Medizinisches Wörterbuch Deutsch–Türkisch / Türkisch–Deutsch
Transkript
Medizinisches Wörterbuch Deutsch–Türkisch / Türkisch–Deutsch
Medizinisches Wörterbuch Deutsch–Türkisch / Türkisch–Deutsch Hüseyin Kavala Medizinisches Wörterbuch Deutsch–Türkisch / Türkisch–Deutsch 2. überarbeitete und erweiterte Auflage Genişletilmiş, gözden geçirilmiş ve güncelleştirilmiş 2. Baskı 123 Hüseyin Kavala 67346 Speyer ISBN-13 978-3-540-71212-1 2. Auflage Springer Medizin Verlag Heidelberg Bibliografische Information der Deutschen Nationalbibliothek Die Deutsche Bibliothek verzeichnet diese Publikation in der Deutschen Nationalbibliografie; detaillierte bibliografische Daten sind im Internet unter http://dnb.d-nb.de abrufbar Dieses Werk ist urheberrechtlich geschützt. Die dadurch begründeten Rechte, insbesondere die der Übersetzung, des Nachdrucks, des Vortrags, der Entnahme von Abbildungen und Tabellen, der Funksendung, der Mikroverfilmung oder der Vervielfältigung auf anderen Wegen und der Speicherung in Datenverarbeitungsanlagen, bleiben, auch bei nur auszugsweiser Verwertung, vorbehalten. Eine Vervielfältigung dieses Werkes oder von Teilen dieses Werkes ist auch im Einzelfall nur in den Grenzen der gesetzlichen Bestimmungen des Urheberrechtsgesetzes der Bundesrepublik Deutschland vom 9. September 1965 in der jeweils geltenden Fassung zulässig. Sie ist grundsätzlich vergütungspflichtig. Zuwiderhandlungen unterliegen den Strafbestimmungen des Urheberrechtsgesetzes. Springer Medizin Verlag springer.de © Springer Medizin Verlag Heidelberg 2008 Die Wiedergabe von Gebrauchsnamen, Warenbezeichnungen usw. in diesem Werk berechtigt auch ohne besondere Kennzeichnung nicht zu der Annahme, dass solche Namen im Sinne der Warenzeichen- und Markenschutzgesetzgebung als frei zu betrachten wären und daher von jedermann benutzt werden dürften. Produkthaftung: Für Angaben über Dosierungsanweisungen und Applikationsformen kann vom Verlag keine Gewähr übernommen werden. Derartige Angaben müssen vom Anwender im Einzelfall anhand anderer Literaturstellen auf ihre Richtigkeit überprüft werden Planung: Dr. Rolf Lange, Heidelberg Projektmanagement: Hiltrud Wilbertz, Heidelberg Einbandgestaltung: deblik, Berlin Satz: wiskom e.K., Friedrichshafen SPIN: 12029297 Gedruckt auf säurefreiem Papier 19/2119 wi - 5 4 3 2 1 0 – Für Selma Vorwort In Deutschland leben heute 2,8 Millionen Menschen mit familiären Wurzeln in der Türkei. Im Krankheitsfall können diese Menschen eine besondere Herausforderung für die Kommunikation zwischen Arzt und Patient bedeuten. In Deutschland ist es wesentlich verbreiteter, gesundheitliche Beschwerden zu schildern und wahrgenommene körperliche Veränderungen mitzuteilen als im türkischen Kulturkreis. Hier erwarten Patienten häufig eine Diagnose ohne Patientenbeteiligung. Das unterschiedliche Verhalten in der Interaktion verunsichert Arzt und Patienten. Der Umgang mit Krankheit ist generell kulturabhängig. Dies gilt für eine ganze Bandbreite relevanter Themen: Prophylaxe, Ernährung, Lebensstil, Krankheitserfahrung, -erklärung und -behandlung. Zugleich sind Migranten besonderen gesundheitlichen Belastungen und Gefährdungen ausgesetzt. Die Ursachen sind zu einem nicht unerheblichen Teil im Migrationsverlauf selbst zu suchen. Die sich schnell ändernden Lebensumstände im Migrationsprozess beinhalten eine Fülle gesundheitlicher Belastungen und Gefährdungsmomente für Körper und Psyche. Migration birgt in den verschiedenen Phasen von Entscheidung, Flucht/Reise, Trennung und Einrichten in der neuen Umgebung nicht nur kurzfristig sehr hohe Gesundheitsrisiken, sondern auch eine latente Gefährdung, die sich nicht selten erst nach Jahren in gesundheitlichen Beeinträchtigungen niederschlägt. Im Krankheitsfall potenzieren sich die Probleme und Stressoren und ihre Auswirkungen, da die eingeübten Bewältigungsverfahren eingeschränkt sind und soziale Interaktionsformen nicht greifen können. Die Einschränkung individueller Bewältigungskompetenzen, wie Sprache und Verhaltensnormen, der wachsende Kontrollverlust über die nähere Umwelt und die eigene Person wirken destabilisierend. Ein zentrales Problemfeld in der Arzt-Patienten-Beziehung liegt bei den Migrantinnen und Migranten aus der Türkei nach wie vor in den sprachlichen Barrieren – bei Zuwanderern der ersten Gastarbeitergeneration in verschärfter Form. Gerade bei ihnen gehen Sprachprobleme und kulturelle Fremdheit mit einer erhöhten Krankheitsanfälligkeit einher. Das vorliegende Werk kann ein Beitrag dazu sein, zumindest einen Teil dieser Probleme anzugehen, indem zunächst die verbale Kommunikation mit Patientinnen und Patienten aus der Türkei wesentlich erleichtert und verbessert wird. Es ist ein wichtiges Hilfsmittel für Ärzte mit Patienten türkischer Herkunft sowie gleichermaßen für die Patienten. Prof. Dr. Faruk Şen Önsöz Almanya’da bugün için ailevi kökeni Türkiye’de olan 2,8 Milyon insan yaşamaktadır. Hastalık durumunda bu insanlar, doktor ile hasta arasındaki komünikasyonda önemli bir sorun oluşturabilirler. Almanya’da sağlıkla ilgili şikayetleri anlatmak ve vücutta farkedilen değişiklikler hakkında konuşmak, Türk kültür çevrelerinde olduğundan daha çok yaygındır. Türk hastalar sıkça hallerde hastanın katkısı olmadan bir teşhis beklentisi içindedirler. İşte iki kesim arasındaki ilişkideki bu değişik davranış, doktoru da hastayı da şüphe içine düşürebilmektedir. Hastalıkla uğraş ve yaşam, genellikle kültüre bağlıdır. Bu unsur birçok önemli konular için geçerlidir: Profilaksi, beslenme, yaşam tarzı, hastalık tecrübesi, izahı ve tedavisi. Öte yandan göçmenler, özel sıhhi problemler ve tehlikelerle karşı karşıyadırlar. Bunların kaynakları, önemli derecede göç sürecinin kendinde aranmalıdır. Bu sürece bağlı olarak çabuk değişen yaşam şartları, vücutsal ve ruhsal açıdan bir dizi sağlık problemi ve tehlike unsurlarını içermektedir. Karar verme, kaçış/seyahat, ayrılık ve yeni çevreye yerleşim devrelerinde göç kısa süreli çok önemli sağlık riski getirmekle kalmaz, ayrıca pek ender sayılmayan vakalarda sağlığa etki eden bu unsurların ilk belirmelerinden ancak uzun yıllar sonra kendini gösteren gizli tehlikeleri de içerir. Herhangi bir hastalık durumunda bu problemler ve stres faktörleri, etkileri artarak kendini belli ederler, çünkü üstesinden gelebilme hususunda öğrenilen yöntemler sınırlıdır ve sosyal interaksiyon şekilleri etkilerini gösteremez. Kişisel olarak sorunların üstesinden gelebilme kabiliyeti, örneğin dil ve davranış normları, yakın çevreyi kontrol kaybı ve de kişinin kendisini kontrol edebilmedeki kayıplar, insanı destabilize eden şekilde kendilerini gösterirler. Türk göçmenlerin doktorla hasta arasındaki ilişkilerin önemli sorun odaklarından biri, eskiden olduğu gibi bugün de dile bağlı engellerdir. Bu durum birinci misafir işçi neslinden gelen göçmenlerde daha yoğun olarak belirmektedir. Özellikle bu insanlarda dil problemleri ve kültürel yabancılık, daha yüksek derecede hastalığa tutulma eğilimine paralel olarak gözlenmektedir. Eldeki eser, önce Türk hastalarla dil bakımından anlaşmayı bayağı hafifletme ve kolaylaştırma yoluyla, yukarıda dokunulan problemlerin en azından bir kısmını çözmeye katkıda bulunabilir. Bu kitap, Türk kökenli hastaları bulunan doktorlar için ve aynı derecede hastaların kendileri için önemli bir yardımcıdır. Prof. Dr. Faruk Şen Danksagung Für die Unterstützung bei der Bearbeitung der zweiten Auflage bedanke ich mich besonders bei: Bu kitabın ikinci baskı hazırlıklarında benden yardımlarını ve desteklerini esirgemeyen dostlarıma teşekkür ederim. Prof. Dr. Nermin Olgun Marmara Universität Istanbul (Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Haydarpaşa / İstanbul) Uzm. Hemş. Selda Çelik Universität Istanbul, Medizinische Fakultät (Istanbul Üniversitesi Istanbul Tıp Fakültesi Iç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı) Necla Özdemir-Şahin Mehmet Emin Şahin Fachärzte für Allgemeinmedizin Sandhoferstr. 11 68305 Mannheim Dr. med. Semra Güneş-Yiğit Tıp Dr. Ismet Yiğit (Ege Univ. Izmir) Fachärzte für Allgemeinmedizin L13, 3-4 68161 Mannheim Deutsch – Türkisch Almanca – Türkçe Adduktion Absage erteilen ret cevabı vermek A Abdomen n abdomen [karın bölgesi] Abend m akşam Abendessen n akşam yemeği abends akşam vaktinde Abführmittel n müshil (diare, ishal) ilacı [kabızlığa karşı ilaç] Abgeschlagenheit f halsizlik, yor- gunluk, bitkinlik abhängig bağımlı Abhängigkeit f bağımlılık Abhilfe f çare [derman] abhören steteskop (kulaklık) yardımıyla dinleyerek muayene etmek abklingen hafiflemek, azalmak abkühlen soğutmak [serinlendirmek] Ablauf m akış, seyelan ablehnen reddetmek ableugnen inkar etmek abmagern zayıflamak [kilo kaybetmek] Abmagerungskur f zayıflama rejimi, diyeti abnabeln ‘bebeğin’ göbeğini kesmek abnehmen zayıflamak [kilo vermek] Abneigung f karşıtduygu [tiksinme, nefret] Abortus m abortus [çocuk düşürme, düşük] Abrasio f abrasio [küretaj] Abrechnung f hesap [fatura] Abrechnungsschein m hesap kağıdı Absage f ret [reddetmek] absaugen emmek [hava-sıvı çekmek] Abschied m veda abschneiden kesmek abschnüren sımsıkı bağlamak abschwellen şişkinliğin inmesi absehbar sonu görülebilen Absicht f niyet [maksat, hedef, kasıt] absorbieren absorbe etmek [emmek] Absorption f absorbsiyon [emilme, emilim] abstillen bebeği memeden kesme Abstinenz f abstinens [yoksunluk, uzak durma] Abszess m abse [doku içinde iltihap veya cerehat oluşması] abtasten yoklamak Abtransport m nakletmek abtreiben çocuk aldırmak [küretaj yapmak, olmak] Abtreibung f çocuk aldırma [küretaj] Abwehrkräfte pl vücut direnci Acarbose f acarboz [şeker hastalığında kullanılan, ağız yolu ile alınan ve kan şekerini düşüren bir ilaç türü] ACE-Hemmer m ACE inhibitörü [tansiyon düşürücü bir ilaç türü] Achillessehne f topuk kirişi Achselhöhle f koltuk altı Achselschweiß m koltuk teri acht sekiz Adamsapfel m ademelması [erkeklerde boynun ön bölümünde görülen çıkıntı] Adaptation f adaptasyon [organların çevreye uyum sağlaması-örneğin göz] Adduktion f addüksiyon [kol 3 A 4 A Adenektomie ve bacakların mediyan hatta yaklaşması] Adenektomie f adenektomi [bir salgı veya lenf bezinin, cerrahi olarak çıkarılması] Adenitis f adenit [lenf bezlerinin akut veya kronik iltihaplanması] adenoid adenoid [geniz eti] Adenokarzinom n adenokarsinom [bez kanseri] Adenom n adenom [normal bez hücresini andırır şekilde bir salgıbezinde gelişen iyi huylu tumör] Ader f damar Adhäsion f adezyon [iki organın birbirleriyle yapışması] adipös obez [şişman] Adipositas f obezite [şişmanlık, fazla kiloluluk] Adoleszenz f adolesan [buluğ yada erginlik çağı] adoptieren adopte etmek [evlat edinmek] Adoption f adopsiyon [evlat edinme] Adrenalin n adrenalin [böbrek üstü bezlerinin iç kısımları tarafından salgılanan bir hormondur] Adresse f adres Adsorption f adsorpsyon [serbest ve çözünmüş bir maddenin zayıf ya da güçlü bir bağla diğer bir maddenin yüzeyinde bağlanması] Adventitia f adventisya [doku katmanı, damar veya bir organın en diştaki fibröz tabaka] Adynamie f adinami [kas zayıflığı] Aerophagie f aerofaji [yemek borusu ve mideye giren havanın bir miktarının bilinç dışı yutulması] Aerophobie f aerofobi [hava ceryanlarından korkan] Aerosol n aerosol [hava veya gaz içinde süspansiyon şeklinde tutulan katı veya sıvı partiküller içeren basınçlı sistem] Aerotherapie f aeroterapi [hava ile iyileştirme formu] After m makat [anüs] Afterjucken n makat kaşıntısı Agenesie f agenezi [herhangi bir organın olmayışı, bulunmaması] Aggression f agresyon [saldırganlık, öfkeli olmak, sataşan] aggressiv agresif [saldırgan] Agnosie f agnozi [sensorial/duyusal yetmezlik sonucu tanıma yeteneğinin kaybolması] Agonie f agoni [ölüm mücadelesi] Agoraphobie f agorafobi [toplum, alan, meydan korkusu] Agranulozytose f agranulositoz [kanda granüloz lökositlerin aşırı azalması] AIDS-Infektion f AIDS enfeksiyonu AIDS-Test m AIDS testi Akademie f akademi Akapnie f akapni [kanda karbondioksit azlığı] Akklimatisation f aklimasyon [uyum, çevre ve iklim şartlarında fizyolojik uyum gösterme] Akkommodation f akomodasyon [gözlerin değişik uzaklıklara uyum sağlaması] Akne f akne [yüz, omuzlar, sırt ve göğüsteki yağ bezleriyle ilgili kronik bir deri hastalığıdır] Akrodermatitis f akrodermatit [El ve ayak derisinin iltihaplanması] Akromegalie f akromegali [beyin Ambulanzpersonal tabanında bulunan hipofiz bezinin önbölümünün aşırı çalışmasına bağlı bir durumdur] Aktion f aksiyon Aktivität f aktivite aktuell aktüel [güncel] Akupunktur f akupunktur [belirli noktalara özel iğneler batırılarak yapılan bir tedavi şekli] akut akut Alarm m alarm Alarmglocken pl tehlike çanları [tehlike işareti] Alarmzeichen n alarm göstergesi Albumin n albümin [suda çözülen basit protein türü] Albuminurie f albüminüri [albüminin idrar yoluyla atılması] Aldosteron n aldosteron [yan böbrek hormonu] Alexie f aleksi [okuma zorluğu, kelimeleri okuyamama] Algophobie f algofobi [ağrıdan aşırı derece korkmak] Alkali n alkali [Ph nın 7 nin üzerinde olma durumu, baz özellik] Alkalose f alkaloz [plazmanın asitbaz dengesinin bozulmasıyla pH nın7,4 üstünde olması] Alkohol m alkol alkoholfrei alkolsüz alkoholfreies Getränk n alkolsüz içecek alkoholhaltig alkollü Alkoholiker m alkolik alkoholisches Getränk n alkollü içecek Alkoholismus m alkol bağımlılığı Alkoholspiegel m kandaki alkol miktarı / düzeyi Alkoholtest m alkol testi Alkoholumschlag m alkollü sargı bezi Alkoholuntersuchung f alkol muayenesi Alkoholvergiftung f alkol zehirlen- mesi Allergen n alerjen [alerji yapan madde] Allergie f alerji Allergietest m alerji testi allergisch alerjik allgemein genel Allgemeinarzt m pratisyen doktor Aloe Vera f aloe vera Alopezie f alopesi [saçların veya kılların tamamen dökülmesi] Alptraum m kâbus [korkulu rüya] alt werden ihtiyarlamak, yaşlanmak Altentreff m yaşlıların buluşma yeri Alter n yaş Alteration f alterasyon [değiştirmek, değişime uğramak] Altersdiabetes m yaşlılık ile ortaya çıkan diyabet hastalığı Alterserscheinung f yaşlanma be- lirtisi Altersheim n huzurevi [yaşlılar evi] Alterskrankheit f yaşlılık hastalığı Altersversicherung f yaşlılık sigortası Alterungsprozess m yaşlanma süreci Alzheimer-Krankheit f alzheimer hastalığı Amalgam n amalgam Amastie f amasti [memesiz doğma] ambulante Behandlung f ayakta tedavi ambulanter pflegerischer Dienst m evde hasta bakım servisi Ambulanz f ambulans Ambulanzpersonal n ambulans per- soneli 5 A 6 A Ambulanzwagen Ambulanzwagen m ambülans oto- mobili Amelie f ameli [doğuştan ekstrimitelerin yokluğu] Amenorrhoe f amenore [bir kadının, gebelik dışında aybaşı kanamasının olmaması] Ammoniak n amonyak Amnesie f amnesi [hafızanın kısmen veya tamamen kaybı] Amnioskopie f amnioskopi [amnioskop aracılığı ile amniotik sıvının ve fetüsün incelenmesi] Amniozentese f amniyosentez [hamileliğin 16. haftasından itibaren alınabilen amniotik sıvı] Ampere n amper [elektrik akım gücünü gösteren temel ünitesi] Ampulle f ampul Amputation f ampütasyon [vücudun kol veya bacaklarında gangren olan bir bölümün kesip çıkartılması] Amylase f amilaz [barsaklardaki glikojeni ve nişastayı maltoza ve dekstrinlere dönüştüren pankreas sıvısı] Anabolikum n anabolik anaerob anaerob [oksijensiz ortam] anal anal [anüsle ilgili] Analregion f anal (makat) bölgesi Analyse f analiz [tahlil] Anämie f anemi [kansızlık] anämisch anemik [kan sayımında eritrosit ve hemoglobin miktarı düşüklüğü] Anamnese f anamnez [hasta ile ilgili bilgiler] Anamnesebogen m anamnez formu Anästhesie f anestezi Anästhesieabteilung f anestesi (narkoz) bölümü Anästhesiebericht m anestezi raporu Anästhesist m anestesi (narkoz) doktoru Anastomose f anastamoz [özellikle iki damar veya iki sinir arasında bağlantı] Anatomie f anatomi [vücudun sistem ve organlarını inceleyen bilim dalı] anatomisch anatomik anatomische Pinzette f anatomik cımbız Androgen n androjen [erkeklik hormonu olan testosteron un tedavi amaçlı verilmesine denir] android android [erkeksi karekterleri veya özellikleri gösteren] Aneurysma n anevrizma [bir damarda belli bir bölgenin genişlemesiyle oluşan şişkinlik, tümör çıkıntısı] Anfall m hastalık nöbeti Anfangsdosis f başlangıç dozajı anfassen ellemek anfeuchten ıslatmak [nemlendirmek] angeboren doğuştan Angebot n teklif Angewohnheit f alışkanlık [adet edinmek] Angina f anjina Angina pectoris f kalp (göğüs) anjini [kalbi besleyen damarların tıkanmasıyla ortaya çıkan göğüs ağrısı] Angiogenese f anjiyojenez [damar oluşumu, damar gelişmesi] Angiographie f anjiyografi [damarların, kontrast yardımıyla röntgen ile gözlemleme] Angiokardiographie f anjiyokardiyografi [kalp damarlarının, kontrast yardımıyla röntgen ile gözlemlemesi] antiseptisch Angiom n anjiyom [kan Antazida pl antasid [mide suyunu/ damarlarında oluşan iyi huylu şişlik] Angioplastie f anjiyoplasti [tıkanan damarları bir balon kateter ile açmak] asitini nötralize eden ilaç] Anthrax n antraks [şarbon] Antialkoholiker m antialkolik [alkol düşmanı] Anti-Baby-Pille f doğum kontrol hapı Antibiotikum n antibiyotik [bakterileri öldüren veya üremesine engel olan ilaç] Antidepressiva pl antidepresan ilaç [depresyona karşı ilaç] Antidiabetika pl antidiyabetik ilaç [diyabet hastalarında kullanılan kan şekeri düşürücü ilaçlar] Antidiuretika pl antidiüretik ilaç [idrar oluşumunu önleyen ilaçlar] Antidot n antidot [panzehir; zehirli bir maddenin etkisinin ortadan kaldıran madde] Antiemetika pl antiemetik ilaç [kusma önleyici ilaç] Antiepileptika pl antiepileptik ilaç [epilepsi önleyici ilaç] Antigen n antijen [organizmaya girdiğinde kendisine karşı antikor oluşmasına neden olan ve onunla birleşerek hipersensibilite reaksiyonlarıa neden olanbilen madde] Antikörper m antikor [antijen adı verilen serum globulinler] antineuralgisch antinevraljik [romatizmaya karşı] Antipathie f antipati [hoşnutsuzluk] Antirheumatika pl antiromatizmal ilaç [romatizmaya karşı ilaç] Antisepsis f antisepsi [mikropları ve virusları ilaçla yok etme] antiseptisch antiseptik [canlı yüzeyler üzerinde mikroorganizmaların üremesini engelleyen maddeler] Angiotensin-II-Rezeptor-Antagonist m anjiyotensin-II-reseptör antagonisti Angst f korku Angstzustand m korku hali Anhaltspunkt m ipucu [tutamak noktası] anhusten yüzüne öksürmek ankleiden giyinmek Ankylose f ankiloz [eklemin hareket yeteneğinin azalması veya kaybolması] Anmeldebüro n başvuru [müracaat] bürosu Anmeldeformular n başvuru formu anmelden kaydettirmek, başvurmak, müracaat etmek Anmeldung f başvuru [müraacat] Anomalie f anomali [alışılmazlık, normalin dışında] Anorexie f anoreksi [iştahın azalması veya kaybolması] Anoxie f anoksi [kanda oksijen azlığı] Anpassung f uyum sağlama Anpassungsfähigkeit f uyum sağlama kabiliyeti anschwellen şişmek Ansprechpartner m danışılan kişi, görüşülmesi gereken kişi, danışman Anspruch m hak [talep] anstecken bulaştırmak ansteckend bulaşıcı Antagonist m antagonist [karşı etki] 7 A 8 A Antispasmodikum Antispasmodikum n antispazmotik ilaç [spazm çözücü, daha çok iç organlardaki düzkasların kasılmalarını çözen ilaç grubuna verilen isim] Antitoxin n antitoksin [bir toksin‘in etkilerine karşı koymak için organizma tarafından oluşturulan madde] Antwort f cevap [karşılık, yanıt] Anurie f anüri [idrar tutulması, idrar çıkaramama] Anus m anüs [makat, sindirim kanalının bitiş kısmı] Anwendung f kullanım Anwendungsdauer f kullanım süresi Anwendungsgebiet n kullanım alanı Anzeichen n belirti [işaret, semptom] anziehen giyinmek Aorta f aort [kalpten çıkan vücudun en büyük atar damarı] Aortenaneurysma n aortik anevrizma [aort damarının her hangi bir bölümünde görülen genişleme] Aortenbogen m aort yayı Aperitif m aperitif Aphagie f afaji [yutma güçlüğü] Aphasie f afazi [konuşma veya konuşulanı anlama yeteneğinin kaybı] Aphonie f afoni [sesini yitiren, kaybeden] Aphrodisiakum n afrodiziyak [cinsel istemini arttıran ilaç] Apnoe f apne [solunumun geçici bir zaman içinde durması] Apoplex m apopleksi [felç, inme] Apotheke f eczane Apotheker m eczacı Appendektomie f apendektomi [apandis-körbarsağın cerrahi yöntemle çıkarılması] Appendix m apandis [körbarsak] Appendizitis f apandisit [körbarsak iltihabı] Appetit m iştah Appetit anregen iştah açmak appetitlos iştahsız Appetitlosigkeit f iştahsızlık Appetitstörung f iştah bozukluğu Appetitzügler m iştah kesici Applikation f aplikasyon [içirmek, yutturmak] Apraxie f apraksi [kasların gücüne, duyarlınığında ve koordinasyonunda bozukluk olmadığı halde, belli bir amaca yönelik hareketleri yapamama] April m nisan Arbeit f iş [çalışma] arbeiten iş yapmak [çalışmak] arbeitsfähig çalışmaya elverişli Arbeitshygiene f iş (çalışma) hijyeni Arbeitsschutz m iş koruması arbeitsunfähig çalışmaya elverişsiz Arbeitsunfall m iş kazası Areal n saha, alan Arm m kol Armbruch m kol kırılması Armprothese f kol protezi Armtragetuch n kol askısı Aroma n aroma Aromatherapie f aromaterapi Arrhythmie f aritmi [kalp ritim bozukluğu] Arsen n arsen [kimyasal element] Arterie f arter damar [atardamar] Arterielle Verschlusskrankheit (AVK) f atardamar tıkanma hastalığı arterieller Druck m arteryel basınç Arterienblut n atardamar kanı Atemlähmung Arterienverkalkung f atardamar kireçlenmesi Arterienverschluss m atardamar tıkanması Arteriosklerose f arterioskleroz [da- mar sertliği] Arthritis f artrit [mafsal, eklem iltihabı] Arthrose f artroz [eklem kireçlenmesi] Arzneimittel n ilaç Arzneimittelsucht f ilaç bağımlılığı Arzt m doktor, hekim Arztanordnung f doktor talimatı Arztbericht m doktor raporu Ärztekammer f tabipler odası Arztfehler m doktor hatası Arzthelferin f doktor muayenehanesi yardımcısı [doktorun yanında çalışan özel eğitimli kişi] Ärztin f bayan doktoru ärztlich hekimsel ärztliche Überweisung f doktor (hekim) sevki ärztliche Untersuchung f doktor muayenesi ärztliche Verordnung f doktor (hekim) talimatı ärztlicher Rat m doktor (hekim) tavsiyesi Arztpraxis f doktor muayenehanesi Arztvisite f doktor viziti Asbest m asbest Ascorbinsäure f askorbik asit [C vitamini] Asepsis f asepsi [septik veya aseptik hastalıkları önlemek için, uygun yöntemlerle organizmaya mikropların girişini önleme metodu] aseptisch aseptik [patojen mikroorganizma içermeyen] Aspartam n aspartam [enerji içer- meyen bir tür tatlandırıcı] Asphyxie f asfiksi [nabız yokluğu, nefes yokluğu] Aspiration f aspirasyon [sıvı, gaz veya yabancı bir maddenin akciğere teneffüs edilmesi] Aspirin n Aspirin Assistenzarzt m asistan hekim assistieren asiste-asistanlık etmek ästhetisch estetik ästhetische Operation f estetik operasyonu Asthma n astım Asthma bronchiale n bronşiyal astım Asthmaanfall m astım krizi; nöbeti Asthmamittel n astım ilacı Asthmatiker m astım hastası Astronautenkost f astronot yiyeceği [hap veya tüp şeklinde yiyecekler] Asystolie f asistoli [kalp kasılmalarının durmasıyla, kalbin diyastolde hareketsiz kalması] Aszites m assit [serbest karın bölgesinde toplanan sıvı] Ataxie f ataksi [kas gücü eksilmeden hareketlerde düzensizlik görülmesi] Atelektase f atelektazi [akciğerin belirli bir bölümün hava ile dolmaması] Atem m solunum [nefes] Atembeschwerden pl solunum güçlüğü atemerleichternd solunum kolaylaştırıcı Atemgymnastik f solunum jimnastiği [nefes alma yöntemleri] Atemhilfsmuskulatur f solunuma yardımcı kaslar Atemlähmung f solunum tutukluğu / felci 9 A 10 A Atemlosigkeit Atemlosigkeit f solunum kesikliği Atemmechanik f solunum Aufklärung f bilgilendirmek mekanizması Atemnot f solunum güçlüğü [nefes darlığı, -tıkanması] Atemstillstand m solunumun durması Atemtraining n solunum egzersizi Atemtyp m solunum tipi Atemübungen pl solunum egzersizleri Atemwege pl solunum yolları Atemwegserkrankung f solunum yolları hastalıkları Atemzentrum n solunum merkezi [beyinde bulunan solunum merkezi] Atemzug m nefes Ätiologie f etyoloji [hastalık nedenlerinin incelenmesi] atmen nefes almak Atmosphäre f atmosfer Atmung f solunum [nefes, teneffüs] Atmungsorgan n solunum organı Atonie f atoni [kasların gevşemesi] Atopie f atopi [normal kişilerde alerjen maddelerle temaslarında çok sayıda klinik belirtilerin ortaya çıkması ve bu maddelere aşırı duyarlık eğilimi] Atrophie f atrofi [aşırı organ zayıflaması] Atropin n atropin Attest n doktor (sağlık) raporu auf dem Rücken liegend sırt üstü yatarak auf nüchternen Magen aç karnına aufatmen geniş nefes almak aufblasen şişirmek aufgeregt heyecanlı Aufklärungsbogen m bilgilendirme [aydınlatmak] formu aufkratzen kaşıyıp yırtmak [tırmalamak] aufmerksam machen ikaz etmek, uyarmak Aufnahme f kayıt [kabul] aufschneiden keserek açmak aufstehen kalkmak aufstoßen geğirmek aufwachen uyanmak aufwärmen ısıtmak aufwecken uyandırmak aufweichen yumuşatmak [gevşetmek] Augapfel m göz çukuru Auge n göz Augen aufschlagen gözleri açmak Augenarzt m göz doktoru [oftalmo- log] Augenbad n göz banyosu Augenbinde f göz sargısı Augenbraue f kaş Augendiagnose f göz teşhisi Augenentzündung f göz iltihabı Augenerkrankung f göz hastalığı Augenfarbe f göz rengi Augenheilkunde f göz hekimliği Augenhintergrund m göz arkası bölümü Augenhöhle f göz yuvası Augeninnendruck m göz tansiyonu Augenkrankheit f göz hastalığı Augenlid n göz kapağı Augenmuskel m göz kası Augenmuskellähmung f göz kası felçi Augennerv m göz siniri Augenpflaster n göz flasteri Augenprothese f göz protezi Azidose Augensalbe f göz merhemi Augenschmerzen pl göz ağrısı Augenspiegelung f göz endoskopisi Augentropfen pl göz damlası Augentumor m göz tümörü Augenuntersuchung f göz muayenesi Augenzittern n göz titremesi August m ağustos ausatmen nefes vermek Ausfluss m akıntı [ifraz] ausfüllen doldurmak Ausgang m çıkış Ausgangspunkt m çıkış (başlangıç) noktası aushalten dayanmak [tahammül etmek] ausheilen iyileşmek aushusten öksürerek çıkarmak [örn. balgam] auskleiden elbiselerini çıkarmak auskratzen kazıyarak çıkarmak auskühlen soğutmak Auskultation f oskültasyon [dinlemek örneğin bir kulaklık ile kalbi veya akciğeri dinlemek] Auskunft f enformasyon [enformasyon bürosu] Ausnahme f istisna ausnüchtern ayıltmak ausrecken germek ausrenken yerinden oynatmak, çıkarmak [örneğin kol kemiğinin yerinden oynatılması] Ausschabung f kürtaj Ausscheidung f dışkılama Außenhaut f dış deri äußere Sekretion f dış salgı aussichtslos ümitsiz [mümkün görünmeyen] aussichtsreich ümit verici aussprechen telaffus etmek [söyle- mek] ausspucken tükürmek ausstrahlen ışın salmak, ışınlamak ausstrecken uzatmak [örneğin el veya kolları uzatmak] Austauschtabelle f değişim tabelası austrinken içmek [içip boşaltmak] austrocknen kurumak Ausweg m çare, çıkar yol Ausweis m kimlik [hüviyet] Auswurf m balgam ausziehen soyunmak Autismus m otizm [içekapanış] autonom otonom autonomes Nervensystem n otonom sinir sistemi Autopsie f otopsi [bir cesetin tüm organlarının veya bölümlerinin incelenmesiyle ölüm nedenini ortaya konulması] Avitaminose f avitaminoz [vitamin eksikliği] Azeton n aseton [meyve kokusunu anımsatan kimyasal bir madde. Özellikle kan şekeri kötü ayarlanmış diyabet hastalarının ağız kokusu ile kendini gösterir] Azidose f asidoz [plazma asit-baz dengesinin asit yönüne kayması] 11 A 12 Baby Barbiturate pl barbitüratler [sinir B B Baby n bebek Backe f yanak Backenknochen m elmacık kemiği Backentasche f ağız kesesi Bad n banyo baden banyo yapmak Badeschuhe pl banyo ayakkabıları Badethermometer n banyo termo- metresi Badetuch n banyo havlusu Badewanne f banyo küveti Badezusatz m banyo suyuna ilave edilen malzeme Bahre f sedye Bakterie f bakteri bakterizid bakterisid [bakterileri öldüren veya üremesine engel olan maddeler] Balance f balans [denge] Balanitis f balanit [penis başının iltihabı] Baldrian m valeryan [kedi otu, bitkisel sakinleştirici] Ballaststoff m posa ballaststoffreich posalı Ballonkatheter m balon kateteri [tıkanık arterlerin tekrar açılmasında kullanılan bir çeşit sonda] Balsam m merhem Bandage f bandaj [sargı] Bänderriss m lif kopması Bandscheibenvorfall m belfıtığı Bandwurm m şerit solucanı sistemini uyuşturucu etkileri olan maddelerdir] barfuß yalınayak Barotrauma n barotravma [basınç değişiklikleriyle oluşan hasar] Barriere f bariyer Bart m sakal Basaltemperatur f bazal vücut ısısı [sabah uyanıldığında hemen ölçülen vücut derecesi] Basedow-Krankheit f bazdov hastalığı Basistherapie f temel tedavi Bauch m karın Bauchaorta f karın atar damarı aortusu Bauchatmung f karın solunumu Bauchbinde f karın kuşağı Bauchfell n karınzarı [periton] Bauchfelldialyse f karın zarı diyalizi Bauchfellentzündung f karınzarı iltihabı [periton iltihabı, peritonit] Bauchhöhle f karın boşluğu Bauchhöhlenschwangerschaft f karın boşluğunda hamilelik Bauchkrampf m karın krampı Bauchlage f yüzü koyun yatırma Bauchnabel m göbek Bauchschmerzen pl karın ağrısı Bauchspeicheldrüse f pankreas Bauchspiegelung f karın endoskopisi Bauchweh n karın ağrısı Baumwolle f pamuk Bazille f basil [çomak şeklinde mikroorganizmalar] beantworten cevaplandırmak beatmen bir respiratör aracılığı ile suni nefes vermek Beatmungsgerät n teneffüs cihazı [respiratör cihazı] Becken n kalça [leğen] beschwerdefrei Beckenbodengymnastik f kalça alt kaslarını geliştirme jimnastiği bedenken düşünmek [düşünce] bedrohlich tehdit edici Bedürfnis n ihtiyaç Befreiung f kurtarış [kurtuluş] Befruchtung f döllenme Befund m tetkik, netice, bulgu Begleiter m refakatcı Begleitung f refakat behandeln tedavi etmek behandelt werden tedavi görmek Behandlung f tedavi Behandlungsanweisung f tedavi talimatı Behandlungsart f tedavi usulü Behandlungsmöglichkeiten pl tedavi imkanları Behandlungsstuhl m tedavi koltuğu Behandlungsweise f tedavi şekli Behandlungsziele pl tedavi hedefleri Behandlungszimmer n tedavi (muayene) odası beharren ısrar etmek beheizen ısıtmak behindert özürlü [sakat] Behindertenfahrzeug n özürlüleri taşıyan araç Behinderung f özürlülük,sakatlık Bein n bacak Beinbruch m ayak kırılması Beinmassage f bacak masajı Beinprothese f ayak protezi Beinschmerzen pl bacak ağrısı Beinvene f bacak toplardamarı Beinvenenthrombose f bacak toplardamar trombozu [tıkanması, pıhtılaşması] Beipackzettel m prospektüs, kullanma kılavuzu 13 beisetzen gömmek, defnetmek, toprağa vermek beißen ısırmak bekleiden giydirmek Belastung f yükleme Belastungs-EKG n eforlu EKG benigne benign [iyi huylu, kanseröz olmayan] Benommenheit f sersemlik hissi beobachten gözlemek [gözetmek, müşahede etmek] Beratungsangebot n danışma hiz- meti Bereichspflege f alan bakımı Bereitschaftsdienst m nöbetçilik [nöbet görevi] bergen kurtarmak Beriberi f beriberi hastalığı [vitamin B1 eksikliği] Bericht m rapor Beruf m meslek Berufserfahrung f meslek tecrübesi Berufsgeheimnis n meslek sırrı Berufskenntnisse pl meslek bilgisi Berufskrankheit f meslek hastalığı beruhigen sakinleştirmek [yatıştırmak] Beruhigung f sakinleştirme [yatıştırma] Beruhigungsmittel n sakinleştirici ilaç [yatıştırıcı ilaç] berühren dokunmak [değmek, elle- mek] Beschäftigung f meşguliyet Beschäftigungstherapie f meşguliyet tedavisi [ergoterapi] Beschluss m karar [hüküm] beschmutzen kirletmek, pislemek Beschneidung f sünnet Beschwerde f şikayet [rahatsızlık] beschwerdefrei şikayetsiz B 14 B besorgt sein besorgt sein endişe etmek besprechen konuşmak, görüşmek, Bewegungsarmut f hareketsiz kalma müzakere etmek Besserung f iyileşme bestatten gömmek [defnetmek] Bestattung f ölü gömme [defin] Bestrahlung f ışınlamak [ışın tedavisi] Besuch m ziyaret besuchen ziyaret etmek Besucher m ziyaretçi Besucherliste f ziyaretçi listesi Besucherparkplatz m ziyaretçi park yeri Besucherwarteraum m ziyaretçi bekleme odası Besuchszeit f ziyaret zamanı Beta-Blocker m beta-blokajları [tansiyon ve kalp tedavisinde kullanılan ilaç türü] Beta-Strahlen pl beta ışınları betäuben uyuşturmak Betäubungsmittel n uyuşturucu madde Betreuung f korumak [idare etmek, bakmak] betrunken sarhoş Bett n yatak Bettdecke f yorgan [battaniye] Bettkante f yatak kenarı bettlägerig yatağa bağımlı Bettruhe f yatak istirahati Bettzeug n yatak çarşafı Beule f şişkinlik [yumruluk] Beurteilung f karar [değerlendirme] bewachen göz altında bulundurmak Beweglichkeit f hareketlilik Bewegung f hareket Bewegungsapparat m hareket organları Bewegungseinschränkung f hareket [hareket azalması] kısıtlığı Bewegungslosigkeit f hareketsizlik Bewegungsmangel m hareket eksikliği [hareketsizlik] [vücutbünye] Bewegungsmöglichkeit f hareket imkanı Bewegungsprogramm n hareket programı Bewegungsspiel n hareket oyunu Bewegungsstörung f hareket bozukluğu Bewegungsverlust m hareket kaybı Beweis m delil [ispat] Bewerbung f başvuru [müracaat] bewerten değerlendirmek [derecelendirmek] bewusstlos şuursuz [baygın] Bewusstlosigkeit f şuursuzluk [baygınlık] Bewusstsein n şuur Bewusstseinsstörung f şuur bozukluğu Biene f arı Bienenstich m arı sokması Biguanid n biguanid [diyabet hastalığında kullanılan ve kan şekeri düşürücü etkisi olan bir ilaç türü] Bilanz f bilanço Bilirubin n bilirubin [safra pikmenti] Bilirubinämie f bilirubinemi [kandaki bilirubin düzeyinin yüksek olması] Bilirubinstoffwechsel m bilirubin metabolizması Binde f sargı [bandaj] Bindegewebe n bağdokusu [beyaz doku] Blutung binden sarmak Biologie f biyoloji Biopsie f biyopsi [canlı bir dokudan muayene edilmek üzere küçük bir parça alınması] bisexuell biseksüel Biss m ısırma [sokma] Bisswunde f ısırık yarası Bitte f rica [dilek] Bizeps m biseps [iki başlı veya parçalı] Blähungen pl barsak gazı [yel] Blase f mesane [idrar kesesi, sidik torbası] Blasenentzündung f mesane iltihabı Blasengrieß m mesane kumu Blasenkatheter m mesane kateteri [idrar kesesi sondası] Blasenkrebs m mesane kanseri Blasensenkung f mesane sarkması Blasenstein m mesane taşı Blasentumor m mesane tümörü blass solgun [renksiz] Blepharitis f blefarit [göz kapağı kenarlarının iltihaplanması] Blickfeld n göz alanı blind kör Blinddarm m körbarsak [apandis] Blinddarmentzündung f körbarsak iltihabı [apandisit] Blindheit f körlük [ablepsi] Blut n kan Blut abnehmen kan almak Blut erbrechen kan kusma Blut husten kan öksürme Blut im Stuhl n büyük apdestde kan (gaitada kan) Blut im Urin n idrarda kan Blut verlieren kan kaybetmek Blutader f kan damarı Blutanalyse f kan analizi [kan tahlili] Blutarmut f kansızlık Blutaustausch m kan değişimi Blutbank f kan bankası Blutbild n kan sayımı Blutdruck m tansiyon [kan basıncı] Blutdruckmessgerät n tansiyon ölç- me aleti [sfingomonometre] Blutdrucksenkung f tansiyonu düşürmek Blutdruckveränderung f tansiyon degişimi Blutegel m sülük Blutfett n kan yağı Blutfettwert m kan yağı değeri Blut-Gas-Analyse f kan gazı analizi Blutgase pl kan gazları Blutgerinnsel n kan pıhtısı Blutgerinnung f kan pıhtılaşması Blutglukose f kan glikozu [kan şekeri] Blutgruppe f kan grubu Bluthochdruck m yüksek tansiyon blutig kanlı Blutkonserve f kan ünitesi [özellikle ameliyat, kaza vs. sonrası verilebilen taze kan] Blutkrebs m kan kanseri [lösemi] Blutkreislauf m kan dolaşımı Blutkreislaufstörung f kan dolaşım bozukluğu Blutmenge f kan miktarı Blutprobe f kan örneği Blutreinigung f kanın temizlenmesi Blutrückstau m geri kan birikimi Blutspende f kan bağışı Blutspender m kan verici [bağışlayıcı] Blutspiegel m kan seviyesi Blutstropfen m kan damlası Bluttransfusion f kan transfüsyonu Blutübertragung f kan nakli Blutung f kanama 15 B
Benzer belgeler
Medizinisches Wörterbuch Deutsch-Türkisch / Türkisch
häufig eine Diagnose ohne Patientenbeteiligung. Das unterschiedliche Verhalten in der Interaktion verunsichert Arzt und Patienten.
Der Umgang mit Krankheit ist generell kulturabhängig. Dies gilt fü...
Medizinisches Wörterbuch Deutsch–Türkisch / Türkisch
Produkthaftung: Für Angaben über Dosierungsanweisungen und Applikationsformen kann
vom Verlag keine Gewähr übernommen werden. Derartige Angaben müssen vom Anwender im Einzelfall anhand anderer Lite...