kuş sesleri(6 haziran ilan tarihi)
Transkript
kuş sesleri(6 haziran ilan tarihi)
HASRETİNDEN YANDI GÖNLÜM Her gün birileri göç eder burada uzak diyarlara..Her gün biri ölür burada..Çaresiz bir annenin feryadı yankılanır bulutların arasında ..Vazgeçmek,kabullenmek o kadar kolay olsaydı bu çığlık bu kadar iç yakmazdı belki de.. Bilir misiniz? Serçeler ağladıkları zaman ölürler. Uzaklara giden sevdiklerinin arkasından bir damla yaş döken serçeler de ölüyor burada… Ben kim miyim? Sevdiğinin hasretinden gönlü yanan zavallı bir kanarya..Her şeyini kaybetmiş ama beklemekten vazgeçmeyen,içi her gün yanan bir kanarya…Yumurtamdan çıktığımda yemyeşil,mis kokan çiçeklerle dolu,cıvıl cıvıl bir yerle karşılaşmıştım.Şaşkındım ne yapacağımı bilmiyordum.. Irmağın serinliği vuruyordu , üşümüştüm..İlk adımlarımı atıyordum zor olmamıştı.Sonra muhteşem bir şey fark ettim,kanatlanırım rengarenkti çok güzel duruyorlardı ve bir o kadarda asildiler…İki yana açıp kanatlarımı uçmak istedim ama korkuyordum.Bir sıçradım,iki sıçradım olmadı sonra kendimi yuvadan aşağıya bırakmaya karar verdim ve bıraktım..O korkuyla kanatlarımı çırpmaya başlamıştım ve kendimi rüzgara bırakıp onunla dans edercesine uçmaya başladım..Gökyüzünde süzülüyordum..İnanılmaz bir duyguydu bu..Yorulana kadar uçtum sonra bir ağacın dalına kondum..Etrafı keşfetmeye başlamıştım..Bir ses duydum, yakınlardan geliyordu..İçimi hoş eden bu sese doğru uçuyordum..Arkası dönük masmavi bir kırlangıç görmüştüm..Sesi en güzel kuşlardan biriydi bu..Gizlice onu dinledim ve şarkısını bitirdikten sonra mavi kanatlarını açıp süzülmüştü gökyüzünde,o kadar narin uçan bir kuş görmemiştim şimdiye kadar..Her gün aynı yere gidip kırlangıcın gelmesini bekliyor ve o güzel sesini gizlice dinliyordum..Bu aylarca böyle devam etmişti..Yine kırlangıcı dinlemeye gittiğim bir gün onu görememiştim o daldan o dala konup onu arıyordum bir anda rüzgarıyla beraber yanıma konmuştu,şaşkındım ne diyeceğimi bilmiyordum..Onu gizli gizli dinlediğimden haberi vardı, çok utanmıştım.Ama o kadar kibardı ki bana karşı etkilenmiştim,sesinden etkilendiğim gibi…Yine her gün sesini dinlemeye gidiyordum,bunu alışkanlık haline getirmiştim.Birlikte şarkılar söylüyor,birlikte süzülüyorduk gökyüzünde..Çok mutluyduk her şey çok güzeldi..Yine bir gün onun yanına giderken başıma çok talihsiz bir olay gelmişti bir kanadımdan yaralanmıştım ve günlerce yanına gidemedim..Kanadım tam anlamıyla iyileşmese de uçmalıydım ve yanına gitmeliydim..Beni onun yanına götürmesi için ailemden rica etmiştim..Beni sırtında taşıyıp buluştuğumuz yere götürdüler..Ama hiç kimse yoktu şaka yapıyor diye düşündüm, bakındım, saatlerce bekledim gelmedi ..Kanadım gibi gönlümde kırılmıştı..Bir daha hiç oraya gidemedim ama hep beni bulması için dua ettim..O yıl havalar çok kötüydü,yeşillikler zamanla kurumuş,ırmak suyunu çekmiş,kuşlar sessizliğe bürünmüştü..Yıllarım onu beklemekle geçiyordu..Ne uçabiliyordum ne de vazgeçebiliyordum…Zamanla kimsecikler kalmamıştı buralarda herkes başka diyarlara göç ediyordu..Nerde olduğunu düşünmeden edemiyordum..Belki o da herkes gibi göç etmişti,belki onunda benim gibi kanadı kırılmıştı uçamıyordu ya da düşünmek bile istemediğim bir şey olmuştu..Merak ediyordum,özlüyordum ve her geçen gün ona olan sevgim daha da büyüyordu..Özlem canımı yakıyordu..Çok güzel bir ağaçta kurulu bir kulübemiz vardı ..Ağacımızda kurumuş ve zayıflamıştı,o rengarenk açan çiçekler yoktu artık dallarında..O da küsmüştü belki de benim gibi hayata…Her gün birlikte söylediğimiz şarkıyı söylüyor,geleceği umuduyla bekliyordum..Evet bir gün elbet gelecekti,gelmeliydi…Bir şeyler yapmalıydım.Geldiği gün beni burada bulamazsa beklediğimi bilmeliydi en azından..Yazmaya başladım ne varsa, ne birikmişse içimde ona dair hepsini tek tek anlatmalıydım… ‘Hani cemalinden önce sesin gelirdi ya bir bahar ülkesinden Sesini özledim içime huzur veren’ diye başladım yazmaya… ‘Şimdi seni anlatıyorum rüzgara Git, sevgimi fısılda diyorum kulağına Kimsem kalmadı buralarda Dudaklarım kilitlendi, nasıl söylerim artık sana şarkımı? Söyle rüzgara sana yerimi söylesin Seni bana getirmeden hiçbir zaman dönmesin Nasıl ki uçmak için kanada ihtiyacım varsa İşte o denli ihtiyacım var sana.. Benim kanadım kırık uçamam… Ne olur sen gel bana!..’ gelecektin biliyordum, çok şey vardı içimde ama susuyordum geleceğin güne kadar susacaktım… ‘Oysa ki sana çok şey söylemek geliyor içimden ama susmak oluyor bana düşen Susmasam ve gitsen üzüleceğim Susmasam ve kendime yenik düşsem delireceğim Susmasam ve işte böyle şeyler söylesem kendimle çelişeceğim Susmasam ne hayalim dillenecek ne gerçeğim beni bulacak Sen susma! Susma ki bitmesin sevdan.. Keşke susmasaydın Keşke susmasaydım Keşke yanımda olsaydın…’ Birlikte geçirdiğimiz zamanlar her geçen gün siliniyordu aklımdan..Unutmak istemiyordum ama.. ‘Bir yaprak gibi dağılır rüzgarda bütün anılar Islanır her Nisan böyle sağır dilsiz hatıralar Her bahar beklerim ne vakit geleceksin yar! ‘ diye sitem ediyordum, daha fazla bekletmemeli, gelmeliydin artık! An bu andı; kuşların göç mevsimindeydi yüreğim…Bu seferde gelmemişti..Kırgındım hiç olmadığım kadar! Ama artık beklemekten yorulmuştum..Yapabileceğim hiçbir şeyim kalmamıştı..Yıllarım geçmişti, yaşlanmıştım..Belki de ömrümün son demlerini yaşıyordum.. Ne gelen vardı ne giden..Ölüm meleği konmuştu pencereme .. ‘Ne olur uçtuğunuz yere beni de götürün kuşlar Bazen öterim kendi halimle Bazen de dalarım hiç gitmediğim yerlere Beni burada bırakmayın ne olur! Ne olur götürün kuşlar…’ Ve gidiyordum bende artık, göç etme vaktim gelmişti..Onca hatırayı bırakıp gitmek zor olacaktı,evet biliyordum..Nedendir bilinmez güzel bir kırlangıç yuvasından uçup gitmişti ve artık sıra benimdi…İşte veda zamanı!Hoşça kal sevdiğim,hoşça kal… İşte burası sevdiklerinizin çok uzaklara gittiği yer,burası sevdiklerinizin son nefesini hıçkırıklarla verdiği yer…Duyun sesimizi!..Duyun ki bir kuş daha ölmesin,bir anne daha feryat etmesin..Bir kanarya daha aşk acısı çekmesin…Ve artık kimse sevdiğine veda etmesin… SESSİZ KUŞ
Benzer belgeler
Uçurtmaların Pilotu
hiç çırpmadan ve yükseklerde adeta bir yolcu uçağı gibi süzülen atmacaya ne demeli? Ya da
avlarını kapmak için yükseklerden hızla yere doğru inen kartal savaş uçağı gibi değil miydi?
İşte böyle… ...