TEOS ARKEOLOJİ KAZISI 2015 YILI KAZI RAPORU
Transkript
TEOS ARKEOLOJİ KAZISI 2015 YILI KAZI RAPORU
TEOS ARKEOLOJİ KAZISI 2015 YILI KAZI RAPORU (6. SEZON) Musa Kadıoğlu*1 İzmir İli, Seferihisar İlçesi, Sığacık Mahallesi’nde yer alan Teos antik kentinde T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ankara Üniversitesi adına başkanlığım altında sürdürülen beşinci dönem kazı, belgeleme ve restorasyon çalışmaları 15 Haziran–18 Eylül 2015 tarihlerinde gerçekleştirilmiştir. 2015 yılı Teos kazı, belgeleme ve restorasyon çalışmaları, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün (KVMG Yatırım Bütçesi ve DÖSİMM) sağlamış olduğu maddi destekle 95 gün sürmüştür. Ayrıca çalışmalarımızı, Yaşar Holding Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Emine Feyhan Yaşar ve Ticaret A.Ş. ile HiddenbayTeos Gayrimenkul Yat. Tur. İnş. San. Tiç. Ltd. Şti. ile İzmir AGORA Alışveriş Merkezi adına Odak İnşaat Mühendislik Madencilik Sanayi finansal olarak desteklemişlerdir. T.C. Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Türk Tarih Kurumu Başkanlığı ve Seferihisar Belediyesi kazı çalışmalarına ayni ve maddi destek vermişlerdir. Yukarıda adı geçen kurum, kuruluş ve kişilere kazı çalışmalarına destekleri için Teos Kazı Başkanı olarak teşekkür ederim. 2015 yılı çalışmalarına, T.C. Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Eskiçağ Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Sedat Erkut, doktora öğrencisi Araş. Gör. Canan Özbil, Arkeologlar Görkem Yenice, Cem Pala, Hazal Ergin ve Selin Gülgönül, Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı öğrencileri, Gözde Pektaş, Ebru Bağdatlıoğlu, Utku Karazeybek, Tuğba Uluger, Esma Utlu ve Su Tuğçem Özkan; Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, FenEdebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü lisans öğrencileri Hilal Uslu ve Kadir Ateş; Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü lisans öğrencileri Koray Pehlivanoğlu, Arif Sever ve Ali Enver Şahin; İstanbul Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Arkeoloji Bölümü lisans öğrencileri Sinan Kaya ve Cem Doğançay; Ege Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü lisans öğrencisi Gamze Torun ve İsmail Kaplan; Karabük Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü lisans öğrencisi Melisa Söğüt; Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü lisans öğrencisi Metin Çatuk; Batman Üniversitesi Kültür Varlıklarını * Prof. Dr. M. Kadıoğlu, Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı 06100 Sıhhiye / Ankara, e-posta: [email protected]; www.teosarkeoloji.com 1 Koruma ve Onarım Bölümü öğrencisi Sultan Stera Bilge ve Ankara Üniversitesi, Başkent Meslek Yüksek Okulu öğrencisi Turan Buyruk; Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Harita Mühendisliği Bölümü lisans öğrencisi Damla Kumbasar; Restorayon Uzmanı Mimar F. Emrah Köşgeroğlu (M.A.) ve Çağdaş Halit Bora (M.A), Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Restorasyon Anabilim Dalı Yüksek Lisans öğrencileri Meltem Çetiner ve Tuğba Kavak; Akdeniz Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Adak, doktora öğrencisi Araş. Gör. Erkan Taşdelen (M.A.); Eskişehir Anadolu Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Rahşan Tamsü Polat (kazı başkan yardımcısı) ve Öğr. Gör. Yusuf Polat (M.A.); Başkent Üniversitesi, Turizm ve Seyahat Hizmetleri Programı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tulga Albustanlıoğlu ve Başkent Üniversitesi, Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Öğretim Görevlisi Öğr. Gör. Dr. Çiğdem Gençler Güray ve Fransa Bordeaux Ausonius Enstitüsü’nden nümismat Dr. Koray Konuk katılmışlardır. Su altı araştırmalarına Mimar F. Emrah Köşgeroğlu, Gümrah Köşgeroğlu, Orhan Serdar, Serdar Gülsöken ve Özge Demirci katılmışlardır. Ayrıca, yabancı ekip üyeleri olarak Avusturya Arkeoloji Enstitüsü’nden Prof. Dr. Michael Kerschner ile doktora öğrencisi Nora M. Voss katılmışlardır. 2015 yılı Teos çalışmalarında İzmir Arkeoloji Müzesi’nden Sayın Sevim Arslan Bakanlık Temsilcisi olarak görev almıştır. Tüm kazı ekibime göstermiş oldukları üstün gayretten ötürü çok teşekkür ederim. 2014 yılı kazı sezonunda, öncelikli olarak 2010 yılında başlanılan antik kentin sayısal planının çıkarılmasına yönelik belgeleme çalışmalarına, Teos Çevre Düzenleme porjesinin tamamlanmasına ve ayrıca Dionysos Tapınağı’nın Altarı ile Propylon’unda, Akropolis, Bouleuterion ve Tiyatro’da ise kazı çalışmalarına devam edilmiştir. BELGELEME ÇALIŞMALARI Sayısal Kent Planı ve Mimari Belgeleme Antik kentin sayısal kent planının çıkarılması ve cadde-sokak ilişkisinin araştırılmasına yönelik olarak 2010 yılından itibaren sürdürülen belgeleme çalışmaları kapsamında, Hellenistik Dönem kent suru içerisinde kalan, görünürdeki ya da kazı çalışmaları ile ortaya çıkarılan tüm yapı ve yapı kalıntıları sayısal kent planına total station ve GNSS hassas ölçüm aletleri kullanılarak (Nikon Nivo C3 ve Foif A20 GNSS) işlenmiştir (Plan 1-2). 2010 yılında başlanılan Dionysos Tapınağı’nın plan rölövesine 2015 yılında da devam edilmiş, 3D dijital tarama ile elde edilen mimari blok ve yapı bölümlerinin çizimleri 2 detaylandırılmış ve blok envanter numaraları rölöve üzerine işlenmeye devam edilmiştir. Ayrıca bouleuterion (Plan 9; Res. 1), tiyatro (Plan 8; Res. 2), batı nekropol (Res. 3-4) , Dionysos Tapınağı’nın (Plan 4; Res. 5) yüksek çözünürlükteki hava fotoğrafları model helikopter ile çekilmiştir. Cam Buluntuların Genel Bir Değerlendirilmesi Çiğdem Gençler Güray 21-22.08.2015 tarihleri arasında yapılan iki günlük çalışmadaki amaç, kentin cam tipolojisini tespit etmek ve cam buluntularının tarih aralığını bulmaktır. Bu amaç doğrultusunda, 2010 yılından itibaren Teos kazılarında bulunmuş olan cam buluntuların hepsi gözden geçirilmiş ve sadece profil veren parçaların fotoğrafları çekilmiştir. Antik yapı ve bölgelere göre gruplandırılan cam buluntular hakkındaki genel değerlendirme aşağıda yer almaktadır. Akropol: Akropolis kazılarında MS 1. yüzyılın ikinci yarısından 3. yüzyıla kadar uzanan sürece ait cam buluntu grubuyla karşılaşılmaktadır. Ancak, buluntuların büyük bir çoğunluğunun 2.3. yüzyılda yoğunlaştığını söyleyebiliriz. Bu buluntular içinde, içe çökertmeli bardaklar (Res. 6), yaka ağızlı şişe ağzı (Res. 7), dikey kaburga kulplu kâselerin yanında ağzın altında katlama ile yapılmış bezemesi olan tabak ve kâseler, unguentarium parçaları (Res. 8) yer almaktadır. Hellenistik Sur: Hellenistik surdan gelen parçalar daha çok MÖ 1 yüzyıl ile MS 1. yüzyıl arasında cam teknolojisinde yapılan üç tekniği de içeren buluntulardan oluşmaktadır. Bu buluntular içinde olasılıkla en erken örnek olarak tanımlayabileceğimiz iç kalıplama tekniği ile yapılmış amphoriskos (?) parçası ender rastlanan örneklerden biridir (Res. 9). Diğer buluntular ise Geç Hellenistik – Erken Roma Dönemi’nin kalıba döküm tekniğinde yapılmış kâseleri (Res. 1011), üfleme tekniğinde yapılmış unguentarium ve bardaklara parçalarıdır. Tiyatro : Tiyatronun orkestra alanından (T14.T1-003, 10.319.97m.) gelen Geç Roma buluntularının dışında, alandan gelen diğer cam malzemenin büyük bir kısmını Erken Roma Dönemi formları oluşturmaktadır. Bu örnekler içinde, özellikle 1. yüzyılın ilk yarısında gördüğümüz Çizim 1 3 kalıba döküm kâse parçaları (Res. 12) hem yüzey toprağında hem de açılan sondajlarda ele geçmiştir. Sahne binası kazılarında bulunan üfleme tekniğinde yapılmış şişe (Res. 13), dikey kaburga kulplu kâse (Çiz. 1) örnekleri MS 1.-2.yüzyıla aittirler. Dionysos Tapınağı: Tapınakta yapılan kazılar sırasında (T12, D2 ) çok sayıda Geç Hellenistik – Erken Roma Dönemi kalıba döküm tekniğinde yapılmış, çeşitli formlarda kase parçalarıyla karşılaşılmıştır. Buluntular içinde, diğerlerine göre biraz daha geç bir tarihe ait (1. yy’ın ikinci yarısı gibi) parça, yukarıda da bahsedilen dikey kaburga kulplu kâse örneğidir (Res. 14-15). Grubun en özellikli parçası ise yine MÖ geç 1. yüzyıl - MS 1. yüzyılın ilk yarısına ait şerit bantlı ve kalıpta yapılmış kâse parçasıdır. Bu parça Roma Dönemi’nin lüks kapları arasında yer almaktadır ve büyük olasılıkla Teos’taki ithal cam malzemelerden biridir (Res. 16). Propylon: Propylon kazılarında bulunan cam parçalar MS 1. yüzyıldan 3. yüzyılın sonu, belki 4. yüzyılın başına kadar uzanan sürece aittir. Bu parçalar içinde, günlük hayatta kullanılan, prizmatik gövdeli şişeler, üzeri siğil bezemeli küresel gövdeli şişeler, içe çökertmeli bardaklar ve boyun halkaları gibi örneklerle (Res. 17) karşılaşılmaktadır. Bouleuterion: Kentin en geç cam buluntularının geldiği yer olan Bouleuterion’da, MS 5.-6. yüzyıla ait kadeh parçaları (Res. 18), şişe ağız parçaları ve bunlarla birlikte yine 2.-3. yüzyıla ait cam buluntuları tespit edilmiştir. Sonuç: İki gün içinde yapılan çalışma sonucunda, kentin cam buluntularının büyük bir kısmının Geç Hellenistik – Erken Roma Dönemi’ne ait kalıba döküm cam formları olduğunu söyleyebiliriz. Parçalar, alanlara göre değerlendirildiğinde her alanın cam buluntularının kendi içinde bir uyumunun olduğu tespit edilmiştir. Kalıba döküm cam repertuarının neredeyse bütün form türlerini bulunduran Teos buluntuları, bu özelliği nedeniyle önemli bir grubu oluşturmaktadır. Önümüzdeki yıllarda buluntular üzerinde yapılacak detaylı çalışmayla daha fazla bilgiye ulaşılacağı kuşkusuzdur. 4 2013 Yılı Akropolis Sondajları Seramik Değerlendirmesi PD. Dr. Michael Kerschner 2013 yılı Teos Akropolisi’nde gerçekleştirilen sondajlarda ele geçen seramik buluntuları 2015 yılı içerisinde değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmenin sonuçları aşağıdaki gibidir: T13-AK3-003 Tabakası (+27,73-27,98m): Sondajındaki ana kaya üzerindeki en alt tabakayı oluşturmaktadır. Bu katmanda birbirine kırık kırığa uymayan küçük seramik parçaları ele geçmiştir. Söz konusu seramiklerin kırık yüzeyleri keskin kırıktan az da olsa aşınmış kırığa değişmektedir. Seramik parçalarının yarısından daha fazlasını içki kapları oluşturmaktadır. Söz konusu seramikler, Geç Geometrik Dönem’den Arkaik Dönem’e kadar (MÖ 8. yüzyılın 2. yarısından yak. MÖ 600 yıllarına) tarihlenmektedirler. Geç Geometrik ya da daha erken buluntular arasında kalın cidarlı ve ayaklı bir içki kabına (kâse? ya da Skyphos?) ait kaide parçası (T13-AK3-003.16) ile dış yüzü firnisli, firnissiz bantta çizgilere sahip büyük bir kaseye ait gövde parçası yer alır (T13-AK3-003.17). Geç Geometrik Dönem’e bir kuşlu kotyle’nin kaide parçası (T13-AK3-003.14) ile dışı firnisli, firnissiz bantta çizgilere sahip bir krater’in gövde parçası (T13-AK3-003; etüt numarasız) tarihlenmektedir. MÖ 7. yüzyılın 2. yarısına tarihlenen seramikler arasında rozetli kase Tip I-II’ye ait bir kenar parçası (T13-AK3-003.10); bantlı Kuzey İonia üretimi kase tip IV’e ait bir kenar parçası (T13-AK3-003.7); bantlı Kuzey İonia üretimi kase tip I’e ait bir kenar parçası (T13AK3-003.8); iç kısmın merkezinde yer alan rozetli Kuzey İonia’lı kâsesine ait bir kaide parçası (T13-AK3-003.15) ve erken kuzey İonia hayvan friz stilli (NiA Ib-c) kâsesine ait kenar parçası (T13-AK3-003.18) (olasılıkla MÖ 7. yüzyılın 3. çeyreği) yer alır. Söz konusu bu buluntular, Akropolis’in kuzey kısmının en geç MÖ 8. yüzyılın ilk yarısından itibaren kullanılmış olduğunu ispatlamaktadır; olasılıkla bu kullanım daha öncesinden yani Orta Geometrik Dönem’de (MÖ 850-750) mevcuttur. Söz konusu tabaka, MÖ 600 yıllarında kapanmış ve bu yüzden Akropolis’in doğusundaki terasın tarihlenmesi için bir terminus post quem (bu tarihten önce) oluşturmaktadır. 5 T13-AK3-002 Tabakası: Akropolisin doğusundaki teras duvarının arkasındaki dolgu büyük taş bloklarla oluşturulmuş olup buradaki ikici tabaka içerisinde az sayıdaki içki kaplarını karşılık yoğun olarak bezemesiz kap parçaları ile çok sayıda beyaz astarlı çatı kiremit parçaları (Kalypter ve Stroter) ele geçmiştir. Söz konusu bu kiremit parçaları, MÖ 6. yüzyıla tarihlenen monümental bir yapıya ait olmalıdır. MÖ 8. yüzyılın 2. yarısı ve MÖ 7. yüzyılın ilk yarısına yani Geç- ya da Subgeometrik bir kraterin kenar parçası (T13-AK3-002.38) tarihlenmektedir. Buluntular arasında, MÖ 7. yüzyılın 2. yarısına tarihlenen bantlı Kuzey İonia üretimi kâse Tip III’ün bir parçası (T13-AK3-002.4) ile bantlı Kuzey İonia üretimi kâse Tip III’ün kulp ve kenar parçası (T13-AK3-002.37); MÖ 7 yüzyılın son çeyreğine tarihlenen kırmızı bantlı Kuzey İonia üretimi bir kâsenin gövde parçası ile MÖ geç 7. yüzyıl / MÖ 6. yüzyılı ilk yarısına tarihlenen küçük bir orientalizan tabağın kenar parçası (T13-AK3-002.5) yer alır. T13-AK3-002 Tabakası (+28,94-28,39m): Akropolis’in doğusundaki büyük taşlarla oluşturulan teras duvarının arka dolgusu içerisinde Geç Geometrik Dönem’e tarihlenen bir kuşlu kâseye ait kenar parçası ele geçmiştir. Ayrıca MÖ 7. yüzyılın 2. yarısına tarihlenen bir kuşlu kasenin kenar parçası (T13-AK3-002.26) ile bir bantlı Kuzey İonia üretimi kâse Tip I’in gövde parçası mevcuttur. MÖ geç 7. yüzyıl ile 6. yüzyılın ilk yarısına tarihlenen orientalizan bir tabağın kenar parçası (T13-AK3-002.30) ile MÖ 6. yüzyılın ortası ve 2. yarısına tarihlenen bantlı Kuzey İonia üretimi kâsenin kenar parçası (T13-AK3-002.24) ele geçmiştir. T13-AK3-002 (+29,27-28,94m) Akropolis’in doğusundaki büyük taşlarla oluşturulan teras duvarının arka dolgusu içerisinde kaliteli seramikten daha çok günlük kullanım seramiği ele geçmiştir. Geç/Sub Geometrik Döneme tarihlenen (MÖ 7. yüzyılın ilk çeyreği) bir kuşlu kotyle Tip VII-VIII’ün gövde parçası (T13-AK3-002.32), MÖ 7. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenen Kuzey İonia üretimi bir bantlı kâsenin kenar parçası (T13-AK3-002.23), MÖ 6. yüzyılın ilk yarısına tarihlenen yüksek ayaklı ve meander frizli orientalizan bir tabağın kenar parçası (T13-AK3002.31), tondosunda yıldız motifli bir içki kabının kaide parçası (T13-AK3-002.33) ve tondosunda rozet bulunan yüksek ayaklı tabak parçası (T13-AK3-002.35) bu seramikler arasında yer almaktadır. 6 T13-AK3-001 Akropolis’in doğusundaki büyük taşlarla oluşturulan teras duvarının arka dolgusunun en üst katmanında Geç Geometrik seramik parçalar ele geçmiştir. Bu seramikler arasında kuşlu bir kotyle’nin kenar parçası (T13-AK3-001.1) ile bir kotyle’nin gövde parçası (T13AK3-001.3) yer alır. MÖ 6. yüzyılın ilk yarısına tarihlenen kuzey İonia hayvan frizli (NiA Id/LWG) bir kraterin omuz parçası (T13-AK3-001.2) bulunur. Bizans ve Osmanlı Dönemi’ne ise sırlı bir tabağın/çanağın gövde parçası aittir. Yukarıda tanımları verilen seramik buluntuların yardımı ile özet olarak şunlar söylenebilir: 1-Akropolis’in kuzeyindeki alan, en geç olarak MÖ 750’den itibaren kullanım görmüştür. 2-AK3’ün en alt ve eski tabakası MÖ 600 yıllarında kapanmıştır. 3-Akropolis’in doğusundaki teras duvarının arka dolgusundaki seramik buluntuların çoğunluğu MÖ 7. yüzyıl ile MÖ 6. yüzyılın ilk yarısına tarihlenmektedir. Sadece bir seramik parçası, MÖ 6. yüzyılın ortası ile MÖ 6. yüzyılın 2. yarısına tarihlenmektedir. Böylece akropolisi doğu yönde sınırlayan teras duvarının inşasının MÖ 6. yüzyılın 3. çeyreğinde tamamlanmış olması büyük olasılıktır. HELLENİSTİK SUR ARAŞTIRMALARI Yusuf Polat2 2015 yılı Hellenistik Sur Araştırmaları, kentin çok az takip edilebilen kuzey surlarında yürütülmüştür. Teos Kenti’nin Hellenistik Dönem kuzey surları günümüzde yüzeyde sağlıklı olarak takip edilememektedir. Bunun en büyük nedenlerinden biri modern Sığacık Mahallesi ile Seferihisar İlçesi’nin antik kentin kuzeyinde yer almış olması olabilir. Diğer bir neden ise günümüzdeki eski Sığacık yolunun surların üzerinden geçirilerek surların yol dolgusu altında kalmasıdır. Yine de parça parça izlenebilen sur duvarları, yol kenarlarındaki bloklar kentin bu bölümündeki sur hattı ile ilgili sınırlı da olsa bilgi vermektedir (Res. 19). Bu yıl yapılan çalışmalarda, eski Sığacık yolu üzerinde tespit edilen sur kalıntıları belgelenerek kent planına aktarılmıştır (Res. 20). Kentin kuzey doğusunda, Akropol’ün 130 m kuzeyinde yapılan yüzey araştırmalarında kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu yedi adet sur bloğu tespit edilmiştir. Konumundan 2 Öğr. Gör. Yusuf Polat, Anadolu Üniversitesi, Yunus Emre Kampüsü, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, 26470 ESKİŞEHİR, e-mail: [email protected] 7 (kuzeybatı-güneydoğu) ve bloklar üzerinde bulunan kenetlerden dolayı bu alanda bir kule olması ihtimali yüksektir (Res. 21). Bu alanın 140 m kuzeydoğusunda eski Sığacık yoluna çıkan tali yolun solunda bulunan yol yapımı nedeniyle yerlerinden oynatılmış sur duvarları bulunmaktadır. Kuzeydoğuda bulunan yol kenarlarında bahçelerin duvarlarında kullanılan sur bloklarından, yol hattının aynı zamanda kenti çevreleyen surlarla aynı olduğunu göstermektedir (Res. 22). Yüzey araştırması yapılan diğer bir alan ise Akropol’ün 550 m kuzeydoğusunda bulunan Külahlıkır Tepesi’dir. Bu alanda yapılan çalışmalarda, tepe noktasının batısında gözetleme kulesi olduğunu düşündüğümüz bloklar tespit edilmiştir. Bloklar işçilik olarak Teos kenti sur bloklarına benzerlik göstermektedir (Res. 23-24). KAZI ÇALIŞMALARI Akropolis Kazı Çalışmaları Hazal Ergin3 Kentin kuzeyinde, günümüzde Kocakır Tepe olarak adlandırılan akropolis’teki yapı kalıntıları ve stratigrafisini araştırmalarına 2015 yılında da devam etmiştir. Bu doğrultuda Hekatompedos olarak adlandırılan yapının kuzeyinde akropolis tepesini kuzey yönde çevreleyen polygonal ve rektagonal teknikte çok düzenli olmayan blok sırasının yayınlarda varlığından söz edilen Arkaik Dönem suru ile bağlantısını anlamak ve olası surun temeline ilişkin veri elde etmek amacıyla 11-13 Ağustos 2015 tarihlerinde söz konusu alanda iki adet sondaj gerçekleştirilmiştir (Plan 3; Res. 25). AK9 ve AK10 Sondajları: Hekatompedos olarak adlandırılan tapınağın kuzeybatısındaki doğu-batı yönlü duvar hattının güney tarafına bitişik 3,5 x 1,5 m ölçülerinde bir açma (AK9) açılmıştır. Söz konusu duvar hattı, içi yumruk büyüklüğünde moloz taşlarla doldurulmuş olup çift blok sırasından oluşturulmuştur. Sondajın deniz seviyesine göre +32,26 metrede başlayan yüzey toprağı 32,14 metrede sona ermiş ve bu katmandan herhangi bir arkeolojik esere rastlanmamıştır. Yüzey toprağının kaldırılmasının ardından açık kahverengi renkli toprak katmanına ulaşılmış ve T15-AK9-002 olarak adlandırılan bu katmanda az sayıda Arkaik Dönem’e tarihlenen amorf seramik parçaları ele geçmiştir. Yüzeyde görünen ve açmanın kuzey sınırını oluşturan blok sırasının önündeki derinleşme çalışmaları ile küçük taşlarla oluşturulmuş bir blokaj tespit edilmiştir. 3 H Ergin, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Arkeoloji Bölümü, Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı Yüksek Lisans Öğrencisi. 8 32,14 metre ile başlayan 002 katmanı 32,08 metreye gelindiğinde ana kaya kalıntılarına rastlanması ile sonlandırılmıştır (Res. 26). AK9 sondajının doğusunda yine aynı amaçla 3 x 1,5 m ölçülerinde yeni bir sondaj (AK10) açılmıştır (Res. 27). Açmanın başlangıç seviyesi olan (T15-AK10-001) 32,19 m ile 32,06 m arasında kalan yüzey toprağı içerisinde az sayıda karışık dönemlere tarihlenen seramik parçaları ele geçmiştir. Yüzey toprağının sıyrılmasının ardından kireç taşı dolgusundan oluşan yeni bir katmana gelinmiş ve bu katmana T15-AK10-002 adı verilmiştir. 31,71 metrede sona eren bu katmanda çok sayıda karışık dönemlere tarihlenen seramik parçaları ele geçmiştir. Ele geçen seramik parçaları arasında en erken MÖ 6. yüzyıla tarihlenen ince cidarlı kâse ve çanak parçaları bulunmaktadır. Seramik bulgulara ek olarak yine aynı katmandan bir adet dokuma tezgâh ağırlığı ele geçmiştir. Söz konusu açmada da yüzeyde görünen rektagonal blok sırasının altında başka bir blok sırasına rastlanılmamıştır. Aynı şekilde AK9 açmasında olduğu gibi görünen blok sırasının küçük taşlarla oluşturulmuş olan bir dolgu üzerine yerleştirilmiş olduğu görülmüştür. 31,71 m derinlikte sarı renkli toprakta çalışmalara devam edilmiş ve bu katmana T15-AK10-003 adı verilmiştir. 003 katmanında az sayıda seramik parçaları ele geçmiş ve 31,54 m derinliğe gelindiğinde ana toprağa rastlanması üzerine çalışmalar sonlandırılmıştır (Res. 28). Sonuç olarak akropolü kuzey yönde sınırlayan ve bir sırt üzerinde yer alan doğu-batı yönlü blok sırasının bir alt yapıya (temele) sahip olmadığı ve söz konusu mimariyi tarihleyebilecek kapalı kontekst malzemenin ele geçmemiş olması nedeniyle batıdan doğuya doğru akropolisi çevreleyen çift blok sırasının Arkaik Dönem Suru ile ilişkilendirilmesi güçtür. DİONYSOS TAPINAĞI KAZI ÇALIŞMALARI Dionysos Tapınağı DT3 Açması Rahşan Tamsü Polat Dionysos Tapınağı’nın kuzeybatısında temenos alanı içerisinde 2013 yılı kazı çalışmalarında batı stoa’nın kuzey yarısı ortaya çıkarılmıştı4. Tapınağı batı taraftan çevreleyen batı stoa’nın stylobat’ının oturduğu kumtaşından oluşturulmuş olan temel kısım (euthynteria) ile stoa’nın stylobat kotunun altında bir kapı açıklığına sahip ve birbirini dik kesen daha erken bir döneme ait duvar kalıntıları ortaya çıkarılmıştır (Plan 5). 4 M. Kadıoğlu – D. Özlem Yalçın – R. Tamsü Polat – M. Adak –C. Özbil – Y. Polat – İ. Tuğcu, “2012-2013 Teos Kazı Çalışmaları (3.-4. Sezon)”, KST 36.3, 2014 (2015) 452 vd. 9 2015 yılında batı stoa’nın stylobatı’nın euthynteria seviyesini ve bu alanda ortaya çıkartılan kuzeydoğu-güneybatı doğrultulu düzgün işlenmiş kesme bloklardan yapılmış duvarın kullanım sürecini tespit etmek amaçlanmıştır. 2013 yılı stratigrafik kazı çalışmalarında hem euthynteria temel taşlarının hem de batısındaki olasılıkla erken dönem evlerine ait duvarların yıkılma tehlikesi yaratacağı düşünülerek, kazı çalışmalarına ara verilmiş ve kazılan alanı 1 m kadar kazı toprağı ile yeniden doldurulmuştur. Bu alanda yapılan 2013 yılındaki kazı çalışmalarında +6,50 ile +6,35 deniz kotu seviyelerinde ele geçen seramikler arasında, oldukça kaliteli, kalın, parlak siyah firnisli Klasik Dönem seramikleri ile kırmızı figür tekniğinde yapılmış seramik parçalarının bulunması, bu alanın yeniden stratigrafik olarak değerlendirilmesini ve bu malzemenin geldiği tabakanın belirlenmesini zorunlu kılmıştır. Bu seramiklerin varlığı, bu alanda Dionysos Tapınağı ve çevresindeki erken dönem kullanımının tespit edilmesi konusunda önemli ipuçları sunmuştur. 2015 yılı kazı sezonunda bu alanda yapılacak stratigrafik kazı çalışmaları ile alanın kullanım süreci ve Dionysos Tapınağı ile tapınağı çevreleyen stoa’ların inşasından önceki yapılaşma hakkında kapsamlı bilgilere ulaşılması amaçlanmıştır. 3,75 x 3,80 m ölçülerindeki açmada öncelikli olarak 2013 yılında kazılan alana doldurulan toprağın (+6,87m) kazılmasına başlanmıştır (Plan 5; Res. 29-30). Söz konusu dolgu toprağın altında, 2013 yılında alanda kuzeydoğu-güneybatı doğrultulu duvarın bulunduğu yönde DT3’ün batısında bulunan pithos tahrip olmaması için kaldırılmamıştı. Bu nedenle 2015 kazılarında pithos seviyesine kadar olan kazılan tabaka “Dolgu Toprak” olarak adlandırılmış, bu dolgu toprak olarak adlandırılan alandan ele geçen seramikler karışmış bir malzeme olduğundan değerlendirilmemiştir. 2013 yılında güney duvarın önünde de duvarların yıkılma tehlikesi düşünülerek toprak kesit bırakıldığı, 2015 yılı kazı çalışmalarında, kazıyı yaparken toprağın çok sert yapıda oluşu ile de anlaşılmış, 1,70 x 0,70 m’lik alan “Güney Duvar Önü” olarak adlandırılmıştır. Bu alandan ele geçen seramikler de ayrı olarak toplanmıştır (Res. 31). Özellikle bu alanda +6,556,33 m seviyede, oldukça kaliteli siyah parlak firnisli kylix’ler, destekli krater parçaları, skyphos’lar, kırmızı figür amphora parçaları ele geçmiştir (Çiz. 2-3; Res. 32). Ayrıca bu seramikler içerisinde Arkaik Dönem’e (MÖ 6. yy) tarihlenen birkaç seramik parçası da ele geçmiştir. 10 Çizim 2 Çizim 3 Kazı çalışmaları tamamlanan alan kapalı bir mekân algısı uyandırmaktadır. Duvarda kullanılan taşlar ile duvar örgü teknikleri, iki farklı evre/dönemin varlığına işaret etmektedir. Özellikle batı stoa’nın stylobat’ına ait euthynteria’nın büyük temel taşları ile bu mekânı güneyde kapatan 8 sıradan oluşan orta ve küçük boyutlu taşlar ve yine bu alanın batısında, güney duvarla birleşen, kuzeydoğu-güneybatı yönlü düzgün, işlenmiş kesme bloklardan oluşan duvarın hemen orta bölümündeki girişin, güney duvar ile aynı tip ve nitelikteki taşlarla kapatıldığı evre, aynı evreye (Hellenistik Dönem, MÖ 2. yy ortaları-MÖ 2. yy) ait olmalıdır (Çiz. 4-5). Kazılar sonucunda bu mekân algısı yaratan alanda (olasılıkla ev?) düzgün kesme bloklardan, düzgün işçilik gösteren duvarın temel seviyesinden itibaren ele geçen Klasik Dönem seramiği, bu duvarların da Klasik Dönem duvarları olduğu görüşünü güçlü kılmaktadır. Bu durumda batıda düzgün işçilikli duvarlara sahip olan bu mekânın, Hellenistik Dönem Tapınağı’ndan çok daha erken bir dönemde var olduğunu, Hellenistik Dönem’de ise doğuda stoanın stylobatının euthynteria temelinin, güneyde orta ve küçük boy taşlardan oluşturulan bir duvar ve zaten var olan kuzeydoğu-güneybatı yönlü duvar ile bağlandığını, bu düzgün duvardaki giriş açıklığının da yine aynı dönemde (Hellenistik Dönem) doldurularak 11 aslında, Klasik Dönem’de mekân dışı olan bu alanın kapalı, küçük bir mekâna dönüştürülmüş olduğunu düşündürmektedir. Bu alanda ele geçen Hellenistik Dönem seramikleri de durumu kanıtlar niteliktedir (Çiz. 6). Çizim 4 Çizim 6 Alanda pithos seviyesi altında yapılan kazılarla, orta ve küçük boy işlenmemiş taşlardan oluşan bir taban 5,48 m’de belirlenmiştir (Res. 33-34). Bu sondaj alanı içerisinde, açmanın güney ucunda, 1 x 1,70 m ölçülerindeki alanda taş taban kaldırılarak küçük bir sondaj açılmıştır (DT3 a). Bu sondajın amacı, taş taban altında daha erken döneme ait steril bir malzemenin gelip gelmeyeceğini kontrol etmekti. Kazılar sonucunda bu alanda küçük, kırıklı, çakıllı taş parçaları ele geçmiştir (Res. 35). +5,09 m seviyeye inildiğinde, mimari, seramik ve küçük buluntunun ele geçmeyişi nedeniyle bu seviyede kazı çalışmaları sonlandırılmıştır. Sonuç olarak, DT3 açmasındaki kazılarda, kuzeydoğu-güneybatı doğrultusundaki düzgün işçilikli duvarın temeli altında, 0,30 m’lik bölümde steril olarak Geç Arkaik-Erken Klasik Dönem seramiklerinin bulunması ile Dionysos Tapınağı’nın batısındaki alanın eldeki verilerle “şimdilik” Klasik Dönem’de kullanılmış olduğunu göstermektedir. DT3 açmasında gerek 2013 yılı gerekse de 2015 yılında yapılan kazı çalışmalarında ele geçen, tarihlendirme 12 açısından önemli görülen seramik profillerinden 130 parçanın çizimi ve tanımı yapılmış, fotoğrafları çekilmiştir. Çizim 5 13 Altar Kazı Çalışmaları Musa Kadıoğlu 2015 yılı çalışmaları içerisinde, kentin kutsal alanı Dionysos Tapınağı’nın doğusunda bulunan Altar’da (Sunak) da yapının planının çıkartılmasına yönelik kazı çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Dr. D. M. Uz’un kısa zaman önce yayınlanmış olan kitabındaki Dionysos Tapınağı temenos alanı halihazır durum planında altar’a ait in situ kalıntılar oldukça sınırlı olarak gösterilmiştir5. Ancak planda var olan in situ kalıntıların geçen süre zarfında erozyon ile tamamen kapanmış olduğu ve yapının temel planının tespitine yönelik temizlik, kazı ve belgeleme çalışmalarına 2015 yılında başlanmıştır. 14,30 x 7,30 m’lik bir alanda yüzey temizliği ile (ot ve moloz taş) çalışmalara başlanmıştır. Kuzey-güney aksında uzanan yapı kalıntısı üzerindeki yaklaşık 5 cm’lik yüzey toprağı alınarak altar'ın stylobat’ına ulaşılmıştır (Res. 36). Ancak yapıyı hem kuzeyden hem de güneyden sınırlayan büyük birer zeytin ağacından dolayı yapının güney yönde sınırı belirlenememiştir. 20,50 x 7,40 m ölçülerindeki altar’ın kuzeydoğu köşesinde yerlerinden oynamış olan iki basamaklı bir blok sırası geçici olarak yerine yerleştirilmiştir. Bu durum en azından altarın doğusundan bir basamak ile altarın stylobat’ına ulaşıldığını göstermektedir (Plan 6). Altar’ın üst yapısına ait arşitrav, diş sırası korniş ve alınlık parçaları ele geçmiştir. Söz konusu mimari blokların yardımı ile altarın üst yapısının kısmi restitüsyonu yapılabilecektir. Propylon Kazı Çalışmaları Musa Kadıoğlu 2012 yılından itibaren Teos Antik Kenti’nde sürdürülen jeofizik (Jeomanyetik ve Jeoradar) taramaları ile yüzeyde görülmeyen birçok yeni yapının varlığı tespit edilmiştir. Bu yapılardan birisi de Dionysos Tapınağı’nın doğusundaki yapı kalıntısıdır. 2012 ve 2015 yılında gerçekleştirilen kazı çalışmaları ile söz konusu yapının Dionysos Kutsal Alanı’na ana girişi oluşturan kapı yani bir propylon olduğu tespit edilmiştir (Plan 7). 2012 yılında jeofizik verileni test amaçlı olarak Dionysos Tapınağı’nın doğusunda ve kısa kenar merkez aksında 5 x 6 m ölçülerinde bir sondaj gerçekleştirilmiştir. Sondaj içerisinde doğu-batı akslı 3 m genişliğinde ve kuzey-güney akslı 4,5 m uzunluğunda 4 basamaklı bir yapı kalıntısı ortaya çıkmıştır. Söz konusu temel kalıntısının açmanın kuzeyinde de devam ettiği görülmüştür. Açma içerinde kırık tek parça olarak bulunan bir arşitrav6 ve 5 D. M. Uz, Teos’taki Dionysos Tapnağı (2013) Lev. 25. M. Kadıoğlu – D. Özlem Yalçın – R. Tamsü Polat – M. Adak –C. Özbil – Y. Polat – İ. Tuğcu, “2012-2013 Teos Kazı Çalışmaları (3.-4. Sezon)”, KST 36.3, 2014 (2015) 444. 6 14 üzerindeki Latince yazıt C]OS.XII.DE (harf yük. 9 cm) 12. kez konsüllük yapmış bir imparatora ait ithaf yazıtı olmalıdır. İmparator Augustus ve Domitian’ın 12. kez konsüllük yapmış olduğu bilindiğinden ve temenos stoa’larının Augustus Dönemi’nde yapılmış olmasından, büyük olasılıkla söz konusu Propylon da Augustus Dönemi’nde inşa edilmiş olabilir. 2015 yılında tekrar başlanan çalışmaların amacı, Propylon olarak adlandırılan yapının mimari tasarımını anlamak ve Dionysos Tapınağı ile olan bağlantısını açığa çıkarmaktır. 02 Temmuz – 4 Ağustos 2015 tarihlerinde gerçekleştirilen kazı çalışmaları 6 ayrı sondajda (P2P3-P4-P5-P6-P7) sürdürülmüştür. Yapının güney sınırını tespit etmek amacıyla P1 açmasının güneyinde 3 x 5 m ölçülerinde yeni bir sondaj (P2) +4.79 m ile +3.82 m seviyelerinde gerçekleştirilmiştir. Söz konusu açma ile propylon’un güney sınırı belirlenmiş ve güneyine birleşen taş döşeli bir mekân ortaya çıkarılmıştır (Res 37). 2012 yılında bir kısmı ortaya çıkarılan basamakların doğu yönde devam edip etmediğinin tespiti ve yapıya birleşen olası taş döşeli yolun ortaya çıkarılması için P1 açmasının doğu yönünde yeni bir açma ile (P3) kazı çalışmaları sürdürülmüştür. Ayrıca söz konusu açmada propylon’un cephesine ait olası mimari blokların tespiti, yapının cephe restitüsyonu için büyük önem taşımaktadır. Doğu yönde 5 x 5 m ölçülerindeki P3 açmasında +4.70 m de başlayan kazı çalışmaları +2.92 m’de sonlandırılmıştır. Bu alandaki kazı çalışmaları sonrasında daha önce tespit edilmiş olan basamakların doğuya devam etmediği ve bir taban döşemesinde sonlandığı anlaşılmıştır. Propylon’un güney sınırını belirlemek amacıyla 5 x 5,50 m ölçülerindeki açmada (P4) +4.82 m de başlayan çalışmalara +3.57 m seviyesine kadar devam edilmiştir. Bu çalışmalarda güney tarafta olduğu gibi kuzeyde de mermer bloklara temel oluşturan kumtaşı temel blokları ortaya çıkarılmış ve böylece propylon’un kuzey sınırı tespit edilmiştir. Böylece propylon’un 12 m genişliğinde olduğu tespit edilmiştir. Açma içerisinde daha önce 2012 yılında bulunan Latince yazıtlı arşitravın 3 ayrı parçası ele geçmiştir. 111 numaralı blok parçası üzerinde OTES, 112 numaralı blok parçası üzerinde üzerinde NIC ve 113 numaralı blok parçası üzerinde TRI yazmaktadır. P4 açmasının batısında, propylon’un batı sınırı ile altar ve dolayısıyla tapınak ile bağlantısının tespiti için 6 x 6 m ölçülerinde yeni bir açma (P5) açılmıştır. Yapılan çalışmalarla yapının batı sınırı tespit edilmiş ancak kutsal alana propylon’dan geçişi sağlayacak herhangi bir mimari yapılaşmaya dair bir ize rastlanmamıştır. Olasılıkla propylon’un batısı sertleştirilmiş zemin üzerine döşenen döşeme plakaları ile altar’a geçiş sağlanmış olmalıdır. Yine açma içerisinde güneybatı-kuzeydoğu yönlü bir pişmiş toprak 15 temiz su künk boru hattının geç dönemde inşa edilmiş propylon’un kuzeyindeki sarnıcı beslediği tespit edilmiştir. Proylon’un güneybatı yasının ortaya çıkarılması için 3 x 9 m ölçülerinde yeni bir sondaj (P6) açılmıştır. P5 açmasına güney yönde ve P1 ile P3 açmalarının batısına birleşen P6 açmasında +5.19 m’de başlayan çalışmalar +3.62 m de sonlandırılmıştır. Bu çalışmalarda hem P5 açmasında olduğu gibi hem yapının batı sınırı hem de propylon’a güney yönde birleşen kutsal alanı çevreleyen temenos duvarının kuzey ucu tespit edilmiştir. Yapının kuzeyine birleştiği düşünülen doğu temenos duvarının güney ucu ile pişmiş toprak künk hattının propylon ile bağlantısının araştırılması için P5’in kuzeyinde ve P4’ün batısında (yapnın kuzeybatı ucunda) 3,50 x 2,50 m ölçülerinde yeni bir açma (P7) açılmıştır. Yapılan çalışmalarla kuzey-güney doğrultulu çok özenli yapılmış tek sıra duvar bloklarının propylon’un kuzeybatı ucuna birleştiği ortaya çıkarılmıştır. Böylece yapının güneyinde olduğu gibi kuzeyine de temonos duvarının birleştiği ve böylece kutsal alana girişin sadece propylon’dan geçildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca P5 açmasında ortaya çıkarılan su künk hattının temenos duvar bloğunun üst kısmı oyularak künk hattının doğuya doğru devam ettiği ve propylon’un kuzeyinde inşa edilmiş olan sarnıca ulaştığı anlaşılmıştır. Söz konusu sarnıcın duvarları ve tabanı özenle işlenmiş bloklarla kaplanmıştır. Büyük olasılıkla propylon’a ait özenli mermer bloklar, propoylon’un işlev dışı kalmasından sonra sökülerek ihtiyaca yönelik olarak bir sarnıca dönüştürülmüştür. Sonuç olarak kutsal alana ana girişi oluşturan dört basamaklı propylon’un kuzey ve güney yönde temenos duvarı ile sınırlandığı ve 11,30 m uzunluğunda ve 7,30 m genişliğinde olduğu tespit edilmiştir. TİYATRO KAZI ÇALIŞMALARI Canan Özbil – Görkem Yenice Teos Tiyatrosu, kentin kuzeyinde akropolis’in güneydoğusundaki tepenin güney eteğinde yer almaktadır. Doğal bir yamaca yaslanan ve güneydoğuya yönlendirilmiş olan yapının Roma Dönemi öncesine ait henüz hiçbir arkeolojik veri elde edilememiştir. Opus incertum temel üzerine inşa edilmiş alt cavea’nın oturma basamakları ile kemer ve tonozlu bir alt yapı üzerine inşa edilmiş olan üst cavea tipik Roma Dönemi özelliği taşımaktadır. Ayrıca sahne binasının çok katlı sütunlu cephesi (scaenae frons) ile proskenion cephesine (frons pulpiti) ait birçok bezemeli mimari bloğun varlığı ve yazıtlı heykel kaideleri, tiyatronun MS 1. yüzyıl sonundaki yapı faaliyetlerine işaret etmektedir. 16 2014 yılında başlanan ortaya çukurunun ortaya çıkartılmasına yönelik kazı çalışmalarına7 2015 yılında devam edilmiştir. Bu amaçla, 2014 yılında T1 sondajı (orkestranın doğu yarısını kaplayan alan) olarak adlandırılan alanın hemen batısında T2 sondajı olarak adlandırılan yeni bir açma açılmıştır. Kazı çalışması yapılmadan önce alanda bulunan ve cavea’dan düşen mimari bloklar vinç yardımı ile taşınmış ve alan kazı çalışmasına hazır hale getirilmiştir. Orkestranın batı yarısını kaplayan T2 sondajı, 11 x 8 m ölçülerine sahiptir. Toplamda 6 seviyede kazısı tamamlanan T2 açmasının son seviyesi +9,04 m deniz kotundadır. 2014 yılı kazı çalışmalarıyla orkestranın doğu yarısında orkestra zemininin büyük dikdörtgen mermer levhalarla kaplanmış olduğu tespit edilmiş olduğundan T2 açmasında mermer zemini koruma amaçlı olarak zeminden yaklaşık 10 cm üst seviyede kazı çalışmaları sonlandırılmıştır (Plan 8; Res. 38). 2015 yılı tiyatro çalışmaları kapsamında yapının sahne binasının planının çıkartılmasına yönelik olarak, sahne binasının batı ucu ile batı analemma duvarı arasında kalan alan (batı parodos) T3 açması olarak adlandırılmış ve kazı çalışmalarına bu alanda devam edilmiştir. 8 x 7 m ölçülerindeki açmadaki, toplamda 6 seviyede kazı çalışmaları +9,99 m deniz kotunda son bulmuştur. Söz konusu çalışmalarla 1,65 cm genişliğinde batı parodos ile batı parodos’un yaklaşık 1 m kalınlığında ve sandık biçimli batı duvarı ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca batı analemma duvarına dik olarak inşa edilen ve batı parodos’tan cavea’ya çıkışı sağlayan 4 basamaklı bir merdiven sırasının varlığı tespit edilmiştir (Plan 8; Res. 39-40). T3 açması içerisinde scaenae frons’un mimari cephesine ait çok sayıda mimari blok (3 adet batı analemma duvarına ait blok; 16 adet sahne binasına ait duvar bloğu; 1 adet gri mermerden üç fascia’lı arşitrav-friz bloğu, 1 adet kaset bloğu; 2 adet kaide; 2 adet diş sırası korniş bloğu ve 1 adet ranke friz bloğu) ile beyaz mermerden bir adet himationlu (Env. No. 391; Kor. Yük. 120 cm; Der. 40 cm) ve bir adet togalı erkek heykele ait gövde (torso) parçası ile (Env. No. 498; Kor. Yük. 1,30 m; Gen. 60 cm)(Res 41-42) zemin seviyesinde bel kısmından dizlerinin üst kısmı kadar korunmuş olan bir erkek heykelciği (Kor. Yük. 50 cm) ele geçmiştir (Res. 47). 2015 yılı tiyatro kazı çalışmalarında kazısı yapılan bir diğer alan ise sahne binasının doğudan dördüncü odasıdır. T3 açmasının güneydoğusunda SB4 açması 8,5 x 7, 5 m ölçülerindedir ve toplam 5 seviyede kazılmıştır (+9,60 m). Ancak sahne binasının 4. odasının 7 M. Kadıoğlu – D. Özlem Yalçın – R. Tamsü Polat – M. Adak –C. Özbil – Y. Polat – İ. Tuğcu, “2012-2013 Teos Kazı Çalışmaları (3.-4. Sezon)”, KST 36.3, 2014 (2015) 453-454. 17 taban seviyesine 2015 kazı çalışmalarında ulaşılamamıştır. Bu açmada yoğun olarak Roma Dönemi’ne tarihlenen terra sigillata seramik parçaları, yoğun miktarda kandil parçaları ve figürin parçaları ele geçmiştir (Res. 48-49-50). Açmanın sona ermesiyle diğer açmalardan ele geçen ve cavea’daki oturma basamaklarına ait olan kırık profilli parçalar , kazı deposunda temizliği yapıldıktan sonra restorasyon çalışmalarında kullanılmak üzere söz konusu mekanın zeminine yerleştirilmiştir (Res. 43). 2015 yılı tiyatro kazıları kapsamında, orkestra duvarının ortaya çıkartılması ve cavea’dan orkestraya devrilmiş oturma basamak blokları ile arkalıklı oturma basamakları (prohedria), orkestra duvarına ait profilli korniş blokları ve diazoma duvar bloklarının tasnif edilmesi ve blok envanterinin tamamlanması amacıyla 2014 yılında orkestranın doğu yarısında T1 adı ile başlatılan kazı çalışmalarına devam edilmiştir. Yapılan kazı çalışmaları ve blokların tasnif edilmesi sonucunda orkestranın kavisli duvarı ortaya çıkarılmıştır. Cavea’nın oturma basamaklarını sınırlayan söz konusu orkestra duvarı, orkestranın olasılıkla MS 2. yüzyılda derinleştirilebilmesi için ilk üç oturma basamağının sökülmesinden sonra kabaca düzleştirilmiş dikdörtgen biçimli bloklarla harçlı olarak inşa edilmiştir. Söz konusu bu mimari değişiklikten ötürü özellikle orkestra duvarı ve korunmuş olan ilk iki oturma basamak sırası sağlam bir temel üzerine oturmadığı için oldukça tahrip olduğu görülmüştür (Res. 44-45). T1 açmasındaki kazı çalışmalarında, orkestra duvarı dışında klimnakes’e ait merdiven basamakları da kısmen korunmuş olarak ortaya çıkartılmıştır. Bu merdivenlerden doğudakinin toplamda 10 adet, batıdakinin ise 8 adet basamağı çalışmalar sonucunda ortaya çıkartılmıştır. Kısmen tahrip olmuş bu merdiven blokları yaklaşık 0,30 m uzunluğunda olup 0,40 cm yüksekliktedir. Her ne kadar orkestra çukuru derinleştirilmiş olsa da cunei’ler arasında kalan ve seyircilerin cavea’ya dağılımını sağlayan merdiven sıraları (klimnakes) orkestra zeminine kadar oldukça dik açıyla özensiz olarak inşa edilmiştir (Res. 46). 2015 kazı çalışmaları sırasında tüm alanlardan, çoğunlukla Roma Dönemi’ne tarihlenen seramik parçaları, az sayıda cam ve metal objeler ile pişmiş topraktan çeşitli tiplerde figürin parçaları ve ağırlıklar ile yoğun miktarda, çeşitli boyutlarda ve renklerde kaplama mermerleri ele geçmiştir. 2013 yılında başlanan tiyatro blok envanter çalışmalarına 2014 yılında olduğu gibi, 2015 yılında da devam edilmiş ve açığa çıkarılan bloklar plan üzerine işlenerek numaralandırılmıştır. Ayrıca mimari blok envanteri ve belgeleme çalışmaları kapsamında blokların 1/10 ölçekli el çizimlerine devam edilmiştir. 2015 tiyatro çalışmaları kapsamında, kazılar sırasında açığa çıkartılan ve cavea’da düşme pozisyonunda olan bloklar vinç yardımı 18 ile kaldırılıp türlerine göre tasniflenmiş ve 2016 yılı kazı çalışmalarında kapsamlı bir restorasyon çalışmalarına hazır hale getirilmiştir. Bouleuterion Kazı Çalışmaları Canan Özbil – Cem Pala Tiyatronun güneydoğusunda ve Dionysos Tapınağı’nın doğusunda yer alan bouleuterion (Plan 9), antik kentin en iyi korunmuş yapılarından biridir (Res. 51). Söz konusu yapıda ilk kazı çalışmaları 1924 ve 1925 yıllarında Fransız Arkeologlar ve sonrasında 1963 ve 19464 yıllarında Türk Arkeologlar tarafından gerçekleştirilmiş ve yapı kısmen ortaya çıkartılmıştır. 2010 yılında başlayan yeni dönem kazıyla bouleuterion çalışmaları yoğunluk kazanmış8 ve 2014 yılı itibari ile yapının iç kısmındaki çalışmalar tamamlanmıştır. Böylece kazı çalışmaları yapının çevresinde yoğunlaşmaya başlamıştır. Bu bağlamda 2015 yılı kazı çalışmaları yapının cavea’sını sınırlayan doğu duvarında yer alan kuzey kapısının hemen ön kısmında sürdürülmüş ve bu alanda B12, B13, B13A ve B14 olmak üzere 4 adet sondaj açılmıştır (Plan 9). Ayrıca geçmiş yıllarda olduğu gibi blokların tasnif, belgeleme ve restorasyon işlemlerine de devam edilmiş ve yapı planı 2015 yılı kazıları ışığında güncellenmiştir. 2015 yılı bouleuterion kazıları kapsamında yapıda çalışılan alanlardan ilki B12 sondajı olmuştur. Söz konusu sondajdaki çalışmalara 2012 yılında başlanmış ve 2013 yılında devam edilmiştir. Kuzey parodos’un bir bölümünü de içine alan B12 sondajının kapsadığı alan 2012 yılında 4 x 6 m olarak belirlenmiş, 2013 yılında 6 x 6 m ve 2015 yılında ise doğuya doğru 3 m daha genişletilerek 6 x 9 m boyutlarına ulaşmıştır. Sondajın parodos içerisinde kalan kısmında sürdürülen çalışmalar, 2013 yılı itibari ile parodos zeminine ulaşılması sonucu sonlandırılmıştır. Bunun yanı sıra doğuya doğru devam eden çalışmalar sırasında meclisin doğu girişi ve olası kuzey portiko’ya ait 3 adet sütun ile portiko’ya ait stylobat açığa çıkarılmıştır. Büyük olasılıkla Bouletion’un doğusuna Milet Bouleuterion’u ya da Nysa Gerontikon’unda olduğu gibi dört tarafı stoa’larla çevrili (tetraportiko) bir ön avlu birleşiyor olmalıdır. Söz konusu bu ön avlunun kuzey portiko’suna ilişkin olarak 2015 yılında gerçekleştirilen kazı çalışmaları, bouleuterion’un doğu duvarına bitişik olan ilk dikdörtgen biçimli paye haricinde, kuzey portiko’nun sütunlarının oturduğu stylobat’ı ve bu stylobat üzerindeki ilk iki sütunu in situ konumlarını yitirmiş olsalar da ortaya çıkarmıştır. 8 M. Kadıoğlu – M. Adak – C. Özbil – S. H. Öztaner – R. Tamsü Polat – Y. Polat, “2011 Yılı Teos Kazı Çalışmaları (2. Sezon)”, KST 34.2, 2012, 217 vd.; M. Kadıoğlu – D. Özlem Yalçın – R. Tamsü Polat – M. Adak –C. Özbil – Y. Polat – İ. Tuğcu, “2012-2013 Teos Kazı Çalışmaları (3.-4. Sezon)”, KST 36.3, 2014 (2015) 454 vd. 19 Bouleterion’un doğu duvarının dış yüzüne bitişik stylobat üzerinde yükselen dikdörtgen paye hariç, diğer 2 sütun tamburunun merkezden merkeze (interaksial=boyunduruk) mesafesi 1,50 m’dir ve aynı aks üzerinde yer almaktadırlar. Ancak her iki sütun arası çamur harçla örülmüş 3 sıra tuğla duvar ile daha geç bir dönemde kapatılmıştır. Bu bölümde kuzey girişin eşik taşının deniz seviyesine göre üst kotu +1,42 m ve kuzey portiko’nun stylobat’ınınki ise +1,33 m’dir. Bu durum, yapının girişine göre kuzey portiko’nun 9 cm daha alt kotta olduğunu göstermektedir. 2013 yılı kazı çalışmalarında ortaya çıkan bir diğer buluntu ise bir kemere ya da duvara ait olabilecek 16 x 32 ve 32 x 32 cm ölçülerinde ve kalınlıklar 5 ile 9 cm arasında değişen tuğlalardan oluşturulmuş harçlı tuğla duvar yıkıntısı olmuştur. Bu bağlamda 2015 yılında B12 sondajı içerisinde sürdürülen kazı çalışmaları, yıkıntının yapının hangi bölümüne ait olduğunun araştırılması, belgelenmesi ve yapının kuzey girişine açılan kuzey portiko’nun sütun sıralarının tamamıyla ortaya çıkarılması üzerine yoğunlaşmıştır. B12 sondajı üzerinde yapılan çalışmalar +2,15 ile +1,43 m kotu arasında 2 seviyede gerçekleştirilmiştir. Burada sürdürülen çalışmalarla söz konusu duvar yıkıntısı ortaya çıkarılmış ve belgelenmiştir (Plan 9). Ayrıca bu duvar yıkıntısı sebebi ile 2013 kazı sezonu çalışmalarında tamamlanamayan ve stylobat seviyesine ulaşılamayan 2 ve 3. sütun da stylobat’ı ile birlikte ortaya çıkarılmıştır. Söz konusu sütunlar yerlerinden kaldırılarak oturma yüzeyleri temizlenmiş ve stylobat üzerindeki izler üzerine geçici olarak yerleştirilmişlerdir (Res. 55). Söz konusu yıkıntı halindeki tuğla duvarın kuzey stoa’nın, alt kısmında rektagonal pseudo-isodomik tarzda inşa edilmiş olan arka duvarına ait olduğu tespit edilmiştir. Çok düzgün olarak işlenmiş dört sıra mermer blok sırasının üzerine çeşitli devşirme bloklar (diş sırası korniş, kapı sövesi ve üzerinde dübel yuvaları bulunan diğer bloklar) ile harçlı tuğla duvarın inşa edilmiş olduğu görülmüştür (Res. 53-54). Açma içerisinde tespit edilen yıkıntı haldeki tuğla duvar parçası, söz konusu kuzey stoa’nın arka duvarına aittir. B12 açmasında gerçekleştirilen kazı çalışmalarında bouleuterion’a ait çok sayıda mermer duvar bloğu da ele geçmiştir. Ayrıca yapı ile bağlantısı olmayan ve 2013 kazı sezonunda da yapının çeşitli yerlerinde ele geçen Arkaik Dönem taç blokları ile aynı tipte bir adet taç bloğu (Lesbos taç bloğu) parçası açmanın doğu ucunda ele geçmiştir (Res. 56)9. Blok kırık olmakla birlikte 41 9 Benzer örnekler için bkz. M. Kadıoğlu – C. Özbil – M. Kerschner – H. Mommsen, “Teos im Licht der neuen Forschungen/Yeni Araştırmalar Işığında Teos”, içinde: Ü. Yalçın – H.-D. Bienert (ed.), Anatolien – Brücke der Kulturen. Aktuelle Forschungen und Perspektiven in den deutsch-türkischen Altertumswissenschaften / Kültürlerin Köprüsü Anadolu. Türk-Alman Eskiçağ Bilimlerinde Güncel Bilimsel Araştırmalar ve Yeni Bakış Açıları. Tagungsband des internationalen Symposiums “Anatolien – Brücke der Kulturen” in Bonn vom 7. bis 9. Juli 2014 / 7-9 Temmuz 2014’te Bonn’da yapılan “Kültürlerin Köprüsü Anadolu” konulu uluslararası sempozyum kitabı, Der Anschnitt. Zeitschrift für Kunst und Kultur im Bergbau Beiheft 27, (Bonn 2015) 345-366. 20 cm uzunluğunda, 15 cm yüksekliğinde ve 19-30 cm arasında değişen bir derinliğe sahiptir. Bunun yanı sıra B12 sondajı çalışmaları esnasında bir adet pişmiş toprak ağırlık ve az sayıda seramik ele geçmiştir. 2015 yılı bouleuterion kazıları kapsamında çalışılan bir diğer alan B13 sondajı olmuştur. Söz konusu sondaj, yapının doğu duvarına bitişik ve B12 açmasının güneyindeki yani ön avluya ait kuzey portiko’nun güneyinde kuzey-güney yönünde 4 m ve doğu-batı yönünde ise 5 m ölçülerindedir. Çalışmalar, +2,18 m ile +1,05 m arasında 7 seviyede sürdürülmüştür (Res. 57-58). Kazılar sırasında meclisin doğu duvarının euthynteria’sı ortaya çıkarılmıştır. Euthynteria üst kotu +1,08 m ve kuzey portiko stylobat üst kotu 1,42 m olarak ölçülmüştür. Ayrıca yapıya ait olabilecek çok sayıda duvar bloğu ile birlikte boyutları dolayısı ile yapıya ait olması mümkün olmayan 2 adet simalı diş sırası korniş bloğu sondaj içerisinden ele geçmiştir. B13 sondaj çalışmaları sonucunda 7 kasa seramik, bir adet bronz sikke, üç adet figürin parçası, bir adet pişmiş toprak ağırlık, bir adet bronz çivi, bir adet kemik iğne, 2 adet cam parçası ve bir adet eritilmiş kursun kalıntısı ele geçmiştir. Çeşitli dönemlere ait seramiklerin aynı seviye içerisinde ele geçmesi, stratigrafik tarihlemeyi güçleştirmektedir. B13 sondajında euthynteria seviyesine ulaşılmasının ardından sondaj çalışmaları tamamlanmış ve söz konusu sondajın içerisinde, sahne duvarı stylobat’ı ile portiko stylobat’ının birleştiği köşede (Res. 59), alt yapıyı anlamak ve yapının ilk inşa tarihini belirleyebilmek amacıyla B13 sondajı içerisinde B13a olarak adlandırılan 1,5 x 1,5 m’lik bir sondaj daha açılmıştır. +1,05 m ile -0,30 m arasında 5 seviyede kazılar yapılmış ve bouleuterion’un doğun duvarının alt yapısı ortaya çıkarılmıştır (Res. 60). Açma içerisinde 0,30 m’de su ile karşılaşılması sonucu kazılar sonlandırılmıştır. Belgeleme çalışmalarının ardından sondaj kapatılarak çalışmaları tamamlanmıştır. Bu çalışmalarla bouleuteiron’un euthynteria’sını dikdörtgen ve mermer blokların oluşturmasına karşılık ön avlunun kuzey portiko stylobat’ını düzensiz taşların oluşturduğu gözlemlenmiştir. Kuzey portiko’nun stylobat’ı altındaki temel toplamda 80 cm yüksekliğinde olup düzensiz 3 taş sırasından oluşturulmuştur (Res. 61). Bunun yanı sıra doğu duvarının euthynteria’sı da yine 3 sıradan oluşan ve niteliksiz taşların kullanımı ile düzenlenmiş yaklaşık 50 cm yüksekliğinde bir zemin üzerine oturmaktadır. B13A sondajı çalışmaları esnasında 4 adet bronz sikke, demir ve kurşun objeler, bronz cüruf ve 2 kasa seramik ele geçmiştir. İlk seviyeden son seviyeye kadar çeşitli dönemlere ait seramiklerin aynı seviye içerisinde gelmesi nedeni ile sağlıklı bir tarihleme grafiği oluşturulamamıştır. Özellikle meclisin euthynteria’sının da altına inilerek deniz 21 seviyesinden -30 cm aşağıya kadar devam ettirilen bu sondajda homojen bir görüntü sağlanamaması şaşırtıcı bir sonuç olarak karşımıza çıkmıştır. 2015 yılı kazı çalışmaları kapsamında meclis yapısında çalışılan son alanı 4 x 4 m ölçülerindeki B14 sondajı oluşturmuştur. B13 sondajının güneyindeki B14 sondajı +2,28 m ile +1,05 m arasında 4 seviye halinde kazısı yapılmıştır (Res. 62-63). Bu bölümde de doğu duvarının stylobat’ı ve euthynteria’sına kadar ulaşılmış ve doğu duvarı sağlam bir şekilde ortaya çıkartılmıştır (Res. 64). Sondaj içerisinde, meclis binasına ait olabilecek çok sayıda mimari eleman ele geçmiş, bu bloklar belgelenmelerinin ardından vinç yardımı ile sondaj içerisinden çıkartılmıştır. Sondaj içerisinde ele geçen en önemli buluntu, 84 cm yüksekliğindeki mask kabartmalı yuvarlak altar’dır (Res. 65). Üst bitiş profili tamamen kırık olarak ele geçen yuvarlak sunağın üzerinde karşılıklı olarak 4 adet tiyatro maskı yerleştirilmiş (Res. 66a-d). Söz konusu masklar birbirlerine salkım ve sarmaşık yaprağı ile bağlanmıştır. Yuvarlak altarın çevresindeki masklar birbirlerine 25 cm mesafe ile yerleştirilmişlerdir ve ölçüleri 36 x 27 cm ile 27 x 17 cm arasında değişmektedir. Altar yüzeyinden yaklaşık 9 cm dışa taşan bir kabartma yüzeyi oluşturmaktadırlar. Trajik maskların üçü, uzun saçlı ve sakallı, biri ise saçsız olarak, hepsinin ağzı açık ve kızgın bir ifade ile tasvir edilmiştir. Gözlerdeki matkap darbeleri dikkat çekmektedir. 80 cm çapında ve korunan yüksekliği ile 84 cm uzunluğunda olan bu yekpare yuvarlak altar alanda devşirme malzeme olarak ele geçmiştir. B14 sondajından ele geçen diğer buluntular ise 3 kasa seramik, bir adet bronz sikke, 2 adet figürin parçası, iki adet bronz obje, iki adet kemik toka parçası ve bir adet yüzük taşıdır. Söz konusu seramikler her seviyede karışık olarak ele geçmiştir. 2015 yılı bouleuterion kazıları kapsamında yapılan çalışmalar sonucunda 32 adet mimari eleman gün yüzüne çıkartılmış, bu bloklar numaralandırılmış ve belgelenmiştir. EPİGRAFİK ARAŞTIRMALAR 2015 Teos epigrafik araştırmaları Akdeniz Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Adak tarafından yürütülmüştür. Kazı çalışmalarında yeni bulunan yazıtlar belgelenmiş ve depo-müze binası yazıt galerisine yerleştirilen yazıtlı blokların tanıtım levhaları hazırlanmıştır. 2014 yılında tamamlanan Teos Depo-Müze Binası’nın önündeki revaklar, Teos ve çevresinde ele geçen yazıtların sergileneceği bir alan olarak tasarlanmıştır. Hem yeni dönem kazı ve araştırma çalışmalarında ele geçen, hem de bundan önceki senelerde kent ve çevresinde bulunup eski kazı deposuna getirilmiş olan yazıtlı bloklar, 2014 yılında Depo22 Müze Binasına taşınmış ve bunlardan 7 adedi revaklara yerleştirilmiştir. Ayrıca, Yunanca (ya da Latince) transkripsiyonları, Türkçe ve İngilizce çevirileri ile açıklamalarının yer aldığı alüminyum bilgilendirme levhaları hazırlanmaya başlanmıştır. 2015 yılında da yazıtların düzenleme ve sergilenmesine yönelik çalışmalara devam edilmiştir. Bu kapsamda, DepoMüze Binası’nın güney revağının iç ve dış kısmına yerleştirilen yazıtlı bloklardan 9 tanesinin daha bilgilendirme levhaları hazırlanmıştır. Bunlardan ikisi bouleuterion’da ele geçen heykel kaideleridir. Bunlar, Teos’un önde gelen hayırseverlerinden Tiberius Klaudius Kalobrotos’un ve oğlu Tiberius Klaudius Phesinos’un bronz heykellerini taşıyan kaidelerdir. Tiyatro’da ele geçen iki adet heykel kaidesi ise MS 1. yüzyılda kentteki imar faaliyetlerine destekte bulunan Tiberius Klaudius Philistes’e aittir ve birinde halkın oğlu ve Teosluların yeni Athamas’ı olarak onurlandırılmış; diğerinde ise Klazomenai Yaşlılar Meclisi tarafından onurlandırılmıştır. Kentin çeşitli yerlerinde bulunmuş olan 5 adet yazıt bloğunun içerikleri ise şöyledir: 1- Teoslular MÖ 6. yüzyılın ortalarında Trakya sahilinde Abdera kentini kurmuşlardır. Kurucu kent ile Abdera arasındaki ilişkiler uzun yüzyıllar boyunca iyi olmuştur. Bu uzun onurlandırma yazısı, Teos ile Abdera arasındaki iyi ilişkiyi kanıtlayan belgelerden birisidir. MÖ 2. yüzyılda Abdera toprakları Thrak kralı Kotys tarafından işgal edilmiştir. Kral artık Doğuyu yöneten Roma iktidarı ile yakın siyasi ilişkiler kurmayı başarmıştır ancak Abderalıların Roma’da kendilerini destekleyecek senatör yandaşları bulunmamaktadır. Abderalılar bu yüzden Teos’tan yardım istemişlerdir. Teoslular Amymon ve Megathymos adında iki elçiyi Roma’ya göndererek onların senato üyelerini Abdera lehine ikna etmeyi buyurmuşlardır. Bu iki elçi önce Teos’a patronluk yapan senatörlerle görüşmüş ve ardından diğer senatörlerin kapılarını çalmışlardır. Bu davayı kazanan muhtemelen Thrak kralı olsa da Abderalılar Teoslu elçilerin gösterdiği çabayı takdir etmişler ve onları laik bir şekilde onurlandırmışlardır. Yazıtta geçen olay eskiden MÖ 166 civarına tarihlenmekteydi. Son zamanlarda daha geç bir tarih önerisi (MÖ 90 civarı) tercih edilmektedir. 2- Pergamon Kralı I. Attalos’un eşi olan ve dünyaya dört çocuk getiren Kyzikoslu Apollonis yapmış olduğu hayır işlerinden dolayı sevilen bir kraliçeydi. Teoslular Apollonis’in vefatı üzerine (MÖ 159 yılında veya birkaç yıl daha önce) kraliçeyi tanrı mertebesine yükselterek onun için bir kült yaratmışlardır. Kraliçenin kültü muhtemelen Aphrodite kültüne dâhil edilmiştir. Teoslular Apollonis için kraliçenin kente ayak bastığı yerde bir sunak dikmişlerdir. Bu yazıt Apollonis için yaratılan kült çerçevesinde uygulanacak bazı ayrıntılar hakkında bilgi sunmaktadır. 23 3- Roma, MÖ 2. yüzyılda Akdeniz Bölgesi’nde siyasi üstünlük kazanmıştır. Doğu’da birçok kent bu yeni gücün güvenini kazanmak için Tanrıça Roma’ya tapınmaya başlamışlardır. Bu yazıttan Teos kentinin de Roma kültünü benimsediği anlaşılmaktadır. Roma başka bir devlet tanrısı olan ve güven ile sadakati simgeleyen Fides Publica ile birlikte tapınım görmekteydi. Bu yazıtta Hestiaios oğlu Teoslu Straton bu iki tanrıçanın rahibi olarak atandığını ilan etmektedir. Yazıt MÖ 2. yüzyıla aittir. 4- Roma İmparatorluğu’nun ilk yıllarından itibaren doğuda birçok kentte Roma İmparatorları için tanrısal kültler oluşturulmuştur. Her ne kadar Teos antik kentinde ilk İmparator Augustus için oluşturulmuş külte ilişkin direkt olarak bir veri yoksa da bu yazıt, onun halefi olan İmparator Tiberius için oluşturulan kültü açıkça ortaya koymaktadır. Tiberius kültü kentin ana Tanrısı Dionysos kültüyle birleştirilmiştir. Bu kültün oluşturulması için gösterilebilecek olası bir neden ise İmparator Tiberius’un MS 17 yılında meydana gelen büyük depremin ardından bu depremde zarar gören diğer bütün Asia kentlerine olduğu gibi Teos kentine de yapmış olduğu yardımlar düşünülebilinir. Bu belgede tapınağın açılışında ilk olarak ilahilerin söylenmesi, tütsülerin yakılması, şarap sunularının yapılması ve Tiberius rahibinin yine açılış ve kapanışlarda kandilleri yakması gibi günlük ritüellere ilişkin bilgiler bulmaktayız. 5- Dionysos’u onurlandırmak için Teoslular her yıl büyük bir bayram düzenlerdi. Bu bayramda çeşitli edebiyat ve müzik dallarında yarışmalar düzenlenir ve kazananlar ödüllerle eve dönerdi. Bayramın masrafları kentin atadığı bir “agonothetes” tarafından karşılanırdı. Bu anıtı tanrıya adayan Onesimos böyle bir bayramın şefi olmalıdır. Kendisi adadığı anıta kendi isminin dışında hangi dallarda yarışma yapıldığını ve kimlerin kazandığını belirtmiştir. Anıt, harf karakterlerinden dolayı MÖ 2. yüzyıla tarihlenmektedir. Teos Çevre Düzenleme Projesi Çalışmaları: 25 Temmuz 2010 tarihinde başlayan yeni dönem kazı çalışmaları ile geliştirilen Teos Çevre Düzenleme Projesi, 2014 kazı sezonu sonu itibarı ile % 95 ve 2015 kazı sezonu itibarı ile %100 oranında tamamlanmıştır. Bu bağlamda 2014 yılı kazı sezonu sonunda tamamlanan Teos Kazı Evi’nin bahçesinin düzenlenmesi işi 2015 yılı kazı sezonunda hem kazı evi girişi hem de çardak tamamlanmıştır (Res. 67-68-69). Ayrıca T.C. İzmir Valiliği, Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YIKOB), İzmir I Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 31.01.2014 gün ve 1805 sayılı kararı ile onaylı Teos Örenyeri Çevre Düzenleme Projesi kapsamındaki yaklaşık 900 m uzunluğunda ve 2.100 m2’lik bir alanı kaplayan gezi güzergahının uygulama ihalesini yapmıştır. Örenyeri karşılama merkezi ve depo-müze 24 binasından Dionysos Tapınağı’na, anıt ağaçtan antik tiyatroya ve antik tiyatrodan depo-müze binasına kadar olan gezi güzergahı ahşap travers çerçeveli ve küp taş (granit) dolgulu olmak üzere imalatı Kasım ayı sonunda tamamlanmıştır (Plan 2; Res. 70-75). Böylece antik kentin tüm yıl boyunca gezilebilmesi için gerekli olan alt yapı çalışmaları 1200 m’lik gezi güzergahı ile birlikte tamamlanmıştır. İzmir Arkeoloji Müzesi’nin görevlendirmiş olduğu DÖSİMM’e bağlı gişe elemanları ile Teos Antik Kenti 1 Temmuz 2015 tarihinden itibaren ücretli girişe (5 TL) kavuşmuştur. Teos Çevre Düzenleme Projesi kapsamında öncelikli olarak kamulaştırılması planlanan alanlardan 83 ada 19 parsel (1 No’lu Hellenistik Kule’nin batısı), 85 ada 27 parsel (Sarnıcın güneyi), 89 ada 29 ve 37 parseller (Bouleuterion’un batısı), 89 ada 46 parsel (Tiyatro’nun güneyi) ve 89 ada 50 parsel (Akropolün batısı) olmak üzere toplam 6 parselin İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdülaziz Ediz’in girişimleri ile İzmir Valiliği, Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığınca kamulaştırma çalışmalarına başlanmıştır. Söz konusu parsellerin 2016 yılı içerisinde kamulaştırılması ile örenyeri karşılama merkezinden antik tiyatroya, bouleuterion’a (meclis binasına), sarnıç binasına ve antik limana kamu parselleri kullanılarak ulaşılabilecektir. 2016 yılı kazı sezonunda kamulaştırılması tamamlanan söz konusu parsellerde onaylı çevre düzenleme projesine uygun olarak gezi güzergahları imal edilecektir. Ayrıca Depo-Müze binasında yazıtların ve mimari blokların teşhirine yönelik 2014 yılında başlanılan çalışmalara 2015 yılında da devam edilmiştir. 2015 yılı çalışmaları kapsamında depo-müze binasının batı galerisine yerleştirilen tüm yazıtların iki dilde (Türkçe ve İngilizce) hazırlanmakta olan tanıtım levhaları 2016 sezonunda yerlerine asılacaktır. KONSERVASYON VE RESTORASYON ÇALIŞMALARI Musa Kadıoğlu 2015 yılı konservasyon ve restorasyon çalışmaları, Dionysos Tapınağı, tapınağın propylon’u ile altar’ında ve tiyatroda gerçekleştirilmiştir. İlk arkeolojik kazı çalışmalarının başladığı 1765 yılından itibaren toprak üzerinde kalan Dionysos Tapınağı’nın mimari blokları gerek hava koşulları, gerek insanların verdiği tahribattan oldukça etkilenmiştir. Tapınağın restorasyon projesine yönelik olarak öncelikle tapınağın İon sütun başlıkları 2012-2014 yıllarında ele alınmış ve parçaları olan bloklar tümlenmiştir. 2015 yılında önceki yıllarda tümlenen İon başlıkları, kötü hava şartlarından ve diğer dış tahribatlardan korunmak üzere depo-müze binasına geçici olarak taşınmışlardır. 25 Ayrıca Dionysos Tapınağı’nın Altar’ında, doğal nedenlerle (deprem ve ağaç köklerinin tahribatı ile) bozulmuş olan temel bloklarının orijinal yerlerine yerleştirilmesine 2015 yılında başlanmıştır (Res. 87-88). Özellikle altarı kuzey ve güneyden sınırlayan büyük zeytin ağaçlarının kökleri altarın stylobat bloklarını yerlerinden oynatmıştır. 2015 yılı çalışmalarında söz konusu ağaçlar yerlerinden taşınarak altarın stylobat’ı restore edilecektir. Ayrıca aşağıda listesi verilen, antik tiyatro ile Dionysos Tapınağı’na ait mimari blokların parça restorasyonu tamamlanmıştır. Sıra No Blok No Blok Adı Yapı Adı 1 K17-18-29 Attik İon Kaide Dionysos Tapınağı (Res. 76) 2 20 Diş Sırası Korniş Tiyatro (Res. 77) 3 21 Diş Sırası Korniş Tiyatro (Res. 78) 4 68 Diş Sırası Korniş Tiyatro (Res. 79) 5 124 Diş Sırası Korniş Tiyatro(Res. 80) 6 141 Diş Sırası Korniş Tiyatro 7 150 Diş Sırası Korniş Tiyatro (Res. 81) 8 212 Diş Sırası Korniş Tiyatro 9 219 Kaset Bloğu Tiyatro (Res. 82) 10 134-224-225 Yarım Sütun Plaster Tiyatro (Res. 83) 11 391 Heykel Tiyatro 12 390 Plaster Kaide Tiyatro (Res. 84) 13 243-206-40 Diş Sırası Korniş Tiyatro (Res. 85) 14 23-19 Yarım Sütun Plaster Tiyatro (Res. 86) Prof. Dr. Musa KADIOĞLU Teos Kazı Başkanı 26 Resim 1 – Bouleuterion hava fotoğrafı. Resim 2 – Tiyatro hava fotoğrafı. Resim 3-4 – Batı Nekropol (1258 Parsel A Bölgesi) hava fotoğrafı Resim 5 – Dionysos Tapınağı hava fotoğrafı. Resim 6 Resim 7 Resim 8 Resim 9 Resim 10 Resim 11 Resim 12 Resim 13 Resim 14-15 Resim 16 Resim 17 Resim 18 Resim 19-Kentin kuzeyindeki sur duvarı kalıntıları. Resim 20 – Eski Sığacık yolu üzerinde görülen sur duvarı kalıntıları. Resim 21 – Akropol’ün kuzeyinde yer alan kule. Resim 22 – Kentin Kuzeydoğusunda bulunan Sur duvarları. Resim 23 – Teos Kuzey Sur Hattı Resim 24 – Külahlıkır Tepesi’nin batısında bulunan gözetleme kulesi. Resim 25 - Akropol, AK9 açması Kuzeybatıdan görünüş. Resim 26- Akropol, AK9 açması Güneyden görünüş. Resim 27- Akropol, AK10 açması ve duvar hattı Güneyden görünüş. Resim 28- Akropol, AK10 açması Doğudan görünüş. Resim 29 – Dionysos Tapınağı DT3 Açması kazı öncesi Batıdan görünüş. Resim 30- Dionysos Tapınağı DT3 Açması kazı öncesi Güneyden görünüş. Resim 31 – Dionysos Tapınağı DT 3 açması güney duvar önü. Resim 32 - Siyah firnisli kaliteli Klasik Dönem seramikleri. Resim 33- Dionysos Tapınağı DT 3 açması pithos seviyesi. Resim 34- Dionysos Tapınağı DT3 Açması Temel seviyesi. Resim 35 - Dionysos Tapınağı DT3A Sondajı. Resim 36 - Dionysos Tapınağı Altarı’nın kazı sonrası görünüşü (batıdan doğuya). Resim 37 - Dionysos Tapınağı Propylon’unun kazı sonrası görünüşü (doğudan batıya). Resim 38- Tiyatro, T2 açması Güneybatıdan görünüş. Resim 39 - Tiyatro T3 açması Doğudan görünüş Resim 40 - Tiyatro T3 açması giriş ve eşik taşı. Resim 41-42 Tiyatro T3 açmasından ele geçen Heykel parçaları. Resim 43- Tiyatro SB4 açması Kuzeydoğu görünüş. Resim 44- Tiyatro orkestra duvarı güneybatıdan görünüş. Resim 45- Tiyatro orkestra ve cavea genel görünüş. Resim 46- Tiyatro orkestra ve cavea’nın hava fotoğrafı. Resim 47- Tiyatro SB4 açmasında ele geçen Nike kabartmalı kandil kulbu Resim 48- Tiyatro T3 açmasında ele geçen heykelcik parçası. Resim 49-50 - Tiyatro SB4 açmasında ele geçen figürin parçaları. Resim 51- Bouleuterion’un genel görünüşü (doğudan batıya bakış). Resim 52- Bouleuterion’un Kuzey Girişi ve Ön Avlu Kuzey Stoa Resim 53- Bouleuterion B12 sondajı kazı öncesi görünüş. Resim 54- Bouleuterion B12 sondajı kazı sonrası görünüş. Resim 55- Bouleuterion Ön Avlu Kuzey Stoa Sütunları. Resim 56- Bouleuterion B12 Sondajı Arkaik Dönem Lesbos Kymationlu Taç Bloğu. Resim 57 - Bouleuterion B13 sondajı kazı öncesi görünüş. Resim 58- Bouleuterion B13 sondajı kazı sonrası görünüş. Resim 59- Bouleuterion Doğu Duvarı ve Ön Avlu Kuzey Portiko Başlangıcı Resim 60- Bouleuterion B13A sondajı kazı sonrası görünüş. Resim 61- Bouleuterion B13A sondajı kazı sonrası görünüş. Resim 62- Bouleuterion B14 sondajı kazı öncesi görünüş. Resim 63- Bouleuterion B14 sondajı kazı sonrası görünüş. Resim 64- Bouleuterion B14 sondajı kazı sonrası görünüş. Resim 65- Bouleuterion B14 Sondajında Bulunan Masklı Yuvarlak Altar. Resim 66a-b- Bouleuterion B14 Sondajında Bulunan Masklı Yuvarlak Altar Resim 66c-d – Bouleuterion B14 Sondajında Bulunan Masklı Yuvarlak Altar. Resim 67 – Kazı Evi Çevresi Çevre Düzenleme Çalışmaları Resim 68 – Kazı Evi Çevre Düzenlemesi Resim 69 – Kazı Evi Çevre Düzenlemesi Resim 70- Teos Çevre Düzenleme Projesi Gezi Güzergahı İnşa Aşaması Resim 71- Teos Çevre Düzenleme Projesi Gezi Güzergahı İnşa Aşaması Resim 72- Teos Çevre Düzenleme Projesi Gezi Güzergâhı İmalat Sonrası Resim 73- Teos Çevre Düzenleme Projesi Gezi Güzergâhı ve Dinleme Alanı Resim 74- Teos Çevre Düzenleme Projesi Gezi Güzergâhı ve Dinleme Alanı Resim 75- Teos Çevre Düzenleme Projesi Gezi Güzergâhı ve Dinleme Alanı Resim 76 – Dionysos Tapınağı attik-ion kaide restorasyonu (K17-K18-K29) Resim 77-78 – Tiyatro Diş Sırası Korniş Parça Restorasyonu (Env. No. 20 ve 21) Resim 79– Tiyatro Diş Sırası Korniş Parça Restorasyonu (Env. No. 68) Resim 80-81 Tiyatro Diş Sırası Korniş Parça Restorasyonu (Env. No. 124 ve 150) Resim 82 ‐Tiyatro Kaset Bloğu Parça Restorasyonu (Env. No. 219) Resim 83 -Tiyatro Yarım Sütun Plaster Bloğu Parça Restorasyonu (Env. No. 134+224+225) Resim 84 -Tiyatro Plaster Kaide Parça Restorasyonu (Env. No. 390) Resim 85 -Tiyatro Diş Sırası Korniş Parça Restorasyonu (Env. No. 40+243+206) Resim 86 -Tiyatro Yarım Sütun Plaster Bloğu Parça Restorasyonu (Env. No.23+29) Resim 87-88 –Dionysos Tapınağı Altarı Stylobat Düzenlemesi
Benzer belgeler
KAZI SONUÇLARI TOPLANTISI 33. 3. CİLT
Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün (KVMG Yatırım Bütçesi ve
DÖSİMM) sağlamış olduğu maddi destekle 95 gün sürmüştür. Ayrıca çalışmalarımızı, Yaşar
Holding Yönetim Kurulu Üy...