06 1981-85 (170-215)
Transkript
06 1981-85 (170-215)
170 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972 1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 171 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 1981 > 1982 > 19 dünya 1981; İlk Uzay Mekiği Colombia’nın Fırlatılışı 1982; Cenevre’de stratejik türkiye 1981; YÖK yasası kabul edildi.1981; Mehmet Ali Ağca’nın, Roma’da, Papa’ya yönelik suikas- silahların sınırlandırılması görüşmeleri (START) baş- tı. 1981; Milli Güvenlik Konseyi’nin seçtiği 160 üyeden latıldı. 1982; 18 yıldan beri SSCB’nin bir numaralı oluşan “Danışma Meclisi” faaliyete geçti. 1982; 7 Kasım ismi Devlet Başkanı Leonid Brejnev öldü yerine Yuri Anayasa Referandumu… 12 Eylül yönetimin hazırladığı Andropov geçti.ABD Başkanı Ronald Reagan 23 Mart Anayasa halk oyuna sunuldu. Yüzde 91.5 evet oyuyla ana- 1983’te de başkanlık döneminin en çok tartışılan si- yasa kabul edildi ve böylece Kenan Evren Cumhurbaşkanı yasal kararını alarak, kıtalararası balistik füzelere karşı oldu. 1982; Banker Kastelli İsviçre’de... 20 Haziran 1982 savunma amacıyla lazer ve diğer yüksek enerjili mermi- tarihinde ardarda patlak veren ler gibi gelişmiş teknoloji ürünleri bankerlik skandalları sonrası konusunda araştırma yapılmasına yönelik bir program olan Stratejik Savunma Girişimi’ni (bilinen adıyla “Yıldız Savaşları Projesi”) (SDI) açıkladı. 1983; Rotasından sapıp, SSCB hava sahasına giren Kore Havayolları’na ait Boeing 747 tipi bir uçak, Sovyetler tarafından düşürüldü, uçakta 269 kişi bulunuyordu. 1984; 1984; Hindistan’ın merkezindeki Bhopal Kenti’ndeki Amerikan Union Carbide “Banker Kastelli” diye bilinen Cevher Özden ve eşi İsviçre’ye kaçtı.1983; Seçimler yapıldı... 6 Kasım 1983 tarihinde 12 Eylül sonrası ilk sivil seçim yapıldı. ANAP birinci, HP ikinci ve MDP üçüncü parti oldular. 1984; Yaşar Kemal’e Fransız “Legion D’Honneur” nişanı verildi. Şirketi’nin bir fabrikasındaki gaz kaçağı yüzünden ilk 1984; Yaşar Kemal’e nişan... 9 Mayıs 1984 tarihinde Yaşar anda 1.750 kişi öldü. Bu felaket nedeniyle ölenlerin Kemal’e Fransız “Legion D’Honneur” nişanı verildi.1984; 6 sayısı yaklaşık 7 bin kişiye ulaştı. Los Angeles Olim- Eylül 1985 tarihinde SODEP ve HP birleşti.1985; 14 Ka- piyat Oyunları’nda Amerikalı zenci atlet Karl Lewis 4 sım 1985 tarihinde DSP kuruldu. Eski partisi CHP ile arası altın madalya kazandı.1985; 1985-1991, Ülkesinde açılan siyasi yasaklı Bülent Ecevit, solda yeni parti oluşu- glasnost ve perestroika’yı uygulamaya çalışacak olan muna imzasını attı. Demokratik Sol Parti (DSP) kuruldu. Michael Gorbachev’in başkanlık süresi başladı. Başkanlığa Rahşan Ecevit getirildi. 172 983 > 1984 > 1985 odtü 1981; ODTÜ 25.yılını kutlarken, Yük- seköğretim Kanunu ile derin bir darbe alarak, 7307 sa- maden 1982; Kuzey Avrupa piyasasına yö- nelik pazarlama şirketi AB Etiproducts OY/Finlandiya yılı kanunla sağlanan özerk statüsünü yitirmiştir. 1982; kuruldu.1983; 1983 yılında 96 sayılı KHK ile Türkiye ODTÜ’ne bağlı olarak Erdemli-Mersin’de çalışmaları- Taşkömürü Kurumu (TTK) nı yürüten ODTÜ-Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün dok- kurulmuş ve taşkömürü tora programı ilk mezunlarını üretimi TKİ’den alınarak 1982 yılında vermiştir.1982; bu kuruluşa devredilmiş- 19 Ocak 1982 tarihinde ken- tir. 1983; 7 Mart tarihinde dilerini üniversite eğitimine Armutçuk ocağında, gaz ve adamış tüm öğretim üyelerini toz patlaması oldu, 103 kişi, simgeleyen Prof.Dr. Mustafa 11 Nisan Kozlu-İhsaniye ocağında patlama sonucu 10 kişi Parlar Anıt Parkı ve heykeli öldü.1983; 19 Aralık 1983 tarihinde Etibor Bigadiç Ma- açılmıştır.1982; YÖK’ün ku- den İşletmeleri kuruldu. Kamu kuruluşu olarak Balıkesir’in rulmasıyla birlikte Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Bigadiç ilçesinde Bor madeni işleyen tesis dünyanın bor Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Mehmet Gönlübol ihtiyacının % 45’ini karşılamaktaydı. Kurulduğu yıllarda atanmıştır.1982; Anayasa da kabul edildikten son- tesis dünyanın en büyük kuruluşlarından biri olarak ka- ra, 1983 yılının Şubat ayında üniversitelerde büyük bul ediliyordu. 1983; 2172 sayılı kanunla, çok sayıda kö- tasfiye başlamıştır. Tasfiye, 1402 sayılı Sıkıyönetim mür ve demir işletmesi devletleştirilmiş, ancak üretimdeki Yasası’na dayalı olarak yapılmıştır. Bu dönemde, üni- düşüşler gerekçe gösterilerek devletleştirilen sahaların bir versiteden 200’e yakın öğretim üyesinin görevlerine çoğu 1983 yılında çıkarılan 2804 sayılı kanunla sahiple- hiçbir kamu görevinde görev alamayacakları ibare- rine iade edilmiştir.1984; Batı Avrupa piyasasına yönelik siyle son verilmiştir. 1984; 1984 yılı Yüksek Öğretim pazarlama şirketi Etimine SA/Lüksemburg kuruldu.1985; Kanununa ve işçi kadrosunda çalışan personelin yeni Ülke madenciliğimizin en önemli iki kuruluşu MTA ve Eti- sisteme uyumu için geçmiştir. 1984; 1984-1985 ders bank kuruluşlarının 50. yılını kutlamıştır. Bu iki kurumun yılından itibaren Petrol Mühendisliği de Maden Mü- ülke madenciliğine katkılarını ele alan “50. Yıl Sempoz- hendisliği çatısı altından ayrılmış ve ayrı bölüm hali- yumu”, 11-15 Kasım 1985 tarihleri arasında Ankara’da ne gelmiştir.1985; YÖK, sistemi üniversitenin parasal yapılmıştır.1985; İktisadi Devlet Teşekkülleri ve Kamu kurallarını değiştirdiği gibi, ODTÜ gelişmiş üniversi- İktisadi Kuruluşları ile bunların müessese ve bağlı ortak- te kabul edildiğinden ODTÜ’ye normal olarak tahsis lıklarında işçi ve memur statüsünde olmayan sözleşmeli edilmesi gereken bütçede de ciddi kısıtlamalar yapıl- personel çalıştırılmasına başlanılmış, bu durumdan birçok mıştır. meslektaşımız doğrudan etkilenmiştir. 173 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 174 175 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 1981 yılı Mezunları 176 PİR ALİ BAKIR 157222 - B.Sc. 1981 MÜFİT BALABANLILAR 178277- B.Sc. 1981 KEMAL DEĞİRMENDERELİ 193581 - B.Sc. 1981 S. BERAT ERTUNÇ 133959 - B.Sc. 1981 CAVİT KAÇAR 198655 - B.Sc. 1981 ARİF KARA 200600 - B.Sc. 1981 NADİR KARAPINAR 144626 - B.Sc. 1981 BÜLENT KUZUCU 162834 - B.Sc. 1981 A.FATİH ÖREN 160317 - B.Sc. 1981 MEHMET ÖZCAN 174482 - B.Sc. 1981 KASIM ÖZER 162339 - B.Sc. 1981 ÖMER SALAR 148890- B.Sc. 1981 MUSA SARIKAYA 18450 - B.Sc. 1981; M.Sc. 1983; Ph.D.1988 177 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 NEJDET BAYKAL 161240 - B.Sc. 1980; M.Sc. 1982 VURAL ÇEKİNMEZ 200295 - B.Sc. 1981 A.HALUK KANIK 163758 - B.Sc. 1983; M.Sc. 1983 MUSTAFA SOYLU 217851 - B.Sc. 1981 AHMET SÜNNETÇİ 195362 - B.Sc. 1981 AHMET SÜZGEN 196741 - B.Sc. 1981 İBRAHİM ULUDAĞ 162685 - B.Sc. 1981 D. ALİ UZUNÖZ 20257 - B.Sc. 1981 ERCÜMENT YALÇIN 908145 - B.Sc. 1981; M.Sc. 1983;Ph. D. 1990 178 179 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 CHAPTER:XII ODTÜ’DE HEYKELLER ODTÜ’de yürümeye devam ederken Fizik Bölümü’nün önüne geldiğinizde burada biraz durup, soluklanmanız, hatta yolun ortasındaki iğde ağaçlarının altındaki bir banka oturup bir sigara yakmanız lazım. Çünkü burası ODTÜ’nün tam kalbidir. Çıktığınız geniş merdivenlerin altında tüm ihtişamı ile kütüphane, arka tarafınızda üniversitenin tüm geçmişinde imzası olan Üçlü Amfi, ön tarafta Rektörlük Binası, sağ tarafınızda herkesin buluşma yeri Kafeterya ve tam karşınızda Atatürk Heykeli. Aslında burada biraz durup ODTÜ’deki heykellerden söz etmek gerekir. Zira üniversite kampüsünde onlarca büst, rölyef, heykel ve anıt bulunmaktadır. Burada Şadi Çalık’ın en önemli yapıtlarından biri olan Atatürk Heykeli’ne özel bir parantez açmak lazım. Atatürk Heykeli, ODTÜ’nün en merkezi yerinde doğal bir kaidenin üzerine oturtulmuştur. Anıtın ön tarafında çağdaş kadın ve erkek figürleriyle yani halkıyla yan yana Atatürk vardır. Anıtı çevreleyen yazıların aralarında Anadolu topraklarındaki uygarlıkları simgeleyen şekiller görünür; Hitit Güneşi, Selçuklu Kartalı ve ODTÜ Logosu... Bir başka yüzünde elinde bir demet buğday başağı tutan el bu toprakların bereketini anlatır. Sanatçının elleri sanki çalışırken bırakmış o izi, anıtın üzerinde. 10 Kasımlarda anıtın üzerindeki meşale yakılır erkenden ve o gece karanlığı delerek yanar alevleri bir azalıp bir yükselerek. ODTÜ Atatürk Anıtı, Atatürk heykellerinin en güzelidir. 180 Rektörlük ve kafeterya arasında yeşil alanın içinde 9 sarı direk bulunur. ODTÜ’nün o rengârenk doğasının içinde pek de dikkat çekmez 9 direk. 13 Şubat 1977 tarihinde başlayan ve 7 Kasım’a kadar süren 9 aylık direnişin simgesidir. 2 Aralık 1977 tarihinde Rektörlük önünde meydana gelen patlama ve patlama sesine toplanan öğrenciler üzerine açılan ateş sonucu yaralanan 52 öğrenci ve kaybettiğimiz İbrahim Baloğlu’nun vuruldukları yerde bulunmaktadır. Bu heykel; ODTÜ öğrencisinin kararlılığının simgesidir. Boykot sonunda Hasan Tan ODTÜ’nden gitmiş, Mütevelli Heyeti üyeleri görevlerini sona ermiş, işçi kılığında ODTÜ’ye doldurulanlar işi bırakmışlardır. 9 aylık boykottan geriye 9 sarı direk ve 2 Aralık 1977 tabelası kalır. ODTÜ ve ODTÜ’lü her zaman geçmişine de sahip çıkmıştır. Resmi adı A-1 olan Eskişehir Yolu’ndaki kapıyı ODTÜ’lü birçok kuşak, Karakaya Çıkışı olarak, Rektörlüğü yanındaki 2 Aralık Heykelini de İbrahim Baloğlu Heykeli, 9 Aylık Boykot Heykeli olarak anar. Bugün hala ODTÜ öğrencisi nereden yürümeye başlarsa başlasın, duyurusunu ya da basın açıklamasını bu heykelin önünde yapar. ODTÜ’deki en önemli heykellerden birisi de Şadi Çalık’ın Üçlü Amfi’nin tam ortasında, zeminden yükselen Soyut Heykel’idir. Parlak paslanmaz çelik ve bakırdan yapılan bu heykel, Türkiye’de mimari içinde yer alan ilk soyut heykeldir. 1969 yılında tamamlanan ve Üçlü Amfi içindeki yerine konan, bulunduğu mekânla ilişkisi, biçim, oran ve ışık açısından mükemmel olan bu heykel, yapıldığı dönemde büyük etki yaratmıştır. Üçlü Amfi’nin biraz ilerisinde Hakkı Karayiğitoğlu tarafından yapılmış, çeşitli efsanelere de konu olan “Bilim Kızı” heykelini görürsünüz. Rivayete göre matematik ve fizik bölümlerini aynı anda ve 3,5 senede bitirmeyi başaran çok başarılı bir kız öğrencinin mezuniyet günü can vermesi üzerine yapılmıştır. Bu heykel belki de ODTÜ öğrencisinin en sevdiği heykeldir. Karlı, soğuk kış günlerinde Bilim Kızı üşümesin diye mutlaka boynuna bir atkı sarılıdır. ODTÜ Kütüphanesi’ne girince bizi başka bir heykel karşılar. ODTÜ yıllarımızda çok sık uğradığımız Kütüphane’de bulunan bu heykel ilk bakışta kimsenin görmediği, fark etmediği ya da incelemediği öğrencilik hayatımızın bir parçasıdır. İlk baktığımızda ne olduğunu anlamak kolay değildir. Bu soyut bronz geyik heykelinin heykeltıraşı Gülseli Aru’dur. Bilim kızını karlar altında, buz gibi havalarda boynunda öğrencilerin acıyıp sardıkları kaşkolla gördüğünüzde, sıcacık yerinde bekleyen bu geyik heykelinin ne şanslı olduğunu düşünürsünüz. Bu heykelleri yapan sanatçılar ne düşündüler bilmiyorum ama tam tersi olmalıydı. Üzerinde beyaz karlar, o geyik heykeli dışarıda, elinde kitapları ile Bilim Kızı kütüphanedeki sıcacık mekânında. 181 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 ODTÜ’nün bazı heykelleri de öğrencilerin yaratıcılığına kurban olmuştur. Stadyumunun girişinde, küçük bir havuz içinde, kollarını sanki haykırıyormuş gibi yanlara açan bir erkek ve kız heykelinin kocaman bir hilalin üzerinden atlamasını tasvir eden “Gençlik Anıtı”, öğrenciler tarafından ”Yaşasın CC Aldım Heykeli” olarak anılmaktadır. ODTÜ yurtlarından jandarma kapısına giden yoldaki kavşak üzerindeki heykeli ise Nikolai Dzoukaev adlı bir Rus sanatçı yapmıştır. Birçok öğrenci bu heykeli “Yurtlar Canavarı” adıyla anmaktadır. Elektrik ve Endüstri Mühendisliği bölümü önündeki bir toplantı masası başındaki Prof.Dr. Mustafa Parlar heykeli, bir öğretim üyesinin heykelinin üniversiteye dikilmiş olması ile ülkemizde bir ilktir. ODTÜ’nün ve özellikle Mühendislik Fakültesi’nin kurulmasında unutulmaz emekleri geçen bu değerli hocamız hala ODTÜ öğretim üyeleri ve öğrencileriyle birlikte olmaya devam etmektedir. Onu tanımayan genç kuşaklar kendi aralarında “Masada Oturan Amca Heykeli” olarak isimlendirmektedir. Belki de haklılar, çünkü okula ilk geldiğiniz gün gözünüzü korkutur, derslerin ağırlığı “nereye geldim ben” dedirtir. Ama ilerleyen yıllarda ise alışılıp, geçerken selam verecek hatta masasına oturacak duruma gelirsin. ODTÜ’de ne mimari mekânlar biter, ne de heykeller; ODTÜ Bilim Ağacı; ODTÜ Ankara kampüsünün Eskişehir Yolu kapısındadır. 1965 yılında yerleşkeye konulmak üzere açılan Atatürk Anıtı yarışmasında ikinci gelen proje 1966 yılında Tamer Başoğlu tarafından yapılmıştır. Başka bir heykel; Rektörlük binasının önündeki boş alanda bir kaideye oturtulmuş siyah metal bir heykel. Oldukça yeni olan bu heykel, zamanında ODTÜ’nde ders vermiş bir hocamızın, Dündar Elbruz’un, üniversiteye hediye ettiği bir çalışmasıdır. Kafeteryanın alt girişindeki “Açlık” heykeli, Rektörlük merdivenlerinin başında bulunan “Güneş Saati”, Mimarlık Fakültesi duvarlarında yer alan taşlara oyulmuş heykel ve rölyefler, tüm yol boyunca görebileceğiniz, Einstein, Mimar Sinan, Tesla, Newton gibi birçok bilim adamının büstleri ve tabii ki Rolf Westphal tarafından yapılmış ve her yıl 10 Kasım saat 09.05’te gölgesiyle “ATA” yazdığı rivayet edilen üçlü metal kiriş ve daha benim hatırıma gelmeyen birçoğu… ODTÜ’de birkaç sanat galerisini dolduracak kadar heykel ve anıt bulunmaktadır. Öğrencilik yıllarında her zaman önünden geçersiniz, belki çoğunu fark etmezsiniz. ODTÜ’nün her tarafı işte böyle yaratıcılık, böyle sanat, böyle tarih ve böyle Türkiye kokar… 182 183 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 1982 yılı Mezunları 184 ERDOĞAN AKALIN 172015 - B.Sc. 1982 RAGIP AKINCI 206391 - B.Sc. 1982 A.İHSAN BÜYÜKKOÇ 156856 - B.Sc. 1982 HALUK DUMAN 911222 - B.Sc. 1982; M.Sc. 1985 ÜNAL AKKAYA 188409 - B.Sc. 1982 SEDAT BİLGEN 186676 - B.Sc. 1982; M.Sc. 1985 MUSTAFA ERDOĞAN 228346 - B.Sc. 1982 MUSTAFA ERDURSUN 145045 - B.Sc. 1982 M. ALPER HATİPOĞLU 150925 - B.Sc. 1982 H.HAKAN İÇTEN 180216 - B.Sc. 1982 KANİ KANOL 9699 - B.Sc. 1982 AHMET KAYGISIZ 227462 - B.Sc. 1982 İBRAHİM KONUK 224113 - B.Sc. 1982; M.Sc. 1991 H. KENAN LÜTFULLAHOGLU 216622- B.Sc. 1982; M.Sc. 1984 ZEKERİYA ÖZCAN 163501 - B.Sc. 1982 DOĞAN SÜZMEN 173906 - B.Sc. 1982 185 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 MÜNEVVER TOPRAK (SIRLI) 171009 - B.Sc. 1982 CENGİZ UÇKUN 220061 - B.Sc. 1982 MUZAFFER ULAŞ 151282 - B.Sc. 1982 TURGAY URHAN 191965 - B.Sc. 1982 İSMAİL BURHAN VURAL 184010 - B.Sc. 1982 ÖZCAN YALÇINKAYA 111666 - B.Sc. 1982 M. CAHİT YÜKSEL 226936 - B.Sc. 1982 186 187 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 BENİM BÖLÜMÜM N e zaman bölümümüzü anımsasam, içim mutlulukla doluyor. Zaman zaman nedenini düşünüyorum. Uzun yıllar bölümde kalmamdan olabilir mi? Öğretim üyelerinden, öğrencilerden ya da çalışanlardan? Yoksa hepsi birden etkili mi? Belki de yavaşça yaşlanıyoruz ve de belleğimiz kötü anıları unutmayı yeğleyerek bize, sadece mutlu anıları hatırlatıyor. Sonunda bir sonuca varıyorum. Ben o bölümü seviyorum. Bu kadar basit aslında. Anılarımı ve bugünde yakın, uzak fark etmeden dostlarımı seviyorum. Bizim sınıf 12 Eylül öncesini gören en son sınıftı. Maden Bölümlerinde genellikle oluşan, hafifçe de feodallik kokan, birbirini tutma, destek çıkma, bizim sınıfta en üst düzeyde idi. Daha dün gibi, bir arkadaşımıza yamuk yaptıkları için Mimarlık Bölümünü otuz kişi ile basmamız. Değişime başlangıçta uyum sağlayamayarak, yemekhanede ya da otobüse binerken sürekli olay çıkarmamız. Çıkardığımız olaylar o kadar çoktu ki, sonunda, yıllığımızda çıkan ve başka bölümden bir arkadaşımızın çizdiği “Kaçın Madenciler geliyor” karikatürü oluştu. Bölüme ilk gelişim, öğrenci temsilciliğindeki bizim çocuklarla tanışmak içindi. Ulaş’la ÖTK Odasında tanıştık. Daha sonra da birinci sınıflarla yapılan toplantıyla bölüme geldik. Bize bilgi veren Tevfik Hocam sordu ‘Girişte bir harita var, üzerindeki yazıyı okudunuz mu?’ Bazılarımız okumuştu “Doğal Kaynaklarının Gerçek Sahibi Halktır”. Otuz yıldan fazla oldu. Müfit Erdil’in isteği üzerine, bu sözü en son Oda Genel Kurulu’nda da söyledim. 12 Eylül bugün yeni gençler için çok şey ifade etmiyor. Biz yakından biliyoruz. Bir dönemin bitip, başka bir dönemin başladığı bir tarihtir o. Bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Bazı arkadaşlarımız 12 Eylül’le birlikte içeri alındılar. YÖK Kuruldu. Askeri Cunta altında, öğrenciliğimiz devam etti. Türkiye değişti, bizde inadına birbirimize sarıldık. Yüzde 70 devamlar ve bir takım YÖK uygulamaları bize çok dokunmadı. Her şeye karşın geçmişten gelen ve iyi olan öğretim üyesi, öğrenci ilişkileri belli düzeyde devam etti. Öğretim üyelerine sıkıyönetim bir sürü anlamsız görev çıkardı. Jandarmanın, bir öğretim üyemize, aranan bir öğrencimizi sorduğunu ve onun da “hiç görmediğini” söylemesinin de tanıklarındanım. Sorulan öğrenci, yarım dakika önce yanımızdan geçmişti. Gittiğimiz Surveying ya da Ekonomi gibi derslerde, sayımız az olsa da, her zaman ağırlık koyduk. Survey dersinde, sınav sırasında İnşaat’ın asistanlarıyla ağız dalaşına girdik. Sınav kâğıtlarımızı alabileceklerini söylediler, ama onlara bu işin o kadar kolay olamayacağını gösterdik. Alamadılar. Sınıf olarak, bir kez daha dik durmuştuk. Sınavdan çıkıp, Taci Baba’ya (Tacettin Ataman) asistanları şikâyet etmemiz, onunda İnşaat Bölüm Başkanını arayarak, Ben Taci Baba, Tacettin Ataman, Maden Mühendisliği Bölüm Başkanı, bizim çocuklara, sizin asistanlar kötü davranmışlar, bir daha olmasın dediğinin bizzat tanıkları arasındayım. Final sınavına, İnşaat Bölüm Başkanı bizzat gelerek kontrol etti. Yine aynı Taci Baba, Mustafa Başçavuş’u arayarak isteğimiz üzerine, kantini yeniden açtırmıştı, üstelik bizlere kefil olarak. Bölüm futbol takımımız, Yer Bilimleri adı altında, finale kaldığında, o gün takımı destekleme kararı aldık. Üçüncü sınıfta idik. Diğer Hocalarımızdan izin aldıktan sonra, Paşa Hoca’ya çıktık ve dersi ertelemesini istedik. Nedenini de anlattık tabii ki. Hoca bizi dinledi. “Futbol önemli bir iş- 188 tir. Madem finale kaldınız gelmeyin, ders yapılmayacaktır” dedi. Şok olmuştuk. Yine Paşa Hoca da maçı izlemeye gelenler arasındaydı. Kimler yoktu ki, öğrenciler, öğretim üyeleri çalışanlar. Jeoloji öğrencileri de oradaydı. Herhalde taraftar desteğine sahip tek takım bizdik. 1980’den sonra, bir futbol maçı da olsa, uzunca bir süre sonra ilk açılan pankartta o maçta idi. Aynı gün için Termo dersi hocasından da izin istemiştik vermedi, bende ona, gelirse de kimsenin olmayacağını söyledim. Geldi, sınıfta kimse yoktu. Bu söylem en az bir harfime mal oldu. Kimin umurunda? Rahmetle andığım Erdal Hocam, beni aradı. “Bülent, şöyle çok tozlu, pis görünen bir işiniz var mı?”. “Buluruz Hocam ne oldu?”. “Dekanlık, asistanların ve hocaların kravat takmasını istiyor. Dekan yardımcısı 12 gibi gelecek. Orada ol, seni ziyarete geleceğiz”. Laboratuarın büyük kapısını açıp, karbonatlı kurşun, çinko cevherini, laboratuarın ortasına döküp elemeye başladım. Her taraf turuncu tozlarla kaplandı. Diğer kapıdan Erdal Hoca ile Dekan Yardımcısı içeri girdiler. “Hocam Bülent Bey, Cevher Hazırlama asistanlarımızdan” diyerek beni tanıttı. Eleği bırakıp yanlarına yaklaştım. Dekan Yardımcısı açık renk bir takım giymişti. “Aman fazla yaklaşmayın, bu tozlar, üstünüze siner ve nemle karşılaşırsa, çıkmaz lekeler oluşur” dedim. Dekan Yardımcısı içeri fazla girmedi, elimi de sıkmadı. Erdal Hoca elimi sıktı. “Hocam soracaklarınızı, sorabilirsiniz dedi”. “Bülent Bey, bunun başka yöntemi yok mu” sorusuna “Var, ıslak da eliyoruz. Onu daha sonra yapacağım, üzerimdeki lekeler, ıslak elemenin sonuçları” dedim. Çıkarken, Erdal Hocam anlatıyordu “Hocam, bu çocuklar nasıl takım elbise giyip, kravat takacaklar. Öyle giyinseler, bu işleri nasıl yapacaklar? Aslında laboratuara duş, banyo yaptırmamız lazım.” Laboratuara duş banyo yapılmadı ama bizler kravat takmaktan kurtulduk. Rahmetli Hasan Evirgen, 310 finaline gelmedi. Gülhan Hanım başlamak istedi, “Hasan yok hocam, o gelsin başlarız” dedik. Gülhan Hanım “peki” dedi. Mete “ben bir telefon edeyim” dedi ve çıktı. Gülhan Hanım “nereyi arayacak ?” diye sordu. “Yurdu, belki uyuyakalmıştır.” Yani o uyanacak, gelinceye kadar bekleyecek miyiz dedi. ‘Evet’ dedik. Bir kahkaha attı, ‘napalım bekleyelim’ dedi. Mete içeri girdi ’Hocam Hasan gelmeyecekmiş, dersi bırakmış’. Gülhan Hanım bir kahkaha daha attı ve sınava başladık. Yine çok sevdiğimiz ve kaybettiğimiz başka bir dostumuz, Nadir Karapınar geldi, bizi buldu, Oda’ya yönlendirdi. Zonguldak Kömür Kongresine gittik. Oradaki öğrenci toplantısında da ODTÜ Maden Müh. öğrencisi olduğumuzu herkese gösterdik. Özellikle Hocalarımızla briç oynarken ve bizim kazanacağımız kesinleşince, M.Ali Hindistan’ın “Bülent, artık Hocalarımıza, pamukla su verme zamanı geldi” dedi. Hocalarımızın da cevap olarak yaptıkları esprilerle devam ettik. Akşam koğuşta diğer okul öğrencilerinin “Sizler Hocalarınızla nasıl böyle konuşuyorsunuz, nasıl cesaret edebiliyorsunuz” sorusuna o günün koşullarında yeterli yanıtı veremedik. Aradan yıllar geçti hala öyle konuşuyoruz. O karşılıklı sevgi ve bütün hinliğimizin ve haylazlığımızın arkasında ki saygıyı o gün anlatamadık. Bu gün anlatabilirim. Paşa’nın deyimiyle, bütün anarşistliğime(mize) rağmen(Paşa Hoca bazı konuları çok iyi bilir ama anarşistin ne olduğunu bir türlü öğrenemedi), o sevgiyi, saygıyı hep gösterdik. Karşılığını da aynı şekilde gördük. Her üniversite, her bölüm, zaman içinde kendi kültürünü oluşturur ve geliştirir. Bizimki de böyle işte. İyi ki bu bölümde okumuşum, ne mutlu ki sizleri tanımış, sizin gibi dostlarım olmuş. Bülent Şentürk (MinE’ 84) 189 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 190 191 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 1983 yılı Mezunları 192 A.A. ABDOLHAMID 232215 - B.Sc. 1983 ORHAN Z. ACARALP 277905 - B.Sc. 1983; M.Sc. 1985; Ph. D. 1993 HARUN BAYRAV 229195 - B.Sc. 1983 M. ATİLLA BAYSAL 911677 - B.Sc. 1983; M.Sc. 1986 OKTAY ERCAN 192559 - B.Sc. 1983 MÜFİT ERDİL 254318 - B.Sc. 1983 BIJAN GHARAI 159558 - B.Sc. 1983 KAZIM GÜNGÖR 191726 - B.Sc. 1983; M.Sc. 2010 MOH’D HAMMOURI 260844 - B.Sc. 1983 HAYATİ KARAMAN 214189 - B.Sc. 1983; M.Sc. 1994 ALAATTİN KOÇAK 190496 - B.Sc. 1984 HAYDAR SARIOĞLU 254631 - B.Sc. 1983 İZZET FADIL UĞURAL 111230 - B.Sc. 1983; M.Sc. 1986 193 1981> 1982 > 1983> 1984 > 1985 O. ORUMWENSE 287821 - B.Sc. 1983; M.Sc. 1985 H. NEJAT UTKUCU 212373 - B.Sc. 1983 BEHZAD P. GILANI 202852 - B.Sc. 1983 NİHAL UYSAL 191189 - B.Sc. 1983 BEN ODTÜ’YÜ ÇOK SEVDİM Ben ODTÜ’yü çok sevdim Hem de çok. Bir girdim Giriş o giriş. Hiç acele etmedim bitirmek için. Bazıları gibi bir defa değil, her dersi birkaç defa aldım. Hocaların kalbine taht kurdum. Yuluğ Tekin’den, Gürbüz Tüfekçi’den, Arif Hoca’dan ders aldım. Repeat’i, Dismissed’i ezberledim. Çok gittim, çok döndüm. Her bölümden ders aldım. Her kantininde çay içip, tost yedim. İdare’nin kızlarına herkes gibi ben de baygın baygın çok baktım. Çok arkadaş edindim. Bir ömür boyu yetecek anı, Çok ömür boyu sürecek dostluklar edindim. Mutlu Kebap, Şano, JR, El Toro’yu ODTÜ’lülerle sevdim. Tunus’un Afrika’da bir ülke değil, Ankara’da bir cadde olduğunu ODTÜ Tunus servisleri sayesinde öğrendim. Yemekhane kuyruğunda, kasaya varana kadar, bir-iki sütlacı yalayıp yuttum. Ramazan’da geceleri pijama, terlikle yemekhaneye gidip, sahur yemeğinden yedim. AOÇ süt, 50 gram peynir, odaya varana kadar ambalajı delinen zeytinlerle Kahvaltının tadını başka yerde bulamadım. Pantolonlarımı yatağın altına koyarak ütüledim, 194 Ütüyü ters çevirerek üzerinde çay yaptım İki saat önceden kantine sandalye koyup, Arkasına ismimi yazarak rezervasyon yapıp Dallas’ı, Minderimi kapıp, üçlü amfi’de sinema seyrettim. Ben ODTÜ’yü çok sevdim Çokça kavga Çokça dostluk Çokça sevgi Çokça dayanışma Çokça arkadaşlık, Az ihanet gördüm. Sevdiğim kızlara bacı, Tanımadığım insanlara hocam dedim. Alacatlı’da pınarın başında rakı içip, Hazırlığın önünde dövüştüm. Alfabedeki harflerin sol fraksiyonların isimlerini kısaltmaya yetmeyeceğini ODTÜ’de öğrendim. Ben ODTÜ’yü çok sevdim. Çok mutlu oldum. Öyle ki, çeker giderim de bu sevda biter diye mezun bile olmadım. Sizler nerelerdesiniz bilmem ama ben hala bir öğrenci gibi ODTÜ’ye devam ediyorum. Ben ODTÜ’yü çok sevdim. Çok. Zeki Mermerkaya (MinE’ Forever) 195 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 196 197 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 1984 yılı Mezunları 198 AYSIN AKIN 221425 - B.Sc. 1984 İRFAN AKIN 254052 - B.Sc. 1984 VEDAT ALTINSOY 254086 - B.Sc. 1984 AYHAN AYKUT 194050 - B.Sc. 1984 HÜSEYİN CANPOLAT 254193 - B.Sc. 1984 DEVRİM ÇANDIR 254201 - B.Sc. 1984 NESLİHAN DOĞRU 271189 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1987 NESRİN DURMAZ BAYTOK 217372 - B.Sc. 1984 ADİL GÜRHAN 911248 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1986 BERNA F. ERENEL VATAN 278036 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1990 M. ALİ HİNDİSTAN 254391 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1987; Ph. D. 1997 MUSTAFA İNCE 254417 - B.Sc. 1984 199 1981> 1982 > 1983> 1984 > 1985 KADİR ARTAN 254110 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1990 NAZMİ ÇETİN 254219 - B.Sc. 1984 SALİH AYDIN 277921 - B.Sc. 1984 ŞÜKRÜ DİKKAYA 278010 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1987 SEDAT ERİKLİ 278044 - B.Sc. 1984 HÜSEYİN EROL 278051 - B.Sc. 1984 METİN KARAKAYA 228676 - B.Sc. 1984 BAYRAM KIZIL 216895 - B.Sc. 1984 BİLGEHAN KURU 278150 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1987 N. RADMARD 180943 - B.Sc. 1984 M.A.RASHED 231720 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1987 EMİN NACİ SALİH 185918 - B.Sc. 1984 BÜLENT ŞENTÜRK 278283 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1987; Ph. D. 1996 NEJAT TAMZOK 308999 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1987 EFSER NEVZAT TİMUR 254680 - B.Sc. 1984 Z. NİLÜFER TORAL 210393 - B.Sc. 1984 MÜRÜVVET UYSAL MAMUREKLİ-243857; B.Sc. 1984; M.Sc. 1987 MUSA METE YEŞİL 278374 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1987 200 VELI SAATOGLU 173576 - B.Sc. 1984 F.BÜLENT TAŞKIN 278309 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1992 BAHTİYAR ÜNVER 278341 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1985 DOĞAN YİĞİT 192278 - B.Sc. 1984 MUAMMER ŞAHİN 210302 - B.Sc. 1984 F. TUNÇ TERCAN 193201 - B.Sc. 1984 TURHAN ÜNVER 254748 - B.Sc. 1984; M.Sc. 1993 ÇOŞKUN YÜNKÜL 216796 - B.Sc. 1984 201 1981> 1982 > 1983> 1984 > 1985 CHAPTER: XIII ODTÜ’DE SANATIN KALBİ: KKM Rektörlüğe kadar gelmişseniz, yolun karşı tarafındaki Kültür Merkezi’ne bir bakmadan olmaz. 1993 yılında yapılmıştır KKM, bu nedenle birçok ODTÜ’lü kuşağın anılarında bulunmamaktadır. KKM’nin ön yüzünü boydan boya kaplayan camlar kocaman bir aynadır. Haziran ayında Mezunlar Günü için bir tribün gibi çepeçevre saran çimlere ve duvarlara oturan mezunlar, Mezunlar Günü’nün değişmez etkinliği olan THBT’nin fosillerini izlerken bu büyük aynada kendileri de görürler. ODTÜ Sanat Festivali ve Plastik Sanatlar Sergisi, Ankara Caz Festivali, Martfest, Öğrenci Tanıtım Toplantıları, Kariyer Günleri, Kariyer Fuarı, KALDER toplantıları gibi çok sayıda toplantıya her yıl ev sahipliği yapmaktadır. KKM’de bir etkinlik olduğunu anlamanın görsel bir ipucu vardır, ODTÜ’lüler bunu bilir. Ana kapının iki tarafındaki havuzun fıskiyeleri çalışıyorsa içeride mutlaka bir etkinlik vardır. ODTÜ KKM, yeni bir merkez olsa da, bilim, kültür ve sanatın kalp atışlarını duyduğumuz, ODTÜ ruhunun ayrılmaz bir parçası olarak yerini aldı. 202 CHAPTER: XIV YILLAR, MEVSİMLER ve ODTÜ’DE MERDİVENLER ODTÜ’de bir fotoğraf, 60’lı yılların sonları olmalı… U-3’ün ve Matematik Bölümü’nün tuğla ve çıplak beton duvarları, bölümlere giden ana yürüyüş yolunun zeminindeki taşlar, herşey çok yeni… Ağaçların hepsi henüz fidan, U-3’ün gölgesinden başka gölge görünmüyor. Kırk yıl sonra, bu merdiveni çıkıyorsun. Önce 4 basamağı çıkıp düzlükte birkaç adım, 12 basamak daha, sonraki 11 basamağı izleyen düzlükler ve 8 basamaktan sonra bölümlere giden ana yürüyüş yolunun arnavut kaldırımları… 40 yıl öncesinin gölgesiz merdiveni şimdi çeşit çeşit ağaçların gölgelerinin altında duruyor. Yağmurda ıslanmış, soğukta donmuş, güneşte kavrulmuş, milyonlarca kez basılmış basamaklar yıpranmış bu uzun yıllarda. Zaman zaman yapılmış onarımların izleri birçok basamakta görünüyor. ODTÜ’de yaşamın parçasıdır merdivenler. Kimileri pek bir ayak altındadır. Sabah, akşam ve öğle saatlerinde her basamağında birkaç kişinin olduğu anlar yaşanır. Kafeteryanın altındaki dolmuş duraklarından yola inen merdivendir bu saatlerde en kalabalık olanı. Yürümeye devam edip, stadyumun yanından geçince bir başka merdiven yurtlara çıkar. Ağaçların arasında bir zamanların ünlü merdiveni vardır. İnşaat Mühendisliğinden spor salonuna iner. Rektörlükten bölümlere giden ana yola, U-3’ün karşısından çıkan merdivenler çok kullanıldığından olsa gerek, çabuk eskir. Sık sık kırılan köşeleri onarılır. Değişmeyen yalnızca basamakların sayılarıdır… Bölümlere giden ana yürüyüş yolu arnavut kaldırımı döşeli ya da beton düz yollardan ve merdivenlerden oluşmuştur. Maden Bölümüne giderken o yol boyunca merdivenler hep çıkar karşına hiç iniş yoktur. Her merdivenin çıkışında iki tarafta ODTÜ logosuna benzeyen metal kürelerin içinde lambalar vardır. Yıllar geçer, mevsimler değişir ve o eski fotoğraflardaki merdivenler üzerinde yürüyen öğrenciler ile birlikte bugüne kadar gelir. Yıllar, mevsimler ve üzerinde yürüyen nice ODTÜ’lüler, o fotoğraflarda görünür. Fotoğraflarda görünmeyen bir tek şey vardır; Anılar… 203 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 CHAPTER: XV ODTÜ’NÜN ORTA YERİ: KAFETERYA Son yıllarda ODTÜ Mezunlar Günlerine, ailem ile birlikte katılıyor, onlara ODTÜ’yü gezdirerek her noktasındaki anılarımı anlatıyor, Kafeterya’da mutlaka öğle yemeği yiyorum. Benim öğrencilik yıllarımda birkaç mezun büyüğümüzün katkıları ile yılbaşı günü hindi ve baklava çıkardı. Bu yemeğin dışındaki en güzel yemek şehriyelerin üzerindeki büyük bir parça et; Ankara Tava: Kafeteryadaki öğle yemeklerinin en güzeli, nerede ise her Mezunlar Günü’nde eski mezunların güzel yemek günlerinden bir anı olarak sunulur. Kafeterya; ODTÜ kampüsünün ilk binalarından biridir. O yıllarda ODTÜ’nün şehrin çok dışında olduğu düşünüldüğünde kafeteryanın ne kadar önemli olduğunu anlamak için o zamanları yaşamış olmak gerekir. ODTÜ’de başka yemek seçeneklerinin olmadığı yetmişli-seksenli yıllarda öğle yemeklerinde kafeteryanın her iki kapısından taşmış uzun kuyruklara girerdik. Bu kuyrukların olmazsa olmazlarından biri “kaynak” yapılmasıydı. ODTÜ’ye geldiğimde en kısa zamanda öğrendiğim iki sözcük “hocam” ve “kaynak” olmuştu. Herkes birbirine hocam diyordu ve birçok kişi kafeteryada kuyruklarda kaynak yapıyordu. Buna diğerleri kızmıyordu. Çünkü acelesi olduğu bir başka gün kendisinin de kaynak yapacağını biliyordu. Benim öğrenciliğimde ODTÜ’deki yemek imkânları bu kadar geniş değildi. ODTÜ’de herkes (öğrenci, işçi, memur, asistan, öğretim üyesi) kafeteryada yemek yerdi, her ne kadar salonları ayrı da olsa en büyüğünden en küçüğüne, sınıfsızca yenilen bir yemek ve ortak solunan bir hava mevcuttu kafeteryada. O güzel kafeterya, ODTÜ’nün tam ortasında yarım yüzyıla yakın zamandır ODTÜ’lülerle yaşıyor. 204 CHAPTER:XVI ODTÜ’NÜN SİMGESİ: MM BİNASI ODTÜ silüetinin en belirgin ve en aykırı binasıdır, MM (Mühendislik Merkez) Binası. Bizden bir üst kuşak, en üst katına çıkar, fincanda çay içer ve tüm ODTÜ’yü boydan boya seyrederlermiş en üst katında. 12 Eylülle beraber ODTÜ’deki tüm güzellikler gibi, bu da bizlere yasaktı, bu zevki yıllar sonra gözleyebildik. MM’in en üst katında daha bir başkadır ODTÜ. Hazırlıktan bölümlere kadar uzanan yürüyüş yolu, boydan boya, her zaman cıvıl cıvıl öğrenci dolu. Diğer taraftan bakıldığında stadyumun halı gibi çimleri uzanır yurtlar boyunca. Spor Salonu yukarıdan kanatlarını açıp başka dünyalardan gelip konmuş gibidir. Hazırlık yönüne baktığınızda artık ağaçların binaları kapattığını görürsünüz. Mühendislik yönüne baktığınızda ise İnşaat Mühendisliği ve bitmez tükenmez laboratuarları. Bizim öğrencilik yıllarımızda MM’in önünde küçük bir havuz ve havuzun üstünde bir köprü vardı. Özellikle karlı-buzlu havalarda o köprü çok daralırdı. Şimdilerde o havuz kocaman bir saksı olmuş, çiçekler ve ağaçlar var üzerinde. ODTÜ’deki adres tariflerinin başlangıç noktası, uzun boylu, yakışıklı MM Binası hala tüm ihtişamı ile herkese ve herşeye tepeden bakmakta. 205 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 206 207 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 1985 yılı Mezunları 208 GÜVEN AKDOĞAN 308577- B.Sc. 1985; M.Sc. 1987 YUSUF ZİYA AKGÖK 254045 - B.Sc. 1985; M.Sc. 1993 SUAT BOZTAŞ 277947 - B.Sc. 1985 KÜRŞAD CEYLAN 308668 - B.Sc. 1985; M.Sc. 1987 HALİL DOĞAN 254276 - B.Sc. 1985; M.Sc. 1988 M.HUSEİN HALLANİ 284299 - B.Sc. 1985 HASAN EVİRGEN 254326 - B.Sc. 1985 A.SAFDER İPLİKÇİOĞLU 254441 - B.Sc. 1985 209 1981> 1982 > 1983> 1984 > 1985 BİRCAN AKSOY(ERKAN) 308585 - B.Sc. 1985; M.Sc. 1988 SELAHATTİN CÜCE 284287 - B.Sc. 1985 M. KEMAL GÖKAY 308759 - B.Sc. 1985; M.Sc. 1988 YAKUP KAYGUSUZ 308817 - B.Sc. 1985; M.Sc. 1990 GÜROL BAŞARAN 308626 - B.Sc. 1983; M.Sc. 1988 KENAN DİKBIYIK 308692 - B.Sc. 1985; M.Sc. 1988 CESUR HAKKATAPAN 309054 - B.Sc. 1985 TUNCAY KILIÇARSLAN 308825 - B.Sc. 1985 SERDAR ÖZBEK 308882 - B.Sc. 1985 YELDA. S.Ö.(ULUDAĞ) 278226 - B.Sc. 1985 REHA ÖZEL 308890 - B.Sc. 1985; M.Sc. 1988; Ph. D. 1995 BİROL SEMERCİ 308932 - B.Sc. 1985 İBRAHİM SEVİN 308940 - B.Sc. 1985 ÖMER SEZGİN 308956 - B.Sc. 1985 SUAT ŞAHİN 278275 - B.Sc. 1985 FARUK TEZEL 309013 - B.Sc. 1985 REŞİT VATAN 171090 - B.Sc. 1985 T. DEVRİM VURAL 278358 - B.Sc. 1985; M.Sc. 1988 ŞAHAP YASAN 309047 - B.Sc. 1985 ÜMİT YILDIRIM 187005 - B.Sc. 1985 210 M..GÖKSEL PAZARCI 211482 - B.Sc. 1985 211 1981> 1982 > 1983> 1984 > 1985 212 213 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985 214 215 1981 > 1982 > 1983 > 1984 > 1985
Benzer belgeler
02 1960-65 (40-55)
mı?”. “Buluruz Hocam ne oldu?”. “Dekanlık, asistanların ve hocaların kravat takmasını istiyor.
Dekan yardımcısı 12 gibi gelecek. Orada ol, seni ziyarete geleceğiz”. Laboratuarın büyük kapısını açıp...