Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi Bahar
Transkript
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi Bahar
Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi Bahar 2015 - 1 (1) KAFKASLARDA HAZAR-ARAP HÂKİMİYET MÜCADELELERİ VE ALANLARA ETKİSİ Arş. Gör. Ali GENÇ* ÖZET 7. yüzyılda Karadeniz'in kuzeyinde yeni bir güç olarak ortaya çıkan Hazarlar, aynı yüzyılın ortalarında Kafkaslarda Müslüman Araplarla karşılaşmışlardır. Kafkasya'nın kadim milletlerinden biri olan Alanların stratejik ülkesi bu iki büyük gücün uzun süreli hâkimiyet mücadelelerine sahne olmuştur. İki devlet arasındaki mücadele sekizinci yüzyıl ortalarında eski hızını kaybetmiş ve Alan toprakları Hazar hâkimiyetine girmiştir. Hazarların bölgedeki hâkimiyeti dokuzuncu yüzyıl ortalarında zayıflamaya başlamıştır. Hazarların gücünü kaybetmesi ve Müslüman Arap tehlikesinin azalması ile Bizans İmparatorluğu Hazarlar aleyhine politikalar geliştirmeye ve Hazarlara karşı birlikte hareket etmek için müttefikler aramaya başlamışlardır. Alanlar bu müttefiklerden biri olmuştur. Onuncu yüzyıl ortalarında Hazarların yıkılması ile Alanlar bağımsız hale gelmiştir. Ancak Hazar dönemi Alan tarihinde belirgin izler bırakmıştır. Anahtar Kelimeler: Kafkasya, Alanlar, Hazar-Arap Mücadeleleri, Bizans. Khazar- Arab Domination Struggles in The Caucasus And its Effects To Alans ABSTRACT Khazars, which emerged as a new force in the north of the Black Sea in the 7th century, encauntered with the Muslim Arabs at the Caucasus in the middle of the same age. The strategic realm of Alans which were one of the ancient nations of Caucasia, witnessed theese two great powers long-term struggle of dominance. In the middle of the eighth century, the struggle between the two states lost his old speed and Alan territory has entered domination of Khazars. In the middle of the ninth century Khazar domination in the region started to weaken. Byzantine Empire tried to develop policies and find allies to move together against Khazars after losing power of Khazars and weakining the danger of Muslim Arabs. Alans has been one of theese allies. In the middle of the tenth century by collapse of Khazars, Alans has been * Celal Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Ortaçağ Tarihi Anabilim Dalı - Manisa / TÜRKİYE 163 Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi Bahar 2015 - 1 (1) independent. Howewer Khazar period have marked conspicuous signs at Alan history. Key Words: Caucasia, Alans, Khazar-Arab Struggle, Byzantine. GİRİŞ Kafkasyalı eski bir halk olup bugün varlıklarını Osetlerin devam ettirdiği Alanlar, (Bachrach, 1973: 9, Kovalevskaya,1984: 168, Togan, 1970: 375) Aral Gölü civarındaki ilk yurtlarından göç ederek (Karatay, 2008: 9), M.Ö. I. yüzyıldan itibaren Karadeniz'in kuzeyinde ve Kafkaslarda görülmeye başlamış (Durmuş, 2007: 79-80), M.S. I. yüzyılın ortalarından itibaren ise bölgede hâkim olmuştur. (Alemany, 2000: 4). Alanların Kafkaslarda kurduğu hâkimiyet zamanla zayıflamış ve Hun saldırıları sırasında yıkılmıştır (Ahmetbeyoğlu, 2001: 25). VI. yüzyılda Bizans-İran savaşlarında isimleri zikredilen Alanların ülkesi (Alemany, 2003), VII. ve VIII. yüzyıllarda Hazar-Arap hakimiyet mücadelelerine sahne olmuştur (Kuznetsov vd., 2012: 67, Dakuki, 1987: 92; Çoğ, 2007: 151). Doğu Avrupa tarihinde büyük rol oynayan ve düzenli bir devlet kuran ilk Türk kavmi olan Hazarlar, (Yücel, 2002: 445) Göktürklerin batı ordularının 572'den sonra Kafkasya'ya doğru yöneldiği ve Don-İdil ve Kafkas dağları arasındaki sahayı hâkimiyetleri altına aldıkları dönemde devletin batıdaki en uç kanadını oluşturuyorlardı. Ancak Göktürklerin iç savaşlarla meşgul olup Doğu-Batı Göktürk devleti şeklinde ikiye bölünmesi (Togan, 1972: 398) ve sonrasında da Batı Göktürk Devleti'nin yıkılması ile Hazarlar 630'da bağımsız bir devlet olarak ortaya çıkmış ve VIII. yüzyıl boyunca Araplarla bölgenin hakimi olmak için mücadele etmiştir. 1. Hazar-Arap Mücadeleleri ve Alanlar İslamiyetin doğuşundan sonra büyük bir güç haline gelen ve Kafkaslarda yayılmaya başlayan Araplar bu bölgede Bizans İmparatorluğu, Hazar Devleti ve Kafkas halkları ile mücadele etmiştir. Müslümanların bölgedeki varlığı dengeleri tamamen değiştirmiş ve Araplara karşı Hazarlar ve Bizans ittifak halinde olmuşlardır (Çoğ, 2004: 78; Kmosko, 1935: 133-35). Bu iki devletin mücadelesi esnasında Merkezi Kafkasya'nın hemen kuzeyindeki Alan toprakları ise, stratejik konumu ve üzerinde bulunan geçitler dolayısıyla iki tarafın da sahip olmaya çalıştığı bir bölge olarak ön plana çıkmıştır. Hazarlar ile Araplar arsındaki ilk çarpışmalar Hz. Osman'ın halifeliği döneminde Arapların, Hazar hâkimiyetindeki Belencer şehrine yönelmesi 164 Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi Bahar 2015 - 1 (1) ile gerçekleşmiştir (Artamanov, 2004: 237-238). 653 yılında gerçekleşen bu çarpışmada Araplar yenilerek geri çekilmiştir (Belazuri, 1987: 130131). Hazarlar ile Araplar arasındaki bu ilk mücadelelerde Alanlar Hazarların yanında yer almıştır (Artamanov, 2004: 237-238). Hz. Osman'ın katledilmesi ve Hz. Ali- Hz. Muaviye çatışması nedeniyle iç sorunlara yönelip fetih hareketlerini ve dış siyaseti ihmal edilmek zorunda kalan Müslüman Araplar Muaviye'nin iktidarı ele geçirip iç sorunları halletmesinden sonra fetih hareketlerine tekrar başlamıştır. Bu amaçla ilk olarak Bizans hâkimiyetindeki Anadolu ve Kafkaslara seferler düzenlenmiştir (Belazuri, 1987: 420-421; Halife b. Hayyat, 2008: 246-252). 662 yılında düzenlenen bu seferler esnasında Alanlar üzerine de akınlar yapılmıştır (Alemany, 2000: 270). Ancak bu seferlerin esas amacı askerleri iç politikadan uzaklaştırarak yıpranmalarını önlemek ve fetih hareketlerini canlı tutmak olduğundan, Kafkaslarda yapılan bu hareket çok büyük ölçekli olmamıştır (Çoğ, 2004: 74). Halife Abdülmelik döneminde (685-705), İslam orduları yeniden Kafkaslara ağırlık vermeye başlayarak Hazarlarla karşı karşıya gelmişlerdir. Mesleme b. Abdülmelik komutasındaki Arap orduları 706-7 yıllarında Derbent ve Azerbaycan'a akınlar yaparak Tarku şehrini almışlar ancak burada Hazarlar tarafından durdurularak geri atılmışlardır. Mesleme'yi geri atan Hazarlar, hiç vakit kaybetmeden tekrar Albanya'ya (bugünkü Azerbaycan ve Dağıstan bölgelerinin bir kısmını içine alan bölge) saldırıp Kuzey Azerbaycan'ı işgal etmişlerdir(717720).Alanların henüz bu dönemde Hazarların hâkimiyetine girmedikleri anlaşılmaktadır. Çünkü Hazarlar 721-22 yıllarında Alanlarla savaşıyor ve onları kendilerine bağlamaya çalışıyorlardı (Taberi, 1708: 619; Dunlop, 2008: 77). Aynı dönemde, Arapların Ermenistan genel valisi Cerrah b. Abdullah el-Hakemi, güçlü bir oduyla Hazarlar üzerine yürüyerek Belencer şehrini ele geçirmiştir. Semender'e yürümek isteyen ancak Hazarların büyük bir kuvvetle geldiğini öğrendiğinden geri çekilen Cerrah ertesi yıl aldığı takviye kuvvetlerle tekrar harekete geçmiş ancak bu sefer Hazar topraklarına değil Orta Kafkasya'nın dağlık bölgelerindeki Alan ülkesine yönelmiştir. Bu seferle ilgili bilgiler detaylı değildir. Bilinen tek şey, Cerrah'ın birkaç şehir ve kaleyi fethederek, bol miktarda ganimet ele geçirdiğidir. 724/25'de tekrar Alan topraklarına yönelen Cerrah, onları vergiye bağlamış ve Dayal Geçidi'ne hakim olmuştur. (Taberi, 1708: 29; Tezcan, 2012: 277,Karatay, 2014: 88). Bugün Rusya ile Gürcistan sınırı 165 Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi Bahar 2015 - 1 (1) arasında, Kuze Osetya'da, üç kilometre uzunluğunda ve üç bin metre yüksekliğe kadar ulaşan derin bir dağ yarığı olan ve Merkezi Kafkasya, Anadolu ve Suriye'ye akın yapmak söz konusu olduğunda Kafkasya'nın kuzeyindeki kavimler tarafından kullanılan bu geçit, 725'ten sonra Araplar tarafından üs olarak kullanılmaya başlanmıştır(Tezcan; 2012: 280-81). 724/25 seferinden sonra Arap ordularının yeni komutanı Mesleme b. Abdülmelik Daryal yolunu kullanarak Hazarya'ya girmiş, Hazar hakanı ile savaştıysa da bir şey elde edemeden geri dönmüştür. Bu sefer esnasında Arap kuvvetleri Daryal geçidindeki krallık sınırında bulunan ve zapt edilmezliğiyle ünlü bir kaleyi ve köprüyü ele geçirerek buraya, iaşesini beş günlük mesafedeki Tiflis'ten sağlayan bir Arap garnizonunu yerleştirmiştir (Taberi, 1708: 21). Mesleme'nin azledilmesinden sonra yerine geçen Cerrah b. Abdullah, 730'da Daryal yolunu kullanarak Hazarların el-Beyda şehrine kadar ilerlemiş ancak sonraki sene Hazarlarla Azerbaycan'da yapılan savaşta ölmüştür (Taberi, 1708: 70, İbn'ül Esir, 1986: 132-134, Kalankatlı Moses, 2006: 290-91 Karatay, 2014: 89-90). Cerrah'ın ölümünden sonra Arap komutanı Mervan b. Muhammed 736'da Daryal Geçidi'ni kullanarak büyük bir ordu ile Hazarya'nın fethine girişmiştir (Taumanoff, 1963: 405). Hazar kuvvetlerini bozguna uğratan ve hakanın Müslüman olması şartıyla Hazarların barış teklifini kabul eden Mervan, böylece Kafkaslarda Hazar kuvvetlerini sindirmiştir (İbn'ül Esir, 1986: 178,İbn Haldun, 1999: 285-86; Baştav, 2005: 446). Mervan b. Muhammed'in ordusuyla geri dönmesi ve Araplar arasında baş gösteren iç çekişmeler, Hazarların Kafkaslarda tekrar avantajlı pozisyona geçmelerini sağlamış, Hazarların olası bir taarruzundan çekinen Arapların Ermenistan valisi Yezid b. Usayd esSulemi de önlem olarak Daryal Geçidi’ne bir garnizon yollamıştır. Ancak Abbasi hanedanının kurucusu Ebu Cafer el-Mansur, Hazarlarla mücadele etmek yerine onları hasmane tavırlarından vazgeçirmenin daha faydalı olacağını düşünmüş ve bu amaçla vali Yezid'e, bir Hazar prensesiyle evlenmesi için emir vermiştir. Aldığı emir doğrultusunda harekete geçen Yezid, elçiler aracılığıyla evlenme teklifini yollamış ve teklifin kabul edilmesiyle evlilik gerçekleşmiştir. Ancak, prenses ve bebeği lohusalık devrinde ölmüştür (Belazuri, 1987: 300). Hazarlar bu ölümden Arapları sorumlu tutmuş ve Kafkaslarda istila hareketine girişmişlerdir. Savaş Arapların aleyhine gelişmiş ve geri çekilmek zorunda kalan Araplar ancak bölgeye ulaşan yedi bin kişilik takviye kuvveti sayesinde Hazarları 166 Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi Bahar 2015 - 1 (1) durdurabilmiştir (Dunlop, 2008: 195-97).Hazarların elli bin esirle ülkelerine döndüğü bu seferde Alan ülkesi de Hazar istilasına uğramıştır (Abu'l - Farac, 1999: 200). Yukarıda bahsedilen savaşlardan sonra Hazar-Arap savaşları, eski şiddetini kaybetmiştir. Araplar, Güney Kafkasya'da hâkimiyetlerini korumuş, Kuzey Kafkaslar ise Hazarların denetimi altına girmiştir. Alanya'nın ise bu tarihlerden itibaren -Hazarların 762 yılındaki istilası da hesaba katılarak- Hazar hâkimiyetine girdiği anlaşılmaktadır (Artamonov, 2004: 317-19). 2. Alan Ülkesinde Hazar Hâkimiyeti Hazarlar ile Araplar arasında yüzyılı aşkın bir süre devam eden savaşlar bitmiş ve Alan ülkesi VIII. yüzyıl ortalarından itibaren Hazar hâkimiyetine girmiş, bu hâkimiyet dönemi dokuzuncu yüzyıl ortalarına kadar devam etmiştir. Hazarlara bağlı oldukları bu dönemde Alanlar, Bizans kaynaklarında da geçmemektedir. Alanların Hazarlara nasıl boyun eğdikleri hakkındaki bilgiler belirsizdir. Ancak Alanlar, Hazarların Kuzey Kafkaslara hâkim olma mücadelelerindeki en güçlü rakipleri olmuştur. Yazılı kaynaklar, Alanların Hazarlara askeri destek vermek ve onların müttefiki olmaktan başka, vergi de verdiğini göstermektedir. Bazı araştırmacılar, Alanya'nın hiçbir zaman Hazar Devleti'nin bir parçası olmadığını düşünmektedirler. Ancak özellikle Daryal Geçidi'ni de içine alan Doğu Alanlarının tamamen Hazar Devleti'nin kontrolünde olduğu, buna karşılık yukarı Kuban boylarını içine alan Batı Alanlarının ise daha bağımsız davrandıkları anlaşılmaktadır. IX. yüzyıl ortalarına gelindiğinde Hazarların bölgedeki hâkimiyeti zayıflamaya başlamıştır. Doğudan gelen Peçeneklerin oluşturduğu baskı ve ayrıca, aynı dönemde yeni bir güç olarak ortaya çıkan Rusların Slav kabilelerini Hazarlardan koparması Hazarların güç kaybetmesinde etkili olmuştur (Kuzgun, 1985: 33-35). VII.-VIII. yüzyıllar boyunca doğuda ve batıda hızla yayılan Arap tehlikesine karşı Hazarlar ile ortak hareket eden Bizans İmparatorluğu ise, Arap tehlikesinin sona ermesi ve Hazarların da eski gücünü kaybetmesiyle politikasını değiştirmiş ve Hazarlara karşı bölgede kullanabileceği müttefikler aramaya başlamıştır (Artamonov, 2004: 453-54). Hazarların zayıfladığı dönemde güçlenmeye başlayan Alanlar, Bizans İmparatorluğu'nun Hazarlara karşı kullanmak istediği 167 Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi Bahar 2015 - 1 (1) müttefiklerden biri olmuştur. Dönem kaynaklarında bölgenin en güçlü ve en savaşçı halkı olarak gösterilen Alanlar arasında Hristiyanlığın yayılması için Bizans misyonerleri faaliyetlere başlamıştır (Mesudi, 2001: 156-58). Alanların Hıristiyanlığa kazandırılmasında en önemi rolü, uzun süredir Bizans'ın hâkimiyeti veya etkisi altında bulunan komşu Abhazya prensleri oynamıştır. Hıristiyanlığın Alan topraklarına Abhazya yoluyla girdiği ve öncelikle Abhazya sınırına yakın olan bölgelerde kökleştiği anlaşılmaktadır. Kuban, Teberda, Büyük Zelençuk, Küçük Zelençuk gibi Alan yerleşim bölgelerinde, X-XI. yüzyıllarda inşa edilmiş olan ve Abhazya sahillerindeki kiliselerin mimari özellikleri yansıtan önemli sayıda kilisenin bulunması de buna işaret etmektedir (Arzhantseva, 1976: 1920). Hristiyanlık sayesinde Alan ülkesindeki etkinliğini arttıran Bizans, 932 yılında Alanları kışkırtarak Hazarlara saldırmalarını sağlamış ancak Hazar meliki Aaron da Oğuzları harekete geçirmiş ve onlarla birlikte Alanları mağlup etmiş, hükümdarlarını da esir almıştır. Akıllı bir politikacı olan Aaron, Alanları daimi düşman haline getirmek yerine, elde ettiği zaferi onları Hazarların müttefiki yapmak için kullanmıştır. Esir alınan Alan hükümdarına son derece iyi davrandığı gibi, bir de onun kızını oğlu Yusuf'a nikâhlamak suretiyle onu kendisine müttefik kıldı (Brook, 2005: 264, Karatay, 2014: 235). Ancak Alanlarla Hazarların yaptığı bu son ittifak çok uzun ömürlü olmamıştır. Politik ve askeri boyutlu bu dostluk, Aaron'un saltanatı sona erip, yerine oğlu Yusuf'un geçmesiyle -Yusuf'un Alan kralıyla aile bağları olmasına rağmen- yerini eski düşmanlıklara bırakmıştır (Brook, 2005: 264). Kafkaslardaki bu denge değişikliğinin izlerini Bizans İmparatoru VII. Constantine Porphyrogenitus'un "De Administro İmperio" adlı eserinde de görmek mümkündür. Eserini 948-951 yılları arasında kaleme alan imparator, Alanların Hazarlara savaş açabileceğinden ve Alan ülkesine yakın olan Hazar topraklarının da bu savaştan oldukça zarar göreceğinden bahsetmektedir (Porphyrogenitus, 1985: 62-64). De Administro İmperio 'da verilen bu bilgilerden, 932'den sonra bozulan Bizans-Alan ittifakının VII. Constantine zamanında tekrar sağlandığı anlaşılmaktadır (Golden, 2006: 114). Hazar-Bizans-Alan ilişkileriyle ilgili bilgiler veren de bu dönemde Hazarların Oğuzlar, Alanlar ve başka komşularıyla bir süredir savaştıklarını bildirmektedir (Golden, 2002: 364). Ancak Hazarlara yıkıcı darbeyi vuran Ruslar olmuştur. 965'te Kiev Knezi Svyatoslav'ın ordusu Hazar başkenti İtil'i ve Sarkel'i almış, 168 Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi Bahar 2015 - 1 (1) Hazar Hakanlığı bu tarihten sonra varlığını devam ettirse de eski önemini ve nüfuzunu kaybetmiştir (Kuzmin ve diğerleri, 2002: 453). Bölgedeki Hazar hâkimiyetinin sona ermesiyle Hazarlar ile Alanlar arasındaki dalgalı siyasi ilişkiler de sona ermiş, Alanlar bağımsız hale gelmiştir (Kuznetsov ve diğerleri, 2012: 73). Hazar-Alan ilişkilerinde iniş-çıkışlar olsa da Hazarlar Alan ülkesinde ve kültüründe büyük izler bırakmıştır. Hazarların bağımsızlığına kavuştuğu dönemde, Karadeniz'in kuzeyinde ve Kafkaslarda Büyük Bulgar Devleti (Magna Bulgaria) adı altında başka bir Türk devleti daha doğmuştu. Göktürklerin Kafkaslara ulaştığı sırada Alanların komşusu olarak Kuban boylarında yaşayan ve onların hâkimiyetine giren Bulgarlar, Göktürklerin ikiye bölünmesinden sonra 630'da Kubrat önderliğinde Kafkasların kuzeyinde devletlerini kurmuşlardır (Demiral, 2006: 53). Kubrat Han'ın 650 civarında ölümünden sonra devlet bir süre daha devam etmiş ise de oğulları arasındaki çekişmeler ve Hazar saldırıları sonucunda dağılmıştır (Tas, 2002: 628). Devletin son bulmasından sonra Kubrat Han'ın oğulları da farklı yerlere göç etmiş, en büyük oğul Batbayan ise ata toprağında kalarak Hazar hâkimiyetine girmiştir. Grek ve Rus kaynaklarında adı "Kara Bulgarlar" olarak geçen bu topluluk, Kafkasya'nın orta kesimlerinde ve Kuban boylarında M.S. VI-VII. yüzyıla ait olduğu düşünülen, yemek kapları ve bakraçlardan oluşan arkeolojik malzemeler bırakmışlardır. Daha sonra, Don bölgesinde Novoçerkassk'ta bulunan Bulgar Türklerine ait kazanlar ile Aşağı Don boylarında ele geçirilen kazan parçalarının aynı kültürel özellikleri gösterdiği anlaşılmıştır. Benzer arkeolojik malzemelere bugünkü Kuzey Osetya'da yapılan araştırmalarda da rastlanması üzerine Rus bilim adamı A. Miller, Kara Bulgarlar’ın bir bölümünün bu bölgeye yerleştiğini iddia etmiş ancak ölümüyle çalışmalarının yarım kalması üzerine bu iddia ispatlanamamıştır (Tavkul, 2002: 563-564). Son dönemde Kafkasya'da yapılan arkeolojik çalışmalarda, 1930'lu yıllarda ileri süren bu tezi destekler nitelikte sonuçlar ortaya çıkarılmaktadır. Irina A. Arzhantseva önderliğindeki bir grup arkeolog, Hazar Hakanlığı dönemi boyunca Alan yerleşimleri hakkında bilgi edinmek amacıyla Kislovodsk bölgesini seçmişler ve Alan yerleşimlerinin jeolojik, topoğrafik ve kronolojik durumu hakkında yazılı kaynakların kendilerine veremediği bilgiyi bulmak amacıyla çalışmalar yapmışlardır (Arzhantseva, 2007: 62). 169 Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi Bahar 2015 - 1 (1) Bölgenin dağlık alanlarında ve tepelerinde yapılan araştırmalarda, Alan yerleşimlerinin belli bir benzerlik gösterdiği, yerleşimlerin bir dağılım sistematiği arz ettiği ve aralarında bağlantılar olduğu anlaşılmıştır. Bunlar küçük çaplıydı ve kaya çıkıntıları üzerine yerleştirilmişlerdi. Kislovodsk Gölü'nün üst taraflarında ve Alikonovka Nehri boyunca uzanan alanlarda on iki kilometre boyunca uzanan hisarlar bulunmuştu ve bu bölgenin nüfusu homojenlik göstermekteydi (Arzhantseva, 2007: 63). Ancak, ekibin yaptığı incelemeler sonucunda altıncı yüzyılın sonları ve yedinci yüzyıl boyunca devam eden bu durumun sekiz ve dokuzuncu yüzyıllarda değiştiği ortaya çıkarılmıştır. Nüfus yapısında değişim izlerine rastlanmış ve nüfusun homojen yapısı bozulduğu tespit edilmiştir. Ayrıca Kafkas dağ geçitlerine kadar ulaşan bir savunma sistemi oluşturan küçük hisarlarda da yer yer değişimler gözlemlenmiş ve savunma alanlarının göçebe bir Türk halkı tarafından ele geçirildiği sonucuna varılmıştı. Araştırmacılar bu halkın o dönemde Hazarlara tabi olan Kara Bulgarlar olduğu kararına varmışlardı Arzhantseva,2007: 63). Tüm bu sonuçlardan sonra Hazarların yenerek son verdiği Büyük Bulgar Devleti'nden sonra Batbayan idaresinde Hazarlara tabi olan Bulgarların bu bölgeye göç ettikleri anlaşılmaktadır. Kuban bölgesi Bulgarlarının bir kısmının bugünkü Karaçay-Balkar Türklerinin kökenini oluşturduğu iddiası da düşünüldüğünde, yapılan arkeolojik araştırmaların değeri ortaya çıkmaktadır (Tavkul, 2002: 564). Bu noktada değinilmesi gereken meselelerden biri de "Bağatur" unvanıdır. Türkçedeki çok eski kelimelerden biri olan ve "bahadır" anlamına gelen bu kelime (Golden, 2006: 180; Karatay, 2002: 539) Hazar hâkimiyeti döneminde Alan askerleri tarafından kullanılmaya başlamıştır. Alanların bu unvanı yaklaşık olarak üç yüzyıl boyunca koruyup kullandıkları, bu kelimenin bir prestij göstergesi haline dönüştüğü anlaşılmaktadır (Alemany, 2002: 535-37).Nitekim Arap ve Gürcü kaynakları da bu kelimeyi Alan kralları arasında kullanılan bir unvan ve ayrıca bir ad olarak kaydetmektedirler (Brosset, 2003: 127-128; Golden, 2006: 181). Hazar Devleti zamanında Alanların Macarlarla da kültürel etkileşim içine girdikleri anlaşılmaktadır. Hazar Devleti’nin teşekkülünden önce, Ugor anayurdundan ayrılarak Kafkaslara gelen ve Kuban'ın aşağı mecralarına yerleşen Macarlar, burada Türklerin etkisi altına girmişler ve Hazarların yönetimi altında Alanlara komşu olarak 170 Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi Bahar 2015 - 1 (1) yaşamışlardır. Bu dönemde, Alan dilinden Macarcaya "kard" (kılıç), "vert" (zırh), "üveg" (şişe-cam), "vam" (resim-gümrük), "hid" (köprü) gibi kelimeler bu dönemde geçmiştir (Eckhart, 2010: 2-5). Sonuç: Alanlar, tarih boyunca pek çok Türk devleti ve kavmiyle siyasi, askeri ve kültürel ilişkilerde bulunmuştur. VIII. yüzyıl başlarından X. yüzyıl ortalarına kadar devam eden Alan-Hazar ilişkileri de bu sürecin en önemli safhalarından birini teşkil etmektedir. Hazarların Araplarla mücadelesi esnasında Alan toprakları stratejik konumu nedeniyle ön plana çıkan bölgelerden biri olmuştur. Arapların, Hazarlara karşı üstün konuma geçmek için strateji değiştirmesi ve Daryal Geçidinde hakim olarak askeri harekatlarını bu geçit üzerinden devam ettirmesi de Alan topraklarının konumunun önemini göstermektedir. Hazar-Arap savaşlarının eski hızını kaybetmesi ve ile Alan ülkesinde bir asır boyunca devam edecek olan Hazar hâkimiyeti başlamıştır. Bu hakimiyet Alan kültüründe belirgin izler bırakmış ve ülkenin etnik yapısında bazı değişikliklere yol açmıştır. IX. yüzyıl ortalarından itibaren Hazar hâkimiyeti zayıflamış, aynı dönemde Alanlar ise bölgenin güçlü aktörlerinden biri olarak ön plana çıkmaya başlamıştır. Bu dönemde Hazarlarla mücadele eden Bizans İmparatorluğu, Alanların bu gücünden faydalanmak için onları Hazarlar karşı kışkırtmıştır. Bölgede güçlü müttefiklere ihtiyaç duyan Hazarlar da Alanlarla düşman kalmak yerine onları müttefik edinmeyi amaçlamıştır. Alanların her iki büyük için kazanılması gereken bir müttefik olarak görülmesi bölgedeki güçlü ve stratejik konumlarının anlaşılması açısından önemlidir. Hazarların X. yüzyıl ortalarında yıkılmasıyla Alanlar bağımsız hale gelmiş ve Alan tarihinin altın çağı başlamıştır. Alanların bu güçlü konumu Kafkaslarda Moğol istilasının yaşandığı XIII. yüzyıl ortalarına kadar devam etmiştir. KAYNAKLAR Ahmetbeyoğlu, Ali (2001), Avrupa Hun İmparatorluğu, Ankara: TTK Yayınevi. Alemany, Agusti (2000), Sources On The Alans A Critical Compilation, LeidenBoston-Köln: Brill. (2002), "Batı Avrasya Steplerinde Türk ve Alan Halkları Arasındaki Tarihi Bağlantılar", Türkler, 2, s.530-536, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları. (2003), "Sixth Century Alania: Between Byzantium Sasanian İran And The Turkic World", www.transoxiana.org/Eran Articles (13.02.2012) 171 Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi Bahar 2015 - 1 (1) Artamonov,M.İ. (2004),Hazar Tarihi Türkler,Yahudiler,Ruslar, (Çev.: Ahsen Batur),2.Baskı,İstanbul: Selenge Yay. Arzhantseva, Irina (1976), "The Christianization of North Caucasus (Religious Dualism among the Alans)", Werner Seibt (Ed.), The Christianization Of Caucasus (Armenia,Georgia,Albania), s.17-26, Vien. _________ (2007), "The Alans: Neighbours Of The Khazars İn The Caucasus, The World Of Khazars, Peter B. Golden, Haggai Ben-Shammai and Andras Rona-Tas (Ed.)Leiden-Boston: Brill. Bachrach, Bernard S. (1973), A History Of The Alans İn The West, Minneapolis: University Of Minnesota Press Baştav, Şerif (2005), "Hazar Hakanlığı Tarihi", Makaleler, I, E. Semih Yalçın ve Emine Erdoğan (Haz.), s.433-494, Ankara: Berikan Yayınevi. Belazuri (1987), Fütuhu'l Büldan, (Çev.: Mustafa Fayda), Ankara: TTK Yay. Brook, Kevin Alan (2005), Bir Türk İmparatorluğu Hazar Yahudileri, (Çev.: İsmail Tulçalı), İstanbul: Nokta Yayınları. Brosset, M. Felicite (2003), Gürcistan Tarihi (Eski Çağlardan 1212 Yılına Kadar), (Çev.: Hrand D. Andreasyan), Ankara: TTK Yay. Constantine Porphyrogenitus (1985), De Administro İmperio, Gy. MoravcsikR.J.H. Jenkins (Ed.), Dumberton Oaks. Çoğ, Mehmet (2004), VII-X. Yüzyıllarda Güney Kafkasya'da İslam Hakimiyeti, Trabzon: Serander Yayınları. (2007), "Emeviler ve Abbasiler Dönemi Hazar-Arap İlişkileri", Turkish Studies, 2, (2), s.150-160. Dakuki, Hüseyin Ali (1987), “Dört Halife Devrinde Araplar ve Hazarlar”, (Çev.: Faruk Toprak), Türk Kültürü Araştırmaları, 25(1-2) Demiral, Osman (2006), Bulgarların Menşei Tartışmalarında Orta Asya İhtimali, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü. Dunlop, D.M. (2008), Hazar Yahudi Tarihi, (Çev.: Zahide Ay), İstanbul: Selenge Yayınları. Durmuş, İlhami (2007), Sarmatlar, İstanbul: Kaynak Yayınları. Eckhart, Ferenc (2010), Macaristan Tarihi, (Çev.: İbrahim Kafesoğlu), 2.Baskı, Ankara: TTK Yayınevi. Golden, Peter B. (2002), "Güney Rusya Bozkırlarının Halkları", Denis Sinor (Ed.), (Çev.: Ayda Arel), Erken iç Asya Tarihi, 3.Baskı, s.345-382, İstanbul: İletişim Yayınları. (2006), Hazar Çalışmaları, (Çev. Egemen Mızrak ve Çağrı Mızrak), İstanbul: Selenge Yayınları. Gregory Abu'l-Farac (1999), Abu'l-Farac Tarihi, II, (Çev. Ömer Rıza Doğrul), 3.Baskı, Ankara: TTK Yay. İbn Haldun, (H1420/M1999), Tarihu İbn Haldun Kitabu'l İber ve Divanu'lMubteda ve'l-Haber, C. 6, Tahkik: Muhammed Ebu'l-Fazl İbrahim, Kahire: Darü'l - Kitabü'l - Mısriyye. İbn'ül-Esir (1986), İslam Tarihi , (Çev. Heyet), İstanbul: Bahar Yayınları. 172 Uluslararası Türk Dünyası Kültür Araştırmaları Dergisi Bahar 2015 - 1 (1) Halife b. Hayyat (2008), Tarihu Halife b. Hayyat, (Çev.: Abdülhalik Bakır), Ankara. Bizim Büro Basımevi. Kalankatlı Moses (2006), Alban Tarihi, (Çev. Zeki Bünyadov), İstanbul:Selenge Yay. Karatay, Osman (2002), "Türk-Slav İlişkilerinin Erken Dönemleri Üzerine", Türkler, 2, s.536-547, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları. (2008), "Hazarların Musevileşmesine Dair Bir Belge: Kenize Mektubu", Karadeniz Araştırmaları, (18), s.1-17. (2014), Hazarlar Yahudi Türkler Türk Yahudiler Ve Ötekiler, Ankara: Kripto Basım. Kmosko, Michael (1935), "Hazarlar Ve Araplar", Türkiyat Mecmuası, III, s.133155. Kovalevskaya, V.B. (1984), Kavkaz İ Alany, Moskva: İzdatelstvo Nouka Glavnoya Redaktsiya Vostocnoy Literatura. Kuzmin, Yakov - Kuleshov, Pavel (2002), "Hazarlar", Türkler, 2, s.464-473, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları. Kuznetsov, Vladimir -Yoroslav Lebedinski (2012), Alanlar Step Atlıları, Kafkas Beyleri, (Çev.: Demir Alp Serezli), Ankara: Alan Kültür Ve Yardım Vakfı. Mesudi (2001), Muruc Ez-Zeheb (Altın Bozkırlar), (Çev.: Ahsen Batur), İstanbul: Selenge Yay., Taberi, (1119/1708), Tarihu't-Taberi, Tahkik: Muhammed Ebu'l-Fazl İbrahim, Kahire: Darü'l Maarif bi Mısır. Tas, Andra-Rona (2002). "Kubrat Han'ın Büyük Bulgar Devleti", Türkler, 2, s.625630, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları. Tavkul, Ufuk (2002). "Tarihi Ve Etnik Açıdan Karaçay-Malkar Türklerinin Kökeni", Türkler, 2, s.562-572, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları. Tezcan, Mehmet (2012), Klasik Ve Ortaçağ Dönemlerinde Karadeniz ve Kafkasya, Trabzon: Serander Yay. Togan, A. Zeki Velidi (1970). "Allan", İA, C.I, s.397-408, İstanbul: M.E.B. (1972), "Hazarlar", İ.A.,C.V/1, s.376-378, İstanbul: M.E.B. Toumanoff, Cyril (1963), Studies İn Christian Caucasian History, Georgetown University Press. Yücel, Mualla Uydu (2002), "Hazar Hakanlığı", Türkler, 2, s.445-464, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları. 173
Benzer belgeler
Sonuçlar
Sailwave results for IV. BODRUM INTERNATIONAL OPTIMIST REGATTA at 09 ... Sayfa 2 / 8
AL Kök Sözcüğü - Haluk Berkmen
katılan Vandal’ların ve Suevi adlı kavimlerin katkıda bulundukları biliniyor. Vizigot kralı
Alaric (M.S. 370 – 410) Roma’nın bölünmesinde büyük rol oynamıştır. Alaric adının Ala-Eriğ
“yüce er, yüce...
Curriculum Vitae
2010 Intercontinental Biennial of Small Graphics Biennial, Aiud, ROMANIA
2010 33rd FISAE International Ex libris Competition, Istanbul,TURKEY
2009 6th International Triennial of Graphic Arts Exhibi...