Çocuk Hizmetlerine İlişkin Yurtdışı Raporları
Transkript
Çocuk Hizmetlerine İlişkin Yurtdışı Raporları
Strateji GeliĢtirme BaĢkanlığı Çocuk Hizmetlerine ĠliĢkin Yurt DıĢı Raporları Editör: Doç. Dr. Mustafa CAN Selçuk ÖNCÜL ġubat 2012 15-22.11.2009 ALMANYA- MÜNĠH SEMĠNERLERĠ KATILIM RAPORU Dr. Pelin FEYMĠ Almanya Bavyera Eyaleti Münih ve Ausburg ġehirlerinde ‗Suç ĠĢleyen ve Suç Mağduru Çocuklara yönelik koruyucu ve önleyici çalıĢmalar yapan toplam dokuz kuruluĢ, bir uygulama alanı ziyaret edilmiĢ ve değerlendirmelerde bulunulmuĢtur. Seminere katılan kuruluĢlarla ilgili değerlendirmeler aĢağıda sunulmuĢtur. ALMAN GENÇLĠK ENSTĠTÜSÜ –IJAB 16.11.2009 Alman Gençlik Enstitüsü, üniversiteden bağımsız olarak doğrudan ilgili Bakanlıklara sorumlu olarak, çocuk aile ve gençlik sorunları ile ilgili politika yönelimli ve durum saptayıcı bilimsel araĢtırmalar yapan dernek statüsünde bir kuruluĢtur. ÇalıĢanların çoğunluğunu akademik personelin oluĢturduğu (sosyolog, sosyal pedagog, psikolog vb.) ve 200 kiĢinin görevli olduğu enstitünün finansal desteği Federal Almanya Aile, Kadın ve Gençlik Bakanlığı ile Eğitim ve AraĢtırma Bakanlıklarından ve özel yaptıkları piyasa araĢtırmalarından sağlanmaktadır. AraĢtırma konuları bakanlıklar ve piyasa araĢtırması yaptıracak olan diğer kurum ve dernekler tarafından belirlenmekte ve her dört senede bir rapor oluĢturulmakta, hazırlanan her 3. Rapor daha önceki verileri de içermektedir. Raporlar hazırlanırken Çocuklara ve Gençlere Yardım Yasasında belirlenen konu ile ilgili söz sahibi olan bilim adamları da komisyona katılmaktadır. DEĞERLENDĠRME: Enstitü uygulamaları genel olarak değerlendirilecek olursa; araĢtırmalarda özellikle koruyucu ve önleyici çalıĢmalara önem verilmekte olması, yerelde ve genelde uygulanacak politikalara aktif olarak yön verilmesinin çok önemli olduğu düĢünülmekte ve Türkiye‘de üniversitelere bağlı çalıĢan enstitülerin de benzer yapıda özerkleĢerek toplumsal yapıya yön vermeleri noktasında önemli bir örnek olarak kullanılabilecek bir yapılanma olduğu düĢünülmektedir. MÜNĠH YEREL MAHKEMESĠ 17.11.2009 GENÇLĠK MAHKEMELERĠ Gençlere yönelik ayrı bir hukuk gerektiği inanç ve ihtiyacı üzerine, koruyucu ve önleyici çalıĢmaların ön planda ağırlıklı olduğu ve 14-21 yaĢ arası gençlere yönelik hizmet veren, sabit çocuk hakimleri ve onlara bağlı sabit sosyal pedagogların görev * Sosyolog-SHÇEK Bursa Öztimurlar Bakım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezi Müdür Vekili yaptıkları kurumlardır (Her bir hakim ve sosyal görevli alfabetik sıraya göre kendilerine düĢen harflerde sabit olarak çalıĢmaktadırlar. Böylece hep aynı gençlerle aynı hakim ve sosyal görevlinin karĢılaĢması sağlanmıĢ, bu da hem izlenebilirliği hem de etkililiği ve davaların tamamlanma sürecinin hızlanmasını sağlamaktadır.). Bu sebeple oluĢturulan Gençlik Yasasın da eğitim ve sosyalizasyon düĢüncesi ön planda tutulmaktadır. Gençlik ceza yasası iki yaĢ basamağında kullanılmaktadır: 14-17 yaĢta suçu iĢleyenin iĢlediği suçun bilincinde olup olmadığı en önemli noktadır; 18-20 yaĢta suçun mahiyeti ve iĢlenme sıklığına göre, hangi ceza hukukuna göre hareket edileceğine hakim karar vermektedir. Gence verilecek ceza veya görev sosyal hizmet görevlisinin hazırlayacağı rapor çıkıĢ noktası olarak alınarak belirlenmektedir. Sosyal hizmet görevlisi aile ve çocuk ile görüĢüp raporu hazırlar, Hakim rapor ve gencin durumunun değerlendirilmesi sonucunda kararını verir. Gençler iĢledi suç sonucunda hürriyetten alı konulma Ģeklinde cezalandırılacaklarsa sadece gençlerin bulunduğu tutuklu evlerinde tutulurlar. Bu tutuklama 4 gün olabileceği gibi boĢ zaman tutuklaması da olabilir ki bu tatil günlerinde uygulanır. Suç tekrarlayan bir suç ise bu tutuklama 1-4 hafta arasında olabilir ancak amaç gencin bu süreçte eğitilmesidir. Bu uygulama daha çok suç iĢleyen gencin ceza evinin nasıl bir yer olduğunu anlaması için yapılmaktadır. Gençlik Ceza Yasa‘sında temel ilke gencin suçu tekrar iĢlemesine engel olmaktır. Bu nedenle Mahkeme karar vermeden önce bir eğitim önlemi kullanılabiliyorsa bunu tercih etmektedir. Mesela gence 20 saat sosyal bir kuruluĢta çalıĢması görevi verilir ve genç bunu gerçekleĢtirirse cezalandırılmaz. Gencin davranıĢını değiĢtirmesi için baĢka bir yöntem daha etkili olacaksa bu değiĢtirilebilir. Gençlik davaları kamuya açık olamaz. Anne ve babanın mahkemeye katılmak için baĢvuru yapma hakkı vardır. Eğitim amaçlı önlemlerde temyiz hakkı yoktur. DEĞERLENDĠRME: Gençlik Mahkemelerindeki uygulamalar Türkiye‘de uygulamaya konulan Çocuk Koruma Kanunu ve Denetimli Serbestlik Birimlerinin çalıĢmalarıyla temelde amaç açısından benzerlik göstermekle birlikte, Almanya‘daki uygulamalarda koruyucu önleyici çalıĢmalar ve eğitim gerçekleĢtiren kuruluĢ ve derneklerin yaygın ve kurumsalmıĢ olması dikkat çekmektedir. Aynı zaman bu kuruluĢlar ve mahkemeler arasındaki iĢbirliği ve gençler ile aileler üzerinde ortak baskı unsuru oluĢturmuĢ olmalarının çalıĢmaların etkinliğini arttırdığı düĢünülmektedir. ĠMMA (Münihli Kızlar GiriĢimi) 17.11.2009 Genç kızlar ve sorunlarına yönelik 25 yıldır hizmet veren bir sivil toplum kuruluĢudur. Özellikle cinsel, fiziksel ve duygusal ihmal ve istismar vakalarına yönelik hizmet veren dernekte sadece bayanlar görev almaktadır. Almanya‘da kanunlar gereği toplumdaki sosyal sorunlarla ilgili olarak bir dernek çalıĢmak istediğini belirttiği anda devlet elini o alandan çekmekte ve kurulan derneği maddi olarak desteklemekle yükümlüdür. Derneğin farklı içeriklerde çalıĢan, yapılandırılmıĢ kuruluĢları bulunmaktadır: 1.DanıĢmalık Merkezleri: Genç kızlarla ilgili tüm taraflara hizmet verilmekte. DanıĢmanlık hizmeti, Bireysel görüĢme, telefonla danıĢma, Online danıĢma Ģeklin de sağlanmakta. ġuana kadar vakaların çoğunluğunu 11-17 yaĢ cinsel istismar vakaları oluĢturmakta. Merkezde 2 psikolog görevli, bu psikologlar psikoterapi eğitimi görmüĢ, çocuk ve gençler konusunda uzmanlaĢmıĢ psikologlar. DanıĢmalık merkezinde bireysel görüĢme dıĢında aile içi Ģiddet görmüĢ çocuklar için grup çalıĢmaları da yapılmakta. 2.Sığınma Evleri: 13-21 yaĢ arası kızlara hizmet veren yerlerdir. Adresleri kesinlikle gizli olan evler 6-9 kiĢilik olarak planlanmıĢtır. Bu genç kızların durumlarına ve genç kız için hangi çözüm etkili olacaksa o yönde yapılacak çalıĢmalara göre belirlenmektedir. Açık kapılı sistemiyle çalıĢan evlerde uzun süre kalınmamaktadır. Kız için aile dönmek vb. bir çözüm yöntemi bulamamıĢsa genç kız yurda yerleĢtirilebilmektedir. Genç kızlar ile görüĢürken öncelikle onları oraya getiren sebepler üzerinde yoğunlaĢılır. Çocuk geldiğinde aileye ve gençlik merkezine haber verilir. Aile izin vermiyorsa durum mahkemeye aksettirilir ve çabuk Ģekilde mahkeme kararı alınabilir. Kızın ilerleyen dönemde iyi koĢullarda yaĢaması amaçlanmaktadır. Genç kız merkeze gelmek için baĢvurduğunda, ki bu çoğunlukla telefon ile olur, ifadesi ciddiye alınır ve kıza merkezin koĢulları anlatılır. 2008 yılındaki baĢvurularda cinsel ve beraberinde psikolojik Ģiddet vakaları ön plana çıkmıĢtır. 3. ZORA: Destekleyici ve önleyici çalıĢmanın yapıldığı merkezde, kızlara ve kızlarla çalıĢanlara eğitim verilmektedir. Bu bağlamda eğitim kuruluĢlarına, öğrencilere ve ailelere de hizmet verilmekte ve adli yardım kuruluĢları ile ortak çalıĢmaktadır. Bazı eğitim konuları: -ġiddet durumunda kendini koruma -Cinsel Ġstismardan korunma ve istismar yaĢandığında çocukların yapabilecekleri -Saldırgan kızlar için, öfke kontrol eğitimi -ĠletiĢim Becerileri(Beden dili, empati) -Kendine güven -YaĢam ve serbest zaman planlama vb. 4. ESNEK YADIM MERKEZĠ: Yasalarda kurumsal olmayan gezgin eğitime yönelik yardımlar olarak tanımlanan yardımlar bu merkezde sağlanmaktadır. Gezici kurum dıĢı yardımlar gerçekleĢtirilen merkezde, genç kızlar Ģiddete maruz kamıĢ veya aile içinde kötü muamele görüyorsa haftada 3 bazen 30 saat de olabilmek kaydı ile eğitim almakta ve aile iĢbirliği sağlanarak kız çocuğuna aile yanında destek verilmektedir. 5. EVLER: 16 yaĢından itibaren yalnız yaĢamayı tercih eden ve aileden kopan genç kızlara yönelik hizmet veren 1-2 kiĢilik evlerdir. Bu evlerde hedeflenen, kendi baĢına hayatını organize ve idame ettirme becerisi kazandırmaktır. 6. ĠRTĠBAT MERKEZĠ: Kızlarla ilgili yapılan çalıĢmaların ve bilgilerin toplandığı merkezdir. Hedef konular ile ilgili çalıĢma düzenlenmektedir. Düzenlenen kurs ve eğitim konuları: -Kızlar ve alkol -Cinsel Pedagoji -Irkçılık -Kendine değer verme-kilo sorunu -Toplumsal cinsiyet vb. DEĞERLENDĠRME: Merkezin ve alt hizmet birimlerinin çalıĢmalarına benzer çalıĢmalar Türkiye‘de SHÇEK bünyesinde hizmet veren Bakım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezlerinde ve bazı STK‘lar aracılığı ile yapılmaktadır. Ancak çalıĢmaların hem hizmet veren hem de alan tarafından gönüllülük esasıyla yürütülmesinin ulaĢılan hedef baĢarılarını arttırdığı düĢünülmektedir. Ayrıca hizmet birimlerinin ayrıĢtırılmıĢ olası ve birbiriyle iliĢkili 6 ayağıyla iĢbirliği ve görev paylaĢımı içerisinde ilgili kuruluĢlarla da destekli olarak yürütülmesinin bizdeki çalıĢma alanından en bariz farklıkları Ģeklinde belirtilebilir. OYUN VE EĞĠTĠM MERKEZĠ (VALLEY-SENDING CENTER) 17.11.2009 1963 yılından beri çocukların okulun dıĢında kalan zamanlarında destekleyici eğitimler (etüt, sportif ve sosyal faaliyetler) ve ailelerine danıĢmanlık hizmeti sunulan merkezde, 6-10 YaĢ arası çocuk bölümü ve 10-20 yaĢ arası gençlik bölümü olmak üzere 2 bölüm bulunmaktadır. Son süreçte bu merkeze olan ilgi de bir artıĢ olduğu gözlenmektedir. Bunun nedeni olarak ailelerin okul zamanı dıĢında çocuğun bakımını yapmakta güçlük yaĢaması, anne babaların çocuklarının eğitimine yardımcı olacak kapasiteye sahip olmaması ve anne babaların eğitime olan ilgisinin artması gösterilmektedir. Merkez haftanın 7 günü günde 12 saat 3 vardiya olarak hizmet vermektedir. Merkezde Gençlik Dairesine bağlı görevlilerle birlikte ‗sokak çalıĢmaları‘ yapılmaktadır. Sadece merkez içinde değil merkez dıĢında da faaliyetler düzenlemektedirler. Gençlere yönelik bir hafta süren eğitim sunuluyor ve bu eğitimi baĢarı ile tamamlayanlara gençlik lideri unvanı veriliyor. Eğitimin içeriği grup olma liderlik, uyuĢmazlıkları çözme vb.dir. Merkeze gelen çocukların % 50 ye yakını göç kökenlidir. Münih‘te 81 adet aynı hizmeti veren merkez bulunmaktadır. Merkez yerel yönetimin çalıĢanları yerel yönetime bağlıdır. Merkezin hedef grubu, anne-babalar, okullar ve eğitim kuruluĢlarıdır. DEĞERLENDĠRME: Türkiye‘de bu merkezlerin çalıĢmalarına karĢılık gelen (mülga)SHÇEK‘e ya da yerel yönetimlere bağlı Çocuk ve Gençlik Merkezleri verilebilir. Ancak yaygınlığı ve ihtiyaç duyulan mahallelerde bizzat hizmet veriyor olmalarının iĢlevselliklerini arttırdığı ve sürdürülebilir hizmet üretimlerine katkıda bulunduğu düĢünülmektedir. MÜNĠH EMNĠYET MÜDÜRLÜĞÜ (GENÇLĠK BĠRĠMĠ) 18.11.2009 ġubenin birincil görevi gençlerde suçun engellenmesidir. Üç alt birimden oluĢmaktadır: 1.MAĞDURUN KORUNMASI: Herkesin ulaĢabileceği bir telefon danıĢma hattı bulunmaktadır. Vardiyalı olarak görevli bir polis memuru telefon ile mağdurlara danıĢmalık vermektedir. 2.GENÇLĠK SORUNLARI: Gençlik sorunlarıyla ilgili olarak her karakolda sabit iki polis memuru görev almaktadır. Burada görevli polisler sürekli aynı bölgede çalıĢtıkları için zaman içinde kendi görev alanlarındaki gençleri, okulları, sorunlu gençleri iyi tanımaktadırlar. Öğretmenler ve okullar polisle böylece kolaylıkla bağlantıya geçebilmektedir. 3.TEKNĠK SUÇUN ÖNLENMESĠ: Teknik danıĢmanlık verilmektedir. KiĢiler evini ve kendini hırsızlığa yada saldırıya karĢı nasıl koruyabilirler üzerinde durulmaktadır. Bunun için eğitimler verilmekte ve eğitim alanlar arasından fahrti eğiticiler belirlenerek eğitim yaygınlaĢtırılmaktadır. ġubelerin en önemli görev alanını SUÇUN ÖNLENMESĠ ile ilgili koruyucu destekleyici çalıĢmalar oluĢturmaktadır. Bu amaçla çeĢitli kurslar verilmekte ve bu kurslar okullarda anaokulundan itibaren uygulanmaktadır. Kurs konuları: -Çocukların kendine güvenlerini oluĢturma -ġiddeti engellemeye karĢı oyun içerikli çalıĢmalar, -KiĢisel sınırları koruma Diğer kurumlardan destek alarak çeĢitli projeler yapılmaktadır. Örneğin ‗Mum Projesi‘: Ev içinde çocuk ve kadınların maruz kaldığı Ģiddetin engellenmesine yönelik çalıĢmadır. Bu projede 7 danıĢmanlık merkezi ile ortak çalıĢma yapılıyor. DanıĢan kiĢi istediğinde polis merkezle bilgi paylaĢıyor Ģayet kiĢi danıĢmanlık hizmetinden faydalanmak istemezse polisten hakları ile ilgili danıĢmanlık alabiliyor. GENÇLĠK BĠRĠMĠNDE YAPILAN ÇALIġMALAR Temel amaç çocuk ve gençleri polis ile kolaylıkla iletiĢim kuracak hale getirerek suçun önlenmesini ve mağduriyet durumunu azaltmaktır. Normal polislerden en büyük farkları sivil olmaları ve pedagojik eğitim almıĢ olmalarıdır. Özellikle koruyucu önleyici çalıĢmalar yapılmaktadır. Bu çalıĢmalar anaokullarında, ilkokullarda, liselerde ve serbest zaman geçirme merkezlerinde yapılmaktadır. Anaokulundan itibaren önleyici çalıĢma ya baĢlanıyor. Anaokullarında öncelikle çocukların polisi bir korku unsuru olarak görmemesi yönünde çalıĢılıyor. ÇeĢitli drama çalıĢmaları ile çocuğa polise güvenmesi öğretiliyor ve kendini nasıl koruyacağı yönünde çalıĢma yapılıyor. Örneğin; tanımadığı yabancılarla bir yere gitmemeleri vb. Ġlkokul 3. Sınıftan sonra ev ödevi Ģeklinde çalıĢmalar yapılıyor. Çocuklara hangi durumlarda polisten yardım alacağı ve nasıl irtibat kuracağı öğretiliyor. 5.sınıftan sonra kurslar veriliyor. Bu kurslar toplumsal cesaret ve Ģiddete karĢı nasıl tavır alınacağınla ilgili. Bu çalıĢmalarda polislere pedagoglar eĢlik ediyor. Öğretmenlere yönelikte koruyucu önleyici çalıĢmalar da yapılıyor. Bir çocuğun suçluluğu ya da mağduriyeti durumunda yapılması gerekenler hakkında öğretmenlere bilgiler veriliyor. DEĞERLENDĠRME: Türkiye‘de Çocuk ġube Amirliği ve Karakollarda görev yapan çocuk büroları suçlu çocuk ve suç mağdurlarına yönelik ve toplumsal eğitim çalıĢmalarıyla benzer iĢlev yürütmelerine karĢın, Almanya‘daki uygulamada çalıĢan memurların sürekli sabit olmaları ve pedagojik eğitimden geçmeleri, aynı zamanda koruyucu ve önleyici faaliyetlerin sistematik, planlı ve iĢbirliği içerisinde anaokulundan baĢlayarak uygulanması çalıĢmaların etkinliğini arttırmaktadır. GENÇLĠK DAĠRESĠ 18.11.2009 Gençlik Dairesi Belediyeye bağlı olarak tam olarak resmi hizmet veren bir birimdir. Çocuk ve gençlere yardımın her alanında çalıĢmaktadır. Gençlik dairesinin birincil görevi çocuğun esenliğini korumaktır. Mağdur ve faillere yönelik KORUYUCU VE ÖNLEYĠCĠ çalıĢmalar yapılıyor. Bu amaç doğrultusunda çocuğu ―fail olmaktan korumak‖ esas alınmıĢtır. Failler ile ilgili çalıĢmaların odak noktası suçun engellenmesidir. Bir genç bir defa suç iĢlediyse bundan sonraki yaĢamında tekrar suçlu olmasını engelleyecek çalıĢmalar yapılıyor. Failler ve aileleri ile birlikte gelecek hakkında yeni planlar yapılarak gencin tekrar suç iĢlemesine yönelik önlemler alınıyor. 14 YAġINI DOLDURMAMIġ ÇOCUKLAR ĠLE YAPILAN ÇALIġMALAR: Polis tarafından suç tespit edilse de cezai ehliyeti olmadığından kayıtlara geçirilmiyor. Sadece vaka gençlik dairesine bildiriliyor. Bu noktada öncelikle aile ve çocukla görüĢülüyor ve çeĢitli yöntemler anlatılıyor. Bunun yanı sıra dava sürecince çocuğa Gençlik Adli Yardım kuruluĢu yardımcı oluyor. Gençlik Adli Yardım KuruluĢunun görevi; dava sırasınca gencin ve ailenin durumu konusunda onları aydınlatmak. 14 yaĢ altı çocuklar suç iĢlediğinde polis bu durumu Gençlik Dairesine bildirir. Daire suça karıĢan çocuğun ailesine mektup yazarak aileye konu ile ilgili yardım önerir. 14 YAġINI DOLDURMUġ ÇOCUKLAR ĠLE YAPILAN ÇALIġMALAR: Suç iĢleme davranıĢı geçici bir eğilim olarak kabul edildiğinden öncelikle çocuğu damgalamamaya yönelik çalıĢmalar yapmakta. 14 yaĢ üstü çocuklarda 14 yaĢ altı çocuklara yapılan uygulamaların yanı sıra, ‖Gençlik Adli Yardım Bürosu‖ tarafından adli destek verilmektedir. Bu büro gencin yaĢantısının arka planını ortaya çıkartmak amacıyla danıĢmalık hizmeti verir. Gençlik Dairesi altında suç iĢleyen ve suç mağduru çocuklara yönelik birincil sırada görev yapan iki birim bulunmaktadır: 1.GENÇLĠK ADLĠ YARDIM BÜROSU: Gençlik dairesi içine tek bir birim olarak görevini sürdürüyor. 14-21 yaĢ arası kendilerine karĢı dava açılmıĢ gençler ve ailelerine hizmet veriyor. Birimin 2 yasal dayanağı var 1. Gençlik yardım yasasının uygun gördüğü tüm yardımlar 2. Gençlik mahkemesine destek yardımları Bu büroda çalıĢan her bir sosyal hizmet görevlisi gençlik hakimine yardımcı olmaktadır. Ve ikisinin yürüttüğü vakalar alfabetik sıraya göre sıralanmıĢ, bu da her seferinde aynı vakanın aynı hakim ve sosyal hizmet görevlisi ile karĢılaĢmasını sağlamaktadır. Adli yardım birimi bölge sosyal hizmet dairesi ile birlikte çalıĢmaktadır, böylece bir çocuğun cezai ehliyeti olmadan öncede suç biyografisi olup olmadığı anlaĢılabilmektedir. Adli Yardım Biriminde Ģiddet eğilimli çocuklara yönelik eğitim programları, bireysel danıĢmanlık ve mağdurla faili yüzleĢtirmeye yönelik çalıĢmalar yapılmaktadır. Bir eyalette ki tüm adli yardım bürolarının bağlı olduğu gençlik adli yardım birimi bulunmaktadır. 2.EĞĠTĠM DANIġMANLIK YARDIM HĠZMETĠ BÜROSU: Çocuk bakımı ve eğitimi, aile yardımı, sokak çalıĢmaları, sosyal yardım, velayet, vesayet, gezici yardım, tatil ve aile programları bu büroda verilen hizmetlerdir. Gençlik dairesinin ortak çalıĢma yaptığı birimlerden biri de Kamu Düzen Dairesi‘dir. Kamu Düzen dairesi, yerel yönetime bağlı bir birimdir. Çocuğun suç iĢlemesi durumunda kendi alanını ilgilendiren bir durum söz konusu olduğunda devreye girer ve çocuğun anne babasını görüĢmeye çağırarak yardımcı olmayı teklif eder. Gençlik Dairesi temel hizmet veren bu ana birimleri dıĢında hemen hemen her mahallede hizmet veren yönlendirme ve danıĢmanlık büroları ile gençlere her boyutta yardımcı olmaktadır. DEĞERLENDĠRME: Türkiye‘de SHÇEK, Çocuk Barosu, ĠġKUR ve Belediyelerin gençlere yönelik yaptıkları çalıĢmaları bünyesinde barındırarak her mahalleye yayılmasını sağlayan ve ilgili birimleri denetleyerek iĢbirliği içerisinde bulunan organize bir birimdir. UYUġTURUCUYA KARġI YARDIM MERKEZĠ 19.11.2009 UyuĢturucu bağımlısı gençler ve onların ailelerine yardımcı olmak amacıyla kurulmuĢtur. Önleyici ve koruyucu çalıĢmalar yapılmaktadır. Bu kapsamda ĠĢyeri ve okullar için de önleyici çalıĢmalar planlanmaktadır. ÇalıĢma alanları: 1.Gençliği koruyucu önlemler: Öncelikle bağımlılık varsa gencin hayatta kalmasına odaklı çalıĢılıyor. 2.DanıĢma ve yönlendirme 3.Geleceğe yönelik yeni hedefler için danıĢmanlık 4.Eğitim yardımı (anne ya da baba bağımlı ise onların çocukları için eğitim yardımı yapılıyor.) ERKEN MÜDAHALE ÇALIġMASI: Ġlk kez basit uyuĢturucu (Esrar, Kimyasal ilaçlar gibi) ile temas etmiĢ gençler için uygulanıyor. Gençler polis tarafından yönlendiriliyor. Polis aynı bilgiyi savcılığa da iletiyor. Bazen ailelerde bu çalıĢmalara yönlendirilebiliyor. Öncelikle maddeyi kullanan gençle bireysel görüĢme yapılıyor. Bu görüĢmeden sonra gencin grup çalıĢmasına katılıp katılmayacağına karar veriliyor. Bireysel görüĢmelerden sonra grup oluĢturuluyor. Gruplara 8-10 genç katılıyor. Ġki oturumlu 4 saatlik grup çalıĢması yapılıyor. Kurs bitiminden sonrada bireysel çalıĢma yapılıyor bu son oturum programın değerlendirmesi amacını taĢıyor. Grup çalıĢmasında gencin kullandığı maddenin kendine vereceği zararlar konusunda farkındalık kazanması, gençlere uyuĢturucu kullanması durumunda kanuni olarak da neler yaĢayacağı konusunda bilgi veriliyor. Amaç korkutarak uyuĢturucudan vazgeçirmek değil, madde kullanımının zararlarını kiĢiye benimsetmek. Kurs sonucunda genç bir belge alıyor. Grup çalıĢmasında gence; -Madde bedeninde nasıl etkiler yaratabilir. -Madde kullanması sonucunda oluĢan cesaret gibi kazanımların sonuçları -Bağımlılık nasıl baĢlar ve bağımlı olmamak için neler yapılmalıdır konularında bilgi veriliyor. Koruyucu önleyici çalıĢmalar kapsamında okullarda da çalıĢmalar yapılıyor. Okullarda yapılan çalıĢmalar bir defa sınıfta toplu halde bilgilendirme Ģeklinde değil 2 aylık bir çalıĢma olarak planlanıyor. Okullarda yapılan çalıĢmalarda aileler de bilgilendiriliyor. Bu çalıĢmada gençlere; -Çocuk olmak, yetkin olmak, -12-14 yaĢ arasında madde kullanımına iten nedenler, -ArkadaĢların onlar üzerinde ki etkisi, arkadaĢlık sınırı nerde bitmel -Cinsiyete özgü davranıĢ özellikleri, -Kendine güven duygusu, -Hukuksal bilgiler, -Madde kullanması sonucunda yaĢayacakları, -Gençlik Yasası hakkında bilgiler veriliyor. DEĞERLENDĠRME: Türkiye‘de münferit olarak ilgili bazı kurum ve kuruluĢlar tarafından madde bağımlılığına yönelik önleyici çalıĢmalar eğitim ve bilgilendirme seminerleriyle kısıtlıyken sorunun yaygınlığı nedeniyle Almanya‘da daha sistematik ve planlı koruyucu önleyici çalıĢmaların yapıldığı anlaĢılmaktadır. KÖPRÜ KURULUġU (Brüchke) 19.11.2009 Suç iĢleyen ve Ģiddet eylemlerinde bulunan çocuklara yönelik hizmet veren Köprü kuruluĢu 1985 yılında kurulmuĢ dernek statüsünde, 7 görevli ile hizmet vermeye baĢlamıĢ ve Ģu anda 20 elemanla çalıĢmaktadır. ÇalıĢanlar pedagog, sosyal hizmet görevlileri ve psikologlardan oluĢmaktadır. Bu elemanlar mesleklerinin yanı sıra özellikle Ģiddet yönetimi konusunda ek eğitim almıĢ kiĢilerden oluĢmakta ve iki kiĢi aile danıĢmanlığı hizmeti vermektedir. 15 çeĢit önlem programı var. Bu programlar suç iĢlemeye yönelik mahkeme tarafından ceza olarak verilmiĢ önlemler. Özellikle saldırganlık davranıĢı gösteren gençlere yönelik çalıĢmalar, iĢsiz ya da uzun süre iĢsizliği seçmiĢ gençlere yönelikte motivasyon çalıĢmaları, gözaltına alınan gençlere yönelikte çalıĢmalar yapılıyor. KAMU HĠZMETLERĠ PROJESĠ: Çok sık kullanılan bir program. Hafif suçları bir defa iĢlemiĢ failler için kullanılıyor. Öncelikle gençle bireysel görüĢme yapılıyor. Tekrar gençle suç iĢleme nedenleri üzerine konuĢuluyor. Gencin hikayesi ile ilgili ayrıntılı bilgiler ediniliyor. Böylece alınması gereken ek önlemler olup olmayacağına karar veriliyor. Bu kamu görevleri, kreĢte çalıĢmak, yaĢlılara yardım eden kuruluĢta gönüllü görev almak gibi hizmetleri içeriyor. Genç en az 8 saat en fazla 80 saat bu görevi yerine getiriyor. Gencin süren bir iĢi veya okulu varsa bu görev hafta sonlarında yerine getiriliyor. Görevin süresine hakim karar veriyor. BĠREYSEL BAKIM PROJESĠ: Gençlik ceza yasasına göre ve 14-21 yaĢ aralığındaki gençlere uygulanıyor. En az 6 en fazla 12 ay sürüyor. Gencin süreci nasıl yaĢadığı önemli, hafif suçlarda da bu yöntem uygulanabiliyor. Genç suç iĢlemiĢ ve yaĢayabileceği bir evi olmadığı durumlarda bu önlem uygulanıyor. Gencin bir danıĢmanı oluyor bu danıĢmanla bireysel olarak da görüĢerek danıĢmanlık hizmeti alıyor. Temel amaç gence kendi baĢına yaĢamını sürdürme becerisi kazandırmak. Markette sınırlı para ile nasıl alıĢ veriĢ yapabilir, evinin düzenini nasıl sağlamalıdır gibi konularda genç eğitiliyor. Bireysel bir çalıĢma ve kiĢinin kiĢilik özelliklerine ve ihtiyaçlarına göre programlanıyor. Bağımlılık problemi olan genlerde çalıĢma bununla ilgili kuruluĢlar ile ortak yürütülüyor. Bazen programa katılan gencin yüksek miktarda mali borcu olabiliyor bu durumda profesyonel borçlanma danıĢmanlığı da alması sağlanıyor. ÖFKE KONTROLÜ GRUBU: Dokuz katılımcı ve iki danıĢmanın önderlik ettiği bu gruplarda 2,5 saatlik grup çalıĢması ve en az 3 bireysel görüĢme planlanarak çalıĢılıyor. Grup çalıĢması sürecinde çocuk bir defa ceza evi ziyareti gerçekleĢtiriyor. (Katılımcı profili:14-21 yaĢ arası, çoğunluğu göç kökenli, suç iĢleme davranıĢını tekrarlayan, kendine güven sorunu yaĢayan ,kendisi evde Ģiddete maruz kalmıĢ ve erkek çocuklardan oluĢuyor. Öfke kontrolüne yönelik suçlarda daha çok göç kökenli gençlerin çoğunlukta olmasının sebebi aile ve namus kavramlarını her Ģey pahasına savunma beklentilerinin olması.) Grup çalıĢmasında her katılımcının yaptığı ile yüzleĢmesi sağlanarak, gençlerin suçları ve suç iĢleme ile ilgili farkındalık kazanması sağlanıyor. Bu çalıĢmalarda rol oyunları kullanılıyor. Bu çalıĢma esnasında genç diğer katılımcıların kendine yönelteceği tüm soruları cevaplamak zorunda oluyor. Grup çalıĢması planlanırken daha önceden bu sorular hazırlanmıĢ oluyor. Sonraki oturumda gencin bu davranıĢı gerçekleĢtirdiği sırada öfkelenmek ve saldırmak yerine neler yapabileceği konusu tartıĢılıyor. Bu tartıĢılırken rol oyunlarından faydalanılıyor. Sözel olarak kendini ifade etme, ne zaman öfkenin tehlikeli boyutlara ulaĢacağı konusunda farkındalık kazanmaya yönelik rol oyunları çalıĢılıyor. Sıklıkla bu grup çalıĢmasına katılmıĢ ve olumlu davranıĢ geliĢtirmiĢ gençlerde guruba çağırılarak olumlu örneklerin olabileceği gence gösteriliyor. ÇalıĢmada en etkili olan uygulama çocuk ceza evi ziyareti oluyor. Bu ziyarette gençler ceza evi kıyafetleri giyerek, hapishanede ki yaĢantıyı görme deneyimi yaĢamıĢ oluyorlar. Hapishane ziyaretlerinde mahkümlardan birin yaĢadıkları konusunda da bilgi edinebiliyorlar. Üç oturumluk bireysel görüĢmelerde; 1.oturumda çocuğun biyografisi paylaĢılıyor 2 .oturum da gence kendini tanıması ve kendinde neleri değiĢtirmesi gerektiği konusunda danıĢmanlık veriliyor 3.oturumda tüm çalıĢma ile ilgili olarak gençten geri bildirim alınıyor. BABALAR GRUBU: Cezaya bulaĢmıĢ ve baba olmak üzere olan yada erken yaĢta baba olmuĢ,15-21 yaĢlarında babalar katılıyor. Grubun amacı genç babalara baba olma sorumluluğunu kazandırmak. Video gösterileri ve rol oyunlarından yararlanılıyor. ANNE-ÇOCUK GRUBU: Suça bulaĢmıĢ genç anneler katılıyor. Bu gruba çocukları ile birlikte katılan annelere anne olma ile ilgili davranıĢlar kazandırılması hedefleniyor. Anne grubunu bayanlar yönetiyor. ÖĞRENCĠ MAHKEMESĠ: Amerika‘dan alınan bir model Almanya‘da 5 eyalette uygulanıyor. Bir genç bir defa hafif telafisi mümkün bir suç iĢlemiĢse dava açılmıyor. Gençler mahkeme yerine kendi yaĢ grubundan oluĢan 3-4 kiĢilik bir yaĢ grubunun karĢısına çıkarılıyor. Olayla yüzleĢme ve irdeleme gerçekleĢtiriliyor. Öğrenci mahkemesini yöneten gençler daha önceden eğitimden geçiriliyor. Öğrenci kurulunun verdiği cezayı hakim de onaylıyor ve uygulanılması zorunlu kılınıyor. Suç iĢleyen genç yeniden hakim karĢısına çıkmamak için öğrenci mahkemesinin verdiği kamu bireysel çalıĢma cezasını yerine getiriyor. Bu mahkemelerin etkili olduğu belirtiliyor. DEĞERLENDĠRME: Suç iĢleyen çocuklara yönelik bu tarzda çalıĢma yapan ve tüm yaĢam alanlarını kapsayarak genci yeni bir yaĢama hazırlayan bir çalıĢma sistemi Türkiye‘de bulunmamaktadır. Çok etkili olduğu düĢünülen bu tür merkez çalıĢmalarının Türkiye‘de de uygulanabilir hale geçmesi, artan suç iĢleme vakalarıyla yapılacak çalıĢmalarda etkin olarak kullanılabilecek bir yöntemler olarak görülmektedir. Uygulanabilirliği olan etkin bir çalıĢma alanı olduğu düĢünülmektedir. MÜNĠH SOSYAL HĠZMET MERKEZĠ 19.11.2009 Sosyal hizmet birimi uzman çalıĢanlardan oluĢan dernek olarak hizmet veren bir kuruluĢtur. BirleĢmiĢ Milletler Çocuk hakları SözleĢmesini hizmetlerinde temel olarak ele almaktadır. Bu birimde dördü kadın dördü erkek olmak üzere toplam sekiz kiĢi çalıĢmaktadır. 2.Dünya savaĢı sonrasında gönüllülerin çabalarıyla Çocuk Esirgeme Birliği oluĢturulmuĢ bu birlik çatısı altında Çocuk Esirgeme Merkezi kurulmuĢtur. Bu merkezin hazırladığı birtakım el ilanları bulunmaktadır. Bu ilanlar doğan her çocuğun anne-babasına verilmektedir. Bu ilanlarda çocukla ilgili konularda danıĢmanlık alma ihtiyacı duyulduğunda kendileriyle bağlantıya geçilebileceği belirtilmektedir. Merkeze bedensel, duygusal Ģiddete, cinsel tacize ve ihmal-istismara uğrayan ebeveynler, diğer aile bireyleri, gençler ve çocuklar danıĢmanlık hizmeti almak için baĢvurabilmektedir. Bu merkeze gelenleri %60‘tan fazlası gönüllü olarak kalan %30‘luk kısmı ise Mahkeme kararı-Gençlik Dairesinin kararı sonucu zorunlu olarak gelmektedir. Cinsel suç faili olan yetiĢkinlerle de çalıĢmakta olan bu merkezin finansal bütçesi %60‘ı Münih belediyesi, %20‘si Bavyera Eyaleti kalan %20‘si ise derneğin kendi topladığı bağıĢlardan oluĢmaktadır. DEĞERLENDĠRME: Türkiye‘de temel olarak bu tarz hizmet veren birimler bulunmamakla birlikte ilgili bazı kamu ve sivil topum kuruluĢlarınca danıĢmanlık ve yönlendirme hizmetleri verilmektedir. Ancak bu merkez gibi kurumsallaĢmıĢ, profesyonel kamu ve diğer dernek çalıĢmalarıyla sistematik iĢbirliği içerisinde çalıĢan bir sistem bulunmamaktadır. GENÇLĠK CEZA INFAZ KURUMU 19.11.2009 Suça karıĢmıĢ, yapılan koruyucu ve önleyici çalıĢmalara rağmen mükerrer suç iĢleyen, ağırlıkla Ģiddet ve uyuĢturucu sucuna bulaĢmıĢ 14-18 yaĢ arası gençlere hizmet veren Adalet Bakanlığına bağlı kapalı bir kurumdur. Kurumun kapasitesi 46 erkek ve 15 kız olarak belirlenmiĢtir. Cezaevine gelen gençler 1 ile 4 hafta arasında kalmaktadır. Yalnız o çocukla ilgili birden fazla mahkeme karar almıĢsa o zaman çocuk 8 haftaya kadar bu merkezde kalabilmektedir. Mahkeme tarafınca hakkında 6 ay ve üstü ceza verilen gençler için ayrıca gençlik ceza evleri bulunmaktadır. Kurumun müdürlüğü yerel mahkemeden bir hakim tarafından yapılmaktadır. Gençlere yönelik ahĢap ve motor atölyesi, spor salonu, bahçe içerisinde tenis kortu, satranç, basket potaları masa tenisi vb. alanlar ile uygulama mutfağı bulunmaktadır. Sosyal hizmet görevlisinin eĢliğinde çeĢitli eğitim programları düzenlenmekte ve bireysel danıĢmanlık hizmeti verilmektedir. DEĞERLENDĠRME: Türkiye‘de SHÇEK bünyesinde hizmet vermeye baĢlayan Koruma Bakım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezlerinin verdiği hizmete paralel hizmet veren ancak adalet bakanlığına bağlı çalıĢması nedeniyle kapalı cezaevi kapsamında değerlendirilebilecek özgürlüğü kısa süreli kısıtlayan bir kurumdur. Ortak olan çalıĢma prensipleri doğrultusunda suç iĢleyen çocuklara yönelik hizmetin kimin tarafından yürütülmesi gerektiği noktasında örnek teĢkil edip değerlendirmeye alınabilir kanaatini doğurmuĢtur. Suça karıĢan ve suç mağduru gençlere yönelik yapılan koruyucu ve önleyici çalıĢmalar haricinde, yaygın taraftar kitlesi ve holiganlarını oluĢturan futbola yönelik Ģiddet davranıĢlarını önleyici bir oluĢum da ziyaret edilmiĢtir. MÜNĠH TARAFTAR PROJESĠ (STREET WORKER) 19.11.2009 1995 yılından itibaren hizmet veren bir dernektir. Üçü kadın ikisi erkek olmak üzere toplam beĢ personel görev yapmaktadır. Bu derneği finansal açıdan Gençlik Dairesi, Futbol Birliği ve Bavyera Eyaleti desteklemektedir. Bu proje özellikle futbol taraftarları arasındaki Ģiddet vakalarının artması üzerine oluĢturulmuĢtur. Bu projenin içerisinde destek olarak polis ve futbol kulüpleri yar almaktadır. Bu proje ile gençler arasındaki saldırganlık ve ırkçılık önlenmeye çalıĢılmaktadır. GENEL DEĞERLENDĠRME Seminerin, suç iĢleyen ve suç mağduru çocuklara yönelik Almanya‘da gerçekleĢtirilen koruyucu ve önleyici çalıĢmaların yasal zeminde ve birbirleriyle iliĢkileri bağlamında ana hatlarıyla bütüncül bir kavramaya ulaĢan baĢarılı bir seri seminer programı olduğu düĢünülmektedir. Seminer veren kuruluĢların ve semineri sunan kiĢilerin profesyonelliği, kurumsallaĢmıĢ ve etkin iĢbirliği içerisinde, ortak ve içselleĢtirilmiĢ yasal zemin çerçevesinde çalıĢmaları ve bunların belli oturmuĢ ortak standartta sunulmuĢ olması oldukça etkileyici görülmüĢtür. Seminerlerin çoğunlukla edilgen bir sunum/bilgi aktarımı Ģeklinde olması, uygulayıcılarla uygulama alanlarını görebilme Ģansını tanımamıĢ olmasına karĢın, alana yönelik genel bir çerçevenin sınırları oldukça net ve bütüncül bir Ģekilde çizilmiĢ ve uygulama alanına iliĢkin ipuçlarıyla kendi çalıĢma alanlarımız ve genel perspektif oluĢturarak karĢılaĢtırma yapma Ģansı tanımıĢtır. Seminer gerçekleĢtiren dokuz ve tanıtılan bir kurum ile toplamda birbiriyle aktif iliĢkili on kurum hakkında yasal zemin çerçevesinde bilgi edinilmiĢtir. Bu seminer çalıĢması sonrasında doğrudan uygulama alanlarının görülmesi ve uygulayıcı uzman personellerle deneyim paylaĢımını sağlayacak atölye çalıĢmalarının planlanmasının çalıĢmayı tamamlayacağı düĢünülmektedir. “SUÇ FAĠLĠ ve MAĞDURLARI OLARAK ÇOCUKLAR ve GENÇLER” SEMĠNERĠ RAPORU (15–22 KASIM 2009) ALMANYA-MÜNĠH KATILIMCILAR No Adı Soyadı Mesleği KuruluĢu Ġli 1 Aziz SÖĞÜTLÜ Sosyal ÇalıĢmacı(D.B) Genel Müdürlük Ankara 2 Üzeyir TEKĠN Öğretmen/Sosyolog Genel Müdürlük Ankara 3 Pelin FEYMĠ Sosyolog BSRM Bursa 4 Sinem ERUSTA Psikolog BSRM Ġstanbul 5 Kasım Celal CÖMERT Çocuk GeliĢimci KBRM Adana 6 Serdar ORTAKAYA Öğretmen BSRM Ġzmir 7 Hüseyin BATMAN Sosyal ÇalıĢmacı KBRM Ġstanbul 8 Ali ÖZDEMĠR Sosyal ÇalıĢmacı BSRM Antalya SUNUġ Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünü temsilen 8 kiĢilik bir heyet ―Suç Faili ve Mağdurları Olarak Çocuklar ve Gençler‖ seminerine katılmak üzere Almanya‘nın Münih kentinde 15–22 Kasım 2009 tarihlerinde bir ziyaret gerçekleĢtirmiĢtir. Bu ziyarette ―Suç Faili ve Mağdurları Olarak Çocuklar ve Gençlere‖ yönelik Almanya‘nın sunduğu sosyal hizmetler yaklaĢımının özellikle kuruluĢ bakımı bölümünü yerinde gözlemlemek ve uygulanan sosyal hizmet yaklaĢımını yakından görmek yararlı olmuĢtur. ―Suç Faili ve Mağdurları Olarak Çocuklar ve Gençler‖ adlı seminere iliĢkin özet raporumuzu araz ederiz. ALMANYA- MÜNĠH SEMĠNER NOTLARI “Olayları Dramatize Etmek Ġçin Hiçbir Neden Yoktur. Ancak Önemsememenin de Hiçbir Nedeni Yoktur” 16.11.2009 ALMAN GENÇLĠK ENSTĠTÜSÜ -DJI Alman Gençlik Enstitüsü, çocuk aile ve gençlik sorunları ile ilgili olarak üniversite dıĢında araĢtırma yapan ve 200 kiĢinin görevli olduğu bir araĢtırma kuruluĢudur. Finansal desteğinin Federal Almanya Aile, Kadın ve Gençlik Bakanlığı ile Eğitim ve AraĢtırma Bakanlıklarından almakta ve kaynakların büyük bir kısmı araĢtırmalardan sağlanmaktadır. Enstitünün araĢtırma konuları bakanlık tarafından belirlenmektedir. Gençlik Enstitüsü dernek statüsünde ve dernek üyeleri enstitünün nasıl çalıĢacağını belirlemektedir. Bu yapının bilimsel kimliğini sürdürmesi büyük önem taĢıyor, bununla birlikte Federal Almanya Aile, kadın ve Gençlik Sorunları Bakanlığına karĢı sorumlu. Yardım planı, programlarının ortaya çıkaran raporları bakanlığa sunmak zorunda, sık aralarla Gençler ve Ailelerle ilgili araĢtırmalar yaparak verilecek kararları, uygulayıcı kurumların çalıĢma alanlarının belirlenmesine yardımcı olma zorunluluğu var. Uygulamalarında alan araĢtırmasını yaparak, uygulanan programların bilimsel olarak değerlendirilmesini sağlayan bu merkez teori ile pratiğin bütünleĢmesinde önemli bir iĢlevi yerine getirmektedir. Bilimsel araĢtırmaların sonuçları periyodik bir biçimde yayınlanmakta ve sonuçların yayınlanması siyasi anlamda da bazı politikaların değiĢmesine etki etmektedir. Hazırlanılacak her rapor için komisyon yeniden oluĢturulmakta, bu komisyon çeĢitli bilim adamlarından oluĢturulmakta ve uygulayıcı kurumların temsilcileri de bu komisyonda görev almaktadır. Her dört senede bir ülke raporu oluĢturulmakta ve hazırlanan her 3. Rapor daha önceki verileri de içermek zorundadır. Hazırlanan her raporun ağırlık verdiği bir konu vardır. Raporlar hazırlanırken Çocuklara ve Gençlere Yardım Yasasında belirlenen konu ile ilgili söz sahibi olan bilim adamları da komisyona katılmaktadırlar. Federal Hükümetin özellikle proje niteliği taĢıyan araĢtırmalara mali destek sağlamaktadır bunun yanı sıra Federal Hükümet bir proje uygulamak istediğinde de Enstitüden bilimsel destek almaktadır. Projelerin geliĢebilmesi için bilimsel açıdan desteklenir nitelikli olması gerekmektedir. Almanya Gençlik Enstitüsü bazı çalıĢmaları sürdürürken çeĢitli üniversitelerle de ortak alıĢmalar yapmaktadır ayrıca var olan bilim kurulunda bütün veriler diğer araĢtırma kuruluĢlarının da yararlana bileceği Ģekilde yapılmaktadır. Ayrıca merkezin çalıĢmaları kısa, orta ve uzun vadeli olabilmektedir. Merkez toplumsal alanda oluĢabilecek olan ―risk‖ durumlarını araĢtırmalarla kendisi belirlemektedir. Bunun yansıra çocuk/gençlik, aile, kadın, yaĢlı ve göçmenlere iliĢkin yasal düzenlemelerin tekliflerini de merkez hazırlamaktadır. Merkezin temsilcisine göre, siyasettin her zaman toplumsal verilere ihtiyacı vardır. Enstitü bu eksikliği tamamlamaktadır. Ancak siyaset her zaman bu verileri dikkate almayabiliyor. Siyasi iktidarlar politikalarını çıkar üzerine inĢa ettiği için bazen gerçekleri görmeyebiliyorlar. Uygulamaların değerlendirilmesi ile ilgili olarak yapılan araĢtırmalarda özellikle koruyucu ve önleyici çalıĢmalara çok önem verilmektedir. Yapılan araĢtırmaların bir diğer önemli yanı ise sosyal hizmet alanına iliĢkin ―yeni uygulama yöntem ve yaklaĢımlarını‖ belirlemektir. ALMANYA‟DA ÇOCUK VE GENÇLERDE SUÇ ĠġLEME VE SUÇ ĠġLEMEYE KARġI KORUYUCU-ÖNLEYĠCĠ ÇALIġMA Bernd HOLTHUSEN ÇOCUK/GENÇLĠK SUÇLULUĞU: YAYGINLIK VE GEÇĠCĠLĠK Hemen hemen her toplumda genç yaĢlarda kurallara aykırı davranıĢ genel olarak yaygın ve geçici özellikler taĢıyan bir olgudur. BOYUTLAR Polis Suç Ġstatistikleri AydınlatılmamıĢ suçlar hakkında ki ampirik araĢtırmalar Almanya‘da polis verilerine göre kayıt altına alınmıĢ suçlar 14 yaĢ altında ki çocuklar tarafından iĢlenmektedir, 14–18 yaĢ arası gençler ve 18–21 yaĢ arası genç yetiĢkinlerde iĢlenen suçlar polis verilerinin 5 katıdır. 9.sınıfa devam eden çocuklar arasında uygulanan anketler polisin bildiğinden çok daha fazla suç iĢlendiğini göstermektedir. AraĢtırmalar bize ergenlik çağında, her erkek çocuğunun en az bir defa suç iĢlediğini göstermektedir. Bu bir defa iĢlenen suçlar hafif suç olarak nitelenenler; otobüse biletsiz binme, bir mağazadan eĢya çalma, ehliyetsiz araç kullanma vb. suçlardır. Bunun dıĢında yaralama suçları iĢleniyor ki asıl kaygı verici olan suçlar bunlar olarak kabul ediliyor. Bu alanda iĢlenen suçlara iliĢkin araĢtırmalar gösteriyor ki Almanya‘da polisin bildiğinin üç katı daha fazla suç iĢlenmektedir. Almanya‘da son yıllarda suçların daha çok ihbar edildiği gözlemlenmektedir. Bu durum olumlu bir geliĢme olarak değerlendirilmektedir. KAMUOYU TARTIġMALARININ ANA KONULARI Gençlik ġiddeti Almanya‘da, gençlik Ģiddeti ile ilgili yapılan bütün araĢtırmalar bize Ģiddet gören çocukların neredeyse hemen hemen hepsinin Ģiddet uyguladığını ya da anne babalarının da geçmiĢte Ģiddete maruz kaldığını göstermektedir. Bu veriler Ģiddet görmüĢ bir çocuğun yetiĢkin yaĢantısında Ģiddet uygulayan anne baba olacağını göstermese de bu durumun bir risk faktörü olduğunun en önemli göstergesidir. Çoğunlukla aile içinde uygulanan Ģiddetten veya iki genç arasında yaĢanan Ģiddetten polisin haberi olmamaktadır. Basit kavgalarda tarafların farklı özellikler taĢıdığı durumlarda ihbar edilme oranı gün geçtikçe artmaktadır. Ġlginç olan Ģey göçmen kökenli gençler suç iĢlediğinde Almanya‘da bunun ihbar edilme oranı çok daha yükseklerdedir. Mükerrer suç iĢleyen failler ve itiyadı failler Gençler 14–17 yaĢ aralığında 100 den fazla tekrarlayan suç iĢleyebiliyorlar. Vakalar genel nüfusa yayıldığında az bir oran ifade etse de bunların toplumsal etkisi genellikle yüksek olmaktadır. Göç Kökenli Gençler Göç kökenli gençlerin iĢlediği suçlara medyanın ilgisi daha yüksek olduğundan toplum da gösterilen tepkide yüksek oluyor. Ġki Alman genç arasında oluĢan suç çok sorun olarak algılanmasa da, örneğin olayın taraflarından bir Türk ise Türkler suç iĢliyor Ģeklin de yorumlana biliyor. POLĠS SUÇ ĠSTATĠSTĠKLERĠ 2008 YILIN AĠT VERĠLERE GÖRE CĠNSĠYET VE YAġLARA GÖRE KĠġĠ SAYISI ( 100.000 KĠġĠ ĠÇĠNDE) YAġ KIZ ERKEK 8–10YAġ 10–12 YAġ 2000 12–14 YAġ 2500 5000 14–16 YAġ 5000 9000 16–18 YAġ 3500 11000 18–21 YAġ 3000 12000 21–23 YAġ 2500 10000 23–25 YAġ 2000 9000 Bu veriler erkek çocuklarında kızlara oranla suç iĢleme oranının yüksek olduğunu, kız çocuklarının 14–16 yaĢlar arasında daha çok suç iĢlediğini, erkek çocukların ise 16–18 yaĢ aralığında daha çok suç iĢlediğini göstermektedir. (psikolojik geliĢim süreci içinde ergenlik belirtileri kız çocuklarında 14–16 yaĢ arasında yoğunlaĢırken, erkek çocuklarında ise 16–18 yaĢ arasında daha yoğun Ģekilde kendini hissettirir. Ergenliğe bağlı yaĢanan hormonal değiĢikliğin ise dürtü kontrolsüzlüğünün sebeplerinden biri olduğu bilinmektedir. Burada gözlemlenen kız ve erkek çocukları arasında ki yaĢ farklılığı buna bağlı olabilir.) Polis verilerine göre değerlendirildiğinde de göçmen kökenli çocukların daha çok suç iĢleme eğilimi gösterdiği ya da iĢlediği gözlemlenmektedir. POLĠS ĠSTATĠSTĠKLERĠNE GÖRE MAĞDUR PROFĠLĠ Veriler gösteriyor ki gençler ve çocuklar suçun faili olmaktan çok suçun mağduru olmaktadırlar. Kurban veya mağdurluk durumunda da suçlulukta olduğu gibi kız ve erkelerde aynı yaĢ grupları risk taĢımaktadır. Almanya‘da da kızlar suça maruz kalma konusunda erkek çocuklarına oranla daha dezavantajlı bir grup konumundadır. ÇOCUKLARA YAPILAN KÖTÜ MUAMELE Polisin verilerine göre 2008 yılında 3.426 çocuğa karĢı suç iĢlenmiĢ bu oran aslında iĢlenen fiziksel Ģiddet, psikolojik Ģiddet veya cinsel saldırı suçlarının %97‘i oranında iĢlenen suçların büyük bir çoğunluğu özellikle aile içinde iĢlenenler, ihbar söz konusu olamadığından kayıtlara geçmemektedir. Ġhbar edilen suç sayısının yıllara göre artıĢ gösterdiği de gözlemlenmektedir. CĠNSEL ĠSTĠSMAR Çocuklar çoğunlukla büyükler tarafından, tanıdıkları, yakın çevrelerinde olan veya aile içinde biri tarafından cinsel açıdan istismar edilmektedir. Bu oran gençlerin iĢlediği suçların dıĢındadır çünkü istismar suçu daha çok yetiĢkinler tarafından iĢlenmektedir. CEZAEVLERĠNDE YAġ ORANI: ERKEK ÇOCUKLAR ĠÇĠN YAġ SAYI ORAN 14–18 YAġ 2942 %42,1 18–21 YAġ 3313 %47,4 21–23 YAġ 740 %10 Kız Çocuklarında Ġse Bu Sayı Sadece 45 Gençlik Mahkemelerinde hürriyet bağlayıcı cezalardan mümkün olduğunca kaçınılmakta, veriler göstermektedir ki suçlu cezalandırılıp, genç etiketlendiğinde ilerde suç iĢleyen bir yetiĢkin olmaya devam etmekte ve hayatını düzenli yaĢamaya baĢlaması imkânsızlaĢmaktadır. GENÇLERDE UYGULANAN CEZA SÜRECĠ Almanya‘da gençler veya çocuklar suç iĢlediklerinde Gençlik Mahkemeleri yasasına göre cezalandırılmaktadırlar. Cezai ehliyet yaĢı 14 olarak kabul edilmekte ve 14 yaĢtan sonra bu yasaya göre cezalandırılmaktadırlar. 14 yaĢın altında çocuklar suç iĢlediklerinde ise zanlı olarak kayda geçirilmemektedirler çünkü iĢledikleri suçun bilincinde olamayacağı kabul edilmektedir. Gençler Ceza hukuku sadece 14–18 yaĢ arası gençler için geçerli, iĢlenen suç tipik bir gençlik suçu ise 18–21 yaĢ da bu yasaya dâhil edilebilmektedir. Gençlik ceza yasası yetiĢkin ceza hukukuna göre daha hafif cezalar vermiyor ancak daha değiĢik prensiplere göre çalıĢmaktadır. Bu yasanın en temel prensibi çocuktan intikam almak değil onu EĞĠTMEK VE SUÇU TEKRAR ĠġLEMESĠNĠ ENGELLEMEKTĠR. Gençlik ceza yasasına göre gence uygulanacak ceza gencin baĢının tekrar hukukla belaya girmesini engellemelidir. Amaç çocuğu cezalandırıp korkutmaktan çok onda davranıĢ değiĢikliğine sebep olacak ve bir daha suç iĢlememesini sağlamaktır. Bu nedenlerle yasa suça değil suç iĢleyene endeksli olarak iĢletilmektedir. Ġki genç aynı suçu iĢlemiĢ olsa da gençlerin kiĢilik özelliklerine göre farklı cezalar verilebilmektedir. Bu ceza gencin bir sosyal kuruluĢta ücretsiz çalıĢması olabildiği gibi para cezası ödemesi de olabiliyor. Para cezası ödeyecekse ödeyeceği ceza için para kazanmasının yolu da gence sağlanmaktadır. Bu noktada gençlere yardım yasası devreye girmektedir. Bir genç tarafından suç iĢlediğin de Gençlik Adli Yardım KuruluĢları çocuk ve aile ile iletiĢime geçerek, gencin geliĢimsel bilgilerine, eğitim Ģekline, eğitiminden kimlerin sorumlu olduğu ve nasıl bir aile yapısına sahip olduğu bilgilerine hemen ulaĢılır. UlaĢılan bilgiler ıĢığında adli yardım görevlileri mahkemeye rapor sunar mahkemeyi suçtan çok suça iten nedenler konusunda bilgilendirirler. Burada amaçlanan Ģey suçtan çok suçu oluĢturan faktörler üzerinde odaklanmaktır. Suç iĢleyen genç mahkeme önüne gelmeden sorun çözülebilecekse bu yol denenir. Bu yöntemde fail ve mağdur karĢı karĢıya getirilip yüz yüze bir görüĢme ayarlanır. Böylece gence cezalandırılmaktan çok suçunu telafi etme Ģansı verilmiĢ olur. Bu karĢılaĢmada, görüĢme bir sosyal hizmet görevlisi tarafından yürütülür. Fail mağdurun neler yaĢadığını dinlemek zorundadır. Mağdurun hissettiklerini failin hissetmesi yada onunla empati(duygudaĢlık) kurabilmesini sağlamak temel amaçtır. Fail ise suçu iĢleme nedenlerini ve kendi yaĢadığı durumu mağdur ile paylaĢabilir ancak kendini haklı göstermesine izin verilmez. Failin suçu iĢlediğini kabul etmesi, mağdurun yaĢadıklarına saygı duyması sağlanırken, suçunu telafi etme Ģansı verilmiĢ olur. Bu bazen bir ―özür dileme‖ olabileceği gibi mesela mağdurun kolunu kırmıĢsa ve bu durum mağdurun ev ödevlerini yapmasına engel olmuĢsa fail onun ödevlerini yapmak gibi bir yolu seçebilir. ġayet iĢlenen suç telafisi mümkün olmayan bir suç ise mahkemeye intikal etmesi kaçınılmaz olur. 17.11.2009 GENÇLĠK MAHKEMELERĠ Eine Kurze EĠNFÜHRUNG (Hâkim) NEDEN GENÇLER ĠÇĠN AYRI BĠR HUKUK GEREKĠR? Ġnsanın yaptığı bir hatayı anlaya bilmesi için zaman geçmesi ve psikolojik olarak olgunlaĢması gerekir. Ben-sen arasında ki ayrım, oto kontrol, yaĢın olgunlaĢması ile gerçekleĢecek bir yetidir. Gençlik döneminde iĢlenecek suçlar kalıcı bir davranıĢ haline gelebilir. Yine birçok insanın gençlik döneminde iĢlemiĢ olduğu suçlar vardır. Hatta gençlik döneminde bu komĢunun bahçesinden elma çalmak bile bir suçtur. Yani suç iĢlemeyen genç yok gibidir denilebilir. AraĢtırmalar bize göstermektedir ki müdahale edilmese de gençlik döneminde görülen suç iĢleme davranıĢı zaman içinde ortadan kalkabilmektedir. Hukuksal mantığa göre düĢünüldüğünde müdahale etmemek mümkün değildir. Ancak genç için yararlı olan utandırılmak ya da dıĢlanmak değil durup düĢünmek ve yaptığının zarar verici bir davranıĢ olduğunu kavramaktır. Bu sebeple Alman Gençlik Yasasın da ―EĞĠTĠM” düĢüncesi ön planda tutulmaktadır. YETĠġKĠN CEZA HUKUKU ĠLE GENÇLĠK CEZA HUKUKU ARASINDAKĠ FARKLAR Gençlik ceza yasası 2 yaĢ basamağında kullanılmaktadır. Birincisi 14–17 yaĢ, Ġkincisi 18–20 yaĢtır. Suçu iĢleyen gencin iĢlediği suçun bilincinde olup olmadığı en önemli nokta bu yaĢ gruplarıdır. Hangi ceza hukukuna göre hareket edileceğine ise gençlik hâkimleri karar vermektedir. 18 yaĢ reĢitlik yaĢı olarak kabul edilir ancak genç aslında yeterli olgunluğa ve bilince ulaĢmamıĢtır. Sadece sağlıksız, karmaĢık aile yapısında büyüyen gençlerde değil, düzenli bir aile yapısında yetiĢen çoğu genç için bile bu durum geçerlidir. Genç henüz erken yaĢta suç iĢlemiĢ ancak yargılama daha geç yaĢta gerçekleĢse de ceza verilirken gencin suç iĢlediği yaĢ baz alınır. Gence verilecek ceza veya görev sosyal hizmet görevlisinin hazırlayacağı rapor çıkıĢ noktası olarak alınarak belirlenir. Sosyal hizmet görevlisi aile ve çocuk ile görüĢüp raporu hazırlar, Hâkim rapor ve gencin durumunun değerlendirilmesi sonucunda kararını verir. Gencin durumunu belirten raporlar süreç içince kuruluĢlar tarafından da mahkemeye sunulur. Sosyal hizmet görevlileri ile hâkimler birlikte çalıĢmak zorundadır. Gençler iĢlediği suç sonucunda hürriyetten alı konulma Ģeklinde cezalandırılacaklarsa sadece gençlerin bulunduğu tutuklu evlerinde tutulurlar. Bu tutuklama 4 gün olabileceği gibi boĢ zaman tutuklaması da olabilir ki bu tatil günlerinde uygulanır. Suç tekrarlayan bir suç iĢe bu tutuklama 1-4 hafta arasında olabilir ancak amaç gencin bu süreçte eğitilmesidir. Bu uygulama daha çok suç iĢleyen gencin ceza evinin nasıl bir yer olduğunu anlaması için yapılır. GENÇLĠK CEZA YASASINDA TEMEL ĠLKELER Eğitim düĢüncesi her zaman hâkim. Önemli olan gencin suçu tekrar iĢlemesine engel olmak. Mahkeme karar vermeden bir eğitim önlemi kullanıla biliyorsa bu tercih edilir. Mesela gence 20 saat sosyal bir kuruluĢta çalıĢması görevi verilir ve genç bunu gerçekleĢtirirse cezalandırılmaz. Hâkim tarafından gençle ilgili verilmiĢ bir karar değiĢtirile bilir ancak bu yetiĢkin ceza hukuku için geçerli değildir. Bu yaklaĢım eğitim ilkesi ile ilgilidir. Gencin davranıĢını değiĢtirmesi için baĢka bir yöntem daha etkili olacaksa bu değiĢtirilebilir. Gençlik davaları kamuya açık olamaz. Anne ve babanın mahkemeye katılmak için baĢvuru yapma hakkı vardır. Eğitim amaçlı önlemlerde temyiz hakkı yoktur. Cezai ehliyet yaĢının 14 olması özellikle göçmen kökenli aileler tarafından kullanıla bilmektedir bu nedenle hâkim uygun gördüğünde çocuğun gerçek yaĢının tespit edilmesini isteyebilir. SOSYAL HĠZMET GÖREVLĠLERĠNĠN HAZIRLADIĞI RAPORLARIN ĠÇERĠĞĠ —Çocuğun biyografisi —Aile durumu ve çocuğa bakım durumları —Anne-baba özellikleri —Aile iliĢkileri —Gencin eğitiminde kimlerin etkili olduğu —Aile içinde yaĢanan dikkat çekici noktalar —Gencin kendisi ile ilgili dikkat çekici noktalar. —Gençle ilgi daha önce alınmıĢ tedbirler olup olmadığı ve bunların neler olduğu. GENÇLERĠN SABIKA DURUMLARI Gencin geleceğini olumsuz etkilememek amacıyla; Gencin iĢlediği suçtan dolayı ceza alması tutuklanması durumunda suç bir kez iĢlenmiĢse bu sabıka kaydından çok kısa sürede siliniyor. Ancak suç birkaç defa tekrarlanıyorsa bu kayıtlarında silinmiyor. Gençlik mahkemelerinde çocuklara yönelik dosyalara alfabetik sıraya göre bir numara veriliyor. Bu durum aynı hâkimlerin aynı dosyalara bakmasını sağlıyor. Genci tanımak ve daha çabuk sorunlarından arındırmak için ilginç bir çalıĢma biçimidir. MÜNĠHLĠ KIZLAR GĠRĠġĠMĠ (IMMA) Hannelore GÜNTNER IMMA sadece genç kızlar için hizmet veren bir kuruluĢ. KuruluĢ çalıĢmalarında yalnızca bayanlar çalıĢıyor. Derneğin farklı bölümlerinde çalıĢan çeĢitli yapılandırılmıĢ kuruluĢları var. Gençlik Hizmetlerinin bir çalıĢma alanında hizmet veren dernek, 25 yıldır bu alanda faaliyetini sürdürmektedir. IMMA‟nın BĠRĠMLERĠ: 1.DanıĢmalık Merkezleri 2.Sığınma Evleri 3.Zora 4.Esnek Yâdım Merkezi 5.Evler 6.Ġrtibat Merkezi 1.DANIġMA MERKEZLERĠ Genç kızlarla ilgili tüm taraflara hizmet veren bir birimdir. DanıĢmanlık hizmeti Bireysel görüĢme, Telefonla danıĢma, Online olarak da danıĢmanlık hizmet sağlanıyor. DanıĢma merkezine baĢvurularda cinsel Ģiddet baĢvuruları ön plandadır. Vakaların büyük bir çoğunluğunda cinsel istismar öyküsü söz konusudur. DanıĢmanlık Merkezine baĢvuran kızların yaĢ oranlarına bakıldığında ise; 10 YaĢ altı %10 11–17 YaĢ %44 18 YaĢ ve üzeri ise %30‘dur. MERKEZE BAġVURMA NEDENLERĠ Cinsel ġiddet %57 Bedensel ġiddet %14 Duygusal ġiddet %14 Genel baĢvuruların %23 nü göçmen ailelerin kızları oluĢturuyor. Merkezde 2 psikolog görevli, bu psikologlar psikoterapi eğitimi görmüĢ, çocuk ve gençler konusunda uzmanlaĢmıĢ psikologlardır. Ayrıca sosyal hizmet görevlilerinden oluĢan bir personel kadrosu bu merkezde görev yapmaktadır. DanıĢmalık merkezinde bireysel görüĢme dıĢında aile içi Ģiddet görmüĢ çocuklar için grup çalıĢmaları da yapılıyor. 2.SIĞINMA EVLERĠ 13 yaĢtan itibaren kızlar ve genç bayanlara yönelik bir uygulamadır. 21 yaĢına kadar bu merkezlerden faydalanabilirler. Yerleri kesinlikle gizli olan evlerdir. 8–9 kiĢilik kız gurubu bu evlerde kalabilir ve her genç kız için hangi çözüm etkili olacaksa o yönde çalıĢma yapılmaktadır. Açık kapılı evlerdir ve her genç kız isterse merkezden ayrılabilir. Bu merkezler sığınma evleri olmakla birlikte çok uzun vadeli kalına bilen yerler değildir. Kız için aile dönmek gibi bir çözüm yöntemi bulamamıĢsa genç kız yurda yerleĢtirilebilir. Genç kızlar ile görüĢürken öncelikle onları oraya getiren sebepler üzerinde yoğunlaĢılır. Çocuk geldiğinde aileye ve gençlik merkezine haber verilir. Aile izin vermiyorsa durum mahkemeye bildirilir ve çabuk Ģekilde mahkeme kararı alınabilmektedir. Kızın ilerleyen dönemde iyi yaĢaması temel amaç olarak belirlenmiĢtir. Genç kız merkeze gelmek için baĢvurduğunda ki bu çoğunlukla telefon ile olmaktadır. Çocuğun ifadesi ciddiye alınır. Kıza merkezin koĢulları anlatılır. Genellikle ilk baĢvuruda çocuklar tarafından nedenler doğru aktarılmaz ancak zaman içinde gerçek nedenler konuĢulur. Neden çoğunlukla aile içi cinsel istismardır. Kızların genel özellikleri; ağır travma, madde kullanımı ve intihara teĢebbüstür. 2008 yılında yapılan baĢvuruların %70-80‘nini göçmen kökenli aileler oluĢturuyordu ve bunların içinde Türk ailelerin kızları çoğunluktaydı. Bu kızların %80‘ni fiziksel Ģiddete uğramıĢtı, % 25-35‘i Cinsel istismara ve % 80‘ni ise psikolojik Ģiddete maruz kalmıĢtı. 3.ZORA Bu birim destekleyici ve önleyici çalıĢmanın yapıldığı yerdir, kızlara ve kızlarla çalıĢanlara eğitim veren kuruluĢ birimdir. Bu bağlamda eğitim kuruluĢlarına, öğrencilere ve ailelere de hizmet vermekle birlikte aynı zamanda adli yardım kuruluĢları ile de ortak çalıĢmaktadır. Bu birimde genellikle; —ġiddet durumunda kendini koruma —Cinsel Ġstismardan korunma ve istismar yaĢandığında çocukların yapabilecekleri —Saldırgan kızlar için, öfke kontrol eğitimi —ĠletiĢim Becerileri(Beden dili, duygudaĢlık kurmak) —Kendine güven —YaĢam ve serbest zaman planlama vb. konularda eğitim veriyor. 4.ESNEK YARDIMLAR BĠRĠMĠ Yasalarda kurumsal olmayan gezgin eğitime yönelik yardımlar olarak tanımlanan yardımlar bu birimden sağlanıyor. Gezici kurum dıĢı yardımlar gerçekleĢtiriliyor. Genç kızlar Ģiddete maruz kalmıĢ veya aile içinde kötü muamele görüyorsa Haftada 3 bazen 30 saat de olabilmek kaydı ile eğitim alıyor ve aile iĢbirliği sağlanarak kız çocuğuna aile yanında destek veriliyor. 5.EVLER 16 yaĢında itibaren genç kızlar yalnız yaĢamayı tercih edebiliyorlar. Grup yaĢantısına çok uygun olmayan yada bunu kabul edemeyen kızlar 1-2 kiĢilik kendilerine sağlanan evlerde yaĢayabiliyorlar. Bu evlerde yaĢayan kızların %60 ı 18 yaĢında veya üstünde, %60 ı göçmen kökenli ailelerin çocukları, bu evlerde amaçlanan temel hedef; kendi baĢına hayatını organize ve idame ettirme becerisini genç kızlara kazandırmaktır. 6.ĠRTĠBAT MERKEZĠ Kızlarla ilgili yapılan çalıĢmaların toplandığı merkez. Hedef konular ile ilgili çalıĢma düzenlemektedir. Bu birimde Ģiddet ve özelliklede cinsel Ģiddet, zorla evlendirme gibi vakalarının irtibat kurmalarını bu merkez sağlamaktadır. ĠMMA 2010 PROGRAMI · Alkol · Tecavüz ve cinsel istismar · Cinsel pedagoji · ġiddetten arınmıĢ iletiĢim · Saldırganlık/cinsel saldırganlık · Depresyon · Anti raisizim (ırkçılık) çalıĢmaları · Gençlerin kendi bedenleri ile barıĢık olma · Toplumsal cinsiyet (gender) ayrımına yönelik pedagojik çalıĢmalar… OYUN VE EĞĠTĠM MERKEZĠ (VALLEY-SENDLING CENTER) Wolfgang PETZOLD Valley-Sendling 1963 yılından beri orta sınıf ve altı toplumsal tabakaların gençlerine yönelik çeĢitli hizmetler veren bir merkezdir. 6–10 YaĢ arası çocuk bölümü ve 10–20 yaĢ arası gençlik bölümü olmak üzere 2 bölümden oluĢmaktadır. Bu merkezlerde çocukların okulun dıĢında kalan zamanlarında destekleyici eğitimler (etüt, sportif ve sosyal faaliyetler) ve ailelerine danıĢmanlık hizmeti sunulmaktadır. Son süreçte bu merkeze olan ilgi de bir artıĢ olduğu gözlenmektedir. Bunun nedeni olarak ailelerin okul zamanı dıĢında çocuğun bakımını yapmakta güçlük yaĢaması, anne babaların çocuklarının eğitimine yardımcı olacak kapasiteye sahip olmaması ve anne babaların eğitime olan ilgisinin artması gösterilmektedir. Merkez haftanın 7 günü günde 12 saat 3 vardiya olarak hizmet vermektedir. Sadece merkez içinde değil merkez dıĢında da faaliyetler düzenlemektedirler. Gençlere yönelik bir hafta süren eğitim sunuluyor ve bu eğitimi baĢarı ile tamamlayanlara gençlik lideri unvanı veriliyor. Eğitimin içeriği grup olma liderlik, uyuĢmazlıkları çözme gibidir. Merkeze gelen çocukların % 50 ye yakını göç kökenlidir. Münih‘te 81 adet aynı hizmeti veren merkez bulunmaktadır. Merkez yerel yönetimin çalıĢanları yerel yönetime bağlıdır. Bu merkezlerin hedef grubu Anne-Babalar Okullar Eğitim kuruluĢları MÜNĠH EMNĠYET MÜDÜRLÜĞÜ (GENÇLĠK POLĠSĠ BĠRĠMĠ) Cem KARAKAYA, Bay THER Münih emniyetine bağlı gençlik polisi birimi sosyal hizmet alnında önemli çalıĢmalar yapmaktadır. Bu Ģubenin birincil görevi gençlerde suçun iĢlenmeden önce engellenmesidir. Üç alt birimden oluĢmaktadır. 1.MAĞDURUN KORUNMASI BĠRĠMĠ 5 kiĢi çalıĢıyor ve herkesin ulaĢabileceği bir telefon danıĢma hattı var. 8–11 ve 13 -5arasında görevli bir polis telefon ile mağdurlara danıĢmalık veriyor. 2.GENÇLĠK SORUNLARI BĠRĠMĠ Burada görevli polisler sürekli aynı bölgede çalıĢtıkları için zaman içinde kendi görev alanlarında ki gençleri, okulları, sorunlu gençleri iyi tanıyorlar. Öğretmenler ve okullar polisle böylece kolaylıkla bağlantıya geçebiliyor. 3.TEKNĠK SUÇUN ÖNLENMESĠ BĠRĠMĠ Teknik danıĢmanlık veriyor. KiĢiler evini ve kendini hırsızlığa ya da saldırıya karĢı nasıl koruyabilirler. ġubelerin en önemli görev alanını suçun önlenmesi ile ilgili koruyucu önleyici/destekleyici çalıĢmalar oluĢturuyor. Bu amaçla çeĢitli kurslar veriliyor. Bu kurslar okullarda anaokulundan itibaren uygulanıyor ve 4 saat sürüyor. Kursların konuları Çocukların kendine güvenlerini oluĢturma ġiddeti engellemeye karĢı oyun içerikli çalıĢmalar, KiĢisel sınırları koruma MUM PROJESĠ Ev içinde çocuk ve kadınların maruz kaldığı Ģiddetin engellenmesine yönelik çalıĢmalar. Bu projede 7 danıĢmanlık merkezi ile ortak çalıĢma yapılıyor. DanıĢan kiĢi istediğinde polis merkezi ile bilgi paylaĢıyor Ģayet kiĢi danıĢmanlık hizmetinden faydalanmak istemezse polisten hakları ile ilgili danıĢmanlık alabiliyor. GENÇLĠK BĠRĠMĠNDE YAPILAN ÇALIġMALAR Temel amaç çocuk ve gençleri polis ile kolaylıkla iletiĢim kuracak hale getirerek suçun önlenmesini ve mağduriyet durumunu azaltmak. Normal polislerden en büyük farkları sivil giyiniyor olmaları ve pedagojik eğitim almıĢ olmaları. Özellikle korucu önleyici çalıĢma yapıyorlar. Bu çalıĢmalar anaokullarında, ilkokullarda, liselerde ve serbest zaman geçirme merkezlerinde yapılıyor. Anaokulundan itibaren önleyici çalıĢma ya baĢlanıyor. Anaokullarında öncelikle çocukların polisi bir korku unsuru olarak görmemesi yönünde çalıĢılıyor. ÇeĢitli drama çalıĢmaları ile çocuğa polise güvenmesi öğretiliyor ve kendini nasıl koruyacağı yönünde çalıĢma yapılıyor. Örneğin; tanımadığı yabancılarla bir yere gitmemeleri gibi Ġlkokul 3. Sınıftan sonra ev ödevi Ģeklinde çalıĢmalar yapılıyor. Çocuklara hangi durumlarda polisten yardım alacağı ve nasıl irtibat kuracağı öğretiliyor. 5.sınıftan sonra kurslar veriliyor. Bu kurslar toplumsal cesaret ve Ģiddete karĢı nasıl tavır alınacağınla ilgili. Bu çalıĢmalarda polislere pedagoglar eĢlik ediyor. Öğretmenlere yönelikte koruyucu önleyici çalıĢmalar yapıyor. Bir çocuğun suçluluğu yada mağduriyeti durumunda yapılması gerekenler hakkında öğretmenlere bilgiler veriliyor. MÜNĠH GENÇLĠK DAĠRESĠ (Çocuk ve Gençlerde Suç ĠĢlemeye Yönelik Önleyici ÇalıĢma ve Müdahale) Daniela STAĠMER, Ulrike Friedrich-GRAF Gençlik dairesinin adli yardım kuruluĢu olarak görev alanlarına baktığımızda, gençlerin suç iĢlemesiyle uğraĢan üçüncü bir kuruluĢtur. Fail ve mağdur çalıĢmaları bu dairenin görevidir. Koruyucu ve önleyici çalıĢmaların yanı sıra dava sürecinde hem fail ile hem de mağdur ile dava sonuna kadar çalıĢmalar yapılmaktadır. Bu çalıĢmaları yaparken de Gençlik Dairesi + Genlik Polisi + Adalet + Kamu Düzeni Dairesi + Bölge Sosyal Hizmet Dairesi ortak çalıĢmaktadır. Çocuk ve gençlere yardımın her alanında çalıĢıyor. Gençlik dairesinin birincil görevi çocuğun esenliğini korumaktır. Mağdur ve faillere yönelik KORUYUCU VE ÖNLEYĠCĠ çalıĢmalar yapılıyor. Bu amaç doğrultusunda çocuğu ―fail olmaktan korumak‖ esas alınmıĢtır. Failler ile ilgili çalıĢmaların odak noktası suçun engellenmesi. Bir genç bir defa suç iĢlediyse bundan sonraki yaĢamında tekrar suçlu olmasını engelleyecek çalıĢmalar yapılıyor. Failler ve aileleri ile birlikte gelecek hakkında yeni planlar yapılarak gencin tekrar suç iĢlemesine yönelik önlemler alınıyor. 14 YAġINI DOLDURMAMIġ ÇOCUKLAR ĠLE YAPILAN ÇALIġMALAR Polis tarafından suç tespit edilse de cezai ehliyeti olmadığından kayıtlara geçirilmiyor. Sadece vaka gençlik dairesine bildiriliyor. Bu noktada öncelikle aile ve çocukla görüĢülüyor ve çeĢitli yöntemler anlatılıyor. Bunun yanı sıra dava sürecince çocuğa Gençlik Adli Yardım kuruluĢu yardımcı oluyor. Gençlik Adli Yardım KuruluĢunun görevi; dava sırasınca gencin ve ailenin durumu konusunda onları aydınlatmaktır. 14 yaĢ altı çocuklar suç iĢlediğinde polis bu durumu Gençlik Dairesine bildirir. Daire suça karıĢan çocuğun ailesine mektup yazarak aileye konu ile ilgili yardım önerebilmektedir. 14 YAġINI DOLDURMUġ ÇOCUKLAR ĠLE YAPILAN ÇALIġMALAR Suç iĢleme davranıĢı geçici bir eğilim olarak kabul edildiğinden öncelikle çocuğu damgalamamaya yönelik çalıĢmalar yapılır. 14 yaĢ üstü çocuklarda 14 yaĢ altı çocuklara yapılan uygulamaların yanı sıra, ‖Gençlik Adli Yardım Bürosu‖ tarafından adli destek verilmektedir. Bu büro gencin yaĢantısının arka planını ortaya çıkartmak amacıyla danıĢmalık hizmeti verir. GENÇLĠK ADLĠ YARDIM BÜROSU Gençlik dairesi içinde tek bir birim olarak görevini sürdürmektedir. 14–21 yaĢ arası kendilerine karĢı dava açılmıĢ gençler ve ailelerine hizmet vermektedir. Birimin 2 yasal dayanağı vardır. 1. Gençlik yardım yasasının uygun gördüğü tüm yardımlar 2. Gençlik mahkemesine destek yardımları Bu büroda çalıĢan her bir sosyal hizmet görevlisi gençlik hâkimine yardımcı olmaktadır. Ve ikisinin yürüttüğü vakalar alfabetik sıraya göre sıralanmıĢ, her seferinde aynı vakanın aynı hâkim ve sosyal hizmet görevlisi ile karĢılaĢmasını sağlamaktadır. Adli yardım birimi bölge sosyal hizmet dairesi ile birlikte çalıĢmaktadır böylece bir çocuğun cezai ehliyeti olmadan öncede suç biyografisi olup olmadığı anlaĢılabilmektedir. Adli Yardım Biriminde Uygulanan ġiddet eğilimli çocuklara yönelik eğitim programları Bireysel danıĢmanlık YüzleĢtirmeye yönelik çalıĢmalar Bir eyalette ki tüm adli yardım bürolarının bağlı olduğu gençlik adli yardım birimi bulunmaktadır. EĞĠTĠM DANIġMANLIK YARDIM HĠZMETĠ BÜROSU Çocuk bakımı ve eğitimi, aile yardımı, sokak çalıĢmaları, sosyal yardım, velayet, vesayet, gezici yardım, tatil ve aile programları bu büroda verilen hizmetlerdir. Genlik dairesinin ortak çalıĢma yaptığı birimlerden bir de Kamu Düzen Dairesi‘dir. Kamu Düzeni Dairesi, yerel yönetime bağlı bir birimdir. Çocuğun suç iĢlemesi durumunda kendi alanını ilgilendiren bir durum söz konusu olduğunda devreye girer ve çocuğun anne babasını görüĢmeye çağırır. Anne babaya yardımcı olmayı teklif eder ve çocuk için birlikte çalıĢırlar. UYUġTURUCUYA KARġI YARDIM MERKEZĠ (SCWABEN) (AUGSBURG) Uwe SCHMĠDT UyuĢturucu bağımlısı gençler ve onların ailelerine yardımcı olmak amacıyla kurulmuĢ. Önleyici ve koruyucu çalıĢma yapılıyor. ĠĢ yeri ve okullar içinde önleyici çalıĢmalar planlıyor. ÇeĢitli alanlarda çalıĢıyor. 1.Gençliği koruyucu önlemler Öncelikle bağımlılık varsa gencin hayatta kalmasına odaklı çalıĢılıyor. 2.DanıĢma ve yönlendirme 3.yeni hedefler için danıĢmanlık 4.Eğitim yardımı(anne ya da baba bağımlı ise onların çocukları için eğitim yardımı yapılıyor.) ERKEN MÜDAHALE ÇALIġMASI Ġlk kez basit uyuĢturucu(Esrar, Kimyasal ilaçlar gibi) ile temas etmiĢ gençler için uygulanıyor. Gençler polis tarafından yönlendiriliyor. Polis aynı bilgiyi savcılığa da iletiyor. Bazen ailelerde bu çalıĢmalara yönlendirile biliyor. Öncelikle maddeyi kullanan gençle bireysel görüĢme yapılıyor. Bu görüĢmeden sonra gencin gurup çalıĢmasına katılıp katılmayacağına karar veriliyor. Bireysel görüĢmelerden sonra grup oluĢturuluyor. Gruplara 8–10 genç katılıyor. 2 oturumlu 4 saatlik grup çalıĢması yapılıyor. Kurs bitiminden sonrada bireysel çalıĢma yapılıyor bu son oturum programın değerlendirmesi amacını taĢıyor. Grup çalıĢmasında gencin kullandığı maddenin kendine vereceği zararlar konusunda farkındalık kazanması, gençlere uyuĢturucu kullanması durumunda kanuni olarak da neler yaĢayacağı konusunda bilgi veriliyor. Amaç korkutarak uyuĢturucudan vazgeçirmek değil madde kullanımının zararlarını kiĢiye benimsetmek. Buraya katılan gençler kurs sonucunda bir belge almaktadırlar. Grup çalıĢmalarında gençlere; Madde bedeninde nasıl etkiler yaratabilir. Madde kullanması sonucunda oluĢan cesaret gibi kazanımların sonuçları Bağımlılık nasıl baĢlar ve bağımlı olmamak için neler yapılmalıdır. Konularında bilgiler verilmektedir. Koruyucu önleyici çalıĢmalar kapsamında okullarda da çalıĢmalar yapılıyor. Okullarda yapılan çalıĢmalar bir defa sınıfta toplu halde bilgilendirme Ģeklinde değil 2 aylık bir çalıĢma olarak planlanıyor. Okullarda yapılan çalıĢmalarda aileler de bilgilendiriliyor. Bu çalıĢmada gençlere; Çocuk olmak, yetkin olmak, 12–14 yaĢ arasında madde kullanımına iten nedenler, ArkadaĢların onlar üzerinde ki etkisi, arkadaĢlık sınırı nerde bitmeli… Cinsiyete özgü davranıĢ özellikleri, Kendine güven duygusu, Hukuksal bilgiler, Madde kullanması sonucunda yaĢayacakları, Gençlik Yasası hakkında bilgiler veriliyor. KÖPRÜ KURULUġU (Brüchke) Erwin SCHLETTERER Son yıllarda Ģiddet ile ilgili konularda özellikle gençlerde hızlı bir artıĢ oluyor ve kızların oranı geçmiĢ yıllara oranla daha yüksek. Köprü kuruluĢu 1985 yılında kurulmuĢ, 7 görevli ile hizmet vermeye baĢlamıĢ ve Ģu anda 20 personelle çalıĢıyor. ÇalıĢanlar; Sosyal Pedagoglar, ġifa Pedagogları, Sosyologlar, Sosyal ÇalıĢmacılar, Konu Bazlı Eğiticiler, Psikologlar vb. meslek gruplarından oluĢmaktadır. Bu elemanlar mesleklerinin yanı sıra özellikle Ģiddet yönetimi konusunda ek eğitim almıĢ kiĢiler. 2 kiĢi aile danıĢmanlığı hizmeti veriyor. 15 çeĢit önlem programı var. Bu programlar suç iĢlemeye yönelik mahkeme tarafından ceza olarak verilmiĢ olan önlemlerden oluĢmaktadır. Özellikle saldırganlık davranıĢı gösteren gençlere yönelik çalıĢmalar yapılmaktadır. ĠĢsiz yada uzun süre iĢsizliği seçmiĢ gençlere yönelikte motivasyon çalıĢmaları yapılıyor. Gözaltına alınan gençlere yönelikte çalıĢmalar yapılıyor . KAMU HĠZMETLERĠ PROJESĠ Çok sık kullanılan bir program. Hafif suçları bir defa iĢlemiĢ failler için kullanılıyor. Öncelikle gençle bireysel görüĢme yapılıyor. Tekrar gençle suç iĢleme nedenleri üzerine konuĢuluyor. Gencin hikâyesi ile ilgili ayrıntılı bilgiler ediniliyor. Böylece alınması gereken ek önlemler olup olmayacağına karar veriliyor. Bu kamu görevleri kreĢte çalıĢmak, yaĢlılara yardım eden kuruluĢta gönüllü görev almak gibi hizmetleri içeriyor. Genç en az 8 saat en fazla 80 saat bu görevi yerine getiriyor. Gencin süren bir iĢi veya okulu varsa bu görev hafta sonlarında yerine getiriliyor. Görevin süresine hâkim karar veriyor. BĠREYSEL BAKIM PROJESĠ Gençlik ceza yasasına göre ve 14–21 yaĢ aralığında ki gençler de uygulanıyor. En az 6 en fazla 12 ay sürüyor. Gencin süreci nasıl yaĢadığı önemli, hafif suçlarda da bu yöntem uygulana biliyor. Genç suç iĢlemiĢ ve yaĢayabileceği bir evi olmadığı durumlarda bu önlem uygulanıyor. Gencin bir danıĢmanı oluyor bu danıĢmanla bireysel olarak da görüĢerek danıĢmanlık hizmeti alıyor. Temel amaç gence kendi baĢına yaĢamını sürdürme becerisi kazandırmak. Markette sınırlı para ile nasıl alıĢ veriĢ yapabilir, evinin düzenini nasıl sağlamalıdır vb. konularda genç eğitiliyor. Bireysel bir çalıĢma ve kiĢinin kiĢilik özelliklerine ve ihtiyaçlarına göre programlanıyor. Bağımlılık problemi olan gençlerde çalıĢma bununla ilgili kuruluĢlar ile ortak yürütülüyor. Bazen programa katılan gencin yüksek miktarda mali borcu olabiliyor bu durumda profesyonel borçlanma danıĢmanlığı da alması sağlanıyor. ÖFKE KONTROLÜ GRUBU 9 katılımcı ve 2 danıĢmanın önderlik ettiği bu gruplar da,2,5 saatlik grup çalıĢması ve en az 3 bireysel görüĢme planlanarak çalıĢılıyor. Grup çalıĢması sürecinde 1 defa çocuk ceza evi ziyareti gerçekleĢtiriliyor. Katılımcı profili: 14–21 yaĢ arası, çoğunluğu göç kökenli, suç iĢleme davranıĢını tekrarlayan, kendine güven sorunu yaĢayan, kendisi evde Ģiddete maruz kalmıĢ ve erkek çocuklardan oluĢuyor. Öfke kontrolüne yönelik suçlarda daha çok göç kökenli gençlerin çoğunlukta olmasının sebebi aile ve namus kavramlarını her Ģey pahasına savunman beklentilerinin olması. Grup çalıĢmasın da neler yapılıyor? Her katılımcının yaptığı ile yüzleĢmesi sağlanarak, gençlerin suçları ve suç iĢleme ile ilgili farkındalık kazanması sağlanıyor. Bu çalıĢmalarda rol oyunları kullanılıyor. Bu çalıĢma esnasında genç diğer katılımcıların kendine yönelteceği tüm soruları cevaplamak zorunda oluyor. Grup çalıĢması planlanırken daha önceden bu sorular hazırlanmıĢ oluyor. Sonraki oturumda gencin bu davranıĢı gerçekleĢtirdiği sırada öfkelenmek ve saldırmak yerine neler yapabileceği konusu tartıĢılıyor. Bu tartıĢılırken rol oyunlarından faydalanılıyor. Sözel olarak kendini ifade etme, ne zaman öfkenin tehlikeli boyutlara ulaĢacağı konusunda farkındalık kazanmaya yönelik rol oyunları çalıĢılıyor. Sıklıkla bu grup çalıĢmasına katılmıĢ ve olumlu davranıĢ geliĢtirmiĢ gençlerde guruba çağırılarak olumlu örneklerin olabileceği gence gösteriliyor. ÇalıĢmada en etkili olan uygulama çocuk ceza evi ziyareti oluyor. Bu ziyarette gençler ceza evi kıyafetleri giyerek, hapishanede ki yaĢantıyı görme deneyimi yaĢamıĢ oluyorlar. Hapishane ziyaretlerinde mahkûmların birinden yaĢadıkları konusunda da bilgi edinebiliyorlar. 3 oturumluk bireysel görüĢmelerde; 1. Oturum çocuğun biyografisi paylaĢılıyor. 2 .oturum da Gence kendini tanıması ve kendinde neleri değiĢtirmesi gerektiği konusunda danıĢmanlık veriliyor. 3.Oturumda Tüm çalıĢma ile ilgili olarak gençten geri bildirim alınıyor. BABALAR GRUBU Cezaya bulaĢmıĢ ve baba olmak üzere olan yada erken yaĢta baba olmuĢ, 15-21 yaĢlarında babalar katılıyor. Grubun amacı genç babalara baba olma sorumluluğunu kazandırmak. Video gösterileri ve rol oyunlarından yararlanılıyor ANNE-ÇOCUK GRUBU Suça bulaĢmıĢ genç anneler katılıyor. Bu gruba çocukları ile birlikte katılan annelere anne olma ile ilgili davranıĢlar kazandırılması hedefleniyor. Anne grubunu bayanlar yönetiyor. ÖĞRENCĠ MAHKEMESĠ Bir genç bir defa hafif telafisi mümkün bir suç iĢlemiĢse dava açılmıyor. Gençler mahkeme yerine kendi yaĢ grubundan oluĢan 3–4 kiĢilik bir yaĢ grubunun karĢısına çıkarılıyor. Olayla yüzleĢme ve irdeleme gerçekleĢtiriliyor. Öğrenci mahkemesini yöneten gençler daha önceden eğitimden geçiriliyor. Öğrenci kurulunun verdiği cezayı hâkimde onaylıyor ve uygulanılması zorunlu. MÜNĠH SOSYAL HĠZMET MERKEZĠ Bay Machnik BirleĢmiĢ Milletler Çocuk hakları SözleĢmesini hizmetlerinde temel olarak ele almaktadır. Bu birimde 4 bayan 4‘ü bay olmak üzere toplam 8 kiĢi çalıĢmaktadır. 2.Dünya savaĢı sonrasında gönüllülerin çabalarıyla Çocuk Esirgeme Birliği oluĢturulmuĢ bu birlik çatısı altında Çocuk Esirgeme Merkezi kurulmuĢtur. Bu merkezin hazırladığı birtakım el ilanları bulunmaktadır. Bu ilanlar doğan her çocuğun anne-babasına verilmektedir. Bu ilanlarda çocukla ilgili konularda danıĢmanlık alma ihtiyacı duyulduğunda kendileriyle bağlantıya geçilebileceği belirtilmektedir. Bu Merkeze a)Bedensel Ģiddet yaĢayanlar, b)Duygusal ġiddet yaĢayanlar, c)Cinsel tacize uğrayanlar ve ihmal-istismara uğrayan; anne-babalar, diğer aile bireyleri, gençler ve çocuklar danıĢmanlık hizmeti almak için baĢvurabilmektedir. Bu merkeze gelenleri %60‘tan fazlası gönüllü olarak kalan %40‘lık kısmı ise Mahkeme kararı-Gençlik Dairesinin kararı sonucu zorunlu olarak gelmektedir. Cinsel suç faili olan yetiĢkinlerle de çalıĢmakta olan bu merkezin finansal bütçesi %60‘ı Münih belediyesi, %20‘si Bavyera Eyaleti kalan %20‘si ise derneğin kendi topladığı bağıĢlardan oluĢmaktadır. GENÇLĠK CEZA INFAZ KURUMU Suça karıĢmıĢ, yapılan koruyucu ve önleyici çalıĢmalara rağmen mükerrer suç iĢleyen, ağırlıkla Ģiddet ve uyuĢturucu sucuna bulaĢmıĢ 14–18 yaĢ arası gençlere hizmet veren kapalı bir kurumdur. Kurumun kapasitesi 46 erkek ve 15 kız olarak belirlenmiĢtir. Cezaevine gelen gençler 1 ile 4 hafta arasında kalmaktadır. Yalnız o çocukla ilgili birden fazla mahkeme karar almıĢsa o zaman çocuk 8 haftaya kadar bu merkezde kalabilmektedir. Mahkeme tarafınca hakkında 6 ay ve üstü ceza verilen gençler için ayrıca gençlik ceza evleri bulunmaktadır. Kurumun müdürlüğünü yerel mahkemeden bir hâkim tarafından yapılmaktadır. Gençlere yönelik ahĢap ve motor atölyesi, spor salonu, bahçe içerisinde tenis kortu, satranç, basket potaları masa tenisi vb. alanlar ile uygulama mutfağı bulunmaktadır. Sosyal hizmet görevlisinin eĢliğinde çeĢitli eğitim programları düzenlenmekte ve bireysel danıĢmanlık hizmeti verilmektedir. MÜNĠH TARAFTAR PROJESĠ (STREET WORKER) Münih Taraftar Projesi, 1995 yılından itibaren erkek ve bayan futbol takımlarının taraftarlarına yönelik çalıĢmalar içermektedir. 3‘ü bayan 2‘si erkek olmak üzere toplam 5 personel görev yapmaktadır. Bu derneği finansal açıdan Gençlik Dairesi, Futbol Birliği ve Bavyera Eyaleti desteklemektedir. Bu proje özellikle futbol taraftarları arasındaki Ģiddet vakalarının artması üzerine oluĢturulmuĢtur. Bu projenin içerisinde destek olarak polis ve futbol kulüpleri yer almaktadır. Bu proje ile gençler arasındaki saldırganlık, Ģiddet, yabancı düĢmanlığı ve ırkçılık gibi davranıĢ biçimlerini önlenmeyi amaçlamaktadırlar. Dernek maçlarda polis ve taraftar arsında çıkan anlaĢmazlıklarda aracılık görevini üstelenmektedir. SONUÇ YERĠNE ―Suç Faili ve Mağdurları Olarak Çocuklar ve Gençlere‖ yönelik sosyal hizmet yaklaĢımın Almanya ile Türkiye uygulamaları arasında koruyucu önleyici çalıĢmalar, danıĢmanlık, rehberlik ve kuruluĢ bakımı hizmetlerinde çeĢitli açılardan birçok benzer ve farklılıklar mevcuttur. Almanya uygulamalarında öne çıkan konulardan bazılarına kısaca yer vermek gerekirse; Kurumlar arsı iĢbirliği anlamında sağlanan koordinasyon ve iĢbölümü uyumluluğu, Erken dönemde müdahale, Aile odaklı sürekli rehberlik/danıĢmanlık, Toplumsal alanda bilinç oluĢturma kabiliyeti, Kamuoyu oluĢturmada kitle iletiĢim araçlarını etkin kullanma, Risk gurupları ile kurulan sürekli ve takibe yönelik sosyal hizmet bağı Kurumsal bakım: Çoklu kurumsal müdahale, Sorun ayrıĢtırıcı ayrı ayrı kurumsal bakım, Açık ve kapalı kapı siteminin (çocuk-genç) vakanın sorun oluĢturma potansiyeline göre ayrı ayrı kurumlarda uygulanması, Gençlik Dairesi, Yerel Yönetim, Gençlik Polisi, Sağlık ve Adalet mekanizmasının birlikte uyumlu çalıĢma disiplini. Yasal düzenlemeler ve bilimsel yöntemin etkin kullanımı: Çocuklara ve Gençlere Yardım yasası Cezalandırma yerine topluma kazandırma yönteminin önceliği, Rehabilitasyona yönelik yasal mevzuat vs. Gençlik enstitüsünün alana iliĢkin araĢtırma yapması, Sorun çözümünde bilimsel yaklaĢım önceliği…. YURT DIġI GEÇĠCĠ GÖREV RAPORU YurtdıĢına gidecek kiĢinin/kiĢilerin adı soyadı: M. Tahir ÖZEL, Murat ÖZDEMĠR Birimi : Amasya Erkek Yet. Yurdu Müdürlüğü, Sivas 80.Yıl Kız Yet. Yurdu ve Çocuk Yuvası Müdürlüğü Katılım tarih : 11-24 Temmuz 2010 Program adı : Avrupa Birliği Hibe Programı Varsa programa katılan diğer ülkeler: Yok Programı düzenleyen kurum /kuruluĢ: Dr. Ahmet Kemal Köksal Sosyal Hizmet Vakfı Katıldığınız programın Seminer tipi KuruluĢ Ziyaretleri Toplantı ÇalıĢtay Eğitim Diğer X Program amacı ve kapsamı hakkında kısa bilgi: Engellilere yönelik olarak Ġsveç‘te verilen hizmetlerin görülerek ülkemize ve yerelde ilimize uyarlanması amacıyla proje hazırlanmıĢtır. Program sonunda alınmıĢ resmi kararlar ve öneriler: Herhangi bir resmi karar alınmamıĢtır. (MÜLGA) SHÇEK‟in mevcut durum uygulamasından farklı olan karar/öneriler : 1. Ġsveç‘te engellilere yönelik olarak hizmetlerin tamamı belediyeler tarafından yürütülmektedir. Bu hizmetlerin yürütülmesinde bütünlüğü sağlamaktadır. Ġsveç‘te fiziksel koĢullar ortopedik ve görme engellilerin kullanımına uygun düzenlendiği için bu gruptaki engellilere yönelik hizmetler sınırlı kalmaktadır. Özellikle zihinsel engellilere yönelik hizmet birimleri bulunmaktadır. Ülkemizde uygulanmaya baĢlanan ―Engelsiz YaĢam Merkezleri‖ konseptine yakın bir formatta hizmet verilmektedir. En fazla 5 kiĢilik müstakil evlerde hizmet verilmektedir. Burada hizmet alan engelliler engel durumlarına göre gerek kamu kurumlarında gerekse de özel iĢyerlerinde basit iĢlerde çalıĢtırılarak sosyal yaĢamın içine sokulmaktadırlar. ÇalıĢma saatleri genellikle özür durumuna göre değiĢmekle birlikte yaklaĢık 1-2 saat aralığında olmaktadır. 2. Ayrıca herhangi bir iĢyerinde çalıĢırken geçirdiği kaza ya da hastalık sonucu engelli duruma düĢen kiĢiler aynı iĢyerlerinde çalıĢmaktadırlar. Bu engellilerin çalıĢabilmeleri için uygun fiziksel koĢulların sağlanması yasal zorunluluktur. Bu iĢyerlerinde engellinin çalıĢma koĢularının uygun hale getirilmesi çalıĢmalarından kaynaklanan ekonomik giderler Devlet karĢılanmaktadır. (MÜLGA) SHÇEK‟in yapması gereken /önerilen uyumlaĢtırma çalıĢmaları (Genel ifadeler kullanmayınız. Somut uyumlaĢtırma çalıĢmalarını yazınız) Önerilen uyumlaĢtırma çalıĢması Hangi birim yapmalı tarafından Örnek uyumlaĢtırma Programa Katılan / Katılanların Parafı ve Ġmzası BM Suçun Önlenmesi ve Ceza Adaleti Komisyonu 20. Oturumu GĠDĠLEN ÜLKE: VĠYANA GÖREV TARĠHLERĠ: 11 – 15 NĠSAN 2011 KATILIMCILARIN ADLARI Osman BĠLGĠN – Çocuk Hizmetleri Daire BaĢkanı RAPOR ÖZETĠ: BM Suçun Önlenmesi ve Ceza Adaleti Komisyonu (SÖCAK) 20. Oturumu kapsamında ―Dijital Çağda Çocukların Korunması: Çocukların Ġstismarında Teknolojinin Kötüye Kullanılması‖ temasının tartıĢılacağı oturuma Bakanlık Makamının 07.04.2011 tarih ve 26 sayılı onayı ile Çocuk Hizmetleri Dairesi BaĢkanı Osman BĠLGĠN görevlendirilmiĢtir. Söz konusu toplantıya, Çocuk Hizmetleri Daire BaĢkanı Osman BĠLGĠN ve Emniyet Genel Müdürlüğü AsayiĢ Dairesi BaĢkanlığında görev yapan 4. sınıf emniyet müdürü Ġbrahim SARI katılım sağlamıĢtır. Toplantı BM ve bağlı kuruluĢların temsilciliklerinin bulunduğu ―Viyana Ġnternational Center (Viyana Uluslararası Merkezinde) gerçekleĢmiĢtir. Ev sahipliğini UNODC (BM Organize Suçlar ve Narkotik Birimi) yapmıĢtır. Toplantının genel konusu Dijital Çağda Çocukların Korunması: Çocuk Ġstismarında Teknolojinin Kötüye Kullanılmasıdır. Konusu itibari ile Emniyet Genel Müdürlüğü AsayiĢ Dairesi BaĢkanlığının görev alanında değerlendirilen ―dijital ortamda çocuk istismarı ve bu alanda ele alınması gereken önleyici boyutu ile istismarcılara karĢı mücadele yöntemleri değerlendirilmiĢtir. 11.04.2011 (1.Gün) : Viyana Uluslararası Merkezinde yapılan toplantıya BM‘ye üye ülkelerin çoğunlukla yer aldığı ve açılıĢa katıldıkları görülmüĢtür. Toplantının açılıĢ bölümüne Viyana BM ofisinde görevli Daimi temsilcimiz ve iki resmi görevlimiz de katılım sağlamıĢtır. Toplantı BaĢkanı, toplantı hakkında genel bilgiler ile program hakkında katılımcıları bilgilendirmiĢ ve sunumlara geçilmiĢtir. Yuri Fedotov (UNODC) : Toplantıya ev sahipliği yapan UNODC BaĢkanı Fedatov, dünyada suç önlenmesi konusunda yapılan çalıĢmaların çok önemli olduğunu vurgulayarak, yıllık tahmini 320 milyar doların uyuĢturucu trafiğinde, 32 milyar doların insan ticaretinde suç örgütlerince kazanıldığını ayrıca insan ticaretinde ortalama 2,5milyon mağdurun bulunduğunu, buna rağmen Güneydoğu Asya, Afrika ve benzer diğer ülkelerde tıbbi destek ve ilaç için 1,6 milyar doların bulunamamasından dolayı yüksek sayıda ölümlerin gerçekleĢtiğini belirtmiĢtir. Fedatov, BM‘nin bu alanda oluĢturduğu güç ve kaynakları daha etkin kullanarak suç ile mücadeleyi etkin kılmak istediğini bildirmiĢtir. Bunun için oluĢturulan ―Trust Fona‖ üye ülkelerin daha fazla yardım yapmaları gerektiğinin altını çizmiĢtir. Son olarak, suç mağdurlarını korumak için daha fazla çaba gösterilmesinin, özellikle gönüllülük esasına dayalı olarak medyanın, özel sektörün, sivil toplum kuruluĢları ile BM nezdinde iĢbirliğine gidilmesinin önemli olduğunu açıklamıĢtır. Kenya Delegasyon Sözcüsü (Afrika Grubu Adına): Toplantıya katılım sağlayan ülkelerden Kenya Delegasyon Sözcüsü çocuk istismarı ile ilgili katılımcı ülkelerin politika geliĢtirmelerinin çok önemli olduğunu, toplum ve özellikle ailelerin bu konuda duyarlı hale getirilmeleri gerektiğini vurgulamıĢtır. Afrika Birliğinin 2002 yılında ortak bir bildirge yayınladıkları ve bu konunun önemine vurgu yaptıklarını belirten sözcü iyi niyetlerini bildirerek konuĢmasını tamamlamıĢtır. Suriye Delegasyon Sözcüsü (Asya Grubu Adına): Ġnternette Çocuk Ġstismarının Önlenmesi konusunun çok önemli olduğunu vurgulayan sözcü, bu alanda mücadele için teknik destek konusunun önemli olduğunu belirtmekle birlikte, suçun önlenmesine yönelik adımlar atılmasının da çok önemli olduğunun altını çizmiĢtir. BirleĢmiĢ Milletler protokollerinin bu alanda önemli iĢlevinin olduğunu ve uluslararası profesyonel çalıĢmalarda tüm üye ülkeler tarafından faydalı bir Ģekilde kullanılabileceğini söylemiĢtir. Macaristan Delegasyon Sözcüsü (Avrupa Grubu Adına): Balkan ve Avrupa ülkeleri adına bir konuĢma gerçekleĢtirmiĢtir. KonuĢmasında Avrupa ve diğer ülkelerin mücadele çalıĢmalarından bahsetmiĢtir. Genel olarak tüm ülkelerde çocukların istismar edilme yöntemlerinin aynı olduğunu, internette genel olarak istismarcıların aĢağıdaki sıralamayı takip ettiklerini belirtmiĢtir: 1. YanlıĢ kiĢisel bilgi verdiklerini, 2. Gerçek kimliklerini sürekli gizlediklerini, 3. Porno yayınları sıklıkla izlediklerini, 4. Bir süre sonra çocuk pornosuna yöneldiklerini, 5. Ġnternette kontak kurdukları kiĢiler ile sözel cinsel istismar yaptıklarını, 6. Ġnternet ortamı dıĢında ―buluĢma‖ talep ettiklerini araĢtırma sonucu olarak belirtmiĢtir. Erkek ve kız çocuklarda pornografik görüntüler değiĢik etkiler bırakmaktadır. Buna göre; erkek çocukları pornografik görüntüleri internette ararken, kız çocukları Ģiddet içeren bu görüntülerden üzüntü duymaktadır. Ancak erkek çocuklara oranla daha fazla ―chat‖ odalarında dolaĢmakta ve sözel cinsel mesajlara ve karĢı taraftan kiĢisel bilgilerini öğrenme taleplerine maruz kalmaktadırlar. Bu tarz olumsuz saldırılardan korunmak için internet Servis Sağlayıcılara (ISP) düĢen sorumluluklar vardır ve bu sorumluluklarını yerine getirmeleri önem taĢımaktadır. Ayrıca bu konuda etkin filtre programları da iĢe yarayabilir ve yaygınlaĢmalıdır. Bir araĢtırma sonucuna göre Litvanya ve Çekoslovakya‘da aileler çocuklarını sörf yaptıkları siteler konusunda kısıtlamamaktadır. Danimarka, Estonya ve Finlandiya da ise aĢırı kısıtlamaktadırlar. Ayrıca araĢtırma sonuçları (16 yaĢ çocuklara yönelik BudapeĢte‘de gerçekleĢmiĢtir) çocukların interneti en çok, 1. Müzik ve film izlemek 2. Chat yapmak, 3. Ev ödevi yapmak, 4. Oyun oynamak, 5. Maillerine bakmak amacı ile kullandığını belirtirken %20 oranında bir grubun, cinsel içerikli siteleri gezmek amacı ile interneti kullandıklarını bildirmiĢlerdir. Ayrıca araĢtırmaya katılanların bildirdiğine göre, internette tanıĢtıkları kiĢiler ile dıĢarıda buluĢan %34 lük bir kesimden %12‘si (61 kiĢi) cinsel iliĢkiye girmiĢ, bunlardan %5,3‘ü taciz edilmiĢ, %1,6‘sıda (19 kiĢi) tecavüze uğramıĢtır. Çin Delegasyon Sözcüsü: 2010 yılında deklare edilen 12.Oturum kararlarına bağlı olarak Çin‘in dünya genelinde iĢbirliği çalıĢmalarını desteklediğini vurgulamıĢtır. GeliĢen teknoloji ile birlikte, teknolojinin bir takım zararlarının olduğu ve bu zararlı etkilerden çocuklarımızı korumak için tedbirler almamız gerektiğini bildirmiĢtir. Ayrıca, çocukları teknolojinin zararlı etkilerinden korumakla birlikte, a) Çocuk cinsel istismarı, b) Çocuk ticareti, c) Çocuk pornografisi ile mücadelenin de çok önemli olduğunu söylemiĢtir. Tavsiye olarak da, UNODC‘nin çalıĢmalarının günden güne artarak devam etmesi gerektiğini belirtmiĢtir. 11.04.2011 Öğleden Sonra “Workshop” düzenlenmiĢtir. Tema: “Çocuk Pornografi Dosyalarında Kolluk ĠĢbirliğinin Sağlanması” Jutta Antikainen (Helsinki Polis Görevlisi): Finlandiya Helsinki polis biriminden katılım yaptığını bildirmiĢtir. Helsinki de okul ile bağlantılı suçları takip etmektedirler. Ġyi uygulama olarak, internette ―Facebook Polis Profili‖ açtıklarını ve polis ile irtibat kurmanın bu sayede çok kolay olduğunu bildirmiĢlerdir. Açtıkları Facebook hesabına 2010 yılında 16.000 mesaj aldıklarını, 1000 mesajdan 400 üne cevap verdiklerini, genelde ―merhaba‖ demek için arayan insanların yoğunlukta olduğunu son 7 ayda 22 suç raporu aldıklarını, 17 sinin fuhuĢ ile irtibatlı olduğunu, 28 sözlü cinsel saldırı bulunduğunu, aylık 2000 ziyaretçilerinin bulunduğunu belirtmiĢtir. Finlandiya‘da cinsel suçlar genelde saklanan suçlardır. ReĢit yaĢı 16 dır. Ancak cinsel saldırgan aile veya öğretmeni ise bu yaĢ 18 yaĢ olarak hesaplanmaktadır. 2010 yılında polis kayıtları incelendiğinde, 1100 cinsel suçtan 150 tanesi internet ile alakalıdır. ―Virtual Community Grup‖ a iĢlenen suçların %15-20 si doğrudan ihbar yolu ile bildirilmiĢtir. Taunya Goguen(Kanada) : Ağır ve organize suçlar biriminde görev yapmaktadır. ―www.cybertip.ca‖ dan da görülebileceği üzere Kanada‘da ―çocuk koruma merkezi‖ bulunduğunu, ayrıca Salvo isimli, ülke geneli projeli çalıĢmalarının bulunduğunu belirtmiĢtir. GerçekleĢtirdikleri bu operasyonda 52 tutuklu olduğunu ve ülke genelinde sansasyon oluĢturduğunu bildirerek, ulusal medyada yer alan TV haberlerinin videolarını katılımcılara izletmiĢtir. Dikkat çeken bir konu olarak, pornografik çocuk resimleri dağıtanların, gelecekte çocuk istismarcısı olduklarına dair araĢtırmacıların sonuçlarının var olduğunu bildirmiĢtir. Marco Gercke (Almanya): Almanya, Köln Üniversitesi Siber Suçları AraĢtırma Enstitüsünde görev yapmaktadır. Kolluk güçleri iĢbirliğinin öneminden bahsetmektedir. En fazla ABD ve Malezya‘ da çocuk pornografi görüntülerinin dünyaya dağıtıldığını, suçun karakteristiği gereği bu tür suçların soruĢturulmasının çok zor olduğunu bu nedenle dünya ülke polis (kolluk) güçlerinin iĢbirliği içerisinde olmaları gerektiğini bildirmiĢtir. Özellikle online soruĢturmalarda polisin çok fazla zamanı olmadığını belirterek, ülkeler arası hızlı ve etkin gerçekleĢen iĢ birliğinin önemi vurgulanmıĢtır. Çocuk pornografisinin tekrar makaleler ve tanımı üzerinde çalıĢılarak tartıĢılması gerektiğini belirten konuĢmacı, porno süsü verilen çizim ve çizgi filmlerinin de bu kapsamda ele alınması gerektiği vurgulamıĢtır. Jon Rouse(Avustralya): Avustralya Queensland Polis Servisinde görev yapmaktadır. Achille Operasyonu hakkında katılımcılara bilgi aktarmıĢtır. ―Çocuk pornografisi‖ tanımı yerine ―çocuk istismarı‖ tanımının daha uygun olduğunu vurgulayarak konuya giriĢ yapmıĢtır. Daha sonra Achille Operasyonu hakkında hazırlanan kısa bir film göstermiĢtir. Çocuk pornografisi ile uğraĢanların çocukları uyuĢturucu maddeler ile uyuĢturularak fuhuĢ yapmaya zorladıkları ile ilgili bilgilere ulaĢtıklarını da ayrıca belirtmiĢtir. Çocuk istismarı vakalarında genel olarak dikkat çekilen hususların; 1. Çocuklar, kendi istismar resimleri hakkında polise yardımcı olabilecek doğru bilgiler verebilirler. 2. Operasyonlarda dosyalar güçlü bir Ģifreleme yazılımı olan PGP ile Ģifrelenmelidir. BaĢkalarının (polis de olsa) bu dosyaları kullanımı engellenmelidir. 3. Görüntü dosyaları büyük alan kapladığı için, küçük parçalara bölünmeli ve sıkıĢtırma (zip) programları kullanılmalıdır. 4. SoruĢturma sonrası materyal inceleme aĢamasında görülmüĢtür ki, bazı görüntülerin ilk saniyelerde belgesel veya oyun görüntüsü olarak açıldığı ancak videonun devamında çocuk istismar görüntüleri yer aldığı ortaya çıkmıĢtır.(Bu noktada örnek 2 adet video gösterimi yapılmıĢtır). Bu nedenle tüm dosyalar polis incelemesinde özenle takip edilmeli ve konusuna ve sadece giriĢ alanına bakılarak iyice araĢtırılmadan, göz ardı edilmemelidir. Ayrıca Koala operasyonu hakkında da Avustralya‘nın Ukrayna ile ortak gerçekleĢtirdikleri operasyon ve sonuçları hakkında da katılımcılara bilgi vermiĢtir. 12.04.2011 (2.Gün) Ġkinci gün, “Çocukları Teknolojinin Zararlı Etkilerinden Koruma” konusuna devam edilmiĢtir. Tema çerçevesinde toplantılar iki ayrı salonda gerçekleĢtirilmiĢtir. BM Viyana ofisinde görevli Türk delegasyonu ile her iki salon tarafımızdan ortak olarak takip edilmiĢtir. Endonezya Delegasyon Panelisti: Endonezya‘dan katılım sağlayan panelist, aynı zamanda çocuk psikoloğu olduğunu ve Kita & Buah Hati Vakıf temsilcisi olarak katılım sağladığını belirtmiĢtir. Ġnternet ortamında ailelerin saldırı altında, çocukların ise risk altında olduğunu söyleyerek sunumuna baĢlamıĢ ve Endonezya hakkında genel bir bilgi sunmuĢtur. Buna göre Endonezya‘da 2010 nüfus sayımına göre, 242 milyon insan yaĢamaktadır. Ġnternette dünya 13.sü, Facebook da ise 33 milyon kullanıcı ile Asya birincisidir. Ġnternet ortamında istismarcılar kendi aralarında Ģifreli mesajlaĢtıkları için mücadele etmek kolay değildir. Pornografi konusunda yaptıkları çalıĢmalarda ilginç verilere ulaĢmıĢlardır. Özetle bu veriler: · Pornografi dünyanın en onulmaz tiryakiliğidir ve bu bağımlılıktan kurtulmak çok kolay değildir. · Çocuklara pornografi dosyaları yoğun olarak Web site, Çizgi roman ve oyunlar aracılığı ile ulaĢmaktadır ve bu alanların yetkililerce denetlenmesi gerekmektedir. · Çocuklar porno görüntülerine %40 oranında özel odalarından, %12 arkadaĢlarının evlerindeki bilgisayarlardan, %14 internet kafelerden, %22 diğer ortamlardan ulaĢmaktadırlar. · Porno görüntülerine ulaĢan çocukların %43‘ü tiksinti duyduklarını bildirmektedir. · Bazı oyunlarda cinsel içerikli görüntüler yoğun olarak bulunmaktadır. Macaristan: Her çocuk pornosu resminin arkasında bir çocuğa ait acının bulunduğunu ve olayların bu Ģekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiĢtir. Meksika: Ġnternet ortamında çocuk istismarı ile mücadele etmenin öneminden bahsetmiĢtir. 2000 yılından itibaren Meksika‘da kurulan e-suçlar birimine 2010 itibari ile 611 suç bildirilmiĢtir. Ġnternet ortamlarında iĢlenen suçlar yıldan yıla artıĢ göstermektedir. Ġnternette en fazla pedofili suçları ile karĢılaĢılmaktadır. Kayıp çocuk vakaları da azımsanmayacak orandadır ve bu kayıp çocukların ―istismar edilmek üzere‖ kaybolduğuna dair Ģüpheler vardır. 13.04.2011 (3.Gün) Üçüncü gün konuları içerisinde ağırlıklı olarak UNODC bütçesi ve üye ülkelerin bütçeye katkı payları konusunda görüĢmeler yapılmıĢtır. Toplantıya katılım sağlayan delegasyon içerisinde Maliye Bakanlığı temsilcisinin bulunmaması ve BM viyana temsilcimizin konu hakkında yetkili ve sorumlu olması nedeni ile ―Ġnsan Ticareti Ġle Mücadele‖ bilincini arttırmak amacı ile UNODC BaĢkanı tarafından ―zincirleri kıralım, mağdurlara özgürlük sağlayalım‖ sloganı ve teması ile açılıĢı yapılan sergi faaliyeti takip edilmiĢtir. Ayrıca değiĢik ülke ve birimlerin suç önleme konusunda BM binası içerisinde gerçekleĢtirdikleri stantlar ziyaret edilerek gerekli bilgilenme sağlanmıĢtır. 14.04.2011 (4.Gün) Kazakistan: Kazakistan‘ın UNODC üyesi olduğu bildirilerek, suç ile mücadele konusunda ulusal ve uluslararası çalıĢmalar gerçekleĢtirildiğini belirtmiĢtir. Ayrıca Kazakistan‘ın sınır aĢan suçlar ile mücadele kapsamında tüm ülkelerin soruĢturma mekanizmalarını gerçekleĢtirmek amacı ile ―Public Prosecutor Office‖ Savcılık ofisi kurduklarını ve adli yardım isteyen ülkelere her türlü kolaylık ve yardımı yapabileceklerini bildirmiĢtir. Kanada: Kanada dijital ortamda çocuk istismarı ile mücadele çalıĢmalarını desteklemektedir. 2004‘den beri kapasite çalıĢmalarını; · Suç önleme · Suç soruĢturma bağlamında gerçekleĢtirdiğini bildirmektedir. Teknolojinin çocuk ve yetiĢkinler açısından en zararsız Ģekilde kullanılması taraftarıdır. Siber suçlar ile mücadele edilirken legal enstrümanlardan faydalanmak gerekmektedir. Siber suçlar kompleks suçlardır ve teknik asistanlık gerektiren bir olgu olarak karĢımıza çıkmaktadır. Uluslararası arenada Salvador Deklarasyonunda yer alan ―siber suçlar ile mücadele uzmanlar grubu‖ oluĢturulmasının önemini vurgulamıĢtır. 15.04.2011 (5.Gün) Genel Kurul tarafından E/CN.15/2011/8 üzerinde yapılan çalıĢmalara devam edilmiĢtir. Kolombiya: ―Çocukların bilgi teknolojileri olarak adlandırılan (internet, cep tel gibi) alanlarda istismarını önlemeye ve korumaya yönelik uluslararası iĢbirliği…‖ metninde yer alan çocuklar ibaresi yerine ―erkek çocuk, kız çocuk ve ergenler‖ olarak değiĢtirilmesini teklif etmiĢlerdir. Toplantı alınan kararların onaylanması ile sona ermiĢtir. Osman BĠLGĠN (MÜLGA) SHÇEK Çocuk Hizmetleri Dairesi BaĢkanı BM ÇOCUK HAKLARI SÖZLEġMESĠNĠN 20.YILDÖNÜMÜ ETKĠNLĠĞĠ GĠDĠLEN ÜLKE: ĠSVĠÇRE GÖREV TARĠHLERĠ: 07 – 10 Ekim 2009 KATILIMCILARIN ADLARI BaĢbakanlık - Ġnsan Hakları BaĢkanlığı (Asena TOPÇUBAġI – MüĢavir) Milli Eğitim Bakanlığı Ġlköğretim Genel Müdürlüğü (Abdülmuttalib ÇETĠN – Daire BaĢkanı) Adalet Bakanlığı–Kanunlar Genel Müdürlüğü (Yüksel ERDOĞAN – Hâkim) Sağlık Bakanlığı - Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü (Dr. A.Tanju ALTUNSU – Genel Müdür Yardımcısı) ĠçiĢleri Bakanlığı - Emniyet Genel Müdürlüğü AsayiĢ Daire BaĢkanlığı Çocuk ġube Müdürlüğü ( Fatih Hüsnü Berberoğlu – ġube Müdürü) ĠçiĢleri Bakanlığı - Emniyet Genel Müdürlüğü Ġnterpol Daire BaĢkanlığı (Rezi DANIġMEND – Polis Memuru) · Çocuk Vakfı BaĢkan Vekili – Prof. Dr. Aydın GÜLAN · Çocuk DanıĢma Kurulu Temsilcisi Cem ĠNCE · Çocuk DanıĢma Kurulu Temsilcisi AyĢe Gizem BĠRKAN GENEL MÜDÜRLÜK PERSONELĠ: Dr. Özcan KARS – Genel Müdür Yardımcısı Osman BĠLGĠN – Çocuk Hizmetleri Daire BaĢkanı Fikret YAMAN – Sosyal ÇalıĢmacı, Çocuk Hizmetleri Daire BaĢkanlığı RAPOR ÖZETĠ: Çocuk Hakları SözleĢmesi'nin 20. yıldönümü vesilesiyle 8-9 Ekim 2009 tarihlerinde düzenlenen etkinliğe Genel Müdürlüğümüzün koordinatörlüğünde, DıĢiĢleri Bakanlığı ve diğer ilgili kurumlardan oluĢan heyetimiz katılmıĢtır. Çocuk Hakları Komitesi ve Ġnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR), Çocuk Hakları SözleĢmesinin 20 Kasım 1989 tarihinde Genel Kurul tarafından onaylanmasının 20. Yıldönümünü kutlamak amacıyla ―Onur, GeliĢim ve Diyalog‖ temaları üzerine iki günlük bir toplantı düzenlenmiĢtir. Toplantı, Taraf Devletler, BirleĢmiĢ Milletler ve diğer hükümetler arası kuruluĢlar, ulusal insan hakları kurumları, ulusal ve uluslararası sivil toplum örgütleri, akademisyenler ve diğer ilgili aktörler dâhil olmak üzere Komiteyi ve SözleĢmeyle ilgilenen tüm kuruluĢları bir araya getirmesi açısından önemli bir olanak sağlamıĢtır. Tören, Cenevre Uluslararası Konferanslar Merkezi‘nde 8 Ekim 2009 PerĢembe ve 9 Ekim 2009 Cuma günü Cenevre‘de gerçekleĢtirilmiĢtir. AçılıĢta Ġnsan Hakları Yüksek Komiseri Navanethem Pillay tarafından bir konuĢma yapılmıĢtır. 8 Ekim sabahı düzenlenen oturuma bazı ülkelerden üst düzeyli yetkililer katılarak konuĢmalar yapmıĢlardır. Bu çerçevede söz alan Slovenya DıĢiĢleri Bakanı Samuel Zbogar, Brezilya Ġnsan Hakları BaĢkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Carmen Oliveira, Norveç Çocuk ve EĢitlik Bakan Yardımcısı Lotte Grepp Knutsen, Polonya Eğitim Bakanlığı'nda MüsteĢar Yardımcısı Krzystof Stanowski, Sırbistan Ġnsan ve Azınlık Hakları Bakan Yardımcısı Bela Ajzenberger ve Avrupa Konseyi (AK) Ġnsan Hakları Komiseri Thomas Hammarberg konuĢmalarında genel olarak çocuk haklarının yasal çerçevesinin geliĢimine ve bunun uygulanmasının önemine değinmiĢlerdir. 8 Ekim günü öğle saatlerinde ÇHS çerçevesindeki Sivil Toplum Örgütü Grubu, Slovakya ve Slovenya'nın ev sahipliğinde düzenlenen yan etkinlikte, Çocuk Hakları Komitesi'ne ÇHS'nin ihlaline iliĢkin Ģikâyetleri inceleme yetkisi tanıyacak bir mekanizmanın tesisi konusu ele alınmıĢtır. Çocuk Hakları Komitesi BaĢkanı Yanghee Lee, Komite'ye bu yetkinin tanınması amacıyla bir ihtiyari protokolün hazırlanıp hazırlanmaması konusunu ele almak üzere Aralık ayında bir ÇalıĢma Grubu toplantısı yapılacağını hatırlatmıĢtır. Panelistler arasında " (Güney Kıbrıs Yum Yönetimi) GKRY Çocuk Hakları Komiseri" Leda Koursoumba da yer almıĢtır (adı geçen GKRY'nin Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar SözleĢmesine rapor sunan heyetine baĢkanlık etmiĢti). Koursoumba, AK ülkelerinde Ģikâyetleri inceleme yetkisi olan AĠHM'nin bulunduğunu, ancak AĠHS'nin çocuk hakları-merkezli hazırlanmadığını, bu nedenle yeni mekanizmanın çocuk hakları ihlallerinin önlenmesi amacıyla önemli bir iĢlevi olacağını dile getirmiĢtir. Bu yan etkinlik sırasında birçok Sivil Toplum KuruluĢu temsilcisi ve Slovakya, Slovenya, Finlandiya gibi ülkeler söz alarak yeni mekanizmayı destekleyici açıklamalarda bulunmuĢlardır. Üç tema altında 8 Ekim günü öğleden sonra ve 9 Ekim sabah bölümünde düzenlenen toplam altı çalıĢma grubunun baĢlıkları aĢağıda sunulmuĢtur: KONU I: Onur 1. ÇalıĢma Grubu: Çocuklar: Hak Sahibi Ticari Malın KarĢıtıdır 2. ÇalıĢma Grubu: Çocuklara Yönelik Ayrımcılık KONU II: GeliĢim 3. ÇalıĢma Grubu: Taraf Devletlerin yükümlülükleri: Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Hakların Uygulanması. Ekonomik kriz dönemlerinde çocuk hakları bir lüks müdür? 4. ÇalıĢma Grubu: Uygulama etkinleĢtirme ilkesi olarak kapasitelerin geliĢtirilmesi KONU III: Diyalog 5. ÇalıĢma Grubu: Yeni bir demokratik dinamik: çocukların politika üretme sürecine sistematik katılımı 6. ÇalıĢma Grubu: Aile içerisinde çocukların söz hakkı: direniĢin üstesinden gelme Söz konusu çalıĢma gruplarının tümü heyetimizce izlenmiĢtir. 9 Ekim günü öğleden sonra bölümünde, çalıĢma gruplarında ele alınan ve kabul edilen tavsiyeler okunmuĢtur. Metni iliĢikte sunulan tavsiyelerin Çocuk Hakları Komitesi'nin 11–29 Ocak 2009 tarihleri arasında düzenlenecek olan 53. oturumunda kabul edilmesi öngörülmektedir. KATILIMIN AMACI: Çocuk Hakları SözleĢmesi'nin 20. yıldönümü vesilesiyle 8-9 Ekim 2009 tarihlerinde düzenlenen etkinliğe Ülkemizin aktif olarak temsil edilmesini sağlamak. ÜLKE YARARINA ÇIKTILAR Genel Müdürlüğümüzün koordinatörlüğünde, Çocuk Haklarına Dair SözleĢmenin 20. Yıldönümü etkinliğine ilgili kamu kurum ve kuruluĢlarının yanı sıra Çocuk Vakfı Temsilcisi ve Çocuk Hakları Komiteleri üyelerinden iki çocuğun katılımını koordine etmiĢtir. Söz konusu toplantıda, 6 çalıĢma grubu düzenlenmiĢtir. Heyet üyelerinin bütün gruplara katılımı sağlanmıĢtır. (MÜLGA)SHÇEK Genel Müdürlüğü yetkilileri, özellikle çocuk katılımı ile ilgili çalıĢma grubunda Türkiye‘deki çocuk katılımını anlatma fırsatı bulmuĢlardır. 2000 yılından itibaren, Türkiye‘nin 81 Ġlinde faaliyet gösteren çocuk hakları komiteleri ile ilgili olarak söz hakkı alınmıĢ ve söz konusu komitelerin yanı sıra 2008 yılında TBMM bünyesinde milletvekillerinden oluĢturulmuĢ olan Çocuk Hakları Ġzleme Komitesi ve yine aynı yıl içerisinde oluĢturulan Çocuk DanıĢma Kurulu hakkında da bilgi verilmiĢtir. EK: Toplantı Sonrasında Kabul Edilen Tavsiyeler ÇalıĢma Grupları Tarafından Sunulduğu ġekilde Taslak Önerileri KONU I: Onur ÇalıĢma Grubu 1: Çocuklar: Hak Sahibi Ticari Malın KarĢıtıdır ÇalıĢma Grubu 2: Çocuklara Yönelik Ayrımcılık KONU II: GeliĢim ÇalıĢma Grubu 3: Taraf Devletlerin yükümlülükleri: Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Hakların Uygulanması. Ekonomik kriz dönemlerinde çocuk hakları bir lüks müdür? ÇalıĢma Grubu 4: Uygulama etkinleĢtirme ilkesi olarak kapasitelerin geliĢtirilmesi KONU III: Diyalog ÇalıĢma Grubu 5: Yeni bir demokratik dinamik: çocukların politika üretme sürecine sistematik katılımı ÇalıĢma Grubu 6: Aile içerisinde çocukların söz hakkı: direniĢin üstesinden gelme Söz konusu altı ÇalıĢma Grubu birinci gün öğleden sonra ve ikinci gün sabah ve öğleden sonra belli bir zaman diliminde paralel toplantı yapmıĢlardır. Tüm ÇalıĢma Grupları; Genel Raportörler tarafından genel kapanıĢ oturumunda sunulan ve derlenen altı öneri dizisi üzerinde mutabık kalmıĢtır. Bu öneriler; çocuk Hakları Komitesi tarafından derlenecek ve değerlendirilecek olup Ocak / ġubat 2010 tarihli 53. oturumda kabul edilecektir. KONU I: Onur ÇalıĢma Grubu 1: Çocuklar: Hak Sahibi Ticari Malın KarĢıtıdır Öneriler 1. Çocuk hakları üzerine kurulu koruma ve önleme ait entegre yaklaĢım: Kız ve erkek çocuklarının ekonomik ve cinsel istismarına karĢı aynı zamanda bütüncül, dinamik, merkezden uzak, evrimsel ve uyumlu olması istenen kurumlar arası ve çok sayıdaki sektör koordinasyonuna ait etkili bir mekanizmanın Devlet, BirleĢmiĢ Milletler kurum ve kuruluĢları ile sivil toplum kuruluĢları arasında, koordineli hareket imkânı tanıyıp açıkça belirlenen sürede tespit edilen hedeflerin gerçekleĢtirildiği uzun vadeli bir koruma ve önleme sistemini kurmak. Yerel, ulusal ve insan hakları koruma mekanizmaları ve resmi makamları düzeyinde, uluslararası periyodik inceleme dâhil olmak üzere, bu sistemin yerleĢtirilmesindeki ilerlemelerle ilgili olarak düzenli bir Ģekilde hesap vermek. 2. Mevzuat: Bütün devletler tarafından ilgili uluslararası ve bölgesel imkânları ve özellikle Çocuk Hakları SözleĢmesine Ek Çocuk SatıĢı, FahiĢeliği, Pornografisi ile ilgili ihtiyari protokolün onaylanmasını harekete geçirmek ve bu araçlara uygun kanuni çerçeveyi kabul etmek, 18 yaĢından küçük bütün çocukların her türlü sömürülmelerini suç saymak. Kapasitelerin dolaylı yoldan artırılması ile kabul edilen kanunun yerleĢtirilmesini, geniĢ halk kitlesi nezdinde mevzuatın geniĢ bir Ģekilde yayılmasını, hukuk ve emniyet çalıĢanları için eğitim çalıĢmaları organize edilmesini ve çocuklarla çalıĢan herkesin duyarlı olmasını sağlamak. 3. SoruĢturma, Ģikâyetler ve yaptırım mekanizmaları: SoruĢturma ve yaptırım mekanizmaları kurmak. ġikayetlerin toplanması, teĢvik edenlerin, koruyanların ve çocukların sömürüldüğü Ģebekelerden (biliĢim suçları, uyuĢturucu trafiği) faydalanan kiĢilerin takibi ve araĢtırılması ile ilgili etkili prosedür ve mekanizmaların mevzuatın sisteminin çocuk ihtiyaçlarına uyarlanması özellikle ağır suçlara bulaĢmıĢ veya Ģahit olmuĢ çocukların korunmasını ve onların BirleĢmiĢ Milletler Sosyal ve Ekonomik Konseyi tarafından kabul edilen 22 Temmuz 2005 tarih 2005/20 sayılı kararı ile formüle edildiği Ģekilde ağır suçlara karıĢmıĢ veya Ģahit olmuĢ çocuklarla ilgili Kanunun ana hatlarına uygun olarak tekrar topluma kazandırılmasını sağlamak için özel tedbirlerin ve uygun mekanizmaların ve programların tesisi göz önüne alınarak kurulması. RüĢvet ve kaçağa karĢı savaĢ mekanizmalarının kurulması. 4. Çocukların katılımı: Etkili koruma ve engelleme araçlarının geliĢtirilmesi. Çocuk DanıĢma Konseylerinin kurulması da dâhil olmak üzere, çocukların sömürülme ve kullanılmalarına karĢı koruma ve engelleme politikalarının hazırlanması, bütçelendirilmesi ve geliĢtirilmesiyle ilgili tüm aĢamalarda çocukların etkin Ģekilde katılımı sağlanmalıdır. 5. Uygun çevre: Özellikle Ģiddet içermeyen ve pozitif eğitim metotlarını öne çıkararak çocuklara aileler, okullar, kurumlar, topluluklar içinde koruyucu ve güvenli bir ortam sunmak. Bilgi, duyarlılık, ailelere, topluluklara, okullara, kurumlara, belediyelere ve yerel yöneticilere yönelik eğitim çalıĢmaları düzenlemek ve onları çocukların sömürülmesi ve kullanılmasını önleyici her türlü tedbirlere katılımını sağlamak. Etkilenebilecek durumdaki çocukları tespit etmek ve sığınmacı, göçmen, öksüz, nüfus kaydı olmayan, ekonomik yoksunluk ortamlarından gelen, sokakta yaĢayan, silahlı çatıĢmaya bulaĢmıĢ, aile ortamından kopmuĢ, AIDS yüzünden öksüz kalanlara özel itina göstermek ve en kötü durumda olan ailelere destek ve fakirlikle mücadele karĢı etkili araçları kullanmak. 6.Özel Ģirketler/ Medya araçları: Özel Ģirketlere (internet, telekom, turizm Ģirketleri ve bankalar) ve medyaya, çocukların sömürülmesi ve kullanılmasına karĢı mücadeleyle ilgili olarak sorumluluk yükleyin. Ġnternetin veya diğer baĢka teknolojilerin, bağlı olarak veya bağlanmadan, çocukların cinsel amaçlı istismarı için kullanılmasını engelleyin. Çocukların sömürülmesini konu alan ticari alıĢ veriĢleri yapmaya yarayan finansal düzenleri araĢtırarak yıkıp bozunuz. Duyarlılık ve eğitim kampanyaları geliĢtirilmesini desteklemek için özel/kamu ortaklıkları geliĢtiriniz. 7. Uluslararası iĢbirliği: Çocukların sömürülmesi ve kullanılmasına karĢı mücadelede uluslararası iĢbirliğini güçlendiriniz ve özellikle organize suçlara karĢı mücadele çerçevesinde polis tarafından yürütülen araĢtırmalarla ilgili, dolaylı olarak çok taraflı antlaĢmalarda dahil olmak üzere, bir teknik, finansal, bilgi değiĢimi ve pratik tecrübe yardım sistemi kurun. ÇalıĢma Grubu 2: Çocuklara Yönelik Ayrımcılık Öneriler 1. AnlaĢma organları arasında ortak çalıĢmanın güçlendirilmesi: Ayrımcılığın çeĢitli nedenlerinin ve Ģekillerinin birbirlerine bağlı olmasından ve birbirleri ile örtüĢmesinden dolayı, anlaĢma tarafları çeĢitli Ģekillerde, çeĢitli alanlarda ve farklı seviyelerde ortak çalıĢmasını güçlendirme konusunda yani ayrımcılık hakkında genel ortak yoruma sahip olma, ortak genel tartıĢma günleri yapma vb. konusunda teĢvik edilmiĢtir. 2. Çocukların gösterilmesi: Çocuğun tabiatından gelen onuruna saygı duymak ve çocuklara bir grup olarak saygı göstermek için taraf devletler medya tarafından çocukların tanımlanması, bağıĢ toplanması, tanıtılması ve araĢtırma yapılması (ve diğer amaçlar açısından) ile ilgili yönergelere (davranıĢ kuralları, ahlak kuralları vb.) ve tüzüklere dayanak vermeli (Oslo Challenge, 1999 Guidelines for Journalists), bunları geliĢtirmeli ve/veya güçlendirmeli ve bu faaliyetlere sivil toplum paydaĢlarını da dâhil etmelidir. 3. AraĢtırma, veri toplama, takip etme, değerlendirme: Çocuk Hakları SözleĢmesinin ve ilgili politikalarının uygulanmasını güçlendirmek için çocuklara karĢı ayrımcılık Ģekillerinin ve çeĢitli zeminlerin araĢtırılmasını, takip edilmesini ve değerlendirmesini gerçekleĢtiriniz. Diğer araçların yanı sıra ulusal göstergelerin oluĢturulması da dikkate alınmalıdır. Özellikle, çocukların aktif katılımı teĢvik edilmeli; politikaların ve uygulamaların bildirilmesi amacı ile görüĢleri dikkate alınmalıdır. Çıktıların geniĢ çapta duyurulmasına gereksinim vardır. 4. Ayrımcılığın önlenmesi: Taraf devletler, sivil toplum ve tüm paydaĢlar; diyalog kurulmasını sağlayarak, yapısal haksızlıkları ele alarak, bilgilerin paylaĢılmasını sağlayarak ve insan hakları eğitimi sunarak (Ģiddet içermeyen iletiĢim, çatıĢmaların çözülmesi, değiĢim programlarının tanıtılması ve dâhili katılım) yaklaĢımların değiĢtirilmesini hedefleyecek önlemlerin alınması ile ayrımcılığı engellemeyi talep etmelidirler. Kanıt temelli uygulamalara yatırımın yapılması gereklidir. 5. ĠyileĢtirmeler: Taraf devletler; ayrımcılığın mağdurları olan çocuk bireylere ya da gruplara yönelik iyileĢtirmeler sağlamak üzere uluslar arası, ulusal ve yerel seviyelerde prosedürlere baĢvuru yolunun açık olmasını ve eriĢilebilir olmasını temin etmelidir. Bu prosedürlerin kapsamı geniĢ olmalıdır, hukuki ve hukuki olmayan (non – judicial) usulleri içermelidir (meditasyon, iyileĢtirme yardımı (sosyal, sağlık, psikolojik)). 6. Çocuk hakları genel teamül: Taraf devletler; Çocuk Hakları SözleĢmesinin uygulanması ve takip edilmesi yolu ile ayrımcılığı önlemek ve bununla baĢa çıkabilmek için çocuk haklarının toplumsal seviyede ele alınmasını sağlamak üzere yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası seviyede sıkı bir iĢ birliğine girme konusunda teĢvik edilmelidir. KONU II: GeliĢim ÇalıĢma Grubu 3: Taraf Devletlerin yükümlülükleri: Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Hakların Uygulanması. Ekonomik kriz dönemlerinde çocuk hakları bir lüks müdür? Öneriler 1. Ulusal Eylem Planı: Fırsat ve siyasi iradenin bir testi olarak kullanılabilen Ģu anki ekonomik krizde, çocuklara yönelik ulusal eylem planları gözden geçirilmeli ya da geliĢtirilmeli ve sürdürülebilir sosyal koruma politikalarını zaman bağımlı göstergeler ve tüm çocuklara yönelik sağlık, kaliteli eğitim, beslenme, sosyal güvenlik ve adalet alanlarında evrensel politikalar için ayrılan stratejik bütçeler ile birleĢtirerek milli kalkınma stratejilerine dâhil edilmelidir. Bu ulusal eylem planı ve politikalar çocukların ve ailelerinin dâhil olması ile birlikte katılımcı bir Ģekilde değerlendirilmelidir. 2. Politika oluĢturma ve göstergeler: Politikanın oluĢturulması; yenilenen veri toplama ve analiz gücü özellikle de çocuk odaklı ölçüt karĢılaĢtırmalarının üzerine inĢa edilecek Ģekilde kanıt tabanlı olmalıdır. Komite; somut bir dizi insan haklarına dayalı göstergeleri gelecekte onaylamak ve aĢamalı uygulama ilkesi ile bağlantılı olarak 4.madde de ‗mevcut tüm kaynakların maksimumum boyutuna kadar‘ ifadesi ile ne denilmek istendiğini belirlemek isteyebilir. Komite ayrıca çocuk yoksulluğu parametrelerini de belirlemek isteyebilir. 3. Finansal teĢvik edici faaliyetler: Taraf devletler; ekonomiyi canlandıracak mali güdümlü paketlerin ve diğer çabaların çocuk merkezli bileĢenleri kapsamasını ve örneğin küçük ve orta ölçekli giriĢimleri ve koĢullu nakit transfer programlarını destekleyerek özellikle de ailelerin toparlanmasını güçlendirmeyi hedeflemesini sağlamalıdır. 4. ĠĢ Sektörünün sorumluluğu: Taraf Devletler uygun bir Ģekilde çocuk haklarının ihlali ile sonuçlanan faaliyet riskini azaltma ve iĢ sektörünün sosyal ve çevresel sorumluluklarının olduğunun altını çizme konusunda iĢ sektörünü teĢvik etmelidir. 5. Ekonomik, sosyal ve kültürel hakların sorgulanabilirliği: Taraf devletler; çocukların ekonomik, sosyal ve kültürel haklarının sorgulanmasını sağlamak için uygun olan tüm yasal, idari ve diğer önlemleri almalıdır. Taraf devletler bu hakların uygulanmasını daha da güçlendirmek için araç olarak yeni uluslar arası bildirim mekanizmasının oluĢturulması ile ilgili hali hazırda mevcut çabaları sarf etme konusunda teĢvik edilmelidir. 6. Uluslararası kalkınma ve iĢbirliği: Stratejik olarak çocuk haklarına öncelik verecek Ģekilde uluslar arası kalkınmaya ve iĢ birliğine yönelik Ģu anda sağlanan katkı seviyesini korumak için evrensel ekonomik krizi yönetimine acilen dâhil olmaları ülkelerden istenmelidir. Bu bağlamda, dünya çapında mali ve ekonomik krizlerin tüm insan haklarının gerçekleĢtirilmesi üzerindeki etkilerini tartıĢmak ve değerlendirmek üzere 2010 yılı Mart ayından yapılacak olan Ġnsan Hakları Konseyi 13. Oturumunun Üst Düzey Bölümü sırasında panele katılmak üzere ülkeleri davet ediniz. ÇalıĢma Grubu 4: Uygulama etkinleĢtirme ilkesi olarak kapasitelerin geliĢtirilmesi Öneriler 1. Çocuklara bakım ve koruma sağlama sorumluluğu: Taraf Devletler; bir çocuğun yeterliliklerinin uyumlu ve sağlıklı bir Ģekilde geliĢebilmesi için bir ortam oluĢturma amacıyla çocuklarına bakım ve koruma sağlama kapasitesinin arttırılması konusunda ailelere, velilere ve diğer kiĢilere destek vermeli ve onlara yardımcı olmalıdır. Aynı zamanda, taraf devletler aile yaĢamına uygunsuz müdahalelerde bulunmaktan da kaçınmalıdır. Bu bağlamda, sosyal ve kültürel bağlamlar dikkate alınmalıdır. 2. Eğitim: Taraf Devletler; çocukların bütüncül olarak geliĢmesi açısından eğitimin oynadığı rolün önemini tanımalıdır. Bu özellikle, okullarındaki eğitimi, öğrenmeyi ve sosyal yaĢamlarını iĢbirliği içerisinde geliĢtiren ve uygulayan, çocukların ve yetiĢkinlerin topluluğu olarak algılanan eğitim kurumları ile ilgilidir. Taraf Devletler; çocukların yeterliliklerini daha da geliĢtirebileceği ve bu yeterlilikleri okul konularına uygulayabileceği ortam oluĢturma konusunda eğitim tesislerinin çabalarını desteklemeli ve onlara imkânlar sağlamalıdır. 3. Uygun yaĢların oluĢturulması: Taraf Devletler; kendi haklarını kullanma konusunda geliĢen yeterlilikleri olan bir birey olarak çocuğun tanınmasının sonuçları üzerinde durmalı ve esnek uygulama sağlayarak bazı haklarını bağımsız olarak kullanması gereken uygun yaĢlar oluĢturmayı düĢünmelidir. Bu; çocuklara gerekli olan korumayı sağlarken ve çocuk haklarını uygulamak ve bunlara saygı göstermek zorunda olan kiĢiler için standartları net bir Ģekilde belirtirken çocukların yeterliliklerini de tanımaktadır. 4. Çocuğun konuĢma hakkının uygulanması: Taraf Devletler; çocukların kullanmak istediği haklarından birini özellikle de görüĢlerini bildirme hakkını kullanmasında çocuğun bireysel geliĢim yeterliliklerinin değerlendirilmesini gerekli kılan düzenlemelerden kaçınmalıdır. Aile gibi tüm gayri resmi ortamlarda her bir çocuğa onun geliĢen yeterlilikleri ile ilgili ön değerlendirme yapılmadan kendi görüĢlerini ifade etmek için makul fırsat verilmelidir. 5. Yeterlilik çeĢitliliğinin tanınması: Taraf devletler; çocukların yeterliliklerini geliĢtirme ve harekete geçirme konusundaki farklılıklarını dikkate almalıdır. Her türlü yaĢtan kız ve erkek çocuklarının farklı kültür ve din gruplarına ait olabileceği, çeĢitli sosyal etnik geçmiĢlerden gelen, zor koĢullarda yaĢamakta olan, özel yardım ve koruma ihtiyacı içinde olan, hayatlarında yer değiĢimi ve göç gibi durumlara maruz kalabileceklerinin dikkate alınarak çocuklara saygı gösterilmelidir. 6. Göstergelerin geliĢtirilmesi: Taraf devletler; çocukların haklarını bağımsız bir Ģekilde kullanmaları konusunda geliĢen yeterliliklerinin ilerlediği ya da eksik kaldığı yönlerini ölçmek üzere göstergeler geliĢtirmelidir. Konu III: Diyalog ÇalıĢma Grubu 5: Yeni bir demokratik dinamik: çocukların politika üretme sürecine sistematik katılımı Öneriler 1. Mekanizmaların kurumsallaĢtırılması: Taraf Devletler; ulusal ve yerel seviyede çocuk katılımına yönelik mekanizmaları kurumsallaĢtırmalı ve söz konusu mekanizmaların saptanması sürecinde çocuklara danıĢmalıdır. Taraf devletler çocukların tek bir homojen grup olmadığını akılda tutarak bunların sürdürülebilmesi, simgesellikten kaçınılması ve esaslı katılımın oluĢmasını sağlamalıdır. Çocuğun katılımına yönelik mekanizmalar çocuklara açıklanabilinir olmalı ve haklarının uygulanmasını takip etmek amacıyla karar verme süreçlerinde çocukların görüĢlerinin nasıl dikkate alındığını açıklamalıdır. Çocuk katılımına yönelik mekanizmalar uluslararası ve bölgesel forumlara dâhil edilmelidir. 2. Çocuk katılımının desteklenmesi: Ulusal mevzuat; Çocuk Hakları SözleĢmesinin 12. maddesine yönelik dayanaklar içermelidir ve çocuk katılımına yönelik yaklaĢımlar ile ilgili rehber ilkeler benimsenmelidir. Çocuk liderliğindeki dernekler yasal olarak tanınmalıdır. Çocukların katılımına yönelik göstergeler; çocukların katılım derecesini ölçmek üzere geliĢtirilmeli ve çocuk katılımı ile ilgili tüm hususlar hakkında düzenli araĢtırma yapılmalıdır. 3. Eğitim verilmesi ve farkındalığın arttırılması: Taraf devletler; çocuk katılımının nasıl teĢvik edileceği ve bunun hem aile hem de topluma yararları konusunda ebeveynlerin ve meslek elemanlarının eğitilmesini ve kamunun bilgilendirilmesini temin etmelidir. Ġlgili Makamlar, çocuğun kendini ifade etme hakkını kolaylaĢtıracak mekanizmaları destekleme konusundaki sorumlukları hakkında bilgilendirilmelidir. 4. Eğitim: Okullar; çocuk katılımı için önemli yerlerdir ve öğrenci meclisleri ve öğrenci temsilcileri gibi katılımcı mekanizmalar aracılığı ile sürekli ve aktif bir Ģekilde çocuklarla istiĢare edilmesini sağlamalıdır. Okullar insan haklarını öğretmeli ve uygulamalıdır. Çocukların haklarını kullanabilmeleri için sahip oldukları hakları konusunda bilgilendirilmeleri gereklidir, insan hakları ve vatandaĢlık eğitimi okul müfredatlarının temel içeriği olmalı ve bu eğitimler ilköğretim ve lise eğitimleri kapsamında verilmelidir. 5. Medya ve Yaratıcı Sanatlar: Medya çocukları dâhil etmeli ve çocuklara program geliĢtirmeleri ve çocuklar tarafından tasarlanan programların yayımlanması için özel zamanlar belirlemeleri konusunda fırsat tanınmasını sağlamalıdır. Taraf devletlere Madde 17‘ye göre kitlesel medyanın rolünün arttırılmasının önemi hatırlatılır. Sanat, çocukların kendisini ifade etmesi ve okul ve topluma katılması için kullanılmalıdır. 6. Ayrımcılık yapılan ve marjinalleĢtirilen çocuk grupları: Ayırımcılık yapılan ve toplumdan saf dıĢı bırakılan çocuk gruplarının katılması sağlanmalı ve çocukların güçlendirilmesini ve katılımdan eĢit Ģekilde faydalanmalarını sağlamak amacı ile ileriye yönelik önlemler alınmalıdır. ÇalıĢma Grubu 6: Aile içerisinde çocukların söz hakkı: direniĢin üstesinden gelme Öneriler 1. Ulusal strateji ve Ģikâyet mekanizmaları: Taraf Devletler; çocukların kendini ifade etme haklarına saygı duyan anne-baba stratejilerinin geliĢtirilmesi amacı ile aile içerisinde verimli diyalogların oluĢturulması için ulusal bütünlük stratejisini ve çocuk dostu bildirim mekanizmalarını uygulamaya sokmalıdır. Bu anlamda, özellikle kız çocuklarına önem vererek söz konusu hakların takip edilmesine ve değerlendirilmesine yönelik yeterli kaynaklar sağlanmalıdır. 2. Özel ihtiyaçları olan çocuklar: BoĢanmıĢ ebeveynlerin çocukları, alternatif bakım kurumlarında yetiĢen çocuklar, göçmen çocuklar, mülteci ve sığınmacı çocuklar, engelli çocuklar, kanunlar ve diğer kiĢiler ile çatıĢma halinde olan çocuklar gibi özel ihtiyacı olan çocukların durumları ve kültürel farklılığı dikkate alarak aile içerisindeki diyaloğun iyileĢtirilmesi için özel önlemler alınız, sözleĢme ile çeliĢki içerisinde olmayan aile içerisindeki kültürel değerlere saygı gösteriniz ve ekonomik, sosyal ve kültürel hakları güçlendiriniz. 3. Farkındalığın arttırılması ile ilgili faaliyetler: Önceliklere hitap etmek ve daha geniĢ bir topluma ulaĢmak için bilimsel gerçekler içeren çalıĢmalara dayalı eğitim modülleri ve çoklu ortam kaynakları geliĢtiriniz (medya ve yaratıcı sanatlar dahil olmak üzere). Çocukların ihtiyaçları ve hakları ile ilgili anlayıĢların geliĢtirilmesi için çocuk hakları ve bu hakların aile bağlamında nasıl uygulanacağı konusunda çocuklara, ailelerine ve diğer çocuk bakımından sorumlu olan kiĢilere insan hakları eğitimi veriniz. Bu topluluğu da içine alacak Ģekilde hedeflenen kitlenin farkındalık arttırma sürecini içermelidir. 4. Ġnsan hakları eğitimi ve Madde 12‟nin tamamıyla uygulanması: Çocuklara, anne babalarına ve diğer çocuk bakımından sorumlu olan kiĢilere insan hakları eğitimi verilmelidir. Komite; sistematik bir Ģekilde taraf Devletleri Madde 12‘yi tamamıyla uygulamaya ve bunu genel olarak çocuk katılımı ve özel olarak da aile içerisindeki diyalog üzerinde yansıtmaya davet etme yolu bulmalıdır. 5. AraĢtırma Faaliyetleri: Komite; çalıĢmaların aĢağıda belirtilen konularda yapılacak araĢtırmaların UNICEF Innocenti AraĢtırma Merkezi gibi araĢtırma merkezleri tarafından yapılmasını önerebilir: a) Aile içerisindeki diyalogun öneminin yansıtılması için geniĢ aile dahil olmak üzere aileler içerisindeki diyalog ve söz konusu iletiĢimin güçlendirilmesi için ailelere yardım edecek örüntülerin belirlenmesi. b) Aileye yapılan yeterli zaman yatırımının önemi ve faydaları, bu yatırımın maliyeti ve beklenen sosyal karları 6. ÇalıĢmanın Organizasyonu: Taraf devletleri aile içerisinde diyalog oluĢturulması için gerekli zamanın ayrılması ile ilgili bir organizasyon oluĢturma konusunda teĢvik ediniz. HAZIRLAYANLAR Dr. Özcan KARS – Genel Müdür Yardımcısı Osman BĠLGĠN – Çocuk Hizmetleri Daire BaĢkanı Fikret YAMAN – Sosyal ÇalıĢmacı, Çocuk Hizmetleri Daire BaĢkanlığı BM ÇOCUK HAKLARI SÖZLEġMESĠNE EK ÇOCUKLARIN SĠLAHLI ÇATIġMALARA DÂHĠL OLMALARI KONUSUNDAKĠ ĠHTĠYARĠ PROTOKOLÜN SUNUMU GĠDĠLEN ÜLKE: ĠSVĠÇRE GÖREV TARĠHLERĠ: 13 – 15 Eylül 2009 KATILIMCILARIN ADLARI DıĢiĢleri Bakanlığı (Çok Taraflı Siyasi ĠĢler Genel Müdürü Büyükelçi Hasan GÖĞÜġ, HEYET BAġKANI) DıĢiĢleri Bakanlığı Uluslar arası KuruluĢlar Genel Müdür Yardımcılığı (Erman TOPÇU, AtaĢe) ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ÇalıĢma Genel Müdürlüğü DıĢ ĠliĢkiler ve Yurt DıĢı ĠĢçi Hizmetleri (Erhan BATUR – MüĢavir) Milli Eğitim Bakanlığı Ġlköğretim Genel Müdürlüğü (Timur ġEYHOĞLU-Genel Müdür Yardımcısı) Adalet Bakanlığı – Kanunlar Genel Müdürlüğü (Yüksel ERDOĞAN – Hâkim) Genelkurmay BaĢkanlığı (Hukuk ĠĢleri ġubesi, Hâkim BinbaĢı Olcay YEġĠLKAYA) Milli Savunma Bakanlığı (Askeralma Dairesi BaĢkanlığı – BinbaĢı Kemal ELLĠALTIOĞLU) Jandarma Genel Komutanlığı (Melike KOÇ – Avukat) Radyo Televizyon Üst Kurulu BaĢkanlığı (Selahattin GÜVEN – Uzman Yardımcısı Ġzleme ve Değerlendirme Dairesi BĢk.) Emniyet Genel Müdürlüğü (Ali Osman ANILIR – Emniyet Amiri, AsayiĢ Daire BaĢkanlığı) ĠçiĢleri Bakanlığı, Emniyet Gen. Md. TÜBĠM ( Hasan YILMAZ 2. Sınıf Emniyet Müdürü, Urfa Emniyet Müdür Yardımcısı). GENEL MÜDÜRLÜK PERSONELĠ Dr. Özcan KARS – Genel Müdür Yardımcısı Osman BĠLGĠN – Çocuk Hizmetleri Daire BaĢkanı H. Betül Özdüzen TEKER – ġube Müdür V. Çocuk Hizmetleri D. BaĢk. Fikret YAMAN – Sosyal ÇalıĢmacı, Çocuk Hizmetleri Daire BaĢkanlığı RAPOR ÖZETĠ: BirleĢmiĢ Milletler (BM) Çocuk Haklarına Dair SözleĢme, ülkemiz tarafından 1990 yılında imzalanmıĢtır. 1995 yılında Resmi Gazete‘ de yayımlanarak yürürlüğe giren söz konusu sözleĢme, Ülkemiz bakımından uluslararası düzlemde 4 Nisan 1995 tarihinde bağlayıcılık kazanmıĢtır. BM Çocuk Hakları SözleĢmesine Ek Çocuk SatıĢı, Pornografisi ve FahiĢeliğine ĠliĢkin Ġhtiyari Protokol ülkemiz tarafından 2000 yılında imzalanmıĢ ve 2002 yılında Resmi Gazete‘ de yayımlanarak yürürlüğe girmiĢtir. Çocuk Hakları SözleĢmesine Ek Çocuk SatıĢı, Pornografisi ve FahiĢeliğine iliĢkin Ġhtiyari protokol kapsamında ilgili tüm kamu kurum ve kuruluĢları, üniversiteler ve sivil toplum örgütlerinin katılımı ile hazırlanan ilk ülke raporumuz, BM Çocuk Hakları Komitesine 17 Mayıs 2006 tarihinde sunulmuĢtur. Çocuk Haklarına Dair SözleĢmeye Ek Çocukların Silahlı ÇatıĢmalara Dâhil Olmaları Konusundaki Ġhtiyari Protokol ise ülkemiz tarafından 2000 yılında imzalanmıĢ ve 2004 yılında Resmi Gazete‘ de yayımlanarak yürürlüğe girmiĢtir. Genel Müdürlüğümüz koordinatörlüğünde ilgili tüm kamu kurum ve kuruluĢları, üniversiteler ve sivil toplum örgütlerinin katılımı ile hazırlanan Ülke Raporumuz DıĢiĢleri Bakanlığı aracılığıyla 2007 yılında BirleĢmiĢ Milletler Çocuk Hakları Komitesine sunulmuĢtur. Ülke raporumuzun sunumundan önce, Çocuk Hakları Komitesi tarafından Ülkemize 14 soru (EK 1) yöneltilmiĢtir. Söz konusu sorular Genel Müdürlüğümüz koordinatörlüğünde ilgili kamu kurumlarıyla cevaplandırılarak DıĢiĢleri Bakanlığı aracılığıyla Komiteye iletilmiĢtir. Söz konusu Ülke raporumuzun sunumu ise, Büyükelçi Hasan GÖĞÜġ‟ ün baĢkanlığında ilgili kamu kurum temsilcileri ile birlikte 14 Eylül 2009 tarihinde Cenevre‘de düzenlenen BM Çocuk Hakları Komitesinin 52. oturumu kapsamında yapılmıĢtır. Ülke raporumuzun sunumuna müteakip Komite tarafından Ülkemize birtakım sorular yöneltilmiĢ ve soruların yanıtlanması için 20 dakikalık bir süre verilmiĢtir. Bu süre zarfında, Komite tarafından yöneltilen sorular heyet üyeleri ile kapsamlı bir Ģekilde değerlendirilmiĢ ve süre bitiminde sorular cevaplandırılmıĢtır. Soruların cevaplandırılması esnasında Komite üyeleri tarafından ilave sorular heyetimize iletilmiĢ, söz konusu sorulara da ilgili heyet üyelerince gerekli yanıtlar verilmiĢtir. Komite tarafından heyetimize yöneltilen söz konusu sorulardan bir kısmı aĢağıda belirtilmiĢtir. · Silahlı ÇatıĢmalara herhangi bir Ģekilde karıĢan çocuklarla ilgili olarak ne tür tedavi programları uygulanmaktadır? Yapılan somut çalıĢmalar nelerdir? Bu çocuklar için özel tedavi programları var mı yoksa genel hizmetlerden mi yararlanıyorlar? · Adalet Mekanizmasında görev alan meslek elemanlarına protokol ile ilgili eğitim veriliyor mu? · Askeri okullarda söz konusu protokole ve ilkelerine yer veriliyor mu? ·Çocukların ağır ceza mahkemelerinde yargılanmaları ÇHS‘ ye aykırı olup bu çocuklar ile ilgili bir rehabilitasyon programı uygulanıyor mu? · Çocukların silahlı çatıĢmalara karıĢmalarını engellemek için ne tür önlemler alınıyor? · Çocukları silahlı çatıĢmalarda kullanan gruplar için özel bir kanun var mı? ·ÇHS‘ ye Ek Ġhtiyari Protokollerin Türkçe bilmeyen çocuklara ulaĢtırılması için yapılan çalıĢmalar nelerdir? Ġhtiyari Protokolün, Türkçe dıĢındaki baĢka dillere çevirisi yapılabilir mi? KATILIMIN AMACI: Çocuk Haklarına Dair SözleĢmeye Ek Çocukların Silahlı ÇatıĢmalara Dâhil Olmaları Konusundaki Ġhtiyari Protokolün Sunumunu GerçekleĢtirmek ÜLKE YARARINA ÇIKTILAR Genel Müdürlüğümüzün koordinatörlüğünde, Çocuk Haklarına Dair SözleĢmeye Ek Çocukların Silahlı ÇatıĢmalara Dâhil Olmaları Konusundaki Ġhtiyari Protokolün Sunumu ilgili kurum temsilcileri ile birlikte baĢarılı bir Ģekilde gerçekleĢtirilmiĢtir. Komite tarafından yöneltilen sorular, DıĢiĢleri Bakanlığı Çok Taraflı Siyasi ĠĢler Genel Müdürü Büyükelçi Hasan GÖĞÜġ baĢkanlığında heyet üyeleri ile değerlendirilmiĢ ve bütün sorular cevaplandırılmıĢtır. GENEL MÜDÜRLÜĞÜMÜZÜN BĠRĠMLERĠNĠ ĠLGĠLENDĠREN KONULAR Çocuk Haklarına Dair SözleĢmeye Ek Çocukların Silahlı ÇatıĢmalara Dâhil Olmaları Konusundaki Ġhtiyari Protokolün Sunumu sırasında komite tarafından yöneltilen sorulardan Genel Müdürlüğümüzü ilgilendirdiği düĢünülen sorular: · Söz konusu protokolün kamuoyuna duyurulması için neler yapılmıĢtır? · Kurumda görevli meslek elamanlarına bu protokol ile ilgili ne tür eğitimler verilmektedir? · Silahlı ÇatıĢmalara herhangi bir Ģekilde karıĢan çocuklarla ilgili olarak ne tür tedavi programları uygulanmaktadır? Yapılan somut çalıĢmalar nelerdir? Bu çocuklar için özel tedavi programları var mı yoksa genel hizmetlerden mi yararlanıyorlar? Bilindiği gibi, Ülkemiz BirleĢmiĢ Milletler Çocuk Hakları SözleĢmesi'ni 1990 yılında imzalamakla birlikte sözleĢmenin 17, 29 ve 30. maddeleri hükümlerini T.C. Anayasası ve 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan AnlaĢması hükümlerine ve ruhuna uygun olarak yorumlama hakkını saklı tuttuğunu beyan etmiĢtir. BM Çocuk Hakları SözleĢmesine iliĢkin ilk Ülke Raporunun sunumu 2001 yılında gerçekleĢtirilmiĢtir. BM Çocuk Hakları Komitesinin söz konusu Ülke Raporumuza iliĢkin 2001 yılındaki Sonuç Gözlemlerinde, Türkiye‘nin SözleĢmenin 17, 29 ve 30 ncu maddelerine koyduğu çekinceyi kaldırması için taraf devleti teĢvik ettiği ifade edilmiĢtir. Aynı konu, Çocukların Silahlı ÇatıĢmalara Dâhil Olmaları Konusundaki Ek Ġhtiyari Protokolün sunumu esnasında gündeme gelmiĢ; ayrıca sunum sonrasında yayınlanan ve Ülkemize iletilen Sonuç Gözlemlerinde (EK 2) de yer almıĢtır. UYGULAMAYA YÖNELĠK SAĞLANACAK KATKI BM Çocuk Hakları SözleĢmesi ve SözleĢmeye Ek Ġhtiyari Protokollerle ile ilgili olarak, meslek elemanlarına verilen hizmet içi eğitimlerin yanı sıra aday memurlara verilen eğitimlerde konuya yer verilmesinin uygun olacağı düĢünülmektedir. EKLER: EK 1: Soru Listesi EK 2: Sonuç Gözlemleri HAZIRLAYANLAR Fikret YAMAN Osman BĠLGĠN Dr. Özcan KARS Sosyal ÇalıĢmacı Daire BaĢkanı Genel Müdür Yardımcısı Uluslararası Dostluk Konseyi / CIF, Council of International Fellowship, CIF NORVEÇ Mesleki ve Kültürel DeğiĢim Programı 2009 Raporu Demet GÜLALDI (18 Nisan 2009 – 19 Mayıs 2009) Programın Amacı Uluslararası Dostluk Konseyi (CIF, The Council of International Fellowship) sosyal hizmet alanında çalıĢanlar arasında mesleki değiĢim programları düzenleyen gönüllülük esasıyla çalıĢan uluslararası bir kuruluĢtur. 1960 yılında baĢlayan çalıĢmalar halen yedi kıtada 31 ülkede baĢarıyla devam etmektedir. Türkiye‘de de CIF programları ―Sosyal Hizmetler Alanında ÇalıĢanlar Derneği‖ aracılığıyla yürütülmektedir. CIF-Uluslararası Mesleki DeğiĢim Programının amacı, dünyanın değiĢik bölgelerinde sosyal hizmet alanında çalıĢan meslek elemanlarını bir araya getirerek, karĢılıklı bilgi ve deneyimlerin paylaĢılması yoluyla yeni öğrenim fırsatları vermektir. Bu sayede kültürel iliĢkilerin güçlenmesi ve değiĢik kültürlerin farkındalığı yönünde deneyim kazanımı ve bilgi paylaĢımını sağlamaktır. Uluslar arası Dostluk Konseyi ( CIF ) 2009 Norveç ülke programı (CIF) 2009 yılı Norveç programı, 18 Nisan 2009 – 19 Mayıs 2009 tarihleri arasında Norveç‘in baĢkenti Oslo Ģehrinde gerçekleĢmiĢtir. Bu yıl ki programa Nepal‘ dan 2 sosyal çalıĢmacı, Brezilya‘dan 1 Ģehir planlamacı, Kırgızistan‘dan 1 sosyal çalıĢmacı, Estonya‘dan 1 sosyal çalıĢmacı, Rusya‘dan 1 psikolog ve Türkiye‘ den 1 çocuk geliĢimci olmak üzere 6 ülke ve 7 meslek elemanı katılmıĢtır. Program ( Oslo University College ) Oslo Üniversitesi tarafından yürütülmüĢtür. Oslo Üniversitesi Eğitim Fakültesi koordinatörlüğünde yürütülen program akademik çalıĢmalar ve kuruluĢ ziyaretleri olarak iki ana çalıĢmayı kapsamıĢtır. Programın ilk iki haftası Akademik çalıĢmalar ( Oslo Üniversitesi Eğitim Fakültesi‘nde seminerler, konferanslar ve dersler) son iki haftası ise resmi kurum ve kuruluĢlar, sivil toplum örgütleri ve özel kuruluĢlara ziyaretler olarak devam etmiĢtir. CIF Programın ana amaçlarından birisi gidilen ülkenin kültürünü yakından tanımaktır. Bu nedenle katılımcılar gönüllü aileler tarafından misafir edilmiĢ ve 15 er günlük süreler halinde iki farklı ailede kalınmıĢtır. Norveç CIF Programı 18 Nisan 2009 tarihinde baĢlamıĢtır. Katılımcılar gönüllü aileler ve CIF yönetimi tarafından karĢılanarak ilk iki gün kalınacak otele yerleĢtirilmiĢlerdir. Ġki günlük oryantasyon programında, CIF Norveç Programı BaĢkanı ve üyeleri ile tanıĢtıktan sonra, ülkedeki sosyal refah sistemi konusunda genel bilgiler, program hakkında detaylı bilgilendirmeler ve Norveç‘te günlük yaĢam ve ulaĢım konusunda bilgiler verilmiĢtir. Oryantasyon programı sonunda ailelerle tanıĢılmıĢ ve katılımcılar aileleri ile birlikte otelden ayrılmıĢtır. Program süresince CIF Norveç ekibinin organize ettiği birçok sosyal, kültürel etkinliklere diğer ülkelerden gelen meslek elemanları ile birlikte katılım sağlanmıĢtır. Norveç‘in baĢkenti Oslo Ģehrinin tarihi ve turistik yerleri, eski tarihi yapıları, opera binası, sarayları gezilmiĢ ve CIF belediye baĢkanı tarafından kabul edilerek belediye sarayı ve Parlamento‘ya ziyarette bulunulmuĢtur. Gönüllü ailelerin hepsi sosyal hizmetler alanında çalıĢan ve daha önce CIF programına katılmıĢ ailelerdir. Bu nedenle ailelerle de mesleki paylaĢımlar olmuĢtur. Aileler tarafından misafir edilmek toplumun geleneksel ve kültürel yapısını tanımak ve günlük yaĢama hızlı bir Ģekilde uyum sağlamak açısından çok yararlı olmuĢtur. Ailelerin de böyle bir deneyimi olduğu için katılımcıların ihtiyaçlarına samimi bir Ģekilde cevap vermiĢ ve dostluk havası içerisinde yardımcı olmuĢlardır. Tüm katılımcılar Oslo University College ‗ da ―Çocukla ĠletiĢim ve Drama‖ konulu 10 EU kredilik ders alımıi ve Üniversitede Sosyal Hizmet alanıyla ilgili yapılan son araĢtırmaların sunulduğu seminerlere katılmıĢlardır. Ayrıca tüm katılımcılar üniversite öğrencileri, öğretim üyeleri ve ilgi duyan kiĢilere kendi ülke sunumlarını ve kendi ülkelerindeki sosyal hizmet uygulamalarını anlatan bir sunum yapmıĢlardır. Programın ikinci kısmı olan kuruluĢ ziyaretleri katılımcıların ilgi ve istekleri doğrultusunda düzenlenmiĢtir. Toplu yapılan ziyaretler yanı sıra özel ilgi alanlarına yönelik olarak bireysel ziyaretler de düzenlenmiĢtir. Programın son günü olan 17 Mayıs Norveç‘in bağımsızlık günü olması nedeniyle katılımcılar ayrılmadan önce bu kutlamalara izleme fırsatını da bulmuĢlardır. Norveç CIF ve Oslo University College tarafından ortaklaĢa verilen katılım belgeleri ve sertifikalarla program 19 Mayıs 2009 tarihinde tamamlanmıĢtır. NORVEÇ KRALIĞI – KINGDOM OF NORWAY ( Kongeriket Norge / Kongeriket Noreg) (Kültür, Nüfus, Coğrafi, Yönetim Durumu) Norveç resmi adıyla Norveç Krallığı (Norveççe: Kongeriket Norge, Kongeriket Noreg) Kuzey Avrupa 'da bulunan Ġskandinav Yarımadası'nın batısındadır. Finlandiya, Ġsveç ve Rusya Federasyonu ile komĢudur. Atlas Okyanusu'nun bir kolu olan Norveç Denizi'ne batı da kıyısı vardır ve kıyıları binlerce fiyortlarla çevrilidir. Ülkenin baĢkenti Oslo‘dur ve yönetim Ģekli anayasal monarĢidir. Norveç Avrupa ortalamasının üstünde yaĢam standardına ve ekonomik geliĢmiĢliğe sahip olduğu için yapılan iki referandum da da halk Avrupa Birliği'ne girmeyi reddetmiĢtir. Kıyılarındaki petrol rezervlerini ve Dünya balıkçılık sektörünü elinde bulundurmaktadır. Norveç, EFTA (Avrupa Serbest DolaĢım Örgütü) üyesi ve NATO ülkesidir. Ġkinci dünya savaĢından sonra ülkenin ekonomisi hızla büyümüĢ ve 1970‘li yılların baĢında petrolün bulunmasıyla dünyanın en zengin ülkesi konumuna gelmiĢtir. Dünyanın petrol ihraç eden 7. büyük ülkesidir. Ekonomistlerin raporuna göre 2007–2009 ekonomik krizinden etkilenmeyen tek para birimi Norveç Kronudur. Ülkenin nüfusu yaklaĢık 4 milyon 850 bin, yüzölçümü 385,252 km2dir. Popülâsyonun %89,4 ünü Norveçli ve Samiler % 10,6 sini ise diğer göçmen ve sığınmacılar oluĢturmaktadır. Ülkenin en büyük sorunu gittikçe azalan ve yaĢlanan nüfus sorunudur. Norveç 1517 refomuna kadar Roma kilisesine bağlı hristiyandı. Yasaklanan Katolik kilisesi 1843 yılına kadar devam etmiĢtir. Bugün Norveçliler din de özgürlüğü tercih etmelerine rağmen resmi din olarak Evangelis Lutheran inanıĢı kabul edilmiĢtir. Nüfusun %86 sı devlet tarafından yapılmıĢ kiliselere üyedir. Norveç‘ de son yıllarda dinlerde ve kültürde çeĢitliliğin arttığını görebiliyoruz. Halk çeĢitliliğe karĢı toleranslı ve hoĢgörülüdür. Ġskandinav ülkelerinin en büyük camisi Groningen, Oslo‘dadır. Norveç Büyük Meclisi ( Storting) bugünkü Ģeklini ilk olarak 1814 almıĢtır. Bugün Meclis de 169 milletvekili vardır ve Sosyalist Sol Parti ile ĠĢçi Partisi 2005 yılından buyana iktidardadır. Yönetim ve idare Kraliyet makamındadır. Yasama ve Yargı hükümetin yetkisindedir. Devlet yönetimi; Yerel yönetimler, Bölgesel idare, Ulusal ve Uluslar üstü üyelikler olarak 4 aĢamalıdır. Uluslararası kuruluĢlar, EEA: European Economic Area, ESA: European Free Trade Association, (EFTA) Supervisory Authority, EFTA Court (Brussels), EHRC: European Human Rights Court (Strasbourg). Norveç‘de Krallığın rolü uluslararası iliĢkilerde çok önemlidir. Kral devletin baĢıdır ancak daha çok temsilidir. Hükümet ile haftalık resmi görüĢmeler yapar. Meclise sunulacak tüm kanun ve belgelerde imzası bulunur. Hükümetin programını onaylar ve resmileĢtirir. BĠR SOSYAL DEVLET OLARAK NORVEÇ ( Knut Halvorsen, Oslo Üniversitesi) 385.252 km2 yüzölçümü olan ülkede 4.8 milyon insan yaĢamaktadır. Ülke 435 belediyeye ayrılmıĢtır. Batı tipi kapitalist bir ülke olarak tanımlanmaktadır. Popülâsyonun 1/3‘ ü resmi görevlerde çalıĢmaktadır. 1992 ve 1994 yılarında yapılan referandumda Norveç halkı Avrupa Birliğine katılmayı reddetmiĢtir. Ancak 1994 yılından itibaren Avrupa Birliği ile ortaklaĢa programlar yürütmektedir. Ülkede iĢsizlik oranı ise % 3,5 dir. Haftalık çalıĢma saati ortalama 37,5 gündür. YaĢam süresi erkeklerde 77,7, kadınlarda 82,5 yıldır. Norveç diğer ülkelerle karĢılaĢtırıldığında; · Yıllık Gayri Safi Milli Hâsıla ( GSMH) 47.200 dolar ile birinci sırada, · Ġnsan GeliĢme Endeksi ile birinci sırada, · Cinsiyet eĢitliği ile birinci sırada, · Sağlık sisteminde istenen hedeflere ulaĢmada üçüncü sırada, · Sağlıklı yaĢam süresinde sekizinci sırada, · Gelir eĢitliği ile sekizinci sırada, · Mutluluk ölçütünde sekizinci sırada, · Halkın güven duygusunun ölçütünde ise ikinci sırada yer almaktadır. SOSYAL REFORMLAR – 1840-2005 1894 Ġlk Yoksulluk Yasası 1894 ĠĢçi Koruma Yasası- ĠĢyeri Kaza Sigortası 1906 ĠĢsizlik Sigortası 1908 Balıkçılar için Kaza Sigortası 1909 Beden ĠĢçileri için Hastalık Yardımı 1911 Gemiciler için Kaza Sigortası 1915 Çocuk Koruma Kanunu 1919 ÇalıĢma günü günlük 8 saat 1935 Balıkçılar için Hastalık Sigortası 1936 Engelliler ve Görmezler için engellilik maaĢı 1938 Sanayi ÇalıĢanları için ĠĢsizlik Yardımı 1946 Ġkinci Çocuk Ġçin Çocuk Yardımı 1948 Gemiciler için yaĢlılık maaĢı 1949 Çiftçilere ĠĢsizlik Yardımı 1950 Kamu ÇalıĢanlarına YaĢlılık maaĢı 1951 Orman iĢçilerine YaĢlılık maaĢı 1953 Tüm çalıĢanlara hastalık sigortası 1956 Ücretli Hamilelik izni 1957 Herkes için YaĢlılık maaĢı 1958 Anneler için yardım 1959 Tüm çalıĢanlara gelir oranında iĢsizlik yardımı 1960 Engellilik maaĢında iyileĢtirme ve Tedavi yardımı 1964 Sosyal Yardım kanunu,; BoĢanma yardımı 1966 Temel maaĢlarda gelire oranlı yaĢlılık maaĢı 1974 Çocuk Bakımı Kanunu 1977 ĠĢyeri Koruma Kanunu 1978 Kazancın seviyesinde korunması için hastalık yardımında iyileĢtirme 1991 Sosyal Hizmetler Kanunu 1998 Çocuklarına bakım yeri bulamayan aileler için para yardımı Norveç‘in sosyal devlet olma sürecinde yapılan sosyal reformlar 1845‘ de ilk yoksulluk yasasının kabul edilmesiyle baĢlar. Kuzey Avrupa Sosyal Devlet Modelinde kurumsal- geri dönüĢümlü refah modeli söz konusudur. Halkın sosyal devlete yaklaĢımı, evrensellik, vergi verme, eĢitlik ve herkesin sağlık ve sosyal haklara sahip olmasıdır. Norveç ve diğer Ġskandinav ülkeleri genellikle ―iĢçi toplumu‖ veya Ġskandinav modeli iĢ rejimi olarak bilinir. Çünkü refah sisteminde herkese iĢ ve tam ücret politikası yönetim modelinin köĢe baĢı taĢıdır. 1954 Norveç Anayasasında siyasi otoritelerin en önemli sorumluluğu istihdam alanları yaratmak olarak belirtilmiĢtir. ―Herkese iĢ‖ anlayıĢının yerleĢtiği Norveç refah sistemi; sosyal adalet, sosyal güvenlik, birlik ve yardımlaĢma ve katılım ilke edinmiĢtir. Sağlam iĢ ahlakı ve tam istihdam refahı sağlayarak, eĢitsizliğin, yoksulluğun ve bağımlılığın azaltılmasını, kiĢilerin özgüvenin artmasını ve topluma güvenli katılımı sağlamaktadır. Her bireyin çalıĢma hakkının yanı sıra vergisini ödeyerek ekonomik büyümeye katkı sağlamak gibi sorumluluğu vardır. II. Dünya savaĢı sonrasında çalıĢabilecek güçte olan her erkeğin kendi bağımsızlığını alması gerekliydi ve kadınlar eĢleri tarafından desteklenmekteydi. Bugün ise her çalıĢabilecek güçteki kiĢinin bağımsız ve özerk olması hedeflenmektedir. Genel amaç ― Herkese iĢ‖ Ģeklindedir Ülkenin sosyal politikasının ana hedefini, KiĢisel özgürlük ve özerklik, fırsat eĢitliği, sosyal adalet, sosyal eĢitlik, kiĢilerin mutluluğu ve kimlik oluĢumu, sosyal birlik ve dayanıĢma gibi kavramlar oluĢturmaktadır. Sosyal Hizmetlerin GeliĢmesi Norveç sosyal refah sistemi yaĢlılar, engelliler ve çocuklara olan yaklaĢımı ile karakterizedir. Tarihsel olarak bu hizmetler yerel yönetimlerin sorumluluğunda yoksul ve muhtaç kiĢiler için götürülmüĢtür. Norveç yaĢlılara sunulan sosyal hizmeti Ġsveç ve Danimarka‘dan sonra geliĢtirmiĢtir. Halen çocuklarla ilgili çalıĢmalarda bu iki ülkenin takipçisidir. 1880–1920 yıllar arasında yoksullar evi yerini yaĢlılar evine bırakmıĢtır. 1960‘ların sonunda ise huzurevleri yaygınlaĢmaya baĢlamıĢtır. ―Belediye Sağlık Hizmetleri Yasası‖ Yerel yönetimleri halk sağlığı ve refahını yükseltmek, iyi bir sosyal ve çevresel Ģartları oluĢturmak, hastalık ve kazalara karĢı önleyici tedbirleri almakla sorumlu kılmaktadır. Mahalli idareler kreĢ, ilköğretim, koruyucu ve önleyici sağlık hizmetleri, sosyal hizmetler, sosyal destek, sığınmacı ve mülteciler için bütünleĢtireme çalıĢmalarını planlamakla görevlidir. Ġl yönetimleri orta öğretim okulları ve diĢ sağlığı servislerinden sorumludur. Devlet ise güvenlik, iĢ yerleri ve hastanelerden sorumludur. Belediye Sağlık Hizmetleri Yasası zorunlu sağlık yardımından tüm vatandaĢların yararlanabileceğini belirtir. Hükümet yaĢlı ve engelli kiĢilerin mümkün olduğu sürece evlerinde yaĢamalarını desteklediği için yerel yönetimlerin evde bakım hizmetlerini vermesini desteklemektedir. NORVEÇ CIF 2009 PROGRAMI KAPSAMINDA ĠNCELEME VE GÖZLEM YAPILAN KURUM VE KURULUġLAR 1. Nobel BarıĢ Enstitüsü Nobel BarıĢ Ödülü, Alfred Nobel‘in vasiyeti doğrultusunda Norveç Nobel Komitesi tarafından her yıl verilen uluslarası bir ödüldür. 1901 yılından bu yana fizik, kimya, fizyoloji, tıp, edebiyat ve barıĢ dalında olağanüstü katkılardan dolayı Sokholm‘de Nobel Vakfı himayesinde verilen beĢ ödülden biridir. 1969 yılından baĢlayarak Alfred Nobel‘in anısına Sveriges Riskbank Ekonomi Ödülü verilmeye baĢlanmıĢtır. Diğer tüm ödüller Ġsveç‘deki uzman komiteler tarafından verilmesine rağmen, BarıĢ Ödülü Norveç Storting tarafından atanan bir komite tarafından verilir. Nobel‘in vasiyetine göre, her yıl ulusların ve halkların kardeĢliği, silah ve orduların azaltılması ve barıĢ kongreleri düzenlemek için en çok çaba sarf eden kiĢi, kiĢiler veya kuruluĢlara verilir. Ödül bir madalya, bir diploma ve para ödülü Ģeklindedir. Nobel BarıĢ Ödülü dünyanın en prestijli ödülüdür. Ödül her yıl Oslo City Hall düzenlenen bir törenle Alfred Nobel‘in ölüm tarihi olan 10 Aralık ‗da sahiplerine verilir. Norveç Nobel Enstitüsü, 1 ġubat 1904 tarihinde, Nobel BarıĢ Ödülü‘ne karar verme sürecinde Nobel Komitesi‘ne yardımcı olmak amacıyla kurulmuĢtur. Enstitünün baĢkanı Nobel Komitesi daimi sekreteridir ve Enstitü Komitenin sekretaryası olarak kabul edilebilir. Enstitü binasında okuma salonu, kütüphane, toplantı odası, Nobel Salonu ve araĢtırma birimi bulunmaktadır. Nobel Komitesi verilecek ödülle ilgili çalıĢmalarını bu binada yapmaktadır. BarıĢ Ödülünün duyurusu ve ödül kazananların Oslo Belediye Sarayındaki törenden önce 9 Aralık tarihinde bir basın konferansı ile açıklanması sırasında Nobel Salonu kullanılması gelenek haline gelmiĢtir. Nobel Enstitüsü, özel devlet adamlarının katıldığı barıĢ ve çatıĢmalarla ilgili konuları tartıĢmak üzere konferanslar düzenlemektedir. Nobel Sempozyumu olarak bilinen bu konferanslara birçok ülkeden üst düzey yetkililer katılmaktadır. ĠletiĢim Bilgileri: Henrik Ibsens gate 51 NO-0255 Oslo /Norway http://nobelpeaceprize.org/ 2. Tyrili Kampen Vakfı: Ġlaç ve Madde bağımlıları tedavi merkezi Tyrili Vakfı madde ve ilaç bağımlıları için bireysel tedavi ve takip imkânı sunmaktadır. 1980 yılında kurulmuĢtur ve 5 ayrı Ģehirde merkezleri vardır. KuruluĢ amacı bağımlılar için mevcut tedavilerine alternatif ve ek bir rehabilitasyon programı uygulamaktır. Ġlk açıldığı yıllarda 7 kiĢiye hizmet veren Vakıf son 3 yılda hızlı bir büyüme göstermiĢtir. Bugün Tyrili Vakfı 5 ayrı Ģehirde yaklaĢık 150 kiĢiye hizmet vermektedir. 120 çalıĢanı vardır. Hizmet grubu 16 yaĢ ve üzeri kadın ve erkek bağımlılardır. Tyrili Vakfı kurulduğu günden beri bir çok değiĢikliğe uğramasına rağmen 29 yıldır aynı misyon ve değerleri devam ettirmektedir. Vakfın ideolojisinde 5 temel kavram önemlidir; 1- Toplum, 2- EĢitlik, 3- DayanıĢma, 4- HoĢgörü ve 5- Dürüstlük. Hastaların tedavi programları oluĢturulurken bireysel ihtiyaçları göz önünde bulunduruluyor, toplumdan ayrı kalmamasına önem veriliyor ve grup olarak dayanıĢma halinde yaĢamları teĢvik ediliyor. Tedavi süresince geliĢim psikolojisi, grup psikolojisi, gestalt-teori, iletiĢim, biliĢsel sağaltım gibi farklı teorik ve teknik uygulamalar kullanılıyor. KuruluĢa gelenlerin çoğunluğunu eroin ve amfetamin bağımlısı olan kiĢiler oluĢturuyor. Çoğunlukla bu duruma anksiyete bozuklukları ve depresyon eĢlik ediyor. Hastaların %36‘sında ciddi beslenme sorunları var ve bu oran kadın hastalarda daha çok görülüyor. Hastaların % 43 ünde kasıtlı olarak kendine zarar verme davranıĢı gözleniyor. ĠletiĢim Bilgileri: Tyrili Oslo Kampen Arena Normannsgate 47 0655 Oslo http://kampen.tyrili.no/ http://www.tyrili.no/ 3. Sosyal ÇalıĢmacılar ve Sosyal Eğiticimler Birliği Sosyal ÇalıĢmacılar ve Sosyal Eğitimciler birliği, çocuk koruma memurları, sosyal çalıĢmacı, sosyal eğitimciler, refah iĢçileri ve öğrencilerin üye olduğu 24.000 den fazla üyesi bulunan organize bir ticaret birliğidir. Birliğin birincil hedefi üyelerinin çalıĢma koĢulları ve ücretleri iyileĢtirmek için çalıĢmaktır. Üyelerinin % 80 i kadındır. Kamu sektöründe çalıĢanların çoğunluğu oluĢturduğu birlikte üyeler belediyeler düzeyinde Sosyal Hizmetler, Çocuk Bakımı, Rehabilitasyon ve Evde bakım alanında çalıĢmaktadırlar. Hem Profesyonel bir dernek hem de sendika olmak, ücret görüĢmelerinde ve iĢ yerinde faaliyetlerinde bulunmak, sosyal politika konularına iliĢkin lobi yoluyla profesyonel Sosyal ÇalıĢma ve Sosyal Eğitimi iyileĢtirme konusunda destek olmaktadır. Birliğin Norveç ‘de 19 ilde ofisleri ve tam zamanlı çalıĢanları ile Ģubeleri bulunmaktadır. Birliğin Faaliyetleri; ĠĢverenlerle ücretler konusunda belediyeler ve hükümetle görüĢmeler yapmak, Üyelerinin iĢyeri haklarının savunucusu olmak, Lobi oluĢturma ve sosyal politikalar oluĢturmak, Sosyal Hizmetlerin ve profesyonel sosyal çalıĢmaların kalitesini yükseltmek, Meslek etiği ve kalitenin savunucusu olmak, Birlik, Norveç‘teki en büyük iĢçi federasyonu olan Norveç Ticaret Birliği Konfederasyonunun tek ulusal üyesi ayrıca 140 ülkede 500 üzerinde üyesi bulunan Uluslararası Kamu Hizmetleri birliğinin de üyesidir. ĠletiĢim Bilgileri: Postadresse: Postboks 4693 Sofienberg, 0506 Oslo Besøksadresse: Mariboesgt 13, Oslo 4. Bredtvet Dil ve konuĢma bozuklukları tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi Bredtvet Özel Eğitim Merkezi Oslo'da bulunan, çocuklar, gençler ve yetiĢkinlere dil, konuĢma ve ses sorunlarının yanı sıra, okuma ve yazma ( disleksi) zorlukları konusunda eğitim, tedavi ve rehabilitasyon uygulayan ulusal araĢtırma merkezdir. Merkezin hedef kitlesi özgün bir dil ve iletim güçlüğü olan çocuk, genç ve yetiĢkinlerdir. Dil, iletiĢim ve konuĢma güçlüğü alanında multi-disipliner bir yaklaĢımla Ģu konularda çalıĢmaktadır. · Dysleksi (yazma ve okuma güçlüğü) · Akıcılık zorluklar (kekemelik) · Afazi · Ses zorluklaru · Dudak-çene-damak anomalileri · Boğaz ve gırtlak sorunları · Dysartri (nörolojik hasara bağlı konuĢma güçlüğü). · Çocuklarda dil geliĢim bozuklukları Merkezin 2 ana kuruluĢu ve 13 Ģubesi bulunmaktadır. Norveç özel eğitim sistemi içinde kabul edilen bir merkezdir. Merkezde 33 konuĢma terapisti, 6 psikolog, 8 pedagog, 1 fizik tedavi uzmanı, 2 Kulak –burun-boğaz doktoru, 1 diĢ hekimi ve 2 dilbilimci çalıĢmaktadır. Belediye sınırları içerisinde doğumda tanı alan örneğin, yarık dudaklı bir bebeğin doğumunda hemen merkeze haber veriliyor. Psikolog, konuĢma terapisti ve fizyoterapistten oluĢan bir ekip hastaneye giderek aile ile görüĢüyor ve bilgi veriyor. 3 aylık olduğunda yarık dudak onarılıyor. 12 yaĢında damak kapatılıyor. Çocuk 1 yaĢında olunca aile merkeze devam etmeye baĢlıyor. Aileye beslenme ve konuĢma konusunda danıĢmanlık veriliyor ve belirli dönemlerle 10 yaĢına kadar takip yapılıyor. Merkezde disleksi ve konuĢma kayıplarının tedavisinde bilgisayar ve bilgisayar programlarından yararlanılıyor. Merkezde 1992 yılından önce konuĢma problemi olan ve dislektik çocuklar için yatılı özel okullar varmıĢ ancak 1992 de buna son vermiĢler. Yatılı kısımlar ise bugün Ģehir dıĢından gelen aileler için otel kullanılıyor. ĠletiĢim Bilgileri: Besøksadresse: Bredtvetveien 4, Oslo Postadresse: Postboks 13 Kalbakken, 0901 OSLO Telefon 22 90 28 00, faks 22 90 28 10, E-mail : [email protected] 5. Haug Engelli Çocuklar Okulu ve Lekotek- Oyuncak Kütüphanesi 1971 yılında kurulan okul 2001 yılında yeni binaya taĢınmıĢ ve oldukça modern bir görünümdedir. Haug okul ve araĢtırma merkezi farklı alanlarda engelli öğrenciler, birden fazla özürlüler, otizm ve otizm-bozuklukları ve karmaĢık öğrenme güçlükleri gibi engel gruplarına hizmet vermektedir. Haug okulun ayrıca lekotek, kütüphane ve eğitim kaynakları bölümü, anaokulu, ilkokul öğretmenleri ve ses eğitimi amacıyla çocuk yuvalarında çalıĢan özel eğitimcilerin yararlanabileceği bir kaynak kütüphanesi de vardır. Kaynak Merkezi meslek elemanları için çeĢitli özel eğitim kursları düzenlemektedir. Özel Çocuklar için oyuncak kütüphanesi ilk olarak Amerika BirleĢik Devletleri ve Kuzey Avrupa ülkelerinde baĢlamıĢ. Halen Norveç‘ de yaklaĢık 5 oyuncak kütüphanesi vardır. Lekotek olarak isimlendirilen bu kütüphane 0-7 yaĢ arası engelli çocukların ihtiyaçlarına yönelik oyuncakları ailelerin ve çocukların kullanımına sunmaktadır. Açık Halk kütüphaneleri gibi hizmet veren lekotek ödünç oyuncak verme esası ile çalıĢmaktadır. Ailelere çocuklarının geliĢim düzeylerine uygun oyuncaklar ve eğitim materyalleri belirli sürelerle ailelere veriliyor ve aileler süre sonunda geri veriyor. Tüm çocuklar için oyun, öğrenme ve geliĢim için esastır ve hiç bir çocuk herhangi bir sebepten dolayı oyuncaksız kalmamalıdır düĢüncesiyle kurulan kütüphanede çocukların bireysel ihtiyaçlarını da danıĢabilecekleri özel eğitim öğretmenleri vardır ve danıĢmanlık ve rehberlik hizmetleri de vermektedirler. 6. Red Cross Kızıl Haç Kızıl Haç, 187 ülkede Kızıl Haç veya Kızılay adı ile hizmet veren uluslararası bir insani yardım kuruluĢudur. Organizasyonun temel prensibi dünyada barıĢı sağlamak için insan yaĢamı ve haklarının korunmasıdır. Norveç Kızılhaç‘ı, yaklaĢık 170,000 üyesi olan modern ulusal kuruluĢtur. Yardım alanları hasta ve yaĢlı bakımı, mahkûm ziyaretçi servisi, dağ kurtarma hizmeti AĠDS ile ilgili çalıĢmalar, çocuk ve gençler için acil bir telefon yardım hattını kapsamaktadır. Norveç Kızılhaç‘ı savaĢ alanında yaralı ve hastalara bakım, yaralılara yardım ve savaĢta ölenlerin ailelerine destek olmak amacıyla 1865 de kurulmuĢ ve dünyada ki Kızıl Haç hareketinin ilk ulusal oluĢumlarından biri olmuĢtur. ĠletiĢim Bilgileri: Address Hausmannsgate 7 0186 Oslo E-Mail: [email protected] 7. Kadın Sığınma Evi Tüm toplumlarda kadınlara karĢı Ģiddet, toplumun her seviyesinde görülür. Kadınlar bütün dünyada cinsel Ģiddete çeĢitli biçimlerde maruz olma riski karĢısındadır. Kadınlara karĢı Ģiddet, kadınların insan haklarının ihlal edilmesidir. Tarihçe: Bir toplumsal sorun olarak kadınlara karĢı Ģiddet sosyal bir sorun olarak 1970‘lerde Norveç siyasi gündemine getirildi. Norveçli 5 kiĢilik bir kadın grup, Brüksel‘ de 1976 yılında kadınlara yönelik Ģiddet konusunda bir mahkemeye katıldı. Bunlar dünyanın çeĢitli yerlerinden yaĢamları boyunca sistematik bir Ģekilde eĢleri tarafından Ģiddete maruz bırakılan kadınlardı. Ülkeye geri döndüklerinde özel finansman yardımıyla 1977 yılında Oslo'da dövülmüĢ kadınlar için ilk telefon hattını kurdular. Tüm yıl boyunca, kriz telefon hattına gelen tüm aramalar kaydedildi. Böylece Norveç de kadına karĢı eĢleri tarafından uygulanan Ģiddet belgelenmiĢ ve kamu tartıĢmasına konu olarak politikacıların gündemine girmiĢ oldu. Meclisteki görüĢmeler sonucunda tüm siyasi partiler oybirliği ile Ģiddete maruz kalan kadınlar için Kadın Sığınma evlerinin kurulmasını kabul etmiĢtir. Böylece 1978 yılında kamu destekli ilk kadın sığınma evi Oslo‘da kurulmuĢtur. Kısa bir süre sonra ülkenin değiĢik bölgelerinde yerel kadın sığınma evleri açılmaya baĢlamıĢtır. 1980 yılından beri kadın sığınma evlerinin sayısı hızla artmıĢtır. Bugün Norveç'te 50 kadın sığınma evi ve 5 kriz telefon hattı vardır. Ġdeolojik Temel: Erken dönemdeki Kadın Sığınma evleri feminist bir yaklaĢımla toplumda kadın – erkek arasındaki güç farklılıklarından dolayı kadının Ģiddete maruz kaldığını vurgulamıĢtır. Bu kuruluĢlar hiyerarĢik olmayan bir organizasyon yapısına sahiptiler. KuruluĢtaki tüm iĢler ve sorumluluklar rotasyonla grup arasında paylaĢılmaktaydı. Günümüze kadar kadın sığınma evleri farklı organizasyon yapısı ve yaklaĢımlarla geliĢti. Bu kuruluĢlar hem kiĢisel hem de toplumsal temelde çalıĢmalarını yürütmektedir. Kadın sığınma evleri yardıma ihtiyacı olan ve yardım isteyen kadınlara yardım ederken, kadına baskı ve zulüm eden toplumlarda güç dengesinin değiĢmesi yönünde de çalıĢmalar yapmaktadır. Yardım isteyen bu kadınlar tedaviye ihtiyacı olan ―hasta‖ insanlar değillerdir. Bu ―hastalık ― aslında toplumun kendisi ve toplumun yapısındadır. Ġlk sığınma evlerini kuran kadınlar bu sorunun toplumsal bir sorun olduğunu vurgulayarak, bu kadınların ve bu evlerin desteklenmesinin devletin sorumluluğunda olduğunu ve devletin kaynak ayırması gerektiğini savunmuĢlardır. Bugün Norveç‘ deki tüm kadın sığınma evleri kamu desteklidir. Genel giderler % 50‘ si yerel yönetimler ve %50‘ si Aile ve Çocuk Hizmetleri Bakanlığı‘nın sorumluluğunda Hükümet tarafından karĢılanmaktadır. Kadın Sığınma evlerinde verilen hizmetler: Bu kuruluĢlar Ģiddet görmüĢ kadınlar için güvenli bir barınak sağlamaktadır. Fiziksel ve psikolojik Ģiddete maruz kalan kadınlar buralarda barınma ve destek arayabilirler. Yardım isteyen kadınlar ne kadar kalacaklarına kendileri karar verirler ve ya sadece burayı ziyaret etmek ve görüĢme yapmak ya da sadece telefonla yardım almak isteyebilirler. Sığınma evleri ―kendine yardım‖ prensibiyle çalıĢmaktadır. Kadın sığınma evlerinde iki temel hizmet- eylem platformunda hizmet vermektedir. ·ġiddete maruz kalmıĢ kadın ve çocukları için güvenli bir barınak sağlamak, ·Destek ve rehberlik hizmetleri, ·Sosyal hizmetler, doktorlar, avukatlar, konut yetkilileri ve diğer birimlerle toplantılar düzenleyerek destek vermek, ·Benzer deneyimleri yaĢayan kadınlarla toplantılar düzenlemek, Bu kuruluĢlar aynı zamanda kamuoyunu etkileyerek toplumsal yaklaĢımı değiĢtirme konusunda da çalıĢmalar yapmaktadır. Kamuoyu tartıĢmalarında ve basında da aktif rol alıyor, ayrıca diğer kadın organizasyonlarına, okullara, sağlık ve sosyal hizmetler alanında çalıĢanlara bilgilendirme amaçlı konferanslar düzenleniyorlar. Hizmet içi eğitimlerin yansıra son yıllarda çocuklar için de hizmet götürmeye baĢlamıĢlardır. Son zamanlarda kadın sığınma evlerine müracaat eden göçmen kadınlar sayısında da artıĢ vardır. Halen bu kuruluĢlar engelli kadınlara da hizmet vermek konusunda çalıĢmalara baĢlamıĢlardır. Romerike-Krise-Senter: Romerike Kadın Sığınma evinin 30 kiĢilik çalıĢan kadrosu bulunuyor. Personelin çoğunluğu gece çalıĢıyor. Bu merkeze madde ve ilaç bağımlıları alınmıyor. Buraya gelen kadınlar evde dayak ve Ģiddete maruz kalmıĢ, ensest iliĢki, tecavüze uğrayan ve insan ticareti sonucunda ülkeye gelen kiĢiler. Toplumda boĢanmaların artması ve ikinci evliliklerin görülmesi ile eĢlerin önceki eĢten olan çocuklarına cinsel istismarı görülüyor. Kadın sığınma evinde göçmenler sayıca fazlalar. Bunlar da genellikle ülkeye gelip Norveçli erkeklerle evlenen kadınlar. Çok sayıda internet aracılığı ile küçük yaĢtaki genç kızların da ülkeye getirilip seks ticaretinde kullanılması ile bu gençlerde buraya gelebiliyorlar. Norveç seks ticaretini engellemek amacıyla yeni bir yasa hazırlığındadır. Bu yasaya göre para karĢılığı seks satın alan bir erkek de kriminal suç iĢlemiĢ kabul edecek ve yargılanacak. Sığınma evine gelen kadınlara yeni bir kimlik çıkartılıyor. Eski kimliği hiç bir Ģekilde sorulmuyor. Kadınlar kimlik göstermek zorunda değiller ve isimleri saklı tutuluyor. Burada en fazla 3 ay kalabiliyorlar. Üç ay sonunda kendilerine ne yapmak istedikleri soruluyor. Evine geri dönebilir, boĢanmak için müracaat edebilir ve yeni bir hayat kurup çalıĢmak isteyebilir. Bu aĢamada merkez çalıĢanları kararında kadınlara yardımcı oluyorlar. Burada kalan kadınların çocukları için de ayrıca çalıĢma yapıyorlar. Özellikle ergen dönemdeki çocukların çok fazla psikolojik desteğe ihtiyacı olmaktadır. Bu çocuklara da yeni bir kimlik verilebiliyor ve okulları ile görüĢmeler yapılarak yeni yaĢamlarına uyum sağlamalarına yardımcı olunuyor. ĠletiĢim Bilgileri: http://www.romerike-krisesenter.no NORVEÇ CIF 2009 PROGRAMI KAPSAMINDA OLAN SEMĠNER VE KONFERANS KONULARI 1. Sosyal Hizmetler ve Siyasi felsefe, Dag Jenssen. Dean 2. Norveç Kültürü, Magid Al-Araki 3. Bir araĢtırma projesi: Üniversite Örgencilerinin küçük yaĢ grubu öğrencilerine liderlik yapması Mie Morner ve Asistanı 4. Gaza‘da çocuklarla bir çalıĢma Emad Rozzi 5. ĠletiĢim Per Lorentzen 6. Kurum Bakımından normal hayata geçiĢ süreci Jan Storo 7. 1990‘larda Eğitim, ġiddet ve bir ―Sami‖ vakası Ramona Bernard 8. Sosyal çalıĢmalarda portre ve resimlerin kullanımı Jaap Driest, Hollanda 9. Mahkeme sürecinden önce Ģiddete veya istismara maruz kalmıĢ çocuklarla görüĢme teknikleri Hane Blomfeldt 10. Norveç Anayasası Harald Koht SONUÇ VE DEĞERLENDĠRME Norveç Oslo‘da düzenlenen (CIF) Uluslararası kültürel değiĢim programı katılımcılara ülkedeki sosyal hizmet alanındaki uygulamaları hakkında bilgi edinme ve yerinde inceleme fırsatını vermiĢtir. Sosyal hizmetlerin her alanında ( engelli, yaĢlı, çocuk, kadın, göçmenler ) uygulanan programları ve ülkenin bu alanlardaki politikalarını yakından tanıyarak mesleki bilgi ve deneyimlerimize katkıda bulunmuĢtur. Norveç‘in sosyal refah devleti olarak diğer Avrupa ülkelerinden farklılığı her alanda dikkat çekmektedir. Gerek toplumsal hayatta gerekse profesyonel alanda kiĢilerin devlete güvenleri tamdır ve devletin kendi rahatları ve güvenleri için var olduğu konusunda inançlıdırlar. Halk düzenli ve gelire dayalı vergi vermekte ve herkes verdikleri verginin kurusuna kadar kendilerine hizmet olarak döndüğü bilmektedir. Eğitim ve sağlık hizmetleri ücretsiz ve kalitelidir. Sosyal hizmetler öncelikle koruyucu- önleyici çalıĢmalar olarak planlanıp, uygulanmaktadır. Sorunla karĢılaĢılması durumunda da kiĢilerin kolaylıkla ulaĢabilecekleri sistemli bir sosyal hizmet yapısı bulunmaktadır. Özellikle engelliler konusunda devlet herkese iĢ prensibiyle her engelliye yapabileceği bir iĢ imkânı veriyor ve maaĢını ödüyor. Belediyeler 18 yaĢından büyük engelliler için ev tahsis ediyor ve kendilerinin bağımsız yaĢaması teĢvik ediliyor. MaaĢı olan engelli hem evinin kirasını belediyeye ödüyor hem de vergisini veriyor. Böylece devlet engelliye iĢ ve ev vermiĢ oluyor. Geliri olan engelli de bunun karĢılığını kira ve vergi olarak devlete ödemektedir. Sağlık hizmetleri ücretsiz olmasına karĢın diĢ tedavileri oldukça pahalı ve devlet bunu karĢılamamaktadır. Yalnızca yaĢlı kiĢiler diĢ tedavilerini ücretsiz yaptırabiliyorlar. Devlet yaĢlının diĢ sağlığının korunmasıyla daha iyi beslenebileceğini ve beslenme yetersizliğine bağlı diğer sağlık sorunlarının azalacağını düĢünerek yaĢlı kiĢilere diĢ tedavisini ücretsiz sağlamaktadır. Engelli doğan bebekler, risk altındaki bebek ve çocuklar doğumdan 1 yaĢına kadar tespit edilen engellilik durumları yerel yönetimde ilgili birimlerin kayıtlarına derhal kaydediliyor. Böylelikle ileriki yıllarda kaç engelli öğrencinin ne zaman okula baĢlayacağı ve ne gibi desteklere ihtiyaçları olacağı önceden tespit edilerek düzenlemeler yapılabiliyor. Son günlerde mecliste görüĢülen diğer bir konu ise, eĢleri tarafından Ģiddete ve istismara uğrayan kadınların kadın sığınma evlerine alınması ile ilgili idi. ġiddete uğrayan kadını ve çocuğunu evden alarak sığınma evlerine yerleĢtirmek yerine Ģiddeti uygulayan eĢin evden gitmesi gerektiğini düĢünerek bu yönde çalıĢmalara baĢlamıĢtır. Ayrıca Norveç‘te halen 1 tane erkekler için de bir sığınma evi mevcuttur. Uluslararası Dostluk Konseyi Programı ( CIF ) , Türkiye‘de sosyal hizmetler alanında çalıĢan her meslek elemanı için mesleki deneyim açısından oldukça yararlıdır. Diğer ülkelerdeki uygulamaları yerinde görmek ve birçok değiĢik ülkeden gelen meslektaĢlarla bir arada olmak geniĢ bir bakıĢ açısı kazandırmaktadır. Program gidilen sadece ülkenin kültürünü tanıma değil, farklı ülkelerden gelen meslektaĢlarla birlikte olmaktan dolayı kültürel farklılıkları anlama ve mesleki network oluĢturma imkânı vermektedir ki bunun ülkemizdeki sosyal hizmetler alanına yapacağı katkı büyüktür. 15.08.2009 Demet GÜLALDI Çocuk GeliĢimi ve Eğitimcisi Metin Sabancı Spastik Çocuklar Merkezi Müdür Yardımcısı DÜNYA ÇOCUKLARIN TĠCARĠ AMAÇLARLA CĠNSEL ĠSTĠSMARINA KARġI ÜÇÜNCÜ KONGRESĠ Rio De Janeiro, BREZĠLYA 25 – 28 Kasım 2008 KATILIM RAPORU KATILANLAR: Dr. Özcan KARS Genel Müdür Yardımcısı Nusret SOYLU Genel Müdür MüĢaviri Osman BĠLGĠN Çocuk Hizmetleri Daire BaĢkanı Fatma SÜRÜCÜ Mütercim HAZIRLAYAN: Fatma SÜRÜCÜ Mütercim ANKARA- HAZĠRAN 2010 III. Dünya Kongresi Hakkında III. Dünya Kongresi 25 - 28 Kasım 2008 tarihleri arasında Brezilya, Rio de Janeiro, Rio Centro‘da gerçekleĢtirilecek ve 300‘ünü gençlerin oluĢturacağı beĢ kıtadan üç bin kiĢiyi bir araya getirecektir. Kongrenin açılıĢ teması ―Çocuklar ve Ergenlerin Haklarının Teminat Altına Alınması ve Cinsel Ġstismara KarĢı Korunması –Bir Sistematik YaklaĢıma Doğru‖ olacaktır. Üç günlük etkinlik boyunca, çalıĢtaylar, münazaralar ve beĢ panel –Ticari Cinsel Ġstismar Biçimleri ve Yeni Senaryolar; Yasal Çerçeve ve Sorumluluk; Entegre Sektörler arası Politikalar; Sosyal Sorumluluk Ġnisiyatifleri ve Uluslararası ĠĢbirliği Stratejileri konusunda- gerçekleĢtirilecektir. Etkinlik ses getirici karakteri ve konu hakkında bilgi birikimi sağlama kapasitesinin yanı sıra, ülkelerin Çocuklar ve Ergenlerin cinsel istismarıyla nasıl mücadele edileceği konusunda önemli tavsiyeleri sonuç verecektir. Etkinliğe ev sahibi olarak seçilen Brezilya, bu ülkede sağlanan stratejik ilerlemelerin uluslararası tanınırlığının bir örneğidir. Bu stratejik ilerlemeler Ģimdi yalnızca Mercosur* içinde değil, aynı zamanda Ġbero-Amerikan** iĢbirliği açısından bir referans noktası haline gelmiĢtir. Birinci Dünya Kongresi 1996 yılında Ġsveç, Stockholm‘da, ikincisi ise 2001 yılında Japonya, Yokohama‘da yapıldı. Bu Kongrede Brezilya, Birinci Dünya Kongresi esnasında oluĢturulan anlaĢmaların ve sivil toplum ile kamu yetkilileri arasında münazaralar yoluyla gerçekleĢtirilen eylemlerin sonuçlarını sundu. Kongre, Brezilya hükümeti (Turizm, Sosyal Kalkınma ve Açlıkla Mücadele, DıĢiĢleri Bakanlıkları ile iĢbirliği içinde Ġnsan Hakları Özel Sekreterliği koordinesinde), ‗Çocuk FahiĢeliği, Çocuk Pornografisi ve Cinsel Amaçla Çocuk Ticaretine Son‘ Örgütü (ECPAT), BirleĢmiĢ Milletler Çocuk Fonu (UNICEF) ve Çocuk Hakları SözleĢmesi STK Grubu (STK Grubu) tarafından organize edildi. * Mercosur; 1991 yılında Arjantin, Brezilya, Paraguay ve Uruguay arasında kurulmuĢ bir bölgesel ticaret anlaĢmasıdır. Amacı bu ülkeler arasında serbest ticareti, mal, sermaye ve insanların serbest dolaĢımını teĢvik etmektir (Çevirenin notu) ** Ġbero-Amerikan terimi Amerika‘daki tüm Ġspanyolca konuĢan ülkelerle Portekizce konuĢan Brezilya‘yı ifade etmektedir. Çocukların Ticari Cinsel Ġstismarına karĢı Birinci Dünya Kongresi 1996 yılında Ġsveç‘te gerçekleĢtirildi. Stockholm Bildirisi ve Eylem Gündemi 112 katılımcı ülke tarafından kabul edildi ve bu rehber belgelere uygun olarak stratejiler ve eylem planları geliĢtirme taahhüdünü içerdi. Ġkinci Dünya Kongresi, 2001 yılı Aralık ayında Japonya‘nın Yokohama kentinde gerçekleĢtirildi ve dünya çapında paydaĢlığı pekiĢtirip, 161 ülkenin üye olması yoluyla küresel kararlılığı güçlendirdi. ġimdiki Senaryo Stockholm‘den on yılı aĢkın bir süre sonra, Çocuk Ticareti, Çocuk FahiĢeliği ve Çocuk Pornografisi Ġhtiyari Protokolüyle getirilen yükümlülüklere rağmen, birçok araĢtırma çocuklar ve ergenlerin cinsel istismarının arttığını, cinsel amaçlı çocuk ticareti, turist istismarının arttığını, pedofilinin -özellikle internette- çoğaldığını ve aynı zamanda hastalıklar, silahlı çatıĢmalar ve yüksek HĠV bölgeleri bağlamında cinsel istismarın arttığını göstermektedir. Temalar III. Dünya Kongresi temalı panellerle baĢlanılan ve çalıĢtay ve diyalogların izlediği altı geniĢ temayı kapsayacaktır. AÇILIġ TEMASI: ÇOCUKLAR VE GENÇLERĠN HAKLARININ TEMĠNAT ALTINA ALINMASI VE BUNLARIN CĠNSEL ĠSTĠSMARA KARġI KORUNMASI – SĠSTEMATĠK BĠR YAKLAġIM TEMA 1 – TĠCARĠ CĠNSEL ĠSTĠSMAR BĠÇĠMLERĠ VE YENĠ SENARYOLAR - Cinsel istismar amacıyla çocuk ve genç ticareti - Çocuklar ve ergenlerin fuhuĢta istismarı - Çocukların turizmde cinsel istismarı - Pedofili ve pornografi, internet suçları ve yeni teknolojiler. TEMA 2 – YASAL ÇERÇEVE VE SORUMLULUK - Çocuklar ve ergenlerin cinsel istismarı konusundaki yasalarda revizyon - Ġhtiyari Protokolün Uygulanması - Dokunulmazlık ve sorumluluk - Özel SoruĢturma Usulleri TEMA 3 – ENTEGRE SEKTÖRLERARASI POLĠTĠKALAR - Sektörler arası kamu politikalarının tasarımı - ÇeĢitli hükümet düzeyleri arasında iĢbirliği - Hukuk sistemlerinin entegrasyonu - Eğitim KuruluĢlarının Rolü TEMA 4 – SOSYAL SORUMLULUK ĠNĠSĠYATĠFLERĠ - Piyasa ve Özel Sektörün Kendi Kendini Düzenlemesi - Küresel mali sistemler ve yeni inisiyatiflerin insan haklarının teĢvikindeki rolü - Örnek ticari uygulamalar - Özel inisiyatif ve kamu politikaları TEMA 5 – ULUSLARARASI ĠġBĠRĠLĞĠ STRATEJĠLERĠ - Çocuklar ve ergenlerin cinsel istismarıyla mücadeleye yönelik çok taraflı ve bölgesel mekanizmalar - Sınır aĢan suçlar ve bilgi sistemleri - Uluslararası kuruluĢ ve örgütlerin deneyimleri - Ġlerleme değerlendirmesi ve önceki kongrelere iliĢkin izlemeler PANEL 1: TĠCARĠ CĠNSEL ĠSTĠSMAR BĠÇĠMLERĠ VE YENĠ SENARYOLAR Yeni Cinsel Ġstismar Senaryoları Mercek Altında 26.11.2008 (13.38) Dünya çapındaki kız ve erkek çocuklarına karĢı yeni cinsel istismar biçimleriyle nasıl mücadele edilecektir? Bu soru bu ÇarĢamba günü 26 Kasım‘da Rio de Janeiro‘daki Çocuklar ve Ergenlerin Cinsel Ġstismarına karĢı III. Dünya Kongresinin ilk temalı paneli esnasında tartıĢıldı. Çocuk ve gençlerin karakteristik cinsel istismarında son zamanlarda meydana gelen değiĢikliklerin ıĢığında, hükümet temsilcileri, sivil toplum örgütleri, eylemciler, bilim adamları ve gençler, çocukların cinsel istismarıyla mücadelede yeni alternatifler oluĢturmak için bir araya geldiler. ECPAT Enternasyonal Müdürü Bayan Amihan Abueva, insan ticaretine iliĢkin güçlükleri sundu. ―Ġnsan hakları ihlalleriyle mücadeleye iliĢkin sistemlerimize alıĢmak önemlidir. Bazen olayları siyah ve beyaz halinde sunmak çok kolaydır; ama aynı zamanda eyleme geçmeye gereksinim vardır‖ demiĢtir. Seks turizmi, pedofili ve internet pornografisinde ve aynı zamanda günümüzde uygulanan suçların çoğulluğu içinde internetin yerindeki artıĢ, toplantının odak noktalarından bazılarıydı. Ġnsan haklarında uzman bir avukat olan Muireann O‘Brian, ülkeler arasında hızlı ve daha etkin iĢbirliği sağlamanın önemini vurguluyordu. ―Seks turizmini durdurmak, çocuklarımız ve gençlerimizi korumak için önlemler almaya ihtiyacımız var. Ġrlanda‘daki Uluslararası Hukukçular Komisyonu temsilcisi, bu uygulamanın ortadan kaldırılması için uluslararası iĢbirliğinde sürekli ilerlemeye gereksinim bulunmaktadır demiĢtir. Panele Çocuk Ticareti, Çocuk FahiĢeliği ve Çocuk Pornografisi STK Grubu Özel Raportörü Bayan Najat Mjud ve Ġrlandalı psikolog Ethel Quayle katıldı. Münazarayı Ġnsan, Özellikle Kadın ve Çocuk Ticareti BM Özel Raportörü Joy Ngozi Ezeilo yönetti. Panelden sonra Çocuklar ve Ergenlerin yeni cinsel istismar biçimlerine karĢı mücadelede örnek uygulamalara odaklanan çalıĢtaylar yapılmıĢtır. PANEL 2 : YASAL ÇERÇEVE VE SORUMLULUK 27.11.2008 (13.30) ―Yasal Çerçeve Sorumluluk‖ Paneli, Çocuklar ve Ergenlerin Cinsel Ġstismarına KarĢı III. Dünya Kongresi esnasında, bu öğle sonu (26 Kasım) gerçekleĢtirildi ve mevcut yasaların verimliliği ve uygulaması tartıĢıldı. BirleĢmiĢ Milletler Çocuk Fonu (UNICEF) Müdürü Ann Veneman ―uygun yasalar olmaksızın cinsel istismarı önlemek imkansızdır‖ demiĢtir. Önceki Kongreler Ġsveç ve Japonya‘da yapıldı ve 122 ülkenin kabul ettiği Stockholm Bildirisi ve Eylem Gündemi ile 2001 Yokohama Taahhüdü ile sonuçlandı. Bu küresel ortaklık, çocuklar ve ergenlerin cinsel istismara karĢı korunması için birkaç uluslararası belge ve ulusal yasayı ortaya çıkardı. Ancak, BM Çocuk Hakları Komitesi BaĢkanı Yanghe Lee‘ye göre hala birçok sorun bulunmaktadır. Sungkyunkwan Üniversitesi Ġnsan YaĢamı Bilimleri Enstitüsü Müdürü; ―Bir dizi yasal belgeye sahibiz; ancak sorun bunların uygulanmasında‖ diyerek sorunun altını çizmiĢtir. Avrupa Konseyi Genel Sekreter Vekili Maud de Boer-Buquicchio‘ya göre, aynı zamanda kültürü de değiĢtirmeye gereksinim bulunmaktadır. Uzman, ―Ġnsanların kalplerini değiĢtirmek ve çocukları eğiterek onları bekleyen tehlikeleri anlamalarını sağlamak zorundayız‖ diye vurgulamıĢtır. Bu münazaralarda gençlerin temsilcisi Bayan Rebecca Brun, hükümetlerin dokunulmazlık konusunu ele almasının gerekliliğini vurguladı: ―Bizler geleceğiz, ama bizler aynı zamanda bugünüz. Yasal sistemlerin yalnızca geleceğimizi değil, aynı zamanda bugünümüzü de inĢa etmesini istiyoruz‖. Münazaraya ayrıca çocuk ve gençleri koruma yasalarında uzman Bay Wanderlino Nogueira ve Sanal Küresel Görev Gücü ve Ġngiltere Çocuk Ġstismarı Online Koruma Merkezi BaĢkanı Bay Jim Gamble katıldı. PANEL 3 : ENTEGRE SEKTÖRLERARASI POLĠTĠKALAR Bu panelde cinsel istismar ile baĢa çıkmada kamu politikalarında ilerleme ve güçlük olasılıklarına iliĢkin fikirler çocuklar ve ergenlerin haklarının ihlali bağlamında tartıĢılmıĢ ve analiz edilmiĢtir. Münazarada hükümetler ve toplumun kamu politikaları bağlamında müdahale oluĢturma çabaları ele alınmıĢ olup, insan haklarının savunulmasına, evrensel, katılımcı ve entegre sektörler arası uygulamalar yoluyla yerelleĢtirilmiĢ yönetim prensibine odaklanılmıĢtır. Buradaki güçlük demokrasiye yönelik ilerleme kaydetmede değiĢim için önemli hususları, aynı zamanda çocuklar ve ergenlerin Ģiddet, istismar, ihmal ve ayrımcılık hallerinde haklarının korunmasını pekiĢtirecek stratejileri anlamaktır. Burada kaydedilen ilerleme, bu politikaların daha entegre ve gerçek anlamda kültürlerarası hale getirilmesi bakıĢ açısıyla hareket etmektedir. Bu sonuçların elde edilmesi için, soruna cinsel istismar sorunlarının karmaĢıklığı ve dolaysıyla entegre ve disiplinler arası bakıĢ açısına gereksinim yönünden yaklaĢılmıĢtır. Analitik yöntemi mevcut yapılanmanın dünyadaki sosyal politikaların tarihsel sürecinin sonucu olduğu ve çocuklar ve ergenlerin cinsel istismarını bir kamusal mesele olarak ele alma ve bu konuda ulusal devletlere rehberlik etme gereksinimi bulunduğu varsayımı yönlendirmektedir. PANEL 4 : SOSYAL SORUMLULUK ĠNĠSĠYATĠFLERĠ III. Dünya Kongresi cinsel istismara karĢı mücadelede Ģirket sorumluluğunun önemini vurgulamaktadır. 02.12.2008 (10:25) ġirket Sosyal Sorumluluk Ġnisiyatifleri Paneli, Çocuklar ve Ergenlerin Cinsel Ġstismarına KarĢı III. Dünya Kongresi esnasında, bu PerĢembe, 27 Kasım‘da Bakan Paulo Vannuchi tarafından açıldı. Panele Ġsveç Kraliçesi Silvia, Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) BaĢkan Yardımcısı Bay Taleb Rufai; BM ÇağdaĢ Kölelik Biçimleri Raportörü Bayan Gulnara Shahinian; Petrobras Sosyal Programlar yöneticisi Bayan Janice Dias ve Moldova‘dan Gençlik Delegesi Eugene Maxim katıldı. CumhurbaĢkanlığı Ġnsan Hakları Özel Sekreterliği (SEDH/PR) BaĢkanı Ģirketlerin insan hakları meselelerindeki, özellikle BM Küresel Ġlkeler SözleĢmesi‘nin 10 hedefiyle iliĢkili olarak elde ettiği baĢarıları kutladı. Bay Paulo Vannuchi, ―Ticari faaliyet, hayırseverlik kültürünü yenmekte ve ülkede Ģirket sosyal sorumluluğunun temelini oluĢturmaya baĢlamaktadır‖ demiĢtir. SEDH/PR Bakanı, ayrıca BaĢkan Lula ve First Lady Marisa Leticia‘nın, bu yılın Temmuz ayında Brezilya iĢ dünyası yöneticileriyle, Sao Paulo‘da III. Dünya Kongresine hazırlık amacıyla, buluĢmasının öneminin altını çizdi. Bu önemi Ģu Ģekilde izah etti: ―ĠĢ dünyası katmanı cinsel istismara karĢı mücadeleyi Ģirket sosyal sorumluluk gündemlerine dahil etmekle duyarlılık ve ilgilerini gösterdi‖. Ortak gündem- Kraliçe Silvia, cinsel istismara karĢı mücadelenin yalnızca hükümetler ve STK‘ların gündeminde bulunmadığına dikkat çekti. ―ĠĢ dünyası yöneticileri aktif rol oynamak zorundadır; toplum sosyal sorunlara karĢı ilgisiz davranan Ģirketleri desteklemeyecektir‖. Kraliçe, sosyal ve çevresel sorumluluk faaliyetlerindeki artıĢ ve uzmanlaĢmayı ve aynı zamanda binlerce Ģirketin bir BM inisiyatifi olan Milenyum Kalkınma Hedefleriyle ilgilenmesini memnuniyetle karĢıladı. Kraliçe Silvia ayrıca ulaĢım, internet, seyahat ve turizm sektörlerini dünya çapında çocuk ve genç seks turizmiyle mücadelede kendi üretim zincirleri içindeki kararlılığı artırmaya davet etti. Dünya Turizm Örgütü BaĢkan Yardımcısı Bay Taleb Rufai, Stockholm Kongresinden hemen sonra BM‘nin bu mücadeleyi üstlendiğini belirtti. Kararlılık 1999 yılında oluĢturulan Küresel Turizm Etiği Kuralları ile ve 2005 yılında örgütlü seks turizmi konusundaki kararın onaylanması ile güçlendirildi. ―ġimdi çocuklar ve ergenlerin seyahat ve turizm sektöründeki cinsel istismarına karĢı sıfır tolerans yeni kampanyasını baĢlatacağız‖. Talep Rufai seks turizminin baĢlı baĢına seyahat ve turizm endüstrisinin aleyhine olduğunu ve buna karĢı herkes tarafından, özellikle örgütlü sivil toplum ile iĢbirliği içinde olan devlet tarafından mücadele verilmesi ve bu fiillerin cezalandırılması görüĢünü destekledi. Ayrıca BM Dünya Turizm Örgütü (UNWTO)‘nün etik uygulamaları sürekli teĢvik etme, çocukların haklarını, özellikle yaygın yoksulluk bölgelerinde koruma ve seyahat ve turizm sektöründe saygın çalıĢma önceliklerini destekleme kararlılığını da teyit etti. Ġki Yönlü Cadde BM ÇağdaĢ Kölelik Biçimleri Raportörü Bayan Gulnara Shahinian, çocuk iĢçiliğinin çocuk ve genç cinsel sömürüsüyle yakından iliĢkili olduğu görüĢünü savundu. ―Bu sorun bölgesel ya da kültürel unsurlardan bağımsız olarak tüm dünyada görülmektedir‖. Panelist iĢ adamlarını ekonomik küreselleĢme süreci konusundaki bilinçlenmelerini yenilemeye çağırdı: ―ĠĢ adamları kendi faaliyetlerinin vatandaĢların hakları üzerindeki etkisini dikkate almalıdır‖. Gulnea Shahinian‘a göre; BM, Ģirket anlaĢmalarının çocuk iĢçiliğinin en kötü biçimlerini ortadan kaldırmaya olumlu katkılar yaptığına dikkat çekmektedir. Dünyadaki altıncı büyük petrol Ģirketi olan Petrobras, müĢterileri ve tedarikçileri ile Ģirket sosyal sorumluluğu konusunda paylaĢacak birçok deneyime sahiptir. ġirket 2003 yılından bu yana ‗Çocuk ĠĢçiliğinin Ortadan Kardırılması Ulusal Paktı ve BM Küresel Ġlkeler SözleĢmesi‘nin imzacısıdır. Petrol Ģirketi ayrıca kendi hizmet tedarikçilerinin çocuk ya da köle iĢçi kullanmadığını güvence altına almak için ÇalıĢma Bakanlığının ‗kara listesi‘ni kontrol etmektedir. Petrobras‘ın Sosyal Programlar Yöneticisi Janice Dias ―Çevresel sorumluluk da Ģirketimizin hedefleri ve değerlerinin bir parçasıdır ve Sosyal Sorumluluk Komitesi Ģirket yönetim kurulunun bir parçasıdır‖ sözleriyle bunu teyit etmektedir. Yönetici ayrıca Ģirketin çocuklar ve ergenlerin cinsel istismarı ile mücadelede Ģirketin iki programının devreye girdiğinin altını çizmektedir. ―Alo 100‖, Ġnsan Hakları Özel Sekretaryası (Special Secretariat for Human Rights - SEDH) tarafından koordine edilmektedir ve çocuk fahiĢeliği, çocuk ticareti ve internette çocuk pornografisi ihbarlarının ulaĢtığı ana araç haline gelmiĢtir. Bir diğer öncelik ise tır sürücüleri, petrol istasyonu sahipleri ve taĢeronların çocuk haklarını destekleme ve cinsel istismarla mücadelenin önemi konusunda bilinçlendirilmesini amaçlayan ‗Siga Bem Caminhoneiro‘ Programıdır. Gençler Paneldeki gençlik temsilcisi Eugene Maxim, cinsel istismara karĢı küresel kampanyalar için medya araçlarını sosyal sorumluluk üstlenmeye çağırdı. Maxim‘e göre; internet halen çocuk pornografisi ile baĢa çıkılması gereken ana alandır. Maxim ―hükümetler ve Ģirketlerin internetin çocuklar ve gençlere karĢı suçları yayınlamasının önlenmesine gereksinimimiz vardır‖ demiĢtir. Panel Çocuk Haklarının TeĢviki MüsteĢarı Bayan Carmen Oliveira tarafından kapatıldı. Oliveira, Senatör Patricia Sabova (PDT/CE) ve Federal Milletvekili Rita Camata‘nın (PMDB/ES) Çocuklar ve Ergenlerin Cinsel Ġstismara KarĢı III. Dünya Kongresine katılımını memnuniyetle karĢıladı. PANEL 5 : ULUSLARARASI ĠġBĠRLĠĞĠ STRATEJĠLERĠ ÇalıĢtayda sınır bölgeleri için kamu politikalarını desteklemek üzere uluslararası iĢbirliğinin gerekliliğini tartıĢmaktadır. 02.12.2008 (16:20) Sınır bölgelerinde çocuk cinsel istismarı ve ticaretine karĢı politikalar ve eylemlere iliĢkin münazaralar derinleĢtirildi: bu konu III. Dünya Kongresinin son gününde tartıĢılan temalardan birisiydi. TartıĢmaya Arjantin, Uruguay, Brezilya ve Meksika temsilcileri katıldı. Ġnsan Hakları Özel Sekretaryası (SEDH) Uluslararası ĠĢbirliği Koordinasyonundan Maria Do Carmo‘ya göre; çalıĢtaydaki konuĢmalar çok verimliydi ve ülkelerin cinsel istismar ve çocuk ticareti sorunlarının ortaya çıktığı bölgelerde olumlu sonuçları teminat altına almak için spesifik stratejiler oluĢturabildiği ve tasarlayabildiğini kanıtlamaları açısından önemliydi. Arjantin temsilcisi Vitoria Martines çalıĢtayı Mercosur ve Ġlgili Devletlerden (RAADH) Yüksek Makamlar ve Adalet Temsilcilerinin Ġnsan Hakları Toplantısında oluĢturulan NinoSur Projesinin deneyimleri ve önceliklerini sunarak açtı. Proje Uruguay, Arjantin, Brezilya ve Paraguay gibi ülkeleri bir araya getirmekte ve sınır bölgelerinde çocuk ve gençlerin cinsel istismarıyla mücadelede hükümetler arası politika ve eylem alıĢveriĢi yoluyla iĢlev görmektedir. Paraguay ayrıca yaĢamlarının ilk yılı boyunca çocukların vatandaĢlık haklarını (sağlık, refah, haklar vs) güvenceye alacak bir eylem planını dahil etmiĢti. Bu gibi faaliyetler geliĢtirmek için NinoSur ayrıca yerel STK‘lar ve sivil toplum kuruluĢlarının desteğini almaktadır. Yine sınırlarla iliĢkili olarak, ancak Mercosur kapsamını dikkate alarak, Uruguay Çocuk ve Gençler Enstitüsü BaĢkanı Bay Victor George, özellikle üçlü sınırda (Brezilya, Arjantin ve Paraguay) baĢarılar elde edilmiĢ olmasına rağmen, bu gibi bölgelerde halen bazı spesifik yasaların oluĢturulmasına gereksinim bulunmaktadır. George, bu gibi sınır komĢusu ülkeler arasında kamu politikaları, yasalar, araĢtırmalar, yerel bilgilendirme ağları, metodolojiler, iĢbirliği mekanizmaları ve düzenli danıĢmalar oluĢturulması ihtiyacı bulunduğu görüĢünü desteklemektedir. George buradan hareketle beklenen sonuçları sağlayacak politikalar ve eylemleri güçlendireceklerini vurguladı. Genel program. 25 Kasım 2008 18:00: - AçılıĢ Töreni 26 Kasım 2008 9:00 - Panel 1: Cinsel Ġstismar Biçimleri ve Yeni Cinsel Ġstismar Senaryoları 11:00 - 12:30 ÇalıĢtaylar 11:00 - 12:30 - Diyaloglar: First Lady‘lerin katılımı ile Yüksek Düzeyde Resmi Diyaloglar STK Diyalogları 14:30 - Panel 2: Yasal Çerçeve ve Sorumluluk 16:30 - 18:00 - ÇalıĢtaylar 16:30 - 18:00 - Diyaloglar Yüksek Düzeyde Resmi Diyaloglar AraĢtırmacı Diyalogları Gazeteci Diyalogları 27 Kasım 2008 9:00 - Panel 3: Entegre Sektörler arası Politikalar 11:00 - 12:30 - ÇalıĢtaylar 11:00 - 12:30 - Diyaloglar: Yüksek Düzeyde Resmi Diyaloglar Gençler ve EriĢkinlerin Diyalogları 14:30 - Panel 4: Sosyal Sorumluluk Ġnisiyatifleri 16:30 - 18:00 - ÇalıĢtaylar 16:30 - 18:00 - Diyaloglar: Yüksek Düzeyde Resmi Diyaloglar Kamu Yöneticileri Diyalogları Parlamenterlerin Diyalogları 28 Kasım 2008 9:00 - Panel 5: Uluslararası ĠĢbirliği Stratejileri 11:00 - 12:30 - ÇalıĢtaylar 11:00 - 12:30 - Diyaloglar: Yüksek Düzeyde Resmi Diyaloglar Ombudsmanların Diyalogları ĠĢadamı Diyalogları Yasal Sistem Operatörleri (Yargıçlar, savcılar, kamu avukatları ve avukatlar) diyalogları Polis Güçleri Diyalogları Dini Cemaatler Arası Diyaloglar Seyahat ve Turizm Sektörü Temsilcileri Diyalogları (Kamu ve Sivil) 15:00 – III. Dünya Kongresi KapanıĢ Töreni GECEYARISI ARTI ĠKĠ Çocuklar ve Gençlerin Cinsel Ġstismarını Önlemek ve Durdurmak için Rio de Janeiro Paktı GĠRĠġ ‗Çocuk ve Ergenlerin Cinsel Sömürüsüne KarĢı III. Dünya Kongresi‘nin katılımcıları olan, hükümetler, hükümetler arası ve sivil toplum örgütleri, insan hakları kuruluĢları, ombudsmanlar, özel sektör, kanun uygulayıcıları ve hukukçular topluluğu, dini liderler, parlamenterler, araĢtırmacılar ve akademisyenler, sivil toplum, çocuklar ve ergenler olarak bizler, Brezilya, Rio de Janeiro‘da (25-28 Kasım 2008), 1996 Stockholm Bildirisi ve Eylem Gündemi ile 2001 Yokohama Küresel Taahhüdünü izleyen geliĢmeleri ve alınan önlemleri gözden geçirmek, öğrenilen dersleri ve kilit güçlükleri belirlemek ve çocuk ve ergenlerin cinsel istismarını önlemek, yasaklamak ve durdurmak ve bu suçların mağduru olan çocuklara gerekli desteği sağlamak için bir Eylem Planının amaçları ve hedeflerinin uygulanmasına kendimizi adamak amacıyla toplandık. - Çocukların cinsel istismarının, onların insanlık onuru, fiziksel ve zihinsel bütünlük haklarının büyük bir ihlali olduğunu ve hiçbir Ģart altında onaylanamayacağını tekrarlıyoruz. - Çocuk ve ergenlere yönelik tüm bölgelerdeki ülkelerde yüksek düzeyde sürmekte olan cinsel istismarından ve çocuk ve ergenlerin belli cinsel istismar biçimlerindeki, özellikle internetin, yeni ve geliĢen teknolojilerin kötüye kullanılması yoluyla gerçekleĢen artıĢtan ve sonuç olarak seyahat ve turizmde suçluların artan hareketliliğinden duyduğumuz kaygıyı dile getiriyoruz. - Birçok çocuğun artan yoksulluk, sosyal ve cinsiyet eĢitsizliği, dıĢlanma, uyuĢturucu ve alkol kullanımı, çocuklarla sekse yönelik devam eden talep, çevresel bozulma, HIV/AIDS, yurdundan edilme, iĢgal, silahlı çatıĢma ve çocukların korunmasından Bu belge boyunca ‗çocuk‘ ve ‗çocuklar ve gençler‘ 18 yaĢın altındaki tüm insanları ifade etmek için kullanılmaktadır. Bu belge boyunca ‗çocuklar ve ergenlerin cinsel istismarı‘ bütün ortamlarda (evde ve aile içinde, okullarda ve eğitim ortamlarında, bakım ve adalet kurumlarında, toplum içinde ve iĢyerinde) 18 yaĢın altındaki kiĢilere yönelik tüm cinsel kötü muamele ve istismar biçimlerini ifade etmek için kullanılmaktadır. sorumlu temel aile birimi üzerinde baskı yaratan diğer acil durumların sonucu olarak cinsel istismara karĢı artan korunmaya muhtaçlığa ve aynı zamanda bir sosyal tolerans, suç ortaklığı ve dokunulmazlık ortamının öne çıkardığı tüm bölgeler ve ülkelerdeki çocuklarla sekse yönelik ısrarlı talebe derin kaygıyla dikkat çekiyoruz. - Taraf devletleri çocukların cinsel istismardan korunmasını sağlamak için tüm uygun önlemleri almaya çağıran BirleĢmiĢ Milletler Çocuk Hakları SözleĢmesi (1989) ve aynı zamanda Taraf Devletlerin bu uygulamaları yasaklaması, suç sayması ve kovuĢturmasını öngören ‗Çocuk Ticareti, Çocuk FahiĢeliği ve Çocuk Pornografisi SözleĢmesinin Ġhtiyari Protokolü‘nü anımsıyoruz. - Çocuk ve ergenlerin III. Dünya Kongresine katılımını ve kendilerine yönelik cinsel istismarı önleme ve durdurma konusunda yaptıkları ve yapmaya devam edecekleri önemli katkıyı tanıyoruz. - Çocuk Hakları Komitesi ve diğer ilgili uluslararası, bölgesel ve ulusal insan hakları mekanizmalarının çocuklar ve ergenlerin cinsel sömürüsüyle baĢa çıkma çalıĢmalarını memnuniyetle karĢılıyoruz. A. (KAYDEDĠLEN) ĠLERLEME VE ÖNEMLĠ GÜÇLÜKLERĠN GÖZDEN GEÇĠRĠLMESĠ 2001 yılında Japonya, Yokohama‟da yapılan 2. Dünya Kongresinden bu yana çocuklar ve ergenlerin cinsel istismarını ele almada kaydedilen (Ģu) ilerleme(ilerlemeleri) memnuniyetle karĢılıyoruz: - ‗Çocuk Haklarına Dair SözleĢme ‗ye Ek Çocuk SatıĢı, Çocuk FahiĢeliği ve Çocuk Pornografisi ile Ġlgili Ġhtiyari Protokol‘ (25 Kasım 2008 tarihi itibariyle 129 devlet tarafından onaylandı) gibi kilit uluslararası belgelerin yürürlüğe girmesi ve 182 sayılı ‗Çocuk ĠĢçiliğinin En Kötü Biçimlerinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına ĠliĢkin Acil Eylem ILO SözleĢmesi‘ (1999) ve ‗Sınırı aĢan Örgütlü Suçlara KarĢı BirleĢmiĢ Milletler SözleĢmesine Ek Ġnsan Ticaretinin, Özellikle Kadın ve Çocuk Ticaretinin Önlenmesine, Durdurulmasına ve Cezalandırılmasına ĠliĢkin Protokol‘ (Palermo Protokolü) ve Ġnsan Ticaretine KarĢı, Çocukların Cinsel Ġstismar ve Cinsel Kötü Muameleye KarĢı Korunması ve Siber Suçlara KarĢı Eylemlere ĠliĢkin Avrupa Konseyi SözleĢmeleri dahil yeni bölgesel belgelerin kabulü. - Daha fazla devlet tarafından uluslararası yükümlülüklere uygun olarak çocukların cinsel istismardan korunmasını güçlendirmeye yönelik olarak, ceza kovuĢturmaları ve yargılama süreci boyunca cinsel istismarın çocuk mağdurlarının sanıklara karĢı korunması için BirleĢmiĢ Milletler çocuk mağdurlar ve suç tanıklarını içeren meselelerde yargılama rehberini dikkate alarak, yasal düzenlemeler yapılması dahil olmak üzere, yasal önlemler alınması. - Gittikçe artan oranda Çocuklara Uygun bir Dünya Yaratmak için daha geniĢ, kapsayıcı ulusal çerçeveler bağlamında, çocukları cinsel istismardan korumaya yönelik ulusal gündemler, stratejiler ya da planlar geliĢtirilmesi ve uygulanması. - Çocukların cinsel istismar maksadı dahil olmak üzere ticaretini önlemek ve bununla mücadele etmek üzere çok sektörlü inisiyatifler oluĢturulması. - Çocuklar ve Ergenlerin sınır ötesi ticareti ve cinsel istismarını önleme ve bununla mücadele etmede ve aynı zamanda sorumluların saptanması, soruĢturulması, yargılanması ve cezalandırılmasında etkin iĢbirliği yapma amacıyla Devletler arasında ikili ve çok taraflı anlaĢmalar yapılması. - Turizm ve seyahat alanında çalıĢan Ģirketlerin, Seyahat ve Turizmde Cinsel Ġstismardan Çocukların Korunması için davranıĢ kurallarını imzalama yoluyla artan desteği. Bazı ülkelerde hem çocukların cinsel istismarının önlenmesi ve çocukların bundan korunması ve mağdurların desteklenmesi hem de hedefli bilinçlendirme ve eğitim kampanyalarında artıĢ sağlanması. - BM ve BM ile bağlantılı örgütlerin, ulusal ve uluslararası STK‘ların, diğer sivil toplum kuruluĢlarının, insan hakları kurumlarının ve hükümetler arası örgütlerin, çocuklar ve ergenlerin cinsel istismarını önleme ve durdurma ile artan çabaları. Kaydedilen ilerlemeyi kabul ederken, (Ģu) özgün güçlükler ve kaygılara dikkat çekiyoruz. - Çocuk ve ergenlerin cinsel istismarının çeĢitli biçimlerinin, hareket halindeki çocukların doğurduğu gittikçe artan güçlükler dahil olmak üzere, gittikçe daha da karmaĢık hale gelen yapısı, yeni ortaya çıkan yansımaları, akımlarına ve bunlarla nasıl baĢa çıkılacağı ve nasıl karĢılık verileceğine dair bilgi ve anlayıĢta ciddi boĢluklar halen mevcuttur; - Birçok ülkede yasalar çocuk ve ergenlerin cinsel istismarının çeĢitli biçimlerini, ilgili uluslararası standartlara uygun olarak yeterince tanımlamamakta ve suç saymamakta, dolayısıyla çocukların etkin bir Ģekilde korunması ve aynı zamanda bu suçların kovuĢturulmasına ket vurmaktadır; - Tutarlı hukuki uygulamalar ve dokunulmazlıkların sona erdirilmesi, sıklıkla yeterli kaynak yokluğu, uygulama yapılarının bulunmaması ve ilgililerin uygun Ģekilde eğitilmemesi yüzünden aksaklıklara uğramaktadır. - Çocuk ve ergenlerin cinsel istismarı suçlularının dokunulmazlığı sıklıkla, suçun iĢlendiği ülkede suçlular hakkında soruĢturma ve kovuĢturma eksikliği, tutarlı ve çoğu zaman ‗karĢılıklı suç sayma‘ Ģartı nedeniyle baltalanması yüzünden etkin iade sisteminin bulunmaması ve gerekli iade mevzuatı ve karĢılıklı hukuki yardım anlaĢmaları ve uygulamalarının olmaması yüzünden sürmektedir. - Çocuklar ve ergenlerle seks talebini azaltma ve ortadan kaldırmaya yönelik önlemlere yeterince odaklanılmamaktadır ve bazı ülkelerde çocuklara karĢı cinsel istismarda bulunanlara karĢı yaptırımlar yetersizdir. - Çocukların kendi görüĢlerini ifade etme ve bu görüĢlere onların yaĢamlarını etkileyen, idari ve yargı iĢlemleri dahil, tüm konularda gerekli önemin verilmesi (prensibi), ulusal mevzuat ve uygulamaya tutarlı bir Ģekilde dahil edilmemiĢtir ve özellikle cinsel istismarın çocuk mağdurları, bu hakkı etkin Ģekilde kullanmaktan yoksun olmaları ve çocuğa duyarlı mağduriyet ve tanıklık usullerinin bulunmaması yüzünden, daha fazla travma yaĢamaktadır. - Çocukların cinsel geliĢiminin, yaĢlarına uygun olarak korunması yoluyla, çocuklar ve ergenlerin cinsel istismara karĢı güçlendirmektedir; ancak bunun önemi yeterince anlaĢılmamıĢtır. - Çocuklar ve ergenlerin cinsel istismarına karĢı temel önleme unsuru olarak, tüm çocuklara bedava, ulaĢılabilir, güvenli ve yüksek kaliteli eğitim sağlanması için, uygun olan hallerde uluslararası iĢbirliği dahil olmak üzere, yeterli kaynak sağlanmamaktadır. - Cinsel istismar maksadıyla olanlar dahil, insan ticaretini ele alan yasalar ve programlar, çoğu zaman çocuk mağdurların özel statüsünü ve onların, kendi kaynak ülkelerine döndürülmeleri halinde çocuğun güvenliğini teminat altına alan ve bu çocukların haklarının tam olarak iadesini destekleyen iade usulleri dahil olmak üzere, özel korunma haklarını yeterince tanımamaktadır. - Birçok devlet cinsel istismarın çocuk mağdurlarına, bu çocukların sosyal açıdan tam olarak yeniden entegrasyonu, tam fiziksel ve psikolojik tedavileri dahil olmak üzere, gerekli tüm yardımları sağlama amacıyla, gerekli tüm önlemleri almamıĢtır ve yapılan yardımlar sıklıkla ilgili paydaĢlar (yasa uygulayıcılar, göçmenlik büroları, sosyal çalıĢmacılar, zihinsel ve fiziksel sağlık alanındaki meslek elemanları, konut ve eğitim hizmetleri görevlileri dahil) arasında etkin koordinasyon bulunmaması yüzünden zayıflamaktadır. - Çocuk ve ergenlerin cinsel istismarı ile aile içi Ģiddet arasındaki bağlantılar, politikalar ve programlarda yeterince dikkate alınmamaktadır. - Çocuk ve ergenlerin cinsel istismarının yaygınlık derecesi ve yapısı ve risk altındaki çocuklara iliĢkin güvenilir, tasnif edilmiĢ verilerin eksikliği; çocuk ve ergenlerin cinsel istismarını önleme ve durdurmaya ve bu suçların mağdurlarını desteklemeye yönelik yasal, sosyal ve diğer önlemlerin etkisinin yeterince değerlendirilmemesi halen sürmektedir. - Önleme ve çocukların korunması, yasa uygulama ve mağdurların desteklenmesi alanlarında güncel ve sahadaki tecrübe zenginliğine dayanmayan bilgiler yayılmaya devam etmektedir ve deneyimler ve alınan derslerin önleyici tedbirleri alacak Ģekildeki paylaĢımı yetersizdir. B: BĠLDĠRĠ Çocuk ve Ergenlerin Cinsel Sömürüsüne KarĢı III. Dünya Kongresinin katılımcıları olan, hükümetler, hükümetler arası ve sivil toplum örgütleri, insan hakları kuruluĢları, ombudsmanlar, özel sektör, kanun uygulayıcıları ve hukukçular topluluğu, dini liderler, parlamenterler, araĢtırmacılar ve akademisyenler, sivil toplum, çocuklar ve ergenler olarak bizler, çocuk ve ergenlerin cinsel istismarını önlemek ve durdurmak için gerekli önlemleri bir öncelikli konu olarak ele almayı taahhüt ediyoruz. - Rehberimiz, ülkelerin çocukları tüm kötü muamele ve istismar biçimlerinden korumaya yönelik yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde, uluslararası insan hakları standartları olacaktır. - Çocuk ve ergenlerin cinsel istismarını önleme ve sona erdirme çabalarımızın, mutlaka bu çocuk haklarının ciddi ihlali hallerinin kökeninde yatan nedenleri, stratejileri geniĢ politika çerçevelerine dahil etme yoluyla ele alması gereksinimini kabul ediyoruz. Bu yüzden kendimizi Milenyum Kalkınma Hedeflerini, özellikle aĢırı yoksulluk içinde yaĢayan insanların oranının yarıya indirilmesi, tüm çocukların ilköğretimi tamamlaması ve HIV/AIDS‘in yayılmasının durdurulması ve bu eğilimin tersine çevrilmesi hedeflerini gerçekleĢtirmeye yeniden kendimizi adıyoruz. - Ebeveyn ve (geniĢ) ailenin çocukların cinsel istismarını önleme ve çocukları bu suçlardan korumada oynayabileceği önemli rolü ve aile ile diğer bakıcılara yeterli destek sağlama ihtiyacının bilincindeyiz. - BM Genel Sekreterinin Çocuklara KarĢı ġiddet AraĢtırmasındaki tavsiyelerini memnuniyetle karĢılıyor ve kendimizi (halen atanması beklenen) Genel Sekreterin Çocuklara KarĢı ġiddet Özel Temsilcisinin ve aynı zamanda Genel Sekreterin Çocuklar ve Silahlı ÇatıĢma Özel Temsilcisinin ve ilgili Özel Usullerin, özellikle Çocuk Ticareti, Çocuk FahiĢeliği ve Ġnsan Ticareti Özel Raportörünün çalıĢmalarını takip etmeye ve mali, insani ve diğer kaynaklarla desteklemeye ve kolaylaĢtırmaya adıyoruz. - Çocuk ve ergenlerin cinsel istismarına kapsamlı bir tepkinin, tüm çocuk iĢçiliği biçimleriyle mücadeleye odaklanması gereğini tanıyor ve tüm 182 Üye Devletin kendilerini tüm bu istismar biçimlerini -çocuk ve ergenlerin cinsel istismarı dahil olmak üzere- 2018 yılına kadar ortadan kaldırmaya adıyoruz, ILO‘nun 2006 tarihli Çocuk ĠĢçiliğinin En Kötü Biçimlerine KarĢı Küresel Eylem Planının onaylanmasını memnuniyetle karĢılıyoruz. - Çocuk ve ergenlerin cinsel istismarına karĢı alınan önlemlerin uygulamasını teĢvik etme ve bu konuda gözden geçirme raporları hazırlamada uluslararası, bölgesel ve ulusal insan hakları organları ile iĢbirliği yapacak ve onları destekleyeceğiz. - Tüm düzeylerde sürdürülebilir bir Ģekilde anlamlı çocuk katılımını, cinsel istismarın çocuk mağdurları ve bu risk altında olan çocuklar dahil olmak üzere, örneğin yeterli kaynaklara sahip çocuk gençlik danıĢma komiteleri, topluma dayalı programlar ve yaĢıt inisiyatifleri yoluyla, kurumsallaĢtırmaya yönelik önlemleri ve yapıları destekleyeceğiz. - Hedefli, cinsiyete duyarlı bilgi, iletiĢim, öğretim, eğitim ve toplumsal hareketlenme yoluyla, çocuk ve ergenlerin cinsel istismarının önemi ve bunun olumsuz suçlarını her türlü inkarı, özellikle çocuk ve ergenlerin cinsel istismarını onaylayan ve sürdüren inançlar ve değerleri ve çocuğun cinsel obje veya mal olarak algılanması ve muamele görmesini önlemeye yönelik çabalarımızı güçlendireceğiz. - Çocuk ve ergenlerin tüm cinsel istismar biçimleri konusundaki, diğer hususların yanı sıra çocuk ve ergenlerin cinsel istismarının yapısı ve kapsamı, değiĢen modellemeler dahil olmak üzere yeni ortaya çıkıĢ biçimleri, aktörleri, mekanizmaları ve kullanılan yerler, okullarda, bakım ve adalet kurumlarındaki çocuk ve ergenlerin cinsel istismarı, çocuk ve ergenlerin cinsel istismarını önleme, durdurma ve buna karĢılık vermek üzere alınan yasal, sosyal ve diğer önlemlerin uygulama etkileri, çocuk ve ergenlerin cinsel istismarını sürdüren talep, çocuklara karĢı cinsel suçları iĢleme ve bunu kolaylaĢtırmaya katılanlar, erkek çocukların cinsel istismarı, çocukların cinsel istismar konusundaki korunmaya incinebilirliği ve dirençliliği, çocuklar arasında sanal sosyal etkileĢimin yapısı ve etkisi ve bu etkileĢimin farklı sosyal ve kültürel ortamlardaki çocuk ve ergenlerin cinsel istismarını önleme ve çocukları bu suçlardan korumadaki potansiyeli, küresel tüketim kültürünün sosyal değerler ve davranıĢlar, özellikle de çocuk ve ergenlerin cinsel istismarı üzerindeki etki ve katkısı, ahlak ve edebe aykırı davranıĢ kalıpları konusundaki araĢtırmaları, özellikle müdahalelerin uygun ve etkin olmasını sağlama bakıĢ açısıyla baĢlatacak, finanse edecek ve sonuçlarını paylaĢacağız. - Çocuk ve ergenlerin cinsel sömürüsü alanında geliĢtirdiğimiz ya da uyguladığımız tüm politikalar ve programların çocuklar üzerindeki etkisini, yapılan tüm faaliyetlerin çocukların üstün menfaatine olmasını ve zarar vermemesini sağlamak amacıyla, ölçmek için özgün performans ve ilerleme göstergeleri geliĢtirmeyi ve gelecekte daha iyi anlamak ve eylemde bulunmaya katkıda bulunması için edinilen –hem olumlu hem de olumsuz- dersleri paylaĢmayı ve çocukların cinsel istismarını önlemek ve çocukları bundan korumak ve istismarın mağduru olanları desteklemek için etkin politikalar ve programlar geliĢtirme ve uygulama amacıyla mümkün olduğu kadar bulguya dayalı bilgilerden yararlanmayı taahhüt ediyoruz. NOT: Bu belgenin ayrılmaz parçası olan Eylem Planı 28 Kasım 2008 tarihinden itibaren 30 gün boyunca katılımcıların Çocuk ve Ergenlerin Cinsel Ġstismarına karĢı III. Dünya Kongresi esnasında kazandıkları deneyim zenginliğini yansıtan girdiler sağlamaları için katılımcılara açık olacaktır. C. EYLEM PLANI C.1. Genel a. Tüm devletleri (Ģunları yapmaya) çağırıyoruz: - Uygun olan hallerde BirleĢmiĢ Milletler Çocuk Hakları SözleĢmesi ve Çocuk Haklarına Dair SözleĢme ‗ye Ek Çocuk SatıĢı, Çocuk FahiĢeliği ve Çocuk Pornografisi ile ilgili ihtiyari protokol, 182 sayılı Çocuk ĠĢçiliğinin En Kötü Biçimlerinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına ĠliĢkin Acil Eylem ILO SözleĢmesi (1999) ve Sınırı aĢan Örgütlü Suçlara KarĢı BirleĢmiĢ Milletler SözleĢmesine Ek Ġnsan Ticaretinin, Özellikle Kadın ve Çocuk Ticaretinin Önlenmesine, Durdurulmasına ve Cezalandırılmasına ĠliĢkin Protokol ve Kadınlara KarĢı Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması SözleĢmesi dahil olmak üzere ilgili uluslararası belgelerin onaylanması için çalıĢmaya devam etme; - Uygun olan hallerde Afrika Çocuk Hakları ve Refahı ġartı, ASEAN ġartı, Uluslararası Çocuk Ticareti ve Kadınlara KarĢı ġiddete Dair Inter-Amerika Ġnsan Hakları SözleĢmeleri, Kadınlar ve Çocukların FuhuĢ Maksadıyla Ticaretinin Önlenmesi ve Bununla Mücadele SAARC SözleĢmesi, Avrupa Konseyinin Ġnsan Ticaretine, Siber Suçlara KarĢı Eylem SözleĢmeleri ve Avrupa Konseyine üye olmayan devletler tarafından da onaylanabilen Çocukların Cinsel Ġstismar ve Cinsel Kötü Muameleye KarĢı Korunması SözleĢmesi dahil ilgili uluslararası belgelerin onaylanması için çalıĢmaya devam etme; - Mevcut uluslararası standartlara uygun olarak, rıza gösterme ya da evlilik için belirlenmiĢ herhangi bir yaĢ sınırı da dikkate alınmaksızın, kendi ülkelerinde çocuk ve ergenlerin cinsel istismarına iliĢkin tüm eylemleri tanımlama, yasaklama ve suç sayma; - Etkin ülke dıĢı yargı yetkisi oluĢturma, çocuk ve ergenlerin cinsel istismarı suçları için karĢılıklı suç sayma Ģartını ortadan kaldırma ve etkin iadeyi kolaylaĢtırma ve suçluların etkin kovuĢturulması ve uygun yaptırımlar uygulanmasını sağlamak üzere karĢılıklı hukuki yardım yapma; - Ulusal Ģartlara uygun olan hallerde çocuk ve eriĢkinlerin cinsel istismarıyla bağlantılı ülke dıĢı yasaları etkin bir Ģekilde uygulayacak öncülük edecek bir yasa uygulama kuruluĢu atama; -Cinsel istismarın çocuk mağdurlarının, onların istismarı sürecinde iĢlenen suçlardan dolayı suçlu sayılmaması veya cezalandırılmamasını, aksine yasalarda mağdur statüsü tanınması ve buna göre muamele edilmesini sağlama; - Çocuk mağdurların ve cinsel istismarın çocuk suçlularının özel hayatının gizliliğini teĢvik etme ve savunma; bu arada bu çocukların kimliklerini soruĢturma ya da yargılama esnasında veya medya tarafından açıklanmaktan korumak üzere ilgili ulusal yasalar ve usulleri dikkate alma; - Risk değerlendirme ve suçlu yönetim programları, gönüllü uzatılan ve zorunlu rehabilitasyon hizmetleri (uygun olan hallerde ceza yaptırımlarına ilave olarak ancak onların yerine olmaksızın), mahkum olmuĢ suçluların güvenle yeniden entegrasyonu ve bu açıdan örnek uygulamaların derlenmesi ve paylaĢımı ve bu amaçla uygun olan hallerde cinsel suçlu kütükleri ve sınır ötesi cinsel suçlu yönetim sistemleri oluĢturma dahil olmak üzere, cinsel suçlu davranıĢını ele alma ve yeniden suç iĢlemeyi önlemeye yönelik uluslararası, bölgesel ve ulusal yasal mekanizmalar kurma ve uygulama; - Cinsel açıdan zararlı davranıĢ sergileyen çocuk ve ergenlerin, ilk seçenek olarak, onları suçlu yapmayan ancak baĢkalarının güvenliği ile onların üstün menfaati arasında denge kuran cinsiyete duyarlı ve çocuk odaklı önlemler ve programlar yoluyla uygun bakım ve ilgi görmelerini sağlama ve çocukları özgürlüklerinden yoksun bırakmanın ancak son baĢvurulacak önlem olarak ele alınması ve bu gibi çocukların bakımından sorumlu olanların uygun eğitim ve becerilerle donanmıĢ olmasını sağlama; - Ġnterpol‘ün uluslararası çocuk istismarı görüntüleri veri tabanını destekleme ve katkıda bulunma ve çocuk ve ergenlerin cinsel istismarı konusunda bilgi toplamak üzere sorumlu bir ulusal irtibat kiĢisi veya birimi görevlendirme ve sınır ötesi (uluslararası) yasa uygulama faaliyetlerini destekleme ve etkinliğini güçlendirmek üzere bu bilgileri Interpol ile sistematik olarak paylaĢma ve özellikle polis soruĢturmaları için çok taraflı anlaĢmalar yapma; - Polis güçleri içinde çocuklara karĢı cinsel suçları ele almak üzere özel birimler/çocuk masaları kurma ve yargı ve yasa uygulama personeline uzman eğitimi sağlama; - Yasa uygulayıcılar ve yargı ile çocuklara bakma yükümlülüğü olan diğer makamlarda rüĢveti ele alma, rüĢveti yasaların etkin uygulanması ve çocukların korunmasının önündeki büyük bir engel olarak görme; - 2013 yılına kadar, hükümet bakanları, finansör organlar, BM kuruluĢları, STK‘lar, özel sektör, iĢçi ve iĢveren örgütleri, medya, çocuk örgütleri ve sivil toplumun diğer temsilcileri ile, çocuk ve ergenlerin cinsel istismarını önlemek ve durdurmak üzere somut önlemler alınmasını sağlama ve destekleme amacıyla ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeylerde koordinasyonu kolaylaĢtıracak somut mekanizmalar ve/veya süreçler kurma; - Çocukları her türlü Ģiddet ve kötü muamele biçiminden korumayı amaçlayan bütüncül ulusal çocuk koruma sistemleri geliĢtirilmesi yoluyla çocuk ve eriĢkinlerin cinsel istismarını ele alan çabaları artırma; - Bir yandan cinsel istismarın mağduru olmuĢ çocuklar için kapsamlı destek ve hizmetler sağlayacak çok sektörlü yönlendirme mekanizmaları kurar ya da mevcut olanları güçlendirirken, öbür yandan çocuk ve ergenlerin cinsel istismarının önlenmesini vurgulama; - Çocuk ve ergenlerin cinsel istismarı konusunda Ulusal Eylem Planları geliĢtirme veya bu planları mevcut ilgili planlama çerçevelerine dahil etme; bu gibi planlara cinsiyete duyarlı stratejiler ve eylemsel planları, çocuk ve ergenlerin cinsel istismarını önleyecek ve durduracak inisiyatiflerin uygulanması için hedeflenmiĢ kaynakları ve atanmıĢ sorumlu aktörleri dahil etme; - Güvenilir bilgi toplanması, paylaĢımı ve sınır ötesi iĢbirliğini baĢlatma, destekleme ve ilgili yasalara uygun olarak çocuklarla seks talebini ele alma ve çocuklara yönelik yardımı artırma amacıyla mağdurlar ve suçlular hakkındaki veri tabanlarına katkıda bulunma; - Uygun olan yerlerde BM kuruluĢları, sivil toplum kuruluĢları ve özel sektör, iĢçi ve iĢveren örgütlerinin desteğiyle, diğer alanların yanı sıra turizm, seyahat, taĢımacılık ve mali hizmetlerde faaliyet gösteren Ģirketlerin, iletiĢim, medya, internet servisleri, reklam ve eğlence sektörlerinin Ģirket sosyal sorumluluğunu destekleyen ve teĢvik eden politika ve programlar geliĢtirme; bu açıdan çocuk hakları odaklı politikalar, standartlar ve davranıĢ kurallarının tedarik zinciri boyunca uygulanmasını sağlama ve bağımsız bir izleme mekanizmasını dahil etme; - Çocuk ve ergenlerin cinsel istismarına katkıda bulunan, örneğin ayrımcılık (cinsiyete dayalı ayrımcılık dahil), zararlı geleneksel uygulamalar, çocuk evliliği ve çocuk ve ergenlerin cinsel istismarını onaylayan sosyal normlar gibi olguları ele almak üzere, topluma dayalı programlar dahil olmak üzere, politikalar ve programları teĢvik etme ve destekleme; - Kendi topraklarında doğan tüm çocukların doğumdan hemen sonra nüfus kütüğüne kaydedilmelerini sağlama; - Çocukları değiĢen çağdaĢ değerler ve normların, ve cinsel istismara karĢı korunmaya muhtaçlığı artırma potansiyellerini anlamlı ve eleĢtirel bir Ģekilde incelenmesi ve çocukların bu sorunları cinsel istismarla iliĢkili olarak anlamalarını artırıcı eğitimi teĢvik etme; - 2013 yılına kadar cinsel istismarın kuĢkulu ya da fiili olaylarının çocuk mağdurları için etkin ve ulaĢılabilir bir raporlama, takip ve destek sistemi kurma; örneğin çocukların refahından sorumlu makamlarda bulunan kiĢilere zorunlu bildirim yükümlülüğü getirme; - Özellikle bakım ve adalet kurumlarında bulunan çocuklar için, çocuklar ve bakıcıları gizlilik içinde cinsel istismarı bildirme ve uygun servislere yöneltilmeyi istemeye teĢvik etmek için telefon ya da internete dayalı yardım hatları geliĢtirme veya mevcutların ulaĢılabilirliğini artırma ve bu gibi bildirim mekanizmalarının operatörlerinin yeterince eğitilmesi ve denetlenmesini sağlama; - 2013 yılına kadar çocuk ombudsmanı veya dengi gibi bağımsız çocuk hakları kurumları kurma veya ulusal insan hakları kurumlarında veya genel ombudsman ofislerinde çocuk hakları için irtibat noktaları kurma; BM Çocuk Hakları Komitesinin 2 No.lu Genel Tavsiyesi Konusunda BM SözleĢmesine taraf devletler için önemini vurgulayacak Ģekilde, bu organlar çocuk ve ergenlerin cinsel istismarının önlenmesi, çocukların bu gibi istismarlardan korunması ve cinsel bakımdan istismar edilmiĢ çocukların haklarının yeniden kazandırılması için alınan önlemlerin bağımsız olarak izlenmesinde, etkin yasal çerçevelerin ve uygulanmasının savunulmasında, gerekli olan hallerde çocuk mağdurların, bu kurumlara Ģikayette bulunma imkanı dahil olmak üzere, etkin çözümler ve tazmin yollarına sahip olmasını sağlamada kilit rol oynamalıdır; - Ayrım yapılmaksızın cinsel istismarın tüm çocuk mağdurlarına, tam fiziksel ve psikolojik tedavilerini ve yeniden sosyal entegrasyonları için psiko-sosyal destek ve gerekli ekonomik destek sağlamak üzere, mevcut ulusal çocuk koruma hizmetlerini güçlendirme veya yenilerini kurma; bu gibi hizmetlerin çok iyi eğitilmiĢ çok disiplinli profesyonel ekipler tarafından verilmesini sağlama; - Bu hizmetlerin ulaĢılabilir, yeterince kaynak sağlanmıĢ, kapsamlı, çocuğa ve cinsiyete duyarlı ve özel ihtiyaç sahibi çocuklar, etnik azınlıklardan, yerlilerden ya da Avusturya yerlilerinden, mülteci ya da sığınma talebinde bulunanlardan, ev hizmetlerinde kullanılanlar gibi ulaĢılması zor olanlar veya sokaklarda yaĢayanlar ve diğer özgün korunmaya muhtaçlığı olanlar dahil olmak üzere tüm çocuklara ulaĢabilir olmasını sağlama; - 2013 yılına kadar, yapılan tavsiyelerin uygulanmasını takip etme ve ilerlemeyi gözden geçirmek üzere, cinsel istismara karĢı çocukları koruma konusundaki ilerlemeyi izleme, karĢılıklı alıĢveriĢ, koordinasyon bölgesel mekanizmaları kurma; - Çocuk ve ergenlerin cinsel istismar eylemlerinden sorumlu olanların önlenmesi, saptanması, soruĢturulması, yargılanması ve cezalandırılması ve çocuk mağdurlara fiziksel ve psikolojik iyileĢmelerinde, yeniden sosyal entegrasyonlarında ve uygun olan hallerde kendi ülkelerine iadelerinde yardım etmek için çok taraflı, bölgesel ve ikili düzenlemeler yoluyla uluslararası iĢbirliğini güçlendirmek üzere gerekli tüm adımları atma; - Yapabilecek imkan olduğunda, çocuk ve ergenlerin cinsel istismarını ele almaya yönelik mevcut çok taraflı, bölgesel, iki taraflı ve diğer programlarla, mali, teknik ve diğer yardımları sağlama ve bu alandaki çocuk ve gençlik inisiyatiflerini finanse edecek bir fon oluĢturma potansiyelini araĢtırma. b. Çocuk Hakları Komitesini (Ģunları yapmaya) teĢvik ediyoruz: - Taraf devletlerin çocukların cinsel istismardan korunma haklarını destekleme yükümlülüklerini yerine getirmede kaydettikleri ilerlemeyi ısrarla sürdürme ve Çocuk Hakları SözleĢmesi ve bu SözleĢmenin Ġhtiyari Protokolleri çerçevesinde verilen raporların incelenmesinde Rio Eylem Planındaki tavsiyelere özel önem verme; - Çocukların cinsel istismardan, cinsel amaçlarla ticaretinin yapılmasından ve çocukların kaçırılması ve satıĢından korunma hakkı konusunda bir Genel Tavsiyeyi öncelikli konu olarak kabul etme; bu tavsiyeye devletlere bu konuda ulusal mevzuat ve politikalar geliĢtirme, uygulama ve gerçekleĢtirmede rehberlik edecek ayrıntılı bir kılavuzu dahil etme; - Çocuk haklarını koruma ve ilgili uluslararası ve bölgesel insan hakları mekanizmaları hakkında bilinçlendirmede Ġnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi ile birlikte çalıĢmaya devam etme. c. Diğer BirleĢmiĢ Milletler insan hakları anlaĢma organlarını, Ġnsan Hakları Konseyi özel usullerini ve BirleĢmiĢ Milletler Genel Sekreteri özel temsilcilerini, aynı zamanda bölgesel insan hakları mekanizmalarını (Ģunları yapmaya) teĢvik ediyoruz: - Kendi göreceli yetkileri çerçevesinde ve devletlerin raporlarını incelemeleri esnasında, ülke ziyaretlerinde, kendi tematik çalıĢmalarında ve/veya diğer faaliyetlerinde çocuk ve ergenlerin cinsel istismarıyla mücadeleye özel özen gösterme. d. Ġnsan Hakları Konseyini (Ģunları yapmaya) davet ediyoruz: - Evrensel Periyodik Gözden Geçirme Sürecinin ülkelerin çocuklara yönelik yükümlülüklerini, çocuk ve ergenlerin cinsel istismarının önlenmesi ve durdurulması ve bu gibi istismarların çocuk mağdurlarının haklarına tam olarak saygı gösterilmesi dahil olmak üzere, yerine getirmelerinin ciddi bir Ģekilde incelenmesini içermesini sağlama. e. Henüz atanması beklenilen Genel Sekreterin Çocuklara KarĢı ġiddet Özel Temsilcisi, Genel Sekreterin Çocuklar ve Silahlı ÇatıĢma Özel Temsilcisi, Çocuk Ticareti, Çocuk FahiĢeliği ve Çocuk Pornografisi Özel Raportörü ve Ġnsan Ticareti Özel Raportörünü, bu konudaki diğer yetki sahipleriyle birlikte ve Çocuk Hakları Komitesi ile iĢbirliği içinde (Ģunu yapmaya) davet ediyoruz: - Faaliyet çakıĢmasından kaçınmak ve çocuk ve ergenlerin cinsel istismarını önleme ve durdurma etkilerini azami seviyeye çıkarmak üzere birlikte çalıĢma. f. BM kuruluĢları, STK‟lar ve insan hakları kurumlarını (Ģunları yapmaya) teĢvik etmektedir: - Çocuk ve ergenlerin cinsel istismarının boyutu ve verilecek tepki konusunda bu organları destekleme ve bu organlara bilgi sağlama; - Bu kuruluĢların eğitim ve güçlendirmedeki artırma ve cinsel istismardan çocukları koruma ve çocukların reklamlarda cinsel obje olarak kullanılması dahil, medyanın zararlı potansiyelini indirgemek üzere medya ile birlikte çalıĢma. g. Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu gibi uluslararası finans kurumlarını (Ģunlar yapmaya) çağırıyoruz: - Mevcut makro ekonomik ve yoksulluğun azaltılması stratejilerini, bunların çocuklar ve aileleri üzerindeki olumsuz sosyal etkilerine karĢılık vermek ve çocuklar için cinsel istismar riskini en aza indirmek üzere gözden geçirme. h. Dini cemaatleri (Ģunu yapmaya) çağırıyoruz: - Çocuklar dahil olmak üzere herkesin doğuĢtan onura sahip olduğu konusunda aralarındaki konsensüs ıĢığında, çocuk ve ergenlerin cinsel istismarı dahil olmak üzere çocuklara karĢı tüm Ģiddet biçimlerini reddetme ve bu açıdan çok-dinli iĢbirliği ve hükümetler, çocuk örgütleri, BM kuruluĢları, STK‘lar, medya ve özel sektör gibi diğer kilit paydaĢlarla ortaklık kurma. C.2. Çocuk Pornografisi/Çocuk Ġstismarı Görüntüleri 3 3 ‗Çocuk istismarı görüntüleri‘ terimi gittikçe artan bir Ģekilde, çocuk ve ergenlerin pornografide cinsel istismarını ifade edecek Ģekilde kullanılmaktadır. Bu durum fenomenin ciddiyetini yansıtmakta ve çocukların pornografik görüntülerinin aslında bir suç iĢlendiğinin kayıtları olduğunu vurgulamaktadır. Ancak birçok yasa ‗çocuk pornografisi‘ terimini kullanmaktadır ve bu yüzden bu metinde de bu terim kullanılmıĢtır. Yukarıda sözü edilen faaliyetlere ilave olarak, devletleri, BM kuruluĢlarını, STK‘ları, özel sektörü, akademisyenleri, çocuklar ve gençleri ve diğer ilgili aktörleri (Ģunları yapmaya) çağırıyoruz: - Çocuk pornografisinin, uluslararası standartlara uygun, açık bir tanımını benimseme. - Sanal görüntüler ve çocukların cinsel bakımdan istismar içerecek Ģekilde sunulması dahil, çocuk pornografisinin üretimi, dağıtımı, alınması ve elde bulundurulmasını, aynı zamanda bu gibi materyalin herhangi bir fiziksel temas olmaksızın tüketilmesi, ulaĢılması ve izlenmesini suç haline getirme, yasal sorumluluğu bu gibi materyalin üretimi ve/veya dağıtımını yapma veya bu fiillere katılma açısından Ģirket ve ortaklıklar gibi tüzel kiĢilikleri de kapsayacak Ģekilde geniĢletme. - Çocuk pornografisini, çocukların internette çevrimiçi ve çevrimdıĢı istismara konu edilmesi için internet ve yeni teknolojilerin kullanımını ve çocuk pornografisi ve diğer materyalin üretimi ve dağıtımını önleme ve durdurmaya yönelik özgün ve hedefli faaliyetler gerçekleĢtirme. Mağdur belirleme ve mağdurların uzman personel tarafından desteklenmesi ve bakımı yüksek öncelikli hale getirilmelidir; - Çocuklara, ebeveyne, öğretmenlere, gençlik örgütlerine, çocuklarla birlikte ve çocuklar için çalıĢan diğerlerine, internet, cep telefonları ve diğer teknolojilerin cinsel açıdan istismarcı kullanımı riskine yönelik anlayıĢı artırma amacıyla odaklanan eğitim ve bilinçlendirme faaliyetleri gerçekleĢtirme. Bu faaliyetler çocuklar için kendilerini nasıl koruyacakları, çocuk pornografisi ve çevrimiçi istismar olaylarında nasıl yardım alacakları ve bu olayları nasıl Ģikayet edecekleri konusunda bilgilendirme ve bu gibi programların yalnızca bilgiyi artırma bakımından değil, aynı zamanda davranıĢ değiĢimini sağlama açısından etkinliğini belirlemeye yönelik göstergeler ve değerlendirmeler oluĢturmayı içerecektir. - Okullardaki müfredata çevrimiçi güvenliği dahil etme ve bunu gençlik örgütleri aracılığıyla ve çocuklar için resmi toplanma noktalarında teĢvik etme; - Ġnternet servis sağlayıcıları, mobil telefon Ģirketleri, arama motorları ve diğer ilgili aktörlerin çocuk pornografisi web sayfalarını ve çocuk cinsel istismarı görüntüleri bildirmesi ve kapatmasını zorunlu kılacak gerekli yasal düzenlemeleri yapma ve sonuçları izlemeyi sağlayacak göstergeler geliĢtirme ve çabaları artırma; - Ġnternet servis sağlayıcıları, mobil telefon Ģirketleri, arama motorları ve diğer ilgili aktörleri ebeveyn, çocuklar ve ergenlerin anlamlı katılımıyla, gönüllü davranıĢ kuralları ve diğer Ģirket sosyal sorumluluk mekanizmaları geliĢtirmeye teĢvik ve destekleme ve bu faaliyet alanlarında çocuk koruma önlemleri almaya imkan verecek yasal araçlar geliĢtirme; - Özel sektöre elektronik dijital kameralarla alınan görüntüleri belirleme ve bunların faillerinin izinin sürülmesi ve yakalanmasına katkıda bulunmayı sağlayacak güçlü teknolojiler araĢtırmaları ve geliĢtirmeleri için teĢvikler sağlama; - Çocuk ve ergenlerin cinsel istismarını soruĢturmak ve mağdurların izini hızla bulmak için güçlü teknolojiler araĢtırılması ve geliĢtirilmesini artırmak için kamu/özel sektör ortaklığını teĢvik etme; - Çocuk istismarı görüntülerini izleme konusunda potansiyel kullanıcıları mevzuat konusunda bilgilendiren mesajlar geliĢtirme ve yayma ve bu tür görüntülere talebi azaltıcı programlar geliĢtirme; - Çocuklar dahil olmak üzere, halka çocuk ve ergenlerin cinsel istismarını çevrimiçi olarak bildirme imkanı veren telefon ve çevrimiçi internet sayfalarını teĢvik etme ve destekleme ve mümkün olan hallerde bu tür telefon numaraları ve URL‘leri uyumlulaĢtırmaya çaba gösterme. C.3. Çocuklar ve Ergenlerin FuhuĢta Cinsel Ġstismarı Yukarıda sözü edilen faaliyetlere ilave olarak, devletleri, BM kuruluĢlarını, STK‘ları, özel sektörü, akademisyenleri, çocuklar ve gençleri ve diğer ilgili aktörleri (Ģunları yapmaya) çağırıyoruz: - Ġç hukuku, çocuk ve ergenlerin fuhuĢta cinsel istismarının tanımları dahil olmak üzere, uluslararası standartlara uyumlu hale getirme; - Bir çocuktan cinsel hizmet almaya yönelik her türlü iĢlem ya da seks satın almayı ceza yasası çerçevesinde bir suç eylemi kabul etme yoluyla, çocukların fuhuĢta kullanımına yol açan talebi ele alma; - Yalnızca kızlara değil, aynı zamanda fuhuĢta cinsel istismara karĢı korunmaya muhtaç ya da bu fiillerin mağduru olan erkek çocuklara da bakım, tedavi ve rehabilitasyon (risk değerlendirme, önleme ve tepki verme mekanizmaları dahil olmak üzere) sağlayacak uzmanlaĢmıĢ, cinsiyetlere uygun programlar oluĢturma; - Topluma dayalı tedavi, rehabilitasyon ve yeniden entegrasyon gibi uzun dönem önleyici önlem iĢlevi görecek ve aynı zamanda fuhuĢta cinsel istismarın çocuk mağdurlarının karĢılaĢtığı yok sayma ve sosyal tecridi ortadan kaldırmaya yardım edecek pilot ve mümkün olan yerlerde tekrarlanan alternatif bakım modelleri sağlama; - FuhuĢta istismar edilen çocuklar için uzmanlaĢmıĢ ve uygun sağlık bakım hizmetleri sağlama ve yerel tedavi, sosyal çalıĢma sistemleri, gerçekçi ekonomik alternatifleri destekleme ve bütüncül bir karĢılık vermek için programlar arasında koordinasyon sağlama; - YetiĢkinleri, çocuk ve ergenlerin cinsel istismarıyla uğraĢmaktan alıkoyacak ve caydıracak faktörleri belirlemek için çeĢitli ortamlarda erkek çocuklar ve yetiĢkin erkeklerin çağdaĢ sosyalleĢme kalıpları konusunda araĢtırmalar yapma. C.4. Çocuklar ve Ergenlerin Seyahat ve Turizmde Cinsel Ġstismarı Yukarıda sözü edilen faaliyetlere ilave olarak, devletleri, BM kuruluĢlarını, STK‘ları, özel sektörü, akademisyenleri, çocuklar ve gençleri ve diğer ilgili aktörleri (Ģunları yapmaya) çağırıyoruz: - Turizm, seyahat ve otelcilik sektörlerini, örneğin Seyahat ve Turizmde Çocukların Korunması DavranıĢ Kurallarına katılma ve uygulama yoluyla, profesyonel davranıĢ kurallarını benimseye teĢvik etme ve bu konuda destekleme; çocuk koruma odaklı sosyal sorumluluk stratejilerini uygulamaya koyan iĢyerlerini teĢvik etme ve/veya bu katılımı yapanlara diğer teĢvikler sağlama; - Bütün paydaĢların yerli ve yabancı seyahat edenlerin çocuklar ve ergenleri cinsel olarak istismarını önlemek üzere kontrolsüz turizme özellikle dikkat etmesini sağlama; - Ġlgili yasa ve insan hakları standartlarına uygun olarak, Ġnterpol‘ün ‗YeĢil Ġhtar‘ sistemi gibi bir uluslararası seyahat ihtar sistemi kurulmasında iĢbirliği yapma; - Yabancı bir ülkede bir çocuğu cinsel olarak istismar ettiği bildirilen veya iddia edilen vatandaĢlara karĢı soruĢturma ve yeterli kanıt bulunması halinde uygun cezaların verilmesi ve takibini sağlama; - Çocukların turizmde cinsel istismarının reklamını yapan materyalin üretimi ve yayılmasını yasaklama; aynı zamanda seyahat edenleri çocukların cinsel istismarı fiillerine uygulanacak cezalar konusunda uyarma; - Mesleki eğitim için asgari yasal yaĢa ulaĢmıĢ ve turistik yörelerde veya yakınında yaĢayan korunmaya muhtaç çocuklara mesleki eğitim, kariyer danıĢmanlığı ve iĢ imkanları sağlama; uygun olan yerlerde özel sektör, iĢçi ve iĢveren örgütleri ile ortaklık içinde bu çocukların istismar durumuna girmelerini önleme; - Yeni ve henüz ortaya çıkmakta olan turizm yörelerini izleme ve turizm hizmetlerinin geliĢtirilmesine katılan özel sektör paydaĢları ile birlikte çocuklar ve ergenlerin cinsel istismarını önlemek için, adil kalkınmayı teĢvik eden sosyal ve çevresel bakımdan sorumlu stratejiler kullanımı dahil olmak üzere, etkin önlemler almak; - Hükümet, yasa uygulayıcılar, STK‘lar ve diğer ilgili aktörler arasında, çocuklar ve ergenlerin seyahat ve turizmde cinsel istismarına odaklanmıĢ, etkin ve koordineli karĢılık geliĢtirmek üzere kurum içi ve kurumlar arası iĢbirliğini teĢvik etmek ve desteklemek. C.5. Ġnsan Ticareti ve Çocuklar ve Ergenlerin Cinsel Ġstismarı Yukarıda belirtilen faaliyetlere ilave olarak, devletleri, BM kuruluĢlarını, STK‘ları, özel sektörü, akademisyenleri, çocuklar ve gençleri ve diğer ilgili aktörleri (Ģunları yapmaya) çağırıyoruz: - Palermo Protokolü ve diğer ilgili uluslararası belgeler ve standartlardan doğan yükümlülüklere uygun olarak açık bir çocuk ticareti tanımı benimsemek ve Ġnsan Ticareti (çocuklar dahil) Hakkında (BirleĢmiĢ Milletler) Ġnsan Hakları Yüksek Komiserliği Bürosu Prensipleri ve Kılavuzunu da dikkate alma; - Toplumu diyaloga ve çocukları insan ticaretine karĢı korunmaya muhtaç kılan sosyal normlar ve uygulamaları eleĢtirel gözle gözden geçirmeye dahil etme bakıĢ açısıyla harekete geçirme ve toplumu uygun olan hallerde strateji ve program hazırlama, uygulama ve izlemeye katan stratejiler ve programlar geliĢtirme usulleri oluĢturma; - Ġnsan ticaretinin çocuk mağdurları için topluma dayalı rehabilitasyon ve yeniden entegrasyon programları benimseme, pilot uygulama yapma veya baĢarılı modelleri kopyalama; - Yalnızca ülkelerarası değil aynı zamanda ülke içi çocuk kaçakçılığını ele alan ve diğer unsurların yanı sıra güvenli iade ve çocuğun üstün menfaatinin dikkate alınmasını sağlamak için, çocukların ihtiyaçları ve kendi evine iadesinin çocuk açısından risklerinin dikkatli bir değerlendirmesine dayalı olarak dönüĢünü sağlayacak standart uygulama prosedürünü içeren politikalar ve programlar oluĢturma; - Örneğin çocuk kaçakçılığı olaylarının soruĢturulması ve ticarete konu edilen çocukları suçlular olarak değil korunma ihtiyacı bulunan mağdurlar olarak ele alan, anlaĢılır bir kılavuz hazırlama yetkisine sahip koordinasyon birimleri kurarak, ülkeler arasında ve ülke içinde yasa uygulayıcılarının iĢbirliğini güçlendirmeye devam etme; - Ġnsan ticaretine konu edilen refakatsiz her çocuğa gecikmeksizin bir vasi atanmasını, insan ticaretine konu edilen tüm çocukların etkin bir kayıt ve belgeleme sisteminin kurulmasını ve insan ticaretine konu edilen her bir çocuğa yalnızca kısa vadeli koruma değil, aynı zamanda tam ve uzun vadeli bir iyileĢme ve yeniden sosyal entegrasyonu için (Çocuğun Üstün Menfaatlerinin Değerlendirilmesi Hakkında (BirleĢmiĢ Milletler) Ġnsan Hakları Yüksek Komiserliği Bürosu Rehberi ve Ġnsan Ticaretinin Çocuk Mağdurlarının Korunması Hakkında UNICEF Kılavuzuna uygun olarak) gerekli ekonomik ve psiko-sosyal destek sağlanmasını teminat altına alan yasal ve diğer önlemleri alma; - Çocuk ticaretini önleme ve durdurmaya yönelik program ve politikaların ve örneğin evlilik, evlat edinme, göç, doğumda tescil, vatandaĢlık uyumu, mülteci veya diğer statüler gibi konulardaki yasalar gibi insan ticareti üzerinde olumlu bir etki yapabilecek mevzuatın düzenli olarak değerlendirilmesine sivil toplum ve çocukların katılımını gerçekleĢtirme ve/veya destekleme. D. TAKĠP Bu Eylem Planının en etkin Ģekilde takibi için : - Ulusal düzeyde, diğer hususların yanı sıra, Rio Bildirisi ve Eylem Planının uygulanması için alınan önlemler konusunda yıllık rapor vermeyi ve kaydedilen ilerlemeler ve kalan güçlükler konusunda müzakereleri teĢvik etme/baĢlatmayı; - Uluslararası düzeyde, ilgili özel yetki sahipleri tarafından, Rio Bildirisi ve Eylem Planı konusunda bilinçlenmeyi koruma ve uygulanmasını teĢvik etme amacıyla yapılan koordineli eylemleri teĢvik etme ve desteklemeyi ve özel sektörü BM Küresel Ġlkelerine katılmaya teĢvik etme ve bunların uygulama sürecini çocuklar ve ergenlerin cinsel istismarını ele alma açısından duyurmayı ve koordineli ortak çabalar ve örnek uygulamaları paylaĢmak için bu platformun gerçekleĢtirilmesini desteklemeyi taahhüt ediyoruz. 3. ĠSLAM KONFERANSI ÖRGÜTÜ ÇOCUKTAN SORUMLU BAKANLAR KONFERANSI GĠDĠLEN ÜLKE: LĠBYA - TRĠPOLĠ GÖREV TARĠHLERĠ: 07 – 11 ġubat 2011 KATILIMCILARIN ADLARI Yıldırım TEKTAġ – Bakan DanıĢmanı (Sn. Selma Aliye KAVAF) Osman BĠLGĠN – Çocuk Hizmetleri Daire BaĢkanı Fikret YAMAN – Sosyal ÇalıĢmacı, Çocuk Hizmetleri Daire BaĢkanlığı RAPOR ÖZETĠ: Ġslami Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (ISESCO- Islamic Educational, Scientific and Cultural Organization), Ġslam Konferansı Örgütü‘nün bir alt birimi olarak 1979 yılında kurulmuĢtur. Ġslami Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü, Üye ülkeler arasında Ġslam dini öğretileri ıĢığında eğitim, bilim ve kültür alanlarında iĢbirlikleri kurma ve bunları teĢvik etme, dünya barıĢı ve güvenliği için, üye ve üye olmayan Ülke insanları arasında özellikle eğitim, kültür ve iletiĢim yoluyla anlayıĢ geliĢtirilmesi, kültürler, medeniyetler ve dinler arası diyaloğun geliĢtirilmesi, Ġslam ve Ġslam kültürünün doğru imajı konusunda çalıĢmaların yapılması gibi hedeflere sahiptir. ISESCO‘nun 50 üyesi bulunmaktadır. Türkiye ISESCO‘ya üye olmamakla birlikte düzenlenen toplantılara katılmaktadır. Ġslam Dünyasında Çocuk Konulu Ġslam Ülkeleri Bakanları Konferansının birincisi 2005 yılında Fas Krallığı‘nın Rabat Ģehrinde yapılmıĢtır. Konferans Ġslami Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (ISESCO- Islamic Educational, Scientific and Cultural Organization) tarafından Ġslam Konferansı Örgütü (ĠKÖ) ile iĢbirliği içerisinde gerçekleĢtirilmiĢtir. Sudan, Ġslam Dünyasında Çocuk Konulu Ġslam Ülkeleri Bakanları Ġkinci Konferansına evsahipliği yapma görevini üstlenmiĢtir. Konferans, ―Çocuklarımız Ġçin Daha Parlak Bir Gelecek Adına‖ sloganı altında Hartum‘da 2–4 ġubat 2009 tarihlerinde düzenlenmiĢtir. Konferansın ana temaları çocukların korunması ve eğitim ve sağlık gibi temel gereksinimlerin ve hizmetlerin sağlanmasına odaklanmaktadır. Ġslam Dünyasında Çocuk Konulu Ġslam Ülkeleri Bakanları Ġkinci Konferansı, dünyanın Ģahit olduğu bütün sosyal, siyasi ve ekonomik değiĢiklikleri hedef alan birinci konferansın bir uzantısıdır. 3. Ġslam Konferansı Örgütü Çocuktan Sorumlu Bakanlar Konferansı ise 7 – 8 ġubat 2011 tarihlerinde düzenlenen üst düzey uzmanlar hazırlık toplantısı ve 10 – 11 ġubat tarihlerinde düzenlenen Bakanlar Toplantısı ile sonuçlanmıĢtır. Toplantıda, ana konu baĢlıkları olarak ―Ġslam Dünyasında Erken Çocukluğun Kalkındırılması Sürecini Hızlandırma‖, ―Ġslam Dünyasında Çocuk Haklarını Teminat Altına Alacak Yasalar ve ĠĢleyiĢ Mekanizmaları‖ ve ―Ġslam Dünyası Çocukları ISESCO Forumu Hukuki Çerçevesi‖ ele alınmıĢtır. Söz konusu toplantıda, ilk yıllardaki çocuk geliĢiminin çok önemli olduğu, bu bağlamda ebeveynlerin ve geniĢ ailenin önemine değinilmiĢtir. Çocuğun karakterinin Ģekillendiği ilk yıllarda ailenin önemi büyüktür. Çocukların fiziksel, duygusal ve sosyal geliĢimi için en uygun yer ailedir. Çocuğun geliĢimi için ebeveynlerin yanı sıra geniĢ ailenin de dikkatle ele alınması gerekmektedir. Çocuk bakımı sorumluluklarının anne – baba ve diğer kiĢiler arasında paylaĢılması gerekir. Büyük anne-babalar, rol modelleri olarak önemlidir. Erken çocukluk geliĢiminin sağlıklı olarak gerçekleĢmesinin çocuğun sonraki yıllardaki psikolojik, duygusal ve biliĢsel geliĢimi için de hayati olduğu vurgulanmıĢtır. Erken çocukluk geliĢiminde aĢı, beslenme ve emzirme önemlidir. Ġlk yıllardaki geliĢim, çocukların bütün yaĢamı için olduğu gibi toplumun sağlıklı geliĢimi için de önemlidir. Ġlk yıllardaki çocuğun biliĢsel geliĢimi ve hassasiyeti önemli, bu yaĢlarda beyin geliĢimi çok hızlı ve çocuklar öğrenmeye çok açıktır. Ġslam dini, çocukların korunması, büyütülmesi ve geliĢmesine özel bir önem verir. Çocuğun ilk yıllardaki geliĢimini tamamlayabilmesi için aile, toplum ve devletin bu noktadaki sorumluluklarını yerine getirmesi gerekmektedir. Erken çocukluk eğitimi, çocukların geliĢimi için ―yatırıma‖ en uygun zamandır. Çocuğun geliĢimi ile ilgili olarak ebeveyn destek programlarının ve aile danıĢmanlığı hizmetlerinin oluĢturulması, ilk yıllarda çocuk ile anne arasındaki fiziksel temas ve psikolojik iliĢki anne ve çocuk arasında bağlanma iliĢkisi için önemlidir. Yapılan araĢtırmaların da gösterdiği üzere özellikle yaĢamın ilk yıllarında değiĢik nedenlerden dolayı sağlıklı bir geliĢime sahip olamayan çocukların ileride ciddi sorunlar yaĢadıkları ortaya çıkmıĢtır. Bu bağlamda, ebeveynlerin çocuk geliĢimi üzerindeki etkisinin çok iyi değerlendirilmesi ve ebeveynlerin donanımlı hale getirilmeleri gerekmektedir. Toplantı da Erken Çocukluk GeliĢimi bağlamında vurgulanan önemli bir konu da emzirme olmuĢtur. Ġslam Dini öğretilerinin de dikkate alınarak üye ülkelerde çocukların doğumdan baĢlayarak iki yıla kadar emzirilmeleri gereği üzerinde durulmuĢtur. Annelerin emzirme konusunda teĢvik edilmesi, anne - çocuk sağlığı ve beslenmesi, enfeksiyonların önlenmesi ve tedavi edilmesi, annelerin hamilelikten itibaren takip edilmesi, anne ve çocukların beslenme, sağlık, temiz su vb. ihtiyaçlarının da karĢılanması gerekliliği üzerinde durulmuĢtur. Ayrıca bahse konu toplantıda, · Ġslam dünyasında erken çocukluk geliĢiminden yararlanan çocukların oranlarının arttırılması, fırsat eĢitliğinin sağlanması ve cinsiyet ayrımcılığının da önüne geçilmesi, · Çocuk sorunları karĢısında uluslar arası iĢbirliği, eğitimin bütün çocuklar için zorunlu olması, eĢit ve ücretsiz olarak sağlanması, geleceğimiz olan çocukların haklarının korunması, iyi bir aile yapısı; çocuk, kadın ve aileye önem verilmesi, · Olumsuz çevre Ģartlarından en çok etkilenenlerin çocuklar ve kadınlar olduğu gerçeğinin dikkate alınması, Ġslam Ülkeleri arasındaki iĢbirliğinin çocukların yararı doğrultusunda arttırılması, · Günümüzde, birçok çocuk, temel hizmetlerden yararlanamadığı için önlenebilir hastalıklar sonucu ilk yıllarda hayatlarını kaybedebilmektedir. Bu bağlamda hizmetlere ulaĢımın kolaylaĢtırılması, ailenin eğitilmesi ve güçlendirilmesi, aile içerisinde yardımlaĢmanın teĢvik edilmesi, · Erken çocukluk geliĢimi ile ilgili yasal düzenlemelerin yapılması ve erken çocukluk geliĢimine yönelik bütüncül stratejik eylem planlarının hazırlanması ve uygulamaya geçirilmesi gerekmektedir. Erken çocukluk programları, çocukların, ailelerin ve toplumun ihtiyaçlarına göre yapılandırılmalı, · Çocukların, sağlıklı bir beslenme yöntemi olmayan ―fast food‖ tan korunabilmesi noktasında ailenin ve toplumun sorumluluklarını yerine getirmesi, · Erken çocukluk geliĢiminin desteklenmesi için sadece maddi kaynak yeterli olmaz, bunun için davranıĢ değiĢikliğinin de gerçekleĢtirilmesi gerektiği, · Sosyal yardımlaĢma bağlamında, zekât müessesinin önemle ele alınması, · Çocuk sorununun karmaĢık olduğu iktisadi, sosyal, psikolojik birçok yönünün bulunduğu, · Ebeveyn eğitimleri için 5 yıllık ulusal eylem planlarının hazırlanması, · Sel, deprem vb. acil durumlar için eylem planlarının hazırlanması, ·ÇalıĢan kadınların çocukları ile daha iyi zaman geçirebilmeleri, farklı sektörlerdeki çalıĢan kadınların çocuklarını emzirebilmeleri için düzenleme yapılması, · Ġsrail iĢgali altında olan Filistin ve Suriye Golan ‘daki çocuklar baĢta olmak üzere iĢgal ve baskı altındaki bölgelerdeki çocukların haklarının korunması ve bu bağlamda ülkeler arası iĢbirliğinin gerçekleĢtirilmesi, · Çocuk haklarını uygulamada koruyacak mekanizmaların kurulması, çocuklarla ilgili iyi bir veri tabanının oluĢturulması, çocuklarla çalıĢan bütün personele çocuk hakları konusunda eğitim sunulması, · Çocuk hakları ile ilgili bütün süreçlerde, kurumlar arası iĢbirliği, sivil toplum, üniversite ve özel sektörün de katılımının sağlanmalı. · Ġslami Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü‘nün üye ülkeler ve uluslararası ortaklarla olan iliĢkileri yoğunlaĢtırması, üye ülkelerdeki erken çocukluk geliĢimi programlarının desteklenmesi, ulusal ülke programlarının oluĢturulması, Ġslami değerlerin ve yardımlaĢmanın etkili kılınması, · Ġslam Dünyası çocukları için ISESCO tarafından ISESCO Çocuk Forumunun üye devletler ile iĢbirliğinde kurulması gibi konular gündeme getirilmiĢ ve tartıĢılmıĢtır. Fikret YAMAN Sosyal ÇalıĢmacı Osman BĠLGĠN Çocuk Hizmetleri Daire BaĢkanı ĠSVEÇ GEZĠSĠ DEĞERLENDĠRME RAPORU KURUM : Ordu Ġl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü RAPORU HAZIRLAYANLAR : Hüseyin YAġA, Tülay KAYAKÖY, AyĢegül KAYA, Feriha SEMĠZ GEZĠYE KATILANLAR : Hüseyin YAġAR ( Ġl Müdürü) Feriha SEMĠZ(Çocuk Eğiticisi) Tülay KAYAKÖY (Daktilograf) Ġdari ve Mali ĠĢlerde Görev Yapmakta. AyĢegül KAYA( Bilgisayar ĠĢletmeni- Özürlü Ve Bakım ĠĢerinde görev yapmakta. GEZĠ TARĠHĠ: 31.10- 05.11. 2010 KONU: Hizmet Uygulamaları ve Sistemleri Hk. GEZĠNĠN AMACI: Gezi Ġsveç‘in Botkyrka Belediyesinin daveti ve yardım kuruluĢu SĠDA‘nın finans desteği ile yapılmıĢtır. Gezi genel olarak iki ülkenin sosyal hizmet uygulamaların yerinde görülüp karĢılıklı görüĢ alıĢveriĢlerinde bulunulması ve bu doğrultuda Botkyrka Belediyesine bağlı sosyal hizmet kuruluĢlarının gezilmesi amaçlanmıĢtır. GEZĠ PROGRAMI ĠLE ĠLGĠLĠ YAPILAN ÇALIġMALAR VE DEĞERLENDĠRĠLMELER Gezinin ilk günü Botkyrka Belediyesi ziyaret edilmiĢ, Belediyeye ait Konferans Salonunda Belediyede görev yapan sosyal hizmetlerden sorumlu idarecilerle ve personellerle tanıĢılmıĢ olup, Belediyenin iĢleyiĢi hakkında bilgi alınılmıĢ ve tarihi yerleri gezilmiĢtir Belediyede görev yapan idareciler sosyal hizmet uygulamaları hakkında görüĢlerini belirterek proje hakkında bilgi vermiĢlerdir. Belediyenin yapısı, nüfusu, ekonomik kaynakları hakkında bilgi vererek Çocuk, Genç ve yaĢlılara çok değer verip önemsedikleri ifade etmektedirler. 80000 nüfuslu belediyede çoğunluğu kadın personel olup, erkek personel azınlıkta kalmaktadır. Evde bakım hizmetinde yararlanan yaĢlı sayısı 900 civarında olup, kurum bakımında ise 500 yaĢlıya hizmet verildiği gözlemlenmiĢtir. Ġsveç‘te sosyal hizmet kuruluĢu olarak yalnız Huzurevleri olarak adlandırılan ve ülkemizde ise YaĢlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezlerine denk olan kuruluĢlar bulunmaktadır. Bu kuruluĢlar Belediyeye bağlı olup, sistemleri çalıĢma usulleri ve fiziki koĢulları ülkemizde mevcut bulunan kuruluĢlara oranla daha iyi durumda oldukları görülmektedir. Ġsveç ekonomisi çok güçlü olup, ekonominin güçlü olması kuruluĢta çalıĢan personele de yansımaktadır. KiĢi baĢına ayrılan ödeneğin ülkemize oranla daha fazla olduğu (aylık azami 9000 TL. ) dir. Ġsveç‘ de yerel yönetimlerin ülkemize oranla çok daha güçlü oldukları, yaĢayan her bir vatandaĢın gelirinin % 3‘ünü yerel yönetimlere vergi olarak ödenmesinden kaynaklandığı gözlemlenmiĢtir. Ġsveç‘te yaĢlı nüfusunun genel nüfusa göre çok fazla olduğu ve bu nedenlerden dolayı ise yaĢlılara oldukça gerekenden daha fazla önem verildiği, yaĢlılık olgusun sosyal politikalarda da önemli bir yer tuttuğu gözlenmiĢtir. Huzurevlerinde görev yapan yetkililerden Huzurevlerinin iĢleyiĢi hakkında bilgi alınmıĢ, sonra belediyelere bağlı huzurevleri ziyaret edilerek görüĢ alıĢ veriĢlerinde bulunulmuĢtur. Huzurevindeki yaĢlılar gruplarına göre değerlendirilerek katlara yerleĢtirildiği, her katın ayrı Ģefi ve personelinin olduğu görülmüĢtür. Bize gösterilen demans‘lı yaĢlı bölümünde yaĢlıların bileklerine alarm cihazı takıldığı, herhangi bir istekte bulunulacakları zaman alarma basmak suretiyle görevlileri çağırdıkları, ayrıca yatalak ve ağır durumdaki yaĢlılar için yatağa ve yatağın hemen yanındaki küçük boy kare Ģeklindeki halının altına alarm sistemi yerleĢtirerek yaĢlının yatağından kalkması ve düĢmesi sonucunda alarmın harekete geçerek görevli personelin anında olay yerine gelmesi gözlemlenmiĢtir. Yine evde yaĢayan ama desteğe ihtiyaç duyan yaĢlılara bakım ve yardım sağlayan birim yetkilisinden alınan bilgiye göre evde yaĢayan yaĢlının ihtiyaçlarını karĢılamakta zorlanıyorsa konu ile ilgili uzman bir heyet toplanıp durum değerlendirmesi yaparak yaĢlının ne tür yardıma ihtiyaç duyduğu belirlendikten sonra yine aynı ekip tarafından alınan kararların uygulaması merkezin organizasyonu ile yapılıp, alarm sistemi devreye sokarak yaĢlının evde düĢme gibi durumlarında alarm basarak yardım isteyebileceği belirtilmektedir. Huzurevi Yetkilileri bizleri özürlülerin bakım hizmeti verildiği yerlere götürerek iĢleyiĢleri hakkında bilgi vermiĢlerdir. Özürlülerin bir site içinde yer alan aynı katta toplanmıĢ 45 metrekarelik dairelerde bakımlarının yapıldığı, özürlüler gündüzleri belirli bir ücret karĢılığında hediyelik eĢya dergi, kitap ambalajlama gibi iĢlerde çalıĢtırdıklarını belirtmiĢlerdir.. Ayrıca yetkililer özürlülerin 40 civarında villa tipi evde bakımlarının yapıldığını ağır özürlü olanlara ise birebir hizmet sunulmak üzere bakıcısının bulunduğunu belirtmiĢlerdir. Özürlüye bakan personelin özürlüye günlük hayatın gereksinimlerini öğretme, kendi iĢlerini kendisinin yapabileceği basit ev ve diğer iĢlerinin yapmasında yardımcı olmasını, bunun yanında benzer konularda özürlünün bağımsız bir Ģekilde hareket etmesi açısından uygulamalı olarak eğitim verilmekte ve özürlünün kendi kendine yeterli hale gelmesini sağlamaktadır. Buradaki amaçlarının özürlünün hareket edebilme yeteneğinin geliĢtirilmesi, kendine olan güveninin artırılması, ayrıca yaptığı hizmetin karĢılığında ödüllendirmek amacıyla ücret ödenmesidir. Yukarıda yaĢlılar ve özürlülerle ilgili yapılan hizmetler, hizmet verilen kuruluĢlara ayrı ayrı günler içerisinde gidilerek yerinde yapılan hizmetler ve etkinlikler görülmektedir. ĠSVEÇ‟ĠN ÜLKEMĠZE GÖRE FARKLILIK GÖSTEREN YÖNLERĠ Ülkede herkesin sosyal güvencesinin ve düzenli bir gelirinin olduğu, olmadığı durumlarda ise devreye sosyal yardım sisteminin girdiği, bu nedenlerden dolayı insanların gelecek kaygısının olmadığı görülmüĢtür. Ġsveç ‗in ekonomisinin güçlü olması nedeniyle ĠĢ imkanları geliĢmiĢ olup, insanlar çalıĢabilmektedir. Sosyal yardıma ihtiyaç duyanların sayısı ise nüfus içinde fazla yer tutmamaktadır. Sosyal Hizmetler tarafından insanlara ihtiyaçları süresince yardım yapılmaktadır. Yardımlar ise çeĢitlilik arz etmekte yardıma ihtiyacı olan kiĢilere ulaĢılmaktadır. Burada sosyal hizmetleri yaĢamın her alanına ve toplumun her kesimine yayılmıĢ olup, hizmet verilmektedir. Bütçelerinin önemli bir gelirini sosyal hizmetlere ayırmıĢlardır. Bu ülkede Ġnsana, Çocuk, Genç ve YaĢlıya çok önem ve değer verilmektedir. YaĢlı bakım merkezlerinde kalan yaĢlıların odaları ev ortamına uygun düzenlenmiĢtir. Örneğin televizyonlar duvara monte edilmek yerine evlerdeki gibi televizyon sehpalarının üzerlerine konulmuĢtur. Özel eĢyalarını odaya getirip yerleĢtirmesine duvarlara istediği Ģekilde kullanılmasına izin verilmiĢ, hatta yaĢlının evinden getirdiği kedisi dahi odasında kalmaktadır. Evinin temizliği yemeği yaĢlının kendisine aittir. Yapamadığı yerde ise personeller tarafından yapılmaktadır. Ücret dağılımında ise çalıĢan personellerin performanslarına göre değerlendirme yapıldığından daha verimli ve aktif çalıĢmaktadırlar. ÇalıĢanların idarecilerle diyaloglarının çok iyi olması da dikkatlerden kaçmamaktadır. Yapılan her çalıĢmanın raporu kayda geçirilerek bilgisayar ortamında tutulmakta, tutulan rapor ekip çalıĢması yapılırken paylaĢılmaktadır. Korunmaya ve bakıma muhtaç çocuklar için yatılı kurum uygulaması olmayıp ailelerinin yanında bakılmakta, bakımlarının yapılabilmesi için ailenin sağlık, beslenme kira gibi harcamaları devletten tarafından karĢılanmakta olup, dolayısıyla korunmaya muhtaç durumda olan çok az çocuk bulunmaktadır. Ġstismara uğramıĢ çocuklar var ise mutlaka koruyucu aile yanına yerleĢtirilmektedir. Kurum açısından düĢünüldüğünde bu uygulamanın çocuk ve gençlerin psiko-sosyal geliĢimine daha uygun olacağı düĢünülmektedir. ÖNEMLĠ BULUNAN UYGULAMALAR Bizim Ülkemiz ve Ġsveç‘te mevcut olan sistem arasındaki fark, sosyal hizmetlerin yerel yönetime bağlı olmasıdır. Bu durum bürokrasiyi ve diğer gereksiz harcamaları azaltmakta, hizmet verilen gruba en etkin bir Ģekilde hizmet verilmektedir. Mevcut bulunan kuruluĢ binalarının fiziki yapıları ev tipi olup, bakıma uygun hale getirilmelidir. Yeni açılacak kuruluĢların ev tipi yapılıp, ev tipi olması durumunda hizmet giden tüm gruplara yaĢam kalitesinin daha yüksek olacağı düĢünülmektedir. YaĢlıların ve özürlülerin kendilerine ait odalarına girecekleri zaman izin almadan asla giremedikleri gözlemlenmiĢtir. Ülkede Eğitim kalitesinin çok yüksek olduğu, Eğitim kalitesinin çok yüksek olduğu yerde verilen hizmetinde, hizmet verilen kesimde etkili ve önem taĢıdığı gözlemlenmiĢtir. BM ÇOCUK HAKLARI SÖZLEġMESĠNĠN 20.YILDÖNÜMÜ ETKĠNLĠĞĠ GĠDĠLEN ÜLKE: MISIR GÖREV TARĠHLERĠ: 23 – 24 Kasım 2009 KATILIMCILARIN ADLARI · Devlet Bakanı Sn. Selma Aliye KAVAF · Bakanlık DanıĢmanları · Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı Ġstanbul Müftülüğü Tuba ER SERTEL GENEL MÜDÜRLÜK PERSONELĠ: · Osman BĠLGĠN – Çocuk Hizmetleri Daire BaĢkanı · Yusuf KARA – ġube Müdürü, Çocuk Hizmetleri Daire BaĢkanlığı RAPOR ÖZETĠ: Çocuk Hakları SözleĢmesi'nin 20. yıldönümü vesilesiyle, 23 – 24 Kasım 2009 tarihlerinde Mısır – Kahire‘de ―Ġslam Fıkhı Çerçevesinde Ġslam Konferansı Örgütü Üyesi Ülkeler ve Çocuk Haklarına Dair SözleĢme‖ konulu etkinliğe Genel Müdürlüğümüzü temsilen Çocuk Hizmetleri Daire BaĢkanı Osman BĠLGĠN ve ġube Müdürü Yusuf KARA katılmıĢtır. Toplantının ilk günü olan 23 Kasım 2009 tarihinde Ġslam Fıkhının Çocuk Hakları ile UyuĢabilirliği ve Çocuk Hakları SözleĢmesi (ÇHS), Ġslam ülkelerinin ÇHS‘ye getirdikleri çekincelere gerek olup olmadığı, ÇHS‘nin hayata geçirilmesindeki büyük problemler konuları iĢlenmiĢtir. Oturumun BaĢkanlığını Aile ve Nüfus ĠĢleri Devlet Bakanı- Mısır Moushira Khattab yapmıĢtır. Bu oturumda, Ezher Üniversitesi Dr. Gamal Sorour Ġslam‘da Çocuk Hakları konulu bir konuĢma yapmıĢtır. Bu konuĢmada, genel olarak Ġslam‘da çocuk hakları maddeleĢtirilerek anlatılmıĢtır. Çocukların yaĢam hakkı, sağlık hakkı, korunma hakkı, eğitim hakkı, güzel isim koyma gibi hakların tümünün kaynağının Kur‘an-ı Kerim ve hadislerde yer aldığına iĢaret edildi. Ezher Üniversitesi‘nin ―Çocuk Hakları‖ ile ilgili hazırlamıĢ olduğu Child Care in Islam/Ġslam’da Çocuk Bakımı adlı kitap tanıtıldı. Bu kitaptan alıntılarla Ģu konulara vurgu yapıldı: - Çocukların doğdukları andan itibaren her türlü ayrımcılığa, özellikle cinsiyet ayrımcılığına karĢı korunması gerektiği vurgulandı. - Ġslam‘da genel anlamda evlat edinme değil, koruyucu aile tarzındaki evlat edinmenin tavsiye edildiği bildirildi. - Bu bağlamda bilinç düzeyine gelen her çocuğun, gerçek anne-babasını öğrenme hakkının olduğuna iĢaret edildi. Aynı oturumda, Pakistan Sosyal Refah ve Özel Eğitim Federal Bakanı Samina Khalid Ghurki bir konuĢma yapmıĢtır. Ġslam‘da çocuk hakları anlatılarak giriĢ yapıldı. Bir önceki konuĢmacının ayrıntılı olarak anlattığı hususlar, özet olarak dillendirildi. Pakistan‘ın ÇHS‘nin 16. 19. ve 20. Maddeleri hususunda çekinceleri olduğu belirtildi. Bu çekincelerin hepsinin kaynağının Kur‘an ve Sünnet olduğuna vurgu yapıldı. Bu bağlamda, 2006 yılında konu ile ilgili hazırlamıĢ oldukları Ulusal Rapor‘dan bahsedildi. Oturumda bir konuĢma yapan Ġnsan Hakları Yüksek Komisyonu (OHCHR), Ġnsan Hakları DavranıĢları ġefi Dr. Ġbrahim Salama ÇHS‘den kaynaklanan iki açmazın olduğunu dile getirdi: - ÇHS hayata geçirilirken ülke içindeki hangi kültüre dayalı olacak? -ÇHS‘nin 2. maddesinde yer alan ulusal yasalarla iç hukuk kuralına dönüĢtürülmesi nkuralı, hangi dinin hassasiyetleri dikkate alınarak hazırlanacak? Bu açmazlar dile getirildikten sonra, ÇHS‘nin bugüne kadar gelmiĢ olduğu aĢamalar anlatıldı. Bu çerçevede Ġnsan Hakları Yüksek Komisyonu‘nun yapmıĢ olduğu bir çalıĢmadan bahsedildi. Bu çalıĢmada, SözleĢme maddelerinin çocuklarla beraber incelendiği çalıĢtaylar yapıldığını ve çok olumlu sonuçlar alındığı dile getirildi. Bu oturumun akabinde, çeĢitli Ġslam Ülkeleri, ÇHS‘de karĢı çıktıkları maddeleri dile getirdiler: Tunus: 2. ve 19. maddeler. Katar: 2. 14. ve 21. maddeler. Irak: 2. ve 21. maddeler. Mısır: 1988 yılında kendi SözleĢmelerini (NCCM) hazırladıklarını ve bu SözleĢmenin ÇHS‘den tek farkının ―evlat edinme‖ hakkında olduğuna iĢaret etti. Bahreyn: 2. madde. Lübnan: Ülkelerinde çok çeĢitli dinler olduğu, bu maddelerin hangi dine dayalı olarak yasalara geçirilebileceği konusunun problem olduğunu belirtti. 2. madde hususunda çekinceleri olduğunu belirtti. Malezya: Farklı dinlere mensup olan kiĢilerin evliliklerinde ÇHS‘nin uygulanmasının problem olduğunu belirtti. Oturumun ikinci gününde Oturum BaĢkanı Prof Jaap Doek ÇHS‟ne Ek Protokol Hazırlanması konusunu iĢlemiĢtir. Ġlk konuĢmacı ise Uluslararası STK Kampanyası Kurucu Üyesi Peter Newell genel olarak ÇHS sürecinden bahsetmiĢtir. ÇHS‘ye karĢı çıkan ülkelerin sözleĢme maddeleri ―uygun değil‖ diyerek kapıları kapatmak yerine, yapıcı eleĢtiriler ve tavsiyeler getirmeleri gerektiğini vurgulandı. Ek bir protokol için ancak bu Ģekilde bir sonuca ulaĢılabileceği dile getirildi. Bunun üzerine, daha öncesinde BirleĢmiĢ Milletlere eleĢtiri veya tavsiyelerde bulunan ülke temsilcileri Ģu itirazlarını dile getirdiler: EleĢtirilerin mekanizması nasıl olacak? Yapılan eleĢtirilerin dikkate alınacağının garantisi var mı? EleĢtiriler için baĢvuru süreci nedir? EleĢtiriler dikkate alınmazsa kime ve nereye baĢvurulabilir? Bu sorulara cevap olarak Newell, çok genel bir çerçeve çizdi. Sorular tam olarak karĢılığını bulamadı. Newell, BirleĢmiĢ Milletler‘e baĢvurmadan önce, ulusal anlamda neler yapılabileceği konusunun araĢtırılması tavsiyesinde bulundu ve konu kapatıldı. II. Oturumda ÇHS‟ne Ek Protokol Konusunda Oturum BaĢkanlığını Senagal Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Ndeye Khady Diop yapmıĢtır. Oturumun ilk KonuĢmacısı olan Guatemala Çocuk FahiĢeliği, Çocuk Pornografisi ve Cinsel Amaçlarla Çocuk Satıcılığını Durdurma Organizasyonu Müdürü Maria Eugenia Villareal geçen yıl Rio de Janeiro‘da yapılmıĢ olan Üçüncü Dünya Ülkeleri Çocuk Suçları Kongresi‘nde ele alınan Ģu konulardan bahsetmiĢtir: - Çocuk satıcılığı - Çocuk fahiĢeliği - Çocuk pornografisi ve resimleri - Çocukların cinsel amaçla kötüye kullanılması Bu bağlamda varılan sonuçlarda, her ülkede çocuk haklarının denetimi ve koruyuculuğunu üstlenecek bir kurum oluĢturulması tavsiye edildiği bildirildi. Ayrıca, çocuk temsilcilerin katılımı ile, bir ―Çocuk Forumu‖ yapılması gerektiği; bu foruma çocukların yanı sıra özel sektör, medya ve dinî kurumların da katılımının sağlanması gerektiğinden bahsedildiği dile getirildi. Kongrenin sonunda, 2013 yılı içerisinde, bu konudaki geliĢmeleri takip etmek, geliĢtirmek ve ileriye dönük çalıĢmalar yapmak amacıyla tekrar toplanması planlanmıĢtır. Bu zaman içerisinde, tüm ülkelerin çocuk kurbanları hayata döndürmek için çeĢitli çalıĢmalar yapılması istenildiği bildirildi. 2013 yılında (Uluslar arası Çocuk Haklarını Koruma Enstitüsü) kurulması planlanmıĢtır. Ülkeler ise, bu enstitünün kurulması ile ilgili her yıl rapor hazırlayacaktır. Bu oturumda söz alan Filistin Sosyal ĠĢler Bakanlığı Özel Kalemi Dr. Mohamed Khalil Abou Hemeid, Filistin‘de durumun çok farklı olduğunu dile getirdi ve Ģöyle devam etti: ―Hem çocukların hem de yetiĢkinlerin yaĢam hakları yoktur. Bütün bu haklar iĢgal altındadır. ĠĢgal nedeniyle, çocukların hakları da yerine getirilememektedir. ‗Armed Conflict‘ denilen kuvvetlere sığınan çocuklar, bu hakların birçoğuna sahiptirler.‖ ―Filistin‘de 15.000 tane çocuk Ģehit vardır.‖ ÇSH‘nin iĢgal altındaki çocukları da kapsayan çalıĢmalar yapması gerektiği bildirildi. Sorular- Tavsiyeler - Mısır‘da çocuklarla ilgili bir organizasyonda çalıĢan biri, göçmenlerin çocuklarının kaçırılma ve kötüye kullanılma konusunda problemler yaĢadığını belirtti. ÇSH‘nin bu konuda daha somut adımlar atmasını istedi. - Senegal Yetkilisi: Ülkelerinde çocukların cinsel olarak istismar edilme oranının çok yüksek olduğunu belirtti. Bu sebeple, çocukların AIDS olduğuna dikkat çekildi. Bunu engellemek için devletin çok uğraĢtığını, ancak çocukların henüz daha bu konuda kendilerini nasıl koruyacaklarını bilmemelerinden ötürü, çok kiĢiye ulaĢamadıklarını belirtti. - Endonezya Yetkilisi: Ülkelerinde ‗Çocuk Forumu‘nun zaten var olduğunu bildirdi. Bu forumun, ÇHS‘ye tam olarak uygun halde çalıĢtığı belirtildi. Ayrıca herkesin bu konuda ulaĢabileceği ALO-129 telefon hattı olduğunu, bu hatta baĢvuranların, hangi kuruma gerekirse, oraya yönlendirilmekte oldukları dile getirildi. Üçüncü oturun da Çocuğa KarĢı ġiddet konusu iĢlenmiĢtir. Oturum BaĢkanlı ğını Mozambik Kadın ve Sosyal ĠĢler Bakanı Virgilia Matabele yapmıĢtır. Oturumun ilk konuĢmacısı BirleĢmiĢ Milletler Genel Sekreterliği, Çocuğa KarĢı ġiddet Bölümü Temsilcisi Marta Santos Pais Ġlk olarak, dünya genelinde çocuğa karĢı Ģiddet konusunda istatiksel bilgi verildi. Dünyada her 4 çocuktan birinin fiziksel Ģiddet gördüğü bildirildi. Ancak hiç kimsenin bu konudan bahsetmediği dile getirildi. Pais‘e göre, çocuğa karĢı Ģiddetin, her kültürde bir tür tabu haline getirilmesi gerekmektedir. Çocuğa karĢı Ģiddet, yasalarla değil, ancak insanların zihinlerinde yasaklandığı takdirde önlenebilir. Uluslar arası STK Kampanyası Kurucu Üyesi Peter Newell Ģu an hiçbir ülke, çocuğa karĢı Ģiddeti, çocukları kötüye kullanmayı tam olarak engelleyecek yasal bir sisteme sahip değildir. Avrupa Komisyonu, 47 ülkesiyle beraberi tüm ülkelerde çocuğu cezalandırmayı yasaklayan düzenlemeler yapmaktadır. Ceza verme amacıyla uygulanan Ģiddet, çocuğa ders vermekten çok, çocukluğundan zevke almasını engellemektedir. Yemen Arap Kadın Birliği Genel Sekreteri Ramzia Abbas El Eryani, kendi ülkelerinde kadın genital organının bozulması sebebiyle yapılan iĢkenceler ve bu tür bir konunun kültürel ve dini kurallar dolayısıyla konuĢulamadığından bahsedildi. Ürdünlü konuĢmacı Dr. Hani Jahshan namus cinayetlerinin, Ġslam ülkelerinde çok yaygın olduğu bildirildi. Bunun sebebinin ise, genelde yasak cinsel iliĢkiler olduğu belirtildi. Ancak bu cinayetlerin, konu tam olarak araĢtırılmadan, bir nevi yargısız infaz gibi uygulandığı dile getirildi. Ġslam Fıkhına göre, evli kadın zina ederse ve bu 4 kiĢinin Ģahitliği ile ispatlanırsa taĢlanır. Ancak bu, ailenin kararı ile değil, bir hâkim kararı neticesinde gerçekleĢir. Böyle bir olayın 4 kiĢinin Ģahitliği ispatlanması zaten imkânsız gibi bir Ģeydir. Dolayısıyla, Ġslam Fıkhının kesinlikle namus cinayetleri ile bir ilgisi yoktur. Katılım Hakkının konuĢulduğu dördüncü oturumda, oturum baĢkanlığını Tunus Çocuk ve YaĢlılardan Sorumlu Devlet Bakanı Vekili Salwa Tarzi Bin Atteya yapmıĢtır. Ġlk konuĢmacı UNICEF Bölgesel Ofisi temsilcis olan Dr. Malak Zaalouk genel olarak çocukların eğitim haklarından bahsedildi. Bu bağlamda, ÇHS‘nin 28. 29. ve 12. maddeleri ayrıntılı bir biçimde anlatıldı. Irak‘ta ve Filistin‘de hem çocukların hem de kadınların eğitim hakkının yanı sıra birçok haklarının uygulanamamakta olduğu bildirildi. Jaap Doek adlı konuĢmacı, çocukların sosyal ve finansal eğitimini destekleyen Aflatoun programı anlatıldı. Bu program dahilinde, 30 ülkede yaklaĢık 540.000 çocuğun eğitimine destek verildiği bildirildi. Bu bağlamda hem çocukların okullardaki eğitimi sağlanıyor, hem de çocukların çocuklarla eğitimi yapılarak, birbirlerini daha iyi anlamaları teĢvik edilmektedir. Yapılan pilot çalıĢmaların neticesinde, 2010 yılının sonuna kadar, yaklaĢık 10 milyon çocuk bir Ģekilde Aflatoun programından yararlanmıĢ olacaktır. Ayrıntılı bilgi için bkn. www.aflatoun.org Mısır Aile ve Nüfus ĠĢleri Devlet Bakanı Moushira Khattab katılım hakkı, çok önemli bir hak olduğu, ancak, çocukların söyledikleri Ģeyler hayata geçirilmediği sürece hiçbir iĢe yaramayacağı dile getirildi. Katılım hakkı her Ģeyden önce bir insan hak olduğu vurgulandı. Sadece bir sorun olduğunda değil, çocuklar hakkında bir karar alınırken de, çocukları dinlemek gerektiği belirtildi. Dördüncü oturumda Çocuk Adalet Sistemi konusu iĢlenmiĢtir. Oturum BaĢkanı Lübnan Çocukluk Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Dr. Elien Mekhael hiçbir Ġslam ülkesinde, sadece çocuk suçları ile ilgilenen bir polis birimi olmadığı vurgulandı. Ġlk konuĢmacı Jaap Doek birçok ülkenin ve birçok çocuğun adil bir çocuk adalet sisteminden uzak olduğu belirtildi. Bu Ģekilde iken, ÇHS‘nin adalet sistemi boyutundan bahsetmenin mümkün olmadığı dile getirildi. Kanada Ulusal Suçu Önleme Merkezi Mary Anne Kirvan suçu önleme sistemi geliĢtirilmeden yapılan adalet sistemlerinin baĢarısız olduğu vurgulandı. Çocuk suçlarını önleme amacıyla sistematik bir analiz yapabilmek için, - Öncelikle belirlenmeli - Etkili bir suçu önleme stratejisi geliĢtirilmelidir - Ġlerleme sürekli olarak gözlemlenmelidir. - Kaydedilen baĢarılar değerlendirilmelidir. Bu önlemleri almak durumunda yalnızca çocuk suçları değil, çocuklara karĢı yapılan suçlar da engellenebileceği bildirildi. Uluslar arası Çocuk Hakları Bürosu (IBCR) BaĢkanı Judge Rosencveig tarafından Ġnternet siteleri tanıtıldı. Bu sitede, çocuk kurbanlar ve suça Ģahit olma oranlarından bahsedildi. Yaptıkları çalıĢmaların tüm sonuçlarının sitelerinde bulunabileceği belirtildi. Uluslar arası Ġnsan Hakları Avukatı Karuna Nundy Kur‘an ve Sünnet‘te çocuğa uygulanan ceza amaçlı Ģiddetin yeri olmadığını dile getirdi. Aynı Ģekilde kadına uygulanan Ģiddette de durum aynıdır. Daha önce bahsi geçen evli kadının zina suçunda dahi, neredeyse imkansız olan 4 kiĢinin Ģahitliği Ģartı konulmuĢtur. Buradan taĢlanma cezasının uygulanabilirliği olmadığı anlaĢılmaktadır. Ona göre, ÇHS maddeleri Ġslam Fıkhına uygundur. Bazı yönlerden uygun olmayan maddeleri için de içtihada ihtiyaç vardır. Filistinli Çocuk Temsilci Ülkelerinde, her ülkede olduğu gibi, çocuk suçlarının var olduğundan bahsedildi. Ancak onların ülkelerinde çocukların iĢlediği suçlardan çok, çocuklara karĢı iĢlenen suçların var olduğu anlatıldı. Çocuklar aileleri tarafından değil, iĢgal güçleri tarafından iĢkence görmektedir. Fiziksel Ģiddet, cinsel istismar ya da tecavüz, Filistin ‘li çocukların her gün karĢılaĢtıkları Ģeylerden biri olduğu vurgulandı. ÇHS‘nin tüm dünya çocuklarının haklarını koruduğu gibi, Filistin‘li çocukların haklarını da koruması gerektiği belirtildi. KATILIMIN AMACI: Çocuk Hakları SözleĢmesi'nin 20. yıldönümü vesilesiyle Mısır‘da düzenlenen etkinliğe Ülkemizin aktif olarak temsil edilmesini sağlamak. MONTESSORĠ EĞĠTĠMĠ UYGULAMASI RAPORU Konu: Erken Çocukluk Eğitiminde Avrupa Uygulamaları Gidilen Ülke: Londra/ĠNGĠLTERE Görev Tarihi: 22-31.10.2009 Rapor Tarihi: 16.11.2009 Katılanlar: Mustafa SARIAYDIN (Yuva Md. V.), Selime TEKBAġ (Öğretmen), Gülcan TUNCAY (Çocuk Eğiticisi), Cemal AKGÜN Sosyal ÇalıĢmacı (YetiĢtirme Yurdu) RAPOR ÖZETĠ: ―Erken Çocukluk Eğitiminde Avrupa Uygulamaları‖ isimli Giresun Özel Yuvam KreĢ ve Gündüz Bakımevi tarafından hazırlanan Ldv projesine Giresun Çocuk Yuvası‘nın (0-6) ortak olmasının amacı Ġngiltere‘de Okul öncesi ve ilköğretimde yaygın olarak kullanılan Montessori eğitim yönteminin incelenmesi ve KuruluĢta uygulanmasının sağlanmasıdır. Katılımcılar Londra‘da bulunan Uluslararası Montessori Eğitim Merkezinde 21/31.10.2009 tarihlerinde saat 10:00-16:00 saatleri arasında teorik ve uygulamalı Montessori eğitimi almıĢlardır. 8 kiĢilik proje gurubu için ayrı bir program uygulanmıĢ ve bir tercüman tarafından eğitim Türkçeye çevrilmiĢtir. Eğitim Programı Montessori eğitiminin temel kavramlarını felsefesini ve uygulamasını kapsamıĢtır. Teorik eğitimin yanı sıra gözlem ve uygulama da yapılmıĢtır. Eğitim Programı içerisinde 2 kurum ziyaret edilmiĢtir. Ġlk olarak Montessori eğitim yöntemini uygulayan bir anaokulu ziyaret edilmiĢ ve 4 saatlik gözlem programına katılınmıĢtır. Ġkinci olarak yerel yönetime bağlı bir geçici barınma hizmeti veren St Mark‘s Çocuk Evi ziyaret edilmiĢ ve yetkililerden bilgi alınmıĢtır. 1-Gower Nursery School (Gower Anaokulu): Okul Uluslararası Montessori Okulları Birliği tarafından onaylanmıĢ Montessori eğitim yöntemini uygulayan bir okul öncesi eğitim kurumudur. Okulda 1-5 yaĢ gurubu çocuklara tam gün eğitim verilmektedir. Sınıflarda Montesori eğitim materyalleri kullanılmaktadır. Her sınıfta 1 Öğretmen 1 öğretmen yardımcısı ve 1 bakıcı olmak üzere 3 personel görev yapmaktadır. Öğretmen ve Öğretmen yardımcıları üniversite mezunudur. Montessori eğitiminde dıĢ aktiviteler çok önemli olduğu için bahçe özel olarak düzenlenmiĢ ve çeĢitli faaliyet alanları (Bahçe oyunları, bitki yetiĢtirme ,seramik gibi) oluĢturulmuĢtur. Okulda velilerin çocuklarını izlemeleri için haftada bir gün ayrılmıĢtır. Veli okul iĢbirliği içerisinde veli, sınıfta çocuğunu gözlemleyebilmekte ve öğretmenle belirlenen saatte görüĢmektedir. Okulda sınıflarda kamera sistemi yoktur sadece giriĢte güvenlik amacıyla kamera mevcuttur. 2- St. Mark‟s Çocuk Evi: Çocuk evi Kensington yerel yönetimine bağlı bir sosyal hizmet kuruluĢudur. Kurumda 12-17 yaĢ çocuklara yarı bağımsız bir hayat sağlayarak barınma ve rehberlik hizmeti verilmektedir. Burada kalacak gençler yerel sosyal hizmet bürosu tarafından belirlenmektedir. Eğitimci, KuruluĢta kalan çocukların kendi kendilerine yetebilen ve bağımsız yaĢamayı öğrenen gençler olarak hayata katılmalarını sağlamaya çalıĢtıkları Montessori eğitim yönteminin çocukların bağımsız hayata uyum sağlamada daha baĢarılı olmaları konusunda çok yararlı olduğunu belirtmiĢtir. MONTESSORĠ YÖNTEMĠ VE FELSEFESĠ NEDĠR? Montessori Yönteminin en önemli özelliği yöntemin kendine has bir eğitim felsefesinin üstüne inĢa edilmiĢ olmasıdır. Maria Montessori kendi oluĢturduğu eğitim yöntemini anlatırken Ģöyle der ―Çocuğu çalıĢtım. Çocuğun bana verdiklerini aldım ve onları ifade ettim. ĠĢte Montessori Yöntemi budur. ‖ Bugün dünyada Montessori Eğitimi öncelikle okul öncesi ve ilköğretimde uygulanmaktadır. Montessori Yöntemi, çocuğun bir birey olarak tüm özelliklerini mümkün olabilecek en ileri seviyede geliĢtirmeyi hedefler. Bu yolda çocuğu sorular üreten ve sorularına cevaplar bulabilen biri olarak yetiĢtirir. Önemli olan kiĢinin kendine yeterli bir birey olabilmesidir. Montessori Yöntemi özünde üreten ve mutlu insanlar yetiĢtiren bir hayat eğitimidir. Montessori felsefesinin temeli; çocuğun ileride olacağı kiĢiyi, potansiyel olarak içinde taĢıdığı düĢüncesidir. Çocuğun bedensel, entelektüel ve duygusal potansiyeline tam anlamıyla ulaĢması için özgürlüğe ihtiyacı vardır. Ama bu özgürlük, düzen ve öz disiplin yoluyla eriĢilecek bir özgürlük olmalıdır. Dr. Montessori‘ye göre çocuk, içi yetiĢkinler tarafından doldurulacak boĢ bir kâse değildir. ―Konsantre olabilme ve uzun süre yoğunlaĢabilme, irade disiplini ve olumlu sosyal davranıĢ, öğrenme hevesi ve düzenli düĢünme, hissetme ve hareket etme‖ özelliklerine sahipti. Bunlar, Montessori‘ye göre psiĢik açıdan sağlıklı yeni çocuğun özellikleridir. Montessori felsefesinde ‗çocuğun bireyselliği‘ ön plandadır. Her çocuk, kendine özgü bir geliĢime sahip bireysel bir kiĢiliktir. Bir Montessori sınıfında, ‗evcilik‘ anlayıĢı yerine, her davranıĢın gerektirdiği gerçek materyallerle ‗çalıĢmak‘ ön plandadır. Çocuklar oynarken (aslında çalıĢırken) sınıf düzeninden ve malzemelerin korunmasından da sorumludurlar. “Yöntem; Çocuğa, Bilgiyi Dolaylı Olarak Öğretir ve Çocuklara Kendi Kendilerine Bakabilmeleri Ġçin Yardım Eder.” MONTESSORĠ EĞĠTĠMĠNDE BASAMAKLAR * Çocuğun BaĢkalarına da Hizmet Etmesi, Kendisine Verilenleri YaĢadığı Ortama Geri Vermesi; M. Montessori; ―Eğitim mutlaka kiĢiye evrensel görevini öğretmelidir.‖ der. Sınıfta her materyalin sadece bir tane olmasının nedeni çocuğa sabrı, toleransı, baĢkalarını düĢünmeyi ve paylaĢmayı öğretmektir. * Dünya BarıĢı: Evrensel görevlerin anlaĢılması manevi bir geliĢmedir ve iç barıĢı sağlar. Ġç barıĢ da dünya barıĢının oluĢmasına yardım eder. * HazırlanmıĢ Çevre: Sınıf ortamı, öğrenmeyi mümkün kılan çeĢitli çalıĢma alanları, çocuğun keĢfetme eğilimini doyuracak Ģekilde yetiĢkin tarafından hazırlanır. HazırlanmıĢ ortamdaki zengin eğitim malzemeleri ile çocuklar kendi özgür seçimleri doğrultusunda, yaĢlarına uygun beceri ve bilgileri kazanırken, büyük haz alırlar ve ilköğretime tam anlamıyla hazır hale gelirler. * Özgürlük: Bir Montessori sınıfında çocuk; seçim yapmak, düĢünmek ve bu düzenli hazırlanmıĢ çevrede yaratıcı olmak için özgürdür. Özgürlüğün ilk Ģartı ―bağımsızlık‖, ikinci Ģartı ise ―hazırlanmıĢ çevre‖ dir. Üçüncü Ģart ise ―özgür seçim‖ dir. Bu da düĢünme ve muhakeme gücü ile bağlantılıdır. Çocuklara yetiĢkin yardımı olmadan, yalnız hareket etme olanağı verilmezse, onları hazırlanmıĢ bir çevreye yerleĢtirmenin anlamı olmaz. * ―Bana Bunu Kendim Yapabilmem Ġçin Yardım Et.‖ : Öğretmenin çocuğa yapabileceği gerçek yardım; onun hassasiyetini ve ilgisini takip ederek seçenekleri net olarak sunmak, müdahaleden kaçınarak yaratıcı gücünü ortaya çıkarabilmesini sağlamaktır. * Disiplin : Montessori, disiplinin, doğumla baĢladığına ve çocukta ortaya çıkması için yetiĢkin sevgi, saygı, güven ve özgürlük atmosferini yaratması gerektiğine inanır. YetiĢkin, arzu edilen davranıĢ konusunda model olmalı ve aynı zamanda çocuğu bu tarz davranıĢlara doğrudan yönlendirmelidir. ―Çocuğun özgür geliĢmesinin sırrı; ruhen beslenmesi için gerekli olan Ģeylerin organize edilmesidir.‖ Bunun gerçekleĢebilmesi için de ‗çevre‘nin düzgün bir Ģekilde hazırlanmıĢ ve gereken araçlarla donatılmıĢ olması gerekir. Eğer çocuk kendi ihtiyaçlarına uygun bir çalıĢma alanı bulursa, bu onun kendisini geliĢtirmek için gerek duyduğu ihtiyacı, bize bildirmesini sağlar. Montessori eğitim sistemi, çocuğa bu çevreyi kurar ve çocuğun bu hazırlanmıĢ çevrede güven içinde büyümesini sağlar. Montessori yönteminin dayandığı dört temel ilke bulunmaktadır. Bunlar; (1) ―Kendi baĢıma yapmama yardım et‖ (2) Her canlı varlığın kendine özgü bir geliĢme planı vardır, (3) ortam çocuğun yoğunlaĢmasına elveriĢli olmalıdır, (4) çocuğun geliĢim evreleri ―hassas dönemlerden‖ oluĢmaktadır. Bunlar; (1) ―Kendi baĢıma yapmama yardım et‖: Montessori yönteminin çok sık tekrarlanan temel formülü budur. Çocuğu eğitimin gerçek bir rehberi olarak izlemek gerekir.Esas itibariyle ―insan oğlu kendi kendini inĢa eder.‖ YetiĢkinin görevi çocuğun kendisini inĢa etme sürecinde ona eĢlik etmektir. Ve öncelikle kendisini geliĢtirmesinin ve kendisini inĢa etme çalıĢmasının önündeki engelleri kaldırmak gerekir. (2)Ġçkin (kendiliğinden) yapılanma planı: Montessori, ―hayatın doğal düzenine göre önceden yapılan bir Ģema bireylerin niteliğini belirler‖ diyor. Eğitimde çocuğun özgür olması, içkin yapılanma planıyla belirlenen normal geliĢimi engelleyen kösteklerden kurtulmadır. Her varlık gizli, örtülü güçlere sahiptir. (3) Odaklanma ve dikkat: Eğitimci çoçuk için amaçlı bir çevre ve ortam oluĢturmalıdır. Bu ortam ona normal geliĢme yönünde tüm varlığını toplamasına imkan vermelidir. ―Odaklanma kendiliğinden kendi kendine eğitimin gerçek baĢlangıcını oluĢturur ve çocuğu özgürleĢtirir.― Öğretmenin temel görevlerinden biri uygun bir eğitim ortamı düzenlemektir. Hazırlanan ortam odaklanmayı, iç düzeni, faaliyete yönelimi sağlamalıdır. Buradan hareketle çocuk çok sıkı incelemelerde bulunabilsin. Kısacası ortam çocuğun geliĢim özellikleri dikkate alınarak uygun bir biçimde düzenlenmelidir. (4) GeliĢme Evreleri ve Eğitim: Doğada kayıtlı kronolojik bir düzen vardır. Bu düzen çocuğun geliĢme aĢamaları, yani ―hassas dönemler‖ olarak kendini göstermektedir. Eğitim bu dönemlerde duyarlı olmalıdır. GeliĢim çizgisel bir seyir takip etmemesine rağmen, eğitim sistemi tamamıyla bu yanlıĢ dogma üzerine inĢa edilmiĢtir. GeliĢme düz bir çizgi değildir, bir baĢkalaĢımdır ve birbiri ardına gelen aĢamalardan oluĢmaktadır. Eğitim kendisini bu duruma uydurmak zorundadır. Çocuklar bir gün yetiĢkin olacaklar ve hemen Ģimdi geleceklerini inĢa etmeye baĢlamaktadırlar. ―Hayatta baĢarılı olmak‖ için, her Ģeyden önce kendilerine güvenmeleri gerekir. Kendine güven aynı zamanda baĢkasına saygı temeline dayanmaktadır. YetiĢkin bu dönemde çocuğun bu görevi baĢarılı bir biçimde yerine getirmesinde yardımcı olmalıdır. Bunun için yetiĢkin çocuğa bağımsız hareket etme, kendi baĢına yapabilme ve bağımsız düĢünme imkanı vermelidir. Bunu yapabilmek için, evde anne-baba, okulda öğretmen çocuğun hizmetine çocuğa uygun bir çevrede uygun öğretim materyali sunmalıdır. Bu materyal, çocuğun kültürün temel kavramlarını( yazma, okuma, matematik, biyoloji, coğrafya…) kendi kendine keĢfetmesinde yardımcı olmalıdır. Çocuğun kiĢiliğinin ve zekasının geliĢmesinde, hareket etme gözlem yapma, beĢ duyu organının hassaslaĢtırılması, sosyalleĢme ve çalıĢmadan zevk alma önemli bir iĢleve sahiptir. TanınmıĢ Bazı Montessori Öğrencileri: 1-Jeff Bezos, Amazon.com‘un kurucusu 2-Sergey Brin ve Larry Page, Google.com‘un kurucuları 3-Friedensreich Hundertwasser, Avusturyalı ressam ve mimar 4-Jimmy Wales, Wikipedia‘nın kurucusu 5-Katherina Graham, Washinton Post‘un sahibi ve editörü, Kaynak: Eriman TOPBAġ, Montessori Yöntemi Ġle Çocuk Eğitimi, Tekağaç Eylül Yayıncılık, Ankara,2004 TRĠPOLĠ DEKLERASYONU Ġslam Dünyasında Erken Çocukluk GeliĢiminin Kalkındırılması Biz,10–11 ġubat 2011 tarihlerinde Libya Arap Halk Sosyalist Büyük Cemahiriyesi, Tripoli‘ de düzenlenen Çocuktan Sorumlu Bakanların Üçüncü Ġslam Konferansına katılan Üye Devletlerin heyet baĢkanları; Uygun çocuk bakımına ve onların tüm haklarının verilmesine teĢvik eden ve kızlar ile erkeklerin benzer, onurlu bir yaĢam hakkına sahip olduğunu ve tam potansiyellerine ulaĢmak için geliĢeceklerini belirten Ġslam Dini öğretileri rehberliğinde; Temiz bir ortamda iyi bir hayat sürme hakkı, sağlık, eğitim ve eğlence açısından gerekli hizmetleri sunma ve özel ihtiyaçları olan grupları koruma da dahil olmak üzere aileyi koruma, aile üyelerinin onurunu koruma, özgürlük ve adalet temelinde onların eĢit haklarını korumayı kapsayan Ġslam dini tarafından belirlenen yüce değerler ve ilkelere bağlılığımızı teyit ederek; Yedinci Ġslam Zirve Konferansında kabul edilen, Ġslam dünyasındaki Çocuk Hakları SözleĢmesi ve Çocuk Hakları ve Bakımı Bildirgesi, BirleĢmiĢ Milletler ilkeleri, Uluslar arası Çocuk Hakları SözleĢmesi, BM Binyıl Kalkınma Hedefleri ve ‗Çocuklara Uygun Bir Dünya‘ belgesindeki hedefleri yeniden doğrulayarak; Rabat Fas Krallığında Kasım 2005 yılında Çocuktan Sorumlu Bakanlar Ġlk Ġslami Konferansı tarafından düzenlenen ―Rabat Deklarasyonu‖ n da yapılan taahhütleri ve ġubat 2009‘da Sudan Cumhuriyeti, Hartum ‘da gerçekleĢtirilen Çocuktan Sorumlu Bakanlar Ġkinci Konferansında ele alınan ―Hartum Deklarasyonu‖nda yapılan taahhütleri anımsayarak; ISESCO ve ĠKÖ Genel Sekreterliğinin Üye Ülkelerle çocuk refahı alanındaki üstün çabalarını ve Ġslami dünyada çocukların güvenliği, korunması ve geliĢimini sağlamak amacıyla ilgili bölgesel ve uluslar arası ortaklar ile verimli iĢbirliğini takdir ederek; Ġslami dünyada Erken Çocukluk GeliĢiminin hızlandırılması için(EÇG) uygulama, izleme ve değerlendirme sağlamak amacıyla gerekli programlar, hizmetler ve bütçelerle erken çocukluk dönemindeki çocukların sosyal hizmetler, sağlık hizmetleri ve temel eğitime devamlı eriĢimlerini sağlamak amacıyla mekanizmalar ve tedbirler tarafından desteklenen yeterli bağlayıcı yasalarla kapsamlı bir çocuk merkezli bir çerçeve oluĢturulmasının gerektiği konusuna inanarak; Üye devletlerde EÇG nin ilerleme baĢarısının önemli örneklerine rağmen ilerlemenin halen beklentilerin altına düĢtüğü endiĢesini belirterek; Konferans dokümanlarının kalitesini ve hazırlanmasında ISESCO‘nun çabalarını takdir ederek; Konferans dokümanlarının incelenmesi ve tartıĢılması ile ilgili Kıdemli Uzman Hazırlama Toplantısı çerçevesinde yapılan çalıĢmaları takdir ederek; Konferans sırasında gerçekleĢen verimli tartıĢmalar ve müzakerelere dikkat çekerek; Ġslam Dünyasında Erken Çocukluk GeliĢiminin Kalkındırılması için AĢağıdaki Stratejik Eylemlerin Yapılması, Ulusal Politikalarla Ġlgili Olarak, · Erken Çocukluk GeliĢimi (EÇG) uygulamalarının, ülkelerin ulusal politikalarının ve eğitim sistemlerinin bir parçası haline getirilmesi, EÇG‘nin etkililiğinin ve sürdürülebilirliğinin sağlanması, çocukluk sorunlarının entegre bir yaklaĢım içinde ele alınması, ebeveynleri durumları ve Ģartlarının ve toplumun diğer bileĢenlerinin etkilerinin dikkate alınması, · Bağlayıcı yasaların harekete geçirilmesi, kapsamlı ve entegre ulusal EÇG stratejileri, plan ve uygulamalı programların oluĢturulması. Bu tür plan ve programların çocuklara düzenli sosyal ve sağlık bakımı ile okul öncesi eğitim sağlaması, ayrıca kadın sünneti, cinsiyet ayrımcılığı ve psikoloji ve fiziksel Ģiddetin de önlenmesi gerekir. · Çocuğun bütünsel geliĢimini sağlamak için, çocuk ve ebeveyn arasında güçlü bağların ve iliĢkilerin kurulması; çocuk, ev, toplum ve okul arasındaki iliĢkilerin güçlendirilmesi, · EÇG sorumluluğu bulunan ilgili Bakanlıklar ve kuruluĢlar arasındaki iliĢkilerin etkililiği ve uyumu için koordinasyon mekanizmalarının oluĢturulması, çocuk haklarının çocuk sorunları ile ilgilenen çeĢitli Bakanlıkların temel personel eğitimine dahil edilmesi. · EÇG ‘nin önceliklerinin ve ihtiyaçlarının ortaya konulması ve bunların karĢılanması için gerekli bütçenin ayrılması, özellikle özel ihtiyaçları olan marjinal ve dezavantajlı aile çocuklarının ihtiyaçlarının karĢılanması. Sağlık Bakımı ve Beslenme ile ilgili olarak, · Anne ve çocuk beslenmesini iyileĢtirme ile ilgili eylemlerin uygulanması, özellikle 5 yaĢ altı çocuk ölüm oranlarını azaltma ile ilgili uluslar arası önlem paketlerinin hayata geçirilmesi, etkili anne ve çocuk beslenmesinin sağlanması gerekir. Bu çalıĢmaların 3 hedefi, *hamilelik ve emzirme döneminde anne ve çocuk beslenmesinin sağlanması, *Emzirmenin, doğumdan sonraki bir saatten baĢlamak üzere 2 yıla kadar sürdürülmesi, *Ġhtiyaç halinde ek besin sağlanması önem arz etmektedir. · Çocuklarda ölüm oranlarını azaltmak için sağlık kurumları arasında, erken çocukluk enfeksiyonlarının önlenmesi ve tedavisi için geniĢ ölçekli müdahalelerin uygulanması, ayrıca, aĢı, temiz içme suyu, iyotlu tuz kullanımının sağlanması, Okul Öncesi Eğitim ile Ġlgili olarak, · Okul öncesi eğitimin bütün çocuklar için eriĢilebilir hale getirilmesi, özellikle fakir ve incinebilir aileler ile özel ihtiyaçları olan çocukların, marjinal çocukların okul öncesi eğitimden yararlanması, göçmen ve mülteci çocukların aynı zamanda Ġsrail iĢgali altındaki ve diğer iĢgal bölgelerindeki çocukların yararlanması için acil ve etkili önlemlerin alınması, · Ailelerin, bakıcıların ve eğitim kurumlarının okul öncesi eğitim ve ilkokul eğitimine geçiĢleri ile ilgili çabalarının desteklenmesi, · Yeterli bir erken çocukluk eğitiminin verilmesi için geleneksel ve modern eğitim kurumları arasında sürekliliğin korunması ve çocukların duygusal ve zihinsel ihtiyaçlarını karĢılamak ve dengeli kiĢisel geliĢimlerini sağlayacak Ģekilde ebeveynleri ve yerel toplulukları erken çocukluk eğitim faaliyetleri ile meĢgul etmeyi amaçlayan giriĢimlerin desteklenmesi; · Çocukların okula giriĢlerinin sağlanması amacıyla, okul öncesi eğitim ile ilkokul eğitimi arasındaki iĢbirliğinin güçlendirilmesi, bunun için yeni stratejilerin kabul edilmesi, çocukların bu değiĢikliklere uyumunun sağlanması amacıyla okul ziyaretleri yapılması ve bu Ģekilde çocukların kapasitelerinin geliĢtirilmesi, · Yaratıcı potansiyellerini ortaya çıkaran, onlara erdem, hak ve güzellik gibi değerleri aĢılayan, baĢkaları ile etkileĢim içinde olmalarını sağlayan ve yaĢam becerilerini kazandırmaya yardımcı olan eğitim ve eğlence aktiviteleri için Okul öncesi eğitim sürecinde, çocukların haklarının vurgulanması, Toplum Desteği ve Ebeveyn Programlarının GeliĢtirilmesi Ġle Ġlgili Olarak, · Üye Ülkelerdeki toplumlarda kadınların güçlendirilmesi, erken çocukluk geliĢimi bağlamında ailelerin, ebeveynlerin ve kurumlarla ilgili destek programlarının geliĢtirilmesi, bu programların Ġslam Dini Öğretileri temelinde çocukların fiziksel, duygusal ve biliĢsel olarak tam geliĢimini sağlayacak bir çevrenin sağlanması, çocuk büyütme ile ilgili geleneksel pozitif değerlerin ve kurumların devamının sağlanması, · Olumsuz çocuk büyütme uygulamalarının, sadece erkek çocukların okula gönderilmesi ve emzirilmeleri yönündeki geleneksel tercihlere karĢı bilinçlendirme kampanyalarının düzenlenmesi ve danıĢmanlık sağlanması, · Çocukları disipline etmek amacıyla eğitim ve sağlık kurumlarında ve ev içinde uygulanan Ģiddetin önüne geçilebilmesi için gerekli yasal çalıĢmaların yapılması ve uygulanması. · Fakir ve yeterli beslenemeyen ailelerin çocukları baĢta olmak üzere incinebilir ailelerin çocukları için özel eğitim çalıĢmaları ve programlarının uygulanması, · Çocukların ergenlik döneminde karĢılaĢtıkları zorlukların incelenmesi ve dile getirilmesi için gelecekte daha fazla ilgiye ihtiyacın vurgulanması ve kuĢak farkına karĢı Üye Devletlerin toplumlarını aĢılamak amacıyla aile içinde geliĢmiĢ diyalog çağrısında bulunmak; Acil Durumlarda Erken Çocukluğun Korunması ile Ġlgili Olarak, · Doğal afetlerde ve insanların yol açtığı olumsuz çevre koĢullarında, erken çocukluğu koruma ile ilgili bütüncül programların öncelikli olarak ele alınması, · Hükümetler ve sivil toplumun önleyici acil önlemlerinin desteklenerek acil durumlarda kadınlar ve çocuklar için güvenilir ortamların oluĢturulması, bu tür durumlarda psiko-sosyal desteğin, temel besin, eğitim programlarının sağlanması ve çocukların ihmal ve istismara karĢı korunması EÇG Programlarının Finansmanı Ġçin Ġslami YardımlaĢmanın ve Uluslar arası ĠĢbirliğinin Güçlendirilmesi Ġle Ġlgili Olarak, · Üye Ülkelerde, çocuk hakları ile ilgili sınırlı kaynakları olan hükümetlerin ve sivil toplum kuruluĢlarının, özellikle bu ülkelerdeki çocukların durumlarını iyileĢtirmek üzere eğitim, sağlık ve sosyal bakım alanlarında Ġslami yardımlaĢmanın ve aynı zamanda iĢbirliğinin güçlendirilmesi, · EÇG programlarının etkililiği için yeterli kaynakların sağlanması. Bunun için, *çocuk haklarının güçlendirilmesi için bütçenin detaylandırılması ve kamu bütçesinin analizi için araĢtırmalar yapılması, *ilgili kamu bütçelerinin arttırılması, *Ġslami yardımlaĢma çerçevesinde, zengin devletler tarafından sağlanan yardımların toplanarak en muhtaç ülkelere verilmesi, *sivil toplum kuruluĢları ile özel sektör ile iĢbirliğinin güçlendirilmesi, · Çocuk duyarlı sosyal koruma programları yoluyla en fakir ve dezavantajlı çocukların korunması için sosyal yardımlaĢma programlarının teĢvik edilmesi, bu Ģekilde yoksulluğun dezavantajlı aileler üzerindeki etkilerinin ortadan kaldırılması ve bu ailelerin çocuk bakımı ile ilgili rollerinin güçlendirilmesi, · Uluslararası fon kuruluĢları, BM kuruluĢları ve uluslar arası ve bölgesel fonlarla olan iliĢkilerin güçlendirilmesi, pilot EÇG projelerine fon desteği verilmesi. Sivil Toplumun ve Medyanın Rolünün Güçlendirilmesi Ġle Ġlgili Olarak, · Ġslam dünyasında erken çocukluk geliĢiminin önemi ve yararları konusunda bilinç uyandırılması ve desteklenmesi için üye ülkelerdeki medya, STK‘lar, parlamento organları, finans kuruluĢları ve üye ülkelerdeki farklı sosyal ve kültürel yapıların bu sürece dahil edilmeleri, · Yazılı ve görsel medya ile iletiĢim kanallarının kurularak, programlarında ve çalıĢmalarında Ġslam‘ın aileye, kadına ve çocuğa verdiği değerin ortaya konularak bu konuda bilinç oluĢturulması, çocuk hakları ile ilgili ulusal ve uluslararası yasalar ve uygulama mekanizmaları konusunda bilgi verilmesi, · Genel olarak, çocuk bakımı ile ilgili programların bilinirliğinin arttırılması için aile ve çocuktan sorumlu Bakanlıkların, kurumların ve diğer kuruluĢların web sitelerinin kurulması, bu bağlamda özellikle bebek bakımı, emzirmenin faydası ve önemine özel önem verilmesi, · Çocuk hakları ile ilgili sorumlulukların üstlenilmesi ve ulusal yasaların tam olarak uygulanmalarını geliĢtirmek için STK‘larla iĢbirlikleri ve ortaklıkların güçlendirilmesi. Koordinasyon ve Ġzleme Ġle Ġlgili olarak, · Üye Ülkelerin, Tripoli deklarasyonunu uygulamaları konusunda, ĠKÖ Genel Sekreterliği ve Konferans BaĢkanı ile iĢbirliği halinde ISESCO‘ya takip sorumluluğunun verilmesi, üye ülkelerin çabalarının desteklenmesi, sosyal ve kültürel koĢullarına saygı gösterilmesi, · Tripoli Deklarasyonun uygulanması noktasında alınan önlemler ile ilgili ISESCO‘ya düzenli rapor sunulması, · EÇG programlarının ve çalıĢmalarının eylem planlarına eklenmesi, ISESCO‘nun bu bağlamda ülkeler arası deneyimleri paylaĢımını destekleme, ilgili çalıĢmaların, araĢtırmaların, veri ve göstergelerin hazırlanması, EÇG programlarının takibi ve erken çocukluğun geliĢimi için uygun standartların üye ülkeler, uluslararası, Ġslami ve bölgesel koordinasyonunda kurulması, · Yetkili ulusal kurumlar ve Üye Devletlerdeki kuruluĢlar arasında deneyim ve bilgi paylaĢımını kolaylaĢtıran, Ġslam dünyasında çocuğun durumu ve çocuk konularında bir veritabanı kurulması ile ISESCO gözetiminde çocuk hakları konusunda yetkili bir Ġslami gözlemevi kurulması için çağrıda bulunulması; · Ġslam dünyası çocukları için ISESCO Çocuk Forumu‘nun kuruluĢu ile ilgili yasal çerçevenin kabulü ve ISESCO‘nun Forumu süpervise etmesi ve böyle bir yasal çerçeveyi güçlendirmek için düzenli ve özel oturumlar düzenlenmesi konusunda görevlendirilmesi, · Topraklarının bir kısmı ya da tamamı Ġsrail iĢgali altında olan üye ülkelerle olan iĢbirliğini tekrar hatırlatarak böyle bir iĢgalin sonlandırılması, iĢgal edilmiĢ Filistin toprakları ve Suriye Golan bölgesindeki erken çocukluğun korunması ve bakımı ile ilgili gerekli bütün desteğin verilmesi, çocukları ölüm tehdidi altında olan, savaĢ ve doğal afetler nedeniyle göçe maruz kalan ülkelerle ilgili daha fazla iĢbirliğinin sağlanması, · Ġslam Konferansı Örgütü‘nü, Tsunami ve Pakistan‘daki sel felaketi, ve yaptığı diğer çalıĢmaları nedeniyle takdir ederek, üye ülkeleri ĠKÖ‘nün insani yardım ve aile iĢleri bölümlerine destek vermeye devam etmeye çağırır, ĠKÖ Genel Sekreteri‘nin ĠKÖ‘ye üye ülkelerde Endonezya‘daki tsunami felaketinde ve Pakistan Ġslam Cumhuriyetini vuran yıkıcı sel felaketinde öksüz ve yetim kalan çocuklar yararına iĢbirlikçi taraflarla ortak yürüttüğü insani yardım çalıĢmalarının takdir edilmesi; On Yıllık Eylem Programının yürürlüğe konması kapsamında kurulan ĠKÖ Ġnsani ĠĢler Departmanı ve Aile ĠĢleri Departmanı tarafından kendi alanlarında yürütülen programların övülmesi ve üye ülkelerin her iki departmana destek vermeye teĢvik edilmesi; · Üye Ülkelerin, ĠKÖ‘nün 10 yıllık eylem planları doğrultusundaki çalıĢmalarını sürdürmeleri, Binyıllık Kalkınma Hedefleri ‘nin de dikkate alınarak erken çocukluk geliĢimi çalıĢmalarının devam edilmesi için Üye Ülkelere çağrıda bulunur. Genel anlamda, üye ülkelere ĠKÖ On yıllık Eylem Planının çocuklarla ilgili olan amaçlarının gerçekleĢmesi yönünde çalıĢmalarına odaklanma ve arttırma, üye ülkelerdeki çocuk geliĢimi konusunda Binyıl Kalkınma Hedefleri ile birlikte özellikle çocuk felci konusunda anne ve çocukları hedef alan programlara destek verme çağrısında bulunulması, çocukların kapsamlı ve dengeli geliĢimini sağlayacak Ģekilde çocuk sağlığı ve psikolojik Ģartların iyileĢtirilmesi, Ġslam dünyasında çocuk odaklı eğitim ve sosyal hizmetlerin geliĢtirilmesi ihtiyaçları doğrultusunda ilgili tarafların bilinçlendirilmesi; · ISESCO Genel Sekreterinin Ġslam dünyasındaki çocuklar yararına göstermiĢ olduğu çabaların takdir edilmesi, Üye Devletlerdeki çocuklar yararına Organizasyonun yürüttüğü program ve faaliyetlerin övülmesi ve Organizasyonun, Çocuktan Sorumlu Bakanların Üçüncü Ġslam Konferansının oturumlarında kabul edilen kararlar, öneriler ve referans belgeleri doğrultusunda, eylem planları ve ilgili uzman stratejileri çerçevesinde bu çabaların sürdürülmesi için davet edilmesi; · ĠKÖ Genel Sekreteri ve ISESCO‘ya uzman Ġslami konferanslara Tripoli Bildirisi ve Konferans kararlarını bildirmesi ve bu kararları ilgili, Ġslami, Arap ve uluslararası kuruluĢlara dağıtması için çağrıda bulunulması; · Libya Arap Halk Sosyalist Büyük Cemahiriyesine bu konferansı düzenlediği ve konferansın en iyi Ģekilde olması için gerekli araç ve olanakları sağladığı için teĢekkür edilmesi ve katılımcılara göstermiĢ oldukları konukseverlik için Ģükranların sunulması; · ISESCO, ĠKÖ Genel Sekreteri ve Libya Arap Halk Sosyalist Büyük Cemahiriyesine Çocuktan Sorumlu Bakanların Üçüncü Ġslam Konferansını düzenledikleri için teĢekkür edilmesi; · BirleĢmiĢ Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF)‘e çocuk konulara yönelik gösterdikleri uzmanlık ve deneyim için ve bu konuda ve ortak ilgi alanında bulunan diğer alanlara yönelik ISESCO ile daha fazla iĢbirliği daveti için teĢekkür edilmesi; · Al Fateh Devriminin Büyük Lideri Ekselansları Muammer El Kaddafi‘ye Büyük Cemahiriyesi, Çocuktan Sorumlu Bakanların Üçüncü Ġslam Konferansına ev sahipliği yapmasından ötürü ve ortak bir Ġslam hareketine katkılarından dolayı Ģükran mesajının iletilmesi. YURT DIġI GEÇĠCĠ GÖREV RAPORU (Ġngiltere – Ġskoçya ÇalıĢma Ziyareti) DENETÇĠLER Ġdris YEKELER (1078) YAġAR ÖKTEM (1056) Sedat ERGENÇ (1028) ERDEM ERGÜL (1029) Cabir KÜÇÜKALTUN (1047) Meltem ÇELĠK (1234) Evren Güncel ERMĠSKET (1334) RAPOR NO 1078/2011-1,1056/2011-1,1028/2011-2, 1029/2011-1,1047/2011-1,1234/2011-2, 1334/2008-1 RAPOR TARĠHĠ 11 Ocak 2011 AMAÇ Ġç Denetim Birimi BaĢkanlığı tarafından, 05.12.2010-11.12.2010 tarihleri arasında, Ġskoçya ve Ġngiltere‘ye çalıĢma ziyareti gerçekleĢtirilmiĢtir. ÇalıĢma ziyaretinin amacı; Kurumumuzda sürdürülen kalite yönetim standartları, iç kontrol standartları ve ―Ebeveyn Bakımından Yoksun Çocuklar Ġçin Minimum Standartlar‖ a uyum çalıĢmaları kapsamında, söz konusu ülkelerin çocuk koruma sistemine yönelik iç kontrol uygulamalarını yerinde görmektir. KAPSAM BirleĢik Krallık bünyesinde yer alan Ġngiltere, Galler, Ġskoçya ve Kuzey Ġrlanda‘nın, çocuk koruma sistemlerine iliĢkin kendilerine özgü yasa ve düzenlemeleri bulunmakladır. Bu sistemlerin Ġngiltere sistemine oldukça yakın olması nedeniyle; Rapor kapsamında ağırlıklı olarak Ġngiltere‘de uygulanmakta olan sisteme ve Ġskoçya‘ya özel iyi uygulama örneklerine yer verilmektedir. YÖNETĠCĠ ÖZETĠ Ġngiltere‘de 2000 yılında meydana gelen trajik bir çocuk ölümü, “Her Çocuk Önemlidir” ismi ile anılan ulusal bir reform programının baĢlatılmasını sağlamıĢtır. Bu reform programı ile çocukların gereksinimlerinin erken dönemde tanımlanması ve acil durumlarda en kısa sürede müdahale edilebilmesi için, farklı kurumların bir arada etkin Ģekilde çalıĢması amaçlanmıĢtır. BirleĢik Krallıkta çocuk koruma hizmetleri, yerel otoriteler tarafından sunulmaktadır. Ancak hizmet sunumuna iliĢkin; organizasyon yapısı, çocuk ve ailenin değerlendirme kriterleri, çocuk kuruluĢları ve personelinin sahip olması beklenen nitelikler, uygulama sırasında kullanılacak formlar ve raporlar da dâhil, tüm kritik konular merkezi otorite tarafından düzenlenmiĢtir. Eğitim Bakanlığı, çocuk hizmetlerinden ulusal düzeyde sorumlu kurumdur. Bununla birlikte, çocuk refahı alanında ulusal düzeyde hizmet sunan çok sayıda ihtisas kurumu bulunmaktadır. Örneğin; Bakım Komisyonu; çocuk ve yetiĢkinlere yönelik bakım ve sağlık hizmetlerinin düzenlenmesi ve denetlenmesinden sorumludur, bu alanda hizmet verecek olan kiĢi ve kuruluĢların açılıĢ izinleri de bu kurum tarafından verilmektedir. Ġskoç Çocuk KuruluĢ Bakımı Enstitüsü; Yatılı çocuk kuruluĢlarında görev yapan personelin, bilgi, beceri ve yeteneklerini geliĢtirmek amacıyla, eğitimler düzenlemekte, personele danıĢmanlık sağlamakta ve hizmetleri geliĢtirmeye yönelik akademik çalıĢmalar yapmaktadır. BAAF1 ise, koruyucu aile ve evlat edinme hizmetlerine iliĢkin, aile bulma, yayın, eğitim, konferans, danıĢmanlık, kampanya ve tavsiye hizmetlerini yürütmektedir. Çocuk hizmetleri, yerel düzeyde çocukla ilgili çalıĢan tüm tarafların katkısı ile ihtiyaçlar dikkate alınarak planlanmaktadır. Bu plan içeriğinde, amaç ve hedefler ile yürütülecek faaliyetler ve beklenen performans sonuçlarına da yer verilmektedir. Sisteme dâhil olan her kurum, hizmetlerini plan doğrultusunda gerçekleĢtirmekte ve faaliyet sonuçları yerel otorite tarafından 1 Evlat Edinme ve Koruyucu Aile Kurumu yıllık olarak merkezi otoriteye raporlanmaktadır. Yerel çocuk koruma kurulları ve bünyesindeki diğer organlar, bu planın hazırlanması, uygulanması ve izlenmesinde kilit öneme sahiptir. (Bknz. Detaylı Rapor Syf. 21,22) Korunma ihtiyacı içinde olan çocuklarla ilgili değerlendirmeler; çocuğun geliĢimsel ihtiyaçları, ebeveyn veya bakım sağlayıcıların bu ihtiyaçları karĢılama kapasitesi ve çocuk ile ailenin içinde yaĢadığı çevresel koĢullar dikkate alınarak yapılmaktadır. Tüm uygulayıcılar değerlendirmelerini bu çerçeveyi kullanarak gerçekleĢtirmek zorundadır. Sosyal çalıĢmacıların, çocuk ve aileye iliĢkin değerlendirmeler sırasında kullanabilecekleri anket ve ölçekler ile standart formlar bulunmaktadır. Çocukların önemli bir riske maruz kaldıkları veya kalabileceklerine iliĢkin kararlar, sadece sosyal hizmetlerin değil, çocukla çalıĢan diğer profesyonellerin(öğretmen, doktor, polis gibi) de katılımı ile alınmaktadır. Çocuklar hakkında bireysel planlar hazırlanmaktadır. Bu planlarda, alınan önlemler, beklenen geliĢmeler, planlanan faaliyetler, bu faaliyetlerin kimler tarafından yürütüleceği, süresi, ilerlemenin nasıl izleneceği gibi çok detaylı bilgilere yer verilmektedir. Çocuğun evi dıĢında herhangi bir yerde(koruyucu aile, evlat edinen aile, çocuk evi vb.) bakımının sağlanacak olması halinde, bundan sonraki yaĢamı, ailesi ve akrabaları ile iliĢkileri, detaylı bir Ģekilde programlanmaktadır. Çocuğun ailesi ile iletiĢiminin sürmesine ve istisnai durumlar hariç, ailenin ve çocuğun kendileri hakkındaki kararlara dâhil edilmesine özel bir önem verilmektedir. Çocukların kendileri hakkında düzenlenen raporlara eriĢim hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle, raporlarda anlatım diline dikkat edilmekte ve sosyal çalıĢmacılar, rapor yazma teknikleri konusunda eğitilmektedirler. (Bknz. Syf.8,9,10,11) Çocukla ilgili plan ve programlar, çocuğun yeni yaĢamına baĢlamasından önceki süreçte, yerel otoritenin çocuk koruma ekiplerince hazırlanmakta, çocuk evi veya koruyucu aile, sadece bu plan uyarınca belirlenen faaliyetleri yerine getirmektedir. Plan doğrultusundaki ilerlemeler, hem yerel otorite tarafından izlenmekte hem de denetimler sırasında denetim elemanları tarafından değerlendirilmektedir. Çocuk evleri, genellikle 7 çocuğun bir arada kaldığı evlerdir, bununla birlikte, çocukların eğitim ihtiyaçlarının da aynı bina içinde karĢılandığı bazı çocuk evleri de bulunmaktadır. Okul devamsızlığı, okulda davranıĢ problemleri veya suça bulaĢmıĢ çocuklar genellikle bu evlerde bakılmaktadır. Bu evler, çocuk evlerinden daha büyük olup, yatılı okullara benzer Ģekilde, daha denetimli ve disiplinli bir ortam sağlamaktadır. Bakım altında bulunan çocuklar, kendilerine veya diğer insanlara zarar vermelerinin önlenmesi amacı ile belirli süre ve koĢullarda kilit altına alınabilmektedir. (Bknz.Syf.13,14) Çocuk evleri, yerel otoriteler, özel kurumlar veya hayır kurumları tarafından iĢletilebilmektedir. Çocuk Evlerinin iĢleyiĢine iliĢkin minimum standartlar belirlenmiĢtir. Özel veya resmi olup olmadığına bakılmaksızın, tüm kuruluĢların bu standartlara uygun hizmet vermesi beklenmektedir. Standartlara uygunluk, hem çocuk kuruluĢları yöneticileri, hem yerel otoritenin Çocuk Koruma Kurulları hem de Bakım Komisyonu MüfettiĢleri tarafından değerlendirilmektedir. Bakım sürecini tamamlamadan önce, çocuğun yeni hayatı planlanmakta ve reĢit olarak kuruluĢtan ayrılan çocuklara, bireysel ihtiyaçları da dikkate alınarak, bağımsız yaĢama geçiĢini kolaylaĢtıracak bazı destekler, yerel otorite tarafından sağlanmaktadır. BaĢka bir yere taĢınsa dahi, çocuk 21 yaĢına kadar toplum içinde izlenmektedir. Ġngiltere‘de koruyucu aile ve evlat edinme hizmetleri yerel yönetimler ve lisanslı gönüllü ve özel kuruluĢlar(sadece koruyucu aileye yönelik) tarafından icra edilmektedir. Bu kurumların uymakla yükümlü bulunduğu Ulusal Evlat Edinme/Koruyucu Aile Hizmet Standartları2 bulunmaktadır. Koruyucu aile hizmeti, genellikle ebeveynlerin problemlerini çözümlerken çocuk ve gençlere zor dönemlerinde yardımcı olmak amacı ile geçici olarak uygulanan bir hizmet modelidir. Hizmetin amacı, çocuğun bir aile ortamında bakılmasını sağlamaktır. Çocuklar, koruyucu bakıma alınma nedenleri ortadan kalktığı ve ailelerinin onlara tekrar güvenle bakabilme durumuna geldiği zaman biyolojik ailelerinin yanına dönebilmektedir. Koruyucu ailelik, çoğu yerel otorite, gönüllü ve bağımsız bakım Ģirketleri tarafından programlı Ģekilde uygulanan ve ―koruyucu aile ücreti‖ ödenmesi gereken profesyonel bir iĢ olarak uygulanmaktadır. Koruyucu aile ücreti, çocuğun özel ihtiyaçlarına ve ailenin yetenek, beceri, deneyim süresi veya profesyonel uzmanlığına göre belirlenmektedir. Koruyucu aile olabilmek ve koruyucu aileliği sürdürebilmek için eğitim zorunluluğu bulunmaktadır. Evlat edinen ailenin seçiminde, ailenin çocuğa bakabilecek yetkinliğe (sabır, esneklik, fiziksel ve ruhsal enerji gibi) sahip olup olmadığı, çocuk ile diyalog kurabilecek zamanının olup olmadığı ve en önemlisi istekli, kararlı olup olmadığı değerlendirilmektedir. Hükümet, yerel otoritelerin evlat edindirilen çocuk/bakım altında olan çocuk oranını dikkate almakta, sonuçlara göre evlat edindirme oranı en az olan yerel otoritenin denetlenmesini isteyebilmektedir. Türkiye uygulamasından farklı olarak “aile sırası” uygulaması bulunmamaktadır. Çocuğun ihtiyaçlarına göre sürekli araĢtırmalar yapılmakta, yerel yönetimlerde görevli sosyal çalıĢmacılar, baĢvuru olmadan da evlat edinebilecek nitelikteki aileleri araĢtırmaktadır. Çocukların evlat edinildiklerini bilerek yetiĢmeleri, evlat edinen ebeveynlerin, çocuğa küçüklükten itibaren bu bilgileri vermeleri istenmektedir. Biyolojik ailesi ve diğer yakınları, evlat edinildikten sonra çocuk ile evlat edinme ajansı (kurumu) aracılığıyla, yılda bir veya iki kez yazılı bir bilgi alıĢveriĢi yapabilmektedir. Çocuk için en iyisi olduğu düĢünülürse, büyük anne ve büyük babaları ile baĢka yere yerleĢtirilmiĢ kız ve erkek kardeĢleri dahil biyolojik ailesinin çeĢitli üyeleri ile iliĢkilerini sağlamak üzere çocukların her biri için kendine özgü düzenlemeler yapılabilmektedir. Ġngiltere, Galler ve Kuzey Ġrlanda‘da 1975 yılından beri, evlat edinilen kiĢilere 18 yaĢına ulaĢtıklarında orijinal doğum sertifikalarını görme hakkı verilmiĢtir. Ġskoçya‘da ise bu yaĢ sınırı 16‘dır. Çocukların bakım ve korunmasında iki meslek grubu öne çıkmaktadır. Bunlar ―Sosyal Bakım Görevlileri” ve “Sosyal ÇalıĢmacılardır.” Sosyal bakım görevlileri, günlük yaĢam faaliyetlerini yerine getirmekte zorlanan kiĢilere, çocuk, yaĢlı, engelliler gibi, pratik destek sağlayan görevlilerdir. Bu destek kiĢinin evinde olabileceği gibi, bir bakım kuruluĢunda da olabilmektedir. Sosyal bakım görevlisi olabilmek için gereken en önemli nitelik, insanlarla çalıĢmaya ilgi duymak ve onları birey yapan özelliklerine saygı duymak olarak ifade edilmektedir. ĠĢe alınmada, daha önce ―bakıcı‖ olarak çalıĢmıĢ olmak (kendi çocuğuna, akrabaya veya akrabasının çocuğuna bakmak gibi)tercih sebebi olabilmektedir. Sosyal bakım görevlileri, çalıĢtıkları süre boyunca, iĢ baĢı eğitimleri ve sosyal bakım kursları ile geliĢtirilmektedir. Sosyal çalıĢma alanında lisans veya master programını tamamlamaları halinde, sosyal bakım görevlisi olarak çalıĢtıkları süre, 200 günlük uygulama süresinin hesabında dikkate alınmakta ve sosyal çalıĢmacı olabilmektedirler. (Bknz.Syf.19) 2 National Minumum Standarts for Adoption/National Minumun Standarts Fostering Sosyal çalıĢmacı olabilmek için ise, sosyal çalıĢma alanında 3 yıllık lisans3 veya 2 yıllık master programını tamamlamıĢ olmak gerekmektedir. Master ve lisans programları her yaĢtan ve farklı branĢtan kiĢiye açıktır. Bununla birlikte üniversiteler daha çok, sosyal bakım alanında tecrübeli kiĢileri programlara kabul etmektedirler. Mezun olmadan önce, alana iliĢkin yeterli tecrübe ve bilginin kazanılabilmesi için, lisans veya master eğitiminin 200 günü uygulamaya ayrılmaktadır. Sosyal ÇalıĢmacıların, Genel Sosyal Bakım Konseyine kayıtlı olmaları ve kendileri için belirlenen etik kurallara uygun faaliyet göstermeleri gerekmektedir. Ayrıca; sürekli mesleki geliĢim kapsamında, her yıl katılmaları gereken faaliyet ve eğitimler ile bunlara iliĢkin yasal süreler de belirlenmiĢtir. Çocuklarla yakın temas gerektiren iĢlerde çalıĢacak yetiĢkinlerin4, suç kayıtları kontrol edilmektedir. Diğer taraftan; çocuklarla ilgili herhangi bir pozisyonda, maaĢlı veya gönüllü olarak çalıĢırken, çocuğa zarar veren veya zarar görme riskine maruz bırakan ve bu nedenle iĢten çıkarılan ya da çocukla iletiĢimi kesilen kiĢiler “Yasaklı KiĢiler Listesine” eklenmektedir. Listede yer alan kiĢilerin, çocuklarla ilgili herhangi bir pozisyonda istihdam edilmesi suçtur. Çocuk bakım kuruluĢları, okullar, kreĢler, evlat edinme ve koruyucu aile ajansları gibi kuruluĢlar, çocuklar ile çalıĢması uygun olmayan kiĢileri bildirmekle yükümlüdürler. Yerel düzeyde yürütülen hizmetlerin kontrolüne yönelik etkili bir iç kontrol mekanizması oluĢturulmuĢtur. Yerel otorite, yürüttüğü hizmetlerin merkezi otorite tarafından belirlenen kalite standartları çerçevesine uygunluğunu, öncelikle kendisi değerlendirmekte ve bu süreç Öz Değerlendirme Süreci olarak adlandırılmaktadır. Yine yerelde yürütülen bir diğer kontrol faaliyeti, ―Ciddi Vak‟a Gözden Geçirmesi” olarak adlandırılmaktadır. Yerel otoritenin sorumluluk alanı içerisinde bir çocuk ölümü veya ihmali ya da istismarı gerçekleĢtiğinde, Yerel Çocuk Koruma Kurulu, ilgili tüm kurumların katılımı ile bir toplantı düzenlemekte ve gerçekleĢen bu olumsuz sonuçta etkili olan nedenler tartıĢılarak, eksik yapılan veya yapılmayan faaliyetler, bundan sonraki süreçte alınması gereken önlemler belirlenmektedir. Bu gözden geçirmenin amacı, hem tek tek kurumlar hem de Yerel Çocuk Koruma Kurulu düzeyinde, bu vakadan alınması gereken derslerin belirlenmesidir.(Bknz. Syf.22) Yerel düzeydeki bu değerlendirmeler dıĢında, merkezi otoriteye bağlı çok sayıda farklı denetim ve teftiĢ birimi de hizmetlerin yerindeliğini değerlendirmektedir. Sosyal hizmet faaliyetleri, Sosyal ÇalıĢma TeftiĢ Kurulu; KuruluĢlar, Bakım Komisyonu MüfettiĢleri; mali denetim ise Denetim Kurulu Ġç Denetçileri tarafından yürütülmektedir. Ayrıca Majestelerinin Eğitim TeftiĢ Kurulu koordinasyonunda, Sosyal ÇalıĢma TeftiĢ Kurulu, Bakım Komisyonu, Kalite GeliĢtirme Kurumu ve Majestelerinin Emniyet TeftiĢ Kurulu‘ndan, çocuk alanında deneyimli müfettiĢ ve denetim elemanlarının katılımı ile ortak bir teftiĢ faaliyeti de yürütülmektedir. Bu ortak teftiĢin amacı, yerelde yürütülen çocuk koruma hizmetlerinin performansının bir bütün olarak değerlendirilmesidir. TeftiĢ ve denetim faaliyetlerinin tamamı, çıktı ve performans odaklıdır. TeftiĢler sırasında, yerel otorite tarafından yürütülen Öz Değerlendirmelerin etkinliği, hizmetlerin güçlü yönleri ve geliĢime açık yönleri belirlenmektedir. TeftiĢ sonuçları, kurumların web adreslerinde yayınlanmakta ve böylece hizmetlere iliĢkin değerlendirmelerden kamuoyunun haberdar edilmesi sağlanmaktadır.(Bknz.Syf.22-26) 3 Ġskoçya‘da lisans eğitiminin süresi 4 yıldır. 4 Eğitim, öğrenim, bakım, danıĢmanlık, tedavi veya ulaĢım gibi. Sonuç olarak;BirleĢik Krallık çocuk koruma sisteminin en dikkat çekici özelliklerinden biri, sistemde yer alan çok sayıda kurumun bir arada etkili bir Ģekilde çalıĢabilmesidir. Ülkemizde de, kurumlar arası koordinasyon, gerek Çocuk Koruma Kanunu gerekse sonrasında çıkarılan mevzuat ile desteklenmektedir. Buna karĢın, kurumlar arası bağlantıyı sağlamak ve korumak için merkezde ve yerelde bazı alt düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Bu konuda hâlihazırda; Adalet Bakanlığının koordinesi, Kurumumuzun katkısı, UNICEF‘in teknik ve Avrupa Birliğinin mali desteği ile ―Çocuk Koruma Mekanizmalarının Ġl Düzeyinde Modellenmesi‖ Projesi yürütülmektedir. Bu projenin uygulamaya konulması ile çocuk koruma alanındaki sorunların önemli bir kısmının yerelde çözümlenebileceği ve kurumlar arası etkili iĢbirliği geliĢtirilebileceği düĢünülmektedir. Diğer taraftan; Birim BaĢkanlığımız koordinasyonunda, ana hizmet daire baĢkanlıkları personelinin katılımı ile yürütülen ―Hizmet Kalitesinin Artırılması ÇalıĢması‖ sırasında, çocuk ve ailelerin ihtiyaçlarının değerlendirilmesi, çocukların hizmete kabulü, hizmetin uygulanması, sonlandırılması, çocuk kuruluĢları hizmet standartları gibi konularda, Ġngiltere uygulamalarından yararlanılmıĢ, önemli görülen bazı form ve dokümanların çeviri ve uyarlaması tamamlanmıĢtır. ÇalıĢma sonucu hazırlanan Rapor, 18.08.2010 tarihinde Makam tarafından OnaylanmıĢ ve gereği için ilgili Dairelere gönderilmiĢtir. Rapor kapsamındaki önerilerin uygulamaya geçirilmesi, çocuk hizmetlerinin iyi uygulama örnekleri doğrultusunda geliĢtirilebilmesine yardımcı olacaktır. Bununla birlikte; çalıĢma ziyareti kapsamında elde edilen bilgiler doğrultusunda, Ġngiltere‘nin; Sosyal bakım görevlileri ve sosyal çalıĢmacıların eğitimi, Çocuklar ile çalıĢması uygun olmayan kiĢilerin engellenmesi, Güvenli Çocuk Evleri, Ciddi Vak‘a Gözden Geçirmeleri, Koruyucu Aile ve Evlat Edinme hizmetlerine iliĢkin düzenleme ve standartlar, Çocuk hizmetlerine yönelik denetim, teftiĢ ve öz değerlendirme, Konularında yürüttüğü faaliyetler, iyi uygulama örnekleri olarak değerlendirilmektedir. Bu konularda araĢtırma, inceleme ve proje faaliyetleri yürütülmesinin, hem Kurumumuz hem de ülkemiz genelinde hizmetlerin geliĢimine önemli katkı sağlayacağı düĢünülmektedir. DETAYLI RAPOR BĠRLEġĠK KRALLIK ÇOCUK KORUMA SĠSTEMĠ 2000 yılında Ġngiltere‘de, Victoria Climbié isimli 8 yaĢındaki kız çocuğu vasisi tarafından istismar edilerek öldürülmüĢtür. Bu trajik ölüm kamuoyunda büyük bir infiale yol açmıĢ ve BirleĢik Krallık çocuk koruma sisteminin mevcut durumu kapsamlı Ģekilde değerlendirmeye alınmıĢtır. Hükümetin talebi üzerine Lord Laming tarafından düzenlenen raporda, Victoria‘nın durumunun, farklı kurumlar tarafından çok kereler değerlendirilmesine karĢın, istismar sonucu ölümünün engellenememesi ―Vahim bir baĢarısızlık‖ olarak ifade edilmiĢ ve sistemin zafiyetleri ortaya konulmuĢtur. Bunun üzerine 2003 yılında Hükümet ―Her Çocuk Değerlidir 5‖ sloganı ile büyük bir reform programı baĢlatmıĢtır. ―Çocuk Kanunu 2004‖ bu reform programının yasal çerçevesini oluĢturmaktadır. Kanun, sadece ihtiyaç içindeki veya zarar görmüĢ çocuklar için değil, tüm çocuklar için beĢ temel hedef6 tanımlamakta ve bu hedeflerin gerçekleĢtirilebilmesi için; Erken müdahale ve etkin koruma alanlarına odaklanılması, Çocukların gereksinim duyduğu eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlerin entegre edilmesi, Kurumlar arasındaki bilgi paylaĢımının artırılması, Konularının önemini vurgulamaktadır. Yeni Kanun ile çocukların korunmasından, eskiden olduğu gibi sadece sosyal hizmet çalıĢanları değil, idareci, öğretmen, polis, doktor gibi pek çok alandaki çalıĢanlar da sorumlu tutulmaya baĢlanmıĢtır. Ġngiltere‘de, çocuk koruma hizmetlerinden ulusal düzeyde Eğitim Bakanlığı7(DfE), yerelde ise yerel otoriteler sorumludur. Yerel otoriteler, Eğitim Bakanlığından sorumlu Devlet Bakanının8 gözetiminde faaliyet gösterir. Eğitim Bakanlığı, yerel otoritelerin uymakla zorunlu olduğu mevzuat ve düzenlemeler ile açıklayıcı rehber dokümanları hazırlamak ve ilgililerin kullanımına sunmakla yükümlüdür. Yerel otoriteler, bu mevzuat ve düzenlemeler doğrultusunda, kendi prosedür ve talimatlarını oluĢtururlar. Sosyal hizmet görevlileri, yerel otorite bünyesinde takımlar Ģeklinde çalıĢırlar. Takımın büyüklüğü, hizmet verilen bölgenin özelliklerine göre değiĢir. AĢağıda çocuk koruma sisteminin temel yapı taĢlarına yer verilmektedir. ORTAK DEĞERLENDĠRME ÇERÇEVESĠ(CAF) 9 Çocuklar ile ilgili ihtiyaçların erken dönemde fark edilebilmesi ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi için hazırlanmıĢ bir çerçeve dokümandır. CAF ile kurumlar arasındaki iĢbirliğinin desteklenmesi, çocuk ve ailelerin ilgili birimlere daha kolay ve daha az bürokratik yoldan ulaĢmalarının sağlanması hedeflenmektedir. Ġngiltere genelinde, tüm çocuk hizmetleri uygulayıcıları bu çerçeveyi kullanmak zorundadır. Bu çerçeve, çocuğun ihtiyaçlarını, ebeveyn ve bakım sağlayanların kapasitesi ve çocuğun geliĢiminde etkili olan çevresel koĢulları da dikkate alarak değerlendirmeyi sağlayan bütüncül bir bakıĢ açısı getirmektedir. Bu bilgiler bir arada değerlendirilerek çocuk için en doğru hizmet modelinin belirlenmesine çalıĢılmaktadır. CAF, erken müdahale sisteminin en önemli araçlarındandır. Ortak değerlendirme çerçevesi, doğmamıĢ veya yeni doğan bebekler ile her yaĢ grubundan çocuk için kullanılabilmektedir. Sadece çocuğun zarar gördüğü veya zarar görme riskinin bulunduğu durumlarda, bu değerlendirme beklenmeden, durum derhal Sosyal Hizmetlere bildirilmektedir. 5 6 Every Child Matters Sağlıklı olmak, güvende olmak, eğlenmek ve baĢarılı olmak, pozitif katkı sağlamak ve ekonomik olarak iyi durumda olmak 2007-2010 yılları arasında çocuk hizmetleri Çocuk, Okul ve Aile Bakanlığı(DCSF) tarafından yürütülmüĢtür. 2010 yılı genel seçimleri ile Ġngiltere‘de hükümet değiĢmiĢ ve yeni hükümet ile birlikte bu Bakanlık yeniden yapılandırılarak Eğitim Bakanlığı adını almıĢtır. 8 Secretary of State; Bakanlıktan sorumlu kabine üyesidir. Diğer bakanlar onun gözetiminde çalıĢır. 9 Common Assessment Framework (CAF) 7 ÇOCUKLA ĠLGĠLĠ ĠHBAR VE BĠLDĠRĠMLER Çocuğun belirgin Ģekilde zarar gördüğü veya görme riskinin bulunduğu durumlarda, gerekli bildirimlerin yapılması tüm kurumların ve kiĢilerin ortak görevidir. Çocuklar ve aileleri ile çalıĢan tüm profesyoneller, ihbar ve bildirim durumlarında izlenmesi gereken yöntemlere iliĢkin kurumsal prosedürlerini oluĢturmak ve ilgililer tarafından bilinmesini sağlamakla yükümlüdür. Örneğin; her okulda bir öğretmen, sağlık kurumlarında ise bir hemĢire veya doktor, bu konu ile görevlendirilmektedir. Bildirimler, 800‘lü telefon hattına, yerel çocuk koruma ekibinin telefon hattına veya acil durumlarda doğrudan polise yapılabilir. Yerel Çocuk Koruma ekibinin mesai saatleri içinde ve dıĢında aranabilecek telefonları kamuoyuna açıklaması gerekir. Çocuk Koruma Ekibi dıĢındaki kanallara yapılan tüm bildirimler derhal Çocuk Koruma Ekibine iletilir. Çocuk Koruma Ekibi, bu bildirimi aldığında, öncelikle 1 iĢ günü içerisinde ne tip bir aksiyon alınacağına karar vermek zorundadır. Çocuk bir baĢka yerel otoritenin sorumluluk alanı içerisinde ikamet ediyor olsa bile, gerekli araĢtırma ve incelemeyi yapmak, çocuğun bulunduğu yerdeki yerel otoritenin sorumluluğudur. Çocuk Koruma Ekibi; -Çocuğun risk altında olmadığına veya zarar görmediğine, dolayısıyla yapılması gereken bir faaliyet bulunmadığına karar verebilir, yine de uygun olması halinde baĢka kurumların hizmetlerinden yararlandırılması için yönlendirme yapabilir. -Çocuğun risk altında olabileceğine karar verilmesi halinde, daha fazla bilgi elde edilebilmesi için Ön Değerlendirme yapılır. Ön değerlendirmenin, bildirimin alındığı tarihten itibaren 10 iĢ günü içerisinde tamamlanması gerekir. Bununla birlikte, ön değerlendirme sırasında, çocuğun tehlikede olduğu anlaĢılırsa, yerel otorite derhal acil korunma kararı için mahkemeye baĢvurur. ACĠL KORUMA ÖNLEMLERĠ Acil Korunma Kararı; Çocuğun 8 güne kadar evden uzaklaĢtırılabilmesine imkân verir. Bir diğer seçenek ise ―Ġhraç Kararı‖dır, bu karar istismarcının aileden uzaklaĢtırılmasını sağlarken, çocuğun istismara karıĢmayan aile üyeleri ile birlikte kalmasına imkân verir. Polisin de, acil önlemler uygulama yetkisi(örn. çocuğun hastane gibi güvenli bir yere alınması) bulunmaktadır. Çocuk, mahkeme kararı olmaksızın, maksimum 72 saate kadar polis korumasında tutulabilir. Ancak bu yetki sadece çok istisnai durumlarda kullanılır, genellikle yerel otorite, polis korumasına alınan çocuğun barınma ihtiyacının karĢılanması için, sürece dâhil olur. ÖN DEĞERLENDĠRME Çocuğun korunma ihtiyacı içinde olduğuna iliĢkin bildirimin alınması sonrasında, çocuk ve ailesi veya bakım sağlayıcıları hakkında ön değerlendirme yapılır. Ön değerlendirme, hizmetlerden yararlandırılması için Sosyal Hizmetlere bildirilen çocuklar hakkında yapılan özet bir değerlendirmedir. Bu değerlendirme sırasında; çocuğun ihtiyaçları ve ailenin bu ihtiyaçları karĢılama yeterliliği hakkında bilgi edinilir, alınması gereken önlemler, bunların kimler tarafından hangi süre ile sağlanacağı ve daha detaylı bir değerlendirme yapılması gerekip gerekmediği belirlenir. Değerlendirmeye iliĢkin genel esaslar, Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan ―Ġhtiyaç Ġçindeki Çocuk ve Ailelerinin Değerlendirilmesi Çerçevesi10‖ ile belirlenmiĢtir. Bu Çerçeve, değerlendirmeye iliĢkin genel ilkeleri belirlemekle birlikte, yapılması gerekenleri adım adım tanımlamaz, bireysel durum ve koĢullara adapte edilmesi gerekir. Ön değerlendirme, yerel otoritenin çocuk koruma ekibinde görevli sosyal çalıĢmacılar tarafından yürütülür. Görevlendirilen sosyal çalıĢmacı, çocuk, aile üyeleri ve aileyi tanıyan diğer profesyoneller (öğretmen, sağlık görevlileri, polis gibi) ile görüĢmek ve mümkün olan en fazla bilgiyi sağlamaktan sorumludur. Ön değerlendirmenin maksimum 10 iĢ günü içinde tamamlanması gerekir. Ön değerlendirme sırasında, çocuğun zarar görmediği veya görme riskinin bulunmadığına karar verilirse, sosyal çalıĢmacı, çocuk, ailesi ve çocuk koruma ekibinin yöneticileri ile bir araya gelerek, sağlanacak uygun destek hizmetlerini planlar. Plan doğrultusunda gerçekleĢen sonuçlar değerlendirilir ve beklenen sonuçların alınması halinde vaka kapatılır. Ancak çocuğun belirgin Ģekilde zarar gördüğüne veya zarar görme riskinin bulunduğuna karar verilirse, bir ―Strateji Toplantısı‖ düzenlenir. Bu toplantıya çocukla ilgili kurumlardan profesyoneller katılır ve çocuğun durumunun 47.madde11 kapsamında olup olmadığı değerlendirilir. DETAYLI DEĞERLENDĠRME Detaylı değerlendirme, Çocuk Kanunu 1989‘un 47. Maddesi doğrultusunda gerçekleĢtirilen değerlendirmedir, genellikle bildirim ve ön değerlendirme sonrasında gerçekleĢtirilir, bununla birlikte sosyal hizmetler tarafından bilinen ve takip edilen bir ailenin yeniden değerlendirilmesi için de kullanılabilir. Detaylı değerlendirme, sosyal çalıĢmacı tarafından, disiplinler arası bir yaklaĢım kullanılarak yapılır ve 35 iĢgünü içinde tamamlanması gerekir. Detaylı değerlendirme sonucunda; yerel otorite tarafından acil korunma kararı, bakım veya danıĢmanlık kararı ya da misafir onayı gibi kararlar alınması için mahkemeye baĢvurulabileceği gibi, bu tür bir önleme gerek olmadığı da anlaĢılabilir. ÇOCUK KORUMA KONFERANSI Çocuk Koruma Konferansı, 47.madde uyarınca, çocuğun belirgin zarar gördüğü veya zarar görme riskinin bulunduğu durumda, Strateji Toplantısını izleyen 15 iĢ günü içinde düzenlenir. Konferansa değerlendirmeleri gerçekleĢtiren sosyal çalıĢmacı, değerlendirme sürecine katılan diğer profesyoneller ve aile üyeleri katılır. Çocuk, eğer uygun yaĢ veya algılama kapasitesine sahipse, konferansa davet edilebilir. Çocuk Koruma Konferansının yürütülmesine iliĢkin detaylı 10 Framework for the assessment of children in need and their families (DH, 2000), İhtiyaç içindeki çocuk ve ailelere ilişkin başvuruların alınması ve değerlendirilmesi, bu değerlendirme sırasında kullanılan ölçek ve formlara ilişkin detaylı açıklamalar Hizmet Kalitesi Raporu ve eklerinde yer almaktadır. (Bknz. Gereksinimi Olan Çocuk Ve Ailelerinin Değerlendirilmesine İlişkin Genel Çerçeve) 11 Çocuk Kanunu 1989’un 47.Maddesi, yerel otoriteye aşağıdaki durumların varlığı halinde gerekli araştırmayı yapma görevi vermektedir. Bu durumlar;Acil Korunma Kararı gerektiren durumlar veya Polis Koruması gerektiren durumlar veya çocuğun belirgin zarar görme durumu veya riskinin bulunduğu durumlardır. açıklamalar ―Çocukların Korunması ve Refahının Sağlanması Ġçin Birlikte ÇalıĢmak12‖ dokümanında ayrıntılı Ģekilde açıklanmaktadır. Bu konferansta özetle aĢağıdaki faaliyetler yürütülür; . Çocuğun geliĢimsel ihtiyaçları, ebeveyn veya bakım sağlayıcının bu gereksinimleri karĢılamadaki yeterliliği, çocuğun içinde bulunduğu ortam ve koĢullara iliĢkin elde edilen bilgiler ve bu bilgilerin analizi, . Konferansa sunulan kanıtlar doğrultusunda, çocuğun mevcut durumda zarar görüp görmediği veya gelecekte zarar görme riskinin bulunup bulunmadığına karar verilmesi, . Çocuğun refah ve güvenliğinin sağlanması için alınması gereken önlemlerin neler olduğu, eğer çocuk hakkında bir çocuk koruma planı düzenlenmesi gerekiyorsa, bu plan ile hangi amaçların gerçekleĢtirilmek istendiğinin belirlenmesi. Çocuk koruma konferansı sonunda çocuğun, çocuk koruma kütüğüne13 kaydedilip edilmeyeceği kararı verilir. Her yerel otorite, kendi çocuk koruma kütüğünü tutar, bu kütük, yerel otoritenin bölgesinde, zarar gören veya zarar görme riski bulunan çocukların kayıtlarının bulunduğu gizli bir dosyalama sistemidir. Bir çocuğun, çocuk koruma kütüğüne kaydedilmesindeki amaç, profesyonellerin çocukla ilgili kaygılarını kaydetmeleri ve gerektiğinde paylaĢabilmeleri, çocuğun güvende tutulabilmesi için, çocuk ve ailenin ihtiyaç duyduğu hizmetlerin sağlanabilmesidir. Çocuk Koruma Konferansını izleyen 3 ay içinde gözden geçirme konferansı düzenlenir, izleyen gözden geçirmeler, çocuğun çocuk koruma planının devam ettiği sürece, 6 aydan fazla olmayan sürelerde tekrarlanır. Profesyoneller ve aile/bakım sağlayıcılar, çocuk koruma planının oluĢturulmasına katkı sağlayan çekirdek gruptur. Bu grup, ilki konferansı izleyen 10 gün içinde olmak üzere, düzenli olarak toplanarak plan doğrultusundaki geliĢmeleri görüĢür. Çocuk Koruma Planı, sosyal hizmetlerin çocuğun refahını nasıl izleyeceği, beklenen geliĢmeler ve aileye sağlanacak destekler gibi detayları içerir. Genellikle, çocuğun yüksek yararına aykırı olduğu durumlar haricinde, aile tüm değerlendirme sürecine dâhil edilir ve bilgilendirilir. Profesyoneller gerek değerlendirme gerekse karar alma sürecinde, çocuğun isteklerini dikkate alır ve çocuğun kendisine iliĢkin kararlara katılımı sağlar. Koruma planı, yaĢı ve algılama kapasitesi göz önünde bulundurularak çocuğa anlatılır ve uygun olması durumunda, planın bir kopyası çocuğa verilir. Çocuk koruma konferansı, ailenin geçmiĢinde çocuk ihmal veya istismarının bulunması, annenin kronik rahatsızlığı veya akıl hastalığı gibi durumlarda, çocuğun doğumundan önce de toplanabilir. BAKIM KARARI 12 Working together to safeguard children: a guide to inter-agency working to safeguard and promote the welfare of children (DCSF, 2010, Chapter 5). 13 Child Protection Register Çocuk Koruma Konferansındaki bulgulara bağlı olarak, yerel otoritenin çocuk koruma ekibi, bakım kararı talebi ile mahkemeye baĢvurabilir. Mahkemeye öncelikle geçici14 bakım kararı için baĢvurulur. Geçici Bakım Kararı ilk seferde 8 hafta için verilir, sonrasında her seferinde 4 hafta süre ile uzatılabilir. Geçici Bakım Kararı, profesyonellere, değerlendirmelerini tamamlamaları ve finaldeki duruĢmaya kanıt toplamaları için gereken süreyi sağlar. Yerel otorite bu süreçte çocukla ilgili ―Detaylı Değerlendirmeyi‖ tamamlamak ve bir Bakım Planı hazırlamakla yükümlüdür. Bakım planı içinde; geçici bakım süresince çocuğun nerede yaĢayacağı, hangi okula devam edeceği, ailesi ve akrabaları ile nasıl görüĢeceği gibi detaylar bulunur. Hakkında bakım kararı alınan çocuklar, bir koruyucu eve15 veya çocuk evine16 yerleĢtirilebilir. Koruyucu ev, bir akrabanın veya ailenin bir yakınının ya da arkadaĢının evi olabilir. Bazı vakalarda, çocuk ailesi ile yaĢamaya devam da edebilir. Ancak bunun için aile tarafından bazı gereksinimlerin yerine getirilmesi gerekir, eğer bu gereksinimler yerine getirilmezse yerel otorite, baĢka herhangi bir mahkeme kararına gereksinim duymaksızın, müdahale yetkisine sahip olur. Geçici Bakım Kararı süresi aynı zamanda, mümkün olan en kısa süre içerisinde çocuğun ailesine dönüĢünün sağlanması için, hem aile hem de çocukla yoğun Ģekilde çalıĢılması gereken bir süredir. Bu süre içerisinde sorun çözülemez ve sosyal hizmetler çocuğun hala risk altında olduğuna karar verirse, bu kez ―Bakım Kararı‖ talebi ile mahkemeye baĢvurulur. Bakım Kararı17 gerekip gerekmediğine, final duruĢmasında, mahkeme tarafından karar verilir. Bakım Kararı sürecince mahkeme, çocuğa bir ―koruyucu18‖ görevlendirir ve bu süreçte bu kiĢi tarafından mahkeme bilgilendirilir. Sadece çocuğun yeterli olgunluğa sahip olarak değerlendirildiği durumlarda, kendi kendini temsil ederek isteklerini dile getirmesine izin verilebilir ve koruyucu görevlendirilmeyebilir. Bakım Kararı verilebilmesi için mahkemenin, Çocuk Kanunun 31. Maddesinde tanımlanan kriterlerin19 mevcut olduğuna ve çocuğun yüksek yararı için, mahkeme kararı alınmasının, alınmamasından daha iyi olacağına ikna edilebilmesi gerekir. Hakkında bakım kararı bulunan çocuklar, ―Korunma Altındaki Çocuk20‖ olarak tanımlanır. Korunma altındaki çocuklar dört ana grupta toplanır; 14 Yerel otorite tarafından misafir edilen çocuklar; Aile ile yerel otorite arasında gönüllülük esasına dayalı olarak yürütülür. Ailenin geçici süre ile bakım sorumluluğunu yerine getiremediği durumlarda çocuklar (ailenin dinlendirilmesi amacı ile kısa süreli olarak özürlü çocuklar, uzun süreli olarak refakatsiz sığınmacı çocuklar gibi) ailelerinin izni ile yerel otorite tarafından misafir edilebilir. Çocukların ebeveyn sorumluluğu ailelerine aittir ve aile istediği zaman çocuğunu bu statüden çıkarabilir. Hakkında bakım kararı veya geçici bakım kararı bulunan çocuklar Acil Korunma Kararlı Çocuklar Ġnterim Care Order Foster Homes 16 Children Homes 17 Full Care Order 18 Guardian; Mahkeme tarafından, mahkeme süresince çocuğun yüksek yararını gözetmek üzere tayin edilen kiĢi. 19 Çocuğun belirgin zarar gördüğü veya görebileceği, zararın aile veya bakım sağlayıcılara atfedilebilir olduğu 15 Looked After 15 Tutukluluk süresince bakılmak üzere yerel otoriteye teslim edilen veya iĢlediği bir suç nedeni ile hakkında gözetim kararı bulunan çocuklar21 Çocukların yerel otorite tarafından misafir edildikleri durumlar hariç, diğer tüm Bakım Kararları, çocuğun ebeveyn sorumluluğunu(velayetini) yerel otoriteye verir. Teoride bu sorumluluk, aile ile paylaĢılır ama uygulamada, ailenin ve çocuğun koruyucusunun çocukla ilgili kararlara ne ölçüde katılacağına iliĢkin karar verme yetkisi, yerel otoriteye aittir. Bakım Kararı alındığında, içinde bulunulan koĢullar değerlendirilerek çocuk, evinde yaĢamaya devam edebilir veya aile üyelerinden birinin yanına22, koruyucu aile yanına, çocuk evine ya da güvenli bakım ünitesine23 yerleĢtirilebilir. Yerel otoritenin çocuk koruma ekibi tarafından, bakım altındaki çocukların, bakım süresince ailesi, akrabaları ve arkadaĢları ile olan iletiĢimi düzenlenir ve desteklenir. ĠletiĢim düzenlemeleri normal olarak, çocuk, aile ve yerel otorite arasında kararlaĢtırılır. Bununla birlikte, eğer bu Ģekilde bir anlaĢmaya varılamazsa, mahkeme çocuğun diğer kiĢilerle iletiĢimini düzenleyen bir ĠletiĢim Kararı da düzenleyebilir. Mahkeme kararı olmadıkça çocuk ve ailenin görüĢmesi engellenemez. Yalnızca çok acil olan durumlarda, en fazla 7 gün iletiĢimleri durdurulabilir. Çocuğun ailesine döndürülmesinin güvenli olmadığı durumlarda, yerel otorite çocuğun evlat edindirilmesi imkânlarını araĢtırır. Evlat edindirme kararı, gerekli koĢulların oluĢması durumunda mahkeme tarafından verilir. Evlat edindirme durumunda bakım kararı kaldırılır ve evlat edinen aile ebeveyn sorumluluğuna sahip olur. Yasa gereği yerel otorite, çocuğun koruma altına alınmasından itibaren 4 hafta içinde, çocukla ilgili ilk gözden geçirmeyi yapar. Ġlk gözden geçirmeden sonra en fazla 3 ay içinde ikinci gözden geçirme, sonraki süreçte ise her 6 ayda bir çocuğun durumu gözden geçirilir. Gözden geçirmede çocuk için hazırlanan bakım planının ilerleme kaydedilen veya kaydedilemeyen alanları ile değiĢtirilmesi veya düzeltilmesi gereken bölümleri değerlendirilir. Çocuk veya ailesi, bakım kararının alınmasından sonraki 14 iĢgünü içinde karara itiraz edebilir. Çocuk, ailesi veya yerel otorite, herhangi bir zamanda, kararın kaldırılması veya danıĢmanlık kararı Ģeklinde değiĢtirilmesini talep edebilir. Bakım kararı çocuğun 18 yaĢına girmesi ile kendiliğinden son bulur ama yerel otoritenin, bakımdan ayrılan çocuğun refahının sağlanmasına iliĢkin sorumluluğu, 21 yaĢına kadar devam eder. Bu görevler arasında, barınma, eğitim öğrenim desteği veya finansal yardımlar sayılabilir. BAKIM ALTINDA BULUNAN ÇOCUKLARA ĠLĠġKĠN ĠSTATĠSTĠKLER 21 22 23 31 Mart 2010 itibariyle, BirleĢik Krallıkta korunma altında bulunan çocuk sayıları aĢağıdaki gibidir; o Ġngiltere‘de 64.400(2009‘dan bu yana %6 artmıĢtır) o Ġskoçya‘da 15.288 o Galler‘de 5.162 o Kuzey Ġrlanda‘da 2.463 çocuk olmak üzere toplam 87.313 Bu çocukların %73‘ü koruyucu ailelerde, %10‘u güvenli birimler, çocuk evleri ve öğrenci yurtlarında, %6‘sı aileleri ile %4‘ü evlat edindirilmek üzere aile yanında bulunmaktadır. Sekiz yaĢın üzerindeki çocukların cezai ehliyeti bulunmaktadır. Kinship Care Secure Units %8‘i diğer hakkında bakım yöntemleri(yatılı okul, kiralama24 gibi diğer yatılı bakım düzenlemeleri) uygulanmaktadır. Bakım altında bulunan 80 genç ―kayıptır‖ ve nerede oldukları bilinmemektedir. Ġngiltere‘de 2009-2010 yılları boyunca 3.200 çocuk evlat edindirilmiĢtir. Bakım altındaki çocukların %60‘ı, 10 yaĢ ve üzerindedir. Ġngiltere‘de korunma altına alınma sebepleri arasında en yüksek oranı %61 ile ―ihmal ve istismar‖ oluĢturmakta bunu %12 ile ―ailenin iĢlevsizliği25‖ izlemektedir.26 Sadece %2‘si sosyal olarak kabul edilemez davranıĢlar nedeniyle korunma altına alınmıĢtır. ÇOCUK EVLERĠ Çocuk evi, bazı istisnaları bulunmakla birlikte, çocuklara bakım veya barınma sağlayan kuruluĢların genel adıdır27. Bu tanıma özel veya gönüllü kiĢi veya kuruluĢlar, yerel otorite tarafından iĢletilen çocuk evleri ile çocuklara yılda 295 günden fazla barınma sağlayan okullar da dahildir. Engelli çocuklara özel çocuk evleri ile güvenli bakım 28 sağlanan bazı çocuk evleri de bulunmaktadır. Ulusal Bakım Standartları Konseyi29 tarafından, Mart 2002 tarihinde, ―Çocuk Evleri Ġçin Ulusal Minimum Standartlar30‖ yayımlanmıĢtır. Özel veya resmi olup olmadığına bakılmaksızın, çocuk evi tanımına dâhil olan tüm kuruluĢların, bu standart ve düzenlemelere uyması yasal bir zorunluluktur. Genellikle çocuk evlerine yerleĢtirilen çocukların, büyük çocuklar olmasına dikkat edilir. Ġskoçya‘da, 12 yaĢ altı çocuklar ile bebekler, koruyucu aileler yanına yerleĢtirilmekte ve çocuk evlerine alınmamaktadır. Çocuk evlerindeki çocuklar, toplum içindeki normal günlük hayatın bir parçası olmaları için teĢvik edilir, genellikle yerel okullara devam ederler, gençlik kulüplerine ve spor kulüplerine devam etmeleri sağlanır. Çocukların eğitim ihtiyaçlarının da aynı bina içinde karĢılandığı bazı çocuk evleri de bulunmaktadır. Okul devamsızlığı, okulda davranıĢ problemleri veya suça bulaĢmıĢ çocuklar genellikle bu evlerde bakılır. Bu evler, çocuk evlerinden daha büyük olup, yatılı okullara benzer Ģekilde, daha denetimli ve disiplinli bir ortam sağlar. Güvenli Bakım Sağlanan Çocuk Evleri; Çocukların bakımlarının kilit altında gerçekleĢtirildiği kuruluĢlardır, çocuklar kilit altında tutulabilir veya ayrılmaları engellenebilir. Güvenli bakım, ev veya kuruluĢ ortamında sağlanabilir. Sadece 13-18 yaĢ grubu, bakım kararlı veya sosyal hizmetler tarafından misafir edilen çocuk ve gençler hakkında uygulanabilir. 16 yaĢ ve üzeri gençler, eğer haklarında bir bakım kararı bulunmuyorsa, sadece kabul etmeleri durumunda 24 Lodging 25 Family dysfunction 26 Diğer sebepler, Ailedeki akut stres, düĢük gelir, çocuğun engelli olması, ailenin bulunmaması, ailenin engelli veya hasta olması, sosyal olarak kabul edilemez davranıĢlar olarak sıralanmaktadır. 27 Bakım Standartları Kanunu 2002‘de yer alan tanımdır. 28 29 30 Secure Accomodation National Care Standards Commision National Minimum Standards and Regulations for Children Homes güvenli bakımda tutulabilir. Aksi halde Yüksek Mahkeme‘nin özel bir kararı gerekir ki bu da çok seyrek görülen bir durumdur. Hakkında bakım kararı bulunan çocuklar, bakım altında bulundukları kuruluĢ veya evden sürekli kaçmaları, intihar teĢebbüsü veya kendilerine ya da diğer insanlara zarar vermeleri gibi durumlarda, mahkeme izni gerekmeden, sosyal hizmetler tarafından, en fazla 72 saat(3 gün) süre ile kilitli tutulabilirler. Eğer çocuğun güvenli bakımda daha uzun süre kalması gerektiği düĢünülüyorsa, Mahkemeden izin alınması gerekir. Mahkeme süresince çocuğa bir koruyucu ve avukat atanır. Ġlk baĢvuruda Mahkeme 3 aya kadar kilit altında tutulmaya izin verebilir, bundan sonraki baĢvuruda süre 6 aya kadar çıkabilir. Mahkemenin güvenli bakım kararı verebilmesi için; Gencin kaçması ve kaçarak kendini tehlikeye atması veya Güvenli bakıma alınmadığı takdirde kendine veya diğer insanlara zarar verme ihtimalinin bulunması gerekir. Sadece kaçma, gencin kilit altına alınması için yeterli olmayıp, Mahkemenin, gencin kaçması halinde belirgin Ģekilde zarar görme riskinin bulunduğuna ikna edilmesi gerekir. Güvenli bakım, gencin cezalandırılması amacı ile değil, gencin korunması veya diğerlerinin gençten korunması amacı ile uygulanır. Güvenli bakımın yasal dayanağını, Çocuk Kanunu(1989) oluĢturmakta olup, konuyla ilgili olarak hazırlanan çok sayıda düzenleme mevcuttur. Ġskoçya‘da Çocuk evlerinin azami kapasitesi 7, yatılı eğitim kurumlarının 30, güvenlikli bakım kuruluĢlarının ise 18-20‘dir. Çocukların bakım planı, çocuk evleri tarafından değil, yerel otoritenin çocuk koruma ekibinde görevli sosyal çalıĢmacı tarafından hazırlanır, çocuk evi sadece bu planın gereklerini yerine getirmek ve çocuğun değiĢen koĢulları doğrultusunda planın güncellenmesini sağlamaktan sorumludur. Planın gözden geçirmesi ise, yine yerel otoritedeki çocuk koruma ekibinde görevli kıdemli sosyal çalıĢmacılar tarafından gerçekleĢtirilir. KORUYUCU AĠLE VE EVLAT EDĠNME HĠZMETLERĠ Koruyucu aile ve evlat edinme iĢlemleri, 1989 Çocuk Kanunu 31, 2002 Evlat Edinme Ve Çocuk Kanunu32, 2004 Çocuk Kanunu ve 2008 Çocuk ve Gençlik Kanunu33, ve Koruyucu Aile Hizmetleri Mevzuatı34 uyarınca yürütülmektedir. Ġngiltere‘de koruyucu aile ve evlat edinme hizmetleri yerel yönetimler ve lisanslı gönüllü ve özel kuruluĢlar (sadece koruyucu aileye yönelik) tarafından icra edilmektedir. Ġngiltere‘ de 152 yerel otorite koruyucu aile ajansı, 200‘den fazla bağımsız kuruluĢ, 40.000 koruyucu aile bulunmaktadır. Bu kurumların uymakla yükümlü bulunduğu Ulusal Evlat Edinme/Koruyucu Aile Hizmet Standartları35 bulunmaktadır. Tüm bu standartlar hizmet sunanların kaliteli hizmet sağlamalarını amaçlayan ölçülebilir araçlardır. Bu standartlar genel bir rehber niteliğinde olup, detaylı yasal bir kaynak niteliği taĢımamaktadır. Bu standartlara ulusal bakım standartları komisyonu ve hizmeti 31 32 33 34 35 Children Act 1989 Adoption and Children Act 2002 Children&Young Persons Act 2008 Fostering Services Regulations 2002 National Minumum Standarts for Adoption/National Minumun Standarts Fostering sunanlar tarafından uyulması zorunludur. Fakat standartlara uymak iĢin sadece bir parçası olup, bakımlarında olan her bir çocuk için yapılabileceklerin en iyisini yapmak uygulayıcıların amacı olmalıdır. Standartlar çocuk refahı ve güvenliğinin sağlanmasına ve bu konudaki tüm risklerin azaltılmasına odaklanmıĢtır. Evlat Edinme ve Koruyucu Aile Kurumu-BAAF36 1980 yılında, evlat edinme ve koruyucu aile hizmetlerini destekleyici programlar geliĢtirmek üzere kurulmuĢtur. Ġngiltere, Galler, Ġskoçya ve Ġrlanda‘da temsilcilikleri bulunmaktadır. BAAF, hükümetle yapılan görüĢme ve müzakereler aracılığıyla Çocuk Kanunu 1989 ve 2002 ile Evlat Edinme ve Çocuk Kanununun düzenlenmesinde önemli rol oynamıĢtır. BAAF‘ın aile bulma, yayın, eğitim, konferans, danıĢmanlık ve kampanya düzenleme görevleri bulunmaktadır. Devlet bütçesinden alınan pay, üye belediyelerden alınan aidat, yayın gelirleri, yerel yönetimlere yapılan danıĢmanlık faaliyeti gelirleri, bağıĢ, yerel yönetimlerce evlat edinme ve koruyucu aile panellerinde verilen kararlara yapılan itirazların incelenmesi sonucu elde edilen hizmet bedelleri kurumun finans kaynağını oluĢturmaktadır. KORUYUCU AĠLE HĠZMETĠ Koruyucu aile hizmeti, genellikle ebeveynlerin problemlerini çözümlerken çocuk ve gençlere zor dönemlerinde yardımcı olmak amacı ile geçici olarak uygulanan bir hizmet modelidir. Koruyucu aile, sosyal hizmetler tarafından, çocuğun bakımını sağlamakla görevlendirilen ailedir. Hizmetin amacı, çocuğun bir aile ortamında bakılmasını sağlamaktır. Çocuklar, koruyucu bakıma alınma nedenleri ortadan kalktığı ve ailelerinin onlara tekrar güvenle bakabilme durumuna geldiği zaman biyolojik ailelerinin yanına dönebilmektedir. Koruyucu aile kavramı, evlat edinmeden farklıdır. Zira çocuk koruyucu aile bakımında iken, çocuğun biyolojik anne-babasının veya yerel otoritelerin halen bu çocuklar konusunda yasal sorumlulukları bulunmaktadır. Fakat çocuk evlat edinildiğinde, çocuğun tüm yasal sorumlulukları, çocuk sanki bu ailede doğmuĢçasına yeni ailesine geçer ve yerel otorite veya biyolojik ailesinin bu çocuk konusunda artık yasal sorumlulukları bulunmaz. Bazı zamanlarda koruyucu aile bakımı çocuk büyüyünceye kadar planlanabilmektedir. Bir çocuğun ebeveynlerine veya evine dönmek için hiçbir imkânı kalmadığında, ailedeki baĢka bir kiĢinin onlara bakıp bakamayacağı değerlendirilmekte, bu mümkün değilse, çocuklara kendilerini güvende hissetmelerini sağlayacak ―süreklilikte‖ bir aile bulunmaktadır. Bu da uzun vadeli koruyucu aile veya evlat edinme ile olmaktadır. Dolayısıyla bir hafta, bir ay, birkaç gün bile süren çok kısa süreli koruyucu aile hizmetinin yanında (emergency/ short-term) uzun süreli ve kalıcı (long-term and permanent) koruyucu aile hizmeti de verilebilmektedir. Uygulamada çocuğun akraba ve arkadaĢlarının ailesinin (family and friends" or "kinship" fostering) koruyucu aile olmasına öncelik verilmekte olup, tutuklu çocuklara (remand fostering) ve özürlü ve davranıĢ problemleri bulunan çocukların ailelerine (biyolojik aile/koruyucu aile) kısa bir tatil/mola (short-breaks) imkânı veren koruyucu aile hizmeti de bulunmaktadır. 36 British Association for Adoption and Fostering Koruyucu aile hizmeti çocuk 18 yaĢına gelene kadar sürdürülebilmektedir. Bu süre içerisinde çocuğa bağımsız olarak yaĢayabilme becerisi kazandırılmaya çalıĢılmaktadır. Koruyucu aileler ile lokal otorite (gönüllü veya bağımsız kuruluĢ) arasında sözleĢme düzenlenmektedir. Koruyucu ailelerin çocuklara yüksek kalitede bakım sağlama sorumluluğu bulunmaktadır. Koruyucu aileler, çocuğun bakımının sağlanmasında lokal otoriteler, hatta çocukların yaĢadığı duygusal travma, fiziksel ve zihinsel özür vb. durumlarında terapist, doktor ve öğretmenlerle de iĢbirliği içinde olmalıdır. Evli ve evli olmayan çiftler, bekar kadın ve erkekler, boĢanmıĢ kiĢiler, aynı cinsiyette çiftlerin koruyucu aile olabilmeleri mümkündür. Koruyucu aile olabilmek için üst yaĢ sınırı bulunmamaktadır. Koruyucu aile olabilmenin tek koĢulu, koruyucu aile hizmeti bekleyen çocukların karmaĢık sorunları ile baĢa çıkacak derecede olgun ve bu çok zor görevi gerçekleĢtirmek için yeterince hazır olabilmektir. Koruyucu aileler, sıklıkla tanıtım kampanyaları düzenlenmek, gazete veya radyo reklamları ve halka açık yerlerde bilgilendirme yapılmak suretiyle bulunur. Koruyucu aile olmak isteyenler, bağlı oldukları yerel otorite veya bölgelerindeki ajanslara baĢvurmaktadır. Koruyucu aile olmak isteyenlerin, çok ayrıntılı bir hazırlık (eğitim) ve değerlendirmeden geçirilmesi gerekmektedir. Koruyucu aile olmak isteyenler, koruyucu aile bakımına girecek çocukların ihtiyaçları hakkında bilgi almak için eğitim gruplarına katılırlar. Bunun yanı sıra, bir sosyal çalıĢmacı tarafından ziyaret edilirler. Sosyal çalıĢmacı, bu kiĢi veya ailenin koruyucu aile olup olamayacağı konusundaki fikrini içeren bir rapor hazırlayarak, koruyucu aile komisyonuna sunar. KiĢi koruyucu aile olduğunda eğitim süreci sona ermez, koruyucu aileliğin devamı için, tüm koruyucu ailelerin, yıllık incelemeden geçmeleri ve ihtiyaç duyulan konulardaki eğitimi almaları gerekmektedir. Bazı koruyucu aileler de, Çocuk ve Genç Bakımı konusunda NVQ Seviye 3 gibi ulusal bir yeterlilik belgesi alırlar. (Bu seviye Ġskoçya‘da SVQ‘dur). Koruyucu aileler aldıkları eğitim düzeylerine göre de sınıflandırılmaktadır (Basic Foster Care, Specialist Foster Care, Professionel Care). A.B.D.‗de uygulanan koruyucu aileye 24 saat destek olmak üzere hazır ekibin bulunduğu çok yönlü koruyucu aile uygulamasının pilot çalıĢmaları Ġngiltere‘de yapılmaktadır. Çocuğun ihtiyacı olan kiĢilerin her an hazır bulundurulduğu bu uygulamada iyi sonuçlar elde edilmekle birlikte yüksek maliyetlidir. Tüm koruyucu aileler, evlerinde bir çocuğun bakımına iliĢkin maliyeti karĢılayacak kadar ödenek alırlar. Koruyucu ailelik, çoğu yerel otorite, gönüllü ve bağımsız bakım Ģirketleri tarafından programlı Ģekilde uygulanan ve ―koruyucu aile ücreti‖ ödenmesi gereken profesyonel bir iĢ olarak uygulanmaktadır. Koruyucu aile ücreti, çocuğun özel ihtiyaçlarına ve ailenin yetenek, beceri, deneyim süresi veya profesyonel uzmanlığına göre belirlenmektedir. Koruyucu aile ücreti, çocuk 18 yaĢına kadar aileye ödenmekle birlikte eğer üniversite eğitimine devam ediyorsa veya çocuk özürlü ise ücret ödenmeye devam edilmektedir. 2003 yılında, koruyucu ailelerin, koruyucu aile hizmeti karĢılığı elde ettikleri maksimum 10.000.sterline kadar olan gelirleri için vergi ödememelerine yönelik bir düzenleme yapılmıĢtır. Ayrıca, koruyucu ailelere, en düĢük emekli maaĢından daha az olmamak kaydı ile emeklilik hakkı sağlanmıĢtır37. 37 Home Responsibility Protection Koruyucu ailelerin, koruyucu ailesi olduğu çocukları evlat edinebilme imkânı bulunmaktadır. Ancak, talepleri diğer baĢvuruda bulunan ailelerle aynı koĢullarda değerlendirilmektedir. EVLAT EDĠNME HĠZMETĠ Evlat edinme iĢlemi, anne-babanın bütün sorumluluklarının yaĢam boyu evlat edinen aileye geçtiği yasal bir süreçtir. Evlat edinme iĢlemi aile mahkemesinin kararı ile sonuçlanır. Çocuk, evlat edindirilmek amacıyla bir kez aileye verildikten sonra, nadir durumlar dıĢında geri alınamaz. Evlat edindirilen çocuk, ilk anne ve babası ("biyolojik anne-baba") ile tüm yasal bağlarını kaybeder ve adını aldığı yeni ailenin tam bir üyesi olur. Uzun süreli koruyucu aile yanında bakım yerine evlat edindirme iĢleminin daha güvenilir olduğu 1982 sayılı Temyiz Mahkemesince alınan kararlarda vurgulanmıĢtır. Bu doğrultuda evlat edindirme iĢlemlerinin yaygınlaĢtırılması amacıyla 21 yaĢ üzerinde, evlenmemiĢ çiftlerin, tek ebeveynlerin, aynı cinsten çiftlerin evlat edinmesine imkân veren düzenlemeler sonucunda evlat edinme iĢlemlerinde artıĢ sağlanmıĢtır. Ġngiltere ve Galler‘de 30 Aralık 2005 tarihinden bu yana evli olmayan çiftler, evlat edinmeye birlikte baĢvurabilmektedir. Tüm etnik köken ve dinden insanlar evlat edinilebilmektedir. Aynı din, kültür ve kökenden insanların evlat edindirilmesine özen gösterilmektedir. Engelli insanlarda bu konuda dıĢlanmıĢ değildir, hatta bazen engelli olma tecrübesi olumlu karĢılanmaktadır. Evlat edinen ailenin seçiminde tek kriterin ailenin çocuğa bakabilecek yetkinliğe (sabır, esneklik, fiziksel ve ruhsal enerjiye sahip yaĢam tarzları olanlar) sahip olup olmadığı, çocuk ile diyalog kurabilecek zamanının olup olmadığı ve en önemlisi istekli, kararlı olup olmadığı hususudur. Evlat edinmede bir üst yaĢ sınırı bulunmamaktadır. Yasal düzenlemelerde olmasa da uygulamalarda çocuk ve aile arasında maksimum 45 yaĢ fark olmasına dikkat edilmektedir. Hükümet, lokal otoritelerin evlat edindirilen çocuk / bakım altında olan çocuk oranını dikkate almakta, sonuçlara göre evlat edindirme oranı en az olan belediyenin denetlenmesini isteyebilmektedir. Ġngiltere‘de her yıl yaklaĢık 4000 civarında evlat edinilmesi gereken çocuk bulunmaktadır. Bu çocuklar çok büyük çeĢitlilikte etnik ve dinsel kökenden gelmektedir. Bu çocukların çoğu okul çağındaki ve bunların yarısından fazlası kız ve erkek kardeĢ olarak birlikte yerleĢtirilmesi (bir arada olması) gereken kardeĢ gruplarından oluĢmaktadır. Çocuklar hakkında düzenlenen raporların çocuk tarafından görülebilme hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle bu raporlarda anlatım diline dikkat edilmekte, sosyal çalıĢmacılar rapor yazma teknikleri konusunda eğitilmektedirler. Türkiye uygulamasından farklı olarak ―aile sırası‖ uygulaması bulunmamaktadır. Çocuğun ihtiyaçlarına göre sürekli araĢtırmalar yapılmakta, yerel yönetimlerde görevli sosyal çalıĢmacılar, baĢvuru olmadan da evlat edinebilecek aileleri araĢtırmaktadır. Evlat Edinme Süreci; -Hazırlık -Evlat Edinme hakkında bilgilendirme -Ajans ile irtibat -Aile AraĢtırması -Farklı otoritelerden oluĢturulan komite kararı -Çocukla EĢleĢme -Destekleme AĢamalarından oluĢmaktadır. Evlat edinme süreci evlat edinmek isteyen kiĢilerin, doğrudan bir evlat edinme kuruma baĢvurmaları ile baĢlamaktadır. Ġngiltere ve Galler‘deki yerel yönetimlerin çoğunda çocuk servisleri, Ġskoçya‘da da sosyal çalıĢma bölümleri bulunmaktadır. KiĢiler kendilerine en yakın gönüllü evlat edinme kurumlarına da baĢvurabilmektedirler. KiĢiler kendilerine en yakın yerler ile sınırlandırılmamıĢtır ancak çoğu ajans, ofislerinin 50 millik yarıçapı içindeki alanda çalıĢmaktadır. BaĢvuru, bir ajans üzerinden takip edilebilse bile, iĢin baĢında pek çok ajans ile irtibat kurulabilmesi mümkündür. Evlat edinme kurumundaki sosyal çalıĢmacılar için, evlat edinme adaylarını tanımak, değerlendirmek en az 6 aylık sürede yapılmaktadır. Gizli soruĢturmalar, yerel sosyal hizmetler ve sosyal çalıĢma bölümü ve polis tarafından yapılmaktadır. BaĢvuru sahiplerinden iki arkadaĢlarının referansları istenmektedir. Ġngiltere ve Galler‘de, ajans muhtemel adayların baĢvurularını kabul etmez ise, baĢvuranlar ajanstan bu konudaki kararlılıklarını gözden geçirmeleri konusunda istekte bulunabilmekte, bağımsız bir inceleme organından (bağımsız inceleme mekanizması), bu incelemeyi ele almasını ve ajansa öneride bulunmasını talep edebilmektedir. Galler‘de IRM Galler bulunmaktadır. Ġskoçya‘daki muhtemel adaylar da, bu konuda sağlam prosedürler oluĢturmuĢ ajansların birinden inceleme talep edebilmektedirler. BaĢvurusu kabul edilen adayların çocuk ile eĢleĢtirmeleri yapılmaktadır. Ebeveynler de çocuk hakkında, Be My Parent profili, diğer aile-bulma yayınları, Adoption Today ve The Scottish Resource Network gibi linklerden, gazete veya yerel medyadan bilgi alabilmektedirler. Önerilen eĢleĢtirme, Evlat edinme paneline sunulmaktadır. Çocuğun ihtiyaçlarına bağlı olarak, birkaç hafta veya 1-2 ay süren baĢlangıç döneminin planlanmasından sonra çocuk, yeni ailesiyle yaĢamak üzere onların yanına taĢınmaktadır. Sosyal çalıĢmacılar, en azından evlat edinme kararı verilinceye (gerçekleĢinceye) kadar, yeni aile ve çocuğa destek olmak amacıyla, onlarla yakın iliĢki içinde kalmaktadır. Biyolojik anne, çocuğu en az altı haftalık olana kadar, evlat edinilmesine izin veremez. Biyolojik aile evlat edinmeye rıza göstermiyorsa, mahkeme tarafından onların bu isteklerinin geçersiz kılınabileceği durumlar mevcuttur. Birçok durumda, evlat edinme için yerleĢtirilmeden önce mahkeme tarafından muvaffakat durumu (verilip verilmediği) dikkate alınacaktır. Çocuğun velisi (Ġngiltere ve Galler‘de) veya kanuni temsilcisi (Ġskoçya‘da) veya veli-kanuni temsilcisi (Kuzey Ġrlanda‘da) çocuk için en iyi olanı araĢtırmak ve bu konuda mahkemeye tavsiyelerde bulunmak üzere, mahkeme tarafından atanacaktır. Bazı durumlarda, evlat edinme kararının nihai kabulu sırasında muvaffakat durumu evlat edinenler için gerekli olacaktır. Çocukların evlat edinildiklerini bilerek yetiĢtirilmeleri, evlat edinen ebeveynlerin, çocuğa küçüklükten itibaren bu bilgileri vermeleri istenmektedir. Biyolojik ailesi ve diğer yakınları, evlat edinildikten sonra çocuk ile evlat edinme ajansı (kurumu) aracılığıyla, yılda bir veya iki kez yazılı bir bilgi alıĢveriĢi yapabilmektedir. Çocuk için en iyisi olduğu düĢünülürse, büyük anne ve büyük babaları ile baĢka yere yerleĢtirilmiĢ kız ve erkek kardeĢleri dahil biyolojik ailesinin çeĢitli üyeleri ile iliĢkilerini sağlamak üzere çocukların her biri için kendine özgü düzenlemeler yapılabilmektedir. Evlat edinilen çoğu çocuk, biyolojik ailesini merak eder, Ġngiltere, Galler ve Kuzey Ġrlanda‘da 1975 yılından beri, evlat edinilen kiĢilere 18 yaĢına ulaĢtıklarında orijinal doğum sertifikalarını görme hakkı verilmiĢtir (Ġskoçya‘da yaĢ 16‘dır ve bu hak, evlat edinmenin yasalaĢtığı zamandan beri var olmuĢtur). YurtdıĢından evlat edinme yasal olarak mümkün olsa da; çocukların ülkelerinden, kültürlerinden ve geniĢ ailelerinden uzakta evlat edinilmeleri, çocukların yararı açısından olumlu bulunmamaktadır. Üvey anne-babaların, eĢinin bir önceki iliĢkisinden olan çocuklarını evlat edinmeleri de yasal olarak mümkündür. Gerek çocuğu evlat edinilen veya edinilecek ailelere gerekse evlat edinmiĢ ebeveynlere destek sağlayan kurumlar mevcuttur. The Family Rights Grup (Aile Hakları Grubu) çocukları sosyal hizmetlerle iliĢkilendirilmiĢ ailelere öneri ve destek sağlamaktadır. Adoption UK, evlat edinmiĢ veya evlat edinme adayı ailelere, destek, danıĢmanlık hizmeti, tavsiyelerde bulunmak ve teĢvik etmek için evlat edinmiĢ aileler tarafından kurulmuĢtur. SOSYAL BAKIM Sosyal bakım görevlileri, günlük yaĢam aktivitelerini yerine getirmekte zorlanan kiĢilere, pratik destek sağlayan görevlilerdir. Bu görevliler, kiĢinin evinde veya bir bakım kuruluĢunda bu desteği sağlayabilirler. YaĢlılar, çocuk ve aileler ile engelli kiĢiler olmak üzere geniĢ bir çalıĢma alanları vardır. Sosyal bakım görevlisi olabilmek için gereken en önemli nitelik, insanlarla çalıĢmaya ilgili olmak ve onları birey yapan özelliklerine saygı duymaktır. BaĢlangıçta, kiĢilik özellikleri ve istekli olmak, akademik niteliklerden daha önemlidir. ĠĢe alınmada, daha önce ―bakıcı‖ olarak çalıĢmıĢ olmak(kendi çocuğuna, bir akrabaya ya da akrabanın çocuğuna bakmak, gönüllü olarak çalıĢmak vb.) faydalı olabilir ancak zorunlu bir koĢul değildir. Çocuklar veya çeĢitli risklere açık bir durumda bulunan yetiĢkinler ile çalıĢabilmek için, iĢe baĢlamadan önce, Kriminal Kayıt Bürosu tarafından yapılan güvenlik soruĢturmasından geçilmesi gerekir. Sosyal bakım görevlisi olarak çalıĢmak isteyen kiĢiler, sahip oldukları bilgi ve tecrübeleri doğrultusunda, aĢağıdaki konularda tercihlerini yaparak iĢ baĢvurusunda bulunabilirler: YetiĢkinlerle mi, yaĢlılarla mı yoksa çocuklarla mı çalıĢmak istedikleri, Bir takımın elemanı olarak mı yoksa daha bağımsız bir Ģekilde mi çalıĢmak istedikleri, KiĢinin evinde mi, bir yatılı bakım merkezinde mi, yoksa gündüzlü bir merkezde mi çalıĢmak istedikleri, Hangi çalıĢma saatlerinin kendileri için uygun olduğu Elemanlar, çalıĢtıkları süre boyunca, iĢ baĢı eğitimleri ve sosyal bakım kursları ile geliĢtirilir. Bu kursların bir kısmı, iĢ temelli veya çalıĢırken, haftanın bir günü yerel üniversite ya da eğitim kurumlarında katılmanın mümkün olduğu kurslardır. Bir kısmı, aynı zamanda ücret ödemesi de yapılan tam zamanlı eğitimlerdir. AĢağıda eğitim fırsatları yer almaktadır: A. BaĢlangıç Eğitimi Bu eğitim, iĢ için gerekli olan temel bilgi ve becerinin kazandırılmasını amaçlar. ÇalıĢılan alana iliĢkin ulusal standartlar doğrultusunda hazırlanır ve 12 hafta(çocuk bakımı içinse 24 hafta) sürer. ÇalıĢılan kurumun müdürü, eğitim süresince gerekli desteğin sağlanmasından sorumludur. Eğitimin büyük kısmı müdür tarafından, uzmanlık gerektiren bazı bölümler ise dıĢ eğitmenler tarafından verilir B. Sosyal Bakım Kursları Ülke genelinde, çeĢitli üniversite ve yüksekokullar tarafından verilen kurslardır. Kurs içeriğinde, iletiĢim, insan geliĢimi, yetiĢkinlerin korunması ve desteklenmesi, çocuk ve genç bakımı gibi çok sayıda farklı modüller yer almaktadır. C. Ġleri Sosyal Bakım Kursları Üniversite ve yüksek okullar tarafından düzenlenen ve tamamlanması 2 yıl süren kurslardır. Sonucunda diploma verilir. Bu diplomaya sahip olan kiĢiler, lisans düzeyine kabul edilme hakkı kazanır ve 12 aylık bir eğitim daha almak suretiyle lisans diploması edinebilirler. Eğitim konuları aĢağıdaki alanları kapsar: Akademik ve geliĢimsel gerilik Görme bozukluğu Oyun terapisi Ergenlerle çalıĢma Sağlık ve sosyal bakım Bakım yönetimi YaĢlılarla çalıĢma DanıĢmanlık Aile ve toplumla çalıĢma Savunmasız yetiĢkinlerle çalıĢma Gençlik ve toplum çalıĢmaları Toplumsal adalet sistemi D. Sosyal ÇalıĢma Alanında Lisans Sosyal bakım alanındaki tecrübe, kalifiye bir sosyal çalıĢmacı olabilmek için önemli avantaj sağlar. Sosyal çalıĢmacı olabilmek için, sosyal çalıĢma alanındaki lisans veya master derecesine ilave olarak en az 200 gün uygulama yapmıĢ olmak gerekmektedir. Sosyal bakım elemanı olarak çalıĢılan süre, uygulama süresinin hesabında dikkate alınacaktır. SOSYAL ÇALIġMA Sosyal çalıĢmacılar, bireylerin karĢı karĢıya kaldıkları sorunları değerlendirmek ve yorumlamak suretiyle çözüm yollarının bulunmasına yardımcı olan kiĢilerdir. Yasaların nasıl iĢlediğini bilmek ve sosyal refah sisteminin hızlı ve yasalara uygun bir Ģekilde iĢlemesini sağlamak zorundadırlar. Müracaatçının gereksinimleri doğrultusunda, öğretmen, doktor, hemĢire, polis ve avukat gibi diğer profesyoneller ile yakın iliĢki içinde çalıĢmaları gerekir. Belirlenen görev unvanı ―Sosyal ÇalıĢmacıdır.‖ Sosyal çalıĢmacılar, profesyonel ve kalifiye elemanlardır. Sosyal çalıĢmacıların neredeyse tamamı, kariyerlerine sosyal bakım alanında deneyim ile baĢlarlar. Sosyal çalıĢmacılar yetiĢkin veya çocuk hizmetleri alanında uzmanlaĢabilirler. Sosyal çalıĢmacı olabilmek için sosyal çalıĢma alanında 3 yıllık lisans veya 2 yıllık master programını tamamlamıĢ olmak gerekir. Master ve lisans programları her yaĢtan ve farklı branĢlardan kiĢiye açıktır. Bununla birlikte üniversiteler, programlara kabul sırasında sosyal bakım alanında tecrübeli kiĢileri(maaĢlı veya gönüllü olarak çalıĢma kabul edilmektedir.) tercih etmektedirler. Mezun olmadan önce alana iliĢkin yeterli tecrübe ve bilginin kazanılabilmesi için lisans veya master eğitiminin 200 günü uygulamaya ayrılmaktadır. ÇalıĢma izni alabilmek için, Genel Sosyal Bakım Konseyine kayıt olunması gerekir. UYGUN OLMAYAN KĠġĠLERĠN ÇOCUKLARLA ÇALIġMASININ ENGELLENMESĠ Eğitim, öğrenim, bakım, danıĢmanlık, tedavi veya ulaĢım gibi, yetiĢkinlerin çocuklarla yakın temas içerisinde bulundukları pozisyonlarda çalıĢacak kiĢilerin suç kayıtlarının kontrolü, yasal bir zorunluluktur. Ayrıca yine yasa uyarınca, çocuklarla çalıĢması yasaklanan kiĢilerin listesi tutulmaktadır. Listede yer alan kiĢilerin, çocuklarla ilgili herhangi bir pozisyonda istihdam edilmesi suçtur. Çocuk bakım kuruluĢları, okullar, kreĢler, evlat edinme ve koruyucu aile ajansları gibi kuruluĢlar, çocuklar ile çalıĢması uygun olmayan kiĢileri bildirmekle yükümlüdürler. MaaĢlı veya gönüllü olarak çocuklarla ilgili herhangi bir pozisyonda çalıĢırken, çocuğa zarar veren veya zarar görme riskine maruz bırakan ve bu nedenle iĢten çıkarılan yada çocukla iletiĢimi kesilen kiĢiler, ―Yasaklı KiĢiler Listesine‖ eklenmek üzere bildirilmek zorundadır. ĠSKOÇ YATILI ÇOCUK KURULUġ BAKIMI ENSTĠTÜSÜ Nisan 2000 tarihinde kurulan Enstitü, Stratclyde ve Robert Gordon Üniversiteleri, Scotland and Langside Koleji ile Ġskoç hükümeti tarafından finanse edilmektedir. Görevi, yatılı bakım altında bulunan çocuk ve gençlerin yararlandıkları hizmetlerin kalitesini yükseltmek amacıyla, bu kuruluĢlarda görev yapan personelin, bilgi, beceri ve yeteneklerini geliĢtirmektir. KuruluĢlarda çalıĢan personele çok çeĢitli uygulamalı eğitimler verilmekte, danıĢmanlık hizmetleri sağlanmakta ve hizmetlere iliĢkin akademik çalıĢmalar gerçekleĢtirilmektedir. Enstitü yetkilileri tarafından; ―Yatılı bakım görevlilerinin38 kalifiye çalıĢanlar olmasının hedeflendiği ancak bu hedefin gerçekleĢtirilmesinin kolay olmadığı, çünkü iyi eğitim alan kiĢilerin, bu kuruluĢlarda çalıĢmak yerine daha iyi pozisyonlara geçmeyi tercih ettikleri, Enstitü bünyesinde halihazırda 40 farklı çeĢit eğitim programı bulunduğu, bunların içerisinde 1-2 günlük eğitimler olduğu gibi ileri düzey kursların da bulunduğu, çocukların kendilerine zarar vermelerinin engellenmesi veya rapor yazımı gibi çok farklı konularda standart eğitim paketlerinin hazırlandığı, sosyal çalıĢmacıların, sürekli mesleki geliĢim kapsamında yılda en az beĢ gün eğitim almalarının yasal bir zorunluluk olduğu, hizmet içi eğitimlerin devlet tarafından, ileri eğitimlerin ise kiĢilerin kendileri tarafından finanse edildiği, çocukların kendileri hakkında düzenlenen raporları, istisnai durumlar hariç, okuma haklarının bulunduğu, bu nedenle rapor yazımı sırasında çocuğun güçsüzlükleri yanında, güçlü yönlerinin de ön plana çıkarılması ve hem sosyal bakım görevlileri hem de sosyal çalıĢmacıların bu güçlü yönlere odaklanması gerektiği, bu nedenle yöneticiler tarafından en çok, 38 Residential Care Worker rapor yazımı ve önemli olayların kayıtlarının tutulmasına iliĢkin konularda personelin eğitiminin talep edildiği‖ ifade edilmiĢtir. Ġngiltere‘de 150, Ġskoçya‘da ise 32 yerel otorite bulunmakta ve çocuk koruma hizmetleri yerel düzeyde bu otoriteler tarafından yürütülmektedir. Bununla birlikte, yerel otoriteler tarafından yürütülen bu hizmetler, merkezi otorite tarafından oluĢturulan yapı ile yakından kontrol edilmektedir. Hizmetlerin yürütülmesine ve insan kaynağına iliĢkin standart ve düzenlemeler ile yerel otoritelerdeki organizasyonel yapı, merkezi otorite tarafından belirlenmiĢtir. Yerel otoritenin, hizmetlerini bu çerçeve içerisinde yürütmesi beklenmektedir. Ġngiltere ve Ġskoçya‘da, yerel düzeyde faaliyet gösteren kurul ve kurumlar farklı Ģekilde isimlendirilmekle birlikte, görev ve sorumlulukları büyük ölçüde birbirine benzemektedir. YEREL KONTROL MEKANĠZMALARI 1- Yerel Çocuk Koruma Kurulu39; Çocuk Kanunu 2004 doğrultusunda, yerel düzeyde yürütülen faaliyetlerin etkin kontrolü ve koordinasyonun sağlanması amacı ile kurulmuĢtur. Üyeleri, yerel otorite, sağlık, emniyet ve diğer ilgili kurum temsilcileridir. BaĢkanı yerel otorite tarafından atanır, baĢkan yerel otoritenin bir üyesi olabilir ancak seçilmiĢ bir üyesi olamaz. Yerelde yürütülen hizmetlerin koordinasyonu, yerel politika ve prosedürlerin geliĢtirilmesi, çocuklarla çalıĢan personelin iĢe alınması ve eğitimi, ihbarların soruĢturulması, komĢu yerel otoriteler ile iliĢkilerin yürütülmesi, hizmetlerin planlanması, beklenmeyen çocuk ölümleri durumunda ―Vak‘a Gözden Geçirmelerinin‖ gerçekleĢtirilmesi, öz değerlendirme formları kullanılarak hizmetlerin etkinliğinin gözetilmesi görevleri arasındadır. Ġskoçya‘da aynı görevler Çocuk Koruma Komitesi40 tarafından yürütülmektedir. 2- Çocuk Tröstü41; Kurumlar arası etkin çalıĢmanın sağlanması amacıyla oluĢturulmuĢ bir organizasyondur, çocuk ve genç planlarının hazırlanması ve tröste dâhil kurumların plan doğrultusunda kaydettikleri ilerlemenin gözlenmesinden sorumludur. Planın uygulanmasında sorumluluğu bulunmamaktadır. Mahalle konseyleri(muhtarlıklar), okullar, sağlık kuruluĢları, bakım kuruluĢları, polis, Ģartlı tahliye kuruluĢları, iĢ bulma kuruluĢları, akedemiler üyeleri arasındadır. Çocuk Tröstünün yönetimini, Çocuk Tröstü Kurulu sağlar, baĢkanı yerel otorite tarafından atanır, yerel otoritenin çocuk hizmetleri yöneticisi ve lider üye, yerel otoriteden bir temsilci bu kurulun üyesidir. Daha önceki yıllarda Çocuk ve Genç Planı, yerel otorite tarafından hazırlanıyor ve uygulama da yerel otorite tarafından izleniyorken, zaman içinde bu yöntemin sakıncalarının ortaya çıkması nedeni ile bu Ģekilde bir organizasyon oluĢturulmuĢtur. Ġskoçya‘da bu görevler, Üst Yöneticiler Grubu42 tarafından yürütülmektedir. 3- Çocuk Hizmetleri Müdürü; Yerel otoritenin çocuk hizmetlerinin etkinliği, eriĢilebilirliği ve hesap verilebilirliğinin sağlanmasından profesyonel olarak sorumlu olan yöneticidir. Yerel otoritenin, ödemelerden sorumlu Yöneticisine bağlı olarak görev yapar. Çocuk Tröstünün hizmetlerinden doğrudan sorumludur. 39 40 Local Safeguarding Children‘s Board Child Protection Committees 41 Children‘s Trust 42 Chief Officers‘s Group 4- Lider Üye43; Yerel düzeydeki çocuk hizmetlerinden siyasi olarak sorumlu olan kiĢidir. SeçilmiĢ meclis üyelerinden biri olmalıdır. Görev ve sorumlulukları, çocuk hizmetleri müdürü ile benzerlik göstermekle birlikte, çocuk hizmetleri müdürü idari, lider üye ise siyasi hesap verebilirlikten sorumludur. CĠDDĠ VAKA GÖZDEN GEÇĠRMESĠ Yerel düzeyde gerçekleĢtirilen önemli bir kontrol faaliyetidir. Ġngiltere‘de, bir çocuk öldüğünde veya ciddi Ģekilde yaralandığında, istismar veya ihmal edildiğinde, Yerel Çocuk Koruma Kurulu‘nun, bu istenmeyen sonuçta etkili olan faktörlerin belirlenebilmesi için ―Ciddi Vaka Gözden Geçirmesi44‖ yürütmesi gerekir. Yerel Çocuk Koruma Kurulu, yerel otoriteden, ilgili tüm kurumların katılımı ile bir toplantı organize edilmesi ve vakaya iliĢkin mevcut durumun tartıĢılmasını, eksik yapılan veya yapılmayan faaliyetlerin belirlenmesini ve bundan sonrası için alınması gereken önlemlerin belirlenmesini ister. Bu Ģekilde yapılan vaka gözden geçirmesinin amacı, hem kurumlar hem de Yerel Çocuk Koruma Kurulu düzeyinde alınması gereken derslerin belirlenmesidir. Vaka‘nın öğrenildiği tarihten itibaren 4-6 ay arasında vaka gözden geçirmesinin tamamlanmıĢ olması gerekmektedir. Ayrıca Yerel Çocuk Koruma Kurulu, yıllık faaliyet raporunda, gerçekleĢtirilen vaka gözden geçirmelerine ve sonrasındaki iĢlemlere iliĢkin bilgilere yer vermek zorundadır. Bazı durumlarda(Victoria Climbie‘nin ölümü üzerine Lord Laming tarafından hazırlanan raporlarda olduğu gibi) yerel otorite veya hükümet, özel soruĢturma komisyonları kurulmasını da isteyebilir, Ġskoçya‘da aynı uygulama, Önemli Vaka Gözden Geçirmesi45 adıyla, Çocuk Koruma Komitesi tarafından yürütülmektedir. TEFTĠġ SĠSTEMĠ -ĠNGĠLTERE Ġngiltere‘de, çocuk hizmetlerinin etkinliği OFSTED46 tarafından, merkezi otoriteye bağlı aĢağıdaki kurumların dahil olduğu ve Kapsamlı Alan Değerlendirmesi 47 olarak ifade edilen bir çerçeve kullanılarak değerlendirilmektedir. Denetim Komisyonu48 Bakım Kalitesi Komisyonu49 Majestelerinin Emniyet TeftiĢ Kurulu50 OFSTED Eğitim ve TeftiĢ Kanunu 2006 uyarınca oluĢturulan, çocuk hizmetleri alanında uzmanlaĢmıĢ bir kurumdur. Her yıl, tüm yerel otoritelerdeki çocuk hizmetlerini, belirlenen performans kriterleri doğrultusunda değerlendirmek ve korunmaya muhtaç çocuklar ile çocuk koruma hizmetlerinin teftiĢini gerçekleĢtirmekten sorumludur. Yerel otoritenin çocuk hizmetleri performansının 43 44 45 46 47 48 49 50 Lead Member Serious Case Review Significant Case Reviews Office for standards in education, children‘s services and skills, Eğitim, çocuk hizmetleri ve beceri standartları ofisi CAA, Comprehensive Area Assessment Audit Commission Care Quality Commission Her Majesty‘s Inspectorates of Constabulary, Prisons and Probation beklenen düzeyde olmaması durumunda, ilgili Devlet Bakanı müdahil olur ve yerel otoritenin gerekli önlemleri almasını sağlar. OFSTED aynı zamanda; Çocuk Bakıcıları, Evlat Edinme ve Koruyucu Aile Acenteleri, Yatılı Okullar, Aile Merkezleri, Çocuk Evleri, devlet okulları gibi, çocuklara hizmet veren çok sayıda kiĢi ve kurumun faaliyetlerinin teftiĢinden de sorumludur. BAKIM KALĠTESĠ KOMĠSYONU Bakım Kalitesi Komisyonu 2009 yılında, Sosyal Bakım TeftiĢ Komisyonu‘nun yerine, Ġngiltere‘deki sağlık ve sosyal bakım hizmetlerini düzenlemek ve denetlemek amacı ile kurulmuĢtur. Ulusal sağlık hizmetleri, yerel otoriteler, özel Ģirketler ve gönüllü organizasyonlar tarafından hastane, bakım evi ya da kiĢilerin evinde sağlanan tüm sağlık ve bakım hizmetleri, Bakım Kalitesi Komisyonu‘nun faaliyetleri kapsamındadır. GeniĢ bir sorumluluk ve görev alanı bulunmaktadır. Bunlardan bazıları; Sağlık ve sosyal bakım sağlayan kiĢi ve kurumların açılıĢ izinleri, AçılıĢ izni verilen kiĢi ve kurumların belirlenen standartlara uygunluğunun izlenmesi, Standartların gerçekleĢtirilmediği durumlarda, para cezası, kamuoyuna açıklama veya kapatma gibi yaptırımların uygulanması, Sürekli geliĢmeyi sağlamak amacıyla yerel otoriteler tarafından sağlanan hizmetlerin performans değerlendirmesi, Ġhbar veya bildirim durumlarında özel soruĢturmalar, Hizmet kullanıcılarının görüĢ ve önerilerinin alınması ve değerlendirilmesi. DENETĠM KOMĠSYONU Yerel kamu harcamalarının, etkinlik, ekonomiklik ve verimliliğini denetleyen bağımsız bir gözetim organıdır. Bu denetim, bağımsız iç denetçiler tarafından gerçekleĢtirilir, iç denetçilerin büyük kısmı Denetim Komisyonunun kendi iç denetçileri olmakla birlikte, üçte biri de, sektörün önde gelen Bağımsız Denetim Firmalarından hizmet alınmak sureti ile sağlanır. Denetçiler, vergi mükelleflerinin parasının korunup korunmadığı, uygun Ģekilde harcanıp harcanmadığını değerlendirir ve belediyelerin finansal performansını inceleyen kapsamlı raporlar düzenlerler. Denetim Komisyonunun 2002 yılından bu yana yürüttüğü denetimler, yerel otoritelerin performanslarının geliĢtirilmesi anlamında çok önemli katkılar sağlamıĢtır. TEFTĠġ SĠSTEMĠ-ĠSKOÇYA Ġskoçya‘da, yerel otoriteler tarafından yürütülen çocuk hizmetlerinin etkinliği ve verimliliği ile yasalara uygunluğunu değerlendiren çok sayıda organizasyon bulunmaktadır. Bunların en önemlileri aĢağıda sıralanmaktadır: Majestelerinin Eğitim TeftiĢ Kurulu Ġskoç Bakım Ve Sosyal Hizmet Düzenleme Komisyonu Sosyal ÇalıĢma TeftiĢ Kurumu MAJESTELERĠNĠN EĞĠTĠM TEFTĠġ KURULU Eğitim TeftiĢ Kurulu51, 2004 yılından bu yana, çocukların korunması amacıyla yürütülen hizmetlerin müĢterek teftiĢinin koordinasyonu ve liderliğinden sorumludur. TeftiĢ ekibi; Eğitim TeftiĢ Kurulu(HMIE) koordinatörlüğünde, Ġskoç Bakım ve Sosyal Hizmet Düzenleme Komisyonu, Sosyal ÇalıĢma TeftiĢ Kurumu, Ġskoçya Kalite GeliĢtirme Kurumu ve Majestelerinin Emniyet TeftiĢ Kurulu‘nun katılımı ile oluĢturulur. Bu Ģekildeki bütünleĢik teftiĢin amacı; Yerel otoriteler tarafından sunulan hizmetlerin kalitesini değerlendirmek ve kamuoyuna güvence sağlamak, Yerel otoritelerdeki iyi uygulama örneklerini ve geliĢime açık alanları tanımlamak, TeftiĢ sonuçları doğrultusunda, ulusal düzeyde politika geliĢtirme çalıĢmalarına yardımcı olmaktır. 2004 yılında, ortak teftiĢ faaliyetine ilk olarak pilot teftiĢler ile baĢlanılmıĢtır. Pilot teftiĢler sırasında, önemli bir sorun ile karĢılaĢılmıĢtır. O da, hem bilginin korunmasına iliĢkin kanun hem de insan hakları evrensel beyannamesine aykırılık nedeni ile çocuk dosyalarındaki kiĢisel bilgilere eriĢilememesidir. Bunun üzerine, hükümet tarafından Sosyal Hizmetler ve Çocuk Koruma Hizmetlerinin Ortak TeftiĢi52 isimli yeni bir yasa çıkarılmıĢtır. HMIE tarafından, 2005 yılında, çocuk hizmetleri alanında faaliyet gösteren tüm kurumlar tarafından kullanılmak üzere, Kalite Standartları Çerçevesi yayınlanmıĢtır. Kalite Standartları Çerçevesi, Avrupa Kalite Standartları Çerçevesine (FQM) uygun bir Ģekilde geliĢtirilmiĢtir. GeliĢtirilen çerçeve hem teftiĢ hem de öz değerlendirme53 için uygun bir çerçevedir. Kalite Standartları Çerçevesi 6 anahtar soruya odaklanmaktadır: 1. Elde edilen en önemli çıktılar nelerdir? 2. Hizmetten yararlananların beklentilerini karĢılamakta ne ölçüde baĢarı sağlanıyor? 3. Ġhtiyaç içindeki çocuk ve ailelerin korunması için sağlanan hizmetlerde baĢarı düzeyi nedir? 4. Operasyonların(Faaliyetlerin) yönetiminde baĢarı düzeyi nedir? 5. Liderlik baĢarısı ne düzeydedir? 6. GeliĢim kapasitesi ne kadardır? TeftiĢler, Kalite Göstergelerinin özellikle aĢağıda belirtilen detayları referans alınarak gerçekleĢtirilmektedir: 2.1. Çocuk ve gençler, dinlenmeli, anlaĢılmalı ve saygı duyulmalıdır. 2.2. Çocuk ve gençler, zarardan korunmalarına iliĢkin stratejilerden fayda sağlamalıdır. 2.3. ġüphe yaratan durumlarda alınan acil aksiyonlar ile çocuk ve gençlere yardım edilmelidir. 2.4 Çocuk ve gençlerin ihtiyaçları karĢılanmalıdır. TeftiĢ Ġlkeleri 51 52 53 Her Majesty‘s Inspectorate Of Education(HMIE) Joint Inspection of Child Protection and Social Services of Scotland Yerel otoritelerin çocuk koruma komitelerinin, kendi faaliyetlerini belirlenen kalite standartları doğrultusunda kendilerinin değerlendirmesine öz değerlendirme adı verilmektedir. • • • • Bilgiye dayalı; Elde edilebilen en güvenilir bilgilere dayalı olarak gerçekleĢtirilmelidir. Orantılı; TeftiĢ süresince geliĢime açık alanlarda yoğunlaĢılmalı, pozitif çıktıların bulunduğu alanlarda daha az zaman harcanmalıdır. Esnek; TeftiĢ faaliyeti, sahip olunan kaynaklar doğrultusunda( zaman ve insan) bir teftiĢten diğerine değiĢiklik gösterebilir. MüfettiĢin, hizmetlerin etkinliğini değerlendirmek için ihtiyaç duyduğu bilgileri elde edebilme durumuna göre, görüĢmelerin ve incelemelerin süresi ve detayı değiĢebilir. Çocuk ve Aileler için sağlanan çıktılara odaklanma; En savunmasız çocuk ve ailelere yönelik hizmetlere odaklanılmalıdır. Öz Değerlendirme; • • • TeftiĢin baĢlangıç noktasıdır¸ TeftiĢin ilk haftasında yapılan ilk toplantıda; teftiĢ edilen birimin gerçekleĢtirdiği öz değerlendirme kendileri ile görüĢülüp, tartıĢılır. TeftiĢ edilen birim tarafından MüfettiĢlere, öz değerlendirmenin nasıl gerçekleĢtirildiği, neleri kapsadığı, öz değerlendirme kültürü ve hizmetlerin nasıl gözden geçirildiği anlatılır. Ġçerik ve form anlamında katı kurallar bulunmamaktadır, 25 kalite göstergesinin tamamının kapsanması veya değerlendirme ölçeğinin mutlaka kullanılması da gerekmemektedir, önemli olan MüfettiĢlerin, öz değerlendirme faaliyetinin güvenilir ve titiz bir Ģekilde gerçekleĢtirildiğine ikna edilmesidir. TeftiĢ edilen birimin, hangi hizmetleri iyi bir Ģekilde gerçekleĢtirdiğini, geliĢim önceliklerinin neler olduğunu açık bir Ģekilde ifade etmesi ve bunlara iliĢkin kanıtlayıcı belgeleri sunması beklenir. TeftiĢ ekibinin kaynağı sınırlı olduğundan ve ibraz edilen kanıtlayıcı belgelerin incelenmesi zaman alacağından, en fazla 8-10 geliĢime açık alan sunulması beklenir. TeftiĢ Öncesi Yerel Otorite Tarafından Yapılması Gereken Hazırlıklar • • • • • Anketlerin doldurulması Çocuk, aile ve personelin bilgilendirilmesi Faaliyet ve görüĢmelerin takvimlendirilmesi UlaĢım imkânlarının sağlanması Anahtar dokümanlar ve diğer teftiĢ kanıtlarının toparlanması TeftiĢ Yöntemi; Ġki hafta boyunca aĢağıdaki üç alan üzerinde yoğunlaĢılır: • • Ön ÇalıĢma: 1. hafta Pazartesi-Salı, ekibin 4 üyesi tarafından; • Özdeğerlendirme faaliyetleri gözden geçirilir. • Hizmet kullanıcıları anket sonuçları gözden geçirilir. • Diğer denetim raporları, aksiyon planları ve ilerleme raporları gibi önemli dokümanlar gözden geçirilir. • Üst Yönetici ve Diğer Yöneticiler ile GörüĢülür. Kapsam Belirleme ÇalıĢması-1. hafta ÇarĢamba-Cuma, Tüm ekip üyeleri • Ġstatistiksel yöntemler kullanılarak örneklem seçilir. • Örneklem yolu ile seçilen çocuk dosyalarındaki vaka kayıtları okunarak uygulamalar gözden geçirilir. • • Bulgular ve göstergeler doğrultusunda ikinci hafta sürdürülecek çalıĢmalara iliĢkin kapsam belirlenir. Saha ÇalıĢması-2.Hafta-Tüm Ekip • Örneklem içindeki tüm çocukların(uygun yaĢta olan)ailelerin ve bakım görevlilerinin, uygulamaya iliĢkin görüĢleri alınır. • Kurumlar arası ortak çalıĢma ekibinde yer alan personel ile görüĢülür. • Önemli konulara iliĢkin değerlendirme yapılmasına imkan sağlayacak personel ve yöneticiler ile görüĢmeler gerçekleĢtirilir. • Finalde, teftiĢ bulgu ve değerlendirmeleri doğrultusunda, profesyonel bir değerlendirme yapılır. Tespit edilen güçlü yönler ve geliĢime açık yönler Üst Yönetici ile paylaĢılır. • Profesyonel değerlendirme toplantısına kimlerin katılacağı belirlenir. • Altı önemli konu üzerinde görüĢme ve tartıĢmalar gerçekleĢtirilir, bunlar; 1Özdeğerlendirme 2-Kapsam üzerinde uzlaĢma 3-Ġyi uygulamaların tanımlanması 4-Vaka dosyaları üzerindeki bulguların paylaĢılması 5-TeftiĢ bulgularının paylaĢılması 6-GeliĢmelerin planlanması TEFTĠġ RAPORU Rapor aĢağıdaki soruları yanıtlamalıdır: • • • • Çocuk ve ailelerin ihtiyaçlarının karĢılanmasında ne ölçüde baĢarılıyız? Hizmetlerin sunumu ve yönetiminde ne kadar baĢarılıyız? Belirlenen yön ve liderlik ne ölçüde baĢarılı? Hizmetlerin geliĢimi nasıl? Kamuya açıklanan raporlar, halk tarafından kolay anlaĢılabilir bir Ģekilde kaleme alınmalı, ―Otobüs durağında bekleyen Bayan Brown‘un anlayabileceği Ģekilde‖ yazılmalıdır. Güçlü yönler ve iyi uygulama örneklerinin altı çizilmelidir. Üzerinde uzlaĢılan geliĢime açık alanları içermelidir. Saha çalıĢmasının tamamlanmasını takip eden 10 hafta içinde raporlar yayınlanmalıdır.4 Haziran 2010 tarihinden itibaren, hizmetlerin geliĢimine doğrudan katkı sağlayabilmesi amacıyla, profesyoneller için Teknik Rapor hazırlanmaya baĢlanılmıĢtır. ĠSKOÇ BAKIM VE SOSYAL HĠZMET DÜZENLEME KOMĠSYONU Ġskoç Bakım ve Sosyal Hizmet Düzenleme Komisyonu54, Bakım Düzenlemeleri Kanunu 2001 uyarınca, Nisan 2002 tarihinde kurulmuĢtur. Amacı, bakım sağlayıcıların, devlet tarafından belirlenen Ulusal Bakım Standartlarına55 uygun hizmet vermesini sağlamak ve bakım hizmetlerinin kalitesini geliĢtirmektir. 582 çalıĢanı ve yıllık 30 milyon pound civarında bütçesi bulunmaktadır. Bakım komisyonu tarafından aĢağıdaki faaliyetler gerçekleĢtirilmektedir: 54 55 Çocuk bakımı alanında faaliyet gösterecek kiĢi ve kurumların faaliyet izinlerinin verilmesi, Scottish Commision For The Regulation Of Care And The Scottish Social Services National Care Standards Kayıtlı tüm kiĢi ve kurumların, biri habersiz olmak üzere, yılda en az iki kez teftiĢ edilmesi, Bakım hizmetlerine yönelik ihbar ve Ģikâyetlerin incelenmesi, Belirlenen standartlara uygun faaliyet göstermeyen hizmet sağlayıcılara yönelik para cezası, kapatma gibi yaptırımların uygulanması. Ġskoçya‘da Bakım Evleri ve Yatılı Eğitim Kurumlarının sahip olmaları gereken standartlar belirlenmiĢtir. Tüm kuruluĢların, geliĢtirilen öz değerlendirme formları ile belirlenmiĢ standartlara uygunluk yönünden kendilerini değerlendirmeleri gerekmektedir. Bakım komisyonu teftiĢini, bu standartlar doğrultusunda ve kuruluĢların öz değerlendirme sonuçları üzerinden gerçekleĢtirmektedir. TeftiĢler sırasında, girdilere değil sonuçlara odaklanılmaktadır. KuruluĢların öz değerlendirmeyi nasıl gerçekleĢtireceğine iliĢkin çok sayıda açıklayıcı doküman hazırlanmıĢ ve kullanıma sunulmuĢtur. TeftiĢler sırasında, öz değerlendirmeye iliĢkin danıĢmanlık faaliyeti de sağlanmaktadır. Öz değerlendirme sürecinin, ilgili tüm tarafların, çocuklar, ilgili diğer kurumlar, çocukların ailesi ve yakınları gibi, dâhil edilerek gerçekleĢtirilmesi gerekmektedir. TeftiĢler sırasında, aĢağıdaki 4 baĢlık değerlendirilmektedir: 1-Bakım kalitesi 2-Ortam ve Çevre 3-Bina ve Atmosfer 4-Personel 5-Yöneticilik Kalitesi Bu baĢlıklar için geliĢtirilmiĢ ve tamamı standartlar ile iliĢkili soru listeleri bulunmaktadır. TeftiĢler sırasında, hangi alanlara öncelik verileceği, MüfettiĢler tarafından aĢağıdaki risk kriterleri kullanılarak belirlenmektedir: 1-Önceki teftiĢ sonuçları 2-Öz Değerlendirme Sonuçları 3-Personel değiĢim hızı 4-SoruĢturma ve ġikâyetler 5-Ġhbarlar ve Bildirimler 6-Hizmet verilen grubun kırılganlığı Belirlenen riskler yüksek orta ve düĢük olmak üzere 3 Ģekilde sınıflandırılmaktadır, MüfettiĢler tarafından kullanılan Risk Değerlendirme Aracı, Colledonia Univesitesi ile beraber çalıĢılarak geliĢtirilmiĢtir. TeftiĢ sonucunda, kuruluĢun hizmet kalitesi 1-6 arasında puanlanmaktadır, 1-2 puan kabul edilemez anlamına gelmekte ve tespit edilen aksaklıklar, belirlenen süre içerisinde giderilmediği takdirde, kuruluĢ kapatılabilmektedir. ġu an itibariyle bakım komisyonunun teftiĢine tabi 15.000 birim ve 320 müfettiĢ bulunmaktadır. Bu birimlerin 6.000 tanesi çocuk bakıcısı56, 4.000 tanesi gündüzlü bakım evi ve kreĢ, 36 tanesi Evlat Edindirme, 60 tanesi Koruyucu Aile Ajansı, 220 tanesi çocuk evi, 27 tanesi yatılı okul ve 7 tanesi de güvenlikli bakım kuruluĢudur. MüfettiĢler teftiĢ sırasında, çocuk ve gençler ile vakit geçirmekte, çocukların aile ve akrabaları ile görüĢmekte, sosyal çalıĢmacılar, polis ve diğer profesyonellerin değerlendirmelerini almakta ve gözlem yapmaktadırlar. Çocuk dosyaları, dosyalardaki önemli olay ve kayıtlar mutlaka gözden geçirilmektedir. Çocukların odalarını ziyaret etmek için çocuklardan izin alınmaktadır. Çocukların bakım planları, teftiĢ açısından çok önemlidir, planların hazırlığı sırasında çocuk, aile ve akrabalarının görüĢlerinin alınıp alınmadığı, bakım planının beklentilerini karĢılayıp karĢılamadığı mutlaka sorgulanmaktadır. MüfettiĢler kuruluĢtan ayrılmadan önce gerçekleĢtirilen bir toplantı ile teftiĢ sonuçlarını kuruluĢ ile paylaĢmakta, çocuklar teftiĢ sonuçlarından, istisnai durumlar hariç, haberdar edilmektedir. TeftiĢ sonucunda hazırlanan Taslak Rapor 21 gün içinde cevaplanması isteği ile kuruluĢa gönderilmekte, alınan cevaplar değerlendirilerek, mutabık kalınan konularda kuruluĢtan eylem planı hazırlayarak göndermesi istenmektedir. Eylem Planı gerçekleĢmeleri izlenmekte ve ―Ġzleme TeftiĢleri‖ gerçekleĢtirilmektedir. TeftiĢ sonuçları, Bakım Komisyonunun web sitesinde kamuoyuna açıklanmaktadır. Bir teftiĢ, orta riskli bir kuruluĢ için, ortalama 30 saat sürmektedir. Bu sürenin 3-4 saati hazırlık çalıĢmalarına ayrılmaktadır. Tüm faaliyetleri kapsayan genel bir otomasyon sistemi bulunmamakla birlikte, teftiĢler sırasında Access formunda geliĢtirilen online formlar kullanılmaktadır. KuruluĢların finansal denetimi, Bakım komisyonunun teftiĢi kapsamı dıĢındadır, mali konular ancak çocukların bakım kalitesini ilgilendiren bir tarafı bulunması halinde kapsama alınmaktadır. Mali denetim ―Audit Scotland‖ isimli kurumun iç denetçileri tarafından yürütülmektedir. Ġç denetçilerin, bakım komisyonu müfettiĢleri ile birlikte ortak bir denetim gerçekleĢtirilmesine iliĢkin yeni bir çalıĢma yürütülmektedir. Bakım komisyonu müfettiĢleri, yılda en az 3-4 defa sektör temsilcileri ve düzenleyici diğer kurumlar ile bir araya gelerek, uygulanmakta olan teftiĢ yönteminin etkinliğini sorgulamaktadır. Komisyonun, kendi faaliyetlerinin kalitesinin değerlendirilmesine yönelik bir iç kalite değerlendirme sistemi de bulunmaktadır. Ġç kalite değerlendirmesi, Doğu Anglia Üniversitesi tarafından geliĢtirilen ölçütler kullanılarak gerçekleĢtirilmektedir. Ġç kalite değerlendirme sürecinde, teftiĢ dosyalarından örneklem seçilmekte ve seçilen dosyalar, zayıf, orta, iyi ve mükemmel Ģeklinde puanlanmaktadır. SONUÇ BirleĢik Krallık çocuk koruma sistemi; bünyesinde çok sayıda farklı kurum ve uygulama barındıran oldukça kapsamlı bir sistemdir. Bu kadar çok sayıda kurumun bir arada ve etkin bir Ģekilde çalıĢabilmesi, sistemin dikkat çekici özelliklerinden biridir. Ülkemizde de, kurumlar arası koordinasyon, gerek Çocuk Koruma Kanunu gerekse sonrasında çıkarılan mevzuat ile 56 Childminders desteklenmektedir. Buna karĢın kurumlar arası bağlantıyı sağlamak ve korumak için merkezde ve yerelde bazı alt düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Bu konuda hâlihazırda; Adalet Bakanlığının koordinesi, Kurumumuzun katkısı, UNICEF‘in teknik ve Avrupa Birliğinin mali desteği ile ―Çocuk Koruma Mekanizmalarının Ġl Düzeyinde Modellenmesi‖ Projesi yürütülmektedir. Bu projenin uygulamaya konulması ile çocuk koruma alanındaki sorunların önemli bir kısmının yerelde çözümlenebileceği ve kurumlar arası etkili iĢbirliği geliĢtirilebileceği düĢünülmektedir. Diğer taraftan; Birim BaĢkanlığımız koordinasyonunda, ana hizmet daire baĢkanlıkları personelinin katılımı ile yürütülen ―Hizmet Kalitesinin Artırılması ÇalıĢması‖ sırasında, çocuk ve ailelerin ihtiyaçlarının değerlendirilmesi, çocukların hizmete kabulü, hizmetin uygulanması, sonlandırılması, çocuk kuruluĢları hizmet standartları gibi konularda, Ġngiltere uygulamalarından yararlanılmıĢ, önemli görülen bazı form ve dokümanların çeviri ve uyarlaması gerçekleĢtirilmiĢtir. Rapor, Makamın tarih sayılı Onayı ile gereği için ilgili Dairelere gönderilmiĢ olup, önerilerin uygulamaya alınması beklenmektedir. Bununla birlikte; çalıĢma ziyareti kapsamında elde edilen bilgiler doğrultusunda, Ġngiltere‘nin; Sosyal bakım görevlileri ve sosyal çalıĢmacıların eğitimi, Çocuklar ile çalıĢması uygun olmayan kiĢilerin engellenmesi, Güvenli Çocuk Evleri, Ciddi Vak‘a Gözden Geçirmeleri, Çocuk hizmetlerine yönelik teftiĢ ve öz değerlendirme, Konularında yürüttüğü faaliyetler, iyi uygulama örnekleri olarak değerlendirilmektedir. Bu konularda araĢtırma, inceleme ve proje faaliyetleri yürütülmesinin, hem Kurumumuz hem de ülkemiz genelinde hizmetlerin geliĢimine önemli katkı sağlayacağı düĢünülmektedir. DETAYLI BĠLGĠ KAYNAKLARI BirleĢik Krallık Çocuk Koruma Sistemi Ġle Ġlgili Daha Detaylı Bilgi Ġçin: NSPCC 2010 - 2 -Child protection factsheet The child protection system in the UK Department of Health, ―Thinking about a career in social care?‖ ve ―Careers in social work‖ dokümanlarından yararlanılmıĢtır. Great Britain, laws and statutes (2004) Children Act 2004: chapter 31. London, The Stationery Office (TSO). www.opsi.gov.uk/acts/acts2004/ukpga_20040031_en_1 DCSF (2010) Safeguarding children www.dcsf.gov.uk/everychildmatters/safeguardingandsocialcare/safeguardingchildren/safeguardin g/ DCSF Local Safeguarding Children Boards (LSCBs) www.dcsf.gov.uk/everychildmatters/safeguardingandsocialcare/safeguardingchildren/localsafegu ardingchildrenboards/lscb/ DCSF (2010) Children and Young People's Plan www.dcsf.gov.uk/everychildmatters/strategy/managersandleaders/planningandcommissioning/cy pp/cypp/ DCSF (2010) Children's trusts www.dcsf.gov.uk/everychildmatters/about/aims/childrenstrusts/childrenstrusts/ DCSF (2009) Children Act 2004: Guidance on the „duty to cooperate‟ www.dcsf.gov.uk/everychildmatters/about/guidance/dutytocooperate/ DCSF (2010) Working together to safeguard children www.dcsf.gov.uk/everychildmatters/safeguardingandsocialcare/safeguardingchildren/workingtog ether/workingtogethertosafeguardchildren/ DCSF (2010) Serious case reviews www.dcsf.gov.uk/everychildmatters/safeguardingandsocialcare/safeguardingchildren/seriouscase reviews/scrs/ NSPCC (2010) What are Serious Case Reviews (SCRs) and why might they be undertaken? Child protection factsheet. NSPCC (2009) Family group conferences in the child protection process. Child protection factsheet. www.nspcc.org.uk/Inform/research/questions/family_group_conferences_in_the_child_protectio n_process_wda68725.html NSPCC (various years) Child Protection Register Statistics. www.nspcc.org.uk/Inform/research/statistics/child_protection_register_statistics_wda48723.html Scottish Government (2010) Child protection www.scotland.gov.uk/Topics/People/Young-People/children-families/17834 Scottish Executive (2005) Protecting Children and Young People: Child Protection Committees (PDF). www.scotland.gov.uk/Resource/Doc/36496/0023577.pdf CAFCASS (2010) Care questions answered. www.cafcass.gov.uk/cafcass_and_you/info_for_families/care_questions_answered.aspx DH (2000a) Framework for the assessment of children in need and their families (PDF) www.dh.gov.uk/dr_consum_dh/groups/dh_digitalassets/@dh/@en/documents/digitalasset/dh_40 14430.pdf DH (2000b) Framework for the assessment of children in need and their families - Guidance Notes and Glossary for: Referral and Initial Information Record, Initial Assessment Record and Core Assessment Record. www.dh.gov.uk/prod_consum_dh/groups/dh_digitalassets/@dh/@en/documents/digitalasset/dh_ 4057853.pdf NSPCC (2000) The child‟s world: assessing children in need. A training pack from the NSPCC and the University of Sheffield www.nspcc.org.uk/Inform/trainingandconsultancy/learningresources/childsworld_wda47889.htm Adoption and Children Act 2002. www.opsi.gov.uk/acts/acts2002/ukpga_20020038_en_1 DfESH (2006) What to do if you're worried a child is being abused www.dcsf.gov.uk/everychildmatters/resources-and-practice/IG00182/ NSPCC (2009) The definitions and signs of child abuse. NSPCC child protection factsheet. www.nspcc.org.uk/Inform/trainingandconsultancy/Consultancy/HelpAndAdvice/definitions_and _signs_of_child_abuse_wda65411.html NSPCC (2006) Safeguarding children: a shared responsibility, Training pack, commissioned by the DCSF to support What to do if you're worried a child is being abused (HM Government, 2006). www.nspcc.org.uk/Inform/trainingandconsultancy/learningresources/safeguardingchildrenashare dresponsibility_wda47874.html DCSF (2010) Common Assessment Framework www.dcsf.gov.uk/everychildmatters/strategy/deliveringservices1/caf/cafframework/ CWDC (2007) DCSF (2009) Background to Every Child Matters (2003) www.dcsf.gov.uk/everychildmatters/about/background/background/
Benzer belgeler
çocuğa zaman ayırma
Aile parçalanmalarını yaşayan herkes onun ne kadar zor olabileceğini bilir. Fazla
duygusal olunduğunda, sakin ve makul kalmak güç olabilir. Sıksık aranızdaki
iletişim tamamen kopmuş ve herhangi bi...