`Yeşil Pazar`a girmenin anahtarı Trend Alanı EVTEKS
Transkript
`Yeşil Pazar`a girmenin anahtarı Trend Alanı EVTEKS
Türkün Holding'ten Tekstil Mühendisliği'ne katkı Bursa Tekstil ve Konfeksiyon Ar-Ge Merkezi (BUTEKOM) yetkilileri, 2012’nin Haziran ayında Ankara temasları kapsamında Ekonomi Bakanlığı, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’nı (KOSGEB) ziyaret etti. Türkün Holding, Uludağ Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü’ne modern bina inşa edecek. “Erol Türkün Tekstil Mühendisliği Bölümü” adı verilecek olan bina, en az 5 bin metrekare kapalı alanda ve iki yıl içerisinde inşa edilecek. BÜLTEN www.butekom.org Yıl: 1 Sayı: 1 Bursa Tekstil ve Konfeksiyon AR-GE Merkezi ‘Yeşil Pazar’a girmenin anahtarı Rekabet gücünüzü tasarımla arttırın A BD’li ünlü oyuncak markaları Mattel ve Disney tarafından tasarımları örnek ürün seçilen Tekstil Yüksek Mühendisi Alev Karakaş, UİB’de düzenlenen seminerde tasarım hakkında önemli açıklamalarda bulundu. ‘Temiz Üretim’ ‘Eko Etiket’ ve ‘Tekstil Terbiye Sektöründe Temiz Üretim Modelleri’ projeleri kapsamında temiz üretim yöntemleriyle tanışacak olan Bursalı tekstilciler, 60 milyar dolarlık 'Yeşil Pazar'da daha fazla söz sahibi olacak. İsviçre’de tecrübe paylaşımı B UTEKOM yetkilileri, İsviçre’nin St.Gallen kentinde düzenlenen The Fiber Society 2012 Bahar Konferansı’na katılarak bilgi ve tecrübelerini paylaştı. BUTEKOM’un da sponsor olduğu The Fiber Society 2012 Bahar Konferansı İsviçre’nin St.Gallen kenti Empa yerleşkesinde 23-25 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirildi. SEKTÖR TEMİZ ÜRETİM İLE TANIŞACAK Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği'nin (UTİB), BEBKA desteğiyle başlattığı ve ardından KOSGEB ile devam ettirdiği tekstil sektöründe temiz üretime yönelik projeler, Bursa’da tekstil, hazır giyim ve konfeksiyon sektörlerinde çevreye olumsuz etkilerinin en aza indirilmesini hedefleniyor. BUTEKOM’un da teknik destek verdiği projeler, tekstil sektörünü temiz üretim ile tanıştırarak, AB başta olmak üzere 60 milyar dolarlık yeşil pazarda söz sahibi yapacak. BURKAY: TÜRK TEKSTİLİ İÇİN BAKİR BİR ALAN UTİB Başkanı İbrahim Burkay, AB Eko Etiketi’nin, AB paUTİB Başkanı zarına girişte ve rekabette büyük önem taşıdığını ve artık İbrahim Burkay tüketicilerin güvenini kazanan ürünlerin simgesi olduğunu söyledi. Yeşil ürün pazarının Türk firmaları için bakir bir alan olduğuna değinen Burkay, “Projeyle teknik tekstiller ve yeşil ürünler gibi alanlarda gerekli altyapıyı oluşturarak, firmalarımızı AB başta olmak üzere 2 trilyon Euro’luk büyük yeşil pazarda söz sahibi yapmak istiyoruz” dedi. Trend Alanı EVTEKS Fuarı’na damga vurdu S ektöründe dünyanın en büyük ikinci fuarı olan ve her yıl uluslararası alanda düzenlenerek, büyük yankı uyandıran İstanbul Ev Tekstili Fuarı, 16-20 Mayıs 2012 tarihleri arasında CNR EXPO’da 18’inci kez gerçekleştirildi. Geçtiğimiz yıl Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) bünyesinde BUTEKOM’un desteğiyle hazırlanan ve dünyaca ünlü Hollandalı tasarımcı Inkrit Bebee’nin tasarladığı Trend Alanı, fuarda büyük ilgiyle karşılandı. BUTEKOM 4 yılda örnek bir Ar-Ge Merkezi modeli oldu D Şengül TEKE Tekstil Yüksek Mühendisi eğerli sektör temsilcileri, Türkiye’nin tekstil ve konfeksiyon sektöründeki ilk ve tek Ar-Ge Merkezi olan BUTEKOM, yaptığı çalışmalar ve sunduğu hizmetlerle hem kendini geliştirmeye, hem de sektörün rekabet gücünü arttırmaya ve gelişmesine katkıda bulunmaya devam etmektedir. Sizlerle buluşturduğumuz BUTEKOM bültenin ilk sayısı da sektöre özel ilk bülten olması bakımından anlamlıdır. Değerli dostlar, bildiğiniz üzere BUTEKOM sanayimizden ve üniversitelerimizden birçok uzmanımızın katılımıyla oluşan “Tekstil Teknolojileri Çalışma Grubu”nun aldığı kararlar doğrultusunda kurulmuştur. Bu noktada ‘BUTEKOM’un kurucusu sizlersiniz’ demek çok da yanlış bir ifade olmaz sanırım. 2007 yılında gerçekleştirilen toplantılarda hepimizin amacı Türkiye tekstil ve konfeksiyon sektörünün geleceğine, yani geleceğimize ait bir vizyon belirlemekti. Bu toplantılarda çok önemli kararlar alınmış ve bunların pek çoğu uygulamaya geçirilmiştir. İşte bu kararların en somut örneğidir BUTEKOM. Bir yandan sanayide 10 yıl fiilen çalışmış, bir yandan da doktora yaparak akademik hayatın içinde bulunmaya çalışan bir tekstilci olarak, bana sorarsanız çok da iyi bir karar alınmış. Sektörümüzde AR-GE faaliyetlerinin yetersizliği, iş yoğunluğu sebebiyle dünyadaki gelişmelerin takip edilemeyişi, etkin işbirliklerinin sağlanamaması gibi zayıf yanlarımızı tamamlayan BUTEKOM’ un kuruluş kararını destekleyen ve gerçekleşmesine katkıda bulunan herkese buradan teşekkür etmek istiyorum. Ağustos 2008 yılında Ekonomi Bakanlığı onayı ile Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği’nin (UTİB) yüzde 65 ve Uludağ Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği‘nin(UHKİB) yüzde 35 ortaklığı ile kurulan BUTEKOM, kuruluşunun 4. yılını tamamladı. Geçen 4 yıla baktığımızda BUTEKOM’ un gerçekleştirdiği faaliyetleri altı ana başlıkta toplayabiliriz. AR-GE PROJELERİ: Firmalarda farkındalık yaratmak ve çalışanları bilinçlendirmek amacıyla farklı projeler gerçekleştirilmekte, ürün ve süreçlere yönelik Ar-Ge çalışmalarında projelerin hazırlanması ve uygulanmasına katkıda bulunulmaktadır. İŞBİRLİKLERİ: Bildiğiniz üzere, bir projenin faydalı olabilmesi, onun ticari anlamda hayata geçirilmesi ile de doğru orantılıdır. UTİB tarafından gerçekleştirilen Uluslararası Ar-Ge Proje Pazarları; sanayi-üniversite, sanayi-sanayi, üniversite-üniversite arasında işbirliği oluşturma imkanı sunan en önemli organizasyonlardan bir tanesidir. 2012’ de dördüncüsü düzenlenen organizasyona 20 farklı ülkeden ve ülkemizden 2000’ i aşkın kişi katılmış, 236 Ar-Ge projesi görücüye çıkmış ve çeşitli işbirlikleri kurulmuştur. UZMAN ÜYE GRUBU: Web portalımızda oluşturduğumuz “uzman üye grubumuz” ile sektörde ihtiyaç olan konuların uzmanlarına, kolaylıkla ulaşma imkanı verilmektedir. Temel Faaliyetlerimiz... İnovasyona dayalı AR-GE PROJELERİ hazırlanması ve yönetimi Kurumlar arası İŞBİRLİKLERİ oluşturma Sektöre özel konularda TEKNİK DANIŞMANLIK Sanayi ve akademisyenlerden oluşan UZMAN GRUBU Sektörde son gelişmelerin aktarıldığı SEMİNER ve EĞİTİMLER 2 www.butekom.org TEKNİK DANIŞMANLIK: BUTEKOM, gerek uzman üye grubu, gerekse bünyesinde çalışan uzmanlar ile sektörden gelen her konudaki talebe, farklı danışmanlık hizmetleri sunmaktadır. Yapılan çalışmaların başında, sürdürülebilirlik bilincinin aşılanması ve altyapısının oluşturulması amacıyla yöneldiğimiz çevresel konular gelmektedir. Bu kapsamda proses iyileştirmeleri, eko-tasarım, enerji verimliliği çalışmaları yapılmakta ve eko-etiket çalışmaları yönlendirilmektedir. SEKTÖREL GELİŞMELERİN TAKİP EDİLMESİ VE LOBİ FAALİYETLERİ: BUTEKOM, dünyada ve Türkiye’de sektörle ilgili olan tüm gelişmeleri, gerek farklı etkinliklere katılarak, gerekse farklı kuruluşlara üye olarak takip etmektedir. Diğer yandan ülkemizde sektöre yönelik olarak yürürlüğe giren ya da revize edilen tebliğ ve yönetmelikleri takip etmekte ve bunlarla ilgili çalışmalara ilişkin birçok toplantıya katılarak sektörün problemlerinin aktarılmasını sağlamaktadır. SEMİNER VE EĞİTİMLER: Sektördeki son gelişmeler, bilinmeyenler hakkında sektör temsilcilerini bilinçlendirme amaçlı birçok seminer ve eğitim düzenlenmektedir. Görüldüğü gibi BUTEKOM sektöre hizmet eden, projeler üreten, sektörü yönlendiren ulusal ve uluslararası alanda başarılı sektörel bir Ar-Ge Merkezi modeli olmuştur. Yaptığı hizmetlerle sektörde önemli bir liderlik görevi üstlenmiş ve bunu başarıyla devam ettirmektedir. Bu başarının devamı için de sizin değerli fikirlerinize ve katılımlarınıza her zaman ihtiyacı vardır. Bilgi üretilen merkez: BUTEKOM Ü lkemizin geleneksel sanayi kollarından olan tekstil sektörü, sanayi ve ihracatta başarı öyküsünün mihenk taşlarından birisidir. Sektörümüz aynı zamanda bir bütün olarak Türkiye’nin en fazla dış ticaret fazlası veren sektörüdür. Türkiye tekstil ve hazır giyim sektörünün, bu başarısına ek olarak oluşturduğu istihdam ile işsizliğin azalmasına, toplumun refahına ve ülke istikrarına çok ciddi katkı koymaktadır. 2012 yılı itibariyle toplam 1600 üyesi bulunan Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği’nin temel amacı, iştigal sahası içindeki alanlarda; Türkiye'nin ihracat potansiyelini artırmak, ihracat performansını yükseltmek, yurtiçinde ve yurtdışında fuar organizasyonları gerçekleştirip, alım heyeti ve ticaret heyeti gibi organizasyonları yapmak suretiyle ihracatçılarımızın yurt dışında tanıtılmasına katkıda bulunmaktır. UTİB bu amaca ulaşmak için çok sayıda görev ve faaliyet icra etmektedir. Birliğimiz Rusya, Almanya, Romanya, İran, Birleşik Krallık, İtalya, Polonya başta olmak üzere dünyanın tüm kıtalarında 180'den fazla ülke ve bölgeye başarıyla ihracat gerçekleştirmektedir. İbrahim BURKAY UTİB Yönetim Kurulu Başkanı VİZYONUMUZ Tekstil ve konfeksiyon alanında, uluslararası tanınan ve takip edilen çok amaçlı bir araştırma merkezi olmaktır. MİSYONUMUZ BUTEKOM, kurumsal ve uzman üyelerinde farkındalık bilincini oluşturmak ve kendi alanlarında sürdürülebilirliklerini sağlamaya katkıda bulunmak amacıyla, tekstil ve konfeksiyon alanındaki gelişmeleri takip etmeyi ve bu gelişmeleri hizmetleri ile sunmayı görev edinmiştir. İŞLETMELERİN GELİŞMESİNE BÜYÜK KATKI 2007 yılında UTİB olarak başlattığımız sektör çalıştayları ve stratejik sonuç raporlarının ardından 2008 yılında Uludağ Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) ile birlikte kısa adı BUTEKOM olan Bursa Tekstil ve Konfeksiyon Ar-Ge Merkezi’ni kurduk. BUTEKOM'un en önemli kuruluş amacı, tekstil ve konfeksiyon sektöründe Ar-Ge çalışmalarına destek vererek işletmelerin gelişmesine katkıda bulunmaktır. BUTEKOM, tekstil ve konfeksiyon sektöründe, uluslararası alanda tanınan ve takip edilen çok amaçlı bir araştırma merkezi vizyonuyla, gerek projeleriyle gerekse sektöre yönelik eğitimleriyle çalışmalarına devam etmektedir. Sektördeki gelişmeleri takip etmeyi ve bu gelişmelere paralel hizmetler sunmayı görev edinmiştir. Günümüz küresel rekabet ortamında tekstil ve konfeksiyon sektörünün ihtiyaç duyduğu şey olan bilginin üretildiği en önemli merkezlerden biri haline gelmiştir. Bizler Uludağ Tekstil ve Hazır Giyim İhracatçı Birlikleri ve BUTEKOM olarak dünyanın pek çok ülkesinde ve ülkemizde proje ve faaliyetlerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Son birkaç yıllık dönemde ülkemizin gelişmiş ülkelerden daha iyi bir performans sergilediğini görmekteyiz. İtalya, Belçika, Fransa, Portekiz ve İspanya gibi ülkelerin uluslararası arenada ciddi oranda kaybettikleri pazar paylarını Türkiye’ye yönlendiren bir konumdayız. Türkiye bugün dünya tekstil sektörüne yön veren, kendi tasarımları ve kreasyonları ile takip edilen büyük aktörlerden biridir. Yönetim tecrübesi yüksek olan sektörümüz, 2013 yılı ve sonrasında da başarılı faaliyetlerine devam edecektir. BUTEKOM’un kuruluşu Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) tarafından, 2007 yılında Bursa ve çevresindeki ilgili kurum ve kuruluşların katılımı ile Türkiye Tekstil Sektörü’nün geleceğine ait bir vizyon belirlemek üzere “Tekstil Teknolojileri Çalışma Grubu” (TTÇG) oluşturulmuştur. TTÇG faaliyetleri neticesinde 2008 yılı Ocak ayında kamuoyu ile paylaşılan bir rapor hazırlanarak 2008 yılında bir “Araştırma Merkezinin” kurulması öngörülmüştür. Bu amaçla, Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği ile Uludağ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’ nin ortak oldukları bir şirket kurulmuş ve 19.08.2008 tarihinde “Uludağ İhracatçı Birlikleri Bursa Tekstil ve Konfeksiyon, Teknoloji, Eğitim, Araştırma, Danışmanlık ve Enerji Verimliliği Hizmetleri Limited Şirketi” (BUTEKOM) ismi ile tüzel kişilik kazanmıştır. BUTEKOM’ un amacı, Bursa’ da Tekstil, Hazır Giyim ve Konfeksiyon firmalarının yenilikçi ve teknik tekstillere yönelik ürünleri üretmelerinin sağlanması, moda ve markaya yönelik katma değeri yüksek ürünlerin geliştirilmesi, üretim verimliliğinin arttırılması, paydaşlar arasında gerekli eğitim, işbirliği, koordinasyon ve iletişimin zamanında sağlanmasıdır. Bu amaçla BUTEKOM' un görevi başta UİB üyeleri olmak üzere, Bursa ve çevresindeki tüm tekstil ve hazır giyim işletmelerinin dağınık Ar-Ge faaliyetlerini belirlenen konulara odaklamak ve yönlendirmektir. www.butekom.org 3 ‘Yeşil bilinçli tüketici’ artıyor E nerjiyi de içeren çevresel konular, son dönemde tüm alanlarda olduğu gibi tekstil ve konfeksiyon alanında da son derece popüler olmuştur. Küresel ısınmanın somut etkileri olarak görülen iklim değişiklikleri, bu değişikliklerin sosyal ve ekonomik sonuçları özellikle son yıllarda yalnızca bireysel yaşamları değil, ülkelerin politikalarını da ciddi oranda etkilemektedir. Tekstil üretimi ve kullanımı aşamasındaki çevresel etkiler de bu kapsamda mercek altına alınan konulardandır. Konuyu bir bütün olarak ele alan yaşam döngüsü analizi (LCA-Life Cycle Assesment) yöntemi ile yaklaşılırsa; sentetik ham madde üretiminde yenilenebilir kaynakların kullanılması, doğal hammadde üretiminde zararlı kimyasalların kullanılmaması, az kaynak tüketen, geri kazanılabilir/bozunabilir özellikte liflerin düşük enerji tüketimi ile çevreye zararlı emisyonlar üretmeden iplik haline getirilmesi, düşük enerji tüketen makinalarda kumaş haline getirilmesi, boyama/baskı/bitim işlemlerinde az su, az kimyasal, az enerji kullanılarak, yasaklı kimyasallar/boyalar kullanılmadan, deşarj sistemlerine düşük çevresel yükler getiren, atık suların arıtılarak deşarja gönderildiği sistemlerle renklendirilmesi ve düşük enerji tüketen sistemlerle dikilmesi tekstil ürünlerinin üretim ve kullanım fazındaki çevresel etkileri azaltabilecektir. Tüm bu aşamalar sırasında çocuk işçi çalıştırılmamalı, işçi haklarına riayet edilmeli ve minimum geri dönüştürülebilir/bozunabilir atık hedeflenmelidir. Elbette tüm bunları minimum maliyet ve maksimum verimlilik ve kalite ile elde etmek temel gerekliliktir. Prof.Dr. Şule ALTUN BTÜ Rektör Yardımcısı TÜKETİCİ PROFİLİ DEĞİŞTİ Çevresel konularda önemli olan bir diğer faktör ise, değişen tüketici profilidir. Günümüzde sosyal konuları önemseyen, sosyal medyayı kullanan, satın alma davranışları geçmişten farklı yeni bir tüketici grubu bulunmaktadır. AB’nin 2009 yılında, 27 AB ülkesinde 26 bin 500’ün üzerinde kişi ile gerçekleştirdiği anket sonuçlarına göre, çevresel etki ürün satın almada kalite ve fiyattan sonra 3. en önemli etkendir. Katılanların yüzde 72’si ise ürünün karbon ayak izini gösteren etiketin zorunlu olması gerektiğini düşünmektedir. Bu yeni tüketici grubu iş dünyasının da yeni bir pozisyon almasına neden olmaktadır. Climate Change Capital Başkan yardımcısı James Cameron bu durumu şu ifadelerle özetlemektedir: “İş dünyası iklimsel değişiklik gerçeğinin farkına varmaya başlamıştır. Bu durum ekonomik bir fırsatı temsil eder-bu sürece adapte olanlar ayakta kalacak ve geleceğe dönük tahminde bulunanlar başarılı olacaktır “. Görüldüğü gibi, çevreyle ilgili yeni gelişmeler, gerçekte iş dünyası açısından bir fırsatı temsil etmektedir. Tekstil üretim ve kullanım aşamalarının çevresel etkilerinin azaltılması, yeni bir pazara girmenin de anahtarıdır. Sanıldığının aksine çevresel uygulamalar maliyeti artırıcı bir unsur değildir. Uygulanacak mevcut en iyi teknikler enerji ve sudan tasarruf sağlayacağı için maliyetler de düşmektedir. Son dönemdeki pek çok fuarda olduğu gibi ITMA Tekstil Makinaları Fuarı’nda da, pek çok firmanın enerji ve su tasarrufu sağlayan yeni makinalarını pazara sunduğu görülmüştür. Firmalar, bu fuarda düşük flotte oranına sahip makinaları, biyobozunur kimyasalları, biyobozunur lifleri, enerji tüketimi düşük makinalarını ön planla çıkarmışlardır. Bu durum, tekstil dünyasının da hızlı bir şekilde yeni döneme uyum sağladığını göstermektedir. Türkiye’nin ihracat yaptığı başlıca ülkeler, yeşil-bilinçli tüketicinin bulunduğu ülkelerdir. Bu durum Türkiye tekstil ve konfeksiyon sektörü tarafından bir avantaj olarak değerlendirilmelidir. Türkiye’nin önemli rakipleri Çin ve Hindistan’ın AB’nin uyguladığı çevreyle ilgili yasalar nedeni ile ihracatında ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Türkiye, AB uyum sürecinde halihazırda AB yasalarına uyum sağlamaktadır, bu açıdan da avantajlı konumdadır. Türk tekstil sektörü, maliyetler açısından rekabet edemediği bu ülkelerle, yeni çevre mevzuatları nedeni ile yeşil pazarda rekabet edebilir durumdadır. Firmalarımız tarafından bu fırsat görülmeli ve değerlendirilmelidir. BUTEKOM’dan firmalara ‘MET’ desteği Miray Günay / Çevre Mühendisi Bildiğiniz üzere, “Tekstil Sektörü’ nde Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrol Tebliği” 14 Aralık 2011 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girdi. Tebliğ uyarınca mevcut tekstil tesislerinin, temiz üretim planlarını 31.12.2012 tarihine kadar hazırlamaları, İl Çevre ve Şehircilik Müdürlükleri’ ne sunmaları gerekmektedir. Temiz üretim planlarında belirtilen 4 www.butekom.org MET’lerin (Mevcut En İyi Teknik) en geç 31.12.2014 tarihine kadar uygulan maya başlaması gerekmektedir. BUTEKOM, 24.02.2012 tarihinde bakanlık yetkililerinin katkılarıyla, Tekstil Sektörü paydaşlarını tebliğ hakkında bilgilendirme toplantısı yapmıştır. 28/30.03.2012 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın düzenlediği Tebliğ toplantısına katılmış, tebliğin uygulanmasına ve geliştirilmesine yöne- lik öneri ve görüşlerini paylaşmıştır. BUTEKOM, hazırladığı öncü bir proje ile belirlenecek model firmalara Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi analizi yaparak, MET’lerin belirlenmesi konusunda destek verecektir. Böylelikle “Temiz Üretim Planları”nın hazırlanmasına ve uygulanmasına alt yapı oluşturmayı amaçlamaktır. BUTEKOM, sektördeki gelişmelerin nabzını tutmaya, sektör paydaşlarına, ArGe çalışmalarında destek olmaya devam edecektir. Tekstilciler, bu projelerle ‘Yeşil Pazar’a girecek Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği, tekstil sektörünü temiz üretim ile tanıştırarak, AB başta olmak üzere 60 milyar dolarlık yeşil pazarda söz sahibi yapacak projeler üretiyor. U TİB’in himayesinde, BUTEKOM tarafından yürütülen ‘Eko Etiket’ ve ‘Tekstil Terbiye Sektöründe Temiz Üretim Modelleri’ projeleri ile firmaların daha az hammadde ve enerji kullanarak, daha az atık oluşturup, zararlı kimyasalları da kullanmadan temiz üretim yapmaları hedefleniyor. İlk olarak Nisan 2011’de Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA) desteğiyle hayata geçirilen ‘Bursa Bölgesi Tekstil ve Hazır Giyim Üreticilerinin Yaşamsal Döngü Değerlendirmesi (YDD) Yöntemiyle Çevresel Yüklerin Hesaplanması, Eko Etiket Altyapısının Oluşturulması’ Projesi’nin tamamlanmasının ardından, bu projenin devamı niteliğinde KOSGEB desteğiyle 16 aylık yeni bir projeye daha başlandı. BUTEKOM bu projelerle, Bursa’da tekstil ve hazır giyim konfeksiyon sektörlerindeki faaliyetlerin çevreye olumsuz etkilerinin belirlenmesini ve en aza indirilmesini hedefliyor. Projeler kapsamında bugüne kadar 5 firmanın eko etiket alması hususunda bir ön çalışma yapılırken, 3 firmada da yaşam döngüsü analizi yöntemi kullanılarak, üretim esnasındaki çevresel etkiler ortaya konuldu. Bu alanda Türkiye genelinde bugüne kadar yapılan en kapsamlı çalışma olarak öne çıkan projeler, Türkiye’deki tekstil üretiminin, temiz üretime dönüştürülmesi için ilk adım olarak görülüyor. Avrupa Birliği Eko Etiketi’nin, tüketicilerin yeşil ürün ve hizmetleri ayırt etmelerine yardımcı olmak amacıyla hayata geçirildiğini belirten Proje Akademik Danışmanı Prof. Dr. Şule Altun, etiketin ortaya çıkış sürecindeki en önemli sebebi, son yıllarda tüm dünyada çevre ile ilgili ciddi bir uyanışın varlığına bağladı. Bu etiketin şuan Türkiye’de herhangi bir kurum tarafından verilemediğine dikkat çeken Prof. Dr. Altun, “Çevre ile ilgili problemler, çevreye karşı duyarlı bir kitle oluşturdu. Bu kitle satın alma eyleminde artık çevreye dost ürünlere yöneliyor. Bizim projeye başlangıç noktamız da buradan çıktı” dedi. hesapladıklarını ve son olarak da eko etiket çalışmaları yaptıklarını dile getirdi. Bursa’da tekstil sanayisine yönelik bu çalışmaların, bugüne kadar Türkiye’de yapılanların en kapsamlısı olduğunu vurgulayan Altun, BUTEKOM’ un önderliğinde gerçekleştirilen faaliyetlerin, Türkiye geneline yayılmasını istediklerini bildirdi. EN AZ 60 MİLYAR DOLARLIK PASTA VAR Bugün uluslararası pek çok firmanın, web sitelerinde, ürünlerinin üretim ve kullanım aşamasından, toprağa atılıp yok oluncaya kadar ki tüm süreçlerinde çevresel yüklerini hesapladığı ve bunu tüketicilerin bilgisine sunduğunu aktaran Altun, “Projedeki temel amacımız, dünyada var olan büyük yeşil pazardan, Türk tekstil firmalarının da pay almalarını sağlamak. Şuan dünyada 600 milyar dolar civarında bir tekstil ihracatı söz konusu. Yüzde 40’lar UTİB tarafından BEBKA desteğiyle 19 Nisan 2011’de başlatılan ve 1 yıl civarında bir bilinçli tüketici boyunca devam eden projenin sonuçları UİB Genel Sekreterliği’nde 16 profilinden söz edersek ve bunu Nisan 2012 tarihinde gerçekleştirilen topalantıyla açıklandı. yüzde 10 gibi görsek bile 60 milyar dolar civarında çok önemli bir pasta var. Biz, Türk BURKAY: TÜRK TEKSTİLİ İÇİN BAKİR BİR ALAN tekstilinin hem bu pastadan pay almasını, hem de Öte yandan UTİB Başkanı İbrahim Burkay da promevcut durumunu korumasını istiyoruz. Çünkü artık je sonuçlarının paylaşıldığı ve UİB’de gerçekleştirilen rakipleriniz çevreye dost ve duyarlı üretim yapıyor. basın toplantısında yaptığı açıklamada, Eko EtikeSiz ne kadar iyi bir ürün üretirseniz üretin, eğer çev- tin, AB pazarına girişte ve rekabette büyük önem reye duyarlı ve dost bir üretim gerçekleştirmezseniz, taşıdığını ve artık tüketicilerin güvenini kazanan Avrupalı tüketici nezdindeki değeriniz gittikçe dü- ürünlerin simgesi haline geldiğini söyledi. Yeşil ürün şer. Tüketiciler artık ürünlerin etiketlerine bakıyor” pazarının Türk firmaları için bakir bir alan olduğuna ifadelerini kullandı. değinerek, Türk firmalarını bu zincire dahil etmenin Projenin başında Eko Etiket nedir, dünyadaki ve önemine dikkat çeken Burkay, “Projeyle teknik teksAvrupa’da bu konudaki trendler nelerdir, yaşam tiller ve yeşil ürünler gibi alanlarda gerekli altyapıyı döngüsü analizi nedir ve işletmelerde nasıl uygula- oluşturarak, firmalarımızı AB başta olmak üzere 2 nır? konularında eğitimler verildiğini açıklayan Şule trilyon Euro’luk büyük yeşil pazarda söz sahibi yapAltun, ardından seçilen firmaların çevre yüklerini mak istiyoruz” dedi. Hedef ihracat kapasitesinin artırılması Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi uygulamaları ve eko-etiket, karbon ayak izi konularında seminerler gerçekleştirilerek, toplamda 35 firma çalışanına eğitim verildi. Firmalar yeşil pazar fırsatları hakkında bilgilendirildi. Ayrıca farklı alanda faaliyet gösteren ve ihracat yapan 3 firmada ürün bazında yaşam döngüsü değerlendirmesi yöntemi uygulandı. Bu firmalarda ürünlerin ve proseslerin çevresel yükleri hesaplanarak, karbon ayak izleri çıkartıldı. Devamında KOSGEB desteği ile 16 Mayıs 2012 tarihinde 16 aylık yeni bir projeye daha başlandı. ‘Tekstil Terbiye Sektöründe Temiz Üretim İçin Örnek Modellerin Oluşturulması’ isimli bu projede de temiz üretim uygulamalarına geçişin sağlanmasına yönelik çalışmalar yürütülüyor. www.butekom.org 5 Teknoloji geliştirme zinciri T eknoloji geliştirme zinciri, düşünceden pazara inovasyonun yönetimini ihtiva etmektedir. Bu zincir oluşturulmaz ise, uzun vadede teknoloji geliştirmede sonuç alınmaz. Yeni ürün geliştirmek, geliştirme döngüsünün süresi ve projenin inovatif oluşuna göre değişir. Artımsal geliştirmeler kavram geliştirmeden pazara çıkışa kadar 8-12 ay, yeni kuşak ürünlerin geliştirilmesi 20-24 ay, firma için yeni ürünlerin üretim hattına taşınması 35-40 ay, dünya için yeni olan ürünler 50 - 60 ay almaktadır. Firmaların yarısı ürün geliştirme döngü sürelerini son zamanlarda ortalama 3’te 1 oranında azaltmışlardır. Prof.Dr. Yusuf ULCAY BTÜ Rektör Yardımcısı 1.000 FİKİR 100 ÖNERİ 10 PROJE FİKRİ 5 PROJE 3 PROTOTİP 2 ÜRETİME HAZIR ÜRÜN 1 ÜRETİLEN ÜRÜN The Fiber Society’s 2012 Fall Meeting and Technical Conference Rediscovering Fiber in the 21st Century Boston Convention and Exhibition Center Boston, Massachusetts, USA November 7-9, 2012 www.fibersociety.org 6 www.butekom.org Teknolojik yenilikçiliğin stratejik yönetimi Yeni fikirlerin ortaya çıkartılması ile başlayıp bunların arasından pazarın gereksinimlerini karşılayabilecek ve teknolojik ve ticari olarak başarı olasılığı en yüksek olanların olabildiğince kısa sürede pazara taşınabilmesi için gecen sürecin yönetilmesi firmaların asli yetkinlikleri arasında giderek öne çıkmaktadır. Teknoloji Temin Seçenekleri: 1-Bilinen teknolojiyi kullanmak: Üretilen ürünün oluşturduğu katma değer her geçen sürede değerini yitirir. Bilinen teknolojiyi kullanarak ekonomide fark oluşturamazsınız. 2-Teknoloji transferini gerçekleştirmek: Ülkenin birikimlerini dışarıya transfer ederseniz teknolojik olarak teknolojiyi üretenlere bağımlı kalırsınız. İmalat teknolojilerini satın alabilirsiniz. Buradan oluşturduğunuz katma değerleri yeni teknoloji transferine yatırmaya devam ederseniz, kısır döngü oluşur. 3-Teknoloji üretmek: Katma değeri yüksek ürünleri üretmek ve ekonominizde fark oluşturmak için ise, teknolojiyi üretmelisiniz. Bu da Ar-Ge çalışmaları olmaksızın mümkün değildir ve uzun soluklu riskli ve sabır gerektiren süreçtir. Teknoloji transferi ile üretimde oluşturduğunuz katma değeri Ar-Ge çalışmalarına yatırmalısınız ki teknoloji üretimine başlanılabilsin. Teknoloji üretiminin en gerekli olduğu yerlerde en başta savunma sanayi gibi stratejik, kritik ve maliyet etkin teknolojilerdir. Bu kritik teknolojilerin belirlenmesi önemlidir ve ortak akıl ister. Bunları belirlerken de yeni iş imkânları oluşturan ve çevreyi koruyan, uzun vadeli ekonomik büyümeyi destekleyen, vatandaşların ihtiyaçlarına daha duyarlı ve daha üretken ve temel bilimler ve mühendislik uygulamalarında öncü olması prensiplerine uyulmalıdır. Bu prensiplerin gereğini yerine getirmek için de yeni denenmemiş alanlara yönelmek gerekmektedir. Bu da; yeni kavram ve ilişkiler gerektirir, yeni riskler üretir ve kadrolarda sürekli gelişme gerektirir. Değişime tepkilerinin etkilerini fırsata çevirmek için dönüşüm stratejilerine ihtiyaç vardır. AB’de sektörel istihdam, tarım, sanayi ve hizmetlerde sırasıyla yüzde 5, yüzde 25 ve yüzde 70 gibi iken bu oranlar Türkiye’de yüzde 20, yüzde 30 ve yüzde 50 seviyesindedir. Değer akış zincirinde en önemli unsur temel fonksiyonlar ve Ar-Ge’nin doğru kombinasyonunu oluşturmaktır. Değer akış zincirinde temel fonksiyonlar, tasarım, geliştirme, üretim, pazarlama ve satış, satış sonrası hizmetler olarak sıralanabilir. Bu zincirin halkalarının katma değer üretecek şekilde doğru çalışması sahip olunan insan kaynaklarının doğru yönetimi ve teknoloji üretecek Ar-Ge’nin varlığına bağlıdır. Ayrıca, piyasada talep dalgalanmaları olurken, Ar-Ge çalışmalarının etkilenmemesi gerekir. Bu da riskli bir yatırım olan Ar-Ge fonksiyonun devlet tarafından desteklemesi gerekir. Sektörler daralan pazara uyum sağlamak üzere Ar-Ge fonksiyonlarını bazen birleştirerek daha etkin devlet desteği alabilmişlerdir. Bu şekildeki ileri teknoloji üretimleri ekonomiye de motor olmaktadır. Unutulmamalıdır ki; gelecek, yinelenen geçmişte değil, yenilikten doğuştadır. Sektör markalaşma fırsatını yine mi kaçırıyor? S Dr. Hüdai KARA METSİMS Genel Müdürü on zamanlarda gündemde İngilizce ‘Sustainability’ kelimesinin Türkçemiz’e çevirisi olan ‘Sürdürülebilirlik’ ya da sürdürebilirlik konuları gündemi dolduruyor. Tercümenin bile tam olarak oturtulamaması belki de konuya ne kadar önem verdiğimizi gösteriyor. Nedir sürdürülebilirlik? Üretim yaklaşımlarımızın doğa, insan ve karlılık eksenine ‘eşit’ oranlarda oturtularak, gelecek nesillere hak ettikleri kalitede yaşayabilecekleri bir dünya bırakmak. Son yıllarda sürdürebilirlik konusunun çok konuşuluyor olması ortada bir sorun olduğunun göstergesidir. Evet, sorun, yarınlar yokmuş gibi tüketmemiz. Bugünkü yaşam felsefemizin artan gelir düzeyi ile birlikte daha fazla tüketime odaklı olması madalyonun bir yüzü. Diğer yüzü ise yoğun üretime dayalı iş modeli. Her iki durum da yoğun kaynak kullanımını teşvik ederken, istenilmeyen çevresel etkiler yaratmaktadır. Her kaynağın çevreye bir maliyeti vardır. Dünyanın, insanoğlunu besleme yeterliliğinin bir göstergesi sayılan ‘Ecological Footprint’ gün geçtikçe artmaktadır. Mevcut alışkanlıklarımızla bunu devam ettirmemiz ve sürdürülebilir kılmamız olası değildir. Tüketiciler bu konuda bilinçlenirken, üreticilerin de buna cevap vermesi artık gönüllülüğün ötesinde, bir sorumluluk haline gelmiştir. Türk tekstil sektörü bu gelişimin neresindedir? Dünya bazında baktığımızda birçok şirket yol alırken Türkiye bazında, eğer dürüst olmamız gerekirse, ne yazık ki henüz yolun başında sayılırız. ‘Sustainable Fashion’, ‘Sustainable Textiles’ kelimeleri artık sektörün lügatına girmiş durumda. Enerji ve kaynak verimliliğinin yanında, fonksiyonel tekstillere yönelim, eko-tasarım yaklaşımları ile hızla ilerliyor. Bunlar olurken sürdürülebilirliği fırsat bilen firmalar yeni ürünler ile farkındalık yaratırken, sektöre yeni adım atanlar sürdürebilirliği marka yaratma fırsatı olarak görmektedirler. Düşük karbon ekonomisine geçerken, sürdürülebilir üretim yaklaşımları sektör için markalaşma fırsatları sunmaktadır. Kendilerini tedarik zincirinde gören firmaların ise bu yaklaşımlara adapte olarak yeşil pazardan pay alabilmeleri ve önde gelen markalar ile çalışabilmeleri için bir fırsattır. Türkiye, 1990’lı yıllarda yakalayıp lehine kullanamadığı markalaşma fırsatını, bugün sektörün geleceği için değerlendirmek zorundadır. Çin, Hindistan gibi gelişmekte olan rakip ülkeler bile bu konulara yatırım yapmakta, altyapı hazırlıklarını UNEP destekleriyle hızla sürdürmektedirler. Bunun temel nedeni; tedarik zincirinin büyük oranlarda üretimi bu ülkelerden temin ediyor olmasıdır. Önde gelen markalar sürdürülebilirlik konusuna bu ülkelerde altyapı kapasite geliştirme çalışmaları ile işe başlamışlardır. Türkiye bu konuda ikinci planda kalmaktadır. Peki, ne yapılmalıdır? Tüm üretici firmalar üretim süreçlerini Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (Life Cycle Assessment) sürecinden geçirmelidirler. Avrupa’da çıkan, çevre ve sürdürülebilirlik altyapısını oluşturan çoğu direktifin temelinde bu vardır: EU Ecolabel, sürdürülebilir üretim ve tüketim, enerji tüketen ürünler, eko-tasarım, entegre ürün politikası. Yaşam döngüsü bir ürünün ya da servisin hammaddeden üretime, tüketimden bertarafına kadar bütün evrelerinin değerlendirildiği bilimsel bir yaklaşımdır. Bunun yanında ürünlerin ‘Karbon Ayak İzi’nin çıkartılması, bu ay oylanacak ISO standardıyla hayatımıza girecek. Her ne kadar yukarıda belirttiğim tedarikçi ülkeler tarafından buna ticarete engel oluşturacağı endişesi ile karşı çıkılsa da bu Türkiye için farkındalık yaratma fırsatıdır. Türkiye, Avrupa pazarına yakınlığı, kaliteli ve etik üretimiyle ön plana çıkarken, sürdürülebilirliği de benimseyerek insan, doğa ve karlılık eksenine oturan üretim yaklaşımıyla markaların tercih nedeni olacak ve yeni markaların oluşumuna da altyapı hazırlayacaktır. Bilinmesi gereken temel tanımlar MET (Mevcut En İyi Teknikler): Bir ürünün üretimi sırasında, muhtemel her türlü çevresel etkisinin minimum düzeye indirilmesinde kullanılabilecek yöntemlerin ve faaliyetlerin en efektif olanları, MET’ i ifade eder. BAT (Best Available Techniques) : Mevcut En İyi Teknikler Temiz Üretim: Temiz üretim, atıkları kaynağında azaltmak için prosesleri, ürünleri, kullanılan teknikleri sürekli geliştirmeyi amaçlayan, aynı zamanda verimliliği arttıran bir iş stratejisidir. YDD (Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi): Bir ürün, doğadaki ömrünü tamamlayıncaya kadar geçen sürede, hammaddenin üretimi, nihai ürünün üretimi, ürünün kullanım aşaması, geri kazanım/tekrar kullanımı, bertarafı, havaya, suya, toprağa verdiği her türlü çevresel etkinin hesaplanmasını sağlayan analiz yöntemidir. www.butekom.org 7 Tekstilde yeni buluşlar İpek böceğinden renkli ipek elde edildi T ekstil sektöründe son yıllarda yapılan araştırmalar sonunda yeni ürünler geliştiriliyor. Singapur’da bir enstitüde ipek böceğinin besininde yapılan değişikliklerle renkli ipek üretimi gerçekleştirildi. İpek böceğinin larva aşamasının son dört gününde, floresan boyalar uygulanmış dutlarla beslenen ipekböceklerinin kendi renkleri ile birlikte ürettikleri ipeğin de renginin değiştiği gözlemlendi. Uzmanlar, lif halinde doğrudan renkli olarak üretilen liflerin, boyama proseslerini ortadan kaldırdığından oldukça çevreci olduğunu ve ayni zamanda ipeğin yapısında da herhangi bir değişiklik Tütünden çevreye duyarlı organik tekstil boyası K anadalı Ploughboy şirketi, tütünden organik tekstil boyası ve lif üretmeyi başardı. Geliştirilen teknoloji ile organik olarak yetiştirilen tütünden minimum atık ve çevresel etkiyle tekstil boyası ve lif elde edilebiliyor. Zehirli atığın sıfır olmasının yanı sıra, günümüzde kullanılan boyama proseslerine göre çok daha az miktarda su kullanılıyor. Boya konsantrasyonu deneme üretimlerinin önümüzdeki yaz gerçekleştirilmesi planlanıyor. meydana gelmediğini, sadece renginin değiştiğini belirtiyorlar. Bu teknikle aynı zamanda, değişik bileşiklerle; anti-bakteriyel, pıhtılaşmayı önleyici ve yanmaz özellikte ipek liflerinin elde edilebileceği düşünülüyor. Sürdürülebilirliğin yalnızca ürünün çevresel etkilerini içermediğini, adil ticaret, çocuk işçi çalıştırmama gibi işçi haklarının da gün geçtikçe daha fazla önem kazanacağını, ürün satın almada etkili bir kriter haline geleceğini, Sürdürülebilir giyim tasarımı D aha sürdürülebilir giyim tasarımına yönelik ABD’de Sustainable Apparel Coalition kuruldu. Adidas, Nike ve Timberland’ın da aralarında bulunduğu birçok firmadan oluşan koalisyonda firmalar, bir program vasıtası ile tekstil ürününün tasarım aşamasında çevreye olan etkisini hesaplıyor. Ürüne belli bir sürdürülebilirlik puanı veren program ile tasarımların çevresel etkisi karşılaştırılabiliyor. Ürün tasarım aşamasında belirli bir sürdürülebilirlik puanını aştığında, tasarımcılar kullandığı hammaddeyi değiştirerek veya ayni hammaddeyi daha yakın kaynaklardan tedarik ederek daha sürdürülebilir ürünler tasarlıyor. Susuz kot pantolon L Enerji depolayabilen pamuk tişört A BD’nin Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde araştırmacılar pamuk tişörtü bir dizi işlemden geçirip aktif karbon elde ederek enerji depolayabilen, aynı zamanda kıvrılabilecek esnekliğe de sahip pil elde etti. Uzmanlar, dokuma pamuk kumaştan elde edilen aktif karbonun, kömürden veya petrolden elde edilen aktif karbona göre 10 kat daha ucuz olacağını tahmin ettiklerini belirtti. Bursa Tekstil ve Konfeksiyon AR-GE Merkezi (BUTEKOM) Uludağ İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği Organize Sanayi Bölgesi 2.Gelişim Sahası Kahverengi Cadde No: 8 16159 BURSA Web: www.butekom.com e-posta: [email protected] Tel: 0 224 219 10 00 - 1450 /1451 Fax: 0 224 219 10 31 Bursa Tekstil ve Konfeksiyon AR-GE Merkezi Bültenidir. Parayla satılmaz. 8 www.butekom.org Avrupa Birliği tüketicilerinin yüzde 55’inin satın aldığı ürünün çevresel etkilerinin farkında olduğunu; yüzde 83’üne göre ürünün çevresel etkisinin, ürünü satın almada önemli bir kriter olduğunu, yüzde 72’sinin ürün karbon ayak izini gösteren etiketin zorunlu olması gerektiğini söylediğini, evi’s yıkama işlemlerinde bir dizi değişiklikler yaparak bir kot pantolon için ortalama su tüketimini, üretim işleminde ortalama yüzde 28 azaltmayı başardı. Bazı ürünlerde yüzde 96’ya varan kazanımlar sağlandı. Yıkama işlemlerinde yapılan değişikliklerin farklı işlem veya kimyasallar içermediği, sadece eski yıkama proseslerinde yapılan küçük değişikliklerle bu sonuçlara ulaşıldığı bildirildi. Kot kumlama için ECO-AGING metodu İ talya’ da yirmi yıldan beri kot kumaş üretimi yapan Fimatex Firması, kot kumlamanın doğal, insan sağlığına dost ve biyobozunur yolunu buldu. Bitkisel artıklardan oluşan karışım ile denim kumaş üzerinde aynı sonuçlar efekt elde edilebiliyor. Kullanılan karışım tamamen bitkisel ve biyobozunur, bu nedenle karışımın çevreye etkisi neredeyse sıfır. BUTEKOM adına sahibi İbrahim BURKAY (UTİB Yönetim Kurulu Başkanı) Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Şengül TEKE (BUTEKOM Müdürü) Türkiye’de çöplüklerdeki tekstil ürünlerinin oranının yüzde 3 civarında olduğunu, bu oranın dışında akarsulara, boş arazilere dökülen önemli ölçüde tekstil üretim atığı olduğunu, geri kazanılmayan bu atıkların trilyonlarca TL ekonomik kayba yol açtığını, Bir pamuk tişörtü çöpe atarak 3000 litre suyu çöpe attığınızı, Bir tekstil ürününün çevresel etkisinin yüzde 50-75’inin tüketici kullanımı aşamasında oluştuğunu, Tekstil Sektörü’nde, elektrikte yüzde 57, ısıda yüzde 30 oranında enerji tasarrufu potansiyeli bulunduğunu, Tekstilde enerji maliyetlerinin, toplam maliyetlerin yüzde 7-14’ü olduğunu, Kaçakların tespitinin ve önlenmesinin, soğutma sularının, kondensatın ve proses sularının tekrar kullanımının, bir tekstil fabrikasının toplam su tüketimini yüzde13-24 oranında azalttığını, Ülkemizde yaklaşık yılda 1 milyon ton kağıtla gereksiz yazışma yapıldığını biliyor muydunuz? Yayına Hazırlık Konak Mahallesi Eğitimciler Caddesi Leylak Sokak No: 20/4 Nilüfer /BURSA Tel: 0 224 451 66 67 Fax: 0 224 451 70 71 www.yazievi.com.tr [email protected]
Benzer belgeler
butekom 2014 yılı faaliyet raporu
bir araştırma merkezi vizyonuyla, gerek projeleriyle gerekse sektöre yönelik eğitimleriyle çalışmalarına
devam etmektedir. Sektördeki gelişmeleri takip etmeyi ve bu gelişmelere paralel hizmetler su...