131-142 Cerrahide Deri Anti 12 - Hastane Infeksiyonlari Dergisi
Transkript
131-142 Cerrahide Deri Anti 12 - Hastane Infeksiyonlari Dergisi
Hastane ‹nfeksiyonlar› Dergisi 1998; 2: 131-142 tan H as e f İn ek si yonları Cerrahide Deri Antisepsisi Dr. Atilla ENG‹N*, Dr. Osman KURUKAHVEC‹O⁄LU* * Gazi Üniversitesi T›p Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dal›, Ankara. ütün cerrahi giriflimler, kesi bölgesindeki derinin, steril bir cerrahi alan meydana getirmek için haz›rlanmas› ile bafllar. Ancak, uygulanan birçok dezenfeksiyon yöntemine karfl›n derinin bakteriyel sterilitesinin sa¤lanmas› mümkün olamamaktad›r. Preoperatif deri haz›rl›¤›ndan sonra kalan bakteriler kolonize olmakta, bazen de yara infeksiyonuna yol açmaktad›r. B Normal koflullarda deri floras›n› oluflturan bakteriler iki grupta incelenir. Deride ço¤al›p büyüyen, say› ve kompozisyon bak›m›ndan k›smen stabil olan mikroorganizmalara derinin sürekli flora bakterileri denir. Derinin sürekli flora bakterilerinin say›sal art›fl› d›fl kaynakl› bakterilerin eklenmesi ile de¤il, flora bakterilerinin ço¤almas› ile olur. Bu bakteriler stratum korneum tabakas› yüzeyinde ve epidermiste mikrokoloniler halinde yaflarlar. ‹kinci grup ise deri yüzeyinde serbest olarak bulunan ve d›fl kaynaklardan, kontamine olan bakterilerdir. Bunlara, derinin geçici kolonizasyon bakterileri veya nonkolonize flora denmektedir (1). DER‹ FLORASINI OLUfiTURAN M‹KROORGAN‹ZMALAR Staphylococcus aureus taraf›ndan derinin kolonizasyonuna karfl› do¤al direnç olmas›na ra¤men insanlar›n %20’sinin perinesinde bu mikroorganizma bulunur. Nazofarinksin veya normal derinin geçici kolonizasyon bakterileri olarak daha da s›k rastlan›r ve bazen normal sürekli deri floras›n›n %80’ini oluflturabilir. Kal›c› nazal tafl›y›c›l›k %20-40 oran›nda görülür ve bu da tekrarlayan infeksiyonlara ve bu mikroorganizman›n derinin sürekli flora bakterileri aras›na girmesine sebep olur (1). Özellikle koagülaz negatif stafilokoklar (KNS) normal floran›n en s›k rastlanan bakterisidir ve bu sebeple cerrahi insizyon bölgesinde Tablo 1. Derinin Floras›n› Meydana Getiren Bakteri Türleri. Micrococcaceae Micrococci Staphylococci Peptococcus Corynebacterium Propionibacteria Gram negatif çomaklar Mycoflora Pityrosporum Candida 131 Engin A, Kurukahvecio¤lu O. veya kateter uygulamas› sonras›nda infeksiyonlara sebep olmaktad›r. Staphylococcus epidermidis ise, daha çok vücudun proksimal k›s›mlar›nda bulunur ve derinin sürekli floras›ndaki stafilokoklar›n %50’sinden fazlas›n› oluflturur. Peptococcus saccharolyticus anaerobik bir stafilokok olup insanlar›n %20’sinin normal floras›nda bulunur. Klasik Corynebacterium türleri özellikle nemli intertriginöz bölgelerin normal floras›nda bulunurlar. JK grubu Coryneform bakteriler ise vankomisin hariç tüm antibiyotiklere karfl› direnç kazanm›fl mikroorganizmalard›r. Normal kiflilerin derisinde de bulunmalar›na ra¤men daha s›kl›kla ba¤›fl›kl›k sistemi bask›lanm›fl hastalarda rastlan›r. Özellikle intertriginöz bölgelerde kolonize olurlar ve hastanede yatan hastalar›n %35'inden fazlas›nda bulunurlar. Deride kolonize olan, antibiyotiklere duyarl› lipofilik Coryneform bakteriler ile antibiyotik dirençli JK bakterileri aras›nda say›sal olarak ters bir orant› bulunmaktad›r. JK bakteriler in vitro olarak vankomisine duyarl›d›r ancak sistemik vankomisin kullan›m› bu bakterilerin derideki ço¤almas›n› ne kontrol alt›na alabilmekte ne de önleyebilmektedir. Propionibacterium türleri ise spor formu olmayan normal florada en s›k rastlanan, gram pozitif, anaerob bakterilerdir ve k›l follikülleri ile ya¤ bezlerinde bulunurlar. Gram negatif çomaklar, derinin kuruma özelli¤inden dolay› deride daha nadir olarak bulunmaktad›rlar. Bu tür geçici kolonizasyon bakterileri deriye, gastrointestinal sistemden kontaminasyon yoluyla geçerler, burun gibi mukozal alanlarda ve aksilla gibi intertriginöz bölgelerde sürekli flora bakterilerini olufltururlar. Do¤ada yayg›n olarak ve popülasyonun %25’inde normal florada bulunan Acinetobacter türleri ise nonfermentatif, aerob, gram negatif çomaklard›r. Mantarlar, normal florada düzenli olarak bulunurlar, ancak ortam›n ›s›s›na ve nemine ba¤l› olarak bask›n hale geçebilirler. Bunlardan özellikle Candida türleri mukoz membranlarda %40 oran›nda, nadiren de deride bulunabilirler (Tablo 1)(2). Yukar›da belirtilen bakteriler, derinin geçici kolonizasyon bakterileri grubunda da yer alabil- Cerrahide Deri Antisepsisi mektedirler. Bu bakterilerin d›fl›nda, A grubu streptokoklar sa¤lam deri yüzeyinde h›zla öldüklerinden deride çok nadir kolonize olabilirler. NORMAL DER‹N‹N SÜREKL‹ FLORASINI DE⁄‹fiT‹REN FAKTÖRLER Derinin sürekli flora bakterileri genelde sabit kalmakla beraber, zaman zaman mikroorganizmalar›n say›lar› ve flora içindeki oranlar› kifliye, çevreye veya bakterilere ba¤l› faktörlerle de¤iflmektedir (Tablo 2). Is› ve nemdeki art›fl, bakteriyel kolonizasyonda art›fla ve floray› oluflturan mikroorganizmalar›n oranlar›n›n de¤iflmesine sebep olur. Yirmidört saatlik oklüzyondan sonra derideki bakteri say›s› 10000 kat artar. Burada, gram negatif çomaklar›n ve Coryneform bakterilerin say›s› göreceli olarak artarak kokal bakterilerin üzerine ç›kar. Is› düfltü¤ünde patojen olmayan stafilokoklar›n patojen olanlara göre kesin ekolojik avantaj› vard›r. Genelde çevre ›s›s›n›n düflüflüyle virülan patojen bakteri kolonizasyonu azal›r. Normal floran›n yap›s› esasen vücut lokalizasyonuna göre de¤iflmektedir. Yüz, boyun ve eller vücudun d›fl ortamla en s›k karfl› karfl›ya oldu¤u bölgeleridir. Bu sebeple, bu bölgelerde daha yo¤un ve yüksek oranda geçici kolonizasyon bakterileri bulunur. Aksilla ve perine gibi alanlarda ›s› ve nem daha fazlad›r. Gram negatif çomaklar, Coryneform ve yaflam için nemli ortama ihtiyac› olan di¤er bakteriler daha fazla olmak üzere tüm mikroorganizmalar bu bölgelerde yo¤un kolonizasyon gösterirler. Kol ve bacaklar›n üst k›s›mlar› nisbeten daha kurudur ve daha az say›da bakteri bulunmaktad›r. Çeflitli çal›flmalar sa¤l›kl› insanlarla, hastanede yatan hastalar›n deri ve mukoz membran floralar›nda belirgin farkl›l›klar oldu¤unu göstermektedir. Hastanede yatan hastalar›n floras› daha çok, patojen ve antibiyotiklere dirençli bakterilerle kolonize olmaktad›r. Mikroflora, kiflinin yafl›ndan da etkilenmektedir. Çocuklarda, yetiflkinlere göre mikrokoklar, Tablo 2. Normal Floray› Etkileyen Faktörler. 1. Kiflisel faktörler: Vücut lokalizasyonu, cinsiyet, meslek, ›rk, yafl 2. Çevresel faktörler: Is›, nem, ultraviyole, sabunlar ve kimyasal deterjanlar, hastanede yat›fl, ilaç kullan›m› 3. Bakteriye ba¤l› faktörler: Epitele yap›flma ve penetrasyon özellikleri 132 Hastane ‹nfeksiyonlar› Dergisi 1998; 2: 3 Cerrahide Deri Antisepsisi Engin A, Kurukahvecio¤lu O. Coryneform bakteriler ve gram negatif mikroorganizmalar daha s›k ve yüksek say›dad›r (3). Buna ilaveten yüksek ›s› ve nemli yerlerde çal›flanlar›n floralar› di¤erlerinden farkl›d›r. Hastane çal›flanlar›n›n ise, patojenik mikroorganizmalar› geçici kolonizasyon bakterileri olarak tafl›d›klar› gösterilmifltir (4). Sabunla ve tekrarlayan el y›kama ifllemi kimyasal deterjanlara göre eli, daha alkali hale getirir. KNS say›s›nda belirgin de¤ifliklik meydana gelmez ancak, Propionibacteria say›s›nda sabun kullan›ld›¤›nda art›fl, kimyasal deterjan kullan›m›nda ise azalma görülür. Klorhekzidin ile preoperatif dezenfeksiyon amaçl› dufl almak, S. aureus’un etken oldu¤u postoperatif infeksiyon oran›n› %8’den %2’ye düflürmektedir. Kimyasal sabunlar, s›radan sabunlara göre aerob bakteri say›s›nda belirgin azalma sa¤lamaktad›r. Sabunsuz olarak ellerin f›rçalanmas› bile s›radan sabunlarla el y›kamaya göre bakteri say›s›n› daha fazla azaltmaktad›r (Tablo 3). Kolonize olan bakteriler ilk önce epiteliyal yüzeyle karfl› karfl›ya gelirler. Mikroorganizmalar›n kolonize olmalar›, epitel yüzeyine yap›flma ve penetrasyon oranlar›na ba¤l›d›r. Bakteriler hücre duvar›ndaki adezin ad› verilen özel moleküler yap›lar› ile konakç›n›n hücre yüzeyindeki spesifik reseptörlere ba¤lan›rlar. Adezin veya lektin ço¤unlukla filamantöz yap›lar olup bakterilerin yüzey antijenleridir. Adezin molekülü bakteri ve konakç› hücresi aras›nda bir köprü kurar. Adezin ile reseptör aras›ndaki ba¤lant› hemen hemen geri dönüflsüzdür. Deri ve gastrointestinal sistem gibi de¤iflik anatomik sistemlerin epitel hücrelerinin bakterilerle çeflitli yap›flma özellikleri vard›r. Bu da vücudun de¤iflik bölgelerindeki sürekli flora çeflitlili¤ini aç›klamaktad›r. Streptokoklar oral mukozaya daha iyi ba¤lanmalar›na ra¤men A grubu streptokoklar oral mukozaya nazaran deriye daha iyi ba¤lan›rlar. Stafilo- kok ve streptokoklar›n duvar yap›s›nda bulunan ve ba¤lanmay› sa¤layan yap› teikoik asittir. Teikoik asitle ayn› reseptörlere ba¤lanan farmakolojik ajanlar ise kompetetif inhibisyon yoluyla tedavide kullan›l›rlar. Epiteliyal hücre reseptörlerinde solubl fibronektin streptokoklar›n epitele ba¤lanmas›n› inhibe etmekle beraber, bütünlü¤ü bozulmam›fl epitele streptokok ve S. aureus’un kolonize olamamas› deri yüzeyinde yeterli fibronektin bulunmamas›ndand›r. Patojen bakterilerin di¤er bakterilere göre epitele yap›flma flans›n› artt›ran fazla say›da adezine sahip olmalar›d›r. Dolay›s› ile konakç›da kolonizasyon potansiyelleri ve virulanslar› daha yüksek olmaktad›r. Ar›nd›r›lm›fl bakteriyel adezin veya membran reseptörlerinin uygulanmas› spesifik mikroorganizmalar›n epitele yap›flmas›n› kompetetif inhibisyon yoluyla selektif olarak bloke edebilmektedir (1,5). DER‹N‹N DO⁄AL D‹RENÇ MEKAN‹ZMALARI Normal deri, birçok bakteri taraf›ndan invazyon ve kolonizasyona karfl› dirençlidir. Deri yüzeyinde sürekli flora bakterileri d›fl›nda patojen bakterilerin bulunmas› her zaman infeksiyon sebebi de¤ildir. Birçok faktör patolojik mikroorganizmalar›n kolonizasyon ve invazyonunu önlemektedir. Stratum korneum tabakas›n›n sa¤lam olmas› bu direnç mekanizmalar›ndan biridir. Leyden ve arkadafllar›, stratum korneum tabakas›n›n bütünlü¤ünün bozulmas› ile streptokok infeksiyonlar› için uygun bir ortam olufltu¤unu tespit etmifllerdir (6). Stratum korneumla iliflkili di¤er bir direnç mekanizmas› da h›zl› döngüdür; bu da yaklafl›k 14 gündür. Patojen bakteriler deriye ba¤land›klar›nda invazyon için k›s›tl› süreleri vard›r. Deskuamasyondan sonra sürekli flora bakterilerinin Tablo 3. Normal Florada De¤iflikli¤e Sebep Olan Kimyasal Etkenler. 1. Antibiyotikler : Normal floray› bask›larlar. 2. Retinoidler : Mukoz membranlarda kurumaya sebep olurlar. 3. Kortikosteroidler : Ba¤›fl›kl›k sistemini bask›larlar. 4. Hormonlar : Ortam›n fiziki flartlar›n› de¤ifltirirler. 5. Alkali sabunlar : Deriyi alkali hale getirirler. Hastane ‹nfeksiyonlar› Dergisi 1998; 2: 3 133 Engin A, Kurukahvecio¤lu O. Cerrahide Deri Antisepsisi invazyonu, daha zay›f tutunan geçici kolonizasyon bakterilerine nazaran daha fazlad›r (7). DER‹N‹N SÜREKL‹ FLORASININ PATOJEN OLARAK ROL OYNAMA KOfiULLARI Baz› sürekli flora bakterilerinin lipaz aktivitesi oleik, stearik ve palmitik asit gibi ya¤ asitlerinin deri yüzeyinde asit bir tabaka oluflturmas›n› sa¤lar. Bu antimikrobiyal etki S. aureus ve streptokoklar› etkiler. Ayr›ca Propionibacterium türlerinin de propionik asit oluflturmalar›n› sa¤lar. Bu yüzden derinin pH’s›n› ve lipid yap›s›n› de¤ifltiren faktörler normal deriyi etkilerler. Normal deride, sürekli flora bakterileri taraf›ndan infeksiyon oluflturulmaz, ancak do¤al direnç mekanizmalar›ndan birinde bozukluk meydana gelirse, bu bakteriler patojen hale geçebilirler (Tablo 4). Sellüler ve humoral ba¤›fl›kl›k sistemi derinin mikrobiyal kompozisyonunu etkilemektedir. Normal derinin humoral ba¤›fl›kl›k mekanizmas›, immünglobulinlerin lokal üretim ve sal›n›m›n› içerir. Ba¤›fl›kl›k sistemi normal kiflilerin sekresyonlar›nda antibakteriyel antikorlar bulunur. Sellüler ba¤›fl›kl›k sistemi ise epidermisde Langerhans hücreleriyle antijen sunumunu ve epidermal ‘’thymocyte-activating-factor’’ arac›l›¤›yla T-hücreleri aktivasyonunu içerir. Birçok mikroorganizma di¤erlerine karfl› antagonistik etkisi olan proteinler veya proteinkompleks antibiyotik maddeler üretirler. Gram pozitif bakteriler taraf›ndan üretilenler sadece kendi gruplar›na yak›n bakterileri etkilerken gram negatif bakterilerin ürettikleri ise daha genifl bir antibakteriyel etkiye sahiptir. Derinin sürekli flora bakterilerinden KNS ve daha az oranda olmak üzere Coryneform bakteriler cyclic-peptid bakteriosin üretirler. Ayn› türden bakteriler için öldürücü etkileri vard›r. Bu etkileri ürettikleri bakteriosinin d›fl membran reseptörlerine ba¤lanmas›yla oluflur (8). Dermofitler de penisilin içerikli ve antibakteriyel, antifungal etkili baz› maddeleri üretirler. Penisilin üretimi fungal lezyonlarda bakteriyel floray› bask›layabilir ancak bu arada penisilin dirençli floralar›n da kolonizasyonunu artt›rabilir. Derinin sürekli flora bakterileri derideki reseptörlerin ba¤lanma bölgesinin kompetetif inhibisyonu yoluyla benzer veya yak›n tür bakterilerle kolonizasyonunu önlerler. Ayr›ca, belirli sürekli flora bakterilerinin di¤er türlerdeki sürekli flora bakterilerine karfl› antagonistik inhibitör etkisi vard›r. Örne¤in, topikal antibiyotikler, gram pozitif bakterilerin bask›lanmas›na, gram negatif bakterilerin ço¤almas›na sebep olur (9). Normal floran›n süpresyonu sonucu kandidiyazisin geliflimi normal floran›n funguslar üzerindeki inhibitör etkisini göstermektedir. 134 Birçok infeksiyon, hastane kökenlidir ve antibiyotiklere dirençli mikroorganizmalar taraf›ndan meydana getirilir. En yayg›n infeksiyonlar yabanc› maddelerin (protez gibi) vücuda yerlefltirilmesiyle iliflkilidir. En s›k etken S. epidermidis, ikinci s›rada ise Staphylococcus haemolyticus yer al›r. Bu bakterilerin yabanc› maddelere tutunmas›n› ve ço¤almas›n› ‘’slime’’ ad› verilen mukopolisakkarit benzeri bir madde sa¤lar. ‘’Slime’’›n, mikroorganizmalar›n virulans›nda, mononükleer hücrelerin lenfoproliferatif yan›t›n›n azalmas›nda, granülosit kemotaksisi ve fagositozun engellenmesinde ve antibiyotiklerin bakterisidal etkisinin azalmas›nda etkili oldu¤u saptanm›flt›r (10,11,12). Konakç› yan›t›n›n bask›lanmas› sadece S. epidermidis proliferasyonuna de¤il di¤er f›rsatç› infeksiyonlar›n geliflimine de sebep olmaktad›r. S. aureus’u tafl›yan kiflilerin, derinin direnç mekanizmalar› bozuldu¤unda bu bakteri taraf›ndan infekte olmalar› oldukça kolayd›r. Atopik kiflilerde oldu¤u gibi, S. aureus kolonizasyonu yüksek olan kiflilerin infeksiyon riski de yüksektir. S. aureus epitel hücrelerindeki fibronektine ba¤lan›r. Deri bütünlü¤ünde herhangi bir sebeple bozulma oldu¤unda derin tabakalarda fazla miktarda bulunan fibronektin, bu bakterinin invazyonunu kolaylaflt›r›r. Coryneform bakterilerin birçok infeksiyonla iliflkili oldu¤u bilinmektedir. Bunlar aras›nda eritrasma, trikomikozis, dermatofitozis, grup JK infeksiyonlar› say›labilir. Yaflad›¤›m›z çevredeki mikroorganizmalar›n sadece küçük bir k›sm› derinin sürekli flora bakterilerini oluflturmakta, bu flora ve deri, çevredeki de¤iflikliklere adapte olan kompleks bir ekosistem meydana getirerek mikroorganizmalara karfl› birlikte hareket etmektedirler. Derinin sürekli bakteriyel kolonizasyonu potansiyel patojen bakterilere karfl› bir savunma mekanizmas› oluflturur. Ancak, bazen uyum içinde bulunan bu bakteriler de klinik infeksiyonlara sebep olabilmektedir. Ço¤u; stratum korneum yüzeyinde Hastane ‹nfeksiyonlar› Dergisi 1998; 2: 3 Cerrahide Deri Antisepsisi Engin A, Kurukahvecio¤lu O. Tablo 4. Derinin Sürekli Floras›nda Bulunan Ancak Patojen Olabilen Mikroorganizmalar. Micrococci Staphylococci: S. aureus, S. epidermidis, S. haemolyticus Coryneform Propionibacteria Gram (-) çomaklar: Acinetobacter, Enterobacter, Pseudomonas, Proteus Pityrosporum : P. orbiculare Candida oluflan, tedaviye dramatik yan›t veren ancak tekrarlayan türde infeksiyonlard›r. Çok nadir olarak bu infeksiyonlar, ba¤›fl›kl›k sistemi bask›lanm›fl ve hastanede yatan, özellikle de protez kullan›lan hastalarda ciddi olabilir. Hastanede yatan ve sa¤l›kl› kiflilerin floralar›ndan yap›lan karfl›laflt›rmal› çal›flmalarda; hastanede yatanlarda yüksek oranda antibakteriyel direnç ve bakteriyel florada önemli say›sal de¤ifliklikler tespit edilmifltir (13). Her iki grupta da gram pozitif kok oran› hemen hemen eflit bulunmufl, ancak, kontrol grubunun perine ve ayak parmaklar›nda S. aureus’un iki kat daha yayg›n oldu¤u tespit edilmifltir. Bu çal›flmalarda, hastanede yatan hastalardan al›nan örneklerde çoklu antibiyotik direnci bulundu¤u anlafl›lm›flt›r (Tablo 5) (Tablo 6). PREOPERAT‹F DER‹ HAZIRLI⁄I Kafa derisi ve di¤er k›ll› bölgelerin trafl› operasyon öncesi gereklidir. Bu ifllem dikkat edilmedi¤i koflullarda endojen ve ekzojen kaynakl› infeksiyonlara sebep olmaktad›r. Trafl sonras› küçük kesikler ve abrazyon geliflerek eksudasyona sebep olur ve 18 saat içinde bu alanlarda kolonizasyon bafllar. Operasyondan 24 saat ve daha önce trafl› yap›lm›fl bölgelerde yara yeri infeksiyonu oluflma riski daha yüksektir (14,15). Preoperatif epilasyon ve traflla temizleme yöntemi karfl›laflt›r›ld›¤›nda epilasyonla daha az yara yeri infeksiyonu geliflti¤i tespit edilmifltir. E¤er bu ifllem operasyon sabah› yap›l›rsa sonuç daha iyi olmaktad›r (16). Trafl f›rçalar›n›n preoperatif deri haz›rl›¤›nda kullan›lmamas› önerilmektedir. Çünkü yap›lan çal›flmalarda trafl f›rçalar› ile çok say›da gram negatif basil ameliyat bölgesine yerlefltirilmektedir. Bunun yerine kullan›lan trafl kremlerinin bu tür bir etkisi bulunmad›¤› anlafl›lm›flt›r (17). E¤er preoperatif olarak ameliyat bölgesinin trafl› gerekirse, bu operasyon zaman›na Hastane ‹nfeksiyonlar› Dergisi 1998; 2: 3 mümkün oldu¤unca yak›n yap›lmal›d›r. Preoperatif deri haz›rl›¤›n›n ikinci aflamas› derinin antisepsisidir. Bu ifllem toksik veya irritatif etkisi olmayan bakterisidal etkili antiseptiklerle yap›lmal›d›r. Preoperatif deri antisepsisinin amac›, derinin geçici kolonizasyon bakterilerini ve patojen bakterileri ortamdan uzaklaflt›rmak, derinin sürekli flora bakterilerini de mümkün olan ölçüde azaltmakt›r. Sürekli flora bakterilerinin yaklafl›k %20’si tüm uygulamalara ra¤men ortadan kald›r›lamaz (18). Birçok merkezde rutin ameliyat bölgesi haz›rl›¤›, deri antiseptik sabunlarla y›kand›ktan sonra iyodofor sürülerek yap›lmaktad›r. Ameliyat örtülerinin ›slan›p bakterilere geçirgenli¤inin artmas›, iyodun baz› bölgelerde birikerek irritan etkiye sebep olmas› gibi dezavantajlar›na ra¤men genelde standart bir deri haz›rl›k yöntemi olarak kullan›lmaktad›r (19,20). Onbirinci yüzy›lda el y›kayarak bafllayan deri antisepsisi 16. yüzy›ldan sonra mikroskobun da keflfiyle h›z kazanm›flt›r. ‹lk olarak karbolik solüsyonlar kullan›lm›fl ancak afl›r› irritatif etkileri sebebiyle fazla kullan›ma girememifl, daha sonra de¤iflik formüllerle cival› bileflikler kullan›lm›flt›r. ‹kinci Dünya Savafl› s›ras›nda %70 alkol ve %2’lik iyot kullan›lmaya bafllanm›fl ve savafl sonras› yap›lan çal›flmalarla da iyot + alkolün oldukça etkili oldu¤u saptanm›flt›r. Derinin nemlili¤inin sürdürülebildi¤i durumlarda bu bileflimin %99 oran›nda Bacillus subtilis sporlar›n› öldürebildi¤i görülmüfltür (21). Daha sonraki y›llarda da günümüzde kullan›lmakta olan antiseptikler gelifltirilmifl, etki mekanizmalar› ve etki alanlar› anlafl›lm›flt›r (22). CERRAH‹DE DER‹ HAZIRLI⁄INDA KULLANILAN ANT‹SEPT‹KLER Cerrahide deri antisepsisinde lokal olarak kullan›lan antimikrobiyal bilefliklerin hiçbiri ideal olmad›¤›ndan hastan›n preoperatif deri haz›r135 Engin A, Kurukahvecio¤lu O. Cerrahide Deri Antisepsisi Tablo 5. ‹ki Haftadan Fazla Hastanede Yatan Hastalar›n Derilerinden ‹zole Edilmifl Flora Bakterilerinin Antibiyotik Direnç Durumu (13). Rezistan mikroorganizmalar GPC GNB JK LCD Antimikrobiyal ajanlar n=79 n=37 n=37 n=18 Penisilin 94.9 - 100 33.3 Ampisilin 89.9 64.9 97.3 33.3 Metisilin 44.3 - 97.3 27.8 Eritromisin 74.7 - 86.5 44.4 Klindamisin 68.4 - 89.2 61.1 Gentamisin 60.8 5.4 73 38.9 Tetrasiklin 25.3 - 51.4 11.1 Sefalotin 22.8 59.5 73 22.2 Kloramfenikol 16.5 43.2 54.1 44.4 Vankomisin 0 - 0 0 Sulfometaksazol - 24.2 - - Sefoksitin - 43.2 - - Amikasin - 0 - - Tobramisin - 10.8 - - GPC: Gram (+) kok, LCD: Genifl difteroid kolonileri, GNB: Gram (-) bakteri, - : Test edilmedi. l›¤›nda en uygun antiseptik preparat›n seçiminde bafll›ca üç önemli konu dikkate al›nmal›d›r: Birincisi; antiseptik maddenin deri ve mukozadan emilme özelli¤i, kal›c›l›¤›, floray› azaltma h›z› ve floradaki aktivite spektrumu gibi karakteristikleri, ikincisi; preparat formülünün emniyet ve etkinli¤i, üçüncüsü ise cerrah›n tercihi ve antiseptik bilefli¤in fiyat›d›r (Tablo 7). Alkol, mükemmel bir antibakteriyel etkiye sahiptir. Gram pozitif ve gram negatif bakterilere, tüberküloz basiline, birçok mantar ve virüse, CMV ve HIV’de dahil olmak üzere etkilidir. Ancak sporisidal etkisi yoktur. Antibakteriyel etkisini, bakteriyel hücrelerin proteinlerini denatüre ederek gösterir. Uygulan›r uygulanmaz buharlaflmas›na ra¤men birçok çal›flmada en iyi antiseptik olarak gösterilmifltir. Deri haz›rl›¤›nda, 1 dakika alkolle f›rçalamak di¤er antiseptiklerle 4 ila 7 dakikal›k haz›rl›¤a, 3 dakika alkolle y›kanmak 20 dakika f›rçalanmaya efl de¤er bulunmufltur. Kuruma etkisi, antiseptik etkisinin daha uzun olmas›n› engellemektedir. Eldiven giydikten birkaç saat sonras›na kadar bakteri say›s›nda azalma 136 JK: JK grubu coryneform, olur. Alkol sadece deri antisepsisinde kullan›labilir, çünkü organik maddelerle etkinli¤i azal›r. Alkol dilüe olarak kullan›l›r, proteinleri denatüre edebilmesi için su gereklidir. Maksimum etkisi %70-92’lik konsantrasyonlarda ortaya ç›kar. Kuruma etkisi %70’lik konsantrasyonda daha az oldu¤u için en çok bu formu tercih edilir (22,23). ‹yod/‹yodoforlar, 1800’lü y›llarda Frans›z ‹ç Savafl› s›ras›nda cerrahlar taraf›ndan yara tedavisinde kullan›lm›flt›r. 1:20000’lik solüsyonu 1 dakikada tüm bakterileri öldürmekte, 15 dakikada ise sporlar› öldürmektedir. En etkin preparat› tentürdiyot, %1-2’lik iyotla %70’lik alkoldeki potasyum iyodürün birleflmesiyle oluflur. ‹yodoforlar, iyodun kimyasal olarak polivinil pirolidona ba¤lanmas›yla oluflur. ‹yodoforlar sulu çözeltilerdir, tentürdiyota göre daha az irritatif olup antibakteriyel etkilerini gösterirken deriyi boyamazlar. Göze ve mukoz membranlara karfl› irritan de¤illerdir. Bakteriyel hücre duvar›na penetre olup, oksidasyonunu sa¤larlar ve serbest iyotun hücre organelleri taraf›ndan kullan›m›yla protein-nükleik asit yap›s›n› ve üretimini bozarlar. Hastane ‹nfeksiyonlar› Dergisi 1998; 2: 3 Cerrahide Deri Antisepsisi Engin A, Kurukahvecio¤lu O. Tablo 6. Hasta ve Kontrollerde Koagülaz Negatif Stafilokok Direnci (13). Antimikrobiyal ajan KNS Direnci (%) Hasta Kontrol Penisilin 94.9 47.8 Ampisilin 89.9 41.8 Metisilin 44.3 2.9 Eritromisin 74.7 19.4 Klindamisin 68.4 0 Gentamisin 60.8 0 Tetrasiklin 25.3 19.4 Sefalotin 22.8 1.6 Kloramfenikol 16.5 0 Vankomisin 0 0 KNS: Koagülaz Negatif Stafilokok ‹yodoforlar›n serbest iyot salabilmeleri için 2 dakikal›k temas zaman›na ihtiyac› vard›r (22,23). Onbefl dakikal›k uygulama sonucu sporisidal etkileri ortaya ç›kmaktad›r, ancak bu süre zarf›nda derinin nemlili¤i sa¤lanmal›d›r (24). ‹yot ve iyodoforlar mukoz membranlardan ve perkutanöz olarak emilirler. Bu da hiperiyodinizme sebep olabilir. Yenido¤anlarda bu yan etkinin hipotiroidizme sebebiyet verdi¤i rapor edilmifltir (25). Yap›lan bir çal›flmada %10’luk povidon-iyot 2 dakika süreyle birinci gruba bir kez, ikinci gruba da üç kez uygulanm›fl, sonuçlar karfl›laflt›r›ld›¤›nda uygulamadan 2 dakika sonra bakteri say›s›ndaki azalma s›ras›yla %96.5, %99.7 ve 60 dakika sonra ise her ikisinde de %99.9 olarak bulunmufl ve ikinci grubun bafllang›ç etkisinin di¤erine göre biraz daha iyi oldu¤u tespit edilmifltir. Ayr›ca, bu gruplarda serum TSH ve tiroid hormon düzeylerinde herhangi bir de¤ifliklik tespit edilmemifltir. Sadece yüksek miktarda uyguland›¤›nda serum serbest iyot düzeyinde geçici bir art›fl olmaktad›r. Bugün, %10’luk povidon-iyodinin oldukça etkili ve güvenli bir antiseptik oldu¤u kabul edilmektedir (26). Hekzaklorofen, bisfenolün klorlanm›fl halidir. Yüksek konsantrasyonlarda hücre duvar›n› parçalar ve hücre proteinlerinin presipitasyonunu sa¤lar. Düflük konsantrasyonlarda esansiyel enzimleri inaktive etti¤i düflünülmektedir. Gram pozitif bakterilere etkilidir, buna karfl›l›k gram negatif bakteriler fungus, virüs ve tüberküloz basiline karfl› göreceli olarak etkisizdir. Nörotoksik Hastane ‹nfeksiyonlar› Dergisi 1998; 2: 3 yan etkilerinin ortaya ç›kmas› üzerine antiseptik olarak kullan›m› hemen hemen sona ermifltir (27). Klorhekzidin glukonat, katyonik bisbiguaniddir. Bakterileri, hücre membran yap›s›n› bozarak ve hücre içeri¤inin presipitasyonunu sa¤layarak öldürür. Genifl bir spektruma sahiptir. Gram pozitif bakterilere gram negatif bakterilerden daha etkilidir. Fungisid etkisi oldukça iyidir. Virüsid ve tüberküloz basiline karfl› olan etkisi, fungisid etkisine göre daha azd›r (28,29). Klorhekzidin glukonat, alkol kadar h›zl› etki edememektedir. Ancak uygulamadan sonra 5-6 saat kadar aktivitesi devam etmektedir (30). Alkole karfl› üstünlü¤ü, kan ve di¤er organik materyallerden aktivitesinin etkilenmemesidir. Klorhekzidinin etkisi pH ba¤›ml›d›r ve bu sebeple ortam›n pH’s›n› de¤ifltirecek ilaçlardan, inorganik anyon veya noniyonik sürfaktandan etkilenir. E¤er direkt uygulan›rsa orta kula¤a toksiktir, deriden sistemik emilimi yoktur (14). Amonyumlu bileflikler, gram pozitif bakterilere karfl› etkilidir, ancak gram negatif bakterilere karfl› etkileri oldukça azd›r. Ayr›ca, organik maddeler, sabun ve deterjanlar etkinliklerini azaltmaktad›r (23). Kloroksilenol, hücre duvar yap›s›n› bozarak ve enzim inaktivasyonu yoluyla mikroorganizmalar› öldürür. Gram pozitif bakterilere karfl› etkisi iyidir, ancak, gram negatif bakterilere karfl› etkisi klorhekzidinden daha azd›r. Ortama EDTA eklendi¤inde tüm mikroorganizmalara karfl› etkisi güçlendirilmifl olur. Tüberküloz basili, fungus ve virüslere karfl› etkisi oldukça zay›ft›r. Deride %3.75 ve üzerindeki konsantrasyonlarda kullan›m› önerilmektedir. Deri floras›n› azalt›c› etkisi iyodoforlar ve klorhekzidine göre daha zay›f oldu¤undan çeflitli el y›kama ürünlerinde %0.51’lik konsantrasyonlar› kullan›lmaktad›r (23). Triklosan, bir çeflit difenileterdir ve Irgasan DP-300 olarak da bilinmektedir. Hücre duvar yap›s›n› bozarak etki eder. %0.3-2’lik konsantrasyonlarda kullan›l›r. Gram pozitif bakterilere ve Pseudomonas hariç pek çok gram negatif bakteriye karfl› etkilidir. Tüberküloz basiline karfl› da etkili olan triklosan›n virüs ve funguslara etkisi daha s›n›rl›d›r. Ortamda bulunan organik maddelerden etkilenmez (18,22,24). Antiseptik olarak kullan›lan cival› bileflikler yüksek konsantrasyonlarda uygulanmaktad›r. 137 Engin A, Kurukahvecio¤lu O. Cerrahide Deri Antisepsisi Tablo 7. Preoperatif Deri Haz›rl›¤›nda Kullan›lan Antiseptiklerin Özellikleri. Antiseptik Etki Mekanizmas› Etki spektrumu Etki h›z› Kal›c› etki Toksisite Alkol Protein Gr (+) ve Gr (-) Çabuk Yok Deride kuruma Orta K›sa Deri irritasyonu denatürasyonu bakteriler, funguslar, virüs ‹yod/‹yodofor Serbest iyodla Gr (+) ve Gr (-) oksidasyon bakteriler, Deriden emilim funguslar, virüs Hekzaklorofen Hücre duvar› Gr (+) bakteriler Yavafl Uzun Nörotoksisite Hücre duvar› Gr (+) ve Gr (-) Orta Uzun Ototoksisite harabiyeti bakteriler, virüs Hücre duvar› Gr (+) bakteriler Orta Orta ? Hücre duvar› Gr (+) ve Gr (-)* Orta Uzun ? harabiyeti bakteriler harabiyeti Klorhekzidin Kloroksilenol Keratit harabiyeti Triklosan * Pseudomonas aeruginosa hariç Ancak yine de etkileri oldukça yavafl geliflmektedir. Etkinlikleri organik maddelerin varl›¤›yla azalmaktad›r. %70’lik alkol içinde kullan›lmakta ve etkinlikleri sadece alkol kullan›m›na göre daha üstün bulunmamaktad›r. Gümüfllü bilefliklerin %40 konsantrasyonu denatürasyon yap›c› etkiye sahiptir. %10’luk konsantrasyonda bakterisidal etki, daha düflük konsantrasyonlarda ise bakteriostatik etki gösterirler. Daha çok 2 ve 3. derece yan›klarda gram negatif bakteri kontaminasyonunu ve skar oluflturup s›v› kayb›n› önlemek için kullan›l›r. Hidrojen peroksit uzun y›llar antiseptik ve dezenfektan olarak kullan›lm›flt›r. Ancak anaeroblara karfl› olan etkisi çok h›zl› ve k›sa süreli olup, %10-25’lik konsantrasyonda sporisidal oldu¤u ileri sürülmektedir (23). PREOPERAT‹F DÖNEMDE DER‹ TEM‹ZL‹⁄‹NDE ÖNER‹LEN GENEL PRENS‹PLER (31,32) epilasyon ifllemidir. Trafl gerekli ise operasyon bölgesi tercihen trafl kremleri kullan›larak ›slat›lmal› ve operasyondan hemen önce trafl edilmelidir. 2. Antiseptik seçilmeden önce, özellikle iyotlu olanlar için, hastan›n deri duyarl›l›¤› yönünden hikayesi al›nmal›d›r. 3. Antiseptik uygulanmadan önce hastan›n derisi fiziksel olarak temizlenmelidir. 4. Operasyon bölgesi mümkün oldu¤unca genifl olarak dikkatlice f›rçalanarak temizlenmelidir. 5. Antiseptik ajan hasta çevresinde göllenmemeli ve kendi kurumaya b›rak›lmal›d›r. 6. Tavsiye edilen antiseptik ajanlar: Alkoller (izopropanolol, tentürdiyot, etanol), iyodoforlar ve klorhekzidindir (Tablo 7). Yara Temizleyicileri Hastan›n preoperatif dönemde antiseptik sabunlarla tüm vücudunun y›kanmas›, organik kirlerin, afl›r› vücut sekresyonlar›n›n hijyenik temizli¤i ve derinin genel fiziksel temizli¤i için önemlidir (33). Yara temizleyicileri yarada bulunan mikroorganizma ve di¤er materyallerin yaradan uzaklaflt›r›lmas›n› sa¤lar. Yara iyileflmesini ve lokal-sistemik defans› bozmamal›d›rlar. Materyalin cinsi kadar endikasyonun do¤ru koyulmas› ve uygulama flekli de önemlidir. 1. E¤er operasyon sahas› k›ll› bir bölge ise ve bunlar›n temizlenmesi gerekiyorsa ilk seçenek Dakin’s solüsyonu: Tamponlu sodyum hipoklorit solüsyonudur. Birinci Dünya Savafl› s›ras›n- 138 Hastane ‹nfeksiyonlar› Dergisi 1998; 2: 3 Cerrahide Deri Antisepsisi da yara temizleyicisi olarak kullan›lm›flt›r. Ancak dokular üzerinde zararl› etkileri vard›r. Antisepsi yerine debridman yapmaktad›r. Daha sonralar› daha az zararl› olan ve %5’lik sodyum hipoklorit içeren modifiye Dakin’s solüsyonu üretildi. Bu solüsyon cans›z yüzeyler için iyi bir temizleyici olarak hala kullan›lmaktad›r. Amonyum tuzlar›: Bu solüsyonlar›n bir dezavantaj› vard›r, bu da sadece gram pozitif bakteriler üzerine etkili olmalar›d›r. Alkoldeki çözeltileri sudakine nazaran daha etkilidir. Topikal iyodoforlar: ‹yodoforlar›n genifl yara yüzeylerine uygulanmas› ile serum serbest iyot seviyesinde art›fl olmaktad›r. ‹yodofor emilmesinin komplikasyonlar›, renal yetmezlik, metabolik asidoz ve serum enzim düzeylerinde yükselmedir. Mikroorganizmalar› etkiledi¤i konsantrasyonlarda insan hücrelerini de etkiler ve mezoteliyal hücrelere ba¤l› hale geçer. Polivinilpirolidon-iyodin, nötrofillere karfl› da sitosidal etkilidir ve kemotaktik cevab›n azalmas›na sebep olur. Lokal antibiyotikler: Lokal antibiyotikler uygun ve do¤ru bir flekilde, etkili olduklar› bakteri tesbiti halinde kullan›ld›klar›nda iyodoforlardan daha iyi sonuç verirler. ‹yodoforlarda görülen toksik etkiler bunlarda görülmez. Ayr›ca daha uzun bir dönem bakterileri öldürmeye devam ederler. Antibiyotikler antiseptiklere nazaran baz› örneklerde daha güvenli ve etkili yara temizleyicileri olabilirler. Noniyonik sürfaktanlardan pluronik poliolun, uzun süren çal›flmalar sonucu iyi bir yara temizleyicisi oldu¤u gösterilmifltir (34,35). Dokunun infeksiyona ba¤›fl›kl›k direncini azaltmaz. A¤r› kesici özelli¤inden dolay› a¤r›l› hastalarda özellikle 2-3. derece yan›klarda tavsiye edilir. Elemental iyot içeren stabil bir solüsyondur. Dokuya uyguland›ktan sonra elemental iyot sal›n›m› olur. Yap›lan çal›flmalarda antiseptikler ve antimikrobiyal pomadlar karfl›laflt›r›lm›fl, deriden uygulama öncesi ve uygulama sonras› ayn› dönemlerde örnekler al›n›p kültürleri yap›lm›flt›r. Povidon-iyodinin, %70’lik alkolle klorhekzidin kombinasyonunun ve %2’lik tentürdiyotun tüm vakalar›, %2’lik iyotun sudaki çözeltisinin vakalar›n %90’›n› ve %70’lik etanolün vakalar›n %80’ini steril hale getirdi¤i tesbit edilmifltir. Aerobik Hastane ‹nfeksiyonlar› Dergisi 1998; 2: 3 Engin A, Kurukahvecio¤lu O. bakterilerin tamam›n›n üçlü antibiyotikli pomad (neomisin, polimisin, basitrasin) ve iyodofor uygulanmas›ndan sonra eradike edildi¤i gösterilmifltir. Yine mupirosin %80, %1’lik gümüfl sülfodiyazin de %40 etkili bulunmufltur. Yukar›daki sonuçlar deri yüzeyi sterilli¤i incelendi¤inde bulunmufl, ancak stratum korneum tabakas›n›n alt›ndaki bakterilerin eradikasyonu araflt›r›ld›¤›nda ise; %70 etanolün %22, klorhekzidin + etanolün %20, povidin-iyodürün %40, sudaki iyot çözeltisinin %66, tentürdiyotun %90, mupirosinin %60, povidin-iyotlu pomad›n %66, üçlü antibiyotikli pomad›n ise %82 baflar›l› oldu¤u görülmüfltür. Bu çal›flma sonucunda sterilize edilen deri bölgesi veya kateter uygulanan alanda sterilizasyondan 18 saat sonra tekrar bakteri say›s›n›n artt›¤› anlafl›lm›flt›r. Uygulamadan önce üçlü antibiyotikli pomad uygulamas› kateter infeksiyonu riskini azaltmaktad›r. Ancak bu tür pomadlar›n uygulanmas›na kateter ç›kar›lana kadar devam edilmelidir. En ideali pansumanlar›n 48 saatte bir de¤ifltirilmesidir (36). Cerrahi deri haz›rlama metodlar› karfl›laflt›r›ld›¤›nda; 5 dakika iyodoforlu sabunlarla f›rçalaman›n, 5 dakikal›k iyodoforla f›rçalamay› takiben alkolle temizlemenin ve antimikrobiyal filmle kaplaman›n, 1 dakika sadece alkolle temizlenme ve antimikrobiyal filmle kaplanma ile aralar›nda bakterisidal etki yönünden belirgin bir farkl›l›k olmad›¤› tesbit edilmifltir (37). Preoperatif deri haz›rl›¤›n›n amac›, yaran›n derinin flora bakterileri taraf›ndan kontamine olmas›n› önlemektir (38). Baz› çal›flmalar operasyon öncesinde antiseptik ajanlarla tekrarlayan (2-8 kez) dufl alman›n, postoperatif yara yeri infeksiyonunu azaltt›¤›n› göstermektedir. Eriflkinde oldu¤u gibi yenido¤anda da antiseptik dufllar, derinin kolonizasyon ve infeksiyon riskini azaltmaktad›r (39). CERRAH‹DE DER‹ HAZIRLI⁄INDA KULLANILAN ANT‹SEPT‹KLERE D‹RENÇ Cerrahi giriflim yap›lacak deri bölgesindeki normal floray› etkileyen faktörlerle, derinin sürekli flora bakterileri patojenite kazanmakta ve muhtelif grupta birçok antibiyoti¤e karfl› dirençli hale gelebilmektedir. Preoperatif deri antisepsisinin amac›; derinin sürekli floras›nda patojen olan bakterilerle, geçici kolonizasyon bakterilerinin say›s›n› postoperatif infeksiyon meydana getirecek popülasyonun alt›na indirmektir (18). 139 Engin A, Kurukahvecio¤lu O. 1980’lere kadar majör nozokomiyal patojenler olarak çoklu antibiyotik dirençli gram negatif basiller görülmekte idi, ancak son zamanlarda metisilin rezistan Staphylococcus aureus (MRSA), vankomisin rezistan enterokoklar, Serratia marcescens, Pseudomonas aeruginosa, Burkholderia cepecia ve Xanthomonas maltophilia gibi bakteriler nozokomiyal patojenler olarak ortaya ç›kmakta, cerrahi kliniklerinde ameliyat olmak üzere yatan hastalar›n geçici kolonizasyon floras›nda yer alarak postoperatif infektif komplikasyonlarda rol oynamaktad›rlar (40-42). Bunlardan baz› MRSA sufllar› ile S. marcescens, P. aeruginosa ve B. cepecia gibi oportunistik bakterilerin klorhekzidin ve benzalkonyum klorür gibi antiseptiklere dirençli oldu¤u anlafl›lm›flt›r (4347). Antiseptikler ve antibiyotiklere direnç ayn› plazmidde kodlanabilmekte, dolay›s› ile plazmidle iletilen direncin bakteride çok say›da antibiyoti¤e direnç geliflmesine sebep oldu¤u gibi, ayn› bakteri, antiseptiklere veya dezenfektanlara da çapraz direnç gelifltirebilmektedir. Bu konuda çok say›da destekleyici kaynak bulunmas›na ra¤men, antibiyotik duyarl› ve antibiyotik dirençli bakterilerin antiseptiklere duyarl›l›¤› karfl›laflt›r›ld›¤›nda, antibiyotik direnci ve antiseptik direnci aras›nda bir korelasyon tesbit edilememifltir (40). Ayr›ca, antibiyotik direnci ile germisid direnci aras›nda da bir iliflki gösterilememifltir (40). MRSA izolatlar›n›n %70'i deride basit kolonizasyon halinde bulunmakta, bunun %30'u klinik olarak belirti veren; yara infeksiyonu, yumuflak doku infeksiyonu, implantlara sekonder infeksiyonlar, bakteremi veya üriner sistem infeksiyonu olarak ortaya ç›kmaktad›r (48). Bu tip nozokomiyal infeksiyonlardan elde edilen MRSA sufllar›n›n antibiyotiklere direncinin, iyodoforlara duyarl›l›¤›n› etkilemedi¤i ancak, MRSA ve B. cepecia sufllar›n›n birço¤unun klorhekzidine dirençli oldu¤u tesbit edilmifltir (41,49). Bu bakterilerden baz›lar›n›n ise benzalkonyum klorür ve alkil diamino etil glisin hidroklorüre MIC (minimal inhibitör konsantrasyon) de¤erleri yükselmifltir (40). Bu antiseptiklerin kullan›lmas› halinde P. aeruginosa izolasyon olas›l›¤› ve direnç art›fl› bildirilmektedir (47). Buna karfl›l›k, iyodoforlar yüksek düzeyde bakterisidal aktivite göstermekte ve dirençli bakteri geliflimi sözkonusu olmamaktad›r (50). Ayn› flekilde, yüksek derecede çoklu an- 140 Cerrahide Deri Antisepsisi tibiyotik direnci gösteren E. coli, P. aeruginosa ve MRSA'ya karfl› iyodoforlar di¤er antiseptiklere nazaran daha etkili, X. maltophilia ve S. marcescens sufllar› ise klorhekzidine dirençlidir (42,48). Bu bakterilerde benzalkonyum klorüre de MIC de¤erleri yüksek bulunmufltur (42). Ancak son derece dirençli bakteri sufllar› için bile, pratikte kullan›lan dezenfektanlar›n konsantrasyonlar› MIC de¤erlerinden daima daha yüksektir. Çoklu antibiyotik dirençli bakterilerin antiseptiklere duyarl›l›¤›n›n rutin olarak test edilmesine genellikle ihtiyaç duyulmamakla birlikte nozokomiyal infeksiyon sebebi olan baz› önemli bakterilerin kolonizasyonunda; hastan›n evvelce hastanede yatm›fl olmas›, çoklu antibiyotik tedavisi alm›fl olmas› veya cerrahi giriflim geçirmifl olmas› gibi risk faktörleri dikkate al›narak kullan›lacak antiseptiklerin dikkatle seçilmesi gerekmektedir. KAYNAKLAR 1. Fekety FR. The epidemyology and prevention of staphylococcal infection. Medicine 1964;43:593613. 2. Rudolf RR, William DJ. Microbial ecology of the skin. Ann Rev Microbiol 1988;42:441-64. 3. Somerville DA. The normal flora of the skin in different age groups. Br J Dermatol 1969;81:248-58. 4. Price PB. The bacteriology of normal skin; a new quantitative test applied to a study of the bacterial flora and the disinfectant action of mechanical cleansing. J Infect Dis 1938;63:301-18. 5. Gibbson RJ, Van Houte J. Bacterial adherence in oral microbial ecology. Ann Rev Microbiol Ecology 1975;29:19-44. 6. Leyden JJ, Stewart R, Kligman AM. Experimental infections with group A. Streptococci in humans. J Invest Dermatol 1980;75:196-201. 7. Kinsman OS. Attachment to The host as a preliminary to infection. Semin Dermatol 1982;1:127-36. 8. Govan JRW. In vivo significans of bacteriocins and bacteriocin receptors. Scand J Infect Dis 1986;49:31-7. 9. Shehadeh NH, Kligman AM. The effect of topical antibacteria agents on the bacterial flora of the axilla. J Invest Dermatol 1963;40:61-71. 10. Davenport DS, Massanari RM, Pfaller MA, et al. Usefulness of a test for slime production as a marker for clinically significant infections with coagulase negative staphylococci. J Infect Dis 1986;153: 332-9. 11. Gray ED, Peters G, Verstegen M, et al. Effect of extracellular slime substance from Staphylococcus epidermidis on the human celluler immun respons. Lancet 1984;1:365-7. 12. Johnson GM, Lee DA, Regelmann WE, et al. Interference with granulocyte function by Staphylococcus epidermidis slime. Infect Immun 1986;54:13-20. Hastane ‹nfeksiyonlar› Dergisi 1998; 2: 3 Cerrahide Deri Antisepsisi 13. Larson EL, McGinley KJ, Foglia AR, et al. Composition and antimicrobic resistance of skin flora in hospitalized and healty adults. J Clin Microbiol 1986;23:604-8. 14. Mackenzi I. Preoperative skin preperation and surgical outcome. J Hospital Infection 1988;11 (Supp. B):27-32. 15. Seropian R, Reynolds BM. Wound infections after preoperative depilatory versus razor preperation. Am J Surgery 1971;121:251-4. 16. Alexander JW, Fischer JE, Boyajian M, et al. The influence of hair removal methods on wound infection. Archives of Surgery 1983;118:347-51. 17. Cruse PJE, Foord R. A five year prospective study of 23649 surgical wounds. Archives of Surgery 1973;107:206-9. 18. Selwyn S, Ellis H. Skin bacteria and skin disinfection reconsidered. Br J Surgery 1972;1:136-40. 19. Vorres SM. A study of disinfection of the skin; a comparison of povidone-iodine with other agents used for surgical scrubs. Ann Surg 1962;155:296304. 20. Connell JF, Rousselot LM. Povidone-iodine; extensive surgical evaluation of a new antiseptic agent. Am J Surg 1964;108:849-55. 21. Lowbury EJL, Lilly HA, Bull JP, et al. Methods for disinfection of hands and operative sites. Br Med J 1946;2:531-4. 22. Laufman H. Current use of skin and wound cleansers and antiseptics. Am J Surgery 1989;157:35965. 23. Rutala WA. Antisepsis, disinfection, and sterilization in hospital and related instutitions. In: Murray PR.(ed). Manual of Clinical Microbiology. Sixth Edition, Washington: ASM Press 1995;227-45. 24. Sebben JE. Sugical antiseptics. J Am Acad Dermatol 1983;9:759-63. 25. Connolly RJ, Shepherd JJ. The effect of preoperative surgical scrubbing with povidone-iodine on urinery iodine levels. Aust NZ J Surg 1972;42:94-7. 26. Shindo K. Antiseptic effect of povidone-iodine solution on abdominal skin during surgery and on thyroid-gland-related substances. Dermatology 1997;195(Suppl. 2):78-84. 27. Kimbrough RD. Rewiev of toxicity of hexaclorophene, icluding neurotoxicity. J Clin Pharmacol 1973;13:439-41. 28. Aycliffe GAJ, Coates D, Hoffman PN. Chemical disinfection in hospitals. London: Public health laboratories service, 1984. 29. Gardner JF, Gray KB. Chlorhexidine. In: Block SS.(ed). Disinfection sterilization and preservation, 3rd ed, Philadelphia: Lea&Febiger, 1983;2301. 30. Bartozokas CA, Corkill JE, Makin T, et al. Assessment of permanent antibacterial effect of a 2 percent tricloran-detergent preperation on skin. J Hygiene 1983;91:521-3. 31. Garner JS. Guideline for prevention of surgical wound infections 1985 Atalanta: Centers for Disease Control 1985. Hastane ‹nfeksiyonlar› Dergisi 1998; 2: 3 Engin A, Kurukahvecio¤lu O. 32. Garner JS, Favero MS. Guideline for handwashing and hospital environmental control 1985 Atalanta: Centers for Disease Control, 1985. 33. Brandberg A, Holm J, Hammarsten J, et al. Postoperative wound infections in vascular surgery: effect of preoperative whole body disinfection by shower-bath with chlorhexidine soap. In: Maibach H, Aly R. (ed). Skin microbiology: relevace to clinical infection. New York: Springer-Verlag, 1981;98-102. 34. Edlich RF, Rodeheaver GT. Technical factors in the prevention of wound infections. In: Simmons, Howard.(ed). Surgical infectious disease. New York: Appleton-Century-Croft, 1982;445-71. 35. Rodeheaver GT, Turnbull V, Edgerton VD, et al. Pharmakinetics of a new skin wound cleanser. Am J Surg 1976;132:67-70. 36. Hendley JO, Ashe KM. Effect of topical antimicrobial treatment on aerobic bacteria in the stratum corneum of human skin. Antimicrobial Agents and Chemotherapy 1991;35:627-31. 37. Geelhoed GW, Sharpe K, Simon GL. A comparative study of surgical skin preparation methods. Gynecology & Obstetrics Surgery 1983;157:265-8. 38. Fairclough JA, Johnson D, Mackie I. The prevention of wound contamination by skin organisims by the pre-operative application of an iodophor impregnated plastic adhesive drape. J Int Med Res 1986;14:105-9. 39. Larson E. Guideline for use of topical. Antimicrobial Agents 1988;16:253-66. 40. Rutala WA, Stiegel MM, Sarubbi FA, et al. Susceptibility of antibiotic-susceptible and antibiotic-resistant hospital bacteria to disinfectants. Infection Control And Hospital Epidemiology 1997;18:417-21. 41. Kunisada T, Yamada K, Oda S, et al. Investigation on the efficacy of povidone-iodine against antiseptic-resistant species. Dermatology 1997;195 (Suppl 2):14-8. 42. Yasuda T, Yoshimura Y, Takada H, et al. Comparison of bactericidal effects of commonly used antiseptics against pathogens causing nosocomial infections. Dermatology 1997;195(Suppl 2):19-28. 43. Ueda M, Shiabata M, Hitoshi Y, et al. Invitro isolation of chlorhexidine-resistant strain from Serratia marcescens and its countermeasure. Chemotherapy 1981;29:733-6. 44. Tyzack R. The management of methicillin-resistant Staphylococcus aureus in a major hospital. J Hosp Infect 1985;6:195-9. 45. McLure AR, Gordone J. In vitro evaluation of povidone-iodine and chlorhexidine against methicillin-resistant Staphylococcus aureus. J Hosp Infect 1992;21:291-9. 46. Jono K, Higashide E. Bacterial tolerance to benzalkonium chloride and chlorhexidine gluconate . J Antibact Antifungal Agents 1986;14:541-50. 47. Yoshimura S, Yasuda T, Katuno Y. Comparison of bactericidal effects of various disinfectants on resistantand sensitive strains of Pseudomonas aeruginosa. Antibiot Chemother 1989;5:138-46. 141 Engin A, Kurukahvecio¤lu O. Cerrahide Deri Antisepsisi 48. Michel D, Zach GA. Antiseptic efficacy of disisnfecting solutions in suspension test in vitro against methicillin-resistant Staphylococcus aureus, Pseudomonas aeruginosa and Escherichia coli in pressure sore wounds after spinal cord ›njury. Dermatology 1997;195(Suppl 2):36-41. 49. Lacey RW, Catto A. Action of povidone-iodine against methicillin-sensitive and-resistant cultures of Staphylococcus aureus. Postgrad Med J 1993;69(Suppl 3):78-83. 50. Gottardi W. Iodine and iodine compounds. In:Block SS.(ed). Disinfection, Sterilization and Preservation. Philadelphia: Lea & Febiger, 1983; 183-96. YAZIfiMA ADRES‹: Prof. Dr. Atilla ENG‹N Gazi Üniversitesi T›p Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dal› Beflevler - ANKARA XXVIII. TÜRK MİKROBİYOLOJİ KONGRESİ 4-9 Ekim 1998, Sirene Tatil Köyü, Belek - ANTALYA KONGRE SEKRETERL‹⁄‹: Prof. Dr. Gülden YILMAZ ‹stanbul T›p Fakültesi, Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dal›, 34390 Çapa - ‹STANBUL Tel: 0212. 635 25 82 - 635 11 86 • Faks: 0212. 635 11 86 KONAKLAMA ‹Ç‹N: TOP KON Turistik Hizmetler Ba¤dat Cad. No:374/5 fiaflk›n Bakkal 80070 ‹STANBUL Tel: 0216. 467 06 47 • Faks: 0216. 467 06 51 142 Hastane ‹nfeksiyonlar› Dergisi 1998; 2: 3