ISSN: 1304 -1517 - Turuncu Dergisi
Transkript
ISSN: 1304 -1517 - Turuncu Dergisi
ISSN: 1304 -1517 TERÖRÜ LANETLİYORUZ #Sehit #MehmetSelimKiraz Milletimizin Başı sağolsun! BÜLTEN Puane’de Bahar Çiçekleri Açtı! M odern ve ölçülü giyimin sevilen markası Puane, son yılların yükselen floral desenleri yeni sezonda yeniden yorumluyor. Uçuşan şifon detaylar ve ferah yaz kumaşları ile tasarladığı birbirinden farklı modelleri çiçek desenleri ile bir araya getiriyor. Uzun tunikler, elbiseler, asimetrik kesim bluzler ve mevsim geçişleri için ideal trençkotlar Puane 2015 İlkbahar/Yaz Koleksiyonu’nun en sevilen modelleri. Özellikle rengarenk yaz bahçelerini andıran modeller, doğal ve enerjik bir görünümün garantisini veriyor. Doğal ve enerjik bir görünüm. Pastel dokular ve minimal kesimler ile günün her anına yakışacak alternatifler sunan Puane, 2015 İlkbahar/ Yaz Koleksiyonu’nda turuncu, fuşya, fıstık yeşili, limon sarısı, lila ve mavi gibi bahar renklerinin ışıltısından besleniyor. Doğal ve enerjik bir görünüm sunan ‘Renklerin Dansı’ Koleksiyonu, çiçek desenli parçalar, geometrik renk blokları ve asimetrik detaylar gibi sezon trendlerini Puane çizgisiyde yeniden yorumluyor. 2015 İlkbahar&Yaz Koleksiyonu Puane satış noktalarında yer alıyor. Puane’deki kampanya ve yeniliklerden haberdar olmak için website ve sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz: http://www.puane.com https://facebook.com/puanemoda https://twitter.com/puanemoda http://instagram.com/puanemoda C M Y CM MY CY CMY K Alternatif Turizm Ailesinin En Yeni Oteli: Akropol Resort H er geçen gün büyüyen Türkiye turizm pazarında son dönemlerde büyük bir ivme yakalayan Alternatif Turizm sektörü yeni bir tesise daha kavuştu. Alanya Kestel’ de misafirlerini ağırlamaya hazırlanan alternatif turizmin en yeni otelinin adı ise Akropol Resort. Farklı alternatifler parolasıyla sezona start vermeye 14 Turuncu Dergİ / Nisan 2015 hazırlanan Akropol Resort, ayrı bay-bayan havuzları, çocuk havuzları, kapalı açık havuzlar gibi farklı seçenekleri içerisinde barındırıyor. Farklı oda seçenekleri, ekonomik fiyat alternatifleri, aktivite programları ve seslendiği kitle itibariyle sektörü yatay anlamda büyütmesi beklenen otel, alternatif turizm sektörüne de yeni bir soluk getiriyor. turuncudergi.com BÜLTEN Genç ve Yenilikçi #GURURLAYERLİ NOCTURNE V estel, Türkiye’de Vestel City’de ürettiği dünyanın en ileri teknolojilerini Kenan İmirzalıoğlu’nun rol aldığı yeni reklam filmleriyle anlatıyor. Vestel’in Manisa’daki üretim üssü Vestel City’de çekilen ilk reklam filmi 23 Şubat’ta yayına girdi. Geçen yıl yeni reklam kampanyasına “Türkiye Vestelleniyor” sloganıyla start veren Vestel, yeni reklam filminde “Yerli üretimin gururuyla, Türkiye Vestellenmeye devam ediyor” diyor. Kenan İmirzalıoğlu, Vestel’in “Gururla Yerli” temasının merkezde olduğu 4 reklam filminde yer alacak. “Gururla Yerli” temasının Vestel’in ar-ge, tasarım ve üretim alanındaki gücüne dayandığını vurgulayan Vestel Şirketler Grubu icra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan şunları ifade etti: “Bu ülkede teknoloji üretilemez diyenlere kulak asmadan televizyondan tablet ve akıllı telefona, çamaşır makinesinden bulaşık makinesine, buzdolabından klimaya dünyanın en son teknolojilerini ürettik. Kısacası biz, hiçbir zaman araştırmaktan, çalışmaktan, özveri göstermekten vazgeçmedik, “Evet, yapabiliriz” dedik. Ve yapabildiğimizi tüm dünyaya gösterdik.” C an TARLAN tarafından 2012 yılında deneyimli ve bir o kadar da genç bir takım ile kurulan NOCTURNE markası, 2 yıl gibi kısa bir sürede Türk kadının benimsediği bir marka hâline geldi. Adını Frederic Chopin’in bir bestesinden alan NOCTURNE, tasarımda özgünlüğe, kullandığı malzemelerde doğallık ve kaliteye verdiği önem ile şehirli kadının gardrobunda kısa sürede yerini almayı başardı. Marka için atılan profesyonel adımlar sayesinde Moda ve sanat dünyasının da dikkatini çekmeyi başaran NOCTURNE, artan ekip sayısı ve daima dinamik bir ilham anlayışı ile sürekli kendini yenilemeye devam ediyor. Nocturne’un kurucusu Can Tarlan ile turuncu dergi olarak keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Jival yıldızı, Funda Arar’la parladı J ival, 13.Yıldız Kuyumcular Buluşması kapsamında 14 Mart Cumartesi akşamı Wyndham Grand İstanbul Europe Hotel’de gerçekleştirdiği muhteşem Gala ile unutulmayacak bir geceye imza attı. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden gelen 18 Turuncu Dergİ / Nisan 2015 ADVERTORIAL değerli kuyumcular düzenlenen davete büyük ilgi gösterdi. Bu özel geceye, Jival Yönetim Kurulu Başkanı Sn.Naim Gençoğlu ve Mioro Yönetim Kurulu Başkanı Sn.İlyas Gençoğlu ile aileleri ev sahipliği yaptı. Davette ayrıca markalarının sektördeki konumu, üretim kapasiteleri ve yatırım alanları hakkında konuklara bilgi verdiler. Güçlü sesi ve yorumu ile gecenin parlayan yıldızı FUNDA ARAR misafirleri adeta büyüledi. Ünlü sanatçı, samimi ve sempatik tavırlarıyla kendisini hayranlıkla dinleyen tüm konuklarla yakından ilgilenerek gece boyunca keyifli saatler yaşattı. turuncudergi.com Noctune modasında bu yaz kadınları ne bekliyor? 2015 ilkbahar yaz koleksiyonunda her zamanki gibi daha canlı renkler var. Nocturne’a has renkli dinamik desenler, çarpıcı kumaş oyunları ve hareketlenmiş detaylar bulabilirsiniz. Can Tarlan Maskülen parçalar da var daha feminen parçalarda. Herkese hitap eden bir koleksiyon oluşması için değisik trendlerden ilham aldık. Nocturne kadını, ilgiyi üzerine çeken bir kadın. Hem sadeliğiyle hem de şıklığıyla gün içerisinde kullandığı kıyafetlere bir iki dokunuşla geceye geçiş yapabilecek urunlerin koleksyonda olmasi müşterilerimizin bizi tercih etmelerinde buyuk bir etken. Hande Ataizi, Wilma Elles gibi ünlülerle çekimler yaptınız? Ünlü isimler ile çalışmanın nocturne için ne gibi avantajları oldu Kendi alanlarında başarılı işlere imza atmış isimlerle calışmak Nocturne’e yakışan bir olay. Nocturne olarak başarılı ve güçlü kadınları giydirmeyi seviyoruz. Bundan sonraki calışmalarımız da tercihlerimiz de bu yönde olacak. Gecen sezon Wilma Elles’le çılıştık ve olumlu geri doönüşleri oldu. Bu sezon da marka olarak yakından takip ettiğimiz ve tarzını çok beğendiğimiz Hande Ataizi ile çalıştık. Her ikisiyle de cok güzel diyaloglar kurduk güzel sonuçlar elde ettik. Yaşınız çok genç ama çok başarılısınız. Tekstil yaşamınız nasıl başladı? 2012 yılında RS CTA firmasını kurduktan sonra sektörde büyük markalarda tecrübeleri olup yıllardır çalışmış olan genç bir takım ile birlikte kurduk Nocturne markasını. “Nocturne” hem dinlemekten keyif aldığım Chopin’in bir bestesi, hem de “Gece’de var olan” veya “Geceye dair...” anlamlarına geliyor. Biz müşterilerimizin her gece ışıltı ile parlaması için varız. Ve sonrasında ufacık bir çalışma ofisi ile “Nocturne” hayata gözlerini açtı. Öncelikle parça ürünler (triko, baskılı t-shirt, tayt) üzerinde çalışmaya başladık. Müşterilerin çizgimizi ve tarzımızı beğenmesiyle koleksiyon hazırlamaya başladık. Aslında daha küçük bir kapsamda kendimizi Hande Ataizi döndürmek isterken, sektörün tam ortasında kendimizi bulduk. Nocturne büyüme hedefleri nelerdir? Özgün ve daha ‘haute-couture’ çalışan bir hazır giyim markasıyız. Gelecekteki resmimizde merkez kontrolünü kaybetmemiş sağlam ‘butik’ anlayışımız doğrultusunda seçkin mağazalarda hizmet veren bir Nocturne var. Çok fazla büyüyüp kaliteden ödün vermektense, “elimde tutabileceğim” global bir marka olmak. Ben her zaman şuna inanırım ne kadar fazla şube, her ilde fabrika, fazla fazla atölye kurarsan, hepsine yetişmen imkansızlaşır. Biz markalaşmayı seçtik. Ben ve ekibim bunun için elimizden geleni yapmaya hazırız. Sizin için moda nedir? Moda popüler bir stil ve deneyim anlamına gelir benim için. Moda bence modern kadının yaşam tarzına ilham vermek, yüksek ürün kalitesiyle, makul fiyatlara, alışıla gelmişin dışına çıkabilmektir aslında. Nisan 2015 / Turuncu Dergİ 19 YAPIM EKİBİ PRODÜKSİYON ADINA İMTİYAZ SAHİBİ VE GENEL YAYIN YÖNETMENİ Zahide CEYLAN SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Zahide Ceylan KURUCULAR KURULU Halise ÇİFTÇİ, Zahide CEYLAN, Güzin CANAN, Taciser İÇYER, Nilgün KARABULUT, Ayşenur GÜN, Sema KARABULUT YAYIN KURULU BAŞKANI Ayşe KEŞİR EDİTÖR Yeter MAYALI YAYIN KURULU Ayşe KEŞİR, Ayşe ERTEM, Hatice BİLİCİ, Latife Özbek, Esra Yerebakan, Gaye Ergezen, Ümmügülsüm Tat, Gülfem KELEŞ, Betül ŞATIR GÖRSEL YÖNETMEN Şerife AKYOL KURT MARKA İLETİŞİMİ YÖNETİCİSİ Şenay BUYURMAN BASIN DANIŞMANI Mürvet UÇ İSTANBUL KOORDİNATÖRÜ Gülay KURT 0507 485 55 95 ANKARA KOORDİNATÖRÜ Betül TAT 0538 624 54 72 TURUNCU DERGİSİ ADRES 1470 Sk. Gökteşehir Blokları B Blok No: 30 Çukurambar / Ankara TELEFON: 0545 316 21 55 WEB: www.turuncudergi.com e-mail: [email protected] [email protected] BASKI TURKUVAZ MATBAACILIK Akpınar Mah. Hasan Basri Cad. No: 4 P.K. 34885 Sancaktepe / Kartal / İstanbul TEL: 0216 585 90 00 FAKS: 0216 585 9130 [email protected] ‘TURUNCU’ Dergisi, yerel süreli aylık yayındır. Basın yayın ilkelerine uymayı kabul eder. Basılan ilanların tüm sorumluluğu ilan sahibine, yazılan yazıların sorumluluğu yazarlara aittir. Kurum ve kuruluşlar için kargo dahil fiyatı 20 TL’dir. TURKUVAZ DAĞITIM PAZARLAMA A.Ş. tarafından dağıtılmaktadır. [email protected] Sevgili Turuncu okurları, K utlu Doğum Haftası’na ağırlık verdiğimiz bu sayıda sizlere dilimizin döndüğü, kalemimizin yazdığı kadar; son Peygamber, âlemlere rahmet olarak gönderilen, son ümmet olan bizlerin peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v)’i konu aldık. Bu vesile ile çocuklarımıza onun çocukluğunu, yaşantısını çok iyi anlatmak; onun güzel ahlâkı ile ahlaklanmanın önemini bir kez daha anlamamız gerektiğini düşünerek, aktüel konumuzda da bunlara değindik. Bundan 14 asır evvel, Miladi Takvim’e göre 571 yılının 20 Nisan’ında dünyaya gelen Hz. Muhammed (s.a.v), birçok mucizeyi de beraberinde getirdi. Annesi Hz. Âmine ve babası Abdullah’tan dünyaya gelen Hz. Muhammed (s.a.v), henüz dünyaya gelmeden babasını kaybederek yetim doğdu. Annesi Âmine’yi de altı yaşında kaybettiğinde hem yetim hem öksüz kalan Hz. Muhammed, dedesi Abdulmuttalib himayesine girdi. Sekiz yaşında da dedesini kaybettikten sonra amcası Ebu Talip ve eşi Fatıma onu evlerinin bereketi olarak değerlendirdiler. Hz. Muhammed(s.a.v), Ebu Talip’in evine gelişi üzerinden on yedi yıl geçip yirmi beş yaşına ulaştığında Hz. Hatice ile evlenmişti. Kırk yaşında peygamberlik gelmiş ve peygamberliğin üzerinden on bir yıl sonra amcası Ebu Talip ve ardından eşi Hz. Hatice’yi kaybetmişti. Hz. Peygamber, kaybettiği bu iki sevdiğinden dolayı çok üzülmüş ve müminler bu yıla “Hüzün Yılı” adını vermişlerdi. Aslında hüzün, Hz. Peygamber dünyaya gözlerini kapadığı anda tüm ümmeti için başladı. Vefatına dokuz gün kala Cebrail (a.s)’in getirdiği son ayet “Allah’a döndürüleceğiniz güne karşı saygılı ve hazırlıklı olun. Sonra herkese kazandığı ne ise noksansız verilecek ve onlar zulme uğratılmayacaktır. [Bakara, 281]” ayeti oldu. Kuran’a bu ayetle mühür vurulmuş oluyordu. Rebiülevvel ayının 1’ine rastlayan Pazartesi sabahı hayata gözlerini yumdu. Vefatından hemen önce başını Hz. Ayşe’nin göğsüne koymuş hâlde yarı oturur durumda idi. Hz. Peygamber (s.a.v) sık sık söylediği vasiyetini son bir defa daha tekrarladı: “Namaza devam edin, elinizin altındaki insanların haklarına riayet edin, hanımlarla hoş geçinme yolunu tutun.” Bizler onun Asr-ı Saadet ümmeti olamadık ve bizler onu göremedik. Biz onu görmeden sevdik. Ravzasına varabilme, bir nebze de olsa onun gül kokusunu duyabilme arzusu ile ağıtlar yaktık, methiyeler düzdük ve onun hasreti ile yandık. “Allahümme salli ala seyyidina Muhammed.” diyerek selamlaştık. Salavatlarımız ile mesajlaştık. Bazen rüyamıza geldi, bazen dünyamıza… Sen iyi ki dünyaya rahmet olarak gönderildin ve sen iyi ki bizim peygamberimiz, kurtarıcımız, önderimiz, Hz. Muhammedimiz oldun. Anamız babamız canımız feda olsun sana ya Resulullah. Zahide Ceylan 44 ICINDEKILER 70 50 22 74 70 28 Ünlü ilahiyatçı Prof. Mustafa Karataş’ın kaleminden, Peygamber efendimizin çocuklara bakış açısı MİNİK KALBİN PEYGAMBER AŞKI Peygamber aşkını en derinden yaşayan minik bir yüreğin yansımaları... 74 PEYGAMBER EFENDİMİZİN HAYATINDAKİ KADINLAR Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in hayatında yer alan kadınlardan annesi Hz. Amine, süt annesi Halime’i Sadiye ve eşleri Hz. Hatice ve Hz. Aişe... NİNESİZ DEDESİZ ÇOCUKLAR Ayşe Keşir: Çocuk huzur ister, ilgi ister, şefkat ister, hepsinden önemlisi de sabır ister. Tahammül ve sabır yılların damıtılmışlığı ile öğrenilir. AYGÜL FAZLIOĞLU YAZDI: ÇOCUK GELİNLER Küresel bir sorun olan erken yaşta ve/veya zorla yaptırılan evlilik uygulaması birçok ülkede yasadışı olmakla birlikte görmezlikten gelinmekte,. “ÜMMETİN GELECEĞİ, SAVAŞIN ÇOCUKLARI” Savaşın Çocukları Belgeseli Yönetmeni Tülay Gökçimen ile ümmetin çocuklarını konuştuk… Turuncu Dergİ / Nisan 2015 82 HAZRETİ PEYGAMBERİN ÇOCUK SEVGİSİ 94 92 88 46 44 38 34 28 74 68 62 56 38 92 50 ÇOCUKLAR İÇİN YAZMAK BAYRAM TADINDA Çocuk için yazan dostlarında önüne düşen renkler gökkuşağı gibi cıvıl cıvıl ve çocuk gibi. ANADOLU’NUN ÖZETİ: SAFRANBOLU Safranbolu Belediye Başkanı Sayın Necdet Aksoy’la Anadolu’nun özeti dediği Safranbolu’yu konuştuk TATLI TATLI DELİRİYORUZ Rafine gıda teknolojisi, genetik yapımızdan gelen şeker-sever karakterimizle de birleşince, ihtiyaçtan çok fazla şeker alıyoruz. TEZHİP SANATI Noktadan hiçliğe, hiçlikten hepliğe bir seyr-i sülük Tezhip sanatı. BATAKLIKTAN DOĞAN TURİZM MERKEZİ: ORLANDO Atıl bir bataklıktan ibaret bir bölgede bulunan Orlanda, insan oğlunun doğanın dilinden anlamayı öğrenmesiyle neler yapabilece ğinin adeta ispatıdır . ZAMANA KARŞI KOYAN STİL: BOHEM Bohem tarzı sevenlerdenseniz, şanslısınız! Çünkü Bohem moda, zamanla yok olacak bir akımı yerine, bir ruh hali olarak kabul ediliyor. MİMARİ: 3 KITA 3 ŞEHİR Yazarımız Mimar Emine Büyükkaymaz, Shangai, Newyork ve Zürih kentlerinin mimarisini yazdı SİNEMA: ENİGMA “Bazı insanlar kimsenin hayal bile edemeyeceği şeyleri hayal edip gerçekleştirebilir.” KÜLTÜR SANAT Kültür sanat editörümüz Yeşim Erdal, İstanbul Oyuncak Müzesi’ni ziyaret etti. 94 68 turuncudergi.com Kaldı Deli Kızın Bohçası VERA NUR AYDINBAŞ [email protected] Küçük Şeyler Beni en naif, en kibar üzen seyler bu minik hayaller. Fazla yaralamıyor, nazikçe hüzünlendiriyor. B ir hayalim vardı, olmadı. Şimdi benim bir Polaroid kameram var. Hani şu eskilerden. Şip Şak fotoğraf. Oldukça vintage*. Artık filmi bile bulunmayan cinsten. Allem kallem yurtdışından filmler buldum getirttim, makine çalışır hâlde mi onu bile bilmeden. Gümrüğü vesaire derken anlayacağınız lüks bir merak oldu bu polaroid kamera meselesi. Ama heves ettim fotoğrafa meraklı olduğumdan mütevelli. Hayalime gelirsek; filmlerin 2 pozunu O’nunla çekilmek. Şimdiki “Selfie”ler gibi. Mutlu gülen iki yüz. İki şipşak film. Naif bir hatıra. Çünkü O, hayatıma çıkmak için girdi, biliyorum. Zaten herkes hayatımıza bir gün çıkmak için girer. Tanıştığımız andan beri o güne geri sayıyoruz. İstemeden veyahut isteyerek. Neyse. 2 poz. Bize ait. Polaroidin hem makine hem filminin zor bulunması ve pahalı olması hasebiyle en azımdan kendi nezdimdeki kıymet-i harbiyesini anlatabildiğimi düşünüyorum. Dünyanın fotoğraflanmaya değer en güzel anlarından birine denk geldiğime kanaat getirmeden pozlarımı harcamıyorum. Kameram elimde çekmeye değer şeyler arıyorum. Çoğunu telefonumla çekiyorum. Filmlerime kıyamıyorum. 1 pakette 10 film. Ama onunla çekilmek için 10’un 2’sini ayırdım. Birbirinin aynısı olacak 2 poz. Biri ona biri bana. Olmadı. Eh, ölelim mi yani? Bu gerçekleşmeyen ilk hayalim değil hem. Ama sanırım beni en naif, en kibar üzen şeyler bu minik hayaller. Fazla yaralamıyor, nazikçe hüzünlendiriyor. Mantar panoma raptiyeleyeceğim o film, hayatıma hiç giremedi. Küçük bir ayrıntı ama bir dakikalık melankoli duruşunu hak ediyor doğrusu. 24 Turuncu Dergİ / Nisan 2015 turuncudergi.com HABER Pursaklar Beledİyesİ Surİyelİlerİ unutmadı “Bu Çaresizliğe Dur De” kampanyasına Pursaklar Belediyesi de katılarak 2 bin yorgan ve 2 bin yastıktan oluşan ve üzerinde “Acılarımız ortak, çocuklarımız kardeş” mesajlı bir TIR dolusu yardım malzemesini Kahramanmaraş’taki sığınmacılara gönderdi. A K Parti Ankara İl Başkanlığı tarafından Suriyeli sığınmacılara yönelik olarak düzenlenen “Bu Çaresizliğe Dur De” kampanyasına Pursaklar Belediyesi de katılarak 2 bin yorgan ile yastıktan oluşan bir TIR dolusu yardım malzemesi gönderdi. AK Parti Ankara İl Başkanlığı tarafından Suriyelilere yardım amacıyla düzenlenen kampanya kapsamında 60 TIR’lık yardım malzemesini taşıyan konvoy Kahramanmaraş’a ulaştı. “Bu Çaresizliğe Dur De” kampanyasına Pursaklar Belediyesi de katılarak 2 bin yorgan ve 2 bin yastıktan oluşan ve üzerinde “Acılarımız ortak, çocuklarımız kardeş” mesajlı bir TIR dolusu yardım malzemesini Kahramanmaraş’taki sığınmacılara gönderdi. İç savaş nedeniyle Türkiye’ye sığınan Suriyeli sığınmacıların durumuna sessiz kalmayan Pursaklar Belediyesi, 2014 yılında “İnsanlık Aç ve Üşüyor” kampanyaları düzenleyerek 5 TIR dolusu yardım malzemesini Şanlıurfa’daki kamplara göndermişti. Bugüne kadar çok sayıda uluslararası yardım kampanyası düzenleyen Pursaklar Belediyesi’ne Kahramanmaraş’taki ilgililer teşekkür etti. KUTLU DOĞUM HAFTASI Ebû Süfyan’ın evine ve Kâbe’ye sığınanlara dokunulmayacak deniliyordu. Kendine yapılanları affetmiş, pek çok insanı bağışlamıştır. Onun bu affı ve rahmeti karşısında Mekkeli müşrikler adeta eriyor, bölük bölük İslâm’a giriyordu. Çocukları Çok Seven Peygamber Hz. Peygamber (s.a.v.), çocukların ağlamasına hiç dayanamazdı. Bir gün mescitte namaz kıldırırken bir çocuğun ağlaması üzerine annesi sıkıntı çekmesin diye namazı daha erken bitirmişti. Torunlarını da çok severdi. Namazda bile çocukların mescitteki davranışlarına kızmaz, aksine onların gönlünü hoş tutar, onları öper, başlarını okşar, hatta bazen onlarla oynardı. Hz. Hatice (r.a.), peygamberliğin ilk gelişinde Rasûlullah’ın (a.s.) endişe ve korkularını yatıştırmak için ona şöyle hitap etmiştir: “Hayır korkma! Allah’a yemin olsun ki Allah seni asla mahzun etmez. Çünkü sen akrabayı ziyaret eder, zor durumda olana yardım eder, muhtaca kazandırır, misafire ikram eder, hak sahiplerine haklarını ödersin.” Prof. Dr. MUSTAFA KARATAŞ Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed (a.s.) llah Rasûlü (a.s.) çok merhametliydi. O bu duygusunu, “Merhamet etmeyene merhamet edilmez.” sözüyle ifade etmiştir. Düşmanları da olsa o, şefkat ve merhametini esirgemezdi. Nitekim İslam’ı yaymak için Tâif’e giden Allah Rasûlü (a.s.)’nün kıymetini Tâifliler bilemediler. Kendilerine gelen zatın Allah’ın Habîbi olduğunu inkâr ettiler ve onu taşladılar. Mübarek ayakları kan içinde kaldı. Cebrâil (a.s.) Tâif’in altını üstüne getirmek istedi, ancak Allah Rasûlü (a.s.), “Hayır! Belki bunların soyundan İslâm’a girenler olur” buyurdular. Mekkeli müşrikler kendisine hayat A 30 Turuncu Dergİ / Nisan 2015 hakkı tanımak istemiyorlardı. Onunla görüşen ve müslüman olanları da tehdit ediyorlardı. Üç yıla yakın müslümanları aç ve susuz bıraktılar. Onlarla alışveriş yapmadılar. Kız alıp vermediler. Ancak Allah Rasûlü (a.s.) o esnada bile Allah’ın onları affetmesi için dua ediyor, gözyaşı döküyordu. Ne var ki, kavmi bunlarla da kalmadı onu hicret etmeye, Mekke’yi terk etmeye zorladılar. Kendisine her türlü eziyet ve kötülüğün yapılmasına rağmen Allah Rasûlü (a.s.), “Allah’ım kavmimi affet. Onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.” diye yalvarıyordu. Allah Rasûlü (a.s.) üzülerek ve istemeyerek ayrıldığı Mekke’yi fethetmiş, sekiz sene gibi çok kısa denebilecek sürede muzaffer olarak şehre geri dönüyordu. Fetih gerçekleşmişti. Nisan 2015 / Turuncu Dergİ 31 iYiER DOSYA A iŞL tık yağlar bulunduğu ortamı kirleterek ortamda yaşayan canlılara zarar veriyor. Bilindiği üzere yağlar; denizlere, göllere ve akarsulara döküldüğü zaman o suyun kirlenmesi ve sudaki oksijenin azalması sonucu; ortamdaki, başta balıklar olmak üzere diğer canlılar üzerinde büyük tahribata yol açar. Yine kullanılmış yağlar lavaboya döküldüğü zaman gider sistemine sıvanır, kanalizasyon borusu içindeki atıkların yapışmasına ve zamanla borunun daralmasına neden olur. YEŞERİR. E D LER LP A K İ İY CE N Ö K İL , İy İ İş le r LAYALIM. N YI YA N ŞI A AYL P LE İM İZ B İ SİZ DE İYİ İŞLERİNİZ m runcudergi.co info@tu 8 33 Tel: 0312 472 9 Kanalizasyona dökülen atık yağlar ise diğer atıkları tutar ve kanalizasyon sisteminin kullanılmaz hâle gelmesine sebep olurlar. Yağların küçük fırınlarda yakılması, içindeki ağır metal ve klor bileşimleri hava ile birlikte atmosfere salınarak havayı kirletir ve insan ve çevre sağlığına zarar verir. O hâlde Atık Yağları Dökme! Alo Atık Hattı’nı Ara! Hem ‘Doğa’ Hem ‘Ekonomi’ Kazansın! Duyduk duymadık demeyin! Arayın 444 28 45 Alo Atık Hattı’nı; biriktirdiğiniz atık yağları kapınızdan teslim edin! Geri dönüşüme gönderin! KIRMIZI IŞIKTA KALP DURMASIN, SEN DUR! Ç ocuk Vakfı, kuruluşunun 25. yılında köy okullarına kalem, defter ve çocuk edebiyatının seçkin örneklerinden oluşan kitap gönderecek. Herkes dilediği bir köy okuluna kalem, defter, kitap ya da okulların talep ettiği eğitim materyallerini gönderebilecek. Köy okullarında çocuk kitabı yazarları ile öğrenciler için buluşma programları düzenlenecek. Köy ilkokulları ve ortaokullarında okuyan öğrenci sayısına göre sosyal ve kültürel destekte bulunulabilecek ve isteyenler köy okullarının birinde kendi 44 Turuncu Dergİ / Nisan 2015 adına kütüphane kurabilecek. Sponsorların köy okullarına ulaşmalarına yardımcı olunacak. Çocuk Vakfı’nın Kitaplarımızı Gönderiyoruz Geleceğimizi Paylaşıyoruz projesi kapsamında 1000 köy okuluna kargo ulaşımını MNG Kargo ücretsiz sağlayacak. Çocuk Vakfı İletişim Bilgileri: Çocuk Vakfı Kültürevi / Zafer Sokak No 17 Nişantaşı-İstanbul Web sayfası : www.cocukvakfi.org.tr Ekmek [email protected] [email protected] Telefon0 212 240 41 96 – 0 212 240 23 83 turuncudergi.com n Trafik güvenliği denince aklımıza sadece aşırı hız, emniyet kemeri gelmemeli. Trafik ışıklarına uyulmaması gibi büyük bir sorunumuz var. Hem yayalar ve hem de araç kullananlar açısından sürücüler ve yayalar ikaz ışıklarına uymuyor ve sonucunda ölümlü ve yaralanmalı kazalara uğruyorlar. YEŞİL IŞIKTA GEÇ HAREKETİ İzmir Bayraklı Ali Osman Konakçı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerinin başlattığı bir proje. Kampanyanın amacı; Trafik kurallarına öncelikle de Trafik ışıklarına uyulması gerekliliğini anlatabilmek. Nihai hedef olarak Bayraklı ilkokul ve ortaokullarında okuyan öğrencilerle birlikte ”Yeşil Işıkta Geç Hareketi”ne işlevsellik kazandırabilmek. turuncudergi.com n Gelecek nesillere daha temiz ve yaşanabilir bir çevre bırakabilmeyi amaçlayan dernek, elektronik atık ve geri dönüşümün gerekliliği konusunda toplumsal bilinç oluşturmak için e-atık toplayacak. İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere Türkiye genelinde eski, kullanılmayan veya çalışmayan elektronik atıkları ücretsiz olarak toplamayı hedefleyen projede, öncelikli olarak okullar tarafından verilen e-atıkların geri kazanımı sağlanacak. Vatandaşlar e-atıklarını toplama merkezlerine getirerek projeye destek verebileceklerdir. Kurumsal müracaatlar için direkt olarak ÇEKÜD ile irtibat kurulabilecek. (0212 621 77 00 – [email protected]. tr). Kurum ve Kuruluşlarla yapılacak görüşmelere göre e-atıkların toplama yer ve tarihleri belirlenecek yüreklere dokunun! Sen de küçük yaşta aileni kaybedebilir, sokaklarda yaşamak zorunda kalabilir, suça zorlanabilirdin ve bunlar sen istediğin için olmazdı. Kötü hayatlar yaşamak için kötü insanlar olmaya gerek yok. Hiç suçu olmayan küçücük masum çocukların da kötü hayatları var olabiliyor. Kitap okumak isteyen, oyun oynamak isteyen, resim yapmak isteyen, enstrüman çalmak isteyen çocukların malzeme yetersizliğinden dolayı eksik kaldıklarını bilmek ve hiçbir şey yapmamak bizim halkımıza yakışmaz. Aslında bizlerden pek de farkı olmayan miniklerimizin yüzlerini güldürebilmek için elimizden geleni yapıyoruz. Siz de destek olmak ister misiniz? Üsküdar Üniversitesi Sosyal Dayanışma Kulübü’nün başlatmış olduğu; yetiştirme yurtlarında ve cezaevlerinde yaşayan dezavantajlı çocuklar için oyuncak, puzzle, masa oyunları, okuma kitabı, soru bankası ve kırtasiye malzemeleri toplama kampanyası için destek olabilirsiniz. Nisan 2015 / Turuncu Dergİ 45 DOSYA Kalem tutması gereken ellere I S A N I K N İ L GE Yakılanlar AYGÜL FAZLIOĞLU [email protected] Ç ocuk” ve buna bağlı olarak “erken evlilik” kavramlarının tanımları kaynağına göre değişse de küresel ölçekte kabul edilen görüş, 18 yaş altı “çocuk” ve bu yaştan önce yapılan evlilikler ise “erken evlilik”dir. 18 yaşını doldurmadan evlendirilmiş her birey “çocuk gelin ve/veya çocuk damat” olarak tanımlanmaktadır. Erken yaşta evliliklerin yaygınlığı ve biçimleri tarihsel ve kültürel olarak toplumlara göre değişse de, ataerkil toplumlarda genelde çocuk yaşta evlilikler benzer sonuçlar yaratan önemli sosyal sorunlardan biridir. Erken yaşta yaşanan cinsellik ve anneliğin getirdiği birçok anne ve çocuk sağlığı sorunlarının yanı sıra eğitim ve istihdamda erkeklerin gerisinde kalma, sosyal dışlanma, eş ve eşin ailesinden daha fazla baskı ve şiddete maruz kalma, erken evliliklerin getirdiği belli başlı sonuçlardandır. Bu olumsuz sonuçlardan daha çok ise kadınların etkilenmesi, çocuk gelin sorununun toplumsal cinsiyet eşitsizliği temelinde yaşandığının da bir göstergesidir. Erken yaşta ve/veya zorla yaptırılan evlilikler sadece çocuğa –özellikle de 48 Turuncu Dergİ / Nisan 2015 kız çocuğa- yönelik bir şiddet olmakla kalmayıp, her şeyin ötesinde temel insan hakları ihlalidir. Bu ihlalle mücadele çok sektörlü bütüncül bir yaklaşımı gerektirmektedir. Çünkü çocuk istismarının ve kadın-erkek arasındaki güç eşitsizliğinin en kötü şekliyle kendini gösterdiği alanlardan biri olan çocuk yaşta evlilikler, çocukların yaş ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin eşitlik hakkı, eğitim, yaşam, korunma hakkı gibi birbiriyle bağlantılı birçok hakkın tamamıyla ihlali anlamına gelmektedir Küresel bir sorun olan erken yaşta ve/veya zorla yaptırılan evlilik uygulaması birçok ülkede yasadışı olmakla birlikte görmezlikten gelinmekte, hemen hemen tüm toplumlarda evliliğin hukuki meşruluğundan çok toplumsal mutabakat daha fazla önem arz etmektedir DÜNYA’DA ÇOCUK EVLİLİKLER SORUNU Erken evliliklere ilişkin araştırmalar, sorunun dünyanın farklı bölgelerinde görüldüğünü ortaya koymakla birlikte, özellikle Afrika ve Güney Asya’da yoğunlaştığını gözler önüne sermektedir. Uluslararası Plan Örgütü’nün yaptığı araştırmaya göre, Avrupa’da % 10’larda seyreden erken evlilik oranları, Afrika ve Güney Asya’da % 70’lere kadar ulaşmaktadır. Araştırma, oranların Nijer’de % 75, Çad’da % 72 ve Bangladeş’te % 66’lara vardığını gösteriyor. Avrupa’da % 10 oranıyla Ukrayna 3. sırada gelmekte, İngiltere ve Fransa’da da erken evliliklerde yüzde 10’luk bir oran görülmektedir Ülkelerin sosyo-ekonmik ve kültürel yapısı erken yaşta ve/veya zorla yaptırılan evlilikleri pekiştirmektedir. Örneğin, iç savaşın yaşandığı Suriye, Yemen, Somali ve Afganistan gibi ülkelerde kız çocukları çok erken yaşlarda koruma ya da ekonmik kazanç elde elde etmek amacıyla, kendilerinden yaşça çok büyük erkeklerle evlendirilmektedir. TÜRKİYE’DE ÇOCUK EVLİLİKLER SORUNU Ülkemizde erken yaşta evlilikler uzun yıllardan beri var olan bir olgu olmasına rağmen toplumun çoğunluğu tarafından bir “sorun” olarak değerlendirilmemektedir Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçları (2014) göre çocuk yaş grubundaki (0-14) nüfusun oranı %24,’dür. Türkiye Avrupa ülkeleri olarak değerlendirilen ülkeler arasında erken evlilik oranı % 17 olan Gürcistan’ın ardından ikinci sırada yer almaktadır. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü (HÜNEE) tarafından yapılan Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması’nın (TNSA) 2008 sonuçlarına göre, ülke genelinde 15-49 yaş grubundaki kadınların %28 çocuk yaşta gelin olurken, TNSA-2013 sonuçlarına göre çocuk yaşta gelin olanların oranı 2 puan düşerek %26 olmuştur. turuncudergi.com Aynı araştırmada, 15-19 yaş grubundaki evli kadınların oranı 2008 yılında % 9.6 iken, 2013 yılında bu oran 2.6 puan ile %7’ye düşmüştür. HÜNEE, TNSA-2013 sonuçlarına göre, ülke genelinde 15-49 yaş grubundaki kadınların %26’sı çocuk yaşta gelin olmuş. Aynı yaş grubu HÜNEE; TNSA-2008 araştırmasında bu oran %28 idi. TNSA-2013 araştırmasının bir başka verisi ise, 15-19 yaş grubundaki kadınların % 7’sinin araştırma sırasında evli olduğu. Aynı, aynı yaş grubu TNSA2008 araştırmasında ise bu oran % 9.6’dır. Yasal Düzenlemeler; Birleşmiş Milletler’in 1979 Türkiye’nin ise 1985 yılında imzaladığı “Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW)” ve Birleşmiş Milletler’in 1989, Türkiye’nin ise 1990 yılında imzaladığı “Çocuk Hakları Sözleşmesi (ÇHS)” çocuk evliliklerle mücadele için temel oluşturan hukuki mekanizmalardır. Türk Medeni Kanununun 124 üncü maddesi evlenme ehliyeti için 17 yaş sınırını belirlemiş olmakla beraber “erken yaşta evlilikler” 18 yaşın altında yapılan evlilikler anlamına gelmektedir. Yasal evlenme yaşının altındaki çocukları evlendirmek mevzuata göre suç olup, savcılık anne, baba ve evlenen çocuklar hakkında Ceza Yasası’nın 103. maddesinde yer alan cinsel istismar suçu nedeniyle soruşturma açabilmektedir. ERKEN YAŞTA VE ZORLA EVLİLİKLERİN NEDENLERİ Yoksulluk ve Yoksunluk; hane bütçesi sınırlılığı, yaşlı, engeli ve çocuk bakımını gerektiren sorumluluklar alışveriş gibi ticari aktiviteler, yemek, dikiş dikme vb. diğer ev işleri kadınlara fazladan görevler yüklemekte dolayısıyla kadınlar ve çocuklar yoksulluğu en ağır boyutu ile yaşamaktadır. Geleneksel toplumlarda hanelerin geçim koşulları, çocuk işgücüne duydukları gereksinim ve kız çocuklarının kendinden yaşça küçük kardeşlerinin bakımını üstlenmeleri, onların geleceğe dair hayallerini ellerinden almakta, küçük yaşta evlendirilmelerine neden olmaktadır Az gelişmiş toplumlarda kız ailesinin erkek ailesinden evlenme sürecinde turuncudergi.com talep ettiği başlık parası uygulaması ile çocuklar bir gelir kapısı haline dönüitürülmektedir. Çünkü bu bedel erkeğin ailesi tarafından bazen para, altın ya da taşımaz mal –hayvan-toprak, ev vb- olarak ödenebilmektedir. Ailelerin ekonomik, sosyal ve kültürel nedenlerle başka yerlere göç etmeleri ve göç ettikleri yerleşimlerde yaşadıkları uyum sorunları erken yaşta evlilikleri beslemektedir. Eğitimsizlik Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan etkilerin daha çok görüldüğü toplumlarda kız çocuklarının okula gitmelerinin genel kabul görmemesi, her an evlendirilmeye hazır kayıp aile üyesi gözüyle bakılması, çok küçük yaşlarda hatta okul çağı öncesinden itibaren cinsiyet rollerini edinerek evdeki işleri üstlenmeye ve küçük kardeşlerine annelik yapmak zorunda bırakılmaları ve ucuz iş gücü olarak görülmeleri onların erken evlenmelerine neden olmakta, dolayısıyla çoğu kez en doğal hakları olan “çocukluklarını yaşamak” ve en yasal hakları olan “eğitim”den mahrum kalarak, kalem tutması gereken ellerine gelin kınası yakılmakta, çocukları ile çocukluğunu yaşamaktadırlar. Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği; okulda olması gereken kız çocuklarına küçük anne rollerinin verilmesi, çocukluğunu yaşayamadan gelin olması kadın erkek arasındaki güç eşitsizliğinin bir yansımasının ötesinde temel insan haklarının ihlalidir. Nisan 2015 / Turuncu Dergİ 49 RÖPORTAJ ÜMMETİN GELECEĞİ, SAVAŞIN ÇOCUKLARI RÖPORTAJ: TÜLAY ÖZDEMİR [email protected] Suriye’de savaş başladığı zaman Bosna Savaşı’nda olduğu gibi aynı acılar yaşanıyordu, yine olan masum insanlara oluyordu. Kadınlar, çocuklar, bebekler ölüyor. 52 Turuncu Dergİ / Nisan 2015 turuncudergi.com turuncudergi.com Nisan 2015 / Turuncu Dergİ 53 DOSYA Çocuklar için Yazmak Bayram Tadında... HATİCE BİLİCİ [email protected] E limize kalemi aldığınızda önünüze düşen renkler ve baktığınız pencere ne yazdığınızı belirliyor. Benim gibi çocuk için yazan dostlarında önüne düşen renkler gökkuşağı gibi cıvıl cıvıl ve çocuk gibi. Aslında çocuk için yazmak öyle zannedildiği gibi kolay bir şey değil. Beyninizden dev gibi çıkan kelimeler kaleminizin ucundan dökülürken çocuklaşmalı, kelimeleri çocuk gözünden çocukça bir tebessümle aktarmalısınız. Yazdıklarınızı okuyan o kıpır kıpır gözler bayram sevinciyle coşmalı ya da o minicik yürekler heyecanla çarpmalı. Kaleminizi elinize aldığınızda çocukça düşünmeli, çocukça sevinmeli ve bayram coşkusuyla hareket edebilmelisiniz. 58 Turuncu Dergİ / Nisan 2015 turuncudergi.com turuncudergi.com Nisan 2015 / Turuncu Dergİ 59 RÖPORTAJ ANADOLU’NUN ÖZETİ Safranbolu MUHTEŞEM doğal güzellikleriYLE KENDİNDEN SÖZ ETTİREN Safranbolu’YU, BU ŞEHRE GÖNÜL VERMİŞ, ÖNEMLİ İŞLERE İMZA ATMIŞ OLAN BELEDİYE BAŞKANI SAYIN NECDET AKSOY’A SORDUK. RÖPORTAJ: HATİCE ÖZDEMİR D ünya Şehri olma vasfını her zaman ön planda taşıyan Safranbolu, son günlerde organize edilen Uluslararası İklim Değişikliği Konferansı ile adından sık sık söz ettirmekte. Safranbolu Belediyesi dünya ülkelerinden bakanlarında katılımı, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Safranbolu Belediye Başkanı Necdet Aksoy 64 Turuncu Dergİ / Nisan 2015 [email protected] Hanımefendi’nin teşrifleri ile önemli bir çalışmaya imza attı. Bu başarılı çalışmaların mimarı Safranbolu Belediye Başkanı Sayın Necdet Aksoy’la Anadolu’nun özeti dediği Safranbolu’yu konuştuk… // HB-Başkanım Safranbolu sevdalısı olarak bize Safranbolu’yu birkaç cümleyle anlatın desek ne derdiniz? NA-Safranbolu bence Anadolu’nun özetidir. Anadolu’da ne varsa Safranbolu’da da o var. Tek farkı Anadolu bu değerleri kapsamlı şekilde koruyamadı ancak Safranbolu değerlerini hâlâ yaşatıyor. Bunu biraz daha formülleştirerek söyleyebilirim; Gezdim gördüm deme Anadolu’yu, gezmeden Safranbolu’yu… Safranbolu’yu şöyle özetleyebilirim. Hem insan onuruna yakışan bir hayat süren, aile hayatının mahremiyetine uygun bir yaşam ı mimariye aksettiren, yakın toplumla ilişkili mahalle anlayışı, ortasında camii, hanı, hamamı, ticarethaneleri ve etrafına yapılaşmış kenti ile tam bir Osmanlı şehridir. İslami yaşantıyı sadece kitapla da okumuyorsunuz. Safranbolu’da bu Osmanlı ruhunu duyuyor, görüyor ve yaşıyorsunuz. turuncudergi.com turuncudergi.com Nisan 2015 / Turuncu Dergİ 65 SEYAHAT BATAKLIKTAN DOĞAN TURİZM MERKEZİ ESRA YEREBAKAN [email protected] ORLANDO, ABD’nin güneydoğusunda yer alır, parkları ve eğlence merkezleriyle ünlü bir şehirdir. Önceleri atıl bir bataklıktan ibaret bir bölgede kuruludur ve insanoğlunun doğanın dilinden anlamayı öğrenmesiyle neler yapabileceğinin Âdeta ispatıdır. 76 Turuncu Dergİ / Nisan 2015 turuncudergi.com turuncudergi.com Nisan 2015 / Turuncu Dergİ 77 TERZİDEN Zamana B karŞı koyan Stil OHEM Bohem stiliyle salaş ama gizemli bir şıklık yakalayabilmeniz mümkün.. Peki Bohem stilinde öne çıkan noktalar neler, bi bakalım.. Bu stil için en önemli iki kuraldan biri giysinizi oluşturan parçaların renk kombinasyonu, kat, uzunluk ve bu tarzı sevenlerdenseniz, şanslısınız! Çünkü bohem moda, zamanla yok olacak kalıpları konusunda dikkatli hareket etmeniz. Parçalardan biri bol ve salaş ise, onu tamamlayan diğer parça normal beden ölçünüzde olmalı Mesela bol bir gömleğin ya da bluzun altına düz paça ya da skinny bir pantolon uygun olacaktır. bir moda akımı yerine bir ruh hÂli İFADESİ olarak kabul ediliyor. B KUAYBE GİDER u ay uygulamaktan zevk aldığım ve çok beğendiğim “boho stili”nden bahsedicem size. Paris’te 20. yy başlarındaki şair, ressam, yazar, filozof, müzisyen tayfasının yaşadığı biraz dağıtık, umursamaz, bolca dünya keyiflerinden etkileşimli ancak entellektüellere has biraz da sanatsal bir hayat tarzına konulmuş olan isimdir bohem.. Bohem stilinin Moda kaygısı yoktur. Trendy parçaların Bohem parçalarla birlikte yorumlandığı kombinler benim favorim… Ünlü tasarımcıların parçalarına servet yatırarak giyinmek, Bohem felsefesine aykırı olsa da, artık böyle bir giyim tarzının oturduğunu söylemek gerekiyor.. 84 Turuncu Dergİ / Nisan 2015 Büyük hasır şapkalar, metal tokalı geniş kemerler, apartman topuklu ayakkabılar, kafes sandaletler, patchwork renkli çantalar, uzun kolyeler, bilezikler, renkli çerçeveli gözlükler, bere şapkalar, eşarplar ve püskül detaylar bohem giyim tarzını tamamlayan parçalardır. Mary Kate Olsen, Sienna Miller, Vanessa Hudges, Nicole Richie, Kate Moss ve Mischa Barton gibi ünlü isimler ise bu tarzı başarıyla taşıyan ve kendi kişilikleri ile harmanlayan en başarılı bayanlardan kabul ediliyor. Eğer bu tarzı benimseyen ve sevenlerdenseniz, şanslısınız! Çünkü bohem moda, zamanla yok olacak bir moda akımı yerine bir ruh hâli ifadesi olarak kabul ediliyor. turuncudergi.com turuncudergi.com Mary ve Kate Olsen Nisan 2015 / Turuncu Dergİ 85
Benzer belgeler
ISSN: 1304 -1517 - Turuncu Dergisi
Ayşe KEŞİR, Ayşe ERTEM,
Hatice BİLİCİ, Latife Özbek,
Esra Yerebakan, Gaye Ergezen,
Ümmügülsüm Tat,
Gülfem KELEŞ
GÖRSEL YÖNETMEN
Şerife AKYOL KURT
MARKA İLETİŞİMİ YÖNETİCİSİ
Şenay BUYURMAN
BASIN DAN...