milli edebiyat (1911
Transkript
milli edebiyat (1911
MİLLİ EDEBİYAT (1911 – 1923) A. MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİNİN OLUŞUMU • “Milli edebiyat” adı ilk kez Genç Kalemler’de kullanılmıştır.Bu dönemlerde milliyetçilik düşüncesinden kaynaklanan yönelimin yaslandığı temel ilke “halka doğru” ilkesi olmuştur.Bu yönelime Türkçülük adı verilmiştir. 20. YÜZYIL DÜŞÜNCE AKIMLARI Batıcılık Ortaya Çıkış Nedeni: Batının teknoloji,bilim,sanat ve fen alanlarında Osmanlı’dan önde olması,Islahat hareketlerinin başlangıcına dayanır. Amacı: Batı’nın bilim-sanat,fen alanlarını örnek almak ve bu şekilde ülkenin kalkınmasını sağlamaktır. Temel Düşüncesi: Avrupa seviyesine çıkmak için batılıların yaşam ve düşüncesini örnek almak ve Batı’nın teknolojisini almaktır. Temsilcileri: İrfancılık (bilgiye dayanma) fikrini savunmuşlardır.Tevfik Fikret,Abdullah Cevdet,Celal Nuri Türkçülük Ortaya Çıkış Nedeni: Balkan savaşları sonunda Osmanlıcılık fikrinin geçerliliğini yitirmesi,Türk olmayanların Osmanlı’dan ayrılması Fransız ihtilali ile ortaya çıkan milliyetçilik fikri Amacı: Geniş bir coğrafyadaki Türkleri bir çatı altında toplamak (Turancılık).Osmanlı çatısı altındaki Türkleri bir arada tutmak Temel Düşüncesi: “Dilde,fikirde,işte birlik düşüncesi” “Halka Doğru,Yeni Mecmua,Genç Kalemler” dergileri Bu fikir doğrultusunda çıkmıştır. Temsilcileri: Şemsettin Sami,Bursalı Tahir,Ahmet Vefik (temelleri atılmıştır) Ziya Gökalp,Mehmet Emin Yurdakul,Nihal Atsız,Enver Paşa Osmanlıcılık Ortaya Çıkış Nedeni: Osmanlı Devleti’nin etnik yapısının farklı olması.Fransız ihtilali sonucu ortaya çıkan Milliyetçilik akımından etkilenilmesinin istenmemesi,ülkenin toprak kaybetmesi,iç ve dış isyanların artması Amacı: Din,dil,ırk,mezhep farkı gözetmeksizin ülkedeki bütün etnik grupları Osmanlı ulusu kabul etmek;böylece devletin menfaati doğrultusunda bir arada tutmak Temel Düşüncesi: (Bütün etnik gruplar Osmanlıdır) Osmanlı’nın eski ihtişamlı günlerine geri dönmek Temsilcileri: Jön Türk ve Yeni Osmanlılar bu fikri benimsemiştir.Ziya Paşa,Agah Efendi,Namık Kemal, Ali Suavi İslamcılık Ortaya Çıkış Nedeni: Rusya’nın Balkanlardaki “Ponislavizm” politikası,siyasi otoritenin kurulmak istenmesi Amacı: İslamiyet’in değerlerine bağlı kalmak,din çatısı altında toplaması gerektiği Temel Düşüncesi: Bütün Müslümanların kardeş olduğu ve bir çatı altında toplanması gerektiği Temsilcileri: “Sırat-ı Müstakim,Sebilü’r Reşad,Mekatib İslam” dergileri bu fikri savunmuştur.M. Akif Ersoy, Said Halim Paşa,M. Şemsettin Günaltay,Ahmet Cevdet Paşa Milli Edebiyat’ın temel Amaçları Şunlardır: 1. Dilde yalınlık (Halkın konuştuğu Türkçe) 2. Roman ve öykülerde kendi yaşamımıza dönmek,yerli konular işlemek 3. Yazı ve konuşma dilini birleştirmek 4. Şiirde aruzu bırakıp hece ölçüsünü kullanmak 5. Halk edebiyatı şiir biçimlerinden ve türlerinden yararlanmak • 1911’de Ali Canip,Ziya Gökalp ve Ömer Seyfettin’in Selanik’te çıkarmaya başladığı Genç Kalemler dergisinde dil sorunu ele alınmıştır.Sade bir Türkçe ilk kez milli bir dava olarak ele alınmıştır.Bu dergide yayımlanan “Yeni Lisan” makalesinde dil görüşleri ortaya konmuştur: 1. Türkçede kullanılan Arapça ve Farsça dil bilgisi kuralları kaldırılmalı; 2. Türkçeye girmiş Arapça sözcükler Arapça dil bilgisi değerlerine göre değil,Türkçedeki kullanışlarına göre dikkate alınmalı; 3. Arapça ve Farsça sözcükler asıllarındaki söylenişlerine değil,Türkçedeki söylenişlerine göre yazılmalı; 4. Konuşma diline girmiş Arapça ve Farsça sözcükler atılmamalı,bilimsel terimlerde Arapça kullanılmasında sakınca görülmemeli; 5. Konuşmada İstanbul ağzına uyulmalıdır. B. ÖĞRETİCİ METİNLER Makale türünde daha çok sade dil anlayışı savunulmuştur. Anı türünde Yakup Kadri çok önemli yapıtlar vermiştir. Türkçülük düşüncesi ele alınmıştır. Eleştiri alanında Ali Canip öne çıkmıştır. Öğretici metinler,oldukça sade bir dille yazılmıştır. Ziya Gökalp,Ömer Seyfettin ve Ali Canip makale türünün başarılı örneklerini vermiştir. C. COŞKU VE HEYACANI DİLE GETİREN METİNLER(Şiir) Halk şiiri savunulmuştur Koşma-mani tipi uyak örgüsü kullanılmıştır. Yarım uyak ve rediften yararlanılmıştır. Aruz ölçüsü yerine şiirimizin geleneksel ve ulusal ölçüsü sayılan “hece” benimsenmiştir. Nazım birimi olarak dörtlük esas alınmıştır:ama Batılı nazım biçimleri de kullanılmıştır. Halk edebiyatı nazım biçimlerinden yararlanılmıştır. Sade bir dil kullanılmıştır. Doğa,yurt güzellikleri,kahramanlık,Anadolu gibi konular işlenmiştir. Türkçülük düşüncesiyle hareket edilmiştir. Romantik söyleyiş hâkimdir,toplumsal konulara tam olarak değinilmemiş. “Halka doğru” ilkesi benimsenmiştir. Milli konular işlenmiştir. Milli Edebiyat dönemi şiirini üçe ayırabiliriz: 1. Saf (Öz) Şiir Anlayışını Benimseyen Şiir: Mallerme’nin “Şiir fikirlerle değil,kelimelerle yazılır.” düşüncesinden hareket etmişlerdir.Ses,ahenk,biçim ve musikiye önem vermişlerdir.Şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmışlardır.Yahya Kemal ve Ahmet Haşim bu anlayışla hareket etmiştir. 2. Halkın Yaşayışını Anlatan Şiir: Toplum için sanat anlayışından hareket ederek halkı,halkın sorunlarını sade dille anlatmışlardır.Manzum hikâyelerle bunu dile getirmeye çalışmışlardır.Mehmet Akif ve Mehmet Emin Yurdakul bu anlayışla hareket etmiştir. 3. Sade Dille ve Hece Ölçüsüyle Yazılmış Şiir: Tarihi,yerli,milli konuları sade bir dil ve hece ölçüsüyle şiirleştirmeye çalışmışlardır.Türkçülük düşüncesini benimsemişlerdir.Mehmet Emin Yurdakul,Ziya Gökalp,Beş Hececiler bu şiir anlayışını benimsemişlerdir. ŞİİRDEKİ DİĞER YÖNELİMLER Nayiler Halit Fahri,Selahattin Enis,Hakkı Tahsin,Orhan Seyfi, Yakup Salih,Hasan Sait gibi gençlerin destekledikleri bu hareket ulusal edebiyatın oluşmasını “ulusal geçmişe bağlanış”ta görür.Nayiler’in asıl belirleyicileri Yahya Kemal ve Şahabettin Süleyman’dır. Bu görüşün temelinde,Türk edebiyatının ilk dönemlerine inerek,13. yüzyılın büyük mutasavvıflarından Mevlana Celalettin Rumi ile Yunus Emre’nin şiirlerindeki içten söyleşi,coşkulu,gizemli havayı şiirlerinde yaşatmak yatar. Şiirde ölçüyü ve ahengi esas almışlardır. Şahabettin Süleyman’ın,Sefahat-ı Şiir ve Fikir dergisinde “Nayiler Yeni Bir Gençlik Karşısında” başlıklı makalesiyle tanıttığı bu topluluk,düşüncelerini ortaya koyacak yapıtlar veremeden dağılmıştır.Pek etkili olmamıştır. Nev-Yunanilik (Havza Edebiyatı) Türk edebiyatını temelinden batılılaştırmak için “Eski Yunan edebiyatını örnek almışlardır.” Eski Akdeniz uygarlığıyla ilgili olduğu için Havza Edebiyatı ya da Nev Yunanilik adını vermişlerdir. Yahya Kemal ve Yakup Kadri bu anlayışı benimsemişlerdir. Bu eğilimin örnekleri de Yahya Kemal’in “Sicilya Kızları” ve “Biblos Kadınları” adlı şiirleri ile Yakup Kadri’nin Siyah Saçlı Yabancı ile Berrak Gözlü Genç Kızın Sözleri” başlıklı yazısı ile sınırlı kalmıştır. Nev Yunanilik dönemi etkileyen Yahya Kemal’in “Siyah Saçlı Yabancı ile Berrak Gözlü Genç Kızın Sözleri” başlıklı yazısı ile sınırlı kalmıştır. Nev Yunanilik,dönemini etkileyen bir gelişme göstermemiştir. Şiirimizdeki asıl temsilcisi Salih Zeki Aktay olarak görülür. D. OLAY ÇEVRESİNDE OLUŞAN EDEBİ METİNLER 1. ANLATMAYA BAĞLI EDEBİ METİNLER (Roman ve Öykü) Yurdun her yöresinde yaşanmış olay ve kişiler ele alınmıştır.Konular kendi yaşamımızdan alınmış,bunlar çevre olarak genişlemiş,ülkenin değişik yerleri anlatılmıştır.Böylece “memleket edebiyatı” çığırı açılmıştır. Roman ve öykünün konu haritası genişlemiş,her kesimde insan özellikle köylerde ve taşrada yaşayan insanlar konu alınmıştır.Anadolu mekân olarak seçilmiştir. “Halka doğru” ilkesiyle hareket edilmiştir. Memleketi ve memleket gerçeklerini yansıtmayı amaçlayan Milli Edebiyat dönemi roman ve öyküsünün anlatımı,gözlemci gerçekçiliğe dayanır.Ömer Seyfettin,Yakup Kadri,Refik Halit,Reşat Nuri,Memduh Şevket…realizm (gerçekçilik) akımına bağlı kalmıştır.Kimileri de (Selahattin Enis,F. Celalettin Göktulga,Osman Cemal Kaygılı) natüralizm akımına bağlı kalmıştır. Bu dönem roman ve öyküsünün belirleyici bir başka özelliği de toplumsal sorunlara yönelik olmasıdır. Konuşma dili yazı diline aktarılmıştır.Cümleler Türkçenin yapısına uygun ve kısa cümlelerdir. Teknik yönden başarılı roman ve hikâyeler yazılmıştır. Kurtuluş Savaşı,Anadolu,aşk,sosyal konular işlenmiştir. 2. GÖSTERMEYE BAĞLI EDEBİ METİNLER (Tiyatro) Paris’te ünlü bir tiyatronun müdürü olan Pierre Antuan tarafından 1915’te ilk resmi tiyatro olan Darülbedayi kurulmuştur,bu tiyatronun önemi, oyuncu olmak isteyenleri yetiştirme amacı gütmesidir.Amacı bakımından aynı zamanda bir okul niteliği taşır.İlk oyun ancak 1916 yılı başında sahneye konulabilmiştir.Bu oyun Hüseyin Suat’ın Çürük Temel adlı uyarlamasıdır.Onu Halit Fahri’nin Baykuş’u izler. Bu dönemde yalnızca tiyatro yazarı olarak tanınan iki isimden biri Musahipzade Celâl,öteki de İbnürrefik Ahmet Nuri Sekizinci’dir. Bu iki oyun yazarıyla birlikte dönemin roman ve öykü yazarlarından Aka Gündüz,Reşat Nuri,Ömer Seyfettin,Halide Edip,Yakup Kadri,Mithat Cemal şairlerinden Halit Fahri,Yusuf Ziya,Faruk Nafiz sahnelenen bazı oyunlar yazmışlardır. Sahnelenen oyunların çoğu hafif komedi ve vodvil, bir kısmı manzum dramdır. Dil ve üslup doğaldır. Tiyatro teknik açıdan büyük gelişme gösterememiştir. E. MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ SANATÇILARI ÖMER SEYFETTİN (1884 – 1920) • “Genç kalemler” dergisinin ilk sayısında yayımladığı “Yeni Lisan” adlı makalesinde dil ve edebiyat ile ilgili görüşlerini açıklamıştır.Bu makaledeki görüşleri Milli Edebiyat akımının başlangıç bildirisi olarak kabul edilir. • Milli Edebiyat akımının ve çağdaş Türk öykücülüğünün öncülerindendir.Küçük hikâyeyi tamamen bağımsız bir tür haline getirmiştir. • Türk edebiyatında hikâyeciliği meslek haline getirmiştir.Edebiyatımızda hikâye türünün gelişmesinde etkili olmuştur.140 kadar hikâye yazmıştır. • Hikâyeleri genellikle beklenmedik biçimde sonuçlanır. • Edebiyatımızda, “olay” öyküsü denilen “Mauppasant Tarzı” öykünün en önemli temsilcisidir. • Realizm akımının etkisinde kalmıştır.Hikâyelerinde gözleme önem vermiştir. • Hikâye kahramanlarında psikolojik yönden bir derinlik yoktur,ruh çözümlemelerine önem vermemiştir. • Hikâyelerinde çok sade bir dil kullanmıştır.Günlük konuşma dilini kullanmıştır. Hikâyelerini konularına göre şöyle sınıflandırabiliriz: 1. Tarihi Hikâyeler.(Pembe İncili Kaftan,Başını Vermeyen Şehit,Forsa,Kızılelma Neresi,Topuz) 2. Konusunu Balkanlardan ve Çanakkale Savaşı’ndan alan hikâyeler. a. Balkanlarla ilgili olanlar (Bomba,Beyaz Lale) b. Çanakkale Savaşı (Aleko Bir Çocuk,Mefkûre) 3. Konusunu çocukluk ve gençlik anılarından aldıkları. (Kaşağı,Falaka,And,İlk Namaz) 4. Masal ve fanteziler.(Kurumuş Ağaçlar,Üç Nasihat, Yalnız Efe) 5. Günlük hayatta rastlanan olay ve kişiler. a. Bir kahraman etrafında yazdığı hikâyeler.(Efruz Bey) b. Ev içi hikâyeleri (Perili Köşk) c. Cephe gerisinin anlatıldığı hikâyeler. (Zeytin Ekmek) d. Kadın konusunu işleyen hikâyeler. (Bahar ve Kelebekler) 6. Türkçülük düşüncesini telkin etmek için yazdıkları. (Primo Türk Çocuğu,Ashab-ı Kehfimiz) 7. Mizahi hikâyeler. (Yüksek Ökçeler,Koç,Külah,Mahcupluk İmtihanı) Yapıtları Hikâye: Falaka,Yüksek Ökçeler,Bomba,Beyaz Lale,Gizli Mabet,Bahar ve Kelebekler,Yalnız Efe, Kaşağı,İlk Düşen Ak,Pembe İncili Kaftan,Harem, Yüzakı,Kurumuş Ağaçlar,Aşk Dalgası Roman: Efruz Bey (uzun öykü),Ashab-ı Kehfimiz (“içtimai roman” adını vermiştir) Şiir: Şiirler (Doğduğum Yer) Çeviri: İlayda,Kalevala ZİYA GÖKALP (1876 – 1924) • Milli edebiyatın düşünce temelini atmıştır.Aynı zamanda ilk Türk sosyologlarındandır.Sosyoloji ile ilgili önemli makaleler yazmıştır.Genç Kalemler,Türk Yurdu,Yeni Mecmua dergilerinde yazmıştır. • Genç Kalemler dergisinde yayımladığı “Turan” şiiri ile Turancılık (Bütün Türkçülük) düşüncesini benimsediğini ortaya koymuştur,bu hareketin öncüsüdür.Turancılığın Türk milletinin uzak ideali olduğunu belirtir. • “Türkçüğün Esasları” adlı yapıtında Türkçülük düşüncesini sistemleştirmiştir.Türkçülüğü dil, edebiyat ,din,iktisat,din ve siyaset alanlarındadır. • Edebiyatı ve şiiri düşüncelerini açıklamada bir araç olarak görmüştür.toplum için sanat anlayışını benimsemiştir.Lirizmden uzak bir söyleyişi vardır, daha çok didaktik şiirler yazmıştır.Masal niteliği taşıyan şiirleri vardır.Manzum destanlar da yazmıştır. • Bir dönem aruz ölçüsünü kullanmış,sonra şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmıştır.7’li,8’li ve 11’li kalıplarını kullanmıştır. • Biçim yönünden ilk zamanlar gazel,kıta gibi divan edebiyatı nazım biçimlerini;sonra halk edebiyatı nazım biçimlerini kullanmıştır. • Dile büyük önem vermiştir.Dili oldukça sadedir,söz sanatlarından uzak bir dil kullanmıştır.Batı dillerinden alınan sözcüklerin karşılığı olarak yeni sözcükler olarak yeni sözcükler bulmuştur.Türkçe karşılığı olan Arapça ve Farsça sözcüklerin atılmasının gerektiğini savunmuştur.Halk diline yerleşmiş olanları “Türkçeleşmiş Türkçe” kabul eder. Dil konusundaki düşüncelerini “Lisan” adlı şiirinde açıklamıştır. Yapıtları Şiir: Kızıl Elma,Altın Işık,Yeni Hayat Düz Yazı: Malta Mektupları,Türkçülüğün Esasları,Türkleşmek-İslamlaşmak-Muasırlaşmak, Türk Medeniyeti Tarihi,Türk Töresi,Türk Ahlakı,Makaleler(10 cilt),Terbiyenin Sosyal ve Kültürel Temelleri,Doğru Yol Ziya ↓ ışık demek → Altın ışık (gökten iner) → elma demek (İngilizcede) GökApple ↓ (Gökten 3 elma düştü) Kızıl Elma Gök-alp Türk Türkçülüğün Esasları Türkleşmek Türk Töresi Türk Medeniyeti Tarihi Türkçülük MEHMET EMİN YURDAKUL (1869-1944) • “Cenge Giderken” adlı şiirinin ilk dizesi olan “Ben bir Türk’üm dinim cinsim uludur” ona Türk Şairi ve Milli şair unvanını kazandırmıştır.Türkçülük düşüncesini benimsemiştir,ona halkçı bir nitelik kazandırmıştır. • Didaktik bir söyleyişi benimsemiştir. • Kişisel duygularına şiirlerinde yer vermemiştir. Toplum için sanat anlayışını benimsemiştir.Edebiyatı düşüncelerini aktarmada bir araç olarak görmüştür. • Bütün şiirlerini hece ölçüsüyle yazmıştır,hece ölçüsünün uzun kalıplarını kullanmıştır.Şiiri düz yazıya yaklaştırmıştır.Dörtlük geleneğinin dışına çıkarak üçer,altışar,sekizer dizeden kurulu şiirler yazmıştır.Batıdan alınan nazım biçimlerini de kullanmıştır. • Şiirlerinde kolay anlaşılır bir dil kullanmıştır. Yapıtları Şiir: Türkçe şiirler,Tan Sesleri,Turana Doğru,Ey Türk Uyan,Türk Sazı,Ordunun Destanı,Zafer Yolunda, Aydın Kızları ALİ CANİP YÖNTEM (1887 – 1967) • Önce Fecriati’de yer almış,sonra Milli Edebiyat topluluğunda yer almıştır.Aruzdan heceye geçmiştir.Sade dille şiirler yazmıştır.Yeni Lisan anlayışının savunucusu olmuştur. • Genç Kalemler dergisinin başyazarlığını yapmıştır. • Edebiyat ile ilgili incelemelerle de ilgilenmiştir.Lise edebiyat programlarının düzenlenmesinde çalışmış ve ders kitapları hazırlamıştır.Makaleleri ve edebiyat tarihçiliğiyle tanınır.Polemikçidir,Cenap Şahabettin ile edebiyat anlayışı üzerine tartışmıştır. Yapıtları Şiir: Geçtiğim yol Makale: Milli Edebiyat Meselesi ve Cenap Bey’le Münakaşalarım İnceleme: Ömer Seyfettin,Epope Antoloji: Türk Edebiyat Antolojisi Ali Canip Yöntem Yol (Hangi Yol) Geçtiğim Yol Cenap Bey’le Münakaşalarım MEHMET FUAT KÖPRÜLÜ (1890 – 1966) • Önce Fecriati’de yer almış,sonra Milli Edebiyat topluluğunda yer almıştır. • Değişik üniversitelerde profesör olarak çalışmış, dışişleri bakanlığı da yapmıştır. • Tarih ve edebiyat araştırmacısıdır.Şarkiyat,Türk medeniyeti ve kültür tarihi,Türk edebiyatı tarihi, edebi tenkit,Türk dili,dini,Türk sanat musikisi,Türk hukuk ve iktisat tarihleri…gibi alanlardaki geniş çalışmaları çeşitli kitap ve ansiklopedilerde yayımlanmıştır. • Türkçü bir tarih ve bilim görüşünden yola çıkmıştır. Türk edebiyatı ve tarihiyle ilgili ilk bilimsel çalışmaları o yapmıştır.Türk tarihinin ilk dönemlerine kadar inmiş;ilk Türk topluluklarının tarih ve edebiyatlarını incelemiştir. • Hece ölçüsüyle duygu yüklü şiirler yazmıştır. Yapıtları Araştırma - inceleme: Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar,Türk Edebiyatı Tarihi,Türk Saz Şairleri, Divan Edebiyatı Antolojisi,Türk Edebiyatı Üzerine Araştırmalar,Milli Edebiyat Cereyanının İlk Mübeşşirleri ve Divan’ı Türkî-i Basit,Türkiye Tarihi, Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu HAMDULLAH SUPHİ TANRIÖVER (1885 – 1966) • Önce Fecriati’de yer almış,sonra Milli Edebiyat topluluğunda yer almıştır.Türkçülük ve Milli Edebiyat akımlarına büyük katkıları olmuştur. • “Hitabet” ve “nutuk”larıyla tanınan bir sanatçıdır.Kurtuluş Savaşı sırasında halkı aydınlatmak için gönderildiği yerlerde hitabetin etkili örnekleri olan çalışmalar yapmıştır. Yapıtları Hitabet: Dağ Yolu Makale: Günebakan AHMET HİKMET MÜFTÜOĞLU (1870 – 1927) • Edebiyatta Servetifünun ile başlamış,daha sonra Milli edebiyat akımını benimsemiştir.Servetifünun dönemindeki yazılarında dil ağır ve süslüdür,Milli edebiyat dönemindeki yapıtlarında sade bir dil kullanılmıştır. • 1911’de Milli edebiyat döneminde Türkçülük düşüncesini benimsemiştir. • Toplum için sanat ilkesine bağlı olarak yapıtlar vermiştir. • Hikâye,roman,makale ve monolog türlerinde yapıtlar vermiştir. • “Yeğenim” adlı eseri Türk edebiyatının en ünlü ve en güzel monologlarındandır. Yapıtları Haristan ve Gülistan: (Diken ve Gül Bahçesi) Servetifünun döneminde yazdığı mensur ve öykülerinin yer aldığı eseridir.Kısa ve lirik öykülerden oluşur.Dil ağırdır.Haristan,içinde kadın bulunmayan ada;Gülistan,sadece kadınların yaşadığı adadır.Mutluluk bu iki ülkenin birleşmesidir. Çağlayanlar: 1922’de yayımlanmıştır.Milli edebiyata bağlı olarak yazdığı öyküler yer almıştır.Türk kültürünü ve milli değerleri yansıtan on altı öyküden oluşur. Gönül Hanım: Tek romanıdır.Türkçülük düşüncesi işlenmiştir. YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU (1889 – 1974) • Önce Fecriati’de yer almış,sonra Milli edebiyat topluluğunda yer almıştır.Cumhuriyet döneminde de eser vermiştir.Fecriati’den sonra Yahya Kemal ile birlikte Nev-Yunanilik akımına yönelmiştir. • Romancılığıyla öne çıkmış;hikâye,anı,mensur şiir,makale,deneme,tiyatro türlerinde de yapıt vermiştir. • Yapıtlarında güçlü bir gözleme dayanan realizm vardır.Karakterleri yansıtmada başarılıdır. • Romanlarındaki başlıca tema,Türk toplumunun yaşam tarzı ve sorunlarıdır.Romanlarında,Tanzimat döneminden Cumhuriyet dönemine kadar Türk toplumunda ortaya çıkan değişimleri konu edinmiştir.Onun romanlarından Türk toplumundaki değişiklikleri görmek mümkündür. • Türk edebiyatına tezli roman düşüncesini getirmiştir. • “Kiralık Konak”ta Tanzimat’la başlayan Batılılaşmanın Türk toplumundaki etkisi ve üç nesil arasındaki çatışmayı; “Nur Baba”da Tekkelerin toplumda neden olduğu yıkımlarını ve Bektaşi tarikatındaki bozulmaları; “Hüküm Gecesi”nde II. Meşrutiyet dönemi parti kavgalarını; “Sodom ve Gomore”de İstanbul’un işgali sırasındaki yozlaşmış toplumsal yaşamı ve kişileri,ahlaki çöküntüleri; “Yaban”da Kurtuluş Savaşı dönemi,Anadolu köylüsünün durumu ve aydın-halk çatışmasını; “Ankara”da Cumhuriyet’in ilk yılları ve kuruluş yıllarının coşkusunu; “Bir Sürgün”de II. Abdülhamit’e karşı Paris’e kaçan Jön Türkleri; “Panorama I”de Cumhuriyet’in ilanından sonraki devrimlerin topluma yansımasını; “Panorama II”de M. Kemal Atatürk’ün ölümünden sonraki yılları; “Hep O Şarkı”da Abdülaziz dönemindeki toplumsal yaşamı anlatır. Yapıtları Roman: Kiralık Konak,Nur Baba,Hüküm Gecesi, Sodom ve Gomore,Yaban,Ankara,Bir Sürgün, Panorama I,Panorama II,Hep O Şarkı Öykü: Bir Serencam,Rahmet,Milli Savaş Hikâyeleri Mensur Şiir: Erenlerin Bağından,Okun Ucundan Oyun: Nirvana Anı: Zoraki Diplomat (Elçilik anıları),Anamın Kitabı (Çocukluk anıları),Vatan Yolunda (Kurtuluş Sabvaşı anıları),Politikada 45 Yıl (Siyasi anıları),Gençlik ve Edebiyat Hatıraları Monografi: Ahmet Haşim,Atatürk Makale: İzmir’den Bursa’ya (Halide Edip,Falih Rıfkı Atay ve Mehmet Asım Us ile birlikte),Kadınlık ve Kadınlarımız,Seçme Yazılar,Ergenekon (iki cilt) Gezi: Alp Dağlarından Ve Miss Chalfrin’in Albümünden REŞAT NURİ GÜNTEKİN (1889 – 1956) • Sade bir dil kullanılmış,konuşma dilinin canlılığını yansıtmayı başarmıştır;canlı diyaloglara yer vermiştir. • Yapıtlarında yurdun çeşitli yerlerindeki olumlu olumsuz görünümleri,bozulan insani değerleri ve ahlak yapısını,yanlış Batılılaşmayı,batıl inanışları kişisel duygularıyla birleştirerek anlatmıştır. • Yapıtlarında mizah ögesi ve ince espriler de yer alır,kötü tipleri acımasızca eleştirir • Romanlarında güçlü bir gözleme dayanan realizm vardır;psikolojik tahlillerde başarılıdır. • “Yeşil Gece”de toplumdaki çalkantıları,devrimlere karşı çıkan tutucuları;softaların dini nasıl bir sömürü aracı olarak kullandıklarını ele almış;ayrıca kasaba gerçeğini anlatmıştır. “Çalıkuşu”nda İstanbullu olan Feride adlı genç bir öğretmenin Batı Anadolu’nun değişik yerlerini dolaşmasını anlatmıştır. “Yaprak Dökümü”nde Ali Rıza Bey adlı dürüst bir memuru ve onun ailesinin dağılmasını ve Batılılaşma özentisinin olumsuz sonuçlarını anlatmıştır. Yapıtları Roman: Çalıkuşu,Dudaktan Kalbe,Akşam Güneşi, Acımak,Damga,Kızılcık Dalları,Eski Hastalık,Miskinler Tekkesi,Yaprak Dökümü,Ateş Gecesi,Bir Kadın Düşmanı,Gökyüzü,Değirmen,Yeşil Gece,Olağan İşler, Gizli El,Harabelerin Çiçeği,Sönmüş Yıldızlar,Tanrı Misafiri,Kan Davası,Kavak Yelleri,Son Sığınak Hikâye: Roçild Bey,Eski Ahbap,Tanrı Misafiri,Sönmüş Yıldızlar,Leyla ile Mecnun,Olağan İşler,Nenesi Kro HALİDE EDİP ADIVAR(1884-1964) *İngiliz dili ve edebiyatı profesörüdür. Bazı eserlerini İngilizce yayımlamıştır. Milli edebiyat döneminin tanınmış ilk romancısı ve hikayecisidir. *Romanlarında gözleme önem vermiş; tasvir ve tahlilde başarılı olan sanatçının tasvirleri realist nitelikler taşır. *Karakteri bulunduğu çevreye göre konuşturur. İlk romanlarında romantik aşkları işleyen yazarın romanlarını konularına göre şöyle sınıflandırabiliriz: a)Kadının aile eşi, çocuğu ve dış çevresiyle ilişkilerini, aşk konusunu, kadın psikolojisini ele almıştır.(Heyula, raik’in Annesi, Seviye Talip, Handan, Son konseri) b)Kadının toplum hayatına siyaset ve savaş dolayısıyla aktif olarak katılışını anlatır. Kurtuluş savaşı yıllarında milli duyguları öne çıkaran, Türk milletinin varoluş mücadelesini ele alan romanlar yazmıştır.(Yeni Turan, Vurun Kahpeye, Ateşten Gömlek, Mev’ud Hüküm) *’’Yeni Turan’’da yurt sorunlarına eğilmiş, Türkçülük düşüncesini işlemiştir.’’Ateşten Gömlek’’ ve ‘’Vurun Kahpeye’’ romanlarında kurtuluş savaşını ele almıştır. ’’Sinekli Bakkal'da 2.Abdülhamit döneminin toplumsal yaşamı yansıtılmıştır.’’Handan’’da kadın psikolojisi yansıtılmıştır. *Roman: Heyula Raik’in Annesi, seviye Talip, Handan, yeni Son Eseri, Mev’ud Hüküm, Ateşten Gömlek, Vurun Kahpeye, Kalp Ağrısı, Zeyno’nun Oğlu, Sinekli Bakkal, Yolpalas Cinayeti, Tatarcık, Sonsuz Panayır, Döner Ayna, Akile Hanım Sokağı, Kerim Ustanın Oğlu, Sevda Sokağı Komedyası, Çaresaz, Hayat Parçaları REFİK HALİT KARAY(1888-1965) *Önce fecriati’de yer almış, sonra Milli Edebiyat topluluğunda yer almıştır. *Hikayeciliğin konularını genişletmiş, konularını ve çevresini Anadolu’ya taşınmıştır; memleket hikayeciliğini başlatmıştır. Anadolu insanın dünyasını ve sorunlarını işleye yazar; hikayelerinde kahraman olarak ’’Anadolu kadınları, kasaba memurları, köylüler, köy imamları’’ yer alır. *Yapıtlarında, mizah önemli yer tutar. Toplumsal eleştiriye yer vermiştir. Kişilerin kurnazlık, çıkarcılık, dürüst olmayan özellikleriyle ilgili çözümlemeler yapar, kişileri yaşadıkları sosyal çevreyle birlikte ele alır. *Konuşma dilini tüm canlılığıyla yansıtır; kıvrak ve sürükleyici bir anlatımı vardır. *’’KİRPİ’’ takma adıyla siyasal mizah yazıları yayımlamış, bunları ’’Kirpinin Dedikleri’’ adıl yapıtta toplamıştır. Bu yazılarından dolayı bir süre sürgüne gönderilmiştir. *Romanlarının çoğunda aile kavramını ele almıştır. Yapıtları: Roman: Yezidi'n Kızı, Sürgün, Nilgün, Çete, Anahtar, Bugünün Saraylısı, İstanbul'un İç Yüzü, Sonuncu Kadeh Yer Altında Dünya Var, Deli, Dişi Örümcek, İki Bin Yılın Sevgilisi, İki Cisimli Kadın, Karlı Dağdaki Ateş Öykü: Gurbet Hikayeleri, Memleket Hikayeleri Hiciv: Kirpinin Dedikleri, Guguklu Saat Anı-Deneme-Fıkra: Bir Avuç Saçma, Agop Paşanın Hatıratı, Tanıdıklarım, Ay peşinde. BEŞ HECELİLER Milli edebiyattan etkilenen Beş Hececiler milli kaynaklara dönmeyi ilke edinmişlerdir. Şiire 1.dünya savaşı milli mücadele yıllarında başlayan mütakere yıllarında şöhret kazanan edebi topluluktur. Özellikleri: *Aruzla şiire başlayan sanatçılar sonradan hece ölçüsüne geçmişlerdir. *Şiirleri, memleket sevgisi ve memleket sorunları üzerine kuruludur. Yurt güzellikleri, kahramanlık ve yiğitlik gibi konuları işlemişlerdir. *Daha çok hecenin 11’li ve 14’lü kalıplarını kullanmışlardır. *Şiirlerinde Anadolu manzaralarını, Anadolu’nun yaşayışını coşkuyla işlemişlerdir. Anadolu gerçeğini şiire sokmuşlardır. *Hece ölçüsüyle serbest müstezat yazmışlardır. *Dörtlük esasına bağlı kalan sanatçılar, yeni yeni biçimler aramışlardır. Batı kaynaklı nazım biçimlerini de kullanmışlarıdır. *Şiirleri lirikten çok didaktik nitelik taşır. *Halkın niteliklerini yeterince tanıyamadıkları için şiirleri romantik bir halkçılık anlayışından kurtulamamıştır. Gerçekçi olmak isteyen savaşın da etkisiyle duyarlılık adına gerçekçiliğini yitirmişlerdi. *Milli romantik özellikleri taşırlar. Şiirlerinde milliyetçilik ve Türkçülük düşüncesini işlemişlerdir. *Kafiyeler genellikle kulan içindir. *Taklitten yola çıktıkları için şiirleri derinlikten yoksundur. Farklı şairlerin şiirleri birbirini andırır. Temsilcileri: Orhan Seyfi Orhon Faruk Nafiz Çamlıbel Halit Fahri Ozansoy Enis Behiç Koryürek Yusuf Ziya Ortaç FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL(1887-1973) *Beş Hececilerin en genç ve en başarılı şairidir. Şiiri 1.Dünya savaşı yıllarında aruzla başlamış, daha sonra hece ölçüsüyle yazmaya başlamıştır. Her iki ölçüyü de ustalıkla kullanmıştır. *Lirik şiirleriyle tanınmıştır, coşkun bir lirizm aşk şiirleri yazmıştır. Epik şiirler de yazmıştır. Şiirlerinde aşk, tabiat, kahramanlık, ölüm, yiğitlik, ihtiras, Anadolu ve memleket sevgisini işlemiştir. Daha çok bireysel konuları ele almıştır. Şiiri batı etkisinde ve toplumsal sorunlara kapalıdır. *Halk edebiyatı geleneğinden yararlanırken folkloru da kullanmıştır. *’’Akbaba’’ dergisinden ‘’Çamdeviren’’ ve ‘’Deli Ozan’’ takma adlarıyla mizahı şiirler de yazmıştır. *Behçet Kemal Çağlar ile birlikte yazdığı ‘’Onuncu Yıl Marşı’’ Cemal Reşit Bey tarafından bestelenmiştir. *’’Sanat’’ adlı şiiri memleketçi şiirin ilk bilinçli bildirisidir. Memleket edebiyatının felsefesini ortaya koymuştur. ‘’Han Duvarları’’ adlı şiirinde Anadolu’yu gerçekçi bir biçimde anlatmıştır. ‘’Bozgun’’ şiirini yayımlayarak milli vicdanın sesini şiirin içi kilimine taşır. Yapıtları Şiir: Şarkın Sultanları, Gönülden Gönüle, Dinle Neyden, Çoban Çeşmesi, Bir Ömür Böyle Geçti. Suda Halkaları, Zindan Duvarları, Tatlı Sert (mizahı), Elimle Seçtiklerim, Akıncı Türküleri, Heyecan ve Sükûn, Akar su Tiyatro: Canavar, Akın, Özyurt, Kahraman, Yayla Kartalı Roman: Yıldız Yağmuru YUSUF ZİYA ORTAÇ (1895-1967) *Şiire aruzla başlamış, Ziya Gökalp’in etkisiyle hece ölçüsüne başlamıştır. Aşk, sevgi, deniz, mehtaplar şiirlerindeki başlıca temalardır. *Yergi yeteneğini 1922’de çıkardığı ’’Akbada’’adlı mizah dergisinde göstermiştir. Akbada dergisinde akıcı ve yalın bir dille yazdığı fıkralarında siyasal mizahın örneklerini vermiştir. *Mizah konulu şiir ve yazılarını ‘’çimdik’’ imzasıyla yayımlanmıştır. *’’Binnaz’’ adlı oyunu edebiyatımızda hece ölçüsüyle yazılmış ilk başarılı manzum piyestir. YAPITLARI Şiir: Akından Akına, Cenk Ufukları, Kuş Cıvıltıları, Aşıklar Yolu , Yanardağ, Bir Selvi Gölgesi Tiyatro: Binnaz, Kördüğüm, Nikahta Keramet Anı: Portreler (edebiyat/basın yayın anıları), Bizim Yokuş(gazetecilik anıları) Gezi: Göz Ucuyla Avrupa Fıkra: Beşik, Ocak, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, Gün Doğmadan HALİT FAHRİ OZANSOY(1891-1971) *Edebiyatı yaşamının ilk yıllarında’’Nayiler’’ hareketi içinde yer almıştır. *’’Aruza Veda’’ adlı şiiriyle ölçüsünü bırakıp heceye girmiştir. *Şiirlerinde genellikle egzotik sahnelere, hüzün ve melankoli gibi bireysel duygulara, aşk ve kadın temalarına sıkça yer vermiştir. Daha çok karamsar duyguları işleyen sanatçı sevgi, ölüm, özlem konularını da işlemiştir. Yapıtları: Şiir: Sonsuza Gecelerin Ötesinde, Sulara Dalan Gözler, Gülistanlar Harabeler, Bulutlara Yakın, Balkonda Saatler, Hep Onun İçin, Rüya, Paravan, Efsaneler, Cenk Duyguları, Zakkum Roman: Sulara Giden Köprü, Aşıklar Yolunun Yolcuları Tiyatro: Baykuş(aruzla), ilk şair(aruzla), Sönen Kandiller (heceyle), Nedim(heceyle), On Yılın Destanı, Hayalet Bir Dolap Dönüyor Anı: Edebiyatçılar Geçiyor, Eski İstanbul Ramazanları, Darülbedayi Devrinin Eski Günlerinde, Edebiyatçılar Çevremde ORHAN SEYFİ ORHON(1890-1972) *Edebiyat öğretmenliği ve gazetecilik yapmış, birçok edebiyat dergisi çıkarmıştır. Hıyaban, papağan, edebiyat gazetesi, aydabir, çınaraltı bu dergiler arasındadır. *İlk şiirlerinde aruz ölçüsünü kullanmış, Milli edebiyat akımının etkisiyle hece ölçüsünü kullanmaya başlamıştır. Divan şiiri kalıplarını hece ölçüsüne uyarlayarak yazdığı gazel benzeri şiirleri vardır. *’’Fırtına ve Kar’’ adlı serbest müstezat biçimindeki uzun şiiri ile tanınmıştır. *Milli duyguları işlemiştir; ama daha çok bireysel konuları işlemiştir. Aşk, deniz, sevgi gibi konuları işlemiştir. Bu nedenle Yusuf Ziya ile birlikte kadın şairi olarak anılmıştır. Bazı şiirlerinde ‘’oyun’’ ve fantezi hakimdir. *Birçok şiiri bestelenmiştir. Veda ve diyorlar bunun en güzel örnekleridir. Yapıtları: Şiir: Fırtına ve Kar, Gönülden Sesler, Kervan, O Beyaz Bir Kuştu, İşte Sevdiğim Dünya, Peri Kızı İle Çoban Hikayesi Roman: Çocuk Adam Makale: Dün-Bugün-Yarın Fıkra: Kulaktan Kulağa Mizah-Hiciv Hikayeleri: Asri kerem, Düğün Gecesi ENİS BEHİÇ KORYÜREK(1892-1949) *İlk şiirlerini aruzla yazmış, daha sonra hece ölçüsünü, sade dili benimsemiştir. Duraklarda yaptığı değişikliklerde güçlü bir ahenk oluşturmuştur. Aynı şiirde çeşitli hece kalıplarını kullanmıştır. Hece ölçüsündeki kalıpların yapısında değişiklikler ile serbest ölçüye geçiş denemeleri yapmıştır. *En ünlü şiirleri milli heyecanlarla yüklü, epik şiirleridir. Türk denizciliğini destanlaştıran şair olarak tanınmıştır. Konularını deniz savaşlarından alan eski korsan hikayelerini genel başlığı altında topladığı manzum hikayeleriyle tanınmıştır. *1946’dan sonra tasavvufi şiirler yazmış, mistik konulara yönelmiştir. Yapıtları: Şiir: Miras, Varidat-ı Süleyman, Güneşin Ölümü BAĞIMSIZ SANATÇILAR YAHYA KEMAL BEYATLI(1884-1958) *Asıl adı Ahmet Agah’tır. Şiirleri Milli edebiyat akımına uymaz, makale ve konferanslarında bu akımı desteklemiştir. *Bir dönem Nev-Yunanilik akımından etkilenmiştir. *Türk tarihi ve kültürü ile Akdeniz havzası kültürü arasında ilişki kurmaya çalışmıştır. Bu düşüncesinden kısa sürede vazgeçmiştir. Sonra Türk tarih ve medeniyetinin Anadolu’da oluştuğu düşüncesini savunmuştur. Şiirlerinin ana temalarından biri, Osmanlı Devletinin tarihi ve medeniyetidir. Şiirlerinde Osmanlıya olan hayranlığını yansıtmıştır. *Neoklasisizm akımının etkisinde kalmıştır. Geçmiş değerlere bağlı, kendine özgü bir şiir oluşturmuştur. Eski şiiri tekrar yaşatmış bir şairdir. Çağdaş batı şiiriyle eski Türk şiirinin birleşimini sağlamıştır. Divan şiirini çağdaş yorum vermiştir. Şarkı, rubai, murabba, gazel gibi nazım biçimlerinin yanında Batılı nazım biçimlerini de kullanmıştır. *’’ok’’ şiiri dışındaki bütün şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır. OK hece ölçüsüyle yazdığı tek şiiridir. Aruz ölçüsünü Türk aruzu haline getiren şairlerdendir. Aruz ölçüsünü başarıyla Türkçeye uygulamıştır. *Saf(öz) şiir anlayışının temsilcilerinden biridir. Şiir ile düz yazının tamamen birbirinden farklı olduğunu düşünmüştür. Nazmı nesinden uzaklaştırmıştır. *şiirlerinde biçim mükemmelliği vardır. Şiirlerinde dil ve üsluba önem vermiştir. Dil işçiliğine önem vermiştir. En uygun sözcüğü bulana kadar şiiri bitmiş kabul etmez. Sözcüklerin yerli yerinde kullanılmasına özen göstermiştir. ‘’Türkçe ağzımda annemin sütüdür’’ diyen şair şiirlerinde konuşulan Türkçeyi başarıyla kullanmıştır. Eski tarzdaki şiirlerinde dil biraz ağırdır. *Şiirlerinde parnasizm akımının etkileri vardır. *Ahenk, ölçü ve uyağa büyük önem vermiştir. Şiiri musikiden başka bir musiki sayan şair, musikiye verdiği önemle sembolistlere yakındır; ancak anlam açıklığı yönüyle onlardan ayrılır. *Toplumsal konulara yer vermemiştir, daha çok lirik şiirleriyle tanınmıştır. Aşk, lirizm, ölüm kaygısı, sonsuzluğa ulaşma duygusu gibi temaları şiirlerinde işlemiştir, lirik şiirlerinin yanında epik şiirler yazmıştır. ‘’Akıncı’’, ‘’ Mohaç Türküsü’’ gibi şiirlerinde kahramanlık konusunu işlemiştir. ‘’sessiz gemi’’ şiiri ünlüdür. *İstanbul’un doğa güzelliklerini yansıtan şair olarak tanınmıştır. ’’İstanbul şairi’’ olarak tanınmıştır. ‘’İstanbul şairi’’ olarak tanınmıştır. İstanbul'un semtleri şiirlerinin adı olmuştur. *İstanbul’un doğa güzelliklerini yansıtan şair olarak tanınmıştır. ‘’İstanbul şairi’’ olarak tanınmıştır. İstanbul’un semtleri şiirlerinin adı olmuştur. Yapıtları: Şiir: Kendi Gök Kubbemiz(yeni nazım biçimleriyle ve sade Türkçeyle yazdığı şiirleri yer alır), Eski Şiirin Rüzgarlarıyla(eski nazım biçimleriyle yazdığı şiirleri yer alır), Rubailer ve Rubailerini Türkçe Söyleyiş, Bitmemiş Şiirler Deneme: Aziz İstanbul, Eğil dağlar(İstiklal Savaşı ile ilgili yazıları yer alır), Edebiyata Dair(sanat ve edebiyat yazıları yer alır), Tarih Musahabeleri Biyografi: Siyasi ve Edebi Portreler MEHMET AKİF ERSOY(1873-1936) *Herhangi bir edebi topluluğa katılmamıştır. *İstiklal Marşı’nın şairidir. İstiklal Marşı’nı Safahat’a almamış, kahraman Türk ordusuna armağan etmiştir. Bu şiiri 19217de Milli Eğitim Bakanlığının açtığı yarışmada yazmıştır. *Toplum için sanat anlayışını benimsemiştir. Şiirlerinde toplum yaşantısını tüm yönleriyle anlatmıştır. İstanbul’un yoksul yaşantısını ve yoksulluklarını anlatır. Şiirlerinde yoksullara açıma duygusu vardır. Cehalet, ahlaksızlık, taklitçilik, taassup, fakirlik, inançsızlık, köksüzlük… şiirlerindeki başlıca konulardır. *Şiirlerinde dini lirizm vardır, bunun kaynağı İslam dinidir. *Şiirlerinde konuşma dilini bütün canlılığıyla kullanmış bazen ağır bir dil kullanmıştır. *Nazmı nesre yaklaştırmada oldukça başarılıdır. *Şiirlerinde aruz ölçüsünü Türkçeye oldukça başarılı bir şekilde uygulamıştır. Bütün şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır. *Divan edebiyatı nazım biçimlerini, özellikle de mesnevi nazım biçimini kullanmıştır. *Lirik-Epik özelliği gösteren şiirleriyle tanınmıştır. ‘’Çanakkale Şehitlerine’’, ‘’İstiklal Marşı’’, ‘’Bülbül’’ Lirik-Epik özellik gösteren önemli şiirlerdir. Didaktik nitelik taşıyan şiirleri de vardır. *Manzum hikaye türünde önemli eserleri vardır. ’’Seyfi Baba’’, ‘’Küfe’’, ‘’Mahalle Kahvesi’’, ‘’Meyhane’’, ‘’Hasta’’ önemli manzum hikayelerdir. Bu şiirlerde toplum yaşamını bütün canlılığı ile anlatmıştır. *Teyfik Fikret ile din ve medeniyet konusunda tartışmaya girmiştir. Fikret’in ‘’Haluk’’ karakterine karşı özlediği gençliği ‘’Asım’’ da simgelemiştir. *İslamcılık akımını benimsemiştir. Batılılaşmaya ve Türkçülük akımına karşıdır. *Şiirlerinin yanı sıra Arapça, Farsça ve Fransızcadan çevirilerde yapmıştır. *’’Sırat-ı Müstakim’’ ve ‘’Sebilü’r-Reşat’’ adlı dini dergilerde şiirler, makaleler yayımlamıştır. *Türk şiirine gerçek realizm getirmiştir. İyi bir gözlemcidir. Yapıtları: Safahat: Şiirlerini bu yapıtta toplamıştır. Safahat yedi bölümden oluşur; 1)Safahat(1911):Osmanlı toplumunun meşrutiyet yıllarındaki durumunu anlatır. 2)Süleymaniye Kürsüsünde: Osmanlı aydınları ile halk arasındaki ilişkiyi gözler önüne serer. 3)Hakkın Sesleri(1913): Her şiirin başında bir ayet vardır. Bu ayetler o zamanın toplumsal ve siyasi olaylarını aydınlatır. 4)Fatih Kürsüsünde(1914): Yeni kuşaklara mücadele ve çalışma ruhu kazandırmayı amaçlayan düşünceler yer alır. 5)Hatıralar(1917): Her şiirini başında bir hadis yer alır. İslam birliği ülküsü vurgulanır. 6)Asım(1924): 1.dünya savaşından tablolar yer alır. İdeal gençlik tipini ortaya koyar. 7)Gölgeler(1933): Dini şiirler ve dörtlükler vardır. RIZA TEVFİK BÖLÜKBAŞI(1867-1949) *Batı felsefesinin Türkiye’de tanınması için çalışmıştır. Darül fünun’da felsefe dersleri vermiştir. ‘’Feylesof Rıza’’ olarak tanınmıştır. *Halk şiiri tarzında yazdığı şiirleriyle tanınan şair, heceye dönüşen öncülüğünü yapmış; aşık ve tekke şiirinin kaynaklarından yararlanmıştır. Yapıtları: Şiir: Serab-ı Ömrüm Düz yazı: Felsefe dersleri, Mufassal Kamus-ı felsefe, Abdul Hak Hamit ve Mülahazat-ı felsefiyesi Çeviri: Ömer Hayyam ve Rubaileri EBU BEKİR HAZIM TEPEYRAN(1864-1946) *Köy gerçeğini ele aldığı ‘’Küçük Paşa’’ adlı romanıyla tanınır; bu romanı ikinci köy romanıdır. Yapıtları: Roman: Küçük Paşa, Hikaye: Eski Şeyler Anı: Canlı Tarihler Otoiyografi: Zalimane Bir İdam Hükmü NEYZEN TEYFİK(1879-1953) *Soyadı kolaylıdır. 20.yüzyılın önde gelen hiciv şairlerindendir. Sözünü sakınmaz beğenmediği kişilerin hicveder. Musiki ile içli dışlı olmasına rağmen hicivleri zaman zaman kabalaşır. Hicivlerinde sosyal yergi her zaman kendini hissettirir. Yapıtları: Azabı-ı Mukaddes, Hiç
Benzer belgeler
11.sınıf milli edb.şiir anlayışı ve şairleri
• Kişisel duygularına şiirlerinde yer vermemiştir.
Toplum için sanat anlayışını
benimsemiştir.Edebiyatı düşüncelerini aktarmada
bir araç olarak görmüştür.