23 muamması - Okyanus Koleji
Transkript
23 muamması - Okyanus Koleji
Okyanus’un Genç Kalemleri Editörün Notu İnsanların veya iş görenlerin bir eylemde ortaya koydukları bedensel ve düşünsel (zihinsel) çabalara emek denir. İnsan bir işin üstadı olmak istiyorsa emek vermelidir. Labor omnia vincit improbus (Güçlü bir emek her şeyin üstesinden gelir) demiş Virgilius. Ben ve arkadaşlarım da, sizinle bu düşünce içerisinde çıktık şuan bulunduğumuz uzun mavi yola. Daha yolun başlangıç evresindeyiz. İnşallah kayıpsız ve sürekli bir şekilde yolumuza birlikte devam edeceğiz. İçindekiler 23 Sayısının Sırrı ...................................02 Yunanistan, Hangi Yunanistan? ............04 Ara GÜLER ...........................................05 Dünya Emekçi Kadınlar Günü ..............07 Muhteşem Yüzyıl’ın Kıyafetleri .............09 Star Wars ................................................10 İtalyan Mutfağı ......................................13 İkinci sayımızı da sizlerle paylaşmış bulunmaktayız. Aramızda ilk sayımızda bizimle birlikte olan arkadaşlarımız da var, dergimize yeni katılanlar da. Hep birlikte uyum ve emek içerisinde Okyanus Kolejleri Genç Kalemler Dergisi 2. sayısı için toplandık. İnanıyorum ki hepiniz geçen sayımızdaki gibi bu sayımızı da beğeniyle okuyacaksınız... Editör Yurt Dışı Eğitimi-Kanada ......................14 Klasik Müzik .........................................16 Sanat ..................................................... 18 Kendi İçindeki Mutluluk .......................19 Astroloji .................................................20 Lincredible ............................................ 21 İnci Sözlük ............................................23 Absürd Haberler ................................... 24 YAZARLAR Alpcan TEZOL Emre GOCAY Simay TOKGÖZ Editör Sinema Yazarı Genel Yaşam Yazarı Mustafa ZÜLBAHAROĞLU Yiğit ELEMEN Ezgi TOPCU Yardımcı Editör Lezzet Ustası Astroloji Yazarı Fatih YEŞİLÇİÇEK Tolgacan APAYDIN Alp SALICI Gündem Haberleri Yazarı Yurt Dışı Eğitim Yazarı Spor Yazarı Emirhan ERKAN Yavuz TİLEK Eda YAVAŞ Ekonomi Yazarı Müzik Yazarı Absürt Haber Yazarı Sena EDİNCİK Tuğçe DEMİRCAN Burak BAKUMDİ Moda Yazarı Sanat Yazarı Online Yaşam Yazarı Okyanus’un Genç Kalemleri 23 GÜNDEM SAYISININ SIRRI “23 muamması” tüm olayların doğrudan 23 sayısıyla, 23’ün permütasyonlarıyla ya da 23’le ilgili olan bir sayıyla bağlantılı olduğu inancıdır. İşte örnekler: Fatih YEŞİLÇİÇEK • • • • • • • • • • • 23 sayısı iki filme konu olmuştur. Birincisi 1998 yılında çekilen bir Alman filmi olan “23”, diğeri de başrolünü Jim Carrey’nin oynadığı “23 Numara” adlı filmdir. Russell Crowe’un başrolünü oynadığı, Nobel ödüllü yazar John Nash’i canlandırdığı “Akıl Oyunları” adlı filmde, Profesör Nash de 23 sayısına takıntılıydı. Nash, toplam 23 bilimsel makale yayımlamıştı. Antik Çin’de insanlar sayıların cinsiyetleri sembolize ettiğine inanırdı. Çift rakamlar kadınları, tek rakamlar da erkekleri temsil ederdi, asal sayı 23 ise en erkeksi sayıydı. Bir felaket filmi Airport’ta bombacının koltuk numarası 23’tü. Lost dizisinde 23, dünyanın sonunun gelmesini engellemek için bilgisayara girilen 6 sayıdan birisiydi. Teröristler, Amerika’ya 11 Eylül 2001 tarihinde saldırdılar. Rakamlar toplandığında 23 sayısı ortaya çıkıyor; 9+11+2+0+0+1=23. Eski Ahit’e göre, Adem ile Havva’nın tam 23 kızı bulunuyor. Her ebeveyn, çocuğunun DNA’sına 23 kromozom verir. Kanın tüm vücutta dolaşımını tamamlaması 23 saniye sürer. İnsanlarda cinsiyeti belirleyen 23. kromozomdur. Latin alfabesinde 23 harf bulunur. Julius Caesar suikastı sırasına 23 kez bıçaklanmıştır. William Shakespare 23 Nisan 1564’te doğmuştur. William Shakespare 23 Nisan 1616 ‘da ölmüştür. Tapınak Şövalyeleri’nin 23 Büyük Üstadı vardır. Micheal Jordan kariyeri boyunca hep 23 numaralı formayı giydi. • • • • • • • 02 Dünyanın ekseni 23.5 derece eğridir. Eski Mısır kavimleri 23 Temmuz’da başlar. Mayalar dünyanın sonunun 23 Aralık 2012’de (20+1+2=23) geleceğine inanırlar. Charles Darwin’in 1859’da yayınladığı kitabı “Türlerin Kökeni” de yayınlandığı yıl olan 1859, yani 1+8+5+9=23’e denk gelir. Jim Carrey’nin yapım şirketinin adı JC23 Entertainment’ tır. Kurt Cobain 1967 doğumludur. 1+9+6+7=23 Kurt Cobain 1994’te ölmüştür. 1+9+9+4=23. William S. Burroughs 23’ün esrarını keşfetti. Filmin esin kaynağı olan 23 sayısı öğrendik ki hayatın birçok alanında kendini gösteriyor. 23 sayısı birçok gizemli tesadüfte saklı ancak sadece onu fark edebilen görüyor. “23 muamması” tüm olayların doğrudan 23 sayısıyla ilişkili olduğu inancını kapsıyor. Yazar William S. Burroughs’un keşfettiği bu muamma bazıları için iyiye işaret, diğerleri için ise bir felaket simgesi. Hikaye şöyle devam ediyor… Burroughs, Fas’ın Tanca şehrindeyken İspanya’ya giden bir geminin kaptanı olan Clark’la tanışır. Bir gün Clark, Burroughs’a 23 yıldır kazasız gidip geldiğini anlatır. Ve o gün gemisi batar. O gece Burroughs radyoda New York’tan Miami’ye giden 23 sefer sayılı uçağın düştüğünü duyar. Pilotun adı da geminin kaptanı gibi Clark’tır. Burroughs bu olaylardan sonra 23 sayısıyla ilgili kayıtlar tutmaya başladı. kurtulan yolcu sayısı 23 idi. Rose ve doktor Jack uçakta 23. sırada oturuyorlardı. Filmin ana karakterlerinden Kate’i yakalayana 23 bin dolar ödül vardı. Ve dizide sıklıkla karşımıza çıkan şifrede 23 sayısı yer alır. “Heroes” dizisindeki karakterlerden biri daima 23 numaralı otel odasında kalır. • • • • • • • Dutch Schultz hakkında yazarken fark eder ki gangster 23 Ekim 1935’te düzenlenen bir suikastin ardından ölmüştür. 23 Ekim’den söz açılmışken… 16. yüzyılda yaşayan Başpiskopos James Ussher dünyanın MÖ 23 Ekim 4004’te yaratıldığını iddia ederken Mayalılar’ın dünyanın sonu olarak verdiği tarih 23 Aralık 2012 idi. Eski kehanet yöntemi I Ching’deki 23. altıgen “ayrılmak”, telegraf şifresindeki 23 “hattı kes” anlamına geliyor. İngiliz astrolog, yazar ve ressam Aleister Crowley 23 sayısının “ayrılık, neşe ve hayat” anlamına geldiğini söylemişti. Şüpheyle bakanlar da var.. “23 muamması”na şüpheyle bakanlar da yok değil. Onlar bu tesadüfleri tek bir sayıya odaklanmaya bağlıyor. Bu doğru olabilir ama bazıları bu 23’lerle eğleniyor, bu uyumdan zevk alıyorlar. Bu arada diğerleri için 23 sayısı hayatı oldukça zorlaştırıyor. Genesis P. Orridge (kurduğu müzik grubu Psychic TV 23 ay boyunca her ayın 23’ünde albüm çıkarmaya niyetlendi, 17. nedense sonuncu oldu) başka bir İngiliz müzik grubu olan Cabaret Voltaire’in elemanlarına bu muammadan bahsetti. İlgilenseler de şüpheyle yaklaştılar. İki gün sonra Genesis’i aradılar: “Seni serseri! Üç konser vermek için Hollanda’ya geldik. Oteldeki oda numaramız 23 ve ayın 23’ündeki konser bir felaketti. Döndüğümüz her yerde 23’ü görüyoruz. Ne yaptın sen?” Genesis’in cevabı “Fark etmeye başlayacağınızı söylemiştim” oldu. Mantıklı düşünülünce “23 muamması” algıda seçicilikle de açıklanabilir. Ama bu tür gizemlerden hoşlanıyorsanız hayatınızdaki 23’leri aramaya başlayın.. “Family Guy”ın bir bölümünde Peter’ın bahis kuponunda 23 sayısı yer alır. “Lost”ta düşen uçağın kuyruk kısmından • Matematik Roma rakamlarınde 23, XXIII şeklinde yazılır: İki “X” ve üç “I”. Eğer 1 sayısı dikkate alınmazsa tam sayılar 2 ve 3 toplama yoluyla başka bir tam sayı oluşturmak için yeterli en küçük sayılardır. (örn: 13= 2 + 2 + 2 + 2 + 2 + 3) XXIII Pi sayısının (3,14159) ilk altı basamağının toplamı 23’tür. Olasılık teorisinde, doğum günü paradoksu şöyle geçer: Rastgele seçilmiş 23 kişi arasında, en azından iki kişinin doğum günlerinin aynı olma olasılığı yüzde 50’nin üzerindedir. • 03 Kuran’ın Hz. Muhammed (S.A.V.)’e indirilmesi 23 yıl sürdü. Okyanus’un Genç Kalemleri EKONOMİ Yunanistan, Hangi Yunanistan? tina karıştı. Karışması da gerekirdi zaten. “Neden mi?” diye sormanıza gerek yok. Biraz televizyon izleyen bir insanın bunu bilmemesine imkan yok. Avrupa krizin eşiğinde lafı artık biraz saçma olur direkt krizin içinde. Yunanistan benim görüşümle tembel lafının sözlükteki karşıtı olabilir ve hiçbirşey düşünülmeden yapılan bu tembellik Avrupa hükümetlerinin canını sıkmış ve Yunanistan’ı hafif hafif yoklamaya, zorlamaya ve uyarmaya başlamışlardır. Yunan devleti ve bakanları bazı şeyleri sonradan farkedip ağırlaştırılmış bir kemer sıkılaştırma politikasina gidip insanları bir bakıma ‘Boşuna yaşıyorsunuz kendinizi doyurun bu size yeter’ anlayışına sokmustur. “Sizin hayaliniz yok mu? Bu dünyaya bu yüzden mi geldik?” diye sormaz mı insan? “Eden bulur” diye bir laf var aslında ama bu lafı tüm Yunan vatandaşları için söyleyemeyiz. Ama yapacak fazla birşey yok. Avrupa’da Almanya denen bir güç var ki şu anda Avrupa demek zaten Almanya demek. Alman hükümeti Yunanistan’ın ekonomi kontrolünün kendilerine bırakılmasını istiyor. Ve bunun anlamı herşeyi geçersek yani gündeme yansıtılanları. Bu tamamen bir milleti yönetmek, insanları istediği gibi yaşatmayıp hükümetin istekleri doğrultusunda yaşayıp o şartları kabullenip az bir maaş ve katkıyla onlardan ucuz iş gücü oluşturmak. Dolaylı yollardan bu demek kafanızı kullanabiliyosanız... Ki bu söylediklerimin ‘sömürgecilik’ deyiminin aynısı olduğunu da anlayabiliyorsunuzdur. Ve işin kötü yanı da Yunanistan’ın yapabileceği pek fazla şey kalmadı. Almanya gibi Avrupa’nın en çalışkanı ve en güçlüsü olan bir ülkeye karşı söyleyebilicekleri fazla birşey de yok. Almanya çalışır yapar ve küçük şeylerden büyük güçler çıkarır. Ve şu an istediği doğrultuda Avrupa’yı kendine bağımlı yapmıştır. Bunu daha çok erkeklerin anlayabiliceği şekilde söyleyeyim. Besiktaş ve Yıldırım Demirören ilişkisi gençler... Şu anda Besiktaş’ın Yıldırım Demirören’e çok fazla borcu var ve Yıldırım Demirören ne yaparsa yapsın kesinlikle o koltukta oturmaya devam edecek taa ki Besiktaş o borcu kapayana kadar ki bu seneler sürer o seneler içerisinde de Besiktaş Yıldırım Demirören olur. Anladınızmı? Aynı olayı Avrupa için de düşünebiliriz. Ya kriz, ya Almanya demek Emirhan ERKAN zorundalar. “Almanya çatısının altında çalışılıp, eski güç geri kazanılır mı?” diye sorarsanız evet tabi ki kazanılır neden kazanılmasın onu da şöyle özetleyeyim. Bir sen para kazanırken aslında anlamadan farkına varmadan bazı şeyler değişir. Bunu bir ülkenin ‘asimile’ oluşu ile de özetleyebiliriz. Sen değerlerini kaybeder Alman pazarına göre yaşar, Alman’ın kültürünü yaşamaya başlarsın. Nerede o helen çocuklarına duyulan saygı. Tarih dersi iyi olan beni anlar. Ülkenin genç nüfusu fakirleşir yaşlı nüfus azalır ülke fakirleşir ve zayıflar. Bunların sonucu da ülkenin geriye dönüşü ve 30 yıl gerilemesi olur. Tabi ki söylediklerim bir teoriden ibaret. Aslında değil bazıları gerçekten olan ve olacak şeyler. Ama teori diyelim. 04 Okyanus’un Genç Kalemleri ZİRVEDEKİLER Alpcan TEZOL Fotoğrafçı çok dolu olmalı... Resim bilecek, müzik bilecek, tiyatrodan anlayacak, çok okuyacak, anında karar verebilecek, yani çok zeki olacak... 16 Ağustos 1928’de İstanbul’da doğdu. Lisedeyken film stüdyolarında sinemacılığın her dalında çalışırken Muhsin Ertuğrul’un Tiyatro Kursları’na devam etti; çünkü yönetmen veya oyun yazarı olmak istiyordu. 1950’de Yeni İstanbul Gazetesi’nde gazeteciliğe başlarken aynı zamanda İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne devam etti. 1958’de Time-Life, Paris-Match ve Der Stern dergilerinin Yakın Doğu foto-muhabirliği görevlerini üstlendi. 1954’de Hayat Dergisi’nde fotoğraf bölüm şefi olarak çalışmaya başladı. 1953’de Henri Cartier Bresson ile tanışarak Paris Magnum Ajansı’na katıldı ve İngiltere’de yayımlanan “Photography Annual Antalojisi” onu dünyanın en iyi 7 fotoğrafçısından biri olarak tanımladı. Aynı yıl ASMP’ye (Amerikan Dergi Fotoğrafçıları Derneği) tek Türk üye olarak kabul edildi. 1962’de Almanya’da çok az fotoğrafçıya verilen “Master of Leica” ünvanını kazandı. İsviçre’de çıkan Camera dergisinde kendisine özel bir sayı ayırdı. 1964’de Mariana Noris’in ABD’de basılan “Young Turkey” adlı yapıtında fotoğrafları kullanıldı. 1967’de Japonya’da çıkan “Photography of the World” antolojisinde Richard Avedon ile birlikte bir dizi fotoğrafı yayınlandı. 1967’de Kanada’da açılan “İnsanların Dünyasına Bakışlar” sergisinde, 1968’de New York Modern Sanatlar Galerisi’nde düzenlenen “Renkli Fotoğrafın On Ustası” adlı sergide; aynı yıl Almanya’da, Köln’de Fotokina Fuarı’nda yapıtları sergilendi.1970’de “Türkei” adında fotoğraf albümü Almanya’da yayımlandı. Sanat ve sanat tarihi konularındaki fotoğrafları ABD’de Time-Life, Horizon ve Nesweek kitap bölümlerince ve İsviçre’de Skira Yayınevi tarafından kullanıldı. 1971’de Lord Kinross’un “Hagia-Sophia” (Ayasofya) kitabının fotoğraflarını çekti. Yine Skira yayınevince Picasso’nun 90. yaş günü için yayımlanan “Picasso Metamorphose et unite” adlı kitap için Picasso’nun foto-röportajını yaptı. 1972’de Paris Ulusal Kitaplık’ta sergisi açıldı. 1975’de ABD’ne davet edildi ve birçok ünlü Amerikalı’nın fotoğraflarını çektikten sonra “Yaratıcı Amerikalılar” adlı sergisini dünyanın birçok kentinde sergiledi. Yine aynı yıl Yavuz zırhlısının sökülmesini konu alan “Kahramanın Sonu” adlı bir belgesel film çekti. 1979’da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin “Foto Muhabirliği” dalındaki birincilik ödülünü aldı. 1980’de fotoğraflarının bir kısmı Karacan Yayıncılık’ın bastığı “Fotoğraflar” adlı kitabında basıldı.1986’da Hürriyet Vakfı’nca basılan Prof. Abdullah Kuran’ın yazdığı “Mimar Sinan” kitabını fotoğrafladı. Aynı kitap 1987’de “Institute of Turkish Studies” tarafından Ingilizce olarak yayınlandı. 1989’da “Ara Güler’in Sinemacıları” kitabı basıldı. 05 1991’de Dışişleri Bakanlığı için Halikarnas Balıkçısı’nın (Cevat Şakir Kabaağaçlı) “The Sixth Continent” adlı kitabını fotoğrafladı. Bu arada bütün dünyayı gezerek foto röportajlar yaptı ve bunları Magnum Ajansı ile dünyaya duyurdu. İsmet İnönü, Winston Churchill, Indira Gandi, John Berger, Bertrand Russel, Bill Brandt, Alfred Hitchcock, Ansel Adams, Imogen Cunningham, Salvador Dali, Picasso gibi birçok ünlü kişi ile röportajlar yaptı ve fotoğraflarını çekti. En ünlüsü fotoğrafçılara poz vermeyen Picasso röportajı, yıllarca üstünde çalıştığı Mimar Sinan yapıtlarının fotoğrafları 1992’de Fransa’da, ABD ve İngiltere’de “Sinan, Architect of Soliman the Magnificent” adlı kitabı yayımlandı. Aynı yıl “Living in Turkey” adlı kitabı Ingiltere, ABD ve Singapur’da “Turkish Style” başlığıyla, Fransa’da “Demeures Ottomanes de Turquie” adıyla yayımlandı.1994’de “Eski İstanbul Anıları”, 1995’de “Bir Devir Böyle Geçti”, “Yitirilmiş Renkler ve Yüzlerinde Yeryüzü” fotoğraf kitapları yayımlandı. Ara Güler’in fotoğrafları Paris Ulusal Kitaplık’ta, ABD’de Rochester Georg Eastman Müzesi’nde Nebraska Üniversitesi Sheldon Koleksiyonu’nda bulunuyor. Köln Mueseum Ludwing’de Das Imaginare Photo Museum’da fotoğrafları sergileniyor. Kültür Bakanlığı tarafından fotoğraf ustaları Ara Güler, Sıtkı Fırat, Prof. Dr. Sabit Kalfagil ve İzzet Keribar’a verilen ödüller bizzat Başbakan Erdoğan tarafından takdim edildi. Fotoğraf ustalarına ödüllerini veren Erdoğan, Anadolu Ajansı Foto Muhabiri Kayhan Özer’den fotoğraf makinesini alarak Ara Güler’in fotoğrafını çekti. Salonda bulunanlar Başbakan Erdoğan’ı uzun süre alkışladı. Bununla yetinmeyen Başbakan Erdoğan makineyi bir kez daha alıp, ödül alan usta fotoğraf sanatçılarının toplu fotoğraflarını çekti. Dizinin üzerine çökerek fotoğraf çeken Erdoğan yine salondan büyük alkış aldı. Ara Güler, Erdoğan’a 1956’da Edirne’de çektiği meşhur “Allah” yazılı fotoğrafı hediye etti. 06 TARİH Okyanus’un Genç Kalemleri Mustafa ZÜLBAHAROĞLU “Her yıl 8 Mart’ta dünyaca kutlanan bugün nereden geldi?” acaba merak ediyormuşuz. Okyanus Koleji Genç Kalemler Dergisi’nin bu sayısında Tarih bölümü olarak Dünya Kadınlar Günü’nden bahsedeceğim. Her özel günün bir hikayesi, gelişmesi olduğu gibi araştırmalara göre bugünün de özel bir sebebi var. 8 Mart 1857’de ABD’nin New York şehrinde bir tekstil fabrikasında çalışan 40.000 dokuma isçisi daha iyi şartlarda çalışmak için bir tekstil fabrikasında greve başlar. Haklarını arayan kadın isçilere polis büyük baskılar yapar ve sonunda isçiler fabrikaya kapatılır ve isçilerin önüne barikat kurulur. Sonrasında gelişen olaylarda büyük bir yangın çıkar ve barikatlardan kurtulamayan isçilerin 129’u (çoğu bayan) yanarak hayatını kaybetmiştir. İsçilerin cenaze törenine binlerce insan akın etti. Yıllar sonra 1910 tarihinde 2. Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda Clara Zetkin önderliğinde 1857’de yangında ölen kadınlar anısına 8 Mart gününün Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanması önerildi ve öneriyi büyük çoğunluk kabul etti. Fakat ilk başlarda tam olarak 8 Mart değil ilkbahar başlangıcında kutlanan bu günün 3. Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda tam olarak 8 Mart’ta kutlanması kabul edildi ve en sonunda olayın yaşandığı ABD’de 1961 yılında kabul edildi ve kutlanmaya başlandı. Dilerim ki bütün dünyada kadınlara yapılan zulüm böyle karşılıklar sonucu tamamen biter. Kalıp değil bir fikir... Elmas sorguçlu fakir; Açıkta sırrı bâkir; Kadın... Çölde kaçan bir serap; Yönü kementli mihrap... Mâdeni som ıstırap; Kadın... Dipsiz hasrete tuzak; En yakınken en uzak... Tadı zehrinde erzak; Kadın... Necip Fazıl KISAKÜREK 07 Ne güzel söylemiş Necip Fazıl “En yakınken En uzak’’ belki de çözememek onları hayatta olmazsa olmazlarımızdandır. Buna rağmen kadınlarımız şiddet görür, hep düşünürüm “Nereden geliyor bu cahiliyet?” diye... Neden artık her haber kanalını açtığımızda kadına yapılan şiddetin yeni bir ürününü görürüz ki? Artık halkımızın büyük çoğunluğu haber izlemekten bezmiş, dünyadan bir haber yaşamayı tercih etmiştir. Bunun büyük çoğunluğu da gençlerdir, oysa ki biz Türkler Orta Asya’da bundan yüzyıllar önce İslamiyeti kabul etmeden önce bile en önemli varlıklarımız arasında kadınlarımızı tutmuşuzdur. “Biz atalarına önem veren bir halksak neden böyle küçük düşecek işler yapıyoruz, neden onlar gibi kadınlarımızı el üstünde tutmuyoruz?” diye sorarım kendi kendime... Onlar insanlığın en önemli parçaları değil miydi hani? Bir erkek olarak ben utanıyorum kadınlara yapılan bu insanlık dışı eylemlerden. Sadece şiddet değil, kadınlara istemediği şeyler yaptırılıyor ülkemizde... Doğuda kızlarımız erken yaşta evlendiriliyor, onlara insan muamelesi yapılmıyor, cansız varlıklarmış gibi saçma sapan uydurulan kurallara, törelere kurban veriyor her yıl ülkemiz. Okulda olması gereken kız tarlada isçi, evinin 14 yaşındaki kadını fakat kocası orta yaşlı. Aslında genel olarak kadına şiddetin ya da kadın haklarına uymazlığın kökeni kızlarımızın okumamasından çıkmıyor mu? Şiddeti gören kadınların belki de çoğunun kadın haklarından bir haberi yok. Bu yüzden belki de kaderine razı olan birçok kadınımız yok mu ülkemizde? “Peki, bunları yapanları hapis paklar mı?” diye hiç mi düşünmüyoruz? Sırf bunun için buna tepki olarak bir yasa bekler halkımız ve hep “İnşallah Allahlarından bulurlar” deriz. Kurtuluş Savaşı’nda Türk kadınının kahramanlığı üzerine söylenen aynı zamanda günümüze en çok uyan sözlerden biriyle bitirmek isterim yazımı. “Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.” Gazi Mustafa Kemal Paşa 08 MODA Okyanus’un Genç Kalemleri YÜZYIL’IN KIYAFETLERİ Şu sıralar herkesin konuştuğu dizi “Muhteşem Yüzyıl” tarihimiz kadar muhteşem takıları ve kıyafetleriyle de ilgi çekiyor. Peki, bu kıyafetler nerede dikiliyor, kim seçiyor? Biz nerede bulabiliriz? İşte hepsinin cevabı. Sena EDİNCİK Dürüst olmak gerekirse kıyafetler ve takılar tek kelimeyle muhteşem. Peki, bu kıyafetleri kim hazırlıyor? Kıyafetler sette bulunan özel kostüm tasarımcıları tarafından hazırlanıyor. Burada en çok dikkat ettikleri şey ise karakterleri güçlerine göre giydirmekmiş. Örneğin Hürrem Sultan ilerleyen bölümlerde güçlendikçe daha koyu renkli kıyafetler giymeye başlayacakmış. Eğer satın almak istiyorsanız internette biraz araştırma yapmanız yeterli. Satan, kiralayan ya da size özel diken birçok firma var. www.osmanlikiyafetleri.com İnternette gördüğüm sitelerden biri buraya bir göz atabilirsiniz. Hürrem Sultan’ın günlerce konuşulan tacı. Tacın ana iskeleti altından yapılma üzeri ise elmaslar ve zümrütlerle süslenmiş. En ortasında ise gücün ve zaferin simgesi olan yakut taşı var. PEKİ YA O MUHTEŞEM TAKILAR? Altınbaş, “Eşsiz” koleksiyonu ile Muhteşem Yüzyıl dizisinde izleyenleri hayran bırakıyor. Topkapı Sarayı’ndaki dönem mücevherlerini birebir yansıtan ve tarihe ayna tutan koleksiyon, görenleri kendisine hayran bırakıyor. Mahidevran’ın, Valide Sultan’ın, Hürrem’in, Hatice Sultan’ın çok beğendiğimiz takılarının hepsini Altınbaş yapıyor. İri elmaslar, yakutlar, zümrütler, safirler ve birbirinden değerli taşların süslediği gerdanlık, kolye, küpe ve yüzükler muhteşem koleksiyonun en önemli kısmını oluşturuyor. Dönemin çizgilerini birebir yansıtan içinde tarih yaşatan koleksiyon 200 parçadan oluşuyor. Tasarımların dört ay sürdüğü koleksiyonda 433 karat elmas, 80 karat yakut, 156 karat zümrüt ve 7 kilo altın kullanılıyor. İncilerin tamamı ise güney denizlerinin büyüsünü yansıtan en kıymetli parçalardan seçilerek üretiliyor. 09 Okyanus’un Genç Kalemleri SİNEMA Uzun Zaman Önce Uzak, Çok Uzak Bir Galakside... Emre GOCAY Uzun zaman önceydi. George Lucas tarafından yapılmış olan Star Wars “Yeni Bir Umut” 25 Mayıs 1977 yılında gösterime girdi. Lucas bunu beğenmedi ve hayranların beğenmesi nedeniyle çekilen iki filmi çekerken yönetmen koltuğunu başkalarına verdi. 1996 yılında Yeni Üçleme diye bilinen üç film serisinin ilk filmi olan “Gizli Tehlike”nin senaryolarına başladı. Film 19 Mayıs 1999’da gösterime girdi. Hayranlarını hayal kırıklığına uğratmasına rağmen Lucas yılmadı ve iki film daha çekti. Bunlar 16 Mayıs 2002’de gösterime giren “Klonların Saldırısı” ve 19 Mayıs 2005’te gösterime giren “Sith’in İntikamı” filmleridir. minin parçalarını almaları için gerekli olan parayı kazanmak için Pod Yarışları’na katılır ve kazanır. Kazandığı şey paranın yanında özgürlüğüdür. Qui-Gon yarıştan önce Watto ile Anakin’in özgürlüğü üzerine bahse girmiştir. 14 yaşındaki Kraliçenin nedimesi olan Padme ile Anakin’in arasında dostluk oluşmuştur. Anakin Padme’ye onu ilk gördüğü andan beri aşıktır. Tatooine’den ayrılırken Qui-Gon gizemli bir Sith Lordu Darth Maul ile mücadeleye girmişti. Maul’un amacı kraliçeyi ele geçirmektir, fakat Jedi Ustası onu geri püskürtmeyi başarmıştı. Gemiye bindiğinde Anakin’i padawanı olan ObiWan’la tanıştırdı. Coruscant’a vardıklarında Kraliçe, Senatör Palpatine, Jar Jar, Anakin Senatoya doğru yola çıkar. Bu sırada Obi-Wan ve Qui-Gon Jedi Konseyi’ne giderler. Konsey QuiGon’a saldıran savaşçının bir Sith olduğundan emindir. Bu toplantıdan sonra Qui-Gon konseye Anakin’in içindeki midikloryanlardan bahseder. Konsey onun sınavdan geçirilmesine karar verir. Senato toplantısında Amidala sorununa çözüm bulamaz ve Başkan Valorum’a karşı güvensizlik oyu ister. Bu sırada Anakin konseyin sınavından geçiyordur. Filmin Hikayesi: Ticaret Federasyonu küçük ve barışçıl bir gezegen olan Naboo gezegenini abluka altına alır. Başkan Valorum, Obi-Wan Kenobi ve Qui-Gon Jinn’i Ticaret Federasyonu Başkanı Gunray ile uzlaşma sağlamak için Ticaret Federasyonu, gemisine elçi olarak yollar. Fakat esrarengiz bir Sith Lordundan emir alan Gunray gelen elçilerin Jedi olduğunu öğrenince onlarla anlaşma yapmaz ve Naboo’nun iletişimini keserek işgal eder. Naboo Kraliçesi Padme Amidala droidlerce yakalanmış ve droidler tarafından kampa götürülürken Jedi’lar tarafından kurtarılır ve Qui-Gon kraliçeyi Cumhuriyetin başkenti Coruscant’a gitmeye ikna eder. Henüz uzaya çıkmışlarken Ticaret Federasyonu gemileri tarafından vurulur ve Tatooine gezegenine zorunlu iniş yapmak zorunda kalırlar. Gemi için parça aradıkları sırada bir hurdacı dükkanının sahibi olan Watto’nun kölesi Anakin Skywalker ile tanışırlar. Anakin ge- 10 Sınavı başarıyla geçer ama konsey yaşının büyük olması nedeniyle onun eğitilmesine izin vermez. Kraliçe bu olaylardan sonra Naboo’ya dönmeye karar verir. Konsey ObiWan ve Qui-Gon’u kraliçeyi koruması için gönderir. Naboo’ya vardıklarında kraliçe Jar Jar’dan yardım ister ve Gunganlar ile Naboolular ittifak oluştururlar. Bir plan yaparlar ve savaş başlar. Gunganlar Naboo sarayının uzak bir köşesinde droidleri oyalayacak, Naboo pilotları yörüngedeki Ticaret Federasyonu Droid Kontraol gemisini vurmak için uzaya uçacak ve Kraliçe ile Jedilar saraya girip taht salonundaki Ticaret Federasyonu Başkanı Nute Gunray’i tutuklayacaktır. Ancak Kraliçe ve Jediları sarayda droidlerden başka bekleyen biri vardır. Tatooine’de Qui-Gon’a saldıran Darth Maul. Obi-Wan, QuiGon ve Darth Maul amansız bir düelloya başlarlar. Bu sırada kraliçe ve askerleri Gunray’i yakalamaya gitmişlerdir. Anakin ise o sırada bir Yıldız Savaşçısı’nın kokpitindedir ve yanlışlıkla Savaşçı’nın havalanmasını ve uzaya çıkmasını sağlar. Darth Maul,Obi-Wan’ı uzaklaştırarak Qui-Gon’u öldürür. O sırada Gunganlar droidler tarafından yenilgiye uğramışlardır. Kraliçe ve askerleri taht odasına tutuklu olarak girerler. O anda kraliçenin nedimesi gelir ve onları kurtarır. Kraliçe Gunray’le Naboo’yu abluka altından kurtaracak, Gunray ve beraberindekileri hapse atacak bir anlaşma imzalar. Anakin ise vurulup yanlışlıkla Kontrol Gemisi’ne girer ve güç bölümünü patlatır. Droidler etkizi hale gelmiş ve Naboo kurtulmuştur. Yaşamını yitiren Qui-Gon, Anakin’in seçilmiş kişi olduğuna inanmaktadır. Öfkeden kuduran Obi-Wan ise Darth Maul’un sonu olmuştur. Dex’e göre bu ok Kaminolulara ait bir oktur. Fakat Obi-Wan’ın Jedi Arşiv aramalarında ok hakkında hiçbir sonuç çıkmamıştır. Obi-Wan bu konuyu Usta Yoda ile görüşür. Yoda ise ona Kamino’nun olması gerektiği yere gitmesi gerektiğini söyler. Bu sırada Anakin ve Padme Naboo’ya vararlar. Göl yöresindeki dağ evine giderler. Oraya vardıklarında Ankin Padmeyi öper fakat Padme geri çekilir. Obi-Wan ise kayıp gezegeni bulmuştur. Obi-Wan o gezegende Cumhuriyet için üretilen Klon Ordularını keşfeder. Obi-Wan klonların orjini olan ödül avcısı Jango Fett ile görüşür. Jango aldığı ücretin dışında kendisi için saf bir klon istemiştir. Obi-Wan konseye Jango Fett ile ilgili bilgi verir ve konsey de onu Coruscant’a getirmesini söyler. Obi-Wan Jango Fett’in havalanmak üzere olduğunu görür ve ona saldırır. Fakat Jango Fett Obi-Wan’ı etkisiz hale getirmeyi başarır ve havalanır. Obi-Wan son anda gemiye verici yerleştirmeyi başarır. O gece Anakin annesi ile ilgili bir kabus görür ve Padme’yi de alarak eski gezegeni Tatooine’e gider. Annesini Tusken Kampı’nda işkenceden ölmek üzereyken bulur ve annesi kollarında ölür. Çıldıran Anakin kamptaki tüm Tusken’ları öldürür. Obi-Wan ise Jango Fett’İ Kamino gezegenine kadar takip eder. Anakin’e mesaj gönderir ve ardından yakalanır. Kont Dooku onunla ittifak kurmak ister fakat Obi-Wan kabul etmez. O sırada Anakin annesinin cenazesi ile geri döner.Anakin Padme’ye yaptığı katliamı utanç içinde anlatır. Padme’nin Anakin’e olan aşkı artar. Obi-Wan’ın gönderdiği mesaj o anda ulaşır. Ustasının yanına gider ve son anında hocası ondan Anakin’i eğitmesini ister. Birkaç gün sonra Qui-Gon’un cesedi geleneksel cenaze törenleriyle yakılmıştır. Sonraki gün Naboo’da bayram vardır. 10 yıl içinde Anakin ve Obi-Wan türlü türlü görevlere gitmişlerdir. 10 yıl sonra eski Naboo Kraliçesi Senatör Amidala’nın Coruscant’taki başarısız suikastinin ardından onu korumak ve katilin kimliğini araştırmak üzere Coruscant’a gönderilirler. Jedi’ların Coruscant’ta geldiği gece yeniden bir suikast düzenlenir ama Jedi’lar Kraliçeyi kurtarır. Jedi Konseyi kraliçeyi gezegeni Naboo’ya geri gönderme kararı alır. Tabii ki Anakin ile birlikte.Bu esnada Obi-Wan ise katilin kimliğini araştıracaktı. Obi-Wan suikastçiyi öldüren zehirli ok hakkında bilgi almak için eski bir dostu olan Dexter’a gider. 11 Anakin ve Padme Obi-Wan’ı kurtarmaya Geonosis’e giderler. Ama yakalanırlar ve Obi-Wan’ın bulunduğu infaz arenasına götürülürler. Ölüm ile yüzleşecek olan Padme Anakin’e olan aşkını anlatır. Jedi Ustası Mace Windu 200 Jedi ile gelerek onları kurtarmaya çalışır. Sayıları azalan Jedi’ları, Jedi Ustası Yoda önderliğindeki Klon Ordusu kurtarır. Obi-Wan ve Anakin, Kont Dooku’yu gizli sığınağına kadar takip ederler. Kısa bir düellodan sonra yaralanan Obi-Wan ve Anakin’i Yoda kurtarır. Geonosis’teki savaş Dooku’nun kaçmasıyla sona erer. Klon Savaşları artık başlamıştır. Geonosis’teki savaşın bitimiyle Obi-Wan Coruscant’taki Jedi Tapınağı’na döner. Anakin ise Padme’yi gezegenine bırakmak için Naboo’ya gider. Anakin Padme ile gizlice evlenir. 3 yıl sonra Şansölye Palpatine General Grievous tarafından kaçırılır. Anakin ve Obi-Wan ise Palpatine’i kurtarmak için uzay gemileri ile yola çıkarlar. Grievous’un gemisi İnvisible Hand’e ulaşmayı başaran Jedilar Şansölye’yi bulmayı başarır ama önlerinde bir engel vardır. Kont Dooku… Kont Dooku’yu öldüren Anakin,düello sırasında bayılan Obi-Wan ‘ı sırtına alarak Şansölye ile birlikte gemiden kaçmak için asansöre koşar... Fakat yakalanırlar. Geminin sancağında Grievous ile yüzleşirler ve Grievous kaçar. Jedilar gemiyi Coruscant’a indirmeyi başarır ve Şansölyeyi kurtarırlar. İniş alanında Padme’yi gören Anakin onun hamile olduğunu öğrenir. Bu sırada Utapau adlı geegene kaçan Grievous ayrılıkçılarla yapılacak toplantıda Darth Sidious’tan gelen emirle tüm ayrılıkçıları Mustafar’a gönderecektir. Anakin Padme ile ilgili kabuslar görmeye başlar.Konseye Şansölye’nin isteğiyle giren Anakin Usta yapılmaz Anakin buna çok sinirlenir. Opera’ya Palpatine’nin yanına gider ve Palpatine ona insanları ölümden kurtarabilen bir Sith Lordun’dan bahseder. Aankin ise bu gücü öğrenme isteğiyle yanıp tutşmaktadır. Grievous’un yeri saptanır ve Konsey bu görev için Obi-Wan’ı gönderir. Anakin ise konseyden her geçen gün daha da soğuyordur. Utapau’ya giden ObiWan Grievous’u öldürür. Anakin Palpatine’nin Darth Sidious olduğunu öğrenir ve Windu’ya durumu açıklar. Windu 3 Jedi ile Şansölyeyi tutuklamaya gider ve düello sonunda Anakin oraya varır. Windu Palpatine’i tam öldürecekken Anakin devreye girerek Windu’yu istemese de kolunu keserek onu savunmasız bırakır ve Palpatine’in yıldırımlarıyla ölümüne sebep olur.Anakin karanlık tarafa geçerek Darth Vader olur. Sidious klonlara ulaşarak hepsine Emir 66’yı uygulatır. Bu emirle klonlar Jeid’ları öldürür. Anakin ise Jedi Tapınağı’ndaki tüm Jedi’ları öldürür ve Mustafar’a gider. Orda Ayrılıkçıları öldürür. Padme ise onun yanına gemiyle gider ama gemide biri daha vardı. Obi-Wan.Padme ile uzun süre konuştuktan sonra Obi-Wan’ı gören Anakin sinirlenir ve Padme’yi boğarak onu bayıltır. Sonrasında ikisi zorlu bir düelloya başlarlar. Bu sırada Yoda ile Sidious düelloya başlarlar. Obi-Wan Anakin’i yener onu lavların yanına düşürür fakat öldürmez ve ordan uzaklaşır. Yoda ise kaçmıştır. Sidious Anakin’in lavdan yanan vücudunu bulur. Padme ise bu sırada ikiz doğurur. Birinin adı Luke, diğerinin adı ise Leia’dır. Anakin’in vücudu yandığı için ona mekanik bir zırh yapılır. Artık Anakin tamamen gitmiş, yerini Darth Vader almıştır. Obi-Wan ve Yoda ise ikizleri ayırmaya karar verir. Luke’u Tatooine’e, Leia’yı ise Senatör Bail Organa ile Alderaan’a gönderirler. Obi-Wan ise Luke’a göz kulak olacaktır. Zamanı gelene kadar… 12 LEZZET Okyanus’un Genç Kalemleri İtalyan Mutfağı Yiğit ELEMEN Bu yazımda sizlere, kökeni MÖ 4. yüzyıla kadar uzanan, toplumsal ve siyasi değişimlerle yüzyıllar içerisinde gelişmiş, dünyanın her tarafında bilinip, sevilen, çok zengin bir mutfak olan İtalyan mutfağından bahsedeceğim. İtalyan mutfağı çok zengin bir mutfaktır. Peynir ve şarap bu mutfağın önemli bir bölümünü oluşturur. İtalyan yemekleri çok sayıda meyve, sebze, sos ve et yemeğini içinde barındıran bir mutfaktır. İtalya’nın kuzeyinde balık, patates, pirinç, mısır, domuz eti ve peynir çeşitleri en çok kullanılan malzemelerdir. Zeytinyağı İtalyan mutfağı için vazgeçilmez bir unsurdur. İtalyan mutfağını özellikle makarnaları ve pizzalarıyla tanır, severiz. Bilhassa ülkenin güneyinde, birçok çeşitte makarnanın evlerde günlük olarak ekmek gibi pişirilmesi adettir. Makarnalar daha sonra zengin soslarla birlikte servis edilir. İtalyan mutfağının bu kadar popüler olmasının sebebi basit bir şekilde hazırlanabilmesi ve çoğu kimsenin damak tadına uygun olmasıdır. Coğrafi konumu itibariyle Avrupa’nın doğal besin kaynakları açısından en güzel yerlerine sahip olan İtalya bu sayede, zeytinyağı için zeytin, şarap için üzüm, makarna ve ekmek için buğday gibi doğal ürünleri, sebze çeşitlerini, balık ve dana eti, tavşan, kümes hayvan etleri gibi beyaz et türlerini kullanarak, çoğu kimseye göre Akdeniz mutfağının seçkin ve dünyaca meşhur olanını temsil eder. Şimdi size en beğendiğim İtalyan yemek tariflerini vereceğim. Hazırlanışı: İlk önce tortellinilerimizi 10-12 dakika haşlıyor ve süzüyoruz. (Tortelliniler haşlanırken haşlama suyuna birkaç damla zeytinyağı damlatırsanız birbirine yapışmazlar). Tortellinilerimiz haşlanırken domates ve fesleğenlerimizi hazırlıyor zeytinyağı ve tuz ile birlikte suyunu iyice çekene kadar pişiriyoruz. Sosumuz piştikten sonra haşlanmış tortellinilerimizi sosun içine boşaltıyoruz ve iyice harmanlıyoruz. Servis sırasında üzerini parmesan peyniri veya rendelenmiş kaşar peyniri ile süslüyoruz. TİRAMİSU DOMATES VE FESLEĞEN SOSLU TORTELLİNİ Malzemeler: • 3 yemek kaşığı un • 1 yumurta sarısı • 1.5 su bardağı süt • 1/2 paket vanilya • 1/2 paket labne peyniri • 1 su bardağı şeker Hazırlanışı: Bütün malzemeyi bir tencereye koyarak orta ateşte muhallebi kıvamına gelinceye kadar karıştırarak pişirin. Diğer tarafta, bir su bardağı su içine 3 kaşık şeker 1 kaşık nescafe koyarak karıştırıp, bu karışımla 1 altın kek tabanını ıslatın daha sonra muhallebi kıvamındaki karışımın yarısını bu kek tabanın üzerine dökerek yayın. Kek tabanın ikinci katını da üzerine koyup aynı şekilde bir bardak nescafe ile ıslatın. Kalan muhallebiyi üzerine dökerek yayın, biraz soğuduktan sonra üzerine iki kaşık kakao eleyip buzdolabında soğutun. Malzemeler: • 1 paket tortellini (haşlanacak) • Yeterince tuz • 3-4 çorba kaşığı zeytinyağı Sos için: • 4-5 adet domates (rendelenecek) • Yeterince taze fesleğen (ince ince doğranacak) • Yeterince parmesan peyniri veya kaşar peyniri • Yarım çay bardağından az fazla su 13 Okyanus’un Genç Kalemleri YURT DIŞI EĞİTİMİ KANADA YURT DIŞI EĞİTİMİ ÜNİVERSİTE BAŞVURU KOŞULLARI Kanada’da üniversiteler genellikle Eylül ile Mayıs ayları arasında eğitim verir. Bazı üniversitelerin öğretim yılları 2 dönemden bazılarınınki ise 3 dönemden oluşur. Öğrenciler tercihlerine göre yazın da ders alabilirler. Ki bu da üniversiteyi daha kısa sürede bitirmenize olanak sağlar. Kanada’daki üniversitelerde Eylül dönemi için son başvuru tarihleri Ocak ile Nisan ayları arasındadır. Ocak dönemi için ise başvuru kapanış tarihi bir önceki yılın Eylül ayı civarındadır. Kanada’da üniversite başvuruları eyaletten eyalete farklılık gösterir. Örneğin Kanada’nın doğusunda Ontario eyaletinde bulunan çoğu üniversiteler için başvuruların direkt olarak üniver- siteye değil de tüm üniversiteler adına işlemleri yürüten Ontario Başvuru Takip Merkezi’ne (OUAC) yapılması gerekmektedir. Diğer yandan başvuruları doğrudan kabul eden üniversiteler de bulunmaktadır. Kanada’daki diğer eyaletlerde ise ilgili yüksek öğrenim kurumunun kabul koşullarına uygun olarak tüm evraklar hazırlanıp direkt olarak bu kuruma gönderilir. GENEL BAŞVURU EVRAKLARI Not dökümü: Bu belge okul müdürü ya da öğrencinin danışmanı tarafından İngilizce olarak hazırlanır. Okulun bu belgeyi İngilizce olarak hazırlayamadığı durumlarda ise resmi tercümesi yapılır. Not dökümünün öğrencinin notlarının yanı sıra genel olarak öğrencinin ders 14 Tolgacan APAYDIN harici başarı ve örnek davranışlarını da içermesi istenir. Böylece ilgili yüksek öğrenim kurumunun kabul heyeti öğrencinin gelecekteki performansı hakkında tahmini bir izlenimde bulunabilirler. Standart Testler: Kanada’da üniversite okumak isteyen öğrencilerin İngilizce yeterliliklerini ispatlamak için merkezi olarak düzenlenen bazı testlere girmeleri istenir. Bu testler arasında TOEFL ve IELTS gibi uluslararası sınavların yanı sıra CAEL ve Can Test gibi sadece Kanada’da geçerli olan testler bulunmaktadır. Fransızca yeterlilik için ise Kanada’daki üniversitelerin öğrencilerden talep ettiği özel bir test sonucu bulunmamaktadır. Bu alanda Fransızca eğitim veren her okulun kendi belirlediği kriterler geçerlidir. Hangi testleri istedikleri ve minimum puan değerini okullar belirler. Referans ve Niyet Mektupları: Referans mektupları Kanada’daki çoğu okul tarafından başvuru koşulları dahilinde istenilen belgeler arasındadır. Referans mektuplarının öğrencinin akademik, sosyal ya da çalışma ortamında iletişimde bulunduğu kişilerden alınması gerekmektedir. Bu kişiler öğretmenler olabileceği gibi öğrencinin okul arkadaşları, çalışma arkadaşları da olabilir. Niyet mektupları ise, programa başvuran diğer adaylar arasından öğrencinin sıyrılmasında önemli rol oynar. Bu mektuplar genel olarak öğrencinin neden Kanada’da eğitim almak istediğiyle ve başvuruda bulunulan üniversitenin öğrencinin gelecekle ilgili beklentilerini nasıl karşılayacağı gibi açıklamalar içerir. KANADA’DA ÜNİVERSİTE PROGRAMLARI Kanada’da büyük çoğunluğu devlete ait olmak üzere 100’e yakın üniversite bulunmaktadır. Bunların birçoğu araştırma ve eğitim alanında uluslararası saygınlık kazanmış üniversitelerdir. Kanada’daki üniversitelerden alınan derecelerin Türkiye’de YÖK denklikleri bulunmaktadır. Öğrenciler Kanada’daki üniversitelerde lisans, yüksek lisans veya doktora eğitimi alabilirler. Bu eğitim kurumları öğrencilere yarı zamanlı (part-time) veya tam zamanlı (full-time) sertifika ve diploma programları da sunmaktadırlar. Kanada’nın resmi dili hem İngilizce hem Fransızca olduğu için öğrenciler Kanada’da bu iki dilde de üniversite eğitimi alabilirler. Kanada’daki üniversitelerdeki tam zamanlı öğrenci sayısı, üniversitenin bulunduğu yere, eğitim kalitesi ya da popülaritesine göre değişmektedir. Üniversite harç ücretleri de üniversiteden üniversiteye değişiklik göstermektedir. yan öğrenciler Kanada’nın bazı eyaletlerinde geçerli olan PNP (ProvincialNominee Program) adı verilen programa başvurmaya hak kazanırlar. Böylece yapılacak göçmenlik başvurularında öncelikli hale gelirler. Kanada’da Türkiye’den farklı olarak tek bir merkezi üniversite sınavı yapılmamaktadır. Buna karşılık her üniversitenin kendi belirlediği öğrenci kabul şartları bulunur. Bunlar arasında yabancı öğrenciler için en önemlileri İngilizce yeterlilik seviyesi ve not ortalamasıdır. Kanada’da üniversite okumak isteyen yabancı öğrenciler İngilizce yeterlilik seviyelerini belgelemek zorundadırlar. Bu amaçla üniversite kabul komiteleri öğrencilerin bazı standart testleri almalarını isterler. Her okulun kabul ettiği standart testler ve istenilen minimum skorlar üniversitelerin kabul koşullarında belirtilir. Fransızca’da ise, Fransızca eğitim veren her okulun kendi belirlediği Fransızca yeterlilik kriterleri geçerlidir. Kanada’da üniversite okumanın cazip taraflarından biri de Kanada hükümetinin yabancı öğrencilere mezuniyet sonrası ücretli çalışma imkanı sağlamasıdır. Bu imkan Montreal, Toronto ve Vancouver gibi büyük şehirlerde 1 yıl ile sınırlandırılmışken Kanada’nın diğer şehirleri için 2 yıldır. Mezuniyet sonrası çalışma programının Kanada’da iş tecrübesi kazandırmasının yanı sıra yabancı öğrenciler için sağladığı diğer bir avantaj ise öğrencilere çalışmakta oldukları şirketlerde daimi olarak işe başlama fırsatı sunmasıdır. Kanadalı şirketlerde çalışmaya başla- 15 EN İYİ ÜNİVERSİTELER Kanada birçok iyi üniversiteyi bünyesinde barındıran bir ülkedir. 2011 Dünya Üniversiteler Sıralamasında ilk 30’da iki Kanada Üniversitesi yer almıştır. Bunlardan biri McGill Üniversitesi, diğeri ise Toronto Üniversitesi’dir. McGill Üniversitesi: Kanada’nın Montreal şehrinde bulunur. 1821 yılında kurulan Mcgill Üniversitesi Kanada’nın en eski üniversitesidir. Mcgill Üniversitesi kampüsü çok geniş bir alana sahiptir ve 34 bin öğrenci kapasitelidir. Üniversitede toplam 21 fakülte bulunmaktadır. Dil olarak Kanada’nın ana dilleri olan Fransızca ve İngilizce eğitim verilmektedir. Mcgill Üniversitesi’nden sekiz Nobel ödülü sahibi, üç astronot, iki de Kanada Başbakanı çıkmıştır. Toronto Üniversitesi: Bu üniversite bir kamu araştırma üniversitesidir. Öğrenci sayısına göre Kanada’daki en büyük üniversitedir. Üniversitenin 16 akademik fakültesi bulunmaktadır. Toronto Üniversitesi 1843 yılında açılmıştır. Üniversitenin bütçesi 1.823 milyar Kanada Doları olup, üniversitede 380 öğrenci klübü ve örgütü bulunmaktadır. Üniversite öğrencileri genelde beraber kampüs dışında ortak ev tutarlar. Ayrıca üniversite bünyesinde konaklama yeri bulmakta yardımcı olan bir ofis de bulunmaktadır. Yavuz TİLEK Genelde toplumun yüksek kesimi ile bağdaştırılan, halk çizgilerinden net bir şekilde ayrılmış Avrupa kökenli müzik türüdür. En önemli özelliği çok sesli olmasıdır. Kendi içinde 5’e ayrılır. RÖNESANS (1347-1600) Rönesans’ın gelmesiyle beraber müzik de ilahi olmaktan yavaş yavaş uzaklaşır, kilisenin dışına çıkmaya başlar. Bu dönemde müzik koro ağırlıklıdır. Bu dönemde ortaya çıkan “Madrigal” adı verilen müzik kompozisyon türü çok popülerdir. Dini içerikten bağımsız ilk müzik türüdür, lirik konulardan bahseder, çok seslidir. Monteverdi’nin Orfeo operasını yazmasıyla son bulur. DÖNEMİN ÖNEMLİ BESTECİLERİ: Pierluigi da Palestrina ismi Johann Sebastian Bach (16851750 /Almanya)’dır. Öldüğü tarih barok döneminin sonu kabul edilir. Bach klasik batı müziğinin hemen hemen tüm kavramlarını ortaya koymuştur. Klasik batı müziğinin babası diye tanınır. Toccato and Fugue in D minör ve Bouree in E minor önemli eserleri arasındadır. Gregori Allegri BAROK (1600-1750) Kelime olarak abartılı anlamına gelen Barok, Klasik dönem ile Rönesans arasında kalan döneme denir. Klasik batı müziğinin neredeyse temel kavramları burada ortaya çıkmıştır. Müzik Rönesans Dönemi’ne göre daha süslüdür, ritimler sadedir ve klavsen kullanımı çokça görülür. Konçerto (birkaç sanatçının aynı anda çaldığı eserler) ve Suit (birbiri ardına çalınan birkaç parçadan oluşan müzik formu) bu dönemin 2 yaygın beste türüdür. DÖNEMİN ÖNEMLİ BESTECİLERİ: Barok Dönemi’nin şüphesiz en önemli 16 Johann Sebastian Bach Antonio Vivaldi (1678-1741/İtalya), Claudio Monteverdi (1567-1643/İtalya), George Friderich Hendel (1685-1759/ Ingiltere-Almanya)de bu dönemin önemli bestecileri arasındadır. KLASİK (1750-1820) Piyanonun icadı bu dönemde büyük rol oynar. Barok dönemindeki aşırı süslü müzik yerini bu dönemde daha az süslü daha sade bir müziğe bırakır. Senfoniler (genelde orkestralar için bestelenmiş uzun müzik yapıtı.) bu dönemde yaygınlaşır. DÖNEMİN ÖNEMLİ BESTECİLERİ: ğının kalkması bu dönemde müziği de etkiler ve müzik artık sadece soyluların veya toplumun üst seviyesine özgü olmaktan çıkar. Halk da artık müziğe karışır, müzik okulları soylu olmayan öğrencileri de kabul eder veya kompozitör sayısı çoğalmaya başlar. “Virtüoz” kavramı bu dönemde önem kazanır ve müzikte virtüozlük öne çıkmaya başlar bu da eserlerin klasik dönemdeki gibi sade olmaktan çıktığını gösterir. Nikolai Rimsky Korsakov (1844-1908/ Rusya), Sergei Rachmaninoff (18731943 / Rusya), Pyatr Ilyich Tchaikovsky (1840-1893 / Rusya), Franz Schubert (1797-1828 / Avusturya)de dönemin önemli bestecileri arasındadır. DÖNEMİN ÖNEMLİ BESTECİLERİ: DÖNEMİN ÖNEMLİ BESTECİLERİ: Maurice Ravel (1875-1937/Fransa), Dmitriy Dmitriyevich Shostakovich (1906-1975/Rusya)de bu dönemin önemli bestecileri arasındadır. ÇAĞDAŞ (1900-∞) Bu dönemde Klasik Batı Müziği artık kollara ayrılmaya başlamıştır. (Jazz, Rock vb.) Türkiye’de çoksesli müziğin başlaması bu döneme denk gelir. Wolfang Amedeus Mozart Wolfang Amedeus Mozart (1756-1791/ Avusturya) Klasik Dönem’in en üretken bestecisi kabul edilir, 36 yıllık yaşamına 626 eser sığdırmıştır. Günümüzde müzik tarihinin en büyük dehalarından sayılır. Rondo Alla Turca ve Eine Kleine Nachtmusik önemli eserleri arasındadır. Franz Joseph Haydn (1732-1809/Avusturya), Muzio Clementi (1752-1832/İtalya), Ludwig Van Beethoven (1770-1827/ Almanya)da bu dönemin önemli bestecileri arasındadır. Frédérich Chopin (1810-1849 / Polonya) Romantik dönemin önemli bestecilerinden biri olan Chopin, ülkesi Polonya’nın işgali yüzünden Fransa’da yaşamaktadır ve sürekli ülkesinin hasretini çekmektedir. Bu sebeple genelde minör ve hüzünlü eserler yazmıştır. Ballade No.1, Op. 23 in G minor önemli eserlerinin arasındadır. ROMANTİK (1820-1900) Fransız İhtilali ile gelen sınıf ayrımcılı- Niccolo Paganini (1782-1840 / İtalya), Richard Wagner (1813-1883 / Almanya), Frédérich Chopin 17 Maurice Ravel Dmitriy Dmitriyevich Shostakovich Okyanus’un Genç Kalemleri SANAT SANAT Yukarıdaki resim Salvador Dali’nin bir tablosudur. Bu resme dünya üzerinde milyonlarca insan milyonlarca bakış açısıyla bakıyor. Kiminde yaşayacağı güzel zamanları çağrıştırırken kiminde kaçırdığı fırsatları hatırlatıyor. Kimisi üstüne bir saniye bile düşünemezken kimisi evinin başköşesine koyuyor. Sanat… Hayatın farkında olmadığımız estetiği. Sürekli kulağımıza çalınan notalardan, renk cümbüşünü yaşayabileceğimiz dar sokaklardan, aşkı anlatan büyük şairlerden ya da sahnelenen bir oyundan örnekler verebiliriz bu yazıya. Birçok insanın sanata eğilimi olabileceği gibi küçük yaşta bunu fark edip çocukların eğilimlerine ailelerin verdiği destekle büyük yeteneklerin çık- Tuğçe DEMİRCAN masına olanak sağlamak gerekir. Bu konuda çeşitli atölyeler, kurslar, sanat okulları değerlendirilebilir. İçinde bulunduğumuz eğitim sisteminde bu konular arka planda kalsa da, her geçen gün aileler daha fazla bilinçleniyor. Şimdi size bir tavsiyem var. Kahvenizi alıp güzel bir müziğin tadını çıkarabilir, gördüğünüz bir tabloda hayallere dalabilirsiniz ya da içinizdeki yeteneğin sanatla kucaklaşması için bir güzel sanatlar okuluna kaydınızı yaptırabilirsiniz. Yolunuza çıkan sanata gülümsemeniz dileği ile.. 18 EDEBİYAT Okyanus’un Genç Kalemleri KENDİ İÇİNDEKİ MUTLULUK Simay TOKGÖZ Düşündüm, taşındım. Size anlatacak bir konu bulamadım. Ben de bir soruyu cevaplamaya karar verdim. “Mutluluk nedir?” Birçok insanın görüşünü göz önüne aldığımda ‘Mutluluk bütün isteklere eksiksiz sahip olma ve bütün özlemlerin üstesinden gelme durumu.’ Ben mutluluğa ‘durum’ demek yerine ‘göreceli kavram’ diyorum. Kimilerinin mutluluğu maddi, kimilerinin mutluluğu manevi alanlarda anlamına kavuşurken daha derinde; herhangi bir şeyle mutlu olarak yaşabilen insan, çok zor mutlu olan insan ve hatta hiçbir şeyden mutlu olamayan milyonlarca insan. Konu mutluluğa geldiğinde böyle sınıflanan insanların yanıldığı nokta şu ki, mutlu olmak her zaman gülümsemenin yarattığı ruh hali ya da gülümsemeyi oluşturan ruh hali değil. Çoğu insanın üzüntüsünü gizlemek için gülümsediğini düşünenlerdenim. Çok mu klişe! Bu düşüncenizi yazının sonuna saklamalısınız. Gerçekten mutlu olan insan var mıdır? Mutluluk geçici midir? Mutluluk sırrı olan bir duygu mu? Mutluluğu insanın kendisinin yarattığını düşünürüm ben. Kendisini kişiye ya da objeye bağlamak yerine amaca bağlamaktan geçebilir bu ruh hali. Maddi amaçlara hayatını bağlayan bir kadını para mutlu edebilir mesela. Ya da sanatçı olmak amacıyla yürüdüğü bir yolda mutlu olabilir resmi seven bir adam. O yolda çoğu kez takılacaktır, engellerle karşılaşacaktır ve hatta düşecektir. Belki de bu mut- luluğa ulaşmanın zor olduğu anlamına geliyor. Dürüst olmak gerekirse öyle galiba. Kişilerin mutluluk sınırları olabilir. Ben kitap okurken mutlu olurum, o çikolata yerken ve onlar futbol oynarken. Bu yüzdendir ki insan sürekli neyle mutlu olabileceğini sorgular ve kendine net bir cevap veremedikçe üzüleceği şeyler bulur. Çünkü bir insan kolayca üzülebilir herhangi bir şeye. Ama yok yere mutlu olamaz mesela. Moralinizi bozan herhangi bir şey düşünün. Bunu bulmanızdaki süre ne kadar kısa? Mutlu olduğunuz anı bulmaktan daha kısa. Peki o moralinizin bozuk olduğu an kalabalık bir yerdesiniz, -ev ya da okul- suratınızı asıp herkesin başınıza toplanmasını mı tercih edersiniz yoksa kimsenin sorgulamamasını mı? Gizli 19 tutmak gülümsemenin işi olduğundan demin ‘’klişe!’’ dediğiniz düşüncemi ispatlayıp sizin düşüncenizi kuruttum, saygılar. Size mutlulukla ilgili anlatmadığım tek şey ve dürüst olacağım benim de çok zorlandığım bir soru kaldı. Mutluluk bir amaç mı, sonuç mu olmalıdır? Düşünsenize; mutlu olmak için yaparız birçok şeyi. Yemek yeriz, farklı şehirler gezeriz, uyuruz ve bütün bunları mutlu olmak için yaparız. O zaman mutluluk bir amaçtır. Ama öte yandan yemek yediğimiz için, gezdiğimiz ya da uyuduğumuz için mutlu oluruz. O zaman bir sonuç mudur mutluluk? Yazımın başında da dediğim gibi ‘göreceli kavram’. Okyanus’un Genç Kalemleri ASTROLOJİ ASTROLOJİ Ezgi TOPCU Enteresan bir ay olacak sizin için… Venüs zıt burcunuz Boğaya girip şans yıldızı Jüpiter ile birleşiyor. Venüs Boğa’nın doğal yıldızıdır. Şans yıldızı burcunuzda ilerlerken, öz yıldızınız Venüs de burcunuza giriyor. Artık değmeyin keyfinize. Geçen ay işleri veya hayatınızı karıştıran, kafanızı bulanıklaştıran, sanki arabayla uzun yolda giderken bir anda sisin yakalamasıyla şaşıran bir halde bıraktı sizi. Jüpiter sizin doğal yıldızınızdır. Jüpiter 6. evde sağlıkla biraz fazla ilgilenmenize, hatta bu konuda biraz pimpirikli davranmaya neden olabilir. Bu ay gözünüz parada.. Ya da değilse, parada olsun derim. Bence bu ayın en iyi kazananı siz olacaksınız gibi. Bu ay belki en girişken siz olacaksınız ve düşüncede üretken. Harika fikirler çıkacak kafanızdan ve bunları önemli kişilerle ve sevdiklerinizle paylaşacaksınız. Para konusu sizi de ilgilendiren bir konu, ay boyunca sevgili Aslanlar. Sevgili Kovalar ayın ilk yarısında yıldızlar para evinizde toplanarak size gelir müjdesi getirecek. Belki beklediğiniz paralar var, ama gelince maddi olarak sizi hayli rahatlatacak bir kazanç gibi görünmekte. Bu ay Dolunay 18 derece burcunuzda doğuyor! Bu önemli bir başlangıcın zamanına işaret ediyor olsa gerek sizin için. Sevgili Balıklar bakalım ayın mönüsünde neler var size? Bir kere yıldızlar sizin burcunuzda yığılıyor ayın ilk yarısında. Bu da bu ay siz ön plandasınız, sahnedesiniz demektir. Bu ay para size de göz kırpıyor anlaşılan. Yatırım, ortak parahanenizde oldukça bereketli yıldızlar var, biri en büyük şans yıldızı Jüpiter. Biri de sizin öz yıldızınız Venüs. 20 SPOR Okyanus’un Genç Kalemleri Lincredible! (İnanılmazlık) Severim böyle hayat öykülerini... Tayvan asıllı Jeremy Lin’in inancının nasıl başarıya dönüştüğünü yazacağım. Jeremy Lin’in ailesi 1970 yılında Tayvan’dan Amerika’ya göç etmiştir. Ortanca çocuk olarak 1988 yılında doğdu. Kardeşlerine basketbol öğreten babası, Jeremy için farklı planlara bürünmüştür. Ailesi üstün zekasından dolayı Jeremy’in kariyer yapmasını istiyordu. Gençliğinde basketbol oynamak istese de çelimsiz vücudu buna engel olmuştu. Harvard’dan başarılı bir şekilde 3.1 ortalama ile mezun oldu. Basketbol profesyonel kariyeri mezun olarak başlayacaktı; yalnız yine Jeremy’i engelleyen bir şey oldu. Jeremy 2010 Draft listesinde yer almıyordu. Alp SALICI / Alpcan TEZOL Halbuki Harvard Üniversitesi’nde başarılı bir grafik çizmişti. İnancına bağlılığı bitmiş olmamalı ki, Amerika’nın en iyi üniversitesinden çok güzel bir ortalamayla mezun olmuştu. Üstün zekasıyla finans alanında kolaylıkla iş bulabilirdi; ancak Jeremy yılmadı ve inancının peşinden devam etti. O yaz Dallas Mavericks’in Yaz Kampı’na katıldı. Yaz liginde oynamaya başladı ve tekrar yakaladığı güzel ortalamayla üç takımın ilgisini çekti. Golden State Warrirors takımı, Jeremy’e Asyalı kişileri salona çekebileceği için bir kontrat imzalattı. Jeremy’i de evine daha yakın olmasından dolayı Golden State Warrirors takımını seçti. 2010-2011 yılını maç başına 2.6 sayıyla bitirdi. Lise yıllarında basketbol için çok çalışan, vücudunu güçlendiren Lin, yeteneğiyle kendinden söz ettirmeye başladı. Lisedeki basketbol kariyerini DVD’ye çevirip Ivy League’ndeki bütün okullara kayıtlarını göndermişti. Hayalinde UCLA ve Standford’dan spor bursu alabilmek vardı. Bu bursu sağlayamadı. Harvard Üniversitesi’nde Ekonomi okumaya başladı. Spor bursu olmamasına rağmen okulun basketbol takımında yer almayı başardı. 2011 yılında NBA’nın lokavta girmesiyle sözleşmesi sona erdi. Çin’den teklifler almaya başlayan Jeremy teklifleri kabul etmedi. Lokavtın sona ermesiyle birlikte Houston Rockets ile anlaşmaya vardı. İki hafta olmadan Housten Rockets takımından yollandı. Ardından New York Knick takımı ile anlaşmaya vardı. Bu takımda da bir an için yer edinemeyeceğini düşündüğünden abisinin kaldığı evdeki 21 kanepede uyuyordu. New York Knicks takımında sakatlıklar baş göstermeye başlayınca koç mecburen Jeremy Lin’i ilk beşte başlattı ve ilk oynadığı maçta 25 sayı, 5 ribaunt ve 7 asist ile tamamladı. Yıldızlaştığı maçtan sonraki 8 maçta da ilk beşin vazgeçilmez oyuncusu oldu. İlk beş olarak oyuna başladıktan sonra sürekli kariyer rekorunu kırdı ve son 9 maçın sadece bir tanesini kaybetti. Ligin en iyi takımı olan LosAngeles Lakers maçında 38 sayı atarak başarısının tesadüf olmadığını gösterdi. Bir anda haberlerin ilk sırasında yer aldı. Sosyal Medya’da bir fenomen haline döndü. Amerikan ve Çin Medyası sürekli Lin’den bahsetti. Kahraman ilan edildi. Lin kelimesi geçen her yerde adı kullanıldı. Lion King gibi. Onun için Linsanity (Çılgınlık) Lincredible (İnanılmazlık) denilmeye başlandı. Hayatı boyunca sürekli küçümseyen gözlerle bakılan Lin hiç yılmadı. İlk olarak bu süreç; babası ona basketbolu öğretmeyerek başladı. Ivy League’ndeki okullara gönderdiği kayıtları hiçbir okul beğenmedi ve kabul edilmedi. Draft listesinde yer bulamadı, Golden State takımında kendine yer edinemedi ve Houston Rockets takımı sözleşmesini feshetti. Tam 5 kez inancını bırakması için sebebi vardı; ama Lin inanmaya ve çalışmaya devam etti. Amerika’daki Asyalı göçmenlerin idolu oldu. Şimdi takımına büyük yarar sağlıyor ve 22 geleceğin yıldızlarından (MVP) biri olacağına inanıyorum. ONLINE YAŞAM Okyanus’un Genç Kalemleri Burak BAKUMDİ İNCİ SÖZLÜK NEDİR? “İnci Sözlük 19 Aralık 2009’da Serkan İnci adlı şahıs tarafından kurulan interaktif bir site” demek kolaycılığa kaçmak olurdu. İnci Sözlük de her internet sitesi gibi bir site ama İnci Sözlük’ü farklı yapan ne? İnci Sözlük’ü farklı yapan tamamıyla kendine has olmasıdır. Kendi aralarında gruplanıp sitelere saldırmak olsun; Okan Bayülgen’den tutun da Bilgin Gökberk’i canlı yayında zor durumda bırakmak gibi birçok etkinlikle zaten İnci Sözlük kendi haslığını ortaya koyuyor. İnci Sözlük’ün kuralları ve yapısından bahsedersek; İnci Sözlük’ün sadece 3 tane kuralı vardır. Bunları ihlal eden bir yazar olursa hesabı kapatılır. Kurallar çok basittir. Bunlar din, siyaset ve 3. kişilerin yazılarda kullanılmamasıdır. Sözlüğün dili erkeksidir hatta pornografiktir diyebiliriz. Birçok argo kelime kullanılır. 100.000’i aşan kayıtlı kullanıcı bulunmaktadır. Üye alımı genellikle geceleri saat 3 gibi açılıp 1 veya 2 saat açık tutulur. İnci Sözlük’ün felsefesi nedir? İnci Sözlük’ün bir çöplük olduğunu düşünelim. İnsanların artıkları birikince bunları bir yerlere boşaltmak isterler. İşte İnci Sözlük burada devreye girer. İnci Sözlük ne kadar pornografik görünse bile kullanıcıları öğretmenler, mühendisler, doktorlar, çiftçiler; evli çocuklu babalar da vardır. İnci Sözlük manevi bir çöplüktür. İnsanlar buraya gelirler buraya çöplerini boşaltırlar ve giderler. İnci Sözlük isterse ne olur? İnci Sözlük isterse tüm sanal alem ünlü şairimiz Can Yücel olabilir mesela... Bir gün ‘Can Yücel gibi yazmayı öğretiyorum’ başlığında bir konu açıldı ve madde madde Can Yücel gibi nasıl şiir yazılacağı öğretildi. Bu maddelerin bir kısmı: - Duygunun önemi yok, çok acayip duygular içindeymiş gibi davran. - Yazdıklarını olur olmaz yerlerde böl, alt satıra geç. - Gerekli gereksiz noktalama işareti kullan. - Son olarak yazdığın şiirlerin altına bir satır boşluk bırak ve -Can Yücel- yaz. Bu eğitimin hemen sonrasında tüm İnci Sözlük şiirlerini yazarak, Can Yücel imzasıyla sosyal profillerinde yayınladı. Bu olaydan haberi olmayan herkes şiirleri Can Yücel’e ait zannetti. Böylece İnci Sözlük amacına ulaşmış oldu ve tüm Türkiye İnci Sözlük’ün isteğiyle Can Yücel oldu. İnci Sözlük’ün günlük hayattaki yeri nedir? Şu an bindiğimiz otobüslerin rengi neden mor hem de damalı diye düşündünüz mü hiç? Düşünmediyseniz bir düşünün o otobüsleri. Aklınıza getirmeye çalışın. Tatlı bir mor renk göreceksiniz ki işte o renk İnci Sözlük’ün faaliyetlerinden sadece biridir. Bir gün bir yazar başlık açtı ve “Hadi İnci ruhu budur” diyerek tüm inciye seslendi. İnci Sözlük de bu yazarı yalnız bırakmayarak destekledi ve ankete 100.000’den fazla kişi katılarak mor rengi işaretledi ve sonunda tabi ki İnci Sözlük’ün dediği oldu... Siyasette İnci Sözlük İnci Sözlük kendi aralarında topladıkları bağışlarla Eskişehir’de yapılan seçimlerde bir bağımsız aday çıkartmak istedi. İnci’nin ‘Milletvekili’ olacak bu adamın 23 adı Ahmet Yılmaz’dır. 8 Nisan 2011 akşamı Adalar’da bulunan Migros binasının önünde bir miting bile düzenlemişlerdir. YSK tarafından belirlenen 7.000 lira adaylık ücretinin ödenmesi için İnci Sözlük’te verilen banka hesap numaralarıyla da bu meblağ toplanmıştır. Seçimler sonucunda toplam 600 küsür oy alan namı değer Ahmet Ağabey maalesef Meclis’e girememiştir. Sözlerimi İncici bir yazarın yazdıklarıyla devam ettirip, ardından bitirmek istiyorum. “Gittikçe kendimi yalnız hissettiğim yer. Tüm arkadaşlarım, tüm sevdiklerim birer birer yanlarına binlerce emeklerini de alıp gidiyorlar. Gün geçtikçe bir melankoli, gün geçtikçe artan bir yalnızlık. Yavaş yavaş kendimi sorgulamaya başladım; ben neden hala buradayım? Çünkü bitmedi ki benim için. Hala açar açmaz girdiğim bu site ise bitmedi demek. Ama eski zevk var mı? Yok. Binlerce kez söylenmiş bir şeyi tekrar etmekten çekiniyorum. Peki, ne oldu? Neden herkes elveda diyor buraya? Artık şu kesin ki İnci Sözlük özel olmaktan çıktı genel oldu. İnci Sözlük artık bazı kişilerce sevilen bir Oscar Wilde kitabı değil, herkesçe okunan bir billboard reklam sloganına dönüştü. Ne kadar genel ise bir şey insanlar için değeri o kadar azalıyor, benim açımdan en azından öyle. Sözlükten ayrılan pek çok kişi için de aynısı olduğunu düşünüyorum...” Okyanus’un Genç Kalemleri ABSÜRD HABERLER Absürd Haberler Eda YAVAŞ Öncelikle yazıma başlamadan önce ilk sayımıza göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı bütün okurlara teşekkür ediyorum. Daha önceki sayımızda olduğu gibi dünyada gerçekleşen ABSÜRD haberleri sizinle paylaşacağım. ni söyleyince yeniden aracın önüne yattı. Araç sürücüsü ise adamın gittiğini düşünerek gaza bastı ve adam öldü… İlk haberimiz dikkatsiz bir doktorun başından geçiyor. Malum doktorumuz ameliyat ettiği hastanın karnında 21 bin dolar değerindeki Rolex marka saati unuttu ve saatin parasını hastadan istedi. Ben hastanın yerinde olsam parayı vermezdim. Sonuçta doktorun dikkatsizliği. Ne demiş büyükler “Kime niyet, kime kısmet.’’ 1983’de mağazada hırsızlık yaparken yakalanan San Diego’lu bir kadın polislere eğer onu bırakmazlarsa morarana kadar nefesini tutacağını söyledi. Polisler kadını bırakmadılar o da gerçekten ölünceye kadar nefesini tuttu. Arada sırada nasıl insanlarla aynı dünyada yaşıyoruz diye düşünmüyor değilim. Jake Fen isimli Macar adam eşini korkutmak için kendini asmış pozu verdi... Eve gelen eş kocasını o halde görünce bayıldı..Kapıyı açık gören komşu kadın içeri girince iki cesetle karşılaştığını sanıp evi soydu… Topladıkları ile çıkarken Jake kadına bir tekme attı... Cesedin canlandığını sanan kadın korkudan öldü… Jake beraat etti… Yorumu size bırakıyorum sayın okurlar… New York’ta 5’inci caddede bir adama araç hafifçe çarptı. Adama bir şey olmamıştı... Şoförle konuştu ve kalkacakken olayı gören biri yanına gelerek kalkmazsa sigortadan para alabileceği- 24 1932 yılında Los Angeles Olimpiyatları’nda zavallı Fransız atlet Jules Noel’in disk atmada kırdığı olimpiyat rekoru sayılmadı. Çünkü atışı izlemesi gereken bütün hakemler sırıkla yüksek atlama yarışmasını izlemek için arkalarını dönmüşlerdi... Sen git rekor kır adamlar arkasını dönsünler olacak iş mi? Bir şirket çalışanlarının iş başında güvenli gözlük kullanmalarını teşvik etmek için özel bir film izletti. Kanlı iş kazalarını gösteren film o kadar canlıydı ki 25 kişi odadan kaçtı. 13 işçi bayıldı ve işçilerden biri sandalyeden ilginç bir durumda düşerek kafasını yardı. Gerçekten çok güvenli bir teşvik olmuş.
Benzer belgeler
Sınavı başarıyla geçer ama konsey yaşının büyük
söyler. Bu sırada Anakin ve Padme Naboo’ya vararlar. Göl yöresindeki dağ evine giderler. Oraya vardıklarında Ankin Padmeyi öper fakat Padme geri çekilir. Obi-Wan ise kayıp gezegeni bulmuştur. Obi-W...
Anakin ve Padme Obi-Wan`ı kurtarmaya Geonosis
Tapınağı’na döner. Anakin ise Padme’yi gezegenine bırakmak için Naboo’ya gider. Anakin Padme ile gizlice evlenir. 3
yıl sonra Şansölye Palpatine General Grievous tarafından kaçırılır. Anakin ve O...