incele - Tusem
Transkript
incele - Tusem
DENEME SINAVI SORU DAĞILIMI TEMEL BİLİMLER KLİNİK BİLİMLER 1 - 42 : Dahiliye 1 - 14 : Anatomi 15 - 22 : Histoloji Embriyoloji 23 - 32 : Fizyoloji (Dahiliye + Dahiliye Küçük Stajlar) TU SE M 43 - 72 : Pediatri 33 - 54 : Biyokimya 73 - 108 : Genel Cerrahi 55 - 76 : Mikrobiyoloji 77 - 98 : Patoloji 109 - 120: Kadın Doğum (Genel Cerrahi + Cerrahi Küçük Stajlar) 99 - 120 : Farmakoloji 8. DENEME SINAVI CEVAP ANAHTARI TEMEL BİLİMLER KLİNİK BİLİMLER 1 D 31 B 61 B 91 B 1 C 31 D 61 E 91 2 D 32 C 62 A 92 D 2 D 32 C 62 B 92 B 3 C 33 C 63 B 93 A 3 C 33 E 63 A 93 A 4 C 34 D 64 A 94 D 4 B 34 A 64 C 94 A 5 B 35 A 65 A 95 A 5 C 35 E 65 D 95 C 6 C 36 E 66 C 96 B 6 A 36 A 66 C 96 B 7 E 37 B 67 D 97 B 7 B 37 D 67 E 97 D 8 B 38 E 68 B 98 D 8 A 38 E 68 D 98 B 9 A 39 C 69 C 99 D 9 C 39 A 69 B 99 A 10 A 40 E 70 A 100 E 10 C 40 C 70 D 100 D 11 E 41 A 71 C 101 C 11 B 41 E 71 B 101 E 12 B 42 D 72 B 102 A 12 E 42 C 72 C 102 E 13 C 43 E 73 D 103 B 13 D 43 A 73 A 103 C 14 B 44 C 74 A 104 D 14 D 44 A 74 D 104 C 15 A 45 B 75 E 105 A 15 C 45 A 75 D 105 C 16 D 46 A 76 A 106 C 16 A 46 C 76 D 106 C 17 E 47 B 77 B 107 E 17 A 47 C 77 B 107 B 18 C 48 D 78 D 108 B 18 C 48 D 78 D 108 B 19 A 49 A 79 E 109 E 19 E 49 D 79 E 109 C 20 C 50 D 80 E 110 D 20 E 50 C 80 A 110 C 21 E 51 B 81 B 111 A 21 A 51 E 81 C 111 A 22 C 52 D 82 D 112 C 22 D 52 D 82 A 112 E 23 C 53 C 83 D 113 B 23 B 53 E 83 E 113 A 24 B 54 E 84 E 114 C 24 E 54 E 84 D 114 D 25 D 55 B 85 C 115 D 25 E 55 A 85 C 115 B 26 E 56 A 86 B 116 E 26 A 56 D 86 B 116 C 27 A 57 D 87 A 117 B 27 C 57 B 87 B 117 D 28 D 58 B 88 C 118 C 28 C 58 E 88 A 118 A 29 A 59 D 89 E 119 A 29 D 59 B 89 E 119 E 30 D 60 C 90 C 120 E 30 B 60 D 90 B 120 C Bu cevap anahtarı ile ilgili tartışmalı ve değişiklikleri (www.tusem.com.tr) adresinden takip edebilirsiniz. A Temel Bilimler / T 39 - 8 TEMEL TIP BİLİMLERİ TESTİ AÇIKLAMALI CEVAPLAR 1. Scapula’daki acromion adlı kemik oluşuma aşağıdaki kaslardan hangisi tutunur? 3–C - Art. radioulnaris proximalis ve distalis tek eksenli trokoid tip eklemlerdir. Vertikal eksende sadece rotasyon hareketlerini yaparlar. - Art. humeroulnaris, tek eksenli ginglimus tipi eklemdir. Transvers eksende sadece fleksiyon ve ekstansiyon hareketlerini yapar. - Art. atlantooccipitalis, Artt. metacarpophalangeales ve Art. radiocarpalis iki eksenli elipsoid tip eklemlerdir. Sagittal eksende abduksiyon ve adduksiyon hareketlerini yaparken, transvers eksende ise fleksiyon ve ekstansiyon hareketlerini yaparlar. A) M. pectoralis major B) M. coracobrachialis C) M. pectoralis minor D) M. trapezius E) M. teres major 1–D TU SE M Acromion; üst ekstremite uzunluğunun ölçülmesinde kullanılan proksimal noktadır. Buraya m. deltoideus ile m. trapezius’un tutunması vardır. 2. Aşağıdaki kemik açıklıklardan hangisi fossa cranii media’yı fossa infratemporalis’e bağlar? 4. Araç dışı trafik kazası nedeni ile sol dizinde ağrı, şişlik A) Foramen rotundum ve kızarıklık bulguları olan hasta acil servise getirilmiş- B) Foramen sphenopalatinum tir. Öyküsünde yaya kaldırımda karşıdan karşıya geç- C) Fissure pterygomaxillaris mek için ayakta beklerken,aynı anda cep telefonunda Pokemon avlamaya çalıştığını ve bu yüzden direksiyon D) Foramen spinosum kontrolünü kaybeden aracı fark edemediğini ve ha- E) Fissura orbitalis inferior reket etmeye fırsat bulamadan aracın sol dizine dış 2–D yandan çarptığını belirtmektedir. Fizik muayenede sol dizindeki bulgular haricinde başka herhangi bir patolojik bulgusu olmayan hasta için, bu kazada hasarlanma olasılığı en yüksek olan anatomik yapılar nelerdir? I. Lig. collaterale tibiale II. Lig. cruciatum anterius III. Lig. cruciatum posterius IV. Meniscus lateralis V. Meniscus medialis VI. Lig . transversum genu 3. B) I ve VI C) I, II ve V D) I, II, III ve VI E) I, II, III, IV ve VI Aşağıdaki eklemlerden hangisinde sadece vertikal ek- 4–C seni kullanarak hareket yapılır? Unhappy (mutsuz)triad: Basan alt ekstremiteye ait dize lateralden gelen darbelerle: A) Art. humeroulnaris B) Art. atlantooccipitalis C) Art. radioulnaris proximalis D) Artt. metacarpophalangeales E) Art. radiocarpalis www.tusem.com.tr A) Yanlız III 2 - Lig. collaterale tibiale (mediale) - Lig. cruciatum anterius - Medial menisküs yaralanmasına neden olurlar. Temel Bilimler / T 39 - 8 5. Beyin-omurilik sıvısı alınırken aşağıdaki anatomik olu- 7–E şumlardan hangisi geçilmez? Fossa poplitea: A) Fascia superficialis - Üst iç: M. semitendinosus ve m. semimembranosus B) Lig. longitudinale posterior - Üst dış: M. biceps femoris C) Lig. supraspinale - Alt dış: M. gastrocnemius caput laterale D) lig. interspinale - Alt iç: M. gastrocnemius caput mediale - Dıştan içe içinde bulunan yapılar: - N. peroneus communis, n. tibialis, v. poplitea, v. saphena parva ve a. Poplitea E) Lig. flavum 5–B TU SE M Lig. longitudinale posterior (fleksiyonu sınırlar) ve intervertenral diskin fibröz kıkırdağını desteklerler. Omur gövdelerinin arka bölümünde yer aldığı için BOS alırken geçilen yapılardan birisi değildir. 8. Plexus lumbalis’e ait aşağıdaki dallardan hangisi ingui- nal kanaldan funiculus spermaticus ile beraber geçer? A) N. iliohypogastricus Deri B) N. ilioinguinalis - Fascia superficialis - Lig. supraspinale - lig. interspinale - Lig. flavum - EPİDURAL ARALIK 8–B - Dura mater spinalis Canalis inguinalis: - Arachnoidea mater spinalis - Ön duvar: M. obliquus externus ve internus abdominis - SUBARACHNOİD ARALIK (BOS) - Üst duvar: M. obliquus internus ve transversus abdominis - Pia mater spinalis - Arka duvar: Tendon conjoint ve fascia transversalis - Taban: Lig. inguinale 6. C) N. cutaneus femoris lateralis D) N. obturatorius E) N. femoralis İçinden: N. ilioinguinalis, n. genitofemoralis’in genital dalı, erkekte testis, funiculus spermaticus, fascia spermatica interna ve externa, m. cremaster; kadında lig. teres uteri geçer Aşağıdaki kaslardan hangisi scapula’nın medial kenarını columna vertebralis’e asar? A) M. serratus anterior B) M. serratus posterior inferior 9. C) M. rhomboideus major Aşağıdaki D) M. latissimus dorsi damarlardan A) A. cervicalis ascendens E) M. trapezius hangisi a. carotis B) A. thyroidea superior C) A. pharyngea ascendens D) A. auricularis posterior 6–C E) A. occipitalis Mm. rhomboidei (n. dorsalis scapulae) şınav kasıdırlar. Skapulacanın medial kenarını columna vertebralis’e asarlar. 7. atar externa’nın dalı değildir? 9–A A. cervicalis ascendens, Truncus thyro cervicalis’in dalıdır A.carotis externa dalları: Aşağıdaki yapılardan hangisi fossa poplitea içinde bu- lunmaz? A) N. peroneus communis B) N. tibialis C) V. poplitea D) V. saphena parva - A. thyroidea sup. - A. maxillaris; - A. lingualis • A. alveolaris sup. et inf. - A. facialis • A. sphenopalatina - A. pharyngea ascendens • A. meningea media - A. auricularis posterior • A. infraorbitalis - A. occipitalis - A. temporalis superficialis E) N. saphenus 3 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 39 - 8 10. Aşağıdaki görme yolu lezyonlarından hangisinde ipsila- 12. Aşağıdaki anatomik yapılardan hangisi mesencephalon’a teral körlük görülür? ait bir oluşum değildir? A) Nervus opticus kesisi A) Nucleus ruber B) Nucleus caudatus B) Chiasma opticum kesisi C) Substantia nigra D) Nucleus nervi oculomotori C) Tractus opticus kesisi E) Nucleus nervi trochlearis D) Radiatio optica temporal kesisi 12 – B E) Radiatio optica parietal kesisi Nucleus caudatus telensefalon’da bulunan bazal çekirdeklere ait bir oluşumdur. 10 – A Telensefalon: Lateral ventriküller, serebral hemisferler, limbik lob (nuc. amygdaloideum ve hipocampus), bazal çekirdekler (nuc.caudatus, putamen, globus pallidus, capsula extrema…) TU SE M - – Diensefalon: Talamik yapılar ve 3. ventrikül – Mezensefalon: Nuc. ruber, substantia nigra, N. III ve N. IV’ ün çekirdekleri – Metensefalon: Serebellum ve pons (N. V-VI-VII-VIII çekirdekleri…) – Myelensefalon: Bulbus (medulla oblangata) (N. IX-X-XI-XII çekirdekleri…) 11. Aşağıdaki subkortikal yapılardan hangisi limbik sisteme ait bir oluşum değildir? 13. Lezyonunda hipotenar kaslarda atrofi, hipotenar bölge A) Amygdala cildinde duyu kaybı, kavrama güçsüzlüğü ve interosseöz B) Hippocampus atrofi görülen periferik sinir aşağıdakilerden hangisidir? C) Gyrus parahipocampalis D) Gyrus dentatus E) Globus pallidus B) Nervus radialis C) Nervus ulnaris D) Nervus axillaris E) Nervus musculocutaneus 11 – E 13 – C Globus pallidus, bazal ganglionlara ait bir subkortikal yapıdır. - N. ulnaris hasarında : SUBKORTİKAL YAPILAR – Bazal ganglionlar: – Claustrum ve capsula extrema – Nuc. caudatus – Putamen – Globus pallidus – Substantia nigra (mezensefalon) – Nucleus subthalamicus (diensefalon) – Putamen + globus pallidus = nucleus lentiformis – Nucleus lentiformis + nucleus caudatus = Striatum – Limbik sistem: – Amygdala – Hippocampus – Gyrus parahipocampalis – Gyrus dentatus – Gyrus cinguli ve supracallosi – Thalamus ve Hipothalamus (diensefalon) www.tusem.com.tr A) Nervus medianus - Pençe el - Medial epikondil kırığı - Kubital tünel sendromu - Guyon kanalı - Hipotenar atrofi - Hipotenar duyu kaybı - Kavrama güçsüzlüğü - İnterosseöz atrofi - Klumpke (C8-T1) 4 Temel Bilimler / T 39 - 8 nı ise inhibe eder. 14. Gubernaculum artığı olup, uterus antefleksiyonunu sağlayan bağ aşağıdakilerden hangisidir? Amino asitler: En güçlü stimülan etki gösteren LÖSİN’dir. A) Lig. latum uteri Yağ asitleri B) Lig. teres uteri C) Lig. ovari proprium D) Lig. sacrocervicale Barsak hormonları: Gastrik inhibitör polipeptit, gastrin, sekretin, kolesistokinin ve glukagon-benzeri peptit 1 gibi hormonlar insülin salınımını arttırırlar. E) Lig. suspensorium ovarii 14 – B Sinirsel düzenleme: Vagal uyarı ile insülin salınımı artar. (Muskarinik 4 reseptörü üzerinden) – Lig. teres uteri: Antefleksiyonun nedenidir. Gubernaculum artığıdır. β-adrenerjik uyarı (cAMP’yi arttırarak) TU SE M – Lig. latum uteri: Broad lig. En geniş bağdır, ama zayıftır, mezoovarium, mezosalpinx ve mezometriumun birleşmesiyle oluşur Stimulators Inhibitors Glucose Somatostatin Mannose 2-Deoxyglucose – Lig. transversum cervicis: (Kardinal) en güçlü uterus bağıdır. Amino acids (leucine, arginine, others) Mannoheptulose – Lig. sacrocervicale: İçinde uterusun otonomları var. Intestinal hormones (GIP, GLP-1 (7-36), gastrin, secretin, CCK; others?) α-Adrenergic stimulators (norepinephrine, epinephrine) β-Keto acids Acetylcholine β-Adrenergic blockers (propranold) Glucagon Galanin Cyclic AMP and various cAMPgenerating substances Diazoxide β-Adrenergic stimulators K+ depletion Theophylline Phenytoin Sulfonylureas Alloxan – Lig. ovari proprium: Overi uterusa asar. Gubernaculum artığıdır. – Lig. suspensorium ovarii: İçinde ovaryumun arteri veni ve otonomları var. 15. Steroid hormon sentezleyen hücrelerde hangi organel iyi gelişmiştir? Thiazide diuretics Microtubule inhibitors Insulin A) Granülsüz endoplazmik retikulum B) Granüllü endoplazmik retikulum C)Ribozom 17. Aşağıdaki oluşumlardan hangisi tek katlı silialı epitelle kaplıdır? D)Peroksizom E)Lizozom A) Özefagus B) Üreter 15 – A C) Safra kesesi D) Mesane Granülsüz endoplazmik retikulum : Başlıca görevleri, steroid sentezi, ilaç detoksifikasyonu ve glikojen ve lipid metabolizması olan bu organel, kas hücrelerinde kalsiyum regülasyonunu, uyarı iletimini sağlamak amacıyla özel bir düzenleme gösterir. Steroid sentezleyen endokrin hücrelerde (adrenal korteks) ve karaciğer hücrelerinde iyi gelişmiştir. E) Uterus 17 – E Tek katlı Epiteller : Tek katlı yassı (skuamaoz) epitelyum: Endotel, mezotel, Bowman kapsülü Tek katlı kübik epitelyum: Tükrük bezleri, safra, pankreas salgı kanalları, böbrek tubulüs epiteli, over, tiroid folikülü 16. Aşağıdakilerden hangisi karbonhidrat içeriği yüksek yemek sonrası pankreastan insulin salgısını artırır? A)VIP B) Gastrin C) CCK D) Gastrik inhibitör peptid Tek katlı prizmatik (silendirik-kolumnar) epitelyum: Mide, ince ve kalın barsak, endometrium, Fallop tüpleri 18. Kapiller ve postkapiller venüllerin etrafını saran hücre aşağıdakilerden hangisidir? E) Sekretin 16 – D A) Fibroblast B) Miyofibroblast İnsülin salınımını arttıran faktörler C)Perisit D)Adiposit Karbonhidratlar: İnsülin salınımını stimüle, glukagon salınımı- E) Histiyosit 5 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 39 - 8 18 – C 21 – E Perisit postkapiller kapiller duvarda bulunur. Kasılıp gevşeyerek doku kan akımını regule eder. Tatlı Kemirgenlerde, G proteine bağlı reseptörün uyarılması ile cAMP düzeyleri yükselir, kinaz aktive olur, potasyum kanallarını fosforiller ve inaktive (bloke) eder, depolarizasyon oluşur. 19. Aşağıdaki ince bağırsak hücrelerinden hangisi, mikrobiyal floranın düzenlenmesinde görev alan antimikrobiyal peptidleri üretir? B) Enteroendokrin hücreler C) Goblet hücreleri D) M hücreleri 22. Aşağıdakilerden hangisi bronş duvarı düz kaslarında dilatasyona yol açan mediatördür? TU SE M A) Paneth hücreleri G protein olan gustdusini protein görsel sistemdeki cGMP yıkıcı transdüsine benzer. Tatalı duyusunda aracılık eder. E) Absorptif hücreler A) Asetilkolin 19 – A B)Histamin Paneth hücresi Lieberkuhn kriptası tabanında bulunur. Lizozim ve defensin oluşturabilir. C) Vazoaktif intestinal polipeptid D)Adenozin E) Lökotrienler 20. Long term potansiyasyon (LTP), hipokampusta hangisi ile ilgili olarak oluşur? 22 – C A) Dopaminerjik-D2 bağımlı P Maddesi B) Glutaminerjik-NMDA bağımlı C) Glutamaterjik-AMPA-kainat bağımlı D) Kolinerjik - M2 bağımlı E) Adrenerjik-α2 bağımlı 20 – C Erken LTP: Long-term potentiation Schaffer kolleteralinin yüksek frekansta uyarılması fazla miktarda Kalsiyum CA1 nöronuna girmesini sağlar. Bu kalsiyum kalmodulin kinaz üzerinden AMPA reseptörü fosforilasyonu ve AMPA ekspresyon artışına neden olur. Böylece glutamat etkileri CA1 nöronunda artar. Artmış EPSP oluşur. Bu mekanizma kısa süreli bellekten sorumludur. 21. Tat tomurcuklarında sinyal iletimi ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? Düşük dozda bronkospazm, yüksek dozda bronkodilatasyon, kapiller geçirgenlik artışı ve ödem, mucus sekresyonu, mast hücre boşalması Nöropeptid Y Pulmoner arter vazokontraksiyon Vazoaktif intestinal peptid Bronkodilatasyon, vozodilatasyon, mucus sekresyonu Bombesin (Gastin releasing factor) Pulmoner arter vazokontraksiyon Kalcitonin gene–related peptide (CGRP) Vazodilasyon and bronkospazm Kalsitonin Kalsiyum değişim regulasyonu Galanin Parasempatik etkinin azalması, P maddesi ilişkili mucus azalması CCK Vaskuler, bronşial tonun düzenlenmesi Somatostatin Protein sentezi ve P maddesi ilişkili mucus azalması Endotelin Pulmoner arter vazokontraksiyon ve bronkospazm Dopamin Bronkodilatasyon 23. Horizontal düzlemdeki hızlanmaya yanıt veren vestibüler sistem elemanı aşağıdakilerden hangisidir? A) Tuzlu tat duyusundan sorumlu kanal, amılorid duyarlı Na+ kanalıdır. B) Ekşi tat duyusunda K+ kanalının bloke edilmesi rol oynar. A) Crista ampullaris B) Ampulla C) Utriculus D) Sacculus E) Cupula C) Umami tat duyusu, glutamat reseptörünün aktivasyonu ile gerçekleşir. 23 – C D) Bazı acı tat uyaranları için “gustducin” bağımlı reseptörlerin aktivasyonu gerekir. Başın linear ivmelenmesini algılarlar. Ayrıca başın dengede kalmasından sorumludur. Utriculus reseptörleri horizontal harekete yani ön-arka, sağ-sol harekete duyarlıdır. Sacculus reseptörleri ise vertikal harekete duyarlıdır. UTRİCULUS VE SACCULUS E) Tatlı tat duyusundan sorumlu reseptörlerin aktivasyonu, Na+kanalının açılmasına neden olur. www.tusem.com.tr 6 Temel Bilimler / T 39 - 8 26. Kalp hızı 200/dakika olan bir kişide süresi en belirgin şekilde kısalan dönem aşağıdakilerden hangisidir? 24. Aşağıdaki reseptörlerden hangisi bir iyon kanalıdır? A)GABAB reseptörü B) NMDA-glutamat reseptörü A) Aksiyon potansiyeli C)M1-kolinerjik reseptör B)Sistol C) Absolü refrakter periyot D)D1-dopaminerjik reseptör D) Relatif refrakter periyot E) β2-adrenerjik reseptör E)Diyastol 24 – B 26 – E Beyinde en yaygın bulunan nörotransmitterdir. Kalp hızlandığı durumda yukarıdaki sürelerin hepsi kısalmasına rağmen, en çok kısalan diyastol süresidir. TU SE M GLUTAMAT Glutamat reseptörleri 2 tiptir: 1 - Metabotropik tipte olanlar G proteine ile bağlantılı olup IP3 ve DAG seviyelerini yükseltir yada hücre içi cAMP seviyesini düşüren serpantin reseptörleridir. 27. Kinosilin yapısında bulunan, periferdeki mikrotübül çiftlerini birbirine bağlayan protein bağlantılarına ne ad verilir? 2 - İyonotropik tipte olanlar ise; AMPA-K (Kainate) ve NMDA reseptörleridir. A)Neksin B) Konneksin C) Konnekson D) Işınsal dalga E) Merkezi kılıf 27 – A SİLYALAR Gövde ve bazal cisimcikten meydana gelen hareketli hücre uzantılarıdır. Hücre zarıyla çevrili bu uzantıların içindeki mikrotübülüs çatısı aksonem olarak adlandırılır. Aksonem, merkezde iki tek, periferde 9 çift olmak üzere (9 + 2) mikrotübülüslerden oluşmuştur. Hareket silyadaki mikrotübülüslerin dynein kolları aracılığıyla kayması ile gerçekleşir. Dynein ATPaz etkinliğine sahip proteindir. Kinezin proteini ise aktif hareket yapan silin tekrar eski konuma gelmesini sağlar. Nexin ise mikrotubullerin bir arada kalmasını sağlarlar. 25. Aşağıdakilerden hangisi insanlarda büyüme hormonu salınımını artırır? A) Glukoz B) Kortizol C) REM uykusu D) Glukagon Dynein kolların genetik olarak eksik olması sonucu hareketsiz silya sendromu olarak bilinen Kartagener sendromu ortaya çıkar. E) Büyüme hormonu 25 – D GH arttıran Sebepler: Kartagener sendromu (Otozomal dominant): Sinuzit, situs inversus, erkeklerde infertilite ve sık tekrarlayan pnomoni ve bronşiektazi ile karakterizedir. Östrojen, androjen, serotonerjik, dopaminerjik agonistler (L-dopa), açlık, hipoglisemi, uyku (NREM 3-4), stress ve egzersiz, glukagon, proteinli beslenme, pirojenler, Arginin, alfa-2 agonistler (klonidin), beta blokerler (propranalol) GH salınımını arttırır. 28. Bazal ganglionların corpus striatum kesimindeki kolinerjik ara nöronların ve GABAerjik nöronların dejenerasyonu aşağıdakilerden hangisine neden olur? GH azaltan sebepler: Somatostatin, somatomedinler, obesite, kortizol, gebelik, REM uykusu, serbest yağ asiti, progesteron ve hiperglisemi GH salınımını azaltır. A) Parkinson B) Ateatoz C) Ballismus D) Huntington hastalığı E) Şizofreni 7 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 39 - 8 28 – D Corpus striatum lezyonunda atetozis oluşur. Distoni ve Huntington koresi bu bölümle ilgili bozukluklardır. Huntington koresinde striatumdaki asetilkolin ve GABA erjik liflerde dejenerasyon vardır. Dopamin artar. Tedavide dopamin reseptör blokeri (antidopaminerjik) verilir. Substantia nigra lezyonları parkinsona neden olur. Substantia nigradan, striatuma dopaminerjik lifler gitmektedir. Parkinson hastalığında nigrostriatal yolda dejenerasyon vardır. Dopamin azalır, buna bağlı asetilkolin ve GABA artar. Parkinson hastalığı rijidite, hipokinezi ve tremorla (hap yapar, para sayar tipi) karakterizedir. Tedavide L-DOPA verilir. TU SE M Aktin bağlanma bölgeleri myozin başını fosforiller. Miyozinin ATP ile kompleks oluşturmuş biçiminde, myozin başları boyunla 90 derecelik bir açı yapmaktadır. Ortamda Mg varlığında myozin başının ATP-az etkisi ortaya çıkar. Pi (fosfor) kompleksten ayrıldığında myozin başının boyunla yaptığı açı 90 dereceden 50 dereceye düşer. Böylece aktin ve myozin flamentleri birbirleri üzerinden kayar. 29. Pleksus koroideus’ta, I. pia mater, 32. Aşağıdaki hücre ara filamanlarından hangisi epitel hücrelerinin hücre iskeletine özgüdür? II. epandim, III. araknoid, IV. dura mater Yapılarından hangileri birbiriyle komşuluk yapar? A) I ve II B) I ve III C) II ve III D) II ve IV B) Desmin C) Keratin D) Miyozin E) Glial fibriller asidik protein 32 – C Tablo: hücre tiplerine özgül ara filamanlar E) III ve IV 29 – A Modifiye epandimal hücreler, bunlarla ilişkili kapillerler ve pia mater bağ dokusu birlikte boşluğa sarkarak koroid pleksusları oluştururlar. 30. Aşağıdaki yapılardan hangisi böbrek medullasında yer alır? A) Böbrek cisimciği A) Vimentin B) Proximal tübül kontortası C) Distal tübül kontortasıD) Toplayıcı tüpler E) Macula densa 30 – D Ara Filaman Hücre Veya Tümör Özgüllüğü Sitokeratin Epitel hücreler Vimentin Mezenşimal kaynaklı hücreler Desmin Kas hücresi Nörofilament Nöron aksonu Periferin Periferik Nöronlar Alfa interneksin Beyin, serebellum ara nöron Lamin Hücre nukleus Sinemin - sinkoilin Kas hücresi Filensin - Fakinin Göz lensi Flagrin Epidermis Nestin Nöroektoderm kök hücre Glial fibriler asidik protein (GFAP) Astrositler, oligodendrogliya, mikrogliya, Schwann hücreleri, ependimal hücreler ve pitüisitler. 33. Aşağıdaki amino asitlerden hangisi aktive edildikten sonra R grubuna bağlı karbon atomunu aktarabilir? 31. Aşağıdakilerden hangisi ATPaz özelliği göstererek kontraksiyonun ilerlemesine aracılık eder? A) Tropomiyozin B) Miyozin baş kısmı A)Sistein B) Glisin C) Troponin C D) Troponin I C) Metiyonin D) Asparagin E)Lizin E) Aktin flamenti 31 – B 33 – C Ca+2 filamentler üzerinde Troponin C’ye bağlanır ve tropomyozin tarafından örtülü aktin üzerindeki myozin bağlanma yerlerini açığa çıkarak kasılma sürecini başlatır. Metiyonin aktif şekli S-Adenozil metiyonine dönüştükten sonra, yan grubundaki kükürt atomuna bağlı CH3 (metil) grubunu transfer eder. Böylece tek karbon aktarımı gerçekleştirir. www.tusem.com.tr 8 Temel Bilimler / T 39 - 8 34. Aşağıdaki proteinlerinden hangisi, membranda transmembran proteini şeklinde bulunmaz? A) İnsülin reseptörü B) Sitokrom c redüktaz C) Na-K ATPaz D) NO (nitrik oksit) reseptörü 37 – B Kollajenin sentezinde ve işlenişinde prolin ve lizinin translasyon sonrası modifikasyonunda, prolin ve lizin hidroksilazlar; vitamin C, demir, moleküler oksijen ve alfa-ketoglutarat kullanır. Ekstrasellüler matrikste ise lizil oksidazın yaptığı oksidatif deaminasyonda ise kofaktör bakırdır. E) Guanilat siklaz 34 – D İnsülin reseptörü bir transmembran proteinidir. Sitokrom c redüktaz (kompleks III) mitokondri iç zarındadır ve membranı kat eder. Na-K ATPaz iki iyonun geçişini sağlayan plazma membranında bulunan bir transmembran proteinidir. Guanilat siklaz, iki farklı forma sahiptir, membrana bağlı olan ve serbest sitoplazmik olan; NO: serbest sitoplazmik guanilat siklaz üzerinden etki ederken, ANP ve BNP membrana bağlı olan üzerinden etkilidir. 38. Aşağıdaki immunglobulinlerden hangisi aşırı duyarlılık reaksiyonlarında görev alır? B) Ig A C) Ig M D) Ig D TU SE M A) Ig G E) Ig E 38 – E Ig E tip I aşırı duyarlılık reaksiyonunda görev alır. 35. Aşağıdakilerden hangisi proteinlerin glikozilasyonunda görev almaz? 39. Albümin için aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A)Klatrin B) Serin A) Transport proteinidir C)Dolikol D)Hidroksilizin B) Yapısında karbonhidrat kalıntısı içermez C) Anti-proteinaz özelliği vardır E) Asparagin D) Hücreler için endojen amino asit kaynağıdır 35 – A E) Plazma onkotik basıncına etkisi en fazladır Bir proteine şeker kalıtları eklenirken, serin ve treonin (O-glikozilasyon), asparagin (N-glikozilasyon) kullanılır. Hidroksilizin sadece kollajen de olmak üzere O-glikozilasyonda kullanılan diğer bir amino asittir. N-glikozilasyonda izopren türevi dolikol gerekir. Klatrin reseptör aracılı endositozda kullanılır. 39 – C Albümin karaciğerde sentezlenen ve içinde karbonhidrat kalıtı içermeyen bir proteindir. Temel olarak üç görevi vardır; 1. Ana transport proteinidir: hidrofobik kısmı fazla olupta su çözünürlüğü kötü olan yağ asitleri, indirek bilirubin gibi moleküllerin kanda taşınımını sağlar, 36. CO (karbonmonoksit) aşağıdaki hemoproteinlerin hangisine bağlanamaz? A) Hemoglobin B) Sitokrom oksidaz C) Sitokrom P450 D) Sitokrom b5 2. Onkotik basıçta en etkilidir: küçük olması ve ortalama plazma proteinleri içindeki konsantrasyonun %50 olması sebebiyle, onkotik basınçta en etkilidir, 3. Endojen amino asit kaynağıdır: hücrelere endositozla alınır, parçalanır ve hücrelere amino asit sağlamış olur. E) Sitokrom c 36 – E 40. Enzimlerin Km değeri için doğru ifade aşağıdakilerden hangisidir? Oksijen bağlayan tüm hemoproteinlere CO, bölgeye yüksek ilgisi sebebiyle, oksijen yerine bağlanır. Sitokrom c bir hemoproteindir fakat oksijen bağlamaz. A) Yüksek Km değeri, enzimin substratına yüksek ilgisini gösterir B) Yarışmalı inhibisyonda Km değeri azalır 37. Kollajenin sentez ve işlenişinde aşağıdakilerden hangisi kullanılmaz? C) Allosterik aktivatörler enzimlerin Km değerini arttırır A) Moleküler oksijen B) Lipoik asit D) Yarışmasız inhibisyonda Km değeri artar C) Demir D) Askorbik asit E) Bir reaksiyonda ½ Vmax’ı sağlayan substrat konsatrasyonudur E) Bakır 9 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 39 - 8 40 – E 44. Aşağıdaki glukoz taşıyıcılarından hangisinin glukoz için ilgisi en yüksektir? Bir reaksiyonda ½ Vmax’ı sağlayan substrat konsatrasyonu o enzimin Km değeridir ve substrata ilgiyi gösterir. Yüksek Km değeri düşük ilgiyi, düşük Km değeri ise yüksek ilgiyi tanımlar. Yarışmalı inhibisyonda Km değeri artarken, yarışmasız inhibisyonda değişmez. Allosterik aktivatörler, bir düzenleyici enzimin Km değerini azaltırken, allosterik inhibitörler Km değerini arttırır. A) GLUT 1 B) GLUT 7 C) GLUT 3 D) GLUT 2 E) GLUT 4 44 – C GLUT 3 tüm glukoz taşıyıcılar içinde glukoza en yüksek afinitesi olan veya glukoz için Km değeri en düşük olan glukoz taşıyıcıdır. 41. Anestezide süksinil kolin kullanılacak bir hastada aşağıdaki enzimlerden hangisinin plazma değerinin ölçümü yapılmalıdır? TU SE M GLUT 4 kas ve yağ dokusunda bulunur ve insüline yanıt verir. A) Psedokolinesteraz B) Alanin aminotransferaz C) Alkalen fosfataz D) Laktat dehidrojenaz GLUT 7 ise hücre içinde (endoplazmik retikulum membranında) bulunan tek glukoz taşıyıcıdır. E) Gamaglutamil transferaz 45. Glikolitik yolağı aşağıdaki moleküllerden hangisinin karaciğerde hızlandırması beklenir? 41 – A Pseudokolinesteraz kanda tüm kolinli bileşikleri parçalar ve etkisini sonlandırır. Organofosfatlar ve süksinil kolinin etkisi kanda pseudokolinesteraz tarafından sonlandırılır. A) Glukagon B) Fruktoz-2,6-bisfosfat C)ATP D)Sitrat E) Kortizol 45 – B 42. Klinik tanı amaçlı kullanılan enzimlerden hangisinin, ısı uygulaması sonrası ikinci ölçümü yapılarak, kaynaklandığı organ hakkında fikir elde edilebilir? Glukagon ve kortizol glikolizi karaciğerde yavaşlatır. Hücre sitozolunde artan ATP ve sitrat ise özellikle fosfofruktokinaz I enzimi üzerinden allosterik inhibisyon yapar ve glikolizi yavaşlatır. A) Gamaglutamil transferaz B) Asit fosfataz Karaciğerde fruktoz-2,6-bisfosfat glikolizin bilinen en güçlü allosterik aktivatörüdür. C) 5’-Nükleotidaz D) Alkalen fosfataz 46. Aşağıdakilerden hangisi karbonhidrat metabolizmasının bir ara molekülü olan piruvatın olası kullanım şekillerinden biri değildir? E) Kreatin kinaz 42 – D Alkalen fosfataz karaciğer, kemik, plasenta, ince barsak, böbrek ve bazı kanserlerde ektopik olmak üzere farklı kaynaklardan çıkabilir. Organ ayırımı yapmak için ısı uygulaması kullanılabilir. Özellikle karaciğer izoenziminin ısıya dayanıklı olması, kemik izoenziminin ise ısıyla inaktive olması sebeiyle, karaciğer veya kemik çıkışının ayırımı için ısı uygulaması kullanılır. A) Barsakta triptofan sentezinde kullanılması B) Kastan karaciğere amonyak gruplarının taşınması C) Karaciğerde glukoz sentezinde substrat olarak kullanılması D) Beyinde asetil-KoA’ya dönüşmesi ve ATP sentezi için kullanılması 43. Oligomisin elektron transport sisteminde hangi kompleks üzerinden blokaj yapar? A) Kompleks I B) Kompleks II C) Kompleks III D) Kompleks IV E) Eritrositte laktatın kaynağı olması 46 – A Piruvat, anaerobik şartlarda laktata dönüşürken, aerobik şartlarda mitokondri içine girer ve iki farklı enzimin hedefi olur. Mitokondride piruvat dehidrojenaz enzimi, piruvatı asetil-KoA ya dönüştürerek krebs döngüsüne substrat olmasını sağlarken, piruvat karboksilaz enzimi ise piruvatı oksaloasetata çevirir ve glukoneogeneze substrat olmasını sağlar. Ayrıca kastan karaciğere amonyak, piruvata eklenir ve alanine çevrilerek taşınır. E) Kompleks V 43 – E Oligomisin kompleks V’i (ATP sentaz), Fo parçacığı düzeyinden bloke eder. www.tusem.com.tr 10 Temel Bilimler / T 39 - 8 47. İnsanda endojen glukoz sentezinde aşağıdaki molekül- 51. Lipoprotein elektroforezinde aşağıdakilerden hangisi anota (+ kutup) en yakın konumlanır? lerden hangisi karbon vericisi olamaz? A)Laktat B) Asetoasetat A)LDL B) HDL C) Gliserol D) Oksaloasetat C) IDL D) Şilomikron E)VLDL E)Propiyonat 51 – B Glukoneogenezin substratları; piruvat/laktat, gliserol, propiyonat, glikojenik amino asitler (lösin ve lizin dışındakiler) ve krebs döngüsünün alfa ketoglutarattan sonraki ara molekülleri sayılabilir. Lipoprotein elektroforezinde ekim yerinde şilomikron kalırken, LDL, VLDL ve en önde anoda en yakın HDL şeklinde dizilirler. 48. Fosfoglukonat yolunun yavaşlaması için aşağıdakiler- 52. Genom ile ilgili aşağıdaki önermelerden hangisi yanlıştır? TU SE M 47 – B A) Mismatch onarım bozulunca herediter polipozis kolon kanserlerinin sıklığı artar den hangisinin hücrede artması gerekir? A)NAD B) NADH C)NADP D)NADPH non- B) DNA polimeraz ilk nükleotidi koyabilmek için 3’ serbest hidroksil ucuna ihtiyaç duyar E)KoA C) DNA polimeraz bir zinciri okurken 3’5’ yönünde yürür ve antiparalelini sentezler 48 – D Fosfoglukonat yolu (pentoz fosfat yolu veya heksoz monofosfat yolu), NADPH üretir ve artan NADPH yolağı yavaşlatır. D) Helikaz DNA zincirlerini kırar ve tekrar birleştirir E) DNA ligaz uçlar arasındaki 3’-5’ fosfodiester bağını yapar 49. İnsülin varlığında aşağıdakilerden hangisi gözlenir? 52 – D A) Karaciğerde pentoz fosfat yolu hızlanır DNA onarımı bozulunca herediter non-polipozis koli ve kseroderma pigmentosum gibi kanserler ortaya çıkar. DNA polimeraz ilk nükleotidi koyabilmek için 3’ serbest hidroksil ucuna ihtiyaç duyar, bu RNA primaz tarafından konulan primer tarafından sunulur. DNA polimeraz bir zinciri okurken 3’5’ yönünde yürür ve antiparalelini (5’3’ yönündeki yeni zincir) sentezler. DNA ligaz uçlar arasındaki 3’-5’ fosfodiester bağını yapar ve seken sarmalı kesintisiz hale getirir. Helikaz DNA sekonder yapısını açan ve iki zinciri birbirinden ayıran enzimdir. B) Karaciğerde keton yapımı hızlanır C) Yağ dokusunda triaçilgliserollerin yıkımı artar D) Kas dokusuna glukoz girişi azalır E) Karaciğerde glikojen sentezi azalır 49 – A İnsülin; glikoliz, glikojenez, lipojenez, pentoz fosfat yolu, kolesterol sentezi, kas ve yağ dokusuna glukoz girişini arttırırken; glukoneogenez, glikojenoliz ve lipolizi azaltır. 53. Small nükleer RNA’nın (küçük nükleer RNA) görevi nedir? A) Bir proteinin hücre içinde sentezini azaltır 50. Yağ asitlerinin oksidasyonu sırasında aşağıdakilerden hangisine ihtiyaç duyulmaz? B) mRNA’yı sentezler A) Koenzim A B) FAD C) pre-mRNA’nın İntronik bölgelerini çıkarır C)NAD D)NADP D) RNA sentezi sırasında DNA stablizasyonu sağlar E) Koenzim B12 E) 5’ cap (şapka) yapısını hnRNA’ya (heterojen nükleer RNA) ekler 50 – D 53 – C Yağ asitlerinin oksidasyonu sırasında KoA aktivasyonlar için kullanılır. NAD ve FAD çalınan elektronların eklenmesi için kullanılır. B12 vitamini ise tek karbon zincirli yağ asitlerinin son üç karbonun krebs döngüsüne girebilmesi için gereklidir. snRNA; heterojen nükleer RNA (hnRNA) veya pre-mRNA’nın işlenmesi sırasında intronik bölgeleri çıkarır ve eksonik bölgeleri uç uca ekler ve mRNA’nın matürasyonunda kullanılır. 11 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 39 - 8 54. Aşağıdaki vitaminlerden hangisi tek karbon aktarımlarında görev alır? A) B12 B) Tiamin C) Pantoteik asit D) Vitamin C 56 – A Pili: Respiratuar epitele tutunmasını sağlar. Polisakkarit kapsül: Ekzopolisakkarit veya alginat kılıf gibi adlarla anılır. Kapsül bakterinin epitel hücrelerine ve trakeobronşial müsine tutunmasını sağlar, antibiyotiklerden korur (örneğin aminoglikozit) ve antifagositik etki gösterir. E) Biyotin 54 – E Ekzotoksin A: En önemli virülans faktörüdür. ADP ribozilasyonuyla EF2’yi inhibe ederek protein sentezini engeller (difteri toksini gibi). Primer olarak karaciğeri etkiler ve karaciğer nekrozuna neden olur. TU SE M Karboksilaz grubu enzimler, biyotin sayesinde aktive edilmiş karbondioksitin transferini yaparlar. 55. Bakterilerde bulunan peptidoglikan tabakanın temel yapı taşlarından olan UDP- N asetil glukozamin sentezi aşağıdaki yapılardan hangisi tarafından gerçekleştirilir? A) Ribozom B) Stoplazma zarı C) Hücre duvarı D) Lateral mezozom Elastaz: İki kısımdan oluşur. LasA (serin proteaz) ve LasB (çinko metalloproteaz) her ikiside sinerjistik etkiyle elastini parçalar. C3b ve C5a’yı inaktive ederek nötrofil kemotaksisi ve aktivasyonunu engeller. Fosfolipaz C: Tüm membranlarda hasar sonucu doku nekrozuna neden olabilir. E)Plazmid Diğer enzimleri alkali proteaz ve rhamnolipid’dir. 55 – B Bakterilerin hücre zarı çift sıralı fosfolipit tabaka ve transport proteinlerinden oluşur. Ökaryotik hücre zarı sterol (kolesterol) içerirken prokaryotik hücre zarında (mycoplasma hariç) sterol bulunmaz. Ökaryotik hücrede bulunan organellerin görevini prokaryotik hücrede stoplazma zarı üstlenmiştir. 57. Pnömonili bir hastanın balgamında bol miktarda PNL ve gram pozitif diplokoklar tespit edilmiştir. Etkenin özellikleri ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Katalazı negatiftir B) Fakültatif anaeroptur Stoplazma zarının görevleri - Oksidatif fosforilasyonla enerji üretimi - Maddelerin transportu (permeazlar rol alır) - Hücre duvarı yapısal komponentleri (penisilin bağlayan proteinler vb.) ve kapsül sentezi - C) Quellung testi pozitiftir D) Safra varlığında üreyebilir E) Optokine duyarlıdır 57 – D Enzim (beta laktamaz vb) ve toksin sentezi Gram pozitif lanset şeklinde diplokok. Besiyerinde alfa hemolitik mukoid koloniler oluşturur. Kapsül şişme reaksiyonu (Quellung) ile tiplendirilir. BOS örneğinden lateks aglutinasyon testiyle gösterilebilir. Optokine duyarlı olması, safrada (%10) veya sodyum deoksikolatta (%2) erime deneyiyle diğer streptokoklardan ayırt edilebilir. S. pneumoniae pnömonisinde kan kültürü % 60 oranında pozitiftir. Pnömokok (duyarlılığı %50-80) ve legionellada (duyarlılığı %65-95) üriner antijen tespit edilebilir. MEZOZOM: Stoplazma zarının invajinasyonuyla oluşur. Septal ya da lateral olabilir. Septal mezozom hücrenin bölünme yeri ve kromozomun replike olduğu bölgedir. Bakteriler ikiye bölünerek çoğalır (binary fission). Lateral mezozom ise sporun geliştiği bölge ve plazmitin replike olduğu bölgedir. 56. Pseudomonas aeruginosa’ya ait antijenik yapılardan hangisi EF2 sentezini inhibe ederek protein sentezini engeller? 58. Otuz yaşında bir bayan hastada tespit edilen vajinal akın- A) Ekzotoksin A tıdan yapılan preparatta anaerob bakterilerden hangisi- B) Lipit A nin görülüyor olması bakteriyel vajinoz tanısı koydurur? C) Fosfolipaz C D)Elastaz E) Piyoverdin www.tusem.com.tr A) Actinomyces B) Mobiluncus C)Porphyromonas D)Veillonella E) Prevotella 12 Temel Bilimler / T 39 - 8 58 – B Üreyebilmek için • Gardnerella vaginalis (en sık) • Candida (ikinci sıklıkta) H. influenzae ve H. hemoliticus X ve V faktörünün ihtiyaç duyar • Trichomonas vaginalis H. ducreyi sadece X faktörü ve • Anaerob bakteriler Mobiluncus spp. ve Bacteroides spp. H. parainfluenzae ise sadece V faktörüne ihtiyaç duyar. • Mycoplasma hominis Tüm hemofiluslar CO2’den zengin ortamda iyi ürerler. H. influenza, kanlı agar besiyerine ekilen S. aureus’un beta hemoliz zonunda (X ve V faktörü) ürediği için bu olaya süt anne fenomeni veya satellizim adı verilir. Laktobasiller hidrojen peroksit salgılayarak vajinal pH’nın asit olmasını sağladıkları gibi patojen mikroorganizmaların buraya yerleşmesini engeller. Laktobasiller aerotoleran anaerob basil olup alfa hemolitik ve katalaz testi negatiftir. Suşların %90’ı vankomisine dirençlidir. Üretrada en fazla kolonize olan bakteridir. TU SE M Eğer etken çukulatalı agarda ürüyor, fakat kanlı ve EMB agarda üremiyorsa H. influenzae düşünülmelidir. En sık bakteriyel vajinozis etkeni Gardnerella vajinalistir. 60. Aşağıdaki etkenlerden hangisinin hayvan rezervuarı yoktur? Serum fizyolojik damlatılmış numunenin mikroskobik incelemesinde Trichomonas vaginalis’in hareketli kamçılı trofozoidleri tespit edilebilir. A) Listeria monocytogenes Geç erişkin bayanların %10-20’sinde ve hamilelerin %3040’ında candida vajinal taşıyıcılığı tespit edilmiştir. Candida vajiniti genellikle antibiyotik tedavisi sonrasında laktobasillerin ortamdan uzaklaşmasının bir sonucu olarak gelişir. Antibiyotik dışında gebelik, kötü hijyen, diyabet ve steroid kullanımı predispozan faktörlerdir. Asemptomatik bireylerin tedavi edilmesi gerekmez. B) Yersinia pseudotuberculosis C) Shigella dysenteriae D) Brusella suis E) Salmonella choleraesuis 60 – C Tablo 3.30: Salmonella ve Shigella’nın özellikleri Mobiluncus, hareketli, zorunlu anaerob gram negatif (veya variable) kıvrık basildir. Özellikler Bulaş kaynağı 59. Çocukluk aşıları yapılmamış olan 16 aylık bir bebek yüksek ateş, dalgınlık ve ense sertliği şikâyetleriyle acil servise ge- tiriliyor. BOS’un mikroskobik incelemesinde küçük, gram gözleniyor. En olası etken aşağıdakilerden hangisidir? A) Escherichia coli B) Neisseria meningitidis Salmonella typhi Non-tifoidal salmonellalar İnsan İnsan Özellikle kümes hayvanları ve yumurta Diyare Var Yok Var Kronik taşıyıcılık Yok Sık (Safra kesesi) %1-4 Nadir Düşük (10-100) Yüksek (100.000) Yüksek (100.000) Barsakta invazyon Var Yok Var Bakteriyemi Yok Var Var H2S - + + Hareket - + + Enfektif Doz negatif sadece çikolata agar besiyerinde üreyen basiller Shigella C) Streptococcus pneumoniae D) Haemophilus influenzae tip b 61. Aşağıdaki etkenlerden hangisi invaziv gastroenterite neden olmaz? E) Klebsiella pneumonia 59 – D A) Campylobacter jejuni Kapsüllü suşların tanısında kapsül şişme reaksiyonu kullanılabilir. H. influenzae üreyebilmesi için X faktörü (hem) ve V faktörüne (NAD) ihtiyaç duyar. Kanlı agarın 80 oC’de kaynatılmasıyla elde edilen çukulatalı agarda eritrositlerin parçalanmasıyla V faktörü açığa çıkar. B) Clostridium perfringens C) Salmonella enteritidis D) Yersinea enterokolitica E) Shigella flexneri 13 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 39 - 8 61 – B Tablo 3.28: Enfeksiyoz ishal etkenleri ve önemli özellikleri Etken Özellik Tanı ve önemli not Kanlı ishal (invazyon veya sitotoksin) Zoonoz (özellikle yumurta) H2S pozitif koloniler Dizanteriform ishal Hareketsiz ve laktoza geç etki (shigellaya benzer görünüm) Shigella spp. Düşük enfektif doz (10-100) yüksek ateş, konvülsiyon Hareketsiz ve laktoz negatif EHEC (0157:H7) verotoksin Hamburgerlerden bulaş, HUS, hemorajik kolit Sorbitol negatif. Antibiyotik HUS riskini arttırdığından kullanılmaz. Y. enterocolitica Mezenter LAP, çocuklarda poliartrit ile birlikte görülür Soğukta zenginleştirme C. difficile Antibiyotikle ilişkili ishal, pseudomembranöz enterokolit Tanı dışkıda toksin A ve B’nin gösterilmesiyle konur Campylobacter jejuni Zoonoz Tek polar flagella, Martı kanadı şeklinde Mikroaerofilik, 42 oC’de üreyebilme V. parahaemolyticus Kabuklu deniz ürünleri (midye ve istridye) yenmesiyle bulaş Halofil, oksidaz (+) E. histolitika Amipli dizanteri Eritrositleri sindirmiş trofozoidler (patojen) Balantidium coli Domuzlardan bulaş Silyası olan tek parazit TU SE M Nontifoidal salmonella EIEC Sulu ishal (invazyon yok, non-inflamatuar) V. cholera Bakteriyofajla kodlanan ekzotoksin Pirinç yıkantı suyu şeklinde ishal, oksidaz (+). Tedavide tetrasiklin veya kinolon C. perfringens Evde yapılan konserve ve yiyecekler Anaerob, hareketsiz ve sporlu bakteri. S. aureus Kısa inkübasyon süreli besin zehirlenmesi (1-6 saat) Enterotoksini bir süper antijendir. Antibiyotik tedavisine gerek yoktur. B.cereus Emetik form. Genellikle pirinçle bulaşır. İnkübasyon 1-6 saat. Tanı toksinin gösterilmesiyle konur. Antibiyotik tedavisine gerek yoktur. Cryptosporidium parvum ADIS’lilerde en sık rastlanan ishal etkeni Gaitada ARB boyanan ookistler Isospora belli AIDS’lilerde ishale neden olur Gaitada ARB boyanan ookistler ETEC Turist ishalinin en sık etkeni Tanı toksinin gösterilmesiyle konur Enterik ateş etkenleri: Sistemik enfeksiyon (Bakteriyemi) Salmonella typhi, Campylobacter fetus ve Y. enterocolitica • Ateş ve lökosit olmadan kanlı ishal EHEC lehinedir. • Hemolitik üremik sendrom EHEC ve shigella’yı düşündürür. • Peritonit bulguları varlığında C.difficile ve EHEC • Tenezim ve inflamatuar rektum varlığında shigella enfeksiyonundan şüphelenilmelidir. 62. Aşağıdakilerden hangisi A grubu biyolojik silah etkeni olan viral etkenlerden biri değildir? A) Sarı humma B) Kırım Kongo hemorajik ateşi C) Lassa ateşi D) Variola E)Ebola 62 – A A grubu biyolojik terror etkenleri Bakteriyel etkenler: Francisella tularensis, Bacillus anthracis, Yersinia pestis ve Clostridium botulinum Viral etkenler: Variola (Çiçek), Filo virüsler (Ebola ve Marburng), Arenavirüsler (Lassa ateşi, Güney Amerika hemorajik ateşi) ve Bunya virüsler (Kırım Kongo hemorajik ateşi). www.tusem.com.tr 14 Temel Bilimler / T 39 - 8 63. Genital bölgede kızarıklık ve kaşıntı ile seyreden, mantar hastalıkları ile karışabilen lezyonlar oluşturan gram pozitif sporsuz basil aşağıdakilerden hangisidir? 65. Üriner inkontinans nedeniyle üriner kateter takılan Alzheimer hastasında idrar yolu enfeksiyonu ve subakut endokardit gelişmiştir. Hastadan alınan idrar ve kankültüründe A) Corynebacterium urealyticum PYR testi pozitif gram pozitif koklar üremiştir. Buna göre B) Corynebacterium minutissimum etken olarak aşağıdakilerden hangisi düşünülmelidir? C) Erysipelothrix rhusiopathiae A) Enterococcus faecalis D) Listeria monocytogenes B) Streptococcus viridans E) Clostridium botulinum C) Streptococcus bovis D) Streptococcus pneumonia TU SE M 63 – B E) Staphylococcus aureus Non lipofiliktir ve asidorezinstan boyanır. Eritrazma (süperfisiyel cilt enfeksiyonu) etkenidir. Genellikle koltuk altı ve kasık gibi kıvrım bölgelerinde kırmızı-kahverengi kaşıntılı veya asemptomatik olabilen lezyonlara neden olur. Bu durum kasık mantarıyla (Tinea cruris) karıştırılabilir. Ayrım için wood (uv ışığı) ışığıyla kırmızı refle veren lezyonların gösterilmesi eritrazmayı düşündürür. Tedavide eritromisin kullanılır. 65 – A Enterokoklar insanların gastrointestinal system florasında bulunur.En sık görülen türü sırasıyla E. faecalis (%90) ve E. faecium’dur. Enterokokların neden olduğu enfeksiyonlar; • Enterokoka bağlı gelişen enfeksiyonlar içinde en sık görüleni üriner katetere bağlı gelişen üriner system enfeksiyonudur. • Kolon kanseri olanlarda endokardite neden olabilir. • Vankomisine dirençli enterokoklara bağlı hastane enfeksiyonları bildirilmiştir. Tanı:Katalaz negatiftir ve eskülini hidrolize eder (bile eskülin agarda siyah pigment). %6.5 NaCl’de üreyebildiği için S. bovisten ayrıtedilir. Ayrıca PYR testi pozitiftir ve % 40 safra varlığında üreyebilir. 64. 50 yaş üstünde menenjit saptanan hastanın ampirik te- davisinde aşağıdaki ilaç kombinasyonlarından hangisi tercih edilmelidir? A) Seftriakson + Vankomisin + Ampisilin B) Seftriakson + Vankomisin C) Siprofloksasin + Vankomisin + Ampisilin D) Seftriakson + Linezolit E) Vankomisin + Rifampisin 66. Akciğer grafisinde bilateral yama tarzında infiltrasyon- 64 – A ları olan bir çocukta hemaglutinasyon testi negatif, bal- Bakteriyel menenjit etkenleri gam incelemesinde multinuclear dev hücreler tespit Yaş Sık rastlanan etkenler Tedavi < 1 ay Streptococcus agalactiae, Escherichia coli ve Listeria monocytogenes Ampisilin + Aminoglikozit/Sefotaksim 1-23 ay Streptococcus pneumoniae, Neisseria meningitidis, S. agalactiae Vankomisin + Sefotaksim/ Seftriakson 2-50 yaş Neisseria meningitidis ve Vankomisin + Streptococcus pneumoniae Sefotaksim/ Seftriakson > 50 yaş Streptococcus pneumoniae, Neisseria meningitidis ve Listeria monocytogenes ediliyor. Buna göre etken olarak aşağıdakilerden hangisi düşünülmelidir? A) Influenza B) Mycoplasma pnömoniae C) Solunum sinsisyal virüs D) Rinovirüs Vankomisin + Sefotaksim/ Seftriakson + Ampisilin E) Parainfluenza 66 – C Baziler Streptococcus Vankomisin + kafatası kırığı pneumoniae, H. influenzae, Sefotaksim/ Seftriakson A grubu streptococcus Açık kafa tası S. aureus, S. epidermidis, kırığı Aerob Gr (-) basiller (Pseudomonas gibi) Vankomisin + Seftazidim/Sefepim S. epidermidis, S. aureus, Aerob Gr (-) basiller (Pseudomonas gibi), Propionibacterium acnes Vankomisin + Seftazidim/Sefepim SSS şantı RSV bebek ve erken çocukluk döneminde alt solunum yolu enfeksiyonları olan bronşiolit (%50) ve atipik pnömonilerin (%25) en sık rastlanan etkenidir. Ayrıca pediyatri servislerinde görülen nazokomiyal pnömonilerin en sık rastlanan etkenidir. ABD’de pediatri servislerinde meydana gelen ölümlerin % 25’inden sorumludur. RSV’ün çocuklarda en sık rastlanan komplikasyonu otitis media (% 75)’dır. 15 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 39 - 8 - - - Hemaglutinin ve nöraminidazı yoktur. Virüsun konak hücreye tutunmasını sağlayan G proteinindeki (transmebran glikoproteini) aminoasit dizilimindeki farklılıklara bağlı olarak A ve B olmak üzere iki adet serotipinin bulunduğu tespit edilmiştir. Virüs damlacık yoluyla (büyük damlacık), kontamine eller ve yüzeyler aracılığıyla (6 saat canlı kalır) bulaşır ve nazofarinksteki epitel hücrelerinde replike olur. Viremi görülmez. F proteini, hücrelerin birbiriyle kaynaşmasına neden olarak çok çekirdekli dev hücreler oluşturur, buna sinsitya denir. Bağışıklığın tam olmamasına bağlı olarak her yıl tekrarlayan enfeksiyonlara neden olabilir. Human metapneumovirüs yeni bir solunum yolu patojenidir (2001’de bulundu). Çocuklarda RSV’ye erişkinde influenzaya benzer hastalığa neden olur. Hücre kültüründe 17 gün sonra küçük yuvarlaklaşmış hücreler görülür. - Pnömoni: En sık görülen viral etken Ösefajit: Kandida ösefajitine benzer Enterit: AIDS’lilerde viral gastroenteritlerin ve hemorajik gastroenteritin en sık etkenidir. Kolonoskopide yama tarzında tutulum ve histolojide inklüzyon cisimleri görülür. Hemorajik ventriküloensefalit 68. Aşağıdaki virüslerden hangisi onkojenik etkiye sahip olmakla birlikte tropikal spastik pareparezi denen nörolojik bir hastalığa neden olur? B) HTLV-1 TU SE M A) HIV C) Human papilloma virüs D) Adenovirüs E) Ebstain Barr virus TANI: Erken tanıda nazofaringeal sekresyondan antijen aranır. 68 – B Hücre kültüründe çok çekirdekli dev hücreler ve intrastoplazmik inklüzyon cisimleri görülür. HTLV-1 (Human T-cell leukemia virüs) HTLV-1’in neden olduğu hastalıklarda T lenfositlerin çekirdekleri çiçek demeti şeklindedir. Hemaglutinini bulunmadığından hemaglutinasyon testleri tanı amacıyla kullanılamaz. a. Erişkin T hücreli lenfositik lösemi (latent dönem 20-30 yıl): HTLV-1 Tax proteini aracılığıyla devamlı IL-2 (T lenfosit büyüme faktörü-otokrin aktivatör) salınımına neden olarak T lenfositlerin kontrolsüz çoğalmasına ve erişkin T hücreli lenfositik lösemiye neden olur. Ayrıca Tax proteini tümör süpressör p53’ü inhibe eder. Derinin en sık görülen lenfoması mycosis fungoides’te olduğu gibi HTLV1’de pautrier mikroapseleri görülür. TEDAVİ: Semptomatik tedavi uygulanır. F proteinine bağlanan insan monoklonal antikoru Polivizumab RSV proflaksisi için onay almıştır. Ağır hastalara ribavirin ve hiperimmünglobülin verilebilir. Nazokomial enfeksiyonlardan korunmak amacıyla maske ve eldiven kullanılabilir. Aşısı yoktur. Hastalıktan korunmada salgısal IgA oldukça önemlidir. b. Myelopati (Tropikal spastik pareparezi): Bacaklarda ilerleyici zayıflama ve multipl skleroza (MS) benzer klinikle seyreden demiyelinizan otoimmün bir hastalıktır. MS’den farklı olarak remisyon göstermez. 67. Terminal dönemde bulunan AIDS hastasının gözünde yanma, kızarma ve görme kaybı olması üzerine yapılan oftalmolojik muayenede koryoretinit saptanıyor. Bu hastada düşünülmesi gereken etken ve tedavisi aşağıdakilerden hangisidir? 69. X’e bağlı geçiş gösteren lenfoproliferatif sendromu olan hastalarda aşağıdaki enfeksiyonlardan hangisi ciddi ve progresif bir seyir gösterir? A) Herpes sipleks tip 1- Asiklovir B) Herpes sipleks tip 1- Gansiklovir C) Sitomegalovirüs- Asiklovir A) Sitomegalovirus enfeksiyonu D) Sitomegalovirüs- Gansiklovir B) İnsan papillomavirus enfeksiyonu E) Herpes sipleks tip 2- Foskarnet C) Epstein- Barrvirus enfeksiyonu 67 – D D) Hepatit C virus enfeksiyonu Aktif enfeksiyon genellikle immün süpresyonun üst düzeye ulaştığı 1-4 ay arasında veya AIDS’lilerde CD4 T lenfosit sayısının < 100 düştüğü durumlarda görülür. - Retinit: AIDS’li hastalarda retinitin en sık etkenidir ve kötü prognoz belirtisidir. Ayrıca AIDS’te en sık görülen CMV enfeksiyonudur. Retinada pamuk şeklinde eksuda, perivasküler hemoraji ve nekrotizan bir retinit tablosu vardır. Hızla ilerleyerek görme kaybına neden olur. E) HIV enfeksiyonu www.tusem.com.tr 69 – C EBV’ün etken olduğu lenfoproliferatif hastalıklar; Burkittlenfoma (AfrikaBurkittlenfoması), Nazofarinkskarsinomu, X’ebağlılenfoproliferatifhastalık (Duncan sendromu), Transplantasyondan sonar meydana gelen lenfoproliferatif hastalık. 16 Temel Bilimler / T 39 - 8 72. Deride enfeksiyona neden olan, sabouraud dekstroz AIDS’lihastalarda - agar besiyerinde oda ısısında 1- 4 haftada üreyen küf ko- Oral tüylülökoplaki: Malign olmayan epitel hücre hiperplazisidir. Dilin her iki yanında bulunan beyaz plaklar kandida’nın aksine kazıyarak çıkarılamaz. lonilerinde bölmeli hifler, makro ve mikro konidiumlar saptanan mantar hücresi aşağıdakilereden hangisidir? - AIDS’lihastalardaSSS’de meydana gelen nonhodking lenfomaların neredeyse tümü EBV’e bağlı gelişir. A) Candida albicans - Hodking lenfoma E) Sporosthrix schenckii - Leiyomyosarkom (AIDS’liçocuklarda). B) Trichophyton rubrum C) Aspergillus fumigatus D) Malessezia furfur 72 – B TU SE M T. rubrum tüm dünyada en sık rastlanan dermatofitoz etkenidir.Ayrıca saçlı deri dışında meydana gelen tüm dermatofit enfeksiyonlarının en sık rastlanan etkenidir. T. rubrum kültürde pamuğumsu, beyaz renkli koloniler oluşturur. Palağa arka yüzünden bakıldığında kırmızı pigmentli koloniler oluşturur. Direk incelemede makrokonidiumlar ve gözyaşı damlası şeklinde mikrokonidyalar görülür. T. mentagrophytes ise spiral şekilde hifler oluşturur. En sık komplikasyon bakteriyel sellülüt ve tırnak veya bacağa kadar ilerleyen mantar invazyonudur. 70. Tüm periferik T lenfositlerinde bulunan temel marker aşağıdakilerden hangisidir? A)CD3 B)CD4 C)CD8 D)CD38 E) B7 73. Aşağıdaki mantar toksinlerinden hangisi Balkan endemik nefropatisine neden olur? 70 – A Periferik, mukozal T lenfositlerinde CD4 ve CD8 bulunmaz. Bunlarda temel olarak CD3 bulunur. A) Aflatoksin B) Fumonizin C) Ergot alkaloidleri D) Okratoksin E)Trikotekenler 71. On aylık erkek çocukta sık tekrarlayan ekstrasellüler 73 – D bakteri enfeksiyonları ve Pneumocystis jiroveci’ye Aflatoksin p53 geninde mutasyon sonucunda karaciğer kanserinin gelişmesine neden olur. bağlı gelişen bir pnömoni tablosu tespit edilmiştir. Nötropenisi olan hastanın T ve B lenfosit düzeylerinin Fumonizinler ösefagus kanseri ve nörolojik komplikasyonlara neden olur. Okratoksinler ise Balkan endemic nefropatisine neden olur. normal, IgM düzeyinde yükselme IgG ve IgA’da düşüş olduğu gösterilmiştir. Buna göre hastada aşağıdakiler- den hangisi düşünülmelidir? A) Adenozin deaminaz enzim eksikliği B) Pürin nükleosid fosforilaz eksikliği 74. Candida fungemilerinde ve Crptococcus neoformans proflaksisinde kullanılan, ergosterol sentezini inhibe ederek etki gösteren antifungal ilaç aşağıdakilerden hangisidir? C) T lenfositlerinde CD40L eksikliği D) Tirozin kinaz eksikliği E) NADPH oksidaz enzim eksikliği 71 – C A) Flukonazol B) Flusitozin Adenozin deaminaz enzim (ADA) eksikliği ve pürin nükleotid fosforilaz (PNF) eksikliği şiddetli combine immune yetmezlik formlarıdır. Şiddetli combine immune yetmezliklilerde T ve B lenfosit sayısı düşük olup hipogammaglobulinemi görülür. Hiper IgM sendromu T lenfositlerinde bulunan CD 40L eksikliği sonucunda gelişir.T ve B lenfosit sayısı normaldir. IgM artmış, IgG ve IgA seviyesi azalmıştır. İntermittant nötropeni görülür. C) Kaspafungin D) Terbinafin E) Anfoterisin B 74 – A Azoller, 14 alfa demetilaza etki ederek ergosterol sentezini inhibe eder. Candida fungemilerinde ve Crptococcus neoformans proflaksisinde kullanılır. 17 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 39 - 8 75. Aşağıdaki helminitlerden hangisinin yumurtası insan için enfektif değildir? 77. Apoptozis sürecinde rolü olmayan kaspaz tipi aşağıdakilerden hangisidir? A) Hymenolepis nana B) Trichinella spiralis A) Kaspaz 3 B) Kaspaz 1 C) Tenia solium C) Kaspaz 8 D) Kaspaz 9 D) Enterobius vermicularis E) Tenia saginata E) Kaspaz 10 75 – E 77 – B En sık görülen sestod enfeksiyonudur. Rostellumu bulunmadığından silahsız tenya diye bilinir. Ayrıca Taenia soleuma göre daha uzundur (5 m) ve proglottidi hareketlidir. Ara konak sığır, kesin konak insandır. Sığır etinin iyi pişirilmeden yenmesi sonucunda larvanın (Cysticercus bovis) oral yolla alınmasıyla bulaşır. Barsağa ulaşan larvalar yumurta üretir. Gebe halkalarda yumurtlama deliği bulunmadığından yumurtalar ancak halkanın parçalanmasıyla ile serbest kalır. Olgun halkalar güçlü kas yapısı nedeniyle zincirden koparak anüsten atılır (abdest bozan). En sık görülen belirti halka düşürmedir (hareketli proglottid). Atılan gebe halkalar toprağa düşer ve sığırlar otla beslenirken bu yumurtayı alır. TU SE M Apopitozisin intrensek yolağında başlatıcı kaspaz 9, ekstrensek yolakta başlatıcı kaspaz 8 ve 10’dur . heriki yolağın da infazcı kaspazları 3 ve 6’dır. Kaspaz 3 ana infazcı kaspaz olarak bilinmektedir. Yani apopitoziste görevli başlıca kaspazlar 3-68-9-10’dur. Kaspaz 1 ise piroptozisde görevlidir. 78. Üzerinde KIR(killer inhibitör reseptör) ve KAR adlı reseptörleri olan, MHC 1 ile inhibe olan, tümör hücresi ve virüsle enfekte hücreleri önceden sensitize olmaksızın öldüren immün sistem hücresi hangisidir? 76. Siroz ve portal hipertansiyona neden olan parazit aşağıdakilerden hangisidir? A) CD8 + T lenfosit B) Mast hücresi C) Makrofaj D) NK hücresi E) CD4 + T lenfosit A) Shistosoma mansoni B) Fasciola hepatica 78 – D C) Onchocerca volvulus NK hücresinin yüzeyinde KİR ve KAR olarak isimlendirilen inhibitör ve aktivatör reseptörler bulunmaktadır. KİR MHC1 ile inhibe olur. NK yüzeyinde IgG için reseptör görevi gören CD16 bulunması sayesinde IgG ile opsonize olmuş enfekte hücreleri ve tümör hücrelerini önceden sensitize olmaksızın antikora bağlı selüler sitotoksisite ile öldürür. D) Toxocara canis E) Dracunculus medinensis 76 – A Sulardan larvanın (serkarya) penetrasyonuyla bulaşır bu nedenle erken dönemde serkarya dermatiti veya diğer bir ifadeyle yüzme havuzu dermatidi meydana gelir. Akut hastalık (katayama sendromu) aşırı duyarlılık sonucunda meydana gelir. Ateş, halsizlik, ürtiker, artralji ve immün kompleks birikimine bağlı semptomlar görülür. 79. Aşağıda bulunan yaygın fibrozisle giden hastalıklardan hangisi IgG4 ilişkili değildir? Kronik dönemde yumurtanın neden olduğu enflamasyona bağlı semptomlar gelişir. - İntestinal şistozomiazis: S. japonicum ve S. mansoni’ye bağlı karın ağrısı, kanlı ishal, hepatomegali presinizodial intrahepatik portal hipertansiyona bağlı splenomegali ve nonsirotik periportal fibrozise neden olur. Bu hastalık bilhariyazis diye bilinir. Ölüm genellikle ösefagus varis rüptürüne bağlıdır. - Vasküler şistozomiazis: S. hematobium hematüri, dizüri, steril piyüri, tıkanıklık ve squamoz hücreli mesane karsinomuna neden olabilir. - Nörolojik şistozomiazis: S. japonicum yumurtaları beyne migrasyon gösterilebilir. www.tusem.com.tr A) Mikulicz’s send B) Ormond hastalığı (idiopatik retroperitoneal fibrozis) C) Kuttner tümörü (kronik sklerozan sialoadenitis) D) Riedel troidit E) Skleroderma (sistemik sklerozis) 79 – E IgG4 ailesi hastalıklar yeni tanımlanan bir grup olmakla birlikte TUS’ta sorulması beklenen bir gruptur. IgG4 ilişkili hastalıklar Mikulicz’s sendromu, Ormond hastalığı,Kuttner tümörü, Riedel troidit ve otoimmun pankreatittir. Sklerodermadaki fibrozisten IgG4 degil TGF-ß sorumludur. 18 Temel Bilimler / T 39 - 8 kan nedeniyle koyu alacalı görünüm oluşur. Reperfüzyona maruz kalan, geri dönüşsüz şekilde zedelenmiş miyositlerde 12-24 saat içinde kasılma (kontraksiyon) bandı nekrozu görülür. Bu görünüm plazma membranından içeriye giren kalsiyumun aktin-miyozin etkileşimlerini artrırmasıyla oluşur 2-3 gün içersinde nekrozlu dokuyla sağlam dokuyu ayıran demerkasyon hattı belirir. 80. Aşağıdaki tümörlerden hangisi benign’dir? A)Melanom B) Seminom C) Lenfoma D) Hepatoma E)Kondrom 80 – E Sonu–om ile bitmesine rağmen malign olan neoplaziler: melanom, seminom, kordoma, hepatoma, lenfoma, mezotelyoma’dır. 84. 9 yaşında erkek cocugun alınan lenf nodu biopsisinde böbrek şeklinde nükleusları olan CD30+ pleomorfik lenfositler görülmüştür. Bu hastalık ile ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur? TU SE M 81. Aşağıdaki hastalıkların hangisinde DNA Onarım Mekanizmaları Defektif değildir? A) t(2,5) translokasyonu varlığı kötü prognozu gösterir A) Kseroderma Pigmentozum B) Az bir vakada ALK protein immun boyanması görülür B) Cowden Sendromu C) Çocuklarda görülen bir tümördür. C) Fankoni Sendromu D) Lakunar hücreler görülür D) Bloom Sendromu E) At nalı hücreleri görülür E) Ataksi- Telenjektazi 84 – E 81 – B Anlatılan vaka anaplastik büyük hücreli lenfomadır. Bimodal insidans gösterir bu nedenle hem cocuk hem de yaşlı bireylerde de sık görülmektedir. Tümör hücreleri CD30 pozitiftir ve böbrek-donut şeklinde nükleusları nedeni ile at nalı hücreleri bulunur(hallmark hücreleri). Olguların çoğu t(2,5) translokasyonu ve ALK protein immunboyanması içerir ve bu iyi prognozu göstermektedir. Lakuner hücreler hodgkin lenfomada görülmektedir. DNA onarım defektleri; kseroderma pigmentozum, fankoni sendromu, bloom sendromu, ataksi- telenjektazi, lynch sendromudur. 82. Kistik fibrozis’de en sık ölüm sebebi aşağıdakilerden hangisidir? A) Mekonyum ileusu B) Pankreas yetmezliği C) Biliyer siroz D) Akciğer enfeksiyonları 85. Gastrointestinal tutulumu sonucunda yaygın polipoid görünüme benzeyen kitleler yapan lenfoma türü hangisidir? E) Karaciğer yetmezliği A) Burkitt lenfoma 82 – D B) Hairy cell lenfoma Kistik fibroziste artan vizkosite nedeni ile mukus tıkaçları oluşur. Hastalarda konjenital bronşektaziler gelişir. Bu hastalarda en sık ölüm sebebi persistan akciğer enfeksiyonlarıdır. C) Mantle hücreli lenfoma D) Ekstranodal NK/T hücreli lenfoma E) Mukozis fungoides 85 – C 83. Myokard enfarktüsünde ışık mikroskobunda ‘kasılma Mantle hücreli lenfomada siklinD1 mutasyonuna neden olan t (11,14) mevcuttur. CD5+, CD23- olması ile KLL/SLL’den ayrılır. Ayrıca GİS tutulumunda polipoid görünüme benzeyen kitlelere neden olur(lenfomatozis polipozis). bandı nekrozu’ ne zaman gözlenir? A) 0-30 dk B) 1-4 saat C) 4-12 saat D) 12-24 saat E) 1-3 gün 86. Alfa 1 antitripsin eksikliği ile ilişkili olan amfizem türü hangisidir? 83 – D MI’da Nekroz alanlarının kenarlarında kasılamayan ölü fibrillerin gevşemesiyle ve buruşmasıyla elektron mikroskopunda ilk 1-2 saatte dalgalı fibriller bulunabilir. Belirgin ışık mikroskobik bulgular 4-12 saatte gözlenir. Başlangıctan 4-24 saat sonra durgun A) Santrasiner amfizem B) Panasiner amfizem C) Paraseptal amfizem D) İrregüler amfizem E) Büllöz amfizem 19 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 39 - 8 88 – C 86 – B Amfizem; asinüslerin anormal ve kalıcı genişlemesi ve duvarlarının parçalanmasıdır. OVER TÜMÖRLERİN WHO SINIFLANDIRILMASI Santrasiner amfizem: Asinüslerin respiratuar bronşioller tarafından oluşturulan santral ya da proksimal kısımları etkilenir. En sık amfizem tipi olmakla beraber en sık nedeni sigaradır. Panasiner amfizem: Asinüsler respiratuar bronşiolden terminal alveole kadar tutulur. Alfa 1 antitripsin eksikliği ile ilişkilidir. Yüzey Epiteli - Stromal Tümörler • • • • • • Seröz tümör Musinöz tümör Endometrioid tümör Berrak hücreli tümör Transizyonel hücreli (Brenner) tümör Epitelyal-stromal tümör - adenosarkom - malign miks müllerian tümör Seks Kord – Stromal Tümörler • • • • • • • • Granuloza hücreli tümör Fibroma Fibrotekoma Tekoma Sertoli hücreli tümör Leydig hücreli tümör Gynandroblastom Lipid hücreli tümör TU SE M Paraseptal amfizem: genç erişkinlerde spontan pnömotoraksın en sık nedenidir. İrregüler amfizem: herzaman pnömoni skarları ile beraberdir ve otopsi serilerinde en sık görülen amfizem tipidir Büllöz amfizem: Büyük subplevral alanda büllerle karakterizedir. TBC skarları ile ilişkilidirler 87. IgA nefropatisinde glomerüllerde olan morfolojik degisikliklerden hangisi en sık görülür? Germ Hücreli Tümörler • • • • Teratom - immatür -matür -solid -kistik(dermoid kist) -monodermal (struma ovari, karsinoid) Disgerminom Endodermal sinus tümör(Yolk sac tümör) Miks germ hücreli tümör Metastatik Tümörler Kolon, appendiks Mide Meme A) Çoğu glomerülün normal olması • • • B) Mezengioproliferatif glomerulonefrit 89. FAP’ta saptanan kolon poliplerinin histopatolojik tipi C)FSGS sıklıkla hangisidir? D) Kresentrik glomerulonefrit A) Hiperplastik polip E) Glomerül kapillerde lökositler B) Tübülovillöz adenom C) Hamartomatoz polip D) Villöz adenom 87 – A E) Tubuler adenom IgA nefropatisinde olabilen morfolojik değişiklikler 5 tanedir. Bunlar; 89 – E Çoğu glomerulun normal olması→ en sık karşılaşılan durumdur FAP sendromundaki poliplerin %90’ı tubuler adenom karakterindedir, geri kalan az kısmı ise villöz ve tubulovillöz tipindedir. Mezegioproliferatif glomerulonefrit→en sık karşılasılan patolojidir. FSGS 90. Kolanjiositleri doğrudan enfekte ederek safra duktus ha- Kresentrik glomerulonefrit→en az karşılaşılan patolojidir rabiyeti yapan ve bu nedenle primer bilier sirozu taklit Glomerul kapillerde lökositler eden hepatit virüsü tipi aşağıdakilerden hangisidir? 88. Aşağıdaki over tümörlerden hangisi stromal over tü- A)HAV B) HBV C)HCV D)HDV E)HEV mörüdür? A) Struma Overi 90 – C B)Teratom HCV; %90 kan ile bulaşır. Kronik hepatitin en sık sebebidir. Portal alanda lenfoid folliküller olur, hepatositlerde yag birikimi ve kolanjiositleri doğrudan enfekte ettiği için safra duktus harabiyeti görülür. Bu nedenle PBS’yi taklit eder. Seyri sırasında %35 oranında kriyoglobulinemi görülür. C) Granüloza hücreli tümör D) Endodermal sinüs tümörü E)Koryokarsinom www.tusem.com.tr 20 Temel Bilimler / T 39 - 8 91. E-cadherin gen mutasyonu hangi meme kanserinde görülür? likle diz eklemi çevresinde görülür. Tedavisinde RT yapılmaz, yapılırsa malign transformasyon gösterir. Tümör hücrelerinde aşırı RANKL ekspresyonu olması nedeni ile tedavisinde RANKL inhibitörü denosumab kullanılmaktadır. A) Duktal kanser non spesifik tip B) Lobuler invaziv kanser C) Medüller kanser 94. Aşağıdakilerden hangisi Hashimato tiroditi hastaların- D) Tübüler kanser da gözlenebilecek bir bulgu değildir? E) Müsinöz kanser A) Tiroid foliküllerinde atrofi 91 – B B) Parenkimde germinal merkezler ve mononükleer hücre infiltrasyonu TU SE M E-cadherin mutasyonunda invaziv lobuler kanser ve familyal gastrik kanserlerde görülür. C) Tiroid bezinin diffüz büyümesi D) Tiroid içerisinde ve kapsül dışına yayılabilen fibrozis 92. Multipl skleroz’un gelişme riski hangi sitokinleri kodlayan genlerdeki polimorfizm varlıgında artar? E) Huthle hücre metaplazisi I. IL-1 94 – D II.IL-2 Hashimato tiroiditinde Kapsül dışına yayılan fibrozis izlenmez. Tiroid bezi büyümüştür (guatr). Tiroit bezinde küçülme ileri evrelerde gelişir. III. IL-6 IV. IL-7 Hashimoto tiroiditisi (Kronik Lenfositik Tiroidit ) V. IL-10 A) I-II B) II-III C)III-IV D)II-IV İyot seviyesinin yeterli olduğu bölgelerde erişkin hipotroidizmin en sık sebebidir. Otoimmun inflamatuar bir olaydır. Ağrısız, simetrik, diffüz tiroid büyümesi izlenir. Orta yaş kadınlarda daha sık görülür. E)III-IV-V Bu hastalığın patogenezinde CTLA-2 ve PTPN-22 genlerinde polimorfizm ve HLA-DR3 birlikteliği suçlanmıştır. 92 – D Multipl sklerozda, 1. derece akrabada görülme riski 15 kat, monozigotik ikizlerde görülme riski 150 kat artar , HLA-DR2 aleli MS oluma riskini 3 kat artırırken İL-2 ve İL-7 kodlayan genlerdeki polimorfizm ile de gelişme riski artar . Bu hastalığın SLE, RA gibi diğer otoimmün hastalıklarla birlikteliği artar. Patogenezde rol oynayan üç önemli faktör: • CD8 Sitotoksik T hücreleri direk hücre hasarı oluşumuna sebep olabilir. 93. Aşagıdaki kemik tümörlerinden hangisinde aşırı RANKL ekspresyonu olup adjuvan tedavisinde RANKL inhibisyonu yapan denosumab kullanılmaktadır? • Sitokin aracılı hücre ölümü (Th1 hücrelerinin salgıladığı IFNgama makrofak aktivasyonu ve makrofajın neden olduğu folikül hasarı) A) Dev hücreli kemik tümörü • Antikora bağımlı hücresel sitotoksisite ( antitiroglobulin, antitiroit peroksidaz antikorları) B) Ewing sarkomu C) Osteosarkom Mikroskopik 3 önemli bulgusu vardır. D)Kondrosarkom • Parankimi infiltre eden mononükleer hücreler ve germinal merkezleri belirgin lenfoid foliküller. E) Osteoblastom 93 – A • Epitel hücrelerinin geniş, eozinofilik, granüler stoplazmalı metaplazisi (hurhtle hücre metaplazisi) Dev hücreli kemik tümörü kadınlarda ve 20-40 yaş arasında sıktır. Osteoklastoma olarak da bilinen bu tümörün en önemli histolojik bulgusu çok sayıda makrofaj kökenli osteoklast benzeri dev hücreler ve arada neoplastik mononükleer hücreler içermesidir. Yerleşim olarak uzun kemiklerin epifizinde özel- • Stromal fibrozis ve foliküler atrofi Hurthle hücreleri, askanazi hücreleri yada oksifilik hücre diye tanımlanan geniş eozinofilik, granüler sitoplazmalı hücreler- 21 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 39 - 8 96. Skleroderma hastalarında pulmoner hipertansiyon birlikteliği ile ilişkili otoantikor aşağıdakilerden hangisidir? dir. Bu hücreler onkositik metaplaziye güzel bir örnektir. Bu hücrelerde mitokondri sayısı belirgin artmıştır. Mitokondriyi boyamak için PTAH (phosphotungstic acid hematoxylen) boyası kullanılır. Hashimato tanısı için germinal merkezleri aktif lenfoid foliküller ve follikül epitelinde onkositik (Hürthle) hücre metaplazisi olması gereklidir. A) Scl-70 B) Anti-sentromer C) RNA polimeraz 3 D) Anti-CCP E) Anti Ro 96 – B Hashimatonun fibröz varyantında folikül atrofisine ek olarak reidel tiroiditine benzer yoğun fibrozis vardır. Fakat reidel tiroiditinden farkı, fibrozisin bez kapsülü dışına çıkmamasıdır. Bazı Otoimmün Hastalıklarda Yüksek Bulunan, Spesifik ve Diagnostik Önemi Olan Otoantikorlar Spesifik Hastalık Özelliği TU SE M Otoantikor (Antijen) SLE • Hashimotolu hastalarda B hücreli lenfoma riski artmıştır. (MALTOMA) Hastalığın ileri evrelerinde fibrozisin de etkisiyle tiroid bezi sertleşir ve küçülür. Klinik olarak hipotroidi gelişir. 95. Aşağıdaki gen mutasyonlarından hangisinin hipertrofik kardiyomyopatili hastalarda saptanması olası değildir? A) Titin (TTN) Anti ds DNA (Nativ DNA) Spesifiktir, Nefrit ile ilişkili 40-60 Anti Sm (Ribonükleoproteinin core protein) Spesifiktir 20-30 Anti U1-RNP (RNP) - 30-40 Anti Ro (SS-A) ve La (SS-B) neonatal lupus, kongenital kalp bloğu 30-50 anti-PL (Fosfolipid Protein kompleks) Antifosfolipid sendromu (lupusluların %10) 30-40 Multiple nükleer antijen Spesifik değil (ANA) B) β myozin ağır zincir gen (βMHC) Sistemik skleroz C) Miyozin bağlayıcı protein –C (MBP-C) D) kardiyak troponin T E) Alfa tropomyozin Romatoid Artrit Hipertrofik Kardiyomiyopati (Asimetrik septal hipertrofi , IHSS) Hipertrofiye sekonder sol ventriküler boşluk muz şeklinde daralmıştır (banana-like konfigürasyon) ve diastolik disfonksiyon vardır. Histolojik olarak izlenen üç önemli bulgu: 1- Yoğun myosit hipertrofisi 2- Myofiber düzensizliği (myofiber disarray) 3- interstisyel fibrozis • Genetik geçiş paterni en yüksek kardiyomyopatidir. Vakaların % 100’ü otozomal dominant geçişli familyal özelliktedir • En sık olan mutasyon β myozin ağır zincir gen (βMHC) mutasyonudur. (Diğer sık mutasyonlar: Miyozin bağlayıcı protein –C (MBP-C), kardiyak troponin T ve alfa tropomyozindir. Spesifik, diffüz deri 30-70 hastalıkları, akciğer hastalıkları Anti centromer (sentromerik prot.) Sınırlı deri tutulumu, iskemik parmak kayıpları, pulmoner hipertansiyon 20-40 RNA polimeraz III Akut başlangıç, skleroderma renal krizi, kanser 15-20 CCP ( siklik sitrüllin peptitleri) Spesifik 60-80 RF Spesifik değil 60-70 Sjögren sendromu Anti Ro (SS-A) Anti La (SS-B) Otoimmün myozitis Anti Jo-1 (Sitoplazmik Histidil t-RNA sentetaz) İnterstisyel akciğer 25 hastalıkları, Reynould fenomeni Mi-2 nükleer antijen Dermatomyozit, deri döküntüleri 5-10 MDA 45(viral RNA için sitoplazmik reseptör) Damarsal deri lezyonları, interstisyel akciğer hast. 20-35 (Japonlarda) TIF1 nükleer protein Dermatomyozit, kanser 15-20 70-95 70-95 97. Amilod üretiminden sorumlu majör sitokinler aşağıdakilerden hangisidir? • Komplikasyonlar: Tüm hastalarda koroner iskemisi vardır. Genç sporcularda ani ölüm, enfektif endokardit ve aritmi • Freidreich ataxisi ile birlikteliği izlenebilir. Ayrıca glikojen depo hastalıkları, diyabetik anne çocuklarında da sıklığı artar. www.tusem.com.tr 95-100 Anti scl-70 (DNA topoizomeraz 1) 95 – A Titin (TTN) mutasyonu dilate kardiyomyopatili hastalarda en sık saptanan mutasyondur. Diğer mutasyonlar hipertrofik kardiyomyopatili hastalarda saptanabilir. (+) lik % A) IL1 ve IL-8 B) IL-1 ve IL-6 C) IL6, IL-8, IL-12 D) TNF-alfa ve IL-2 E) IL-3 ve IL-7 22 Temel Bilimler / T 39 - 8 97 – B AMP-bağımlı Protein Kinaz Aktivatörü (Metformin) • Amiloid üretiminden sorumlu major sitokinler: IL-1 ve IL6’dır. • Histamin artışından sorumlu major sitokinler: IL-1 ve IL-8’dir. Biguanid grubu oral antidiyabetik ilaçtır. Primer etki mekanizması AMP-bağımlı protein kinaz aktivasyonu ile hepatik glukoneogenezin baskılanmasıdır. • Antinflamatuar sitokinler: TGF-beta, IL-4,10 ve 13’dür. Nükleer PPAR-γ Agonistleri (Rosiglitazon / Pioglitazon) • Septik şokta hipotansiyondan sorumlu major sitokin: NO’dur İnsülin salgısını artırmadan insülin direncini azaltırlar. Nükleusta bulunan peroksizom proliferatör-aktive reseptör gama’ya (PPAR-γ) agonist etki yaparlar. Majör etki yerleri adipoz dokudur. GLUT-1 ve GLUT-4 ekspresyonunu artırarak adipoz ve kas dokusuna glukoz girişini stimüle ederler. Serbest yağ asidi düzeyini ve hepatik glukoz çıkışını azaltırlar. TU SE M • Akut inflamasyonda doku hasarından sorumlu major sitokin:NO’dur. 98. Aşağıdaki mediyatörlerden hangisi mast hücrelerinden salınan erken dönem mediatörlerden değildir? Alfa-Glukosidaz İnhibitörleri (Akarboz / Vogliboz / Miglitol) A) Nötrofilik kemotaktil faktör Disakkaritleri monosakarite dönüştüren intestinal alfa-glukosidazı (glukoamilaz, α-amilaz ve sukraz) kompetetif inhibe ederek glukoz ve fruktozun barsaktan emilimini azaltırlar. B)Heparin C) Kondroitin sülfat SGLT-2 İnhibitörleri (Gliflozinler) D) Prostoglandin D2 Bu grupta; kanaglifflozin, dapagliflozin ve empagliflozin bulunur. Proksimal tubülde sodyum glukoz transportörünü (SGLT2) inhibe ederek idrar ile glukoz itrahını artırırlar ve glukoretik etki yaparlar. E)Adenozin 98 – D 100. Aşağıdakilerden hangisi muskarinik agonistlerin kullanım endikasyonlarından biri değildir? A) Ağız kuruluğu B) Diyabetik gastroparazi 99. Aşağıdaki antidiyabetik ilaçlardan hangisi primer etki yeri ile birlikte verilmemiştir? C)Glokom D) Postoperatif üriner retansiyon A) Vogliboz – İnce barsak E) Fizostigmin intoksikasyonu B) Metformin – Karaciğer 100 – E C) Rosiglitazon – Adipoz doku Tablo: Doğrudan Etkili Kolinerjik İlaçların Kullanımı D) Dapaglifozin – İskelet kası E) Gliburid – Pankreasın beta hücresi 99 – D KATP Kanal Blokörleri (Sulfonilüreler) Pankreasın β hücresinde ATP duyarlı potasyum kanallarını kapatarak hücre membranını depolarize ederler. Voltaj bağımlı kalsiyum kanallarının aktivasyonu sonucu hücre içine giren kalsiyuma bağlı insülin sekresyonunu artırırlar. 23 Kolinerjik İlaç Endikasyon Asetilkolin Göz ameliyatlarında myozis oluşturmak Betanekol Nörojenik mesane Postoperatif ileus Diyabetik gastroparazi Karbakol Glokom Metakolin Astım tanısı Pilokarpin Sjögren sendromu ile radyoterapiye bağlı kserostomi Glokom Sevimelin Sjögren sendromu ile radyoterapiye bağlı kserostomi www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 39 - 8 101. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi GABAA reseptörlerinin inhibitör etkisini güçlendirmesine karşın antikonvulsan ve spazmolitik etki yapmaz? A) Buspiron B) Tasimelteon C) Zolpidem D) Klonazepam 103 – B Labetalol ve karvedilol, alfa1 reseptörleri bloke ederek vazodilatasyon yapan ve periferik vasküler direnci azaltan nonselektif beta blokörlerdir. Nebivolol, endotelden nitrik oksit salgısını artırarak vazodilatasyon yapan ve periferik vasküler direnci azaltan selektif β1 blokördür. E) Baklofen 101 – C 104. Karaciğer yetmezliğinde aşağıdaki antibiyotiklerden hangisinin dozunu ayarlamaya gerek yoktur? Zolpidem / Zopiklon / Eszopiklon / Zaleplon A) Kloramfenikol B) Moksifloksasin C)Metronidazol D)Vankomisin TU SE M Atipik benzodiazepinlerdir. GABAA reseptörlerinin α1 ve γ2 altbirimleri arasındaki benzodiazepin reseptörlerini uyarırlar. İnsomnia tedavisinde kullanılırlar. E)Doksisiklin Anksiyolitik etkileri de vardır. Terapötik dozda antikonvülsan ve spazmolitik etki yapmazlar. Farmakolojik etkileri flumazenil tarafından önlenir. 104 – D Tablo: Antibiyotikler 102. Gut tedavisinde kullanılan aşağıdaki ilaçlardan hangisi kan ürik asit düzeyini azaltmaz? A) Kolşisin B) Fenilbutazon C) Probenesid D) Sulfinpirazon Karaciğer yetmezliğinde doz ayarlanması gerekenler Kloramfenikol Eritromisin / Azitromisin Klindamisin Metronidazol Doksisiklin / Tigesiklin Moksifloksasin Böbrek yetmezliğinde kontrendike olanlar Nalidiksik asit / Nitrofurantoin Doksisiklin dışındaki tetrasiklinler Uzun etkili sulfonamidler E) Febuksostat 102 – A 105. İlaçların farmakokinetiği ile ilgili aşağıdaki ifadelerden Kolşisin hangisi doğrudur? Bitkisel kaynaklıdır. Tubüline bağlanarak mikrotubüllerin polimerizasyonunu, lökosit migrasyonunu ve mitozu önler. Ürat kristallerinin fagositozunu inhibe ederek antiinflamatuvar etki yapar. A) Plazma proteinlerine bağlı ilaç tubüler sekresyona katkı yapar. B) Enterohepatik siklus genellikle ilaçların faz 1 metabolitleri ile ilişkilidir. Kan ürik asit düzeyini değiştirmez, analjezik etki yapmaz. Gutun akut tedavisinde ve profilaksisinde kullanılır. Familyal akdeniz ateşinin (FMF) tedavisinde de yararlıdır. C) İlaçların maksimum plazma derişimleri (Cmaks) reseptöre afiniteleri ile doğru orantılıdır. En sık görülen yan tesiri diyaredir. Bulantı-kusma, karın krampı, karaciğer nekrozu, akut böbrek yetmezliği, dissemine intravasküler kaogulasyon, nöbetler ve vitamin B12 eksikliği, kemik iliği depresyonu, periferik nöropati ve myopati yapabilir. D) Kararlı durum konsantrasyonuna ulaşma süresi dağılım hacmi ile ters orantılıdır. E) Kinetik sıfıra göre metabolize olan ilaçlarda yarı ömür ilacın plazma konsantrasyonuna bağlı değildir. 105 – A Enterohepatik siklüs İlaçların faz 2 metabolitleri safra ile ince barsağa atılır. Barsak enzimleri ile serbest hale geçen ilaç tekrar emilir. Barsaktaki enzim kapasitesinden ve oral antibiyotik kullanımından etkilenir. İlaçların bir kısmının feçesle atılmasına ve yarı ömürlerinin uzamasına neden olur. Tubüler sekresyon Aktif transport olayıdır. Plazma proteinine bağlı fraksiyon indirekt yolla katkı yapar. 103. Aşağıdakilerden hangisi nebivolol, labetalol ve karvedilolun ortak özelliklerinden biridir? A) Kalp yetmezliğinde mortaliteyi azaltma B) Doğrudan periferik vasküler direnci azaltma C) Astım olan hastada kullanılmama D) Lipit peroksidasyonunu önleme E) Endotelden NO salgısını artırma www.tusem.com.tr 24 Temel Bilimler / T 39 - 8 Cmaks 107. Aşağıdaki antiemetik ilaçlardan hangisi halüsünasyon, sedasyon, ağız kuruluğu, konjuktival hiperemi, postural hipotansiyon, iştah artışı ve taşikardi gibi yan tesirlere neden olabilir? Her zaman ilacın dozuna ve dağılım hacmine bağlıdır. Doz ve biyoyararlanım ile doğru, dağılım hacmi ile ters orantılıdır. Kararlı durum konsantrasyonu 4 veya 5 x yarı ömürdür. Yarı ömür = 0.7xVD/KL olduğuna göre kararlı durum konsantrasyonu dağılım hacmi ile doğru orantılıdır. Birinci derece kinetiğe göre metabolize edilen ilaçlarda yarı ömür doza bağlı değildir. A) Aprepitant B) Ondansetron C)Klorpromazin D)Metoklopramid E)Dronabinol 107 – E TU SE M Dronabinol / Nabilon Tetrahidrokanabinol yapısındadırlar. Kannabinoid CB1 reseptörlerini uyararak antineoplastik ilaçlara bağlı emezis ve HIV ilişkili kilo kayıplarında kullanılırlar. Dronabinol, tam emilmesine karşın büyük oranda karaciğerde presistemik eliminasyona uğrar. Öfori, halüsünasyon, sedasyon, ağız kuruluğu, konjuktival hiperemi, postural hipotansiyon, iştah artışı ve taşikardi gibi marihuana benzeri yan tesirleri vardır. 106. Aşağıdakilerden hangisi klasik antipsikotiklerin yan tesirlerinden biri değildir? A) Hiperprolaktinemi B) Ağız kuruluğu C)Halüsünasyon D)Sedasyon 108. Aşağıdaki diüretik ilaçlardan hangisi etki yerine tubüler sekresyonla ulaşmaz? E) Postural hipotansiyon 106 – C Antipsikotikler A)Asetozolamid B) Mannitol C) Spironolakton D) Hidroklorotiazid E) Furosemid Şizofreni, psikotik depresyon, senil psikoz ve ilaçlara bağlı psikoz tedavisinde kullanılırlar. Akut mani ataklarında yararlıdırlar. Antiemetik etkileri de vardır. Dopamin reseptörlerini bloke ettikleri için öfori, halüsünasyon ve bağımlılık yapmazlar. Klasik ve atipik ilaçlar olmak üzere iki grupta incelenirler. 108 – B Mannitol Proksimal tubül ve henlenin inen kolunda etkili osmotik diüretiktir (aquaretik). Oral verildiğinde osmotik laksatif etki yapar. Diüretik etki için yalnızca intravenöz yoldan verilir. Oral emilimi çok düşüktür, metabolize olmaz, tubüler sekresyona ve tubüler reabsorpsiyona uğramaz. Glomerüler filtrasyonda 30-60 dakika içinde atılır. İntraoküler ve intrakraniyal basıncı düşürmek, hemoliz ve rabdomyolizisde su itrahını artırmak ve akut böbrek yetmezliğine bağlı oligüride kullanılır. Dehidratasyon, hipovolemi, hipernatremi ve hiperkalemi gibi yan tesirleri vardır. Kalp yetmezliğini kötüleştirebilir ve pulmoner ödem gelişimine neden olabilir. Mezolimbik yolakta D2 reseptörlerini bloke ederek antipsikotik etki yaparlar ve halüsünasyonların kaybolmasına neden olurlar. Şizofrenide pozitif semptomlara etkilidirler. Area postremadaki D2 reseptörlerini bloke ederek tioridazin dışında antiemetik etki yaparlar. Vestibüler kaynaklı emezis dışında bulantı-kusma tedavisinde kullanılırlar. Nigrostriatal yolakta postsinaptik D2 reseptörlerini bloke ederek ekstrapiramidal yan tesirlere neden olurlar. Ekstrapiramidal yan tesir riski en yüksek haloperidol, en düşük tioridazindir. Tuberoinfundibuler yolakta (median eminence) D2 reseptörlerini bloke ederek hiperprolaktinemi yaparlar. Hiperprolaktinemi sonucu amenore-galaktore ve infertilite ortaya çıkar. 109. Dislipidemi tedavisinde kullanılan ilaçlarla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? Alfa1 reseptör blokajına bağlı postural hipotansiyona ve ejekülasyon inhibisyonuna, H1 reseptör blokajına bağlı sedasyona, muskarinik reseptör blokajına bağlı ağız kuruluğu, konstipasyon, üriner retansiyon ve görme bulanıklığı gibi atropin benzeri bulgulara neden olurlar. A) Ezetimib, barsakta safra asitlerini bağlar. B) Kolestipol, kolesterolun intestinal emilimini azaltır. C) Fenofibrat, HDL-kolesterolu en fazla artıran ilaçtır. D) Niasin, hipertrigliseridemi tedavisinde ilk tercihtir. E) Statinler, karaciğerde LDL reseptör sayısını artırır. 25 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 39 - 8 109 – E 110. Aşağıdakilerden hangisi alfa reseptör antagonistlerinin kullanım endikasyonlarından biri değildir? Statinler A)Feokromasitoma HMG-KoA redüktazı inhibe ederek HMG-KoA mevolanat oluşumunu dolayısıyla kolesterol sentezini azaltırlar. Karaciğerde LDL reseptör sayısını artırarak LDL’nin katabolizmasını stimüle ederler. LDL reseptörlerinin genetik olarak olmadığı hastalarda etkinlikleri azalır. B) Benign prostat hiperplazisi C) Kronik hipertansiyon D)Glokom E) Periferik arter hastalığı LDL kolesterolü en fazla azaltan ilaçlardır. Doza bağlı LDLkolesterolü %50’ye kadar düşürebilirler. Ailesel hiperkolesterolemide (tip IIA) ilk tercihtir ilaçlardır. 110 – D TU SE M Tablo: Alfa Reseptör Blokörlerinin Klinik Kullanımı Trigliserit düzeyini orta düzeyde azaltırlar. Trigliserit düzeyi 250 mg/dL’nin üzerindeki hastalarda etkileri daha fazladır (%20-50). HDL-kolesterolü minimal artırırlar (%5-10). Lipoprotein (A) düzeyini etkilemezler. Gebelerde, gebelik planlayanlarda, laktasyonda ve kas hastalığı olanlarda kullanılmazlar. Endikasyon Alfa Reseptör Blokörü İlaç Feokromasitoma Fenoksibenzamin / Fentolamin / Labetolol Acil hipertansiyon Labetolol Kronik hipertansiyon Prazosin / Doksazosin Periferik damar hastalıkları Fenoksibenzamin / Prazosin Fibrik Asit Türevleri (Fibratlar) Benign prostat hiperplazisi Doksazosin / Tamsulosin / Silodosin Kalp yetmezliği Prazosin / Doksazosin Erektil disfonksiyon Yohimbin Nükleer transkripsiyon reseptörüne (PPAR-α) agonist etki yapar. VLDL ve trigliseriti en fazla düşüren ilaçlardır (%50 civarı). Hipertrigliseridemi ile birlikte olan tip III hiperlipoproteinemide ilk tercihtirler. LDL-kolesterolü bir miktar azaltır, HDLkolesterolü orta miktarda artırırlar. Trigliserit düzeyi 400-1000 mg/dL arasında olan hastalarda trigliserit azalmasına bağlı LDL-kolesterolü artırırlar. 111. Aşağıdaki opiyat ilaçlardan hangisinin torsades de pointes aritmi yapma olasılığı en yüksektir? Nikotinik Asit (Niasin) A)Metadon B) Meperidin C) Fentanil D) Buprenorfin E)Tramadol Trigliserit ve VLDL düzeyini %35-45, LDL-kolesterolu %20-30 düşürür. HDL-kolesterolu en fazla artıran hipolipidemik ilaçtır (%30-40). Lipoprotein (a)’yı azaltan ilk ilaçtır. 111 – A Metadon Mü reseptörlerine agonist etki yapar, NMDA reseptörlerini ve monoaminlerin geri alımını inhibe eder. Analjezik etkisi morfinden güçlü, etki süresi daha uzundur. Oral emilimi iyidir. Oral ve parenteral formu vardır. Safra Asidi Bağlayan Reçineler Barsakta safra asitlerini kimyasal antagonizmayla bağlayarak feçesle itrahını artırırlar. İzole LDL yüksekliğinde kullanılırlar. Farsenoid X reseptörlerinin aktivasyonunu azaltarak trigliserit ve VLDL düzeyini artırırlar. Trigliserit düzeyi 250 mg/dL’nin üzerindeki hastalarda artış daha belirgindir. Hipertrigliseridemi tedavisinde kullanılmazlar. Kronik ağrı, opiyat yoksunluk krizi ve eroin bağımlılarının detoksifikasyonunda oral yoldan kullanılır. Diğer opiyatlardan farklı olarak QT uzaması ve torsades de pointes yapabilir. Ezetimib Ön ilaçtır. Barsakta aktif ilaç haline geçer. Absorbe edildikten sonra enterohepatik siklüsü uğrar. Büyük kısmı feçesle atılır. CYP enzimleri tarafından metabolize edilmez. 112. Aşağıdaki prostaglandin preparatlarından hangisi kullanım endikasyonu ile birlikte verilmemiştir? Kolesterol ve fitosterollerin intestinal emilimini sağlayan transport proteini (NPC1L1) inhibe eder. LDL-kolesterolu düşürmek için kullanılır. Trigliserit emilimini etkilemez. B) Alprostadil – Duktus arteriyozus açıklığının sürdürül- A) Epoprostenol – Pulmoner hipertansiyon mesi C) Treprostinil – Postpartum hemoraji D) Travoprost – Açık açılı glokom E) Karboprost – Tıbbi abortus www.tusem.com.tr 26 Temel Bilimler / T 39 - 8 112 – C 114 – C Alprostadil Dijitallerin Etki Mekanizmaları PGE1 preparatıdır. Pulmoner atrezi, pulmoner stenoz ve büyük arterlerin transpozisyonu gibi kongenital kalp hastalıklarında cerrahi düzeltme operasyonlarına kadar duktus arteriyozusu açık tutmak için kullanılır. Erektil disfonksiyon tedavisinde de yararlıdır. Hücre membranında bulunan ve hücre dışına 3Na+ atıp hücre içine 2K+ sokarak hücreyi hiperpolarize eden Na+, K+, ATP’azı inhibe ederler. Na+, K+, ATP’azın inhibisyonu sonucu hücre içinde 3Na+ birikmesine bağlı hücre zarı depolarize olur. Latanoprost / Travoprost / Bimatoprost / Tafluprost / Unoproston Na/Ca değiş-tokuş pompası ile kalsiyum çıkışını azaltarak hücre içinde kalsiyum derişimini ve sarkoplazmik retikulumda kalsiyum depolanmasını artırırlar. İntraselüler kalsiyum artışına bağlı pozitif inotropik etki yaparlar. Sistolik kalp yetmezliğinde kullanılırlar. Hipertrofik kardiyomyopati gibi diyastolik kalp yetmezliğinde kontrendikedirler. TU SE M Lokal kullanılan PGF2alfa preparatlarıdır. Aköz humor akışını artırarak göz içi basıncını düşürürler ve glokom tedavisinde kullanılırlar. İris ve kirpiklerde irreversibl kahverengi pigmentasyon, kirpiklerde büyüme, göz kuruluğu ve konjunktivit gibi yan tesirleri vardır. Düşük dozdan itibaren vagus etkinliğini artırarak parasempatomimetik etki yaparlar. Kolinerjik aktiviteyi artırmalarına bağlı bradikardiye ve atrioventriküler iletimde yavaşlamaya (negatif dromotropik ve negatif kronotropik etki) neden olurlar. Yaptıkları bradikardi ve AV uzamasını atropin önler. Yüksek dozda sempatomimetik etki yaparlar. Dinoprost / Karboprost PGF2alfa preparatlarıdır. Tıbbi abortus oluşturmak, doğumu stimüle etmek, postpartum hemorajiyi önlemek ve ovülasyon senkronizasyonu için kullanılırlar. İlioprost / Epoprostenol / Treprostinil Prostasiklin preparatlarıdır. Pulmoner hipertansiyon tedavisinde parenteral yoldan kullanılırlar. Periferik damar hastalığı ve agregasyonu önlemek için de yararlıdır. 115. Linezolid ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? A) Yalnızca intravenöz yoldan kullanılır. B) Genellikle bakterisid etkilidir. C) Mikrozomal enzim inhibisyonu yapar. 113. Aşağıdaki prokinetik ilaçlardan hangisi guanilat siklaz 2C’yi aktivite ederek cGMP’yi ve klorürden zengin sekresyonu artırır? D) Tüberküloz tedavisinde kullanılır. E) Doz kısıtlayan yan tesiri nefrotoksisitedir. A) Lubiproston B) Linaklotid 115 – D C) Tegaserod D) Alvimopan Oxazolidinonler (Linezolid) 50S ribozomda 23S altbirime bağlanarak protein sentezini inhibe eder. Bakteriyostatik etkilidir. 50S ribozoma bağlanan diğer ilaçlarla çapraz direnç göstermez. E)Domperidon 113 – B Linaklotid Oral verilişten sonra %100 absorbe edilir. Oral dozu ile iv dozu aynıdır. Karaciğerde inaktif metabolitlere dönüşür. Mikrozomal enzim indüksiyonu veya inhibisyonu yapmaz. Peptit yapıdadır. Düşük oranda absorbe edilir. Barsak epitelinde bulunan guanilat siklaz 2C’yi aktive ederek cGMP’yi, klorürden zengin sekresyonu (CFTR) ve barsak hareketlerini artırır. İrritabl kolon sendromunda kronik konstipasyonun tedavisinde kullanılır. En sık yan tesiri diyaredir. Metisilin veya vankomisin dirençli S.aureus, vankomisin dirençli E.faecium ve E.faecalis ile penisilin dirençli streptokok enfeksiyonlarında kullanılır. Nokardiya ve çoklu ilaç dirençli tüberküloz tedavisinde de yararlıdır. 114. Kalp glikozidlerinin atrioventriküler iletimi yavaşlatma mekanizması aşağıdakilerden hangisidir? Primer olarak hematolojik yan tesirlere neden olur. En sık yan tesiri trombositopenidir. Anemi, nötropeni, optik nörit ve periferik nöropati yapabilir. A)Na+, K+, ATP’azı inhibe etmeleri MAO inhibitörüdür. Tiraminden zengin besinlerle veya sempatomimetik ilaçlarla alındığında hipertansif kriz ortaya çıkar. SSRI ilaçlarla alındığında; hipertansiyon, hiperrefleksi, ateş, konvülsiyon ve koma ile birlikte olan serotonin sendromuna neden olur. SSRI ilaçlarla birlikte kullanılmamalıdır. B) İntraselüler kalsiyumu artırmaları C) Kolinerjik etkinliği artırmaları D) Purkinje lifinde otomatizmayı artırmaları E) Na/Ca değiş-tokuş pompasını etkilemeleri 27 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 39 - 8 Tedizolid, oxazolidinon türevi ön ilaçtır. Metisilin ve glikopeptit dirençli S.aureus enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılır. Oral yoldan verildiklerinde %1-10 absorbe edilirler. Besinler, kalsiyum ve demir içeren ilaçlar absorpsiyonlarını azaltır. Mide boşken alınırlar. Oral verildiklerinde özefageal ve gastrik irritasyondan dolayı pamidronat, ibandronat ve zoledronat infüzyonla kullanılır. İnfüzyonla verilişte yüksek doz ilaç kullanılabilmesi ilacın alınma sayısını azaltır (zoledronat infüzyonu yılda bir). 116. Aşağıdaki antikoagulan ilaçlardan hangisi faktör Xa inhibisyonu yapmaz? A) Heparin B) Fondaparinuks Plazma yarı ömürleri kısa olmasına karşın kemiklerde uzun yıllar kalırlar. Değişmeden böbrek yoluyla elimine edilirler. C) Enoksaparin sodyum D) Rivaroksaban E) Argatroban Gastrik ve özefageal irritasyon sık görülen yan tesirleridir. Hipokalsemi, çenede osteonekroz ve femur kırığı riskinde artma diğer yan tesirleridir. Çenede osteonekroz geliştiğinde 5 yıl ara verilmelidir. Böbrek yetmezliğinde, özefagus motilite bozukluğunda ve peptik ülserde kontrendikedirler. TU SE M 116 – E Heparin: Antitrombin III’ün etkinliğini artırarak faktör IIa (trombin) ve faktör Xa’yı indirekt yolla inhibe eder. Düşük Moleküllü Heparinler (Parinler): Antitrombin III’ün etkinliğini artırarak faktör Xa’yı inhibe ederler. Fondaparinuks: Antitrombin III’ün etkinliğini artırarak faktör Xa’yı inhibe eder. Rivaroksaban / Apiksaban / Edoksaban: Antitrombin III’e gereksinim duymadan faktör Xa’yı doğrudan inhibe ederler. Oral yoldan aktiftirler. 118. Aşağıdakilerden hangisi bcr-abl tirozin kinazı inhibe ederek Philadelphia kromozomu pozitif KML tedavisinde kullanılan ilaçlardan biri değildir? Argatroban / Dabigatran: Antitrombin III’e gereksinim duymadan trombini doğrudan inhibe ederler. Dabigatran oral yoldan kullanılır. B) Nilotinib C) Erlotinib D) Desatinib E) Bosutinib 118 – C 117. Bifosfonatların farmakolojik özellikleri ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? İmatinib / Desatinib / Nilotinib / Bosutinib A) Kemiklerde hidroksiapetit kristallerine sekestre olurlar. Bcr-abl tirozin kinaz inhibitörleridir. PDGF, src ve c-kit tirozin kinazını da inhibe ederler. Oral yoldan aktiftirler. CYP3A4 enzimlerince karaciğerde metabolize edilirler. CYP3A4 enzimlerini indükleyen veya inhibe eden ilaçlarla etkileşmeye girerler. B) Osteoblastik etkinliği artırırlar. C) Amino grubu içerenler farnesil pirofosfat sentezini inhibe ederek mevolonat yolağını bloke eder. Philadelphia kromozomu pozitif KML ve ALL tedavisinde kullanılırlar. İmatinib en fazla olmak üzere cajal hücrelerinden gelişen ve en sık midede yerleşen stromal tümör tedavisinde de yararlıdırlar. D) Oral yoldan verildiklerinde %1-10 absorbe edilirler. E) Gastrik ve özefageal irritasyon ile çenede osteonekroz yaparlar. En sık yan tesirleri diyaredir. Sıvı retansiyonu, periorbital ödem, kemik iliği depresyonu, myalji, hepatotoksisite ve kalp yetmezliğine neden olabilirler. 117 – B Bifosfonatlar Bu grupta; etidronat, alendronat, pamidronat, zoledronat (zoledronik asit), risedronat, ibandronat ve tiludronat bulunur. Kemiklerde hidroksiapetit kristallerine bağlanarak osteoklastik etkinliği inhibe ederler. Alendronat ve risedronat gibi amino grubu içerenler farnesil pirofosfat sentezini inhibe ederek mevolonat yolağını bloke ederler. Erlotinib / Gefitinib Epidermal büyüme faktörünün (EGF) tirozin kinazını doğrudan inhibe ederler. CYP3A4 enzimlerince metabolize edilirler. CYP3A4 enzimlerini etkileyen fenitoin, varfarin ve greyfurt suyu ile etkileşmeye girerler. Non-small cell akciğer kanseri ve ilerlemiş pankreas kanserinde (gemsitabin ile kombine) kullanılırlar. Diyare ve interstisyel akciğer hastalığı gibi yan tesirleri vardır. Osteoporoz, kanser metastazlarına veya diğer nedenlere bağlı hiperkalsemi ve Paget hastalığında kullanılırlar. Hormonal özellik göstermezler. www.tusem.com.tr A) İmatinib 28 Temel Bilimler / T 39 - 8 119. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi vazopresin V2 ve TSH reseptörlerinin G-proteinleri ile kenetlenmesini inhibe eder? 120. İlaçların farmakodinamiği ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Fizyolojik antagonizmada ilaçlardan ikisi de agonist olabilir. A) Lityum B)Klorpropamid B) Non-kompetetif antagonizmada reseptör rezervi azalır. C)Amiodaron C) Kompetetif antagonizmada antagonistin dozu arttığında agonistin EC50 değeri de artar. D)Haloperidol E) Vinkristin D) Parsiyel agonistler bazen %100 etki yapabilir. 119 – A TU SE M E) Nötral antagonistler reseptörlerin yapısal aktivitesini inhibe eder. Lityum Barsaklardan hızla ve %100 absorbe edilir. Plazma proteinlerine bağlanmaz, metabolize olmadan böbrekler yoluyla atılır. Bipolar hastalık, majör depresif bozukluk, reküren depresyon, şizoafektif bozukluk, agresyon ve tirotoksikoz tedavisinde kullanılır. 120 – E Parsiyel Agonist (Dualist): Reseptörü uyararak %100’den daha az etki yapan ilaçlardır. Bazen %100 etki yapabilirler. Tam agonistle birlikte verildiklerinde tam agonistin etkinliğini azaltırlar. İnozitol monofosfataz (doğrudan 2.haberci sistemini) inhibe eder. Vazopresin V2 ve TSH reseptörlerinin G-proteini ile kenetlenmesini inhibe ederek poliüri ve hipotiroidiye neden olur. İnvers (Ters) Agonist: Reseptörün yapısal aktivitesini inhibe ederek agonistin yaptığı etkinin tersini yapan ilaçlardır. Kompetetif Antagonizma: Antagonist, agonistin uyardığı reseptöre tersinir bağlanır ve agonistin etkisini tamamen önler. Agonistin dozu artırılırsa, antagonisti reseptörden kovar ve aynı maksimum etkiyi oluşturur. Agonistin EC50 değeri artar ve doz yanıt eğrisi paralel olarak sağa kayar. Antagonistin dozu arttıkça EC50 değeri büyür. Kompetetif antagonistin gücü PA2 ile ifade edilir. Non-kompetetif Antagonizma: Antagonist, agonistin bağlandığı reseptöre tersinmez bağlanarak agonistin etkisini tamamen önler. Reseptör rezervi azalır. Agonistin dozu artırılırsa aynı maksimum etkiyi oluşturamaz (Emaks azalır). Dokuda yedek reseptör varsa, agonist maksimum etkiyi oluşturabilir. Non-kompetetif antagonistin gücünü gösteren bir değer yoktur. Fizyolojik antagonistler, non-kompetetif antagonistin etkisini önler. Fizyolojik Antagonizma: İlaçlar arasında farklı reseptörler üzerinden antagonizma vardır. İlaçlardan ikisi de agonist, ikisi de antagonist veya biri agonist diğeri antagonist olabilir. 29 www.tusem.com.tr Klinik Bilimler / T 39 - 8 KLİNİK TIP BİLİMLERİ TESTİ AÇIKLAMALI CEVAPLAR Yetmiş üç yaşında kadın hasta anjina şikayeti ile acil servise başvuruyor. Hastanın öyküsünde hipertansiyonunun olduğu öğreniliyor. Hastanın fiziksel muayenesinde TA: 150/90 mmHg, Nb: 95/dk olarak tespit ediliyor, kardiyak oskültasyonda A2 şiddetinde azalma, sternum sağında 2. İnterkostal aralıkta karotislere yayılan kreşendo-dekreşendo vasfında sistolik üfürümü tespit ediliyor. Çekilen EKG’de sol ventrikül hipertrofi bulguları mevcut olan hastanın en olası tanısı aşağıdakilerden hangisidir? 3. Altmış beş yaşında erkek hasta son 3 saattir devam eden göğüsünün sol kısmına lokalize baskı şeklinde ağrı ile acil servise başvuruyor. Hastanın çekilen EKG’sinde V1-4’e kadar yaygın ST segment elevasyonu gözleniyor. Hastanın fiziksel muayenesinde hafif ortopneik, TA: 190/100 mmHg, Nb: 110/dk ritmik, akciğer bazallerinde ince raller tespit ediliyor. Hastanın bilinen DM ve HT mevcut olup öyküsünde başka özellik yoktur. Bu hastaya aşağıdaki medikal tedavilerden hangisinin uygulanması önerilmez? TU SE M 1. A) Mitral darlık A) Atorvastatin B) Mitral yetmezlik B) Tenekteplaz C) Aort darlığı C)Metoprolol D) Aort yetmezliği D) Nitrogliserin E) Hipertrofik kardiyomiyopati E) Prasugrel 1–C 3–C Kolay ve TUS sınavında çıkması muhtemel bir vaka sorusu. Soruda aortik odakta tipik sistolik ejeksiyon üfürümü verilmiştir, ek olarak aort darlığında görülebilecek EKG bulgusu olan sol ventrikül hipertrofi bulgularıda verilmiştir. Vakanın başlangıcında ise aort darlığında sıklıkla karşılaşabileceğimiz semptomlardan olan anjina verilmiştir. Vaka tipik bir akut anteroseptal Mİ vakasıdır. Vakayı inceleyecek olursak hipertansif bir vaka ve akciğer ödemine doğru giden bir hasta olduğu anlaşılacaktır (ortopne ve raller). Bu nedenle bu hastaya B-bloker verilmesi bu aşamada kontraendikedir. 4. 2. Yirmi sekiz yaşında erkek hasta efor dispnesi şikayeti ile kliniğe başvuruyor. Bilinen herhangibir hastalığı olmayan hastanın yapılan fiziksel muyenesinde 2. Kalp sesinde aortik komponent pulmoner komponenetten sonra duyuluyor. Aşağıdaki patolojilerden hangisi bu hastada beklenmez? Kırk yedi yaşında erkek hasta nefes darlığı şikayeti ile acil servise başvuruyor. Hastanın yapılan fiziksel muayenesinde boyun venöz dolgunluk, inspiryum ile sistolik kan basıncında 15 mmHg azalma ve boyun venöz dolgunlukta artma, boyun venöz dalgalarda x inişinde belirginleşme, y inişinde azalma gözlenmektedir. Bu hasta için en uygun tedavi aşağıdakilerden hangisidir? A) Acil koroner anjiografi A) Sistemik hipertansiyon B) Perikardiyosentez B) Sol dal bloğu C) Perikardiyektomi C) Aort koarktasyonu D) Kalp transplantasyonu D) Sol ventrikül ekstrasistol E) Diüretik E) Patent duktus arteriosus 4–B Vakada verilen fizik muayene bulgularına dikkatlice bakacak olursak kardiyak tamponad olduğunu tespit edebiliriz özellikle pulsus paradoksus ve elektriksel alternans bizi tanıda tamponada yaklaştırır. Kardiyak tamponadda ise kesin tedavi acil perikardiyosentezdir. 2–D Fizik muayeneyi sorgulayan bir vaka sorusu, vakada istenen seçeneklerden hangisinde paradoks çiftleşme duyulmaz. Sol ventrikül ekstrasistolde paradoks değil tam tersi S2’de geniş çiftleşme olur. www.tusem.com.tr 30 Klinik Bilimler / T 39 - 8 Kırk beş yaşında Romatoid artrit nedeniyle kortikosteroid kullanan bir bayan hastada yüksek ateş, bulantıkusma gelişiyor. Anamnezinde taze peynir yediği öğreniliyor. Fizik muaynede ense sertliği, Kernig, Brudzinski pozitifliği saptanıyor. Pürülan menenjit ön tanısı konuyor. BOS’un Gram boyamasında Gram pozitif kokobasiller görüüyor. Kültürde kanlı agar besiyerinde üreyen etkenin 22 C’de hareketli, 37 C’de hareketsiz olduğu ve +4C’de soğukta zenginleştirme yöntemi ile üretildiği saptanıyor.Hastada en olası etken ve ampirik tedavide en uygun antibiyotik hangisidir? 7–B Soliter pulmoner noduller sıklıkla asemptomatiktir. Önemli olan bilgi; çok hızlı büyüyen (ikiye katlanma zamanı 25 günden az) ve çok yavaş büyüyen (ikiye katlanma zamanı 450 günden fazla) pulmoner noduller benign karakterdedir. Patlamış mısır (pop corn) - difüz - santral (target) - laminar (konsantrik) kalsifikasyonlar yine benign özelliktedir. Egzantrik kalsifikasyon da ise benign yada malign olabilir 8. A) Listeria monocytogenes Seftriakson Kistik fibozis tanısı ile takip edilen 20 yaşındaki erkek hasta masif hemoptizi ile doktora başvuruyor. Bu kanamanın kaynağı aşağıdaki vaskuler yapılardan hangisidir? B) Brucella türleri Doksisiklin+ Rifampin C) Listeria monocytogenes Ampisilin A) Bronşial arter D) Moraxella catarhalis Ampisilin+sulbaktam TU SE M 5. En olası etken En uygun ampirik tedavi C) Pulmoner kapillerler D) Pulmoner arter E) Pulmoner ven E) Corynebacterium diphteriae Eritromisin 8–A 5–C Soruda Listeria monocytogenes’e bağlı pürülan menenjit ve bu bakterinin önemli mikrobiyolojik özellikleri (ısıya bağlı hareket durumu ve soğukta zenginleştirme yöntemiyle üretilebilmesi) tanımlanmaktadır. Listeria monocytogenes enfeksiyonlarında ilk tercih antibiyotik ampisilindir. 6. Bronşiektazi gibi kronik inflamasyon zemininde bronşial arterler sayı ve boyut olarak artarlar; rüptüre meyilli olurlar. Özellikle enfeksiyon veya öksürük bu durumu artırabilir 9. A) Protein C B) Antitrombin III Otuz yedi yaşında erkek hasta şiddetli baş ağrısı şikayeti ile acil servise başvuruyor. Hastanın bilinen herhangibir hastalığı yoktur. Yapılan fizik muayenede TA: 195/115 mmHg, Nb: 89/dk olarak tespit ediliyor. Biyokimyasal analizde serum Na:155, K:2,9 olarak tespit ediliyor. Hastada bu aşamadan sonra aşağıdakilerden hangisinin yapılması uygun değildir? C) Homosistein D) Antifosfolipid antikorları A) İlk aşamada plazma aldosteron/renin oranına bakılır Derin ven trombozu için warfarin başlanmış olan hasta bacağının üst bölümünde oluşan geniş büyük nekrotik cilt ülseri nedeni ile başvuruyor. Aşağıdakilerden hangisinin düzeyi bu hastada tetkik edilmelidir? E) D dimer B) Tarama testi sonrası tanı için oral tuz yüklemesi yapılabilir 6–A Warfarin ilişkili cilt nekrozlarındaki hiperkoagulabilitenin en sık nedenleri Protein C ve Protein S seviyelerindeki düşüklüklerdir. Protein C ve Protein S seviyesindeki düşüklükler trombojenik potansiyel taşır. 7. B) Bronşial ven C) Tarama testi pozitif çıkan hastalarda sonraki aşamada adrenaller için bilgisayarlı tomografi çekilmelidir D) Tarama testi sonrası serum fizyolojik infüzyon testi yapılabilir E) Plazma aldosteron/renin oranı yüksek olan hastalarda bir sonraki aşamada fludrokortizon ile supresyon testi yapılabilir Kırk beş yaşında, sağ diz artroskopik cerrahi için operasyon öncesi tetkikleri yapılan erkek hastanın çekilen akciğer grafisinde 2 cm boytunda soliter pulmoner nodul saptanıyor. Aşağıdakilerden hangisi bu nodulun malign olma ihtimalini artırır? 9–C Vaka bir primer hiperaldosteronzim vakasıdır. Primer hiperaldosteronizmde şüphenelinen vakalarda ilk olarak plazma aldosteron/renin oranı tarama testi olarak kullanılır. Tarama testi pozitif çıkan hastalara ise tanı testi olarak oral tuz yükleme testi, SF infüzyon testi veya fludrokortizon supresyon testi uygulanır. Bu tanı testleri pozitif çıkan hastalara adrenal BT yapılır. A) Akciğerin santralinde yer alması B) 3 ay içinde kitlenin iki katına çıkması C) Patlamış mısır kalsifikasyon paterni göstermesi D) Pozitron emisyon tomografide aktivite göstermemesi E) Akciğerin periferinde yer alması 31 www.tusem.com.tr Klinik Bilimler / T 39 - 8 12. Koroner arter hastalığı, hipertansiyonu mevcut olan 52 yaşında erkek hasta rutin kontrol amaçlı kliniğe başvuruyor. Hastanın yapılan fiziksel muayenesinde TA: 140/90 mmHg, Nb: 80/dk, bilateral pretibial ödem, S3 ve Akciğer bazallerinde krepitan raller tespit ediliyor. Hastanın laboratuar analizinde, açlık glukoz: 210 mg/dl, HbA1C %11, Na:131, K:4,8, Cre: 1,1, BUN:23, ALT:21, AST:19, Hb:11,3, hct: 34, beyaz küre: 8700, plt: 320.000 olarak tespit ediliyor. Hastaya yapılan ekokardiyografide EF %42 olarak ölçülüyor. Hastaya tip 2 DM tanısı koyuluyor. DM için aşağıdaki tedavilerden hangisi bu hasta için uygun değildir? TU SE M 10. Tip 1 DM olan 25 yaşında erkek hasta bulantı, kusma, halsizlik, karın ağrısı şikayetleri ile acile başvuruyor. Bu şikayetlerinin iki gündürdür devam ettiği ve son 1 haftadır devam eden üst solunum yolu enfeksiyonu olduğu öğreniliyor. Laboratuar analizinde ph:7,25, kan glukozu: 510, Na: 125, K: 3.0, HCO3:12 olarak ölçülüyor. Hastaya ketoasidoz tanısı koyuluyor ve hidrasyon ile birlikte insülin tedavisi başlanıyor. Hastaya eş zamanlı uygun antibiyoterapi ve K replasmanıda veriliyor. Hastada dört saat sonra bilinç bulanıklığı ve letarji gelişiyor. Bu tabloya neden olan en olası durum aşağıdakilerden hangisidir? A) Metformin B) Gliburid A) Kardiyak aritmi C) Exenatid D) Sitagliptin B) Yetersiz sıvı tedavisi E) Piaglitazon C) Fazla insülin tedavisi 12 – E D) Yetersiz insülin tedavisi Vakadaki hastada koroner arter hastalığına sekonder kalp yetmezliği mevcuttur. aynı zamanda yeni tanı koyulmuş bir tip 2 DM mevcuttur. Özellikle kalp yetmezliği olan ve sıvı retansiyonu olan hastalarda sıvı tutulumunu artıran TZD’ler kullanılmaz. Piaglitazon bir TZD olup kalp yetmezliği olan bu vakada kullanılması uygun değildir. E) Hipokalemi 10 – C Vaka DKA vakasıdır. DKA’un önemli komplikasyonlarından biri serebral ödemdir. DKA’da tedavide hızlı kan glukozunu düşürmek (fazla insülin tedavisi veya fazla sıvı yüklenmesi) serebral ödeme neden olabilir. 13. Aşağıdaki enfeksiyon hastalıklarının hangisinde kemoprofilaksi uygulamaya gerek yoktur? A) Sıtma B) Tüberküloz C) Boğmaca D) Mycoplasma pneumoniae’ya bağl primer atipik pnömoni 11. Kırk sekiz yaşında kadın hasta bilateral adrenelektomi sonrası şiddetli baş ağrısı ve görme kaybı ile acil servise başvuruyor. Hastanın yapılan oftalmolojik muayenesinde bitemporal hemianopsi tespit ediliyor. MR görüntülemede hipofizde bir makroadenom tespit edilen hastaya bundan sonraki aşamada aşağıdaki tdavilerden hangisi uygulanmalıdır? E) Difteri 13 – D Mycoplasma pneumoniae’ya bağlı primer atipik pnömonide kemoprofilaksi (koruyucu antimikrobiyal tedavi) gerek yoktur. Diğer seçeneklerde yer alan hastalıklarda, sıtmada, yapay kapağı olanlarda enfektif endokardite yönelik, akut eklem romatizması geçirenlerde de kemoprofilaksi uygulanır. A) Aminoglutetemid Boğmacada eritromisin profilaksisi temas edenlere, akciğer tüberkülozunda PPD pozitif saptanan hastanın aile temaslılarına izoniyazid profilaksisi, akut romatizmal ateşte ayda bir kez Benzatil penisilin profilaksisi, sıtmada özellikle klorokin dirençli sıtmanın olduğu Afrika kıtası gibi endemik bölgeye gideceklere klorokin, meflokin veya doksisiklin profilaksisi uygulanabilir. Difterili hasta ile temas eden aile bireylerine ve sağlık çalışanlarına benzatil penislin G veya eritromisin profilaksisi uygulanabilir. B) Transsfenoidal hipofiz cerrahisi C) Hipofize radyoterapi D) Trilostan E) Siproheptadin 11 – B Vaka bir nelson sendromudur. Nelson sendromu gelişmiş bir hastada kesin tedavi transsfenoidal hipofiz cerrahisidir. www.tusem.com.tr 32 Klinik Bilimler / T 39 - 8 Kemoprofilaksi uygulanan enfeksiyon hastalıkları Tablo’da gösterilmiştir. direnci henüz bildirilmemiştir, yine entekavirede düşük oranda direnç gelişir, dolayısıyla güncel tedavide bunlardan birisi tercih edilir. İnterferonlara direnç gelişmez, fakat bunların dezavantajı ciddi yan etkileri ve uygulama zorluğudur. Proflaktik antimikrobiyal kullanımı İlaç Kullanım Alanı Penisilin Romatizmal ateşli hastalarda rekürren faranjitin engellenmesi için Traponema pallidum’a maruz kalma sonrası sifilizin önlenmesi için 15. Sirotik bir hastada aşağıdakilerden hangisi portal hipertansiyon nedeniyle oluşmaz? Splenektomili hastalarda pnömokok sepsisini önlemek için Grup B streptokok taşıyıcısı olan annelerde neonatal sepsis ve menenjitin önlenmesi için Ampisilin+ gentamisin Genitoüriner ve gastrointestinal cerrahi girişinlerde hasara uğramış kalp kapaklarında enterokokal endokarditin engellenmesi için Sefazolin Stafilokokal cerrahi yara enfeksiyonlarının engellenmesi için Seftriakson N. gonorrhoeae maruz kalanlarda gonokok enfeksiyonunun engellenmesi Siprofloksasin Bacillus anthracis’e maruz kalanlarda şarbon gelişimini engellemek için A) Asit B) Varis kanaması C) Sarılık D) Splenomegali TU SE M Ampisilin E) Hepatorenal sendrom 15 – C Sirozda gelişen bulgular temel olarak 2 mekanizmaya bağlıdır: Karaciğer disfonksiyonu bulguları: Sentez-ekskresyon fonksiyonlarındaki bozukluğa bağlı olarak hipoalbüminemi ve PTZ’de uzama saptanır. Halsizlik, sarılık, ödem, kanama, ensefalopati, malnütrisyon gibi çok çeşitli bulgular görülür. Siprofloksasin, N. meningitidis ve H. influenzae ile maruziyet Seftriakson, Rifampin sonrası menenjit gelişimini engellemek için Aztreonam Eritromisin Çeşitli hormonların metabolizmasının ve sentezinin bozulmasına bağlı periferik bulgularda sıktır. Spider nevi, jinekomasti, impotans, el bulguları örnekleridir (çomaklaşma, tenar atrofi, palmar eritem, beyaz tırnak, Dupuytren kontraktürü). Bordetella pertusis ile maruziyet sonrası boğmaca gelişiminin engellenmesi Yenidoğanlarda gonokokal ve klamidial konjuktivitin engellenmesi için Corynebacterium diphteriae taşıyıcılığının tedavisinde Tetrasiklin Yersinea pestise bağlı plak gelişiminin engellenmesi Flukonazol AIDS’de kriptokokal menenjit gelişiminin engellemek için Klotrimazol AIDS gibi hücresel immün yetmezliği olanlarda mantar enfeksiyonlarının engellenmesi için (kandida vb) Portal hipertansiyona bağlı bulgular:Splenomegali, asit, özefagus varisleridir. Ayrıca hipersplenizme bağlı olarak anemi ve trombositopeni sıktır. Karında venöz kollateraller oluşur (kaput medusa: umblikal venin PHT nedeniyle patent hale gelmesine bağlı). Asit patogenezinin ilerleyen döneminde hepatorenal sendrom, dilusyonel hiponatremi de eklenir. Trimetoprim+ AIDS’li hastalarda Pneumosistis pnemonisini sulfametaksazol yada engellenmek için pentamidin 16. Şiddetli akut pankreatit tanısı almış bir hastada morbidite ve mortalitenin azaltılması açısından en etkili tedavi hangisidir? 14. Kronik HBV tedavisinde öncelikle tercih edilen ilaçlar hangileridir? A) Lamivudin, interferon B) Lamivudin, adefovir C) Ribavirin, interferon D) Entekavir, tenofovir A) Hidrasyon ve destek tedavisi B) ERCP ve sfinkterotomi E) Lamivudin, tenofovir 14 – D C) Total parenteralnütrisyon Kronik viral hepatitlerin tedavisinde güncel tedaviler oldukça etkilidir. Antiviral tedavi HBV’de “transaminazları yüksek, viral replikasyonu pozitif (HBV-DNA>2000 IU/L) ve karaciğer biyopsisinde hafiften sonraki yani orta-ağır nekroinflamasyon ve/veya fibrozis varsa“ verilir. İnaktif taşıyıcı veya immün toleran evredeki hastaya tedavinin etkisi yoktur. HBV’de tenofovir, entekavir, lamivudin, adefovir gibi antiviraller veya PEG-interferon’dan biri seçilir, başarısız olursa diğerleri denenir. HBV virüsü lamivudine yüksek oranda direnç geliştirir, yeni antivirallere karşı direnç gelişimi azdır, örneğin tenofovir D) Cerrahi debridman E) Somatostatin 16 – A Akut pankreatit için öncelikli tedavi hidrasyon ve destek tedavisidir, biliyerpankreatitte hastanın kolanjit bulguları da varsa veya persistan obstrüksiyon bulgularıvarsa ERCP yapılır ve taş çıkarılır (aksi takdirde ERCP yapmaya gerek yoktur, taşların çoğu küçüktür ve destek tedavisi sırasında saatler içinde kendiliğinde duodenuma geçer ve hasta rahatlar). 33 www.tusem.com.tr Klinik Bilimler / T 39 - 8 17. Aşağıdakilerden hangisi steatore nedenlerinden biridir? A) Kronik pankreatit B) Amebik kolit C) Ülseratif kolit D) Laktoz intoleransı 19 – E Sİderoblastik anemi protoporfirin sentez yolağında oluşan bozukluklara bağlı olarak gelişir. Vakada demir birikimi ile giden mikrositer bir anemi düşünülmelidirki akla hemen sideroblastik anemi gelmelidir. Herediter ve kazanılmış nedenleri olabilir. Kazanılmış nedenlerde en önemli yer tutanlar alkol ve miyelodisplastik sendromlardır. İlaçlar arasında sideroblastik anemi denildiğinde akla hemen pridoksal fosfat eksikliği yapanlar gelmelidir. Bu grupta INAH (izoniazid) en önemli ilaçtır. Bu nedenle tüberküloz tedavisi alan hastalarda profilaktik olarak B6 vitamin preperatları başlanabilir. E) Laktüloz kullanımı 17 – A TU SE M Kronik pankreatit sık görülen malabsorpsiyon nedenlerinden biridir, dolayısıyla yağlı diyare yapar. Amebik kolit ve ÜK inflamatuvar diyare; laktoz intoleransı ve laktüloz kullanımı ise osmotik diyare yapar. 18. Aşağıdaki anemilerden hangisinin splenektomiden fayda görmesi beklenmez? 20. Otuz dört yaş erkek hasta yakınlarının isteği üzerine hastaneye geliyor. Son 1 yıldan beri yüzünde olan kırmızılıklar dikkatlerini çekmiş. Hastanın yapılan tam kan sayımında Hb: 18.7 gr/dl, htc %59 olarak tespit ediliyor. Diğer serilerde anormallik tespit edilmiyor. Hastanın 12 yıldan beri günde bir paket sigara içtiği fakat nefes darlığı ya da efor kısıtlanması olmadığını söylüyor. Hastada bu aşamada polisitemi ayırıcı tanısında aşağıdakilerden hangisi ilk aşamada gereksizdir? A) Otoimmün hemolitik anemi (IgG aracılı sıcak tip) B) Herediter sferositoz C) Soğuk aglutinin hastalığı D) Talasemi major E) Herediter elipsositoz 18 – C Splenektomi genel olarak yıkımın dalak tarafından gerçekleştirildiği ya da dalakta ciddi sekestrasyon görülen anemilerin tedavisinde fayda sağlayacaktır. Soğuk aglutinin hastalığında “I” antijenine karşı oluşan IgM tipinde antikorlar temel olarak kompleman sistemini klasik yoldan aktive ederek intravasküler hemolize neden olur. Dalakta yıkım ihmal edilecek kadar azdır ve tedavisinde splenektomi kesinlikle yapılmaz. Monoklonal gamopatilerle birlikteliği sıktır. Tedavisinde rituximab, alkilleyici ajanlar ya da eculizumab ( kompleman C5 inhibitörü) verilebilir. Splenektomi yapılan hastalarda postoperatif en önemli komplikasyonlar sepsis ve trombositozdur. A) PA akciğer grafisi B) Solunum fonksiyon testleri C) Arter kan gazı incelemesi D) Hb elektroforezi E) Kemik iliği biopsisi 20 – E Tablo: Eritrositoz nedenleri Konjenital Düşük P50 ilişkili Sekonder a) Hipoksi ilişkili -KOAH -Sağ-sol kardiak şant -Yüksek irtifa -Renal arter stenozu b) Hipoksi ilişkisiz -Androjenler ve EPO -Serebellar hemanjioblastom -Feo, renal kistler, hepatom ve renal kanser Bu aşamada hastaya hangisi yapılmalıdır? Eritrositozlaraa yaklaşırken yapılması gereken sekonder nedenlerin ekartasyonu ve Polisitemia Vera tanısı açısından ilk basamakta JAK2 mutasyon analizidir. Kemik iliği biyopsisi ilk aşamada düşünülmez (aynı zamanda PV tanısında major kriter değildir) A) Kemik iliği biyopsi B) Demir başlanması C) Folik asit başlanması D) Folik asit ve B12 başlanması E) Piridoksin başlanması www.tusem.com.tr Klonal Yüksek O2 afiniteli hb VHL Polisetimia Methemoglobinemi mutasyonları Vera EPO reseptör mut. 19. Otuz altı yaş erkek hasta prograsif yorgunluk ile başvuruyor. Öyküsünde 2 ay önce pulmoner tüberküloz tanısı aldığı ve bu nedenle izoniazid, rifampin, etambutol ve pirazinamid kullandığı öğreniliyor. Lab tetkiklerinde Hb: 8 g/dl, MCV: 77 fl, MCHC %30, serum demir 170 mcg/dl (50-150), TDBK 280 mcg/dl (300-360) ve transferin saturasyonu yüksek tespit ediliyor. Kazanılmış Normal P50 ilişkili 34 Klinik Bilimler / T 39 - 8 21. Elli yaş erkek vucudunda farkettiği peteşi purpura ile hastaneye başvuruyor. Yapılan tetkiklerinde hemoglobin: 9 gr/dl, trombosit: 22.000/mm3 ve lökosit: 71.000/ mm3 tespit ediliyor. Periferik yaymada birbiri ile birleşme eğiliminde olan blastlar görülüyor. Akım sitometri sonucunda CD13 ve CD33 pozitifliği saptanıyor. AML tanısı konulan hastaya indüksiyon kemoterapisi başlanıyor. Sitogenetik inceleme sonucunda aşağıdakilerden hangisinin tespit edilmesi iyi prognostik göstergedir? A) Siklofosfomid B) İrinotekan C) Pemetrekset D) Bevacizumab E)Flourourasil 23 – B Kanser tedavisi zor sorular gelebilen bir konudur. Bilinmesi gereken nadir ama önemli bir komplikasyon irinotekana bağlı görülen kolinerjik sendromdur. Tipik olarak infüzyondan birkaç saat sonra şitdetli sulu diyare ve hiperlakrimasyon semptomları görülür. Tedavide atropin kullanılır. B) del 5 TU SE M A) t(15;17) 23. Aşağıdaki kanser kemoterapi ilaçlardan hangisi hiperlakrimasyon ve şiddetli diyare ile karakterize kolinerjik sendroma neden olabilir? C) del 7 D) FLT-ITD E) Normal sitogenetik 21 – A Denemelerde sıklıkla sorduğum bir AML prognoz sorusu. Bu konu iyice öğrenilmeli. A şıkkında verilen AML M3 (promyelositer lösemi) translokasyonudur ve herkezin bildiği gibi prognozu diğerlerine göre çok daha iyi olan bir lösemidir. Tedavisinde diferansiye edici ajanlar kullanılabilir (ATRA ve arsenik trioksit) 24. Kreatinin yüksekliği bulunan bir kişide aşağıdakilerden hangisi akut ve kronik böbrek hasarını birbirinden ayırırken “kronik böbrek hastalığı” için spesifik bir bulgu değildir? A) Böbrek boyutlarının küçülmesi Tablo: AML’de sitogenetik prognostik faktörler İyi Orta-Kötü t(15;17) t(16;16) Inv16 CEBPA Nükleofosmin1 (NPM1) del5, del7 Kompleks karyotip 11q23 anomalisi (MLL) Normal sitogenetik FLT-ITD Genel olarak delesyon ya da kromozom fazlalıkları kötü prognostiktir B) Önceden mevcut olan kreatinin yüksekliği C) Anemi D) Parathormon yüksekliği E) Oligüri 24 – E Oligüri hem akut hem de son dönem kronik böbrek hastalarında görülebilir. KBH erken dönemlerinde idrar konsantrasyon yeteneği bozulduğu için poliüri beklenen bulgulardan biridir. Diğer şıklar KBH lehine spesifik kabul edilebilecek bulgulardır. 22. Aşağıdaki tümörlerden hangisinde tümör lizis sendromu gelişmesi en az beklenir? 25. Ciddi solunum sıkıntısı ile getirilen bir hastanın aynı zamanda takibinde hızlı bir şekilde kreatinin yüksekliği gelişiyor. Akciğer tomografisinde alveolar kanama ile uyumlu görünüm saptanıyor. Pulmonorenal sendrom düşünülen hastada aşağıdakilerden hangisi bu durumu açıklamaz? A) Burkitt lenfoma B) Akut myeloid lösemi C) Akut lenfoblastik lösemi D) Marjinal zon lenfoma A) Sistemik lupus eritromatozis E) Lenfoblastik lenfoma B) Goodpasture sendromu 22 – D C) Wegener granülomatozis Tümör lizis sendromu (TLS) tümör yükü fazla ve kemosentif olan hızlı bölünen tümörlerde beklenen bir onkolojik komplikasyondur. Şıklarda sorunun kolay olması için 4 şık özellikle bilinen en agresif tümörlerden seçilmiştir. TLS riski en yüksek olan tümör “Burkitt lenfoma”dır. Marjinal zon lenfoma ya da foliküler lenfoma gibi emekliyerek ilerleyen tümörlerde TLS olası değildir. D) Eozinofilik granülomatoz polianjitis (Churg-Strauss) E) IgA nefropatisi 25 – E Alveolar hemoraji ve hızlı ilerleyen glomerülonefrit ile karakterize hastalıklara pulmonorenal sendromlar denilir. SLE, Goodpasture ve ANCA-ilişkili vaskülitler etyolojide temel nedenlerdir. 35 www.tusem.com.tr Klinik Bilimler / T 39 - 8 29. Aşağıdakilerden hangisi ceza hukuku yönünden adli psikiyatrinin bilirkişilik alanlarındandır? 26. 26 yaşında kadın hasta, gebeliğinin 5. ayında yapılan USG’de fetusda kalp hızı haricinde herşey doğal saptanıyor. Aşağıdakilerden hangisi annede tetkik edilmesi gereken serolojik testtir? A) Anti-Ro antikorları B) Anti sentromer C) Anti-ds DNA D) Anti-Jo-1 A) Mağdurun kim tarafından istismara uğradığını belirlemek B) Ceza sorumluluğunu kaldıran akıl hastalığının iyileşip iyileşmeyeceği yönünde rapor düzenlemek C) Kişinin tehlikeli olup olmayacağı hakkında rapor düzenlemek E) Anti histon 26 – A D) Mahkemenin gerek gördüğü durumlarda kişide alkol ya da madde bağımlılığı olup olmadığını belirlemek TU SE M Anti-Ro antikorları, etkilenen yenidoğanlarda konjenital kalp blokları ve kutanöz erüpsiyonlardan, yetişkinlerde ise fotosensitif erüpsiyonlar ve Sjögren sendromundan sorumludur. E) Sanıklardan hangisinin suçlu olduğu hakkında rapor düzenlemek 29– D 27. 75 yaşında, bayan hasta baş ağrısı, saçlı deride hassasiyet, çenede kladikasyon, görmede azalma yakınmaları ile başvuruyor. Aşağıdaki tetkiklerin hangisinin normal olmaması beklenir? 30. Aşağıdakilerden hangisi sensörinöral tipte işitme kaybına sebep olur? A) Kreatinin B) Lökosit A) Buşon C) Sedimentasyon D) MCV B) Presbiakuzi E)ALP C) Erken dönem seröz otit 27 – C D) Kemikçik zincir kopması Temporal arteritte sıklıkla normokrom normositik anemi görmekle birlikte sedimentasyon yüksekliği tipiktir. Tanı anında lökositoz beklenmez, böbrek tutulumu tipik değildir. Önemli bilgi; sedimentasyon yüksekliği gibi karaciğer transaminaz testleri de yüksek beklenir. E) Erken dönem otoskleroz 30 – B 31. Bezold absesi otitis medianın komplikasyonlarından hangisi ile ilişkilidir? A) Labirentit B) Subdural abse 28. Gözde retinoblastom ile karışan granüloma neden olan visseral larva migrans etkeni paraziter aşağıdakilerden hangisidir? C) Lateral sinüs tromboflebiti D)Mastoidit A) Toxoplasma gondii E) Serebral abse B) Echinococcus alveolaris 31 – D C) Toxocara canis D) Ancylostoma duodenale 32. Gözün iki ekseni arasında kırıcılık farkı olması aşağıdaki refraksiyon kusurlarından hangisidir? E) Ancylostoma braziliense 28 – C A)Hipermetropi Soruda Toxocara canis veya Toxocara cati’nin etken olduğu visseral larva migrans (Soruda oküler toksokariyazis ) tanımlanmaktadır. Toxoplasma gondii yenidoğanda gözde bilateral retinit ve yaygın serebral kalsifikasyona neden olur. Ancylostoma braziliense ve Ancylostoma caninum ise kutanöz larva migrans etkenidir. B)Miyopi www.tusem.com.tr C) Astigmatizma D) Presbiyopi E) Anizometropi 32– C 36 Klinik Bilimler / T 39 - 8 33. Tek gözde görmesi aniden ışık hissi veya el hareketleri düzeyine düşen, yaşlı, ağrısı ve göz kızarıklığı olmayan, fundus muayenesinde retinanın soluk ve foveanın kırmızı göründüğü bir tabloda aşağıdakilerden hangisi öncelikle düşünülmelidir? A) Açık açılı glokom B) Hifema C) Katarakt D) Optik nöropati 37. Lepromatöz lepralı erkek hastada aşağıdakilerden hangisi beklenmez? A) Sterilite B) Omnibus belirtisi C) Perinede anestezi D) Saçlarda dökülme E) Nasal septumda perforasyon 37 – D E) Santral retinal arter tıkanıklığı 38. İlk kez oluşan %40 pnömotoraks varlığında en seçkin tedavi yöntemi aşağıdakilerden hangisidir? 33 – E TU SE M A) Torakotomi ile plörektomi B) Derin nefes egzersizleri 34. İki parmak arası web oluşumu aşağıdakilerden hangi- C) İnterkostal sinir blokajı sinde görülür? D) İstirahat A) Sindaktili E) Kapalı toraks drenajı B) Fokomeli 38 – E C) Kamptodaktili D) Polidaktili 39. Pemfiguslu hastalarda deride biriken otoantikorlar aşağıdaki yapılardan hangisine karşı oluşmaktadır? E) Mallet finger A)Desmosom 34 – A B) St. Korneum C) pidermiste interstisyel maddeye karşı 35. Aşağıdakilerden hangisi yarık damak-dudak anomalisi olan bir bebekte beslenme sırasında dikkat edilmesi gereken hususlardan biri değildir? D) Bazal membran E)Hemidesmozom A) Beslenme sırasında bebeğin 60-90 derece oturur pozisyonda tutulması 39 – A B) 30 dakikadan uzun sürmeyen az miktarda ve sık beslenme 40. Akut epididimit ile ayırıcı tanısı gereken ürolojik acil durum aşağıdakilerden hangisidir? C) Gerektiğinde damar yoluyla nutrisyon desteği A) Üreter taşı B) Skrotal deri enfeksiyonu D) Postoperatif berrak ve sulu gıdalarla besleme C) Testis torsiyonu D) Fournier gangreni E) Oral alımın hemen kesilmesi E) Prostatit 40 – C 35 – E 41. Aşağıdakilerden hangisi pamuk endüstrisinde çalışan kişilerde görülen bir meslek hastalığıdır? 36. Liken planus ile ilgili verilenlerden hangisi yanlıştır? A) En sık yerleşim yeri oral mukozadır A) Asbestoz B) Tularemi B) Histopatolojisinde dermal bileşkede bant şeklinde birikim olmaktadır. C) Tüberküloz D) Brucelloz E) Bisinozis C) Köbner fenomeninin en sık görüldüğü hastalıklardan biridir 41 – E Bisinoze en sık yol açan bitki pamuktur.Pamuk toplandıktan sonra konfeksiyon aşamasına kadar tüm işlemler sırasında pamuk tozu oluşur.Keten , sisal , kendir , kapok, jüt ve hatta yünde bisinozise neden olan diğer bitkiledir. Bisinozisten sorumlu mekanizma(lar) ve sorumlu etken(ler) hala tartışmalıdır.Suyla yıkanmış pamuğun tozunun bisinozis oluşturmaması nedeniy- D) Geri dönüşümsüz alopesi görülebilir E) Oral mukoza tutulumunda malignite gelişim riskinden dolayı siklosporin kullanılmaktadır. 36 – A 37 www.tusem.com.tr Klinik Bilimler / T 39 - 8 44. Üst solunum yolu enfeksiyonu sonrasında kol ve bacaklarda kırmızı-mor, kabarık, kaşıntısız döküntüler; eklem ağrısı ve karın ağrısı şikâyetleriyle getirilen bir hastada öncelikle aşağıdakilerden hangisi düşünülmelidir? le suda çözünen bir maddenin sorumlu olduğu düşünülmektedir.İleri sürülen mekanizmalar;Histaminin nonimmunolojik salınımı , Bakteriyel endotoksin , fungal enzimler, mediatörlerin nonspesifik farmakolojik salınımıdır. A) Henoch Schönlein purpurası 42. Aşağıdaki hastalıklardan hangisinin uluslar arası bildirimi zorunludur? A) Boğmaca B) Brucella C) Tifüs D) Kancalı kurt B) Poliarteritis nodosa C) Sistemik lupus eritematozus D) Romatizmal ateş E) Ailevi Akdeniz ateşi E) Tüberküloz TU SE M 44 – A 42 – C • Henoch Schönlein purpurası (HSP) çocukluk çağının ve ülkemizin en sık görülen vaskülitidir. B Grubu Ülkemizde ya hiç görülmemiş ya da uzun zamandan bu yana görülmeyen hastalıklardır. Dünyanın bazı bölgelerinde halen var olmaları, yayılma eğilimleri ve yüksek mortaliteleri, uluslararası önlemlerin sürdürülmesinin başlıca gerekçelerini oluşturur. Bu hastalıklardan olası bir vaka ile karşılaşan hangi basamak sağlık kurumu olursa olsun, doğrudan ve en hızlı haberleşme aracı ile Sağlık Bakanlığı’na ihbar etmekle yükümlüdür. Uluslararası düzeyde ise, bu hastalıkların bildirilmesi, yalnızca Bakanlığın yetkisindedir. • Ana klinik bulgularını döküntü, eklem bulguları, gastrointestinal tutulum ve böbrek tutulumu oluşturmaktadır. Hastaların hemen hemen tamamında daha çok saçlı deride belirgin olan yumuşak doku ödemi görülebilir. Nontrombositik purpuranın en sık nedenidir. • Üst solunum yolu enfeksiyonunu (A grubu beta hemolitik streptokok) veya başka enfeksiyonları (hepatit B , varisella ve yersinia) takiben ve Yine salisilat, ampisilin, penisilin, eritromisin ve klorpromazin kullanan bireylerde ilaç alımını takiben ortaya çıkar. Bu gruptaki hastalıklar; Çiçek, • Erkeklerde kızlara oranla daha sık görülür. En çok 2-8 yaş arasında ve kış aylarında sıktır. Sarı humma, Epidemik Tifüs, 45. Protein enerji malnütrisyonlu çocuklarda ölümün ana nedeni aşağıdakilerden hangisidir? Veba. A) Enfeksiyonlar 43. Altı yaşında bir çocukta travma öyküsü yoksa resüsitasyon için solunum yollarını açmak için en uygun pozisyon aşağıdakilerden hangisidir? B) Kalp yetmezliği C) Elektrolit bozukluğu D) Kanama E)Hipotermi A) Baş geri çene yukarı ( boyun hafif ekstansiyonda) 45 – A B) Baş geri çene yukarı ( boyun hiperekstansiyonda) Ağır PEM’li çocuklarda mortalite %10-20 arasındadır. Mortalite riski Yaşa göre ağırlık < %60 olanlarda 8 kat, %60-69 olanlarda 4-5 kat ve hatta hafif malnütrelerde (%70-79) 2-3 kat artar. Ağır mental depresyon, hipotermi, hipoglisemi ve peteşiler kötü prognoz işaretidir. C) Çene itme D) Omuz altına ince havlu koymak E) Dil-çene çekme manevrası 43 – A Ana ölüm nedeni enfeksiyonlardır ayrıca elektrolit dengesizlikleri ve kalp yetmezliği de rol oynar. Baş geri çene yukarı ( boyun hafif ekstansiyonda) 8 yaş altı travmasız hastalara uygulanır. İyileşmeye başlayan hastalar ise genellikle 2-3 ay sonra boyuna uyan tartıya ulaşır. Vücuttaki değişiklikler genellikle reversible olmasına rağmen erken başlayan ve uzun süren PEM vakalarında irreversible (erişkin kısa boy ve zayıflık) hale gelebilir. Çocukluk malnütrisyonunun yaşayanlarında ayrıca kognitif fonksiyonlar ve okul performansında defektler olur. Normal çocuklara göre IQ’da 5–15 puan eksiklik vardır. BGA’sı düşük (kronik-ağır) olan çocuklar daha fazla etkilenirler. Baş geri çene yukarı ( boyun hiperekstansiyonda) 8 yaş üstü ve erişkinlerde travmasız hastalara uygulanır. Çene itme travma öyküsü olanlarda servikal hasar riskinden dolayı uygulanır. Omuz altına ince havlu koymak yenidoğan ve küçük bebeklerde uygulanır. Dil-çene çekme manevrası yabancı cisim arama manevrasıdır. www.tusem.com.tr 38 Klinik Bilimler / T 39 - 8 46. Aşağıdaki hastalıklardan hangisinde sekonder hiperoksalüri beklenen bir bulgudur? Ornitin transkarbamilaz (OTC) eksikliği X’e bağlı kısmen dominant kalıtılır. Kızlarda heterozigot OTC eksikliği en sık (%40) görülen üre siklus defektidir. Genellikle asemptomatiktir. Hafif form hiperamonyemi ataklar (ataksi, mental konfüzyon, ajitasyon, saldırganlık, kusma ve nörolojik anormallikler) ile ortaya çıkar. Atak arası normaldir. Atakta koma ve ölüm olabilir. A) Hipotiroidi B) Juvenil idiopatik artrit C) Aşırı barsak rezeksiyonu D) Akciğer tüberkülozu Ağır form yenidoğan bulguları ile ilk günlerde ortaya çıkar. Plazma sitrülin(↓), arjinin(↓), alanin(↑), glutamin (↑); İdrarda orotik asit(↑)-pembe çamur/taş şeklinde çöker. BUN genellikle normaldir. Tedavide sitrülin kullanılır. Karaciğer transplantasyonu başarılıdır. E) Rikets 46 – C TU SE M Sekonder hiperokzalüri nedenleri 1. Piridoksin eksikliği 2. Etilen glikol (antifriz) alımı 3. Vitamin C intoksikasyonu 48. İki yaşındaki erkek hastanın 10 gündür düşmeyen ateşi mevcut, 5 gündür membranöz tonsillofarenjit nedeniyle antibiyotik kullanan hastanın vücudunda yaygın polimorfik makülopapüler döküntü, bilateral konjonktivada kızarıklık ve oral mukozada hiperemi tespit ediliyor. El ve ayaklarında kızarıklık ve şişlik olan hastanın el derisinde soyulma gözleniyor. Yapılan tetkiklerinde idrar mikroskopisinde bol lökosit ve yüksek akut faz reaktanları saptanıyor. 4. Metoksifluran anestezisinden sonra 5. İnflamatuar barsak hastalığı 6. Aşırı barsak rezeksiyonu (enterik hiperokzalüri) 47. On günlük erkek bebekte, kusma, letarji ve konvülsiyon gelişiyor. Kan gazında asidoz bulunmayan hastanın, amonyak düzeyi 2000 µmol/L. İdrarda orotik asit düzeyi yüksek saptanıyor. Soygeçmişinde akraba evliliği ve kardeş ölüm öyküsü olduğu öğreniliyor. Yukarıda tarif edilen hastanın en olası tanısı aşağıdakilerden hangisidir? Bu bebek için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? A)Ürosepsis A) Yenidoğanın geçici hiperamonemisi B) Kızıl B) Metil malonik asidemi C) Enfeksiyöz mononükleaz C) Ornitin transkarbamilaz eksikliği D) Mukokütanöz lenf nodu sendromu D) Karbamil fosfat sentetaz eksikliği E) Toksik şok sendromu 48 – D E) N-asetil glutamat sentetaz eksikliği 5 yaş altında olması, 5 günden fazla süren ateşinin olması, makülopapüler döküntü, oral mukoza değişiklikleri, bilateral konjonktivit ve el ayakta deskuamasyonlu hiperemi Kawasaki (Mukokütanöz lenf nodu sendromu=İnfantil PAN) tanısı için yeterlidir. Kawasakide menbranöz tonsillit de, idrarda steril piyüri de gözlenir. 47 – C 49. Allerjik çocuklarda en sık görülen cilt bulgusu aşağıdakilerden hangisidir? A) Atopik dermatit B) Ürtiker C) Dennie-Morgan çizgileri D)Kserozis E) Keratozis piliaris 39 www.tusem.com.tr Klinik Bilimler / T 39 - 8 • Pnömokok, P.jiroveci ve herpes enfeksiyonları sıklığı artmıştır. İlk bulgu sıklıkla kanlı ishaldir. Kronik böbrek hastalıklarına eğilim görülen sendromda EBV-ilişkili malignite ana ölüm nedenidir. 49 – D Kserozis (kuru cilt) alerjik çocuklarda en sık görülen cilt anomalisidir. • Tedavide antibiyotik, aylık TDP verilir. KİT yapılabilir. 50. T lenfosit disfonksiyonu düşünülen hastada ilk yapılması gereken test aşağıdakilerden hangisidir? 52. Konjenital hipoplastik anemi ile ilgili ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Serum hemaglutinin düzeyi B)Flowsitometri A) Osteosarkom riski artmıştır. C) Candida deri testi TU SE M B) Kraniofasyal anomaliler sıklıkla eşlik eder. D) İnhalasyon boya testi C) Normokrom makrositerdir E) Total T hücre sayımı D) Hayatın ilk 2 ayında belirgindir. 50 – C E) Trombositoz trombositopeniden daha sık görülür. Candida deri testi, T-hücre fonksiyonunun en ekonomik testidir. Ancak PPD de kullanılabilir. 52 – D • Vakaların %90’dan fazlası hayatın 1. yılında tanı alır, ortalama tanı yaşı 3 aydır. T hücre ve hücre alt populasyonların sayımı, T hücreleri (CD2, CD3, CD4, ve CD8) üzerinde • En karakteristik özellikleri makrositik anemi, retikülositopeni, normal selüler kemik iliğinde KK öncüllerinin eksikliği veya yokluğu (pür KK aplazisi) dur. bulunan CD antijenleri tanıyan antikorlar kullanarak flow sitometri ile yapılabilir. CD3+ T hücreleri genellikle periferal lenfositlerin %70’ini oluştururlar. • Hastaların %40-45 OD geçişli familyal vakaladır. Hastalarda öncelikle yapılmış gecikmiş tipte aşırı duyarlılık testlerine yanıt alınmışsa başka teste gerek yoktur. Ancak yanıt alınamayan hastalarda total T hücreleri sayılır. Bu hücreler yüzeylerindeki belirleyiciler yardımıyla sayılabilir. (koyun alyuvarları-Rozet ya da immünfloresan yöntemiyle) • Hematopoez genellikle fetal hayatta yeterli olmasına karşın, bazı bebekler doğum sonrası ilk gün soluk görünürler, nadiren hidrops fetalis oluşur. • Derin anemi genellikle 2–6 ay arasında belirgin hale gelir. Hastaların %30’unda kısa boy, %30-35’inde konjenital anomaliler bulunur. En sık hipertelorizm ve kalkık uçlu burunu da içeren kraniyofasyal anomaliler görülür. Tenar kenarın düzleşmesi ve trifalengeal baş parmak anomalileri tek veya iki taraflı olabilir. Radyal nabız alınamayabilir. Karaciğer ve dalak başlangıçta büyük değildir. 51. Aşağıdakilerden hangisi Wiskott-Aldrich sendromunda görülmesi beklenen klinik ve laboratuvar bulgulardan birisi değildir? A) IgM düşüklüğü • Vakaların %80’i başlangıçta steroid tedavisi yanıt verir. % 20 spontan remisyon olur. Yanıt vermeyenlere 4-8 haftada bir transfüzyon yapılır. Ferritin düzeyi 1500 mg/dl’yi aşanlarda deferoksamin başlanır. KİT denenebilir. B) X’e bağlı resesif geçiş C) Trombositopeni D) Polisakkarit antijenlere antikor yanıtında azalma E) Seboreik dermatit • Lösemi ve başta osteosarkom olmak üzere solid tümör riski artmıştır. 51 – E • X’e bağlı resesif geçişli CD 43 yüzey proteini ekspresyonunun azalmasına bağlı ortaya çıkan sendrom MPV’si düşük küçük ve sayısı azalmış trombositlere sekonder purpura ve atopik dermatitle (1 yaş civarı ortaya çıkar) karakterizedir. 53. Aşağıdakilerden hangisi yapısal kalıtsal pansitopeni sendromu değildir? A) Dubowitz sendromu B) Seckel sendromu • IgG normal, IgM azalmış, IgA ve IgE artmıştır. B hücre sayısı normaldir. C) Fanconi anemisi D) Shwachmann-Diamond sendromu • Polisakkarit antijenlere antikor yanıtı bozulmuştur. T hücre fonksiyonu zaman içinde azalır. www.tusem.com.tr E) Bloom sendromu 40 Klinik Bilimler / T 39 - 8 53 – E 55 – A Herediter pansitopeni nedenleri Fankoni anemisi (en sık) Diskeratosis konjenita Scwachman-Diamond sendromu Amegakaryositik trombositopeni Diğer genetik sendromlar Down sendromu Dubowitz sendromu Seckel sendromu Retiküler disgenesis Schimke immüno-ossöz displazi Familyal aplastik anemiler (Fanconi-dışı) Saç-kıkırdak hipoplazisi Pearson sendromu Noonan sendromu ALL’de prognoz faktörleri İYİ KÖTÜ Tedaviye yanıt Hızlı (< 1ay remisyon) Yavaş (> 1ay ) Yaş 1-10 yaş < 1yaş, > 10 yaş Lökosit sayısı (tanı sırasında) < 50 bin/mm3 > 50 bin/mm3 İmmunfenotip Erken pre-B T hücreli Kromozomal anomaliler Hiperdiploidi TEL-AML 1= t(12;21) Trizomi 4,10, 17 Hipodiploidi MLL-AF4 = t(4;11) BCR-ABL= t(9;22) MSS tutulumu (-) (+) Cinsiyet kız erkek Organomegali (-) (+) Mediastinal kitle (-) (+) TU SE M FAKTÖR 56. Aşağıdakilerden hangisi, çocukluk çağında otitis media için risk faktörlerinden birisi değildir? A) Kardeşlerde yineleyen otit öyküsü B) Alerjik rinit C) Kistik fibrozis 54. Aşağıdaki hastalıklardan hangisinde fetal hemoglobin düzeyinde artma görülmez? D) Kız cinsiyet E) İlk otit atağını erken geçirmiş olmak A) Fanconi aplastik anemisi B) Beta talasemi 56 – D C) Hemoglobin SS hastalığı AOM Risk faktörleri D) Myelodisplastik sendrom 1. Viral ÜSYE -En sık- E) Familyal hemofagositik sendrom 2. Kistik fibrozis 3. Alerjik rinit 54 – E 4. Östaki tüp disfonksiyonu • Kemik iliğinde stres eritropoeze sekonder Fanconi aplastik anemisi, Diamond-Blackfan anemisi, Pearson sendromu ve myelodisplastik sendromda (prelösemi) HbF yükselir. 5. İmmun yetmezlikler 6. Primer silier disgenezi • Beta talasemi ve orak hücre anemisinde HbA sentezindeki defekti HbF artışı kompanse etmeye çalışır. 7. Yarık damak • 9. Düşük sosyoekonomik düzey 8. Kardeşlerinde tekrarlayan otit öyküsü Familyal hemofagositik sendromda HbF normaldir. 10.Sigara dumanına maruziyet 11.İlk otitin erken yaşta olması Kistik fibrozisli çocuklarda akut otitis media görülür, kronik seröz otit görülmez. 55. Aşağıdakilerden hangisi çocuklarda akut lenfoblastik lösemi (ALL) için kötü prognostiktir? 57. Ateş, yorgunluk, membranöz tonsillit, damakta peteşiler, göz kapaklarında ödem, jeneralize LAP, splenomegali ve makülopapüler raş olan hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? A) Erkek cinsiyet B) Erken pre-B immunfenotip C)Hiperdiploidi A) Kızamıkçık D) 5 yaşında olmak C) Eritema enfeksiyozum D) Kızıl E) Lökosit sayısının 20 bin/mm3 olması E) Difteri 41 B) Enfeksiyöz mononükleoz www.tusem.com.tr Klinik Bilimler / T 39 - 8 57 – B 59 – B Ateş ve membranöz tonsillit kızıl ve difteride, damakta peteşiler kızılda ve kızamıkçıkta, jeneralize LAP kızamıkçıkta ve makülopapüler raş kızamıkçık ve kızılda, ve sayılan özelliklerin tamamı enfeksiyöz mononükleozda görülür. EMN’li hastaların %3-15’inde raş görülürken, ampisilin verilenlerin %80’inde görülür. Yorgunluk, farenjit ve jeneralize LAP triadıdır. Tanıda en spesifik ve sensitif yöntem VCA-IgM saptanmasıdır. Proksimal RTA (Tip 2) • Proksimal tübül HCO3 reabsorbsiyonunun bozulması sonucudur. • Hipokalemi ve hiperkloremi vardır. HCO3 kaybı genelde distal RTAdan daha ağırdır. • Distal tubuler asidifikasyon mekanizması normal olduğundan idrar asidifiye edilebilir. • Tipik olarak global proksimal tüp disfonksiyonunun bir komponenti veya Fankoni sendromuyladır. TU SE M 58. Aşağıdakilerden hangisi hemolitik üremik sendromun prodromal dönem bulgularından birisi değildir? A) Hafif ateş B) Peteşi C) İkter D) Konvülsiyon • Fankoni sendromu düşük moleküllü proteinüri, glikozüri, fosfatüri, artmış üriner Na veya K ekskresyonu aminoasidüri, urikozüri ve proksimal RTA ile karakterizedir. • Proximal RTA ve Fanconi s.’nun klinik manifestasyonu genellikle hayatın ilk yılında büyüme geriliği, poliüri, dehidratasyon (Na kaybına bağlı), anoreksiya, kusma, konstipasyon ve hipotoni iledir. Fanconi sendromlu hastalar fosfat kaybına bağlı rikets semptomları geliştirebilir. E) Kortikal körlük 58 – E HÜS PRODROM DÖNEMİ BULGULARI • Sulu diyarenin aniden kanlı hale dönüşmesi Distal RTA (Tip 1) • Ciddi karın ağrısı • Üriner asidifikasyon proçesindeki transporterların azalmış fonksiyonu (H/ATPase, H−CO3 − /Cl anyon değişiciler veya aldesteron yolu) ile oluşur. • Artmış batın hassasiyeti • Kusma • İdrar pH’si ciddi metabolik asidoz varlığında bile 5.5’in altına düşürülemez. • Letarji • İrritabilite • Hiperkloremi ve hipokalemi ortaya çıkar. Hiperkalsiüri genellikle vardır. Kronik metabolik asidoz üriner sitrat atılımını bozar. Tübüllerde kalsiyum birikimi artıp nefrokalsinozis, nefrolithiazis gelişir. • Solukluk • Hafif ateş • İkter • Proksimal RTAdaki gibi non anyon gap metabolik asidoz ve gelişme geriliği ile ortaya çıkarlar. Proksimal RTA’ daki fosfat ve masif HCO3 kaybı genelde görülmez. Kemik demineralizasyonu aşikar rikets olmaksızın genellikle tip 1 distal RTA da da saptanır. • Peteşi • Konvülziyon ( % 10) • USG’de barsak duvar ödemi ve asit • Kolit, HÜS tanısı konmadan yaklaşık 1-14 gün öncesinde ortaya çıkar Tip IV RTA Kortikal körlük ekstrarenal komplikasyondur, prodromal dönemde beklenmez. • Bozulmuş aldosteron üretimi veya yanıtsızlık sonucu hiperkalemik hiperkloremik non-anyon gap metabolik asidozla gider. • Aldosteron etki kaybıyla hiperkalemi ve amoniogenezin inhibisyonuyla H iyon atılımı inhibisyonu oluşur. 59. Aşağıdakilerden hangisi renal tübüler asidoz tiplerinde gözlenen bulgulardan biri değildir? • Büyüme geriliği ile gelirler. Poliüri, tuz kaybına bağlı dehidratasyon sıktır. • Nadiren (özellikle pseudohipoaldosteronizm tip 1’li hastalar) hayatı tehdit eden hiperkalemi gelişir. A) Tip IV te hiperkalemi B) Proksimal tipte nefrokalsinozis • Obstruktif üropatili hastalar ateş, kusma, kötü kokan idrar gibi akut pyelonefrit bulguları ile gelebilirler. C) Distal tipte hiperkalsiüri D) Tüm renal tübüler asidoz tiplerinde büyüme geriliği • Artmış idrar Na düzeyi ile uygunsuz düşük idrar potasyum düzeyi aldosteron etki yokluğunu yansıtır. E) Proksimal tipte poliüri, polidipsi www.tusem.com.tr 42 Klinik Bilimler / T 39 - 8 60. Baş ağrısı olan 5 yaşındaki bir çocukta hangisinde mutlak santral sinir sistemi görüntülenmesi gerekmez? 62. Aşağıdakilerden hangisi akkiz hipotiroidinin ilk klinik bulgusudur? A) Öksürükle hissedilen kısa baş ağrısı A) Uzamış sarılık B) Büyüme yavaşlaması B) Migrene nöbetin eşlik etmesi C) Miksödem D) Kabızlık C) Peryodik baş ağrısına nöbetin eşlik etmesi E) Soğuk intoleransı D) Gerilim tipi baş ağrısı 62 – B E) Uyandıracak kadar şiddetli baş ağrısı Klinikte karşımıza ilk çıkan genellikle büyüme yavaşlamasıdır. Ancak bu belirti çoğu kez gözden kaçar. Miksödem, konstipasyon, soğuk intoleransı, enerji azalması ve uyku ihtiyacında artış sinsice gelişir. Sürpriz olarak okul çalışmaları ve başarısı genellikle etkilenmez. Kemik yaşı geri kalır. Adolesanlarda puberte gecikir, buna karşı küçük çocuklar galaktore veya yalancı erken puberte ile başvurabilir. Galaktore TRH‘ nin uyardığı prolaktin salgısı sonucudur. Kızlarda meme gelişimi ve erkeklerde makro-orşitizim ile karakterize erken pubertenin anormal yüksek konsantrasyondaki TSH’nin FSH reseptörüne bağlanıp uyarısının bir sonucu olduğu düşünülür. Tirotropların hiperplazisine bağlı hipofiz bezi büyümesi baş ağrısı ve görme sorunlarına neden olabilir. 60 – D TU SE M Çocuklarda baş ağrısında görüntüleme endikasyonları 1. Anormal nörolojik bulgular varsa 2. Baş ağrısına fokal nörolojik bulgu eşlik ediyorsa 3. Auraya ağrısına fokal nörolojik bulgu eşlik ediyorsa 4. Migren ve nöbet birlikteliği varsa 5. Baziller ya da hemiplejik aura varsa akut sekonder baş ağrısı 6. Çocuk 6 yaşında küçük ya da baş ağrısını tarif edemiyorsa 7. Öksürükle hissedilen kısa baş ağrısı 8. Uykudan uyandığında ya da uykudan uyandıran baş ağrısı 9. Aile öyküsü olmayan çocukta migrenöz baş ağrısı varsa 63. Aşağıdaki enzimlerden hangisinin eksikliğinde hipertansiyon, hipokalemi ve yetersiz virilizasyon görülür? 61. Nörokütan hastalıklar görülen lezyon eşleştirmesinden hangisi yanlıştır? A) 17α-hidroksilaz / 17-20 liyaz A) Nörofibramatozis tip 1- makrosefali B) Kolesterol dezmolaz B) Nörofibramatozis tip 2- akustik nörinom C) Aldosteron sentaz C) Tuberoskleroz – Akciğerde lenfanjiomiyomatozis D) 3β-hidroksisteroid dehidrogenaz D) Sturge Weber- intrakraniyal kalsifikasyon E) 11- β hidroksilaz 63 – A E) Von hippel lindau- anemi Hipertansiyon ve hipokalemi yapanlar 17α-hidroksilaz / 17-20 liyaz ve 11- β hidroksilaz eksikliğidir. 11- β hidroksilaz eksikliğinde artmış virilizasyon; 17α-hidroksilaz / 17-20 liyaz eksikliğinde ise erkek çocuklarda yetersiz virilizasyon ( Erkek yalancı hermafroditizmi) görülür. 61 – E NF-1 olan çocuklarda nörolojik komplikasyonlar (Öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği veya konuşma bozuklukları) sık görülür. Nadiren serebral anevrizma ve nöbetler görülebilir. Sıklıkla normal hacimli ventriküller ile makrosefali görülmekle birlikte, akuaduktal stenoza bağlı hidrosefali de nadiren görülür. MR’da 30 yaşından önce kaybolan sinyaller(tanımlanmamış parlak objeler) görülür. 64. Aşağıdaki hastalıklardan hangisinde ikinci kalp sesi (S2) hem inspiryumda hem de ekspiryumda her zaman tek duyulur? NF-2’de 8. sinir kitlesi (akustik nöroma=vestibüler schwannom) görülür. Tuberosklerozda akciğerde lenfanjiomiyomatozis genellikle 20 yaşından sonra kadınlarda görülür. A) Ağır pulmoner stenoz B) Ağır aort stenozu Sturge Weber’de MR’da leptomeningeal anjiomalar, serebral atrofi ve intrakraniyal kalsifikasyon gösterilir. C) Pulmoner atrezi D) Büyük arter transpozisyonu Von hippel lindau’lu hastalarda serebellar tm’ün çıkarılması ile ortadan kalkan polistemi görülür. E) Pulmoner hipertansiyon 43 www.tusem.com.tr Klinik Bilimler / T 39 - 8 64 – C 68. Aşağıdaki aşılardan hangisi, 4 aylık bir bebeğe yapılabilir? Semilunar kapaklardan birisi yoksa S2 her zaman tek duyulur. A) Kızamık aşısı Tek semiluner kapak B) Polisakkarit pnömokok aşısı • Pulmoner atrezi C) İnfluenza virus aşısı • Aort atrezisi D) İnaktif polio aşısı • Trunkus arteriozus E) İnsan papilloma virus aşısı 68 – D 65. Romatizmal kapak hastalığı olan 10 yaşındaki penisilin alerjisi olan hastaya diş çekimi için en uygun enfektif endokardit profilaksisi tedavisi aşağıdakilerden hangisidir? TU SE M • Kızamık aşısı en erken 12 aylık iken, salgınlarda 6 aylık iken yapılır. A) Sefazolin B) Gentamisin C) Seftriakson D) Klindamisin • Polisakkarit pnömokok aşısı 2 yaşından sonra yapılır. • İnfluenza aşısı en erken 6 aylık iken yapılır. • İnsan papillomavirüs aşısı minumum 9 yaşında önerilir. E) Vankomisin • İnaktif polio aşısı 6.haftadan itibaren yapılabilir. 65 – D EE Profilaksisi • Standart profilaksi→ Amoksisilin • Oral alamayan hastalara→ Ampisilin • Penisilin alerjisi→ Klindamisin, Sefaleksin, Sefadroksil, Azitro-klaritromisin • Penisilin alerjisi, oral alamayan→ Klindamisin, Sefazolin 69. Aşağıdakilerden hangisi temas sonrası aşılama ile önlenebilen hastalıklardan biri değildir? 66. Aşağıdaki çocukluk çağı döküntülü hastalıklarından hangisinin A grubu beta hemolitik streptokok enfeksiyonlarına zemin hazırlama olasılığı en yüksektir? A) Kızamık A) Kızamık B) Kızamıkçık B) İnfluenza C) Suçiçeği D) Roseola infantum C) Hepatit A E) Eritema enfeksiyozum D) Suçiçeği E)Kuduz 66 – C Su çiçeğinin en sık komplikasyonu sekonder bakteryel cilt enfeksiyonu ( impetigo, sellülit, subkutan abse) . 69 – B Temas sonrası profilaksi ile önlebilen hastalıklar Kızamık: 12 ay duyarlı çocuklara ilk 3 içinde gün tek doz aşı; < 12 ay aynı evde yaşayan çocuk, duyarlı gebe, immun yetmezliği olanlara ilk 6 gün içinde Ig uygulanmalıdır. 67. Aşağıdaki çocukluk çağı döküntülü hastalık etkenlerinden hangisi el ve ayaklarda “eldiven ve çorap” biçiminde papüler-purpurik tipte döküntüye neden olur? A) Kızamık virusu B) Kızamıkçık virusu C) Varisella-zoster virusu D) Herpesvirus tip 6 Suçiçeği: Maruziyetten sonraki 3-5 gün içinde normal çocuklara verilen aşı da varisellayı önlemede veya modifiye etmede etklilidir. İmmün yetmezlik olanlarda, gebe kadınlarda ve neonatal karşılaşmada VZİG uygulanmalıdır E) Parvorvirus B19 Hepatit B: Hastalık ile temas öyküsünde yatkın kişiye HBIG ve aşı aynı anda yapılabilir. 67 – E Eldiven çorap sendromu: El ve ayakta peteşi benzeri lezyonlar Parvovirüs B19 ‘a bağlı gelişir. Eritema enfeksiyozumun diğer komplikasyonları; Fetal hidrops , Artrit ve artralji, aplastik kriz ve myokardittir. www.tusem.com.tr Hepatit A: Hastalık ile temastan sonra olabildiğince erken dönemde standart immunglobulin verilmelidir. Kuduz 44 Klinik Bilimler / T 39 - 8 70. Prenatal USG’de ince barsakta dilatasyondan dolayı intestinal obtrüksiyon ön tanısı konan hastanın doğduktan sonra aşırı sulu ishali başlamış. Serumda hipokalemi, hiponatremi, hipokloremisi mevcut. Kan gazında pH: 7.50, pCO2: 40 mmHg, HCO3: 35 meq/L saptanıyor. 72. Aşağıdakilerden hangisinde X’e bağlı dominant kalıtım gözlenmez? A) Hipofosfatemik raşitizim B) İnkontinentia pigmenti C) Ehler-Danlos sendromu Bu hastanın en olası tanısı aşağıdakilerden hangisidir? D) Ornitin transkarbamilaz eksikliği A) Hipertrofik pylor stenozu E) Alport sendromu B) Hirshsprung hastalığı 72 – C Ehler-Danlos sendromu eklem ve ciltte hiperekstansibilite ve kötü yara iyileşmesi ile karakterize otozomal dominant bir hastalıktır. C) Bartter sendromu TU SE M D) Klor kaybettiren diyare E) Mikrovillüs inklüzyon hastalığı 73. Plazma osmotik basıncını belirleyen en önemli komponent hangisidir ? 70 – D Klor kaybettiren diyare Klor/bikarbonat transportundaki defekte bağlı resesif, herediter, nadir bir hastalıktır. Polihidroamniyoz görülür, ana semptom doğumda başlayan aşırı sulu ishaldir. İshal dehidratasyon ve hipokalemi, hipokloremi ve alkaloz ile karakterize ağır elektrolit bozukluğuna yol açar. Dışkı Na ve K’un toplamından fazla (125-150 mEq/l) klor içerir. Tedavi ishali düzeltmez, ancak komplikasyonları azaltır. Başlangıçta sıvı-elektrolit kaybı IV tamamlanır. Bir aydan sonra oral sıvılar tolere edilir. Tedavi yenidoğanda başlanırsa büyüme-gelişme mükemmeldir. A) Plazma sodyum düzeyi B) Plazma Potasyum düzeyi C) Plazma Klor Düzeyi D) Kan Glukoz Miktarı E)BUN 73 – A Plazma ozmolaritesi (mOsm/kg)= 2x(Plazma Na +K) + (Glukoz/18) + (BUN/2.8) 74. Aşağıdaki organların hangisinin patolojik düzeydeki sıvı kayıplarından metabolik asidoz gelişme ihtimali en yüksektir? A) Kolon 71. Geçirilmiş üst gastrointestinal sistem kanaması olan 6 yaşında bir çocukta splenomegali ve polikistik böbrek hastalığı saptanmıştır. B) Safra C)Mide D) Pankreas Bu çocuk için en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? E) İnce Barsak A) Wilson hastalığı 74 – D Gastrintestinal sıvıların içerikleri: B) Konjenital hepatik fibrozis C) Portal ven trombozu En çok potasyum tükürük ve mide sekresyonunda, en çok klor mide sıvısında, en çok bikarbonat ise pankreas sekresyonunda bulunur . Mide sıvısı kayıplarında hipokalemik, hipokloremik metabolik alkaloz, pankreas sıvısı kayıplarında ise metabolik asidoz gelişir. Aşırı kolonik sıvı kayıplarında (örneğin; kolorektal villöz adenomlar) hipokalemi gelişebilir. D) İdyopatik portal hipertansiyon E) α1-antitripsin eksikliği 71 – B İnfantil polikistik hastalık ( Otozomal resesif) sıklıkla konjenital hepatik fibroza eşlik edebilir. Nadiren nefronoftizide eşlik edebilir. Asemptomatik olabileceği gibi ciddi portal hipertansiyona da yol açabilir. Sıklıkla çocukluk çağında hepatosplenomegali ile gelir. Hepatoselüler fonksiyonlar iyi korunur. AST, ALT, bilurubin düzeyi genellikle normaldir. ALP biraz yükselmiştir. Tanı için karaciğer biopsisi gerekir. 45 Günlük miktar Na K Cl HCO3 Tükürük 500-2000 10 20-30 10 30 Mide 1000-2000 60-90 10-30 100-130 - İnce barsaklar 2000-9000 120-140 5-10 90-120 30-40 Kolon - 60 30 40 - Pankreas 600-2000 140 5-10 70-90 95-115 Safra 50-800 140 5-10 90-110 30-40 www.tusem.com.tr Klinik Bilimler / T 39 - 8 75. Aşağıdaki alternatif solüsyonlardan hangisi kanama bozukluklarına neden olma olasılığı daha azdır? • Normal volüm + hiponatremi varsa SIADH araştırılmalı A) Kolloidler B) Hipertonik NaCl • Hipervolemik ve SIADH bağlı hiponatremilerde hipoozmolalite olur C) Gelatin D) Albumin • Hiperglisemide hiponatremi olur ama hipoozmolalite olmaz E) Dextran 77. AİTK (Araç içi trafik kazası) sonrası femur kırığı ve sağ torakal bölgede künt yaralanması olan hastada aşağıdaki hormonlardan hangisinde artış olmaz? A) Kortizol B) IGF 1 C) Katekolaminler D) ADH TU SE M 75 – D Alternatif replasman sıvıları ve özellikleri: Hipertonik NaCl: Cerebral perfüzyon artışı ve İntrakraniel basınç azalması Kanama artışı Kolloidler : Kapiller geçirgenlik artışı Albumin: Allerjik reaksiyon Böbrek yetmezliği ve pulmoner yetmezlikte dikkatli kullanılmalı Dextran: Kan vizkozitesini azaltır Hetastarch: Kanama bozukluğu Gelatin Kanama bozukluğu E)ACTH 77 – B Travmada azalan hormonlar: İnsülin (erken dönemde en çok azalan) , T3, TSH, Seks steroidleri, FSH/LH, IGF-1 78. Aşağıdakilerden hangisi apoptozisi hızlandırır? 76. 4 gün önce laparoskopik kolesistektomi ameliyatı geçiren hasta Na:126, Glu:140, CVP 12 mmHg olan hastada plasma osmotik basıncı 260 mOsm, idrar osmolaritesi 320 mOsm olarak hesaplanıyor. Hastadaki hiponatreminin en olası sebebi nedir? Apoptozis, nekrozdan farklı bir diğer hücre ölümü modudur ve hücrenin resorbsiyonu, kromatin yoğunlaşması, apoptotik cisim formasyonu ve internukleozomal DNA kırılması şeklinde olmaktadır. Apoptozis fizyolojik ve patolojik birçok duruma adaptasyonu sağlayan kotrollü hücre ölümüdür. 76 – D Hiponatremi: Hipervolemik Normovolemik Hipovolemik İyatrojenik Postoperatif katabolizma Sepsis Hiperglisemi/ mannitol Yatersiz Na alımı Postoperatif ADH * Plazma lipid ve proteinlerinde (psödohiponatremi) GİS kayıpları Antipsikotikler TCA ACE inh. SIADH Renal Diüretikler Primer Böbrek Hastalıkları Normal konakta ve normal koşullarda makrofaj ve nötrofiller apoptozis ile ölür, böylece pro-inflamatuvar etki oluşmadan disfonksiyone makrofaj veya PMN’lerin ortadan kaldırılır. İnflamatuar ortam normal apoptozisi bozar ve inflamatuvar cevap uzar. TNF, IL-1, IL-3, IL-6, GM-CSF ve INF-g gibi proinflamatuar sitokinler ve endotoksin makrofaj ve nötrofil apoptozisini geciktirir. Apoptozisin engellenmesi sonucu 0nflamatuar immunositler travma ve infeksiyonda inflamatuar cevab1 devam ettirir ve güçlendirir. Bu _ekilde ciddi travmal1 ve kritik hastalarda mutiorgan yetmezlii ve mortalite artar. Operasyon sonrası dönemde hastada gelişen hiponatremide akla gelemesi gereken öncelikli durum ADH salınımıdır. Bu durumda hastada plazma osmolaritesi 270 mosm altındaır. İdrar osmolaritesi ise 100 mOsm üzerindedir. Hastada öncelikli yaklaşım, sıvı kısıtlaması olmalıdır. www.tusem.com.tr D) IL-4 Nekroz ile gerçekleşen hücre ölümü temelde hücre membran hasarı ve hücre içeriğinin ortama salınması, inflamasyon, iskemi, hipoksi, infeksiyon ve travmaya cevap gibi değişik şekillerde olabilmektedir. D) Uygunsuz ADH salınımı Hiponatremi (Na < 130 mEq/lt) C) GM-CSF 78 – D İnflamatuar hücre ölümünün regülasyonu: E) Cushing Sendromu B) İnterferon gama E) IL-6 A) NG ile mide sıvı kaybı B) Hiperaldesteronizm C) Hiperglisemi A) TNF alfa Anti-inflamatuar sitokinler olan IL-4 ve IL-10 ise aktive makrofaj ve nötrofillerde apoptozisi hızlandırır. 46 Klinik Bilimler / T 39 - 8 79. Aşağıdakilerden hangisi enteral nutrisyon için mutlak kontrendikasyon oluşturur? 81 – C SIRS (Sistemik inflamatuvar cevap sendromu): Vücut ısısı >380C yada <360C Kalp hızı > 90/dk SS > 20/dk yada PCO2 < 32 mmHg BK >12.000 yada <4000; çomak >%10 A) Ciddi karaciğer travması B) Barsak ödemi C)Asit D) Yüksek debili enterokütan fistül 82. Aşağıdakilerden hangisine profilaktik antibiyotik kullanımı yapılmaz? E) İntestinal obstrüksiyon 79 – E Enteral beslemenin kontrendikasyonları: 1. İntestinal obstrüksiyon varlığı (Kesin kontrendikasyondur) 2. Hemodinamik instabilite 3. Barsak ödemi 4. Radyasyon enteriti, inflamatuvar barsak hastalıklarının akut atakları 5. Barsak iskemisi 6. Asit 7. Proksimal, yüksek debili gastrointestinal fistüller A) Tiroid kanseri nedeni ile yapılan total tiroidektomi TU SE M B) Laparoskopik kolesistektomi C) Pylor obstrüksiyonu için yapılan gastroenterostomi D) Larenks kanseri nedeniyle planlanan larenjektomi E) Mesane tümörü nedeni ile yapılan mesane rezeksiyonu 82 – A Cerrahi yaraların sınıflandırılması: Temiz yaralar: %1-2 GİS, GÜS ve solunum yolları açılmaz Temiz kontamine yaralar: %10à%3-4 GİS, GÜS yada solunum yollarının kontrollü olarak açıldığı, minimal kontamine olan ameliyatlar Kontamine yaralar: %15-20 à %5-10 Açık, travmatik yaralar Cerrahi teknikte majör bozulma Kirli yaralar: %40-50 Perforasyon, intraabdominal apse TEMİZ KONTAMİNE ve KONTAMİNE YARALARDA ANTİBİYOTİK PROFİKALSİSİ YAPILIR 80. Ateşli silah yaralanması sonucu femoral arter yaralanmasına bağlı 28 yaşındaki hasta hemorojik şok tablosu ile acil servise geliyor. Hastanın kanama kontrolü yapılırken, hastaya sıvı ve kan transfüzyonu yapılıyor. Aşağıdakilerden hangisi uygulanan sıvı resüsitasyonunun etkinliği değerlendirmede kullanılan doku spesifik parametrelerden değildir? A) Baz açığı B) Gastrik tonometri C) Doku pH D) Oksijen Karbondioksit Düzeyi E) İnfrared spektroskopi 83. İki saat önce karın sağ üst tarafından kurşunlanmış genç erkek hasta acil servise getiriliyor. Hastanın genel durumu iyi, bilinci açık , hafif taşikardi dışında tüm vital bulguları stabil . Fizik muayenede karın sağ üst kadrandan giren ve sağ flank bölgesinden çıkan kurşun trasesi tespit ediliyor. Sağ tarafta hassasiyet mevcut ancak rebound yok. Bu hastanın takibinde aşağıdakilerden hangisi daha uygun olacaktır? 80 – A Hipovolemik şok resüsitasyonunda hedefler Sistemik /global: Vital Bulgular Baz açığı Laktat Düzeyi Kardiak Output Oksijen dağılımı ve tüketimi Doku Spesifik Parametreler: Gastrik Tonometri Doku pH Oksijen Karbondioksit düzeyi İnfrared spektroskopi Hücresel: Membran potansiyeli Adenosin Trifosfat A) Peritoneal lavaj ile değerlendirilmelidir. B) Lokal anestezi ile yara eksplorasyonu yapmak gerekir. C) Sadece vital bulgular ile takip edilir D) Hemen laparotomi yapılmalıdır E) Abdomen BT 83 – E 81. Aşağıdakilerden hangisi SIRS kriterlerinden değildir? A) Vücut ısısı >38 C B) Taşikardi C) Hipotansiyon D) Takipne E) Lökositoz 47 www.tusem.com.tr Klinik Bilimler / T 39 - 8 84. Differensiye Tiroid kanserlerinden hangisin Multıpl Endokrin Neoplazi (MEN) sendromlarının bir komponentidir? A) Papiller Ca B) Foliküler Ca C) Hurtle Hücreli Ca D) Medüller Ca 86 – B Asemptomatik olgularda cerrahi tedavi endikasyonları Asemptomatik olgularda cerrahi tedavi endikasyonları 1. Serum Ca düzeyi normal üst limitten 1 mg/dl ‘den fazla olanlar. 2. GFR<60ml/dk 3. Kemik yoğunluğundaazalma (T değerinin -2.5’den az olması) 4. 50 yaşından genç olgular. 5. Tıbbi gözlemin mümkün olamayacağı düşünülen olgular E) Anaplastik Ca 84 – D TU SE M 87. Aşağıdakilerden hangisi meme başı akıntıları için yüksek risk sayılır? A) Genç hastalar B) Spontan akıntılar C) Eşilik eden konnektif doku hastalığı olanlar D)Nulliparite 85. Aşağıdakilerden hangisi Diferansiye Tiroid kanserleinde kötü prognostik faktördür? E) Bilateral akıntılar 87 – B Meme başı akıntılarında riski yüksek olgular: Kendiliğinden (spontan) akıntılar Kanlı akıntılar Tek taraflı (unilateral) akıntılar Kitle ile beraber olan akıntılar Tek duktustan gelen akıntılar A) 35 Yaş B) 2 cm tm çapı C) Lenf Nodu Tutulumu D) Ailede Tiroid Kanseri öyküsü olması E) İntratiroidal tümör 85 – C Prognostik skorlama sistemleri AGES:Age (yaş erkekte>40, kadında>50), Grade, Extend (tiroid dışı yayılım), Size (çap) AMES:Age, Metastaz, Extend, Size MACIS:Metastaz, Age, Complete resection (tam rezeksiyon), Invazyon, Size Yaş Cinsiyet Yaygınlık Metastaz Çap Grade 88. Aşağıdaki meme lezyonlardan hangisinin malign potansiyeli en yüksektir? A) Lobuler karsinoma insitu B) Florid Hiperplazi C) Fibroadenom D) Atipik duktal hiperplazi E) Yağ nekrozu DÜŞÜK RİSK YÜKSEK RİSK <40 >40 Kadın Erkek İntratiroidal, kapsüler Extratiroidal yayılım, kapsüler invazinvazyon yok yon var Yok Regional veya uzak <4 cm >4 cm İyi diferansiye Kötü diferansiye 88 – A 1) Kanser riskini arttırmayan lezyonlar Apokrin Değişiklikler (Kistik değişiklikler) Duktal ektazi Yağ nekrozu Fibroadenom Sklerozan adenozis İntraduktal papillom 2) Riski hafif olarak arttıran lezyonlar (1.5-2 kat) Florid hiperplazi Papillomatozis (papillom ise risk yok, multipl papillom’da risk artar) 3) Riski orta dereceli arttıranlar (4-5 kat) Atipik duktal hiperplazi Atipik lobuler hiperplazi 4) Yüksek dereceli arttıranlar (8-10 kat) Lobuler karsinoma insitu Duktal karsinoma insitu 86. Klinik bulgu vermeyen ancak PTH yüksekliği tesbit edilen hastalarda aşağıdakilerden hangisi cerrahi endikasyon oluşturmaz? A) Serum Ca düzeyi normal üst limitten 1 mg/dl ‘den fazla olanlar B) Hiperkalsiüri 400 mg/gün üzerinde olanlar C) GFR de 60 ml/dk altında olanlar D) Kemik yoğunluğunda azalma (T değerinin -2.5’den az olması) E) 50 yaşından genç hastalar www.tusem.com.tr 48 Klinik Bilimler / T 39 - 8 89. 52 yaşında erkek hasta yediklerinin ağza gelmesi, iman tahtası arkasında ağrı ve özellikle gazlı içeceklerle yutma sırasında ağrı, zaman zaman seste kabalaşmadan yakınmaktadır. Çekilen baryumlu grafisinde ösefagusta yapısal lezyona rastlanmıyor. Hastanın en olası tanısı nedir? 92. Altmış yedi yaşında erkek hasta karın sol alt kadranda ağrı ve son 1 gündür rektal kanama şikayeti ile acil servise başvurmuştur. Fizik muayenede, hasta dehidrate görünümde, vücut sıcaklığı 38.2 derece, NDS 90 /dk., TA: 90:50 mmHg ölçülen hastanın kronik kalp yetmezliği teşhisiyle adını bilmediği ilaç kullanım öyküsü mevcuttur. Karın muayenesi normal, tuşede kan bulaşı tespit ediliyor. Barsak sesleri hiperaktif olan hasta daha öncede ara ara bu şekilde ağrıları olduğunu söylüyor. Muhtemel tanı nedir? A) Akalazya B) Diffüz Ösefageal spazm C) Fındıkkıran Ösefagusu D) Sklerodermaya bağlı ösefagus motilite bozukluğu A) Divertikülit B) Kolonik iskemi TU SE M E) Gastroözefageal reflü C) Pyelonefrit 89 – E GER özefagusun en sık görülen hastalığıdır. Spesifik klinik bulgular olmamasına rağmen, temelde retrosternal yanma, regürjitasyon, odinofaji başta gelen semptomlardır. Hastalarda semptomlar özellikle gazlı içeceklerle artar. Bazı hastalarda Üst solunum yoluna ait yakınmalar ( gingivit, otit, stomatit, hoarsness gibi) veya pnomoni, astım benzeri gibi atipik semtomlarla gelebilir. Hastalarda tanı koymada altın standart 24 saatlik PH monitorizasyonudur. Hastalığın komplikasyonlarını değerlendirmede ise en çok kullanılan tetkik Endoskopidir. E) Rektum kanseri 92 – B En sık görülen mezenter damar hastalığıdır. Genellikle yaşlılarda görülür. İMA’nın aterosklerotik darlığı, kolesterol embolileri ve inflamatuar arteriopatilere bağlı gelişebilirse de olguların çoğunda belirgin patoloji tespit edilemez. Tablo geçici kolit şeklinden perforasyona kadar gidebilir. Klinikte sol alt kadrana lokalize kramp tarzında nonspesifik karın ağrısı vardır. Acil defekasyon hissini takip eden 24 saatlik peryotta hematokezya saptanır. 90. Bir önceki soruda tanımlanan hastada tanı koymak için en üstün tetkik hangisidir? A) EUS B) 24 saat PH monitorizasyon C) BT D) Manometri D) AV malformasyon Tanıda dikkatli yapılan kolonoskopi yeterli ve etkindir. Genellikle sıvı resüsitasyonu, antibiyotik tedaviye yanıt verir. Peritonit bulguları, nekroz ve durmayan kanama var ise rezeksiyon gerekir. E) Özefagoskopi 90 – B Bkz ÖNCEKİ SORU AÇIKLAMASI 93. Yukarıda kliniği verilen hastada en yararlı tetkik nedir? 91. Aşağıdakilerden hangisi erken mide kanseri tanısı ile uyumlu değildir? A) Tümörün serozayı infiltre etmiş olması A) Kolonoskopi B) Abdomen BT C) Abdomen USG D) Ayakta Karın Grafisi E) Baryumlu Kolon Grafisi B) Lenf nodu tutulumunun olması 93 – A C) Tümörün mukozada sınırlı olması D) Mide korpusunda görülmesi 94. Mukuslu gayta şikayeti ile kolonoskopi yapıla hastada rektosigmoid bileşkede yaklaşık 1.5cm çaplı saplı polip izleniyor. Polip kolonoskopi sırasında tam olarak eksize ediliyor. Patoloji sonucu invaziv adenokarsinom, cerrahi sınırlar intakt olarak raporlanıyor. Hastaya bundan sonraki yaklaşım ne olmalıdır? E) Prognozun daha iyi olması 91 – A Mide kanserleri mide duvarına invazyon derecesine göre de gruplanır: Erken mide kanseri (EMK) :Erken mide kanseri, patolojik lenf nodu tutulumuna bakılmaksızın mukozayı ve submukozayı tutan kanseri ifade eder. En sık korpusta görülür. Metastaz görülmesi tanıyı değiştirmez. Tüm mide kanserleri arasında kür olasılığı en yüksek olan erken mide kanserleridir. Cerrahi sonrası 5 yıllık sağkalım %99 düzeylerinde iken, submukozal olanlarda bu oran düşer ve en düşük sağkalım lenf bezi tutulumu olan EMK dir. A) Ek girişime gerek yok B) Neoadjuvan KT C) O bölge kolonun segmenter rezeksiyonu D) Total prokto-kolektomi E) Low anterior rezeksiyon 49 www.tusem.com.tr Klinik Bilimler / T 39 - 8 94 – A Saplı veya sesil poliplerde in-situ tümörlerde polipektomi yapılır. İnvaziv kanserli saplı poliplerde kolonoskopik polipektomi yapılır, cerrahi sınırda tümör hücreleri yoksa polipektomi yeterli tedavi olarak kabul edilir. İnvazif kanser içeren sesil poliplerin hepsi Haggit sınıflamasına göre 4. düzeydir ve invazif kolon kanserleri gibi rezeksiyonla tedavi edilir. 97. Yetmiş yaşındaki hasta karın ağrısı, diare ve sarılık yakınması ile başvuruyor. Hastanın son 3 ayda 10 kg kadar kilo kaybı olduğu ayrıca 45 yıldır sigara kullanıcısı olduğu anlaşılıyor. FM de sağ üst kadranda kese ağrısız palpe edildi, ayrıca açık renkli gaita tespit edilen hastanın labaratuar incelemelerde Total bilirubin 9 mg/dl, ALP 450U/LT, ALT 150U/LT, idrar bilirubin pozitif, ürobilinojen negatif tespit edilmiştir. A) Koledokolithiazis B) Klatskin tümörü C) Ampulla Vateri kanseri D) Pankreas kanseri TU SE M 95. Daha önce peptik ülser nedeni ile BTV + Antrektomi ve Bilroth II Gastrojejunostomi yapılmış hastada safra kesesinde taş esbit ediliyor. Sarılık ve akolik gayta gelişen hastada aşağıdakilerden hangisi tanıda öncelikle düşünülmez ? Muhtemel tanı nedir? A) Kan Biyokimyası B) USG C) ERCP D) PTK E) Safra kesesi kanseri 97 – D Pankreas karsinomları klinik siliktir. İştahsızlık, yorgunluk, bulantı, kilo kaybı, epigastrik ağrı, ağrısız sarılık (özellikle baş tümörlerindee), kaşıntı yakınmaları olan ileri yaştaki hastalarda mutlak tanıda düşünülmelidir. Gezici tromboflebit (Trousseau bulgusu) , ağrısız kese (Courvoisier) bulgyuları olabilir. Labaratuvar olarak sensitif ve spesifik bir belirteç yoktur. Bil.,ALP,GGT, AST, ALT değişikleri. PT uzaması, Amilaz lipaz yüksekliği olabilir. CA 19-9 % 75-85 pozitif olmasına rağmen erken tanı için yeterince spesifik ve sensitif değildir. E) MRCP 95 – C ULTRASONOGRAFİ: Safra kesesi ve safra yolları hastalıklarında İL TETKİKTİR. Safra yolları hastalıklarında en sık kullanılan tanısal yöntem olup safra kesesi taşları (kolelitiazis) tanısında en güvenilir yöntemdir MRCP (MR kolanjiyopankreatikografi) noninvazif görüntüleme yöntemi olarak safra yollarının incelenmesinde kullanılabilir PERKÜTAN TRANSHEPAKTİK KOLANJİOGRAFİ (PTK): Mekanik biliyer kanal obstrüksiyonu ile hepatik kolestazis ayrımını sağlar. Tüm tıkanma sarılıklarında kullanılabilir ancak daha çok safra yollarının proksimalindeki patolojilerde kullanılır (örn: Klatskin tm). Safra yolları normalse PTK yapılmaz. Kanama diatezi olanlarda yapılamaz ERCP (ENDOSKOPİK RETROGRAD KOLANJYO-PANKREATİKOGRAFİ): Koledok alt uç ve periampüller bölge patolojileri için kullanılır. Koledok taşları, obstrüktif sarılık, kolanjit, biliyer pankreatitde tercih edilir. Safra yollarındaki lezyonların distalini gösterir. Kontrendikasyonları: Mide rezeksiyonlu (Bilroth 2)hastalar Soruda muhtemelen taşa bağlı bir sarılık anlatılıyor. Bu hasta grubunda öncelikle sarılığın parankimal hastalık mı tıkanma sarılığı mı olduğunu ayır etmek için kan biyokimyasına bakılır. Sonra USG yapılır. Koledok taşlarında ERCP öncelikli düşünülür ancak bu hastada olduğu gibi mide duedonum devamlılığı olmadığı durumlarda ERCP yapılamaz.Alternatif yöntemler denenir. 98. Aşağıdakilerden hangisi, küme baş ağrısına eşlik eden bulgulardan biri değildir? B) Gastrinoma C) İnsülinoma D) Glukagonoma C) Periorbital ödem D) Yüzde terleme 98 – B Parsiyel Horner Sendromu (miyoz, pitoz) Burun tıkanıklığı veya akıntısı Göz yaşarması (nazolakrimal kanalın blokajına bağlı olarak) Konjuktival kanlanma Alın ve yüzde terlemede artış (nadir) Ateş basması (nadir) Yüzü ve göz kapağını içeren ödem Supraorbital ‘cold spot’ 99. Okülomotor paralizisi olan bir hastada aşağıdaki bulgulardan hangisi etiyolojide diyabeti düşündürür? E) Vipoma A) Pupillanın korunmuş olması 96 – B MEN Tipl Paratiroid, pitüiter ve pankreas patolojileri ile seyreden endokrin hastalıktır. En sık paratiroid patolojileri tespit edilir. Pitüiter patolojilerde prolaktinomalar, pankreas patolojilerinde ise gastrinomalar daha sık görülür. www.tusem.com.tr B) Midriazis E) Lakrimasyon 96. Multipl endokrin neoplazi (MEN) Tip 1 hastalarda en sık rastlanan pankreatik tümör hangisidir? A) Karsinoid A) Rinore B) Aşağı bakışın kısıtlı olması C) İçe bakışın kısıtlı olması D) Yukarı bakışın kısıtlı olması E) Pitozisin kısmi olması 50 Klinik Bilimler / T 39 - 8 99 – A 102 – E Fonksiyonel Elektriksel Stimulasyon FES; sinirsel kontrolden yoksun olan kaslarda, fonksiyonel hareket oluşturmak amacıyla, elektrik stimülasyon uygulamasıdır. FES sistemlerinde kaslar değil, kasları besleyen sinirler uyarılmaktadır. Bu nedenle 2. Motor nöron hastalıklarında (periferik sinir yaralanmaları gibi) FES kullanılmaz. Diabetik hastalarda okulomotor sinir tutulumumnda ışık refleksi ve pupillalar etkilenmez. 100. Amiyotrofik lateral skleroz tanısı olan bir hastada aşağıdakilerden hangisi, beklenen bir elektrofizyolojik bulgu değildir? A) İğne EMG’de yaygın denervasyon bulgularının gözlenmesi 103. Ankilozan spondilitte en sık aşağıdaki böbrek tutulumlarından hangisi görülür? TU SE M B) İğne EMG’de katılım (interferans) paterninde seyrelme gözlenmesi A) Mezengial glomerülonefrit C) İğne EMG’de dev motor ünite potansiyellerinin saptanması B) Kresentik nekrotizan glomerülonefrit D) Duyusal sinir aksiyon potansiyel amplitüdünde azalma D) Difüz proliferatif glomerülonefrit E) Sinir iletim çalışmasında birleşik kas aksiyon potansiyel amplitüdünün düşüklüğü E) Glomerüllerde iskemik skleroz C) IgA nefropati 103 – C Eklem Dışı Tutulumları Akut anterior üveit, en sık rastlanan eklem dışı tutulumdur. Apikal yerleşimli pulmoner fibrozisakciğerlerin üst loblarındagörülebilmektedir. Aort yetmezliği aort kapağı ve halkasının fıbrozisine bağlı oluşabilir. Sekonder amiloidoz ve IgA nefropatisi ankilozan spondilitli hastalarda gelişebilir. 100 – D ALS duyu tutulumu olmadan üst ve alt motor nöronları tutan motor nöron hastalığıdır. EMG’de duyusal sinir aksiyon potansiyal amplitüdünde değişiklik olmaz. 101. Aşağıdakilerden hangisi, kompleks bölgesel ağrı sendromunda uygulanan yaklaşımlardan biri değildir? A) Sempatik blok B) Non-steroidal antiinflamatuvar ilaçlar C) Bisfosfonat 104. Aşağıdaki muayene yöntemlerinden hangisi, gelişimsel kalça displazisinde çıkık olan kalçanın yerine konulabilirliğini test eder? D) Kortikosteroid E) Ortez ile istirahat 101 – E TEDAVİ 1- Fizik tedavi ve rehabilitasyon: İlk ve en önemli yapılması gereken erken egzersiz programıdır. (İstirahat önerilmez) 2- Bilişsel-davranışsal tedavi 3- Girişimsel tedaviler : Sempatik gangliyon blokajları. 4- Farmakolojik tedavi A) Galeazzi cetvel testi B) Piston testi C) Ortolani testi D) Abdüksiyon kısıtlılığı ölçüm testi E) Barlow testi 104 – C Yenidoğan Eklem laksitesi Abdüksiyon kısıtlılığı (bilateral çıkıklarda simetrik olarak azalır) (Hert Belirtisi) Ortolani testi pozitiftir, (femurun elevasyonu ve abduksiyonunda çıkık kalça yerine yerleştirilir. Bu esnada KLİK sesi duyulur.) Barlow testi pozitiftir (femurun adduksiyonu ve depresyonu sonrası çıkartılabilir kalça disloke edilir.) 102. Aşağıdakilerden hangisinde, fonksiyonel elektriksel stimülasyon tedavisinin yeri yoktur? A) Üriner inkontinans B) Frenik sinir stimülasyonu C) İnme sonrası omuz subluksasyonu D) Spastik spinal kord lezyonu E) Travmatik siyatik sinir lezyonu 51 www.tusem.com.tr Klinik Bilimler / T 39 - 8 105. Vertebra kırığına sekonder parapleji gelişen bir hastanın 48 saat sonraki fizik muayenesinde, bulbokavernöz refleksin pozitif olduğu ancak alt ekstremitede motor ve duyu fonksiyonlarının olmadığı görülmüştür. Bu hasta ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? Geç Baş ağrısı Bel ağrısı Menengit, menengismus İdrar retansiyonu Nörolojik sekeller Ancak bu soruda steroide bağlı olarak en sık görülen yan etki hiperglisemidir. Yapılan işeleme dikkat edelim! A) Hastanın idrar ve gaita kontinansı korunmuştur. B) Hastanın seksüel fonksiyonları kazadan etkilenmemiştir. C) Spinal şok sona ermiştir. D) Alt ekstremite fonksiyonları büyük ölçüde geri dönecektir. TU SE M 108. Aşağıdaki neoplazilerden hangisi astrositom progresyonu sonucunda gelişebilir? E) Spinal kordun sakral lifleri korunmuştur. 105 – C Spinal Şok Yaralanma sonrasında somatik, duysal ve otonomik fonksiyon kaybıdır. Yaralanmanın seviyesi ne kadar yüksek ve yaralanma şiddeti ne kadar fazla ise spinal şok evresi o kadar uzun sürer. Spinal şokun süresi ortalama 2 ay sürmekle birlikte 6 aya kadar uzayabilir. Bulbokavernöz refleks: Penis başının sıkılması ile anal kontraksiyon olmasıdır. Spinal şoktan çıkıldıktan sonra ilk dönen reflekstir. Mesane ve bağırsağın refleks innervasyonunun sağlam olduğunu gösterir. B) Glioblastom D) Ksantoastrositom E) Hemanjiyoblastom 108 – B Grade 1 astrositomalar; Pilositik astrositomaların tümü bu gruptadır. Grade 4 astrositoma; Glioblastome multiforme en sık görülen tiptir. Grade 3 düzeyindeki astrositik tümörler anaplastik astrositomlar olarak adlandırılırlar. Fokal veya yaygın anaplazinin yanı sıra, yoğun proliferasyon ve çevre dokulara yaygın infiltrasyon gösterir. Nekroz görülmez. GBM; En “malign” astrositik tümördür. Çok az differansiyasyon gösterir, yoğun mitoz, damar proliferasyonu ve nekroz içerir, çevre dokulara yoğun infiltrasyon vardır. Erişkinlerde en sık görülen beyin tümörüdür. 106. Aşağıdaki kafa travmalarından hangisi cerrahi tedavi gerektirmez? A) Epidural hematom B) Subdural hematom C) Diastatik kırıklar A) Medulloblastom C) Gangliogliom D) Skalp Laserasyonları E) Açık çökme kırıkları 109. 8 yıl önce vajinal histerektomi operasyonu geçiren 66 yaşındaki hastada Vajen cuff prolapsusu meydana geliyor. Sakrospinöz fiksasyon operasyonu yapılan hastada, postoperatif 4. Saatte hemorojik şok bulguları ortaya çıkıyor. Bu hasta için en olası kanama odağı aşağıdakilerden hangisidir? 106 – C Diastatik kafatası kırıkları Bu kırıklar kafatasının sutur hatları boyunca meydana kırıklarıdır. Bu tip bir kırıkta normal sutur hatları genişlemiştir. Bu kırıklar daha sık yenidoğan ve bebeklerde görülür. A) A. Glutealis süperior B) A. İliaca interna C) A. Glutealis inferior D) A. obturatoria 107. Epidural steroid enjeksiyonu sonrası en sık görülen yan etki aşağıdakilerden hangisidir? E) A. Pudenta interna A) Hipertermi B) Hiperglisemi 109 – C C) Kimyasal menenjit D) Baş ağrısı Vajen cuff süspansiyon operasyonunda kullanılan iki önemli ligament; sakrospinöz ve sakrotuberoz ligamanlardır. Sakrospinöz süspansiyon operasyonunda, vajinal cuff(vajen tepesi) sakrospinöz ligamana bilateral veya unilateral tespit edilir. Sakrospinöz ligament ile sakrotuberoz ligament arasında A.glutealis inferior uzanır ve bu ameliyat sırasında yaralanma riski yüksektir. E) Araknoidit 107 – B Epidural anestezi sonrası görülen komplikasyonlar Erken Hipotansiyon, bradikardi Kardiak arrest Bulantı, kusma Sistemik toksik reaksiyon Yüksek veya total spinal blok www.tusem.com.tr 52 Klinik Bilimler / T 39 - 8 110. Fetal başın en ileri derece defleksiyon gelişi aşağıdakilerden hangisidir? 112. Endometriyozise bağlı ağrının medikal tedavisinde yeri olmayan tedavi yaklaşımı aşağıdakilerden hangisidir? A) Alın Geliş B) Occiput posterior A) Medroksiprogesteron asetat C) Yüz gelişi D) Verteks gelişi B) Danazol E) Occiput anterior C) GnRH analogları 110 – C B:Sinsiput Geliş C:Alın Geliş D) Aromataz inhibitörleri D: Yüz Geliş E) Etinil östradiol 112 – E Endometriozis endometrial gland ve stromanın uterin kavite dışında herhangi bir yerde yerleşmesi olarak tanımlanan kronik,ilerleyici estrojen bağımlı bir hastalıktır. En sık pelviste görülürken, ekstra pelvik olarak en sık Rekto-sigmoid kolonu tutar. Nedeni tam olarak bilinmeyen çeşitli teorilerin öne sürüldüğü bir hastalıktır. Öne Sürülen Teoriler: 1. Retrograd menstrüasyon ve direkt implantasyon teorisi (SAMPSON HİPOTEZİ, en sık suçlanan teori) 2. Çölemik epitel metaplazi teorisi(mayer teorisi) 3. Vasküler/Lenfatik yayılım teorisi(halban teorisi) 4. İmmün cevapsızlık teorisi 5. Ailevi yatkınlık(heredite) 6. İndüksiyon teorisi • Klinik olarak karşımıza sekonder dismenore, kronik pelvik ağrı, infertilite, disparoni, over kisti-kist rüptürü(endometrioma) şeklinde çıkabilir. Sekonder dismenorenin en sık nedenidir.Ayrıca kronik pelvik ağrıya en sık endometriozis ve pelvik adezyonlar neden olmaktadır. • Tedavide medikal ve cerrahi alternatifler vardır. Medikal tedavinin temel amacı ağrıyı ortadan kaldırmaktır. Uyguladığımız medikal tedavinin infertilite üzerine olumlu bir etkisi yoktur. TU SE M A:Oksiput geliş Sefalik(baş) geliş en sık görülen prezentasyon şeklidir. Bu durum fleksiyon derecesine göre karşımıza değişik şekillerde ortaya çıkabilmektedir. Maximum fleksiyonun olduğu oksiput veya vertex geliş en sık form olarak karşımıza çıkmaktadır. Eğer fleksiyon hareketi yapılmaz ise sinsiput geliş(tuşede büyük fontanel palpe edilir)ortaya çıkar. Fetal başın %40-50 oranında bir defleksiyonu(ekstansiyon )alın geliş olarak ifade edilir. En ileri defleksiyon(maksimum ekstansiyon) durumunda yüz geliş ortaya çıkar. Alın geliş(persiste ederse) ve yüz gelişin mentum posterior formunda vajinal doğumun imkansız hale geldiğini unutmayınız. 111. Gebelikte alfa fetoprotein düzeyi aşağıdaki durumlardan hangisinde artmaz? A) Trizomi 13 B) Anensefali C) Spina bfida D) Nöral tüp defekti E) Epidermolizis bülloza Medikal Tedavide Kullanı- Cerrahi Tedavi lan Preparatlar 111 – A Tusta çok sorgulanan bir konu.Alfa fetoproteinin arttığı pek çok durum vardır.Özellikle AFP’nin azaldığı durumları mutlaka bilelim. AFP’NİN ARTTIĞI DURUMLAR AFP’NİN AZALDIĞI DURUMLAR Nöral tüp defekti(NTD) Çoğul gebelik Özefagial ve GİS obstrüksiyonları Batın ön duvarı defektleri Üretral obstrüksiyon Renal anomaliler Gebelik yaşının olduğundan küçük hesaplanması Fetal sakrokoksigeal teratom Maternal hepatom ya da teratom Fetomaternal kanamalar Prematürite Ektopik gebelik Fetal ölüm Hidrops fetalis Kistik higroma Sigara Dekolman plasenta Preeklampsi Oligohidramnioz Tüm trizomiler(Trizomi 21,18.13…vb) Maternal kilo artışı DM Mol hidatiform Gebelik yaşının olduğundan büyük hesaplanması • NSAİ • KOK • Progesteron(MPA ,LNGRİA) • Gestrinon • Danazol • Gnrh Analogları • Aromataz inh(anastrazol) • Mifepriston,onapriston • Raloksifen Medikal tedavi etkisiz ise Fertilite isteği varsa 3-4 cm den büyük endometriotik kist varlığında Evre 3 ve 4 endometrioziste tercih edilir Bu amaçla: Kistektomi Adezyolizis Koterizasyon Presakral nörektomi Son olarak Total abdominal histerektomi ve bilateral salpingooferektomi yapılabilir 113. Tekrarlayan düşük(habitüel abortus) etiyolojisinin araştırılmasında aşağıdaki tetkiklerden hangisinin tanısal değeri en azdır? A) Anti Müllerian hormon B) Anti β2- glikoprotein-1 antikorları C) Tiroid fonksiyon testleri D) Düşük materyalinin karyotip incelenmesi E) Histerosalpingografi(HSG) 53 www.tusem.com.tr Klinik Bilimler / T 39 - 8 113 – A 115 – B Preterm erken membran rüptürü saptanan olgularda feto-maternal kötü durum saptanmaz ise uygulanabilecek yaklaşımlar Arka arkaya 2 veya daha fazla sayıda spontan abortusun olmasına habitüel abortus denir. En sık nedeni idiopatiktir(%50-60). Nedeni bilinenler içinde en sık immünolojik ve trombojenik durumlar ön plana çıkmaktadır. Habitüel abortus etiyolojisi ile spontan abortus etiyolojisi birbirine karıştırılmamalıdır. Örneğin spontan abortusun en sık nedeni kromozomal anomalilerdir ama habitüel abortusta genetik nedenlerin sonlarda olduğu tabloda görülmektedir. İmmünolojik-Trombojenik nedenler %50 %20 Endokrin nedenler (DM,Tiroid bozuklukları) Anatomik nedenler (en sık neden septat uterus) %15 Çevresel ve diğer nedenler %10 Genetik %3,5 Enfeksiyon %1,5 24-31 HAFTA ARASI 32-33 HAFTA ARASI Taranmasına gerek olmayan durumlar Ekspektan tedavi uygulanabilir Tokoliz yapılabilir(tartışmalı) Steroid yapılması önerilir GBS profilaksisi önerilir Akciğer maturasyonu varsa ekspektan yaklaşım Tokoliz(tartışmalı) Steroid yapılması önerilir(tartışmalı) GBS profilaksisi önerilir TU SE M Tekrarlayan Gebelik Kayıpları Olan Olgularda Yapılacak Tarama Testleri 24 HAFTADAN ÖNCE Aile olası riskler açısından bilgilendirilir Sadece takip veya doğum indüksiyonu yapılabilir Steroid ve tokoliz önerilmemekte GBS profilaksisi önerilmemekte • • • • • • • • • • Trombofilia taraması Lupus antikoagulan Anti kardiyolipin antikor Anti B2 glikoprotein-1 Platelet sayımı TSH Açlık kan glukoz düzeyi Hemoglobin A1c HSG ya da MRI (anatomik nedenler için) Karyotip(abort materyali ve annebaba) • • • • • • ANA(anti nükleer antikor) RF(romatoid faktör) Anti-Tiroid antikorları TORCH grubu enfeksiyon Anti paternal sitotoksik antijenler Over rezerv testleri(AMH, FSH,Estradiol,İnhibin) 34 HAFTA VE SONRASI Ekspektan takip veya indüksiyon GBS profilaksisi önerilir Membran rüptürü olan olgularda aşağıdaki klinik bulgulardan bir yada daha fazlası olduğunda koryoamnionit tanısı konur. 1. Ateş(en önemli klinik bulgu) 2. Kötü kokulu vajinal akıntı 3. Uterin hassasiyet 4. Maternal-fetal taşikardi 5. Amnion sıvısında CRP artışı ve glikoz azalması Koryoamniyonit tanısı konulduktan sonra maternal-fetal morbiditeyi azaltmak için gebelik haftasına bakılmaksızın acilen doğum yaptırılmalıdır. Fetal distres yoksa indüksiyon ile vajinal doğum tercih edilmelidir. 114. Kemoterapiye en dirençli olan gestasyonel trofoblastik hastalık aşağıdakilerden hangisidir? A) Plasental stromal nodül B) Komplet mol hidatiform C) İnvazif mol D) Plasental site trofoblastik tümör E) Koryokarsinom 114 – D Plasental bölgeden gelişen trofoblastik tümör kısmen kemoterapiye dirençlidir.Bu nedenle histerektomi en uygun tedavi yöntemidir. Gebelik isteyenlerde sistemik kemoterapi verilebilir.Bu tümörde B-hCG yüksekliği belirgin olmayıp,HPL yüksekliği daha önemli bir belirteçtir. 115. Otuzbir hafta, preterm erken membran rüptürü saptanan bir gebede yüksek ateş ve kötü kokulu vajinal akıntı tespit ediliyor. Bu hastada en uygun yaklaşım aşağıdakilerden hangisi olmalıdır? A) Hastaya tokoliz uygulanması 116. Gebelikteki fizyolojik değişiklikler ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? B) Antibiyotik baskısı altında hastanın en kısa zamanda doğurtulması C) Antibiyotik başlanarak akciğer matürasyonu olana kadar gebeliğin devam edilmesi A) Kardiak output artar D) Steril şartlarda spontan doğumun beklenmesi C) Sistemik vasküler rezistans artar E) Bebeğin akciğer matürasyonu için steroid dozunun yapılması aynı anda tokoliz başlayarak 12 saat sonra doğuma alınması D) Antitrombin III düzeyi değişmez www.tusem.com.tr B) Tidal volüm artar E) Seks hormon bağlayıcı globülin düzeyi artar 54 Klinik Bilimler / T 39 - 8 116 – C Gebeliğe maternal adaptasyon son derece önemli bir konu Tabloyu ayrıntılı bir şekilde inceleyeniz. Solunum Sistemi Artanlar İnspiratuar kapasite Tidal volüm Dakikada ventile edilen hava miktarı Ölü boşluk hacmi pO2 Kalp hızı Kardiak output Serviksin invaziv ve pre-invaziv neoplazileri için risk faktörleri Azalanlar Değişmeyenler Ekspiratuar rezerv Solunum hızı volüm Vital kapasite Rezidüel volüm İnspiratuar rezerv Fonksiyonel rezi- volüm düel kapasite AKC kompliyansı Total akciğer kapasitesi pCO2 Sistemik,periferik ve pulmoner vasküler direnç • • • • • • • • • • HPV enfeksiyonu Düşük sosyoekonomik durum Erken yaşta ilk ilişki Çok sayıda cinsel partner İmmun süpresyon Çok sayıda cinsel partnerli erkek ile beraberlik HSV,Klamidya KOK Sigara Multiparite Ortalama arteriel basınç TU SE M Kardiyovasküler sistem 117 – D Serum kolloid osmotik basınç Renal Sistem Kreatinin klirensi Glomerüler filtrasyon hızı(GFR) Karaciğer Serum BUN, ürik asit ve kreatinin düzeyi Hematoloji Hormonlar Elektrolitler Santral venöz basınç 118. Yapışık ikizlerde en sık rastlanılan form aşağıdakilerden hangisidir? ADH,BNP A) Torakopagus Renal boyutu ve günlük idrar hacmi B) Kraniopagus Renal pelvis hacmi C) Parapagus Renal kan akımı Bağlayıcı globülinler(SHBG Ig G azalır ve diğerleri) Ig M,D Tiroid Bezi Pulmoner kapiller wedge basınç Alkalen Fosfataz(ALP) Total T3-4 Tiroid bezin hacmi Tiroid iyot uptake Lökosit sayısı Eritrosit kitlesi Faktör 1,7,8,9,10 Sedimantasyon D) Pıyopagus Karaciğer anatomik olarak değişmez E) Omfalopagus 118 – A Yapışık ikizliğin en sık nedeni Torakopagustur.Güncellenmiş bir bilgidir.Eskiden en sık neden olan parapagus(yandan yapışıklık) burda çeldirici şıktır. TSH,TRH,sT3, sT4 Hb-Htc Total protein S,C Faktör 11,13 DHEA-SO4 Prolaktin, Renin-anjiotensin-aldosteron sistemi(RAAS) Androjenler PTH-Kalsitonin DOC(deoksikortikosteron) 1,25 dihidroksivitamin D3 artar Total Ca mg Antitrombin III ,aPTT ve Faktör II (protrombin) TSH,TRH, ADH,BNP 119. Hipertansiyon nedeniyle hastanede yatan ve sigara içen bir olguda kontrasepsiyon yöntemlerinden hangisi tercih edilmemelidir? Na,K iyonize Ca ve fosfat A) Depo Medroksiprogesteron Asetat Gebeliğin iyi geldiği iki sistemik, iki de cilt hastalığı vardır 1. Romatoid artrit-Peptik ülser B) Yalnız progesteron içeren haplar C) Levonorgestrelli Rahim içi araç 2. Fox-fordyce hastalığı-Hidraadenitis supuritiva(cilt hastalığı) D) Cilt altı implant E) Kombine oral kontraseptif 117. Aşağıdakilerden hangisi serviksin invaziv ve pre-invaziv neoplazilerin etiyolojisinde rol oynayan faktörlerden biri olarak kabul edilmez? 119 – E İleri yaşta, sigara içen, kötü kontrollü hipertansiyonu(hastanede yattığına göre) olan hastalarda kombine oral kontraseptiflerden kaçınılmalıdır. Depo MPA, Levonorgestrelli RİA, Bakırlı RİA, Cilt altı implantlar ve yalnız progesteron içeren haplar hipertansiyon ve diyabetik olgular için iyi alternatiflerdir. Hiç risk faktörü olmayan hipertansiyonu kontrol altında olan olgularında düşük doz KOK kullanılabilir. A) Genç yaşta seksüel ilişkiye başlama B) Düşük sosyo-ekonomik düzey C) Human papilloma virüs infeksiyonu D)Nulliparite E) Multiple seksüel partner 55 www.tusem.com.tr Klinik Bilimler / T 39 - 8 • Vulvanın karşıt bölgelerinde ‘kissing’ (öpüşen) ülserler gözlenir Kombine Oral Kontraseptiflerin Kesin ve Rölatif Kontrendikasyonları Kesin Kontrendikasyonlar Bilinen veya şüphelenilen gebelik Tanısı konmamış anormal genital kanama Tromboflebit,tromboembolik hastalık (anne,baba veya kardeşte venöz tromboemboli hikayesi varlığı)(kazanılmış veya herediter) Tromboza eğilimli kalp hastalıkları • Ülser kenarından ya da LAP’dan alınan materyalin Giemsa ile boyanması ile balık sürüsü veya tren yolu şeklinde bakteriyel dizilim izlenir Diabetes mellitus Elektif cerrahi Gebelikte tıkanma sarılığı geçirenlerde • İlk tercih eritromisindir ( Makrolidler) • Partner tedavisi gereklidir Sifiliz,granüloma inguinale ve lenfogranüloma venarum ağrısız ülser yaparlar. Sigara Epilepsi TU SE M SVO,koroner oklüzyon öyküsü Şiddetli veya komplikasyonlu hipertansiyon Vasküler komplikasyonlu diyabet 35 yaş üstü sigara içimi Şiddetli hipertrigliseridemi (>750 mg/ Dl) Auralı migren Bilinen veya şüphelenilen meme kanseri Bilinen veya şüphelenilen endometriyum kanseri Lösemi Belirgin KCFB olanlar (hepatitlerde K.C enzimleri normalde dönene kadar) Rölatif Kontrendikasyonlar Migren (aurasız) Kontrollü HT Orak hücreli anemi Safra kesesi hastalıkları Mitral valv prolapsusu SLE Hiperlipidemi • (A): Şankroidin ülseri ağrılı, yumuşak tabanlı, düzensiz kenarlıdır ve yüzeyden çöküktür. • (B): Herpes genitalisin ülseri gruplar halindeki veziküllere eşlik eder, daha sonra ağrılı ülser oluşur. Ülser süperfisialdir. Genital bölgede en sık ülser yapan patojendir. 120. Otuz altı yaşında sağ labium majusta düzensiz kenarlı,çökük ,yumuşak tabanlı, ağrılı ve süpüre olmuş ülsere lezyon izlenmektedir. Sağ inguinal bölgede ağrılı • (C): Sifilizin lezyonu ağrısız, sert tabanlı, kenarları düzgün, endure ve yüzeyden kabarıktır. ve fluktuasyon veren lenfadenopatiler saptanmıştır. Bu olgu için en olası tanı ve tedavi seçeneği aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir? A) Sifiliz---Penisilin G B) Herpes simpleks virüs---Asiklovir C) Şankroid---Eritromisin D) Granüloma inguinale--Tetrasiklinler E) Lenfogranüloma venarum---Tetrasiklinler 120 – C Şankroid(yumuşak şankr,ulcus molle): Etkeni Gr(-) bir kokobasil olan Haemophilus ducreyi adında bir bakteridir. Başlangıçta çoğunlukla tek taraflı eritematöz papiller lezyonlar daha sonra veziküler,kolayca kanayan frajil ağrılı genital ülser ve ağrılı inguinal lenfadenopatiler izlenir. Ülserler sınırları düzensiz, endure olmayan ağrılı lezyonlardır. Lenfadenopatiler çoğunlukla süpüre olurlar. Fluktuasyon veren ağrılı lenfadenopatilerde şankroid düşünülmelidir. • 3 günlük inkübasyon süresi ile en kısa inkübasyon süresine sahip CYBH tır www.tusem.com.tr 56
Benzer belgeler
2 TEMEL TIP BİLİMLERİ TESTİ AÇIKLAMALI CEVAPLAR 1
arka bölümünde yer aldığı için BOS alırken geçilen yapılardan
birisi değildir.