19 Mayıs kutlandı
Transkript
19 Mayıs kutlandı
Hacýbektaþ’a geliþinin 4. yýlýnda etkinlikler düzenlendi Günümüzün Pir Sultan’ý anýlýyor Mahzuni kendini anlatýyor Alternatif olmak Necdet Saraç Uzun yýllardýr, sahaya bile çýkmadan hükmen maðlup ilan edilen ve bu maðlubiyeti de peþinen kabullen sol açýsýndan ortaya çýkan sonuç her þeyin ötesinde moral bir üstünlük ve ciddi bir motivasyondur. Bu sonuç ayný zamanda sokaktaki yüzmilyonlarca insan için de çok önemlidir. Sokaktaki vatandaþ kimin ne kadar sol olup olmadýðýný, Marksizme ne kadar uzak olup olmadýðýný tartýþmýyor. Sokaktaki vatandaþ bir tek þeyi, solun kazandýðýný duyuyor ve deðiþikliðin mümkün olabileceðini görüyor. 19 Mayýs kutlandý 19 Mayýs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramý kutlandý. Atatürk Anýtý’na çelenk konulmasýyla baþlayan kutlamalar, Hacýbektaþ Çok Programlý Lisesi öðrencilerinin gösterileriyle sürdü. Ýnsanoðlunun en fazla merak ettiði kayýplar arasýnda ''Nuh'un Gemisi'', ''Atlantis uygarlýðý'' ve varlýðý tartýþýlan ''Kutsal Kase'' geliyor. Dünyanýn aradýðý KAYIPLAR HAZRETÝ MUSA'NIN SANDIÐI "Vakit geldiðinde, Ali b. Muhammed onlarýn hepsini biraraya çaðýrdý ve bu katýlýmlarýn, birleþmelerin nedenlerini açýkladý. Kendilerine çok saðlýklý koþullar altýnda bir yaþam saðlýyacaðý sözü vermekle kalmadý; onlarý asla aldatmayacaðý ve hep destekleyeceði üzerinde ciddi bir biçimde yemin etti. Ayrýca köle-iþçi sahipleri ve onlarý kullananlara da; zenci kölelere karþý baskýcý davranýþlarýndan ve Tanrý tarafýndan yasaklanmýþ þeyleri onlara reva görmelerinden dolayý ölüme müstahak olduklarýný anýmsattý. Onlar ise Ali b. Muhammed'e, kölelerin çok geçmeden kendisini de terkedeceði yanýtýný verdiler. Hatta ona kölelerini geri vermesi için para (kelle baþý 5 Dinar Ý.K.) ödemeyi önerdiler. Her zaman, yarýn çok geçtir!.. Ülkemizde son günlerde, bir gerginlik týrmandýrma politikasý izleniyor. Son bir hafta içinde gündemimize oturan geliþmeler gerçekten endiþe verici. Cumhuriyet gazetesine, herkesin gözü önünde arka arkaya bomba atýlmasý ve yarattýðý þaþkýnlýk daha geçmeden, hukuksal yapýmýzýn önemli bir ögesi olan Danýþtay’a yapýlan insanlýk dýþý saldýrý toplumu þoke etti. Gazete olarak; bir hakimin ölümü, dördünün de yaralanmasý ile sonuçlanan insanlýk dýþý saldýrýyý þiddetle kýnýyoruz. Çünkü, bu saldýrý bir öldürme olayýnýn ötesinde; aðýrlýkla Cumhuriyet döneminin önemli kazanýmlarýna yönelik bir saldýrý niteliðindedir. Saldýrýyý gerçekleþtirenlerin tek tek bireyler ya da örgütsel bir yapý olmasýnýn ötesindeki asýl tehlike þudur: Danýþtay’ýn saldýrýya uðrayan dairesinin verdiði türbana dair kararlara baþbakanýn gösterdiði siyasal tavýr ve ayný siyasal tavrýn çizgisinde yayýn yapan bir gazetenin hakimlere yönelik yaptýðý yayýnýn oluþturduðu anlayýþtýr. Bu anlayýþýn adýný koymak gerekir; bu bizce dinsel bir faþizmdir... Demokratik, hukuksal kurumlara yönelik dinci siyasal tavýr alýþlarýn sonunda ortaya çýkan þey, kör bir þiddetin ötesinde þeriatçý bir düzen hedefidir. Erken genel seçim tartýþmalarý ve yaklaþan cumhurbaþkanlýðý seçimleri nedeniyle ortaya çýkan siyasal gerginlik karþýsýnda, iktidar odaklarý kendi konumlarýný güçlendirmek için ortamý germeyi bir araç olarak kullanmaktadýr, geçmiþ yýllarda olduðu gibi... Bu tür geliþmelere karþý duyarlý olmak gerektiði konusunda hep genel nutuklar atýlýr. Bunlar iyi niyet temennisinin ötesine gidebilecek þeyler deðildir. Burada bir tarihsel süreci hatýrlatmak isteriz: Radyolarda ilk kez sunni inanca dayalý sahur programlarýný 27 Mayýs darbesini gerçekleþtirenler uygulamýþlardýr. 12 Mart darbecileri, darbe sýrasýnda Ýsviçre’ye kaçan Erbakan’ý Türkiye’ye getirip dinci parti kurdurmuþlardýr. 12 Eylül darbesini gerçekleþtirenler kürsülerde ellerinde kuranla nutuklar atmýþlar, imamlarýn maaþlarýný Suudi örgütü Rabýta’dan verdirmiþler, Alevi köylerine cami yaptýrmýþlardýr. ... Ve bugün ulaþýlan bu tehlikeli noktaya þaþýrmamak gerekir. Yapýlmasý gereken; özgür, demokrat, çaðdaþ, özgürlükçü bir laikliði hedefleyen bir anlayýþla, çok inançlý, çok kültürlü, çok etnisiteli zengin bir toplumsal yapýya sahip olduðumuz bilinciyle hayatýn her alanýnda örgütlenmektir. Her zaman, yarýn çok geçtir!... BEKTAÞ ECZANESÝ Ecz. Tel: 441 31 39 Ev Tel: 441 30 39 2 GÖRÜÞLER Ýnsanoðlunun en fazla merak ettiði kayýplar arasýnda ''Nuh'un Gemisi'', ''Atlantis uygarlýðý'' ve varlýðý tartýþýlan ''Kutsal Kase'' geliyor. Dünyanýn aradýðý KAYIPLAR HAZRETÝ MUSA'NIN SANDIÐI Ahit Sandýðý veya Tabut-u Sakine olarak adlandýrýlan Hazreti Musa'nýn sandýðý da en önemli kayýplar arasýnda. Atatürk Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölüm Baþkaný Prof. Dr. Ali Rafet Özkan, Hazreti Musa'nýn kutsal kitap Tevrat'ý çoðaltarak 12 kabilesine daðýttýðýnýn, aslýný ise yaptýrdýðý bir sandýkta korumaya aldýðýnýn bilindiðini anlatarak, þunlarý söyledi: ''Hazreti Musa'nýn çeþitli eþyalarýnýn da bulunduðu söylenen sandýk, Kudüs'teki mabette koruma altýna alýnýr. MÖ 586 Babil ordularý tarafýndan istila edilen Kudüs'teki mabet yaðmalanýr ve Hazreti Musa'nýn sandýðý kaybolur.'' Hazreti Musa'nýn sandýðýnýn yeraltý maðaralarýnda saklandýðý yönünde bazý görüþlerin bulunduðunu anlatan Özkan, sandýðýn nerede olduðu ya da akýbeti konusunda somut bir bilgi olmadýðýný ifade ederek, ''Bu sandýðýn Antakya'da bir maðarada saklandýðý da ileri sürülüyor'' diye konuþtu. 20 Mayýs 2006 Cumartesi Alternatif olmak Necdet Saraç Bu geliþmelerin Türkiye solunu etkilememesi düþünülemez. Hem genel seçimden, hem de Cumhurbaþkanlýðý seçiminden dolayý politik hava çok ýsýnacak. Türkiye'de de "alternatif yok" dayatmasýný kýracak güç yine solun kendisidir. Prodi'nin baþkanlýðýndaki Ýtalyan "Zeytin Aðacý"nýn 25 bin gibi çok küçük bir oy farkýyla Ýtalya'nýn "yenilmez" adamý Berlisconi'yi ve bütün saðýn ortak cephesi olan "Özgürlükler Evi"ni yenmesi, Prodi'nin solcu olup olmadýðýnýn tartýþýlmasýndan çok önemlidir. Seçim sonuçlarý açýklanýrken, Prodi'nin ve Zeytin Aðacý ittifakýnýn ne kadar solcu olup olmadýðý söylenmiyor. Sonuç 5-6 kelimeden oluþuyor: "Ýtalya'da yapýlan seçimleri sol partilerin oluþturduðu 'Zeytin Aðaci' ittifaký kazandý." Uzun yýllardýr, sahaya bile çýkmadan hükmen maðlup ilan edilen ve bu maðlubiyeti de peþinen kabullen sol açýsýndan ortaya çýkan sonuç her þeyin ötesinde moral bir üstünlük ve ciddi bir motivasyondur. Bu sonuç ayný zamanda sokaktaki yüzmilyonlarca insan için de çok önemlidir. Sokaktaki vatandaþ kimin ne kadar sol olup olmadýðýný, Marksizme ne kadar uzak olup olmadýðýný tartýþmýyor. Sokaktaki vatandaþ bir tek þeyi, solun kazandýðýný duyuyor ve deðiþikliðin mümkün olabileceðini görüyor. Nitekim Venezuela ve Bolivya baþta olmak üzere Latin Amerika'da sol adýna yaþanan geliþmeler de bu yaklaþýmý bütünüyle besliyor. Bu geliþmeler öyle bir etkileþim yaratýyor ki, devrimle gelip, seçimle gitmek zorunda kalan ve artýk "anti-emperyalist devrim çaðý kapandý" diyen ve uzun süre bunun teorisini yapan Sandinistlerin lideri Daniel Ortega da þimdi tekrar iktidara hazýrlanýyor. Fransa'da, öðrencilerin iþçilerle ve sokaðýn vicdanýyla birleþen mücadelesinin baþarýsý da bu yeni sürecin ürünü. Bu süreç, yeni dönemi de hemen etkiliyor. Fransa'nýn 2007'de seçilecek yeni Cumhurbaþkaný için sola hiç bir þans tanýmayanlar bile bugün, bi-raraya gelen 11 sol partinin belirleyeceði sol adayýn Cumhurbaþkaný olabileceðini dile getiriyorlar. Ýtalya'da ise 20 yaþýndan beri Ýtalyan Komünist Partisi üyesi olan Giergio Na-politano Cumhurbaþkaný oldu bile... Sokaktaki insan ve esas önemlisi onu yönlendirecek sol yeniden "bir baþka politikanýn" mümkün olduðunu görüyor. Solun belki de asýl varlýk nedeni olan ve "bir baþka alternatifin" mümkün olabileceði yaklaþýmý þimdi tekrar öne çýkýyor. Hükmen maðlup edilen sola neredeyse sosyal adaletten, eþitlikten, anti-kapitalizm-den ve antiemperyalizmden söz etmek de yasaklanmýþtý. "Sol" ana söylemlerinin bir kýsmýný bile "Sað"a kaptýrmýþtý. Deðiþimden yana resim veren "Sað", statükocu konuma gelen de neredeyse "Sol" olmuþtu. Hayata, ekonomiye ve politikaya saðdan bakmak daha geçer akçe olmuþtu. Solun bir bölümü, solu ve sosyal demokrasiyi çaðrýþtýran isimlerini de deðiþtirmeden, psikolojik yenilginin de belirleyici etkisiyle kapitalizmi ehlileþtirme adýna çýktýklarý yolda, kendileri ehlileþerek, neoliberal politiklarýn sözcülüðüne soyundular. Alternatif bir politikayý öne çýkarmak, eþitlikten, anti-kapitalizmden söz etmek, çaðdýþý olmak, olanaksýzý istemek, popülizm yapmakla eþdeðer gösteriliyordu. Saðýn ele geçirdiði bu psikolojik üstünlüðün þimdi bir çok ülkede kýrýlýyor olmasý yeni bir sol ve yeni bir dönem için bu nedenle önemli. Yalnýzca "sosyal devlet" isteyenlerden, Marksistlere kadar çok geniþ bir yelpazeyi kucaklayan "Sol Birlikler" ve "Yeni Sol", Latin Amerika'da, Meksika'da, Nikaragua'da, Almanya'da, Ýtalya'da, Fransa'da yeni deðiþikliklerin mimarlýðýna soyunuyor. Bu geliþmelerin Türkiye solunu etkilememesi düþünülemez. "Terörle Mücadele Yasasýnýn yorumunu bile geleneksel sol deðerleri bir kenara atarak "Türkiye þartlan"ný öne sürerek yorumlayan CHP'ye raðmen Türkiye solu, sosyal demokratýndan Marksist'ine kadar dünyadaki bu geliþmelerden etkilenecektir. Hem genel seçimden, hem de Cumhurbaþkanlýðý seçiminden dolayý politik hava çok ýsýnacak. Türkiye'de de "alternatif yok" dayatmasýný kýracak güç yine solun kendisidir. Bir bütün olarak solun alternatif olmasý için belki de öncelik, inandýrýcý ve hayata dair olmaktýr. Ýnandýrýcý olabilmek, hayata dair de olabilmek solun kendi deðerlerine sahip çýkmasýndan geçmektedir. Tabi, bunun yolu da bellidir: Çamurun içine girmek, sokakta olmak, sokaðýn dilini, konuþmak... Bunlar olursa sol alternatif de olur, iktidar da... GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam 441 30 09 Kaymakamlýk Yazý Ýþ. 441 34 10 Sos. Yar. ve Day. 441 39 77 Özel Ýdare 441 31 01 Nüfus 441 31 02 Belediye Baþkanlýðý 441 37 44 441 30 17 Milli Eðitim Müd. 441 30 16 Halk Eðitim Müd. 441 30 48 Askerlik Þubesi 441 30 10 Kapalý Spor Salonu 441 35 20 Devlet Hastanesi 441 30 15 Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. 441 36 32 Tapu Sicil 441 32 49 C.Savcýlýðý 441 30 18 Adliye 441 35 38 Adliye 441 30 18 Kütüphane 441 30 19 Müze 441 30 22 Turizm Danýþma 441 36 87 Emniyet Amirliði 441 26 97 Karakol Amirliði 441 36 66 Jandarma 441 30 52 Ýlçe Tarým 441 30 20 Lise 441 37 74 Kýz Meslek Lisesi 441 31 08 Mal Müdürlüðü 441 30 56 Kadastro 441 35 37 Karaburna Belediye 453 51 30 Kýzýlaðýl Belediye 455 61 29 PTT. 441 35 55 T.M.O. 441 31 42 Ziraat Bankasý 441 33 26 Þoförler Cemiyeti 441 30 74 Esnaf Odasý 441 37 42 Tarým Kredi Koop. 441 32 76 TEDAÞ 441 31 42 HABER 20 Mayýs 2006 Cumartesi 19 Mayýs kutlandý 19 Mayýs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramý kutlandý. Atatürk Anýtý’na çelenk konulmasýyla baþlayan kutlamalar, Hacýbektaþ Çok Programlý Lisesi öðrencilerinin gösterileriyle sürdü. HACIBEKTAÞ- 19 Mayýs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramý dün düzenlenen tören ve gösterilerle kutlandý. 19 Mayýs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramý Atatürk Anýtý’na çelenk konularak baþlandý. Buradaki törene Hacýbektaþ Kaymakamý, Belediye Baþkaný, daire yöneticileri, siyasi parti temsilcileri, sivil ktoplum kurulaþlarý temsilcileri ve öðrenciler katýldýlar. Kuruluþlar Atatürk anýtýna çelenk koydular. 19 Mayýs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramý, daha sonra saat 10.00 Lise bahçesinde düzenlenen öðrencilerin hazýrlayýp sunduðu gösterilerle sürdü. Hacýbektaþ’a geliþinin 4. yýlýnda etkinlikler düzenlendi Günümüzün Pir Sultan’ý anýlýyor HACIBEKTAÞ - Çaðdaþ Pir Sultan olarak nitelenen devrimci halk ozaný Aþýk Mahzuni Þerif, hakka yürüyüþünün 4. yýlýnda, bugün düzenlenen etkinliklerle anýlýyor. Hacýbektaþ Belediyesi tarafýndan düzenlenen etkinlikte; bugün saat 11.00’de mezarý baþýnda anma konuþmalarý yapýlacak. Karacaahmet Sultan Derneði ve Þahkulu Sultan Vakfý AKP'den seçime hazýrlýk [Sesonline] ANKARA - Baþkent kulislerinde konuþulan erken seçim ve Cumhurbaþkanlýðý seçimine yönelik senaryolar, AKP’yi hareketlendirdi. 3 Kasým seçimlerinde vaatleri arasýnda iþsizliðe çare bulacaðý vaadi de yer alan ancak bugüne kadar iþsizliðin çözümüne iliþkin hiçbir somut adým atamayan AKP’nin, erken seçim tartýþmalarý nedeniyle, teþkilatlarýna “seçime hazýr olmalarý” talimatý verirken, il ve ilçe teþkilatlarýndan da, bölgelerinde iþsiz gençleri tespit etmelerini istedi. Teþkilatlarýna, muhtarlarla görüþerek “mahalle profili” çýkarmalarý talimatý veren AKP, ailelerde iþsiz, okuyan gençlerin listesinin çýkarýlmasýný, ekonomik durumunun tespit edilmesini istedi. Son günlerde erken seçim tartýþmalarýnýn alevlenmesi, Cumhurbaþkanlýðý seçiminin ise erken seçim senaryolarýnýn odaðýna oturtulmasý, AKP’nin de “seçim yok” söylemlerine raðmen, dört koldan seçim hazýrlýðýný sürdürmesine yol açýyor. Milletvekillerine, Meclis kapandýktan sonra seçim bölgelerini köy köy dolaþmalarý talimatý veren AKP yönetiminden, il ve ilçe teþkilatlarýna da “bölgenizdeki iþsiz gençleri tespit edin” talimatý geldi. AKP yönetiminin, il ve ilçe teþkilatlarýndan, muhtarlýklar aracýlýðýyla “mahalle profili” çýkarmalarýný ve özellikle aileler içindeki iþsiz gençlerin belirlenmesini istediði kaydedildi. AKP’nin teþkilatlarýndan, bölgelerindeki ailelerin ekonomik durumlarýnýn belirlenmesini istediði de kaydedildi. Bu arada erken seçim tartýþmalarý, 3 Kasým seçimlerinden bu yana her yýl fazla mesai yapan Meclis’in de bu yýl erken tatile girmesine yol açacak. AKP grup yönetimi, Erdoðan’ýn talimatý ile Meclis’in çalýþma programýný hazýrladý. “Alim'in elbiseleri'de yandý” tarafýndan lokma daðýtýlacak. Etkinlikler çerçevesinde bugün saat 13.30 -16.00 arasýnda Hacý Bektaþ Veli Kültür Merkezi’nde bir Mahzuni belgeseli gösterilecek. Ardýndan konser verilecek. Konsere katýlacak sanatçýlar: Gülseren Gazetemizin Aþýk Mahsuni Þerif Özel Ekini almayý unutmayýn 3 Kýlýç, Metin Karataþ, Zeynep Karababa, Yusuf Gül, Emrah Mahzuni, Ali Mahzuni, Nevzat Topal. Mahsuni kendini anlatýyor. 6. SAYFADA HACIBEKTAÞGeçtiðimiz Salý günü öðleden sonra saat 15:30'da Hasan Çelenk isimli vatandaþýn evinin bir odasý yýldýrým düþmesi sonucu yandý. Hacýbektaþ Savat Mahallesi' nde oturan Hasan Çelenk'in kayýnvalidesi Nergis Kalkan yaþadýklarý olayý gazetemize anlattý. Olayla ilgili olarak “Yýldýrým evimize düþtü. Evin bir odasý yandý. Elektrik kablolarý tutuþmuþ. Kanepe prizlere dayalýydý. Oradan alev almýþ. Kanepeyle birlikte yerde serili halý,kilim tutuþmuþ. Ben baþka bir odada oturuyordum. Kýzýmda þimþek çaktýðýnda balkondaydý. Ben oturduðum odaya duman geldiðini gördüm. Koku da geldi. Ayný anda kýzým da torunuma ceket vermek için balkondan içeri girmiþ. Ýkimizde yanan odayý ayný anda gördük. Ýyi ki yanan odanýn kapýsý açýktý. Yoksa geç fark ederdik. Yangýný zor söndürdük. Benim saçým,ellerim ve kaþlarým hep yandý. Komþular yardýmýmýza gelmeseydi zor söndürürdük. Tüm ev yanabilirdi. Bu odada bulunan kanepe, kilim ve halý yandý. Torunum Alim'in tüm eþyalarý ve elbiseleri yandý. Elektrik tesisatýmýz çalýþmýyor. Kül oldu. Damadým Hasan'ýn yaþadýðýmýz bu olaydan haberi yok. Kendisi burda deðil. Anapýnar' da çalýþýyor. Kendisine ulaþamadýk. Haber veremedik.”dedi. 4 ARAÞTIRMA 7 "Vakit geldiðinde, Ali b. Muhammed onlarýn hepsini biraraya çaðýrdý ve bu katýlýmlarýn, birleþmelerin nedenlerini açýkladý. Kendilerine çok saðlýklý koþullar altýnda bir yaþam saðlýyacaðý sözü vermekle kalmadý; onlarý asla aldatmayacaðý ve hep destekleyeceði üzerinde ciddi bir biçimde yemin etti. Ayrýca köle-iþçi sahipleri ve onlarý kullananlara da; zenci kölelere karþý baskýcý davranýþlarýndan ve Tanrý tarafýndan yasaklanmýþ þeyleri onlara reva görmelerinden dolayý ölüme müstahak olduklarýný anýmsattý. Onlar ise Ali b. Muhammed'e, kölelerin çok geçmeden kendisini de terkedeceði yanýtýný verdiler. Hatta ona kölelerini geri vermesi için para (kelle baþý 5 Dinar Ý.K.) ödemeyi önerdiler. Bunun üzerine kölelere, oraya gelmeye ve para önermeye cesaret etmiþ bulunan köle sahipleri ve ustabaþlarýna dayak atmalarýný emretti. Her birine beþyüzer sopa vuruldu. Sonra olup bitenler ve sayýlarý hakkýnda, çevrelerinden birine birþey söyledikleri takdirde, bu kiþilere karýlarýndan boþ düþeceklerine dair yemin ettirdikten sonra, onlarý salýverdiler. Ama, içlerinden biri hemen Dujayl'a geçti ve 15 000 kölenin çalýþmakta olduðu en büyük kampýn ustabaþýlarýný uyarmaya gitti. Ali b.Muhammed'e gelince, ikindiden sonra bölgeyi terketti. Adamlarýyla birlikte o da Dujayl'a gitti ve Maymun Kanal'da yerleþti. Pazar yerinin ortasýndaki kanala bakan camiyi karargah evine dönüþtürdü ve Ali b. Muhammed b. Ahmed b. Ali b. Ýsa b. Zeyd b. Ali b. al- Huseyn b. Ali b. Abi Talib adýyla ihtilali baþlattý." (Alexandre Popovic, agy, s.42-43) 1. a Hareketin Kýsa Özeti Ne yazýk ki kaynaklar, onun yönetim sistemi üzerinde ayrýntý vermemektedir. Sadece halife vekili Muvaffak tarafýndan bu isyancý Zenci köle-iþçilerle, acýmasýzca sürdürülen savaþ dönemine gönderme yapýyorlar. Cubba’dan harekete geçen Zenci lideri sapanlarla silahlanmýþ kuvvetlerini iki bölüme ayýrdý: 1. Sadece zencilerden oluþan birlikler, 2. Fýrat çevresi köylüleri, Kurmatiler ya da Karmatiler ve Nubialý, Güney Mýsýr bölgesi halklarý Sudanlýlar. Arap kabilesi Banu Temim tarafýndan bir donanmayla desteklenen Ali b. Muhammed al-Burkui, Ubulla, Abbadan, güney Ahvaz ve son olarak büyük Basra kentini aldý. 877’de Cabbul, Numaniya, Carcariya, Ramhurmuz ve Wasit’e kadar 20 Mayýs 2006 Cumartesi ÝSLAM ÝMPARATORLUKLARI TARÝHÝNDE ALEVÝ HALK HAREKETLERÝ ilerledi. 879’a doðru Bagdad’ýn 17 mil yakýnlarýna kadar yaklaþarak yaðmalarda bulundular. Hareketin en önemli özelliklerinden biri, üzerlerine gönderilen paralý zenci köle birliklerin isyana katýlma olayýydý. Ayrýca bazý özgür köylüler de, büyük toprak sahibleri sýnýfýna karþý duyduklarý öfkelerin artmasý dolayýsýyla harekete katýlmaktan çekinmediler. Büyük tehlikenin farkýna varan Halife’nin kardeþi ve vekili, bütün güçlerini ikinci bir saldýrý için harekete geçirdi. Ancak savaþý bitirmek üç yýlýný aldý; önce Zenci köle iþçilerin Mania kampýndaki 5 garnizonunu yerlebir etti ve arkasýndan Basra’nýn güneyinde Abu’l-Khasib kanalý üzerinde bulunan ve Ali b. Muhammed'n baþkenti Muhtara’daki kampý 881’de kuþatmaya aldý. Bir yýl dayanan Zenci köleler, 882’de silah býraktýlar ve önderleri Ali bin Muhammed al-Burkui ise 883’te yakalanýp öldürüldü. Bu isyanýn da kanlý bir þekilde ve vahþice bastýrýlmasýnda, Babekiler’de olduðu gibi yine bir Türk kumandan ve onun birliklerinin rolü olmuþtur. 837’de Afþin’in birlik kumandanlarýndan Boða’nýn oðlu olan Musa, Ýmparatorluðun doðu eyaletleri genel valisi bulunuyordu. 873’de Zenci isyaný Ahvaz’a ulaþtýðýnda Musa duruma müdahele etmiþse de, herhangibir baþarý elde edemeden, eyaletlerindeki karýþýklýklar yüzünden ordusunu çekmek zorunda kalmýþtý. Ancak Boða oðlu Musa 881’de Al-Muvaffak’a geniþ güven ve destek vererek, kendisinin Ýmparatorluk yönetimindeki etkinliðini artýrmýþ. Onun kumandasý altýndaki Türklerin, Saffarid’lere karþý Baðdad’ý korumalarý ve Zencilere karþý büyük desteði sayesinde bu büyük isyaný bastýrabilmiþtir.(Roy Mottahedeh, ‘The Abbasid Caliphate in Iran’, Cambridge History of Iran Vol. IV, Cambridge, 1975, s.78-79) 1. b Zenci Köle-iþçi Hareketi ve Ali b. Muhammed için Son Birkaç Söz Tam ondört yýl süren Ýslam tarihinin en büyük Zenci köle-iþçiler ayaklanmasýnda, beþyüz bin ile iki buçuk milyon arasýnda insan öldüðü sanýlmaktadýr. En büyük ayaklanma dedik, çünkü bu ilk Zenci köleler ayaklanmasý deðildi: Ýlk ikisi Emeviler döneminde, üçüncüsü ise Abbasi halifeliðinin kuruluþ yýlýnda gerçekleþmiþtir. 689-690'daki ayaklanma, iþ alanlarýný terkedip gruplar oluþturan Zencilerin, çiftliklere köylere baskýnlarda bulunarak, yaðma yapmalarýndan öteye gidemedi. Irak valisi Halid Musab b. al-Zübeyr'in ordusu onlarý kolayca yakalayýp hapse attý ve arkasýndan daraðacýna çektirdi. 694 yýlýndaki ikinci ayaklanmanýn daha iyi hazýrlandýðý görülüyor: Tanýnmýþ Emevi valilerinden alHaccac'a karþý, çok sayýda Zenci topluluklarý Rabah (Riyah) adýnda birini Þir-i Zenci (Zenci Arslaný) seçip, onun kumandasýnda ayaklanmýþlardý. Bu kiþi Abdullah Ýbn alJarud olarak tarihe geçmiþtir. Bir yýla yakýn süren hareket al-Haccac tarafýndan ezilmiþtir. Tarihsel kaynaklar, çok açýk olmamakla birlikte, 749-750'de ilk Abbasi Halifesi Abul Abbas al-Saffah'ýn 4000 kiþilik bir kuvveti Musul civarýndaki Zenci isyancýlarýn üzerine gönderdiðini söylemektedir. Çok büyük bir þiddet gösteren bu kuvvet bölgede kadýn, erkek ve çocuk on binden fazla insan öldürülmüþtür. Zenci köle toplumsal hareketleri Tabari'de (838-923) ve 12.yüzyýl bir baþka Arab yazarý Al-Kayravani'nin Kitab al-Uyun'dan bir pasajda deðiþik biçimlerde anlatýlmaktadýr (Alexandre Popovic, agy, s.22-23). Alexandre Popovic'in kitabýnýn Ýngilizce versiyonuna bir giriþ yazmýþ olan Jr.Henry Louis Gates büyük Zenci ayaklanmasýný þöyle deðerlendirmektedir: "Zenci topluluklar, genelde Ýslam ülkelerinde köle olarak bulunuyordu. Bütün köleler gibi onlar da efendilere göre, hýrsýz, kaçak, akýldan yoksun, belleði boþ bilgisiz insanlardý. Aðýr baský altýnda, yüzlerce ve binlercesi zorla kamplara týkýlmýþ, ailesiz, umutsuz bir avuç yiyecekle beslenen iþte bu köleler, Ali b. Muhammed'in önderliðinde 869 ile 883 yýllarý arasýnda, Bagdad'daki efendilerine baþkaldýrdý ve özgürlükleri için ölümüne savaþtýlar. 14 yýl boyunca çok önemli askeri zaferler kazanarak, hatta kendi baþkentlerini kurarak büyük baþarýlar elde ettiler. Abbasi imparatorluðunun doðrudan Irak, Mezopotamya ve Batý Ýran iran üzerinde ve dolaylý olarak Kuzey Afrika'dan Orta Asya'ya ve Hazar Denizi'nden Kýzýl Deniz'e uzanan topraklar üzerindeki üstünlüðüyle dünyanýn en güçlü devletlerinden biri olarak düþünüldüðünde, bu baþarýlar olaðanüstü bir biçimde önem kazanýr.."(A. Popovic, agy, s.XI-XII) Büyük Zenci köle ayaklanmasýnýn önderi Ali b. Muhammed'e, al- Burkui (peçeli), Sahib al-Zenci, Alevi al-Basri (Basralý Alevi), Sahib al- Rih (Rüzgarýn efendisi), al-Khabith (þeytan), al-Hain, alLain (lanetli), al-Habib (sevgili), al-Murýk (sapkýn), al-Fýsk al-Fücur(zina yapan, günahkar) vb. 10'dan fazla birbiriyle çeliþen anlamlarý içeren lakap ya da sýfatlar verilmiþtir.(A.Popovic, agy, s.193-194) Elbette ki bunlar, hem düþmanlarý hem yandaþlarýnýn ona nasýl baktýklarý ve hangi duygularla yaklaþtýklarýný açýkça göstermektedir. (SÜRECEK) 20 Mayýs 2006 Cumartesi Laikliði En Çok Kadýnlarýmýz Savunmalý Okumuþ yazmýþlarýn da bu konudaki durumlarý içaçýcý deðildir. Diyelim ki bir kitabý deðerlendiriyorsunuz. Kaçýmýz þu yollarý göz ardý edebiliyoruz? Kitabýn ya yazarýna bakýyoruz, ya yayýnevini göz önünde bulunduruyoruz, ya güvendiðimiz bir eleþtirmenin önerisiyle davranýyoruz, ya bir dostumuzun anlattýklarýný geçerli sayýyoruz, eðer kitap yabancý dilden çevrilmiþse çeviriyi yapanýn adý bizi yönlendiriyor. Bunlarýn tümü de bizi, düþünmenin, deðerlendirmenin yorucu zahmetinden kurtarmýyor mu? Aslýnda bu da bizim türbanýmýz deðil mi? Özgürlükten kaçýyoruz? Ýnsan olmanýn sorumluluðundan, onurundan ,özgürlükten kaçýyoruz.. Çünkü gerçekten güç iþtir, özgür ve onurlu olmak. Burada Varoluþçuluða hak vermek gerek, kendisini gerçekleþtiren insan olabilmek kahramanca bir çaba Hasan Tahsin Yýlmaz ister. Türban tartýþmalarýnda, gündeme alýnmasý gereken asýl konu; türbanýn neyi örttüðüdür. Bunu anlaþýlýr bir çözümleme ile ortaya koymadan, laiklik savunulamaz. Sesleri gür çýkan yaygaracýlar, türbaný neredeyse kutsal bir kimliðe kavuþturdular. Laikliðin tanýmýný deðiþtirmekten söz ediyorlar. Gerçek laikliðin, baþka bir þey olduðunu öne sürüyorlar. Batý’da türbanla okullara girildiðinden dem vuruyorlar. Ama Batý’nýn koþullarý ile bizim koþullarýmýzýn nice ayrý olduðundan, türbanýn asýl amacýnýn ne olduðundan tek söz etmiyorlar… Artýk, gizlenecek yaný kalmadý, türban, Türkiye Cumhuriyeti’ne karþý bir kalkýþma aracý olmuþtur. Bunun arkasýndaki güçler, Cumhuriyet’le görülecek bir hesap peþindeler. HACIBEKTAÞ’TA ETKÝNLÝKLER 19 Mayýs 2006 Cuma 19 Mayýs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramý Atatürk Anýtý ve Lise Bahçesi 20 Mayýs 2006 Cumartesi Aþýk Mahsuni Þerif anma etkinlikleri Hacý Bektaþ Veli Kültür Merkezi 21 Mayýs 2006 Pazar Hacýbektaþ ve Yükseköðretim Kurumlarýna Yardým Derneði “Bahar Þenliði ve Aþure Günü” Dedebað 1 SOLDAN SAÐA : 1) 1884-1963 yýllan arasýnda yaþadý. Ýki oðluda kendisi gibi birer ünlü müzisyen olan ve çok sayýda ilahi ve þarkýnýn sahibi bestecimiz. 2) Aðaçlarla örtülü geniþ alan. -Bira yapýmýnda kullanýlan bir bitki. 3) Okuyucu. -Gezgin derviþ. 4) Tasdik. -Tavýr, davranýþ. 5) Yer, yer yüzü. -Aðýr bir yükü kaldýrmak ya da çok kýsa mesafelerde yerini deðiþtirmek için kullanýlan aygýt. 6) Kimyada, Sodyum. -Etkisiz, iþe yaramaz. -Kapý'nýn ünsüzleri. 7) Esenlik. 8) Telli bir Hint çalgýsý. -Eldiven ve giysi yapýmýnda kullanýlan bir tür yumuþak deri. 9) Bir iç deniz. -Havada yol almak. 10) Çok hýzlý koþabilen bir Afrika antilopu. -Sýnýr niþaný. YUKARIDAN AÞAÐIYA : 1) Eksik, kusur. -Baþlýklý Maymun'da denilen, Orta Amerika'da sürüler halinde yaþayan bir maymun cinsi. 2) Uzaklýk, mesafe. -Irkçýlýk. 3) Bir koyun türü. -Bir yarýþýn belirli uzaklýðý kapsayan bölümlerinden her biri. 4) Lanetli. -Ýlgi. 5) Bir þeyin esas tutulan yüzü. -Baharat satýcýsý. 6) Baþkalýk, fark. -Ulak'ýn ünlüleri. 7) Baský. -Beddua, ah. 8) Balýkesir'in bir ilçesi. -Cehennem. 9) Yarýþ atlarýnýn 2 Niyazi BERKES’in anýt yapýtý Türkiye’de Çaðdaþlaþma’da, Osmanlý Ýmparatorluðu döneminde, iktidar peþinde koþanlar, ayaklandýklarýnda, hemen arkalarýnda gizlenebilecekleri bir din olgusu, dindarlar topluluðu buluyorlar. Bu planlarý hep tutmuþtur, þimdi de öyle düþünüyorlar. Televizyonlarda ya da yazýlý basýnda sözüm ona, inananlarýn haklarýný savunduklarýný öne sürenler, aslýnda o genç insan kalabalýklarýnýn arkasýnda kendilerini ve karanlýk emellerini koruma altýna alýyorlar. Bu yazý, türbana sokulan çocuklarýn, genç kýzlarýn, kadýnlarýn içine itildikleri (birilerinin siyasal ve toplumsal iktidarlarý uðruna) körkuyunun kapýsýný göstermekti. Öyle, türban, kadýnlarýmýzýn itildiði karanlýðýn kapýsýdýr. Kandýrýlmýþ bu insanlar, neleri yitirdiklerini belki de hiç anlayamayacaklar. En acýsý da budur! Oysa yaþamý yeþerten kadýnlardýr, baþta þairler olmak üzere sanatçýlardýr. Yaþama düþman olanlarýn ve diktatörlerin ilk olarak þairlere ve kadýnlara saldýrýsý boþuna mý? Ýnsan onuruna saldýrýlarý boþuna mý? Sanatýn içine tükürmeleri, Cumhurbaþkanlýðý Senfoni Orkestrasý’nýn ödeneklerinin bütçeden çýkarýlmasýný istemeleri boþuna mý? Çaðdaþlaþma yolundaki her adým, onlara karabasan oluyor. Francis Bacon, “Sanat, doðaya iliþtirilmiþ insandýr.” diyor. Laiklik, insan onurunu kazanmamýz için gereken ortamý hazýrlar… Ýþimize gelse de gelmese de… 3 4 5 6 7 8 9 10 20 Mayýs "Sessiz Dünya Sakinleri Haftasý" 1622. Osmanlý Ýmparatorluðu'nda isyancýlar, ordu ve yönetimde yenilik taraftarý Padiþah II. (Genç) Osman'ý tahttan indirip öldürdüler. 1795. Fransa'da kadýn kulüpleri kurulmasý yasaklandý. 1920. Ýlk hemþire okulu, Amiral Bristol Hemþire Mektebi hizmete girdi. 1928. Türkiye'de uluslararasý rakamlar kabul edildi. 1932. Avusturya þansölyeliðine Hýristiyan Sosyalist lider Engelbert Dollfuss seçildi. 1947. Adana'da Ýplik ve Dokuma Ýþçileri Kongresi yapýldý. 1948. Cumhuriyet Halk Partisi Meclis Grubu, Milli Eðitim Bakanlýðý denetiminde imam-hatip kurslarý açýlmasýna karar verdi. 1955. Akis dergisi yazý iþleri müdürü Cüneyt Arcayürek tutuklandý. 1959. Vatan gazetesi yazarlarýndan Sadun Tanju, saldýrýya uðradý. 1961. 27 Mayýs sonrasý ilk büyük iþçi mitingi, Eskiþehir'de binlerce iþçinin katýlýmýyla yapýldý. 1964. Ýstanbul Teknik Üniversitesi ve Orta Doðu Teknik Üniversitesi dýþýnda, üniversite ve yüksek okullara giriþte merkezi sýnav sistemi getirildi. 1965. Ürgüplü Kabinesi'nin Adalet Bakaný Ýrfan Baran "141 ve 142 kaldýrýlsa komünizm önlenemez," dedi. 1971. Kýsa adý TÜSÝAD olan Türk Sanayicileri ve Ýþadamlarý Derneði kuruldu. 1974. Türkiye Halk Kurtuluþ Partisi-Cephesi davasýndan yargýlanan ve 2 yýldýr tutuklu olan sinema sanatçýsý Yýlmaz Güney genel aftan yararlanarak tahliye oldu. 1981. Özgürlük Yolu ve kýsa adý DHKD olan Devrimci Halk Kültür Dernekleri adýyla bilinen Türkiye Kürdistaný Sosyalist Partisi davasý Diyarbakýr Sýkýyönetim Mahkemesi'nde baþladý. 1989. Çin'de Baþbakan Li Peng Pekin'de sýkýyönetim ilan etti. 1990. Romanya'da; Ýon Ýliescu cumhurbaþkaný seçildi. 1999. PKK yöneticilerinden Þemdin Sakýk ve kardeþi Arif Sakýk idam cezasýna çarptýrýldý. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 yedekte gezdirildikleri yer. -Golfta kazanýlan sayý. 10) Þehzadelerin bakým, eðitim ve öðretimiyle görevli kiniþe. -Taþýt numara levhasý. Bugün Doðanlar: 1799. "Ýnsanlýk Komedyasý"nýn yaratýcýsý Fransýz romancý Honore de Balzac. Bugün Ölenler: 1506. Amerika kýtasýna ulaþan ilk Avrupalý kaþif Kristof Kolomb. 1994. Eski Amerika Birleþik Devletleri Baþkanlarýndan John F. Kennedy'nin dul eþi ve Yunanlý armatör Aristotelis Onasis'in karýsý Jacqueline Onasis. Ayrýntý için: http://www.bianet.org/diger/arsiv.htm 6 20 Mayýs 2006 Cumartesi Mahsuni anlatýyor Kahramanmaraþ'ýn Afþin Ýlçesi... Afþin'in Berçenek Köyü... Köyün sahibi tek kiþi, yani bir aða. Köydeki Zeynel Cýrýk, aðaya çalýþan bir ýrgat. Ana Döndü ise ot toplayarak ailenin karnýný doyurmaya çalýþan cefakar bir kadýn. Babamýn dediði doðruysa, anamýn da dediði doðruysa 1943 yýlýnýn ocak 3'ünde Afþin'e baðlý Berçenek köyünde doðmuþum. O sýralarda doðum tarihi kimin umurunda ki... Bu yüzden Þerif'in doðum tarihi 1940 yerine 1943 yazýlýyor. Berçenek nasýl bir köy? Ýþte anlatýyor Mahzuni: Köyde ilkokul yokmuþ o zamanlar. Belli bir yaþa gelen çocuklar Elbistanýn Alembey Köyü'nde Hacý Lütfi Efendi' nin açtýðý Hafýz Kuran kursuna gidermiþ.Yaþým, öðrenim çaðýna geldiðinde babamýn isteði üzerine ben de Lütfi Efendinin medresesinde hafýz kursuna devam etmek üzere Alembey köyüne gittim, geldim... Bizim çevremizde kocaman bir yobaz bulutu döner. Hacý Lütfi Efendi hiç çekinmeden, canýnýn istediði þekilde, bilmediðimiz dillerle, bilmediðimiz isimlerle fetvalar verirdi durmadan. Arapçayý o zaman öðrendim. Þimdi Arapça yazýp okuyabiliyorum. Lütfi Efendinin medresesinde üç buçuk sayfada kaldým... Derken köye eðitmen, ardýndan öðretmen verildi. Devam ettiðim ilkokulu süresinde bitirdim. Asker olmak istedi: Gün oldu gönül bir þeye takýldý. O da þu: Arada sýrada Afþine, Elbistana subay kýyafetiyle dolaþan genç çocuklar görürdüm. Bunlar assubay okulu öðrencileri idi. Çevrenin etkisiyle olacak, askerliðe karþý büyük ilgim vardý. Tutturdum, ille ben de assubay olacaðým, diye. Bu isteðim yerine geldi. Öðrenim görmek, "subay olmak" için Mersin 3.Assubay Hazýrlama Okuluna baþladým. Bu arada þunu da belirteyim: Ben daha 1012 yaþýnda önlüklü bir ilkokul öðrencisi iken dayýmýn kýzý Emine ile niþanlanmýþtým, yine babamýn ve akrabalarýn isteðiyle. 1956 yýlýnda girdiðim Mersin Assubay Hazýrlama Okulunu 1959'da iftiharla bitirdim. Ordonat Tekniker sýnýfýna ayrýlarak sýnýfýna ayrýlarak Ankaraya Ordonat Tekniker Okuluna geldim. Bu okul þimdi benim yargýlandýðým okuldur; iþin daha ilginç yaný, bugün yargýlandýðým salon benim sýnýfýmdý. Burada çok kýsa süren bir eðitim-öðretimden sonra Sivasa gönderildim. Ekreol Tepede beþ ay stajerlik yaptým. 1960'ta ihtilalde payýmýz oldu. Cemal Babanýn emrinde biz bir grup genç silahlandýrýldýk. Dýþkapý bölgesi bize verildi. Yýl 1960 ýn kasýmý oldu. Bugün yargýlandýðým eski okulumun meydanýnda bana ilk Atatürk ödülü verildi. O günün hatýrasý olarak. Günün Ordonat Daire Baþkaný Reþat Ülgenalp in imzaladýðý ve gözlerimi öperek verdiði kitabý hala saklarým. 27 Mayýsýn verdiði ruhla olacak askerliði daha da sevmeye baþladým. Baþarýlarým beni bir yere doðru hýzla sürüklüyordu. Gün geçti ben de "HALKÇILIK" ruhu daha aðýr basmaya baþladý. Bu arada dayýmýn kýzý Emine ile evlenmiþtim. Bir kýzýmýz olmuþtu. Mutlu deðildim, anamýn babamýn kararý ile zorla evlenmiþtim. Çok sürmedi bu. Ýmam nikahý ile evlendiðim karýmý bir mektupla boþadým. Þimdi baðýmsýzdým bir ölçüde. Halkçýlýk ruhu beni baþka yerlere sürüklemeye baþlamýþtý. Sazý 1955-56 yýllarýnda okuldayken öðrenmeye baþlamýþtým. Þiirler yazmaða, türküler söylemeye baþladým. Buda pek uzun sürmedi. Okulu terk etmek zorunda kaldým. 1961 yýlýydý. Ankara'da Ýtalyan asýllý Sovina (Suna) isimli bir kýzla tanýþtým. Onunla evlenmeye karar verdim. Daha 14 yaþýndaydý Suna o zamanlar. Yasalara göre evlenmemiz mümkün deðildi. Suna'yý kaçýrýp, köye götürdüm... Annesi, babasý þikayet etmiþ... Bir yandan 14 yaþýndaki kýz kaçýrmýþ bir kiþi, bir yandan okul kaçaðý, bir yandan da askere gitme çaðý gelmiþ bir asker kaçaðý olarak aranýyordum. Bu aþk, gazetelere bile geçer. Mahzuni, adýný Suna yaptýðý Sovina'yý çok sever. Bu evlilikten Yýl 1972. Mahzuni Þerif, elinde sazý, Sivas'ýn Sivrialan Köyü'ne Aþýk Veysel'i ziyarete gider. Aþýk Veysel'e Mahzuni'nin geldiðini söylerler. Mahzuni içeri girince Veysel Baba ayaða kalkar. Yanýndakiler þaþýrýrlar. Çünkü Aþýk Veysel o tarihe kadar kimseyi ayakta karþýlamamýþtýr. Veysel Baba'ya neden Mahzuni'yi ayakta karþýladýðýný sorarlar. Veysel Baba'nýn cevabý çok açýktýr: 'Susun, gelen Pir Sultan olsa gerektir!' Ferhat, Þirin ve Emrah adlý üç çocuðu olur. Suna ve Oðlu Emrah 1964 yýlýnda dünyaya gelen oðullarý Emrah henüz bir kaç aylýkken Mahzuni, Suna ve Emrah'ý Babasý Zeynel'e emanet ederek, vatani görevini yapmak üzere askere gider. Bu arada hastalanan Emrah'ý, o zamanlar iki çocuk doktorunun bulunduðu Elbistan'a götürürler. Doktor tarafýndan hiç de iyi karþýlanmazlar. Bu olay mektupla askerde bulunan Mahzuni'ye bildirilir. Ýþte tüm Türkiye'nin tanýdýðý ''Acý doktor bak bebeðe / Berçenekten yaya geldim'' Türküsü o günkü olaya aitdir. Gel gör ki Suna, Mahzuni'nin bir arkadaþý tarafýndan kandýrýlýr, evi terk eder. Yýllar yýllarý kovaladý. Sazýmla baþ baþa kaldým. Ankara' da oturuyordum. Saz çalarak, þiir yazarak kendimi yetiþtirmeye çalýþýyordum. Serüven serüven üzerine geldi, geçti... Yýl 1963 oldu. "Doðuda Kýtlýk Var" ýn yazarý Halil Aytekin' le tanýþtýk. Onun aracýlýðý ile Fikret Otyam' ý bulduk... Benim ilk gazeteci dostum Fikret Otyam oldu. Yardým etti bize. Hürriyet Gazetesinden Cüneyt Arcayü rek' e gönderdi. Basýndan benim hakkýmda ilk yazý Cüneyt Arcayürek 'in imzasý ile Hürriyette çýktý. Bu dönem TÝP'in kuruluþ yýllarýna rastlýyordu. TÝP yöneticileriyle iliþki kurduk. Bize yalnýz onlar sahip çýkýyordu. Baþka kimseyi tanýmýyorduk, bizimle ilgilenen yoktu. Bir Aþýklar Derneði kurmamýz gerekti. Nedeni de þu idi. Türkiye de halk ozanalrý sürekli ezilmiþlik, yoksulluk içinde yaþamýþlardý. Bu durumdan tamamen olmasa da kurtulmalarý gerekti. Örgütlenmeleri gerekiyordu. Biz bu gerekeni yaptýk. Aþýklar Derneðini kurduk. Sesimizi duyurmaya, çeþitli yerlerde konserler vermeye çalýþtýk. Bu çabalarýmýzda da baþarýlý olduk. Dost Fikret Otyam' ýn ve Gazeteciler Sendikasý' nýn desteði ile konserler verdik. Zamanýn turizm bakaný Nurettin Ardýçoðlun' a çýktýk, yardým istedik. O zaman TRT doðrudan turizm bakanlýðýna baðlý idi. Radyodan N.Ardýçoðlu' nun direktifi üzerine Aþýk Ýhsani'ye Kul Ahmed' e ve bana söyleme izni verildi. Sendikanýn desteði ve yardýmýyla konserler verdik. Bunlarýn en önemlisi Büyük Sinemada verdiðimiz konserdi. Büyük ilgi toplamýþtý. Çabamýza destek oldu. Ondan sonra sesimizi yavaþ yavaþ duyurmaya baþladýk. Ve bu da uzun sürmedi sonunda... Önceleri ozanlarýn seçildiði Türk Halk Ozanlarý Derneðinin baþýna avukatlar getirilmeye baþladý. Ýlk kadersizliðimiz bu oldu. Daðýldýk ondan sonra da... Bu aralarda bir de Plak firmasý kurar. Kazanmaya baþladýðým paralarla 1968'de kendi adýma bir plak firmasý kurdum. Ama, ortaklarým Ayhan Coþkun ve Abas Sütçü'yle kýsa zamanda batýrdýk." Mahzuni Fatma Ýle Evleniyor Fatma, Elbistanlý'dýr ve uzaktan Mahzuni ile akrabadýr. Mahzuni, Fatma'yý beðenir, sever ve ister. Gel gör ki ailesi, çocuklu ve baþý belalý bir adama kýz vermek istemezler. Sonunda Fatma, Mahzuni ile evlenir. Yýl 1971'dir. Fatma, Mahzuni'nin þiirlerine Fadime olarak girer. Bana bir mücadele gerekiyordu. Kime ve neye karþý? Gün geçtikçe görerek, duyarak, sezinleyerek, okuyarak bunu daha iyi anlamaya baþladým. Bütün benliðimle kendimi saza verdim. Çalýyordum, söylüyordum ama çalýþmalarýma bir yöntem vermem gerekiyordu. 1971 yýlýnda askeri darbe sonucu Süleyman Demirel hükümeti devrilmiþ, Nihat Erim baþkanlýðýnda bir hükümet kurulmuþtu. Bu hükümet sol kesime karþý þiddetli baský uygulayýnca Mahzuni Þerif türküyü patlatmýþtý. Çýkardýðý 45'lik plak, 'Erim erim eriyesin/Sürüm sürüm sürünesin' diyordu. Ne demek o zaman baþbakana böyle türkü yakmak. Hemen tutuklanýr ve 10.5 ay cezaya çarptýrýlýr. Mahzuni Hapiste Deniz Gezmiþ ve arkadaþlarýnýn asýlmasýný protesto için, "Erim Erim eriyesin" diye bir türküden yargýlanýrken, Mahkeme Baþkaný, "Erim'in plaðýnýn çalýnmasýný" istedi. Olayýn ilginç yanýna bak! Bütün heyet, gazeteciler ve dinleyiciler herkes orda. Plaðý koydular. Hakim, yargýlamayý unutmuþ, kalemi almýþ eline tempo tutuyor! Ben de güldüm tabii bu duruma. Gülünce hakim beni azarladý. Savcý da ona katýldý. "Bak, mahkemeyle alay ediyor, gülüyor" dedi. Siz olsanýz nasýl gülmezsiniz? O zaman rahmetli Baþbakan Nihat Erim'in ifadesi geldi. "Bir halk ozaný, Baþbakan'ý sevmek mecburiyetinde deðildir." gibi bir ifadede bulunuyordu. Erim, þikayetçi olsaydý 4 yýl yerdim. Olmadýðý için 10.5 ay yattým. Yýl 1972. Mahzuni Þerif, elinde sazý, Sivas'ýn Sivrialan Köyü'ne Aþýk Veysel'i ziyarete gider. Aþýk Veysel'e Mahzuni'nin geldiðini söylerler. Mahzuni içeri girince Veysel Baba ayaða kalkar. Yanýndakiler þaþýrýrlar. Çünkü Aþýk Veysel o tarihe kadar kimseyi ayakta karþýlamamýþtýr. Veysel Baba'ya neden Mahzuni'yi ayakta karþýladýðýný sorarlar. Veysel Baba'nýn cevabý çok açýktýr: - 'Susun, gelen Pir Sultan olsa gerektir!' Mahzuni bu, durmaz ki bu kez 1973 yýlýnda halký suça teþvik etmekten tutuklanýr. Ankara'da Sýkýyönetim Mahkemesi'nde yargýlanýr. Fatma Haným, o günleri anlatýrken diyor ki: 'Mahzuni ile evliliðimizden Derya, Ali, Þeyda ve Yetiþ adlý dört çocuðumuz oldu. Gel gör ki çok çektik. Evlendikten 6 ay sonra onu tutukladýlar. Derya'nýn doðduðu gün tahliye oldu. Çocuk 27 günlük iken yeniden tutukladýlar. Antep'teyiz... Neþet Ertaþ evimize misafir gelmiþ. Geceleyin köylü kýyafeti giymiþ birileri geldiler, Mahzuni'yi aldý götürdüler. Polis, candarma onun peþinde. Sanki ülkeyi biz batýrmýþýz. Öyle bir baský, öyle bir baský. Mahzuni bir gün dýþarýda ise iki gün içeride. Ýþte böyle geçti hayatýmýz.' Bu söyleþinin tamamý (www.mahzuniserif.com) Parçalý Bulutlu En Yüksek 0C 24 En Düþük 0C 11 Atatürk Ýlköðretim Okulu yýl sonu etkinliði Sokak köpekleri içinönlem istendi HACIBEKTAÞ - Þehir içinde baþýboþ dolaþan sokak köpekleriyle ilgili önlem alýnmasý istendi. Zir, Sava ve Bala Mahalleleri sakinleri Belediye Baþkanlýðý’na verdikleri ortak dilekçeyle, baþýboþ dolaþan sokak köpekleri konusunda önlem alýnmasýný istediler. Zir, Savat ve Bala Mahalesi’nde oturan Zeliha Gökçe, Semiha Ulutaþ. Cemal Ünalan, Yusuf Kayadere, Mehmet Gökçe, Abbas Gökçe, Ýbrahim Gökçe, Cennet Toprak, Fatma Demirci, Naki Akyürek, Yosma Güneþ, H.Ýbrahim Benktaþ, Zekine Anýl, Kudret Kani, Makbule Ersoy, Selçuk Anýl, Aziz Aksu, Orhan Kýrmacý, Zakir Zengin’in imzalayarak Belediye Baþkanlýðý’na verdikleri dilekçede þöyle dediler: “Ýlçemiz Zir, Savat ve Bala Mahallesi sakinlari olarak baþýboþ köpeklerden sürekli rahatsýz olmaktayýz, çocuklarýmýzý okula gönderemiyoruz. Akþamlarý ev ziyaretlerini yapamýyoruz, bu konu hakkýnda gerekli iþlemin yapýlmasýný saygýlarýmýzla arz ederim” Öte yandan, geçtiðimiz hafta içinde hükümet yayýnladýðý bir genelgeyle, yerel yönetimlerin; sokak köpeklerini ve sahipsiz diðer hayvanlarla ilgili veteriner, barýnak gibi gerekli koþullarý yaratmakla yükümlü olduklarýný bildirmiþti. "Nükleer silahlar ABD'ye geri gönderilsin" BÝA Haber Merkezi Greenpeace Akdeniz Çevre Örgütü, bugün (Çarþamba) Ankara'da yayýnladýðý Kuzey Atlantik Paktý (NATO) raporunda Türkiye, Avrupa hükümetleri ile birlikte, Amerika Birleþik Devletlerine (ABD) ait NATO ülkelerindeki nükleer silahlarýn geri göndermesini talep ediyor. Rapora göre, NATO'nun varoluþ amacýný yeniden gözden geçirmesi, liderlerin nükleer nükleer silahlarýn kaldýrýlmalarýný ve küresel güvenliði artýrmalarý için çok önemli bir fýrsat. "Nükleer silahlarýn ABD'ye gönderilmesi güvenlik için þart" Greenpeace Uluslararasý Genel HACIBEKTAÞ - Atatürk Ýlköðretim Okulu yýl sonu gecesi yapýldý. Dün gece Hacý Bektaþ Veli Kültür Merkezi’nde gerçekleþtirilen 20052006 Öðretim Yýlý, yýl sonu etkinliðinde öðrenciler beðeni topladý. Atatürk Ýlköðretim Okulu öðrencileri hazýrladýklarý tilatro, müzik ve þiir etkinliklerinin yanýnda, çeþitli sanatçýlarýn taklitlerini yaparak izleyenlere hoþ dakikalar yaþattýlar. Etkinlik sonunda öðrenci velileri salondan mutlu ayrýldýlar. Direktörü Dr. Gerd Leipold, Greenpeace Akdeniz Nükleer Silahsýzlanma Kampanyasý Sorumlusu Aslýhan Tümer'le birlikte Ankara'da yaptýðý basýn toplantýsýyla, Türkiye hükümetine, güvenliði koruyan, yaþama gücünü netleþtiren ve ABD'ye ait nükleer silahlarýnýn neden gitmesi gerektiðini anlatan bir rapor sundu. Dr. Leipold, "90 tane nükleer silahýn ABD'ye geri gönderilmesiyle, Türkiye kendi güvenliðine olan tehlikeyi kaldýrýr ve nükleer silahlardan arýndýrýlmýþ bir Ortadoðu ve nükleersiz bir dünya için güven tazeler" dedi.
Benzer belgeler
Kenzi Baydır - Hacibektaslilar
bunun yolu da bellidir: Çamurun içine
girmek, sokakta olmak, sokaðýn dilini,
konuþmak... Bunlar olursa sol alternatif
de olur, iktidar da...