gosbsad - bilgikurumsal.org
Transkript
gosbsad - bilgikurumsal.org
GOSB GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERGİSİ • Sayı: 44 • OCAK-ŞUBAT 2015 OSB'ler ile ilgili düzenlemeler Türk sanayisinin büyümesine katkı sağlayabilir GOSBSAD MESAJI ÇEVRE Ekonomiye Bakış “Yeşil bina” üretiminde “yeşil malzemelerin” önemi! OSMAN CANBERİ GOSBSAD Yönetim Kurulu Başkanı CEMİL YAMAN Erke Tasarım RÖPORTAJ Tüketiciyi en gelişmiş ve yüksek verimli ürünlerle buluşturuyoruz BİLİŞİM İnterneti, 7 Gizli Anahtarı Ellerinde Tutan Toplam 14 Kişi Kontrol Ediyor ÖNDER ŞAHİN Alarko Carrier Genel Müdürü İŞ DÜNYASI www.facebook.com/gosbsad www.twitter.com/gosbsad Dergimizi Facebook ve Twitter'dan takip edebilirsiniz CEO’lar 2015 için daha temkinli İÇİNDEKİLER 4 10 16 44 22 54 GOSBSAD Mesajı Yönetim 8 Ekonomiye bakış 28 Rol ve Sorumluluk Tabloları Osman Canberi Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı GOSB Haberleri 10 Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Bilişim 32 İnterneti, 7 Gizli Anahtarı Ellerinde Tutan Toplam 14 Kişi Kontrol Ediyor Fikri Işık ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıkoğlu GOSB’u ziyaret etti İş Dünyası GOSBSAD Haberleri Şirket Haberleri 16 GOSBSAD Futbol Turnuvası 2014 sonuçlandı: Şampiyon bir kez daha ARÇELİK LG Röportaj 22 Tüketiciyi her zaman en gelişmiş ve yüksek verimli ürünlerle buluşturuyoruz Önder Şahin Alarko Carrier Genel Müdürü Çevre 26 “Yeşil bina” üretiminde “yeşil malzemelerin” önemi! OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ 44 CEO’lar 2015 için daha temkinli 50 Siemens 2014 Yılı Sağlık Sektöründe En İyi Tedarikçi Ödülü'nü Linde Gaz’a verdi 50 Kaya Safety Yönetim Kurulu Üyesi Ali Kaya’dan Önemli bir Saptama: “Yüksekte çalışma yönetmeliğine acil ihtiyaç var” OSB Haberler 51 Bursa'da "Yeşil Sanayi Zirvesi" 52 İmalat Sanayi İstişare Toplantısı Ülke Araştırması 54 Gelecek için büyük bir potansiyel taşıyan: Hollanda GOSB DERGİDEN 6 Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği Yayın Organı Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İdare Merkezi: Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği GOSB Kemal Nehrozoğlu Cad. Teknopark, High Tech Bina 1. Kat A8 Gebze 41480 Kocaeli Tel: 0 262 677 11 77 Faks: 0 262 677 11 78 [email protected] Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Baskı: GOSBSAD Adına İmtiyaz Sahibi: Dr. Osman CANBERİ B. Ayça Ekim Özgün Ofset Tic. Ltd. Şti. B. Ayça Ekim Yayın Kurulu: Atilla HACISÜLEYMANOĞLU, Ragıp TUNALILAR, Altuğ ERBİL Yeşilce Mah. Aytekin Sok. No: 21 4. Levent - İstanbul Tel: 0 212 280 00 09 2015 yılı GOSB Dergi için değişimin başlangıç yılı olacak... Teknik Yönetmen: Dönüşüme ayak uydurabilmek, kararsız bir şekilde arada kalmamak gerekir ki; değişimin sindirilmesi ve bu gelişimin herkes tarafından görülebilir, hissedilebilir olması ilerlemek için şarttır. Goethe’nin söylediği gibi “Neler değişmedi ki! Dünya dönerken, kendi ekseni etrafında dönebilene ne mutlu!..” Fırtına ARISOY [email protected] Editör: Burçin YEŞİLTEPE [email protected] Reklam Koordinatörü: Bike Ayça EKİM Tel: 0262 677 11 79 [email protected] Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Yayınlanan yazılardan kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. GOSBSAD Yapım: Mavi Tanıtım ve İletişim Rasim Paşa Mah. Ayrılıkçeşme Sok. No: 122 Kadıköy-İstanbul Tel: 0 216 418 59 31 GOSB Dergi, Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği tarafından aylık yayınlanır. 1-3 Sayı 4 Sayı GOSB Dergi’nin dönüşümünü sizlerin katkılarıyla sürdürmek, sürekli değişim ve gelişim hedefimizi gerçekleştirmek istiyoruz. GOSB Dergi’de tasarım ve içerik geliştirme çalışmalarımıza, dağıtım ağını güçlendirerek başladık. Her zaman ki gibi öncelikli hedefimiz doğru adreslere ulaşmak; dağıtım listemizi siz değerli katılımcılarımızla birlikte oluşturmak ve güncel halde tutmaktır. Bu nedenle, yakın bir zamanda “GOSB Dergi’yi nerelerde görmek istiyorsunuz?” sorusunu sizlerle paylaşacağız. Kıymetli cevaplarınız dağıtım listemize güncel halini verecektir. Bu arada GOSB Katılımcıları’ndan haberler ve tanıtım röportajlarına hız kesmeden devam ediyoruz. Ayrıca Türkiye’deki Teknoparklar içinde parlayan bir yıldız olan GOSB Teknopark’daki firmalarla ilgili haber ve makaleleri de gelecek sayılarımızda yayınlayacağız. Yerel-Türkçe-İlmi GOSB DERGİ 2014 YILI REKLAM FİYATLARI Frekans BU SAYIDA 6 Sayı Konuk Yazar Bölümü’müzde; GOSB Katılımcılarımızın ve GOSB Teknopark Firmaları’mızın, sektörel veya gündemdeki konulara yönelik tespitlerine yer vereceğiz. Her sayının temasını da bu şekilde, sizin değerli katkılarınızla belirlemeyi hedefliyoruz. Arka Kapak 3.500.- TL 2.950.- TL 2.600.- TL Ön Kapak İçi 3.000.- TL 2.550.- TL 2.250.- TL Ön Kapak Karşısı 3.000.- TL 2.500.- TL 2.250.- TL Arka Kapak İçi Böylelikle sizleri GOSB Dergi’nin her sayısını birlikte oluşturmaya davet ediyoruz… 2.500.-TL 2.100.- TL 1.850.- TL Arka Kapak Karşısı 1.500.- TL 1.250.- TL 1.100.- TL İç Sayfa 1.000.- TL 850.- TL 750.- TL İç İki Sayfa 1.750.- TL 1.500.- TL 1.300.- TL İç 1/2 Sayfa 650.- TL 550.- TL 450.- TL Son olarak, 2014 yılının sonunda, farklı bir yoldan kariyerine devam etmek isteğiyle aramızdan ayrılan Sayın Tunçer GÖMEÇLİ’ye; GOSB Dergi ve GOSBSAD için sağladığı değerli katkılardan , uyumlu çalışmalarından ve aktardığı tecrübelerinden dolayı sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Dergimizin değişim sürecinde de bizleri yalnız bırakmayacağını umarak yeni kariyerinde başarı ve mutluluklar dileriz... OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ GOSBSAD MESAJI Ekonomiye bakış 8 Dr. OSMAN CANBERİ Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı 2 014’ün son çeyreğinde başlayan petrol fiyatlarındaki gerilemenin sonucu olarak 2015 yılında cari açıkta ve enflasyonda bir iyileşme beklentisi içine girilmiştir. Orta vadede faizlerde bir düşme gerçekleşirse, bunun yatırımlar ve istihdam üzerine olumlu etkileri ortaya çıkacaktır. Genel görünümdeki bu iyileşmeye bağlı olarak yabancı sermaye girişinde de artış gözlemlenebilir. Petrol fiyatlarının düşmesinin ülke ekonomisine bir diğer faydası da dövize olan talebin azalması olacaktır. ABD ekonomisinin toparlanması ve istihdam piyasasındaki olumlu gelişmeler, FED’in faiz artırımına yönelik beklentilerin kaynağıdır. Bu beklenti küresel piyasalardaki genel faiz seviyesinde yukarı yönlü bir baskı yaratacak olsa da, Avrupa ve Japonya merkez bankalarının genişlemeci para politikaları ve gelişmiş ülke merkez bankalarının toplam bilanço büyüklüğü nedeniyle, global pazardaki faiz oranlarının 2015 yılında Türkiye’ye para girişini durduracak kadar önemli düzeyde artış göstermeyeceği öngörülmektedir. Bununla birlikte, likiditede ortaya çıkabilecek azalmadan olumsuz yönde çok fazla etkilenmemek için, kapsayıcı reformlarla yapısal dönüşümün bir an önce tamamlanması gereklidir. OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Avrupa Merkez Bankası’nın bu yıl uygulamaya başlayacağı, FED’inkine benzer bir parasal genişleme programının, ABD’deki gibi etkili bir sonuç verip vermeyeceği tam olarak öngörülememektedir. Yunanistan’daki yeni hükümetle Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin yönü, Euro bölgesinde hedeflenen ekonomik iyileşme üzerinde olumsuz etki yaratabilecektir. AB’nin Türkiye’nin en önemli ihracat pazarı olduğu göz önüne alındığında, AB’deki risklerin Türk ekonomisi tarafından da paylaşılıyor olduğu açıktır. Petrol başta olmak üzere emtia fiyatlarında meydana gelen düşüşler nedeniyle emtia ihraç eden ülkelerin ekonomilerinin içinde bulunduğu zorluklar da Türkiye’nin 2015 yılı ekonomik başarımını etkileyebilecek küresel risklerdendir. Irak, Suriye, Rusya ve Ukrayna başta olmak üzere bölge ülkelerindeki sorunlarda ülke ekonomisini etkileyen jeopolitik risklerdir. Bu riskleri azaltmak için çevre ülkelerdeki karışıklıklardan uzak durulmalı, nitelikli yabancı yatırımcıyı ürkütecek gereksiz siyasi söylemlerden kaçınılmalıdır. 2015 Haziran’ında gerçekleştirilecek genel seçimlere bağlı olarak ortaya çıkabilecek siyasi gerilimler ekonomi üzerinde bir baskı unsurudur. Bu süreçte ülkedeki atmosferi gerecek söylemler yerine kapsayıcı söylemlerin ortaya konması faydalı olacaktır. Siyasi istikrar demokratik ülkelerde ekonomik istikrarın teminatıdır, ancak kapsayıcı olmayan, temsilde yetersiz bir siyasi yapı kısa vadede istikrarlı olsa da, son zamanlarda belirtileri giderek artan toplumsal kırılmayı derinleştirecektir. Telafisi mümkün olmayan toplumsal kırılma sadece ekonomiyi tahrip etmekle kalmayıp, çevre ülkelerde gözlemlendiği gibi Türkiye’yi Ülkedeki tasarruf kaynaklarının yetersizliği, sanayinin finansmanında yabancı kaynaklara bağımlılığı artırmaktadır. Türk halkının tasarrufa yönlendirilmesi için, bireysel emeklilik sisteminde uygulanana benzer, tasarrufu özendirici politikalar geliştirilmelidir. Tasarrufun artması ve bu yolla oluşan yerel fonların yatırıma ve üretime yönlendirilmesi, ekonomik istikrarı sağlamlaştıracak, enflasyon ve işsizlik üzerinde olumlu etki yapacaktır. TCMB, maruz kaldığı baskılara rağmen, mevcut ekonomik koşullarda faiz indiriminin enflasyon üzerindeki olası olumsuz etkilerini göz önünde tutarak beklenen faiz indirimini gerçekleştirmemektedir. TCMB’nin sıkı para politikası duruşu 2015 yılında TL’nin istikrarlı seyrini koruyabilmesine olanak sağlayabilir. Kurdaki hareketliliğin azalması, son dönemlerde enflasyon üzerindeki etkisi ön plana çıkan gıda fiyatlarının normalleşmesi ve düşen enerji fiyatlarının kalıcılığı, enflasyonu 2015 Orta Vadeli Plan’da hedeflenen %6,3’ün de altına düşürebilecektir. ABD ekonomisindeki iyileşmeye ve petrol fiyatlarındaki gerilemeye rağmen, Avrupa ve Çin’den gelen olumsuz veriler nedeniyle küresel büyümede belirgin bir iyileşmeden söz etmek oldukça güçtür. Dünya Bankası, 2015 yılında dünya ekonomisi için öngördüğü büyüme tahminini revize ederek %3’e düşürmüştür. Türkiye ekonomisinin 2015 yılı büyüme tahmini OVP’de %4 ola- Sanayi üniversite işbirliğini, Ar-Ge ve inovasyon gücünü artıran politikaların geliştirilerek sürdürülmesi, yeni teknoloji geliştirilmesine olanak sağlayan bir habitat oluşturulması ve geliştirilen teknolojilerin en kısa sürede ticarileştirilmesi için finansman ve iş modelleri yaratılması yoluyla orta ve uzun vadede hedeflenen ekonomik gelişmenin altyapısı oluşturulmalıdır. Mevcut durumda ithal edilen malların, Ar-Ge ve inovasyona dayalı yüksek katma değerli üretimle yerelleştirilmesi cari açığın azalmasını sağlayacaktır. rak öngörülmüştür. Yine OVP’de net ihracatın büyümeye katkısının olmayacağı veya sınırlı olacağı beklenmektedir. Muhtemel iç talep artışı büyümeyi destekleyici temel etken olacaktır. Doğru kurgulanmış para ve maliye politikaları ancak ekonomik büyümenin gerektirdiği iklimin yaratılmasını sağlar, Türk ekonomisinin büyümesinin en temel bileşeni artan sanayi üretimidir. Sanayi yatırımlarının artması için öncelikle uygun finansal kaynak sorununun çözülmesi gerekmektedir. Ülkedeki tasarruf kaynaklarının yetersizliği, sanayinin finansmanında yabancı kaynaklara bağımlılığı artırmaktadır. Türk halkının tasarrufa yönlendirilmesi için, bireysel emeklilik sisteminde uygulanana benzer, tasarrufu özendirici politikalar geliştirilmelidir. Tasarrufun artması ve bu yolla oluşan yerel fonların yatırıma ve üretime yönlendirilmesi, ekonomik istikrarı sağlamlaştıracak, enflasyon ve işsizlik üzerinde olumlu etki yapacaktır. Sanayi üniversite işbirliğini, Ar-Ge ve inovasyon gücünü artıran politikaların geliştirilerek sürdürülmesi, yeni teknoloji geliştirilmesine olanak sağlayan bir habitat oluşturulması ve geliştirilen teknolojilerin en kısa sürede ticarileştirilmesi için finansman ve iş modelleri yaratılması yoluyla orta ve uzun vadede hedeflenen ekonomik gelişmenin altyapısı oluşturulmalıdır. Mevcut durumda ithal edilen malların, Ar-Ge ve inovasyona dayalı yüksek katma değerli üretimle yerelleştirilmesi cari açığın azalmasını sağlayacaktır. Bununla birlikte ihracat yapısı da Ar-Ge ve inovasyona dayalı üretime göre yeniden şekillendirilmelidir. Cari açığın en büyük kaynağı olan enerji ithalatını hızlı bir şekilde azaltabilmenin yolları aranmalı, enerji tasarrufu için önlemler alınmalı, kaçak kullanımın önüne geçilmeli, yenilenebilir enerji ve nükleer enerji yatırımlarının hızlandırılması sağlanmalıdır. Ekonomik gelişmenin temel yapı taşı insandır. Gelişmenin gerektirdiği insan profilini yetiştirecek, sorgulamadan korkmayan, analitik düşünceye ve bilimsel bilgiye dayalı bir eğitim sisteminin uygulanması gereklidir.l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015 GOSBSAD MESAJI içinden çıkılmaz bir karışıklığa sürükleyebilir. Bu olumsuz gelişmelerin önüne geçmek için ülkede barışçıl ve güvenli bir ortam yaratılmalıdır, mevcut anayasanın yerine toplumsal mutabakatla bir yenisi konulana kadar yürürlükte olan anayasa ve yasalara saygı duyulmalı ve sınırları zorlanmamalıdır, gerçek anlamda bağımsız ve güçlü bir hukuk sistemi kurulmalı, toplumun adalet duygusunun çökmesine izin verilmemelidir. Seçim ortamının getirdiği bir diğer risk de seçim ekonomisidir. Seçim öncesi uygulanabilecek iç talebi canlandırıcı politikalar, bütçedeki ve kamu maliyesindeki disiplinin bozulması ekonomik istikrara olumsuz etki yapabilir. Her ne kadar son yıllarda seçim ekonomisi politikaları uygulanmamış olsa da, ekonominin gündemdeki önceliğini yitirmesi beraberinde olumsuz etkileri de getirebilecektir. 9 GOSB HABERLER 10 Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıkoğlu GOSB’u ziyaret etti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu Kocaeli programları çerçevesinde, 17 Aralık 2014 tarihinde Gebze Organize Sanayi Bölgesi’ni ziyaret ettiler. K ocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Gebze Kaymakamı Mehmet Arslan, Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Gebze Ticaret Odası Başkanı Nail Çiler, GOSB Katılımcıları ve çevre OSB yöneticilerinin Bakan Fikri Işık ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na eşlik ettiği ziyaretin ev sahipliğini GOSB Yönetim Kurulu ve Bölge Müdürü yaptı. GOSB’da olmaktan memnuniyet duyduklarını ifade eden Işık ve Hisarcıklıoğlu, GOSB'u, Türkiye'nin önder OSB'lerinden biri olarak tanımladılar. Ziyaret sırasında OSB’lerle ilgili önemli açıklama ve değerlendirmelerde bulunan Bakan IŞIK; sanayicilerden gelen talepler üzerine, OSB’lerdeki sanayi parsellerinin yapılaşma şartlarını yeniden gözden geçirdiklerini ve taban alanı kısıtlamasını (TAKS) kaldırdıklarını söyledi. Bu değişiklik ile kullanılamayan alanların kullanılabilir hale getirildiğini belirten Bakan, çekme mesafelerinde değişiklik yapılması konusunda da çalışma yapıldığı bilgisini verdi. Ziyaret sonunda, GOSB Yönetim Kurulu Başkanı Vahit Yıldırım; Işık, Hisarcıklıoğlu ve Güzeloğlu’na GOSB plaketi takdim etti. Ziyaret sonrası Gebze Organize Sanayi Bölgesi ve Gebze Ticaret Odası tarafından GOSB’da kurulacak Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinin imza töreni için Gebze Ticaret Odasına geçildi. Sanayinin nitelikli ara eleman ihtiyacını karşılamaya yönelik, nitelikli eğitim verecek, atölye binasının da yer alacağı Mesleki ve Teknik Anadolu lisenin yapımına ilişkin protokol, GOSB Yönetim Kurulu Başkanı Vahit Yıldırım ve GTO Yönetim Kurulu Başkanı Nail Çiler tarafından imzalandı. l GOSB Asistanlar Birliği Faaliyetlerine ara vermiyor GOSBAB Teknopark’ta Kermes Düzenledi G OSBAB, GOSB Meydan’da düzenlediği kermesten sonra bu kez de 18 Aralık tarihinde GOSB TEKNOPARK A.Ş.’de kermes düzenledi. Organ Nakline Destek amaçlı kermese katılımları ile destek veren herkese teşekkür eden Dernek Başkanı Aytaç Şenyıl, kermese gösterilen ilgiden memnun olduklarını ve sosyal projelere ara vermeden devam edeceklerini söyledi.l OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ADVERTORIAL 12 FESA BUSINESS HOTEL Gebze’de iş dünyasına özel yeni bir buluşma noktası var… Şehrin tam ortasında, sanayinin devleştiği kavşakta, organize sanayi bölgelerinin ve iş dünyasının kalbinin attığı yerde, TEM ve D100 karayollarına bağlantısı ve Sabiha Gökçen Havaalanı’na giriş kapısı olarak nitelendirilecek bir konumda yer alan Fesa Business Hotel Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çolak, otel ve hizmetleri hakkındaki sorularımızı yanıtladı. Fesa Business Hotel hakkında genel bir bilgi verir misiniz? Toplam yatırım miktarı, toplam büyüklükleri, oda sayısı, kongre ve toplantılar için nasıl yapı ve organizasyon sistemi olduğu, restoran ve kafeleri vb… F esa Business Hotel olarak yapılan yatırım 10 milyon dolar civarında. Toplamda 6.500 metrekarelik kapalı alan içinde; 5 Business Suit, 24 Business Tek kişilik oda, 47 Business İki Kişilik oda, 13 Business Üç Kişilik oda, 7 Superior Aile Odası ve 1 Engelli Odası olmak üzere toplam 97 oda, 3 adet toplantı salonu, özel araçları ile gelecek misafirler için kapalı ve açık otoparklarımız mevcut. Business hotel konseptinde tasarlanmış, konfor ve kaliteyi ön plana çıkaran ve misafirlerine eşsiz hizmetler sunma gayretinde olan bir oteliz. Fesa Business Hotel’in çok özel olan ve ön plana çıkan özellikleri nelerdir? Sabiha Gökçen Havalimanı’na, Gebze, Dilovası ve Tuzla Sanayi Bölgelerine yakınlığımız, TEM ve E5 karayoluna bağlantımız, Yüksek Hızlı Tren Garı’na, İzmir Otoyolu’na ve Anadolu’nun İstanbul’a giriş kapısı olarak nitelendirilecek bir konumda olmamız ulaşım ve lokasyon açısından çok önemli. Diğer iş otellerine göre daha geniş ve iş hayatının gereklilikleri göz önüne alınarak özel olarak tasarlanmış odalarımız var. Yakınımızda büyük bir alışveriş merkezi var. Otel bünyesinde sadece otel misafirlerimizin kullanabileceği hamam, sauna, buhar odası ve spor salonumuz bulunmaktadır. Tamamen business konseptinde hizmet verdiğimizden dolayı alkol servisimiz bulunmamaktadır. Böyle bir yatırımı neden Gebze’ye yaptınız? Gebze, iş dünyasının hızlı gelişen bir bölgesi ve bu bölgenin yatak ve toplantı mekanı ihtiyacı oldukça üst düzeyde. Bölgede toplantı, eğitim ve konaklama konusunda ihtiyaç olduğunu tespit ettik. Otelimiz Sabiha Gökçen Havalimanı; Gebze, Tuzla ve Dilovası Organize Sanayi Bölgelerine çok yakın. Bu bölgeler de yoğun iş trafiği olan bölgeler. Bütün bunlar; bu yatırımın Gebze’de yapılmasının doğruluğunu onaylar niteliktedir sanırım. 2015 yılı beklentileriniz nelerdir? Fesa Business Hotel olarak hedefimizi yüksek tutup ilk senemiz için; yüzde 80 doluluk oranı hedefliyoruz. Tabii ki sizlerin de desteği ile. Eğitim ve toplantı salonlarınızın özelliklerini, kapasitesini ve buralarda ne gibi hizmetler verildiğini öğrenebilir miyiz? 3 adet toplantı salonumuz bulunmakta. Gün ışığı alan toplantı salonlarımızda 150 kişiyi aynı anda ağırlayabiliyoruz. Fesa Business Hotel ‘de toplantıların özel ve samimi olmasının gücüne bizzat inanıyoruz. Zarif bir tokalaşma, paylaşılan bir espri, heyecanlı bir tartışma. Doğru yer ve doğru zamanda birlikte çalışmak daha hakiki - daha gerçektir. Birlikte ilham yaratabilir ve sanallığı aydınlatabiliriz. Toplantılarınızın detayları nezaketle ele alındığında ve dikkat dağıtan unsurlar ustalıkla halledildiğinde, başarıyla sonuca ulaşılabileceğine inanıyoruz. Otelimizde gerçekleştireceğiniz konferans, kokteyl ve kalabalık toplantılarınızın ilham verici ve başarılı olacağına inanıyoruz. Bu nedenle size yenilikçi ve esnek özellikleri olan özel misafir salonlarımız ile Fesa Business Hotel’in güven dolu ortamında sağlıklı yiyecek seçeneklerinizi sunuyoruz. Fesa Business Hotel’in açılışından bu yana konuk ettiğiniz misafirlerinizden ne gibi tepkiler alıyorsunuz? Otelimizin sloganı ‘’Güven’’dir. Bu sloganı otelimizin tüm personeli sahiplendi. Hepsi severek işlerini yapıyorlar. Bu durum da misafirlerimize yansıyor. Bize göre misafirlerimiz her zaman haklıdır. Bu nedenle, tamamen çözüm odaklı çalışıyoruz ve netice memnuniyet verici. Fesa Business Hotel’in mutfağını diğer otellerin mutfağından ayıran farklar neler? Food and Beverage demek operasyon demek, operasyon demek yaşam demek. Her şeye konuk gözünden bakmak gerekiyor. Nelere OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ dikkat ediyorlar, nelere önem veriyorlar. Mutfak koordinatörümüz çok deneyimli, yurtdışında çalışmış, değişik mutfaklar tatmış, vizyon sahibi biri. Güzellikleri ve deneyimleri hayata geçirmeye çalışıyoruz. Bizlerin yaptığı şey iyi bir lider olmak, iyi bir yönetici olmak. Başarımızın sırrı iyi bir ekibe sahip olmamız da. Fesa Business Hotel olarak misyonunuz nedir? Fesa Business Hotel halkaları; çalışanları ve yöneticilerinden olan bir zincirdir. Hedefimiz zincirin en zayıf halkasını sürekli güçlendirmek ve Fesa Business Hotel’in personel kalite politikasına uygun hale getirmektir. Tüm halkalar en zayıf halkanın güçlenmesi için çalışır. İşimiz ve çalıştığımız yerin öneminin bilinci içinde kutsal bir mekânmış gibi işimize sahip çıkarız. Fesa Business Hotel’in en önemli misyonu güvenli bir ortamda konuklarına evlerinin konforunu sunmaktır. Hedefimiz, çevre bilinci ve toplam kalite inancı içinde sürekli öğrenerek ve öğreterek, değişimi yöneten, misafir odaklı memnuniyettir. Koşulsuz müşteri memnuniyeti anlayışı felsefesi ile çalışmak, sosyal sorumluluk bilinci içinde fayda sağlamaktır. Misyonumuzu oluşturan temel yapıtaşı, kalitede süreklilik ve mutlak müşteri memnuniyetidir.l GOSB HABERLER 14 OSB'ler ile ilgili düzenlemeler Türk sanayisinin büyümesine katkı sağlayabilir VAHİT YILDIRIM OSBDER Yönetim Kurulu Başkanı O SBDER olarak üyelerimizi ilgilendiren tüm konularda faydalı, somut adımlar atma duygu ve eylemi içinde; ilgili mercilere sorunlarımızı aktarmak için çaba sarf ettik, önemli adımlar attık ve atmaya da devam edeceğiz. Bu temelde olmak üzere; OSB'lerde emsal oranları hususu, sanayiciler için son derece önemli bir konu olup, tarafımızdan sürekli güncel tutularak çok sayıda mercide dile getirilmiş ve konuya dikkat çekilmiştir. Bu sorunun çözümüne yönelik ilgili düzenlemelerin yapılması için ilgili kurumlar nezdinde görüşmeler yaptık ve çabalarımız sonucunda, tüm eksikliklerine rağmen, yönetmelikte bu yönde düzenleme yapılmasına katkı sağladık. Son olarak, Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği'nde değişiklik yapılmış olup, söz konusu değişiklik 27 Aralık 2014 tarih ve 29218 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmelikte yapılan değişiklikle; Organize Sanayi Bölgesi sanayi parsellerindeki geri çekme mesafeleri azalmış olup, Taban Alanı Katsayısı TAKS: 55 ibaresi kaldırılmıştır. Bu sayede işletmelerin parsel alanlarının daha verimli kullanılması sağlanmıştır. Bu durumu olumlu karşılamakla birlikte yeterli bulmadığımızı, özellikle GOSB gibi, doluluk oranı yüzde 100’e yaklaşmış OSB’lerde emsal oranlarının mutlaka artırılmasının önemli bir ihtiyacı karşılamış olacağını da belirtmemiz gerekir. Ülkemizin ekonomik kalkınmadaki en önemli politikalarından biri, sanayinin teşviki ve gelişiminin önündeki hiç kimseye bir yararı olmayan engellerin kaldırılmasıdır. Bu bağlamda, OSB Uygulama Yönetmeliğinin ilgili maddesinin değiştirilerek daha fazla alan kullanılmasının önünün açılması hiç şüphesiz ki son derece isabetli olacaktır. Yapılacak bu değişikliğin yatırım ve istihdamı artıracağı da bir gerçektir. Ayrıca, yönetmelik değişikliğinde parsellere kot verilmesi esaslarının yeniden düzenlenmesi de sanayicinin lehine durum oluşturmuştur. Başka bir yenilik de finansal kiralama için getirildi. Organize Sanayi Bölgeleri Kanununa eklenen "Finansal kiralama" maddesi aynen uygulama yönetmeliğine de aktarıldı. OSB'lerde yatırım yapmak isteyen işletmeler açısından önemli bir gelişmedir. OSB Kanun ve yönetmeliklerinde yapılan bu değişiklikler; pek tabidir ki yeterli ve kapsamlı, sorunlara kökten çözüm getiren değişiklikler olmaktan uzaktır. Özellikle Türk Ticaret Kanununa (TTK) atıfta bulunan OSB Kanunun 25. maddesindeki düzenlemenin, TTK ile uyumlu hale getirilerek bu alandaki çelişkilerin giderilmesi, yargıtayın; “açık bir belirtme olmadığından” bahisle, dava harcı dahi alınması gerekir yönündeki her açıdan yetersiz bulunan 21. maddenin, OSB’lere ait iktisadi teşebbüsleri de içerecek şekilde, daha belirgin olarak düzenlenmesinin OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ yanı sıra, VUK, Kurumlar vergisi, Emlak Vergisi Kanunu, KDV Kanunu ve ilgili diğer kanunlarda da paralel düzenlemelerin yapılması, yine; 3194 Sayılı İmar Kanunu ve İmar yönetmeliğindeki düzenlemelere paralel düzenlemelerin getirilerek, bu iki mevzuat arasındaki çelişkilerin giderilmesi (örneğin herhangi sıradan az maliyetli bir yapı için bile, imar kanunu ve yönetmeliğinde yapı kullanma izni alma süresi toplamda 5 yıl iken, son derece büyük maliyet getiren bir katılımcı binası için OSB mevzuatında 3 yıl süre getirilmesi haksızlıktır) vb. arzulanan pek çok husus bulunmaktadır. Bu nedenle de, gerek mevcut yasal çelişkilerin giderilerek mevzuat da bütünlük sağlanması, gerekse, ihtiyaçların daha verimli bir şekilde karşılanması çerçevesindeki bu haklı taleplere ilişkin çalışmalarımızın devam edeceği muhakkaktır. Bu çerçevede en ivedi sorunlardan birinin ise; hizmet destek alanları için zaten 1 olan Emsal oranının, sanayici için de mutlaka, en azından 1’e çıkarılmasının olduğunu da özellikle belirtmek isterim. Bu konunun mevcut durumda, sanayiciler için en acil ihtiyaçlardan biri olduğunu düşünüyorum. OSB’lerdeki kapalı alanların arttırılması, yatırımını genişletmek isteyen işletmelerin daha hızlı gelişmesine, mevcut taşınmazlarını daha verimli şekilde kullanmalarına, dolayısıyla Türk sanayisinin hızla büyümesine önemli katkı sağlayacaktır. OSB’lerde tek parselde tek kiracı şartının da, özellikle grup şirketleri ve büyük parsellerde çalışan ve teknoloji gelişiminden dolayı boşa çıkan alanlarını kiraya veremeyen katılımcılar açısından kaynak israfı olduğu düşüncesindeyim. Bu düzenlemenin de acilen yapılması gerekmektedir. Yatırımcının lehine olabilecek, üstelik kamu yararına da yönelik olan, özünde gerçekleşmesinde yasal bir engel de bulunmayan bu düzenlemelerin bir an önce yapılması gerekliliği elzemdir. Sevgi ve Saygılarımla,l GOSBSAD 16 GOSBSAD Futbol Turnuvası 2014 sonuçlandı Şampiyon bir kez daha ARÇELİK LG 2008 yılından bu yana yapılan GOSBSAD Futbol Turnuvalarının altıncısı Arçelik LG’nin zaferi ile sonuçlandı. Arçelik LG altıncı Kez düzenlenen turnuvada dördüncü defa şampiyon olarak çok önemli bir başarı elde etti. En Centilmen Takım: Betek (Grup maçlarında İ Gol Kralı: Murat KÜÇÜKKUL (Betek - Altı lk düzenlendiği yıldan bu yana tek amacı; katılımcı kuruluş çalışanlarının şirketlerine karşı aidiyet duygularını ve kurumlar arasında dostluk, işbirliği ve dayanışmayı arttırmak olan, kazananların sevindiği ama kaybedenlerin üzülmediği, yaklaşık iki ay süren maçlarda kazananın dostluk ve centilmenlik olduğu turnuvanın finali 24 Aralık tarihinde Arçelik LG ile E kart arasında oynandı. Arçelik LG’nin 2 – 0 galibiyeti ile sonuçlanan maç sonrası, finalist takımların Genel Müdürlerinin hazır bulunduğu ödül töreninde ödülleri GOSBSAD Başkan vekili Ulvi MALGİL verdi. Turnuvanın maçları, Türkiye Futbol Federasyonu tarafından görevlendirilen hakemlerce yönetildi ve tüm maçlarda iki sağlık görevlisi ile tam teçhizatlı bir ambulans hazır bulunduruldu. On yedi takımın katıldığı turnuvanın grup maçları dört grupta oynandı. A Grubunu E Kart ve Dinçer Lojistik, B Grubunu Betek ve Grundfos, C Grubunu Arçelik LG ve Oba Perdesan ve D Grubunu da Unigum ve Sandoz ilk iki sırada tamamladı. Arçelik LG’nin şampiyon ve Eczacıbaşı E Kart’ın ikinci olduğu turnuvanın üçüncülük maçı 22 Aralık Pazartesi günü oynandı. Betek (Filli Boya) ile Unigum’ın karşı karşıya geldiği maçı 6 – 3 kazanan Betek turnuva üçüncüsü oldu. Turnuvanın şeref listesi şöyle: Eleme usulü yapılan çeyrek final maçları sonrası yarı finale yükselen takımlar Arçelik LG, Betek, E Kart ve Unigum oldu. ve çeyrek finalde sarı kart dahi görmeyen tek takım) maçta 15 gol) BASF, Betek, Oba Perdesan ve Torun Metal firmaları turnuvamıza ilk defa katıldı. Bu yıl altıncısı düzenlenen “GOSBSAD Futbol Turnuvası”na katılımlarıyla heyecan ve renk katan, ARÇELİK LG, AROMSA, BASF, BELGİN, BETEK, DİNÇER LOJİSTİK, E KART, GOSB BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ, GRUNDFOS, ISCAR, LİNDE GAZ, OBA PERDESAN, SANDOZ, SEW EURODRIVE, TEKNO KAUÇUK, TORUN METAL ve UNIGUM firmalarına, centilmence Şampiyon:Arçelik LG mücadele eden sporculara, destek veren tüm İkinci:Eczacıbaşı E Kart kuruluşlara ve “dostluğun kazanmasına” Üçüncü:Betek katkıda bulunan tüm GOSB katılımcılarına Dördüncü:Unigum GOSBSAD olarak teşekkür ederiz. l OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ GOSBSAD 18 OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ GOSBSAD 19 GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015 BİLİŞİM 20 Bilişim Vadisi'nin temeli Nisan ayında atılacak Bilişim Vadisi hayata geçirildiğinde, Türkiye bilişim teknolojileri noktasında bölgenin en önemli ülkelerinden biri olacak. B ilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Bilişim Vadisi'ne ilişkin gelişmeleri değerlendirdi. Işık, Gebze'de 3 milyon metrekareden fazla alana inşa edilecek Bilişim Vadisi'ni kurma kararının, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı ve kendisinden önceki Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün döneminde alındığını hatırlattı. Bakanlık görevini devraldıktan sonra Bilişim Vadisi kurulma sürecini hızlandırdığını belirten Işık, şu anda alt yapı çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Dünyanın en hızlı büyüyen ve katma değeri en yüksek sektörün bilişim olduğunu vurgulayan Işık, şöyle konuştu: "Bilişim konusuna odaklanmak, yüksek teknolojiyi yakalamak açısından olmazsa olmaz. Hedefimiz, şubat ayı içinde üst yapı ihalesinin 1. etabının ihalesini yapmak ve aksilik olmazsa nisan ayında Bilişim Vadisi'nin temel atma törenini yapmak. Bunun anlamı şu; yıl sonuna doğru veya en geç önümüzdeki yılın başında Körfez Geçiş Köprüsü ile birlikte Bilişim Vadisi'nin de en azından 1. etabının hizmete giriyor olması. İnanıyorum ki Bilişim Vadisi hayata geçirildiğinde Türkiye bilişim teknolojileri noktasında bölgenin en önemli ülkelerinden biri olacak." "Vadide yer alacak firmalar değerlendiriliyor" Işık, Bilişim Vadisi'nde uygulanacak çalışma konseptini de anlattı. Bilişim alanındaki dünyanın çok güçlü bazı lider firmaları ile Türkiye'nin orta ve küçük ölçekli firmalarını buluşturmayı amaçladıklarını kaydeden Işık, vadide bilişim, Ar-Ge ve inovasyon ekosistemi oluşturmayı istediklerini dile getirdi. Işık, inkübatör (kuluçkalık) ve startup (yeni açılan) Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık firma gibi unsurları vadideki ekosisteme yerleştirerek, bilişim noktasında Türkiye'nin teknoloji gelişimini ve yeni firmaların sektöre, sisteme girişini sağlayacaklarını ifade etti. Alt ve üst yapı yatırımlarının devam ettiğine değinen Işık, diğer taraftan global ve yerel ölçekli firmaların Bilişim Vadisi'nde yer alması konusunu değerlendirdiklerini söyledi. "Çip fabrikasında optimizasyon çok önemli" Işık, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı önderliğinde kurulacak, Türkiye'nin ilk silisyum tabanlı çip fabrikası hakkındaki detayların sorulması üzerine, çip üretiminin önemine işaret etti. Ticari çip üretiminde, Uzakdoğu'da çok ciddi kapasite olduğunu belirten Işık, "Savunma sanayi ve milli güvenlik konularıyla ilgili tasarımının ve üretiminin mutlaka sizde olması gereken bir alan var" diye konuştu. OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Bu alanın gözardı edilebilecek bir alan olmadığını vurgulayan Işık, savunma sanayi ile bir çalışma yürüttüklerini ve Türkiye'de milli mikro çip üretiminin gerekli olduğuna karar verdiklerini anlattı. Işık, çip üretiminin Türkiye'de yapılmasıyla ilgili çalışmayı başlattıklarını kaydederek, şunları söyledi: "Malezya seyahatimizde, oradaki çip üretim tesislerini ve Ar-Ge merkezlerini ziyaret etme imkanımız oldu. Şu anda Bilkent Üniversitesi ile savunma sanayimiz galyum nitrat tabanlı çip üretim tesisini hayata geçiriyorlar. Şimdi de arkadaşlarımız, hangi ölçekte silisyum tabanlı üretim tesisi kurulacağı konusunda çalışıyorlar. Bu konuda Türkiye'nin en önemli birikimi, TÜBİTAK'ın Türkiye ve Yarıiletken Teknolojileri (YITAL) merkezinde, birlikte silisyum tabanlı çip üretim tesisini kuracağız. Optimizasyon bizim için çok önemli, çok büyük kapasiteler kurup verimliliği yakalayamazsak ülkemize yük getirebiliriz, bunun hassasiyeti içindeyiz. Çalışmalar sonunda silisyum tabanlı çip üretim tesisini Türkiye'ye kazandırmış olacağız." "Çipli kimlik kartında son durum" Işık, çipli kimlikler konusundaki son gelişmelere değindi. Konuyla ilgili İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün ihaleye çıkacağını anlatan Işık, çipli kimlik kartlarının çipini ve işletim sistemini TÜBİTAK'ın tasarladığını ve bunun çok önemli bir gelişme olduğunu ifade etti. İhalede TÜBİTAK'ın misyonunun, teknik danışmanlık olduğuna işaret eden Işık, teknik problem çıkmaması ve rekabetin engellenmemesi gibi noktalarda teknik şartnamenin hazırlanmasında İçişleri Bakanlığına tam destek verdiklerini vurguladı. Işık, şartnamenin teknik detaylarının TÜBİTAK mühendislerince çalışıldığını ancak kurum olarak ihaleye girmediklerinin altını çizdi.l RÖPORTAJ 22 Alarko Carrier Genel Müdürü Önder Şahin: Tüketiciyi her zaman en gelişmiş ve yüksek verimli ürünlerle buluşturuyoruz OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ 1 954 yılında kurulan, ısıtma, soğutma havalandırma, su arıtma ve basınçlandırma alanlarında faaliyet gösteren Alarko Sanayi ve Ticaret A.Ş., 1998 yılında, alanında dünyanın lider kuruluşu Carrier ile eşit oranda ortaklığa girdi ve şirketin adı Alarko Carrier Sanayi ve Ticaret A.Ş. olarak değiştirildi. İklimlendirme sektöründe faaliyet gösteren Alarko-Carrier, ısıtma, soğutma ve su basınçlandırma sistemlerinin önemli üreticileri arasında yer aldığı gibi dünyanın önde gelen üreticilerinin distribütörlüğünü de yaparak bu ürünleri tüketicilerine sunuyor. İçinde yer aldığınız sektör ve ürünleriniz hangi alanlarda/işlerde, hangi amaçlarla kullanılıyor? Gebze ve Dudullu’da bulunan üretim tesislerimizde; ısıtma alanında kombi, panel radyatör ve brülör üretirken, sirkülasyon pompalarıyla sanayi, turizm ve tarımsal sulama alanlarında yaygın olarak kullanılan dalgıç pompaların üretimi devam ediyor. Soğutma alanındaysa klima santralları ve çatı tipi klimaların üretimini yapıyoruz. Üretici kimliğimizin yanı sıra Toshiba markasıyla pazara sağlamakta olduğumuz bireysel klimalar ve ısı pompalarının yanı sıra Carrier marka bireysel ve merkezi sistem ticari klimaların, Wolf marka güneş panelleri, solar kombi, yoğuşmalı kombi ve kazanlarının ithalatını ve satışı yapıyoruz. önemli bir üretim üssü haline geldi. Üretim Türkiye’ye kayarken, Avrupa’daki ekonomik krizin etkisiyle yeni pazarlara ihracat yapan sektör, büyümesini sürdürdü. Avrupa’da yüzde 13 civarında pazar payı olan sektörde, ihracat yapılan ülkelerin başında Almanya ve İngiltere geliyor. Ürünlerinizin kullanımını hangi alanlarda, nereye doğru geliştirmeyi düşünüyorsunuz? İklimlendirme sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olarak, doğaya en az zarar veren ürünler üretmeye odaklanıyor ve projeler geliştiriyoruz. Ürünlerimiz, üretimden kullanıma kadar tüm aşamalarda çevreye en az etki edecek şekilde tasarlanıyor. Ar-Ge çalışmalarını sürekli bu yönde geliştirip kullanıcıya konfor sağlarken, dünyadaki enerji kaynaklarını korumayı amaç ediniyoruz. Bunun sonucunda inverter klima pazarının en önemli firmalarından biri olduk. Isıtma ürün gamımızda yer alan enerji tasarrufulu kombilerimizle aile bütçesine katkıda bulunuyoruz. Binalarda Enerji Performans (BEP) Yönetmeliği doğrultusunda brülör gelistirme çalısmalarımız devam ediyor. Tüketici talepleri ve aynı zamanda çıkan yönetmelikler doğrultusunda çevreci ürün portföyümüz de artmaktadır. Şirketinizin getirdiği ilkler var mı? Dünya ölçeğinde çok az sayıda firmanın sahip olduğu SA 8000 Sosyal Sorumluluk (Social Accountability) Sertifikası, 2005 yılında alındı. 2002 yılında ISO 14001 Çevre Yönetim Sistem Standardı ve OHSAS 18001 İSG Yönetim Sistem Standardı konularının ikisinin birlikte , BSI'n (British Standards Instıtue) Türkiye'de belgelediği ilk firma olduk. 2010 yılında enerji maliyetlerimizi ve seragazı emisyonlarımızı düşürme esaslı, etkili bir enerji yönetimi için sistemleri ve prosedürleri belirleyen BS EN 16001 Enerji Yönetim Sistemi Standardı belgesi alındı. Ar-Ge ve yaratıcı/yenilikçi çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Gebze tesisimizde, Carrier’ın bağlı bulunduğu UTC’nin (United Technologies) tüm bölgelerinde hayata geçirilen “Mükemmel Rekabet Gücüne Ulaşmak” projesini uyguluyoruz. 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun çerçevesinde yaptığımız başvuruyla, Ar-Ge merkezi olduk. Tesislerimizde üretilen ürünleri sürekli geliştirmek amacıyla, “Test ve Ar-Ge Merkezi”nde, üniversiteler ve TÜBİTAK ile ortak çalışma yürütüyoruz. Ayrıca Carrier’dan yaptığımız teknoloji transferleriyle, ürünlerimizde önemli geliştirmeler yapıyoruz. İklimlendirme sektöründe Ar-Ge faaliyetleri gittikçe önem kazanıyor. Müşteri beklentileri doğrultusunda çevre dostu, enerji tasarruflu, gelişen teknolojiyle uyum sağlayabilen yeni ürünler geliştiriliyor. İçinde yer aldığınız sektörün Türkiye’deki durumu ne? İklimlendirme sektörü, hem hızla gelişen iç pazar talebi, hem de küresel rekabetin yoğun olduğu uluslararası pazarlara artan ihracatıyla, Türkiye ekonomisinin önemli bir oyuncusu haline geldi. 2014 OcakKasım rakamlarına göre bir önceki yıla göre yüzde 6 büyüyen sektör, 4 milyar dolardan fazla ihracat gerçekleştirdi. Türkiye’deki iklimlendirme pazarının, 2023 yılında 5.5 kat büyümeyle, 25 milyar doları ihracat, 35 milyar doları iç pazardan gelmesi beklenen, toplam 60 milyar dolarlık hacme ulaşması bekleniyor. Türkiye, iklimlendirme sektöründe son yıllarda GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015 RÖPORTAJ Şirketinizin kısa tarihçesini ve bugüne kadarki gelişimini kısaca nasıl özetlersiniz? 23 RÖPORTAJ Servis, parça ve bilgi birikiminin sağladığı avantajdan faydalanarak, bu payı %20-25’e çıkarmayı hedefliyoruz. İleriye dönük ne gibi bir projeksiyonunuz var? 24 Alarko Carrier olarak aldığınız ödüller var mı? 2012 yılının Kasım ayında gerçekleştirilen ACE (Achieving Competitive ExcellenceMükemmel Rekabet Gücüne Ulaşmak) Gümüş Seviye denetiminde Gebze ve Dudullu Fabrikaları bünyesinde yer alan satınalma, mühendislik, ihracat, insan kaynakları, finans ve tüm üretim departmanları ACE Gümüş Seviyeye ulaştı. Üretim ve bağlı birimlerin Bronz Seviyeden Gümüş Seviyeye yükselmesiyle birlikte Alarko Carrier’in diğer Carrier fabrikaları arasındaki yeri ve kalitesi tescillenmiş olup, fabrikalarımızda yeni ürünlerin imalatının önü açıldı. İhracatınız hakkında kısa bir bilgi verebilir misiniz? Geçtiğimiz yıl yurtiçi ve yurtdışında meydana gelen ekonomik dalgalanmalara rağmen, büyümeye devam ettik. 2013’te 370 milyon TL ciro elde eden şirketimizin net kârı, %34 artışla yaklaşık 35 milyon TL oldu. 51 ülkeye yaptığımız ihracatımız ise 2013’te 51 milyon TL’ye ulaştı. Fabrika ciromuzun %50’sini ihracat oluşturduğu için, 2014’te, Ortadoğu’dan Avustralya’ya kadar geniş bir yelpazede, büyük projelerin çözüm ortağı olmaya devam edeceğiz. Ciromuzun yüzde 13’ünden fazlasını oluşturan ihraç ürünlerimiz; ağırlıkla klima santralları, radyatörler ve çatı tipi klimalardan oluşuyor. Nasıl bir bayi ağınız var? Türkiye genelinde 263 bayi ve 243 satış sonrası servis birimimiz var. Doğrudan bizim sattığımız ürünlerle ilgili faaliyet gösteren satış mühendislerimizin bulunduğu, aynı zamanda bayi örgütünü kontrol eden satış bürolarımız da var. İstanbul dışında Ankara, İzmir, Antalya ve Adana’da satış bürolarımız bulunuyor. Satış sonrası hizmetleriniz neler? Bayi örgütünden bağımsız, sadece Alarko ürünlerine servis veren 243 civarında satış sonrası hizmetler servis ağımız var. Hepsi birbirinden bağımsız ama sadece bizim ürünlerimizle ilgili hizmet veriyor. Müsteri odaklı hizmet anlayışımız doğrultusunda bayilere sunduğumuz ürün çesitliliğiyle müşterilerimz için komple çözümler üretiyoruz. Toshiba klimalar için ayrı bir dağıtım kanalı oluşturulmuş, VRF için de çözüm ortaklığı modellerini devam ettiriyoruz. Satış sonrası hizmetleri, faaliyetlerimiz içerisinde yüksek büyüme potansiyeline sahip bulunuyor. Şu anda satış sonrası hizmetlerin tüm faaliyetlerimizin içindeki payı yüzde 12. OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Alarko Carrier olarak, bugüne kadar tüketiciyi her zaman en gelişmiş ve yüksek verimli ürünlerle buluşturduk. Amacımız tüketiciye en iyisini sunmak oldu. Bunun sonucunu da toplam pazarda küçük bir paya sahip gibi görünsek de, inverter klima pazarının en önemli firmalarından biri olduk. Inverter klima pazarında yüzde 14’lük payla önde gelen firmayız. Bireysel ve hafif ticari klimalarda çevre dostu, enerji verimliliği yüksek, en iyi fiyat-kalite oranına sahip ürünlerle, klima pazarında teknoloji liderliğimizi sürdüreceğiz. Son yıllarda satış ve pazarlamasına önem verdiğimiz inverter segmentte, en yüksek verim oranlarına sahip ürünleri sunmaya ve kullanıcılara maksimum fayda sağlamaya devam edeceğiz. Her yıl büyüyen split klima pazarında, inverter klimaların satış artışı sürüyor. Önümüzdeki yıllarda da bu trendin devam edeceği öngörülüyor. Çok ciddi pazar payına sahip olduğumuz hafif ticari modellerde ve inverter segmentte, 18 seride 60’tan fazla ürünle, en geniş ürün gamına sahip firma unvanımızı pekiştirmeyi hedefliyoruz. Binalarda Enerji Performans (BEP) Yönetmeliği doğrultusunda brülör gelistirme çalısmalarımız devam ediyor. Damper motorlu tek kademeli doğal gaz brülörünü - ALF 12DM-T- 2013 Temmuz ayında satısa sunduk. ALF 180/M tipi oransal modülasyonlu orta-ağır yağ brülörleri ise bu yılın ilk çeyreğinde piyasaya sunduk. Ayrıca, tüm gaz yakıtlı modülasyonlu brülörlerimizi, 2014 yılı içinde pnömatik modülasyondan, daha kolay ayarlanabilir, daha modern ve aynı zamanda da daha ekonomik olan elektronik modülasyonlu tipe geçireceğiz. 2014 yılı boyunca özellikle Kamu Özel Ortaklığı Hastane projeleri pazarda su soğutmalı soğutma gruplarına olan talebi arttırdı, biz de Carrier’ın yüksek verimli cihazlarıyla pazardaki lider konumumuzu sürdüreceğiz. l ÇEVRE “Yeşil bina” üretiminde “yeşil malzemelerin” önemi! Halihazırda, piyasada klasik malzemelere göre maliyet farkı olmaksızın VOC değeri düşük boya, yapıştırıcı, izolasyon malzemeleri, geri dönüştürülmüş zemin ve tavan döşemeleri, yenilenebilir linolyum zemin kaplaması ve CRI sertifikalı halı, susuz pisuarlar, verimli rezervuar, lavabo ve duş gibi ürün ve malzemeleri tedarik etmek mümkündür. CEMİL YAMAN 26 Yerel Malzemeler Ulaşımdan kaynaklanan karbon salınımı düşürmek ve yerel ekonomiye katkı sağlamak amaçlı olarak kullanılan yerel malzemeler yeşil binalarda çoğunlukla kullanılan malzemelerdir. Demir, beton, tuğla, gazbeton, alçıpan, halı, asma tavan ve dış cephe gibi hemen hemen tüm inşaat malzemeleri yerel olarak tedarik edilebilmektdir. Hurda Malzemeler T ürkiye’de yeşil bina sayısının artması ile birlikte inşaat sektöründe çevreye saygılı, sağlıklı, yeşil malzemelerin kullanımı da artacaktır. Ancak, artan bu talebin karşısında bugün bu malzemelerin tedarikinde sıkıntı yaşanıyorsa da inanıyorum ki, çok kısa bir zamanda bu ürünler Türkiye’de üretilmeye başlanacak, yatırımcıların kullanımına sunulacak ve yerel ekonomiye katkı sağlanacaktır. bu malzemelere olan ilginin artması ile yeşil Her ne kadar yeşil malzemelerin neler olduğu çok iyi bilinmiyorsa da çeşitli sertifika sistemleri sayesinde yeşil binaların artması ve Organic Compounds - Uçucu Organik malzemeler, kısa zamanda herkes tarafından Kullanılmış (Hurda) Malzemeler, çevresel etkileri en düşük olanlardır. Kullanıma elverişli olmadıkları ve görüntü itibari ile yeni bina konseptine uymadıkları için yeni binalarda tercih edilmemektedirler. Ancak, gelecekte mimarlarımız bu malzemelerin yeniden kullanılması ile ilgili güzel çözümler bulacaklardır. Kullanılmış parke, çelik ve taşyünü asma tavan malzemeleri, halı, kapı, çeşitli çelik malzemeler örnek olarak verilebilir. bilinir hale gelecektir. Geri Dönüştürülmüş Malzemeler Yeşil Malzemeler; yenilenebilir, kullanılmış Doğal kaynakların kullanımını ve bu kaynakların çıkarılmasında ve taşınmasında fosil tabanlı yakıtların kullanımını azaltmak amaçlı geri dönüştürülmüş malzemeler kullanılmaktadır. Geri dönüştürülmüş malzeme; tüketicilerin kullanımından sonra hurdaya ayrılmış (Post_Consumer ) inşaat demiri ve herhangi bir üretimin çıkışındaki hurdanın başka bir ürünün hammaddesi yada girdisi olarak kullanılması (Pre_Consumer) (hurda) malzemeden yapılmış, yaşam boyu (çıkarılması, üretilmesi, taşınması, bakımı ve uzaklaştırılması süresince) enerji tüketimi ve bina ömrü boyunca çevresel etkileri düşük olması ile çevre dostu, düşük VOC (Volatile Bileşikler (kanserojen)) değeri ile de sağlıklı malzemelerdir. OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Çevre Dostu Gazlar Özellikle soğutma gruplarında ve yangın söndürme sistemlerinde CFC (KloroFloroKarbon) ve HCFC (HidroKloroFloroKarbon) gazları yerine Ozon tabakasına zarar vermeyen ve küresel ısınmaya neden olan etkileri azaltılmış gazların kullanımı hızla artmaktadır. Ancak, çevresel etkileri düşürmek için kullanılacak gaz tipi ne kadar önemli ise, gazın kullanılacağı soğutma sisteminin verimi ve ömrü, yıllık gaz kaçağı oranı da o kadar önemlidir. Yenilenebilir Malzemeler Uzun zaman diliminde yetişen ürünlerin kullanımını azaltmak ve yok olmalarını önlemek düşüncesi ile yenilenebilir malzemeler kullanılmaktadır. Yenilenebilir malzeme kullanımı yaygın olmamakla birlikte tedarikinde yaşanan sıkıntıların giderilmesi ve yerel üretimin hızlanması ile yeşil binalarda daha çok görülmeye başlanacaktır. Bambu, yün, pamuk, linolyum, saman ve buğday kabuğundan yapılmış her türlü kompozit malzeme ve mantar yenilenebilir ürünlere örnek gösterilebilir. Bu ürünler daha çok zemin kaplama, sabit ve hareketli mobilyalar, asma tavan ve izolasyon malzemelerinde kullanılmaktadır. Sertifikalı Ahşap Ormanların kontrollü kesimini ve çevre bilinci ile yönetilmesini sağlamak için sertifikalı ahşap kullanımı yeşil binalarda tercih edilmektedir. Ancak sınırlı sayıda tedarikçinin olması, ithal edilmesi ve çok iyi bilinmiyor olması kullanımı zorlaştırmaktadır. Sertfikalı Ahşap, özellikle dış cephe ve zemin kaplama uygulamalarında kullanılmaktadır. Düşük Emisyonlu Yapıştırıcı ve İzolasyon Malzemeleri Uygulama sırasında çalışanların ve daha sonra bina kullanıcılarının sağlığını korumak amacıyla, iç hava kirleticilerin miktarı ve dolayısıyla rahatsız edici ve zararlı kokuları azaltılmış yapıştırıcıların kullanımı zorunlu hale gelmektedir. Bunun için yeşil binalarda yaygın olarak, düşük VOC miktarı içeren yapıştırıcılar kullanılmaktadır. Bu ürünlerin yaygın olarak kullanıldığı alanlar, zemin kaplama, mekanik kanalların izolasyonu, PVC boruları, Cephe iç uygulamalarıdır. Düşük Emisyonlu Boyalar ve Zemin Kaplamaları Çalışanların ve bina kullanıcılarının sağlığını korumak için düşük VOC miktarı içeren boyalar, Epoksi ve Poliüretan gibi zemin kaplamaları kullanılmaktadır. Her türlü zemin kaplamasında kullanılan Epoksi ve Poliüretan, iç duvarlarda kullanılan boyalar ve iç mekanlarda kullanılan çelik malzemeler üzerine uygulanan boyaların içerdiği VOC miktarı belirlenmiş limitler altında olmalıdır. Düşük Emisyonlu Zemin Kaplama Sistemleri Bina iç mekânlarında kullanılacak seramik, halı ve diğer sert zeminler belirli sertifikalara sahip olmalıdır. Halı ve seramik yapıştırıcılarının ve diğer tüm zemin kaplama malzemelerinde kullanılan yapıştırıcıların VOC değeri belirlenmiş limitler altında olmalıdır. Düşük Emisyonlu Kompozit Malzemeler; Sağlıklı ortamlar oluşturmak için bina iç mekânlarında kullanılacak MDF, Suntalam gibi kompozit malzemelerin urea-formaldait içermemesi gerekmektedir. Su Tasarruflu Sistemler Çok büyük oranlarda su tasarrufu sağlayan lavabo ve duş bataryaları, susuz pisuar ve verimli klozet sistemleri yeşil binalarda tercih edilmektedir. Çevre dostu ve sağlıklı malzemeler/ürünler yukarıda verilenler ile sınırlı değildir. Ayrıca aydınlatma sistemlerinde kullanılan yüksek frekanslı balastlar, ısıl özelliğinin yanında çevresel etkileri de azaltılmış izolasyon malzemeleri, yaşam boyu çevresel etkileri ve enerji tüketimi azaltılmış, uzun ömürlü ve dayanıklı malzemeler, kullanılmış yapısal ve yapısal olmayan malzemeler, geri dönüştürülmüş malzemeler örnek olarak verilebilir ve bu örnekleri çoğaltmak da pek tabi ki mümkündür. Yeşil malzeme kullanımının artaması ile çevresel etkiler ve doğal kaynak kullanımı azalacak, yeni malzemelerin çıkarılmasında ve taşınmasında tüketilen enerji düşecek ve en önemlisi sağlıklı malzeme kullanımı ile iç mekanlarda çalışma kalitesi ve çalışanların verimi artacaktır.l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015 ÇEVRE hurda tekstil malzemesi gibi olmak üzere iki şekilde ifade edilmektedir. İnşaat demiri, her türlü çelik, halı, çeşitli asma tavan, çeşitli zemin kaplama malzemeleri örnek olarak gösterilebilir. 27 Kabahat Samur Kürk Olsa Kimse Sırtına Almaz YÖNETİM Rol ve Sorumluluk Tabloları (SYDB) Kimden hesap sormaya kalksak ve yapması gerekenleri yapması gerektiği gibi yapmadığını söylesek, büyük bir ihtimalle alınan tatsız sonuç üzerindeki olumsuz etkisini kabul edecek ama.. konuşmasına “ama” diyerek devam edecek ve kendi performansının düşüklüğünü başka kişilere veya başkalarından kaynaklanan nedenlere bağlayacak. Sonuç almak mümkün değil. Birinin veya birilerinin hesap vermesi lazım… Bu kişi kim ve nasıl bulacağız? Topu bir başkasına atamayacak kişi kim? 28 İşte sorunun çözümü için bir öneri: Rol ve SORUMLULUK TABLOLARI Rol ve Sorumluluk Tabloları; belirsizlik ve kafa karışıklığı yaşanan durumlarda, farklı görüşleri dikkate alan ve fonksiyonlar arası ortak bir çalışmayla fonksiyonların işlev ve görevlerinin net ve açık bir şekilde ortaya konmasını sağlayan bir yönetim aracıdır. Rol ve Sorumluluk Tabloları hazırlama çalışmalarına aynı veya farklı işler üzerinde çalışan, aynı veya farklı seviyelerde çalışan yöneticiler katılır. Bu çalışmada herkesin katkısı, sistematik bir yaklaşım ve ortak akılla; • faaliyetin başarıyla sonlandırılması için yapılması gerekli işler tanımlanır, • birimler veya fonksiyonlar tarafından üstlenilecek rol ve sorumlulukların belirlenir. Rol ve Sorumluluk Tabloları; • Faaliyetin başarıyla sonlandırılması için yapılması gerekenler ve kurulacak iletişimleri, M aç bitti. Skor tabelasında 8 – 0 yazıyor... Hezimete uğradık! Ne • Birimler veya pozisyonlarca (kişilerce değil) üstlenilecek rolleri, oldu da bu hale düştük? Neden böyle perişan olduk? Kimin yü- zünden böyle oldu? Kimden hesap soralım? • Farklı rolleri üstlenenlerin hangi karar ve eylemlerde yer almalarının beklendiğini Bu sorular akla hemen başka soruları ve kolayca bulunacak cevapları- içeren ilişkileri sistematik bir şekilde açıklığa kavuşturan gösterimlerdir. nı getiriyor: • Bu ağır yenilgiden tek bir kişiyi sorumlu tutmak doğru mu? (Değil.) • Öyle veya böyle, az veya çok, yapması gerekenleri yapması gerektiği gibi yapmayan birden fazla kişi yok mu? (Var.) • Bu sonucun alınmasına neden olanlar sadece sahada ter dökenler mi? (Hayır.) • Maç öncesi süreç içinde yer alanlar da bu tatsız sonucun alınmasından sorumlu değiller mi? (Sorumlular.) • Pekiyi biz hesabı kimden soracağız…! OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Alınacak kararlar veya yapılacak işler Rolü Üstlenecek Birim veya Pozisyon Rolü Üstlenecek Birim veya Pozisyon Rolü Üstlenecek Birim veya Pozisyon Rolü Üstlenecek Birim veya Pozisyon Rolü Üstlenecek Birim veya Pozisyon SYDB’nin AÇILIMI TANIMLAR Sorumlu (Responsible)……”S”: İşi yapan(lar), sonuçlandıracak olan(lar). Yapılacak işin gereklerini yerine getirerek faaliyeti sonuçlandıracak kişi(ler)/birim(ler). Sorumluluk birden fazla kişi tarafından paylaşılabilir. Yetkili (Accountable)……”Y”: Yetkili kişi (“Yetkili” sözcüğü “Accountable” sözcüğünün tam karşılığı olmamakla birlikte, anlaşılma kolaylığı sağladığı düşünülerek tercih edilmiştir.“Accountable” sözcüğü yerine “Hesap Verecek kişi”, “Hesap verme Sorumlusu”, “Baş Sorumlu” vb. de kullanılabilir) faaliyetin başıdır. “Evet” veya “Hayır” deme ve “Veto etme” yetkisine sahiptir. Yapılanlar, alınan kararlar ve elde edilen sonuçla ilgili soruları yanıtlayacak olan, hesap sorulacak kişidir. Her faaliyetin tek bir yetkilisi olur. Danışılacak Kişi (Consult)……”D”: Faaliyetle ilgili bir karar almadan veya bir işi yapmadan önce fikri sorulacak ve görüşü alınacak kişidir. İlgililer arası iletişim ve fikir birliğini garanti altına almak üzere alınan bir önlemdir. Bilgilendirilecek Kişi (Consult)……”B”: Yapılan bir iş veya alınan bir karar ile ilgili bilgi verilecek kişidir. Yapılan iş veya karardan etkilenen ve sonuçlarına göre harekete geçeceklere yapılan tek yönlü bir bilgi aktarımıdır. SORUMLULUK TABLOSU TEORİSİ Sorumluluk Tabloları Teorisi, “Yönetim pozisyonunda olanlar, birim veya pozisyonlarınca yapılan tüm işlerin hesabını vermek durumundadır” görüşünün doğru olmadığını kabul eder. Bu kabulden hareketle yetki ve ana sorumluluğun, yapılacak faaliyette hesap sorulabilecek gerçek kişiye verilmesinin önünü açar. Sonuç; hesap verme sorumluluğunun en uygun seviyeye kadar indirilmesi ve alt kademelerin de net ve açık bir şekilde yetkilendirilmesidir. İşle ilgili algılarda üç varsayım söz konusudur. Bunlar: 1. Rol Algısı: Çalışanın işinin ne olduğu konusundaki düşünceleri ve işin kendisine nasıl öğretildiği. Bu düşünceler farklı yanlış varsayımlardan kaynaklanabilir. (Örneğin; kafa karıştıran unvanlar, selefinin işin nasıl yapılması gerektiği konusunda vermiş olduğu eğitim vb.) 2. Rol Beklentisi: Çalışanın sorumluluğunun ne olduğu ve sorumluluğu kapsamında neler yapması gerektiği konusunda başkalarının ne düşündüğü. Bu görüşler bazı yanlış bilgilerden kaynaklanabilir. (Örneğin, çalışmış olduğu bir başka işte nasıl olduğu, öncelik farklılıkları, varsayımlar, üstlerin tutarsız bildirimleri vb.) Genellikle, rolden beklenen sonuçlar ile elde edilen sonuçlar arasındaki farka dayanır. 3. Rol Davranışı: Çalışanın işini fiilen nasıl yaptığı. Rol ve Sorumluluk tabloları, ROL ALGISI ile ROL BEKLENTİSİ arasındaki uyumsuzluğu gidererek ROL DAVRANIŞINI daha görünür ve üretken hale getirir. Sorumluluk tabloları taşları yerine oturtan bir araçtır. Fikir birliği sağlanarak; kimin, kiminle, ne zaman, ne yapacağı sürece katkıda bulunan herkes için net ve açık bir hale gelir Oldukça detay bir işte yaşanan bir olumsuzluğun kaynağı tablodan kolayca takip edilebilir. Atlanarak sorumluluk tablosuna yazılmamış bir faaliyet, düşük performans gösteren bir birim veya pozisyon, yanlış yazılmış veya yazıldığı gibi uygulanmayan bir sorumluluk tablodan tespit edilebilir. Tablonun kolay anlaşılır, net ve açık olması sayesinde gerekli düzeltme ve güncellemeler hızla gerçekleştirilir. SORUNLARIN TESPİTİ Yönetim pozisyonunda çalışanların işi, rol ve sorumlulukların belirlemesi ve tablonun hazırlanması ile son bulmaz. Uygulama aşamasında yaşanan sorunları ve sorumluluklarla ilgili yaşanan kafa karışıklıklarını zamanında belirlemek ve gerektiğinde süreci yenilemek yöneticinin görevidir. Algı kaymaları doğaldır. Algı kaymalarının zamanında tespit edilmemesi ve giderilmemesi maliyet artışlarına ve kalite kayıplarına neden olarak tüm şirketi etkiler. Rol Karmaşası ve kafa karışıklığının belirtileri • Kararları kimin vereceğinin tartışılması • Aksayan iş nedeniyle suçun başkalarına atılması • İş yükünün dengesiz dağılımı • İletişim bozukluğu nedeniyle harekete geçilmemesi • Kimin ne yaptığının sorgulanması • “Biz – onlar” yaklaşımı • “Emin değildim o nedenle bir şey yapamadım” mazereti GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015 YÖNETİM SYDB, “Sorumlu – Yetkili – Danışman – Bilgi” sözcüklerinin baş harflerinden oluşan, İngilizce RACI, “Responsible - Accountable – Consult – Inform” sözcüklerinin Türkçeye çevrilesi ile ortaya çıkan bir kısaltmadır. Tüm çalışanlar işleri ile ilgili süreçlerde farklı roller üstlenirler. Herhangi bir çalışanın kendi rolü ile ilgili algısı ile başkalarının aynı rol ile ilgili algıları farklı olabilir. Hatta yapılan işler hiç değişmese bile, işle ilgili rol algılamaları zaman içinde değişebilir. 29 ÖRNEK ROL ve SORUMLULUK TABLOSU YÖNETİM 30 Anne Baba Oğuz Köpeğin beslenmesi Y D S Köpekle oynama B B Y Köpeğin veterinere götürülmesi S Y/S Sabah gezdirme D Y/S Akşam gezdirme D Y/S Köpeğin yıkanması D Genel temizlik ve ortamın düzenlenmes D Nil Oktay Çocuklar* S D S S Y/S Y S ROL ve SORUMLULUK TABLOSUNUN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ (Dikey Analiz) Yapılacak İşler/ Kararlar Kişiler / Roller D Y Y D S D D B Y B D B S S Y Y Y D B Y B D S D S B o Tabloda yer alan faaliyet sayısı 10 – 25 arasında olsun (“10”dan az faaliyet, yeterince detaylı bir şekilde düşünülmediğini, “25”ten fazla faaliyet de işin gereksiz yere abartıldığını gösterir) Bulgular Sorulabilecek Sorular: Çok fazla “S” Tek başına bu kadar çok işin üstesinden gelebilir mi? Tüm hücreler dolu Bu kadar işin hepsinde görev alması gerçekten gerekli mi? Çok fazla “Y” Yetkilerden bir kısmı daha alt kademelere aktarılabilir mi? Hiç “S” ve “Y” yok Bu işte niye yer alıyor? İşi büyütmek veya iptal etmek mümkün mü? • Farklı anlaşılabilecek, ne olduğu belli olmayan faaliyetler yazmayın. Örneğin; “Toplantıya katılım”, “Rapor hazırlama”. İşlere genel bakış İçinde yer aldığı işler bu kişiye ve rolüne uygun mu? • Yazılımda kesin eylem içeren filler kullanın Sorumlu olduğu işlerde altından kalkamayacağı veya dişine dokunmayacağı işler var mı? • Gereksiz zaman kaybı • Vakit geçirmek için gereksiz işler yaratma veya lüzumsuz işlere odaklanma • Tepkisel çalışma ortamı • Moral bozukluğu 2. Faaliyetlerin yazılımı Değerlendir Programla Yaz Kaydet Sapta İşle İzle Hazırla Güncelleştir Topla Onayla Al/ver Geliştir Denetle Eğit Duyur Rapor et Gözden geçir Yetkilendir Kararlaştır 3. Faaliyetlerde yer alacak ve rol üstleneceklerin belirlenmesi Faaliyetlerde yer alacaklar olarak kişiler, gruplar veya birimler yazılabilir • Yaşanan sorunları çözümlemek için çalışmanın sık sık durdurulması • Başka birimlerde çalışanlar ve hatta kurum dışı çalışanlar listede yer alabilir SORUMLULUK TABLOSUNUN HAZIRLANMASI o Tedarikçiler, müşteriler, iş birlikleri vb. 1. Sürecin adımlarının belirlenmesi • Şahıs isimlerini değil unvanları yazın Öncelikli ve önemli işlerden başlayın o Tablo kişilerden bağımsız olmalı ve çalışan değişikliklerinden etkilenmemelidir • Kısa bir süre sonra değişebilecek faaliyetleri dikkate almayın • Faaliyetleri yeterince detaylandırarak, net ve açık bir şekilde tanımlayın OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ 4. Sorumluluk tablosunun oluşturulması Genel bir kural olarak önce “S”leri ve daha sonra da “Y”yi belirleyin. ROL ve SORUMLULUK TABLOSUNUN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ (Yatay Analiz) Kişiler / Roller D Y Y S D D B Y Y Bulgular Sorulabilecek Sorular: Çok fazla “S” Bu kadar çok kişi ile iş sonuçlandırılabilecek mi? İşi/kararı detaylandırılarak daha küçük parçalara ayırmakta yarar var mı? Bu kadar çok insana danışmak gerçekten gerekli mi? Bu kadar insandan alınacak katkının getirisi kaybedilecek zamana değecek mi? Çok fazla “B” Bu kadar çok insana rutin olarak bilgi vermek gerçekten gerekli mi? Rutin olarak bilgi vermek yerine özel durumlarda bilgi vermek yeterli olabilir mi? Hiç “S” yok İşi kim yapacak? Hiç “Y” yok Başarısızlığın hesabını kim verecek? KURAL 1: SYDB Tablosunda muhakkak ve tek bir “Y” olmalıdır. Hiç “D” ve/veya “B” yok Tabloda yer alan kişiler/bölümler birbirleriyle konuşmuyorlar mı? Kişiler/bölümler arasında iletişimsizlik karmaşa ve sorun yaratabilir mi? Tabloyu “D” ve “B”lerle tamamlayın. • Birçok birimin içinde yer aldığı karmaşık süreçlerin tablosu hazırlanırken, süreç dışından bir kişiden yararlanmakta fayda vardır. Bu çalışma için 4 – 10 kişilik bir ekip yeterlidir, 5. Geribildirim ve işin sahiplenilmesi • Hazırlanan tabloyu toplantıya katılmayan fakat süreçte rol üstlenenlere de dağıtın • Bu kişilerden geribildirim alın ve tabloda gerekli değişiklikleri yapın • Değiştirilen tabloyu tekrar ilgililere gönderin • İş sürerken de tabloda gereken değişiklikleri yapın Tabloda önemli sayıda değişiklik yapılması gerektiğinde ilgililerle toplantı yapın B B D B S S Y S Y Y D B Y Çok fazla “D” D D S D S B ÖZET ve ÖNERİLER 1. Yetkiyi ve sorumlulukları uygun en düşük seviyedekilere verin 2. Her işin tek bir yetkilisi olabilir 3. Yetkili kişi aynı zamanda hesap verecek kişidir 4. Danışılacak ve bilgi verilecek kişilerin sayısını en az seviyede tutun 5. Tüm rol ve sorumlulukları net ve açık bir şekilde kayıt altına alın ve duyurun 6. Rol ve sorumlulukları net ve açık tutmak için disiplin gerekir. SYDB tablolarını belli aralıklarla gözden geçirin. Özellikle de aşağıda yazılı semptomlar ve kafa karışıklığı belirtileri ortaya çıktığında… • Kararı kimin verdiği belirsizleştiğinde • Yolunda gitmeyen işler nedeniyle başkalarını suçlama başladığında • Birileri iş yükü altında ezilirken başka birileri çok rahat olduğunda • İletişim bozukluğu nedeniyle işler tıkandığında • Kimin, ne yapacağı konusunda belirsizlikler ortaya çıktığında • “Biz”, “Onlar” ayrımı belirdiğinde • “Emin olmadığım için bir şey yapmadım” denmeye başlandığında • Zamanın boşa geçtiği tespit edildiğinde • Zaman doldurmak için gereksiz işlerle uğraşılmaya başlandığında • Tepkisel bir çalışma ortamı belirdiğinde • Moral ve motivasyon bozukluğu olduğunda • Sorun gidermek için iş peş peşe durdurulduğunda https://pmicie.org Role & Responsibility Charting (RACI) By Michael L Smith and James Erwin yazısından Tunçer GÖMEÇLİ tarafından derlenmiştir. GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015 YÖNETİM Yapılacak İşler/ Kararlar 31 BİLİŞİM İnterneti, 7 Gizli Anahtarı Ellerinde Tutan Toplam 14 Kişi Kontrol Ediyor 32 The Guardian gazetesinden James Ball “Anahtar Töreni” olarak adlandırılan ve yüksek güvenlik altında gerçekleştirilen özel töreni izlemiş. B aşlık bir bilimkurgu fantezisi veya Dan Brown’ın kitaplarından bir alıntı gibi duruyor, ama hiç de değil. Koskoca interneti gerçekten 7 farklı anahtarı ellerinde tutan, senin benim gibi 14 insan kontrol altında tutuyor. Bu 14 kişi, Internet Corporation for Assigned Names and Numbers –ICANN’ın (“Atanmış İsim ve Numaralar için İnternet Kurumu” diye tercüme edilebilir) çalışanları. ICANN web sitelerine ve bilgisayarlara numaralar atamaktan ve bunları yazılı web adreslerine dönüştürmekten sorumlu. (Örneğin; GOSB Sanayicileri Derneği GOSBSAD’ın IP numarası 195.214.146.147 dir. ICANN’ın numaraları isimlere dönüştürme sistemi olmasaydı, GOSBSAD’ın web sitesine girmek için bu numaraları aklınızda tutmanız ve adres olarak yazmanız gerekecekti. Oysa GOSBSAD’ın web sitesine gitmek için kolayca hatırlanabilen www.gosbsad.com yazmak oldukça kolay). ICANN, bilgisayarlar için kullanımı kolay olan numaralarla, insanlar için kolay olan sözcükleri eşleştiren bir kuruluş. LOS Angeles’in kuzeyinde, Lax uluslararası havaalanından bir iki mil uzakta, pek geleni gideni olmayan bir mahalle olan El Segunda’da, dünyanın değişik bölgelerinden gelmiş bir grup insan camsız bir kantinde törenin başlamasını bekliyor. Aylardan Şubat. OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Güneşli bir kış gününde halojen lambalarla aydınlatılan bir kantindeler. Ağırlıklı olarak Amerikan aksanının hâkim olduğu, İsveç Rus, İspanyol, Portekiz aksanıyla konuşan ve bir taraftan da soda içerek pizza yiyen, çoğunluğu erkeklerin oluşturduğu kadınlı erkekli bir grup. Bir köşede ışıklar saçan müzik makinesinden müzik sesleri geliyor. Oldukça tipik bir ofis görüntüsündeki bu ortama girebilmek için uzay aracı fırlatma rampaları veya Başkan ziyaretlerindekine benzer akıl almaz güvenlik önlemlerinden geçmek gerekiyor. Odadakilerin burada Anahtar sahipleri 2010 yılından bu yana senede dört defa bir araya geliyorlar. Bu toplantılardan ikisi ABD’nin doğusunda ikisi de batısında yapılıyor. Dünyanın dört bir tarafından gelen bu kişilerin her biri internet güvenliği konusunda çok uzun yıllar çalışmış ve halen uluslararası kuruluşlarda çalışmakta olan konu uzmanları. Seçilmiş olmalarının nedeni sahip oldukları deneyim ve dünyanın değişik coğrafik bölgelerine yayılmış olmaları. Bu toplantıya geliş masrafları kendileri veya çalışmakta oldukları kuruluşlar tarafından karşılanıyor. Kontrol altında tuttukları şey web’in kalbindeki sistem olan DNS (Domain Name System). DNS, telefon rehberinin internet sürümü. IP adresi denilen numaraları web adresleri ile eşleştiren yapı. Bu yapı olmasaydı hepimiz ziyaret etmek isteyeceğimiz her site için bir dizi numarayı aklımızda tutmak zorunda olacaktık. Toplantıya gelen 14 kişinin her birinde bildiğiniz geleneksel bir metal anahtar var. Bu metal anahtarlardan her biri içinde özel bir akıllı kart bulunan güvenlikli bir kutuyu Lynn Lipinski, ICANN PR, törenle resmi kayıdı imzalatıyor. BİLİŞİM bulunmalarının nedeni son derece önemli bir tören... Dünyanın değişik bölgelerinden gelmiş olan bu kişilerin her birinin elinde internetin kilidini açacak bir anahtar var. Bu anahtarlar bir araya geldiğinde, internetin güvenliğini kontrol altında tutan ana anahtar oluşuyor. Bu ana anahtar da web’in kalbinin güvenliğini kontrol altında tutuyor. Pekiyi… Bu 7 kişi interneti kapatabilir mi? Olmaz ama ya olur da biri interneti kapatırsa bunlar onu tekrar açabilir mi? 33 Kafes içinde duran yüksek güvenlikli iki kasa da anahtarlar yer alıyor. Özel akıllı kartlar özel bir makinede bir araya getiriliyor. ICANN, kar amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşu. İnternetin güvenliği onların elinde, onlar da sorumluluklarını ne kadar ciddiye aldıklarını göstermek üzere “anahtar törenini” web sitelerinde canlı yayın olarak izlettiriyorlar. açıyor. Özel akıllı kartlar özel bir makinede bir araya getiriliyor ve makine de yeni bir “ana anahtar” oluşturuyor. Ana anahtar denilen şey aslında ICANN veri tabanına erişim için oluşturulan bir bilgisayar kodu, yani bir şifre. Bu şifre sadece veri tabanının bulunduğu bölgeye o gün giriş yapacaklar için geçerli. Her girişte yeni bir şifre oluşturuluyor. Bu 14 kişinin yedisinin bir başka özelliği var. Özel görevli bu 7 kişi, internet veri tabanında (DNS Sisteminde) bir sorun olduğunda sistemi tekrardan devreye almakla görevliler. Veri tabanına giriş için ana anahtarı (şifreyi) üreten makine bu yedi kişi için farklı bir şifre oluşturuyor ve onlar da bu şifre ile sistemi tekrar devreye alıyorlar. 14 kişi yeni oluşturulan ve tek bir sefer için geçerli olan bu şifre ile verilerin saklandığı bölüme giriyor. Böylece; veri tabanına o ana kadar hiçbir kimsenin ulaşmadığı, buradaki bilgilerle oynanmadığı, internetin “telefon rehberi” ile bu rehber kullanılarak yapılmış işlemlerin güvenli olduğu kanıtlanmış oluyor. Güvenlik uygulamaları kantine giriş öncesi başlıyor. Kantine ulaşabilmek için önce özel bir şifre, özel bir akıllı kart ve biyometrik parmak izi ile tek kişilik bir hücreye girmek gerekiyor. Bu özel hücrenin biri giriş ve biri çıkış olmak üzere iki kapısı var ve bu kapılardan ikisi birden açık olamıyor. Hücreden çıkıp kantine geçmek için yeniden özel bir şifreye, özel bir akıllı karta ve biyometrik parmak izine ihtiyaç var. Gelelim kantinden tören odasına geçişe… Törende ne zaman ne yapılacağı Greenwhich saatine göre ve dakik olarak planlanmış. Anahtar sahipleri ve görgü şahitleri odaya Greenwhich saatine göre tam 21.14’te alınıyorlar. Anahtar sahibi olmayanların bir kısmı güvenlik uzmanı, diğerleri de jüri üyeleri. İçlerinde Pricewaterhousecooprs’dan iki denetçi de var. Odaya girenlerin her biri iris tarayıcısında kimlik onayından geçiriliyor. Tören odasında elektrik sinyali alışverişi yapılamıyor, odaya güvenlikçiler ve temizlikçiler giremiyor. Bu nedenle temizliği El Segunda’ya bir gün önce gelen bir anahtar sahibi tarafından yapılmış. Törende daha önceden planlanmış ve yazılı hale getirilmiş, her biri Greenwich saatine göre planlanmış, oldukça karmaşık güvenlik önlemleri ve teknik detaylar içeren 100'den fazla işlem gerçekleştiriliyor. Odanın bir GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015 BİLİŞİM sahiplerinden biri olan İsveçli Eklund Löwinder, bunun ABD Ticaret Bakanlığı’nın bir düzenlemesi olduğunu söylüyor. Avrupalı komisyon üyeleri, ICANN’a güvenlerini belirtmekle beraber, sistemin değişmesi gerektiğini söylüyor ve küresel bir sisteme geçiş için kesin bir tarih belirlenmesini istiyorlar. Eklund Löwinder, güvenlikle ilgili bu sistemin saçmalık olduğunu söyleyenler olmasına rağmen, güven duygusu sağlamda çok önemli olduğunu vurguluyor. Sistemin, yedeklemenin yedeklenmesi olduğunu ve birçok güvenlik katmanını içerdiğini belirten Löwinder, internetin hayranlık duyulacak bir mühendislik sanatı olduğunun altını çiziyor ve onun daha güvenlikli olmasına katkıda bulunanlardan biri olmaktan son derece mutlu olduğunu söylüyor. 34 tarafında bir kafes içinde duran yüksek güvenlikli iki kasa dikkat çekiyor. Töreni ICANN teknik servisler Direktörü Francisco Arias yönetiyor. Bu işi ilk defa yaptığından gözü sık sık gündeme kayıyor. Törenin yapılabilmesi için 7 anahtar sahibi üyelerin en az üçünün hazır bulunması gerekiyormuş. Bugünkü törene katılan dört üye var. Güvenlikli kasa bölümüne özel güvenlik uygulamaları sonrası Francisco Arias ve dört üye giriyorlar. Anahtar sahibi olacak kişilerin belirlenmesi ICANN tarafından web sayfasında yayınlanan duyuru ile başlamış. Duyuruda yer alan 21 pozisyona 40 kişi başvurmuş ve başvurular içinden belirlenen 21 üyenin 20’si hiç değişmemiş. Görevden ayrılan tek kişi 70 yaşına gelmiş olan internetin babalarından Vint Cerf. ICANN’ın uygulamaları ABD Ticaret Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik kuruluşları tarafından yakından takip ediliyor. ABD Ulusal güvenlik Ajansı NSA ile ilgili olarak ortaya çıkanlar ve internet güvenliğine yapılan saldırılar nedeniyle bu durumdan rahatsız olanlar da var. Rusya ve Brezilya bu uygulamanın Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında yürütülmesi gerektiğini yüksek sesle dile getiriyor. Bu işin başına ICAAN’ın kim tarafından ve nasıl getirildiği de sorgulanan bir durum. Daha önce İçişleri Bakanlığında çalışmış ve ICANN’da program yöneticisi olarak görev yapmakta olan Rick Lamb “Internet çevrimiçi bir oluşum ve ICANN’ı da işin başına bu oluşumu oluşturan insanlar getirdi” görüşünü savunurken, anahtar OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Bir miktar tuhaflık içeren bu tören gerçekten bir işe yarıyor mu? Alınan güvenlik önlemleri gerçekçi mi yoksa bütün bunlar bir Show mu? Amerikalı bir kriptolojist ve ABD Ulusal Güvenlik Ajansı NSA’nın internet yazışmalarını izlemesi ve telefon konuşmalarını dinlemesi ile ilgili olarak Edward Snowden tarafından sızdırılan dosyalardan bazılarını incelemiş olan güvenlik uzmanı Bruce Schneier, her ikisinin de doğru olduğunu söylüyor. “Yapılanların birçoğu gerçekten yapılması gereken şeyler, bunlardan bir kısmı da yapılması gerekli Show” diyor. “Yapılmakta olan tören teknik ama politik bir yönü de var. Bu nedenle de oldukça karmaşık. Ben sistem tasarımının oldukça iyi olduğunu düşünüyorum” diye vurguluyor. NSA ile ilgili bazı sırların ortaya çıkmasından sonra sistem hala yeterince güvenli mi sorusunu ise şöyle yanıtlıyor. “Jüri karar aşamasında, kararını mahkemeye geldiğinde öğreneceğiz. Kararın ne olacağını henüz bilmiyoruz”. Greenwhich saatine göre saat 21.14’te başlamış olan tören yine Greenwhich saatine göre tam 00.06’da sonlandırılıyor. l NOT: Yukarıda özeti verilen yazı 28 Şubat 2014 tarihinde The Guardian’da yayınlanmıştır. “The buck stops here” T he buck stops here” ABD Başkanlarından Harry S Truman’ın masasının üstünde duran bir yazı olması nedeniyle popüler olan bir cümlecik. Doğrudan tercümesi; “Kova buradan ileri gitmez” olan ve elden ele aktarılan kovanın metafor olarak kullanıldığı bu cümlecik ile Truman “Sorumluluk bu noktada biter, başkasına aktarılmaz” veya “Sorumluluk benimdir. Hiçbir mazeretin arkasına saklanmam.”, “Ülkenin yönetimi ile ilgili kararları ben verir ve tüm sorumluluğu da üstlenirim.” mesajı veriyordu. Cümlenin çıkış noktası Truman değildi ama eğer onun tarafından kullanılmamış olsaydı belki de duyan bile olmayacaktı. Sözcüğü gören ve onun Truman’a yakışacağını düşünen kişi onun yakın arkadaşlarından biri olan Fred M Canfil’di. Missouri Eyaletinin Batı bölgesinde bir polis müdürü olan Canfil, yazıya Oklahoma eyaletinde ziyaret ettiği bir ıslahhanede rastlamış ve Truman’a vermek üzere hemen aynısını yaptırmıştı. Truman bu yazıyı Başkanlığı süresince masasının üzerinde tuttu. Yazdığı gibi de yaptı mı…! Bilmiyoruz… Yazının ana fikri: “Sorumlu benim” diyebilen ve sorumluluğu üstlenebilen insanlara çok ama çok ihtiyaç var. l Yaşanmış bir “Doğrudan Sorumlu Kişi” hikâyesi Başarısızlığın Bedeli Y aşanan olay çok yeni değil ama yetkili kişinin aynı zamanda hesap veren kişi de olduğunun yaşanmış önemli bir örneği. Olay Apple’da geçiyor. Tarih, Ekim 2012. Olayın kahramanı bir bilgisayar yazılımcısı olan Scott Forstall. Onu şöhrete ulaştıran şey iPhone ve iPad’in yazılımını gerçekleştiren takımı yöneten kişi olması. Olayın geçtiği tarihte Apple’ın Başkan Yardımcısı. Ekim 2012 de Apple Scott Forstall’ın görevine son veriyor. Forstall iPhone yazılımının başından sonuna kadar beyni olmuş ve büyük başarısında çok önemli katkılarda bulunmuş biri. Birçok başarıda imzası olan böyle önemli bir kişinin bileti bir anda kesiliyor. İşte nedeni… iPhone’un sürümlerinden birinde bir haritaya yer verilmesi kararlaştırılıyor. Bu harita uygulamasının yazılımını gerçekleştirecek takımın başındaki kişi de Scott Forstall. Hatta proje fikri de ona ait. Projenin sonucu ise tam bir hüsran… Harita güvenilmez derecede yönlendirme hataları, lokasyon eksiklikleri ve eksik verilerle dolu. Harita o kadar kötü ki; Apple CEO’su Tim Cook resmi bir yazı ile özür dilemek ve hatta iPhone kullanıcılarına Apple Mağazalarından temin edebilecekleri bir başka haritayı kullanmalarını önermek zorunda kalıyor. Steve Jobs’un bıraktığı en önemli miraslardan biri olan “Doğrudan Sorumlu Kişi” (DRI Directly Responsible Individual) yaklaşımı devreye sokuluyor. “Doğrudan Sorumlu Kişi”, Steve Jobs’un çok inandığı ve hayatı boyunca uyguladığı bu modele göre durum çok açık ve yapılacak şey de son derece basit. Harita başarısız, projenin başında tam yetki ile Scott Forstall vardı ve bunun sonuçlarına da katlanması lazım. Sonuç; Bye bye Mr. Forstall…l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015 İŞ YAŞAMI “Sorumlu Benim” diyebilmek… 35 Öğrenmenin anatomisi EĞİTİM Aklınızdaki ”Niçin bu kadar çalıştığı halde sınav notları hala kötü geliyor?” ”Bir konuda çok başarılıyken diğer konuları yapamıyor, diğerlerine ağırlık verdiğinde, o konuyu yapamıyor!” “öğrenmeyi daha çekici ve motive edici bir şey olarak çocuğuma nasıl sunabilirim? Ona öğrenmeyi nasıl sevdirebilirim?” gibi birçok soru artık cevabını buluyor. Bunlar çocuklarınız ve sizler için oldukça önemli sorular. “Nöroplasitiste” ye dayalı bilimsel tabanlı “zihin egzersizleri” öğrenme becerilerinde, olumlu davranış geliştirmede ve performans artırmadaki etkisini göstermektedir. 36 Aliye Horuz ÜRPEKLİ Kozaköy Aile Koçluk Merkezi ve Yaşam Köyü & BrainFit Stüdyo/Darıca www.kozakoy.com.tr www.brainfitturkey.com G ünümüzde, ebeveyn-çocuk ilişkisinin en kilit noktası haline gelen DAVRANIŞLAR VE ÖĞRENME kaosu ancak öğrenmenin ne olduğuna ve kimlere ne rol düştüğüne yeniden bakarak çözülecek bir noktaya gelmiştir. Doğduğumuz andan itibaren (100 milyar hücre kapasitesinde olan beynimiz) öğrenmeye başladığımızı düşünürsek, öğrenmeye başlama seviyesi anne karnına kadar indiğinden, özellikle ANNELER bu noktada abartılı bir şekilde sezgisel ve kadim bilgiler ile, DOĞAL ÖĞRENME sürecini de mekanize etmeye başladılar. eğitim koşulları içinde ki öğrenme yarışı da başlı başına bir sorun. Öğrenme ve öğrenmeye dayalı aile içi sıkıntılar, yarışlar, kaygılar...vs. BURADA ANNE ve /veya kim bakıyorsa Pekala öğrenme nedir?..Doğal öğrenme nedir? Nasıl öğreniriz ?...Diyerek baştan başlayalım... öğrenme refleksinin önünü keserler ise , Öğrenmenin, bebeklikten başlayan dilimi ile yola çıkarsak; 0- 6 yaş aralığı fiziksel ve zihinsel gelişim sürecine dayalı doğal öğrenme evresini dikkatli izlemek ve desteklemek önemlidir...Örneğin; 10.-12. Aylarda, bebek “kendini besleme isteği gösterir. Kaşığı kullanmak ister. İŞTE Yine, örneğin; 3 yaş çocuğunun büyük – Müthiş bir öğrenme yarışından, yıllar sonra geriye yorgun ve bitap ebeveynler kalmaktadır. Günümüz çocukları o kadar çok uyaran tarafından etkiye açık bir durumda ki (teknoloji, kitle iletişim araçları...vs.) Ayrıca birde çağımızın doğal durumu haline gelen Dikkat Eksikliği , Hiperaktivite ve bu duruma bağlı Davranış Bozuklukları, Odaklanma sorunu ve öğrenme güçlükleri var. Aileler de eğitimciler de bu durumla ilgili ciddi sıkıntı yaşamaktalar. Kaldı ki, bunların hiç birisi olmadan normal öğrenme gösteren çocuklarımızın ebeveynlerinin, günümüz OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ (bakıcı – anneanne- babaanne) ‘aman dökülmesin, aman yiyemez...aman aç kalmasın..vs.’ diyerek çocuğun bu doğal daha en baştan öğrenme sabote edilmeye başlanmıştır demektir. EĞİTİM küçük kas aktivite becerileri gelişmiş ve kontrolleri artmış ve artık su bardağını taşıyabilir, suyunu içebilir hatta çatal kullanımı başlamış ve kaşık kullanımında ustalaşmış olmalıdır. Bunların öğrenme ile ne ilişkisi var dediğinizi duyar gibi oluyorum: Oysa ki doğumdan itibaren başlayan gelişim eğrisi, zamanında ve tam destek ile gelişimi tamamlaması sağlandığında zihinsel ve fiziksel gelişime uyumlu ince ve kaba motor gelişimi sağlıklı tamamlandığından dolayı “BİLİŞSEL GELİŞİMİ” de sağlıklı ilerler. 37 Bugün okul öğrencisi birçok çocuğumuzun, öğrenme sıkıntısında gördüğümüz temel sebep, fiziksel gelişim zayıflığına dayalı “AKADEMİK ÖĞRENME”yi sıkıntıya sokan durumlarıdır.Ve yine, artık biliyoruz ki ince motor becerisi gelişmemiş çocuklarımızın, “görsel öğrenmeye” dayalı sıkıntıları daha fazla oluyor... Öğrenme nasıl bir süreçtir diye bakacak olursak; Beynimiz 5 bölgede öğrenir:Görsel, İşitsel, Psikomotor, Sosyal Duygusal, Dikkat / Odaklanma. Bu çerçevede beynimizin aksiyonlarını toparlar isek, dikkat ve işlem hafızası, dil becerisi, görsel ve vücut algısı beynin kritik anahtar bölgeleridir diyebiliriz. Öğremeye dayalı bir nokta daha var; Evet, beynimiz yeni hücre yapamaz ama hangi yaşta olursak olalım beynimizin öğrenme kapasitesinin, nasıl geliştirilebilir bir potansiyeli olduğunu bize çok güçlü kanıtlarla gösteren araştırmalar var. Beynimizin bu mükemmel kapasitesi biz onu kullandıkça yeni yollar oluşturuyor ve daha rahat öğrenmemizi sağlıyor. İŞTE buna NÖROPLASTİSİTE diyoruz... Artık öğrenmeye dayalı KİŞİYE ÖZEL, beynimizin öğrenme kapasitesini artıran yüzde100 bilimsel tabana dayalı program yaklaşımı ile zihnin egzersiz ile geliştirilmesi sağlanmaktadır. 14 yıl öncesine dayalı geçmişi ve bugüne kadar gelen uygulamalar ile başta Singapur olmak üzere uzak doğu ülkelerinde kullanılan Beyin Egzersiz programları öncesinde yine kişileri 26 ayrı fonksiyonda inceleyen, 10 ayrı test başlığı altında yapılan bir zihin check-up programı ile zihnin öğrenmeye dayalı sebep-sonuç ilişkisini gösterir bir rapor elde edilerek ve bu rapora dayalı kişiye özel egzersiz bütünü ile zihinsel- fiziksel ve bilişsel gelişimi tamamlayan program artık ülkemizde de mevcut. Beynimizin oldukça karmaşık bir yapıda olduğunu ve bugün bile aydınlatılamayan birçok alanı bulunduğunu gözardı etmeyerek öğrenme performansımızın, tembel olduğumuzdan ya da konuya olumsuz yaklaşmamızdan değil, becerilerimiz arasındaki boşluktan dolayı bizi başarısız biri gibi yansıttığını biliriz. Bu nedenle, örneğin; iletişimde çok iyi olmakla beraber, dikkatini toplamakta sıkıntı yaşayan bireyin başarısı, bu durumu bilmeyenler için oldukça şaşırtıcıdır. Yine günümüz ebeveynlerinin içine düştüğü çok büyük bir yanılgı da, teknolojik aygıt kullanımında ki çocukların beceri performansı, derse odaklanma ile bilgisayar oyunlarına odaklanma arasında ki çelişik tutumlarıdır… Öncelikle, teknolojik oyunların özellikle çocukların dürtüselliği göz önüne alınarak birkaç hamle ile erişilebilir yazılımlar ile sağlandığı gerçeğini DİKKATLERDEN kaçırmamalıyız. Yine oyuna odaklanma ile derse odaklanma arasında ki farkında ,oyuna adrenalin etkisi ile odaklandığını fakat ders de ise “hele ki başarısızlık kaygısı taşıdığı dersler ise” zihnin kaçamağını da dikkate almakta fayda vardır. Bu gerçekler ile duruma çözüm arayan ebeveyn yerine, ebeveyn – çocuk çatışması yaşanan aile ortamını beslemiş oluruz. Çözümcül yaklaşım ise, çocuklarımızın öğrenme kapasitelerini ve öğrenmenin altında yatan sebeplerin olduğunu bilme gerçeği ile analatik yaklaşım gerekliliğidir. Var olan eğitim sistemi içinde ki sınav kaygısı ve buna dayalı stres altında yeni bir dikkatsizlik ve odaklanma sorunu eklenmeden, ÖĞRENMEYE DAYALI GERÇEK KAPASİTE VE KAPASİTE HER NE OLURSA OLSUN GELİŞİMİNİN SAĞLANABİLİNECEĞİNİN FARKINDA OLMAKTIR.... “Her zaman iyinin daha iyisi, gelişimin daha gelişmiş hali vardır.”l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015 2014’te Rekor İhracat... İHRACAT 38 Türkiye’nin ihracatı 2014 yılında yüzde 4 artışla 157,6 milyar dolara ulaştı Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), verilerine göre Aralık ayında Türkiye’nin ihracatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1,1 artışla 13 milyar 137 milyon dolar oldu. 2014 yılının tamamında ise Türkiye’nin ihracatı yüzde 4 artışla 157 milyar 622 milyon dolara ulaştı. Bu rakam Türkiye Cumhuriyeti’nin senelik ihracatta yeni rekoru oldu. 2 015 yılına yeni umutlarla girdiklerini belirten Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, yeni yılın Türkiye’ye ve tüm bölgeye, ihracatçılara, bu ülke için üreten tüm vatandaşlara hayırlı olmasını dileyerek 2014 yılı toplam ihracat rakamlarına yönelik bir açıklama yaptı. Dünya ve Türkiye ekonomik gündeminin de değerlendirildiği açıklama şöyle: Dünya’da Ekonomik Büyümeye Gelişmiş Ülkelerin Katkısı Artıyor Dünya ekonomisinde yaşanan gelişmeleri ve 2015 öngörülerini paylaşan TİM Başkanı Büyükekşi, “Zorluklarla geçen, hareketli bir yılın ardından 2015 yılı için Dünya Bankası’nın yüzde 3,5, IMF’nin ise 3,8 küresel büyüme öngördüğünü” belirtti. TİM Başkanı, açıklamasını şöyle sürdürdü: “2015 yılında ABD ekonomisinin yüzde 3,1, Euro Bölgesi’nin ise yüzde 1 büyümesi bekliyoruz. Gelişen ülkeler tarafında ise Orta ve Doğu Avrupa’nın büyüme beklentisi yüzde 3,8, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın ise yüzde 3,5. Dolayısıyla 2015 yılında 2014 yılına göre daha iyi bir büyüme rakamı yakalanacak. Buna rağmen dünya ticaretinde sınırlı bir artış öngörüyoruz. Dünya ticaretinde miktar bazında yüzde 3, değer bazında yüzde 1,52’lik bir büyüme tahmin ediyoruz. Şartlar en az 2014 yılı kadar zorlu olabilir, temkinli ancak iyimser olarak ihracatta karşımıza çıkacak fırsatları değerlendirmemiz ve yeni fırsatlar yaratmamız gerekiyor." ABD Ekonomisindeki Tempolu Büyüme ve Avrupa’daki Toparlanma Sürüyor ABD Ekonomisinde yaşanan son gelişmeleri değerlendiren TİM Başkanı; “ABD ekonomisi yılın son döneminde tempolu büyümesini 2014 yılında Türkiye’nin ihracat şampiyonu 22 milyar 270 milyon dolarla otomotiv sektörü oldu. Bu sektörü 18,7 milyar dolarla hazırgiyim ve konfeksiyon ile 17,8 milyar dolarla kimyevi maddeler sektörleri takip etti. OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ SEKTÖREL BAZDA İHRACAT RAKAMLARI -1000 $ ARALIK 2014 OCAK-ARALIK 2014 2013 2.200.338 1.575.286 672.113 363.329 119.837 130.314 166.245 26.880 89.628 6.940 185.163 185.163 439.890 439.890 10.378.459 1.085.086 661.634 220.909 202.543 1.598.616 1.598.616 7.694.757 1.421.633 1.764.315 95.673 1.113.465 570.617 572.363 1.187.128 247.834 189.189 163.410 360.665 8.464 420.132 420.132 12.998.929 2014 2.312.276 1.693.194 652.885 338.706 118.682 135.547 321.435 24.376 94.615 6.948 207.956 207.956 411.125 411.125 10.456.824 1.037.118 674.119 147.908 215.091 1.429.709 1.429.709 7.989.998 1.372.215 1.789.927 164.063 1.147.586 556.415 587.852 1.187.018 253.543 390.234 175.132 357.913 8.102 367.663 367.663 13.136.763 Değ. % 5,1 7,5 -2,9 -6,8 -1,0 4,0 93,4 -9,3 5,6 0,1 12,3 12,3 -6,5 -6,5 0,8 -4,4 1,9 -33,0 6,2 -10,6 -10,6 3,8 -3,5 1,5 71,5 3,1 -2,5 2,7 0,0 2,3 106,3 7,2 -0,8 -4,3 -12,5 -12,5 1,1 Pay 14 % 17,6 12,9 5,0 2,6 0,9 1,0 2,4 0,2 0,7 0,1 1,6 1,6 3,1 3,1 79,6 7,9 5,1 1,1 1,6 10,9 10,9 60,8 10,4 13,6 1,2 8,7 4,2 4,5 9,0 1,9 3,0 1,3 2,7 0,1 2,8 2,8 100,0 2013 21.340.806 14.896.115 6.584.642 2.350.965 1.329.992 1.438.254 1.769.625 439.568 906.087 76.982 1.988.154 1.988.154 4.456.538 4.456.538 119.018.515 12.525.406 8.387.720 1.942.309 2.195.376 17.431.144 17.431.144 89.061.965 17.359.966 21.303.172 1.163.591 11.693.936 5.797.479 6.829.719 13.818.690 3.152.544 2.253.389 1.388.803 4.196.033 104.643 5.034.853 5.034.853 145.394.174 6.232.535 2014 22.498.459 15.701.712 6.719.140 2.396.517 1.417.226 1.460.876 2.320.965 228.283 1.075.658 83.046 2.277.467 2.277.467 4.519.281 4.519.281 124.147.258 13.065.524 8.887.741 1.823.147 2.354.635 17.847.131 17.847.131 93.234.603 18.743.705 22.270.672 1.280.878 12.114.407 6.048.710 7.105.845 13.222.305 3.156.874 3.108.750 1.647.863 4.424.526 110.070 4.646.945 4.646.945 151.292.662 6.329.395 Değ. % 5,4 5,4 2,0 1,9 6,6 1,6 31,2 -48,1 18,7 7,9 14,6 14,6 1,4 1,4 4,3 4,3 6,0 -6,1 7,3 2,4 2,4 4,7 8,0 4,5 10,1 3,6 4,3 4,0 -4,3 0,1 38,0 18,65 5,4 5,2 -7,7 -7,7 4,1 1,6 Pay 14 % 14,3 10,0 4,3 1,5 0,9 0,9 1,5 0,1 0,7 0,1 1,4 1,4 2,9 2,9 78,8 8,3 5,6 1,2 1,5 11,3 11,3 59,2 11,9 14,1 0,8 7,7 3,8 4,5 8,4 2,0 2,0 1,0 2,8 0,1 2,9 2,9 96,0 4,0 T O P L A M (TİM+TUİK) 12.998.929 13.136.763 1,1 100,0 151.626.709 157.622.057 4,0 100,0 sürdürüyor. Bu büyüme temposunun devamı ile birlikte FED’in yılın ortalarında faiz artışına gitmesi ve piyasalardaki bol likidite döneminin sona ererek tersine bir trendin başlaması bekleniyor. Yıl sonuna kadar faizlerin yüzde 1 ila 1,25 seviyesine kadar çıkması olasılık dahilinde. Faiz artışları küresel finansal piyasalarda genel faiz seviyesinde, yani borçlanma maliyetinde yukarı yönlü baskı yaratabilir. Ancak gelişmiş ülke merkez bankalarını toplam bilanço büyüklüğü artmaya devam edecek. Dolayısıyla küresel likidite 2015 yılında da yüksek olacak. Diğer taraftan Avrupa Merkez Bankası’nın parasal genişlemeyi artırması ile Euro Bölgesi’nde ve AB-28’deki toparlanma önümüzdeki yıl hızlanabilir. Parite açısından da 2015 yılının oldukça dalgalı bir yıl olmasını bekliyoruz. 2013 ve 2014 yıllarında ortalama 1,32 seviyelerinde gerçekleşen Euro-Dolar paritesinin 2015’te 1,22 seviyelerinde olmasını bekliyoruz. 2015’te Dolar’da ortalama kur beklentimiz 2,35, Euro’da ise yıl içerisinde 2,90 olarak şekillendi” dedi. Sürdürülebilir Barış İçin Maksimum İhracat, Dengeli Dış Ticaret Bölgesel gelişmelerin bir yandan umut vadederken, bir yandan da risk barındırmaya devam ettiğini söyleyen TİM Başkanı; “Rusya’da ekonomik kriz derinleşirken, ülke aynı zamanda ciddi bir siyasi krize sürükleniyor” dedi. TİM Başkanı açıklamasına şöyle devam etti: “Suriye’de Rusya Federasyonu'nun inisiyatif alması istikrarın sağlanması için oldukça önemli görülüyor. Irak’ta IŞID’in geri GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015 İHRACAT SEKTÖRLER I. TARIM A. BİTKİSEL ÜRÜNLER Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mam. Yaş Meyve ve Sebze Meyve Sebze Mamulleri Kuru Meyve ve Mamulleri Fındık ve Mamulleri Zeytin ve Zeytinyağı Tütün ve Mamulleri Süs Bitkileri B. HAYVANSAL ÜRÜNLER Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller C. AĞAÇ VE ORMAN ÜRÜNLERİ Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri II. SANAYİ A. TARIMA DAYALI İŞLENMİŞ ÜRÜNLER Tekstil ve Hammaddeleri Deri ve Deri Mamulleri Halı B. KİMYEVİ MADDELER VE MAM. Kimyevi Maddeler ve Mamulleri C. SANAYİ MAMULLERİ Hazırgiyim ve Konfeksiyon Otomotiv Endüstrisi Gemi ve Yat Elektrik Elektronik ve Hizmet Makine ve Aksamları Demir ve Demir Dışı Metaller Çelik Çimento Cam Seramik ve Toprak Ürünleri Mücevher Savunma ve Havacılık Sanayii İklimlendirme Sanayii Diğer Sanayi Ürünleri III. MADENCİLİK Madencilik Ürünleri T O P L A M (TİM*) İhracatçı Birlikleri Kaydından Muaf İhracat 39 2014 YILINDA EN FAZLA İHRACAT YAPILAN ÜLKE GRUBU SIRA ÜLKE GRUBU 2013 DEĞ. (%) İHRACAT 1 AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİ 61.912.857 67.592.820 %9 2 ORTA DOĞU ÜLKELERİ 27.521.145 29.195.204 %6 3 BAĞIMSIZ DEVLETLER TOPLULUĞU 18.225.827 17.134.928 % -6 4 AFRİKA ÜLKELERİ 14.049.424 13.533.257 % -4 5 KUZEY AMERİKA SERBEST TİCARET 6.377.676 7.412.030 % 16 151.626.709 157.622.057 T O P L A M (TİM) 40 2014 püskürtülmesi ve Bağdat’taki rejimin kendini konsolide etmesi umut vaat ediyor. Diğer Katar'ın Mısır ile ilişkilerin iyileştirilmesi, İsrail’de yapılacak seçimler sonrası çözüm yanlısı hükümetin gelme ihtimali, Tunus’da Essebsi’nin seçilmesi bölgemiz ve ülkemiz açısından umut vadeden gelişmelerdir. Bu umutlu gelişmeler ve yeni fırsatlar ışığında “sürdürülebilir barış için maksimum ihracat” demeye devam ediyoruz” Türkiye 2014’e Net İhracatın Katkısıyla Büyüdü Türkiye ekonomisi ve ihracatı ile ilgili gelişmeleri değerlendiren TİM Başkanı 2014 yılında Türkiye ekonomisinin dünya ekonomilerinde yaşanan zorlu koşullara rağmen büyümesini hız kesmeden sürdürdüğünü söyledi. TİM Başkanı Büyükekşi şu şekilde açıklama yaptı; “İlk çeyrekte yüzde 4,7, ikinci çeyrekte yüzde 2,1 olan büyüme, üçüncü çeyrekte yüzde 1,7 olarak gerçekleşti. Bunun sonucunda da ilk 9 aylık büyüme yüzde 2,8 oldu. Yılın 4,0 ilk 9 ayında net ihracatın büyümeye katkısı 2,7 puan oldu. Bu büyümenin neredeyse tamamının net ihracattan gelmesi bizleri son derece mutlu etti. 2014’ün tamamında ise büyümenin yüzde 3 civarında gerçekleşmesini muhtemel görüyoruz. Bu büyümede aslan payı ihracatçılarımıza ait, ne mutlu ki ihracatçılarımız zorlu bir seneden daha alınlarının akıyla çıktılar. 2014 yılında tüm ihracatımız yüzde 4 artış gösterdi. Tam 157,6 milyar dolara yükseldi. 2014’te Dünya Ticaretinden Aldığımız Payı Artırdık Siyasi risklerden dolayı bölgesel pazarların bazılarında yüzde 40’lara varan talep düşüşlerine ve yılın ikinci yarısından sonra AB’nin durgunluğa girmesine rağmen ihracatımızı artırdık. Zira bu gelişmeler olmasıydı ihracatımız çok daha iyi seviyelerde olacaktı. Örneğin Irak’a ihracatımız ilk 5 ayda yüzde 11 artmıştı. Fakat kalan 7 ayda bu tempo tam tersine döndü. Irak’a ihracatımız yılın tamamında yüzde 11 geriledi. Eğer Irak’a ihracat geçen sene ile aynı olsaydı tüm ihracatımız yüzde 0,8 daha yüksek olacaktı. Eğer Irak’a ilk 5 aydaki ihracat artış hızımızı korusaydık, sene genelindeki ihracatımız yüzde 1,6 artış gösterecekti. Yine Rusya’ya ihracatımız geçen sene ile aynı kalsaydı, tüm ihracatımız yüzde 0,6 daha yüksek olacaktı. Tüm bölgesel ve jeopolitik gerginlikler dikkate alındığında bu değişimlerin ihracatımıza yaklaşık 4 puan negatif katkı yaptığını görebiliyoruz. Zira bugün yüzde 8-9 bandında genel bir ihracat artışını ve GSMH büyümesine 1 puan ek katkıyı konuşuyor olacaktık. 2015 İhracat Hedefleri İddialı, Fırsatları İyi Değerlendirelim Orta Vadeli Programa göre, 2015 yılı ihracat hedefinin 173 milyar dolar olarak belirlendiğini söyleyen TİM Başkanı “Biz bu hedefin Türkiye’nin sürdürülebilir büyümesi için çok önemli olduğuna inanıyoruz. Çünkü bizim yıllık ihracat artış tempomuzu bir an önce yüzde 10’nun üzerine çıkarmamız gerekiyor, önümüzdeki yıl OVP hedefine ulaşmak için de %9,7’lik bir artış gerçekleştirmemiz gerekiyor. Ancak bu şekilde Türkiye’nin büyüme trendini yüzde 5’in üzerine çıkarabiliriz. Petrol fiyatlarındaki gerileme bizim için önemli bir fırsat. Bu sayede 2015 yılında Türkiye’nin enflasyon ve cari açık rakamlarında önemli bir iyileşme yaşanacak” dedi.l Konsolide Ülke Gruplarına Göre İhracat ($) Ülke Grubu 1-31.12.2013 1-31.12.2014 Değ% 2013 2014 Değ% Avrupa Birliği Ülkeleri 5.197.382.526 5.297.287.733 1,9% 61.912.857.086 67.592.820.219 9,2% Ortadoğu Ülkeleri 2.708.719.485 2.978.494.267 10,0% 27.521.145.508 29.195.204.695 6,1% Bağımsız Devletler Topluluğu 1.611.329.164 1.454.954.563 -9,7% 18.225.827.784 17.134.928.382 -6,0% Afrika Ülkeleri 1.307.691.077 1.237.725.245 -5,4% 14.049.424.116 13.533.257.989 -3,7% Kuzey Amerika Serbest Ticaret 589.215.740 829.264.685 40,7% 6.377.676.433 7.412.030.428 16,2% Diğer Asya Ülkeleri 470.204.363 365.987.677 -22,2% 5.059.050.506 4.329.733.766 -14,4% Diğer Avrupa Ülkeleri 343.058.582 328.057.710 -4,4% 4.092.248.160 4.389.312.494 7,3% Diğer Amerikan Ülkeleri 228.520.242 159.154.384 -30,4% 2.742.433.999 2.356.616.782 -14,1% Uzakdoğu Ülkeleri 275.458.960 248.787.097 -9,7% 2.473.308.404 2.476.230.677 0,1% Serbest Bölgeler 190.269.167 167.232.421 -12,1% 2.287.432.405 2.089.226.368 -8,7% Okyanusya Ülkeleri 75.637.945 68.170.837 -9,9% 626.558.341 765.540.718 22,2% Diğer Ülkeler 1.441.801 1.646.760 14,2% 26.211.317 17.759.929 -32,2% Genel Toplam 12.998.929.051 13.136.763.380 1,1% 145.394.174.060 151.292.662.448 OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ 4,1% İhracatçıyı eurodaki 'kan kaybı' tedirgin ediyor İhracatçılarda euro paniği yaşanıyor. Euronun 2.69 seviyesini görmesi ve euro/dolar paritesinin 1.15 seviyelerine gerilemesi, Avrupa Birliği para biriminin 2015'te dolar ve TL karşısında güç kaybedeceğine ilişkin öngörüler ihracatının yüzde 45’ini Euro Bölgesi'ne yapan ihracatçılarda tedirginliğe yol açtı. T ürkiye İhracatçılar Meclisi’nin 2015 yılı için öngördüğü euro kuru için 2.90 TL, dolar için 2.35 TL ve 1.23 euro/dolar paritesi tahminleri tüm ihracatçı birliklerine öngörü olarak iletildi. Ancak, ihracatçılar arasında önümüzdeki dönemde söz konusu kur tahminlerinin gerçekleşeceğine ilişkin ciddi kuşkular var. Türkiye’nin ihracatının yüzde 45’inin, Ege Bölgesi ihracatının ise yüzde 48’inin Avrupa Birliği üyesi ülkelere yapıldığına dikkati çeken Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk, ihracatçının hammadde tedarikinin büyük bölümünü dolarla yaptığını, ihracatta euro ile satışların daha fazla olduğunu, paritenin giderek dolar lehine geliştiği bir ortamın ülkemiz ihracatının aleyhine olacağını savundu. Döviz kurları ile ilgili geçtiğimiz yıllarda en isabetli öngörülerde bulunan Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Jak Galiko, 2015 için Avrupa ekonomisindeki sıkıntıdan dolayı euronun 2.75-2.80 bandında kalmasını beklediğini, doların ise 2.35-2.40 arasında tutunacağını, euro/dolar paritesinin ise 1.15-1.20 aralığında kalacağını kaydetti. Enflasyon oranı yüzde 4’e inebilir Petrol fiyatlarındaki gerileme nedeniyle Türkiye’nin 2015'te dış ticaret açığının 30 milyar dolar civarında azalacağına dikkat çeken Jak Galiko, “Dış ticaret açığının azalacak olması Merkez Bankası’nın döviz kurlarını istediği seviyede tutma ve enflasyon hedeflerini yakalama hatta hedeflerin altında 41 gerçekleşmesini sağlama konusunda elini güçlendiriyor. Petrol fiyatları, döviz kurlarının yerinde kalmasını sağlayacak. Enflasyon ise yüzde 4’e kadar gerileyebilir” diye konuştu. Euronun 3 TL olmasını istiyorlar İhracatının yüzde 80’ini euro ile yapan hazırgiyim ihracatçıları, 2015 için euronun ortalama 3 TL seviyesinde olmasının dünya piyasalarında sektörlerinin rekabetçiliğinin devamı açısından gerekli olduğunu ifade ediyorlar. Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Emre Kızılgüneşler, 2015 için euronun 3 TL, euro/ dolar paritesinin ise 1.23 düzeylerinde olması gerektiğini kaydetti. Kızılgüneşler, İHRACAT Euro tedirgin etti, ihracatçı rotayı dolara çevirdi “Türkiye’nin hazırgiyim ihracatının yüzde 80’i euro ile AB pazarına gerçekleştiriliyor. O nedenle 3 TL’nin altındaki eurokuru hazırgiyim sektörünü zorlar. Ayrıca faiz indirimi için çok uygun bir dönem olduğuna inanıyorum ve Merkez Bankası’ndan faiz indirimi bekliyorum” dedi. 'Rusya pazarında zorlanacağız' Diğer yandan petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle Rusya'nın 2017'ye kadar zorlu bir sürece gireceğine işaret eden Ege Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Nurettin Tarakçıoğlu ise rublenin dolar ve diğer para birimleri karşısında büyük değer kaybı yaşadığını, Türk ihracatçılarının Rusya Federasyonu’na ihracattaki kayıplarının artması ihtimalinin yüksek olduğunu vurguladı. Tarakçıoğlu, 2015 kur tahminlerini ise dolar için 2.40, euroiçin 2.75, euro/ dolar paritesi için ise 1.15-1.20 olarak özetledi. l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015 TEŞVİKLER 42 Firmalara 3 milyon dolara kadar destek verilecek Ekonomi Bakanlığı'ndan, ileri teknolojiye sahip, yurt dışında yerleşik şirketlerin satın alınmasında firmalara 3 milyon dolara kadar destek verileceğini bildirildi. B akanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Pazar Araştırması ve Pazara Giriş Desteği'nin, uygulanmaya başladığı tarihten bugüne kadar uluslararası pazarlara açılmaya çalışan şirketler açısından önemli bir araç konumunda bulunduğu ifade edildi. Koşullar ve uygulama sürecinde gelen talepler göz önünde bulundurularak, "Pazar Araştırması ve Pazara Giriş Desteği Hakkında Tebliğ" ile ihracata ivme kazandıracak yenilikler getirildiği belirtilen açıklamada, uygulamaya giren yeni destek çerçevesinde, ihracatçıların uluslararası piyasalarda daha rekabetçi olmalarının önünün açıldığı, böylece ihracatçı şirketlerin sayısının artırılması yolunda bir adım daha atıldığı kaydedildi. Açıklamada, söz konusu tebliğle şirketlerin ve işbirliği kuruluşlarının pazara girişe yönelik faaliyetlerinin, Yurt dışı Pazar Araştırması, Rapor ve Yurt dışı Şirket Alımı, Sektörel Ticaret Heyeti ve Alım Heyetleri ve E-Ticaret Sitelerine Üyelik destekleri olmak üzere 4 ana başlıkta kapsamın daha da genişletildiği ifade edildi. İki farklı destek mekanizması tasarlandı Sürekli iyileştirme konsepti çerçevesinde birçok farklı açıdan yurt dışı pazarlama stratejilerine temel teşkil edecek 2 yeni uygulamanın da önünün açıldığı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Özellikle, yurt dışında şirket alımı yöntemiyle dış pazarlara erişme hususunda desteğin yürürlüğe girdiği günden itibaren birçok yabancı şirket Türk firmaları tarafından satın alındı. Bu kapsamda desteği bir adım öteye taşımak ve hem teknoloji transferine yönelik yabancı şirket alımlarını artan oranla ve limitlerde desteklemek hem de yurt dışından teknoloji transferi amacıyla satın alınacak şirketlerin finansmanına katkı sağlamak amacıyla ilk defa iki farklı destek mekanizması tasarlanmış olup, uygulamaya gelecek günlerde başlanacak. Bu doğrultuda, ileri teknolojiye sahip ve teknoloji transferi sağlayacak yurt dışında yerleşik şirketlerin alımına yönelik mali ve hukuki danışmanlık hizmetlerine ilişkin giderler şirketler için yüzde 75 oranında ve yıllık 500 bin dolarına kadar desteklenecek." Türkiye'ye yeni yeterliklerin kazandırılması hedefleniyor Açıklamaya göre, ileri teknolojiye sahip ve teknoloji transferi sağlayacak yurt dışında yerleşik şirketlerin satın alınmasında OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ kullanılan kredi faiz giderlerinin Türk Lirası cinsi kredilerin 5 puanı, döviz kredileri ve dövize endeksli kredilerin 2 puanı toplam 3 milyon dolara kadar desteklenecek. Söz konusu desteklerle birlikte yurt dışından yapılacak alımlar ile Türkiye'ye yeni yeterlik ve yetkinliklerin kazandırılması, Ar-Ge kapasitesinin görünür bir şekilde artırılması planlanıyor. Öte yandan söz konusu destek mekanizmasında yapılan değişiklikler ile işbirliği kuruluşu tanımı genişletilerek, İlçe Ticaret ve/veya Sanayi Odaları, Endüstri Bölgeleri, Sektörel Dış Ticaret Şirketleri (SDŞ), Ticaret Borsaları, İşveren Sendikaları söz konusu tanıma dahil edildi. Böylece desteklerden daha fazla firmanın yararlanması hedeflendi. Sektörel Ticaret Heyetlerinin Bakanlıkça belirlenen hedef ve öncelikli ülkelere yönelik olması durumunda destek oranı 10 puan artırılarak yüzde 60 olarak belirlendi. l 5 milyon doların üzerindeki ihalelerin yüzde 30’u Türkiye’den karşılanacak. B ilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın kamu alımlarında yüzde 15 fiyat avantajı uygulanacak ürünleri belirlemesinden sonra, ikinci adım olarak Teknolojik Ürün Deneyim Belgesi’nin ‘iş bitirme belgesi’ yerine geçmesi sağlandı. Üçüncü adım ise hazırlıklarına geçen yıl başlanan yönetmelikle atılacak. Temmuz 2014’te görüşe sunulan Sanayi İşbirliği Programı (SİP) yönetmelik taslağıyla, 5 milyon liranın üzerinde ihale kazanan yabancılara yüzde 30 Türkiye’de üretilmiş ürün alma zorunluluğu getirilecek. Türkiye’de, kamu teknolojik yatırımlarında yurtiçi üretimi artırmak ve cari açığa olumsuz etkisini gidermek amacıyla geliştirilen ‘Sanayi İşbirliği Programı’ hayata geçirilmeyi bekliyor. Kamu alımlarında uzun süredir tartışılan, Türkiye’de ihale kazanan yabancı katılımcının, ihale bedelinin belirli bir tutarını Türkiye’den alması ya da yine belirli bir miktar Türkiye’den başka ürünler alabilmesini içeren sanayi katılım sistemi son aşamaya geldi. Kamu İhale Kanunu’nda düzenlemenin yapılmasının TEŞVİKLER Yerli ürün teşvikinde üçüncü adım geliyor ardından, fiilen uygulamayı başlatacak ikincil mevzuat taslağı da hazırlandı. Ancak temmuz ayında görüşe açılan taslak o tarihten sonra bir türlü gündeme gelemedi. Yönetmeliğin çıkmasının ardından, idari kurumlar kendi iç işleyişlerini de tamamlama fırsatı bulacak ve uygulama fiilen yürürlüğe girebilecek. Sanayi İşbirliği Programı adı verilen sistem, halen savunma sanayiinde uygulanan off -set ve benzeri programların tamamını bütün kamu alımlarına yayıyor ve zorunlu hale getiriyor. Uygulamayla, en az 5 milyondolar ve üzeri ihalelerde, en az yüzde 30 oranında çeşitli tedarik yollarıyla yerli katkı alınması zorunlu hale geliyor. Sistemi başta gelişmişler olmak üzere çok sayıda ülke uyguluyor ve bazı ihalelerde yerli katkı, yerli alım zorunluluğu yüzde 100’e kadar çıkabiliyor. 100 milyonun üstünde son söz Başbakanlık’ta Hazırlanan taslağa göre, Sanayi İşbirliği Programı uygulaması, ihaleyi yapan kurumkuruluş bünyesinde takip edilecek. İhalelerde SİP uygulanacaksa kurum bünyesinde Sanayi İşbirliği Birimi kurulacak. İhale sürecinde de seçilecek şirketi ve yerli katkıyı belirlemek dahil sanayi işbirliği Sanayi İşbirliği Programı adı verilen sistem, halen savunma sanayiinde uygulanan off -set ve benzeri programların tamamını bütün kamu alımlarına yayıyor ve zorunlu hale getiriyor. Uygulamayla, en az 5 milyondolar ve üzeri ihalelerde, en az yüzde 30 oranında çeşitli tedarik yollarıyla yerli katkı alınması zorunlu hale geliyor. programı uygulamasında etkili olacak Sanayi Geliştirme Komisyonu olacak. Taslağa göre, 100 milyon dolar ve üzerindeki stratejik alımlarda Başbakanlığa bağlı bir mekanizmayla Sanayi İşbirliği Programı yürütülecek. Yabancı yatırımcılar 4 modelden birini seçecek Uygulamaya ilişkin hazırlanan ve görüşe açılan taslağa göre, kapsama giren ve ihaleyi kazanan yabancı istekli bu işlemi, doğrudan kendisi Türkiye’ye yatırım yaparak, yerli ortakla yeni yatırım, ortak girişim ya da Türkiye’de faaliyette olan bir kuruluştan alım olmak üzere 4 ayrı modelle yerine getirebilecek. ‘Yenilik, yerlileşme ve teknoloji transferini sağlamaya yönelik mal ve hizmet alım ihalelerinde Sanayi İşbirliği Programı uygulamaları’ yapılması zorunlu olacak. İhaleyi yapan her bir kuruluş komisyon kurarak ve gerekli görmesi halinde programa yönelik kendi iç mevzuatını uygulayarak işlemlerini yürütecek. İhalelerde sanayi işbirliği katılım oranları da bir kriter haline getirilebilecek. Kapsama giren mal ve hizmet alımlarında tedarik sözleşmelerine ek olarak SİP sözleşmesi imzalanacak.l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015 43 İŞ DÜNYASI 44 CEO’lar 2015 için daha temkinli PwC’nin yaptığı araştırmaya göre global CEO’lar 2015 yılında küresel büyüme olasılıkları konusuna geçen yıla oranla daha az iyimser yaklaşıyor. Geçen yıl dünya genelindeki en yüksek güven düzeyine sahip olan Rus CEO’lar ise bu yıl en az iyimser grup çıktı. P wC'nin dünya genelinde 1.300’ün üzerinde CEO ile görüşerek “Aksaklıklar Karşısında Yeni Çözümler” başlığı ile yayınladığı 18. Yıllık Küresel CEO Araştırması'nın sonuçlarına göre, 2015 yılında küresel ekonominin bir önceki yıla göre büyüme kaydedeceğini düşünen CEO’larının oranı düştü. Sonuçları, Davos’ta gerçekleştirilen Dünya Ekonomik Forumu yıllık toplantısının açılışında açıklanan PwC Küresel CEO Araştırması’na göre küresel ekonomik büyümenin düşeceğini bekleyen CEO’ların sayısı yüzde 7’den yüzde 17’ye yükseldi. CEO’ların yüzde 44’ü küresel ekonominin CEO’ların kendi şirketlerinin büyümesine ilişkin güvenleri geçen yılki seviyesini koruyarak yüzde 39 olarak gerçekleşti. iyileşme kaydedeceğini düşünürken, bu Haluk Yalçın: CEO’lar daha temkinli CEO’ların yüzde 44’ü ekonomik koşulların aynı kalmasını bekliyor. Geçtiğimiz yıl yıl oran yüzde 37’de kaldı. Buna karşın CEO’lar en fazla hangi konularda endişe duyuyor? Dünya çapında CEO'ların yüzde 78'inin dile getirdiği üzere, aşırı regülasyon, en fazla endişe duyulan konuların başında geliyor. Mevcut oran, geçen yıla göre altı puan artış gösterdi ve bu oranla, araştırma kapsamında şimdiye kadarki en yüksek değere ulaştı. Aşırı düzenleme konusunda en fazla endişe duyan ülkeler arasında yüzde 98 ile Arjantin, yüzde 96 ile Venezuela, yüzde 90 ile ABD, yüzde 90 ile Almanya, yüzde 87 ile İngiltere ve yüzde 85 ile Çin öne çıkıyor. CEO'ların belirttiği diğer önemli endişe unsurları arasında, yüzde 73 ile yetenekli işgücüne erişim, yüzde 72 ile jeopolitik belirsizlik, yüzde 70 ile artan vergi yükü, yüzde 61 ile siber tehditler ve veri güvenliği eksikliği, yüzde 60 ile sosyal istikrarsızlık, yüzde 60 ile değişen tüketici davranışları ve yüzde 58 ile teknolojik değişimin hızı bulunuyor. Hafif bir düşüşle yüzde 59'a ulaşan enerji maliyetleri istisnası dışında CEO'ların duyduğu endişeler, geçen yıla göre tüm alanlar için artış göstermiş durumda. Türkiye’deki CEO’ların endişe gündeminin tepesinde ise yüzde 83 ile jeopolitik belirsizlik, yüzde 73 ile aşırı regülasyon ve yüzde 67 ile artan vergi yükü bulunuyor. OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Araştırma sonuçlarını değerlendiren PwC Türkiye Başkanı Haluk Yalçın şunları söyledi: “Özellikle son dönemde petrol fiyatlarında yaşanan atipik düşüş, FED’in tahvil alım programını sonlandırması, Euro alanındaki sıkıntılar, ABD ve diğer bazı ülkeler tarafından Rusya’ya uygulanan ambargo gibi olaylar 2014’ü iktisat tarihinin kilometre taşlarından biri haline getirdi. Gelişmiş ülkelerde politikaların kendi iç dinamiklerine göre ayrıştığı 2014’te, ABD ekonomisinde göreceli bir toparlanma kaydedilirken Avrupa ekonomileri ile Çin ve Japonya başta olmak üzere Asya ülkelerine ilişkin henüz ciddi bir iyileşmeden söz edemiyoruz. Jeopolitik gelişmelerin Soğuk Savaş döneminden beri ilk kez bu kadar gerildiği bir dönemin ardından pek çok CEO biraz daha temkinli olmayı tercih etmiş durumda. Her ne kadar Rekabet ortamı Dünya çapında CEO'ların üçte biri, şirketlerinin bir ya da daha fazla sayıda yeni sektöre yakın zaman önce giriş yaptığını veya geride bıraktığımız üç yıllık süreçte bu yeni sektörlere girmeyi düşündüğünü ifade ediyor. Ayrıca, CEO'ların yüzde 56'sı, önümüzdeki üç yıllık süreçte organizasyonların yeni sektörlerdeki rekabetinin giderek artacağına inanıyor. CEO'ların yüzde 32’si teknoloji, yüzde 19’u perakende, toptan dağıtım ve haberleşme, yüzde 6’sı eğlence ve medya sektörlerinden Ayrıca, rekabet üstünlüğü sağlamak amacıyla CEO'ların yüzde 41’i tedarikçilerle, yüzde 32’si müşterilerle ve yüzde 32’si akademik çevre ile çalışarak ortak girişimlere, iş ortaklıklarına ve iş birliklerine başvuruyor. İş birliği yapmanın altında yatan en önemli nedenler arasında yeni müşterilere erişim, gelişen teknolojiler, yeni pazarlar ve inovasyon yer alıyor. şirketler gibi çok farklı sektörlerden çıkabilir. Müşteriye, tüketiciye dokunan her sektör bence potansiyel bir rekabet noktası. Buradaki hikaye, bir - kendinizi ne kadar hazır ve çevik tutabildiğiniz; iki – hangi noktada rekabete gireceğinize, hangi noktada rekabeti koordine edeceğinize doğru karar vermeniz gereği.” sözleriyle ışık tuttu. Türkiye’den detaylı görüşme Her yıl olduğu gibi bu yıl da detaylı görüşme yapılan 33 CEO’nun görüşlerine araştırmada yer verildi. Bu kapsamda Türkiye’den araştırmaya katılan Yapı Kredi CEO’su Faik Açıkalın’ın araştırmanın ana eksenini oluşturan dijital dönüşüm ve rekabet konusundaki değerli görüşleri araştırmada doğrudan yer aldı: Açıkalın, “Geçmişte rekabet, bulunduğumuz sektörle sınırlıydı. Bankacılık sektörüne girmek yüksek maliyetli ve neredeyse imkansızdı. Ancak, dijital dinamikler giriş engellerini yıkıyor. Bu açıdan rakipler teknoloji şirketleri, telekomünikasyon, perakende, sosyal ağlar hatta start-up önemli bir rakibinin doğmakta olduğunu veya doğabileceğini düşünüyor. En iyimser CEO’lar Asya Pasifik’te PwC Türkiye Başkanı Haluk Yalçın Bölgesel olarak sonuçları büyük farklılıklar gösteren araştırmaya göre küresel ekonomi konusunda en iyimser CEO’lar Asya Pasifik bölgesinde. Asya Pasifik bölgesindeki CEO’ların yüzde 45’i küresel ekonomide iyileşme bekliyor, onları yüzde 37 ile Ortadoğu ve Kuzey Amerika takip ediyor. Gelişmekte olan ekonomilerden Hindistan’da CEO’ların yüzde 59’u, Çin’de yüzde 46’sı, Meksika’da yüzde 42’si ekonomi konusunda iyimserken bu oran ABD’de yüzde 29’da, Almanya’da ise yüzde 33 oldu. Türkiye’de CEO’ların yüzde 50’si küresel ekonomide iyileşme bekliyor. Buna paralel olarak Türkiye’deki CEO’ların tamamı önümüzdeki bir yılda şirketlerinin büyüme göstereceğinden çok emin olduğunu söylüyor. Kalan yüzde 50’lik kısım da büyüme göstereceklerinden emin. Diğer ülkelere bakıldığında ise Hindistan daha iyimser CEO’ları ile öne çıkıyor. Hindistan’daki CEO’ların yüzde 62'si kısa vadeli büyüme ihtimalleri konusundaki güven düzeyi çok yüksek. Üst sıralarda yer alan diğer ülkeler ise yüzde 50 ile Meksika, yüzde GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015 İŞ DÜNYASI küresel ekonomi konusunda geçen yıla göre daha az iyimser olsalar da, CEO’ların kendi şirketlerindeki gelir artış ihtimali konusunda olumlu beklentilerini korumaları, 2009’dan bu yana yaşanan küresel krizde edindikleri deneyimle global trendleri daha doğru okuyabileceklerine yönelik özgüvenlerinin arttığının da bir göstergesi. 2015 Türkiye için bir yandan politik ortamın hareketli olacağı bir seçim yılı bir yandan da ekonomik hedeflerin küresel ekonominin de sıkıntılarının yansımalarıyla zorlu ama bir o kadar da fırsat dolu ilginç bir yıl olacak. İlerleyen günlerde bu araştırmamızın Türk CEO’ların 2015 yılına dair beklentilerini yansıtan ihtiyatlı ama bir o kadar da iddialı yorumlarını iş dünyasıyla paylaşacağız”. 45 İklim değişikliği CEO’ların yüzde 6’sının önceliği İŞ DÜNYASI PwC Küresel CEO Araştırması’na katılan CEO’ların yüzde 67'si rekabetçi ve etkin bir vergi sisteminin sürdürülmesinin hükümetin en önemli önceliği olması gerektiği görüşünde. Fakat CEO'ların yalnızca yüzde 20’si, ülkelerinin böyle bir sistemi oluşturmada başarılı olduğu belirtiyor. Benzer şekilde, yetkin iş gücüne erişim, CEO'ların yüzde 60'ının oldukça üzerinde durduğu bir unsur fakat yalnızca yüzde 46 PwC Küresel Başkanı Dennis M. Nally 46 ile ABD, yüzde 43 ile Avustralya, yüzde 39 ile İngiltere ve Güney Afrika, yüzde 36 ile Çin, yüzde 35 ile Almanya ve yüzde 30 Brezilya olarak sıralanıyor. Güven düzeyi en düşük olan ülkeler arasında ise yüzde 23 ile Fransa, yüzde 22 ile Venezuela, yüzde 20 ile İtalya ve yüzde 17 ile Arjantin yer alıyor. Listenin en alt sırasında ise Rusya bulunuyor. Geçen yıl en yüksek güven düzeyine sahip Rus CEO’ların oranı yüzde 53 iken bu oran 2015’te yüzde 16’ya geriledi. PwC’nin araştırması, küresel ekonomide düşüşe işaret eden genel görünüme rağmen, CEO’ların kendi şirketlerinde gelir artışı yakalama konusunda inançlı olduklarını da ortaya koyuyor. Dünya genelindeki CEO’ların yüzde 39’u önümüzdeki 12 ay içinde kendi şirketlerindeki gelir artışı konusundaki güven düzeylerinin “çok yüksek” olduğunu belirtiyor. Küresel ekonominin düşüşe işaret eden genel görünümüne rağmen CEO'lar kendi şirketlerindeki artış ihtimalleri konusundaki güvenlerini koruyorlar. Dünya genelindeki CEO'ların yüzde 39'u önümüzdeki 12 ay içinde kendi şirketlerindeki gelir artışı konusundaki güven düzeylerinin “çok yüksek” olduğunu belirtiyorlar. ABD ilk defa Çin’in önüne geçti CEO'lara göre ABD önümüzdeki 12 aylık dönemde büyüme için en önemli piyasa olarak öne çıkıyor. PwC’nin araştırmasına 21'i ülkelerinde yeterli sayıda yetenekli çalışanın bulunduğunu ifade ediyor. CEO'lar açısından diğer hükümet öncelikleri, yüzde 49 ile fiziki altyapıyı, yüzde 29’u karşılanabilir sermayeyi ve yüzde 28’i dijital altyapıyı içeriyor. Önemli bir nokta olan iklim değişikliği riskinin azaltılması, CEO'ların sadece yüzde 6'sı tarafından öncelik olarak görülüyor. beş yıl önce eklenen “büyüme için en önemli piyasa” sorusunda ilk kez ABD Çin’in önüne geçti. Genele bakıldığında CEO'ların yüzde 38'i ABD'yi ilk üç yurtdışı büyüme piyasası arasında sıralarken, bu oran Çin için yüzde 34, Almanya için yüzde 19, İngiltere için yüzde 11 ve Brezilya için ise yüzde 10 olarak kaldı. PwC Küresel CEO Araştırması’na göre CEO'lar, önümüzdeki on iki aylık süreçte şirketlerini güçlendirmek adına bir dizi iş stratejisini hayata geçireceklerini belirtiyor. Genel olarak bakıldığında, CEO'ların yüzde 71'i maliyetleri azaltacağını, yüzde 51'i stratejik ortaklıklara veya ortak girişimlere imza atacağını, yüzde 31'i bir iş süreci veya iş birimi için dış kaynak kullanımına gideceğini ifade ediyor. Yerel nitelikli birleşme ve satın alma işlemi gerçekleştireceğini söyleyen CEO’ların oranı ise yüzde 23’ten yüzde 29’a yükseldi. “CEO’lar temkinli olmayı sürdürüyor” Davos’ta gerçekleştirilen toplantıda araştırma sonuçlarını değerlendiren PwC Küresel Başkanı Dennis M. Nally ise görüşlerini şöyle aktardı: “Dünya ekonomik, politik ve sosyal açıdan büyük zorluklarla karşı karşıya. CEO'ların geneli dünya ekonomisinin yakın vadedeki görünümü ve kendi şirketlerinin büyüme ihtimalleri konusunda temkinli olmayı sürdürüyorlar. ABD gibi bazı olgun piyasalar yeniden ayağa kalkıyor gibi görünürken, Euro bölgesi gibi diğer bazı piyasalarda ise mücadele sürüyor. Gelişmekte olan bazı ekonomiler hızla büyümeyi sürdürürken, OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Önümüzdeki 1 yılda gelir büyümesi konusunda çok emin olan CEO’lar 2014 2013 Hindistan %62 %49 %63 Meksika %50 %51 %62 ASEAN* %47 %45 ABD %46 Romanya %44 Avustralya Küresel Gelecek 12 ayda çalışan sayısında artış öngören CEO'ların yüzdesi 2015 2014 2013 Varlık Yönetimi %61 %58 %55 Sağlık Hizmetleri %59 %53 %43 %40 İlaç & Yaşam Bilimleri %58 %44 %38 %36 %30 İş Hizmetleri %56 %62 %56 %39 %42 Teknoloji %55 %63 %44 %43 %34 %30 Bankacılık & Sermaye Piyası. %53 %52 %44 %39 %39 %36 Endüstriyel Üretim %53 %46 %36 Güney Afrika %39 %25 %45 Madencilik %52 %25 %39 İngiltere %39 %27 %22 Mühendislik & İnşaat %51 %51 %52 Çin/ Hong Kong %36 %48 %40 Sigorta %50 %59 %39 Kanada %36 %27 %42 Kimyasallar %50 %49 %43 Almanya %35 %33 %31 Ulaşım / Lojistik %49 %40 %43 İspanya %35 %23 %20 Otomotiv %49 %45 %44 Danimarka %33 %44 Mevcut değil Perakende %46 %51 %49 Brezilya %30 %42 %44 Eğlence & Medya %46 %53 %43 Japonya %27 %27 %18 Konaklama & Eğlence %45 %51 %33 İsviçre %24 %42 %18 Metaller %41 %22 %28 Fransa %23 %22 %13 Tüketim %40 %46 %40 Venezuela %22 %25 %30 İletişim %40 %52 %36 İtalya %20 %27 %21 Enerji %36 %56 %39 Arjantin %17 %10 %26 Enerji & Altyapı %36 %36 %41 Rusya %16 %53 %66 Orman, Kağıt & Paketleme %27 %45 %32 bazıları ise yavaşlıyor. Sürekli değişen bu piyasalarda büyümenin sürdürülmesi için doğru stratejik dengenin kurulması ise büyük bir zorluk olmayı sürdürüyor.” “CEO'ların güven düzeyi, keskin düşüş gösteren ham petrol fiyatlarının bir sonucu olarak petrol üreten ülkelerde oldukça düşük. Örneğin Rus CEO'lar geçen yılın araştırmasında en yüksek güven düzeyini gösterirken, bu yılın araştırmasında en düşük güven düzeyini gösterdiler. Ortadoğu, Venezuela ve Nijerya'daki CEO'ların güven düzeylerinde de gerileme görüyoruz." Dijital çağ Dijital teknolojinin ortaya çıkışı, şirketlerin çalışma şeklini tamamen değiştirirken geçen yıldaki yüzde 47'lik orana kıyasla bugün CEO'ların yüzde 58'i, teknolojik değişim hızı konusunda endişe duyuyor. CEO'ların yüzde 81'i şirketleri açısından en önemli unsur olarak mobil teknolojileri görüyor. Bunu, yüzde 80 ile veri madenciliği ve analizi, yüzde 78 ile siber güvenlik, yüzde 61 ile sosyal ağ erişimli iş süreçleri ve yüzde 60 bulut bilişim takip ediyor. Şirketler dijital teknolojilerden en fazla işletme verimi, veri ve veri analizleri ve müşteri deneyimi alanlarında yararlanıyor. Yetenek çeşitliliği ve uyum yeteneği PwC Küresel CEO Araştırması’na göre dünya çapında CEO'ların yarısı önümüzdeki 12 aylık süreçte çalışan sayısında artışa gideceğini dile getirirken, yüzde 21'i ise bu sayıda düşüş bekliyor, düşüş bekleyenlerin oranı geçen yılla neredeyse aynı oranda seyrediyor. Doğru çalışanları bulma zorluğuyla başa çıkmaya çalışırken CEO'ların yüzde 81'i daha kapsamlı yetenek arayışında olduklarını dile getiriyor. CEO'ların yürüttüğü organizasyonların yüzde 64’ünün bir çeşitlilik ve içerme stratejisi bulunuyor - buna karşın neredeyse üçte birinin böyle bir stratejisi mevcut değil. Ayrıca, bu tür stratejileri olan CEO'ların yüzde 85'i, söz konusu stratejilerin karlılığa olumlu etkide bulunduğunu belirtiyor. l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015 İŞ DÜNYASI 2015 47 ŞİRKET HABERLERİ 48 BASF, 150. yılını interaktif bir programla kutluyor BASF, 150. kuruluş yıldönümünü tüm dünyada bilim insanları, iş ortakları, müşterileri ve çalışanlarının katılımıyla kutlayacak. BASF, 150. yılında sürdürülebilir dünya için enerji, gıda ve şehir yaşamı gibi konulara odaklanacak. B ASF, 2015’te tüm dünyada 150. Kuruluş yılını kutlamaya hazırlanıyor. ‘Sürdürülebilir bir gelecek için kimya yaratıyoruz’ Sloganıyla faaliyetlerini sürdüren şirket, 150. yılında da insanları ve düşünceleri, bu strateji doğrultusunda bir araya getirmeyi hedefliyor. BASF, yıldönümünde şehir yaşamı, akıllı enerji ve gıdayla ilgili küresel zorluklara yönelik çözümler geliştirmek amacıyla global bir platform olan Creator SpaceTM’’i hayata geçirdi. Yıldönümüyle birlikte tüm paydaşlarla çalışmanın yeni yollarını geliştirmek istediklerini belirten BASF İcra Kurulu Başkanı Dr. Kurt Bock, “Creator Space’i, BASF'nin tüm paydaşları ileyakınlaşması için harika bir fırsat olarak görüyoruz" dedi. BASF’nin yıldönümü özel etkinliği, resmi kuruluş tarihi olan 23 Nisan 2015’te Ludwigshafen'deki genel merkezde gerçekleştirilecek. Etkinlikte, dünyanın dört bir yanındaki BASF çalışanları tarafından kaydedilen ve besteci Michael Nyman’ın BASF’ye özgü 1.200'den fazla sesten faydalanarak düzenlediği ‘Sounds for 150’ bestesi de ilk kez konukların huzurunda icra edilecek.Avrupa, Amerika, Asya-Pasifik, Afrika ve Orta Doğu'da toplam 112 binin üzerinde BASF çalışanı da 150. yıldönümünü kendi kültürlerine göre farklı şekillerde kutlayacak. 150. yılda Ludwigshafen'den tüm dünyaya… Üretime ilk olarak 1865 yılında boyayla başlayan, ardından gübre, amonyak ve plastik üretmeye başlayan BASF’nin portföyü, zaman içinde sürekli olarak gelişti ve bugün kimyasallardan plastiklere, performans ürünlerinden bitki koruma ürünlerine, petrol ve doğalgaza kadar birçok ürünü içeren bir konuma ulaştı. BASF, bugün neredeyse her sektörden müşterisine ürün ve çözümler sunuyor. Bunu Ar-Ge çalışmaları ve geliştirdiği inovasyonlarıyla da destekliyor. BASF İcra Kurulu Başkanı Dr. Kurt Bock, "Uzun yıllardır başarılı olmak, BASF çalışanlarının gösterdiği yaratıcılığın ve kararlılığın eseridir" dedi. Creator SpaceTM programı, yıldönümünün önemli bir öğesi 2050 yılında dokuz milyara ulaşacak dünya nüfusunun yüzde 70'inin şehirlerde yaşayacağı öngörülüyor. Uluslararası ölçekte faaliyet gösteren büyük şirketlerin, küresel sorunlar karşısında çeşitli sorumluluklar üstlenerek yerel konularla ilgiliçözümlere katkıda bulunması gerekiyor. Gelecekteki şehirler neye benzeyecek? İhtiyaç duyulan enerji nereden sağlanacak? Herkes için yeterli sağlıklı gıda nasıl sağlanacak? Bu soruların yanıtları, bölgeden bölgeye farklılıklar gösterebiliyor. BASF’nin geliştirdiği Creator Space programı, odaklanılan enerji, gıda ve şehir yaşamına ilişkin zorluklar hakkında bir araya gelerek düşünmek ve kişisel olarak, çözümler üzerinde çalışmak için pek çok fırsat sunacak. Bock, "Bu fikirlere, kimya ve diğer sektörlerden uzmanlıklarımızı eklediğimizde, bugünün ve yarının zorluklarına yanıtlar bulmaya daha da yaklaşacağımıza inanıyoruz. Toplum açısından, bu sorunlara çözüm olacak bu yaklaşım, BASF içinse yeni iş fırsatları oluşturacak. İhtiyaç olan ürünler ve yeni iş modelleri hakkında pazarı ne kadar iyi anlarsak, inovasyonlarımız o kadar iyi olur" dedi. 2014’ün Eylül ayında yayına giren Creator Space online web sitesinde şu an 2.000'in üzerindeki katılımcı, şehir yaşamı, enerji ve gıda konusunda gerçek zamanlı olarak fikir alışverişinde bulunuyor. Creator Space online web sitesinden elde edilen fikirler ve çözümler, Creator Space turnesi gibi diğer yıldönümü faaliyetlerinde de kullanılacak.2015yıldönümü programı kapsamında Creator Space Turu, her hafta birinde olmak üzere toplam altı şehre uğrayacak: Ocak ayında Mumbai’den başlamak üzere Şangay, New York, Sao Paulo, Barcelona ve Ludwigshafen’de workshoplar, konferanslar, fikir yarışmaları ve kültürel etkinlikler düzenlenecek. Her bir durakta, o şehir veya ülke için özellikle önemli olan bir zorluğa yoğunlaşılacak.l OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Bereketli Rüzgâr Enerji Santrali’nde yüksek verimlilik ve düşük işletme giderleri sunan Siemens teknolojisi tercih edildi. Bereketli RES tamamlandığında Siemens rüzgâr türbinleri yıllık 85 bin ton karbondioksit salımının önüne geçebilecek. 49 S iemens ve Kinesis Enerji, kurulu gücü 32 MW olan ve yıllık 100GWh üretim kapasitesine sahip olacak olan Bereketli Rüzgâr Enerjisi Santrali için 21 Ocak tarihinde Ankara'da anlaşma imzaladı. Tokat ili Reşadiye ilçesinde bulunan Bereketli Beldesi'nde yaklaşık 1700 metre rakımda kurulacak Bereketli Rüzgâr Enerjisi Santrali'nde güvenirliği ve yüksek performansına bağlı olarak sahada en fazla üretimi sunması nedeniyle Siemens türbinleri tercih edildi. Santralde 113 metre kanat çapı ve 83,5 metre kule yüksekliğine sahip 10 adet Siemens SWT-3.2-113 Direct Drive Türbini dönecek. Bu türbinler 'integral blade' yani birleşim noktası olmayan kanat teknolojisi nedeniyle yüksek güvenirlik sunuyor. 'Direct drive' teknolojisiyle dişli kutusuz türbinler yüzde 50 daha az dönen ekipman sunarak kompakt bir tasarım ve yüksek verim sağlıyor. Yenilenebilir enerji alanında uluslararası tecrübesini Türkiye pazarına da taşıma amacı ile güneş ve rüzgar enerjisi yatırımları yapan Kinesis Enerji, kurulumun yanı sıra santralin servis ve bakım hizmetlerinde de Siemens uzmanlığını tercih etti ve Bereketli Rüzgâr Enerjisi Santrali için 5 yıllık Servis ve Bakım Anlaşması yapıldı. Bereketli Rüzgâr Enerjisi Santrali'nin Ekim-Kasım 2015'te üretime geçmesi planlanıyor. Kinesis Enerji 2015 yılı sonu itibariyle Türkiye'de tamamı yenilenebilir kaynaklardan elektrik üreten santralleri ile toplamda yaklaşık 65 MW kurulu güce ulaşmayı hedefliyor. Siemens Sanayi ve Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su Hüseyin Gelis, Kinesis Enerji ile başlayacak yeni işbirliğinden memnun olduklarını dile getirerek şunları söyledi: "Siemens dünyamızın sürdürülebilir geleceği için çalışmaya devam ediyor. Her geçen gün artan enerji ihtiyacı, Siemens ve Bahçeşehir Üniversitesi'nden Üniversite- Sanayi İşbirliği İçin Örnek Proje S iemens ve Bahçeşehir Üniversitesi'nin işbirliğinde hayata geçirilen Siemens -Bahçeşehir CO-OP Biomedical Technology markalı dersi, öğrencilerin üniversite bünyesinde aldıkları teorik mühendislik eğitimlerini sağlık sektöründe kullanılan pratik eğitimlerle tamamlamayı ve onları ŞİRKET HABERLERİ Siemens Türbinleri Bereketli RES İle 40 Bin Hanenin Enerji İhtiyacını Karşılayacak meslek hayatlarına hazırlamayı amaçlıyor. Biyomedikal Mühendisliği öğrencilerinin yanı sıra Elektrik-Elektronik Mühendisliği ve Bilgisayar Mühendisliği öğrencilerinin de seçebildiği derse öğrencilerin ilgisi yoğun oldu. İlgi nedeniyle ek kontenjan açılan ders 36 öğrenciye ulaştı.l hepimizi yenilenebilir enerji kaynakları üzerine düşünmeye yönlendirirken biz de stratejilerimiz ve portföyümüz ile bu amaç için çalışıyoruz. Bu proje tamamlandığında yıllık 85 bin ton karbondioksit salımını engelleyecek ve 40 bin hanenin yıllık elektrik ihtiyacını karşılayacak. Siemens içerisinde yalnızca rüzgâr projelerine odaklanan ve büyük başarılara imza atan özel bir ekibimiz var. Bu ekip ile gerçekleştirdiğimiz çalışmalarımızda müşterilerimizle bir iş ortağı gibi çalışıyor ve onlar için fark yaratıyoruz." Kinesis Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Hasan İnaloğlu ise İtalya'da başlayan güneş enerjisinden elektrik üretme başarılarının, Türkiye'de Siemens ile rüzgâr enerjisinde sürdüğünü ve Kinesis Enerji'nin yenilenebilir enerji yatırımlarına yurtiçi ve yurtdışında devam edeceğini belirtti. Rüzgâr yatırımlarında Siemens'le oluşan sinerjinin gelecek dönemdeki yatırımlarında da devam etmesini umduklarını ifade eden İnaloğlu; "Bereketli Rüzgâr Enerjisi Santrali projemizde Siemens gibi alanında uzman bir kurum ile çalıştığımız için son derece memnunuz. Projemizin yüksek verimlilikle çalışacağına ve kayda değer üretim değerlerine ulaşarak çok başarılı bir yatırım olacağına inanıyorum. Projede ekibimizin Siemens ile yaratacağı sinerji başarımızın en önemli yapı taşı olacaktır," dedi.l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015 ŞİRKET HABERLERİ 50 Siemens 2014 Yılı Sağlık Sektöründe En İyi Tedarikçi Ödülü'nü Linde Gaz’a verdi Dünya genelinde 200’den fazla ülkede faaliyet gösteren Siemens, 11 Kasım 2014 Salı günü İstanbul Grand Tarabya Oteli’nde 200’e yakın iş ortağının katılımı ile Siemens Tedarikçi Günü’nü gerçekleştirdi. S iemens’in iş ortaklarıyla aynı platformda buluştuğu ve sloganı ‘’Future is Yours’’ olan Siemens Tedarikçi Günü’nde Linde Gaz, yaklaşık 20 yıldır işbirliği içerisinde bulunduğu Siemens’den Sağlık Sektörü Tedarik Zinciri Yönetimi’nde 2014 yılının en sağlayan Linde Gaz adına ödülü Linde Global Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Günal’dan iyi tedarikçisi ödülünü almaya layık görüldü. Özel Gazlar ve Özel Gaz Ekipmanları Ürün aldı. Tuğrul Günal, İsmail Erilhan’a ödülü Bu önemli organizasyonda Siemens’e tüm Yöneticisi İsmail Erilhan, Siemens Türkiye verirken; Linde & Siemens iyi hizmet ve Türkiye’deki MR Cihazları’nın soğutulmasında Tedarik Zinciri Yönetimi Bölüm Direktörü ve işbirliğinin ilerleyen yıllarda da devam sıvı, gaz helyum ve diğer gazların tedariğini Tedarik Zinciri Yönetimi Derneği (TEDAR) edeceğini belirtti.l Kaya Safety Yönetim Kurulu Üyesi Ali Kaya’dan Önemli bir Saptama: “Yüksekte çalışma yönetmeliğine acil ihtiyaç var” İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile ilgili yeni düzenlemeler yapıldığını dile getiren Kaya Safety Yönetim Kurulu Üyesi Ali Kaya; farklı bir uzmanlık alanı olan yüksekte çalışmanın koşullarını ayrıca düzenleyen bir yönetmeliğe acil ihtiyaç olduğunu söyledi. T ürkiye’de her yıl inşaat, telekomünikasyon ve enerji başta olmak üzere, yüksekte çalışmanın yaygın olduğu sektörlerde iş kazalarının meydana geldiğini belirten Ali Kaya, “Son beş yılın iş kazası istatistiklerine baktığımızda her yıl ortalama 1400 kişi hayatını kaybediyor. Bu ölümlerin neredeyse yarısı yüksekten düşme sonucu gerçekleşiyor. Ülkemizde yüksekte çalışmayla ilgili yönetmeliğin çıkarılması, yüksekten düşme sonucu gerçekleşen kazaların azalmasını sağlayacaktır” dedi. Yapı İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’ne göre seviye farkı bulunan ve düşme sonucu yaralanma ihtimalinin oluşabileceği her türlü alanda çalışma, yüksekte çalışmadır diyen Ali Kaya, “İş Sağlığı ve Güvenliği Ajansı (OSHA) istatistiklerine göre 3,4 metre üzerinde çalışırken düşen insanların yüzde 85’i hayatını kaybediyor. Eğitim ve dikkat eksikliği kazalara yol açıyor” şeklinde konuştu. Kazalar ve kayıplar azalacak Dünyada hiçbir şeyin insan hayatından değerli olmadığını belirten Kaya, sözlerini şöyle tamamladı. “İnsan hayatına mal OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ olan her türlü olay, büyük kayıplara yol açıyor. Yüksekten düşme, iş kazalarından kaynaklanan yaralanmalarda ikinci, ölümlerde ise birinci sırada yer alıyor. Dolayısıyla yüksekte çalışma konusunun özel olarak ele alınması gerekir. Yüksekte çalışmayı düzenleyen yönetmeliğin çıkması hem kazaları hem de kayıpları azaltacaktır.”l OSB HABERLER Bursa'da "Yeşil Sanayi Zirvesi" Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO), ‘Yeşil Sanayi Zirvesi’ düzenledi. Merinos Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılan zirveye sanayi kuruluşları, KOBİ temsilcileri, OSB yöneticileri, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının yöneticileri, mühendislik ve taahhüt firmaları, enerji verimliliği danışmanlık şirketleri, üniversitelerin ilgili bölümlerinden öğretim görevlileri ve öğrencileri ile sivil toplum temsilcileri katıldılar. B ursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Üyesi İlker Duran, "Ekonomik kalkınmanın ve sosyal gelişmenin ihtiyaç duyduğu enerjiyi sürekli, güvenli ve asgari maliyetle temin edebilen, enerji üretiminde kaynak ve teknoloji çeşitliliğini artırarak enerji arz güvenliğimizi sağlayan bir ülke konumuna ulaşmak en büyük temennimizdir" dedi. Duran, BTSO'nun 16 makro projesi arasında yer alan "Yeşil Büyüme" kapsamında Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde (AKKM) düzenlenen "Yeşil Sanayi Zirvesi"nin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, dünyanın en önemli enerji ekonomilerinden biri olduğunu söyledi. Türkiye'nin, enerji talebinin yaklaşık yüzde 25'ini yerli kaynaklardan karşıladığını belirten Duran, ülkenin geçen sene 55 milyar dolara yakın bir enerji faturası ödediğini kaydetti. Duran, her yıl 10 milyar liranın üzerinde bir enerji tasarrufu potansiyeline sahip olan Türkiye'de de bu potansiyelin ortaya çıkarılmasının önemine değinerek, şunları kaydetti: "Türkiye'de örnek projeleri hayata geçiren BTSO olarak, çevreyle dost ve sürdürülebilir bir büyüme hedefiyle Yeşil Büyüme Projemizi hayata geçirdik. Böylece şirketlerimizde 51 büyümeyi sağlarken çevreye duyarsız kalmayacağımızı gösteriyoruz. Ekonomik kalkınmanın ve sosyal gelişmenin ihtiyaç duyduğu enerjiyi sürekli, güvenli ve asgari maliyetle temin edebilen, enerji üretiminde kaynak ve teknoloji çeşitliliğini artırarak enerji arz güvenliğimizi sağlayan bir ülke konumuna ulaşmak en büyük temennimizdir." "Zirve, yeşil büyüme konusunda ciddi farkındalık oluşturacak" Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Uluslararası Gaz Eğitim Teknoloji ve Araştırma Merkezi (UGETAM) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Ümit Doğay Arınç ise zirve hakkında bilgi verdi. Yeşil büyümenin Türkiye için önemli bir adım olduğuna dikkati çeken Arınç, şöyle konuştu: "BTSO tarafından gerçekleştirilen, Enerji Verimliliği Derneği Bursa Şubesi ve Odaklı Medya Grup iş birliğiyle düzenlenen Yeşil Sanayi Zirvesi, kamu kurum ve özel sektörün karar vericilerini bir araya getiriyor. Bu zirve, yeşil büyüme konusunda ciddi farkındalık oluşturacak. Bu organizasyonu gerçekleştiren BTSO'ya, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Büyükşehir Belediyesine çok teşekkür ederiz. Yeşil Sanayi Zirvesi, ülkemiz adına rekabetçi, sürdürülebilir ve çevreye duyarlı üretim anlayışının yaygınlaşmasına fayda sağlayacaktır." Enerji Verimliliği Derneği Bursa Şube Başkanı Mustafa Uysal da "Yeşil Büyüme" konulu sunum gerçekleştirdi. BTSO Çevre ve Temiz Üretim Konseyi Başkanı Mustafa Uysal ise, katılımcılara enerji verimliliği hakkında bilgi verdi. Güneş, jeotermal gibi kaynakların geçmiş dönemlerde çok fazla araştırılmadığını belirten Uysal, “Artık her ülke enerji verimliliği ve kaynakları için ince eleyip sık dokuyor. Marmara Bölgesi'nde yapılan araştırmaya göre, Bursa ve etrafındaki su kaynaklarının henüz daha 3’te birini enerjiye çevirdiğimizi gördük. Bunlar hızla planlanıp üretime geçme çalışmaları başlatıldı. Geçmişte bu kadar incelenmiyordu. Yeşil enerji ve yeşil ekonomiyle birlikte önemi arttı. Eskiden yollarda rüzgar güllerini göremiyorduk. Ama artık her yer rüzgar gülü oldu ve daha da artacak” dedi. Törene, Bursa Vali Yardımcısı İbrahim Avcı, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Abdülkadir Karlık ile oda üyeleri katıldı.l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015 OSB HABERLER 52 İmalat Sanayi İstişare Toplantısı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, makineye plaka uygulaması getireceklerini belirterek, "Diyoruz ki makineleri da plakalandıralım. Makinelerin birer sicil numarası olsun ve sanayicimiz kredi kullanırken bunları teminat olarak gösterebilsin. Bununla ilgili çalışmaları önümüzdeki süreçte tamamlayacağız" dedi. önemli görev. Türkiye, doğal kaynakları, yer altı zenginlikleri olan bir ülke değil. Enerjiyi ithal ediyoruz. Pek çok emtiada dünyada ithalatçıyız ama buna rağmen güçlü bir sanayimiz var. Aynı Almanya, Güney Kore ve Japonya gibi.. T Aslında bugün bu gibi ülkelerin geldiği nokta da bizim için örnek. Bunlar yüzde 6 civarında cari fazla veren ülkelerken, petrol ve yeraltı zenginlikleri, emtia gelirleri ise neredeyse sıfıra yakın. Türkiye cari açık veriyor. Demek ki biz de cari fazla veren bir konuma gelebiliriz. Bunu yapmak için de aslında yol haritamız belli. Bu yol haritasında çok genel geçer kavramlar üzerinde durmaktan ziyade, somut, spesifik adımlar atmak. Bakanlık görevini aldığımız günden bu güne kadar en fazla odaklandığımız nokta, bir taraftan makro politikalar üzerinde çalışırken, bir taraftan da mikro dokunuşlarla bazı çalışmaların hayata geçirilmesi ve sonuç alınması." ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Sanayi Odası Konseyi üyeleriyle gerçekleştirilen "İmalat Sanayi İstişare Toplantısı"nda konuşan Işık, Türkiye sanayisinin mevcut sorunları ve gelecekte çok daha güçlü bir sanayi için ne yapılması gerektiği noktasında istişarelerde bulunmak ve geleceğe yönelik bir ufuk turu yapmak üzere sanayicilerle bir araya geldiklerini söyledi. Bu tarz toplantıları önemsediklerini vurgulayan Işık, "Artık anlayış tamamen değişti. Düne kadar 'Biz ne söylersek sanayici onu yapar' mantığı varken, bugün artık sanayici ne istiyor, uygulayıcılar alanda hangi zorluklarla karşı karşıya kalıyor ve daha iyi bir üretim yapısı için ne öneriyor konularını önce dinleyip, sonra belirli analizleri yaptıktan sonra hayata geçirilmesini temel yöntem olarak belirledik. Buyurgan bir yönetim anlayışından ziyade, yönetişim anlayışını hayata geçiriyoruz" diye konuştu. Işık, bugüne kadar sanayicilerle yaptıkları toplantılarda ifade edilen görüş, öneri, ve eleştirilerin tek tek not alındığını belirterek, uygulanabilir olarak karar verilen noktaları da hızlı bir şekilde hayata geçirmeye çalıştıklarını dile getirdi. Mart ayında gerçekleştirdikleri sektörler toplantısında kendilerine 49 talep iletildiğini ve bunların tamamını değerlendirdiklerini aktaran Işık, bugün itibarıyla 24'ünde olumlu gelişmeler kaydedildiğini ve bazılarının da sonuçlandığını kaydetti. Işık, geri kalan 25 talepten bazılarının hazırlık, bazılarının ise değerlendirme aşamasında olduğu bilgisini vererek, şunları söyledi: "Bunları niçin yapıyoruz? Türkiye'nin geldiği yol ayrımında, Türkiye ya düşük teknoloji, ucuz iş gücü ve geleneksel yöntemlerle rekabet etmeye çalışacak ki bu alanda şansımızın olmadığı noktasında bir mutabakatımız var. Ya da daha yüksek gelirli bir ekonomi, daha katma değeri yüksek, teknoloji ürünlerin üretildiği bir ekonomi haline gelecek. Bu bizim açımızdan artık mecburi istikamet. Bu mecburi istikametin gerektirdiği her şeyi yapmak bizim için OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Makinaya plaka uygulaması getiriyoruz Bakan Işık, hükümet olarak sanayi ve sanayicinin önündeki tüm engelleri kaldırmanın temel öncelikleri olduğuna dikkati çekerek, "Siz üreteceksiniz, biz size destek vereceğiz. Burada hiç tereddüdünüz olmasın" dedi. Işık, sanayicilerin bankaların makineleri teminat saymamasına ilişkin şikayetlerine çözüm Aldıkları başka bir kararla da Ar-Ge yapan üniversite hocalarına daha fazla kazanma imkanı vereceklerini belirten Işık, şöyle devam etti: "Bir hoca Ar-Ge yaptığında, elde ettiği değerin şu anda ancak yüzde 50'si kadar kendisine dönüyordu, bazen o da dönmüyordu. Şimdi yapacağımız yeni düzenlemeyle 100 liralık değer ürettiyse bunun 85 lirası hocanın cebinde kalacak. Burada gelir vergisini tamamen kaldırıyoruz. Ar-Ge yapımında üniversite ve sanayi iş birliği yaptığında Ar-Ge harcamasındaki gelir vergisini tamamen kaldırıyoruz. Şimdi artık doktoralı personel çalıştıran iş yerlerine de daha fazla destek vereceğiz. Hatta şu anda mühendislik doktorası diye bir çalışma daha başlatıyoruz. Sanayide doktoralı personel OSB HABERLER getirdiklerini aktararak, "Şimdi makineye plaka uygulaması getiriyoruz. Başbakan Yardımcımızın başkanlığında yaptığımız toplantıda bu kararları aldık. Diyoruz ki makineleri da plakalandıralım. Makinelerin birer sicil numarası olsun ve sanayicimiz kredi kullanırken bunları teminat olarak gösterebilsin. Bununla ilgili çalışmaları önümüzdeki süreçte tamamlayacağız. Diğer taraftan sanayide nitelik dönüşümü için üniversite sanayi iş birliğini, son derece stratejik bir alan görüyoruz. Strateji belgemiz hazırlandı, yakında yürürlüğe giriyor. Kalıcı bir komite kuruyoruz. Üniversite-sanayi iş birliğini kalıcı bir komiteyle sürekli izleyeceğiz ve artık sonuç odaklı somut projelere daha fazla odaklanacağız" şeklinde konuştu. 53 sayısını artıracak bazı çalışmaları önümüzdeki günlerde yürürlüğe koyacağız. Hedefimiz artık sonuç odaklı, inovatif bir yaklaşımı sanayinin temeli haline getirmek. Bununla ilgili de devlet olarak elimizden gelen her türlü gayreti gösteriyoruz, göstereceğiz. Özellikle sanayicimizin yatırım şartlarını daha cazip hale getirmekle ilgili çalışmalarımız da sürüyor. Yabancı şirketlerin, özelikle teknolojik şirketlerin satın alınmasında destek verilmesinden tutun da sanayi gayrimenkul yatırım ortaklığına kadar pek çok düzenlemeyi hayata geçirmek için de çalışıyoruz. Tüm bunları yaparken temel hedefimiz, nitelikli üretim yapan güçlü bir ekonomiyi hayata geçirmek." Işık, 2014 yılı için cari açık riskinden dolayı bazı makro ihtiyati tedbirleri devreye koyduklarını anımsatarak, bu tedbirler sayesinde başta otomotiv sektörü olmak üzere birçok gelişme kaydettiklerini ifade etti. Yapılan çalışmalar, sanayicilere moral ve motivasyon sağlıyor TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da imalat sanayiye yönelik kapsamlı bir istişare toplantısı gerçekleştireceklerini belirterek, şunları kaydetti: "Bakanımız bizlerle, özel sektörle, sanayicilerimizle istişareyi bir karakter haline getirdi. Bakanımızın bu istişare anlayışıyla sanayimizdeki pek çok sorunu birlikte aşacağımızı düşünüyorum. 13 yıldır bir türlü hayata geçirilemeyen, yerli üretime yüzde 15 fiyat avantajı uygulaması artık daha etkili bir şekilde uygulamaya geçirilecek. Organize sanayi ürünlerinde yaşanan parsel sorunlarını aşabilmek için sizlerden gelen talep doğrultusunda taban alanı kısıtlaması kaldırıldı. Bir diğer yenilik de finansal kiralamanın OSB uygulama yönetmeliğine aktarılması oldu. OSB'lerde yatırım yapmak isteyen işletmeler arsayı kiralama imkanına kavuştu." Makinelerin ipotek edilmesi, üniversite sanayi iş birliğinin güçlendirilmesi konularında da gelişme kaydedildiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, tüm bu çalışmaların sanayicilere moral ve motivasyon sağladığını ifade etti. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan ise gerçekleştirilen toplantının yeni fikir değerlendirmelerine aracılık edeceğini belirterek, sanayide yaşanılan sorunlara karşı kısa ve uzun vadeli çözüm üretmesi açısından sektöre büyük bir moral vereceğini, 2015 yılında Türk sanayisinin önemli bir sıçrama gerçekleştireceğine inançlarının büyük olduğunu dile getirdi.l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015 ÜLKE ARAŞTIRMASI 54 Gelecek için büyük bir potansiyel taşıyan HOLLANDA Hollanda ekonomisi, özel sektör ve kamu sektörünün her ikisinin de önemli roller oynadığı karma bir pazar ekonomisi niteliği taşımaktadır. Ekonomi güçlü bir uluslararası yönelime sahiptir. Hollanda, ticaret ve yüksek düzeyli finansal ve mesleki hizmetleri ile ünlenmiş, dünyadaki en zengin ve refah seviyesi yüksek ülkelerden biri olarak öne çıkmaktadır. Nüfus 16.795.000 milyon Yüz Ölçümü 41,543 km2 Başkent Amsterdam Kişi Başına Düşen Milli Gelir 47.633 Dolar Büyüme Oranı -0.81% Döviz Kuru 12,59 Başlıca Şehirler Rotterdam, Lahey, The Hague, Utrecht, Eindhoven, Groningen, Tilburg OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ H ollanda, IMF’nin 2011 yılında hazırlamış olduğu sıralamaya göre nominal olarak dünyanın en büyük 17. ekonomisidir. Kişi başına düşen gelirde ise 9. sırada yer almaktadır. Ekonominin ana itici sektörleri nakliye/lojistik, kimya sanayi, ticaret ve hizmetlerden oluşmaktadır. İmalat sanayi Hollanda’da, Almanya, Fransa ve İtalya gibi diğer Avrupa ülkelerinde olduğundan daha az baskın durumdadır. Endüstriyel aktiviteler esas olarak gıda işleme, kimyasallar, petrol işleme ve elektrikli makineler üzerine yoğunlaşmıştır. Son Ekonomi Politikaları devletin ekonomideki ana etkisi, daha çok düzenlemeler ve vergilendirme kapsamında olmaktadır. Devlet kapsamlı, yapısal ve düzenleyici reformlar ile sıkı ve istikrarlı bir ekonomi politikasını birlikte uygulamaktadır. Hollanda ekonomisinin rekabet gücü özellikle son 10 yılda önemli ölçüde gelişmiştir. Bunda hükümetin 1995 yılında Hollanda ekonomisinin teknolojik temelini geliştirecek şekilde büyük kuruluşlara vergi avantajları sağlayan dört yıllık bir planı uygulamaya koymasının özel bir etkisi olmuştur. Hükümet bu dönemde yüksek teknoloji araştırma enstitülerinin kuruluşuna 124 milyon dolar ayırmıştır. Bu planın uygulanması neticesinde, Hollanda özel sektörü yüksek teknolojili Ar-Ge yatırımlarına önem vermiş; üniversite, devlet ve sanayi işbirliği gelişmiştir. Hollanda devleti ekonomideki rolünü 1980’lerden beri göreceli olarak azaltmaktadır. Özelleştirme çalışmaları halen devam etmekte, piyasaların işleyişi üzerindeki kontrolünü giderek daha da Hollanda ekonomisi çok gelişmiş bir serbest piyasa ekonomisidir. Dolayısıyla GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015 ÜLKE ARAŞTIRMASI derece mekanize tarım sektörü işgücünün yalnızca yüzde 2’sini istihdam etmekle birlikte gıda işleme sanayisi ve ihracat için önemli miktarda üretim gerçekleştirmektedir. Bilgi iletişim teknolojileri sektörü halen GSMH artışına yüzde 20 civarında katkıda bulunmaktadır. Tarım ve gıda ile kimyasallar gibi daha geleneksel sektörlerde biyoteknoloji giderek artan önemde bir rol oynamaktadır. Oldukça dışa açık olan ekonomi dış ticarete ve finansal hizmetlere bağımlıdır. 55 ÜLKE ŞİRKET ARAŞTIRMASI HABERLERİ 56 azaltmaktadır. Hollanda, ABD ile birlikte, uluslararası serbest ticareti ve vergi ve tarifelerin azaltılmasını en çok destekleyen iki ülkeden birisidir. Hollanda’nın 1990’larda başlayan ekonomik başarısı, uyguladığı ekonomi politikaları kapsamında 1970’lerin sonu ve 1980’lerde işyerlerinin geçirdiği değişimin sonucudur. Avrupa’daki diğer ekonomiler 1990’larda ortalama olarak yüzde 1.6 oranında büyürken, Hollanda ekonomisi ortalama yüzde 2.8 oranında büyümüştür. Devlet pek çok kamu kuruluşunu özelleştirerek ekonomideki rolünü azaltmış, firmaların önemli bir kısmı ileri teknolojileri kullanmaya başlamışlardır. Bu yolla, Hollanda Avrupalı komşularının pek çoğundan daha önce ekonomik reformları gerçekleştirerek, bu ülkelerden çok daha fazla rekabetçi hale gelmiştir. Ekonomi politikalarının sonucu olarak, diğer pek çok gelişmiş ülkede olduğu gibi Hollanda ekonomisinde de hizmetler sektörü büyümüş, tarımsal üretim ve sanayi sektörünün GSMH içerisindeki payı göreceli olarak azalmıştır. Devlet kurumları, ekonomik ve sosyal politikaları belirlerken, işveren dernekleri ve ticaret birlikleri ile yakın işbirliği içerisinde çalışmaktadır. Bu mekanizmaya ‘Polder Model’ adı verilmektedir. Polder, Hollandacada, denizden kazanılmış arazi anlamına gelmektedir. Politikalar belirlenirken, bağımsız bir kuruluş olan ‘Hollanda Merkezi Planlama Bürosu’ nun bilimsel görüş ve verileri de göz onüne alınmaktadır. Polder modeli, 1982 yılında işveren dernekleri, sendikalar ve devletin birlikte, ekonominin yeniden canlandırılması için, daha kısa çalışma saatleri ve daha düşük ücretler uygulanması yoluyla daha fazla kişi istihdam etmek yönünde ortak karar aldığında başlamıştır. Kamu kuruluşlarının özelleştirilmesi ve bütçe kesintileri yönündeki ekonomi politikaları ile birleştirilen bu model, 1990’ların sonunda gerçekleşen Hollanda mucizesinin nedenidir. Bu süreçte önemli rolü olan kuruluşlardan biri, Jan Tinbergen tarafından 1945 yılında kurulmuş olan ‘Hollanda Merkezi Planlama Bürosu’dur. Jan Tinbergen, geliştirdiği makroekonomik model nedeniyle, 1959 OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ yılında Nobel ödülünü kazanmış, bir ekonomisttir. Modeli önce Hollanda’da, II. Dünya Savaşı sonrasında da ABD ve İngiltere’de uygulanmıştır. Son yirmi yıldır, ekonomik politikalar kısa ve orta vadeli makroekonomik modellere odaklanmak yerine, ekonomik sistemin hem kurumsal yapısının hem de fiziksel ve sosyal altyapısının iyileştirilmesine odaklanmaktadır. İstikrarlı bir ekonomik ortam yaratmak açısından makroekonomik politikalar hala önemini korumakla beraber, ekonominin büyüme potansiyeli ve performansını güçlendirmek açısından yapısal hususların daha önemli olduğu düşünülmektedir. Türkiye ile Ticaret Türklerle Hollandalılar arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin geçmişi 400 yıl öncesine dayanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun daveti üzerine ilk Hollanda elçisi 1612 yılında İstanbul’a gelmiştir. 1855 yılında Lahey’de açılan büyükelçiliğimize 1859 yılında Yahya Karaca Paşa atanmıştır. O dönemde Osmanlı-Hollanda ilişkilerinde başlıca konu ticarettir. Hollandalı tüccarlar tarafından satın alınan başlıca ürünler, Suriye ve İran’dan ipek, Asya’dan da baharat olmuştur. 17’nci yüzyılda Türkiye, Hollanda’ya yün ve pamuk ihraç etmeye başlamış, Hollanda da buna karşılık İstanbul ve İzmir’e pamuklu ve yünlü kumaş ÜLKE ŞİRKET ARAŞTIRMASI HABERLERİ satmıştır. 19’uncu yüzyılda ise Hollanda’ya ihraç ettiğimiz en önemli ürün tütün olmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonra Türkiye ile Hollanda arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin güçlendirilmesi için 1934’te Türk-Hollanda Derneği kurulmuştur. Derneğin kuruluş anlaşması her iki ülkenin devlet başkanları olan Atatürk ve Kraliçe Wilhelmina tarafından imzalanmıştır. Bu olaydan önce 1930’da ise Hollanda’nın çok uluslu şirketi olan Philips, Türk Philips Ltd. olarak Türkiye’de faaliyete başlamıştır. Türkiye ile Hollanda arasındaki ticari ilişkiler, Türkiye ekonomisinin 1980’li yılların başında dışa açılmasından sonra gelişme göstermiştir. 10-12 Şubat 1993 tarihleri arasında Rotterdam, Utrecht, Amsterdam, Den Haag ve Amersfort Ticaret Odaları temsilcilerinin katılımıyla oluşan Hollanda özel sektör heyetinin ülkemizi ziyareti sırasında ikili ticari ilişkileri geliştirmek amacıyla Türkiye-Hollanda İş Konseyi’nin kuruluşu tamamlanmıştır. İş Konseyinin Hollanda tarafı NETUBA (NetherlandsTurkey Business Association) olup üyeleri daha çok Türkiye ile iş yapan veya yapmak isteyen küçük ve orta ölçekli Hollandalı firmalardır. İş Konseyi en son toplantısını 2001 yılında Türkiye’de yapmıştır. Öte yandan, 1996 yılında AB ile Türkiye arasında imzalanan Gümrük Birliği Anlaşması ile birlikte diğer Avrupa ülkeleriyle olduğu gibi, Türkiye ile Hollanda arasındaki sanayi ürünleri ticaretinde uygulanan gümrük vergileri kaldırılmış ve bu durum iki ülke arasındaki ticaretin artmasını sağlamıştır. Türkiye ile Hollanda arasındaki ticaret hacmi, hem ihracat hem de ithalattaki artışlarla devamlı bir artış trendi içerisindedir. 2002 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacmi yaklaşık 2,4 milyon dolar iken 2011 yılında 3 katına çıkarak 7,2 milyar dolara yükselmiştir. 2003 ve 2009 yılları arasında ikili ticaret ülkemiz lehine iken 2009 yılından sonra aleyhimize dönmüştür. 2013 yılında ise ihracatın artması ve ithalatın azalması ile birlikte Türkiye 57 Hollanda’ya karşı 177 milyon dolarlık bir dış ticaret fazlası vermiştir. İşadamlarının Pazarda Dikkat Etmesi Gereken Hususlar Hollandalılar planlı ve çok önceden belirlenmiş programları dahilinde çalışmaları ile bilinmektedir. Bu nedenle de randevuları çok önceden, hatta aylar öncesinden almak ve randevu saatlerine uymak önem taşımaktadır. Birkaç gün öncesinden, hatta birkaç hafta öncesinden bir firma ya da kuruluştan randevu almak pek mümkün değildir. Bunun nedenlerinden birisi, yukarıda da belirtildiği gibi, Hollandalıların iş etiği ve kültürel özellikleri sonucu, bu konuda yayınlanan kitaplarda da belirtildiği üzere, planlı ve organize bir şekilde çalışma özellikleri olduğu bilinmektedir. Hollanda’daki işyeri ve diğer kurumlarda iş bölümü tanımı detaylı bir şekilde yapılmış olup, firma ya da kurum içinde ilgili kişi hastalık ya da tatil nedeniyle ofiste olmadığı takdirde, kendisi dönene kadar ya da eğer varsa yerine bakacak kişiye ulaşana kadar epeyce vakit geçmektedir. Ayrıca, Hollanda iş yasalarına göre çalışanların hakları çok iyi güvence altına alınmış olup , hastalık veya diğer nedenlerle, çalışanların, haftalara, hatta aylara ulaşan izinler almaları sık karşılaşılan bir durumdur. Bu da, bir iş konusunda daha önce görüşülen bir kişiye ertesi gün veya uzun bir süre ulaşamamak ve işlerin aksaması anlamına gelmektedir. Hollanda’nın AB ülkeleri içerisinde yaklaşık yüzde 40’lık bir oranla part- time çalişan kişi sayısının en fazla olduğu ülke olması ve bu nedenle, bir iş konusunda görüşülmüş bir kişiye haftanın bir veya iki günü, ayrıca izin de almışsa üç veya daha fazla gün ulaşılamaması anlamına gelmektedir. Tüm bu nedenlerden dolayı, bazen bir firma ya da kuruluştan randevu alabilmek, haftalarca sürebilmektedir. Çalışanların tatile çıkmaları, genelde Mayıs’ta başlayıp, Eylül ayı ortasına kadar sürmektedir. En fazla tatil yapılan aylar olan, Temmuz -Ağustos ayları arasında hem firmalarda hem de resmi kurumlarda çok az kişiye ulaşma imkanı vardır. Kasım ve Aralık ayları da, çalışanların, Noel ve yılbaşı tatilleri ile kendi izin günlerini birleştirip birkaç haftalık tatillere çıkma alışkankanlıkları nedeniyle, randevu ayarlamak için çok uygun aylar değildir. Hollandalılar iş görüşmeleri esnasında, çok fazla diğer konularda sohbet etme alışkanlığında olmayıp, doğrudan iş görüşmesine başlama eğiliminde olmaları, çok açık konuşmaları gibi özellikleri ile de bilinmektedirler. Sosyal statü ve maddi olanaklara ilişkin abartılı ve gösterişçi davranışlardan hoşlanmayıp, statü göstergesi her türlü davranıştan kendileri de kaçınmaktadır.l GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015 G SB ® GOSB 58 ÜRETİMDEKİ FİRMALAR Akay Plastik San. ve Tic A.Ş. Aksistem Elektromekanik San. ve Tic. Ltd. Şti. Alarko Carrier San. ve Tic. A.Ş. Anadolu Flygt Pompa Paz. ve Tic. A.Ş. Aperam Paslanmaz Çelik San. ve Tic. A.Ş. Autoliv Cankor Otomotiv Emniyet Sistemleri San. ve Tic. A.Ş. Avon Kozmetik Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. Aydınlar Ref. San. ve Tic. A.Ş. Aygaz A.Ş Bando Kayış Sanayi ve Ticaret (Türkiye) A.Ş. Bilim İlaç San. ve Tic. A.Ş. Bimeks Bilgi İşlem ve Dış Ticaret A.Ş. Biyoner Yağ ve Kimya Ürünleri San. ve Tic. Ltd. Şti. BLG Lojistik Hizmetler ve Ticaret A.Ş. Böhler Sert Maden ve Takım Sanayi ve Ticaret A.Ş. Corning Optik İletişim San. Ltd. Şti. Dal Lunapark Makineleri San. ve Tic. A.Ş. Dekor Ahşap Ürünleri San. A.Ş. Dinçer Lojistik ve Pazarlama Ticaret Ltd. Şti. Dostel Makine San. ve Tic. A.Ş. Elastron Kimya San. ve Tic. A.Ş. Enka Civata İmalat ve Sanayi Mam. Paz. Ltd. Şti. Erdemir Çelik Servisi Merkezi San. ve Tic. A.Ş. Etol Aroma ve Baharat Gıda Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. Fikssan Fikstür San. ve Tic. A.Ş. Habaş Endüstri Tesisleri A.Ş. Halla Visteon Otomotiv İklim. Sistemleri Üretim San. ve Tic. A.Ş. Has Alüminyum San. ve Tic. A.Ş. Has-Metal Tic. ve San. Ltd. Şti. Hektaş Tic. T.A.Ş. Kamasan Kalıp Makine San. ve Tic. A.Ş. KCC Boya San. ve Tic. Ltd. Şti. Keskinkılıç Gıda San. ve Tic. A.Ş. Kimar Kimyasal Ara Mad. San. ve Tic. A.Ş. Kireç ve Tuğla Kimya San. A.Ş. Linde Gaz A.Ş. Link Yapı ve Tesisat Malzemeleri San. ve Tic. Ltd. Şti. Mass Arıtma Sistemleri İnş. San. ve Tic. A.Ş. Mersen İstanbul Sanayi Ürünleri A.Ş. Migros Ticaret A.Ş. Oba Perdesan Perde Sanayi A.Ş. Okan Cam. San. ve Tic. A.Ş. Onko İlaç San. Ve Tic. A.Ş. Özverler Resim Çerçeve San. ve Tic. Ltd. Şti. Petro Yağ ve Kimyasallar San. ve Tic. A.Ş. Rözmaş Çelik San. ve Tic. A.Ş. Rözmaş Metal San. ve Tic. A.Ş. SAMM Teknoloji İletişim San. ve Tic. A.Ş. Saint Gobain Weber Yapı Kimyasalları San. ve Tic. A.Ş. Sandoz Grup Sağlık Ürünleri İlaçları San. ve Tic. A.Ş. Siemens San. ve Tic. A.Ş. Söylemez Kauçuk Otomotiv San. Tic. Ltd. Şti. Süleyman İshakoğlu İshakol Boya San. A.Ş. Tadım Gıda Maddeleri Sanayi ve Tic. A.Ş. TAYAŞ Gıda San. ve Tic. A.Ş. TI Otomotiv San. ve Tic. Ltd. Şti. Transport Tesisleri İmalat ve Tic. A.Ş. Tulip Metal Ticaret Ltd. Şti. Türker Lojistik Taş. ve Tur. Destek Hiz. San ve Tic. A.Ş. Ulus Metal San. ve Tic. Ltd. Şti. Vesuvius İstanbul Refrakter San. ve Tic. A.Ş. OCAK-ŞUBAT 2015 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ GOSB Arçelik-LG Klima San. ve Tic. A.Ş. Arfesan Arkan Fren Elemanları San. ve Tic. A.Ş. Aromsa Besin Aroma ve Katkı Maddeleri San. ve Tic. A.Ş. Artemis İnşaat Sanayi ve İnşaat Malzemeleri Pazarlama Tic. A.Ş. Asen Metal Endüstri Ürünleri San. ve Ticaret Ltd. Şti. Bant Boru San. ve Tic. A.Ş. BASF Türk Kimya San. ve Tic. Ltd. Şti. Belgin Madeni Yağlar Tic. ve San. A.Ş. Bemag Makine Elk. San. ve Tic. A.Ş. Betek Boya ve Kimya San. A.Ş. Cemfa Optik Sanayi ve Ticaret A.Ş. Clariant (Türkiye) Boya Kimy. Mad. ve Madencilik San. ve Tic. A.Ş. Coatcoil Boyalı Metal ve Taşıt Araçları Üretim Pazarlama A.Ş. Cobin Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. Colgate-Palmolive Temizlik Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. DSM Besin Maddeleri Ltd.Şti. Eczacıbaşı Girişim Pazarlama Tüketim Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. Egesim Enerji Elektromekanik ve Elektrik Taahhüt San. Tic. Ltd. Şti. Eksen Makine San. ve Tic. A.Ş. Engin Metal Tic. ve San. Ltd. Şti. Franke Mutfak ve Banyo Sistemleri San. ve Tic. A.Ş. Gezer Endüstri İnşaat San. ve Tic. A.Ş. Greif Mimaysan Ambalaj San. A.Ş. Grundfos Pompa San. ve Tic. Ltd. Şti. Güngör Otomobil Yan San. A.Ş. IFF Aroma Esans Sanayi ve Ticaret A.Ş. ISCAR Kesici Takım Ticareti ve İmalatı Ltd. Şti. Işık Plastik San. ve Dış Tic. Paz. A.Ş. İleri Elektro Kimya San. ve Tic. A.Ş. İstanbul Gıda Turizm San. ve Tic. A.Ş. Koçel Çelik Eşya San. ve Tic. Ltd. Şti. Kosan Kozmetik San. ve Tic. A.Ş. Kühne Nagel Nakliyat Ltd. Şti. Legrand Elektrik Sanayi A.Ş. Lider Matbaa Mürekkepleri ve Kimyasalları Amb. San. ve Tic. A.Ş. Miksplast Kimya San. ve Tic. A.Ş. MOB Mobilya Dekorasyon A.Ş. Munters Form Endüstri Sist. San. ve Tic. A.Ş. Nuhpanel Yapı Elemanları San. ve Tic. A.Ş. Nuh Teknoloji Endüstri Makineleri ve Enerji San. Tic. Ltd. Şti. Plaş Plastik Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. Procter & Gamble Tüketim Malları San. A.Ş. Promed İlaç San. A.Ş. Pulver Kimya San. ve Tic. A.Ş. Pürplast Poliüretan Plastik Kimya San. ve Tic. A.Ş. Sarıtaş Çelik Sanayi ve Ticaret A.Ş. Sarmaşık Mak. San. ve Tic. A.Ş. Saybolt Gözetim ve Laboratuvar Hizmetleri A.Ş. Senapa Stampa Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. Sew Eurodrive Hareket Sistemleri San. ve Tic. Ltd. Şti. Teklas Kauçuk San. ve Tic. A.Ş. Tekno Kauçuk Sanayii A.Ş. Telsan Tel. Mam. ve Galv. San. A.Ş. Tez Trans Lojistik A.Ş. Thyssenkrupp Materials Turkey Metal San. ve Tic. A.Ş. Unifo Gıda San. ve Tic. A.Ş. UTS Universal Takım Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. Ülker Bisküvi San. A.Ş. Vanterm Isı ve Makine San. Tic. A.Ş. Vesuvius İstanbul Refrakter San. ve Tic. A.Ş. ZF Sachs Süspansiyon Sistemleri San. ve Tic. A.Ş. GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I OCAK-ŞUBAT 2015 59 G SB ® ÜLKEMİZ OSB’LERİNİN BAŞKENTİ
Benzer belgeler
gosbdergi44
artış gözlemlenebilir. Petrol fiyatlarının düşmesinin ülke ekonomisine bir diğer faydası da dövize olan talebin azalması olacaktır. ABD ekonomisinin toparlanması ve istihdam piyasasındaki olumlu ge...