Full Text - Journal Of Accounting, Finance And Auditing Studies
Transkript
Full Text - Journal Of Accounting, Finance And Auditing Studies
Vakalarla İçeriden Öğrenenler Ticareti Tarihi Ve Düzenlemeleri (The History of Insider Trading With Cases And Regulations)1 M.Fevzi ESENa a Yrd. Doç. Dr., İstanbul Medeniyet Üniversitesi, [email protected] Anahtar Kelimeler Etkin Piyasalar Hipotezi, İçeriden Öğrenenler Ticareti, Finansal Piyasalar. Jel Sınıflandırması G14, G18, D8. Keywords Efficient Market Hypothesis, Insider Trading, Financial Markets. Jel Classification G14, G18, D8. Özet Sistematik riskin düşük olduğu etkin bir piyasada menkul kıymetlerin doğru fiyatlandırılabilmesinin temel koşulu, bilginin kamuya açıklanması yani yatırımcıların bilgiye eşit olarak ulaşımıdır. Piyasalardaki bilgi kaynaklı problemlerden biri olan içeriden öğrenenler ticareti ile piyasaların şeffaflığı engellenmekte, yatırımcıların piyasaya olan güvenleri sarsılmaktadır. Bu sebeple dünya üzerindeki birçok piyasada içerideki bilgilerin yatırımcılara doğru ve zamanında aktarılmasıyla bilginin tekelleşmesinin engellenmesi amaçlanmakta, herkes tarafından bilinmeyen ayrıcalıklı bilginin menkul kıymet alım-satım işlemlerinde kullanımı yasaklanmaktadır. Bu çalışmada, içeriden öğrenenler ticaretinin tarihsel gelişimi borsaların doğuşundan itibaren önemli vakalar eşliğinde ele alınmıştır. İçeriden öğrenenler ticaretine getirilen düzenlemeler kronolojik olarak sıralanarak, mahkemelere intikal eden önemli davalara atıfta bulunulmuştur. Ayrıca Avrupa Birliği'nin içeriden öğrenenler ticareti konusundaki düzenlemelerine de temas edilerek, Türkiye'de 2012 yılında çıkartılan 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun içeriden öğrenenler ticaretine yaklaşımı irdelenmesi amaçlanmıştır. İçeriden öğrenenler ticareti konusunda suistimale sebep olabilecek hükümlerin açık bir şekilde düzenlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Abstract In an efficient market that has reduced systematic risk, the essential requirement of accurate pricing of financial instruments is equal access to the information, namely, disclosure. Insider trading as one of the problems related asymmetric information on financial markets prevents market transparency and beats investors' confidence. For this reason, the transmission of accurate and timely disclosed inside information to investors is intended to prevent monopolization and the use of privileged information that is unknown to everyone is prohibited in many markets around the world. In this study, the historical evaluation of insider trading with important cases beginning from the birth of stock markets is addressed. The regulations of insider trading is sorted in chronological order and referred to prosecuted cases. Moreover, EU regulations on insider trading is mentioned and the approach of new Capital Market Law No. 6362 which came into force on 2012 to insider trading is discussed. It is concluded that, the penal provisions on insider trading that can cause missappropriation must be clearly defined. Bu makale, M.Fevzi Esen’in İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme A.B.D.’nda kabul edilen “İçeriden Öğrenenler Ticaretinin Tespitinde Veri Madenciliği Yaklaşımlı” başlıklı doktora tezinden türetilmiştir. 1 158 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 1. Giriş Yatırımcıların haklarının korunduğu, sistematik riskin düşük olduğu, şeffaf ve etkin bir piyasa ile bilginin aynı miktarda ve eş anlı olarak yatırımcılara dağıtılması amaçlanmakta ve bilgilerin fiyatlara kayıpsız olarak yansıması beklenmektedir. Düzenli ve güvenilir bir bilgi akışı yatırımcıların kararlarını ve piyasaya bakış açılarını güçlendiren önemli bir faktör olduğu gibi, fırsat eşitliği yaratan sağlıklı bir finansal piyasanın temel şartıdır. Menkul kıymet fiyatlarının sadece kamuya açıklanmış bilgileri değil, kamuya açık olmayan bilgileri de yansıttığının varsayıldığı piyasanın ''güçlü etkinlik formunda'', bilginin her yatırımcıya eşit dağıldığı ve hiçbir yatırımcının bu bilgiyi kullanarak diğerinden daha fazla kâr edemeyeceği kabul edilmiştir. Piyasalarda bilgi asimetrisi sorunlarından biri olan içeriden öğrenenler ticareti, menkul kıymet fiyatlarını etkileyebilecek türdeki kesin, güvenilir ve kamuya açıklanmamış bilginin doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılarak gerçekleştirilen piyasa işlemlerini kapsamaktadır. Bilginin piyasadaki varyasyonu ve miktarının menkul kıymet fiyatlarına etkisine yoğunlaşan “etkin piyasalar hipotezi” konusunda yapılan çalışmalarda, özellikle 80’li yılların ikinci yarısına kadar, piyasalarda menkul kıymet fiyatlarının geçmişteki fiyat hareketleriyle belirlenebildiği ve şirketlerin kamuya duyurulmuş bilgilerinin de menkul kıymet fiyatlarına yansıdığı belirtilmiştir (De Bondt ve Thaler, 1985). 1990'lı yılların birinci yarısından itibaren yapılan çalışmalarda ise piyasaların ''yarı güçlü'' formda dahi etkinlik sağlayamadığı ve tam etkinliği ifade eden ''güçlü form'' oluşturulmadıkça normal üstü getiriler elde edilebileceği gösterilmiştir (Kara ve Denning, 1998; Jeng, 2003; Teall, 2012). Bu bağlamda, piyasalarda hisse senedi fiyatlarını etkileyen, kamuya açıklanmamış ''içerideki bilgi'' kullanılarak menfaat sağlayıcı işlemler yapılmakta, piyasaların güçlü etkinlik derecesinin amaçlanan fakat gerçekleşmesi mümkün olmayan bir formu temsil ettiği görülmektedir. Piyasalardaki temel sorunlardan biri olan içeriden öğrenenler ticareti ile piyasaların şeffaflığı engellenmekte, yatırımcıların piyasaya olan güveni sarsılmaktadır. Bu sebeple dünya üzerindeki birçok piyasada, içerideki bilgilerin yatırımcılara doğru ve zamanında aktarılmasıyla bilginin tekelleşmesinin engellenmesi amaçlanmakta, herkes tarafından bilinmeyen ayrıcalıklı bilginin kullanımı yasaklanmaktadır. İçerdiği bilginin piyasaya, yatırımcıya ve işletmeye etkileri bakımından içeriden öğrenenler ticareti günümüzde finans, hukuk ve yönetim bilimleri çerçevesince sıkça 159 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 tartışılmaktadır. Literatürde şimdiye kadar yapılmış çalışmalarda, içeriden öğrenenler ticaretinin diğer piyasa oyuncularına zararının olup olmadığı; varsa kime zarar verdiği, yasaklanıp yasaklanmaması gerektiği ve yasaklanacaksa hangi yöntemlerle yasaklanacağı, bu ticaretin hangi ölçekte piyasa etkinliğine fayda/zarar sağladığı üzerinde herhangi bir konsensüs sağlanamamıştır (Krawiec, 2001). 2. “İçeriden Öğrenen” ve “İçeriden Öğrenen Ticareti” Tanımı Finansal piyasalarda “içeriden öğrenen” kavramının ilk tanımı, Amerikan Menkul Kıymetler Borsası’nın (SEC) 10b-5 kuralı kapsamında yapılmıştır. Bu tanıma göre, menkul kıymet ihraç eden bir işletme ile herhangi sebepten dolayı güvene dayalı veya özel ilişkisi olan, işletmenin henüz kamuya açık olmayan fiyata duyarlı bilgisinin farkında olan ve bu bilgiye direkt / indirekt ulaşabilen kişiler “içeriden öğrenenler” olarak belirtilmektedir (Rodolfo, 1981, 1295-1296). İşletme içerisindeki ayrıcalıklı bilgiyi kullanarak haksız kâr etme veya zarardan sakınma potansiyeline sahip olan içeriden öğrenenlere en genel örnek işletmede çalıştıkları pozisyonlar nedeniyle içerideki bilgiye en rahat ulaşabilecek yöneticiler, çalışanlar ve büyük hissedarlar olarak verilebilir. İçeriden öğrenenler ticaretine ilişkin mahkemelere yansıyan vakalarda haksız kazanç sağlayanlar çeşitlilik arzettiği için “içeriden öğrenenlerin” kim olabileceği konusu hukuk çevrelerince tartışılmaktadır. Avrupa Birliği direktiflerine göre, kişinin içeriden öğrenen sayılabilmesi için, ihraçcı ve sermaye piyasası kurumlarıyla olan somut bir ilişkinin varolması gerekli görülmemiş; içeriden öğrenen tanımı yapılırken mantıklı bir yatırımcının sahip olacağı ortalama bilgi miktarının baz alınması gerektiği ifade edilmiştir (European Securities and Market Authority, 2003). İçerideki bilgiye tesadüfen sahip olanların içeriden öğrenenler olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği konusu, kullanılan teorilere göre farklılık göstermektedir. Örneğin Sternberg (2000) çalışmasında bilgiyi tesadüfen kazanan birinin yaptığı ticaretin diğ er yatırımcılara karşı bir sorumluluk getirmediğ ini ve bunun etikten uzak bir davranış olduğ unun sö ylenemeyeceğ ini belirtmektedir. 1980 yılında gö rü len Chiarella davasıyla da, piyasa ile gü vene dayalı bir iliş kisi bulunmayan ve dolayısıyla içerideki bilgiyi açıklama yü kü mlü lü ğ ü olmayan bir kiş inin, ihraççı veya herhangi bir bilgi kaynağ ından içerideki bilgiyi temin etmedikçe yani, bilgiyi tesadüfen de alsa, “içeriden öğrenen” olarak nitelendirilemeyeceği hükmüne varılmıştır (U.S. Supreme Court, 1980). Fakat Amerika 160 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 Birleşik Devletleri (ABD) Yüksek Mahkemesinin 1983 yılındaki Dirks davasında bu tanım, ''içerideki bilgiyi tesadüfi olarak veya olmayarak edinen kişinin de hissedarlara karşı güven yükümlülüğünün olduğu'' şeklinde genişletilmiştir (U.S. Supreme Court, 1983). ISşletme ile geçici ya da devamlı iliş ki içerisinde olan mü ş avirler, muhasebeciler, yatırım danış manları, avukatlar, aracılar ''sembolik dış arıdakiler'' (nominal outsiders) olarak tanımlandığı gibi, bu tür kişiler işletme amaçları doğrultusunda kullanmak üzere içerideki bilgiyi kullarak görevlerini ifa ettiklerinden dolayı işletme ile özel bir güven ilişkisi içerisinde oldukları kabul edilmektedir (Bainbridge, 2001, 46). İçeriden öğrenenler ticareti ise kavramsal olarak, “sermaye piyasalarında kamuya açıklanmamış içerideki bilgiye sahip olan içeriden öğrenenlerin bu bilgiyi kullanarak gerçekleştirdiği ekonomik suç” ve “içerideki bilgiye ulaşabilenlerin ticaret eylemi” olan tanımların her ikisini de kapsamaktadır (SEC, 2016). Genel tanımı itibariyle içeriden öğrenenler ticareti, sermaye piyasalarında başka yatırımcıların erişemeyeceği nitelikte önemli bilgilere sahip olan ve genellikle işletmeler içerisinde önemli görevlere sahip çalışanların, yaptıkları ticaretleri çeşitli düzenlemeler kapsamında raporlayarak denetimli şekilde gerçekleştirmesi eylemidir. İşlemi gerçekleştiren içeriden öğrenenlerin alım-satımını yaptığı menkul kıymetin fiyatı, miktarı ve çeşidini, işlemin gerçekleştirilme ve raporlanma tarihini, elinde tuttuğu menkul kıymetlerin miktarı ve kendisinin işletme içerisindeki görevini ilgili yasal merciilere bildirmek durumundadır. Bir piyasa suçu olarak içeriden öğrenenler ticareti, içeriden öğrenenlerin menkul kıymet fiyatlarını etkileme gücüne sahip olan kamuya açıklanmamış bilgiye ulaşıp, haksız kazanç elde etmesi/ettirmesi durumu olarak tanımlanmaktadır. (Teweles ve Bradley, 1998, 537). Bu kazanç kâr sağlama olabileceği gibi, muhtemel bir zarardan kaçınılması olarak da belirtilebilir. Bir diğer tanıma göre, sermaye piyasalarında birçok yatırımcının sahip olmadığı bilginin avantajından yararlanılarak yapılan alım satım işlemi içeriden öğrenenler ticaretidir (Synder, 1999, 419-420). Başka bir ifadeyle, işletme çalışanlarıyla dışarıdaki yatırımcı arasındaki içerideki bilgi asimetrisidir (Frankel ve Li, 2004, 232). Piyasaları bozucu işlemlerden biri kabul edilen içeriden öğrenenler ticareti, bir kısım yatırımcıların erişemediği ve etki unsuru içeren bilgiyi direkt kullanarak veyahut tüyo vererek finansal varlık alım-satım işlemi yapmasıdır. Gerçek veya tüzel kişiliklerin kamu nezdindeki güvenini ve yatırımcıların işletmelere ve kişilere olan sadakatini zedeleyen 161 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 içeriden öğrenenler ticareti, beyaz yakalıların en çok işledikleri finansal suçlardan biri olarak sınıflandırılmaktadır (Leap, 2007, 67-69). 1934 tarihli Amerikan Menkul Kıymetler Borsası Kanunu ve yargı kararlarıyla oluşturulan dolaylı tanıma göre içeriden öğrenenler ticareti, ''kamuya açıklanmayan içerideki bilgiye alım-satım işlemi, mail veya herhangi bir imkânla doğrudan ulaşarak veya tüyo vererek güvenin ihlal edilmesi'' olarak tanımlanmaktadır. 1984 yılında yürürlüğe konan ''İçeriden Öğrenenler Ticareti Müeyyideleri Kanunu (Insider Trading Sanctions Act of 1984)'' ve 1988 yılındaki ''İçeriden Öğrenenler Ticareti ve Menkul Kıymet Hileleri Tatbik Kanunu (Insider Trading and Securities Fraud Enforcement Act of 1988)'' ile söz konusu tanım hüküm altına alınmıştır. Türkiye’de ise 6362 sayılı Sermaye Piyasası kanununun 106. maddesiyle içeriden öğrenenler ticareti direkt olarak tanımlanmamış, “kamuya duyrulmamış bilgilere dayalı olarak kendisinin veya bir başkasının menfaatini temin için gerçekleştirilen işlemler” bilgi suiistimali suçu olarak sayılmıştır. İçeriden öğrenenler ticareti, sermaye piyasalarını etkileyen üç büyük riskten biri olarak kabul edilmekte olup, küresel ekonomik suç çalışmalarına göre ortalama %30`luk artışla en hızlı ivme yakalayan ekonomik suçlardan biri olarak gösterilmektedir (PwC, 2016). 3. İçeriden Öğrenenler Ticareti Tarihi ve Düzenlemeleri Borsaların doğuşu, 17. yü zyılın baş larında deniz ö tesi ticaret için sıcak nakit paraya ihtiyaç duyan tüccarlara kadar uzanmaktadır. Devletin fon oluşturmak ve bütçe açıklarının finansmanını sağlamak amacıyla çıkarttığı ve devlet garantisinde olan iç borçlanma senetleriyle borsa kavramının temelleri somut olarak belirlenmiştir. Piyasalarda fon yönetimini sağlayan borsalar, ilk olarak 1611’de Hollanda’da kurulmuş ve bundan 75 sene sonra İngiliz borsasının temelleri atılmıştır. Özellikle 17. yüzyılda ulus devletlerin geniş lemesi ve ulusal ticaret olgusunun ö nem kazanması ''merkantalizm'' akımını ortaya çıkarmıştır. UW lkelerin, zenginlik kaynağ ı olarak kabul ettiğ i değ erli madenlerin işlenerek devamlı olarak arttırılması ve korunması gerektiğ i savunulmuş ve ithalatın sınırlandırılarak ihracata teşvik getirilmesi görüşü hakim olmuştur. Bunun yanısıra, deniz aşırı keşifler ve ''bilimsel devrim'', Avrupa’da sermaye birikiminin artmasıyla sonuçlanan endüstriyel kapitalizme öncülük etmiştir. Bu sebeple, ülkelerin sürekli büyüme ve kâr arttırma güdüsü tetiklenmiş; ticari faaliyet alanları genişlemiş ve fon toplama stratejilerinde değişikliğe gidilmiştir. Fazla fon 162 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 ihtiyacını karşılayabilmek için borsalar, tasarruf sahibi yatırımcıların risklerine ortak olarak yatırımcı portfö yü nü genişletmiş ve borç talep edenler için fon sağ lamıştır. ISç piyasanın fon ihtiyacının karş ılanmasıyla, ihtiyacı olan ekonomilere fon ihraç edilmeye başlanmıştır (Hafner ve Zimmermann, 2009, 18). Ayrıca, fon ihtiyacı olan işletmelerin kurucuları ve ortakları, fon arz edenleri işletmelerin değ erinin artacağ ına inandırarak yü ksek fiyattan satışlar yapmış lardır. Piyasalardaki gerileme ve buna bağlı gelişen finansal sıkıntıları araştırmak amacıyla 1621 yılında ISngiltere’de kral tarafından gö revlendirilen Gizli Konsey Komitesi (Committee of Privy Council) kurulmuş tur. Yıllar içerisinde, piyasalarda artan hileli davranışların etkisi anlaşılmış ve 1696 yılında Ticaret Komisyonu (Board of Trade) oluşturulmuştur. Komisyonun yayınladığ ı ilk raporda, ilk kez yaşanan vakalara atıfta bulunularak, piyasalarda yanıltıcı iş lem gerçekleştirenlerin engellenmesi için gerekli tedbirlerin alınması gerektiği belirtilmiştir (Sainty, 1974, 25-27). İçeriden öğrenenler ticaretinin tanımı ve tarihsel gelişimine zemin hazırlayan ilk düzenlemeden sonra, 1720 yılında “Bubble Act” yürürlüğe girmiştir. Kişilerin veya işletmelerin piyasada menkul kıymet alım satımı yapabilmesi için kraliyetten yeterlilik (Royal Charter) alması gerektiği şart koşulan bu düzenlemeyle, piyasalarda çok hızlı yükseliş ve düşüş gösteren balon işletmelere ilişkin önlem alınması amaçlanmıştır (Harris, 2000, 61). Yeterliliğin sağlanabilmesi için konulan ağır şartlardan dolayı, birçok işletme ekonomik faaliyetlere katılamamış, gelirlerde dü şü şler yaşanmış ve temel ekonomik yapı ciddi bir şekilde etkilenmiş tir. Bunun ü zerine sö z konusu dü zenleme 1825 yılında yürürlükten kaldırılmıştır. Piyasalardaki işlemlerin düzenlenmesine ilişkin ilk uygulamalardan bir diğ eri ise 1787 ABD anayasasıyla ele alınmıştır. ISlgili anayasanın 1. maddesinin 5/2 kısmında, piyasalarda kiş isel kazançlarını arttırmak için uygunsuz iş lem yapan tü ccarların eyalet meclislerince cezalandırılması konusuna değinilmiş ve zaman içerisinde bu tür finansal kabahatler ''devlete başkaldırı, sadakatsizlik ve yolsuzluk'' ile eş anlamlı olarak anılmıştır (Straus, 2013, 1). 1789’da Amerikan federal hükümetinin kurulması, yatırım piyasalarının doğuşunu beraberinde getirmiştir. Yapılan finansal reformlarla birlikte modern bankacılığın temelleri atılmış ve savaşın verdiği zararları telafi etmek, fon akımı oluşturmak amacıyla 163 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 federal hükümet tarafından ilk kez 80 milyon dolarlık borçlanma senedi ihraç edilmiştir. ABD Hazine Bakanlığı’nın borç senetlerini nominal değeri ile değerlendirileceğini açıklamasından önce bilgiyi, pozisyonunun (Hazine Bakanı Alexander Hamilton tarafından asistan sekreter olarak hazine bakanlığına atanmıştır) verdiği avantajla önceden edinip spekülatörlere ve diğer yatırımcılara ulaştıran William Duer, tarihte bilinen ilk içeriden öğrenenler ticareti suçunu örneğini teşkil etmektedir (Bainbridge, 2013, 168-169). Bu durum ayrıca, etkisi Mart 1792’de başlayıp Haziran 1792’ye kadar devam eden ilk finansal krizin ana sebebidir (Sylla vd., 2009). Kriz, birçok balon işletmenin iflası ile sonuçlanmıştır. Etkisi kısa sürede atlatılmış olsa da, endüstriyel üretim ve gayri safi hasıla büyüme hızı 1796 yılına kadar kesintisiz olarak artmış ve 1809 yılına kadar herhangi bir iflas vakası yaş anmamıştır. Bu sü reçte ö n plana çıkan en ö nemli aktör şüphesiz Alexander Hamilton’dur. Amerikan ekonomisini dağınık ve bozuk bir yapıdan federal düzene uygun merkeziyetçi bir yapıya ulaştıran Hamilton, merkez bankası, darphane, imalatçıları kalkındırma planı, gü mrü k tarifeleri ve vergilendirme gibi ekonomik enstrü manları oluş turarak modern ekonominin yapı taşlarını atmıştır. 1792 krizinin en büyük kazanımlarından birisi New York borsasının temellerini atan Buttonwood sözleşmesidir. Sözleşme ile brokerlar açık arttırmacıları saf dışı bırakarak, alım satım iş lemlerinin sadece kendileri arasında gerçekleştirecekleri ve %0,25 oranında komisyon uygulayacaklarını kurala bağlamışlardır. Bir başka deyişle, piyasa oyuncuları öz-düzenleme (self regulation) yaparak organize olmuş, alım-satım işlemleri formal hale gelmiştir. Kurallar zamanla geniş letilerek organizasyon boyutuna taşınmış ve 1817 yılında ''New York Borsası Kurulu'', 1863’de ise modern formuyla ''New York Borsası (New York Stock Excange)'' ismini almıştır (Teweles ve Bradley, 1998, 113). 1800’lü yılların ikinci yarısından itibaren hızlanan sanayileşme sü reciyle yatırım harcamalarında ciddi artışların yaşandığ ı gö rü lmektedir. OW zellikle bü yü k iş letmeler tarafından domine edilen yatırım alanlarının tekelleşmesi, hisse senedi fiyatlarının manipü le edilmesine imkan tanımıştır. OW rneğ in 1863 yılında Harlem Demiryolu ve Posta Şirketi hisse senetlerindeki fiyat artışının enflasyondan kaynaklandığını düşünen bazı yatırımcılar, ileriki dönemlerde fiyatlarda düşüş bekledikleri için hisse senetlerinin büyük bir kısmını satın almadan edinmiş ve esasında ellerinde olmayan bu hisse senetlerini yüksek fiyattan satışa çıkartmışlardır. Piyasalarda ''açığa satış'' olarak adlandırılan bu 164 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 işlem, sahip olunmayan sermaye piyasası araçlarının ö dü nç alınarak satılması veya satış emri verilmesi şeklinde gerçekleşmiştir. ISşlem sonucunda, manipü latif işlemlerle yapay fiyat hareketleri sağ lanarak, hisse senetleri dü ş ük fiyattan geri alınmış ve aradaki fark manipülatörlere kâr olarak yansımıştır (Geisst, 2012, 59). Bilgiyi tekelleştiren ve piyasadaki algısını yöneten bu vaka, içeriden öğrenenler ticareti literatürüne konu olmuştur. 1869 yılında spekü lasyonlar nedeniyle, ABD altın piyasasında yaş anan bü yü k panik içerideki bilginin tü yo olarak alınıp kullanılması ve manipü lasyon konusundaki ilk ö rneklerden gö sterilmektedir. Olayda, bir grup spekü latö r altın piyasasındaki hakimiyeti ellerine geçirerek (cornering market) altın fiyatlarında ciddi yü kseliş e sebep olmuş ve bü rokratlarla kurdukları ö zel iliş kiler sayesinde dö nemin ABD Baş kanı Ulysses S. Grant ikna edilerek hükümetin altın piyasalarına müdahalesi önlenmiştir. Durumun anlaşılmasından sonra hükümet elindeki altın rezervlerini piyasaya sürmüş ve altın fiyatları en düşük seviyelere inmiştir (Smith, 2002, 481-483). Kara Cuma (Black Friday) olarak adlandırılan bu kriz neticesinde birçok yatırımcı iflas etmiştir. 1890 yılında İngilterede ''İşletme Yöneticilerinin Sorumluluğu Kanunu'' (Directors’ Liability Act) işletmelerdeki yöneticiler, teşvikçiler ve diğer çalışanların izahnamelerdeki hatalı ve gerçek dışı beyanlardan kaynaklanan kârın/zararın sorumluluk doğurduğunu yasal dayanağa oturtmuştur (McQueen, 2009, 250). Her ne kadar 1890’lı yılların ortasında kanun hükümsüz sayılmışsa da, ilk olarak içerideki bilginin yöneticilere yüklediği sorumluluğa atıfta bulunulmuş ve bu tür bilgilerin suistimaline büyük cezalar getirilmiştir. Artan büyük hacimdeki işlemler, hilenin sistematik doğası ve yatırımcılar tarafından güvenli bilgi kaynaklarına olan talep, piyasalarda yatırımcının korunması hususunu doğ urmuş ve neticesinde 1895 Davey Komitesi ile birlikte ilk kez ‟içerideki bilginin kamuya açıklanması‟ konusu gündeme gelmiştir. İçeriden öğrenenler ticaretinin günümüz literatü rü ndeki tanımı ve getirilen cezai yaptırımların ilk ö rnekleri yirminci yü zyıl başlarına kadar uzanmaktadır. 1909 yılından ö nce, hileli iş lemlerin kanıtlanması gü ç olduğ undan dolayı, içeriden ö ğ renenlerin içerideki bilgiyi kamuya açıklamaları gerektiği konusunda herhangi bir hüküm konulmamışken, 1909 yılında Strong & Repide vakasıyla ABD Yüksek Mahkemesi, içeriden öğrenenlerin işlem yaparken kimliklerini açıklama zorunluluğunu getirmiştir. 165 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 Piyasalardakihilelialımsatımiş lemlerininö nlenmesiveş effaflığ ınsağ lanmasıamacıyla getirilen ilk ö nemli yasa 1911’de ilk olarak Kansas’ta yü rü rlü ğ e konan “Blue Sky” yasalarıdır.ISçeridekibilginineksiksizvedoğ ruş ekildekamuyaaçıklanmasınıdü zenleyen Blue Sky yasaları, öncelikle piyasalarda yatırımcıları korumayı amaçlamış tır (Haslett, 2010,707-708).Kısıtlısayıdaeyaletinkabulettiğ idü zenlemeler,1929yılındaNewYork borsasında baş layan hisse senedi fiyatlarındaki çö kü ş le baş gö steren paniğ in haftalar içindeticaretvediğ ersanayidallarındaetkiliolmasınınsonucu;hacmi,etkialanıvesü reci itibariyle dü nyanın en ağ ır ekonomik tablosunu ortaya çıkarmasıyla, etki alanını arttırmış tır.1933yılıitibariyleBlueSkyyasalarınıkabuledeneyaletsayısı43’eulaş mış tır (BhattacharyaveDaouk,2002,106). 1924-1929 yılları arasında yeni endü strilerin geliş tirilmesiyle ABD dü nyanın net kreditö rü halinegelmiş tir.Yenigeliş ensektö rleretalebinfazlaolmasıNewYorkborsasını spekü latifhalegetirmiş vekrediarzındadaralmayaş anmış tır.Borsadadahafazlakazanç sağ layabilme çabası, iş letme yö neticileri ve çalış anlarını içerideki ayrıcalıklı bilgiyi kullanarak iş lem yapmaya itmiş ve hisse senedi fiyatlarında ciddi dü ş üş ler gö zlemlenmiş tir. Buna en iyi ö rnek ekonomik buhran dö nemindeki Albert H. Wiggin skandalıdır (U.S. Senate, 2010, 186-213). Neticede, piyasalarda eskiden var olan “mü dahaleetme,rahatbırak”anlayış ıyerini“ihtiyaçolduğ undamü dahaleet”anlayış ına bırakmış tır. Bu durum, piyasalara devlet mü dahalesinin gerekli olabileceğ ini ortaya koymuş ve sermaye piyasalarını ilgilendiren kapsamlı dü zenlemeler yapılmaya baş lanmış tır. Piyasaların bü yü k ekonomik buhranın etkilerinden arınmaya baş lamasıyla birlikte, sermaye piyasaları yeniden yapılandırılmış ve ekonomik reformlar hız kazanmış tır. Piyasalarda yaş anan olumsuz durumların tekrar etmemesi amacı ve 1933 yılı Mayıs ayındaJPMorganbankasıtarafındanyü ksekprofillimü ş terilerineiçeridekibilgiservis edilerek “dü ş ük fiyattan menkul kıymet alımı ve yü ksek fiyattan satımıyla kazanç sağ lama”teminatınınverildiğ ininaçığ açıkarılmasıyla,aynıayınsonunda1933Menkul KıymetlerKanunu(SecuritiesAct)yü rü rlü ğ egirmiş tir. Sermaye piyasaları fonksiyonlarını sadece menkul kıymetler aracılığ ıyla değ il, mali piyasalariçerisindebankalararacılığ ıiledesağ lamaktadır.Buaçıdanyapılanreformlar sadeceborsalarilesınırlıkalmamış tır.OW zellikle1914-1928yıllarıarasındadünyanınen 166 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 güçlü bankası olan JP Morgan’ın ABD Merkez bankası gibi hareket etmesi ve ekonomi politikalarına yö n vermesi, piyasalardaki bilgi asimetrisini de kö rüklemiş tir. Devletin piyasaları regüle edebilirliğ inden uzak olan bu gö rüntü, o dö nemde içeriden ö ğ renenler ticareti sayısında ciddi artış a sebep olmuş tur. 1929 krizi sonrası, 1933 Menkul Kıymetler kanunu ile, etkin bir sermaye piyasasının oluş turulabilmesi için düzenlemeler yapmaya ve kararlar almaya yetkili bağ ımsız bir kuruluş olan Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonu (SEC) oluş turulmuş tur. Ayrıca finansal piyasalardaki hileli ve aldatıcı iş lemler yasaklanmış , menkul kıymetlere iliş kin bilgilerin bütün yatırımcıların eriş imine açık olması gerektiğ i belirtilmiş tir. Yasa ayrıca, SEC’in kamuya açıklanacak bilgilere izin verme koş ulları ve ihraççı iş letmeden daha fazla bilgi isteyebilme yetkilerini de düzenlemektedir. Blue Sky yasalarını ilga eden 1933 Menkul kıymetler yasası, menkul kıymet alım satımına iliş kin ilk federal düzenleme ve yol haritası niteliğ ini taş ımaktadır. Yasanın ana felsefesi, yatırımcının düş üncesini ve kararını etkileyebilecek herhangi maddi unsurun tamamıyla kamuya açıklanması olup, menkul kıymet alım satım iş lemi yapan ''iş letme yö neticileri, raportö rler, sigortacılar ve diğ er kiş ilerin'' maddi unsurları doğ ru ve tam raporlaması gerekliliğ i belirtilmiş tir (SEC, 1933). Yatırımcıların çıkarlarını korumak, piyasaya karş ı güvenini sağ lamak amacıyla içeriden ö ğ renenlerin faaliyetlerinin düzenlenmesi için 1934 yılında Menkul Kıymetler Borsası Kanunu (Securities Exchange Act) yürürlüğ e girmiş tir. Yasanın, 1933 tarihli yasadan en belirgin farkı, kamuyu aydınlatma ilkesinin tam açıklama politikasıyla (full disclosure) altının çizilmiş olmasıdır. Ayrıca düzenlemeyle, menkul kıymetlerin ihraç sonrası iş lem gö rdükleri ikincil piyasalar da kapsama alınmaktadır. 1934 kanunu, içeriden ö ğ renenler ticareti ve manipülasyonları ö nleyici kural ve yaptırımlar getirmektedir. OW rneğ in, 10 milyon dolardan fazla sermayeye veya 500 ve üzeri hissedara sahip iş letmelerin SEC’e kote olması ş artı getirilmiş ve bu iş letmelerin periyodik olarak kamuyu aydınlatması gerektiğ i sö z konusu kanunda belirtilmiş tir. Kanunun ''piyasalarda manipülatif ve hileli iş lemleri'' konu alan 10b-5 maddesinde, herhangi bir kiş inin doğ rudan veya dolaylı olarak tüm menkul kıymet çeş itleri için alım satım iş lemlerinde hileli ya da aldatıcı davranış ta bulunması suç olarak nitelendirilmiş tir (Hazen, 2003, 113). Bu madde, içerideki bilgi üzerinden yapılan uygunsuz iş lemlerin yani içeriden ö ğ renenlerin ticaretinin günümüzdeki düzenlemelerinin temel dayanağ ını oluş turmaktadır. Günümüzdeki uygulamada, içeriden ö ğ renenlerin ayrıcalıklı bilgiyi 167 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 kendi çıkarları için kullanması veya baş kalarına aktararak kullandırmasını ö nlemek amacıyla esas alınan 10b-5 maddesine, mahkelemelere intikal eden vakaların farklı yorumlanmasıdolayısıylazamaniçerisindebaş kamaddelereklenmiş tir. OW zellikle, 1960’lı yıllara kadar içeriden ö ğ renenler ticaretinin efektif olarak engellenemeyiş i farklı yorumları beraberinde getirmiş ve ö nceleri, ''yatırımcılara karş ı yapılan bir haksızlık'' kapsamında değ erlendirilen içeriden ö ğ renenler ticareti suçu, zamanla ''içeriden ö ğ renenin yatırımcıyla gü vene dayalı iliş kisi (fiduciary duty)'' ve ''içerideki bilginin kö tü ye kullanılması, suistimal edilmesi (misappropriation)'' kapsamında değ erlendirilmeye baş lanmış tır. Mahkemelerin çeş itli vakalarda 10b-5 maddesini farklı yorumlaması içeriden ö ğ renenler ticaretinin değ erlendirilmesinde çeliş kiler yarattığ ı için, 2000 yılında ilgili maddeye 10b-5/1 ve 10b-5/2 maddeleri eklenerek içeriden ö ğ renenler ticareti tanımı netleş tirilmiş tir. 10b-5/1 maddesinde, maddivakıaiçerenvekamuyaaçıklanmamış bilgininfarkındaolarakmenkulkıymetalım satım iş leminin yapılması yasaklanmış olup, 10b-5/2 maddesiyle de içerideki bilginin gü venyü kü mlü lü ğ ü çerçevesindekö tü yekullanılmasınınö nü negeçilmiş tir(SEC,2000). 1934 Menkul Kıymetler Borsası Kanununun içeriden ö ğ renenler ticareti konusunda getirdiğ i en ö nemli maddelerden birisi de, SEC’e kote olan iş letmelerin yö neticileri ve çalış anlarıilehissepayları%10’unü zerindeolankiş ilerinveyaptıklarıiş lemlerinSEC’e bildirilmesi zorunluluğ udur. Ayrıca, içeriden ö ğ renenlerin 6 ay içerisindeki alım-satım iş lemlerindendoğ ankısadö nemlikâ r(shortswing)iş lemleriyasaklanmış ,kısadö nem iş lemyapılmış sakâ rıniş letmeyedevredilmesigerektiğ iş artıkonulmuş tur.Kanunlabir ilkolarak,içeridenö ğ renenlerticaretisuçunailiş kincezaimü eyyidelerdebelirlenmiş tir. Tarihsel sü reçte içeriden ö ğ renenler ticaretinin açıklanmasında çoğ u kez mahkemeye intikaledenönemlidavalaresasalınmış tır.''ISçeridekibilgininkamuyaaçıklanmasıyada iş letme sırları dolayısıyla açıklanamayan bilgilere dayanarak menkul kıymet ticareti yapmaktankaçınılması(discloseorabstain)''kuralıilkolarak1961yılındaCady,Roberts andCo.davasındaelealınmış tır.CadyRoberts&Co.vakasında,yeniyatırımlarlayü kseliş e giren Curtiss-Wright ş irketinin hisse senetlerinin, kâ r dağ ıtım paylarının dü ş eceğ i bilgisinin ö nceden ö ğ renilip satılmasıyla mutlak zarardan kaçınılması sağ lanmış tır. ISçeriden ö ğ renenlerin sorumluluğ unun geniş letildiğ i bu davada, ilk defa ''içeriden ö ğ renen''kavramınıntanımıyapılmış veherhangiayrımgö zetmeksiziniçeridekibilgiyi 168 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 kullanarakiş lemyapanherkesinhü kü mleretabitutulacağ ıvurgulanmış tır(Bewaji,2012, 16). 1960’lı yılların ilk yarısından itibaren menkul kıymet piyasaları iş lem hacmindeki artış lar ve piyasalarda tespit edilen ö nemli manipü lasyonlar neticesinde, piyasalarda kuralların sıkılaş tırılması ihtiyacı doğ muş tur. IS şletmelerin hisse senedi ihraç edebilme ş artları ve broker - dealer iş lemleri dü zenlenmiş ve artan spekü lasyonlara cevap niteliğ indeiş letmelerinkamuyuaydınlatmaprensipleriyenidenelealınmış tır(Matthews, 1994,46). Piyasada yatırımcının yayınlanacak periyodik aktarımlarla bilgiye eş it olarak ulaş abilmesigerektiğ ivebiryatırımcınındiğ erineü stü nlü ksağ layacakniteliktebilgiye sahip olmaması gerektiğ i (equal access to information) konusu 1968 Texas Sulphur davasındaelealınmış tır.ISçeridekibilgiyesahipolanve diğ eryatırımcılarakarş ı gü ven yü kü mlü lü ğ ü taş ıyanherkes''içeridenö ğ renen''statü sü ndedeğ erlendirilmiş tir. Şekil1.İçeridenÖğ renenlerTicaretiÖrneği:TexasGulfSulphurVakası Kaynak:SecuritiesandExchangeCommission,Plaintiff-Appellant,v.TexasGulfSulphur Co.,May2,1968,UnitedStatesCourtofAppealsforttheSecondCircuit Şekil 1’den gö rü ldü ğ ü ü zere, 12.10.1963 tarihinde Texas Gulf Sulphur şirketinin, ilk maden kuyusu kazma iş lemi tamamlanmış tır. Bu sırada şirketin hisse senedi fiyatları 17,75$ olarak seyretmektedir. Yeni maden yataklarının keş fedildiğ ini ö ğ renenler 169 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 yö neticilerveyakınlarıhissesenedialımınabaş lamış tır.09.12.1963-13.12.1963tarihleri arasında yapılan kazılarda daha fazla maden yatağ ına rastlanmış ve bu bilgi kamuya duyurulmamış ,içeridenö ğ renenlerinyaptıklarıalımiş lemleri15.04.1964tarihibasına açıklama ö ncesine kadar devam etmiş tir. Basına açıklamanın hemen sonrasında hisse senedi fiyatları ani yükseliş göstererek 2 gün içerisinde yaklaşık 35$ seviyesine kadar yükselmiştir.Kamuyaaçıklamanın1aysonrasındaburakam60$bandınakadarçıkmıştır. ISçeriden ö ğ renenler ticareti konusunda ABD Yü ksek Mahkemesine intikal eden ikinci büyük vaka Dirks (1983) davasında, içerideki bilgiyi alanın ve verenin iş letmeye olan gü ven yü kü mlü lü ğ ü konusunda ö nemli kararlar alınmış tır. 1973 yılında aracı bir kurumdayatırımanalistiolarakçalış anRaymondDirks,ABDHisseSenetleriFonueskibir çalış anıtarafından,kurumunvarlıklarınınvegelirlerininmevcutdurumundanyü ksekbir değ erle değ erlendirildiğ i konusunda uyarı almış tır. Konuyu araş tıran Dirks hileli davranış lar tespit etmiş ve tespit ettiğ i hileli davranış ları sadece kendi mü ş terilerine raporlamış , kamuya açıklamaktan çekinmiş tir. ABD Yü ksek Mahkemesi bilgi alan konumunda olan Dirks’ü kendi menfaatine yarar sağ lamadığ ından dolayı suçsuz bulmuş tur. Buna gö re, içeriden ö ğ renenler yatırımcılara karş ı gü ven yü kü mlü lü ğ ü taş ıdıkları için içerideki bilgiyi tü yo alarak edinenler de yatırımcılara karş ı gü ven yü kü mlü lü ğ ü taş ımaktadır ve gerçekleş tirilen iş lemlerin suç sayılabilmesi için içeriden ö ğ reneningü venyü kü mlü lü ğ ü nü ihlaletmesigerekmektedir(Bewaji,2012). Özellikle 80’li yıllarda sermaye piyasası araçlarının çeş itlenmesi ve yaygınlaş ması, profesyonellerinpiyasalarlaolandirektiletiş imininartması,iş ağ larınıngeniş lemesive geliş en uluslararası ticaret, piyasaların geleneksel kontrol mekanizmalarını devre dış ı bırakmış vepiyasalardahakırılganhalegelmiş tir(Zey,1993,127).1934–1979yılları arasındatespitedileniçeridenö ğ renenlerticaretivakası53iken,1980-1987yıllarıarası burakam177olaraktespitedilmiş tir(Szockyj,1993,91-93).Artansuçlarınberaberinde getirdiğ ipiyasakayıplarınıö nlemekiçin1984yılındaiçeridenö ğ renenlerticaretisuçu cezalarını arttırıcı ö nlemler alınmış tır. Dü zenlemede, SEC’e menkul kıymet alım satım iş lemlerindeki kâ rları zorla araş tırma yetkisi verilmiş , tespit edilen haksız kazancın ü ç katına kadar idari ceza ve 10.000$-100.000$ arasında değ iş en miktarda para cezası ö ngö rü lmü ş tü r(Brodsky,1984,937). 170 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 Vergi kaçakcılığ ı, manipü lasyon ve içeriden ö ğ renenler ticareti gibi birçok suçu barındıranvetarihtekienkompleksfinansalsuçolaraknitelendirilen''Levine,Boeskyve Milken'' vakasından sonra, 1988 yılında ABD Temsilciler Meclisince ISçeriden OW ğ renenlerinTicaretiveMenkulKıymetSahtekâ rlığ IISnfazKanunu(InsiderTradingand Securities Fraud Enforcement Act) kabul edilmiş tir. Kanunla, iş verenlerin sorumluluk alanıgeniş letilmiş ,hapisveparacezasısınırlarıyü kseltilmiş tir.Ayrıcazararauğ rayanlara kayıplarınıtazminiçindavaaçmayetkisiverilmiş ;suçuniş lenildiğ ininispatıdurumunda verilecek para cezası sınırı 1 milyon dolara veya verilen kaybın ü ç katına, hapis cezası sınırımaksimum10yılayü kseltilmiş tir.Sö zkonusudavadaise,yaklaş ık10seneboyunca gerçekleş tirdiklerifinansalsuçlarsebebiyleLevin12,6milyon$,Boesky100milyon$, Milken 600 milyon $ ceza ödemeyi kabul etmiş tir. Kesilen cezalar SEC’in senelik bü tçesininbirkaçkatınaulaş mış tır(Stewart,1992,20). Piyasalardaartanticarethacmineparalelolarakiçeridenö ğ renenlerinperiyodikolarak bildirmesi gereken iş lemlerindeki karış ıklığ ı ö nlemek ve iş lemlerin kamu tarafından takibinikolaylaş tırmakamacıyla1996yılındaSECtarafından“ElektronikVeriToplama veKurtarmaAnalizSistemi(EDGAR)”oluş turulmuş tur.Sistemsınırlısayıdaterminalile hizmete girmiş , sonrasında akredite olmuş ö zel veri sağ layıcı iş letmeler aracılığ ıyla eriş ime açılmış tır. Aynı sene, içeriden ö ğ renenler ticareti suçu tespitini kolaylaş tırmak için tü m eyaletlerdeki iş lem hareketlerinin federal dü zenlemeler doğ rultusunda yürütülmesiteminatınınsağ lanabilmesiiçinmodernizasyonçalış masıbaş latılmış tır. ISçeriden ö ğ renenlerin iş lemlerinin kaydileş tirilmesine yö nelik Tü rkiye'de 2005 yılında MerkeziKayıtKuruluş u(MKK)kurulmuş ,BorsaISstanbulA.Ş ’yekoteolmuş iş letmelerin sermayepiyasasıaracıihraçlarıhaksahibibazındatamkaydileş tirilmeyebaş lanmış tır. Piyasaaraçlarınailiş kinverilerilgiliyasalmevzuatınizinverdiğ iö lçü dedü zenleyicive denetleyicikurumlar,borsalarveyayınkuruluş larıylapaylaş ılmaktadır.ISlgilimevzuata gö reiçeridenö ğ renenleriniş lemlerikamuyuaydınlatmaçerçevesinde,hernekadarda yatırımcıvekamuoyuilepaylaş ılmasıhususunubelirtsede;yatırımcılarvearaştırmacılar içinuygunbiruygulamaarayüzünerastlanmamaktadır. ISçeriden ö ğ renenler ticareti 90’lı yılların ikinci yarısından itibaren dikkat çekmeye baş lamış tır. Wall Street ve popü ler bankaların yö neticilerinin borsa iş lemleri yakın mercekaltınaalınmış ,yü ksekkâ rlarsorgulanırhalegelmiş tir.OW zellikle2001yılı,içeriden 171 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 ö ğ renenler ticareti dü zenlemelerinin yanısıra piyasa ve yatırımcı gü venliğ inin sağ lanması,geliş tirilmiş denetimstandartlarınınoluş turulmasıaçısındandö nü mnoktası sayılmaktadır. Etkisi tüm dünya piyasalarında hissedilen Enron skandalı yatırımcıyı zararauğ ratmış veABDekonomisine60milyardolarınü zerindezararvermiş tir(Healy vePalepu,2003,3).ISçeridenö ğ renenlerticaretisuçuylabirlikte,muhasebesistemindeki yasalboş luklarıkullanarakborçgizlemeveiş letmedeğ eriniş iş irerekyatırımcıyızarara uğ ratma, enerji piyasasını manipü le etme, rü ş vet ve dolandırıcılık gibi sofistike suçları barındıran skandalın boyutunu ortaya çıkarmak için uzun sü ren detaylı incelemeler yapılmış tır.Bukapsamda,içeridenö ğ renenlerticaretinintespitiiçinaşağ ıdakiprosedü r belirlenmiş tir(SEC,2013): a. ±%10 fiyat hareketi olan menkul kıymetleri fiyat ve iş lem hacmine bakarak dikkateal, b. Menkulkıymetiihraçedenş irketleiletiş imegeç, c. IShraçcış irkettenkamuyaaçıklamabelgelerivediğ erprosedü relbelgelertalepet, d. Varsaş üpheliiş lemleribelirle, e. Alım - satım iş lem kayıtları, kronolojileri ve alım satım yapanların iliş kilerini incele, f. Kazançvekayıplarıdeğ erlendir, g. ISncelemeyiderinleş tirerektanıklarınveçalış anlarınifadesinial,belge-telefonve bankakayıtlarınıiste, h. Rü ş vet,yalancış ahitlikvekazançbö lü ş ümü durumlarınıincele. Enronvakası,içeridekibilgininhemiş letmeiçindekihemdeiş letmedış ındakiakış ının manipü le edilerek bilgi asimetrisinin oluş turulmasına tipik bir ö rnektir. Vakada, fiyat hassasiyeti olan finansal bilgiler standarta aykırı bir ş ekilde raporlanmış ve bilginin piyasaya dağ ılım hiyerarş isi gö zetilmeden yatırımcıların algısı yö netilmiş tir. 2001 yılı sonundaş irketiniş tiraklerindenbirindekiborçvezararlarınEnron’unmalitablosunda yeralmasıgerektiğ ininduyurulmasınınardındanSECveABDKongresidetaylıinceleme için harekete geçmiş tir. Soruş turmayla birlikte ş irket piyasada değ er kaybetmeye baş lamış ve soruş turmaların baş langıcından sadece iki ay sonra iflas baş vurusunda bulunmuş tur. Skandal ortaya çıkmadan ö nce ş irket yö neticileri ve tü yo alanlar yü ksek fiyattanhisselerinisatıpmutlakbirzarardankorunmuş lardır. 172 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 Şekil 2. Enron CEO’su Jeffrey Skillings’in Hisse Hareketleri Kaynak: USA Jeffrey K. Skilling and Richard A. Causey District Court Report, 2004 ABD Adalet Bakanlığ ı Federal Mahkemesi J.Skillings iddianamesinden yararlanılarak hazırlanan Ş ekil 3’de, Ekim 1998 – Kasım 2001 tarihleri arasında Enron eski CEO’su Jeffrey Skillings’in yü ksek miktarlarda hisse senedi sattığ ı (1.307.678 adet) ve sonucunda 70.667.190$ kar ettiğ ini gö stermektedir. 29/05/1998 tarihinden Enron'un iflasına kadar olan sü reçte, ö zellikle Enron iflas açıklamadan ö nce, yoğ un hisse senedi satış ıyla mutlak zarardan kaçınıldığ ı kayıtlara yansımış tır. 29/05/1998 ö ncesi sadece 14.245 adet hisse senedi satılmış ve 266.296$ kazanç elde edilmiş tir. Her iki periyot karş ılaş tırıldığ ında içeriden ö ğ renenler ticareti suçunun boyutları daha net anlaş ılmaktadır. Enron’un iflasıyla baş layan ş irket iflasları piyasalara karş ı derin gü ven bunalımını ortaya çıkarmış tır. Ş irketlerdeki kurumsal yö netim anlayış ı ve piyasa kuralları sorgulanmaya baş lanmış , muhasebeleştirme ve denetimdeki usulsü zlü klere karş ı ağ ır mü eyyideler getirilmesi kararlaş tırılmış tır. Borsaya kote olmuş halka açık iş letmelerin mali ve yö netsel durumları hakkındaki tü m bilgilerin yatırımcılarla paylaş ılması ve bu bilgilerin gü venilirliğ i ve duyurulması hususunda ş irket yö netimlerinin direkt sorumlu olması konusu 2002 yılında imzalanan ''Halka Açık Ş irketler Muhasebe Reformu ve Yatırımcıyı Koruma Yasası'' (Sarbanes-Oxley) ile sağ lanmış tır. 173 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 Sarbanes-Oxley Yasası ş irket yö neticileri ve yö netimde sö z sahibi olan hissedarlara sorumlulukların yü klendiğ i kapsamlı dü zenlemelerden biridir. Yasa ile, ş irket finansal tablolarının yö neticiler tarafından onaylanması ve oluş turulacak bağ ımsız denetim komitesiyle denetlenmesi, içeriden ö ğ renenlerin iş lemlerinin bildirim sü relerinin kısaltılmasıveelektronikortamdastandartlarçerçevesindeyayınlanmasıyasakdö nem boyunca içeriden ö ğ renenlerin iş lemlerinin kısıtlanması ve ş irket içi usulsü zlü kleri kamuyaaçıklayanlarınkorunmasıkonularındadü zenlemeleryapılmış tır.ISlgilikanunun 403/A-2 maddesinde, yöneticilerin pozisyon kazanması veya kaybetmesini takiben 10 gü n içerisinde, ş irketin %10 oranında hissesine sahip olunduğ u veya bu vasfın kaybedildiğ i gü nü takiben 10 gü n içerisinde ve hisse senedi ihraç edildiğ i gü n SEC’e bildirim zorunlu kılınmaktadır (SEC, 2002). Ayrıca, emeklilik, yatırım veya borçlanma fonu gibi yeniden değ erlemeyi gerektiren iş planlarındaki değ iş iklik esnasında yatırımcıların iş lem yapmasının geçici olarak engellendiğ i zaman dilimini ifade eden periyotta (blackout period) içeriden ö ğ renenlerin hisse senedi alım satım iş lemi yapamayacaklarıbelirtilmektedir(SEC,2002a). Sarbanes-OxleyYasasının308.maddesindezararauğ rayanyatırımcılarınhaklarınıniade edilmesi konusunda, haksız kazanç elde edenlere uygulanan para cezalarından oluş turulan ''Fair Funds'' (Adil Fonlar) havuzunun mağ duriyete uğ rayan yatırımcılara dağ ıtılması dü zenlenmiş tir. Fonun toplanması ve yatırımcılara dağ ıtım planlarının oluş turulmasıgö reviSEC'everilmiş tir.2002-2013yıllarıarasındadağ ıtımıplanlanmış fonmiktarı14,33milyardolarolarakbelirtilmektedir(Velikonja,2014,23). ISçeriden ö ğ renenler ticaretinin dü zenlenmesine iliş kin, gü nü mü zde daha çok politik enformasyonun sermaye piyasalarındaki etkisi tartış ılmaya baş lanmış , siyasilerin ve kamu gö revinde bulunanların piyasa iş lemleri mercek altına alınmış tır. OW rneğ in, Ziobrowski vd. (2011) ABD Temsilciler Meclisi ü yelerinin hisse senedi alımlarından anormal kazançlar elde ettiğ ini gö stermiş ve içeriden ö ğ renenler ticareti izlerine rastlamış tır. Bu doğ rultuda ö zellikle 2011 sonrası yapılan dü zenlemelerde, kamu gö revlilerinin ayrıcalıklı ve fiyat hassasiyeti olan bilgiyi kullanarak iş lem gerçekleş tirmelerini engellemek amacıyla kamu etik kurallarında ağ ır sorumluluk yü kleyicideğ iş iklikleregidilmiş tir. 174 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 Avrupa Birliğ inde içeriden ö ğ renenler ticareti konusundaki ilk dü zenlemeler, Avrupa Ekonomik Topluluğ u ü lkelerinin tek bir finansal pazar oluş turması hususunu baz alan 1957 Roma Anlaş masına dayanmaktadır. Hisse senedi iş lemlerinde profesyonel etik kurallarının gözetilmesi ve bilginin piyasada eş it, kesin ve net olarak dağ ılması ve zamanındakamuyaaçıklanmasıiçingerekentedbirlerinalınmasıgerektiğ ineiliş kin1977 yılında ''Avrupa Menkul Kıymetlerine ISliş kin Davranış Kuralları'' yü rü rlü ğ e konmuş tur (Benink,1993,149-152).Bukanundanhareketle,1989yılındatü mü yeü lkelerinsermaye piyasası mevzuatları yakınlaş tırılmaya çalış ılmış fakat içeriden ö ğ renenler ticaretinin temel standartlarının belirlenmesi amaçlansa da dü zenleme baş arıya ulaş amamış tır (Warren,1991,1044). 1992 yılında yayınlanan AB direktifi, bir ö nceki dü zenlemenin aksine, ü ye ü lkelerin içeriden ö ğ renenler konusundaki temel dü zenlemelerinin kendi iç hukuklarına uygun ş ekildetanımlanmasızorunluluğ unugetirmiş tir.Direktifile,birinciveikincidereceden içeridekilerinmenkulkıymeteö zgü veyaihraçcıyaaitbirleş meveelegeçirmegibiş irketin ortaklık yapısını değ iş tirecek fiyat hassasiyeti olan bilgileri kamuya açıklanmadan kullanarakmenkulkıymetalımsatımıyapmasıyasaklanmış tır(Warren,1991).Direktifte; broker, portfö y analisti ve dealer gibi diğ er piyasa oyuncularının içerideki bilgiyi kullanarak iş lem yapmaları içeriden ö ğ renenler ticareti kapsamında değ erlendirilmemiş tir. Euro’nun AB’nin resmi para birimi olduğ unun dü nya finans piyasalarınatanıtılması,finansalservislerdeyaş ananteknolojikgeliş melereadaptasyon, kamuyaaçıklamakurallarınınharmonizeedilmesi,malvehizmetlerinserbestdolaş ımı veAB’yeüyeülkelerinpiyasalarınıntekbirçatıaltındatoplanmasıgibikonularıkapsamlı değ erlendirmek ü zere 1999 yılında Avrupa Komisyonu tarafından ''FinansalHizmetler Eylem Planı'' açıklanmış tır. Planda; manipü lasyon ve içeriden ö ğ renenler ticareti gibi piyasa suçlarının engellenebilmesi için ayrı bir direktife ihtiyaç olduğ u belirtilmiş tir (AndenæsveWooldridge,2009,518). 2003 yılında yayınlanan AB Piyasayı Kö tü ye Kullanma (Market Abuse) Direktifiyle içeridekibilgiveiçeridenö ğ renen’intanımıyapılmış,2004yılındayayınlanandirektifle de,kabuledilenpiyasauygulamaları,varlıklarü zerinetü revlereiliş kiniçeridekibilginin tanımı, içeriden ö ğ renenlerin listelerinin oluş turulması, yö neticilerin iş lemlerinin bildirilmesi ve ş üpheli iş lemlerin bildirimi zorunluluğ u getirilmiş tir (E.U. Commission Directive, 2003). Ayrıca direktifte, içeriden ö ğ renenler ticareti veya manipü lasyon 175 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 ş üphesi oluş turan iş lemlerin, iş lemi gerçekleş tirenin bildirim yü kü mlü lü ğ ü ne bakmaksızın; ş üpheli iş lemin tü rü , ş üphelenme nedeni, bildirim yü kü mlü ğ ü ne sahip kiş ininiş lemkapasitesigibiiş lemdetaylarınınyetkiliotoriteyegecikmeksizinbildirilmesi gerektiğ ibelirtilmektedir. Tü rkiye'deiçeridenö ğ renenlerticaretidü zenlemelerinebakıldığ ında,SermayePiyasası Kurulunca içeriden ö ğ renenler ticareti ş üphesiyle mahkemelere yapılan baş vuruların yıllardan beri karara bağ lanamamış olması ve olayların delillendirilmesine iliş kin sorunlar;piyasanınyapısalö zelliklerinehasveiş letmelerinkurumkü ltü rlerinigö zetici düzenlemelerin yapılmasına engel olduğ u gö rü lmektedir. 1981 yılında yü rü rlü ğ e giren Sermaye Piyasası Kanunu ile kamuyu aydınlatma ve yatırımcıların hak ve çıkarlarının korunmasıilkeleribazalınmış sada,içeridenö ğ renenlerticaretiilkolarak1992yılında yayınlanan''3794sayılıSermayePiyasasıKanundaDeğ iş iklikYapılmasınaDairYasa''ile tanımlanmış tır. Yasa ile, 1981 yılında çıkarılan Sermaye Piyasası Kanunu’nun eksikleri tamamlanmış vekamuyuaydınlatmailebilgininpiyasadaeş itdağ ıtılmasıveekonomik suçlarakarş ıgerekenö nlemlerinalınmasıamaçlanmış tır.Ayrıcayasanın16/Amaddesi ileiçeridenö ğ renenlerticareti,manipulasyonvediğ erhileliiş lemler konusundaerken uyarılıgözetimve denetimsistemlerininkurulması vekamununaydınlatılmasıhususu kabul edilmiş , kamuya açıklanması zorunlu bilgiler tanımlanarak dağ ıtım standartları belirlenmiş tir.Bunagö reyö netimkuruluü yeleri,genelmü dü rveyardımcıları,%10veya daha fazla hisseli ortakların sahip oldukları bilgilere dayanarak iş lem yapmaması gerektiğ i belirtilmiş tir (3794 sayılı SPK Kanunu Madde 16/A, 1992). Aynı kanunun değ iş ik 47/A-1 maddesinde içeriden ö ğ renenler ticaretinin tanımı yapılmış fakat ayrıcalıklıbilginintanımıyapılmamış tır. 1993 yılında çıkarılan yeni tebliğ ile kamuya açıklanacak ö zel durumlar ve esasları dü zenlenmiş tir.Tebliğ ile,kamununsü rekliaydınlatılmasıtemelindesermayepiyasasının açıklık ve dü rü stlü k içerisinde iş leyiş ini sağ lamak ve yatırımcıların zamanında bilgilendirilmesiniteminetmekamacıyla;piyasaaraçlarınınveyatırımcılarınkararlarını etkileyebilecek ö zel bilgilerin kamuya açıklanması esasları ele alınmış tır. 2003 yılında yayınlanan ''OW zel Durumların Kamuya Açıklanmasına ISliş kin Esaslar Tebliğ i'' ile 1993 yılında yayınlanan tebliğ in sınırlı hü kü mleri kaldırılmış ve piyasa araçlarının değ erini etkileyebilecekhertü rlü bilgininkamuyaaçıklanmasızorunlukılınmış tır.Dahaö nceleri menkulkıymetiş lemlerininraporlanmasıistenen%10veyadahafazlahisseyesahipolan 176 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 ortakların pay sınırı %5’e çekilmiş , iş letmede ö nemli yetki ve sorumluluğ a sahip her çalış an''içeridenö ğ renen''olaraknitelendirilmiş tir. ABdirektifleridikkatealınarakyenidenkalemealınanve2012’deyü rü rlü ğ egiren6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunuyla tanım değ iş ikliklerine gidilmiş tir. OW rneğ in, manipü lasyonsuçu"PiyasaDolandırıcılığ ı",içeridenö ğ renenlerinticaretisuçuise"Bilgi Suiistimali"olarakdü zenlenmiş tir.Kanunun106.maddesinde,''doğ rudanyadadolaylı olarak sermaye piyasası araçları ya da ihraçcılar hakkında, ilgili sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değ erlerini veya yatırımcıların kararlarını etkileyebilecek niteliktekivehenü zkamuyaduyurulmamış bilgileredayalıolarakilgilisermayepiyasası araçlarıiçinalımyadasatımemriverenveyaverdiğ iemrideğ iş tirenveyaiptaledenve bu suretle kendisine veya bir baş kasına menfaat temin eden; a) Yö neticiler, b) Hakim ortaklar,c)ISş,meslekvegö revlerininicrasınedeniylebubilgileresahipolankiş iler,d)Bu bilgileri suç iş lemek suretiyle elde eden kiş iler, e) Sahip oldukları bilginin bu fıkrada belirtilenniteliktebulunduğ unubilenveyaispatedilmesihâ lindebilmesigerekenkiş iler ''içeridenö ğ renenler''olaraktanımlanmaktadır.“Kamuyaaçıklanmamış bilgileriü çü ncü kiş ilereaçıklayanveyaü çü ncü kiş ilerinbubilgilereeriş iminisağ layanlarveyabubilgilere dayanaraküçüncükiş ilerebubilgininiliş kiliolduğ usermayepiyasasıaracınıeldeetmesi veyaeldençıkarmasıiçintavsiyeyahuttelkindebulunanlar,ü çü ncü kiş ilerinbutavsiye ve telkinler doğ rultusunda iş lem yaparak menfaat elde etmeleri durumu” da bilgi suistimalisuçukapsamınaalınmış tır.Aynıkanunun101.maddesindeiçeridenö ğ renenler ticaretivemanipü lasyonincelemelerindeuygulanacaktedbirleraçıklanmış tır. Kanundagö zeçarpanenbelirgindeğ iş iklikiçeridenö ğ renenlerticareti(bilgisuistimali) vemanipü lasyon(piyasadolandırıcılığ ı)sayılmayanhallerindetanımlanmış olmasıdır. Kanunun108.maddesinegö re,''yetkilendirilmiş kiş iveyakurumlarınpara,dö vizkuru, kamu borç yö netim politikalarının uygulanması veya finansal istikrarın sağ lanması amacıyla iş lem yapması'' suç kapsamına alınmamış tır. Ayrıca, fiyat istikrarını sağ layıcı iş lemlereuygunolarakicraedilmelerikaydıyla,piyasaaraçlarınınfiyatlarınınö nceden belirlenmiş bir sü re için desteklenmesi amacıyla menkul kıymet alım veya satımının yapılması yahut emir verilmesi veya emir iptal edilmesi suç kapsamına dahil edilmemektedir(6362sayılıSPKKanunuMadde108,2012). 177 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 4. Sonuç ISçeriden ö ğ renenler ticareti sermaye piyasalarında hız kesmeyen suçlardan birisidir. Bununparalelinde,içeridenö ğ renenlerticaretinidü zenleyenü lkelerdesö zkonususuça iliş kin cezai yaptırımlar arttırılmış tır. OW rneğ in, ABD'de 1993-1999 yılları arasında içeriden ö ğ renenler ticareti mahkumları ortalama bir seneden az hapis cezasına çarptırılırken,burakam2000-2009arasıortalama18aya,2010-2015yıllarıarasında ortalama 30 aya çıkmış tır. Ayrıca ABD baş ta olmak ü zere birçok ü lkede sermaye piyasasınıdüzenleyicikurumlarınmahkemeyeintikaledendavalarıvesonuçlarınıtüm piyasaoyuncularıylapaylaş masış effaflık,yatırımcınıngü veninisağ lamavekamuyararını gö zetme ilkesiyle yü rü tü lü rken; yaklaş ık 35 senelik borsa tecrü besi olan ü lkemizde ş imdiye kadar detayları kamuya açıklanmış içeriden ö ğ renenler ticareti davası bulunmamaktadır. Nitekim ilgili kurumlarla yapılan gö rü ş melerde de, davaya mü dahil olmadıkça,davayailişkinbirpaylaş ımınyapılmadığ ıbelirtilmiş tir.Busebeple,yayınlanan 6362 sayılı yeni Sermaye Piyasası kanununun 106. maddesinde belirtilen bilgi suistimaline iliş kin cezai hü kü mlerin, Tü rkiye'nin piyasa ve yatırımcı profili gö zetilmeden, fiil ve suça iş tirak ayrımına bağ lı kalınmadan ve bilimsel çalış malarla desteklenmeden sadece ABD ve Avrupa Birliğ i uygulamalarının kabul edildiğ i anlaş ılmaktadır. Bu noktada, mevcut yasaların iyi iş letilmesi ve mahkemeye yansımış davalar konusunda yatırımcıların bilgilendirilmesi ö nem taş ımaktadır. Ayrıca, içeriden ö ğ renenler ticaretinin kanunlarla olduğ u kadar iş letmelerin kurumsal ilkeleri ile de düzenlenmesigerekmektedir.Bunoktada,iş letmelerinkurumsalilkeleridesteklenerek içeriden ö ğ renenler ticareti konusunda kendi dü zenlemelerini yapmaları ve denetim noktasında ö z mekanizmalarını çalış tırmaları hususunun desteklenmesi ö nerilebilir. ISşletmelerinyatırımcılarıylaanlaş arakyapacaklarıdü zenlemeler,içeridenö ğ renenlerin ayrıcalıklı bilginin paylaş ılması konusundaki isteksizliklerini engelleyecek ve bilginin gizlenmesiö nlenecektir.ISşletmelerdeayrıcalıklıveö zelbilgininyoğ unolarakü retildiğ i birimlerin diğ er birimlerle ve yatırımcılarla olan iletiş imi dü zenlenip, bu birimlerde çalış anların (içeriden ö ğ renenlerin) iş lemlerinin daha ayrıntılı olarak incelenmesi önerilmektedir. Uygulamadaiş letmeyö neticileri,direktö rler,çalış anlarveş irketin%10hissesinesahip bü yü k hissedarlar birinci dereceden içeriden ö ğ renenler; çalış anların yakınları, iş letmeyleiş edayalıbiriliş kiiçerisindeolandenetçiler,yatırımdanış manları,brokerlar 178 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 gibidoğ rudanveyadolaylıyoldanayrıcalıklıbilgiyeulaş abilecekolanikincidereceden içerdenö ğ renenlerstatü sü ndedir.ISşlemleriraporlanmasıistenilenhâ kimhissedarların, sadeceelindebulundurduklarıhisselerinmiktarınadeğ ildeiş letmekararlarınaetkiside sorgulanmalı ve %10 olarak belirlenen hâ kim hissedarlık sınırı yapılacak ampirik araş tırmaların sonuçlarına gö re yeniden dü zenlenebilmelidir. Bu açıdan, ''içeriden ö ğ renen'' kavramı dinamik bir çerçevede değ erlendirilerek, yatırımcıların gerçekleş tirdikleriiş lemlerinhacmiveyatırımcılarıniş letmeyeetkilerideincelenmelidir. Çü nkü , belli miktarda hisse senedi bulundurmayıp iş letme kararlarını etkileyen yatırımcılarınbulunduğ udabirgerçektir. ISçeriden ö ğ renenlerin iş lemlerinin efektif ş ekilde izlendiğ i ve iş lemlerin piyasaya etkisinin sü rekli test edilebildiğ i dü zenlemelerin yapılması ö nerilmektedir. Piyasalara maliyetiesasalınarakyapılacakdü zenlemeler,iş letmelerinkurumsalilkeleriveminimum iş lem maliyeti gö zetilerek ş ekillendirilebilir. ISçeriden ö ğ renenler ticareti konusunda ü zerinde durulması gereken bir grup ise iş letme ile çeş itli sebeplerden dolayı bağ ı kopmuş (emeklilik,istifa,ş irketdeğ iş ikliğ i)yö neticiveçalış anlardır.Sö zkonusugrubun iş lemleriyakındantakipedilmelivedenetleneniş ağ ısü rekliolarakgü ncellenmelidir. ''Kamuyaaçıklama''içeridenö ğ renenlerticaretininengellenmesikonusundakienyaygın uygulamalardanbirisidir.Zorunluaçıklamalarınyanısıraiş letmelergö nü llü açıklamaya teş vikedilmelidir.Çü nkü zorunluaçıklananbilgilerinkalitesiçoğ uzamantartış malıdır. Kamuyaaçıklamanın,dü zgü ncü mlekalıplarıyladolambaçlıcü mlelerdenuzak,anlaş ılırve net bir ş ekilde yapılması ve uygun formatın yasal dü zenlemelerle oluş turulması gerekmektedir.NitekimTürkiye’demevcutkamuyuaydınlatmaplatformuonlineolarak incelendiğ inde, kamuya açıklamaların standart bir forma getirilmediğ i ve normal bir yatırımcınınanlayabileceğ iseviyedenuzakvekarmaş ıkolduğ ugö rü lmektedir. Piyasaları düzenleyici-denetleyici kurumlarda gö rev yapan yö netici ve çalış anların pozisyonlarınedeniyleayrıcalıklıbilgiyemesafesiaçıktır.Piyasaveiş letmelerlebağ lantılı kamugö revindebulunanların,gerekpiyasayagerekseiş letmelereetkilerisomutolarak araş tırılabilir hale getirilmeli ve kamu etik kuralları planlanarak geniş letilmelidir. Tü rkiye’de her ne kadar da ''Kamu Gö revlileri Etik Davranış ISlkeleri Yö netmeliğ i'' kapsamında,dolaylıolarakdaolsakamugö revlilerininpozisyonlarındandolayımenfaat sağ laması yasaklansa da; kamu gö revlilerinin finansal piyasalardaki iş lemlerini direkt 179 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 olarak kapsamlı ş ekilde dü zenleyen bir yö netmeliğ e ve kamu tarafından takip edilebilirliğineihtiyaçduyulmaktadır. ISçeriden ö ğ renenler ticaretine iliş kin dü zenlemelere, cezai yaptırımlara ve denetim uygulamalarına ö zel kuruluş ların da mü dahil olması sağ lanmalıdır. Çü nkü içeriden ö ğ renenler ticaretinde zarara uğ rayan ve uğ ratan taraf, zararın tazmini için ö zel kuruluş lar ö ncü lü ğ ü nde daha rahat pazarlık yapabilmektedir. ISçeriden ö ğ renenlerin iş lemlerinin dü zenlenmesi yani neyin yasaklanıp neyin serbest bırakılacağ ı tarafların menfaatleridoğ rultusundakararavarılıpdü zenlenebilir.Butü rbiryaklaş ımpazarlıkve cezanın icrasından doğ an maliyetleri dü ş ürecektir. ISçeriden ö ğ renenler ticareti yapıldığ ının kesinleş mesi ve cezai sü reçlerin baş latılması hukuki bir konudur. Mahkemelerinadaletisağ lamakü zerehukukunü stü nlü ğ ü nü degö zeterek,toplumyapısı vekü ltü regö redeğ iş iklikgö sterenkararmekanizmasının,''finansalpiyasalar''kavramı anlaş ılarakiş letilmesiö nemlidir.Budoğ rultuda,yargıçlarınfinansalpiyasalarıniş leyiş i konusundasığ olmayanbirbilgibirikiminesahipolmasıbeklenmektedir.Ayrıca,içeriden ö ğ renenlerticaretitespitizorvekarmaş ıkbirproblemolduğ uiçin,mahkemelerdekarar sü reçlerinin analitik olarak planlanması ve usü llere uygun olarak hukuki sü recin hızlı ş ekildesonuçlandırılmasıö nerilmektedir. Türkiye’de 2012 yılında çıkarılan 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 108. maddesinde, “yetkilendirilmiş kiş i veya kuruluş ların finansal istikrarı ve para, dö viz, kamu borç yö netim politikalarını desteklemek amacıyla yaptıkları iş lemler” içeriden ö ğ renenler ticareti kapsamına alınmamış tır. Algı açısından bile piyasa oyuncularını tedirginedebilecekbudü zenlemeninkapsamınınnetolarakbelirtilmesiveuygulanması halinde kamuyla eş anlı olarak paylaş ılması, ş effaf ve adil bir piyasa için ö nem arzetmektedir. Her ne kadar da bu düzenleme ile kamu iştirakinin bulunduğu özel şirketlerindeğerlerininkorunmasınınamaçlandığıdüşünülsede,durumunizahatı,ilgili kanun maddesinin gerekçesinde de bulunamadığından dolayı, suistimale açık gibi görünenbudurumunetkilerininizlenmesizorunlugörülmektedir. 180 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 Kaynakça Andenæs, M.T. & Wooldridge, F. (2009). European Comparative Company Law, Cambridge University Press, UK Avrupa Birliği Mevzuatı 2003/6/EC Sayılı Yönerge (2003), http://www.esma.europa.eu/mt/system/files/Dir_03_6.pdf, (Erişim Tarihi, 12 Ocak 2016). Bainbridge, S.M. (2001). The Law and Economics of Insider Trading: A Comprehensive Primer. School of Law, University of California, UCLA, 1-84 Bainbridge, S.M. (2013). Research Handbook on Insider Trading. Edward Elgar Publishing, USA Benink, H.A. (1993). Financial Integration in Europe, Springer, NL. Bewaji, W. (2012). Insider Trading in Developing Jurisdictions: Achieving an Effective Regulatory Regime. Routledge Utpal Bhattacharya & Hazem Daouk. (2002). The World Price of Insider Trading. The Journal of Finance, 57(1), 75-108 Brodsky, D.M. (1984). Insider Trading and the Insider Trading Sanctions Act of 1984: New Wine Into New Bottles?. Washington and Lee Law Review, 41(3), 921-941. Chiarella v. United States Davası Karar No. 445 U.S. 222 (1980). https://supreme.justia.com/cases/federal/us/445/222/case.html, (Erişim Tarihi, 12 Aralık 2015). De Bondt, Werner F.M. & Thaler, R. (1985). Does the stock market overreact?. Journal of Finance, 40(3), 793-805. Dirks, SEC Davası Karar No. 463 U.S. 646 (1983). https://supreme.justia.com/cases/federal/us/463/646/case.html, (Erişim Tarihi, 20 Aralık 2015). E.U. Commission Directive (2003). Commission Directive 2004/72/EC. Official Journal of the European Union, https://www.esma.europa.eu/databases-library/esma- library, (Erişim Tarihi, 12 Ocak 2016). European Securities and Market Authority (2003). Directive 2003/6/EC. https://www.esma.europa.eu/databases-library/esma-library, (Erişim Tarihi, 15 Şubat 2016). 181 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 Frankel, R. & Li, X. (2004). Characteristics of a firm‟s information environment and the information asymmetry between insiders and outsiders. Journal of Accounting and Economics, 37 (2), 229-259 Geisst, C.R. (2012). Wall Street: A History from Its Beginnings to the Fall of Enron. Oxford University Press, UK. Hafner, W. & Zimmermann, H. (2009). Vinzenz Bronzin 's Option Pricing Models : Exposition and Appraisal. Springer Harris, R. (2000). Industrializing English Law: Entrepreneurship and Business Organization. Cambridge University Press, UK Haslett, W. (2010). Risk Management: Foundations For a Changing Financial World. John Wiley & Sons, USA. Hazen,T.L. (2003). Federal Securities Law, Federal Judicial Center, http://www.fjc.gov, (Erişim Tarihi, 22.02.2016) Healy, P.M. & Palepu, K.G. (2003). The Fall of Enron. Journal of Economic Perspectives, 17(2), 3-26 Jeng, A., Metrick, A., & Zeckhouser, R. (2003). Estimating the Returns to Insider Trading: A Performance-Evaluation Perspective. The Review of Economics and Statistics, 85(2), 453-471. Kara, A., Denning, K.C. (1998). A model and empirical test of the strong form efficiency of US capital markets: more evidence of insider trading profitability. Applied Financial Economics, 8(3), 211-220. Krawiec, K.D. (2001). Fairness, Efficiency, and Insider Trading: Deconstructing the Coin of the Realm in the Information Age. Northwestern University Law Review, 95(2), 443-503 Leap, T.L. (2007). Dishonest Dollars: The Dynamics of White-Collar Crime. ILR Press. Matthews, John O. (1994). Struggle and Survival on Wall Street: The Economics of Competition among Securities Firms, Oxford University Press, 1994 McQueen, R. (2009). A Social History of Company Law, Ashgate, USA. PwC (2016). Global Economic Crime Survey. http://www.pwc.com (Erişim tarihi, 24 Mart 2016). Rodolfo J. Aguilar Jr. (1981). Securities Regulation: Nondisclosure of Insider Information, Chiarella v. United States. Louisiana Law Review, 41(4), 1295-1305 182 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 Sainty, J.C. (1974). Office-Holders in Modern Britain: Vol. 3: Officials of the Boards of Trade 1660-1870, Committees of the Privy Council for trade and plantations 1675-96, University of London Press, UK. SEC (1933). Securities Act of 1933. https://www.sec.gov/about/laws/sa33.pdf, Erişim Tarihi, (28 Aralık 2015). SEC (2000). Selective Disclosure and Insider Trading. https://www.sec.gov/rules/final/33-7881.htm, (Erişim Tarihi, 10 Nisan 2016) SEC (2002). Public Law for Sarbanes - Oxley Act of 2002. https://www.sec.gov/about/laws/soa2002.pdf, (Erişim Tarihi, 19 Kasım 2015) SEC (2002a). Insider Trades During Pension Fund Blackout Periods. https://www.sec.gov/rules/final/34- 47225.htm, (Erişim Tarihi, 14 Aralık 2015) SEC (2013). A plain English Handbook for clear SEC disclosure documents. https://www.sec.gov/pdf/handbook.pdf, (Erişim Tarihi, 17 Aralık 2015) SEC (2016). Insider Trading. https://www.sec.gov/answers/insider.htm, (Erişim Tarihi, 12 Şubat 2016) Securities and Exchange Commission (1968). Plaintiff-Appellant, v. Texas Gulf Sulphur Co. United States Court of Appeals fort the Second Circuit. https://www.sec.gov, (Erişim Tarihi, 15 Aralık 2015) Smith, J.E. (2002). Grant. Simon & Schuster, New York. SPK (1992). 3794 sayılı SPK Kanunu Madde 16/A. http://www. spk.gov.tr, (Erişim Tarihi, 2 Kasım 2015) SPK (2012). 6362 sayılı SPK Kanunu Madde 108. http://www. spk.gov.tr, (Erişim Tarihi, 6 Kasım 2015) Sternberg, E. (2000). Just Business: Business Ethics in Action, Oxford University Press, UK Stewart, J.B. (1992). Den of Thieves. Touchstone, USA. Straus, J.R. (2013). Enforcement of Congressional Rules of Conduct: A Historical Overview. USA Congressional Research Service Report, 1-16. Sylla, R., Cowen, D.J. & Wright, R.E. (2009). Alexander Hamilton, Central Banker: Crisis Management during the U.S. Financial Panic of 1792. Business History Review, 83(1), 61-86. Synder, M. (1999). United States v. O‟Hagan The Supreme Court And The Misappropiriation Theory Of Securities Fraud And Insider Trading. Capital University Law Review, 27, 419-420. 183 Journal of Accounting, Finance and Auditing Studies 2/3 (2016) 158-184 Szockyj, E. (1993). The Law and Insider Trading: In Search of a Level Playing Field, William S Hein & Co, USA Teall, J.L. (2012). Financial Trading and Investing. Academic Press, USA. Teweles, R. & Bradley, E.S. (1998). The Stock Market, Wiley. United States of America v. Jeffrey K. Skilling and Richard A. Causey (2004) http://www.justice.gov/archive/dag/cftf/chargingdocs/skillingindictment.pdf, (Erişim Tarihi, 06 Ocak 2016) U.S. Senate (2010). The Pecora Investigation : Stock Exchange Practices and the Causes of the 1929, Wall Street Crash. U.S. Senate Publication, 186-213 Velikonja, U. (2014). Public Compensation for Private Harm: Evidence from the SEC's Fair Fund Distributions. Stanford Law Review, 67, 2-63 Warren, M.G. (1991). The Regulation of Insider Trading in European Community. Wash. & Lee L. Rev., 48(3)3, 1037-1077 Zey, M. (1993). Banking on Fraud: Drexel, Junk Bonds, and Buyouts, Transaction Publishers, USA Ziobrowski, Alan J., Cheng, P., Boyd, J.W. & Ziobrowski, B.J. (2011). Abnormal Returns From the Common Stock Investments of Members of the U.S. House of Representatives. Business and Politics, 13(1), 1-24 184
Benzer belgeler
Insansız Hava Araçları için Esanlı Konumlandırma ve Haritalama 2D
çalışmada ise tamamen görüntü tabanlı bir EKVH algoritması önerilmektedir [1]. Bu çalışmada odometri bilgisi kameradan gelen görüntülerden kestirilmekte ve Kanade-LucasTomasi (KLT) izlem...
Y˙IT˙IRD˙I˘G˙IM˙IZ HOCALARIMIZ anılar
Direktörü olarak, daha sonra ise aynı projede yarı
zamanlı olarak çalışmıştır. Dr. Akovalı, 2001
yılından itibaren Tennessee Üniversitesi Fizik
Bölümü’nde araştırma profesörü olarak da ...
GÜVENL K B LG FORMU ZIRNIK ( SODYUM SÜLFÜR) YAYIN TAR
Kis¸isel koruyucu ekipmanlar:
Koruyucu giysi, kullanılan tehlikeli madde konsantrasyonu ve miktarına bağlı olarak
, is¸yerine özgüsel olarak seçilmelidir. Kimyasallardan korunmak için, koruyucu
gi...