiz var. Bu ataşeler bulundukları ülkelerde nam salmış kişiler, bunun yanında bir tane fahri bilim elçimiz olacak ve o ülkeden önemli üniversiteler ve bilim teknoloji şirketlerinden 20 tane konsey üyemiz olacak böylece biz Türkiye’deki herhangi bir sanayicinin o ülkedeki bütün önemli bilim ve teknoloji odaklarına doğrudan ulaşmasını sağlayacağız. OSB’lere özel önem Yeni Teşvik Paketi’nde sanayi bölgelerine özel bir önem verdik. Bir ilde yeni yapılacak yatırım eğer OSB’lere yapılırsa, biz onun daha iyi imkânlardan yararlanmasını teşvik edeceğiz. İstiyoruz ki her ilde OSB’ler sanayinin toplandığı, kümelenmelerin oluştuğu, alt yapısı sanayiye uygun olan OSB’lerde toplansın. Denetimsizlik, istikrarsızlık ve haksız rekabetle mücadele de bakanlığımızın dikkate aldığı önemli konulardan biridir. Bugün yaptığımız gibi hep birlikte ve ortak akıl ile daha iyi bir Türkiye ve dünya için çalışmaya devam edelim. Sadece bugünün problemleriyle değil, olması gerekenle de ilgilenelim. Burada tüm kamu kurum ve kuruluşlarına, STK’lara büyük görev düşüyor. Geleceğin ileri ve lider ülkesi vizyonuna yönelik bir toplantı için bizleri bir araya getiren Başkent OSB yönetimine ve çalışmada katkısı bulunan tüm dostlarımıza teşekkür ediyorum.” Yenilikçilik Merkezi ile ilgili öneriler Toplantıda Ankara Yenilikçilik Merkezinin kuruluşu için aşağıdaki stratejiler önerildi: n Ülkemizde de diğer ülkelerde olduğu gibi, ülkemizin koşullarına uygun, sanayicimizin ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak bir yenilikçilik merkezi kuruluşu gerçekleştirilmelidir. n Ankara için Sayın Valimizin öncülüğünde ve hamiliğinde “Ankara Yenileşim İşbirliği ve Koordinasyon Kurulu” kurulmasında yarar görülmektedir. Ankara Yenilikçilik Merkezi kuruluş öncesi ve sonrası çalışmalar bu kurul marifetiyle koordine edilmelidir. n Ankara Yenileşim İşbirliği ve Koordinasyon Kurulu ilgili taraf temsilcilerinden oluşturulmalıdır. n Ankara Yenileşim İşbirliği ve Koordinasyon Kurulu’nun sekretarya hizmetlerini, fizibilite raporunun hazırlanmasına da öncülük eden, Başkent Organize Sanayi Bölgesi üstlenebilir. n Ankara Yenilikçilik Merkezi, bürokrasiden ve karmaşık prosedürlerden uzak, sanayici ile birebir ilişki temelinde, akademisyen-uzman kişilerle sanayicileri buluşturan, dinamik bir organizasyon yapısına sahip, basit bir arayüz, danışmanlık, bilgilendirme, izleme ve koordine merkezi şeklinde olmalıdır. n Öncelikli işlerin başında; yenilikçilik bazında hazır bulunuşluğun sağlanması gelmektedir. Bu sebeple farkındalık oluşturma ve kurumsal bazda organizasyonel yapılanmaların oluşturulması için çalışmalar yapılmalıdır. n Kuruluş öncesi ve sonrasında, sekretarya hizmetlerinin TÜBİTAK tarafından yürütüldüğü Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun kararlarının bölgesel bazda uygulamaya dönüştürmek için TÜBİTAK ile işbirliğine gidilir. n Başkent Organize Sanayi Bölgesi bünyesinde kurulacak olan sekretarya için çekirdek personel görevlendirilir, paydaşların ortak ekonomik katkısı sağlanır. n Sektörde yenilikçilik kültürü oluşturma amaçlı planlama yapılır ve uygulanır. n Avrupa ve diğer gelişmiş ülkelerdeki bu yöndeki çalışmalar ve yenilikçilik merkezleri yerinde yapılan ziyaretlerle incelenir, karşılaştırmalar yapılarak güçlü ve zayıf yönler belirlenir. n Sektörler bazında ürünler, üretim süreçleri, organizasyon biçimleri, üretim teknolojileri vb. konularda mevcut durumu belirleme amaçlı envanter çıkarılır. n Sektörün organizasyonel bazda hazır bulunuşluk durumu belirlenir, belirlemelere göre hazır bulunuşluğu sağlama maksatlı planlama yapılır ve uygulanır. n Mevcut akademik ve uzman kişi analizi yapılarak envanter hazırlanır. Bu amaçla güncellenebilir, üyelik sistemi bulunan veri tabanı oluşturulur. n Yenilikçilik kapsamında eğitim ihtiyaç analizi yapılır, bu analize dayalı eğitim-bilgilendirme uygulama planı hazırlanır. n Yenilikçilik uygulamaları için bölgenin mevcut durum envanteri çıkarılır, alt yapı ihtiyaçları belirlenir, ihtiyaçları karşılama planı hazırlanır. n Mevcut alt yapıların ortak kullanım usul ve esasları belirlenir, kullanım sitemi oluşturulur, protokoller hazırlanır. n Ankara Yenilikçilik Merkezi’nin kuruluşu, yönetimi, tüzel kişilikleri, yenilikçilik çalışmalarına verilecek destekler gibi hususları kapsayan yasal düzenleme için taslaklar hazırlanır. n Çalışmaların yansıtıldığı, gerekli görüş ve önerilerin paylaşımını gerçekleştirmeye uygun güncel WEB sayfası oluşturulur. n Yasal alt yapı da dikkate alınarak finans sistemi oluşturulur. n Bu fizibilite raporunda yer alan veriler ve sıralanan stratejilerin uygulama sonuçları da dikkate alınarak mimari ve buna dayalı inşaat projeleri hazırlanır ve uygulanır. Yenilikçilik Merkezi, Teknopark’ta değerlendirildi Başkent OSB’de Yenilikçilik Merkezi projesinin koordinatörlüğünü yapan Selami Babacan, Teknopark temsilcileri ile bir toplantı gerçekleştirdi. Gazi Üniversitesi Teknopark ile ortak organize edilen toplantıya, proje ekibiyle birlikte Hacettepe Teknoloji Transfer Merkezi, TTGV (Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı), ODTÜ Teknopark ve Bilkent Cyberpark temsilcileri katıldı. Toplantıda Başkent OSB tarafından hazırlanan taslak fizibilite raporu değerlendirildi. 37 “Hep önde, hep ilk” Başkent OSB Genel Kurulunda konuşan Şadi Türk: “Başkent OSB, insanlar düşünürken biz yaparız, insanlar düşünmezken de biz düşünürüz ilkesiyle ilerliyor.” B aşkent Organize Sanayi Bölgesi’nin 8. Olağan Genel Kurulu, 14 Nisan 2012 tarihinde bölge idare binasında gerçekleşti. Genel kurulda, tüm kararlar oy birliğiyle alındı. Kararların oy birliği ile alınması katılımcıların yönetimin çalışmalarından memnuniyetin bir sonucu olarak değerlendirildi. Genel Kurul çalışmalarına İstiklal marşı okunması ve saygı duruşuyla başladı. Ardından başkanlık divanı oluşturuldu. Başkanlık divanına oy birliği ile Türel Poyraz, Gürel Gencer ve Burak Kocaman seçildiler. Türel Poyraz’ın başkanlık yaptığı divan yerini aldıktan sonra açılış konuşması için Başkent OSB Başkanı Şadi Türk’e söz verdi. Türk, yapılan çalışmalarla ilgili ayrıntılı bir konuşma yaptı. 2011 yılının bölge için yine yoğun faaliyetlerle geçtiğini anlatan Türk, Bölgede her geçen gün hızlı bir yatırım çabası olduğunun altını çizdi. 38 38 Türk Şöyle konuştu: “Bir şeyleri ifade ederken özellikle yapmaya çalıştığımız mümkün olduğu kadar bölgemizin görülmesini sağlamak. Bizim görevimiz bu; tabii doğru ve iyi bir planlamayla yapmak. Şanssız ve şanslı olduğumuz alanlar var; birincisi, şehrin merkezinden uzak olmamız, ikincisi ana arterlerden görünebilir bir bölge olmamız. Bu nedenle kendimizi tanıtmakta bazı zorluklar çekiyoruz. Yönetim kurulu olarak bu dezavantajımızı gidermek için mümkün olduğu kadar çok fazla aktivite düzenleyip, devlet büyüklerini, bürokratları, sanayicileri bölgemizde ağırlıyoruz. Böylelikle bölgemizin hem Ankara’da hem Türkiye’de tanınmasını sağlamaya çalışıyoruz.” Sosyal yatırımlara öncelik Şadi Türk, yıllardır belli planlar içinde çalışmaların yürütüldüğünü, bölge gelişim planlarını kaynakları gözününde bulundurarak yönettiklerini anlattı. “Tabi bu çok kolay olmadı, biz de kolaya kaçmadık”diyen Türk, şunları söyledi: “Elimizde oluşmuş kaynakları, arsa satışından gelen gelirleri kullanmaya çalıştık. Bu bize geçmiş yıllarda oldukça sıkıntılı durumlar yarattı. Yine de özellikle alt yapı başta olmak üzere sanayiciye verilen hizmetlerde bir aksamamız olmadı. İlk defa 2011 yılında Sanayi Bakanlığı tarafından bölgemize verilen krediyle ikinci etabımızın alt yapısının finansmanını sağladık. Böylece elimizdeki imkânları daha çok sosyal alanlara aktarmaya başladık. Yapmaya çalıştığımız her yatırım mümkün olduğu kadar kusursuz olmalı. Böyle bir idari binaya sahip olduk, bu bizi onurlandırıyor. Her gelen misafirimiz, bu yapıdan beğeniyle söz ediyor.” Çünkü çevremizdekiler bizim çok gerimizde ve onların hayal ettiklerinin ötesinde biz yaşıyoruz”şeklinde sürdürdü. Kamu görevi yapıyoruz Yatırımlar hızlandı Kriz sonrası başlayan durgunluğun aşıldığını, yatırırmların artmaya başladığını anlatan Başkent OSB Başkanı Türk, “Artış aynı zamanda bölgemizdeki genel giderlerin paylaşımını da rahatlatıyor; kullanılan elektrik, su gibi giderlerin maliyetini azaltıyor” dedi. I. etapta rezerv alanlar dışında satışı yapılacak parseli kalmadığını, var olan parsellerin de bir takım ihtiyaçların düşünülerek bırakıldığını söyleyen Türk, II. etabın parsel tahsislerinin ise devam ettiğini anlattı. Türk konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hedefimiz mümkün olduğu kadar büyük sanayi gruplarını bu bölgeye çekebilmek. 2005’den bu yana bu bölgenin kümeleşmesi ve üst düzey sanayi yapılarının oluşması için gayret ediyoruz. Yapmak istediğimiz, teknoloji ürünlerini üreten ana firmaların bölgemizde kurulması idi. Büyük sanayilerin burada oluşması yan sanayinin gelişmesini de sağlar.” Hayallerimizin de ötesinde “İlk başladığımız günlerde hayal ettiğimizin de ötesinde bir bölgeye sahip olduk”diyen Şadi Türk, konuşmasını “Şu anda biraz daha fazla sosyal alanların inşasına yöneldik. Bir cami projemiz var. Altyapı ve bütün sosyal imkanların buraya gelmesini sağlayacak ilk bölge biz olmalıyız. Sadece Başkent OSB için değil, bir anlamda tüm bölge için kamu görevi üstlendiklerini anlatan Türk, şunları söyledi: “Şöyle bir sıralama yaptığımızda, örneğin, bu bölgede bizin dışımızda itfaiye yok. Diğer bölgelerin kurma niyetleri de yok. Sağlık ocağımız vardı; yeni yasal düzenlemeyle kaldırıldı, yerine 112 acil servisi kurduk. İdari binamız tüm bölgenin hizmetinde. İlk banka, ilk cami vb. sosyal alanların tamamı bizim bölgemizde olmak zorunda. Bunların tümünden doğal olarak henüz bu noktaya gelmemiş olan tüm bölge yararlanmış olacak.” Bölgemizde 37 tane yangın gerçekleştiğini, itfaiyenin anında müdahale ettiğini ifade eden Başkent OSB Başkanı, “İtfaiye kurmanın ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlaşılıyor. Eğer kendi itfaiyemiz olmasaydı, yaşanacak felaketi düşünemiyorum”dedi. Katılımcıların personelinin yangınla mücadele konusunda eğitilmeye devam edildiğini belirten Türk, “İdari binamızın 28 Nisan 2011 tarihinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı sayın Nihat Ergün’ün açılışını 39 39 “Bu proje Türkiye’de son yıllarda çok konuşuldu. Biz bunun somut bir adımını attık. Bunu uygulamış olan bir yapı yoktu. Personelimizle böyle bir projeye aday olduk ve kalkınma ajansının finansmanıyla da gerçekleştiriyoruz. İnovasyonun ne olduğunu ve sanayiye ne katacağının iyi anlaşılmasını istiyoruz. Sanayici bu imkânlardan faydalansın diyoruz. Ankara’da bunu başlattık. Fizibilitesini tamamladık. Ardından kuruluş aşamasına geçeceğiz. İnşallah bunu gerçekleştirmek de bize nasip olur. Kendi bölgemiz açısından bunu hedefliyoruz. Başkent OSB içindeki sanayicinin inovasyon merkezine sahip olmasını istiyoruz. Sanayicinin kendi becerisini geliştirmesi için bir danışma merkezi niteliğinde olacak inovasyon alanı.” Tanıtıma özel önem yapmasından bu yana, ziyaretçi sayımız arttı, eğitim faaliyetlerimiz yoğunlaştı” ifadesi kulandı. Şadi Türk, OSB’lerin çeşitli hizmetler konusunda Ankara Büyükşehir Belediyesi ile protokol imzalandığını ancak protokolün sözde kaldığını anlattı. “Bizim kamudan tek beklentimiz yol sorunuydu, o da çözülemedi” diyen Başkent OSB Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü: “ Artık bu kaosu anlatmaktan dilimizde tüy bitti. Bu konuda hala bir aşama kaydedemedik. Feryadımız, isyanımız bir işe yaramadı. Bizim bağlantı yolumuz ile ilgili herhangi bir çalışma yapılmıyor. Sincan Belediye Başkanı tarafından ve Sayın Vali’nin de ilgileriyle Sincan Belediyesi, Sincan-Başkent OSB bağlantı yolu 40 projelendiriliyor. Hedefimiz 2012 yılında akışı sağlayacak bir yol yapmaktı, ama bürokratik engeller bunu da geciktirdi.” Kimse düşünmezken biz yapıyoruz Türk, Yenilikçilik Merkezi’nin kurulması ile ilgili bir proje başlattıklarını söyledi. Projenin Ankara Kalkınma Ajansının finansmanı ve Gazi Üniversitesi’nin bilimsel katkılarıyla başladıklarını belirten Şadi Türk, “Başkent OSB, insanlar düşünürken biz yaparız, insanlar düşünmezken de biz düşünürüz ilkesiyle ilerliyor. Bu proje de bu anlayışımızı yansıtıyor”dedi. Türk, konuşmasına şöyle devam etti: Şadi Türk, tanıtıma önem verdiklerini, bu amaç ile bir dergi yayınladıklarını hatırlatarak, “Dergimiz yıllık olarak 2 ay veya 3 ayda bir çıkıyor. Burada biz hedefimize ulaştığımızı düşünüyoruz. Bölgenin sanayi gelişimi ve yapılanların duyurulması açısından önemli bir faaliyet”diye konuştu. Yönetim kurulunun bölgeyi tanıtmak, sorunlarını anlatarak çözüm üretmek amacıyla olağanüstü bir çaba gösterdiğini ifade den Türk,” O nedenle mümkün olduğu kadar çok ziyaretler yapıyoruz”dedi. Lojistik merkezi Lojistik Merkezin kuruluşu ile ilgili çalışmaları yoğunlaştırdıklarını, bu amaçla Eskişehir’de kurulmakta olan benzeri bir merkezde incelemelerde bulunduklarını belirten Başkent OSB Başkanı, konuşmasını “Orada bizimkine benzer çok güzel bir kamu yatırımı gördük. O bölgede yaptığımız incelemeler yatırımın ne olduğunu görmek için çok faydalı oldu. Bu inceleme gezimizde gerekli bilgileri aldık. Biz burayı 20 yıl önce planlarken lojistik merkezini inşa etmeyi düşündük. Şimdi bunu yapmak için belli bir yoğunluğa ulaşmak gerekiyor. Yaklaşık 100 milyon lira civarında bir yatırım gerekiyor. Sonuç olarak Eskişehir’den sonra olaya en yakın bizim projemiz”şeklinde sürdürdü. Her zaman olduğu gibi Başkent OSB çalışınlarına taktirlerini ve teşekkürlerini ifade eden Şadi Türk, personelin büyük özveriyle çalıştığını, yönetim kurulu çalışmalarına önemli destek sunduklarını söyledi. Arıtma tesisi ve doluluk oranı Bölge toprağının kıraç olması nedeniyle dikilen ağaçlandırmada bazı zorluklarla karşılaşıldığnı, buna karşın 15 bin ağaç dikildiğini söyleyen Türk, şunları söyledi: “Çevre birimimiz atık su numunelerini alarak kimyevi analizlerini yapabiliyor. Arıtmayı hayata geçirmemiz gerekiyor, ancak yeterli işletme sayısı olmadığından bunu gerçekleştiremiyoruz. Bu yüzden arıtma ertelenen bir proje olarak kaldı.” Türk’ün konuşmasından sonra faaliyet raporu okunarak, oya sunuldu ve oybirliği ile kabul edildi. Daha sonra Denetim Kurulu üyesi Şemsettin Özdemir: Denetim kurulu raporunu okudu. Oya sunulan rapor oybirliği ile kabul edildi. Sorulara yanıt Şadi Türk, sorulan bir soru üzerine de II. etap alçak ve yüksek gerilim elektrik dağılım şebekesi, yol, su, kanalizasyon ve doğalgaz şebekesinin yapımı ile I. etabın eksik kalan yol, tretuvarlar, kaldırım ve parke taşı döşenmesi çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Bir katılımcının, “Faaliyet raporunda Başkent Enerji A.Ş’nin faaliyetlerine neden yer verilmediği” sorusuna da Türk şu yanıtı verdi: “Başkent OSB her projesinde iyi niyetlidir. Enerji projesi de böyledir. Kıt enerji imkânlarından bölgemize bir fayda sağlamak için yola çıktık. Bu amaçla Enerji A.Ş Arhavi’de bir Hidro Elektrik Santrali kuracaktı. Ancak çevrecilerin açtığı davalar nedeniyle bizim proje de dahil, bir çok proje yargı tarafından durduruldu.” Bir başka katılımcının da, atık sorununu tekrar gündeme getirmesi üzerine, konuyu yakından takip eden Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ergin söz alarak “Yeterli işletme sayısı olmadığı için arıtmanın karakterizasyonu hakkında yeterince işlem yapılamamaktadır. Bu sorunu en kısa zamanda çözmeyi planlıyoruz”yanıtını verdi.. Şadi Türk, kendisine yöneltilen “Şadi Bey az evvelki konuşmanızda yolla ilgili sıkıntılar olduğunu belirttiniz. Bu konuda bir önerim var. İşletme sahipleri olarak hep beraber araçlarımızla belediyenin önündeki yolu kapatalım” şeklindeki öneriye şu yanıtı verdi: “Haklıyken haksız konuma düşmek olur bu. Bence daha demokratik yollarla sorunu çözmek daha yararlı olur.” 41 BASINDA BİZ Başkent OSB’ye medya ilgisi Başkent Organize Sanayi Bölgesi çalışmalarıyla medyanın dikkatlerini, üzerine çekmeye devam ediyor. Kurma çalışmalarını başlattığı “Yenilikçilik Merkezi” ve genel kurul çalışmaları başta olmak üzere yürüttüğü faaliyetler birçok konuda medyada geniş yer buldu. Hürriyet, Milliyet, Hürses, Sanayi, Kırmızı Beyaz gazeteleri ile bazı haber siteleri “Yenilikçilik Merkezi” ile ilgili çalışmaları ön plana çıkartırken, Cumhuriyet Gazetesi Başkent OSB’nin yapılmayan bağlantı yoluna dikkat çekti. 42 Baflkent Yat›r›m Çevreyi Renklendirir Ya¤mur Olu¤u Tafl› Boyutlar (cm) Genifllik Yükseklik 30 18 A¤›rl›k Uzunluk 30 kg/adet 24 Baklava Kilitli Parke Tafl› Boyutlar (cm) Genifllik Yükseklik 19 6 Uzunluk kg/adet 19 4 KULLANIM AVANTAJLARI: Kilit Parke Tafl› Boyutlar (cm) A¤›rl›k A¤›rl›k Genifllik 16.3 Yükseklik 8 Uzunluk kg/adet 19.8 4.8 Karayollar› Tipi Bordür Tafl› Boyutlar (cm) A¤›rl›k Genifllik Yükseklik 18 30 Uzunluk 70 kg/adet 78 Döflemesi kolay Sa¤lam, Dayan›kl› ve Ekonomik Dekoratif ve Renkli Ortamlar Oluflmas›n› Sa¤lar Donmaz-Kaymaz Altyap› Onar›mlar› ‹çin Sökülüp tekrar kullan›labilir Bahçe Bordürü Boyutlar (cm) Genifllik Yükseklik 12 20 A¤›rl›k Uzunluk 50 kg/adet 29 Baflkent Yat›r›m ‹flletim ‹nflaat Emlak Tafl›mac›l›k Madencilik ARGE San.ve Tic.A.fi. Baflkent Organize Sanayi Bölgesi Mal›köy - Temelli - Sincan / ANKARA Tel : 0312 640 13 73 - 74 - 75 Faks: 0312 640 13 76 43 SOSYAL ETKİNLİKLER Başkan Şadi Türk’ün kızı Miray Türk nişanlandı Esma Sultan Yalısı’nda yapılan nişana katılan davetliler arasında Başkent OSB yönetimi de yerini alarak evliliğe ilk adımını atan gençleri mutlu günlerinde yalnız bırakmadı. A nkara’nın başarılı sanayicilerinden ve Başkent Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Şadi Türk’ün kızı Miray Türk, evliliğe ilk adım atarak Aydın Kocabaş ile nişanlandı. 7 Nisan 2012’de Esma Sultan Yalısı’nda yapılan nişan törenine seçkin bir davetli grubu katıldı. Başkent OSB Yönetim Kurulu üyeleri Cavat Kömürcü, Burhan Akkoç, Mehmet Ergin, Nihat Örnek ve hukuk danışmanı Av. Abidin Şahin eşleriyle birlikte nişan törenine katılarak evliliğe ilk adımını atan gençleri bu mutlu gününde yalnız bırakmadılar. Türk ailesinin en mutlu günü olan nişan töreninde Başkent OSB yöneticilerinin yanısıra yakınları, tanınmış sanayiciler ve Türk’ün yakın çalışma arkadaşları hazır bulundu. Gençlerin nişan yüzüklerini ise Muhittin Uçun taktı. 44 44 Başkent OSB Yönetim Kurulu Üyeleri ile Hukuk Danışmanı Av. Abidin Şahin eşleri ile birlikte Miray Türk ve Aydın Kocabaş’ın nişan törenine katılarak, Türk ailesinin bu mutlu gününü birlikte paylaştılar. Esma Sultan Yalısı’nda yapılan nişan töreninde Türk ve Kocabaş aileleri Miray ve Aydın ile birlikte objektif karşısına geçerek, bu anı kalıcı kıldılar. 45 Başkent OSB ailesinin yeni üyesi: FİXA B aşkent OSB ailesi, Fixa yapı kimyasalları fabrikasının açılışıyla bünyesine yeni bir üye daha kattı. Fixa firmasının üçüncü fabrikası olma özelliğini de taşıyan tesisin açılışı sebebiyle firma sahibi ve Genel Müdürü Ali Murat Ekin ile konuştuk, yeni fabrikaları ve Başkent OSB hakkındaki görüşlerini aldık. n Fabrikanızı ne zaman kurdunuz? Fabrikanın arsasını 2010 yılında aldık ve 2010 yılı Aralık ayında inşaatına başladık. İnşaatı 2011 yılının Haziran ayında bitirdik. Fixa yapı kimyasalları olarak bu üçüncü fabrikamız, İstanbul Avcılar’da ve Adana Organize Sanayi Bölgesi’nde de birer fabrikamız mevcut. Amacımız Türkiye’nin her bölgesine bir fabrika kurmak. Dolayısıyla kısa zamanda fabrika sayımızı beşe çıkarmaya çalışıyoruz. n Ne üzerine üretim yapıyorsunuz? ise sırasıyla derz dolguları, onarım ve güçlendirme ürünleri, harç katkıları, zemin sistemleri, su yalıtım sistemleri, cephe sistemleri, mastikler ve köpükler, pvc yapıştırıcıları ile temizlik ürünleri olarak özetlemem mümkün. Fakat şu anda Başkent OSB’deki tesisimizde sıvı üretimimiz yok, bu aşamada sadece çimento bazlı kuru harç üretimi yapılıyor. n Kaç metrekarelik alanda faaliyettesiniz? Tesisimiz 5400 metrekare üzerine kurulu. 4800 metrekaresi kapalı alan, geri kalanı da açık alan olmak üzere değerlendiriliyor. n Yıllık kapasiteniz ne kadar? 120 bin ton üretim yapmaktayız. Yapı kimyasalları üretiyoruz. On temel ürün grubunda hizmet veriyoruz. Bunların ilki seramik yapıştırıcıları, diğer ürün gruplarını n Tam kapasiteyle çalışır durumda mısınız? Henüz ilk senemiz olmasına rağmen tam kapasiteye ulaşacak kadar sipariş alıyoruz. Yakın bir zamanda üç vardiyaya geçmeyi düşünüyoruz. n Kaç kişiye istihdam sağlıyorsunuz? Yaklaşık 25-30 kişiye istihdam sağlamaktayız. Yakın bir zamanda 50 kişi olacağız. n İhracat yapıyor musunuz? Bu tesiste ihracat yapmamız için demiryolları sorununun çözülmesi lazım. Eğer Başkent OSB bu sorunu çözerse ihracat yapabiliriz. Ankara, Türkiye’nin merkezi, yani ortasında olduğundan nakliyede sıkıntı oluyor. Firma olarak diğer tesislerimizden, mesela Adana’dan İran, Suriye, Irak vb. ülkelere ihracatımız var. n Başkent OSB’ yi neden tercih ettiniz? Yatırım yapmak isteyenlere tavsiyeleriniz nedir? Biz bu yatırımı yapmadan önce Ankara etrafındaki birçok yeri araştırdık. Kırıkkale, Bala önemli yerlerdi. Fakat hem Ankara’nın batıya 46 doğru büyümesi hem de bölgenin Ankara’ya çok yakın olmasından dolayı, fiyatlarının da uygunluğunu göz önüne alarak burayı seçtik. Polatlı, Ankara’ya uzak olduğu için tercih etmedik. Sincan OSB’de ise fiyatları fazla bulunca en uygun yerin Başkent OSB olduğuna karar verdik. Başkent OSB Ankara’da yatırım yapmak isteyenler için çok uygun bir yer. Çünkü önünden hem demiryolu hem de karayolu geçiyor. Ayrıca diğer organize sanayi bölgeleri de buraya gelecek. Önümüzdeki on yıl içinde buranın bir hayli ilerlemiş olacağını düşünüyorum. Bu yüzden buraya gelmelerini tavsiye ediyorum. n Yatırım konusunda bundan sonraki hedefiniz nedir? Şu anda üç tesisimiz var. Türkiye’nin her yerine hizmet etmek için iki tesis daha kurmamız gerekiyor. Biri, tercihen Ege ve Akdeniz’e hizmet edecek bir diğeri de Karadeniz ve Doğu Anadolu’ya hizmet verecek. 47 47
Benzer belgeler
Ağustos 2012 - Başkent Organize Sanayi Bölgesi
FIXA Yapı Kimyasalları Fabrikası
Genel Müdürü Ali Murat Ekin, açılışta yaptığı konuşmada Başkent
OSB’de kurdukları fabrikanın