Dergiyi Görüntüle

Transkript

Dergiyi Görüntüle
AYIN MAKALESĠ
Hasan Zeki SÜZEN
Yeminli Mali MüĢavir
KAYBOLAN FATURALAR
ĠĢletmelerin faaliyetlerini değiĢik mekanlarda yürütmeleri,
basılı kağıt envanterlerinde aksaklıklar ve benzeri nedenlerle
baĢta fatura olmak üzere bazı belgeler kaybolmaktadır. Hatta
bazı durumlarda defterlerin bile kaybolduğu malumdur.
Bilgisayar ortamında defter tutma uygulaması baĢlandıktan sonra
artık fiziki kayıplara pek rastlanmıyor.
Bu yazımızda faturaların kaybolması halinde vergi
uygulaması bakımından alınabilecek önlemlere değineceğiz.
1- Vergi Ġdaresinin Uygulaması:
Yazımızın sonunda özetlerini vereceğimiz yargı kararlarının
içeriğinden de anlaĢıldığı üzere, yargı kararları idarenin
uygulamasını benimsemiĢ durumdadır. YerleĢen uygulamaya
göre faturaların kaybolduğu dönemde hesaplanan fatura baĢına
ortalama hasılat tutarı kaybolan fatura sayısıyla çarpılarak
matrah farkı tesis edilmektedir.
Kayıp faturalar, ya mükellefin kendiliğinden bildirmesi ya da
idarenin tespiti ile ortaya çıkmaktadır. Hasılat tespiti denetim
elemanlarının incelemesiyle yapılmaktadır. Gerçekten kaybolan
faturalar muhasebe bakımından hiçbir iz taĢımamaktadır.
Dolayısıyle, kaybolduğunun mükellef tarafından, kullanıldığının
idare tarafından ispat edilmesi gereklidir.
Vergi
incelemesinin amacı
ödenmesi
gereken
verginin
doğruluğunu tespit etmektir. Dolayısıyle, denetim elemanlarının
envanter imalat, randıman hesapları ile kayıp faturalara iliĢkin
hasılata ulaĢması beklenir.
Öte yandan, vergiyi doğuran olayın esası mükellefle ilgili para ve
mal hareketlerini ortaya çıkarmaktır. Bu tespitler yapılmadan
aritmetik iĢlemle matrah farkı tesisi varsayımına dayalı matrah
farkı yaratmaktan baĢka bir Ģey değildir.
1
2- Mükellefin Yapacağı ĠĢlemler:
Faturaların kaybolduğunun anlaĢıldığı tarihe kadar ilk
yapılacak iĢ olayın iĢletme içinde düzenlenecek bir tutanakla
tespit edilmesidir. Düzenlenen tutanakta iĢletmeyle ilgili
muhasebe sorumlusu, sahip veya genel müdür ile satıĢ bölümü
sorumlusunun imzaları bulunmalıdır. Tespit tutanağında;
kaybolan faturaların seri ve no‟su, gerekli araĢtırmanın
yapılmasına rağmen bulunmadığı, gazete ilanının verileceği
mahkeme tespiti ve vergi dairesine bildirim konularına yer verilir.
Bu iĢlemden sonra bir gazeteye ilan verilmesi gerekiyor.
Ġlan metninde kayıp faturaların seri ve sıra no‟su ile adedine yer
verilir.
Daha sonra tutanak ve gazete ilanıyla birlikte, olayın
tutanağa bağlandığı tarihten itibaren (15) günü geçirmeden
mahkemeye baĢvurularak tespit davası açılmalıdır. Dava
dilekçesinde kayıp faturaların geçersizliği ve zayi belgesi
verilmesi talep edilmelidir.
Mahkeme kararı alındıktan sonra (lehe veya aleyhe) bir
dilekçe ekinde tutanak ve gazete ilanı ile birlikte vergi dairesine
bildirimde bulunulur.
Önceki bölümde değindiğimiz üzere, dilekçede iĢletmenin
ilgili dönemde envanter, randıman, imalat, para ve mal hareketi
hakkında ayrıntılı bilgiler verilmelidir. Bu Ģekilde idare tatmin
olursa matrah farkı tesisi yoluna baĢvurmayabilir.
3- Vergi Yargısının Kararları:
Eski tarihli yargı kararları mükellef lehinedir. Bu kararlarda
faturalar seri ve sıra takip etmekle birlikte kaybolan faturaların
kullanıldığı konusunda idarece bir tespit yapılmadan varsayıma
dayalı vergi tarhiyatı yapılmayacağından bahsedilmektedir.
Ayrıca kaybolan faturaların diğer mükelleflerin defterlerine
gider olarak kaydedildiği konusunda idarece bir tespit yapılmıĢ
olmalıdır. Kayıp faturaları kendiliğinden idareye bildiren
mükellefin iyi niyetli olduğunun kabulü gerekir. Kayıp bildiriminin
kısa süre içinde yapılmıĢ olması da mükellef lehine
değerlendirilmektedir.
Daha sonra verilen ve bir kısmı dava dairelerine ait kararlar
mükellef aleyhindedir.
2
Bu kararlarda, vergi usul yasasına göre faturaların belli bir
sıra takip etmesi ve bu sıraya göre düzenlenmesi, dolayısıyle
önceki
faturaların da kullanıldığının kabulü gerektiğine
değinilmektedir. Ayrıca kayıp faturaların kullanılmadığının ticari
örf ve teamüle göre ve diğer ispat vasıtalarıyla mükellef
tarafından ispat edilmesi istenmektedir.
Konu hakkında verilen bazı yargı kararlarının özeti aĢağıya
alınmıĢtır:
DanıĢtay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu
Tarih
: 07.04.2000
Esas No : 1999/441
Karar No: 2000/134
Faturaların Belli Bir Sıraya Göre Düzenlenmesi
Cilt halindeki faturalarınbelli bir sıra takip etmesi ve bu sıraya
göre düzenlenmesi gerektiğinden, kullanıldığı tespit edilen
faturalardan önceki faturaların da kullanıldığının kabulü gerekir.
Ġzinsiz bastırılan bir adet faturanın kullanıldığı tespit edildiğinde
ve bu husus davacı tarafıdan da kabul edildiğine göre, izinsiz
bastırılmıĢ olsa dahi tek faturanın bastılrılması ekonomik ve ticari
icaplara uygun olmadığından, kullanıldığı saptanan faturanın
izinsiz olarak bastırılan bir cildin içerisindeki fatura olduğu ve
numara sırasına göre, söz konusu faturadan önceki faturaların
tamamının kullanıldığının kabulü, Vergi Usul Kanununun 3‟üncü
maddesinin (B) bendi hükmü gereğidir. Olayda ise söz konusu
faturaların basılmadığına ve kullanılmadığına iliĢkin herhangi bir
kanıt mevcut olmayıp, durumun özelliğine göre, matrahın
belirlenmesinde kullanılan fatura tutarının esas alınmasında da
hukuka aykırılık bulunmadığından, aksi yönde verilen ısrar
kararında yasal isabet görülmemiĢtir.
DanıĢtay Dokuzuncu Daire
E. 1998/1351 – K.1999/2096
Özü : Kaybolduğu Bildirilen Faturaların Kullanıldığı Yönünde Bir
Tespit Yapılmadan Vergi Salınamaz.
Ġstemin Özeti : Yükümlü adına tarh edilen KDV‟nin iptali
istemiyle açılan davayı: dosyanın incelenmesinden yükümlünün
iĢini terk ettiği, iĢi terk sırasında fatura ve sevk irsaliyesinin
kaybolduğu vergi daiaresine bildirildiği, bunun üzerine yapılan
vergi incelemesinde inceleme elemanınca davacının kullandığı
beĢ adet fatura ile elde edilen hasılatın……
3
DanıĢtay Dördüncü Daire
Tarih : 24.09.1998
Esas No : 1998/1568
Karar No : 1998/3290
VUK Md. 30 Faturaların Kaybolduğunu Kendiliğinden
Bildiren Mükellefe Matrah Farkı Bulunamayacağı
Bir cilt faturayı kaybettiğini kendiliğinden vergi dairesine bildiren
mükellefin, sözkonusu faturaları kullandığı yöününde bir tespit
olmadan, kıyas yoluyla matrah farkı bulunamaz.
DanıĢtay Dokuzuncu Daire
Esas No : 1999/2428
Karar No : 2001/998
Özet : BoĢ olarak kaybolduğu ileri sürülen Fatura cildinin,
varsayımla kullanıldığı kabul edilerek bulunan matrah farkı
üzerinden cezalı tarhiyat yapılmayacağı Hk.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi
Tarih : 23.01.2006
Esas : 2005/442
Karar : 2006/365
 FATURALARIN ÇALINDIĞININ TESPĠTĠ (BoĢ Faturalar
Hakkında Zayi Belgesi Ġstenemeyeceği Davacının 15 Günlük
Hak DüĢürücü Süreyi de Geçirdiği Gerekçesiyle Davanın
Reddine Karar Verilmesinin Ġsabetsiz Olduğu)
 FATURALARIN GEÇERSĠZLĠĞĠNE KARAR VERĠLMESĠ TALEBĠ
(BoĢ Faturalar Hakkında Zayi Belgesi Ġstenemeyeceği
Davacının 15 Günlük Hak DüĢürücü Süreyi de Geçirdiği
Gerekçesiyle Davanın Reddine Karar Verilmesinin Ġsabetsiz
Olduğu)
 ZAYĠ BELGESĠ (BoĢ Faturalar Hakkında Ġstenemeyeceği
Davacının 15 Günlük Hak DüĢürücü Süreyi de Geçirdiği
Gerekçesiyle Davanın Reddine Karar Verilmesinin Ġsabetsiz
Olduğu)
4
Ticaret Kanunu Md. 63, 68
Özet : Davacı faturaların çalındığının tespitine ve
geçersizliğine karar verilmesini talep ve dava etmiĢtir.
Mahkemece, iddia ve dosya kapsamına göre, boĢ faturalar
hakkında zayi belgesi istenemeyeceği, öte yandan, davacının
15 günlük hak düĢürücü süreyi de geçirdiği gerekçesiyle,
davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Karar : Davacı vekili, müvekkil Ģirketin 14 adet faturayı içerir
bir cilt fatura koçanının, Ģirket elemanının otomobili içerisinde
22.12.2003 günü otonun camının kırılarak çalındığını,
faturaların kullanılması halinde Ģirketin zarara uğrayacağını
ileri sürerek, faturaların çalındığının tespitine ve geçersizliğine
karar verilmesini talep ve dava etmiĢtir.
Mahkemece, iddia ve dosya kapsamına göre, boĢ faturalar
hakkında zayi belgesi istenemeyeceği öte yandan, davacının
15 günlük hak düĢürücü süreyi de geçirdiği gerekçesiyle,
davanın REDDĠNE karar verilmiĢtir.
DanıĢtay Vergi Dava Daireleri
Tarih : 06.07.2006
Esas No : 2006/89
Karar No : 2006/216
(213 sK, VUK Md. 3/B)
Kaybolan Faturalar
Kaybolan 10 cilt faturadan sonuncu ciltten bazılarının
kullanıldığının tespiti halinde sonuncu cildin kullanıldığının kabulü
gerekeceği hk.
DanıĢtay Yedinci Daire
Tarih : 25.06.2001
Esas No : 2000/6998
Karar No : 2001/2354
Kullanılmayan Faturaların Ġbraz Edilememesi
Kullanmadığı faturaları ibraz edemeyen mükellef adına takdir
komisyonu kararına dayanılarak tarhiyat yapılmaz.
Ġstemin Özeti : Akaryakıt istasyonu iĢletmeciliği iĢini terk eden
davacı Ģirketin, kullanmadığı 4 cilt faturayı, kaybettiğinden
bahisle vergi…..
5
DanıĢtay Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No : 2005/172
Karar No : 2005/279
Özü : En Son Kullanılan faturadan önceki faturaların da
kullanıldığının kabulü gerekir.
Ġstemin Özeti : Davacı iĢlemlerinin incelenmesi sonucu bir kısım
hasılatını sahte fatura ile belgelendirdiği yolunda düzenlenen
vergi inceleme raporuna dayanılarak adına resen katma değer
vergisi salınmıĢ kaçakçılık cezası kesilmiĢtir.
Vergi Mahkemesi kararıyla nakliyecilik faaliyetinde bulunan
davacının Anonim ġirketine düzenlenmiĢ olduğu faturayı Vergi
Usul Kanunu hükümlerine aykırı bir Ģekilde bastırıldığının tespiti
üzerine bu faturanın tek olarak basılamayacağı izinsiz bastırılan
faturaların bir cilt olduğu ve bu faturaların numaraları arasında
kalan toplam 29 adedin…
Yaptığımız çalıĢmada kaybolan faturalarla ilgili bir tebliğ
hükmüne ve içtihadı birleĢtirme kararına rastlanmamıĢtır. Böyle
önemli bir konuyu Bakanlığın dalgalanmaya bırakmaması gerekir.
Ya içtihad birleĢtirme kararının çıkması hızlandırılmalı, ya da bir
tebliğ veya iç genelge hazırlanarak konu çözüme ulaĢtırılmalıdır.
6
AYLIK BÜLTEN DĠZĠNĠ
Sayı: 77 MART-NĠSAN 2007
Ayda Bir Yayımlanır.
Adres:
Kıbrıs ġehitleri Cad. Kervan Apt. No:7
Alsancak/ĠZMĠR
Yazı DanıĢma
ve Okuma
Kurulu
Hazırlayanlar
Ünal AYDIN (YMM)
AyĢe AKAY (Yazı ĠĢleri
(Genel Yayın Sorumlusu)
Sorumlusu)
Hasan Zeki SÜZEN (YMM)
(Genel Yayın Sorumlusu)
BANKA
ODAMIZ BANKA HESAP NUMARALARI
ġUBE
HESAP
ġUBE
KODU
NUMARASI
ZĠRAAT BANKASI
ALSANCAK
5004
YAPI KREDĠ
BANKASI
MUSTAFABEY
Not: Bültenimizde yayımlanan makaleler
olmayıp yazanların kiĢisel görüĢleridir.
7
6969135
65248362
Odamızın
görüĢü
I-
ODAMIZDAN HABERLER
+ OLAĞAN GENEL KURUL 12 MAYIS’TA YAPILIYOR:
Odamızın olağan mali genel kurulu (12 ) Mayıs Cumartesi
günü Karaca Otelinde yapılıyor. Genel Kurul gündemi tüm
üyelerimize gönderilmiĢtir. Dönem içinde kağıt ortamında ve
elektronik ortamda ne kadar haberleĢirsek, haberleĢelim
kuvvetli bir katılımla birlikte olmak istiyoruz. Her zaman
olduğu gibi genel kurulun ardından kokteyl verilecektir.
+ 3 MAYIS’TA FAĠK ÖZTIRAK KONUġMACI
KONUĞUMUZ :
Meslek içi eğitim komitemizin çalıĢmaları çerçevesinde Faik
Öztırak (3) Mayıs günü Karaca Oteli salonunda YMM‟ler için bir
konuĢma yapacaktır. Kemal DerviĢ döneminde Hazine
MüsteĢarı olan Öztırak‟ın konuĢma konusu ülkemizin ekonomik
durumu hakkında olacaktır. Üyelerimizden katılım bekliyoruz.
+ YMM’LERĠN KENDĠNĠ GELĠġTĠRME VE MESLEKĠ
SORUNLARI KONULU TOPLANTI:
Ġnsan kaynakları Uzmanı ve yönetim danıĢmanı Nihat Akyol ile
YMM Ekrem Kayı‟nın konuĢmacı olduğu toplantı Karaca Oteli
salonunda yapıldı. Etkinlik Meslek içi eğitim komitesi
tarafından düzenlendi. Toplantıya Hesap Uzmanları Izmir Grup
BaĢkanı Mehmet Dikici ile Ġzmir SMMMO Oda BaĢkanı
Feyzullah Topçu ve
DanıĢma Meclisi üyeleri de katıldı.
Üylerimizden katılım sayısı (35) idi. Takdir edilirki böyle az bir
katılım Odamızın yapacağı sosyal ve teknik etkinliklerde
cesaretimizi kırıyor. Ayda bir yarım gün bir araya gelip mesleki
ve teknik sorunlarımızı tartıĢmanın hepimize katkısı olacağına
inanıyoruz.
8
+ EN FAZLA VERGĠ ÖDEYEN ÜYELERĠMĠZ:
Vergi Dairesi BaĢkanlıklarının yaptığı açıklamaya göre en
yüksek vergi ödeyen (5) üyemiz aĢağıdaki gibidir. Kendilerini
tebrik ediyor ve 2007 yılında da bol kazanç diliyoruz.
12345-
Turan ÖZTÜRK
Ġzzet ÖZER
A.Akif ERCAN
Ġsmini açıklamıyor
Asım GEZER
+ TAM TASDĠK SÖZLEġME DÖNEMĠ:
2007 yılına iliĢkin sözleĢmeler (2116) adet olarak
tamamlandı. Geçen sene yapılan sözleĢme sayısının (2008)
olduğunu dikkate alırsak her Ģeye rağmen mükelleflerin tasdik
alıĢkanlıklarının devam ettiğini söyleyebiliriz.
+ SERBETS BÖLGE DAVALARI:
Birçok meslekdaĢımızı ilgilendiren serbest bölge davaları
DatıĢtay‟dan çıkmaya baĢladı. Bilindiği üzere, serbest
bölgedeki iliĢkili firmalar kullanılarak yapılan ihracat ve ithalat
iĢlemleri dolayısıyla orada bırakılan karlar örtülü kazanç
hükümleri bakımından reddedilmiĢti. Konunun daha iyi
izlenmesi bakımından aynı olayın mahkeme ve danıĢtay
kararları arka arkaya izleyen bölümlerde verilmiĢtir.
+ YMM’LERĠN MADDĠ VE MANEVĠ TAZMĠNAT DAVASI
AÇMASI:
Sorumluluk
uygulamasının
mevcut haliyle
YMM‟leri
huzursuz ettiği herkesin malümudur. Bu konuda yıllardan beri
yapılan çalıĢmalardan bir netice henüz alınamamıĢtır. Çözümün
Kanun değiĢikliği ile bulunacağı anlaĢılmaktadır.
9
En iyi çözümün en azından maddi sorumluluğun alınan ücretle
orantısının kurulmasıdır. YMM Oda BaĢkanları toplantısın sürekli
gündeminde yer alan bu konunun bir an evvel çözüme
kavuĢturulmasını umuyoruz.
Bültenimizin izleyen bölümlerinde bir YMM tarafından açılan
davanın mahkeme ve danıĢtay kararlarını bulacaksınız.
+ VEFAT VE BAġSAĞLIĞI:
Geçtiğimiz günlerde üyemiz Hüsnü Kızılyallı ve Erdinç
Mayacı vefat etmiĢtir. Ayrıca üyelerimizden Ceyhan As‟ın
kayınvalidesi, Ġbrahim Güner Bakırlıların annesi, Ġlhan TaĢbaĢ‟ın
baldızı vefat etmiĢtir. Vefat edenlere Allahtan rahmet,
sevenlerine sabır diliyoruz.
Mayıs- Haziran sayısında buluĢmak dileğiyle…
10
ODAMIZA GELEN YAZILAR
VERGĠ GELĠRLERĠNĠNĠ ARTIRMANIN YOLLARI
Prof.Dr.Adnan GÜLERMAN
Yeminli Mali MüĢavir
Önce size yıllarca önce yaĢanmıĢ bir olayı anlatmak isterim.
Ankara‟da (... ) caddesinde bir hazır elbise mağazasının iyi
kazanan sahibi bir de ( ... ) taki ġehir ÇarĢısında ġube açtıktan
sonra, ( ... ) da üçüncü mağaza ile geliĢmesini sürdürüyor.
Ankara‟ya gelmeden önce bir kasabada yaĢayan bu kimse
oradan da evlenmiĢ.Ankara‟ya gelince, kazancının yüksekliğinin
etkisi ile bir de evlilik dıĢı iliĢkisi baĢlamıĢ.
Ġki evin önünde birer lüks otomobil. Ġki evin çocukları Koleje
devam ediyor.
Konfeksiyoncu sık sık yabancı atraksiyon gruplarının gösteri
yaptığı gazinoda eğlendikten sonra, geceyi bayan sanatçılardan
biri ile noktalıyor.
Yıl sonunda bilanço çıkıp beyannamesinin düzenlenmesi
aĢamasında Mali MüĢaviri ile “Bu yıl hiç kazanmadım”pazarlığına
baĢlıyor. Mali MüĢavirin “Bütün bunlar iyi kazanmanı göstermiyor
mu?” sorusuna “Devlet benim yediğime içtiğime mi karıĢıyor?”
karĢı cevabını verdikten sonra MüĢavirine de “Anlamıyorum yani,
Hem sana MüĢavirlik ücreti ödüyorum, hem devlete vergi
verdiriyorsun” siteminde bulunuyor.
Bana
anlatılan
yaĢanmıĢ
bu
olayın
benzerlerine
meslektaĢlarımın pek çoğu çalıĢma hayatında karĢılaĢmıĢlardır
veya bu tür hikayeleri duymuĢlardır.Zaten, beyanname
döneminin ardından basına da yansıyan , mesleklere ait kazanç
listeleri de , yukarıda naklettiğim olayı doğrular niteliktedir.
YaĢantıları oldukça iyi görünen bu meslek sahiplerinin bir
yıllık kazançları ve ödedikleri vergiler asgari ücretlinin yıllık
kazancı dolaylarında görülmektedir.
11
Yıllar yılı bu
karĢısında yapılan
sağlanan matrah
edileceği beyanatını
tablo değiĢmez ve yetkililer de bu tablo
denetimleri , bu denetimler sonucunda
farklarını anlatarak, denetimlere devam
verirler.
Sanayiciler ve tüccarlar vergi, prim v.s. olarak yüksek
ödemelerden yakınarak , “Bu ödemelerin sonunda elde avuçta
vergisini ödeyecek kazanç mı kalır?” demeye getirirler.
Aslında bu durum kısır döngüdür. Vergisini yeterince
alamayan devlet dolaylı vergileri istihdam vergilerini artırma v.s.
gibi önlemlerde Devlet bütçesinin iki yakasını bir araya getirmeye
çalıĢırlar.
SatıĢ fiĢi verme zorunlu olduğu halde yaptığımız
alıĢveriĢlerde sıklıkla fiĢ vermeme, “FiĢ istiyor musunuz?” gibi
soruyla karĢılaĢma veya “fiyat fiĢ alırsanız bu kadar fiĢ
almazsanız Ģu kadar” hitabıyla karĢılaĢırsınız.
1970‟lerin ilk yıllarını hatırlarım. Ankara‟da Sakarya
Caddesindeki bir hırdavatçıdan satın aldığı pensenin parasını
ödedikten sonra fiĢ almadan dükkandan çıkan müĢterisinin
arkasından tezgahın üstünden atlayarak yetiĢen iĢletmeci bir eli
ile müĢterisinin kolundan yakalayıp
öteki eli ile satıĢ fiĢini
müĢterisinin gözüne sokarcasına “BaĢımı derde mi sokacaksın?
Dükkandan fiĢini al çık da sonra fiĢi ne yaparsan yap” diye feryat
etmiĢti.
ġimdi ise bazı yerlerde, satıĢ fiĢinizi istediğiniz zaman, sanki
suç iĢlemiĢ gibi oluyorsunuz.
Tarih sayfalarını çevirip günümüze gelindiğinde, gelir ve
kurumlar vergisi beyannamelerinin verildiği aylardan sonra hangi
meslek gruplarının ne kadar büyük kazanç gösterip, o ölçüde
düĢük vergi ödediklerini okumamız bir alıĢkanlık haline geldi.
YaĢadığımız
Ģu
aylar
Gelir
ve
Kurumlar
vergisi
beyannamelerinin verilmesi zamanı. Birkaç ay sonra meslek
gruplarının yıllık ortalama kazançları ile ödedikleri Ortalama Gelir
ve Kurumlar vergilerine ait listeler yer alacaktır. Bu listeler
incelendiğinde değiĢen bir durum olmadığı herhalde görülecektir.
12
ĠĢte size önceki yıllarda da sıkça rastladığımız , basında yer
alan iki haber baĢlığı,
- 4,5 milyon kiĢinin KayıtdıĢı Ġstihdam faturası 16,1 milyar
YTL. yi buluyor.
- Teknolojik denetime ağırlık veren Gelir Ġdaresi 909 naylon
faturacının 4 bin 423 Ģirket
Üzerinden 1,2 milyar YTL. tutarında sahte belgeyi
ekonomiye enjekte ettiğini belirledi.
Birinci haberdeki “kayıt dıĢı” haberinin
tutarını kimin ve hangi denklemle YTL.
hesapladığını bilmemekle birlikte , nerede
50‟sini bulan vergi ve prim giderlerinin bu
kaynağı olduğunu tahmin edebilmek için de
ve yüksek istatistik bilmek gerekmiyor.
miktar ve parasal
cinsinden tutarını
ise ücretin yüzde
çarpıklığın baĢlıca
yüksek matematik
Birkaç kiĢi ile dertleĢtiğiniz de, kayıt dıĢı istihdam ile ilgili
ilk bilgilere ulaĢabiliyor-sunuz
Hatta, pek çok kayıt içi istihdamda da kayıt dıĢılığın
mevcudiyetini öğrenmek zor değil, sorunuza karĢılık “Aslında
1000YTL. alıyorum ama patron bordrodaki asgari ücretten
gösteriyor. Sigortalı olmada bir kaybımda yok” cevabını
alıyorsunuz.
KiĢi günü kurtarmaya önem verdiğinden gelecekteki emekli
aylığının seviyesini henüz dikkate alamıyor.
Ücretteki bu farkı muhasebeleĢtiremeyen iĢ sahibi bu
miktarı ya naylon fatura ile ya da satıĢları noksan gösterme v.s.
ile kapatabiliyor.
Bir kısım insanın paraya, para kazanmaya karĢı zayıflığı ve
amacına ulaĢabilmek için kuraldıĢı yollara baĢvurmaktan
çekinmediği bir sır değildir.
Her ne kadar vergi Dairelerinin duvarlarına yazılan
“VergilendirilmiĢ Kazanç Kutsaldır.” Gibi sloganlar bir gerçeği
ifade etse de, bu sloganı okuyan vergi mükellefinin bu slogandan
ilham alarak vergi beyannamesindeki miktarı hazine lehine
değiĢtirdiği yani gerçek kazancını beyan etmeye kalkıĢtığı da
görülmemiĢ ve duyulmamıĢtır.
13
Pek çok meselede olduğu gibi burada
da denetim
önemlidir.Ama, denetimi belli sayıdaki denetim elemanından
beklemek de doğru değildir.
Senelerce önce bir hesaplama yapmıĢtım:
Her seviyedeki denetim elemanın, bir iĢletmenin bir yıllık
hesabını ortalama bir haftada denetleyebildiğini varsaydığımda,
Türkiye‟deki her mükellefe ancak 21 yılda bir sıra geldiğini
bulmuĢtum.
Buradan da Ģu sonuca ulaĢmıĢtım; Türkiye‟de
denetlenmemek esas, denetlenmek istisnadır.
Böyle bir sonuca Ģöyle bir çözüm üretilebilir:
Denetim elemanlarının sayısı artırılsın. Bu çözüm teori de
doğru olmakla birlikte uygulamada ters sonuçlar verebilmektedir.
Çünkü, denetim sonuçlarının getirisi olduğu gibi, denetimin
maliyeti de vardır.
Ama sadece maliyet karĢılaĢtırmasına dayalı bir denetim kadrosu
oluĢturmanın da isabetli bir karar olacağı kanaatinde değilim.
Bu takdirde baĢımızı iki elimizin arasına alıp, pop Ģarkıcısı
Kayahan gibi “Ben nerede yanlıĢ yaptım” demenin zamanının
çoktan geçtiğini idrak etmemiz gerekiyor.
Vaktiyle ABD de lisansüstü çalıĢmalarımı yaptığım sırada bir
husus dikkatimi çekmiĢti. Ġnsanlar “VatandaĢ” kelimesinden çok
“Vergi
mükellefi”kelimesini
kullanmaktaydılar.Bence bunun
anlamı
“Devlet,
benim
ödediğim
vergilerle
hizmet
verebiliyor”idi.Bu yargının sonucu da “Ne kadar çok vergi
ödenirse, o kadar çok hizmet alınır”olacaktır.
Ama, çevremizde ancak kaçıramadığı kadarının vergisini
vermek zorunda kalan kazanç sahiplerinin, hastane, yol , okul
v.s. noksanlığından Ģikayet ettiklerini duyarız. Ama “Bu saydığın
noksanlıklar hangi parayla karĢılanacaktır?” sorumuzun cevabını
alamadığımız gibi “Bu hizmetlerin sağlanmasındaki vergi katkın
da gerçeği yansıtıyor mu? Sorusu da cevapsız kalacaktır.
Çare yok mu? Olmaz olur mu? Zaman zaman tekrarladığıma
bir kez de burada yer vermeliyim: Yapamıyorsan taklit et.
14
Yani yukarıda sözünü ettiğim resmi denetim elemanlarının
yanında, aslında iki denetim grubu da bulunmaktadır.Batı‟da en
az resmi denetim elemanları kadar aĢağıda belirttiklerim de yetki
ve sorumluluk sahibi kılınarak denetim fonksiyonuna destek
olabilecek biçimde görevlerini yürütmektedirler.
a) Yetkilerini yasalardan alan Yeminli Mali MüĢavirler ve
unvanları derecelendirmiĢ olan Mali MüĢavirler .
b) Tüketiciler yani vatandaĢlar.
Bilindiği gibi Yeminli Mali MüĢavirlerin, Muhasebeci ve Mali
MüĢavirlerin yasal haklara kavuĢturulması çalıĢmaları 1950‟lerin
ilk yıllarında baĢlatılmıĢ olmasına rağmen 15 yıl kadar önce
sonuçlandırıldığı gibi, o günden bu yana da çeĢitli vesilelerle bu
yetkiler daraltılarak kuĢa çevrilmiĢtir.
Bu geriletmenin nasıl ve ne biçimde gerçekleĢtirildiğine
Ģimdilik bu yazımda yer vermeyi uygun bulmamaktayım. Ama,
bu yazımı okuyan ilgililerin bu daralmayı bizzat yaĢayarak
gördükleri de bilinmektedir.
Bunların üstünde , esas ve en yaygın denetim elemanı,
tüketiciler olmaktadır. Aileden baĢlayarak her kademe eğitimdeki
insanlara bir denetim elemanı ruhu aĢılanmamıĢsa sonucu
ulaĢmak zordur.VatandaĢ harcadığı her kuruĢun vergilendirmede
etkinliğini takip etmediği takdirde , resmi görevli bir miktar
denetim elemanın kayıp ve kaçağın üstesinden gelmede tam
baĢarılı olacağı düĢünülmemelidir.
Tam bu satırların yazıldığı gün, okul servislerine binen
öğrencilerin servis için ne
kadar ödedikleri, fatura alıp
almadıklarının vergi memurları tarafından incelendiği haberi
basında yer aldı. Tabii olarak incelemeye alınması gerekenler
sadece okul servisleri değildir.
Mesela,
a) Hasta rolüne girip özel muayenehaneden çıkarken doktor
sekreterinin
makbuz
verip
vermediğini
hemen
öğrenebildiğiniz gibi, randevu defteri ile makbuzları
karĢılaĢtırarak kaçağı bulmak zor olmayacaktır.
b) Bir gayrimenkul alıcısı rolünü üstlenip Tapu dairesinin
kapısına gidilinceye kadar satıĢ değeri ile tapuya kayıt
değeri arasındaki farkı daha yolda öğrenebilirsiniz.
15
c) Ayırt etmeye gerek yok. Hemen bütün meslek, ticaret,
sanayi kollarında faaliyet gösterenlerle alıĢveriĢ iliĢkisine
girilmesinin sonucunda vergi kaçağının kaynaklarını ve
boyutlarını öğrenebilmek zor değildir.
KuĢkusuz bütün sorumluluğu denetime yüklemek de haksızlık
olur. Buca‟daki küçük bir pazar yerinde sattığı 10-15 yumurta
için bile istenilmeden fiĢini veren yumurtacı bütün vergi
mükelleflerine örnek olmalıdır.
ÇeĢitli vesilelerle gittiğim Batı ülkelerinde yaptığım her
alıĢveriĢ için istememe gerek kalmaksızın satıĢ fiĢim bana
veriliyordu. Bu alıĢkanlığa kavuĢabilmek için Batılı olmanın gereği
yok. Medeni olmak yeter de artar bile.
Not ( 1 ) : “iyi kimse lafının üzerine gelir” misali yazımızın
tam burasına geldiğimizde Medya‟da 2006 yılı gelir vergisi
beyanlarına ait tablolar yayımlandı. “ġark cephesinde değiĢen bir
Ģey yok” Ayrıntılara girmeye gerek görmeden sadece iki
gazetemizin bir cümlesini buraya almakla yetiniyorum.
“Türkiye‟de vergi çarpıklığı bir türlü düzeltilmiyor. ĠĢci ve
memurun vergi yükü milyarlarla oynayan zengin tüccarların
üstünde seyrediyor. ( Bugün Gazetesi” 19 Mart 2007)
Vergiyi iĢci-memur ödüyor. Ağlayan hep esnaf oluyor.
( Sabah 19.Mart .2007)
Uzun lafın kısası: Ne vergi vermeyi, ne de vergi toplamayı
seviyoruz. Bordro mahkumları da olmasa Devlet bütçesi ne hale
gelir, düĢünmek bile istemiyorum.Zaten iĢçi ve memur da vergi
ödeyen değil, parası eline geçmeden vergileri kesilen kimseler
olarak düĢünmeliyiz. Bu kimseleri de beyan esasına göre
vergisini ödeyenler durumuna dönüĢtürsek manzara çok daha
vahim olacaktır.
Not ( 2 ) Galiba bu yazım gazetelerde yer alan pehlivan
hikayelerine benzeyecek ve sonun ne zaman geleceği belli
olamayacak. ġimdi de Ġktisadi Kalkınma Vakfının 15-28 ġubat
2007 dönemini kapsayan Bülteni elime ulaĢtı. Bültenin daha ilk
bölümünde “Mali Kontrol Faslında Müzakerelerin BaĢlaması Ġçin
Ġlk Adım Atıldı” baĢlığından sonra “AB müktesebatına uyum
stratejisini sunması ve kara parayla mücadelede eylem planı
hazırlanmasını içeriyor” ifadesi yer almakta.
16
Ayrıntısına girmeden Ģu hususu kısaca belirtmeliyim:
Müzakerelerin herhangi bir açılıĢ kriteri belirlenmiĢ olsa da,
müzakere masasına oturulduktan sonra Vergi Kanunları , Vergi
Oranları , tahsilatı , kimlerin vergi mükellefi olduğu v.s. gibi
bütün hususların sunumları yapılacak ve uyumun nasıl ve ne
zaman gerçekleĢtirileceğinin bilgileri verilecek.
Böylece,
bu
masadan
müzakereleri
tamamlayarak
kalkabilmek için kısa zamanda yapılması gereken pek çok yeni
düzenleme olduğu gibi, bu düzenlemelerin kağıt üzerinde
kalmaması etkin bir uygulamanın yapılması da gerekmektedir.
17
GÜNDEMĠ DEĞĠġTĠRME GEREĞĠ
Temel SavaĢ
Vergi Denetmeni
Vergicilik arap saçına döndü, birbiriyle bağlantısız kanun
maddeleri… Her kanun maddesi kendini diğer maddelerden
soyutlamıĢ, adeta isyan etmiĢ, özgürlüğünü ilan etmiĢ. Bu
karmaĢa içinde tutsak olmuĢ mali müĢavirler, yeminli mali
müĢavirler, maliyeciler… Bir Ģeyi çözdüğünüzü zannedersiniz,
biraz sonra bir aykırılık bir baĢka maddede kendini gösterir; iĢin
iĢinden sıyrılmak oldukça zordur. Bu iĢin mevzuat yönü ile ilgili
bir sıkıntıdır.
Hepimizin yoğun iĢleri var. Gün baĢladığında çalıĢmaya
baĢlıyoruz, geç
vakitlere
kadar
dünya güzelliklerinden
vazgeçiyoruz, ailemize, çocuklarımıza, sevdiklerimize, ayırmamız
gereken zamandan fedakarlık ederek çalıĢıyoruz. Diğer taraftan
bir baĢka tehlike de kendini göstermekte: Hırs! Kazanma hırsı,
daha fazla kazanmak, daha daha kazanmak. HoĢgörüden uzak
bir yaĢam. Yalnızca kendini düĢünerek yaĢamak. Einstein,
“Ġnsan alçaklığının sınırı yoktur” demiĢ. Ben yine de böyle
düĢünenlerden olmak istemiyorum. Hayat çok kısa, yaĢam sınırlı.
Bizim dıĢımızda da yaĢayan bir sürü insan var. Onların da
istekleri, duyguları, mutlu olabilme özlemleri var. Bir köle olarak
dünyaya gelen Epiktetos‟un belirttiği gibi, “Hayat, bir
ziyafetten baĢka bir Ģey değildir. Yemek ne kadar
sürmüĢse, ziyafet orada biter. Kolun bu sofrada nereye
kadar uzanmıĢsa, nasibin o kadardır. Bütün sofraya
gelenleri değil, yalnız önüne uzatılan tabaktan kendi
hisseni iste.” yetinmeyi bilmek çok önemlidir. Zaman zaman
insan kendini sorgulamayı bilmeli, özeleĢtiri yapabilmeli. YaĢam
denen Ģu kısacık canlı aralıkta, dıĢımızdaki insanlar için de iyi
Ģeyler düĢünmek, bu düĢünceyi eyleme sokabilmek doğru
olmazmıydı. 21. yüzyılda insanlık, derinliği olmayan, sığ bir
tüketici kimliğine sahip. Dünyadaki teknolojik geliĢme, yalnızca
makinelerdeki geliĢmeyi anlatıyor.
Etik geliĢmeyi bize beraberinde sunmuyor. Gerçek, samimi
insanlık hikayeleri ile ilgilenenlerin sayısı artık bir elin parmakları
gibi.
18
Siyasilerin zaman zaman yaptığı gibi gündemi değiĢtirmek
gerekiyor. Sizi düĢünmeye, bir düĢünce oyununa davet
ediyorum. Gelin bugün hırslarımızdan, doymak bilmez
arzularımızdan vazgeçelim, uzaklaĢalım. Hırslı insanı ben
“Uygun olmayan bir yolda yüksek süratle otomobil
kullanan, önüne çıkan herkesi; dost, yabancı demeden
ezip geçen bir insana.” benzetiyorum. Bu sürat bir gün, bir
baĢka Ģekilde de olsa, ona da zarar verecek, o da ezilmekten
kurtulamayacaktır. Hırs ve güç insanı olumsuz yönde değiĢti rir.
ÇalıĢkanlığı hırsla değil de, azimle örtüĢtürmek daha doğru olmaz
mı? Ġnsanoğlunun yaĢamında sürekli oynadığı bir oyun vardır.
Sürekli daha fazlasını kazanmak, gereksinimlerinden fazlasını
elde etmek. Gün gelir, yaĢamın sonuna gelinmiĢ, kazandıklarını
harcayamadan yaĢam sona ermiĢtir. Kazanma hırsı ile ilgili
alıĢkanlıkları almıĢ baĢını gitmiĢ; ailelerine, çevrelerine, diğer
insanlara ayıracakları zamandan çalmıĢlardır. Mal mülkün,
yaĢamın akıĢı içindeki değerleri hiçtir. Doğru ve asıl olan
dostluklardır. YaĢanan süreçte kötü gün dostlarını zaten
kaybetmiĢlerdir. Kendisinden menfaat temin etme çabasında olan
iyi gün dostları da, süreç sonunda menfaatleri bittiği için onları
terk edeceklerdir.
Gerçek dostluklar salt duygusallık temeli üzerine oturursa
kalıcı ve doğru olur. KiĢisel çıkarlar veya baĢka nedenler üzerine
oluĢturulan dostluklar, bitmeye mahkumdur. Zira çıkar iliĢkisi
bittiğinde, doğal olarak dostluk ta bitecektir. Bu olsa olsa bir
ortak çıkar için hedefte birlikte yürümedir. Niçin dostların sayısı
hep azdır. Gün gelir, muhakkak insanlar çıkar iliĢkisini ön plana
çıkarırlar, dostluğun değerini dıĢlayabilirler, iĢte o zaman bu
kavram en azından zedelenecektir. Zaman içinde de yitip,
gidecektir.
Kariyer sahibi olabilmek, bir kurumun baĢında olabilmek,
belirli konularda söz sahibi olabilmek, gelir durumunun iyi olması
çok önemli midir? Tabi ki önemlidir. Peki; bu özelliklere sahip
olabilmek, insanın, insan olabilme özelliklerini yitirmesine sebep
olmalı mı? Ġnsan ömrü o kadar kısa ki, insan olmanın faziletlerini
yitirmenin ona ne gibi yararı olabilir? Vermek; insanlara sürekli
bir Ģeyler vermek, sevgi dolu olmak, ne güzel bir duygudur.
Güzel insanları tanımak ve onlara gerekli değeri vermek lazım.
Ġnsan ancak büyük, güzel insanları tanırsa hala vaktin
geçmediğini, doğru olanı yakalayabileceğini hisseder. Ancak o
insanları bulmak zordur. Onlar kıyı da, köĢe de, kenarda
beklerler, sayıları her geçen gün azalmaktadır.
19
Canlılar içinde insanın diğerlerinden farkı; geliĢmiĢ beynidir.
Tarih içinde Ġnsanoğlu bu farkı da daima kendi bireysel yararı için
kullanmıĢtır. Bu kullanım sadece diğer canlılara değil, toplumsal
anlamda insanoğluna da zarar vermiĢtir. Yine de; yukarıda
belirttiğimiz gibi toplumumuz da, bu kadar çok olumsuzluğun
yanında, sayıları az olan duyarlı, çeliĢkilerini yaĢamaktan korkan,
olayları objektif değerlendirmeye çalıĢan bir kesim var.
GeliĢmiĢ beyni ile insanın, bu avantajını tüm canlılar
yararına kullanma gibi bir sorumluluğu olduğunu, bunu
baĢarabilmesi halinde ise, tüm dünyanın daha yaĢanası, daha
güzel bir yer olacağını düĢünüyorum.
DüĢünebilen insan, öncelikle kendi içinde tutarlı, kendine
saygılı, kendine eleĢtirel bakabilen biri olmalıdır. Birey; öz
güveninin oluĢturulması yanında, kendisi ile ilgili öz saygıyı da
yaĢama geçirmede ilkeli olmalıdır.
Bunu baĢardığı ölçüde ise;
çevresine, içinde yaĢadığı topluma örnek olabilecektir. Ġnsan,
kendi içinde tutarlı nasıl olabilir? Ġnsanın baĢta, her Ģeyden
önce objektif insani kuralları olmalıdır. Bunu baĢarmak için ise;
nitelikli bir düĢünce yapısını oluĢturabilecek, mükemmel beyne
sahip olduğumuzu bilmemiz, diğer canlılardan farkımız olan bu
ayrıcalığı ise, tüm canlıların lehine kullanmayı istemeyi arzu
etmemizle mümkün olacaktır. Her Ģeyden önce insan olmanın
sorumluluğunu bilenlerin, doğruluğu genel kabul görmüĢ, objektif
genel doğruları olmalıdır. (Dürüstlük, canlı sevgisi, toplumcu
düĢünce v.b. değerler )
YaĢamımızda baĢka insanlardan üstün olmak için
mücadele içinde olmak yanlıĢtır. Olması gereken; bir önceki
halimizden daha üstün bir hale gelmek için çaba göstermemizdir.
Aydın insanlar baĢkalarına öykünmemeli kendilerinin önceki
hallerini aĢmaya çalıĢmalıdırlar. Bir baĢka ifadeyle insanın kendisi
ile yarıĢması doğru olacaktır.
Robin S. Sharma “Ferrarisini Satan Bilge” kitabında bir
öykü anlatır. “ Çocuk akĢam uyumayı beklerken babası her
gün odaya girer, ona gün boyu hangi iyi Ģeyleri yaptığını
sorarmıĢ, çocuk hiçbir Ģey yapmadığını söylerse, babası
ondan kalkmasını, uyumadan önce sevecenlikle ve karĢılık
gözetmeksizin bir iyilik yapmasını istermiĢ. YaĢamında
kaç adet evinin, kaç adet otomobilinin veya servetinin
olması önemli değildir. YaĢam kaliten yaptığın katkıyla
belirlenecektir.
20
Üzerinde
durmadan
iyilik
yapma
alıĢkanlığını
edinenlerin yaĢamları daha bir anlam kazanacak,
zenginlikleri o derece artacaktır. Kendimizi salt birey
olarak görmekten vazgeçip, toplumun parçası olarak
görmeliyiz.”
Yine Sharma aynı kitabında Kral Midas‟ın öyküsünden
bahsetmektedir. “ Adam altın’ı o kadar çok seviyormuĢ ki,
dokunduğu her Ģeyin altın’a dönüĢmesi için dua etmiĢ.
Duaları kabul olduğunda çok sevinmiĢ. Mutluluğu,
yemekleri de altın’a dönüĢüp aç kalıncaya kadar sürmüĢ.”
Yazımı Hintlilerin bir özdeyiĢi ile bitirmek istiyorum.“
Doğduğumuzda dünya sevinene dek ağlarız. Öldüğümüzde
biz mutlu iken ise dünya ağlamalı.” Kalıcı olan bu dünyada
anlamlı yaĢayabilmek, yalnızca kendimizin olmadığını, duyguları
olan, yaĢam savaĢı veren baĢka insanların da var olduğunu
unutmamak, arkamızdan iyi bir insandı dedirtebilmek. Yarın yine
kendi iĢlerimizle, vergicilikle boğuĢma günü.
21
ZEKA VE AHLAK ÖZÜRLÜ
DÜZENEK : TÜRK VERGĠ SĠSTEMĠ
Dr. Mustafa Yuluğ
Yeminli Mali MüĢavir
Vergi sistemlerinin kamu geliri yaratmak yanında gelir dağılımını
değiĢtirmekten üretim, tüketim, yatırım ve istihdam tercihlerini
etkilemeye kadar uzanan çeĢitli iĢlevleri vardır. Vergi düzenleri
kurulup geliĢtirilirken bütün bu değiĢkenlerin modeller aracılığıyla
değerlendirilmesi gerekir. Oysa Ülkemizde vergi yasaları masa
baĢında 'mevzuat bilir ' kiĢilerce hazırlanıp değiĢtirilir. Böyle bir
durumun da yaĢamı boyunca küçük binalar yapmıĢ bir
teknisyenden teknoloji geliĢtirme makro planı hazırlamasını
istemekten pek farkı yoktur.
Geçenlerde bir gazetede okudum.Vergilemeye iliĢkin bilimsel
strateji oluĢturmak için enstitü kuruluyormuĢ. Böylece vergi
politikaları
ve
yasalarının
ekonomiye
etkileri
önceden
ölçülecekmiĢ.Buyönde
bilimsel
araĢtırma
ekipleri
oluĢturulacakmıĢ (Referans Gazetesi 27 Ģubat 2007 ). Bütün bu
zorunlu bilimsel çalıĢmalara, Ģimdiye dek, ne Hükümetler ve ne
de Üniversitelerce el sürülmemiĢ olduğu pek güzel vurgulanmıĢ
oluyor.
Hep söylüyorum. Bizim kuĢak üniversite öğrenimi görememiĢtir.
Bir büyük matematikçimizin de belirttiği gibi hepimiz yüksek orta
okullardan mezun olduk. Vergi alanında bildiğimiz tek konu
dolaylı vergilerin adaletsiz, dolaysız vergilerin adil olduğuydu.
Sonradan daha bir üniversiteye benzeyen yurt dıĢı kurumlarda
okurken güçlü gruplarca ve fiyatlandırma yoluyla dolaysız
vergilerin de
ileri ve geriye doğru yansıtıldığını öğrendik.
Örneğin ABD'nde büyük Ģirketlerin en çok iki yıl içinde dolaysız
vergilerin tümünü halka yüklediklerini araĢtırmalar ortaya
koymuĢ. Bütün artan oranlı vergilerin gelir ve servet dağılımını
düzeltmekten çok, daha da bozduğu ortada.
Yüksek gelir grupları ya yansıtıyor ya da sistemin içine onlar için
konan delikler aracılığıyla sıvıĢıyor. Bunun sonucunda Dünyada
bir önceki yıl 793 olan dolar milyarderi sayısı geçen yıl 946'ya
yükselmiĢ. Yoksulluk ve iĢsizlik pençesinde kıvranan Ülkemizden
de 25 kadar mutlu kiĢi bu listeye girmiĢ. Ne kıvanç verici olgu,
değil mi...
22
Dolaylı, dolaysız vergiler ile yansıtılma durumu bir arada ele
alındığında bütünüyle tersine artan oranlı bir vergi uygulaması
ortaya çıkacaktır, kanısındayım. BaĢka deyiĢle, az kazanan çok,
çok kazanan az vergi veriyor Ülkemizde.
Öte yandan, iyi bir vergi uygulaması her Ģeyden önce ahlaklı ve
bilgili bir kamu yönetiminin varlığını gerektirir. Ġstanbul'daki
binalarının üçte ikisinin kaçak yapıldığı, hatta ve hatta kaçak
otellerin bile inĢa edilebildiği, hazine arazilerinin herkesin gözü
önünde mafya tarafından pazarlandığı bir yerde vergi gibi çok
daha karıĢık bir uygulama acaba kimler tarafından yapılacak...
Kayıt dıĢılıktan yakınan sorumlulara demezmiyiz : Sen önce
rüĢvet ve yolsuzluğu önle, Ģimdiye kadarki rüĢvet, yolsuzluk,
ayrıca da uyuĢturucu ve kadın ticareti, hırsızlık, mafya vb
gelirlerini zaman aĢımını da kaldırarak vergile de sonra
konuĢalım...
Vergi konusunun bir öteki yüzü de kamu giderleri. Acaba
Ülkemizde
kaç
ihale
yolsuzluk
kokusu
tüttürmeden
yapılabiliyor...Kaç kamu inĢaatı hafif bir depremden hasarsız
kurtulabiliyor... Maddi ve manevi çıkar gözetmeksizin görevini
halkı için hakkıyla yapan acaba kaç kamu, kooperatif, sendika,
birlik, dernek, parti ve hatta apartman yöneticimiz var...
Sorumlularımızın sorumluluğu konusunu da bir fıkrayla açıklayıp
iĢimizi tamamlayalım...Görme özürlü yurttaĢlarımızdan biri
dilenirken 'On iki çocuğum var, yardım edin' diye sesleniyormuĢ.
Oradan geçen bir baĢka yurttaĢ sormuĢ : ' Bu halinle neden bu
kadar çocuk yaptın... ' diye. Yanıt :'Abi, benim ne yaptığımı
gördüğüm var mı...'
23
"UFRS" FURYASI MI? RANTĠYE KAPISI MI?
Prof. Dr. Recep PEKDEMĠR
Uluslararası Finansal Raporlama Dersini gerçekleĢtiriyordum. Bu
derste, dersi alan öğrencilerin her biri IASB Uluslararası
Muhasebe
Standartları
Kurulu
tarafından
yayınlanan
standartlardan biri ile ilgili bir çalıĢma yaparak, bu çalıĢmayı
sınıfta
bulunan
diğer
öğrencilerle
paylaĢma
yöntemi
uygulanıyordu. Öğrencilerden biri, 2007 yılı baĢından itibaren irili
ufaklı bütün iĢletmelerin Uluslararası Finansal Raporlama
Standartlarına uyumlu finansal raporlama yapmasının zorunlu
olduğundan söz ediyordu ve buradaki zorunluluğu Türk Ticaret
Kanunu'nda yapılan değiĢiklikten bahsederek vurgulama
yapıyordu.
Birden düĢündüm, acaba ben mi atlamıĢtım? Oysa bildiğim
kadarıyla Türk Ticaret Kanunu'ndaki beklenen değiĢiklikler henüz
kesinleĢmemiĢti ve böyle bir zorunluluk da yoktu. Sonra söz
konusu öğrenci ile yaptığımız karĢılıklı söyleĢi sonunda Ģöyle bir
durum ortaya çıkmıĢtı: Söz konusu öğrencinin yararlandığı
kaynaklarda durum böyle belirtilmiĢti. Bir grup kaynakta konuyla
ilgilenenler, Türk Ticaret Kanunu'ndaki olası değiĢiklikleri
yasalaĢmıĢ gibi gösteriyor ve topluma böyle aktarıyordu. Diğer
bazı kaynaklarda ise TMSK Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu
tarafından çeĢitli tarihlerdeki Resmi Gazetelerde yayınlanan
Türkiye Muhasebe Standartları ile Türkiye Finansal Raporlama
Standartlarının 2007 yılı baĢından itibaren tüm iĢletmelerce
zorunlu olarak dikkate alınacağından bahsediyordu.
Bu çalıĢmada iĢin doğrusunun ne olduğu konusunda bazı
düĢüncelere yer verilecek, gerçekten ülkemizdeki tüm iĢletmeleri
kapsayan yasal bir zorunluluk söz konusu mudur, yoksa bazı
kesimler bu konuyu, acaba bir rant kapısı mı yapmaktadır, gibi
sorulara yanıt aranacaktır.
II - ENFLASYON DÜZELTMESĠNĠ HATIRLAYALIM
Enflasyon muhasebesi diye diye, nihayet 5024 sayılı Enflasyon
Düzeltmesi Kanunu'nu 2003 yılının sonunda çıkardık ve 2004
yılında
uygulamaya
koyduk.
Bunu
ülke
olarak
niçin
gerçekleĢtirdik? Çünkü bu konu son yıllarda çeĢitli kesimlerce
sıkça söz edildi ve 2004 yılından önce bazı kesimlerce özlemle (!)
beklendi, bunların sonunda "enflasyon muhasebesi" uygulamaları
bilindiği gibi 2004 yılı boyunca etkili oldu. Böylece bazı kesimler
çok istedikleri "enflasyon muhasebesi"ni sonunda kavuĢmuĢ ve
uygulamıĢ oldular.
24
Ancak öyle bir enflasyon muhasebesine kavuĢtular ki,
kavuĢtukları "acaba bekledikleri miydi" veya "getirilen düzenleme
beklenen düzenleme miydi" doğrusu bunu ben de Ģahsen henüz
anlamıĢ değilim.
Genel olarak bir düĢünelim, iĢ dünyasını etkileyen yasal bir
değiĢiklik, her zaman bazı kesimler için kazanç, bazı kesimler için
kayıp anlamına gelebilmektedir. Bu doğrultuda, 5024 sayılı yasal
düzenlemeyle birlikte rant elde eden çeĢitli kesimlerin olmadığını
öne sürmek mümkün değildir.
Örneğin yazılım firmaları, iĢletme uygulamalarını etkileyebilecek
herhangi bir yasal değiĢiklik, onlar için bir nimet kapısı değil
midir?. Hemen sürüm güncelleme veya versiyon atlatma gibi
konular gündeme gelir ve en basit bir güncelleme yaklaĢık en az
1.000 YTL veya 1 Milyar TL gibi bir yük getirir. Bu kapsamda
500.000 vergi mükellefinin olabileceği varsayıldığında, bu konuda
oluĢabilecek potansiyel rant miktarı 500 Milyon YTL veya 500
Trilyon TL olabilmektedir. Ayrıca, yazılımları bünyelerinde
geliĢtirilen firmaların yapacakları harcamalar bu tutara dahil
değildir.
Kitap ve dergi basım evleri ve yayın evleri, bu konudan nasibini
alan diğer kesimleri oluĢturabilmektedir. Gerek 5024 sayılı yasal
düzenleme olsun, gerek diğer yasal düzenlemelerde olsun, kalın
veya ince az sayfalı veya çok sayfalı makale ve kitaplar piyasayı
doldurmuĢtur. Hatta bunlardan bazıları konuyla dolaylı ilgisini
kurarak, Uluslar arası Muhasebe Standartlan'ndaki, hatta
geliĢmiĢ diğer ülkelerdeki durumu da ekleyerek daha kapsamlı
çalıĢmalar ortaya koyabilmiĢlerdir, böylece elde edilen rant
miktarının tutarı yükseltilebilmiĢtir. Doğal olarak, bu eserlerin
ortaya çıkmasında telif hakları da oluĢmuĢ rantların kapsamında
yer almıĢtır. Bir kitap için ortalama 30 Milyon TL harcandığı ve
500.000 vergi mükellefinin olabileceği varsayıldığında, en
azından KDV hariç 15 Trilyon TL gibi bir rantın oluĢması
muhtemel olmuĢtur.
Benzer Ģekilde, çeĢitli eğitim ve seminer çalıĢmaları ile ilgili bir
piyasa da oluĢmuĢtur. Ortalama bir günlük seminer bedeli KDV
hariç 300 Milyon TL'dir. 500.000 vergi mükellefinden bir kiĢinin
bu seminerlere katıldığı varsayıldığında, bu konuda oluĢan
muhtemel rant miktarı 150 Trilyon TL olabilecektir.
KuĢkusuz değiĢiklikler karĢısında bilgi birikimlerinin yazılı, sözlü
veya teknolojik olarak değerlendirilip, birikim sahiplerinin kazanç
elde etmesi çeĢitli kesimler tarafından normal karĢılanabilir.
25
Ancak, bu olası pastadan pay almak isteyen ve söz konusu yasal
düzenlemenin kesinleĢmesinde katkısı olan kamu görevlilerinin
ortaya çıkması durumunda, toplum bunları nasıl karĢılar? Bu
Ģekildeki bir yaklaĢım, toplumsal iĢ ahlakına ne derece uygun
olabilir?
III - "UFRS" YENĠ BĠR RANT KAPISI MI?
Üzülerek belirtmeliyim ki, Enflasyon Düzeltmesi ile ilgili olarak
2004 yılında oynanan rant elde etme oyunları, gözlemlerime
göre, Ģimdilerde UFRS adı altında yeniden sahnelenmeye
baĢlandı. Nasıl mı?
a) Öncelikle bu konuyu bir rant aracı olarak kullanmak isteyen
kesimler, UFRS'nı ülkemiz iĢletmelerine ve konuyla uzaktan veya
yakından ilgisi olan kesimlere, bir "zorunluluk" olarak aktarmaya
baĢladı.
konularda eğitim semineri benzeri çalıĢmalar yapmaya baĢladı.
c) Bilen ya da bilmeyen bu konularda kitap, makale vb
çalıĢmaları ortaya koymaya baĢladı.
d) Bilen ya da bilmeyen bu konularda özellikle küçük ve orta
ölçekli iĢletmelerde alternatif finansal raporlama hizmetleri adı
altında hizmet vermeye baĢladı.
e) Yazılım firmaları, iĢletmecilik ile ilgili yazılımlarının UFRS
konularına uyumlu olduğunu öne sürmeye baĢladı ve bazıları
konuyla ilgili versiyon çalıĢmalarını çok sıkı bir Ģekilde yürütmeye
baĢladı.
Tüm bunlar, benim kiĢisel olarak edindiğim izlenimlerim ve
gözlemlerimdir. Bilenlerin, konu ile ilgili seminer yapmasına,
kitap, makale vb yayınlamasına, iĢletmelere alternatif raporlama
hizmeti vermesi asla bir sözüm olamaz. Tabii ki sahip oldukları
bilgilerin ve deneyimlerin, baĢkalarına çeĢitli yollarla ve bedeli
mukabili aktarılmasına oldukça saygılıyım. Sözüm konu ile ilgili
tam bilgiye sahip olmadan konu ile ilgili ahkam kesenlere. Yine
sözüm, bilenlerin konuyu, kötüye kullanmalarına, yani rant kapısı
haline getirmeye çalıĢanlara.
Geçtiğimiz günlerde ülkemizde istanbul Sanayi Odasının
büyüklük sıralamasında ilk binde yer alan bir Ģirketi mizin, yine
büyük denetim ve muhasebe firmaları arasında yer alan biri
tarafından hazırlanmıĢ UFRS uyumlu finansal raporlarına
rastladım ve çok ĢaĢırdım. Söz konusu UFRS'na dönüĢtürüldüğü
iddia edilen raporlama setinde yer alan Gelir Tablosunda
Reeskont Faiz Gideri ve Reeskont Faiz Geliri Hesapları
raporlanmıĢtı. Oysa, hatırladığım kadarıyla ve 18 no.lu UMS ve
TMS'den anladığım kadarıyla, bu unsurların UFRS'na uyumlu
26
finansal raporlama kapsamında yer almaması gerektiğiydi,
(inanıyorum ki, konuyu bildiğini iddia eden kesimler, benim bu
konuyu bilmediğimi ya da yanlıĢ bildiğimi de öne süreceklerdir.)
Bu konuda bir sonuca varılacak olursa, çeĢitli kesimlerce UFRS,
sanki bir rant kapısı gibi kullanılmaktadır.
IV - KISACA IASC, IASB, UMS, UFRS, TMSK, TMS ve TFRS
IASC International Accounting Standards Committee1, Uluslar
arası Muhasebe Standartları Komitesi 1973 yılında ülkelerin
muhasebe meslek örgütleri tarafından kurulmuĢ ve ilk toplantısı
29 Haziran 1973 tarihinde Londra'da gerçekleĢtirmiĢtir. Uluslar
arası Muhasebe Standartları Komitesi 1973 yılından 2001 yılına
kadar bu statüde hizmet vermiĢ ve Uluslar arası Muhasebe
Standartlarını yayınlamıĢtır. Bu komite, 2001 yılı baĢından
itibaren IASB International Accounting Standards Board Uluslar
arası Muhasebe Standartları Kurulu'na dönüĢtürülmüĢtür.
lASC'nin Haziran 1973'te kurulmasında Ģu ülkelerin muhasebe
meslek örgütleri rol almıĢtır: Avustralya, Kanada, Fransa,
Almanya, Japonya, Meksika, Hollanda, ingiltere, irlanda ve ABD.
IFAC International Federation of Ac-countants Uluslar arası
Muhasebeciler Federasyonu 1977 yılında kurulmuĢ ve 1981
yılında IFAC ve IASC bir anlaĢma imzalayarak, lASC'nin uluslar
arası muhasebe standartları hazırlama ve yayınlama konusunda
tam yetkili olduğu belirtilmiĢtir. Yine bu anlaĢma ile birlikte
IFAC'ın üyeleri aynı zamanda lASC'nin üyeleri durumuna
gelmiĢtir. Ancak bu üyelik durumu Mayıs 2000'de sona ermiĢtir.
Çünkü IASC, Mayıs 2000'den sonra yeni bir yapılanmaya
gitmiĢtir. Bu tarihten sonra IASC bir vakıf statüsüne
dönüĢmüĢtür.
IASC Vakfı 2, IASB Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu
üzerinde ba ğımsız bir kurum olarak faaliyetini sürdürmektedir.
2001 yılı baĢından itibaren IASB, toplum çıkarlarının korunması
doğrultusunda, Ģeffaf, karĢılaĢtırabilir, küresel bir Ģekilde
uygulanabilen, yüksek düzeyli, anlaĢılabilir finansal raporlamanın
gerçekleĢtirilmesine hizmet edecek standartların geliĢtirilmesi ve
yayınlanması Ģeklinde hizmet vermektedir. Sonuç olarak, bu
kurum ve kuruluĢlar tarafından yayınlanmakta olan önceli IAS
International Accounting Standards UMS Uluslar arası Muhasebe
Standartları olarak adlandırılan, sonraları IFRS International
Financial Reporting Standards UFRS Uluslar arası Finansal
Raporlama Standartları olarak adlandırılan standartları hazırlayıp
yayınlamaya devam etmiĢtir.
Diğer taraftan bu geliĢmelere paralel olarak ülkemizde ortaya
çıkan durum ise Ģöyledir. Önceleri, TÛRMOB Türkiye Serbest
Muhasebeci Mali MüĢavir Odaları ve Yeminli Mali MüĢavirler
Odaları Birliği Yönetim Kurulu Kararı ile oluĢturulan TMUDESK
27
Türkiye Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu tarafından
yayınlanan TMS Türkiye Muhasebe Standartları söz konusu idi.
Sonraları ise devreye Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu girdi.
Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu 3, 2499 sayılı Sermaye
Piyasası Kanununa 15.12.1999 gün ve 4487 sayılı Kanunla
eklenen Ek-1'inci maddede öngörülen görevleri yerine getirmek
üzere kanunla kuruldu ve idari ve mali özerkliğe sahip olan bir
kamu tüzel kiĢiliği haline getirildi. Anılan Kanun hükmü uyarınca
BaĢbakanlığın ilgili kuruluĢu olan Türkiye Muhasebe Standartları
Kurulu, günümüz itibariyle Maliye Bakanlığı ile iliĢkilendirilmiĢ
bulunmaktadır.
TMSK'nın temel görevi, 2002 ve sonraki yıllara ait Faaliyet
Raporlarında, "denetlenmiĢ finansal tabloların sunumunda
finansal tabloların ihtiyaca uygun, gerçek, güvenilir, dengeli,
karĢılaĢtırılabilir ve anlaĢılabilir nitelikte olmaları için ulusal
muhasebe ilkelerinin geliĢmesi ve benimsenmesini sağlayacak ve
kamu yararı için uygulanacak ulusal muhasebe standartlarını
saptamak ve yayınlamak" olarak belirtilmiĢtir.
TMSK, yukarıda belirtilen temel görevi doğrultusunda 2005 yılı
baĢından itibaren UMS Uluslar arası Muhasebe Standartları ve
UFRS Uluslar arası Finansal raporlama Standartlarına paralel
olarak ve aynı numaraları oluĢturacak Ģekilde TMS Türkiye
Muhasebe Standartları ve TFRS Türkiye Finansal Raporlama
Standartları Ģeklinde hazırlayıp ve seri olarak Resmi Gazetede
yayınlamaktadır. Bunların tümü, Resmi Gazetelerde yayınlandığı
Ģekliyle www.tmsk.orq.tr internet adresinden eriĢilebilmektedir.
TMSK tarafından hazırlanıp ve birer Tebliğ olarak Resmi
Gazetede yayınlanmakta olan TMS'ler ve TFRS'ler, 28/07/1981
tarih ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa 15.12.1999 gün
ve 4487 sayılı Kanunla eklenen Ek-1 inci maddesi ile 24/02/2004
tarihli ve 2004/6924 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe
giren Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunun ÇalıĢmalarına
iliĢkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 9 uncu maddesinin
(a) bendine dayanılarak hazırlanmaktadır. Dikkat edilirse bu
standartların temelinde 2499 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunu yer
almaktadır.
V - MÜġTERĠ TABANLI FĠNANSAL RAPORLAMA VE TMS'LER ve
TFRS'LER
Kelime anlamıyla rapor, bir durumu tespit eden bir ifade veya
belgedir. Rapor tek baĢına statik bir özellik arz eder. Hareket
etmedikçe bulunduğu yerde bir veri olarak bekler. Raporun, biri
tarafından bir baĢkasına aktarılması ise raporlama kavramını
ortaya koymaktadır. Diğer bir ifade ile raporlama dinamik bir
özelliğe sahip bir kavramı oluĢturmaktadır. Raporlama birinin
28
diğerine mesaj vermesine hizmet eden bir mekanizmadır. Bu
mekanizmanın iki tarafından söz etmek mümkündür: Raporlayan
taraf, raporlanan veya raporu alan taraf. Raporlama iĢlemini aynı
zamanda bir hizmet olarak kabul etmek de mümkündür.
Raporlanan veya raporu alan taraf, aynı zamanda raporun
kullanıcısı veya rapordan yararlanan durumundadır, diğer bir
ifade ile hizmetten yararlanan durumundadır.
Konuyu bir hizmet iĢletmesi örneği ile ilerletmeye çalıĢalım: Bir
lokanta olsun. Bu lokanta örneğinde, bir tarafta yemekleri
hazırlayıp müĢterilere sunan taraf, lokantanın sahibi ve
çalıĢanları, diğer tarafta bu hizmeti satın alan, yemeklerden
yararlanan müĢteriler yok mudur? Yine bu hizmet iĢletmesi
örneğinde, yemekleri satmalıma durumunda olan müĢterilerin
tercihleri ve beğenileri dikkate alınmaz mı? Bir öğle veya akĢam
yemeğine odaklanıldığını varsayarsak, kimilerimiz etsiz yemek
yemezken, kimilerimiz sadece sebze yemeği ile yetinmez mi? Bu
örnekte olduğu gibi, bazı durumlarda müĢteriler tek seçenek ile
yetinmek durumundadırlar, bazı durumlarda ise isteklerinin
yerine getirilmesini beklerler. Burada sonuç, kim güçlüyse onun
dediği olmasıdır.
Yukarıdaki örnek dar anlamıyla raporlama için de geçerlidir. Çoğu
durumlarda raporu alan güçlüdür ve kendisine nasıl bir
raporlama yapılması gerektiği konusundaki kuralları önceden
ortaya koyar ve bu doğrultuda raporlamanın yapılmasını ister.
Bazı durumlarda ise raporu veren güçlüdür; bu durumda raporu
veren ortaya ne koyarsa, raporu alan onunla idare etmek
durumundadır. Oysa, günümüz koĢullarında, özellikle finansal
raporlama konularında, raporu alanlar, finansal tablo kullanıcıları
veya onların adına hareket edenler, diğer biri ifade ile
düzenleyiciler ilkeleri ve kuralları önceden ortaya koyar.
Bu durumda ülkemizdeki finansal raporlama uygulamalarını Ģöyle
bir gözden geçirelim ve konuyu TMS ve TFRS noktasına
getirelim.
Ülkemiz sermaye piyasasında, finansal tablo kullanıcıları veya
finansal raporlama müĢterileri küçük, orta veya büyük, yerli veya
yabancı menkul kıymet yatırımcılarıdır. Bunlar, raporu alan ve
kullanan olarak, raporlayanlar üzerinde bir otorite veya yaptırım
olanakları yoktur. Ancak, toplum çıkarlarının korunması ve
toplumun tam olarak bilgilendirilmesi ile görevlendirilen
Sermaye Piyasası
Kurulu onlar adına çeĢitli düzenlemeleri
yapmakla yükümlüdür.
29
Nitekim, ülkemizde menkul kıymetleri sermaye piyasasında iĢlem
gören veya belirli bir sayının üzerinde ortak sayısının olduğu
iĢletmelerde UMS ve UFRS'dan esinlenerek hazırlanmıĢ
muhasebe ve raporlama standartları uygulanmaktadır. Bu
konudaki en son yasal düzenleme yanılmıyorsam, 15 Kasım 2003
tarihli Mükerrer Resmi Gazetede
(Sermaye Piyasasında Muhasebe Standartları Hakkında Tebliğ Seri : XI, No: 25) yayınlanmıĢtır 4. O tarihten bu yana bir
değiĢiklik veya yenilik olup olmadığını doğrusu tam olarak vakıf
değilim!
Ülkemiz para piyasalarında yine toplum çıkarlarının korunması
açısından finansal tablo kullanıcısı olarak karĢımıza BDDK
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu çıkmaktadır. BDDK
etkisi altındaki kurum ve kuruluĢları bağlayacak bir Ģekilde 2
Ekim 2002 tarihinden itibaren Resmi Gaze tede çeĢitli
standartları
UMS
ve
UFRS'dan
esinlenerek
hazırlayıp
yayınlamıĢtır. 2 Ekim 2002 tarihinden itibaren bankalar ve BDDK
kapsamındaki diğer finansal kurum ve kuruluĢlar, zorunlu olarak,
finansal raporlamalarında söz konusu standartlara uygun
davranmak durumunda kalmıĢlardır. Nereye kadar? 1 Kasım
2006 tarihine kadar. BDDK 1 Kasım 2006 tarihli Resmi Gazetede
yayınlamıĢ olduğu bir düzenleme ile, etkisi altındaki kurum ve
kuruluĢlar için muhasebe ve raporlama standartları hazırlayıp
yayınlamaktan vazgeçtiğini, bundan önce yayınladıklarından
büyük bir bölümünü yürülükten kaldırdığını ve bundan sonra
etkisi altındaki kurum ve kuruluĢların TMSK Türkiye Muhasebe
Standartları Kurulu tarafından yayınlanmıĢ ve yayınlanacak olan
standartlara zorunlu olarak uyacaklarını belirtmiĢtir. Diğer bir
ifade ile TMSK Türkiye Muhasebe Standartlarını ilk tanıyan BDDK
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu olmuĢtur. Bu
konudaki düzenlemelerin bir kısmına, ülkemizde bir ilki
oluĢturduğu için bu çalıĢmanın sonunda EK - 1 ve EK -2 'de yer
verilmiĢtir.
Yine para piyasalarında faaliyet gösteren ve iĢletmelerin finansal
raporlamaları ile yakından ilgilenen bankalar, finansal kiralama,
faktoring kuruluĢları gibi birimleri unutmamak gerekir. Çünkü
bunlar aynı zamanda finansal
raporlama
müĢterisi
duru
mundadırlar. Ancak bunlar kendilerinden kaynak talep eden
iĢletmelerden sadece bağlı bulundukları vergi dairelerine
sundukları tescil edilen finansal raporları alıp, bunlar üzerinde ek
çalıĢma yapmayı tercih ederler. Dolayısıyla bunların, kendilerine
finansal raporlama yapan iĢletmelerden istedikleri herhangi bir
ilke, kural veya standart Ģimdilik bulunmamaktadır.
30
En önemli müĢteri kuĢkusuz Maliye Bakanlığı ve buna bağlı
faaliyet gösteren birimlerdir. Maliye Bakanlı ve birimleri, devletin
payını temsil eden verginin kayba uğramaması için uğraĢ
verirler. Bu doğrultuda mevzuat kapsamında kanun hükümleri,
yönetmelikler, tebliğler, genelgeler, sirkülerler karĢımıza çıkar.
Bunlar Ģimdilik Vergi Usul Kanunu ve diğer Vergi Mevzuatı
kapsamında detaylı bir Ģekilde tanımlanmıĢtır. Maliye Bakanlığı
gerekli gördüğünde UMS veya UFRS'larını söz konusu mevzuat
kapsamına almaktadır. Nitekim Vergi Usul Kanununa eklenen
Mükerrer 290. maddesi UMS 17'e paralel bir düzenlemedir.
Benzer Ģekilde 5024 sayılı Kanunla Vergi Usul Kanununa eklenen
Geçici 25. madde ile Mükerrer 298. madde, UMS 29 paralelinde
bir düzenlemedir. Yine bir baĢka örnek Vergi Usul Kanunu 333
sayılı Genel Tebliğ kapsamının UMS ve UFRS'ndan etkilenerek ve
faydalı ömür temeline dayanılarak hazırlanmıĢtır.
Burada belirtilenlerin dıĢındaki finansal raporlama müĢterileri ise
iç müĢterilerdir. Yani, iĢletme sahipleri, iĢletmenin yöneticileri ve
çalıĢanlarıdır. Bunlar için UMS ve UFR5 ile hazırlanmıĢ finansal
raporlamanın ne derece yararlı olduğu derin araĢtırmalar
konusudur.
VI - SONUÇ
Geldiğimiz noktada ulaĢtığımız sonuçları
aĢağıdaki gibi
özetlememiz mümkündür:
a) Gözlemlerimize göre, içinde bulunduğumuz günlerde
ülkemizde UMS, UFRS, TM5, TFRS gibi kısaltmalardan oluĢan
kavramlar ve uygulamalar ile ilgili bir furya veya kaos söz
konusudur.
b) Bu furya veya kaosu, kendi lehlerine çevirmek isteyen ve
bunu rant kapısına dönüĢtürmek isteyen çeĢitli kiĢi ve kuruluĢlar
söz konusudur.
c) Dünyanın her yerinde, sadece vergi dairesine finansal
raporlama yapan iĢletmeleri UMS ve UFRS gibi düzenlemeler çok
fazla etkilememektedir. Dolayısıyla TMS ve TFRS konusunda
iĢletmenin konumu önem kazanmaktadır. Kamu fonlarından
yararlanmayan iĢletmeler, sadece vergilerinin hesaplanması ile
uğraĢmaya ve bu konuda finansal raporlama yapmaya devam
edecekledir.
d) Ülkemizde kamu yararına faaliyet göstermek üzere bir kamu
tüzel kiĢi ligi olan TMSK Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu
tesis edilmiĢ ve çalıĢmalarına baĢlamıĢtır. UMS ve UFRS'larına
paralel olarak TMS ve TFRS'ler Resmi Gazetede yayınlanarak
yürürlüğe girmiĢtir. Ancak, finansal raporlama müĢterisi
durumunda bulunan kesimlerden tespit edebildiğimiz kadarıyla
sadece BDDK Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu bu
standartlara uygun hareket edileceğini belirtmiĢtir. Yine tespit
31
edebildiğimiz kadarıyla, kendi kuruluĢ Kanunu kapsamında, yani
2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında kurulmasına
rağmen TMSK tarafından yayınlanmıĢ TMS ve TFRS'ler henüz
SPK tarafından tanınmamıĢtır ve etkisi altındaki iĢletmelerin
bunlara uygun olarak hareket edeceği topluma duyurulmamıĢtır.
Benzer bir davranıĢın henüz Maliye Bakanlığı tarafından ortaya
konduğuna rastlanmamıĢtır. Kısa sürede rastlanacağı da tahmin
edilmemektedir.
e) insan sağlığı ile ilgili olan tıp mesleğinde her hekimin cerrah
olması ve ameliyat yapması söz konusu değildir. Benzer Ģekilde,
muhasebe mesleğini icra eden meslek mensuplarının tümünün
UFRS - TFRS uzmanı olmasına da gerek yoktur; çünkü irili ufaklı
tüm iĢletmelerin tümünün UFRS -TFRS kapsamına girmesi
beklenmemektedir. Bu durum dünyanın her yerinde böyledir. Bu
durumda finansal raporlama yapanların, finansal raporlama
yaptıkları müĢterilerinin taleplerini iyi takip etmeleri, UFRS TFRS gibi ilke ve standartlara uygun finansal raporlamanın
istenip istenmediğini iyi izlemeleri gerekmektedir.
f) TMSK tarafından saptanıp yayınlanan TMS ve TFRS tabii ki
bütün finansal rapor kullanıcıları tarafından talep edilmeli ve
rağbet edilmelidir. Ancak bu biraz zaman gerektirecektir. Bu süre
boyunca söz konusu standartlar, birer rehber olarak, kullanıma
hazır bir Ģekilde var olmaya devam edecektir.
********
4- Bu düzenleme, kapsama giren iĢletmeler için 1/1/2005
tarihinden sonra sona eren ilk ara mali tablolardan geçerli olmak
üzere, yayımı tarihinde yürürlüğe girmiĢtir. Özel hesap dönemi
olan iĢletmeler için bu düzenlemenin yürürlüğü 1/1/2005
tarihinden sonra sona eren yıllık hesap dönemlerinden sonraki ilk
ara
mali
tablolarından
baĢlamıĢtır.
Dileyen
iĢletmeler,
31/12/2003 tarihinde veya daha sonra sona eren yıllık veya ara
hesap döneminden baĢlamak üzere, bu düzenleme hükümlerini
uygulamaya
baĢlayabilmiĢlerdir.
Bu
iĢletmeler
izleyen
dönemlerde de mali tablo ve raporlarını bu düzenleme
hükümlerine göre düzenlemek zorunda kalmıĢtır. 1/1/2005
tarihinden önce bu düzenleme hükümlerine göre mali tablo ve
rapor düzenlemeye baĢlayan ana ortaklık konumundaki
iĢletmelerin hisse senetleri borsada iĢlem gören bağlı ortaklıkları,
müĢterek yönetime tabi teĢebbüsleri ve iĢtirakleri ana ortaklıkla
eĢzamanlı olarak bu düzenleme hükümlerine tabi hale
gelmiĢlerdir.
(Mali Çözüm dergisinin Ocak-ġubat/2007 sayısından alınmıĢtır.)
32
MALĠYE BAKANLIĞI
Gelir Ġdaresi BaĢkanlığı
SAYI :B.07.1.GĠB.0.01.53/5329-824
KONU : 030035 * 04.04.2007
ĠZMĠR VERGĠ DAĠRESĠ BAġKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup
Müdürlüğü)
Ġlgide kayıtlı yazınızda, iliniz Hasan Tahsin Vergi Dairesi
Müdürlüğü mükellefi …………………. 2006/4,5,6 vergilendirme
dönemlerindeki indirimli orana tabi teslimleri nedeniyle
yüklendiği ve indirim yoluyla gideremediği KDV iade tutarının,
söz konusu dönemlerin toplamı alınarak 2006/6 döneminde
verilecek düzeltme beyannamesiyle talep edilip edilemeyeceği,
talep
edilebilmesi
halinde
20.10.2006
tarihli
mahsup
dilekçelerine istinaden dilekçe tarihi itibariyle mahsup talebinin
yerine getirilip getirilemeyeceği hususunda BaĢkanlığımız
görüĢünün bildirilmesi istenilmektedir.
Bilindiği üzere, usul ve esasları 3065 sayılı KDV Kanununun
(29/1) maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak 99
Seri No.lu KDV Genel Tebliği ile belirlenen indirimli orana tabi
iĢlemlerden kaynaklanan katma değer vergisi iade alacaklarının
yılı içinde mahsuben iadesi uygukmasına iliĢkin olarak 03.082006 tarih ve KDVK-41 2006-7 sayılı KDV Sirkülerinin (1.)
bölümünde de açıklamalara yer verilmiĢtir.
Ayrıca, ilgi yazınızda belirtilen BaĢkanlığınıza hitaplı
12.10.2006 tarih ve 79471 sayılı yazımızla söz konusu
uygulamayla ilgili olarak daha önce BaĢkanlığınıza detaylı bilgi
verilmiĢtir.
Buna göre, bu uygulama kapsamındaki iade alacağının ait
olduğu vergilendirme döneminde mahsubunun talep edilmesi
mükellef
açısından
zorunlu olmayıp,
mükelleflerin
hak
kazandıkları iade miktarım cari takvim yılının sonraki
dönemlerinde
mahsuba
konu
edebilmeleri
mümkün
bulunmaktadır.
33
Ancak, iade tutarının ilgili dönemde değil de sonraki bir
dönemde beyannameye dahil edilmek suretiyle mahsuben iade
konusu yapılması halinde, iade talep dilekçesinin verilip 99 Seri
No.lu KDV Genel Tebliğinin (1,4,1.) bölümünde belirtilen
belgelerin tamamlandığı tarih itibariyle iade talebi geçerlilik
kazanabilecektir.
Dolayısıyla,……………………………….2006/4,5,6
vergilendirme
dönemlerindeki indirimli orana tabi teslimlerinden kaynaklanan
KDV iade tutarının, söz konusu dönemlerin toplamı alınarak
2006/6
donemi
ile
ilgili
olarak
verilecek
düzeltme
beyannamesiyle iade konusu yapılması mümkün olabileceği gibi,
geçmiĢe yönelik düzeltme beyannamesi verilmeden bu iade
tutarının cari takvim yılının sonraki (2006/6 döneminden sonraki
dönemlerine iliĢkin beyannamelerle beyan edilmek suretiyle iade
konusu yapılması da mümkündür.
Her iki durumda da iade talep dilekçesinin bağlı olunan vergi
dairesine verilip eklerin m tamamlandığı tarih itibariyle
mükellefin iade talebinin geçerlilik kazanacağı tabiidir.
Bu açıklamalar çerçevesinde, mükellefin
2006/4,5,6
vergilendirme dönemlerindeki indirimli orana tabi teslimlerinden
kaynaklanan mahsuben iade talebinin, 20,10.2006 tarihli
mahsup dilekçelerine istinaden (istenilen belgelerin tamamlanmıĢ
olması ve iadeye engel baĢkaca bir durumun bulunmaması
kaydıyla) dilekçe tarihi itibariyle yerine getirilmesi mümkün
bulunmaktadır.
Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.
34
T.C.
MALÎYE BAKANLIĞI
Gelir Ġdaresi BaĢkanlığı
Denetim ve Uyum Yönetimi Daire BaĢkanlığı
Sayı : B.0.07.1.GIB.0.07.3200-41
....... VERGĠ DAĠRESĠ BAġKANLIĞINA
Bilindiği üzere; 20 Sıra Nolu Serbest Muhasebecilik, Serbest
Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve Yeminli Mali MüĢavirlik Kanunu Genel
Tebliğinde, yeminli mali müĢavirlik tasdik raporlarının bazı illerde
meslek odaları vasıtasıyla vergi dairelerine teslimi konusunda
Bakanlığımızca
gerekli
düzenlemelerin
yapılabileceği
belirtilmiĢtir.
Bu konuda evvelce, Bakanlık Makamının 26.06.1996 tarihli
Onayı ile Ġstanbul Ġli sınırlan içerisinde bulunan mükelleflere ait tam
tasdik raporlarının Ġstanbul Yeminli Mali MüĢavirler Odası tarafından
topluca vergi dairelerine teslimi konusunda düzenleme yapılmıĢ ve
daha sonra Ankara ve Ġzmir Ġl sınırlan içerisinde bulutlan
mükelleflere ait tasdik raporlarının bu illerdeki Yeminli Mali
MüĢavirler Odaları aracılığıyla teslimleri Ġçin de aynı düzenleme
yapılmıĢ ve uygulama yaygınlaĢtırılmıĢtır.
Söz konusu uygulamada; Kurumlar Vergisi Ġstisnası ve Yatırım
Ġndirimi konularına iliĢkin tasdik raporları ile içerisinde bu konuların
değerlendirilmiĢ olduğu tam tasdik raporlan, 24 Sıra No.lu Serbest
Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve Yeminli Mali
MüĢavirlik Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen sürelerde (Beyanname
verme dönemlerinin sonuna kadar veya beyanname verme
süresinin bitimini takip eden iki ay içerisinde), yeminli mali
müĢavirler tarafından doğrudan vergi dairelerine olduğu gibi yeminli
mali müĢavirler odalarına da teslim edilebilmekte, odalara süresinde
yapılan rapor teslimleri vergi dairelerine yapılmıĢ sayılmakta ve bu
raporlar odalarca iki aylık sürenin bitiminden itibaren en geç 15
gün içerisinde mükelleflerin bağlı bulunduğu vergi dairelerine
topluca teslim edilmektedir.
Bu uygulamaya iliĢkin olarak BaĢkanlığımıza intikal eden bazı
olaylardan; Ġstanbul, Ankara ve Ġzmir Yeminli Mali MüĢavirler
Odalarına, bu iller dıĢındaki illerde bulunan mükelleflere ait olarak
da ilgili vergi dairelerine intikal ettirilmek üzere rapor teslimlerinin
yapıldığı ve söz konusu raporların bir kısmının da, iki aylık sürenin
bitiminden sonra vergi dairelerine ulaĢtığı bu durumlarda,
mükelleflerle vergi daireleri arasında ihtilaflar meydana geldiği ve
bu ihtilafların mükelleflerin mağduriyetlerine neden olduğu
anlaĢılmaktadır.
35
Bu itibarla, konuyla ilgili olarak meydana gelmiĢ bulunan
ihtilafların ve mükellef mağduriyetlerinin sona erdirilmesi
bakımından, Ġstanbul, Ankara ve Ġzmir Yeminli Mali MüĢavirler
Odalarına; bu illerin sınırlan dıĢındaki mükelleflere ait olarak
süresinde teslim edilmiĢ raporların da süresinde ilgili vergi
dairelerine teslim edilmiĢ olduğunun kabul edilmesi ve varsa bu
konuda meydana gelmiĢ ihtilafların sürdürülmemesi uygun
görülmüĢtür.
Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.
36
DOST BĠRĠKTĠRMEK
Berna Sağlam Naipoğlu
Hep söylerim cezane törenleri hayatımızın sağlamasıdır
diye. Hayat boyunca nasıl bir insan olduğumuzu gösterir.
Kalabalık, göz yaĢları, vefat eden kiĢi ile anıların dile gelmesi
onun sevilen bir kiĢi olduğunun kanıtıdır. Dost biriktirmek sözünü
de bu yüzden çok severim. Ne olduğu, ne kadar parası olduğu
değil, ne kadar dostu olduğu insanın en büyük kazancıdır.
Vefat gibi son noktaya gelmeden yaĢam içinde de birçok kez
dost biriktirebilmiĢmiyiz cevabını alma Ģansımız olur. Bir
ihtiyacımız olduğunda, bir bitiĢ veya baĢlangıçta, baĢımıza gelen
özel bir durumda gerçek dostlar hemen ortaya çıkar.
Yeryüzündeki melekler gibi etrafımızı sarar, bizi sevgiyle
kuĢatırlar. Ağırlıklarımız hafifler. Dertlerimiz azalır. Sorunlarımız
çözülüverir. Yalnız olmadığımızı anlayıveririz. Dost biriktirmek
parayla sağlanamayacak bir zenginliktir. Büyük bir tasarruftur.
Özellikle bu son zamanlarda bu konuyu daha net hisseder
ve düĢünür oldum. Gerçek dostları; kalabalıklar, tanıĢıklıklar
içinden ayırabilme Ģansına sahip olduğum anlarla karĢı karĢıya
buldum bazen kendimi. Henüz genç bir yaĢta "dost biriktirebilmiĢ" olmanın ne büyük bir ayrıcalık olduğunu görebilme Ģansına
ermeye baĢladım.
Bu konuda güzel bir yazı buldum. Dostluk nedir? diye
baĢlıyor:
Herhalde bir gösteriĢ, birine, aynı cinse, kadmsan erkeğe
erkeksen kadına karĢı kendini beğendirme çabası, bir moda, bir
gelgeç ruh hali değil. Sempati, ilgi, bağlılık, yüceltme,
taçlandırma, sorumluluk duyma, yürekten algılama, bakıĢlarla
anlaĢma, ses tonuyla destek verme, kesintisiz iliĢki, kaybolmaz,
yitmez, yoktan var olmaz bir duygu. Bunların hepsi bir araya
gelip, zaman içinde gıdım gıdım birikerek dostluğun çimentosunu
oluĢturuyor. Gazetelerde okuyoruz. TV'lerde seyrediyoruz. Sağda
solda konuĢmalarda adı geçiyor. Güzel yemek yeme dostu,
edebiyat dostu, Türk Sanat Müziği dostu, çocukların dostu, halkın
dostu. Dostluklar nasıl oluĢuyor? Unuttuk.
Bu hızlı kent hayatı dostluk duygusunu aklımızdan aldı.
Yüreğimizden çaldı. DüĢünür Sokrates'e öğrencileri sormuĢ:
37
Dostluk nedir?
Sokrates onlara Ģu yanıtı vermiĢ;
"Çocukluğumdan beri arzuladığım bir Ģey vardır.
Kimi insan atlan olsun ister, kimi insan köpekleri... Kimisi altını,
kimisi de Ģanı Ģerefi; bense bir dostum olsun isterim..."
Ġnsan, biriktiren yaratık... Ģan Ģöhret biriktiriyor...
Süper zenginse Boğaz'da villa biriktiriyor. Tablo biriktiriyor.
Repoda para, kasalarda naftalin kokulu döviz, antika
biriktiriyor.
Genç ise plak, kaset, CD biriktiriyor.
Bazıları da Kuledibi'nde Çukurcuma'ya, Üsküdar'da Eskiciler
ÇarĢısı'na, Unkapanı'ndan Horhor'a gidip; antika lambalar, cam
ĢiĢeler, eski koltuklar, teĢbihler, tombaklar biriktiriyor.
Alimse kitap biriktiriyor. Cahilse kin biriktiriyor.
Dost biriktirmeyi içimizde kaç kiĢi deniyor?
Evet kabul ediyorum, insan birçok kiĢiyle beraber
mükemmel dost olamaz, tıpkı aynı zamanda birçok kiĢiye âĢık
olamayacağı gibi.......
Fakat cinnete düĢtük. Dost biriktirmeyi unuttuk."
Dost tasarruf hesabınızın hergün daha da kabarması dileğiyle….
(13/04/2007 Tarihli Dünya Gazetesinden alınmıĢtır.)
38
MALĠYE BAKANLIĞI ÖZELGELERĠ
GELĠR ĠDARESĠ BAġKANLIĞI
Ġstanbul Yergi Dairesi BaĢkanlığı Mükellef Hizmetleri
Usul Grup Müdürlüğü Usul Müdürlüğü
Tarih : 30/05/2006
Sayı : B.07.1.GĠB.4.34.19.02/VUK-1-Mük-257-12202/3972
Konu : YMM ile denetim ve danıĢmanlık sözleĢmesi yapılması
halinde Ģirket adına e beyan Ģifresi alınıp alınamayacağı hk.
Ġlgi: Tarihsiz dilekçeniz.
Ġlgi
dilekçenizde,
Ģirketiniz
muhasebesini
kendi
bünyenizde tutacağınız ancak denetim ve danıĢmanlık için bir
YMM ile sözleĢme yapmak istediğiniz belirtilerek bu
sözleĢmeye istinaden Ģirketin adına e beyanname Ģifresi alıp
alamayacağınız hususunda görüĢ talep edilmektedir.
Bilindiği üzere, Vergi Usul Kanununun Mük.257'nci
maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden, vergi
beyannamelerinin ve bildirimlerinin internet ortamında
gönderilmesi uygulaması ile ilgili düzenlemeler 340 ve 346
Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde yapılmıĢtır.
Anılan maddenin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden
346 Sıra No.lu Genel tebliğin "2.Beyannamelerini Elektronik
Ortamda Göndermek Zorunda Olanlar" bölümünün ilk
paragrafı 357 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği il e
"31/12/2005 tarihi itibariyle aktif toplamı 100.000 Yeni Türk
Lirasını veya 2005 hesap dönemine ait ciroları toplamı
200.000 Yeni Türk Lirasını aĢan ticari, zirai ve mesleki
faaliyetlerinden dolayı gerçek usulde vergilendirilen Gelir
Vergisi ve Kurumlar Vergisi mükellefleri, Yıllık Gelir Vergisi
Beyannamesi, kurumlar Vergisi Beyannamesi ve Geçici Vergi
Beyannamelerini
elektronik
ortamda
göndermek
zorundadırlar." Ģeklinde bu Tebliğin yayımı tarihi itibariyle
değiĢtirilmiĢtir.
39
346 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel tebliğinin
Beyannameleri Elektronik Ortamda Göndermek Zorunda
olanlar baĢlıklı 2'nci maddesinde; Ģu kadar ki bu tebliğ ile
beyannamelerini elektronik ortamda verme zorunluluğu
getirilen mükellefler dıĢında kalan ve tam otomasyonlu vergi
dairelerine bağlı bulunan mükelleflerin de beyannamelerini,
340 ġıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ve 15 Sıra
Numaralı Vergi Usul Kanunu Sirkülerinde belirlenen usul ve
esaslar dahilinde elektronik ortamda gönderebilecekleri
tabiidir, açıklaması yer almaktadır.
340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin
Beyannamelerini kendileri gönderebilecek mükellefler baĢlıklı
IV'ncü maddesinde 3568 sayılı SM, SMMM ve YMM Kanunu
uyarınca çıkarılan tebliğlere göre aktif büyüklükleri veya net
satıĢ hasılatlarının belli bir tutarın üzerinde olması nedeniyle,
beyannamelerini
meslek
mensubuna
imzalatmak
zorunluluğunda bulunmayan mükelleflerin istemeleri halinde
beyannamelerini
elektronik ortamda
gönderebilecekleri
açıklanmıĢtır.
14/02/2005 tarih ve VUK-15/2005-2/e Beyanname-1
sayılı Vergi Usul Kanunu Sirküleri/15'in; Beyannamelerini
Elektronik Ortamda Doğrudan Kendileri Gönderebilecek
Mükellefler baĢlıklı 2'nci maddesinde; belirlendiği üzere;
213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 5228 sayılı Kanunla
değiĢik mükerrer 257'nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği
yetkiye dayanılarak yayımlanan 340 Sıra No.lu Vergi Usul
Kanunu Genel Tebliğinde belirlenen esaslar çerçevesinde
beyannamelerini elektronik ortamda doğrudan kendileri
gönderebilecek mükelleflere ilave olarak, 3568 sayılı Serbest
muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve Yeminli
Mali MüĢavirlik Kanunu uyarınca çıkarılan tebliğlere göre
belirlenen aktif büyüklük ile net satıĢ tutarı ölçüleri Ģartı
aranılmaksızın, aĢağıda belirtilen mükelleflerin de istemeleri
halinde
beyannameleri
elektronik ortamda
doğrudan
kendilerinin göndermesi uygun görülmüĢtür.
a)Katma Bütçeli Ġdareler, Ġl Özel Ġdareleri, Belediyeler ve
bunlara bağlı iktisadi iĢletmeler, Kamu Ġktisadi TeĢebbüsleri,
Devlet ve Kamu Ġktisadi TeĢebbüsleri ĠĢtirakleri, Döner
Sermayeli ĠĢletmeler, Özerk KuruluĢlar ile Diğer Kamu
Kurumları,
b)Noterler,
40
c)Muhasebeye iliĢkin iĢlemleri, iĢletmede bağımlı olarak
çalıĢan ve 3568 sayılı Kanuna göre ruhsat almıĢ bulunan
meslek mensupları tarafından yerine getirilen mükellefler,
d)Herhangi bir hadde ve sınırlamaya tabi olmaksızın, yeminli
mali müĢavirlerle tam tasdik sözleĢmesi imzalanmıĢ olan
mükellefler,
Bu
mükelleflerin
e-beyanname
uygulamasından
yararlanabilmeleri için, örneği 340 Sıra No.lu Vergi Usul
Kanunu Genel Tebliğinin ekinde (Ek:1) yer alan "Elektronik
Beyanname Gönderme Talep Formu ve Taahhütnamesi"
doldurarak, bağlı bulundukları vergi dairelerine müracaat
etmeleri ve buradan kullanıcı kodu, parola ve Ģifre almaları
yeterlidir." denilmiĢtir.
Diğer taraftan, Maliye Bakanlığı Gelirler
Müdürlüğünden
alınan
14/03/2005
tarih
B.07.0.GEL.0.71/7103-275/12360 sayılı genel yazıda;
Genel
ve
"...3-16/02/1998
tarih
.07.0.GEL.0.32/3205-9/5090
sayılı genel yazımızda, 3568 sayılı Kanuna göre Serbest
Muhasebecilik veya Serbest Muhasebeci ve Mali MüĢavirlik
ruhsatı alan, ancak bağımlı olarak çalıĢanların, bağımlı
çalıĢtıkları ve muhasebesinin sevk ve idaresinden sorumlu
oldukları
mükelleflerin beyannamelerini imzalayacakları
belirtilmiĢtir.
15 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Sirkülerinde de
muhasebeye iliĢkin iĢlemleri, iĢletmede bağımlı olarak çalıĢan
ve 3568 sayılı Kanuna göre ruhsat almıĢ bulunan meslek
mensupları tarafından yerine getirilen mükelleflerin kullanıcı
kodu, parola ve Ģifre alabilmeleri için çalıĢtırdıkları meslek
mensubunun kimlik bilgilerini, ruhsat numarasını ve bağlı
olduğu meslek odasının adının yer aldığı bir dilekçe ile birlikte
"Elektronik Beyanname Gönderme Talep Formu ve
Taahhütnamesi"ni
vergi
dairesine
verecekleri
hususu
açıklanmıĢtır.
Buna göre; Muhasebeye iliĢkin iĢlemleri iĢletmede
bağımlı olarak çalıĢan ve muhasebenin sevk ve idaresinden
sorumlu olan 3568 sayılı Kanuna göre serbest muhasebecilik
veya serbest muhasebeci mali müĢavirlik ruhsatı almıĢ
meslek mensupları tarafından yerine getirilen mükellefler,
41
"Elektronik Beyanname Gönderme Talep Formu ve
Taahhütnamesi" ile meslek mensubunun kimlik bilgileri,
ruhsat numarası ve bağlı olduğu meslek odasının adının yer
aldığı dilekçeye meslek mensubunun bağlı olduğu meslek
odasından alacağı "Oda Kayıt Belgesi"ni eklemek suretiyle
bağlı bulundukları vergi dairesinden kullanıcı kodu, parola ve
Ģifre alabileceklerdir." denilmiĢtir.
Bu açıklamalar uyarınca YMM ile tam tasdik sözleĢmesi
dıĢında yapacağınız denetim sözleĢmesine dayanılarak YMM'in
Ģirkete bağımlı çalıĢan meslek mensubu gibi değerlendirilmesi
ve VUK Sirküler 15 (c) maddesine göre Ģirketiniz adına Ģifre
alınması mümkün bulunmamakta olup, muhasebeye iliĢkin
iĢlemlerinizin iĢletmenizde bağımlı olarak çalıĢan ve 3568
Sayılı Kanuna göre ruhsat almıĢ bulunan meslek mensubu
tarafından
yerine
getiriliyor
olması
halinde
meslek
mensubunun kimlik bilgilerini ruhsat numarasını ve bağlı
olduğu meslek odasının adının yer aldığı bir dilekçe ile birlikte
"Elektronik Beyanname Gönderme Talep Formu ve
Taahhütnamesini vergi dairesine vererek Ģirketiniz adına Ģifre
alınması mümkün bulunmaktadır. Ancak, iĢletmenizde bağımlı
çalıĢan meslek mensubu olmaması halinde Ģirketiniz adına
Ģifre verilemeyeceğinden, Ģirketinizin 357 Sıra No.lu V.U.K.
Genel Tebliği'nde belirlenen aktif veya ciro toplamlarına göre
(e)beyanname gönderme zorunluluğunuz bulunması halinde
her halükarda, bulunmaması halinde ise, istenilmesi halinde
340 Seri No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği uyarınca
Elektronik Beyanname Gönderme Aracılık Yetkisi olan ve
3568 sayılı Kanun uyarınca yetki almıĢ olup bağımsız çalıĢan
serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müĢavir veya
Yeminli Mali MüĢavirler ile sözleĢme yapılmak suretiyle
meslek mensubu tarafından (e) beyanname gönderilebileceği
tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
42
T.C.
GELĠR ĠDARESĠ BAġKANLIĞI
Ġstanbul Vergi Dairesi BaĢkanlığı Mükellef Hizmetleri
Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü
TARĠH
: 06.02.2006
SAYI
: ÖTV.MUK.B.07.1.GĠB.4.34.17.01.735
KONU
Biyoetanol üretimiyle ilgili YMM Raporunun ibraz
edileceği vergi dairesi,
Ġlgi dilekçenizde, tarım ürünlerini kullanarak kimyevi
maddeler üretmek ve ticaretini yapmak faaliyetiyle iĢtigal
eden firmanızca üretilen biyoetanolla ilgili olarak YMM
tarafından düzenlenecek üretim tasdik raporunun, üretici
sıfatıyla KDV yönünden bağlı bulunduğunuz vergi dairesine
mi, yoksa harmanlayıcının ÖTV yönünden bağlı olduğu vergi
dairesine mi ibraz edileceği hususunda görüĢ talep
edilmektedir.
Bilindiği üzere, yeminli mali müĢavirler tarafından
düzenlenen…………….
Raporunun 38. Sıra No.lu Serbest
Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve Yeminli
Mali MüĢavirlik Kanunu Genel Tebliği'nin atıfta bulunduğu 8
Seri No.lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliğinde de belirtildiği
üzere;
üretici
sıfatıyla
firmanızın
biyoetanol
sattığı
harmanlayıcıların Özel Tüketim Vergisi yönünden bağlı
bulundukları vergi dairesine verilmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
43
T.C.
GELĠR ĠDARESĠ BAġKANLIĞI
ĠSTANBUL VERGĠ DAĠRESĠ BAġKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Katma Değer
Vergisi Grup Müdürlüğü)
TARĠH : 10.10.2006
SAYI : KDV.MUK.B.07.1.GĠB.4.34.17.01.YMM.8090
KONU : 2004-2005 yılı 12.dönem teminatsız ve incelemesiz
nakden veya mahsuben KDV iadesinden faydalanan firma
adına Tam Tasdik Raporu düzenlenmesi halinde incelemeye
sevk edilip edilmeyeceği,
………………………MÜDÜRLÜĞÜNE
Ġlgi yazınız incelenmiĢtir.
Bilindiği üzere, 1999/2 Sıra No.lu Vergi Denetimi ve
Koordinasyonu Ġç Genelgesi'nde;
"Teminat ve incelemeyi gerektirmeyen nakten veya
mahsuben katma değer vergisi iade talepleri ile ilgili olarak
aĢağıdaki açıklamaların yapılma¬sı uygun görülmüĢtür.
1-12 dönem teminatsız ve incelemesiz nakden veya
mahsuben katma değer vergisi iadesinden faydalanan
mükelleflerde, söz konusu 12 dönemden ilgili Bölge
müdürlüklerince, Bölge müdürlüğünün bulunmadığı illerde
defterdarlıkça belirlenecek yalnızca 1 dönem incelemeye tabi
tutulacaktır.
2-12 dönem tamamlanmadan Yeminli Mali MüĢavir
Tasdik Raporu veya Bakanlığımız merkez ve taĢra denetim
elemanlarınca herhangi bir vergilendirme dönemi için olumlu
iade raporu düzenlenmiĢ olması halinde 12 dönemlik periyot,
bu dönemden sonra yeniden baĢlatılacaktır.
Öte yandan, gerek görülen durumlarda 12 dönemlik
periyot beklenilmeden iade talepleri, yapılacak tespit veya
geçerli bir gerekçe ile birlikte incelemeye sevkedilebilecektir.
44
3- Tam tasdik sözleĢmesi imzalamayan mükellefler ile
merkezi denetim elemanı inceleme limitlerinin altında kalan
inceleme talepleri vergi denetmenlerince, belirlenen limitin
üzerindeki incelemeler ise merkezi denetim elemanlarınca
yapılacaktır.
4- Yeni uygulamanın yürürlüğe girdiği tarihte, eski
düzenlemeye göre baĢlatılmıĢ olan incelemelerden, denetim
elemanının tamamlanmasında fayda görüldüğü incelemeler
sonuçlandırılacaktır.
5- Henüz baĢlanılmamıĢ bulunan incelemeler için bu
genelge hükümleri uygulanacaktır.
6- Katma değer vergisi iade iĢlemlerinde nakten iadelere
iliĢkin inceleme talepleri için hadler belirlenmiĢ olup mahsup
taleplerinin
incelenmesi
için
herhangi
bir
had
belirlenmemiĢtir.
Mükelleflerin katma değer vergisi alacağının mahsuben
iadesini ve mahsuptan sonra kalan kısmın kendilerine nakden
ödenmesini istemeleri mümkündür. Bu durumda nakten talep
edilen tutar Bakanlığımızca belirlenen hadleri aĢmadıkça,
talep incelemeye sevk edilmeyecektir." denilmektedir.
Konu ile ilgili olarak yayımlanan 6 Seri No.lu Serbest
Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve Yeminli
Mali MüĢavirlik Kanun Genel Tebliği'nde;
"…………… Mükelleflerin iade talepleri ve buna iliĢkin
Yeminli Mali MüĢavir Tasdik Raporları, aynı dönem hesapları
incelemeye sevk edilmediği veya incelemeye sevk edildiği
halde inceleme elemanınca incelemeye baĢlanılmadığı sürece
kabul edilecektir." denilmektedir.
Buna göre, teminat ve inceleme gerektirmeyen iade
veya mahsup iĢlemlerinde; ……………..henüz incelemeye sevk
edilmeyen 2004 ve 2005 yılları için ibraz olunacak YMM
Tasdik
Raporlarına
göre
iĢlem
yapılması
mümkün
bulunmaktadır.
Diğer taraftan, bu Ģekilde YMM Raporu verilmesi halinde
12 dönemlik periyodun bu dönemden sonra baĢlayacağı
tabiidir.
Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.
45
T.C.
GELĠR ĠDARESĠ BAġKANLIĞI
ĠSTANBUL YERGĠ DAĠRESĠ BAġKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü
Tarih : 23.06.2006
Sayı : B.07.1.GĠB.4.34.16.01 /GVK-Geç-69/10014-12535
Konu : 2003 ve 2004 yıllarında yararlanılamayan yatırım
indirimi nedeniyle daha sonraki dönemlerde bu indirimden
yararlanılıp yararlanılamayacağı hk.
Ġlgi (a) ve (d) de kayıtlı dilekçelerinizde; Türk Telekom
tarafından temin edilen yerde firmanız tarafından Telekom'a
devredilmek üzere yapılan ve yalın mülkiyeti sözleĢmenin
herhangi bir sebeple feshine veya sürelerin bitimine kadar
Ģirketinize ait olan sözü edilen Ģebekenin yatırım indiriminden
yararlanıp yararlanamayacağı ile özel maliyet bedeli olarak
değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususu sorulmuĢ olup,
ilgi (e) de kayıtlı özelge yazımız ile tarafınıza cevap
verilmiĢtir.
Bu defa konuyla ilgili olarak tarafınızdan alınan ilgi (f) de
kayıtlı dilekçenizde ise; 2003 ve 2004 yılları (yatırım indirimi
döneminde) kazancınızın yetersizliğinden dolayı kurumlar
vergisi beyannamesinde faydalanmadığınız indirim hakkından
daha
sonraki
takvim
yıllarında
faydalanıp
faydalanamayacağınız hususları sorulmaktadır.
Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun
"Ticari ve zirai kazançlarda yatırım indirimi istisnası" baĢlıklı
4842 Sayılı Kanunu'nun 1 'inci maddesiyle 24.04.2003
tarihinden geçerli olmak" üzere yürürlüğe giren 19'uncu
maddesinin 1'inci fıkrasında;
"1-Dar mükellefiyete tabi olanlar dahil, ticari veya zirai
kazançları bilanço esasına göre tespit edilen vergiye tabi
mükellefler (adi ortaklıklar, kollektif ve adi komandit Ģirketler
ile kurumlar vergisi mükellefleri dahil) faaliyetlerinde
kullanmak üzere satın aldıkları veya imal ettikleri
amortismana tabi iktisadi kıymetlerin maliyet bedellerinin
%40'ını vergi matrahlarının tespitinde ilgili kazançlarından
46
yatırım indirimi istisnası olarak indirim konusu yaparlar."
hükmü yer almakta olup, söz konusu maddenin 2'nci
fıkrasında, yatırım indirimi istisnası uygulamasına, istisnaya
konu iktisadi kıymete iliĢkin harcamaların yapıldığı yılda
baĢlanacağı ve indirilecek tutara ulaĢılıncaya kadar devam
olunacağı hüküm altına alınmıĢtır.
Aynı maddenin 4'ünçü fıkrasında yatırım indirimi
hesaplanmayacak iktisadi kıymetler sayılmıĢ olup, söz konusu
fıkranın birinci bendinde "bedeli 5 milyar (2003/6578 sayılı
B.K.K. ile 01.01.2004 tarihinden itibaren 6.000.000.000.-TL,
2004/8295 sayılı B.K.K. ile 2005 takvim yılında uygulanmak
üzere 10.000.-YTL) liradan az olan iktisadi kıymetler (iktisadi
ve teknik bakımdan bütünlük arz eden iktisadi kıymetler
haddin aĢılıp aĢılmadığının tespitinde bir bütün olarak dikkate
alınır)" için yatırım indirimi hesaplanmayacağı hükme
bağlanmıĢtır.
Öte yandan, Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci
Mali MüĢavirlik ve Yeminli Mali MüĢavirlik Kanununun 34 Sıra
No.lu Genel Tebliğinin C/2 "GeçmiĢ Yıllara ĠliĢkin Olarak
Yatırım Ġndirimi
Ġstisnasından
Yararlanılması"
baĢlıklı
bölümünde; "Vergiye tabi
kazanç beyan edilmeyen
dönemlerde
istisnadan
yararlanılması
söz
konusu
olmayacağından yatırım indirimi tasdik raporu ibrazı da
gerekmeyecektir.
Ancak, kazanç olmaması nedeniyle, geçmiĢ yıllarda
yararlanılamayan yatırım indirimi istisnasından, kazancın
olduğu ilk yılda yararlanılması nedeniyle geçmiĢ yılları da
kapsayan bu yıla ait tasdik raporunun süresinde ibrazı
gerekecektir." açıklamalarına yer verilmiĢtir.
Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, 2003 ve 2004
takvim yıllarında kazancınızın elveriĢli olmamasından dolayı
(Ģebeke iĢinin kurulum aĢamasına kadar yapılan harcama
bedellerinin) bu dönemlerde yararlanılamayan yatırım indirimi
istisnasından, kazancın yeterli olduğu ilk yılda yararlanılması
nedeniyle geçmiĢ yılları da kapsayan bu yıla ait tasdik
raporunun süresinde ibrazı halinde Geçici 69. madde
hükmüne göre 2008 yılını aĢmamak kaydı ile indirim konusu
yapılabilmesi mümkündür.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
47
T.C.
GELĠR ĠDARESĠ BAġKANLIĞI
ĠSTANBUL VERGĠ DAĠRESĠ BAġKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü
Usul Müdürlüğü
TARĠH : 10/04/2006
SAYI
: B.07.1.GĠB.4.34.19.02/VUK-2/116/2720
KONU : Geçici vergilere mahsuben iade talebinde bulunulan
KDV'lerle ilgili YMM KDV iade raporunda olumsuzlukların
tespit edilmesi üzerine incelemeye sevk edilmeden ve
inceleme sonuçlanmadan mahsup talebinin yok sayılarak
cezalı tarhiyatı yapılmayacağı hk.
………………….……………VERGĠ DAĠRESĠ MÜDÜRLÜĞÜNE
ĠLGĠ : 07.03.2006 tarih ve………… sayılı yazınız.
Ġlgi yazınız ve eki belgelerden; dairenizin ……vergi
numaralı mükellefi ……………. San. ve DıĢ Tic. Ltd. ġti.'nin
2003 T.Yılı geçici vergilerini 2003/2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9,
10,11,12 dönemlerine iliĢkin KDV iade alacaklarından
mahsubunu talep ettiği, anılan dönemlere iliĢkin YMM KDV
Ġadesi Tasdik Raporunun 8.4.2004 tarihli teslim tutanağı ile
dairenize teslim edildiği ve mahsubu talep edilen geçici
vergilerin 15.04.2004 tarihinde verilen 2003 yılına iliĢkin
kurumlar vergisi beyannamesinde hesaplanan vergiden
mahsup edildiği, daireniz tarafından YMM KDV Ġadesi Tasdik
Raporu üzerinde yapılan incelemeler sonucu bazı eksiklikler
tespit edilerek 5.5.2004 tarihli yazınızın tebliğ edildiği, YMM'in
dairenize 26.7.2004 tarihinde cevabi yazısı üzerine tekrar
YMM'e 25.11.2004 tarihli eksiklik yazınızın yazıldığı ve bu
yazıda bazı mükelleflerin SMĠYB düzenleme ihtimalleri
bulunduğundan ilgili mükelleften alımların tenzil edilmesi veya
4 kat teminat verilmesi halinde mahsup iĢlemlerinin yerine
getirileceğinin belirtildiği, yazınız üzerine de YMM'in
30.12.2004 tarihli yazısı ile raporun iĢleme koyulmayarak
kendisine iade edilmesini istediği dairenizce de rapor iĢleme
koyulmadan aynı gün raporun YMM'e geri verildiği ve
durumun KDV Gelir Müdürlüğüne 13.1.2005 tarihli yazı ile
48
bildirildiği, dairenizce YMM Raporunun geri çekilmesi,
beraberinde mükellefin geçici vergi mahsup iĢleminin
yapılmaması neticesinde ödenmemiĢ durumda olan geçici
vergilerin kurumlar vergisinden indirilmiĢ olması nedeniyle
mahsup edilen geçici vergiler için 18.10.2004 tarih……….sayılı
vergi
ziyaı
cezalı
tarhiyat
yapılarak
vergi/ceza
ihbarnamelerinin 5.11.2004 tarihinde ödevliye tebliğ edildiği,
Mükellef kurumun 10.2.2006 tarihli dilekçesi ile; bahse
konu YMM raporu ile ilgili nihai yazıĢmalar ve eksiklikler
sonrasında, sorumlu olan alt firmalara iliĢkin faturalar
indirilen listesinden
çıkartılarak
29.12.2004 tarihinde
düzeltme beyannamelerini
verdiklerini
ve KDV iade
alacaklarından vazgeçtiklerini, buna paralel olarak da YMM
raporunun
3012.2004
tarihinde
iĢlemden
çekildiğini
belirterek, vergi dairesince iĢlemlerin sürme aĢamasında
kesilen vergi ziyaı cezası nedeniyle mağdur olduklarını
uzlaĢma talep haklarını kaybettiklerini, mağduriyetlerinin
önlenmesi için eski cezaların terkin edilerek raporun iĢlemden
çekiliĢ tarihi ve geçmiĢte var olan uzlaĢma haklarının
kullanılması yoluyla mağduriyetlerinin önlenmesini talep
ettikleri,
Hususları belirtilerek, ödevli Ģirketin KDV iadesi YMM
raporu (geri çekilen) kurumlar vergisi beyanından sonra
8.4.2004 tarihinde dairenize verildiği göz önüne alındığında
dairenize verilmiĢ bulunan mahsup talepli YMM raporu geri
iade edilmeden (çekilmeden) önce vergi ceza ihbarnamesinin
düzenlenmesi halinin, önceki yapılan iĢlemlerin (vergi ceza
ihbarnamesi) düzeltme ile kaldırılarak yeniden cezalı olarak
tarhiyat yapılmasını gerektirip gerektirmediği yönünde
tereddüt oluĢtuğu belirtilerek konu hakkında görüĢ talep
etmektesiniz.
Yazınızda; YMM Raporunun geri çekilmesi, beraberinde
mükellefin geçici vergi mahsup iĢleminin yapılmaması
neticesinde ödenmemiĢ durumda olan geçici vergilerin
kurumlar vergisinden indirilmiĢ olması nedeniyle mahsup
edilen geçici vergiler için 18.10.2004 tarih sayılı ihbarnameler
ile vergi ziyaı cezalı tarhiyat yapıldığı belirtilmiĢ ise de; yazınız
ve eki belgelerden sözkonusu vergi/ceza ihbarnamelerinin
YMM KDV iade tasdik raporunun geri çekildiği 30.12.2004
49
tarihinden hatta bazı mükelleflerin SMĠYB düzenleme
ihtimalleri bulunduğundan ilgili mükelleften alımların tenzil
edilmesi veya 4 kat teminat verilmesi halinde mahsup
iĢlemlerinin yerine getirileceğinin belirtildiği YMM'e bildirildiği
25.11.2004 tarihli yazınızdan önce 18.10.2004 tarihinde
düzenlendiği
ve
5.11.2004
tarihinde
tebliğ
edildiği
anlaĢılmaktadır.
Yine yazınız ekinde bulunan mükellef kurumun tebliğ
edilen vergi ceza ihbarnameleri ile ilgili 12.11.2004 tarihinde
verdiği dilekçesinde; kurumlar vergisinden mahsup edilen
geçici vergiler için KDV iade alacaklarından mahsup talepleri
olduğu ve YMM raporunun da sunulmuĢ olduğu belirtilerek
adlarına tarh edilen vergi ve cezaların terkin edilmesini talep
ettikleri dilekçe üzerine iĢlem yapılmadığı ve bu durumun
mükellefe bildirilmediği anlaĢılmaktadır.
2001/3 sıra nolu Katma Değer Vergisi Ġç Genelgesinin 4.
maddesinde;
"Bakanlığımıza yansıyan olaylarda, mahsup iĢleminin
zamanında yerine getirilmemesi nedeniyle, mahsup istenen
verginin alacaklı vergi dairesince takibine devam edilerek
haciz
uygulamasına gidildiği
ve
mükelleflerin
haklı
Ģikayetlerine yol açtığı anlaĢılmıĢtır.
Bu nedenle haklarında mahsup iĢleminin yapılabilmesine
engel teĢkil edecek herhangi bir olumsuzluk tespiti
bulunmayan mükelleflerin, mahsup talep ettiği vergilerle ilgili
olarak
cebri
tahsilat
uygulamasına
gidilmemesi
gerekmektedir" Ģeklinde açıklama getirilmiĢtir.
Diğer
taraftan,…………………….………………Gelir
Müdürlüğünün 20.11.2003 tarihli ve…………..sayılı tamim
yazısının 3. maddesinde; " Mükelleflerin mahsup talepleri
ancak inceleme sonucuna göre reddedilebileceğinden,
inceleme neticelenmeden mahsup talepleri yok farz edilerek
borçların
takip
iĢlemine
baĢlanılarak,
ödeme
emri
düzenlenmemesi, haciz uygulanmaması ve yurt dıĢı çıkıĢ
yasağı konulmaması (ancak gerek görüldüğü takdirde 6183
sayılı
Kanunun
ihtiyati
hacize
iliĢkin
hükümlerinin
uygulanabileceği tabiidir.)
50
4. maddesinde "haklarında SMĠYB düzenlediği veya
kullandığı konusunda rapor veya tespit bulunan mükelleflerin
87 nolu katma değer vergisi genel tebliği'nin yayım tarihinden
(18.06.2003) KDV iade alacaklarını kendi vergi borçlarına
veya SSK prim borçlarına mahsup talep etmeleri halinde
genel esaslara göre yerine getirilmesi,
Ancak, bu Ģekilde mahsup iĢlemi yapılmıĢ olmakla
beraber mükelleflerin indirim ve yüklenim listelerinin VEDOP
ortamında taranarak, mal veya hizmet alıĢlarının veya
ihracatının gerçek olmadığı konusunda bir tespit yapılması
halinde konunun incelenmek üzere incelemeye sevk edilmesi,
ileride herhangi bir hazine zararına sebebiyet verilmemesi
amacıyla 6183 sayılı Kanunun koruma hükümlerinin
uygulanması gerekir" denilmektedir.
Buna göre; ödevlinin daha önce mahsuben iadesini talep
ettiği KDV'leri ile ilgili Vergi dairesine ibraz edilen YMM KDV
iade tasdik raporunun tetkiki ile tespit edilen olumsuzluklar
üzerine konunun incelenmek üzere incelemeye sevk edilmesi
ve inceleme sonucuna göre iĢlem yapılması gerekmekte iken,
inceleme neticelenmeden mahsup talepleri yok farz edilerek
mahsup talep edilen vergilerin ödenmediğinden indirim
konusu yapılmaması gerektiği gerekçe gösterilerek mükellef
adına cezalı vergi tarh edilmemesi gerekmektedir.
Ġlgi yazınıza konu mükellefinizin KDV iade talebinden
vazgeçmesi ve KDV için düzeltme beyannamesi vermesi
neticesinde incelemeye sevk edilmediği anlaĢılmakla birlikte
dairenizce mükellef kurum hakkında geçici vergilerin
ödenmediğinden bahisle cezalı KV tarhiyatının KDV iade
talebinden vazgeçildiğinin bildirilmesini takiben yapılması
gerekmektedir.
Ġhbarnamelerin düzenlendiği tarih itibariyle mesnetsiz
olarak cezalı olarak tarh ve tahakkuk ettirilen vergi ve
cezaların 213 sayılı VUK'unun 116 ve müteakip maddeleri
uyarınca terkin edilerek, iadeden vazgeçildiği tarih itibariyle
fazla ve yersiz indirim konusu yapıldığı anlaĢılan geçici
vergilerin indirimden reddi ile ziya uğrayan kurumlar
vergisinin cezalı olarak ihbarname kuralına göre mükellef
adına tarh edilmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
51
T.C.
GELĠR ĠDARESĠ BAġKANLIĞI
ĠSTANBUL VERGĠ DAĠRESĠ BAġKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup
Müdürlüğü)
TARĠH : 13.04.2006
SAYI : KDV.MUK.B.07.1.GĠB.4.34.17.01.YMM.2950
KONU : 1997 yılına iliĢkin yatırım tutarına kaç yıl süreyle
endeksleme yapılacağı
………………………….MÜDÜRLÜĞÜ'NE
Ġlgide kayıtlı yazınız incelenmiĢtir.
4842 Sayılı Kanunun 37/1-c maddesiyle 24.4.2003
tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılan
Gelir Vergisi Kanunu'nun Ek 4. maddesinde, yatırım
indiriminin uygulanmasına, yatırım teĢvik belgesinin alındığı
tarihte
beyanname
verme
süresi
geçmemiĢ
hesap
döneminden itibaren baĢlanır ve indirimden yararlanılacak
miktara ulaĢıncaya kadar devam olunur.
Yapılan yatırım harcamalarının ilgili yıl kazancından
indirilemeyen kısmı izleyen yıllarda Vergi Usul Kanunu
hükümlerine göre bu yıllar için belirlenen yeniden değerleme
oranında artırılarak dikkate alınır. (TeĢvik belgesiz yatırımlar
bu
maddedeki
yeniden
değerleme
hükümlerinden
yararlanamaz) ..... hükmü yer almıĢtır.
Öte yandan, aynı Kanunun Geçici 43. maddesinde;
(4108 Sayılı Kanunun 28I. maddesiyle eklenen 02.06.2005
tarihinden geçerli olmaz üzere) Gelir Vergisi Kanunu'nun bu
Kanunla değiĢik Ek 3. maddesi hükümleri 01.01.1994
tarihinden sonra Ek 4. maddesi hükmü 01.01.1995 tarihinden
itibaren yapılan yatırım harcamalarına uygulanır.
……………hükmü yer almıĢtır.
Diğer taraftan 187 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel
Tebliği'nin IV-D bölümünde;
52
Gelir Vergisi Kanunu'nun Ek 5. maddesinin birinci
fıkrasında, 4108 Sayılı Kanunla yapılan değiĢiklikle, yatırım
indiriminde endeksleme uygulaması getirilmiĢtir.
Getirilen bu hükümle yatırımcıların ilgili yıl kazancının
olmaması veya yeterli kazancının bulunmaması nedeniyle
indirilemeyen yatırım indirimi tutarları, Vergi Usul kanunu
hükümlerine göre bu yıllar için belirlenen yeniden değerleme
oranında artırılarak uygulanabilecektir. Ancak, bu uygulama,
devreden yatırım indirimi tutarı için, indirilemeyen yılı takip
eden üç yıl boyunca tatbik edilebilecektir.
Buna göre, endeksleme uygulaması, her yıla ait yatırım
indirimi tutarlarının indirilemeyen kısmı üç yıllık süreyle ayrı
ayrı yapılır ve kayıtlarda yıllar itibariyle izlenir.
Ancak, Ek 2. maddenin birinci fıkrasının 4 numaralı
bendinde, 4108 sayılı Kanunla yapılan değiĢiklikle getirilen
teĢvik belgesiz yatırımlarla ilgili olarak indirilemeyen yatırım
indirimi tutarı için endeksleme söz konusu olmayacaktır.
Yatırım indirimine iliĢkin endeksleme uygulaması aĢağıda
yer alan örneklerle açıklanmıĢtır." denilmiĢ olup, konu
hakkında ayrıntılı örnekler tebliğin devamında yer almaktadır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, adı geçen mükellefin
1997 yılında yararlanacağı yatırım indirimi tutarının
indirilmeyen kısmı için 3 yıl süreyle (1998,1999 ve 2000
takvim yılları) endeksleme yapılması gerekmektedir.
7 Sıra No.lu SM, SMMM ve YMM Kanunu Genel
Tebliği'nde; "Yatırım indirimi istisnasına konu teĢkil eden
iĢlemlerin yeminli mali müĢavirlere tasdik ettirilmesi ve tasdik
raporlarının ilgili yıl hesap dönemi gelir veya kurumlar vergisi
beyannameleriyle birlikte verilmesi zorunludur,
Yatırım indirimi tasdik raporları, istisnadan ilk defa
yararlanılan döneme iliĢkin olarak verilecek gelir ve kurumlar
vergisi beyannameleri ile birlikte ilgili vergi dairesine
verilecektir. ġayet yatırım bitmiĢ ve yazılan tasdik raporu
yatırım
harcamalarının
tümünü
kapsıyorsa,
sonraki
dönemlerde verilecek beyannamelerde indirim konusu yapılan
53
yatırım indirimi istisnaları için
aranmayacaktır" denilmektedir.
ayrıca
tasdik
raporu
Konuyla ilgili olarak yayımlanan 24 Seri No.lu Serbest
Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve Yeminli
Mali MüĢavirlik Kanunu'nu Genel Tebliğine göre;
"Bilindiği üzere, Tam Tasdik, Yeniden Değerleme,
Kurumlar Vergisi Ġstisnası ve Yatırım Ġndirimi Tasdik
Raporlarının Gelir ve Kurumlar Vergisi Beyanname verme
dönemlerinin sonuna kadar ilgili vergi dairelerine teslim
edilmesi gerekmektedir.
Ancak, süre uzatımı yönünde Bakanlığımıza intikal eden
talepler ve geçen uygulama süreci dikkate alınarak, tasdik
raporlarının daha sağlıklı bir Ģekilde hazırlanabilmesini temin
amacıyla bundan böyle Tam Tasdik, Yeniden Değerleme,
Kurumlar Vergisi Ġstisnası ve Yatırım Ġndirimi Tasdik
Raporlarının beyanname verme süresinin bitimini takip eden
iki ay içerisinde Yeminli Mali MüĢavirlerce ilgili vergi
dairelerine
teslim
edilebilmesi
uygun
görülmüĢtür"
denilmektedir.
25
Seri
No.lu
Serbest
Muhasebecilik,
Serbest
Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve Yeminli Mali MüĢavirlik Kanunu
Genel Tebliği'ne göre;
1.3. Yatırım Ġndirimi Ġstisnasına ĠliĢkin ĠĢlemler baĢlıklı
bölümünde; Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, yatırım
teĢvik belgesine bağlı olan ve proje tutarları toplamı 100
milyar
lirayı
aĢan
yatırımları
nedeniyle
yıl
lık
beyannamelerinde
yatırım
indirimi
istisnasından
yararlanabilmeleri için, yatırım indirimine konu harcamalarını
Yeminli Mali MüĢavirlere tasdik ettirmeleri gerekmektedir.
Yatırım indirimi tasdik raporları yatırım indirimine konu
harcamaların gerçekleĢtirildiği dönemler için düzenlenecektir.
Yararlanılacak
yatırım
indiriminin
sadece
müteakip
vergilendirme döneminde yapılması öngörülen yatırım
harcamasına iliĢkin olması durumunda, bu döneme iliĢkin
olarak bir tasdik raporu düzenlenmeyecektir.
54
Yatırım harcamasının yapıldığı dönem için düzenlenen
tasdik raporunda;
-Yatırım indiriminden yararlanabilecek harcama tutarına,
-Bir önceki yıl öngörülen yatırım harcaması üzerinden
yatırım indiriminden yararlanılmıĢ olması halinde, harcama
tutarı da dikkate alınarak öngörülen yatırım indirimi
uygulamasının doğruluğuna,
-Bu dönem için yararlanılabilecek yatırım
tutarına iliĢkin açıklamalara yer verilecektir,
indirimi
denilmektedir.
Yine
aynı
Tebliğin
1.4.
Tasdik
ĠĢleminin
Yaptırılmamasının Sonucu baĢlıklı bölümünde de; Vergi Usul
Kanunu'nun mükerrer 227. maddesinin 2 numaralı bendinde,
vergi kanunlarında yer alan muafiyet, istisna, yeniden
değerleme, zarar mahsubu ve benzeri hükümlerden
yararlanılmasını Yeminli Mali MüĢavirlerce düzenlenmiĢ tasdik
raporu ibraz Ģartına bağlamaya Maliye Bakanlığı'nın yetkili
olduğu belirtilmiĢtir.
Ayrıca, söz konusu maddede, 2 numaralı bent hükmüne
göre yararlanılması Yeminli Mali MüĢavirlerce düzenlenen
tasdik raporu ibrazı Ģartına bağlanan konularda, tasdik
raporunu zamanında ibraz etmeyen mükelleflerin tasdike
konu haktan yararlanamayacakları belirtilmiĢtir. Dolayısıyla,
Yeminli Mali MüĢavirlerce tasdiki zorunlu olan iĢlemlerde
tasdik iĢleminin yaptırılmaması halinde mükellefler tasdike
konu haklardanyararlanamayacaklardır" denilmektedir.
Diğer taraftan, 32 Sıra No.lu SM, SMMM ve YMM Kanunu
Genel Tebliği'nin 3- Yatırım Ġndirimi Ġstisnasına ĠliĢkin
ĠĢlemler bölümünde; "Gelir ve Kurumlar Vergisi mükellefleri
yatırım teĢvik belgesine bağlı olan ve proje tutarları toplamı
250
milyar lirayı
aĢan
yatırımları
nedeniyle
yıllık
beyannamelerinde
yatırım
indirimi
istisnasından
yararlanabilmek için, bu haddi aĢan yatırım indirimine konu
harcamalarını
yeminli
mali
müĢavirlere
tasdik
ettireceklerdir."Ģeklinde açıklama getirilmiĢtir.
55
37
Seri
No.lu
Serbest
Muhasebecilik,
Serbest
Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve Yeminli Mali MüĢavirlik Kanunu
Genel Tebliği'ne göre;
1-3568 sayılı Kanun Çerçevesinde Yeminli Mali MüĢavir
(YMM) Tasdik Raporu Düzenlenmesi ĠĢlemleriyle Ġlgili Hadler:
1.9. maddesinde; "35 Sıra No.lu Genel Tebliğ'de
düzenlenen "yatırım indirimi" iĢlemlerinde, 2004 yılı yatırım
harcamaları için 250.000.-YTL olarak uygulanacaktır."Ģeklinde
açıklama yapılmıĢtır.
Ayrıca, Bakanlık Makamı'ndan alınan 22.04.1998 tarih,
14464 sayılı yazıda;
"1998 takvim yılında ve takip eden yıllarda iliniz sınırları
içinde bulunan mükelleflere ait Tam Tasdik, Yeniden
Değerleme, Kurumlar Vergisi Ġstisnası ve Yatırım Ġndirimi
Tasdik Raporları, 24 Sıra No.lu Serbest Muhasebecilik,
Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve Yeminli Mali MüĢavirlik
Genel Tebliğinde belirtilen sürelerde Yeminli Mali MüĢavirler
tarafından, doğrudan vergi dairelerine teslim edilebileceği
gibi, Ġstanbul Yeminli Mali MüĢavirler Odasına da imza
karĢılığında teslim edilebilecektir. Odaya teslim edilen
raporların en geç 15 gün içerisinde topluca mükelleflerin bağlı
bulunduğu vergi dairelerine, oda tarafından görevlendirilecek
yetkili elemanlar vasıtasıyla imza karĢılığında teslim edilmesi
gerekmektedir." denilmektedir.
Buna
göre,
tasdik
raporunun
yatırım indirimi
istisnasından fiilen yararlanılacak olan hesap dönemine ait
gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verileceği tarihe
kadar düzenlenerek o döneme iliĢkin (teslim süresi
uzatılmıĢsa bu sürenin sonuna kadar) beyanname ile vergi
dairesine verilmesi mecburidir. Ancak, yatırım indiriminin
mahsup edileceği bir kurum kazancının bulunmaması halinde
indirim hakkından yararlanılmayan yıllarda tasdik raporu Ģartı
bulunmamakla birlikte izleyen yıllarda indirim hakkından
yararlanılması durumunda daha önce rapora bağlanmamıĢ
dönemlere ait tüm yatırım harcamalarını kapsayan tasdik
raporlarının yatırım indiriminden ilk defa yararlanılacak yıl
beyannamesi ekinde vergi dairesine ibrazı gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
56
T.C.
ĠSTANBUL VALĠLĠĞĠ
Defterdarlık Katma Değer Vergisi Gelir Müdürlüğü
TARĠH: 28/04/2005
SAYI : KDV.MUK.B.07.4.DEF.0.34.18.3218
KONU: ÖTV indirilmiĢ yakıt alımına iliĢkin…… dönemine
ait
YMM Raporunun olmadığı, ... dönem YMM raporunun ise geç
ibraz edilmesi
……………………………..
Ġlgi sayılı yazıda bahsi geçen ve………yılı içerisinde ÖTV
indirilmiĢ yakıt alımından yararlandığı halde süresinde YMM
raporu ibraz etmeyen……………..A.ġ. adına YMM…….tarafından
………..döneme ait "Özel Tüketim Vergisi ĠndirilmiĢ Yakıt
Alımı'na iliĢkin tasdik raporunun ………….tarihinde dairenize
ibraz edildiği ancak, söz konusu mükellefin ……………dönemine'
ait Özel Tüketim Vergisi ĠndirilmiĢ Yakıt Alımı'yla ilgili yeminli
mali müĢavir tarafından düzenlenen faaliyet raporunun
olmadığı, .... döneme ait raporun ise geç ibraz edildiği
belirtilerek,…………… tarih ve ………. sayılı
yazımız
ile
incelemeye sevk edilen mükellefin takvim yılı Özel Tüketim
Vergisi ĠndirilmiĢ Yakıt Alım Defteri Tasdik Talebi'nin yerine
getirilip getirilmeyeceği, konusunda görüĢ sorulmaktadır.
31.12.2003 tarih, 25333 ( 3.M ) sayılı Resmi Gazete'de
yayımlanan 6 Seri No.lu ÖTV Genel Tebliği ile, 01.07.2003
tarih ve 2003/5868 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki Kararın 1
inci maddesinde; Türk Uluslararası Gemi Siciline ve Milli Gemi
Siciline kayıtlı, kabotaj hattında münhasıran yük ve yolcu
taĢıyan gemilere, ticari yatlara, hizmet ve balıkçı gemilerine
miktarı her geminin teknik özelliklerine göre tespit edilmek ve
bu akaryakıtı kullanacak geminin jurnaline iĢlenmek kaydıyla
verilecek akaryakıtın özel tüketim vergisi tutarı sıfıra
indirilmiĢtir.
Tebliğin Yakıt Alım Defteri baĢlıklı 2/c bölümünde;
57
Kararname kapsamında deniz yakıtı talep edenlerin, her
deniz aracına ait olmak üzere Deniz Ticaret Odası veya liman
baĢkanlığı tarafından verilen ve DTO, liman baĢkanlığı ile ilgili
vergi dairesince onaylanmıĢ olan bir yakıt alım defteri
kullanmak zorunda oldukları açıklanmıĢtır.
Yine aynı Tebliğin 4/a bölümünde, Kararmame kapsamında
deniz yakıtı kullanan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin
(ticari ve zirai kazançları gerçek usulde tespit edilmeyenler
hariç), her takvim yılının ilk altı aylık birinci dönemi ve kalan
altı aylık ikinci döneminde kullandıkları deniz yakıtı ile
gerçekleĢtirdikleri ticari ve zirai faaliyetlerine iliĢkin olarak,
yeminli mali müĢavir tarafından düzenlenen faaliyet
raporunu, bu dönemleri takip eden ay baĢından itibaren 1 ay
içerisinde, KDV mükellefiyetlerinin bulunduğu vergi dairesine
verecekleri belirtilmiĢtir. Yeminli mali müĢavir raporlarının 1
aylık süre içinde ibraz edilemeyeceğine iliĢkin olarak deniz
yakıtı kullanıcısı ya da yeminli mali müĢavir tarafından makul
mazeret bildirilmesi halinde vergi dairesince, 213 sayılı Vergi
Usul Kanununun 17. maddesine göre 1 aylık sürenin bir katını
geçmemek üzere ek süre verilebileceği açıklanmıĢtır.
Bu nedenle, Bakanlık Makamından alınan …….. tarihli
onay ile,……………yılının birinci dönemine ait yeminli mali
müĢavir faaliyet raporlarının……… tarihine kadar KDV
mükellefiyetlerinin bulunduğu vergi dairesine verilmesi
halinde, bu raporların yasal süresi içerisinde verilmiĢ rapor
olarak değerlendirilmesi uygun bulunmuĢtur.
Benzer konuda Bakanlık Makamı'ndan alınan 16.04.2003
tarih 16431 sayılı yazıda;
"Dahilde iĢleme izin belgesinde belirtilen süre içinde
ihracatını gerçekleĢtirip, söz konusu Yeminli Mali MüĢavir
Raporunun süre bitiminden sonra ibraz edilmesinden dolayı,
mükellef hakkında vergi dairesince herhangi bir tarhiyatın
yapılmadığının tespiti halinde, Yeminli MüĢavir Raporu ile ilgili
olarak 83 Seri No.lu Katma Değer vergisi Tebliği'nin 1.4.
bölümündeki
açıklamalara
göre
gecikme
zammı
uygulanmaksızın iĢleme tabi tutulması ve alıcı adına Vergi
Usul Kanunu'nun 352/II-7. maddesi uyarınca usulsüzlük
cezası kesilmesi gerekmektedir."denilmektedir.
58
Yine konuyla ilgili olarak Bakanlık Makamı'ndan alınan
17/12/2004 tarihli ve 60934 sayılı yazıda;
"Bilindiği üzere, 1.7.2003 tarih ve 2003/5868 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca ÖTV tutarı sıfır olarak
belirlenen deniz yakıtı kullanımına iliĢkin usul ve esaslar
31.12.2003 tarih ve 25333 (3. mükerrer) sayılı Resmi
Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6 Seri No.lu Özel
Tüketim Vergisi Genel Tebliği'nde belirlenmiĢtir. Sözü edilen
tebliğ gereğince Özel Tüketim Vergisi indirilmiĢ yakıt
uygulamasından faydalanacak deniz araçlarına BaĢbakanlık
Denizcilik MüsteĢarlığına bağlı, sicil dairesi bulunan liman
baĢkanlıkları tarafından her yıl için, en fazla bir yıl geçerli
olmak üzere, "Özel Tüketim Vergisi ĠndirilmiĢ Yakıt Alım
Defteri" düzenlenmektedir.
2005 yılı uygulamaları için, 13/12/2004 tarihi itibariyle
özel tüketim vergisi indirilmiĢ yakıt alım defteri düzenlemeye
baĢlanılmıĢtır. Anılan Kararname kapsamında 2004 yılının ilk
6 aylık döneminde deniz yakıtı kullanmıĢ olan deniz aracı
donatanları veya varsa kiracılarının, 2005 yılı için yeni yakıt
alım defteri talep etmeleri halinde, kendilerinden Denizcilik
MüsteĢarlığı tarafından 2004 yılının ilk altı ayına ait yeminli
mali müĢavir tarafından düzenlenmiĢ olan faaliyet raporunun
bağlı olunan vergi dairesine verildiğine dair belge istenecektir.
Buna göre deniz aracı donatanlarına veya varsa
kiracılarına, talep etmeleri ve anılan raporu teslim etmiĢ
olmaları halinde, bağlı oldukları vergi dairelerince 2004 yılının
ilk altı ayına iliĢkin yeminli mali müĢavir faaliyet raporunu
verdiklerine dair bir yazı
verilmesi gerekmektedir."
denilmektedir.
6 Seri No.lu SM, SMMM ve YMM Kanunu Genel Tebliği'nin
(B) bölümünde;
"Mükellefin iade talepleri ve buna iliĢkin yeminli mali müĢavir
tasdik raporları aynı dönem hesapları incelemeye sevk
edilmediği veya incele meye sevk edildiği halde inceleme
elemanınca
incelemeye
baĢlanılmadığı
sürece
kabul
edilecektir."denilmektedir.
59
11 Sıra No.lu SM, SMMM ve YMM'lik Kanunu Genel
Tebliği'nin 1'inci bölümünde;
"Mükellefin ilgili dönem hesapları vergi incelenmesine
alınmıĢ ise söz konusu vergi incelemesi tamamlanmadan,
inceleme dönemi veya inceleme kapsamındaki konularla ilgili
olarak yeminli mali müĢavirlik tasdik sözleĢmesi ve tasdik
raporu düzenlenmeyecektir." hükmü yer almaktadır.
22.07.2004 tarih ve 25530 sayılı Resmi Gazete'de
yayımlanan 36 Seri No.lu Serbest Muhasebecilik, Serbest
Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve Yeminli Mali MüĢavirlik Kanunu
Genel Tebliği'nde konuya iliĢkin düzenlenecek YMM
Raporu'nun usul ve esasları açıklanmıĢtır.
Bu açıklamalar çerçevesinde, süresinde YMM raporu
ibraz etmediği gerekçesiyle incelemeye sevk edilen ancak
incelemesi henüz baĢlanılmamıĢ olan veya inceleme
elemanınca
incelemesine
gerek
olmadığı
belirtilen
mükelleflerle ilgili süresinden sonra da olsa ÖTV indirilmiĢ
yakıt alımına iliĢkin YMM raporu düzenlettirilerek ibraz
edilmesi halinde söz konusu YMM raporlarına istinaden iĢlem
yapılması,
diğer
taraftan
VUK'nun
352/II-7..maddesi
gereğince usulsüzlük cezası kesilmesi gerekmektedir.
Ancak, hakkında incelemeye baĢlanılmıĢ olan veya
incelemesi devam eden mükelleflere iliĢkin ÖTV sıfırlanmıĢ
yakıt alımına iliĢkin YMM raporu düzenlenemeyeceğinden
daireniz mükellefi AyĢim Yatçılık Turizm A.ġ. hakkında
YMM.Nazım Hikmet tarafından düzenlenerek 03.03.2005
tarihinde dairenize teslim edilen YMM raporuna istinaden
iĢlem yapılması mümkün bulunmamaktadır.
Bu nedenle, onaylanarak mükellefe verilen yakıt alım
defterinin geri alınması ve sonraki dönemlerde de ÖTV
indirilmiĢ yakıt alımından faydalandırılmaması gerekmektedir.
Diğer taraftan, deniz yakıtı kullanıcıları ve dağıtıcılarının,
kararnamenin uygulanmasına iliĢkin olarak bu tebliğ ile
belirlenen usul ve esaslara uymamaları nedeniyle vergi
ziyama sebebiyet vermeleri halinde ziya uğratılan vergi
bunlar adına tarh olunarak bu tarhiyata 213 sayılı V.U.K.nun
344. maddesine göre vergi ziyaı cezası uygulanacağı tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
60
T.C.
MALĠYE BAKANLIĞI
Gelir Ġdaresi BaĢkanlığı
Sayı : B.07.1.GĠB.O.01.56/5601-702 Konu :
ĠZMĠR YEMĠNLĠ MALĠ MÜġAVĠRLER ODASI
Kıbrıs ġehitleri Caddesi No:7 Kervan Apt K:4 D:8
35220 Alsancak/ĠZMĠR
Ġlgi: 23.02.2007 tarihli ve 2007/053 sayılı dilekçeniz.
Ġlgide kayıtlı dilekçeniz ekinde alınan Saygın Yeminli Mali
MüĢavirlik ve Bağımsız Denetim A.ġ.'nin dilekçesinde, banka
ve sigorta muameleleri vergisine iliĢkin tereddüt ettikleri
hususlar hakkında BaĢkanlık görüĢümüzün bildirilmesi
istenilmektedir.
Bilindiği üzere, 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 413
üncü maddesi ile Bakanlığımıza yüklenmiĢ olan cevap verme
zorunluluğu, mükelleflerin vergi
durumları
ve vergi
uygulaması bakımından müphem ve tereddütü mucip
konularda Bakanlığımızdan isteyecekleri bilgilere iliĢkindir.
Buna göre, banka ve sigorta muameleleri vergisi
mükellefi olmayan Saygın Yeminli Mali MüĢavirlik ve Bağımsız
Denetim A.ġ.'nin söz konusu dilekçesinde, 6802 sayılı Gider
Vergileri
Kanununun
uygulamasına
iliĢkin
hususlar
sorulduğundan bu dilekçe hakkında BaĢkanlığımızca görüĢ
bildirilmesi mümkün değildir. Ancak, banka ve sigorta
muameleleri vergisi mükelleflerinin, vergi durumları ve vergi
uygulaması bakımından müphem ve tereddütlü konuları bağlı
bulunduğu vergi dairesi baĢkanlığına veya BaĢkanlığımıza
iletmesi durumunda görüĢ verileceği tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
BaĢkan a.
Mehmet ERKAN
Gelir Ġdaresi Grup BaĢkanı
61
SAYI : GIB.4.34.16.01/KVK-14-6888/6762
KONU : AnlaĢma uyarınca ecza depolarınca firmaya
ertesi yıl fatura edilen ciro primlerine ait faturaların
cari yılda karĢılık ayırmak suretiyle gider olarak
dikkate alınıp alınamayacağı hk.
Ġlaç
hammaddeleri
ithalatı
üretimi
ve
ilaç
satıĢı,konusunda faaliyet gösterdiğini, ecza depoları ile
yapılan anlaĢma gereği yıl sonuda tüm yıl boyunca yapılan
satıĢlardan belirli oranlarda ciro primi hesaplandığını ve alıcı
firmalar (ecza depoları) tarafından Ģirkete (adi ortaklığa)
fatura edildiğini ancak hesaplama yıl sonu itibariyle'
yapıldığından alıcı firmaların ciro primi bedellerini ertesi yıl
fatura edebildiğini belirtip, ciro primlerinin cari yıl satıĢları
üzerinden hesaplandığından KarĢılık ayırmak suretiyle gider
olarak dikkate alınıp alınamayacağı sorulmaktadır.
Bilindiği gibi, Kurumlar Vergisi Kanununun 13'üncü
maddesinde, "Kurumlar vergisi birinci maddede yazılı
mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi
kurum kazancı üzerinden hesaplanır, Safi kurum kazancının
tesbitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki
hükümleri uygulanır...." hükmü yer almıĢtır.
Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazancın
tarifinin yapıldığı 37'nci maddesinde her türlü ticari ve sınai
faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükme
bağlanmıĢtır.
Aynı kanunun bilanço esasında ticari kazancın tesbiti ile
ilgili 38'inci maddesinde de,"
"Bilanço esasına göre ticari kazanç teĢebbüsteki öz
sermayenin hesap dönemi sonunda ve baĢındaki değerleri
arasındaki müsbet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya
sahiplerce;
1- ĠĢletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir.
2- ĠĢletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.
Ticari kazancın bu suretle tesbit edilmesi sırasında Vergi
Usul. Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun
40 ve 41'inci maddeleri hükümlerine uyulur." hükmü yer
almaktadır.
62
Bu hüküm gereğince safi kurum kazancının tesbitinde
Kurumlar Vergisi Kanununun 14'üncü maddesi ile Gelir
Vergisi Kanununun 40'ıncı maddesindeki giderler, hasılattan
indirim konusu yapılmaktadır. Yine, Vergi Usul Kanununun
192'nci maddesinin 4'üncü fıkrasında, aktif toplamı ile
borçlar arasındaki farkın, müteĢebbisin iĢletmeye mevzu
varlığını (öz sermayeyi) teĢkil edeceği belirtilmek suretiyle
kazancın tesbitinde tahsil değil, tahakkukun esas alınacağı
hükme bağlanmıĢtır.
Buna göre, kurum kazancı, ticari kazanç niteliği
taĢıdığından ve ticari kazanç gibi tesbit edildiğinden elde
etme yönünden tahakkuk esası geçerlidir. Tahakkuk ise
gelirin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleĢmesini ifade eder.
Bunun için geliri doğuran iĢlemin tekemmül etmesi gereklidir.
Ticari faaliyet içerisinde satılan mal veya yapılan bir hizmet
bedeli taraflarca belirlenip fatura kesildiğinde gelir veya gider
tahakkuk etmiĢ kabul edilir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, bir yıla ait satıĢlar
üzerinden hesaplanan ve takip eden yıl Ģirkete (adi ortaklığa,
fatura edilerek ödenen ciro primleri, fatura düzenlendiği
tarihte tahakkuk etmiĢ olacağından tahakkukun yapıldığı yıl
kayıtlarına intikal ettirilip, gider olarak yazılabilecektir.
63
SAYI : B.07.1.GĠB.4.35.16.01/176200-ÖZ/
148-4784
KONU : Serbest muhasebecinin iĢyerinin satın
alınması
sırasında kullanılan banka kredisi ile ilgili olarak
ödenen
faizlerin
gider
olarak
indirilip
indirilemeyeceği, iĢyeri için yapılacak olan tadilat,
tamirat ve mefruĢat giderlerine iliĢkin faturaların
gider ya da maliyet unsuru olarak değerlendirilip,
değerlendirilemeyeceği ile bu giderlere iliĢkin
faturalardaki Katma Değer Vergisinin indirim
konusu yapılıp yapılamayacağı hk.
-Serbest muhasebecilik faaliyetinizi daire Ģeklinde
satın
aldığınız
ve iĢyeri
olarak
kullanacağınız
gayrimenkulun satın alınması sırasında kullanılan banka
kredisi ile ilgili olarak ödenen faizlerin gider olarak
indirilip indirilemeyeceği, - Satın aldığınız iĢyeriniz için
yapılacak olan tadilat, tamirat ve mevruĢat giderlerine
iliĢkin faturaların gider ya da maliyet unsuru olarak
değerlendirilip, değerlendirilemeyeceği,
-Yukarıda belirtilen giderlere iliĢkin faturalardaki
Katma Değer Vergisinin indirim konusu yapılıp
yapılmayacağı hususlarına iliĢkin olarak BaĢkanlığımız
görüĢünün bildirilmesi talep edilmektedir.
Vergi Usul Kanununun 272'nci maddesinde;
"Normal bakım, tamir ve temizleme giderleri dıĢında,
gayrimenkulu veya elektrik üretim ve dağıtım
varlıklarını geniĢletmek veya iktisadi kıymetini devamlı
olarak
artırmak
maksadıyla
yapılan
giderler,
gayrimenkulun veya elektirik üretim ve dağıtım
varlıklarının maliyet bedeline eklenir.
Gayrimenkuller kira ile tutulmuĢ ise veya elektrik
üretim ve dağıtım varlıklaının iĢletme hakkı verilmiĢ ise,
kiracı veya iĢletme hakkına sahip tüzel kiĢi tarafından
yapılan bir ve ikinci fıkralardaki giderler bunların özel
maliyet bedeli olarak ayrıca değerlenir. Kiracının veya
iĢletme hakkına sahip tüzel kiĢinin faaliyetini icra için
vücuda getirdiği
tesisata ait giderler de bu
hükümdedir."
64
Aynı Kanunun 290'ncı maddesinde ise; "Serbest
meslek erbabının amortismana tabi tuttukları tesisat,
mefruĢat, demirbaĢ eĢyalarını değerlemede de bu
bölümün
hükümleri
uygulanır."
hükümleri
yer
almaktadır.
Yukarıdaki kanun hükümlerinde gayrimenkulun
geniĢletilmesinde veya iktisadi kıymetin devamlı olarak
artırılması amacıyla yapılan giderlerin gayri menkulün
maliyet bedeline ekleneceği belirtilmektedir.
Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun 68'inci
maddesinde, Serbest Meslek Kazancının tesbitinde
hangi giderlerin hasılattan indirileceği bentler halinde
sayılmıĢ olup, söz konusu maddede, mülkiyeti kendisine
ait iĢyerinde faaliyette bulunan serbest meslek
erbabının, gayrimenkulü elde etmesi ile ilgili olarak
yaptığı borçlanmalar nedeniyle ödenen faizlerin gider
olarak
indirilebileceğine
dair
bir
hükme
yer
verilmemiĢtir.
Ancak anılan maddenin 1 numaralı bendinde;
mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için
ödenen genel giderlerin (ikametgahlarının bir kısmını iĢ
yeri olarak kullananlar, ikametgah için ödedikleri
kiranın tamamı ile ısıtma ve aydınlatma gibi diğer
giderlerinin yarısını indirebilirler. ĠĢyeri kendi mülkü
olanlar kira yerine amortismanı, ikametgahı kendi
mülkü olup bunun bir kısmını iĢyeri olarak kullananlar
amortismanın yarısını gider yazabilirler.) serbest
meslek kazancının tesbitinde hasılattan indirilebileceği
hüküm altına alınmıĢtır.
Diğer taraftan, Katma Değer Vergisi Kanununun
"Vergi Ġndirimi" baĢlıklı 29'uncu maddesinde;
"1- Mükellefler, yaptıkları vergiye tabi iĢlemler
üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu
Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine iliĢkin
olarak aĢağıdaki vergileri indirebilirler:
65
a) Kendilerine yapılan teslim ve hizmetler
dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri
vesikalarda gösterilen katma değer vergisi, ...."
hükmüne yer verilmiĢtir.
Yukarıda yer alan madde hükmünden de
anlaĢılacağı üzere, mükellefler faaliyetlerine iliĢkin
olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler
dolayısıyla hesaplanarak, düzenlenen fatura ve benzeri
vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirim
konusu yapabileceklerdir.
Bununla
birlikte,
yine
aynı
Kanunun
"Ġndirilemeyecek Katma Değer Vergisi" baĢlıklı 30'uncu
maddesinde; "AĢağıdaki vergiler mükellefin vergiye tabi
iĢlemleri
üzerinden
hesaplanan
katma
değer
vergisinden indirilemez. Gelir ve Kurumlar Vergisi
Kanunlarına göre kazancın tesbitinde indirimi kabul
edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen katma değer
vergisi." hükmü yer almaktadır.
Bu hükümlere göre, sahibi bulunulan ve tamamı
iĢyeri olarak kullanılacağı belirtilen gayrimenkulun
aktife kayıtlı olması Ģartıyla, söz konusu gayrimenkul
için ayrılacak amortismanın tamamının mesleki
kazancın tesbitinde gider olarak indirilmesi mümkün
bulunmakla birlikte, gayrimenkulun elde edilmesi için
kullanılan banka kredisine iliĢkin ödenen faizler ile
anılan iĢyeri ile ilgili olarak yapılacak tadilat, tamirat ve
mefruĢat giderlerinin maliyet bedeline eklenerek
amortismana tabi tutulması ayrıca söz konusu tadilat,
tamirat ve mefruĢat giderlerine iliĢkin olarak yüklenilen
KDV'nin de hesaplanan KDV'den indirilmesi mümkün
bulunmaktadır.
66
Tarih : 18.12.2006*24879
Sayı : B.07.1.GĠB.4.34.16.01/GVK-94/6-b-13136
Konu : Kar dağıtımına bağlı stopaj beyannamesi
verildikten sonra alınan kurum karının sermayeye
ilave edilmesine iliĢkin ortaklar kurulu kararına
istinaden daha önce yapılan tevkifatın düzeltilip
düzeltilmeyeceği
Ġlgili Kanun ve Madde: GVK-94
T.C.
GEIĠR ĠDARESĠ BAġKANLIĞI
Ġstanbul Vergi Dairesi BaĢkanlığı
Mükellef Hizmetleri
Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü
Ġlgide kayıtlı dilekçenizde; ………….Vergi Dairesinin
………..vergi
kimlik numaralı mükellefi olduğunuz, 01/1999-12/1999
dönemine ait kurum karının
dağıtılmadığı
halde
dağıtımı yapılmıĢ gibi sehven stopaj beyanı verildiği,
10.05.2000 tarihinde 0007 kodlu D.K.P. Stopaj
vergisinin tahakkuk ettirildiği, 30.04.2000 tarih ve 4
no.lu Ortaklar Kurulu Kararı uyarınca 29-06.2000 tarih
ve ... sayılı dilekçe ile sehven verilen beyannamenin
düzeltilmesinin talep edildiği, vergi dairesinin söz
konusu verginin takipli olarak tahsilini talep ettiği,
04.10.2006 tarih ve .... sayılı düzeltme talep
dilekçenize vergi dairesince 12.10.2006 tarih ve ....
sayılı yazıyla olumsuz cevap verildiği belirtilerek,
gerekli düzeltmenin yapılıp yapılmayacağı hususu
sorulmaktadır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 94/6.
maddesinde;
"b) (4369 sayılı Kanunun 48'inci maddesiyle değiĢen
bent) (1999 hesap dönemi kurum kazançlarından
baĢlamak üzere, 1.1.1999 tarihinden geçerli) Kurumlar
vergisinden istisna kazançlara isabet eden kısım
düĢüldükten sonra, 75'inci maddesinin ikinci fıkrasının
1,2 ve 3 numaralı bentlerinde yazılı kar paylarından
67
(Karın sermayeye ilavesi kar dağıtımı sayılmaz.)
(kurumlar ile gelir ve kurumlar vergisi mükellefi
olmayanlara ve muaf olanlara ödenenler dahil),
1) Halka açık anonim Ģirketlerde,
2) Diğerlerinde,
ii) Dağıtılsın dağıtılmasın kurumlar vergisine tabi
kurumların, Kurumlar Vergisi
Kanununun 8'inci
maddesinin 1 numaralı bendi dıĢında kalan kurumlar
vergisinden müstesna kazanç ve iratlarından,
..." hükmü yer almaktadır.
Konu ile ilgili olarak, bağlı bulundu ğunuz Vergi
Dairesi'nce tarafınıza gönderilen 12.10.2006 tarih ve
45404 sayılı yazının incelenmesi sonucunda; firmanızın
1999 hesap döneminde elde ettiği kurum karının
ortaklara dağıtılması neticesinde tarafınızca düzenlenerek 10.05.2000 tarihinde dairenize verilen
muhtasar beyannameye istinaden 1999 hesap dönemi
için
3.343.690.000.-TL
matrah
üzerinden
501.550.000.-TL vergi ile 50.l60.000.-TL fon payı
tahakkuk ettirildiği, 29.06.2000tarih ve 40021 sayılı
dilekçe ekinde ibraz ettiğiniz 30.04.2000 tarih ve 4
sayılı ortaklar kurulu kararı ile 1999 yılı içeri sinde elde
edilen kurum karının dağıtılmayarak 231 seri no.lu Gelir
Vergisi Genel Tebliği uyarınca sermayeye eklenmesine
oy birliği ile karar verildiği, ancak söz konusu kararın
28.06.2000 tarihinde noter tasdikinin yapıldığı,
29.06.2000 tarih ve 40021 sayılı dilekçe ekinde
dairenize ibraz edilerek tarafınızca yanlıĢlıkla verilen
muhtasar beyannamenin iptalinin talep edildiği, firmanızın 1999 hesap dönemi kurum karının ortaklara
dağıtıldığının kanuni süresinde beyan edildiği, ancak
daha sonra ortaklar kurulunun aldığı karar ile kar
dağıtımından vazgeçildiği, bu nedenle düzeltme
talebinizin yerine getirilmesinin mümkün olmadığı
anlaĢılmıĢ olup, vergi dairesince yapılan iĢlemler,
BaĢkanlığımızca da uygun bulunmuĢtur
68
T.C.
GELĠR ĠDARESĠ BAġKANLĠĞĠ
ĠSTANBUL VERGĠ DAĠRESĠ BAġKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup
Müdürlüğü
FSAYI :KDV.MUK.B.07.1. GĠB.4.34.
17.01.12.6730
KONU :Yurt dıĢında mukim sigorta Ģirketine
Türkiye’de verilecek muhtelif hizmetler karĢılığı
alınan I komisyonların KDV'ne tabi olup olmadığı
hakkında
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1/1
maddesine göre Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve
serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve
hizmetler vergiye tabi tutulmuĢ, 4. maddesinde hizmet
teslim lire teslim sayılan haller ile mal ithalatı dıĢında
kalan iĢlemler olarak tanımlanmıĢ ve bu iĢlemlerin bir
Ģeyi yapmak, iĢlemek, meydana getirmek, imal etmek,
bir Ģeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi Ģekillerde
gerçekleĢebileceği
belirtilmiĢtir.
Kanunun
6/b
maddesine göre hizmet ifalarında iĢlemin (hizmetin)
Türkiye'de yapılmıĢ sayılması için hizmetin Türkiye'de
yapılması veya hizmetten Türkiye'de faydalanılması
gerekmektedir.
Diğer taraftan Kanunun 11/1-a maddesiyle ihracat
teslimleri ve bu teslimlere iliĢkin hizmetler ile
yurtdıĢındaki
müĢteriler için yapılan hizmetler ve
karĢılıklı
olmak
Ģartıyla
uluslararası
roaming
anlaĢmaları çerçevesinde yurt dıĢındaki müĢteriler için
Türkiye'de verilen roaming hizmetleri vergiden istisna
edilmiĢtir.
Kanunun 12/2. maddeleri uyarınca da bir hizmetin
yurt
dıĢındaki
müĢteriler
için
yapılan
hizmet
sayılabilmesi için,
69
Hizmetler yurtdıĢındaki bir müĢteri için yapılmıĢ
olmalıdır.
-
Hizmetten yurtdıĢında faydalanılmalıdır.
Hizmet ihracı ile ilgili açıklamalar 17, 26 ve 30 Seri
No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğlerinde
yapılmıĢtır.
Hizmet ihracında katma değer vergisi istisnasının
uygulanabilmesi için 26 Seri No.lu Katma Değer Vergisi
Genel Tebliğinin (k) bölümünde yer alan aĢağıdaki dört
Ģartın birlikte gerçekleĢmiĢ olması zorunludur.
1 - Hizmet Türkiye'de yurtdıĢındaki bir müĢteri için
yapılmıĢ olmalıdır.
2Fatura
veya
benzeri
nitelikteki
belge
yurtdıĢındaki müĢteri adına düzenlenmelidir.
3- Hizmet bedeli, döviz olarak Türkiye'ye
getirilmelidir.
4- Hizmetten yurtdıĢında yararlanılmalıdır.
Ģeklinde açıklanmıĢtır.
Ayrıca 30 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel
Tebliği'nin
"Hizmet
Ġhracı"
baĢlıklı
(A)
bölümünde;…….yurt dıĢındaki firmaların Türkiye'den
ithal edecekleri mal ve hizmetlerle ilgili olarak bu
firmalara aracılık hizmeti verenlerin, söz konusu
hizmetler karĢılığında aldıkları komisyonlar, ihraç edilen
mal ve hizmetler yurt dıĢında tüketildiğinden, hizmet
ihracı istisnası kapsamında mütalaa edilecektir. Bu
istisnanın uygulanmasında 26 Seri No.lu Katma Değer
Vergisi Genel Tebliği'nin (k) bölümünde yer alan diğer
Ģartların aranılacağı tabiidir" .Ģeklinde açıklanmıĢtır.
Buna göre, Türkiye'de geçici süre için bulunanlara
yurt içinde sağlık hizmeti verilmesi halinde hizmetten
Türkiye'de yararlanılacağından bu hizmetler karĢılığı
alınan bedellere KDV uygulanacaktır. Aynı Ģekilde yurt
dıĢında yerleĢik sigorta Ģirketinin, Türkiye'de mukim
sağlık kuruluĢları ile anlaĢma yapmak suretiyle bu
kuruluĢlarca Türkiye'de verilen tedavi hizmetlerinden
70
Türkiye'de yararlanılacağından tedavi bedelinin yurt
dıĢında mukim sigorta Ģirketine fatura edilmesinde de
KDV hesaplanacaktır. Ancak bu hizmetler karĢılığında
sigorta Ģirketinden alınan ve tedavi masrafları olarak
kullanılanlar dıĢında kalan bir tutar bulunması yani
yapılan aracılık hizmeti karĢılığında yurt dıĢında mukim
sigorta Ģirketinden komisyon veya benzeri adlarla
herhangi bir bedel tahsil edilmesi halinde ise yabancı
sigorta Ģirketine verilen hizmet bedeli olarak hizmetten
yurt dıĢında faydalanılacağından yapılan iĢlem KDV'ne
tabi olmayacaktır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
71
T.C.
GELĠR ĠDARESĠ BAġKANLIĞI
ĠSTANBUL VERGĠ DAĠRESĠ BAġKANLIĞI Mükellef
Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü
Tarih : 08.08.2006
Sayı : B.07.1.GĠB.4.34.16.01/KVK-8-7176/15403
Konu : 2006 yılında iade edilen 2005 tarihli faturalara
ait bedeller ile iskonto tutarlarının 2006 yılında
kurumlar vergisi matrahından indirilip indirilemeyeceği
hk.
…………GRUP MÜDÜRLÜĞÜNE
(…………. Müdürlüğü)
BaĢkanlığımız………….Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün
…………
vergi kimlik numaralı mükellefi ………… Hizmetleri ve
Ticaret
Ltd.ġti. tarafından………. Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne
verilen 29.05.2006 tarihli dilekçede Müdürlüğümüzü
ilgilendiren hususlar aĢağıda açıklanmıĢtır.
5520
sayılı
Kurumlar
Vergisi
Kanunu'nun
e.maddesinin
1.
fıkrasıyla
kurumlar
vergisinin,
mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi
kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiĢ,
maddenin 2. fıkrasıyla da safi kurum kazancının
tespitinde Gelir Vergisi Kanunu'nun ticari kazanç
hakkındaki
hükümlerinin
uygulanacağı
hükme
bağlanmıĢtır.
Bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum
kazancından Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8.maddesi
ile Gelir Vergisi Kanunu'nun 40.maddesinde yer alan
giderler indirilebilecektir.
Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun
40.maddesinde "Safi kazancın tespit edilmesi için
aĢağıdaki giderlerin indirilmesi kabul edilir" hükmü yer
almıĢ ve 1 .fıkrasında "Ticari kazancın elde edilmesi ve
idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin
indirilebileceği belirtilmiĢtir.
72
Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi
için yapılan genel giderler, Gelir ve Kurumlar Vergisi
Kanunlarında sayılan kanunen kabul edilmeyen giderler
ile kanunlarda tadadi Ģekilde belirlenen giderler dıĢında
kalan ticari organizasyona bağlı olarak yapılan
giderlerdir ve bunlara iĢletme giderleri de denilebilir.
Bir masrafın genel gider adı altında masraf
yazılabilmesi için yapılmıĢ olması masrafla iĢ arasında
açık, güçlü bir illiyet bağının mevcut olması ve masrafın
iĢin önemi ölçüsünde yapılmıĢ bulunması gerekir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, sağlık iĢletmesine
banka ve sigorta Ģirketleri tarafından 2006 yılında iade
edilen 2005 tarihli hizmet faturalarına ait bedeller ile
iskonto yapılması gerekirken iskontosuz düzenlenen
hizmet faturası ile ilgili iskonto bedelinin, Kurumlar
Vergisi Kanununun 8. maddesi ile Gelir Vergisi
Kanununun
40.
maddesinde
sayılan
giderler
kapsamında değerlendirilmemesi nedeniyle, 2006 yılı
kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması
mümkün değildir.
Bilgi edinilmesi ile Müdürlüğünüzü ilgilendiren
hususların cevaplandırılarak düzenlenecek özelgenin
görüĢümüzle birlikte Mükellef Hizmetleri Katma Değer
Vergisi Grup Müdürlüğü'ne gönderilmesini arz ederim
73
T.C.
GELĠR ĠDARESĠ BAġKANLIĞI
ĠSTANBUL VERGĠ DAĠRESĠ BAġKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup
Müdürlüğü
Tarih : 29.06.2006
Sayı:B.07.1.GĠB.4.34.16.01/GVK-Geç.69-12801/13022
Konu : 2006 yılında baĢlanılan ve yapımı devam eden
fabrika inĢaatına yapılan harcamalar için yatırım
indirimi istisnası uygulanıp uygulanmayacağı hk.
…………………./ĠSTANBUL
ĠLGĠ
: ……………..06.2006 tarihli dilekçeniz.
Ġlgide kayıtlı dilekçenizde; 15.11.2005 tarihinde
satın aldığınız arsa üzerinde fabrika inĢaatı yapmak
üzere Belediyeden 01.03.2006 tarihinde inĢaat ruhsatı
aldığınızı ancak fabrika inĢaatında kullanılmak üzere
2005 tarihinde malzeme alımı yaparak ilk yatırım
harcamanızı bu tarihte gerçekleĢtirdiğinizi belirterek;
2006 yılında inĢaatına baĢlanılan ve sonraki yıllarda
tamamlamayı planladığınız iĢyeri binası (fabrika üretim
yeri) için yaptığınız yatırım harcamalarından dolayı Gelir
Vergisi Kanununun Geçici 69. maddesi kapsamında
2006, 2007 ve 2008 yıllarında yatırım indirimi
istisnasından
yararlanıp
yararlanamayacağınız
sorulmaktadır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 5479 sayılı
Kanunun 3'üncü maddesiyle eklenen ve 01.01.2006
tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe giren Geçici
69.
maddesinde;
"Gelir
ve
kurumlar
vergisi
mükellefleri;……………………………
b) 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mülga
19'uncu maddesi kapsamında 01.01.2006 tarihinden
önce baĢlanan yatırımlarla ilgili olarak, yatırımla iktisadi
ve teknik bakımdan bütünlük arz edip bu tarihten sonra
yapılan yatırımları,nedeniyle, 31.12.2005 tarihinde
yürürlükte
bulunan
mevzuat hükümlerine
göre
74
hesaplayacakları yatırım indirimi istisnası tutarlarını,
yine bu tarihteki mevzuat hükümleri (vergi oranına
iliĢkin hükümler dahil) çerçevesinde sadece 2006, 2007
ve 2008 yıllarına ait kazançlarından indirebilirler.
…………….”
hükmü yer almaktadır.
Buna göre, 01.01.2006 tarihinden önce baĢlanmıĢ
olan yatırımlarla ilgili olarak, bu tarihten sonra
yapılacak harcamalar belirli Ģartlar çerçevesinde,
yatırım indirimi istisnasından yararlanabilecektir. Gelir
Vergisi Kanununun 5479 sayılı Kanunla yürürlükten
kaldırılmadan önceki
19. maddesi
kapsamında,
01.01.2006 tarihinden önce baĢlanan, komple yada
entegre tesisler gibi tamamlanması belli bir süreci
gerektiren yatırımlarla ilgili olarak ve bu yatırımla
iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz edip, bu
tarihten sonra yapılan yatırımlar nedeniyle, 31.12.2005
tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre
hesaplanacak yatırım indirimi istisnası tutarları, yine bu
tarihte yürürlükte bulunan, vergi oranına iliĢkin
hükümler dahil mevzuat hükümleri çerçevesinde,
sadece 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait kazançlardan
indirilebilecektir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, Gelir Vergisi
Kanununun Geçici 69.maddesinin (b) fıkrası hükümleri
01.01.2006 tarihinden önce baĢlanan, komple yada
entegre tesisler gibi tamamlanması belli bir süreci
gerektiren yatırımlarla ilgili olarak ve bu yatırımla
iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz edip,
01.01.2006 tarihinden sonra yapılan yatırımlara
uygulanacaktır. Bu durumda 15.11.2005 tarihinde satın
aldığınız arsa üzerinde Belediyeden alınan 01.03.2006
tarihli "inĢaat ruhsat" onayından sonra yapımına
baĢlanılan fabrika inĢaatı için yapılacak harcamalar
nedeniyle Gelir Vergisi Kanununun mülga 19. maddesi
kapsamında
yatırım
indirimi
istisnasından
faydalanmanız mümkün değildir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
75
T.C.
GELĠR ĠDARESĠ BAġKANLĠĞĠ
ĠSTANBUL VERGĠ DAĠRESĠ BAġKANLIĞI Mükellef
Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü
Usul Müdürlüğü
Tarih : 05/04/2006
Sayı : B.07.1 .GĠB.4.34.19.02/VUK-1/257 /2621
Konu : Ayni ödemelerin VUK'nun 320-323 ve 324 Seri
No.lu
Tebliğlerine istinaden yapılıp yapılmayacağı hk.
………………………………………………
Ġlgi : 28/02/2006 tarihli dilekçeniz.
Dilekçenizde;……………. Vergi
Dairesi
Müdürlüğünün mükellefi olduğunuzu, Ģirketinizin sahibi
bulunduğu iki adet un fabrikasında üretilen unu imalatçı
ve ihracatçı sıfatıyla iç piyasaya sattığınızı, aynı
zamanda gümrük beyannamesi ile yürürlükteki ihracat
mevzuatına uygun olarak ihraç ettiğinizi, imal ettiğiniz
un talepleri karĢılayamadığı dönemlerde diğer un
fabrikalarından un satın aldığınızı ve karĢılığında
buğday satıĢı yaptığınızı, bu türlü satılan mal
karĢılığında, mal satın alınması Ģeklindeki ticari
iĢlemlerde finansal hareket olmadığı için V.U.K.'nun
320, 323 ve 324 Sıra No.lu Genel Tebliğleri kapsamında
nakit ödeme ve tahsilatın söz konusu olmadığını,
sözkonusu cari hesapların karĢılıklı mahsup yolu ile
kapatıldığını belirterek, Ģirketiniz tarafından yapılan bu
iĢlemin tebliğlere aykırı olup olmadığı hususunu
sormaktasınız.
Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci
maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi ile
Bakanlığımıza, mükelleflere muameleleri ile ilgili
tahsilat ve ödemelerini banka veya benzeri finans
kurumlarınca düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri
zorunluluğunu getirme ve bu zorunluluğun kapsamını
ve uygulamaya iliĢkin usul ve esaslarını belirleme
yetkisi verilmiĢtir.
76
Bu yetkiye dayanılarak tahsilat ve ödemelerin
tevsik zorunluluğunun kapsamı, iĢlem tutarı, baĢlangıç
tarihleri ve uygulanma esasları yayımlanan 320-323324 nolu VUK tebliğlerinde düzenlenmiĢtir.
Söz konusu tebliğlerde ayrıntılı olarak belirtildiği
üzere;
Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde
tespit edilenler, defter tutmak zorunda olan çiftçiler,
serbest meslek erbabı ile vergiden muaf esnafın kendi
aralarında yapacakları ticari iĢlemleri ile nihai
tüketicilerden (Türkiye'de mukim olmayan yabancılar
hariç) mal veya hizmet bedeli olarak yapacakları
10.000.000.000.-Türk Lirasını aĢan tahsilat ve ödemelerinin
(
1.5.2004
tarihinden
sonra
8.000.000.000TL. aĢan tutarlar) banka veya özel finans
kurumları ile posta idaresi aracı kılınarak yapılması ve
bu kurumlarca düzenlenen dekont veya hesap bildirim
cetvelleri ile tevsiki zorunludur. Tespit edilen tutarın
altında kalan tahsilat veya ödemelerin banka veya özel
finans kurumları ile posta idaresi aracılığıyla yapılması
ihtiyaridir.
Yine;
Tespit edilen tutarı aĢan avansların da banka veya
özel finans kurumları ile posta idaresince düzenlenen
belgelerle tevsiki zorunludur.
ĠĢletmelerin kendi ortakları ile diğer gerçek ve tüzel
kiĢilerle olan ve herhangi bir ticari içeriği olmayan nakit
hareketlerinde iĢlem tutarı 8.000.-YTL'yi aĢması halinde
de tahsilat ve ödemelerin banka veya özel finans
kurumları ile posta idaresince düzenlenen belgelerle
tevsiki zorunludur.
8.000.000.0C0.-TL. aĢan mal ve hizmet bedelinin farklı
tarihlerde ödenmesi halinde de her bir ödemenin
tahsilat ve ödemenin yapılacağı kurumlarca düzenlenen
belgelerle tevsiki zorunludur.
77
VUK'nun
Mük.257'nci
maddesindeki
yetkiye
dayanılarak 320-323-324 nolu genel tebliğlerle yapılan
düzenlemeler ile ticari iĢlemler ve finansal hareketlerin
taraflarının izlenmesi ve vergiyi doğuran olayların mali
kurumların kayıt ve belgeleri yardımıyla tespit edilmesi
amaçlanmaktadır.
Dilekçenizde
bahsedildiği
üzere;
iki
firma
arasındaki emtia alıĢ ve satıĢlar karĢılığında nakit
ödeme ve tahsilat sözkonusu olmadan cari hesapların
karĢılıklı olarak mahsup yoluyla kapatıldığı durumda
finansal bir hareketten
bahsedilemeyeceğinden
mahsup yoluyla kapatılan tutarların da banka veya özel
finans kurumları ile posta idaresince düzenlenen
belgelerle tevsiki de zaten mümkün bulunmamaktadır.
Diğer taraftan; mal aldığınız firmalar hakkında
SMĠYB kullandığı veya düzenlediği konusunda herhangi
bir rapor veya olumsuz bir tespit olmaması, diğer bir
ifade ile müteselsil sorumluluk uygulamasını gerektiren
bir durum bulunmaması halinde alınan mal bedellerinin
mal karĢılığı ödenmesi tek baĢına iadeye engel teĢkil
etmemektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
78
Tarih : 14.09.2006
Sayı : 53/5301-4290
YURT DIġI MASRAF AKTARIMLARINDA KDV
Garanti sözleĢmeleri kapsamında yurt dıĢından
malzeme, iĢçilik ve yol maliyetlerine iliĢkin olarak
yapılan masraf aktarımı iĢlemleri KDV'ye tabi
değildir.
Ġlgide kayıtlı dilekçenizde, firmanız tarafından
gerçekleĢtirilen beko-loder ve ekskavatörler üretimi
çerçevesinde yurt dıĢında yerleĢik tedarikçilere garanti
kapsamında malzeme, iĢçilik ve yol maliyetlerine iliĢkin
olarak yapılan masraf aktarımı iĢleminin katma değer
vergisinin konusuna girip girmediği; buna göre
düzenlenecek faturalarda katma değer vergisi tahakkuk
ettirilip ettirilmeyeceği hususunda BaĢkanlığımız görüĢü
talep edilmektedir.
Garanti
süresi
içinde
ve
garanti
belgesi
çerçevesinde müĢterilere sağlanan bedelsiz tamir,
bakım ve yenileme hizmetleri karĢılığı olan bedel, malın
satıĢ fiyatı içinde tahsil edilmiĢ ve vergilendirilmiĢ
olduğundan
bu
hizmetler
vergiye
tabi
bulunmamaktadır.
Ġç piyasada garanti sözleĢmeleri kapsamında malın
yenisi ile değiĢtirilmesi veya arızanın giderilmesi
Ģeklinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer
vergisine tabi tutulmaması karĢısında, yine garanti
sözleĢmeleri kapsamında yurt dıĢından malzeme, iĢçilik
ve yol maliyetlerine iliĢkin olarak yapılan masraf ak
tarımı iĢlemlerinin de katma değer vergisine tabi
tutulmaması gerekmektedir.
79
DANIġTAY KARARLARI
T.C
ĠZMĠR
2.VERGĠ MAHKEMESĠ
ESAS No
: 2005/472
KARAR NO
: 2005/1141
DAVALI : KEMALPAġA VERGĠ DAĠRESĠ MÜDÜRLÜĞÜ ĠZMĠR
DAVANIN ÖZETĠ: Davacı Ģirketin 2003 takvim yılı
hesaplatırım incelenmesi sonucu düzenlenen inceleme
raporuna istinaden 2003/7-9 dönemi için adına tarh
olunan vergi ziyaı cezalı geçici verginin: serbest busede
faaliyet gösteren …………. yaptıkları satıĢların düĢük
bedellerle yapıldığı, Ģirket ortaklarının aynı kiĢiler
olması ve satıĢ bedelinin emsaline göre düĢük bedelle
olduğu gerekçesiyle Örtülü kazanç dağıtımı sayılarak
cezalı tarhiyatın yapıldığındı geçen Ģirketle kardeĢ
kuruluĢlar olmadıklarını, ortakların bir kısmının aynı
kiĢiler olmasının yapılan satıĢlar nedeniyle örtülü
kazanç dağıtımı yapıldığı anlamına gelmeyeceği, her
firmanın ayrı tüzel kiĢiliği bulunduğu, emsal fiyat tespiti
yapılmadığı ileri sürülerek kaldırılması istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETĠ: Davacı firmanın 2003
dönemi hesaplarını serbest belgeler ile yapılan iĢlemler
yönünden sınırlı olarak incelenmesi neticesinde, serbest
bölgede faaliyet gösteren firmayla ortaklanma aynı
yada benzer kiĢiler olduğu, davacı firmanın anılan
firmaya düĢük bedelle satıĢ yaparak kârını örtülü
kazanç yoluyla dağıttığı ve dönem kârim azalttığı, bu
nedenle serbest bölgede faaliyet gösteren firmanın alıĢ
ve saçıĢları arasındaki fark üzerinden cezalı geçici vergi
tarhiyatı yapılmasının yasaya aykırı olmadığı, davarım
reddi gerektiği savunulmuĢtur.
TÜRK MÎLLETÎ ADINA
80
Karar veren Ġzmir 2.Vergi Mahkemesince gereği
görüĢüldü;
UyuĢmazlık,
yükümlünün
2003
dönemi
hesaplarının incelenmesi sonucu, serbest bölgede
faaliyet gösteren firmaya yaptığı Ģansların örtülü
kazanç dağıtımı sayılarak yapılan tarhiyatın yasal olup
olmadığı hususundan kaynaklanmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunun 3/B maddesinde;
Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya iliĢkin
muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi
doğuran olay ve bu olaya iliĢkin muamelelerin gerçek
mahiyetinin
yemin
hariç
her
türlü
delille
ispatlanabileceği, Ģu kadar ki, vergiyi
doğuran
olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan Ģahit
ifadesinin
ispatlama
vasıtası
olarak
kullanılamayacağı, iktisadî, ticari ve teknik icaplara
uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad
olmayan bîr durumun iddia olunması halinde ispat
külfetinin bunu iddia eden tarara ait olduğu hükme
bağlanmıĢtır.
Aynı kanunun 30.maddesinde; "re'sen vergi tarhı,
vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve
belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine
imkan bulunmayan hallerde takdir
komisyonları
tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya
yetkili
olanlarca
düzenlenmiĢ
vergi
inceleme
raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı
üzerinden vergi tarh olunmasıdır."
ġeklinde tanımlanmıĢtır.
5422 sayılı: Kurumlar Vergisi Kanununun 17/1
maddesinde; Ģirketin kendi ortaklan, ortaklarının ilgili
bulunduğu gerçek ve tüzel kiĢiler, idaresi, murakabesi
veya sermayesi bakımlarından vasıtalı vasıtasız olarak
bağlı bulunduğu veya nüfuzu altında bulundurduğu
gerçek ve tüzel kiĢiler ile olan münasebetlerinde
emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya
düĢük fiyat veya bedeller üzerinden yahut bedelsiz
olarak alım, satım imalat inĢaat muamelelerinde ve
hizmet iliĢkilerinde bulunursa, bu hallerde kaĢanem
tamamen veya kısmen örtülü olarak dağıtılmıĢ
sayılacağı hüküm altına alınmıĢtır.
81
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının 2003
hesaplarının serbest bölgeler ile yapılan iĢlemler
yününden sınırlı olarak incelenmesi sonucu düzenlenen
vergi inceleme raporuyla davacı firmanın serbest
bölgede faaliyet gösteren …………yaptığı mal satıĢlarının
emsaline göre düĢük "bedelle yapıldığı ve Ģirket
ortaklarının aynı kiĢiler olması nedeniyle, bu satıĢların
örtülü kazanç dağıtımı kabul edilerek, yapılan cezalı
vergi tarhiyatın davanın Özeti bölümünde belirtilen
nedenlerle dava konusu yapıldığı anlaĢılmıĢtır.
Dava konusu iĢlemin dayanağı 27.13.2004 tarih ve
GKR-2004-770/35 saydı vergi inceleme raporunda;
davacı firmanın serbest bölgede faaliyet gösteren
………………….emtia sattığı, yapılan bu satıĢların emsaline
nazaran belirgin fiyat farklılığı içerdiği bir malın
emsalinin yine o malın kendi fiyatı olduğu, serbest
bölgedeki firmaya satmak yerine doğrudan o firmanın
sattığı yerlere satıĢ yapılması halinde daha çok kar
etmenin mümkün olduğu malın doğrudan satılması
durumunda daha yüksek bedelle satmak imkanı vatken
bunun yapılmadığı, Ģirket ortaklarının aynı kiĢiler obuası
hususu dikkate alındığında yapılan bu düĢük fiyatla
satıĢın örtülü kazanç dağıtımı olduğu sonucuna
ulaĢılarak davaya komi eczalı tarhiyatın yapıldığı
anlaĢılmaktadır.
Yukarıda
anılan
hususların
birlikte
değerlendirilmesinde, Türk Ticaret Kanununa göre
Ģirketlerin tüzel kiĢiliklerinin bulunduğu ve kiĢilerin
farklı Ģirketlere ortak olmalarına engel düzenlemelerin
bulunmadığı, imalatçı Armaların, pazarlama iĢi için, ayrı
Ģirket kurmaları yada aynı holding bünyesinde imalat,
reklam, pazarlama hususunda uzmanlaĢmıĢ ayrı
Ģirketler
kurmakla yasal engel bulunmadığı örtülü
kazanç dağıtımının Ģartlarından olan emsal fiyat
araĢtırması yapılmadan, salt ortaklan aynı olduğu
gerekçesiyle cezalı tarhiyat yapılamayacağı gibi yapılan
incelemede saptanan fiyatların serbest bölgede
82
faaliyet gösteren diğer firmalarca belirlenen fiyatlarla
karĢılaĢtırılması dahi yapılmadan dahi yapılmadan
varsayıma dayalı olarak örtülü kazanç dağıtımı olduğu
sonucuna
ulaĢılması
dikkate
alındığında
cezalı
tarhiyatta mevzuata uygunluk bulunmadığı sonucuna
ulaĢılmıĢtır.
Açıklanan nedenlerle, DAVANIN KABULÜNE, dava
konusu vergi ziyaı
cezalı geçici verginin terkinine,
davacı tarafından karĢılanan algıda dökümü yapılan
yargılama
giderlerinin
davalı
idarece
davacıya
verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde
davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen otuz gün
içinde
DanıĢtay'da
temyizi
kabil
olmak
üzere
29.11.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
83
T.C.
DANIġTAY
ÜÇÜNCÜ DAĠRE
Esas NO: 2005/1067
Karar NO: 2006/2580
Temyiz Eden : KemalpaĢa Vergi Dairesi
Müdürlüğü-ĠZMĠR
KarĢı Taraf
: ………………………………..
Ġstemin Özeti : Kazancını ortaklarınca kurulan
Ģirkete örtülü olarak dağıttığı görücüyle davacı Ģirket
adına 2001 yılı için re'sen salınan vergi ziyaı cezalı
kurumlar vergisi ve fon payına karĢı açılan davada
düzenlenen vergj inceleme raporu ila, davacı Ģirketin
ortaklan tarafından kurulan ve Ege Serbest Bölgesinde
faaliyet gösteren ………………..Tic. A.ġ.'ne sattığı malları,
bu sirkatin değer artına hiç bir iĢlem yapmaksızın bir
kaç gün Ġçinde yurt dıĢındaki müĢterilerine satmak
suretiyle yüzde ondört kar edildiğinin tespit edilmesi
üzerine davacı Ģirketin serbest bölgede faaliyet
gösteren bu Ģirket üzerinden ihracat yaptığı, böylece
Ģirkete transfer ettiği kazanç; ödediği sonucuna
varılmak suretiyle cezalı tarhiyat yapıldığının anlaĢıldığı,
Türk Ticaret Kanununda imalatçı firmaların pazarlama
iĢi için ayrı Ģirket kurmalarına ve gerçek kiĢilerin farklı
Ģirketlere
ortak
olmalarına
engel
bir
hüküm
bulunmadığı, dosyanın incelenmesinden tarhiyatın
dayanağı Olan inceleme raporunda emsal fiyat
araĢtırması yapılmadığı gibi saptanan fiyatların serbest
bölgede faaliyet gösteren diğer firmalar tarafından
belirlenen
fiyatlarla
karĢılaĢtırılmasının
da
yapılmadığının anlaĢıldığı, bu durumda sadece ocakların
aynı olduğuna dayanılmak suretiyle kazancın örtülü
olarak dağıtıldığı sonucuna varılarak yapılan tarhiyatı
yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle kaldıran Ġzmir
2.Vergi Mahkemesinin 29.11.2005 gün ve E:2005/467,
K:2005/1138 sayılı kararının;
otomotiv sektöründe
faaliyet gösteren bir firmanın ürettiği malla diğer
firmaların farklı teknolojiler kullanmak suretiyle ürettiği
mallan karĢılaĢtırmanın mümkün olmadığı, bir malın en
iyi emsalinin e malın kendisi olduğu ileri sürüterek
bozulması istenmiĢtir.
84
Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi
gerektiği savunulmuĢtur.
Tetkik Hakimi
: Kutlay Telli
DüĢüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen Ġddialar
Vergi
Mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak
durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi
gerektiği düĢünülmektedir.
Savcı: Sefer Yıldırım
DüĢüncesi : Ġdare ve vergi
mahkemelerince
verilen kararların temyiz incelenerek bozulabilmesi
için, 2577 sayılı Ġdarî Yargılama Usulü Kanununun
49'uncu
maddesinin
birinci
fıkrasında
belirtilen
nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz
konusu
maddede
yazılı
nedenleri
hiçbirisine
uymadığından istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme
kararının onanmasının uygun olacağı düĢünülmektedir.
TÜRK MĠLLETĠ ADINA
Hüküm veren DanıĢtay Üçüncü Dairesince iĢin
gereği görüĢülüp düĢünüldü;
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçeli
yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi karan, aynı
gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüĢ
olup temyiz istemine ĠliĢkin dilekçede ileri sürülen
iddialar sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak
durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine ve
kararın onanmasına, 11.10.2006
85
DanıĢtay Vergi Dava Daireleri Kararı
Tarih
: 24/03/2006
Esas No : 2005/327
Karar No : 2006/55
Konu
: Vergi levhasının tasdiki
Ġlgili Kanun ve Madde: VUK mükerrer 355
Özet: Mükelleflerin vergi levhalarını 3568 sayılı
kanuna göre yetki almıĢ meslek mensuplarına da tasdik
ettirebileceklerine dair 272 no.lu Vergi Usul Kanunu
Genel Tebliğinde ve serbest mali müĢavir olan
davacının vergi levhasını tasdik ettiği mükelleflere
iliĢkin listeyi vergi dairesine vermemesi nedeniyle
kesilen özel usulsüzlük cezasında yasal düzenlemeye
aykırılık bulunmadığı
Ġstemin Özeti: Mükelleflerin vergi levhalarını
3568 sayılı Kanuna göre yetki almıĢ meslek
mensuplarına da
tasdik
ettirebileceklerine
dair
13.4.1999 günlü ve 23665 sayılı Resmi Gazete'de
yayımlanan 272 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel
Tebliği'nin iptali ve serbest muhasebeci mali müĢavir
olan davacının, vergi levhasını tasdik ettiği mükelleflere
iliĢkin listeyi Vergi Dairesine vermemesi nedeniyle Vergi
Usul Kanunu'nun mükerrer 355 nci maddesi uyarınca
adına kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması
istemiyle dava açılmıĢtır. DanıĢtay Dördüncü Dairesi
22.9-2005 günlü ve E:2004/257, K:2005/1583 sayılı
kararıyla; dava konusu Tebliğin 5 inci bölümünde
kazancı basit usulde tespit edilen mükelleflerin vergi
levhaları ile ilgili düzenlemenin yer aldığı, bu düzenleme
davacının hak ve menfaatini ihlal eder nitelikte
bulunmadığından, bu kısmın iptali isteminde davacının
dava açma ehliyeti bulunmadığı, anılan Genel Tebliğin
diğer
bölümleri
davacının
hukukunu
doğrudan
etkileyecek
düzenlemeler
içerdiğinden,
Maliye
Bakanlığının söz konusu düzenlemenin idari dava
konusu olabilecek nitelikte bir düzenleyici iĢlem olarak
nitelendirilemeyeceği yolundaki savunmasının yerinde
görülmediği, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun
"vergilendirme" baĢlıklı Birinci Kitabının 5 inci
86
maddesinde "vergi mahremiyetinin" düzenlendiği ve
maddenin üçüncü fıkrasında, gelir vergisi mükellefleri
(kazancı basit usulde tespit edilenler dahil) ile sermaye
Ģirketlerinin her yıl Mayıs ayıbın son gününe kadar vergi
tarhına esas olan kazanç tutarları ile bunlara isabet
eden vergi miktarlarını gösteren levhayı merkezlerine,
Ģubelerine, satıĢ mağazalarına iĢ sahipleri ile
mükellefler tarafından kolayca okunup görülecek
Ģekilde asmak zorunda oldukları, ilan ve levhalara
iliĢkin diğer hususların Maliye Bakanlığınca belli
edileceği belirtilmek suretiyle mükelleflere vergi levhası
asma zorunluluğu getirildiği, aynı Kanunun mükerrer
257 nci maddesinin birinci fıkrasının 1 numaralı
bendinde. Maliye Bakanlığının, mükellef ve meslek
grupları itibarıyla muhasebe usul ve esaslarını tespit
etmeye, bu Kanuna göre tutulmakta olan defter ve
belgeler ile bunlara ilaveten tutulmasını
veya
düzenlenmesini uygun gördüğü defter ve belgelerin
mahiyet, Ģekil ve ihtiva etmesi zorunlu bilgileri
belirlemeye, bunlarda değiĢiklik yapmaya; bedeli
karĢılığında basıp dağıtmaya veya üçüncü kiĢilere
bastırıp dağıtmaya veya dağıttırmaya, bunların
kayıtlarını tutturmaya, bu defter ve belgelere tasdik,
muhafaza ve ibraz zorunluluğu getirmeye veya
kaldırmaya, bu Kanuna göre tutulacak defter ve
düzenlenecek belgelerin tutulması ve düzenlenmesi
zorunluluğunu kaldırmaya yetkili olduğu, maddenin
üçüncü fıkrasında ise, Maliye Bakanlığının, birinci
fıkrada yazılı belge ve tasdik iĢlemini; noterlere,
kanunla kurulmuĢ mesleki kuruluĢlara veya uygun
göreceği diğer mercilere yaptırmaya, ticari kazançları
basit usulde tespit edilen gelir vergisi mükelleflerine
özel bir defter tutturmaya ve bu konulara iliĢkin diğer
usul ve esasları belirlemeye yetkili bulunduğunun
belirtildiği, vergi levhası asma zorunluluğunun vergi
sistemimize 2365 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle
getirildiği, gerek Vergi Usul Kanununun 5 inci
maddesinin üçüncü fıkrasında, gerekse aynı Kanunun
mükerrer 257 inci maddesinde bu uygulamaya iliĢkin
usul ve esasları belirleme konusunda da Maliye
Bakanlığının yetkili kılındığı, Maliye Bakanlığının da bu
konuyla
ilgili
olarak
çeĢitli
Genel
Tebliğlerle
87
düzenlemeler yaptığı, 142 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu
Genel
Tebliği
ile
vergi
levhalarının
tasdikinin
mükelleflerin
bağlı
oldukları
vergi
dairelerince
yapılmasının öngörüldüğü, dava konusu Genel Tebliğde
ise, tasdik döneminin son günlerinde vergi dairelerinin
iĢ yükünün artması ve mükellefler açısından gereksiz
zaman kaybına yol açıldığı hususu dikkate alınarak,
mükelleflerin dilerlerse vergi levhalarını 3568 sayılı
Kanuna göre yetki almıĢ ve defterlerini tutan veya
beyannamelerini imzalayan ya da tasdik eden serbest
muhasebeci, serbest muhasebeci mali müĢavir veya
yeminli mali müĢavirlere de tasdik ettirebilmeleri
olanağının sağlandığı, yukarıda açıklanan Kanun
maddeleri gereği bu konuda Maliye Bakanlığının yetkili
olduğunun tartıĢmasız olduğu, ayrıca, dava konusu
düzenlemede mükelleflerin vergi levhalarını meslek
mensuplarına
tasdik
ettirmeleri
hususunda
bir
zorunluluk bulunmadığı, vergi levhaları eski den olduğu
gibi
bağlı
olunan
vergi
dairelerine
tasdik
ettirilebilecekleri, davacı, anılan düzenlemenin Vergi
Usul Kanununun 5 inci maddesindeki vergi mahremiyeti
ile ilgili düzenlemeye ve 3568 sayılı Serbest
Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirlik ve
Yeminli
Mali
MüĢavirlik
Kanunu'nun
43
üncü
maddesinde düzenlenen meslek sırlarının saklanmasına
iliĢkin yasağa aykırı olduğunu iddia etmekte ise de,
vergi levhası asma zorunluluğunun, Vergi Usul
Kanunu'nda
öngörülen
vergi
mahremiyetinin
istisnalarından biri olarak aynı Kanunda öngörüldüğü,
mükelleflerin vergi levhalarını isterlerse defterlerini
tutmak
üzere
sözleĢme
düzenlendikleri
veya
iĢletmelerinde bağımlı olarak çalıĢan 3568 sayılı Kanuna
göre yetki almıĢ serbest muhasebeci veya serbest
muhasebeci mali müĢavirlere veya 4 sıra No.lu Genel
Tebliğ uyarınca beyannamelerini imzalattıkları meslek
mensuplarına veya 18 sıra No.lu Genel Tebliğ uyarınca
beyannamelerini tasdik eden yeminli mali müĢavirlere
tasdik ettirmelerinde anılan hükümlere aykırılık
bulunmadığı, dava konusu Genel Tebliğin 4 üncü
bölümünde, tasdik iĢlemini yapan 3568 sayılı kanuna
göre yetki almıĢ meslek mensuplarının levhasını tasdik
ettikleri mükelleflere ait bilgileri Haziran ayının 25 ine
88
kadar bunların bağlı oldukları vergi dairelerine Vergi
Usul Kanununun 149 uncu maddesi uyarınca bir yazı
ekinde
bildireceklerinin
belirtildiği,
Vergi
Usul
Kanununun "Devamlı Bilgi Verme" baĢlıklı 149 uncu
maddesinde, kamu idare ve müesseseleri (kamu
hizmeti ifa eden kurum ve kuruluĢlar dahil) ile gerçek
ve tüzel kiĢilerin vergilendirmeye iliĢkin olaylarla ilgili
olarak Maliye ve Gümrük Bakanlığı ve vergi dairesince
kendilerinden yazı ile istenecek bilgileri belli fasılalarla
ve devamlı olarak yazı ile vermeye mecbur oldukları
belirtildiğinden, vergi levhalarını tasdik eden meslek
mensuplarının, vergi levhasını tasdik ettikleri kiĢilerin
ad ve soyadları (tüzel kiĢilerde unvanları) ile vergi
kimlik numaralarına iliĢkin bilgileri Haziran ayının 25 ine
kadar bunların bağlı bulundukları Vergi Dairelerine bir
yazı ekinde bildirmeleri mecburiyetinin getirilmesinde
anılan Kanun hükmüne bir aykırılık görülmediği, serbest
muhasebeci mali müĢavir olan davacıya, vergi levhasını
tasdik ettiği mükelleflere iliĢkin bilgileri ihtiva eden
listeyi vergi dairesine vermemesi nedeniyle Vergi Usul
Kanununun mükerrer 355 inci maddesi uyarınca özel
usulsüzlük cezası kesildiği, vergi levhasını tasdik ettiği
mükelleflere iliĢkin bilgilerin davacı tarafından bir liste
ile vergi dairesine verilmediğinin ihtilafsız olduğu, Vergi
Usul Kanununun mükerrer 355 inci maddesinde, bu
Kanunun 86, 148, 149,150,256 ve 257 inci
mad¬delerinde yer alan zorunluluklar ile mükerrer 257
inci madde uyarınca getirilen zorunluluklara uymayan
(kamu idare ve müesseselerinde bilgi verme görevini
yerine getirmeyen yöneticiler dahil) kiĢilere maddede
belirtilen miktarda özel usulsüzlük cezası kesileceği,
ikinci fıkrasında da bu hükmün uygulanabilmesi için,
bilgi ve ibraz ödevinin yerine getirilmesiyle ilgili olarak
yapılacak tebliğlerde bilginin verilmesi için tayin olunan
sürede cevap verilmemesi, eksik veya yanıltıcı bilgi
verilmesi veya defter ve belge ibrazı için tayin olunan
süre ile defter ve belgelerin süresinde ibraz edilmemesi
durumunda haklarında Kanunun ceza hükümlerinin
uygulanması cihetine gidileceğinin ilgililere yazılı olarak
bildirilmesinin
Ģart
olduğunun
belirtildiği, vergi
levhalarını tasdik eden meslek mensuplarına, tasdike
iliĢkin bilgileri ilgili vergi dairelerine bir yazı ile bildirme
89
yükümlülüğünü getiren ve
buna uymayan meslek
mensuplarına uygulanacak özel usulsüzlük cezasını
belirten düzenleme Resmi Gazete'de yayımlanmıĢ
olduğundan, artık Tebliğde belirtilen yükümlülüğün
yerine getirilmemesi durumunda yaptırımının ne
olacağının meslek mensuplarına ayrıca bir yazı ile
bildirilmesine gerek bulunmadığı, Genel Tebliğin 6 ncı
bölümünde de yeni bir ceza öngörülmediği, vergi
levhasını tasdik ettikleri mükellefleri zamanında Vergi
Dairesine bildirmeyen veya eksik bildiren meslek
mensuplarının bu zorunluluğa uymamaları durumunda
haklarında uygulanacak yasal müeyyidenin Vergi Usul
Kanununun mükerrer 355 inci maddesinde hükme
bağlanan özel usulsüzlük cezası olduğunun belirtildiği,
dolayısıyla, Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci
maddesinin ikinci fıkrasında
öngörülen,
yazılı
bildirim koĢulu Genel Tebliğin Resmi Gazete'de
yayınlanması suretiyle yerine getirilmiĢ olduğundan,
davacının kendisine yasal müeyyideleri de ihtiva eden
bir yazı tebliğ edilmediği yolundaki iddiasına itibar
edilmediği, bu nedenle davacı hakkında kesilen özel
usulsüzlük cezasında anılan Kanun hükmüne aykırılık
görülmediği, gerekçesiyle davanın, Genel Tebliğin 5 inci
bölümüne yönelik kısmının ehliyet yönünden reddine,
Genel Tebliğin diğer bölümlerine ve özel usulsüzlük
cezasına yönelik kısmının reddine karar vermiĢtir.
Karar yükümlü tarafından temyiz edilmiĢ, tebliğ ile ceza
getirilemeyeceği, yasanın özel usulsüzlük cezası için
açık bildirim aradığı tasdik iĢlemi hakkında UĢak Vergi
Dairesine bildirimde bulunduğunu, ancak EĢme Vergi
Dairesine bildirimde bulunmadığı için adına hiçbir
tebligat yapılmadan özel usulsüzlük cezası kesildiğini,
kesilen cezada ve dayanağı dava konusu tebliğde
yasalara uygunluk bulunmadığı ileri sürülerek kararın
bozulması istenmiĢtir.
Savunmanın Özeti: Maliye Bakanlığı tarafından
temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuĢ, vergi
dairesi
müdürlüğü
tarafından
savunmada
bulunulmamıĢtır.
90
DanıĢtay Tetkik Hakimi ....'in DüĢüncesi: Davacının
temyiz isteminin özel usulsüzlük cezasına yönelik
kısmının, Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 inci
maddesinde aranan bildirim Ģartına uyulmadığından
kabulü gerektiği, genel tebliğde yasal düzenlemeye
aykırılık bulunmadığından, bu kısma yönelik istemin
reddi gerektiği düĢünülmektedir.
DanıĢtay
Savcısı……….'nın
DüĢüncesi:
UyuĢmazlıkta, mükelleflerin vergi levhalarını 3568 sayılı
Kanuna göre yetki almıĢ meslek mensuplarına da tasdik
ettireceklerine dair 13.4.1999 günlü ve 23665 sayılı
Resmi Gazetede yayımlanan 272. sıra No'lu Vergi Usul
Kanunu Genel Tebliğinin iptali ve serbest muhasebeci
ve mali müĢavir olan davacının vergi levhasını tasdik
ettiği mükelleflere iliĢkin listeyi vergi dairesine
ver¬memesi
nedeniyle
Vergi
Usul
Kanunu'nun
mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük
cezasının kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden
DanıĢtay Dördüncü Dairesinin 22.9.2005 gün ve
E:2004-257, K:2005-1583 sayılı kararın temyizen
incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler temyiz
edilen DanıĢtay Dördüncü Daire kararının bozulmasını
gerektirecek nitelikte görülmediğinden istemin reddi
gerekeceği düĢünülmektedir.
TÜRK MĠLLETĠ ADINA
Hüküm veren DanıĢtay Vergi Dava Daireleri
Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra
gereği görüĢüldü:
DanıĢtay Dördüncü Dairesinin 22.9.2005 günlü ve
E:2004/257, K:2005/1583 sayılı kararı, dayandığı
hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da
uygun bulunmuĢ ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen
iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda
görülmemiĢtir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, 24.3.2006
gününde oyçokluğu ile karar verildi.
91
KARġI OY
X- Davaya konu yapılan 272 sayılı Vergi Usul Kanunu
Genel Tebliği, Vergi Usul Kanununun 5 inci maddesinin
üçüncü fıkrasına dayanılarak yürürlüğe konulmuĢtur.
Dayanılan bu kural; sadece kazanç ve iradı elde eden
vergi mükelleflerinin, ilgili vergilendirme döneminde
beyan edilen kazanç ve irat tutan ile tahakkuk eden
vergi miktarını gösteren vergi levhasını merkez, Ģube,
satıĢ mağazası gibi faaliyetin yürütüldüğü iĢ yerlerine
asma zorunluluğu ile ilgilidir. Maliye Bakanlığına tanınan
yetki de bu sınır içindedir.
272 sayılı Genel Tebliğde ise tanınan yetki dıĢına
çıkılarak ve Vergi Usul Kanununun bilgi verme ile ilgili
149 uncu maddesi ile ilgi kurularak, dolaylı biçimde
3568 sayılı Yasaya göre faaliyet gösteren ve kazanç
iradı elde edip levha asma zorunluluğu bulunan vergi
mükelleflerinin
asmaları
gereken
levhayı
onaylayabileceği kabul edilen meslek mensuplarına;
levhalarını onayladıkları mükelleflerin isimlerini ilgili
vergi dairesine bildirme zorunluluğu öngörülmüĢtür.
Meslek mensuplarına hangi konularda zorunluluk
getirileceğini düzenleyen mükerrer 227 nci maddeye ve
5 inci maddeye aykırı düĢen 272 sayılı Genel Tebliğinin
(4) ve (6) iĢaretli bölümlerinin iptali gerekirken,
davanın reddi yolunda verilen Daire kararının her iki
hüküm fıkrasının da yeniden karar verilmek üzere
bozulması gerektiği görüĢüyle karara katılmıyorum.
XX- Temyiz istemine konu olan DanıĢtay Dördüncü
Dairesinin 22.9-2005 gün ve K: 2005/1583 sayılı
kararında yer alan karĢı oyda yazılı gerekçeye binaen
temyiz isteğinin özel usulsüzlük cezası yönünden kabulü
gerekeceği oyu ile kararın bu kısmına katılmıyorum.
92
DanıĢtay Dördüncü
Daire Kararı
Tarih
:22/02/2006
Esas No :2005/1332
Karar No:2006/244
Konu
:Ceza kesme yetkisi
Ġlgili Kanun ve
Madde: VUK 365
Özet : Kaçakçılığa iĢtirakten dolayı haklarında
inceleme yapılan kiĢi ve kuruluĢların katma değer
vergisi yönünden bağlı bulundukları vergi dairelerince
ceza kesilmesi gerektiği
Ġstemin Özeti : Yeminli Mali MüĢavir olan
davacının, ....Ġç ve DıĢ Ticaret Sanayi ve Ticaret Limited
ġirketi ile ... Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited
ġirketi'nin gerçeğe uygun olmayan belge düzenleme
fiillerine iĢtirak ettiği ileri sürülerek 1999 yılı için vergi
ziyaı cezası kesilmiĢtir. Ġstanbul 2. Vergi Mahkemesi
8.3.2005 günlü ve E:2004/2204, K:2005/321 sayılı
kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 4 üncü
maddesinin 1 inci fıkrasında, vergi dairesinin, mükellefi
tespit, vergiyi tarh, tahakkuk ve tahsil eden daire
olduğu, 2 nci fıkrasında ise, mükelleflerin vergi
uygulaması bakımından hangi vergi dairesine bağlı
olduklarının vergi kanunları ile belirleneceği, 3065 sayılı
Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 43 üncü maddesinin 1
inci fıkrasında da, katma değer vergisinin, mükellefin
iĢyerinin bulunduğu yer vergi
dairesince tarh
olunacağının öngörüldüğü, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu
kapsamına giren vergi, resim ve harçlar dan
kaynaklanan Devlete ait kamu alacakları hakkında
tahsil iĢlemleri ile bu alacakların güvence altına
alınması için gerekli diğer iĢlemlerin yapılmasına
mükellefin bağlı olduğu vergi dairesinin yetkili olduğu,
yetki kuralının takip edilmesi gereken kiĢiye değil,
takibin konusu olan verginin mükellefine göre
belirlendiği, davacının kurumlar vergisi tasdik raporu
düzenleyerek suça iĢtirak, ettiği gerekçesiyle sorumlu
tutulduğu kamu alacağının mükelleflerinin ... Ġç ve DıĢ
93
Ticaret DanıĢmanlık Limited ġirketi ile .... Tekstil Sanayi
ve Ticaret Limited ġirketi olduğu, bu Ģirketlerin bağlı
olduğu Yenibosna Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün davacı
adına ceza kesmeye yetkili bulunduğu, yeminli malî
müĢavir olarak tasdik raporu düzenleyen davacının
bağlı olduğu Çapa Vergi Dairesi Müdürlüğünce ceza
kesilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle vergi ziyaı
cezasının kaldırılmasına karar vermiĢtir. Davalı Ġdare,
davacının ilgili firmaların gerçekte mal alım satımı yapıp
yapmadığını tespit etmek amacıyla gerekli denetimi
yapmadığını ileri sürmekte, kararın bozulmasını
istemektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiĢtir.
Tetkik Hakimi
'in DüĢüncesi:
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize
konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak
nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi
gerektiği düĢünülmektedir.
DanıĢtay Savcısı ....'nın DüĢüncesi: Ġdare ve vergi
mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek
bozulabilmesi için, 2577 sayılı Ġdari Yargılama
Usulü
Kanununun
49
uncu maddesinin birinci fıkrasında
belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. Temyiz
dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu
maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından,
istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının
onanmasının uygun olacağı düĢünülmektedir.
TÜRK MĠLLETĠ ADINA
Hüküm veren
gereği görüĢüldü:
DanıĢtay
Dördüncü
Dairesince
Temyiz
dilekçesinde
ileri
sürülen
iddialar,
bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler
karĢısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak
durumda görülmemiĢtir.
94
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine, Ġstanbul 2.
Vergi Mahkemesinin 8.3.2005 günlü ve E:2004/2204,
K:2005/321 sayılı kararının onanmasına 22.2.2006
gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARġIOY
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 4 üncü
maddesinin 1 inci fıkrasında vergi dairesinin mükellefi
tespit eden, vergi tarh eden, tahakkuk ettiren ve tahsil
eden daire olduğu, ikinci fıkrasında ise mükelleflerin
vergi uygulaması bakımından hangi Vergi Dairesine
bağlı olduklarının vergi kanunları ile belirleneceği
öngörülmüĢtür. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 106
ncı maddesinde ise gelir vergisinin, mükellefin
ikametgâhının bulunduğu mahal vergi dairesince tarh
edileceği, Vergi Usul Kanununun 365 nci maddesinde
de vergi cezalarının olayların ilgili bulunduğu vergi
bakımından mükellefin bağlı olduğu vergi dairesince
kesileceği belirtilmiĢtir.
Dava konusu olayda yeminli mali müĢavir olan
davacının, iki ayrı Ģirketin sahte ve muhteviyatı
itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme fiillerine iĢtirak ettiği
„. ileri sürülerek adına vergi ziyaı cezası kesilmiĢtir.
Davacı gelir vergisi mükellefi olup Çapa Vergi Dairesi
Müdürlüğüne bağlıdır. Kaçakçılığa iĢtirakden dolayı
mükellefi olduğu vergi dairesince ceza kesilmesi
yukarıda sözü edilen mevcut düzenlemelere uygun
bulunmaktadır. Bu itibarla aksi yöndeki mahkeme
kararının bozulması gerektiği görüĢüyle karara karĢıyız.
95
T.C.
DANIġTAY
SEKĠZĠNCĠ DAĠRE
Esas No : 2005/4780
Karar No : 2007/162
Temyiz Ġsteminde Bulunanlar : ………….
Vekili
: Av. Hamdi ġehirlioğlu
Cumhuriyet Bulvarı No118/12-Pasaport/ĠZMĠR
2- Maliye Bakanlığı
KarĢı Taraf
: 1- Maliye Bakanlığı
2- Türkiye Serbest Muhasebeci Mali
MüĢavirlerve Yeminli Mali MüĢavirler
Odaları Birliği
GençlikCad.No:107- ANKARA
Vekili
: Av.Gülseren ÖmerbaĢ - (Aynı yerde)
Ġstemin Özeti
: Yeminli
Mali
MüĢavir olan
davacının tasdik yetkisini gerçeğe aykırı olarak
kullandığının ………. raporu ile sabit olduğundan bahisle
8 ay süre ile geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma
cezası ile cezalandırılmasına iliĢkin iĢlemin iptali
istemiyle açılan davada, dava konusu iĢlemi iptal eden
Ankara 8. Ġdare Mahkemesinin 27.3.2001 gün ve
E:1998/1140 ve K:2001:338 sayılı kararını temyizen
inceleyerek onayan ve davalının karar düzeltme talebi
reddedilerek kesinleĢmesi üzerine davacı mesleğini icra
edemediğinden bahisle 8 aylık döneme iliĢkin olarak
38.678.285.000.-lira maddi ve 10.000.000.000 lira
manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte tazmini
istemiyle açılan davada; ortada idarenin ağır hizmet
kusuru bulunmadığı anlaĢıldığından, yoruma dayalı bir
idari tasarruf nedeniyle davalılar aleyhine maddi
tazminata hükmedilmesine gerek olmadığına, manevi
tazminat istemine iliĢkin kısmına gelince, davacının da
isminin aralarında bulunduğu yeminli mali müĢavirlerin
"kara liste" Ģeklinde ülke genelinde yayın yapan bir
gazetede haber konusu olması ve bu listenin Maliye
Bakanlığınca oluĢturulduğunun belirtilmesi nedeniyle
davacının elem ve üzüntü duyduğu, Ģeref ve onurunun
96
zedelendiği göz önünde bulundurulduğunda, olayda
davacıya manevi tazminat ödenmesini gerektiren
koĢulların gerçekleĢtiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle,
duyulan elem ve üzüntü nedeniyle davacıya 2.500,00
YTL manevi tazminat ödenmesine, artan kısmı ile maddi
tazminatın tamamının reddine karar veren Ankara 8.
Ġdare Mahkemesinin 14.2.2005 gün ve E:2004/1381,
K:2005/168 sayılı
kararının; davacı
tarafından,
mesleğini icra edemediğinden gelir kaybına sebep
olduğu gibi manevi tazminatın da düĢük takdir edildiği,
Maliye Bakanlığı tarafından ise, manevi tazminatın
yasal dayanağının bulunmadığı öne sürülerek, 2577
sayılı Ġdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesi
uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemleridir.
Savunmaların
Özeti
:Davacı
tarafından,
savunma
verilmediği, Maliye Bakanlığı ve Türkiye
Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirler' ve Yeminli Mali
MüĢavirler Odaları Birliği tarafından ise istemin reddi
gerektiği savunulmaktadır.
DanıĢtay Tetkik Hakimi Talip KAYA'nın
DüĢüncesi : Ġstemin kısmen kabul, kısmen reddi
gerektiği düĢünülmektedir.
DanıĢtay Savcısı Ahmet Yahya ÖZDEMĠR'in
DüĢüncesi : idare ve vergi mahkemelerince verilen
kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için,
2577 sayılı Ġdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu
maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin
bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz
konusu
maddede
yazılı
nedenlerden
hiçbirisine
uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme
kararının onanmasının
uygun olacağı düĢünülmektedir.
TÜRK MĠLLETĠ ADINA
97
Hüküm veren DanıĢtay Sekizinci Dairesince iĢin
gereği görüĢüldü:
UyuĢmazlık, Yeminli Mali MüĢavir olan davacının
tasdik yetkisini gerçeğe aykırı olarak kullandığının ……..
raporu ile sabit olduğundan bahisle 8 ay süre ile geçici
olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezası ile
cezalandırılmasına iliĢkin iĢlemin iptali istemiyle açılan
davada, dava konusu iĢlemin iptali üzerine davacının
mesleğini icra edemediğinden bahisle 8 aylık döneme
iliĢkin
olarak
38.678.285.000.-lira
maddi
ve
10.000.000.000 lira manevi tazminatın yasal faizi ile
birlikte tazmini isteminden doğmuĢtur.
Ġdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen
kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577
sayılı Ġdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1.
fıkrasında yazılı nedenlerin bulunması halinde mümkün
olup davalı tarafça ileri sürülen hususlar mahkeme
kararının, davacının da isminin aralarında bulunduğu
yeminli mali müĢavirlerin "kara liste" Ģeklinde ülke
genelinde yayın yapan bir gazetede haber konusu
olması ve listenin Maliye Bakanlığınca oluĢturulduğunun
belirlenmesi nedeniyle davacının olaydan elem ve
üzüntü duyduğu, Ģeref ve onurunun zedelendiği göz
önünde bulundurulduğunda, olayda duyulan elem ve
üzüntü nedeniyle 2.500,00 YTL manevi tazminatın
kabulüne
iliĢkin
kısmında
yasal
isabetsizlik
bulunmamaktadır.
Türkiye
Cumhuriyeti
Anayasasının
125
maddesinde, idarenin kendi eylem ve iĢlemlerinden
doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme
bağlanmıĢ; buna uygun bir düzenlemeye 2577 sayılı
Ġdari Yargılama Usulü Yasasının 2. maddesinde yer
verilerek, idari eylem ve iĢlemlerden dolayı kiĢisel
hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından tam yargı
davaları açılabileceği hükme bağlanmıĢtır.
98
Kamu idareleri, yapmakla yükümlü oldukları kamu
hizmetlerini yürütürken hizmetin ifası esnasında gerekli
önlemleri
almakla
yükümlüdürler,
idarenin
bu
yükümlülüğü yerine getirmeyerek hizmetin kötü veya
geç iĢlemesi veyahut gereği gibi iĢlememesi ve bu
yüzden zarara neden olunması halinin idareye bu
zararın, hizmet kusuru kriterlerine göre tazmini
sorumluluğunu yükleyeceği; bireylerin uğradıkları özel
nitelikteki zararların, idari faaliyet ile zarar arasında
nedensellik bağının bulunması koĢuluyla tazmin
edilebileceği sorumluluk hukukunun genel ilkeleri ve
Anayasa gereğidir.
Hukuka aykırı iĢlem tesis ederek, yürütmekle
görevli olduğu hizmeti kötü iĢleten idarenin, hizmet
kusurundan dolayı meydana gelen zararları tazmin
etmesi gerektiği bilinen idare hukuku ilkelerindendir.
Dava dosyasının incelenmesinden; Yeminli Mali
MüĢavir olarak çalıĢırken 8 ay geçici olarak mesleki
faaliyetten alıkoyma cezası alan davacının, söz konusu
disiplin cezasına karĢı açtığı davada, dava konusu
iĢlemi iptal eden Ankara 8. idare Mahkemesinin
E:1998/1140, K:2001/338 sayılı kararını temyizen
inceleyerek onayan Dairemizin 19.11.2002 gün ve
E:2001/3938, K:2002/5373 sayılı kararının, davalı
idarelerce karar düzeltme isteminde bulunulması
sonucunda,
Dairemizin
20.11.2003
gün
ve
E:2003/2392, K:2003/5073 sayılı kararı ile bu istem
reddedilerek kararımızın kesinleĢmesi üzerine, 8 ay
geçici olarak mesleki faaliyetten alıkonulduğu döneme
iliĢkin olarak 38.678.285.000 lira maddi zararın tazmini
istemi ile açılan davanın reddedildiği anlaĢılmaktadır.
Ġdarenin hukuki sorumluluğunun bir sonucu olan
tam yargı davalarındaki amaç, idarenin bir eylemi ya da
iĢlemi nedeniyle uğranılan zararın giderilmesidir.
Mahkemenin bu türden bir uyuĢmazlığı çözüme
bağlayabilmesi için, zararın kesin ve gerçek bir zarar
olması, idari hizmetin eksik ya da kusurlu iĢlemesi ile
oluĢması, yani nedensellik bağının bulunması ve
nihayet
miktarının
açıkça
ortaya
konulması
99
gerekmektedir, ilgilisinin zararın varlığını ve miktarını
belgeleriyle ortaya koyması gereği tam yargı davasının
ön koĢuludur.
Ancak, olayın özelliğine göre zarara uğranıldığının
kesin ve tespit edilmiĢ bulunması halinde ve miktarının
da hesaplanabilir olması durumunda, Mahkemece
miktara iliĢkin bir belirleme yapılmalıdır. Aksine bir
yaklaĢımla, idari eylem ya da iĢlemin sonucu oluĢan bir
zarara uğramıĢ olduğunu ispatlamıĢ bulunan ilgilinin,
zarar
miktarına
yönelik
belirleme
yapamaması
nedeniyle mağduriyetinin devam etmesine sebep
olunacak, tam yargı davalarının amacı ve anlamına
aykırı bir durum yaratılacaktır. Bu durumun, hukuka ve
hakkaniyete uygun olmayacağı da ortadadır.
Olayda, Yeminli Mali MüĢavirlik mesleğini icra
ederek yaĢamını devam ettiren ve mesleki faaliyetten 8
ay geçici olarak alıkonulmasından dolayı mesleğini icra
edemediği sabit olan davacının, söz konusu dönemde
elde edeceği gelirden mahrum kaldığı ve mahrum
kalınan gelirin Mahkemelerince tespit edilmesinin
mümkün olduğu açıktır
Bu durumda, eksik inceleme ve değerlendirmeye
dayalı
olarak
verilen
kararda
hukuki
isabet
görülmemiĢtir.
Açıklanan nedenlerle Ankara 11. idare Mahkemesi
kararının, manevi tazminata iliĢkin kısmın onanmasına
oybirliği ile, maddi tazminata iliĢkin kısmının oyçokluğu
ile bozulmasına 22.01.2007 gününde karar verildi.
Azlık Oyu (x)
: Ġdare Mahkemesince verilen
kararın dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup
bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından
onanması gerekeceği gerekçesiyle Dairemiz kararının
kısmen
bozmaya
iliĢkin
çoğunluk
kararına
katılmıyorum.
100
YARGI KARARLARI
T.C.
ANKARA
11. ĠDARE MAHKEMESĠ
ESAS NO
KARAR NO
DAVACI
VEKĠLĠ
DAVALILAR
VEKĠLĠ
: 2004/1381
: 2005/168
: MEHMET ġENEL ġOHER
: Av.Hamdi ġEHĠRLĠOĞLU
Cumhuriyet Bulvarı No:118/12
ĠZMĠR
: 1-MALĠYE BAKANLIĞI/ANKARA
2-TÜRMOB
: Av.Gülseren ÖBERBAġ-Aynı Adreste
DAVANIN ÖZETĠ : Yeminli mali müĢavir iken 8 ay
mesleki faliyetten alıkoyma cezası alan ve yargı kararı
ile cezası iptal edilen, davacı mesleğini icra
edemediğinden bahisle, 8 aylık döneme iliĢkin olarak
38.678.285.000 TL maddi ve 10.000.000.000-TL
manevi tazminata yasal faizi ile birlikte hükmedilmesini
istemektedir.
MALĠYE BAKANLIĞI.
SAVUNMASININ ÖZETĠ : Tazmini gereken bir zarar
bulunmadığı
dolayısıyla
istemin
reddi
gerektiği
savunulmuĢtur.
TÜRMOB SAVUNMASININ ÖZETĠ : Yoruma dayalı bir
idari tassarufta bulunulduğu ağır kusur niteliğindeki bir
iĢlem olmadığı, varsayımına dayalı tazminat talep
edilemeyeceği ileri sürülerek davanın reddi gerektiği
savunulmuĢtur.
TÜRK MĠLLETĠ ADINA
101
Karar veren Ankara 11.Ġdare Mahkemesince dava
dosyası incelenerek iĢin gereği görüĢüldü;
Dava, Yeminli mali müĢavir iken 8 ay mesleki
faliyetten alıkoyma cezası alan ve yargı kararı ile cezası
iptal edilen, davacı mesleğini icra edemediğinden
bahisle, 8 aylık döneme iliĢkin olarak 38.678.285.000
TL maddi ve 10.000.000.000-TL manevi tazminata
yasal faizi ile birlikte iptali istemiyle açılmıĢtır.
T.C. Anayasasının 125. maddesinde idarenin kendi
eylem ve iĢlemlerinden doğan zararları ödemekle
yükümlü olduğu, hükmü yer almaktadır.
2577 sayılı Ġdari Yargılama Usulü Kanunun 12.
maddesinde, " ilgililer haklarını ihlal eden bir idari iĢlem
dolayısıyla DanıĢta ya ve idare ve vergi mahkemelerine
doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam
yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal
davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine,
bu husustaki kararın veya kanun yollarına baĢvurulması
halinde verilecek kararın tebliği veya bir iĢlemin icrası
sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden
itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler.
Bu halde de ilgililerin 11‟ nci madde uyarınca idareye
baĢvurma hakları saklıdır. " hükmü yer almaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının
yeminli Mali müĢavir olarak çalıĢırken, 8 ay geçici
olarak mesleki faaliyletten alıkoyma cezası aldığı,
disiplin cezasının Ankara 8. Ġdare Mahkemesinin Esas
:1998/1140 Karar:2001/338 sayılı kararı ile iptal
edildiği, bu kararın temyiz incelemesinden geçerek
kesinleĢtiği, 8 aylık cezanın 28.9.1998 tarihinde
uygulanmaya baĢlandığı ve uygulamadan dolayı
38.678.285.000-TL
zararın
tazmini
ile
birlikte
10.000.000.000-TL manevi tazminata hükmedilmesinin
istenildiği anlaĢılmıĢtır.
102
Bir idari iĢlemin yasalara ve hukuka aykırılığı kural
olarak hizmet kusuru sayılmakta ise de her aykırılığın
tazminat sorumluluğuna yol açmayacağı da idare
hukuku ilkelerindendir. Bir iĢlemin herhangi bir yönden
yasalara ve hukuk kurallarına aykırı görülerek iptal
edilmiĢ olması, hizmet kusurunun varlığını kabule
yetmez. ĠĢlemin iptalini gerektiren her hukuki
yanlıĢlığın ve aykırılığı kendiliğinden hizmet kusuru
olarak niteleme olanağı yoktur. Ġdari iĢlemin yapılması
ve uygulanmasında hizmet kusurunun varlığından söz
edebilmek için saptanan hukuki sakatlığın ağır ve
önemli olması gerekir. Olağan nitelikteki hukuki
yanlıĢlık ve aykırılıkların hizmet kusuruna yol
açmayacağı açıktır.
Bu durumda, ortada idarenin ağır hizmet kusuru
ile sakatlanmıĢ bir iĢlem bulunmadığı anlaĢıldığından
yoruma dayalı bir idari tasarruf nedeniyle davalılar
aleyhine maddi tazminata hükmedilmesine gerek
olmadığı kanaatine varılmıĢtır.
Davanın, davacının manevi tazminat istemine
iliĢkin kısmına gelince;
Ġdare hukuku ilkelerine göre manevi tazminata
hukmedilebilmesi için, idarenin hukuka aykırı bir iĢlemi
veya eylemi sonucu ağır bir elem ve üzüntünün
duyulmuĢ olması yada ilgilinin Ģeref ve onurunun
zedelemiĢ bulunması veya kiĢinin fizik yapısını
zedeleyen, yaĢama ve kazanma gücünün azalması
sonucunu
doğuran
olayların
meydana
gelmesi
gerekmekte olup, davacının da isminin aralarında
bulunduğu yeminli mali müĢavirlerin "kara liste"
Ģeklinde ülke genelinde yayın yapan bir gazetede
yayınlanmıĢ olması ve haber konusu olan listenin davalı
Maliye Bakanlığınca oluĢturulduğunun belirtilmesi
nedeniyle davacının elem ve üzüntü duyduğu, Ģeref ve
onurunun zedelendiği göz önünde bulunduğunda,
olayda
davacıya
manevi
tazminat
ödenmesini
gerektiren koĢulların gerçekleĢtiği kanaatine varılmıĢtır.
103
Öte yandan, manevi tazminatın bir zenginleĢme
aracı olmayacağı, duyulan elem ve üzüntüye yönelik
olması itibariyle de davacı lehine 2.500. YTL manevi
tazminata hukmedilmesi takdiren uygun bulunmuĢtur.
YerleĢik DanıĢtay içtihatları uyarınca manevi tazminata
faiz yürütülemiyeceğinden dolayı da manevi tazminata
yasal faiz talebi uygun görülmemiĢtir.
Açıklanan nedenlerle, davanın maddi tazminata
iliĢkin kısmının reddine, Manevi tazminat isteminin
2.500.YTL lik kısmının Maliye Bakanlığı yönünden
kabulüne, kalan kısmın reddine, aĢağıda dökümü
yapılan 197.80YTL yargılama giderinin davanın
sonuçlanıĢ biçimine göre takdiren 30.00YTL kısmının
davalı
Maliye
Bakanlığından
alınarak
davacıya
verilmesine,
kalan
kısmının
davacı
üzerinde
bırakılmasına, A.A.Ü.T. uyarınca 3.534.YTL vekalet
ücretinin
davacıdan
alınarak
davalı
TURMOB'a
verilmesine, 250.00YTL vekalet ücretinin davalı Maliye
Bakanlığından alınarak davacıya verilmesine, artan
posta giderinin ve 522.YTL harcın istemi halinde
davacıya iadesine, kararın tebliğ tarihinden itibaren 30
gün içerisinde DanıĢtay'a temyiz yolu açık olmak üzere,
14/02/2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
104
TÜRMOB VE YMM ODALARINDAN GELEN YAZILAR
TÜRKĠYE SERBEST MUHASEBECĠ MALĠ
MÜġAVĠRLER VE YEMĠNLĠ MALĠ MÜġAVĠRLER
ODALARI BĠRLĠĞĠ
Tarih : 04.04.2007
Sayı : 2007/03573
ĠZMĠR
YEMĠNLĠ
MALĠ
BAġKANLIĞI'NA
MÜġAVĠRLER
ODASI
………………. tarafından Maliye Bakanlığı ve Birliğimiz
aleyhine, Ġstanbul Yeminli Mali MüĢavirler Odasınca
kendisine verilen 8 Ay Geçici Olarak Mesleki Faaliyetten
Alıkoyma
cezasının
Mahkemece
hukuka
aykırı
bulunarak iptal edilmesi ve bu kararın kesinleĢmesi
sonucu, bu ceza nedeniyle uğradığı 38.678.285.800.-TL
maddi ve 10.000.000.000.-TL manevi tazminatın yasal
faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle açılan dava sonucu
Ankara 11. Ġdare Mahkemesince verilen 14.02.2005
gün E: 2004/1381, K:2005/168 sayılı kararla "maddi
tazminata iliĢkin kısmın reddine, manevi tazminat
isteminin 2.500. YTL.lik kısmının Maliye Bakanlığı
yönünden kabulüne, kalan kısmın reddine" karar
verilmiĢtir.
Karar davacı tarafından temyiz edilmiĢ ve DanıĢtay 8.
Dairenin 22.01.2007 gün ve E:2005/4780, K:2007/162
sayılı kararı ile Ankara 11. Ġdare Mahkemesi kararının
manevi tazminata iliĢkin kısmının onanmasına, maddi
tazminata iliĢkin kısmının ise bozulmasına karar
verilmiĢtir.
105
Kararın
maddi
tazminata
iliĢkin
YMM………………….
Maddi tazminat da
gerektiği görüĢü ile bozulmuĢtur.
bölümü
ödenmesi
Birliğimiz tarafından hazırlanacak karar düzeltme
dilekçesinde
kullanılmak
üzere,
Yeminli
Mali
MüĢavir…………….Odanıza nakil tarihi ile nakilden
itibaren ibraz ettiği tüm sözleĢme örneklerinin, müĢteri
bildirim listelerinin ve adı geçenin mali kazancına karine
olabilecek her türlü bilgi ve belgenin ivedi olarak
Birliğimize gönderilmesini rica ederiz.
Saygılarımızla,
Mehmet TĠMUR
Genel BaĢkan
106
HUKUK KÖġESĠ
Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KURULLARI
Nazlı SERTBULUT
Avukat
ĠĢ Kanununda iĢ Sağlığı ve Güvenliği konusu ayrı
bir bölümde, "BeĢinci Bölüm" baĢlığı altında yer
almaktadır. Konuya iliĢkin olarak yasa koyucu
tarafından bölümün ilk maddesi olan, 11 maddede
genel anlamda iĢverenlerin, iĢyerlerinde iĢ sağlığı ve
güvenliğini sağlamak, gerekli tüm tedbirleri almak ve
gerekli araç ve gereçleri bulundurmak külfetleri, hüküm
altına alınmıĢ ve yükümlülükler oldukça geniĢ kapsamlı
tutulmuĢtur.
iĢte makalemiz konusu olan "iĢ Sağlığı ve iĢ
Güvenliği Kurulları" da iĢverenlerin yükümlülükleri
arasında yer almakta ve iĢ Yasasının 80. maddesinde
hükmünü bulmaktadır. 80. Madde uyarınca, iĢverenler,
sanayiden sayılan, devamlı olarak en az elli iĢçi
çalıĢtıran ve altı aydan fazla sürekli iĢlerin yapıldığı
iĢyerlerinde her iĢveren bir iĢ sağlığı ve güvenliği kurulu
kurmakla yükümlüdür.
Artıca madde uyarınca, iĢverenler, iĢ sağlığı ve
güvenliği
kurullarınca,
iĢ
sağlığı
ve
güvenliği
mevzuatına uygun olarak verilen kararları uygulamakla
yükümlüdürler.
iĢ sağlığı ve güvenliği kurullarının oluĢumu,
çalıĢma yöntemleri, ödev, yetki ve yükümlülükleri
ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanmıĢ,
07.04.2004 Tarihli
Resmi
Gazete yayımlanarak
yürürlüğe girmiĢ bulunan, "ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği
Kurulları Hakkında Yönetmelik" baĢlıklı yönetmelik
ile düzenlenmiĢtir.
107
Adı geçen yönetmelik, iĢ sağlığı ve güvenliği ile
ilgili çalıĢmalarda bulunmak üzere iĢ sağlığı ve güvenliği
kurullarının hangi iĢyerlerinde kurulacağı ve bu
kurulların oluĢumu, çalıĢma yöntemleri, görev, yetki ve
yükümlülüklerini belirler.
Yönetmeliğe göre; ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği
Kurullarının Kurulacağı ĠĢyerleri; Sanayi, Ticaret,
Tarım ve Orman iĢlerinden Sayılan iĢlere iliĢkin
Yönetmelik hükümlerine göre; sanayiden sayılan,
devamlı olarak en az 50 iĢçi çalıĢan ve altı aydan fazla
sürekli iĢlerin yapıldığı iĢyerlerinde her iĢveren bir iĢ
sağlığı ve güvenliği kurulu kurmakla yükümlüdür, iĢçi
sayısının tespitinde iĢyerinde çalıĢan iĢçilerin tamamı
dikkate alınır.
iĢverene bağlı, fabrika, müessese, iĢletme veya
iĢletmeler grubu gibi birden çok iĢyeri bulunduğu
hallerde elliden fazla iĢçi çalıĢtıran her bir iĢyerinde ayrı
ayrı birer iĢ sağlığı ve güvenliği kurulması
gerekmektedir.
ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Kurullarının Kimlerden
OluĢur?
1) iĢveren veya iĢveren vekili,
2) ĠĢ Kanununun 82 nci maddesi uyarınca iĢ güvenliği
ile görevli mühendis veya teknik elemanı,
3) iĢ Kanununun 81 inci maddesi uyarınca
görevlendirilen iĢyeri hekimi,
4) insan kaynakları, personel, sosyal iĢler veya idari
ve mali iĢleri yürütmekle görevli bir kiĢi,
5) Varsa sivil savunma uzmanı,
6) iĢyerinde görevli formen, ustabaĢı veya usta,
7) 2821 sayılı Sendikalar Kanununun değiĢik 34 üncü
maddesi hükmü uyarınca iĢyerinde bulunan sendika
temsilcilerinin kendi
aralarında seçecekleri
kiĢi,
iĢyerinde sendika temsilcisi yoksa o iĢyerindeki iĢçilerin
yarıdan fazlasının katılacağı toplantıda açık oyla
seçilecek iĢçi,
8) Sağlık ve güvenlik iĢçi temsilcisi.
108
Kurulun baĢkanı iĢveren veya iĢveren vekili, kurulun
sekreteri ise iĢ güvenliği ile görevli mühendis veya
teknik elemandır. Yukarıda yer alan 2, 3, 4, 5.
maddelerde sayılan kurul üyeleri iĢveren veya iĢveren
vekili tarafından atanırlar. 6. ve 8. maddede belirtilen
üye ise, o iĢyerindeki formen, ustabaĢı veya ustaların
yandan fazlasının katılacağı toplantıda açık oyla seçilen
kiĢidir.6. ve 8. maddede belirtilen üyelerin yedekleri de
yine asil üyelerin seçildiği yol ile seçilir, iĢveren
tarafından,
iĢ
sağlığı
ve
güvenliği
kurulu
üyelerine
ve yedeklerine, kurulun görevlerini yerine
getirebilmesini sağlamak amacı ile gerekli eğitimin
iĢverence verilmesi sağlanır.
Kurulun ÇalıĢma Esasları;
iĢ sağlığı ve güvenliği kurulları inceleme, izleme ve
uyarmayı öngören bir düzen içinde ve aĢağıdaki esasları
göz önünde bulundurarak çalıĢırlar.
a) Kurullar en az ayda bir kere toplanır. Toplantının
gündemi, yeri, günü ve saati toplantıdan en az kırk
sekiz saat önce kurul üyelerine bildirilir. Gündem,
sorunların ve projelerin önem sırasına göre belirlenir.
Kurul üyeleri gündemde değiĢiklik isteyebilirler. Bu
istek kurulca uygun görüldüğünde gündem buna göre
değiĢtirilir.
b) Ağır iĢ kazası halleri veya özel bir tedbiri
gerektiren önemli hallerde kurul üyelerinden herhangi
biri kurulu olağanüstü toplantıya çağırabilir. Bu
konudaki tekliflerin kurul baĢkanına veya sekreterine
yapılması gerekir. Toplantı zamanı, konunun ivedilik ve
önemine göre tespit olunur.
c) iĢyerinde iĢ sağlığı ve güvenliği açısından
kendisinin sağlığını bozacak ve vücut bütünlüğünü
tehlikeye sokacak yakın, acil ve hayati bir tehlike ile
karĢı karĢıya kalan iĢçi, iĢ sağlığı ve güvenliği kuruluna
baĢvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli
tedbirlerin alınmasını talep edebilir. Kurul, aynı gün
acilen toplanarak kararını verir, bu durumu tutanakla
tespit eder ve karar iĢçiye yazılı olarak bildirilir.
109
d) Kurulun olağan toplantılarının süresi toplam olarak
ayda yirmi dört saati geçemez. Bu toplantıların günlük
çalıĢma saatleri içinde yapılması asıldır. Kurulun
toplantılarında
geçecek
süreler
günlük
çalıĢma
süresinden sayılır. Kurul üyeleri yaptıkları görev
dolayısıyla maddi-manevi zarara uğratılamaz.
e) Kurul, üyelerin çoğunluğu ile toplanır, kararlar
toplantıya
katılanların oy çokluğu ile alınır. Oyların eĢitliği halinde
baĢkanın oyu kararı belirler. Çoğunluğun sağlanamadığı
veya baĢka bir nedenle toplantının yapılmadığı hallerde
durumu belirten bir tutanak düzenlenir.
f)
Her toplantıda, görüĢülen konularla ilgili alınan
kararları içeren bir tutanak düzenlenir. Tutanak,
toplantıya katılan baĢkan ve üyeler tarafından imzalanır
ve gereği yapılmak üzere iĢverene bildirilir, imzalı
tutanak ve kararlar sırasıyla özel dosyasında saklanır.
g) Toplantıda alınan kararlar gereği yapılmak üzere
ilgililere duyurulur. Ayrıca iĢçilere duyurulması faydalı
görülen konular iĢyerinde ilân edilir.
h) Her toplantıda, önceki toplantıya iliĢkin kararlar ve
bunlarla ilgili uygulamalar hakkında baĢkan veya
kurulun sekreteri tarafından kurula gerekli bilgi verilir
ve gündeme geçilir.
ĠĢveren veya ĠĢveren Vekilinin Yükümlülüğü
ĠĢveren veya iĢveren vekili, toplantı için gerekli
yeri, araç ve gereçleri sağlamakla yükümlüdür, iĢveren
veya iĢveren vekili, kurulca hazırlanan toplantı
tutanaklarını, kaza ve diğer vakaların inceleme
raporlarını ve kurulca iĢyerinde yapılan denetim
sonuçlarına ait kurul raporlarını, iĢ müfettiĢlerinin
incelemesini
sağlamak
amacıyla,
iĢyerinde
bulundurmakla yükümlüdür, iĢverenler, iĢ sağlığı ve
güvenliği kurullarında mevzuata uygun olarak verilen
kararları uygulamakla yükümlüdür.
110
ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Kurulunun Yükümlülüğü
ĠĢ sağlığı ve güvenliği kurulları, yapacakları
tekliflerde, bulunacakları tavsiyelerde ve verecekleri
kararlarda iĢyerinin durumunu ve iĢverenin olanaklarını
göz önünde bulundururlar. Kurul üyeleri, görevleri
nedeniyle öğrendikleri mesleki tekniklere ve çalıĢma
metotlarına iliĢkin sırları gizli tutmak zorundadırlar.
Kurullar, iĢ sağlığı ve güvenliğini denetime yetkili iĢ
müfettiĢlerinin iĢyerlerinde yapacakları çalıĢmaları
kolaylaĢtırmak ve onlara yardımcı olmakla yükümlüdür.
ĠĢçilerin Yükümlülüğü
ĠĢçiler, sağlık ve güvenliğin korunması ve
geliĢtirilmesi
amacıyla iĢ
sağlığı
ve
güvenliği
kurullarınca konulan kurallar, yasaklar ile alınan karar
ve tedbirlere uymak zorundadırlar, iĢçiler, iĢyerinde
sağlık
ve
güvenlik
tedbirlerinin
belirlenmesi,
uygulanması ve alınan tedbirlere uyulması hususunda iĢ
sağlığı ve güvenliği kurullarıyla iĢbirliği yaparlar, iĢçiler,
uygulamada karĢılaĢtıkları güçlükler hakkında kurula
bilgi verirler.
Yukarıda
konuya
iliĢkin
yönetmelik
kapsamında ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği Kurullarına
iliĢkin getirilen düzenlemelere yer verilmiĢtir.
Peki bu düzenlemelere aykırı davranıĢlara iliĢkin
yaptırımlar nelerdir;
ĠĢ Yasası'nın iĢ sağlığı ve güvenliği ile ilgili
hükümlere aykırılık baĢlıklı 105. maddesinde, iĢ
güvenliği ile görevli mühendis veya teknik eleman
görevlendirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen
iĢveren veya iĢveren vekiline beĢ yüzer milyon lira para
cezası verilir. (Bu meblağ yıllara göre yeniden
değerleme oranınca artırılarak uygulanmaktadır.) 2006
yılı için 748,47.- YTL. olarak uygulanmıĢtır.
Yukarıda yer alan açıklamalar yanında; iĢ sağlığı
ve güvenliği kurulu ile iĢ sağlığı ve güvenliği uzmanı
çalıĢtırma zorunluluğu için 50'den fazla iĢçi çalıĢtırma
ve en az 6 gün süren sürekli sanayiye ait bir iĢyeri
olması Ģartı aranmakta fakat iĢyeri sağlık birimi kurma
külfeti için sadece 50'den fazla iĢçi çalıĢtırma Ģartının
varlığı yeterli görülmektedir.
111
SEÇĠLMĠġ BĠR KAÇ GÜZEL YAZI
BĠLGĠSAYAR TARĠHĠ
Bilgisayarın tarihi M.Ö. 2600 yıllarına dayanır ve
cinlilerin bulduğu abaküs le baĢlar, 1617 yılında john
napıer' ın napıer çubukları, 1649 yılında blaıse pascal' in
bulduğu ve toplama çıkarma yapabilen hesap makinası,
1671 yılında çarpma iĢlemi de yapabilen leıbnız' ın
hesap makinası 1786 yılında galvani tarafından bulunan
ve dokuma tezgahlarında kullanılan delikli kartlar,
biliĢim teorisinin temeli boolean cebiri, 1867 yılında
chırıspher sholes' m bulduğu ve klavyenin atası olan
daktilo, ıbm firmasının temellerini oluĢturan ve 1890
a.b.d. nüfus sayımlarında da kullanılan ve hoilert' in
bulduğu delikli kartlar, 1924 yılında ıbm firmasının
bulduğu otomatik sıralı kontrol makinası, 1937 yılında
icad edilen mark‟ı (sadece hesap makinasıdır.) 1943
enıac ( ki mark ı den 1.000 kat daha hızlıdır, edvac
(veri depolayabilen bir bilgisayar) , 1950 yılında unıvac
(manyetik teyp ve veri depolama özelliği vardır.) ile
devam eden uzun bir tarihi yolculuktur biliĢim sektörü.
Bilgisayarlarda teknoloji olarak 1942 - 1956 yılları
arasında vakum tüpleri, 1956 - 1963 yılları arasında
transistörler, 1964 - 1971 yılları arasında entegre
devreler ve 1971 yılından sonra ise mikro devreler
kullanılmıĢtır. Günümüzde ise yapay zekaya sahip olan
bilgisayarlar
üzerinde
nano
yongalar
bulunan
bilgisayarlar üzerinde çalıĢmalar yapılmaktadır yani
sizin seyahate çıkacağınızı anlayabilen, internet
üzerinden uçak biletinizi alan ve cep telefonunuza
check-ın
iĢlemleri
yapılmıĢ
bilet
gönderebilen
bilgisayarlar.
Günümüzde Kullanılan Bilgisayarları 4 Kategoride
Sınıflandırabiliriz.
1. Süper
Bilgisayarlar:
Bunlar
önemli
kuruluĢlarda kullanılırlar ve çok büyük hesaplama
iĢlemlerini saniselerde yapabilirler ve Ģu anda
kullandığımız bilgisayarlardan çok daha hızlı ve
üzerinde yüzlerce iĢlemciyi aynı anda çalıĢtırabilen
bilgisayarlardır.
112
2. Ana
Bilgisayar:
Kurumsal
firmalarda
kullanılırlar, bir ana bilgisayar ve bunlara bağlı
istemcilerden oluĢurlar.
3. Mini Bilgisayarlar
: Ana bilgisayara bağlı
ancak daha küçük özelliklere sahip bilgisayarlardır.
4. KiĢisel Veya Mikro Bilgisayarlar
: Tek kiĢi
tarafından kullanılan bilgisayarlardır, pc, notebook
olarakta adlandırılırlar.
Bilgisayarlar Bana Göre ġu Atasözleri Ġle Anlatılabilirler;
•
Ne verirsen elinle oda gider seninle,
•
Vermeden almak Allaha mahsustur.
Yani Ģunu demek istiyorum, bilgisayara verileri
girmeden hiç bir bilgi elde edemezsiniz, bilgisayarlar
sadece bizlerden daha hızlı iĢlem yapma özelliğine
sahiptirler yani bizler kadar akıllı değillerdir, muhakeme
özellikleri
yoktur, sizin
kaç derecede
terleyip
üĢüdüğünüzü anlayıp klimayı çalıĢtıramazlar mesela,
sizin bu verileri girmeniz gerekir. Balık sipariĢinizi
verebilirler ama yanında ne içeceğinize karar
veremezler. 1990‟ lı yıllarda bilgisayar ağlarındaki hızlı
geliĢmeyle birlikte sanal olarak dünyama bir ekrana
sığarken, bur değerlendiren firmalar ürünlerini dünyaya
pazarlayabilmektedirler. Ülkeler arasındaki
fiziksel
sınırlar kalkmasıyla birlikte, isteyen ve yeterli altyapıya
sahip
kiĢi
ve
kuruluĢlar
fırsatları
iyi
değerlendirebilmektedirler. BiliĢim sayesinde bugün
koltuğumuzdan kalkmadan, enerji, zaman ve para
harcamadan bir çok iĢimizi yapabilmekteyiz. Devletimiz
de e-devlet projesi ile bu duruma ayak uydurmaya
çalıĢmakta ve bir kaç yıl öne saatlerce sıra bekleyerek
yapabildiğimiz bir çok iĢlemi 3 -5 dakika içinde internet
üzerinden
yapabilmekteyiz
düĢünsenize
ithalat
departmanı
personeli
hastalandığında
veya
iĢe
gelmediğinde kâra geçebilirsiniz, nasıl mı? Tüm
yazıĢmalarını
evinden bilgisayarla yapıyor sizin
telefonunuzu, elektiriğinizi ve suyunuzu kullanmıyor çay
kahvede içmiyor ama iĢleriniz yürüyor, ufak tefek
aksamalar olsada inanın iĢler yolunda gidiyor. Dünyada
kıyasıya bir rekabetin yaĢanması, global ekonominin
113
konuĢulduğu
bu
günlerde,
siz
isteseniz
de
istemesenizde, birileri biliĢim teknolojileri sayesinde
hızla ilerliyor; dolayısıyla ülkemiz de bu teknolojide
istifade etmek suretiyle genç beyinleri harekete geçirip
bütün dünyaya hizmetlerini sunmanın
yolları
aramalıdır. BiliĢimdeki genç nüfusa sahip ülkemiz için
bu durum iyi değerlendirildiğinde bir Ģans olarak ortaya
çıkmaktadır. Zararın
neresinden dönersek kardır
mantığıyla, bütün aydınlara, sanatçılara ve toplumu
yönlendiren biz sivil toplum kuruluĢlarına ve iĢ
adamlarına büyük görev düĢmektedir.
Devir ne petrol ne bor devridir. Devir eğitim devridir.
Eskiden okuma yazma seferberliği vardı, Ģimdi is
bilgisayar öğrenme ve doğru kullanma seferberliği
olmalıdır.
114
Yöneticilik Bir Sanattır
Büyük Amerikan imalat fabrikalarından birinin yönetim
kurulu üyeleri kar ve zarar hesaplarını incelerken,
fabrika müdürünün aylığına takılmıĢlar ve bunu bir hayli
indirmenin mümkün olabileceğini düĢünmüĢler, içeriden
iki kiĢi seçerek fabrika müdürü denen bu adamın neler
yaptığını bir görmelerini ve ondan sonra bu konuda
karar vermesini kabul etmiĢler.
Ġki kiĢilik ekip sabah sessizce fabrikaya gitmiĢ ve
fabrika müdürünün odasına girmiĢ. Gördükleri manzara
Ģu olmuĢ: Fabrika müdürü elinde kahve fincanı, ağzında
piposu, ayaklan masanın üzerinde, etrafa halka halka
duman yaymakla meĢgul. Masanın üstünde ne bir
dosya,
ne bir kağıthiçbir
Ģey yok. Bir müddet
kendisi ile oradan buradan konuĢan ekip üyeleri, bu
müddet zarfında müdürün hiçbir iĢle meĢgul olmadığını
ve yalnız birkaç basit telefon konuĢması yaptığını
görmüĢler. Ekip üyeleri, böyle basit bir iĢ için verilen
yıllık 100.000 doların en az üçte ikisinin kesilmesiyle iyi
bir tasarruf sağlanabileceğine karar vermiĢler. Fabrika
müdürünü çağırıp, "maaĢını
indirme"
teklifinde
bulunmuĢlar. Tabii fabrika müdürü bu indirmeye razı
olmamıĢ ve iĢten ayrılmıĢ.
Yeni maaĢla çalıĢmayı kabul eden bir çok istekli
arasında bir kiĢi yeni fabrika müdürü tayin edilmiĢ. Üç
ay geçtikten sonra idare meclisine gelen imalat
istatistiklerinde az, fakat dikkati çekecek kadar bir
düĢme baĢlamıĢ, "fabrika müdürü yenidir, tabii bu
kadar acemilik olur" demiĢler altıncı ayın sonunda
istatistik eğrisi bir hayli düĢmüĢ eski ekip üyeleri, yeni
fabrika müdürünü odasında ziyaret etmiĢler.
Adamcağız kanter içinde, bir elinde telefon, öteki eli
evrak
imzalamakla
meĢgul,
baĢıyla
gelenlere
oturmalarını iĢaret etmiĢ. Gelen giden o kadar çok ki,
adamla doğru dürüst konuĢmaya bile imkan olmamıĢ.
Fakat heyetin kanaati Ģu olmuĢ: "Böyle canla baĢla
çalıĢan bir adam baĢta olduğu müddetçe endiĢelenmek
için hiçbir sebepyoktur, biraz daha
bekleyelim."
115
Sene sonu gelmiĢ, her zaman kar eden fabrikanın
bilançosu zararla kapanınca, idare meclisi, bir ekip
kurmuĢ ve yeni ekip bu sefer, müdürün odasına değil,
doğrudan fabrikaya gitmiĢ ve iĢ baĢında bekleyen
insanlar görmüĢ, sebebini sormuĢlar aldıkları cevap Ģu
olmuĢ:
"Özel bir döküme baĢlayacağız, fabrika müdürü ben
gelmeden baĢlamayın dedi, biz de bekliyoruz, her halde
elektrik atölyesinden bir türlü ayrılmaya vakti olmadı."
O sırada gözleri, yaĢlı bir usta baĢına iliĢmiĢ, adamı
Ģöyle bir kenara çekmiĢler ve fabrikanın eskiye nazaran
daha fena çalıĢmasının sebeplerini sormuĢlar. YaĢlı
ustabaĢı içini boĢaltmak ihtiyacını uzun zamandır
hissetmiĢ olacak ki: "Baylar demiĢ, eski müdürümüz
teferruatla uğraĢmaz, ileriye ait planlar yapar, iĢi bize
bırakır, biz de normal zamanlarda onu rahat bırakırdık,
içinden çıkamayacağımız olağan üstü bir problemle
karĢılaĢtığımızda ona ancak o zaman baĢ vurduk, ve o
zaman da bilirdik ki, o bizim bu müĢkülümüzü çözecek
tek kiĢidir.
O hakiki fabrika müdürü idi. Güler yüzlü idi, piposunu
içer, bizle ĢakalaĢır, fakat hepimiz için düĢünürdü.
ġimdiki müdür de çok dürüst, iyi niyet sahibi, hatta çok
çalıĢkan bir adam. Fakat o hiç birimize inanmıyor, her
iĢin kendisi tarafından görülmesini istiyor. Yani o, bizim
yerimize ustabaĢılık yapıyor, tabii bizde amele çavuĢu
mertebesine düĢüyoruz, haydi neyse buna da
aldırmayalım, ama fabrika müdürlüğü boĢ kalıyor.
Elinde piposu, ileriyi görmeye çalıĢan, tedbir alan,
düĢünen adamın yerinde kimse yok."
idare meclisi durumu anlamıĢ ve eski fabrika müdürünü
tekrar oraya getirmek istemiĢ. Tabi kolay olamamıĢ. Bir
yıllık acı tecrübeden sonra 100.000 dolar yerine ancak
150.000 dolar vererek onu gelmeye razı edebilmiĢler.
116
BĠRAZ DA GÜLELĠM
Mutluluğun Sırrı
Çocuk dedesine sormuĢ:
Dede, Ninem ile kaç yıldır evlisin?
40 yıldır evlat.
Peki ama dede, ben sizi hiç kavga ederken
görmedim bunun sırrı nedir?
Otur evlat anlatayım... Nikahımız kıyıldı.
Benim at arabasına ninenin üç,beĢ eĢyasını attık ve
bizim köyün yolunu tuttuk. Yolda atın ayağı tökezlendi.
'Bu bir' dedim. Yola devam ederken bir daha tökezlendi,
ben yine 'Bu iki' dedim. Köye de epey yolumuz vardı.
Bizim atın ayağı bir daha tökezleyince 'Bu üç' dedim ve
çektim piĢtovu, atı orada vurdum. Ben atı vurunca
baĢladı bana söylenmeye:
Biz nasıl gideceğiz. Niye durup dururken atı
vurdun. Sende hiç akıl yok mu? Bu eĢyaları nasıl
götüreceğiz? Ben de döndüm ninene: "Bu biiirrr"
dedim. O gündür bu gündür, gül gibi geçinip
gidiyoruz....
117
ġapkacı
ġapka satarak geçinen bir adamın yolu bir gün bir
ormana düĢmüĢ. Adam biraz yürüdükten sonra sıcaktan
ve yorgunluktan bunalmıĢ, bir ağacın altına oturmuĢ.
ġapkalarla dolu sepetini de yere koymuĢ ve uykuya
dalmıĢ. Birkaç saat sonra adam tuhaf sesler duyarak
uyanmıĢ. Bir de bakmıĢ ki yanındaki sepet bomboĢ.
ġapkalar gitmiĢ. Kafasını kaldırıp ağaca bakmıĢ ki,
ağacın dallarında bir sürü maymun, her birinin
kafasında adamın Ģapkaları... Adam düĢünmeğe
baĢlamıĢ : " Ben Ģimdi ne yapıcam, Ģapkaları bu
maymunlardan nasıl geri alacam ? " DüĢünceli bir
Ģekilde kafasını kaĢırken bakmıĢ ki, maymunlar da
adamın taklidini yapıyorlar, kafalarını kaĢıyorlar. Adam
ellilerini havaya kaldırmıĢ, maymunlarda... derken
adam ne yapacağını bulmuĢ, kendi kafasındaki Ģapkayı
çıkarıp yere atmıĢ, maymunlar da... Adam böylece
bütün Ģapkaları geri almıĢ, sepetine koyup yoluna
devam etmiĢ. Aradan 50 yıl geçmiĢ... Artık adamın bir
torunu varmıĢ, o da dedesi gibi Ģapka satıcısı olmuĢ.
Günlerden bir gün onun da yolu aynı ormana düĢmüĢ.
Hava yine çok sıcakmıĢ ve genç adam bir ağacın altına
oturmuĢ, Ģapkalarla dolu sepetini yanına koymuĢ ve
uykuya dalmıĢ... Bir saat sonra uyanmıĢ, bir de bakmıĢ
ki sepetin içinde Ģapkalar yok... derken tuhaf sesler
duymuĢ, bir de kafasını kaldırmıĢ ki ağacın üstünde bir
sürü maymun, hepsinin kafasında birer Ģapka.
DüĢünmüĢ..." Dedem yıllar önce bana bir hikaye
anlatmıĢtı... ne yapacağımı çok iyi biliyorum..." Adam
kafasını kaĢımaya baĢlamıĢ, maymunlar da aynısını
yapmıĢlar... adam ellerini havaya kaldırmıĢ, maymunlar
da... ve adam gülümseyerek kendi baĢındaki Ģapkayı
çıkarmıĢ yere atmıĢ... o anda ağaçtaki maymunlardan
biri yere inmiĢ, adamın yere attığı Ģapkayı kapmıĢ,
adama da bir tokat atmıĢ ve Ģöyle demiĢ: "Sadece
senin mi deden var? "
118
KÜLTÜR VE SANAT KÖġESĠ
ÖĞRENDĠM KĠ
Öğrendim ki...
Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız. Kendinizi
sevilecek insan yapabilirsiniz, Gerisini karĢı tarafa
bırakırsınız.
Öğrendim ki...
Güveni geliĢtirmek yıllar alıyor,
Yıkmak bir dakika.
Öğrendim ki...
Hayatında nelere sahip olduğun değil
Kiminle olduğun önemli.
Öğrendim ki...
Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün
Ama sonrası için bir Ģeyler bilmek gerek.
Öğrendim ki...
Kendini en iyilerle kıyaslamak değil
Kendi en iyinle kıyaslamak sonuç getirir.
Öğrendim ki...
Ġnsanların baĢına ne geldiği değil
O durumda ne yaptıkları önemli.
Öğrendim ki...
Ne kadar küçük dilimlersen dilimle
Her iĢin iki yüzü var.
Öğrendim ki...
Olmak istediğim insan olabilmem
Çok vakit alıyor.
Öğrendim ki... KarĢılık vermek
DüĢünmekten çok daha basit.
Öğrendim ki...
Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek
Hangisi son görüĢme olacak bilemiyorsun.
Öğrendim ki...
'Bittim' dediğin andan itibaren
Pilinin bitmesine daha çok var.
119
Unuturum Diye Yorma Kendini
Unuturum diye yorma kendini
Her sevenle beni bir tutamazsın
Bu kadar yürekten sevmiĢken seni
Öyle kolay değil, unutamazsın
Yıllar sonra birgün seni anarsam
Kulakların değil, kalbin çınlasın
Ardından bakıp da öylece kalan
Gözlerimde donmuĢ iki damlasın
Ahimin rüzgari üĢütür seni
Benden baĢkasına ısınamazsın
Yorgun Ģarkılarda anarsın beni
Öyle kolay değil, unutamazsın
Yıllar sonra birgün beni anarsan
Kulakların değil, kalbin çınlasın
Ardından bakıp da öylece kalan
Gözlerimde donmuĢ iki damlasın
120
KÜÇÜK GÜN IġIĞIM
Or jinal Adı: Little Miss Sunshine
Yönet men: Jonathan Dayton, Valerie Faris
Oyuncular: Abiqail Breslin, Greg Kinnear, Paul Dano, Alan Arkin
Senaryo: Michael Arndt
Görüntü Yönet meni: Tim Suhrstedt
Müzik: Mychael Danna
Kurgu: Pamela Martin
Tür: Dram - Komedi
Süre: 101 Dk.
Yapım: 2006 - ABD
Dağıt ımcı: Özen Film www.ozenfilm.com.tr
Gösterim tarihi: 27 Nisan 2007
Resmi Web Sitesi:
www.foxsearchlight.com/ littlemisssunshine/
NEXT
Or jinal Adı: Next
Yönet men: Lee Tamahori
Oyuncular: Nicolas Cage, Julianne Moore, Jessica Biel, Nicolas
Pajon
Senaryo: Gary Goldman, Jonathan Hensleigh
Görüntü Yönet meni: David Tattersall
Müzik: Mark Isham
Kurgu: Christian Wagner
Tür: Aksiyon - Bilimkurgu - Gerilim
Süre: 91 Dk.
Yapım: 2007 - ABD
Dağıt ımcı: Chantier Films www.chant ierfilms.com
Gösterim tarihi: 20 Nisan 2007
Fragman: Trailer (24 MB)
Resmi Web Sitesi: www.next movie.com
121
38- YMM’LERĠN 2007 Y ILINDA DĠKKATE ALACAĞI HADLER
KONU
-SM ve SMM‟lerin
imzalayacağı
beyannameler için sınır
-Tam tasdik sözleĢmesi
yapılmadan ihracatta
KDV iadesi rapor yazma
sınırı
-Ġndirimli orana tabi
mallarda tam tasdik
sözleĢmesi yapılmadan
rapor yazma sınırı
-Yolcu beraberinde
satıĢta (ihraç) YMM
raporu ile alınabilecek
iade sınırı
-KDV iadesine karĢıt
inceleme sınır
DAY ANAĞI
4 Nolu 37
Nolu SMM
Tebliği
31 ve 37
Nolu YMM
Tebliği
HADLER
-Net SatıĢ:7.102.000.-YTL
31 ve 37
Nolu YMM
Tebliği
465.000.-YTL
31 ve 37
Nolu YMM
Tebliği
60.000.-YTL (DıĢ Ticaret
ġirketleri Hariç )
29 ve 37
Nolu YMM
tebliği
-Stopaj Ġadesi
29 ve 37
Nolu YMM
Tebliği
35 ve 37
Nolu YMM
Tebliği
32 ve 37
Nolu YMM
Tebliği
10 Nolu
Muhasebe
Sistemi
Uygulama
Tebliği
10 Nolu
Muhasebe
Sistemi
Uygulama
Tebliği
-Fatura BaĢına:
13.000.-YTL
-Bir Mükellefin Aylık AlıĢlar
Toplamı:
39.000.-YTL
139.000 -YTL
Yatırım Ġndirim Raporu
Yazmada Harcama
Tutarı
-Kurumlar Vergisi
Ġstisnaları
-Tek Düzene göre ek
mali tablo düzenleme
alt sınırı
-7/A Seçeneğine göre
muhasebesini tutacak
olanlar
-Aktif Top:3.551.000.-YTL
3.551.000.-YTL (Eski Dönemler
Dahil)
Yatırım Harcaması Tutarı
250.000.-YTL‟nin Üzerinde ise
rapor düzenlenecek
130.000.-YTL
-Aktif Toplamı: 7.415.800.-YTL
-Net SatıĢ Tutarı: 16.479.500
YTL
-Aktif Toplamı:
1.235.000-YTL
-Net SatıĢ Tutarı:
2.472.000.-YTL
122
AKTÜEL BİLGİLER
1. Perakende satıĢ fiĢi ve yazarkasa fiĢi düzenleme sınırı
01.01.2006 'dan itibaren
520,00 YTL
01.01.2007 'den itibaren
560,00 YTL
2. Amortisman sınırı
01.01.2006 'dan itibaren
520,00 YTL
01.01.2007 'den itibaren
560,00 YTL
3. a) SSK primi hesabında alt sınır
01.01.2006-31.12.2006 aylık alt sınır
531,00 YTL
01.01.2006-31.12.2006 günlük alt sınır
01.01.2007-30.06.2007 aylık alt sınır
17,70 YTL
562,50 YTL
01.01.2007-30.06.2007 günlük alt sınır
01.07.2007-31.12.2007 aylık alt sınır
18,75 YTL
585,00 YTL
01.07.2007-31.12.2007 günlük alt sınır
19,50 YTL
b) SSK primi hesabında tavan ücret
01.01.2005 “
“
“
3.176,70 YTL
01.01.2006-31.12.2006 aylık üst sınır
01.01.2006-31.12.2006 günlük üst sınır
01.01.2007-30.06.2007 aylık üst sınır
01.01.2007-30.06.2007 günlük üst sınır
01.07.2007-31.12.2007 aylık üst sınır
01.07.2007-31.12.2007 günlük üst sınır
3.451,50 YTL
115,05 YTL
3.656,40 YTL
121,88 YTL
3.802,50 YTL
126,75
4. Asgari ücret (Aylık)
01.01.2007-30.06.2007 arası
16 yaĢını doldurmuĢ iĢçiler için
562,50 YTL
16 yaĢını doldurmamıĢ iĢçiler için
476,70 YTL
01.07.2007-31.12.2007 arası
16 yaĢını doldurmuĢ iĢçiler için
585,00 YTL
16 yaĢını doldurmamıĢ iĢçiler için
491,40 YTL
123
5. Kıdem tazminatı öde nmesinde tavan üc ret tuta rı
01.01.2006-30.06.2006
1.770,63 YTL
01.07.2006-31.12.2006
1.857,44 YTL
01.01.2007-30.06.2007
1.960,69 YTL
01.07.2007-31.12.2007
1.988,48 YTL
6. Çocuk yardımı
01.01.2006-30.06.2006 tek çocuk
10,66 YTL
Daha Fazla
21,32 YTL
01.07.2006-31.12.2006 tek çocuk
11,19 YTL
Daha Fazla
22,37 YTL
01.01.2007’ den itibaren
A- SADECE BĠR ÇOC UĞU OLAN AĠLELERDE
DÖNEM
0-6 YaĢ Arasında ki
Daha Büyük
Çocuklara ĠliĢkin
Çocuklara ĠliĢkin
01.01.2007-30.06.2007
23,49
11,75
01.07.2007-31.12.2007
23,70
11,85
B- BĠRDEN FAZLA ÇOCUĞU OLAN AĠLELERDE
01.01.2007-
01.07.2007-
30.06.2007
31.12.2007
Arasında (Y TL)
Arasında (Y TL)
Mevcut iki veya daha fazla
çocuktan ikisi veya daha
46,98
47,40
35,24
35,55
23,50
23,70
fazlası 0-6 yaĢ arasında ise
Mevcut iki veya daha fazla
çocuktan sadece biri 0-6 yaĢ
arasında ise
Mevcut iki veya daha fazla
çocuğun tamamı 6 yaĢtan
büyükse
7. ÇalıĢanlara yeme k yardımıyla ilgili istisna sınırı (KDV Ha riç)
Günlük
8,80 YTL
124
8. Ve raset ve intikal vergisi tarifesi ile istisna tutarları
Matrah
Veraset Yoluyla Ġntika lle rde
Ġvazsız
Vergi Ora nı (%)
Ġntika lle rde Vergi
Oranı (%)
Ġlk
140.000 YTL için
1
10
Sonra gelen
300.000 YTL için
3
15
Sonra gelen
640.000 YTL için
5
20
Sonra gelen
1.290.000 YTL için
7
25
Matrahın
2.370.000 YTL için
10
30
Ġstisna tutarları evlatlıklar dahil f üruğ ve eĢten her birine isabet eden
miras hisselerine 89.623 YTL, füruğ bulunmaması halinde eĢe isabet eden
miras hissesinde 179.352 YTL olarak belirlendi.
Ġvazsız olarak bağıĢ ve hibe Ģeklindeki intikallerde istisna tutarı 2.068
YTL oldu. Ana, baba, eĢ ve çocuklardan ivazsız mal intikali halinde tarifedeki
oranların yarısı uygulanır.
9. Tecil faizi oranı aylık (AATUHK md. 48)
10.07.1998-24.01.2000 arası
%8
25.01.2000-20.12.2000 arası
%4
2.12.2000-30.03.2001 arası
%3
31.03.2001‟den itibaren
%6
02.02.2002‟den itibaren
%5
12.11.2003‟den itibaren
%3
04.03.2005‟den itibaren
% 2,5
28.04.2006‟ dan itibaren
%2
10. Gecikme zammı, gec ikme faizi ve piĢma nlık zammı ora nı aylık
(AATUHK Mad.51, VUK Ma d.112)
09.07.1998-20.01.2000 arası
% 12
21.01.2000-01.12.2000 arası
%6
02.12.2000–28.03.2001 arası
%5
29,03,2001‟den itibaren
% 10
31.01.2002 „den itibaren
%7
12.11.2003 ‟den itibaren
%4
02.03.2005‟den itibaren
%3
21.04.2006‟ dan itibaren
% 2,5
125
11. Konut kiralarında istisna tuta rı
2006 yılı
2007 yılı
2.200,00 YTL
2.300,00 YTL
12- Yatırım indirimi uygulamasında enaz maliyet bede li tutarı
2004 yılı için
2005 “ “
6.000,00 YTL (KDV hariç)
10.000,00 YTL (KDV hariç)
13. Ek Mali Tabloları Düzenleme Zorunluluğu (10 Seri Nolu
Muhasebe Sistemi Uygulama Tebliği) :
YILLAR
Aktif Toplamı
Net SatıĢla r
2004 yılı için
6.265.242,00
13.922.682,00
2005 “ “
6.879.200,00
15.287.800,00
2006 “ “
7.415.800,00
16.479.500,00
* Belirtilen tutarları aşan firmaların ek mali tabloları doldurmaları zorunludur.
14. Beyanname ve bazı belgelerde damga vergisi:
2006
Açıklama
2007
Oran
YTL
(Binde)
Oran
YTL
(Binde)
Kurumlar Vergisi Beyannamesi
26,30
-
28,30
-
Gelir Vergisi Beyannamesi
19,70
-
21,20
-
Muhtasar Beyanname
13,10
-
14,10
-
Katma Değer Vergisi Beyannamesi
13,10
-
14,10
-
Belediyelere Verilen Beyannameler
9,80
-
10,50
-
SSK Prim Bildirgeleri
9,80
-
10,50
-
13,10
-
14,10
-
26,30
-
28,30
-
15,30
-
16,40
-
Gelir Tablosu (Kar/Zarar Cetveli)
7,60
-
8,10
-
İşletme Hesabı Özeti (Hülasası)
7,60
-
8,10
-
Ücretlerde
-
6.0
-
6.0
Avanslarda
-
7,5
-
7,5
-
7,5
-
7,5
-
7,5
-
7,5
-
1,5
-
1,5
-
7,5
-
7,5
-
4,5
-
4,5
Diğer Beyannameler(D.V.Bey. Hariç)
Gümrük İdaresine Verilen
Beyannameler
Bilançolar
Resmi Dairelere Verilen Makbuz ve İbra
Senetlerinde
Sözleşmeler, Taahhütnameler ve
Temliknameler (Belli parayı ihtiva
edenler)
Kira sözleşmeleri
Kefalet, Teminat ve Rehin Senetleri (Belli
parayı ihtiva edenler
Akreditif ve Kredi Mektupları
126
2006
Açıklama
Oran
YTL
İhale Kararları
2007
(Binde)
-
Oran
YTL
4,5
(Binde)
-
4,5
15. Ge lir vergisi tev kifat ora nla rı (01. 01.2007’ de n itibare n)
1.Serbest meslek ödemelerinde
%20
2.Yıllara yaygın inĢaat ve onarım iĢlerinde ödenen istihkak bedelleri üzerinden
%3
3.Kira ödemelerinden -iĢyeri kirası- (01.01.2004‟ten itibaren)
%20
Vakıflar ve Derneklere ait gayrimenkullerin kiralanması karĢılığında yap. Öd.
%20
Kooperatif lere ait gayrimenkullerin kira ödemelerinde
%20
4.Çiftçilerden satın alınan zirai mahsuller için yapılan ödemelerden;
a) Hayvanlar ve bunların mahsulleri ile kara ve su avcılığı mahsulleri için;
i) Ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın alınanlar için
%1
ii) (i) alt bendi dıĢında kalanlar için
%2
b) Diğer zirai mahsuller için:
i) Ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın alınanlar için
%2
ii) i) alt bendi dıĢında kalanlar için
%4
5.Esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları için gider pusulası
karĢılığında yapılan ödemelerden:
a) Hurda mal alımları için
%2
b)Mal alımları için
%5
c)Hizmet alımları (mal ve hizmet bedelinin ayrılmaması hali de bu
%10
kapsamdadır.
6.Yararlanılan yatırım indirimi istisnası stopajı (24.04.2003 tarihinden önce
alınmıĢ belgeler için)
7.Gayrimenkul ve iĢtirak hissesi satıĢ karının sermayeye ilavesi istisna stopajı
(24.04.2003 tarihinden itibaren)
8. Kar dağıtımında (Özel durumlar hariç)
Vergiden Müstesna Gündelik Tuta rı
Brüt Ay lığı
(YTL)
1.044,48 YTL ve fazla ise
33,00
1.036,02 YTL ile 1.044,47 YTL
28,00
arası
932,65
YTL ile
1.036,01
YTL
25,00
arası
801,10 YTL ile 932,64 YTL arası
22,50
641,11 YTL ile 801,09 YTL arası
20,00
641,10 YTL ve daha aĢağısı
19,00
127
%0
%15
16. Vergide n müstesna yurtiçi ha rcırah tutarı
Seyahate Gidenin
%19,8
17. Vergide n müstesna yurtdıĢı harc ıra h gündeliklerini gösterir ta blo
Brüt Ücret
Gidilen Ülke
A.B.D. Doları
1.044,48 ve
1.036,02 –
Yukarısı
1.044,47 Arası
909, 16 –
1.036,01
Arası
641, 11- 909,15
641, 10
Arası
ve AĢağısı
163
127
102
98
82
149
117
94
90
76
252
198
158
152
128
153
120
96
92
78
141
111
88
85
72
1.129
884
707
680
572
139
109
87
84
70
141
111
88
85
72
144
113
90
87
74
106
83
67
64
54
Ġrlanda (Euro)
138
108
86
83
70
Ġspanya (Euro)
138
108
86
83
70
1.273
997
798
767
644
266
208
166
160
134
138
108
86
83
70
30.490
23.930
19.160
18.350
15.450
224
176
140
135
114
45
35
28
27
22
141
111
88
85
72
1.096
858
686
660
554
138
108
86
83
70
Almanya
(Euro)
Avustralya
(Avustralya
Doları)
Avusturya
(Euro)
Belçika (Euro)
Danimarka
(Danimarka
Kronu)
Finlandiya
(Euro)
Fransa (Euro)
Hollanda
(Euro)
Ġngiltere
(Sterlin)
Ġsveç (Ġsveç
Kronu)
Ġsviçre (Ġsviçre
Frangı)
Ġtalya (Euro)
Japonya
(Japon Yeni)
Kanada
(Kanada
Doları)
K.K.T.C. (YTL)
Kuveyt (Kuveyt
Dinarı)
Lüksemburg
(Euro)
Norveç (Norveç
Kronu)
Portekiz (Euro)
72
128
Brüt Ücret
Gidilen Ülke
909, 16 –
1.044,48 ve
1.036,02 –
Yukarısı
1.044,47 Arası
1.036,01
641, 11- 909,15
641, 10
Arası
ve AĢağısı
Arası
Suudi
Arabistan
556
436
348
335
282
138
108
86
35
70
141
111
88
85
72
(Riyali)
Yunanistan
(Euro)
Diğer Ülkeler
(A.B.D. Doları)
Not: Özel kesimde çalışanların ücret tutarları yüksek olduğundan harcırah olarak
genelde I nci sütuna göre hesaplama yapılacaktır. Harcırahlar vergiden istisna
olarak on gün için %50 zamlı hesaplanıp ödenebilir.
1) Aylık ücret tutarlarına göre belirlenen gündelik tutarının vergiden
istisna edilen tutarı aşmadığı hallerde bu ödemelerden sadece
damga vergisi kesintisi yapılacaktır. İstisna tutarı aşan gündelik
ödendiği durumda aşan kısım, ücretlinin içinde bulunduğu gelir
dilimine karşılık gelen vergi oranı ve damga vergisi dikkate alınarak
brütleştirilmek suretiyle gelir vergisi kesintisine tabi tutula caktır.
2) Yurt dışı gündeliklerin YTL cinsinden tahakkuku, yabancı paranın T.C.
Merkez Bankasınca ilan edilen döviz satış kuru esas alınarak
yapılmalıdır.
3) Yurt dışı seyahatin ilk 10 günü için vergiden istisna gündelik tutarı % 50
zamlı olarak hesaplanacaktır.
4) Birden fazla ülkeyi kapsayan seyahatlerde, her ülke için ilgili olduğu
gündelik tutarı kalış süresiyle orantılı olarak dikkate alınmalıdır.
5) Yurt dışında yatacak yer için ödenen ve b elgelendirilen giderlerin,
vergiden istisna edilen gündelik tutarının % 40’ını aşması halinde, aşan
kısmın
%
70’inin
ayrıca
vergiden
istisna
edilerek
ödenmesi
mümkündür.
6) Gündelik verilen personelin yurt içi ve yurt dışı seyahati ile ilgili yemek
ve konaklama giderleri ayrıca belge karşılığında kendisine ödeniyor
ve bu belgeler gider veya maliyet olarak dikkate alınıyorsa, ödenen
gündelik
tutarının
tamamının
vergilendirilmesi gerekir.
129
brütleştirilerek
ücret
olarak
18. T.C. Merkez Bankası iskonto ve avans ora nla rı
Merkez Bankası'nca vadesine en çok üç ay kalan senetler ka rşılığında
açılan krediler için 01.01.1990 tarihinden beri iki ayrı faiz oranı tesbit edilmekte
olup, yıllık faiz oranları devreler itibariyle aşağıda gösterilmiştir. (Alacak ve borç
senetleri reeskontu için)
İskonto
A vans Oranı (% )
Oranı (% )
(Reeskont İçin)
15.06. 2004 den itibaren
38
42
13.01. 2005 den itibaren
32
35
25.05. 2005 den itibaren
28
30
20.12. 2005 den itibaren
23
25
20.12. 2006 dan itibaren
27
29
Dönemi
19. Geçici vergi oranları
Kurumlar Vergisi Mükellefleri Ġçin
%20
Gelir Vergisi Mükellefleri Ġçin
%15
20. Ge lir vergisi tarifesi (G.V. K. 103 madde):
7.000,00 YTL‟ye kadar
15%
18.000,00 YTL‟nin 7.000 YTL‟si için 1.050 YTL, fazlası
20%
40.000,00 YTL‟nin 18.000 YTL‟si için 3.250 YTL, fazlası
27%
40.000,00 YTL‟den fazlasının 40.000 YTL‟si için 9.190 YTL, fazlası
35%
01.01.2007’de n itibare n
7.500,00 YTL‟ye kadar
15%
19.000,00 YTL‟nin 7.500 YTL‟si için 1.125 YTL, fazlası
20%
43.000,00 YTL‟nin 19.000 YTL‟si için 3.425 YTL, fazlası
27%
43.000,00 YTL‟den fazlasının 43.000 YTL‟si iç in 9.905 YTL, fazlası
35%
130
21. Ġhbar tazminatı hakkı (ĠĢ Ka nunu 17.madde )
Bildirim
Süresi
2 hafta
Ġhba r
Tazminatı
2 haftalık ücret
4 hafta
4 haftalık ücret
süresi 1,5 yıldan 3 yıla kadar sürmüĢ iĢçi için 6 hafta
süresi 3 yıldan fazla sürmüĢ iĢçi için
8 hafta
6 haftalık ücret
8 haftalık ücret
ÇalıĢma Süresi
Hizmet
Hizmet
için
Hizmet
Hizmet
süresi 6 aydan az sürmüĢ iĢçi için
Süresi 6 aydan 1,5 yıla kadar sürmüĢ iĢçi
22. Ġzin hakkı (ĠĢ Kanunu Md. 53)
Hizmet Süresi
Ġzin Ha kkı(*)
1-5 yıl arası(5 yıl dahil)
14 gün
5-15 yıl arası (15 yıl dahil)
20 gün
15 yıl ve fazla
26 gün
(*)18 yaĢından küçük ve 50 yaĢından büyük iĢçiler için 20 günden az olamaz.
23. Y ıllar itibariyle 31 Aralık döviz alıĢ USD ve EURO kurla rı
Yıllar
Dolar (ABD)
Euro
2002
1.634.501
1.703.477
2003
1.395.835
1.745.072
2004
1.342.100
1.826.800
2005
1,3418
1,5875
2006
1,4056
1,8515
24. 2006 Yılı Geçici Ve rgi Dönemle ri Ġtiba riyle Efektif AlıĢ Ve Döviz
AlıĢ Kurları
31.03.2006
30.06.2006
30.09.2006
31.12.2006
Dövizin
Efe ktif
Döviz
Efe ktif
Döviz
Efe ktif
Döviz
Efe ktif
Döviz
Cinsi
AlıĢ
AlıĢ
AlıĢ
AlıĢ
AlıĢ
AlıĢ
AlıĢ
AlıĢ
1 USD
1,3418
1,3427
1,6018
1,6029
1,4961
1,4971
1,4056
1,4046
1 EUR
1,6200
1,6289
2,0081
2,0095
1,8951
1,8964
1,8515
1,8502
1 GBP
2,3326
2,3342
2,9046
2,9066
2,7945
2,7965
2,7569
2,7550
131
25. Ye nide n değerleme ora nla rı
Yıllar
Oran %
Yıllar
Oran %
Yıllar
Oran %
1984
37,5 1996
72,8 2006/1
0,39
1985
35,9 1997
80,4 2006/2
2,15
1986
21,7 1998
77,8 2006/3
5,55
1987
29,1 1999
52,1 2006/4
7,80
1988
63,2 2000
56,0
1989
70,4 2001
53,2
1990
55,5 2002
59,0
1991
54,1 2003
28,5
1992
61,5 2004
11,2
1993
58,4 2005
9,80
1994
107,6 2006
7,80
1995
99,5
26. Aylık TEFE, TÜFE ve ÜFE ORANLARI
(2005 ve 2006 için % )
Aylar
TEFE
TÜFE
ÜFE
ġubat/2005
- 0,02
0,02
0,11
Mart/2005
2,10
0,26
1,26
Nisan/2005
2,20
0,71
1,21
Mayıs/2005
-0,32
0,92
0,20
Haziran/2005
0,34
0,10
- 0,48
Temmuz/2005
-0,25
0,57
-0,74
Ağustos/2005
1,73
0,85
1,04
Eylül/2005
1,65
1,02
0,78
Ekim/2005
0,66
1,79
0,68
Kasım/2005
-2,26
1,40
-0,95
Aralık/2005
-0,22
0,42
-0,04
Ocak/2006
1,96
0,75
1,96
ġubat/2006
0,26
0,22
0,26
Mart/2006
0,25
0,27
0,25
Nisan/2006
1,94
1,34
1,94
Mayıs/2006
2,77
1,88
2,77
Haziran/2006
4,02
0,34
4,02
Temmuz/2006
0,86
0,85
0,86
Ağustos/2006
-0,75
-0,44
-0,75
Eylül/2006
-0,23
1,29
-0,23
132
Aylar
TEFE
TÜFE
ÜFE
Ekim/2006
0,45
1,27
0,45
Kasım/2006
-0,29
1,29
-0,29
Aralık/2006
-0,12
0,23
-0,12
27. Y ıllara göre e nflasyon
Yıl
Toptan EĢya Fiyatla rı (%)
Tüketici Fiyatla rı (% )
2002
30,8
29,7
2003
13,9
18,4
2004
13,8
9,3
2005
4,54
7,72
2006
11,58
9,65
28. Sanayi ve hizmet sektöründe asga ri üc retin seyri
Tarih
Tutar (Y TL)
ArtıĢ %
01.08.1998
47,84
34,90
01.01.1999
78,07
63,20
01.01.2000
109,80
40,60
01.07.2000
118,80
8,10
01.01.2001
139,95
17,90
01.07.2001
146,94
5,00
01.08.2001
167,94
14,20
01.01.2002
222,00
32,60
01.07.2002
250,87
13,00
01.01.2003
306,00
21,90
01.01.2004
423,00
38,20
01.07.2004
444,15
5,00
01.01.2005
488,70
10,03
01.01.2006
531,00
8,65
01.01.2007
562,50
5,87
29. S.S.K. Prim oranları
Sigorta Kolu
ĠĢç i
ĠĢvere n
Toplam
Payı
Payı (%)
(%)
(%)
ĠĢ kazası ve meslek hastalıkları sigortası
-
1,5-7
1,5-7
Analık Sigortası
-
1
1
Hastalık Sigortası
5
6
11
2
2
4
Hastalık sigortası (Aday, çırak ve öğrenciler
için)
133
Sigorta Kolu
ĠĢç i
ĠĢvere n
Toplam
Payı
Payı (%)
(%)
9
11
20
9
13
22
7,5
22,5
30
1
2
4(*)
(%)
Malulluk, YaĢlılık ve ölüm sigortası
Malulluk, YaĢlılık ve Ölüm Sigortası
(Yeraltı Maden ĠĢyerlerinde ÇalıĢanlar Ġçin)
Sosyal Güvenlik Destek Primi
ĠĢsizlik sigortası kesintisi
(*) Toplamın içinde %1 ĠĢsizlik sigortası devlet payıdır.
30. G.V.K. md. 76'a göre 2006 y ılı me nkul se rmaye
iratlarına uygulanacak indirim (de flatör) oranı ve istisna tuta rı:
Ġndirim Oranı
Ġstisna Tutarı (YTL)
46,5%
191.089,20
31. SM veya SMMM tarafından imzalanacak beyannamel er
2006
2007
Net SatıĢlara Göre
6.588.000 YTL‟yi aĢmayanlar
7.102.000 YTL‟yi aĢmayanlar
Aktif Toplamına
3.294.000 YTL‟yi aĢmayanlar
3.551.000 YTL‟yi aĢmayanlar
Göre
Yukarıda
yer
alan
tutarlardan
herhangi
birini
aĢan
mükellefler
beyannamelerini
SM ve SMMM‟lere imzalat mak zorunda değildir. Ġstenirse
tam tasdik kapsamındadır.
32. Bilanço Hesabı Esasına Göre De fter Tutma Ha dle ri (VUK Md.177)
Yıllık
ĠĢ Hasılatının BeĢ
Yıllık AlıĢların
SatıĢla rın
Gayrisafi ĠĢ
Katı ile Yıllık
Yıl
Tutarı
Tutarı
Hasılatı
Sat.Tut. Top.
2006
96.000
130.000
52.000
96.000
2007
100.000
140.000
56.000
100.000
33. Basit usule tabi olmanın şartları
a) Kira gelirle ri yönünde n (GVK md. 47)
BüyükĢehir Belediyelerde
Diğer Yörelerde
2006 Yılı Ġçin yıllık
3.500,00 YTL
2007 Yılı Ġçin yıllık
3.700,00 YTL
2006 Yılı Ġçin Yıllık
2.500,00 YTL
2007 Yılı Ġçin Yıllık
2.600,00 YTL
134
b) AlıĢ-satıĢ tutarları yönünden (GVK md. 48)
Yıllar
Satış
AlıĢ
ĠĢ Hasılatı
ĠĢ Hasılatı-SatıĢ
2006
50.000 YTL
72.000 YTL
25.000 YTL
50.000 YTL
2007
53.000 YTL
77.000 YTL
26.000 YTL
53.000 YTL
Not: Basit Usule tabi olmak için bu hadlerin aĢılmaması gerekir.
34. a) Ge nel usulsüzlük cezala rı
2006
2007
Birinc i
Birinc i
Birinc i
Ġkinc i
De rece
De rece
De rece
De rece
Usulsüzlükler Usulsüzlükler Usulsüzlükler Usulsüzlükler
1- Sermaye
Ģirketleri için
(YTL)
(YTL)
(YTL)
(YTL)
70,00
40,00
75,00
43,00
46,00
23,00
49,00
24,00
23,00
11,80
24,00
12,70
11,80
6,00
12,70
6,40
6,00
2,90
6,40
3,00
2- Sermaye
Ģirketleri
dıĢında
kalan I. sınıf
tüccarlar ve
serbest
meslek
erbabı için
3- II. Sınıf
tüccarlar
Için
4Yukarıdakiler
dıĢında kalıp
beyanname
usulüyle
gelir
vergisine
tabi olanlar
için
5- Kazancı
basit usulde
tespit
edilenler için
135
2006
2007
Birinc i
Birinc i
Birinc i
Ġkinc i
De rece
De rece
De rece
De rece
Usulsüzlükler Usulsüzlükler Usulsüzlükler Usulsüzlükler
(YTL)
(YTL)
(YTL)
(YTL)
2,90
1,60
3,00
1,70
6- Gelir
vergisinden
muaf esnaf
için
b)
Özel usulsüzlük cezaları
2006
2007
Belgeye eksik yazılan
- Fatura, gider pusulası,
müstahsil makbuzu ile serbest
meslek makbuzu
düzenlenmemesi veya eksik
tutarlı düzenlenme-si, alınması
gerektiği halde alınmaması (VUK
md. 353/1)
tutarların
Belgeye eksik yazılan
% 10‟u (asgari ceza
tutarların
tutarı 129,00
% 10‟u (asgari ceza tutarı
YTL‟dir.)
139,00 YTL‟dir.)
- (Bir takvim yılı
- (Bir takvim yılı içinde her
içinde her bir belge
bir belge nevine iliĢkin
nevine iliĢkin olarak
olarak kesilecek toplam ceza
kesilecek toplam ceza
64.000,00 YTL)
60.000,00 YTL)
- 03.08.2004 tarihinden itibaren
8.000.- YTL aĢan tahsilat ve
ödemelerini banka, benzeri
finans kurumları veya posta
idarelerince düzenlenen
belgelerle tevsik et me
zorunluluğuna uymayan
mükelleflerden (VUK Mük. Md.
355)
(Her birine, her bir
iĢlem için, bu
(Her birine, her bir iĢlem
maddeye göre
için, bu maddeye göre
uygulanan maktu
uygulanan maktu cezalardan
cezalardan az
az olmamak üzere iĢleme
olmamak üzere
konu tutarın )
iĢleme konu tutarın )
% 5‟i
% 5‟i
- Perakende satıĢ fiĢi, yazarkasa
fiĢi, giriĢ ve yolcu taĢıma fiĢi,
sevk irsaliyesi, taĢıma irsaliyesi,
yolcu listesi, günlük müĢteri
listesi düzenle- meme,
bulundurmama ve gerçeğe aykırı
bir Ģekilde düzenleme (VUK md.
129,00 YTL
139,00 YTL
(Her bir belge için
(Her bir belge için her
her tespitte 6.000,00
tespitte 6.400,00 YTL bir
YTL bir takvim yılında takvim yılında 64.000,00
60.000,00 YTL)
YTL)
353/2)
- Günü gününe kayıt zorunluluğu
olan defterlerin iĢyerinde
129,00YTL
bulundurulmaması, vergi levhası
asılmaması (VUK md. 353/4
136
139,00YTL
2006
2007
1.1.2005‟ten itibaren 342 Nolu
VUK GT)
- Tek düzen muhasebe planına
uyulmaması (VUK md. 353/6)
2.900,00 YTL
3.000,00 YTL
150,00 YTL
160,00 YTL
460,00 YTL
490,00 YTL
600,00 YTL
640,00 YTL
460,00 YTL
490,00 YTL
1.290,00 YTL
1.390,00 YTL
600,00 YTL
640,00 YTL
290,00 YTL
300,00 YTL
- VUK md. 8/5‟de düzenlenen
tek vergi numarası ile ilgili
mecburiyetlere uyulmaması
(VUK md. 353/7)
- Belge basım ile ilgili bildirim
görevini yerine getirmeyen
matbaa iĢlet mecilerine (VUK md.
353/8)
- Vergi kimlik numarası ile ilgili
bildirim ve ödevleri yerine
getirmeyenlere (VUK md. 353/9)
- VUK 127/d gereğince ikaza
rağmen durmayan aracın sahibi
adına (VUK md. 353/10)
- Bilgi vermekten çekinenler ile
VUK 256, 257 ve mük. 257 nci
maddeleri hükümlerine
uymayanlar (VUK Mük. Md. 355)
1. sınıf tacirler ile serbest meslek
erbabı hakkında
2. sınıf tacirler, defter tutan
çiftçiler ile basit usul mükellefleri
hakkında
Yukarıdakiler dıĢında kalanlar
hakkında (342 No.lu VUK GT)
35. Emlak vergisi oranları (EVK Md. 8, 18)
BüyükĢehir Bele diye
Sınırla rı Ġç in
Diğer
a) Binalarda (Meskenlerde)
Binde 2
Binde 1
b) Binalarda (Diğerlerinde)
Binde 4
Binde 2
c) Arsalarda
Binde 6
Binde 3
d) Arazilerde
Binde 2
Binde 1
137
36. 50 ve daha fazla iĢç i çalıĢtırıla n iĢyerlerinde istihdamı zorunlu
olan kiĢile rin oranı (Toplam ora n % 6) (*)
2005 (**)
2006
Özürlü ĠĢçi
%3
%3
Eski Hükümlü
%1
%1
Terör Mağduru
%1
%2
(*)Bu oranlara aykırı davranan iĢveren veya iĢveren vekili çalıĢtırmadığı her
özürlü ve eski hükümlü ve çalıĢtırmadığı her ay için (2006 yılında 1.176,72
YTL) 2007 yılında 1.266,00 YTL idari para cezası ile cezalandırılır.
(**)2005 yılı için kala n yüzde birlik oran özürlü ve eski hükümlü çalıĢtırma
yönünde kullanılır. Ayrıca 50 ve daha fazla iĢçi çalıĢtırılan iĢyerlerinde 1 iĢyeri
doktoru çalıĢtırılması zorunludur.
37. ÇalıĢanlara çeĢitli adla rla yapılan ödeme lerde sigorta primi, ge lir
vergisi ve damga vergisi kesintile ri
ÖDEMENĠN TÜRÜ
Asıl Ücret
Askerlik Yardımı
Aile Yardımı
Ayakkabı Bedeli
Bayram Yardımı ve
harçlığı
Çıkan iĢçiye öd.
(Kullanmadığı Yıllık Ġzinler
Ġçin)
Eğitim Öğretim Yardımı
Elbise DikiĢ Bedeli
Fazla Mesai
Giyecek Yardımı (Nakdi)
Huzur Hakkı
Ġkramiye
Ġzin Harçlığı
Ġdareci Primi
Ġstirahat Yard. (ĠĢverence
ödenen)
Kıdem Zammı
Konut Yardımı (Nakdi)
Kardan Hisse Ücret
Komisyon ġeklinde
Ödenen Ücret
Primler
SatıĢ Primi
TaĢıt (Nakdi)
Temettü Ġkramiyesi
Toplu SözleĢme Zam
Farkları
Tabii Afet Yardımı
TeĢvik Ġkramiyesi
SSK KESĠNTĠSĠ
SSK tavanı var
Var
GELĠR
VERGĠSĠ
Var
Var
DAMGA VERGĠSĠ
Var
Var
Belli miktarı aĢan kısma
var. (47,00 YTL)
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Yok
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
138
SSK KESĠNTĠSĠ
GELĠR
VERGĠSĠ
DAMGA VERGĠSĠ
Yemek (Nakdi)
Belli miktarı aĢan kısma
var
Var
Var
Yıllık Ġzin Ücreti
ĠĢ Kazaları ile Meslek
Has. Primi Yok
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Var
Belli miktarı
aĢan kısma var.
Var
ÖDEMENĠN TÜRÜ
Yıpranma Tazminatı
YılbaĢı ikramiyesi
Yakacak (Nakdi)
Çocuk Yardımı
Belli miktarı aĢan kısma
var.
Ġhbar Tazminatı
Yok
Doğum Yardımı
Yok
Evlenme Yardımı
Yok
Yolluk
Yok
Yemek (Ayni - Ticket,
Sodexo vb. ile)
Yok
Var
Belli mik.
aĢan kısma
var(2 Brüt
Ücret)
Belli miktarı
aĢan kısma var
(2 Brüt Ücret)
Belli mik.
aĢan kıs.var
Belli tutarı aĢan
kısma var (Fiili
çalıĢılan gün
sayısı 8,80 YTL
KDV hariç)
Var
Var
Yok
Var
Var
Yok
(Devlet KarĢılıyor)
Yok
Yok
Giyecek Yardımı (Ayni)
Yok
Var
Var
Ġstirahat Yard. (SSK‟ca
ĠĢçiye.öd.)
Yok
Var (Kesintiyi
SSK yapar)
Var (Kesintiyi SSK
yapar)
Kasa Tazminatı
Konut Yardımı (Ayni)
Sağlık Yardımı (Ayni)
Yakacak (Ayni)
Stajyer Yardımı
TaĢıt (Servis)
Yemek (Ayni) ĠĢyerinde
Avanslar (Geri Ödemeli)
Kıdem Tazminatı
Ölüm Yardımı
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
Var
GVK m.33/9
Var
Var
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
Yok
Var
Var
Var
Var
Yok
Yok
Yok
Var
Var
Var
Çıraklık Ücreti
139
38. V.U.K.’ nun 340, 346, 357 ve 367 sayılı Genel Tebliğle ri uyarınca;
*
Ticari,
zirai
ve
mesleki faaliyetlerinden
dolayı
gerçek usulde
vergilendirilen Gelir Vergisi mükelleflerinden; 31.12.2006 tarihi itibariyle aktif
toplamı 50.000 Yeni Türk Lirasını veya 2006 takvim yılına ait ciroları toplamı
100.000 Yeni Türk Lirasını aĢanlar (adi ortaklıklarda belirtilen bu hadler her
bir ortak bakımından ayrı ayrı dikkate alınacaktır.) Yıllık Gelir Vergisi
Beyannamesini ve Geçici Vergi Beyannamelerini,
* Kurumlar Vergisi mükellefleri ise hiçbir hadle sınırlı olmaksızın
Kurumlar Vergisi Beyannamesini ve Geçici Vergi Beyannamelerini
elektronik ortamda göndermek zorundadırlar.
39. 06.08.2003’den itiba ren SSK’ya göre uygula nacak idari para
cezaları
ĠĢyeri Bildirgesinin Yasal Süresi Ġç inde Kuruma Verilmemesi Halinde
-Bilanço Esasına Göre Defter Tutmakla Yükümlü Olanlara
3 aylık asgari ücret
-Bilanço Esası DıĢında Defter Tutmakla Yükümlü Olanlara
2 aylık asgari ücret
-Defter Tutmakla Yükümlü Olmayanlara
1 aylık asgari ücret
Sigortalı
ĠĢe
GiriĢ
Bildirgesinin Yasal Süresi
Ġçinde
Kuruma
1 aylık asgari ücret
ÇalıĢma Ġzni Olmayan Sigortalının ĠĢe GiriĢ Bildirgesinin Yasal
2 aylık asgari ücret
Verilmemesi
Süresi Ġçinde Kuruma Verilmemesi
Belgelerin
Hiç
Verilmemesi
Halinde,
Sigortalı
Sayısına
3 aylık asgari ücret
Bakılmaksızın
Dört Aylık Sigorta Primleri Bordrosunun ĠĢyerine Asılmaması
2 aylık asgari ücret
Sosyal Güvenlik Destek Primi Bordrosunun ĠĢyerine Asılmaması
2 aylık asgari ücret
Muayene Ġçin Verilmesi Gereken Belgenin Verilmemesi
1 aylık asgari ücret
ĠĢyeri Kayıtlarının Kurumca Yapılaca k Yazılı Ġhta ra Rağmen 15 Gün Ġç inde Ġbraz
Edilmemesi Halinde:
-Bilanço Esasına Göre Defter Tutmakla Yükümlü Olanlara
12 aylık asgari
ücret
-Bilanço Esası DıĢında Defter Tutmakla Yükümlü Olanlara
6 aylık asgari ücret
-Defter Tutmakla Yükümlü Olmayanlara
3 aylık asgari ücret
40. De ğer ArtıĢ Kazanç larında Ġstisna Tutarı
2006
6.000,00 YTL
2007
6.400,00 YTL
140
41. Arızi Kazançlarında Ġstisna Tutarı
2006
14.000,00 YTL
2007
15.000,00 YTL
Tev kifat Oranlarına Göre Netten Brüt Tuta r Hesaplama Ge nel Formülü
Brüt Tutar= Net Tutar/(1-Tevkifat Oranı)
Tev kifat Oranı
Net Tuta r
Brüt Tutar
Net Tuta rda n B rüt Tutarı
Hesaplama Formülü
1%
100,00
101,01
=Net Tutar/0,99
2%
100,00
102,04
=Net Tutar/0,98
5%
100,00
105,26
=Net Tutar/0,95
10%
100,00
111,11
=Net Tutar/0,90
20%
100,00
125,00
=Net Tutar/0,80
Nisan/2007 Vergi ve Yasal Y ükümlülükler Ta kvimi
02.04.2007
ġubat 2007 Dönemine Ait HaberleĢme Vergisinin Beyanı ve
Ödemesi
02.04.2007
2006 Yılına Ait Envanter Defterinin KapanıĢ Tasdiki
02.04.2007
Bağ- Kur Sigortalılarının Mart 2007 Sigorta Primi Ve Sağlık Sigorta
Primlerinin Ödenmesi
02.04.2007
2006 Yılına ĠliĢkin Yıllık Gelir Vergisinin 1. Taksit Ödemesi
02.04.2007
SSK (ġubat 2007) Sigorta Primlerinin Ödenmesi
09.04.2007
10.04.2007
10.04.2007
Mart 2007 Dönemi Çeklere Ait Değerli Kağıtlar Vergisi Bildirimi ve
Ödenmesi
16-31 Mart Dönemine Ait Petrol ve Doğalgaz Ürünlerine ĠliĢkin Özel
Tüketim Vergisi Beyanı ve Ödenmesi
16-31 Mart 2007 Dönemine Ait Noterlerce Yap. Makbuz KarĢılığı
Öde. Ait Bildirimlerin Verilmesi ve Ödenmesi
16.04.2007
Mart 2007 Dönemine Ait BSMV Beyanı ve Ödenmesi
16.04.2007
Mart 2007 KKDF Kesintilerinin Bildirimi ve Ödenmesi
16.04.2007
Mart 2007 Dönemine Ait Özel ĠletiĢim Vergisi Beyanı ve Ödenmesi
16.04.2007
16.04.2007
16.04.2007
Mart 2007 Dönemine Ait Motorlu TaĢıt Araçlarına ĠliĢkin Özel
Tüketim Vergisi Beyanı ve Ödenmesi
Mart 2007 Dönemine Ait Dayanıklı Tüketim ve Diğer Mallara ĠliĢkin
Özel Tüketim Vergisi Beyanı ve Ödenmesi
Mart 2007 Dönemine Ait Kolalı Gazoz, Alkollü Ġçecekler ve Tütün
Mamullerine ĠliĢkin Özel Tüketim Vergisi Beyanı ve Ödenmesi
20.04.2007
Mart 2007 Dönemine Ait Kat ma Değer Vergisi Beyanı
20.04.2007
Mart 2007 Dönemine Ait Belediyeye Ödenecek Vergilerin
141
Nisan/2007 Vergi ve Yasal Y ükümlülükler Ta kvimi
(HaberleĢme Vergisi Hariç) Ġlan ve Vergisinin Beyanı ve Ödenmesi
20.04.2007
20.04.2007
Mart 2007 Dönemine Ait YarıĢma ve ÇekiliĢlerle Futbol
Müsabakalarına ve At YarıĢlarına Ait MüĢterek Bahislerle Ġlgili
Ġntikal Vergisinin Beyanı ve Ödenmesi
Mart 2007 Dönemine Ait Ġstihkaktan Kesinti Suretiyle Tahsil Edilen
Damga Vergisi ile Sürekli Mükellef iyeti Bulunanlar Ġçin Makbuz
KarĢılığı Ödenmesi Gereken Damga Vergisinin Beyanı
20.04.2007
Mart 2007 Dönemine Ait Kurumlar Vergisi Stopajının Beyanı
20.04.2007
Mart 2007Dönemine Ait Gelir Vergisi Stopajının ve Damga
Vergisinin Muhtasar Beyanname ile Beyanı
20.04.2007
Mart 2007 Dönemine Ait ġans Oyunları Vergisi Beyanı ve Ödenmesi
25.04.2007
2006 Yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesinin Verilmesi
25.04.2007
25.04.2007
26.04.2007
26.04.2007
1-15 Nisan Dönemine Ait Petrol ve Doğalgaz Ürünlerine ĠliĢkin Özel
Tüketim Vergisi Beyanı ve Ödenmesi
1-15 Nisan 2007 Dönemine Ait Noterlerce Yap. Makbuz KarĢılığı
Öde. Ait Bildirimlerin Verilmesi ve Ödenmesi
Mart 2007 Dönemine Ait Ġstihkaktan Kesinti Suretiyle Tahsil Edilen
Damga Vergisi ile Sürekli Mükellef iyeti Bulunanlar Ġçin Makbuz
KarĢılığı Ödenmesi Gereken Damga Vergisinin Ödenmesi
Mart 2007 Dönemine Ait Muhtasar Beyanname ile Beyan Edilen
Gelir Vergisi Stopajının ve Damga Vergisinin Ödenmesi
26.04.2007
Mart 2007 Dönemine Ait Kat ma Değer Vergisi Ödenmesi
26.04.2007
Mart 2007 Dönemine Ait Kurumlar Vergisi Stopajının Ödenmesi
30.04.2007
Mart 2007 Dönemine Ait HaberleĢme Vergisinin Beyanı ve Ödemesi
30.04.2007
2006 Yılına ĠliĢkin Kurumlar Vergisi Ödemesi
30.04.2007
Bağ- Kur Sigortalılarının Nisan 2007 Sigorta Primi Ve Sağlık Sigorta
Primlerinin Ödenmesi
30.04.2007
SSK (Mart 2007) Sigorta Primlerinin Ödenmesi
142