Full Text
Transkript
Full Text
Yıl: 3, Sayı: 7, Haziran 2016, s. 113-131 Mehmet ÇİÇEK1 Serdar AKSOY2 İSMET BERTAN, SEVİM AK VE GÖRKEM YELTAN’IN ÇOCUK ROMANLARINDAKİ BAŞKAHRAMANLARIN ÇÖZÜMLENMESİ Özet Çocuk edebiyatı yapıtlarında ileti ve değerlerin belirli karakterler yoluyla çocuk okura verildiği bilinmektedir. Bu da çocuk için kaleme alınan yapıtlarda, kahramanların karakter ve karakter özellikleri bakımından baĢarılı bir Ģekilde geliĢtirilmesinin önemini ön plana çıkarır. Çocuğa hitap eden, ondan kesitler barındıran, onu eğlendirip güldüren, bazen ağlatan, gizemli yolculuklara çıkaran karakterlerin tasarımı ve özellikleri büyük bir titizlik gerektirmektedir. Bu, çocuğun karakterlerle özdeĢim kurmasını ve okuma serüvenine atılmasını kolaylaĢtıran ya da zorlaĢtıran bir etmendir. Bu çalıĢmada 10 yaĢ ve üzerindeki çocuk okurlara hitap ettiği düĢünülen, Ġsmet Bertan’ın Hızlı Tosbi, Sevim Ak’ın Vanilya Kokulu Mektuplar ve Görkem Yeltan’ın Bez Ayakkabılılar adlı çocuk romanlarının baĢkahramanları açık, kapalı, devingen ve durağan karakter özellikleri bakımından incelenmiĢtir. Buradaki amaç, fantastik unsurlar içeren Hızlı Tosbi ve Vanilya Kokulu Mektuplar ile fantastik unsurlar içermeyen Bez Ayakkabılılar adlı yapıtları karakter özellikleri bakımından çözümlemektir. ÇalıĢmada nitel araĢtırma yöntemlerinden doküman analizi kullanılmıĢtır. Romanlar incelenmiĢ, baĢkahramanlar belirlenmiĢ, ardından da baĢkahramanlar karakter özellikleri bakımından ele alınmıĢtır. Hızlı Tosbi ve Vanilya Kokulu Mektuplar adlı romanlardaki baĢkahramanların açık ve devingen karakter özelliklerine sahip oldukları, Bez Ayakkabılılar adlı yapıtın baĢkahramanının ise açık ve durağan karakter özelliklerine sahip olduğu saptanmıĢtır. Hızlı Tosbi ve Vanilya Kokulu Mektuplar adlı romanların hem karakter özellikleri hem de konu bakımından çocukların haz alarak okuyabilecekleri yapıtlar oldukları düĢünülmektedir. 1 Doç. Dr., Gaziantep Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü., [email protected] Yükseklisans öğrencisi., Gaziantep Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü., [email protected] 2 Mehmet Çiçek - Serdar Aksoy Anahtar Kelimeler: Çocuk romanları, çocuk edebiyatında karakter, karakter çözümlemesi. THE ANALYSIS OF MAIN CHARACTERS IN THE CHILD NOVELS BY İSMET BERTAN, SEVİM AK AND GÖRKEM YELTAN Abstract It’s known that in children’s literature, the moral messages are conveyed to child readers over certain characters, as a way of seeing the importance of developing the main characters in the stories, in terms of their characteristics. In that respect, characters who appeal to the child carrying some cross-sectional samples from them, amusing and making them laugh, making them cry. The main characters take the readers to mysterious journeys, so that the characters should be developed painstakingly in terms of their design and qualities. This is one of the factors which complicates or eases the child reader to identify with the characters and set out for an adventurous reading. In this research, the authors analyze the main characters of Hızlı Tosbi by Ġsmet Bertan, Vanilya Kokulu Mektuplar by Sevim Ak and Beyaz Ayakkabılılar by Görkem Yeltan, in terms of being developed, undeveloped, dynamic and static. The aim of this study is, on one hand, to analyze Hızlı Tosbi and Vanilya Kokulu Mektuplar and, on the other hand, Beyaz Ayakkabılılar, which contains fantastic and no fantastic patterns respectively. In this study, the survey analysis is used as a means of qualitative research method: The novels are analyzed, the main characters are identified, and then they are analyzed in terms of their characters. It is determined that the main characters in Hızlı Tosbi and Vanilya Kokulu Mektuplar show developed and dynamic qualities. On the other hand the main character in Beyaz Ayakkabılılar reflects developed and static characteristics. As a result, the child readers enjoy reading Hızlı Tosbi and Vanilya Kokulu Mektuplar when the novels’ characters and themes are taken into consideration. Keywords: Child novels, characters in child literature, character analysis. GİRİŞ Çocuklar için yazılmıĢ yapıtlar “çocuk edebiyatı” kavramını ortaya çıkarmıĢtır. Son yıllarda yaĢ seviyesi, içerik, Ģekil ve boyut bakımından farklılık arz eden yüzlerce çocuk kitabı yayımlanmıĢtır. Çocuklara yönelik eserlerdeki bu çeĢitlilik Ģüphesiz “çocuk edebiyatı” için bir zenginliktir. Çocuk kitapları kaleme alınırken, yaĢ seviyesi, konu, karakterler, iletiler ve kitapların fiziksel özellikleri göz önünde bulundurulur. Nitekim bu ölçütlerin göz önünde bulundurulmaması çocukları okuma eyleminden soğutabilir. Öte yandan kitaplarda toplumsal ahlak ilkeleri ve bilgilendirme kaygısının yanında, çocuğun haz duyacağı, eğleneceği noktalar da olmalıdır. “Çocuğun istenilen doğrultuda yetiĢtirilmesi için, okuyacağı eserlerin tamamen öğretici ve özellikle ahlâkî değerler taĢıması düĢüncesi de ileri sürülmektedir. Hâlbuki çocuk edebiyatı diğer türlerden ayrı değildir. Edebiyatın bütün değer yargıları çocuk edebiyatı için de geçerlidir. Ġyi bir çocuk edebiyatının yalnızca eğitici ve öğretici olması, ahlâkî değer yargılarını içermesi yetmez. Aynı zamanda onun edebî değer taĢımasına, estetik zevk ve düĢünce içerisinde kaleme alınmasına da ihtiyaç vardır” (Yalçın ve AytaĢ, 2012: 16-17). Olayların ve kahramanların sadece ahlaki değer yargıları ile oluĢturulması yerine çocuğa zevk de verecek bir Ģekilde tasarlanması, çocuğu kitaba daha fazla yaklaĢtırabilir. Çocuklara hitap eden kitapların SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı: 7, Haziran 2016, s. 113-131 114 İsmet Bertan, Sevim Ak ve Görkem Yeltan’ın Çocuk Romanlarındaki Başkahramanların Çözümlenmesi taĢıdığı iletiler kadar, bunu yazarın hangi kahraman veya karakter özelliği üzerinden vereceği de önemlidir. Zira hangi yaĢ seviyesinde3 olursa olsun çocuğun kahramanı sevmesi, onda kendinden bir Ģeyler bulması, çocuğun kitap ile bağını güçlendirecektir. Çünkü okuma serüveninin devam edebilmesinin önemli bir bölümü, çocuğun kitaptan aldığı hazza bağlıdır. Kahramanlarının yaĢamdan kopuk olduğu bir kitap, çocuk tarafından tercih edilmeyebilir. Bu da çocuğun okuma yolculuğunu baĢlamadan bitirebilir. Nitekim “Çocukların eğlenme, keĢfetme ve devinme gerçeği ile uzlaĢan, bu gerçeğe uygun karakterlerle çocuğun karĢısına çıkan kitapların, çocuklar üzerinde kalıcı izler bırakarak yeni okuma eylemlerine kaynaklık ettiği bilinmektedir. Özellikle, çocuk okurda, iyi geliĢtirilmiĢ kiĢilik özellikleriyle gerçeklik duygusu uyandıran, onun kahramanla tanıĢma, karĢılaĢma isteğini yoğunlaĢtıran kitaplar, okuma kültürü edinilmesi sürecinde önemli bir iĢlevi yerine getirir. Özellikle baĢkiĢinin, merak öğeleriyle de desteklenmiĢ kurgulardaki özdeĢim kurmaya değer özellikleri, çocuk – kitap iliĢkisini kalıcı kılmaya yönelik belirleyici bir etkendir” (Sever, 2008: 77). Dolayısıyla, kitaplardaki kahramanların, çocuğu okumaya sevk ettiği bilindiğine göre, bu kahramanların da taĢıması gereken belli baĢlı özelliklerin olması gerekir. Çocuğu hem eğiten hem de eğlendiren kitaplar oluĢturulurken kahramanların geliĢigüzel seçilmemesi gerekmektedir. Karakter Ve Önemi Edebi yapıtlarda çözümlemeler yapılırken eserlerdeki kiĢiler; kahraman, tip ve karakter olarak ayrılmakta ve çözümlemeler bu ayrıma göre yapılmaktadır. Kahraman, Türk Dil Kurumu’nun yayımladığı Büyük Türkçe Sözlükte (TDK, 2009: 1035) “Roman, hikâye, tiyatro vb. edebiyat türlerinde en önemli kiĢi” olarak tanımlanır. Edebiyat bilimi açısından da Ģöyle tanımlanmaktadır: “Yapıtlarda olayı sürükleyen, yaĢayan en önemli kiĢiye ya da anlatılanlarla doğrudan ilgili olan, anlatımı yönlendiren kiĢiye “başkişi”, “temel kişi” ya da “kahraman” denir. Bu kiĢiler, okura yapıtta birçok özelliği ile tanıtılır. Olaylar, onun çevresinde döner. Yan kiĢiler (ikinci, üçüncü, derecede kiĢiler; arka plandaki kahramanlar), anlatılanlarla dolaylı ilgisi olan kahramanlardır” (Sever, 2008: 76). Kahramanlar, anlatıları Ģekillendiren, okuyucuların doğrudan muhatap oldukları kiĢiler olarak da düĢünülebilir. Tip ise “Hikâye, roman, tiyatro gibi uzun anlatıma dayalı edebî eserlerde kiĢi kadrosu içinde yer alan ve belli bir düĢüncenin, topluluğun zihniyetini ve ideolojinin temsilciliğini yüklenen kiĢi” olarak tanımlanmaktadır (TDK, 2009: 1983). Daha düz bir tanım ise Ģöyledir: “Kimi roman kiĢileri de, yalnızca bir özelliği ile -öne çıkarılan herhangi bir karakter özelliği ile- yer alır. Bu türdeki roman kiĢilerine de “tip” adı verilir” (Akbayır, 2007: 301-302). Tiplerin, belli bir karakter özelliğini daha baskın bir Ģekilde taĢıdıkları söylenebilir. Karakter kavramına gelince, bu kavram; “Bir bireyin kendine özgü yapısı, onu baĢkalarından ayıran temel belirti ve bireyin davranıĢ biçimlerini belirleyen ana özellik, öz yapı, ıra, seciye” olarak tanımlanmaktadır (TDK, 2009: 1077-1078). Karakter Eğitimi adlı özgün bir yapıtta da Ģu tanımı görmekteyiz: “Karakter, insanın zihinsel, duygusal ve bedensel etkinliklerinin sonucunda ortaya çıkan davranıĢlarına çevrenin verdiği değerdir” (EkĢi & KatılmıĢ, 2015: 37). Bu tanımdan yola çıkarak diyebiliriz ki karakter özelliklerinin Ģekillenmesinde, psikoloji ve çevre belirleyici birer etkendir. Karakter, kiĢilik 3 YaĢ seviyesinin okul öncesi dönemle iliĢkili olduğu durumlarla ilgili araĢtırmalar da yapılmaktadır. Çocuklar için hazırlanan etkileĢimli çevrimiçi e-kitap çalıĢmalarını buna örnek verebiliriz (Kaya 2016:265). SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı:7, Haziran 2016, s. 113-131 115 Mehmet Çiçek - Serdar Aksoy geliĢimi ve ahlak geliĢimi ile iç içe olan bir kavram olduğu için kiĢiliği Ģekillendiren ve ahlak ilkelerini oluĢturan etmenler doğrudan karaktere etki eder. Kalıtım ve çevrenin kiĢilik geliĢimi üzerinde büyük bir etkisi olduğu bilinmektedir. Karakter geliĢimi ve Ģekillenmesi de kiĢilik geliĢiminin bir ayağını oluĢturduğuna göre karakter geliĢimini anlamak ve buna göre yöntemler belirleyip eğitim politikaları oluĢturmak gerekir. Ülkemizde, Türk Milli Eğitimi Temel Kanunu’nun, genel amaçlar kısmında: “Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı Ģekilde geliĢmiĢ bir kiĢiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düĢünme gücüne, geniĢ bir dünya görüĢüne sahip, insan haklarına saygılı, kiĢilik ve teĢebbüse değer veren, topluma karĢı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kiĢiler olarak yetiĢtirmek” maddesine yer verilmiĢtir. Bu maddeden hareketle diyebiliriz ki, karakter geliĢiminde sosyal çevre bağlamında aileye ve öğretmenlere büyük görevler düĢmektedir. Karakter geliĢimi sosyal olarak aile - okul - kitap üçgeninde ele alındığında, en büyük sorumluluk aile ve okula düĢmektedir. Günlük hayatta, bireylerin karakter geliĢimini aile ve okul Ģekillendirir. Bunun yanında edebiyat yapıtları da karakterin geliĢiminde ve Ģekillenmesinde önemli bir rol üstlenirler. Çocuk, okuduğu kitaplardaki kahramanları kendine örnek alabilir, onların davranıĢlarını, hayata bakıĢlarını içselleĢtirebilir. Çocuk edebiyatı yapıtları ve bu yapıtlardaki karakterlerin önemi de burada ortaya çıkar. Çocuk kitaplarında verilmek istenen ileti ve değerler büyük ölçüde karakterler üzerinden verilir. Bu nedenle karakterler büyük bir özveri ile tasarlanmalıdır: “Edebi eserlerde, karakterler anlatıda çatıĢma ortamının, aksiyonun nedenidirler. ÇatıĢma ortamına bağlı olarak okuyucunun algısına göre ya iyiliğin ya da kötülüğün tarafını tutmakla olumlu veya olumsuz karakter kimliği, kiĢiliği edinmiĢ olurlar. Anlatıda iyiliği öne çıkarmak, yüceltmek temel amaç olduğuna göre iyiliğin kazanması için mücadele eden karakter, anlatının kahramanı olur. Çocuğun kitaptaki olumlu karakterle/kahramanla özdeĢleĢmesi, bütünleĢmesi, anlatının içine girebilmesi için, yazarın eserde betimlediği karakterin inandırıcı, güvenilir, günlük yaĢamdaki kadar gerçekçi ve çocukla aynı yaĢ düzeyinden olması gerekir” (Karatay, 2012: 103). Kitaplardaki kahramanların duygu, düĢünce ve hareketleri çocuk okuru kitaba bağlamada önemli bir görev üstlenir. Bunun için karakterlerin oluĢturulması ve tasvir edilmesi önemli bir yere sahiptir. Her Ģeyden önce karakterin hayatın içinden olması gerekir. “Doğru karakterize etme, kahramanın özelliklerini doğru ve gerçekçi betimleme, nitelendirme iyi hikâye yazmanın temel yapı taĢlarındandır. Çocuk kitaplarında tasvir edilen karakterler, ikna edici olmaları için gerçekçi bir Ģekilde betimlenmeli ve kapı komĢumuz kadar hayattan olmalıdır” (Karatay, 2012: 103). Kitaplardaki karakterlerin ve olayların gerçekçi olması, günlük hayatın içinden olması çocuk okuru kitaba çeker. Özmen (2010: 22) bunun önemini Ģöyle açıklar: “Yazınsal yapıtlarda, ele alınan olaylar ile karakterler arasında bir kopukluk, bir uçurum olmamalıdır. Olay ve karakterdeki bütünlük, eserin inandırıcılığı çocuğun kahramanla özdeĢim kurması açısından önemlidir.” Çocuk, hayatın gerçekleri yanında, hayallerinde yaĢattığı kahramanları ya da onlara benzeyen kahramanları da yapıtlarda görmek isteyebilir. Bu, hem onun beklentilerine cevap verebilir hem de okuma eylemini haz alarak sürdürmesini sağlayabilir. “DeğiĢik yaĢlardaki çocuklara seslenen kitaplardaki örneklerinden de anlaĢılacağı gibi, çocukların ilgi alanına giren, yaĢam alanı içinde var olan ya da düĢlerinde yaĢattığı, yarattığı varlıklar, kitaplarda birer kahraman olarak yer alabilir ve çeĢitli karakterleri canlandırabilir” (Sever, 2008: 91). SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı: 7, Haziran 2016, s. 113-131 116 İsmet Bertan, Sevim Ak ve Görkem Yeltan’ın Çocuk Romanlarındaki Başkahramanların Çözümlenmesi Çocuk kitapları gerek konu, gerek karakter bakımından çocuğa hitap etmelidir. Günümüzde çocukların ilgisini çekebilecek birçok dıĢ uyaran (internet, televizyon vs.) olduğu bilinmektedir. Bu uyaranların son yıllarda çocuklar üzerinde olumsuz etkiler bıraktığı da bilinmektedir. Çocuğa kitabı sevdirme ve onun ilgisini çekmede aile ve öğretmenlere büyük bir sorumluluk düĢmektedir. Çocuğa hitap eden, onu dıĢ uyaranların zararlı etkilerinden koruyabilecek kitapların var olması büyük bir gerekliliktir. ĠĢte burada konu ve karakter bakımından ilgi çekici ve çocuğun hayal dünyasına hitap eden kitapların olması önemlidir. Çocuğun, yaĢına ve geliĢimine paralel olarak yazılan yapıtlardan yarar sağlama olasılığı çok daha yüksektir. Çocuk okura hitap eden kitaplarda kahramanların yaĢ ve cinsiyet bakımından özenle tasarlanması elzemdir. Çocuğun yaĢ seviyesinin üzerinde olan kitapların, çocuk tarafından beğenilme, okunma, dolayısıyla tercih edilme olasılığı azdır. Bununla birlikte kahramanları sadece kızlardan oluĢan bir kitap erkek çocuğa hitap etmeyebilir. Kahramanları sadece erkeklerden oluĢan kitaplar da kız okurların ilgisini çekmeyebilir: “Çocuk edebiyatında karakterlerin yaĢ, cinsiyet, gerçeklik açısından çeĢitlilikle eserlerde sunulmasında yarar vardır. Kız ve erkek karakterlerin nicelik ve nitelikçe denk bir düzlemde ele alındıkları çocuk kitapları okurlar açısından uygun olacaktır. Bunun yanı sıra çocukların kendi yaĢ gruplarından ve kendi cinsiyetlerinden çocuklarla daha iyi özdeĢim kurdukları unutulmamalı ve kurguyu oluĢtururken bu yatkınlık ve yakınlık dikkate alınarak karakterlerin tasarlanmasına gayret edilmelidir” (KarataĢ, 2014: 77). Kitaplardaki karakter sayısı çocuğun ilgisini dağıtmamalı, onun rahatlıkla odaklanabileceği sayıda olmalıdır. “Çocuk kitaplarında yaĢ gruplarına göre karakter sayısının kademeli olarak artırılmasına gayret edilmeli, kalabalık kiĢi kadrosunun çocuğun dikkatini dağıtacağı unutulmamalıdır. Ayrıca karakterlerin çocuk okurlara sadece yazarın tanıtımıyla değil daha dramatik yollarla ve farklı karakterlerin dillerinden aktarılmasına çalıĢılarak farklı sunuĢ yollarıyla çocuk kitaplarının teknik açıdan da güçlendirilmesine önem verilmelidir” (KarataĢ, 2014: 77). Yapıtlarda kalabalık karakter kadrosu yerine, çocukların ilgisini canlı tutacak, ilgilerini dağıtmayacak belirli karakterlere yer verilmelidir. Böylelikle çocuk okur sıkılmadan esere odaklanabilir. “Çocuk edebiyatında, bir baĢka önemli etken de masal, öykü, roman ve anlatılardaki geliĢtirilmiĢ karakter sayısıyla ilgilidir. Çok sayıda geliĢtirilmiĢ karakterin yer aldığı bir öyküde, çocuk okur özdeĢim öğesi olarak seçebileceği karakteri saptamada sorunlarla karĢılaĢabilir; ilgisini bir karakterde yoğunlaĢtıramadığından özdeĢim sorunu yaĢayarak okuma eyleminden uzaklaĢabilir” (Sever, 2008: 114-115). Yeterli sayıda karakterin yer aldığı yapıtlar; hem mesajın net bir Ģekilde okuyucuya ulaĢtırılmasını hem de okurun karakteri örnek almasını kolaylaĢtırabilir. Bu da yazarın yapıt yoluyla vermek istediği iletilerin çocuk okurda karĢılık bulmasını sağlayabilir. Karakterlerde bulunması gereken özellikler ve karakter sayıları okuru yapıta bağlamada önemli bir görev üstlenir. Bunların yanında bir diğer önemli konu da karakterlerin sunuluĢ yöntemleridir. Sadece yazarın anlatımı ya da sadece diyaloglarla karakterlerin tanıtılması okuru tatmin etmeyebilir. Yazar karakteri tanıtırken sunuĢ yöntemlerini ne kadar geniĢ tutarsa okuyucuyu yapıta bağlama olasılığı o kadar yüksek olur. Karakterlerin Sunuluş Yöntemleri Kitaplarda karakterler, farklı Ģekillerde okuyucuya sunulur. Karakterlerin farklı yöntemlerle okuyucuya sunulması, okuyucuların dikkatlerini anlatıya vermeleri açısından önemlidir: SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı:7, Haziran 2016, s. 113-131 117 Mehmet Çiçek - Serdar Aksoy “Hikâyeyi tekdüzelikten çıkarıp ilgi çekici ve akıcı olmasını sağlamak için onda geçen karakterleri farklı anlatım teknikleriyle okuyucuya tanıtmak gerekir. Çocuk kitaplarındaki karakterlerin tanıtılmasında Ģu tekniklerin kullanılıp kullanılmadığına dikkat etmek gerekir. 1. Yazar, karakteri duruma göre farklı tekniklere tanıtabilmiĢ mi? Düz anlatım yoluyla, Hikâyede geçen diyalogların içinde, BaĢkalarının düĢünceleriyle, Karakterin kendi düĢüncesiyle (monolog), Olayların içinde sergilediği davranıĢlarla, 2. Karakterler gerçek yaĢamdaki gibi tatminkâr ve inandırıcı mı? 3. Hikâyede karakterlerin güçlü ve zayıf yönleri kolaylıkla görülebiliyor mu? 4. Hikâyede sıra dıĢı karakterlere de yer verilmiĢ mi? 5. Karakterlerin iyi veya kötü davranıĢları yaĢları ve geçmiĢleriyle örtüĢüyor mu? Yazar bunların nedenlerini gösteriyor mu? 6. Hikâye devam ederken geliĢen ya da büyüyen bir karaktere yer verilmiĢ mi?” (Karatay, 2012: 105-106). Yapıtlarında karakterleri farklı yöntemlerle tanıtan yazarlar, karakterlerinin doğru anlaĢılması ve içselleĢtirilmesi konusunda daha baĢarılıdırlar. Nitekim okur, bu sayede geniĢ bir bakıĢ açısıyla karakterleri tanır ve karakterlerin özelliklerini daha iyi tespit eder; bu da çocuk okurun karakter veya karakterlerle daha rahat özdeĢim kurmasını kolaylaĢtırır. Karakter Özelliklerinin Sınıflandırılması Açık Ve Kapalı Karakterler Yazınsal yapıtlardaki karakterler kapalı (geliĢtirilmemiĢ), açık (geliĢtirilmiĢ), devingen (değiĢen) ve durağan (değiĢmeyen) karakterler olarak sınıflandırılmaktadır: “Çocuk edebiyatındaki karakterler kapalı (geliĢtirilmemiĢ) ve açık (geliĢtirilmiĢ) olarak adlandırılarak iki grupta incelenebilir: Kapalı karakter, özellikleri yüzeysel olarak tanıtılan, okurun iyi tanımadığı karakterdir. Bu karakterlerin, çocuklara insan doğasını kavratma, yaĢam gerçekliğini anlatmada çok az katkıları vardır. Açık karakter roman, öykü, masal ve anlatılarda birçok özelliğiyle okura tanıtılan, inandırıcı nitelikleriyle öne çıkan, okurun iyi bildiği karakterdir. Bu karakter, yazarın aktarmak istediği iletilerin okurla paylaĢılmasında etkin bir sorumluluk üstlenir” (Sever4, 2008: 104). Açık ve kapalı karakterlerin yapıtlarda belirli sorumlulukları vardır. Açık karakterler yazarın mesajlarını okuyucuya doğrudan taĢırken, kapalı karakterler de açık karakterleri destekler. Dolayısıyla, “Açık ya da iyi geliĢtirilmiĢ karakterler, okur tarafından iyi tanınır, kurgulanan olaylar dizisinde birçok özelliğiyle okurun belleğine yerleĢir” (Sever, 4 Karakter özelliklerinin sınıflandırılmasında, öncelikli olarak Prof. Dr. Sedat Sever’in görüĢlerinden yararlanacağız. SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı: 7, Haziran 2016, s. 113-131 118 İsmet Bertan, Sevim Ak ve Görkem Yeltan’ın Çocuk Romanlarındaki Başkahramanların Çözümlenmesi 2008: 107). Açık karakterler, yapıtlarda daha ön planda oldukları için okurlar onları daha iyi tanır. Okur, onların tüm özelliklerini ve en önemlisi de iç dünyalarına ulaĢabildiği için onların iyi taraflarını alıp içselleĢtirebilir. Bir öyküde iletilerin doğru olarak verilebilmesi, olayların bir sıra halinde ilerleyebilmesi için açık karakterlere ihtiyaç duyulur. Fakat açık karakterlerin tam olarak ifade edilebilmesi için kapalı karakterler de olmalıdır. Sever (2008: 105) bu durumu Ģöyle açıklar: “Çocuk edebiyatında, öykülenen olayda, temel kiĢinin özelliklerinin anlaĢılması ya da çocukların bu kiĢiyle özdeĢimini kolaylaĢtırmak için iyi geliĢtirilmemiĢ (kapalı) yan karakterlerden yararlanılır. Bu karakterler, okur ilgisinin kahramana yönlendirilmesinde rol oynar, genellikle arka planda yer alırlar. Bu karakterleri canlandıran kahramanlar, öyküde bilinen ya da kolay anlaĢılan dar bir rol üstlenirler. Sözgelimi, paylaĢımcı ve çalıĢkan özelliğiyle öne çıkarılmak istenen bir kahraman için, bencil ve çalıĢmayı sevmeyen kapalı bir karakterden yararlanılabilir. Burada temel amaç, çocuklara geliĢtirilen karakterin (kahramanın) özellikleriyle kapalı karakter / karakterlerin özellikleri arasında bir karĢılaĢtırma olanağı yaratmaktır. Öte yandan, bir öyküde, kahramanın kiĢilik özelliğini onaylayan, ona yardımcı olan, duygu ve düĢünceleriyle okurun kahramanı anlamasını sağlayan birçok karakterden yararlanılabilir. Kapalı karakterler, bir öyküde olayı yaratan, yönlendiren bir konumda bulunmazlar. Onlar daha çok kahramanın yönlendirdiği olayların sonuçlarından etkilenirler.” Görüldüğü üzere kapalı karakterler açık karakterlerin daha iyi anlaĢılmaları için tasarlanırlar. Devingen Ve Durağan Karakterler Sever (2008: 114) devingen ve durağan karakter özelliklerini Ģöyle açıklar: “Kahramanlar, öykü boyunca bazen devingen (değiĢen), bazen de durağan (değiĢmeyen) kiĢilik özellikleriyle karĢımıza çıkar. Devingen karakterler, öykünün baĢlangıcıyla sonucu arasındaki kesitte değiĢim gösterir. Yeni kiĢisel davranıĢlar edinir, yeni değerler geliĢtirebilir. Karakterler, kendi düĢüncesinin mutlak doğru olduğu anlayıĢından demokratik kültür bilinci edinmeye; bencillikten paylaĢmaya kadar bir değiĢim yaĢayabilir” (Sever, 2008: 114). Hemen belirtmemiz gerekir ki özellikle devingen karakterlerin yer aldığı, metnin baĢından sonuna doğru değiĢim geçiren karakterler çocuklara daha eğlenceli gelebilmektedir. Ayrıca iyi yönde bir değiĢim geçiren bir karakter, özdeĢim yoluyla çocuğa rehberlik edebilir. Çocuk, karakter yoluyla kendisini tanıyabilir ve ondan yola çıkarak kendi hayatında olumlu yönde değiĢimler yapabilir. Ancak çocuğun, kahramanla özdeĢim kurması her zaman mümkün olmayabilir. Zira özdeĢim kurulmasının baĢat unsurlarından biri, karakterin geçirdiği değiĢimin çocuk tarafından inandırıcı bulunmasıdır. Çocuğun inandırıcı olmayan, havada kalan değiĢimleri kabullenmesi güç olabilir. Ancak bu değiĢim mantıksal olarak metne iĢlenirse baĢarılı olma Ģansı da olabilir. “Kahramanın yaĢadığı değiĢimler, insana özgü zayıflıklar kurgulanan olayla iliĢkilendirilmiĢ ise, geliĢtirilen karakter çocuk okur için ilgi çekici olabilir” (Sever, 2008: 115). Öykü içerisinde durağan karakterlerin de yer aldığı bilenmektedir. Yazarlar devingen karakterler yanında durağan karakterlere de yer verirler. Bunun nedeni, diğer karakterlerin değiĢimlerini okuyucuya daha net bir Ģekilde sunmak olabilir. “Durağan karakterler, öykü boyunca büyük kiĢilik değiĢimleri yaĢamaz; kahramanların yaĢadığı küçük, önemsiz değiĢimler de okur tarafından yeterince önemsenmez. Gerçek yaĢamda da tanık olduğumuz gibi, bir edebiyat yapıtında da uzun bir süre geçmesine karĢın kahramanda bir değiĢim gerçekleĢmeyebilir. Masal, öykü, roman ve anlatıların baĢında erdemli ya da kibirli davranıĢlarıyla okura tanıtılan bir kahraman öykünün sonunda da benzer özellikleriyle karĢımıza SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı:7, Haziran 2016, s. 113-131 119 Mehmet Çiçek - Serdar Aksoy çıkabilir. YaĢamın tanıklığını yapan edebiyat ürünlerinin, insanın bu gerçeğini de okurla paylaĢması olağan bir durumdur”. (Sever, 2008: 116). AraĢtırmamızda, yukarıda ayrıntılarına değinmeye çalıĢtığımız sınıflandırmalar ile ilgili görüĢ ve düĢünceler göz önünde bulundurulacaktır. Çalışmanın Amacı Çocuk edebiyatı yapıtlarındaki baĢat unsur karakterdir. Yazar, okuyucusuna vermek istediği iletileri ve değerleri karakterler yoluyla vermektedir. Çocuk, karakterlerle özdeĢim kurmakta, onların duygu, düĢünce ve hareketlerinden etkilenmektedir. Bu bağlamda çocuklar için yazılan kitaplardaki kahramanların taĢımaları gereken belli baĢlı karakter özellikleri vardır. ÇalıĢmada, 10 yaĢ ve üzerindeki çocuk okurlara hitap ettiği düĢünülen, Ġsmet Bertan’ın Hızlı Tosbi, Sevim Ak’ın Vanilya Kokulu Mektuplar ve Görkem Yeltan’ın Bez Ayakkabılılar adlı çocuk romanları; açık (geliĢtirilmiĢ), kapalı (geliĢtirilmemiĢ), devingen (değiĢen) ve durağan (değiĢmeyen) karakter özellikleri bağlamında incelenmiĢ ve çözümlenmiĢtir. Amaç, fantastik unsurlar içeren Hızlı Tosbi ve Vanilya Kokulu Mektuplar ile fantastik unsurlar içermeyen Bez Ayakkabılılar adlı yapıtları karakter özellikleri bakımından çözümlemektir. Yöntem Bu araĢtırmada Ġsmet Bertan’ın Hızlı Tosbi, Sevim Ak’ın Vanilya Kokulu Mektuplar ve Görkem Yeltan’ın Bez Ayakkabılılar adlı çocuk romanlarındaki baĢkahramanlar karakter özellikleri bakımından incelenmiĢtir. Söz konusu yapıtlarda, birden çok kahramanın karakter özelliği göstermesi nedeniyle, çalıĢmamız baĢkahramanlarla sınırlandırılmıĢtır. Bu araĢtırma nitel araĢtırma yöntemlerinden doküman incelemesi ile gerçekleĢtirilmiĢtir. “Doküman incelemesi, araĢtırılması hedeflenen olgu veya olgular hakkında bilgi içeren yazılı materyallerin analizini kapsar. Nitel araĢtırmada doküman incelemesi tek baĢına bir veri toplama yöntemi olabileceği gibi diğer veri toplama yöntemleri ile birlikte de kullanılabilir” (Yıldırım ve ġimĢek, 2013:217). AraĢtırmada öncelikle adı geçen yapıtlar incelenmiĢ ve baĢkahramanlar tespit edilmiĢtir. BaĢkahramanlar tespit edilirken, olayların merkezinde olma ve anlatı boyunca okuyucunun ilgisini üzerinde tutma gibi ölçütlerden hareket edilmiĢtir. BaĢkahramanlar tespit edildikten sonra da romanlar ayrıntıları ile incelenmiĢ ve baĢkahramanların karakter özellikleri tespit edilmiĢtir. Bulgular Ve Yorumlar ÇalıĢmada Ġsmet Bertan’ın Hızlı Tosbi, Sevim Ak’ın Vanilya Kokulu Mektuplar ve Görkem Yeltan’ın Bez Ayakkabılılar adlı çocuk romanları tanıtılmıĢ ve baĢkahramanları karakter özellikleri yönüyle incelenerek yorumlanmıĢtır. Yazar, roman ve karakterlerle ilgili özet tablosu aĢağıdaki gibidir: Tablo 1: Ġncelenen romanlar ve karakterler Yazarlar Romanlar İncelenen Karakterler İsmet Bertan Hızlı Tosbi Tosbi Sevim Ak Vanilya Kokulu Mektuplar Kıymık Görkem Yeltan Bez Ayakkabılılar Mustafa SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı: 7, Haziran 2016, s. 113-131 120 İsmet Bertan, Sevim Ak ve Görkem Yeltan’ın Çocuk Romanlarındaki Başkahramanların Çözümlenmesi Hızlı Tosbi Romanı Roman üç bölümden oluĢmaktadır. Romanın baĢkahramanı Tosbi adında bir kaplumbağa yavrusudur. Romanın Konusu ArkadaĢı kertenkele Gizlek ile oyun oynamaya giden Tosbi, kızıl bir Ģahin tarafından kaçırılır. Bir tesadüf eseri kızıl Ģahinden kurtulan Tosbi, evine ve annesine kavuĢmak için çabalar. Tosbi, yolculuğu boyunca birçok canlı ile tanıĢır ve hiç alıĢık olmadığı olaylara Ģahit olur. Küçük ve savunmasız olan Tosbi’nin aklında hep annesine kavuĢma isteği vardır. Doktor Biri’nin pembe kristalleri sayesinde farklı güçler kazanan Tosbi, birçok maceranın sonunda evine ve annesine kavuĢur. Romanın Başkahramanı: Tosbi Tosbi, birkaç haftalık bir kaplumbağa yavrusudur. ArkadaĢı kertenkele Gizlek ile oynamak için yuvasından ayrılan Tosbi, kızıl bir Ģahine av olur. ġans eseri kızıl Ģahinden kurtulan Tosbi, yuvasına ve annesine kavuĢmak için çabalar. Tosbi, bu süreçte birçok canlı tanır, birçok serüven geçirir. Tosbi’nin Karakter Özellikleri Tosbi’nin karakter özelliklerini maddeler halinde sıralayacak olursak: 1. Tosbi, kaybolduktan sonra, tehlikelere karĢı savunmasız kalır. Birçok tehlike ile karĢılaĢan Tosbi, mücadeleci5 yanını ortaya koyarak yaĢadığı kötü durumlarla baĢ etmeyi öğrenir. Bu durum yazarın kaleminden Ģöyle anlatılmaktadır: Tosbi yuvasına ve annesine yaklaĢtığını düĢündü. Karayoluna doğru yürümeliydi. Otların arasında gizlene gizlene ilerledi. Köprü ayağına ulaĢtı. Yol hem çok çok yukarıda kalıyor, hem de kenarındaki çakıl taĢları dere kıyısına kadar iniyordu. Yavru kaplumbağanın oralara tırmanması, çakıl taĢlarını aĢması zordu. Üstelik, minik bacakları çok yorulmuĢtu. Ama, ne yapıp edip bu engeli aĢmak zorundaydı. Biraz dinlendikten sonra, bütün gücünü ve cesaretini topladı. Dik yokuĢu tırmanmaya baĢladı. (Bertan, 2014: 26) Demetlerin altında kalan Tosbi ne yapacağını ĢaĢırmıĢtı. Ġkinci seferdir ot demetlerine bulanıyordu. Ya bu uzun boylu yaratık otlarla birlikte onu da yutarsa? En fazla ıĢık gördüğü aralıktan çıkmak için harekete geçti hemen. Çabaladı, çabaladı, sonunda kendini dıĢarıya attı. (Bertan, 2014: 58) 2. Tosbi, birkaç haftalık bir kaplumbağa yavrusu olduğu için, yuvasının bulunduğu bölgenin dıĢında bir yer görmemiĢtir. Annesi Sarıgöz, arkadaĢı kertenkele Gizlek, bahçe sahipleri insanlar ve bahçede bulunan canlılar dıĢında da canlılar görmemiĢtir. Tosbi, geçirdiği yolculuk boyunca çevresine kayıtsız kalmamıĢ, gördüklerini merak etmiĢ, anlamlandırmaya çalıĢmıĢtır. Tosbi’nin meraklı olma özelliği yazarın anlatımı ile verilmiĢtir: “Tosbi otlarla birlikte yere yuvarlandı. Bir süre hiç kıpırdamadı. Ne olduğunu bilmediği hayvan sesleri, insan seslerine karıĢıyordu. Kabuğunun içinden dıĢarıyı 5 Eğik olarak belirttiğimiz sözcükler baĢkahramanın karakter özelliğini vurgulamak amacıyla kullanılmıĢtır. SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı:7, Haziran 2016, s. 113-131 121 Mehmet Çiçek - Serdar Aksoy gözledi. Ağaç gövdesine benzer bir Ģey görüyordu. O da birden kayboldu. Çıtırtı, hıĢırtı, Ģapırtı sesleri duymaya baĢladı. Tosbi hem korkuyor hem de sesleri çıkaranın ne olduğunu merak ediyordu. Bakmasa çatlayacaktı.” (Bertan, 2014: 47) 3. Tosbi kaybolduktan sonra, yuvasına kavuĢmak için çok çabalar. Birçok serüven geçirir. Bu serüvenler sırasında birçok hayvanla tanıĢır. Bu hayvanların bazıları Tosbi’nin annesine ve yuvasına kavuĢması için ona yardım eder, bazıları ise onu av olarak görür. Tosbi, kendisini arkadaĢlarına sevdirir; sevimli, dost canlısı özelliğiyle sağlam dostluklar kurar. Bu durum yazarın anlatımı ve romanda geçen diyaloglarla Ģöyle aktarılmıĢtır: “Çopar’la KargamıĢ da çıkıp geldiler. Doktor Biri’nin yere bıraktığı Tosbi’ye, “AlıĢtık sana. Özletme kendini, bir yolunu bul, gel,” dedi Çopar. “Gark! Bak, unutma biz senin dostunuz,” dedi KargamıĢ da. Tosbi baĢını salladı. “Evet, biz iyi dost olduk.” (Bertan, 2014: 147) Tahir’le dayıoğlu ĢaĢıp kaldılar. “Ne çok seveni varmıĢ bu kaplumbağa yavrusunun!” dedi Tahir. “Benim bile bu kadar sevenim yok valla, kıskandım.” (Bertan, 2014: 206-207) 4. Tosbi, yaĢadığı birçok kötü olaydan ve yediği pembe kristallerden sonra çevresindeki canlıların niyetlerini okuyabilen, sezgileri kuvvetli bir karakter olarak karĢımıza çıkar. Burada Tosbi’nin daha önce kendisinde olmayan özellikleri kazandığını görüyoruz. Bu da -ileride tekrar değineceğimiz üzere- karakterin açık ve devingen bir karakter olduğunu gösterir: “Tosbi, Tırnaka’nın kurnazlığını sezmiĢti. Hemen öne atıldı. “Ben kendim kazarım, anne. Artık büyüdüm, güçlüyüm. Kendim kazabilirim yuvamı.” (Bertan, 2014: 153) “Beklediği fırsatı yakalamıĢtı Tırnaka. Ağırlığını vererek daha çok sallarsa, ikisini de düĢürürdü dereye. Tosbi’nin ilerlemesi gerekiyordu. Onun kuĢku duymaması için biraz geri çekildi. “Tamam, çekildim. Sen arkadaĢına yardım et.” Tosbi, Tırnaka’nın kötülük düĢündüğünü sezdi. Kararsız kaldı.” (Bertan, 2014: 170) 5. Tosbi, romanın baĢında çekingen ve dünyayı tanıma aĢamasında olan bir karakter olarak verilmiĢtir. YaĢadığı olaylar ve tanıĢtığı canlılar sayesinde tecrübe edinen Tosbi, pembe kristallerin verdiği etki ile de korkularıyla baĢ edebilen, cesur bir karakter haline gelmiĢtir. Tosbi’nin yaĢadığı bu değiĢim yazarın anlatımı ve romanda geçen diyaloglarla Ģöyle sunulmuĢtur: Çilibik’in pat pat pat kanat çırpıĢıyla birlikte ortadan kayboluverdi Gizlek. Tehlike olmadığına inanınca yeniden ortaya çıktı. Salatalığı kemiren Tosbi’nin yanına yaklaĢtı. “ġĢĢ!.. Korkmadın mı, ha?” “Duyduğum her sesten korkup kaçarsam, nasıl çıkar hayatın tadı?” (Bertan, 2014: 157) Tırnaka, Tosbi’nin kaçmamasını korkudan donup kalmasına yordu ve üstüne yürümeye devam etti. Tosbi’yi altına almasıyla da, kendini sırtüstü yerde bulması bir oldu. SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı: 7, Haziran 2016, s. 113-131 122 İsmet Bertan, Sevim Ak ve Görkem Yeltan’ın Çocuk Romanlarındaki Başkahramanların Çözümlenmesi TaĢların arasından olan biteni izleyen Gizlek, Tosbi’nin cesaretine hayran kaldı. “ġĢĢĢ!..” (Bertan, 2014: 167) 6. Tosbi, yolculuğu boyunca birçok canlıdan yardım görmüĢ ve sonunda annesine kavuĢmuĢtur. Kendisi de arkadaĢlarının zor zamanlarında yardıma koĢmuĢ, onları kurtarmak için çabalamıĢtır. Tosbi sadece arkadaĢlarına yardım etmemiĢ, kendisini sevmeyen, içten içe kıskanan Tırnaka’ya bile yardım etmeyi düĢünmüĢtür. Tosbi’nin yardımsever bir karakter olduğu Ģöyle aktarılmıĢtır: “O anda birdenbire ortaya çıkıveren bir saksağan Gizlek’i düĢürdü. Sazların üstünde turladı. Kertenkeleyi göremeyince uzaklaĢtı. Tosbi yardıma koĢtu. Saz kökleri arasında arkadaĢını aradı. Suya düĢeceği sırada tutunabilmiĢ Gizlek’i gördü. KırılmıĢ, suya yatmıĢ saz dallarının ucunda sallanıyordu. Aralıklara dikkat ederek yürüdü Tosbi. Yatık sazlar ayaklarının altında sallanmaya baĢladı. Durdu. Sazların sallanmasına neden, Tırnaka’ydı. (…) Tosbi arkadaĢını bırakmadı. DüĢmemek için tırnaklarını sazlara geçirdi. ArkadaĢını çekti, kurtardı.” (Bertan, 2014: 170). 7. Tosbi, Doktor Biri ile tanıĢtıktan sonra onun çok iyiliğini görmüĢtür. O da yeri gelince Doktor Biri’ye yardım etmiĢ, vefalı olduğunu davranıĢlarıyla göstermiĢtir. Tosbi’nin vefalı olduğu ve kendisine yapılan iyilikleri unutmadığını Ģu satırlardan anlıyoruz: “Tosbi, yere bırakılınca, ĢaĢkın ĢaĢkın bakınan annesinin yanaklarına dokundurdu yanaklarını. Kısa bir süre için ayrı kalacaklardı yine. “Ġyi insan yardımımı istiyor. O benim hayatımı kurtarmıĢtı. Gitmeli, ne istiyorsa yapmalıyım. Yine geri dönerim, üzülme.” (Bertan, 2014: 181). Tosbi karakteri; yazarın anlatımı, romanda geçen diyaloglar, karakterin kendi düĢüncesi ve olayların içinde sergilediği davranıĢlarla geliĢtirilmiĢtir. Tosbi dıĢ görünüĢü ve fiziksel özellikleriyle okuyucuya ayrıntılı bir Ģekilde tanıtılmıĢtır. Tosbi’nin karakter özellikleri ile ilgili olarak: Tosbi’nin ruhsal durumunun ayrıntılı bir Ģekilde verilmesi, Tosbi’nin; akıllı, mücadeleci, meraklı, sevimli, sezgileri kuvvetli, cesur, yardımsever ve vefalı bir karakter olarak verilmesi, Tosbi’nin tüm yönleri ile okura tanıtılması, Tosbi’nin açık karakter özelliklerine sahip olduğunu göstermektedir. Yuvasının bulunduğu yer dıĢında farklı yerler ve canlılar tanıması, YaĢadığı olaylardan dersler çıkarması ve olgunlaĢması, Doktor Biri’nin pembe kristallerini yedikten sonra, insanlarla konuĢması, kendisinden beklenmeyecek hareketler yapabilmesi ve değiĢim geçirmesi, Tosbi’nin devingen karakter özelliğine sahip olduğunu göstermektedir. Romanın baĢında, tecrübesiz ve çekingen olan Tosbi, yaĢadığı olaylar ve yediği pembe kristaller sayesinde kendine güvenen, hiçbir Ģeyden korkmayan, özgüveni yüksek bir karaktere dönüĢmüĢtür. Açık ve devingen bir karakter olarak okuyucuyla buluĢan Tosbi’nin sıra dıĢı bir karakter olarak verilmesi, çocukların ilgilerini romana çekmede baĢarılı bir etken olabilir. Romanın son bölümlerinde Tosbi’nin yaĢadığı değiĢim ve sergilediği davranıĢlar gerçek hayatta SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı:7, Haziran 2016, s. 113-131 123 Mehmet Çiçek - Serdar Aksoy bir kaplumbağa yavrusundan beklenmez. Ama değiĢimin pembe kristallere bağlanması, romana fantastik unsurlar katmıĢ ve Tosbi’nin yaĢadığı değiĢimi inandırıcı kılmıĢtır. Vanilya Kokulu Mektuplar Romanın baĢkahramanı annesi ile babası ayrılan ve anneannesiyle yaĢamaya baĢlayan Kıymık adlı bir çocuktur. Romanın Konusu Annesi ve babası ayrılan Kıymık, anneannesi ile yaĢamaya baĢlar. Anneannesinin hal ve hareketlerinden Ģikâyetçi olan Kıymık, okuldan arta kalan zamanlarında bir iĢ bulur ve tekerlekli sandalyeye mahkûm olan Bay Tırtır’a kitap okumaya baĢlar. Postacı Bay Güleryüz’ün anneannesi ve diğer mahalle sakinlerine getirdiği mektuplar hepsinin hayatını değiĢtirir. Bu değiĢimlerden de en çok Kıymık memnun olur. Kıymık: 11 yaĢında olan Kıymık, annesi ve babası ayrıldığı için, anneannesinde kalır. Kıymık, hayal kurmayı seven, akıllı, zeki ve meraklı bir karakter olarak tanıtılmıĢtır. Kıymık’ın Karakter Özellikleri Kıymık’ın karakter özelliklerini maddeler halinde sıralayacak olursak: 1. Kıymık’ın hayalci olması ve gizemli olayları çözmeye olan merakı, onun en önemli karakter özelliklerindendir. Kıymık, baĢta gökyüzünde bulunan ve günleri kısaltan bir terzi olduğunu düĢünmüĢ ve bu durumdan olan rahatsızlığını belirtmek için ona dilekçe yazmıĢtır. Kimi zaman da gelecekte hayalleri gerçekleĢtirecek bir makine yapmayı planlamıĢtır. Kıymık’ın bu özellikleri yazarın anlatımı ve karakterin kendi düĢünceleriyle aktarılmıĢtır: “Kıymık bu günlerde aklını havayı erkenden karartan suçluyla bozmuĢ. Suçlu dediği de gökyüzünde bulutların arasında oturan terzi.” (Ak, 2014: 9) “Öff… Bu dilekçeleri gökyüzündeki terziye nasıl ulaĢtırabilirim ki! Uç uca ekledim, olmadı, kısa geldi.” (Ak, 2014: 11). “Pencereden sokağa baka baka bu mucizenin gerçekleĢmesini bekledi. Baldudak ortalıkta görünmüyordu. Olsun, gene de üzülmedi. Neden üzülsün? Hayal kurmaktan çok hoĢlanıyor artık. Hayal kurmadan baĢarıya ulaĢılamayacağını biliyor çünkü.” (Ak, 2014: 61). 2. Kıymık, meraklı ve akıllı bir karakter olmasının yanında çekingen, yeni tanıştığı insanlarla rahat iletişim kuramayan bir karakter olarak verilmiĢtir. Kıymık’ın bu özelliği yazarın anlatımı ve karakterin kendi düĢüncesiyle Ģöyle verilmiĢtir: Ġpi çekerken heyecanlandı. ġimdi ne yapacak? Kıymık yeni tanıdığı insanlarla rahat konuĢamaz ki! Ama kendini baĢkasının yerine koyarsa utanmadan, kem küm etmeden konuĢabilir. Hah! Aklına bilgisayar oyunundaki Hugo geldi. Kendini Hugo saysa bu iĢin üstesinden gelebilir. Hugo nasıl yaylana yaylana yürüyorsa o da aynı Ģekilde yürüyerek içeri girdi. “Gözlerimi de tıpkı Hugo gibi faltaĢı büyüklüğünde açarak konuĢacağım.” (Ak, 2014: 22) SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı: 7, Haziran 2016, s. 113-131 124 İsmet Bertan, Sevim Ak ve Görkem Yeltan’ın Çocuk Romanlarındaki Başkahramanların Çözümlenmesi Çekingenliğini bir yana atıp Tırtır’ın oğluyla konuĢmayı çok istiyor. Hatta oğlunun yakasına yapıĢıp, “Doğru dürüst bir iĢ bulacaksan bul, yoksa babanı kaybedeceksin,” demeyi çok hayal ediyor, ama onu kim dinler ki! (Ak, 2014: 93) 3. Kıymık, okuldan arta kalan zamanını değerlendirmek ve hayatında bir değiĢiklik yapmak için gazete ilanından yola çıkarak, Bay Tırtır adlı felçli bir adama kitap okuma iĢini üstlenir. Kıymık, baĢta Bay Tırtır ile iletiĢim kurmada çekingen davransa da, zamanla onu tanır ve aralarında güçlü bir bağ oluĢur. Kıymık yardımsever özelliği ile Bay Tırtır’a birçok konuda yardımcı olur. Kıymık’ın yardımseverlik özelliği romanda Ģöyle aktarılmıĢtır: “Ben size yardım ederim. Ġstediğiniz yere götürürüm,” dedi, gözleri parlayarak. “DıĢarıda neler olup bittiğini de anlatırım. Sıkılmazsınız.” “Sağ ol, iyi yürekli yavrum. Üzülme… Bir Ģeye ihtiyacım olursa senden yardım isterim.” (Ak, 2014: 32) 4. Kıymık karakterinin en önemli özelliklerinden biri de, meraklı olmasıdır. Kıymık, çevresine duyarsız olmayan, sorunların üzerine giden duyarlı bir karakter olarak anlatılmıĢtır. Kıymık’ın meraklı olma özelliği yazarın anlatımı ve karakterin kendi düĢüncesinden Ģöyle verilmiĢtir: Kıymık meraktan kıvranıyordu. Zarfın üstündeki pula ve damgaya dikkatlice baktı. “Aaa! Paris’ten atılmıĢ. Hem de tam otuz yıl önce. Bu mektup da yaĢlanmıĢ.” (Ak, 2014: 39) 5. Kıymık, Bay Tırtır’ın yanında vakit geçirirken, Bay Tırtır’ın farklı sorunlarla ilgilenmesi ve Kıymık’ın ona artık eskisi gibi kitap okuyamaması Kıymık’ı rahatsız etmiĢtir. Dürüst olan Kıymık, bu durumu içine sindirememiĢ, Bay Tırtır’a kitap okuması karĢılığında aldığı paranın haksız bir para olduğunu düĢünmeye baĢlamıĢtır. Bunu Ģu cümleden anlıyoruz: Bir yandan da, “ĠĢ yapmadan para kazanıyorum. BoĢuna para veriyor bana,” diye kendi kendini yiyor. (Ak, 2014: 93) Kıymık karakteri, dıĢ görünüĢü ve fiziksel özellikleriyle okuyucuya ayrıntılı olarak tanıtılırken, onun; Ruhsal durumunun ayrıntılı bir Ģekilde verilmesi, Akıllı, hayalci, çekingen, yardımsever, meraklı ve dürüst bir karakter olarak betimlenmesi; ayrıca okuyucunun Kıymık’ın her yönünü tanımasına fırsat verilmesi, Kıymık’ın açık karakter özelliklerine sahip bir karakter olduğunu göstermektedir. ġu tespitlerimiz ise Kıymık’ın devingen karakter özelliğine sahip olduğuna iĢaret etmektedir: Romanın baĢında anneannesi ile sıkıcı bir hayat yaĢayan Kıymık, hayatında değiĢiklikler yapmak için farklı uğraĢlar bulmaya çalıĢmıĢtır, Anneannesi, Bay Tırtır ve mahalle sakinlerine gönderilen mektuplar, Kıymık’ı da etkilemiĢtir, Kıymık yaĢadığı olaylardan sonra, hayatla barıĢık kalmıĢ ve hayallerinin bir gün gerçekleĢeceğine olan inancını yitirmemiĢtir. SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı:7, Haziran 2016, s. 113-131 125 Mehmet Çiçek - Serdar Aksoy Hayal kurmayı seven ve sürekli bir uğraĢ peĢinde olan Kıymık, anneannesi ve Bay Tırtır’a gönderilen mektuplarla hayal dünyasını daha da zenginleĢtirmiĢtir. Zamanla, hayatı anlamlandırmada ve insanlarla iletiĢim kurmada baĢarılı olan Kıymık, her geçen gün kendisini geliĢtirmiĢ ve hayatındaki insanların değiĢimlerine Ģahit olmuĢtur. Bu durum Kıymık’ı da etkilemiĢtir. Kıymık’ın yaĢadığı değiĢimlerin, günlük hayat içerisinde inandırıcı bir Ģekilde verilmesi karakterin inandırıcılığını arttırmıĢtır. Karakterin günlük hayat içindeki bir çocuk olması ve yaĢadıklarının inandırıcı bir Ģekilde okuyucuya sunulması, romanı daha gerçekçi ve okunabilir kılmıĢtır. Bez Ayakkabılılar Romanın baĢkahramanı Mustafa adında bir öğrencidir. Bir grup ortaokul öğrencisi Bez Ayakkabılılar adlı bir çete kurarlar. Bu çetenin üyeleri arasındaki iliĢkiler ve yaĢadıkları olaylar romanın konusunu oluĢturur. Olaylar, Mustafa’nın arkadaĢlarına kırılması ve okula yeni baĢlayacak olan Bilana’nın fotoğrafını yerde bulması ile baĢlar. Mustafa, Bilana ile arkadaĢ olur ve onu diğer arkadaĢları ile tanıĢtırır. Bilana, yeni ailesine ve arkadaĢlarına çabuk alıĢır ve onlarla iletiĢimini geliĢtirir. Mustafa: Mustafa, çocukluktan ergenliğe geçiĢ aĢamasında olan bir karakterdir. Üç arkadaĢı ile Bez Ayakkabılılar adlı bir çete kurmuĢtur. Çete üyelerinin en belirgin özelliği yaz - kıĢ demeden bez ayakkabı giymeleridir. Mustafa’nın Karakter Özellikleri Mustafa’nın karakter özelliklerini maddeler halinde sıralayacak olursak: 1. Mustafa’nın iç dünyasında yaĢadığı fırtınalar yazar tarafından ayrıntılı bir Ģekilde okuyucuya sunulmuĢtur. Mustafa, duygusal ve içe kapanık bir karakterdir: “Merak etme, sadece biraz yorgunum,” dedi Mustafa. Elbette annesini üzmek istemiyordu. Kimseyi üzmek istemiyordu. Kimsenin de onu üzmesini istemiyordu.” (Yeltan, 2014: 31) “ġu anda sağında solunda duran cumbalı evlerin birinden bakan küçücük bir kız olduğunu hayal etti babaannesinin. Ne kadar da özlemiĢti onu. Onsuz bir hayatı kabul edemiyordu Mustafa. Onu bırakıp gitmiĢ olmasını kabul edemiyordu bir türlü.” (Yeltan, 2014: 146) 2. Mustafa, babaannesini çok seven bir karakter olarak tanıtılmıĢtır. Babaannesinin eskiden kendisine masallar anlattığı, onun evdeki arkadaĢı, sırdaĢı olduğu okuyucuya verilmiĢtir. Babaannesi öldükten sonra Mustafa’nın evde fikir alacağı, sırlarını anlatacağı kimse kalmamıĢtır. Babaannesinden Mustafa’ya kalan en büyük hatıra, kendi elleri ile ördüğü beredir. Mustafa, bu bereye büyük bir önem vermektedir. ArkadaĢlarının ĢakalaĢırken, babaannesinin Mustafa’ya ördüğü bereyi kirletmeleri üzerine Mustafa ve arkadaĢları arasına bir soğukluk girer. Mustafa her ne kadar beresini kirlettikleri için arkadaĢlarına öfkelense de, aslında dört arkadaĢ arasında çok sıkı bir dostluk bağı vardır. Öfkesini kendi içinde yaĢayan Mustafa’nın sevecen, arkadaş canlısı ve hatıralara bağlı olması romanda Ģu cümlelerle verilmektedir: SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı: 7, Haziran 2016, s. 113-131 126 İsmet Bertan, Sevim Ak ve Görkem Yeltan’ın Çocuk Romanlarındaki Başkahramanların Çözümlenmesi “BoğuĢmalar, yerde yuvarlanmalar, birbirini tekmeleme, savurma gibi hareketler serbest ama Mustafa’nın en sevdiği insan olan babaannesinin ördüğü berenin kirlenmesi, kirletilmesi ya da ona herhangi bir zarar gelmesi söz konusu değil.” (Yeltan, 2014: 9) “Evet, bu kötü oldu. Hem de çok kötü. Babaannesinin, Mustafa’nın gözünün rengi diye arayıp bulduğu yünlerle ördüğüydü ya o…” diyor Firuz.” “Mustafa kendi içini göremiyor, ne hissedeceğini bilemiyordu. Ġçinden dıĢarıya doğru çıkmak isteyen bir Ģey vardı, sadece onun varlığından emindi. “Bağırsam geçecek ve her Ģey bitecek gibi,” diye düĢündü önce ama öyle değildi iĢte. Bağırsa geçmeyecekti çünkü kızgın değildi. Kızgınlık içindekileri atmaya baĢlayınca azalır ama kırgınlık böyle değildir.” (Yeltan, 2014: 14-16) “Evet. Hayır. Yani evet ama sadece bu kadar değil. Çok severiz birbirimizi. Birimize bir Ģey olsa… Yani birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için.” (Yeltan, 2014: 105) 3. Babaannesinin kendi elleriyle Mustafa’ya ördüğü bere, arkadaĢları tarafından kirletildiğinde Mustafa çok öfkelenir. Öğretmeni Ġbrahim Olgen’in öğrettiği öfke kontrolü sayesinde, kötü olaylar karĢısında öfkesine hâkim olma ve kötü durumlarla baĢ etme konusunda tecrübe kazanır. Mustafa, Bilana’nın fotoğrafını zorla almak isteyen iki kiĢinin kendisini tartaklamasına bile ses çıkarmaz. Mustafa’nın çabuk öfkelenen ama öfkesini kontrol edebilen, itaatkâr bir yapıya sahip olması, yazarın anlatımı ve romanda geçen diyaloglarla Ģöyle aktarılmıĢtır: “Ellerini sıktı Mustafa. “Çok. Çok sinirliyim,” dedi. “ġimdi sana bir tavsiye o halde. Ġstersen tabii. Ġster misin?” diye sordu Ġbrahim Olgen. Mustafa’nın kimseyi dinleyecek hali yoktu Ģu anda ama koskoca Ġbrahim Olgen’e de hayır diyecek hali de yoktu. “ġimdi sakinleĢmek için bu koridorda dolaĢ. Üç kez merdivenlerden in çık. Baktın geçmiyor sinirin, koĢtur bahçede iki tur at. Sonra iyi olduğunu hissedersen gel derse. Hissetmezsen girme, benden sana izin ama girmezsen hızlı hızlı yürü ya da koĢ, anlaĢtık mı?” dedi Ġbrahim Olgen. “Peki hocam,” dedi Mustafa. Sanki o anda bile siniri azıcık geçmiĢti. Dediklerini bir bir yapmaya baĢladı hocanın.” (Yeltan, 2014: 101-102) “Çok sinirlendi Mustafa. Çok. Daha önce hiç bu kadar çok sinirlenmemiĢti. Yine de aklına gelenleri yapmayacaktı. Ġki çocuğun üzerine atlamayacaktı. ġu anda koĢabilseydi keĢke. KoĢsa ve baĢ edemeyeceğini düĢünüp korktuğu bu sinirli halinden kurutulsaydı.” (Yeltan, 2014: 138-139). 4. Mustafa, okuluna yeni kayıt yaptıran Bilana’yı gördüğünde ona karĢı bir merak duymuĢtur. Gizli gizli Bilana’yı izlemiĢ ve onun hakkında bilgi edinmeye çalıĢmıĢtır. Karakterin meraklı olma özelliği yazarın anlatımıyla Ģöyle verilmiĢtir: “Yüzünü çok merak etti kızın. Yüzü de elleri gibi bembeyaz mıydı acaba? Ne zaman gelmiĢti bu kız okula? O anda geriye doğru iki adım attı kız. Hemen arkaya çevirdi kafasını Mustafa. Yakalanacak diye ödü koptu. Gizli gizli kızı takip ediyor SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı:7, Haziran 2016, s. 113-131 127 Mehmet Çiçek - Serdar Aksoy ve izliyordu nihayetinde. Ya dönseydi o anda kız, ne yapacaktı o zaman?” (Yeltan, 2014: 19). 5. Mustafa her fırsatta Bilana ile konuĢmak istemiĢ fakat bunu bir türlü eyleme dönüĢtürememiĢtir. Yazar; Mustafa’nın çekingen ve utangaç bir karakter özelliğine sahip olmasını Ģöyle dile getirmektedir: “Mustafa her ders arasını, o koridora ve sınıfların diplerine tek tek bakarak geçirmiĢti. Ġçindeki belki görürüm, belki fotoğrafı geri veririm umudunu, yanan bir mum gibi yavaĢ yavaĢ eriterek. Yoktu! Bir hayalet gibi görünmüĢ ve sonra da kaybolmuĢtu kız. Belki de bir daha hiçbir zaman gelmeyecekti ya da belki de hiçbir zaman göremeyecekti Mustafa onu. Bu ihtimaller aklına geldiğinde, nefessiz kalacak gibi oluyordu. Boğazına kocaman bir lokma takılıyor ve asla yutkunamıyordu.” (Yeltan, 2014: 43-44) 6. Mustafa okula giderken Bilana’nın fotoğrafını kendisinden almak isteyen, iki kiĢinin saldırısına uğramıĢtır. Kendisini tartaklayan kiĢilerle muhatap olmayan Mustafa sabretmiĢ, babaannesinin sabırla ilgili sözlerini aklına getirerek onlarla muhatap olmamıĢtır. Mustafa’nın sabırlı karakter özelliğine sahip olması romanda Ģöyle verilmektedir: “Hiçbir Ģey söylemedi Mustafa. Arkasını döndü onlara. Babaannesinin sabırla ilgili sözleri geldi aklına, hemen o sözlere tutundu. Burada Bilana’yı beklemeye karar verdiğinden bekleyecekti ama bu tiplerle muhatap olmayacaktı.” (Yeltan, 2014: 139-140). Karakter, yazarın anlatımı, romanda geçen diyaloglar, karakterin kendi düĢüncesi ve olayların içinde sergilediği davranıĢlarla geliĢtirilmiĢtir. Yapılan inceleme sonucunda Mustafa’nın karakter özellikleri Ģöyle sıralanabilir: Romanda, Mustafa’nın psikolojik ve ruhsal durumunun ayrıntılı bir biçimde betimlenmesi, Onun duygusal, arkadaşlık bağları kuvvetli, öfkesini kontrol edebilen, meraklı, çekingen-utangaç ve sabırlı bir karakter olarak verilmesi, Mustafa’nın açık karakter özelliğine sahip bir roman kahramanı olduğunu göstermektedir. Öte yandan, roman; Mustafa’nın beresi için arkadaĢlarına kırılması, Bilana ile tanıĢması ve kötü olaylar karĢısında kendisini dizginleyebilmesi üçgenini anlatmaktadır. Romanda Mustafa’nın öğretmeni aracılığıyla öfke kontrolü edinmesine yer verilmiĢtir. Mustafa da öfkelendiği durumlarda, etrafına zarar vermek yerine öfkesiyle baĢa çıkmak için değiĢik yöntemler denemiĢtir. Roman boyunca Mustafa karakterinde bunun dıĢında, köklü bir değiĢiklik gözlenmemiĢtir. Bu nedenle de Mustafa karakterinin durağan karakter özelliğine sahip olduğu söylenebilir. Romandaki kahramanların isimlerinin gerçek hayattan seçilmesi, olayların günlük hayatla doğrudan ilintili olması ve kahramanların yaĢ gruplarına göre davranıĢlar sergilemesi romanı daha gerçekçi, inandırıcı ve etkileyici kılmıĢtır. ÇalıĢmada elde edilen bulgular bir tablo ile Ģu Ģekilde özetlenebilir: Tablo 2: Ġncelenen romanlar, karakterler, karakter özellikleri ve karakter özellikleri ile ilgili açıklamalar SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı: 7, Haziran 2016, s. 113-131 128 İsmet Bertan, Sevim Ak ve Görkem Yeltan’ın Çocuk Romanlarındaki Başkahramanların Çözümlenmesi Karakter Özellikleri Hızlı Tosbi Bez Ayakkabılılar Durağan Tosbi + Vanilya Kokulu Mektuplar Devingen Açıklamalar Kapalı Başkahramanlar Açık Romanlar Kıymık Mustafa + + – – – + – + – – + Tosbi’nin tüm yönleri ile okuyucuya tanıtılması onun, açık karakter özelliği gösterdiğini, yaĢadığı maceralar ve yediği pembe kristaller sayesinde değiĢim geçirmesi ise onun devingen karakter özelliği taĢıdığını gösterir. Romanın baĢında bilgisiz ve çekingen olan Tosbi, romanın sonunda giriĢken ve cesur bir karaktere dönüĢmüĢtür. Yazar Tosbi’nin geçirdiği değiĢimi ayrıntılarıyla okuyucuya sunmuĢtur. Kıymık karakteri okuyucuya tüm yönleriyle tanıtılmıĢtır. Bu yönüyle Kıymık açık bir karakterdir. Kıymık, roman baĢında çekingen ve hayatı anlamlandırma çabasında olan bir karakter olarak verilmiĢtir. Roman sonunda ise insanlarla iyi iletiĢim kuran, olayları doğru bir Ģekilde tespit eden devingen bir karakter görünümüne bürünmüĢtür. Mustafa karakteri hem dıĢ görünüĢ hem de duygusal yönden okuyucuya tanıtılmıĢtır. Bu yönüyle Mustafa açık karakter özelliği göstermektedir. Roman boyunca Mustafa’nın davranıĢlarında köklü bir değiĢim gözlenmediği için de durağan karakter özelliği gösterdiği söylenebilir. SONUÇ VE TARTIŞMA ÇalıĢmanın örneklemi Ġsmet Bertan’ın Hızlı Tosbi, Sevim Ak’ın Vanilya Kokulu Mektuplar ve Görkem Yeltan’ın Bez Ayakkabılılar adlı çocuk romanlarıdır. Romanların baĢkahramanları açık, kapalı, devingen ve durağan karakter özellikleri bakımından incelenmiĢtir. Farklı karakter SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı:7, Haziran 2016, s. 113-131 129 Mehmet Çiçek - Serdar Aksoy özellikleri üzerinden verilen değer ve iletilerin hedef kitleye ulaĢtırılmasının önemi göz önünde bulundurulduğunda, çalıĢılan yapıtlardaki karakter yapılarının baĢarılı olduğu söylenebilir. Hızlı Tosbi adlı romandaki Tosbi karakteri, Vanilya Kokulu Mektuplar adlı romandaki Kıymık karakteri okuyucuya her yönüyle tanıtıldığı ve belli bir değiĢim geçirdikleri için açık ve devingen karakter özelliklerine sahiptirler. Bez Ayakkabılılar adlı romandaki Mustafa karakteri ise açık ve durağan karakter özelliklerine sahiptir. Gerçekçi bir biçimde geliĢtirilmiĢ karakterlerin okuyucuyu, okuma eylemine çektiği bilindiğine göre Tosbi ve Kıymık karakterlerinin okuyucuyu okuma eylemine çekmede baĢarılı oldukları söylenebilir. Gerek karakter özellikleri, gerek konu ve konunun ele alınıĢı; Hızlı Tosbi ve Vanilya Kokulu Mektuplar adlı yapıtların daha baĢarılı olduğu izlenimini uyandırmaktadır. Bu baĢarıda, romanlarda kullanılan fantastik öğelerin önemli bir rolü vardır. Fantastik öğeler, okuyucunun merakını arttırmakta ve okuma eyleminin sürdürülmesini sağlamaktadır. Bez Ayakkabılılar adlı romanın özellikle konu ve konunun iĢleniĢi bakımından diğer romanlara göre biraz sönük kaldığı söylenebilir: “Temalar romanları zenginleĢtirir kuĢkusuz. Ancak aslen romanı roman yapan, temaları değil üslubu, öyküsü, karakterleridir. Roman iskeleti ne kadar iyi kurulursa, öykünün düğüm noktaları ne kadar inandırıcı olursa, okur da metinle o kadar güçlü bir iliĢki kurar. Bez Ayakkabılılar romanında ise kullanılan özenli dil, son sayfaya kadar okunurluk, ilgiyi canlı tutma becerisi, özgün bir öykü anlatma niyetine karĢın, okuru romanın gerçekçiliğine ikna edecek, karakterlere yakınlaĢtıracak unsurların baĢarıyla kullanıldığını söylemek zor. Ana karakterlerin çoğunun varlıksal gerçeklikleri çeliĢkiler içeriyor” (Pekin, 2014: 23). ÇalıĢmadan hareketle okuma alıĢkanlığı ile ilgili de Ģunlar söylenebilir: Yapıtlardaki konuların ve karakterlerin günlük hayatın içinden ve fantastik öğelerle süslenmiĢ olması çocuğu okumaya daha da yaklaĢtırabilir. Hızlı Tosbi ve Vanilya Kokulu Mektuplar adlı romanların –hem günlük hayattaki olayları hem de fantastik öğeleri içerdikleri için– çocuk okurlar tarafından tercih edilme olasılıkları yüksektir. Okumayan, okumayı alıĢkanlık haline getirmeyen bir çocuğun okuma becerisi geliĢmez. Okuma becerisi geliĢmeyen bir çocuğun ana dili bilinci, sözcük dağarcığı ve okuma kültürü de geliĢemeyecektir. Türkçe ve edebiyat derslerinde okuma becerisine yönelik çalıĢmalar yapılmakta ve bu çalıĢmalar çocukların yaĢ seviyesine yönelik kitaplarla desteklenmektedir. Söz konusu kitapların sağlam bir içerik ve karakterlerle çocuk okura sunulması muhakkak ki çocukta okuma isteği uyandıracak ve çocuğun okuma serüveni baĢarılı bir Ģekilde tamamlanacaktır. Bu bağlamda; baĢkahramanları bakımından incelediğimiz romanlar, çocuklara okuma zevkini aĢılayabilecek ve çocukların kahramanlarıyla özdeĢim kurabilecekleri nitelikte yapıtlardır, denebilir. KAYNAKLAR AK S., (2014). Vanilya Kokulu Mektuplar. Ġstanbul: Can Sanat Yayınları. AKBAYIR, S., (2007). Cümle ve Metin Bilgisi. Ankara: Pegem A Yayıncılık. BERTAN, Ġ., (2014). Hızlı Tosbi. Ġstanbul: GünıĢığı Kitaplığı. EKġĠ, H. & KATILMIġ, A. (2015). Karakter Eğitimi. Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık. KARATAġ, E., (2014). Çocuk Edebiyatında “Karakter” Kavramı. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi,33, 60-79. SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı: 7, Haziran 2016, s. 113-131 130 İsmet Bertan, Sevim Ak ve Görkem Yeltan’ın Çocuk Romanlarındaki Başkahramanların Çözümlenmesi KARATAY H. (2012). Çocuk Edebiyatı Metinlerinde Bulunması Gereken Özellikler. Kuramdan Uygulamaya Çocuk Edebiyatı El Kitabı. Ed. Tacettin ġimĢek. s.81-129. Ankara: Grafiker Yayınları. KAYA, A. Ġ., (2016). An investigation of interactive e-books in children’s literature, Global Journal on Humanites &Social Sciences, 03, pp 261-267. [http://sproc.org/ojs/index.php/pntsbs doi: http://dx.doi.org/10.18844/gjhss.v0i0.306 (EriĢim: 28.04.2016)]. ÖZMEN, G., (2010). Gülten Dayıoğlu’nun Çocuk ve Gençlik Yapıtlarında Karakter İncelemeleri.(YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi).Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. PEKĠN, S. (2014). Çete, göç, Ģiddet ve her Ģey… (İyi Kitap, Aylık Okul Öncesi, Çocuk ve Gençlik Kitapları Gazetesi), 65, 22-23. [http://iyikitap.net/pdf/iyikitap65.pdf (EriĢim Tarihi: 04.11.2015)]. SARDOĞAN, M. E., & KARAHAN, T. F., (2010). Eğitim Psikolojisi. Ed. Alim Kaya. s. 113140. Ankara: Pegem Akademi. SEVER, S., (2008). Çocuk ve Edebiyat. Ġzmir: Tudem Yayıncılık. TDK. (2009). Türkçe Sözlük. Ankara: Türk Dil Kurumu. YALÇIN, A. ve AYTAġ, G. (2012). Çocuk Edebiyatı. Ankara: Akçağ Yayınları. YELTAN, G., (2014). Bez Ayakkabılılar. Ġstanbul: Kırmızı Kedi Yayınevi. YILDIRIM, A.,& ġĠMġEK, Hasan (2013). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri, Ankara: Seçkin Yayıncılık. [http://mevzuat.meb.gov.tr/html/temkanun_0/temelkanun_0.html (EriĢim Tarihi: 05.10.2015)]. SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı:7, Haziran 2016, s. 113-131 131
Benzer belgeler
09.10.2011 NADİR UYSAL (TİRE) Tire`de, "OSB
Panel, TOSBi KT&G Konferans Salonu'nda yapıldı.
TOSBİ Başkanı Metin Akdaş'ın başkanlık ettiği
panele Tire Ticaret Odası Başkanı Hüseyin
Çapkınoğlu, Belediye Başkanı Tayfur Çiçek, Tire
Esnaf ve Sana...