T Ü RK İY EOSB

Transkript

T Ü RK İY EOSB
O
S
B
TÜRKİYE
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERGİSİ
OSB Yönetmeliğinin
Demokratik Değerlerle
Eleştirisi (2)
Adil Kanıöz
Gebze Organize Sanayi Bölgesi
Sanayicileri Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
Türkiye’nin parlayan yıldızları
Organize Sanayi Bölgeleri
Nurettin Özdebir
Ankara Sanayi Odası ve
OSBÜK Yönetim Kurulu Başkanı
Türk sanayisinin duayeni
Vehbi Koç
Avrupa Kalite Büyük Ödülü
Sahibi Bilim İlaç
“Termal başkent Afyon”
Hüsnü Serteser
Afyon Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı
Afyonkarahisar Organize Sanayi Bölge
Müdürü Ali Ulvi Akosmanoğlu:
“Afyonkarahisar marka
şehirlerden birisidir””
MART 2012 SAYI: 27
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı
Prof. Dr. Davut Kavranoğlu
İÇİNDEKİLER
20
28
47
36
50
GOSBSAD Mesajı
İş Dünyası
6
28Yeni TTK büyüklere karşı
OSB Yönetmeliğinin
Demokratik Değerlerle Eleştirisi (2)
KOBİ’leri korumuyor
Adil Kanıöz
Gebze Organize Sanayi Bölgesi
Sanayicileri Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
30Yürürlüğe Giren
Diyalog
8
Türkiye’nin parlayan yıldızları
Organize Sanayi Bölgeleri
Nurettin Özdebir
“Yeni Çek yasası”
Mükemmellik
34EFQM: KOBİ´ler için
Mükemmellik Modeli
Ankara Sanayi Odası ve
OSBÜK Yönetim Kurulu Başkanı
36Avrupa Kalite Büyük Ödülü
OSB Haberler
Sahibi Bilim İlaç
17Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan
Yardımcısı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu
Sanayi Tarihi
38Türk sanayisinin duayeni
OSB Gündemi
Vehbi Koç
20OSB'ler neler bekliyor?
OSB Tanıtım
Konuk Yazar
24Ciro primlerine ilişkin yeni mali
47Afyonkarahisar Organize
idari görüş ve etkileri
Sanayi Bölgesi
Ar-Ge
Ülke Araştırması
25Ar-Ge ile Başarılıyor
50Doğu Afrika’nın en büyük pazarı
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012
3
GOSB DERGİDEN
4
Gebze Organize Sanayi
Bölgesi Sanayicileri
Derneği Yayın Organı
Gebze Organize Sanayi
Bölgesi Sanayicileri Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
İdare Merkezi:
Gebze Organize Sanayi
Bölgesi Sanayicileri Derneği
GOSB Kemal Nehrozoğlu
Cad. Teknopark, High Tech
Bina 1. Kat A8
Gebze 41480 Kocaeli
Tel: 0 262 677 11 77
Faks: 0 262 677 11 78
[email protected]
Sorumlu
Yazı İşleri Müdürü:
Baskı:
GOSBSAD Adına
İmtiyaz Sahibi:
Adil Kanıöz
Özgün Ofset Tic. Ltd. Şti.
Tunçer Gömeçli
Yeşilce Mah. Aytekin Sok.
No: 21 4. Levent - İstanbul
Tel: 0 212 280 00 09
GOSBSAD Genel Sekreteri
Yayın Kurulu:
Necmi Sadıkoğlu
Ayşe Serra Sayman
Ünal Öz
Teknik Yönetmen:
Fırtına Arısoy
[email protected]
Editör:
Burçin Yeşiltepe
Yazıların sorumluluğu
yazarlarına aittir.
Yayınlanan yazılardan
kaynak gösterilmeden alıntı
yapılamaz.
[email protected]
Reklam Koordinatörü:
Bike Ayça Ekim
Tel: 0262 677 11 79
[email protected]
GOSBSAD
Yapım:
GOSB Dergi,
Gebze Organize Sanayi
Bölgesi Sanayicileri Derneği
tarafından aylık yayınlanır.
Mavi Tanıtım ve İletişim
Rasim Paşa Mah.
Ayrılıkçeşme Sok.
No: 122 Kadıköy-İstanbul
Tel: 0 216 418 59 31
Yerel-Türkçe-İlmi
GOSB DERGİ 2012 YILI REKLAM FİYATLARI
Frekans
1-3 Sayı
4 Sayı
6 Sayı
12 Sayı
Arka
Kapak
3.500.- TL
2.950.- TL
2.600.- TL
1.750.- TL
Ön
Kapak İçi
3.000.- TL
2.550.- TL
2.250.- TL
1.500.- TL
Ön Kapak
Karşısı
3.000.- TL
2.500.- TL
2.250.- TL
1.500.- TL
Arka
Kapak İçi
2.500.-TL
2.100.- TL
1.850.- TL
1.250.- TL
Arka
Kapak
Karşısı
1.500.- TL
1.250.- TL
1.100.- TL
750.- TL
İç Sayfa
1.000.- TL
850.- TL
750.- TL
500.- TL
İç İki Sayfa
1.750.- TL
1.500.- TL
1.300.- TL
850.- TL
650.- TL
550.- TL
450.- TL
350.- TL
İç 1/2
Sayfa
MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
BU SAYIDA
Tunçer Gömeçli
GOSBSAD Genel Sekreteri
G
ebze Organize Sanayi Bölgesi bir hasretini sonlandırmak üzere... Mayıs ayı, Müteşebbis Heyet yönetiminden Genel Kurul
yönetimine geçiş ayı olacak. Şu anda çalışmalar çok yoğun, gelişmelerle ilgili haberleri önümüzdeki sayıda vereceğiz.
Bu sayımızın konuğu, Ankara Sanayi Odası ve OSBÜK Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Özdebir. Başkana, “Türkiye’nin parlayan yıldızları” olarak tanımladığı Organize Sanayi Bölgeleri ile ilgili görüş
ve çözüm bekleyen ortak acil sorunlar için çözüm önerilerini sorduk.
Ocak ayı sayımızda, dergimiz “Türkiye GOSB”u tüm OSB’lere ve
KOBİ’lere hitap eden, yurt çapında ulaşılır bir dergi haline getirme hedefimizi vurgulamıştık. Bu duyurumuzdan sonra çıkan elinizdeki üçüncü sayımız, değişik Organize Sanayi Bölgelerinin haberleri ve değişik bölgelerde geliştirilen proje örnekleri bir hayli yoğun.
Hedeflerimizden biri de, herhangi bir bölgede hayata geçirilen ve
katma değer yaratan yenilikler ile başarılı projeleri tüm okuyucularımıza ulaştırmak ve “bakın onlar yapmış, siz de yapabilirsiniz”
mesajını iletmek. Bu sayıda iki başarı öykümüz var. Biri “Avrupa Kalite Büyük Ödülü”nü kazanan Bilim İlaç’a, diğeri de “Rüzgar türbin kanatlarının üretiminde kullanılabilen epoksi esaslı infüzyon sistemi”ni Türkiye’de bir ilk olarak geliştiren, genellikle Ar-Ge
çalışmaları ile “niş” ürünler üreten bir GOSB firması olan Duratek
A.Ş.’ye ait.
Hissedarlarınızın, müşterilerinizin, çalışanlarınızın, toplumun ve tüm
paydaşlarınızın istek ve beklentilerini dengeli bir şekilde karşılayan,
onları memnun eden sürekli gelişerek iyileşen mükemmel sonuçlar elde etmek istiyor musunuz? Cevabınız “evet”se, sayfalarımızda
yer alan “EFQM: KOBİ´ler için Mükemmellik Modeli” size bu amacınıza ulaşmanın ana yollarını gösteriyor. Biz sadece dikkatinizi çekiyoruz. Bu konuda size her türlü desteği verecek kuruluş KALDER.
Bu sayımızdan itibaren “Sanayi Tarihi” başlığı altında bir yeniliğimizi daha sizlere sunuyoruz. Ülke sanayimizin bugünlere gelmesinde büyük emeği geçen duayenlerin, ilginç hikâyelerini ilgi ile okuyacaksınız. Bu bölümümüzü, yaşamında birçok oluşuma öncülük etmiş bir duayen olan, herkesin adını saygı ile andığı Vehbi Koç ile
başlatıyoruz.
Sizin isteklerinize uygun, daha okunası bir dergi olmak için okuyucu katkınızı beklediğimizi bir kez daha hatırlatırız.
Saygılarımızla...
GOSBSAD MESAJI
OSB Yönetmeliğinin
Demokratik Değerlerle Eleştirisi (2)
Adil Kanıöz
6
Gebze Organize
Sanayi Bölgesi
Sanayicileri Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
Devamı 7. Madde de; özetle (a) fıkrasında, müteşebbis heyetin 15 kişiden oluşacağından başlayarak, müteşebbis heyetin! oluşumu detaylandırıyor.
8. Madde ise; (b) yönetim kurulunu, müteşebbis heyetin en az dördü
kendi üyeleri arasından olmak üzere seçeceği beş asil üyeden oluşur, diyor.
Ve devamında yönetim kurulunun oluşumunu detaylandırıyor. Kanunun bu
maddesi, Müteşebbis heyet döneminde yönetim kurulu üye sayısını 5 kişi
olarak tespit ediyor.
Buraya kadar her şey normal, şantiye yıllarında, 15 kişiden oluşan müteşebbis heyet döneminde, yönetim kurulları beş kişiden oluşacak. Bunu
OSB kanunumuz kesin bir şekilde belirlemiş.
Pekiyi…! İşletme döneminde yüzlerce katılımcının oluşturduğu Genel
Kurul döneminde, OSB yönetim kurulunu, kaç kişiden oluşturacağız.
B
ir önceki yazımızda, katılımcıların genel kurullarda oy kullanma kriterlerinin, OSB kanunda yanlış tarif edildiğini, demokratik değerler açısından özel veya tüzel aynı kişinin, aynı OSB’de, kaç parseli olursa olsun, tek
oy kullanması gerektiğini vurgulamıştık.
Genel kurullarımızda fikirlerimiz oylanıyor, bir özel veya tüzel kişinin bir konuda bir fikri olur, bir konuda iki fikri olursa Nasrettin hoca fıkrası
olur demiştik.
Bu konuda olumlu ve somut geri dönüşler aldık. Önemli bir OSB’mizin değerli yönetim kurulu başkanımız aradı; Birkaç katılımcının, kurulu tesisleri olmamasına ve tesis kurmaya niyetleri de olmamasına rağmen, birkaç (küçük)
parselleri olması sebebiyle, 5 kişinin 12 katılımcıymış gibi genel kurul toplamaya kalktıklarını ve bu kişilerle mahkemelik olduklarını anlattı. Kötü niyetli uygulamaların somut sonuçlarını da öğrendik. Demokrasi yolculuğumuzda
‘Bir fikir bir oy’ vizyonumuz doğrulanmış oldu.
Bu yazımızda ise yine demokratik değerlerimizle çelişen ve
OSB’lerimizin katılımcı ve çoğulcu yönetilmelerinin önünü tıkayan, OSB kanunumuzun yanlış uygulanmasına yol açan, OSB yönetmenliğinin 37.
maddesini gündeme getirmek istiyorum.
Şantiye yılları yönetimi olan Müteşebbis heyet dönemini aşıp, Genel Kurul
(işletme dönemi) yönetimine geçen OSB’lerimizin, yönetim kurulu üye sayısına (çoğulculuk ve katılımcılık adına) kanun, üst sınır getirmezken, OSB yönetmenliği, kanuna aykırı olarak 5 kişi olarak üst sınır koymaktadır.
Bakın nasıl? 4562 sayılı OSB kanunu Madde-6 Organize Sanayi Bölgelerimizin yönetimini (organlarını) a) fıkrasında, Şantiye yılları, (1)Müteşebbis heyet ve işletme yılları (2) Genel Kurul yönetimi olarak, iki aşamalı olarak konumlandırmış.
Madde -6 OSB’nin organları;
Bu sorunun cevabını OSB kanunumuz, Genel kurul oluşumunu tarif ettiği
Madde 25 (özetle); “Genel Kurulun teşkilini müteakip bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde, OSB’lerin organları (genel kurul, yönetim kurulu,denetim kurulu, bölge müdürü) ile ilgili olarak Türk Ticaret Kanununun Anonim şirketlerin organları ilgili hükümleri kıyasen uygulanır” diyor.
Buraya kadar her şey güzel… On üç yıl önce, 2000 yılında yürürlüğe giren
4562 sayılı OSB Kanunumuz, Genel kurul aşamasındaki OSB’lerimiz Türk Ticaret Kanununa kıyasen , organlarını (genel kurul, yönetim kurulu, denetim
kurulu, bölge müdürlüğü) oluşturmasını emrediyor. Diğer taraftan 4562 sayılı OSB kanunun iskeletini Türk ticaret kanunun oluşturduğunu, yeri gelmişken vurgulayalım.
Kanunumuz gerçekten demokratik değerlerimize katkı yapan, bunların da
ötesinde çağdaş yönetim kriterlerini referans alan bir vizyonla hazırlanmış.
Ancak Yönetmeliğin 37. Maddesinde, kanuna aykırı hüküm kurularak,
demokratik ve çağdaş yönetim anlayışının önü tıkanmaktadır.
Yönetmenlik Madde 37; “Yönetim kurulu, müteşebbis heyetin ( 15 kişi)
veya genel kurulun (100 ila 300 kişi) en az dördü kendi üyeleri arasından
olmak üzere 5 asil üyeden oluşur” şeklinde yazılmış Genel kurul kelimesi yönetmeliğe, kanunda olmamasına rağmen monte edilmiştir.
Görüldüğü gibi, 15 kişilik müteşebbis heyetin yönetim kurulunu 5 kişiden
oluştururken, 300 katılımcı sanayicimizi de aynı torbaya koyarak 5 kişiden
oluşan bir yönetim kurulu yönetsin denmiştir. Kanunda olmayan, çoğulculuk
ve katılımcılık gibi, halka açık şirketlerin olmazsa olmaz değerlerini dikkate
almamıştır. Hukuk acısından ise yanlışlığın en büyüğü yapılmakta, OSB kanununa aykırı hüküm kurulmaktadır.
Sadece Anayasamızı demokratikleştirerek, demokratik toplum yürüyüşümüzde başarılı olamayız. Kanun ve yönetmenliklerimizi de hızlı bir şekilde gözden geçirmemiz gerekir.
b) Yönetim kurulu
13 yıl önce yapılan ve gözden kaçan, daha önceki yönetimlerin yaptığı bu
yanlışlığın düzeltilmesini, OSB’lerimizin önünün açılmasını, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın değerli üst bürokrasinin dikkatine sunuyorum.
c) Denetim kurulu
Ülkemizin demokrasi yürüyüşünün önünü açalım!
d) Bölge müdürlüğüdür.
Saygılarımla...
a) Müteşebbis heyet (işletme aşamasında genel kurul)
MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
DİYALOG
8
Ankara Sanayi Odası ve OSBÜK Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Özdebir
Türkiye’nin parlayan yıldızları
Organize Sanayi Bölgeleri
MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
264 OSB’nin Fiziki Aşamalarına Göre Dağılımı
İşletme Aşaması
150 Adet
% 57
DİYALOG
Kamulaştırma Aşaması
29 Adet
% 11
Yer Seçimi Aşaması
25 Adet
%9
9
Altyapı Çalışmaları
Aşaması
39 Adet
% 15
Planlama Aşaması
21 Adet
%8
264 OSB’nin Çeşitlerine Göre Dağılımı
41
Karma OSB'ler
İhtisas
OSB'ler
Özel OSB'ler
Kamulaştırma Aşaması
Planlama Aşaması
Altyapı Çalışmaları
Aşaması
İşletme Aşaması
220
2
Yer Seçimi Aşaması
1
Islah OSB'ler
2011 ve 2012 değerlendirmesi
2
011 yılı Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) için özel bir yıl olmuştur. 2011 yılında ülkemizde kurulan ilk OSB’nin 50 nci kuruluş
yıldönümünü kutladık. Organize Sanayi Bölgeleri Cumhuriyet tarihimizinin en önemli projelerinden birisidir. Ülkemizde OSB’ler planlı sanayileşmenin en önemli unsurlarından biri olmuştur. Çevreyle barışık,
planlı sanayi alanları üreten OSB’ler dünyanın çeşitli ülkeleri tarafından da model olarak alınmıştır.
OSB’ler ülkemizin vazgeçilmez üretim merkezleri haline gelmiş ekonominin ve toplumun bir parçası olmuştur. Bu sebeple, ülkenin genel
havası OSB’leri, OSB’lerin durumu da ülkemizin ekonomik ve sosyal
durumunu etkilemektedir. Türkiye ekonomisinde yaşanan olumlu gelişmenin en önemli aktörlerinden biri de OSB’lerdir.. Türkiye’nin 2023
hedeflerine ulaşmasını sağlayacak en önemli unsurlardan biri de yine
OSB’ler ve OSB yatırımcıları olacaktır.
Dünyadaki ve özellikle Avrupa da ki ekonomik sıkıntı bu ülkelere ihracat yapan sanayicilerimizi biraz etkilemiş olsa da müteşebbis Türk insanı hedef değiştirerek yeni pazarlar bularak bu olumsuzluktan etkilenmeme gayreti içine girmiş ve yoluna devam etmiştir.
Bedelsiz arsa teşviki ve ıslah OSB’ler konusunda yasal düzenlemeler ve OSB Uygulama Yönetmeliğinde ihtiyaç duyulan bazı teknik düzeltmeler yapılmış olsa da, OSB’lerin genel ve önemli sorunlarına çözüm bulacak iyileştirmeler ve OSB’leri yatırımcılar için cazibe merkezi
haline getirecek taleplerimiz konusundaki girişimlerimiz sürmektedir.
OSB’ler ülkemiz ekonomisinin vazgeçilmez temel taşlarıdır.Temel ne
kadar sağlam olursa üzerine kurulacak tesisler de o kadar sağlam
olur. OSB’lerin yasal ve tek sivil toplum kuruluşu olan OSBÜK kuruluşundan itibaren OSB’lerin birçok sorununun çözülmesine katkı sağladı. Ancak şu anda üzerinde durduğumuz çok önemli bir konu var.
Özellikle kentsel dönüşüm projelerinin hayata geçirilmeye çalışıldıGEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012
39
150
Toplam
Parsel
Tahsis
Edilen
Parsel
Rezerv
Parsel
Adet
Adet
Adet
42.759
32.736
7.466
OSB Brüt
Alanı
69903,18
264
ğı ve bunun için büyük kaynakların ayrıldığı bu dönemde bunu çok
önemsiyoruz. Bu da; “Kapalı alanı 2.000 m2’den küçük olan ve Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından özel izin almış olanlar hariç, bütün sınai üretim tesislerinin organize sanayi bölgelerinde kurulmasının zorunlu hale getirilmesi” önerimizdir. 2012 yılında da en önemli tezimiz ve beklentimiz bu olacaktır. OSB’lerin yapmış olduğu pek
çok kamu görev yetkisinin diğer kanunlarla ters düşmeden uygulayabileceği geniş kapsamlı bir yasal düzenlemeye ihtiyacımız ve beklentimiz mevcuttur. Bu sebeple, ülkenin her yerindeki OSB’ler ayırım gözetmeksizin teşvik edilmeli ve OSB’lerin kapasitesin aşan büyük ölçekli entegre yatırımlar hariç OSB dışındaki yatırımlar teşvik kapsamına alınmamalıdır.
OSB’lerin çözüm bekleyen ortak acil sorunları nelerdir? Sizin
bunlara çözüm önerileriniz ve beklentileriniz nedir?
4562 sayılı OSB Kanunun 12.04.2000 tarihinde yasalaşmış ve üzerinden 11 yıl geçmiştir. Geçen süre içerisinde 11 ayrı yasa ile küçük ilaveler veya değişiklikler yapılmışsa da söz konusu kanunun kapsamlı bir
şekilde yeniden hazırlanması gerektiğini düşünüyoruz. Bu sayede ülkemiz ekonomisinin en önemli kalkınma araçlarından olan OSB’lerin
anayasal bir kuruluş haline getirilerek kamu hizmeti yapan “Özel Hu-
"Ülkenin her yerindeki
OSB’ler ayırım
gözetmeksizin teşvik
edilmeli ve OSB’lerin
kapasitesin aşan
büyük ölçekli entegre
yatırımlar hariç OSB
dışındaki yatırımlar
teşvik kapsamına
alınmamalıdır."
MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Parsel Doluluk Oranları
21
İşletme
29
Altyapı İnşaat
Planlama
25
Kamulaştırma
DİYALOG
10
Yer Seçimi
264 OSB’nin Rakamlarla Durumu
76,52
OSB'lerdeki Fabrika Sayısı
Faaliyette
İnşaa
Halinde
Kapalı
50.907
3.689
1.790
56.386
kuk Tüzel Kişiliği” olması sebebiyle meydana gelen sorunların giderilmesi, devlet idari yapısında hak ettiği yeri alması ve çok sayıdaki yasada OSB’den bahsedilmemesi sebebiyle yoğun olarak yaşanan bürokratik engellerin kaldırılması gereklidir.
OSB’ler Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının yer seçimi ve izni ile
sanayicilerin bir araya gelerek Devlete yük olmadan sanayicinin öz
varlığı ile her türlü altyapı ve sosyal tesislerinin donatılmış, ilgili mevzuat ve devletin denetimi altında faaliyet gösteren kanun ile kurulmuş özel üretim alanlarıdır. OSB’lerde kayıt dışı ekonomi ve istihdam
sıfır noktasındadır. İş ve çevre mevzuatına uygun çalışma azami derecede yüksektir. İlgili mevzuat gereği titizlikle seçilen yer tespiti dolayısıyla OSB’ler tarıma elverişli alanların korunmasında da büyük öneme sahiptir. Buna karşılık, özelikle Belde ve İlçe Belediyelerinin planladıkları sanayi lekelerinde veya çeşitli yollarla tarım alanlarının ortasına, dere ve yol kenarlarına yapılan sanayi tesisleri altyapı, sosyal tesis, çevre tedbirleri ve yakından takip edilememe gibi sorunlara sebep
olmaktadır. Bu sebeple; kapalı alanı 2.000 m2’den küçük olanlar ile
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından özel izin alanlar hariç, bütün sınai üretim tesislerinin organize sanayi bölgelerinde kurulmasının zorunlu ve/veya cazip hale getirilmesi ülkemizin kalkınması ve insanımızın mutluluğu için gerekli ve önemli görülmektedir.
OSB’lerin sayısı 264’ü, büyüklüğü 70.000 hektarı bulmuştur.
OSB’lerin kısa sürede dolması ve sanayi tesislerinin OSB’lerde kümelenmesi amacıyla, her türlü yatırım teşviklerinin yalnızca OSB’lerde
kurulan tesislere verilmesi veya teşvik enstrümanlarının OSB’lerdeki
yatırımcılar için yüzde 50 avantajlı uygulanması OSB’leri daha cazip
hale getirecek, böylece öncelikle kurulmuş OSB’ler kısa sürede dolacak ve yeni yeni OSB’ler kurularak planlı sanayi yapılanması ülkemizin dört bir yanına yayılacaktır.
Ülkemiz sanayi sektöründe kullanılan elektrik ve doğal gazın tüketiminin %50’ si OSB’lerde faaliyet gösteren sanayiciler tarafından tüketilmektedir. OSB’lerin cazibe merkezi haline gelmesi ve sanayicilerimizin en önemli maliyet unsuru olan enerji fiyatlarını makul seviyelere
indirebilmek amacı ile OSB yatırımcılarının kullandığı doğal gaz fiyatı
içerisindeki özel tüketim vergisinin, Elektrik fiyatı içerisindeki yüzde 1
"OSB’lerde kayıt dışı ekonomi ve
DİYALOG
istihdam sıfır noktasındadır. İş ve
çevre mevzuatına uygun çalışma azami
derecede yüksektir. İlgili mevzuat gereği
titizlikle seçilen yer tespiti dolayısıyla
OSB’ler tarıma elverişli alanların
11
korunmasında da büyük öneme sahiptir."
enerji fonunun, yüzde 1 belediye payının, yüzde 2 TRT payının, kaldırılması veya OSB Katılımcılarına iade edilmesi.
OSB’lerin yabancı sermaye için cazibeleri nelerdir ve nasıl
arttırılabilir?
Yerli veya yabancı fark etmez şu anda bir yatırımcının OSB’yi tercih
etmesi için somut ve cazip bir teşvik enstrümanı yoktur. Nisan 2011
de yapılan yasal bir düzenleme ile kısmen veya tamamen bedelsiz
arsa teşviki çıktı ise de genellikle arsanın ucuz olduğu kırsal bölgelerde uygulanan bu teşvikin toplam yatırım ve işletme giderleri payı içerisindeki oranı çok düşüktür. Uluslararası sermeye bu teşviki dünyanın diğer ülkeleri ile karşılaştıracağından daha somut ve cazip teşvikler sunmalıyız. Ülkemizde yıllar önce uygulanan ve daha sonra kaldırılan yatırım indirimi cazip bir teşvik unsuru olabilir. Her zaman söylediğimiz gibi OSB’ler dışındaki yatırımlar teşvik kapsamına girmemelidir.
Coğrafi Bölgelere Göre OSB’lerin Dağılımı
Marmara Bölgesi
63 OSB
İç Anadolu Bölgesi
46 OSB
Karadeniz Bölgesi
43 OSB
Akdeniz
Bölgesi
22 OSB
Doğu Anadolu
Bölgesi
21 OSB
Ege Bölgesi
49 OSB
Güney Doğu
Anadolu Bölgesi
22 OSB
OSB’lerin enerji piyasasında aktör olmaları açısından mevcut
durum nedir ve neler talep edilmektedir?
2001 yılında henüz OSBÜK gibi bir oluşum yok, her OSB kendi yağı
ile kavrulmaya çalışırken Ülkemizde enerji piyasasının özelleştirilmesi çalışmaları gündeme getiriliyor ve bu amaçla yapılan yasal düzenlemeler sırasında maalesef OSB’ler yok sayılıyor. Bu konuda ileriyi gören birkaç OSB’nin sesi çıktı ise de maalesef bu sese kulak asılmıyor. Hatta bu seslere “Aman OSB’ler uyanmasın, uyanırlarda özelleştirme kapsamı dışında kalırlarsa ihalelere kimse girmez” düşüncesiyle OSB’ler peşkeş çekiliyor. OSB’lerin kapsam içinde olup olmadıkları belli olmayan şartnamelerle ihale yapılıyor ve daha OSB’ler de kapsam dahilinde şeklinde yorum yapılarak ihale fiyatlarının yüksek değerlere çıkması sağlanıyor. 2002 yılında OSBÜK’ün kuruluşu ile güç
birliği yapan OSB’ler gerekli girişimlerde bulunuyor ve 2005 yılında
428 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa bir madde eklenerek OSB’ler
elektrik piyasasında aktör oluyor. Piyasaya sonradan girdiğinden bir
türlü kabul görmeyen OSB’ler yasal düzenlemeye rağmen çok zorluklar yaşıyor ve çeşitli yorumlarla adeta piyasa dışına itilmeye çalışılıyor.
Arzumuz aynı düzenlemenin doğal gaz piyasasında da yasal düzenleme yapılmasıdır. Bunun için de çalışmalarımız devam etmektedir. Bu
gün itibariyle sanayide kullanılan elektrik ve doğal gazın yarısını tüketen OSB’lerin kendi doğal gazını kendisinin ithal ederek üreticiye
daha cazip fiyatlarla doğal gaz ve elektrik sunması temel ve vazgeçilmez hedefimizdir. n
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012
Malatya İkinci OSB'nin çevre dostu projesi
OSB HABERLER
14
Malatya 2. OSB'nde yapımına
başlanan Evsel ve Endüstriyel Atık
Su Tesisi hizmete girdi.
İ
kinci Organize Sanayi Bölgesi'nde
yaptırılan Arıtma Tesisi, 1 yıllık bir
sürede bitirilerek işletmeye alındı. Arıtma
Tesisi'nin faaliyete geçmesi nedeniyle
yapılan incelemeye Vali Ulvi Saran Mustafa
Şahin, Belediye Başkanı Ahmet Çakır, İl
Özel İdaresi Genel Sekreteri İrfan Kaya,
TSO Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç, MESOB
Başkanı Şevket Keskin, İl Genel Meclisi
Başkanı Naci Şavata ile birlikte kalabalık bir
topluluk katıldı.
Arıtma Tesisi ile ilgili olarak idare bina
da katılımcılara brifing veren Özben
Firması'nda görevli Çevre Mühendisi
Mustafa Türk, tesisin dünyada ve Türkiye'de
kullanılan son teknoloji ve ekipmanlara
sahip olduğunu belirterek, bu özelliği ile
sayılı tesislerden birisi olduğunu ifade etti.
Türk, 24 ayda bitirilmesi gereken tesisin
1 yıl içerisinde tamamlandığını belirterek,
tesisin fiziksel, kimyasal ve biyolojik arıtma
yapacağını söyledi. Fabrikalardan gelen
kirli suyun tesiste yüzde 95 oranında
temizlenerek çıktığını anlatan Türk, bu
suyun tarımda kullanılamayacağını,
ancak buna kararın Çevre Bakanlığı'nın
verebileceğini söyledi.
Vali Ulvi Saran inceleme sonrasın da yaptığı
açıklama da, tesisin 24 bin metreküp
/ gün kapasitesine sahip olduğunu
belirterek, Türkiye'nin en son teknolojisini
kullanan bir tesis olduğunu kaydetti. Vali
Saran, "Şimdiye kadar Organize Sanayi
Bölgesi'nden çıkan suyun yüzde 100 kirli
olduğunu biliyorduk. Yüzde 100 kirli su
çıkıyordu. Şuanda yüzde 95 oranında temiz
su çıkıyor. Yüzde 100 kirli olan suyun yüzde
95'i temiz olarak çıkıyor. Bu hem en ileri
teknolojinin kullanıldığı ve hem de 1. ve 2.
Organize Sanayi Bölgesi'nin entegre olarak
bir birine bağlı olduğu bir yapı. Şuan da
Türkiye'de bundan daha ileri bir teknolojiye
Dr. Ulvi Saran
Malatya Valisi
sahip olan model tesis yoktur. Bu yönüyle
yıllardan beri tartışa gelen kirlilik iddiaları
ve serzenişlerin ortadan kaldırıldığını
gösteriyor. Bu su tarım da kullanılabilir mi?
Su tarımda kullanılabilir. Çünkü daha önce
yüzde 100 kirli olduğun da bile tarımda
kullanılıyordu, ne kadar engel olsak bile. 1.
Organize Sanayi Bölgesi Arıtma Tesisi ile 2.
Organize Sanayi Bölgesi’ndeki arıtma tesisi
bir biriyle bağlantılı çalışacak. Elektrik israfı
da ise, bu tesis diğer tesislere göre 10 kat
daha tasarruflu" dedi. n
ESO’dan yeni bir proje başarısı daha
Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma
Ajansı BEBKA tarafından geçtiğimiz
yıl açılan “2011 Yılı Mali Destek”
programından Eskişehir Sanayi
Odası (ESO) projesi ile destek
almaya hak kazandı.
Toplam 368 proje başvurusu içerisinden
destek almaya hak kazanan proje, yeni
yatırımların kente gelmesi konusunda da
cazibe unsuru olacak.
ESO üyesi 10 firmada destek aldı
BEBKA tarafından açılan 2011 yılı Mali
Destek Programları kapsamında destek
almaya hak kazanan projelerden 25
tanesi Eskişehir’den oldu. Bunun yanında
ESO üyesi 10 firmada destek almaya hak
kazanan kar amacı güden kuruluşlar arasına
girmeyi başardı.
E
skişehir sanayi için önemli bir merkez
olacak olan “Kaynak Teknolojileri
Araştırma ve Uygulama Merkezi” proje
sayesinde yapılacak.
Yaklaşık 1 milyon liralık yatırım tutarına
sahip olan ESO projesiyle, bölgede faaliyet
gösteren KOBİ’lerin kaynak teknolojileri
alanındaki ihtiyaçlarının karşılayacak
ve Organize Sanayi Bölgesi içerisinde
uluslararası DVS yani Alman Kaynak
Cemiyeti standartlarına uygun bir merkez
kurulacak. Merkezde eğitim alanlar
uluslararası tanınırlığı olan sertifikaya da
sahip olacak.
Kurulacak olan merkez ile Eskişehir
sanayinin yaklaşık yüzde 50’sini temsil
eden makine imalat ve metal eşya
Savaş M. Özaydemir
Eskişehir Sanayi Odası
Yönetim Kurulu Başkanı
sektörleri için tasarımda ve üründe
yenilikçilik, üretimde verimlilik ve insan
kaynağında kalifiye gibi unsurların
geliştirilmesi ve bu yolla il sanayinin rekabet
gücünün artırılması hedeflenmekte.
MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Üç ili kapsayan destek programında;
kar amacı güden kuruluşlara yönelik
Çevre ve Enerji Mali Destek Programı
kapsamında 12 proje, kar amacı gütmeyen
kuruluşlara yönelik Çevre ve Enerji Mali
Destek Programı kapsamında 17 proje,
Ar-Ge ve Yenilikçilik Mali Destek Programı
kapsamında 29 proje ve Sosyal Kalkınma
Mali Destek Programı kapsamında 18 proje
olmak üzere toplam 76 proje destek almaya
hak kazandı. n
TEKNE 6600A (1000*1200*760h mm)
KAMASAN KALIP MAKİNE SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ
0 212 548 34 18 (3 Hat)
[email protected] - www.kamasan.com
OSB HABERLER
Kayseri OSB'de Elektrik
Tüketimi Arttı
Yozgat Atatürk Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi
Öğrencileri Meslek Sahibi Yapıyor
Yozgat Organize Sanayi Bölgesi'nde
bulunan Atatürk Teknik ve Endüstri
Meslek Lisesi öğrencileri bir taraftan
eğitim öğretimlerini sürdürürken
diğer taraftan da meslek ediniyor.
16
Y
Ahmet Hasyüncü
Kayseri Organize Sanayi Bölgesi
Yönetim Kurulu Başkanı
K
ayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde
(OSB), üretim yapan firmaların aylık
elektrik tüketimleri arttı. Geçen yılın 12
aylık dönemine göre yapılan hesaplamada,
firmalar aylık ortalama 69 milyon kilovat
saat elektrik harcadı. Yıllık tüketilen elektrik
miktarının ise 830 milyon kilovat saati
geçtiği belirtildi. Elektrik abonesinin bin 20
olduğu bölgede doğalgaz abonesinin 608,
su abonesinin de 990’a ulaştığı bildirildi.n
Deprem Bölgesine
Yatırımdan Vazgeçmediler
Deprem öncesinde Van’ın Organize
Sanayi Bölgesi (OSB) yönetiminden
yer tahsisinde bulunan 148
yatırımcı, deprem sebebiyle sanayi
yatırımlarından vazgeçmedi.
V
an Valisi Münir Karaloğlu
başkanlığında toplanan OSB
Müteşebbis Heyeti, 148 yatırımcı içinden
45'ine arsa tahsisinde bulunacak. Vali
Karaloğlu, OSB'de 44 hektarlık alanda
oluşturulan 51 parselin dağıtımını
yapmak üzereyken meydana gelen
deprem sebebiyle bu dağıtımın
yapılamadığını bildirdi. OSB'deki 44
hektarlık alandaki 51 parselde 6 parseli
daha önce acil olarak yatırımcılara tahsis
edildiğini ifade etti. n
ozgat OSB'de 2009-2010 eğitim
öğretim yılında hizmete açılan Atatürk
Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi, sanayi
bölgelerinde çalışabilecek teknik elaman
yetiştiriyor. Yozgat Milli Eğitim Müdürü
Saim Kuş, 2009 yılında Osb'de hizmete
açılan Atatürk Teknik ve Endüstri Meslek
Lisesi'nde bir kısmı yatılı olmak üzere 250
öğrencinin eğitim gördüğünü belirterek,
"Bu okulun Osb'de açılmasının mantığı,
öğrencilerin sanayi ile içi içe olması
uygulama alanının bulunmasıdır. Aynı
zamanda buradan mezun olan çocukların
en azından istihdam edilecekleri alanları
tanımış olmalıdır." dedi.
Atatürk Teknik ve Endüstri Meslek
Lisesi'nde plastik, giyim, tesisat ve
iklimlendirme olmak üzere üç bölüm
bulunduğunu ifade eden Milli Eğitim
Müdürü Kuş, "Bu üç bölümümüz son
yıllarda gelişen alanlardaki istihdam
açığını kapatmaya yönelik öğrenci
yetiştiriyor. Bu sebeple, buradan
mezun olan çocuklarımızın, iş bulma
konusunda sıkıntı yaşamayacaklarını
düşünüyoruz. Özellikle plastik
ve iklimlendirme bölümü diye
adlandırdığımız doğalgaz ve sıhhi
tesisat döşeme bölümlerinden mezun
olan öğrencilerimiz istihdam konusunda
bir sıkıntı yaşanmayacaklardır. Çünkü
bu alanlar çağın meslek alanlarıdır ve
sürekli gelişen bir meslek dalı." diye
konuştu. n
Yeni Teşvik Uygulamasıyla İlgili Sektörel Talepler
Giresun Ticaret ve Sanayi Odası
(GTSO) Yönetim Kurulu Başkanı
Hasan Çakırmelikoğlu, yeni teşvik
uygulamasıyla ilgili sektörel talepleri
belirleyerek, bir rapor hazırladıklarını
söyledi.
Ç
akırmelikoğlu yaptığı açıklamada,
raporda yer alan sektörel talepler
hakkında bilgiler verdi. Giresun'da
faaliyet gösteren sanayiciler ile sektörel
taleplerle ilgili görüşmeler yaptıklarını
aktaran Çakırmelikoğlu, görüşmeler
doğrultusunda belirlenen talepleri içeren
rapor hazırladıklarını belirtti."Mevcut teşvik
kapsamında, bölge bazında desteklenecek
sektörler TR90 kriterinde İndirimli Kurumlar
Vergisi uygulamasının yeni yatırımlar ya da
ek yatırımların dışında elde edilen gelirleri
kapsamaması mevcut teşvik uygulamasının
amacını zedelemiştir." diyen Çakırmelikoğlu,
MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
"Bölgemiz KOBİ yoğunluklu sanayi
altyapısı olduğu unutulmamalıdır."Özellikle
kalkınmada öncelik bu yörelerde yeni
yatırım ile aktif yatırımcılar arasında
ayrım yaşanması, mevcut yatırımların
aynı şartlarda teşvik kapsamına
alınmaması,mevcut yatırımcıları hayal
kırıklığına uğratmıştır. Bu uygulama aynı
piyasa koşullarında rekabet eden işletmeler
arasında adaletsizliğe neden olmuştur.
Bölgemize tahsis edilecek indirimli kurumlar
vergisi yeni eski ayrımı yapmaksızın
bölgemizde tüm yatırımları kapsayacak
şekilde uygulanmalıdır. Bir çok yatırımın
teşvikten faydalanabilmesi için belirlenen
asgari yatırım tutarlarının bölge şartlarına
uygun revize edilmesi şarttır. Ülkemizin
sanayi bölgelerinde uygulanabilecek yüksek
kriterlerin bölgemizin imkanlarına ve
altyapısına uygun olmadığı bilinmelidir."
dedi.n
OSB HABERLER
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı
Prof. Dr. Davut Kavranoğlu
Yalova Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Davut
Kavranoğlu, ilk Bakan Yardımcısı
oldu. Kavranoğlu, Bilim ve Teknoloji
Bakanı Nihat Ergün'ün yardımcılığına
1 Ağustos 2011'de atanmıştı.
17
P
rof. Dr. Davut Kavranoğlu, 1962 yılında
Rize Gündoğdu'da doğdu. Orta okul
ve liseyi İstanbul Suadiye Lisesi'nde okudu.
1984 yılı yaz döneminde İstanbul Teknik
Üniversitesi, Elektronik ve Haberleşme
Mühendisliğinden fakülte ikincisi olarak
mezun oldu. California Institute of
Technology'de (Caltech, Pasadena, CA)
1986 yılında master ve 1989 yılında
doktorasını elektronik mühendisliği
alanında tamamladı. Doktoradan sonra
Suudi Arabistan'da bulunan King Fahd
University of Petroleum and Minerals'da
1989 yılında yardımcı doçent, 1993 yılında
doçent oldu.
Osmaniye'de 20
İşletmeye Enerji Desteği
Osmaniye Vali Yardımcısı Hüseyin
Nail Anlar, ildeki 20 işletmeye 1
milyon 231 bin 944 TL enerji desteği
verileceğini bildirdi.
H
üseyin Nail Anlar, Osmaniye Valililiği
Toplantı Salonunda yapılan Enerji
Desteği Komisyonu toplantısında işletmelere
enerji desteği kararı çıktığını belirtti.
Toplantıya Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl
Müdürü Mustafa Taşdemir, Vergi Dairesi
Müdürü Mehmet Pehlivan, SGK İl Müdürü
Mehmet Korkmaz, Toroslar EDAŞ İl Müdürü
M. Tayyar Irmak, Osmaniye Osb Müdürü
Turgut Çalışkan, Kadirli OSB Müdürü
Ali Karadana ve Raportör Yılmaz Aksoy
katıldı. Komisyon başkanı Vali Yardımcısı
Dr. Mehmet Hüseyin Nail Anlar, toplantıda
Osmaniye sınırları içinde faaliyet gösteren
20 işletmeye toplam 1 milyon 231 bin 944
TL enerji desteği verilmesi kararı alındığını
bildirdi.n
2006-2007 yılları arasında İstanbul Ticaret
Üniversitesi'nde doçent olarak kısmi statüde
görev yaptı. Ağustos 2009'dan itibaren
Yalova Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği
Bölümüne Profesör olarak atandı. Profesör
Kavranoğlu'nun yayınlanmış çok sayıda
makale ve diğer yayınları bulunuyor.
Kavranoğlu, 1997-2009 yılları arasında
Mobil, Uydu Haberleşmesi, GPS teknolojileri
ve Internet uygulamaları konusunda
teknoloji geliştiren, üreten şirketler kurdu ve
yönetti. Davut Kavranoğlu, evli ve 7 çocuk
babası.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat
Ergün, bakan yardımcısı olarak Davut
Kavranoğlu'nun atama kararnamesini
imzalanmak üzere, 3 Ağustos 2011
tarihinde Başbakanlığa gönderdi. 61.
Hükümetin, ilk bakan yardımcısı olarak
duyuruldu.. n
Burdur OSB'de elektrikte yüzde 17 indirim
Burdur Organize Sanayi Bölgesi
(OSB) Yönetim Kurulu Başkanı Feyzi
Oktay, üyelerine yüzde 17 elektrik
indirimi yapılacağını bildirdi.
İ
ndirimli tarifeden kullanımın, 1 Mart
itibari ile geçerli olacağını söyleyen
Başkan Fevzi Oktay, “OSB, toplam fatura
bedelini aylık ortalama 80 bin TL daha
az ödeme yapacak. Sağlanan bu indirim,
firmaların faturalarına yansıyacak.” dedi.
arayışı içinde olduk. Rekabet ve maliyet
konusundaki çabalarımız devam
edecektir.”
Maliyetin sanayici için önemini vurgulayan
Birinci OSB Başkanı Feyzi Oktay, konuya
ilişkin şunları söyledi: “Günümüzde iç ve
dış ticarette rekabet, yatırımcının en büyük
handikapıdır. Rekabet şansını artıran
kalitenin yanında maliyet, en önemli
konudur. Elektrik gideri ise firmaların
en büyük gider kalemlerinden biridir.
Bu nedenle OSB’de göreve geldiğinden
bu yana, diğer konuların yanında ‘enerji
maliyetleri’ konusunda hep iyileştirme
TEDAŞ Genel Müdürlüğü'nün kararı ile
Burdur Trafo Merkezi ve OSB arasındaki
enerji nakil hatlarının mülkiyetinin OSB’ye
alındığını vurgulayan Oktay, “TEİAŞ
Genel Müdürlüğü ile Bağlantı ve Sistem
Kullanım Anlaşması yapılmıştır. Mart’ın
başından itibaren OSB’nin elektrik ihtiyacı
yeni üzerinden karşılanmaya başlamıştır.”
ifadelerini kullandı. Yeni tarifeye sevinen
iş adamları ise Burdur’da yeni işletmelerin
önünün açıldığını belirtti. n
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012
Düzce OSB Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yirmibeşoğlu:
OSB GÜNDEMİ
"OSB’lerde yatırım yapmaya
özendirecek düzenlemeler yapılmalı"
20
T
ürkiye genelinde 253 adet OSB kurulmuş olduğunu biliyoruz.
Bunların 147 tanesinin altyapısı tamamlanmış fakat bir çoğu yatırımcı beklemektedir. OSB’lerin yüzde 100 doluluk oranını yakalamak
üzere yatırımcıyı OSB’lerde yatırım yapmaya özendirecek birtakım ayrıcalıklar verilmesi gerekmektedir. Yeni açıklanacak teşvik sisteminde
bu yönde çalışmalar olduğunu basın aracılığıyla öğrenmekteyiz ve çok
doğru bir yaklaşım olduğunu ifade etmek isterim. OSB’lerde boş yer
olduğu sürece OSB dışında sanayi alanları oluşturulması ve yatırıma
izin verilmemesi gerektiğini düşünüyoruz.
OSB kanunu ve diğer mevzuatları OSB’lere muafiyetler ve birçok yetki
vermektedir. Fakat bazı kurumlar tarafından farklı yaklaşımlar olduğu
muafiyet ve yetkilerin kullanılmasında problemler yaşandığını da görüyoruz. OSB yetki ve muafiyetlerinin her kesim tarafından kabul edilebilir duruma getiren yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
OSB’ler enerji tesisleri ve enerji nakil hattı yatırımlarını kendi imkanları
ile yaparak dağıtımını gerçekleştirdikleri halde Belediye tüketim vergisi ödemektedirler bu uygulamanın da artık yeni bir düzenleme ile kaldırılması gerekmektedir. Küçük ve orta ölçekli OSB’lerin temel sorunlarından biri de Ocak 2011 de yapılan tarife değişikliği ile 1. sıra tarife dışındaki kullanıcıların KK (kayıp katsayısı) ödemek zorunda kalmasıdır. Dağıtıma gömülü ve müstakil hatta sahip olmayan OSB’lerin
1.sıra tarifeye geçmek için büyük yatırımlar yapması gerekmektedir. 1.
sıra tarife tanımında OSB’lerin yer almasının sağlanması bu sorunun
çözümü olacaktır. n
Düzce 2. OSB’de nöbet değişimi
Düzce 2. Organize Sanayi Bölgesi'nin yönetimi iş
adamlarına devir edildi
Kurulduğu günden bugüne kadar içerisinde Düzce Valisi, Düzce
Belediye Başkanı, Beyköy Belediye Başkanı başta olmak üzere İl
Özel İdaresi, TSO ve OSB Müdürlüğü gibi kurumların temsilcilerinin
bulunduğu Düzce 2. OSB yönetimi iş adamlarına devir edildi.
Yapılan ilk genel kurulda yeni yönetim oluşturuldu.
Düzce Valisi Vasip Şahin, 2. OSB'nin kurulmasından itibaren çok
çalıştıklarını ifade ederek “Biz elimizden geleni yaptık. Bundan
MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
sonra emek harcayan ve OSB'nin içinde olan iş adamlarımız
kendi sorunları ile yakından ilgilenecekler ve daha iyi bir yönetim
sergileyeceklerdir. Biz kendilerine destek olmaya devam edeceğiz.
Göreve gelecek arkadaşlarımıza şimdinden başarılar diliyorum”
dedi. Konuşmanın ardından tek liste ile yapılan seçimlerde Kasım
Aktaş, Şahin Beköz, Özhan Olcay, Çetin Çakmakçı, Serdar Çatalay
asil üye, İlhan Başaydın, İsmail Hakkı Güler, Cahit Caycaktı, Birsen
Aktaş, Levent Yüksek Sezik ise yedek üyeler arasında yer aldı.
Bu isimler daha sonra yapılacak bir toplantı ile görev dağılımını
yapacaklar. n
P
OSB Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Sevinçel, çağrı, istek ve
önerilerini şöyle sıraladı. POSB Anadolu’nun bu kıraç bozkırında
her gün daha çok üreten bir sanayi şehri olarak yükselecektir. Bu
vesile ile üretimleri için uygun tesis alanı arayan tüm girişimcilerimizi
Polatlı’ya davet ediyor.
OSB'lere KDV muafiyeti sağlansın
• Bölgemizin bütün OSB’leri ilgilendiren genel sorunları dışında
fazla bir sorunu olduğu söylenemez. Organize sanayi bölgeleri
içinde yatırım yapmanın mutlaka özendirilmesi gerekiyor. Bölgenin
kuruluşunda ve işletme döneminde, bakım ve onarım hizmetleri
başta olmak üzere altyapı iyileştirmelerinde mal ve hizmet alım
harcamalarında Katma Değer Vergisi muafiyeti sağlanmalıdır. Aynı
şekilde sanayicilerin ilk tesis kurma aşamasında yapacakları proje,
inşaat ve benzeri mal ve mal ve hizmet alımlarında KDV muafiyeti ya
da indirimleri sağlanmalıdır. Bölgelerde boş parseller varken OSB dışı
alanlara sanayi tesisi kurmanın önüne geçilmelidir.
• Bölgelerde kullanılan enerjinin mutlak surette ucuzlatılması
enerji maliyetlerine bindirilen TRT payı ÖTV, belediye payı vb. bütün
yüklerden arındırılmalı, sanayicinin daha ucuz maliyetlerde üretim
yapabilmesi sağlanmalıdır.
• 4562 Sayılı Kanun ile OSB’lere
verilen onaylı sınırları içinde altyapı
tesis ve işletim yetkisi ilgili diğer kurum
ve
kuruluşlarca
budanmamalıdır.
Örneğin aynen elektrik dağıtımında
olduğu gibi doğalgazda da OSB’lerce
tesis edilmiş iletim hatları ve RSM-A
istasyonları OSB’lere devredilmeli ve
yerel yerel dağıtım şirketlerinin bölge
üzerinden yükleri kaldırılmalıdır. Her
hangi bir şekilde dağıtım şirketlerinin
varlığı kaldırılamıyorsa doğalgaz taşıma
bedellerinin yüzde 50’sinin tesisleri
kuran ve bölge içi işletmesini gerçekleştiren OSB’lere bırakılması
sağlanmalıdır.
• Organize sanayi bölgeleri gibi özel hükümlerle düzenlenmiş ve
özel mevzuatları olan yerlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın
planlama ve ruhsatlandırma yapması yasalar arasında yetki
çatışmalarını getirecektir. Umuyoruz ki uygulamada OSB yasasının
ve ilgili mevzuatın bölgeler için yaptığı düzenlemelere aykırılıklar
oluşmaz.n
Edirne OSB Bölge Müdürü Fuat Yapalak:
"Bürokrasi en büyük engellerden biri"
E
dirne Organize Sanayi Bölgesinde 1. kısım imar planına göre 107
hektarlık bir alanda 41 fabrika üretime geçecektir. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından onaylanmış 153 hektarlık büyüme alanı 2013
yılında imara açılacaktır. 120 fabrika daha ilave edilerek toplam 161
sanayi parseline ulaşılacaktır. Halen 14 fabrika inşaat halinde olup 6
fabrikamız üretime başlamış bulunmaktadır. Bölge ilk etapta 3500 kişiye direkt olarak iş ve istihdam sağlayacak olup 2. kısım büyüme alanı ile birlikte direkt 10 bin kişiye iş ve istihdam sağlayacaktır.
Sanayicileri bölgemize teşvik etmenin ilk adımı alt yapısı tamamlanmış ve avantaj imkanları olan bir OSB olmaktır. Buradaki firma sayısının artması bölgede yaşayan insanlar için iş imkanları doğuracak, bölgenin kalkınmasını sağlayacak ve ülke ekonomisine de büyük katkı
sağlayacaktır.
Organize Sanayi Bölgelerindeki sorunları 3 grupta toplamak mümkündür;
Alt yapı; Doğalgaz, elektrik, su, pis su, yol, telefon gibi olmazsa olmazların tamamlanmasıyla oluşur. Bölgemize doğal gazın gelmesiyle
bu eksiklik giderilecek ve tercih edilebilir bir OSB olacaktır.
Üst yapı; Su deposu, elektrik
trafoları, fotoselli aydınlatma
sistemi, yönetim binası, sosyal
donatı alanları (banka, cami,
çıraklık eğitim okulu….) ve
arıtma tesisinden oluşur. Bölgemizde arıtma tesisi maliyeti yüksek oluşu nedeniyle henüz kurulamamamıştır. Firmalar kendi bünyelerinde ön arıtma tesisi kurmaktadırlar. Sosyal donatı alanları da henüz
mevcut değildir.
Bürokratik sorunlar; Bürokratik sorunlar; genelde tüm OSB’lerde mevcut olan sorunlardır. Teknik
personel kadrosunun yetersizliği, firmaların bürokrasiye karşı olan isteksizlikleri, yan sanayinin bölgede bulunmayışı, OSB’ye gelen-giden
yolların tır intikaline müsait olmayışı, OG/ENH’nın ham araziden (16
km) gelmiş olması ,tamir ve bakım zorluğu arzetmektedir.n
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012
OSB GÜNDEMİ
OSB’lere yatırımı özendirecek teşvik ve düzenlemeler yapılmalı
21
OSB GÜNDEMİ
22
Mersin Tarsus
Organize Sanayi Bölgesi
MTOSB Kalite Politikası: Ulusal, kültürel
ve ekonomik stratejiler doğrultusunda,
sanayicilerimizin memnuniyetini ön planda
tutmak, çalışanların tümünün bilinçli
katılımı ve verilere dayalı yönetim ile
sürekli gelişimini sağlamaktır. Toplumsal
sorumluluk içerisinde her zaman, doğru
işleri en uygun maliyet ve çevreye saygı
anlayışı ile yapmaktayız. Çalışmalarımızı
durağan çalışma anlayışı yerine yüzyılımızın
sürat ve hareket kavramı ile yapmaktayız.
MTOSB Çevre Politikası: Faaliyetlerimiz
kapsamında; atık yönetiminde geri
dönüşüm, doğal kaynakların optimum
kullanımı, tehlikeli atık ve diğer atıkların
bertarafı; hava, su, toprak kalitesinin
korunması ile ilgili yönetim sistemini
mevzuatlar çerçevesinde uygulamaktayız.
Çevre kirlenmesiyle ilgili gerekli tedbirlerin
alınması; çevre yönetim sistemini sürekli
iyileştirerek doğal hayatın dengesini
korumayı amaç edindik.
Fiziki Mekan: Mersin Tarsus Organize
Sanayi Bölgesi 380 hektarlık alan üzerinde
faaliyet göstermektedir.
Bölgedeki istihdam 7000’dir. Bölge tam
kapasite çalıştığında istihdamın 10000
olacağı tahmin edilmektedir.
157 sanayi parseli üzerinde bulunan
işletmelerimizden 108’i üretimde olup,
16 tanesi inşaat, 3 firma ise proje
aşamasındadır.
Bölgede ağırlıklı sektör olarak demir çelik,
gıda, plastik, kimya, makina ve cam sanayi
bulunmaktadır.
Hizmetler ve Faaliyetler: OSB uygulama
yönetmeliğinde yapılan değişiklikle MTOSB
Müdürlüğünce yapı ruhsatı ve yapı kullanma
izni ve gayri sıhhi işyeri açma ve çalışma
ruhsatı (GSM) belgeleri verilmektedir.
Bölgede yatırım yapan girişimcilere ve
hizmet talep eden kurum ve kuruluşlara
daha iyi hizmet sunabilmek, hizmet
verimliliğini ve sürati arttırmak amacıyla
Mart 2007’de TSE’den ISO 9001-2008
kalite belgesi alınmıştır.
Ülkemizin en yeşil, en doğaya saygılı, en
çevreci OSB’si olmak hedefiyle hareket
ederek, yine TSE’den ISO 14001: 2004
Çevre Yönetim Sistemi Belgesini alarak
MTOSB çevre duyarlılığını da belgelemiş
oldu.
Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi
ve Mersin Üniversitesi işbirliği ile MTOSB
içerisinde Mersin Üniversitesine bağlı
Meslek Yüksekokulu, gıda teknolojileri
alanında eğitim vermeye devam etmektedir.
Türkiye’de ilk kez bir OSB içerisinde
üniversiteye bağlı bir meslek yüksekokulu
eğitim vermeye başlamıştır. Program 2009
yılında ilk mezunlarını vermiştir.
Yine Türkiye'de bir ilk olma niteliği taşıyan
ve bu yıl içerisinde eğitim-öğretim yılına
merhaba diyen Mersin Tarsus Organize
Sanayi Bölgesi Teknik ve Endüstri
Meslek Lisesi ile de farkını bir kez daha
ispatlamıştır.
Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi
Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi öğrencilerin
eğitimi teorik olarak okulda alıp uygulamayı
MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
üretim yapan sanayicilerimizin üretim
yaptığı fabrika ve işyerlerinde sunan tek
örnek. OSB’lerdeki diğer endüstri ve meslek
liseleri kendi atölyeleriyle üretim yaparak
eğitimlerini sürdürüyorlar.
İtfaiye teşkilatı: MTOSB İtfaiye Teşkilatı,
15 Ekim 2009 tarihinden itibaren kuruluş
çalışmalarını tamamlamış olup, 10
itfaiye eri ve bir itfaiye amiri ile her türlü
cihaz ve donanıma sahip olarak 24 saat
görev esasına dayalı faaliyetine başlamış
bulunmaktadır. İtfaiye teşkilatımıza tam
teşekküllü bir itfaiye aracı ve bir adet su
arozözü ile hizmet vermektedir.
Bu kapsamda, bölgemizde faaliyet gösteren
firmalara yangın eğitim ve seminerleri
verilmektedir. Onaylı sınırlarımız içerisinde
faaliyet gösteren firmalarımızda yangın ve
patlamalara karşı tedbirlerin alınmasını
sağlamak, gerekli denetimleri yapmak
üzere, mevzuata uygun olarak itfaiye ile
ilgili her türlü belgelendirme uygulamaları
yürütülmektedir.
Güvenlik teşkilatı: Güvenlik Hizmetleri,
üç vardiya halinde ve 24 saat kesintisiz
olarak MTOSB’de giriş çıkışların kontrolünü
yapmakta; bölgede meydana gelebilecek
trafik kazaları için gerekli önlemleri
almakta; MTOSB yönetim binasının
güvenliğini sağlamakta; bölgede bulunan
Spor kompleksi: Bölgemizde, içinde
futbol sahası, basketbol sahası, tenis kortu,
soyunma ve duş kabinleri bulunan bir adet
spor kompleksi hizmet vermektedir.
Alış-veriş merkezi: Sanayicilerimizin en
önemli ihtiyaçlarından olan banka hizmetleri
için bölgemizde İş Bankası faaliyettedir.
Ayrıca, içinde kargo, market, PTT, hırdavatçı
ve fastfood cafe gibi iş yerlerinin bulunduğu
bir iş merkezimiz vardır.
Organize Sanayi Bölgesi 2. Bölge
(Gelişme Alanı)
Talebin yoğun olması ve sanayicilerimizin
beklenti ve ihtiyaçlarına cevap verebilmek
adına hızla inşaat çalışmaları devam
etmektedir. MTOSB’nin 3 km batısında
yer alan gelişme alanı, limana ve Serbest
Bölgeye yakın olması itibariyle sanayiciye
büyük avantaj sağlayacaktır. MTOSB gelişme
alanınındaki 278 hektarlık arazide, 5000
m2 ile 200.000 m2 arasında bulunan 43
adet sanayi parselinin tamamının tahsisi
gerçekleştirilmiştir.
Gelişme alanında toplam 14.722 m yolun
ana arterler dahil tamamı ham yol olarak
açılmıştır. Gelişme alanı uygulama projeleri
Bakanlıkça onaylanarak altyapı yapım
ihalesi tamamlanmış olup çalışmalarda son
aşamaya gelinmiştir.
Lojistik İhtisas OSB ile MTOSB Gelişme
Alanı’na ait bağlantı demiryolu projeleri
TCDD tarafından onaylanmış, inşai
çalışmaları önhazırlığı yapılmaktadır.
Gelişme Alanı ile otoban bağlantısı
güzergah çalışmalarına devam edilmektedir.
Gelişme alanının son teknoloji ile donatılan
altyapısında scada (uzaktan otomasyon)
sistemi bulunacaktır.
OSB GÜNDEMİ
diğer kuruluşların kendilerine ait güvenlik,
teşkilat ve görevlileri ile haberleşme
içinde olmakta ve onlara destek vermekte;
MTOSB itfaiyesi ile bölge içinde meydana
gelebilecek olaylarda koordineli çalışarak
hizmet vermektedir.
MTOSB’nin sunmuş olduğu hizmetler
• Talep edilen ölçülerde, uygun fiyat ve
şartlarda arsa temini,
• Bölgede doğalgaz, elektrik, su,
kanalizasyon, yol ve yağmur suyu hatlarının
mevcut olması,
23
• Atıksu arıtma tesisinin mevcut olması,
• Kesintisiz ve ekonomik enerji imkanı,
• Nitelikli ve bol işgücü,
• Ana ve yan sanayinin bir arada üretim
yapmasını sağlayarak işbirliğinin gelişimine
yardımcı olmak,
• Birbirini tamamlayan sektörel gelişim,
• Türkiye ve Mersin’de gereksinin
duyulan materyallerin doğru analizi ve bu
materyallerin üretilmesi için işletmelerin
özendirilmesi,
• Yeni hedeflerin üretilerek sanayicinin
önünün açılması ve sürekliliğe sahip bir
rekabet avantajı yakalamak için yatırım
yapılması,
• Bünyesinde Teknopark’ın olması,
• Bölgede yatırım yapacak kuruluşlara
hizmet vermek,
• Çevreye saygılı, modern bir sanayi
bölgesinin gelişimini sağlamak,
• İlin ekonomik gelişimine ve istihdamın
arttırılmasına katkı sağlamak,
• Sanayi tesislerinin bir araya toplanmasına
öncülük ederek; ekonomik, kaliteli ve
verimli çalışma koşullarının yaratılmasını
temin etmek.
Bölgemizde 7/24 İtfaiye, ambulans, Atıksu
Arıtma Tesisi , Ortak Sağlık ve Güvenlik
Birimi gibi hizmetlerimizle uygun çalışma
ortamı sağlandığı gibi bölgemizde
çalışanların ihtiyaçlarını karşılamak üzere
Kreş, küçük sanayi sitesi, cami gibi hizmete
yönelik ihtiyaçları karşılamak adına
çalışmaların ön hazırlıkları yapılmaktadır.
Bölgemizde ayrıca, çalışanların iş
saatleri dışındaki zamanlarını veya
hafta sonu tatillerini sportif faaliyetlerle
değerlendirebilmelerine imkan tanınması
amacıyla bölgemiz içinde futbol sahası,
basketbol sahası, tenis kortu, soyunma
ve duş kabinleri bulunan spor kompleksi
bulunmaktadır.
İlimizin 2013 Akdeniz Oyunları'na ev
sahipliği yapacak olmasının yanı sıra,
Mersin İdman Yurdu’nun Süper Lig’de
mücadeleye devam edecek olmasıyla birlikte
kentin; lojistik, tarım, sanayi gibi önem
arz eden dinamiklerine spor da eklenmiş
oldu. Tüm bunlara ek olarak devletimizin
desteği ile de Tarsus-Kazanlı Sahil Bandı
Projesi, Çukurova Uluslararası Havalimanı
gibi projelerle de doğrudan ve dolaylı
olarak onbinlerce kişiye istihdam imkanı
yaratılacaktır. Sanayi'nin de istihdama
doğrudan ve dolaylı katkıları da göz önünde
bulundurulduğunda Gelişme Alanı'nın da
devreye girmesiyle istihdama katkı sağlama
noktasında büyük katkı sağlanacağı
beklenilmektedir.
Özellikle gelişme alanı ve 2. Sanayi
Bölgesinin altyapısı konusundaki
çalışmalarımız devam ediyor. Lojistik
İhtisas Bölgesi’nin hizmete girmesi,
Serbest Bölge’nin büyümesi ve Limanın
genişlemesi ile devam eden büyüme süreci,
Organize Sanayi Bölgesi’ni de etkileyecek
ve bölgemiz, önümüzdeki dönemde yerel,
ulusal ve uluslararası alanda doğru yatırımın
adresi olacaktır.
Talebin yoğun olması ve sanayicilerimizin
beklenti ve ihtiyaçlarına cevap verebilmek
adına 3.OSB çalışmalarımız hızla devam
etmektedir.3. OSB için Bilim Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı'na başvuru yapılmış
olup incelenme aşamasındadır. n
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012
KONUK YAZAR
24
Ciro primlerine ilişkin yeni mali idari
görüş ve etkileri
M
aliye İdaresi ciro primlerinin vergilendirmesine ilişkin 1987 yılından beri sürdürdüğü görüşünü, 10.01.2012 tarihinde çıkartmış olduğu 116
No’lu KDV Genel tebliği ile değiştirdi. Yıl sonlarında, belli bir dönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında satış primi, yıl sonu ıskontosu, hasılat primi
ve benzeri adlarla yapılan ve genel olarak “ciro primi” olarak ifade edilen ödemeler, işletmeler arasında oldukça yaygın olarak uygulandığından, vergilemeye ilişkin Mali İdarenin görüş değişikliği çok sayıda mükellefi ilgilendiriyor. Bu nedenle, bu yazıda
eski ve yeni görüşlere ve görüş değişikliğinin etkilerine kısaca değineceğiz.
larına intikal ettirilecekti. Diğer bir deyişle stok maliyet hesapları ile ilişkilendirilmeyecekti.
YENİ GÖRÜŞ:
Maliye İdaresi yayımlamış olduğu 116 No’lu KDV
Genel Tebliği ile 10.01.2012 tarihinden itibaren ciro
primlerini verilen bir hizmet olarak değil fiyat farkı
olarak yorumlamaya başlamıştır. Söz konusu tebliğin
6.2 bölümünde ciro primi faturasında ilk teslim veya
hizmetin yapıldığı tarihte bu işlem için geçerli olan
KDV oranının uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Bu
görüş değişikliğine göre; ciro primleri müstakil olaErdinç Angın
rak verilen bir hizmetin karşılığı değil, daha önce satın alınmış mal veya hizmet bedelinin değişmesi ( fiYeminli Mali Müşavir
ESKİ GÖRÜŞ:
yat farkı) olarak kabul edileceği için o mal veya hizEski Baş Hesap Uzmanı
metin tabi olduğu oranda KDV’ye tabi olması geMaliye İdaresinin eski görüşünü temel olarak 26
rekir. Yukarıdaki örneğimizde söz konusu ettiğimiz
No’lu KDV Genel Tebliğinin L/2 bölümünde görmekteyiz. Bu bölümürünün
teslimleri
yüzde 8 oranında KDV’ye tabi ise ciro primi faturade özet olarak; ciro primi olarak adlandırılan, yılsonlarında, belli bir
sında da yüzde 18 değil, yüzde 8 oranında KDV hesaplanması gerekedönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında satış primi, yılsonu ıscektir. Ayrıca ciro primi fatura bedellerinin alıcı tarafından satış ıskonkontosu, hasılat primi vb. adlarla ifade edilen ödemelerin katma detosu, ciro primi faturasını düzenleyen tarafından ise prime esas teşkil
ğer vergisine tabi olduğunu, bu tip ödemelerin doğrudan satılan maleden malın satılmış olması halinde gelir yazılması, halen stokta yer alla ilgili olmadığını, ödemeyi alan firmanın yapmış olduğu ek bir çabaması halinde ise ilgili stok hesabından çıkışının yapılması gerekmeknın ürünü olduğundan bahisle, yapılan işin ana firmaya karşı verilen
tedir. Ciro priminin farklı KDV oranlarına tabi mal ve hizmetlere ilişbir hizmet olduğu belirtilmiştir. Diğer bir deyişle, Mali idare primi elde
kin olması halinde ise işlem hacimlerinin oranına göre ayrıştırılmasınedenin primi ödeyene ayrıca bir hizmette bulunduğunu ve bu hizmetin
da yarar bulunmaktadır.
de genel oranda KDV’ye (yüzde 18) tabi olduğunu hükme bağlamıştır.
Örnek vermek gerekirse, üretici ile satıcısı arasında yılsonu itibariyle 1
Milyon TL satış yapılması durumunda yüzde 1 ciro primi ödeme anlaşması olduğunu varsayalım. Eski idari görüşe göre üretici, satıcısına yılsonunda bu cironun aşılması halinde 10.000 TL ciro primi faturası düzenleyecek ve bu tutar üzerinden yüzde 18 oranında ayrıca KDV hesaplayacak, ayrıca ciro primi faturası bağımsız bir hizmet karşılığı düzenlendiğinden alıcı ve satıcı tarafından gider veya gelir olarak kayıt-
MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Son olarak, yıllık olarak belirlenmesi ön görülen ciro primlerinin Aralık ayı itibariyle faturaya bağlanmasının, fatura kesiminde gecikildiği
ve KDV ve diğer vergiler bakımından vergi kaybı meydana geldiği şeklindeki iddiaları ortadan kaldırması bakımından çok önemli olduğunu
hatırlatmak isteriz.n
Ar-Ge ile Başarılıyor
AR-GE
Ar-Ge çalışmaları ile “niş” ürünler
üreten bir GOSB firması olan
Duratek’le Türkiye’de bir ilk olarak
geliştirdikleri “Rüzgar türbin
kanatlarının üretiminde kullanılabilen
epoksi esaslı infüzyon sistemi” ve
Ar-Ge çalışmalarını görüştük. Genel
Müdür Yardımcısı Kerem Paksoy
başarılarını aktarıyor.
25
R
üzgâr Enerji Santralleri yenilenebilir
enerji kaynaklarının kullanımı
konusunda küresel olarak büyük öneme
sahip ve rüzgâr da yinelenebilir ve dışa
bağımlı olmayan tamamen yerli bir kaynak.
Türkiye 2023 yılına kadar 20.000 MW’lık
bir kapasite kurulumunu hedeflemiş
durumda. Bu kadar iddialı bir hedefle yola
çıkıldığında, rüzgâr enerjisi teknolojisinin
yerlileştirilmesi, dışa bağımlılığı azaltmak ve
cari açığı düşürmek açısından çok önemli.
Ülkemizde öncelikle türbin kanatları
olmak üzere, kule, alternatör ve
donanım konusunda yeterli teknolojik
alt yapı ve bilgi birikimi var ama bu
parçaların “yerli” tanımında olmaları için
kullanılacak hammaddelerin de (Türkiye’de
üretilebildikleri takdirde) yerli üretilmesi
gerekli.
Kompozit rüzgâr türbin kanatlarında temel
hammaddeler cam veya karbon elyaf
kumaşlar ile epoksi reçine sistemleri. Cam
ve karbon elyaf kumaşlar ülkemizde yerli
olarak üretiliyor. Epoksi reçineler de Duratek
olarak bizim konumuz. Bu konuda yaklaşık
üç yıl gerekli hammaddelerin ArGe’si
ve üretimi üzerinde çalıştık ve sektörün
ihtiyaçlarına cevap verecek yapısal epoksi
reçine sistemi DURATEK 1200’i ortaya
çıkardık. Ürünümüz uluslararası kabul gören
Germanischer Lloyd (GL) standartlarında
sertifikalandırıldı ve “yerli” olarak
üretilmeye başlandı. Bu sertifikaya sahip
bir kuruluş olarak sadece Türkiye’de bir ilki
gerçekleştirmekle kalmadık, aynı zamanda
dünyanın da sayılı epoksi esaslı laminasyon
sistemi üreticileri arasına girdik.
üreticilere sunduğumuz sistem, onlara geniş
bir çalışma aralığı da sağlıyor.
Üreticilere sadece ürün sunmakla
kalmıyoruz. Gereksinimlerini, tüm fiziksel
ve kimyasal testleri gerçekleştirebilen,
tam donanımlı bir laboratuar ve ekibi ile
karşılıyor, ayrıca “Atölye Teknik Ekibi” ile
uygulama desteği veriyoruz.
Günümüzde ürün kalitesi ve üretim hızı göz
önüne alındığında türbin kanat imalatında
vakum infüzyonu en tercih edilen üretim
yöntemi. Bu yöntemde kuru elyaf paketleri
bir vakum sistemi altında düşük vizkoziteli
reçineler kullanılarak doyuruluyor, böylece
düşük boşluk oranına sahip yüksek
mukavemetli laminatların üretimi de
mümkün oluyor. Bu yöntemde, kullanılan
reçine sisteminin elyafları ıslatılabilirlik
özelliğinin çok iyi ve mukavemetinin de
çok yüksek olması çok önemli. Ürettiğimiz
düşük viskoziteli epoksi reçine sistemini
öncelikle vakum infüzyon yöntemi için
tasarladık. Sistemin oda sıcaklığındaki
karışım viskozitesi 300 – 350 mPas ve
düşük ekzotermisi ile ana kuşakların sahip
olması gereken kalınlığa kadar laminatların
infüzyonuna son derece uygun. Çeşitli
üretim teknikleri kullanılarak daha kalın
laminatları da imal etmek mümkün. Oda
sıcaklığında da kürlenebilen sistem, 60 –
70oC gibi sıcaklıklarda kürlendirildiğinde,
standartlarda istenilen değerlerin üzerinde
HDT ve Tg değerlerine ulaşılabiliyor. Hızlı ve
yavaş olmak üzere iki farklı sertleştirici ile
Rüzgâr türbin kanatlarının üretiminde
kullanılabilen epoksi esaslı infüzyon
sistemimiz ve almış olduğumuz
Germanischer Lloyd sertifikası, tarihimizdeki
ilk “ilk” değil. Ar-Ge çalışmalarına son
derece önem veren bir firma olarak her
zaman “niş” olarak tabir edilen ürünlere
yöneldik. Hemen hemen her sektörden
müşterilerimizin bize tarif ettikleri sorunlara
hammaddeden itibaren çalışarak çözümler
ürettik. Bu politikamız sayesinde de, dev
boyuttaki rakiplerimiz arasında kendimize
saygın bir yer edindik.
Donanmamıza ait tüm gemilerin
zeminlerinde kullanılan alev geciktirici ve
alev aldığı zaman da zehirli gaz yaymayan
zemin kaplama malzemesi, iskele ayağı
gibi yüzeyler veya temel bohçalama
gibi amaçlar için suyun altında dahi
uygulanabilen ve bu ortamda kürlenebilen
boya ve macunlar, bugün Marmaris
Bozburun’da inşa edilmekte olan dünyanın
en büyük (141 metre) yelkenli ve ahşap
gemisinin yapımında kullanılan yapıştırıcı
ve laminasyon reçineleri gibi ürünler,
sahip olduğumuz ileri teknoloji ürün paleti
içindekilerden birkaçı.n
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012
İŞ DÜNYASI
26
Yeni Türk Ticaret Kanunu
“Devrim mi, hayal kırıklığı mı?”
Bu konuda yapılan değişik değerlendirmeler
içinde en çok ses çıkaranlar yasanın küçük ve
orta büyüklükteki işletmeler için hayal kırıklığı
olduğunu söyleyenler. Büyük ölçekli kuruluşlar
ise yasanın getirilerinden memnun gözüküyorlar.
GOSB Dergi olarak daha çok KOBİ’leri ilgilendiren
görüşlere yer vermeyi uygun bulduk. İşte onlardan
biri…
Kanun Ticari Sır Kavramını Ortadan Kaldırıyor
İş dünyasında büyük tedirginlik yaratan 1535 maddeyi kapsayan Yeni TTK KOBİ’leri korumaya çalışırken büyük şirketler karşısında savunmasız bırakıyor. Denetimde ölçüyü kaçıran kanun ticari sır kavramını ortadan kaldırıyor, rakip firmaların elini güçlendiriyor.
Y
eni Türk Ticaret Kanunu (TTK) 1 Temmuz 2012’de yürürlüğe girecek. 1 Temmuz yaklaştıkça kanunun iş şirketler üzerinde yaratacağı riskler iş dünyasında büyük tedirginlik yarattı. Türkiye’de hiçbir
kanun toplam 1535 maddelik TTK kadar tartışılmamıştı.
Hazırlık ve yasalaşma sürecinde çok gündeme gelmeyen ve tartışılmayan TTK hakkındaki gürültü pek de yersiz değil. Kanunda pratikte uygulaması imkansız denecek maddeler de var, kendi içinde çelişen
maddeler de… Kanunun şeffaflık ve denetime ilişkin düzenlemelerinde problemli yerler var. Kanunun ceza ve cezalandırma anlayışı da bir
başka temel tartışma noktası.
Kayıt dışılığı önlemek üzere yola çıkılmış ama...
Yeni TTK’nın temel hedeflerinden birisi, ticaret hayatı ve şirketlerin şeffaflaşması ile kayıtdışı işlemlerin önünün tıkanması. Kanun ile geçmiş
dönemin kayıtdışı ve keyfi yönetim biçimlerine tepki olarak yeni kurallar ve sistemler oluşturulurken, sıkıntı yaratacak bazı uygulamalar da
yürürlüğe konmuş. Kanun küçük ortaklar ve alacaklıların kollanmasına gayret ederken, şeffaflık adına şirketlerin mahremiyet sınırını, denetim adına da şirket yöneticilerinin inisiyatif alanlarını iyice daraltmış.
Bu yaklaşım, ceza tarafında da kabahat düzeyindeki yanlışların bile
yolsuzluk gibi cezalandırılması ile tamamlanmış.
Küçük büyük tüm şirketler aynı kategoride ele alınmış
Şeffaflık adına şirket bilgilerinin internet sitesinde yayınlanması zorun-
MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
luluğu, küçük şirketler için de, tek ortaklı şirketler içinde fark gözetilmeden yasaya konmuş. Üstelik internet sitesine konulması zorunlu bilgilerin sınırı çok geniş tutularak, şirketlere hacimli ve hantal bir ek iş
yükü yaratılmış. Şirketlerin mahremiyet sınırlarını oldukça daraltan ve
rekabet açısından soru işaretleri taşıyan bu uygulamada, internete konulacak bilgilerin sınırının bu kadar geniş tutulmasının nedeninin ikna
edici bir açıklaması da yok.
Denetçilere büyük yetkiler veriliyor
Yeni düzen, bağımsız denetimi güçlendirerek kayıtdışılığı ve istismarı önlemeyi amaçlıyor ama bunu yaparken denetim ayağında aşırı bir
güç birikimi yaratıyor. Bu güç birikimi, yönetim kurulları ile denetçiler arasında şirket faaliyetlerini tıkayacak çatışmalar yaratabilecek durumda. Denetçiler, sadece muhasebe işlemlerinin kurallara uygun olup
olmadığını denetlemekle sınırlı kalmıyor, yönetim kurulu faaliyetlerini denetleyen, dahası bu konuda görüş bildiren bir üst pozisyon kazanıyorlar. Örneğin; denetçinin, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu hakkında olumsuz görüş bildirmesi, yönetim kurulunun istifasını ve genel kurulun hemen toplanmasını gerektiriyor. Bağımsız denetimin işlevinin mevzuata ve gerçeklere uygunluk alanının dışına taşınarak stratejik yönetim kararları alanına sızması, şirket yönetimlerini çatışma alanı haline getirme potansiyelini taşıyor.
Ceza alanında ise yasaya, oldukça küçük kusurların bile hapisle cezalandırıldığı, terazisi bozuk bir yaklaşım egemen. Herhangi bir belgeyi
internet sitesine koymamış olmak bile, dolandırıcılık muamelesi görüyor ve hapis cezasıyla karşılaşıyor.
Belgelere sülalenin adını yaz...
Yasada pratikte nasıl uygulanacağı anlaşılmayan hükümler de var. Bunun en çarpıcı örneklerinden birisi, tüm şirket belgelerinde bulunması
gereken bilgi listesi. Yasa “Tacir, işletmesiyle ilgili kullandığı her türlü
kağıt ve belgede tacirin sicil numarası, ticaret unvanı, işletmenin merkezi, tacir sermaye şirketi ise taahhüt edilen ve ödenen sermaye, internet sitesinin adresi ve numarası gösterilir. Anonim, Limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde, sırasıyla yönetim kurulu başkan ve üyelerinin, müdürlerin ve yöneticilerin ad-soyadları gösterilir” diyor. Buna göre şirketin bütün kâğıtlarında bu bilgilerin tamamı basılı olacak. İnsanın aklına hemen şu sorular geliyor: Bir yazar kasa fişine de bu kadar bilgi yazılacak mı? Her müdür değişikliğinde veya sermaye değişikliğinde şirketteki tüm belge ve kâğıtlar yeniden mi basılacak?
Buna benzer bir hüküm de şirket yöneticilerinin ve eşlerinin üçüncü
dereceden hısımlarına kadar yakınlarının şirkete borçlanmasının ya-
Başkana izin yok, üyeye var
Bir başka ilginç örnek ise yönetim kurulu başkanının kendisinin yapma yetkisi olmayan bir şey için diğer yönetim kurulu üyelerine izin verme yetkisine sahip olması. Yasaya göre “Yönetim kurulu üyesi, yönetim kurulu başkanının izniyle, yönetim kurulu toplantıları dışında da
görevlendirilen kişilerden işlerin gidişi hakkında bilgi alabilir ve gerekliyse başkandan şirket defterlerinin ve dosyalarının incelemesine sunulmasını isteyebilir.” Ama yönetim kurulu başkanının kendisi, yönetim kurulunun izni olmadan, yönetim kurulu toplantıları dışında şirket
defter ve dosyalarını inceleyemez.
Yönetmelikler çıkmadı
saklanması. Bu, yöneticinin söz konusu yakınlarının şirketten taksitli
alış-veriş yapmasını yasaklıyor. Buna göre örneğin bir beyaz eşya bayiinin akrabaları, o bayiden mal alamayacaklar.
KOBİ’ler korunuyor mu, dövülüyor mu?
Hayata ters hükümlerden biri de KOBİ’leri korumayı hedefleyen, ama
tam tersine KOBİ’lerin aleyhine olabilecek bir uygulama. Yasa satıcının
bir küçük ve orta ölçekli işletme, tarımsal veya hayvansal üretici olduğu, alıcının ise büyük işletme olduğu durumda taksitli satış yapılmasını yasaklıyor. Bu durumda ödeme vadesinin en fazla 60 gün olmasına izin veriliyor.
Ayrıca ödeme vadesi için yasal temerrüt faizinden en az 8 puan daha
fazla, yani en az yüzde 17 temerrüt faizi uygulanmasını şart koşuyor.
Büyük işletmeler karşısında küçük ve orta işletmeleri korumayı amaçlar gibi görülen bu düzenlemeler, tam tersine KOBİ’lerin aleyhine çalışabilir. Rakipleri daha uzun ödeme vadeleri ile ve taksitli satış yapabilirken ve daha düşük temerrüt faizi talep ederken, KOBİ’lerin yasanın
çizdiği sınırların altına inememesi, rekabette dezavantaj haline dönüşebilir. KOBİ satış için talep edeceği şartları, yasanın belirlediği sınırlardan daha düşük düzeye çekemediği için, rekabette iş kaybı ile karşılaşabilir.
Kendi içinde çelişen maddeler var
Bunlara ilaveten yasada alelacele hazırlanmış bir metinde olabilecek
türde kendi içinde çelişen maddeler de var. Örneğin yasanın şirketlerin internet sitelerine ilişkin konuları düzenleyen 1524. maddesinin 4.
fıkrasında 2. fıkrada bulunduğu söylenen bir yönetmeliğe atıfta bulunuluyor. Oysa 2. fıkrada herhangi bir yönetmelikten bahsedilmiyor.
Bu konudaki bir başka örnek de suçlar ve cezaları düzenleyen 562.
Madde. Bu maddede internet sitesi kurmakla ilgili yükümlülüklerini
kanunun yürürlüğe girmesinden üç ay sonrasına kadar yerine getirmeyenlerin cezalandırılacağı belirtiliyor. Yasa 1 Temmuz 2012’de yürürlüğe gireceğine göre 30 Eylül 2012’ye kadar internet düzenleme-
Kanunun yürürlüğe girmesine yalnızca 4-5 ay kalmış olmasına rağmen yönetmeliklerin büyük çoğunluğu hala çıkarılmadı. Bu da uygulamada sıkıntı yaratacak noktalardan birisi. Örneğin küçük ve orta işletmeleri tanımlayan ölçütler yasada yer almasına rağmen bakanlar
kurulunun bunlarda değişiklik yapabileceği hükmü de yer almakta.
Demek ki kesin tanımlamanın bir yönetmelikle belirlenmesi gerekiyor. Bu ayrımın nasıl yapılacağı uygulamada çok önemli çünkü yasaya göre küçük işletmeler için ayrı, büyük işletmeler için ayrı muhasebe
standardı uygulanacak. Dolayısıyla hangi şirketin finansal raporlarını
hangi standarda göre düzenleyeceği, bakanlığın yapacağı KOBİ tarifine göre değişecek. Şirketler finansal raporlarını yeni yasaya göre düzenlemeye 1 ocak 2013’te başlayacaklar. Ama 2013 finansal raporlarının 2012 yılıyla karşılaştırmalı olması da zorunlu. Bu yüzden aslında
şirketlerin finansal raporlarını yeni sisteme göre hazırlamaya bu yıldan
itibaren başlamış olmaları gerekiyor. Bakanlık KOBİ tarifini hala belirlemediği için, şu anda şirkeler hangi raporlama standardına uyacaklarını bilemiyorlar.
Hangi muhabese standardı?
Doldurulması gereken bir diğer boşluk da yeni TTK’nın mali raporlarda uyulmasını istediği Türkiye Muhasebe Standartları ile maliyenin istediği Tek Düzen Hesap Planı arasındaki uyumun sağlanması.
Yeni TTK’nın ihtiyaca cevap verebilir şekilde uygulanabilmesi için Vergi Usul Kanununda (VUK) bunlarla uyumlu düzenlemelerin yapılması
ve Türkiye Muhasebe Standartları’nda yer alan düzenlemelerin ne şekilde uygulanacağının netleştirilmesi gerekiyor. TTK’da öngörülen Türkiye Muhasebe Standartları, vergi matrahına esas olan mali karı hesaplamaktan ziyade ticari karın tespitine yönelik. Türkiye Muhasebe
Standartları’nda vergiden çok finansal tablolara yönelik düzenlemeler yer alıyor. Düzenlemelerin birçoğunun ise VUK’da yer alan hükümlerle kıyaslandığında vergi matrahını azaltıcı nitelikte olduğu anlaşılıyor. Standartların bu haliyle uygulanması durumunda şirketlerin birden
fazla sayıda bilanço çıkarmaları söz konusu olabilecek.
Tüm bunlar alt alta toplandığında yeni TTK yürürlüğe girmeden önce
ciddi bir balans ayarına tabi tutulması gerektiği ortaya çıkıyor. Bu arada hükümetin çıkartması gereken yönetmelikleri de bir an önce yayınlaması da uyum süreci açısından önem taşıyor. n
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012
İŞ DÜNYASI
lerini yapmayanlar cezalandırılacak. Yürürlükleri düzenleyen 1534.
Madde’de ise internet zorunluluğunun, yasanın yürürlüğe girmesinden
bir yıl sonra yani 1 Temmuz 2013’te uygulamaya gireceği belirtiliyor.
27
OSBDER Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kutsi Tuncay:
İŞ DÜNYASI
28
Yeni TTK büyüklere karşı
KOBİ’leri korumuyor
Yeni Türk Ticaret Kanunu ile KOBİ’lere ek
külfetler getirildiğini belirten Tuncay, “Kanun
çıkarılmadan önce KOBİ etki analizi yapılmalıydı.
Büyüklere karşı KOBİ’leri korumayan bu kanunun
gözden geçirilmesi gerekir. Şirketlerin bütün
ticari sırlarını açığa vuracak yeni TTK, meslek
kuruluşları tarafından KOBİ’ler yönünden ayrıntılı
bir incelmeye tabi tutulmalıdır” uyarısında
bulundu.
O
rganize Sanayi Bölgeleri Derneği (OSBDER) Başkanı Hüseyin Kutsi Tuncay, 1 Temmuz 2012’de yürürlüğe girecek yeni Türk Ticaret
Kanunu’na (TTK) ilişkin endişelerini açıkladı. Tuncay, bir yandan yatırım ortamı iyileştirilip mali yükler azaltılırken bir yandan da KOBİ’lere
yeni külfetler getirildiğini belirtti. “TTK çıkarılmadan önce KOBİ’lere
etkisi konusunda analiz yapılmalıydı” diyen Tuncay, şirket bilgilerinin
internet sitesinde açıklanmasına ilişkin zorunluluğun Türkiye’de büyük
kısmı aile şirketi olan KOBİ’lerde sorunlara yol açabileceğini ifade etti.
Ekonominin lokomotifine ek yük getiriliyor
TTK’ya ilişkin değerlendirmelerini açıklayan OSBDER Başkanı Tuncay, ülkemizdeki işletmelerin yaklaşık yüzde 99’unu ve istihdamın
yaklaşık üçte ikisini oluşturan KOBİ’lerin ekonomik ve sosyal yönden
Türkiye’nin lokomotifi olduğunu belirtti. Tuncay, AB Müktesebatı’nın
20. Faslı’nın İşletme ve Sanayi politikalarına ayrıldığını, Türk Ticaret
Kanunu’nun da bu faslın yükümlülüklerini yerine getirmek için çıkarıldığını belirtti.
Çeşitli toplantı ve sunumlarda Kanunun temel amacının işletmeleri güçlendirmek ve dünya ile rekabete hazır hale getirmek olduğuna özel vurgu yapıldığını ifade eden Tuncay, Kanunun işletmelere getirdiği yükler ve maliyetler konusuna hiç değinilmediğini anlattı. Bunlardan ilkinin şirketlerin denetimi ve muhasebe standartları olduğunu,
düzenleme gereği her şirketin bağımsız denetçi ve işlem denetçisi tayin edeceğini belirten Tuncay, denetimin işletmelere yeni mali yükler
getireceğini söyledi.
Raporlamada farklılık yaratılsın
Kanunda, sektör ve büyüklüklerine bakılmaksızın tüm işletmelere Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (UFRS’ye) ile uyumMART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
lu olarak hazırlanacak Türkiye Muhasebe Standartları’na uygun şekilde defter tutma ve finansal rapor hazırlama yükümlülüğünün getirildiğini belirten Tuncay, bu düzenleme ile işletmelerin rekabete açık ve
krizlere dayanaklı hale geleceğinin ifade edildiğini fakat raporlamanın KOBİ’lere getireceği mali külfetin göz ardı edildiğini anlattı. Tuncay, “AB’ye üye ülkelerde de, ölçek farkı gözetilmeksizin Uluslararası
Finansal Raporlama Standartları bütün işletmelere uygulanmakta mıdır? İşlem denetçisi, bağımsız denetçi, muhasebe kayıtları için muhasebeci veya mali müşavir yahut yeminli mali müşavir; Bütün bunların
KOBİ’lere maliyeti nedir? KOBİ’lerin rekabet yetenekleri bu mevzuat
uyumundan nasıl etkilenecektir. Olumlu mu? Olumsuz mu? Bu ortaya
konmamış, bir KOBİ etki analizi yapılmamıştır. Eğer olumsuz etkilene-
cek ise ya muafiyet sağlanmalı ya da KOBİ’lerin rekabet yeteneklerini
geliştirirci tedbirlere başvurulacağı kabul edilmelidir” dedi.
Özel ve ticari sırlar ortaya saçılacak
Kanuna göre, işletmelerden internet sitesi açmalarının ve bu sitelerde
çok özel ve ticari sır niteliğinde birçok bilginin paylaşılmasının istendiğini, buna uymayanlara hem hapis hem adli para cezası verilmesinin
öngörüldüğünü belirten Tuncay, kabahat niteliğindeki bir fiilin suç sayılması ve adli yaptırıma bağlanmasının çağdaş ceza hukukuna da aykırı olduğunu söyledi.
İnternet sitesinde açıklanması istenen bilgilerin bir kısmının ticari sır
niteliğinde olduğu ve bir kısmının da vergi mahremiyeti ile çelişki oluşturduğunun uzmanlar tarafından dile getirildiğini ifade eden Tuncay,
“Bir şirketin, yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile yöneticilerine yaptığı ödemelerin, herkes tarafından bilinmesi, bazı sakıncalar yaratabilir. Aynı şekilde şirketin finansal tabloları, özel amaçlarla çıkarılan bilançoları ve diğer finansal tabloları, bunların dip notlarının açıklanması, rakip şirkete ait özel ve sır niteliğindeki bilgilerin verilmesi sonucunu da doğurur. Bu hüküm borsada işlem gören halka açık şirketler için getirilmiş olmalıydı. Tüm şirketleri kapsaması isabetli olmamış-
KOBİ’lere gelecek yük analiz edilmemiş
Bir yandan yatırım ortamı iyileştirilip, işletmeler üzerindeki mali ve idari külfetlerin minimum düzeye indirilmesi ile idari ve hukuki süreçlerin basitleştirilmesi konusunda çalışmalar yapılırken diğer yandan yeni
Türk Ticaret Kanunu’nun işletmelere getireceği yükün analiz edilmemiş olmasını en büyük eksiklik olarak gördüklerini ifade eden OSBDER Başkanı Tuncay, bir diğer önemli konunun da “işletmeler ile işletmeler”, “işletmeler ile kamu kurumları” arasındaki mal ve hizmet tedarikinden doğan vadesi geçmiş para borçlarının ödenmesi olduğunu söyledi.
Yeni TTK ile özellikle ticari mal ve hizmet tedarikinde geç ödemelerin
işletmeler üzerinde yarattığı finansman baskısını yok etmek ve bu alanda mevzuatı AB Müktesebatı’na uyumlaştırmak amacıyla 2000/35/EC
ve 2011/7/EU sayılı AB Yönergesi’nde yer alan bazı hükümler Kanuna eklenirken bazılarının kanun dışında bırakıldığını belirten Tuncay,
AB Yönergesinin temel hedefinin mal ve hizmet tedarikinde genellikle
tedarik eden konumunda olan ve müzakere aşamasında sözleşmenin
zayıf tarafını oluşturan KOBİ’leri büyük işletmelerin dayattığı sözleşme şartlarına karşı korumak olduğunu anımsattı. Tuncay, şu görüşlere
yer verdi: “AB Yönergesinin uyumlaştırılması amacıyla getirilen, 1530
nolu maddenin gerekçesinde “(…)Yönergenin (2011/7/EU) kamu kurumlarının ödemeleriyle(…) ilgili düzenlemeleri”nin metne yansıtılmadığı açıkça belirtilmiştir. Hukukumuzda idarenin mal ve hizmet alımı sözleşmeleri, idarenin özel hukuk sözleşmeleri olarak adlandırılmakta olup, çıkan uyuşmazlıklarda özel hukuk hükümlerine göre çözülmektedir. Bu sebeple idarenin özel hukuk sözleşmelerinin kapsam
dışında bırakılması, alacağına zamanında kavuşamayıp mali sıkıntıya
giren işletmeleri korumaktan çok geç ödeyen kamu kurumlarını korur
niteliktedir. Yine 1530’uncu maddenin son fıkrasında, Yönerge’ye uygun olarak her bir taksit tutarının ödenmeyen kısmının maddede düzenlenen temerrüt faizine tabi olacağı, ancak alacaklının KOBİ, borçlunun büyük ölçekli işletme olduğu hallerde taksitli ödemeyi öngören sözleşme hükümlerinin geçersiz kabul edileceği belirtilmiştir. Söz
konusu hüküm, KOBİ’lerden taksitle mal ve hizmet tedarik edemeyecek olan büyük işletmeleri ihtiyaçlarını diğer işletmelerden karşılamaya itebilecektir. Bu açılardan da düzenlemenin gözden geçirilmesi ve
Yönerge’ye uygun hale getirilmesi daha uygun olacaktır.
Tuncay, ayrıca, bunların ilk anda görülebilen olumsuzluklar olduğunu,
yeni TTK’nın KOBİ’ler yönünden ayrıntılı bir incelemeye tabi tutulması
ve kamuoyuyla paylaşılması gerekliliğini ve bunun da meslek kuruluşları yönünden bir görev olduğunu dile getirdi. n
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012
İŞ DÜNYASI
Şirketin finansal tabloları, özel amaçlarla
çıkarılan bilançoları ve diğer finansal tabloları,
bunların dip notlarının açıklanması, rakip
şirkete ait özel ve sır niteliğindeki bilgilerin
verilmesi sonucunu da doğurur. Bu hüküm
borsada işlem gören halka açık şirketler için
getirilmiş olmalıydı. Tüm şirketleri kapsaması
isabetli olmamıştır. Türkiye’deki şirketlerin çok
büyük bir kısmı aile şirketi olduğu için, herkes
tarafından bilinmesi sorunlar yaratabilir.
tır. Türkiye’deki şirketlerin çok büyük bir kısmı aile şirketi olduğu için,
herkes tarafından bilinmesi sorunlar yaratabilir. Bu nedenle, Yeni Türk
Ticaret Kanunu’nda yer alan “internet sitesi” ile ilgili düzenleme gözden geçirilmelidir. İnternet sitesi yapım maliyeti çok önemli olmayabilir, ancak bu istenin ve sitede yer alması gereken içeriğin, bilgi ve verinin güvenliğinin sağlaması sürekli bir hizmet satın alınmasını gerektiriyor. Sanırım bu konuda hizmet sunacak bilişim firmalarına, yeni bir
hizmet sunma olanağı getirilmiştir” diye konuştu.
29
İŞ DÜNYASI
30
Yürürlüğe Giren “Yeni Çek yasası”
Y
azılı ve görsel medyanın sıcak gündeminde yer alan, TBMM tarafından, 5941 sayılı Çek Kanununda yapılan değişikliklere ilişkin
6273 sayılı Kanun, 03.02.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak
yürürlüğe girdi. Bu kanunda yapılan değişikliklerde amaç, AB normları gereğince “ekonomik suça ekonomik ceza ilkesi”ne uyum ve adliye yükünü azaltmak. Çek Kanununda yapılan temel değişiklikler şöyle:
• Karşılıksız çek keşide eden kişiye artık, karşılıksız çıkan çek tutarı
kadar adli para cezası ve buna bağlı olarak hapis cezası uygulanamayacak. İşlenen bu suçun karşılığında “Çek düzenleme ve çek hesabı
açma yasağı” şeklinde bir idari yaptırım kararı uygulanabilecek. Yani
daha önceki kanunda yer alan, “karşılıksız çek keşide etme suçundan
yargılanan ve hüküm giyen sanıklar hakkında adli para cezası ve hapis cezası” kalkıyor, sadece çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı devam ediyor.
• Karşılıksız çek keşide eden kişi hakkında idari yaptırım kararı verilebilmesi için Savcılığa talepte (eski kanunda “şikayet” deniliyordu) bulunma süresi, eskiden olduğu gibi yine 6 ay ile sınırlı. Ancak, eski Ticaret Kanunun’da 6 ay ile sınırlanmış olan, karşılıksız çek düzenleyene ve diğer borçlulara karşı icrai yollara başvurma süresi, yeni kanunda 3 yıla uzatılmış.
• Yeni Kanun uyarınca, çek defterinin her bir yaprağına banka tarafından, çekin basıldığı tarih eklenecek. Bankalar karşılıksız işlemi gören
çeklerin, eğer çek 1.000 TL altında ise çek bedelini, 1.000 TL ve üzerinde ise 1.000 TL’sini ödemekle yükümlü. Bu ödeme yükümlülüğü de
çekin basıldığı tarihten itibaren 5 yıl süreyle geçerli. Bu sebeple çekin
basıldığı tarihi bankanın sorumluluğu açısından çok önemli.
• Karşılıksız çek keşide etme nedeniyle verilecek çek düzenleme ve
çek hesabı açma yasağı şeklindeki idari yaptırım kararları, karşılıksız
çek düzenleme suretiyle dolandırıcılık, belgede sahtecilik veya başka
bir suçun işlenmesi halinde de verilebiliyor.
• Kanunun yürürlüğe girmesinden önce düzenlenen çeklerin hukuki
geçerliliği devam edecek. Ancak Kanunun yürürlüğe girmesiyle bankalar yeni çek defterleri bastıracak, ayrıca 31.12.2012 tarihine kadar müşterilerine yeni çek defterlerini verip, eski çek defterlerini imha
edecekler. Bankaların, eski çek defterleriyle ilgili ödemekle yükümlü oldukları tutara ilişkin sorumlulukları (çek bankaya ibraz edilmedikçe veya ibraz edilip de kısmi tutarın ödenmesi talep edilmedikçe)
30.06.2018 tarihinde sona erecek.
• Çek hesabı açtırmak isteyenlerin yasaklılık durumu T.C. Merkez Bankası kayıtlarınca tutulacak. Çek muhatapları Merkez Bankası’ndan
alacakları şifre ile çek sahiplerinin güvenilirlik durumunu öğrenilebilecekler. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı, borcun faiziyle
ödenmemesi veya talebin geri alınmaması hallerinde 10 yılın sonunda
Merkez Bankası’nca resen silinecek.
• Karşılıksız çek keşide etme nedeniyle çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına ilişkin idari yaptırım kararları, eskisi gibi Mahkemeler tarafından değil, talepte bulunulan Savcılık makamınca verilecek
ve Merkez Bankası’na bildirilecek. Şu anda Yargıtay’da olan dosyalar ise yeni kanun değişikliği sebebiyle hükmü veren mahkemelerine
geri gönderilecek. Yerel mahkemeler de, duruşma yapmaksızın, sanıklar hakkında sadece (çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı şeklinde) idari yaptırım kararı verecek. Bu durumda; halen karşılıksız çek
keşide etmek nedeniyle adli para cezası ve buna bağlı olarak hapis cezası almış herkes bu durumdan kurtulmuş olacak.
MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
• İleri tarihli olarak düzenlenmiş hiçbir çek, 31.12.2017 tarihine kadar
vadesinden önce bankaya ibraz edilemeyecek. Bu durumda çek, artık
“görüldüğünde ödenmesi gereken bir ödeme aracı” olarak değerlendirilmiyor. Eskiden beri bilinen “çekte vade olmaz” kuralı artık ticari
hayatımızdan çıkıyor.
• 5941 sayılı Çek Kanunu uyarınca, bankalar “nama” ve “hamiline”
olarak farklı çek türleri düzenlemekteydiler. Ayrıca çek keşide edenler
tarafından hataen hamiline çek yaprağı kullanmaksızın hamiline çek
düzenleyen kişi hakkında da 1 yıla kadar hapis cezası uygulanıyordu.
Yeni kanunla bir çok mağduriyete yol açan bu durum düzeltildi ve bu
konularla ilgili olarak Mahkemelerce verilen 1 yıla kadar hapis cezası,
300 TL’den 3.000 TL’ye kadar idari para cezasına değiştirildi. n
Güney Amerika’ya İhracat Arttı,
Yeni Hedef Pakistan ve Bangladeş
Ç
elik İhracatçıları Birliği (ÇİB), yeni
pazar arayışlarına devam ediyor.
Daha önce Şili, Peru ve Kolombiya’yı
kapsayan Güney Amerika ülkelerine
yönelik ticaret heyeti düzenleyen ÇİB, 6
-12 Mart tarihleri arasında hedef Pazar
olarak belirlediği Pakistan ve Bangladeş’e
gidiyor. ÇİB Yönetim Kurulu Başkanı
Namık Ekinci, Ekonomi Bakanlığı’nın
“Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin
Desteklenmesi” tebliği kapsamında
düzenlenen ticaret heyetinin gelişen Türk
çelik sanayinin üretimine yeni pazarlar
açmak amacıyla yapıldığını söyledi.
31
Güney Amerika ziyareti ihracatı yüzde
160 artırdı
Geçen yıl Ekim ayında Şili, Peru ve
Kolombiya’ya bir çelik ticaret heyeti ziyareti
gerçekleştirildiğini ifade eden Ekinci, “Bu üç
ülkeye olan ihracatımız, heyet öncesi 3 aylık
dönemde toplam 30 milyon dolardı. Heyet
sonrası 3 aylık dönem değerlendirildiğinde
ise ihracatımız yaklaşık yüzde 160 oranında
artarak 79 milyon dolara ulaştı. Sektör
içerisinden oluşturulan ticari komite
istatistikleri ve pazar analizlerini inceleyerek
hedef pazarları belirliyor. Buna göre yeni
hedef ülkeler ise Pakistan ve Bangladeş”
dedi.
Namık Ekinci, “Pakistan ve Bangladeş’le
tarihten gelen kuvvetli bağların ticarete pek
yansımadığına dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Bu ülkelerin ithalatlarına bakarsanız,
payımızın çok düşük olacağını göreceksiniz.
Hedefimiz, 2010 yılı çelik ithalatının sadece
yüzde 2.52’sini Türkiye’den yapan Pakistan
ve Bangladeş’in ithalat pastasından daha
büyük pay almaktır. Dünyanın her yerinde
rekabet edebilen Türk çelik sanayi, bugüne
kadar ihmal edilmiş bu ülkelerde de son
derece rekabetçi olacaktır.”
Sektör ihracatı 2012’de artışa devam
etti.
Öte yandan Türkiye’nin çelik ihracatı
Güney Amerika pazarına Türk Çelik İhracatı (Peru, Şili ve Kolombiya)
2011-2012
Güney
Amerika*
Toplam
İhracat
Ağustos-Eylül-Ekim
Miktar (ton)
Değer
(1000$)
38,831
30,546
KÜRESEL EKONOMİ
Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci:
Kasım-Aralık-Ocak
Değişim
Miktar (ton)
Değer
(1000$)
Miktar (ton)
112,174
79,011
yüzde
188.88
2012’nin ilk iki ayında, 2,6 milyar dolara
ulaştı. Çelik İhracatçıları Birliği verilerine
göre, geçen yılın aynı dönemine kıyasla
ihracat miktar açısından yüzde 14,3 artışla
3,25 milyon tona, değer açısından ise yüzde
16,1 artışla 2,62 milyar dolara yükseldi.
Ocak-Şubat ihracatında, ilk sırayı 423 bin
ton ile S. Arabistan alırken, bu ülkeyi 322
bin ton ile ABD ve 294 bin ton ile Irak izledi.
Geçen yıla kıyasla ilk iki aylık dönemde en
büyük artışın yaşandığı ülkeler S. Arabistan,
ABD ve Irak olurken, en fazla düşüş
sırasıyla Birleşik Arap Emirlikleri, İtalya ve
İspanya’da yaşandı. Bu arada Şubat ayında
ise Kolombiya’nın da aralarında bulunduğu
Güney Amerika ülkelerine yapılan ihracatın
artması dikkat çekti.n
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012
ÇEVRE YÖNETİMİ
32
Kimyasal Atıkların Bertarafı
A
tık yönetiminde “temel esas” atığı
kaynağında azaltmaktır. Bu anlamda,
endüstriyel tesisler, öncelikle kendi
bünyelerinde geliştirdikleri yöntemler ile
tesisten çıkan atık miktarını azaltan tedbirler
uygulamaktadır. Bununla beraber, tesislerin
oluşumunu engelleyemediği ve özellikle
tehlikeli olarak sınıflandırılan atıklar için
yasal sorumluluklar çerçevesinde bertaraf ya
da geri kazanım çözümleri üretmiş lisanslı
firmalardan hizmet almaları gerekmektedir.
Bertarafa gönderilen atıklar fiziksel
özelliklerine göre üç ayrı kategoride
değerlendirilebilir:
1. Katı atıklar (kimyasallar ile kontamine
olmuş atıklar, ilaç atıkları, atık yapıştırıcı, atık
boya, imhalık ürünler vb.)
doğrudan yakılarak imha edilmesi.
2. Sıvı atıklar (asitler, bazlar, atık işleme
yağları, laboratuvar kimyasalları, atık proses
sıvıları, imhalık ürünler vb.)
3. Çamurumsu atıklar (endüstriyel arıtma
tesislerinden çıkan arıtma çamurları, proses
çamurları vb.)
Kimyasal atıkların bertaraf yöntemleri:
Kimyasal atıkların sıvı ve katı formda ortaya
çıktığı durumlarda ağırlıkla aşağıdaki
bertaraf ve enerji geri kazanım metotları
uygulanmaktadır:
Yakma
1. Doğrudan yakma: Kimyasal atıkların
kalorifik değer ve nem oranları da dikkate
alınarak, lisanslı yakma tesislerinde
Onur Taş
Bu yazı, Recydia A.Ş. Sürdürülebilir Kaynak Yönetimi İş Geliştirme
Müdürü Onur TAŞ tarafından hazırlanmıştır.
Recydia A.Ş. nin atık grubu iştirak şirketlerinden olan Süreko Atık
Yönetimi A.Ş., Manisa ili Kula ilçesinde kurulu Entegre Atık Bertaraf
Tesislerinde, çimento tesisleri için RDF - ek yakıt hazırlamakta olup,
kalorifik değeri düşük sıvı atıkların bertarafı için “entegre kimyasal ön
işlem yatırımı” planlarını hayata geçirmek üzere mühendislik tasarım
çalışmalarına devam etmektedir.
MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
2. Alternatif yakıt olarak yakma:
Kimyasal atıkları doğrudan yakmak
yerine ayrı bir proses ile bir değer haline
dönüşmesini sağlayarak “birlikte yakma”
kapsamında yakmak. Bu prosesin adı RDF
olup tanım olarak kısaca farklı kalorifik
değere sahip atıkların Çimento tesislerinin
yakabileceği standard değerlere ve içerik
kalitesine getirilmesi amacı ile, RDF - Refuse
Derived Fuel yani “ATY - Atıktan türetilmiş
yakıt” üretim tesislerinde işlenmesi sürecidir.
Bu işlem sonucunda, farklı atıklar ile
karıştırılan kimyasal atıklar, yüksek kalorifik
ve düşük nem oranı değeri olan yeni bir
ürün (ATY) haline dönüştürülmektedir.
Atıklardan oluşturulan nihai ürün için, Çevre
ve Şehircilik Bakanlığı tarafınca belirlenmiş,
“Atıkların mekanik işlenmesinden
kaynaklanan tehlikeli maddeler içeren
diğer atıklar (karışık malzemeler dahil) atık
kodu” kullanılmaktadır. Bu atıklar, çimento
tesislerinde, alternatif yakıt kapsamında
ve enerji geri kazanımı statüsünde
değerlendirilmektedir.
Entegre Kimyasal Ön İşleme
Sıvı formda bulunan kimyasal atıklar
için “nötralizasyon”, “seperasyon”
1. Asit ve Baz atıkların nötralizasyonu
Sülfürik asit, hidroklorik asit, nitrik asit,
kromik asit gibi asitlerin işlenerek nötralize
edilme sürecinde atık alkaliler, atık alkali
tedarik edilememe durumunda da kireç
kullanılmaktadır.
Nötralizasyon işleminde asit ve baz atıkların
kullanılması, “atığın atık ile zararsız hale
getirilmesi” için ideal bir uygulama olma
yanında maliyetlerin minimize edilmesi
açısında da kıymetli bir bertaraf yöntemidir.
Amonyak atıkları sodyum hipoklorit
kullanılarak okside edilirler. Kimyasal ön
işlem tesislerinde operasyonlar sonunda
açığa çıkan her tür asit buharı ve nitrojen
gazı, atmosfere yayılımı önlemek üzere ıslak
gaz temizleyiciler ile tutulurlar.
2.Yağlı suların seperasyonu Yağlı sıvı
atıkları, su muhteviyatlarından ayrıştırdıktan
sonra, elde edilen yağın kalitesine göre,
yağ geri kazanım tesislerine ya da alternatif
yakıt olarak kullanılmak üzere çimento
fabrikalarına gönderilirler.
“Soğuk çatlatma” yöntemi ile atıktan,
atığın yağ içeriğine bağlı olarak ortalama
yüzde 5 oranında yağ elde edilebilmekte,
bu proses sonucunda oluşan yüzde 10
oranında yağ içeriği olan çamur da,
çimento tesislerine alternatif yakıt olarak
kullanılmaya gönderilebilmektedir. Proses
sonucunda oluşan atık su da, “Su Kirliliğinin
Kontrolü Yönetmeliği ve Tehlikeli Maddelerin
Su ve Çevresinde Neden Olduğu Kirliliğin
Kontrolü Yönetmeliği Deşarj Standartları”
dahilinde kalmak şartı ile alıcı ortama
deşarj edilebilmektedir. Yağlı su seperasyon
işleminde açığa çıkan buhar ise, karbon
filtrasyona sahip havalandırma sistemi ile
kontrol altına alınır.
Kimyasal atıkların işlenmesi sonucu oluşan
her tür atık su, tesis deşarj limitlerini
yakalayacak şekilde, gerekli durumlarda
ek arıtma işlemine tabii tutulmakta,
işlemler sonucu oluşan çamurlar da
çimento tesislerinde alternatif yakıt olarak
kullanılmaktadır. n
Türkiye en çevreci OSB’sini arıyor
OSBÜK ile Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı’nın iş birliği ile Türkiye’nin
en çevreci OSB’si seçilecek.
OSBÜK Genel Sekreteri Ali Yüksel,
yarışmaya katılmak isteyen OSB’lerin
en geç 10 Mayis 2012 tarihine kadar
OSBÜK’e başvurması gerektiğini
ifade etti.
Ç
evre ve Şehircilik Bakanlığı ile
OSBÜK’ ün işbirliği sonucu; çevrenin
korunması, iyileştirilmesi, temizlenmesi,
her türlü çevre kirliliğin önlenmesi ve
çevre bilincinin yaygınlaştırılması için
çalışan, çevreye ve kanunlara uyumlu
faaliyet gösteren, atık su arıtma tesislerini
tamamlayarak faaliyete geçirmiş ve
düzenli atık depolama tesisleri ile bertaraf
tedbirlerini almış OSB’lerin ödüllendirilmesi
amacıyla yapılan “EN ÇEVRECİ OSB
YARIŞMASI”nın 2008 ve 2009 yıllarında
yapılmış olduğu malumunuzdur. Adı
geçen Bakanlık ile görüşülerek konu
tekrar gündeme taşınmış ve ilgili Bakanlık
tarafından uygun bulunmuştur.
Yarışmaya katılmak isteyen OSB’lerin,
OSBÜK web sitesinde fotokopisi sunulan
Usul ve Esaslara göre “En Çevreci Organize
Sanayi Bölgeleri Değerlendirme Formu”nu
doldurarak ekleri ile birlikte en geç 10
Mayıs 2012 tarihi mesai bitimine kadar
OSBÜK’ e göndermeleri gereklidir. n
Çevre Bakanı: Türkiye'de emisyon gazı ortalama
5 ton, Avrupa'da ise 10 ton
Ç
evre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan
Bayraktar, Türkiye'nin doğanın
kirlenmesinde fazla bir payı olmadığını
vurguladı. Bayraktar, "Dünyayı kirleten
esasında gelişmiş ülkelerdir. Bakın,
Türkiye'de emisyon gazı ortalama 5 ton
iken; OECD ülkelerinde 15 ton, Avrupa
Birliği ülkelerinde 10 ton, ABD'de 19
tondur." dedi.
Çevre ve Şehirclik Bakanı Bayraktar,
Türk Sanayici ve İşadamları Derneği
(TÜSİAD)'nin 'Düşük Karbon Ekonomisinde
Rekabet Gücü: 2012 Ve Sonrası İçin
Beklentiler' başlıklı konferansa katıldı.
Bayraktar, burada yaptığı konuşmada,
"Şu an enerjinin yüzde 40'tan fazlası
konutlarda tüketiliyor. Konut stoğumuzun
enerjiyi savurduğu malum. Ciddi enerji
kayıplarmız var. Ama 2011 Ocak ayından
bu yana uyguladığımız Enerji Kimlik
Belgesi'ni hakiki manada hayata geçirirsek
konutlarda yüzde 40 hatta 50 tasarrufa
imkan tanınacak. Bu da toplamda yüzde
20 tasarruf demektir." ifadelerini kullandı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın
karbon salınımını en aza indirme adına
önemli faaliyetlerde bulunduğunu
anlatan Bayraktar, şöyle devam etti:
"Biz, gelişmekte olan bir ülkeyiz,
gelişeceğiz, kalkınacağız; ama atmosferi
kirletmeyeceğiz. Karbon salınımını önemli
oranda kısacağız. Doğanın kirletilmesinde
bizim fazla bir payımız günahımız yok
çünkü yeni gelişiyoruz. Dünyayı esasında
gelişmiş ülkeler kirletti. Bakın, Türkiye'de
emisyon gazı ortalama 5 ton iken;
OECD ülkelerinde 15 ton, Avrupa Birliği
ülkelerinde 10 ton, ABD'de ise 19 ton. Biz,
dünyayı kirletmede gerilerdeyiz. Birleşmiş
Milletler ve Kyoto kararlarına uyuyoruz.
Yine Durban'da alınan kararlara da aynen
uyduk, uyacağız da. Tabii burada bizim
ortaya koyduğumuz duyarlılığa mukabil
gelişmiş ülkelerden yardım bekliyoruz.
Türkiye olarak çevre konularında üzerimize
düşeni yapacağız. Emisyon azaltımını,
karbon salınımını azaltmada tedbir
alacağız."
Erdoğan Bayraktar, Türkiye'nin çevreyi
koruyarak zenginleşmek, ihracatı artırmak
durumunda olduğunun altını çizdi. "Biz,
uluslararası toplumun çevre ve iklim ile
ilgili kararlarını uyguluyoruz, ama ABD
Çin ve Hindistan da uysun. Nihayetinde
çevre dostu dünya oluşsun." çağrısında
bulundu.n
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012
ÇEVRE YÖNETİMİ
gibi alternatif bertaraf yöntemler de
uygulanmaktadır.
33
GİRDİLER
MÜKEMMELLİK
Liderlik
SONUÇLAR
Çalışanlar
Süreçler,
Ürünler ve
Hizmetler
Çalışanlarla
İlgili Sonuçlar
Strateji
Müşterilerle
İlgili Sonuçlar
İşbirlikleri ve
Kaynaklar
Toplumla
İlgili Sonuçlar
Temel
Sonuçlar
34
Öğrenme, Yaratıcılık ve Yenileşim
EFQM: KOBİ´ler için
Mükemmellik Modeli
Modern yönetim modellerinde göze ilk çarpan
konu, kaliteden taviz verilmemesi ve kurumsal
yapının bir bütün olarak tüm işlevleri, iş süreçleri
ve birimlerinin kaliteli bir işleyişe sahip
olmasıdır. Kalite, modern iş dünyasında rekabet
gücü ve yönetimsel etkinlik açısından üzerinde en
çok durulan ve tartışılan konu haline gelmiştir.
Ü
lkemizde de hem akademik
anlamda hem de iş dünyasına
yönelik profesyonel kalite araştırmaları,
bu konularda hizmet veren kurumlar
tarafından yürütülmekte. Kalite yönetimi
konusunda yapılan çalışmalardan biri
de EFQM* Mükemmellik Modeli olarak
tanımlanan kalite geliştirme metodlarıdır.
Ayrıca bu model aracılığıyla hem büyük
hem de küçük işletmelerin katılabileceği
"Ulusal Kalite" ödülü yarışması** için de
yararlanılmaktadır. Büyük işletmeler için
sunulan modelin yanında Küçük ve Orta
Büyüklükteki İşletmeler için Mükemmellik
Modeli de vardır. Aradaki bir fark yoktur,
sadece KOBİ´ ler için geliştirilmiş olan model
büyük işletmeler için kullanılan modele
oranla daha basit olup, temel anlayış ve
uygulamalar aynıdır
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler
için EFQM Mükemmellik Modeli
Bu model 9 kriterden oluşmuştur. Bu 9
kriter, 5´i girdiler, 4´ü de sonuçlar olmak
üzere 2 ana yapıya ayrılmıştır. (Ayrıca
bu 9 kriter 22 alt kritere de ayrılmıştır)
Esnekliği ve gelişmeye açık yapısı hem
modelin uygulanabilirliğini arttırmakta
hem de bu model gibi esnek ve manevra
yeteneği yüksek olan KOBİ bünyesine uyum
MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
sağlamaktadır. Model, girdiler ve sonuçlar
olarak 2 bölüme ayrıldığını belirtmiştik. 2
bölüm halinde ayrılması hem anlaşılmayı
ve yorumlamayı kolaylaştırmakta, hem de
değerlendirme sürecini basitleştirmektedir.
Modelin merkezinde ise, bu kriterlerden
elde edilen sonuçların değerlendirilmesi
sonucu, kurumun iş süreçleri ve
konumlanması yönünden yaklaşım (yani
kurumun hedeflerini, planlarını içeren tüm
konular), yayılım (yaklaşımların yaşama
geçirilmesi başarısı) düzeyleri belirlenir.
Bununla birlikte, bu iki boyuta (yaklaşım
ve yayılım), sonuçlar ve gözden geçirme
boyutları da eklenerek, kurumsal yapının
kalite anlamında mükemmellik değeri
ortaya çıkarılır.
Modelin girdiler ve sonuçlar olarak 2´ye
ayrılan yapısındaki girdiler tarafındaki
öğelerde, yönetimin ve çalışanların işleri
yapma biçimi, teknik anlamda iş süreçlerinin
tanımlanması, yani işin nasıl yapıldığı ve
sonuçlara ulaşma esnasındaki süreçler
tanımlanır.
Sonuçlar tarafında ise, yukarıda bahsi geçen
®
Buradan bakarak EFQM Mükemmellik
modelindeki bu 9 kriteri ve tanımlamalarını
sıralarsak;
Girdi kriterleri
1. Kriter - Liderlik: Mükemmel kuruluşlar
geleceği şekillendiren ve gerçekleştiren,
kuruluşun değerleri ve etik anlayışı
doğrultusunda örnek olan ve sürekli güven
aşılayan liderlere sahiptir. Mükemmel
kuruluşların liderleri esnektir, kuruluşun
sürekli başarısını sağlayacak biçimde
gerekenlerin zamanında öngörülmesini ve
gerçekleştirilmesini güvence altına alır.
2. Kriter - Strateji: Mükemmel kuruluşlar
misyon ve vizyonlarını paydaş odaklı bir
strateji oluşturarak gerçekleştirir. Stratejiyi
yaşama geçirmek üzere politikalar,
planlar, amaçlar ve süreçler oluşturulur ve
uygulamaya alınır.
biçimde, süreçlerinin etkili çalışması
doğrultusunda planlar ve yönetir. Çevre
ve topluma etkilerinin etkili bir biçimde
yönetilmesini güvence altına alır.
3. Kriter - Çalışanlar: Mükemmel
kuruluşlar çalışanlarına değer verir; bireysel
ve kurumsal amaçların karşılıklı yarar
sağladığı bir kültür yaratır. Çalışanların
yeteneklerini geliştirir, adalet ve eşitliği
destekler. Çalışanlarını gözetir, onlarla
iletişim kurar, onları motive edecek biçimde
tanır ve takdir eder, katılımlarını sağlar,
yetenek ve bilgi birikimlerini kuruluşa yarar
sağlayacak yönde kullanmalarına olanak
verir.
5. Kriter - Süreçler: Ürünler ve Hizmetler:
Mükemmel kuruluşlar müşterilerine ve
diğer paydaşlarına artan bir değer üretmek
üzere süreçler, ürünler ve hizmetler tasarlar,
bunları yönetir ve iyileştirir.
4. Kriter - İşbirlikleri ve Kaynaklar:
Mükemmel kuruluşlar kuruluş dışı
işbirliklerini, tedarikçilerini ve iç kaynaklarını
strateji ve politikalarını destekleyecek
2. Kriter - Çalışanlarla İlgili Sonuçlar:
Mükemmel kuruluşlar çalışanlarıyla
ilgili olarak kapsamlı ölçümler yapar ve
olağanüstü sonuçlar gerçekleştirir.
Sonuç kriterleri
1. Kriter - Müşterilerle İlgili Sonuçlar:
Mükemmel kuruluşlar müşterileriyle
ilgili olarak kapsamlı ölçümler yapar ve
olağanüstü sonuçlar gerçekleştirir.
3. Kriter - Toplumla İlgili Sonuçlar:
Mükemmel kuruluşlar toplumla ilgili olarak
kapsamlı ölçümler yapar ve olağanüstü
sonuçlar gerçekleştirir.
YAKLAŞIMLAR
YAYILIM
SONUÇLAR
4. Kriter - Temel Sonuçlar: Mükemmel
kuruluşlar politika ve stratejilerinin temel
unsurlarıyla ilgili olarak kapsamlı ölçümler
yapar ve olağanüstü sonuçlar gerçekleştirir.
DEĞERLENDİRME VE İYİLEŞTİRME
RADAR®
Mükemmelliğe doğru gerekli adımlar:
n Stratejinin bir parçası olarak gerçekleştirilmesi gereken Sonuçları belirlemek
Kriterlerden de görüldüğü gibi, kalite
mükemmelleştirme açısından bu modelde
bütüncül bir yaklaşım söz konusudur. Yani,
kaliteyi sadece iş süreçlerinde ya da üretim
sürecinde değil, kurumsal tüm işlev, yapı ya
da organizasyonlarda düşünmek kurumsal
mükemmelliğin kapısını açacaktır anlayışı
egemendir. Eksiksiz bir kalite anlayışının
temeli de zaten budur. Kalite yönetimi ve
anlayışları salt sayısal ya da salt anlamsal
olarak değerlendirmek hatalı sonuçlar
verebilmektedir. EFQM Mükemmellik
modeli gibi metod ve çalışmalar, konuya
her açıdan ve işlevsel bakabilme olanağı
vermekte, kurumsal yapıların kalite yaratma,
sürdürme ve dolayısı ile rekabet ve verimlilik
hedeflerine ulaşmalarına büyük katkı
sağlamaktadır. n
n Gerekli sonuçları hem mevcut durumda hem de gelecekte gerçekleştirmek amacıyla bütünleşik ve
sağlam temelli Yaklaşımlar planlamak ve oluşturmak
* EFQM: European Foundation of Quality
n Uygulamayı güvence altına almak üzere yaklaşımları sistematik olarak Yaymak
Management (Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı)
n Sonuçların izlenmesini, analizini ve süregelen öğrenme faaliyetlerini esas alarak, uygulamaya alınmış yaklaşımları Değerlendirmek ve İyileştirmek
** Ulusal Kalite ödülü yarışması için ayrıntılı bilgi:
Kalite Derneği KalDer http://www.kalder.org.
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012
MÜKEMMELLİK
girdilerdeki faaliyetler sonucunda neler elde
edildiği değerlendirilip, hangi sonuçlara
ulaşıldığı bulunur.
35
MÜKEMMELLİK
36
Avrupa Kalite Büyük Ödülü Sahibi
Bilim İlaç
Bilim İlaç, son 3 yıldır Avrupa'da başvuran hiçbir firmanın
alamadığı Avrupa Kalite Büyük Ödülü'ne layık görülen ''ilk şirket''
ve ''ilk ilaç firması'' oldu.
EFQM (Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı)
Mükemmellik Modelinden yola
çıktığımızda, kazanmış olduğunuz
“Avrupa Kalite Büyük ödülü”nü,
şirketinizin örnek alınması gereken
bir kuruluş olduğunun belgesi ve
mükemmellik yolunda ilerlemek
arzusunda olan Avrupa kuruluşlarına
EFQM’nin; “Bilim İlaç A.Ş.'de
nelerin nasıl yapıldığını ve arzulanan
sonuçların nasıl elde edildiğini
inceleyin ve kendinize örnek alın.”
şeklinde bir seslenişidir diyebilir
miyiz?
Şüphesiz EFQM tarafından yapılmış olan
bu değerlendirme bizim için çok kıymetli ve
önemli. Ayrıca bu ödülü sadece ilaç sektörü
değil, tüm sektörlerde son 3 yıldır başvuran
firmalardan hiçbirinin alamamış olması,
EFQM tarihinde hiçbir firmanın 1 büyük
ödül ve 4 kategoride birden başarı ödülünü
kulvarda alınabilecek en büyük ödül.
Kalite Başarı ödülü ile arasında ne gibi
bir fark var?
Cengizhan Nas
Bilim İlaç İşletme Direktörü
birlikte alabilme başarısını gösterememişken
bizim başarmış olmamız, ilaç sektöründe
hiçbir firmanın bu ödülü daha önce
alamamış olması ödülün ifade ettiği değeri
daha da anlamlı kılıyor.
EFQM Avrupa Kalite Büyük Ödülü, bu
MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Avrupa Kalite Büyük Ödülü 1998 yılında
başlattığımız stratejik plan çerçevesinde
uyguladığımız ve Avrupa’da 55 ülkede
30.000’den fazla kuruluş tarafından
kullanılan EFQM Mükemmellik Modeli’nde
firmamızın geldiği seviyeyi bize göstermesi,
aynı zamanda Avrupa iş dünyasının takip
ettiği en saygın ödül olması nedeniyle
şirketimiz için büyük önem taşıyor.
Türkiye’de aldığımız 2006 “Ulusal Kalite
Büyük Ödülü” ve 2010 “Mükemmellikte
Süreklilik Ödülü” Avrupa Kalite Büyük
Ödülü’ne giden yolda bize ışık tutmuş,
doğru yolda gerekli adımları attığımızı bize
göstermişti. Avrupa Kalite Büyük Ödülü’nü
alarak bu zirveye ulaşmış olmamız da kalite
yolculuğunda sürdürülebilirliğe verdiğimiz
önemi ortaya koyuyor.
EFQM Mükemmellik Modeli, 55 ülkede
30.000’den fazla kuruluş tarafından
kullanılıyor. Bunların arasında dünya devi
markalar var. Tüm dünya çapında uygulanan
en iyi kurumsal yönetim modellerinden biri
kabul ediliyor. Kısacası bu ödül Avrupa’nın
“Kurumsal Mükemmellik” konusunda en
saygın ödülü ve gerçekten uygulamalarına
en çok güvenen şirketler bu yarışta
varlık gösterebiliyor. Son üç yıldır Avrupa
Kalite Ödülü’ne layık görülen hiçbir firma
olmaması da sürecin zorluğunun en iyi
göstergesi…
EFQM Avrupa Kalite Büyük Ödülüne
ulaşma süreciniz ne kadar sürdü,
nasıl başladınız ve hangi aşamalardan
geçtiniz?
Daha önce de belirttiğim gibi Bilim
İlaç’ın mükemmellik yolculuğu
1998 yılında başladı. Bu kapsamda
uygulamaya başladığımız stratejik
planlama çalışmalarımız bu sürecin
başlangıcıdır diyebilirim. Temellerini
attığımız yapılanmalar sonrasında EFQM
Mükemmellik Modeli çerçevesinde, çağdaş
yönetim odaklı çalışmalar başlattık.
Kullandığımız bu mükemmellik modeli
sadece firmanın değil; toplumun, çalışanın,
müşterilerin, tedarikçilerin yani tüm
paydaşlarının faydasını önemseyen bir
model. Bu modeli benimsemek, stratejik
planlarımızı yapmak, uygulamak, diğer
sektörlerdeki “iyi uygulamaları” incelemek,
firma içinde yaygınlaştırmak ve öğrenen
bir organizasyon kurarak değişime liderlik
etmek ile bugün bulunduğumuz seviyelere
geldik.
Hayata geçirilen başarılı çalışmalar
neticesinde; 2004 yılında EFQM
Mükemmellikte Yetkinlik Onayı, 2006
yılında TÜSİAD KalDer tarafından verilen
“Ulusal Kalite Büyük Ödülü” ve 2010
yılında TÜSİAD KalDer tarafından verilen
“Mükemmellikte Süreklilik Ödülü”ne
layık görüldük. Her iki ödül de Türk ilaç
sektöründe alınan ilk ve tek ödül olma
özelliğini taşıyor.
2011 yılında da layık görüldüğümüz
Avrupa Kalite Büyük Ödülü’nün yanı sıra
Müşteriler İçin Değer Katma, Süreçlerle
Yönetim, Vizyoner, Esin Veren ve Bütünsel
Liderlik, Dengeli Sonuçlar Gerçekleştirme
olmak üzere dört kategoride birden Başarı
Ödülü de yine ilk kez Bilim İlaç’a verildi.
1992 yılından bu yana verilmekte olan
Avrupa Kalite Ödülü’nde bugüne kadar
büyük ödülün yanında 4 ayrı kategoride
birden Başarı Ödülü’ne layık görülen hiçbir
kuruluş olmamıştı. Bu ödülü ülkemize ve
sektörümüze kazandırmış olmaktan dolayı
büyük gurur duyuyoruz.
Mükemmellik yolculuğuna
çıktığınızdan bu yana Bilim İlaç’ta
neler değişti?
EFQM Mükemmellik Modeli’ni benimseyip
yeni yönetim modeline geçmeye karar
verdiğimizde, bunu uygulamaya almanın
en iyi yolunun şirket bünyesine yaymak
olduğunu tespit ettik ve stratejik planımızı
buna göre şekillendirdik. Avrupa Kalite
Büyük Ödülü’nü kazanmamızda 2000’den
fazla çalışanımızın bu modeli benimseyip
uygulamalarının ve değişime liderlik
etmelerinin büyük payı olduğunu her
zaman vurguluyorum. Kendilerini yönetim
modelinin bir parçası olarak gören
çalışanlarımız yapılan iyileştirmelere yönelik
yaratıcı fikirlerini bizimle paylaştılar. Bu
sayede işi sahiplendiler ve başarıya giden
yolda önemli bir adım atmış olduk.
Bu süreçte, çalışanlarımız ve yöneticilerimiz
yurtiçi ve yurtdışı olmak üzere çok çeşitli
eğitimler aldılar. Yönetim ve karar alma
mekanizmalarında köklü değişiklikler yaptık.
Kurullarımız aracılığıyla katılımcılığı esas
alan yönetim yapısına geçtik.
Bilim İlaç, Avrupa’daki tüm
sektörlerde “Büyük Ölçekli
İşletmeler” kategorisinde, 2008’den
bu yana “Büyük Ödül”e değer firma
bulunamayan bu prestijli platformda;
yüzde yüz yerli sermayeli bir Türk
şirketi olarak “Büyük Ödül”ü
Türkiye’ye kazandırdı.
Bunlara ek olarak ailelerimizi de her zaman
şirketimizin bir parçası olarak gördük.
Çalışanlarımızın başarısının arkasındaki
stratejik başarı faktörünün ailelerimiz
olduğunu düşünüyorum. Çalışanlarımız
ailelerinin desteğiyle en zorlu süreçlerin
üstesinden gelmeyi bildiler. Aldığımız
başarı ödüllerinin arkasında bu ve buna
benzer Bilim’e özgü uygulamalar yattığını
görmekten büyük mutluluk duyuyoruz.
Tüm bu ödülleri alarak Avrupa’da örnek
şirket olmamızın, diğer firmalardan
farklılığımızı ortaya koymamız açısından
önemli olduğunu düşünüyorum. Avrupa’nın
önde gelen firmalarından çok sayıda
kıyaslama talebi alıyoruz. Hem yurtiçinden
hem yurtdışından başarı hikayemizle ilgili
bilgi talepleri geliyor. Bunlar çok gurur verici
gelişmeler… Yalnızca Türk İlaç sektörü için
değil Türkiye’deki tüm sektörler için başarılı
bir kurumsal uygulama örneği olduğumuzu
düşünüyoruz.
Toplam Kalite Yönetimi anlayışı
ile mükemmellik yolculuğuna yeni
çıkmış veya henüz çıkmamış ama
çıkmayı düşünen kuruluşlara ne gibi
tavsiyeleriniz olabilir?
Mükemmellik yolculuğu uzun ve zorlu bir
yolculuk… Bu yolculuğa çıkmak isteyenler
her şeyden önce yönetim kadrolarına,
ekiplerine, çalışanlarına güvenmeli; onları
da bu değişim sürecine dahil etmeli. Bu
modeli gerçekten benimseyerek şirketin tüm
fonksiyonlarına uyumlu hale getirmezlerse
ve çalışanları sürece dahil etmezlerse başarı
ihtimali çok zayıf.
Bilim İlaç olarak biz bu süreçte
danışmanlarımızdan aldığımız destekten
de çok faydalandık. Stratejik planlarımızı
oluşturmamız ve sabırla uygulanmasını
sağlamamız sürecinde tarafsız bir gözün
görüşlerini almanın da önemli olduğunu
düşünüyorum.
Kısacası bu yolculuğa çıkacak olan
firmaların zorluklar karşısında yılmamaları
ve hedeflerinden asla vazgeçmemeleri
gerekiyor. n
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012
MÜKEMMELLİK
EFQM Avrupa Kalite Büyük Ödülü
sürecinde rakipleriniz kimlerdi?
37
Türk sanayisinin duayeni
SANAYİ TARİHİ
Vehbi Koç
38
V
ehbi Koç, 1901 yılında Ankara'nın
Çoraklık semtinde doğar. Babası
Koçzade Hacı Mustafa Efendi, annesi
Kütükçüzade Hacı Rıfat Efendi'nin kızı
Fatma Hanım’dır. Baba tarafından üç asırlık,
anne tarafından altı asırlık Hacı Bayram-ı
Veli soyuna dayanan bir aileden gelir .
1906 yılında henüz 5 yaşındayken mahalle
mektebine başlayan Koçzade Ahmet
Vehbi, Hacı Bayram Camii’nin yanındaki
"Topal Hoca’nın Mektebi"nde ilk tedrisini
alır. Daha sonra sonra yine Hacı Bayram
Camii’nin yanında kiralık bir evde ders
görülen ilkokula gider. Bu okulu birincilikle
bitirir. 1914 yılında, bugünkü Tıp Fakültesi
İhtisas Hastanesi’nin yerinde olan "Taş
Mektep" denilen Ankara İdadi’sine (lise)
yazılır. Ancak idadi hayatı uzun sürmez.
Derslerine çalışan, okulun, okumanın tadını
almış bir öğrenci olmakla birlikte anne
babasının bütün ısrarlarına rağmen bir
tasdikname alarak ortayı bitirmeden 1916
yılında okuldan ayrılır.
Vehbi Koç’un babası Koçzade Hacı Mustafa
Efendi ile Aktarbaşı Mehmet Efendi, İsmet
Beyzade Nazif Bey ve Kütükçüzade Fevzi
Bey bir araya gelerek buğday ticareti
yapmak üzere bir ortaklık kurmaya karar
verirler. Yapacakları iş; At Pazarı’nda bir
dükkan tutup, köylüden buğday, arpa alıp,
bunları Ankara’da buğday işiyle meşgul olan
büyük Hristiyan tüccarlara satmaktır. Vehbi
Koç, bir süre babasının yanına gider gelir,
MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
yaptıklarını izler, bu işin basit ancak kârının
az olduğunu görür.
Daha sonra Vehbi Koç’un isteği üzerine,
babası onu bacanağı Aktarzade Sadullah
Efendi’nin ortak olduğu manifaturayla
uğraşan bir ticarethaneye gönderir. Bu
mağaza At Pazarı’nda Çengel Han’ın
içindedir. Vehbi Koç, yaz tatilinde bu
mağazada beş ay kadar çalışır.
SANAYİ TARİHİ
Manifatura işi hoşuna gider, fakat büyük
para isteyen bir iş olduğu için bu işe
giremez. Babasıyla evlerinin altında 120
lira sermaye ile bir dükkan açarlar. 1917’de
Karaoğlan Çarşısı’nda kurulan bu firmanın
adı “Koçzade Hacı Mustafa Rahmi”dir.
Koçzade Hacı Mustafa Efendi İstanbul’a
gidip 120 lira karşılığında bir sandık
ayakkabı lastiği, bir sandık şeker, bir sandık
kaşar peyniri, zeytin ve makarna gibi mallar
alıp getirir.
39
“Bismillah” dedik işe başladık. Benim
görevim dükkanı açmak, süpürmek,
tozlanan malları temizlemek, müşterilerin
aldığı malları tartmak veya saymak, mangalı
yakmak, camekanları temizlemek, kısaca
hademe, satıcı ve muhasebecinin görevlerini
birarada görmekti.”
Zaman geçtikçe ve piyasada iş yapanları
gördükçe ustalaşırlar. Çeşidi çoğaltarak
güzel mallar getirmeye ve satmaya başlarlar.
“İşi çok iyi götürdüm. Ama yine de yeni
iş sahaları aramaya başladım. Yıl 1918’di.
Bizim Karaoğlan Çarşısı’nda ‘Aktariye’
denilen hırdavat satan birçok Musevi vardı.
Bu işi de yapmayı kafama koymuştum.
Babam kösele dükkanının i şlerine bakarken
ben de ev kapısının sağındaki iki dükkanı
birleştirdim. Kundura hırdavatını da bu
yeni açtığım aktariye dükkanına getirerek
tam hırdavatçılığa başladım. Her çeşit iplik,
makara, baharat, bardak, fincan, tabak,
çeşitli aynalar, boncuklar satıyordum.”
23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi’nin
açıldığı yıl Vehbi Koç, Meclis Genel Sekreteri
Recep Peker’e bir dilekçe vererek Meclis’te
bir memuriyet ister ve1920 yazında
matbaada musahhih yardımcısı olarak
göreve başlar. O yıllarda Meclis’te ve
Meclis Matbaası’nda memuriyet de askerlik
görevine sayılır.
Karaoğlan Çarşısı’ndaki ev ve altındaki
dükkan caddenin genişletilmesi dolayısıyla
yıkılınca yerine Ulus Meydanı’ndaki Merkez
Ticaret Şirketi’nin bulunduğu Koç Han’ı
yaptırarak altındaki iki mağazaya taşınırlar.
Ankara’nın başkent ilan edilmesiyle
bayındırlık ve yapı işleri de canlanır. Vehbi
Koç da bakkaliye, kösele ve hırdavat işinden
yapı malzemeleri işine girer. Getirttiği
malzemelerden birisi de Marsilya kiremitidir.
“Marsilya tipi kiremitten dükkana birkaç
tane örnek koymuştum. O sırada büyük
bir fırtına koptu. Çarşıdan geçen insanlar
hemen dükkanlara sığındılar. Benim
dükkanıma da Rüştü Bey adında bir bey
girdi, kiremitleri gördü. Bu bey, Büyük Millet
Meclisi daire müdürüymüş. Fırtına Meclis
çatısının bir köşesini de uçurmuştu. Rüştü
Bey ertesi gün bizim dükkana geldi. Elimde
olan kiremitleri aldıktan sonra yeni sipariş
verdi, iyi kar ettim. Yapı malzemesinde
kiremit işine de bu şekilde başlamış olduk.”
O sıralarda Belediye tarafından Yenişehir’de
konut yapımına karar verilmiş ve
müteahhitlere ihale edilmeye başlanmıştır.
Vehbi Koç bu dönemde Ankara’nın en ünlü
müteaahitlerinden Nafiz Kotan Bey ile çok
büyük işler yapar, iyi kazanır. Böylece, yapı
malzemeleri satışının yanında müteahhitliğe
de başlamış olur.
1920’lerde benzin tüketimi hemen hemen
yok gibidir. Memleketin ihtiyacı olan bütün
gaz dışarıdan teneke ve sandıklar içinde
gelir. Mobil kumpanyasının adı o zamanlar
Standard Oil Company, gaz yağının markası
da ‘develi’dir. Büyük bakkalların hepsi
müşterilerine gaz satmakta, sattıkları gazı
da bu petrol firmalarının acentelerinden
almaktadırlar.
“Bu işi biraz inceledim. Ankara’nın gaz
acenteliğini almak istiyordum. İstanbul’da
Steaua Romana adında (şimdiki BP)
bir firma vardı, bunun mallarını iki
Rus satıyordu. Galata’da bir handa
yazıhanelerine gittik, bunlarla tanıştık. Bir
vagon gaz aldık. Gazı Ankara’ya getirdim,
Belediye gazhanesine koyduk, sandık sandık
satmaya başladık.”
Vehbi Koç Standart Oil’in Türkiye müdürü
ile bir anlaşma imzalar ve acentelik alır ve
eski Standart Oil şimdiki Mobil Oil ile ilişkisi
böylece 1928’de başlar. Aynı yıl Ford şirketi
memurlarından Mr. Chent otomobil acentası
bulmak için Ankara’ya gelmiştir. Vehbi
Koç, otomobil acenteliği işinin gelecekte
büyük başarı getireceğini düşünmekte ve
bu işe girmeyi çok arzulamaktadır. Babası
bu işin, oğlunun sermayesini batıracağını
düşünmekte ve rıza göstermemektedir.
Vehbi Koç bir hayli uğraştıktan sonra
babasının onayını alır ve1928 yılında Ford
ile ilk acentelik anlaşmasını yapar. Bu
anlaşma ile Ankara, Çankırı ve Polatlı’da
satış bayilikleri alınır.
1932 yılında Ankara Numune Hastanesi’nin
çeşitli işleri ihaleye çıkarılır. İhaleyi Vehbi
Koç kazanır, Refik Saydam’ın isteği üzerine
Alman bir firma (Yehliski Tekilman) ile
işbirliği yapar. Geceli gündüzlü çalışarak
Numune Hastanesi’ni Cumhuriyetin onuncu
yılına yetiştirir.
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012
SANAYİ TARİHİ
“Önce buzdolabı malzemesinin hemen
hemen yüzde yüzü dışarıdan gelirken,
Ereğli Demir Çelik Fabrikası’nın tamamlanıp
buzdolabında kullanılabilir güzel sac
yapması, General Electric firmasıyla
imzalanan bir anlaşmayla Türkiye’de
motor ve kompresör fabrikası kurulması,
yan sanayinin gelişmesi sonucu bugün bir
buzdolabı için dışarı çıkan döviz 7 ila 9
dolar gibi pek küçük bir rakama inmiştir.
Türkiye’de yapılan buzdolabının niteliği
milletlerarası standartlara yükselmiştir.”
40
“1933 yılı Cumhuriyet Bayramı’nda
hastaneyi bitirdik. Açılışı yapıldı.
Cumhuriyet’in 10. yıldönümüydü,
Soyyetler’den Mareşal Varoşilov davetliydi,
geldi. Tören de Refik saydam çok memnun
kaldığı için yanaklarımı, gözlerimi öptü.
Bütün yorgunluğum o anda geçti.”
Ankara’daki işleri iyi giden Vehbi Koç, daha
da ilerlemek ve yükselmek için İstanbul’da
bir mağaza açmak ister. Ancak başarılı
olamazsa çevresine karşı mahcup olmaktan
korkmaktadır. İstanbul’daki işlerini çevirecek
güvenilir birine de ihtiyacı olduğundan
birlikte çalıştığı Emin Güraç Bey’e kuracağı
şirkete ortak olmasını teklif eder. Emin Bey
bu teklifi kabul ederek İstanbul’a taşinır.
Böylece 1937 yılında “Koçzade Ahmet
Vehbi” firmasının İstanbul şubesi “Vehbi
Koç ve Ortakları Kollektif Şirketi” adıyla
Galata -Fermeneciler’de kurulur.
“İki yıl sonra ilk korkum kalmadı, başarılı
olmaya başladım. İstanbul’un büyük
firmalarını tanıdıkça hergün yeni yeni bir
şeyler öğreniyor, hergün işlerin içine daha
fazla giriyordum.”
Yeni iş sahalarına adım atan ve “Koçzade
Ahmet Vehbi” firması daha da büyüyen
Vehbi Koç, şahıs firmalarının varlıklarını
uzun süre devam ettiremediğini görür ve bir
anonim şirket kurmaya karar verir.
Çalışmalar tamamlanır, 29 Haziran 1938’de
300.000 lira sermaye ile “Koç Ticaret
Anonim Şirketi” kurulur, “Vehbi Koç ve
Ortakları Kollektif Şirketi” olan Galata
Grubu da Koç Ticaret A.Ş.’nin Galata şubesi
olur.
II. Dünya Savaşı’nı Amerika ve
müttefiklerinin kazanacağını ve ardından
ticaretin serbest olacağını öngörerek
Amerikan firmalarının temsilciliklerini almayı
kafasına koyan Vehbi Koç, 1943’te Vecihi
Karabayoğlu’nu çalışmalar yapması için
Amerika’ya gönderir. Vecihi Bey, General
Electric, U.S. Rubber, Olivre Burroughs, York
gibi büyük firmaların temsilciliklerini almayı
başarır.
1946 yılında ilk Amerika yolculuğuna
çıkan Vehbi Koç’un kafasında, temsil ettiği
firmaların yetkilileri ile tanışmanın yanı sıra
Türkiye’de bir ampul ve lastik fabrikası
kurmak da vardır. General Electric genel
müdürü Mr. Reed ile görüşerek birlikte
Türkiye’de bir ampul fabrikası kurulması
kararını alırlar. Çalışmalar tamamlanır, 1948
yılında General Electric Ampul fabrikası
üretime başlar. Lastik fabrikası teklifini ise
US Rubber şirketine yapar ancak kabul
ettiremez.
1953’te ikinci endüstri şirketi Arçelik’in
kurulma çalışmaları başlar. Demir mobilya
ticareti yapan Burla Biraderler ve Devlet
Malzeme Ofisi ile ortaklık yapılır; İsrail
firması Amcor’dan alınan kompresörler ile
buzdolabı üretimine geçilir.
MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Ankara başkent ilan edildikten sonra
Cumhuriyet’in kurumlarının da inşa süreci
hızla devam eder. Bu kurumların kalorifer
tesisatı işinde çoğunlukla Alman ve Macar
işçiler çalışır. Vehbi Koç, Numune Hastanesi
gibi inşaat işleri ile ilgilenirken ortaya çıkan
radyatör ihtiyacını Alman Hilden firmasından
karşılar.
Bu alandaki eksikliği gidermek isteyen
Vehbi Koç 1956’da Almanya’ya gidip Hilden
ile teknik yardım anlaşması imzalar. 1958
yılında demir döküm fabrikasının yapımına
başlanır. Önce radyatör, döküm soba
daha sonra fırın ve şofben üretimi başlar;
ardından otomotiv endüstrisi için döküm
işleri yapılır. Türk Demir Döküm Fabrikaları
A.Ş. 1967’den itibaren radyatör ihracatına
başlar.
1928, İlk Yabancı Temsilcilikler...
Cumhuriyetin ilk yıllarında başlayan
sanayi ve imar hamleleri ile birlikte Vehbi
Koç, geniş ufku, vizyonu ile yabancı
firmalarla temaslar kurdu ve Türkiye
Temsilcilikleri aldı. Koçzade Ahmet
Vehbi firması, ülkemizin o dönemdeki
dış ticaret ilişkilerini geliştirerek 1928
yılından itibaren başlıca Avrupa ve
Amerika şirketlerinin Türkiye distribütörü
oldu. Vehbi Koç henüz 28 yaşındayken
Ford ve Standard Oil (şimdiki Mobil)
temsilciliklerini aldı. O yıllarda ülkemizin
gelişme ve kalkınma çabaları dikkate
alınırsa Vehbi Koç'un girişimleri ayrı bir
nitelik kazanmaktaydı.
Vehbi Koç Türkiye’nin gelişimi için turizmin
çok önemli olduğunu ve bu alanda yatırım
yapmanın gerekliliğini her fırsatta dile
getirir. O dönemde İstanbul’da kalınabilecek
nitelikte otel bulmak oldukça zordur. Vehbi
Koç, bir arsa alarak konaklama hizmeti
verecek bir işletme açmak ister. O sıralarda
İstanbul’da Hilton’un temeli atılmaktadır.
Üç yıllık yoğun bir çalışmanın ardından
prensipleriyle yönetilmelerini ve en önemlisi
sürekliliklerini sağlamak istiyordum.”
Vehbi Koç bu düşüncelerini yakın iş
arkadaşlarına açar ve çeşitli görüşmeler
yapar. Yurt dışındaki büyük şirketleri inceler,
yöneticilerinden fikirler alır.
“İlk aşamada topluluğun yurda mal olmuş
büyük şirketlerinin sürekliliklerini sağlamak
için bunları gerçek anonim şirketler halinde
geliştirmekle beraber bir holding şirketi
çevresinde toplamak ve holdingin bir
kısım hisselerinin ailenin şahsi tesirinde
kalmayacak bir vakfa mal etmek bana en
çıkar yol gözükmüştü.”
halk ve hükümet Koç Holding’I tutacak,
bunlardan daha mühimi bizden sonra
geleceklere örnek olacak ve birçok holding
kurulacak ve bu memleket ileri gidecektir.
Ben 17 yaşımdan itibaren 46 sene geceli
gündüzlü çalıştım, bu hale getirdim şimdi
sizlere teslim ediyorum. Eğer bizlerin, benim
ilelebet huzur içinde kalmamı istiyorsanız,
bu müesseseyi devam ettiriniz.
Vehbi Koç’un hedeflerinden birisi de
Siemens’in Türkiye’de bir yatırım yapmasıdır.
Bu amaçla Siemens Grubu Başkanı Ernst
Von Siemens’ı Türkiye’ye davet eder. 1964
yılında Alman Siemens firması ortaklığıyla
Türkiye’nin ilk kablo fabrikası olan Türk
Siemens kurulur. Fabrika, Türkiye'deki
enerji, otomotiv ve telekomünikasyon
kablolarına yönelik büyük talebin
karşılanmasına yardımcı olur.
1946 yılında yaptığı ilk Amerika
yolculuğunda meyve suyu satan mağazaları
gören Vehbi Koç’un kafasında Türkiye’de
meyve suyu üretme düşüncesi oluşur. Ancak
Türkiye’de meyvenin pahalı olmasından
dolayı projenin verimli olmayacağı anlaşılır.
Bu düşüncesi daha sonra domates
konsantresi üretip ihraç etmeye dönüşür.
1967’de Heinz firmasının teknik desteği,
İsviçreli Migros, Türkiye Şeker Fabrikaları
ve Şeker Sigorta ortaklığıyla Tat Konserve
Sanayi kurulur.
bazı eksikliklerine rağmen Hilton ile aynı yıl
(1956) Divan Oteli de hizmete açılır.
Büyük şehirlerde nüfus hızla arttıkça
yakacak ihtiyacı da büyür. Mobil şirketinin
Mersin’de büyük bir rafineri kurmaya
başlaması ve hammadde kaynağının daha
da gelişmesi sonucunda Vehbi Koç 1961’de
likit petrol gazı işine girmeye karar verir.
1962’de Gazal, 1963’te de Aygaz kurulur.
“Yıllar geçtikçe teşkilat büyüyordu. Artık
adına Koç Topluluğu dediğimiz şirketlerimize
her yıl yenileri katılıyordu. Bunların hepsi
bağımsız birer şirketti, ben yönetim
kurullarının başkanıydım. Koç Grubu daha
fazla büyümeden temelini sağlamlaştırmak,
şirketlerin birbiriyle bağlantısını
güçlendirmek, modern sevk ve idarecilik
1963’te Hulki Alisbah holding projesini
hazırlar. Proje iktisatçı ve hukukçuların da
bulunduğu bir danışma kurulunda tartışılır.
Kurul, holdingin kurulması kararını alır. 20
Kasım 1963 günü Divan Oteli’nde kurucular
tarafından esas mukavele imzalanır. İlk
umumi heyet 24 Şubat 1964’te Beyoğlu,
İstiklal Caddesi’ndeki Merkez Han’da
toplanır. Toplantıda Vehbi Koç şu konuşmayı
yaparak kayıtlara geçmesini ister:
Şahsen bu Holding’i kurmakla çok
mesudum. Bugün şu binada 48 kişilik
kurucu ortaklardan teşekkül eden umumi
heyetin, yarın binlerce azası olacaktır. Koç
Holding çok ilerleyecek, Türkiye’de hususi
sektörü temsil eden en büyük müessese
olacak, memlekete faydalı olduğunu gören
1938, 1938 İlk Anonim Şirket...
Koç Topluluğu'nun gelişmesinde en
önemli aşamalardan biri kurumlaşma
çabasıydı. 1938 yılında Vehbi Koç
şahıs firmalarının uzun ömürlü
olmadığını gördü ve Koç Ticaret
Anonim Şirketi'ni kurdu. Bu şirket
zamanla Koç Topluluğu'nu meydana
getiren girişimlerin temeli ve gelişme
merkezi oldu. Şirketlerin bir özelliği de
Koç Topluluğu'nun ana ilkelerinden
yönetici ve çalışanların yönetime ortak
olmaları hususunun ilk kez bu kuruluşta
uygulamaya konulmasıydı.
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012
SANAYİ TARİHİ
“Türk Demir Döküm, bu alanda hem
grubumuzun, hem de memleketin en büyük
döküm fabrikasıdır. 1935 yıllarında başlayan
radyatör ve boru fabrikası düşüncesinin
sonunda bu fabrikanın kurulup başarılı
olmasından da çok mutluyum.”
41
SANAYİ TARİHİ
42
kurumlaştırmak ve böylece bunların benden
sonra da sürekliliğini sağlamaktı. Bu ikinci
amacım Vehbi Koç Vakfı’nı kurduğum
zaman gerçekleşti.” Otomotiv endüstrisi
geliştikçe piyasada sac karoserli araba
talebi de hızla artar. 1968 yılında İtalyan
FIAT firması ile Bursa’da bir otomobil
fabrikası kurma çalışmalarına başlanır.
1971’de TOFAŞ fabrikası açılır. Bu fabrikada
üretilen Türkiye’nin ilk sac karoserli arabası
jüri kararıyla “bir araba alma muradı”
sözünden hareketle Murat ismini alır. 1984
yılında Vehbi Koç fiili iş hayatından çekilerek
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı
oğlu Rahmi Koç’a devreder. Genel Kurul’da
verilen bir önergeyle Vehbi Koç’a Şeref
Başkanlığı unvanı verilir. Küçük bir bakkal
Yaşamı boyunca topluma katkı konusuna
büyük önem verir. Babasının ve dedelerinin
daha 19. yüzyılda Ankara'da vakıflarda
hayır işlerinde çalışması, O'nun için önemli
bir göstergedir.
'İşe başlayıp, biraz para kazandıktan sonra
mahallesinde, çarşısında, halk arasında
yardıma muhtaç olanlara yardım etmekten
büyük keyif aldığını' hatıralarında anlatan
Vehbi Koç, yıllar geçip de ülkenin önde
gelen işadamlarından biri olduğunda,
bu çabalarını sistemli bir sosyal hizmete
dönüştürmenin yollarını aramaya başladı.
"Gençliğin yetişmesine hizmet, bir insanlık
ve vatan borcudur" diyen Vehbi Koç, yaptığı
yardımların kendisinden sonra da topluma
faydalı olacak şekilde devam etmesini
istiyordu. Bu yüzden vakıflar kurar ve birçok
vakfın kurulmasına öncülük eder:
Yurdun hızla gelişmesinde eğitimin büyük
önemine her zaman inandım. Okumak
isteyen fakat okumak için maddi desteğe
ihtiyacı olan gençlere bu yardımı sağlamak
gerekir. Gerçi devletin verdiği pek çok
burs var. Fakat herşeyi devletten beklemek
de bence yanlıştır. Bu düşünceyle yüksek
öğrenim gençlerine burs sağlayacak
bir tesisin kurulması üzerinde durdum.”
1967 yılında bir tesis olarak kurulan TEV,
1973, Halka Açık İlk Şirket...
1973 yılında 180 milyon TL sermaye
ile kurulan olan Koç Yatırım ve
Sanayi Mamulleri Pazarlama A.Ş.
halk tasarrufları ile halka açık olarak
oluşturulan ilk ciddi özel sektör
kuruluşudur. Kalkınmakta olan
ülkemizdeki halk tasarruflarını harekete
geçirebilmek üzere yola çıkan Vehbi Koç
gerekli çalışmalardan sonra şu sonuca
varmıştı: "Yatırım ve ticaret şirketi
kurarak, halkı, Koç şirketlerinden birine
ortak etmek yerine, Koç Grubu'na dahil
birçok şirkete hissedar olan bir şirkete
ortak etmek, halkın nazarında riski
azaltarak güvenlik unsurunu artıracak ve
Koç Topluluğu halka açılacaktır".
1970, İlk Dış Ticaret Şirketi...
Vehbi Koç'un gerçekleştirdiği bir olgu da Türk ekonomisindeki köklü değişikliklerle
ihracatın giderek önem kazanacağını çok önceden sezinleyerek Ram Dış Ticaret Şirketi'ni
kurmuş olmasıydı. Koç Topluluğu bünyesindeki şirketlerin dış ticaret faaliyetlerini
bir merkezde toplamak amacıyla kurulan Ram Dış Ticaret, dış satımın hız kazandığı
günümüzde çeşitli ülkelerde kurduğu şirketlerle uluslararası bir kuruluş haline geldi.
1982, İşyerinde Eğitim Veren İlk Kuruluş...
"Ürün ve hizmetlerimizin kalitesi çalışanlarımızın kalitesiyle başlar" ilkesini benimseyen
Vehbi Koç, 1982 yılında, Türkiye'nin işyerinde eğitim veren ilk merkezi Koç Holding
Eğitim ve Geliştirme Merkezi'nin kurulmasına öncülük etti. İnsan gücü kaynaklarının bilgi
birikimini sağlayan, yenilikleri öğreten ve onlara takım ruhunu aşılayan KOGEM, büyüyen
bir öğretim kadrosu ile sürdürdüğü çalışmalarla Topluluğun vasıflı insan gücü kaynaklarına
sahip olmasını sağlamaya devam ediyor. Koç'un 15 yıl önce yaptığı bu "stratejik yatırımın
önemi" bugün birçok kuruluşun aynı yolu izlemesiyle ortaya çıkmış bulunuyor.
Vakıf kanunu çıkınca bugünkü şeklini alır.
Hayatımda elde edebildiğim başarıyı Allah’a,
yurduma, değerli çalışma arkadaşlarımın
işbirliğine ve çalışma sevgime borçluyum.
Kurduğumuz Koç grubu şirketleri gelişirken
kafamda iki büyük amaç olgunlaşmıştı.
Bunların biri uzun yıllar emeği olan
şirketlerimizi sürekli ve verimli çalışmayı
sağlayacak şekilde yeniden düzenlemekti.
Bu amaçla holding şirketimizi kurduk. İkinci
amacım da sosyal hizmet ve bağışlarımızı
MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
dükkanından bir dünya şirketi yaratma
başarısına ulaşan bir müteşebbis olan Vehbi
Koç, 95 yıllık ömrünün her anını çalışarak
dolu dolu geçirmiştir. Nitekim bayram tatilini
geçirmek üzere gittiği Antalya'da 25 Şubat
1996 günü akşam saatlerinde Migros
mağazasını gezmiş, yeni projelerle ilgili
bilgiler almış ve Talya Oteli'ne döndükten
sonra da fenalaşarak yaşama veda etmiştir.
O'nun ölümüyle, Türkiye, Türk insanı
"Cumhuriyet Çınarı"nı yitirmiştir. n
On yılı aşkın bir süredir dünya ekonomisinin yükünü BRIC ülkeleri,
yani Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin çekiyordu. Alman uzmanlara
göre artık bu dönem sona eriyor.
çeşitlendirilmesi gerekiyor. Ancak yolsuzluk
ve devletin iş hayatına sürekli müdahalesi
yatırımcıyı ürkütüyor. Zengin Rus parasını
yurt dışına kaçırıyor. Sadece 2011 yılında
Rusya’dan 85 milyar dolar çıkarıldığı tahmin
ediliyor.
Buna bir de kalkınmışlığın eşiğindeki
ülkelerin Batı’nın borç krizinden nasiplerini
almış olmaları ekleniyor. BRIC ülkeleri kriz
ülkelerine eskisi kadar ihracat yapamıyor
ve yurtiçi talep de bu açığı kapatmaya
yetmiyor.
Dünya ekonomisinin lokomotifi
B
undan on yıl kadar önce Amerikalı
bir finans uzmanı BRIC kısaltmasını
markalaştırmıştı. Bu ülkelerden Brezilya
ve Rusya zengin hammadde kaynakları
sayesinde küresel yatırımcının ilgisini
çekerken, nüfusu bir milyarın üzerinde olan
Çin ve Hindistan ucuz işgücü, dolayısıyla da
düşük üretim maliyeti vaat ediyordu.
Aradan beş yıl geçtikten sonra genç sanayi
ülkelerinin global büyüme hızına katkıları
klasik sanayi ülkelerini geride bırakmıştı.
Ancak son zamanlarda büyüme motoru
teklemeye başladı. Çin’in ticaret bilançosu
yıllardır ilk kez açık veriyor. Diğer BRIC
ülkelerinin de ekonomik sorunları büyüyor.
Üretimleri düşüyor. Deutsche Bank’ın genç
sanayi ülkeleri uzmanı Maria Laura Lanzeni
durumu abartmamak gerektiği görüşünde.
“Açıklanan rakamlar 2011 yılına ait.
Görebildiğimiz kadarıyla 2012 yılının ikinci
yarısında büyüme hızlanacak. Yılları bir
önceki ya da bir sonraki yılla kıyaslamak
doğru değil. ‘Kriz öncesi’, ‘kriz sonrası’ ile
kıyaslanmalı. Bu durumda Çin ve Hindistan
başka olmak üzere sanayileşmişliğin
eşiğindeki ülkelerin dinamik gelişmelerini
sürdürecekleri görülecektir.”
Büyümeyi frenleyen faktörler
Çin ve Hindistan 2012 yılı tahmini büyüme
hızını yüzde7 ila yüzde7,5’a indirdi. Klasik
Bu dört ülkeyi tek bir
kısaltmaya sığdırmanın doğru
olup olmadığı ise tartışmalı
bir konu. Dünya nüfusunun
yüzde 40'ını barındıran ve
dünya yüzölçümünden de
dörtte birlik pay alan BRIC
ülkelerinin ekonomik bakımdan
homojen bir görüntü arz ettikleri
söylenemez.
sanayi ülkelerine kıyasla astronomik
sayılabilecek bu rakamlar çift haneli büyüme
oranlarının kaydedildiği dönemlere göre ise
nispeten düşük kalıyor. Büyümeyi frenleyen
faktörlerin başında, Çin ve Hindistan’ın
yüksek miktarlarda ithal etmek zorunda
oldukları hammaddelerin pahalanması.
Brezilya ise, yüksek oranlarda artan ücret
maliyeti, enflasyon ve yurt dışından bol
sermaye alması nedeniyle parasının
değerlenmesinden muzdarip. Batılı yatırımcı,
kriz nedeniyle paranın ucuzlatılıp faizlerin
düşürüldüğü ülkesinde kar etme imkanı
göremediği için sermayesini bu ülkelerde
değerlendiriyor.
Rusya’nın gelişmesini ise, ham petrole
olan tek yanlı bağımlılık engelliyor. Rus
ekonomisinin acilen modernize edilip
Maria Laura Lanzeni ise genç sanayi
ülkelerinin bundan böyle de dünya
ekonomisine itici güç olacağı kanaatinde.
“Bütün sanayi ülkelerinin resesyona
sürüklendiği küresel ekonomik kriz sırasında
da genç sanayi ülkeleri pozitif büyüme hızını
yakaladı. Sanayi ülkeleriyle BRIC ülkeleri
arasındaki büyüme hızı farkının olduğu
gibi kalacağını tahmin ediyoruz. BRIC
ülkelerinin dünya ekonomisine lokomotif
olup olamayacağı ise ayrı bir konu. Çin
ve Hindistan dışındaki ülkelerin bu rolü
üstlenebileceğini sanmıyorum. Çünkü henüz
yeterli ekonomik büyüklüğe sahip değiller.”
BRIC ülkeleri zaaf geçirirken gözler
sanayileşmişliğin eşiğindeki diğer ülkelere
çevriliyor. Uzmanlara göre bu ülkelerin
küresel büyümedeki payları yüzde25'i
buluyor. Bu oran 2050'ye kadar yüzde40'a
çıkacak.
Deutsche Bank uzmanı Lanzeni hangi
ülkelerin bu potansiyele sahip olduğunu
şöyle anlatıyor: “Ekonomileri büyük olup
dinamik büyüme kaydeden altı ila sekiz ülke
var. Örneğin Endonezya, Polonya, Meksika
ve Kore. Tabii ki bu ülkelerin büyüme
oranları farklı. Ama hepsi, büyük potansiyeli
olan, kısmen son derece gelişmiş cazip
pazarlar. Heterojen ülkeler olmakla birlikte
her biri şirketler ve yatırımcılar açısından
büyük cazibeye sahip.” n
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012
KÜRESEL EKONOMİ
BRIC devri kapanıyor mu?
43
OSB TANITIM
44
Ege Bölgesi’nin Akdeniz’e ve İç Anadolu Bölgesi’ne açılan kapısı
Afyonkarahisar
Afyonkarahisar ekonomisinde termal turizminin; mermer,
et ürünleri, un, yem, yağ, tuğla ve lastik imalat sektörünün;
geleneksel lezzetler olan sucuk, lokum, kaymak ve
haşhaşın önemli bir yeri vardır. Organize Sanayi Bölgesi de
Afyonkarahisar'ın kara ve demiryollarının kesişim noktasında
bulunan konumu nedeniyle hızlı bir gelişim göstermektedir.
A
fyonkarahisar, ülkemizdeki coğrafî
konumuna rağmen yıllarca
sanayileşme sürecine girememiştir. Son
yıllarda Afyonkarahisar, özel sektörün de
yatırımlara yönelmesiyle sanayileşmede yeni
bir döneme girmiştir. Afyonkarahisar'da
büyük bir gelişme gösteren geçim
kaynaklarından biri de imalât sanayidir.
Eskiden beri bilinen kaymak ve kaymaklı
şeker üretimi ile birlikte sucuk üretimi, şehir
ekonomisinde önemli bir yer tutmaktadır.
Özellikle İscehisar ve çevresinde
çıkarılan mermer ise farklı biçimlerde
işlenmek suretiyle yurt içine ve yurt
dışına satılmakta, yörenin geçim kaynağı
özelliğini korumaktadır. Bunun yanında
makarna, un, yem, tuğla, yağ ve lâstik
ve benzeri imalât sektöründeki yatırımlar
sanayileşme sürecini belirgin olarak ortaya
koymaktadır. Başlangıçta tarıma dayalı
olarak gelişme gösteren sanayi sektörü,
günümüzde çeşitlilik göstererek gelişimini
sürdürmektedir. Afyonkarahisar ilinde 460
hektarlık organize sanayi bölgesi alanı
mevcuttur. 270 hektarını sanayi parselleri
kaplamaktadır. 190 hektarlık kısmı ise
yollara, yeşil alanlar, ticaret ve sosyal tesis
alanlarına ayrılmıştır. Ayrıca Afyonkarahisar
merkez ve ilçelerinde çeşitli büyüklükte de
organize sanayi bölgeleri ve küçük sanayi
siteleri bulunmaktadır. Afyonkarahisar
ilinde ticarî hareket oldukça fazladır ve ilin
ticarî önemi giderek artmaktadır. Bunun
başlıca sebepleri coğrafî konum ve ulaşım
MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
imkânlarının elverişli olmasıdır. Mevcut
durumda Afyonkarahisar ekonomisinin
lokomotifi, yerel kaynaklara dayalı
üretim yapan KOBİ'lerdir. Ayrıca Termal
Turizm yatırımlarının da hızlanması,
İl ekonomisinin sektörel düzeyde
çeşitlenmesine ve zenginleşmesine katkı
sağlamaktadır. Afyonkarahisar sanayii
yapısına baktığımızda, kamu ve özel
sektöre ait kuruluşların sayısal dağılımı şu
şekildedir : 335 mermer tesisi, 125 gıda
tesisi, 30 toprak tesisi, 13 yem ve katkı
tesisi, 5 ambalaj tesisi, 4 dokuma tesisi, 8
orman ürünleri tesisi ve 29 diğer tesisler.
Afyonkarahisar Organize Sanayi Bölgesi,
fiziken hizmetlerini 1984 yılından itibaren
yoğunlaştırarak, çalışmalarına hız vermiş,
şehir merkezinden takriben 4 km mesafede,
Beyyazı Kasabası, eski Ankara yolu ve yeni
çevre yolu üzerinde bulunan, mülkiyeti
Hazineye, Belediye'ye ve kısmen şahıslara
ait olan Çapak Kırı mevkiinde kurulmuştur.
Afyonkarahisar, konumu itibariyle karayolları
ve demiryolu ulaşımının merkezi yerinde
bulunduğundan organize sanayi bölgesi
hızla gelişmektedir. n
Afyon Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Hüsnü Serteser
Afyonkarahisar'ın sanayi ve
ticaretinin bugünkü durumunu özetler
misiniz?
45
D
oğaltaş ve Mermer 1980’lerden
itibaren ilimizin önemli bir sanayi
dalı olma özelliğini korumaktadır. Türkiye
işletilebilir mermer rezervinin yüzde
35-40'ına sahip olan ilimizde, Türkiye
mermer ihracatının yaklaşık yüzde16'sı
yapılmaktadır. İlimizde mermercilik alanında
288 adet firma faaliyette olup, mermer
üretim kapasitesine bakıldığında; dekoratif
doğal taş üretimiz yılda 1.022.906 ton,
blok üretimiz yılda 684.959 tondur. İlimizde
en fazla ihracatı yapılan ürün özelliğini
taşıyan madencilik sektöründe, ihraç
kayıtlı satışlarımız haricinde 2011 yılında
yüzde10'luk bir artış olarak ihraç kayıtlı
satışlar dahil 206 milyon 663 bin 739 Dolar
ihracat gerçekleştirilmiştir.
Afyon'un Sanayi Dağılımı
1
% 40
Mermer Blok, Plaka,
Dekoratif Ürünler
2
% 30
Gıda Sektörü
3
% 11
Diğer İnşaat Sektörleri
4
%7
Döküm, Muhtelif Makine
ve Metal Ürünleri
5
%4
Mobilya, Kereste
6
%3
Plastik, Tekstil
7
%5
Diğer Sektörler
OSB TANITIM
“Termal başkent Afyon”
2010 ve 2011 yıllarında en fazla ihracat
yapılan ürünler
1
Mermer ve Doğaltaş Ürünleri
2
Yumurta
3
Haşhaş
4
Konveyör Band ve
Malzemeleri
5
Sanayi Mamülleri (Emaye
Mutfak Eşyası, Kesici Taş, kapı
İspanyoleti ve benzerleri)
İlimiz Konveyör Band ve Malzemeleri
üretiminde en önemli üreticilerin içinde yer
almaktadır. Diğer önemli sanayi mamülleri
ise “Emaye Mutfak Eşyası, Kesici Taş, Kapı
ispanyoleti”dir. Ayrıca ilimiz önemli bir tuğla
üreticisi olup, 2011 yılında 593.014 m3
blok tuğla üretimi gerçekleşmiştir.
üretilerek sadece yurtiçine değil yurtdışına
da pazarlanarak ülke ve bölge ekonomisine
katkıda bulunmaktadır. Bölgemize ve ülke
ihracatına çok fazla katkısı olan “Gıda
Sektörü”nde, Şekerleme-lokum, Et ve Et
ürünleri, un ve unlu mamüller ile Yumurta
ağırlıkta olup, teknolojik gelişmeleri yakında
takip etmektedirler. Gıda sektöründe;
bakliyat,küp şeker,toz şeker ve sargılı şeker
imalatı da yer almaktadır. Modern altyapıya
sahip tesislerde üretilen ürünler yurdun her
tarafında satışa sunulmaktadır. 2011 yılında
68.728.707 Amerikan Doları yumurta, et ve
sucuk ihracatı gerçekleştirilmiştir. İlimizde
yumurta üretimi yapan 29 adet firma olup
Gıda sektöründe lokum-sucuk-kaymakhaşhaş başta olmak üzere marka olmuş
çok önemli değerlerimize ek olarak son
yıllarda yumurta üretimi ve yeni gelişmekte
olan seracılık ile de olumlu bir gelişme
sağlanmıştır. Afyonkarahisar’a özgü
geleneksel gıdalar entegre tesislerde
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012
ATSO, uçak yan sanayisi için teknoloji ağırlıklı OSB projesini hızlandırdı
OSB TANITIM
46
Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi
Odası(ATSO), Orman ve Su
İşleri Bakanı Veysel Eloğlu'nun
işadamlarından havacılıkla ilgili yan
sanayi kurulması için çalışma yapma
çağrısı üzerine harekete geçti.
Askeri Fabrika da 60 milyon dolarlık zırhlı
araçlar için kompozit başlık yatırımına
girmesinin ardından milli proje olan Atak
helikopterlerinin de üretimi için büyük bir
yatırıma gireceğini duyurmuştu.
Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi
Odası(ATSO), Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eloğlu'nun işadamlarından
havacılıkla ilgili yan sanayi kurulması için
çalışma yapma çağrısı üzerine harekete
geçti. ATSO, bu yıl içinde açılması planlanan
Zafer Havalimanı yakınına teknoloji ağırlıklı
bir OSB kurulması ve buraya hafif raylı
sistemle ulaşım sağlanması için başlattığı
proje çalışmalarını hızlandırdı.
Bakan Eroğlu,"Türkiye'de hızlı trenden
sonra milli teknoloji ile yapılacak Atak
helikopterlerinin üretimi konusunda büyük
bir atılım yapılacak. Ben de diyorum ki;
Afyonkarahisar'ı bir yan üretim merkezi
olarak düşünelim bunun planlayalım. .
Afyonkarahisar için bu biçilmiş bir kaftan.
Zafer Havalimanımız açılıyor, askeri
havaalanımız var. Burada mutlaka helikopter
ve uçak yan sanayi ve savunma sanayi için bir
çalışma yapılmasını bekliyoruz." ifadelerini
kullanmıştı.
Geçtiğimiz haftalarda yaptığı ziyarette
Bakan Eroğlu, Savunma Sanayi
Müsteşarlığı'nın yakın bir zamanda Afyon
ATSO Başkanı Hüsnü Serteser, Bakan
Eroğlu'nun gösterdiği hedef doğrultusunda
çalışmalara başladıklarını söyledi.
2011 yılında yaklaşık 1.043.824.280 adet
yumurta üretimi yapılmış ve 54.172.907
dolar yumurta ihracı gerçekleştirilmiştir.
2011'de, süt ve süt ürünleri ile birlikte
hayvancılık mamülleri ihracatı 14.555.800
Amerikan Doları olmuştur. Yumurtadan
sonra 3. İhracat kalemi olan ve ilimize
adını veren haşhaş ve haşhaş ürünlerinin
2011 yılında 365 ton üretimi yapılmış ve
25.155.369 dolar ihracat gerçekleştirilmiştir
ki bu rakamlara ihracat yapan Alkoloid
fabrikasının üretimi dahil edilmelidir.
Şekerleme ürünlerine baktığımızda ise;
lokum, reçel, tahin helvası, helva, pişmaniye
ve kaymak şekeri önemli yer tutmaktadır.
Kesişen yollar üzerinde olmamız ile yol
üstü konaklama tesislerinde önemli bir
nicelik ve nitelik zenginliğine sahip olduk.
Son yıllarda artan AVM yatırımları da,
ticari hayata hareketlilik getirdi. Büyüyen
üniversitemiz de, artan öğrenci sayısı ile
hizmet sektörümüzü ve ticaretimizi olumlu
etkilemekte.
Turizm sektöründe, Gecek-Ömer, Gazlıgöl,
Sandıklı ve Bolvadin termal turizm
Afyonkarasihar’ın gelişecek yatırım alanları
Geleceğin sektörü olarak, jeotermal zengin
kaynakların değerlendirilmesi ile, başta Turizm (kültür, tarih, inanç ve SPA) önemli bir
yatırım alanı olarak gözükmekte. Hızlı tren
ve bölge havaalanı ile turizm önemli ölçüde hareketlenecek.
Jeotermal seracılık-organik tarım, Jeotermal enerji dikkat çekmektedir. Gıdanın bu
kadar önemli olduğu yerde, ambalaj sektörü mutlaka olmalıdır. Ayrıca modern gıda
ve hayvancılık, lojistik, inşaat – gayrimenkul geliştirme ile yeni perakende ticaret
konseptleri de gelişme potansiyeli yüksektir. Bakanımızın işaret ettiği şekilde savunma sanayi ve havacılık sektörlerinde yatırım fırsatları değerlendirilmelidir.
MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Afyonkarahisar'da kurumlar arasında ciddi
bir uyum olduğunu söyleyen Serteser,
bir heyetle birlikte yakın bir zamanda
Ankara'ya çıkartma yapacaklarını
belirtti. Burada Bakan Eroğlu ve diğer
yetkililerle tekrar görüşeceklerini ve neler
yapılabileceğini masaya yatıracaklarını
ifade eden Serteser, "Bakanımız bizi
yönlendiriyor. '2023 yılında 7 milyar Dolar
ihracat' diyor, 'hedeflerinizi büyük tutun'
diyor. Bizim şu andaki 300milyon dolarlık
ihracatı nasıl çıkartacağız. Aynı sektörlerde
kalacaksak en fazla bu 2 milyar dolarda
olur. Yeni sektörler olursa örneğin savunma
sanayi bu rakamları yakalamamız mümkün.
Bu durum Afyonkarahisar'ı çağ atlatır.
Biz elimizden gelen desteği vereceğiz.
İlerleyen aylarda bir gelişme olması halinde
iş adamlarımızı bu konuda yönlendirmeye
hazırız." dedi.
merkezlerimizdeki hizmete açılan 5 yıldızlı
yeni Otellerimiz, termal tatil köylerimizin
faaliyete geçmesi, halen devam eden
yatırımlar da “Termal Başkent” olmamızı
pekiştirmiştir.
Afyonkarahisar'ın ileriye yönelik
potansiyellerinden söz edebilir
misiniz?
İlimizde yükselen değerin uzmanlaşmış
teknikle mermer işletmeciliği ve bunun
yan sektörleri olacağı tahmin ediyorum.
Gıda sektöründe süt ve et ürünleri ile yerel
ürünlerde yapılacak teknik desteklerle
canlanacağını tahmin ediyorum. Kırsal
kalkınmada desteklenen il olmamız, tarım
ve hayvancılık potansiyelimiz, değerli yeni
markalar çıkartacaktır. Kentimizde bulunan
termal su ile yapılmaya başlayan seracılık
konusunda artan yatırımlar da devam
etmektedir. Teknolojik seracılık ile sebze ve
çiçekçilikte güçlü potansiyele sahibiz. Ayrıca
ilimizde termal ve biogaz başta olmak üzere
yenilenebilir enerji imkanları ve ucuz enerji
yatırımları olacaktır. Hızlı tren projesi ile iç
turizm ve bölge havaalanı projesi ile de dış
turizmin daha da artacaktır. n
Afyonkarahisar Organize Sanayi Bölge Müdürü Ali Ulvi Akosmanoğlu:
47
Afyonkarahisar Organize Sanayi
Bölgesi'nin kuruluşundan bugüne
kilometre taşlarını anlatmanızı istesek
neler söylersiniz?
A
fyonkarahisar Organize Sanayi
Bölgemiz, 1984 yılında Çapakkırı
Mevkiinde kurulmuştur. Organize Sanayi
Bölgemiz ilk kurulduğunda kapladığı alan
230 Hektardı. Planlanan alanın Batısında
kalan Sulama Kanalı, Mevcut Plandaki
şekliyle aynen korunmuş ve Planlama
çalışmasında sınır oluşturulmuştur.
Bölge içerisinde kalan 1 derecedeki Sit
alanında kalan Çapak Höyüğü, Park olarak
bırakılmıştır
Afyonkarahisar’ın coğrafi yeri ve öneminin
artması ve Afyonkarahisar’da sanayi
bilincinin oluşmaya başlamasıyla, mevcut
sınırlar dar gelmeye başlamış ve 1 İlave
Alan dediğimiz, Mevcut Organize Sanayi
Bölgesi ile Akçin Köyü arasında kalan,
organize Sanayi Alanının Güney Doğusunda
62 Hektarlık alan, 1997 senesinde
Organize Sanayi Alanına dahil edilmiştir.
Bu alanda yer alacak yeni tesislerin küçük
parsellere olan yoğun talep nedeniyle
bu bölgede parsel büyüklüğü 5.000 m2
olarak düzenlenmiştir. Organize Sanayi
Bölgesinin doğusunda küçük sanayi alanları
ile bağlantısını sağlamak amacı ile Kuzey
Güney doğrultusunda ve alanın ortasından
geçen alanın Ana aksi niteliğini taşıyan
yol Güneyde Akçin Köyünün Kuzeyi’nden
devam ettirilerek mevcut Ankara Yolu ile
bağlantısı sağlanmıştır. Mevcut Bölgedeki
İmar Planındaki Yapılaşma Şartları, 1.İlave
Kısımdaki parsellere de uygulanmıştır.
Afyonkarahisar’da, sanayinin sürekli
gelişmesi neticesinde, Organize Sanayi
Bölgemizi şartlar elverdiği ölçüde 2004
OSB TANITIM
“Afyonkarahisar marka
şehirlerden birisidir””
senesinde tekrar genişletmeye çalıştık,
Neticede, 2 İlave Alan dediğimiz, mevcut
Organize Sanayi Bölgesinin Kuzeyinde,
Afyon Kocatepe Üniversitesinin Doğusunda,
Erenler Köyünün Güney Doğusunda, 173.2
hektar olarak planlaması yapılan alan,
bölgemiz sınırlarına dahil edilmiştir.
Şuan itibariyle, ilave alanlar dahil
Bölgemiz, 465 Hektar alana yayılmış
durumdadır. 326 parselimizin tamamı tahsis
edilmiş olup, tahsis edilecek parselimiz
bulunmamaktadır.326 Parselde, 307 firma
faaliyet göstermekte olup, İnşa halinde 12
adet, proje safhasında 7 adet sanayicimiz
bulunmaktadır. Bu rakam, 5084 sayılı
yatırımları ve istihdamın teşvik edilmesi
hakkındaki Kanunun yayınlanmasından
önce, 203 iken, 5084 sayılı kanundan sonra
kısa süre içerisinde 278 e çıkmıştır.
Bugün geldiğiniz noktayı nasıl
değerlendirirsiniz?
Altyapı çalışmalarımız tamamlanmış
durumdadır. Günlük revizyon çalışmalarımız
bulunmaktadır. Parke Yol çalışmalarımız ile
daha modern ve kullanışlı yollar inşa etme
çalışmalarımız devam etmektedir.
Afyonkarahisar, Lokumuyla, sucuğuyla,
kaymağıyla, mermeriyle markalaşmış bir
şehirdir. Bunların yanında, 5084 sayılı kanun
çerçevesinde yatırımların ve istihdamın
teşvik edilmesine başlanmasıyla, tekstil
sektörü de önemli bir gelişme kaydetmiş,
bölgemizdeki istihdamın %15 ini tekstil
sektörü tarafından karşılanmaktadır.
Son 10 yıllık zaman diliminde, istihdamda
ve ihracatta kayda değer bir artış sağlamış
bulunmaktayız. 2002 senesinde bölgemizde
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012
OSB TANITIM
48
203 firmada yaklaşık 3500 kişi istihdam
edilirken 2012 senesine geldiğimizde 304
firmada 7500 kişi istihdam edilmektedir.
İhracatımız da son 10 yılda iki kat artarak
110 milyon dolara çıkmış bulunmaktadır.
Bölgemizdeki sanayicilerimiz ilk zamanlarda,
toprağa dayalı hammaddeyi işleme
yöntemiyle üretimlerini gerçekleştirirken,
dünyada özellikle doğaltaş sektöründe
yaşanan teknolojik gelişmeler ışığında arge
ve inovasyon çalışmalarına ağırlık vermiş
bulunmaktadırlar. Biz de enerji, güvenlik,
çevre ve altyapı hizmetlerimizin yanında
sanayicilerimizin talepleri ve ihtiyaçları
doğrultusunda eğitim konusunda çalışmalar
yapmak için tabiri caizse kollarımızı
sıvadık. Bu kapsamda eğitim merkezi,
meslek lisesi ve tasarım merkezi hakkında
çalışmalarımıza başladık.
Sanayicilerimizin kesintisiz ve düşük
maliyetle üretimlerini gerçekleştirmelerine
olanak sağlayacak şekilde elektrik
dağıtım şirketleri ile kıyasıya bir müzakere
içerisine girdik. Nihayetinde yüzde 10’a
yakın indirimle sanayicilerimize elektrik
sağlayabiliyoruz.
Sanayicilerimizin altyapı maliyetlerini
azaltmak amacıyla başladığımız
faaliyetlerimize, sanayicilerimizin rekabet
güçlerini arttırmayı yönelik eğitim,
enerji, çevre hizmetlerimizi de eklemiş
bulunmaktayız.
Afyonkarahisar OSB’nin hedefleri
Faaliyetlerimizin ve hizmetlerimizin temelinde, sanayicilerimizin rekabet güçlerini arttırmalarına yönelik üstümüze düşen
vazifelerimizi yerine getirerek bölgesel ve
ulusal sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlamak hedefimiz bulunmaktadır. Bu kapsamda, sanayicimizin maliyetlerini düşürmelerine nasıl katkı sağlayabilir, kesintisiz
üretim için neler yapmamız gerekir, nitelikli eleman istihdamı için neler yapabiliriz, ihracatın arttırılmasında nitelikli eleman istihdamının yanı sıra tanıtım için neler yapabiliriz soruları hedef ağacımızın önemli parçalarıdır. Malumunuz üzere, Başbakanımızın önümüze koyduğu bir hedef var,
2023’te 500 milyar Dolar İhracat. Bu kapsamda bizim de bir takım ödevlerimiz bulunmaktadır. İhracat için nitelikli üretim, nitelikli üretim için nitelikli eleman önemli bir
gerekliliktir.
Bu kapsamda, meslek lisesi, eğitim merkezi fizibilite hazırla çalışmalarımız devam
etmektedir. Bu hedeflerimizi gerçekleştirirken göz önünde bulunduracağımız en
önemli kaynağımız çevredir. Çevreye zarar
vermeden üretim yapılmasını sağlamak bizim varoluş amacımızdır. Çevre kirliliğinin
önlenmesine yönelik yatırımlarımız devam
etmektedir. Çevreye yönelik yapılan harcamalar, sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleşmesi için yapılan en önemli yatırımlardır.
Ayrıca çevre yatırımlarının rekabet edebilirliğin arttırılmasına yönelik katkısı da büyüktür. Bölgemizi önümüzdeki 10 yıl içerisinde En Çevreci OSB kategorisine yükselteceğiz.
Birlikten kuvvet doğduğunu bütün iş kesimleri tarafından kabul görmektedir. Bu
kapsamda, lokomotif sektörlerimiz olan
Mermer ve Gıda sanayilerinde kümelenmeye yönelik çalışmalarımıza hızlandıracağız.
2015 senesine kadar mermer ve gıda sanayilerinde kümelenme çalışmalarını tamamlamayı hedeflemekteyiz.
MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Verdiğiniz hizmet ve faaliyetleri
özetler misiniz?
Afyonkarahisar Organize Sanayi Bölge
Müdürlüğümüzde, Elektrik, Güvenlik,
Doğalgaz, Altyapı, Çevre birimlerimiz ile
sanayicimizin kesintisiz üretim yapmalarına
katkı sağlamaktayız. Ayrıca, KOSGEB,
TÜBİTAK, Avrupa Birliği Proje Duyurularını,
Zafer Kalkınma Ajansı desteklerini
sanayicimize zamanında, kısa mesajla,
eposta ve yazı ile duyurmakta, desteklerden
yararlanmaları için teşvik edici ve
farkındalık yaratmaya yönelik çalışmalarımız
bulunmaktadır.
Elektrik Birimimiz: Elektrik İşletme
ve Bakım servisi olarak ilkemiz
sanayicimize sürekli kesintisiz ve ucuz
enerji vermektir. Nisan 2006 tarihinden
itibaren Afyonkarahisar Organize Sanayi
Bölgesi (AOSB) sınırları içerisinde bulunan
sanayicilerimizin elektrik faturaları AOSB
tarafından tahakkuk ettirilip tahsilatı da
AOSB tarafından yapılmaktadır. AOSB
Elektrik İşletme ve Bakım Servisi, 3.08.2007
tarihinde EPDK’dan Dağıtım Lisansı almıştır.
2009 yılı sonlarında, Tedarikçi Firmalar,
Serbest Tüketicilerin enerji ihtiyaçlarını
karşılama kanunundan faydalanarak AOSB
Serbest Tüketici kimliğine sahip olduğu
için çeşitli tedarikçilerden alınan teklifler
değerlendirilerek en uygun teklifi veren
Tedarikçi Firmalardan enerji satın alınmıştır.
Bu sayede sanayicilerimize yüzde10’luk
bir indirimle 1.8.2010 tarihinden itibaren
uygun fiyatlı elektrik enerjisi temin
etmekteyiz.
6 adet basınç düşürme istasyonu mevcut
olup bölgemiz içersinde bulunan A- Tipi
istasyondan 19 bar basınç da çelik dağıtım
şebekesinden almış olduğu Doğalgazı 4
bar basınca düşürerek PE hat vasıtasıyla
sanayicimizin parsellerine kadar getirilerek
take off vanalarla kullanıma hazır hale
getirilmiştir. Bu sayede Bölgelerimiz
içerisinde doğalgazı olmayan parsel
kalmamıştır.Organize Sanayi bölgemizin
kurulu kapasitesi 41.000 m3/saattir.
Elektrik İşletme ve Bakım Servisimiz
tarafından, AOSB’ de faaliyet gösteren
sanayicilerimize Elektrik Enerjisi konusunda
gerekli bilgi ve Teknik destek verilmektedir.
Organize Sanayi Bölgemizde meydana
gelen arızalar ve Doğalgaz Abonelik
işlemleri, Aylık faturalandırma işlemleri
müdürlüğümüzün Doğalgaz Birimine bağlı
olan personelleri tarafından yapılmaktadır.
Güvenlik Hizmetlerimiz: 2008 Senesinde
Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü
bünyesinde kurulan Özel Güvenlik
Birimi, 3’lü vardiya sistemiyle, 7/24 görev
yapmaktadır. OSB Özel Güvenlik Biriminin
temel ilkesi Suçun İşlenmeden Önlenmesidir.
5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine dair
kanun çerçevesinde; Kişilerin, binaların
ve ikametlerin güvenliklerini sağlamak,
suçlulara karşı caydırıcı olmak, yardım
çağrılarına daha hızlı bir şekilde cevap
vermek, diğer güvenlik görevlileri ile bilgi
akışını arttırmak amacıyla devriye atmak;
herhangi bir olay anında Emniyet Güçlerine
yardımcı olmak; koruma sağlamak ve alarm
ikazlarını yanıtlamak şeklinde görevleri
bulunmaktadır.
Çevre ve Arıtma Birimimiz: Organize
Sanayi Bölgemize gelen işletmelerimizin
İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatları
alınması için geçen yazışma ve evrak
düzenlenmesi, Çevre ve Orman Bakanlığının
ön gördüğü Çevre Görevlisinin tüm görev
ve sorumluluklarının yerine getirilmesi,
Organize Sanayi Bölgemizde oluşan atık
suların Ön Arıtma tesisimizde arıtılarak
Afyonkarahisar Belediyesi Atıksu Arıtma
tesisinde arıtılması, Organize Sanayi
Bölgemiz Kanalizasyon Şebekesinde
meydana gelen tıkanıkların giderilmesidir.
Doğalgaz ve Su Bakım ve İşletme
Hizmetlerimiz: Organize Sanayi Bölgemiz
doğalgaz Altyapı şebekesi Sanayicimizin
katılımlarıyla müdürlüğümüz tarafından
yaptırılarak devreye alınmıştır. Bölgemizde
Organize Sanayi Bölgemizde mevcut
Sanayici AOSB'ye neden gelmeli?
Organize Sanayi Bölgemizin, altyapısı
tamamlanmış haldedir. Bölgemize
gelen yatırımcı bir metre altyapı
çalışması yapmak zorunda değildir.
Bütün parsellerde atıksu, içme suyu,
doğalgaz hattı bulunmaktadır. 2012
senesi içerisinde Türk Telekom ile yapmış
olduğumuz protokol kapsamında fiber
optik kablolar da çekilecektir.
İlimiz, lojistik konumu itibariyle, kuzeyi
güneye, doğuyu batıya bağlayan bir
noktadır. 4 tane ana demiryolu hattının
geçtiği, çevre illere ve limanlara
demiryolu ve karayolu ile 4 saat gibi
bir sürede ulaşım imkanı olan bir
mevkidedir. İzmir limanı 330 km, Antalya
limanı 300 km mesafede bulunmaktadır.
Türkiye’nin herhangi bir yerinde temin
edeceğiniz hammaddeyi düşük nakliye
ücretleri ile bölgemize getirip, düşük
maliyetlerle bölgemizde işledikten
sonra ihracata sunma olanağınız
bulunmaktadır.
Bölge, 1. İlave ve 2. İlave Kısım İçme suyu
tamamen bitirilmiş olup, Afyonkarahisar
Belediyesi Şehir Suyu Şebekesine
bağlanmıştır. 2008 yılına kadar su
şebekesinin arıza bakım abonelik işlemleri
Afyonkarahisar Belediyesi tarafından
yapılmaktaydı. 2008 yılı başından itibaren
Bölgemizle Afyonkarahisar Belediye
Başkanlığı ile yapılan sözleşmeyle
Abonelik işlemleri ve faturalandırılması
Bölge Müdürlüğümüz tarafından
yapılmaktadır.
Organize Sanayi Bölgemizde meydana gelen
şebeke arızaları ve Abone sayaçlarının
takılması, arıza şüphesi olan sayaçların
sökülmesi, bakımlarının yaptırılması,
sayaç okumaları müdürlüğümüzün Su
Birimine bağlı olan personelleri tarafından
yapılmaktadır.
İnşaat ve Altyapı Hizmetlerimiz: Büz
döşenmesi, kepçe ile düzeltme işleri, Asfalt
Yama yapılması, kar ile mücadele, yaya
kaldırımlarının düzenlenmesi,yapı ruhsatları
ve yapı kullanma belgelerinin tanzimi ve
onaylanması, imar çaplarının düzenlenmesi,
kanalizasyon ve yağmur suyu kanalarının
yapımı bakım işleri, Bölge içerisinde yapılan
altyapı çalışmalarının projelendirilmesi,
sözleşmelerinin düzenlenmesi ve ihale
edilmesi ve benzeri hizmetlerimizi, 1
Kepçe, 1 Kamyon, 1 Kanal Açma Makinesi,
1 Traktör ve benzeri araçlarla kendi
personellerimizce yerine getirmekteyiz.n
Ayrıca 3'ncü teşvik bölgesinde yer
almaktadır. Bu kapsamda, sigorta primi
işveren hissesinde, vergi indirimi, faiz
desteği konularında komşularımıza
nazaran daha avantajlı konumdayız.
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012
OSB TANITIM
Sürekli, kesintisiz enerji verebilmek için
Elektrik İşletme ve Bakım Servisimiz, 3’ lü
vardiya olarak çalışmakta olup günün her
anında görevinin başındadır. Enerji Nakil
Hatlarında (ENH) meydana gelebilecek
geçici ve kalıcı arızaların sadece kendi
bölgesini etkilemesi ve arızanın kısa sürede
giderilmesi için sürekli olarak Kabin ve ENH
bakımları servisimiz tarafından yapılmakta
olup arızalı veya arıza neden olabilecek
malzemeler anında değiştirilmektedir.
49
ÜLKE ARAŞTIRMASI
50
Doğu Afrika’nın en büyük pazarı
Kenya
Doğu Afrika’nın en büyük pazarı olan Kenya, özellikle
son yıllarda büyüyen özel sektörüyle dikkat çekiyor. Ülke
ekonomisinde tarımın yerini giderek sanayi alıyor. Pazar
girişimciler için pek çok olanak sunuyor.
Nüfus
39,8 milyon kişi (2009, tahmin, EIU)
Dil
İngilizce (resmi), Kisvahili (resmi), çeşitli yerel diller
Din
Protestan yüzde 38, Katolik yüzde 28, yerel inanışlar yüzde 24,
Müslüman yüzde 9
Başkent
Nairobi
Yüzölçümü
569.259 km2
Başlıca Şehirleri
Nairobi (1,4 milyon),
Mombasa (465bin),
Kisimu (185 bin),
Nakuru (163 bin)
Etnik Yapı
Kikuyu yüzde 21, Luhya yüzde 14, Luo yüzde 13, Kalenjin
yüzde 11, Kamba yüzde 11, Kisii yüzde 6, Meru yüzde 6, diğer
Afrika yüzde 15, Asya-Avrupa-Arap yüzde 1
MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Ekonomik Yapı
K
enya Doğu Afrika’daki en büyük
ekonomidir. Kenya bölge içi rekabet ile
karşılaşmakta olup, bu rekabet son yıllarda
önemli ekonomik büyüme gösteren Uganda
ile piyasa ekonomisi yolunda ekonomik
reformlar yapan Tanzanya’dan gelmektedir.
Ancak, Doğu Afrika Topluluğu (EAC) üyesi
bu üç ülke ekonomileri 1 Ocak 2005 tarihli
gümrük birliği nedeniyle birbirlerine daha
bağımlı hale gelmektedir.
Tarım sektörü 2009 yılı tahminlerine göre
GSYİH’nın yüzde 21,4’ünü oluşturmaktadır.
Tarım doğrudan ve dolaylı olarak istihdamı
sağlamaktadır. Kenya’nın verimli tarım
alanları ülkenin orta ve batı kısmında yer
almaktadır. Hayvancılık ise ülkenin yarı kurak
kuzey ve doğu bölgelerinde yoğunlaşmıştır.
Kenya'da Sanayi Yolun Başında
Enerji ve su sektörlerinin
GSYİH’daki payı yüzde 4,
madencilik sektörünün GSYİH’daki
payı ise yüzde 0.5 oranında.
Sanayi sektörü üç büyük kent olan
Nairobi, Mombasa ve Kisumu’da
yoğunlaşmış durumda. İmalat
sanayinde değirmencilik, bira
üretimi, süt ve şeker rafinasyonu
gibi gıda işleme sanayileri ön
planda.
Sanayileşme yönetimin önemli
hedeflerinden birisi olmakla birlikte, ülke
bağımsızlığından beri bu alanda önemli
bir ilerleme sağlanamamıştır. Enerji ve su
sektörlerinin GSYİH’daki payı yüzde 4,
madencilik sektörünün GSYİH’daki payı
ise yüzde 0,5 oranındadır. Sanayi sektörü
üç büyük kent olan Nairobi, Mombasa ve
Temel Ekonomik Göstergeler
2006
2007
2008a
2009b
2010c
2011c
GSYİH (milyar dolar)
22,7
27,5
29,1
31,9
34,5
37,1
Reel büyüme (yüzde)
6,1
7,0
1,7
2,0
3,4
5,3
Kişi başına
GSYİH (dolar)
1.462
1.568
1.586
1.596
1.630
1.694
Tüketici enflasyonu
(yüzde)
15,6
9,6
27,7
16,9
6,2
6,0
Döviz kuru
(Kenya Şilini: 1 Dolar)
69,40
62,68
77,71
76,00
78,00
81,00
İhracat
(fob-milyon dolar)
3.502
4,132
5.040
4.471
5.047
5.509
İthalat
(fob- milyon dolar)
6.768
8.388
10.689
9.031
9.708
10.641
Cari işlemler dengesi
(milyon dolar)
-526
-1.134
-1.978
-1.579
-1.663
-1.911
Dış borç (milyon dolar)
6.534
7.355
7.847
8.143
8.435
8.631
ÜLKE ARAŞTIRMASI
Ülkede 2009 yılı tahmini verilerine göre
GSYİH içinde sanayinin payı yüzde16,3 ve
hizmetlerin payı da yüzde 62,3 şeklindedir.
Ekonomideki bu yapıda Kenya’nın diğer
Afrika ülkelerinin tersine doğal zenginlikleri
arasında madenlerden ziyade verimli
toprakların bulunması ve turizm sektörünün
canlı olması önemli rol oynamaktadır.
Hizmetler sektörünün payının büyük
oluşunda önemli rolü olan iki alan iletişim
ve bankacılık sektörü şeklindedir. Ticaret ve
taşımacılık da yine hizmetler sektörüne katkı
sağlayan önemli alt sektörlerdir.
51
a Gerçekleşen, b Tahmin, c Projeksiyon, d EIU tahmini
Kaynak: The Economist Intelligence Unit Kenya Country Report 2010, CIA-The World Factbook
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012
ÜLKE ARAŞTIRMASI
Kisumu’da yoğunlaşmıştır. İmalat sanayinde
değirmencilik, bira üretimi, süt ve şeker
rafinasyonu gibi gıda işleme sanayi ön
plandadır. Kenya Mombasa’da rafineri
yoluyla petrol ürünleri üretmekte olup,
önemli bir çimento üretim kapasitesine de
sahiptir. Hizmetler sektöründe ise; ticaret,
taşımacılık, turizm ve haberleşme hizmetleri
önemli yer tutmaktadır.
52
Kenya`daki Yatırım ve İş Fırsatları
Müteahhitlik ve İnşaat Sektörü: KuzeyGüney Koridoru Projesi: Kuzey-Güney
Koridoru geleneksel Durban ve Dar es Salam
Koridorlarının birleşmesinden oluşmakta;
Güney Afrikanın başta Durban olmak
Türkiye ile Ticaret
Türkiye ile Kenya arasında ticaret dengesi
ülkemiz lehinedir. İkili ticaretimiz fasıllar
itibariyle ele alındığında, ihracatımızın
daha çok sanayi ürünlerinden teşekkül
ettiğini, ithalatımızın ise, yağlı tohumlar
gibi üretiminde geleneksel olarak açık
verdiğimiz ve gıda sanayimizin ihtiyaç
duyduğu ürün gruplarından oluştuğu
görülmektedir. Deri sanayimizin ihtiyacı
olan ham postlar ve derilerin yanı sıra,
kahve ve kimi minerallerin çok ciddi
meblağlarda olmayan miktarlarda bu
ülkeden karşılandığı görülmektedir.
Kenya Pazarının Özellikleri
Piyasaya giriş için fiyat önemli bir unsurdur.
üzere limanlarını Doğu Afrikadaki Dar es
Salam limanına bağlamaktadır. Durban
Koridorunun ayrıca, Beira, Maputo, Walvis
Bay, Benguela ve Lobito koridorlarına da
doğrudan bağlantısı bulunmaktadır.
Söz konusu Koridorlar ile Dar es
Salam Limanından Merkezi Afrika’ya;
Tunduma sınır kapısından ise Tunduma
(Tanzanya)-Moyale (Kenya) koridorlarına
bağlanılmaktadır. Kuzey Koridoru ise
Mombasa Limanını Uganda ve Ruanda
yolu ile Demokratik Kongo Comhuriyeti’nin
doğusuna bağlamaktadır. Böylece, Doğu
ve Güney Afrika arasında fiziki bağlantı
sağlanmaktadır.
Yüz yüze görüşmelere önem verilmektedir.
Malın zamanında teslim edilmesi ve satış
sonrası hizmetler önem arz etmektedir.
Ülkeye girerken sarıhumma ve menenjit
aşısının yapılması zorunlu olup, aşı kartı
gereklidir. Ayrıca, Kenya’ya girerken çok sıkı
güvenlik ve gümrük kontrolü yapılmaktadır.
İklim ve Giyim
Kıyı kesimlerdeki sıcaklık 20 C – 32 C
arasında değişirken, deniz seviyesinden
1500 metre yükseklikteki iç kesimlerde
sıcaklık 7 C – 27 C arasında değişmektedir.
Genelde bahar havası hüküm süren ülkeyi
ziyaret eden işadamlarının her mevsim
ani yağışlar için gerekli giysileri yanlarında
bulundurmaları yararlı olur.
Türkiye – Kenya İkili Ticareti (Değer: milyon ABD doları)
Yıllar
İhracat
İthalat
Denge
Hacim
2000
7,98
2,67
5,31
10,65
2001
10,44
3,04
7,41
13,48
2002
8,08
2,03
6,06
10,11
2003
13,13
1,99
11,14
15,13
2004
17,84
1,60
16,24
19,44
2005
50,60
1,72
48,88
52,32
2006
85,42
3,99
81,43
89,41
2007
98,04
12,33
85,72
110,37
2008
233,05
12,58
220,48
245,63
2009
70,62
5,81
64,81
76,43
MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Kuzey-Güney Koridoru yük hacmi ve
değeri bakımından bölgedeki en yoğun
koridor olduğundan Ticaret için Yardım
pilot programına seçilmiştir. Bölgedeki
zayıf kara ve demir yolu altyapısı ile sınır
ve limanlarda uzun bekleme süreleri
maliyetleri artırmakta ve bölgesel üreticilerin
bölgesel ve uluslararası pazarlara girişini
engellemektedir.
Dünya Bankası, Afrika Kalkınma Bankası,
Avrupa Birliği Komisyonu, Birleşik
Krallık, Japonya, Hollanda, Fransa ve
Finlandiya’dan oluşan kalkınma ortakları
ile Doğu Afrika Topluluğu (EAC), Doğu ve
Güney Afrika Ortak Pazarı (COMESA) ve
Güney Afrika Kalkınma Topluluğu (SADC),
Doğu ve Güney Afrika bölgesinde ticareti
kolaylaştırıcı önlemlerin desteklenmesi
ile kara - demir yolları ve limanların
altyapısının geliştirilmesine 1,3 Milyar
ABD Doları katkıda bulunma taahhüdünde
bulunmuşlardır.
Ortak girişim ile, Kuzey-Güney Koridoru
yaklaşımı altında yolların bakımı ve
iyileştirilmesi, motorlu taşıtların dingil
ağırlıklarını daha etkili kontrol edecek
bir sistemin kurulması, sınır kontrol
noktalarındaki beklemelerin azaltılması ve
koridor boyunca uzanan demir yolu hattının
iyileştirilmesi hedeflenmektedir.
Sınırdan geçişlerin daha hızlı yapılması,
liman imkanları ile kara ve demir
yollarının geliştirilmesi ile özellikle denize
kıyısı olmayan ülkelerdeki üreticilerin
ve iş adamlarının mallarını bölgesel
Planlanan projeler kapsamında 8000
kilometrenin üzerinde yolun bakımı, 600
kilometrelik demiryolu hattının iyileştirilmesi,
Dar es Salam limanının alt yapısının
geliştirilmesi, kısa ve uzun vadede bölgenin
elektrik üretim ve dağıtım kapasitesinin
artırılması öngörülmektedir.
Kenya ile Uganda Arasında Ortak
Demiryolu Projesi: Kenya’nın liman
şehri Mombasa ile Uganda’nın başkenti
Kampala’yı birbirine bağlayacak demiryolu
hattının maliyetinin 3 Milyar Kenya Şilini’ni
(37,5 Milyon ABD Doları) aşacağı tahmin
edilmektedir. Sözkonusu hattın Kenya ve
Uganda arasındaki ticaret hacmindeki artışa
önemli katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Mombasa Limanı sadece Kenya’nın değil,
Uganda, Ruanda, Kongo Demokratik
Cumhuriyeti ve Güney Sudan’ın da
kalkınmasında stratejik öneme haizdir.
Mombasa Limanını daha büyük gemilerin
girmesini sağlayacak şekilde genişletme
planı gündemdedir, diğer taraftan limanda
gerçekleştirilen otomasyon çalışmalarının
gümrük işlemlerini kolaylaştırması
beklenmektedir.
Lamu Liman Projesi: Kenya Ulaştırma
Bakanlığı tarafından, deniz dibini tarama/
ıslah etme işi, 100.000 DWTs konteyner
kargo, 30.000 DWTs genel kargo ve
Pazar ile ilgili ipuçları 1
Kültürel yakınlık, devlet destekleri büyük
avantaj. Her ülke ithalat yaparken bir
takım kısıtlamalar yapıyor. Kenya'da bunlar
yaşanmıyor.
Ticari süreçlerde herhangi bir sorunla
karşılaşılmıyor. Ödemeler, gümrük süreçleri
gayet sorunsuz hallediliyor.
Bölgedeki pazarlar gelişiyor ve gelişim hep
benzer bir seyir izliyor. Kenya etkileşimi
yoğun olan bir pazar.
Türkiye’nin itibarı birçok Afrika ülkesinde
olduğu gibi Kenya’da da oldukça yüksek
Bu nedenle Türk markalarının şansı
pazarda yüksek.
100.000 DWTs büyük hacimli kargo
gemilerin yanaşacağı limanın inşaası
ve bunların alt yapıları (yol, demiryolu
bağlantıları, ambar-antrepo, binalar vs.)
inşaası planlanmaktadır.
Nairobi Havalimanının Yap-İşlet-Devret
Modeli Çerçevesinde Genişletilmesi:
Halihazırda yıllık 6 milyon yolcu kapasiteli
Nairobi Havalimanının 9 milyonluk
kapasiteye çıkarılması yönündeki proje.
Sosyal Konut İnşaatı: Kenya dünya
nüfus hızı artışının ve şehirleşme oranın
yüksek olduğu ülkelerden biridir. Ülkede
her yıl 150.000 yeni sosyal konuda ihtiyaç
duyulmaktadır.
Lüks Konut İnşaatı: Sosyal konutların
yanısıra özellikle Nairobi ve Mombasa’da
lüks konuta olan talep artmaktadır.
İnşaat Malzemeleri: Konut üretiminden
dolayı tüm inşaat malzemeleri, briket
fabrikası, beton santralleri konusunda
yatırım potansiyeli bulunmaktadır.
Düz Cam Üretimi: Ülkede hızla gelişen
inşaat sektörünün düz cama yönelik büyük
bir talebi mevcuttur, halihazırda yerli üretim
talebe cevap verememekte, verilen düz cam
siparişlerinin teslimi aylar alabilmektedir.
Enerji Sektörü
Yenilenebilir Enerji (jeotermal, rüzgar
ve güneş): Enerji talebi sürekli artan ve
tam olarak karşılayamayan ülke bu alanda
önemli projeler geliştirmektedir. Özellikle
yap-işlet modelleri çerçevesinde somut
imtiyazlı projeler mevcuttur. Ayrıca sondaj
makine ve ekipmanları, güneş enerjisi
panel sistemleri, jeneratör, trafo, kablo gibi
alanlarda büyük talep ve ihracat potansiyeli
bulunmaktadır.
Tekstil ve Deri
Ev Tekstili: Ülkenin şehirleşme hızı ile
turizm gelirleri ve yatırımlarının artışı ev
tekstili talebinde artışa yol açmaktadır.
Deri İşleme Tesisi: Ülkede önemli
düzeyde hayvancılık yapıldığından deri
sanayi konusunda, özellikle kesimhane ve
derinin ilk işlenmesi alanlarında iş imkanları
mevcuttur.
Tarım, Hayvancılık
Gıda İşleme Sanayi
Mısır ve Ayçiçeği yağı: Ülkede önemli
miktarda mısır üretimi ve ihracatı mevcuttur,
halihazırda mısır ve ayçiçek yağı tesisi talep
edilmektedir.
Çay ve Kahve Paketleme Tesisi: Çok
önemli bir çay ve kahve üreticisi olan Kenya,
dünya piyasalarına çıkaracak ambalaj ve
kalitede üretim yapılmasını hedeflemektedir.
Organik Tarıma dayalı sanayi: Ülkenin
iklimi ve verimli toprakları organik tarım
açısından potansiyel barındırmaktadır.
Tavuk ve Yumurta Üretim Tesisi:
Ülkededeki mevcut üretim talebi
karşılayamaktadır .
Vanilya İşleme Tesisi: Ülkede vanilya
üretimi olmasına karşılık işleme tesisleri
konusunda yatırıma ihtiyaç vardır.
Mobilyacılık: Ülkede özellikle ev mobilyası
ve mutfak sistemleri üretimi yapacak
küçük-orta ölçekli işletmelere ihtiyaç
duyulmaktadır.
İlaç ve Eczacılık Ürünleri
Tıbbi Malzeme, İlaç ve Hijyenik
Ürünler: Temel ilaçlar, eczacılık ürünleri,
tibbi malzeme konusunda ihracat imkanları
mevcuttur. n
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012
ÜLKE ARAŞTIRMASI
ve uluslararası pazarlara daha hızlı
ulaştırabilmeleri, böylece ekonomik
kalkınma ve yatırımların da ivme kazanması
sağlanacaktır.
53
Dokunmadan algılayan akıllı telefon
TEKNOLOJİ
54
Sony'nin yeni telefonu Xperia Sola
parmağınızı ekran dokunmadan
algılayarak internet sayfalarında
dolaşmanızı sağlıyor. Sony,
Ericsson olmadan devam ettiği
Xperia serisine Xperia Sola’yı
ekledi. 3,7 inçlik ekranıyla Sony
Xperia Sola daha önce satışa
sunulan 3,5 inçlik Xperia U ile 4
inçlik Xperia P modeli arasında
kalıyor.
EOS sistemi 25 yaşında
Yeni iPad, LTE’li Telefonları Coşturacak
Tayvan merkezli akıllı telefon üreticilerine göre LTE destekli
yeni iPad ve 2012'nin 2.yarısında duyurulması beklenen yeni
iPhone'un kuvvetle muhtemel LTE'yi desteklemesi diğer üreticilerin
amiral gemisi akıllı telefon modellerini etkileyerek LTE desteğiyle
üretilmesini sağlayacak. Tayvanlı üreticilerin tahminlerine göre
Apple'ın bu hamlesiyle 25 milyon ila 50 milyon adet arasında
değişebilecek LTE destekli akıllı telefon üretilebilir.
Google gözlüğün detayları!
1987 yılında ilk kez piyasaya sunulan EOS Sistemi yıllar içinde
dünyanın dört bir yanındaki fotoğrafçıların takdirini toplayan
dijital tek lensli refleks (SLR) kameralar, değiştirilebilir lensler ve
aksesuarlardan oluşan kapsamlı bir seri haline geldi. Canon’un EOS
sistemi çıkışını 1987 yılının Mart ayında EOS 650 SLR kamerası
ve EF35-70mm f/3.5-4.5 dahil üç farklı değiştirilebilir lensle yaptı.
EOS bu ay, uzun ve büyük gelişmelere tanık olan tarihinde geride
bırakmış olduğu 25 yılı kutluyor.
Epson Z8000 ile evde sinema keyfi!
Epson’ın renk ve parlaklık sihirbazı yeni projektör serisi EB-Z8000
pazarda yerini aldı. Dünyada bir ilk olan “ikili lamba teknolojisi” ile
üretilen bu yeni seri, ev ve ofis uygulamalarında harikalar yaratıyor.
Dijital görüntüleme ve baskı teknolojileri alanının öncü markası
Epson, 20 yıllık teknoloji birikimini yüksek parlaklıktaki eşsiz
projektör ailesiyle taçlandırıyor. Dünyanın ilk ikili lambalı WUXGA
(Widescreen Ultra Extended Graphics Array - bir geniş ekran görüntü
sistemi) projektör serisi
Epson EB-Z8000, geliştirilmiş
güçlü 6000 lümen parlaklığı
ve öncü 3LCD teknolojisi
ile en iyi görüntü kalitesinin
tadını çıkarmanızı sağlıyor.
MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
Google’ın çok gizli projeler üzerinde
çalışıldığı X laboratuarlarında
geliştirilen en son teknoloji
gözlükler hakkındaki detaylar
belirmeye başladı. Projeyle
bağlantısı olan Google çalışanlarının
New York Times’a verdiği bilgiye
göre, Google gözlükleri kullanıcının gözleri önündeki bilgi perdesi
görevini görecek. Aynı kaynaklar, 250-600 dolar fiyat arasına olması
tahmin edilen gözlüklerin bu yıl sonunda piyasaya sürülebileceğini
ifade etti.Google gözlükler Android işletim sistemiyle çalışacak,
kullanıcının gözünden birkaç santim mesafede duracak küçük bir
ekran içerecek. 3G veya 4G özelliği bulunacak gözlüklerde GPS’de yer
alacak. Google, söz konusu proje hakkında açıklama yapmadı.
Gözünüz arkada kalmayacak!
Ev, işyeri veya ofisinizin istediğiniz bir yerinde
kullanabileceğiniz Aztech WIP302, kablosuz
bağlantı ve gece görüşü özellikleriyle ön
plana çıkıyor. Internet tabanlı bir IP kamera
olarak geliştirilen Aztech WIP302, size daha
güvenli bir yaşamın kapılarını açıyor. Ofis,
işyeri, depo veya fabrikanızdan çıktığınızda
neler olup bittiğini merak ediyorsanız Aztech
WIP302’den daha iyisiyle karşılaşmanız biraz
zor. Ürün kablosuz ağ desteğine sahip olup
kullanabilmek için sadece güç bağlantısının yapılması yeterli.
NİSAN 2012
TARİH
FUARIN ADI
KONUSU
BAŞLICA ÜRÜN HİZMET GRUPLARI
3 Nisan 12
8 Nisan 12
12. MODEF 2012 Mobilya ve
Dekorasyon Fuarı
Mobilya ve Dekorasyon
Modern, Klasik ve Modüler Mobilya Yemek ve Yatak Odası
Grupları,Sandalye Bebej ve Genç Odası, Mobilya Aksesuarları
İfor Fuarcılık Ltd. Şti.
Bursa
YER
4 Nisan 12
8 Nisan 12
Bursa 24. Yapı ve Yaşam Fuarı ve
Kongresi
Yapı Malzemeleri
Yapı Malzemeleri
Tüyap Bursa Fuarcılık
A.Ş. - Bursa
4 Nisan 12
8 Nisan 12
IHS BURSA 2012 7.Isıtma,
Soğutma, Havalandırma ve
Doğalgaz Teknolojileri Fuarı
Isıtma, Soğutma, Havalandırma,
Doğalgaz
Isıtma, Soğutma, Havalandırma, Doğalgaz Ve Sistemleri
Tüyap Bursa Fuarcılık
A.Ş. - Bursa
6 Nisan 12
8 Nisan 12
Farmavizyon 2012
6.Farmavizyon Eczacılık Fuarı
Eczacı ve Eczane Ekipmanları,
Hizmet ve Ürünleri
İlaç, Optik, Her Türlü Bitkisel Ve Tıbbi Ürünleri, Bebek,
Ortopedik, Diyabetik Ürünleri Ve Eczane Ekipmanları
İstanbul Fuar Merkezi
Yeşilköy - İstanbul
6 Nisan 12
8 Nisan 12
İstanbul Pencere 2012
13.Uluslararası Pencere Fuarı
Pencere, Panjur, Cephe Profil,
Üretim Makineleri, Aksesuar,
Yalıtım, Tamamlayıcı Ürünler
Pencere ve Panjur Sistemleri, Profil, Üretim Teknolojileri ve
Makineleri, Aksesuar, Ham Madde ve Tamamlayıcı Ürünler
Tüyap Fuar ve Kongre
Merkezi - İstanbul
12 Nisan 12
14 Nisan 12
Uluslararası Solarex Güneş
Enerjisi ve Teknolojileri Fuarı
Güneş Termal ve PV Teknolojileri
Güneş Enerjisi Fotoelektrik Mamulleri ve Güneş Enerjisi Su
Isıtıcı ve Ürün Teçhizatları
İstanbul Fuar Merkezi
Yeşilköy - İstanbul
12 Nisan 12
15 Nisan 12
9.DECOYAP
Ege İnşaat Grup Fuarı
İnşaat Malzemeleri, Banyo,
Mutfak, Seramik, Nalburiye
İzolasyon, Prefabrik Ürünler, Çatı Sistemleri, Banyo, Mutfak,
Kapı Ve Pencere Sistemleri, Zemin Kaplama, Mobilya, İnşaat
Ve Makinalar
EGS Fuar ve Kongre
Merkezi - Denizli
12 Nisan 12
15 Nisan 12
Çukurova Gıda / Gıda-Tek Fuarı
2012 (6.)
Gıda, İçecek Ürünleri, Gıda
İşleme, Unlu Mamuller
Teknolojileri, Depolama,
Soğutma, Taşıma ve Mağaza
-Market Ekipmanları
Gıda, İçecek Ürünleri, Gıda İşleme, Unlu Mamuller Teknolojileri,
Depolama, Soğutma, Taşıma ve Mağaza -Market Ekipmanları
Tüyap Adana
Uluslararası Fuar ve
Kongre Merkezi - Adana
12 Nisan 12
15 Nisan 12
BUSWORLD TURKEY
Otobüs Endüstrisi ve Yan Sanayi
Otobüs, Midibüs-Minibüs Üreticileri, Yedek Parça, Aksesuar
Ve Ekipman
İstanbul Fuar Merkezi
Yeşilköy - İstanbul
25 Nisan 12
27 Nisan 12
ICCI- 18.Uluslararası Enerji ve
Çevre Fuarı ve Konferansı
Yenilenebilir ve Fosil Yakıtlı Enerji
Üretimi ve Çevre Teknolojileri
Yenilenebilir Enerji Teknolojileri ve Fosil Yakıtlı Enerji Üretim
Teknolojileri, Kojenarasyon, Çevre Teknolojileri, Enerji İletim,
Dağıtım, Otomasyon Sistemleri
İstanbul Fuar Merkezi
Yeşilköy - İstanbul
25 Nisan 12
27 Nisan 12
Makine, Metal İşleme,
Otomasyon Fuarı
Her Türlü Metal İşleme ve
Otomasyon Makineleri ile
Bunların Aksamı
Her Türlü Metal İşleme ve Otomasyon Makineleri ile Bunların
Aksamı
ANFA Altınpark Fuar
Merkezi - Ankara
26 Nisan 12
29 Nisan 12
KONMAK 2012 Konya Uluslar
arası 9.Metal İşleme Makineleri,
Kaynak, Delme, Kesme
Teknolojileri, Malzemeler, El
Aletleri, Hidrolik, PnömatikFuarı
Metal İşleme, Kaynak, Delme,
Kesme Teknolojileri
Metal İşleme, Kaynak, Delme, Kesme Teknolojileri, El Aletleri,
Hidrolik, Pnömatik
KTO Tüyap Konya
Uluslararası Fuar
Merkezi - Konya
26 Nisan 12
29 Nisan 12
KONELEX 2012 Konya 7.Elektrik,
Elektronik, Elektromekanik,
Enerji Üretimi, Otomasyon ve
Aydınlatma Fuarı
Elektronik, Elektronik,
Elektromekanik, Enerji Üretimi,
Otomasyon ve Aydınlatma
Elektronik, Elektronik, Elektromekanik, Enerji Üretimi,
Otomasyon ve Aydınlatma, Kablo
KTO Tüyap Konya
Uluslararası Fuar
Merkezi - Konya
26 Nisan 12
29 Nisan 12
İSKON 2012 Konya 7.İstifleme,
Depolama, Taşıma, Vinç ve
Lojistik Fuarı
İstifleme, Depolama, Taşıma ve
Lojistik
İstifleme, Depolama, Taşıma, Vinç ve Lojistik
KTO Tüyap Konya
Uluslararası Fuar
Merkezi - Konya
26 Nisan 12
29 Nisan 12
Alanya Tarım 2012
Tarım, Seracılık, Tohumculuk,
Zirai İlaçlar, Sulama
Tarım, Seracılık, Tohumculuk, Zirai İlaçlar, Gübre, Sulama
Sistemleri, Makine ve Ekipmanları, Fide, Fidan, Peyzaj, Süs
Bitkileri
Alanya Park Fuar
Merkezi
2 Mayıs 12
5 Mayıs 12
ISK-SODEX 2012
Isıtma, Soğutma, Klima,
Havalandırma, Yalıtım, Pompa,
Vana, Tesisat, Su Arıtma, Havuz
ve Güneş Enerji Sistemleri
Isıtma, Soğutma, Klima, Havalandırma, Yalıtım, Pompa, Vana,
Tesisat, Su Arıtma, Havuz ve Güneş Enerji Sistemleri
İstanbul Fuar Merkezi
Yeşilköy - İstanbul
2 Mayıs 12
6 Mayıs 12
35.Uluslararası Yapı Fuarı
İstanbul 2012
Yapı, İnşaat Malzemeleri ve
Teknolojileri
Hizmetler, Altyapı, Kaba Yapı, İnce Yapı, Bitirme İşleri, Tesisat,
Elektrik-Elektronik, Bina Donanımı, Mutfak-Banyo, Çevre
Düzenleme
Tüyap Fuar Merkezi
İstanbul
10 Mayıs 12 Plastech
13 Mayıs 12
Plastik, Ambalaj ve Teknolojileri
Plastik, Ambalaj ve Teknolojileri
Uluslararası İzmir Fuar
Alanı
10 Mayıs 12 Kalıp Avrasya 2012
13 Mayıs 12 Bursa 6.Kalıp Teknolojileri ve Yan
Sanayiler Fuarı
Kalıp Teknolojileri ve Yan Sanayi
Kalıp Teknolojileri ve Yan Sanayi
Bursa Uluslararası Fuar
ve Kongre Merkezi
GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012
FUARLAR TAKVİMİ
Yurt İçi Fuar Takvimi
55