Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. İlklere İmza Attı
Transkript
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. İlklere İmza Attı
ARALIK 2015 YIL 11 SAYI 121 Bir Planlama Başarısı Komponent Atölyelerinin Taşınmasında Faz 2 Tamamlandı Ar-Ge Merkezi Yerli Uçak Yolunda Geleceğe Hazır İş Sağlığı Güvenliği Açısından İşyerlerinde Acil Durum “Kategori A1 Temel Eğitim Yetkisi” Alan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. İlklere İmza Attı GÜNDEM Merhaba Arkadaşlar, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ailesi olarak hem Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı (EASA) hem de Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden (SHGM) Kategori A1 Temel Eğitim Yetkisi alan ilk kuruluş olarak yeni bir başarıya imza attık. A1 kategorisinde teorik ve pratik eğitimlerin verilebilmesini ve A1 Lisans sınavlarının yapılabilmesini kapsayan bu yetki ile bir teknisyen adayından istenen üç yıllık deneyim süresi Temel Eğitim Müdürlüğü’nde alınan eğitimlerden sonra bir yıla kadar düşecek. Eğitimin önemine her zaman değiniyoruz, bu önemi pratiğe dökerek gösterdiğimiz için çok mutlu ve gururluyuz. Bu yetkinin alınmasında emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ederim. Hepinizin bildiği gibi AHL tesislerindeki bazı atölyeler 2014 yılında SAW tesislerine taşındı. Bu kapsamda Kasım 2015’te ATE, İniş Takımları, Radyo & IFE, Elektrik, Aletler, Harness, Integrated Drive Generators (IDG), Akü, Kaplama, Özel İşlemler ve Makine Atölyeleri ve bu atölyelerde görev yapan 311 personel SAW tesislerindeki modern atölyelerde çalışmaya başladı. Yeni atölyelerimizde daha enerjik olacağımıza ve daha yüksek motivasyonla hizmet vereceğimize eminim. Geride bıraktığımız iki ayda çok sayıda uluslararası etkinlikte boy gösterdik. Bunların ilki 6-8 Ekim tarihleri arasında Katar’ın başkenti Doha’da gerçekleştirilen High Tech Port By MÜSİAD Qatar oldu. 45 metrekarelik bir alanda yer aldığımız bu organizasyon ile Türkiye’de üretilen yüksek, ileri ve stratejik teknolojileri Katar ve diğer Körfez ülkeleri ile buluşturduk. 13-15 Ekim tarihleri arasında, havacılık alanında gelişen pazarlar, havayolu firmalarının ihtiyaçları, gelir fırsatları, uçak bakımı gibi konuların ele alınmasını sağlamak amacıyla İngiltere’nin başkenti Londra’da gerçekleştirilen MRO Europe 2015’e, 17-21 Ekim tarihleri arasında ise Malezya’nın Penang şehrinde düzenlenen 112. IATP Konferansı’na katıldık. 3-5 Kasım tarihleri arasında Singapur’da düzenlenen, havacılık alanında gelişen pazarlar, havayolu firmalarının ihtiyaçları, gelir fırsatları, uçak bakımı gibi konuların ele alınmasını sağlayan; Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Uzakdoğu firmaları ile dünyadaki diğer bakım firmaları arasında görüşmeler gerçekleşmesini amaçlayan MRO Asia 2015’e katılarak, Şirketimizi ve ülkemizi Uzakdoğu pazarında temsil ettik. Hemen ardından, 8-12 Kasım tarihleri arasında, 1986’da hayata geçen ve o zamandan beri büyüyerek devam eden, iki katta toplam 150 metrekarelik bir alanda boy gösterdiğimiz Dubai Airshow’a katıldık. Kısa bir süre önce kutladığımız 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı vesilesiyle Cumhuriyetimizin bize kazandırdıklarının ne kadar önemli ve değerli olduğunu bir kere daha hatırlatmak istiyor, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve hürmetle anıyorum. Kendisinin gösterdiği yolda tüm gücümüzle çalışıyor, “İstikbal göklerdedir” sözünü şiar edinerek 2023 hedeflerine adım adım ilerliyoruz. Her zaman ve her yerde eğitimin önemli olduğunu vurgulayan bir şirketin genel müdürü olarak tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutlamak istiyor, bizim bugünlere gelmemizde emeği olan tüm öğretmenlerimize şükranlarımı sunuyorum. Yeni yılın size iş hayatınızda ve aile hayatınızda mutluluklar getirmesini dilerim. Esen kalın, Ahmet Karaman Genel Müdür 01 02 İÇİNDEKİLER 14 04 04 10 14 27 10 Bizden Haberler Havacılık Dünyasından Kategori A1 Temel Eğitim Yetkisi FAZ 2 36 27 SAHİBİ Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Ahmet Karaman (Genel Müdür) YAPIM PAZARLAMA & KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRLÜĞÜ Savtekin Özkan Öztürk (Pazarlama & Kurumsal İletişim Müdürü) 36 38 40 42 44 Pınar Kaynak (Yayın Koordinatörü, Uzman) Ar-Ge Cemal Gökgöz (Medya, Reklam & Halkla İlişkiler, Muhabir) İş Sağlığı, Güvenliği ve Çevre Emine Akçakaya, Nur Banu Boz (Yayın Kurulu) Emniyet Köşesi Figen Barışkan, İbrahim Eş, Harun Toptaş (Katkıda Bulunanlar) Sağlık Rehberi YAYIN GODE İSTANBUL Songül Kurnaz (Yayın Grup Direktörü) Bulmaca Ulaş Atay (Editör) 38 Murat Çimagil (Art Direktör, Kapak Tasarım) Hakan Büyükyazıcı (Grafik Uygulama) Baskı ve Cilt Mavi Ofset www.maviofset.com 42 GODE İSTANBUL Al Karanfil Sokak No: 5 Levent / İstanbul godeistanbul.com 444 02 90 04 BIZDEN HABERLER Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ve İSO üyeleri biraraya geldi T ürk Hava Yolları Teknik A.Ş., İstanbul Sanayi Odası (İSO) organizatörlüğünde, yerli üreticileri cesaretlendirmek ve desteklemek amacı ile çeşitli ürünleri Türkiye’de faaliyet gösteren üretici firmalara ürettirmeyi hedefliyor. Bu amaçla 9 Eylül 2015 tarihinde gerçekleştirilen toplantıya Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdür Danışmanı Halil Tokel, Savunma Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği (SAHA) İstanbul ve İSO Meclis Başkan Yardımcısı Hasan Büyükdede ile birlikte çeşitli üniversitelerden akademisyenler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve Türkiye’de üretim yapan firmaların temsilcileri katıldı. Hasan Büyükdede yaptığı açılış konuşmasında “Türk Hava Yolları’nın her yıl uçuş ağına yeni bir ülke eklemesi ve uçuş seferlerini artırması Türkiye’de faaliyet gösteren firmalarımızın diğer ülkelerle faaliyet gösteren firmalarla hızlı bir şekilde iletişime geçip ülkemiz ürünlerinin dünyaya tanıtımına ve ihracatımızın gelişmesine büyük katkı sağlamaktadır. Türk Hava Yolları dünyanın en fazla ülkesine sefer yapan havayolu şirketi olarak uçuş ağındaki ülke sayısını 110’a çıkarmıştır. Kârlı ve istikrarlı büyümesiyle global pazar payını son 10 yılda üç katına çıkaran ve son beş yıldır da Avrupa’nın en iyi havayolu seçilen Türk Hava Yolları’nın hizmet kalitesi ve marka bilinirliliği her geçen gün artmaktadır. Türk Hava Yolları’nın büyümesi ile beraber Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’de büyümeye paralel olarak gelişimini sürdürmektedir” dedi. Türkiye olarak dünyanın ilk 10 sanayi ülkesi arasına girme hedefleri olduğunu, toplumların yaşam kalitesinin ve refah düzeylerinin artmasının tamamen sanayileşme ve üretime bağlı olduğunu, bunun öncülerinin de sanayi kuruluşları olduğunu ifade eden Halil Tokel ise Türkiye’nin yurtdışına bağımlılığının yerli sanayicilerin yerli üretimi arttırması ile azalacağının ve bu şekilde yakın zamanda Türkiye’nin güçlü bir ülke olacağının altını çizdi. Tokel konuşmasını “Güçlü bir ülke olmak istiyorsak savunma sanayimiz de havacılık sektörümüz de milli olmak zorundadır. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın havacılık ve sanayi için dediği gibi uçağımızı, tankımızı, yüzde 100 yerli yapacağız.” şu şekilde sürdürdü: “Ülkemizde 2003-2013 yılları arasında Türkiye’de Sivil Havacılık anlamında da önemli gelişmeler olmuştur. Havacılık sektörü yan sanayileri de doğuran bir sektördür. 2009 yılında Ulaştırma Bakanlığı’nın yaptığı çalıştayda alınan bir kararla 2023’e kadar iki farklı tip bölgesel uçak yapılacak şeklinde Türkiye Cumhuriyeti resmi bir karar almıştır. Türkiye’nin önümüzdeki 20 yılda uçak sayısı ikiye katlanacaktır. Türkiye’de bu süreçte ne gibi kazanım oldu? Bu süreçte parça parça kazanımlarımız var. Her bir kuruluş bu süreçte bir parça, bir sistem üzerinde uzmanlaşma çalışmaları, Ar-Ge çalışmaları yaptı. Bu çalışmaları toparlanma ve bölgesel uçak yapma projesi ile birleştireceğiz. Ekonomisi büyük ilk 10 ülkeye baktığımızda savunma sanayi ve havacılık sektörlerinin önemli ölçüde gelişmiş olduğunu görüyoruz. Güçlü bir ülke olmak istiyorsak savunma sanayimiz de havacılık sektörümüz de milli olmak zorundadır. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın havacılık ve sanayi için dediği gibi uçağımızı, tankımızı, yüzde 100 yerli yapacağız. Bunu başarmamız gerekiyor. Onun için havacılık sektörüne girmemiz ve sebat etmemiz lazım.” Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Ar-Ge Başkanı Mesut Yılmaz da yaptığı konuşmada “Tasarım Organizasyonu Onayı” ve “Üretim Organizasyonu Onayı” konularında katılımcıları bilgilendirerek bu süreçlerin önemli noktalarına işaret etti. Konuşmaların ardından Türkiye’de havacılık ile ilgili üretilmesi planlanan ürünlerin sergilendiği alan gezildi, incelemeler yapıldı. 05 Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Dubai Airshow’a katıldı P aris ile Farnborough havacılık fuarlarından sonra alanında dünyanın en önemli 3’üncü fuarı olan Dubai Airshow, 08-12 Kasım 2015 tarihleri arasında Dubai World Central’da gerçekleştirildi. Bu yıl 14’üncüsü yapılan ve 120 ülkeden 1.100’ün üzerinde firma ve 65 bin ziyaretçinin katıldığı fuara, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ve iştirak şirketleri Turkish Cabin Interior, Turkish Seat Industry firmalarının yanı sıra TAI, TEI, Havelsan, ASELSAN ve ROKETSAN da katıldı. Beş gün süren fuarı başta Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdürü Ahmet Karaman olmak üzere Genel Müdür Yardımcısı (Mali & İdari İşler) Fazıl Çiftçi, Satış Pazarlama Başkanı Özcan Baştekin, Üretim Planlama ve Kontrol Başkanı Yasin Birinci, Satış Müdürü (I. Bölge) Altuğ Sökeli, Pazarlama & Kurumsal İletişim Müdürü Savtekin Özkan Öztürk, Malzeme Ticaret Şefi Mustafa Özcan Yaman, Müşteri Destek Şefi Kadir Selçuk Gürz, Bölge Satış Şefi Mustafa Cüneyt Solakoğlu ve Ahmet Hamdi Koç yerinde takip etti. Fuar boyunca Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. standını ziyaret eden Air Arabia, Royal Jet, Fly Dubai, Etihad Engineering Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdürü Ahmet Karaman Dubai Airshow’da sektörün önde gelen basın ve yayın kuruluşlarına röportajlar verdi. Maintenance, Kuwait Airways, Jazeera Airways, Kenya Airways, Fly Nas, Aviation Link, Aerovista, Aer Cap, Dubai Aero Space gibi havacılık sektörünün önemli temsilcileri ile ikili görüşmeler gerçekleştirildi. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. diğer fuar ve organizasyonlarda olduğu gibi Dubai Airshow’da da gelecekte yapılacak olan bakımlar ve müşterilere sunulacak teklifler için marka bilincini müşteriler nezdinde tazelemiş ve güçlendirmiştir. 06 BIZDEN HABERLER Atölyelerin yeni tesislere transferi kutlandı T ürk Hava Yolları Teknik A.Ş. Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı (SAW) yerleşkesinde yer alan yeni tesisin faaliyete başlaması ile birlikte Atatürk Havalimanı tesislerindeki bazı atölyeler 2014 yılında SAW tesislerine taşınmaya başlandı. Kutlama törenine Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdürü Ahmet Karaman, Genel Müdür Yardımcıları Hüseyin Sağlam, Fazıl Çiftçi, Altan Büyükyılmaz, Can Şaşmaz, Komponet Atölyeleri Başkanı İsmail Kılınç, yöneticiler ve çalışanlar katıldı. Bu kapsamda Kasım 2015’te Komponent Atölyeleri Başkanlığı’nın Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM), Avrupa Havacılık Emniyet Ajansı (EASA) ve Federal Havacılık Kurulu (FAA) otoritelerinden başarılı bir şekilde bakım ve onarım yetkisi olması sonrasında FAZ-2 diye adlandırılan ATE, İniş Takımları, Radyo & IFE, Elektrik, Aletler, Harness, Integrated Drive Generators (IDG), Akü, Kaplama, Özel İşlemler ve Makina olarak 12 atölye ve 311 personeli ile SAW tesislerinde modern atölyelerini taşınarak faaliyete geçti. Atölyelerin taşınması pasta kesilerek kutlandı. Kutlama törenine Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdürü Ahmet Karaman, Genel Müdür Yardımcısı (Operasyon2) Hüseyin Sağlam, Genel Müdür Yardımcısı (Mali & İdari İşler) Fazıl Çiftçi, Genel Müdür Yardımcısı (Ticaret) Altan Büyükyılmaz, Komponet Atölyeleri Başkanı İsmail Kılınç, yöneticiler ve çalışanlar katıldı. Son teknolojiye sahip, modern ünite ve bakım ekipmanları ile donatılmış, akıllı bina sertifikasına sahip SAW’daki Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. tesisleri sayesinde iş hacminin oluşturduğu ihtiyaçları karşılanmış, komponent bakım ve onarım faaliyetlerine verimlilik anlamında katkı sağlayacak adımlar atılmış oldu. Buna paralel olarak; takım, teçhizat ve makine parkurlarının modernizasyonu da sağlanmış oldu. 07 Türk-Japon dostluğu gökyüzünde O smanlı Devleti, Türk-Japon ilişkilerini geliştirmek ve dönemin Japon imparatorunun gönderdiği nişana daha büyük nişan ve hediyelerle karşılık vermek amacı ile 125 yıl önce yola çıkan Ertuğrul isimli fırkateynin dönüşü sırasında Kushimoto’da geçirdiği kaza sonrasında başlayan ve yıllar sonra İranIrak Savaşı esnasında Tahran’da mahsur kalan 215 Japon vatandaşın Türk Hava Yolları uçağı ile kurtarılması ile devam eden dostluğa vefa örneği olarak Japonya devletinin desteği ile hayata geçirilen “Ertuğrul 1890” adlı sinema filminin çekimleri tamamlandı. Aralık ayı içinde hem Japonya’da hem de Türkiye’de vizyona girecek olan filme karşılık Türk Hava Yolları da Airbus A330 tipindeki bir uçağının adını “Kushimoto” olarak değiştirdi. Ayrıca uçağın gövdesi Tahran’da mahsur kalan Japon vatandaşları kurtaran DC-10 tipi uçağın renklerine boyanarak vefa örneği gösterildi. 08 BIZDEN HABERLER Türk Hava Yolları dünyayı yatırıma davet ediyor Ü st üste beşinci kez “Avrupa’nın En İyi Havayolu” seçilen, 111 ülkede toplam 280’den fazla noktaya uçarak ülkemizin tanıtımına büyük katkı sağlayan Türk Hava Yolları bir ilke imza atarak, TC-JIZ tescilli Airbus 330 tipi yolcu uçağının gövdesine “Invest in Turkey” (Türkiye’ye Yatırım Yapın) yazdı. Uçağın, uçtuğu noktalarda uluslararası yatırımcıları ülkemize yatırım yapmaya davet etmesi amaçlanıyor. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Atatürk Havalimanı yerleşkesinde düzenlenen tanıtım toplantısına Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı, Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (TYDTA) Başkanı Arda Ermut, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdürü Ahmet Karaman, genel müdür yardımcıları, yöneticiler, çalışanlar ve basın mensupları katıldı. Tanıtım toplantısında konuşan İlkerAycı “İlk kez bir uçağın gövdesine “Invest in Turkey” (Türkiye’ye Yatırım Yapın) yazıldı. Uçağımızın gövdesine yazdığımız “Invest in Turkey” davetimiz ile dünyanın ilgisini Türkiye’ye yatırım yapmaya çekmek istedik. Bu yazı uçakla dünyayı dolaşacak ve yabancı yatırımcıları Türkiye’ye davet edecek”dedi. Daha önce de Atatürk Hava Limanı Dış Hatlar Terminalı CIP Salonu’ndaki kablosuz internet şifresini “investinTurkey”yaparak yabancı yatırımcıları Türkiye’ye yatırım yapmaya çağıran Türk Hava Yolları şimdi bu daveti gökyüzüne taşıdı. Türk Hava Yolları’nın yaptığı bu jestin kendileri için büyük bir motivasyon kaynağı olduğunu ifade eden TYDTA Başkanı Arda Ermut ise sözlerine şu şekilde devam etti: “Bayrağımızı dünya göklerinde başarı ile taşıyan Türk Hava Yolları ile ülkemize yönelik girişimlerin çözüm ortağı olma misyonu üstlenmiş olan Yatırım Ajansımız gibi iki güzide kurum arasındaki sinerji giderek güçleniyor.” Elmut ayrıca dünyanın dört bir yanında etkinliklere imza atan bir kurum olarak “Invest in Turkey” sloganını göklere taşıyacak olan uçağın yükselişinin kendileri için gurur vesilesi olacağını, ülkemizin tanıtımına yaptığı katkı nedeniyle Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı’ya teşekkür ettiklerini belirtti. 09 ICAO Yetkilileri Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti TSI dünyaya açılıyor Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) Daimi Temsilcileri, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. Temsilcilere Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile ilgili tanıtım yapıldı; hangarlar ve atölyeler gezdirilerek şirketin kabiliyetleri hakkında bilgi verildi. High Tech Port by MÜSİAD Qatar’da Teknik A.Ş. etkisi Katar’ın başkenti Doha’da 6-8 Ekim 2015 tarihleri arasında gerçekleştirilen High Tech Port by MÜSİAD Qatar fuarına Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. iştirak şirketleri ile birlikte katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayesinde gerçekleştirilen High Tech Port by MÜSİAD Qatar fuarında Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile birlikte ASELSAN, Havelsan, TAI, ROKETSAN, BMC gibi toplam 67 firma yer aldı. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin iştiraki TCI iler Katar Havayolları arasında gerçekleştirilen görüşmelerde dünya standartlarına göre daha hafif olan TCI üretimi yüzde 100 yerli galleylerin kullanılması yönünde çalışmalar başlatıldı. Üç günlük fuar süresince Türk şirketleri 600 iş görüşmesi ve 500 milyon dolarlık iş hacmi gerçekleştirdi. T SI (Uçak Koltuk Üretimi Sanayii ve Ticaret A.Ş. Turkish Seats Industries), Türkiye’nin 2023 vizyonu doğrultusunda “İlk Yüzde 100 Türk Uçağı Üretimi” hedefi kapsamında Türk Hava Yolları, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ve Assan Hanil Otomotiv tarafından 2012 yılında kuruldu. “Global Düşündük Yerli Ürettik” sloganıyla yola çıkan şirket, ürettiği ilk uçak koltuklarını Türk Hava Yolları’nın Boeing737-800 uçağına döşemişti. Ülkemizin ilk ve tek yerli uçak koltuğu üreticisi olan TSI Aviation Seats’in geniş gövde uçaklar için tasarlayıp ürettiği Skysofa model koltuklar, Türk Hava Yolları filosuna 2016 yılında katılacak A330-300 tipi uçaklara Airbus’ın Fransa’nın Toulouse şehrindeki fabrikasında Kasım 2015’te takıldı. Airbus Genel Merkezi’nde 18 Kasım 2015 tarihinde gerçekleştirilen A330-300 Üst Yönetim Proje Toplantısı’nda, projenin, yüksek kalite standartlarına ve zamanında teslimat beklentilerine uygun bir şekilde tamamlandığı ve TSI’ın kalite denetimlerini A seviyesinde başarı ile gerçekleştirdiği açıklandı. Airbus, bu yüksek performansı göz önünde bulundurarak, TSI’ı Türk Hava Yolları dışındaki havayolu şirketlerinin A330300 uçaklarının koltuklarını tedarik etmek üzere potansiyel üretici olarak düşündüğünü belirtti ve konunun karşılıklı değerlendirilmesi için Aralık 2015’te gerçekleştirilecek toplantıya davet etti. 10 HAVACILIK DÜNYASINDAN n n i F dan ’ a s n tha Luf lk i n ı ’ air 0 5 3 A Z odiac Aerospace, yeni tesisi Zodiac Aerospace Services Middle East’i 9 Kasım’da Dubai Airshow’da gerçekleştirdiği törenle açtı. Zodiac Aerospace Services CEO’su Christophe Bernardini, Dubai South’ta 4.500 metrekarelik alan üzerine kurulan yeni tesisin, bölgedeki müşterilerine daha iyi servis imkânı sunacağını, takviye onarım ve lojistik kabiliyetleri kazanılması ile birlikte servislerinde lead time’ın kısalmasına katkı sağlayacağını vurguladı. Zodiac Aerospace Services Middle East, koltuk, oksijen ekipmanları, aviyonik ve elektronik sistemler, yakıt sistemleri, slide ve galley ürünleri alanlarında hizmetler verecek. Şirket ayrıca 100’den fazla kişiye iş sağlamayı ve bölgede havacılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmayı hedefliyor. Kaynak: aerotime.aero o k a ağın ç u B XW Zodiac Aerospace yeni tesisini Dubai’de açtı t n e n mpo i ğ e t des A irbus A350 XWB uçağını Avrupa operasyonlarında kullanacak olan ilk havayolu şirketi olan Finnair, Lufthansa Technik ile A350 için 12 yıllık komponent destek anlaşması imzaladı. Ayrıca bu anlaşma Lufthansa Technik’in A350 XWB komponent destek adına imzalanmış ilk anlaşma oldu. Finnair Teknik Operasyon Genel Müdür Yardımcısı Jari Huntinen konu ile ilgili şunları söyledi: “Yeni A350 XWB büyüme stratejilerimiz arasında çok merkezi ve önemli bir konumda olmakla birlikte komponent destek anlaşması; uçağın teslimi ile birlikte yapmış olduğumuz ileriye dönük önemli bir harekettir.” Huntinen bunlara ek olarak; dünya standartlarında hizmet, verimlilik, tamir servislerindeki yüksek güvenilirlik ve toplam maliyetlerdeki uygunluğun, Lufthansa Technik’i seçmelerindeki en önemli faktörler olduğunu ve bu anlaşmayı yapmış olmaktan çok memnun olduklarını belirtti. Exclusive Total Component Support (TCS) anlaşması, A350 XWB komponentlerinin bakımlarını kapsıyor. Bu anlaşmadan önce Finnair’in halihazırda Lufthansa Technik ile V2500 motoru ve APS3200 yardımcı güç üniteleri (APU) için komponent servis anlaşmaları bulunuyor. Finnair’ın Helsinki Havalimanı’nda bulunan bakım merkezi, Finnair’ın filosundaki uçakların ve yeni A350 XWB’nin hat bakımından sorumlu olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Halihazırda 19 adet A350 XWB siparişi bulunan Finnair’e bu uçakların ilk dördünün 2015’in ikinci yarısında, yedisinin 2016 ve 2017 yılları içerisinde, geri kalan sekiz uçağın ise 2023 yılına kadar teslim edilmesi planlanıyor. Kaynak: lufthansa-technik.com Mitsubishi Regional Jet (MRJ) ilk uçuş için Japonya’da onayı aldı M ST Aerospace ile SAS iniş takımı bakım hizmeti anlaşması imzaladı S ingapore Technologies Aerospace Ltd (St Aerospace), Kuzey Avrupa’nın en büyük havayolu şirketlerinden biri olan Scandinavian Airlines (SAS) ile yaklaşık değeri 35 milyon dolar olan sekiz yıllık bir anlaşma imzaladı. Anlaşma kapsamında ST Aerospace, SAS filosundaki Boeing 737 600/700/800 ve Bombardier CRJ900 tipi uçakların iniş takımlarına geniş kapsamlı bakım, onarım ve exchange servislerinin hizmeti sağlayacak. itsubishi Aircraft şirketi tarafından üretilen 70-90 arası yolcu kapasiteli MRJ (Mitsubishi Regional Jet), Japon Ulaştırma Bakanlığı tarafından ilk uçuş için onay aldı. İlk uçuş kasım ayının ikinci haftasında yapıldı. Aslında bu uçuşun ekim ayında yapılması planlanmıştı. Ancak uçağın rudder pedalındaki teknik bir problem nedeniyle iki haftalık bir gecikme yaşandı. Konu ile ilgili yapılan açıklamada, pedal yapısının değiştirilmesi gerektiği, bu işlem yapılmadan uçuşa çıkılamayacağı ve uçuş tarihinin bir süre ertelendiği duyurulmuştu. Rudder pedalının değiştirilmesinin ardından şirket ilk uçuş için duyurusunu yaptı. Mitsubishi, yaşanan aksaklığa rağmen uçağın öngörülen teslimat tarihinde gecikme yaşanmayacağını, 2017 yılının ikinci çeyreğinde teslimatın gerçekleştirileceğini açıladı. Kaynak: flightglobal.com 2005 yılından bu yana, SAS’ın filosundaki Boeing 737NG tipi uçakların iniş takımları bakımını gerçekleştiren ST Aerospace, bu yeni anlaşma ile anlaşmasının sınırlarını genişletti. Böylece 10 yıl önce SAS’ın filosundaki MD-80’lere iniş takımı hizmeti vermeye başlayan ST Aerospace ile SAS arasındaki uzun süreli işbirliği pekişti. Aradan geçen yıllarda SAS filosundaki CFM56 ailesi motor bakımlarını da üstlenen ST Aerospace, SAS’a 737CL,737NG, MD-80, A320, A340 ve Bombardier Q400 tipi uçaklarda komponent destek hizmeti verdi. Kaynak: staero.aero n e d n ’ i s i m e d a k A i ş i m r i t a i p ğ i E s ş s t u e ç J U s s s e e t n a i s u B Emir E 0 0 1 m o n e h 10 P E mbraer Executive Jets, Emirates Uçuş Eğitim Akademisi’nin -beşi ekleme opsiyonlu olmak üzere- toplam 10 adet Phenom 100E Business Jets sipariş ettiğini açıkladı. Uçuş akademilerinin ihtiyaç duyduğu ve duyabileceği bütün gereksinimleri en gelişmiş teknolojileri kullanarak sağlayan Phenom 100E, Embraer’in ticari uçak üretimindeki 45 yıllık tecrübesinin en yüksek verimlilik verecek şekilde tasarıma yansımasıdır. Müşterilerine en gelişmiş kokpit dizaynı, düşük seviyeli operasyon ve bakım maliyeti gibi özellikler sunan uçak, eğitim uçakları arasında dikkat çekiyor. Phenom 100E’yi eğitim amaçlı kullanacak ilk firma Emirates değil. Uçak ABD, Finlandiya ve Avustralya’daki uçuş akademilerinde halihazırda bu amaçla kullanılıyor. Emirates Uçuş Eğitim Akademisi logosu giydirilmiş 1 adet Phenom 100E, bu siparişin bir kutlaması olarak, 8-12 Kasım 2015 tarihleri arasında Dubai Airshow’da sergilendi. Kaynak: aviationpros.com 11 12 HAVACILIK DÜNYASINDAN r o y i l i d e m i l s e t n a d n ı f a r a t ru CFM o t o m B 1 P A E L k l i e Boeing’ C FM International, 2015 yılı bitmeden görücüye çıkması ve ilk uçuşunu 2016 yılının başında yapması planlanan Boeing 737 MAX uçağında kullanılacak olan ilk gelişmiş LEAP-1B motorunu kasım ayı içinde Boeing’e teslim etti. “Boeing 737 MAX için ilk LEAP-1B motorunun teslim edilmesi CFM International ile gerçekleşecek daha başarılı işbirliklerinin müjdecisidir” diyen 737 MAX Genel Müdür Yardımcısı Keith Leverkuhn sözlerine şu şekilde devam etti: “Bu motor, müşterilerimize vaat ettiğimiz bütün özellikleri taşıyacak. Bu motorla dar gövde uçak sektörü pazarında müşterilerimize; yakıt tasarrufu, yüksek güvenilirlik ve düşük bakım maliyeti sağlayacak ve sektörde öncü olacağız.” LEAP-1B motoru, yeni jenerasyon uçaklar için sektördeki en gelişmiş, en güvenilir ve yakıt tasarrufu konusunda en ileri motor olma vaadi ile piyasaya çıkmaktadır. Motor içerisinde; sektörde daha önce kullanılmamış, 3D örülmüş karbon fiber kompozit pervane kanadı ve kasa, türünün tek örneği döküntü süzgeç sistemi, 4. jenerasyon 3D aerodinamik, seramik kalıp kompozitlerin (CMCs) ilk kez ticari amaçlı kullanımı, yenilikçi yakma hücresi dizaynı, hafif titanyum aluminide airfoil gibi birçok yeniliği bulabilmek mümkün. Önemli bir not; kullanılan bu komponentlerin daha hafif ve sürekli olması yüzde 15’e varan yakıt tasarrufu sağlıyor. Kaynak: safran-group.com Etihad, IBM’den 700 milyon dolarlık sistem desteği alacak E tihad Havayolları, IBM’den 700 milyon dolarlık sistem desteği almaya hazırlanıyor. Böylece firma en önemli stratejik işbirliklerinden biri olan bu anlaşmayla, şirketin ortak uçuş gerçekleştirdiği tüm havayolları ve grup şirketleri bulut bazlı son teknoloji ve hizmetlerden yararlanabilecek. IBM’in sağlayacağı hizmetler ile konuk deneyimini geliştirerek, dünya standartlarında altyapı ile verimliliği artıracak anlaşma kapsamında, Ortadoğu’nun en gelişmiş teknoloji tesislerinden biri olacak olan Abu Dabi’de kurulacak bulut bilgi merkezi IBM tarafından yönetilecek. Etihad Havayolları’nın mevcut bilgi merkezi, bilgi teknolojileri altyapısı, uygulamaları ve güvenlik operasyonları da bu yeni merkeze taşınacak. Bu yaklaşım, iş sürekliliği sağlamanın yanı sıra havayolunun bilgi teknolojileri kaynaklarını daha verimli yönetme ve ölçme imkânı sağlayacak. Anlaşmanın bir parçası olarak, yaklaşık 100 Etihad Havayolları bilişim teknolojisi çalışanı IBM’e geçiş yaparak, bilgi teknolojileri alanındaki deneyimlerini geliştirme fırsatı yakalayacak. IBM ve Etihad Havayolları, IBM’in global araştırma kapasitesini ve Etihad’ın sektördeki uzmanlığını kullanarak daha fazla kişiselleştirilmiş seyahat çözümleri geliştirmek amacıyla Abu Dabi’de ortak bir teknoloji ve inovasyon kurulu oluşturacak. Kurul, sunacağı yeni teknolojiler ile Etihad Havayolları ve konuklarının yanı sıra Abu Dabi için de değer üretmeye odaklanacak. Kaynak: kokpit.aero 14 Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. özveri ile inşa ettiği yeni bir başarıyla bir kez daha adından söz ettirdi. Eylül ayında EASA’dan Kategori A1 Temel Eğitim Yetkisi aldıklarını ve bu yetki ile havacılıkta yeni bir devrin mimarı olduklarını söyleyen Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Eğitim Başkanı Caner Şentürk, EASA tarafından Türkiye’de yetkilendirilen ilk kuruluş olduklarına dikkat çekti. G eçtiğimiz eylül ayında “Kategori A1 Temel Eğitim Yetkisi” alan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Temel Eğitim Müdürlüğü, hem Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı (European Aviation Safety Agency- EASA) hem de Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden (SHGM) Kategori A1 Temel Eğitim Yetkisi alan ilk kuruluş oldu. A1 kategorisinde teorik ve pratik eğitimlerin verilebilmesini ve A1 Lisans sınavlarının yapılabilmesini kapsayan bu yetki ile bir teknisyen adayından hava aracı bakım lisansı için istenen üç yıllık deneyim süresi, Temel Eğitim Müdürlüğü’nde alınan eğitimlerden sonra bir yıla kadar düşecek. Bu gelişmeyi, Türkiye’deki havacılık sektöründe devir açan bir yetki olarak nitelendiren, bu çalışmanın mimarlarından Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Eğitim Başkanı Caner Şentürk, EASA tarafından Türkiye’de yetkilendirilen ilk kuruluş olduklarını vurguladı. “HAVACILIKTA YENI BIR DEVRIN MIMARI OLDUK” 15 Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin EASA Part 147/SHY 147 yetkileri dahilinde pratik eğitimler için kullanılacak Boeing 737-300 eğitim uçağı Bu yetki belgesi Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’ye ne tür avantajlar sağladı? Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin esas faaliyet alanı hava aracı ve/veya komponentleriyle ilgili bakım, onarım ve yenileme çalışmalarıdır. Biz bu kapsamı Part 145/SHY-145 faaliyeti olarak nitelendiriyoruz. Fakat Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin içerisindeki organizasyonlar sadece bakım, onarım ve yenileme faaliyetleri ile sınırlı kalmıyor. Part 147/SHY-147 kapsamında ikinci bir organizasyon olan “Hava Aracı Bakım Eğitimi ve Sınav Kuruluşu” var. Bakım eğitimi ve sınav kuruluşu kapsamında zaten halihazırda birtakım yetkilere sahiptik. Fakat teknisyenlerimizi lisansa hazırlayan süreç olarak tanımlayabileceğimiz “temel eğitim” yetkimiz yoktu. Türkiye’nin -dolayısıyla şirket olarak bizim- en büyük sıkıntılarımızdan biri lisanslı teknisyen açığıydı. Bu yetkinin bizim Şirketimiz için en büyük avantajı, bu konudaki önemli açığın kapanmasına katkı sağlayacak olmasıdır. İlave olarak yetkinin sağladığı imtiyazlar ile bizim bakım eğitimi ve sınav kuruluşumuzdan sertifika alan kişiler için lisans başvurusunda istenen üç yıllık tecrübe süresi yerine bir yıllık tecrübe süresi geçerli olacak. Dolayısıyla teknisyenlerimize çok daha kısa sürede hava aracı bakım lisansı aldırmamız mümkün olacak. Bunlar bu yetkinin hem havacılık sektörüne hem de Şirketimize sağlayacağı avantajlar. Diğer taraftan Şirketimizdeki bakım eğitimi ve sınav kuruluşu; sahip olduğu yetkiler, teknoloji, donanım, eğitmen yelpazesi vb. yönlerden havacılık sektöründe oldukça iddialı bir kuruluş olmaya ve uluslararası platformlarda Şirketimize ilave bir prestij kazandırmaya başladı. Dış müşterilere verilecek eğitimlerin de Şirketimize maddi getirisi olacaktır. Bu belge ile havacılıkta yeni bir devrin mimarı olduk. Peki böylesine bir eksiklik söz konusuyken bu açığı neden kapatamıyoruz? Havacılık mı çok hızlı büyüyor, yoksa teknisyen mi yetiştiremiyoruz? Burada havacılığın çok hızlı büyüyor olmasının tabii ki büyük rolü var. Fakat en büyük sıkıntılardan biri yetkili bakım eğitimi kuruluşlarının eksikliği (burada özellikle yetkili sözcüğünün altını çizmek istiyorum). Şöyle ki, Türkiye’ye baktığımızda havacılıkla ilgili eğitim veren çok sayıda okul olduğunu görüyoruz. Ama buradaki temel problem, okulların yetkili/onaylı bakım eğitimi kuruluşu olmamaları. Havacılık kuralları gereği, onaylı bakım eğitimi ve sınav kuruluşu olabilmek için birtakım gereklilikleri yerine getirebilmek, bu gerekliliklerde tarif edilen şartları, altyapıyı oluşturmanız gerekiyor. Tecrübeli eğitmenler, pratik eğitim ortamları, uçağa erişebilirlik, hatta sadece eğitime ayrılmış uçaklar, bu konuyla ilgili yapılacak yatırımlar vs. düşünüldüğünde, şartların zorluğunu daha kolay anlamak mümkün. Okullar yetkili olmadıkları için, öğrenciler de maalesef yetkinin sağladığı imtiyazları haiz olmadan bu okullardan mezun oluyorlar. Bu durum hem havacılık sektörü hem de teknisyenler için zaman kaybını beraberinde getiriyor. Çünkü lisans alma sürecindeki en önemli kriter “tecrübe süresi”. Teknisyenlerin Kategori B1 Lisansı alabilmesi için beş yıllık bir tecrübeye sahip olmaları ve bu tecrübe “Eğitim kurumu olma misyonumuzu ortaya koyduk” Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. çok uzun yıllardan bu yana bir okul niteliğinde. Sektörde yetişen teknisyenlerin birçoğunun buradan geçtiğini çok rahat söyleyebiliriz. Bizim yetiştirdiğimiz teknisyenler sadece Türkiye’deki bakım sektörü ile sınırlı kalmıyor, değişik ülkelere de gidiyor. Aslında burada Ortadoğu’yu da besleyen bir yapıdan söz ediyoruz. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin bugüne kadar ki fonksiyonu lisanslı teknisyenlere uçağı iyi öğreten bir okul olmasıydı. Fakat lisanssız teknisyenleri sektöre hazırlayan “Temel Eğitim Yetkisi” yoktu. Zaten temel sıkıntı da lisanslı teknisyen sayısının giderek azalması. Çünkü havacılıkta kuralların her geçen gün artması sonucunda bugün lisans almak eskiye göre çok daha zor. Bir taraftan lisans almak zorlaşırken, diğer yandan sektör hızla gelişti ve büyüdü. Biz de ortaya çıkan bu açığı kapatabilmek amacıyla bu yola çıktık. 16 Sadece pratik eğitimlerimizde kullanılacak gerçek ekipmanların yer aldığı Mekanik Atölyesi “Burayı sadece Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’ye lisanslı eleman sağlayan bir organizasyondan ziyade, daha geniş bir alana hitap eden bölgesel bir ekol haline dönüştürmeyi hedefliyoruz.” süresini de Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne ibraz etmesi gerekiyor. Yetkili bir bakım eğitimi kuruluşundan mezun bir kişide bu süre iki yıla düşüyor. İlave olarak lisans sürecinde gerekli modüllerin tamamlanması, sınavlarının otoritelerce kabul görmesi gibi birçok ayrıntı yine yetkiyle ilgili. İşte Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. olarak EASA’dan aldığımız yetkinin sağladığı en önemli avantaj bu tecrübe süresini azaltıyor olması, lisans sürecinde istenen bütün modüllerin gereği teorik ve pratik eğitimlerin, sınavların otoritelerce kabül görmesi. Bu yetki ile beraber normalde üç yıl olan tecrübe süresi bizim yetkimiz kapsamında yetiştirdiğimiz öğrencilerde bir yıla kadar iniyor ve bu bir yıl sonrasında öğrenciler lisansa başvuru yapabiliyor. Diğer taraftan hava aracı bakım-onarım sektörünün önde gelen isimlerden biri olan Şirketimizde teknisyenlere verilen eğitimin sağladığı yetkinliğin en üst seviyede olduğu da hatırlatmak isterim. EASA’dan aldığınız bu yetkinin Türkiye havacılık sektörü açısından önemi nedir? Esas faaliyet alanı hava aracı bakımonarımı olan Şirketimizin, bakım eğitimi konusuna hassasiyet göstererek ve kararlı bir şekilde temel eğitim konularına girerek, Kategori A1 Yetkisi’ni alması, Türk sivil havacılık sektöründe devir açan bir durum. Bu yetkinin alınması ile bakım eğitimi ve sınav kuruluşu olarak, EASA tarafından Türkiye’de yetkilendirilen ilk kuruluş olduk. Bu, Avrupa’da Türkiye açısından bir ilk. Bundan sonraki süreçte Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. olarak kendi teknisyenlerimize en iyi kadro ile eğitim verme şansına sahip olurken, bizim yetiştirdiğimiz öğrenciler hem Avrupa’daki herhangi bir sivil havacılık otoritesine hem de Türkiye’deki sivil havacılık otoritesine daha kısa sürede lisans başvurusunda bulunabilecek. 17 Pratik eğitim için hazırlanmış atölyeler Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. böyle bir atılıma neden gerek duydu? Bugüne kadar bakım, onarım ve yenileme konusunda temel eğitim verme yetkisine sahip olmayan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., ihtiyaç duyduğu teknik eleman ihtiyacını okullardan karşılamaya çalışıyordu. Fakat okullardan sağlanan öğrencilerin yetkilenme süreçleri çok uzun bir zamana yayıldığı için bu yöntem taleplere cevap veremedi; çok hızlı gelişme gösteren havacılık sektöründe teknik eleman açığı ciddi bir problem olarak kendini gösterdi. Dolayısıyla bu durum bizim için bir karar değişikliğini de beraberinde getirdi. “Kendi teknisyenimizi kendimiz yetiştirmeliyiz” dedik ve radikal bir karar aldık. Bu konuda yönetimin de tam desteğiyle yola çıktık. Dolayısıyla bakım onarım alanında sektörün ihtiyacı olan teknisyen açığını kapatabilmenin tek yolu bizim bu işe bizzat girmemizle oldu. Bu yetkilenme sürecinin kilometre taşlarından bahseder misiniz? Şirketimiz temel eğitim yetkisinin alınması ile ilgili kararı bir yıl önce verdi ve bu süreçte çok sıkı çalışıldı. Yetki ile ilgili olan gerekliliklerin tam anlamıyla sağlanması, bunların hepsinin altının mükemmel bir şekilde doldurulması gerekiyordu. Nihayetinde 9 Eylül 2015’te EASA’dan, 15 Eylül 2015’te de SHGM’den yetkiyi aldık. Bu kadar kararlıyken, bunca imkâna sahipken ve yönetimden her tür desteği almışken bu süreç yaklaşık olarak bir yıl sürdü. Bizde bunca imkân ve altyapı varken ve söz konusu süreçte bu kadar zorlanmışken, okulların bu işi yapamamasının nedenini daha iyi anlayabiliyoruz. Bu başarıyı sürdürülebilir kılmak adına kısa, orta ve uzun vadede ne tür planlarınız var? Bu yetkinin alınması ciddi anlamda bir ekip çalışması gerektirdi. Çok tecrübeli bir ekip ve yönetimin kararlılığı sonucunda bu yetkiyi aldık. Ama bu yetkinin ve başarının devam ettirilmesi bizim için daha da önemli. Bu yetkiyi alma sürecinde ekibimizi oluştururken deneyim seviyesi yüksek arkadaşlarımızla aynı masanın etrafında toplanmaya gayret ettik. Yetkinin alınmasında da bu uzman kadro son derece etkili oldu. Bu başarının idame ettirilmesi sürecinde de mevcut kadromuza başka tecrübeli arkadaşlarımızı da dâhil ederek, eğitmen kadromuzu daha da güçlendirme yolunda çabamız var. 5 Ekim 2015 itibarıyla 24 öğrencimizle eğitimlere start verdik. Bundan sonraki süreçde hem yurtiçinden hem de yurtdışından öğrencilere eğitim vermeyi amaçlıyoruz. Burayı sadece Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’ye lisanslı eleman sağlayan bir organizasyon yapısı değil, daha geniş bir alana hitap eden bölgesel bir eğitim merkezi haline dönüştürmeyi hedefliyoruz. Bunun sonucu olarak da kaliteli bir eğitimle, hava aracı bakım eğitimi alanındaki pastadan önemli ölçüde pay almayı planlıyoruz. Diğer yandan ayaklarımızı yere daha sağlam basabilmek adına sahip olduğumuz kaynakları ve atölyeleri güçlendiriyoruz. Sadece bu amaca yönelik bir Boeing 737 eğitim uçağı bile satın aldık. Bu atölyeleri güçlendirmek adına neler yapıyorsunuz? Temel eğitim kapsamında Kategori A1 yetkisini aldık. Hedefimiz Kategori B1 Yetkisi’ni alabilmek. Bu anlamda A1 kategorisine ilişkin yetkiyi aldıktan sonra zaman kaybetmeden B1’e yönelik çalışmalara giriştik. Atölyelerde B1’e ilişkin gereklilikleri hazırlamaya başladık. Yapı itibarıyla bakıldığında A1 kategorisindeki gerekliliklerle B1 kategorisindeki gereklilikler biraz daha farklı. B1’e ilişkin kapsamın biraz daha geniş olmasından kaynaklı olarak biz de atölyeleri genişletmeye çalışıyoruz. 18 “EASA’DAN ÖNCE KALITEYI BIZ KONTROL ETTIK” Türk Hava Yolları Kalite Güvence Başkanlığı, temel eğitim yetkisinin alınmasıyla sonuçlanan çalışmaların hem bakım hem de eğitim ortamında ara yüzü olarak görev üstlendi. Kalite Güvence Başkanlığı’nın EASA’dan önce Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin kendi içindeki kalitesini kontrol ettiğini söyleyen Kalite Güvence Başkanı Sadi Diler, söz konusu süreçte titiz bir çalışma prensibi benimsediklerini ifade etti. K alite Güvence Başkanlığı olarak A1 Yetkisi’nin alınmasında; gerekli olan çalışmaların kalite anlamında denetlemelerini yaptıklarını dile getiren Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Kalite Güvence Başkanı Sadi Diler, bu belge ile Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin kendi bünyesindeki personeline; teorik, pratik ve işbaşı eğitimlerini vererek, lisansını almış ve yetkilendirilmiş olarak işe başlamalarını sağlayacağını söylüyor. Kalite Güvence Başkanlığı olarak A1 Yetkisi’nin alınması sürecine nasıl dâhil oldunuz ve nerelerde, ne gibi katkılarda bulundunuz? Şirket genelinde Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin tüm kalite konuları ve otoriteler ile olan ilişkileri Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Kalite Güvence Başkanlığı’nın koordinasyonunda yürütülüyor. Dolayısıyla A1 Yetkisi’nin alınmasında; gerekli olan çalışmaların kalite olarak denetletmelerini, bu yetki içerisinde ders verecek olan öğretmenlerin yetkilendirilmelerini ve otoriteler ile olan süreçte bu sürecin yönetmeliklere uygun bir şekilde yürütüldüğünden öncelikli olarak Şirketin kalite güvencesi altında emin olduğumuzu ve bu yetkiyi onlardan talep ettiğimizi beyan etme görevini yürüttük. Sonuç olarak bizim buradaki esas görevimiz hem bakım hem de eğitim ortamı için bir arayüz yapmaktı. Aslında EASA’dan önce kendi içimizdeki kaliteyi kontrol ettik diyebiliriz. EASA tarafından yapılan denetlemeler sonrasında sıfır hata çıktığı söyleniyor. Buradan yola çıkarak Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. kanadında sıkı bir çalışmanın esas alındığını söyleyebilir miyiz? Evet. EASA yaptığı denetleme sonrasında direk onay verdi. Tabii bu süreçte Eğitim Başkanlığı’nın titiz bir çalışması oldu. Öğretmenler özellikle tecrübeli ve bakım kültürü almış deneyimli kişilerden oluşuyordu. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. gerçekten son derece iyi imkânlara sahip bir şirket. Otoritelerin görevlendirmiş olduğu çoğu okulda bu imkânlar maalesef yok. Kimisi simülatörle pratik eğitimlerini yaptırıyor, kimisi ise başka bir bakım kurumuna öğrencilerini götürerek eğitimlerini yaptırıyor; bizim öğrencilerimiz ise sınıftan çıkıyor canlı bakım ortamına giriyor. Eğitim, teorik ve pratik olarak bir arada yapılıyor. Gelecek sonbahar için alınması planlanan B1 ve B2 yetkileri ile ilgili gerçekleşecek sürece dâhil olacak mısınız? Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin gerek bakım yetkisi, gerekse de eğitim yetkisi devam ettiği sürece Kalite Güvence Başkanlığı bu işlerin içerisinde ayrılmaz bir parça olarak yer alacak. “Yetki belgesi alındı görev sona erdi” diye bir husus yok. Kalite Güvence Başkanlığı olarak bu yetkinin alınması sürecinde mesleki anlamda öğrendiğiniz yeni şeyler oldu mu? A1 Temel Eğitim Yetkisi, Türkiye’de hem Sivil Havacılık Kurumu tarafından hem de EASA tarafından verilmiş ilk yetki olma özelliği taşıyor. Dolayısıyla kuralların uygulanması aşamasında öğrendiğimiz şeyler mutlaka oldu ve biz de kendimizi o anlamda geliştirdik diyebiliriz. Özellikle bizim bu aşamada gördüğümüz, öğretmenlerin heyecanı ve eğitim yetkisinin alınması esnasında gösterdikleri gayret gerçekten fevkaladeydi. 19 “TÜRK SIVIL HAVACILIĞININ YETKINLIĞI ARTIYOR” Kalite Bölümü olarak Kategori A1 Temel Eğitim Yetkisi’nin alınmasında bağımsız bir kontrol mekanizması rolünü üstlendiklerini söyleyen Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Kalite Müdürü İbrahim Serdar Hoşgel, bu adımın Türk sivil havacılığının emniyet kültürünü, tecrübesini ve yetkinliğini artıracak bir yapı olacağını vurguluyor. K ategori A1 Temel Eğitim Yetkisi’nin alınması sürecinde Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Temel Eğitim Müdürlüğü’ne destek veren Kalite Bölümü, kurallara uygun bir şekilde başvuruların yapılmasında ve sistemin kurulmasında aktif olarak rol alan birimlerden biri. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş’nin kalite kanadı olarak olarak kendilerini hiçbir zaman Eğitim Başkanlığı’nın dışında görmediklerini dile getiren Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Kalite Müdürü İbrahim Serdar Hoşgel, “Bu belgenin alınmasında; Eğitim Başkanlığı kurallara karşı sorumluyken, biz de o kuralların uygulandığını göstermeye karşı sorumlu olduk” diyor. Yetki belgesi ile ilgili söz konusu süreç nasıl başladı? Kalite Bölümü olarak siz bu sürecin neresinde yer aldınız? Asıl süreç teknik eğitime odaklanmış bir Eğitim Müdürlüğü’nün Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. bünyesinde kurulması ile başladı. Bu noktaya kadar gelinen zaman diliminde teknik eğitim ile ilgili kararlar iki ayrı noktadan alınıyordu. Fakat iki müdürlük birleşince, kararlar artık tek noktadan daha efektif bir şekilde alınmaya başlandı. Hem teknik eğitimin hem de temel eğitimin Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin ana faaliyet alanında yer almasından kaynaklı olarak, söz konusu adımın Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. tarafından atılması daha uygun bulundu ve böylece süreç başlamış oldu. Yönetimin de doğrudan destek vermesi ile Eğitim Başkanlığı altında uzman bir ekip kuruldu. Kalite birimi olarak yeni kurulan ekibin heyecanına ortak olduk ve başvuruların kurallara uygun bir şekilde yapılmasını ve sistemin kurulmasını sağladık. Bu süreçte Eğitim Bölümü ile aranızda nasıl bir iletişim ve iş bölümü vardı? Aslında biz kendimizi hiçbir zaman Eğitim Bölümü’nün dışında görmedik. Eğitim birimi kurallara karşı sorumluyken, biz de o kuralların uygulandığını göstermeye karşı sorumluyduk. Kendimizi bazen otoritenin bazen de operasyonel ünitenin yerine koyduk. Hedeflerine doğru yürüyen Eğitim Bölümü’nü destekleyerek, yön vererek varmak istediği noktaya ulaşmasını sağladık, yani elimizden geldiğince bağımsız bir kontrol mekanizması rolü üstlendik. Bu başarının korunması ve uygulanması da bir o kadar önemli. Kesinlikle. Bu iyi bir başlangıç oldu. Bu başlangıçla beraber Eğitim Başkanlığı bünyesinde yer alan Temel Eğitim Müdürlüğü koşmaya devam edecek. Çünkü bu noktadan sonra durmak, işi yarım bırakmak anlamına gelir. Sivil havacılık kuralları çerçevesinde her türlü lisans kategorisinde kendi teknisyenimizi yetiştirmek önceliklerimiz arasında. Daha sonra da tabii ki Türk havacılık sektörüne eleman yetiştirmek istiyoruz. Çünkü buraya gelecek adaylar sadece Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. mensuplarından oluşmayacak. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin deneyimi dışarıdan gelen adaylara da yansıyacak. Dolayısıyla aslında bu adım, Türk sivil havacılığının emniyet kültürünü, tecrübesini ve yetkinliğini artıracak bir yapı olacak. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. havacılık sektöründe önemli bir yere sahip. Şirket bu konumunu bir de eğitim ekolü yaratma çabası ile destekliyor demek doğru olur mu sizce? Bugün havacılıkla ilgili özel şirketlerde çalışan orta ve üst düzey yöneticilerin büyük bir kısmı bu ekolden yetişme zaten. İlk deneyimlerini burada kazanan ve bugün Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden yöneticilik yapan isimler de var. Dolayısıyla bu doğru bir tespit olur. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. için hem insan gücü yetiştiren bir kurum hem de bir okul diyebiliriz. 20 EĞITIMDE VIZYON DEĞIŞIKLIĞI Temel eğitimin bir parçası olan pratik eğitimin yapılabilmesi amacıyla çeşitli pratik eğitim atölyelerinin kurulmasını sağladıklarının altını çizen 147 Temel Eğitim (Aviyonik) Şefi Salih Aygün, eğitimin, Temel Teorik Eğitim, Temel Pratik Eğitim ve Deneyim Kaydı olmak üzere üç aşamalı olarak yürütüleceğini belirtiyor. E ğitim, özellikle uçak bakım teknisyeni eğitimi, havacılık camiasının olmazsa olmazlarındandır. Her geçen gün değişen teknolojileri takip etmek ve bu teknolojilere uygun eğitim almak/vermek çok büyük önem arz eder. Dünya çapında birçok eğitim kuruluşu bu alanda eğitimler veriyor ve havacılık sektörüne yeni isimler kazandırıyor. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. 147 Temel Eğitim Müdürlüğü olarak biz de bu oluşuma katkıda bulunuyoruz. Bu nedenle birimimiz tesislerinde (özellikle IST-2 tesislerindelerinde) temel eğitimin bir parçası olan pratik eğitimin yapılabilmesi amacıyla çeşitli pratik eğitim atölyelerinin kurulmasını sağladık. Ayrıca sadece temel eğitimde kullanmak üzere bir adet B737-300 uçağına sahibiz. Uçak bakım teknisyeni olarak uçaklar üzerinde çalışabilmek için A, B1, B2, B3 veya C kategorilerine ait bir uçak bakım teknisyeni lisansına sahip olmak gerekiyor. Bu lisans tipleri için farklı sürelerde teorik ve pratik eğitimler almak, deneyim sahibi olmak gerekiyor. A kategori lisansının alt kırılımı olan A1 Lisansı; sahibine gerekli şartları taşıması halinde “Türbin Motorlu Uçak” kategorisindeki tüm uçaklarda yetkileri çerçevesinde çalışma imkânı veriyor. “Eğitim kuruluşlarının sayısını artırmamız gerekiyor” Bu ve benzeri lisans tipleri için gereken modül eğitimleri, sınavlar ve sertifikalar Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) ve/veya Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı’ndan (EASA) onaylı kuruluşlardan veya ülkemizdeki temsilcilerinden alınmakta idi. Boeing firmasının 2015 yılında yayımladığı bir makalede; 20152034 yılları arasında dünya uçak filosuna yaklaşık 38 bin yeni uçağın katılacağı ve buna bağlı olarak dünya çapında 600 bin, Avrupa çapında ise 100 bin uçak teknisyenine ihtiyaç duyulacağı öngörülüyor. Bu rakamı karşılayabilmek için eğitim kuruluşlarının sayısını artırmak gerektiği de aşikâr. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. olarak; “A1” kategori uçak bakım teknisyeni lisansı almaya yönelik Temel Eğitim birimi açılması yönünde yapılan girişimler ve hazırlıklar neticesinde, hem Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) ve hem de Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı (EASA) tarafından yetki ve onaylar alınarak ilk “A1” kategori eğitime 5 Ekim 2015 tarihinde başlamış bulunuyoruz. Eğitim üç aşamalı olarak yürütülecek: Temel Teorik Eğitim: Yaklaşık 50 gün sürecek modül eğitimleridir [M1, 2, 3, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 15, 17 (12 adet)]. Çeşitli eğitmenler tarafından sınıf ortamında düzenlenecektir. Teorik eğitim ve sınavlardan oluşmaktadır. Temel Pratik Eğitim: Yaklaşık 75 gün sürecek M6, 7, 11, 15 ve 17 içerisinden seçilen uygulama eğitimlerinden meydana getirilmiştir. Atölyelerde, uçak bakım ortamında, hat bakımda ve sentetik eğitim simülasyon sınıflarında uygulanacaktır. Bu iki eğitim sonunda sertifika (Certificate of Recognition CoR) verilecektir. Deneyim Kaydı: Bu aşama yaklaşık 1 yıl sürecek. Adaylar eğitimlerini tamamladıktan sonra gerçek bakım ortamında (SHY ya da EASA Part-145) çalışacak ve yaptığı işleri kaydedecek. İlgili aday, sertifika ve Kayıt Defteri (Logbook) ile ister SHGM’ye isterse EASA’ya başvurarak başlangıçtan yaklaşık 1,5 yıl içinde Uçak Bakım Lisansı’nı (AML) alacaktır. Daha sonra çalıştığı/çalışacağı uçaklar hakkında alacağı kısa teorik ve pratik eğitimden sonra kriterlerin uygunluğu çerçevesinde Kalite Güvence Başkanlığı tarafından uçak üzerinde hat bakım faaliyetleri yapmaya yetkili olarak onaylanacaktır. Bu eğitimler aracılığıyla yurtiçi ve yurtdışında sayılı eğitim kuruluşları arasına girmeyi, yetkili ve bilgili uçak bakım teknisyenleri yetiştirmeyi ve ülke ekonomisine maksimum düzeyde katkı sağlamayı amaçlıyoruz. 22 “TEKNIK EĞITIMDE BIR EKOL YARATIYORUZ” Kaliteli adımlarla Türk Hava Yolları Teknik A.Ş’ye yakışır bir eğitim merkezi oluşturmak isterken, Türkiye’deki havayolu teknik kuruluşlarına ve okullara da destek olmayı amaçladıklarını dile getiren Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Teknik Eğitim Müdürü Dr. Rahmi Aykan, temel eğitimle ilgili alınan yetkinin, teknik eğitimde ekol yaratma çabası olduğunun altını çiziyor. T ürkiye’de havacılıkla ilgili eğitim veren okulların mutlaka eğitim hangarının ve teknisyen yetiştirme amaçlı uçağının bulunması gerektiğini önemle vurgulayan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Teknik Eğitim Müdürü Dr. Rahmi Aykan, bu yöntemin Avrupa’da yıllardır uygulandığını ifade ediyor. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. olarak bu eğitim modelinin Türkiye’de de kurulması gerektiğine inanarak yola çıktıklarını dile getiren Aykan, yönetimin bu konuda kesin iradesini ortaya koyarak, hangar tahsis ederken, bir yolcu uçağını da eğitim amaçlı olarak teknisyen eğitimine ayırdığını söylüyor. Temel eğitim yetkisinin alınmasına neden gerek duyuldu? Sadece Türkiye’de değil dünyada ciddi bir uçak teknisyeni açığı söz konusuyken, yönetimimiz bu duruma bir çözüm bulunması gerektiği fikrinden yola çıkarak, konu ile ilgili bir araya geldi. Dünyadaki örnekler ve Türkiye’deki okulların durumu incelendi ve ancak kendi temel eğitim merkezimizin kurulması ile bu açığın kapatılacağı kanaatine varıldı. Avrupa’da bizim alanımızda tekniği güçlü olan 23 Lufthansa, Air France ve SAS gibi örnekler yer alıyor. Bunlar EASA’nın yeni sisteminde kendi teknisyenlerini kendileri yetiştiriyor. Bu eğitim programı kapsamında sahadaki tecrübe, daha çok uçak üzerinde çalışmayı gerektiren pratik uygulamaları içeriyor. Avrupa’da bu uygulamaları yapmaya çalışan okullar söz konusu fakat onlar da birtakım sorunlarla karşı karşıya kalıyor. Türkiye’de de yıllardır bu konu okullara bırakıldı ve çalışmalar yapmaları istendi. Ancak eğitim için bir hangarınız yoksa ve eğitim verecek teknik öğretmenleriniz gerekli donanıma sahip değilse, bu eğitimi vermeniz pek mümkün değil. Bu nedenle yönetimimiz, bu teknisyen sıkıntımızı kısa yoldan ve etkin bir şekilde gidermenin, kendi temel eğitim merkezimizin açılması ile mümkün olacağı kanaatine vardı. Bu yetkiyi nasıl aldınız? Bu yetkinin alınması sürecinde gerek Şirketimizde gerekse Türkiye’de sivil havacılık nezdinde ve okullarla görüşmelerimizde eğitim hangarının çok önemli olduğunu gördük. Bir temel eğitim merkezinde hangar ve bunun yanında teknisyen yetiştirme amaçlı uçak bulunması gerekiyor. Bu Avrupa’da yıllardır yapılan bir eğitim modeli ve artık bunun Türkiye’de de kurulması gerektiğine inanıyorduk. Bizim bu inancımıza destek olan yönetimimiz önce eğitim amacıyla teknisyen yetiştirmek üzere bize hangar tahsis etti, daha sonra da bir yolcu uçağını teknisyen eğitiminde kullanılmak üzere ayırdı. Yetki alma sürecinde bu iki konu gerçekten çok önemliydi. Ayrıca bu konuda gerçekten gönüllü olarak kadroda yer alan ve motive olmuş bir ekibimiz vardı. Bundan sonrası ile ilgili beklentileriniz ve planlarınız arasında neler yer alıyor? Gelecek sonbaharında B1 ve B2 yetkilerini almayı planlıyoruz. Aslında mevcut altyapımız (uçak, hangar ve eğitmen kadrosu) B1 ve B2 için de uygun. Ancak A1 Yetkisi’ni tam anlamıyla sindirerek ilerlemek istiyoruz. Şu anda hat bakım teknisyenleri konusunda yoğun bir eğitim programına başlıyoruz. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’ye yakışır bir eğitim merkezi oluşturmak isterken, Türkiye’deki havayolu teknik kuruluşlarına ve okullara destek olmayı amaçlıyoruz. Bu çalışmanın bir model olmasını da istiyoruz. Türk Hava Yolları’nın ve Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin Türk havacılığına şu ana kadar yaptığı ağabeylik görevini daha sistematik bir yönde devam ettirmek asıl hedefimiz. Eğitimlerde esas alınan kriterler var mı? Bir uçak teknisyeninin mesleki yeterliliğinin üç temel göstergesi vardır; bilgi, beceri ve tutum. Biz de vereceğimiz eğitimlerde bilgi ve becerinin yanı sıra tutumu da altı aylık sürece dâhil ederek, bu kültürü aşılamayı düşünüyoruz. Eğitim programımızda bu üç kriter mutlaka olacak. Bu üç kriterle birlikte beş de hedefimiz var. Bunlar; emniyet kültürü, okuma, doğru araç (tool) kullanımı, yapılan işin raporlanması ve işin düzgün yapılması. Eğitimin detaylarını bu beş hedef etrafında oluşturmaya çalışıyoruz. “Türk Hava Yolları’nın ve Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin Türk havacılığına şu ana kadar yaptığı ağabeylik görevini daha sistematik bir yönde devam ettirmek asıl hedefimiz.” Temel eğitimler altı farklı modelle şekillenecek Temel Eğitim Yetkisi’ni aldıktan sonra zaman kaybetmeden vereceği eğitimlerle ilgili çalışmalara başlayan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. eğitimlerini altı model etrafında şekillendirdi: • 1 Nolu Program: 19 yaşını doldurmuş, en az lise mezunu olan ve A2 seviyesinde İngilizcesi bulunan adaylara hitap eden bir program. Uçak teknisyeni olmak isteyen kişiler bu programla ve 8-9 bin euro karşılığında bir buçuk yıl içinde uçak teknisyenliği lisansı alırken, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. bu program sonucunda yüzde 90-95 iş garantisi veriyor. • 2 Nolu Program: Belli bir tecrübesi olan, sektörde çalışan teknisyenlere yönelik olan, 6-7 bin euro karşılığında verilecek 6 aylık eğitim programını içeriyor. • 3 Nolu Program: Pratik açıdan tecrübesi olduğunu düşünen ve teorik anlamda eksikliklerini tamamlamak isteyenlere yönelik bir eğitim programı. Adaylar yaklaşık 3 bin euro karşılığında iki buçuk aylık bir programdan geçiyor. • 4 Nolu Program: Teknik konuda eğitim almış, sahada tecrübesi olan, sadece hazırlık eğitimi almak isteyen teknisyenlere yönelik 25 günlük bir program. • 5 Nolu Program: Teorik ve pratik anlamda her türlü eğitimi almış, sadece sınava girmek isteyen adaylara hitap ediyor. • 6 Nolu Program: Kişiye özel programları içeriyor. 24 RÖPORTAJ “ÜLKEMIZIN HAVACILIK ALANINDAKI TEMELINI SAĞLAMA ALDIK” Temel Eğitim Bölümü kuruluş aşamasındayken bazı değerli yöneticilerimiz A1 Yetki Belgesi için eğitim ve teknik destek yardımı istediğinde, eğitime ayrı bir önem veren biri olarak seve seve kabul ettim. Ergün Karcı / Proje Yöneticisi Uçak Bakım Atölyeler Müdürlüğü (IST-2) Ülkemiz havacılıkta hızla gelişme gösteriyor. Teknik, bakım ve eğitim ekibi olarak biz de bu gelişmeye ayak uydurmak zorundayız. Bu süreçte bizlere çok büyük görevler ve sorumluluklar düşüyor. Havacılık sektörünün bilgili, tecrübeli, akıllı, kaliteli, vatanını seven, sağlam gençlere ihtiyacı var. İşte durum karşısında üstlendiğimiz temel eğitimdeki sorumluluk görevimizi doğru ve kaliteli bir şekilde yaparak gençlerimizin yetişmesinde faydalı olabileceğimize inanıyorum. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., Temel Eğitim Bölümü’nü kurarak hem kendi temelini hem de ülkemizin havacılık alanındaki temelini sağlama almış oldu. Öğrencilere bilginin yanında tecrübe ve pratiği de aşılamak, onların temelinin daha sağlam olmasını sağlar. İşte Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Temel Eğitim Bölümü’nün en büyük avantajı budur. Çünkü temel eğitim eğitmenlerinin bakıma yönelik pratiğe ve iş tecrübesine sahip olmaları eğitimin kalitesinin artmasını sağlayan en büyük etkendir. Bu işin başında bulunan yöneticilerin ve onlara destek veren üst yöneticilerin bu eğitime bakış açıları, gelecekte daha da kaliteli ve modern bir eğitim akademisi olacağını işaret ediyor. “TECRÜBE VE BILGI PAYLAŞTIKÇA GÜZEL VE DEĞERLIDIR” “Tecrübe ve bilgi paylaştıkça güzel ve değerlidir” düsturundan yola çıkarak, uçak bakımındaki 30 yıllık tecrübe ve bilgimi, şirketimizde yeni göreve başlayacak olan teknisyen adaylarına aktarabilmek için 147 Temel Eğitim Müdürlüğü bünyesinde kurulan Mekanik Pratik Atölyesi’nin oluşturulması, yapılandırılması, pratik eğitim taslaklarının öğrencilere anlatılması ve uygulatılması görevlerini üstlendim. Resul Kocabaş / Temel Eğitim Öğretmeni 147 Temel Eğitim Müdürlüğü Bu yetki belgesi ilk defa Avrupa Sivil Havacılık Otoritesi olan Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı’ndan (EASA) ve Türkiye Sivil Havacılık Otoritesi olan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden (SHGM) aynı anda alınan bir yetki belgesidir. Bu bağlamda Temel Eğitim Müdürlüğümüz bundan sonraki süreçlerde hem Şirketimizin hem de Türk sivil havacılığının lisanslı teknisyen ihtiyacına katma değer sağlayacaktır. Teknisyen adayı öğrencilerimize 125 günlük eğitim programımızda; Aeroplane-Safety, Aeroplane Avionics, Aeroplane Airframe, Aeroplane Powerplant, Aeroplane Cabin, Servicing ve Söküm-Takım gibi teorik ve pratik eğitimler verilecektir. Normal şartlarda A1 yetkili teknisyen olabilmek için gerekli olan 3 yıllık tecrübe süresi, alınan bu yetki ile 1 yıla inmiştir. Bu vesile ile sadece şirketimizin teknisyen ihtiyacını karşılamakla kalmayıp daha kısa sürede daha bilgili ve tecrübeli teknisyenlerimizin yetişmesi hedeflenmektedir. 25 “BÜYÜK HEDEFLERE ULAŞMAK IÇIN EĞITIME DEĞER VERILIYOR” motor, mekanik ve aviyonik), eğitimi verecek olan eğitmenlerin (teorik ve pratik) yetkilendirilmesi, kullanılacak olan eğitim dokümanlarının ve sunumlarının hazırlanması ve yeterli sayıda sınav sorusunun hazırlanması gerekiyor. Selçuk Güncan / Temel Eğitim Şefi 147 Temel Eğitim Müdürlüğü 2001 yılından itibaren Türk Hava Yolları Eğitim Başkanlığı’na bağlı Teknik Eğitim Müdürlüğü’nde Tip Eğitmeni, 2009 yılından itibaren de Tip Eğitim Şefi olarak görev yapmaktaydım. Ocak 2015’ten itibaren Teknik Eğitim Müdürlüğümüz Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’ye bağlandı ve Temel Eğitim Müdürlüğü’nün kurulmasına karar verildi. Böyle bir yapının Şirketimiz bünyesinde kurulacak olmasını, Şirketimize ve ülkemize sağlayacağı katma değerin oldukça yüksek olacağını bilerek, arkamızda kapanmayacak bir defter bırakma noktasında kayıtsız kalamazdım ve yeni kurulan 147 Temel Eğitim Müdürlüğü’ne geçiş yaptım. Bu birimin kurulabilmesi için öncelikle bağlı olacağımız EASA Part 66/147 ve SHY-66/147 kurallarını bilmek gerekiyor. Bu kurallar dâhilinde, teorik ve pratik eğitim ihtiyaçlarını belirledik ve hatta gerçek çalışma ortamında teknisyenlerimizin nelere ihtiyaç duyduklarını ve duyacaklarını araştırarak EASA ve SHGM’nin kurallarına eklemeler yaptık. Temel eğitim yetkisinin alınabilmesi ve görevlerin gerçekleştirilebilmesi için ilgili atölyelerin kurulması (yapısal, Bu gereklilikler dâhilinde eğitim ihtiyaçlar analizinin hazırlanması, eğitmenlerimizin yetkilendirilmesi, dokümanlarımızın sağlanması ve uygunluğu; sınav sorularının hazırlanması, kontrolü ve uygunluğu konusunda müdürümüz Rahmi Aykan ve diğer eğitmen arkadaşlarımız ile birlikte çalışmalar yaptık. Tüm bu çalışmalarımızın Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. kalite birimimiz tarafından denetlendiğinin ve öncelikle onlardan geçer not aldığımızın unutulmaması gerekiyor. Tüm bu çalışmalar ile paralel yürütülerek oluşturduğumuz kendi el kitabımız olan MTOE’mizi (BEKAD) hazırlayıp hem EASA hem de SHGM’ye başvuruda bulunduk ve bu kurumların yaptığı denetlemelerden de tam not aldık. Yetki belgesinin katkıları Alınan bu yetki, A1 kategorisinde teorik ve pratik eğitimlerin verilebilmesini ve A1 lisans sınavlarının yapılabilmesini kapsıyor. Böylece ilgili teknik eğitimleri almamış bir teknisyen adayından istenen üç yıllık deneyim süresi 147 Temel Eğitim Müdürlüğümüzde alınan eğitimlerden sonra 1 yıla düşüyor. Verilecek eğitimler ile hem daha donanımlı ve daha kalifiye teknisyen adaylarımızın yetiştirilmesi sağlanacak hem de verilen eğitimlerin sağladığı sertifikasyonlarla, kurallar gereği teknisyenlerin çok daha kısa tecrübe süreleri sonrasında yetkilendirilebilmeleri mümkün olacak.Pratik eğitimlerimizin büyük bir bölümünü, yönetimimizin büyük katkılarıyla Müdürlüğümüz envanterine dâhil ettiğimiz B737-300 tipi uçağımızda yapacak olmamız, hem koyulan hedeflerin büyüklüğünü hem de Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. yönetiminin eğitime verdiği değeri anlatması açısından önemlidir. Maruf Demir / Teknisyen 147 Temel Eğitim Müdürlüğü “YETKI BELGESININ ÖNEMLI KATKILARI OLACAĞINA INANIYORUM” Yetkinin alınması sürecinde Turbo Prop ve CFM-56-3 motorların satın alınması gerektiğini yöneticilerimizle paylaştım. Bu motorlar bugün envarterimizde yer alıyor. Eğitim için gerekecek olan ve şu anda boyanmakta olan TC-TTT uçağının bize çok faydalı ve uygun olduğunu ifade ettim. Müdürümüz Rahmi Aykan ve Şefimiz Selçuk Güncan düşüncelerime katılarak uçağın alınmasını sağladı. Yetki belgesinin çok önemli katkıları olacağı inancındayım. Çünkü yöneticilerimiz bize hiçbir eğitim kuruluşunda olmayan imkânları, alınan uçak ve faal konumda olan motorlar ile sağladı. Ayrıca eğitmenlerimizin deneyim ve azimleri sayesinde yeni bir dönemin başladığını hep beraber göreceğiz. 26 RÖPORTAJ “MEZUNLAR ARTTIKÇA BU EĞITIMLERIN FAYDASI DAHA ÇOK ANLAŞILACAK” İşe başladığım ilk yıllarda, sektöre yeni başlayan ve genelde meslek lisesi çıkışlı teknisyen adayları uçak bakımda birkaç ay çalıştıktan sonra eğitime alınırdı. Bu eğitim iki bölümden oluşur, A kursu ve B kursu şeklinde ifade edilirdi. Zaman içinde bu kurslar birleştirilerek yaklaşık 40 gün süren Uçak Teknik Temel Eğitimi adı ile devam etti. Eğitim Müdürlüğü eğitmenleri olarak bu geleneği daha da geliştirerek sürdürmeye çalıştık. O zamanlar bu eğitimi başarı ile bitirenler Uçak Tip Eğitimleri’ne katılabiliyorlardı. Altyapısı düzgün olan adaylar tip eğitiminde ve bitiminden sonraki aşamalarda girdikleri lisans sınavlarında ve uçak bakımında başarılı oluyorlardı. Sivil havacılık okullarının açılması ve mezun vermesinin sonrasında kısmen ara verilen temel eğitim, bu defa 147 Temel Eğitim Müdürlüğü olarak yapılandırılarak çok daha kapsamlı bir şekilde eğitimlerine başladı. Şunu hemen söylemek gerekli, yeniden yapılandırılan Eğitim Müdürlüğümüzde, Genel Müdürümüzden Eğitim Müdürümüze kadar olan yöneticilerimizin bu eğitim faaliyetine inanmaları ve yüksek katkıda bulunmaları ile eğitim faaliyetlerine başlandı. Eğitimleri başlatabilmek için EASA ve SHGM’ye yapılan izin taleplerimizin ardından yapılan denetlemeleri de hatasız bir şekilde atlattık; bugün iki ayrı sertifikamız var. Bu anlamda yeni bir proje başlatıldı; EASA Part 147 / SHY 147 Kategori A1 Teknisyeni Eğitimi. Bu eğitim için atölyeler kuruldu ve kısmen devam ediyor. Proje 385 günlük bir paketten oluşuyor. Bunun 50 günü teorik eğitim ve sınavlardan, 75 günü pratik eğitim ve değerlendirmeden, 260 günü ise gerçek bakım ortamında tecrübe kazanılmasından oluşuyor. Bütün öğretmenler çeşitli modül eğitimlerinde ve bazı pratik eğitimlerde görev aldık. Ben Eğitimde Modül 3 Temel Elektrik/ Modül 9 Human Factor/Modül 11 içinde chapter 24-26-33 konularında derse giriyorum. Yaptığımız bütün bu faaliyetlerin, şirket içinde ve dışında duyurulması gerektiğine inanıyor, tanıtım görevini de yürütmeye çalışıyorum. Bu amaçla afiş ve broşürlerle ve Mehmet Salih Gezgin / Teknik Öğretmen 147 Temel Eğitim Müdürlüğü dâhili TV yayınları ile şirket içinde farkındalık yaratmaya çalıştık. Bundan sonra da şirket dışında okullara, havacılık kuruluşlarına ve yabancılara tanıtmak, Şirketimizin web sitelerinden kendimizi ve eğitimlerimizi anlatmayı, hatta havacılık fuarlarına katılmayı hedefliyoruz. Mezunlarımızın sayısı arttıkça bu eğitimin faydalı ve maliyet düşüren etkilerini hep birlikte göreceğiz. 27 Bir Planlama Başarısı Komponent Atölyelerinin taşınmasında FAZ 2 TAMAMLANDI “BİR AY ZARFINDA HİÇBİR MÜŞTERİMİZİ ZOR DURUMDA BIRAKMADIK” K omponent Atölyelerimizin AHL’den SAW tesislerine taşınma planı üç faz olarak düşünülmüştü. Faz 1 kısmı Haziran-Temmuz 2014 döneminde gerçekleşmişti. Başkanlığa bağlı 11 atölyenin taşınmasını kapsayan Faz 2 kısmı ise Ekim 2015’te planlandığı şekilde gerçekleştirildi. AHL tesislerimizdeki hizmetlerimizi 5 Ekim itibarıyla durdurarak 15 gün gibi kısa bir sürede taşınma işlemini tamamladık. Kalite Güvence Başkanlığımızın da gözetiminde gerçekleştirilen başarılı bir taşınma dönemi sonrasında, EASA denetimine hazırlık safhası ve ardından üç günlük EASA denetiminin başarıyla geçilmesi ile Faz 2 diye adlandırdığımız İniş Takımları, ATE, IDG & Generator, Özel İşlemler, Makine, Radyo & IFE, Harness, Elektrik, Kaplama, Aletler, Akü ve Kalibrasyon atölyelerimiz SAW tesislerindeki yeni binalarında hizmet vermeye başladı. Denetim sırasında yeni tesislerimizi mükemmel bulduğunu ifade eden EASA yetkilileri, çok kısa sürede geçirdiğimiz başarılı geçiş sürecinden dolayı bize teşekkür ettiler. Hatta kapanış toplantısında, son dört yılda kat ettiği mesafe ile Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin dünyanın önde gelen MRO şirketleri arasında yer aldığını vurguladılar. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin bu başarıya ulaşması bir ekip çalışmasının sonucudur. İlgili iş arkadaşlarımızın, paydaşlarımızın ortak bir mücadelesi sonucu bu başarıyı yakaladık. Bu vesileyle bize destek veren tüm bölüm yöneticilerine ve personeline çok teşekkür ediyorum. Bir noktayı özellikle vurgulamak istiyorum; taşınma sürecimizde atölyelerimiz bir ay kadar kapalı kaldı. Bu süre zarfında, başta Türk Hava Yolları filosu olmak üzere, hiçbir müşterimizi zor durumda bırakmadık, mağdur etmedik. Komponent Atölyeleri Başkanlığı taşınma öncesi çevrim yedeklerimiz konusunda çalışma yapmıştı. Komponent Hizmetleri Başkanlığımız da ihtiyaç halinde gerek tamir gerek ise exchange hizmetlerini çok iyi yönetti. Bir ay boyunca hat bakım ya da uçak bakım bölümlerinde hiçbir uçağı gereğinden uzun bir süre komponentsiz bırakma durumumuz olmadı. Bu süreci aksaklık yaşanmadan atlatmayı önemsediğimi ifade etmek isterim. Büyükler arasında yerini aldı Türkiye’deki en büyük uçak bakım merkezi olan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı yerleşkesindeki yeni yerine taşınarak bölgesindeki en büyük MRO firmaları arasına girmiş oldu. Uçak bakım hizmetlerimizde zaten belli bir kapasiteye ulaşmış durumdayız. Komponent Atölyelerimizin de AHL’den SAW’a taşınması ile takım teçhizat kapasitemiz ve kapalı alan kapasitemizi arttırmış olduk. Mükemmel ve modern Hüseyin Sağlam / Genel Müdür Yardımcısı (Operasyon 2) bir tesise kavuşmamızla birlikte yeni komponent atölyelerimiz, daha hızlı ve daha kaliteli hizmet verme hedeflerimiz doğrultusunda faaliyetlerine başladı. Atölyelerimizdeki yeni ve modern tezgâhlar, test ekipmanları ve takım yatırımları ile de stratejik hedeflerimizi daha erken yakalama şansı bulacağız. Mevcut kabiliyetlerimizi ve insan kaynağımızı da artırarak Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin komponent bakım, tamir ve pool servisi gelirlerini çok daha yüksek seviyelere taşıyacağız. Taşınma süresince desteklerini esirgemeyen, başta Genel Müdürümüz Ahmet Karaman’a, tüm yöneticilerimize ve çalışma arkadaşlarıma teşekkür ederim. 28 Komponent Atölyelerinin, Atatürk Havalimanı (AHL) tesislerinden Sabiha Gökçen Havalimanı (SAW) tesislerine taşınmasının ikinci fazı, bir ay gibi kısa bir sürede, son derece başarılı bir şekilde tamamlandı. Bir planlama başarısı olarak dikkat çeken Faz 2 taşınma süreci ile ilgili, süreçte emeği geçen bazı yönetici ve çalışanların görüşlerini aldık. “BU SÜRECI BAŞARILI ŞEKILDE GEÇMEMIZIN ARKASINDA PLANLI VE PROGRAMLI ÇALIŞMAK YATIYOR” İsmail Kılınç / Komponent Atölyeleri Başkanı Faz 2 hakkında bilinmesi gerekenler • Taşınma süreci toplam 1 ay sürdü. • 12 atölye Atatürk Havalimanı’ndan Sabiha Gökçen Havalimanı’na taşındı. • Taşınma işlemi sırasında yaklaşık 100 tır kullanıldı. • Elektrik Atölyesi’nin kapasitesi yüzde 60, Akü Atölyesi’nin kapasitesi ise yaklaşık yüzde 90 oranında arttı. K omponent Atölyeleri Başkanlığımız, yoğun bir çalışma sonrasında SAW Faz 2 taşınma sürecini tamamlayarak AHL tesislerinden SAW tesislerine taşındı. Komponent Atölyeleri Başkanlığı, Faz 2 taşınma süreci kapsamında 1 ay gibi kısa bir sürede SAW tesislerindeki atölye binasına taşınmış; buna ek olarak SHGM, EASA ve FAA otoritelerinden de 6 Kasım 2015 itibarıyla Komponent Bakım & Onarım Yetkisi’ni başarılı bir şekilde almıştır. Bu kadar kısa zamanda taşınmamız ve sonrasında yetki belgelerini almamız çok başarılı bir sürecin sonucunda gerçekleşmiştir. İniş Takımları & Mekanik Atölyeler Müdürlüğü ile Aviyonik Komponent Atölyeler Müdürlüğü’ne bağlı İniş Takımları, ATE, IDG & Generator, Özel İşlemler, Makina, Radyo & IFE, Harness, Elektrik, Kaplama, Aletler, Kalibrasyon ve Akü Atölyelerinden oluşan toplam 12 atölye, 311 personeli ile SAW tesislerindeki modern atölyelerde faaliyete başlamıştır. Çalışma arkadaşlarımız taşınma sürecinden yıllar önce projelerini yapmıştı ve taşınma süreci hazırdı. Zaten bu kadar kısa sürede bu süreci başarılı şekilde geçmemizin arkasında planlı ve programlı çalışmak yatıyor. Bugün itibarıyla Atatürk Havalimanı tesislerinde; Pnömatik, Yakıt, Motor, APU, Lastik & Fren, Regülator & Tüp Dolum, Kaynak, Makine, Özel İşlemler, Kimya Laboratuvarı, Kalibrasyon ve Slide olmak üzere 12 atölyemiz, 350 personelimizle komponent bakım ve onarım faaliyetlerimize devam etmektedir. Şirketimizin büyüyen iş hacminin yarattığı ihtiyaçlar karşılanmış; komponent bakım ve onarım faaliyetlerine verimlilik anlamında katkı sağlayacağına inandığımız adımlar atılmıştır. Takım, teçhizat ve makina parkurumuzun güncel ve ileri teknoloji ile modernizasyonu gerçekleştirilmiş; modern tesis ve ekipmanlarla çalışmak personelimiz üzerinde olumlu bir motivasyon ve güven sağlamıştır. Bu süreçte bizlere katkı sağlayan tüm çalışma arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. 29 “TAŞINMA HER BAKIMDAN POZİTİF BİR ETKİ VE YENİ BİR SİNERJİ YARATTI” A tölyelerimizde, başta atölye şeflerimiz, mühendislerimiz, başteknisyen ve teknisyenlerimiz, taşeron çalışanlarımız olmak üzere, herkes büyük bir özveri ile çalışarak kısa bir süre içinde başarılı bir taşınma sürecine imza attı. Bu şekilde taşınma sürecinde planladığımız bütün aksiyonlarımızı 1 ayda gerçekleştirmiş olduk. AHL tesislerinde kalan Motor, APU, Yakıt, Oksijen, Slide Atölyeleri de önümüzdeki yıl Faz 3 süreci kapsamında Geniş Gövde Hangarı’nın altına taşınacak. Bir tesisin mevcut yerleşim yerinden çok farklı bir alana intikali teknik anlamda önemli bir lojistik çalışmayı gerekli kılıyor. Bununla beraber, takım, teçhizat, ekipman, makine, personel gibi tüm unsurları, mevcut bütünlüğü koruyacak şekilde yeni çalışma alanlarında organize etmek gerekiyor. Sonrasında bu atölyelerde faaliyete geçebilmek için EASA, FAA, SHGM otoritelerinin onayları gerekiyor. Sadece taşınma değil, teknolojik seviyenin yükselmesi de önemli Faz 2 kapsamında Komponent Atölyelerimizi AHL tesislerimizden SAW tesislerimize 90 tır ile naklettik. Lojistik olarak hiçbir şekilde tırlar haricinde yardım ve destek almadık. Yapısal bütünlükte daha da verimli olacak şekilde atölyelerimizi organize ettik. Bu esnada tüm çalışanlarımızın göstermiş olduğu büyük özveriyi göz ardı etmemeliyiz. En önemlisi ekipmanlarımızı yenileyerek atölyelerimizin teknolojik seviyelerini yükseltmemiz oldu. Kaplama, Makina, Kaynak ve Özel İşlemler Atölyelerimizde teknolojik yenileme oranı yüzde 100’e yaklaştı.Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. SAW tesisleri tüm atölyelerin bir arada olacağı şekilde organize edildi. Genel Müdürlüğümüzün SAW tesislerinde olması ve hizmetin tek noktadan, bir bütünlük içerisinde verilmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Atölyelerimizin birbirleri ile ilgili proses süreçleri olduğu için farklı yerlerde bulunmaları kayıplara neden oluyordu. Taşınma, atölyelerin birbirleri ile olan prosesleri açısından da bir entegrasyon sağladı. Büyük bir yatırımı SAW tesislerimizde yapmış olmamız, müşterilerimizi SAW tesislerimizde ağırlamamız sonucunda, bizi ziyaret eden müşterilerimizde bıraktığımız olumlu intiba, İniş Takımları Atölyemize yoğun iş taleplerinin gelmesine vesile oldu. Bugün dünyanın birçok ülkesinden iniş takımlarının tamirinin atölyelerimizde yapılmasına yönelik talepler gelmeye devam ediyor ve ihalelerde ilk sıralarda yer alıyoruz. Maalesef şu an belli slotları karşılayabiliyoruz. Yetişmiş teknisyenlerimizi kısa bir zaman zarfında çoğaltarak, yeni slotlar açarak, ihtiyaçlara cevap verebilir duruma geleceğiz. SAW tesislerimiz buna müsait bir altyapıya sahip. Arkadaşlarımızın SAW tesislerine intibakı zor olmadı. Dünyanın en büyük uçak bakım merkezlerinden birinde çalışmak her bakımdan pozitif bir etki ve yeni bir sinerji yarattı. “Müşterilerimiz sayesinde iniş takımlarında ilave istihdamlar sağlayacağız” Komponent Atölyelerinin yerleşim projelerinde, atölyelerin dizayn ve konumlandırılması aşamalarında, mimarlarla birlikte çalışmalarımız oldu. Bu tesisler dizayn edilirken, proje aşamasında da sürekli görev aldık. SAW tesislerinde şu an AHL’de yaptığımız üretimin çok üzerinde bir üretim öngörüyoruz. Yurtdışından buraya taşıyacağımız müşterilerimiz sayesinde iniş takımlarında ilave istihdamlar sağlayacağız. Bununla birlikte yurtdışından da büyük bir döviz girdisi gerçekleştirmiş olacağız. Dünyanın sayılı MRO faaliyet alanlarından olan bu tesislerimiz aynı zamanda basketbol, Siyami Çınar / İniş Takımları ve Mekanik Atölyeler Müdürü halı saha, voleybol, tenis, fitness imkânlarıyla, çalışanlarımızın daha zinde ve sağlıklı bir yaşam sürmesine olanak da tanıyor. SAW tesislerimizin faaliyete geçmesinde, başta üst yönetimimiz olmak üzere, bütün çalışma arkadaşlarımızın çok büyük katkısı var. Ekip ruhu ile hareket ederek bu taşınmayı gerçekleştirdik. Bireysel bir başarı değil, yöneticilerimizin kararlılığını ve desteğini gören çalışanlarımızın başardığı bir süreç bu. EASA yetkilileri de görüşmelerimizde memnuniyetlerini dile getirdi. Bizler nihayetinde yurtdışına, Avrupa Birliği ülkelerinin uçaklarına da hizmet veriyoruz. Bundan dolayı böyle tam teşekküllü teknolojik bir tesisten kendilerinin mahrum kalmalarını istemediler. Denetimlerin gerçekleşmesinin ertesi günü EASA sertifikamızı verdiler. Tüm çalışanlarımıza, bizi denetleyen otoritelere ve bize destek veren bütün yöneticilerimize teşekkür ederim. 30 “HANGİ MASANIN NEREYE GELECEĞİ AYLAR ÖNCESİNDEN BELLİYDİ” B ölümümüze bağlı Radyo, IFE, Aletler, Elektrik, Akü, IDG Jeneratör, Kalibrasyan, ATE, Harness Atölyeleri ve 217 personel ile hizmet veriyoruz. Tüm bu atölyelerimizi SAW tesislerine taşıdık. Atölyelerimizin taşınması sıradan bir taşınma olarak algılanmamalı. Çünkü 217 personelimizin çalışma zamanının ve yerlerinin değişmesi önemli bir olay. Bununla birlikte AHL’deki tesislerimizdeki fiziksel şartların yetersizliğinden kurtularak, yeni ve son derece modern bir bakım merkezine taşınmış olmaktan dolayı çok mutluyuz. Biz de Türk Hava Yolları’nın büyümesine yeni bakım merkezimizde çok daha rahat büyüme gerçekleştirerek ayak uyduracağız. Yeni bir tesiste çalışıyor olmamız yeni bir sinerji sağladı. Aviyonik Komponent Atölyeleri Müdürlüğü olarak 32 tır ile beş günde taşındık. Yine beş gün gibi kısa bir sürede de atölyelerimizi yerleştirdik; yaklaşık 20 gün içinde hazır hale geldik. Sonrasında FAA, EASA, SHGM tarafından gerçekleştirilen denetimlerle de alnımızın akı ile çıktık. Taşınma sürecinde tüm çalışanlarımızın büyük emekleri ve katkıları var. Yaklaşık bir ay gibi bir zaman atölyelerimiz kapalı kaldığı için komponent hizmeti veremedik. Bu taşınma süreci öncesinde büyük bir çalışma yapıldı. Atölyelerimizdeki tüm komponentleri sıfırlayarak depodaki faal komponent sayılarını maksimuma çıkardık. Depolarımızda bulunan yaklaşık 5 bin kalem malzemeyi SAW tesislerimizdeki depoya transfer ettik. Bu da önemli bir operasyondu. Taşınma sürecinde kapalı kalan atölyelerimiz yerine Komponent Hizmetleri Başkanlığı’nın üstün gayretleri ile hizmet verdiğimiz tüm uçaklara komponent sağlayarak servis vermeye devam ettik. Serkan Kobak / Aviyonik Komponent Atölyeleri Müdürü Operasyonlar için belli bir yedek komponent hazır durumdadır. Fakat bizler taşınacağımızı aylar öncesinden detaylı bir şekilde planlamıştık. Tedbirlerimizi de ona göre aldık. Taşınma sürecinden aylar önce hangi masanın nereye geleceğinin planını yaptık. Taşınma sonrasında sadece yerlerine yerleştirdik. Bu taşınma süreci gerçekten büyük bir operasyondu. Atölyelerimizde 180’e yakın çok özel ESD masaların, onlarca tezgâhın bağlantıları yapıldı. 20 gün boyunca, sadece 20-25 kişi elektrik bağlantıları için çalıştı. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. SAW tesislerinin, çalışanlarımıza ve ülkemize hayırlı olmasını dilerim. Aviyonik Komponent Atölyeleri Müdürlüğü Akü Atölyesi batarya charger/analayser cihazları 31 “TAM KAPASİTE SONRASI DÜNYADA İLK BEŞ ARASINA GİRECEĞİMİZİ UMUYORUM” İ niş Takımları Atölyesi’ni 27 tır ile transfer ettik. Çok ciddi plan dâhilinde çalıştık; tırların ölçüleri aldık, SAW tesislerine bir günde kaç tır gönderebileceğimizi hesapladık ve günlük üç tır ile dokuz günde hedefimize ulaşma planı yaptık. ALH tesislerinde iş yükü azaldıkça, çalışan arkadaşlarımızı SAW tesislerimize yönlendirdik. Sabri Taştemel / Başteknisyen İniş Takımları & Mekanik Atölyeleri Müdürlüğü SAW tesislerindeki İniş Takımları Atölyesi tam kapasite ile çalışmaya başladığında AHL tesislerine göre üç kat kapasite arttırma imkânı sağlanmıştır Sandık sandık, sehpa sehpa, metrekare hesaplarını yaparak tırlarımızı hazırladık. Yorucu bir süreçti. Fakat planlı bir şekilde, herhangi bir sorun, karmaşa, kaza yaşamadan yerleşimimizi sağladık. Her sene artan uçak sayısına paralel olarak iş hacmimizin de büyüyeceğini düşünerek tüm tezgâhlarımız yenilendi. Tesisimiz dünyanın en büyük uçak bakım merkezleri arasında ilk sıralarda olduğu için iş hacmimiz genişleyecek. Bu nedenle bu iş hacmini karşılayacak yetişmiş teknisyenlere sahip olmamız çok önemli. Yöneticilerimiz de bu konuda bir çalışma yürütüyor. Tam kapasite ile çalışmaya başladıktan sonra dünyanın ilk beş büyük firması arasına gireceğimizi umuyorum. 32 “BU TAŞINMAYI, TÜRK HAVA YOLLARI TEKNİK A.Ş.’NİN ÜSTÜNE YAKIŞANI GİYMESİ OLARAK GÖRÜYORUM” Atölyelerin yerleşimi görsel işleyiş sağlanacak şekilde düzenlendi Ömer Haşim Yörük / Atölye Mühendisi Aviyonik Komponent Atölyeleri Müdürlüğü M üdürlerimiz, teknisyenlerimiz ve çalışma arkadaşlarımızla birlikte dışarıdan -tırlar hariç- bir hizmet almaksızın başarılı bir taşınma süreci gerçekleştirdik. Atölyemizin tüm cihazlarının sökülmesi, tırlara yerleştirilmesi, SAW tesislerinde tekrar boşaltılması süreçleri, kendi teknisyenimiz, kendi mühendisimiz ve çalışma arkadaşlarımız tarafından bir aile sıcaklığında gerçekleştirildi. Hep birlikte, beş gün gibi kısa zamanda, müdürlüğümüze bağlı atölyelerimizi 35 tırla taşıdık. Taşındığımız SAW tesisleri, havalandırmasından, ışıklandırmasına kadar her şeyi ile ihtiyaçlarımızın üzerinde bir tesis. Tüm samimiyetimle ifade etmek isterim ki; Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ailesine yakışan bir tesiste çalışıyor olmaktan dolayı mutluyum. SAW tesislerine taşınmayı, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin üstüne yakışanı giymesi olarak görüyorum. Taşınma ile birlikte kalite, hizmet, performans ve motivasyon anlamında tüm çalışma arkadaşlarımızla bir üst seviyeye çıkmış olduğumuzu söyleyebilirim. Yeni tesisimiz bize, kabiliyet yelpazemizi daha kolay ve hızlı bir şekilde geliştirme imkânı sunuyor. “SAW TESİSLERİ İHTİYAÇLARIMIZI HER BAKIMDAN FAZLASI İLE KARŞILIYOR” İ Süleyman Akyol / Teknisyen Aviyonik Komponent Atölyeleri Müdürlüğü ST-1 diye adlandırdığımız tesislerimiz, artan bakım faaliyetlerimizi karşılamaya artık cevap veremediği için, her bakımdan ihtiyaçlarımızı fazlası ile karşılayacak olan SAW tesislerimize taşındık. Onlarca tırı tek tek yükledik. Bu tırların SAW tesislerinde boşaltılarak, içlerindeki tüm malzemenin X-ray cihazından geçirilmesi, tekrar tıra yüklenmesi, daha sonra tekrar boşaltılarak atölyelere yerleştirilmesi gerçekten ciddi bir çalışma gerektiriyordu. Bunları başarı ile gerçekleştirdik. Şu anda görev yapmakta olduğumuz tesisler çalışılabilir olmasının yanı sıra sosyal olanakları ile de yaşam merkezi konumunda. 33 HEDEF İLK YIL 200, İKİNCİ VE ÜÇÜNCÜ YILLARDA 300 İNİŞ TAKIMI İ niş Takımları Atölyesi olarak SAW tesislerinden, önce fiziki şartlar nedeniyle İST-1’de bulunan eski hangarda bir alana taşınmıştık. Filonun büyümesi, gelişen iş hacmi nedeni ile AHL tesislerimizde bulunan İniş Takımları Atölyemiz yetersiz durumdaydı. SAW tesisleri faaliyete geçtikten sonra bize ayrılan atölyemize taşındık. Burada AHL’deki kapalı alan kapasitemizin üç katı genişliğinde bir atölyeye sahip olduk. SAW tesislerimize taşınma sonrasında, personel sayımızın artması ile birlikte ilk sene yıllık 200, ikinci ve üçüncü yıllarımızda ise 300’er iniş takımının tamir ve bakımını yapmayı amaçlıyoruz. Hakan Özüduruk / Başteknisyen İniş Takımları & Mekanik Atölyeleri Müdürlüğü Fiziki şartlardan dolayı AHL’de yapamadığımız Boeing 777 uçaklarına ait iniş takımlarının bakımlarını kabiliyet listemize aldık ve bunlarla ilgili tüm bakımları yeni tesisimizde gerçekleştirebileceğiz. “MÜŞTERİLERİMİZ ARTTIKÇA KAZANCIMIZ DA AYNI ORANDA ARTACAK” K omponent bakımları uçak bakımında çok önemlidir. Bir yandan komponent bakımları, bir yandan da pool anlaşmalarımız olduğu için hizmet vermeye ara verme olanağımız yoktu. Bu nedenle kısa sürede taşınmamız çok önemliydi. Bizler yetkili otoritelerden onay aldıktan sonra kendilerini Şirketimizde gezdirdiğimizde çok etkilendiler ve şaşırdılar. Taşınma sürecinin başka tesislerde çok daha uzun sürede gerçekleşebileceğini ifade ettiler. Taşınmadan önce masalarımızın, cihazlarımızın tamamının yerleşim planının simülasyon çalışmalarını yaptığımız için başarılı bir taşınma sürecini gerçekleştirdik. Özgür Arayıcı / ATE Atölye Şefi Aviyonik Komponent Atölyeleri Müdürlüğü Bu, AHL tesislerimizde çalışan arkadaşlarımızın uzun zaman süren taşınma beklentisinin sona ermesini de sağladı. SAW tesislerimizde test cihazlarımızın ve tool’larımızın sayısı artırarak kabiliyetlerimizi geliştirme imkânı bulduk. Hizmet verdiğimiz müşterilerimiz arttıkça kazancımız da aynı oranda artacak. 34 “ZAMANI OPTİMUM KULLANMAYA ODAKLANDIK VE BUNDA BAŞARILI DA OLDUK” B PCB’lerin inspection’larında kullanılan modern mikroskop cihazı ütün arkadaşlarımızın özverili gayretleri ile gerçekleştirilen taşınma süreci gerçekten zorlu bir süreçti. Atölyemiz başarılı bir şekilde taşınmasını gerçekleştirdi ve SAW tesislerindeki yeni yerimize yerleştik. Bulunduğumuz AHL lokasyonundaki teçhizatların sökülmesi ve yeni tesislerimize yerleşmemiz sadece bir ay gibi kısa bir zaman aldı.Taşınma sürecinde zamanı optimum kullanmaya odaklandık ve bunda başarılı da olduk. Elektrik Atölyesi’nin kapasitesi yüzde 60, Akü Atölyesi’nin kapasitesi ise yaklaşık olarak yüzde 90 oranında artmış durumda. Çalışma alanımızın genişlemesi, daha çok teknisyen çalıştırmak, daha fazla komponente sahip olmak, dolayısıyla daha fazla müşteriye hizmet verebilmek anlamına geliyor. Levent Halil Yılmaz / Elektrik Atölyesi Şefi Aviyonik Komponent Atölyeleri Müdürlüğü “BU YENİLİK BİZLERE YENİ BİR ENERJİ DE VERDİ” T Genel müdür yardımcısından teknisyenine Faz 2 sürecinde emeği geçen herkes Atatürk Havalimanı tesislerinden Sabiha Gökçen Havalimanı tesislerine taşınmanın kendilerine enerji verdiğini ve yepyeni bir sinerji sağladığını dile getiriyor. aşınma sürecinde tırlara yüklenecek tüm malzemenin hazırlanması ile ilgilendim. Tüm çalışma arkadaşlarımın taşınma öncesi ve sonrasında ciddi katkıları oldu. Gerek teknolojik altyapısı gerek fiziki yapısı ile herkesin olumlu yönde etkileneceği bir tesis olan SAW tesisleri her bakımdan AHL tesislerinden farklı bir yapıya sahip. Dünyanın en modern uçak bakım merkezine taşınmış olmaktan dolayı mutluyum. Bu yenilik bizlere yeni bir enerji de verdi. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ailesine hayırlı olmasını dilerim. Melek Özkahraman Bozdağ / Teknisyen Aviyonik Komponent Atölyeleri Müdürlüğü 35 “TAŞINMA BİZİM İÇİN ÖNEMLİ BİR KAZANIM OLDU” T ürk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin tüm atölyelerin inşaat ve emlakla ilgili olan, mimari, inşai, elektrik, mekanik gibi bütün projelerinin altyapısında görev aldım. Bununla birlikte Komponent Atölyelerinin tüm koordinasyonunda bulunmakla birlikte Uçak Bakım Atölyelerine proje anlamında yardımcı oldum. Komponent Atölyelerinin Faz 1 taşınma sürecinde de görev almıştım. Faz 2 taşınması sürecinin tamamında SAW tesislerinde görev aldım. Geniş Gövde Hangarı’na taşınacak olan Faz 3 taşınması ile ilgili altyapı çalışmalarına başladık. Komponent Atölyelerinin SAW tesislerine taşınması gerçekten yorucu olmakla birlikte Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ailesi adına çok önemli bir kazanım oldu. Önder Beyret / Teknisyen Komponent Mühendislik & Planlama Müdürlüğü Taşınma süreci öncesinde yaklaşık 3 yıl taşınmanın altyapısı ile ilgili çalışmalar yaptık. Eklemelerle birlikte yaklaşık olarak 100 tır bir hafta gibi kısa bir zamanda, iki vardiya şeklinde SAW tesislerine taşındı. Tüm parçalar önce tırlardan boşaltılarak X-ray cihazlarından geçti, daha sonra tekrar tırlara yüklendi ve atölyelerin önüne götürülerek boşaltıldı ve yerlerine yerleştirildi. Taşınma sürecinde bizleri yalnız bırakmayan tüm atölyelere, yöneticilerime ve çalışma arkadaşlarıma desteklerinden dolayı teşekkür ederim. SAW tesislerinde yer alan atölyeler modern ve son teknoloji cihazları ile donatıldı 36 AR-GE Ar-Ge Merkezi Yerli Uçak Yolunda Geleceğe Hazır Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi olarak 2023 vizyonu hedefi doğrultusunda adım adım ilerlediklerini ifade eden Ar-Ge Müdürü Sedat Karakaş, Türkiye’nin önemli projelerinden milli uçağımız TRJ 628’in bazı aviyonik sistemlerinin tasarımı ve entegrasyonu konusunda ASELSAN, TAI, TÜBİTAK, HAVELSAN gibi firmalarla yakın temas halinde olduklarını belirterek çalışmaların hızla devam ettiğini belirtti. B ilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylı bir Ar-Ge Merkezi’ne sahip bir kurum olan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., Şirketimiz ve ülkemiz adına önemli hizmetler vermeye çalışıyor; atölyelerimizin, özellikle Komponent Atölyeleri ve Uçak Bakım Başkanlığı’nın ihtiyaç duyduğu test ekipmanlarının ve tool’ların tasarımını ve üretimini takip ediyoruz. Bunlar elektrikle, yazılımla, donanımla veya tamamen mekanikle ilgili bir sistemin tasarımı ve üretimi olabiliyor. Şu anda Ar-Ge bünyesinde bu kapsamda irili ufaklı 30’a yakın tool ve test sisteminin tasarımı ve üretimi yapıldı ve tamamlanarak atölyelerimizde kullanılmaya başlandı. Test sistemlerinin geliştirilmesinin haricinde, ana işlev olarak uçaklara özgü sistemler geliştiren ve bu sistemlerin alt komponentlerinin tasarımını yapan; bunlar üzerine Ar-Ge faaliyetleri yapılması, üretilmesi ve testlerinin gerçekleştirilmesi ve daha sonra da EASA’dan Tasarım Organizasyonu Onayı’nı (DOA) alan Şirketimiz; Tasarım Geliştirme ve Projeler Müdürlüğümüz ile birlikte bunların uçaklara entegre edilmesini gerçekleştiriyor. Özellikle şu anda Türkiye’nin en büyük projelerinden biri olan bölgesel uçak konularında da yakın temas içerisinde olduğumuz Savunma Sanayi Müşteşarlığı ile temaslarımız devam ediyor. Bölgesel uçağımızın tasarımını ve üretimini tamamen üstlenecek, sahibi Türk olan ABD merkezli uzay ve havacılık sistemleri şirketi Sierra Nevada Corporation (SNC) ve SNC’nin Ankara’daki firması (TRJet) ile temas halindeyiz. Ülkemizin önemli projelerinden olan 2023 hedefleri doğrultusunda yapılacak olan milli uçağımız TRJ 628’in bazı aviyonik sistemlerinin tasarımı ve entegrasyonu konusunda faaliyet 37 Türk Hava Yolları verdi. Bundan sonra fuarlarda -özellikle IFE Hamburg Fuarı’nda- standımızla yer alacak ve geliştirdiğimiz sistemleri dünyaya tanıtacağız. Amacımız sadece Türk Hava Yolları’na değil, yerli ve yabancı tüm havayolu şirketlerine bu sistemi satmak olacak. Pegasus, Onur Air, Atlas Global gibi yerli havayolu firmaları ile bu yöndeki görüşmelerimiz devam ediyor. Uçak motorları artık yerli yapım cihazlarla yıkanıyor Yazılımı, donanımı ve tasarımı Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi tarafından gerçekleştirilen “uçak motoru yıkama cihazı”, A Bakım Müdürlüğümüze teslim edildi. Bu cihazdan önce tamamen manuel olarak, araç yıkama benzeri cihazlarla, motorun ön kısmına basınçlı su göndererek yıkama işlemi yapılmaktaydı. göstermek istiyoruz. Bu kapsamda ASELSAN, TAI, TÜBİTAK, HAVELSAN gibi firmalarla yakın temas halindeyiz. Özellikle yerli uçağın ilk adımı olacağını öngördüğümüz ve tahminen 2019 yılında ilk uçuşunu gerçekleştirecek olan TRJ 328 uçağına Ar-Ge Müdürlüğü olarak geliştirdiğimiz IFE (Kablosuz Kabiniçi Eğlence Sistemi / Wireless In-Flight Entertainment System) ile Wireless Quick Access Recorder (WQAR) adı verilen kendi geliştirdiğimiz elektronik üniteleri takmamız mümkün gözüküyor. Üzerinde yoğun bir şekilde çalıştığımız bu projelerimizin yanı sıra askeri projelerden C-130 Herkül askeri kargo uçaklarında Flight Management System’in (FMS) ana bilgisayarı olan Flight Management Computer’in (FMC) geliştirilmesi hakkında TAI ile temas halindeyiz. Yerli IFE Sistemi’ni Türk Hava Yolları uçağına takarak bir ilke imza attık Sistem tasarımı yüzde 100 milli olan kablosuz IFE Sistemimiz, Türk Hava Yolları’nın Boeing 737-800 TC-JFO kuyruk tescilli uçağına takıldı. Sistemin geliştirilmesini, testlerinin yapılmasını ve uçağa takılır hale getirilmesini Ar-Ge Merkezi sağladı. Özellikle uçaktan sağlanan bazı parametrelerin çözümlenerek, sistem ana sunucusu ile iletişime geçmesi konusunda yoğun çalışmalar yapıldı. Sistemin yazılım kısmı ise HAVELSAN tarafından geliştirildi. Kablosuz IFE Sistemi’nin uçağa sertifikasyonu, entegrasyonu ve STC (Supplemental Type Certificates / Ek Tip Sertifikası) alınması ise Tasarım Geliştirme ve Projeler Müdürlüğü tarafından yapıldı. Artık Boeing 737-800 uçaklarının tamamına Avrupa Sivil Havacılık otoritesinden almış olduğumuz sertifika ile birlikte entegrasyon yapabiliriz. Türkiye’de ilk defa Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi’nin milli imkânlarla geliştirdiği Kablosuz IFE Sistemi’ne, yolcular; cep telefonları, tablet ya da dizüstü bilgisayarlarla uçağın içindeki modemlere bağlanarak film izleyebiliyor, müzik dinleyebiliyor ve uçağın gidiş koordinatlarını belirten haritaya kablosuz olarak ulaşılabiliyor olması yolcu memnuniyeti açısından da çok önemli. Eğer otomatik olarak bu işi yapmak istersek dışarıdan satın almak zorunda olduğumuz uçak motoru yıkama hizmetinin son derece önemli bir konu olduğunu düşünüyoruz. Çünkü diğer firmalar bu tarz otomatik uçak motoru yıkama işini cihazın satışını yaparak değil, uçak motoru yıkama hizmeti vererek yapıyor. Yıkama başına 2 bin euro alan firmalar var. Bunlar yıl içinde milyon dolarları bulan maliyetler olarak karşımıza çıkıyor. Kendi geliştirdiğimiz uçak motoru yıkama cihazı beş motor tipi için kullanıma hazır durumda. Mevcut olan cihaz bir römork tarafından çekilerek uçak motorunun yanına getiriliyor. Bunun yeni bir versiyonu olan otomobilin -şu anda Ford Transit düşünülüyor- üzerine komple ünite olarak yerleştirmeyi ve tasarlamayı da yakın zamanda gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. Ayrıca Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. olarak bu konuda patent başvurumuz onaylandı, tescil aşamasındayız. Bununla birlikte Türkiye’de bu tip bir STC’ye sahip tek firma olmamız da çok önemli. Ayrıca alınan bu STC sayesinde Part-21 yetkimiz genişletildi ve herhangi bir uçağa aviyonik bir sistem entegrasyonu yapabilecek seviyeye geldik. Halihazırda şirket olarak EASA’ya başvurup STC aldığımız 4-5 sistemimiz de mevcut. Yaptığımız çalışmaları uçaklara takma fırsatını bize ilk olarak Yapılan bütün bu tasarım ve üretimler sayesinde ülkemizin 2023 hedefleri doğrultusunda dışarıya bağımlılığını en aza indirerek Şirketimizi ve ülkemizi kalkındırmayı hedefliyoruz. Özellikle katma değeri yüksek ve teknolojik olarak daha fazla öneme sahip işler üzerinde çalışmalarımızı yoğunlaştırarak yüksek hedeflere ve başarılara imza atma azmi ve gayreti içerisindeyiz. 38 n a d n ı m s u ı r ç u A D i l ğ i li İŞ SAĞLIĞI, GÜVENLİĞİ VE ÇEVRE İş c n A e v e ü d G n ı i r ğ ı e l l Sağ yer İş G enel olarak acil durum insan, mal ve çevreyi korumak için acil müdahaleyi gerektiren ve yerel imkânlar ile baş edilebilen olayların sonuçları olarak ifade edilmektedir. İşyerinde acil durum ise şirket çalışanlarının, şirket sahasında çalışan yüklenici firma personelinin, ziyaretçilerin veya yakın tesis ya da yerleşim merkezlerinde bulunanların yaralanmasına veya can kaybına neden olabilen, tesisin üretimini kısmen veya tamamen durdurabilen, tesise veya doğal çevreye zarar veren, tesisin finansal yapısını veya toplumdaki imajını tehdit eden planlanmamış olaylardır. Acil durum yönetimi ülkemizde her türlü doğal afet, iş kazası, trafik kazası, sabotaj, yangın, patlama, teknolojik riskler, çevresel felaketler vb. yaşanan olaylar sonrasında oldukça sorgulanan bir konudur. Oysa ilk akla gelen can ve mal güvenliği açısından ciddi sonuçlar doğurduğu bilinmektedir. Böylesine bir konuda yaşanan acil durumlarda önleyici çalışmaların farkındalığın öneminden sıklıkla bahsedilir. Özünde teknik ve sosyal boyutuyla mühendislik, sosyal bilimler ve idari bilimlerin kapsadığı birçok disiplinin ortak öngörüsüyle tedbir ve müdahale çalışması ile başarılı olunabilmektedir. İşyerlerinde yaşanabilecek acil durumlar genel olarak şu şekilde sıralanabilir: • Yangın • Deprem • Sel ya da Su Baskını • Yoğun Kar Yağışı • Toplu Gıda Zehirlenmesi • Fırtına • Heyelan • Kimyasal Madde Kazaları • Parlayıcı ve Patlayıcı Madde Kazaları • Radyasyon Kazaları • Anarşik Olaylar • İletişim Sistemini Çökmesi • Bilgisayar Sisteminin Çökmesi • Ana Müşteri veya Tedarikçilerin Kaybedilmesi • Büyük Üretim Arızaları • Enerji Kesilmesi • Sabotaj • İş Kazası • Salgın Hastalık • Trafik Kazası • Aşırı Sıcak veya Soğuk Acil durumlara hazırlıklı olmayan organizasyonlar, işletmeler, hatta kamu otoriteleri acil hallerde can ve mal kayıpları fazla olmakta ve önem arz eden ihtiyaçlarının kısa süreli ve etkili yöntemlerle yerine getirilmesi çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Bu bağlamda karşılaşılabilecek tehlikeler ve bunların sonucu olan risklerin bilinmesi açısından nasıl davranılması gerektiğinden başlayarak, nasıl organize olunması gerektiği ve bir dizi nasıl, nereden ve hangi yöntemle karşılayacaklarını önceden planlanlanması gerekmektedir. İşveren tedbirler konusunda risklerden korunma ilkelerine uygun ve toplu korumayı esas alır. Özetle acil durum yönetiminin dört aşaması olarak tarif edilen; • Hazırlıklı olma, • Zararları azaltma, • Erken müdahale, • Eski haline getirme/iyileştirme koşullarına uygun olarak etkin bir sistemi esas alan planlar, prosedürler, kontrol listeleri, formlar, talimatlar ve en radikal senaryolardan oluşan yapıyı inşa etmelidir. Kısacası acil durumlarda can güvenliğinin yalnızca tek bir tedbire dayandırılmayacağı biçimde gerekli önlemler tasarlanır. 39 Biz neler yapıyoruz? Bu kapsamda kanun ve yönetmelik gereklilikleri gözetilerek şirket genelinde eğitimler verilmekte, tatbikatlar düzenlenmekte, ekipmanların denenmesi gerçekleştirilmekte ve yaşanan kazaların/olayların şirket genelinde bilgilendirilme amaçlı duyurulması, gözlemlenen aksaklıkların gözetim formları düzenlenerek ilgililerle paylaşılması ve takibinin yapılması fiili olarak uygulanmaktadır. Çalışanların gözlem ve düşüncelerini paylaşmaları, süreçlerin daha sağlıklı yürütülmesini pekiştirmektedir. Şirketimizin tüm tesisleri için ayrı ayrı hazırlanmış Acil Durum Planları’na tds.thyteknik.com adresi altında sırasıyla Internal Publications/Turkish Technic Quality System Manuals/3.1- TS 17025 Documents/3.2- HSEM - Health, Safety and Environment Manual izlenerek ulaşılabilmektedir. SAW tesislerindeleri’nde mevzuat gereği yapılması gereken acil durum tatbikatı Ekim 2015’te gerçekleştirilmiştir. İşyerlerinde Acil Durumlar Hakkında Yönetmelik 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın 11’inci maddesine göre işverenler; çalışma ortamı, kullanılan maddeler, iş ekipmanı ile çevre şartlarını dikkate alarak, meydana gelebilecek acil durumları önceden değerlendirmek, çalışanları ve çalışma çevresini etkilemesi mümkün ve muhtemel acil durumları belirlemek ve bunların olumsuz etkilerini önleyici ve sınırlandırıcı tedbirleri almakla yükümlüdür. İşyerlerinde, acil durumların olumsuz etkilerinden korunmak üzere gerekli ölçüm ve değerlendirmelerin yapılması ve acil durum planlarının hazırlanması zorunludur. Yasanın 12’nci maddesine göre ise ciddi, yakın ve önlenemeyen tehlikenin meydana gelmesi durumunda işverenler; çalışanların işi bırakarak derhal çalışma yerlerinden ayrılıp güvenli bir yere gidebilmeleri için, önceden gerekli düzenlemeleri yapmak ve çalışanlara gerekli talimatları vermekle yükümlüdür. İşyerinde güvenli toplanma yeri belirlenmeli ve çalışanlar bu konuda bilgilendirilmelidir. Bu konuda yapılacak çalışmalar, 18 Haziran 2013 tarih ve 28681 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “İşyerlerinde Acil Durumlar Hakkında Yönetmelik” hükümlerine uygun olarak yapılmalıdır. Buna göre aşağıda belirtilen çalışmaların ve düzenlemelerin yapılması gereklidir; • Çalışma ortamı, kullanılan maddeler, iş ekipmanı ile çevre şartlarını dikkate alarak meydana gelebilecek ve çalışan ile çalışma çevresini etkileyecek acil durumlar önceden değerlendirilmeli, muhtemel acil durumlar belirlenmelidir. • Acil durumların olumsuz etkilerini önleyici ve sınırlandırıcı tedbirler almalıdır. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. SAW tesislerinde mevzuat gereği yapılması gereken acil durum tatbikatı Ekim 2015’te gerçekleştirilmiştir. • Acil durumların olumsuz etkilerinden korunmak üzere gerekli ölçüm ve değerlendirmeler yapılmalıdır. • Acil durum planları hazırlanmalı ve tatbikatların yapılması sağlanmalıdır. • Acil durumlarla mücadele için işyerinin büyüklüğü ve taşıdığı özel tehlikeler, yapılan işin niteliği, çalışan sayısı ile işyerinde bulunan diğer kişiler dikkate alınarak; önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım ve benzeri konularda uygun donanıma sahip ve bu konularda eğitimli yeterli sayıda çalışan görevlendirilmeli ve her zaman hazır bulunmaları sağlanmalıdır. • Özellikle ilk yardım, acil tıbbi müdahale, kurtarma ve yangınla mücadele konularında, işyeri dışındaki kuruluşlarla irtibatı sağlayacak gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Acil durumlarda enerji kaynaklarının ve tehlike yaratabilecek sistemlerin olumsuz durumlar yaratmayacak ve koruyucu sistemleri etkilemeyecek şekilde devre dışı bırakılması ile ilgili gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Varsa alt işveren ve geçici iş ilişkisi kurulan işverenin çalışanları ile müşteri ve ziyaretçi gibi işyerinde bulunan diğer kişiler acil durumlar konusunda bilgilendirilmelidir. 40 EMNİYET KÖŞESİ Hatalı Kuyruk Kodu Sinyali 15 Haziran 2015 tarihinde Türk Hava Yolları’na ait bir Boeing 737-800’ün, yine Türk Hava Yolları’na ait farklı bir Boeing 737-800’e ait registration bilgisi göndererek uçtuğu Frankfurt Approach Control tarafından saptanmış ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne (SHGM) iki farklı tescile sahip uçağın, aynı Mode-S adresini kullandığı bilgisi verilmiştir. Konu SHGM üzerinden Türk Hava Yolları Kalite Güvence Başkanlığı’na iletilmiştir. Türk Hava Yolları içerisinde ve Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile yapılan yazışmalar sonucunda Hat Bakım Başkanlığı konudan haberdar edilmiştir. H at Bakım Aviyonik Başteknisyenliği tarafından ACARS aracılığı ile o sırada uçuşta olan uçağın kaptan pilotuna ulaşılarak Air Traffic Control (ATC) panel üzerindeki ATC sistem switch konumunu, bulunduğu sistemden diğer sisteme set etmesi (değiştirmesi) istenmiştir. Ekip tarafından ATC Transponder switch konumu değiştirildikten sonra uçak Mode-S bilgileri Flight Radar programı üzerinden doğru biçimde görülmeye başlanmıştır. Uçak ile İstanbul inişinde telsiz ile yapılan konuşmada, uçuş esnasında ATC sistem switch konumunun ATC 2’de seçili olduğu yapılan talep üzerine switch konumunu ATC 1 konumuna alındığı teyid edilmiştir. 17 Haziran 2015 tarihinde Aviyonik Mühendislik Müdürlüğü tarafından bu uçakta uygulanması için EOB737NG-3450-005 numaralı TYE oluşturulmuş ve Üretim Planlama ve Kontrol (ÜPK) Müdürlüğü’ne gerekli planlamanın yapılması için bilgi verilmiştir. ÜPK, 17 Haziran 2015 saat 18.00’de İstanbul Hat Bakım tarafından TYE’nin uygulanması için gerekli planlamaları yapmıştır. Hat Bakım Müdürlüğü tarafından 17 Haziran 2015 tarihinde arızanın giderilmesi için yapılan çalışmalar, uçak OCC tarafından sefere verildiği için yarıda kalmıştır. EOB737NG-3450-005 numaralı TYE, İstanbul Hat Bakım Teknik Ekibi tarafından kapatılmış ve arızanın takibi için W/O: 1339861, NRC00076 numaralı NRC oluşturulmuştur. Ancak NRC’nin subject alanında “Mode-S kodunun hatalı olduğu” ya da çıkarılan TYE referans gösterilmemiş sadece MEL referansına göre ATC 2 IS INOP ifadesi kullanılmıştır. İlgili detaylar sadece LIMAS sistemine giriş yapılarak kayıt altına alınmıştır. Bu detaylar TRAX’a aktarılmamıştır. Arıza bu haliyle Hat Bakım Planlama Müdürlüğü tarafından 18 Haziran 2015 tarihinde Esenboğa İstasyonu’na planlanmıştır. “ATC 2 IS INOP” arızası için Esenboğa Hat Bakım Teknik Ekibi tarafından, kayıtta yazdığı şekilde ATC 2’nin çalışmadığı düşünülerek IFR 6000 test cihazı gerektirmeyen “Operasyonel Testler” yapılmış, ATC 2’nin çalıştığı görülerek NRC kapatılmış ve DIL kaydı kaldırılmıştır. 22 Haziran 2015 tarihinde Türk Hava Yolları Kalite Güvence Başkanlığı tarafından, 18 Haziran 2015 tarihinde Esenboğa’da “ATC 2 IS INOP” arızası kaldırılan uçağın, ATC’den farklı bir uçağa ait registration bilgisi göndererek uçmaya devam ettiği tespit edilmiş ve bu konuda Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’ye 15-THY-006 numaralı Level 2 bulgu açılmıştır. Türk Hava Yolları tarafından açılan 15-THY-006 numaralı bulgu sonucu uçak, 23 Haziran 20015 tarihinde, 1339861 iş emirli NRC 00100 “Wrong A/C Registration On #2 ATC System”, gereği İstanbul Hat Bakım Müdürlüğü tarafından bakıma alınmıştır. Bakım sırasında yapılan Wiring Check’de E1-3 shelf üzerindeki D41131J’nin #19 pininin eğildiği ve #18 hatta ait kablonun da soketinden ayrılmış olduğu tespit edilmiştir. #19’lı pinin eğilerek karşı soketine girmemesi nedeni ile “1” olması gereken değer “0” olarak değişmiş ve Mode-S kodu farklı bir uçağa ait Mode-S koduna dönüşmüştür. #18‘lı hattın ise zayıflığı nedeni ile çalışma esnasında soketinden ayrıldığı düşünülmüştür. Düzeltici işlemler uygulandıktan sonra, ATC Mode-S testleri IFR 6000 test aleti ile yapılıp her iki ATC Mode-S kodlaması normal görülmüş ve uçak faal olarak sefere verilmiştir. Aviyonik Mühendislik Müdürlüğü tarafından, MEDA’ya konu olan olayın tekrarını önlemede yardımcı olması için aşağıdaki belirtilen bilgilendirmenin CT ataması yolu ile ilgili bakım personeline atanmasının uygun olacağı değerlendirilmiştir. Düzeltici işlem • Pilot tarafından yazılan arıza kaydında; • Hatalı Mode-S kodu gösteriyor. • Yanlış Mode-S kodu veriyor. • Transponderlar farklı Mode-S kodu veriyor. • ATC Box yanlış kod gönderiyor. vb. ifadeler bulunuyorsa, IFR-6000 ya da benzeri bir test cihazı kullanılarak her iki Transponder’ın da doğru Mode-S kodunu gösterdiği kontrol edilmelidir. Bu kontrol yapılmadığı sürece arıza kaydı kapatılmamalıdır. Sistem Hakkında Genel Bilgi MEDA çalışması neticesinde aşağıdaki maddelere dikkat edilmesi gerektiği değerlendirilmektedir; Uçakta sonradan çalışacak kişilerin de eksiksiz ve doğru bilgiye sahip olabilmeleri için yapılan tüm işlemler detaylı olarak TRAX’a girilmelidir. Aynı sebepten arıza detayları hem uçak defterine (AML) hem de TRAX’a açık bir şekilde yazılmalıdır. Zaman kısıtlamasından dolayı işlerin hızlı yapılması nedeniyle sonradan ortaya çıkabilecek sorunların daha başlamadan ortadan kaldırılması için -proaktif yaklaşım- ilgili birimler arasında -Hat/Uçak Bakım ve OCC/MCC gibi- daha koordineli bir çalışma yapılmalıdır. Hatlar arasında koordinasyon eksikliği yaşanmaması için daha efektif bir iletişimin sağlanması ve takip edilmesinin; olası kazaları, prestij kaybını, bulgu ve cezaları önlemek açısından ne kadar önemli olduğu görülmektedir. • Uçaklarımızda bulunan iki adet ATC Transponder 24 bitlik hexadecimal (16 tabanlı sayı sistemi) formatta uçağa ait Mode-S Adres kodunu yayınlarlar. • Uçakta her iki ATC Transponder aynı anda çalışmaz. • Uçuş sırasında #1 ATC Transponder’ı ya da #2 ATC Transponder’ı seçmek mümkündür. • Kullanılmayan ATC Transponder Standby olarak bekler. • Her iki ATC Transponder da aynı Mode-S adres kodunu yayınlamalıdır. • Her uçağa özel Mode-S kodu ATC’lerin uçağı tanımlamasına da yardımcı olur. Dolayısıyla uçağın Mode-S kodunu doğru vermesi operasyon açısından çok önemli olarak değerlendirilebilir. • Uçakların Mode-S kodları iki yıllık periyotlarla kontrol edilmektedir. Bu çalışma hakkında daha fazla bilgi için http://meda.thyteknik.com/ adresi içerisindeki MEDA 15024 dosyasını inceleyebilir, tüm MEDA çalışmalarını incelemek için ise http://meda.thyteknik.com/ adresini ziyaret edebilirsiniz. 42 SAĞLIK REHBERİ Gribal Enfeksiyon ve Korunma Yolları Mevsim geçişlerinin bir numaralı belirtisi grip nedir, korunmak için neler yapmak gerekir, grip olduktan sonra ne yapmak gerekir… Bu soruların yanıtlarını Özel Okmeydanı Hastanesi Dahiliye Uzmanı Ertan Cevizci veriyor. 43 G ribal enfeksiyon influenza virüslerinin yol açtığı solunum yoluyla insan vücuduna girerek özellikle sonbahar sonu, kış ve ilkbahar başında salgınlara neden olan bir hastalıktır. Hastalığı genel olarak grip adı verilse de diğer virüslerin yarattığı üst solunum yolu enfeksiyonlarına da yaygın olarak grip adı verilmektedir. Grip normal şartlar altında toplumun yüzde 1’ini etkileyen bir sağlık sorunudur; toplumun yüzde 10’dan fazlasını etkilemesi ise “grip salgını” anlamına gelir. Grip, hasta kişilerin bulunduğu ortamlarda hapşırma ve öksürme yoluyla ve virüs bulaşmış ellerle temas sonrası kolaylıkla bulaşır. Enfekte olanlar enfeksiyon başlamadan 2 gün öncesinden semptomlar başladıktan 7 gün sonrasına kadar virüs yayar. Grip daha önceden bilinmesine rağmen 1918 yılında yol açtığı büyük salgınla gündeme oturmuştur. 1920’ye kadar süren salgın nedeniyle o dönemki dünya nüfusunun yüzde 5’i hayatını kaybetmiştir. Yüksek ateş, yaygın kas ağrıları ve kırgınlık ile seyreden grip, birçok kişiyi etkileyerek toplumda büyük oranda işgücü kaybına yol açabilir. Antibiyotik kullanmayın, komplikasyonlara dikkat edin! Gribal enfeksiyonlarla her mevsim karşılaşılabildiği gibi genellikle mevsim geçişlerinde, havaların soğuduğu ve nem miktarının düştüğü dönemlerde daha sık rastlanır. Grip, hasta kişilerin bulunduğu ortamlarda hapşırma ve öksürme yoluyla ve virüs bulaşmış ellerle temas sonrası kolaylıkla bulaşır. Enfekte olanlar enfeksiyon başlamadan 2 gün öncesinden semptomlar başladıktan 7 gün sonrasına kadar virüs yayar. İnaktive bir aşı olan grip aşısı her yıl sonbahar aylarında piyasaya çıkar ve formülü her yıl yenilenir. Aşı, bir önceki yıl en çok salgın yapan üç virüs türünü içerir. Grip aşısı grip olmayı önlemese de zatürree gibi ağır hastalıkları önlediği için riskli kişilere uygulanmalı; altı aydan küçük çocuklara ve hamilelere asla uygulanmamalıdır. Gribal enfeksiyonda antibiyotik kullanılmaz, kullanılsa da faydası olmaz. Ancak griple birlikte ortaya çıkan zatürre, kulak iltihabı ve bademcik iltihabı var ise antibiyotik kullanılmalıdır. Gereksiz antibiyotik kullanımı bakterilerde direnç gelişimine yol açar. Grip hastalarına verilen ilaçlar şikâyetlere yöneliktir ve hastanın genel durumunu düzeltmek amacıyla kullanılır. Hastalık süresince istirahat edilmesi, bol sıvı alınması, ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçların kullanılması tavsiye edilir, böylece şikâyetlerin kontrolü mümkündür. Gribal enfeksiyonda doğrudan virüse karşı etki eden bazı ilaçlar da vardır. Bunların grip olan herkese uygulanması yerine risk grubu yüksek hastalara verilmesi daha doğrudur. Gribin en korkulan komplikasyonu, hastalığa ilave olarak zatürree görülmesidir. Ayrıca bronşit, sinüzit, kulak iltihabı, bademcik iltihabı gibi komplikasyonlarda gelişebilir. İnaktive bir aşı olan grip aşısı her yıl sonbahar aylarında piyasaya çıkar ve formülü her yıl yenilenir. Aşı, bir önceki yıl en çok salgın yapan üç virüs türünü içerir. Grip aşılarının koruyuculuğu değişkendir. Grip aşısı grip olmayı önlemese de zatürree gibi ağır hastalıkları önlediği için riskli kişilere uygulanmalı; altı aydan küçük çocuklara ve hamilelere asla uygulanmamalıdır. Ortak belirtilere karşı çözüm muayene olmak Her yaşta görülebilen gribal enfeksiyonlar bebekler, çocuklar ve yaşlılarda daha ağır seyreder. Grip ayrıca kronik akciğer hastalığı, koroner kalp hastalığı, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği, anemi, nörolojik hastalıklar ve kanser gibi rahatsızlıkları olan kişiler için de ağır geçmektedir. Sigara kullanımı ve gebelik de gribal enfeksiyon için risk faktörleri arasındadır. Hastalık virüsün bulaşmasını takip eden 1-3 günde üşüme, titreme ani yükselen ateş, halsizlik, kırgınlık, iştahsızlık, boğaz ve baş ağrısı; yaygın kas ve eklem ağrıları, geniz akıntısı, gözlerde yanma, kızarıklık ve burun akıntısı gibi belirtilerle ortaya çıkar. Benzer belirtiler nezle, farenjit, tonsillit, sinüzit, bronşit gibi birçok solunum yolu enfeksiyonu sırasında da görülebildiğinden, belirtiler ortaya çıktığında hastanın bir hekim tarafından muayene edilmesi ve bu rahatsızlıklardan hangisine sahip olduğunun net olarak anlaşılması uygun olacaktır. Dahiliye Uzmanı Ertan Cevizci BULMACA GEÇEN SAYININ CEVABI: KADMİYUM 44 Anahtar kelimeyi [email protected] adresine gönderen talihliler arasında yapılacak çekiliş sonunda 5 kişiye 100 TL tutarında TEKNOSA hediye çeki verilecektir. Geçen sayının talihlileri YUSUF KILINÇ, NESİM KAZA, MUSTAFA GÖKÇEKUYU, ÖZCAN BÜYÜKER ve ABDURRAHMAN ALİOĞLU 100 TL tutarında TEKNOSA hediye çeki kazandı.
Benzer belgeler
THY Teknik A.Ş. - Turkish Technic
SAHİBİ
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.
Ahmet Karaman
(Genel Müdür)
YAPIM
PAZARLAMA & KURUMSAL
İLETİŞİM MÜDÜRLÜĞÜ
Savtekin Özkan Öztürk
(Pazarlama & Kurumsal İletişim Müdürü)