dosyayı indir
Transkript
dosyayı indir
■ GUNDEM Do£. Dr. Soner Giindiizöz Ondokuz Mayis Üniv. Ilahiyat Fak. Uzak ufuklara oldugu kadar if diinyamiza yaptigimiz manevi bir yolculuk: Hac T Rablerinin emirlerine boyun e¤mifl bir halde manevi seyrüseferlerine devam ettiklerinde, uzaklar yak›n olur, gurbet vuslata döner... Manevi seyrüsefer, ilahi güzelliklerin peflindeki yolculuktur. Kirlerden ar›nma yolculu¤udur bu. Günlük ko§u§turmalann yorgunlugu bizleri zaman zaman kalbT güzelliklerin ne§vesinden kopanr ya! Bu yüzden hayati hep ‘iginde bulundugumuz kadar’ saninz. Hayat elbette iginde bulundugumuz §eydir. Fakat ondan daha fazlasi da var. Günde be§ vakit kildigimiz namazlar bize hayatin o fazla yanini hatirlatir. Bize ufuk gizgisinin btesinde de bir dünya oldugunu sdyler secdeler ve rükûlar... Öteleri hatirlatan bir §eyler olmasa veya §uhûd âleminin ve kâinatin “Bir olan”a tanikligini fark edemesek, hayatin yorgunlugu gdnül yorgunlugu olur bize... Öyleyse bir enerji gerek ruhlara... Ancak bu enerjiyle ruhlar güglenecek, gbnüller §enlenecektir. Yeter ki ruhlar, kayitlardan ve baglardan kurtularak ufka dogru yol bulsun. KASIM 2010 4 Ufka yürümek ufuk gizgisini a§mayi gaye edinir. Maddi karanligin met cezirlerini a§arak dte dünya güzelligini elde etme arzusunda olan müminler, Rablerinin emirlerine boyun egmi§ bir halde manevi seyrüseferlerine devam ettiklerinde, uzaklar yakin olur, gurbet vuslata ddner... Manevi seyrüsefer, ilahi güzelliklerin pe§indeki yolculuktur. Kirlerden annma yolculugudur bu. Uykudan i§iga uyanmaktir, Zümrüdüanka’nin güne§e kanat agmasidir, bir silkelenme ve kendine geli§tir... Ve nihayet yaya olarak ya da uzak yollardan yorgun develer üzerinde gelenlerin yolculugudur bu... insanlar arasinda hacci ilan et ki, gerek yaya olarak, gerek uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler, gelsinler ki, kendilerine ait SAYI: 239 Gündem Hac ummana acilmaktir, günahlardan kararan kalpleri bembeyaz kar sularma batirmaktir. Beyaz ihramlarla ku§atilmi§ bedenler gibi hayata beyaz bir sayfa açmaktir. birtakim menfaatlere §ahit olsunlar (...) Sonra kirlerini gidersinler, adaklanni yerine getirsinler ve Beyt-i Atik’i (Kâbe’yi) tavat etsinler.” (Hac, 27-29) ilahi sdzünün bir tahakkukudur bu yolculuk... hasi olan ruhlar, dzgürlük ister, kalplerden yol bulmak, maveraya ula§mak arzusundadir onlar... Dar kaliplara gelemez ki ruhlar! Ruhlar ummana agilmak ister. Kdpük kdpük dalgalar sadece ummanlarda olur. Koskoca bir umman daracik bir testiye nasil sigsin? Kildiklan namazlarla kullugun miracina yol arayan müminler, simdi de rotalanni Beyt-i Atik’e gevirmis, meleklerin arsin gblgesinde vecd ile yaptiklan zikre katilmislardir. Belki de daha dogru tammlama, meleklerin, müminlerin Beytullah'taki tavatlanna ortak olmalandir. Hac ummana agilmaktir, günahlardan kararan kalpleri bembeyaz kar sularma batirmaktir. Beyaz ihramlarla kusatilmis bedenler gibi hayata beyaz bir sayfa agmaktir. Hac “...Yolculuguna gücü yetenlerin haccetmesi Allah’in insanlar üzerinde bir hakkidir.” (Ai-i imran, 97.) ayeti tecelli ederek milyonlarca insanin kutsal topraklarda toplanmasidir. Bu alelâde bir toplanma degildir elbet... Ruhlar, elest bezmini hatirlar orada. Perdeler kalkar gdzlerden. Mah§er kopup gelir zaman gizgisinden... Bu manevi yolculuga Kâbe kurulali beri insanlik muhtagtir. Simdi bizler bundan hig azade degiliz... Kursun gibi agir bir havada nefes almaktir yasadigimiz hayat... Puslu vadide ufuk gizgisini kaybetmis, yorgun gdzlerin karanliga teslim olmasidir hayat... Hayat, gürültü, patirtinin hirslarla yogrulmasidir belki de... Sonra igine biraz endise, biraz 6tke katilmasidir, kim bilir... Hacda beyaz ihramlann iginde milyonlarca insan, kabirlerden mahser yerine akan insanligi temsil eder. Hac, elest bezmi ve mahseri beraber kucaklar her yil. Zamanin iki ucu Beytullah’ta her yil yeniden dürülür. Hac, dünya ile ahireti mezceder, hac mevsiminde gdkyüzü ve yer birle§ir... Bütün kâinat oradadir o mevsim... Kâinat ve Melekût, Beytullah’in, Aratat’in, Mina’nin ve Müzdelite’nin yanindadir. “Daglar, taslar müminlerin telbiyelerine Bir taraftan makinelerin, manivela kollannin, bocurgatlann ve kocaman garklann yuvalannda ddnmesini saglayan katranimsi gres yaglarimn agirlasmis kokusu, diger kimyasallann kokusuyla birle§ip genizlerimizi yakar, dte yandan kizgin, alev alev ocaklarda hayatin maddi yani, acimasizca ruhlarimizi daglar... Ve gün gelir, mekanikle§mi§ dünyada bir o kadar otomatikle§mi§ bedenler, tatli meltemlere kapilip menek§e yapraklannda tüllenen kelebek kanatlanndaki zarateti artik tark edemez olur. Eyvah! Bu en acinasi haldir. Qunkü artik kalp yoktur, kaliplar vardir. Oysaki yaratanin net- KASIM 2010 ortaktir.” (Bkz. Tirmizi, Hac, 14.) Telbiyeleri gdklere yükselten gdnüllerdeki iman ile birlikte biraz da sürur ve seving duygusudur. Allah Rasulü’nün, “Kim Allah igin hac eder, kdtü sdz ve davramslardan ve Allah’a kar§i gelmekten uzak 5 SAYI: 239 Gündem durursa, (kul hakki harig) annesinin onu dogurdugu gün gibi (günahlarindan annmis olarak hacdan) dbner.” (Buhari, Hac, 4.) müjdesi sürur olur gönüllere... Hac, sembollerle yüklü bir anlafim diline, hikmefi gok ybnlü bir menasike ve din dilini en iyi sekilde ifade eden bir alegoriye sahipfir. Hac, seyfamn aldafma ve igvasina karsi bir reddedi§fir. O, nefse karsi yürufulen bir cihaf, insanin beden ve mefanin agirligindan kurtularak hafiflemesidir. Hac, insanin ihrama bürünmek surefiyle, diriyken blümü tafmasi, buna mukabil ukba He hayaf bulmasimn karsilikli bir anlam brgüsü olu§furdugu bir ibadeffir. Bu ibadefin her asamasi, dogrudan, insan ruhunda farkli kapilar aralayan deruni bir yapiya, hikmefli bir boyufa aiffir. Bundan dolayi hac, yogunlasfinlmis bir egifim programi, konsanfre bir nefis terbiyesidir. Rüknü Yemani’de “Rabbena afina ve Rabbenagfirli” dualanyla âlemlerin Rabbinden magfiref aranir... Hacerül’-Esved hizasinda “Bismillahi Allahü ekber!” sesleri yükselir, Allah’a teslim olusun mührü vurulur ruhlara... Kâbe etrafinda tavaf her seyin O’na rücu edecegini, dbnüsun yalniz O’na oldugunu anlatir. Ve her dbnüs, “külICi men aleyha fân” hakikatini, blümün bir yok olma degil, yeniden dirilme oldugu gergegiyle ogretir insanliga... Mes’a'da Hacer’in ismail’ine, bir annenin yavrusuna merhameti hatirlanirken, nefis terbiyesinden geger müminler... Merhametin cisimlesmesidir say... Annenin evladina olan sevgisi ve Allah’in garesizlerin yaninda olusunun resmidir. insanin hayat dbngüsünde kosfurma aninin Safa ve Merve arasinda yeniden resmedilisidir, sa’y... insanin bu dünyada yalniz olmadigimn anlatimidir o. Sa’y, garesiz kalindiginda ve karanliklann ardi ardina sbkün effigi bir anda kulun Allah’a ilticasidir. Hz. Musa’yi Firavun’un bnünden Kizil Denizi yararak gekip alan, Hz. ibrahim’i, afesi berd-i selâm yaparak kurtaran, Nuh aleyhisselâm’i tufan sulannin üzerinden Cûdi’de necata ulasfiran, Yunus Peygamber’i Ninova’dan alarak, bir baligin karninda yaktin agacimn gblgesine fasiyan Allah, ismail Peygamber’in ayaklannin dibinden su pinarlanni cosfurmaz miydi? Öyleyse sa’y ümifsizlige bir reddiyedir, garesizlige bir meydan okumadir. inananlann Safa ve Merve arasindaki yürüyüsu, kulun korku ve Omit arasindaki hareketini, mahviyet duygusuna dogru bir tahawul ve dbnü§türme eylemidir. Hac, bbylesi yogun ibadef He yeniden bir dirilis olmakla birlikfe, asla bir dünyadan kopu§ ve uzlef degildir. “(Hac mevsiminde ficaref yaparak) Rabbinizin lufuf ve keremini isfemekfe size bir günah yokfur. Arafaf'fan ayrilip (sel gibi Müzdelife’ye) akin effiginizde Me§'ar-i Haram’da Allah’i zikredin. Onu, size gbsferdigi gibi zikredin. Dogrusu siz, O’nun yol gbsfermesinden önce yolunu §a§irmi§lardan idiniz.” (Bakara, 198.) ayefi, ifade ettigi diger manalarla birlikfe bu hususa da bir gbndermede bulunmakfadir. Hac menasiki, hac mesairi ve hac mahallerinin her birinin ayri ayri insan ruhunda birakfigi izler, nefsin terbiye edilmesinde gok efkilidir. Bu gergevede Arafaf vakfesinin kisinin kendi ig benligine dbnerek hayafini sorgulamasi, haffa fum insanlik üzerine düsunmesi bakimindan ayri bir bnemi vardir. Dualann makbul oldugu bir yerde ve dualann makbul oldugu bir zaman diliminde yani zaman ve mekân nokfasinda Rabbe ilficanin en uygun oldugu bir durumda insan, ibadef, zikir, fefekkür ve fbvbe pofasi iginde farkli bir ige dbnüs fecrübesi yasayarak Arafaf'fa marifefullah boyufunda manevT bir beslenme yasar. Rabbin huzurunda durarak, fazarru ve yakanslarla gegmi§ günahlanna fbvbe eden insan, adefa yeniden dogdugunu, Arafaf'a gikmak surefiyle sanki gegmisfeki hafalann agirligindan siynlarak yeni bir boyufa dogru yükseldigini hisseder. Bu psikolojik hâl daha sonra Müzdelife ve Mina haffi dogrulfusunda ba§ka psikolojik kazanimlarla devam edecekfir. Allah Rasulü’nün dilinde, “Seytan taslamak ve Safa He Merve arasinda sa’y yapmak sadece Allah’i anmak igin emredilmi§ bir ibadeffir.” (Tirmizi, Hac; 64.) Onun igindir ki, hac en canli bir sekilde maddefen ve bedenen Allah’i anmadir. Hac bir zikrullah olarak, bir bakima madde planindan mana iklimine boyuf degisfirme olayidir. “Allah; Kâbe’yi, o saygideger evi, haram ayi hac kurbanini ve (bu kurbanlara fakili) gerdanliklan insanlar(in din ve dünyalan) igin ayakta kalma (ve canlanma) sebebi kilmisfir.” (Mâide, 97.) ayefinden mülhem olarak hac, topyekûn bufun müminler igin bir §ahlanma, gbnüllerin in§irah bularak enfüsfen afaka dogru geni§lemesidir. Hac, yafay ve dikey boyuflarin bir zaman ve bir mekânda sifirlanmasi ve adefa zembereginden bo§almi§ bir saafin, ilahi mecraya sokulmak üzere yeniden ayarlanmasi hâlidir. KASIM 2010 Marifefullah He ruhlann irfanT bir boyuf kazandigi, bilgi ve hikmefin rengine boyandigi Arafaf bblgesinden, bu sefer Müzdelife veya Mes'ari Harâm’a dogru bir seyir baslar. Kur’an, “Arafaf'fan kalabaliklar hâlinde dalga dalga indiginizde Mes'ar-i Haram'da Allah'i anin." mealindeki ayefle (Bakara ,198.) buna isaref efmekfedir. Me§'ari Haram ve Müzdelife vakfesi alelade bir durus degildir. O, rabbin 6 SAYI: 239 Gündem emri ile artik Arafat’taki bilgi ve hikmet boyutundan suur boyutuna gegistir. Bu, kul olmanin, emanetin omuzlarda ta§indigmin bilincine varma hâlidir. Nihayet bilgi ve biling boyutu asilmis, idealler boyutuna varma zamani gelmistir. kar§i gelmekten sakinmasindan)dir.” (Hac, 32.) sbzünde itadesini bulan “kalplerin takvasi” bbylece en yüksek bir ideal olarak gergeklestirilmeye galisilmistir. Bu manevi annma mevsiminde hac ibadeti eda edilirken insan, gbnüller sultanina derin bir i§tiyak ile kavusmak ister. Bu nedenle, haccin mesairinin her yerinde netesini hissettigi Allah Rasulü’nün mübarek kabrini ziyaret etmek herkesin arzusudur. Allah Rasulü’nün, “Yeryüzünde ibadet igin sadece üg mescidin yoluna dü§ulür: ‘(Mekke’deki) Mescid-i Haram/Kâbe, (Medine’deki) Peygamber Mescidi ve (Kudüs’teki) Mescid-i Aksa.” (Buhari, Fadiu's-saiât, 1.) sözü hac yolcusunun bir reteransi olur. Mina dünyevi kaygilann, yerini ufkun btesindeki ideallere biraktigi yerdir. Artik Mina’da, en yüksek ideal olan Allah’in nzasini kazanma gayreti kendisini agiga vurur. Burada insan gogunlukla “Rabbim neylerse güzel eyler” anlayisimn hâkim oldugu bir ruh hâleti yasar. Bu psikolojik durum tevekkül ve sabir ile beslenerek kulun kendi hayatina §ahitlik etme ve Rabbinin onun igin hazirladigi seye boyun egme noktasinda ilâhi mükatatlarla taglanir. Tipki “Nihayet her ikisi de (Allah’in emrine) boyun egip, ibrahim de onu (bogazlamak igin) yüz üstü yere yatinnca ona, sbyle seslendik: “Ey ibrahim!” Gbrdügün rüyanin hükmünü yerine getirdin. §uphesiz biz iyilik yapanlan bbyle mükatatlandirinz. §uphesiz bu apagik bir imtihandir” (Saffât, 103-106.) ayetindeki anlatima konu olan ibrahim ve ismail Peygamberler gibi insan, en dar zamanda bile Allah’in kendi yardimina erisecegi idrakine vanr. Allah Rasulünü bizzat selamlayan insan, hikmet ummaninda bilgi, biling ve idealin tadina varmis, hac ibadetinin manevi kalibi iginde olgunlastigim ve bu durumun hayati boyunca devam etmesi igin elinden geleni yapmasi gerektigini anlamistir. Qunkü dünya ve ahiret mutlulugu igin ihtiyag duydugu §ey; kisa, takat anlamli olan bu mukaddes yolculugun hikmet dolu ibadetlerinde saklidir. Bu derinlik igerisinde hacda elde edilmis manevi hâl, hakki verildigi takdirde insana hayati boyunca yeni idrak kapilan agacak ve sikistigi her anda, Allah’in ona sah damanndan daha yakin oldugunu hatirlatacaktir. O hâlde hac, kalp ve aksiyon ybnü bulunan manevi bir annma, ige dbnme ve bir tefekkür olayi, tiziksel oldugu kadar, deruni psikolojik ybnü olan bir ibadettir. Bu ibadetin ayri birer veghesini olusturan Beytullah, Aratat, Sata, Merve, Müzdelite, Me§'ari Haram ve Mina, ayri ayri tevhit, irfan, tevekkül, kulluk §uuru ve yüksek idealler gibi degerlerle bizlere, insan olmanin tarkli ybnlerini hatirlatmaktadir. Bu hatirlatmanin mihverinde ise zikrullah, “Allah’i anarak bir an olsun O’nu hatirdan gikarmama” düsturu yer almaktadir. Öncelikle Allah Rasulü’nün yaptigi gibi belli cografi konumlardan gegilmis ve her mevzide oraya ait din? vecibe yerine getirilmistir. Fakat bu mukaddes yolculuk ayni zamanda kisinin kendi benliginde yaptigi bir yolculuk olarak ruhun birtakim kazanimlar elde ederek olgunlasmasina da hizmet etmistir. Nihayet Beytullah’a kavusulmus ve tavat yerine vanlmistir. Hacerü’l-Esved istilâm edilerek Rabbe tâbi olus bir daha dile getirilir. insan manevi bir terbiyeden gegmi§, mahviyet duygusunu tatmi§, bilgi, biling ve ideal üggeninde kendini yeniden gbzden gegirmi§, günahlanna tbvbe ederek dogruluk, karde§lik, samimiyet, igtenlik ve birlik duygulanyla kendisini yenilemistir. Kur’an’in, “Her kirn de Allah’in nisanelerini (kurbanliklanni) yüceltirse, suphesiz ki bu kalplerin takvasindan (Allah’a KASIM 2010 7 SAYI: 239
Benzer belgeler
Yaklapk Maliyet Bilgileri
4.1.6 Ttizel Iasi tarafmdan is deneyimini gaistermek Caere sunulan belgenin. aizel kisiligin yansindan fazla hissesinc sahip onagina air olmosi halinde,
ticarct ye sanayi odasiticaret odast b tinyc...
iSTANBUL ECZACI ODASI VEKiLLERi: AV. ZEHRA SiMSEK Mec
Dair Yonetmelik' hiikumleri geregince kayit ve/veya onay belgesi alma zorunlulugu getiren
25.03.2014 tarih ve 20691 sayih davali idare isleminin iptali istemiyle acilmistir.
6197 sayih Eczacilar ve...
Küresel Otomotiv Pazarı
ortalama büyüme rakamı olan yaklaşık %4 seviyelerini
yakalamaya yaklaştığını görüyoruz. Ayrıca, arabalarla ilgili
yapılan kehanetler de tutmuş değil. “Kullanımın”, “araç
sahipliği”nin önüne geçtiği...