SULTAN Kİ MDİ R?
Transkript
SULTAN Kİ MDİ R?
SULTAN KİMDİR? Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 7 Ağustos 2013 Sohbeti, Hoşgeldiniz. Hayıra geldiniz. Hayıra geldiniz. Hayıra koşan, hayır bulur. Hayıra koşmayan, hayır nerede bulacak? Merhaba ey yaran Şahı Merdan. Bize güç verilsin. Zayıfız. Lakin, zayıflığımıza göre ihtimam var bize. Yani, zayıf olmak ile beraber, küçük çocuk zayıf olduğunda, yavru çocuğa ihtimam gösterir anası, bubası. Biz de zayıfız. Onun için Şahı Merdanımız bize derman olanları söylettirir ve nazarı da olur. "Inda dhikri sulahai tanzilul rahma" Allahu Akbar Allahu Akbar. Salihlerin meclisine rahmet iner, salihlere. Allah Allah. Şahı Merdan'ın meclisinde, onun bereketi kendine aittir. Şahı Merdan'ı istiyoruz. Mürüvvet cihetinden birinci sırada olalım. Mürüvvet. Mürüvvet, insanlara verilmiş olan manevi derecelerde en ileridedir. Marue. Mürüvvet sahibi. Erkek adam. Buyur ey Şahı Merdan. Mürüvvet sizden tahsil olur. Hergün kendi zafiyetimize göre, zayıflığımıza göre, Şahı Merdan hazretlerinin hitabını işitmeye oturuyoruz. Ona yaran olan kimseler, onu sevenler, sevilirler. Man habba hubba. Öyle mi? Man. Kim sevdiyse sevilir. Şeyh Muhammed Efendi. Biz zayıf kullarız. Onun için, Şahı Merdan'a, yaranından olalım isteriz ki, onlar mürüvvet deryalarının pirleridir. Mürüvvet deryalarında yüzer onlar. Masha'Allah. Dünyanın uyuz hayvanları gibi olmayalım. Buyur ey Şahı Merdan. Mertlik başkadır, mürüvvet başkadır. Marua. Mürüvvet sahibi ol. Kişilik başkadır. Kediler var. Bahçelerde dolaşır. Kediler var. Kucaklarda gezer. Kendini sevdirdi mi, o zaman kendisine de fayda, Habibin yoluna da faydadır. Yol ara. Buyrun ey yaran Şahı Merdan. Bizim yolumuz, Şahı Nakşibendi hazretleri. Tariqatuna as-sohba. Şeyhimiz sultan evliyadır. Yolumuz sohbet yoludur. Sohbet ile güç kazanır, nur kazanır, üns kazanır. Munis olur. Vahşet gider. Hoşgeldiniz divana, Şahı Merdan Hazretlerinin. İstiyoruz güzeli. Güzelin arkasına koşturuyoruz. Bu dünyanın zibilinin arkasında koşturanların kıymeti, zibil kadardır. Bu dünyaya yeme, içmek için geldik zannedenlerin efendim, yerleri, varacakları yer, abdesthanedir. Yeme içme insanlara bir kıymet kazandırmaz. İki lokma yesen de kıymetin odur, kuzu yesen de kıymetin odur. Yeme içmek için yaşayanların kıymeti yüz numaraya. Çirkin yere, istenmeyen yeredir. E, acaba insanoğlunun efendim, aradığı, istenmeyen yer midir? Saray dururken efendim, yüz numarayı bekleyen adam. Ne kıymeti vardır? Bir ruhaniyetini güçlendiren adam vardır ki efendim, "ya Allah" diye ayağını vursa göğe çıkar. Ya Allah, dese mertebesi orada. Allahu Akbar. İnsan. www.saltanat.org Page 1 Buyur ey Şahı Merdan. Buyur. Biz, yeme içme için davamız yoktur. Sizin sözünüzdür. Davan yemek içmek olmasın. Davan yani arzun, Şahı Merdan yoludur ki, bir yeryüzüne tepse, gökyüzüne çıkar. Öyledir. Hakka talip olanlar, yeryüzünden alacakları yoktur. Yeryüzünden alacağı olan efendim, tayfanın kıymeti yoktur. Bismillahi r-Rahmani r-Rahim. diyelim, ya Huuu. Her hazinelerin kapısını açan, miftah, anahtar. Diyelim, Bismillahi r-Rahmani r-Rahim. Aşıklar söylemiş. Aşıklar söylemiş. Ne demiş. Her işin önünde Cenab-ı Hak Celle Celaluhu'nun ismini ansan ona göre senin amelinin kıymeti ölçülür. Şimdiki insanların amelinin karşılığı nedir? Kağıttır. Kağıt ile iş görüyor. Kağıdın ne kıymeti var? Altının var mı? Altının var mı? Onu sorarlar sana. Kuyumcu dükkanına gitsen, altın sorar. Kağıt sormaz. Senin de ey Ademoğlu, sen kağıt değilsin. Senin kıymetin kağıt ile ölçülmez. Senin kıymetin kuyumcuda altın ile ölçülür. Altın ol. Kağıt olma. Bütün dünya altını sakladı, kağıt koydu oraya orta yere. Ortalık darmadağın oldu. Mühürlü kağıt. Kıymeti yok. Altını koyar musun meydana? Her işler dursun. Altın. Altın altındır. Bizim yolumuz, ey Şahı Merdan buyuruyor. Tariqatuna as-sohba. Bütün bu Şahı Merdan'ın yolunda olanlar oturduklar vakıt bir alış veriş yaparlardı. Alış verişi nedir? Domates ile soğan mı? Bre dünyaya sen domates ile soğan efendim alıp vermeye satmaya mı geldin? Ne insandır bu insanlar? Ne alacaklarını ne vereceklerini bilmiyorlar. Bre nasıl? Dünyaya geldik. Soğan sarmısak tartmaya mı? Bre dünyaya geldik. Dünyanın hammallığını yapmak için mi? Yazıklar olsun. Düşünemeyen insan. Tafakkaru sa`atin khayrun min `ibaadati saba`een sannah. Hadis değil mi? Bir, bir zaman düşünmek. Yani kısa bir zamanda bile düşünmek. Khayrun min `ibaadati saba`een sannah. Yetmiş senenin ibadetinden ileridir. O tefekkür, nereye götürüyor bizi? Saraya götürüyor. Sultana götürüyor. Bre akılsız insanlar. Hanginizde o merak vardır ki, sultana gidelim, desin. Hangi meclisinizde sizin sultanınız var? Sultana gidelim diye meclisiniz var mı? Sultan kim? Sultan bu kainatın sahibi. İşittin mi? Duydun mu? Aradın mı? Bu kainatın sultanı kimdir? Dağa çıkan bir ağaca desen efendim, bir ağaç için, bu benimdir, bir başka adam gelir, senin değil benimdir, der. E, bir ağacın bile bir sahibi varsa, bu kainatın, kevnü mekanın sahibi olmaz olur mu? Diyelim ey Şahı Merdan. Buyur ya Şahı Merdan. Bu dünyanın sahibi kimdir? E, aradın mı? Diyor, sultan. Arasan sen de bulursun. Gökyüzünde top gibi bir kürre dolaşıyor. Kimin emri iledir? Kendi kendine mi? Düşünmüyor. Sabah, koca bir güneş doğuyor. Kimin emri ile doğuyor. Yürüyor. Kimin emri ile yürüyor. Batıyor. Guruba gidiyor. Kimin emri iledir? Sor, ara. Nereden emir aldı ve nereye gidiyor? O bilir, insanoğlu bilmesin, yazıklar olsun. Onun için talim lazımdır. Öğretmek lazımdır, öğreneceksin. Öğrendin mi, kadir kıymetin bilgine göredir. İlim meclislerinde veyahut herhangi bir şeref meclisinde en başa en kudretli olan kimse oturur ki hükmedebilir. Hükmetmeyen mahkumdur. Mahkum, hayvandır. Mehmet, mahkum hayvandır. Hakim insandır. Buyur ey Şahı Merdan. Hayvan sınıfında durma. Hakim olacaksın. Dünyaya seni mahkumiyet ile göndermedi Allah. Dünyaya seni hakim gönderdi. www.saltanat.org Page 2 Mahkum olarak göndermedi. Düşünen yok. İşte bak, Şahı Merdan'ın kelamı. Dikkat et. Nerdesin? Nesin? Ne yaparsın? Ne edersin? Bugünkü kazancın nedir? E, işte bu kadar. Milyon milyar param var. Altının var mı? Yok. Neyin var? Kağıt var, diyor. Bre kağıdın arkasına düşme. İnsan dünyaya, dünyayı kazanmak için gelmedi. Hiç birisi. Hiç birisi. Dünyayı kazanıp, cebine sokup giden adam var mı? Lakin, manevi olan yücelik kazanıp, göklere ağan, gökyüzüne seyran eden kimseler vardır ki, Şahı Merdan onlardandır. İnsan, daima gökyüzüne böyle bakar. Ferhan olur, ferahlı olur ve Azamet-i Hudara Rabbul İzzetin azametinin önünde şaşar kalır. İnsan, insanın kadir kıymeti dünya ile değildir. İşte kavgamız bu. Kur'an-ı azimüşşan ne için geldi? Hafız efendiler, güzel sesleri ile okumaktan ileri başka bir vazife yok mu? Kur'an-ı Kerim, ne için geldi? Sual. Şahı Merdan hazretleri soruyor. Kur'an-ı Kerim ne için geldi? E, arkasında, insan ne için geldi? İnsan ne için geldiğini gökyüzünden inen ilahi fermanda öğrenir. İlahi fermanı tanımadınız. Hayvan olursunuz. İlahi fermanı kabul etmediniz rezil olursunuz. Bugün bütün dünya rezildir. Ne için? İlahi fermanı tanımıyor. Hala Mısır'da ki darul ilimdir, darul ulumdur. Ne arıyor? Müslüman olan araplar, biz, diyor düstur. Acaiptir. Ne düsturu yahu. Düsturu sen, sen bulacaksan kendi kendine e, senin bulacağın, şeye at. Zibile at. Bre, Allahu Zülcelal'in şeriatı, düsturu varken sen sokaklarda ne çıkıp bağırırsın? Ben yapacağım düstur, diyor. Öbürü diyor, ben yapacağım. Senin ne hakkın var? Haddini geçen, cezalanır. Bugünkü insanlar, bu insanları bırak. Müslüman dünyası. Haddini aşmış. Her memlekette, biz düstur yapacağız. Senin ne hakkına be. Sen kimsin ki düstur yapasın. Sana şeriat inmedi mi? Şeriat-ı garravvun Ahmediyye sancağını çeksene. Zibil oldun. Zibilsin. Onun için birbirlerini yiyecekler. İlahi düsturu bırakıp demokrasi, (...)rasi be, içinde batasınız. Sen kim? Sen kulsun. Sultanı kabul etmeden nasıl kul olur? Düstur, diyor. Masha'Allah ya. Sen demek, dün sen çalı satardın, hurma satardın bugün kalktın davaya, diyorsun yok, benim davam var. Ben düstur yapacağım, insanlar benim düsturumu bilir. E, bre gökyüzünden inen düstur ne oldu? Ey hıristiyan alemi, İsa nebi, gökyüzünden emir indirmedi mi? Gökyüzünden indi İsa nebi. Ne emir getirdi? Söylesene. Kavga edesiniz, harp edesiniz, yeryüzünü fesada veresiniz. Bunun için mi geldi? Gökyüzünün fermanı bu mu? Ey yehud kavmi. Siz hala aklınız altın buzağıdadır. Altını toplamak peşinde. Musa nebi, size altını toplayın, demedi. Altın toplayanların akıbeti ne oldu? Hepsi Karun olsun. Ey yehud kavmi ki eski şeriat üzerinesiniz. Hala altına kurşun sıkarsınız. Nerde Musa, nerde siz? Sizin yeriniz yolunuz Karun'un yoludur. Yığmak, biriktirmek sonra ne yaptı şey, Allah yoluna veriyor musun? İnfak ediyor musun? İnsanlığa hizmetin nedir? Karşılıksız hizmetin var mı? Ey yehud kavmi. Musa nebi bunu mu gösterdi? Musa nebi göstedi ki, Karun kendisi için uğraştı. Allah için yapmadı. Biriktirdi hazineleri, biriktirdi, yığdı yığdı sonra ilahi gazap üzerine indi. www.saltanat.org Page 3 Gökyüzünün gazabı hiddeti, şiddeti üzerine indi, batırdı kendisini. Bunlar kitabınızda yazılı değil mi, ey yehud kavmi. Ey hıristiyanlar, İsa nebi, gökten indi. Gökten indi. Cebinde altın mı getirdi? Banknot mu getirdi? Nerdesiniz ey insanlar. İsa nebi, size top tüfek yapmayı mı öğretti? Musa nebi, size para toplamayı mı öğretti? Tahsildar mısınız be siz? Musa peygamber tahsildar mıydı? Ne demek bu? Musa nebi tahsildar değilse, siz nerden tahsildar oldunuz? Altın buzağının arkasına koşarsınız. Hedefiniz, altın buzağı benim olsun, diyor. Anla. Tafakkaru sa`atin khayrun min `ibaadati saba`een sannah. Bir saat doğru düşünmesi, sebine senedir. Yetmiş yıllık ibadetten ileri geçiriyor insanı. Bre Rabbınızı unuttunuz, hayır etmezsiniz. Aklınızı demokrasi aldı. (...)rasinin içerisine batasınız. Ne Amerikanız çıkabiliyor işin içinden, ne Rus'u, ne Çin'i, ne Hint'i. Araplar da onlara uymuş. Onlarda birşey bulamadı. Yahu kavga kıyamet neyin üzerine? Altının üzerine veyahut kıtaların üzerine. Burası benim, burası senin. Bre kulluğa bak sen. Dünyayı paylaşmaya yollamadı Allah seni. Kulluğuna yolladı. Başka şey söyler mi ey İslam uleması. Söyleyin. Ey İsa'ya inananlar. İsa nebi, bu ev senin, bu ev benim diye dünyayı taksime mi geldi? Ey yehud kavmi, Musa nebi altın buzağı yapıp da tapınasınız diye, emir ile mi geldi? Gökyüzü açıktır. Yeryüzü de geniştir. Kendinizi bilmezseniz, kendinizi bulmazsanız, "Inna batsha Rabbika la shadid." (85:12) Korkun Allah'tan. Batsha Rabbika. Rabbinin sillesi şediddir, şiddetlidir. Sakınınız. Allahu Akbar. Bu dünyadan bu sözleri dinleyenler kurtulacaktır. Dinlemeyenler hepsi, nabedid olup gideceklerdir. Bir boş bez parçası dalgalanacak. Bu İsrail bandelası, bu Rus bandelası, bu Amerikan. O boş bezin bir direğinin üzerinde sallanması kalacaktır. Başka birşey kalmayacak. Ad-dinun nasiha. Din nasihattır. Nasihat et, diyor. Düzelt insanları. İnsanları düzeltmek için, peygamberler geldi. Kavga edin, harp edin, birbirinizi öldürün, yakın yıkın diye bir peygamber gelmedi. Sizin yaptığınız, Allah'ın emrinin dışındadır. Meded ya Şahı Merdan. Çekilsin Hakkın kılınçları ki zalimlerin başlarına vuracaktır. Kendi kendilerini bitirecek, tüketecektir. İnsan, ne için insan olduğunu bilmedikçe dünya rahat olmaz. Bilmiyorlar. Bu kadar okumalar, çalışmalar. Sen kimsin? Sualine cevap verecek adam yok. Nesin? Necisin? İşin nedir? Cevabını verecek adam yok. İşte dünya. Kaç bin senedir, benim diyen de oldu, senin diyen de oldu. Darmadağın oldu ve dünya bugünkü zulmün içine düştü. Arzu ederler ki, dünyayı bitirelim. E, bitirip nerde kalacan? Nerde kalacak? Denize düşmüş bir adam efendim, ne yapayım, oraya buraya derken, bir kaya bulmuş, kayanın üzerine oturmuş. Kayada oturmuş. Ne yapayım? E, bütün dünya, denizler senin. Denizler benim ama ayak basacak yer yok. İşte bu kayanın üstünde oturuyorum. E, ne beklersin be kayayı sen? Denizi ben zaptedeceğim, hükmedeceğim. Onun için, burda bekliyorum. Kör edeceksin. Akılsız insanlar. İşte dünya. Alın. Koyun cebinize götürün. İnsanlar. Hırs. Dünyaya hırs, insanlıktan düşürüyor. Gökyüzüne bak. www.saltanat.org Page 4 Mübarek olsun, Şeyh Mehmet Efendi. Güzel namaz kıldırdın. Hoşumuza geldi. Feyizlisin. Allah artırsın. Yık batıllarını bunların. Sen de Mehmet. Amcanın yoluna dikkat et. Ey Rabbımız. Allah Allah Allah Allah Allah Allah Aziz Allah. Allahu Akbar. Şükür ya Rabbi. Bu ihvanı bu kulları, mübarek ramazanı ikmal et. Aciz olanları affeyle Allah'ım, bizi affeyle. Bizi de onlar ile beraber yaz ya Rabbi. Allahım. Lakal hamdu wal minna. Şükürler olsun Mevlamıza. Dert vermesin size. Kaygımız, Cenabı Allah'a hizmet olsun, kulluk olsun. Onun için istiyorum Ya Rabbi, kuluktan bizi meşgul edecek hal verme. Gerçi yaşımız bu kadar oldu ama emrin üzerine lahzada değişir ya Rabbi. Hamdolsun. Şükürler olsun. Size de mübarek olsun. Çok seneler yaşayasınız. Hakkın sancağını taşıyasınız. Hakka karşı geleni ez, şeytandır. Dünya hepsi şeytan oldu şimdi. Başında patlasın. Fatiha. E, dikkat et. Nasrettin Hoca'yı beleş yollamamış Cenabı Allah. Dikkat edin, diyor. Onun derslerinde çok hikmetler vardır, dikkat ediniz. Geniş olunuz Nasreddin Hoca gibi, geniş olunuz. İskender-i Kebir, bir yerden geçerken, bakmış bir vadinin içinde oturan bir adam var. Bilirsin. Kıssa bu. İskender-i Kebir, daha genç, tabutuvana. Kimdir bu? Bu demişler, Diyojendir. Ya. Ne yaparsın burda? Aha bu benim evimdir, demiş. Ne için o evi yapasın? Ev yapanların evi de sonunda benim gibi olacaktır, diyor. Diyojen, bir talimat vermiş. Deymez demiş, dünyayı mamur etmeye. İşte benim yerim bu kadar yetişir bana, demiş. Siz uğraşın. Gitti ve geldi İskender, Hint'in ucuna kadar. O dersi unutmadı. Nihayet, kendi dini üzerine iman ile geçti. İskender-i Kebir dediler ona. Ey Rabbımız. Temiz kulların ile bizi de beraber eyle. Gelen yıllara ömrümüz varsa Sana kulluk ile yapalım. Ömrümüz öyle geçsin. Dünya için kavga etmeyelim, Fatiha. Mübarek olsun bayramımız da, günümüz de. Ömrünüz bereketli olsun. Şedidü'lmihal, der. Allah'ın azametinden kuvvet aşılanan kimselerdir onlar. Allahu Akbar. Fatiha. Video Link: http://saltanat.org/videopage.php?id=8790&name=2013-08-07_tr_SultanKimdir.mp4 www.saltanat.org Page 5
Benzer belgeler
ali baba ile kırk haramiler
talim. Bunu yapamadıktan sonra, senin kıymetin, leş, leş. Kıymeti yok. Leş olur. Leş olma. Temiz
ol."'innaka kadihun 'ila Rabbika kadhan fa mulaqih."(84:6) Sen çalış, gayret et ki, yetişesin o rütb...