Oku

Transkript

Oku
I~
1
Sayi: 24
İÇİNDEKİLER
Atallirk'ü Özleyiş. (Ruşen Eşref Ü naydın) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Gençliğe Güven İnkılfıbı. (Muvaffak Benderli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Premieres impressions de Turquie." (Paul Jal) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Kore'deki Şehit. (Osman Şapçı) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Resim San'atı ve Siz. (Zahir Giivemli) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . .
Mavilik ve Derinlik. (Sadık Doğan) ................................... ,...............
Kültürel Çalışn1alar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .....................
Güme Giden Gün. (İlhan Türker) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . .
İ darecilerin1iz . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
· Galatasaray Habı:frkri ....... ..................................................................
Pehlivan. (Dinçer Güner) ........ ...........................................................
Spor ................................................................................................
l'vL Larnırnets'ye Dair . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ................
Kemalettin Kamu ve Gurbet Acısı. (Ünal Ural) . . .. . . . . . . . . .. . . . .. . .. . ..... ... . . . . .
Izcilik .............................................................................................
Süleymaniye ve Sinan. (Ercan Gün eri) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
ŞİİRLER : Rifat Necdet Evrimer -
-
1
3
4
5
6
7
8
10
12
14
15
16
17
l8
19
21
*
Ahmet Kutsi Tecer - Zeki Ömer Defne
Değer Eraybar Basri Karagöz - Ferit Sevinç - Vural Giinal - Doğan
Abalıoğiı.i - Aykut Akıncılar - Yalçın İkizalp - Timuçin Akkut
*
KARİKATÜRLER
Özdemir Erginsav FOTOGRAFLAR : Muammer Veldet -
Y <ızı
Sahibi :
Ercüment Ekrem Talu
YükseJ. Edizkan
Akagiin Tahıl
işlerini
fiilen idare eden
Muvaffak Benderli
Teknik İşler :
Dinçer Güner
Sekreter :
Basri Karagöz
- - - NEŞRİYAT KOLU - - Vural Giinel -
Yalçın İkizalp
Bülent
Ağralı
-
Doğan Abalıoğlu
Basıldığı Yer : Yenilik Basımevi Tel :2 l 153
-
Yavuz
Zeytinoğlu
Sayı
: 24
Yıi
Aralık
: 9
1954
ATATÜRK'Ü ÖZLEYİŞ
(Hatıralardan
Bir Yaprak)
Ruşen Eş:ef Uı\JA YDIN
Yaptıklarını
yapabilmek için,
tasarıya
mucizeler buldun çıkardın: Birbirleriyle yıldızı barışmaz nice devletlileri aynı ışın
başında buluşturdun! Herbiri, senin bir kanadında ordu kurup zafer alacak; herbirinin zaferi başlıbaşına bir şanlı kitap olacak; her biri
Türk'ü Türk olduğuna sevindirecek ve herbiri
bir yurdu öğündürür yücelikte arslan kahra nrnnlar içinde en baş kahraman oldun! ..
Ne birbirine uymaz yaratılışa insanların,
huyların, devletlerin, yani zorlukların ve zorlukların içinde kendini hiç şaşırmadan ve hiç
baştan ayrılmadan davfına, Türk dfıvasına çı­
kar yol buldun!. ..
sığmaz
Senin o kırk ay içinde sığdırdığın yaratı­
her yanından bir tek fani kalem, bakıp görerek, yazıp tasvir ederek anlatabilsin, mümkün müdür? O filemde birbirine benzemez asker, sivil, kalpaklı, sarıklı, fesli, çete, ordu,
hüklımet, halk, şehirli, köylli, okumuş yazmış,
okumaz yazmaz, softa, ayyaş, yiğit, ödlek, yürük, yatalak! ... O fılemde yol ve yolculuk sı­
kıntıları ... Üstü açık yük arabalarında valençclerine sarılarak, ycırganlarına bürünerek büzülüp titreşen, ya ua karlı tepelerde yüksek
topuklu iskarpinlerini mübarek. bir
türbeye
gibi ellerine alarak ve buz tutmuş topraklarda incecik ipek çoraplarla yaya yürüyerek,
babaları, kocaları, kardeşleri ardınca Anadolu yollarına düşmüş zarif yapılı ve ipek çarşaflı İstanbul hanımları!
İstanbuldan kaçıp İt:ıebolu'dan o kış vakşı,
ti Ilgaz yarlarını aşarak; insan ve hayvan kirleri kokan köhne hanlarda atlarla, katırlarla,
davarlar, sığırlar ve develerle bir arada yatarak; ellerindeki değneklerle karların üzerine
düşmana hınçlarının ve milletlerine inanları­
nın konularını yaza yaza; dolakları tüte ti.ite
Ankara'ya yaya gelen Harbiyeliler!. ..
Devletin güllesini keneli sırtında öz çoctı­
ğu gibi taşıyan kösele tenli Anadolu kadınları:
ileriki cephelerde vuruşan, yaralanan, şehit
düşen clelik:ınlıların anaları, bacıları, karıları!.
Şirin bakışlı, bembeyaz dişli koyu esmer beniz-
lerini birkaç mevsimde solduran; Anadolu yollarının cefasını, etleriyle, canlariyle, ezber et miş o dev giiçlii Anadolu kadınları! ... Böğür­
leri böğürlerine çökmüş öküzlerin gidişlerine
ayak uydurarak kağnıların kulağa bezginlik.
içe usanç veren bitmez tükenmez bağırış çağı­
rışlarından başka yavuklu sesi, gönlil bestesi
duymaksızın yırtık çarıkları katı toprağa do mık, boğuk sarsa sarsa; çaput gibi şalvarlarla,
yama bohçaları gibi ekli püklü hırkalarla, yüzlerine yaralı sargısı gibi dolanmış sımsıkı baş­
örtüleriyle kaı1lar üzerinde doruktan doruğa
aşan hey tanrısal yürekli Türk kadınları!. ..
Gazi Ayıntab'ın misilsiz dinelişi ve dayanışı; Maraş'ın, Urfa'nın, Adana 'nın unutul maz savunmaları!. ..
(*) Büyük edip Ruşen E~ref Ünaydın yakında
n2~rdileceğini sevinçle haber aldığımız •Özleyiş»
adlı eserinden bir parçanın dergimizde neşrine müsaade ettiler. Kendilerine dergimiz adına teşekkiirü
bir borç biliriz.
GALATASARAY
Ayak üstü dikilmiş toprak sanılacak eski
yüzlü kerpiç kasabalarda türlü eşraf çekişmele-.
ri; taassup fesatçılıkları; çeşitsiz pazar mey danlarında türlü esnaf pazarlıkları; pundum
vurmağa koşuşan şu bu tüccar akınları! ...
İhtikarlar, ihanetler, yol kesicilikler; isyanlar, baskınlar, suçlular, kaçaklar, istiklal
mah~emeleri ... Ne bileyim işte ne b:Jeyim yüzlerle konu hep birden başarıyla diriltilmeli,
aydınlatılmalı ki o kırk ayın -manz:1rası biraz
belirtileb:lmiş olsun! ... Bunlara Bab-ı Ali Hükumet:n:n ayrılıkları, sertlikleri, yumuşaklık ları, boyuna şöyle veya böyle engelleri; Ankara ile dış devletler münasebetleri; o devletlere
gönderilen mümessiller; o devletlerden gelen
murahhaslar; o zamanki dünya evet hatta bütün dünya eklenmeli ki o fılem biraz qınlandı­
rılabilmiş olsun! ...
Çlinkü Senin Eserin dünyayı tutacak büyi.iklüktedir.
Riişen Eşref ÜN AYDIN
================== ~·
1
t1
ATA'YA
1 •
Bu ne mabetfir yarab; hükmeder şu karaya,
koca dünyayı, süriikler Ankaraya.
Gö:>:lerdc mıı, başlarda yiikseleı' al... tuğdur o! ...
Cihana eşi gelmez yüce bir başbuğdur o!. ..
Çekcı
Za:er ordularının O ölmez kahramanı,
O, cökmliş bir milletin yaratıcı insam.
o, yıkılımtl abide, o bozulmaz inkılfrn,
Yirmi milyon insana hayat veren tek bir kalp.
1
1
Meltem gibi nefesi, öperdi çevresini,
Unutmak kabil mi hiç o alev çelıserini.
O aşılmaz mania, durulmaz şelale,
O milletçe yaşayıp si)nmiyecek meşale.
O ki efsane adam, O ki tarihlere şan,
Şeref Yeren, nam salan, dehşet saçan bir insan.
mze yiicc bir başbuğ, kendi füiimsüz millet,
Tek başına bir ordu, sanki koca bir devlet.
Yiicc millete iman, dama,rlarmdaki al kan,
Safi şişmek ~·ıldırım, ba~tanhaşa bir vatan.
Koca Mustafa
deniz gi.izlii Atam hey,
Ey o
irade, eşsiz Alatiirkiim hc:r.
Gençliğe
yemin oldu, dua oldu şu sözler,
titr:yor, kör oluyor, kem gözler:
«Korkma siinmcz bu şafaklarda yüzen al sancak,
«Sönmeden yurdumun üstünde fü'en en son ocak.»
İşittikçe
Değsr
2
1
1
ERA YBAR
GALATASARAY----------
Gençliğe
güven inkılabı
Muvaffak Eenderli
l O/Kasım/ 1954 akşamı TÜR KOCA ÔINDA ölümsüz Atatürk'ün manevi huzurunda toplanmıştık.
Bu törende, Atatürk'ün inkilfıplarını an btmak vazife ve şerefi bana verilmişti. Mus tafa Kemal Paşanın eşsiz kumandanlığı, Gazi
Mustafa Kemal'in devlet kuruculuğu, Atat türk'ün, yaratıcılığı ve inkılfıpları, Türk tari hinin gurur ve iftihar vesileleridir. Kurtuluş
devremizden sonra bizi, «muasır medeniyet
seviyesinin'> üstüne çıkaracak olan en büyük
imkanları, Onun
inkılaplarında
aramak ve
bulmak mümkündür. Bu yüzden bana verilen
mevzuun ehemmiyeti karşısında oldukça dü şiinceli ve dikkatli idim.
Emekli Orgeneral Sayın Ali Fuat Erdem,
O akşam Atatürk'ün emsalsiz bir askeri tahlilini yaptı ve zaferlerindeki tılsımın sihrini, asker görüşü ile bize ta -
daha vardı. Ben, ondan bahsedebilirdim: Atatürk'ün gençliğe güven inkılfıbı. ..
Uzak ve yakın tarihimizde hemen hiç bir
devlet adamı gençliğe Atatürk kadar inanıp
güvenmemişti. Gençliğe güven inkılfıbı Ata türkle başlar, demek, h!çte yalnış değildir.
Tevfik Fikret, bizim neslin çok iyi tanı­
dığı «FERDA» ve «HALUKııun Veda! man zumelerinde, gençliğe büyük bir gUven besle diğini gösterir. Fakat hangi hükümdar, hangi
nzir, hangi nazır ve hangi «Makam sahibi»
gençliğe güvenmiştir.
Her mevki sahibi, gençleri toy, tecrübe siz, lakayt ve memleket işlerine hazırlanmamış,
kabul eder. Hatta onların eline geçecek vata nın maazallah felakete sürükleneceğine ina nır. ...
Halbuki biiyük hü kümdar Fatih Sultan
Mehmet İstanbulu aldı nıttı.
ğı zaman yirmi üç yaşın
da idi. Köprülü
Fazıl
Değerli
edip Mithat
Sen gül çocıı"fJiW?, giil ki /,agat giilmePaşa, ancak
babasının
Cemal Kuntay, kendisigf İsler,
vasiyetile genç yaşında
ne has belagat ve heye Bir la.::z:ı bile olma sakın ne/eden
«Makam» sahibi olunca
canı ile, Ata'ya ait ya azcd,
devlete büyük hizmetler
kın tarihin, uzak tarihyapmıştı. Büyük islahatİlminle inan varlığa, azminle iraden
le olan münasebet ve il çı Mustafa Reşit
Paşa
Arzunca scn_.n etmelidir ô"mrı'inii abadi
!erini son derece güzel
kırk
yaşından
az
önce
Rifat Necdet EVRIMER
şiirlerile
çerçeveliyerek
içtimai düzenimize yeni
anlattı.
· - - - - - - - - - - - - - - ,_,_,._. bir veçhe tayin etti. Şeh
Ocakların genel baş Galip Hüsn ü Aşk yirmi
altı
yaşında
bitirdi.
kanı H'.ımdullah Suphi Tanrıöver, her
kesçe
Misaller daha pek çok arttırılabilir. Lü bilinen hitabet kudretile söze başladığı zaman
zum var mı?.
O'nun inkıh\plarından çeşitli safhaları gözleriAtatiirk, bu misallerin tesisine imkfın verm:zin önüne sermeye başladığını gördük. Bir
di
«Gençliğe
İnanıp inkılabını her vesile ile
saat kadar devam eden bu konuşma sırasında
ileri sürmekten çekinmedi ve ondan sonradir
Atatiirk'ün çeşitli inkılaplarındaki vecid ve heki devlet büyüklerimiz, gençliği ön plfına al yecan hepimizi sarmıştı. Evet sarmıştı, ama
mak lüzum ve ihtiyacını duydular ve bunu
benım mevzuum büyük bir belagatla konuşul Cumhuriyet
devri bir mefkure haline getirdi.
muştu.
Atatiirk: büyük nutkunun sonunda :
« .. Bu gün vasıl olduğumuz netice milletHocanız, sayın Nurettin Ergin
«Atıtürk
çe
dökülen
kanların neticesidir. Bu
neticeyi
ve İlim» mevzuulu konuşmasını bitirdiği za Türk gençliğine emanet ediyorum .. )} diyordu.
man söz sırası bana gelmişti. Birden kafam Evet, GENÇLİÔE GÜVEN İNKILABI.
da bir ışık parladı, bir fikir belirdi. Atatürk'ün,
Bu mesele üzerinde duralım, düşünelim
hiç bahsedilmeyen çok mühim bir inkılfıbı
ve konuşalım ...
GÜLMEK
GALATASARAY--~--------
lmpressions
De TURQUIE
Pt.UL JAL
A p;:ıuye
au bastingage du bateau
qui
m 'amenait de France, je contemplais pour la
premiere fois la silhouette d'Isıanbul;
mon
cocur battit en a'.':ercevant !es minarets clcs
mosquecs. Uı, sous mcs ycux. elegamment
ctag€e sur plusicurs collincs et echıiree par
l:s rayons obliques clu soleil couchant. s'etend:ıit lstanbul la pres.igieuse!
Le navirc s'engagca dans la Corne d'Or
clont rcvcnt dcs generations ele Français clepuis
Pierrc Loti; pu!s ce fut le debarqucınent, le
prem:er contact avec la langue
turque, la
course en voiturc . d:rns un dedalc de pctites
rucs tre~ t:ccir.detCes ... J'eus tout de su ite le
scntinıcnr tres vif de me trouver en Orient,
dans un monde plus colore. nıystencux et
a.tirant: ]es petites ruelles etroites. la fnulc
cl::nse se passant dans !es bazars. les mar
chands ambulants offrnnt au reg'ırd ropulence
des be:nıx fruits mCırs. des pasteques
aux
couleurs vives ...
M:ıis ceci represcnte !es
vı suelles d'tın prenıicr contact avec la Turquie.
Je suis maintenant ici clepuis un mois; chaque
jour j'admire. ele la terrasse ele 111011 app1\r teınent ek c:hangir.
la vue superbe dü
Bosphore et de la mer ele Marmara avec. au
bin, les lles des Princes. J'ai appris iı nıieux
connaltre la ville. sen centrc mcdernc. !es larges avenues entourant la place Taksim, ranimation affairee de la rue d'İstiklaL et aussi
les quart:ers pittoresques clu vieux Istanbul;
j'ai visite cles mosquces, aclmire la splendeur
architecturale de Siileymaniye. J'ai
meme
coınmence ~ı explorer !es environs, les paysages arides mais pleins ele charme de la rive
4
cl'Asie. les bords de la Mer Noire, ceux de la
Marmara, !es routes poudreuses de la Thrace ..
Que ele choses iı voir!
J'es;::ere me familiariser clavantage avec
!es tresc1rs artistiques que renferme Istanbul,
et surt::rnt j'espere apprendre iı connaltre le
peuple turc, car qu'est-il ele plus interessant
c.ue de (frotter et limer sa cervelle avec celle
ci'nutnıi) - comme l'ecrivait Montaigne - et
de plus enrichissant que des contacts culturels
avec une autre nation?
<cJc vcux bicn qu'on sc taisc fa - bas»
GALATA S A R A Y - - - - - - - - - - -
KOREDE'Kİ SE·HiT
,
N. Osman
ŞJfak
ayazı
bir
yavaş
'KUTSAL
ŞAPÇI
yavaş
bdirıniye
baş!an1ış.
bir derce;; olsun
kırılmı'jtı.
Etrafı
TAŞLAR
g.:c~:ıin
ağır
ağır
mayıs sab:ıhının kızıllığı kaplıyordu ...
Eskipazar'm
cliişlinnıeğc
Sabahları
tunca bakar.
Eskipazar taşlarını,
Biraz derince yonsanız
Ya Mehmet, ya güneş çıkar.
başladı.
Eski~azar'm taşları
ilk ışıkları ile kıpkızıl olmuştu.
Bu kızılhğa gözleri dalan çavuş sanki onun içimle
memleketini, evini, sevgili yavrusunu
goruyorımı}
gibi idi'. Nöbetçi subayını:ı çadırı üzerinde daigala nan ay-yıUızlı bayrağa takılan
gözkri
ylizii hafifçe giildii ve şu mısraı dudakları ı:rasıııda
mırıUan:.lı: «Korkma, sönmez bu ş:ıfaklarJa yiiz;;n
al sancak.»
Etraf
taşları,
Akşamları yağız yağız,
Uyuyan karargılhın çadırları arasında bir iki
nöb:tçi ser: bakışlarla uzakları siizliyor
yeni doğacak gliniin hayırlı olmasını temenni e:liyorbr:lı.
Bu smıda çadırlardan birinin kapısı aralandı.
ko:un:laki banddan çıfvu~ olduğu ;wlaşıbn levent y<ipılı ;•.s:,cr çıktı, çadırların etrafında biraz doia~t:ktan
sonra o da diğerleri gibi gözlerini uz,,k!~ra :Jih.;.::r~k
güneşin
Yangından çıkmış bir çeğil
külçe külçe, damar damar ...
Eskipazar'ın taşları,
Eskipazar'lardan değil,
Bizim bağrımızdan çıkar.
***
Eskipazar'ın taşları
Fakat bir~lcnbire sabahın sessizliğini
korkunç bir ıarraka koptu; bir anda çavuşun oııunli toz.
ıopn.k kapla:lı, hiçbir şey göremez oldu ... SaJcc;:
J[ıh seslerini, hayk ırmahm: her şeyi
gögii titreten bir
-"Allah!» diye kiikrcdigi duyui:.lu ...
gUcn eli kıpkırmızı 'kanla bulandı. gözleri karadı,
dizl~ri üzerine çöktü. Fakat <bu n1c{un1
:i::rb~ylc
magluh olmayı kabul etmemiş
kalkmak isı..:Ji.
rnpamaJı. Bu sırada
fırlayan arkadaşları
g::iip onu kucukhırın:ı yatırdılar. O htılfı gözleri şa f:ıj;rn k ızıllıgıııJa, s<inki
tekrar
meıııid;.::ıini
g~irccc:kmişccsine, bu kızıllığı gözkriyk delmeğ-: çal;~ıyor:!u. Kuvvcıinin
kesildiğini hissc:diyor. kalkmak b1iyor fakat muvaffak olamıyor:lu.
Gözleri bir :n gögsiinden akan kıpkızıl kana, oradan
kıpkızıl şafağ:ı ve birbiriyle yarışırmışcasıııa kızaran
bayrağ:ı t<ıkıldı; bir defa sarsıldı ve öylece kaldı. ..
O artık ne arkada:ılarınııı yalvanın sc:>ini. ne de
silüh giirliltiilcrini i~iliyordu ... S:ıdccc gökten inerek
ona kimsenin işitemediği bir sesle şu mısraı fısılda yan ıııckkleri dinliyordu: •Korkma sönmez bu şa­
faklarda ylizc:ı al s::,ncab ve bu sesle müsterih olan
gözlerinin içi giiliiyordu.
Nöbetçi subay yavaşca şehit arkadaşının başını
dizleri üzerinden yere koydu ve üzerine kaputunu
örterek ça:.l ırına doğru dalgın adımlarla ilerledi, içeri girdi. masanın iizerindeki defterlerden birini alıp
Oylum oylum, damar damar,
Bu
Eskiılazar'm taşları,
Kanaiları kursağında,
Bekleşen
«20m:ıyıs
kartal
kuşları.
***
Eskipazar'm taşları
Bir çiçek-bozuğu yiğit;
Gi)ziinden Bozkurtlar bakar.
Eskipazar'm taşları,
Ya Gazidir yahut şehit;
Ucu destanlara çıkar.
***
Eskipazar'm
taşları
Akşamları yağız yağız,
Sabahları
tnnca bakar.
Eskipazar taşlarım,
Biraz derince yonsamz
Ya Mehmet yahut güneş
şu satırları yazdı:
1951
"1929 Eğridir doğumlu Osman oglu çavuş Yaşar
Türk kalbine s:ıpla:ıan bir havan şarapneli ile şe­
hit oldu.•
damarı doldurmıJ'a
Çatal yiirek ister beğim!
Eskipazar taşlarının
Amt-l(abir'e koştuğu,
İşte bu yiizdendir beğim!
Değme er yüreği yetmez
im taşları giildürmiye.
f
çıkar.
Zeki Ömer DEFNE
5
GALATASARAY----------
Resiın Sanatı
Son yıllarda açılan resim sergi !erini gezerken,
yaşlılardan
çok
gençlere tesadüf edişim, beni bu konu üzerinde durmağa
sevkediyor.
Artık, bir zamanların
Galatasaray
sergileri'nden farklı; sayıca da, gösterilen resiml::rin yap1lışlarıyle de
başka
ve çok sergi açılıyor. Bura !ara gclealer. hem çoğaldı,
hem
hem gençleşti. Neden?
Önce. yaşlı nesillerin ilgisi, zevkleri, kendi gençliklerinin n:sim an layışına bağlı kalıyor da ondandır
ihtimal, diye dlişc;düm. Ama sonra bu düşiincemi çürütecek başka
sebepler çıktı ortaya: Bir ker:!. onhır, gençken de pek öyle sergi gezmcğc gitınezlc)'dİ... Kısacası.
yeni
yetişen
nesiller. plfıstik sanat hare kellerine eskilerinden çok daha ilgi
gösteriyor.
Sanıyorum
okulların
resim
vermeleri
başlıca
yıldanberi.
ki
öğretimine
bundan
önem
sebep. Son yirmi
orta dereceli
okullarda
tamamiylc ıneslcktc:ı yetişme öğret­
menler. çocuklarla resim sanatı arasın:!a köprli kuruyorlar.
yapıla;ı
gençliğin
Bu alanda
yayınlar, radyo ve sinema,
gi:izünii dlinya işlerine daha çok açtı. Çocuk, otuz sene ön
cesim: göre kendinin cemiyet için:!;;
ve Siz •••
yaşar bir yaratık olduğunu çok da ha kesin bir şuurla biliyor. Hattfı,
sebebini düşünmeden bile.
etrafı
öyle şeylerle sarılı olduğu için, çeşitli faaliyet şekilleri onları cemiy~t
olaylariyle
ilgilenmeğe
sevkettiği
için. alışıklık halinde bu yetkiyi kazanıyor. Çay toplantılarına. dansetmeğ:, spor seyretmcğc gide gide, bu
ç:şit faaliyetlere katılma, hiç değil­
se herkes için açılan kapıdan gir meğe
alışıveriyor.
ZAHİ R
Bu yeter mi? Bir tablonun karşı­
s:.na geçip bakmak, onun çarpık, fotoğraf düzenine uymayan çizgilerini;
etraftaki renklerden
çok defa d:ı­
h:ı keskin tonlarla birbirinden ayrılan renklerini seyretmek kfıfi mi?
Elbette değil. Nihayet, bunlara ba karak, ressamın da bir nevi yarat ma giiciyle çaİıştığı, eserinin, s<::ı.at
eserinin onu yaratana mahsus bir
göriiş mahsulii bulunduğunu sezs~.
ona al;şsa bile, gençlerimizin o ha vaya karışması. sanatı kendi günliik hayatlarının bir ihtiyaç ın;ddesi
haline getirmek gerek.
Bana sorarsanız, bt:nun ilk yolu.
herkesin bir kere eline fırçayı alıp
çizmeyi denemesidir. İnsan çizgi çizerken, onun zate~ düzgün olmadı ğını, tabiatta düz çizgi ve haıtfı çizgi bulunmadığını öğrenir. Ömründe
Sinema ve tiyatronun.
maçların tek çizgi çizmemiş insanın rcs:m sev«görmc alışkanlığı, seyretme iti - diğinc inanmayın. Birşeyi dcn~mey;tdı" doğurduğu muhakkak o!Ju
ııin h':zzı olmazsa. o çc:ı:ı eseri sevğuna göre. çoğu yol uğrağı yerler mck da kaabil değildir. Şiir s~veıılcdc bulunan galerilere. sergi salon rin çokluğu, herkesin bir yaşta bu
!arına :la giriyorlar. Okuduğu, duysöz sanatını dcncmcğc kalkışmasıdır.
duğu şeylerle. ilgileri belli sahalara
çiviknmiş yaşlılara nisbetlc çok da- sanının. Böylelikle istidadın payı
h:ı çc~itli konularda temasa
g~çcn bir ya:ıa, resim sanatı, hcrkcsi:ı orgençler. böylece. resim sergilerinin tak dili haline gelir ve o dilden anen :levamlı ziyaretçileri olmuşlar - l:ımak, onunla duygul::rıııı paylaş -
GUVEMLİ
ıııak kolayla~:r.
dır.
SAYILI GÜNLER
Sokaklar sokak olduğunu bence
Ua:vramlarda bilir ancak.
Ben yalnız o giinlcrde severim sokakları;
Bir Ay- Y ıldız'h selin, ummanlar misali,
Ebediyetlere taştığı giinlerdc ...
G J\ R
p
Serin hasmr,:tı etrafa; riizgfır esiyordu.
Ta derinden inliyordu ufuk;
Yiiriiyordıı donuk ayaklar, donuk eller, yiiz •
lcr donuk;
***
Issız
O giinlerde hatırlarım
Tek oldu~unu cihanda.
Yalnız o sayılı giinlerde benim,
-Ufuklar dolusu gurur içindeBayrak bayrak olur diişiincclerim ...
sokaklarda aç kediler geziyordu.
Garip bir boşluk nefesleri kesiyordu;
Hem yağmur, hem kar, hem sel. ..
delik cep içinde iki donuk
Sonsuz sokaklarda, başıboş kimseler gezi yordu.
'fecit 5evifA-~
6
GALATASARAY----------Söylediği
yalana inanmağa uğraştı.
geldi. Anıma da parlak
gözleri vardı. Ya saçları, sapsarı saçları?:
Uçuşa çıkmadan evvel öpüşmüşlerdi de ..
«Evlenelim artık» demişti kız. Daha
kolejdeydi ama, nasılsa hava yollarının birine
Sevdiği aklına
kapılanacaktı.
~Javilik
Bir döneyim, kolları­
evlenelim diyeceğim» dedi.
Annesi bir düştiiğiinü duysa, bir de kar şısında nişanlısiyle görse kızmazdı herhalde.
Derinlik
-
İkinci günün de ortasındaydı. Güneş tam
tepede.
Uçak dar bir açıyla suya saplandı.
Deniz, dakikalarca fokurdadı durdu. Nihayet daire.ler genişledi genişledi..
Merkez;
meydana getiren hava kabarcıkları da yok ol.
du ...
Neden sonra aynı yere bir gölge düştü. O
da yaklaştı; yaklaştı, suya kapandı ...
Pilot tek başınaydı. Arkadaşı kend:sini atmağa vakit bile bulamamıştı herhalde. Kim bilir, belki de kayışı çözememişti.
Issız
maviJi.klerin sonu
kızardı.
tunçlaştı, morardı, lacivertleşti. Şimdi
«Evleneceğim.
mın arasına alıp,
Sonra
simsi -
yahtı ortalık ...
Bir uçak sesi duydu. Tam üstünde, yeşil,
bir yolcu uçağı. Aynı rotada uçuyordu.
Bağırmak istedi. Çırpınmak, suyun üstünde sıçramak geldi aklına, ama faydasızlığını
biliyordu. Simsiyahtı ortalık ...
- «Clipper, dedi sadece))
kırmızı, ışıklariyle
Gün yavaş yavaş ışıldadı. Sonra pırıltılı
bir sarılıkla deniz, masmavi de bir gök mey dana çıktı.
Boynundaki lfıstikle ancak kafasını suyun
üstünde tutabilmişti. Her tarafı su idi. Buz
biydi su da.
Paraşüt de çok ıslanmış, yavaş yavaş yok
olmuştu. Yukardan görülmesine imkan yoktu.
Ufacık bir nokta.
- «Belki, dedi kendi kendine, belkj helikopterle aramağa çıkarlar. O zaman bulurlar.
Yakın uçarlar çünkü ... »
ı·
ORİJİNAL
CEVAP
Tarih hocası Faruk Kurluluk ufak sınıfhırdan:
birinde şu suali sormuş:
- • Kaç türlü takvim vardır?>
l!
Aldığı en orjinal cevap ta:
Üç türlü efendim: duvar tak"·imi, masa
,takvimi ve cep takvimi...» olmuş._~
7
GALATASARAY-----------
Her sene
olduğu
gibi Okul
öğrenci
kurulseçimleri nin yapılması bu ders yılı başlangıcında Mü dür Yardımcısı Selami Akal'ın idaresi altında
larının teşkilfıtlandırılması, Başkan
tamamlanmıştır.
Okul içinde halen teşltilfıtını tamamlaya rak faaliyet~ geçmiş olan başlıca öğrenci kol lan, bu kolların başkan ve azaları aşağıdaki
şekilde tertiplenmiştir;
NEŞRİYAT KOLU : Rehber öğretmen
ile münasebetler tesis edecek konfe rans salonunda Tiyıfüo mevzuunda tartış malar yapılacaktır.
KÜLTÜR - EDEBİYAT KOLU : Reh ber öğretmen: Z. Ömer Defne
Başkan : Akagiin Tahıl.
Atatürk'ün ölümünün 16 ncı yıldönümü
münasebetiyle bir Şiir Yarışması tertip edil miş, birinciliği Aykut Akıncılar ve Doğan Ab:ılıoğlu kazanmışlardır.
lO
R. Necdet Evrimer.
Başkan : Basri Karagöz.
Tahrir Heyeti: Vural Giinal,
Kolları
Kasım akşamı
Biilent
salonunda
Behçet Kemal Çağlar, Zeki Ömer Defne ko ve Büyük Ata'ya ait hatıralardan
Ağralı, Yalçın İkizalp.
nuşmuşlar
Sekreterler : Dinçer Güner, Yavuz Zey tinoğlu. Muhasip : Doğan Abahoğlu
İlk haftadan itibaren faliyete geçen Neş
riyat Kolu, elden geldiği kadar titiz bir çalış­
ma neticesinde Galatasaray Mecmuasının elinizdeki sayısını hazırlamıştır.
TEMSİL KOLU : Rehber öğretmen A.
Kutsi Tecer
Başkan :Mesut Cımayakın
Edebi Heyet : A. Kutsi Tecer, Yılımız GiirsoJ,
Erol Giinaydın,. Altan PoJraz. İ. Tiirker.
Dekoratör : Duygu Sağıroğlu
Temsil Kolu yaptığı toplantılarda
daki kararları almıştır:
Ders yılı içindekiler hariç. her hafta
rencilere temsiller verilecek, bunlar ayda iki
defa lise. iki defa da orta kısım öğrencileri
tarafından verilecektir. Temsil
Kolu
okul
içinde bir Tiyatro Kuliibü kuracak. bu ku
liib üyelerine diksiyon ve Umumi
Tiyatro
bilgisi dersleri verilecektir. Tiyatro Kolu ayrıca İstanbuldaki diğer okulların
Tiyatro
bahsetmiş, şiirler
8
Konferans
Ruşen Eşref Ünaydın, Orhan Şaik Gökyay,
okumuşlardır.
Toplantıya
Yarışmada kazananların okudukları
son
şiirlerle
verilmiştir.
MÜZİK KOLU . Rehber
öğretmen
Server Biirge, Selfimi Akal.
Başkan : Giinay Çilingiroğlu
Her yıl olduğu gibi bu sene ele Müzik Kolu faaliyetlerini tespit etmiştir. Arkadaşlar
muhtelif konserler vermek, öğrencilere memleketin tanınmış solistlerini dinletebilmek üzere
çalışmalarına başlamışlardır.
FOTO KOLU : Rehber
öğretmen
:
Şiik­
rii Üzaltaıı
Başkan
: Muammer Veldct.
kolu arzu eden öğrencilere A matör Fotoğrafçılık bilgisi verebilmek üzere
kurslar açmıştır. Birinci clönenı tatilinde ' bir
fotoğraf sergisi açmak üzere şinıdiclen hazırlık­
lara başlanmıştır.
KOOPERATİF KOLU : Rehber öğret
men : M. Mossc
Başkan Mehmet Akalın ve arkadaşlarının
Fotoğraf
GALATASARAY
sım' dan
1
Resimler
Fotoğraflar
Muammer VELDET
bliylik ediplerini ve ço~kuıı
ak-;:ımı konferans salcı-
Kurtultı) O'mı
hiiilin ccplı,;lc
Kemal Çağlar.
ve Zc:ki Ömer Defne de ~iir-
tarafı:rn
Orhan
Bclıçcı
tekrar yaş:ıttılu.
O akşam O'na bir kere <lalıa inandık. bir kcr.:
iman ettik. Galatasaray gençliği çizdiği nurlu
yolda ilerlemekte ve eserinin en kuvvetli bir mlidafii
olarak
durmaktadır.
9
GALATASARAY------~----
.
Ç{-antezi
Güı11e
Muavin Bey,
Giden Gün
hızlı hızlı
yatakhanenin, koridora
vuruyordu. Kılkuyruk yatağında
bir sağa bir sola döndii. •Aşağıya inmcğe on dakika
kalmıştır: kalkayım artık» dedi kendi kendine. Do •
lapta iki gömlek vardı. Biri kirli. biri de cumartesi
için. Fazla düşünmedi.
Kılkuyruk. Hayatta
insan
pratik olmalı, fikri başlıca anladiğı ve tatbik ettigi
şeydi. Pijamanın iistiine soluk renkli bir kazak giydi:
ikinci zil çalarken o, merdivenleri iniyordu ...
bakaıı penceresine
S:ıbah
güneşi.
sınıfın
sağ
kö~.;:sini
ısıtıyordu.
Kılkuyruk gerindi. esnedi, giivercinlerin aşağıda boş
bahçede oynaştıkhırını hayranlıkla seyıctti. Sonra.
S o f r a d a ekmek
bayattı.
Kılkuyruk
çıkıştı.
•Ya .. bir
giin
olsun
taze.
yumuş:ık ekmek getirin hiç olmazsa, ne biçim adanıÇavuşa
hırsınız be .. • dedi. •Önlindeki biber dolmasına bol
tuz ekti, bardak bardak su içti. Kendisinde seyrek
farkedilen babay2ni bir tavır takınarak yanındaki
M:ıraş'lı
esmer
oğlana:
Hey Arap. diye seslendi. Bir su daha içelim.
İki su bir ekmeğin yerini tutar ... ~
•Ü ince, uzun oğlanla kavga etmek
yanında
habirc birşeyler ezbcrliyen Mouıon Meh ı~iye diişiindii Kılkuyruk. Ama oğlan elinde yeni alınct'e döndii:
rnış olduğu boyasından belli Champion marka topl:ı
Bana bak Moutoıı, dedi. O kıza bir daha
gelmiş. onların bulunduğu yerde:
Bu tcncfriis bu raslarmıyım dersin'? Ama bu sefer öyle kaba dav rada biz oynıyacağız• diye tutturmuştu. Berek~t araranmam. Yanına yaklaşır. ·-------------~---------ı !arına lv1oustiquc
girm:~tı.
Kalimcra
E!cni.
derim.
koluna girerim bir
muhallebiciye gideriz. El~ni bana hicret ettikleri a:Jadan. orada bıraktıg'ı kadc-
Soııra
şinden,
oranın genç kızla­
bahseder. Ha, Mmı­
ton. olur mu der5İıı ha'!.
Kuzu bakışlı Mehmet Kıl­
kuyrtık'tı eskiden
tanır.lı.
Başını kitaptan kal:lırma •
dan:
rından
Yoksa çocuğu adamakıllı ısha .. Çlinkü
babasına küfretmişti.
Haibuki Kılkuyruk babasıııı
nımazJı. O çok
kiiçi'ıkkcn
genç bir hava teğmeni olfrn
babası bir uçak kazasınJ:ı
]atacaktı
Uzakta bir el
Kurt kurmuş bir su
B aı;m d a pusu
Gidiyor
-
kıızıı.
Uzakta bir el,
yanara!-.
.\hın el
!\ u tsi
Teı·ı:r
oğla:ı
ölmliş ...
Öğlı;den sonraki
dersler
de yemek lisıl'ıııe çckilnıi yordu doğrusu.
Kılkuyruk
Nilıay:t
ııçurstına
bu
yordu iistelik. «Am:: buraJa
di. içinden.
buz
oldu lıattfı.
açlıktan;
10
biraz daha sabretti.
yordu. i\födiir muavini. en
gramlık
GALATASARAY---------p~ynir parçasını agzına atıp, bir lülızada yuttuktan
sonra, adamlardan birine döniip:
- « Beyefendi bu peynir biraz yagsız,,
dcJi.
Sonra •sizde bakın bir kere> diye söyh:ncrek cgildi;
bir yiiz graınl ık parça daha aldı. Bunu yutması biraz uz.ıın siirnıiiş olacakki neden sonra ~llidiir Muavini: «N~ysc bir şeyler düşlinürliz» dedi. Kılkuvnık
bir iki yuıkun:!u. Aç acına arka bahçeye, çiçckİcri:ı
arasına yliriidli.
Akşamın koyu al rengi, sınıfın karşısına diişe:ı
apartnmnlarda donuk bir şekilde aksdcrdi. Sarı boyalı apartmanın iist katında Kılkuyı:uk'un btiylik bir
kuvvetle Ermeni oldugunu zanncnigi, siyah clbis::H
bir kadın. b:ılkona çıkar, bir mfülJcı orada etrafı
seyre:krJi. Kıl:-.:uyruk sırasını arkada kaloriferin demirleri:ıc dayayıp, kadını beklcmcğe başladı. Orta lık yav.ış yavaş karardı. Karşı apartmanhırın al rengi sliratlc solmaga başladı. Perdeler çekildi. Bir iki
kuş kesik kesik Öltii. Sarı boyalı apartmanın iist balkonuna kimse çıkmadı. Fakat Kılkuynık\ııı gözleri
dalmıştı. Bir yeri deliyor, uzak bir tımıfa gidiyor gibi bakışları keskinleşti. Kılkuyruk, parlak bir yeşille
pi!rça parça böllinmliş kırmızı elbiseli bir katlın gö rliyordu. Kulaklarında sinir bozucu bir bar mii:dği
çınlıyodu. Kırmızı elbiseli kadın iki erkeğin ara sında, giiliiyor. öııiindcki kadehten sarımtırak bir içki içiyordu. Kılkuynık'un dudakları inceldi, gözleri
yaş içindeydi.
Bu böyle devam etmez• diye mırıldandı;
«buna bir son vermeli.• Son kelimeler acı ve soğuk-
tu. Kılkuyruk ürpererek titrek. ağlamaklı bir sesle
"bir son vermeli• diye iltıvc elli.
Akşam yemeğinden biraz evvel, sınıfa son ıüin­
Jcrdc KılkuyrulCun da nazarı dikkatini çek::cı:k ıı~·z da pı:k şık giyi:ııhcğc b:ışlıyan bir ıııiidiir nıuavını
girdi. Dlin akşam ı:tiid hocasının sandalyasına rap tiye koyanların ve bu işe ön ayak olanların ifadeleri
alınacaktı. En son Kılkuynık'tın numarası okundu.
Demek kcndin:lcn de şliphclc:ıilnıişti. Öniindeki cntctı:'li kiigıda bir şeyler yazarken:
Gör.ilin mli ~louton. hiç hiçine- al başıııa
bir b:la daha> diye söylendi. öteki:
Ben sana
dah:ı evvel söylemiştim birader; dedi; hiç adamın alı:n:ı koca Yugoslav raptiyesi konur mu?•
Yatma zili
Kılkuynık'a
biraz geç
çalmış
gibi
g~ldi. Yarın oynanacak futbol maçınııı miinakaşası­
nı
kavga c:Icrcesinc yapanların arasından sıyrılarak
koyuldu. Kapının yaııında ters çevrilmiş
ve yanına biraz su döklilnıliş çöp kutusuna gözleri
takıldı. İçinde akşam akşam şeytanlar ayaklanmıştı.
Lline geçirdiği bir tebeşirle gitti; çöp kutusunun üs tiinc «Hayvanları Koruyun,, yazdı ve varnna bir de
resim yaptı. Merdivenleri çıkarken ö~lindcn
hızlı
hızlı geçmcgc çalışan Bliciir Ahmct'e çelme takmaga
yeltendi. Yatağına gelip kendini çuval gibi pikenin
iistünc attı. Bir an öyle durdu, neden soma kendine
gelmiş olacak ki:
ylirlimeğc
Vay
canına,
dedi; koca bir glin giime gitti,
yahu.>
ÖZLEYİŞ
En tatlı hatıraları
Genç yıllarımın;
Kimi hatıralar kırmızı-sarı
Bahçede;
Bembeyaz durur kimileri
Kara tahtada;
Kimileri kifa!> - defter dolusu;
Kimi var titretir heyecandan;
Kimi koridor kokar ...
Galatasaray'da kaldı bütün,
- Yadı bir ömre değer En güzel hatıralar ...
BASRİ KARAGÖZ
Fonctionnaire D'Etat
ı
1
c fi
DlişündUk ta7ındık ve sizlere hO) üç defa tıkırdattıktan sonra tekrar
birkaç dakika geçirtecek bir röpor- g~Ui. Biz de o ana kadar hesabımıtaj hazırlamayı kararlaştırdık.. Fa- zı y;ıpıııı~tık Damdan dü~cr gi:li:
kaı. kiminle. nasıl bir röportaj yapa37,5 saat uiyc cevap vc:r cagııııızı bil.: bilmiyorduk. Orijinal :rn....
bi şeyler bulmak gerekiyordu.
O. hiç oralı olmadı. Belli ki 9-A
Yınc uzun uzun J[işiindlik. ve şu ögrcııcilcrinc k ıwıışt ı:
Bakın
çocukla. dedi.
kızınca
karara vardık; hepinizin pek iyi ta ıııd ıgııı ız idarecilerimize, onları en topl:nı kızarım. parckcn:lcci dcği ·
kuvvetli (!J ıaraflanııJa:ı yakalıyaı; liın ben. Sonra. tahammiidiin faz.
birkaç sual soracaktık: işle sualler: l:"ı hiç dc iyi d.:gil hani! diye ilfı·
etti. Sustu. /\lı ... dedi, bir de ~u
1ı Her insanııı muhakkak ki iiç
kusuru olurınu~. Sizinkiler nelerdir'! ;;;mr:bn kendimi uzak bırak ı~ıııı.
2)
Uyuy;ıııı;ıdığınız
zaınaıı
ıı·:
yaparsıııız'!
>ı
Hatırlıyabildiğiniz
ve
sizce bir rııalısunı olınıyıın t<ı·
lcb~lik ve öğrc:tıııeıılik ı:ıkaplarıııız
var mıJır?
4) Nasıl bir iigr~ııciydiııiz'!
5) Bo1 vakitlı:riııizi ııcrd~r:lı: ve
sııı:la
:ıvlam:,ya
İlk ccv:ıplarırnızı
çal ı~ırını.
zahmet -
s;J geçirirsi,niz?
Ve iştı: cevapları:
Rıdvan :)eıısoy.
l
ı
:
/\nıan c:vHııl:ırıııı
S:ılilı
ddi. hir
bal.ayını.» Gitti. tele
fona cevap vcrJi. Sonra ha~ladı
latnıağa :
Gi!ııde l 50 defa telefonla
ıck
dihiiıı;;yinı
ııu~uyonıııı;
da
ııc
•prkcıı
ııı:ıyı
'.ıııd;ın
,
dakikad:ııı h:ıfta
c ..h::'!. ddi. Hcs:ıplaııııy:ı ç:ıiı-
]:ıJık.
ı
lıatıfı
:\leklup yazar.
okula
ç:ılı)ırım ...
Çapra~ık
i\grı:ııci
bir sual.
iken
k~ndisiyh:
Reis» dc:r •
bu k;ınu~
Hm:alıkta eiddiycl ve
ığınıız birinci devre o:la- ddilcr.
çıktı
9·/\
camını
lwı:aıııız
o da
olayı
Bir
Kiifıc
d:ı
giiıı :\lı ıııcı
sayılrııazdını.
üstelik.
lıiç bos vaktim yok. Yok ama ara
B:ıj!;ıBu
12
glirıknk:
{!
U. E
{!
OM O
2) Yataktan kalkmam.
Tavana ses diyorlar. Bir de hani çok kor - 3J Şlnı:liy~ kadur banJ yalnız
vad?, Galau,saray':Ja J[ıkap taktılar Beybakarak bine kadar sayarım! Uyuya- kunç bir Amerikan artisti
mazsam yan değiştirir tekrar s:ıy • kimdi o'? .. Sustuk. (Aklımız:ı Bo - baba diyorlar.
mağa başlarım.
ris Karloff'lar. Lon Ch:ıııcy'lcr gel4J Uslu s:ıkia ve sınıfı daima i .
kiııci'iklc bitiren bir ögreneiy~linı.
31
Talebelikle Baba derler - di. Hemen Jiger su:ıh: geçtik.)
4ı Temb.:l ~kğilJirn. Lıb: yara 5) Açık havada uyunım: kahveye
mazdım. Epeyce de ccz~.m vı;r:l:.
gitmem. çaya giderim~
<Bu s~fcr ~!t..: «bizden mi)" di;,
tili~iiıı:!il:.:. Salih Beyin
kuhd..Jarı
5)
n
EvinıJc
Lıınilh::»
Tc~:kkiir
Jcyi·:iyl::ı
ve (ken.li
topla:ıtılarJa.
c:lcr~k
g.:liycLhı.
ayrıUık.
l)iğ;rl~rini
öbilr
Fakat ııc öhlir akbu ... B:ıy A:lil Zeren'! an bıraktık.
~ammı~
ak~;rnı
sonr;ı
k~I
oJ::sııı.iayıııı~.
Ji.
değişiyor.
lıc:;u:ııa
her gliıı lükabını
Bunlar içinde ıııcscl~ı en
gidenleri
ve ı\fotGr
oL!u.
la
oLiuğmu
ıal~bcyi
(Bu arada sergiye
iizcrc
g~tirilcn
lıbını
kcııdiııiııkiylc
ruııaılar
için
sı
-
bulrmıyonıııı.
en hiiyiik kusurum
bilir neler
Kc:li derlerdi.
ndcnsc Ram -
Buııuıı
kaniirn.
ralanı:ıyı doğru
riıcmdir.
diın.
rum.
3)
kusurlarımın
Ata':ıııı
çok
konma~,
elinin ka -
ölçtll.. ve kim-
dii-)füıJii. .. )
h:nliğimi
kaplar,
ınuztarip
olurum.
(Sonu 23
ııcii
sayfada)
13
G A L A T A S A R A Y ---'----------
1
s r y
b rl
•
rı
Bu ders yıiı ba~langıcıııda okula döncn arkadaş­
lar g..:.;:::n sene tekrar bulu~mak lizcrc ayrıldıkları
kıymetli hoc:ıların:laıı bazılarını kar~ılarııı:fa bulama·
dılar. Fakat onların y.:rkriııi yenileri alınış bulu:rn •
yor.
Gidenler kalplcrinıiz:kki yerlerini daima nıuha •
ed::ckler;!ir; öyle zannediyoruz ki Galatasaray
camiası da onl"rın gönlillerinde unutulmaz tatlı Jıa­
tırnlar bıraknıışıır. Muhı~lif sebeplerle okuldan ayrı­
lan Tlirk ve yabancı hocalarımız şunlardır: Tr.rih
öğretml!ni Halit Sarıkaya, Ticaret Bilgisi ve Yurt
Bilgisi öğrctııı~ni Faik Ş..:vkct Rumclli. Edebiyat öğ ·
r..:tmc:ıi Esat l\lalımut Karakurt. Bioloji öğretmeni
Karabet Klirçiy_aıı Giircan,
Fransızca
öğrctnmni
M. Wcyer, l\lateıııatik öğretmeni M. Rob~n Philippc.
Fransızca öğretmeni M. Rene Gucrinon. Almanca
ve Ticaret öğretııı:::ni İzzet Zeki Baras'111 emeklilik
emri gclıııiş·ir. Muhterem hocamız da pek yakında
okulumuzdaki vazisinı.lcn ayrılacaktır.
f:ın
Gelen öğretmenler ise şunlardır: Tarih öğretme­
ni Fanık Kurtulu~, Fizik, Matematik öğrctmc.ni Bayan Hilfıl Pamir. Mr. Elliot'uıı yerine İngilizce hocalığına Bay Cevat Geray, Fransızca hocası M. Paul
Jal. Matematik hocası M. Jacques Ballerct, Bioloji
hocası M. Sinoir, Fizik hocası M. Daux.
Yeni gelen Tiirk ve yabancı hocalarımıza ıııec •
geldiniz derken bundan böyle Galata saray'da devanı edecekleri vazifelerinde kcndilcrin,2
başarılar diler.
muanıız hoş
ctfüliiıı ortasında,
UÜLBÜLLJ;'.R
Aşağıda
koridorda, çiçek bahçesine bakan sınıf­
birindeydik. Yemekten sonr:ıki ctüdlerdc pek·
o kadar çalışan ras!mıııııızdı; fakat Liilfııll:ılı arkadaşımız, derse kalkacağını riiyıısındıı mı gi)rmiiştii ne·
dir, kendini tmıı:ııııcıı ii:ıündeki fizik kitalmıa ver •
ıııiş!i. Sınıf pek sessiz sayıhııazdı, sıralarda
grup
halinde hasbıhal edenler vardı :ını:ı, o bunlardan hiç
ıııiitecssir olmuş giirünıııiiyordu. Bu arııda, açık pcıı·
celcrden gelen çiçek bahçesinde füen kurbağ:ılıırm
monoton sesleri de bu güriiltiiyc kı:rışıp gidiyordu ..
İnsan bir şeyi zorla lımıarınıya kalktığı anda,
ondan kurtulmak için de binbir sebep icad eder. Nitekim sııııftaki giiriiltiiyii bir yana bırakan Liitfullııh,
l:ırdan
<
14
b
o incecik sesiyle, gayet ciddi
şiiy­
b:ığırııııştı:
-
"Bahçedeki
şu
biilbiillcr de hiç
sıısınıyacak
•
l:ır lımıi! ... »
MUSİCİEN
Sınıfta,
her zaman yapılan miiıı:ıkaşalardıııı bi •
rinde, istikbal ve ona ait parlak diişiiııcclcr konuşu
luyordu... Konıışaıılıırd:ın kimi doktor, kimi mii •
lıcııtlis, mimar, lıaricyeci, v.s. oluyor ve hepsi de
gelecekte biiyiik adam olacaklarııı:ı inanmış bir ta •
nr takmıyordu. O zaıııaıııı kadar sessiz sessiz bir
kiişedc duraiı Ertuğrul birden atılarak :
- •Ben de, dedi. jc scrai un nıusicicıı mı dia •
metre dıı ınondc! ... ~
GALATASARAY
Diı>lomasız Galatasaraylılar
: 3
EH LiVAN
22 Senedir Gala·
sarayda ya~ayan
Hasan Çavuş bu
gUn 55 yaşındadır
Dinçer Güner
Onu hepimiz Pehlivan Çavuş diye tanı rız, asıl isminin ne olduğunu hemen kimse bilnıez, ben de bunu bilmeyenler arasında idim,
bu röportaj vesilesiyle Pehlivan'ın adının Ha san, soy adının da Demirci olduğunu öğrendik.
Hasan çavuş, 1315 yılında yani tam 55
sene evvel Boyabat'ın Erkeç köyünde dünyaya
gelmiş. Galatasaray'a gelişi de 1932 - 33 se nelerine rastlıyor. İstanbula ilk geldiğinde o
zamanlar Behçet Bey'in odacılığını yapan H<~­
lit Ağa vasıtasıyla Mekteb-i Sultaniye mey
dancı olmuş. 22 yıldır bu mektepte binlerce
çocuğa emek verm!ş, onların dertlerini dinle m'.ş, işlerini görmeye devam etmiş.
Ben, mektebe geldiğim gUnden beri onu
Granc!-Cour'un. meydancısı olarak tanının,
meğer onun bu işi çok daha eski imiş, ta uel eliği gUnden beri oraya bakarmış. - - Pehlivana, mektepte çalıştığı miidelet zarfında kaç miidlir gördUğlinii sorduğum zaman:
Vallahi beyefendi, rahmetli Beh:;et
Fethi İst'endiyaroğlu'nun ilk ve Uç sene
evvelki miicliirliiklerini, Besim bcy'i, bir de
şimdiki Miidiir Macit bey'i tanırım ...
Dedi.
Hasan
herkes Pehlivan der ama
ki hakikaten
beri alması rica bulunurlar, ona eskiden ele
böyle şeyler olur muydu?
Diye sordum ...
Tabii bey, evvelden beri böyle şeyler
adettir ...
Diye cevap verdi.
Hatta Müdür bey'in de böyle arzuları olurmuş ...
Galatasaraylılık onun için
büyük bir
haz kaynağı olmuş; köye gittiğim zamanlarda
o~ad:ıki ahbaplarıma, ben Galaıasaray'dan mezunum dermiş.
Pehlivan, rahmetli Atati.irk\in Galatasa
nıy'ı ziyaretini de hatırlıyor:
-
Atatiirk'ii evvelden
luş Savaşında,
tanırdım,
Kurtu
İnönifnün ele ve Mudanya'da
savaştım,
Rahmetliyi bir giin Mudanya'da
müştiim, o giinii de bir tiirlii unutamam ...
Hasan çavuş\ın mektepte en iyi, en sa mimi arkadaşı rahmetli Kalleş Abdülkadir i ıniş;
(Sonu 24
iiııcii
sayfoda)
bu
ela da Taksim
stadında
Muslih Hoca bana bu
ara
sıra
Pehlivan
öte
15
GALATA SAR A Y - - - - - - - - - - -
Okulda spor faaliyetleri ilk günlerden itibaren hissedilir şekilde kendisini göstermeğe
başlamıştır. Sınıflar ve okullar arası müsaba kalar yapılmaktadır. Mecmua makineye veri leceği ana kadar yapılmış olan müsabakaların
neticeleri ve kaptanların isimleri aşağıda belirtilmiştir.
Başkaptan :Öğretmen Nizaınettin Ergun
Başkaptan Yardımcısı
: Yönetmen Ab •
diilkadir Giinyaz
Okullar arası müsabakalar meyanında iki
voleybol iki basketbol maçı yapılmış. Erdoğan
Teziç (Kap), Argun Özpay, Oral Yılımız, Al tan Kemahlı, Güngör Demirtaş, Budak Çal.
Erten Pamir' elen miiteşekkil Galatasaray voleybol takımı 15 ekim günü Dariişşafaka'yı
15 - 14, 15 - 1O skoru ile iki sette 8 Kasıımla
ela Robert College'i 15 - 10, 12 - 15, 15
12
olıııak iizcre liç sette nıaglup etmiştir. Basket hol maçını ise Oral, TugnıL
Uslu, Özclemir, Yehap, Tarcan,
Ber-
ker şeklindeki t:ıkımımız
karşı
oynamış bu nılisabaka 47 - 25
lehimize neti ile yapı lan ise 41-31
celcnııı'.ştir. Sainı
kazanr:ııya ımıvaffak: olmuştur.
Sekreter : Yalçın Erlum
Muhasip : Deniz Ulutan
Yurt Bakıcısı : Doğan Abalıoğlu
Atletizm Kap. : Ünal Somuncııoğhı
Basketbol Kap. : Oral Sinkil
Cinmastik Kap. : Taylan Altan Kadıoğhı
Futbol Kap. : Necmi Silahtar
Güreş Kap. : Aydın Bingöl
Voleybol Kap. : Erdoğan Teziç
Tenis kap : Özdemir E~insav.
16
Devamı
22 de -
GALATASARAY-----------
Vers Les Anges
!
1
:Jadis, j'avais un village
,Et une belle fille a fovres roses;
'Et j'avais au coeur quelque chose
***
1.
!Inexprirnable a cet age ...
'.J'ai gagne un jour la mer,
Les vagucs bleues et ameres.
1
1Ebloui, par cette bcautc,
J'avais une inımense gaitc.
1
***
,l\ılais
aujourd'hui, ctrange,.
Pour me parler des larmes pures,
1 Pourquoi venu cet ange?
Qui me parle avec murmure ...
Je vous jure!!!
1
***
1
M. Larroumets'ye
Comme les ctoiles luisantes,
j Tu renais dans ma nuit.
1
dair
O, belle de notre terre ardeııte.
Que tcrai-je'? Le temps fuit.
l\1. L:ırrounıcıs bir zamanlar rcsime çok mcrak1ıytl ı. her hafta bir kaç kutu renkli kalem bitirirdi. ..
***
Ah! cıue je deviennc Ulysse;
Sur la mer calme et lisse,
Que je reste seul, <ıue je nagc
Vcrs Ies anges de mon villagc ...
Okulun
kıymetli
felsefe
s~l;·ım.
Onu
rüyasına
D~gustatioa'da
dalmış.
masa başında tabakaların
bir vaziyette bir çok görenleriniz
tiry:ıkisiJir
Anlamamış!..
zamanda. gı.:çı.:n
kendisine mahsus p:ırdunırJu.
Baktık bu sene o has·
isıdi rııi ccbimkn
çık:ırJığı
körletiyor. Plıilip Morris'lcr. Sir
Exprcss·ıer hepsi kaybolmuş. Hani
koridorlarJan
Ralciglı'lcr.
ı:mı kiıııbilir lı::ngi
•acccııt»la okuduğu
ıı'ai ricıı coıııpris,
İstikltıl
rip
Moi
atıverdi.
mıssi
jc
aJ ~
D.:yip.
dedi.
le
ıı'ai
caddesinin bir ucun.hıki
n:yo:rnııdaki
için M.
Öbiirii de hemen:
-
aynı
gider. k ırtasiyc
.fol
Jc
de
g~ç.:rkcıı
Gı:uloi.
M. .fol Altııı'a (naııı-ı diğer Alcko) iz:ıh edilecek zor bir cümleyi okııımısıııı siiylcdi. Fakat AlLn
biri olan
olmuştur ...
n~l::r
Aleko da
hocalarından
l\1. Larrouıııeıs hakikaten filozof bir adamdır ves-
colorcc« .
kolı uğun un
alı ı na
sık ıştırd ıgı
paketler-
dışarı çıkarJı ...
l\lulıtcrcm hocamız. o zaman İngiliz, Amcrikun
Colorc» diye isim takmıştı
rien compris, diye kesti
da ...
17
GALATA S A R A Y - - - - - - - - - -
Kemalettin Kamu ve
Hayatın esere kuvvetle tesir edebileceği­
ni genç yaşta kaybettiğimiz Kemalettin Kamu'da görmek mümkündür sanıyorum.
O,
daha on üç yaşında I. Dünya Savaşı'nda işgal
e::!ilen Erzu~um'dan,
memleketinden, yuvasından olmuş, düşman önünde kaçarken şöyle
inli,:or::!u :
Alla.J.ım,
ne bunaltıcı, ne boğucu bir gece,
Gfülerimiz bulutlandı arabaya binince.
Karanlıkta kaçıyoruz, çoğalıyor korkumuz,
Umulmadık bir felaket geçiriyor ordumuz.
Sonra İzmir'in çok sevdiği İzmir'in iş­
gali üzerine annesine dert yanıyordu :
O bağlar nerede, bahçeler nerde?
Her akşam güneşin ba'tığı yerde
Gözlerim İzmir'i arıyor anne.
Yurdun h·erhangibir parçasmın düşman
çizmeleri altında inlemesi ondaki GURBET
acısını deşiyor ve yalnız
ana vatanı değil,
Türk bayrağını yakıştırdığı eski ata toprakları için de inliyor, üzülüyordu :
derken,
yabancı
gibi
yakınından
Rodos'un.
hep;nıizin,
içimizi yakan, gözlerimizi
bir üzüntüyü, bir acıyı can evinde
hissediyordu.
Yalnız Rodos için rni?
hayır..
Bakın
Tuna 'nın dalgalarından neler duyuyor :
bulandıran
Dağlar ağaç
dolu, ovalar yeşil,
Bu yolda konuşmak istemiyor dil,
Yeiesi kabarmış atlarla değil,
Kfüii bir trenle geçtim Tuna'dan.
Kenciini gurbet acısına kaptırmış
olan
şairin çocukluk ve ilk gençlik yılları, sanatının
istikametini tayinde mühim rol oynamıştır.
Kemalettin Kamu'nun içli, duyuran bir vatan
şairi olduğu şüphesiz. Fakat kendisini yetiş­
tiren başlıca amil de içine düştüğü GURBET
18
ıstırapları
değil
midir?
Dirseğimi
dayayacak bir pencerem yok
Elveda, ey harab baba evi, elveda.
diyerek
artık,
ayrıldığı
Erzurum'dan bir gurbet yolculuğuna çıkışı, gurbet gecelerinin bu genç
ruh üzerindeki tesirleri şu dörtlükte nasıl özlü olarak ifade edilmiş :
Ne aşkım, ne emelim,
Soluk bir karanfilim.
Ben gurbette değilim,
Gurbet benim içimde.
Evet, GURBET O'na, O GURBET'e o
kadar alışmışlardı ki ...
Bir çetin bilmece sorsam Paşadan,
Söylemem memleket bağışlamadan,
Mutfaka İzmir'i isterim anne.
(Sonu 22'dc)
F AL
Hatırl:ırıııısm canını'?
İçimize çevirip nemli gözlerimizi
Geçtik
Gıırbet Acısı
Küçüktük ...
Uir çingene
Gözleri :ıtcs saçan bir
El falıma bakmıştı.
Ve
Durgun, ağır,
Ruha işleyen bir sesle:
«Yazık»
demişti,
k:ıtlm
•y:ızık,
Sncmiycccksin yavrum
Y:ın:ırım sana.>
Halırlarnıısııı canım?
Gençtik ...
Bilinmez bir aleve
Hiç bilmeden :ıknııştık.
Ve
İkimiz ber:ıbcrce
Çingeninin
falım
Ateşleyip yakmıştık.
Vur:ıl GÜNAL
GALATASARAY
Kültür ve Edeb:yat kolunun 10
İZCİLİK
lemiş
oBuğu
yarışmada
Kasım
kazanan
için terlipşiirler
Atam'a
Üç yaşındayım bin dokuz yüz otuz sekizde,
Denizden uzak
Dünyadan ırak.
•Babamız öl~ü· dediler birden
Ellerinde mendil, ağlarken.
O:ı
y<\şındaydım
do:;uz
b:n dokuz yüz elli üçte.
Evden unk
Okulumuz izcileri, her yıl olduğu gibi,
bu yıl da izcilik alanında önderliği muhafaza
etmektedir.
izcilerimizin yaz tatilindeki çalışmaları
zaman zaman ferdi olmakla beraber dikkate
değer bir manzara arzetmektedir. ilk olarak
4 temmuzda K~ırat:ış'ta açılan Oymak Başı
kursuna okulumuz izci liderlerinden Özcan
Yuvalı, Dinç Ayhan ve izcilerimizden Nuray
Erçire, Erkut Onart iştirak etmişlerin ve muvaffakiyetle bitirmişlerdir.
Yine Pendik'te İlk İzci kurulunun açtığı
kalabaiık
dört devrelik kampa
izcilerimiz
katılmışbrciır.
Bundan
Oku!Jan :rak.
dedik h 2p bir:!en
S:ııi
v~t rn
toprağına
gömerken.
Doğan ABALIOGLU
Ato'ya
hatıralarımı
Çocukluk
kaplayan.
arasın:lan.
Sisler
Bir gec2
Anncnık
babamın
ağlıyarak
başka
yurd gezilerine
Bülent Ağralı,
ve İç Anadolu'da bisikletle
günlük seyahatte 2980 Km.
kadaşlarımızdan
çıkan
ar Akdeniz
elli
Erkut O Eclregitmiş, Bukursunu
ile
Balıkesir.
itibaren de derhal sa-
Ben ek hiçbir duyguya
kapılıııa:!an,
Aglaıııı~tını.
.)inı:li dü~üniiyonım
da bu Uzli:1tii niye.
seninle.
Kaib::nİL
inkılfıplarınli:,
c:c:vriınleriıılc.
Doluyk~n.
Doğnı
mu
s:ırıa ölıııii5
D:i~liııiiyonıııı
S;n
ölnıdin
s~n
ölmc::lin.
demek
da.
diyorum:
lon
başlanmıştır.
Bu arada bir ay müddetle devam eden Oba
Başı kursundan yirmi üç izcimiz
ile
!oma
Daha sonra Çamlıca,
birer tatbikat gezisi
da sekiz kişilik bir hafta sonu
muştur.
eve geldiklerini,
Hatırhdım.
ve Kil Beykoz'da
kampı kurul -
Aykut AKINCILAR
İzcilerimiz gerek İstanbul'un kurtuluş giinü ve gerek Cumhuriyet
bayramında
kıyafetleri
yürüyüşleriyle
ve muntazam
Galatasaray'lıların
tertemiz
bütün
sevgisini kazanmışlardır.
19
GALATASARAY----------
MENDİLLERiNİZi
ÇORAPL~RINIZI
YIKADIGINIZ
BEYAZ SABUN
ÇAMAŞIR SABUNUDUR
•
Kremi i
PURO
cildinizin sabunudur.
GfNçtEŞTİR/R
Geçen yal mezun o~an ark<Jllill GÜZELLEŞTiRiR
daşların
Geçen sene
di?lom
okuluııııızdaıı
mezun
Dip:onıa
tevziiııdeıı
rans Salonııııd:ı yapılan parlak bir
önce de. geçen
derece ahm arka d.ı;larmııza ıırnlıtc!if hediyeler dıığı­
Uıııış; daha sonra kıyıııelli misafir -
förcııle yerilmiştir. Toplantıyı ıııii
brinıiz hazırlanan
olan
ark:;d:ışlarııııızııı
16/X/1954 cumartesi
diplomaları
güııii
diiriimüz Bay M:ıcit Saner
buml:ııı
sonra
Vali
Gökay,
eski
Konfe-
açmış;
Prof.
ıııenzıınlarım ızdan
ve değerli edip Ruşen Eşref Üıı:ıydııı
ile yine eski mezııııl:ırımızılan
ve
biiyiik hatip Hamdullah Sııphi T :ııı­
rıiiver birer konuşma yapmışlardır.
20
sene
smıfü: rıııda
biifcde
ağırlaıı
mışlar:Iır.
Yukarıdaki
da
bulıııı:rnları
l:ırııııızdaıı
fotoğraflar toplantı
•
arkadaş
-
ve mezun
bazılarım
miidiiriimiiz
Bay 'Macit Sancr'le beraber giister •
mcktedir.
fuvalet Sabunları 100 de 100 saftıı.
GALATASARAY----------
Süleymaniye
ve Sinan
Ü i\t1 i T
Ercan Güneri
Mimar Sinan'ın Siileymaniye camii de
nildiği vakit, aklımıza hemen İstanbuldaki
muhteşem cami gelı.1esin. Çünkü Üstad Mi mar, Süleymaniye adı altında, biri Rodosta diğeri de Şarn'da olmak üzere iki cami daha inşa etmiştir.
Mimar Sinan Süleymaniye camıını inşa
ederken bu eserin sağlam olması için, elinden
geleni yapmış; temelleı:i attıktan sonra bunların yağmurla, ·karla sulanıp; güneşte pişip zamanın tahribine iyice dayanması için, inşaatı
2 yıl tatil etmişti. Hatta bir çok yerbrinde
yine aynı sebepten harcın içine su yerine yumurta akı katmıştır.
Şimdi
o sahillerden çok uzakta,
Elemlerinıle başbaşayım.
Seni tahayyül ediyorum.
Seni,
Yambaşımda
Söyle sen misin bütiin ömrüm?
Neş'em,
Emelim,
Hiizniim.
Beni zaman zaman
külliyesinden bahseden bazı ecnebi yazarlar «Onum> için «bir kubbe ormanı» tfıb'rini kullanırlar. Hakikaten caminin
etrafını çevreliyen kulliyenin kubbe sayısı 400
ü geçer.
Bu biiyük ınabed, 27 bin kişinin rahatça
ibadetine müsait bir durumdadır. Fakat. bayram namazları ve kadir geceleri ibadet için yer
bulamıyarak dış avluya yayılan cemaat,
bu
rakkamı bazen 50 bine kadar çıkarır.
Mimar Sinan'ın türbesinin önündeki ufak
sebil'den her sene O'nun ö!Lim günü halka sLit
dağıtılırdı. Bu uzun zaman
devam etmişti.
Şimdi de olsa acaba sabahtan akşama kadar
beklesek, bize sıra gelir miydi? Pek bilmem ama, o zannın halk böyle şeylere tılışkındı. Nitekim, Ramazan akşamları iftar zamanı Yenicanıi'de bulunan cemaata nefis bal şerbetleri
ikram edilirdi.
yoklıyan
Öliim isteği sen misin'?
Siiylc,
Sen misin bu gece
Süleymfıniye
kadın.
duran
En korkunç
çektiğim
ıstırap?
Sonra birdenbire beliren
Sevinç, saadet, hayat,
Ümit dolu hayat sen misin'?
Sen misin,
Melek ~'iizlii, anne si)zlii
şefkat?
Yalçın İKİZALP
Ki M E NE?
Geldi,
baktı,
gitti densin diye
Gelmiyoruz bu diinyaya.
G<>remediğin, anlıyamadığm
Bir diinyaya
Gelmişsin
Siileymaniyeni~ vakfının yıllık geliri bir
zamanlar herhalde milyonlarla hesaplanırd'I;
zira Rodos, Sakız, Sisam, ve daha nice ad:ıla rın yıllık geliri Süleymaniye için harcanırdı.
Gitmişsin
Kime Ne? ...
Timuçin AKKUTAY
21
GALATASARAY----------(Baştarafı
(Baştarafı
18 de)
dediği devirler gerçi geç mişti.
Fakat şimdi
yine uzaklarda, Paris'teydi. Memleketin'.n suyu, havası, kuşları, renkleri, her şeyi, her şeyi
onu çekiyor. Vitrinlerin mavi ışıklarında
Marmara'yı, genç bir hanımın yeşil eşarbında
da B:.ırsa 'yı sararan, dökülen yapraklarda
Uzun Yayla'yı görüyor, bir gelinin saf, bembeyaz elbises'nde Erzurunı'un karlarını hatır­
lıyordu.
Bjtün
sevdiği
şeylerden
ayrı
kalmak
onun alnının yazısıdır. Gerçi Tagore «Kalp
(aşk)ı bulduktan sonra rahatlar.»
derse de
2şk ona hiç rahat vermedi.
Esmer, ceylan
gözlü bir kıza aşık oldu. Fakat bu aşka bir
«Kitab:» ile veda etti. Ama asla unutmadı,
unutamadı..
Hasre:le hemşire, gamla yoldaştı,
Kalbimde çarpıntı, gözümde yaştı.
Yıllarca gönlüme sığmadı taştı,
Yıllarca ne durdu, ne dindi aşkım.
Bütün
hu yaşıyor,
gibi:
şiirlerinde
Kemalettin'in
hissediliyor. Bir şiirinde
Ne Kahire yıldızları,
Ne Suriye kızları,
Hepsi bana yabancı,
Bana derler ana vatan
canlı rusöylediği
7 de)
gurulduyordu artık.
« Neredeyse helikopterle aramağa çı­
karlar» dedi.
Bu kendisini biraz toparlattı. Midesini ümit doyurmuştu.
«Su amma da soğuk be!»
Karnı
Güneş yavaş yavaş kaydı.
diye
-
«Keşke uçağın
kuyruğuna takılsaydı
paraşütüm
de, batsaydım» dedi.
Sonra vazgeçti.
Sevdiği sarı.. anası güler yi.izlü.. deniz
mavi .. ortalık bembeyazdı.
- «Suyun dibi karanlıktır şimdi, dedi.
Hem belki uçak daha dibe varmamıştır. Okyanus bu be, göl değil ki!..?»
Okyanus be! Okyanus genişti de. Ucu
bucağı yoktu ki ... Kendisi de tanı ortasındaydı.
- « Helikopter nereçleyse çıkan>
Giineş tfı uzağa gitti. Önündeki duman da
onun sigara içtiği hissini verebilirdi .. .
-« Gemi ... İşte İlerde. Bir gemi ... » di ye bağırdı.
Bütlin kuvvetini topladı, yüzmeğe başla dı... Çapraz, onun hızını ayarlamış,
önüne
doğru kulaç atıp duruyordu ... »
şairi.
Ortalık
Ana vatan şairi Kemalettin 1948 baharında hayata gözlerini yumdu. Ye belki de bir
çok ıstıraplardan kurtuldu. Fakat ne çare ki
bu defa da bizi garip ve gurbette bıraktı.
(Baştarafı
«Giiç»
birşeyi kalmamıştı artık.
8 de)
sebatlı çalışmaları
ne.icesinde okulun ilk açı­
gününden itibaren öğrencilerin yiyecek ih tiyaçları tamamen karşılanmıştır. Ayrıca bir
de tuhafiye reyonu açmak üzere yapılan hazır­
lıklar da tamamlanmıştır.
simsiyah oldu gene ...
Gün gene beyazlandı. Okyanus amma ela
derindi be!. ..
geniş,
(Baştarafı 16 da)
SINIFLAR ARASI MAÇLAR
lış
SİNEMA KOLU : Kendi başına
sessiz
muntazam olarak çalışan bu kol Tun can Okan, Alp Tekin, Alper Yücetürk ve Cengiz Tacer'in programlı faaliyetleri neticesinde
ders yılı başından beri her hafta iki film oy natmak suretiyle vazifesini yapmaktadır.
sedasız
22
Voleybolda: 9/A, 9;Ticaret'i:
1010,
11/B, 11/C'yi;
11/D,
11/A'yı;
12/B'yi hükmen yenmişlerdir.
Futbolda: 9/Ticaret, 9/A'yı; 9/B, 9/C'
yi; 10/B, 10/C'yi; 11/A, 11/D'yi; 12/B,
12/ A'yı; 11 /B, 11 /C'yi kazanmışlardır.
Basketbolda : 6/ A, 6/C'yi; 6/D, 6/B'yi;
7 / A, 7 /C'yi; 7 /B, 7I A'yı; 8/C, 8/ A'yı; 8/C,
8/B'yi mağlub etmişlerdir.
10/A'yı;
GALA 1 ASARA Y - - - - - - - - - -
İdarecilerimiz
5) Daha ziyade okur, kendimi dinlenJiririm.. Dostlarla hasbıh· 1 en
hoşuma gi:len şeylerden biridir.
5) Galatasaray'a müdiir muavini
Alfıattin
Şumnu
odasın::!aymış.
oldum olalı pek hoş vaktim olma
(Neyse!.)
3) Gayet ciddi olarak söylüyorum dı. .. Bum;:ıla beraber boş v::.kiıl~
ki ne hocalık ne de talebelik haya- rimden m:ıça gider. çocu k·Jarımı a 1) O kadar çok ki. .. Çabuk ka timda hiçbir Jfıkabım
olma:Jı. (0 l;r
gezerim.
rar veririm; Hfıdiseler
karşıs::da
böyle söyliyedursun. biz ona •Kabheyecanlanırım.
İ}imiz
hep
yakalamak;
İıitekim
z:m:ıl• dendiğ'.ai
zaten biliyorduk.
l::sc~lik. ismi bizde mahf:ız bulu - H.lmi Oran'ı da ön bahçde yaka 2) Geçmiş ve gelecek giinlere ait
(Baş!arafı
n: n bir
dikiadcn
13 iincii.
:Jiğcr
sayfad:ı)
idarecimizin de tas sonra, gördük ki
ladık:
çıktıktan
l l Üç kusurla kaldığımı
bilsem
b]:Jiğimizde yaııılmıyormuşuz.) Hoş
kcnJimi mes'ut addederim. O kadar
bu Hik<:b kcn:Jisiyle İzmir'den tay - çok. o kadar çok ki. .. Ama hele çayarcyle bir buçuk SJalte gelmemiş b~ı:; s!nirlenişim ve fazla yufka yiio!s.ı bile, burada yaratılmış olma ~ :k!i oluşum.
s:nJa bir nuhzur var mı?)
2) Kitap okurum yalarken; uykum
4) Sakin tı:>ltı ve çalışkandım. Sı­
kaç:rsa yin~ aynı kitabı alır, ok:ır
nıfımın en küçiiğü w en çalışkanı
ve yalarım.
dduğum iç·n. bazan
biiyiiklerdcn
söz aramızda - dayak y~:liğim o3) Hayd::rpaş:ı'da BabayJık: Gah!lurdu.
t:;s:ı~ay'd:ı da Baba ka!Jık...
5) Hali kastediyorsanız, kitap okumak ve İstaııbul'u gezmek en biiyük zevkim. Gençlikte. arkadaşla nm çoktu. O zaman da gezmeyi se ver Jim ama Mccaun - misal d::ğil...
diişiineelere saplanır; geçmiştekilc rin muhasebesi:ıi,
gelecektekilerin
plfırilarını yaparım. Yine de uvu
yamazsam kitab~ başvururum. 3)
Yavaşca
Alfıattin
diyorlH.
(Tamamlanması sizden!)
4) Sakin bir talebeydim. Orta kısımda ortanın üstünde; lisede sınıf
iiçiineüsüydlim.
5) Yazın daha çok plfıjda, Boğ~zda, bazan Taşlı Tarla'dayımdır ...
değildik Jmıi...
Fiziği
Değerli idarecimiz Yaşar
beyle
hattft onu en iyi bilen - nerede konuştuğumuzu bilmem söylerJendi:n. Ama talih bizi tarihçi lemiyc lüzum var mı?
4l Fena
s~vcriim;
1) Üzerinde dlişiiniilecek bir su •
Pek çal:şkan olmayışımın sebebi al... Kusuru daha ziyade bcşkala _
Uiks giyinir, gitmediğim balo ;:ıl b:;ı.!iıııi daha çok kemana, futbola,
rını görmesi liızım. İfrata varan bir
ııınJı. l·bıtfı bensiz baolnun bir hiı;
i.i onun yiizliıdcn bir ameliyat g~dcrccede
titiz ve temizim ... (Bu sı olacağını düşüniir, gidemediğime üçirJim - vdoybola, h:ıttft fotoğraf zlilürdiim. (Ama artık eski ateşlilirada telefon çaldı. Bundan da deçılığa vcri~:ıııJir.
Sınıf arkadaşım
ği g:çmiş ... Smokinini hanımına tay- ş .kir Bey çalışkandı ama
gözli vam biirosuııda o!Juğumuz anlaşılıyör yapmış olmasından belli! ... )
dersten ba~ka bir şey görııı~z:!i ki.. yor.) Üst liste çalan telefonlara da
s~
:imli
hocamız
nı
s:rayla
Bizi.
daha
liğin
kalktı
Necati
sınıfların
koridorda bütün
«titretirken~
yarın
yakaladık.
o!st:::. öbiir glin olsun.
öbiir giin olsun diye. idareciverdiği
c.ıııa
listli sualleri
alı~kanlıkla
bırnknrn:Jık
Okul için:ic oda oda dolaşır, cevap yetiştirmek o kadar zortııı1·,ı
gider ki!
birkaç lüf söyler. birkaç lftf din
lcr: arada arka bahçeye
B~yin aksin;.:: Mecnun 1ır Junını;1ı. ..
açığa
Uyuyamadığımı
l) Kinci
ilk
başlıca
Ben lfıkabımı hiç duymadım.
ku-
beri
Galatasaray'dayını:
olsaydı duyardım. (Siz biliyor musunuz?)
3J Tah:beliklcğ sınıfın en küçii - eisiyle atbaşı
o!:luğunıdan Fındık diye çağ - çırıvcrdi. .. )
Bıı­
Baba diyorlar galiba. (Tinton'u
duyuyormuş! Olabilir. .. ı
biz.!c:ı
4) S<:kindinı. (Hiç
inanacağımız
gelmedi ya ... ) Sınıhı
kalmaJım:
yalnız bir kere ikmale kaldım o ka-
dar.
3)
1942'dcıı
21 Bir z:ımanl:ır kitap
zaman gazete
yoktu.
değilim.
4) Uslu ve
çalışk:.ndıııı ..
okur lum· (Ol
'
· · dukça, diyor ama ıevazu göstcrdc uyku hapı alıyorum.
eliği belli; zira bir
sınıf birin
vurmanı:!ır.
lfıkabım
olamayışım
2) Uykumdan
dola-
s.ı:-umJur! ...
s~vinç
kitap okurum.
·) Talcb.:!ikt.:
nıisfı!
.ı S.::lünıi Akal':lay:lı:
sıraladık:
tcssiiri!ıııli çalıt:k
çıkar, Şakir
aıl;ıtmağa
peşini:
1 l En büyiik kusurum
2)
camları-
Burada Skaramuş oldum.
dile: kolay diye. sa:lccc Skara
Jiyorlar ...
ağzın:lan
r:lirdım.
Şimdi,
5)
Pek
vaktim olmaz. Fa -
kat gezmeyi çok severim.
havalarda,
Li..-
boş
haftanın
4> Sporu fazla severdim. Ders çadalıa çok imtihan arifeleri- gidermek için,
derim.
raslarJ:.
Boğaz
Glizel
yorgunluğunu
ve Adalar'a gi-
23
GALATASARAY
(Haş'.ar:ıfı
ıs
de)
100.000
LİR. A
-
Abdiilkadir'i çok severdim, daima aonu. Arasını içmek için su isterdim ondan, rahmetli; «hadi yalağa)> deyip beni kovalardı, diyen Pehlivan
eski bir arkadaşını
kaybetmiş olmanın verdiği teessürü bir türlü
narım
ile neler yapabilirsiniz ?
saklayamıyordu.
Pehlivan askerliğe de pek meraklı. .. As kerde bana Deli Hasan derlerdi, diyor. ..
- Pehlivan, hayatta sana okumak kıs met olsaydı hangi mesleği seçerdin?
Diye sordum.:., Grand - Cour'un emektarının kısık sesi birden şiddetlendi ve:
- Ah ... beyefendi, okumak ·kısmet ol saydı « Yüzbaşıı> olmayı çok arzu ederdim, o
şanlı, şerefli bir iştir diyerek, eski dertlerini,
askerlik hatıralarını anlatmaya başladı. .. Koca
Pehlivan'ın ayranı
kabarmıştı yine, kimbilir
aklından neler geçiyordu ...
Pehlivan'ın en karakteristik vasıflarından
biri de kıyafetidir. Başındaki bere'yi, mektebe
geldiğim günden beri, seneler senesi, bilirim.
100.000
lira ile dört ka~Jı bir
apartman satın alabi lirsiniz.
o. o o o
lira ile bir ticaretha ne açabilirsiniz.
100.000
lira ile fabrika kurabilirsiniz.
100.000
lira ile bir çiftlik sahibi
olabilirsiniz.
100.000
lira ile emellerinizi tahakkuk ettirebifüsiniz.
100.000
lira ile kendinizi ve çoluk çocuğunuzu refah
ve saadete kavuştura bilirsiniz.
1.0
Sordum:
- Bu bere'yi nereden aldın?
Meğer, o da Fernıhzat Bey'in yadigarı imiş. Ferruhzat hoca bir zamanlar başında bir
bere taşırdı, hatırlarım, sonradan Pehlivana
devretmiş olmalı.
Dokuz sene evveldi, bu röportajın yazarı
olan ben Ortaköy'ü bitirip buraya yeni gelmiş­
Pehlivan 'ı
tanımıştım,
ama onu benden
evvel daha çok kimseler tanımıştı, düşüniiyo rum, daha da binlerce tanıyacaklar var. ..
Allah Galatasaray'ın 22 senelik emekta - .
;ına uzun ömür versin, bu meemua'da onun
daha çok röportajları çıkar. ..
lira kazanabilmek için
Garanti Bankasına giderek derhal hesap aç-·
100.000
tırınız.
Garanti Bankası
30
Aralık
1954
Yılbaşı Çekilişinde
Bir kişiye
100.000
Lira
ve üçyiiz kişiye
Okulumuzdaki
Atatürk sergisi
Ata'nın
öliimiini.in on
Altın
altıncı yılı
miina sebetiyle, mezunlarımızdan Ergun Bina!, okul
antresinde, «Fotoğrafla Atatürk; isimli oriji nal bir sergi vücuda getirmiştir. Bi.iyiik alfıka
çeken bu sergi Atatiirk'ün bütün hayatını içene almaktadır.
ve Para
ikramiyeleri
dağıtıyor.
Her 100 liraya bir kur'a
Yanlışlar
:
Sayfa 2 : Ruşen Eşref Ünaydın yerine, Rüşen
Eşref Ünaydın, sayfa 16 da Güreş kap. Orhan Ça·
kır
yerine
Aydın
Aydın
Bingöl biç
Bingöl
olmuş,
dizilmemiş
Ping Pong kap:
Sayfa 17 de Gouloise
yerine Gouloi, Des crayons colores yerine crayons
Selçuk Kaskan(346)
Tüccar Terzi
Yalnız Galatasaray'lı kardeşlerine
mahsus
olmak üzere
20 tenzilatla
Bir
takım
elbiseyi l 00 TL. na.
dikecektir.
İstik.131 Cad. Mısır Apt. 27 Beyoğlu
Kininli G R i Pi N Grip ve
Nezle başlangıcında bir çok
fenalıkların önüne geçer.
Baş,
diş,
adale, sinir,
lumbago, romatizma, siyatik ağrı ve sızılarını
EN ŞIK VE EN SAGLAM
AYAKKABILARI
HİÇ DÜŞÜNMEDEN
GALATASARA Y'LI
s
/
/
M H UT
y A 'dan
TEDARİK EDEBİLİRSİNİZ.
Mideyi bozmaz, kalbi
ve böbrekferi yormaz.
İstiklal Caddesi No : 47
·/
Çıkış
Tarihi 26111/954
... i
/
'
Bütün
Sigortalarınız
için .
./
.
\
)
-
DOGAN
Sigorta Anonim
Şirketi
50
Kuruş