böbrek hücreli karsinom kılavuzu
Transkript
böbrek hücreli karsinom kılavuzu
1 BÖBREK HÜCRELİ KARSİNOM KILAVUZU B. Ljungberg, D.C. Hanbury, M.A. Kuczyk, A.S. Merseburger, Ü ro o nk ol oj iD er ne Avrupa Üroloji Derneği 2006 ği P.F.A. Mulders, J-J. Patard, I.C. Sinescu 2 Çeviri Notu: Kılavuzda yer alan bazı tıbbi terimler ve tercümede kullanılan Türkçe karşılıkları aşağıda incidence: insidans incidental: rastlantısal extension: uzanım invasion: yayılım involvement: tutulum classification: sınıflandırma stage: evre grade: derece predict: tahmin, öngörü survival: sağkalım WHO: DSÖ proliferation: çoğalma marker: belirteç integrated: bütünleştirilmiş cure: sağaltım accumulated: Ü iD oj ol göreceli seçmeli ro o elective: nk relative: ne randomize er randomized: ği yazıdaki kullanım sırasıyla verilmiştir. yığılmış 3 İÇİNDEKİLER 1. GİRİŞ 2. GENEL BİLGİLER: EPİDEMİYOLOJİ VE ETYOLOJİ 2.1. Sonuç 2.2. Tavsiye 2.3. Kaynaklar 3. TANI VE EVRELEME ği 3.1. Semptomlar 3.1.1. Fizik muayene ne 3.1.2. Laboratuar bulguları 3.2. Radyololojik inceleme er 3.3. Sonuç 3.4. Tavsiye iD 3.5. Kaynaklar 4. SINIFLANDIRMA VE PROGNOSTİK FAKTÖRLER 4.1. Sınıflandırma oj 4.2. Prognostik faktörler 4.2.1. Anatomik faktörler ol 4.2.2. Histolojik faktörler 4.2.3. Klinik faktörler nk 4.2.4. Moleküler faktörler 4.2.5. Prognostik sistemler ve nomogramlar ro o 4.3. Sonuç 4.4. Sınıflandırma ve prognoz için tavsiyeler 4.5. Kaynaklar 5. ORGANA SINIRLI HASTALIKTA TEDAVİ Ü 5.1. Cerrahi 5.1.1. Embolizasyon 5.1.1.1.Sonuç 5.1.1.2.Tavsiye 5.1.2. Nefron koruyucu cerrahi 5.1.2.1.Sonuç 5.1.2.2.Tavsiye 5.1.3. Laparoskopik nefrektomi 4 5.1.3.1.Sonuç 5.1.3.2.Tavsiye 5.1.4. Parsiyel laparoskopik nefrektomi 5.1.4.1.Sonuç 5.1.4.2.Tavsiye 5.2. Alternatif tedavi 5.2.1. Sonuç ği 5.2.2. Tavsiye 5.3. Adjuvan tedavi ne 5.3.1. Sonuç 5.3.2. Tavsiye er 5.4. Metastatik BHK’da cerrahi tedavi (tümör nefrektomisi) 5.4.1. Sonuç 5.5. Metastazların rezeksiyonu 5.5.1. Sonuç oj 5.5.2. Tavsiye iD 5.4.2. Tavsiye 5.6.1. Sonuç 5.6.2. Tavsiye nk 5.7. Kaynaklar ol 5.6. BHK metastazlarında radyoterapi ro o 6. METASTATİK BHK’DE SİSTEMİK TEDAVİ 6.1. Kemoterapi 6.1.1. Sonuç 6.1.2. Tavsiye Ü 6.2. İmmünoterapi 6.2.1. İnterferon-alfa 6.2.1.1.Sonuç 6.2.1.2.Tavsiye 6.2.2. İnterlökin-2 6.2.2.1.Sonuç 6.2.2.2.Tavsiye 6.2.3. Kombine tedaviler 5 6.2.3.1.Sonuç 6.2.3.2.Tavsiye 6.3. Anjiyogenez inhibitörü ilaçlar 6.3.1. Sonuç 6.3.2. Tavsiye 6.4. Kaynaklar 7. BHK’DA RADİKAL CERRAHİ TEDAVİ SONRASI TAKİP ği 7.1. Giriş 7.2. Hangi hastada hangi inceleme ve ne zaman? ne 7.3. Görüntüleme yöntemleri 7.4. Sonuç 7.6. Kaynaklar Ü ro o nk ol oj iD 8. YAZIDA KULLANILAN KISALTMALAR er 7.5. Tavsiye 6 1. GİRİŞ EAU böbrek hücreli karsinom (BHK) Kılavuz Grubu bu kılavuzu BHK tanı ve tedavisinde kanıta dayalı uygulamaların kullanılması ve kılavuzda yer alan tavsiyeleri klinik uygulamada yaygınlaşması amacıyla hazırlamıştır. BHK ile ilgili yayınlar çoğunlukla retrospektif analize dayalı yayınlar, bazı büyük çok merkezli çalışmalar ve iyi planlanmış kontrollü çalışmalardan oluşmaktadır. Randomize çalışmalar ise oldukça kısıtlı sayıdadır. Bu yüzden iyi nitelikli kanıta dayalı veri elde etmek güçtür. ği Bu kılavuz 2002 yılında yayınlanan BHK için EAU kılavuzunun güncelleştirilmiş şeklidir. Kılavuzda yer alan tavsiyeler Medline sistematik literatür taraması, Cochrane Register of ne Controlled Trials, yayınlarda yer alan kaynaklar ve derleme makaleler kullanılarak oluşturulmuştur. Kılavuzda yer alan bilgilerin kanıt düzeyleri aşağıda listelenmiştir (Tablo 1). er Tablo 1: EAU tarafından kullanılan kanıt düzeyleri ve kılavuz tavsiyelerinin derecesi (1) Kanıt çeşidi 1a Randomize çalışmaların meta-analizinden elde edilen kanıt 1b En az bir adet randomize çalışmadan elde edilen kanıt 2a Bir adet iyi tasarlanmış kontrollü ancak randomize olmayan çalışmadan elde edilen kanıt 2b En az bir adet diğer iyi tasarlanmış yarı-deneysel çalışmadan elde edilen kanıt 3 İyi tasarlanmış ancak deneysel olmayan karşılaştırmalı çalışmalar, korelasyon çalışmaları ve olgu sunumları gibi çalışmalardan elde edilen kanıt 4 Uzman komitelerinin raporları, görüşleri veya saygın otoritelerin klinik tecrübelerinden elde edilen kanıt ro o nk ol oj iD Düzey Tavsiyenin özelliği A İyi kalitede ve tutarlı, ilgili tavsiyeye yönelik ve en az bir adet randomize çalışmayı da içeren klinik çalışmalara dayanarak yapılan tavsiye B İyi yürütülmüş klinik çalışmalara dayanan ancak randomize klinik çalışmalar olmadan yapılan tavsiye C Konuyla doğrudan ilişkilendirilebilecek çalışmalar bulunmamasına karşın yapılan tavsiye Ü Derece 7 2. GENEL BİLGİLER: EPİDEMİYOLOJİ VE ETYOLOJİ Böbrek hücreli karsinom tüm kanserlerin %2-3’ünü oluşturur (2) ve en yüksek insidans gelişmiş ülkelerde görülür. Tüm dünyada ve Avrupa’da hastalığın insidansında yıllık yaklaşık %2 oranında artış gözlenmekte, Danimarka ve İsveç’te ise son yirmi yıldır süren bir düşüş görülmektedir (3). 1998 yılında Avrupa Birliği’nde yaklaşık 30 000 hastaya böbrek kanseri tanısı konulmuş ve 15 000 kadar hasta bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetmiştir (4). Böbrek hücreli karsinom böbrek içinde en sık gelişen kitlesel lezyondur ve belirli ği histopatolojik ve genetik özellikleri olan değişik BHK tiplerinden oluşur (5). Erkeklerde kadınlara göre 1.5:1 oranında daha sık görülür ve en yüksek insidans 60 ve 70 yaşlar arasında ne görülür. Etyolojik faktörler arasında hayat tarzını ilgilendiren sigara, obezite ve antihipertansif tedavi gibi faktörler vardır (3,6,7). En etkili profilaksi sigara içilmesinin engellenmesidir. er Ultrason ve bilgisayarlı tomografi (BT) gibi görüntüleme tekniklerinin yaygın kullanımına bağlı olarak rastlantısal tanı konulan BHK sayısı artmaktadır. Bunlar genellikle daha küçük iD boyutlu ve düşük evreli tümörlerdir (8-10). Rastlantısal tanı konulan olguların oranındaki artış BHK’a bağlı mortaliteyi etkilememiş ve mortalite oranı insidansa paralel seyretmiştir. oj 2.1. Sonuç BHK’da sigara, obezite, antihipertansif ilaç kullanımı gibi çeşitli etyolojik faktörler ol belirlenmiştir. Sigara içilmesi BHK için kesin risk faktörüdür (kanıt düzeyi 2a). Obezite ve uzamış antihipertansif ilaç kullanımının BHK’da risk faktörü olarak rolleri henüz kesinlik nk kazanmamıştır (kanıt düzeyi: 2a). ro o 2.2. Tavsiye BHK’dan en önemli ve birincil korunma yolu sigara içilmesinin önlenmesi ve obeziteden kaçınılmasıdır (B Derece tavsiye). Ü 2.3. Kaynaklar 1. US Department of Health and Human Services, Public Health Service, Agency for Health Care Policy and Research, 1992, pp. 115-127. 2. European Network of Cancer Registries. Eurocim version 4.0 European indices database V2.3, 730 entitiy dictionary (2001), Lyon, 2001. 3. Lindblad P. Epidemiology of renal cell carcinoma. Scan J Surg 2004;93:88-96. 4. EUCAN. 8 5. Kovacs G, Akhtar M, Beckwith BJ, et al. The Heidelberg classification of renal cell tumors. J Pathol 1997;83:131-133. 6. Bergstrom A, Hsieh CC, Lindblad P, et al. Obesity and renal cell cancer – a quantitative review. Br J Cancer 2001;85:984-990. 7. Pischon T, Lahnmann PH, Boeing H, et al. Body size and risk of renal cell carcinoma in the European Prospective Investigation into Cancer and Nutrition (EPIC). Int J Cancer 2006;118:728-738. ği 8. Patard JJ, Rodriguez A, Rioux-Leclercq N, et al. Prognostic significance of the mode of detection in renal tumors. BJU Int 2002;90:358-363. ne 9. Kato M, Suzuki T, Suzuki Y, et al. Natural history of small renal cell carcinoma: evaluation of growth rate, histological grade, cell proliferation and apoptosis. J Urol er 2004;172:863866. 10. Tsui KH, Shvarts O, Smith RB, et al. Renal cell carcinoma: prognositic significance of iD incidentally detected tumors. J Urol 2001;165:426-430. oj 3. TANI VE EVRELEME 3.1. Semptomlar ol Böbrek kitlelerinin çoğu hastalığın ileri aşamalarına değin asemptomatik seyreder ve fizik muayene ile palpe edilemezler (1) (kanıt düzeyi: 4). Günümüzde BHK’ların yarısından nk fazlasının tanısı çeşitli nonspesifik semptomların noninvazif görüntüleme yöntemleri kullanılarak araştırılması sırasında konulmaktadır(1) (kanıt düzeyi: 4). Yan ağrısı, ro o makroskopik hematüri ve karında ele gelen kitleden oluşan klasik semptom üçlüsü ise nadiren görülmektedir (%6-10) (2,3) (kanıt düzeyi: 3). Paraneoplastik sendromlar semptomatik BHK hastalarının yaklaşık %30’unda görülmektedir. Bunlar arasında en sık rastlananlar hipertansiyon, kaşeksi, kilo kaybı, ateş, nöromiyopati, amiloyidoz, sedimentasyon yüksekliği, Ü anemi, karaciğer fonksiyon bozukluğu, hiperkalsemi, polisitemi ve benzeri durumlardır (1) (kanıt düzeyi: 4). Az sayıda hasta ise kemik ağrısı, ısrarcı öksürük gibi metastatik hastalığa bağlı semptomlarla başvurur (1) (kanıt düzeyi: 4). Yine de metastatik hastalığa bağlı semptomlar nedeniyle tanısı konulan hastaların oranı hala %25-30 dolayındadır. 3.1.1. Fizik muayene BHK tanısında fizik muayenenin sınırlı bir rolü vardır. Fizik muayene karında ele gelen kitle, servikal lenfadenopati, venöz yayılıma bağlı redükte edilemeyen varikosel ve çift taraflı alt 9 ekstremite ödemi gibi bulguların varlığında önem taşır. Muayenede bu bulguların saptanması ileri radyolojik değerlendirme gerektirir. 3.1.2. Laboratuar bulguları En sık bakılan laboratuar testleri hemoglobin, eritrosit sedimentasyon oranı, alkalen fosfataz ve serum kalsiyum değeridir (1,4) (kanıt düzeyi: 4). ği 3.2. Radyololojik inceleme Böbrek tümörlerinin büyük çoğunluğunda tanı değişik nedenlerle yapılan batın ultrason (US) ne ve BT ile konulur (kanıt düzeyi: 4). US ile böbrekte kitle saptanması durumunda kontrastlı yüksek kalite BT ile ileri inceleme yapılmalıdır. Bunun amacı BHK tanısının doğrulanması ve er karşı taraf böbreğin fonksiyonu ve yapısı ile ilgili bilgi edinmektir (5) (kanıt düzeyi: 3). Batın BT primer tümör boyutu ve böbrek dışı yayılımı değerlendirir ayrıca venöz tutulum, bölgesel iD lenf düğümleri, adrenal bezler ve karaciğer ile ilgili bilgi sağlar (kanıt düzeyi: 3). Göğüs bölgesinin evrelemesinde en kesin yöntem göğüs BT’dir (6-13) (kanıt düzeyi: 3). BT incelemesinin yapılamaması durumunda metastatik değerlendirme için en azından akciğer oj grafisi çekilmelidir, ancak bu yöntem BT’ye göre daha az güvenilir bir seçenektir (kanıt düzeyi: 3). ol Magnetik rezonans görüntüleme (MRG) öncelikle lokal ileri kanser, venöz tutulum şüphesi, böbrek yetmezliği veya damar içi kontrast madde alerjisi gibi durumlarda kullanılabilir (14- nk 18) (kanıt düzeyi: 3). Magnetik rezonans görüntüleme inferior vena kavaya tümör trombüs uzanımında ve sınıflandırılamayan böbrek kitlelerinde de bir seçenektir (kanıt düzeyi: ro o 3).Tümör trombüsünün değerlendirilmesinde Doppler US da kullanılabilir (19) (kanıt düzeyi: 3). Kemik ve beyin metastazlarının çoğu tanı esnasında semptomatiktir. Bu nedenle tüm hastalarda kemik sintigrafisi ve beyin BT incelemesine gerek olmadığı konusunda görüş Ü birliği vardır (20,21). Kemik sintigrafisi, beyin BT ve MRG gibi değerlendirmeler klinik ve laboratuar bulguları veya hastanın semptomlar nedeniyle gerekli görüldüğünde istenilebilir (kanıt düzeyi: 3). Böbrek anjiyografisi, inferior venakavografi veya ince iğne biyopsisinin (22-24) BHK’lu hastaların klinik değerlendirmesinde ancak sınırlı rolü vardır ve sadece seçilmiş olgularda akla getirilmelidir (kanıt düzeyi: 3). 3.3. Sonuç 10 Avrupa’da hala birçok BHK hastasının tanısı ele gelen kitle, hematüri, paraneoplastik ve metastatik semptomlar gibi klinik semptomlara bağlı olarak konulmaktadır (kanıt düzeyi: 3). Rastlantısal olarak tanısı konulan BHK’ların sayısı ise anlamlı derecede artmaktadır. BHK’da batın ve göğüs BT veya MRG ile uygun evreleme zorunludur (kanıt düzeyi: 3). Göğüs BT bu bölgenin evrelemesinde en hassas yöntemdir. Asemptomatik hastaların standard klinik değerlendirilmesinde rutin kemik sintigrafisi ve beyin BT’nin yeri yoktur. İnce iğne ği biyopsisinin indikasyonu sınırlıdır (kanıt düzeyi: 3). 3.4. Tavsiye ne Bu laboratuar ve fizik muayene bulgularından bir veya daha fazlasına sahip olan hastada BHK olma olasılığından şüphelenilmelidir. Düşük riskli hastalarda akciğerin değerlendirilmesinde er akciğer grafisi yeterli olabilir ancak göğüs BT en duyarlı yöntemdir. BHK hastalarının klinik değerlendirilmelerinde batın BT ve MRG önerilir ve bunlar cerrahi tedavi öncesi TNM iD evrelendirmesi için en uygun görüntüleme yöntemleridir. Kemik metastazı açısından yüksek riskli hastalarda (alkalen fosfataz yüksekliği veya kemik ağrısı) ileri görüntüleme yöntemleri oj ile inceleme yapılmalıdır (A derece tavsiye). 3.5. Kaynaklar ol 1. Novick AC, Campbell SC. Renal tumors. In: Walsh PC, Retik AB, Vaughan ED, Wein AJ, eds. Campbell’s Urology. Philadelphia: WB Saunders, 2002, pp.2672-2731. nk 2. Lee CT, Katz J, Fearn PA, et al, Mode of presentation of renal cell carcinoma provides prognostic information. Urol Oncol 2002;7:135-140. ro o 3. Patard JJ, Leray E, Rodriguez A, et al. Correlation between symptom graduation, tumor characteristics and survival in renal cell carcinoma. Eur Urol 2003;44:226-232. 4. Sufrin G, Chasan S, Golio A, et al. Paraneoplastic and serologic syndromes of renal adenocarcinoma. Semin Urol 1989;7:158-171. Ü 5. Bechtold RE, Zagoria RJ. Imaging approach to staging of renal cell carcinoma. Urol Clin North Am 1997;24:507-522. 6. Heidenreich A, Ravery V; European Society of Oncological Urology. Preoperative imaging in renal cell cancer. World J Urol 2004;22:307-315. 7. Sheth S, Scatarige JC, Horton KM, et al. Current concepts in the diagnosis and management of renal cell carcinoma: role of multidetector CT and three-dimensional CT. Radiographics 2001;21:S237-S254. 11 8. Milles KA, London NJ, Lavelle JM, et al. CT staging of renal carcinoma: a prospective comparison of three dynamic computed tomography techniques. Eur J Radiol 1991;13:37-42. 9. Lim DJ, Carter MF. Computerized tomography in the preoperative staging for pulmonary metastases in patients with renal cell carcinoma. J Urol 1993;150:1112-1114. 10. Doda SS, Mathur RK, Buxi TS. Role of computed tomography in staging of renal cell carcinoma. Comput Radiol 1986;10:183-188. ği 11. Fritzsche PJ, Millar C. Multimodality approach to staging renal cell carcinoma. Urol Radiol 1992;14:3-7. and staging. Radiol Clin North Am 1994;32:55-69. ne 12. McClennan BL, Deyoe LA. The imaging evaluation of renal cell carcinoma: diagnosis er 13. Tammela TL, Leinonen AS, Konturi MJ. Comparison of excretory urography, angiography, ultrasound and computed tomography for T category staging of renal cell iD carcinoma. Scand J Urol Nephrol 1991;25:283-286. 14. Hricak H, Demas BE, Williams RD, et al. Magnetic resonance imaging in the diagnosis and staging of renal and perirenal neoplasms. Radiology 1985;154:709-715. oj 15. Janus CL, Mendelson DS. Comparison of MRI and CT for study of renal and perirenal masses. Crit Rev Diagn Imaging 1991;32:69-118. ol 16. Krestin GP, Gross-Fengels W, Marincek B. [The importance of magnetic resonance tomography in the diagnosis and staging of renal cell carcinoma.] Radiologe 1992;32:121- nk 126. [German]. 17. Nishimura K, Hida S, Okada K, et al. Staging and differential diagnosis of renal cell ro o carcinoma: a comparison of magnetic resonance imaging (MRI) and computed tomography (CT). Hinyokika Kiyo 1988;34:1323-1331. 18. Kabala JE, Gillatt DA, Persad RA, et al. Magnetic resonance imaging in the staging of renal cell carcinoma. Br J Radiol 1991;64:683-689. Ü 19. Gupta NP, Ansari MS, Khaitan A, et al. Impact of imaging and thrombus level in management of renal cell carcinoma extending to veins. Urol Int 2004;72:129-134. 20. Hendriksson C, Haraldsson G, Aldenborg F, et al. Skeletal metastases in 102 patients evaluated before surgery for renal cell carcinoma. Scand J Urol Nephrol 1992;26:363-366. 21. Marshall ME, Pearson T, Simpson W, et al. Low incidence of asymptomatic brain metastases in patients with renal cell carcinoma. Urology 1990;36:300-302. 12 22. Seaman E, Goluboff ET, Ross S, et al. Association of radionuclide bone scan and serum alkaline phosphatase in patients with metastatic renal cell carcinoma. Urology 1996;48:692-695. 23. Brierly RD, Thomas PJ, Harrison NW, et al. Evaluation of fine-needle aspiration cytology for renal masses. BJU Int 2000;85:14-18. 24. Dechet CB, Zincke H, Sebo TJ, et al. Prospective analysis of computerized renal masses in adults. J Urol 2003;169:71-74. ne 4. SINIFLANDIRMA VE PROGNOSTİK FAKTÖRLER ği tomography and needle biopsy with permanent sectioning to determine the nature of solid er 4.1. Sınıflandırma Klinik ve bilimsel amaçlı kullanım için genel olarak 2002 TNM evre sınıflandırmasının iD kullanılması tavsiye edilmektedir (1). Güncel TNM sınıflandırmasının BHK hastalarının sağkalım öngörüsünde kullanmak için uygunluğu ve sınıflandırmada değişiklik yapılmasının gerekliliği henüz kesinleşmemiştir. 2002 yılında getirilen pT1 alt gruplamasını valide eden oj bazı çalışmalar yayınlanmıştır (2-4) (kanıt düzeyi: 3). Bununla birlikte pT3 tümörler için bazı iyileştirmelerin yapılması gerekecektir. Öncelikle, ol sadece böbrek sinüsü yağlı dokusuna yayılımın böbrek çevresi yağlı dokusuna yayılım ile aynı prognostik değeri taşıyıp taşımadığı henüz belirlenmiş değildir (5,6). İkinci olarak, pek nk çok çalışma adrenal bez yayılımının oldukça kötü prognozlu bir grup olduğunu göstermiştir. Bu BHK’ların T4 tümörler olarak sınıflandırılması önerilmiştir (7,8). Bunun yanında venöz ro o yayılım yapan BHK’ların T3b ve T3c olarak sınıflandırılmasının uygunluğu kesinlik kazanmamıştır. Vena kavaya yayılımın renal vene yayılımdan bağımsız prognostik önemini araştıran ek çalışmalara ihtiyaç vardır (9). Son zamanlarda N1-N2 alt sınıflandırmasının da uygunluğu sorgulanmıştır (10). Günümüzde BHK’lu hastaların yeterli M evrelendirmelerinin Ü yapılabilmesi için göğüs ve karın BT kullanılması uygun olan yöntemlerdir (11,12). 4.2. Prognostik faktörler Prognozu etkileyen faktörler anatomik, histolojik, klinik ve moleküler olarak sınıflandırılabilir (13). 4.2.1. Anatomik faktörler 13 Anatomik faktörler tümör boyutu, venöz yayılım, böbrek kapsülüne yayılım, adrenal tutulum, ve lenf düğümü metastazı ve uzak metastaz olarak sayılabilir. Bu faktörler 2002 TNM sınıflandırma sistemi içinde toplanmıştır (Tablo 2). Tablo 2: 2002 TNM evreleme sınıflandırması sistemi Primer tümör Primer tümör değerlendirilemiyor T0 Primer tümör varlığına dair belirti yok T1 Tümör en büyük çapı ≤ 7 cm, böbrek içinde sınırlı ne Tümör en büyük çapı ≤ 4 cm, böbrek içinde sınırlı T1b Tümör en büyük çapı > 4 cm ancak ≤ 7 cm, böbrek içinde sınırlı er T1a T2 Tümör en büyük çapı > 7 cm, böbrek içinde sınırlı T3 Tümör büyük venler içine uzanıyor veya doğrudan adrenal bez veya böbrek çevresi dokulara yayılıyor ancak Gerato fasyası dışına çıkmamış Tümör doğrudan adrenal bez veya böbrek çevresi dokulara1 yayılıyor ancak Gerato fasyası dışına çıkmamış T3c ro o T4 Ü M- Tümör makroskopik olarak böbrek ven(ler)inin2 veya segmental dalların veya vena kavanın diyafragma altındaki kısmı içine uzanıyor ol nk T3b oj T3a N- ği TX iD T- Tümör makroskopik olarak vena kavanın diyafragma üstündeki kısmının içine veya duvarına uzanıyor Tümör doğrudan Gerato fasyası dışına yayılıyor Bölgesel lenf düğümleri NX Bölgesel lenf düğümleri değerlendirilemiyor N0 Bölgesel lenf düğümlerinde metastaz yok N1 Tek bir bölgesel lenf düğümünde metastaz var N2 Birden fazla bölgesel lenf düğümünde metastaz var Uzak metastaz MX Uzak metastaz değerlendirilemiyor M0 Uzak metastaz yok M1 Uzak metastaz var 14 pN0 lenfadenektomi spesimeni içinde normalde 8 veya daha fazla lenf düğümü bulunur. Lenf düğümleri negatif ise ancak normalde incelenen lenf düğümü sayısına ulaşılamamışsa pN0 olarak sınıflandırınız. 1 Böbrek sinüsünü de içerir (peripelvik yağ) 2 Segmental (kas dokusu içeren) dalları da içerir TNM sınıflandırması ile ilgili belirli sorular için bir yardım masasına http://www.uicc.org/tnm ği adresinden ulaşılabilinir. ne TNM evre gruplandırması T1 N0 Evre II T2 N0 Evre III T3 T1, T2, T3 N0 N1 Evre IV T4 Herhangi bir T Herhangi bir T N0, N1 N2 Herhangi bir N M0 M0 M0 M0 M0 M0 M1 oj iD er Evre I 4.2.2. Histolojik faktörler ol Histolojik faktörler Fuhrman derecesi, histolojik alt tip, sarkomatoid özelliklerin bulunması, mikrovasküler yayılım, tümör nekrozu ve toplayıcı sisteme yayılımdan oluşur. Fuhrman nk nükleer derecesi BHK’da en çok kullanılan histolojik derecelendirme sistemidir (14). Bu sistemde gözlemcinin kendi değerlendirmesinde ve gözlemciler arasındaki değerlendirmede ro o uyumsuzluklar görülebilmesine rağmen bağımsız bir prognostik faktör olarak yine de değer taşır (15) (kanıt düzeyi: 3). DSÖ sınıflamasına göre (16) histolojik olarak üç ana BHK alt tipi vardır. Bunlar konvansiyonel (berrak hücreli (%80-90), papiller (%10-15) ve kromofob (%4- 5) BHK alt tipleridir (kanıt düzeyi 4). Birçok çalışmada prognozun kromofob tipte en iyi, Ü konvansiyonel (berrak hücreli) tipte ise en kötü seyrettiği gösterilmiştir (17,18). Ancak tümör evresine göre gruplandırma yapıldığında BHK alt tiplerin prognostik önemi kaybolmaktadır (18). Papiller BHK’da değişik prognoza sahip iki alt grup belirlenmiştir (19). Tip I alt grubu kromofilik sitoplasması olan düşük dereceli ve daha iyi prognozlu tümörlerden oluşur. Tip II alt grubu ise çoğunlukla eozinofilik sitoplazmalı yüksek dereceli ve metastaz yapmaya 15 eğilimli tümörlerden oluşur (kanıt düzeyi: 3). BHK alt tip gruplaması sitogenetik ve genetik analizlerle moleküler düzeyde de doğrulanmıştır (20-22). 4.2.3. Klinik faktörler Klinik faktörler hasta performans statüsü, lokal semptomlar, kaşeksi, anemi ve trombosit sayısını kapsar (23-27) (kanıt düzeyi: 3). ği 4.2.4. Moleküler faktörler Araştırılmakta olan birçok moleküler faktör vardır. Bunlar arasında karbonik anhidraz IX ne (CaIX), vasküler endotelyal büyüme faktörü (VEBF), hipoksiyle indüklenebilen faktör (HİF), Ki 67 (çoğalma), p53, PTEN (hücre döngüsü), E-kadherin, abd CD44 (hücre adhezyonu) er sayılabilir (21,22) (kanıt düzeyi: 3). Şu ana kadar bu faktörler yaygın kullanım alanı bulmamıştır. Son zamanlarda gen ekspresyon profili ile konvansiyonel BHK’da klinik iD prognostik faktörlerden bağımsız olarak sağkalım öngörüsünde kullanılabilecek 259 gen belirlenmiştir. Bu bulgular genetik bilginin prognoz tayininin daha isabetli yapılmasında oj kullanılabileceğini göstermektedir (28). 4.2.5. Prognostik sistemler ve nomogramlar ol Son zamanlarda bağımsız prognostik faktörlerin beraber kullanıldığı prognostik sistemler ve nomogramlar geliştirilmiştir. Bu sistemlerin sağkalım öngörüsünde TNM evresi veya nk Fuhrman derecesinin tek başına kullanılmasına göre daha doğru sonuçlar verdiği belirtilmiştir ro o (29-32) (kanıt düzeyi: 3). 4.3. Sonuç BHK’lu hastalarda TNM evresi, Fuhrman nükleer derecesi ve BHK alt tipi (DSÖ 2004) önemli prognostik bilgi sağlar ve bu yüzden belirlenmelidir (kanıt düzeyi: 2). Günümüzde Ü rutin klinik kullanım için önerilen prognostik bütünleştirilmiş sistem veya moleküler belirteç bulunmamaktadır. Prognostik sistemler veya nomogramlar hastaların klinik çalışmalara alınması sırasındaki gruplandırılmalarda faydalı olabilir (kanıt düzeyi: 2). 4.4. Sınıflandırma ve prognoz için tavsiyeler Güncel TNM sınıflandırma sistemi prognoz ve tedavi açısından önem taşıması nedeniyle tavsiye edilmektedir. Fuhrman derecelendirme sistemi ve BHK alt tip sınıflaması kullanılmalıdır. Bütünleştirilmiş prognostik sistemler veya nomogramların rutin kullanımı 16 tavsiye edilmemektedir ancak bu sistemler hastaların klinik çalışmalara alınmasında prognostik öngörü açısından faydalı bir temel sağlamaktadır. Günümüzde günlük klinik kullanım için önerilen moleküler prognostik belirteç yoktur (B derece tavsiye). 4.5. Kaynaklar 1. Sobin LH, Wittekind CH, eds. International Union Against Cancer (UICC). TNM classification of malignant tumors. 6th edn. New York: Wiley-Liss, 2002, pp. 193-195. ği 2. Frank I, Blute ML, Leibovich BC, et al. Independent validation of the 2002 American Joint Committee on cancer primary tumor classification for renal cell carcinoma using a ne large, single institution cohort. J Urol 2005;173:1889-1892. 3. Salama ME, Guru K, Stricker H, et al. pT1 substaging in renal cell carcinoma: er validation of the 2002 TNM staging modification of malignant renal epithelial tumors. J Urol 2005;173:1492-1495. iD 4. Ficarra V, Schips L, Guille F, et al. Multiinstitutional European validation of the 2002 TNM staging system in conventional and papillary localized renal cell carcinoma. Cancer 2005;104:968-974. oj 5. Bonsib SM. The renal sinus is the principal invasive pathway: a prospective study of 100 renal cell carcinomas. Am J Surg Pahol 2004;28:1594-1600. ol 6. Thompson RH, Leibovich BC, Cheville JC, et al. Is renal sinus fat invasion the same as perinephric fat invasion for pT3a renal cell carcinoma? J Urol 2005;174:1218-1221. nk 7. Han KR, Bui MH, Pantuck AJ, et al. TNM T3a renal cell carcinoma: adrenal gland involvement is not the same as renal fat invasion. J Urol 2003;169:899-903; discussion ro o 903-904. 8. Thompson RH, Leibovich BC, Cheville JC, et al. Should direct ipsilateral adrenal invasion from renal cell carcinoma be classified as pT3a? J Urol 2005;173:918-921. 9. Thompson RH, Cheville JC, Lohse CM, et al. Reclassification of patients with pT3 Ü and pT4 renal cell carcinoma improves prognostic accuracy. Cancer 2005;104:53-60. 10. Terrone C, Cracco F, Porpiglia F, et al. Reassessing the current TNM lymph node staging for renal cell carcinoma. Eur Urol 2006;49:324-331. 11. Heidenreich A, Ravery V; European Society of Oncological Urology. Preoperative imaging in renal cell cancer. World J Urol 2004;22:307-315. 12. Sheth S, Scatarige JC, Horton KM, et al. Current concepts in the diagnosis and management of renal cell carcinoma: role of multidetector CT and three-dimensional CT. Radiographics 2001;21:S237-S254. 17 13. Lam JS, Shvarts O, Leppert JT, et al. Renal cell carcinoma 2005: new frontiers in staging, prognostication and targeted molecular therapy. J Urol 2005;173:1853-1862. 14. Fuhrman SA, Lasky LC, Limas C. Prognostic significance of morphologic parameters in renal cell carcinoma. Am J Surg Pathol. 1982;6:655-663. 15. Lang H, Lindner V, de Fromont M, et al. Multicenter determination of optimal interobserver agreement using the Fuhrman grading system for renal cell carcinoma: assessment of 241 patients with > 15-year follow-up. Cancer 2005;103:625-629. ği 16. Eble JN, Sauter G, Epstein JI, Sesterhenn IA eds. In: Pathology and genetics of tumors of the urinary system and male genital organs. World Health Organization Classification ne of Tumors. Lyons: IARC Pres, 2004, p. 7. 17. Cheville JC, Lohse CM, Zincke H, et al. Comparisons of outcome and prognostic er features among histological subtypes of renal cell carcinoma. Am J Surg Pathol 2003;27:612-624. iD 18. Patard JJ, Leray E, Rioux-Leclercq N, et al. Prognostic value of histological subtypes in renal cell carcinoma: a multicenter experience. J Clin Oncol 2005;23:2763-2771. 19. Delahunt B, Eble JN, McCredie MR, et al. Morphologic typing of papillary renal cell oj carcinoma: comparison of growth kinetics and patient survival in 66 cases. Hum Pathol 2001;32:590-595. ol 20. Linehan WM, Vasselli J, Srinivasan R, et al. Genetic basis of cancer of the kidney: disease specific approaches to therapy. Clin Cancer Res 2004;10:6282S-6289S. nk 21. Furge KA, Lucas KA, Takahashi M, et al. Robust classification of renal cell carcinoma based on gene expression data and predicted cytogenetic profiles. Cancer Res ro o 2004;64:4117-4121. 22. Yang XJ, Tan MH, Kim HL, et al. A molecular classification of papillary renal cell carcinoma. Cancer Res 2005;65:5628-5637. 23. Kim HL, Belldegrun AS, Freitas DG, et al. Paraneoplastic signs and symptoms of Ü renal cell carcinoma: implications for prognosis. J Urol 2003; 170:1742-1746. 24. Kim HL, Han KR, Zisman A, et al. Cachexia-like symptoms predict a worse prognosis in localized T1 renal cell carcinoma. J Urol 2004;171:1810-1813. 25. Pattard JJ, Leray E, Cindolo L, et al. Multi-institutional validation of a symptom based classification for renal cell carcinoma. J Urol 2004;172:858-862. 26. Bensalah K, Leray E, Fergelot P, et al. Prognostic value of thrombocytosis in renal cell carcinoma. J Urol 2006;175:859-863. 18 27. Patard JJ, Leray E, Rodriguez A, et al. Correlation between symptom graduation, tumor characteristics and survival in renal cell carcinoma. Eur Urol 2003;44:226-232. 28. Zhao H, Ljungberg B, Grankvist K, et al. Gene expression profiling predicts survival in conventional renal cell carcinoma. PLoS Med 2006;3:e13. [Epub 2005 Dec 6.] 29. Kattan MW, Reuter V, Motzer RJ, et al. A postoperative prognostic nomogram for renal cell carcinoma . J Urol 2001;166:63-67. 30. Zisman A, Pantuck AJ, Dorey F, et al. Improved prognostication of renal cell ği carcinoma using an integrated staging system. J Clin Oncol 2001;19:1649-1657. 31. Frank I, Blute ML, Cheville JC, et al. An outcome prediction model for patients with ne clear cell renal cell carcinoma treated with radical nephrectomy based on tumor stage, size, grade and necrosis: the SSIGN score. J Urol 2002;168:2395-2400. er 32. Leibovich BC, Blute ML, Cheville JC, et al. Prediciton of progression after radical nephrectomy for patients with clear renal cell carcinoma: a stratification tool for iD prospective clinical trials. Cancer 2003;97:1663-1671. oj 5. ORGANA SINIRLI HASTALIKTA TEDAVİ 5.1. Cerrahi ol Tümör taşıyan böbreğin radikal nefrektomi ile çıkarılması, lokalize BHK hastalarının sağaltım sağlar (1). nk amaçlı tedavisinde altın standart tedavi şeklidir ve bu tedavi makul oranlarda sağaltım şansı Belirli bir cerrahi yaklaşımın diğerlerinden üstün olduğunu gösteren yeterli kanıt yoktur. ro o Ameliyat öncesi görüntüleme ve evreleme çalışmalarında (BT, MRG)) adrenal beze yayılım ile ilgili bulgu saptanmayan hastalarda radikal nefrektomi ile beraber rutin adrenalektominin gerekli olmadığına dair kanıtlar mevcuttur. Buna istisna teşkil eden hasta grupları adrenal beze direk yayılım riski olan büyük üst kutup tümörleri ve adrenal beze metastaz riski olan 7 Ü cm’den büyük tümörleri olan hastalardır. 5.1.1. Embolizasyon Cerrahi girişim için uygun olmayan ancak makroskopik hematüri si olan hastalarda ve büyük paravertebral metastazların cerrahi rezeksiyonu öncesinde tümör embolizasyonu indikasyonu vardır. Rutin radikal nefrektomi öncesi tümör embolizasyonunun yararı yoktur (2-8) (kanıt düzeyi: 3). 19 5.1.1.1.Sonuç Küçük böbrek tümörleri için Robson’un tarifine uygun şekliyle radikal nefrektomi artık altın standard tedavi seçeneği değildir (kanıt düzeyi: 2b). Ameliyat öncesi BT’de adrenalin normal olması durumunda adrenalektomi tavsiye edilmemektedir (kanıt düzeyi: 3). Adrenal metastazların yaklaşık yarısı büyük üst kutup tümörlerinden kaynaklanır (kanıt düzeyi: 3). Genişletilmiş lenfadenektominin sağkalıma olumlu etkisi yoktur. Bu nedenle lenfadenektomi evreleme amaçlı yapılmalıdır ve perihiler dokularla sınırlandırılmalıdır (kanıt düzeyi: 2b). ği Tümör trombüsü olan BHK’ların evre ve dereceleri daha yüksektir (kanıt düzeyi: 2b). Uzak metastaz veya lenf düğümü metastazı iki kat daha sıktır (kanıt düzeyi: 3). Klinik prognozu ne belirleyen vena kava içinde tümör bulunması ve kranial uzanım değil daha ziyade bu artmış er biyolojik agresifliktir (9-22) (kanıt düzeyi: 3). 5.1.1.2.Tavsiye iD BHK tedavisinde tek gerçek sağaltımcı yaklaşım cerrahi tedavidir. Retroperitoneal bölgede sınırlı lenf düğümü tutulumu olan bazı seçilmiş olgularda genişletilmiş lenfadenektomi hastanın klinik prognozunu iyileştirebilir. Genelde genişletilmiş lenfadenektomi standart oj tedavi sayılamaz. Nefrektomi sırasında, adrenal bezin doğrudan tutulum olasılığının yüksek olduğu büyük üst kutup tümörleri hariç, hastaların büyük çoğunluğunda adrenalektomi ol yapılmayabilir (B derece tavsiye). Embolizasyon cerrahi için uygun olmayan ancak şiddetli tavsiye). nk hematürisi veya lokal ağrısı olan hastalarda palyatif yaklaşım olarak faydalı olabilir (C derece ro o 5.1.2. Nefron koruyucu cerrahi Nefron koruyucu cerrahi için standart indikasyonlar aşağıdaki kategorilerden oluşur: • kesin (anatomik veya fonksiyonel olarak tek böbrek) • göreceli (karşı böbrek çalışıyor ancak gelecekte işlevini bozabilecek bir durum Ü mevcut) • seçmeli (lokalize tek taraflı BHK ve karşı böbrek sağlıklı) Göreceli indikasyonlar gelecekte karşı böbrekte tümör gelişme riski bulunan kalıtımsal BHK çeşitlerini de kapsar. 5.1.2.1.Sonuç 20 BHK’da nefron koruyucu cerrahi en büyük çapı 4 cm’den küçük tek bir tümörü olan hastalarda uygulandığında elde edilen nükssüz sağkalım ve uzun dönem sağkalım oranları radikal cerrahi girişimler sonrası gözlenen oranlara benzerdir (23-25) (kanıt düzeyi: 2b). Kesin indikasyonla yapılan nefron koruyucu cerrahide muhtemelen tümör boyutlarının daha büyük olması nedeniyle, komplikasyon oranları ve lokal nüks gelişme riski seçmeli indikasyonla yapılan nefron koruyucu cerrahiye göre daha yüksek görünmektedir (26,27) (kanıt düzeyi: 3). BHK nedeniyle radikal nefrektomi uygulanan hastalarda nefron koruyucu ği cerrahi uygulananlara göre böbrek fonksiyonlarında bozulma, kronik böbrek yetmezliği ve proteinüri gelişme riskinin daha yüksek olduğuna dair bazı kanıtlar vardır (28-30) (kanıt ne düzeyi: 3). Bazı serilerde tümör çapı 7 cm’ye ulaşan hastalara dahi nefron koruyucu cerrahi uygulanmış ve radikal yaklaşıma eşdeğer onkolojik sonuçlar gözlenmiştir. Tümörün tamamen er rezeke edilmesi durumunda cerrahi sınırın kalınlığının lokal nüks olasılığına etkisi yoktur iD (kanıt düzeyi: 3). 5.1.2.2.Tavsiye Nefron koruyucu cerrahi BHK’lu hastalarda uygulanan sağaltım sağlayıcı bir yaklaşımdır. En oj büyük çapı 4-7 cm’den büyük olan tümörlerin tedavisinde nefron koruyucu cerrahi uygun olgularda ve deneyimli merkezlerde uygulanabilir. Böbrek kanserinde nefron koruyucu ol rezeksiyon sonrası minimal tümörsüz cerrahi sınır lokal nüks riskini engellemede yeterli görünmektedir. Büyük boyutlu tümörler nefron koruyucu cerrahi ile tedavi edildiğinde böbrek ro o tavsiye). nk içi nüks riskinin yüksekliği nedeniyle takip sıklığı ve yoğunluğu arttırılmalıdır (B derece 5.1.3. Laparoskopik nefrektomi BHK’da laparoskopik nefrektomi, ilk uygulanmasından bugüne dek geçen süre içinde tüm dünyada uygulanan bir yöntem haline gelmiştir. Retroperitoneal veya transperitoneal Ü laparoskopik nefrektomi, açık cerrahide uygulanan kabul edilmiş onkolojik prensipleri aynı şekilde sağlamalıdır. Bu prensipler tümör manipülasyonu öncesi böbrek damarlarının erken kontrolü, Gerato fasyası dışından geniş mobilizasyon, spesimenin travmatize edilmeden ve bütünlüğü bozulmadan tek parça halinde çıkarılmasından oluşur. Deneyimli laparoskopik ürolojik cerrahlarca açık nefrektominin yukarıda sıralanan prensiplerine bağlı kalınarak uygulanan laparoskopik nefrektomi günümüzde T1-2 BHK hastalarının tedavisinde standart tedavi sayılabilir. Orta dönemde açık radikal nefrektomi ile eşdeğer kansersiz sağkalım oranları gözlenmektedir. 21 5.1.3.1.Sonuç Laparoskopik radikal nefrektominin morbiditesi açık cerrahiye kıyasla daha düşüktür (kanıt düzeyi: 3). Tümör kontrol oranları T1-2 olgularda ve deneyimli ellerde uygulandığında T3a olgularda açık radikal nefrektomiye eşdeğer görünmektedir (kanıt düzeyi: 3). 5.1.3.2.Tavsiye Laparoskopik tümör nefrektomisi laparoskopik deneyimi olan merkezlerde uygulanmalıdır. ği Laparoskopik tümör nefrektomisinin yaygın bir tedavi seçeneği haline gelmesi beklenebilir ve ne böbrek tümörü tedaviyle uğraşan merkezlerde yaygınlaştırılmalıdır (B derece tavsiye). 5.1.4. Parsiyel laparoskopik nefrektomi er Deneyimli ellerde laparoskopik parsiyel nefrektomi iyi seçilmiş hastalarda açık nefron koruyucu cerrahiye alternatif olabilir (31-34). Laparoskopik nefron koruyucu cerrahi için en iD uygun indikasyon nispeten küçük ve periferal yerleşimli böbrek tümörleridir. Laparoskopik parsiyel nefrektomi sonrası onkolojik sonuçların açık nephron koruyucu cerrahiye eşdeğer olduğu gösterilmiş olsa da (35,36) henüz uzun dönem sonuçlar yayınlanmamıştır. oj Laparoskopik yaklaşımın dezavantajları açık cerrahiye oranla sıcak iskemi süresinin daha uzun olması ve intraoperatif ve postoperatif komplikasyon oranlarının daha yüksek olmasıdır ol (37-39). nk 5.1.4.1.Sonuç Laparoskopik cerrahi ile parsiyel nefrektomi teknik olarak uygulanabilir bir yöntemdir (kanıt ro o düzeyi: 2b). 5.1.4.2.Tavsiye Açık parsiyel nefrektomi günümüzde hala standart tedavidir. Laparoskopik parsiyel Ü nefrektomi deneyimli merkezlerce uygulanmalıdır (C derece tavsiye). 5.2. Alternatif tedavi Perkütan radyofrekans (RF) ablasyon (40,41), kriyoablasyon (42), mikrodalga ablasyon, lazer ablasyon ve high-intensity focused ultrsound (HIFU) gibi görüntüleme eşliğinde perkütan ve minimal girişimsel teknikler BHK’un cerrahi tedavisine alternatif yöntemler olarak öne sürülmüştür (43) (kanıt düzeyi: 2b). 22 Bu ve benzer teknikler düşük morbidite, ayaktan tedavi ve yüksek cerrahi riskli hastaların tedavi edilebilmeleri gibi avantajlar sağlayabilir (kanıt düzeyi: 2b). RF ablasyon ve benzeri minimal girişimsel tekniklerin indikasyonları arasında yaşlı hastalarda rastlantısal olarak tanı konulan küçük kortikal böbrek lezyonları, çok sayıda tümör oluşumuna genetik yatkınlığı olan hastalar veya tek böbrekli veya her iki böbreğinde de tümör olan hastalar bulunur (kanıt düzeyi: 2b). Yukarda bahsedilen girişimlerin kontraindikasyonları olarak 1 yıldan az yaşam beklentisi, çok ği sayıda metastaz ve tümörün boyut veya böbrek içinde yerleşim yerine bağlı olarak başarılı tedavinin teknik olarak güç olması sayılabilir. Genelde 5 cm’den büyük veya böbrek hilusu, ne proksimal üreter ve toplayıcı sistem yerleşimli tümörlerin RF ablasyonla tedavisi önerilmez (44). Kesin kontraindikasyonlar arasında dönüşümsüz koagulopatiler veya sepsis gibi hastanın er genel durumunu bozan hastalıkların bulunması vardır. Yüksek riskli hastalarda dahi bildirilen komplikasyon oranlarının düşük olmasına rağmen, iD açık veya laparoskopik cerrahiye alternatif bu girişimlerin onkolojik başarı ve komplikasyon oranlarının tanımlanması için daha büyük çok merkezli deneyimlere ihtiyaç vardır oj 5.2.1. Sonuç Minimal girişimsel yaklaşımlar günümüzde böbrek kanseri tedavisinde deneysel tedavi ol seçenekleri konumundadır ve etkinlikleri ileri klinik çalışmalarla değerlendirilmelidir. Bu yöntemlerin dezavantajları yeterli histopatolojik incelemenin yapılamamasıdır. Avantajları ise nk sağlık durumları bozuk olan ve bu yüzden konvansiyonel cerrahiye uygun olmayan hastaların ro o tedavisine olanak sağlamalarıdır (kanıt düzeyi: 3). 5.2.2. Tavsiye Günümüzde küçük periferal tümörleri olan ve kötü performans durumu nedeniyle açık veya laparoskopik cerrahiye uygun olmayan hastalarda BHK tedavisi için yukarda bahsedilen Ü girişimler dikkate alınmalıdır (B derece tavsiye). 5.3. Adjuvan tedavi T3 böbrek kanseri için nefrektomi uygulanan seçilmiş hasta gruplarında adjuvan tümör aşılamasının progresyonsuz sağkalım süresini iyileştirebileceğine dair bulguların, genel sağkalıma etki açısından da doğrulanmasına ihtiyaç vardır (45-49) (kanıt düzeyi: 1b). 5.3.1. Sonuç 23 Sitokinlerle adjuvan tedavi nefrektomi sonrası sağkalımı iyileştirmez (kanıt düzeyi: 1b). 5.3.2. Tavsiye Kontrollü klinik çalışmalar haricinde cerrahi sonrası adjuvan tedavi indikasyonu bulunmamaktadır (B derece tavsiye). 5.4. Metastatik BHK’da cerrahi tedavi (tümör nefrektomisi) ği Tümör nefrektomisi ancak tüm tümör dokularının cerrahi olarak çıkarılabilmesi durumunda sağaltım sağlayabilir. Metastatik hastalığı olan hastaların büyük çoğunluğunda tümör ne nefrektomisi palyatif amaçlıdır ve diğer sistemik tedaviler gereklidir. Nefrektominin immünoterapi ile beraber uygulanmasına karşılık tek başına immünoterapi uygulamasının er karşılaştırıldığı iki randomize çalışmanın meta-analizinde tümör nefrektomisi uygulanan olgularda daha iyi uzun dönem sağkalım bulunmuştur (50). Cerrahi için uygun ve iyi iD performans statüsü olan metastatik BHK hastalarında nefrektomi indikasyonu vardır (51) 5.4.1. Sonuç oj Metastatik BHK’da iyi performans statüsü olan hastalarda nefrektominin interferon-alfa (İFN- 5.4.2. Tavsiye ol alfa) ile beraber uygulanması sağkalımı iyileştirir (kanıt düzeyi: 1b). nk Tümör nefrektomisi iyi performans statüsü olan metastatik BHK hastalarında İFN-alfa ile ro o beraber uygulanması şartıyla tavsiye edilir (A derece tavsiye). 5.5. Metastazların rezeksiyonu Metastatik lezyonların tamamen çıkarılması klinik prognozun iyileştirilmesine katkı sağlar. Metastatik lezyonların tamamen rezeke edilmesi durumunda veya izole lokal nükslerde Ü immünoterapi klinik prognozun iyileştirilmesine katkı sağlamaz (51-55) (kanıt düzeyi: 2b). 5.5.1. Sonuç BHK’lu hastalarda klinik prognozun iyileştirilmesinde metastatektominin belirli rolü vardır (kanıt düzeyi: 3). 5.5.2. Tavsiye 24 Eş zamanlı metastatik yayılım olan hastalarda hastalığın rezeksiyona uygun ve hastanın performans statüsünün iyi olması durumunda metastatektomi uygulanmalıdır. Primer hastalıkla farklı zamanlı metastazlar için ameliyat olan hastalarda klinik prognoz daha kötüdür. İmmünoterapiye cevap vermiş rezidüel ve rezeksiyona uygun metastatik lezyonlarda ve/veya sınırlı (tek lezyon) sayıda farklı zamanlı metastazlarda prognozu iyileştirmek amacıyla metastatektomi uygulanmalıdır (A derece tavsiye). ği 5.6. BHK metastazlarında radyoterapi Radyoterapi diğer konservatif tedavi seçeneklerine yanıt vermeyen, rezeksiyonu mümkün ne olmayan beyin veya kemik metastazı durumunda semptomları olan sınırlı sayıda hastada er kullanılabilir (56,57). 5.6.1. Sonuç iD BHK’da metastazların radyoterapisi tek bir kemik metastazı gibi durumlarda ağrıda azalma sağlayarak semptomların giderilmesinde fayda sağlar (kanıt düzeyi: 3). oj 5.6.2. Tavsiye Bireysel olgularda beyin metastazlarının (tüm beyin ışınlaması veya stereotaksik yaklaşım) ve nk (A derece tavsiye). ol kemik lezyonlarının radyoterapisi metastatik BHK’da semptomların giderilmesini sağlayabilir 5.7. Kaynaklar ro o 1. Robson CJ, Churchill BM, Anderson W. The results of radical nephrectomy for renal cell carcinoma. J Urol 1969;101:297-301. 2. Bakal CW, Cynamon J, Lakritz PS, et al. Value of preoperative renal artery embolization in reducing blood transfusion requirements during nephrectomy for renal Ü cell carcinoma. J Vasc Interv Radiol 1993;4:727-731. 3. Hemingway AP, Allison DJ. Complications of embolization: analysis of 410 procedures. Radiology 1988;166:669-672. 4. Hom D, Eiley D, Lumerman JH, et al. Complete renal embolization as an alternative to nephrectomy. J Urol 1999;161:24-27. 5. Lanigan D, Jurriaans E, Hammonds JC, et al. The current status of embolization in renal cell carcinoma – a survey of local and national practice. Clin Radiol 1992;46:176178. 25 6. Munro NP, Woodhams S, Nawrocki JD, et al. The role of transarterial embolization in the treatment of renal cell carcinoma. BJU Int 2003;92:240-244. 7. Onishi T, Oishi Y, Suzuki Y, et al. Prognostic evaluation of transcatheter arterial embolization for unresectable renal carcinoma with distant metastasis. BJU Int 2001;87:312-315. 8. Zielinski H, Szmigielski S, Petrovich Z. Comparison of preoperative embolization followed by radical nephrectomy with radical nephrectomy alone for renal cell carcinoma. ği Am J Clin Oncol 2000;23:6-12. 9. O’Brien WM, Lynch JH. Adrenal metastases by renal cell carcinom. Incidence at ne nephrectomy. Urology 1987;29:605-607. 10. Angervall L, Wahlqvist L. Follow-up and prognosis of renal carcinoma in a series lymphadenectomy. Eur Urol 1978;4:13-17. er operated by perifascial nephrectomy combined with adrenalectomy and retroperitoneal surgery? Br J Urol 1996;77:27-1. iD 11. Kozak W, Holtl W, Pummer K, et al. Adrenalectomy-still a must in radical renal 12. Kuczyk M, Munch T, Machtens S, et al. The need for routine adrenalectomy during oj surgical treatment for renal cell cancer: the Hannover experience. BJU Int 2002;89:517522. ol 13. Kuczyk M, Wegener G, Jonas U. The therapeutic value of adrenalectomy in case of solitary metastatic spread originating from primary renal cell cancer. Eur Urol nk 2005;48:252-257. 14. Sandock DS, Seftel AD, Resnick MI. Adrenal metastases from renal cell carcinoma: ro o role of ipsilateral adrenalectomy and definition of stage. Urology 1997;49:28-31. 15. Li GR, Soulie M, Escourrou G, et al. Micrometastatic adrenal invasion by renal carcinoma in patients undergoing nephrectomy. Br J Urol 1996;78:826-828. 16. Leibovitch I, Raviv G, Mor Y, et al. Reconsidering the necessity of ipsilateral Ü adrenalectomy during radical nephrectomy for renal cell carcinoma. Urology 1995;46:316-320. 17. von Knobloch R, Seseke F, Riedmiller H, et al. Radical nephrectomy for renal cell carcinoma: is adrenalectomy necessary? Eur Urol 1999;36:303-308. 18. Zisman A, Wieder JA, Pantuck AJ, et al. Renal cell carcinoma with tumor thrombus extension: biology, role of nephrectomy and response to immunotherapy. J Urol 2003;169:909-916. 26 19. Bissada NK, Yakout HH, Babanouri A, et al. Long-term experience with management of renal cell carcinoma involving the inferior vena cava. Urology 2003;61:89-92. 20. Giberti C, Oneto F, Martorana G, et al. Radical nephrectomy for renal cell carcinoma: long-term results and prognostic factors on a series of 328 cases. Eur Urol 1997:31:40-48. 21. Glazer AA, Novick AC. Long-term followup after surgical treatment for renal cell carcinoma extending into the right atrium. J Urol 1996;155:448-450. 22. Skinner DG, Pritchett TR, Lieskovsky G, et al. Vena caval involvement by renal cell ği carcinoma. Surgical resection provides meaningful long-term survival. Ann Surg 1989;210:387-392. ne 23. Lee CT, Katz J, Shi W, et al. Surgical management of renal tumors 4 cm or less in a contemporary cohort. J Urol 2000;163:730-736. techniques and outcomes. J Urol 2001;166:6-18. er 24. Uzzo RG, Novick AC. Nephron-sparing surgery for renal tumors: indications, iD 25. Delakas D, Karyotis I, Daskalopoulos G, et al. Nephron-sparing surgery for localized renal cell carcinoma with a normal contralateral kidney: a European three-center experience. Urology 2002;60:998-1002. oj 26. Kural AR, Demirkesen O, Onal B, et al: Outcome of nephron-sparing surgery: elective versus imperative indications. Urol Int 2003;71:190-196. ol 27. Hafez KS, Fergany AF, Novick AC. Nephron-sparing surgery for localized renal cell carcinoma: impact of tumor size on patient survival, tumor recurrence and TNM staging. J nk Urol 1999; 162:1930-1933. 28. McKiernan J, Yossepowitch O, Kattan MW, et al. Partial nephrectomy for renal ro o cortical tumors: pathologic findings and impact on outcome. Urology 2002;60:1003-1009. 29. Lundstam S, Jonsson O, Lyrdal D, et al. Nephron-sparing surgery for renal cell carcinoma-long term results. Scand J Urol Nephrol 2003;37:299-304. 30. Lau WK, Blute ML, Weaver AL, et al. Matched comparison of radical nephrectomy vs Ü nephron-sparing surgery in patients with unilateral renal cell carcinoma and a normal contralateral kidney. Mayo Clin Proc 2000;75:1236-1242. 31. Desai MM, Strzempkowski B, Matin SF, et al. Prospective randomized comparison of transperitoneal versus retroperitoneal laparoscopic radical nephrectomy. J Urol 2005;173:38-41. 32. Ono Y, Hattori R, Gotoh M, et al. Laparoscopic radical nephrectomy for renal cell carcinoma: the standard of care already? Curr Opin Urol 2005;15:75-78. 27 33. Link RE, Bhayani SB, Allaf ME, et al. Exploring the learning curve, pathological outcomes and perioperative morbidity of laparoscopic partial nephrectomy performed for renal mass. J Urol 2005;173:1690-1694. 34. Novick AC. Laparoscopic and partial nephrectomy. Clin Cancer Res 2004;10:6322S6327S. 35. Porpiglia F, Fiori C, Terrone C, et al. Assessment of surgical margins in renal cell carcinoma after nephron sparing: a comparative study: laparoscopic vs open surgery. J ği Urol 2005;173:1098-1101. 36. Matin SF, Gill IS, Worley S, et al. Outcome of laparoscopic radical and open partial J Urol 2002;168:1356-1359; discussion 1359-1360. ne nephrectomy for the sporadic 4 cm or less renal tumor with a normal contralateral kidney. er 37. Rassweiler J, Tsivian A, Kumar AV, et al. Oncological safety of laparoscopic surgery for urological malignancy: experience with more than 1,000 operations. J Urol iD 2003;169:2072-2075. 38. Makhoul B, De La Taille A, Vordos D, et al. Laparoscopic radical nephrectomy for T1 renal cancer: the gold standard? A comparison of laparoscopic vs open nephrectomy. BJU oj Int 2004;93:67-70. 39. Wille AH, Roigas J, Deger S, et al. Laparoscopic radical nephrectomy: techniques, ol results and oncological outcome in 125 consecutive cases. Eur Urol 2004;45:483488;discussion 488-489. nk 40. Lui KW, Gervais DA, Mueller PR. Radiofrequency ablation: an alternative treatment method of renal cell carcinoma. Chang Gung Med J 2004;27:618-623. ro o 41. Lewin JS, Nour SG, Connell CF, et al. Phase II clinical trial of interactive MR imaging-guided interstitial radiofrequency thermal ablation of primary kidney tumors: initial experience. Radiology 2004;232:835-845. 42. Gill IS Remer EM, Hasan WA, et al. Renal cryoablation: outcome at 3 years. J Urol Ü 2005;173:1903-1907. 43. Lin CH, Moinzadeh A, Ramani AP, et al. Histopathologic confirmation of complete cancer-cell kill in excised specimens after renal cryotherapy. Urology 2004;64:590. 44. Hines-Peralta A, Goldberg SN. Review of radiofrequncy ablation for renal cell carcinoma. Clin Cancer Res 2004;10:6328S-6334S 45. Galligioni E, Quaia M, Merlo A, et al. Adjuvant immunotherapy treatment of renal carcinoma patients with autologous tumor cells and bacillus Calmette-Guerin: five-year results of a prospective randomized study. Cancer 1996;77:2560-2566. 28 46. Figlin RA, Thompson JA, Bukowski RM, et al. Multicenter, randomized, phase III trial of CD8(+) tumor-infiltrating lymphocytes in combination with recombinant interleukin-2 in metastatic renal cell carcinoma. J Clin Oncol 1999;17:2521-2529. 47. Clark JI, Atkins MB, Urba WJ, et al. Adjuvant high-dose bolus interleukin-2 for patients with high-risk renal cell carcinoma: a cytokine working group randomized trial. J Clin Oncol 2003;21:3133-3140. 48. Atzpodien J, Schmitt E, Gertenbach U, et al: German Cooperative Renal Carcinoma ği Chemoimmunotherapy Trials Group (DGCIN). Adjuvant treatment with interleukin-2 and interferon-alpha2a-based chemoimmunotherapy in renal cell carcinoma post tumor ne nephrectomy: results of a prospectively randomised trial of the German Cooperative Renal Carcinoma Chemoimmunotherapy Group (DGCIN). Br J Cancer 2005;92:843-846. er 49. Jocham D, Richter A, Hoffmann L, et al. Adjuvant autologous renal tumor cell vaccine and risk of tumor progression in patients with renal-cell carcinoma after radical iD nephrectomy: phase III, randomised controlled trial. Lancet 2004;363:594-599. 50. Flanigan RC, Mickisch G, Sylvester R, et al. Cytoreductive nephrectomy in patients with metastatic renal cancer: a combined analysis. J Urol 2004; 171: 1071-1076. oj 51. Ljungberg B, Landberg G, Alamdari FI. Factors of importance for prediction of survival in patients with metastatic renal cell carcinoma, treated with or without ol nephrectomy. Scand J Urol Nephrol 2000;34:246-251. 52. Pongracz N, Zimmerman R, Kotz R. Orthopaedic management of bony metastases of nk renal cancer. Semin Surg Oncol 1988;4:139-142. 53. Tongaonkar HB, Kulkarni JN, Kamat MR. Solitary metastases from renal cell ro o carcinoma: a review. J Surg Oncol 1992;49:45-48. 54. van der Poel HG, Roukema JA, Horenblas S, et al. Metastasectomy in renal cell carcinoma: a multicenter retrospective analysis. Eur Urol 1999;35:197-203. 55. Jackson RJi Loch SC, Gokaslan ZL. Metastatic renal cell carcinoma of the spine: Ü surgical treatment and results. J Neurosurg 2001;94(1 Suppl):18-24. 56. Fossa SD, Kjolseth I, Lund G. Radiotherapy of metastases from renal cancer. Eur Urol 1982;8:340-342. 57. Gez E, Libes M, Bar-Deroma R, et al. Postoperative irradiation in localized renal cell carcinoma: the Rambam Medical Center experience. Tumori 2002;88:500-502. 58. Andrews DW, Scott CB, Sperduto PW, et al. Whole brain radiation therapy with or without stereotactic radiosurgery boost for patients one to three brain metastases: phase III results of the RTOG 9508 randomised trial. Lancet 2004;363:1665-1672. 29 59. Kavolius JP, Mastorakos DP, Pavlovich C, et al. Resection of metastatic renal cell carcinoma. J Clin Oncol 1998;16:2261-2266. 6. METASTATİK BHK’DA SİSTEMİK TEDAVİ 6.1. Kemoterapi BHK proksimal tübülden kaynaklanması nedeniyle çoklu-ilaç direnç proteini P-glikoprotein ği ekspresyonu gösterir ve bu sayede çoğu kemoterapi şekline dirençlidir. Kemoterapi sadece 5floroürasilin (5FU) immünoterapi ajanlarıyla beraber kullanılması durumunda etkili gibi ne durmaktadır (1). er 6.1.1. Sonuç Metastatik BHK (mBHK) hastalarında sadece 5FU’nun immünoterapi ile beraber kullanılması iD etkili gibi durmaktadır (kanıt düzeyi: 3). 6.1.2. Tavsiye oj Metastatik BHK hastalarında kemoterapinin monoterapi şeklinde kullanımı etkin bir tedavi 6.2. İmmünoterapi ol şekli olarak değerlendirilmelidir (B derece tavsiye). nk 6.2.1. İnterferon-alfa Metastatik BHK hastalarında randomize çalışmalarda İFN-alfa sağkalım açısından hormonal ro o tedaviye üstünlük sağlamıştır (2). Çalışmalarda İFN-alfa 12 hafta boyunca haftada 3 kez 10 MU dozunda kullanılmıştır. Tedaviden fayda gören hastalar iyi WHO performans statüsü olan Ü ve 12 haftadan az olmamak kaydıyla 1 yıla kadar tedavi gören hastalardır. 6.2.1.1.Sonuç İyi performans statüsü olan hastalarda İFN-alfa ile immünoterapi fayda sağlamakta ve sağkalımı birkaç ay arttırmaktadır (kanıt düzeyi: 1b). 6.2.1.2.Tavsiye İnterferon-alfa mBHK hastalarında standart tedavi olarak değerlendirilebilir (A derece tavsiye). 30 6.2.2. İnterlökin-2 İnterlökin-2 (İL-2) 1985 yılından beri mBHK’da kullanılmaktadır. Çeşitli çalışmalar %7-27 arası cevap oranları göstermiştir (3-5). En uygun İL-2 rejimi kesinleşmiş değildir ancak yüksek doz bolus İL-2 ile uzun dönem (>10 yıl) tam yanıt mümkün olmuştur (6). Ancak İL-2 tedavisini destekleyici tedavi ile karşılaştıran randomize çalışmalar yoktur. İL-2, İNF-alfaya göre oldukça yüksek toksisite gösterir. İmmünoterapiye sadece berrak hücreli tip BHK cevap ği vermekte gibi durmaktadır. 6.2.2.1.Sonuç ne İnterlökin-2’nin yan etkileri İNF-alfaya göre daha fazladır. Yüksek doz İL-2 sınırlı sayıda hastada uzun dönem tam yanıt sağlar. Bugüne değin mBHK hastalarında INF-alfa veya İL-2 er tedavisinin üstünlüğü gösterilememiştir (kanıt düzeyi: 1b). iD 6.2.2.2.Tavsiye Sadece iyi performans statüsü olan ve berrak hücreli alt tip histolojisi olan mBHK hastaları oj İL-2 veya İNF-alfa immünoterapi ile tedavi edilebilir (B derece tavsiye). 6.2.3. Kombine tedaviler ol Sitokinlerin beraber kullanıldığı tedavilerin etkinliğini araştırmak için birkaç randomize çalışma yapılmıştır. Hasta sağkalımı monoterapi rejimleri ile elde edilen oranlardan daha iyi nk bulunmamıştır (7).Cis-retinoik asit veya 5FU ile verilen diğer kombinasyonlar bazı sağkalım ro o avantajları sağlasa da anlamlı klinik yarar görülmemiştir (8,9). 6.2.3.1.Sonuç mBHK hastalarında kombinasyon tedavisi ile bugüne dek herhangi bir klinik yarar Ü gözlenmemiştir (kanıt düzeyi: 1b). 6.2.3.2.Tavsiye İFN-alfa ile İFN-alfa/İL-2/5FU tedavilerinin karşılaştırıldığı MRC/EORTC çalışmasının sonucu beklenmektedir ancak günümüzde kombinasyon tedavisi klinik çalışmalar haricinde tavsiye edilmemektedir. 6.3. Anjiyogenez inhibitörü ilaçlar 31 Son zamanlarda anjiyogenez eksenini hedef alan ilaçlar BHK’da araştırılmaktadır. Berrak hücreli BHK’da anjiyogenez proteinlerinin yüksek ekspresyonuna bağlı olarak bu proteinlerden biri olan vasküler epitelyal büyüme faktörünün (VEBF) antikorlarla inhibisyonunda klinik etkinlik gözlenmiştir (10). Buna ek olarak tirozin kinazların inhibisyonu da klinik etkinlik göstermiştir (11,12). Bu çalışmalarda tümör anjiyogenezinde azalma ve buna olarak klinik yanıt ve sağkalım açısından olumlu sonuçlar bildirilmiştir. mBHK’da bu yeni ajanların birincil ve ikincil tedavi yöntemlerine göre konumları ve bu ği ajanların sitokinlerle ve birbirleriyle kombinasyonları halen araştırılmaktadır. ne 6.3.1. Sonuç Anjiyogenez inhibitörlerinin mBHK hastalarında yanıt ve sağkalım açısından etkinlikleri er kanıtlanmıştır (kanıt düzeyi: 1a). iD 6.3.2. Tavsiye Anjiyogenez hedefleyen ilaçlar mBHK hastalarında birinci veya ikinci basamak tedavi olarak oj düşünülmelidir (A derece tavsiye). 6.4. Kaynaklar ol 1. Stadler WM, Huo D, George C, et al. Prognostic factors for survival with gemcitabine 1145 nk plus 5-fluorouracil based regimens for metastatic renal cancer. J Urol 2003;170:11412. Medical Research Council Renal Cancer Collaborators. Interferon-alpha and survival ro o in metastatic renal carcinoma: early results of a randomised controlled trial. Medical Research Council Renal Cancer Collaborators. Lancet 1999;353:14-17. 3. Rosenberg SA, Lotze MT, Yang JC, et al. Prospective randomized trial of high-dose interleukin-2 alone or in conjunction with lymphokine-activated killer cells for the Ü treatment of patients with advanced cancer. J Natl Cancer Inst 1993;85:622-632. 4. Fyfe G, Fisher RI, Rosenberg SA, et al. Results of treatment of 255 patients with metastatic renal cell carcinoma who received high-dose recombinant interleukin-2 therapy. J Clin Oncol 1995;13:688-696. 5. McDermott DF, Regan MM, Clark JI, et al. Randomised phase III trial of high-dose interleukin-2 versus subcutaneous interleukin-2 and interferon in patients with metastatic renal cell carcinoma. J Clin Oncol 2005;23:133-141. 32 6. Yang JC, Sherry RM, Steinberg SM, et al. Randomised study of high-dose and lowdose interleukin-2 in patients with metastatic renal cancer. J Clin Oncol 2003;21:31273132. 7. Negrier S, Escudier B, Lasset C, et al. Recombinant human interleukin-2, recombinant human interferon alfa-2a, or both in metatstatic renal-cell carcinoma. Groupe Francais d’Immunotherapie. N Engl J Med 1998;338:1272-1278. 8. Aass N, De Mulder PH, Mickisch GH, et al. Randomised phase II/III trial of interferon ği Alfa-2a with and without 13-cis-retinoic acid in patients with progressive metastatic renal cell carcinoma: the European Organisation for Research and Treatment of Cancer Genito- ne Urinary Tract Cancer Group (EORTC 30951) J Clin Oncol 2005;23:4172-4178. 9. Atzpodien Atzpodien J, Kirchner H, Illiger HJ, et al. IL-2 in combination with IFN- er alpha and 5-FU versus tamoxifen in metastatic renal cell carcinoma: long-term results of a controlled randomized clinical trial. Br J Cancer 2001;85:1130-1136 iD 10. Yang JC, Haworth L, Sherry RM, et al. A randomized trial of bevacizumab, an antivascular endothelial growth factor antibody, for metastatic renal cancer. N Engl J Med 2003;349:427-434. oj 11. Patel PH, Chaganti RS, Motzer RJ. Targeted therapy for metastatic renal cell carcinoma. Br J Cancer 2006 Feb 7 [Epub ahead of print] ol 12. Motzer RJ, Michaelson MD, Redman BG, et al. Activity of SU11248, a multitargeted inhibitor of vascular endothelial growth factor receptor and platelet-derived growth factor nk receptor, in patients with metastatic renal cell carcinoma. J Clin Oncol 2006;24:16-24. ro o 7. BHK’DA RADİKAL CERRAHİ TEDAVİ SONRASI TAKİP 7.1. Giriş Radikal cerrahi sonrası takip ile üroloji uzmanı aşağıda belirtilen konuları denetler ve belirler: postoperatif komplikasyonlar • böbrek fonksiyonu • lokal nüks • kaşı böbrekte nüks • metastaz gelişimi Ü • Araştırmaların zamanlaması ve metodu birçok çalışmaya konu olmuştur. Böbreğin radikal cerrahisi sonrası takip şekli konusunda görüş birliği yoktur. 33 Postoperatif komplikasyonlar ve böbrek fonksiyonu anamnez, fizik muayene ve serum kreatinin ölçümü ile kolayca değerlendirilir. Cerrahi öncesi böbrek fonksiyonlarında bozukluk veya cerrahi sonrası serum kreatinin değerlerinde anlamlı yükselme olan olgularda serum kreatinin uzun süreli takip edilmelidir (1). Lokal nüks nadirdir (%1.8), ancak en etkili tedavisinin sitoredüktif cerrahi olması nedeniyle lokal nüksün erken belirlenmesi yararlıdır (2,3). Karşı taraf böbrekte nüks de nadirdir (%1.2) ve pozitif cerrahi sınır, multifokalite ve histolojik derece ile ilişkilidir (4). ği Takipte amaç metastazların tanısının erken konulmasıdır. Bunun nedeni tümörün yayılarak büyümesinin cerrahi rezeksiyon olasılığını azaltmasıdır. Oysa cerrahi rezeksiyon rezeke ne edilebilir ve tekil metastazların standart tedavisi olarak kabul edilir. Ek olarak klinik çalışmalara alınacak hastalarda tümör nüksünün erken tanısı tümör yükünün az olmasını er sağlayarak sistemik tedavinin etkinliğini arttırabilir. iD 7.2. Hangi hastada hangi inceleme ve ne zaman? Tüm hastalarda tekrarlayan yoğun radyolojik takip gerekli değildir çünkü örneğin küçük iyi diferansiye tümörlerde cerrahi sonrası prognoz hemen her zaman mükemmeldir. Bu nedenle oj takipte nüks ve metastaz gelişim riski göz önünde bulundurularak değişiklikler yapılabilir. Bu konuda randomize çalışmalara dayanan kanıt olmamasına rağmen uzun dönem takip sonuçları ol olan büyük çalışmalardan bazı sonuçlar çıkarılabilir (kanıt düzeyi: 4). Prognoz üzerine etkili faktörler anatomik, histolojik, klinik ve moleküler olarak nk sınıflandırılabilir (5,6). Anatomik faktörler tümör boyutu, evre, venöz yayılım, adrenal yayılım ve lenf düğümlerinin durumunu kapsar. Histolojik faktörler derece, sarkom varlığı, ro o nekroz ve toplayıcı sisteme yayılımı kapsar. Klinik faktörler hasta performans statüsü, anemi, trombosit sayısı ve kaşeksiden oluşur. Gelecekte uygulanabilecek tedavi yöntemleri ile ilgili olarak birçok moleküler belirteç araştırılmaktadır. Bu belirteçler immünoterapi, aşı, gen ve anjiyogenez tekniklerini içerir Ü ancak günümüzde bunların hiçbiri yaygın kullanımda değildir. 7.3. Görüntüleme yöntemleri Nüks riskinin düşük olduğu durumlarda akciğer grafisi ve US seçilecek uygun yöntemlerdir. Orta ve yüksek nüks riski olan olgularda ise göğüs ve karın BT’si seçilmelidir, ancak tekrarlayan BT incelemelerine bağlı radyasyon dozunun yol açacağı önemli morbidite hesaba katılmalıdır (7). 34 Yeni etkin tedavi yöntemlerinin bulunmasına bağlı olarak daha katı takip programları gerekebilir. Başka bir sorunlu konu da hastaların ne kadar süre takip edilmelerinin gerekliliğidir. Radyolojik incelemelerin 5 yıllık takip sonrasında maliyet-etkinlik hesapları açısından avantajlı olmadığı düşünülebilir (8). Geç metastazlar sıklıkla tekildir ve bunlar sağaltım amaçlı agresif tedavileri gerektirir. Ayrıca karşı taraf böbrekte tümör gelişen hastalar (%2-3) tümörün küçük boyutta saptanması durumunda nefron koruyucu cerrahi ile tedavi edilebilir. Parsiyel ve radikal nefrektomi sonrası takiplerde 4 cm’den küçük tümörler için nüks ği açısından belirgin bir fark görülmemektedir (9). Bu değişkenlerin birçoğunun kullanılması ile çeşitli araştırıcılar tümör nüksü ve metastaz ne gelişimi açısından hastaları düşük, orta ve yüksek risk gruplarına ayıran skorlama sistemleri ve algoritmalar geliştirmiştir. Her grup için uygulanacak araştırma testleri ve süresi farklıdır er (10-13). Bu skorlama sistemlerinin örnekleri Tablo 3 ve 4’de görülmektedir. iD Tablo 3: Mayo Skorlama Sistemine göre berrak hücreli BHK hastalarında nefrektomi sonrası metastaz öngörüsü için skorlama algoritması oj Özellik Skor Primer tümör / T-evresi ol pT1a 0 2 pT2 3 pT3-pT4 4 ro o nk pT1b Ü Tümör boyutu <10 cm 0 >10 cm 1 Bölgesel lenf düğümlerinin durumu pNx/pN0 0 pN1-pN2 2 Nükleer derece Derece 1-2 0 Derece 3 1 35 Derece 4 3 Tümör nekrozu Nekroz yok 0 Nekroz 1 Mayo skorlama sistemi ile risk grupları 0-2 düşük risk, 3-5 orta risk ve >6 yüksek risk olarak ği ayrılabilir (13). 3 Yıl 5 Yıl 10 Yıl Düşük 0.5 2.1 2.9 7.5 Orta 9.6 20.2 26.2 35.7 Yüksek 42.3 62.9 68.8 76.4 iD 1 Yıl oj Risk grubu er nefrektomi sonrası yığılmış metastaz riski (%) (13) ne Tablo 4: Berrak hücreli BHK hastalarında Mayo Skorlama Sistemi risk grupların göre Bu skorlama sisteminin kullanılması sayesinde görüntüleme yöntemlerinin belirlenmesinde nk 7.4. Sonuç ol seçici davranılabilinir ve yoğun takip gerektiren hastalar daha uygun şekilde saptanılabilinir. Tümör riski ve sistemik yayılım açısından çok düşük riski olan olgularda rutin takiplerde BT göz ardı edilebilir. Bu olgularda BT sadece tümöre bağlı semptomların bulunması durumunda ro o uygundur. Orta risk gruplarında, uygun bir nomogramın kullanılarak, düzenli aralıklarla BT incelemelerini de içeren yoğun takip programı uygulanmalıdır. Yüksek riskli hastaların Ü takiplerinde rutin BT incelemeleri kullanılmalıdır (kanıt derecesi: 4). 7.5. Tavsiye Her hasta için tümör nüksü ve sistemik yayılım riskinin, risk ayrıştırması için geliştirilmiş bir risk nomogramına göre belirlenerek, seçilecek takip programının yoğunluğu belirlenmelidir (C derece tavsiye). 7.6. Kaynaklar 36 1. Lau WK, Blute ML, Weaver AL, et al. Matched comparison of radical nephrectomy vs nephron-sparing surgery in patients with unilateral renal cell carcinoma and a normal contralateral kidney. Mayo Clinic Proc 2000;75:1236-1242. 2. Itano NB, Blute ML, Spotts B, et al. Outcome of isolated fossa recurrence after nephrectomy. J Urol 2000;164:322-325. 3. Sandhu SS, Symes A, A’Hern R, et al. Surgical excision of isolated renal-bed recurrence after radical nephrectomy for renal cell carcinoma. BJU Int 2005;95:522-525. ği 4. Bani-Hani AH, Leibovich BC, Lohse CM, et al. Associations with contralateral recurrence following nephrectomy for renal cell carcinoma using a cohort of 2,352 ne patients. J Urol 2005;173:391-394. 5. Lam JS, Shvarts O, Leppert JT, et al. Renal cell carcinoma 2005: new frontiers in er staging, prognostication and targeted molecular therapy. J Urol 2005;173:1853-1862. 6. Pattard JJ, Leray E, Rioux-Leclercq N, et al. Prognostic value of histological subtypes iD in renal cell carcinoma: a multicenter experience. J Clin Oncol 2005;23:2763-2771. 7. Ionising Radiation (Medical Exposures) Regulations 2000. National Radiation Protection Board 2000. oj 8. Montie J. Follow-up after partial or total nephrectomy for renal cell carcinoma. Urol Clin North Am 1994;21:589-592. ol 9. Pattard JJ, Shvarts O, Lam JS, et al. Safety and efficacy of partial nephrectomy for all T1 tumors based on an international multicenter experience. J Urol 2004;171:2181-2185. nk 10. Ljungberg B, Alamdari FI, Rasmuson T, et al. Follow-up guidelines for nonmetastatic renal cell carcinoma based on the occurence of metastases after radical nephrectomy. BJU ro o Int 1999;84:405-411. 11. Kattan MW, Reuter V, Motzer RJ, et al. A postoperative prognostic nomogram for renal cell carcinoma. J Urol 2001;166:63-67. 12. Lam JS, Shvarts O, Leppert JT, et al. Postoperative surveillance protocol for patients Ü with localized and locally advanced renal cell carcinoma based on a validated prognisticated nomogram and risk group stratification sysytem. J Urol 2005;174:466-472. 13. Leibovich BC, Blute ML, Cheville JC, et al. Prediciton of progression after radical nephrectomy for patients with clear renal cell carcinoma: a stratification tool for prospective clinical trials. Cancer 2003;97:1663-1671. 8. YAZIDA KULLANILAN KISALTMALAR 5FU 5-floroürasil 37 bilgisayarlı tomografi HIFU High-intensity focused ultrasound İFN-alfa interferon-alfa İL-2 interlökin-2 mBHK metatstatik böbrek hücreli karsinom MRG magnetik rezonans görüntüleme BHK böbrek hücreli karsinom RF radyofrekans TNM Tümör Nod Metastaz US ultrason VEBF vasküler endotelyal büyüme faktörü DSÖ Dünya Sağlık Örgütü Ü ro o nk ol oj iD er ne ği BT
Benzer belgeler
Tam Metin PDF - Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi
Evrelendirme de genelde TNM
evreleme sistemi kullanılır (Tablo 1).
Prognostik