Sayfa2
Transkript
Sayfa2
2 ZEMİN MEKANİĞİ ve GEOTEKNİK MÜHENDİSLİĞİ Baret temelli binalar, depreme daha dayanıklı Zetaş Zemin Teknolojisi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Turan Durgunoğlu, inşaat faaliyetlerine taze bir soluk getiren “baret temel” teknolojisini ve sistemin getirilerini değerlendirdi. S on yıllarda yüksek yapı inşaatlarına yönelik yoğun talebe paralel olarak, baret temel uygulamaları da artıyor. Yüksek yapılarda temele etki eden yükün fazla olması, klasik fore kazık yöntemlerini saf dışı ederken, baret temeller etkin çözümler sunuyor. Zetaş Zemin Teknolojisi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Turan Durgunoğlu’nun verdiği bilgilere göre baret temeller, dairesel değil dikdörtgen kesitli üretildiği için değişik konfigürasyonlar içinde kullanılabiliyor. Bu tip temeller; yine fore kazıklardan farklı olarak hidrolik, mekanik grabli diyafram duvar makineleri veya hidrofreze cutter tipi makineler ile yapılıyor. DAHA FAZLA KONTROL SAĞLIYOR Baret temellerin avantajlarına değinen Prof. Dr. Turan Durgunoğlu; en önemli tercih sebebinin, teknolojinin sağladığı fazladan sürtünme yüzeyi olduğunu ifade etti. Bu sayede aynı miktarda malzeme kullanılarak daha yüksek düşey yük taşıma kapasitesi elde edildiğini vurgulayan Durgunoğlu; şöyle devam etti: “Deprem riski bulunan bölgelerde, salınımın sınırlandırılması için farklı yönlere yerleştirilmiş geniş perde elemanları bulunur. Baret temeller de, temel oluşturulurken bu ihtiyaca rahatlıkla cevap verebilecek niteliktedir. Örneğin, bir köprü ayağının zayıf doğrultusu yönünde yerleştirilen bir baret temel, depreme dayanıklılık bakımından fore kazıklı çözümlere göre çok daha büyük yarar sağlar. Kimi durumlarda ise taban kayası çok derindedir ve güvenli inşaat için kayaya soket yerleştirilmesi gerekir. Böyle anlarda baret temeller, rotary tipi kazı yöntemlerine göre daha fazla düşeylik kontrolü avantajı sunar. Cutter kullanımıyla da kazı kolaylaşır.” BARET TEMEL NASIL UYGULANIR? ■ Bentonit su karışımı hazırlanır ve zemin diyafram duvar makinesi ile kazılarak bu karışım ile doldurulur. Böylece betonlama öncesi göçme riski engellenir. ■ Kuyu açıldıktan sonra hazırlanan donatı kafesi, vinçlerle kuyu içinde askıya alınır. ■ Kuyunun betonlaması, tremi borusu ile en alttan üste doğru doldurularak yapılır. ■ Her baret uygulaması ile karşılaşılan zemin özellikleri, uygulama adımları ve süreleri; üretim formunda kayıt altına alınır, standartlara uygunluğu kontrol edilir. ■ Olası sapmalar, kuyu çeperlerinin geometrisini kayıt altına alan Koden cihazı ile kontrol edilir. ■ Baret temellerde betonlama sonrası boşluk kalıp kalmadığının anlaşılabilmesi ve beton sürekliliğinin test edilebilmesi için “çapraz kuyu sonik deneyi” Prof. Dr. uygulanır. Turan Durgunoğlu ■ Tüm dünyada yoğun ilgi gören baret temeller, Türkiye’de konunun öncüsü olan Zetaş Zemin Teknolojisi A.Ş. tarafından birçok projede kullanıldı. ■ Ülker Arena Projesi: Baret temeller Türkiye’de ilk kez, İstanbul Batı Ataşehir’de Ülker tarafından Fenerbahçe Spor Kulübü için inşa edilen 18 bin kişilik kapalı spor salonu projesinde kullanıldı. Proje kapsamında toplam uzunluğu yaklaşık 7 bin 200 metre olan 208 adet kayaya soketli ve boyutları 0.80 metre x 2.80 metre olan baretler yerleştirildi. ■ Folkart Towers: İzmir’de inşaatı yapılan ve kule yüksekliği 190 metre olan 40 katlı Folkart Towers projesi, heterojen bir zemin profili üzerinde yükseldi. Kule inşaatlarından birinin baret uygulaması, Zetaş tarafından yapıldı. ■ İŞGYO Ege Perla Projesi: Yine İzmir’de bulunan projenin 22 katlı ofis kulesinin altına, 45 metre derinlikte 171 adet kazık yerleştirildi. ■ Mistral İzmir Projesi: 37 katlı konut kulesi altında 49 adet, 51.5 – 60 metre derinliğinde; 46 katlı ofis kulesi altında ise 67 adet, 55 - 65 metre derinliğinde ve 0.80 metre x 2.80 metre ölçülerinde baretler kullanıldı. Bu bir ilandır BARET TEMEL KULLANILAN BAŞLICA PROJELER İstanbul’u birbirine bağlayan başarı: MARMARAY İstanbul’un binlerce sene kavuşmayı bekleyen iki yakası, Marmaray ile buluştu. Projede geoteknik mühendislerinin büyük emeği olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kemal Önder Çetin; bu mutlu sonla biten ayrılık hikayesinin detaylarını aktardı. 7 KÖPRÜ YETMEYİNCE… 20 Şubat 1970 tarihinde Ortaköy ve Beylerbeyi’ni birleştirmek için temeli atılan Boğaziçi Köprüsü’nü, 3 Temmuz 1988’de açılan ikinci köprü takip etti. Ancak köprüler üzerinden geçişin, asırlardır düşlendiği gibi “göz açıp kapayana dek” gerçekleşmemesi; yetkilileri farklı arayışlara yöneltti. “Deniz altında inşa edilecek Marmaray Projesi’nin ilk gündeme gelişi, 1979 yılındadır” diyen Prof. Dr. Kemal Önder Çetin; 1987 yılında REEL SEKTOR 2 CMYK dönemin başbakanı Turgut Özal’ın ön fizibilite projelerini hazırlattığını, 1997 yılında ise finansman arayışına girildiğini hatırlattı. 2000 yılında gerçekleşen müşavirlik ihalesinin ardından sürecin ivme kazandığını ifade eden Çetin; anlatımını şu sözlerle sürdürdü: “İhaleyi Japon Taisei ve Türk Gama-Nurol yüklenici ortaklığının kazanmasıyla birlikte, yoğun mühendislik ve müteahhitlik faaliyetleri start aldı. Bu etkinlikler, 29 Ekim 2013 tarihinde yapılan görkemli açılışa dek sürdü. Proje kapsamında mühendislik yapılarının toprak ile uyumunu sağlamak ve toprakla temas eden yüzeylerin tasarımını oluşturmak adına pek çok inşaat – geoteknik mühendisi, gecesini gündüzüne kattı. Artık her gün 1 milyon kişi, iki yaka arasını dört dakikada geçebiliyor. Bu noktada, emeği geçen tüm yöneticilere, teknik personele, emekçilere ve özellikle de eserlerinin çoğu toprağın altında gizli kalan geoteknik mühendislerine ne kadar teşekkür etsek, ne kadar saygı duysak azdır.” MARMARAY’DA NELER OLDU? Bu bir ilandır bin yıl önce denizlerin kavuşması, İstanbul’un Asya ve Avrupa yakalarını birbirinden ayırdı. Çağlar boyunca birbirinden ayrı kalan bu iki kıyının tam anlamıyla bir araya gelmesi ise, Cumhuriyet’in 90. yılında hayata geçirilen Marmaray Projesi ile mümkün oldu. ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü, Geoteknik Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Önder Çetin’in aktardığı bilgilere göre, Asya ve Avrupa’nın buluşma öyküsünde birçok proje masaya yatırıldı. İlk kez 1860 yılında Sultan Abdülmecid tarafından dile getirilen bu düşünce; 1891 yılında Sultan 2. Abdülhamit Han’ın Fransız Mühendis S. Preault’e çizdirdiği ve orijinali bugün Üsküdar Belediyesi’nde bulunan “Tünel-i Bahri” projeleri ile hayalin ötesine geçti. ■ Yapıyla uyum için Marmaray Projesi güzergahı boyunca 6 bin 500 metreyi aşan zemin araştırması ve sondaj çalışması yapıldı. ■ Bu çalışmaların 49 farklı noktadaki toplam bin 750 metresi, deniz tabanında gerçekleştirildi. ■ Deniz tabanında 12 - 14 metre derinliğinde çukurlar açıldı. ■ Hendeğin Asya yakasına deprem dayanımı için boyları 4-10 metre arasında değişen sıkılaştırma çimento enjeksiyon kolonları yerleştirildi. ■ Hazırlanan tüm tüp tünel elemanları GPS, sonar ve süpersonik ölçüm ekipmanları ile deniz dibindeki tam lokasyonlarına indirildi. ■ Proje için İstanbul Boğazı altında yaklaşık 1.4 kilometre uzunluğunda batırma bir tünel inşa edildi. ■ Batırma tünele her iki yakada bağlanmak üzere yaklaşık 11 kilometre delme tüneller eklendi. ■ Kilit dolgusu, geri dolgu, çapa koruma bandı ve tünel zırh tabakaları ile tüplerin üzeri kapatıldı. Böylece yapı, tüm etkilere dirençli bir hale getirildi. ■ İnşaat esnasında olası deprem senaryoları göz önüne alınarak tüplerin deplasman davranışı incelendi. ■ Her tünel elemanının bağlantı yerlerinde kullanılmak üzere su geçirimsizliği bozulmadan yer değiştirmeyi mümkün kılacak özel bağlantı parçaları tasarlandı.
Benzer belgeler
Sabah Gazetesi-Zemin Mekaniği Ve Geoteknik Mühendisiği
20 Şubat 1970 tarihinde
Ortaköy ve Beylerbeyi’ni
birleştirmek için temeli atılan Boğaziçi Köprüsü’nü,
3 Temmuz 1988’de açılan
ikinci köprü takip etti.
Ancak köprüler üzerinden
geçişin, asırlardır d...