TÜRK- `ten Ça r : Akan Kan Durmal d r

Transkript

TÜRK- `ten Ça r : Akan Kan Durmal d r
Say: 385
Yeni Kölelik Düzenine Hayr!
Fon Düzenlemesi Yasalat
TÜRK- Düzenlemeye Tepkili
TÜRK-'ten Çar:
Akan Kan Durmaldr
DOSYA
Sosyal Devlet
Bitti mi?
TÜRK‹YE ‹Ç‹ SEND‹KALARI
KONFEDERASYONU
Yay›n Organ›
108
çinin Kitapl
Temmuz - Austos 2009 • Say› : 385
ISSN 1300-6843
100
TÜRK-‹ YÖNET‹M KURULU
Çalma Yaamnda
Temmuz-Austos 2009
Mustafa KUMLU
Genel Bakan
98
Mustafa TÜRKEL
Genel Sekreter
TÜRK-'in Gündeminden
Ergün ATALAY
Genel Mali Sekreter
95
Nihat YURDAKUL
Sendikalarmzdan
Genel Eitim Sekreteri
Pevrul KAVLAK
Genel Tekilatland›rma Sekreteri
SAH‹B‹:
TÜRK‹YE ‹Ç‹ SEND‹KALARI
KONFEDERASYONU
TÜRK-‹ Ad›na
Genel Bakan
Mustafa KUMLU
•
GENEL YAYIN YÖNETMEN‹ ve
YAZI ‹LER‹ MÜDÜRÜ:
Hasan Tahsin BENL‹
[email protected]
•
GRAF‹K - TASARIM:
Münir GÜRAN
[email protected]
•
FOTORAFLAR:
Necdet UZMAN
•
YÖNET‹M YER‹
TÜRK-‹ Genel Merkezi
Bay›nd›r Sokak No. 10
06410 Yeniehir / ANKARA
Tel: 433 31 25 (4 Hat)
Faks: 433 68 09 - 433 85 80
http://www.turkis.org.tr
e-posta: [email protected]
•
Dergimiz Bas›n Ahlak Yasalar›na Uyar
•
Yay›n Türü: Yayg›n Süreli, 2 Ayl›k
•
Bask› :
Ziraat Gurup Matbaac›l›k A..
Ziraat Bankas Tesisleri
stanbul Yolu Trafo Kars
Varlk-Ankara
Tel : 384 73 44 - 45
•
Bask Tarihi: 28.9.2009
92
90
Ramazan 'Bo Mutfaa' Geldi
Tüketici Dünyas
Sinan VARGI
TÜRK- Tekilatlandrma Uzman
88
Fabrika Üüreten Fabrika: Ankara Makina
Fabrikas
Duygu GÖZLEK
eker- Sendikas Basn Uzman
86
AB ve Çalma Hayat
Pnar Alkan YARIKKAYA
AB Çalmalar Dairesi
82
Türkiye'de Çocuk çilii
Serhat KARATEKN
Sosyolog
80
Sosyal Güvenlik
Celal TOZAN
TÜRK- Sosyal Güvenlik Danman
67
Yallk Sigortasndan Salanan
Yardmlar
Celal TOZAN
TÜRK- Sosyal Güvenlik Danman
64
Ev lerinde Ücretli Çalma
Hülya UZUNER
TÜRK- Kadn çiler Uzman
2
Daha Çok Demokrasi,
Daha Çok Bar
Mustafa KUMLU
Genel Bakan
4
çileri Bakan Atalay TÜRK-'le Görütü...
7
Fon Düzenlemesi Konfederasyonlarn
Ortak Talebine Ramen Yasalat
9
TÜRK-'in Etkili Mücadelesi Sonuç Verdi
18
sizlik, Sosyal Devlet Yaklamlaryla
Çözülür
19
22
DOSYA
Sosyal Devlet
Bitti mi?
44
Asl veren-Alt veren Uygulamas
Toplantlar Yapld
Hükümet Temil Kararnamesini Geri Çekti
Metin TRYAKOLU
Basisen Genel Bakan
46
"Emekliler Açlk ve Yoksulluk le
Mücadele Ediyor. Bu Ülkemiz Açsndan
Büyük Bir Utançtr."
Kazm ERGÜN
Türkiye çi Emeklileri Dernei Genel Bakan
50
TÜRK-'in Dou ve Güneydou
Anadolu Raporu (1993)
Enis BADADOLU
TÜRK- Aratrma Müdür Yardmcs
56
sizlik Sigortas ve Hak Kayplar
Namk TAN
TÜRK- Aratrma Müdür Yardmcs
58
Güvenceli Esneklik Üzerine Not...
Enis BADADOLU
TÜRK- Aratrma Müdür Yardmcs
61
62
Uluslararas Sendikal Hareket
Ura GÖK
TÜRK- D likiler Uzman
Krize Kar Emek Masas
Temmuz 2009 Raporu
bayaz
Daha Çok
Demokrasi,
Daha Çok Bar
O
rtalamann üzerinde ya alan Trakya
ve stanbul bölgelerimizde yaanan sel
felaketinin ölümlere de yol açm olmas,
ülkemizde olduu gibi TÜRK- topluluunda da
büyük aclara yol açmtr.
Felaketle birlikte, benzeri açlarn yaanmamas
için tabiat kurallarn görmezden gelen veya ciddiye
almayan uygulamalardan kaçnlmas, yerleime açlan
bölgelerin kusursuz planlanmas ve kontrolünün
yaplmas gerei bir kez daha görülmütür.
Üzüntümüz büyüktür. Dileimiz yaralarn bir an evvel
sarlmas ve benzeri felaketlerin yaanmamasdr.
–––– I ––––
Hükümet, Özel stihdam Bürolar’na istihdam ettii
içileri kiralama yetkisi veren ve kamuoyunda “kiralk
içilik” tanmlamasyla bilinen düzenleme ile sizlik
Sigortas Fonu’nun amac dnda kullanlmasn
beraberinde getiren düzenlemeyi, 26 Haziran 2009
tarihinde sosyal taraflara haber vermeksizin bir gece
yars operasyonu ile TBMM’den geçirmitir. TÜRK-,
teklifin veto edilmesi için hemen harekete geçmi,
Cumhurbakan Abdullah Gül ile yaplan görümeler
sonucunda, 9 Temmuz 2009 tarihinde teklif, kiralk
içilii düzenleyen maddesi temelinde veto edilmitir.
TBMM, Bakann seçmek üzere toplandnda
ise çalma süresi uzatlarak ilgili teklif yeniden
yasalatrlmak istenmitir. TÜRK-, bu süreci
engelleyebilmek için youn bir faaliyet içerisine
girmi, iktidar ve muhalefet partisi milletvekilleri
ile görümeler yapm, hazrlad kiralk içilik
düzenlemesinin sakncalarn içeren broürü
milletvekillerine göndermitir. Tüm bu çalmalar
sonucunda, kiralk içilii düzenleyen vetolu madde
geri çekilirken, sizlik Sigortas Fonu’nun amac
dnda kullanlmasn beraberinde getiren düzenleme,
TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmitir.
TÜRK-, Anayasa’ya aykr olduu tespitini yapt
Mustafa KUMLU Genel Bakan
bu düzenleme için Ana Muhalefet Partisi’ni Anayasa
Mahkemesi’ne bavuru yapmaya çarmtr. CHP
ise bu yöndeki çalmalarn balatmtr ve bavuru
önümüzdeki günlerde yaplacaktr.
TÜRK-, Cumhurbakan Abdullah Gül tarafndan
TBMM’ye yeniden görüülmek üzere gönderilen
“kiralk içilik” ile ilgili düzenlemenin Türkiye’nin
gündeminden bütünüyle çkarlmasn istemektedir.
Bu düzenlemenin istihdamn artmasna bir katks
olmayaca, çalma barn bozaca, içilerin
örgütlenmesine engel olaca ve içilerin güvencesiz
bir ortamda insan onuruna yakmayan bir ücret
düzeyinde çalmalarn beraberinde getirecei
tespitini yapan TÜRK-’in bu konudaki duyarll
sürecektir.
–––– I ––––
Ülkemiz her ne kadar kamuoyu gündeminden dümü
görünse de ekonomik krizin ykc etkilerini yaamaya
devam etmektedir. ten çkarmalar, sadece TÜRK-’e
bal sendikalarda bile 40 bin kiinin üzerine çkm,
ücretsiz izine çkarlanlarn says bu rakam amtr.
TÜK verilerine göre yaz mevsimi nedeniyle göreceli
olarak azalma eilimi gösteren isizlik oranlar,
azalm haliyle bile yüzde 13’ler seviyesindedir. Bunun
son derece yüksek bir oran olduu tartlmazdr.
Öyle anlalmaktadr ki, iverenler yürütülen tüm
kampanyalara karn, krizin yükünü isizletirerek
hafifletmeye çalmaktadr.
Hal böyleyken, iveren örgütlerinin hala içinin
biricik güvencesi olan kdem tazminat müessesesini
konu etmesi son derece manidardr. Çalma ve
Sosyal Güvenlik Bakan bakanlnda yaplan son
Üçlü Danma Kurulu Toplants’nda, iverenlerce
yine kdem tazminat müessesinin gündeme alnmas
önerilmi, TÜRK- ise kdem tazminatnn konu
edildii herhangi bir toplantya katlmayacan
bildirmitir. TÜRK-’in bu tavr üzerine öneri
gündeme alnmamtr ancak iveren örgütlerinin
bu konuda yllardan beri var olan srarnn sürecei
aikardr.
Hükümete, dolaysyla Çalma ve Sosyal Güvenlik
Bakanl’na düen görev, TÜRK- için genel grev
nedeni saylan bu konuyu hiç açmamak, açlmasn da
engellemektir.
Üçlü Danma Kurulu’nun bir dier konusunu
da çalma hayatn düzenleyen yasalarn yeniden
yaplandrlmas oluturmutur. TBMM gündeminde
bulunan yasa teklifinin, yllar içinde yaplan
dier çalmalarn ve en son TÜRK-’in bilim
adamlarna hazrlatt taslan yan sra, Çalma ve
Sosyal Güvenlik Bakanl da bilim adamlarndan
oluturduu bir kurula 2821 Sendikalar Yasas ve
2822 Toplu Sözlemesi, Grev ve Lokavt yasas ile
ilgili bir çalma yaptrmaktadr. Bu çalmann da
taraflarca deerlendirilmesi ve önerilerin iletilmesi
ile birlikte söz konusu yasal deiiklikler için bir
olgunluk noktasna gelinebilecei umulmaktadr.
TÜRK-, söz konusu yasal deiikliklerin ILO,
AB normlar ve Türkiye koullar dikkate alnarak
yaplmasn istemekte, srarl önerilerini iletmektedir.
–––– I ––––
Ülkemiz bir süredir, kimilerince “Kürt açlm”,
çou kez de “demokratik açlm” olarak adlandrlan
bir sürecin içinden geçmektedir. TÜRK-, Dou
ve Güneydou Anadolu’da yaanan sorunlarla
ilgili olarak 1993 ylnda bir rapor yaynlamtr.
Dergimizde geni bir özeti yer alan rapor
incelendiinde görülecektir ki, TÜRK-’in o dönemde
tespit ettii sorunlar ve çözüm önerileri, günümüzle
örtümektedir. Hiç süphesiz, sorunun çözümünün
temelinde demokrasinin snrlarnn geniletilmesi yer
almaktadr. Demokrasi, sorun çözme yöntemi olarak
ilerlik kazand zaman sorunlarn birikmesine,
krize dönümesine izin vermeyecektir. Bu süreçte
bireysel hak ve özgürlüklerin toplumsal hak ve
özgürlüklerle uyumu son derece önemlidir. Bireysel
hak ve özgürlüklerin toplumsal hak ve özgürlüklerle
desteklendii bir anlayta demokrasi gerçek
fonksiyonlarn üretebilecektir. Tüm bu tartmalar
sürecinde ülkemizin bütünlüü ve milli mücadele
ile çizilmi snrlarmzn ve bamszlmzn asla
tartma konusu yaplmamas arttr. TÜRK-,
21’inci yüzyln “ayrmalar” deil, “birlemeler yl”
olduuna inanmakta, ülkemizde bar ve kardeliin
kalc bir ekilde yerleecei ve yaanaca günlerin
uzak olmadna inanmaktadr.
–––– I ––––
TÜRK-, yaanan ve gündemde olan her sorunda
gergin siyasi üsluptan rahatszlk duymaktadr.
Ülkemizde sarlacak birden çok yara varken ve üstelik
daha çok demokrasi, daha çok bar tüm kesimlerin
talebi ve dileiyken, siyasi partilerin birbirlerine
yönelik sert tutumlar yaplmak istenenlerle
çelimekte, inandrclk yitirilmektedir. Siyasetteki
güler yüz ve diyaloa açk tablo, hiç kukusuz geni
halk kitlelerini de yansyacaktr.
çileri Bakan Atalay TÜRK-’le Görütü...
Kumlu:
4
“Akan kan durmal, ülkemizin
yaralar sarlmal.”
çileri Bakan Beir Atalay, ‘Demokratik Açlm’ çalmas kapsamnda TÜRK- Genel Merkezini
ziyaret etti. Atalay, çileri Bakanl
Müstear Osman Güne ile birlikte Genel Bakan Mustafa Kumlu ve
Genel Mali Sekreter Ergün Atalay ile
görütü.
Bakan Atalay, ‘’Demokratik Açlm’’ çalmas çerçevesinde sendikalar boyutunda ilk ziyareti TÜRK-’e
yaptn söyledi. TÜRK-’in gurur
duyulan, uluslararas alanda tecrübesi ve kimlii bulunan büyük bir sendika ve sivil toplum kuruluu olduunu vurgulayan Atalay, bu nedenle
sendikalarla yaplacak görümelerde ilk olarak TÜRK- ile bir araya
gelmeyi uygun gördüünü söyledi.
Atalay, ziyarette çalmayla ilgili bilgi sunduunu ifade ederek, unlar
kaydetti:
“TÜRK- büyük bir camia, tekilatlar var, ubeleri var. Çok büyük bir nüfus kesimini, içi kesimini
temsil ediyor. Kendilerinden tekilatlarnn da görüünü alarak ve bizim mesajlarmz da buralara ileterek bu konuda olabilecek görü ve
katklarn istediimizi ifade ettim.
Çalmamz, yürüttüümüz süreci
bütün ayrntlaryla kendilerine anlattm. Buradaki temel ilkelerimizi,
baklarmz kendilerine bilgi olarak
sundum. Kendilerinin bugün bize
söyledikleri hususlar oldu. Bundan
sonra da kendi tekilatlaryla paylaarak, takip eden süreçte görülerini
verecekler.”
Genel Bakan Mustafa Kumlu
da konumasnda, çileri Bakan
Atalay’a ziyareti ve verdii bilgiler
için teekkür ederek unlar söyledi:
“Özellikle ülkemizin bir bölümünde yllardr hepimizin bildii
gibi kan akyor. Bu kann durdurulmas lazm. Ülkemizin ald
yaralar sarlmal ve yeni olumsuzluklara izin verilmemelidir diye düünüyoruz. Biz, Hükümetin, Türkiye
Cumhuriyeti’nin temel niteliklerini
bozmadan bu soruna çözüm arayacan ve bu nedenle de bir açlm yaptn düünüyoruz.”
TÜRK-’in de bu konuya yabanc
olmadn, 1993 ylnda sorunun çözümü yönündeki önerilerini dile getirdiini hatrlatan Kumlu, 14 ubat
1993 tarihli “Dou ve Güneydou
Anadolu Bölgesi Raporu”nu Atalay’a
sundu.
Kumlu, sorunun demokrasi içinde çözüleceine inandklarn belirterek, “Özellikle Sayn Bakan’n
huzurunda Sayn Babakan’a, Hükü-
mete, parlamentoda grubu bulunan
tüm siyasi partilere TÜRK- olarak
u çary yapmak istiyoruz: uzlama, uzlama... Ancak bu uzlamada
sözde olmamal. Özellikle çok hassas
bir konu bu. Uzlamann eylemle de
gerçeklemesi gerekir. Buna katk
salanmas gerektiini ifade etmek
istiyorum” diye konutu.
Sorunun demokrasi içinde çözülmesinin üç koulu olduunu belirten
Kumlu, bu koullar öyle sralad:
“Bir, demokrasimiz sorun çözme
yöntemi olarak ilerlik kazanmaldr.
Öyle olduunda sorunlar birikmeyecek ve krize dönümeyecektir. ki,
demokrasimizi sorun çözer hale getirmek için de bireysel hak ve özgürlükler ile toplumsal hak ve özgürlükleri birbirini destekler hale getirmek
gerekir. Üç, ülkemizin bütünlüü ve
bamszl, milli mücadele ile çizilmi snrlarmz her türlü tartmann
dnda olmaldr.
çi gözüyle baktmzda biz her
sorunun altnda isizlii görürüz. sizlik zaten kendiliinden sorundur.
O nedenle isizlii yok edecek, geri
kalml giderecek sosyoekonomik
politikalar oluturulmaldr. TÜRK içinin etnik kimliiyle kesinlikle
ilgilenmez, içilerin sorunlaryla ilgilenir.”
“Türkiye’de bütün insanlarn etnik
kimliklerini düünmeden, özgürce
ve cumhuriyetin vatanda olmaktan
gurur duyarak yaadklar gün,
gelecee ümitle bakacaz.”
ÇATIMANIN ÇÖZÜM MODEL
1- PKK’nn silah brakmas ve
dönü sürecinde nasl bir
yöntem izlenmelidir?
KOULSUZ SLAH BIRAKILMALI. Toplumsal sorunlarn iddet
yoluyla çözümlenmesi mümkün
deildir. Yaralarn sarlmas ve toplumsal barn yeniden ina edilmesi zarureti vardr. Bu bakmdan
terör örgütüne silah braktrlmas
herhangi bir ön koula bal olmadan öncelikle ele alnmaldr. Biz
TÜRK- olarak terörün etnik ve
baka toplumsal sorunlardan ayr
olarak ele alnmas gerektiini düünüyoruz.
2- PKK kadrolarn dadan
indirmek amacyla af ilan
edildii takdirde kapsam ne
olmaldr?
KANLI OLAYLARA KARIMAYANLARA AF: Terör örgütünün
elemanlar arasnda ad cinayete,
kanl olaylara karm unsurlaryla, bu örgütün u veya bu düzeyde
etkiledii, bünyesine katt unsurlar birbirinden ayrt etmek gerekir. Toplumsal bar salayacak bir
hukuki düzenleme yaplrken, toplumsal vicdan incitmemek, yaralar
yeniden kanatmamak, hassasiyetle
üzerinde durulmas gereken bir husustur.
3- Çözüm sürecine Abdullah
Öcalan’n da dahil edilmesi
yolundaki taleplere nasl
bakyorsunuz?
PKK’YI N ÇNE KATMAYA HTYAÇ YOK: Bugün ABD’nin
Irak’n igaliyle balatt kanl sü-
Milliyet
Gazetesi’nden
Devrim Sevimay,
“Türkiye Modelini
Aryor” balkl
yaz dizisinin 6
Austos 2009
günü yaymlanan
4. bölümünde
sorularn
TÜRK- Genel
Bakan Mustafa
Kumlu’ya yöneltti.
te Milliyet’in
sorular ve Genel
Bakan Kumlu’nun
yantlar
reçten geri çekilme karar, yani
yeni bir stratejiyi benimsemesi, u
soruyu ortaya çkarmtr: ABD’nin
katksyla oluturulmaya çallan
Kuzey Irak’taki Kürt yönetimi ne
olacak? ABD, yeni stratejisinde Kuzey Irak’taki oluumu Türkiye’nin
destei ile koruma altna almak istemektedir. Kuzey Irak yönetimi de
bir an önce terör örgütünden kurtulmay amaçlamaktadr. Konuyu
bu çplakl ile gördüümüz zaman, terör örgütünün yönetim kadrosunu bu sürece katma çabalarnn
ne kadar anlamsz olaca ortaya çkacaktr. Sürecin bara dönümesi
isteniyorsa, terör örgütünün herhangi bir ekilde bu sürece katlmasna ihtiyaç olmad görülecektir.
4- Çözüm süreci boyunca
operasyonlar durmal m
durmamal m?
OPERASYONLARA DEVAM:
Terör örgütü varln sürdürdüü
müddetçe, devletin terörü etkisiz
klmak üzere mücadele etmesi kaçnlmazdr. Bu dünyann her yerinde
böyledir.
5- Terörün bitme menziline
girdii konusunda yaylan
iyimser havaya katlyor
musunuz?
YMSER HAVA ABD’NN GAL BTTKTEN SONRA DEEBLR: yimser havann mevcudiyeti olumlu bir balangç olabilir.
Fakat, Ortadou’yu ve ülkemizi
istikrarszla sürükleyen, Irak’ta
binlerce insann katline sebep olan
ABD’nin igal sürecinin sonunda
yeni bir stratejinin uygulanmaya
sokulacan düünürsek, bu iyimserliin gerçekçi politikalarla desteklenmesi ihtiyac ortaya çkar.
Yani, Türkiye bu sürecin yönetimini ABD’nin yeni stratejisi ve insafna
brakrsa, büyük hayal krklklar
yaanabilir.
KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜM
MODEL
6- Türkiye’de yaayan
Kürtlere mevcut Anayasa
ve yasalarla tannm
olan hak ve özgürlükler
alannn geniletilmesi
gerektiini düünüyor
musunuz; düünüyorsanz
bu düzenlemeler neleri
içermelidir?
5
TAM DEMOKRATK ÜLKE
OLMAK YETER: Cumhuriyet fikri
eit ve özgür insanlar toplumuna
dayanr. Burada insanlara dinlerine,
siyasal görülerine, etnik kimliklerine göre öncelik ve sonralk verilmez. Bu haklar geniletmek esas
itibaryla güçsüz gruplar, snflar,
zümreleri eit hale getirmek cumhuriyetin erdeminin içinde vardr.
Bu fikir, etnik temelli siyaset yapmay reddettii gibi herhangi bir
etnisiteyi dlamay da reddeder.
Türkiye tam demokratik bir ülke
olduu zaman bu sorunlarn alacana inanyoruz.
6
7- Soruna çözüm çerçevesinde
demokratikleme paketi
ve ekonomik önlemler
yeterli midir? Bölgeye özel
düzenlemeler de yaplmal
mdr?
ÖNCE SZLK SORUNU
ÇÖZÜLSÜN: Sorunun çözümüne
Hükümet’in nasl yaklat konusunda kamuoyu henüz bir bilgiye
sahip deildir. Dolaysyla hangi
program etrafnda nelerin açlm
kabul edildii bilinmemektedir. Bizim üzerinde hassasiyetle duracamz konu, bölgenin geri kalmlnn giderilmesine yönelik sosyal ve
ekonomik politikalarn emei koruyucu nitelikler tamas ve isizlik
sorununun öncelikle çözülmesidir.
8- Toplumsal mutabakatn
salanmas için sizce en çok
dikkat edilmesi gereken husus
nedir?
BLG+YURTSEVERLK=MU
TABAKAT: Toplumsal mutabakat
salayacak unsurlar devlet ve sivil
toplumdur. Hem bölgede yaayan
insanlar temsil eden sivil unsurlar,
hem de ülkesel ölçekte örgütlenmi
olan sivil kurulularn bölgenin sorunlarna yönelik ortaya koyduu
görüler dikkate alnarak deerlendirilmelidir. Biz mutabakat derken
bunu bilgiyle, yurtseverlikle birletirecek bir yaklamdan söz ediyoruz.
9- Sizin açnzdan bulunacak
çözüm modelinin “olmazsa
olmaz” çizgileri nelerdir?
TÜRK-’N ÜÇ ARTI: Birincisi demokrasidir. Demokrasi, ülkemizde sorun çözme yöntemi olarak
ilerlik kazand zaman sorunlarn
birikmesine, krize dönümesine
izin vermeyecektir. kincisi bireysel
hak ve özgürlüklerin toplumsal hak
ve özgürlüklerle desteklendii bir
anlayta demokrasi gerçek fonksi-
yonlarn üretebilecektir. Üçüncüsü, ülkemizin bütünlüü ve milli
mücadele ile çizilmi snrlarmzn
ve bamszlmzn asla tartma
konusu yaplmamasdr.
10- Bu konuda sorulmad halde
yantlamak istediiniz soru
varsa nedir?
ETNK KMLK GER, CUMHURYET LER: Türkiye’de bütün
insanlarn etnik kimliklerini düünmeden, özgürce ve cumhuriyetin
vatanda olmaktan gurur duyarak
yaadklar gün, gelecee ümitle bakabileceimizi düünüyoruz.
Fon Düzenlemesi Konfederasyonlarn
Ortak Talebine Ramen Yasalat
“Fondan genel bütçeye kaynak aktarmak
sosyal devlet ilkesiyle badamaz.
Gelime kayg verici.”
T
ÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu, Hak- Genel
Bakan Salim Uslu ve DSK
Genel Bakan Süleyman Çelebi,
Cumhurbakan Abdullah Gül’e ortak bir bavuruda bulunarak, ssizlik Sigortas Fonu’nun amac dnda
kullanlmasna yol açan 5921 Sayl
“sizlik Sigortas Kanunu ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Salk Sigortas
Kanunu’nda Deiiklik Yaplmasna
Dair Kanun”un TBMM’ne geri gönderilmesini istedi.
Ancak bu bavuruya ramen, kanun tasars Cumhurbakan Abdullah Gül tarafndan onayland.
Bu gelime üzerine, TÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu, sizlik
Sigortas Fonu’nun amac dnda
kullanlmasna yönelik düzenlemenin Cumhurbakanl tarafndan
onaylanmasnn kayg ve üzüntü verici olduunu belirterek, ana muhalefet partisi ve tüm milletvekillerine,
konunun Anayasa Mahkemesine götürülmesi çarsnda bulundu.
Konfederasyon Genel Bakanlarnn imzasn tayan, 13 Austos
2009 tarihinde Cumhurbakanl’na
gönderilen metninde u görülere
yer verilmiti:
“TÜRK-, HAK- ve DSK olarak, 11.8.2009 tarihinde TBMM’de,
sizlik Sigortas Fonu’ndan genel
bütçeye para aktarlmasn öngören,
5921 Sayl “sizlik Sigortas Kanunu le Sosyal Sigortalar ve Genel
Salk Sigortas Kanununda Deiiklik Yaplmasna Dair Kanun”un veto
edilmesi talebimizi yüksek makamnza arz etmek istiyoruz.
5920 sayl Kanunun tarafnzca
tekrar görüülmek üzere TBMM’ne
iade edilmesinden sonra, Kanunu
tekrar görüen TBMM, bu Kanunun
1. maddesindeki “özel istihdam bürolarnn geçici i ilikisi kurmas”na
olanak tanyan düzenlemeyi çkartarak, dier maddeleri aynen kabul
etmi ve onaylanmak üzere yüksek
makamnza göndermitir.
5921 sayl “sizlik Sigortas Kanunu le Sosyal Sigortalar ve Genel
Salk Sigortas Kanununda Deiiklik Yaplmasna Dair Kanun”un
2. maddesinde yaplan düzenleme
ile 4447 sayl sizlik Sigortasnda
deiiklik yaplarak, sizlik Sigortas Fonu nema gelirlerinin 2009 ve
2010 yllarnda dörtte üçü, 2011 ve
2012 yllarnda dörtte birinin ilgili
yl genel bütçenin (B) iaretli cetveline gelir kaydedilmesi hüküm altna alnmtr.
sizlik Sigortas Fonundan Genel Bütçe’ye aktarlacak bu kaynak
Güneydou Anadolu Projesi kapsamndaki yatrmlar öncelikli olmak
üzere ekonomik kalknma ve sosyal
gelimeye yönelik altyap yatrmlarnda kullanlacaktr.
Yaplan bu düzenleme, öncelikle
Anayasa’nn devletin sosyal hukuk
devleti niteliine vurgu yapan 2.
maddesi ile çalma hakk ve ödevini
düzenleyen 49. maddesine ve Genel
Bütçeyi düzenleyen 161, 162 ve 163.
maddelerine aykrdr.
Zira, sizlik Sigortas’n düzenleyen 4447 sayl Kanunun genel gerekçesinde; “(…) sizliin tam anlam ile ortadan kaldrlmas, çok yönlü
ekonomik ve mali önlemlere, yatrmistihdam ilikisine dönük etkili kararlarn alnmasna baldr... Gelir
güvencesi salayan bu politikalarn
temel özellii, sosyal güvenlik amaçlar ile istihdam koruma ve gelitirme düüncesinin birbirini tamamlar
nitelikte olmasdr. Bu politikalarn
temel araçlarndan birisi de isizlik
sigortasdr… Ekonomik büyümenin
yan sra sosyal gelimenin salanmas ve gelirin topluma adil ve dengeli
bir biçimde yaygnlatrlmas, sosyal adaletin salanmas bakmndan
‘Sosyal Devlet’ anlaynn bir gereidir. Nitekim, Anayasamzn ‘Çalma
Hakk ve Ödevi’ baln tayan 49.
maddesinde ‘Devlet isizlii önlemeye
elverili ekonomik bir ortam yaratmak için gerekli tedbirleri alr’ denilmektedir. Gelir güvencesi hem çalma
hakknn bir uzants olmakta, hem
de sosyal güvenliin yaygnlamasn
salamaktadr… sizlik sigortas, bir
i ya da iyerinde çalrken, çalma
istek, yetenek, salk ve yeterliliinde
olmasna karn tamamen kendi istek
ve kusuru dnda iini kaybeden çalanlara bir yandan yeni bir i bulunmasna gayret edilirken, dier yandan
da bunlarn isiz kalmalar nedeni ile
uradklar gelir kaybn ksmen de
olsa karlayarak, kendisinin ve ailesinin zor duruma dümesini önlemek
amac ile belli süre ve ölçüde ödemeyi kapsayan, sigortaclk teknii ile
faaliyet gösteren, Devlet tarafndan
kurulmu, zorunlu bir sigorta koludur
.… sizlik sigortas uygulamasnn,
içi, iveren ve devlet olmak üzere üç
kesime yaylan bir mali yükü beraberinde getirecei kaçnlmazdr… Sonuç olarak; çalanlara isiz kaldklar dönemde gelir güvencesi getiren,
iverenlere de teknolojik deimelere
bal yapsal baz deiiklikleri gerçekletirme imkân salayan isizlik
7
sigortasnn çalma yaammza getirilmesi hem sosyal devlet ilkesinin,
hem de çada ve demokratik dünya
ile bütünleme hedefimizin bir gerei
olarak düünülmektedir…” denilmek
suretiyle yasann genel amacnn
devletin Anayasa ile belirlenen sosyal devlet niteliine ve 49. maddesinde belirlenen isizlii önlemek
için gerekli tedbirleri alma görevine
vurgu yaplmtr.
Anayasann 2. ve 49. maddesi
hükümleri gereince 4447 sayl Kanun ile kabul edilen “sizlik Sigortas Fonu” bir yatrm fonu olmayp,
sigorta tekniine göre oluturulmu,
aktüerya dengeleri gözetilmek zorunda olan bir sigorta fonudur.
8
Bu nedenle, “sizlik Sigortas
Fonu”ndan genel bütçeye para aktarlmas sigortaclk teknii ve Kanunun genel amac ile badamad
gibi, ücretlerinden fona prim kesilen
içilerin, haklarna saldr niteliindedir ve tarafmzdan kabul edilemez nitelikte bir tasarruftur.
Bunun yannda fona katk yapan
iverenlerin örgütü TSK de bu düzenlemeye kar olduunu yaptklar
birçok açklama ile kamuoyuna duyurmutur.
Ülkemiz, sosyal güvenlik fonlarnda biriken kaynaklarn kötü
yönetilmesi ve kriz anlarnda hazineye kaynak aktarlmasnn kötü örnekleri ile doludur. SSK Fonlar bir
dönem ülkemizin en büyük fonlarndan biri iken, bu tür tasarruflarla
erimesi nedeniyle bugün sosyal güvenlikte “kara delik” söylemleri bolca telaffuz edilmektedir. Tasarrufu
Tevik ve Konut Edindirme Yardm
Fonlar batan ve devletin hala tasfiye
edemedii fonlardr.
Biz üç içi konfederasyonu olarak kriz ba gösterdiinden bu yana,
srarla isizlerin isizlik sigortas
fonundan yararlanmalarnn kolaylatrlmasn, ödeme miktarlarnn
insanca yaama miktarna çkarlmasn talep ettiimiz halde hükümet
buna, yani fonun amacna uygun
kullanlmasna yanamamaktadr.
Bugün ülkemizdeki gerçek isiz
says 6 milyona ulamtr. sizlik
Sigortas Fonundan yararlanan says 292 bin kiidir. Üstelik isizlik
ödeneinden bir isiz ortalama 6 ay
yararlanabilmekte ve en fazla asgari
ücretin yüzde 80’i olan 436.- TL alabilmektedir. Siyasi iktidarn bir numaral görevi, isizlie yol açan politikalara son vermek ve bu çarpkl
düzeltmektir.
Küresel ekonomik kriz koullarnda isizliin daha da artmas ve
ciddi sosyal bir soruna dönümesi
ihtimali yadsnamaz. Bu fondan genel bütçeye yatrmlar için kaynak
aktarmak yerine, fonun yaygnlaan
isizlie çare olacak çözümlerde kullanlmas sosyal devlet ilkesinin bir
gereidir.
Bu gün içi iveren bütün sosyal
taraflarn bu yasa deiikliine iddetle kar çkmas akl selimin baka bir göstergesidir.
Biz, TÜRK-, HAK- ve DSK
olarak, üç içi konfederasyonu yaplan deiiklikleri sigorta tekniine
aykr, fonun aktüerya dengelerini
alt üst edecek, isizlerin artmas halinde fonu isizlik ödeneklerini karlayamaz hale getirecek bu düzenlemenin yaplmasna bandan bu
yana srarla kar çktk. Bu yöntem
yerine, isiz kalanlarn fondan yararlanma koullarnn iyiletirilmesi ve
kolaylatrmas yannda, isizlik ödeneinin isizlerin asgari ihtiyaçlarn
karlayacak düzeye çkarlmasnn
sigorta teknii ve sosyal devlet ilkesi
bakmndan daha uygun olacan
düünmekteyiz.
Bu nedenlerle 5921 sayl “sizlik Sigortas Kanunu ve Sosyal
Sigortalar ve Genel Salk Sigortas
Kanununda Deiiklik Yaplmasna
Dair Kanun”un yüksek makamnzca onaylanmayp, bir kez daha
görüülmek üzere TBMM’ne iade
edilmesi konusunda görü ve de-
erlendirmelerimizi sunmak üzere
randevu verilmesi hususunu bilgilerinize ve takdirlerinize arz ederiz.
Sayglarmzla.
Milletvekillerine Çar
Öte yandan TÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu, sizlik Sigortas Fonu’nun amac dnda kullanlmasn beraberinde getiren yasann
Cumhurbakanl tarafndan onaylanmas üzerine bir açklama yapt.
Kumlu açklamasnda öyle dedi:
“Cumhurbakanl Makam’nn,
çi Konfederasyonlarnn kar çkmasna ve sakncalarn ve kayglarn defaatle dile getirmesine karn,
sizlik Sigortas Fonu’nun amac
dnda kullanlmasna izin veren
5921 Sayl ‘sizlik Sigortas Kanunu
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Salk
Sigortas Kanunu’nda Deiiklik Yaplmasna Dair Kanun’u onaylamas, TÜRK- topluluu tarafndan
üzüntü ve kaygyla karlanmtr.
Fon’un kurulu amac isizlik sigortasn düzenleyen kanunda açkça ifade edilmitir. Fon’daki para hiç
kukusuz ve tartmasz içinin parasdr. Bu fon, isiz kalacak içilerin gelir kayplarn ksa bir süre de
olsa karlamak amacyla oluturulmutur. Türkiye’de kamu kesiminde
kurulan fonlarn hikayesine baktmzda sonuç ackldr. Devlet, çeitli
amaçlarla oluturduu fonlar için
çalanlardan kesintiler yapm, bu
fonlar hiç bir ekilde ücretlerinden
kesinti yaplan insanlara yarar salamam, amac dnda kullanlm
ve kaybolup gitmilerdir. Gelinen
noktada ssizlik Sigortas Fonu da
kurulu amacna hiç hizmet edemeden tarihe gömülmü dier fonlarn
kaderini paylama tehlikesi ile kar
karyadr.
Bu hatann ve yaratlan güvensizlik ortamnn geride braklabilmesi
için henüz geç deildir. CHP’den ve
tüm milletvekillerinden beklentimiz, ilgili yasann iptali için Anayasa
Mahkemesi’ne bavurmasdr.”
TÜRK-’in Etkili Mücadelesi Sonuç Verdi
Cumhurbakan Gül “Kiralk
çilik” Düzenlemesini Veto Etti
Ö
zel istihdam bürolarna,
istihdam ettikleri içileri,
dier iverenlere kiralayabilmelerine imkan veren düzenleme,
TÜRK-’in ve tüm emek kesimlerinin itirazlarna ramen 25 Haziran
2009 günü yaplan Üçlü Danma Kurulu toplantsnda gündeme getirildi.
Düzenleme, toplantda bata TÜRK olmak üzere tüm içi kesiminin
kar çkmasna ramen ayn gün
alelacele TBMM Genel Kurulu’nda
görüülerek kabul edildi.
TÜRK-, 26 Haziran 2009 günü
konuyla ilgili açklamada bulundu.
Açklamada u görülere yer verildi:
“Yeni stihdam Paketi çerçevesinde hazrlanan ve TBMM Genel
Kurulu’nda dün gece kabul edilen ‘
Kanunu, sizlik Sigortas Kanunu
ve Sosyal Sigortalar ve Genel Salk
Sigortas Kanunu’nda Deiiklik Yaplmasna Dair Kanun Tasars’nda,
Özel stihdam Bürolarnn 18 ay süre
ile içileri dier iverenlere kiralayarak geçici i ilikisi kurmalarna ve
iverenlerin isizlik ödenei almakta iken ie aldklar içiler ile Nisan
2009 ayndan sonra mevcut içilerine ilave olarak 31.12.2009 tarihine
kadar ie alacaklar içilerin sigorta
primleri iveren hisselerinin alt ay
süre ile sizlik Sigortas Fonundan
karlanmas öngörülmütür.
lgili tasar, içilerin Özel stihdam Bürolar tarafndan belirli sürelerle deiik iverenlere kiralanmasn, içilerin her türlü haktan
yoksun ve çok düük ücretlerle, insan onuruna yarar i kavramndan
çok uzak bir biçimde çaltrlmasn
beraberinde getirmektedir. Tasarya
göre, Özel stihdam Bürolar, deiik
i kollarnda çalabilecek içileri bir
araya getireceinden bu bürolarn
içilerinin sendikalamas hukuken
tartmal hale gelecektir.
sizlik Sigortas Fonu’nun amac ise isiz kalan içilere yeni bir i
buluncaya kadar maddi destek salamaktr. Bu fondan isiz kalan içilere bugün ödenen para son derece
yetersizdir ve ksa sürelidir. TÜRK, sizlik Sigortas Fonu’ndan isiz
kalan içilere yaplan ödemenin miktar ve süresinin iyiletirilmesini, hak
etme koullarnn kolaylatrlmasn
beklerken, bu fon kaynaklarnn iverenlere tahsis edilmesi kabul edilemez. Kald ki bu düzenleme sizlik
Sigortas Fonu Kanunu’nun da amacna ters dümektedir. Konfederasyonumuz, bu konudaki görülerini
bata Üçlü Danma Kurulu toplantlar olmak üzere her platformda dile
getirmitir.
venlik Bakanl’nn Üçlü Danma
Kurulu toplantlarn ilevsiz hale
getirmesinin yeni bir örneini oluturmutur.
TÜRK-, dün gece TBMM Genel
Kurulu’nda kabul edilen tasarya kardr. TÜRK-, Cumhurbakanl
makamndan, tamamyla iverenlerin istei üzerine çkarlan ve çalma
barna hiçbir katks olmayaca
gibi, özel istihdam bürolar araclyla çalma yaamnda kuralszl
ve köleletirmeyi hükme balayan;
bunun yan sra bütünüyle içiye ait
olan sizlik Sigortas Fonu’nu, içilerin onay alnmakszn iverenlerin
hizmetine sunan tasary veto etmesini beklemektedir.”
Ayn ekilde Konfederasyonumuz, Üçlü Danma Kurulu toplantlarnda kölelik düzenini hatrlatacak ekilde içilerin Özel stihdam
Bürolar’nda dün gece TBMM Genel
Kurulu’nda kabul edilen ilgili tasarda düzenlendii ekilde istihdam
edilmelerine kar çkmtr.
Gül’den Veto Talebi
25 Haziran 2009 tarihinde Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanl’nda
yaplan Üçlü Danma Kurulu toplantsnn Bakanlk tarafndan taraflara bildirilen resmi gündeminin
1. maddesi “Özel istihdam bürolarnn mesleki faaliyet
olarak geçici i ilikisi
kurabilmesi hususunun
deerlendirilmesi”dir.
Hal böyleyken ve taraflar konuyu Üçlü Danma Kurulu toplantsnda
daha dün tartmakta
iken, ayn saatlerde ilgili
tasarnn taraflarn onay
ve haberi olmadan TBMM
Genel Kurulu gündeminde alnmas, Hükümetin
ve Çalma ve Sosyal Gü-
“Sayn Babakan’n 04.06.2009
tarihinde açkladklar “tevik ve istihdam paketi” çerçevesinde hazrlanan ‘ Kanunu, sizlik Sigortas Kanunu ve Sosyal Sigortalar ve Genel
Salk Sigortas Kanununda Deiik-
TÜRK-, 29 Haziran 2009 günü
yapt bir baka açklamayla da
Cumhurbakan’ndan teklifin tekrar görüülmek üzere TBMM’ne
geri gönderilmesini istedi. TÜRK-
Cumhurbakan’na hitaben yazlan
mesajnda u görülere yer verdi:
9
lik Yaplmasna Dair Kanun Tasars’
TBMM Genel Kurulunda 25.06.2009
günü kabul edilerek yüce katnza
sunulmutur.
Söz konusu tasarnn bir bölümde yer alan özel istihdam bürolar
ile ilgili konu 4857 sayl Kanunumuz uyarnca 24.06.2009 günü
saat 14.00’da toplanan Üçlü Danma Kurulu’nun gündeminin birinci maddesini oluturmu; yaplan
görümelerde toplantya katlan üç
içi konfederasyonu da olumsuz görü bildirmi, ancak konu ertesi gün
aceleyle bir milletvekilinin teklifi
olarak TBMM’ne getirilmi ve kabul
edilmitir.
10
Teklifin, sizlik Sigortas Kanunu
ile Sosyal Sigortalar ve Genel Salk
Sigortas Kanununda deilik getiren
düzenlemeleri ise konfederasyonumuz dahil sosyal taraflarn görüleri
alnmadan, Üçlü Danma Kurulunda da görüülmeden TBMM’ne sevk
edilmitir.
Teklifte yaplan düzenlemeler ile
‘Özel stihdam Bürolarnn 18 ay süre
ile içilerini dier iverenlere kiralayarak geçici i ilikisi kurmalarna ve
iverenlerin isizlik ödenei almakta iken ie aldklar içiler ile Nisan
2009 tarihinden sonra mevcut içilerine ilave olarak 31.12.2009 tarihine
kadar ie alacaklar içilerin sigorta
primleri iveren hisselerinin alt ay
süre ile sizlik Sigortas Fonundan
karlanmas’ öngörülmütür.
Özel stihdam Bürolarna verilen,
istihdam ettii içileri kiralama yetkisi, istihdam artrmayacak, çalma
barn bozacak, içilerin örgütlenmesine engel olacak ve içilerin güvencesiz bir ortamda insan onuruna
yakmayan bir ücret düzeyinde çaltrlmalarna neden olacaktr.
sizlik Sigortas Kanunu’nda
yaplan düzenlemeler ise Kanunun
amacna uygun olmayan düzenlemelerdir. sizlik Sigortas Kanununun
amac, isiz kalan sigortal içilerin
korunmasdr. siz kalm sigortal
içilerin isizlik sigortas fonundan
yararlanma koullarnn kolaylatrlmas, isizlik ödeneinin süresinin
uzatlmas ve miktarnn yükseltilmesi eklindeki hakl isteimiz görmezden gelinmekte ve sizlik Sigortas
Fonu iverenlere aktarlmaktadr.
Hiçbir ekilde içi kesiminin onayn almam, çalma barn bozacak ve içileri tedirgin edecek yasa
tasarsnn 1. 2. ve 3. maddelerinin
Anayasamzn 104. maddesi uyarnca
tekrar görüülmek üzere TBMM’ne
geri gönderilmesini Yüce Katnzdan
arz ve talep ederiz.”
Cumhurbakan Veto Etti
Cumhurbakan Abdullah Gül,
9 Temmuz 2009 günü teklifin ilgili
maddesini tekrar görüülmek üzere
TBMM’ne geri gönderdi.
Gül, geri gönderme gerekçesinde
u görülere yer verdi:
“ncelenen Kanunun bu düzenlemeye ilikin gerekçesinde, Avrupa Birlii üyesi ülkelerin çounda
kanunlarla düzenlenen mesleki anlamda geçici i ilikisi faaliyetlerinin
ülkemizde de kanunî zemine oturtulmasnn AB müktesebatna uyum
çalmalar içinde yer ald, üye ülkelerin mevzuatndaki farkllklar nedeniyle üzerinde uzun süre tartlan
Geçici stihdam Bürolar Direktifinin
Avrupa Parlamentosu tarafndan 22
Ekim 2008 tarihinde onayland,
özel istihdam bürolarn yasaklayan
veya bu bürolarn faaliyetlerini Direktifte öngörülmeyen sebeplerle
kstlayan ülkelere kar
Avrupa Komisyonunun
yaptrm uygulamasnn
söz konusu olduu, isizliin önlenmesinde i
piyasasnn esnekletirilmesinin ve aktif istihdam
politikalarnn uygulanmasnn temel çözümlerden biri olduu, kayt d
istihdamn önlenecei ve
bu sektörde çalanlarn
sosyal güvence altna alnaca ifade edilmitir.
ncelenen Kanun ile hüküm altna alnan mesleki anlamda geçici i
ilikisi, esnek bir istihdam müessesesi olarak i hukukumuza girerken,
gerekçesinde de ifade edildii üzere,
Avrupa Parlamentosu”nun 2008/104/
EC sayl Direktifi esas alnmtr.
Esasen esnek çalma modellerinin ve istihdamn artrlmas amacyla hazrlanan bu Direktifin eit
muamele ilkesini temel alarak genel
kurallar koyduu görülmektedir.
Buna göre, bir iyerinde ödünç i
ilikisi kapsamnda çalan içi hakknda, o iyerinde normal çalma
ekli olan istihdam ilikisi çerçevesinde emeini sunan sürekli içi gibi
istihdam edilseydi uygulanacak ücret, çalma süresi, fazla çalma, ara
dinlenmesi, gece çalmas ve tatil
gibi temel istihdam ve çalma artlarnn ayns uygulanacaktr. Ayrca, kullanc iletmede içi lehine
olan düzenlemeler ödünç içiye de
uygulanacak; bunlar kantin, ulam
gibi mevcut hizmetlerden yararlanacak ve açlacak olan sürekli ilerden
haberdar edilecek; bu düzenlemelere uyulmasn güvence altna alacak
adlî ve idarî yaptrmlar da ülkelerin
ulusal mevzuatnda yer alacaktr.
Avrupa Birliine uyum çalmalar çerçevesinde söz konusu Direktifle
yaplan düzenlemenin i hukukumuza dahil edilmesi amacyla Kanununa geçici i ilikisini düzenleyen
7, maddeden sonra gelmek üzere 7/A
maddesi eklenerek mesleki anlamda
geçici i ilikisine ilikin düzenlemeler yaplmtr.
Ancak yaplan düzenlemede, söz
konusu Direktifin temelini oluturan
istihdam ve çalma artlarnda eitlik esasnn salanmas ve dolaysyla bu eitlii bozacak uygulamalarn
yasaklanmas yönünde hükümlere
yer verilmemitir. Böylece, düzenlemenin gerekçesi ile içerii arasnda
bir çeliki domutur.
Dier taraftan, mezkûr 7/A maddesinin ikinci fkrasnda “Özel istihdam
bürolar devredecei içi ile i sözlemesini, içinin devredilecei iverenle geçici i ilikisi sözlemesini yazl
olarak yapmak zorundadr. Bu sözlemelerde yer almas gereken hususlar
Türkiye Kurumunca çkarlacak yönetmelikle düzenlenir” hükmüne yer
verilerek, maddede yer almayan hususlarn anlan Kurumca düzenlenmesine imkân salanm ise de, mesleki
anlamda geçici i ilikisi müessesesinin yaps sebebiyle içinin korunmasna yönelik kurallara Kanunda yer
verilmesi, uygulamaya ilikin ayrnt
ve teknik hususlarn ise yönetmelie
braklmas gerekmektedir.
Aksi taktirde, yaplan düzenleme
gerçek amacnn dnda sonuçlar
dourabilecek ve madde kapsamndaki içilerin emeinin istismar,
insan onuruna yakmayan durumlarn domas gibi Kanunun amaçlamad olumsuz uygulamalara ve
çalma barnn bozulmasna yol
açlabilecektir.
Yaymlanmas yukarda açklanan gerekçelerle uygun görülmeyen
5920 sayl “ Kanunu, sizlik Sigortas Kanunu ve Sosyal Sigortalar
ve Genel Salk Sigortas Kanununda
Deiiklik Yaplmasna Dair Kanun”,
1, maddesinin Türkiye Büyük Millet
Meclisince bir kez daha görüülmesi
için, Anayasann deiik 89 ve 104,
maddeleri uyarnca iliikte geri gönderilmitir.”
mesaj yaymlad. Mesajda unlar
söylendi:
“TBMM Genel Kurulu’nda 25.
06. 2009 tarihinde kabul edilen ‘
Kanunu, sizlik Sigortas Kanunu
ve Sosyal Sigortalar ve Genel Salk
Sigortas Kanunu’nda Deiiklik Yaplmasna Dair Kanun Tasars”nda,
Özel stihdam Bürolarnn 18 ay süre
ile içileri dier iverenlere kiralayarak geçici i ilikisi kurmalarna izin
verilmitir. Ayn düzenlemede sizlik Sigortas Fonu’nun amac dnda
kullanlmasna yönelik bir hüküm
de yer almtr.
TÜRK-, 26.06. 2009 tarihinde yapt basn açklamasyla düzenlemeye ilikin tepkilerini dile
getirmi, 27.06.2009 tarihinde ise
Cumhurbakanl’ndan
düzenlemenin veto edilmesini istemitir.
TÜRK-, 07.07.2009 tarihinde
Cumhurbakan Sayn Abdullah Gül
ile yapt görümede de veto isteminin gerekçelerini arz etmitir.
Cumhurbakan Sayn Abdullah
Gül’ün, isizlik sigortas fonunun
amac dnda kullanlmasna ilikin
maddeyi onaylamas bizde üzüntü
yaratmtr. Ancak düzenlemenin
“kiralk içilii” beraberinde getiren
birinci maddesini yeniden görüülmek üzere TBMM’ye gönderilmesi
memnuniyet vericidir.
Beklentimiz, TBMM’nin, ilgili
maddenin Cumhurbakanl makamnca sakncal görülen hususlarn
düzeltmesi ve çalma yaammzn
‘kiralk içilik’ gibi kuralszl yasalatran bir kaos ortamna
sürüklenmeden çalma
barnn korunmasdr.
TÜRK- topluluu
olarak Cumhurbakan
Sayn Abdullah Gül’e ilgili tasarrufundan dolay
teekkür ediyoruz.”
Kumlu’dan Teekkür
Teklif Yeniden
TBMM’de
TÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu, Cumhurbakan’nn geri
göndermesi üzerine de bir teekkür
Ancak Cumhurbakan tarafndan tekrar görüülmek üzere TBMM’ne
gönderilen teklifin TBMM’nin 1
Ekim 2009 tarihinde balayacak yeni
yasama döneminde görüülmesi
beklenirken, 4 Austos 2009 tarihinde bakann seçmek üzere toplanan
TBMM’nin bu görevi yerine getirdikten sonra dalmayarak söz konusu
Cumhurbakannca tekrar görüülmek üzere geri gönderilen yasa teklifini görümek üzere çalmalarna
devam etti.
Bu amaçla hazrlanan ikinci teklif
de batan beri süre gelen itirazlarmz ve kiralk içi düzeninin yarataca
sorunlar ortadan kaldrmad gibi
Cumhurbakan’nn tekrar görüülmek üzere geri gönderme gerekçelerini de karlamyordu.
TÜRK-, bu noktada, yaplmak
istenen düzenlemeye ilikin görülerini “nsana Sayg, nsan Onuruna
Yakr stiyoruz, Yeni Kölelik Düzeni Olan Kiralk çilik Kabul Edilemez” balkl dosyasn tüm milletvekillerine gönderdi.
Teklif Geri Çekildi
Hakl
itirazlarmz
ve
Cumhurbakan’nn duyarl duruu
etkili oldu, 5920 sayl Yasa Teklifinin 1. maddesi Tekliften çkarlarak
dier üç madde 5921 sayl Yasa Teklifi olarak TBMM’nde görüülerek
kabul edildi. Cumhurbakan tarafndan onaylanarak 18 Austos 2009
günü Resmi Gazetede yaymlanarak
yürürlüe girdi.
11
TÜRK-’ten Milletvekillerine Mektup
nsana Sayg
nsan Onuruna Yakr istiyoruz
Yeni Kölelik Düzeni Olan
Kiralk çilik Kabul Edilemez
TÜRK-, milletvekillerine, özel istihdam bürolarna mesleki faaliyet olarak geçici i
ilikisi kurma imkan veren düzelemeye ilikin görü ve itirazlarn içeren
‘’Kiralk içilik raporu’’ gönderdi. Mektupta aadaki görüler dile getirildi:
Kiralk çi Düzenine likin TÜRK- Görü ve
tirazlar
Anayasamzda, devlet eklimizin cumhuriyet olduu belirtilmi ve cumhuriyetin nitelikleri arasnda
“sosyal devlet” olma özellii de saylmtr. çiler veya
daha geni anlamda tüm çalanlar için devletin sosyal
devlet olma yönündeki bu anayasal vaadi iki önemli
beklentiyi dourmaktadr. Bunlardan ilki “sosyal adalet” beklentisidir ki, çalanlar milli gelirden belirli bir
düzeyin altna dümeyecek ekilde uygun pay alacaklardr. kincisi ise “toplumsal denge”dir. Sosyal devlet
sayesinde içi, iveren karsnda belirli ölçüde korunacak ve böylelikle toplumsal denge salanacaktr.
te bu nedenle Hukukuna ihtiyaç olmu, içinin korunmas ilkesi uzun yllar boyunca etkin bir ekilde uygulanmtr. Çünkü özü itibariyle Hukuku,
her eyden önce “çiyi Koruma Hukuku’dur”. Her
ne kadar 4857 sayl Kanunu ile bu koruma dengesinin içine iyerinin de alnd ve bu sayede yeni
bir denge olutuu ileri sürülse bile; TÜRK-, içinin
korunma ihtiyacnn daha da artmakta olduunun bilincindedir.
Bugün için gündemde olan 5920 sayl “ Kanunu, sizlik Sigortas Kanunu ve Sosyal Sigortalar ve
Genel Salk Sigortas Kanununda Deiiklik Yaplmasna Dair Kanun Teklifi”nin mesleki anlamda geçici
i ilikisini düzenleyen birinci maddesi bir kez daha
görüülmek için Cumhurbakan tarafndan TBMM’ne
geri gönderilmitir. Geri gönderilen madde, Türk Hukuku sistemimize yeni bir düzen getirme amacn
tamaktadr. Bu düzen, kanundaki ad ile “mesleki
anlamda geçici i ilikisi”; kamuoyunda bilinen ad ile
ise “KRALIK Ç DÜZEN”dir.
22.05.2003 tarihinde kabul edilen son Kanunu
Tasarsnda mesleki anlamda geçici i ilikisi düzenlemesi bulunuyordu.
TÜRK-’in, “Böyle bir uygulamann içi simsarlna yol açaca, istihdamn tanziminde disiplini bozaca ve içinin alabildiine sömürülmesi sonucunu
douraca, isizlik oran dikkate alndnda i bulma
vaadi ile isizlerin istismar kaçnlmaz olaca, sendikal örgütlenmeyi engelleyecei, toplu sözleme hakkndan yararlanmay kstlayacak, grev hakknn kullanmn etkisiz hale getirecei” mahiyetindeki itirazlar
sonucunda bu düzenleme kanunda yer almamt.
tirazlara konu kiralk içi düzeni, son olarak
25.06 2009 tarihinde yaplan Üçlü Danma Kurulu
Toplants’nda gündeme getirilmi, bata TÜRK-
olmak üzere tüm içi kesimi bu düzenlemeye kar
çkmasna ramen ayn gün alelacele TBMM Genel
Kurulu’nda görüülerek kabul edilmitir.
TÜRK-, 26 Haziran 2009 tarihinde konuyla ilgili açklamada bulunmu, 29 Haziran 2009’da yapt
bir baka açklama ile Cumhurbakan’ndan teklifin
veto edilmesini istemitir. 9 Temmuz 2009 tarihinde
Cumhurbakan teklifin ilgili maddesini veto etmi,
Cumhurbakan’nn vetosu üzerine de TÜRK- bir
teekkür mesaj yaynlamtr.
Cumhurbakan tarafndan veto edilen teklifin
TBMM’nin 1 Ekim 2009 tarihinde balayacak yeni yasama döneminde görüülmesi beklenirken, 04.08.2009
tarihinde bakann seçmek üzere toplanan TBMM’nin
bu görevi ifa ettikten sonra dalmayarak söz konusu
vetolu yasa teklifini görümek üzere çalmalarna devam edecei hazrlanan yeni teklif ve gerekçesinden
anlalmtr.
Veto üzerine hazrlanan ikinci teklif de batan
beri süre gelen itirazlarmz ve kiralk içi düzeninin yarataca sorunlar ortadan kaldrmad gibi
Cumhurbakan’nn veto gerekçelerini de karlamamtr.
TÜRK-’in Kiralk çi Düzenine likin Temel
tirazlar
TÜRK-, “Geçici likisi” ad altnda ödünç içi
vermeyi; içiyi bir meta haline getirerek onun insan
olma onurunu incitecei gerçeinden hareketle, daha
tasar halindeyken reddetmi, ancak bu düzen “Geçici
12
likisi” bal altnda 4857 Sayl Kanunun 7.
maddesinde 2003 ylnda yer almtr.
Bugün bir aama daha ileri gidilerek ödünç i ilikisinin mesleki anlamda geçici i ilikisi olarak yürütülmesi, kanun korumas altna alnmaya çallmaktadr.
TÜRK- yaplmak istenen bu düzenlemeye kardr.
Emek ticaretini yasal hale getiren bu düzenleme,
tüm ileri ve ikollarn kapsar nitelikte genitir. Hiçbir i ya da ikolu istisna edilmemektedir. Bu yeni
düzende içilerin iverenlerden korunmas mümkün
deildir. çiler fiilen örgütlenme ve grev haklarndan
mahrum edilmektedir. çilerin çalma ve sözleme
özgürlükleri göstermelik bir sözlemeye emanet edilmekte ve örtülü olarak kstlanmaktadr. çinin hür
iradesi ile imzalad varsaymna dayal olarak kurulaca düünülen “Geçici likisi Sözlemesi”, ülkemizdeki yoksulluk ve i bulma zorluklar göz önüne
alndnda aya yere basmayan bir sözlemedir.
Bu hal Anayasa’nn “Çalma ve Sözleme Hürriyeti” balkl 48. maddesindeki “irade özgürlüüne”
uymamakta, onu yok etmektedir. Anayasaya göre;
“herkes diledii alanda çalma ve sözleme hürriyetine sahiptir”. Ancak mesleki anlamda geçici i ilikisi
özü itibari ile bu Anayasa hükmüne aykrdr. çinin
yapt sözleme ile iradesi elinden alnmakta, herhangi bir üretim unsuru gibi deiik iverenlerin elinde
dolatrlmaktadr. Yani “insan içi”, “meta içiye” çevrilmektedir.
TÜRK-, yaplmak istenen bu düzenlemenin Anayasann “Devletin Temel Amaç ve Görevleri” balkl 5. Maddesinde belirtilen kstaslara da uymadn
düünmektedir. Devlet, kiilerin ve toplumun refah,
huzur ve mutluluunu salamak, kiinin temel hak ve
hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle badamayacak ekilde snrlayan siyasal, ekonomik
ve sosyal engelleri kaldrmaya, insann maddî ve manevî varlnn gelimesi için gerekli artlar hazrlamaya çalmak amaç ve görevindedir. Ancak yaplmak
istenen düzenleme ile engeller kaldrlmak yerine yeni
engeller yaratlmakta, yoksul insanlarn üzerinden
para kazanmann yolu açlmaktadr.
Bu düzenleme ayn zamanda, “Kanun Önünde
Eitlik” bal ile düzenlenen 10. madde hükümlerine de aykr bir düzenlemedir. Çünkü geçici i ilikisi
sözlemesi imzalayan bir içiyi dier içilerden farkl
bir statüye sokmakta ve onu emsallerinden olumsuz
yönde ayrmakta, Kanunu, Sendikalar Kanunu ve
Toplu Sözlemesi Grev ve Lokavt Kanununun hükümlerinden fiilen yararlanamaz hale getirmektedir.
Öte yandan yaplmak istenen düzenleme
Anayasa’nn 49. maddesinde düzenlenen “Çalma,
herkesin hakk ve ödevidir” balkl temel düzenlemeye de aykrdr. Anayasa’da, “devlet, çalanlarn
hayat seviyesini yükseltmek, çalma hayatn gelitirmek için çalanlar ve isizleri korumak, çalmay
desteklemek, isizlii önlemeye elverili ekonomik bir
ortam yaratmak ve çalma barn salamak için gerekli tedbirleri alr” denilmektedir. Ancak yaplan düzenleme her yönü ile bu temel kurala uymamaktadr.
Düzenleme isizleri korumad gibi çalma barn
da bozmaktadr. Yine benzer ekilde, yaplmak istenen
düzenleme Anayasa’nn “Ücrette Adalet Salanmas”
balkl 55. maddesine de aykr bulunmaktadr. Bilinecei üzere ödünç i ilikisinin temelinde emsallerine göre daha ucuz maliyetli içi temini düüncesi yatmaktadr.
TÜRK-; içinin iyerinin belli olmasnn, kuralsz/örgütsüz çaltrlmamasnn mücadelesini vermektedir. Mesleki anlamda geçici i ilikisi, isizlie
çare olmayacak, tam tersi igücünün sömürüsüne yol
açacaktr. 4857 Sayl Kanunuyla esnek çalma modellerinin neredeyse tamam Türk çalma yaamna
girmi ve yasal bir çerçeve ile de tanmlanmtr. Bugün için gelinen noktada yeni bir esnek çalma ilikisi
yaratacak olan Mesleki Anlamda Geçici likisi kamuoyu ve sosyal taraflar nezdinde tartmaya açlmadan kanunlatrlmaya çallmaktadr.
Düzenleme, 4857 sayl Kanunu’nun 2, 5, 7, 11,
12,15, 17,18,19, 20, 21, 29. maddeleriyle içi lehine
salanan haklar da ortadan kaldrmaktadr.
Kald ki, düzenlemeye esas gösterilen geçici istihdam bürolarna ilikin 2008/104 sayl AB direktifi ile
Türkiye tarafndan imzalanmayan ILO’nun 181 sayl özel istihdam bürolarna ilikin sözlemesi ve bu
sözlemeyle ilgili 188 sayl tavsiye kararnda yer alan
içilerin korunmasna ilikin normlar da dikkate alnmamtr.
TÜRK-, ödünç i ilikisi ad altnda yaplmak istenen bu türden düzenlemelere en bandan itibaren
kar durmutur. Bu kar duruunu bugün de muhafaza etmektedir. Bu konu tüm çalanlar, yeni çalma
hayatna girecekleri ve onlarn ailelerini ilgilendiren
geni tabanl ve mutlaka sosyal mutabakat ile ina edilmesi gereken önemli bir konudur.
Kamuoyu ve toplum aydnlatlmadan, sosyal taraflarn detayl görüü dinlenilmeden bir mevzuat
oluturulmas faydadan daha fazla zarar douracaktr.
13
rna uygun türde belirli veya belirsiz süreli, tam süreli
veya ksmi süreli veya dier türlerde yapabileceklerini
düzenlemitir. Ayrca 7. Maddesinde geçici i ilikisi
düzenlenmitir.
Mesleki Anlamda Geçici likisinin Yarataca
Sonuçlar
Piyasasnn Düzeni Bozulacak;
Piyasa, satclarn mal satmak için bir araya geldikleri pazarn addr. Burada maln (meta’nn) fiyat
belirlenir. Pamuk, fndk, çiçek piyasalarndan bahsedilebilecei gibi menkul kymetler ya da i gücü piyasalarndan da bahsedilebilir. gücü piyasasnda arz ve
talep karlar ve ücret oluur. Ama emek bir meta
olmad için, bir mal gibi alnp satlamaz.
TÜRK-’e göre özel istihdam bürolarnn mesleki
anlamda geçici içi verebilmeleri, yani içi kiralayabilmeleri;
Zaten igücü piyasas da dier piyasalardan farkl olarak sosyal bir organizasyondur. gücü piyasas,
toplumsal ve kültürel etkilerin altnda olduu gibi sermayenin igücü yerine ikame edilebilmesi de snrldr. gücünü mallarda olduu gibi tüm niteliklerini
içeren normlara da balamak imkanszdr. gücünün
hareket kabiliyeti de en azndan corafyasna ballk
nedeniyle çok farkldr. gücü piyasalarn kar amac
gütmeyen kamu kurumlar düzenler. Bu kurumlar, i
arayanlar ile içi arayanlar karlatrr ve eletirir, en
önemli görevlerinden birisi de i piyasasnn önündeki engelleri kaldrmak ve piyasay olabildiince effaf
yapmaktr.
çilerin insan onuruna yakmayacak koullarda
çaltrlmas,
Bir süredir kamu istihdam kurumlarnn yan sra
özel istihdam bürolar da eletirme görevini üstlenmi
bulunmaktadr. Hayr kurumu niteliinde olanlarn
dnda özel istihdam bürolar kar amaçl irketlerdir.
Ülkemizde de durum benzerdir. Türkiye Kurumu
tarafndan 2004 Haziran ayndan itibaren özel istihdam bürolar bavurular alnmaya balanmtr. 2008
yl sonu itibari ile faaliyette bulunan 261 adet büro
vardr.
TÜRK- kiralk içi düzenlemesine kardr. Özel
istihdam bürolarndan önce içiler ve iverenler kamu
istihdam kuruluunun hizmet kalitesi, i piyasasnn
yeterince effaf olmad gibi nedenlerden ikâyet
ederlerdi. Bu ikâyetler azalmad gibi imdi bir de
güven sorunu domutur. “Özel istihdam bürosuna
en çok paray veren önce i bulan m olacaktr” gibi
sorular gündeme gelmitir.
Türkiye’nin özel istihdam bürolarn özümseme
sürecinde olduu srada ani bir gelime ile bu bürolara istihdam ettikleri içileri ksa sürelerle baka
iverenlere kiralamalar imkân getirilmek istenmitir. Türkiye’de istihdamn her türlüsü içi ile iveren
arasnda kurulan i sözlemesi ile yaplabilmektedir.
Özel istihdam bürolar para karl bu sözlemenin
kurulmasna araclk etmektedir. 4857 Sayl Kanununun 9. maddesi, taraflarn i sözlemesini, ihtiyaçla-
Emein meta haline gelmesi,
çilerin kazanç konusu olmas,
sizlerin istismar edilmesi,
çi simsarlna yol açlmas,
yeri kavramnn ortadan kalkmas,
güvencesinin ortadan kalkmas,
çilerin örgütlenme hakknn ortadan kalkmas,
Grev hakknn kullanlamaz hale gelmesi,
yerinde ayn ii yapan farkl statüde iki içi grubu
olumas gibi nedenlerle i piyasasnn düzenini bozacaktr.
çi Simsarlna Yol Açacak;
çi simsarl geri kalm ekonomilerde tarm alannda görülmektedir. Simsar satc ile alc arasnda
araclk ederek belirli bir kazanç elde eden kimsedir.
çi simsarl i gücünün meta olduu, dier mallardan ayrlmad, insanlarn temel hak ve hürriyetleri
kullanamad, hatta bu temel hak ve özgürlüklerin bilincinde dahi olmadklar ekonomilerde vardr. Orada
insanlar serfler gibi toprak ile birlikte alnp satlmasalar bile baka güçlerin kontrolü altndadr. Bu güç için
çalrlar, bu güç ekonomisine göre bazen bir kabile
reisi, bazen bir aa, bazen bir simsardr. Ekonomik
geri kalmlk ayn zamanda sosyal geri kalml da
içinde tamaktadr. Kültür ise sdr. Bireyin bir bana fazlaca bir anlam ve deeri yoktur. Ülkemizin baz
yöreleri benzer kötü durumlar yaanrken ve bu durumu amak için projeler uygulanrken özel istihdam
bürolarnn sözde istihdam ettikleri insanlar baka iverenlere kiralama düzenini bir hak olarak elde etmeleri bu bürolar birer içi simsar haline getirecektir.
çilerin Sömürülmesine Neden Olacak;
çiler kiralanmaya balandklarnda kazanç konusu olacaklar, dier mallarda olduu gibi en ucuza
alnarak en yüksek fiyata satlmak isteneceklerdir.
Çünkü bu ii yapann amac kar etmek olacaktr.
14
Simsarn arada kazanaca para hiç kukusuz içinin
kaybedecei para olacaktr. gücünün bekletilemez
ve stoklanamaz olma nitelii her zaman olduu gibi
içinin aleyhine ileyecektir. verenler daima girdilerinin ucuz olmasn ister. Ucuz hammadde, ucuz enerji ve ucuz i gücü talepleri hiçbir zaman sona ermez.
Rekabet ortamnn bunu gerektirdiini söylerler. Sürdürülebilir rekabet ortamnn böyle korunabileceini
anlatrlar. Kaliteyi yükseltmek, marka olmak kolay
deildir. Bizim ekonomimizde olduu gibi markasz
mallar üreterek dünyaya satmak gerçekten de kolay
deildir. Birçok kimse bu düzen içerisinde içilerin
istismar edildiini, sömürüldüünü düünmektedir.
Gerektikçe ucuz igücüne erimek arzusu iverenlerin özel istihdam bürolarnn istihdam ettikleri içileri
kendilerine kiralayacaklar düzeni istemelerine neden
olmaktadr. Birisi ivereni (özel istihdam bürosu) dieri iyerinde çalt olmak üzere iki iveren arasnda
skacak içi her iki iverenin kar etme arzusu karsnda daha çaresiz bir hale gelecek, istismar edilecek,
istismar edilmese bile böyle olduunu düünecei için
kendisini kötü hissedecektir.
içilerin özel istihdam bürosu iyerinde örgütlenmeleri
ve özel istihdam bürosu ivereni ile toplu i sözlemesi
yapabilecekleri söylenecektir. lk soru özel istihdam
bürosu iyerinin hangi i koluna girdiidir. Zira bu
büro tarafndan istihdam edilmi birkaç aç bir iverene, birkaç elektronik mühendisi bir baka iverene kiralanm olabilecektir. Açlar ile mühendisleri hangi
i koluna koymak uygun olacaktr? Fiilen çaltklar
iyerleri ve çalma koullar da farkl olacana göre içiler ayr sendikalara m üye olacaklar ve özel istihdam
bürosu ivereni de birden çok toplu i sözlemesi mi
yapacaktr? Birbirlerini tanmayan, farkl iverenlerin
iyerlerinde çalan içilerin örgütlenmesi nasl salanacaktr? yerinde çalan içilerin en çok ¼’ü kiralk
içi olabileceine göre halen örgütlü (sendika üyesi)
içilerin ¼’ünün sendikasz hale gelmesi ihtimali de
bulunmaktadr. verenlerin “ucuz igücü’’isteini yerine getirmenin yolunun örgütsüz içilerden geçtiini
herkes bilmektedir. Özel istihdam bürosu içilerinin
örgütlenmeleri mümkün olmad gibi özel istihdam
bürolar mevcut sendikal içi saysnn da azalmasna
neden olacaktr.
sizler stismar Edilecek;
Grev Hakknn Kullanlmasn Engelleyecek;
sizlik, çalma arzu ve iradesinde olan insan için
bir cezadr. çi çalacak, üretecek ve üretime katksnn karl olarak da ücretini alacaktr. Bu ücret ile
de yaamn sürdürecektir. siz çalma yaamna katlmam bir isiz ise sosyal güvenliin koruyucu emsiyesinin de dndadr. Bu emsiyenin altnda olanlar
da sadece ksa bir süre için ve en alt düzeyde korunmaktadrlar. sizlik sigortasndan yararlanma süresi
dolduunda bu içiler de emsiyenin dna çkarlar.
Ülkemizde yaand gibi isizliin yaygn, youn ve
kronik olduu ekonomilerde içilerin durumu daha da
zordur. çiler kayt d ekonomi içerisinde en olumsuz koullarda bile istihdam edilirler. Yaamakta olduumuz kriz döneminde ise yüz binlerce içinin iini
kaybetmi olmas isizleri ve isiz kalm olanlar her
zaman olduundan daha çok birbirlerinin rakibi haline getirmitir. sizliin geldii bu boyut istismar için
en uygun ortam yaratmtr. Böyle bir ekonomide ve
böyle bir konjonktürde özel istihdam bürolarnn sözde istihdam ettikleri içileri baka iverenlere kiralama
düzeni, isizlerin bu bürolara ödeyecekleri bedel kadar
daha ucuz iba yapacaklar bir ortam yaratacak, dier
yandan da kayt d simsarlar douracaktr.
çiler örgütlü deilse (sendika üyesi deilse) toplu pazarlktan, toplu i sözlemesinden de bahsetmek
mümkün olmayacaktr. çiler ekonomik ve sosyal hak
ve menfaatlerini korumak ve gelitirmek için toplu i
sözlemesi yapamayacaklar gibi, hiç üphesiz toplu i
sözlemesine erimek için gerektiinde bavuracaklar
grev haklarn da kullanamayacaklardr. Kiralk içiler
çalmakta olduklar iyerinde asl içilerin balattklar bir greve de o iyerinin içileri olmadklar için
katlamayacaklardr. Grev esnasnda çalmalarna izin
verilmeyeceine göre özel istihdam bürosuna dönüp
grevin bitmesini bekleyeceklerdir. Özel istihdam bürosu ile kiralad içilerin çalt iyerinin ivereni
arasndaki sözlemenin de devam edip etmeyecei bilinemeyecektir.
Sendikal Örgütlenmeyi Engelleyecek;
Özel istihdam bürosunun istihdam ettii kiralk içilerin örgütlenmesi de imkânsz olacaktr. Kural olarak özel istihdam bürosu tarafndan istihdam edilmi
Ayrca, devredilen içi için ücret ödeme yükümlülüünün sadece grev ve lokavt haline münhasr klnmas içinin daha fazla sömürülmesine yol açacaktr.
Emsal alnan AB direktifinde özel istihdam bürosunun
içiye i bulamamas ve ya bulunan iin sona ermesi
halinde yeni bir geçici i ilikisi kurulana kadar belli
bir ücret ödeme yükümlülüü vardr.
Öte yandan, kiralk içi uygulamas ile grev yasaklar geniletilmi olacaktr. Toplu Sözlemesi Grev
ve Lokavt Kanunundaki grev yasaklarndan kurtulmak
isteyen Türkiye örgütlü içilerin ¼’ünü grev yasaklarna sokan bir düzenlemeyi nasl kabul edecektir?
15
çinin Güvencesi Ortadan Kalkacak;
çiler Kazanç Konusu Haline Gelecekler;
4857 sayl Kanunumuz ile içinin ii güvence
altna alnmaya çallmtr. TÜRK- bu gelimeyi
olumlu bulmu ancak yeterli görmemitir. Hiçbir içi
ivereni tarafndan keyfi olarak iten çkartlmamal,
iten çkartlan içi iten çkarlmas için geçerli neden
olmadnn tespitini ve ie iadesini isteyen dava açtnda da bu dava ksa sürede sonuçlanmal ve iveren
tazminat ödemeyi göze alarak ie iade kararna uymazlk edememelidir. çinin isiz kald süre için 4 aylk ücreti tutarndaki tazminat da mahkeme sürecinin
uzunluu dikkate alndnda yetersizdir. Hal böyleyken kiralk içi uygulamas ile i güvencesi tamamen
ortadan kaldrlmak istenmektedir. Kiralk içiyi kiralayan iveren iten atacak, bu eyleme hukuki klf
hazrlamak da özel istihdam bürosu iverenine kalacaktr. Özel istihdam bürosunun içisini koruyarak direneceini düünebilir misiniz? Kiralayan iveren özel
istihdam bürosunun müterisi olduu için “müteri
daima hakldr” ilkesi ileyecek ve daima kiralk içi
ezilecektir. Zaten kiralk içiler belirli ve ksa süreli kiralanacaklar için i güvencesinin kapsam dnda da
kalacaklardr.
Ticaret bir mal alp satarak aradan kazanç elde etmektir. nsan (i gücünü) meta haline getirdiinizde
tabii olarak kazanç konusu olacaktr. Meta haline gelen insan, insan olmaktan kaynaklanan üstünlüünü
kaybedecek ve toplumda birbirinden farkl insan kümeleri oluacaktr. Snfsz, imtiyazsz bir toplum olma
hayali sona erecektir. nsann meta gibi kiraland bir
toplumda deer yarglar deiecek, bir mübadele arac
olmaktan öteye gitmemesi gereken para, insann deerini ölçen bir fonksiyon kazanacaktr. sizlerimize i
bulmak, meslek sahibi olmayanlara meslek kazandrmak için kültür ürünü vakflar kurmak varken kiralk
içilik düzeni kurmak aybn kim üstlenecektir?
yeri Kavram Ortadan Kalkacak;
çinin iverene i görme borcunu yerine getirdii
yer iyeridir. Kiralk içinin ivereni özel istihdam bürosu olduuna göre iyeri de özel istihdam bürosudur.
Ancak kiralk içi özel istihdam bürosu iyerinde deil kiralayan iverenin i yerinde çalacaktr. Kald ki,
ödünç verilen içilerin içilik haklarnn yani kdem
tazminat, ihbar tazminat, izin, fazla çalma ücretleri
gibi haklarnn kiralk içi düzeninde nasl alnaca
belirsizdir.
Emek Meta Haline Gelecek;
Kiralk içi düzeni insann köle olarak alnp satld geçmi zamanlar hatrlatmaktadr. ini bitiren
köleyi beslemek maliyetine katlanmak yerine ihtiyac
olan baka birisine satmak köle sahibi için rasyonel
davran olacaktr. Kiralk içi de tpk bir köle gibi elden ele geçecek, insan olduu unutulacak ve bir meta
gibi satlacaktr. “Her ey insan için” diyenler ya da
“yaratlmlarn en kutsal insan” diyenler insan mal
haline getiren bu düzeni içlerine nasl sindireceklerdir? nsanna saygsn kaybetmi bir toplumun kültür deerlerinden, millet olma vasfndan bahsetmek
mümkün müdür? Bütün dünyann yaad ekonomik
krizin temel nedeni ahlaki olmayan bir dizi kurgulama
deil midir?
çiler nsan Onuruna Yakmayan Koullarda
Çaltrlacaklar;
2008 ylnn 7 Ekim günü uluslararas çalma örgütü tarafndan Dünya nsan Onuruna Yakr Günü
ilan edildi. TÜRK- bu konuda Gazi Üniversitesi,
Uluda Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, stanbul Üniversitesi ile paneller düzenledi. Önümüzdeki 7 Ekim’de tüm dünya bu günü
tekrar kutlayacak. Bu kutlama gününde Türk içisinin
armaan da “kiralk içilik” mi olacak? Yoksulluun,
isizliin milyonlarca insanmz aclar içinde sard
bir zamanda “ekmek paras” kavramnn arkasna snarak içileri en az bir para karl istihdam etmeye
kalkmak etik olmayan frsatç bir yaklamdr. Bu frsatçl yaadmz yetmiyormu gibi bir de bu içilerin
kiralanmas mümkün hale getirilmek istenmektedir.
Bu düzenleme içilerin insan onuruna yakmayacak
koullarda çaltrlmalarna sebep olacaktr.
Kayt D Yasallaacak;
Sosyal Güvenlik Kurumu kaytlar içilerin ezici bir
çounluunun asgari ücret ile çaltklarn göstermektedir. Bu görüntünün içerisinde kaytl ekonominin kayt dl yatmaktadr. çilerin çalma süreleri noksan
gösterilmekte, içilerin ücretleri primden kaçmak için
düük gösterilmekte vb. uygulamalar herkesçe bilinmektedir. Kiralk içi uygulamasnn kayt dl azaltacan söylemek büyük bir yanltr. Bu düzen belirsiz
süreli i sözlemesiyle çalmakta olan birçok içinin ilerini kaybetmesine ve sonra bir bölümünün kiralk içi
olarak ayn iyerine dönmesine neden olacaktr. Daha
düük ücret, daha düük vergi, daha düük sigorta primi ödenecektir. çiler ve devlet kayba urayacaktr.
te tüm bu nedenlerle Yüce Meclisimizden kiralk
içi düzenini bu ülkenin içisine reva görmemelerini,
Cumhurbakanmzn uyarsn dikkate alarak bu düzeni reddetmelerini istiyoruz.
16
Gül’den Sendikalara ftar
C
umhurbakan Abdullah Gül,
içi, iveren ve memur konfederasyonlar temsilcileriyle
iftar yemeinde bir araya geldi. Gül,
Çankaya Kökü’ndeki iftar yemei
öncesinde yapt konumada, Cumhurbakan seçildikten sonra oluturduu geleneklerden birinin de içi,
iveren ve memur sendikalar ile iftar
yemeklerinde bir araya gelmek olduunu, bu iftar yemeklerinin üçüncüsünü gerçekletirdiklerini söyledi.
Cumhurbakan olduu süre içerisinde sendikalarla, iverenlerle,
emeklilerle yakn olmak ve bu süre
içerisinde Türkiye’de çalma hayatnn düzgün biçimde ilemesine katkda bulunmak konusundaki arzusunu
dile getiren Cumhurbakan Gül, “Bir
ülkeyi mutlu eden bir çok ey vardr.
Bunlarn banda gelenlerden bir tanesi de çalma hayatnn huzurlu olmas, düzenli olmas ve herkesin gönül ferahl içerisinde bu düzenin bir
parças olarak katkda bulunmasdr”
dedi. Cumhurbakan Gül, sendikalarn sadece demokrasinin zenginlii
deil, ayn zamanda emein de en iyi
temsilcisi olduunu vurgulad.
Çalma hayat ile ilgili farkl görülerin diyalog içerisinde, herkesin
hakkn teslim ederek çözülebilmesi
gerektiini kaydeden Cumhurbakan Gül, yeri geldiinde herkesin demokratik haklarn, kanunlar ve gelenekler çerçevesinde kullanmasnn
da bu düzenin bir parças olduunu
ifade etti.
Cumhurbakan Gül, gerek sendikalarn, gerekse iverenlerin, meseleleri konuarak, masa banda karlkl sayg ve sahiplenme içerisinde
çözeceklerine olan inancn dile getirdi. Cumhurbakan Gül, çalma hayatndaki rahatszlklarn sadece iki
kii arasnda veya çallan yerlerde
kalmadn, ailelere kadar uzandn
bildirerek, çalma hayatndaki istikrar ve düzenin önemine dikkat çekti.
Cumhurbakan Gül konumasna,
“Bu konuda da Sayn Bakan bata olmak üzere bütün sendika bakanlar,
herkesin, hükümetin bata Sayn Babakan olmak üzere bütün üyeleri gerekli hassasiyeti göstererek, karlkl
konuarak, bu konularn halledilmesini arzu ediyorum” diye konutu.
ftar yemeine, Genel Bakan
Mustafa Kumlu, Genel Mali Sekreter
Ergün Atalay, Genel Tekilatlandrma
Sekreteri Pevrul Kavlak ve Konfederasyonumuza bal sendikalarmzn
genel bakanlar katld.
Üçlü Danma Kurulu Topland
H
ükümet, içi ve iveren temsilcilerinden oluan
Üçlü Danma Kurulu, Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakan Ömer Dinçer’in bakanlnda
2 Eylül 2009 günü topland. Toplantya Genel Bakan
Mustafa Kumlu ve uzmanlar katld. Toplantda ayrca
DSK, Hak-, TSK Genel Bakanlar ve Bakanlk uzmanlar da yer ald. Üçlü Danma Kurulu toplantsnda, Çalma Genel Müdürü Ali Kemal Sayn, Bakanlk
bünyesinde oluturulan Bilim Kurulu tarafndan incelenen 2821 sayl Sendikalar Kanunu Deiiklik Teklifi
ile ilgili deerlendirme sonuçlar hakknda Kurula bilgi
sundu. Ayn Bilim Kurulunun 2822 sayl Kanun Deiiklik Teklifi üzerinde çalmalarn sürdürdüü, çalmalarn tamamlanmasnn ardndan her iki kanunla
ilgili deerlendirme sonuçlarnn sosyal kesimlere gönderilerek görü istenecei bildirildi.
Üçlü Danma Kurulu’nun bir sonraki toplants, 21
Ekim 2009 günü yaplacak.
17
sizlik,
Sosyal Devlet
Yaklamlaryla
Çözülür
T
18
ÜRK- Yönetim Kurulu,
Türkiye statistik Kurumu
(TÜK) tarafndan bugün
açklanan hanehalk igücü aratrmasnn 2009 Nisan dönemi sonuçlarn deerlendirdi. 15 Temmuz
2009 günü yaplan açklamada; istihdam ve isizlikle ilgili verilerin
ülkedeki ekonomik ve sosyal yapnn önemli bir göstergesi olduu
belirtilerek “yapsal olan bu sorun,
iverenlerin taleplerini yerine getirmekle, ksmi ve geçici yaklamlarla
çözüme kavumaz” denildi. TÜRK Yönetim Kurulu’nun konuyla ilgili açklamas öyle:
“stihdam ve isizlikle ilgili olarak TÜK tarafndan bugün açklanan veriler özellikle siyasal iktidar
tarafndan dikkatle deerlendirilmelidir. Ülkenin nüfusu son bir ylda
819 bin kii artmasna karn istihdam edilenlerin says 530 bin kii
azalmtr. Yeni istihdam yaratmak
bir yana istihdam edilenlerin says
azalmaktadr. Türkiye genelinde isiz says geçen yla göre 1 milyon
285 bin kii artarak 3 milyon 618
bin kiiye yükselmitir. Tarm d
isizlik oran yüzde 18,2 olarak hesaplanmtr. Resmi verilerde isiz
says hesaplanrken i bulma ümidi
kalmayan, bu nedenle i aramayan,
ancak i bulursa çalmaya hazr
olanlarla mevsimlik çalan milyonlarca kii dikkate alnmamaktadr.
Nisan 2009 döneminde, çalmaya
hazr olanlarla birlikte Türkiye’de isiz says 5,8 milyon kiiye ulamaktadr. Ayn dönem itibariyle isizlik
ödenei alan kii says sadece 318
bin kiidir.
Ekonomik kriz artlarnda milyonlarca isizin karsna “kölelik
artlarnda istihdam” çözüm yolu
olarak dayatlmak istenmektedir.
Yaam mücadelesi veren, geçimini
sürdürebilmenin aray içinde olan
isizlerin umudu ve çaresizlii istismar edilmekte, isizlik seçenei olarak düük gelir ve olumsuz çalma
koullar sunulmaktadr. Oysa yaplmas gereken, Uluslararas Çalma
Örgütü’nün “insana yarar i” anlaynn siyasal iktidarn ve iverenlerin temel yaklam olmasdr.
Ekonomik kriz gerekçe gösterilerek istihdamda esnekliin yaygnlatrlmas çabalar kabul edilmez niteliktedir. Özellikle Yasas
taslanda yer alan ve görümeler
sonucunda kabul edilmeyen düzenlemelerin -istihdam artracak etkisi
olacakm gibi- yeniden gündeme
getirilmesi frsatç bir yaklamn
yansmasdr. Küresellemeyle birlikte artan rekabet ve krizin çalma
hayatna yansmas, “kölelik artlarnda” içilerin yaama koullarnn
bozulmas ve kazanlm haklarn
tartma konusu edilmesi olmamaldr. Mevcut haliyle bile yeteri
seviyede korunamayan içi ve içi
emeinin daha da korunamaz hale
gelmesine yol açacak düzenlemelerde srar edilmemelidir. Küresel
rekabette baar için ekonominin
sosyal politikalarla ve koruyucu i
yasalaryla oluan yaps daha fazla
zorlanmamaldr.
Son yllarda ülkemizde kamunun küçültülmesi anlay ve bu anlayn sonuçlarndan biri olarak i
bulma ve ie yerletirme iinin özel
bürolara terk edilmesi, bu bürolara istihdam ettii içileri kiralama
yetkisinin verilmesi yaklam doru deildir. Bu kapsamda devletin
istihdam kurumunun, etkinliini
azaltacak giriimler karsnda daha
duyarl olmas gerekmektedir. Ülkenin en önemli sorunu olan isizlik
ve istihdam konusunda “Ulusal stihdam Stratejisi”nin belirlenmesi ve
uygulanmas çalmalarn ana ekseni
yaplmal, sosyal devlet yaklamlar
arlk kazanmaldr. stihdam alannda izlenmesi gereken politikalar
ve aktif igücü programlarnn desteklenmesi ancak bu ekilde kalc
ve sürdürülebilir olacaktr.”
Asl veren-Alt veren Uygulamas Toplantlar Yapld
“verenler Alt verenlik Yoluyla
çileri stismar Etmemelidir”
Müfettileri Dernei, Tuzla tersanelerinde yaananlarla
Türkiye’nin gündemine oturan
alt iverenlik konusunu masaya yatran toplantlar dizisi gerçekletirdi. TÜRK- ve TSK’in katklaryla
gerçekletirilen toplantlara içi ve
iveren temsilcileri, akademisyenler
ve uygulamay denetleyen i müfettileri katld. Toplantlar Antalya,
Adana, Ankara, zmir ve stanbul’da
yapld.
“Asl verenlik-Alt verenlik
ve Uygulamadaki Sorunlar” balkl
paneller dizisinde, asl iveren-alt
iveren ilikisini düzenleyen yasal
hükümler, uygulamadaki sorunlar
ve yasal hükümlerin uygulanabilirlii tartld.
21 ubat 2009’da Antalya, 21
Mart 2009’da Adana, 25 Nisan 2009
ve 23 Mays 2009’da Ankara’da
gerçekletirilen toplantlar dizisinin sonuncusu 25 Haziran 2009’da
stanbul’da yapld. Toplantlarn
birinci bölümünde, Doç. Dr. M. Kemal Öke’nin oturum bakanlnda,
Doç. Dr. Kübra Doan Yenisey ve Müfettileri Dernei Genel Sekreteri
eref Özcan teblileri ile katk sundu. Toplantlarn ikinci bölümünde
ise, özellikle yerel düzeyde rastlanlan uygulamalar ve sorunlar ile
konu hakkndaki görüler, TÜRK-
ve TSK temsilcileri, Tefti Kurulu
Grup Bakanlklarna bal i müfettileri tarafndan dile getirildi.
Paneller dizisinin Kadir Has Üniversitesinde gerçekletirilen kapan
toplantsnda, TÜRK- Genel Sekreteri Mustafa Türkel de bir konuma
yapt. Toplantnn oturum bakanlklarn Prof. Dr. Ali Güzel ile Doç.
Dr. M. Kemal Öke yapt. Oturumlara Doç. Dr. Kübra Doan Yenisey, Müfettileri Dernei Genel Sekreteri
eref Özcan, Müfettii Mehmet
Özer, Tekgda- Sendikas Hukuk
Müaviri Halil Ormanolu ve TSK
Hukuk Müaviri Hakk Kzlolu
konumac olarak yer aldlar. Toplantnn sonuç bildirgesi, Müfettileri Dernei Genel Bakan lhan
Tuncer tarafndan okundu.
Müfettileri Dernei tarafndan
düzenlenen paneller dizisinin çeitli
toplantlarna, Konfederasyonumuzu temsilen Genel Sekreter Yardmcs Dr. Naci Önsal, Hukuk Müaviri
Hüseyin Ekmekçiolu, Hukuk Müaviri Ferhan Tunçel ve Aratrma
Müdür Yardmcs Enis Badadiolu
katldlar.
4857 sayl Yasasnn 3. maddesinde yaplan deiiklik ve Çalma
ve Sosyal Güvenlik Bakanl tarafndan çkarlan Yönetmelik deer-
19
lendirilerek, asl iveren-alt iveren
ilikisinde muvazaal durumlarn tanm ve denetimine ilikin getirilen
düzenlemeler irdelendi. Asl iveren-alt iveren sözlemesinin yazl
olarak yaplarak Çalma ve Sosyal
Güvenlik Bakanl Bölge Müdürlüklerine verilmesi zorunluluu getirilerek, bu sözlemelerin Yasaya
uygunluunu, muvazaa kriterlerine
göre deerlendirme yetkisini i müfettilerine veren ilgili Yönetmelik
hükümleri çerçevesinde i müfettileri açsndan daha da önem kazanan
konu, i müfettileri ve dier ilgili
kesimler tarafndan tartld.
20
Dier yandan, alt iverenlikle
ilgili farkl uygulamalar ve bu uygulamalarn düzenlenmesiyle ilgili
mevzuat, hem akademisyenler, hem
uygulayc olan içi ve iveren kesimleri ve hem de denetleyici olan
i müfettileri tarafndan tartld.
Uygulamalarn yaratt sorunlar ve
bu sorunlar gidermede mevzuatn
yeterlilii deerlendirerek, çözüm
önerileri ortaya konuldu.
stanbul’da yaplan kapan toplants sonucunda, toplantlarda dile
getirilen hususlar deerlendirilerek
Müfettileri Dernei tarafndan
bir sonuç bildirgesi yaynland. Bildiride u görülere yer verildi:
“Alt iverenlik uygulamas, 1936
tarihli ve 3008 sayl ‘ Kanunu’ndan
bu yana yasal düzenlemelerde yer
almakla birlikte, çalma yaamnda
önemli bir sorun olarak ortaya çkmas, görece yakn saylabilecek bir
dönemde gerçeklemitir. 1980’lerle
birlikte uygulamaya geçirilen ekonomik politikalarn bir sonucu olarak, iletmelerin artan younlukta
alt iverenlik kurumuna bavurmalar sonucunu dourmu, ancak
baz iletme ve iyerleri bu kurumu
ekonomik ve teknolojik gereksinimlerinden çok içilik maliyetlerinin
düürülmesi ve içilerin bireysel ve
toplu i hukukundan kaynaklanan
temel haklarn kstlamann bir arac
olarak kullanmlardr. Bu yaklamlarn sonucunda, sadece ekonominin ve onun vazgeçilmez iletmelerimizin bir ihtiyac olarak deil, ucuz
emek ve kuralszln arac olarak da
alt iverenlik kurumuna bavurulduu ve ne yazk ki bu sürecin son
derece hzl bir ekilde yaygnlat
görülmektedir. Yasal düzenlemelere
aykrlk oluturan bu uygulamalar
ve yaklamlar, gerek i müfettilerini, gerekse de yarg mercilerini,
bitmez tükenmez bir ekilde megul
etmektedir ve megul etmeye de devam edecektir.
Bu gelimelerin bir sonucu olarak, alt iverenlie yönelik olarak yaplmas düünülen düzenlemelerde,
üphesiz ki iletmelerin ve iyerlerinin gereksinimleri dikkate alnrken
içilik haklarna yönelik olabilecek
istismarn önüne geçilmesi de hedeflenmelidir. Nitekim, 4857 sayl
Yasa’da, bu konuda yaplm olan
düzenlemelerin de asl kaygs, deinilmi olan istismar olgusunun önüne geçilmesi olmutur. Ancak, Yasada yer alan düzenlemeler beklenen
sonuçlar verememi, içilerin, i
sözlemelerinin feshinin ardndan,
uzun yarg süreçleriyle kar karya kalmalarnn önüne geçilememi,
ayrca arzulanan içi-iveren arasndaki çalma barn da zedeleyici
sonuçlar dourmutur. Bu süreçte,
Tuzla tersanelerinde yaananlar, alt
iverenlik kurumunun istismaryla,
sadece içilerin ekonomik haklarnn deil, yaam hakknn dahi tehdit edilebileceini göstermitir. Ne
var ki, önce 5763 sayl Yasa, ardndan da ‘Alt verenlik Yönetmelii’
ile soruna radikal bir ekilde yaklalarak yeni düzenlemeler getirilmi,
ancak yaanan tartmalardan da
görüldüü üzere, yaplan yeni düzenlemeler, vurgulanan sorunlarn
çözümü dorultusunda bir berraklk
salayamamtr.
Tüm bu süreç içinde, gerek mevzuatta yaplan deiiklikler, gerekse de Yargtay’n ulat sonuçlar
yoluyla alt iverenlik kurumunun
snrlanmas dorultusundaki yaklamlar hakim klnrken, 5538
sayl Yasayla, hizmet alm sözlemeleri çerçevesinde, eitlik ilkesiyle
de badamayacak bir ekilde kamu
kurumlarna ayrcalk salanmak istenmesi, üphesiz ki kabul edilebilir
deildir.
Ekonominin mevcut kurallar ve
ileyii dahilinde, alt iverenlik kurumuna genel olarak kar olunmas söz konusu olmayp, üphesiz ki,
kimi durumlarda, iyerlerinin süreklilii de, alt iverenlik kurumunun
mevcudiyetini zorunlu klmaktadr.
Ancak, bu konuda, deinilmi olan
hususlardan da aça çkt üzere,
istismarn önüne geçilebilinmesi
açsndan gerekli düzenlemelerin
yaplmas da kaçnlmazdr. Bu düzenlemelerin yaplmas, ayn zamanda sosyal hukuk devleti olmann da
bir gerei olup, bu yönde kamu veya
özel kurum ayrm yaplmasnn kabul edilebilir bir yan olamayaca da
üphesizdir. Ancak, 5763 sayl Yasa
ve ardndan ‘Alt verenlik Yönetmelii’ ile gerçekletirilmi olan düzenlemelerin, bu yaklamlarla uyumlu
olamad ve haliyle de beklentilere
yant veremedii görülmektedir. Temel hukuk teknii açsndan dahi
sorunlar içeren bu düzenlemeler
konusunda, muhakkak ki gerekli
çalmalarn yaplmas zorunludur.
Bu konuda, alt iverenlik kurumuna yönelik olarak yaplacak düzenlemelerde, aadaki hususlarn göz
önüne alnmas, hem çalma yaamnn, hem de sosyal taraflarn acil
bir ihtiyac olarak görünmektedir:
1. Ekonomik ve teknolojik gelimelerin iletmeler açsndan gerekli
kld alt iverenlik kurumu düzenlenirken bu gereklilik yannda hayat
seviyeleri yükseltilerek, korunup
desteklenmesi gereken içilerin,
alt iverenlik kurumu araclyla
istismarnn önüne geçilmesi zorunluluu da her türlü tartmann
dndadr.
6. Asl iveren-alt iveren arasnda kurulmu bir ilikinin sonucunda, bu ilikinin kapsamnda bulunan
içilerin haklarnn deerlendirilmesi ile snrl kalnmayarak, ilikiyi
meydana getiren sözlemenin kuruluunun veya geçersizliinin Kanunuyla ilikili olarak yaymlanm bir yönetmelikle konu edinilmesi mümkün görülmemelidir. Bu
konuda, iverenler aras ilikinin,
içiden bamsz bir ekilde, ‘ Kanunu’ kapsamnda ve tescile ilikin
bir madde içinde düzenlenerek Kanunu ve uygulamasna dahil edilmesinin isabetli bir yaklam olmad belirtilmelidir.
Toplantlara TÜRK- uzmanlar da katld. Genel Sekreter Yardmcs
Dr. Naci Önsal da bir konuma yapt.
2. Alt iverenlik kurumunun snrlanmasna yönelik yaplacak düzenlemelerde, eitlik ilkesine de aykr olacak ekilde, kamu veya özel
kurulu ayrm yaplmasnn savunulur bir yan bulunmamaktadr.
3. Kamu kurumlarnda, eitlik
ilkesine aykr olacak ekilde lehlerine yaplm düzenlemelerin dahi
ötesine geçilerek, muvazaa veya kanuna kar hile yoluyla alt iverenlik
uygulamalarna bavurulmas, kamu
vicdan açsndan da kabul edilebilir
deildir.
4. Alt iverenlik kurumuna yönelik olarak ‘ Kanunu”nda yaplacak olan düzenlemelerin, muhakkak
ki bir bütünlük içermesi gerekmektedir. Çalma yaamnn bu önemli
kurumuna yönelik olarak yaplacak
olan düzenlemelerin, iyeri tesciline
yönelik bir sorunmu gibi, Yasa’nn
3. maddesinde yer almas isabetli
olmad gibi, içinden çklmas zor
sorunlarn gündeme gelmesine de
neden olmaktadr. 5763 sayl Yasayla getirilmi olan düzenlemeler,
mevcut sorunlarn çözümüne katk
salayacana, bu süreci daha da karmaklatrmtr. Olmas gereken
açsndan, düzenlemenin Yasa’nn 2.
maddesine alnmas önemlidir.
5. ‘Alt verenlik Yönetmelii’nde,
esas olarak ‘Borçlar Hukuku’nun bir
kurumu olan ‘muvazaa’nn tanmnn yaplm olunmasnn, ölçülü
bir yaklam olarak kabul görmesi
mümkün gözükmemektedir. Yine,
alt iverenlik kurumunun istismarna yönelik uygulamalarn, sadece
muvazaa kurumu araclyla gerçeklemedii, kimi zaman kanuna
kar hile, kimi zaman da dorudan
kanuna aykrlkla karlald da
bilinmektedir. Bu nedenle, düzenlemelerde yer alan kstlamalarn,
özel olarak muvazaa kurumu ile ilikilendirilmesi de isabetli deildir.
Ayrca, Yönetmelikte yer alan çeitli
tanmlar ve kstlamalar, tutarllk
açsndan sorunlara sahip olduu
gibi, gerek i müfettilii, gerekse de
yarg uygulamalarnn esnekliini ve
geliimini engelleyecek niteliktedir.
7. 4857 sayl Kanunu’nun 3.
maddesiyle getirilen düzenleme ile
01.08.2009 tarihinden sonra Sosyal
Güvenlik Kurumuna yaplacak bildirimler Kanunu bakmndan da
geçerli saylacandan kargaaya neden olacaktr. 5510 sayl Kanun ile
getirilen yeni düzenleme nedeniyle
4857 sayl Kanunun 3. maddesindeki düzenlemeler açsndan uygulamada sorunlar yaanacaktr.
Ayrca, her iki Yasada alt iveren
tanmlar da birbirinden çok farkldr
ve bu tanmlar birbiriyle örtümemektedir. Alt iverenlie ilikin olarak her iki yasadaki farkl tanmlar,
uygulamada karmaa yaratmaktadr.
Yukarda belirtilen nedenlerle, 4857
sayl Yasas ile 5510 sayl Yasann alt iverenlik tanmlar ve iyeri
bildirimlerine ilikin düzenlemeleri
yeniden gözden geçirilerek birbirlerine uyumlu hale getirilmesi yönünde gereken admlar atlmaldr.
8. Önce i müfettiliinin, hemen ardndan da yargnn yükünü
önemli ölçüde artracak, ancak mevcut imkanlar gözetildiinde sonuç
açsndan çok da ilerlenemeyecek
olan bu yöndeki düzenlemelerin,
yukarda deinilmi olan hususlar
da göz önüne alnarak, sosyal taraflarla birlikte yeniden deerlendirilmesi gerekmektedir.”
21
DOSYA
Sosyal Devlet
Bitti mi?
Selma Aliye KAVAF
Prof. Dr. Nükhet HOTAR
Kemal KILIÇDAROLU
Prof. Dr. Münir KUTLUATA
Prof. Dr. Korkut BORATAV
Prof. Dr. Vedat BLGN
“Sosyal Devlet Bitti mi?”
Günümüzde çalma ilikilerini etkileyen ve düzenleme basks
yaratan gelime küresellemedir. Piyasann küresellemesi sürecinde
devlet anlay ve yaplar da ciddi biçimde deiime uramaktadr.
Bu durum, devletin koruyucu-kollayc politikalarndan vazgeçilmesi
biçiminde alglanmakta, kamu harcamalarnn azaltlmasndan kamu
hizmetlerinin piyasalamasna kadar uzanan deiiklikleri
ortaya çkarmaktadr.
Editörden
Küresel ölçekte uygulanan ekonomik ve sosyal
politikalarla gerek ülkeler aras gerekse ülke içindeki farkl
kesimler arasnda sosyal eitsizlik ve gelir dalm adaletsizlikleri
büyümektedir. Sosyal devlet anlay ve sosyal politikalar tümüyle
reddedilmese bile siyasetin veya devletin öncelii olmaktan
çkmaktadr.
Geçmiin ekonomik ve siyasi iki kutuplu döneminde emek,
snf, ekonomik ve sosyal haklar, çalma ve örgütlenme hakk,
sosyal vatandalk gibi söylemler giderek biçim deitirmekte,
“hak” kavram yerini “yardm” uygulamalarna brakmaktadr. Bir
anlamda sosyal devlet anlaynn karl salanan yardmlar olarak
alglanmakta/alglatlmaktadr.
Çalma karl gelir ve hak elde etme yerine yardm uygulamasnn
yaygnlatrlmaya çalld bu dönüümde –hiç kuku yok kisosyal politika yaklamlar da farkllk kazanmaktadr.
Bu gelimeler sosyal devlet anlaynn deimesi gerektii yolundaki
tartmalar younlatrm ve fakat yaanan ekonomik kriz ile
birlikte artan devlet müdahaleleri yeni bir tartma sürecini de
balatmtr.
Demokrasinin baarl olduu koullarda bile sosyal eitlik ve
sosyal adalet alannda tartmalar sözkonusu iken “ekonomik
kriz” koullarnda sendikal örgütlenme, sosyal haklar ve giderek
demokrasinin tartma konusu yaplmas kayg verici bir gelimedir.
Siyasal demokrasi ile sosyal politika arasndaki ilikinin yeniden
gözden geçirilmesinde yarar gözükmektedir.
Dosya’da, devletin ekonomik gücünün snrlandrlmas yönündeki
liberal yaklamn özellikle ve öncelikle sosyal harcamalarn
kslmas veya gelitirilmesinin önlenmesinin dar ve sabit gelirli
kesimler açsndan deerlendirilmesi amaçlanmtr. Bu kapsamda
sosyal devlet anlay ve sosyal politika uygulamalarnda deiimin
dinamiklerinin ipuçlar aranmak istenmitir.
TÜRK- Dergisi’nin bu saysnda “sosyal devlet bitti mi” bal
altnda sosyal devlet uygulamalar ve politikalar konusundaki
yaklamlar ve görüleri bakan, siyasal parti temsilcisi, akademisyen
açsndan ortaya koymaya çaltk.
Görüleriyle dosyann hazrlanmasna -yaz mevsimi ve tatil dönemi
olmasna ramen- katk verenlere teekkür ederiz.
Bu yöndeki tartmalara katk getirmesi dileiyle…
Enis BADADOLU
dosya
sosyal devlet bitti mi?
Sosyal Devlet Anlay ve Sosyal Politika
Uygulamalarnda Deiimin Dinamikleri
Q Selma Aliye KAVAF / Devlet Bakan
S
osyal devlet, herkesin insan onuruna yarar bir hayat sürdürebilmesi için toplumsal eitsizlikleri en
aza indirmeyi ve kiilerin ekonomik ve sosyal yaama katlmlar önündeki engelleri kaldrmay amaçlayan
devlet olarak tanmlanabilir. Bu açdan sosyal devletin,
sosyal ve ekonomik haklar tanyan ve güvence altna
alan, bu haklara toplumun her kesiminin eriebilmesini
salamak amacyla pozitif edimler üstlenen bir nitelikte
olmas gerekmektedir.
24
1982 Anayasas’nn 2. maddesi Türkiye Cumhuriyeti
Devletini “demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti”
olarak tanmlamtr. Ayrca Anayasa’nn 5. maddesinde
devletin temel amaç ve görevleri düzenlenmi, bu balamda “kiilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluunu salamak; kiinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal
hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle badamayacak surette snrlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldrmaya, insann maddî ve manevî varlnn gelimesi
için gerekli artlar hazrlamaya çalmak” sosyal devlet
ilkesiyle balantl olarak devletin anayasal yükümlülüü eklinde ortaya konmutur. Anayasada düzenlenen
eitim, salk, konut, sosyal güvenlik, çalma, sendika
kurma, ücrette adaletin salanmas gibi haklarn tamam, sosyal devlet olmann bir gerei olarak tannm ve
devletin, kiilerin bu haklardan yararlanmasn salamak
amacyla tedbirler almasn zorunlu klan haklardr.
Siyaset anlaymz bireyi devletin önüne koyan bir
anlaytr. nsanlarmzn kendini huzurlu ve müreffeh
hissetmedii bir ortamda, devletin güçlü olmas da mümkün deildir. Bu nedenle devlet politikalarmzda insan
merkeze almaktayz.
Türkiye’nin çok tarafl dünya içinde rekabetini salayacak en önemli unsuru ‘insan’dr. Hedefler ve ekonomik kalknma, insan kaynaklarna ve beeri gelimilie
dayandrlmaldr.
Global alanda rekabetin belirleyicileri; insan kaynaklar ile bunlarn beeri gelimilii, bilgi düzeyi ile
manevi ve moral deerlerinin gücü haline gelmitir. Bu
noktada sosyal devlet ilkesi, kamu kaynaklarnn gerek-
li bölümünün insan kaynaklarnn beeri gelimiliine
kaydrlmasn öngörmektedir.
Sosyal güvenlik, anayasamz ve kanunlarla belirlenmi vazgeçilemez bir insan hakkdr. Sosyal devlet olmann bir gerei olarak vatandalarmzn doumundan
ölümüne kadar, hatta ölümünden sonra da hak sahiplerine sosyal güvenlik hizmeti verilmektedir.
Anayasamzn sosyal devlet ilkesinin hayata geçirilmesinde en önemli kurumlarn banda Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu gelmektedir. Ülkemizde
korunmaya, bakma veya yardma muhtaç aile, çocuk,
kadn, özürlü ve yallarmza hizmet sunan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’nda (SHÇEK) 2009
Temmuz ay itibariyle 588 kuruluta 23.159 çocuk, genç,
kadn, yal ve özürlülere yatl, 241.933 kiiye de fiilen
gündüzlü hizmet verilmektedir.
Sosyal Hizmetler Ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel
Müdürlüü kanun tasars ile sosyal hizmet politikalarnda;
– nsan haklarn esas alan,
– Halkn gönüllü katk ve katlmnn saland,
– Yerinden yönetim ilkesinin uyguland,
– Sunulan hizmetlerin merkezi yönetimin yan sra
halk tarafndan denetlenmesine imkân tanyan,
– Ulaana deil tüm ihtiyaç sahiplerine hizmeti öngören yeni bir yaklam benimsenmitir.
Dezavantajl birey, aile ve gruplara hizmeti hedefleyen ve bu amaçla koruyucu, önleyici, destekleyici hizmet
modellerini uygulamaya koyan SHÇEK, üstlendii büyük
misyonun bilinciyle, çalmalarn sürdürmektedir.
O
Çocuk Koruma Kanunu kapsamnda kanunla ihtilafa dümü çocuklara daha iyi hizmet sunulabilmesi amacyla yeni kurulu açma çalmalar
balatlm olup, “Korunma htiyac Olan Suça Sürüklenen Çocuklara” yönelik 6 Koruma Bakm ve
Rehabilitasyon Merkezi, Duygusal, cinsel ve/veya
fiziksel istismara uram çocuklarn olumsuz ya-
Sosyal Devlet Anlay ve Sosyal Politika Uygulamalarnda Deiimin Dinamikleri - Selma Aliye KAVAF
am deneyimlerinden kaynaklanan travma ve/veya
davran bozukluklarn giderme amacyla 14 Bakm ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezi açlmtr.
yürürlüe girmitir. 2009 ylnda 5 Yal Hizmet
Merkezi gündüzlü hizmet vermek üzere hizmete
açlmtr.
O
3413 sayl kanun kapsamnda bugüne kadar
30.516 gencimiz ie yerletirilmitir.
O
2009 yl Temmuz ay itibariyle 3967 özürlüye
kurulularmzda yatl hizmet sunulmakta olup,
2828 Sayl SHÇEK Kanununa eklenen Ek 7nci
madde ile bakma muhtaç özürlülerin ikametgahlarnda, özel veya resmi bakm merkezlerinde bakm hizmeti almalarna yönelik çalmalara 2006
ylnda balanmtr. 2009 Temmuz ay itibariyle
1506 özürlünün özel bakm merkezlerinden hizmet almalar salanm olup, bir özürlü için özel
bakm merkezlerine 1072,50 TL ücret ödenmektedir. Özürlülerin evde bakm konusunda ise 2009
Temmuz ay itibariyle 179.787 özürlüye hizmet
verilmekte olup, bir özürlü için 496,53 TL evde
bakm ücreti ödenmektedir.
Sosyal devlet ilkesinin önemli bir koulu da, toplumsal yaama katlmada çeitli derecede dezavantajl
durumlar yaayan toplumsal kesimlerin özellikle korunmasn salamaktr. Yallar, özürlüler, çocuklar gibi toplumun dier kesimlerine göre ekonomik ve toplumsal
yaama katlmada çeitli engellere maruz kalan dezavantajl gruplarn özel durumlarn dikkate alan ekonomik
ve sosyal tedbirler gelitirmek sosyal devletin önemli
görevleri arasnda yer almaktadr. Nitekim, özürlülerin
korunmalarn ve toplum hayatna intibaklarn salayc
tedbirlerin alnmas, küçükler ve kadnlar ile bedenî ve
ruhî yetersizlii olanlar çalma artlar bakmndan özel
olarak korunmas, yallarn devletçe korunmas, korunmaya muhtaç çocuklarn topluma kazandrlmas için
devletin her türlü tedbiri alma yükümlülüü toplumun
dezavantajl kesimlerinin anayasal olarak güvence altna
alnan haklardr.
O
2002 ylnda huzurevlerimizde 4952 yalmza
hizmet verilirken 2009 ylnda 81 huzurevimizde
6962 yalmza yatl bakm hizmeti sunulmaktadr. Bu dönemde yal bakm ve rehabilitasyon
merkezleri ile huzurevlerinde kalanlar için özel
hizmet elemanlarnn çalmasna yönelik bir standart oluturularak, üç vardiyal çalma sisteminde
her vardiyada 15 yalya eitimli 1 bakm eleman
ve 25 yalya 1 temizlik eleman hizmet vermektedir.
O
Yallarmza AB standartlarnda hizmet sunulmas için 2002 Madrid Uluslararas Yalanma Eylem
Plan Çerçevesinde DPT koordinatörlüünde Genel Müdürlüümüzce hazrlanan ülkemizdeki yallara sunulacak hizmetleri belirleyen “Yalanma
Ulusal Eylem Plan” 2007 ylnda Yüksek Planlama
Kurulunca onaylanarak yürürlüe girmitir.
O
Yallarmza hizmet sunulan kurulularmzn fiziki koullar ve hizmet standartlar iyiletirilmi
olup, huzurevlerimizin büyük bir ksm çamzn
modern yaamna uygun hale getirilmitir. Bu çalmalar sonucunda baz huzurevlerimiz SO 9000
Hizmet Belgesi almlardr.
O
Yallarmza çada koullarda hizmet sunabilmek amacyla doal ortamlarndan ayrlmadan
evde bakmlarna ve gündüzlü bakm hizmetleriyle desteklenmelerine ilikin Kamu ve Özel Sektör
tarafndan hizmetin sunulmasna olanak salayan yönetmeliimizde 2008 ylnda yaymlanarak
Özürlülerin çeitli haklardan yararlanmasnda yaanan skntlar, zincirleme olarak birbirini etkilemekte,
toplumsal yaam etkinliklerine katlmda sorunlar yaratmaktadr. Dolaysyla salk, eitim, istihdam süreçlerine
katlmada toplumun dier kesimlerine oranla daha fazla
ve çeitlilikte zorluklarla karlaan ve özel ihtiyaçlar olduu kabul edilmesi gereken bir grubu oluturan özürlülerin toplumsal yaama tam olarak katlmn salamak
için devletin almas gereken özel tedbirlerin olduu sonucuna ulalmaktadr.
Ülkemizde son yllarda özürlülerin ayrmcla maruz kalmadan hak temelli bir anlayla toplumsal yaama
katlmlarn salamak amacyla atlan admlar oldukça
önemlidir. Sosyal haklar eksenli özürlüler politikasnn
gerei olarak; temel insan haklarna saygl, frsat eitliine dayal, her türlü ayrmclktan uzak, özürlülerin
toplumsal yaama tam ve eit katlmlarn salamaya yönelik hükümleri kapsayan 5378 sayl “Özürlüler ve Baz
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Deiiklik
Yaplmas Hakknda Kanun” 07.07.2005 tarihinde yürürlüe girmitir. Özürlüler Kanununun yürürlüe girmesi
ülkemizde özürlülük açsndan bir dönüm noktasdr. Bu
balamda Özürlüler Kanunu gereince çkarlan ikincil
mevzuat, Kanunun uygulanmas konusunda yol gösterici olmutur.
Özürlüler Kanunu, özürlülüün önlenmesi, özürlülerin salk, eitim, rehabilitasyon, istihdam, bakm ve
sosyal güvenliine ilikin sorunlarnn çözümü ile her
bakmdan gelimelerini ve önlerindeki engelleri kaldr-
25
dosya
sosyal devlet bitti mi?
may salayacak tedbirleri alarak topluma katlmlarn
salamak ve bu hizmetlerin koordinasyonunu amaçlamaktadr.
Kanun, alanda ihtiyaç duyulan tanmlar literatüre
kazandrmtr. Böylece uygulamada ortaya çkan yanl
ya da eksik yorum sorunlar çözüme kavuturulmu, büyük ölçüde dil birlii salanmtr.
Kanun, insan onur ve haysiyetinin dokunulmazl
temelinde, özürlülerin ve özürlülüün her tür istismarna ve özürlüler aleyhine her türlü ayrmcla kar
mücadeleye yönelik politikalar gelitirme, alnacak karar
ve verilecek hizmetlerde özürlünün, ailesinin ve gönüllü
kurulularn katlmc olmasnn salanmas ve özürlüye
sunulacak hizmetlerde aile bütünlüünün korunmas ilkelerini esas almaktadr.
Ülkemizde özürlülerin yukarda deinilen mevzuat
düzenlemeleri çerçevesinde yasal güvence altna alnm
temel sosyal ve ekonomik haklar u ekilde özetlenebilir:
26
Özürlü istihdam: Özürlülerin istihdam edilmelerini
kolaylatrmak için ülkemizde uygulanan yöntem, kota
ve tevik sisteminin birlikte uygulanmasdr. Bu anlamda
Kanunu gereince, 50 ve daha fazla içi çalan kamu
sektörü iyerleri en az yüzde 4, özel sektör iyerleri en
az yüzde 3 ve kamu kurum ve kurulular, dolu kadro
saysnn yüzde 3’ü orannda özürlü istihdam etmekle
yükümlüdür. Ayrca, özürlü sigortallarn, prime esas
kazanç alt snr üzerinden hesaplanan sigorta primine
ait iveren hisselerinin tamam, kontenjan fazlas özürlü
çaltran, yükümlü olmadklar halde özürlü çaltran
iverenlerin bu ekilde çaltrdklar her bir özürlü için
prime esas kazanç alt snr üzerinden hesaplanan sigorta primine ait iveren hisselerinin yüzde ellisi Hazinece
karlanmas uygulamasyla özürlülerin istihdamnn teviki salanmaktadr.
Özürlüler Kanununda özürlülerin hiçbir gerekçeyle
eitim almasnn engellenemeyecei, özürlü çocuklara,
gençlere ve yetikinlere, özel durumlar ve farkllklar
dikkate alnarak, bütünletirilmi ortamlarda ve özürlü
olmayanlarla eit eitim imkân salanaca belirtilmitir.
Bu hükümle, eitim hakknn Kanunda en sk korunan
haklardan birisi olma niteliini kazand görülmektedir.
Özürlüler Kanunu ile özel eitim hizmetlerinin sunumu
tek bir çat altnda toplanm ve sosyal güvencesi olsun
olmasn tüm özel eitime gereksinimi olan bireylerin
eitim hizmetlerinden yararlanmas salanmtr. Buna
göre, tüm özürlü bireylerin özel eitim giderlerinin, her
yl Bütçe Uygulama Talimat ile belirlenen ksm Milli
Eitim Bakanl tarafndan karlanmaktadr.
Özürlüler Kanunu gereince eitim konusunda getirilen önemli bir düzenleme de, yüksek örenim gören
özürlü bireylere ilikindir. Bu çerçevede, yüksek örenim gören özürlü örencilerin örenim hayatlarn kolaylatrmak için gerekli tedbirleri almak ve bu yönde
düzenlemeler yapmak üzere üniversitelerde “Özürlüler
Danma ve Koordinasyon Birimi” oluturulmutur.
Ayrca Özürlüler Kanunu ile Katma Deer Vergisi
Kanununa eklenen düzenlemede, özürlülerin eitimleri,
meslekleri, günlük yaamlar için özel olarak üretilmi
her türlü araç-gereç ve özel bilgisayar programlarnn
katma deer vergisi istisnasna tabi olaca hüküm altna
alnmtr.
Salk hakk, sosyal ve ekonomik haklar arasnda
oldukça önemli bir yere sahiptir. Devlet kiilerin salk
hakkndan yararlanmalar açsndan gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.
Sosyal güvencesi olan özürlülerin tedavi, muayene,
ilaç, tetkik ve ortez-protez ihtiyaçlar bal olduklar
sosyal güvenlik kuruluu tarafndan, ortez ve protezlerin sosyal güvenlik kurulular tarafndan karlanmayan
ksm ise Sosyal Yardmlama ve Dayanma Vakflarnca
karlanmaktadr.
Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluunun güvencesi altnda olmayan ve yeterli ödeme gücü bulunmayan
özürlüler yeil kart1 uygulamasndan faydalanmaktadrlar. Bu kapsamda tedavi, muayene, ilaç, tetkik ve ortezprotez ihtiyaçlar temin edilmektedir.
Yoksulluk ve özürlülük olgularnn her biri yaamsal
zorluklar içermekte, kiilerin toplumsal yaama katlm önünde büyük engel oluturmaktadr. Bu iki olgunun
birlikte yaanmas durumu ise çift dezavantajllk yaratmakta olup, yoksulluun daha da derinlemesine sebep
olmaktadr. Dolaysyla toplumsal eitlii salamak adna
herhangi bir geliri ve sosyal güvencesi olmayan yoksul
özürlülerin karlksz devlet transferleriyle desteklenmesi sosyal devletin önemli bir yükümlülüü olarak görülmektedir.
Ülkemizde primli sisteminin dnda kalan ve ilgili kanunlarda belirtilen muhtaçlk kriterlerine uyanlara
karlksz olarak verilen ayni-nakdi yardmlar söz konusudur.
Bunlar dnda, özürlülerin sosyal ve kültürel haklardan ücretsiz veya indirimli yararlanmalar, toplumsal
yaama katlmlar için maddi yetersizliklerini bir ölçüde
Sosyal Devlet Anlay ve Sosyal Politika Uygulamalarnda Deiimin Dinamikleri - Selma Aliye KAVAF
azaltmak özürlü bireylere çeitli indirimler uygulanmaktadr.
Sosyal devlet, tüm toplumsal kesimlerin özellikle de
dezavantajllk yaayan toplumsal kesimlerin sosyal ve
ekonomik haklardan tam ve eit ölçüde yararlanmas açsndan gerekli tüm tedbirleri almak yükümlülüündedir.
Özürlüler, toplumun dier kesimlerine göre toplumsal
engellenmilii ve yaam zorluklar daha fazla olan bir
toplumsal kesimi oluturmaktadr.
Ülkemizde son yllarda özürlülerin ayrmcla maruz
kalmadan, frsat eitlii temelinde toplumsal yaama tam
olarak katlmn hedefleyen yasal ve uygulamaya yönelik önemli admlar atlmtr. Bundan sonraki süreçte yaplacak çalmalarn, uygulamada yaanan aksaklklarn
ortadan kaldrlmasn giderir biçimde var olan haklarn
sürdürülebilirliinin ve etkin korumasnn salanmasna
ve bu haklarn kapsamnn mümkün olduunca gelitirilmesi temel hedefimizdir.
Kendine güvenen ve birbirine kenetlenen bireylerden
oluan güçlü bir toplumun inas için, kadnlarmzn da
erkekler gibi her alanda eit haklara sahip olmasn, kadna kar iddetin önlenmesini, kadnlarmzn statülerinin yükseltilmesini, çalanlarmzn hayat ve i koullarnn iyiletirilmesini salayacak yasal düzenlemeleri
gerçekletirmi, yallarmzn düzenli bir hayat standardna kavumas, özürlülerimizin sosyal ve mesleki alana
entegre edilmesini salayacak projeler uygulamaya konmutur.
Kadn yoksulluu ile mücadele ve kadn istihdamnn
artrlmas kapsamnda ülkemizde mikro kredi uygulamalarnn yaygnlatrlmas ve kadn giriimciliinin
tevik edilmesi ve desteklenmesi amacyla çalmalar
sürdürülecek ve kurumlar aras ibirlii güçlendirilecektir. Kadn giriimciliinin tevik edilmesi ve yoksulluun
önlenmesi için dünyada ve ülkemizde örnekleri olan
mikro kredi uygulamalarnn yaygnlatrlmas amacyla
ve l Özel daresinin görev ve yetkileri arasnda yoksullara mikro kredi verilmesinin de yer almas nedeniyle,
bu Kanunun söz konusu maddesinin özellikle pozitif ayrmclk içerecek ekilde kadn yoksulluunu azaltmaya
yönelik olarak 81 l Valiliimiz tarafndan uygulanmas
hususunda çileri Bakanl nezdindeki giriimlerimiz
neticesinde uygulamalar balatlmtr. Uygulamalarn
deerlendirilmesi amacyla Genel Müdürlüümüz tarafndan “Mikro Kredi Uygulamalar Envanteri Çalmas”
yürütülmektedir. Söz konusu çalma kapsamnda bugüne kadar 28 ilden elde edilen bilgilere göre 5486 kii
mikro kredi imkânlarndan yararlanmtr. Mikro kredi
uygulamasnn baarl örnekleri arasnda yer alan Mer-
sin ilinde mikro kredi kullanan 46 kadn kendi iyerini
açarak giriimcilie adm atmtr.
O
Avrupa Birlii’ne üyelik sürecinde, “Avrupa stihdam Stratejisi” çerçevesinde hazrlanan “Ortak Deerlendirme Belgesi ve Ortak çerme Belgesi”nde,
kadn giriimcilerin desteklenmesi ve kadn giriimciliinin teviki önemli yer tutmaktadr. Belgede, kadnlarn istihdama katlmlarnn artrlmas
için tespit edilen öncelikler arasnda, toplumun
kadna bakn deitirmeyi hedefleyen çalmalar
önemle vurgulanmtr. Toplumsal cinsiyet eitliini yaama geçirme çabalarnn arttrlmas alt
çizilen konulardan biridir.
O
9. Kalknma Plannda ise kadnlarmzn i hayatna aktif katlmlarna ilikin baz tedbirlere yer verilmitir. bulma, giriimcilik eitimleri ve aktif
igücü programlar kapsamnda, kadnlarn istihdam garantili eitim programlarndan yararlandrlmas bu tedbirler çerçevesinde ele alnmaktadr.
O
“Toplumsal Cinsiyet Eitlii Ulusal Eylem Plan”
da 9. Kalknma Planmz paralelinde hedef ve stratejileri içermektedir. 2008–2013 yllarna ilikin
olarak hazrlanan Eylem Plannda, “Kadn ve Ekonomi”, “Kadn ve Yoksulluk” bölümleri bu dorultuda ön plana çkmaktadr.
O
73 ilde örgütlenen Türkiye Odalar ve Borsalar Birlii Kadn Giriimciler Kurulu ve l Kadn Giriimciler Kurullar, kadn giriimcilik potansiyelinin
hem nicelik hem nitelik bakmndan gelitirilmesi
ve daha donanml hale getirilmesi amacyla politikalar gelitirmek ve giriimcilik kültürünün kadnlar arasnda gelimesine öncülük etmektedir.
O
2007 ylnda Gelir Vergisi Kanunu’nda yaplan
deiiklikle, kadnlarmzn, evlerinde üreterek
sattklar ürünlerden elde edilen gelirler, vergiden
muaf tutulmutur.
O
2008 ylnda yürürlüe giren “stihdam Paketi”nde
mevcut istihdama ilave olarak ie alnan kadnlar
ve 18–29 ya aras gençlere ait sigorta primleri 5
yl boyunca sizlik Sigortas Fonu’ndan karlanacaktr. Yeni yaynlanan stihdam Paketi’nde de
bu uygulamann devam edeceine ilikin hüküm
bulunmaktadr.
O
2008 ylnda yürütülen “Cansuyu Destek Kredisi” ile imalatç esnaf ve sanatkârlara 25 bin TL’ye
kadar kullandrlan sfr faizli, ilk 6 ay ödemesiz
18 ay vadeli kredi miktar, kadn imalatç esnaf
27
dosya
sosyal devlet bitti mi?
ve sanatkârlarmz için 30 bin TL olarak uygulanmtr.
O
“ Merkezleri Yoluyla Kadn Giriimciliinin Desteklenmesi Projesi” kapsamnda KOSGEB bünyesinde 5 merkezde açlan “Kadn Gelitirme
Merkezleri”nde, kendi ilerini kurmak isteyen kadn giriimcilere balangç destei verilmektedir.
O
Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar KonfederasyonuTESK, Avrupa Birlii’nin mali destei ile “Kadn
Giriimciliini Destekleme Projesi”ni yürütmektedir. 25 ilde yürütülen bu Projede kadn giriimcilerimizin saylarn arttrma ve kadn esnaf ve sanatkârlara i gelitirme destei verme hedeflenmitir.
O
9. Be Yllk Kalknma Plannda, aktif igücü politikalaryla istihdam edilebilirliin artrlmas, igücü piyasasna giriin kolaylatrlmas ve tevik
edilmesi yoluyla igücüne katlma orannn yüzde
2,1 orannda artrlmas öngörülmekte, bu artn
temel belirleyicisinin de kadnlar olaca vurgulanmaktadr. 2007–2013 yllarn kapsayan Plan
dönemi hedef ve tahminlerde kadnlarn igücüne
katlma orannn 2013 ylna kadar yüzde 29,6 olmas beklenmektedir.
28
O
O
O
Kurulularmzda kalan gençlere, özürlülere ve
kadn konukevlerinde kalan kadnlara meslek
edindirmek, eitim ve istihdam alannda söz konusu kiilerin de yer almasn salamak amacyla
bu alanda yaplan i birlikleri yüzde 50 orannda
arttrlacaktr.
Eitimde Türkiye’nin hedefi, 2013 ylna kadar kz
ve erkek çocuklar için okullama orann yüzde
100’e ulatrmaktr. Yoksulluk nedeniyle çocuklarn okula gönderemeyen veya okuldan almak
zorunda kalan aileleri desteklemek amacyla düzenli olarak ekonomik yardmda bulunulmutur.
Bu yardmn uygulanmasnda ilk kez geçici özel
önlem uygulanm ve nakit yardmnda kz çocuklar için yaplan yardm, erkek çocuklarna göre
daha yüksek tutulmutur. Yaklak 239.112 kz
çocuu eitim imkânna kavumutur. Kz çocuklarnn okullulamas, okumaz-yazmaz kadnlarmzn okur-yazarllnn artrlabilmesi için çeitli
kampanyalar ve projeler yürütülmektedir (Haydi
Kzlar Okula ve Ana Kz Okuldayz kampanyalar
gibi).
Gelir Vergisi Kanunu’nda 2007 ylnda yaplan
deiiklikle baz ürünleri iyeri açmakszn satanlara gelir vergisi muafiyeti getirilmitir. Söz ko-
nusu Kanunun ilgili maddesi, evlerde kullanlan
diki, nak, mutfak robotu, ütü ve benzeri makine ve aletler hariç olmak üzere, muharrik kuvvet
kullanmamak ve dardan içi almamak artyla;
oturduklar evlerde imal ettikleri ürünleri iyeri
açmakszn satanlar gelir vergisinden muaf tutmaktadr.
O
Yasayla; “Bu ürünlerin, pazar takibi suretiyle satlmas ile ticarî, ziraî veya meslekî faaliyetleri dolaysyla gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olanlarn
düzenledikleri hariç olmak üzere; düzenlenen kermes, festival, panayr ile kamu kurum ve kurulularnca geçici olarak belirlenen yerlerde satlmas
muaflktan faydalanmaya engel deildir.” hükmü
de getirilmitir. Söz konusu yasa, ev hanmlarn
meslek sahibi yapp belli bir gelire kavuturaca
gibi, ülkemizde giderek dümekte olan kadn istihdamna da olumlu katk salayacaktr.
O
Kadn Giriimciliinin özendirilmesi ve tevik edilmesi, mesleki beceri kazandrlmas ve istihdam
yaratlmasna yönelik yürütülen faaliyetlere arlk verilmitir. Gerek okuryazar olmayan gerekse
niteliksiz igücü konumundaki yetikin kadnlarmz için yaygn eitim faaliyetleri (okuma yazma
kurslar, mesleki bilgi beceri elde etmeye yönelik
kurslar vb.) igücü piyasasnn da ihtiyaçlar göz
önünde bulundurularak çeitlendirilmektedir.
O
Kadnlarn ve gençlerin istihdamn artrmak amacyla hazrlanan stihdam Paketi’nde, mevcut istihdama ilave olarak ie alnan kadnlar ile 18–29 ya
aras gençlere ait SSK iveren priminin 5 yl boyunca kademeli olarak sizlik Sigortas Fonu’ndan
karlanaca hususu yer almaktadr. verene ait
sigorta priminin; 1. yl yüzde 100’ü; 2. yl yüzde
80’i; 3. yl yüzde 60’; 4. yl yüzde 40’; 5. yl yüzde
20’si sizlik Sigorta Fonu’ndan karlanacaktr.
Bu çerçevede sosyal hizmetler; insan haklarn esas
alan, halkn gönüllü katk ve katlmnn saland, yerinden yönetim ilkesinin uyguland, sunulan hizmetlerin merkezi yönetimin yan sra halk tarafndan denetlenmesine imkan tannd, liyakat ve ehliyetin ön planda
tutulduu bir politika ile yürütülmektedir.
Notlar
1 5510 sayl Kanunla 18/6/1992 tarihli ve 3816 sayl Ödeme Gücü
Olmayan Vatandalarn Tedavi Giderlerinin Yeil Kart Verilerek
Devlet Tarafndan Karlanmas Hakknda Kanun kapsamnda yeil
kart verilen kiilerin genel salk sigortal saylaca hükme balanmtr.
Sosyal Devlet AK Parti le Kabuk Deitiriyor - Prof. Dr. Nükhet HOTAR
Sosyal Devlet AK Parti le
Kabuk Deitiriyor
Q Prof. Dr. Nükhet HOTAR / AK Parti Genel Bakan Yardmcs ve zmir Milletvekili
çinde bulunduumuz yüzylda etkisini youn olarak hissettiren küreselleme; ekonomiden siyasete
kadar hemen her alanda etkisini hissettirmektedir.
Küreselleme süreci ile bir çok alanda yaanan deiim
devletin Sosyal niteliini etkileyerek onun uygulamalarnn farkllamamasna neden olmutur. Bunun içindir ki
sosyal alanda müahede edilen ve toplumsal konularda
var olan problemlerimizle mücadelede; küreselleme olgusunu dikkate almak, çözüm politikalarmzn gerçeklii ile dorudan ilgilidir.
Küresellemenin etkisi ile deien Sosyal Devletin AK
Parti hükümetleri dönemindeki durumunu ve evirildii
yeni halini ele aldmz bu çalmaya yoksulluu tanmlayarak balamak isabetli olacaktr. Zira Sosyal Devletin
ilk muhatab, toplumlarda var olan yoksullar ve çeitli
sebeplerle yoksunluk çekenlerledir.
Tarihsel olarak yoksulluk; “kiinin varln sürdürebilmesi için gereksinim duyduu temel ihtiyaçlar karlayabilecek bir gelir düzeyinden mahrum olma durumu”
olarak kabul edilirken günümüzde; “mal ve mülk yokluunun ötesinde yaanlabilir bir hayat frsatnn mevcut olmamas” durumu olarak da tanmlamaktadr.
Tanmdan da anlalaca üzere yoksulluk; temel ihtiyaçlarn karlanamamas olarak görülürken, günümüzde
küresellemenin de etkisi ile baka bir hale bürünmütür. Yoksulluun tanmnda yaanan bu deiim; birey
ihtiyaçlarnn fizyolojik ve güvenlik ihtiyacnn ötesine
geçerek yaanabilir hayat standartlarna evirilmesi, Sosyal Devleti, örgütlenme biçiminden yardm sunma biçimine kadar bir çok alanda yenilie zorlamtr. Bu yeni
dönemde; kararlarn merkezden alnd hantal örgütlenme biçimi ilevini kaybederek yerel dinamiklerin ön
plana çkarld, hizmet sunumunda paket yardmlar yerine bireysel ihtiyaçlarn gözetildii bütüncül yaklama
yerini brakmtr.
Sosyal Politikada Deien Vizyon: Pro-Aktif Sosyal
Politika
Pro-aktif Sosyal Politika; problemlere göre pozisyon
belirleyip hareket etme yerine, vuku bulmayan sorunlar
ön görüp onlara ekil verecek bütünleik yaklam gelitirme olarak ifade edilir. Hazrlanan programda “merkezi
devletin yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri ve özel sektörle ibirlii yapmas salanarak sosyal devlet hizmetlerinde verimlilik, sürat ve kaynak kapasitesi artrlacaktr”
ifadesi yer almaktadr. Böylece bütünleik yaklamla
gelitirilen pro-aktif sosyal politikann önemine dikkat
çekilmi ve çalmalar bu dorultuda ekillendirilmitir.
Yeni döneme yön veren dinamikler dorultusunda
gelitirip uygulad sosyal politika anlayyla devleti
halka hizmet etme arac olarak gören AK Parti, bir snf ve kesimin deil bütün vatandalarmzn refah ve
mutluluunu salayacak sosyal politikalar yürüteceini
parti program aracl ile sosyal taraflarn dikkatine
sunmutur.
Bütünleik sosyal politika anlaynn en önemli noktasn yoksunluklar oluturmaktadr. Çeitli sebeplerle
bireyin yüzletii imkanszlklar sonucu yaad yoksulluk, en temel ihtiyaçlarndan olan özgürlük, adalet ve
hak arama konularnda yaad yoksunluun yannda
daha az öneme sahip bir konudur. Zira medeni bir toplum olmann göstergesi olan ve insanln yüzyllar boyu
süren mücadeleleri sonucu elde edilmi kazanmlar olan
temel hak ve özgürlüklerin tesis edilerek bireylerin saygnlnn artrlmas, toplumsal güveni perçinleyecek,
sosyal ve iktisadi dinamikleri harekete geçirecek baat
bir güçtür.
Bu balamda, dönemimizde ele alnan sosyal meselelere ilikin sorunlar kapsamnda Türk Ceza Kanunu
ve beraberindeki birçok kanun evrensel hukuk ilkeleri
gözetilerek yenilenirken temel hak ve özgürlüklere ilikin güvenceler artrlmtr. Bunun yannda kadn erkek
eitliini etkin ekilde salamaya yönelik yaplan düzenlemelerle de düünce ve ifade özgürlüünün alan geniletilmitir.
Yine temel hak ve özgürlükler kapsamnda ele alnp
nihayete erdirilen çalmalar, sosyal yardmlarn etkin
datm ile tamamlanm ve anlaml sonuçlara ulalmtr.
29
dosya
sosyal devlet bitti mi?
Sosyal Politikada Hizmet Çeitlenmesi
sizleri, fakirleri, dükünleri, hastalar, özürlüleri gözeten, onlarn insan onuruna yakacak ekilde yaamalarn salayacak bir sosyal devlet anlaynn kaçnlmaz
olduunu ifade ettiimiz parti programmzda; kamusal
alandaki tüm düzenlemelerin hakkaniyet ilkesine uygun
yaplmas amacyla kamu kurum kurulularna yükümlülükler verilecei belirtilmitir.
Bu amaca matuf olarak hükümetimizce 2006-2010
ylarn kapsayan ve 2.8 milyar TL’lik bütçe ile “Bilgi
Toplumu Stratejisi Eylem Plan” hazrlanmtr. Hazrlanan ve halen birden fazla kurum tarafndan icra edilen
eylem plan, 7 temel stratejik alan üzerine bina edilmitir. Eylem plannn 48. maddesinde yer alan “Bütünleik
Sosyal Yardm Hizmetleri” ile Sosyal Devletin dönüüm
noktalar tespit edilmitir. 2007 ylnda uygulanmaya
balanan plan kapsamnda yaplan çalmalarda sosyal
yardmlarn datmnda etkinlii salayacak önemli dönüümler balatlmtr.
Madde: Bütünleik Sosyal Yardm Hizmetleri
30
O
Devlet tarafndan verilen tüm sosyal yardmlar
tek çat altnda toplanacak, sosyal yardmlarla
ilgili veri tabanlar entegre edilerek hane halk
yaklam gelitirilecektir.
O
Özürlüler veri taban da dahil olmak üzere veri
tabanlar arasnda bilgi paylam ve etkin denetim salanacaktr.
O
Vatandalara sosyal yardmlarla ilgili tüm bilgilerin tek noktadan ulatrlmas, sosyal yardm
konusunda etkin yönlendirme yaplabilmesi salanacaktr.
O
cak ekilde düzenlenmitir. Reform ile; 18 yan altndaki nüfus ön artsz kapsama alnrken hizmetlere ulam
kolaylatrlmtr. Buna karn eski dönemde göz ard
edilen külfet-nimet dengesine azami ölçüde özen gösterilmitir. Zira çkarlan yasa ile; 16 yl boyunca 219.7
milyar TL’lik açkla koca bir kara delik olan ve mücadele
edilebilir olmaktan çkan Soysal Güvenlik sisteminden
kaynaklanan açn önüne geçilmeye çallm ve Sosyal
Güvenliin kapsamnda olmayan hizmetlerin kapsama
alnmas salanmtr.
Sosyal Güvenlikteki yatrmlarn salktaki dönüümle örtümesini salamak ve salk hizmeti almak isteyen vatandamzn daha rahat ulaabilecekleri ekilde
organize etme maksadyla 7.5 milyon TL’lik katk salanmtr. Bunun yannda özürlü1 ve yal2 vatandalarmza
verilen maalarla sosyal dlanmlk önlenmeye çallmtr. Bu amaca paralel olarak, sosyal güvenlik emsiyesi altnda olmayan vatandalarn temel ihtiyaçlar da
sosyal yardmlar ile karlanmaktadr.
Sosyal Yardmlara Aktarlan Kaynak Yüzde 350
Artmtr
2002 ylnda Sosyal Yardmlama ve Dayanma Vakflarna ayda ortalama 9 Milyon TL kaynak tahsis edilirken, 2008 yl Austos ayna kadar 40 Milyon TL,
Austos ayndan itibaren ise 50 Milyon TL kaynak tahsis
edilmitir. Valilikler ve kaymakamlklar aracl ile tevdi edilen yardmlarda bölgesel gelimilikler ve bölgede
yaayan nüfus birlikte ele alnm ve uygulamalar buna
göre yönlendirilmitir.
Tablo 1: Yllar tibaryla Sosyal Yardmlama ve
Dayanma Vakflarna Aktarlan
Periyodik Pay
Oluturulacak karar destek sistemi ile sosyal
güvenlik politikalarnn desteklenmesi salanacaktr.
Kaynak: DPT, Bilgi Toplumu Stratejisi Eylem Plan (2006-2010)
Bir plana skmayacak kadar geni bir boyutta ele
alnan, AK Partinin sosyal politika vizyonu ile gelitiren
ve 2010 ylnda sonlanacak ekilde organize edilen “Bilgi
Toplumu Stratejisi Eylem Plan” devleti bürokratik yükten kurtarp vatandan huzurunu tesis etmenin yannda
önemli ölçüde ekonomik tasarruf salayacaktr. Nitekim
sosyal güvenlik reformu ile, tasarrufun yannda standart
ve norm birlii de salanmtr.
Sosyal Devletin en önemli ödevlerinden olan Sosyal
Güvenlik sistemi, reform sonucu tüm nüfusu kapsaya-
Sosyal yardmlarda; ücretsiz ders kitaplarnn datld, 2 milyon 260 bin 224 kiinin yakacak yardmndan
yararland, 2 milyon 71 bin 300 örencinin artl Nakit
transferinden yararland ve eitimine devam eden 27
Sosyal Devlet AK Parti le Kabuk Deitiriyor - Prof. Dr. Nükhet HOTAR
bin 205 özürlü örencinin okullarna ücretsiz tand
yeni dönem 3 Kasm 2002’de balamtr.
dan kaldrmakla kalmayp yeni sorunlarn olumasn da
engellemektedir.
Bunun dnda bireyin temel haklarndan olan barnma hakkna eriimini kolaylatrmak, maduriyetleri önlemek maksadyla hz verilen TOK çalmalar ile
bugüne kadar 340 bin konut üretilmitir. Türkiye’nin
farkl illerinde üretilen bu konutlarn 174 bin 463 tanesi
dar orta gelir gurubuna, 92 bin 598 tanesi yoksullara,
9 bin 393 tanesi afet bölgelerindeki vatandalara, 3 bin
472 tanesi 31 köyde olmak üzere tarm köy uygulamalar kapsamnda üretilmitir.Ayrca ehit aileleri, malüller,
dul ve yetimlerin konut ihtiyaçlarn karlamak üzere
verilen Toplu Konut Kredileri3 ile kolay ve kuraya tabi
olmadan ev sahibi olmalarn salayacak düzenlemeler
yaplmtr.
2000 ylndan itibaren Kii Ba Milli Gelir rakamlarnn verildii aadaki tabloya göre 2002 ylnda 3 bin
310 dolar olan KBMG 2008 yl itibar ile 10 bin 436 dolara yükselmitir.
Temel haklardan olan barnma ihtiyacna ilikin gelitiren çözümün benzeri çalma yaamndaki güvencesiz kimseler için de düzenlenmitir. sahibi olmasna
karn çeitli sebeplerle isiz kalma riski ile yüzleip
dezavantajl konuma gerileyen 18-29 ya arasndaki 35
bin gencin ve kadnn istihdam edilmelerinde iverence
yüklenilen prim devletçe karlanmtr. Ayrca yararlanma koullar iyiletirilen ve kriz döneminde 2 bin 312
iverene verilen ksa çalma ödenei ve 1 milyon 624
bin 402 kiiye verilen isizlik ödenei pro-aktif sosyal
politika gerei kapsama alnmlardr. Ayrca kriz döneminde, 2009 ylnn ilk sekiz ayn kapsayan dönemde,
isiz durumda olanlarn çalma yaamna kazandrlmalarna yönelik olarak düzenlenen istihdam kurslarna 98
bin 541 kii4 katlmtr. Günlük 15 TL ücretin ödendii
katlmclardan 56 bin 342 tanesi igücü yetirme maksadyla devam ederken 10 bin 574 tanesi istihdam garantili
kurslara devam etmektedirler.
Ksaca ifade etmek gerekirse sosyal ve toplumsal hayatn her alannda e zamanl olarak yürütülen programlar çerçevesinde sosyal sorunlarla mücadele eden yaklam tarz; Sosyal Devleti bitirmek bir yana, onun etki
gücünü artrarak mahiyetini deitirmitir. Sözü edilen
bu deiimi ülkemizdeki ortalama yaam süresinde görülen arttan, Kii Ba Milli Gelir (KBMG) rakamlarnda
görülen arttan, gelir dalmdaki iyilemeden ve yoksul
vatanda saysnda görülen azalmadan da okuyabiliriz.
BM verilerine göre ülkemizde ortalama yaam süre5
si 68.9’dan, 71.4’e yükselmitir. Erkeklerde ortalama
yaam süresi 69 yl iken kadnlarda 73.9’dur. Ortalama
yaam süresinin artmas ülkemizde var olan sorunlarla
mücadelede önemli ölçüde baar salandna iaret etmektedir. Zira salk, eitim, barnma, açlk vb. ihtiyaçlarn eksiksizce karlanyor olmas sosyal problemi orta-
Tablo 2: Yllar tibaryla Kii Ba Gayri Safi Milli
Hasla
31
KBMG rakamlarnda görülen artn gelir dalmndaki iyileme ile paralellik arz etmesi uygulanmakta olan
Sosyal Politikalarn doruluuna iaret etmektedir. Yandaki tabloda görüldüü üzere nüfusun en yoksul yüzde 20’lik kesiminin toplam gelirden ald pay 2002’de
yüzde 5.3 iken, 2005 ylnda yüzde 6.1’e yükselmitir.
Yine nüfusun en zengin yüzde 20’lik kesiminin toplam
gelirden ald pay 2002’de yüzde 50 iken 2005 ylnda
44.4’e gerilemesi gelir dalmndaki iyilemeye iaret etmektedir.
Tablo 3: Yllar tibaryla Gelir Dalm
Yllar itibariyle gelir dalm6
I. % 20
II. % 20
III. % 20
IV. % 20
V. % 20
1994
4.9
8.6
12.6
19.0
54.9
2002
5.3
9.8
14.0
20.8
50.0
2003
6.0
10.3
14.5
20.9
48.3
2004
6.0
10.7
15.2
21.9
46.2
2005
6.1
11.1
15.8
22.6
44.4
Pro-aktif sosyal politikann en önemli sonucu kukusuz yoksullukla mücadelede bizlere kazandrdklardr.
Dönemimizde uygulanan ekonomik ve sosyal politika-
dosya
sosyal devlet bitti mi?
lar sonucu ülkemizde gda yoksulluu çeken kii oran
(Tablo 4) yüzde 0,54’e gerilemitir. Ayrca 2002 ylnda
yoksulluk snrnn altnda yaayanlarn oran (Tablo 5)
yüzde 30 seviyesinde iken 2007 ylnda yüzde 18.56’ya
gerilemitir.
Tablo 4: Yllar tibaryla Gda Yoksulluu
Ayrca uluslar aras göstergelerde kullanlan kii ba
günlük kazanç miktarlar ile ilgili veriler ele alndnda;
Tablo 6’dan da izlenebilecei gibi, 2006 ylndan itibaren
ülkemizde 1 dolarn altnda gelir elde eden hiçbir kiinin
bulunmad görülecektir.
Sosyal Devletin faaliyetini; aktif ve pasif politikalara sdrmaya çalmayp bugünü ve gelecei bir bütün
olarak gören ve çalmalarn sorunlu alanlara sktrp
snrlamayan bir anlayla ele alan yaklam sonucu, yukarda saylan çalmalara ilave olarak, 2003’ten beri 64
adet kent orman ile sosyal devlet geni kapsamda ele
alnm ve sosyal devlet anlay dönütürülmütür.
Yine gençlerimize yönelik yaptmz yatrmlar neticesinde; 0-18 ya gurubuna hizmet vermesi amacyla
oluturulan ve yapm biten 83 adet çocuk evi tamamlanm, sporculara verdiimiz desteklerle lisansl sporcu
saymz da 2 milyon 171 bin 784’e yükselmitir.
Tablo 5: Yllar tibaryla Yoksulluk Oran Oran
32
“Sosyal alandaki süreklilik”; bütünleik sosyal politika
anlaynn ön kabulüdür. Sosyal riskin ortadan kaldrlmas kalc çözüm için yeterli deildir. Kalc çözüm; ilgili yoksulluun üremesine sebep olan kültürün ortadan
kaldrlmas ile mümkündür. Yeni mücadele stratejisinin
en önemli noktasn oluturan yoksullua/eitsizlie neden olan kültürle mücadele etmek, sosyal politika uygulamalarnn baars için gereklidir.
Notlar
1 Haziran 2009 itibaryla 3 ayda bir; % 40 ve % 70 aras özürlü olanlar
584 TL, % 70 üzeri olanlar 876 TL almaktadr. Halen ödeme yaplan
özürlü says 110 bindir.
2 Haziran 2009 itibaryla 3 ayda bir: 219.10 TL almaktadrlar.
3 2009 yl için tahsis edilen kredi miktar 52 bin 993 TL’dir. 20032009 yllar için tahsis edilen miktar ise 272,4 bi TL’dir.
4 stihdam kurslarna 2007 ylnda 33 bin 597 kii katlrken, 2008
ylnda 31 bin 927 kii katlmtr.
5 2008 yl UNDP verileri. (2005 ylna ait verilere yer verilmitir.)
6 TUK tarafndan yaynlan en son istatistik 2005 ylnda yaynlanmtr.
Tablo 6: Yllar tibaryla Kii Ba Günlük Kazanç Miktar
Sosyal Devlet mi, Sadaka Devleti mi? - Kemal KILIÇDAROLU
Sosyal Devlet mi, Sadaka Devleti mi?
Q Kemal KILIÇDAROLU / CHP Grup Bakanvekili, stanbul Milletvekili
osyal devlet anlay, 1961 Anayasas ile hukuk
sistemimize girmitir. Bu anlay, bir anlamda
devletin, güçsüzler lehine ekonomik ve sosyal
yaama müdahalesi demektir. Dolaysyla sosyal devletin temel felsefesi, o ülkede yaayanlarn geleceinin
güvence altna alnmasdr. Bir baka anlatmla sosyal
devlet, o ülkede yaayan yurttalarn geleceklerinden
emin olduklar düzeni yaama geçiren devlettir.
S
larndan birini oluturan sosyal güvenlik kavramnn
içerdii temel esas ve ilkeler uyarnca, toplumda yoksul
ve muhtaç insanlara Devletçe yardm edilerek onlara
insan onuruna yarar asgarî yaam düzeyi salanmas, böylece, sosyal adaletin ve sosyal devlet ilkelerinin
gerçeklemesine elverili ortamn yaratlmas gerekir.”
(Anayasa Mahkemesi Kararlar Dergisi, say 24, s. 451452)
1961 Anayasasnn gerekçesinde sosyal devlet “fertlere yalnz klasik hürriyetleri salamakla yetinmeyip,
ayn zamanda onlarn insan gibi yaamalar için zaruri
olan maddi ihtiyaçlarnn karlanmasn kendisine vazife edinen devlettir” eklinde tanmlanmtr.
Anayasa ve Anayasa Mahkemesi pek çok kararnda sosyal devleti “çada devlet” anlaynn bir gerei
olarak tanmlarken, biz gerçekten de sosyal devletin gereklerini yerine getiriyor muyuz?
Anayasa Mahkemesi de bir kararnda sosyal devleti öyle tanmlamaktadr: “Sosyal hukuk devleti, insan
hak ve hürriyetlerine sayg gösteren, ferdin huzur ve
refahn gerçekletiren ve teminat altna alan, kii ile
toplum arasnda denge kuran, emek ve sermaye ilikilerini dengeli olarak düzenleyen, özel teebbüsün
güvenlik ve kararllk içinde çalmasn salayan, çalanlarn insanca yaamasn ve çalma hayatnn
kararllk içinde gelimesi için sosyal, iktisadi ve mali
tedbirler alarak çalanlar koruyan, isizlii önleyici
ve milli gelirin adalete uygun bir biçimde dalmasn
salayc tedbirleri alan, adaletli bir hukuk düzeni kuran ve bunu devam ettirmeye kendini yükümlü sayan,
hukuka bal, kararllk içinde ve gerçekçi bir özgürlük
rejimi uygulayan devlettir.” (18.2.1985 gün ve E.84/9,
K.85/4 sayl karar)
Bu tanm, çada devlet anlaynn ne olmas gerektiini bize göstermektedir. Çada devlet anlayn
da yine bir baka Anayasa Mahkemesi kararnda görüyoruz. Anayasa Mahkemesi söz konusu kararnda öyle
diyor: “Çada devlet anlay, sosyal hukuk devletinin,
tüm kurumlaryla Anayasa’nn sözüne ve ruhuna uygun
biçimde kurulmasn gerekli klar. Hukuk devletinin
amaç edindii kiinin korunmas; toplumda sosyal güvenliin ve sosyal adaletin salanmas yoluyla gerçekletirilebilir. (...) Anayasa’nn Cumhuriyetin nitelikleri
arasnda yer verdii sosyal hukuk devletinin dayanak-
Sosyal devlet anlayyla badamayan sosyal politika eletirilerimizi ksaca öyle sralayabiliriz.
1. Sosyal devlet kavramnn içi, AKP iktidaryla
birlikte hzla boaltlmtr. Sadaka devlet kavram sosyal devletin yerini almtr. Böylece
yurttan, “yurtta” deil de “kul” olmasnn
yolu bilinçli olarak açlyor. Yoksullarn yoksulluunun açkça tehir edildii, bir süreç bu
dönemde olaanlatrlmaya çallmaktadr.
2. Sendikalama aama aama yok ediliyor. Sendikal haklar trpanlanyor. Tuzla da 50’ye yakn
içi, i kazas sonucu yaamn yitirdi. Ama siyasal iktidar duyarszln koruyor. Hatta Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanl bu konuda
görevini yapmyor ya da yapar gibi görünüyor.
Eski TÜRK- Genel Bakan Bayram Meral’in
bakanlnda oluturulan CHP Tuzla Heyetinin Tuzla’da yaananlarla ilgili olarak düzenledii rapordan u iki çarpc bölüm, gerçekten de
olumsuzluklarn kaynan açk ve net bir ekilde ortaya koymaktadr.
“Çalma ve Sosyal Bakanl’nn verilerine göre
tersanelerde çalan 16.173 içiden, 12.427’si
taerona bal olarak çalyor. çiler iyerlerinde ölümle sonuçlanan kazalarn fazlalnn
temel nedeni taeronlamadr.” (CHP Tuzla Heyeti Raporundan)
33
dosya
sosyal devlet bitti mi?
“Sektörde çalan taeron içiler, genelde Gaziantep, anlurfa, rnak ve Ar gibi illerimizden
geliyor. Bu içilerin en önemli sorunlarndan birisi de kalacak yerlerinin olmamasdr. Taeron
firmalar bu içileri 20 ila 25 kiilik gruplar halinde tuvalet, banyo, mutfak ve yatma yeri ortak
kullanlan, gecekondu tipinde tek odal veya
çok küçük evlerde barndrmaktadr. Örnek vermek gerekirse, Aydnl’da tek odal bir evde 8’i
anlurfa, 18’i ise rnak’l olmak üzere toplam
24 içinin kald yer heyetimizce görülmütür.
nsanlk koullarna aykr bu tablo tersanelerde
çalma bar salanmasnn önündeki en büyük engeldir.” (CHP Tuzla Heyeti Raporundan)
Unutmamak gerekiyor ki, bu tablonun içinden
“sosyal devlet” çkmaz.
34
3. Kaytd çalmaya siyasal iktidar göz yumuyor. Bugün yaklak 5-5,5 milyon insan kaytd çalyor. Kaytd çalma, sadece kaytd çalan cezalandrmyor, kaytd çalann
aile bireyleri de tümüyle sosyal güvencenin
dnda kalyorlar.
4. Taeronlama AKP hükümetiyle birlikte neredeyse devletin asli istihdam ekline dönümütür. Bugün taeron aracl ile içi istihdam
eden en büyük iveren devlettir. TBMM’den,
bakanlklara, özerk kurululardan belediyelere
kadar taeron içilik uygulamas yaygnlamtr. Bir anlamda çada köleliin yolu yasallatrlmtr.
5. zlenen vergi politikalaryla fatura emekçilere çkarlmtr. AKP iktidarnda, Kurumlar ve
Gelir Vergisi oranlarndaki düü hemen uygulamaya konulurken, ücret gelirleri üzerindeki
vergilerin düüü bir yl sonraya (1.1.2008’e) braklmtr. Yani fatura emekçilere çkarlmtr.
Oysa scak parasn Türkiye’ye getirip, dünyann en yüksek faizini elde edenlere, ciddi vergi
ayrcalklar getirilmi, bunlarn Türkiye’de elde
ettikleri faizler nedeniyle vergi ödememelerinin
önü açlmtr. Bir baka anlatmla, dünyann en
yüksek faizini Türkiye’de elde edenler vergi vermemi, ama bunlarn faizlerini emekçiler aln
terleriyle ödemilerdir. Prlanta tatan KDV’yi
kaldran AKP, ekmekte KDV’yi kaldrmamtr.
6. Sosyal sigorta fonlar tüm uygar ülkelerde vergilendirilmez. Çünkü bu fonlarn iletilmesinde kar mant yoktur. Fonlarn temel amac,
oluan sosyal riske, ekonomik güvence salamaktr. AKP, “sizlik Sigortas Fonu” gelirlerini çkard bir yasa ile vergilendirmitir. Böylece devlet yüzde 1 olarak katk yapt Fondan,
vergi yoluyla daha fazlasn geri almaya balamtr.
7. sizlik sigortas fonuna yönelik uygulama sadece vergilemeyle snrl kalmam, burada biriken parann gelirleri, isizlii önlemek için
deil, AKP Hükümetinin gereksinme duyduu
baka alanlara faizsiz olarak aktarlmtr.
8. AKP Hükümetinin çkard 5510 sayl Yasa
ile emekli aylklarna yaplacak yllk artlarda,
emeklilere refah artndan pay verilmemesi, onlar Türkiye’de 2. snf yurtta konumuna sokmutur. Nitekim son olarak emekli aylklarna
yaplan zam bunun en somut göstergesidir.
9. AKP Hükümetinin çkard 5510 sayl Yasa,
prim borçlusu olan bamsz çalana, borçlar nedeniyle salk hizmeti verilmemesi insan
haklarna ve sosyal devlet ilkesine aykrdr.
Hele hele bu hizmetin aile bireylerini de kapsamas, tam anlamyla sosyal devleti reddetmek
anlamna gelmektedir.
10. En dramatik olan da AKP Hükümetinin Parlamento tatile girmeden önce çkard 5920
sayl Yasadr. Bu Yasann birinci maddesiyle
kiralk içiler dönemi balatlmak istenmi,
ancak Yasa Sayn Cumhurbakan tarafndan
tekrar görüülmek üzere Parlamentoya geri
gönderilmitir. Sayn Cumhurbakan Yasay
geri gönderirken, “Aksi taktirde, yaplan düzenleme gerçek amacnn dnda sonuçlar dourabilecek ve madde kapsamndaki içilerin
emeinin istismar, insan onuruna yakmayan
durumlarn domas gibi Kanunun amaçlamad olumsuz uygulamalara ve çalma barnn bozulmasna yol açlabilecektir” gerekçesine dayandrmtr. Gerekçe sendikalarmzn
görüünü yanstmakla birlikte, burada önemli
olan AKP’nin içilere ve sendikalara bak açsdr. Bu Yasa ile AKP’nin içilere ve sendikalara
bak açs somutlamtr...
Sosyal Devlet mi, Sadaka Devleti mi? - Kemal KILIÇDAROLU
11. Türkiye ciddi bir ekonomik krizle kar karya. Krizin kaynann ABD olduunu biliyoruz.
Ama krizden dünyada en fazla etkilenen ülke
(Letonya ve Estonya’y çkarrsak) Türkiye’dir.
2009’un ilk üç aynda gerçekleen küçülme yüzde 13.8’dir. Bu küçülme rakam, kinci Dünya
Savandan sonra yaadmz en büyük küçülmedir. O zaman u soruyu sorma hakkmz var;
Krizin merkezinde, yani ABD’de küçülme yüzde
2,5 Türkiye’de yüzde 13.8. Niçin? Çünkü AKP
krizi yönetemedi. “Kriz bizi teet geçecek” diyen Sayn Babakan, krizin milyonlarca içinin
iinden olduunun herhalde farknda bile deil.
O kadar farknda deil ki, Sayn Babakan 2008
Aralk aynn banda yapt “ulusa sesleni”
konumasnda “krizin tepe noktasna ulatn
ve inie geçtiini” ilan etmitir (1 Aralk 2008
tarihli gazeteler). Bu konumadan sonra binlerce içi iinden olmutur.
12. Bir baka önemli nokta da, krizden kimlerin
karl çktdr. Krize çözüm olsun diye lüks
otomobillerde (Jaguar, Porsche, BMW, Jeep
ve Lamborghini gibi...) ÖTV indirimi yapld
ve süper lüks otomobil satlar yüzde 3 artt. Süper lüks otomobillerin tümü ithal mal.
Böylece biz Türkler bu süper lüks otomobilleri üreten ülkelerin yaadklar ekonomik krizi
hafiflettik. stanbul Belediyesi de Hollanda’dan
63 milyon Avro ödeyerek Phileas marka yokuta çalmayan sorunlu metrobüsler ald. Oysa
Türkiye Avrupa’nn en büyük otobüs üretim
merkezi. Bizim içimiz iten çkarlrken, biz
Hollanda’nn ekonomik krizine çözüm merkezi
olduk. spanya’da daha ucuz fiyat verilmesine
karn, spanya otobüsleri kendi ülkesinde üretim yapan firmadan almtr. Çünkü spanya’da
sendikaclar, ithal mali otobüslere kar direnmi ve baarya ulamlardr.
13. Ekonomik kriz dünyann hemen hemen her
ülkesinde üst gelir gruplarn da vurdu. Bunun
tek istisnas Türkiye. Citibank A. Perakande
Bankaclk ve Varlk Yönetimi Bölüm Bakan
Cenk Tabakolu, “Kriz döneminde dünyann
dier bölgelerinde üst gelir grubu says azalrken Türkiye’de art gözlendi” tespitini yapyor
(2 Temmuz 2009 tarihli Referans Gazetesi). Bu
da AKP’nin krize kar ald önlemlerin kimle-
rin yararna alndn somut bir ekilde ortaya
koyuyor.
14. 2009 ylnn ikinci yarsnda, memurun yüzde
4,5 (Ayda 30 TL), Ba-Kur emeklisinin yüzde
1,83 (Ayda 5 TL), SSK emeklisinin yüzde 1,83
(aylk 11 TL) ayl artrld. Ama bunlarn üniversitede okuyan çocuklarnn harçlarna yüzde yüzün üzerinde zam yapld. Daha ac olan
ise, Emekli aylklarna yaplan zamma karlk
emeklilerin kald huzurevlerine de zam yapld. Ba-Kur’lunun emekli ayl aylk 5 lira artrlrken, huzurevi ücretlerine aylk 250 lira zam
yapld. Böylece AKP’nin sosyal adalet anlay
da salanm oldu!
15. Sosyal devlet, “yoksulluun kader olmad”
bilincini toplumda yerletiren devlettir. Çünkü sosyal devlette kiiye ya da aileye yaplacak
ekonomik-sosyal yardmlarn, “lütuf” ya da “sadaka” mant ile deil, “hak” mant ile yaplmas gerekir. Kiiye veya aileye yaplacak sosyal
yardmlarn gerisinde, yardm yapan otoriteye,
kiiye ya da kuruma özel bir minnet duygusu
(borçluluk duygusu) yaratlmamaldr. Seçimlerden önce varolarda datlan erzak torbalar ile oy avcl yapanlarn, yoksullarn içinde
bulunduklar koullar istismar ederek, onlarn geleceklerini çaldklar açktr. Sosyal güvenliin yaygnlamad ya da yetersiz kald
toplumlarda, bu tür istismarlarn sadece sac
politikaclar tarafndan deil, ayn zamanda
toplumu kaderci bir yapya yönlendirmek isteyen gruplarca da yapld bilinmektedir. Oysa
yoksulluk kader deildir ve yoksul yurttaa
belli ekonomik-sosyal güvenceler vermek sosyal devletin görevidir. Devlet, sosyal güvenlii
yaygnlatrarak, bu görevini yerine getirmek
zorundadr. Bunun içindir ki, yoksullara yaplacak ekonomik-sosyal yardmlar, yardm alan
yurttalar açsndan bir haktr. Nitekim Anayasamzn 60. maddesi sosyal güvenlii kiiler açsndan bir “hak” olarak tanmlamaktadr.
16. Sosyal devlet açsndan Türkiye’de yaanan bir
dier önemli sorun da bölgeleraras kalknmlkta yaanan dengesizliklerdir. Bu konuda hiçbir yorum yapmadan, Türkiye Bilimler
Akademisi’nin yaynlad bir rapordan u çarpc deerlendirmeleri bilginize sunmak isterim.
35
dosya
sosyal devlet bitti mi?
36
“(...) Bat Anadolu’ya ve son zamanlarda Adana,
Mersin, Antalya, Gaziantep ve Diyarbakr gibi
bölgesel çekim merkezlerine olan göçün sürmesi beklenmektedir. 2023’e gelindiinde Türkiye
nüfusunun dörtte üçü Bat bölgelerinde yayor
olacaktr. Bunun sonucunda bu kentlerde yoksulluk, suç, isizlik artmakta; yerel yönetimler
kent nüfusunun gereksinimlerini karlamakta
yetersiz kalmaktadr. Bu durum altyap sorunlar, kültürel çözülme, kimlik bunalm, etnik
sorunlar, siyasal iddet gibi çok önemli sorunlar birlikte getirmekte, özellikle youn göç alan
kentlerde çöküntü alanlar ortaya çkmaktadr.
Buralarda yoksulluun, dlanmlk ve örselenmi kimliklerle birletirilmi yeni hali kendini
göstermekte, sokak çocuklar, tinerciler, kapkaççlar gibi yeni sorunlu toplumsal kategoriler
olumaktadr...” (TÜBA-Sosyal Bilimler Öngörü
Çalmas 2003-2023, s. 19) Yaplan bu bilimsel
çalma, sosyal devletten kopmann gelecekte
bize yükledii maliyeti tüm çplakl ile gözler
önüne sermektedir.
17. Anayasann “Sosyal Güvenlik Hakk” balkl
60. maddesinin birinci fkrasnda “Herkes sosyal güvenlik hakkna sahiptir”, ikinci fkrasnda da “Devlet bu güvenlii salayacak gerekli
tedbirleri alr ve tekilat kurar.” denilmektedir.
Sosyal güvenliin hangi normlardan olutuu,
Uluslararas Çalma Örgütünün (ILO) 102 sayl “Sosyal Güvenliin Asgari Normlar” sözlemesinde belirlenmitir. Türkiye bu sözlemeyi
1971 ylnda onaylamtr (29 7 1971 tarihinde1451 sayl yasa). Bu normlardan sekizi (Hastalk, Analk, kazas, Meslek hastal, Malullük,
Yallk, Ölüm ve sizlik Sigortas) Türkiye’de
uygulanmaktadr. Türkiye’de uygulanmayan
ise “Aile Sigortas”dr. Bu sigorta dalnn temel
amac, belli gelir düzeyinin altnda gelir elde
eden ya da geliri bulunmayan aileleri korumaya yöneliktir. Aile sigortasnn temel özellii,
yardmn, insan onurunu zedelemeden yaplmasn esas almasdr. AKP iktidaryla birlikte
balayan yoksulluk sömürüsü, bireyi ve aileyi
siyasal sömürü alannn içine almaktadr. Bu da
insan onuruyla badaan bir uygulama deildir.
Ayrca bu uygulamann hiçbir AB ülkesinde de
uygulama alan bulmad açktr.
Son Söz
Sosyal devlet, çada devlettir...
Sosyal devlet, milyonlarca insann yataa aç girmemesi demektir...
Sosyal devlet, yurtta “kul”luktan kurtarp, hesap
soran konuma getiren devletidir.
Sosyal devlet, her yurttan geleceinin devletçe güvence altna alnd devlettir.
Sosyal devlet, yoksulluun kader olmadn yurttalarna anlatan ve gereini yapan devlettir.
Sosyal devlet, güçsüzlerin güçlüler karsnda örgütlendii ve devletin de bu örgütlemeyi destekledii
devlettir...
Sosyal devlet, kaytd çalmay önleyen devlettir.
Sosyal devlet, ailenin ve bireyin onurunu koruyan,
onu toplumda saygn klan devlettir...
Sosyal devlet, “fakir fukara, garip gureba” edebiyat
yapp, iktidar olduktan sonra köeyi dönenlerin devleti
deildir.
Sosyal devlet, sendikalarn emein ve emekçilerin
haklarna sahip çkan devlettir.
Sosyal devlet, yolsuzluklara kar yurttalarn toplumsal tepki gösterdikleri devlettir.
Sosyal devlet, politikaclarn halka hesap vermeyi
onurlu bir görev olarak kabul ettikleri devlettir.
Sosyal devlet, toplumsal barn anahtardr. Sosyal
devletin elbette ki bir maliyeti vardr. Ama o maliyetin
toplumsal faydas çok yüksektir. Yaama sadece para
açsndan bakan bir küreselci anlayn sosyal devleti
alglamas kolay deildir. O nedenledir ki bu liberal
yaklam, devleti sosyal olmaktan olabildiince uzak
tutmak istemektedir. Çünkü devlette oluan kaynaklar kendisi kullanmak istemektedir. Ama sendikalarn
ve örgütlenmenin güçlü olduu ülkelerde sosyal devlet
varln sürdürecektir. Kukusuz siyasal olarak sömürü alan haline gelmeden ve insann onuru korunarak...
Bu nedenledir ki sosyal devleti oluturmak da en çok
sendikaclara yakan bir görevdir...
Sosyal devleti yaratmak adna çaba gösteren sendikaclara selam olsun...
Sosyal Devlet Anayasal Niteliimizdir - Prof. Dr. Münir KUTLUATA
Sosyal Devlet Anayasal Niteliimizdir
Q Prof. Dr. Münir KUTLUATA / MHP Sakarya Milletvekili
“S
osyal devlet bitti mi” eklindeki genel bir
soru, sorumluluklarnn snrlar, taraftarlar
ve kartlar çok net olmayan sosyal devletin
geleceinin sallanmakta olduunu da çartryor.
Sorunun cevabn ararken sosyal devletin küresellemenin sonucu olarak yara ald, piyasalarn küresel etki
altnda olmas nedeni ile koruyucu-kollayc politikalarn
alnamad anlay, olup bitenin iyi takip edilemediini
gösteriyor.
Küresel politikalarn uygulayclar ister ar liberalizme ulam olsun, isterse imdi olduu gibi devletçi
politikalar uygulamak zorunda kalsnlar, kendi refah
devleti anlaylarndan vazgeçmiyorlar. Yani kendi sosyal devletleri bitmiyor.
Ya ne oluyor? Daha önce serbest piyasa ekonomisinin
kurallar ile devletin kollayp-koruma zorunluluu arasnda snrlar genileyip daralan sosyal devlet kavram
küresel etki ve gerekçelerle daha dar bir anlam kalb içine sokulmaya çallyor. Bu daha çok küresel rüzgarlar
estirenlerde deil, bu rüzgarlara gönüllü olarak maruz
kalanlarda görülüyor.
Biraz açmak gerekirse, daha önce özel teebbüsün
talep ettii serbestliklerle sosyal devletin sorumluluklar
bir ekilde meczedilirken üretim ve ticaret alanlar “özeli ve kamusu” ile yabanc sermayeye devredilince ciddi
bir sürtüme ortaya çkmaktadr. Sosyal sorumluluklar
gerei kollayc düzenleme yapmak zorunda olan devlet,
eer üretim alanlarnn ve piyasalarn yabanclamasn
kendi siyasileri eli ile yaratr ise kendi elini-kolunu da
balam olmakta, sosyal niteliini kaybetmektedir. Zira
devletin yapaca sosyal harcamalar dorudan doruya
küresel sermayenin istismar “matrahn” daraltmaktadr.
leti yaamaktadr. Üretim alanlarn ve piyasalarn teslim
eden veya kaptranlarda ise sosyal devlet sallantdadr.
Bu nedenle sosyal devletin bitip bitmediine verilecek
cevap hangi ülke için soruluyorsa o ülkenin milli devlet
vasfnn korunup korunmad ile yakndan ilgilidir.
Bu durumu Türkiye’de daha net görebiliyoruz.
Sosyal devlet Türk Devleti’nin anayasal bir niteliidir. Deitirilemez maddeleri arasnda ifade edildii için
vazgeçilmez bir özelliidir. Buna ramen devletin sosyal
devlet özelliinin de anayasa garantisi altndaki dier
özellikleri gibi tartldn görüyoruz.
Bu gelimelerde herkesin sosyal devletin ne olduunu bilmesine karlk sorumluluk ve hizmet snrlarn
net ekilde bilememesinin de etkisi vardr.
Sosyal devleti sosyal yardmdan ibaret görenler için
“kömür datan devlet” yeterli olabilir. Sosyal güvenlikten ibaret görenler için de mesele basit saylabilir.
Üretim ve bölüümde herkesin asgari bir pay olmas
gerektiini düünenler için sosyal devlet sosyal yardm
ve sosyal güvenlikten daha ciddi anlamlar tar. Kii o zaman çalma ve emeklilik hayatna yönelik düzenlemeler
ve salk sisteminin bugünkü ileyii kadar yabanclama
süreci sonunda yarn ne olaca ile de ilgilenir.
Mesela bugün salk hizmetlerinin ucuz ve yeterli olmasnn yabanclaan hastane zincirleri ile devam edip
etmeyeceini sorgulamaya balar.
Son olarak sosyal devletin kimler tarafndan feda
edilmek istendiine kimler tarafndan savunulduuna,
sosyal devleti korumak varlk sebebi olan kurulularmzn ne yaptna da bakmak gerekiyor.
Sosyal devlet sosyal sorunlar sosyal politikalarla önleyen ve gideren devlettir. Bu bakmdan devletin uygulayaca sosyal politikalarn yerli müteebbisin menfaati
ile çelimesi hem devleti, hem müteebbisi ilgilendiren o
yüzden de daha kolay çözülebilen bir sorundur. Devletin
uygulayaca sosyal politikalar yabanc sermayenin menfaatleri ile çelitii zaman durum çok farkldr.
Bu manada sendikalarmzn ve özellikle içi sendikalarmzn ne yapt, nelerle megul oluu da çok
önemlidir. Küresel sermaye ve küresel güçler konusunda kulaklar delik olduu bilinen sendikalarmzn ayn
güçlerin Türkiye’nin önüne koyduklar ayrtrma projelerini gözleri kapal desteklemeleri üzerinde durulmaya
deer önemdedir.
Bu yüzden küresel sermayenin ülkesinde, ister ar
liberal, ister dönemsel veya mevzii devletçi politika uygulansn sosyal devlet fonksiyonlarn ifa eden refah dev-
Her eyi talan edilen bir ülkenin sadece sosyal devlet
niteliine sahip çkmaya çalmak sonuç verir mi? Düünmek lazm!
37
dosya
sosyal devlet bitti mi?
Sosyal Devlet Bölüüm likilerinde
Emek Lehine yiletirmeler Getirir
Q Prof. Dr. Korkut BORATAV
S
iyasal Bilgiler Fakültesi emekli öretim üyesi
Prof. Dr. Korkut Boratav, yaanan ekonomik
krizden doru dersler çkarlr ve mücadele
programlar o dorultuda oluturulursa, halk snflarnn son otuz yl boyunca kaybettikleri mevzilerinin
geri alnmasn mümkün olacan belirtti.
Prof. Dr. Korkut Boratav’n, TÜRK- için hazrlanan “Sosyal devlet bitti mi” dosyas için hazrlanan
sorulara yantlar aadadr:
38
1- Piyasann küresellemesi sürecinde devlet anlay ve yaplar da ciddi biçimde deiime urad.
Devletin koruyucu-kollayc politikalarndan vazgeçilmesi ve kamu harcamalarnn azaltlmasnn
siyasal ve toplumsal sonuçlar nelerdir?
Bu deiimlerin ardnda, uluslararas sermayenin
ve yerli ortaklarnn, emekçi snfl arn uzun mücadeleler sonunda elde ettikleri kazanmlarn tasfiyesini
hedefleyen kapsaml bir saldrsnn söz konusudur.
Bu saldrnn ikinci bir hedefi de, emperyalist sistemin
çevresinde yer alan ulus-devletlerin ekonomik bamszlk dorultusundaki kazanmlarnn da, “küreselleme” ad verilen süreç ve politikalar sonunda adm
adm tarihe karmasdr.
2- Devletin ekonomik gücünün snrlandrlmas dar
ve sabit gelirli kesimler açsndan nasl bir sonuç
yaratt? Sosyal devlet yerine ikame edilmek istenen “sadaka ekonomisi” kavramn nasl deerlendiriyorsunuz? Bütün bu gelimeler sosyal devlet
anlaynn deitii anlamna gelir mi?
Sosyal devlet, Bat’nn “refah devleti” düzenlemelerinin Türkiye’deki karldr. Sosyal devletin hareket
noktas, bölüüm ilikilerinin piyasaya teslim edilmesinin reddedilmesidir. Zira, piyasa mekanizmasna,
bireylerin eit arl deil, parann gücü egemendir.
Gelir ve servet eitsizliklerine dayal kapitalist bir eko-
nomide, piyasann snrsz serbestlii vahi kapitalizminin koullarn tekrar üretir. Toplumlarn çounluunu oluturan halk snflar bu ortama raz olmadklar
için refah devleti / sosyal devlet, bölüüm ilikilerinde
emek lehine iyiletirmeler getirir ve “kamu hizmeti”
olarak adlandrlan baz sektörlerde kaynak tahsisinin
ve hizmetlerden yararlanmann piyasa tarafndan belirlenmesine son verir. Emekçi katmanlar, emekçi ve
yurtta kimlikleriyle toplumun yaratt nimetlerden
pay alma hakkna sahiptirler. “Sadaka ekonomisi”nde
ise emekçilere hak ettiklerini vermek söz konusu deildir. Muhtaç olanlara, fakir-fukaraya (çeitli hayrsever
dernek ve bireyler, cemaatler araclyla) yardmlar
ihsan edilir. Sosyal devlet düzenlemelerinde vatanda,
emekçi hakkn talep eder. Sadaka ekonomisinden
yararlananlarn ise, boyunlarnn bükük kalmas; yardmsever kiiye, dernee, cemaat topluluuna medyun
olmas beklenir. lk durumda bamsz, özgür, haklarn arayan, onun için bakalaryla dayanma içinde
mücadele eden yurttalar vardr. kinci durumda ise,
kendisini besleyenlere ükran eden, onlara baml
“garibanlar” söz konusudur.
3- Yaanan ekonomik kriz ile birlikte artan devlet
müdahaleleri, sosyal devlet anlaynn yeni önem
kazand sonucunu yaratr m?
Kriz, piyasa ilikilerinin babo hale getirilmesi sürecinin en ileri gittii alanda, finansal sistemde patlak
vermitir. Refah devleti düzenlemelerinin en az and Bat ekonomilerinde (örnein ngiltere hariç Bat
ve Kuzey Avrupa’da) toparlanma daha hzl gerçeklemektedir. Halk snflar doru dersleri çkarr ve mücadele programlarn o dorultuda olutururlarsa, son
otuz yl boyunca kaybettikleri mevzilerin geri alnmas
mümkün olacaktr. Aksi halde, egemen snflar krizin
sorumluluunu üstlenmeyecekler ve ortam sakinleince, çok küçük ve göstermelik rötulardan sonra eski
düzene döneceklerdir.
Sosyal Devletin Gelecei - Prof. Dr. Vedat BLGN
Sosyal Devletin Gelecei
Q Prof. Dr. Vedat BLGN / TÜRK- Genel Bakan Danman
Sosyal Devlet Nereye Gidiyor?
1980’li yllar aslnda deiimin ilk iaretlerinin ortaya
çkt yllardr. Özellikle sosyal siyaset ve ekonomi politik
konularn tartanlarn youn olarak neo-liberalizm meselesini gündeme tadklar açk bir ekilde görülmeye balanmtr. Fakat “frtnann kopmasn”, neo-liberalizmin
neredeyse bütün yerkürede yükseliine ahit olmak için,
1990’l yllarn gelmesini beklemek gerekiyordu.
Neo-liberalizm ilk defa 1990’l yllardan itibaren düünsel paradigmann en önemli unsurlarndan biri haline
gelmitir. Bu yükseliin nedenleri nelerdir? nsanlk neden
birden bire sosyal devletten uzaklamaya balad? Hatta
daha önemli bir soru var, büyük ölçüde sadece entelektüel çevrelerde deil, sivil toplum içinde de meruiyetini
kaybetmi ancak snrl bir çerçevede taraftar bulabilen liberalizm, nasl oldu da kendisini “neo-liberalizm” olarak
yeniden gündeme tayabildi?
Bu ve benzeri sorular ne sosyal devlet paradigmasnn
içerisinden kalkarak cevaplandrmak yeterli olacaktr, ne de
sadece neo-liberalizmin kendi içerisinden ürettii cevaplarla tartmak aydnlatc veya verimli olacaktr. Yeni bir bak
açsna, yeni bir açklayc paradigmaya ihtiyaç vardr.
Bu meseleleri ele alanlarn oldukça sk müracaat ettikleri yaklamlarn yukarda yetersizliini vurguladmz
iki noktada toplandn tahmin edebiliriz. Fakat unutulmamas gereken bir husus daha var ki, o da sosyal devlet
meselesini ele alanlarn çounun, sosyal devleti sadece
kapitalist ilikiler içerisinde snflar arasndaki uzlama
zemini olarak görme eilimleridir. Ksmen doru olan bu
tespitin bütünüyle tek bana meseleyi izah etmekte yetersiz kalacan öncelikle belirtmeliyiz..
Meseleyi ele alacamz perspektif birincisi devlet ve
toplum ilikileriyle ilgilidir. Devlet ve toplum ilikileri kapitalizm öncesinde de muhtemelen kapitalizm sonrasnda
da var olan, olacak olan ve kendi içerisinde evrimle dinamiklerini üreten bir iliki biçimidir. Saf olarak baktmz zaman devlet, bir toplumun siyasal organizasyonunu,
siyasal hukukunu, bir baka ifadeyle toplumsal ilikilere
yönelik bir siyasal bar atmosferini temsil eden kurumdur. Devletin darda, yani snrlarnn ötesinde savala
akla gelmi olmasna karn, içeride bar temsil etmesi bir
tenakuz olmaktan ziyade tam anlamyla devletin birbirini
bütünleyen boyutlardr.
Devletin dier bir yönü, ekonomik ve toplumsal örgütlenmeyi gerçekletiren siyasal aktör olmasdr. Bu tanm,
bütün devlet sistemlerinin ilkelinden modernine kadar
uzanan fonksiyonlarn iaret etmektedir. Devlet, pazar
güvence altna alan, dolaysyla güvenlik içerisinde sürdürülebilecek bir üretimi gerçekletirmeyi önemli fonksiyonlarndan biri haline getiren bir kurumdur.
Devletin bir baka ilevi de üphesiz toplumla ilikileri balamnda toplumun varln ve bamszln temsil
etmesidir. Belki de modern devletlerin en çok üzerinde
mücadele ettikleri yönlerinden birisinin bu olduunu hatrlatmakla birlikte, eski devlet biçimlerinin göreli olarak
bu hususta, daha geride kaldn düünürüz. Devlet kurumunu eski yönetim biçimleriyle özde gören anlaylarn
bundaki etkisini dikkate almak gerekecektir.
Devlet ve toplum ilikileri bakmndan nihai olarak
üzerinde duracamz husus, devletin sosyal fonksiyonlardr. Gelenekselden, moderne bütün devletler dier
fonksiyonlarna ilerlik kazandrmak için, asgari düzeyde
de olsa üzerinde hükümran olduklar insanlarn “sosyal
meseleleri”yle belli bir ekilde ilgilenmek zorundadrlar.
te bu ilgi, bal bana devletin, kendi içerisinde geliim
çizgisini iaret eden önemli bir özelliktir. Altn önemli
çizmek isteimiz hususu öyle açklayabiliriz: Devlet topluma kar olan sorumluluunu, üzerinde siyasal hukuk
oluturduu insanlara kar onlarn hayatta kalmalarn
garanti edecek asgari dayanma zeminlerini oluturarak,
hem kendi meruiyetini toplumsallatrr, hem de dier
fonksiyonlarn etkin bir ekilde gerçekletirmek üzere
halkn sosyal refahnn gelimesini gözetmek durumunda
hareket eder. Bu husus, sosyal devlet meselesini devletin
evriminin bir sonucu olarak gören yaklama iaret etmektedir. Dikkat edilirse, her devletin içerisinde kurumsal ilikiler çerçevesinde yürüyen bir siyasal ve toplumsal
dinamizm olarak, devletle toplum arasndaki ilikilerden
beslenen bir gelime vardr. Bu gelime sosyal devleti, devletin kurumsal yapsyla balantl bir ekilde ele almay
gerektirmektedir.
Sosyal Devlet Sorunu
Sosyal devlet meselesini aadaki önermeler çerçevesinde irdeleyeceiz:
Devlet ve toplum arasndaki ilikiler, toplumsal varln
içerisinde her zaman bulunduunu varsaydmz çoulcu
yaplarn karlkl etkileimlerinin sonucunda geliebilir.
Toplum dediimiz varlk alan sadece tabakalar, snflar, cemaatler, etnisiteler, dinsel topluluklar vb gibi somut
sosyal gruplardan olumaz. Ayn zamanda toplumsal varlk içerisinde çeitli fonksiyonlar etrafnda örgütlenmi
kurumlar ve bu kurumlarla balantl toplumsal örgütlenme biçimlerini de kapsar. Dolaysyla toplumdaki de-
39
dosya
sosyal devlet bitti mi?
imeler yukarda bahsettiimiz toplumsal gruplarla ilgili
deil, ayn zamanda bu örgütsel yaplar arasndaki iliki
biçimlerine de baldr.
Toplumsal deime eilimlerinin beslendii dier bir
alan, ekonomik ve teknolojik alanda meydana gelen yeniliklerdir. Yukarda ifade ettiimiz gibi, teknolojik ve ekonomik deimeler devletin biçimini veya devletle ilgili politikalar deitiren önemli bir parametre olarak görülmek
durumundadr.
nsann olduu her yerde bütün belirleyiciliklerin üzerinde etkili olan düünce biçimlerinin gelimesinde ve
ideolojilerden bahsetmeden herhangi bir deimeyi açklamak mümkün deildir. Dolaysyla sosyal devlet meselesini yeni fikirler ve ideolojilerin buradaki rolü çerçevesinde
deerlendirmek durumundayz. Diyebiliriz ki, her devlet
biçiminin deiimi veya devlette hakim olan politika yapma tarzlarn ifade eden politik süreçlerin deiiminde en
önemli kaynaklarndan birisi, düünce yaplarnda ortaya
çkan yeniliklerdir.
40
Bu gün yerkürede etkileri her noktada hissedilen bir
deiim yaanmaktadr. Bu sebeple sosyal devletin deiimiyle küresellemenin ideolojik ve sosyal kadrolar arasndaki ilikiyi gözden uzak tutmamak gerekecektir. Bir
baka ifadeyle, sosyal devletle ilgili sorunlarn ortaya çkmas, büyük ölçüde dünya sisteminde yaanan küreselleme dalgasyla balantl olarak açklanabilir.
Sosyal Devletin Dümanlar Kim?
Bu soruyu ele alrken vurgulamamz gereken nokta,
sosyal devlet siyasetini oluturan konsensüsün nasl deitiiyle ilgili yeni bir problemi tespit etmeyi amaçlamaktadr. Sosyal devletin kimler tarafndan istenildii, kimler
tarafndan istenilmedii bu gün açkça ortadadr. Sosyal
devleti isteyenlerin arasnda bata içiler, memurlar, küçük ve orta ölçekli iletme sahipleri ksaca dayanma halinde, devlet siyasetiyle temin edilmi bir güvenlik zemininde varlklarn gelitirebilecek olan sosyal kesimlerdir.
Bu gruplar kendi aralarndaki sosyal dayanmay, devletle
dayanmaya dönütüren sosyal politikalarla, yaklak bir
yüzyl süren refah devleti politikalaryla birlikte yaamlardr. Bu sebeple refah devletinin ürettii mutluluk, onlarn sosyal devleti savunmalarn en önemli ve anlalabilir
gerekçesidir.
Burada sosyal devlet kavramnn yan sra refah devleti
kavramna geçi yapmamz tesadüfi deildir. Bilindii gibi
sosyal devlet uygulamalar batl toplumlarda, Avrupa’dan
Amerika’ya kadar uzanan geni bir corafyada “refah devletini” üretmitir. Sosyal devletin refah devletini üretmesi
sadece toplumsal ve ekonomik gelimeyle snrl bir olay
olmayp ayn zamanda devletin toplumla olan ilikilerinin
daha ileri bir seviyeye çkmasn gösteren bir olay olarak
da yorumlanabilir.
Peki sosyal devleti isteyenler, sosyal devleti savunanlar sadece yukarda saydmz gruplar mdr? Elbetteki
bunlara ilave olarak söylenmesi gereken bir dizi kurumsal
yapdan ve kurumsal yapya bal örgütlenme biçimlerinden söz etmemiz gerekecektir; sendikalar, sosyal güvenlik kurulular, sosyal fonlar, sosyal salk kurulular ve
sosyal fonlarn ekonomiye aktarlmasyla oluturulan dev
ekonomik kurumlar vb.
Görüldüü gibi sosyal devletin kadrolar sadece koruma ihtiyacnda olan insanlar deil, o koruma ihtiyacna
cevap vermek üzere oluturulan kurumsal yaplarn yaratt ekonomik örgütlenmelere kadar uzanmaktadr. Bu
yaplar, bir anlamda sosyal politika araçlaryla, ekonomik
gelimeyi yönlendiren sosyal devletin, nasl giderek refah
devleti ürettiinin ifadesi olarak da görülebilir.
Sosyal devletin yannda ya da içinde olumu unsurlar gördükten sonra, sosyal devletin dümanlarn nasl
tanmlayabiliriz? Burada hatrlanmas gereken, sosyal devletin neo-liberal ideoloji eklinde ortaya çkan ideolojik
dümanlarnn dayand toplumsal ve ekonomik zeminlerdir. Bu zeminin en önemli aktörlerinden birisi üphesiz
tekelci sermaye gruplardr.
Tekelci sermaye gruplarnn rasyonel olmayan ekonomik kaynak kullanm politikalarn deitirmeden giderek
uluslararas sistem içerisinde yarattklar dengesizlikler
ve eitsizliklerden güç alarak toplumsal ilikileri yeniden
düzenleme arzular, neo-liberalizmin en önemli motivasyonunu oluturmaktadr. Bu balamda üzerinde mutlaka
durulmas gereken husus, tekelci kapitalizmin yeni teknolojilerin, örgütlenme imkanlaryla çelien ideolojik yaklamnn giderek dünyada müessiriyet kazanmasdr.
Sosyal devleti yok etmek isteyen unsurlar arasnda,
çok uluslu irketlerin bulunduunu söylemeden geçmek
önemli bir eksiklik saylmaldr. Çok uluslu irketlerin de
büyük ölçüde dünya çapnda tekelleri olduunu biliyoruz.
Fakat ülke içi tekel yaplaryla çok uluslu tekel yaplarn
ifade eden irketleri birbirinden ayrmak gerekmektedir.
Çünkü çok uluslu tekel fonksiyonlar sadece belli ülkeler
içerisindeki ekonomik faktörlerin eitsiz dalm, sermaye
birikim modellerinin krize açk olmas ya da ülke dna
deer aktarlmas gibi sorunlar kapsamamaktadr. Bunlarn yan sra, belki de daha tahrip edici bir etki yaratarak,
çok uluslu irketler bütün yer kürede, faaliyette bulunduklar bütün alanlarda, braknz batdaki refah devleti haline dönümü sosyal devlet kapsamndaki fonksiyonlarn,
devletin asgari sosyal fonksiyonlarna bile tahammül etmeyerek, tamamen anti-sosyal politikalar önermekte veya
bunlar dünyann büyük bir corafyasnda neo-liberalizm
ad altnda uygulatmaya çalmaktadrlar.
Sosyal devletin dümanlar arasnda balangçta kolayca fark edilmeyen, dikkatle baklnca görülen bir grupta
üphesiz neo-liberal aydnlar veya elitler topluluudur.
Tahmin edilebilecei gibi bu unsurlar, dorudan doruya
ne tekelci sermayenin hissedarlar, ne de “küresel soygunu” yürüten çok uluslu irketlerin kapitalistleridir. Bunlarn büyük bir çounluu çok uluslu irketlerin reklam,
tantm, görsel medya vb sektörlerinde i yapan onlara hizmet üreten, dolaysyla onlarn yerküre üzerinde yürüttü-
Sosyal Devletin Gelecei - Prof. Dr. Vedat BLGN
ü evrensel soygunu merulatrma, kamuoyu oluturma,
tantm etkisi yapma vb faaliyetlerine katlan unsurlardr.
Bu gruplar sadece çkarlar için deil, ideolojik olarak benimsedikleri için de devletin sosyal fonksiyonlarna itiraz
etmektedirler. Bunlarn söylediklerini “konumlarndan”
dolay anlamak mümkündür; fakat özellikle bu kategoride yer alan organik olarak ne tekelci irketlerle ne de çok
uluslu irketlerle balar olmayan bir aydn kategorisinden
daha söz etmek gerekir ki, onlarn sosyal devlet dümanl büyük ölçüde neo-liberalizm “alglamasyla” ilgilidir. Bu
unsurlar toplumsal hayatn zenginliini, çoulculuun yaratt demokratik dinamizmin karsnda liberal toplum
projesini geri ve insanlk için eskimi bir proje olduunu
anlayacak bir paradigmaya sahip olmadklar için neo-liberal bu rüzgarn krntlaryla idare eden, dolaysyla ona
ballk duyan insanlardan olumaktadr. Burada alacak
çok fazla bir ey yoktur, her toplumda ideolojilerin dalgaland, paradigma deimelerinin yaand, hele bunlarn
küresel ölçekte etkilerinin ortaya çkt yaplarda bu tür
insanlara, “saf dil” tutumlara rastlamak mümkündür. Burada esas olarak neo-liberalizmin ideolojik bakmdan ileri
sürdüü önermelerin yaygnlk kazanmas ve popüler hale
gelmi olmasnn etkisine dikkat çekmek gerei vardr.
Sosyal Devlet Nereye Gidiyor?
Bugün sosyal devletin neyi baardn, neyi baaramadn biliyoruz. Sosyal devletin baardklar teker teker saymakla bitmeyecei gibi esasen bu ekilde de sosyal
devleti anlamak yetersiz kalacaktr. Bu bakmdan sosyal
devletin baardklarn analitik olarak ortaya koymamz
gerekmektedir.
Bunlardan birincisi, sosyal devletin refah toplumsallatrmasdr diyebiliriz. 19. yüzyl boyunca iki kutuplu
olan toplumsal yap, sosyal devlet uygulamalaryla birlikte
toplumsal çoulculua paralel bir ekilde olduu kadar,
toplumsal çoulculuu zenginletirip derinletirecek ekilde de refah yaygnlatrmtr. Refahn yaygnlamas snfsal farkllklara dayal 19. yüzyl bat toplumlarn
açk, sivil alan gelien, orta snflar güçlü yeni bir yapya
dönütürmütür.
kincisi, sosyal devletin toplumun bütün snf ve kategorilerini “yarn endiesinden” uzak dolaysyla korkusuz
bir ekilde gelecee hazrlanan ve gelecei kurmaya katlan
özgür bir sivil toplum haline getirmitir. Bat demokrasilerinde esas dinamik gelimenin kaynaklarndan birisinin
sosyal devletin insanlara salad bu yarn endiesinden
uzak bir toplumsal tahayyüldür. Esasen batda özgürlüklerin bu zeminden güç alarak gelitiini düünürsek, bu gün
liberal özgürlükler diye neo-liberallerin yüceltmeye çalt kavramlarn aslnda kapitalin “serbestiyetinden deil”,
sosyal devletin özgürlük yaratc karakterinde beslenip gelitiini anlayabiliriz.
Üçüncü bir husus ise, bireyselleme ve bireyin özgürlemesiyle ilgilidir. Sosyal devletin belki de gözden uzak
tutulan en önemli baarlarndan birisi, bireyi topluma ve
devlete kar koruyacak ara mekanizmalar yaratm olmasdr. Bu ifade, bizim ayn zamanda bireysel özgürlükleri
sosyal devlete borçlu olduumuzu gösterir. En azndan
unutmamamz gereken, sosyal devlet uygulamalar olmakszn özgürlüklerin bu günkü düzeyine gelmesinin nerede
ise mümkün olmayaca konusudur. Bu bakmdan sosyal
devletin eletirisini yapanlarn, bireysel özgürlüklerden
kalkarak, bireysel özgürlükleri sosyal devletin karsna
koymalar esas itibariyle anlaml deildir.
Dördüncüsü, sosyal devlet uygulamalarnn belki de
gizli ve derinde yatan çok önemli neticelerinden birisi eitimin yaygnlatrlmas ve bütün sosyal snflar kuatacak
ekilde toplumsal hareketlilii besleyen bir süreç haline
gelmesidir. Eitimin bu düzeyde örgütlenip ilemeye balamas, toplumun bütün tabakalarna yaylm olan farkl
düzeydeki insan kalitelerini toplumsal olarak sektörlerin
ihtiyaçlarna cevap verebilecek düzeye gelmelerine frsat
vermitir. Frsat eitlii kavram, eitimdeki yaratclklarla birleince bilgi ve teknoloji arlkl yeni toplumsal
yaplarn yükselmesi artk tesadüfi bir gelime olmaktan
çkacaktr.
Beinci husus, batda demokrasinin gelimesi, sosyal
devlet ve demokratik devletin birlikte refah devletini üretmi olmasdr. Demokrasinin batda kapitalistlerin arzular
sonucunda gelitiini ve bu sebeple kapitalizmin yaratt
bir ey olduunu söylemeyen kimse inandrc olamaz. Demokrasi ve sosyal devlet kapitalist ilikileri deitirerek,
kapitalist ilikilere ramen gelimitir. Bu dönütürme ii
daha dorusu demokrasinin imkanlaryla snrl kalmtr.
O halde diyebiliriz ki, demokrasi ve sosyal devlet birbirini besleyen süreçler olarak gelitikçe, kapitalist unsurlarn devlet üzerindeki arl geri çekilmi, devlet giderek
sosyallemitir. Bu balamda neo-liberalizmin devletin yeniden kapitalist ilikilere göre biçimlendirilmesi talepleri
anlaml olmaktadr.
Yukarda ifade etmeye çaltmz hususlar aslnda
sosyal devlet uygulamalarnn nasl bir yeni yap ina ettiinin adm adm göstergeleri durumundadr. Fakat her
toplumsal yapda olduu gibi, sosyal devlet uygulamalarnn yukarda iaret ettiimiz neticelerinin ortaya çkt
toplumlarda da, toplumun dier sektörleri içerisindeki gelimeler bütünüyle ortadan kalkmamtr, onlarda kendi
dinamiklerini ifade edecek ortamlara sahip olmulardr.
Burada üzerinde durulmas gereken husus, sosyal devletin
orta snflamay yaratan baarsnn karsnda kapitalizmin ortadan kalkmad gibi, kendisini uluslararaslatrarak yeni dinamizmler yakalamas hususudur. Bir anlamda
batl kapitalist unsurlar sosyal devletle bir bar yaparak
içeride ortaya çkan toplumsal gelimeyle saladklar konsensüsün verdii gücü darya yanstarak, darda adeta
kuralsz bir ekilde yeni frsatlar peinde komulardr.
Öyleyse diyebiliriz ki, sosyal devletin toplumsal zenginliklerin üretilmesine yapt katk, kapitalizmin uluslararas
ölçekte yeni bir ilikiler konsepti yaratp mutlak egemenlik kurmak amacyla yeni bir sisteme yönelinilceye kadar
41
dosya
sosyal devlet bitti mi?
devam etmitir. Gelinen noktada sosyal devletin yaratt
konsensüsün bozulmasna da neden olan, bir baka ifadeyle neo-liberal ideolojinin saldrya geçecei zamana kadar
baarl görülen, sosyal devlet artk bu ortamda bir dönüm
noktasna gelmitir.
Bu gün ortaya çkan deime eilimlerini öyle tespit
edebiliriz: Sosyal devletin yaratt eitim, bilgi üretimi ve
teknolojik yenilenme frsatlarn uluslararas sistemi yeniden kuracak bir seviyeye tad andan itibaren, tekelci
kapitalizm, kapitalist toplumun sosyal devletine olduu
kadar “rekabetçi piyasa unsurlarna” da sava açmak durumunda kalmtr. Küreselleme ad verilen süreç yaratt
frsatlarn yan sra, küreselleme ideolojisinin aktörleri
olan tekelci uluslararas irketler, tekelci finans kapital
ve yaylmac devlet politikalaryla ittifak ederek içerideki,
sadece sosyal devlet kavramna deil, o kavram yaratan
demokrasiye kar da ciddi bir tehdit oluturmaya balamtr.
42
1990’lardan itibaren Sovyet Bloku’nun tasfiye olmas,
sosyal devletin dümanlarna iki bakmdan yeni avantajlar
salamtr. Bir defa ideolojik olarak sosyalizmin popülaritesine kar demokratik konsensüs içerisinde sosyal devletin verdii cevab gereksiz klmtr. Dier taraftan, uluslararas yaylma stratejisi olarak benimsenen küreselleme
ideolojisinin, küreselletirici gücünü kuvvetlendirmitir.
Böylece denilebilir ki, küreselleme süreci sosyal devlete
kar oluturulan ideolojik ve politik saldrnn en önemli
gerekçelerinden birisi haline gelmitir.
1980’l yllardan itibaren uygulamaya konulan ama
esas etkileri 1990’larda ortaya çkan neo-liberal politikalarn topland belli bal alanlar tespit etmeye çalrsak, bunlardan birincisi, özelletirme politikalar, ikincisi,
finans kapitalin önündeki milli engellerin kaldrlmas,
üçüncüsü ise, kalknma ve sanayileme politikalarnn,
“kontrol altna alnan” ülkeler tarafndan uygulanmasnn
önüne geçilmesidir.
Özet olarak, neo-liberalizmin özelletirme politikalar
tekelci sermayenin ya önündeki rekabet engellerini ortadan
kaldrmak için uygulanmtr, ya da bat d ülkelerdeki
kalknma çabalarnn arac olarak gelitirilen kurulularn
ele geçirilerek iç piyasalarn kontrol altna alnmas için
kullanlmtr. Her iki halde de özelletirme politikalar
ekonomik bakmdan toplumsal rasyoneli olmayan, özellikle bat d toplumlar açsndan ise tamamen yeni sömürgecilie imkan veren politikalar haline dönümütür.
Finans kapitalin önündeki ulusal engellerin kaldrlmas milliyetçilik ideolojilerine sava açlarak ülkelerin
kalknma araylarn dahi hedef haline getirmesi, bat baml bir çok ülkede ekonomilerin derin krizlere girmesine, borçlarn daha fazla artmasna, yoksulluun yaygnlamasna ksaca küresel soygunun daha da kuvvetlenmesine
yol açmtr. Bu durumda sosyal devletin kartn oluturduunu söylediimiz güçlerin devlet karsndaki konumlar onlarn yeni politikalar önermelerini gerektirecek
kadar deimitir. Artk toplumsal ilikilerde müzakere
sürecini veya dolaysyla müzakerenin aktörleri olan sendikalar yetersiz bulup, onlarn yerine kendi oluturduklar mekanizmalar ikame etmek istemektedirler. Sosyal güvenlik kurumlarndan, sosyal fonlara kadar, sosyal devlet
politikalarnn ürettii bütün yaplar ya tasfiye edip, ya da
özelletirme ad altnda ele geçirerek küçük ve orta iletmeleri etkisiz klacak tekel yapsn sosyal devletin yerine
ikame etmek istemektedirler.
Bu gün artk sendikalar, vakflar, sosyal fonlar, gönüllü
kurululardan oluan üçüncü sektörün etkisizletirilmesidir söz konusu olan. Bu kurulular ise, sosyal devlet kart
unsurlarn politikalarn eletirmekten öteye yeni bir siyaset önerememi olmann skntsyla kar karyadrlar. Bu
bakmdan en önemli sorunun neo-liberalizmin ideolojik
öelerinin hegemonik olarak kamuoyunda brakt etkide
yattn söyleyebiliriz.
Sosyal devleti savunan unsurlarn beslendii ideolojik
ve politik kaynaklar bu günkü konjonktürü açklamada
kaybettikleri ideolojik üstünlükten dolay zor bir dönemden geçiyorlar. Fakat burada unutulmamas gereken ey
udur ki, neo-liberalizmin bu günkü ideolojik tahakkümü
onun sorun çözme kabiliyetsizliini örtebilecek güçte deildir.
Demokrasi ve Yeni Bir Dünya
Sosyal devletin ideolojik ve politik kaynaklarna baktmz zaman üç önemli unsurdan söz edildiini görürüz.
Bunlardan birisi bilindii üzere Alman sosyal demokrat
düünür Bernstein’in Marxizme kar ortaya koyduu
eletirel tavrdr. kincisi, büyük ekonomik krizle birlikte
önerdii politikalar sadece ekonomik krizden çk politikalar olmakla kalmayp, yeni bir toplumsal ekonomik
gelime modeli yaratan Keynes’in etkisidir. Üçüncüsü ise,
dorudan doruya uygulamayla ilgili sosyal politikalardr.
Bunlarsa ngiliz Beverich ve Fransz sosyal politika uygulamalardr. üphesiz bütün bu fikir ve politikalarn gelitii
zemin demokrasidir. Devleti sosyalletirende, ekonomiyi
toplumsal katlma açan da, bireyi özgürletiren de demokrasi olmutur.
Bugün sosyal devletin almasyla birlikte en büyük
tehdit demokrasiye yönelmi bulunmaktadr. Küresel soygunu yürüten uluslararas irketler, ulusal ekonomileri
kontrol altna alan tekeller bu gün demokrasileri tehdit
etmektedirler. Bu bakmdan yeni bir neo-liberalizme kar
neo-sosyal devletin çk noktas, devlet, toplum ve birey
arasndaki ilikileri yeniden düzenleyecek olan daha etkin
ve katlm düzeyleri daha fazla toplumsallatrlm bir demokrasiden yükselecektir.
Bugün kar karya kaldmz bu sorunun en önemli
unsurlarndan birisi, bat d toplumlardaki milliyetçilik,
kalknma ve demokratikleme süreçlerini iç içelemesi
meselesidir. Eer bu ülkeler milliyetçilikleriyle küresel
soygunu önleyip ona kar benzer ülkeler arasndaki dayanmalarla yeni zeminler oluturabilirlerse; eer bu ülkeler kalknmalarn yeni sanayi teknolojilerinin sunduu
Sosyal Devletin Gelecei - Prof. Dr. Vedat BLGN
imkanlara dayandrarak baarabilirlerse; ve yine eer bu
ülkeler her türlü etnik veya dinsel bölünmülüü aan demokratik katlm yaygnlatracak bir siyasal örgütlenme
anlaynda baarl olurlarsa yeni sosyal devletin çevreden
merkeze, merkezden çevreye doru geliebilmesi için artlar hazrlanmtr diyebiliriz.
çimde ortaya koyduu anda insanlk için ciddi bir çkmaz
haline dönüür. Çünkü biliyoruz ki, hiçbir ideoloji kader
deildir ve hiçbir ideolojinin projesi nihai, tarihsel bir aamay temsil edemez. Aksi insan özgürlüünü yok sayan,
insann yaratc gücünü, deiim yaratan boyutunu inkar
eden totalitaryan bir iddiadr.
Neo-liberalizmin çözemedii sorunlar arttkça yeni bir
konsensüs ve yeni bir sosyal devlete duyulan ihtiyaç daha
da belirgin hale gelecektir. Neo-liberalizmin çözemedii
sorunlar u ekilde sralayabiliriz:
Bu sebepledir ki, öncelikle özgürlükleri savunmak, demokrasiyi savunmak demek bu tür totaliteryan özellikler
tayan ideolojilere ve onlarn projelerine kar çkmak demektir. Neo-liberalizmin güçsüzletirdii birey, yoksunlatrd toplum ve nerede ise bir snfn denetimi altna
alarak demokratik duyarllklarn kaybetmeye balam
devlet yaplar bu gün için yeni bir çk yolu arayna girmitir.
Bugün dünyann tabiat varlklar daha fazla kar elde
etmek için insanln gelecei hiçe saylarak hzla yok edilmektedir. Kapitalist kar mantyla ileyen ve kuralsz hale
gelen neo-liberal anlaylar çevre sorunlarnn bir felakete
dönümesini önlemek mümkün deildir.
Bugün yer kürede gelimi ülkelerle, gelimemi ülkeler arasndaki uçurum hzla artmaktadr. Küresel soygun
düzeni finans kapitalin organize ettii scak para hareketleri yoksulluu daha da artrmakta, yoksul ülkelerin
kalknma ümitlerini dahi ortadan kaldrmaktadr. Bu gün
dünyann önemli bir ksm yoksulluktan öteye açklk sorunuyla yüz yüzedir.
Liberal devlet mantyla kitlesel hastalklara kar bir
çözüm üretilmesi mümkün olmad için insanln geleceini tehdit eden AIDS ve benzeri salgn hastalklar hzla
yükselmeye devam etmektedir.
Dünyann sahip olduu bilgi birikiminin yeni ekonomilerle yükseliiyle, yeni teknolojilerin üretim sistemlerini
çok etkin hale getirmesiyle bu yoksulluklar ve mahrumiyetler arasndaki çelikinin artmas, neo-liberalizm krizinin giderek bir dünya krizine yol açacann göstergesi
deerlendirilebilir. Bu krizin önüne geçmek bir “dünya
krizine” dönümesini önlemek için alternatif politikalarn ne kadar hayatiyet tad böylece ortaya çkmaktadr.
Onun için bu gün tartlmas gereken konu sosyal devletin nasl muhafaza edilecei deil, “neo-sosyal devleti”
üretebilecek alternatif politikalardr.
Neo-Sosyal Devlet
Neo-liberal politikalarn uygulanmas 1980’li yllardan bu güne kadar ortaya saysz sorun çkarmtr. Bu
sorunlarn üzerinde teker teker durmak u an zor olabilir. Fakat bu sorunlarn temelinde yatan ana konu neoliberalizmin tahripkarl ve bu tahribatn insan küresel
kapitalizm çanda “güçsüzletirmi” olmasdr. Güçsüz
insan yeteneklerini kullanamyan, özgüvenini kaybetmi
daha da önemlisi toplumsal dayanma gücünü ve bilincini yitirmi insan demektir. Bütün bunlar neo-liberalizmin
21. Yüzyln banda bir insanlk sorunu yarattna iaret
eden olaylardr. üphesiz ki, neo-liberalizmin tahribatn
artran en önemli sorun onun kendisini insanln kaderi olarak gösterme gücüdür. Her bir ideolojinin etkileme
gücü ve kendisini benimsetme gücü aslnda bu noktada
yatmaktadr. Yani bir ideoloji kendisinin vazgeçilmezliini ve sunduu projenin kader olduunu inandrc bir bi-
Neo-liberalizmin krizi diye de adlandrlan, yaanan
son ekonomik kriz aslnda bu çk yolunun ne kadar acil
ve aktüel olduunu da gösteren bir olay olmutur.
Çk yolunun yani neo-liberal politikalarn alternatifinin sosyal devletten geçtiini söylemeye bile gerek yoktur. Fakat burada unutulmamas gereken husus, bu sosyal
devletin 20. yüzylda uygulanan sosyal politikalardan ve
sosyal yaklamlardan farkl olmas hususudur. Yani, yeni
sosyal devlet devletçilii deil sivil toplumu, sivil inisiyatifi
ve sivil giriimcilii devletin önüne koyan sosyal politikalar, bireyi, toplumu, güçsüz toplumsal gruplar merkeze
alan bir dikkate sahip olmak durumundadr.
Kapitalizmin tahrip ediciliini emei ve çalanlar metalatrc etkisini azaltacak küresel sürecin sermayeye kazandrd avantajlar dikkate alarak emein yeniden desteklenmesini, i sürecinin insan onuruna uygun bir ekilde
düzenlenmesini salayacak sosyal politikalar uygulamak
yeni sosyal devletin öncelikli fonksiyonlar olacaktr. Yeni
sosyal devlet esas itibariyle çalma hayatndan balayarak
bütün toplumsal kesimleri ve kurumlar düzenlemek ve
desteklemek durumundadr. Bunu yaparken aslnda kapitalizmin tahripkarlnn yaratt sorunlar engelleyerek
onun maliyetini de azaltm olacaktr. Bir bakma denilebilir ki, sosyal devletin yeni stratejisi toplumsal farkllklar ve eitsizlikleri azaltrken ortaya koyduu performans
ve onun maliyeti kapitalizmin sadece kapitalistlerin kar
elde etmek için yarattklar tahribatn maliyetiyle mukayese edildii zaman sosyal üstünlüe sahip olan bir anlay temsil etmektedir. Ksaca denilebilir ki, neo-liberalizm
tahribatn yaratt maliyeti topluma, kar tekelci irket
merkezlerine aktaran bir sistemdir. Neo-sosyal devlet ise
uygulayaca sosyal politikalarla toplumsal fayday kapitalistlerin elde ettikleri karn önüne koyan ama sistemin
kendisini sürdürmesini, insan onurunu, emeini, iini koruyarak sürdürmesini salayan bir anlay temsil etmektedir.
Bu gün yaanlan kriz ve kriz sonras sorunlar imdiden
sosyal devlete yeni bir stratejiyle uygulanmasna duyulan
ihtiyac açkça ortaya koymaktadr. Sosyal devlet dümanl yapanlarn aslnda bir anlamda krizlerin sürekli hale gelmesini savunduklarn söylemeye bilmem gerek var mdr?
43
Hükümet Temil Kararnamesini Geri Çekti
44
Yabanc Sermaye
Ülkemiz Finans Sektörünü
Ele Geçirmek stiyor
Metin TRYAKOLU
Basisen Genel Bakan
G
lobal krizin sosyal ve ekonomik yaamda etkilerini
bütün acmaszlyla hissettirdii bir dönemde, Bakanlar
Kurulu’nun “temil” kararnamesi
Sendika olarak gündemimize oturmutur. Bu, özellikle bankaclk sektöründe endüstri ilikileri açsndan
oldukça önemli bir gelimedir.
Peinen belirtmek isterim ki,
banka ve sigorta sektöründen balayp tüm ekonomiye yaylarak içiiveren ilikilerinde keyfilii, hatta
belki bir yönüyle kayt dl ön-
leyerek örgütlülüün önünü açacak
olan bu tarihi frsat ne yazk ki, “iptal karar” ile yine Hükümet eliyle
yok edilmitir.
Bildiiniz gibi, Sendikamzla
Türkiye Bankas A. iletmesi ve
iyerleri arasnda akdedilen toplu i sözlemesi, Yüksek Hakem
Kurulu’nun 13/02/2009 tarihli ve
Esas: 2009/10 Karar: 2009/17 sayl
görüü ve Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanl’nn 27/02/2009 tarihli
ve 11140 sayl yazs dorultusunda,
Bakanlar Kurulu tarafndan, 2822
sayl Toplu Sözlemesi, Grev ve
Lokavt Kanunu’nun 11. maddesine
göre Finasbank A., Fortisbank A.
ve Denizbank A. iletmelerine temil edilmi, Bakanlar Kurulu’nun
Temil Karar, Resmi Gazete’nin
29/04/2009 tarihli mükerrer saysnda yaynlanarak yürürlüe girmiti.
Temil edilen toplu i sözlemesi
107 maddeden olumasna karn,
ilgili iyerleri için temil kararnamenin ekli karar 40 maddeden olumaktayd. Kararnameye ekli kararda
yer alan 22 madde, temil kapsamndaki iyerlerinde mevcut olan uygulamaya veya kanun hükümlerine atf
yapmakta olup, herhangi bir yenilik
getirmezken, dier baz maddeler de
temile konu Türkiye Bankas A.
Toplu Sözlemesi’nden aynen veya
deitirilmek suretiyle alnmt.
Temil kararnamesinde; dört aylk deneme süresi öngörülmü, atama
ve nakle kar çalanlarn, bulunduu iyeri kanalyla itiraz edebilecei
belirtilmi, yllk ücretli izne ilikin
düzenlemelere yer verilmi, “Ücretli
Sosyal zinler” bal altnda içiler
için yeni haklar öngörülmü, ücret
zamlarna ve ikramiyeye ilikin düzenlemeler yaplm, çalanlarn bir
ehirden dier bir ehre atanmalar
halinde 1.000 TL “göç ödenei” verilecei belirtilmiti.
Ancak banka çalanlar arasnda
büyük bir umut, heyecan ve sevinç
yaratan bu kararnamenin yaynlanmasnn üzerinden üç aylk bir süre
geçmesine karn ilgili bankalarn
yönetimlerince bu konuda somut
bir adm atlamamtr.
Resmi Gazete’de yaynland andan itibaren, TC Hükümetince alnm olan bu kararn gereinin -herkesin yasalara ve hukuk kurallarna
uymas gerektii anlayndan hareketle- ilgili bankalarn yönetimince
de en ksa sürede yerine getirilmesi
beklenmekte idi.
Fakat kendi ülkelerinde yasalara
uyma ve çalma haklarn yerine getirme konusunda son derece hassas
ve saygl olan yabanc sermayeli bu
bankalarmz, ayn özeni ve saygy
ülkemiz yasalarna ve çalanlarna
göstermemilerdir.
Yaanan belirsizlikler ve uygulamadaki gecikmeler, çalanlarn
memnuniyetsizliini artrm, banka emekçileri, Bakanlar Kurulu
Karar’nn ivedilikle uygulanmasn
istemilerdir.
Temil kararnn uygulamasndaki bu gecikme, gerek Sendikamzca, gerekse kamuoyunda ve banka
çalanlar arasnda, TC Hükümeti
kararlar ve yasalarnn ihlali eklinde deerlendirilmitir.
Sektördeki haksz rekabeti önlemek ve çalanlar arasnda ücret
adaletini salamak amacyla Bakanlar Kurulumuzca çkarlan temil
kararna ilikin gelimeleri Sendikamz yakndan takip ettii gibi basn
araclyla kamuoyuna duyurmaya
çalmtr.
Uluslararas ilikilerlerimiz nedeniyle karde sendikalar bilgilendirilirken, -BASSEN Genel Bakan
sfatyla, ahsmn da Yönetim Kurulu üyesi olduum- dünya çapnda
900 sendikadan 20 milyona yakn
üyeye sahip olan uluslararas üst
örgütümüz UNI nezdinde de konu
dile getirilmi ve ilgili bankalarn
Avrupa’daki iyerlerinde örgütlü
sendikalarndan uluslararas destek
de alnmtr.
Medyann da youn ilgi gösterdii temil kararna ilikin çabalarmz
nedeniyle -mektup, faks, telefon ve
mail yoluyla- binlerce banka çalanndan teekkür almamza ve konuyu Çalma ve Sosyal Güvenlik
Bakan Sayn Ömer Dinçer, BDDK
Bakan Sayn Tevfik Bilgin’e aktarmamza, Finansbank A., Fortisbank
A. ve Denizbank A. yönetimlerine
mektuplar yazarak diyalog giriiminde bulunmamza karn sonuç
ikolumuz açsndan tam bir dü krkl olmutur.
Mevzuatmzdaki boluktan yararlanarak bankaclktaki temil
kararn uygulamayan, ardndan
kararnamenin iptalini salayan Finansbank, Fortisbank ve Denizbank
yönetimlerinin bu tutumu tamamen
bir çifte standarttr. Yani bu irketlerin Avrupa’daki iyerlerinde çalanlara temel bir insan hakk olan
sendikaclk ve toplu pazarlk hakk
verilirken, bizim ülkemizde çalanlara brakn örgütlülüü, belirli
bir süreyle snrl olan toplu i sözlemesinin temiline bile tahammül
edilmemitir.
Bu tutum ülkemiz finans sektörünü ele geçirmek isteyen yabanc sermayenin gerçek amacn da
ortaya koymaktadr: Hiçbir sosyal
sorumluluk tamadan sadece kâr
elde edip, bunu ülkelerine transfer
etmek... Çalanlara reva görülen
ise kuralsz ve korumasz bir ekilde
vahi kapitalizmin çarklar arasnda
ezilmek...
Yabanc sermayenin gelimekte
olan ülkelere yönelik bu bak açs
öteden beri bilinmektedir. Bizim için
sürpriz olan önce oldukça çada bir
yaklamla temil kararnamesi çkarp gönlümüze yer ettikten sonra,
yabanc sermayenin basksyla bu
kararnameyi iptal eden Hükümetimizin tutumuna ilikindir. Ne yazk
ki, bu kararyla belki Türkiye’de örgütlenmenin önünü açarak çalma
yaamnda emein de korunduu
bir sisteme geçilmesinin önü kapatlm ve önemli tarihsel frsat kaçrlmtr.
Tabii ki hükümetin iptal karar
bir tercihtir. Demek ki, eitsiz çalma koullar ile emek üzerinden
haksz rekabet baz irketlerin ayrcal olarak devam ettirilecektir.
Bu gelimeler karsnda bizi
daha da artan olay muhalefetin
duyarszl ve ilgisizliidir. Türkiye çapnda yaynlanan tüm büyük
gazetelere ilan vererek Finansbank,
Fortisbank ve Denizbank yönetimlerinin olumsuz tutumunu kamuoyu ile paylamamza karn, Mecliste bulunan hiçbir muhalafet partisi
bu konuda bir tepki ortaya koymam, ayrca Hükümetin ”önce karar
sonra iptal” çelikisini dile getirerek emekten yana bir tavr taknmamtr.
Temil konusunda yaanan bu
deneyimin bize gösterdii en önemli
gerçek; 2822 sayl Toplu Sözlemesi, Grev Lokavt Kanunu’ndaki
yasal boluk doldurulmadkça, temil kararnamesinin uygulanmasna
ilikin bir yaptrm oluturulmadkça, toplu i sözlemesinin sendikasz
baka iyerlerine uygulanmas bir
hayaldir. Ayrca yaananlar göstermitir ki; kural ve korumann olduu bir çalma yaam ile çada
toplu pazarlk düzeninin oluturulmas, ancak ve ancak sendikacln
önündeki engel ve basklarn kadrlarak örgütlü toplum yaratlmasyla
olanakldr.
45
46
Türkiye çi Emeklileri Dernei Genel Bakan Kazm Ergün:
“Emekliler açlk ve yoksulluk ile mücadele ediyor.
Bu ülkemiz açsndan büyük bir utançtr.”
A
çlk snrnn altnda yaam
mücadelesi veren içi emeklileri, dul ve yetimleri… Yaanan krizlerden, ekonomik sorunlardan, salkta dönüüm ad altnda
yaplan parasallatrmalardan en
çok onlar etkileniyor. Yaamlarnn
en rahat etmeleri gereken döneminde zor koullar altnda mücadele
veriyor. Çalma yaamlar boyunca
ülkesine hizmet eden, vergi ve prim
katklaryla ülke ekonomisine destek olan içi emeklilerine ve onlarn
dul ve yetimlerine reva görülenler
sosyal devletle badamyor. Emeklilerimiz insanca koullarda bir yaam sürdüremiyor.
te bütün bu sorunlar, Türkiye çi Emeklileri Dernei Genel
Bakan Kazm Ergün ile konutuk.
Ergün’e emeklilerin içinde bulunduu koullar, beklenti ve taleplerini sorduk.
Sayn Bakan, Türkiye çi
Emeklileri Dernei özellikle son
yllarda kamuoyunda ses getiren
bir kimlie büründü. zlediimiz
kadaryla, giderek güçlenen bir
sivil toplum örgütü oluyor.
Bu deerlendirmenize teekkür
ederim. Türkiye çi Emeklileri
Dernei, ülkemizde saylar hzla artan içi emeklisi, dul ve yetimlerin
büyük bir ilgi gösterdii ve güven
duyduu bir kurulu. Derneimizin
39 yl gibi, uzun saylabilecek bir
geçmii var. Bu dönem içerisinde,
içi emeklisi, dul ve yetimlerinin
haklarnn korunmas ve gelitirilmesi için önemli çalmalar yapld
ve onlar adna zorlu bir mücadele
verildi. Ülke genelinde 93 ubemiz
var. 2009 yl ube genel kurullarmzn yapld bir dönem özelliini
tayor. Bildiiniz gibi daha birçok
sorunumuz var. Bu süreçte, ülke genelinde emekliler ile birlikte olundu
ve sorunlarmz genel kurullarmzda deerlendirildi. Ortak çözümler
arand.
Dernein tüm bu geliimine
ramen, emeklinin sorunlarnn
artt, özellikle de gelir ve
aylklarn yetersiz kald yönünde
youn eletiriler var.
Çok doru. çi emeklisi, dul ve
yetimleri gerçekten zor durumda.
Emeklilerimizin yüzde 90’ açlk snrnn altnda, tamam ise yoksulluk snrnn altnda gelir ve aylk
alyorlar. Emeklilerimizin açlk ve
yoksulluk ile mücadele etmesi, sosyal güvenlik ve sosyal devlet ilkesi
ile çeliiyor. Bu ülkemiz açsndan
büyük bir utançtr. Oysa bildiiniz gibi, emeklilik bir gelecek güvencesi. Ancak bunu salamayan
bir süreç yaanyor. Bu kapsamda
tepkiler de ç gibi artyor tabii.
Evden dar çkabilen emeklilerin
says giderek azalyor. Emekli, eve
mahkum edilmitir. Bu duruma bir
çözüm bulunmal, gelir ve aylklarda mutlaka etkili bir iyiletirme
yaplmal.
Bu konuda siyasi iktidardan
somut talepleriniz var m?
Öncelikli çözüm önerimiz u:
Yllardr bekleyen ntibak Kanunu
tasarmzn mutlaka gündeme alnmas gerekiyor. Emekli aylklarnn
hesaplanmas yöntemi deitikçe,
brakn farkl kurumlardaki sigortallar, SSK içinde farkl tarihlerde
emekli olanlar arasnda bile balanan aylk miktarlar açsndan
adaletsizlikler ortaya çkyor. Yaplmas gereken, 5510 sayl Sosyal
Sigortalar ve Genel Salk Sigortas
Kanunu çerçevesinde ortaya çkan
intibak sorunlarndan ie balayarak sistemi slah etmek, kayt d
ekonomiyi hzla kayt altna alp, sigorta primlerini ödenebilir düzeylere getirip, sisteme mali katky hzla
artrmaktr.
Çalma hayat boyunca ayn sürede, ayn miktarda prim ödeyen,
ayn yata emekli olan, fakat emekli olduklar tarih birbirinden farkl
olduu için, aylk hesaplama yöntemlerindeki deiiklik sebebiyle
farkl olan emekli aylklarnn eitlenmesi, yani “intibak” meselesinin
bunca yldr çoktan çözümlenmesi
gerekirdi.
1950-1978 yllar aras, son üç
yldaki prime esas kazançlar ortalamas üzerinden yüzde 70 aylk
balama oranyla SSK emekli aylklar belirlenirken, 1978’de katsay ve
gösterge yöntemine geçildi. 1982 ylna kadar, prim ödeme gün saysna
baklmakszn aylk balama oran
herkes için yüzde 70 olarak öngörülmütü. 1982’de ise fazla prim ve
ya için aylk balama orannn artrlmas düzenlemesi getirildi. Ancak
eski emekliler için intibak yaplmadndan, 1982 öncesi emekliler ile
yeni emekliler arasnda adaletsiz bir
aylk farkll yaratld.
1987’de kamuoyunda “süper
emeklilik” olarak bilinen yeni bir
düzenleme getirildi, mevcut “gösterge tablosu”nun yannda “üst gösterge tablosu” ihdas edildi, borçlanma hakk verilen küçük bir grup (62
bin kii) dnda eski emeklilerin
“üst gösterge tablosuna” tanmamas dolaysyla, ikinci bir adaletsizlik ortaya kondu.
2000 ylnda aylk hesaplama
yöntemi yeniden deitirildi. Artk
iyice içinden çklmaz, kimsenin
alaca ayl kendisinin hesaplayamad bir sistem getirildi.
Bu adaletsizliklerin giderilmesi
için tek çözüm intibaktr. Bu uygulama, Emekli Sand’nda güncellendiinden, hakszlk SSK’da yaplyor. Çalan bir kamu görevlisinin
aylklar deitiinden, ayn kadroda emekli olan memur emeklisine
yanstlyor. SSK’da 2000 itibariyle
gösterge ve katsay sistemi kaldrld ve intibaklarn yaplmasnn
önü kesildi. Hükümetin taktir ettii
zamlar uygulanrken, prim artlarndaki yansmalar 2000 öncesi gibi
içi emeklisinin gelir ve aylklarna
yanstlmyor.
Bütçeler deerlendirilirken, aylklara yaplacak olan artlar ve sosyal güvenlik kurulular arasndaki
eitsizlikler her dönem tartma ko-
nusu oldu. Sosyal güvenlik kurulular arasndaki en temel eitsizlik,
farkl kanunlarn ve uygulamalarn bulunmasndan kaynaklanyor.
SSK’da alt snr ve ortalama içi
emekli aylklar bir birine çok yakn
olduundan, genel olarak içi emekli aylklar çok yetersiz kald. Uzun
yllardan yaplmayan intibaklar sonucu, emekli aylklarndaki eitsizlikler giderek büyüdü.
çi ve memur emekli aylklarndaki farkllklar da çok artt. Çünkü
Emekli Sand’nda intibaklar yaplrken, SSK’da yaplmad. Bu farkllk, içi emekli aylklarnn önünde
en büyük engel oldu. Bütün hükümetler, bu farkll giderme yerine,
“kaynak yok” gibi inandrc olmayan gerekçelerle, her dönem içi
emeklilerine hakszlk yaptlar.
Son yasayla getirilen ”tek çat”
uygulamas bu sorunlar
gidermedi mi?
Sosyal güvenlikte tek çat oluumlar ile ilgili kanunlara bakldnda, mevcut emeklilerin maduriyetlerini ortadan kaldran bir
deiiklie yer verilmediini görüyoruz. Bu konuya youn bir ekilde
itiraz ettik. Genel bir iyiletirme ve
alt snr aylklarnda eitlik getirilmeden, norm ve standart birliinin
salanamayacan söyledik. Bu
yöndeki görü ve önerilerimizi her
platformda gündeme getirdik. Her
eyden önce yüzdeli artlarn, içi
emeklilerini ekonomik olarak korumayan bir sistem olduu gerçei
görülmeli ve bu konuda eitlii salayacak deiikliklere gidilmeli.
Oysa sosyal güvenlikte yaplan
tek çat oluumu ile bu tür eitsizliklerin giderilmesi gerekirdi. Bu
konudaki talebimiz yeterince deerlendirilmedi. Emeklilerin beklentileri dikkate alnmadan sonuca
gidildi. Emekli aylklarndaki hakszlklarn ve farkllklarn giderilmesine yer verilmemesi, içi emek-
47
lileri arasnda rahatszlk yaratt.
Tek çat denildiine göre, ön planda
eitlik gözetilmeliydi. Üç ayr sosyal
güvenlikte uygulanan alt snr emekli aylklarnn eitlenmesi gerekirdi.
Bunlar göz ard edildiinden, sosyal
güvenlie olan güven sarsld.
Peki bu 5510 sayl yasa emekliler
açsndan tam bir hayal krkl
o halde.
48
Bu süreci TÜRK- ile birlikte
yaadk. 5510 sayl Kanun ile yaplan deiiklikler, içileri ve emeklileri “mutlu” etmedi. Hükümetin
öngörülerinde ve Kanunun kurgusunda, gelirleri artrmak, giderleri ksmak ön plana çkt. Bu tercih
yanltr. çilerin yallk aylna
hak kazanma koullar arlatrlmtr. Türkiye’de bu kadar uzun
çaltrlma güvencesi yoktur. 50-55
yandan sonra igücünde kalan istihdam snrldr. Bu gerçek göz ard
edildi.
kincisi, esnek bir igücüne doru hzl bir deiim söz konusu. Bu
koullarda, sosyal güvenlik haklarnda deiikliklere gidildi ve ayla
hak kazanma zorlatrld. Aylklarn hesaplanmasnda iki temel kriter olan güncelletirme katsays ve
aylk balama oranlarnda kayplar
yaand. Bu demektir ki, 5510 sayl Kanun, çalanlarn gelecekleri ile
ilgili ciddi kayglar oluturmutur.
Bu nedenle, prim gün says, ya ve
aylklarn hesaplanmas ile ilgili hükümlerin yeniden deerlendirilmesi
ve çalanlarn korunmas gerekiyor.
Emekliler açsndan?
Emekliler açsndan deerlendirilme yapacak olursak, 5510 sayl
Kanunla gelir ve aylklar ile ilgili hiç
bir iyiletirme yaplmad. Kanunun
55. maddesi ile gelir ve aylklarn
art, alt aylk tüfe artna endekslendi. Emeklileri tüfe artna mahkum eden sistemin deitirilmesi
gerekiyor.
Ocak 2009 aynda en düük
içi emekli ayl 621.24.- TL’den,
Temmuz itibariyle 632.60.- TL’ye
yükseldi. Taban aylklardaki art
sadece 11.36.- TL seviyesinde kald.
Yüzdeli artlara kar olduumuzu
yllardr ifade etmemize ramen bu
sistemin uygulanmasnda srar ediliyor.
Tek çat diye yola çkld ancak
farkllklar ve eitsizlikler sürüyor.
Emekli Sand emeklisi ile içi
emeklisine farkl zam artlar uygulanyor. Bunu anlamak çok zor.
Tek çatya ne kadar aykr uygulama
varsa, devam ediyor. Örnein, 2009
ylnda memur emeklilerine Bütçe
Kanunlaryla birinci alt ay yüzde 4,
ikinci alt ay yüzde 4.5 art yaplrken, içi emeklisine birinci alt ayda
yüzde 3.84, ikinci alt ayda yüzde
1.83 art yapld. Bu nasl norm ve
standart birlii?
Tek çat ad altnda kurulan sistem eitlik yönünden de iflas etti.
Memur emeklilerine yl içerisinde
kümülatif olarak yüzde 8.68 orannda zam yaplrken, içi ve Ba-Kur
emeklilerine sadece yüzde 5.74 orannda zam yapld. Emekliler arasnda öz evlat, üvey evlat muamelesi
yaplyor. Bu sakncal bir ayrmclktr ve ciddi sorunlar beraberinde
getirecektir.
Bu sistemin deitirilmesi için,
Temmuz zamlar bir uyar olarak
deerlendirilmeli. Gelir ve aylklarn giderek geçim ücreti olmaktan
çkt bir dönemi yayoruz. Bu nedenle, ntibak Kanunu bir an önce
çkarlmal. Belli yaa gelen emeklilerimizin sorunlar karsnda ilgisiz
kalmann getirmi olduu buruklua son verilmesini bekliyoruz.
Sizin gelir ve aylklarn artna
ilikin somut bir öneriniz var m?
5510 sayl Kanun emeklileri koruyan bir içerikte hazrland.
Kanunun temel felsefesi, gelirleri
artrmak adna giderlerin kslmas.
Gelir ve aylk artnn alt aylk tüfe
artna göre belirlenmesi, emeklileri koruyan bir sistem deil. Türkiye
statistik Kurumu’nun fiyat belirleme sepetinde, çalanlar ve emeklileri ilgilendirmeyen 450 maddenin
yer almas, fiyat artlarnn inandrcln azaltyor. Bu nedenle,
“ücretliler geçinme endeksi” oluturulmal. Bu yaplmad sürece,
fiyat artlarnn güvenirlii ile ilgili
tartmalar sürecektir.
Çalanlarn primlerine “güncelletirme katsays” olarak uygulanan
fiyat artlar ve kalknma hz oranlarnn, gelir ve aylklarn artnda sadece fiyat artlarnn dikkate
alnmas, eitlik ilkesine de aykr.
Bu nedenle, Kanunun 55. maddesi,
refah artn da kapsayacak ekilde
yeniden deitirilmeli.
Emekli Sand kapsamndaki
sigortallar ve emeklilerin ayrcalkl
bir ekilde korunmasyla, Kanunda yaplan deiikliklerin faturas
içilere ve içi emeklilerine kesildi.
Derneimiz, bu yaklama ve yaplan deiikliklere kar çkt. çi
emeklisi, dul ve yetimlerinin aylklarnda iyiletirme öngörmeyen
yeni düzenleme ile sosyal devlet ve
sosyal güvenliin koruyucu yönlerinin yeterince önemsenmediini
savundu. Bu yönüyle, kurumsal ve
haklarda eitliin salanmas için
her kesimin katld ve katk verdii bir platform oluturulmaldr.
Kanun bu yönüyle deerlendirilmeli, sosyal güvenlik emsiyesi altnda
nüfusun eit bir ekilde toplanmas
salanmal.
Derneinizin yapt bir aratrma
sonucunda oldukça vahim bir
tablo çkmt ortaya.
Bugün emeklilerin genelinde
burukluk ve üzüntü var. Dernek
olarak ülke genelinde yapm olduumuz anket, bu tabloyu ortaya
çkard. Evi olmayan, icralk olan,
dar çkamayan ve borcu artan bir
emekli profili ile kar karyayz.
Sosyal güvencesi olanlarn gelir ve
aylklar iyiletirilmeli. Güvenceleri
tam salanmadndan, çalanlarn
yarsna yakn bir bölümü kaytd
çaltrlyor. Güven vermeyen bir
sistemin deitirilmesi gerekir. Çalanlar gelecei iyi görmediinden,
sigortal çaltrma pazarlk konusu
yaplyor ve bu ekilde yönlendiriliyor. Devlet, sendikal örgütlü yapy
ve sigortal çaltrmay korumak ve
gelitirmek durumunda. Aksi taktirde, gelecekte devlet bile bu bedelin altndan kalkamaz. Devlet, kurumsal olarak Anayasada belirlenen
haklar salamada ve uygulamada
belirleyici olmaldr. Sosyal devlet
de, sosyal güvenlik de bunu gerektiriyor.
Sadece aylklarda deil, salkta
da önemli sorunlar
yayorsunuz.
Genel Salk Sigortas sistemi
ile salkta bütünlük saland iddia edilemez. Kamu hastaneleri ile
yaplmak istenen yerinde yönetim
çalmalar ile yerel yönetimler ve
valilik arlkl bir yönetim yaps
getirilmek isteniyor. Bu oluumda
sivil toplum örgütlerine de yer verilmeli. Bu konuda, Maliye Bakanl tarafndan yaplan çalmalara
tepkiler artyor. Hastanelere getirilmek istenen yeni yönetim yaps
ile hastaneler kiralanmak veya satlmak isteniyor. Bunun ad, hastanelerin özelletirilmesinden baka bir
ey deildir.
Salk hizmetlerindeki katk
paylarnn ve farkl uygulamalarn
getirmi olduu yeni sistem ile salk harcamalarndaki yüksek arta
ramen, hizmet sunumlarnda ayn
gelime olmad. çi emeklisi, dul ve
yetimlerine katk paylar ödemeden
hastaneleri seçme özgürlüü
tannmal. Emeklilerin katk pay ödeyecek gücü
olmadndan, salk
haklarn ve tercihlerini özgürce kullanamadklar görülüyor. Bu nedenle,
gelir ve aylklardan
kesilen katk paylar youn
bir eletiri alyor. Her türlü katk
paynn kaldrlmasn istiyoruz.
10.- TL olarak belirlenen Salk
Uygulama Teblii’nin ilgili maddesinin Dantay tarafndan iptal
edilmesi, önemli bir gelime. Ayn
paralelde, üniversite ve devlet hastaneleri tarafndan alnan katk
paylar 2.- TL olarak uygulanmas
benimsendi. Sosyal devlet, salk
hizmetlerinin sunumunu paral bir
yere doru götüren genel salk sigortas hükümlerini yeniden gözden
geçirmeli. Sosyal güvenlik ve temel
bir insan hakk olan salk hizmetleri etkin olarak ve katk paysz sunulmal.
Emeklilerin KEY ödemelerinde de
sorunlarn yaandn biliyoruz.
O konu ne aamada?
1987-1995 döneminde uygulanan 3320 sayl “Memurlar ve çiler ile Bunlarn Emeklilerine Konut
Edindirme Yaplmas Hakknda
Kanun” kapsamnda çalanlar ve
emeklilerin düzenlemeden yararlanmas öngörüldü. Emekliler açsndan
müracaat art bulunmakszn KEY
ödemelerinin ilgili sosyal güvenlik
kurulular tarafndan yatrlmas
hükme baland. Resmi olmamakla
birlikte, SSK kaytlarna göre, 1987
öncesi emeklilerden KEY yaplmasna ilikin 130 bin emeklinin müracaat esas alnmas, emeklilerin
büyük bölümünün yararlanmad sonucunu çkaryor.
Bu durum karsnda, ubelerimize Genel Merkez
tarafndan gönderilen
itiraz dilekçesi örnei
üyelerimize bildirildi ve itirazlarn 27
Ekim 2008 tarihine kadar yaplmas belirtildi.
Bu konudaki
çalmalarmz ve açlan
davalarmz
sürüyor.
49
TÜRK-’in Dou ve Güneydou
Anadolu Raporu (1993)
Enis BADADOLU TÜRK- Aratrma Müdür Yardmcs • [email protected]
S
iyasal iktidarn “demokratik açlm” çalmas çerçevesinde çiler Bakan siyasal parti ile sivil toplum örgütlerine yönelik ziyaretleri çerçevesinde 13
Austos 2009 günü TÜRK-’e de geldi. Yaplan görümede TÜRK- Genel Bakan “Hükümetin, Cumhuriyetin temel ilkelerini bozmadan bu soruna çözüm arayacan düündüklerini” söyledi ve 1993 ylnda bu soruna
parmak bastklarn ve “Dou ve Güneydou Anadolu
Bölgesi Raporu” hazrladklarn belirterek anlan raporu çileri Bakanna sundu.
Raporun hazrlanma süreci ve içerii aada özetlenmektedir:
50
“TÜRK- 16. Olaan Genel Kurulu, bir sorun
varsa nedenini aratrmann gereine inanmaktadr.
Bu topluluumuzun bilimsel tavrdr. Bu nedenle ve
TÜRK- olarak Yurdumuzun Güneydou bölgesinde yaanan sorunlara gösterdiimiz duyarllk, 16.
Genel Kurul sonras yaplacak ilk Bakanlar Kurulumuz üyeleri ile Diyarbakr’a gidilerek, o yörede
bulunan tüm sendikaclar ile yaanan sorunlar üzerinde görümelerde ve deerlendirmelerde bulunulmasn talep eder.”
Konfederasyonumuzun 7-13 Aralk 1992 günlerinde
Ankara’da yaplan 16. Olaan Genel Kurulunda, ülke ve
çalanlarn içinde bulunduu sorunlar deerlendirilmitir. 17. çalma döneminde ulalmas gereken hedefler
ve izlenecek politikann belirlendii anlan genel kurulda alnan kararlardan birisi -yukarda yer ald üzereGüneydou Bölgesinde yaanan sorunlara yönelik olmutur.
16. Genel Kurulda göreve seçilen TÜRK- Yönetim
Kurulu 16 Aralk 1992 günü yaplan bir basn toplantsyla çalma programn açklam ve “Yönetim Kurulumuz, Genel Kurulda belirtilen istek dorultusunda tespit
edilecek bir tarihte ilk Bakanlar Kurulunu Diyarbakr’da
yapmay uygun görmütür” denilerek alnan karar açklanmtr.
Alnan karar dorultusunda, Diyarbakr’da bulunan
7. Bölge Temsilciliine 8 Ocak 1993 tarihli yazyla “Yurdumuzun sorunlar içinde öncelikli bir yer tutan dou
ve güneydou sorunlar ile ilgili yaplacak çalmalarda
deerlendirilmek üzere, bölgeniz kapsamndaki il temsilcilikleri ile gerekli koordinasyonu salayarak, yaanan sorunlar ile ilgili bir raporun hazrlanmas” istenmitir.
Bu arada, yaplacak Bakanlar Kurulu’na sunulmak
üzere, bölgenin ekonomik ve sosyal durumunu ortaya
koyan bir çalmann yaplmas görevi Aratrma Merkezine verilmitir.
TÜRK- 7. Bölge Temsilciliinden 24 Ocak 1993
tarihli yaz ekinde ve bölgede yaplan toplantlar ve
yazmalar sonucu hazrland belirtilen alt sayfalk
“Rapor“ alnmtr. Raporda, bölge kapsamndaki illerde yaanan sorunlarn “gerçekçi ve objektif” olarak istendii belirtilerek sorunlar 14 madde (isizlik sorunu,
devlet ve özel sektör yatrmlar, salk sorunu, eitim,
köy korucu sistemi, toprak reformu, taeronlama, belediyelerdeki içi alacaklar, kamu görevlilerinin hizmet
anlay, geçici içi sorunu, üretim yapan iletmelerin
kapasitesinin artrlmas, tevik kredisiyle yaplan yatrmlar, çalr durumdaki tesislerin kapanmas, bölgedeki terör ve faili meçhul cinayetler) alt bal altnda
açklanmtr.
Bölge Temsilcilii tarafndan hazrlanan raporda “Siyasi istikrarn ekonomik ve sosyal reformlarla salanaca, bölge ekonomik olarak rahat ve huzura kavumadkça
ülkenin Dou ve Güneydou Anadolu bölgesinde cereyan
eden olaylardan kurtulamayaca, bilinmelidir” deerlendirmesine yer verilmitir. Ayrca raporda “Türkiye’nin
her yerinde demokrasi ayn olmaldr, stanbul’da uygulanan idare biçimi Diyarbakr’da da, rnak’ta da olmal”
görüü savunulmutur.
TÜRK- Yönetim Kurulu’nca Diyarbakr’da 14 ubat
1993 günü yaplan Bakanlar Kurulu’na sunulan “Dou
ve Güneydou Anadolu Bölgesi Raporu” toplam 70 sayfadan olumaktadr.
Raporun balangcnda yer alan Yönetim Kurulu sunuunda; “TÜRK-, Türkiye’nin üniter devlet yapsnn
korunmasnda kararl bir kurulutur. Bu temel yaklam
dorultusunda Dou ve Güneydou Anadolu Bölgesi’nde
yaanan sorunlarn ortaya konulmas ve çözüm önerileri
gelitirilmesi amacyla hazrlanan rapor görüünüze su-
nulmaktadr” görüüne yer verilmi ve ”Bu bölgemizde
yaanan olaylar objektif bir yaklamla deerlendirilmi,
çözüm yollar ortaya konulmaya çallmtr” denilerek
raporun son eklinin görü ve önerilerden sonra oluturularak ilgililere iletilecei belirtilmitir.
Neden rapor hazrland konusu ise “Giri” bölümünde u ekilde açklanmtr:
“TÜRK-, Türkiye’de yaayan insanlarn etnik
köken farkllnn büyük bir zenginlik kaynamz
olduuna inanan, ülkemizin üniter devlet yapsnn
korunmasna kararl olan bir kurulu olarak bölgedeki tüm sorunlarn açklkla tartlmasndan yanadr. Bu amaçla TÜRK- Yönetim Kurulu, bölgemizde yaanan sorunlarn temelinde yatan olumsuz
sosyo-ekonomik göstergeleri ortaya koyan ve çözüm
yollarn öneren “Dou ve Güneydou Anadolu Bölgesi Raporu”nun Diyarbakr’da yaplacak ilk bakanlar kurulu toplantsna sunulmak üzere hazrlanmasn gerekli ve yararl görmütür.”
Yönetim Kurulunca Bakanlar Kuruluna sunulan Raporda soruna 18 ana balk ekseninde yaklamda bulunulmutur.
“Giri” alt balnda yer alan deerlendirme u ekilde olmutur:
“Ülkemizde 12
Eylül 1980 müdahalesiyle
birlikte
uygulanan siyasal,
sosyal ve ekonomik
politikalarla siyasal
yapdan ekonomik
yapya, ekonomik
yapdan sosyal yapya uzanan köklü
deiiklikler yapld.
Demokrasiye insan
haklarna, içi hak
ve
özgürlüklerine
aykr olan bu deiikliklerle sosyal
devlet ve sosyal adalet anlayna dayal
politikalar göz ard
edilerek belirli kesimlerin çkar korunmu, geni halk
kesimleri arlaan
sorunlaryla ba baa
braklmlardr.
“12 Eylül Hukuku” diye nitelendirilebilecek
düzenleme ve uygulamalarla Türkiye’nin demokratikleme süreci kesintiye uratlm; bata 1982
Anayasas olmak üzere, insan haklar, içi hak ve
özgürlükleri ile ilgili getirilen yasalarla uluslararas
norm ve ilkelere aykr olan yasaklama ve engellemelerle kurulmas istenen sistem egemen klnmak
istenmitir.
12 Eylül müdahalesiyle balayan ve mücadeleyi
izleyen yllarda uygulanan sosyo-ekonomik politikalarn 1990’l yllar itibariyle geldii tkanma noktas deerlendirildiinde; adaletsiz yapya dönümü
gelir dalm, artan isizlik, yüzde 70’ler düzeyinde
seyreden enflasyon, her yl katlanarak artan bütçe
açklar, ciddi iç ve d borçlanmalar, artan terör,
insan haklar ihlalleri ve bölgeler arasndaki derin
uçurumlar ilk anda sralanabilecek olumsuz gelimeler olarak ü lkemizin gündemindedir.
Bu çerçevede ülkemizin temel sorunlarna bakldnda; siyasal sosyal ve ekonomik açlardan DouGüneydou Anadolu bölgemizin ülkemizin genel
sorunlarndan soyutlanamayacak ve fakat ülkemiz
sorunlar içinde önemli bir arl olan sorunlarla
kuatld görülmektedir. Yoksulluk, isizlik göç,
terör ve iddet olaylar, bölge halknn olumsuz yaama koullarn daha da
arlatran sorunlarn balcalarn oluturmaktadr.
Kukusuz
Dou-Güneydou Anadolu Bölgemizin sorunlar Türkiye’nin
temel sorunlarndan ayr
düünülemez. Bu çerçevede ülkemizin temel sorunu;
demokrasiye ve temel insan hak ve özgürlüklerine
aykr tüm düzenlemelerin
ortadan kaldrlarak çoulcu ve özgürlükçü demokrasinin yeniden ve salkl
bir ekilde kurularak ülke
düzeyinde kurumsallamas, içi hak ve özgürlükleri
önündeki engellerin kaldrlarak uluslararas norm ve
ilkelere uygun endüstriyel
ilikiler sisteminin oluturulmas, sanayide yeni
atlmlarla hzl ve dengeli
kalknmann
salanarak
51
refah toplumuna-ulalmas, sosyal devlet ve sosyal
adalet ilkelerine dönülerek ulusal gelirin ülkemiz
insanlar ve bölgeleri arasnda adil ve dengeli bir biçimde datlmasnn salanmasdr.
Türkiye çi Sendikalar Konfederasyonu
(TÜRK-), ülkemizin kalknmln bütünlüünü
ve demokrasiyi yakndan ilgilendiren siyasal, sosyal
ve ekonomik sorunlar çeitli boyutlaryla ele alp
deerlendirmeyi, kendi görü, eletiri ve önerilerini kamuoyuna sunmay bir görev kabul etmektedir.
Gerçekte ülke ve dünya sorunlar çalanlar yakndan ilgilendirmektedir; hiçbir ey, hiçbir sorun içi
snfnn dnda düünülemez.”
Raporda “Demokrasi ve nsan Haklar Sorunlar”
alt bal altnda yaplan deerlendirme ise u ekilde
olmutur:
52
“Ülkemiz, 12 Eylül 1980 müdahalesinin getirdii hukuksal düzenleme ve uygulamalarla toplumsal
hayatmzn derinden etkilendii bir dönem yaamaktadr. Bu dönemin en belirgin özellii insan haklar, temel hak ve özgürlükler alanndaki kstlama
ve engellemelerdir. “12 Eylül Hukuku”nun uzants
düzenleme ve uygulamalarnn almaya çalld,
bu dorultuda mücadele veren tüm kurum ve kurulularn çabalarn younlatrdklar günümüzde,
Dou-Güneydou bölgemizdeki terör, insan haklar ihlalleri benzeri skntlar sürmektedir. Güvenlik
görevlisi, basn mensubu, sivil halktan binlerce vatandamz hayatlarn kaybetmiler, kaybetmeye
devam etmektedir.
Dou-Güneydou bölgesinin komu (mücavir)
saylan Adyaman, Bitlis ve Mu’ta da geçerli olmak
üzere Bingöl, Diyarbakr, Elaz, Hakkari, Mardin,
Siirt, Tunceli, Batman, rnak, Van gibi bölgenin 10
ilinde Olaanüstü Hal Uygulamasna devam edilmektedir. Baka bir ifadeyle, 12 Eylül’ün skyönetim ve 1983 ylnda yürürlüe konulan 2935 sayl
“Olaanüstü Hal Yasas” ile on yl akn bir süredir
yaklak 5,5 milyon kii skyönetim ve olaanüstü
halin uyguland koullarda yaamaktadr. Olaanüstü hal yasas nedeniyle bölge halk sokaa çkma
yasandan toplant ve gösteri yürüyülerinin ertelendii, yasakland koullarda yaamakta; bölge
insannn yaam hakk, temel hak ve özgürlükleri
güvence altna alnamamaktadr.
‘Ülkemizin, uzun bir süredir yaad ekonomik,
siyasal ve toplumsal ar sorunlar amak ve esenlie ulamak amacyla’ kurulan koalisyon hükümeti, kuruluunun 500. gününe yaklamasna ramen
vaatlerini yerine getirememi, vaatlerin yerine getirilmesi bir yana muhalefette iken söylediklerinin
tersini yapar konuma dümülerdir.
Kamuoyunda CMUK diye bilinen ve tartmal
olan Ceza Muhakeme Usulü Yasas dnda demokratiklemede ciddi hiçbir adm atlmamtr. Anayasa, Olaanüstü Hal Yasas, Dernekler Yasas, Toplant ve Gösteri Yürüyüleri Yasas, sansür ve sürgün
ile ilgili dier yasa ve kararnameler demokratik bir
yapya kavuturulamamtr.
12 Eylül 1980 ylndan bu yana siyasal iktidarlar tarafndan sürdürülen yanl politika ve uygulamalar sonucunda bölge insannn yaad skntlar
satrbalaryla u ekilde sralamak mümkündür:
O
Bölgenin birçok yerleim merkezinde bölge
halknn yaama ve siyasal haklar kstlama
altndadr.
O
Olaylara karmayan insanlara suçlu muamelesi yaplmaktadr.
O
Anayasal bir hak olan grev hakk kullanlamamaktadr.
O
‘Köy Koruculuu’ sistemi bölge halk arasnda
dümanlk yaratmaktadr.
O
Terör, terörle mücadelede kullanlan yöntemler bölge halknn ekonomik sorunlarn daha
da arlatrmaktadr.
O
Olaanüstü Hal Uygulamasnn sürekli uzatlmas, 12 Eylül uygulamalarnn giderek kalc
olmasna yol açmaktadr.
O
Düünce, ifade ve inanç özgürlüü önünde ciddi engeller bulunmaktadr.
O
Bölgede faili meçhul olaylar devam etmektedir.
Raporun izleyen bölümünde Dou ve Güneydou
Anadolu Bölgesinin sosyoekonomik yaps ile saysal veriler ve analizler yer almaktadr. Bölgenin kapsam deerlendirildiinde, dönem itibariyle 20 ilden oluan bölgenin
ülke yüzölçümünün yaklak yüzde 30’unu oluturduu
ve fakat ülke nüfusunun yüzde 19’unun bölgede yaad
sonucuna varlmtr. Bölge nüfusunun arlkl olarak
krsal kesimde yaad tespitinin yaplarak tüm illerin
göç verdii tespiti yaplmtr. Göçün nedenleri arasnda sosyoekonomik geri kalmlk yan sra yaanan terör
olaylarnn etkisine de iaret edilmitir. Bölgenin istihdam ve isizlik bakmndan deerlendirmesi yaplarak, istihdam olanaklarnn snrl ve isizliin yaygn olmasna
karn sendikalamann yüksek olduu deerlendirmesi
yaplmtr. Ülkemizdeki eitim hizmetlerinin nitelik ve
nicelik olarak yetersizliinin bölgede daha olumsuz boyutlarda olduu vurgulanarak okur-yazar orannn özellikle kadnlarda çok düük olduuna vurgu yaplmtr.
Benzeri bir durum bölgedeki salk hizmetlerinde de
söz konusudur. Bebek ölüm hz, nüfusa düen doktor,
hasta yata gibi veriler çerçevesinde salk hizmetlerin
yetersizlii ve ülke genelindeki eitsiz dalmna iaret
edilen raporda ayrntl tablolara yer verilmektedir. Ülke
milli gelirinin üretim faaliyet kollarna göre bölgesel dalmna bakldnda tarm ve hayvancln arlkl yer
ald, bunu elektrik üretimi ve devlet hizmetlerinin izledii ortaya konulmutur. Gelir dalmndaki bölgesel
eitsizliin, hanehalk gelirlerinin deerlendirilmesinin
ardndan raporda yatrmlara deinilmitir. Yatrmlarn
arlkl olarak GAP kapsamnda kamu yatrmlar olduu ve enerjide younlat tespitinde bulunulmutur.
Özellikle imalat sanayi yatrmlarnn bölgede yok de-
nilecek ölçüde snrl olduu ve enerji sektörü yatrmlarnn önde geldii görülmütür. Daha sonra raporda,
Güneydou Anadolu Projesi (GAP) ile Kalknmada Öncelikli Yörelere yönelik bölgesel planlama kapsamndaki
politikalar deerlendirilmitir. DPT Yllk Programndaki bölgeye yönelik politikalar ve tedbirlere de ayrca raporda deinilmitir. Siyasal partilerin görü ve önerileri
seçim bildirgeleri incelenerek raporda ortaya koyulmaya
çallm, siyasal iktidarn bölgeye bak hükümet programndan hareketle ki verilmeye çallmtr.
“Açlm” tartmalarnn kamuoyunda arlkl yer ald günümüzde Konfederasyonumuzun bu soruna ilikin bak açs -aradan geçen 16 yln ardndan- önemini
ve güncelliini halen korumaktadr.
Yönetim Kurulu tarafndan hazrlanarak Bakanlar
Kuruluna sunulan Dou ve Güneydou Anadolu Bölgesi raporunun son bölümünde “Bölgedeki Sorunlarn
53
Çözümüyle lgili TÜRK- Görüleri” alt balyla u
deerlendirmeler yer almtr:
tergeler büyük ölçüde sürmü, demokratikleme ve
insan haklar konusunda bir mesafe alnamamtr.
“TÜRK-, ülkemizi, ülkemizin ‘toplumsal hayatn ‘içi snfn dorudan ilgilendiren alanlardaki
sorunlar ve bu sorunlarn çözümü dorultusundaki
çalma ve mücadelesini çeitli platformlarda sürdürmektedir. Bata siyasal iktidar olmak üzere, genel olarak toplumsal sorunlarmzla ilgili eletiri ve
önerilerimiz gerekçeleri ile birlikte parlamento da
temsil edilen siyasi partilere, çeitli kurum ve kurululara sunulmutur. TÜRK- 16.0laan Genel
Kurulu Mevzuat ve Kararlar Komisyonu Raporunda
geni biçimiyle yer alan sorunlarn çözümü dorultusundaki isteklerimizi 3 ana balk altnda toplayabiliriz:
Hükümet programnda yer alan görü ve yaklamlar ile çalanlarn toplumun büyük bir kesimin
talep ve beklentileri arasndaki benzerlik hükümetin
kuruluunu izleyen ilk aylarda -ki siyasal iktidar
söz konusu dönemde “Kürt realitesi”ni tandn
açklamtr- toplumda bir iyimserlik yaratm, ancak hükümetin beklentileri karlamak üzere yapt
çalmalara, hükümetin performansna bakldnda
ayn iyimser havann sürdüünü söylemek bugün
için zorlamaktadr.
3) Sosyal Devlet ve Sosyal Adalet lkelerine Dayal Bir Ekonomik Politika Uygulanmaldr.
Siyasal iktidar tarafndan “Demokratikleme
Yl” olarak açklanan 1993 ylnn beklenti ve taleplerimize uygun uygulama ve deiikliklerin yaplaca bir yl olmasn diliyoruz. Ancak Hükümet
tarafndan 1993 ylnn “Demokratikleme Yl olarak’” açkland bir ortamda, terör ve iddet olaylarnn trmanma eilimine girmesi, demokratiklemenin önünde önemli bit engel olup ülkemiz açsndan
kar karya bulunulan tehlikenin boyutlarn da
ortaya koymaktadr.
Türkiye’nin temel sorunlarnn çözümü için
önerdiimiz ve 3 ana balk altnda sunduumuz isteklerimiz toplumsal uzlamann, toplumsal barn
da çerçevesini çizmektedir.
Bu görü ve yaklam çerçevesinde Dou-Güneydou Anadolu Bölgemizdeki sorunlarn almas için
siyasal iktidarca alnmas gereken önlemler u ekilde sralanabilmektedir.
1) Çoulcu ve Özgürlükçü Demokrasi Yeniden
ve Salkl Bir Biçimde Kurulmaldr.
2) çi Hak ve özgürlükleri önündeki Engeller
Kaldrlmaldr.
54
‘Giri’ bölümünde altn çizdiimiz gibi, ülkemizin temel sorunlarna bakldnda; siyasal, sosyal
ve ekonomik açlardan Dou-Güneydou Anadolu
Bölgemizin ülkemizin genel sorunlarndan soyutlanamayacak ve fakat ülkemiz sorunlar içinde
önemli bir arl olan sorunlarla kuatld görülmektedir.
Demokrasi; insan haklar, nüfus ve göç, isizlik,
yetersiz eitim ve salk hizmetleri bölgeleraras
milli ve ‘kii bana gelir eitsizlii yatrmlarn yetersizlii; gibi sorunlar ilgili bölümlerde ayrntl bir
ekilde ele alnmtr. Esasen 20 Ekim 1991 tarihinde
yaplan erken seçim öncesinde, siyasi partiler yurt ve
bölge sorunlar ve sorunlarn çözümü dorultusundaki görülerine yaynladklar seçim bildirgelerinde yer vermilerdir. Bu görülerin önemli bir bölümü
TÜRK- görüleri olup, bunlarn bir bölümü koalisyon hükümetinin programnda benzer ifadelerle
yer almtr. Hükümetin kurulmasndan bu yana bir
yl aan bir süre geçmi olmasna ramen 12 Eylül Anayasa’snn deitirilmesi konusunda partiler
arasnda ciddi bir mutabakat salanamam, 1980’li
yllardan devralnan olumsuz sosyo-ekonomik gös-
1) Demokrasi ve nsan Haklar;
O
“12 Eylül Hukuku” diye nitelendirilebilecek
hukuki düzenleme, uygulama ve kstlamalar
süratle kaldrlarak demokratikleme süreci
hzlandrlmaldr.
O
Demokrasi, ülkemizin tüm bölgelerinde ve eksiksiz bir biçimde yeniden ina edilmelidir.
O
nsan haklar ve özgürlükleri önündeki engeller kaldrlmaldr.
O
Düünce, ,ifade ve inanç özgürlüü önündeki
engeller kaldrlmaldr.
O
Ülkemize ve bölge halkna zarar veren terör ve
iddet hareketleri önlenmelidir.
O
Olaanüstü Hal Yönetimine yol açan artlarn
ortadan kaldrlarak normal yönetim biçimine
dönülmesi salanmaldr.
O
Köy koruculuu uygulamasnn yaratt sorunlar dikkate alnarak, bu uygulama gözden
geçirilmelidir.
O
Sorunlar demokrasi ve insan haklar çerçevesindeki uygulama ve düzenlemelerle çözümlenmelidir.
2) çi Hak ve özgürlükleri
O
çi hak ve özgürlükleri önündeki engeller kaldrlarak uluslararas norm ve ilkelere uygun
düzenlemeler yaplmaldr.
O
Tüm grev yasaklar kaldrlmaldr.
O
Tüm çalanlarn örgütlenme ve toplu sözleme yapmalarn engelleyen uygulamalara son
verilmelidir.
O
Tarm içileri yasal güvenceye kavuturulmaldr.
O
ten çkarmalara ve taeronlamaya son verilmelidir.
O
güvencesi salanmaldr.
3) Sosyal ve Ekonomik Önlemler
O
Yeni istihdam alanlar yaratlarak isizliin
önüne geçilmelidir.
O
Vergi reformu yaplmaldr.
O
Asgari ücret vergi d braklmaldr.
O
çi alacaklar ödenmelidir.
TÜRK- Bakanlar Kurulu alnan karar dorultusunda 14 ubat 1993 günü Diyarbakr’da topland. Toplantdan bir gün önce Diyarbakr ve çevresi illerde örgütlü
üye sendika ube yöneticilerinin geni katlmyla bir
toplant düzenlendi.1
Bakanlar Kurulunun açlnda yaplan konumada,
içi snfnn kar karya sorunlara deinilmi ve “12
Eylül’ün kalntlar özellikle Dou ve Güneydou Bölgelerinde etkisini sürdürmektedir. Bir türlü durmayan
ve durdurulamayan terör eylemleri nedeniyle bölgede
dökülen kan, hepimizin kandr” denmitir.2 Bakanlar
Kurulu’nun Diyarbakr’da yaplan toplants sonras konuyla ilgili olarak açklanan bildiride; bölgenin ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal alanlarda ar sorunlarla
kuatldna dikkat çekilmi ve “TÜRK- Bakanlar Kurulu; sorunlar ne kadar ar olursa olsun, çözüm yolunun
karde kan dökülerek bulunamayacan tüm ilgililere
hatrlatmaktadr” denilmi, “Üniter Devlet yapsyla yurdumuzu parçalamaya çalanlar, Kürt halknn temsilcisi
deillerdir ve asla olamayacaklardr” belirlemesinde bulunulmu ve “Bu ülke etnik kökeni ne olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti vatanda olan hepimizindir.” görüü
savunulmutur.3
O
Sosyal devlet ve sosyal adalet ilkelerine dayal
bir ekonomik politika uygulanmaldr.
O
Bölgesel kalknma planlar yaplmaldr.
O
Bölgede ‘krsal sanayi’ oluturulmaldr.
O
Küçük ve Orta ölçekli Sanayi letmeleri
(KOSGEB) yaygnlatrlmaldr.
O
Bölgede toprak reformu yaplarak, ‘toprak dalmndaki dengesizlikler adaletli bir yapya
kavuturulmaldr.
O
Bölgede tarm reformu yaplarak, geleneksel
tarmdan modern iletme tekniklerine geçilmeli ve verimlilik arttrlmaldr.
O
Bölgeleraras gelimilik fark ortadan kaldrlmaldr.
O
Yatrmlar arttrlmal ve hzlandrlmaldr.
O
Özel Kesimin yatrm yapmas tevik edilmelidir.
Notlar
Bakanlar Kurulu’nda alnan karar dorultusunda,
bölge sorunlarna yönelik deerlendirme ve belirlemelerin ardndan, daha ayrntl inceleme yaplmas amacyla
bir Komisyon oluturulmu, ve oluturulan Komisyon
24 ubat-4 Mart 1993 tarihleri arasnda 8 il ve 3 ilçede
incelemeler yapm ve sorunlar hakkndaki görü ve izlenimlerini bir rapor halinde sonuçlandrmtr.4
Hiç kuku yok ki; Konfederasyonumuzun yukarda
belirtilen görü ve deerlendirmeleri bugün gündemde
olan “açlm” tartmalarna katk salayacak nitelikte
yaklamlar içermektedir.
O
Alnacak tedbirlerle iç göç önlenmelidir.
1 TÜRK- 17. Genel Kurul Çalma Raporu, 1995 Ankara, s: 122.
O
Salk hizmetleri nitelik ve nicelik olarak artrlmaldr.
2 TÜRK- 17. Genel Kurul Çalma Raporu-Belgeler, 1995 Ankara,
Eitim hizmetleri nitelik ve nicelik olarak arttrlmaldr.
3 TÜRK- 17. Genel Kurul Çalma Raporu, 1995 Ankara, s: 128.
O
s: 305.
4 TÜRK- Dergisi Mart 1993, Say:275, s: 1.
55
56
sizlik Sigortas ve
Hak Kayplar
Namk TAN
TÜRK- Aratrma Müdür Yardmcs
[email protected]
sizlik sigortas; bir iyerinde çalrken, çalma istek, yetenek,
salk ve yeterliliinde olmasna
ramen, kendi istek ve kusuru dnda iini kaybedenlere, uradklar
gelir kayplarn ksmen de olsa karlayarak kendilerinin ve aile fertlerinin zor duruma dümelerini önleyen, sigortaclk teknii ile faaliyet
gösteren, devlet tarafndan kurulan
zorunlu bir sigorta koludur. sizlik
sigortas, ekonomik büyümenin yan
sra sosyal gelimenin salanmas ve
gelirin toplumda adil ve dengeli bir
biçimde paylatrlmasn amaçlad için sosyal devlet olma ilkesinin
de bir gereidir.
2000 yl itibariyle prim kesintileri yaplan isizlik sigortasndan
yararlanma, Mart 2002 itibariyle
balamtr. siz kalan sigortallarn
isizlik ödenei alabilmesi için Kanunda öngörülen koullara göre, son
üç yl içinde son 120 günü sürekli
çalm olmak kaydyla toplam 600
gün prim ödenmesi aranmaktadr.
4447 sayl Kanunla getirilen koullarn, özellikle de çalma hayatn ve ortaya çkan isizlik riskini tam
olarak karlamamas sonucu, fon
amacna uygun olarak kullanlamaz
bir yapya dönümütür. Esnek çalmalarn ve özellikle de ksa süreli
çalmann yaygn olduu bir süreçte, isizlik ödeneine hak kazanma
koullar deitirilmediinden, isiz
kalan sigortal isizlerin büyük ksm, isizlik sigortasndan yararlanamamtr.
4447 sayl Kanunla getirilen
yararlanma koullar, ödeneklerin
süresi ve miktarlarnn yetersizlii
konusunda youn eletiriler yaplmtr. TÜRK-, 4447 sayl Kanunla getirilen isizlik ödenei ve
mesleki eitime hak kazanma koul-
larnn deitirilmesini ve isiz kalan
sigortal isizlere daha çok destek
olunmasn savunmutur. Hükümet
ise, bu konuda çok ilgisiz kalmtr. sizlik sigortas, bir ülkenin en
önemli koruyucu emsiyesidir. Bu
koruma kapsamnda, çok uzun süre
olmasa da, en önemli uygulamas olan sigortal isizlere ödenekler
salanmas yannda, meslek eitimi
verilerek istihdama kazandrlmas
ile ilgili kanunda gerekli deiiklikler yaplmaldr.
sizlik sigortas kurumu özerk
bir yapda olmadndan, dönem
dönem fona yönelik müdahaleler
artm, iverenlere prim destei salanan, GAP’a ve Bütçeye ek kaynak
transferi yaplan bir fon ileyiine
doru gidilmitir. Bu yaklam, son
derece tehlikeli olduu gibi, isizlik
sigortas hedefinden uzaklaan bir
süreci de balatmtr. ten çkarlan
sigortal içilerin büyük çounluunun bu haktan yararlanmadklar bir
dönemde, isizlik sigortas fonunun
iverenlere ve Bütçeye yönelik olarak
kullanlmasnn yolunun açlmas,
isizlik sigortasnn kurulu felsefesine de aykr bir müdahaledir. 5763
ve 5921 sayl Kanunlarla yaplan
deiikliklerle sistemin dna çklmtr. sizlik sigortas sisteminde,
temel olarak iten çkarlan içiyi
koruma ilkesinden ayrlan deiiklikler yaplmtr.
5763 sayl Kanunla yaplan deiiklikler ile ie alnmada, erkeklerin
18 yandan büyük ve 29 yandan
küçük olanlar ile ya art aranmakszn 18 yandan büyük kadnlara
kademeli olarak iveren prim paylarnn isizlik sigortas fonundan karlanmas getirilmitir. Fonun amac
ise, iten çkarlan ve prim ödemi
olan sigortal isizlerin korunmasn
öngörmektedir. Bu durumda, uzun
süre fona prim ödeyen ve yararlanma koullarn yerine getirmeyen
iten çkarlan sigortal içileri kim
koruyacak? Hükümet, vergilerden
karlanmak üzere istihdamda teviklere gitmeli, isizlik sigortas fonunu ise, hak sahibi durumunda
olanlara yönelik olarak kullanmaldr. Bu yönüyle, 5763 ve 5921 sayl
kanunlarla yaplan deiikliklerin
savunulur yönü yoktur. Hükümet,
Fonu kendi kayna gibi kullandndan, bu konuda tepkiler ç gibi
büyümütür.
5763 sayl Kanunla, 4447 sayl
Kanuna Geçici 6. madde eklenmi
ve 2008 ylna münhasr olmak üzere, Fonun mevcut nema gelirlerinden 1.300.000.000 YTL’lik ksmnn
Fon tarafndan Hazine ç Ödemeler
Muhasebe Birimi hesaplarna aktarlmas ve genel bütçenin (B) iaretli
cetveline gelir kaydedilmesi, kaydedilen bu tutarlarn, Yüksek Planlama
Kurulu kararna istinaden Güneydou Anadolu Projesi kapsamndaki
yatrmlara öncelik vermek kaydyla
münhasran ekonomik kalknma ve
sosyal gelimeye yönelik yatrmlarda kullanlmak üzere ilgili idare büt-
çelerine ödenek kaydetmeye Maliye
Bakan yetkili klnmas hükme balanmt. Yine ayn Kanunla, 20092012 yllarnda Fon tarafndan tahsil edilecek nema gelirlerinin dörtte
birinin, ilgili yl genel bütçelerinin
(B) iaretli cetvelinde bütçe gelir
tahmini olarak yer almas, ilgili yl
bütçeleri hazrlanrken Güneydou
Anadolu Projesi kapsamndaki yatrmlara öncelik vermek kaydyla
münhasran bölgesel ekonomik kalknma ve sosyal gelimeye yönelik
yatrmlarn finansman için ilgili
idare bütçelerine bu gelir tahmini
karl kadar ödenek öngörülmesi,
bu gelirlerin, Fon tarafndan tahsil
edilen ay izleyen ayn 15’ine kadar
Hazine ç Ödemeler Muhasebe Birimi hesaplarna aktarlmas ve yl genel bütçesinin (B) iaretli cetveline
gelir kaydedilmesi kararlatrlmt.
18.08.2009
tarihli
Resmi
Gazete’de yaymlanan 5921 sayl
“sizlik Sigortas Kanunu ile Sosyal
Sigortalar ve Genel Salk Sigortas
Kanunu’nda Deiiklik Yaplmasna Dair Kanun” ile sizlik Sigortas Fonunun nema gelirlerinin 2009
ve 2010 yllarnda dörtte üçü, 2011
ve 2012 yllarnda ise dörtte birinin
Merkezi Yönetim Bütçesine gelir
olarak aktarlmas öngörülmütür.
sizlik sigortas fonunun büyümesi karsnda, iveren çevreleri bu
kaynan isizlie yönelik kullanlmasn ve ie alnan içilerin iveren
prim paylarnn fondan karlanmasn istemektedirler. Bu propagandalar sonucunda Fon, asli görevinden
uzaklaan bir çizgiye götürülmütür. sizlik sigortas, çalanlarn
bir dayanmasdr. sizlik sigortas
fonunun, son yllarda içinin yararlanmas yerine, baka alanlarda da
kullanlmas, kurulu amacna da
aykr bir uygulamadr.
Neler Yaplmal?
sizlik sigortas uygulamasna
bakldnda, iten çkarlan içilerin büyük bölümünün bu haktan
yararlanmad görülmütür. siz
kalndnda, son üç ylda 600 gün
prim ödeme ve son dört ay 120 gün
kesintisiz prim ödeme koulu aranmaktadr. Bu koullarn ar olmas
nedeniyle, iten çkarlanlarn büyük bir bölümü isizlik sigortasndan yararlanamamaktadr.
çinin kendi iradesi dnda
isiz kalmas karsnda isizlik sigortasndan, prim gün says ile
orantl bir ekilde yararlanmas
salanmaldr. Çalt dönemlerde
isizlik sigortas primi ödenen bir
içinin isiz kalmas durumunda,
isizlik sigortas ve meslek eitimleri devreye girmelidir. Bu nedenle,
isizlik sigortasndan yararlanma
koullar deitirilmeli, gün saylar
azaltlmaldr.
sizlik sigortas ödenekleri ve
süresi de yetersizdir. 600 gün prim
ödeyen kii 180 gün, 900 gün prim
ödeyen kii 240 gün, son üç yln tamamnda kesintisiz prim ödeyen kii
ise 300 gün isizlik ödenei almaya
hak kazanmaktadr. sizlik ödenei tutar, çalann son dört aylk
prime esas kazançlar üzerinden hesaplanmaktadr. sizlik sigortas alt
snr tutar brüt asgari ücretin yüzde
40’, üst snr ise yüzde 80’i olarak
belirlenmitir.2009 yl birinci alt
ayda çalrken isiz kalan kii, 666
TL olan asgari ücretin yüzde 40’
orannda yani 266.40 TL; 1.332 TL
ya da daha fazla ücret ile çalrken
isiz kalan kii ise 666 TL olan asgari ücretin yüzde 80’i orannda yani
532.80 TL ödenee hak kazanmtr.
Bu ödeneklerin iyiletirilmesi yoluna gidilmelidir.
Sonuç olarak, yararlanma koullarnn deitirilmesine, iten çkarlanlarn geni olarak yararlandklar
bir sürecin balamasna ihtiyaç vardr. Aksi durumda, isizlik sigortas fonu, baka yerlere aktarlmaya,
amac dnda kullanlmaya devam
edilecektir. Fonun baka alanlarda
kullanlmasnn önü kesilmelidir.
57
58
Güvenceli Esneklik
Üzerine Not...
Enis BADADOLU
TÜRK- Aratrma Müdür Yardmcs
[email protected]
A
vrupa’da istihdama ilikin
olarak son dönemde ortaya
çkan gelimelerin Avrupa
Sosyal Modeli için frsat m, tehdit
mi olaca konusu belirsizliini korumaktadr. Özellikle ekonomide
yaanan küresel krizin istihdam
olumsuz etkilemesi ve isizliin yaygnlamas, igücü piyasasn esnekletirme yönündeki çabalara younluk kazandrmtr.
Bilindii üzere, Avrupa Birlii’nin
temelini oluturan özgürlük, demokrasi, insan haklarna sayg ile
hukukun üstünlüü prensiplerinin
temel bilekesi sendikal hak ve öz-
gürlüklerdir. Türkiye’de çalma hayatnn “Avrupa Sosyal Modeli”ne
göre düzenlenmesi ve Uluslararas
Çalma Örgütü’nün norm ve standartlarnn yasal düzenlemelerde ve
uygulamada egemen olmas çabalar
önemini korumaktadr. Ancak çalma hayatnn sorunlarna ortak çözüm üreten barç modellerin baar
kazanmas çou zaman mümkün olmamaktadr. Günümüzde örneini
her gün yaadmz üzere siyasal
iktidar veya bir sermaye grubu, çalanlar göz ard eden yaklamlar
sergileyebilmekte, içilerin temsilcisi sendikalar güçsüzletirmeye,
etkisizletirmeye yönelebilmektedir.
Çada endüstri ilikileri sistemlerinin temelinde bulunan sosyal diyalog konusunda ülkemizde skntlar
bulunmaktadr.
Toplumsal uzlama ve ibirlii,
diyalog ile mümkündür ve bunun
için kesimlerin serbestçe örgüt-
lenebilmeleri gerekmektedir. Örgütlenme düzeyinin düük olmas,
özellikle içi kesiminin temsil gücünü zayflatrken, hükümetlerin ve
sermaye kesiminin etkinliini arttrmaktadr. Bu durum ibirlii uygulamalarnn kurumsallamasn,
ibirliini ve karlkl güveni sarsan
sonuçlara da yol açmaktadr.
Güvenceli esneklik -dier birçok
konu gibi- içi-iveren arasnda sosyal diyalogla görüülmesi gereken
konular arasnda yer almaktadr.
Bu konuda baz ortak ilkelerin ve
ortak yaklamlarn belirlenmesinin
önemi bulunmaktadr. Ancak, ekonomik krizin yaand çou ülkede
olduu gibi Türkiye’de de en önemli
sorun, kriz ortamnda çalanlarn
iinin ne olacadr. Daha fazla ve
daha iyi i salamak konusunda var
olan skntlar ekonomik krizle giderek zorlarken, krizden çk yolu
çalanlarn hak kayplaryla bulun-
maya çallmaktadr. Küresel rekabet ortamnda ulusal ekonomilerin,
iletmelerin varln sürdürmesi ve
büyümesi düük igücü maliyeti ve
dolaysyla igücü piyasasnn daha
da esnekletirilmesinde salanmak
istenmektedir. Küresel rekabette
baar için ekonominin sosyal politikalarla ve koruyucu i yasalaryla
oluan yaps esneklik, serbestleme, kural azaltma düzenlemeleriyle
deitirilmek istenmektedir.
65-75’i isizlik ödenei almaktadr.
Sendikalama oran yüzde 65–75
civarnda; toplu sözleme kapsamndaki çalan oran ise yüzde 70–75
civarndadr. Ekonomik büyüme
hz yüzde 3,2 ve enflasyon oran
yüzde 1,1 oranndadr. 2009 igücü
piyasas politikalar için ayrlan bütçe milli gelirin yaklak yüzde 4,6’s
(yaklak 10,2 milyar avro) ve bu tutarn yüzde 25’i aktif ve yüzde 75’i
pasif tedbirler için harcanmaktadr.
Çalanlarn yaamlarn sürdürebilmek için bir ie ihtiyaçlar olduu
gerçei, hayatlarn esir almamaldr.
gücü piyasasnda çalanlarn sürekliliine ihtiyaç vardr ve bunun
verimlilik için gerekli bir unsur olduu kabul edilmektedir. Esneklik
ve güvencenin birlikte düünülmesi
gerektii açktr ve sürekli istihdam
edilen igücünün verimli olduu
da bilinmektedir. Ancak güvenceli
esnekliin “çirkin yüzü” olduu da
göz ard edilmemelidir. Bu uygulama
“ucuz ve kolay iten çkarma” anlamnda yaygnlama imkanna kavumamaldr. Temel yaklamn igücü
maliyetini düürmek amac tad
bir yapda i yasas tam zamanl iler için geçerli olmal, ii deil içiyi
korumak benimsenmelidir. çiler,
ilerini korumak karlnda istihdam güvenliinden vazgeçmek durumunda deildir. güvenliini üst
düzeyde korumak gerekmektedir.
Danimarka’da igücü piyasasnn esnek olduu, ie almann ve
çkarmann kolay, igücü devrinin
yüksek (yüzde 23) olduu doru bir
tespit olmakla beraber isizlik ödemelerinin de yüksek olduu ve aktif
igücü piyasas politikalarnn etkin
biçimde uyguland gerçei de ihmal edilmemelidir. Danimarka’da
isizlik sigortas ve sosyal yardmlar
üst düzeydedir. sizlik ödemeleri düük ücretlilerde ücretin yüzde
90’, ortalama gelir edenlerde ücretin yüzde 60–65’i orannda olduu
bilinmektedir. En yüksek ödemenin
aylk 2.050 avro olduu; ödemenin
dört yl sürdüü, finansmannda
taraflarn pay ve bütçeden aktarlan bir kaynak bulunduu, sosyal
destek ödemelerinin finansmann
genel vergilerden karland, bu
ödemelerin sürekli ve aile temelinde
olduu ve isizlik ödeneinin yüzde
80’ni tutarnda bulunduu da dikkate alnmaldr.
Esnek güvence konusunda Avrupa Birlii uygulamalar deerlenilirken ülke modellerinin iyi anlalmas, baz verilerin göz önünde
tutulmas ve deerlendirmelerin
buna uygun olarak yaplmas gerekmektedir. Örnein Danimarka’nn
nüfusu 5,4 milyon (iktisaden faal
nüfus olarak 16–66 ya aras 3,7
milyon) kiidir. gücü 2,9 milyon
kii; igücüne katlm oran kadnlarda yüzde 73, erkeklerde yüzde 80
olmak üzere ortalama yüzde 78 yldr. sizlik oran yüzde 2,3; emeklilik ya 65 olup emekli olanlarn
ortalama ya 62’dir. sizlerin yüzde
Güvenceli esneklik konusunda
düzenleme yaplrken ve bir model
temel alnrken gelir ve istihdam
güvencesi konusundaki uygulamalar bir bütün olarak dikkate alnmaldr. Hollanda modelinde olduu gibi, sosyal diyalogun yaps,
esneklik ve güvenlik konusundaki
yasal düzenleme ve bu alandaki tartmalar bir bütündür. Esnekliin
igücü piyasas, i organizasyonlar
ve istihdam ilikilerinde ortaya çkan biçiminde çalanlarn istihdam
ve gelir güvencesi istekleri dikkate
alnmaktadr. Hollanda’da sendika-
lama oran yüzde 23 ve fakat toplu
i sözlemesi kapsamnda olanlarn
orannn yüzde 80 civarndadr. Endüstri düzeyinde sosyal diyalog toplu i anlamalaryla salanmakta ve
bununla ilgili yasa 1927’de yürürlüe girmitir. ILO’nun 87 ve 98 sayl
sözlemeleri yasal düzenlemelerde
temel alnmaktadr.
Oysa bilindii üzere Avrupa
Birlii ile yürütülen müzakerelerde
“sosyal politika ve istihdam” konulu 19. fasln ilk açl kriteri sendikal hak ve özgürlükler alannda
yaplmas gerekli düzenlemelerdir.
Müktesebata uyum konusundaki
çalmalar yürütülmekle birlikte,
Komisyon Tavsiyesinde de yer ald
üzere, uygulama yönünde eksikler
bulunmaktadr.
Avrupa Birlii’nin güvenceli esneklik konusunda ortak ve uyumlu
bir tutum gelitirmek üzere sözlemeye bal düzenlemelerin yeterince esnek olmas, etkin aktif igücü
piyasas politikalar, kapsaml yaam
boyu örenme stratejileri, modern
sosyal güvenlik sistemleri hususlarnn salanmas gerektii ve bu
4 temel bileenin dikkate alnmas
gerei ülkemiz örneinde beklenen
yansmasn bulmamaktadr. Ülkemizdeki gelimeleri deerlendirirken igücü piyasasndaki deiim,
yeniden yaplanma ve özelletirme,
kuralszlatrma, merkezi hükümetlerin deien yaps, uluslararas
sermaye kurulularnn ekonominin dönütürülmesindeki görüleri
ve benzeri konularn etkisi dikkate
alnmaldr.
Uluslararas Para Fonu’nun
yaklamnn deimez bir kural
olarak öne sürüldüü uygulamada
kamunun küçültülmesi, vergilerin
azaltlmas, da açlma ve yabanc
sermayenin davet edilmesi, enflasyonun düürülmesi, zorlayc düzenlemelerin kaldrlmas konusunda talepleri dayatt bilinmektedir.
Ekonomik reformlardaki neo-libaral
59
model her eyi kapsamak istemektedir. Kuralszlatrma bu çerçevede esneklik konusunda atlan bir
admdr. Bu yaklam, giri ve çk
kolaylatrmak, çalma sözlemelerini çeitlendirmek, isizlik ödemelerini azaltmak, çalma kurallarn
yeniden düzenlemek biçiminde dayatmalar gündeme tamaktadr.
Esneklik konusundaki yaklam da
çeitli istihdam sözlemeleri, çalma zamanlarnn düzenlenmesi,
organizasyonda deiiklik, igücü
maliyetini bozmak gibi unsurlarla
desteklenmektedir.
60
Esnek çalmann ve organizasyondaki deiimin; çalma saatlerini artrd, gece çalma, vardiyal
çalma, hafta sonu çalma, esnek
düzenlemeler ve uyumlu çalma
konusunda deiiklikler getirdii
bilinmektedir. Sosyal korumann
doru dürüst olmad bir yapda
kuralszlatrma uygulanmas -az
da olsa- belki i yaratmakta ve fakat
daha da yoksullatrmaktadr.
Ülkenin isizlik oranlarndaki
artlar içilerin düük ücretle, salksz koullarda, niteliksiz ilerde
çalmaya sürüklemektedir. Uluslararas Çalma Örgütü (ILO)’nün
tanmlamasyla “çalan yoksullar”
ekonomik kriz döneminde giderek
arlaan geçim koullar ile kar
karya kalmlardr. Bu olumsuz
tabloya saylar giderek artan isizler
de eklendiinde toplumsal huzuru
tehdit eden bir yap ortaya çkmaktadr. Yaanan ekonomik kriz, bata
çalanlar olmak üzere dar ve sabit
gelirli kesimlerin yaama ve çalma
artlarn olumsuz etkilemektedir.
Çalanlarn ileri ve satnalma güçleri için kayglar giderek artmaktadr. Ekonominin sosyal politikalarla
ve koruyucu i yasalaryla oluan
yaps zorlanmaktadr.
kurulamamtr. Sistemin yeniden
tkanmas ve bu tkankl amak
için yeni düzenlemeler yapma zorunluluu bunun en somut kantdr. Sosyal güvenlik sistemimizin AB
standartlarna uyumlatrlmas konusunda gerekli düzenlemeler tümü
ile gerçekletirilmemitir. Sosyal güvenlik sistemimizin AB standartlarna uygun ödeme ve yardmlar sunabilmesi için kaynak sorununun ülke
gerçeklerine uygun bir ekilde çözüme kavuturulmas zorunludur.
Krizden daha az etkilenmek ve
sosyal devletin zorunlu bir ön koulu olarak, Uluslararas Çalma
Örgütü (ILO) standartlarnda bir Güvencesi ie iadeyi salayacak biçimde yeniden ve öncelikle düzenlenmelidir. Kanununun yetersiz
kalan i güvencesine ilikin hükümleri derhal gözden geçirilmeli, çallan süre, iyerindeki içi says gibi
snrlamalar yeniden gözden geçirilmelidir.
sizlik Sigortas Fonundan içilerin yararlanma koullar gelitirilmeli, bunun için fona eriim
imkanlar kolaylatrlmal, fondan
yararlanma süresi uzatlmal, isizlik ödenei miktar büyütülmelidir.
Fon, amac dnda kesinlikle kullanlmamaldr.
Türkiye’nin çalma hayatnda
yaanan önemli sorunlarndan birisi
de sosyal güvenlik alanndadr. Ülkenin ve çalma hayatnn koullan
göz ard edilerek ve sosyal taraflarn
önerileri dikkate alnmadan sosyal
güvenlik reformu ad altnda yaplan
düzenlemeler hiçbir zaman amacna ulamam, aktüeryal dengeler
Krizi aabilmenin önemli hususlarndan birisi de kayt d
ekonominin kayt altna alnmas
zorunluluudur. Vergi ve sigorta gelirlerinde azalmaya, iletmeler arasnda rekabet koullarnda eitsizlie, çalanlar açsndan kötü çalma
koullarna ve sosyal güvenceden
yoksunlua neden olan kaytd ile
mücadeleden bu dönemde de vazgeçilmemelidir.
Çalma yaamn düzenleyen
kurallar demokratik toplumun varln belirleyen en açk kriterdir. Sivil toplum örgütlenmesine Anayasa
ve ona bal olarak çkarlan yasalar düzeyinde getirilen kstlamalar,
Türkiye’de siyasal ve sosyal dengelerin salkl biçimde olumasna engel olmaktadr.
çi hak ve özgürlükleri ile ilgili yasal düzenlemelerle getirilen ve
çou Uluslararas Çalma Örgütü
(ILO)’nün evrensel normlarna aykr olan kstlamalarn ortadan kaldrlmas ve ülkemizce onaylanan ILO
sözlemelerinin iç hukuk kurallarna yanstlmas çalma hayatnn bir
öncelikli konusu olarak önümüzde
durmaktadr.
Krize Kar Emek Masas
Temmuz 2009 Raporu
Türk Metal
Petrol-
2008 yl ve Ocak-Haziran 2009
sonu itibariyle, toplam 22. 989 içi
iten çkarlm, ayrca 21.768 içi de
ücretsiz izine ayrlmt. Bu rakamlara ek olarak, Temmuz 2009’da 53
içi daha iten çkarld, 1.314 içi de
ücretsiz izne ayrld. Sonuç olarak
toplam 23 bin 42 içi iten çkarld,
toplam 23 bin 8 içi ücretsiz izine
gönderildi. Ayrca yalnz Temmuz
aynda 100 içi de yarm ücretli çalmaya tabi tutuldu.
Nisan 2009 sonu itibariyle, toplam
olarak 613 içi iten çkarlmt. Mays aynda Polimer stanbul’dan 7, Basf
Türk’ten 1, Polifen Gebze’den 18, Avdaysa Adana’dan 39, hell Kocaeli’den
5 içi olmak üzere toplam 70 içi daha
iten çkarld. Pimsa Direksiyon’ dan
25, Kocaeli hell’den 6 içinin daha
iten çkarlmasyla Haziran ay sonu
itibariyle iten çkarlanlarn says
714 içiye ulat. Ayrca 707 içi de
ücretsiz izine çkarld. Temmuz 2009
aynda, Antalya Novamed’de 7, Polimer Kauçuk’ta 1, Adana Aartenius’ta
4 içi olmak üzere, toplam 12 içi
daha iini kaybettir. Temmuz 2009
itibariyle genel toplam olarak 726 içi
iinden oldu.
Teksif
2008 yl ve Ocak-Haziran 2009
sonu itibariyle, toplam 4.343 içi
iinden olmutu. Temmuz 2009’da
Uak’ta 27, Bursa’da 13, stanbul
Avclar’da 6 olmak üzere toplam 62
içi iinden oldu. Yine Bursa ubesine
üye 37 içiye de ksa çalma ödenei
uyguland. Ayrca, toplam 7568 içi
de ücretsiz izine çkarld. Temmuz
2009 sonu itibariyle, genel toplam
olarak 4405 içi iinden oldu, 7568
içiye ücretsiz izin uyguland, 37 içi
de ksa çalma kapsamna tabi tutulmutur.
Çimse-
Haziran 2009 sonu itibariyle, toplam 8.610 içi iten çkarld. Ayrca,
Haziran 2009’da, zmir Tamsa Seramik ten 39, Denizli Cam’dan 17 olmak
üzere, önceki aylara 56 içi eklenmesiyle 12.536 içi ücretsiz izine çkarld. Temmuz 2009 aynda önemli bir
sorun olmad.
Genel Maden-
Haziran 2009 sonu itibariyle 1.605
içi iinden çkarld. Temmuz 2009’da
ise 111 içinin iinden olmasyla, iten
çkarlanlarn says 1.716’ya ulat.
Dokgemi-
Haziran 2009 sonu itibariyle,
1.300 içi iten çkarld. Kayt d
iten çkarmalarn da eklenmesiyle, yaklak 12 bin içi iinden oldu.
Temmuz 2009 aynda önemli bir sorun olmad.
Aaç-
Haziran 2009 sonu itibariyle, Foça
Sunta’da 9, Vezir Aaç’ta 8, Domsan’da
37 içi olmak üzere toplam olarak 248
içi iinden oldu. Temmuz 2009’da
önemli bir sorun yaanmad.
Tekgda-
Deri-
Pepsi’de 17, Mey’de 15, Tat’ta 11
olmak üzere toplam 43 içi iten çkarlmt. ubat 2009’da 23 içi, karlkl mutabakatla, anlaarak iten
çkarlm, tazminatlarn almlard.
yerleri, yarm ücretli olarak çalmalarna devam ediyor. Haziran sonunda toplam 77 içi iten çkarld.
Mart 2009 sonu itibariyle Samsun ve
Tokat’a ait Tekel bölümünden 61 içinin iine son verildi. Temmuz 2009
aynda Tari Pamukya Kombinas
zmir Fabrikasndan 6 içinin daha
iten çkarlmasyla, genel toplam olarak 83 içi iinden oldu.
Haziran 2009 sonu itibariyle, Akko’da 56, Kopuzlar’da 10,
ahinolu’da 30, Sepetçiler’de 15,
Ata San’da 100, Al’da 10, Desa’da 25,
Uygun’da 20 içi olmak üzere toplam
266 içi iten çkarld. Temmuz 2009
aynda sorun olmad.
mt. Mays 2009 aynda Gebze’de 6
içi daha iten çkartld. Toplam olarak 160 içi iten çkarld. Temmuz
2009’da sorun yaanmad.
Selüloz-
Denta Kat’ta 100, Viking
Kat’ta 32 olmak üzere toplam 132
içi iten çkarld. Temmuz 2009’da
aynda önemli bir sorun olmad.
Tarm-
10 içi sendikal olduu için ve
kriz bahane edilerek iten çkarld.
Temmuz 2009’da önemli bir sorun
olmad.
TGS
ATV ve Sabah gazete ve dergi guruplarnn bal olduu Turkuvaz
irketi’nden ubat 2009’da 42 içi
iten çkarlmt. Haziran 2009’da
Halk TV’den 4, Anadolu Ajans’ndan
1, Cumhuriyet’ten 5 içi olmak üzere, toplam 10 TGS üyesi iten çkarld. Ayrca TGS üyesi olmayan Kanal
A’dan 5, Y. Akdeniz TV’den 3, Dardanel Medya’dan 2 olmak üzere toplam
10 içi daha iini kaybetti. Toplam
olarak 52 içi iinden oldu. Temmuz
2009’da önemli bir sorun yaanmad.
Türkiye Maden-
Divrii Sivas’ta 3’ü sendikal olmak üzere, toplam 7 içi iten çkarld. Temmuz 2009’da sorun olmad.
Genel Sonuç
2008 ylnn son 3 ay ile 2009 ylnn Ocak-Haziran ayn kapsayan bu
dönemde, toplam 40.509 içi iinden
oldu, 43.026 içi de ücretsiz izne gönderildi.
Temmuz 2009’da 246 içinin daha
iten çkarlmasyla, genel toplam olarak, 40.755 içi iten çkarld.
Basn-
Ücretsiz izine çkarlanlarn says
da, toplam 43.026 içiyken, Temmuz
2009’da, 1.314 içinin daha eklenmesiyle, 44.340 içiye ulat.
Nisan 2009 sonu itibariyle dönemsel olarak Umur Matbaaclk’ta
80, Akademi Ofset’te 50 ve dier iyerlerinden 24 içinin iten çkarlmas ile toplam 154 içi iinden olmutu.
Ayrca 50 içi de ücretsiz izine çkarl-
Ayrca sadece Haziran 2009 aynda, Türk Metal Sendikas’na üye 100
içi de ksa süreli ve yarm ücretli zorunlu izine çkarlm, Teksif
Sendikas’ndan 37 içi ksa çalma
ödenei kapsamna alnd.
61
Uluslararas Sendikal Hareket
Üçüncü G-20 Zirvesi
L
ondra’da düzenlenen ikinci G-20
Zirvesi; sendikalarn youn talepleri üzerine, Uluslararas Çalma
Örgütü’nden (ILO) dier örgütlerle
birlikte çalarak krize kar atlan
admlar ve gelecekte atlmas gereken
admlar deerlendirmesini istedi. Bu
talebin sonunda, bu yl düzenlenen
Uluslararas Çalma Konferans’nda
“Küresel Pakt” kabul edildi.
62
Pakt, insan onuruna yakr
i gündemini ve ILO Sosyal Adalet Deklarasyonu’nu temel alan bir
ekonomik iyileme salanabilmesi
için küresel düzeyde üçlü yapnn
görülerini ortaya koyuyor. Toplu
talep artlarna ve deflasyona yol
açan ücret sarmallarnn ve çalma
koullarnn engellenmesine olan
ihtiyaç dorultusunda, her düzeyde
üç tarafl görümelerin, sosyal diyalogun ve toplu pazarln önemini
vurgulayan Pakt, altyap gelitirme,
isizlere yardm, eitim ve beceri
kazandrma, asgari ücretin gözden
geçirilmesi, içi haklarnn tannmas, sosyal koruma ve kaliteli kamu
hizmetlerinin salanmas gibi kamuda i yaratma plan ve projelerinin
önemini vurguluyor. Bu çerçevede
Pakt içi, iveren ve hükümetler için
önemli bir araç nitelii tayor.
Ayrca, 12 Haziran günü Berlin’de
G-20 Sherpa’lar toplants yapld.
Burada, G-20 Zirvesince desteklenen “Sürdürülebilir Ekonomik Aktivite çin Küresel Sözleme” tartld.
Uluslararas çalma standartlarnn
ticaret, para ve yatrm düzenleyen
hukuki belgeler içerisinde yerini
alabilmesi için Sözlemenin bir olanak yaratmas bekleniyor. Sözleme ile ilgili devam eden çalmalar
destekleyen G-20, bu amaca yönelik Pittsburg’da gerçekletirilecek
üçüncü G-20 Zirvesine taslak rapor
hazrlamak üzere bir çalma gurubu
oluturdu.
Bu gelimelerin ardndan üçüncü kez düzenlenecek olan Küresel
Ekonomik ve Mali Kriz konulu G20 Liderler Zirvesi 24-25 Eylül 2009
tarihlerinde Amerika’da gerçekletirilecek. Bu toplantnn hemen öncesinde ise G-20 ülkelerini temsil eden
sendika liderlerinin bir araya gelecei G-20 Sendika Liderler Zirvesi yaplacak. Sendikalar Zirvesine Türkiye içi hareketini temsilen TÜRK-
Genel Bakan Mustafa Kumlu katlacak. Sendikal Hareket G-20 Zirvesinin i ve istihdam zirvesi olmasn,
eitsizlikleri ve yoksulluu ortadan
kaldrmasn isteyecek.
Sendika Liderleri Amerika’da
eski ABD Bakan Yardmcs ve klim
Koruma ttifak Bakan Al Gore’un
Pittsburg’da G-20 Zirvesi vesilesiyle
düzenleyecei etkinlie katlacak.
Liderler, G-20 Zirvesine katlan ILO,
IMF, DB, WTO gibi dier uluslararas örgüt bakanlar ile görüecek.
Ayrca, ABD Bakan Barack Obama
yaplmas planlanan görümenin de
kesinletirilmesi üzerine çalmalar
devam ediyor.
Dünya nsan
Onuruna Yakr
Günü
22 Haziran 2009 tarihinde gerçekletirilen ITUC cra
Kurulu; tüm üye örgütlere, 7
Ekim “nsan Onuruna Yakr
Günü” kapsamnda etkinlikler düzenlemeleri için çar
yapt.
ITUC, geçen yl 130 ülkede
gerçekletirilen 600’den fazla
etkinlikle yakalanan baarnn bu yl almasn istiyor.
ITUC, yaanan küresel kriz
ve neden olduu i ve ücret
kayplar dikkate alndnda,
bu yl gerçekletirilecek Dünya Gününün daha fazla önem
kazandn belirtti. ITUC bu
nedenle sendikalarn taleplerin, gündeme getirmek ve insanlara hizmet eden yeni bir
küresel ekonomi ina edebilmek için tüm dünyada sendikal hareketin harekete geçmesini istedi.
Sendika
örgütlerinin
“Dünya nsan Onuruna Yakr Günü” için planlad etkinlikler ve konuyla ilgili gelimeler www.wddw.org web
sitesinden izlenebilir.
Ura GÖK
[email protected]
ILO-IFC Birliktelii:
“Daha yi ”
“Daha yi ” Uluslararas Çalma Örgütü (ILO) ve Dünya Bankas
bileenlerinden birisi olan Uluslararas Finans Kurumu-IFC arasnda
oluturulmu yegane ortaklk olarak
tanmlanyor.
Bu program küresel tedarik zincirlerinde çalanlarla ilgili uygulamalarn ve rekabet edebilirliin ge-
litirilmesi amacyla Austos 2006’da
balatld. “Daha yi ” program
temel ILO Çalma Standartlar ve
ulusal i kanunlar çerçevesinde
kendi standartlarn gelitirmeleri
için iletmeleri destekliyor. Program
pek çok alcnn tedarikçilerinden
çalma standartlarna uymalarn
istedii küresel piyasalarda ayakta
kalmalar için iletmelere yardmc
olmay amaçlyor. Çalma standartlarn gelitirmenin kalite ve verimlilik art yarataca, böylece iletmelerin rekabet güçlerini artrmalarna
yardmc olabileceinden hareketle;
“Daha yi ” program, ülke düzeyinde proje ve küresel araçlar gelitiriyor.
IMF, Dünya Bankas Yllk Toplantlar stanbul’da
H
er üç ylda bir Amerika dnda düzenlenen IMF
ve Dünya Bankas yllk toplants 6-7 Ekim
2009 tarihlerinde stanbul’da gerçekletirilecek. 6-7
Ekim öncesinde çeitli sivil toplum örgütlerinin de
katlaca seminerler ve toplantlar düzenlenecek.
Türkiye ilki 1955 ylnda ve ikincisi bu yl olmak
üzere ikinci kez bu toplantya ev sahiplii yapacak.
Böylece Türkiye, bu toplantlara ikinci kez ev sahiplii yapan ilk ülke olacak.
Yllk toplantlarda küresel konular görümek
üzere ülkelerin merkez bankalar yöneticileri, maliye
ve kalknma bakanlar, özel sektör temsilcileri, akademisyenler bir araya geliyor. stanbul’da gerçekletirilecek toplantda ana tema ekonomik kriz ve özellikle
gelimekte olan ülkelere etkisi, ekonomik kalknma,
yoksulluun giderilmesi ve yardmlarn etkinletirilmesi olacak.
IMF ve Dünya Bankas’nn gelecek için yol haritasn belirleyecei bu tarihlerde ulusal ve uluslararas
sendikal örgütler de adil bir küresel ekonomi ve insan onuruna yakr i taleplerini çeitli etkinliklerle
dile getirecekler.
Nükleer Silahszlanma Kampanyas
U
luslararas Sendikalar Konfederasyonu ITUC’nin düzenledii
kampanya dünyay nükleer silahlardan arndrmak için bilinç ve kamuoyu basks oluturmay amaçlyor.
ITUC’nin verdii bilgiye göre
u an dünyada var olan yaklak
24 bin nükleer silah 1945 ylnda
Hiroima’ya atlan atom bombasndan 400 bin kat fazla ykc güce
sahip. Yllardr nükleer silah kapasitesine sahip Çin, Fransa, Rusya,
ngiltere ve ABD’nin yan sra Kuzey
Asya, Güney Asya ve Ortadou’da
çirilmek suretiyle nükleer silah kullanlmas olasl giderek artyor.
dier baz ülkeler de bu kapasiteye
ulat veya ulamak üzere. Bir ülke
tarafndan veya teröristlerce ele ge-
En fazla nükleer silahn yer ald arena olan ABD ve Rusya arasnda
silah azaltma görümelerini ümit verici bulan ITUC, uluslararas topluma daha fazla görev dütüünün altn çizerek kollar svad. ITUC’nin
düzenledii kampanya’ya www.
ituc-csi.org/peace sitesi aracl ile
katlmak mümkün. TÜRK-, verdii destek çerçevesinde tüm üye sendikalarn gönderdii bir genelge ile
kampanya hakknda bilgilendirdi.
63
64
Ev lerinde Ücretli Çalma
Hülya UZUNER
Kadn çiler Uzman
[email protected]
D
eien üretim ilikileri ve
istihdam yapsna bal
olarak kadnlarn igücüne daha fazla katlmalar ile birlikte
deien geleneksel aile yaps yeni
sosyal sorunlar da beraberinde getirmitir.
Kadnlarn çalma hayatnda
daha fazla yer almasyla, i ve aile
hayatn bir arada götürmeye çalmas daha da güç hale gelmitir. Ev
ileri, hasta, yal ve çocuk bakm
gibi sorumluluklar kadnn görevi
olarak görüldüünden, kadn daha
fazla ypranmakta ve srtna binen
yükle fiziksel ve ruhsal çöküntüye
uramaktadr. Bu durum, çocuk,
hasta ve yal bakm, temizlik gibi
ev ilerinde çalanlarn saysnda
geçmiten günümüze arta neden
olmaktadr.
Çalan kadnlarn sorumluluklarn aza indirgemek amacyla ev ilerine yardmc olacak kiilere günümüzde daha çok ihtiyaç duyulmaya
balanmtr. Bu durum her iki taraf
içinde bir kazanç olarak görülse de,
yardmc konumda çalanlar açsndan aslnda kazanç deil kayptr.
Ev ilerinde çalanlarn saysnn
tespiti zor olmakla beraber, yüksek
olduu bilinmektedir. Yardmc konumda çalanlar görünmez igücü
olarak karmza çkmakta ve bu çalanlarn büyük çounluu istismar
edilmektedir.
Ülke genelinde yaygnlamakta
olan bu çalma biçimi özellikle baz
ülkelerde ucuz kadn igücünün evlerde istihdamn da beraberinde getirmitir. Ev ilerinde ücretli çalanlarn ücretlendirme, çalma saatleri
vb çalma koullarndan kaynak-
lanan farkllklar yaanrken, ayn
zamanda dardan getirilen ucuz
igücünün temel hak ve özgürlüklerini de içeren ihlallerle kar karya
kaldklar görülmektedir.
Özellikle kadnlarn youn olduu bu ilerde çalanlar, düük
ücret alma, sosyal güvenlik kapsam
dnda çalma, cinsel taciz, zorla
çaltrma ve fazla çaltrma gibi
uygulamalara maruz kalmaktadr.
Çou ülkede bu konuda bir yasal
düzenleme veya denetim mekanizmas bulunmamaktadr. Buna karn
sendikalar, son dönemde söz konusu sektörlerde çalanlarn yaam
koullarn iyiletirmek yönelik daha
youn bir çalma içerisindedir.
Avrupa çi Sendikalar Konfederasyonu (ETUC), 2005 ylnda Avrupa Birlii ülkeleri ile “Avrupa’da
ev ilerinde çalanlarn örgütlenmesi ve korunmas, sendikalarn rolü”
konulu uluslararas bir konferans
düzenlemitir. Konferansta, ev ilerinde çalmann Avrupa’da hzla
artan ekonomik sektörlerden biri
olarak görüldüü tespitinde bulunulmutur. Ev ilerinde istihdamn,
çalma ve aile hayatnn kombine
edilmesinde büyük önem kazand,
özellikle çalan kadnlarn çocuk,
yal ve hasta bakmnda yaad
skntlarn almasnda önemli olduu belirtilmitir. stihdam edilenlerin birçounun ise kadn, göçmen,
illegal ya da kaytsz olduu vurgulanmtr.
Bu tarz istihdam edilen içilerin
örgütlenmesi oldukça zordur. Sendikalarn bu içilere ulamas kolay
deildir, ancak bu konuda yaplm
iyi ülke örneklerinin kendi ülke koullarna göre uyarlanp uygulanmas gerekmektedir.
ETUC, bu giriimle amaçlarn
dile getirmitir. Bunlar ksaca sralayacak olursak;
– Evinde çocuu, hastas ve
yals olan ailelerin destee
ihtiyaç duymasndan dolay,
bu kaçnlmaz hizmetlerin
salanmas için milyonlarca
görünmez içi istihdam edilmektedir. Bu içilerin durumlar ve ihtiyaçlar konusunda
sendikalarn
duyarllnn
artrlmas,
– Avrupa hane halknn ev ilerinde ücretli çaltrma hizmetlerinde artan gereksinimlerin
ve göçün kadnlar arasnda
yaygnlamas
konularnn
aydnlatlmas; kadn ve genç
kzlarn bu hizmetlerde kötü
amaçl kullanlmas gibi uygulamalarn belirlenmesi,
– Sendikalarn igücü piyasasnda atipik gruplara ulaabilmesi için gereksinimler dikkate
alnarak, bu tarz istihdam edilen içilerin örgütlenmesine
yönelik stratejiler ve yöntemlerin gelitirilmesi;
– Sendikalar ve NGO’lar arasnda konu ile ilgili iyi örneklerin
ve deneyimlerin paylalmas,
– Ev ilerinde ücretli çalanlarn istihdam koullarnn
korunmas ve sosyal güvenlik emsiyesine dâhil edilmesi
için toplu pazarlk yollarnn
yaratlmas gibi sendikal araçlarn gelitirilmesi.
ETUC konferans raporunda “sendikal hareket içerisinde ev ilerinde
çalma konusu neden büyük önem
tamakta?” sorusu yer almtr.
Ev ilerinde çalma çok önemli
bir konu olmasna ramen, sendikal
hareket içerisinde her zaman tam
anlalamamakta ve yer almamaktadr. Konu irdelenirken, sadece ev
ilerinde çalanlarn nasl örgütlenmesi ve korunmas gerektii sorusuyla snrl kalnmaktadr. Oysaki
ev hizmetlerinin örgütlenmesini en
uygun koullarda nasl yapacaz sorusu da sorgulanmaldr.
ETUC’un konferans öncesinde
üyelerine göndermi olduu anketin sonuçlarna göre, Avrupa Birlii
ülkeleri arasnda farkllklar olduu
ortaya çkmtr. Birçok Kuzey Avrupa ülkesi, “biz bu konuyu bilmiyoruz, ülkemizde böyle bir sorun
yaanmamaktadr” diye yantlarken,
birçok Güney Avrupa ülkesi ise ev
ilerinde çalmann mevcudiyeti ve
saysndaki art ile ilgili kapsaml
bir rapor göndermitir.
Bu basklar altnda sendikal hareketin iki alternatifi vardr: bunlardan biri, azalan geleneksel standart
içi grubunu sadece korumak ve savunmaktr. Dieri ise igücü piyasasndaki tüm bu yeni gruplar ortaya
çkarmak ve onlara ulamaktr. Bu
durumda sendikalarn yeni gruplar
ortaya çkarmas hedeflenmelidir.
Konferans sonuç raporunda sendikal eylem için birtakm önerilerde
bulunulmutur:
ETUC;
– Ev ilerinde çalma konusunda bir çalma gurubu veya bir
komite oluturmal,
– Avrupa Üye Devletleri arasnda ev ilerinde ücretli çalanlarn haklar üzerine kesin bilgi ve benzerlikleri aratrmal,
– Üye Devletlerdeki birlikler
arasnda daha fazla bilgi ve
somut örneklerin akn salamal,
– Göçmen içi birlikleriyle ortaklk yapmal ve NGO’lara
destek vermeli,
– Avrupa çats altndaki göçmen içilere haklar konusunda bilinçlendirme çalmas
yapmal,
– Ev ilerinde ücretli çalanlarn haklar üzerine eitim frsatlar gelitirmeli.
65
Ulusal sendikalar;
– Ev ilerinde ücretli çalma
ve bu tarz ilerde istihdam
edilenler konusunda daha
kapsaml düünmeli ve bu konuyu sendikal konu içerisine
dâhil etmeli,
– Ev ilerinde ve kayt d çalanlar için mevcut i yasasn
kullanmaya çalmal,
– stihdam yapsn güçlü politikalarla gelitirmeli,
– Bireyler ve ev ilerinde ücretli
çalanlar arasnda kullanlacak bir istihdam sözlemesi
gelitirmeli,
Uluslararas
(ILO);
66
Çalma
Örgütü
– Ev ilerinde ücretli çalan içilere yönelik güçlü bir ILO
Sözlemesi oluturmal,
– Ev ilerinde ücretli çalan
içilerle ilgili ITUC ile ortak
çalmalar yapmal. Göçmen
içi gruplaryla görümeler
salamal ve sendikalarn ulusal hükümetleriyle bu konu
üzerine lobi yapmasn tevik
etmelidir.
Uluslararas Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) ve ETUC, ILO’dan
ev ilerinde çalp temel hak ve özgürlüklerden faydalanamayan birçok
emekçinin insan onuruna yarar i
koullarnda çalabilmesine yönelik
bir sözleme ve tavsiye karar çkarmasn talep etmitir.
Bu balamda ILO, Avrupa’da
hala yeterli düzenlemelerden uzak
olan ev ilerinde ücretli çalma
konusunda uluslararas standartlarn kabulü olasln 2010 ylnda
düzenleyecei konferansta görüecektir. ILO, ETUC’un mevcut rapo-
rundan faydalanmasnn yan sra
üyelerine göndermi olduu son anketin sonuçlarn da deerlendirip,
ev ilerinde ücretli çalanlarn insan
onuruna yarar i koullarnda çalmasna yönelik olarak bir sözleme ve tavsiye karar çkaracaktr.
Bu konuda uluslararas standartlarn gelitirilmesi, herkes için insan onuruna yarar iin tevikinde
önemli bir aç kapatacaktr.
Ülkemizde de says belli olmamakla beraber ev ilerinde ücretli
çalanlarn orannn yüksek olduu
bilinmektedir. Türkiye’de ev ilerinde ücretli çalanlar ne yazk ki Kanunu kapsamnda yer almamaktadr.
TÜRK-, ev ilerinde ücretli çalanlarn, Kanunu emsiyesine
alnmas ve tüm haklardan yararlanmas gerektiini belirtmektedir.
Celal TOZAN
TÜRK- Sosyal Güvenlik Danman
[email protected]
Soru ve Cevaplarla
Yallk Sigortasndan
Salanan Yardmlar
Yallk sigortasndan salanan yardmlar nelerdir?
Yallk sigortasndan salanan yardmlar;
Oyallk ayl balanmas,
Oyallk toptan ödemesi yaplmasdr.
Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanunu’na
göre yallk aylna (emekli aylna) hak
kazanmann koullar nelerdir?
Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanunu’na
göre ilk defa 30 Nisan 2008 (hariç) tarihinden sonra sigortal olan;
Kadnn 58, erkein 60 yan doldurmas, kendi adna ve hesabna bamsz çalanlarn en az 9000 gün, hizmet akdi ile çalanlarn (içilerin) ise en az 7200 gün
malullük, yallk ve ölüm sigortalar primi bildirilmi
olmas arttr.
Yukarda belirtilen ya artlar;
01.01.2036 ilâ 31.12.2037 tarihleri arasnda kadn
için 59, erkek için 61,
01.01.2038 ilâ 31.12.2039 tarihleri arasnda kadn
için 60, erkek için 62,
01.01.2040 ilâ 31.12.2041 tarihleri arasnda kadn
için 61, erkek için 63,
01.01.2042 ilâ 31.12.2043 tarihleri arasnda kadn
için 62, erkek için 64,
01.01.2044 ilâ 31.12.2045 tarihleri arasnda kadn
için 63, erkek için 65,
01.01.2046 ilâ 31.12.2047 tarihleri arasnda kadn
için 64, erkek için 65,
01.01.2048 tarihinden itibaren ise kadn ve erkek için
65,
olarak uygulanacaktr.
9000 gün prim ödemi olan kendi adna ve hesabna
bamsz olarak çalan sigortal ile 7200 gün
prim ödemi olan içi sigortalnn emekli ayln
hak etmeleri için yllar itibariyle kademeli olarak
belirlenen yalar da doldurmalar gerekiyor mu?
Sigortallar yallk ayln hak etmek için ön görülen
prim gün saysn tamamladklar ylda geçerli olan ya
doldurunca emekli ayln hak edeceklerdir.
Örnein içi statüsünde çalan sigortal, yallk ayln hak etmek için gerekli olan 7200 gün malullük,
yallk ve ölüm sigortas primini en geç 2035 yl sonuna
kadar tamamlam ise kadn 58 yan, erkek 60 yan
doldurduu tarihte emekli ayln hak edecektir. Eer
7200 prim gün saysn 1 Ocak 2008 ila 31 Aralk 2039
yllar arasnda tamamlarlar ise kadn 60, erkek 62 yan
doldurduu tarihte emekli ayln hak edecektir.
Kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalan
sigortalnn 9000 günden az, içi statüsünde çalan
sigortalnn ise 7200 günden az malullük, yallk ve
ölüm sigortalar primi ödemeleri halinde de emekli
aylklar balanacak m?
5400 gün malullük, yallk ve ölüm sigortalar primi
ödemi olan sigortalnn, emeklilik için kuruma bavurduu tarihte geçerli olan ya haddine üç yl ilave edilecek
67
ya doldurmu ise emekli ayl balanacaktr. Ancak üç
yl ilavesi ile hesaplanacak emeklilik ya 65’ten fazla olmayacaktr.
Örnein 1 Ocak 2040 ilâ 31 Aralk 2041 tarihleri
arasnda 5400 gün malullük, yallk ve ölüm sigortalar
primi ödemi olan kadn sigortal 64, erkek sigortal 65
yan doldurmu ise emekli aylklar balanacaktr.
Ancak 5400 günlük süre;
O30 Nisan 2008 tarihi ile 31 Aralk 2008 tarihleri
arasnda ilk defa sigortal olanlar için 4600 gün
olarak,
O1 Ocak 2009 tarihinden itibaren sigortal saylanlar için ise 5400 günü geçmemek üzere her takvim
yl banda 4600 güne 100 gün eklenmek suretiyle
uygulanacaktr.
30 Nisan 2008 tarihinden önce sigortal olanlar
hangi mevzuat hükümlerine göre emekli ayln hak
edecekler?
30 Nisan 2008 tarihinden önce sigortal olanlardan;
Oiçiler Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine göre
(geçici md. 81),
68
Otarm ilerinde hizmet akdi ile süreksiz olarak çalanlar Tarm çileri Sosyal Sigortalar Kanununa
göre (geçici md. 2),
OKendi adna ve hesabna bamsz olarak çalanlar
ile tarmda kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalanlar Ba-Kur Kanununa göre (35, geçici
md. 10)
Tablo 1
SGORTALILIK SÜRESNN
BALANGICI
Sigortallk
Süresi
Ya
Gün
Says
09.09.1981 - 23.05.1984
20
40
5000
24.05.1984 - 23.05.1985
20
41
5000
24.05.1985 - 23.05.1986
20
42
5075
24.05.1986 - 23.05.1987
20
43
5150
24.05.1987 - 23.05.1988
20
44
5225
24.05.1988 - 23.05.1989
20
45
5300
24.05.1989 - 23.05.1990
20
46
5375
24.05.1990 - 23.05.1991
20
47
5450
24.05.1991 - 23.05.1992
20
48
5525
24.05.1992 - 23.05.1993
20
49
5600
24.05.1993 - 23.05.1994
20
50
5675
24.05.1994- 23.05.1995
20
51
5750
24.05.1995 - 23.05.1996
20
52
5825
24.05.1996 - 23.05.1997
20
53
5900
24.05.1997 - 23.05.1998
20
54
5975
24.05.1998 - 23.05.1999
20
55
5975
24.05.1999 - 08.09.1999
20
56
5975
Tablo 2
emekli aylklarn hak edeceklerdir.
Gerek içi statüsünde çalmas gerekse kendi adna
ve hesabna bamsz olarak çalmas nedeniyle 8 Eylül
1999 tarihinden önce sigortal olanlar yukarda parantez
içinde belirtilen geçici maddelerle düzenlenen kademeli
emeklilik artlarn yerine getirdiklerinde ayla hak kazanacaklardr.
8 Eylül 1999 tarihinden önce içi statüsünde sigortal
olan kadnlarn, sigortallk balangç tarihlerine göre
kademeli emeklilik yalar ve prim gün saylar
(Tablo 1)
8 Eylül 1999 tarihinden önce içi statüsünde
sigortal olan erkeklerin, sigortallk balangç
tarihlerine göre kademeli emeklilik yalar ve prim
gün saylar (Tablo 2)
8 Eylül 1999 tarihinden önce sigortal olan
içi statüsündeki kadn sigortallarn, sigortallk
balangçlarna göre 15 yl sigortallk süresini
doldurup, 3600 gün prim ödeyerek emekli
olabilmeleri için kuruma emeklilik bavurusunda
bulunduklar tarihte doldurmu olmalar gereken
yalar (Tablo 3)
EMEKLLK ÇN
BAVURDUU
TARHNDEK
EN AZ
SGORTALILIK SÜRESNN
BALANGICI
EMEKLLK ÇN
BAVURDUU TARHNDEK
EN AZ
Sigortallk
Süresi
Ya
Gün
Says
09.09.1976 - 23.05.1979
25
44
5000
24.05.1979 - 23.11.1980
25
45
5000
24.11.1980 - 23.05.1982
25
46
5075
24.05.1982 - 23.11.1983
25
47
5150
24.11.1983 - 23.05.1985
25
48
5225
24.05.1985 - 23.11.1986
25
49
5300
24.11.1986 - 23.05.1988
25
50
5375
24.05.1988 - 23.11.1989
25
51
5450
24.11.1989 - 23.05.1991
25
52
5525
24.05.1991 - 23.11.1992
25
53
5600
24.11.1992 - 23.05.1994
25
54
5675
24.05.1994- 23.11.1995
25
55
5750
24.11.1995 - 23.05.1997
25
56
5825
24.05.1997 - 23.11.1998
25
57
5900
24.11.1998 - 08.09.1999
25
58
5975
Tablo 3
EMEKLLK ÇNN
BAVURDUU TARHNDEK
EN AZ
SGORTALILIK SÜRESNN
BALANGICI
Sigortallk
Süresi
Ya
Gün
Says
23.05.2002’den önce
15
50
3600
24.05.2002 - 23.05.2005
15
52
3600
24.05.2005 - 23.05.2008
15
54
3600
24.05.2008 - 23.05.2011
15
56
3600
24.05.2011 - -------
15
58
3600
8 Eylül 1999 tarihinden önce sigortal olan içi
statüsündeki erkek sigortallarn, sigortallk
balangçlarna göre 15 yl sigortallk süresini
doldurup, 3600 gün prim ödeyerek emekli
olabilmeleri için kuruma emeklilik bavurusunda
bulunduklar tarihte doldurmu olmalar gereken
yalar (Tablo 4)
Tablo 4
SGORTALILIK SÜRESNN
BALANGICI
EMEKLLK ÇN BAVURDUU
TARHNDEK
EN AZ
Sigortallk
Süresi
Ya
Gün
Says
23.05.2002’den önce
15
55
3600
24.05.2002 - 23.05.2005
15
56
3600
24.05.2005 - 23.05.2008
15
57
3600
24.05.2008 - 23.05.2011
15
58
3600
24.05.2011 - 23.05.2014
15
59
3600
24.05.2014’den sonra
15
60
3600
Kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalmas
nedeniyle sigortal olanlardan (Ba-Kur’a tabi
olanlardan), 1 Ekim 1999 tarihine kadar 15 tam yl
prim ödeme süresini tamamlamam kadn ise 50,
erkek ise 55 yan doldurmam olanlarn emekli
ayln hak edecekleri yalar (Tablo 5)
Tablo 5
01.10.1999 tarihinde
emekliliine kalan süre
2-4 Yl arasnda olanlar
4-6 Yl arasnda olanlar
6-8 Yl arasnda olanlar
8-10 Yl arasnda olanlar
10 Yldan fazla olanlar
Kadn
51
52
53
54
56
YA
Erkek
56
56
57
57
58
PRM ÖDEME
SÜRES
15 Yl
15 Yl
15 Yl
15 Yl
15 Yl
Kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalmas
nedeniyle sigortal olanlardan (Ba-Kura tabi
olanlardan), 1 Ekim 1999 ile 1 Haziran 2002 tarihleri
arasnda kadn ise 20, erkek ise 25 tam yl prim
ödeme süresini doldurmam olanlarn emekli ayln
hak edecekleri yalar (Tablo 6)
Tablo 6
01.06.2002 tarihine kadar kadnn 20,
erkein 25 tam yl prim ödemesine
KADIN
ERKEK
2 Tam yldan fazla 3 tam yl ve az kalan
41
45
3 Tam yldan fazla 4 tam yl ve az kalan
43
46
4 Tam yldan fazla 5 tam yl ve az kalan
45
48
5 Tam yldan fazla 6 tam yl ve az kalan
47
50
6 Tam yldan fazla 7 tam yl ve az kalan
48
51
7 Tam yldan fazla 8 tam yl ve az kalan
49
52
8 Tam yldan fazla 9 tam yl ve az kalan
50
53
9 Tam yldan fazla 10 tam yl ve az kalan
51
54
10 Tam yldan fazla
52
56
Kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalmas
nedeniyle sigortal olanlardan (Ba-Kur’a tabi
olanlardan), 1 Haziran 2002 tarihine kadar kadn
ise 20, erkek ise 25 tam yl prim ödeme süresini
doldurmam olanlarn emekli ayln hak edecekleri
yalar (Anayasa Mahkemesi tarafndan 4447 sayl
kanunun ilgili maddesinin iptal edilmesinden sonra
yaplan düzenlemeye göre).
1 Haziran 2002 tarihi itibariyle emeklilik için kadnn
20 tam yllk erkein 25 tam yllk prim gün saysn
tamamlamasna (Tablo 7)
8 Eylül 1999 ila 30 Nisan 2008 tarihleri arasnda ilk
defa sigortal olanlardan:
Oiçi statüsünde çalanlar, kadn ise 58, erkek ise
60 yan doldurmak ve 7000 gün malûllük, yallk ve ölüm sigortalar primi ödemi olmak artyla
veya kadn ise 58, erkek ise 60 yan doldurmak
ve 25 yldan beri sigortal bulunmak ve en az 4500
gün malûllük, yallk ve ölüm sigortalar primi
ödemi olmak artyla yallk aylndan yararlanacaktr.
OTarm ilerinde hizmet akdi ile süreksiz olarak çalanlar, kadn ise 58, erkek ise 60 yan doldurmak ve on be yldan beri sigortal olup 3600 gün
malûllük, yallk ve ölüm sigortalar primi ödemek artyla yallk aylndan yararlanacaktr
OKendi adna ve hesabna bamsz çalanlar, kadn
ise 58, erkek ise 60 yan doldurmu ve 25 tam
yl sigorta primi ödemi olmas veya kadn ise 60,
69
Tablo 7
KADIN
2 tam yl veya daha az
ERKEK
EMEKLLK YAI
40
2 tam yl veya daha az
44
41
3 yl 6 ay veya daha az
45
3 tam yldan fazla, 4 tam yl veya
daha az
42
3 yl 6 aydan fazla, 5 tam yl veya daha az
46
4 tam yldan fazla, 5 tam yl veya
daha az
43
5 yldan fazla, 6 yl 6 aydan veya daha az
47
5 tam yldan fazla, 6 tam yl veya
daha az
44
6 yl 6 aydan fazla, 8 tam yl veya daha az
48
6 tam yldan fazla, 7 tam yl veya
daha az
45
8 tam yldan fazla, 9 yl 6 ay veya daha az
49
7 tam yldan fazla, 8 tam yl veya
daha az
46
9 yl 6 aydan fazla, 11 tam yl veya daha az
50
8 tam yldan fazla, 9 tam yl veya
daha az
47
11 tam yldan fazla, 12 yl 6 ay veya daha az
51
9 tam yldan fazla, 10 tam yl veya
daha az
48
12 yl 6 aydan fazla, 14 tam yl veya daha az
52
10 tam yldan fazla,11 tam yl veya
daha az
49
14 tam yldan fazla, 15 yl 6 ay veya daha az
53
11 tam yldan fazla,12 tam yl veya
daha az
50
15 yl 6 aydan fazla, 17 tam yl veya daha az
54
12 tam yldan fazla,13 tam yl veya
daha az
51
17 tam yldan fazla, 18 yl 6 ay veya daha az
55
13 tam yldan fazla,14 tam yl veya
daha az
52
18 yl 6 aydan fazla, 20 tam yl veya daha az
56
14 tam yldan fazla,15 tam yl veya
daha az
53
20 tam yldan fazla, 21 yl 6 ay veya daha az
57
15 tam yldan fazla,16 tam yl veya
daha az
54
21 yl 6 aydan fazla, 22 tam yl
58
16 tam yldan fazla veya 17 tam yl
55
3 tam yl veya daha az
70
EMEKLLK YAI
erkek ise 62 yan doldurmas ve en az 15 tam yl
malûllük, yallk ve ölüm sigortalar primi ödemesi artyla ksmi yallk aylndan yararlanacaktr.
1 Ekim 2008 tarihinden sonra maden iyerlerinin
yeralt ilerinde çalan içi statüsündeki sigortallar
hangi artlarda emekli ayln hak edecek?
Bakanlkça tespit edilen maden iyerlerinin yeralt ilerinde sürekli veya münavebeli olarak en az 20 yldan
beri çalan sigortallar, 55 yalarn doldurup, 7200 gün
malullük, yallk ve ölüm sigortalar primi ödedikler tarihte emekli aylna hak kazanacaklar.
1 Ekim 2008 tarihinden sonra maden iyerlerinin
yeralt ilerinde çalan içi statüsündeki sigortallarn
hak ettikleri fiili hizmet süresi zamm prim gün
saylarna ilave edilip emeklilik için öngörülen 55
yatan düecek mi?
Maden iyerlerinin yeralt ilerinde fiilen çalp ris-
ke maruz kalan sigortal içi adna ödenen her 360 gün
prim karlnda 180 gün fiili hizmet süresi zamm kazanacaktr. Yeralt ilerinde fiilen en az 1800 gün çalm
olan sigortallarn hak ettikleri fiili hizmet süresi zamm
emeklilik için ön görülen prim gün saylarna ilave edilecei gibi emeklilik yandan da düülecektir.
Örnein maden iyerlerinde 20 yl çalp, 2160 günü
yeralt ilerinde olmak üzere toplam 6160 gün prim ödemi olan sigortal 52 yan doldurduunda emekli ayln hak edecektir.
1 Ekim 2008 tarihinden önce maden iyerlerinin
yeralt iyerlerinde ie balayan içi statüsündeki
sigortallar hangi artlarda emekli ayln hak edecek?
OEn az 20 yldan beri Bakanlkça tespit edilen maden iyerlerinin yeralt iyerlerinde sürekli çalan
ve bu ilerde en az 5000 gün malûllük, yallk ve
ölüm sigortalar primi ödeyen sigortallar ya artna bal olmakszn emekli ayln hak edecek.
OEn az 25 yldan beri Bakanlkça tespit edilen maden iyerlerinin yeralt iyerlerinde yeralt münavebeli ilerinde çalan ve bu ilerde en az 4000
gün malûllük, yallk ve ölüm sigortalar primi
ödeyen sigortallarda ya artna bal olmakszn
emekli ayln hak edecek. Bu durumdaki sigortallara 8100 gün prim ödemi sigortallar gibi yallk ayl balanacak..
O50 yan dolduran, malûllük, yallk ve ölüm sigortalarna tâbi çalmalarnn en az 1800 gününü
Bakanlkça tespit edilen maden iyerlerinin yeralt ilerinde geçmi olan sigortallardan, sigortal olarak ilk defa ie 08.09.1999 tarihinden önce
girmi olanlarn, 5000 gün malullük, yallk ve
ölüm sigortalar primi ödemi olmalar yada 15
yllk sigortallk sürelerini tamamlayp 3600 gün
prim ödemi olmalar halinde emekli aylklar balanacak. 08 Ekim 1999 tarihinden sonra sigortal
olanlar ise 7000 gün malullük, yallk ve ölüm
sigortalar primi ödemi olmalar yada 25 yllk
sigortallk sürelerini tamamlayp 4500 gün prim
ödemi olmalar halinde emekli aylna hak kazanacaklar.
lk defa sigortal olarak ie balamadan önce
maluliyetini gerektirecek kadar özrü veya hastal
olan sigortallar, Sosyal Sigortalar ve Genel Salk
Sigortas Kanununa göre hangi artlarda emekli
ayln hak edecek?
1 Ekim 2008 tarihinden sonra ilk defa sigortal olarak çalmaya balayan sigortallardan ie balamadan
önce maluliyetini gerektirecek kadar özrü veya hastal
olanlar, ya artna bal olmakszn en az 15 yl sigortallk süresini tamamlayp, 3960 gün malullük, yallk ve
ölüm sigortalar primi ödedikleri tarihte emekli ayln
hak edeceklerdir.
Ancak 3960 gün olarak belirlenen prim ödeme gün
says;
O1 Ekim 2008 ila 30 Aralk 2008 tarihleri arasnda
sigortal olanlar için 3700 gün olarak,
O1 Ocak 2009 tarihinden itibaren sigortal olanlar
için ise 3700 prim gün says her takvim yl için
100 gün artrlarak uygulanacaktr. Her takvim
yl 100 gün artrlarak uygulanan prim gün says
3960 günü geçmeyecektir.
lk defa sigortal olarak ie balamadan önce
maluliyetini gerektirecek kadar özrü veya hastal
olan ve 1 Ekim 2008 tarihinden önce ie balayan
hangi artlarda emekli olacak?
lk defa sigortal olarak ie balamadan önce maluliyetini gerektirecek kadar özrü veya hastal olan ve 1
Ekim 2008 tarihinden önce içi statüsünde sigortal olarak ie balayanlar Sosyal Sigortalar Kanunu hükümle-
rine göre ya artna bal olmadan, 15 yllk sigortallk
sürelerini tamamlayp, en az 3600 gün malullük, yallk
ve ölüm sigortalar primi ödedikleri tarihte emekli ayln hak edeceklerdir.
Kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalmalar
nedeniyle sigortal saylanlardan maluliyetini gerektirecek derecede özrü veya hastal olanlar ise, 1 Ekim 2008
tarihinden sonra emeklilik talebinde bulunduklarnda
bu tarihten sonra gerekli olan artlara yerine getirdikleri
tarihte emekli ayl hakkn elde edeceklerdir.
Çalma gücünü yüzde 50 ila yüzde 59 arasnda
kaybetmi olan ve 1 Ekim 2008 tarihinden sonra
ilk defa sigortal olarak ie balayan hangi artlarda
emekli ayln hak edecek?
Çalma gücü kayp oran;
OYüzde 50 ilâ yüzde 59 arasnda olduu anlalan
sigortallar, en az 16 yldan beri sigortal olmalar
ve 4320 gün,
OYüzde 40 ilâ yüzde 49 arasnda olduu anlalan
sigortallar, en az 18 yldan beri sigortal olmalar
ve 4680 gün,
malûllük, yallk ve ölüm sigortalar primi bildirilmi olmalar artyla ya artlar aranmakszn emekli aylna hak kazanrlar.
OAncak çalma güçlü kayp oran yüzde 50 ila yüzde 59 arasnda olanlardan sigortal olarak ilk defa
ie 1 Ekim 2008 ila 31 Aralk 2008 tarihleri arasnda balayanlara prim gün says 3700 gün olarak
uygulanacaktr. 1 Ekim 2009 tarihinden itibaren
sigortal olanlara ise 3700 prim gün says 4320
günü amamak üzere her takvim ylnda 100 gün
artrlarak uygulanacaktr.
OÇalma gücü kayp orann yüzde 40 ila yüzde 49
arasnda kaybedenlerden 1 Ekim 2008 ila 31 Aralk
2008 tarihleri arasnda ilk defa sigortal olarak ie
balayanlar, 4100 gün malullük, yallk ve ölüm
sigortalar primi ödemi olmalar halinde emekli
aylna hak kazanacaklardr. Çalma gücü kayp
orann yüzde 40 ila yüzde 49 arasnda olanlardan
1 Ocak 2009 tarihinden itibaren sigortal olanlara ise, 4100 prim gün says, 4680 günü amamak
üzere her takvim yl için 100 gün artrlarak uygulanacaktr.
Özel sektörde 1 Ekim 2008 tarihinden önce kamuda
15 Ekim 2008 tarihinden önce ie balamas nedeniyle
sigortal olup vergi indiriminden yararlanan özürlü
sigortallar hangi artlarda emekli ayln hak
edecekler?
Özel sektörde 1 Ekim 2008 tarihinden önce, kamuda
15 Ekim 2008 tarihinden önce içi statüsünde sigortal
olup bu tarihlerden önce veya sonra vergi indiriminden
71
yararlanan özürlü sigortallar, Sosyal Sigortalar Kanununda ön görülen artlar yerine getirdiklerinde emekli
ayln hak edeceklerdir.
Buna göre 1 Ekim 2008 tarihinden önce özel sektörde,
15 Ekim 2008 tarihinden önce kamuda sigortal olup
sakatl nedeniyle vergi indiriminden yararlananlarn
ayla hak kazanma koullar sigortallk balangç
tarihlerine göre Tablo 8’de gösterilmitir.
lk defa özel sektörde 1 Ekim 2008 tarihinden,
kamuda ise 15 Ekim 2008 tarihinden itibaren ie
balamalar nedeniyle sigortal olanlarn çalma gücü
kayp oranlar (özürlülük halleri) nasl tespit edilecek?
lk defa özel sektörde 1 Ekim 2008 tarihinden, kamuda ise 15 Ekim 2008 tarihinden itibaren ie balamalar nedeniyle sigortal olanlarn çalma gücü kayp
oranlar (özürlülük halleri), kurumca yetkilendirilen
salk hizmeti sunucular salk kurullarnn usulüne
uygun olarak düzenledikleri raporlara ve dayana tbbi belgelere istinaden Kurum Salk Kurulu tarafndan
belirlenecektir.
72
Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanununun
yürürlüe girdii Ekim 2008 tarihinden sonra
askerlikte gecen süreler borçlanlrsa sigortallk
balangc geriye gider mi? Emeklilik yan
düürür mü?
çi statüsünde çalmas nedeniyle sigortal saylanlarn, Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanununun yürürlüe girdii Ekim 2008 tarihinden sonra
askerlikte gecen sürelerini borçlanmalar halinde (askerlik hizmetlerini Kanunun yürürlük tarihinden önce veya
sonra yaplm olsalar da) borçlanlan süreler prime esas
kazanç olarak ilgili aylara mal edilerek emekli aylnn
hesaplanmasnda dikkate alnacak, ayrca sigortalln
balangcndan önce yaplan askerlik hizmetleri sigortallk balangcn da borçlanlan süre kadar geriye götürecektir. Bu durumda olan sigortallardan ie balama tarihleri 8 Eylül 1999 tarihinden önce olanlarn borçland süre kadar sigortallk balangc geriye gideceinden,
buna bal olarak kademeli emeklilik yann bir kademe
aa dümesi de mümkün olabilecektir.
Kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalmalar nedeniyle sigortal olanlarn 1 Ekim 2008 tarihinden
sonraki askerlikte gecen sürelerini borçlandklarnda,
borçlanlan süreler prime esas kazanç olarak ilgili aylara
mal edilerek emekli aylnn hesaplanmasnda dikkate
alnacak, ayrca sigortalln balangcndan önce yaplan askerlik hizmetleri sigortallk balangcn da borçlanlan süre kadar geriye götürecektir.
1 Ekim 2008 tarihinden önceki askerlikte gecen hizmet
sürelerini bu tarihten sonra borçlanmalar durumunda ise,
borçlandklar sürelere ait kazançlar bu Kanunla yürürlükten kaldrlan mülga kanun hükümlerine göre (1479
sayl Kanun hükümlerine göre) deerlendirilecektir.
Baka birinin sürekli bakmna muhtaç derecede
malul çocuu bulunan kadn sigortal erken emekli
olabilecek mi?
Çalma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kayb
Oran Tespit lemleri Yönetmeliine göre Kurum Salk
Kurulunca, baka birinin sürekli bakmna muhtaç derecede malul çocuu olduuna karar verilen kadn sigortallarn, 1 Ekim 2008 tarihinden sonra geçen prim gün
saylarnn ¼ oran, sigortalnn prim ödeme gün saysna
ilave edilecek ve emeklilik ya hadlerinden indirilecektir.
Böylece bakma muhtaca özürlü çocuu bulunan kadn
sigortal emsallerinden erken sürede emekli ayln hak
edecektir.
Ancak ilave edilecek süre, 1 Ekim 2008 tarihinden
itibaren çocuun sürekli bakma muhtaç derecede malul
duruma dütüü tarihten itibaren balayacaktr.
Örnein 20 Haziran 2003 tarihinde doan çocuun,
1 Austos 2009 tarihinden itibaren sürekli bakma muhtaca derecede malul duruma dümü olduu, Kurumun
yetkili salk kurulunca düzenlene, 22 Kasm 2009 tarihli rapordan anlalm ise, kadn sigortalya, 1 Austos
2009 tarihinden itibaren gecen hizmetleri için ¼ orannda hizmet eklenecek ve bu süre emeklilik yandan indirilecektir.
Tablo 8
I.DERECE SAKAT
SGORTALILIK SÜRESNN
BALANGICI
Sigortallk
Süresi
Gün
Says
06/08/1991’den önce
15
07/08/1991 - 06/08/1994
15
07/08/1994 - 06/08/1997
II.DERECE SAKAT
III.DERECE SAKAT
Sigortallk
Süresi
Gün
Says
Sigortallk
Süresi
Gün
Says
3600
15 yl
3600
15
3600
3600
15 yl 8 ay
3680
16
3760
15
3600
16 yl 4 ay
3760
17
3920
07/08/1997 - 06/08/2000
15
3600
17 yl
3840
18
4080
07/08/2000 - 06/08/2003
06/08/2003 özel sektör 1.10.2008 kamu 15.10.2008
15
3600
17 yl 8 ay
3920
19
4240
15
3600
18 yl
4000
20
4400
Sürekli bakma muhtaç derecede malul durumda
olduu tespit edilen çocuk için Salk Kurulu kontrol
öngörebilir. Öngörülen tarihlerde yaplan kontrol muayenesi sonucu çocuun muhtaçlk durumunun ortadan
kalkt tespit edilir ise rapor tarihinden itibaren kadn
sigortalya prim gün says ilavesi sona erer.
Emekli aylnn balanmas için kuruma bavuru
nasl yaplacak?
O
Kanunda öngörülen artlar yerine getiren sigortalya kurum kendiliinden emekli ayl balamaz.
O
Emekli aylnn balanmas için içi statüsünde
çalan sigortalnn iten ayrldktan sonra kuruma
yazl olarak bavurmas, kendi adna ve hesabna
bamsz olarak çalan sigortalnn ise (tarmda
bamsz çalanlar hariç) sigortallna ilikin faaliyetine son verip vermeyeceini kuruma beyan
etmesi gereklidir.
O
O
Yazl bavuru, örnei kurumca hazrlanm dilekçe ile sigortal tarafndan yaplacaktr. Yazl bavuruyu sigortalnn vekili de yapabilir.
Emeklilik talep dilekçesinin (Tahsis talep dilekçesinin) ekine sigortalnn bir adet belgelik fotoraf
ile ilgili döneme ait aylk prim hizmet belgesi verilmemi içi statüsünde çalan sigortalnn iten
ayrlma belgesi eklenecektir.
Emeklilik bavurusu posta ile yaplr m?
O
Emeklilik dilekçesinin kuruma posta ile de gönderilmesi mümkündür. Ancak adi posta veya kargo
yolu ile yaplan bavurularda aylk balangç tarihi
dilekçenin kurum kaytlarna girdii tarihi takip
eden ayba olur.
O
Emeklilik dilekçesi kuruma taahhütlü, iadeli taahhütlü yada acele posta servisi ile gönderilirse
dilekçenin postaya verili tarihi kurum kaytlarna
giri tarihi olarak kabul edilir.
Emekli ayl hangi tarihte balar?
O
Emekli ayl, ayln balanmas için kuruma yazl olarak yaplan bavuru tarihini takip eden aybandan itibaren balar. çi statüsünde çalan
sigortallarn ayba, kamuda çalanlar için her
ayn 15 i, özel sektörde çalanlar için ise her ayn
1’idir.
O
Ancak, sigortal olarak ilk defa çalmaya balad
tarihten önce malul saylmay gerektirecek derecede hastalk veya özrü bulunanlarn, çalma gücünü yüzde 40 ila yüzde 59 arasnda kaybedenlerin
ve erken yalananlarn bu durumlarn gösterir
salk raporu almadan dorudan yallk ayl talebinde bulunmalar halinde rapor tarihi, yazl isteklerinden sonraki bir tarih olacandan, yallk
aylklar rapor tarihini izleyen aybandan itibaren
balayacaktr.
Aylk balama oran nasl hesaplanacak?
çi statüsünde ve kendi adna ve hesabna bamsz
olarak çalmalar nedeniyle sigortal olanlarn aylk balama oranlar, emeklilik için bavurduklar tarihten önceki hizmetlerinin geçtii yllardaki mevzuat hükümlerine göre toplam prim gün saylar üzerinden tespit edilir.
Bu ekilde tespit edilen aylk balama oranlar esas alnarak o dönemler için geçerli olan mevzuat hükümlerine
göre hesaplanan aylklarnn, o dönemdeki prim ödeme
gün saylarna orantl bölümü ise ksmi aylklarn oluturur.
çi statüsünde sigortal olanlarn;
O
2000 ylndan önceki hizmetleri için aylk balama oranlar katsay gösterge sistemine göre toplam
prim gün saylar üzerinden hesaplanacaktr. Buna
göre;
Gösterge Tablosu’ndan ayla hak kazanlan yallk
aylklarnn oran yüzde 60’tr.
Üst Gösterge Tablosu’nun her kademesi için ayr bir
aylk balama oran belirlenmitir. 10. derecenin 1. kademesinin karl aylk balama oran yüzde 59,9, 1. derecenin 10. kademesinin karl oran ise yüzde 50’dir. Ara
göstergelerin oranlar ise en düük göstergenin karl
olan yüzde 59,9 oran, izleyen her gösterge için binde bir
azaltlarak belirlenmitir.
Kadn sigortalnn 50, erkek sigortalnn ise 55 yandan sonra ki doldurduu her tam ya için ve 5000
günden fazla ödedikleri her 240 günlük prim için aylk
balama oranlar 1’er puan arttrlr. 5000 günden eksik
her 240 günlük prim için ise aylk balama oranlar 1’er
puan eksiltilir.
Özel koullara göre balanan ayln oran yüzde
60’n altnda olamaz. Özel koullara göre ayla hak kazananlar için indirim uygulanmaz.
ABO hiçbir ekilde yüzde 85’i geçemez.
O
2000 ila Ekim 2008 yllar arasndaki hizmetleri
hesaplanacak emekli ayl için aylk balama oran yine toplam prim gün says üzerinden hesaplanacaktr. Bu dönemdeki mevzuat hükümlerine
göre aylk balama oran toplam prim ödeme gün
saysnn ilk 3600 günün her 360 günü için yüzde
3,5, sonraki 5400 günün her 360 günü için yüzde
2, daha sonraki her 360 gün için yüzde 1,5 oranlarnn toplamndan oluacaktr.
Bu ekilde hesaplann aylk balama oran aylnn
yüzde 100’u geçebilir.
Bu süre için hesaplanacak aylk balama oran, özel
koullar göre hak kazanlan yallk aylklar için de yüzde 60’n altnda olmaz.
73
O
Ekim 2008 tarihinden sonraki hizmetler için hesaplanacak emekli aylnn aylk balama oran
ise yine toplam prim gün says üzerinden Sosyal
Sigortalar ve Genel salk sigortas Kanununda öngörülen esaslara göre tespit edilecektir. Buna göre
aylk balama oran, sigortalnn malullük, yallk ve ölüm sigortalarna tabi geçen toplam prim
ödeme gün saysnn her 360 günü için yüzde 2
oranndan tespit edilecektir.
O
Ancak 30 Nisan 2008 tarihinden önce sigortal olanlardan Kanunun yürürlük tarihinden önce
3600 gün prim ödememi olanlarn, Ekim 2008
ayndan sonraki hizmetlerine ilikin aylk balama oranlar tespit edilirken, Kanunun yürürlük
tarihinden önceki prim gün saysn 3600 güne
tamamlayan hizmet sürelerinin her 360 günü için
yüzde 3 oran dikkate alnacaktr.
Örnein emeklilik için kuruma bavurduu tarihte
toplam prim ödeme gün says 6000 gün olan sigortaln,
1 Ekim 2008 tarihinden önceki prim ödeme gün saysnn 1800 gün olduunu kabul edelim. Bu sigortalnn 1
Ekim 2008 tarihinden sonraki dönem için aylk balama
oran;
O
Özel sektörde 1 Ekim 2008 tarihinden, kamu sektöründe 15 Ekim 2008 tarihinden önce sigortallklar balayp, Bakanlkca tespit edilen maden
iyerlerinin yer alt ilerinde en az 20 yldan beri
çalmalar nedeniyle özel hükümlere göre emekli
aylna hak kazanan sigortallarn aylk balama
oran, 8100 gün üzerinden hesaplanan orandan
aa olamaz,
O
Özel sektörde 01.10.2008 tarihinden, kamu sektöründe 15 Ekim 2008 tarihinden önce sigortallklar balayp ilk defa çalmaya balad tarihten
önce malul olan sigortallar ile sakatl nedeniyle yukarda belirtilen tarihlerden önce veya sonra
vergi indiriminden yararlanan sigortallarn aylk
balama oranlar ise 5400 gün üzerinden hesaplanan orandan az olamayacaktr.
Yukarda belirtilen ekilde hesaplanan aylk balama
oran yüzde 90’ geçemeyecektir.
Kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalmalar
nedeniyle sigortal olanlarn;
O
3600-1800= 1800
74
1800/360= 5 x3=15
600-1800=4200
4200/360=12,77x2=25,54
Aylk balama oran= 15+25,54=yüzde 40,54 olacaktr.
O
Çalma gücünü yüzde 60’n altnda kaybetmesi nedeniyle özel hükümlere göre emekli ayln
hak eden sigortallarn aylk balama oran toplam
prim gün saylar üzerinden yukarda açkland
ekilde hesaplanr. Ancak prim ödeme gün says 7200 günden az olanlarn aylk balama oran,
çalma gücü kayp orannn 7200 gün prim ödeme gün says ile çarpm sonucu bulunan rakamn
yüzde 60'a bölünmesi suretiyle bulunan prim gün
saysna göre hesaplanr. Bu ekilde hesaplanan
prim gün says yüzde 40 orann geçemez.
Örnein çalma gücünü yüzde 50 kaybetmi olmas
nedeniyle emekli ayl balanacak sigortalnn toplam
prim gün saysnn 7400 gün olduunu var sayarsak aylk balama oran;
7400/360=20,55
20,55x2= yüzde 41,1 olacaktr.
Ayn sigortalnn toplama prim ödeme gün says
5000 gün olsa idi aylk balama oran;
%50x7200/%60=6000
6000/360=16,66x2= yüzde 33,32 olacakt.
31 Aralk 1999 tarihinden önceki hizmetleri için
hesaplanacak emekli aylnn aylk balama oran
yüzde 70’tir. Sigortalya en son prim ödedii gelir
basamandan en az bir tam yl prim ödemi olmas halinde, bulunduu gelir basamann, bir
yl ödememi olmas halinde ise bir alt basaman
yüzde 70’i orannda aylk hesaplanacaktr.
Aylk balama oran, 25 yldan fazla prim ödenen her
tam yl için 1 puan artrlacaktr.
50 yann dolduran kadn sigortalnn, 55 yan dolduran erkek sigortalnn bu yalardan sonraki her tam
yalar için aylk balama oranlar 1 puan artrlacaktr.
50 yann dolduran kadn sigortal ile 55 yan dolduran erkek sigortalya en az 15 tam yl sigorta primi
ödemi olmas halinde balanacak ksmi aylkta, 25 yldan az prim ödenmemi olan her tam yl için aylk balama oran 1 puan indirilerek tespit edilecektir.
Kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalan sigortallardan, ilk defa sigortal olduu tarihte malul olanlar
ile çalma gücü kayb oran yüzde 60’n altnda olanlardan, Ekim 2008 tarihinden sonra emekli ayl talebinde
bulunanlarn, 2000 yl öncesi hizmetlerine ilikin ksmi
aylklar hesaplanrken aylk balama oran 9000 günden
eksik her 360 gün için yüzde 70 oranndan 1 puan indirilerek tespit edilecektir.
O
Ocak 2000 ila Ekim 2008 süresi hizmetleri için
hesaplanacak ksmi ayln aylk balama oran, sigortalnn toplam sigortallk süresinin; lk 10 tam
ylnn her bir yl için yüzde 3,5, takip eden 15
tam yln her bir yl için yüzde 2, 25 yldan fazla
her bir tam yl için yüzde 1,5 oranlarnn toplamndan oluacaktr.
O
Ekim 2008 tarihinden sonraki hizmetlere ilikin hesaplanacak emekli aylnda aylk balama
oran, Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas
Kanununda öngörülen esaslara göre tespit edilecektir. Buna göre aylk balama oran, sigortalnn
malullük, yallk ve ölüm sigortalarna tâbi geçen
toplam prim ödeme gün saysnn her 360 günü
için yüzde 2 üzerinden tespit edilecektir. Bu hesaplamada 360 günden eksik süreler orantl olarak dikkate alnacaktr. Aylk balama oran yüzde
90’ geçemeyecektir.
Kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalan sigortallardan Kanunun yürürlüe girdii tarihten önce
3600 prim gün saysn doldurmam olanlarn aylk balama oranlar tespit edilirken, Kanunun yürürlüe girdii tarihten sonra geçen ve Kanunun yürürlük tarihinden
önceki prim gün saysn 3600 güne tamamlayan hizmet
sürelerinin her 360 günü için yüzde 3 oran esas alnr.
Ancak, bu uygulamadan sigortallklar 30 Nisan 2008
(dahil) tarihinden önce balayanlar yararlanacaktr.
Özel hükümlere göre aylk balananlardan;
Kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalan sigortallardan, ilk defa sigortal olduu tarihte malul olanlar ile çalma gücü kayb oran yüzde 60’n altnda (yüzde 40 ila yüzde 59 arasnda olanlar) olanlar için özel hükümlere göre balanacak aylklarda, aylk balama oran,
prim ödeme gün says 9000 günden az olanlar için çalma gücü kayp orannn 9000 gün prim ödeme gün says
ile çarpm sonucu bulunan rakamn yüzde 60’a bölünmesi suretiyle hesaplanan gün saysna göre yüzde 50’yi
geçmemek üzere tespit edilecektir. Prim ödeme gün says 9000 günden fazla olanlar için ise toplam prim ödeme
gün saysna göre aylk balama oran belirlenecektir.
Yukardaki açklamalarda da belirtildii gibi Ekim
2008 tarihinden sonra emeklilik talebinde bulunan sigortalnn, 31.12.1999 tarihinden önce çalmas var ise
yukarda belirtilen üç ayr mevzuat hükmüne göre tespit
edilecek aylk balama oranlar üzerinden o dönemler
için geçerli ksmi aylklar hesaplanacaktr. Sigortallklar Ocak 2000 tarihinden itibaren balayanlarn aylk balama oranlar Ocak 2008 tarihinden sonraki iki dönemde
geçerli mevzuat hükümlerine göre tespit edilecektir. Sigortallklar 30 Nisan 2008 tarihinden sonra balayanlarn aylk balama oran ise sadece Sosyal Sigortalar ve
Genel Salk Sigortas Kanunu hükümlerine göre tespit
edilecektir.
1 Ekim 2008 tarihinden önce emeklilii hak etmi
olanlarn, bu tarihten önce emekli olmayp, 1 Ekim
2008 tarihinden sonra emekli olmalar halinde
aylklarnda düme olacak m?
1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüe giren Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanunu ile emekli aylklarnn hesaplanmasna esas kazançlarn güncellenme yöntemi deitirilmi, aylk balama oran düürülmütür.
Yaplan düzenleme ile, 1 Ekim 2008 tarihine kadar
sigortallarn aylklarnn hesaplanaca yllk kazançlar her yln Aralk ayna göre gerçekleen yllk tüketici
enflasyonu deiim oran ile gelime hz deiim oran
kadar ayr ayr çarplarak artrlp güncellenmekte ve hesaplanan ksmi aylklar da ayn ekilde artrlarak aylk
talep ylna tanmakta iken, 1 Ekim 2008 tarihinden
sonra aylklarn hesaplanmasna esas yllk kazançlar kazancn ait olduu yldan itibaren aylk talep tarihine kadar gecen yllar için her yl gerçekleen tüketici enflasyonu deiim oran ile gelime hz deiim orannn yüzde
30’un toplamna 1 tam saynn ilavesi ile bulunacak kat
sayyla güncellenmesi ön görülmütür. Yine 1 Ekim 2008
tarihinden önce aylk balama orann tespiti için her 360
prim gün says için ortalama olarak uygulanmakta olan
yüzde 2,4 puanlk oran bu tarihten sonra yüzde 2 ye düürülmütür. Böylece 7200 prim gün says için yüzde 55
olan aylk balama oran yüzde 40 a dümütür.
Yaplan düzenlemelerde, 1 Ekim 2008 tarihi itibariyle yürürlükten kaldrlan mevzuat hükümlerine göre
hesaplanan ayln aylk talep tarihindeki güncellenmi
deerinin altnda aylk hesaplanmasn engelleyen bir
hükümde konmamtr. Bu nedenle 1 Ekim 2008 tarihinden sonra emeklilii hak eden sigortallarn bu tarihten
önceki ve sonraki hizmet sürelerine, prim ödeme gün saylarna, kazançlarna ve 31 Aralk 1999 tarihinden önce
sigortal olanlarn yalarna göre hesaplanan aylklar
farkl miktarlarda olacaktr. Yeni mevzuat hükümlerine
göre hesaplanan aylklar önceki mevzuat hükümlerine
göre hesaplanacak aylklardan daha düük olabilecektir.
Emekli aylm nasl artacak?
1 Ekim 2008 tarihinden sonra bu tarihten önce ve
sonra balanan aylklarn hepsi Ocak ve Temmuz aylarnda, önceki 6 aylk sürede gerçekleen tüketici enflasyonu oran kadar artrlacaktr. Bu tarihten sonra emeklilere, dul ve yetimlere refahtan pay verilmeyecektir.
Emekli ayl alan kimse, 1 Ekim 2008 tarihinden
sonra ayln kestirmeden çalabilir mi?
Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanununun yürürlüe girdii 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren
tarmda çalanlar hariç, ilk defa özel sektörde içi statüsünde, yada kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalmaya balamalar nedeniyle ve ya 15 Ekim 2008 tarihi
itibaren kamuda çalmaya balamalar nedeniyle sigortal olanlar, ileride emekli olduklarnda, kendi adlarna
ve hesaplarna bamsz olarak çalmalar hariç, emekli
aylklarn kestirmeden çalmalar mümkün deildir.
Yukarda belirtilen tarihlerden sonra ilk defa sigortal
olup ileride emekli olduktan sonra ayln kestirmeden
kendi adna bamsz olarak çalmak isteyenler emekliye ayrlmadan önce de kendi adna bamsz olarak çalmaktaysalar kuruma faaliyetlerine devam edeceklerini
yazl olarak beyan ederek, dier statülerde (içi ya da
75
memur statüsünde) çalan sigortallar ise kendi adlarna bamsz olarak çalacaklarn kuruma yazl olarak
bildirerek, sosyal güvenlik destek primi ödemek art ile
kendi adlarna bamsz olarak çalabileceklerdir.
Bunlardan aldklar emekli aylklarnn yüzde 15 orannda sosyal güvenlik destek primi kesilecektir.
Tarmda çalp emekli olanlar ise destek primi ödemeden tarmsal faaliyetlerine devam edebileceklerdir.
1 Ekim 2008 tarihinden önce içi statüsünde özel
sektörde, yada kendi adna ve hesabna bamsz olarak
çalmalar nedeniyle veya 15 Ekim 2008 tarihinden önce
kamuda çalmalar nedeniyle sigortal olanlardan emekli
olacaklar ile emekli ayl almakta olanlar emekli aylklarn kestirmeden sosyal güvenlik destek primi ödeyerek
çalabileceklerdir. Bunlardan içi statüsünde çalanlar
adna yüzde 30 oranna, çaltklar ikolunun i kazalar
ve meslek hastal sigortas prim oran da ilave edilerek
sosyal güvenlik destek primi ödenecektir. Yüzde 30 orann dörtte biri (yüzde 7,5’i) sigortal içinin ücretinden
kesilecek, dier ksm ile i kazalar meslek hastal sigortas primi ivereni tarafndan ödenecektir.
76
Kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalacaklarn ise emekli aylklarndan, 2008 yl Ekim ay bandan
itibaren yüzde 12 orannda, takip eden her yllarda ise bu
oran Ocak aynda bir puan artrlarak yüzde 15’i geçmeyecek ekilde sosyal güvenlik destek primi kesilecektir.
Harp malûlleri ile 3713 sayl Terörle Mücadele Kanunu ve 2330 sayl Nakdi Tazminat ve Aylk Balanmas Hakknda Kanuna göre aylklar hesaplanarak ödenen
veya asayi ve güvenliin salanmas ile ilgili kanunlara
göre vazife malûllüü ayl almakta iken; 1 Ekim 2008
tarih itibaryla çalmaya devam edenler ile sonradan bu
Kanuna tabi çalmaya balayacaklarn ise aylklar kesilmeyecek haklarnda sadece i kazalar ve meslek hastal sigortas uygulanacaktr. Ancak bunlardan uzun vadeli
sigorta kollarna devam etmek isteyenler için kuruma yazl bavuru yaptklar tarihi takip eden aybandan itibaren genel salk sigortas hariç malullük, yallk ve ölüm
sigortalar primleri de ödenecektir.
5434 sayl Kanuna göre vazife malullüü ayl almakta iken 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren içi statüsünde yada kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalmaya devam edenler hakknda ise bu tarihten itibaren
bir ay içinde yaptklar yazl bavurularna göre ilem
yaplmtr. steyenlere i kazalar ve meslek hastal
sigortas ve malullük, yallk ve ölüm sigortalar yada
sosyal güvenlik destek primi uygulanmtr.
1 Ekim 2008 tarihinden önce itirakçi olup, bu tarihten sonra 5434 sayl Kanun hükümlerine göre vazife
malullüü ayl balananlardan; içi statüsünde yada
kendi adna ve hesabna bamsz olarak çalmaya balayanlar hakknda da yazl talepleri dorultusunda ilem
yaplacak ve bunlardan ayrca genel salk sigortas primi
alnmayacaktr.
Sosyal güvenlik destek primi ödeyerek gecen
hizmetler iten ayrldktan sonra emekli aylna
yansr m?
Sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalanlar
sadece i kazalar ve meslek hastal sigortasndan yararlanr. Sosyal güvenlik destek primi ödenen süreler emekli
aylnn hesaplanmasnda hizmet olarak dikkate alnmaz.
1 Ekim 2008 tarihinden sonra askerlik hizmetinin
borçlanma bedeli ile ödeme süresinde bir deiiklik
oldu mu?
1 Ekim 2008 tarihinden sonra askerlikte gecen hizmetlerin borçlanlmas halinde borçlanma tutar, prime
esas günlük kazancn alt ve üst snrlar arasnda olmak
üzere, sigortal veya hak sahibi tarafndan belirlenecek
günlük kazancn yüzde 32’si orannda hesaplanr. Borçlanma tutarnn ise borcun tebli tarihinden itibaren en
geç bir ay içinde ödenmesi zorunludur. Borcun bu süre
içinde ödenmemesi halinde borçlanma hakk düer.
Borçlanma yapabilmek için yeniden yazl olarak kuruma
bavurulmas gerekecektir. Ancak borçlanma bavurusunu kuruma, 1 Ekim 2008 tarihinden önce yaplm ise
ilemler bu tarihinden sonrada tamamlansa borçlanma
tutar belirlenecek günlük kazancn yüzde 20 orannda
hesaplanacaktr. Borç tutar ise tebli tarihinden itibaren
6 ay içinde ödenecektir.
Kadn sigortallarn doum nedeniyle kullandklar
ücretsiz izin sürelerini sigortal hizmetlerine
saydrmalar mümkün mü? Doumun 1 Ekim 2008
tarihinden önce yada sonra olmas önemli mi?
çi statüsünde çalmakta olan kadn sigortal, 1
Ekim 2008 tarihinden önce ya da sonra analk hali nedeniyle kulland yasal doum öncesi ve doum sonras istirahatlar ile kullanm ise 2 çocukla snrl olmak üzere
her bir çocuk için en çok 2 yllk ücretsiz izin sürelerini,
bu sürelerde çocuklarn yayor olmas artyla borçlanarak hizmetine saydrma hakkna sahiptir.
Doum nedeniyle ücretsiz izin kullanan kadn
sigortallarn bu süreleri borçlanabilmeleri hangi
artlara tabidir. Borçlanma miktar ve ödeme süresi
ne kadardr?
çi statüsünde çalmakta olan kadn sigortalnn doum nedeniyle kulland ücretsiz izinlerini borçlanmas
baz artlara baldr. Bunlardan biri ücretsiz izin süresince çalmamasdr. Dieri ise çocuun yaam olmasdr.
Bu iki arttan birinin eksik olmas halinde kadn sigortalnn borçlanma yapmas mümkün deildir. Örnein doum nedeniyle ücretsiz izin kullanan kadn sigortalnn
bu süre içerisinde çocuu yaamam ise borçlanma yapmas mümkün deildir. Ancak çocuun yaad sürece
borçlanma yapabilir. ayet çocuk 2 yldan fazla yaam
ise kadn sigortalnn 2 yllk ücretsiz izin süresini borçlanmas mümkündür.
Borçlanma, 2 çocukla ve her bir çocuk için 2 yllk
izin süresi ile snrlandrlmtr.
Yurt dnda gecen hizmetlerin borçlanma tutar
ne kadardr? Hangi sürede ödenmesi gerekir?
Borçlanma tutar askerlik hizmetlerinin borçlanlmasnda olduu gibi sigortal kadnn prime esas kazanç
snrlar arasnda olma art ile kendisinin belirleyecei
günlük kazancn yüzde 32 si oran kadardr. Borç tutar
tebli tarihinden itibaren bir ay içinde ödenecektir.
Yurt dnda geçen hizmet sürelerinin borçlanma tutar, borçlanma talep dilekçesi yada borçlanma isteine
ait dilekçenin Kurum kaytlarna geçtii tarihteki prime
esas kazancn alt ve üst snrlar arasnda kalmak kaydyla bavuru sahibinin söz konusu belgede belirttii prime
esas kazancn yüzde 32 oranndan hesaplanacaktr.
Kadn sigortallarn doum nedeniyle yaptklar
hizmet borçlanmalar sigortallk balangcn geriye
götürür mü?
Doum nedeniyle yaplan hizmet borçlanmalar çalmaya baladktan sonraki süreleri içerdiinden sigortallk balangcn geriye götürmez.
Yurt dnda geçen çalmalar borçlanlabilinir mi?
Türk vatanda olarak 18 yan üstünde hizmet akdine tabi olarak ve/veya kendi nam ve hesabna bamsz
olarak geçen sigortallk sürelerini yada her iki kapsamda
geçen sigortallk sürelerinin arasnda veya sonunda her
birinde bir yla kadar olan isizlik (çallmayan) sürelerini ve ev kadn olarak geçen süreleri borçlanarak sigortallk hizmetlerine saydrmak mümkündür. Bu sürelerin
borçlanlabilinmesi için belgelenmesi zorunludur.
Ancak aada belirtilen sürelerin borçlanlmas
mümkün deildir.
O
18 yan doldurulmasndan önce yurtdnda geçen hizmet ve ev kadnl süreleri.
O
Türk vatandalnn kazanlmasndan önce ve
Türk vatandalnn kaybedilmesinden sonra geçen hizmet ve ev kadnl süreleri.
O
sveç, sviçre ve Fransa ile yaplan sosyal güvenlik
sözlemeleri gereince Türkiye’de istee bal sigortaya prim ödenen sürelerde yurtdnda geçen
hizmet ve ev kadnl süreleri.
O
Libya’da i üstlenen Türk iverenlerince çaltrlan Türk içilerin bu ülkede 1 Eylül 1985 tarihinden sonra geçen çalma süreleri.
O
Almanya’da istisna akdi kapsamnda i üstlenen
Türk iverenlerince çaltrlan Türk içilerinin bu
ülkedeki çalma süreleri.
O
Sosyal güvenlik sözlemesi akdedilmemi ülkelerde i üstlenen Türk iverenler tarafndan yurtdna götürülen Türk içilerinin çalma süreleri
ile Türkiye’deki sosyal güvenlik kanunlarna göre
yurtiçinde istee bal sigortaya prim ödenen sürelerde bu ülkelerde geçen hizmet veya ev kadnl
süreleri.
O
kili sosyal güvenlik sözlemesine göre kendilerine
ksmi aylk balanm olanlarn çalmalar arasnda ve hizmetin bitim tarihinden sonraki isizlik
(çallmayan) süreleri.
Borçlanma tutarnn tebli tarihinden itibaren 3 ay
içinde ödenmesi zorunludur. Tutar bu süre içinde ödenmeyen borçlanma bavurular geçersiz saylr.
Zorunlu göçe tabi tutulduktan sonra Türk
vatandalna geçenlerin geldikleri ülkedeki
hizmetlerini borçlanabilmeleri mümkün mü?
1 Ekim 1989 tarihinden 8 Mays 2008 tarihine kadar geldikleri ülke tarafndan zorunlu göçe tabi tutulmu
olanlarn;
O
Zorunlu göçten sonra Türk vatandalna geçip
Türkiye’de ikamet etmeleri,
O
Yaa bal muhtaçlk ayl (2022 sayl Kanun
göre) dahil sosyal güvenlik kurulularndan gelir
ve aylk almamalar,
O
Geldikleri ülkedeki çalma sürelerini belgelendirmeleri,
artyla borçlanma yapmalar mümkündür.
Yurt dnda gecen çalmalarn borçlanlmas halinde
her iki ülkeden de emekli ayl alnabilinir mi?
Yurtd sürelerini borçlananlarn, borçlarnn tümünü ödeyip, kesin dönü yaptktan sonra emeklilik
talebinde bulunmalar halinde kendilerine emekli ayl
balanacaktr.
Kesin dönüten anlalmas gereken, yurt dndaki
çalmann sona ermi olmas ve çalmaya bal sosyal
sigorta ödenekleri olan isizlik ve hastalk ödenei ile
ikamete bal sosyal yardm alnmamasdr.
Yurtdnda gecen çalma sürelerini borçlanarak
emekli olanlarn çalt ülkeden de emekli ayl almasna her hangi bir engel bulunmamaktadr.
Sosyal Sigortalar Kanununa göre itibari sigortallk
süresinden yararlanmakta iken Sosyal Sigortalar ve
Genel Salk Sigortas Kanunu ile bu haklar kaldrlan
sigortallar, Ekim 2008 tarihinden önce hak ettikleri
itibari sigortallk sürelerinden bu tarihten sonrada
yararlanabilecekler mi?
Sosyal Sigortalar Kanununa göre itibari sigortallk
süresinden yararlanmakta iken, özel sektörde 1 Ekim
2008 tarihinden, kamuda 15 Ekim 2008 tarihinden itibaren bu haklar sona erdirilen sigortallar, 1 Ekim 2008
tarihine kadar kazandklar itibari sigortallk süresin-
77
den, bu tarihten sonrada yürürlükten kaldrlan mevzuat
hükümlerine (itibari sigortallk süresinin tabi olduu
mevzuat hükümlerine) göre yararlanabilecektir.
ralt ilerinde çalan sigortallarn en az 1800 gün, dier
ilerde çalan sigortallarn ise en az 3600 gün belirtilen
iyeri ve ilerde fiilen çalm olmalar arttr.
Bu durumdaki sigortallarn itibari sigortallk süresinden yararlanmalar için itibari sigortallk süresi kazandran ite 3600 gün prim ödemi olmalar art aranmayacaktr.
Örnein yukarda birinci örnekte verdiimiz sigortalnn emeklilik ya 60 olsun. Fiili hizmet zamm süresi
kazandran ite 5000 gün prim ödeyip 850 gün kazanmtr. Kazand 850 günlük fiili hizmet zamm süresinin yars 425 gün (1 yl 2 ay 5 gün) sigortalnn emeklilik yandan düülecektir. Buna göre emekli olaca 60
yandan 1 yl 2 ay 5 gün düülünce emekli olaca ya;
Kazanlan itibari sigortallk süresi, sigortallk süresine ilave edilecek ve bu sürenin en çok 5 yla kadar Sosyal Sigortalar Kanununda ön görülen emeklilik yandan
düülecektir.
Ekim 2008 ay bandan itibaren fiili hizmet süresi
zammndan kimler yararlanacak? Ne ekilde
yararlanlacak?
Özel sektörde 1 Ekim 2008 tarihinden, kamuda 15
Ekim 2008 tarihinden itibaren 5510 sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas Kanununu 40. maddesindeki tabloda yer alan iyerlerinde ve ilerde fiilen çalp
o iin riskine maruz kalan, hizmet akdine tabi sigortallar
ile kamu görevlisi (4/c) sigortallar bu ilerde gecen her
360 günlük prim ödemeleri için tabloda gösterilen süre
kadar fiili hizmet süresi zamm kazanacaklardr.
78
Sigortallarn kazandklar fiili hizmet süresi zamlarnn prim ödeme gün saylarna ilave edilmesi için bu ilerde belirli bir süre çalm olmalar gerekmemektedir.
Örnein kurun ve arsenik ilerinde fiilen çalan sigortallarn her 360 günlük çalmalar için kazanacaklar fiili hizmet süresi zamm 60 gündür. Bu ite toplam
5000 gün çalm olan sigortaln kazanaca fiili hizmet
zamm süresi 850 gündür. Toplam prim gün says ise
5000+850=5850’dir.
Maden yeralt ilerinde fiilen çalan sigortallarn
her 360 günlük çalmalar için kazanacaklar fiili hizmet zamm süresi 180 gündür. Bu ite fiilen 5000 gün
çalm olan sigortalnn kazanaca fiili hizmet zamm
süresi 2500 gündür. Buna göre toplam prim gün says
7500 olacaktr.
Türk Silâhl Kuvvetleri, Emniyet ve polis mesleinde,
Milli stihbarat Tekilatnda çalanlarn prim gün saylarna sekiz, dier sigortallarn ise be yl geçmemek
üzere fiili hizmet zamm süresi eklenir. Yeralt ilerinde
çalan sigortallarn her hangi bir snr olmakszn kazandklar fiili hizmet zamm sürelerinin tamam prim
gün saylarna eklenir
Sigortallarn prim ödeme gün saylarna ilave edilen
fiili hizmet süresi zamlarnn üç yl geçmemek üzere yars emeklilik yalarndan indirilecektir. Sigortallarn kazandklar fiili hizmet zamm sürelerinin prim gün saylarna ilavesinde her hangi bir art aranmaz iken emeklilik yalarna ilikin indiriminden yararlanabilmeleri için
belir bir süre prim ödemi olmalar öngörülmütür. Buna
göre (ölüm ve maluliyet halleri hariç olmak üzere) ye-
60
05 gün 02 ay 01
25 gün 09 ay 58 olacaktr.
Baka bir söyleyile bu sigortal emekli olaca tarihte, 58 yan doldurmu ve bu yandan 9 ay ve 25 gün
alm ise ya koulu yerine gelmi saylacaktr.
Kanunda ki tabloda saylan iyerinde alnan i
sal ve i güvenlii önlemleri yeterli olmad için
sigortalnn riske fiilen maruz kalmasna ramen
iverenin, sigortalsn alnan önlemler nedeniyle fiilen
riske maruz kalmadn ileri sürerek, fiili hizmet
zamm süresinden yararlandrmyor ise
ne yaplmaldr?
Fiili hizmet zamm süresinden yararlanlmasn öngören ilerde alnan i sal ve i güvenlii önlemlerinin sigortallar risklere kar yeteri kadar korumamasna
karn iverenleri fiili hizmet zamm süresinden yararlandrmyorsa sigortalnn yazl olarak bulunduu ildeki
Sosyal Güvenlik l yada Merkez Müdürlüklerine bavurmas uygun olacaktr.
Yallk toptan ödemesi nedir?
Yallk toptan ödemesi, çalt iten ayrlan veya iyerini kapatan, yallk ayl balanmas için gerekli ya
artn doldurduu halde malullük ve yallk ayl balanmasna hak kazanamayan, hizmet akdine tabi olarak
çalan sigortallar ile kendi adna ve hesabna bamsz
olarak çalan sigortallara yaplr.
Bu durumdaki sigortallara yallk toptan ödemesi
yapla bilmesi için hizmet akdine tabi olarak çalan içinin iten ayrlarak, kendi adna ve hesabna bamsz
olarak çalan içinin i yerini kapatarak örnei kurumca
hazrlanm dilekçe ilgili Sosyal Güvenlik l veya Merkez
Müdürlüklerine bavurmas gerekir.
Hizmet akdine tabi olarak çalan sigortalya kendi
adna bildirilen, kendi adna ve hesabna bamsz olarak
çalan sigortalya ödedii malullük, yallk ve ölüm sigortalar (yüzde 20) primlerinin her yla ait tutar,
Toptan ödemeye esas hizmet süreleri Ekim 2008 tarihinden önce ise, özel sektörde çalanlar için 1 Ekim
2008 tarihi, kamu sektöründe çalanlar için 15 Ekim
2008 tarihi itibariyle hesaplanarak, bu tarihlerden itibaren (SSGSS Kanunun yürürlüe girdii tarihten itibaren)
bu tarihler ile toptan ödemenin yaplmasna ilikin yazl
istek tarihine kadar geçen yllar için her yln güncelleme
katsays ile çarplarak bulunan tutar ödenecektir.
ödemeleri halinde, bu hizmetlerini ihya etmi olurlar. Bu
sigortallar eksik prim gün saylarn tamamlamalar halinde emekli ayln hak ederler.
Toptan ödeme yaplacak süreler Sosyal Sigortalar
ve Genel Salk Sigortas Kanununun yürürlüe girdii
tarihten sonraki süreler ise Kanunun yürürlüe girdii
tarihten 2008 Ekim dahil sonraki süreler için primin ait
olduu yldan itibaren yazl istek tarihine kadar geçen
yllar için, her yln gerçekleen güncelleme katsays ile
güncellenerek tespit edilen tutar ödenecektir.
Kurumdan gelir ve aylk alanlarn bu haklarnn devam edip etmediinin kontrol edilmesi kuruma verilmi
bir görevdir.
Ksa vadeli sigorta kollar ile genel salk sigortas
primleri toptan ödeme olarak sigortallara geri verilmemektedir. Ancak sigortalnn hizmet borçlanmalar veya
istee bal sigorta primleri varsa bunarda toptan ödemeye dahil edilerek geri verilmektedir.
Toptan ödeme olarak alnan primler tekrar geri
verilerek eksik günler tamamlanarak emekli ayl
balatlr m?
5510 sayl Sosyal Sigortalar ve Genel Salk Sigortas
Kanununa göre toptan ödeme yaplarak hizmetlerini tasfiye etmi olan sigortallardan, yeniden bu Kanuna tâbi
olarak çalarak malûllük, yallk ve ölüm sigortalar
primi ödeyenlerden, yazl istekte bulunanlarn, aldklar
toptan ödeme tutarn ödeme tarihi ile yazl istek tarihi
arasnda geçen yllar için her yln gerçekleen güncelleme katsays ile güncellenerek bulunan tutar üzerinden
tebli tarihini takip eden ayn sonuna kadar kuruma
Yoklama belgesi nedir kimlerden istenir?
Yoklama Belgesi sorumluluklar kendilerine ait olmak üzere gelir veya aylk alanlarla bunlarn veli, vasi,
kayym ve vekillerinin, gelir ve aylk alma haklarnn
devam ettiine ilikin beyan ve taahhütlerini kapsayan,
örnei Kurumca hazrlanm olan belgedir
Kurum her zaman yoklama belgesinin yenisini isteyebilir.
Yoklama belgesinin usulüne uygun olarak düzenlenip Kuruma verilmesine kadar gelir ve aylklarn ödenmesi kurum tarafndan ertelenebilir.
Kaynaklar:
Tozan, Celal: Seminer Notlar, TÜRK- Yaynlar.
Ataman, Ylmaz; Tahsis Mevzuat ve lemleri, SSK Yaynlar, 2004.
imek, Nergis; Eitim Notu, SGK Bakanl, Sosyal Sigorta Genel Müdürlüü, Sigortal Emeklilik lemleri Daire Bakanl Yayn.
Resmi Gazete; 5510 Sayl Kanunun 4 üncü Maddesinin Birinci Fkrasnn (a) ve (b) Bendi Kapsamnda Sigortal Olanlar le Hak Sahiplerinin Tahsis lemlerine likin Tebli, Gelir/Aylk Ödeme ve
Yoklama lemleri Hakknda Tebli, Hizmet Borçlanma lemlerinin Usul ve Esaslar Hakknda Tebli, 28.09.2008 tarih ve 27011
sayl.
79
Sosyal Güvenlik
6 Ay Süre le Almayanlarn
Aylklar Duracak
S
osyal Güvenlik Kurumu Bakanl yaymlad duyuruda 6 ay
süre ile aylklarn almayan emekli,
dul ve yetimlerin aylklar PTT veya
bankalar tarafndan kuruma geri
gönderilecek. Aylklar geri gönderilen emekli, dul ve yetim ayl durdurulacak. Ayln balatlmas için
ilgilinin kuruma yeniden bavurmas gerekecek. Kurumun yaynlad
duyuru öyle;
tal ve hak sahiplerinin aylklarn
ödeyen PTT/Bankalardan aylklarn 6 (alt) ay süre ile almayanlarn
aylk hesaplar Kurumumuza iade
edilmekte ve aylklar durdurulmaktadr. ade edilen aylklarn tekrar
ödenmesi ilemleri, ancak emekli ve
hak sahiplerinin talepte bulunmalar
halinde yaplmaktadr.
Dier taraftan, aylk hesaplar
üzerinden yürütülen otomatik ödeme talimatlar hareket olarak deerlendirilmemektedir.
Bu nedenle, aylklarnzn kesilip madur olmamanz için PTT ve
bankalara gönderilen aylklarnz
6 (alt) ay geçmeden tahsil etmeniz
gerekmektedir.”
“5510 sayl Kanunun 97. maddesine göre, Kurumumuz ile sigor-
80
Bakan Dinçer’den Basn Bilgilendirme Toplants
Ç
alma ve Sosyal Güvenlik Bakan Ömer Dinçer
Sosyal Güvenlik Kurumu Bakanlnda düzenledii bilgilendirme toplantsnda ülkemizde i kazalarnn çok yüksek olduunu belirterek AB ülkeleri
ortalamasnn yüzde 2.3 olduu ölümlü i kazalarnn
orannn Türkiye’de yüzde 15.5 ile çok yüksek olduuna iaret etti. kazalarnn görünür maliyetinin
707 milyon TL, görünmez maliyetinin ise 3.356 milyon TL olduunu ifade eden Bakan “Eer bu kazalar
önlenebilseydi, bu miktar ile yaklak olarak ylda
3369 km bölünmü yol, 1684 km otoyol, 975 adet
gezici i sal arac seti, 1684 adet 16 derslikli okul
yaptrlabilirdi” dedi.
Dinçer, çkarlan yönetmelikle, imdiye kadar belirli kurumlar tarafndan verilen i sal ve güvenlii
eitimlerinin Türkiye’de yetkin ve yeterli tüm kurumlar (özel sektör, sivil toplum kurulular, meslek odalar ve üniversiteler) tarafndan verilmesi için yetkilendirilme yaplacan kaydetti.
Celal TOZAN
[email protected]
Hepatit Tedavisine Balanm
Hastalarn Raporlar
S
osyal Güvenlik Kurumu yaymlad duyuruda, Salk Uygulama Teblileri ile buna bal olarak
09.07.2009 ve 17.07.2009 tarihlerinde çkartlan genelgelerde öngörülen hepatit tedavilerine ilikin
alnacak salk kurulu raporlarnn,
tedavilerine yeni balanacak hastalar
için geçerli olduunu belirtti.
Kurum yaymlad duyurusunda
tedavilerine balanm olan hepatit
hastalarnn alm olduklar raporlarn süresi doluncaya kadar geçerli
olduunu, bu hastalar için öngörülen ilaç ve kullanm emalarnn aynen uygulanacan açklad.
Önceden tedavisine balanm
olan hastalarn var olan raporlar ile
kullandklar ilaçlar konusunda sorun yaamalar halinde kurumun l
ya da Merkez Salk leri Müdürlüklerine bavurmalar uygun olacak.
81
Sosyal Güvenlik Kurumu Bakanlna
ZARARSIZ Atand
S
osyal Güvenlik Kurumu Bakan
olarak atanan Dr. Emin Zararsz
21 Temmuz 2009 günü görevine
balad. Görevine balamas nedeniyle yaynlad mesajda; sosyal
güvenliin Anayasamz ve kanunlarla belirlenmi vazgeçilmez bir hak
olduunu belirten Zararsz “Vatandalarmza verilen bu hizmetlere
eriimde, frsat eitliine dayanan,
tümüyle memnuniyet odakl, teknolojinin tüm imkanlar kullanlarak
günlük hayat kolaylatrc tedbirleri almak, hizmeti daha ksa sürede
ve en doru ekilde verecek çalmalar yapmann” görevleri olduunu
ifade etti.
Bakan “Bu anlay içerisinde,
sosyal güvenlik sisteminin etkililiini artrmak amacyla aktüeryal yapnn güçlendirilmesi, bürokrasinin
azaltlmas, ilemlerinin hzlandrlmas, ilem maliyetlerinin düürülmesi, yapsal ve kurumsal çabalarn
artrlmas, çalma ortamlarnn
iyiletirilmesi, kurumlar aras ibirlii ve denetimler artrlarak kayt
d ile mücadele edilmesi, bilgi ve
iletiim teknolojilerinin yaygnlatrlmas, e-devlet uygulamalarnn
gelitirilmesi, hizmet kalitesinin ve
verimliliin artrlmas, hizmet verdiimiz kesimler arasnda toplumsal
diyalogun gelitirilmesi ve yerel düzeyde kurumsal kapasitenin artrlmas balca hedeflerimiz olacaktr”
dedi.
Türkiye’de
Çocuk
çilii
Serhat KARATEKN
Sosyolog
82
Giri
Çocuk emei, toplumsal bir sorun olarak, küresel dünya için tehdit oluturmaktadr. Dünya tarihiyle
beraber, tüm çalarda farkl doz ve
iddette görülmü olmasna ramen
modern dünyada ve sanayi devrimi
sonrasnda farkl bir formda ortaya çkm olup, süregitmektedir.
Rönesans’la beraber olumu çocuk
formuna ve bu formun toplumsal
konumlanna aykr biçimde varln devam ettirmektedir.
ktisadi faaliyetlerde çocuk emeinin kullanm avc toplayc toplumlardan günümüze kadar tarihin
her döneminde gözlenen bir olgudur. Buna karlk çocuk emei, bir
taraftan nicelik ve nitelik açsndan
dönemden döneme, toplumdan topluma farkllklar gösterirken, dier
taraftan buna yüklenen anlamda
deimektedir (Makal, 2006:1). Bu
deiim, birkaç tarihsel geçite hayli
belirgin ekilde gözlenmitir. Bunlar
sanayi devrimi, kapitalizmin 1929
buhranndan sonra deien ekli,
Keynesci bir ekonomik düzenin hâkim hale gelmeye balamas ve 1970
sonrasnda küresellemeyle beraber,
üretim de fordizmden post-fordizme
geçi aamalardr. Cunningham ve
Viazz’a (1996) göre çocuklarn çaltrlmas tarihin her döneminde
karmza çkan bir olgu olmasna
ramen “çocuk içilii” kavram
sanayileme dönemiyle birlikte,
“emek-youn” ilerin artk makineler araclyla kadn ve çocuklar
tarafndan yaplmaya balanmasyla
“çocuk çalmas” ya da “çocuk igücü” adn almaktadr.
çalmalarda hakim paradigma, çocuk içiliinin son kertede yoksullukla balantl olduudur. Küreselleme ve dier etkenler göçü, göç
çarpk kentlemeyi, o da krdan kente göçenlerin yoksullamasna ve çocuklarn bir ekilde çalmak zorunda kalmalarna sebep olmaktadr. Bu
balamda sorun makro ölçekli bir
çözüm beklemektedir. Ortaya ekonomik sistemle alakal ve yapsal bir
sorun çkmaktadr.
Çocuk emeinin piyasada kullanmn, niceliksel ve niteliksel olarak etkileyen birçok faktör vardr.
Bunlarn da tarihsel olarak gözlemlenen ekonomik deikenlerle beraber belirlendii aikârdr. Yaznn
ilerleyen bölümlerinde bu deikenlere balantlaryla beraber deinilecektir. Çocuk içiliinde etkili olan
deikenleri tek tek ele almak ve
birbirinden bamszm gibi deerlendirmek, metodolojik bir yanla
sebep olacaktr. Bu alanda yaplan
Yaplan aratrmalar ve sonuçlaryla alakal bir dier problem ise,
çocuk, igücü, çalan çocuk gibi
konu için önemli olan kavramlarn
tanmlarndaki mulâklktr. Hukuksal olarak çizilen ve yasal olarak yaptrm gücü olan bu snrlar,
maddeler içerisindeki esneklikten
ve tanmlardaki belirsizlikten dolay
istismar edilebilmektedir. Uluslararas ve ulusal mevzuatta çou zaman
ortak olan yasalar uygulanma aamasnda ve ülkelerin özgül artla-
Kavramsal Çerçeveye Eletirel
Bir Bak
ryla beraber sorunlu hale gelmekte
ve mevzuatla alakal skntlar ortaya
çkmaktadr.
Çocuk içiliiyle alakal literatür taramasnda karmza çkacak,
tanmlar salt niceliksel ve hukuki
düzlemle snrl kalmaktadr. Bu
ise farkl düzlemlerde ve farkl etki
alanlarnda mulaklklar beraberinde getirmektedir. Çocukluk, bebeklik yallk, ya da yetikinlik birer
biyolojik kategori olarak rahatlkla
adlandrlabilir fakat, çocukluk asla
biyolojik deil toplumsal bir kategoridir (Postman,1995:7). Postman’a
göre çocukluk günümüz de anlald biçimine son iki yüz ylda
erimitir. Onun öncesinde tarihsel
olarak farkl biçim de alglanm ve
farkl toplumsal roller içerisinde var
olmutur.
Genel kanlar çocukluun varolundaki 4 mihenk tan gözden
kaçrmaktadrlar. Birincisi okuryazarln, ikincisi eitimin, üçüncüsü aybn ve bu üçünün bir sonucu olarak da çocukluun yitiidir
(Postman,1995,22). Gözden kaçrlmamas gereken bir dier olgu da
çocuklarn çalma yaamyla beraber biyolojik ve psikolojik gereksinimlerinden uzaklatklar ve baka
bir ekilde çocukluklarnn yitmeye
balamasdr.
Yukardaki tanmlamalar ve snrlandrmalarla ulalabilecek çocukluk tanmnn en genel anlam
u ekildedir. Çocuk ruhbilimsel
olanla, toplumsal olann eklemlenme noktas ve nesnesi olarak
betimlenebilir
(Boidin,1995,38).
Bu tanm sosyolojik olarak, çocuk
kategorisini tanmlarken hukuksal
açdan yetersiz kalmaktadr. Bu anlamda ise en fazla kabul gören ve
ideal olan tanmlama Birlemi Milletler Çocuk Haklar Sözlemesiyle
çizilen snrlardr. Çocuk kavram
Birlemi Milletlerin 1989 ylnda
kabul ettii “Çocuk Haklarna Dair
Sözleme”nin ilk maddesine göre,
daha erken yata reit olma durumu
hariç 18 yana kadar her insan çocuk saylmaldr. Bunun nedeni 18
yan, pek çok ülkede kiinin vatandala geçtii ve yaamn etkileyen
yasa ve politikalarn belirlenmesi
için oy kullanma hakkn ald yan olmasdr. Türkiye de bu sözlemenin altna imza atm ülkelerden
bir tanesidir, ancak 15 yan altndaki çocuklarn da çalabilecekleri
yasal düzenlemeler mevcuttur. ILO
ise Birlemi Milletler’den farkl olarak çocuk igücünü farkl kriterlerle
açklamaktadr. Baz istisnalar dar
da tutulacak olursa, iteki statüsü ne
olursa olsun (ücretli, kendi hesabna
çalan ya da ücretsiz aile içisi), 15
yan altndaki bütün iktisadi faaliyetleri kapsamna alan bir kavramdr.
Birlemi Milletler’in, çocuk haklarna dair sözlemesinde çocukluk için
ya snr 18 iken, ILO’nun getirdii
tanmda snrlama 15’tir. ILO’nun
138 sayl sözlemesine göre 15-24
ya arasndaki çalanlar “genç içi”
olarak kabul edilmekte, 146 sayl
tavsiye kararyla da taban yann
16’ya çkarlmas öngörülmekte, kademeli olarak asgari çalma yann
yükseltilmesine ilikin öneriler getirilmektedir (Karabulut,1999,10).
Bu anlamda uluslararas hukuki kabuller arasnda çocuk ve genç içi
tanmlamasnda bir belirsizlik göze
çarpmaktadr.
Dünyada Çocuk gücüne Genel
Bir Bak
Çocuk içiliini Türkiye özelinde rakamlarla beraber deerlendirmeden önce süreç içerisinde dünyada ne biçimde bir geliim izlediine
bakmak, kurulabilecek bir kyas ve
bu anlamda Türkiye için yaplacak
çkarm ve çözüm önerileri için yararl görünmektedir.
Her ne kadar çocuk içilii ve bu
alanda yaplm çalmalar az gelimi ve gelimemi ülkeler üzerine
younlasa bile küresel ölçekli bir
sorundur. Süper güç olarak anlan
devletler, çocuk içiliinin sonlandrlmas için yaplan projelere finansör olmalarna ramen, kendileri bu
anlamalar kabul etmemektedirler.
IPEC’ imzalamam olan ABD bunun en önemli örneidir.
ILO’nun 2006 Küresel Raporuna
göre, 2004 ylnda çalan çocuk says 248 milyon iken 2006 ylnda bu
rakam 218 milyona gerilemitir. Bu
rakamn yüzde 22’si hizmet, yüzde
9’u sanayide çalrken yüzde 69’u
tarm içisi olarak çalmaya devam
etmektedir. Ayrca bu rakamlar salt
“çocuk içileri” kapsamaktadr. Çalan çocuk ayr bir kategori olmakla
beraber “çocuk içileri” de kapsamaktadr. 2006 verilerine göre ise
çalan çocuk says 317 milyondur
ve bunlarn 126 milyonu tehlikeli
ilerde çalmaktadr. Çocuk içiliinin en tehlikeli biçimleri ve tanmlarda IPEC içerisinde snrlandrlm ve tanmlanmtr.
Tükiye’de Çocuk gücü
Çocuk içilii sorunu, genelde
tüm dünyada yaanan, özelde ise azgelimi ülkelerin problemlerinden
biri olmas sebebiyle Türkiye’de de
hayli önem arz etmektedir. Aadaki rakamlardan da anlalaca üzere,
oranlar son yllarda iyileme göstermektedir. Bu iyilemeye neden olan
faktörler ve bunlarn deerlendirmeleri ulusal ve küresel ölçekte yapldnda daha anlaml olacaktr.
Karabulut Türkiye’deki tabloyu
u ekilde tasvir ve tasnif etmektedir: Kaytd mal ve hizmet üretiminin youn olarak yapld sektörler;
tarmdan inaata, evlerde imalat ii
yapanlardan iportaclara, ticarethanede çalanlarndan atölyede çalanlarna kadar geni bir yelpazeyi
oluturmaktadr. Çocuk içiler küçük iletmelerde uzun çalma süreleri, düük ücret koullarnda yaygn
olarak çaltrlmaktadr (Karabulut,
1996: 33).
83
Kaytd ekonominin büyümesinin olumsuz yan, çalanlarn
sendikasz, sosyal güvenliksiz, içi
sal ve i güvenliine uygun olmayan koullarda çalmalardr
(Karabulut, 1996: 34). Karabulut’un
1996 ylnda çizdii tablo günümüzde oldukça farkllamtr. 1997 ylnda uygulanmaya balayan 8 yllk
eitim, kentlemenin ve ülke içerisindeki göçün hzla artnn çalan
çocuk saysndaki azalmada belirleyici olduu gözlenebilmektedir.
Okula devam eden çocuun ise,
okul dnda tam olarak ne yaptna
ulalamamakta, fakat birçok büyük
ehirde, sokaklar simit, mendil satclar, ayakkab boyaclar ve benzer
iler de çalan çocuklarda kuatlm vaziyettedir.
84
Çocuklar sokaktan ve uygun
olmayan ilerden uzaklatrmay hedefleyen, hukuki mevzuat yaptrmlar ve tevikler sunmakta olmasna
ramen, çarpk kentlemeye göçe,
yoksullua çare olmaktadr. Bir çocuun, fiziksel ve ruhsal duruma
uygun olmayan bir iten kurtarlp
örgün eitime kazandrlmas kukusuz, önemli bir durumdur. Fakat,
kaynaa inememi ve lokal bir çözüm olarak kalmaya mahkumdur.
Sonraki nesiller ya da daha çalamayacak durumda olan kardeler
için bir kurtulu durumu deildir.
Çocuklar çalmak zorunda olan aileler için belirsizlikler sürmektedir.
Türkiye’de yoksulluk oranlar,
sanayileme ve okullama ve tüm
bunlarn etkilenimiyle çocuk içilii
oranlar arasnda ilikiler vardr. Çocuk emeinin youn olarak kullanld bölgelerde ulusal ve uluslararas
kurumlarn ortak olarak yürüttüü
projeler ksmen baarl olsa da devletin uygulad makro politikalarn
temel belirleyici olduu anlalmaktadr. Devletin temel hizmetleri götürebildii yerlerde çocuk içilik
sorununu daha az rastlanmaktadr.
Bu ise çocuk içiliini etkileyen faktörlerin üzerinde, her birinde daha
etkileyici ve ayr bir yerde gözükmektedir.
TÜK, Çocuk Emei 2006 aratrmas sonuçlarna göre ülkemizde
6-17 ya grubundaki ekonomik faaliyetlerde çalan çocuklarn says
1994 ylnda 2 milyon 269 bin iken,
2006 da 1 milyon 630 bine ve 958
bine dümütür.
Ayrca, zorunlu eitim çanda
olan 6-14 ya grubundaki ekonomik
faaliyetlerde çalan çocuk says
da 1994 ylnda 958 bin iken 1999
ylnda 609 bine, 2006 ylnda ise,
1994 ylna göre yüzde 67 azalarak
318 bine inmitir.
Eitimin niteliiyle alakal olarak, TÜK verileriyle deinilebilecek
bir dier konu da; eitim kurumlarnn çocuklarn zihnindeki tasavvuruyla alakaldr. Bu kurumlara
olan güvensizlik de çocuklar çalmaya itmektedir. 6-14 ya grubunda
ki çocuklarn yüzde 27’si okula ilgi
duymamakta, yüzde 15’i okul masraflarn çok yüksek bulmakta (gizli
okul giderleri: ulam, gerekli alet
edevata duyulan ihtiyaç, beslenme,
okul kyafetler vb.), yüzde 11’i ailesinin izin vermemesi, yüzde 9’u ev
ilerinde ailesine yardmc olmas,
yüzde 4’ü de okulun uygun olmamas sebebiyle okula gitmemektedir
(TÜK,1999).
Rakamlar ekseninde bir deerlendirme salt pozitivist tespitleri
içerecektir. Bu ise çocuk içilii gibi
vahamet derecesi yüksek bir konunun muhteviyatn anlamamz engelleyecektir. Realist bir bak açs,
doru yorumlamamz ve anlamamz salayacaktr. Sonuç bölümünde
bu balamda deerlendirmeler yaplmaya çallmtr.
Sonuç Yerine
Çocuk içileri çalmaya iten
sebepler arasnda en fazla üzerinde
durulan yoksulluk sorununun bu
anlamda tek belirleyen olmad rakamlar ve yaklamlarla anlalmaktadr. Yoksulluk bir çok makro konuyla ilintilidir. Siyasal politikalar
ve küreselleme bu anlamda fitilin
ateleyicisi gibi görünmektedir. Çarpk kentleme artarak devam etmektedir. SAK’n sosyal bilimler öngörü
raporuna göre: “Ülkemizde, özellikle Güneydou Anadolu’da yaanan
çatma sonucu orta çkan zorunlu
yer deitirmeler toplumsal yapmz etkilemitir ve etkilemeye devam
edecektir. Bat Anadolu’ya ve son
zamanlarda Adana, Mersin, Antalya,
Gaziantep ve Diyarbakr gibi bölgesel çekim merkezlerine olan göçün
sürmesi beklenmektedir. 2023’e ge-
lindiinde Türkiye nüfusunun ¾”ü
bat bölgelerinde yayor olacaktr.
Bunun sonucunda bu kentlerde
yoksulluk, suç isizlik artmakta,
yerel yönetimler kent nüfusunun
gereksinimleri karlamada yetersiz kalmaktadr. Bu durum altyap
sorunlar kültürel çözümler kimlik
bunalm, etik sorunlar siyasal iddet gibi çok önemli sorunlar birlikte getirmekte ve özellikle youn göç
alan kentlerde çöküntü alanlar ortaya çkarmaktadr. Buralarda yoksulluun dlanmlk ve örselenmi
kimliklerle birletirilmi yeni hali
kendini göstermekte, “sokak çocuklar”, “tinerciler”, “kapkaççlar” gibi
yeni sorunlu toplumsal kategoriler
olumaktadr. Çeteler mafya gibi
organize suç örgütlenmeleri de yaygnlamakta, özellikle metropollerde
kentsel yaam önemli ölçüde tehdit
eder hale gelmektedir.
den bir tanesi noeliberal politikalarla beraber tarm politikasndaki
deiiklik ve bu dönem içerisindeki
tarmda çalma orannn yüzde 74
gibi büyük bir oranla düü göstermesidir. Bu verilerle u ekilde bir
çkarm yaplabilir: Tarmda çalan
bu çocuklarn büyük ksmnn hane
içi içi, ya da mevsimlik içi olduu
görülebilmektedir ve kuvvetli ihtimalle örgün eitime devam ediyor
olsa bile krsal bir bölgede yaasa
çalmaya devam edecektir. Oysa ki
bu ailelerin büyük ksm batdaki
büyük ehirlere göç etmitir. Bugün
sokaklarda görmeyi kanksadmz,
mendil satan, ayakkab boyayan, çiçek satan çocuklardr. Bir ayn toplumsal katmandaki çocuklarn bir
dier ksm ise büyük ehirlerde ki
elence sektöründe ve turizm sektöründe ucuz emek olarak kullanlmaktadr.
tip verilerden kaçnlmaktadr. Suç
oranlar ve kentlerde ki durumu
hakknda daha net bilgilere ulamamz salayacaktr. Güneydou
Anadolu Bölgesindeki sorunun çözüme kavuturulmasnn bölgesel
göçü ksmen durduraca ve bölgenin yatrm için daha cazip bir hale
gelecei gerçei bir realite olarak
durmaktadr.
Yoksulluun kentsel görünümün
yan sra yakn gelecekte “krsal yoksulluun bu gün yaandndan daha
ar bir düzeyde yaanaca beklentisi söz konusudur (Sak, 2006, 35).
Artan bu krsal yoksulluk, göçün
devam edeceinin göstergesi olup,
barnma, istihdam, suç oranlar ve
çocuk içilii konularnda da artn yaanaca öngörülebilir. Ayrca SAK raporunda, “yeni sorunlu
toplumsal kategoriler” olarak somutlanan, tinerci, kapkaçç, sokak
çocuklarnn da çocuk içilii ve bu
alandaki mevzuatla beraber belirlenen ya aralndan ortaya çkmas
öngörüsü de unutulmamas gereken
bir gerçektir.
Yukarda tasnif edilmi “çocuk
içilerinin” yada “sokak çocuklarnn” ise suç oranlarnn hayli
yüksek olduu bilinmektedir. Karabulut, çocuk istismarnn sonuçlaryla alakal u ürkütücü tespiti
yapmaktadr: “Sosyal patlama, ana
babalardan, içilerden, emeklilerden deil sokaktaki çocuklardan
gelecek. Çocuklar kendilerini bu
hale getiren düzeni, alt edip deitiremezler ama sokaklar bölgeleri,
kentleri yaanmaz hale getirebilirler. Bu vahim sonuçlar hiç hayra
alamet deil.” Bu gibi bir sonuçla
bu gün karlamamzdaki etkenler
üphesiz yukarda sralananlar da
ilikili deildir. Güneydou Anadolu bölgesindeki terör ve güvensizlik
ortam, tarm politikalarndan ziyade göçü tetiklemitir. Sokaklarda çalan, suç ileyen çocuklarn
etnik kökenine dair herhangi bir
aratrma yaplmam olmasna ramen bir çounun zorunlu göçe, köy
boaltmalara maruz kald, bilinen
bir gerçektir. Fakat çocuk içiliiyle
ilgili verilerde bir ekilde oto kontrol mekanizmas ilemekte ve bu
Boidin, C. (1995); Psiko-Sosyolojik Yaklam,
Ankara.
Rakamlarda son birkaç yl içersindeki iyileme net biçim de görünmektedir. Yukarda aktarlan veriler
de son 1 ylda tüm sektörlerde çalanlarn yüzde 58 orannda azald gözlemlenmektedir. Bu fark bile
hayli önemli ve baarl eylerin yapldna kant olarak sunulabilir.
Bu anlamda yukardaki orann
dümesindeki en büyük etkenler-
Ralf Dahrendorf’dan hareketle,
bu anlamda bir sosyal hareket aciliyetle daha fazla kurumsallamaldr.
Snf çatmalarnn kurumlamas,
Dahrendorf’a göre sermaye ve emein birbirlerini meru çkar grubu
olarak tanmalar ile balamtr (Poloma, 2008:130). Sendikalar “çocuk
içilii” alanna daha fazla eilmeli
bu anlamda yaptrm güçleri ve bask olma durumlar artrlmaldr.
Kaynakça
Devlet statistik Enstitüsü (DE), (2006);
Türkiye Ekonomisi: statistik ve Yorumlar,
Ankara.
….., (2004); statistik Yll, Ankara.
….., (2006) Hane Halk gücü Anketleri, Ankara.
Duyar, ., Özener, B.(2003), Çarpk Gelien
Bedenler, Ütopya Yaynlar, Ankara.
Karabulut, Ö. (1999); Çalan Çocuklarn Korunmas ve TÜRK-’in Faaliyetleri, Deri Sendikas Yay., stanbul.
Karabulut, Ö. (2008); Amida Eer Sana Gelemezsem, Can Yaynlar, stanbul.
Karabulut, Ö. (1996); Çocuk çiliine Kar Sendikal Mücadele: TÜRK- Modeli,
TÜRK- Yay. No.224, Ankara.
ILO (2007); Dünyada ve Türkiye’de Çalan
Çocuklar, TSK ve TÜRK- Çalan Çocuklar çin Toplumsal Destek Merkezi
Adana, TSK Yayn, Ankara.
Makal, A. (2006); Çocuktum, Ufacktm…
Türkiye’de 1920-1960 Döneminde Çocuk
çilii, AÜ SBF Matbaas, Ankara.
Poloma, M. (2008); Çada Sosyoloji Kuramlar, EOS, Ankara.
Postman, N. (1995); Çocukluun Yok Oluu,
mge Yaynevi, Ankara.
TÜBA, (2007); Sosyal Bilimler Öngörü Çalmas 2003-2023, Yeni Reform Matbaaclk, Ankara.
85
AB ve Çalma Hayat
Avrupa Sendikalar Domuz
Gribi çin Çalma Balatyor
A
86
vrupa Sendikalar Konfederasyonu ETUC üye konfederasyonlarn domuz gribi konusunda
inisiyatif almaya davet etti. rlanda
Sendikalar Kongresi ICTU’nun rlanda hükümetine konuyla ilgili
yazd mektubunu örnek gösteren
ETUC, ICTU’nun yapt hazrlklarn ve önerilerin sendikalara yol
gösterebileceine iaret etti. ICTU,
domuz gribi adyla bilinen H1N1
virüsü salgnnn ciddilemesiyle, i ve gelir kaybnn söz konusu
olaca durumlar için hükümetten
içiler için ücretli izin hakk talep
etti. Hükümete gönderilen mektupta, enfekte olmu ya da domuz gribi
üphesi tayan içilerin i ve gelir
kaybetme korkusuyla çalmaya devam ettii ve iine geri dönme gayreti tadklarna dikkat çekilirken
bu durumun iyeri ve dier çalanlar açsndan daha fazla riske neden
olduu kaydedildi. rlanda Sendikalar Kongresi, H1N1 Enfeksiyonu
zin Tasarsnn özellikle sonbahar
ve k için yürürlüe konmasn, içilerin i ve gelir kaybetme korkusu
yaamalarnn önünde geçip Salk
Bakanl rehberini takip etmelerinin salanmasn talep etti.
H1N1 Enfeksiyonu zin Tasarsna göre;
– Bu virüsü kapan içiler iten
çkarmalardan, yedee alnma, ücret kesintileri ve ayrmc davranlardan iyerindeki kdemi ne olursa olsun
korunmaldr.
– Domuz gribi iznine çkm içilerin ücreti iznin ilk gününden itibaren korunmaldr.
– çiler hasta olmasalar dahi
aile bireylerinin birinin domuz gribi enfeksiyonu kapmas durumunda önlem
olarak istirahatlar tavsiye
edildiinde de ücretli H1N1
Enfeksiyonu zni alabilmelidir.
AB Nüfusu
500 Milyona
Ulat
– çiler bu izni iyerindeki bir
karantina önleminde de kullanabilmelidir.
AB
– H1N1 Enfeksiyonu zni yllk kazanlm hastalk iznine
kar ya da istihdam sözlemesinde öngörülen artlarn
yerine kullanlmamaldr.
– çilere ayrca ek olarak 5 gün
ailelerinden ya da çocuklarndan birinin enfekte olduu
durumlarda bakmlarna yardmc olmak için acil H1N1
Enfeksiyonu zni kullanma
hakk verilmelidir, denildi.
ICTU, ETUC ile de paylat
ayn mektupta buna benzer önlemlerin gelitirilmesi gerektii üzerinde durarak bu zin Taslann sendikalarn ve iverenlerin üzerinde
anlaarak sonbahar ve k aylarnda
yürürlüe sokulmas gerektiini belirtti. verenlerin iyerlerinde hijyenle ilgili önlemleri gözden geçirmesini, H1N1 salgnna kar sk sk
temizlik yaplmasn, özellikle sk
temas edilen kap kollar, klavyeler
ve lamba dümelerinin titizlikle temizlenmesini, el hijyeni, atlabilir
kat havlu ve dier önlemler konusunda hassasiyet göstermelerini
istedi.
statistik
Ofisi
Eurostat‘n gerçekletirdii “Avrupal Topluluklarn Demografik Yaps” konulu aratrmada ilginç sonuçlar
ortaya çkt. 1 Ocak 2008’de
327.1 milyon olan AB nüfusu,
1 Ocak 2009’da 328.7 milyona
ulat. Aratrmaya göre 2008
ylnda, 1.2 milyon kii de göç
yoluyla Avrupa’ya geldi, 2008
yllnda 27 Avrupa ülkesinde 5.4 milyon çocuk dodu.
Almanya dndaki dier üye
ülkelerde doum orannn artt bildirilen aratrmada, en
yüksek doum oran srasyla
Litvanya, rlanda, Kbrs Rum
Kesimi ve Polonya’da gerçekleti. 2008 ylnda 27 AB ülkesinde toplam 4.8 milyon kii
de hayatn kaybederken, en
yüksek ölümler srayla Letonya, Almanya, Malta, Lüksenburg, Estonya ve Fransa’da
yaand. Türkiye’de ise geçen
yl 1 milyon 272 bin yeni bebek dodu, 454 bin kii de
yaamn yitirdi. Böylece geçen yl doal nüfus art 818
bin olan Türkiye, 113 bin de
net göç alarak bir yl içinde 1
milyona yakn bir nüfus art
yakalad.
Pnar Alkan YARIKKAYA
[email protected]
Türkiye-AB likileri
50 Yl Geride Brakt
T
ürkiye’nin 31 Temmuz 1959 tarihinde, o dönem ad AET olan
Avrupa Ekonomik Topluluu’na
üyelik bavurusunun üzerinden 50
yl geçti. 12 Eylül 1963’te imzalanan Ankara Anlamas’nn 1 Aralk
1964’te yürürlüe girmesiyle Türkiye-AB ortaklk ilikisi resmen balad.Türkiye’nin üyeliini hazrlk,
geçi ve son dönem olarak ele alan
Anlamaya göre ekonomik farkllklar azaltacak hazrlk dönemi ve
Gümrük Birlii’nin tamamlanmasn (1 Ocak 1973’te yürürlüe giren
Katma Protokol) öngören geçi ve
üyeliin tamamlanaca son dönem
olarak üç aama öngörülmütü. An-
cak 1980’li yllarn ilk yarsna kadar
Türkiye-Topluluk ilikileri sekteye urad. Türkiye 1987’de tekrar
üyelik bavurusu yapt ancak üyelie ehil ülke olmad gerekçesiyle
bavurusu kabul edilmedi. 1 Ocak
1996’da Gümrük birlii tamamland ancak Avrupa Komisyonu’nun
“Gündem 2000 Raporu”yla ele ald
genileme politikalarnda Türkiye’ye
yer vermemesi ve 12-13 Aralk’ta
da Lüksemburg zirvesinde adayln teyit edilmemesi Türkiye’nin
AB ile siyasi ilikilerini askya alnmas sonucunu getirdi. 10-11 Aralk 1999’da Helsinki Zirvesinde
Türkiye’ye adaylk statüsünün veril-
mesi ve Kopenhag Siyasi Kriterleri
ve müktesebata uyum çalma hedeflerinin ortaya konduu Katlm
Ortakl Belgesi’nin 8 Mart 2001’de
kabul edilmesiyle ilikiler ivme kazand. Avrupa Komisyonu’nun 2004
lerleme Raporu’nda müzakerelerin
balatlmas için gerekli siyasi kriterlerin karland tespitiyle 16-17
Aralk 2004 Zirvesi’nde Türkiye ile
müzakerelerin 3 Ekim 2005’te balatlmas karar alnd. Bu tarihten itibaren 11 balk müzakerelere açld,
sadece bir tanesi (Bilim ve Aratrma) geçici olarak kapatld. Halen 12
balk da politik nedenlerden ötürü
veto edilmi durumda.
87
Anne-Babalara Bir Ay Daha Fazla zin
A
vrupa Sosyal Ortaklar olan
ETUC (Avrupa Sendikalar
Konfederasyonu), Businesseurope
(Avrupa Sanayi ve iveren Örgütü),
UEAPME (Avrupa Esnaf Sanatkarlar, Küçük ve Orta Ölçekli letmeler
Birlii) ve CEEP Avrupa Kamu tirakli ve Kamusal letmeler Merkezi 18 Haziran 2009’da AB stihdam,
Sosyal ler ve Eit Haklar Komiseri
Vladimir Spidla’nn da katlmyla
1995’te üzerinde anlatklar Ebe-
veyn zni Çerçeve Anlamasn’nn
gözden geçirilmi yeni halini resmen onaylad.
Bu gelime 25 yllk geçmii olan
Avrupa Sosyal Diyalounda bir mihenk ta olarak kabul ediliyor çünkü Avrupal Sosyal Ortaklar bu düzenlemeyle ilk kez önceden var olan
bir çerçeve anlamann revizyonu
üzerinde tekrar mutabakat salam
oldu. Bu düzenleme sosyal ortaklarn
1995’te Ebeveyn zni Sözlemesi olarak kabul edilen
sonrasnda da
1996’da AB Direktifine dönüen orijinal sözlemeden sonra
akdettikleri 7.
Çerçeve Anlamas niteliinde.
Revize edilmi
Anlamada Ebeveyn znini üç
aydan dört aya
çkaran ve bunu bütünüyle transfer
edilemeyen bir hak olarak ele alan,
içiye izinden döndüünde deiken
çalma düzenlemesi talep etme hakk veren ve bunlarn bireysel bir hak
olduunu teyit eden düzenlemeler
bulunuyor. Varlan mutabakatta üye
devletlere ve sosyal ortaklara içinin Ebeveyn zin hakkn kullanrken kendileri tarafndan verilecek
bir ihbar süresi oluturmalar, aile
yaplarndaki yükselen deiimi kabul etmeye gayret göstermeleri ve
aile sorumluluunun kadn-erkek
arasnda eit paylamnn teviki
konusunda çarda bulunuluyor.
Bununla birlikte üye devletlerin bölgelerindeki izin imkanlarn, çocuk
bakm ve esnek çalma düzenlemelerini de göz önünde bulundurabileceinin alt çiziliyor. Bu sözleme
Avrupa Konseyi Antlamasnn 139.
maddesi gerei Avrupa Komisyonunun önerisiyle Konsey Direktifi olarak yürütülmek zorunluluunda.
Türk mühendis ve içisinin baarsyla
Türkiye’nin ilk otojen deirmeni üretildi
Fabrika Üreten Fabrika:
Ankara Makina Fabrikas
Duygu GÖZLEK
eker- Sendikas Basn Uzman
88
A
nkara Makina Fabrikas, Türkiye eker Fabrikalar A.
(Türkeker) bünyesinde kurulduu 1968 ylndan bu yana, ar
sanayi alannda birçok ilke imza att
ve atmaya devam ediyor. Son olarak
Fabrika, bakr ihtiva eden cevherin
ya öütme ileminde kullanlan,
Türkiye’nin ilk otojen deirmenini
imal etti.
deirmeninin bir kompleksinin yenileme çalmasnn yaplmas talebi ile
Fabrika’ya bavuruldu. Fabrika tarafndan bu yenileme çalmas baar
ile tamamlandktan sonra, firma yetkililerine bu otojen deirmeninin aynsnn Ankara Makina Fabrikas’nda
yapabilecei dile getirildi. Projeleri
fabrikann mühendisleri tarafndan
oluturulan otojen deirmenin 2008
yl içinde imalatna baland. 2009
Nisan aynda tamamlanan deirmenin Eti Bakr A’nin Murgul tesislerindeki yerine montaj da 2009 Mays
aynda gerçekletirildi. Deirmen halen baaryla çalyor.
Tamamen
Ankara
Makina
Fabrikas’nn imkanlaryla, Türk mühendis ve içisinin emei ile gerçekletirilen otojen deirmeni imalat
sayesinde, ekonomik kriz ortamnda
dövizimizin ülkemizde kalmas ve
ülke ekonomisi açsndan önemli bir
katma deer yaratlmas saland. Bunun yan sra ar sanayimizde önemli bir yere sahip olan Ankara Makina
Fabrikas’nn, Türk mühendis ve içisinin baars bir kez daha bu üretimle kantlanm oldu.
Ankara Makina Fabrikas tarafndan Kuzeydou Anadolu Bölgesi’nde,
deniz seviyesinden yaklak bin 200
metre yükseklikte faaliyet gösteren Eti
Bakr A. Murgul letmesi’nde kurulan otojen deirmeninin bu yükseklie tanrken herhangi bir zorlukla
karlalmamas için gövde ksm dört
parça halinde üretildi. Saatte 54 ton
cevheri öütebilen otojen deirmenin
çap 8,2 metre, yükseklii yaklak 4
metre ve arl da 180 ton.
2007 yl içinde Eti Bakr A.
Murgul letme Müdürlüü tarafndan, bakr ihtiva eden cevherin ya
öütme ileminde kullanlan otojen
Fabrika 1968 Ylnda Kuruldu
Türkeker ve eker fabrikalar
bünyesinde, dünya ölçeinde, makina
imalat sektöründe faaliyet gösteren
be makina fabrikas ve bir Elektromekanik Aygtlar Fabrikas (EMAF)
bulunuyor. Bu makina fabrikalarndan, Ankara ve Eskiehir Fabrikalar
Türkeker Genel Müdürlüü’ne dier
üçü ise ilgili eker fabrikalarna bal.
Bunlar; Afyonkarahisar, Erzincan ve
Turhal Makina Fabrikalardr.
Türkeker bünyesinde yer alan iki
makina fabrikasndan biri olan Ankara
Makina Fabrikas’nn temeli 22 Eylül
1966 tarihinde Ankara’nn Etimesgut
lçesi’nde atld. Fabrika, eker fabrikalarnn ve hzla gelien yurtiçi sanayiinin ihtiyac bulunan büyük makina ve tesislerin ithalatn önlemek
amac ile 1968 ylnda tek hol olarak
kuruldu. Fabrika, kuruluunun dördüncü ylnda maksimum kapasitesine eriti, sipari ve talepler hzla artt
ve fabrikann tevsisat zorunlu hale
geldi. Tevsisat iki kademede yapld.
lk tevsisat 1976 ylnda tamamland.
Mevcut hole ikinci ve üçüncü hollerin eklenmesi ve gerekli tezgahlarla
donatlmas ile gerçekletirildi. kinci
tevsisat ise 1982 yl sonunda dördüncü ve beinci hollerin eklenmesiyle ve
önemli olan baz tezgah ve teçhizatn
yerletirilmesiyle saland. Fabrika
bugünkü be holden oluan son eklini alarak Türkiye’nin en güçlü kurulularndan biri haline geldi.
Ortadou ve Balkanlar’daki en
büyük tesislerden biri olan Ankara
Makina Fabrikas’n benzerlerinden
ayran en önemli özellii, entegre bir
makina imalat fabrikas olmas. Fabrikada bugün komple bir eker fabrikasnn yüzde 95’i, çimento fabrikasnn yüzde 85’i imal edilebiliyor. 5
holden oluan Fabrika, 32 bin metrekare kapal alana ve 260 bin metrekare fabrika sahasna sahip. Yllk imalat kapasitesi 6 bin 500 ton. Ancak
bu kapasitenin u anda ancak yüzde
35’i kullanlabiliyor. Bunun nedeni
de Türkeker’in özelletirme programnda olmasndan dolay bu fabrikaya gerekli yatrmlarn ve yeterli içi
almnn yaplamyor olmas. Bunun
sonucunda daha önce bine yakn içinin çalt fabrikada bugün 138 içi,
13’ü mühendis 43 memur ve 53 alt
iveren içisi çalyor.
Fabrika, sadece ithalat ikamesi
durumunda olan, yurtiçinde dier sanayi sektörlerinin imkanlar ve imalatnn gerçeklemesi güç veya mümkün olmayan makina ve tesislerin
imaline uygun ekilde projelendirilip
kuruldu. Bugüne kadar yaplan imalat da bu tarifle tamamen örtüüyor.
Fabrikada eker ve çimento sanayiine ait büyük boyutlu makina ve
tesislerin, termik ve hidroelektirik
santrallere ait ünitelerin, petrol rafinerileri ve dier sanayi kollar için
basnçl kaplarn, demir çelik endüstrileri için makinalarn, her türlü
çelik konstrüksiyonun, sac ileme
tezgahlarnn, endüstri tipi buhar
kazanlarnn, büyük pompalarn,
vantilatörlerin, dili kutularnn, krclarn, deirmenlerin, pompalarn,
büyük dili çarklarn, krenlerin, vinçlerin, kaldrma makinalarn ve atk su
artm tesislerinin üretimi yaplyor.
Fabrikada, “14 metre çap ve 200 ton
arla kadar dikey tornalama”, “5,5
metre çap, 18 metre boy ve 120 ton
arla kadar yatay tornalama”, “8
metre çap ve 42 modüle kadar dili
imalat” yaplabiliyor.
Pek Çok lke mza Att
Türkeker bünyesinde eker fabrikalarna yedek parça üretimi ve
komple eker fabrikas yapmak amacyla kurulan ve bu amaç dorultusunda pek çok imalat gerçekletiren
Ankara Makina Fabrikas ayn zamanda ar sanayi alannda yapt
üretimlerle Türkiye’de pek çok ilke
imza att. Bu Fabrikada Türkiye’de
ilk defa Türkiye Elektrik Kurumu
ibirlii, Türk içisi ve mühendislerinin çabas ve yüzde 100 yerli malzeme kullanlarak 32 MW gücünde bir
hidrolik türbin ve jeneratörün imalat baaryla gerçekletirildi. Türkiye
Elektrik Kurumu tarafndan Hirfanl
Hidroelektrik Santral’na dördüncü
ünite olarak montaj yaplan ve 1983
tarihinde devreye alnan bu dikey eksenli türbin, 60 metre düüde, 187,5
devir/dak. ile çalyor ve 32 MW’lk
bir güç salyor. Fabrika, termik santraller için 100 t/h buhar kapasiteli buhar kazanlar ile 150-200 MW
gücündeki hidrolik türbinleri imal
etmek üzere gerekli makinalara sahip. Ar sanayide kullanlan büyük
boyutlu, ar makina imalatn yürütebilecek kapasitede, uygun takm
tezgahlar ve teçhizatla da donatld.
Türkeker Makina Fabrikalar tarafndan imal edilerek Özbekistan’n
Horezm bölgesinde kurulan, 3000
ton/gün pancar ileme kapasiteli
komple eker Fabrikas 1998’de iletmeye açld. PETLAS’n önemli
makinalar, petrol arama kuyularnda
kullanlan “atbalar”, petrol rafinerilerinde kullanlan basnçl kaplar,
endüstri ve termik santraller için
buharl kazanlar, Fabrika’da üretildi
ve üretilmeye devam ediyor. Ankara
Makina Fabrikas’nda üretilen makinalar ile 13 eker fabrikas, 9 çimento
fabrikas kuruldu. Aliaa, pra rafinerilerinin basnçl kaplar, dram, kolon ve eanjörleri imal edildi. Eti Bor
iletmelerinin önemli makinalar da
burada üretiliyor.
Dorudan ihracat yapmayan Fabrikada, ihracat amaçl fason üretim
gerçekletiriliyor. Irak’ta baraj yapmn üstelenen bir firmaya türbin
yaplyor. Bosna’da bir ihale üstlenen
Türk firmasna da 6 metre çapnda
disk ileniyor.
Fabrika Üreten Fabrika
Ankara Makina Fabrikas, eker
fabrikalarn komple kurabiliyor olmasndan dolay “Fabrika Üreten
Fabrika” olarak da anlyor. Bunun
yan sra biri yurtdnda (Özbekistan) olmak üzere 13 eker fabrikas, 9
çimento fabrikas, Aliaa, pra zmit
Rafinerilerinin basnçl kap, dram,
kolon ve eanjör; Türkiye’de ilk kez
imal edilen Hirfanl Baraj dördüncü
ünitesi, Francis tipi hidrolik türbini
ve bunu izleyen dier türbin imalatlarnn gerçekletirilmesi, bu fabrikaya
hakl olarak “Fabrika Üreten Fabrika”
denilmesine neden oldu. Öte yandan
fabrika, ülke kalknmasnda güçlü
tezgah park ve deneyimli kadrolaryla her zaman öncü olmaya devam ediyor. Bugüne kadar baard büyük
boyutlu projeler nedeniyle hakl olarak kazand “Fabrika Üreten Fabrika” unvann da gururla tayor.
89
Tüketici Dünyas
Tüketiciler GSM
irketlerinden ikayetçi
GSM
90
irketlerinin açm
olduklar baz kampanyalarda tüketicilerin haksz uygulamalarla madur edildiine ilikin Tüketici Haklar Dernei’ne bir
çok ikayet geliyor. Örnein, “aylk
....... dakika, konutukça konuun”
gibi kampanyalardaki koullar, kampanya reklamlarnda ve sözlemede
açkça belirtilmiyor. GSM irketleri
balangçta vaat ettikleri sözleme
koullarn kendi istekleri ve çkarlar dorultusunda deitiriyorlar.
Tüketicilerin maduriyetlerine yol
açan bu deiiklikler ikayetlere neden oluyor.
Bu haksz uygulamalarla ilgili
olarak GSM irketlerini arayan tüketiciler, sorumlu ya da yetkili birisiyle
görüme salayamyorlar. Çou zaman da anlamsz, yetersiz cevaplarla
karlayorlar. Üstelik tüketicilerin,
sorunlarna çözüm bulmak için ilgili
firmalarla yaptklar telefon görümelerinin bedelleri de tüketiciler tarafndan ödeniyor.
Tüketici Ne Yapacak?
Tüketiciler, madur edildikleri
kampanya konusu ile ilgili imzaladklar sözlemenin bir suretini
mutlaka ellerinde bulundurmal.
Sözlemenin bir örneini firmalar
tüketiciye vermek zorunda. Eer tüketiciye sözlemenin bir örnei verilmemise, tüketici ilgili firmadan
sözlemenin bir örneini isteyebilir.
Kampanyann süresi reklamlarda
ya da sözlemede belirtilmemi ise
kampanya koullar sözlemenin süresi ile snrl.
Baz GSM firmalarnn sözlemelerinde belirtilen “kontör ve tarife
ücretlerinde deiiklik yapma hakknn sakl tutulmas” eklindeki
koullar ve buna dayanlarak vaat
edilen koullarn tüketiciler aleyhine deitirilmesi haksz kouldur ve
geçersizdir.
Kampanyann balangcnda ve
devam ettii süre içinde kampanyann koullarnn ve süresinin ne
ekilde ve ne zaman deieceinin
yaplan reklamlarda ve sözlemede
belirtilmemesi durumunda, sözlemenin belirtilen süresi içerisinde
firmalarn tek tarafl olarak tüketici
aleyhine olacak ekilde sözlemede
ya da tarifede deiiklik yapmas
haksz arttr ve geçersizdir.
Tüketicinin Korunmas Hakknda Yasa’nn 6. maddesine göre, tüketici ile müzakere edilmeden tüketici
aleyhine olacak ekilde tek tarafl
olarak firmalarn sözlemeye koyduu artlar ya da sözleme deiiklikleri haksz arttr ve geçersizdir.
Ayrca, deiik konularda haksz
artlarla ilgili olarak Yargtay kararlar da mevcuttur.
Reklam Kurulu GSM irketlerine
Ceza Veriyor
Sanayi ve Ticaret Bakanl Reklam Kurulu Bakanl, tüketicilerden gelen ikayetler üzerine GSM
irketlerine yönelik olarak tüketicilere eksik bilgi verdikleri gerekçesiyle firmalar hakknda uyarma ve
knama cezalar veriyor. Televizyon
reklamlarndaki kampanyalarda tüketiciye tüm bilgilerinin verilmemesi, alttan geçen yazlarn çok küçük
olmas ve okunmayacak kadar süratli geçmesi nedeniyle tüketiciler
kampanyalar hakknda eksik bilgilendiriliyorlar.
Bu verilen cezalardan birisi de
geçtiimiz ay içinde her yöne snrsz konuun ekli ile bir firmaya verildi. Bakanln internet sitesinden
aldmz cezay firma adn çkartarak aynen yaynlyoruz.
“Her Yöne Snrsz” sloganl reklam ve ilanlarda “… geç …….. hem
her yöne hem snrsz konu urama
Sinan VARGI
[email protected]
(…)” ifadeleri yer almasna ramen,
anlan tarifede konuma süresinin
aylk 10 bin dakika ile snrlandrld ve 10 bin dakikadan sonraki konumalarn farkl bir ücretlendirmeye tabi tutulduu, yani belirtildii
gibi snrsz olmad ve “ana vaat”
ksmnda belirtilen “55 TL”lik fiyata
Özel letiim Vergisi’nin eklenmemi
olduu, yürürlükte bulunan mevzuat gerei tüketicilere aktarlmas
gereken fiyatn tüm vergiler dahil
fiyat olmas gerekirken, hizmetin
fiyatnn tüm vergiler dahil edilmeksizin reklamn ana vaat ksmnda
vurgulanmas suretiyle tüketicilerin
yanltld gerekçeleriyle bahsi geçen tantmlarn Ticari Reklam ve
lanlara likin lkeler ve Uygulama
Esaslarna Dair Yönetmelik’e uygun
olmadna, Bu durumun, 4077 sayl Kanun’un 4822 sayl Kanun’la
deiik 16. maddesi hükmüne aykr olduuna, reklam veren ………
A. hakknda idari para ve anlan
reklamlar durdurma cezalar verilmesine, dier taraftan, söz konusu
firma tarafndan, 2009 ylnn ubat ve Mart aylarnda yaymlanan,
“Her Yöne Snrsz 55 YTL” sloganl
reklamlarn, 4077 sayl Kanun ve
Ticari Reklam ve lanlara likin lkeler ve Uygulama Esaslarna Dair
Yönetmelik’in ilgili hükümlerine aykr ve tüketicileri yanltc olduunun anlalmas nedeniyle, Reklam
Kurulu’nun 10.03.2009 tarih ve 162
sayl toplantsnda, firma hakknda
idari para cezas verilmi olup, söz
konusu fiilin bir yl içerisinde tekrar
edilmi olmas nedeniyle, para cezasnn, 4077 Sayl Kanun’un 25/11.
maddesi hükmüne istinaden, iki kat
olarak (67.200 x 2 = 134.400 TL
(Yüzotuzdörtbindörtyüz Türk Liras)) uygulanmasna karar verilmitir. (14.07.2009 tarihli reklam kurulu toplants ile ilgili alnan kararlar.
(http://www.sanayi.gov.tr/webedit/
gozlem.aspx?sayfaNo=4536)
Bir dier firmaya kar alnan karar ie u ekilde:
……... tarafndan 27.04.200924.05.2009 tarihleri arasnda çeitli
mecralarda yaymlanan ve 164 sayl
toplantda hakknda tedbiren durdurma karar verilen “………….”
adl kampanya kapsamnda yer
alan limitsiz tarifelere ilikin “Cep
Limitsiz” balkl reklam ve ilanlarn “ana vaat” ksmnda 25 TL, 35
TL, 15 TL gibi tüm vergiler dahil
olmayan fiyatlara da yer verildii,
yürürlükte bulunan mevzuat gerei
tüketicilere aktarlmas gereken fiyatn tüm vergiler dahil fiyat olmas
gerekirken, hizmetin fiyatnn tüm
vergiler dahil edilmeksizin reklamn
ana vaat ksmnda vurgulanmas suretiyle tüketicilerin yanltld ve
anlam kargaasna neden olunduu,
ayrca söz konusu reklam ve ilanlarda konuma imkannn limitsiz
olduu ifade edilmesine ramen, 2
aylk kullanmda 10 bin dakika ile
snrland gerekçeleriyle bahsi geçen tantmlarn Ticari Reklam ve
lanlara likin lkeler ve Uygulama
Esaslarna Dair Yönetmelik’e uygun
olmadna, bu durumun, 4077 sayl Kanun’un 4822 sayl Kanun’la
deiik 16. maddesi hükmüne aykr olduuna, reklam veren ………..
hakknda idari para ve anlan reklamlar durdurma cezalar verilmesine, dier taraftan, söz konusu firma
tarafndan, 2009 ylnn ubat ve
Mart aylarnda yaymlanan “Fatural Cep Limitsiz’de Tüm ……………
ve sabit hatlarla Ayda Sadece 35
Liraya Limitsiz Konuun” sloganl
reklamlarn, 4077 sayl Kanun ve
Ticari Reklam ve lanlara likin lkeler ve Uygulama Esaslarna Dair
Yönetmelik’in ilgili hükümlerine aykr ve tüketicileri yanltc olduunun anlalmas nedeniyle, Reklam
Kurulu’nun 10.03.2009 tarih ve 162
sayl toplantsnda, firma hakknda
idari para cezas verilmi olup, söz
konusu fiilin bir yl içerisinde tekrar edilmi olmas nedeniyle, para
cezasnn, 4077 Sayl Kanun’un
25/11. maddesi hükmüne istinaden,
iki kat olarak (67.200 x 2 = 134.400
TL (Yüzotuzdörtbindörtyüz Türk
Liras)) uygulanmasna karar verilmitir. Reklam Kurulu 09.06.2009
tarihli toplantsnda alnan karar (
http://www.sanayi.gov.tr/webedit/
gozlem.aspx?sayfaNo=4492).
Tüketicilerin her kampanyada
yaplan vaatleri aratrmadan yalnzca televizyondan verilen mesajlar
doru zannederek kampanyalara
girmemeleri gerekiyor. GSM firmalar genellikle hizmetin üstüne konacak vergi, fon gibi uygulamalar
hakknda tüketicilere yeterli bilgi
vermiyor.
91
Ramazan ‘Bo Mutfaa’ Geldi
[email protected]
Dört kiilik ailenin açlk snr 741.- TL,
yoksulluk snr 2.413.- TL.
Ç
92
alanlarn mutfak harcamas baz marketlerde “ramazan
ay” öncesi uygulanan kampanya ve promosyon etkisiyle fazla
deimedi. Ancak elde edilen gelirin
yetersizlii nedeniyle gda harcamalarnda bile ksntya gidilmek zorunda
kalnmas nedeniyle ramazan bir anlamda ‘bo mutfaa” geldi.
Çalanlarn geçim koullarn ortaya koyan önemli bir gösterge olan
“TÜRK- Açlk ve Yoksulluk Snr”
çalmasnn Austos 2009 ay sonucuna göre dört kiilik bir ailenin salkl, dengeli ve yeterli beslenebilmesi
için yapmas zorunlu gda harcamas
tutar (açlk snr) 740,90 lira olarak
hesapland. Gda ile birlikte yaplmas
zorunlu olan kira, yakacak, elektrik,
su gibi konut, ulam, giyim, salk,
eitim vb harcamalar da dikkate alndnda, insan onuruna yarar bir yaama düzeyi salamak yaplmas gereken harcama tutar (yoksulluk snr)
2.413,35 liraya ulat.
Kukusuz hesaplanan bu tutar
ücret düzeyi olmayp haneye girmesi
gereken toplam gelirdir. Ancak çou
zaman ailede çalan says bir kiiyle
snrl kalmakta ve bakaca bir gelir
kayna sözkonusu olmamaktadr.
Elde edilen gelirin yetersiz ve çounlukla birden çok hanehalk bireyinin
tek gelir kayna olmas yoksulluk sorununu yakc hale getirmektedir. Yaanan bu toplumsal gerçeklik özellikle
“ramazan ay” döneminde “yoksula
yardm” politika ve uygulamalarn ön
plana çkarmaktadr.
Mutfak harcamas aylk yüzde 0,36 ve ortalama yllk
yüzde 5,49 orannda artt.
Baz marketlerdeki ‘ramazan kampanyalar’ yat
artn dengeledi.
Dört kiilik ailenin sadece beslenebilmesi için yapmas gereken harcama
tutar yürürlükteki asgari ücretten 195
lira fazladr. Dier bir ifadeyle asgari
ücret dört kiilik ailenin mutfak harcamasna sadece 22 gün yetmektedir.
Kira, ulam, elektrik, su, yakt ve benzeri dier zorunlu harcamalar da eklendiinde yaplmas gereken harcama
tutar daha da artmakta, aradaki fark
açlmaktadr. zlenen gelir politikas
ile ücret gelirlerinde yaplan/yaplmaya çallan yetersiz artlar çalanlarn geçim artlarn daha da arlatrmaktadr.
TÜK ve TÜRK- gda endeksi
deiiminin yer ald grafikten de görülecei üzere gda fiyatlarndaki yllk
art hz son aylarda -her iki endekste
de- gerileme göstermektedir. Ancak
fiyat artlarnda görülen bu eilimin
çalanlara olumlu etkisi -satn alma
gücündeki gerileme ve hedeflenen
enflasyona endeksli ücret zamlar nedeniyle- olmamtr.
Konfederasyonumuz hesaplamasna temel olan gda maddelerinin fiyatlar dorudan piyasadan, market
ve semt pazarlar dolalarak belirlen-
Tablo 1: Dört Kiilik Ailenin Açlk ve Yoksulluk Snr (TL/Ay)
Austos’2008 Aralk’2008 Temmuz’2009 Austos’2009
Yetikin çi
203,34
205,28
205,75
205,98
Yetikin Kadn
168,63
170,31
170,64
171,09
15-19 Ya Grubu Çocuk
212,86
216,40
215,69
216,97
4-6 Ya Grubu Çocuk
145,00
147,67
146,17
146,86
Açlk Snr
729,83
739,67
738,25
740,90
2.377,30
2.409,35
2.404,73
2.413,35
Yoksulluk Snr
* Gda harcamas tutar, yuvarlama nedeniyle toplamda farkl olabilmektedir.
mektedir. Yaplan hesaplama sonuçlar
her ayn son haftas açklanmaktadr.
TÜK tarafndan yaplan çalmann
sonuçlar ise izleyen ayn ilk haftas
açklanmakta ve açklanan bu veriler
benzeri çalmay yapan kurulularn
temel girdisi olmaktadr. Konfederasyonumuz çalmas bu niteliiyle bamsz ve tüketici fiyatlarndaki art
eilimini yanstan “öncü gösterge”
olarak kabul edilmektedir.
TÜRK-’in verileri temel alndnda Austos 2009 ay itibariyle
“mutfak enflasyonu”ndaki deiim
öyle olmutur:
O Ankara’da yaayan dört kiilik
bir ailenin “gda için” yapmas
gereken asgari harcama tutar
bir önceki aya göre yüzde 0,36
orannda artmtr.
O Gda enflasyonunda yln sekiz
ay itibariyle fiyatlarda yüzde
0,17 orannda art gerçeklemitir.
O Gda harcamas tutarndaki art son oniki ay itibariyle sadece
yüzde 1,52 düzeyinde olmutur.
O Yllk ortalama art oran ise
gerilemesini sürdürerek yüzde
5,49 orannda gerçeklemitir.
Gda harcamas çalmasna temel
alnan beslenme kalbnda yer alan
baz ürünlerin fiyatlarnda Austos
2009 itibariyle gözlenen deiim ana
hatlaryla öyle olmutur:
O Süt, yourt, peynir grubunda;
bu ay önemli bir fiyat deiiklii görülmedi. Ancak baz süt
ürünlerinde promosyon nedeniyle fiyat indirimi sözkonusuydu.
O Et, tavuk, balk, sakatat, bakliyat gibi ürünlerin bulunduu grupta; et ve tavuk fiyat
(et yüzde 1,54 ve tavuk yüzde
O
O
11,24 orannda) art gösterirken sakatat fiyat ayn kald. Yumurta fiyat bu ay yüzde 11,11
orannda zamlanarak 20 kuru
olurken, genelde piyasada olan
kültür balklarnn fiyat ayn
kald. Önümüzdeki ayn banda balayacak yeni sezonda balk fiyatlarnn etkisi kukusuz
farkl olacaktr. Bakliyat ürünleri (kuru fasulye, nohut, yeil ve
krmz mercimek, barbunya)
fiyat genel olarak deimezken, sadece krmz mercimek
fiyatndaki indirim dikkati çekmitir.
Mevsim artlarnn olumlu etkisi yine meyve-sebze fiyatlarnda
görülmü ve mutfak harcamasn rahatlatan unsur olmutur.
Ortalama olarak meyve-sebze
kilogram fiyat geçen ay 2,03
lira olarak iken bu ay 1,85 lira
O
olarak hesaplanmtr. Bu ay
ortalama kilogram fiyat sebzede dümü, meyvede ise biraz
yükselmitir. Hesaplamada -her
zaman olduu gibi- pazarda youn olarak bulunan ve satlan
ürünler temel alnmtr.
Ekmek, pirinç, un, makarna gibi ürünlerin bulunduu
grupta; bulgur fiyatndaki art
dnda dier ürünlerin fiyat
ayn kalmtr. Ramazan pidesi
geçen yl olduu gibi 300 gram
1 liradan satlmaktadr.
Son grup içinde yer alan gda
maddelerinden; tereya, zeytinya, ayçiçei ya ve margarin fiyat deimemitir. Ayn
ekilde zeytin (siyah-yeil) fiyat ayn kalrken salça, tuz, eker,
bal, pekmez, fiyat da deimemitir. Baharatlardan (kimyon,
nane, karabiber, vb) nanenin,
yal tohumlardan ise (ceviz,
fndk, fstk, ayçekirdei vb)
ceviz ve Antep fstnn fiyat
artmtr. Baz çay fiyatlarnda
art gözlenmi, hlamur fiyat
ise deimemitir.
Tablo 2: Gda Harcamasndaki Deiim
Austos Austos Austos Austos
2006
2007
2008
2009
Bir önceki aya göre deiim oran (%)
0,12
0,87
1,65
0,36
Bir önceki yln Aralk ayna göre deiim oran (%)
5,72
2,02
6,07
0,17
Bir önceki yln ayn ayna göre deiim oran (%)
12 aylk ortalamalara göre deiim oran (%)
10,38
9,34
16,28
1,52
7,36
11,58
13,44
5,49
Açlk ve Yoksulluk Snr-En Az Gelir Düzeyi (TL/Ay)
Açlk Snr
Yoksulluk Snr
Net Asgari Ücret
En Düük Kamu Çalan (Memur) Maa
Ç (SSK) En Az Emekli Ayl
ESNAF (BA-KUR) En Az Emekli Ayl
MEMUR (EMEKL SANDII) En Az Emekli Ayl
Temmuz 2008
Ocak 2009
Temmuz 2009
717,99
2.338,74
503,26
983,08
604,80
467,15
778,37
735,56
2.395,95
527,13
1.024,90
620,25
485,38
816,38
738,25
2.404,73
546,48
1.068,77
631,34
494,27
850,93
* 2008 ylbandan itibaren uygulanan “asgari geçim indirimi” kamu çalan (memur) maa ile asgari ücrete yanstlmtr. Ayrca kamu çalanna yaplan maa
iyiletirmesi de Temmuz 2008’de dikkate alnmtr. Emekli aylklarna ek ödeme dahildir.
Temmuz 2009 itibariyle, ek ödeme
dahil olmak üzere en düük emekli ayl; Ba-Kur’da 494 TL, SSK’da
631 TL ve Emekli Sand’nda 851
TL’dir (1 Temmuz 2009 günü itibariyle aylk dizide oluan en düük aylk
SSK emeklisinde 606,73 lira, Ba-Kur
emeklisinde 475,57 lira olarak hesaplanmaktadr). Çalanlarn en düük
gelirleri ise içide net asgari ücret tutar olan 546 TL olurken memurlarda en
düük maa tutar 1.069 TL’dir.
2009 yl için öngörülen altar aylk ücret-maa artlar asgari ücret için
yüzde 4,3 ve 4,1 orannda yaplrken,
kamu çalanlar (memur) ve emeklileri için yüzde 4,0 ve 4,5 oranlarnda
gerçeklemitir. çi ve esnaf emeklilerinin maa artlar ise yüzde 3,8 ve 1,8
oranyla snrl tutulmutur.
Buna göre önümüzdeki alt ay için
art memur maanda art 44 lira,
memur emeklisinde 35 lira olurken,
içi emeklisinde 11 lira ve esnaf emeklisinde 9 lira düzeyinde gerçeklemitir. Asgari ücretlinin alt aylk art ise
19 lira olmutur. Böylece benzer geçim
artlar altnda yaamn sürdürmek
durumunda olan çalanlar ve emeklileri arasndaki farkllklar daha da
artm, nispeten daha düük gelir elde
edenlere yaplan düük tutardaki art,
bu kesimlerin yoksulluunun artarak
sürmesine yol açmtr.
93
H. Kaya Elbek’i Kaybettik
94
TÜRK- 4. Bölge Temsilcisi
H. Kaya ELBEK
15 Eylül 2009 günü gece yars vefat etti. Çok uzun yllar TÜRK- Adana
(4. Bölge) Temsilcisi olarak görev yapan H. Kaya Elbek bir süredir tedavi
görüyordu.
Elbek, 1937 ylnda Tarsus’ta dodu. Tarsus Amerikan Koleji’ni bitirdikten
sonra 1963 ylnda TÜRK- 4. Bölge Temsilcilii’nde Eitim Müdürü olarak
göreve balad. Bu arada Adana ktisadi ve Ticari limler Akademisini bitirdi.
1974 ylnda TÜRK- 4. Bölge Temsilcilii’ne atand. 1984 ylnda emekli
olmasna ramen görevini günümüze kadar sürdürdü.
H. Kaya Elbek’e Allah’tan rahmet, ailesine ve TÜRK- topluluuna basal
diliyoruz.
Sendikalarmzdan
PETROL-
Örgütlenme Kampanyas
Petrol- Sendikamz Mays aynn sonlarnda
Düzce’de yerel bir tantm ve örgütlenme kampanyas
balatt. Bir ay süren kampanya malzemeleri arasnda;
bilbord ve iç mekân afileri, pankartlar, broürler, bildiriler, çkartmalar, televizyon ve radyo spotlar, gazete
reklamlar, tiörtler ve bir kampanya web sitesi bulunuyor. Ayrca, sinema sektöründen tannm oyuncular kampanyayla ilgili televizyon filmlerinin yapmna
katldlar.
Afilerin ana temas “Sendikal ol!” idi. Kampanya malzemelerinde kullanlan ana sloganlar ise: “Sendika gücündür”,
“Sendika hakkndr”, “Sendika
gelecektir” ve “Sendika dayanmadr”. Tantm kampanyas
için kentte bir stand kuruldu.
Kampanya yöre halk arasnda ilgi yaratt ve olumlu
karland. Kampanyann bir dier yönü ise, geleneksel gizli örgütlenme yöntemlerinin dna çklarak açk
yürütülmesiydi. Petrol-’in kentteki standna ve irtibat bürosuna çok sayda içi geldi. Kampanya özellikle
genç içiler için enerji, umut ve özgüven alayan bir
ortam yaratt. Bu ise yörede sendikaya ilgiyi artrd.
Bu tantm ve örgütlenme kampanyas Petrol- tarafndan dier kentlerde de devam edecek. Öte yandan,
kampanyann mesajlarn ulusal düzeye de tanmak
isteniyor.
Petrol- Sendikamzdan yaplan açklamada, kampanyann “sendikal örgütlenme”yi “terör eylemi” ve
“anari” ile özdeleyen zihniyeti krma olana yarataca, bu balamda mesajn sadece iyerlerindeki örgütsüz içilere deil, onlarn ailelerine ve yaadklar yerel
topluma da ulatrmann amaçland belirtildi.
TEKGIDA-
ET yerinde Anlama
Tekgda- Sendikamzn örgütlü bulunduu ve
Eskiehir’de kurulu bulunan ET GIDA San. ve Tic. A.
iletmesinde 13.08.2009 günü
balayan grev 9 gün sonra anlamayla sonuçland. 2067 içiyi kapsayan ve yürürlük süresi
31.12.2008 tarihinde sona eren
iletme toplu i sözlemesinin yenilenmesi amacyla, alt
aydan fazla bir süredir devam
etmekte olan müzakerelerde iveren yetkilileri ile uzlamaya varlamamt.
Grev uygulamas, 21.08.2009 günü varlan anlama
ile sona erdi. Varlan anlamaya göre;
Toplu sözlemenin ilk 6. aynda iyerinde çalan
üyelerimizin 2008 yl sonu itibariyle almakta olduklar
ücretlerine ortalama yüzde 11,6 orannda zam yaplacak. Sosyal yardmlarda ise çalan üyelerimiz açsndan günün koullarna göre oldukça önemli kazanmlar
elde edilerek, üyelerimizin ücretlerinde yüzde 17‘leri
aan oranlarda art saland.
Grevin kaldrlmasnn ardndan, Tekgda-
Sendikas’ndan yaplan açklamada, “Ayn kurumsal çat altnda iletmenin menfaatleri adna ortak
çaba gösterdiimiz ET GIDA yetkililerine, anayasal
grev hakkmza gösterilen saygl yaklam ve üyelerimizin hassasiyetlerini azami ölçüde gözeten nazik
yaklamlar nedeniyle ükranlarmz arz ediyoruz”
denildi.
Ayrca, “Tekgda- Sendikas, grevi bir amaç deil,
araç olarak kabul eden sorumlu ve basiretli bir sendikal
felsefeye sahip olmakla birlikte, koullar gerektirdiinde sonuna kadar hak arayn sürdüreceini bir kez
daha ortaya koymutur. Bir toplumsal mücadeleden
daha baaryla ve güçlenmi olarak çkmann gururu ve
mutluluu içerisindedir” açklamas yapld.
DER-
DESA’da Mutlu Son
Deri- Sendikamzn örgütlenme mücadelesi verdii Desa Deri’de sendika üyesi olduklar için 29 Nisan
2008 tarihinden itibaren Düzce’de ve 3 Temmuz 2008
tarihinde de Sefaköy’de iten atlan toplam 44 içinin
tekrar iba yaptrlmas için devam eden görümeler,
95
Sendikalarmzdan
24 Austos 2009 günü imzalan
protokolle sonuçlandrld.
Anayasal ve yasal hak olan
sendikalama hakkn kullanarak Deri-’e üye olan Desa içileri, TS yetkisi almaya yetecek
çounlua ulamadan, iverenin sendika üyeliklerini örenmesi sonucunda iten atlmt. Bunun üzerine Düzce
ve Sefaköy fabrikalarnn önünde yaklak 15 ay devam
eden Desa direnii balad.
Deri-, uluslararas markalara çalan Desa deri ivereninin sendika kart tavrn krmak için hem yerel,
hem uluslararas alanda mücadele yürüttü.
96
Düzce’de 15, Sefaköy’de 11 ay süren direnilerin
sonunda, hukuk mücadelesi kazanld, mahkemenin
içilerin sendikal nedenle iten atld tespiti ve ie
iade karar Yargtay tarafndan onand. veren bu kez
de davas sonuçlanan içilere uluslararas sözlemelere aykr ekilde sendikal tazminat ve tüm alacaklarn
ödeyerek sendikadan kurtulmak istedi. Bunun üzerine
Deri- Sendikas fabrika önünde devam eden direnileri kaldrd, uluslararas kampanyann devam edeceini açklad.
Desa ivereni ile uluslararas kampanyann basks
altnda devam eden görümeler sonucunda bir protokol imzalanmtr. Buna göre;
– Desa ivereni sendika kart tutumundan vazgeçecek ve tüm içilere sendika haklarnn güvence altna alndna dair yazl bir belge datacak.
– Görümeler devam ederken 6 içiye iba yaptran Desa ivereni, bu protokolle 6 içiye daha iba yaptracak. Dier iten çkartlan içileri de,
kesilen siparilerinin geri dönmeye balamas ile
birlikte ie alacak.
– Deri- Sendikamz, uluslararas sendika temsilcileri ve Desa iverenin katlaca, Desa’nn Sefaköy ve Düzce fabrikalarnda çalan içilerle
birlikte ortak toplant düzenlenecek.
– Deri- Sendikamz varlan bu anlama gerei,
Desa kart sürdürülen uluslararas kampanyay
sonlandracak.
TÜRK METAL
Yargsz nfaza
Tepki
Türk Metal Sendikas Genel Bakan Pevrul Kavlak, Sendikasnn kamuoyunda Ergenekon soruturmas olarak bilinen soruturmayla ilikilendirilmesine tepki
gösterdi. Kavlak 28 Austos
2009 günü yapt basn toplantsnda, son günlerde baz medya organlarnda, Türk Metal’i
hedef alan ve hedef gösteren
yaynlar yapldna dikkat çekerek, “Sendikamza dolaysyla bizlerin ahsna kar ar ithamlarda ve imalarda
bulunanlar, bu haberleri hazrlamadan önce bizim
görüümüzü almyor, bize savunma hakk vermiyor.
Bunun ad yargsz infaz deil de nedir” diye konutu. Kavlak, “Bizler, geçmiimizi inkar etmeden yeni
bir sayfa açm bulunmaktayz. Metal ikolunun en
büyük sendikas olarak amacmz, üyelerimizin hayat standardn yükseltmek, sendikal faaliyetlerimizin
çekirdeini oluturan sosyal ve kültürel etkinliklerle,
üyelerimizin sosyoekonomik ve kültürel yönden gelimelerine katkda bulunmaktr.
Ben, Türk Metal Sendikas’nn 13’üncü Olaan Genel Kurulu’na katlan 256 delegenin tamamnn oylarn alarak Genel Bakan seçilmi bir sendikacym.
Ayn zamanda Türkiye’nin en büyük içi kuruluu
olan Türkiye çi Sendikalar Konfederasyonu’nun
Genel Tekilatlandrma Sekreteriyim. Biz, üyelerimizin haklarn elde etmek, korumak ve gelitirmek
amacyla el ele verdik. Sakn ola ki kimse bizi emanetçi olarak görmesin, göstermesin. Biz, sadece ve sadece
üyemiz olan metal içilerinin haklarnn, menfaatlerinin ve geleceklerinin emanetçisiyiz. Bunun haricinde
kimsenin emanetçisi deiliz, olmayz. Bizim davamz,
bu emanete ihanet etmeden metal içilerinin sosyal
ve ekonomik yönden gelimesini salayacak sendikal
hedeflere ulamaktr. En büyük hedefimiz de bütün
metal içilerini Türk Metal çats altnda toplamaktr”
dedi.
Sendikalarmzdan
TGS
ATV-Sabah Grevine
Durdurma
ATV ile Sabah gazete ve dergi gruplarnn bal olduu Turkuvaz iletmesine ait stanbul’da ve Ankara’daki
iyerlerinde TGS’nin sürdürdüü grev, 154. gününde
stanbul 2. Mahkemesi’nin kararyla durduruldu. 13
ubat 2009 günü Turkuvaz iletmesine ait stanbul’da
Balmumcu ve Sefaköy, Ankara’da ise Balgat iyerlerinde
balayan grevin durdurulma kararnn sadece stanbul
ve Ankara’daki 3 iyerini kapsad, dier 6 ildeki iyerlerinde devam eden grevi etkilemedii ifade edildi. TGS
Turkuvaz iletmesinin Antalya, zmir, Adana, Diyarbakr, Bursa ve Trabzon iyerlerinde 3 Temmuz 2009
günü balayan grevin halen devam ettiini belirtti.
TGS, stanbul ve Ankara’da durdurulan grevlere gerekçe olarak “sendika üyelerinin, 2822 sayl Toplu Sözlemesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun 51/4 maddesi
uyarnca dörtte üç orannda azalm olduu iddiasnn”
gösterildiini belirtti. Yaplan açklamada “Turkuvaz
iyerlerinde grev öncesinde iveren basksyla istifalar
olduu, ancak sendikann yetki bavurusunda bulunduu 2007 ylndan greve çklan tarihe kadar, üyelikten zorla istifa ettirilenlerin saysnn dörtte üç oranna
ulamad” kaydedildi. Yaplan açklamada Turkuvaz
i yerlerinde, TGS üyelerinin saysnda grevin balad 13 ubat 2009 tarihinden sonra hiçbir
azalma olmad ifade edildi.
TGS tarafndan yaplan açklamada “Mahkemenin verdii
kararn hem yeterli inceleme yaplmad için eksik olduu hem
de Yargtay’n grevin balamasndan sonra üye saysndaki azalmann dikkate alnmas gerektii yönündeki
içtihatlarna aykr dütüü” belirtilirken u sözlere yer
verildi: “Bu nedenlerle, stanbul 2. Mahkemesi’nin,
16 Temmuz 2009 tarihinde vermi olduu, ‘Sendika tarafndan sürdürülen grevin sona erdirilmesine, kararn
kesinlemesine kadar grevin durdurulmasna’ ilikin
karar, sendikamz tarafndan temyiz edilecektir. Ancak
mahkemenin vermi olduu, ‘karar kesinleinceye kadar grevin durdurulmas’ yönündeki karara da uymak
zorundayz. 17 Temmuz 2009 tarihinden itibaren, Turkuvaz iletmesine ait stanbul ve Ankara’daki 3 iyerinde grev gözcülerimiz Yargtay’n verecei kesin karara
kadar nöbet tutmayacaklardr.’’ TGS iveren tarafndan
i akitleri feshedildii bildirilen 10 grev gözcüsü sendika üyesinin de “i akdi fesihlerin geçersiz olduuna dair
mahkeme kararnn temyiz sürecinde olduu ve henüz
kesinlemedii” için iba yapmalarnn da mümkün
olmadn belirtti. TGS kararla ilgili olarak Yargtay’a
bavurusunu yapt.
97
TÜRK-’N GÜNDEMNDEN
AKAM’A TEEKKÜR
TÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu, sizlik Sigortas Fonu’nun amac dnda kullanmna ilikin haberi manetten duyuran Akam Gazetesi’ne teekkür etti.
Kumlu 15 Temmuz 2009 günü yapt yazl açklamada öyle dedi:
VECD GÖNÜL’DEN ZYARET
Milli Savunma Bakan Vecdi Gönül 27 Austos 2009 günü
TÜRK-’i ziyaret ederek Genel Bakan Mustafa Kumlu, Genel
Sekreter Mustafa Türkel ve Genel Mali Sekreter Ergün Atalay
ile görütü. Kumlu ziyaretin ansna Gönül’e bir hediye verdi.
T. MADEN-’N YEN GENEL BAKANI
ASLAN
98
Türkiye Maden çileri Sendikas’nda Genel Bakan
Ekrem Fedai’nin vefat ile boalan Genel Bakanlk görevine Genel Mali Sekreter smail Aslan’n getirildi. Yönetim Kurulu içinde görev deiiklikleri de yapld. Buna
göre Yönetim Kurulu’nun yeni görev dalm öyle açkland:
smail Aslan
Genel Bakan
Ahmet Levent Eiyok Genel Bakan Yardmcs
Vedat Ünal
Genel Sekreter
Murat Bekem
Genel Mali Sekreter
Nurettin Akçul
Genel Tek.Sekreteri
Durmu Düzgün
Genel Toplu Söz. ve Mev. Sek.
“TÜRK- 25 Haziran 2009 tarihinde gece yars
onaylanan ve kamuoyunda ‘kiralk içilik’ olarak bilinen
düzenleme ile sizlik Sigortas Fonu’nun amac dnda
kullanlmasn da içeren düzenlemeye olan tepkisini 26
Haziran 2009 tarihinde bir yazl açklama ile dile getirmi, 27 Haziran 20089 tarihinde ise Cumhurbakanl
makamndan veto talebinde bulunmutur. Ayrca 7 Temmuz 2009 tarihinde Cumhurbakan Abdullah Gül’ün
içi konfederasyonu liderlerini kabulünde, düzenlemenin her iki maddesiyle ilgili veto talebini tekrarlamtr.
‘Kiralk çilii’ düzenleyen madde, yine Ebru Toktar Çekiç imzasyla Akam Gazetesi’nde çkan haberlerin önemli katksyla veto edilirken, sizlik Sigortas
Fonu’nun amac dnda kullanlmasna ilikin madde
Cumhurbakanl makamndan onay almtr.
Akam Gazetesi’nin 14 Temmuz 2009 tarihli manetinin sizlik Sigortas Fonu’nun sahibi içiler lehine
pozitif bir etki yaratmasn umuyor, bu haberin artrd
duyarllktan aldmz güç ile hatann en ksa zamanda
telafisi yoluna gidilmesinin takipçisi olacamz ifade
ediyorum.
Gerek ‘kiralk içilik’, gerekse sizlik Sigortas
Fonu’nun amac dnda kullanlmasn hükme balayan
düzenlemenin sakncalarn dile getiren Ebru Toktar Çekiç imzal haberleri Akam Gazetesi’nin manetine tamakla gösterdiiniz duyarllk ve Türk çalma hayatna
yaptnz büyük katk nedeniyle teekkür ediyor, baarlarnzn devamn diliyor, sayglarm sunuyorum.”
Hasan Hüseyin Yldz Genel Et. ve Aratrma Sek.
AKSU TÜRK-’TE
çileri eski Bakan ve AKP Genel Bakan Yardmcs Abdülkadir Aksu 21 Temmuz 2009 günü TÜRK- Genel Merkezi’ni
ziyaret etti. Genel Bakan Mustafa Kumlu, Genel Mali Sekreter
Ergün Atalay ve Genel Tekilatlandrma Sekreteri Pevrul Kavlak ile görüen Aksu çalma hayatnn sorunlar hakknda bilgi
ald.
YEN UZMAN YARDIMCILARI GÖREVE
BALADI
Konfederasyonumuz bünyesinde çeitli birimlerde görevlendirilmek üzere snavla ie alnan uzman yardmclar 1 Eylül
2009 günü görevlerine balad. Uzman yardmclar Güldane
Karslolu, Güliz Seda Basmac, Bar yiaydn, Gökhan Erol ve
Güven Savul çeitli fakültelerin çalma ekonomisi ve endüstri
ilikileri ile ekonomi bölümlerinden mezun. Arkadalarmza
aramza ho geldiniz diyor, görevlerinde baarlar diliyoruz.
TÜRK-’N GÜNDEMNDEN
ZMR VALS
EMNYET MÜDÜRÜ’NE KUTLAMA
zmir Valisi M. Cahit Kraç 12 Temmuz 2009 günü TÜRK Genel Bakan Mustafa Kumlu’yu ziyaret etti.
Genel Bakan Mustafa Kumlu 12 Austos 2009 günü Ankara Emniyet Müdürlüü’ne atanan Orhan Özdemir’i makamnda
ziyaret etti. Kumlu Özdemir’e ziyaretin ansna TÜRK- saati
hediye etti.
99
KARAYALÇIN TÜRK-’TE
DYP’DEN ZYARET
Eski Babakan Yardmcs ve Dileri Bakan Murat Karayalçn 3 Eylül 2009 günü Genel Bakan Mustafa Kumlu’yu
ziyaret etti. Karayalçn ziyarette yürütülen bir proje hakknda
Kumlu’dan destek istedi.
Yeni kurulan Doru Yol Partisi Genel Bakan Av. Çetin
Özaçkgöz 8 Eylül 2009 günü TÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu’yu ziyaret etti. Ziyarette Partinin kurulu çalmalar
hakknda bilgi verdi.
TÜRK-’TEN YALILARA FTAR
TÜRK- her yl geleneksel
olarak verdii iftar yemeklerinden
birini 8 Eylül 2009 günü Keçiören
Belediyesi Güçsüzler Yurdu’nda
yaayan yallara verdi.
ftar yemeine Keçiören Belediyesi Güçsüzler Yurdu’nda yaayan 50 kii katld. Yemekte ayrca TÜRK- Genel Mali Sekreteri
Ergün Atalay, Salk- Sendikas
Genel Bakan Mustafa Baolu ve
BASS Genel Bakan Turgut Ylmaz yer ald.
Çalışma Yaşamında
Temmuz-Ağustos 2009
Namk TAN
[email protected]
1 Temmuz 2009
100
Q Hükümet ile TÜRK- arasnda,
yaklak 300 bin kamu içisini
ilgilendiren toplu i sözlemesi
görümelerinde anlama salanamad. Babakan Recep Tayyip
Erdoan ile TÜRK- yönetimi
arasnda Babakanlk Merkez
Bina’daki görüme yaklak bir
saat sürdü. TÜRK- Bakan
Mustafa Kumlu, görümenin
ardndan yapt açklamada,
“Maalesef, sözlemeleri batlayamadk” dedi. Kumlu, Babakan Erdoan’n, ücret zammyla
ilgili, toplu sözlemelerin birinci ylnn ilk alt ay için yüzde
3, ikinci alt ay için yüzde 4 art önerdiini bildirdi. Bunun,
taleplerini karlamadn dile
getiren Kumlu, kendilerinin
birinci yl için 2008’deki enflasyon oran dorultusunda zam
istediklerini belirtti. Konfederasyonun, eylem ve etkinliklere
balayacan bildiren Kumlu,
üyelerinin, i çknda 81 ilde,
AK Parti örgütlerinin önünde
basn açklamalar yapacan
kaydetti. Kumlu, 7 Temmuz
Sal günü de üyelerinin sabah
tüm i yerlerinde “Bir saat çalmama hakkn” kullanacaklarn söyledi.
Q TÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu, toplu sözleme
görümelerinde anlama salanamamas ile ilgili, “Top hükümette, bizden çkt” dedi. Babakan Recep Tayyip Erdoan
ile Babakanlk Merkez Bina’da
yaptklar görümenin ardndan yapt açklamada, tüm
çabalara ramen toplu sözleme
görümelerinin masada çözümlenemediini söyleyen Kumlu,
Hükümetin, toplu sözlemelerin birinci yl için yapt yüzde
3 ve 4, ikinci yl için 2,5 ve 2,5
teklifler kabul edilemez dedi.
Kumlu, enflasyonun altndaki
bir öneriye imza atmalarnn
mümkün olamayacan ifade ettiklerini bildirdi. Gelinen
noktada, yaptklar deerlendirmenin ardndan bir dizi eylem ve etkinlik karar aldklarn belirten Kumlu, Bakanlar
Kurulu’nu olaanüstü toplantya çararak, izleyecekleri ve
yapacaklar eylemleri belirleyeceklerini kaydetti. Toplu sözleme görümelerini masa banda
bitireceklerine
inandklarn
dile getiren Kumlu, “Maalesef
bu düüncemiz gerçeklemedi. Hayrl olsun” dedi. Kumlu,
“Görümeler bitti mi?” sorusu
üzerine, “Sayn Babakan ile bitecekse bitti demektir” diye konutu. Grev uygulamalarnn ne
zaman balayaca yönündeki
soruya karlk Kumlu, u anda
90 bin civarnda içi için grev
karar alndn, 30 Temmuz
itibariyle grev uygulamalarnn
balamas gerektiini söyledi.
2 Temmuz 2009
Q Ksa çalma süresinin 6 ay daha
uzatlmasna ilikin Bakanlar
Kurulu karar, Resmi Gazete’de
yaymland.
Bakanlar Kurulu kararnda,
4447 sayl sizlik Sigortas
Kanunu’nun geçici 8’inci maddesinde belirtilen esaslar çerçe-
vesinde; 31 Aralk 2009 tarihine
kadar uzatma bavurusunda bulunulmas, bir önceki ksa çalma uygulamasnn sona ermesi,
ksa çalma uygulamas devam
eden ve ayn kiileri kapsayan
uzatma talepleri hariç dier talepler için yeni bir uygunluk
tespiti yaplmas koulu ile ksa
çalma süresinin 6 ay daha uzatlmasnn kararlatrld belirtildi.
Q TÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu, Devlet Bakan Hayati
Yazc ile yaptklar görümede,
kamu kesimi toplu sözlemelerine yönelik yeni bir teklif
sunulmadn söyledi. Bakan
Yazc, TÜRK- Genel Bakan
Kumlu ve Genel Mali Sekreter
Ergün Atalay ile Babakanlk
Merkez Bina’da bir süre görütü.
Kumlu, görümenin ardndan
AA muhabirine yapt açklamada, Yazc’nn görümelerde
gelinen noktay deerlendirmek
üzere kendilerini davet ettiini
belirtti. Yazc’nn kendilerine
“neden bu noktaya gelindiini”
sorduunu ifade eden Kumlu,
“Taleplerimiz deerlendirilirse
bir mutabakata varlabileceini
ifade ettik. Bir durum deerlendirmesi yaptk. Yeni bir öneri
yok. Dünkü noktadayz” diye
konutu.
Q TÜRK-’e bal içiler, “toplu
i sözlemesi görümelerinde
taleplerinin kabul edilmedii”
gerekçesiyle AK Parti Genel
Merkezi’ne yürüdü. Çalma
ve Sosyal Güvenlik Bakanl
önünde toplanan içiler, alk
ve slklarla, Hükümet’i protesto
eden sloganlar atarak Eskiehir
yolundan yürüyüe geçti. Yolu
101
zaman zaman trafie kapatan
içiler, AK Parti Genel Merkezi önünde topland. TÜRK-
Genel Bakan Mustafa Kumlu, içilere yapt konumada,
“Sözlemenin masada bitirilmesi için elimizden gelen gayreti
sürdüreceiz.
Efendiliimizi
koruyacaz. Ancak ensemizde boza piirtmeyeceiz” dedi.
TÜRK- Genel Tekilatlandrma Sekreteri ve Türk Metal
Sendikas Genel Bakan Pevrul
Kavlak da “Krize kar duyarsz
olduumuz düünülemez. 2001
krizinden bu ülkeyi daha çok
çalarak, daha uzun çalarak
ve daha verimli çalarak çkaran bizleriz. 2001 krizinden bu
tarafa da gelien ekonomiden
pay alamayan, ücretleri enflasyona yenik düen, artrlan vergi
ve sigorta primleri ile ücretleri
kua çevrilen de bizleriz. Geli-
nen noktada TÜRK- taleplerini daha yüksek sesle dile getirebilmek amacyla bir dizi eylem
karar almtr. Bugün burada
bu eylemin birincisini gerçekletirmekteyiz.
Eylemlerimiz
uyar niteliindedir ve taleplerimiz kabul edilinceye kadar
devam edecektir. Edilmezse de
grev silahmz kullanacamz
açktr.”
4 Temmuz 2009
Q Sigortal isizler ile Türkiye Kurumuna kaytl dier isizlere
yönelik planlama ve aratrma
çalmalar kapsamnda harcanacak giderlerin yllk miktar,
isizlik sigortas fonuna aktarlan devlet paynn yüzde 50’sine
çkarld. Bakanlar Kurulunun
konuya ilikin karar, Resmi
Gazete’de yaymland. Kararla,
sigortal isizler ile Türkiye Kurumuna kaytl dier isizlere
yönelik i bulma, danmanlk
hizmetleri, mesleki eitim, i
gücü uyum ve toplum yararna
çalma hizmetleri ile i gücü piyasas aratrma ve planlama çalmalar kapsamnda yaplacak
giderlerin yllk miktar, 2009
ve 2010 yllar için isizlik sigortas primi olarak bir önceki yl
içinde sizlik Sigortas Fonu’na
aktarlan devlet paynn yüzde
50’sine çkarld.
Q çi ve Ba-Kur emekli aylklarna 6 aylk enflasyon dorultusunda bu ay yüzde 1,83 zam
yaplacak. Zamla birlikte en düük içi emeklisi ayl yaklak
11 TL artla 632 TL, en düük
Ba-Kur emekli ayl yaklak 5 TL artla 310 TL olacak.
Yln ilk yarsndaki enflasyon
orannn açklanmasyla içi ve
Ba-Kur emeklilerinin aylkla-
rna bu ay yaplacak zam oran
da belli oldu. Buna göre, içi ve
Ba-Kur emekli aylklarna, yln
ilk yarsnda ortaya çkan yüzde 1,83’lük enflasyon orannda
zam yaplacak. Artla birlikte
en düük içi emeklisi ayl
11,36 TL artla 621,24 TL’den
632,60 TL’ye yükselecek. BaKur emeklilerinde ise en düük
aylk 5,57 TL’lik artla 304,79
TL’den 310,36 TL’ye çkacak.
6 Temmuz 2009
102
Q TÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu, maksatlarnn “grev,
ülkeyi skntya sokmak, eylem
olmadn” ifade ederek, “Toplu i sözlemesinin yine masada
bitirilmesine açz” dedi. Babakan Recep Tayyip Erdoan’n
toplu i görümeleri sürecindeki “greve gitme” konusundaki sözlerini anmsatan Kumlu,
“Müzakereler devam ederken
biz elimizden gelen gayreti, çabay masada bitirmek üzere gözden geçirip deerlendirirken,
zannediyorum bir yanl bilgilendirmeden dolay ansz bir
açklama yaptlar. ‘Buyursunlar
gitsinler greve’ diyerek... Bizim
maksadmz grev, ülkeyi skntya sokmak, eylem deil. Bizim
maksadmz masa banda bitirmek ama bitmiyorsa oturup tekilatlarmla neden bitmediinin
sebeplerini aratrp kararmz
vermek” diye konutu.
Q TÜRK- tarafndan hazrlanan
raporda, “çalanlar enflasyona
ezdirmedik” söyleminin, asgari ücret örneinde görüldüü
gibi doru olmad savunuldu.
Raporda, “Ekonomide yaanan
kriz gerekçe edilerek bata çalanlar olmak üzere tüm dar ve
sabit gelirli kesimlerin gelirleri
yine geriletilmek istenmektedir” denildi.
7 Temmuz 2009
Q TÜRK-’e bal sendikalara
üye içiler 1 saatlik “Çalmama Hakkn Kullanma” eylemi
gerçekletirdi. Kamu toplu i
sözlemesi görümelerinin anlamazlkla sonuçlanmas üzerine, TÜRK-’in ald 1 saatlik,
“Çalmama Hakkn Kullanma” eylemi kamu i yerlerinde
uyguland. Sabah saatlerinde i
yerlerine giden içiler, mesaiye
balamad. yerleri önünde
açklamalar yaplarak, talepleri
içeren sloganlar atld. Eylemlerde, konfederasyonun taleplerinin kabul edilmemesi nedeniyle hükümet protesto edildi.
Eylemin Ankara ayanda içiler, TEDA Genel Müdürlüü
önünde topland. çiler burada,
“, ekmek yoksa bar da yok”,
“Hükümet arma, sabrmz tarma”, “Vur, vur inlesin,
hükümet dinlesin” eklinde
sloganlar att. Konumasnda,
“ekmek mücadelesinde kendilerine destek veren içi ve memur
konfederasyonlarna teekkür
eden TÜRK- Genel Bakan
Mustafa Kumlu, “Evet, bu mücadele ekmek mücadelesidir.
Yani eve giren parann, sofraya
konan yemein mücadelesidir.
Çocuklarmz okula gönderebilmenin, hastalarmza ilaç alabilmenin, ev kiras ödeyebilmenin, gaz alabilmenin, elektrik,
su faturalarn ödeyebilmenin
mücadelesidir” dedi.
Q 2009 ylnda süresi biten ve
300 bin içiyi ilgilendiren kamu
toplu i sözlemeleriyle ilgili
olarak TÜRK-/Hükümet arasnda sürdürülen görümeler
anlamayla sonuçland. Buna
göre, 2009’un ilk 6 aynda yüzde 3, 2009’un ikinci 6 aynda
yüzde 4,5 art yaplacak. 1100
TL’nin altndaki ücretlere 1100
TL’yi amamak kaydyla 60
TL zam iyiletirme öngörüldü.
2010 ylnda ise birinci yaryl
için yüzde 2,5, ikinci yaryl
için de yüzde 2,5 zam yaplacan bildirildi. Enflasyon orannn belirtilen zam oranlarnn
üzerinde olmas halinde aradaki fark oran kadar ayrca zam
yaplacak.
8 Temmuz 2009
Q Türkiye çi Emeklileri Dernei
(TED), içi ve Ba-Kur emeklilerine yln ikinci yars için yüzde 1,83 zam yaplacann belli
olmasnn ardndan Babakan
Recep Tayyip Erdoan’a mektup gönderdi. TED adna Genel
Bakan Kazm Ergün imzas ile
Babakan Erdoan’a gönderilen mektupta, ülkeyi etkileyen
ekonomik krizin faturasn en
ar ekilde ödeyen kesimlerin
banda, geçinmekte zorlanrken iini kaybeden çocuklarna
da bakmak durumunda kalan
emekliler ile onlarn dul ve yetimlerinin geldii ifade edildi.
9 Temmuz 2009
Q TÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu, Cumhurbakan
Abdullah Gül’ün 5920 sayl
Kanunu, özel istihdam bürolarnn kurulmasna ilikin hükmünün bir kez daha görülmesi
için TBMM’ye iade etmesinin
“memnuniyet” verici olduunu
bildirdi.
17 Temmuz 2009
Q Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanlnn verilerine göre, son
alt ayda sendikal içi says
yüzde 0,9 orannda artt. Kaytl 5 milyon 398 bin 296 içinin
yüzde 59,88’i sendikalara üye
bulunuyor. Bakanln, i kolla-
rndaki içi saylar ve sendikalarn üye saylarna ilikin teblii, Resmi Gazete’de yaynland.
Teblie göre, kaytl 5 milyon
398 bin 296 içiden 3 milyon
232 bin 679’u (yüzde 59,88)
sendikalara üye durumda. Sendikal içi oran en son yaymlanan Ocak 2009 istatistiklerine
göre yüzde 0,9 artt. Ocak 2009
rakamlarna göre, 5 milyon 434
bin 433 olan kaytl içi says
ise 36 bin 137 azald. TÜRK-’e
bal 33, DSK’e bal 8, Hak’e bal 7 ve bamsz 3 sendika, Toplu Sözlemesi, Grev
ve Lokavt Kanunu’nun arad
çounluu salayarak toplu i
sözlemesi yapabilme hakk kazand.
18.07.2009
Q Türkiye Gazeteciler Sendikas (TGS), ATV ile Sabah gazete
ve dergi gruplarnn bal olduu Turkuvaz iletmesine ait
stanbul’da Balmumcu ve Sefaköy, Ankara’da ise Balgat i yerlerinde 13 ubat 2009 tarihinde
balayan grevin, 154. gününde
stanbul 2. Mahkemesi’nin kararyla durdurulduunu bildirdi. TGS Yönetim Kurulu’ndan
yaplan açklamada, mahkemenin durdurma kararnn sadece stanbul ve Ankara’daki 3 i
yerini kapsad, dier 6 ildeki
i yerlerinde devam eden grevi
etkilemedii vurguland.
21 Temmuz 2009
Q Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanl, “u an için kdem tazminat fonu kurulmasna yönelik bir kanun tasla çalmas
bulunmadn” bildirdi. Bakanlktan yaplan yazl açklamada,
bugün baz basn yayn organla-
rnda Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanlnca “Kdem Tazminat Fonu Tasla” hazrlanarak,
görü almak için bakanlklara
gönderildii yönünde haberler
yer ald belirtildi. Haberin,
bir milletvekilinin soru önergesine verilen cevaptan alnd
kaydedilen açklamada, “Bakanlmzca verilen cevapta,
Kdem Tazminatyla ilgili 2004
ylnda yaplan çalmalarn
anlatlmtr. Kdem tazminat
konusu son olarak ‘Üçlü Danma Kurulu’nda, sosyal taraflarla
deerlendirilmitir. u an için
Kdem Tazminat Fonu kurulmasna ilikin bir kanun tasla çalmas bulunmamaktadr”
denildi.
29 Temmuz 2009
Q Çalma ve sosyal Güvenlik
Bakan Ömer Dinçer, içi ve
103
iveren
konfederasyonlarnn temsilcilerinin katlmyla
Çalma ve Sosyal Güvenlik
Bakanl’nda gerçekletirilen
Üçlü Danma Kurulu toplantsndan sonra gazetecilere
açklamalarda bulundu. 2821
ve 2822 sayl Kanunlarla ilgili olarak “ILO tarafndan kendilerine yöneltilen eletiriler
olduunu” ifade eden Dinçer,
çalmalarn teknik heyetler düzeyinde devam edeceini ve bir
sonraki toplantnn 2 Eylül’de
yaplacan söyledi.
31 Temmuz 2009
104
Q Türkiye çi Emeklileri Dernei
(TED), Cumhurbakan Abdullah Gül’den, içi ve Ba-Kur
emeklileri ile memur emeklilerinin gelir ve aylklarna yaplan
artlarda eitliin salanmas
için destek istedi. TED Genel
Bakan Kazm Ergün ve Genel
Bakan Yardmcs Gazi Aykr
imzasyla Cumhurbakan Gül’e
gönderilen mektupta, uzun yllar prim-vergi ödeyerek çalan
ve yallk aylna hak kazanan
kesimlerin en büyük grubu olan
içi emeklilerinin gelir ve aylklarndaki yetersizliklere bir türlü çözüm bulunamad ifade
edildi.
9 Austos 2009
Q TÜRK- Genel Bakan Mustafa Kumlu, “kamu kesiminde
oluturulmu iftihar edilebilecek tek fonun sizlik Sigortas
Fonu olduunu” ifade ederek,
“Fondaki para büyüdükçe iverenler ve hükümet fona göz diker hale gelmitir. Fondaki para
içinin parasdr” dedi. Kumlu,
yapt açklamada, 2008 ylnda 5763 sayl Kanun ile Hükümet, fondan 1 milyar 300 milyon TL’yi hazineye aktardna,
ayrca 2009-2012 yllarnda fon
tarafndan tahsil edilecek nema
gelirlerinin dörtte birini de bütçeye gelir olarak öngörüldüünü eletirerek, 5921 sayl Kanun ile 2009 ve 2010 yllarnda
fonun nema gelirlerinin dörtte
üçünü bütçeye aktarlmas ile
fonun ilkelerine aykr düzenlemeler yapldna dikkat çekti.
13 Austos 2009
Q Türkiye Kamu-Sen, toplu görümeler öncesi ek ödemelerin 110
TL artrlmasn, tüm kamu görevlilerine net 200 TL seyyanen
zam yaplmasn ve toplu görüme priminin 50 TL’ye çkarlmasn talep etti. Konfederasyon
Genel Bakan Bircan Akyldz,
bal sendikalarn genel bakanlaryla Türkiye Kamu-Sen Genel
Merkezi’nde düzenledii basn
toplantsnda, toplu görümelere ilikin taleplerini öyle açklad: Mali haklar konusundaki
talebimiz, ek ödeme oranlarna
21 puan eklenmek suretiyle eski
ad denge tazminat olan ek ödemelerin 110 TL artrlmas, tüm
kamu görevlilerinin maalarna
200 TL net seyyanen zam yaplmas ve sendika üyesi kamu görevlilerine ödenen 10 TL toplu
görüme priminin 50 TL’ye çkarlmasdr.” Akyldz, Türkiye
Kamu-Sen’in 2010’da kamu görevlilerine uygulanacak zam ve
tazminatlar konusundaki mali
talebinin ek ödeme almayan,
sendika üyesi olmayan bir memur için 200 TL, sendikal memurlar için 240 TL olduunu
bildirdi.
15 Austos 2009
Q Kamu görevlilerinin mali ve
sosyal haklarnn belirlenecei
toplu görümeler, Devlet Bakan Hayati Yazc ile memur
konfederasyonlarnn
genel
bakanlarnn katld oturum
ile balad.
19 Austos 2009
Q Kamu veren Kurulu ile memur
sendikalar arasnda yürütülen
toplu görümelerin 2. turu balad. Devlet Bakan Hayati Yazc bakanlnda, Babakanlk
Merkez Bina’da gerçekletirilen
toplantya, Kamu veren Kurulu üyeleri, Türkiye Kamu-Sen
ve Memur-Sen heyetleri katlyor. KESK ise “grevli toplu sözleme hakknn konuulmad
müzakerelere”
katlmayaca
açklamasnn ardndan 2. tur
görümelerinde yer almyor.
20 Austos 2009
Q Kamu veren Kurulu ile memur sendikalar arasndaki toplu görümelerin 3. turu balad.
Devlet Bakan Hayati Yazc bakanlnda Babakanlk Merkez
Bina’da gerçekletirilen toplantda 11 hizmet kolundaki sorunlar ele alnacak.
21 Austos 2009
Q Kamu veren Sendikalar ile
memur sendikalar arasnda
yürütülen görümelerden sonuç alnamad. Konfederasyon
temsilcileri, bu yaklam ile uzlamann salanamayacan belirterek, durum deerlendirmesi
yapacaklarn söyledi.
26 Austos 2009
Q TÜRK-’in verilerine göre,
Ekim 2008-Temmuz 2009 dönemindeki 10 ayda, “ekonomik
kriz gerekçesiyle” konfederasyona bal sendikalara üye 40
bin 755 içi iten çkarld, 44
bin 340 içi de ücretsiz izne
çkarld. TÜRK-’in, ekono-
105
mik krizin içilere yansmasn
izlemek amacyla oluturduu
“Emek Masas”, ekonomik krizin ülkeye etkilerinin ortaya
çkt Ekim 2008’den, geçen
aya kadar yaanan gelimeleri
deerlendiren bir raporu yaynland.
Q Memur-Sen Genel Bakan Ahmet Gündodu, Merkez Bankasnn 2010 ylna yönelik enflasyon hedefinin ortalama 5.3
olduuna iaret ederek buna
karlk Kamu veren Kurulunun sunduu 2 art 2’lik teklifin
enflasyon hedefinin bile gerisinde kaldn söyledi.
28 Austos 2009
Q Hükümet ile memur sendikalar
konfederasyonlar arasnda yürütülen toplu görümelerde anlama salanamad ve taraflar
arasnda uyumazlk tutana
imzalanaca örenildi. Konfederasyon yetkililerinden alnan
bilgiye göre hükümetin gelecek
yl memur maalarna yüzde
2,5 art 2,5 oranndaki teklifi
memur konfederasyonlarnca
kabul edilmedi. Taraflarn mali
konular dndaki uzlama maddelerinin yer alaca uyumazlk
tutana imzalanaca bildirildi.
29 Austos 2009
Q KESK Genel Bakan Sami Evren, “Toplu görüme sürecinin
hakllklarn bir kez daha ortaya koyduunu, toplu görümelerin tam bir fiyaskoya dönütüünü” ileri sürdü. Toplu
görüme sürecini protesto eden
KESK üyeleri, grevli toplu i
sözlemesi talebini dile getiren
pankartlar tayp slogan atarak
Mithatpaa Köprüsü’nden Yüksel Caddesi’ne kadar yürüdü.
Burada grup adna açklama yapan Evren, toplu görümelerin
sohbet toplantlar olarak geçtiini, toplu i sözlemesi gündemli oturumun 2004 mutabakat metninde verilen sözlerin
gerisine dütüünü savundu.
Q Hükümetin memur maalarna gelecek yl yüzde 2,5 art
2,5 zam yaplmas teklifiyle en
düük memur maa 1 Ocak
2010’da 25,47 lira artarak
1044,29 liraya ulaacak. Türkiye Kamu-Sen AR-GE Merkezi,
hükümetin gelecek yl memur
maalar için sunduu zam teklifinin maalara yansmas konusunda sosyal yardmlarn darda tutulduu bir hesaplama
yapt. Buna göre, yüzde 2,5’lik
zam teklifiyle memur maalar 1
Ocak 2010’da itibaren yln ilk
yars için 25,47 ile 115,26 lira
arasnda artacak.
Dünyadan Sendikal Haberler
Burak EKMEKÇOLU
[email protected]
Dünya Gençlik Günü:
Yeil (çevreci) stihdam
- Mücadelemiz ve
Geleceimizdir
Birlemi Milletler Genel Kurulunun da beyan ettii üzere 12 Austos
2009 ‘Sürdürülebilirlik mücadelemiz
ve geleceimizdir’ temas altnda,
Dünya Gençlik Günü olarak kutland.
106
Söz konusu günde Uluslararas
Sendikalar Konfederasyonu ITUC ve
Gençlik Komitesi günümüz gençlerinin sürdürülebilir ve insan onuruna
yakr iler için mücadele etmesinden
ötürü, iklim deiiklii ve yeil (çevreci) istihdam konularna daha fazla
ehemmiyet gösterme karar ald.
Bilindii üzere iklim deiiklii
insanln yüzletii en temel çevresel sorun. klim deiiklii sonucunda kuraklk, su basknlar, scak ve
souk dalgalanmalar gibi olaand
hava olaylar meydana geliyor. klim deiiklii, çölleme ve erozyon
sürecini ciddi anlamda hzlandrd
kadar, çevresel sistemde geri çevrilemez bir takm deiikliklere neden
oluyor ve biyolojik çeitliliin kaybedilmesine yol açyor. klim deiikliinin gda ve su kaynaklar, bulac
hastalklar üretim ve tüketim süreci
üzerindeki etkileri genç insanlarn
yaamlarn da dorudan etki ediyor.
Öte yandan iklim deiiklii yine
istihdam etkilediinden, zaten dierlerine göre daha fazla risk altnda
bulunan gençler bundan daha fazla
zarar görüyor.
klim sorunun ciddilemesi tüm
dünyay dorudan etkiliyor ancak
söz konusu etki ilk darbesini en savunmasz ve en yoksul olana vuruyor. Gezegenimiz gelecek nesiller
için yaanmas daha güç bir yer haline dönüüyor.
Nesiller aras dayanma iklim deiiklii sorununu çözmede anahtar
rol oynuyor. Günümüzde iklim deiikliinin bizlere ödettii bedellerin
adaletsiz bir biçimde datlmas yine
en savunmasz vuracak, hali hazrda
içinde bulunduklar kritik durumun
daha da ciddilemesine yol açacak.
Bugün karlatmz deiikliklerden ders almadan düük karbon salnmna sahip bir ekonomiye doru
gidemezsek, yarna ilikin geçim
beklentilerimiz ve umudumuz yok
olacak.
Genç sendikaclar daha adil, insan haklar ve de sendikal haklara
sayg gösteren çevreye daha duyarl
bir toplumun olumas için gerekli
çözümün bir parças olmak istiyorlar. Gençler gerek dayanma gerekse
de gelecekteki ihtiyaçlarmzn bugünden koruma altna alnmasnn
arzusu içerisindeler.
Düük karbon salnml ekonomiye geçi süreci içerisinde zayf ve
savunmasz olanlara destek verilmesi
ayn zamanda da yeni birtakm istihdam olanaklarna imkân verecek
sürdürülebilir ve yeil bir ekonominin oluturulmas konusuna dikkat
çekiyorlar.
OECD ve TUAC: Emeklilik
aylklarnn güvence altna
alnmas, küresel iyilemenin
merkezindedir
Ekonomik Kalknma ve birlii
Örgütü OECD ve Sendika stiare
Komitesi TUAC küresel iyilemenin
merkezine emekli aylklarnn güvence altna alnmas öesini koydu.
Sendika
stiare
Komitesi
TUAC’n OECD bünyesinde düzenledii emekli aylklar konulu toplantda OECD ülkelerinden sendika yöneticileri emeklilik güvencesi ve insan
onuruna yakr, adil ve tahmin edilebilir emekli aylklarnn ekonomik
iyileme planlarnn tam merkezine
konulmas gerektiini ifade ettiler.
OECD’nin etkin bir emeklilik sis-
teminin sosyal açdan bir gereklilik
olmasnn yan sra ekonomik krize
kar verilmesi gereken bir cevap olduunu ifade etmesi ebetteki güven
tazeleyici bir durum.
TUAC’n toplantya davet ettii
OECD temsilcileri emeklilik sisteminin zayflamasnn ekonomik krize
kar verilecek hassas bir cevap olmayacan ifade ettiler. OECD ulusal emeklilik sistemlerinin içinde bulunduumuz ekonomik istikrarszlk
döneminde kesintiye uratlmasnn
dengeleri daha da bozacan belirtti. Özellikle u an doan neslin gelecekte yüksek oranda emekli insan
temsil edecei düünüldüünde bu
insanlarn hepsinin emeklilii tehlike altna girmekte. OECD yetkilileri eer salam bir emeklilik sistemi
oluturulmaz ise yoksulluun geni
ölçekte yaylmasndan endie ettiklerini belirttiler.
Havaalan güvenlik
görevlileri toplu pazarlk
haklarna bir adm daha
yaklat
Havaalan güvenlik görevlilerini örgütleyen Amerikan sendikalar kendilerine toplu pazarlk hakk
verecek olan yasann geliini kutluyorlar. Bagaj güvenlik görevlileri
ile tamaclk sektöründeki dier
güvenlik yetkililerinin sendika üyesi olma haklar zaten vard. Birçou
da ya Amerikan Devlet Memurlar
Federasyonu’na (AFGE) ya da Hazine Çalanlar Sendikas’na üyeler.
Ancak imdiye dek söz konusu sendikalarn üyeleri adna toplu pazarlk yapma haklar yoktu. Konuyla
ilgili yasa tasla Anayurt Güvenlii
Komisyonu’ndan baaryla geçti ve
imdi de Parlamento ile Hükümet
Reform Komisyonu’nun gözetimine
sunuldu. Sonuçta yasa daha tarihi
belli olmamasna ramen Mecliste
onaylanarak yürürlüe girecek.
Bakan Obama konuya ilikin
AFGE’ye yazd mektupta, tamaclk sektörü güvenlik elemanlarnn
toplu pazarlk hakk elde etmeleri
ve iyeri güvenliine ilikin haklara
kavumalarnn kendi yönetimi için
bir öncelik olduunu belirtti. Tamaclk sektörü güvenlik elemanlarnn adil olmayan kurallar altnda
çaltrlmas ve iyeri güvenliinden
yoksun braklmalarnn bu kiilerin
ilerini yapmalarn güçletirdiini
ifade etti.
Söz konusu yasa tasla tamaclk sektörü güvenlik elemanlarna
toplu pazarlk hakk tanrken ayn
zamanda performansa dayal ücret
sistemini de ortadan kaldryor. Bu
sayede çalanlar Federal Hükümetin
büyük bölümünde uygulanan genel
tarife sistemi üzerinden ücretlendirilecekler.
Amerika Birleik
Devletleri’nde salk reformu
Bakan Obama 1 Temmuz’da Virginia eyaletinde yapt toplantda
salk reformunu açklad. Obama
mevcut Amerikan salk sisteminin
çürüdüünü ve artk savunulmas imkânsz bir hal aldn söyledi.
Obama salk sigortas primlerinin
son 9 ylda ücretlerden 3 kat daha
hzl arttn ifade etti. Her ne kadar reform masraf yüksek olsa da,
bu alanda bir faaliyet yapmamann
bedeli çok daha ar olacan vurgulayan Bakan Obama, eer imdi bir
ey yaplmazsa, gelecek on yl içerisinde kazanlan her 5 dolarn 1 dolarnn salk harcamalarna gidecei
uyarsn yapt. u an salk sigortas
bulunanlar bile hali hazrda tazmin
edilmemi bakma ait ekstra prim
ödemesi yapyorlar.
Obama bu konuda halen primleri
iveren tarafndan ödenen özel salk sigortasndan yararlanan kiilerin
bundan yararlanmaya devam etmeleri için ortak bir çözüm önerisinde
bulundu. Obama ayrca herkesin
yararlanabilecei, ulalabilir temel
düzeyli bir salk bakm paketinin
oluturulmas teklifinde bulunacak.
Çözümü bedeli elbette ki ar ancak daha aklc bir harcama ve sa-
lk sorunlarnn daha etkin biçimde
önlenmesi tasarruf etmenin yan sra
reformun finanse edilmesine katk
salayacak. Düzenli check-up hizmeti vermek vergi mükellefinin zaten
ödemekle yükümlü olduu acil servis giderlerinden daha düük olacak.
Avustralya’daki sendikalar
yerel konseylere su
tesislerine eriimi
kolaylatrmalar çarsnda
bulundu
Kamu
Hizmetleri
Enternasyonali’ne üye Avustralya Hizmet Sendikas (ASU) ülke genelindeki yerel
konseylere mevcut su kaynaklarna
kamu eriimini kolaylatrmalar konusunda çarda bulundu. Böylelikle
halkn ielenmi suya daha az baml olmas salanacak.
Perakende satlar araclyla
salanan su tedariki plastik ielerin
üretimi ve nakliyesi neticesinde doaya zarar vermekle kalmyor ayn
zamanda ielemenin yapld bölge
halkna da zarar veriyor.
ASU’dan yaplan açklamada ielenmi suyun nakliyesine ücret ödemenin bir anlam olmad, üstüne
üstlük bu tür sularn marka ibaresi
yüzünden plastik üretimi neticesinde
karbon salnmn artrarak çevreye
zarar verdii ifade ediliyor. Plastik
su ieleri Avustralya’da önemli derecede kayg uyandryor. Bunun
nedeni sadece çevreye verdikleri zarar deil, yüksek standartl yerel sulardan faydalanmay engellemeleri.
Avustralya’daki yerel sular yine yerel
yönetimler, devlet yönetimi ya da
devlet iktisadi teekkülleri tarafndan
tedarik edilmek suretiyle dorudan
bir kamu hizmeti olarak halkn kullanmna sunuluyor. Plastik ieleri
yenmek için yerel hükümet konseyleri alveri merkezleri, kamuya açk
tesisler ve parklara su kaynaklar
kurmak suretiyle halkn yerel sulardan ücretsiz olarak faydalanmalarn
salyorlar.
Guatemala’da ilevsiz
bir igücü adaleti hüküm
sürüyor
ITUC’a üye Guatemala’daki sendikalar ülkedeki adalet sistemi ve buna
bal olarak i kanunlarnda yolsuzluk ve dokunulmazlklarn olduu,
sistemin özerk bir biçimde ilemedii
gibi ciddi iddialarda bulundular.
Geçtiimiz
ubat
aynda
Guatemala’y ziyaret eden ILO heyeti
de ülkede mevcut adalet sistemi ve
hükümetin bamsz hareket etmediine dair birtakm belirtiler tespit
ettiklerini dile getirmi, bu konudaki
endielerini ifade etmilerdi. Ülkedeki en büyük sendika federasyonlarndan biri olan MSICG bir süredir
gerek ulusal gerekse de uluslararas
düzeyde mevcut adalet sistemi ve kanunlarn ilevsizliine ilikin ikâyetlerde bulunmaktayd.
ITUC’a gelen ikayetler arasnda
hâkimler ile sulh hakimlerinin verdikleri kararlar arasnda bir uyum
bulunmad, söz konusu kararlarn
uluslararas kanun ve sözlemeler ile
badamad, ücret anlamazlklarna ilikin yarglama usullerinde 23
yla kadar varan gerekçesiz bir takm
gecikmeler olduu, ister örgütlenme
hakkndan istifade etsinler, isterse de
haklarn talep etsinler üzerinde içilerin isimleri yazl tehdit listelerinin yasal birtakm yaplar tarafndan
tanzim edildii ve datld, yasal
makamlarn endüstri ilikilerine ait
davalara pasif yaklamalar neticesinde bu davalarn genel anlamda baarszlkla sonuçland gibi balklar
mevcut.
ITUC Guatemala Hükümetinden yarg sistemini temizlemesi için
acil olarak toplu biçimde harekete
geçmesini istedi. ITUC’den konu
hakknda yaplan uyarda, bir ülkenin güvenilir ve de salam bir adalet sistemi olmadan ileyebilmesinin
mümkün olmad, i kanunlarna,
özellikle de örgütlenme özgürlüüne
sayg duymann hayati önem tad
ifade edildi.
107
ÇNN KTAPLII
ALPASLAN IŞIKLI’YA ARMAĞAN
Mülkiyeliler Birlii Vakf Yayn
Temmuz 2009
Prof. Dr. Alpaslan Ikl, akademik yaama girdii 1961
ylndan bu yana, emekten ve emekçiden yana olan tavryla
özellikle sendikal camiada yakndan tannyor. Yaamnn çok
önemli bir ksmn sendikal alanda yapt çalmalar ve verdii eitimlerle geçiren Ikl, AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden
geçtiimiz yl emekli oldu. Üyesi olduu Mülkiyeliler Birlii
Vakf, Ikl için bir “Armaan Kitap” hazrlatt. Örencileri
Hasan Tahsin Benli, Yldrm Koç ve Serdar ahinkaya tarafndan hazrlanan kitap, Ikl’nn akademik geçmiini, özyaamöyküsünü ve eserlerini içerdii kadar, ayn zamanda, çalma yaamna k tutacak birçok bilimsel makaleyi de içeriyor.
Ikl’nn dostlarna, örencilerine ve konuya ilgi duyanlara
öneririz.
108
100 SORUDA
KÜRESEL KRİZ VE TÜRKİYE
Mustafa Sönmez
Alan Yaynclk
Nisan 2009
ktisatç Mustafa Sönmez Türkiye’yi de içine alan ekonomik krizin ortaya çk nedenlerini, bu krizin sonuçlarn,
Türkiye’nin kriz içindeki yerini, Türkiye’nin kendi krizi ile
küresel krizin birlemesini, Türkiye’nin krizinde yerel yönetimlerin yerini, Merkez ülkeler ve çevre ülkeler balantsn ve
krizden çk önerilerini anlatyor.
100 soruya verilmi 100 cevaptan oluan kitab batan sona
okuyabileceiniz gibi, sizin de sorunuz olan sorularn cevaplarn seçerek okumanz da mümkün. Yaadmz krizi bir bütün
halinde görebilmek ve anlayabilmek için okunmasn tavsiye
ediyoruz.
BAYRAMINIZ
KUTLU OLSUN
Bayramlar sevincin ve mutluluun ulusça
paylald, barn ve kardeliin egemen olduu,
dargnlarn bart, birliin ve dayanmann
pekitirildii kutsal günlerdir.
TÜRK- topluluu adna, bu bayramn tüm
insanla bar ve mutluluk, ülkemize huzur ve refah
getirmesini diliyoruz.
Tüm halkmzn ve üyelerimizin bayramn
candan kutluyoruz.
Sayglarmzla.
TÜRK- Yönetim Kurulu
TÜRK-‹ ve BALI SEND‹KALAR
TÜRK-‹
18
DOKGEM‹-‹
14
Genel Bakan: H. NEC‹P NALBANTOLU
Pirimehmetpaa Mah. Kumbarahane Cad. No. 58 Kat: 2-3
Tel: (212) 369 73 90 (pbx) • Faks: 369 73 93 Beyolu / ‹ST.
TÜRK‹YE YOL-‹
Genel Bakan: RAMAZAN AAR
Sümer 1 Sok. No. 18 K›z›lay / ANKARA
Tel: (312) 232 46 87-95 • Faks: (312) 232 48 10
15
19
TES-‹
Genel Bakan: MUSTAFA KUMLU
Meriç Sok. No. 23 Betepe / ANKARA
Tel: (312) 212 65 10 (20 Hat) • Faks: (312) 212 65 52
16
20
TEZKOOP-‹
Genel Bakan: GÜRSEL DORU
Mebusevler Mah. ller Sokak No: 7 Tandoan / ANKARA
Tel: (312) 213 34 44 (pbx) • Faks: (312) 213 34 30
17
21
TARIM-‹
Genel Bakan: BEDRETT‹N KAYKAÇ
Bankac› Sokak No. 10 Kocatepe / ANKARA
Tel: (312) 419 04 56 (6 Hat) • Faks: (312) 419 38 47
01
1
ORMAN-‹
Genel Bakan: BAK YÜKSEL
Özveren Sokak No. 19 Maltepe / ANKARA
Tel: (312) 229 10 56-57-58-59 • Faks: (312) 229 21 15
01
2
TÜRK‹YE MADEN-‹
Genel Bakan: SMAL ASLAN
Strasburg Cad. 7/4-5 S›hhiye / ANKARA
Tel: (312) 231 73 55-56-57 • Faks: (312) 229 89 31
02
3
GENEL MADEN-‹
02
Genel Bakan: RAMS MUSLU
Mithatpaa Mah. Nizam Cad. emsi Denizer Sk. No. 18
Tel: (372) 251 44 77 • Faks: (372) 253 66 35 ZONGULDAK
22
TÜRK KOOP-‹
Genel Bakan: EYÜP ALEMDAR
Özveren Sokak No. 6 Maltepe / ANKARA
Tel: (312) 230 08 55 - 229 44 80 • Faks: (312) 229 58 36
17
4
PETROL-‹
03
Genel Bakan: MUSTAFA ÖZTAKIN
Altunizade Mah. Kubak›› Sok. No. 25 Üsküdar / ‹STANBUL
Tel: (216) 474 98 70 (10 Hat) • Faks: (216) 474 98 67 - 474 92 38
23
TÜMT‹S
Genel Bakan: KENAN ÖZTÜRK
‹nkilap Cad. No. 35/1-2 Aksaray / ‹STANBUL
Tel: (212) 530 07 43 • Faks: (212) 588 26 20
18
5
TEKGIDA-‹
Genel Bakan: MUSTAFA TÜRKEL
4. Levent Konaklar Sokak Levent / ‹STANBUL
Tel: (212) 264 49 96-97-98 • Faks: (212) 278 95 34
04
24
DEM‹RYOL-‹
Genel Bakan: ERGÜN ATALAY
Necatibey Cad. Sezenler Sok. 5 ANKARA
Tel: (312) 231 80 30-31 • Faks: (312) 231 80 32
19
6
EKER-‹
Genel Bakan: ‹SA GÖK
Karanfil Sokak No. 59 Bakanl›klar / ANKARA
Tel: (312) 418 42 73-74 • Faks: (312) 425 92 58
05
25
TÜRK‹YE DEN‹ZC‹LER
Genel Bakan: TURAN UZUN
R›ht›m Cad. Denizciler Sok. No. 7 Tophane / ‹STANBUL
Tel: (212) 292 90 81 (7 Hat) • Faks: (212) 244 52 21
20
7
TEKS‹F
Genel Bakan: NAZM IRGAT
Ziya Gökalp Cad. Aydomu Sok. No. 1 ANKARA
Tel: (312) 431 21 70-71-72-73 • Faks: (312) 435 78 26
06
HAVA-‹
Genel Bakan: AT‹LAY AYÇ‹N
‹ncirli Cad. Volkan Apt. 68/1-2-3-4 Bak›rköy / ‹STANBUL
Tel: (212) 660 20 95 (5 Hat) • Faks: (212) 571 90 51
21
26
L‹MAN-‹
Genel Bakan: MUZAFFER AKPUNAR
Necatibey Cad. Sezenler Sok. 4/5 S›hhiye / ANKARA
Tel: (312) 231 74 18 • Faks: (312) 230 24 84
22
27
TÜRK‹YE HABER-‹
Genel Bakan: AL‹ AKCAN
Kültür Mah. Yüksel Cad. No. 38 Yeniehir / ANKARA
Tel: (312) 444 1992 • Faks: (312) 434 57 04
23
28
SALIK-‹
Genel Bakan: MUSTAFA BAOLU
Hedef Sok. No. 5 An›ttepe / ANKARA
Tel: (312) 231 80 45 • Faks: (312) 230 23 96
24
29
30
TOLEY‹S
25
Genel Bakan: CEMA‹L BAKINDI
‹nebey Mah. Küçük Langa Cad. No. 16/18 Kat. 3 Bilir ‹ Merkezi
Tel: (212) 530 73 82-585 52 07 • Faks: 530 72 99 Aksaray / ‹ST.
TÜRK HARB-‹
Genel Bakan: AHMET KALFA
‹nk›lap Sokak No. 20 K›z›lay / ANKARA
Tel: (312) 417 50 97-98-99 • Faks: (312) 417 13 64
26
31
TGS
Genel Bakan: ERCAN ‹PEKÇ‹
Bas›n Saray› Kat. 2 Caalolu / ‹STANBUL
Tel: (212) 514 06 94-96 • Faks: (212) 511 48 17
27
32
TÜRK‹YE BELED‹YE-‹
Genel Bakan: N‹HAT YURDAKUL
Necatibey Cad. No. 59 K›z›lay / ANKARA
Tel: (312) 231 83 43-45 • Faks: (312) 232 08 74
28
33
34
TÜRK-SEN
Genel Bakan: ARSLAN BIÇAKLI
A. ehit Mehmet R. Hüseyin Sok. No. 7 Lefkoe / KKTC
Tel: (0.392) 227 24 44 • Faks: (0.392) 228 78 31
35
HÜR-‹
Genel Bakan: YAKUP Ö. LATFOLU
ehit ener Enver Sok. No. 23 Yeniehir - Lefkoe / KKTC
Tel: (0.392) 228 24 56 • Faks: (0.392) 228 64 31
8
9
Bu dergi sendikal içiler tarafndan baslmaktadr.
Genel Bakan: MUSTAFA KUMLU
Bay›nd›r Sokak No. 10 ANKARA Tel: (312) 433 31 25 (4 Hat)
Faks: (312) 433 68 09 - 433 85 80
DER‹-‹
07
Genel Bakan: MUSA SERV
Ali Nihat Tarlan Cad. Erta Sok. No. 4 (Ardil ‹ Merkezi) Kat: 3
Tel: (216) 572 90 50-51-52 • Faks: (216) 572 90 53 Bostanc›/‹ST.
AAÇ-‹
Genel Bakan: MÜRSEL TAÇI
Necatibey Cad. No. 20/22-23 S›hhiye / ANKARA
Tel: (312) 229 53 95 - 229 08 27 • Faks: (312) 231 52 19
08
10
SELÜLOZ-‹
Genel Bakan: ERG‹N ALAN
Ankara Cad. ‹pek Apt. No. 87 ‹ZM‹T
Tel: (262) 321 18 99 • Faks: (262) 321 34 51
09
11
BASIN-‹
Genel Bakan: YAKUP AKKAYA
Han›meli Sokak No. 26/6-7 S›hhiye / ANKARA
Tel: (312) 230 29 08 - 229 85 65 • Faks: (312) 229 43 15
10
12
13
BAS‹SEN
11
Genel Bakan: MET‹N T‹RYAK‹OLU
Altunizade Mah. Kubak›› Cad. No. 15 Üsküdar / ‹STANBUL
Tel: (216) 651 48 60 (8 hat) • Faks: (216) 651 48 38
BASS
Genel Bakan: TURGUT YILMAZ
Sümer 2 Sok. No. 29 Kat. 3 K›z›lay / ANKARA
Tel: (312) 232 50 09-11 • Faks: (312) 231 67 30
11
14
TÜRK‹YE Ç‹MSE-‹
Genel Bakan: RAMAZAN AFAK
Esat Cad. No. 43 Küçükesat / ANKARA
Tel: (312) 419 58 30-34 • Faks: (312) 425 13 35
12
15
KR‹STAL-‹
Genel Bakan: B‹LAL ÇET‹NTA
Sahip Molla Cad. No. 32 Paabahçe Beykoz / ‹STANBUL
Tel: (216) 680 07 10 • Faks: (216) 680 12 02
12
16
TÜRK-METAL
Genel Bakan: PEVRUL KAVLAK
K›z›l›rmak Mah. Eskiehir Yolu 1. km. Söütözü / ANKARA
Tel: (312) 292 64 00 (30 hat) • Faks: (312) 284 40 18
13
17
www.turkis.org.tr