23 Nisan Emmendingen
Transkript
23 Nisan Emmendingen
Baden Haber | Önsöz | 1 Ortenau, Breisgau, Lörrach & Dreiland Haziran 2011 Sayi 1 ücretsizdir 23 Nisan Emmendingen Haslach´ta Kutlu Doğum Haftası www.baden-haber.de > Freiburg Türkgücü evinde lideri devirdi Güncel • Spor • Bölgesel • Eğitim Ateşesi Murat Çelebi ile söyleşi Kültür • Aktüel • Foto Galeri 2 | Baden Haber | Önsöz | İçindekiler Sevgili okuyucular, Osmanlı Devletinin meslek eğitimi için gönderdiği, özellikle Alman savunma sanayinde eğitim görüp çalışmış Türkler dışında, Almanya´da yaklaşık 50 yıllık bir geçmişi bulunan Türkler, başlarda gurbetçiler ve Almancılar diye adlandırıldıkları halde, günümüzde burada doğmuş olanlarıda içine alarak artık buraya göçerek, yaşadıkları ülkede kalıcı konuma geçmiş, değişik mesleklerde çalışan, işveren durumuna gelmiş ve bazıları (620 bin) yaşadıkları ülkenin vatandaşlığına geçmiş, 3 milyon civarında olan Almanya Türkleri´dir. Almanya tarafından başlarda yabancı misafir işçi olarak görülen Türkler, bugün sosyal anlayışın değişmesine bağlı olarak göçmen vatandaşlar olarak adlandırılmaktadır. Almanya´nın Baden bölgesinde (Achern, Kehl, Offenburg, Lahr, Emmendingen, Bötzingen, Freiburg, Münstertal, Weil am Rhein, Lörrach, Rheinfelden) yaşamakta olan Türkleri kendine hedef kitle olarak seçen dergimiz BADEN HABER, güncel haberlerin yanı sıra, eğitim, tarih, kültür, spor, magazin ve etkinliklere dayalı bölgesel haberler ile bilgilendirerek, burada yaşayan Türkler arasında köprü oluşturmak ve kalıcı oldukları ülkeye, kültürümüzün zenginliklerini yansıtmayı kendine amaç edinmiştir. 2011 yılı Haziran ayından itibaren, aylık yayın hayatına başlayacak olan dergimiz ücretsiz olarak sizlere sunulacaktır. BADEN HABER yayın ilkeleri olarak, gençlerin eğitim ve meslek edinmelerinde bilgilendirip yol göstererek, başarılı gençleri teşvik etmeyi, Türk toplumunu temsil eden bütün derneklerle işbirliği içinde bulunmayı, birbirleri arasında ıletişim köprüsü kurmayı, Türk Konsolosluğu´nun haber ve ilanlarını okuyucuları ile paylaşmayı, Almanya yasalarına göre hak ve hukuki konularda bilgilendirici yayınları ile uyum sorunlarında yardımcı olmayı, spor, tarih, kültür ve güncel haberleriyle okuyucularını bilgilendirmeyi, kendisine görev edinmiştir. Göstereceginiz ilgiyle faaliyet alanlarını büyüterek, etkinlikleri ile daha fazla sosyal hayatın içinde aktif rol alma çabası içerisinde olacaktır. Her türlü görüş ve önerilerinizi önemle değerlendirerek her zaman daha iyi, daha doğru hizmeti vermek ilkemizdir. Sağlık ve huzur dolu birlikte daha nice yıllara. BADEN HABER Içindekiler Bildiriler ............................................................................................................................................................................................ 3 Kültür / Tarih .............................................................................................................................................................................. 4-6 Kültür / Edebiyat .................................................................................................................................................................... 7-12 Kültür / Dini bilgiler ................................................................................................................................................................... 13 Tanıtım .................................................................................................................................................................................... 14-16 Ortenau .................................................................................................................................................................................. 17-18 Breisgau .................................................................................................................................................................................. 19-26 Sizin Köşeniz ............................................................................................................................................................................... 27 Bölge temsilcileri aranmaktadır. İlgi duyanların kısa özgeçmişleri ile başvurmaları rica olunur. [email protected] Baden Haber | Bildiriler | 3 Freiburg´ta çevre ve iklimi korumak için yeni bir proje başlatılıyor 200 Familien aktiv fürs Klima (İklim için 200 Aktif Aile) adlı Freiburg Belediye´si ve Badenova AG´nin Volkshochschule Freiburg e.V. ve Centre Culturel Français Freiburgun katkılarıyla düzenlediği projenin amacı insanları iklim ve çevre konularında bilgilendirmek ve günlük hayatlarında bu bilgileri uygulamalarını sağlamak. Sürdürdügümüz hayat ve tüketim tarzımız, günlük alışkanlıklarımız çevreye kalıcı etkiler bırakıyor. Bu hayat tarzımız doğa ve insan ile ne kadar uyumlu? Doğadaki sürekliliği sağlamak için günlük hayatımızda hangi alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz?İklim için 200 Aktif Aile bu ve bunun gibi soruları cevaplandırmak için katılan aileler ile uygulamalı bir çalışma başlatacak. Projeye Freiburg´ta bulunan aileler, bekarlar ve çocuklu veya çocuksuz çiftler katılabılıyor. Katılımcılar iklimi korumaya yönelik enerji, beslenme, tüketim ve ulaşımda süreklilik alanlarında uygulamalar ile hayat standarlarını geliştirmeye çalışacaklar. Bu konularda katılımcılara ücretsiz enerji danışmanlığı hizmetleri sunulacak ve birer elektrik tüketim ölçüm cihazi hediye edilecek. Projeye katılanlar hiçbirşeye zorlanmayacak. Sadece kendi amaclarını ve bu amaca yönelik uygulamaları kendileri belirleyecekler. Böylelikle bu proje ile herkesin kendisine göre doğadaki sürekliliğe bir katkı sağlayabileceği kanıtlanmak isteniyor. Projede yer almak isteyenlerden hiç bir ücret talep edilmiyor, ancak Besançoná yapılacak gezi gibi masrafli etkinliklerde katilimcilardan bir katki bekleniProje çerçevesinde hem Freiburg yor. Projeye katilmak isteyenleriçindeki aileler hemde kardeş şehir den beklenen sadece samimi ilgiBesançon´dakiler arasında tecrü- leri. bh/Yener Erfidan be ve bilgi alış-verişi sağlanacak. Bunun yanında çocuk- Projeye katılmak isteyenler lar ve gençler içinde etkinlikler aşağıdaki adrese başvurabilirler: düzenlenecek. Edinilen tecrübe- Umweltschutzamt Stadt Freilerin kalıcılığını sağlamak için ise burg, Thomas Dresel, Talailelerin proje boyunca tuttukları straße 4, 79102 Freiburg, notlardan bir kitap çıkarılacak. Telefon: 0761/201-6146, E-Mail: [email protected] Karlsruhe Başkon- Modernizm ve İslam Konferansları solosluğu Duyurusu Freiburg Orient Netzwerk isimli konferanslar ile bilgi 12.06.2011 tarihinde yapılacak milletvekili genel seçimlerinde gümrük kapılarında oy kullanma işlemleriyle ilgili olarak Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı´ndan alınan 2011/329 sayılı söz konusu kararda, gümrük kapılarında oy verme günlerinde, oy verme işleminin 24 saat gerçekleştirileceği, ancak, Taşucu Deniz Limanı Gümrük Kapısı´nda oy verme işleminin 10.00 - 02.00 saatleri arasında gerçekleştireceği ilgililere duyurulur. aktarmakdernek Freiburg Üniversitesi ile ta, okullarda sunumlar ve eğitici 2011 yaz sömesterinde Moder- programlar düzenlemektedir. nizm ve İslam adı altında bir dizi Bunların yanında İslami ülkelere konferans düzenliyor. Orient- geziler düzenlemektedir. Orient Netzwerk Freiburg Üniversitesi- Netzwerk maddi gelir gütmeyen, nin İslam Bilimleri ögrencilerinin dini ve politik kişiliği olmayan kurdugu bir inisiyatif. Netzwerk bir kuruluş. Daha fazla bilgi için kendisini Islam-Oriental dünyasını www. orient-netzwerk.de adresidaha anlaşılır ve tanınabilir ne bakabilirsiniz. bh/Zafer Koç yapmaya adamış ve İslamın egemen olduğu bölgelerin kül- Konferans günleri: türlerini tanıtarak halklar arası 18 Temmuz 2011, saat 20:00, Hauzlaşıya katkıda bulunmayı med Abdel-Samed, Siyaset Bilimamaçlıyor. Bunun için İslam ci, yazar: İslam Dünyasının Batışı. hakkında bilimsel literatür bul- Bütün oturumlar üniversitenin 1199 makta, İslam dünyası hakkında numaralı salonunda yer alacak. Reklam vermek için bizimle irtibata geçiniz [email protected] 4 | Baden Haber | Kültür | Tarih 19 Mayıs‘ın anlamı Türk Tarihinde kutlanması gereken günler vardır. Bunlardan biri 19 Mayıs 1919'dur. 19 Mayıs 1919 Anadolu'da yeni Türk Devleti'nin fiilen temellerinin atıldığı gündür ve Türkiye Cumhuriyeti tarihimizin başlangıcıdır. Yüce Önder Atatürk'ün Büyük Nutkunu bu olayla başlatması, doğum gününü soranlara 19 Mayıs'ı işaret etmesi bunun kanıtı sayılmalıdır. 19 Mayıs'ın millî bayram olarak ilân edilmesi bu yargıyı daha da pekiştirmektedir. Atatürk, gerek Millî Mücadele döneminde, gerekse Cumhuriyet döneminde yurdumuzun birçok şehrini ziyaret etti. Bu ziyaretler, o şehirlerin mahallî övünç günleri olarak kutlandığı halde sadece 19 Mayıs yasa ile millî bayram kabul edildi. Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından sonra Mustafa Kemal Paşa, 13 Kasım 1918'de İstanbul'a geldi. İstanbul'da yaklaşık altı ay kaldı. Bu süre içerisinde vatanın kurtuluşu için çeşitli girişimlerde bulundu. Padişahla birkaç kez görüştü ve ona bu konuda düşüncelerini aktardı. Güçlü bir hükûmetin kurulması için çaba gösterdi. Basın yoluyla geniş kitleleri bilgilendirmeye, halkı aydınlatmaya çalıştı. Kurtuluşa giden yolun temel ilkelerini yine bu dönemde ortaya koydu. Bunları çok yakın arkadaşlarına anlattı. Böylece Millî Mücadeleden yana az sayıda, fakat etkin bir grup oluşturmayı başardı. Millî Mücadele Anadolu'dan başlatılacaktı. Bunun için öncelikle birer görevle Anadolu'ya geçilecek, mecbur kalınmadıkça görev terkedilmeyecek, görevi bırakmak gerektiğinde asla İstanbul'a dönülmeyecek, çalışmalar gayrî resmî bir tarzda sürdürülecekti. Samsun'dan başlayan süreçte, onun tutum ve davranışları iz- lenecek olursa bütün bu prensiplere bağlı kaldığı görülecektir. Başlangıçta kendisiyle birlikte Millî Mücadeleye atılan arkadaşları arasında, zorunlu olmadıkları halde İstanbul'dan verilen emirlere hemen uyarak görevini bırakanları, bununla kalmayıp İstanbul'a dönenleri, söz konusu prensiplere aykırı davrandıkları için Nutuk'ta ağır bir biçimde eleştirmektedir. Yüce Önder'i diğerlerinden ayrı ve üstün kılan, azmi, iradesi, kararlılığı, milletine sevgisi ve güveni, zafere olan mutlak inancıydı. Dokuzuncu Ordu Kıtaatı Müfettişliğine atandıktan sonra, heyecanla Harbiye Nezareti'nden çıkarken, "kafes açılmış, önünde geniş bir âlem, kanatlarını çırparak uçmağa"(1) hazırlanıyordu. Oldukça sıkıntılı, zahmetli bir yolculuktan sonra,Samsun'da milletiyle kucaklaştı. Samsun, mülkî taksimatta doğrudan Dahiliye Nezareti'ne bağlı Canik Sancağı'nın merkez ilçesiydi. Karadeniz kıyısındaki bu şirin kasaba, Birinci Dünya Savaşı'nın yükünü taşıyan yerlerden biriydi. Genel savaş sırasında özellikle Rus istilâsına uğrayan Türk topraklarından göç eden çok sayıda insan buraya gelmiş, kasabanın rengi, havası birden bire değişmiş, yeni gelenlerin barındırılması sıkıntılar yaratmıştı. Bunlar bir yana, Samsun aynı zamanda Pontusçu faaliyetlerin yoğun olduğu bir yerdi. Karadeniz'de dolaşmakta olan İtilâf donanmasından, Yunan savaş gemilerinin varlığından cesaret alan ve Samsun Rum metropoliti Germanos tarafından örgütlenen Pontus çeteleri sokaklarda dolaşıyor, asayişi ihlâl ediyor, köylere baskınlar düzenliyor, evleri, binaları ateşe veriyor ve korumasız Türkleri öldürüyorlardı. 9 Mart 1919'da Samsun'a çıkarılan 200 kişilik İngiliz birliği, Pontus çetelerini büsbütün şımarttı. Mütakerenin bozulacağı endişesiyle güvenlik kuvvetleri ya kullanılamıyor, ya da asayişsizliği önlemede yetersiz kalıyordu. Bu durumda sırf nefs-i mûdafaa için Türkler de harekete geçince, bu zamana kadar Pontus çetelerinin terör faaliyetlerini seyreden İngilizler, seslerini yükselttiler ve 21 Nisan 1919'da Osmanlı Hükümeti'ne bir nota vererek Orta Karadenizde Türklerin hırıstiyanları katlettiklerini bildirdiler, bunun önüne geçilmediği takdirde bölgenin işgal edileceği tehdidinde bulundular. Esasında olay bunun tam aksineydi. İngilizler gerçekleri tahrif ederek, Pontusçuları korumayı ve karışıklıkların devamını amaçlıyorlar bölgeyi işgal etmek için bahane arıyorlardı. İstanbul Hükümeti hemen bölgeye yetkili birini göndermek için kolları sıvadı. Derinlemesine bir araştırmadan sonra Mustafa Kemal Paşa üzerinde mutabakat sağlandı. Çünkü O, ikinci meşrutiyetin çalkantılı döneminde siyasete bulaşmamış, girdiği bütün savaşlarda zafer kazanmış başarılı bir kumandandı. İşte bu noktada Mustafa Kemal Paşa ile Samsun'un dolayısıyla bütün Anadolu'nun ve Türk Milletinin kader çizgisi kesişiyordu. O büyük insan, sebatla, inançla, doğru bildiği yoldan ayrılmadan Türk Milletinin geleceğini kurtaran kahraman oldu. Mustafa Kemal Paşa'ya asayişsizliğe neden olan olayları tayin ve tespit ile bunların ortadan kaldırılmasının yanında daha başka görevler ve görevin gerektirdiği yetkiler de verilmişti. Atatürk, söz konusu yetkilerini Baden Haber | Kültür | Tarih | 5 değerlendirirken, bunları çok fazla bulduğunu ve İstanbul Hükümeti'nin bilerek, anlayarak bunları kendisine vermediğini belirtmektedir. Aynı günlerde ve daha sonra Anadolu'ya bir kısmı şehzadelerin başkanlığında olmak üzere heyetler gönderildi. Bunlar da önemli yetkilerle donatıldılar. Nasihat Heyetleri, Tahkik Heyetleri,Teftiş Heyetleri adı altında Anadolu'da dolaşan bu kurulların da vatanın kurtuluşu yolunda büyük sonuçlar elde edecekleri bekleniyordu. Basın, bu beklentilere tercüman oluyor, heyetler hakkında geniş bilgiler veriyor, gittikleri yerlerde karşılanmalarından her türlü faaliyetlerine kadar hemen her konuda kamuoyunu aydınlatıyor, hadiseyle birinci derecede alâkadar oluyordu. Halbuki Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu'ya gönderilmesi İstanbul basınında çok az ve sadece haber niteliğinde yer almaktaydı. Bu da kimden ve ne ölçüde sonuç beklendiğinin bir göstergesi sayılmalıdır. Bu halde esas olan görev ve görevin gerektirdiği yetkiler değil, yetkileri yerinde ve zamanında tam bir liyakatla kullanmak, mutlak zafere ulaşabilmektir. Mustafa Kemal Paşa'nın başarı sırlarından biri de budur. 19 Mayıs, sadece Türk millî kurtuluş hareketinin başlangıcı olmakla kalmadı, yeni Türk devletinin çağdaş değerlerle milletler ailesi içerisinde yerini almasını da sağladı. Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a çıktığı andan itibaren zihnini meşgul eden problem millet iradesinin devlet hayatımıza yansıtılmasını sağlamaktı. Hatta denilebilir ki bunu kurtuluşun önüne koymuş millî mücadelenin vaz geçilemez ilk şartı saymıştı. 19 Mayıs'ı izleyen günlerde yapmış olduğu yazışmalardaki terminolojiye bakılacak olursa, bu ATATÜRK KURTULUŞ SAVAŞI‘NDA Bir gemi yanaştı Samsun'a sabaha karşı Selam durdu kayığı, çaparası, takası, Selam durdu tayfası. Bir duman tüterdi bu geminin bacasından bir duman Duman değildi bu Memleketin uçup giden kaygılarıydı. Samsun limanına bu gemiden atılan Demir değil Sarılan anayurda Kemâl Paşa'nın kollarıydı. Selam vererek Anadolu çocuklarına Çıkarken yüce komutan Karadeniz'in hâlini görmeliydi. Kalkıp ayağa ardısıra baktı dalgalar Kalktı takalar, İzin verseydi Kemâl Paşa Ardından gürleyip giderlerdi Erzurum'a kadar. Cahit KÜLEBİ açıkça görülür. İzmir söz konusu olduğunda "ordu ve millet bu işgalî tanımayacaktır" derken bunu kastediyordu. Samsun'dan Kâzım Karabekir Paşa'ya çektiği telgrafta "millet ve memlekete medyûn olduğumuz en son vazife-i vicdaniye"den amacı da buydu. Kurtuluş mücadelesi ancak milletle birlikte kazanılabilirdi. Milletle kazanılan mücadeleyi, yine milletle taçlandırmak lâzımdı. Yayın hayatına başlamalarına öncülük ettiği ilk iki gazeteden biri İrade-i Millîye, diğeri Hakimiyet-i Millîye adını taşıyordu. Bu değerler ve kavramlardır ki onu Türk Milletinin kalbinde "milletin kurtarıcısı", "devletin kurucusu" payesine yükseltmiştir. Prof. Dr. Dursun Ali Akbulut, On Dokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi. (1) Falih Rıfkı Atay, Atatürk'ün Bana Anlattıkları, İstanbul 1955, s.115. Not: www.meb.gov.tr den alıntı yapılmıştır BİR AĞACIN YENİLEN MEYVESİ, O AĞACI DİKENİN SADAKASI OLUR. HZ.MUHAMMED (S.A.V.) Atasözleri Üzüm üzüme baka baka kararır (Her zaman bir arada bulunan, arkadaşlık eden, bir çevrede yaşamaya çalışan kimseler birbirlerinden etkilenirler; birbirlerinin özelliklerini, huylarını ve alışkanlıklarını kaparlar. ) Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan (Kişi, kiminle arkadaşlık ederse, ondan etkilenir; onun alışkanlıklarına, düşüncelerine eğilim duyar; huyunu, gidişini kapar. ) 6 | Baden Haber | Kültür | Tarih İstanbul‘un Fethi (29 Mayıs) İstanbul, Asya ile Avrupa kıtaları arasında yer alan doğal güzellikleriyle ünlü bir kenttir. Tarihi M.Ö. yedinci yüzyıla kadar uzanır. Şehir, M.Ö. 657 yılında Megaralılar tarafından kurulmuştur. Devletin Byzas adlı komutanının adından dolayı şehre, Byzantion adı verilmişi. M.Ö. altıncı yüzyılda Perelerin eline geçen Byzantion için, Atinalılar ve Ispartalılar da savaşmış. M.Ö. dördüncü yüzyılda İskender tarafından fethedilen şehir M.Ö. üçüncü yüzyılda Roma İmparatorluğu tarafından alınmış. M.Ö. 330 yılında İmparatorluğun başkenti olan Byzantion’a, bu kez de Konstantinapolis adı verilir. M.Ö. 395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye ayrılınca Konstantinapolis, Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkenti olur. Stratejik önemi ve tabi güzellikleriyle herkesin dikkatini çeken şehir, Gotlar, Ostrogotlar ve Bulgarlar tarafından defalarca kuşatıldı, fakat alınamadı. Bu yoğun saldırılar üzerine, İmparator Anastasiyanus, Silivri’den başlayarak Karadeniz’e kadar uzayan surları yaptırdı. Buna karşın saldırılar devam etti. M.S. 7. ve 8. yüzyıllarda Araplar tarafından da kuşatıldı. Fakat bu kuşatmalar da sonuçsuz kaldı. 1203 yılında Haçlı orduları tarafından zapt edilerek 1261 yılına kadar Haçlıların elinde kaldı. Bu tarihten sonra tekrar Bizanslıların eline geçti. 1299 yılında kurulan Osmanlı Devleti, yavaş yavaş büyüyerek gelişti. Anadolu ve Rumeli’de genişlemeye devam etti. Anadolu ve Rumeli’deki topraklarımızın arasında kalan Bizans, mutlaka alınmalıydı. Bu amaçla şehir, Osmanlılar tarafından birkaç defa kuşatıldı. Ama alınamadı. 1453 yılında, Padişah II. Mehmet, hocası Akşemsettin’in de teşvikiyle İstanbul’a yeni bir saldırı düzenlemeye karar verdi. Önce, Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılan Anadolu Hisarı’nın karşısına Rumelihisar’nı yaptırdı. Edirne’de döktürdüğü balyemez adı verilen büyük toplarla savaşa hazırlandı.6 Nisan 1453 günü, Osmanlı ordusu Bizans surları önüne geldi. Bizans İmparatoru Konstantin, Haliç’i zincirle kapatarak Osmanlı Ordusu’nun şehre denizden girmesini önledi. 11 Nisan günü kuşatma tamamlandı ve top ateşi başladı. Yirmi gün süren top ateşinden kesin bir sonuç alınamadı. Şehrin denizden de kuşatılması gerektiğini düşünen II. Mehmet, bir gece yetmiş parça gemiyi karadan yürüterek Haliç’e indirdi. Bizanslılar, sabahleyin Osmanlı Donanması’nı Haliç’te görünce büyük bir korkuya ve paniğe kapıldılar. Haliç’ten ve karadan yapılan top atışlarıyla surlarda gedikler açıldı. Bunun üzerine, 29 Mayıs günü bir genel saldırı düzenlenmesine karar verildi. Hocası Akşemsettin II. Mehmet’e cesaret veriyor; Hz. Peygamberin, "Konstantin elbet fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne iyi ko- mutan ve onun askerleri ne güzel askerlerdir" sözüyle müjdelenen komutanın kendisi olduğunu söylüyordu. Bu inançla 29 Mayıs günü son taarruz başladı. Çok kanlı ve zorlu bir savaştan sonra birçok şehit verildi. Bu şehitler arasında, Bizans surlarına Türk bayrağını diken Ulubatlı Hasan da vardı. Nihayet, Mayıs 1453 Salı günü, İstanbul fethedildi. İstanbul’un fethi, hem Türk tarihi için hem de dünya tarihi için önemli bir olaydır. Türk tarihi için önemi İstanbul’un fethiyle, Osmanlıların, Balkanlardaki ilerlemelerine engel olacak hiçbir gücün kalmamasıdır. Avrupa’da ilerleyişini sürdüren Osmanlı Devleti, büyük bir imparatorluk haline gelmiştir. Dünya tarihi bakımından ise, İstanbul’un fethi, Orta Çağ’ın kapanıp Yeni Çağ’ın açılmasına sebep olmasındandır. İstanbul, 29 Mayıs 1453 tarihinden 23 Nisan 1920 tarihine kadar Osmanlı Devleti ’nin başkenti olmuştur. Bu nedenle Türk ve Dünya tarihini etkileyen bu önemli fethi, her yılın 29 Mayıs günü, aynı coşku ve sevinçle kutluyoruz. Not: www.meb.gov.tr den alıntı yapılmıştır Baden Haber | Kültür | Edebiyat | 7 Mehmet Akif Ersoy’un Şiirlerinde Yoksulluk ve Merhamet Mehmet Akif Ersoy’un şiirlerinde‘din, felsefe, hürriyet, ahlaki sorunlar, nesil çatışması’ önemli ölçüde yer alan konulardır. Bu içerikteki şiirlerin, hepimizin üzerinde belirli bir tesiri olmuştur. Ben de ne zaman Mehmet Akif adını duysam, aklıma hemen Küfe şiiri gelir, Kocakarı ile Ömer gelir. Bu şiirlerdeki dokunaklı hikâyeleri hatırlar, kirli ve hüzünlü bir yüzle Hasan’ın bana da baktığını, küfeyi hemen yanımda tekmelediğini hissederim. Bu derin etki elbette ki Mehmet Akif’in toplumsal yaraları, yoksulluğu, en keskin ve hassas noktalarından yakalamasından ve dile getirmesinden kaynaklanır. Küfe şiirini, yoksulluğun küçük Hasan’ın sırtında, nasıl bir yüke dönüştüğünü hatırlarsınız. Hasan’ın babası hamaldır ve küfenin altında vefat etmiştir. Ailesinin geçimini sağlamak zorunda olan Hasan, ne kadar okumak istese de bilir ki çalışmak zorundadır. Sokağın ortasında kurumla yatan küfeyi tekmelemekle de kaderinden kaçamaz. Şiirde hem gözlemci olan hem de olayın akışını da katılan şair, bir sabah Fatih çarşısında Hasan’la karşılaşır. Şair, Hasan’ın on anki hâlini şu dizelerle anlatır: “Yanında koskocaman bir küfeyle bir çocucak, Yavaş yavaş geliyorlar. Fakat tesâdüfe bak: Çocuk, benim o sabah gördüğüm zavallı yetîm... Şu var ki, yavrucağın hâli eskisinden elim: Cılız bacaklarının dizden altı çırçıplak... Bir ince mintanın altında titriyor, donacak! Ayakta kundura yok, başta var mı fes? Ne gezer! Düğümlü alnının üstünde sâde bir çember.” Kelimelerle çizdiği bu yoksulluk ve çaresizlik manzarası ile içimizdeki merhameti de titretir Mehmet Akif. Üstelik bu dizelerden sonra, başka çocukların neşe içinde okuldan nasıl çıktıklarını anlatarak Hasan’ın kederli portresini, hepimizin yarası kılar ve biliriz ki Hasan, yoksullukla mücadelede yalnız değildir. Yaşı yetmis beşi geçmiş olan Seyfi Baba da ihtiyarlığına rağmen çalışmak zorundadır. Bu yüzden kış soğuğunda üşütmüş ve yatağa düşmüştür. Seyfi Baba’nın hastalandığını duyan şair, hemen onun evine koşar. Şiir diyalogla devam eder. Şimdi anlat bakalım, neydi senin hastalığın? Nezle oldun sanırım, çünkü bu kış pek salgın. Mehmed Ağa'nın evi akmış. Onu aktarmak için Dama çıktım, soğuk aldım, oluyor on beş gün. Ne işin var kiremitlerde a sersem desene! İhtiyarlık mı nedir, şaşkınım oğlum bu sene. Hadi aktamıyayım... Kim getirir ekmeğimi? Oturup kör gibi, nâmerde el açmak iyi mi? Seyfi Baba hasta yatağından; kocasını, kardeşlerini, oğullarını kaybetmiş bir başka ihtiyar da Kocakarı ile Ömer şiirinden yoksulluğa, adalete ve paylaşıma dair biz okurlara ciddi hatırlatmalarda bulunur. Halkın bir şikayeti olup olmadığını anlamak için Medine sokaklarında gezen Hz. Ömer, yaşlı kadının çadırı önünde durur. Ocak başında oturmuş bir ihtiyarca kadın. "Açız! Açız!" diye feryâd eden çocuklarının, Karıştırıp duruyorken pişen nevâlesini; Çıkardı yuttuğu yaşlarda çırpınan sesini: Durun da yavrularım, işte şimdicek pişecek... Fakat ne hâl ise bir türlü pişmiyordu yemek! Çocukların yeniden başlamıştı nâleleri... Selamı verdi Ömer, daldı âkıbet içeri. Selamı aldı kadın pek beşûş bir yüzle. Bu yavrular niçin, ey teyze, ağlıyor, söyle? Bu gün ikinci gün, aç kaldılar... O halde, neden Biraz yemek komuyorsun? Yemek mi? Çömleği sen, Tirid mi zannediyorsun? İçinde sâde su var Çakıl taşıyla beraber bütün zaman kaynar! Hz. Ömer kadının durumuna yönelik sorular sorar ve kadın da karşısındakinin kim olduğunu bilmeden halifeye lanetler yağdırır çünkü halife, yönetimi altındakilerin her hâlini bilmeli ve ihtiyaçlarını karşılamalıdır. Hz. Ömer çadırdan çıkar ve bir çuval un ile döner, yemeği kendi elleriyle pisirir ve çocukların karınlarını doyurur. Üstelik kadına nafaka bağlatır. Yaşlı kadının çocukları gibi ağlayan bir başka çocuk da Akif’in Bayram adlı şiirindedir. Bütün çocuklar bayram günü neşe içinde eğlenirken ninesinin kucağında ağlayan küçük, yetim bir kız vardır. Paralı salıncakta eğlenen diğer çocukları sey- 8 | Baden Haber | Kültür | Edebiyat retmekte ve bayramda yaşıtları gibi gülmek yerine imrenmeyle ağlamaktadır. Neyse ki çocuk, sevabına salıncağa parasız bindirilir ve bayram sevincinin tadına o da varır. Genel olarak anlattığım bu şiirler bize, Mehmet Akif’in yoksulluk ve çaresizliğe karşı nasıl hassasiyet taşıdığını ve kaleminde, rengini merhametten almış bir mürekkebin nasıl bir sızıyla aktığını anlatır. Kendisi fil dişi kulelerde değil, bizzat toplumun damarlarında yasamıştır. Nerede ızdırap içinde bir inleme duyulsa şaiirin de kalbi titremiş ve bunu şiirlerinde işlemiştir, çünkü Mehmet Akif, başkalarının acılarını da duyabilen gerçek bir sanatçıdır. Toplumun kalp atışlarını duyabilen bir cerrahtır, çünkü kendi hayatını başkalarının hayatlarıyla inşa edebilen bir mimardır, çünkü o da yoksulluğun ne olduğunu, gayet iyi bilmektedir. Mehmet Akif, 1885’te Mülkiye'ye kayıt olmak için babasıyla gittiğinde kayıt harcı istenir. Babası, Mehmet Âkif'i bir köşeye çeker, cüzdanını yoklar ama istenen miktarda para yoktur. Parasızlıktan okulun eşiğinde kalmayı bu yüzden gayet iyi bilmektedir. Babasi Tahir Efendi, ertesi gün parayı getirebileceklerini söyleyip gümüş saatini rehin bırakmak ister fakat kâtip almaz. Okula başlar fakat 1888’de babası vefat eder. Üstelik Fatih yangınında evleri yanar ve maddi olarak ciddi sorunlar yaşarlar. Okula devam etmesi zorlaşır ve çalışmak zorunda olduğu için de mezunlarına hemen iş verileceğini bildiği Ziraat ve Baytar Mektebi’ne yatılı öğrenci olarak geçer. Mehmet Akif, ızdırap çekenin yanında yer alır, bu durum sadece şiirlerinin içinde Hasan’la konuşmaktan, Seyfi Baba’ya ıhlamur demlemekten ibaret değildir, gerçek hayatta da İstiklal Marşı için verilen 500 liralık ödülü –kendisinin de bu paraya ihtiyacı olmasina rağmenkadın ve çocuklara iş öğretilip cepheye elbise dikilen Dar’ül Mesai Vakfı’na bağışlamasından da biliriz. Mehmet Akif Ersoy, şiirlerinde yoksulluk ve acizliği sadece dile getirmemiş, bunların çarelerini de sunmuştur. Çare calışmaktir, muhtacın yardımına koşmaktır. Küfe adlı şiirde bu yüzden Hasan’a Kuzum, ayıp mı çalışmak, günah mı yük taşımak? Ayıp: Dilencilik, işlerken el, yürürken ayak.” demektedir. Seyfi Baba ihtiyar ve güçsüz bedenine rağmen “Kim kazanmazsa bu dünyâda bir ekmek parası: Dostunun yüz karası; düşmanının maskarası!” diyebilmektedir. Üstelik çare, sadece ihtiyaç hâlinde olanın calışması değildir. Toplumdaki herkesin merhamet ve adalet duygusunu yürekten hissetmesi gerekmektedir. Çare, yaşlı kadının ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayıp torunlarına kendi elleriyle yemek hazırlayan Hz. Ömer misali zayıfın ve yoksulun yanında olmayı bilmek, kim olunursa olunsun kanayan yaraları pansuman edebilmek adına, elini taşın altına koyabilmektir. Bayram şiirinde gördüğümüz gibi sadece kendi çocuklarımızın şen kahkalarıyla yetinmemek, varsa ağlayan bir çocuk, onun da gözyaşlarını silebilmektir. Bu dünyada kendi sorumluluklarımızdan ibaret olmadığımızı, başkalarının gözyaşlarından habersiz kahkahaların çok da adil durmadığını bizlere daha iyi kavrattığı için Mehmet Akif Ersoy’a teşekkür ediyor ve vefatının 74.yılında onu rahmetle ananlara katılıyorum. Bu yazı, Yrd. Doç. Dr. Gülcan Ç. Bostancı’nın, Ant Kitabevi (Clifton, NJ, USA)’nde ‘Edebiyat Akşamları’ etkinliği çerçevesinde düzenlenen Mehmet Akif Ersoy’u anma gecesinde yaptığı konuşma metnine dayanmaktadır. Künye İmtiyaz Sahibi: AY Verlag Fatih Atmaca, Milchhofstraße 20/2 internet:www.baden-haber.de E-Mail: [email protected] Yayın Koordinatörü: Yüksel Atmaca E-Mail: [email protected], Tel: 0176 320 58 717 Ayvaz Colak E-Mail: [email protected], Tel: 0174 8894415 Baden-Haber dergisi yaygın süreli bir yayındır. Baden-Haber dergisinde yayımlanan haber, yazı, resim ve fotoğrafların FSEK ve Basın Kanunu‘ndan kaynaklanan her ürlü hakları AY Verlag‘a aittir. İzin alınmaksızın, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez. Baskı hatalarından sorumluluk alınmaz. Druck: schwarz auf weiss Litho & Druck GmbH, Freiburg Bölge dernek haberlerinde yer almak için bizimle irtibata geçiniz. [email protected] Baden Haber | Kültür | Edebiyat | 9 Eski siyah- Beyaz Bir Resim… Geçmişe bir dokunuş her resim… Resimdeki her bakış, o zamanın yaşanmışlıklarının uzun uzadıya bir tekrarı sanki… 1970’li yılların İstanbul’unda küçük bahçeli bir evde, bahçenin her köşesinden büyüklüğü göze çarpan çınar ağacının altında bir kadın…Elinde kenarları soluk siyah- beyaz eski bir resim…Ona, sanki gözlerini hiç kırpmadan bakan bu resimdekilerle bakışları sabitlenmiş öylece.. O yıllara ait her anın hayali, konuşmaları, kavgaları, sevinçleri gözlerinde kilitlenmiş sanki. Türkiye’de o yıllarda daha yoğun olarak başlayan Almanya’ya işçi olarak giden binlerce insandan gitmesinin üzerinden tam 2 ay geçmişti. Bir fabrikada çalışıyordu. Evet başka Türk arkadasları da vardı. Fabrikanın lojmanında kalıyorlardı. Ama bir çok insanın birarada kaldığı bu yer kalabalıktı, aslında yatakhane gibi bir yerdi. Babam biraz para biriktirebilmişti. Dil konusunda pek sıkıntı çektiği söylenemezdi. Yaptığı işle ilgili dil bilmesine gerek yoktu. Ama yine de şimdiden bir kaç kelime Almanca biliyordu. Evet, bizi çok özlemişti. Hepimizi teker teker öpüyordu. Annem için ise her şey daha zordu. Bize belli etmemeye çalışsa da onun ne kadar üzgün olduğunu anlıyorduk. Bir kaç gece babamın bize yazdığı mek- İşte gözlerimizi o en son kapadığımız güne uyandığımızda ne kadar da heyecanlıydık. Bugün babam geliyordu… Evimizin bahçe girişindeki kapıda babam, bizi görür görmez olduğu yere çöktü. Koşarak boynuna atıldık. Bütün aile sarıldık birbirimize öylece. Acı bir kaç sözcük döküldü gözlerimizden. Çınar ağacımızın altında bütün aile toplanmıştık işte. Bahçemizde özlem ve bekleyişin yorgunluğundaki biz, babamızın Almanya’yı anlatışını dinliyorduk. Yabancı bir ülkenin yabancısı olduğumuz pek çok şeyin hikayelerini dinlerken bir yandan da şevkat dolu biriydi babam. Önce o gitmeliydi. Ama Almanya çok uzak. Nasıl olacaktı? Sonra bizi de yanına alacaktı. Babamın Almanya hayatı başlıyordu işte. Tren garına hep birlikte babamı uğurlamaya gittigimiz o gün, gördük ki babam gibi Almanya’ya giden gurbet yolcuları çoktu. Her şey umutlar ve hayaller içindi. Ellerinde umutların yerleştiği tahta bavul; gözlerinde daha gitmeden memleket hasreti… Gözyaşları ve sarılıp kucaklaşmalarla birlikte herkeste derin bir hüzün. Elinde bir mendille arkasından el sallayan annem… Babam ne zaman gelecekti? - Yaza, dedi annem. Hem bizi de götürecek. Babamın Almanya’ya tubu okuyup okuyup ağladığını görmüştüm. Ne kadar üzgün olsa da bize belli etmezdi. Annem güçlü bir kadındı... Sokakta arkadaşlarımızla oynarken, biz hep postacının yolunu gözlerdik. Postacıyı ne zaman sokağın başında görsek sanki babamızı görmüş gibi sevinirdik. Babamdan gelen ilk mektubu anneme ben götürmüştüm. Annemizin bir an önce açıp okuması için nasıl da merakla beklemiştik. Ve postacının bize getirdiği son mektubunda babamın 3 hafta sonra geleceği yazılıydı. Bunu öğrendiğimizden beri her gün bitiminde seviniyorduk. -İşte bir gün daha geçti, diye mutlulukla gözlerimizi kapıyorduk yeni bir güne… kucağından ayrılamıyorduk. Ben ve kardeşim… Babam, bana saçları altın sarısı kocaman bir bebek getirmişti. Buradaki bebeklere hiç benzemiyordu. Bugüne kadar hiç böyle bir bebeğim olmamıştı. Çok sevinmiştim. Küçük kardeşime araba getirmişti. Anneme de bir bluz… Ne kadar mutluydum. İşte babam burada, yanımızdaydı. Evdeki babamlı günler sevinçli koşuşturmalar, komşularımızın ve akrabalarımızın ziyaretleri ile geçiyordu. Ama günler böyle güzel geçerken öğrendik ki babam sadece annemi yanında götürebilecekti. Evet, çok kısa bir zaman sonra da bizle- 10 | Baden Haber | Kültür | Edebiyat ri yanına aldıracaktı. Bize teyzem bakacaktı. Hem teyze anne yarısı sayılırdı. Bir sessizlik düştü kollarıma, başlar eğildi. Öylece oradan bize bakıyordu. İşte veda zamanı… Bu içimde haykıran sesim; içime hapsolmuş sanki. Boğazımın içinde beni yakalayan bir el veda bile edemiyor sanki. -Tren kalkıyor, diye bağırdı bir adam. Yavaş yavaş ilerleyen vagonlardan birbirine sımsıkı tutunmuş ellerimiz. Dayanamıyorum… Sanki Hansel ve Gretel masalındaki o iki kardeş gibiydik. -Ya ormanda kaybolursak? Annem ve babam gitmişti. Bizden çok uzaklardaydılar. Teyzemin her zamankinden daha bir şefkat dolu kollarında olan emanetleriydik. Evet teyze anne yarısı sayılırdı. Bize annemizin ve babamızın bizi ne kadar çok sevdiğinden, özlediğinden bahsederdi. Hem zaten çok az bir zaman kalmamış mıydı? Günler günleri kovalarken, Almanya’ya bizi götürecek olan akrabalarımız önümüzdeki hafta sonu geleceklerdi. Yine, koca bir ayrılığın yine siyah bir trenin yanında yeni bir ayrılığa adım atıyorduk ben ve kardeşim. Teyzeme veda ederken, şimdi de ona umut vermemiz gerektiğini biliyorduk. Teyzeciğim… Hoşçakal… Sonunda annemize babamıza kavuşmuştuk. İçimizin en de- rin köşesinde yerleşmiş ayrılık acısının kördüğüm olmuş iplerini çözmeye çalışıyorduk. Burada her şey ne kadar da farklıydı. Evet evimiz küçük ama güzeldi. Sonuçta bütün bir aile biraradaydık. Babam, beni ve kardeşimi okula yazdırmıştı. Okuldaki arkadaşlarımdan bir kaç tanesi de Türk ve buradaki Alman arkadaşım, babamın bana getirdiği saçları altın sarısı bebeğimin aynısı. „Sevgili Teyzeciğim, Bu yaz kızım Neşe ile birlikte Türkiye’ye tatile geleceğiz. Seni çok özledik. Eski resimlere birlikte bakacağımız çınar ağacının altında bizi bekle. Seni çok seven yiğenin Elif „ bh/Hilal Erkmen Yaşa Başkonsolosluğumuzla ilgili güncel bilgilere aşağıdaki internet sayfalarından ulaşabilirsiniz. http://karlsruhe.bk.mfa.gov.tr/ e-Mail: turkcons.karlsruhe@mfa. gov.tr - e-pasaport müracaatı için randevu alınması gerekmektedir. Randevu almak için: - 7 Gün 24 saat evden konsolosluk işlemleri e-konsolosluk’ta: Konsolosluk işlemleri hakkında en doğru ve güncel bilgileri e-konsolosluk sayfasında bulabilirsiniz. www.epasaport.gov.tr internet sitesini ziyaret edebilir, Ayrıntılı bilgi için www. konsolosluk.gov.tr sayfasından e-konsolosluk sistemine üye olmanız tavsiye olunur. bilgi almak için ise - Randevulu konsolosluk işlemi: 7 gün 24 saat hizmet veren e-Pasaport Çağrı Merkezini, 0090-216-4443020, arayabilirsiniz. ‘Zamanım kıymetli, sıra beklemeden işlemimi yaptırmak istiyorum’ diyorsanız, e-konsolosluk’a üye olun, www.konsolosluk.gov. tr sayfasındaki ‚‘Randevulu Konsolosluk İşlemi‘‘ linkinden randevu alın sıra beklemeden işleminiz yapılsın. Ayrıntılı bilgi internet sayfamızda mevcuttur: (http://karlsruhe.bk.mfa.gov.tr/) Başkonsolosluk Duyuruları bölümünde e-Buluşma (Randevulu Konsolosluk İşlemleri) hakkında duyuru’yu okuyun. http://karlsruhe.bk.mfa.gov. tr/ShowAnnouncement. aspx?ID=1712 „Sizin Köşeniz„ de yer almak üzere, her türlü edebi yazılarınızı (şiir, öykü, fikra, v.s.) ile Almanya ve Türkiye‘ deki hukuki sorularınızı bize ulastırınız. [email protected] Baden Haber | Kültür | Edebiyat | 11 ALFABENİN KÖKENİ VE GELİŞİMİ İnsanoğlu duygularını, isteklerini konuşarak veya yazarak başkalarına anlatır. Her ikisinin de anlatın aracı “dil” dir. Her dil bir takım seslerden oluşur. Dildeki bu seslerin yazıda karşılığı olan harf topluluğuna “alfabe” denir. Alfabe Yunanca A(alfa), B(„be“ta) harflerinin okunuşundan gelir. Arapça’da ise A(elif ), B(ba) harflerinin okunuşlarında gelir yani Arapça’da alfabe yerine elifba kullanılır. Günümüz Türkçe’sinde ise A, B(be), C(ce) abece biçiminde söyleyip yazma eğilimi vardır. İlk alfabeyi Fenekeliler ortaya çıkarmıştır. Araplar, Yunanlılar, Romalılar da bu alfabeden yararlanarak kendi alfabelerini yaratmışlardır. dir. Bu diller içinde Türkçe’ye en yakın olanı ise Moğolca’dır. Dünyada en çok konuşulan beş dilden birisi olan Türkçe’miz Türkler’in eski ve zengin kültürünün aktığı bir nehir gibi yaklaşık 11 milyon kilometrekarelik bir alana yayılmış doğuda Moğolistan ve Çin, batıda kisinde kaldığı kültürlerin yarattığı olumsuzlara rağmen Çince, Hintçe, İngilizce ve İspanyolca’dan sonra en çok konuşulan beşinci dildir. Toplumları ayakta tutan, ulusları parçalanıp yok olmaktan kurtaran duygu, düşünce, inanç ve kültür birliğidir. Bu birliği sağlayan ve gelecek kuşaklara aktaran dildir. Karamanoğlu Mehmet Bey Anadolu’da birliğin sağlanması için dil ve kültür öğesinin önemini kavramış 1277’de duyurduğu fermanla “Türkçe’den başka dil konuşulmaması gerektiğini ve Türkçe’nin resmi dil olduğunu” ilan etmiştir. TÜRKÇE’NİN DÜNYA DİLLERİ ARASINDAKİ YERİ TÜRK YAZI DİLİNİN TARİHİ GELİŞMESİ Yer yüzündeki diller arasında Türkçe’nin içine girdiği gurup UralAltay dilleri gurubudur. Ural-Altay dilleri eklemeli dillerdir. Bunlardan başka Hint-Avrupa dillerinin Sırbistan, kuzeyde Sibirya, güneytesirinde kalanlar hariç olmak de Bağdat’a kadar uzanmıştır. üzere bu dillerde kelime sırası Bu coğrafya içinde 7 tanesi Türk aşağı yukarı aynıdır. devleti olan 23 ayrı devlet içinUral Kolu Fin-Ugur (Fince, Macar- de Türkçe konuşan uluslar vardır. ca) Samoyed (Samoyedce) Altay Orta Asya’ya dayanan ve tarihsel gelişim içerisinde güçlü özellikleKolu Türkçe, Mançurca, Moğolca. Demek ki Türkçe Ural-Altay dil- ri ile benliğini korumasını bilen lerinin Altay koluna bağlı bir dil- Türkçe’miz lehçe farklılıkları ve et- 1) Eski Türkçe: Türk yazı dilinin ele geçen ilk örnekleri Orhun abidelerinin metinleridir. (8.yy) Fakat bu metinler şüphesiz Türk yazı dilinin ilk örnekleri değildir. Orhun abidelerindeki dil çok işlenmiş, ileri düzeyde bir yazı dilidir. Bu yüzden Türk yazı dili tarihinin başlangıcının 8. yüzyıldan en azından birkaç asır daha önce olduğunu söyleyebiliriz. Fakat elimizde Orhun kitabelerinde daha eski metinler olmadığı için 8. 12 | Baden Haber | Kültür | Edebiyat yüzyıldan itibaren Türk dilini takip edebiliyoruz. Eski Türkçe devresi 12. ve 13. yüzyıla kadar devam etmiştir. Bu ilk yazı dili bütün Türklük’ün tek yazı dili olarak kullanılmış, Orta Asya’da geniş bir sahayı kaplayan Türklük alemi yüzyıllar boyunca hep aynı dille okuyup yazmıştır. Bu yazı dili devresinden gelen eserlerin büyük bir kısmı Uygur yazısı ile yazılmış olduğundan bu devreye Uygur devresi yazı diline ise Uygurca da denir. 2) Kuzeydoğu Türkçe’si, Batı Türkçe’si: fazla yazı dilinin doğmasına ve gelişmeye başlamasına neden olmuştur. a) Kuzeydoğu Türkçe’si: 13. yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde yerini Özbekçe’ye bırakmıştır. b) Batı Türkçe’si: 13. yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır. Batı Türkçe’si iç ve dış gelişme ve değişiklikle bakımından üç evreye ayrılır. 1) Eski Anadolu Türkçe’si 2) Osmanlıca 3) Türkiye Türkçe’si 2.1) Eski Anadolu Türkçe’si: Eski Türkçe’den sonraki devrede Tür- 13., 14 . ve 15. yüz yıllard ak i kçe karşımıza birden fazla yazı dili ile Türkçe’dir. Bu devreye Batı Türkçıkmaktadır. Bunun nedenleri: çe’sinin kuruluş evresi olarak bak1) Orta Asya’daki Türklük aleminin mak yerinde olur . parçalanarak büyük kütleler halin- Bu devir Batı Türkçe’sinin en tede Hazar denizi’nin kuzeyinde ve miz devridir. Bu devrin sonlarına güneyinden batıya yayılması. doğru Türkçe’ye Arapça ve Fars2) Yeni kültür merkezlerinin mey- ça unsurlar girmeye başlamıştır dana gelmesi. bunun sonucunda da Osmanlıca 3) İslam kültürünün Türkler arasına denilen dil doğmuştur. gittikçe kuvvetli bir şekilde yerleşmesi. 2.2)Osmanlıca: İşte bu gibi nedenlerden ötürü 15. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın Eski Türkçe ömrünü tamamlamış başlarına kadar devam etmiş olan ve ayrılan Türk kollarının yeni yazı dilidir. kültür merkezleri etrafında ken- Dört yüz yıldan fazla kullanılan bu di şivelerine dayanan yazı dille- dil doğal olarak değişik devrelerri meydana getirmeleri birden den geçmiştir. Osmanlıca Arap harfleriyle yazılıp Türkçe okunan bir yazı dilidir. Arap alfabesinin Türk dili bakımından en büyük kusuru ünlülerin azlığı, ikinci kusuru da çoğu harflerin bitişik yazılması zorunluluğudur. Türkler Arap alfabesinin sakıncalarını çok geç fark ettiler. Türkçe, göçebe Türkmenlerinin konuştuğu kaba bir dil sayılıyordu. Edebiyat dili olarak işlenmeye değer bulunmuyordu. Edebiyat da bilim de Arapça ve Farsça’yla yapılıyordu. O dönemde bilim de, edebiyat da dinsel nitelik taşıdığı için bu çok doğal bir durumdu. 2.3)Türkiye Türkçe’si: Osmanlı Devleti’nde resmi dil Türkçe olduğu halde bu dil medreselerde okutulmazdı. Medreselerde öğretilen dil Arapça’ydı. 1908’de Meşrutiyet’le birlikte medre selerde Türkçe eğitim başlamıştır. Tanzimat ve 2. Meşrutiyet dönemlerinde dil üzerine büyük tartışmalar yapılmıştır. Atatürk’ün 1928 yılında “Harf Devrimini” yapmasıyla Arap harflerinin yerini Latin harfleri almıştır. Not: www.meb.gov.tr den alıntı yapılmıştır Afiş, Tabela, Grafik, Dizayn ve her türlü Reklam yapılır Baden Haber | Kültür | Dini Bilgiler | 13 Hz. Peygamberimizin çocuklarla ilgili yaklaşımı Hz. Peygamber, “Andolsun ki, Re- i şeriflerinde de Peygamberisulullah, sizin için, Allah'a ve ahiret miz, “Kim ki üç tane kız çocuğu gününe kavuşmayı umanlar ve yetiştirir, güzel terbiye eder, evAllah'ı çok zikredenler için güzel lendirir ve onlara iyilikte bulubir örnektir”1 ayetiyle Kur’an-ı nursa onun için cennet vardır.”4 Kerim’de “Model Şahsiyet” ola- “Her kim kız çocukları yüzünden rak tanıtılmaktadır. Dolayısıyla bir sıkıntıya uğrar da onlara iyi baHz. Peygamberi rehber edinmesi karsa, bu çocuklar onu cehennem gereken Müslümanlar’ın O’nun ateşinden koruyan bir siper olurhayatını iyi bilmeleri ve onun lar”5 buyurarak kız çocuklarının örnekliğinde yaşamaları gerekir. da iyi yetiştirilmelerini emretmiş; Hz. Peygamberin gerek aile erkek çocuklarla kız çocuklar hayatı gerekse toplumla olan arasında bir ayırım yapılmasına ilişkisi hepimiz için örnekler taşır. karşı çıkmıştır. Bu açıdan çocukların güzel bir Aile büyükleri çocuklarını şekilde yetiştirilmelerinde de yetiştirirken öncelikle onlara hayır en güzel örnek peygamberimiz dua ederek başlamalıdır. Kur’an-ı olmaktadır. Kerim’de Hz. İbrahim’in evlatları Çocuğun eğitim ve öğretime için yaptığı şu dua dikkat çekiciilk açılan kapısı ailedir. Aile içe- dir. “Ey Rabbimiz! Bizi sana boyun risinde gördüğü şeyler, onun eğenlerden kıl, neslimizden de zihninde hayat boyu canlı kalır sana itaat eden bir ümmet çıkar, ve onun şahsiyetini şekillendirir. bize ibadet usullerimizi göster, Yine aile içerisinde öğrenilen bil- tevbemizi kabul et; zira tevbeleri gilerin çocuk tarafından şüphe çokça kabul eden, çok merhaduyulmaksızın kabul edildiği de metli olan ancak sensin.”6 bir gerçektir. Çocuğun beslenme, barınma, Peygamberimiz bir baba olarak giyim, kuşam ve sağlık gibi madevlatlarının terbiyesine gereken dî ve bedensel ihtiyaçlarının hassasiyeti fazlasıyla göstermiş ve karşılanması ailenin başta gelen insanlara da, “Ailenize dönün ve görevidir. Hz. Peygamber, kişinin öğrendiklerinizi onlara anlatın”2 hayır yolunda harcadıkları içinşeklindeki emirleriyle, öncelikle de sevabı en bol olanının, aile aile fertlerinin eğitimiyle ilgilen- bireylerine yaptığı harcamalar meleri gerektiğini salık vermiştir. olduğunu ve insanın aile bireySahabeden Rafî (r.a.) Peygam- lerini sefil bırakmasının günberimize; “Ey Allah’ın elçi- ah olarak kendisine yeteceğini si, bizim çocukların üzerinde belirtmiştir.7 hakkımız olduğu gibi onların Peygamberimizin gerek kendi da bizim üzerimizde hakları var çocukları ve torunlarına gerekmıdır?” diye sorunca, Efendimiz se diğer çocuklara karşı son deşöyle buyurmuştur: “Çocuğun rece şefkat, merhamet ve sevgi baba üzerindeki hakkı ona yazı göstermesi, onları bağrına basıp yazmayı, yüzmeyi ve atıcılığı okşaması, öpmesi, hatalarını öğretmesi, helalinden rızık ye- bağışlaması, şakalaşması, hatta dirmesi, ona güzel isim koyması oyunlarına katılması ile ilgili pek ve yetişince evlendirmesidir”3 çok hadis rivayet edilmiştir. Onun buyurmuştur. Başka bir hadis- çocuklara olan bu düşkünlüğünü yadırgayan birini, "Allah senin kalbinden merhameti söküp almışsa ben ne yapayım!"8 diyerek eleştirmiştir. Sevgili Peygamberimiz, “Hiçbir baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha değerli bir miras bırakamaz ve daha üstün bir hediye vermiş olamaz”9 buyurarak çocukların ahlaklı, edepli ve güzel yetiştirilmelerini tavsiye etmiştir. Bu konuda daha birçok hadis zikretmek mümkündür. Ancak büyüklere düşen görev, her hal ve hareketleriyle çocuklar için iyi örnek olmaya çalışmaktır. Onlarla konuşmak, sıkıntılarını anlamaya çalışmak, onlara her zaman doğru, açık ve tutarlı bilgiler vermek, hoşgörülü davranmak ve merhamet göstermek gerekir. Yine çocukların dinine, diyanetine, vatanına, milletine sahip çıkan; insanlığa faydalı insan olarak yetiştirilmelerine önem verilmelidir. 1Ahzâb, 33/21; 2Buhari, Ezan, 18; 3Beyhâkî, Şuâbu’l-İmân, VI, 401; Ali el-Müttakî, XVI, 417, 443; 4Ebû Dâvûd, Edeb, 120-121; 5Buhârî, Zekat, 10; Müslim, Birr, 47; 6Bakara, 2/128; 7Ebû Davûd, Zekât, 45. KAYNAKLAR: a.Kur’an-ı Kerim ve Açıklamalı Meali b.Ömer Çelik, Mustafa Öztürk, Murat Kaya, Üsve-i Hasene, İstanbul 2004, I-II. c.Başkanlık, Seçme Hadisler, Ankara 2000. d. Kürsüden Öğütler, Ankara, 2007. e. İlmihal, Ankara 2010, I-II. f. İlmihal, (Seyfettin Yazıcı), Ankara 2001. Ahmet Akkuş Emmendingen Yunus Emre Camii Din Görevlisi 14 | Baden Haber | Tanıtım DİTİB Achern Yunus Emre Cami´i 1980 yılında kurulan dernek, bugün 320 erkek, 210 kadın cemaatine hizmet verebilme kapasitesine sahip camisi; kadın kolları, gençlik kollari ile faaliyet göstermektedir. Kadın cemaatine, her ayın ilk cuma aksamı din görevlisi Ahmet Önal tarafından vaaz verilmekte, cumartesi, pazar günleri ise eşi tarafından Kuran-ı Kerim ve dini bilgiler üze- rine ders verilmektedir. Ayrıca cumartesi, pazar ve tatil günlerinde çocuklara yönelik, Kuran-ı Kerim ve Temel Dini Bilgiler dersleri verilmektedir. Cuma akşamları genç kızlar, cumartesi akşamları genç erkekler cami lokalinde toplanarak, gençliğin uyuşturucu, alkol gibi kötü alışkanlıklardan korunması üzerine milli ve dini kimliğimize Yönetim Kurulu: Mürsel Yıldız (Bşk.), Yakup Keskin (Bşk.Yrd.), Ümit Özmen (Sekreter), Halit Turan (Muhasip), Ömer Çetin (Üye), Ramazan Karadavut (Üye), Mustafa Demirlikaya (Üye), Ahmet Önal (Din Görevlisi) İletişim: Fautenbacher Str. 30 77855 Achern Tel: 07841-29656 Fax:07841- 508992 Mail: [email protected] DİTİB Kehl Cami´i 1981 yılında kurulan cemiyetin 1998-2007 yılları arasında yürütülen calışmaları ile alınan izinle, yeni cami temeli 01.07.2007 tarihinde atıldı. Üç yarım kubbe üstüne yaklasık 14 metre çapındaki kubbeye sahip caminin asansör sistemini Nussbaum GmbH firması üstlenmiş. İç dekarasyon çinileri icin Türkiye´deki firmalarla görüşmeleri sürüyor. Cami´nın diş cephesi 35 kişilik bir grup ile 4 saatte bitirilerek tam bir işbirliği örneği sergilenmis. Ayrica yönetimin verdiği başarılı girişimler sonucu çift minare için onay alınmış. Kehl cami´i 2.başkanı sayın Erdem Çakırlı bu aşamalarda Strassburg´dan önemli yardımlar aldıklarını ifade ederken, borçsuz ve kredisiz 1 milyon € tutarında harcamalarının olduğunu, her türlü maddi ve manevi yardımlara açık olduklarını belirtti.1 yıl 3 aydır kadrolu din görevlisi olarak hizmet veren Mehmet Yılmaz aslen Trabzon´lu olup, Samsun´da görev yapmış. Evli ve 4 çocuk babası Yılmaz: „Gurbet içinde gurbet yaşıyoruz“ diyor. Kehl´de özellikle gençleri tehdit eden paralı oyun otomatiklerinin, bir caddeyi oyun salonları ile dolduracak boyutlara ulaşması aileleri çok endişelendiriyor. Bu konuya çözüm arayışında olduklarını belirtmekteler. uygun programlar yapılmaktadır. Yine gençlerin oluşturduğu ilahi grubu, ilahiler, marşlar ve memleket türkülerine yönelik çalışmalarda bulunmaktadır. Derneğin temsil ve etkinlikleri müslüman cemaatin olduğu kadar bölgesindeki diğer resmi, sivil kurum ve kuruluşlarca da takdir edilerek örnek gösterilmektedir. Baden Haber | Tanıtım | 15 DİTİB Weil am Rhein Eyüp Sultan Cami´i 1983 yılında kurulan derneğin bugün kullanılan 1030 m² arsa üzerine, 220 m² olarak inşa edilen 4 katli binası 2003 yılında satın alınarak hizmete girmiştir. Alt katında kalorifer dairesi, spor kulübü, genç kizlar için buluşma odası, 1.katında büyük cami ve çok amaçlı kullanılan çocuklara Kuran-ı Kerim ve dini bilgilerin verildiği sınıf, üst katında ise din görevlisine ait lojman, bayanlar mescidi ve kadınlar kolunun çalışma odasından oluşmaktadır. Din görevlisi Adnan Üstün; 1978 Elazığ doğumlu. 2003 yılında A.Ü Hukuk Fakültesi, 2009 yılında AÖF İlahiyat ön lisans mezunu, halen A.Ü İlahiyat Fakültesi son sınıfına devam etmekte, evli ve 3 çocuk babası. Yönetim Kurulu: Muhammet Pamuk (Bşk.), Yaşar Koca (Bşk. Yrd.), Mehmet Yaşar (Sekreter), Metin Yıldız (Muhasip), Yaşar Deberoğlu (Üye), Abdullah Tok (Üye), Ahmet Kumbas (Üye), Ahmet Türkmen (Üye), Şenol Türkmen (Üye), Hasan Özel (Üye) İletişim: Tulla Str.48,79576 Weil am Rhein, e-mail: www.eyupsultancamii.de DİTİB Lahr Türk İslam Kültür Derneği 1982 yılında kurulan dernek, 1996 da satın aldıkları binanın iç kısımlarını ibadete uygun cami haline getirerek, halen faaliyetlerine burada devam etmektedir. Almanya´nın farklı şehirlerinde düzenlenen Landes Gartenschau projesi, 2018 senesinde kültür bakanlığı tarafından Lahr´da düzenlenmesi istenilmiş, belediyenin sevinçle karşıladığı projenin altyapı çalışmalarına başlanılmış, kendilerinden de modern bir cami ile katılımları beklenmektedir. Bu konuda daha refah imkanları ile herkese hitap edebilecek, islam dinini Alman halkina daha nezih bir ortamda tanıtmak maksadı ile yeni cami Yönetim Kurulu: Hasan Babır için vatandaşlarla istişare yönün- (Bşk.), Tugay Kara (Bşk.Yrd.), Levet de çalışmalara başlanılmıştır. Işılak (Sekreter), Selçuk Çataltepe (Muhasip), Candemir Arslan (Üye), Metin Özdağcı (Üye), Ali Rıza Bozay (Din Görevlisi) 16 | Baden Haber | Tanıtım Ditib Emmendingen Yunus Emre Cami´i maddi ve manevi katkılarıyla birlikte dönemin Emmendingen belediye başkanı ve encümen 1979 yılında, Ömer Gökdemir üyelerinin katkılarıyla atılmış (Başkan), Durdu Güzel (Bşk. oldu. 76 yıllığına kiralanan arsa Yard.), Recep Gökdemir (Sekre- üzerine kurulan,yaklaşık 10 m ter), Saim Uzun (Muhasip), Şakir çapında kubbeye sahip, 3 kat Demir, Halim Gökdemir, Muham- üzerine 650 m² kullanım alanına met Gür tarafından Türk İslam sahip bina 1999 yılında bitirileCemiyet´i adı altında kuruldu. rek faaliyete geçmistir. Bugün İlk tüzüğün hazırlanmasında Ce- 158 üyesi ile dini hizmetlerinin vat Özcan öğretmenin katkıları yanı sıra milli ve kültürel etkinbüyüktü.Cemiyet´in faaliyet- likler gerçekleştirmekte, kadın lerini göstereceği yer konusunda ve gençlik kolları oluşturulmuş, çok zorluk çektiler. Belediyenin saz ve folklor grupları bulunan sunduğu yerlerde ancak teravi derneğin vatandaşlardan isteği namazlarını kılabiliyorlardı. Seyfi ise yapılan faaliyetlere katılım ile Hoca ilk din görevlisi idi. Resmi ola- çocuklarımıza daha fazla ilgiyrak İbrahim Özkan hoca ile Baden- le sahip çıkılması. 1978 Araklı/ Württemberg´te din görevlisi tay- Trabzon doğumlu Ahmet Akkuş, in edilen ikinci cemiyet olmuştur. 01.07.2010 tarihinden beri kad1983 yılında Querstraße'de bir rolu din görevlisi olarak hizmet işyeri vatandaşların yardımları ile vermektedir. kiralanarak camiye dönüştürüldü. Bu arada dernek üyeliğini be- Yönetim Kurulu: Recep Gökdemir nimsetmekte zor bir süreç (Bşk.), Sezai Uzun (Bşk.Yrd.), Necyaşandı. 1990 yılında başka bir mettin Malkoç (Sekreter), İhsan yere taşınarak camisi ile hizmet- Dastan (Muhasip), Gülda Çolak, lerine devam etti. 1997 yılına Ahmet Kazancı, Aşkın Uğurlu gelindiğinde bugün hizmet veren İletişim: Schwarzwald Str. 11 Türk İslam Kültür Dernek binasının 79312 Emmendingen, temelleri, yine vatandaşlarımızın www.ditib-emmendingen.de Waldkirch Cami´i İslam Derneği 1973 yılında kurulan dernek, 3 kez muhtelif mekanlardan sonra 01.06.2010 tarihinde satın aldıkları binada faaliyetlerine devam etmekte, cami binasının layıkı ile geliştirilmesi yönünde inşaat çalışmaları sürmektedir. Cumartesi ve pazar günleri 11.0014.00 arası çocuklara, pazartesi ve perşembe günleri kadınlara din dersi verilmekte, cuma akşamları genç erkeklere,pazar günleri genç kızlara yönelik dini sohbetler yapılmaktadır. Eğitim konularında; özellikle kadın eğitmen bulmakta eksiklik hissedilmekte, çocukların eğitimlerinde velilerden daha fazla aktif rol üstlenmeleri temenni edilmektedir. Yönetim Kurulu: Levent Bulduk (Bşk.), İlhami Sözen (Bşk.Yrd.), Yusuf Erdem (Sekreter), Murat Mutlu (Muhasip), Halil Çelik (Üye), Ferit Aygün (Üye), Ayhan Parlak (Üye) Baden Haber | Ortenau | 17 Kehl´de hamsi şöleni betleri kadar öncü olamadılar. Olsalardı bugün daha yüksek noktalarda olacaktık. Yinede, bu Ditib Kehl İslam Cemiyetini´nin muhabbetçilerin yetiştirdikleri hafta sonunda cumartesi ve pa- nesillerin yaşadıkları toplumun zar günlerinde düzenlediği hamsi öncüleri olacakları asikardır. şölenine ilgi büyük oldu. „derken, bu gibi faaliyetlerde Havanında güneşli ve sıcak gösterdiğimiz sosyal dayanışma, olduğu günde, değişik bölgeler- kaynaşma, birlik ve beraberlik den gelen Türk ve diğer milletle- imrenilerek takdir edilirken, re mensup ziyaretçilerin, yemek kendimizi ve kültürümüve içecek standlari ile yapımı de- zü yabancılara göstermemize vam etmekte olan ibadete açık Merkez Cami´ine ilgisi dikkat çekici boyutlardaydı. Katılımın yoğunluğundan oturma masaları zaman zaman yetersiz kaldı. Başta hamsi olmak üzere mantı, künefe ve Türk mutfağından özenle hazırlanmış yiyecekler misafirlerin akınına uğradı. Ayrıca sunulan yiyeceklerin açık çadır standlarında, göz önünde taze olarak hazırlanması ziyaretcileri cok memnun etti. Şölen esnasında görüstüğümüz cami imamı Mehmet Yılmaz “Ilk gelen nesiller muhabbette öncülük yaptılar, ibadette muhab- Haslach´ta Kutlu Doğum Haftası 17.04.2011 pazar günü Ditib Haslach Cami´inde Kutlu Doğum Haftası kapsamında düzenlenen, Peygamber Efendimizin Dünya ´ya teşrifleri olan Mevlid-i Nebevi, halk dilindeki adiyla Mevlid Kandili 600 kisilik yoğun bir katilimla kutlandı. Karlsruhe Din Hizmetleri Ateşesi Mustafa Akpınar, çeşitli bölgelerden gelen Ditib Camileri dernek yöneticileri ve din görevlilerinin de aralarinda bulunduğu misafirlerle,çocuklarin sunduğu programda ilahi ve piyeslerle Peygamber Efendimiz anılırken,Din Ateşemiz Mustafa Akpınar da yaptığı konuşmasında Peygamberimizin hayatı,Peygamber yardımcı olacağının önemine de dikkat çekiyordu. Cami içerisindeki Arapça hat yazılarını açıklayıcı çevirilerini, Almanca, Fransızca ve Türkçe olarak üç dilde de bilgi verebilecek sekilde hazırladıklarını, ayrıca gelecek nesillerimiz için neler yapabiliriz konusunda papazlarla her ay düzenli bir şekilde toplanıp bir araya gelerek calışma grubu oluşturduklarını söyledi. bh/ Ayvaz Çolak sevgisi ve İslam´a en fazla hiz- cek ikramının yapıldığı gün renk met eden bir millet olmamıza ve coşkulara sahne oldu. değindi. Misafirlere yemek ve içebh/ Yüksel Atmaca 18 | Baden Haber | Ortenau Haslach Camii Yeni Yönetiminden Belediye Başkanına Ziyaret Ditip Haslach Camii yeni yönetim kurulu üyeleri Başkan Nurullah Durmuş, Başkan Yardımcısı Sabri Sertoğlu, Salih Keskin, Sekreter Galip Gültekin, Muhasip Metin Aksu, Sekreter ve Muhasip yardımcıları Recep Keleş, Hüseyin Acar olmak üzere Din Görevlisi İlhan Çakır ve Camii Tanıtım rehberleri Binnur Aksu, Merican Durmuş, Gülay Süme, ve İlkay Keleş hanımefendilerle beraber Haslach belediye başkanı Herr Winkler’i Belediye’de ziyaret ettiler. Belediye başkanının Türkler ve Cami hakkındaki iyi niyetlerine teşekkür ederek, uyum içerisinde çalışma mesajı verdiler. Ziyaret- ten memnun olduğunu belirten Belediye başkanı Herr Winkler Offenburg-Tageblatt yerel gazetede yayınlatmak üzere hatıra fotoğrafı çektirdi. Yaklaşık 2,5 saat kadar süren toplantı sonrasında Herr Winkler’e Türk ürünlerinden oluşan bir sepet armağan etti. bh Baden Haber | Breisgau | 19 Yunus Emre Camii´inde ailece kahvaltı Emmendingen Türk İslam Kültür Derneği Kadın Kollarının 25.04.2011 tarihi pazartesi sabahı 2.kez düzenlemiş olduğu kahvaltı,halkın yoğun ilgisi ile karşılaşırken tekrar bir arada olma imkanı sağlayarak, hoş sohbet dolu anlara sahne oldu. bh/Ayvaz Çolak Freiburg´da yeni Türk restorantı KULE açıldı Freiburg´da Laubfrosch olarak tanınan lokalde Türk yemekleri sunan yeni bir restorant açıldı. Bir yıl boyunca „Pascha“ ismi ile işletilen lokal el değiştirdi ve içinde bulunduğu binanın şekline de vurgu yapılarak „Kule“ adı ile yeniden açıldı. Açılışta Freiburg şehrinin Kültür Belediye Başkanı Ulrich von Kirchbach´ta hazır budaha güzel bir ortamda hizmet lundu. vermek istediklerini belirtiyor. Sayın von Kirchbach yaptığı Ustalar ayrıca mangal ve Türk yeaçılış konuşmasında „Kule meklerinin yanında Pizza ve FlamRestorant´ın „ Freiburg`a yeni menkuchen çeşitleride olduğunu lezzetler katacağını belirtip sözlerine ekliyorlar. Kule´de daha yeni işletmecilere bol şans di- önceki işletmecilerden farklı ledi. Ulrich von Kirchbach olarak 2,50 euroya döner ve açılışta yediği yemeklerden çok yarım tavuk satışlarıda yapılıyor. etkilendiğinide sözlelerine ekledi. Kule restaurant işletmecisi Usta Ailesi ise daha rahat bir atmosfer yaratmak için lokalde ara katı açtıklarını ve böylece misafirlere Kule´nin üst katında ise nargilelerin de sunulduğu bir Cocktail Lounge-Bar bulunuyor. Bunlara ek olarak cuma geceleri canlı mü- zik ve cumartesi geceleride salsa partileri düzenleniyor. bh/Yener Erfidan Kule´in adresi ise: Kaiser-Joseph-Str. 273 79098 Freiburg Tel: 0 761 24982 20 | Baden Haber | Breisgau Emmendingen´de Çanakkale Şehitleri´ni Anma Günü Emmendingen Türk İslam Kültür Derneği, Emmendingen Ü.T.S Futbol Klubü, Emmendingen ve Çevresi Türk Okul Aile Birliği´nin birlikte organize ettiği program, Emmendingen Yunus Emre Cami´inde kutlandı. Çevre illerle birlikte çok sayıda katılımın olması yer sıkıntısı yaşattı. Buna rağmen öğretmen Nevin Biçici, Ayten Özkaraca ve Din Görevlisi Ahmet Akkuş´un hazırlayıp, sinevizyon gösterileri ile destekli çocuk ve gençlerin sunduğu günde zaman zaman duygulu anlarda yaşandı. bh/Yüksel Atmaca Emmendingen´de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlandı Emmendingen ve Çevresi Türk Okul Aile Birliği´nin düzenlediği, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Emmendingen Steinhalle´de büyük bir ilgi ve coşkuyla kutlandı. büyük emeklerle özenle hazırladıkları,yabancı çocuk folklor gruplarının da renk kattığı günde, çocuklarımız tarafından şiirler okundu, skeçler oynandı, folklorümüzden zengin örnekler sunuldu. Ayrıca dia gösterileri ile Öğretmen Nevin Biçici, Ay- günün önem ve anlamına dair ten Özkaraca ve Maide Akın´ın tarihten sayfalarla geçmişe yol- culuk yapıldı. Yine çocukların 23 Nisan provaları sırasında çekilen fotoğraflar ve yaptıkları resimler izleyicilere dia ile sunulurken hoş dakikalar geçti. Herkesin çok beğendigi ve takdir ederek ayrıldığı program özellikle çocuklara bayram havası yaşattı. bh/ Ayvaz Çolak Baden Haber | Breisgau | 21 Allah Doktorlardan ve AOK´dan razı olsun Emmendingen´li 36 yaşındaki İbrahim Fidan ve ailesi için bugün herşey yolunda. Oğlu İsmail´in doğumun dan önce herşey daha farklı idi.İistanbul´da büyüyen İbrahim 1990 yılında 15 yaşında ailesi ile birlikte Almanya´ya Baden Eyaletinin Emmendingen şehrine geldi. Burada ortaokulu bitirdikten sonra meslek lisesinin anlagemechanicker bölümünden mezun olur. Evliliğinden kısa bir süre sonra eşi rahatsızlanır,kısmi bir inme (Felç) geçirir. Nervoloji araştırmalarından bir sonuç alınamaz. Oğlu İsmail´in doğumuna yakın eşi bir öncekinden daha sert ve ağır bir inme daha geçirir. İbrahim´den eşi veya çocuğu arasında bir seçim yapması gerektiği söylenir. EŞİ yada ÇOCUĞU ? Olağanüstü bir hadise ile doğum sonrası ikiside hayatta kalmayı başarırlar. " Bir hafta sonra oğlu İsmail çok sarardı" diye anlatıyor İbrahim. Acaba sarılık mı oldu diye hemen Uniklinik´e götürür. Sonuç oğlu İsmail "Kan Kanseri" dir. Çok zor günlerdi diye hatırlıyor aile babası. Bugün Pfeizer fabrikasında siparis takip elemanı olarak çalışıyor. "Bizim ayaklarımızın yere basması gerekiyor". İamail iki yıl hastahanede kaldı. Ailesinin bir kısmı klinige yakın ve oraya ait olan aile evinde kalır. "Ben ve ailem AOK da sigortalı olduğumuz için çok mutluyum". AOK bizim için 100.000 € dan fazla tutan tedavi masraflarımızı sorunsuz olarak karşıladı. İsmail bugün çok iyi hatta arkadaşları ile futbol bile oynuyor. Annesinin hastalığı ise bugün kontrol altında ve sara hastalığı geriledi. "Bazen AOK´nın önünden geçerken kapıdan içeri giriyorum ve çalışanlara merhaba diyorum. Ne zaman onlara ihtiyacım olsa benim için hep oradalar. Selamlar, İbrahim Fidan Afiş, Tabela, Grafik, Dizayn ve her türlü Reklam yapılır 22 | Baden Haber | Breisgau Reklam HAIRSTYLE INTERNATIONAL CAMEE Kuaför salonu Emmendingen´ de açıldı Speichingen doğumlu Muhammet Rüzgar, CNC programcısı olarak meslek öğrenip 4 yıl çalıştıktan sonra 2007 yılında dondurma dükkanı işletti. Rüzgar 01.04.2011 tarihinde, kirchstrasse ´de devraldığı salonda ekibiyle birlikte hizmet vermeye başladı.Türkler ´e hizmet vermekten memnuniyet duyduğunu belirtirken,ziyaretlerini beklediklerini söyledi. Camee Hairstyle Kirchstraße 79312 Emmendingen Fon 07641 - 9362953 Mo - Fr 9 - 19 Uhr Sa 9 - 16 Uhr Alparslan Türkeş´i Anma Mevlidi Freiburg Türk İslam Sosyal Hizmet Derneği ´nin 10.04.2011 tarihinde ikindi namazını takiben düzenlediği,ailece katılımın olduğu Mevlid ´de,Fransa Türk Fedarasyonuna bağlı Colmar Derneği imamı ile gençler Kuran-ı Kerim ve İlahiler okudular.Derneğin ikramlarının olduğu günde Merhum Alparslan Türkeş anıldı. bh/ Yüksel Atmaca Çanakkale Şehitleri´ni Anma Mevlid´i 20.03 2011 tarihinde ikindi namazını takiben,üç ayrı resmi Türk Cemiyetleri´nden gelen gençlik kolları ve imamlarında katılımıyla, mevlidi şerif okunmasıyla başlayan anma törenine,gençlik kollarının ilahilerini okumalarının ardından derneğin yemek ve içecek ikrami ile devam edildi. Dernek başkanı Hasan Daştan, 1915 yılında dış mihraklardan gelen saldırıları engellemek için, vatanları uğruna şehit düşen kahramanlarımızın tekrar yad edildiği, kadın ve erkek 150 kişinin katıldıgı gecede, yerlerinin küçük olmasından dolayı yer sıkıntısı yaşadıklarını, aksi takdirde katılımın daha da fazla olabileceğine dikkat çekti. bh/ Yüksel Atmaca Baden Haber | Breisgau | 23 İçimizden, bir başarının hikayesi Ozan Yıldız 1965 yılında Almanya´ya çalışmak için gelmiş olan Erzurum´lu Yıldız ailesinin 1972 yılında Lahr´da Dünya´ ya gelen oğulları Ozan,doğumundan kısa bir süre sonra 10 yaşına kadar Türkiye´deki amcasının yanında Erzurum´da yaşar.Tekrar geldiği ailesinin yanında grundschule ve gymnasiumu bitirir.Mahlberg´de bir düğme fabrikasında endüstriel satış uzmanı olarak meslek eğitimi görmeye başlar.3 yıl olan eğitim süresini gösterdiği başarı üzerine 2 yılda tamamlayarak, aynı firmada dışilişkiler elemanı olarak çalışmaya devam eder.İşi gereği yurtdışı fuarlarına katılır. Aradan 1 yıl geçtiğinde askere gitmek için izin alamayınca,1995 yılında çıkış verir ve askere gider. Askerden döndüğünde bilgisayarın hayatımızda artan bir hızla yer almasının getirdiği öneme yabancı kalmayarak arbeitsamtın bilgisayar kursuna katılır.Kurs esnasında arbeitsamttan iş önerisi gelir. Lahr´ da bulunan öneri konusu firmaya(Sanitätshaus) başvurusunu alışılmışın dışında bizzat kendi giderek elden yapması memnuniyetle karşılanır ve ertesi gün işe başlaması teklif edilir.Devam ettiği kursu bitirmek istediğini belirterek kurs sonunda başladığı firmada sağlık ürünleri satış uzmanı olarak 12 yıl çalışır. Bu arada birçok seminer ve etkinliklere katılarak kendini oldukça geliştirerek sayısız sertifikalara sahip olur. 2006 yılına gelindiğinde Freiburg´da bir firmadan kısım şefi olarak iş teklifi alır.Çalıştığı firmadan hayli memnun, sayılan ve sevilen bir isim yaptığı ortamdan ayrılma noktasında tereddütler yaşayarak, iş hayatına Freiburg´daki firmada devam et- ran kaldıklarını görmesi gurur verir kendisine. İngilizce,Fransızca ve Almanca olmak üzere üç yabancı lisanı kullanabilen Yıldız, kendini devamlı gelistirmek üzere seminer ve fuarlara katılmaya devam ederken,daha büyük hedeflere doğru yol alıyor. Yolun açık,başarıların daim olsun meye karar verir.Başarı grafiğini bh/ Yüksel Atmaca devamlı yükselten Ozan Yıldız iş Ozan Yıldız... çevresinde takdir edilen bir üne de kavuşur.Bu sayede Teningen´deki bir firmadan aldığı ortaklık teklifi- Eğitim Ateşesi ni kabul eder.Ortağı olduğu firma Murat Çelebi ile söyleşi sahibinin yaş haddinden dolayı emekli olması üzerine 2010 Handwerkskammer Freiburg yılında firmayı kendisi devir alır.İş tarafından 16 Nisan 2011´de Integhayatı boyunca edindiği sertifika ration durch Mitwirkung adlı bir ve kariyeri sayesinde serbest ola- etkinlik düzenlendi. Sorumluğunu rak kendi firmasını kurması için aynı zamanda Freiburg´ta beizin alırken sorun yaşamaz.Ancak lediye meclisi üyeside olan ve şimdi bu meslekle ilgili okullar Fördergesellschaft der Handaçılmış durumda. werkskammer Freiburg´tada Halen 2 si Türk 9 çalışanı olan çalışan Ibrahim Sarıaltın`ın firmasında eylül ayında ise yine üstlendiği etkinliğe çok sayıdaki bir Türk kızı da meslek eğitimine veli ve öğrenci katılımcıların başlayacak.İllenseer firma yanında Baden-Württemberg çatısı altında kolayca tanıtımını eyaletinin ekonomi bakanlığıda yaparken,mevcut sağlık katıldı. Etkinlikte ayrıca Karlsruhe kurumlarının hepsi ile de uyum Başkonsolosluğumuzda çalışma içerisinde çalışıyor. ateşesi Osman Kaya ve Eğitim Başarılı olmak için istikrarlı Ateşesi Murat Çelebi´de hazır buolmanın yanında,her zaman lundular. Toplantıda ateşemize daha iyisi için ileriye yönelik burada yaşayan insanlarımızın hedef seçilmesi ve azimle bu eğitime katılımı konusundaki uğurda çalışmanın gerekliliğine düşüncelerini sorduk. dikkat çeken Ozan Yıldız, bu günlere ulaşması sürecinde Ateşemiz vatandaşımızın var olan Türk´lüğünden,inancından ve imkanları maalesef yeterince kültüründen hiçbir vakit taviz tanımadığını ve bizim için özel vermediğini,kendini sevgi saygı bir önem taşıyan eğitim sistemi ve ahlak sahibi kişiliği ile olduğu hakkında bilgilenme ihtiyacının gibi kabul ettirerek, kültürel zen- olduğunu düşünüyor. Bu konuda ginliklerimizi tanıtma fırsatlarını toplum olarak yapabileceğimiz da hep değerlendirdi.İşyerine cok şeyler var ve aynı zamanda koyduğu semaver ile artık bu ekisikliği gidermek için imkançalışanların kahve yerine Türk lar da mevcutdur. Sayın Çelebi çayını tercih etmelerini,bunun „bilgi edinme gereğini toplum için ise bir ücret ödemelerini olarak daha ciddiye almamız kabul etmeyeceğini,bizim kül- gerekiyor“ diyor ve ekliyor „hantürümüzde ikram olduğunu gi kuruluşlar hangi görevler ile öğrendiklerinde ise şaşırarak hay- donanmıştır, sunulan hizmetlere 24 | Baden Haber | Breisgau nasıl ulaşılır, bu yolda bilgi edinmek için kim yardımcı olabilir. Bunun gibi soruların cevaplarını aramak daha büyük bir titizlikle yürütülmeli.“ Murat Çelebi ayrıca sunulan imkanların vatandaşımızca yararlanma yüzdesinin maalesef olması gerektiğinden düşük olduğunu görüyor ve sunulanan hakların ve kurum ve dernekler tarafından yürütülen calışmaların yeterli durumunda olduğunu belirtiyor. „İçinde bulunduğumuz hal elbette mükemmel olarak kabul edilmemeli ve bunun için bizim gayretlerimizde sürekli daha verimli programları düzenlemek, ve milletimize daha iyi hitap eden imkanları sunmak yolundadır“ diyor ve „fakat vatandaşlarımızın da görevleri vardır“ diye ekli-yor. Sayın Çelebi vatandaşımızın sunulanan imkanlara kendilerininde başvurması gerektiği görüşünde. Ataşe haksızlığa ugrarım diye önümüze piskolojik engeller koymadan hakklarımızı aramamız gerektiğini öğütlüyor ve „vatandaşlarımızın bunları aşıp daha ısrarcı olması, kendisini ve genç nesilleri geleceğe daha iyi hazırlaması gerekiyor“ diye ekliyor. Murat Çelebi sözlerine şöyle son veriyor: „Kendi kaderimizi cocuklarımıza miras bırakmamalıyız. Biz kendimizin eğitim seviyesini yükseltebilirsek daha da üretken hale geliriz. Üretken insan her zaman saygıdeğer kabul edilir. Bunu hepimiz kendimize hedef bilmemiz lazım.“ bh/ Zafer Koç Freiburg Fatih Camii kermesi yapıldı 23.04-25.04.2011 tarihleri arasında, Fatih Camii ve Kültür Merkezi ´nin düzenlemiş olduğu, üç gün boyunca devam eden kermes yoğun ilgi gördü.Havanin da güzel olmasını fırsat bilen misafirler, dostluk ortamında Türk mutfafağının seçkin yemekleri, balık ve et ızgara çeşitleri, hamur işi tatlı ve börekleriyle zenginleştirilmiş tezgahların tadını çıkarırken,hoş, sohbet dolu sahneler yaşandı. bh Baden Haber | Breisgau | 25 Bad Krozingen-Buggingen-Heitersheim Türk Okul Aile Birliği´nin düzenlediği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlaması yapıldı. Türk Okul Aile Birliğinin organize ettiği,Türkçe ve Türk Kültürü Öğretmeni Ali İbrahim Atasoy´un hazırladığı programda, çocukların sergilediği gösteriler izleyicilerin beğenisini kazanırken,çocukların coşku ve neşesi görülmeye değerdi. Misafirler için hazırlanan Türk mutfağının damak tatlarının yer aldığı standlar göz alıcıydı.Sohbetlerle, demlenmiş Türk çayları yudumlanırken, kutlamalar vesilesi ile biraraya gelmenin özlemleri giderildi. bh/ Yüksel Atmaca Freiburg´da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı coşkuyla kutlandı 14.05.2011 Cumartesi günü, Vigelius Halle´de Freiburg ve Çevresi Türk-Alman Okul Aile Birliği ile Breisach Türk Okul Aile Birliği´nin birlikte düzenlediği, Freiburg bölgesi Türkçe ve Türk Kültürü öğretmenleri Maide Akin, Faik Özkaraca, Ali Riza Yaşa´nın çocuklarla bereber hazırladığı programda, Karlsruhe Konsolosluğu eğitim ateşesi Murat Çelebi´de çocuklarımızın eğitimlerine verilmesi gereken öneme vurgu yaparak,günün anlamına yönelik bir konuşma yaptı. 500 kişi civarında konuğun buluştuğu günde, Türk yemekleri ve tatlıları ile hazırlanan standlarda zengin mutfağımızdan lezzetler sunuldu. bh Bötzingen´de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlandı memnuniyeti açıklayıcı bir konuşma yaptı. Çocukların sahnede sergilediği skeç ve gösteriler izleyicilerden alkışlarla takdir alırken bayram coşkusu yaşandı. bh/ Ayvaz Çolak 07.05.2011 Cumartesi günü, Bötzingen ve Çevresi Türk Okul Aile Birliği´nin organize ettiği, Türkçe ve Türk Kültürü öğretmeni Sedat Yıldız´ın çocuklarla birlikte hazırladığı programa, Arnavut halk oyunları ile katılan Kosova´lı çocukların dansları renk katarken, belediye başkanı Herr Schneckenburger okul ve sosyal hayatta birarada olduğu Türk çocuklarının, bu anlamlı gününde de birlikte olmaktan duyduğu 26 | Baden Haber | Breisgau Freiburg Türkgücü evinde lideri devirdi Güneşli sıcak bir havada oynanan, yaklaşık 400-500 kişinin izlediği karşılaşmaya Türkler´in ilgi ve coşkusu görülmeye değerdi. Kreisliga A klasmanına yükselmek için şampiyonluk mücadelesi verdiği Vfr Hausen takımını, kafayla kendi kalesine göndermesi ile 3-2 öne geçerek, verdiği mücadele ile maçı kazanmasını bildi. Bu sonuçla 1 maç eksiği ile aynı puanda olan rakibine karşı averajla liderliğe geçmis oldu. sahasında konuk eden Freiburg Türkgücü, Verbandliga´da oynayan A takından 5 oyuncusunu oynatan rakibine karşı, iki kez geriye düştüğü karşılaşmadan üç puanı alan taraf olarak ayrıldı. Maçın başında yediği gole „takımın abisi“ olan, 1989-90 sezonunda Türkiye´de Fenerbahçe Spor Klubü ve S.C. Freiburg takımlarında da forma giymiş Mustafa Kurt´un takımını ateşleyen harika frikik golüyle cevap veren Türkgücü, devreyi 1-2 yenik kapatmasına rağmen ikinci yarıdaki inançlı ve istekli futbolu ile maçtan kopmayarak, önce Tobias´ın golüyle beraberliği, ardından yine Tobias´ın kullandığı serbest atışta rakip oyuncunun Maç sonu ile birlikte Türkgücü oyuncuları, taraftarları ile birlikte galibiyeti ve liderliğini kolbastı oynayarak kutlarken tam bir bayram havası yaşandı. Maç sonrası görüştüğümüz antronör Selçuk Bahar ve Mustafa Kurt, sezona şampiyonluk paralosu ile başladıklarını, bu hedefe oyuncu, teknik ekip ve yönetim hep birlikte kilitlendiklerini, bu birlik ve beraberliklerini koruyarak kalan 5 maç sonunda hedefe ulaşacaklarını belirterek, bu başarıların elde edilmesinde desteğini esirgemeyen üye, taraftar ve sponsorlarına teşekkür ederek, sezon sonuna kadar bu desteklerini sürdürmelerini istedi. bh „Sizin Köşeniz„ de yer almak üzere, her türlü edebi yazılarınızı (şiir, öykü, fikra, v.s.) ile Almanya ve Türkiye‘ deki hukuki sorularınızı bize ulastırınız. [email protected] Baden Haber | Sizin Köşeniz | 27 Fıkralar 9 akçemi 10 akçe mi Bir gün nasreddin hoca rüyasında bir adamla konuşuyormuş adam 9 akçe diyorm uş. Nasreddin hocada 10akçe diyormuş.N asreddin hoca rüyadan uyanmış ellerind e hiç akçe yok.Geri uykuya dalmış ve adama demiş tamam 9 akçe olsun. iş. İki Karadenizli uçağa binm a uçağın Uçak havalandıktan sonr lmuş. Pilot motorlarından biri bozu n bir motoru anons etmiş: - „Uçağımızı k yoktur“. bozulmuştur. Telaşa gere ikinci motor da Aradan çok geçmeden miş: - „Uçağın bozulmuş. Pilot anons et u....“. Temel ikinci motoru da bozuld n desene Dursun‘a dönmüş: - „Tursu iz.“ geceyi burda geçireceğ Eşeğe mi İnanıyorsun Bana mı Bir gün nasreddin hoca nın komşusuna eşek lazım olmuş. Hocadan isteyeyim demiş ve hoca nın kapısını çalmış. Hoca kapıyı açmış. -ne oldu? Demiş komşusu -eşeğini alabilirmiyim hocam? Demiş hoca -eşek evde değil. demiş komşusu tam gideyim derken eşek anırmış komşusu -eşek hani evde değildi. Demiş hoca bu durur mu: bana mı inanıyorsun yoksa eşeğe mi? Demiş Temel ile Dursun iki katlı otobüsle seyahat ediyordu. Üst ka ttaki Temel bir ara cep telefonunu çık ardı ve alt kattaki Dursun‘u aradı: „Tursun, orada durum nasıl?“ - „Hüç ... Bizim şoför uyumuş, otobüs öylece gidiyor.“ Temel: - „O da bir şey mi? Biz im katta hiç şoför yok. Otobüs şoförsü z gidiyor.“ YEMEK TARİFİ LOR DOLMASI - (BAYBURT) Kullanılan Malzemeler: 1 kg. taze lor (çökelek) 1 su bardağı bulgur 2 adet yumurta 1 su bardağı süt kaymağı 4 kasık tereyağı, dargın 1 kg. pancar yaprağı veya evelik 1 demet taze soğan (kuru soğanda olabilir ) Tuz Hazırlanısı: Yapraklar yumusamaşı için kaynar suda bir taşım haşlanır. Taze lor içerisine yumurta süt kaymağı, haşlanmıs bulgur, ince doğranmıs taze soğan, yeteri kadar tuz ve dargın konularak yoğrulur. Daha sonra istenilen büyüklükte sıkılarak yaprağa sarılır. Yağlanmış tepsiye düzgün bir şekilde dizilir üzerine yarım çay bardağı süt veya su ilave edilerek orta sıcaklıktaki fırında pişirilir. Servis yapılırken üzerine eritilmiş tereyağı dökülür. KETE - (BAYBURT) Kullanılan Malzemeler: 2 Paket Yaş Maya 250 g Yoğurt 250 g Sıvı Yağ 250 g Tereyağı 2 Paket Margarin 3 kg. Un 1 Yemek Kaşığı Tuz Hazırlanısı: 250 g Sıvı Yağ, 250g TereYağ İyice Eritip, 2 Kg Unu Bir Kabın İçine Eleyip, Ortasını Açıcaksınız. İçine Erittiğin Malzemeyi Unun İçine Döküp Mayayı katacaksınız, biraz da ılık su ilave edeceksiniz. Kulak memesi yumuşaklığında hamur yapacaksınız. İyice yoğurup, 30 dk mayalıyacaksınız. Sonra oklava yardımı ile hamuru açacaksınız. Ve geriye kalan 1 kg unu da kavurup, açmış olduğun hamura koyup, rulo şeklinde katlıyacaksın. Son olarak fırında pişmesini bekleyeceksiniz. 28 | Baden Haber | İçindekiler
Benzer belgeler
Hochrhein Kreisliga B Staffel 3
çalışmış Türkler dışında, Almanya´da yaklaşık 50 yıllık bir geçmişi bulunan Türkler, başlarda gurbetçiler
ve Almancılar diye adlandırıldıkları halde, günümüzde burada doğmuş olanlarıda içine alarak...