Üsküdar Kalem Gazetesi 41. Sayı Oku…

Transkript

Üsküdar Kalem Gazetesi 41. Sayı Oku…
kalem
www.kalemgazetesi.net
Kasım 2013, Sayı: 41 4.Yıl Ücretsiz 5000 Dağıtım
www.uskudarlife.net
TABLO DEĞİŞECEK Mİ?
2014 YEREL SEÇİM ÇALIŞMALARI İÇİN HER İKİ PARTİNİN DE ADAY ADAYLARI UZUN SÜREDİR ÇALIŞMALARINI SÜRDÜRÜYOR. 2009
YEREL SEÇİMLERİNDE ÜÇ PARTİ ARASINDA YAŞANAN YARIŞIN BU SEÇİMLERDE İKİ PARTİ ARASINDA OLACAĞI İDDİA EDİLİYOR.
BU İKİ PARTİDEKİ ADAYIN KİM OLACAĞI HENÜZ BELLİ OLMASA DA TÜM HESAPLAR 2009 YEREL SEÇİMLERİNDE YAKLAŞIK 60.000
OYU OLAN SAADET PARTİSİ’NİN OYLARI ÜZERİNE YAPILIYOR. 2011 MİLLETVEKİLLERİ SEÇİM SONUÇLARINA BAKILDIĞINDA BU
OYLAR AK PARTİ LEHİNE OLSA DA KİMİ TECRÜBELİ İSİMLER YEREL SEÇİMLERDE SONUÇLARIN AKSİ YÖNDE OLABİLECEĞİ
İDDİASINDA. BİZ DE KALEM GAZETESİ OLARAK ADAY ADAYLARINI BU SÜREÇTE ÜSKÜDARLILAR İÇİN YAKINDAN TAKİP ETTİK
HALİL İBRAHİM ÇİFTÇİ - AK PARTİ
ÜSKÜDAR 29 MART 2009 YEREL
SEÇİM SONUÇLARI
AHMET
KILIÇ
CHP
SAYFA 6: POLAT SAĞIR
SAYFA 7: AHMET KILIÇ
SAYFA 15: HALİL İBRAHİM ÇİFTÇİ
POLAT SAĞIR - AK PARTİ
ÜSKÜDAR 2011 GENEL SEÇİM
SONUÇLARI
Üsküdar’a Hababam Sınıfı Müzesi kuruluyor
BOĞAZİÇİ YILDIZLAR ANAOKULU
“SEVGİ DOLU SICAK BİR YUVA”
Okul öncesi eğitimle ilgili merak edilen
soruları cevaplandırmak üzere Kalem
Gazetesi olarak Boğaziçi Yıldızlar
Anaokulu’nu ziyaret ettik. Okulun
kurucusu Ulviye ÇORUH’a sorduk o da
samimi bir şekilde cevapladı.
Ulviye Hanım okulunuz ve okul
öncesi eğitimle ilgili sorular
sormadan önce okul öncesi
eğitim kavramını ele alalım. Okul
öncesi eğitim hangi yaş aralığını
kapsamaktadır ve bu eğitim niçin
gerekmektedir?
Okul öncesi eğitim 36 aydan sonra
başlamalıdır ve okul dönemine kadar
devam etmelidir. Bunun neden gerekli
olduğunu şöyle açıklayabilirim. İlk 2
yaşa kadar çocukların annenin yanında
olması çok önemli. Ama ondan sonra
artık aileler yeterli olmuyor. Özellikle
sosyal gelişim açısından çok gerekli
olan okul öncesi eğitimin olmasını
istiyoruz ve bu eğitimi çok önemsiyoruz.
Babadan sonra annenin de iş
hayatına atılması sonucu okul
öncesi eğitime ilgi arttı. Dolayısıyla
bu alanda pek çok kurum faaliyete
başladı. Açıkçası bu durumda
ailelerin kafaları da biraz karıştı.
Aileler okul öncesi eğitim kurumları
hakkında tercih yaparken nelere
dikkat etmeleri gerekmektedir?
Tabiki bir kere her okulun konumu çok
önemli. Orada çalışan kişilerin, ekibin
yeterliliği önemli bir etken. Veli kapıdan
girdiğinde bir ritim görmesi lazım.
Bu ritmin yansıması lazım. Çocuğun
okulu sevmesi lazım. Sevebilmesi için,
okulun bunu yansıtabilmesi için kişilerin,
ekibin birbiriyle ritmini ve uyumunu
çok iyi ayarlaması lazım. Bu yaştaki
çocuklar için hijyen çok önemli. Ayrıca
çocuklara sosyal etkinlikler için neler
yaptırılabilir bunun iyi analiz edilmesi
lazım. Bir örnek vermek gerekirse
velinin, kağıtlarla dolu bir dosya
değil o dosyanın içeriği çocuğa nasıl
veriliyor diye araştırıp bizim aradığımız
eğitim şekli bu mu diye gözlemlemesi
lazım. Bunun dışında velilerin okulun
donanımını da gözden geçirmeleri
gerekiyor. Beslenmenin muhakkak
araştırılması lazım. Velilerin çocuklarını
teslim ettikleri yerlerin ürünlerinin
katkısız pişirilip çocuklara servis
edildiğini gözlemlemesi lazım. Tabiki
çocukların güven duyacakları bir ortam
olmalası lazım, bunun için de bizim gibi
kurumların ilk izlenimi doğru bir şekilde
vermemiz gerekiyor. Velinin, çocuğun
okulu sevip sevmediğine çocukla birlikte
karar vermesi gerekiyor.
Ulviye Hanım sizi diğer
kurumlardan ayıran fark nedir?
Aileler sizi niye tercih ederler?
Bizim kendimizden övgüyle
bahsetmemizin doğru olduğunu
düşünmüyorum. Ama velilerimizin
bizden isteklerinin neler
olduğunu biliyoruz ve tercih
edilme nedenimizi biliyoruz.
Buradan yola çıkarak velilerin
bizi neden tercih ettiği yönünde
bilgi verebilirim. Biraz önce
de değindiğim üzere her aile
gittiği okulda; güven, hijyen,
sevgi, beslenmenin düzgünlüğünü
ister, bunların bizde karşılanması
onlara yeterli gelmesi, onları tatmin
etmesi. Bunların dışında bizim
şiarımız olan sevgi dolu sıcak bir
yuva sözümüzde ne kadar tutarlı
olduğumuzu. Çocukların burada
bir anne şefkati ile sevildiğini,
bununla beraber eğitim aldıklarını
gördükleri zaman veliler bizi tercih
ettiklerine memnun oluyorlar.
Tabiî ki burada sağlamaya
çalıştığımız sosyalleşme, kendi
ayaklarının üzerinde durabilme,
ilkokula başladığı zaman kendini
hazır hissedebilme, istediği gibi
oyun oynayabilme, istediği gibi
arkadaşları ile paylaşımda bulunabilme,
kendisini ifade edebilme yetkinliklerini
sağlayabildiğimiz için bizi tercih
ediyorlar. Bunu nereden biliyoruz? Tabiî
ki her okulun bir reklam anlayışı vardır.
Bizde reklam anlayışı daha çok veli
üzerindendir. Veli gelir sizden memnun
olur, kafasında kendi istediği gibi bir
okulun, kendi sorularını karşılayan bir
okulun olduğunu gördüğü zaman sizi
tavsiye eder. Bize en kötü ihtimalle bir
veliden en az 3 tavsiye gelir. Veli kendisi
ile beraber, diğer velileri de getirir.
Bu bizim yaptığımız işin doğruluğunu
göstermektedir.
Çocukların becerilerini geliştirme,
motivasyonlarını artırmaya yönelik
faaliyetleriniz nelerdir?
Sınıf etkinliklerini her kurum aşağı
yukarı veriyor. Ama bizi diğer
kurumlardan ayıran farklar var. Bu
farkları çocukların sosyalleşmesini,
görsel algılarının gelişmesini sağlayan
etkinliklerimiz ortaya koymaktadır. Biz
bu etkinliklere çok önem veriyoruz.
Türkiye’yi kahkahaya boğan, 7’den 70’e her yaştan
izleyici için çok önemli bir yere sahip olan Hababam
Sınıfı’nın çekildiği Validebağ Adile Sultan Kasrı
Öğretmenevi farklı bir etkinliğe sahne oldu.
sundukları programda Güdük Necmi tiplemesiyle
akıllara kazınan Halit Akçatepe’nin ödülünü almak için
ilerlemiş yaşına rağmen kısa yolu kullanıp masanın
altından geçmesi kahkahalara neden oldu.
24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle Hababam
Sınıfı’nın hayatta olan oyuncuları Üsküdar’da görev
yapan öğretmenlerin de katıldığı programda bir araya
gelerek anıları tazelediler.
Etkinlik sırasında bir konuşma yapan Üsküdar Belediye
Başkan Yardımcısı ve AK Parti Belediye Başkan Aday
Adayı Hilmi Türkmen Hababam Sınıfı ile ilgili müze sözü
verdi. Türkmen “Biz bu filmle büyüdük, çocuklarımız
da bu filmle büyüdüler. İnşallah önümüzdeki günlerde
bu mekânın bir bölümünü Üsküdar Belediyesi olarak
Hababam Sınıfı Müzesi olarak hizmete açacağız. Yine
o gün Halit ağabey ve Hababam Sınıfının yıldızlarıyla
birlikte kurdeleyi birlikte keseceğiz” dedi.
Okulda eski günleri yad eden; Halit Akçatepe, Ahmet
Arıman, Tuncay Akça, Gazanfer Şahin gibi yıldızların
katıldığı etkinlik büyük ilgi topladı. Üsküdar Belediye
Başkanı Mustafa Kara ile Belediye Başkan Yardımcısı
Hilmi Türkmen’in çeşitli anıları tazeleyen hediyeler
1. GELENEKSEL BİLİM
ŞENLİĞİ BAŞLIYOR
“Eğitim yöntemimizin aileler tarafından
tercih edilmesindeki en önemli faktör;
çocukların zekalarını ve dikkatlerini
geliştirmeye yönelik bir eğitim sistemimizin
olmasıdır.”
Ulviye ÇORUH
Kurucu Müdür
Dışarıda gezilerimiz oluyor, bu gezileri
bilimsel gezilerimiz, oyun gezilerimiz
olarak niteleyebiliriz. Çocuklarımızı
ayda iki kere bu gezilere götürüyoruz.
Bunun yanı sıra tiyatroya da gidiyoruz.
Okulda 8 branş dersimiz var. Bunların
hepsi kendi dallarında uzman olan
öğretmenlerimizin verdiği derslerdir.
Akıllı tahtamız, atölyelerimiz, deney
odalarımız, kütüphanemiz var. Buralarda
çocuklara uygulamalar yaptırılıyor,
kitap sevgisi öğretiliyor. Çocukların
kendilerini ifade edebilecekleri ortamlar
yaratılıyor. Bununla beraber artık
mataryellerle çocukların hayallerini
üretebilecekleri ve kendi hayallerindeki
oyuncakları yaparak bu etkinliğin içine
kendilerini katabilecekleri bir eğitim
şeklini çocuklara aşılamaya çalışıyoruz.
Burada müdüre hanımın da bize birçok
desteği oluyor, zaman zaman bir çok
okulda göremediğimiz veya görmek
istediğimiz etkinliklerin ailelere iletimini
sağlıyor ve aileler bu konuda gerçekten
bizden çok memnun kalıyor.
Ulviye Hanım röportajımıza son
verirken okul öncesi eğitim çağında
çocukları olan velilere neler
söylemek istersiniz?
Okul öncesi eğitimden kasıt 2
yaşından sonraki dönemdir. Şuna
inanıyoruz ki, çocuklar ilk 2 yaşını
aileleriyle birlikte geçirmeleri
gerekmektedir. Anne babanın
çocuğunun yanında olması o
yaş aralığı için çok önemli. Anne
babanın verdiği bu sevginin aynı
şekilde devam edebilmesi için anne
babalar çocuklarını inandıkları,
güvendikleri bir okula vermelidirler.
Bu demek oluyor ki 2 yaşından
sonra çocuğun sosyalleşmesi,
gelişmesi kendi gelişimlerini
tamamlaması adına anaokulları çağın
olmazsa olmazı. Çünkü çocuklarımızın
artık oyun alanları yok. Parkları yok.
Çocuklar sadece apartmanların
içinde ve televizyonlarının karşısında
oturuyorlar. Bu durum çocukların
gelişimlerini engelliyor. Bunun
sonucunda çocuklarda dikkat eksikliği
veya farklı psikolojik rahatsızlıklar
ortaya çıkabiliyor. Bu nedenledir
ki velilerin 3 - 6 yaş aralığındaki
çocuklarına doğru, istedikleri gibi bir
eğitim verebilecek ve çocuklarının
psikolojik ve sosyal gelişimlerini
tamamlamalarına yardımcı olabilecek
bir okula göndermeleri gerektiğini
belirtmek istiyorum.
Tel : 0216 474 04 12
www.bogaziciyildizlaranaokulu.com.tr
Ü s k ü d a r
Belediyesi
Eğitim Destek
Merkezleri
bünyesinde
yer alan Bilgi
Evleri, Çocuk
Akademileri
ve
Çocuk
Üniversitesi
tarafından
düzenlenen
1. Geleneksel
B i l i m
Şenliği
3-4
Aralık
2013
tarihinde Bağlarbaşı Kültür Merkezinde
gerçekleştirilecek.
İlk
ve
ortaokul
öğrencilerine yönelik etkinliklerin yer
aldığı bilim şenliği etkinlikleri iki gün
boyunca 10.00 – 17.00 saatlerinde ziyaret
edilebilecek.
UZAYA SEYAHATİN İLK DURAĞI ve
PLANETARYUM
Gerçekleştirmiş olduğu Kütüphanede
Bilim Var ve Uluslararası Robot Zirvesi gibi
etkinliklerle genç zihinleri bilimin eğlenceli
yüzüyle tanıştıran Üsküdar Belediyesi
bu alandaki çalışmalarına geleneksel
hale getireceği “Bilim Şenliği” ile devam
ediyor. Robotların mekanik dünyasından
dinozor kalıntılarına, sonik seslerden
kuru buz deneyine kadar birçok etkinliğin
yer alacağı şenliğin ilk adımı Uzaya
Seyahat olacak. Ziyaretçilerini, Uzay ve
Astronomi Sergisi ile karşılayacak olan
bilim şenliği, ay yüzeyi, güneş sistemi,
takımyıldızlar haritası, Hubble Uzay
Teleskopu bölümlerinden oluşan harika bir
sergiyle uzay seyahatini gerçekleştirecek.
Ziyaretçiler ayrıca planetaryumda uzayla
ilgili eğlenceli ve şaşırtıcı yansımalardan
oluşan filmleri seyredebilecek.
DİNOZORLAR DÜNYASININ KAPILARI
ARALANIYOR
Bilim şenliğinin geçmişe aralanan kapısı
ise ziyaretçilerini dinozorların gizemli
dünyasına taşıyacak. Dinozorlar Dünyası
adını alan etkinlikte ziyaretçiler, özel olarak
tasarlanan bölümde çağlar öncesi bir
yaşamın izlerini sürecek. Dinozor maketi
ve heykelleri, dinozor yumurtaları, yaşam
alanları gibi birçok konuda bilgi sahibi
olabilecek olan ziyaretçiler katılacakları
dino kazısı ile de fosiller ve fosil bilimciler
hakkında bilgi sahibi olacaklar.
ÖZEL ÇAMLICA ÇOCUK YUVASI
“SEVGİ ÇEMBERİMİZE SİZ DE KATILIN...”
bulunduğumuza gelince; çocukları okulun
duvarları arasında tutmamaya çalışıyoruz.
Çocuklarımızla her ay düzenli olarak en
az iki defa okul dışı etkinlik düzenliyoruz.
Çocukların sinema, tiyatro ya da büyük
organizasyonlara dahil olması konusunda
gerekli insiyatifleri alıyoruz ve çocukların
toplu olan yerlerde uyum kuralları, ahlaki,
adab-ı muaşeret anlamında bilmeleri
gereken ne var ise gizil öğrenme şeklinde
çocukların hayatlarına dahil etmeye
çalışıyoruz.
Nergis Hanım ailelerinizin sizi tercih
etme nedenleri nelerdir?
FAZİLETLİLER ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLADI
Fazilet Eğitim Kurumları’nın kurucu ve öğretmenleri, Öğretmenler Günü’nünde bir araya geldi. Öğretmenler Günü
Buluşmasına Üsküdar Kaymakamı Mustafa Güler, Üsküdar Belediye Başkan Yardımcısı Hilmi Türkmen, Üsküdar İlçe
Milli Eğitim Müdürü İlyas Tekin katıldı. İlim Ve Fazilet Vakfı Başkanı Mahmut Ekşi kurumda görev yapan eğitimcilerin
Öğretmenler Günü’nü kutladı.
Kurumun geleneksel hale getirdiği 24 Kasım Öğretmenler Günü buluşması, bu yıl Nakkaştepe’de Nakkaş Kebap
Restaurant’ta gerçekleşti. Öğretmenler Günü Dolayısıyla Üsküdar Kaymakamı Mustafa Güler, Üsküdar Belediye Başkan
Yardımcısı Hilmi Türkmen, Üsküdar İlçe Milli Eğitim Müdürü İlyas Tekin, İlim Ve Fazilet Vakfı Başkanı Mahmut Ekşi birer
konuşma yaptı.
Ekşi, konuşmasında İlim ve Fazilet
Vakfı Eğitim Kurumları’nın konuk
misafirlere, Fazilet Eğitim Ailesine
katılımlarından
dolayı
teşekkür
konuşması yaptı. Konuşmasında
şunları ifade etti: Kurumumuz
burada emek veren işçisinden
genel müdürüne vakıf başkanına
işçisinden öğretmenine, hanımefendi
öğretmenine, beyfendi öğretmenine
kadar herkesin ve buraya öğrencilerini
göndererek bize katkı sunan ve
çocuklarının eğitimini bize emanet
eden velilerimizindir. Kurumumuz
para kazanmak için kurulmuş değil.
Hayırlı bir iş, hayırlı bir amel yapma
gayesi var.”
Biliyoruz ki çocukların hayatlarında çok
önemli bir adım olan okuldaki ilk yıllarını
verimli bir şekilde geçirebilmeleri için
okula hazır olmaları gerekmektedir.
Bunun açıdan okul öncesi eğitimin önemi
büyüktür. Biz de Kalem Gazetesi olarak
Özel Çamlıca Çocuk Yuvası’nı bu konuda
ele alacağız. Özel Çamlıca Çocuk Yuvası
Sorumlu Müdürü Nergis ÖKSÜZ bize
okul öncesi eğitim ve kurumu hakkında
verdiği bilgiler ışığında okurlarımızı
aydınlatacağız.
Kurumunuz hakkında bilgi almadan
önce okul öncesi eğitim nedir? Genel
hatları ile bahsedebilir misiniz?
Okul öncesi eğitim demek aslında insanın
doğumundan hemen sonra doğumunu
takip eden süreçte hayatla ilgili ilk temel
bilgilerini aldığı dönemi kapsıyor. Bu
aslında 0 – 6 yaş dönemini kapsayan bir
dönem. Ama okulların devreye girmesi
sürecinden bahsedecek olursak; okulla
tanışma dönemi dünyada kabul edilen
yaş aralığı 3 ve 6 yaş aralığıdır. Yapılan
araştırmalar zihni gelişimlerin çocukların
dünyaya hazır oluşlarıyla ilgili çok önemli
bir yerde olduklarını bize gösteriyorlar. En
son takip ettiğim araştırmada çocukların
zihinsel gelişimlerinin 0 – 6 aralığında
%70’ini tamamladıklarını gösteriyor ki,
bu da aslında çok kritik bir dönemdir.
Bu dönemde çocukların okul öncesi
eğitimlerinde genel anlamda bahsedecek
olursak; psikolojik, fiziksel, ruhsal anlamda
hayatla bağlantılarını kurdukları bir
zamandır. Bu noktada aslında çocuğun
okul öncesi eğitiminde okulun devreye
girmesiyle birlikte 3’lü saçayak sistemi
devreye giriyor diyebiliriz. Çocuk merkezde
olmak üzere aileden beslenmenin yanında
okuldan da besleniyor. Bu anlamda
saçayağını sistemli, sağlam kurmak
demek çocuğun topluma daha hazır hale
gelmesi demektir. Anaokulların ya da okul
öncesi eğitimdeki tüm okulların misyonu
da aslında burada önem arz ediyor. Hayatı
bir gömleğe benzetecek olursak anaokulu
da bu gömleğin ilk düğmesine tekabül
ediyor. Eğer gömleğin ilk düğmesini güzel
ilikleyebilirsek daha sonraki düğmelerde de
güzel bir sonuç alacağımızı öngörebiliriz.
Özel Çocuk Yuvası olarak kendinizden
bahseder misiniz?
Özel Çamlıca Çocuk Yuvası Bulgurlu
Mahallesi’nde yaklaşık 10 yıldır anaokulu
sektöründe hizmet veriyor. Burada
verdiğimiz hizmette azami gayret, azami
hassasiyetle tüm
çocuklarımızın
en
ince
noktalarına
kadar, en güzel
şekilde, en güzel
haliyle işlenmiş
bir birey olarak topluma kazandırılmalarına
gayret ediyoruz. Misyonumuz her çocuğun
özel olduğu ve bu özel varlıkların toplumda
olması gereken yerlerde bulunabilmeleri
için elimizden geleni yapmamız gerektiğidir.
Buradaki hizmetimizle ilgili daha detaylı
bilgi vermek gerekirse; çocuklarımızın her
birini gelişim sürecinde ayrı ayrı takip edip
onların gelişim süreçlerinde yanlarında
olmaya
çalışıyoruz.
Kısa
zamanlı
değerlendirmeler, serbest gözlemlerimiz
oluyor. Bunların dışında branş dersleri ile
çocuklarımıza destek olmaya çalışıyoruz.
Çocuklarımızın ahlaki değerleri, fenni
bilimlerdeki bilmeleri gereken genel
geçer bilgileri de eğitim programımızın
içine
entegre
etmeye
çalışıyoruz.
Çocuklarımızın burada var oldukları her
anda, bir önceki ana göre daha iyi bir
noktada olabilmeleri için elimizde geleni,
en üst seviyede yapmaya çalışıyoruz.
Çocukların fiziksel, ruhsal ve sosyal
gelişimleri için kurumunuzda ne tür
etkinlikler düzenlenmektedir. Biraz da
bundan bahsedebilir miyiz?
Çocuklarımızın
burada
gelişmelerini
desteklemek amacıyla fiziksel gelişimlerini
de ön planda tutuyoruz. Çünkü çocukların
anatomik anlamda kalın kas ve ince
kas motorlarının gelişimine eşdeğer
aktiviteleri burada uyguluyor olmamız
gerekiyor. Bunun dışında çocuklara
folklor, cimnastik gibi eğitsel aktivitelerle
de uyum içinde hareket etmesi yönünde
hizmet vermeye çalışıyoruz. Bu da aslında
çocukların hem gelişimlerini takip etmek
ve desteklemek hem de onların vakitlerini
daha da eğlenceli geçirmelerini sağlamak
anlamında bize yardımcı oluyor. Sorunun
ikinci alt kısmı ruhsal gelişimlerini nasıl
desteklediğimiz, ruhsal gelişimleri ile ilgili
sürekli psikoloğumuzun çocukların serbest
geçirdikleri dönemlerinde gözlemlerimiz
oluyor. Bu gözlemler belli zamanlarda
değerlendirme raporu olarak sunuluyor ve
bu doğrultuda koruyucu, önleyici olarak
gözlenen bazı durumlar ebeveynlerle
paylaşılıyor. Çocuk daha iyi gelişmeyi
nasıl gösterir bu psikolog eşliğinde veli
haberdar edilerek istişarelere gidiliyor
ve veli bu sürece katılmış oluyor. Sosyal
anlamda
gelişimlerine
ne
katkıda
Ailelerimiz ile görüşmeye başladığımızda
bizimle daha önce çalışan ailelerin,
çocuklarına hizmet verdiğimiz ailelerin
söyledikleri en önemli şey bize duydukları
güven oluyor. Aileler daha önce bizden
aldıkları eğitimin kalitesi ve güveni ile
birlikte bize tekrardan başvuruyorlar. Şu
ana kadar ailelerin çocuklarına verdiğimiz
eğitimle ilgili olumlu bir prestijimiz var.
Kendi oluşturduğumuz olumlu imajla
birlikte sürekli kendimizi güncelleyerek
yolumuza devam ediyoruz. Çocukları
sadece tek bir perspektiften değil çok yönlü
donatarak onları hazırlamayı planlıyoruz.
Bizim üzerimize giydiğimiz misyonumuz
çocukların olabilecek her türlü imkanla
tanışarak
hayata
hazırlanmaları
yönündedir. Biz bu konuda kendimizi
sürekli yeniliyoruz, güncelliyoruz kendini
gözeten bir sistem halinde yolumuza
devam ediyoruz. Meslektaşlarımızla her
15 günde bir toplanıyoruz. Bu toplantıda
biz nerede olduğumuzu bir 15 gün
sonraya kadar kendi ivmemizi nereye
çıkarabileceğimizi tartışırız. Aynı zamanda
dünya litaratürünü araştırırız. Okul öncesi
eğitimde yeni araştırmalar, yeni aktiviteler,
yeni düşünceleri kendi içimize sindirmeye
ve bunları kendi içimizde değerlendirmeye
çalışırız.
Öğretmenlerimizin
branş
dersleri olduğunda kalan boş vakitlerinde
zamanlarını araştırmaya harcadıklarını
söyleyebilirim. Bu anlamda eğitim kadrosu
da sürekli kendini yenilemekte ve her
gün eğitim kadromuz kendine bir soru
sormaktadır. Bugün dünden ne kadar iyi
bir eğiticiyim? Bu soruyu kendi içlerinde
tatminkar bir şekilde cevaplandırdıklarında
zaten sınıflarına dünden daha iyi bir eğitici
olarak gelmiş oluyorlar. Eğitici kadromuz
vizyonunu bu anlamda sürekli geliştiren
ve güncelleyen bir özelliğe sahip olması
bizi bu konuda diğerlerinden daha tercih
edilir yapıyor. Bunun dışında biraz önce
de bahsettiğim üzere biz hiçbir bireyi
toplum içerisinde toplumu oluşturan
bir parça olarak görmüyoruz. Her birey
kendi içinde çok özeldir, çok münhasır bir
varlıktır ve bu varlıkların kendi içindeki
gelişimleri diğerlerine eşdeğer olarak
takip etmeyebilir. Çocuklarımın her birini
özel olarak gözlemleyip ihtiyaçlarına
“Hayatı bir gömleğe benzetecek
olursak anaokulu da bu gömleğin
ilk düğmesine tekabül ediyor.
Eğer gömleğin ilk düğmesini güzel
ilikleyebilirsek daha sonraki düğmelerde
de güzel bir sonuç alacağımızı
öngörebiliriz. ”
Nergis ÖKSÜZ
Sorumlu Müdür
uygun eğitim vermeye çalışıyoruz. Bu
da belki çocukları toplum içerisinde
birer birey olarak değil kendi içlerinde
kendi değerlerini taşıyan bireyler olarak
görmemiz anlamında da bizi bir adım
ileriye taşımaktadır.
Nergis Hanım röportajımıza son
vermeden önce velilere mesajınız
var mıdır? Velilere neler söylemek
istersiniz?
Bir eğitici perspektifinden bakacak olursak
ailelere tabiî ki söyleyecek birkaç sözüm
var. Bunlardan biri dünyanın artık anaokulu
kavramını daha çok içselleştirdiğidir.
Okul öncesi eğitimin ne kadar önemli
olduğu yönünde yapılan araştırmalarda
artık anne karnındaki etkileşimden
çocukların karakter gelişimiyle doğru
oranda etkilendiğini biliyoruz. Dolayısıyla
çocuk dünyaya geldikten hemen sonra
eğitimine tekrardan devam ediyor. Bu
resmi anlamda örgün eğitime geçmeden
önceki zamanı da kapsıyor. Biraz önce
bahsettiğim araştırma sonuçlarından da
tekrar yola çıkacak olursak çocukların
asıl öğrenimleri, zeka gelişimleri 0 – 6
yaş arasında gerçekleşiyor. Ailelerin
her birinin bu noktada çocuklarını
ne kadar önemsediklerini biliyoruz.
Ama artık anaokullarının ne kadar
önemli olduğunu, ne kadar önemli bir
misyonu yüklendiklerini belki biraz
daha hatırlatmak gerekebilir ailelere.
Anaokullarında çocuklar yalnızca teorik
birkaç bilgi öğrenmiyorlar. Akranlarıyla
birlikte farklı kavramları, sosyal duruşları,
bazı önemli davranışları öğreniyorlar.
Dolayısıyla çocukların bu noktada daha
kendine güvenen, daha kendinin farkında,
imkanlarının ve potansiyellerinin farkında
bireyler olması için anaokulu kavramına
biraz daha hassasiyetle eğilmelerini
tavsiye edebilirim.
Tel : 0216 521 95 37
www.camlıcayuva.com
RÖPORTAJ
İBRAHİM ATLI
RÖPORTAJ
www.kalemgazetesi.net
“Öncelikle biz bir aileyiz. Tüm Aday
Adayları da bu ailenin birer ferdi.”
Kalem Gazetesi olarak AK Parti Üsküdar Belediye Başkan Aday Adayları’ndan Polat SAĞIR ile
gerçekleştirdiğimiz röportajda merak edilenleri sorduk. Sağır, öncelikle bir aile olduklarının altını çizerken
Üsküdarlıların istikrardan yana tercihlerini kullanacaklarını söyledi. Adaylığıyla ilgili “Başbakan Erdoğan
kimin elini kaldırırsa bizim elimizi kaldırmış gibi aynı şekilde biz de hizmet etmeye devam edeceğiz” dedi.
hizmet edebilmek.
Bu hizmet
noktasında da biz Üsküdar’a Gençlik
Kollarının Kurucu Yönetim Kurulu
Üyesi olarak başladık.
Onun
akabinde
2004
yılında
Başbakanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğan, gençlere mecliste 3 kişilik
kontenjan ayırdı. Burda partimiz bizim
ismimizi öne koydu. 2004 yılında yerel
yönetimlerde meclis üyesi olarak
göreve başladık. 5 yıllık süreçte
rahmetli Mehmet Çakır başkanımızla
beraber iyi hizmetler ettik. bunun
akabinde 2011 yılında milletvekilli
aday adaylığı başvurumuzu yaptık.
Süreç 2014 yılına yaklaştığımızda
mevcut başkanımız Mustafa Kara
aday olmayacağını deklare ettikten
sonra. 2014 yerel seçimlerinde ne gibi
hizmetlerde bulunabiliriz diye konuştuk
tartıştık istişarelerde bulunduk. Parti
büyüklerimizle görüştük. 1 Kasım
itibariyle belediye başkan adaylığı
başvurumuzu yaparak 2014 yerel
seçimler için sürecimizi bu şekilde
başlatmış olduk.
Üsküdar’a dair projeleriniz nelerdir.
Üsküdarlıya ne vaat ediyorsunuz.
Üsküdarlı size niye oy vermeli?
Kalem Gazetesi olarak AK Parti
Üsküdar Belediye Başkan Aday
Adayları’ndan
Polat
Sağır
ile
gerçekleştirdiğimiz röportajda merak
edilenleri sorduk.
Polat Bey kendinizi kısaca tanıtır
mısınız ?
1977
Samsun
doğumluyum
aslen
Rizeliyim.
15
yıldır
Üsküdar’da yaşıyorum. İTÜ Harita
Mühendisliği mezunuyum. Marmara
Üniversitesi’nde
yerel
yönetimler
üzerine Yüksek Lisans yapmaktayım.
Proje yönetimi, mimarlık, mühendislik
hizmetleri veren bir şirketin yönetim
kurulu başkanıyım. Evli, iki çocuk
babasıyım.
Aday adaylığınızı son gün açıklayan
isimlerden biri oldunuz? Bu süreç
nasıl gelişti?
Burada asıl önemli olan Üsküdar’a
Bildiğiniz gibi Üsküdar bir medeniyet
şehri. Tarihi dokusu olan tarihi eserleri
olan tarihte önemli bir yeri olan şehir
kenti. Ve bu kenttede farklı kültürden
insanların olduğu, bunların bir arada
yaşadığı öenmli bir şehir, Bu şehirde
tabi öncelikle biz Üsküdarlılarımızın
istikrara oy vermelerini düşünüyoruz.
İstikrar nedir.
Ak Parti döneminde 2004 yılından beri
başlayan hizmet. Bu hizmet 10 yıldır
devam ediyor. Tabi bu devam eden
hizmetin üzerine neler koyabiliriz neler
yapabiliriz. Daha ileri nasıl götürebiliriz.
Tabi bu düşünceler içerisindeyiz. Ve
buna dayalı projeler oluşturduk. Bu
çalışmalarımızı inşallah 2014 yerel
seçimlerinde itibariyle aday ben
olabilirim ya da başka arkadaşımız
olabilir. Bizim için öncelikle önemli olan
10 yıllık devam eden istikrarımızda AK
Parti lehine bir hizmet serüvenine bu
yeni dönemde neler kazandırabiliriz.
Buna dayalı çalışma yürütüyoruz.
İnşallah 2014 seçimiyle birlikte önemli
projelere, tarihi anlamda kentimize
nasıl projeler yapabilirizin çalışmasını
6
yapıyoruz.
Üsküdar
denildiğinde
gezilecek görülecek, yerler nereleridir.
Bunlar üzerine çalışmalar yapacağız.
Tüm bunların dışında Üsküdar’ı
bir marka şehri yapmak istiyoruz.
Üsküdar’ın zaten gerek kültürel
anlamda gerek tarihi anlamda belli
bir markası var. Ama İstanbul’a gelen
her insanın yabancı turist olabilir yerli
turist olabilir, her insanın Üsküdar’a
geldiğinde
nereleri
görebileceği,
nereleri
gezebileceği,
nerelerde
konaklayabileceğini de düşünmek
lazım. Buna yönelik önemli projelere
yer vermeyi düşünüyoruz. Tabi birçok
proje var; fakat projelerin detaylarına
çok fazla girmek istemiyorum. Çünkü
bu süreç önce adaylığı belirleyen bir
süreç. Adaylık belli olduktan sonra,
projelerimizin hepsini açıklayacağız.
Ak Parti Üsküdar’da aday adaylığını
açıklayan 6 isim var. Diğer 5 isim
hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Öncelikle biz bir aileyiz. Tüm aday
adayları da bu ailenin birer ferdi.
Bu ailenin bireyleri hizmet yarışına
girmiş durumda. Yarışa girdiğimiz
arkadaşlarımızın hepsi kendi çapında
özellikleri olan, başarılı arkadaşlarımız,
büyüklerimiz. Bu arkadaşlarımız böyle
bir sorumluluğu üstlenme cesaretini
gösterdiler. Burada önemli olan bu 6
adayın özelliklerinden ziyade 2004
yılından beri süregelen hizmetlerin
devamını
getirebilmek.
2014’teki
seçimde ben de açıklanabilirim diğer
arkadaşlar da açıklanabilir. Ama
İBRAHİM ATLI
www.kalemgazetesi.net
“Beni en çok etkileyen
sokaktaki halk ve esnaf”
Kalem Gazetesi olarak Cumhuriyet Halk Partisi Üsküdar Belediye Başkan Aday Adayları’ndan Ahmet KILIÇ
ile gerçekleştirdiğimiz röportajda merak edilenleri sorduk. KILIÇ, “bizim en büyük projemiz Üsküdar’ı almak,
bizim olmazsa olmazımız Üsküdar’ı almak” dedi. Adaylığıyla ilgili “35 yıllık bir Üsküdarlı olduğum için her
gören destekliyoruz, parti gözetmeksizin arkandayız, siz yeter ki aday olun nasıl 89’daki gibi büyük bir
kitleyle Niyazi Yurtseven’in arkasında durduysak sizin de arkanızda duracağız.” diye söyledi.
CHP de kapanmıştı. 1992 yılında
yeniden kurulan CHP’nin ilk kurucu
üyelerinden oldum. Partimizde değişik
kademelerde görevler aldım. 2001
yılında Esnaf Komisyon Başkanlığı,
2007 – 2009 yılları arasında İlçe
yönetim kurulu üyeliği, İlçe Başkan
Yardımcılığı görevlerinde bulundum.
2009 yılındaki yerel seçimlerde
Üsküdar Belediyesi Parti Meclis üyesi
olarak aday oldum ve meclis üyeliği
ile beraber hem Büyükşehir’de hem
Üsküdar’da partimi temsil etmekteyim.
4 dönemdir de Üsküdar’ımız belediye
meclisinde İmar Komisyonu üyeliğini
yürütmekteyim. Çeşitli STK’larda
görevler aldım.
Ama benim için en anlamlısı
Üsküdarlılar
Derneği’ni
dönemin
belediye başkanı sayın Dr. Niyazi
Yurtseven ile beraber kurduk. Orada
da yönetim kurulu üyeliği, muhasip
üyelik, sekreterlik, son dönemde
de başkanlığını yaptım. 35 yıllık
Üsküdarlıyım. Esnaflık yapıyorum.
Evliyim, iki çocuğum var, biri hukuk
fakültesi son sınıfta, kızım da Tıp
Fakültesi okuyor.
burada açıklanan kim olursa olsun
Başbakanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğan kimin elini kaldırırsa bizim
elimizi kaldırmış gibi aynı şekilde
biz hizmet etmeye devam edeceğiz.
Bizim bakış açımız budur. İnşallah
Üsküdar için en hayırlı aday kimse
Mevlamızdan onun başa geçmesini
diliyoruz.
Aday adaylığınızı açıklamanızdan
bu yana 4 aylık bir süreç geçti. Bu
süreçte neler yaşandı?
Üsküdar Ak Parti Belediye Başkan
Adaylığının açıklanmasına sayılı
günler kala son olarak söylemek
istediğiniz bir şey var mıdır?
Öncelikle bana bu fırsatı sunduğunuz
için Kalem Gazetesi’ne teşekkür
ediyorum.
Bunun yanında Ak Parti olarak
Üsküdar’da toplam 6 aday adayıyız.
Hepimiz Üsküdar’a hizmet yarışı için
aday adayı olduk. Tekrar söylüyorum.
Üsküdar için en hayırlı aday kimse,
Üsküdar’a en iyi hizmeti kim
edebilecekse öncelikle o ismin aday
olması yönünde dua ediyoruz. Bu
arkadaşımızın 10 yıldır süregelen
hizmetin devamını en iyi şekilde yerine
getireceği kanaatindeyiz.
Adaylık süreci belli olduktan sonra
inşallah hep beraber ve bizim
başkanlığımızda en iyi şekilde
çalışmalarımızı martın sonuna kadar
yapacağız ve Mart’ın sonunda Üsküdar
Ak Partili bir belediye başkanıyla daha
da iyi biçimde hizmetlerine devam
edecektir.
Teşekkür ediyorum.
Kalem Gazetesi olarak CHP Üsküdar
Belediye Başkan Aday Adayı Ahmet
Kılıç’a ziyarette bulunduk. Merak
edilenleri sorduk
Ahmet Bey öncelikle bize kendinizi
kısaca tanıtır mısınız?
1965 Trabzon Maçka doğumluyum.
İlkokulu köyümde, ortaokulu ve lisenin
öğrenimimin bir kısmını Trabzon
İmam Hatip Lisesi’nde tamamladım.
Daha sonra 1978 yılında ailevi
nedenlerden dolayı ailemle beraber
Üsküdar’a göç ettim. Eğitimimin kalan
kısmını Üsküdar Akşam Lisesi’nde
tamamladım. Daha sonra Anadolu
Üniversitesi İşletme Bölümünden
mezun oldum. 1985 yılında Sosyal
Demokrat
Halkçı
Parti’ye
üye
olarak siyasete atıldım. 80 ihtilalinin
bütün partileri kapaması sonucu
Biz aday adaylığımızı açıkladıktan
sonra önce sokaklarda çok olumlu
tepkilerle karşılaştık. 35 yıllık bir
Üsküdarlı olduğum için her gören
destekliyoruz, parti gözetmeksizin
arkandayız, siz yeter ki aday olun nasıl
89’daki gibi büyük bir kitleyle Niyazi
Yurtseven’in arkasında durduysak
sizin de arkanızda duracağız. Mahalle
mahalle örgütümüzün toplantılarına
katılıyoruz. Mahalle temsilcilerimiz
önderliğinde toplantılar yapılıyor. Tabi
bunlar örgüte yönelik toplantılar. Benim
partinin içerisinde 30 yıllık emeğimin
olması, onları yakinen tanımış olmam
benim için de bir avantaj oluyor. Onun
için hem örgütümden, hem Üsküdar
halkından hem Üsküdar esnafından
büyük destekler alıyorum. Onun için
adaylaştığımda CHP’nin Üsküdar’daki
adaylığım açıklandığı gün ben kendimi
belediye başkanı olarak görüyorum.
Aday adaylığını kişisel bir karar mı
bir ekip kararı mı? Sizi bu yola ne
teşvik etti?
7
Beni en çok etkileyen sokaktaki halk ve
esnaf. Beni tanıyan esnaf kardeşlerim
ve halk beni göstererek siz CHP’lisiniz,
meclis üyesisiniz, neden siz aday
olmuyorsunuz, Üsküdar’ı herkesten
daha iyi yöneteceğinize inanıyoruz,
güveniyoruz. Böyle yüzlerce insan,
esnaf arkadaşım öneriler ve istekler
doğrultusu benim adaylaşmamdaki
en büyük nedenlerden biridir. Tabi
ki burada benim örgütteki partili
arkadaşlarım
Üsküdar
halkının
profiline en uygun adayın benim
olduğum kanaatinde birleştiler. Ben de
hem onların düşüncelerini alarak hem
de esnafın, halkın düşüncelerine kulak
vererek aday adaylığımı açıkladım.
Ahmet
Bey
Üsküdar’a
dair
projeleriniz
nelerdir.
Kısaca
Üsküdarlıya neler vaad ediyorsunuz.
Üsküdarlı size niye oy vermeli?
Bizim en büyük projemiz Üsküdar’ı
almak, bizim olmazsa olmazımız
Üsküdar’ı almak. Peki Üsküdar’ı
nasıl
alacağız.
Üsküdar
halkı
yaklaşık 20 yıldır aynı zihniyet
tarafından yönetiliyor. Üsküdar halkı
bunalmış. Üsküdarlı 2 dakikalık 5
dakikalık yolu taksiyle yarım saatte
gidiyor. Üsküdar’ın problemleri çok.
En önemli problemlerinden biri
trafik, ikincisi otopark son olarak
da çarpık kentleşme. Bu sorunları
en ivedi bir şekilde halletmek için
projeler yapacağız. Ancak bizim
ilimizin biz aday adaylarına şöyle
bir önerileri var: Adaylaşmadan
önce projelerinizi açıklamayın, aday
olacak arkadaşlarımızı zor durumda
bırakmamanız açısından projelerimizi
paylaşmayın. Ancak belediyelerin
işlerini daha titizlikle hem Üsküdarlıya
hem bütün İstanbulluya yaraşır bir
semt yapacağız. Üsküdar’ın girişi ve
çıkışındaki değişikliklerle Üsküdar’ın
hem bir kültür kenti, hem sağlık kenti
hem de bir turizm kenti olduğunu
görecek.
Şimdilik
proje
olarak
söyleyebileceğim bunlar. Adaylaştığım
zaman projelerimi daha detaylı olarak
halkımla paylaşacağım. Halkımın
oylarına talip olacağım.
Röportajımıza son verirken CHP
Üsküdar Belediye Başkan Aday
adayı Ahmet Kılıç’ın söylemek
istediği son bir şey var mı bilmek
isteriz?
Tabiki tarihi ve coğrafi dokusu bu
kadar önemli bir kentin, siyasi amaçlar
uğruna bu kadar kötü yönetilmesine
hem bir Üsküdarlı olarak hem bir
siyasetçi olarak itirazım var. Bu
itirazın sebebi, bu kadrşı duruşun
sebebi aday adayı olmamdaki en
önemli nedenlerden biridir. 35 yıllık
Üsküdarlıyım o 35 yıl önceki Üsküdar
ki Ümraniyelisi, Beykozlusu, Şilelisi
gelip Üsküdar’dan alışveriş yapıyordu.
Üsküdar esnafı canlıydı, esnaf
kazanıyordu. Şimdi esnaf kaçıyor.
Üsküdar’da kravat alacağımız bir
dükkan kalmadı. Biz Üsküdar’ı eski
şaşaalı, o en zirvedeki durumuna
getirmeye çalışacağız. Bu zaman
alacak ama biz bunu başaracağız. Ölü
bir kent halinden 24 saat yaşanabilir
bir kent haline getireceğiz.
RTÜK, Gözde Kansu’nun ‘dekolte’sini müstehcen bulmadı
SAĞLIK
Kış aylarında hamileyseniz
bunlara dikkat
Ergenlikte
yağlı beslenme
riski artırıyor
Ergenlikte fazla yağlı yiyecek
tüketenlerin, meme kanserine
yakalanma riskinin artabileceği
belirlendi.
ABD’deki Michigan Üniversitesi’nden
bilim adamlarının fareler üzerinde
yaptığı araştırma, ergenlikte fazla
yağlı yiyeceklerin tümörler oluşmadan
önce bile meme dokularında
değişikliklere yol açabileceğini
gösterdi.
Değişikliklerin, ergenlikte meydana
gelse de yetişkinlikte devam
edebileceğini belirten bilim adamları,
bu durumun meme kanserine neden
olabilecek kanser öncesi lezyonların
oluşmasına yol açabileceğini
vurguladı.
10 HAFTA SONRA FARELERDE
TÜMÖRLER OLUŞTU
Araştırmacılar, ergenlik döneminde,
bir grup fareyi az, diğer gruptakileri
çok yağlı yiyeceklerle besledi.
3-4 hafta sonra yağlı yiyeceklerle
beslenenlerin meme bezlerinde
değişiklik tespit edildi. 10 hafta sonra
bu farelerde tümörlerin oluştuğu
görüldü.
Çok yağlı yiyeceklerle beslenen
farelerin fazla kilo almadığına dikkati
çeken bilim adamları, riskin, kilo
alımına değil beslenme şekline bağlı
olduğu sonucuna vardı.
Ergenlikteki olumsuz etkinin sağlıklı
beslenme biçimi benimsenerek
tersine çevrilebileceğini belirten
bilim adamları, önlem için gençken
de az yağlı yiyeceklerin tüketilmesi
önerisinde bulundu. Araştırmanın
sonuçları “Breast Cancer Research”
dergisinde yayımlandı.
Topuklu ayakkabıdaki tehlike
Prof. Dr. Ali Cımbız, ayakkabıların
ayak ve vücut sağlığı üzerine etkilerini değerlendirdi. Cımbız, ‘Uzun süre
giyilen yüksek topuklu ayakkabılar
ayak mekaniğini bozduğundan
kireçlenme, baş ağrısı, migren hatta
görme bozukluklarına bile sebep
olabiliyor.’ dedi.
Yüksek topuklu ayakkabılar kadar, babet diye adlandırılan düz
ayakkabıların da ayak sağlığını
olumsuz etkilediğini söyleyen Cımbız,
‘Günümüzde bayanlar tarafından
çok sevilen topuksuz bez babet
ayakkabılar, arkları desteklememekte,
aşil tendonun çok gerilmesine neden
olmakta. Bunun yanında, yerden
gelen şokları almadığı için kasları ve
bağları çok zorlamakta.’ diye konuştu.
“TOPUKLU AYAKKABI BASINCI 7
KAT ARTIRIYOR”
Prof. Dr. Ali Cımbız, 7 buçuk santimetrelik topuk yüksekliğinin ayaktaki yük
ve basıncın miktarını 7 kat artırdığını
söyledi. Prof. Cımbız, ‘Araştırmalara
göre 5 santimetre yüksekliğindeki
topukta normal yürüyüş bozulur.
Normal günlük aktivitelerde yüksek
topuklu ayakkabı giyenler, gün içinde
6 kilometre fazladan yürüyüş yapmış
kadar ayaklarına ilave yük bindirirler. Topuklu ayakkabılar, ayaktaki
bütün yük dağılımlarını değiştirir,
bu da kalça ve leğen kemiğinin öne
doğru kaymasına, belde zorlanmaya, sırtta kamburluğun artmasına
ve boyunda düzleşmeye neden
olur, ayaktan başlayarak vücuttaki
olması geren bütün dizilimi değiştirir.’
açıklamasında bulundu.
Ayakkabı seçiminde kıyafete uygun
ayakkabı seçme alışkanlığının ayak
sağlığının en önemli tehditlerinden
biri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr.
Ali Cımbız, ‘Tüketiciler, ayakkabı
seçimlerinde model ya da desenden
ziyade ayak sağlığını destekleyen
ortopedik ayakkabıları tercih etmeye
özen göstermeli.’ önerisinde bulundu.
Kış aylarına denk gelen gebelik
dönemi, anne adayının ve bebeğin
sağlığı için özel dikkat ve bakım
gerektiriyor.
Soğuk havanın yol açabileceği üst
solunum yolu enfeksiyonları gerekli
önlemler alınmazsa anne ve bebek
için önemli sağlık sorunlarına neden
olabiliyor.
Memorial Antalya Hastanesi Kadın
Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden
Op. Dr. Sibel Kaya anne adaylarının
kış aylarını üst solunum yolu
enfeksiyonu (ÜSYE) yaşamadan
sağlıklı geçirebilmeleri için neler
yapmaları gerektiği konusunda bilgi
verdi.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ
GÜÇLENDİRİLMELİ
Üst solunum yolu enfeksiyonu ortaya
çıkmadan önce bundan korunmak
için gerekli önlemler alınmalıdır.
Kapalı ve kalabalık yerlerde uzun
süre kalmamak, kapalı ortamları
havalandırmak, üst solunum yolu
enfeksiyonu olan kişilerle aynı
ortamda bulunmamak, uygun kıyafet
seçimi ile soğuktan korunmak,
dengeli beslenme ile bağışıklık
sistemini güçlendirmek, elleri sık
sık yıkamak, ısınmak için kullanılan
soba ve kaloriferin oluşturduğu hava
kuruluğunu önlemek için ortamın
havasını nemlendirmek üst solunum
yolu enfeksiyonlarından koruyucudur.
GRİP AŞISI GÜVENLE
YAPTIRILABİLİR
Gebeliğin 14’üncü haftasından
sonraki bölümü sonbahar ve
kış aylarına denk geliyorsa, grip
aşısı yaptırmak üst solunum yolu
enfeksiyonundan korunmak için
RTÜK raporunda, ‘yayınların genel ahlaka aykırı
olamayacağı ancak, yayıncı kuruluşun öz denetim
mekanizmasını çalıştırdığı’ belirtildi
RTÜK, AKP’li Hüseyin Çelik’in kıyafetine yönelik ‘dekolte’
eleştirisinin ardından ATV’deki işine son verilen Gözde
Kansu’nun kıyafetini müstehcen bulmadı.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in, “Sunucu öyle bir kıyafet giymiş ki olmaz bu yani. Kimseye
karıştığımız yok ama çok aşırı” sözleriyle eleştirdiği
Gözde Kansu’nun ATV’deki işine son verilmişti. Bunun
üzerine, Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) CHP
kontenjanından seçilen üyesi Ali Öztunç, “Kansu’nun
kıyafeti müstehcense ATV’ye ceza verilmeli” diyerek
RTÜK başkanlığına başvurmuştu.
Hürriyet’ten Meltem Özgenç’in haberine göre, Üst Kurul
konuyu inceledi ve “cezaya gerek yok” kararı çıktı.
Konuyla ilgili hazırlanan uzman raporunda, “Veliaht”
programının sunuculuğunu yapan Gözde Kansu’nun
kıyafetinin müstehcen olup olmadı konusu ele alındı.
Raporda, “Yayınların genel ahlaka aykırı olamayacağı
ancak, yayıncı kuruluşun öz denetim mekanizmasını
çalıştırdığı” belirtildi. Konuyu inceleyen Üst Kurul, söz
konusu kıyafetin müstehcen olmadığına karar verdi ve
ATV’ye ceza çıkmadı.
uygun bir yöntemdir. Grip aşısı canlı
virüs içermediğinden gebelerde
rahatlıkla uygulanabilir ve %70-90
oranında koruyuculuk sağlar. Grip
aşısı üst solunum yolu enfeksiyonu
açısından daha riskli olan gebelere
gebelik haftasına bakılmadan ilk 3
ayda da yapılabilir.
ENFEKSİYON MUTLAKA KONTROL
ALTINA ALINMALI
Gebede üst solunum yolu
enfeksiyonu ortaya çıktığında buna
yol açan virüs nedeniyle bebeğin
zarar görmesi beklenmez. Ancak
yüksek ateş yüzünden ilk aylarda
düşük ve sonraki aylarda ise erken
doğum tehlikesi oluşabilir. Ayrıca
gebede üst solunum yolu enfeksiyonu
kontrol altına alınamazsa zatürre ve
bronşite yol açabilir. Bu durumda da
gebenin hastaneye yatırılarak tedavi
edilmesi gerekir.
MUTLAKA UZMAN DOKTORA
BAŞVURUN
Hastalık belirtileri oluşmaya başladığı
anda yeterli istirahat, bol sıvı almak,
C vitamini içeren gıdaları daha
fazla tüketmek yararlı olabilir. Bütün
bunların yapılmasına rağmen ateş
ve solunum güçlüğü oluşuyorsa ya
da üst solunum yolu enfeksiyonu
gebeliğin son haftalarında
geçirilmekte ise; doğduğunda bebeğe
de bulaşma riski bulunduğundan
mutlaka doktora başvurulmalıdır.
Gebede üst solunum yolu
enfeksiyonu tedavisinde kullanılabilen
ilaçlar vardır. Ancak doktora
danışılmadan ilaç alınması veya
tam tersi uzman doktorun verdiği
tedavinin gebeliğe ve bebeğe zarar
verir düşüncesi ile kullanılmaması
istenmeyen sonuçlara yol açabilir.
İLAN
KALEM GAZETESİ BÜNYESİNDE 100 FARKLI SEKTÖRE HİTAP EDEN
WEB TV KANALLARIMIZDA SUNUCULUK VE SPİKERLİK YAPACAK
ÇALIŞMA ARKADAŞLARI ARIYORUZ
0216 553 73 21 - [email protected]
Örtündükten sonra
ilk kez piste çıktı
Rallici
Burcu
Çetinkaya’nın
örtündükten
sonra
pisteki
ilk
görüntüsü
Türkiye’nin tanınmış ralli pilotlarından ve
televizyon sunucusu Burcu Çetinkaya
ani bir kararla örtünmüş ve herkesi
şaşırtmıştı. Ünlü rallici örtündükten
sonra ilk kez 35. Dubai Uluslararası
Rallisi’ne yarışmacı olarak katıldı.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) “Dubai
Uluslararası Rallisi 2013”te, bugün 3
farklı etapta yapılacak yarışlar için geri
sayım başladı.
Bu yıl 35’incisi düzenlenen ve iki Türk
takımının da katıldığı ralli için kapalı
park alanından hareket eden araçlar,
servis alanından Dubai’ye 70 kilometre
uzaklıktaki yarış pistine doğru yola çıktı.
Servis noktasında ekipleriyle birlikte son
kontrollerini yapan pilot ve co-pilotlar,
bugün zorlu çöl şartlarında 3 ayrı etapta
yarışacak.
Tek kadın takımı Türkiye’den
Ralliye Birleşik Arap Emirlikleri (BAE),
Katar, Ürdün, Kuveyt ve Lübnan’dan
katılan 23 takımın arasında, takımı
kadınlardan oluşan tek ralli aracında
Türkiye’den pilot Burcu Çetinkaya ile
co-pilot Özlem Akgüç yarışıyor.
Sezonun son yarışı olan Dubai Rallisi’ni
çok önemli gördüklerini ifade eden
Çetinkaya, “Hedefimiz grubumuzda
birinci olmak. Yarışlarda ilk günün 2.
etabı kırıcı olacak gibi gözüküyor. Ayrıca
1. ve 3. etaplar da rekabetin oldukça
bol olacağı yarışlar olacak. İnşallah
ülkemize derecelerle döneriz” dedi.
Suriyeli muhalifler açlıktan aslan yedi
MGK belgesinde imzası bulunan Abdüllatif
Şener: Ergenekon ve Balyoz kararları
gözden geçirilmeli!
Gülen cemaatine yönelik ‘eylem
planı’nın altında imzası bulunan
Abdüllatif
Şener:
Belge,
bu
çerçevedeki
yargılamaların
yeni
baştan yapılmasını gerektirecek bir
niteliğe sahiptir!
Times gazetesinde geçtiğimiz
günlerde yer alan bir haberde,
Suriye’nin başkenti Şam’ın dış
mahallelerinde abluka altında
kalan
muhaliflerin
açlıktan
hayvanat bahçesinden aldıkları
bir
aslanı
kesip
yedikleri
belirtiliyor.
Haberde, El Karya el Şama
hayvanat bahçesinden alındığı
söylenen ve bir deri bir kemik
kaldığı olduğu görülen aslanın
kesim görüntülerinin muhaliflere
ait internet sitelerinde görüldüğü
vurgulanıyor.
Gazete, Suriye Ordusu’nun Şam’ın
doğusundaki
Guta
bölgesine
uyguladığı ablukanın altı aydan
uzun bir zamandır devam ettiğini
söylüyor ve bölge halkının gıda
kıtlığı
yaşandığını
anlattığını
belirtiyor.
Times, geçen ay da din adamlarının
bölge halkının normal koşullarda
yenilmesi haram sayılan kedi,
köpek ve eşek gibi hayvanları
yiyebileceğini bildiren bir fetva
verdiğini de hatırlatıyor.
Gazete ayrıca kuşatma altındaki
halkın yaprak ve baharatlarla
tatlandırılan kaynamış suyla hayatta
kalmaya çalıştığını söylüyor.
Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK)
Fethullah Gülen cemaatine yönelik
‘eylem planı’ belgesinde imzası olan
dönemin Başbakan Yardımcısı Abdüllatif
Şener MGK belgelerini incelemeden
Ergenekon, Balyoz davaları ile ilgili
karar vermenin yanlış olduğunu belirtti.
Şener, tutuklu Albay Dursun Çiçek’in
altında imzası bulunduğu gerekçesiyle
hüküm giydiği “İrticayla mücadele
eylem planı” belgesini hatırlatarak “Peki
‘Ergenekon davasındaki ıslak imzalı
belge neyin nesi’ derseniz, bunun (MGK
belgesinin) devamı o olur. (...) Buna
benzer üst kararlar vardır. O ilk sızan
belgeye istinaden açılan dava, onun
da dayanak olduğu kararlar şu anda
yeniden gözden geçirilmeye muhtaçtır”
ifadesini kullandı ve belgenin suç olma
niteliğini kaybettiğini söyledi. Şener,
darbe
teşebbüsü
yargılamalarının
gözden geçirilmesinin zorunlu hale
geldiğini savundu.
Taraf Gazetesi’nin ‘Gülen’i bitirme
kararı 2004’te alındı” başlıklı haberinde
yer alan belgede imzası bulunan,
dönemin MGK üyesi, eski Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif
Şener, Vatan gazetesinden Deniz
Güçer’e konuştu. MGK toplantılarının
gizli olduğunu ve toplantıda alınan
kararlar ve yapılan konuşmaların dışarı
çıkmaması gerektiğini belirten Şener,
“içerik niteliğinde herhangi bir bilgi
vermeyeceğim” dedi.
Çaldığı bilgisayarla internete
girince yakalandı
Üsküdar’daki bir işyerinden
çaldığı bilgisayarla internete
bağlanan
hırsızın
yeri
IP
numarası ile tespit edildi
İstanbul Üsküdar’da geçen cumartesi
gecesi bir işyerine giren Volkan E.,
dizüstü bilgisayar çaldı. Sabah durumu
fark eden çalışanlar polise haber verdi.
Durum hemen polise bildirildi. Olay
yerine gelen Üsküdar İlçe Emniyet
Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği
ekipleri işyerinin güvenlik kameralarını
inceledi. Yapılan incelemede işyerine
giren kişinin içeride rahat tavırlarla
dolaştığı ve bilgisayarı kazağının
içine sokup çaldığını tespit edildi.
Polis ekipleri işyeri sahibinden çalınan
bilgisayarın “IP” numarasını aldı.
OTELİN İNTERNET BAĞLANTISINI
KULLANDI
Polis ekipleri çalınan bu numaradan
yola çıkarak bilgisayarla Üsküdar’da
Letonya Başbakanı istifa etti
(İLGİNÇ AMA GERÇEK HABER)
Letonya
Başbakanı
Valdis
Dombrovskis, geçtiğimiz hafta 54
kişinin ölümüne neden olan alışveriş
merkezi kazası nedeniyle istifa etti.
Yerel haber ajansı BNS’nin aktardığına
göre, Dombrovskis düzenlediği basın
toplantısında, “Yaşanan trajediyle ilgili
siyasi sorumluluğu üstlendiğimi ve
başbakanlık görevimden istifa ettiğimi
duyuruyorum” dedi.
bir
otelden
kablosuz
internet
bağlantısı (Wireless) ile internete
girildiğini tespit etti. Ekipler harekete
geçip otelin önünde önlem alarak
şüpheliyi beklemeye başladı. Güvenlik
kamerasından eşkali belirlenen kişi,
otelin önünde yakalanarak gözaltına
alındı. Daha öncede hırsızlıktan
sabıkası bulunan 22 yaşındaki
Volkan E., Asayiş Büro Amirliğindeki
ifadesinin tamamlanmasının ardından
adliyeye sevkedildi.
Kaynak: Posta Gazetesi
Letonya’nın
başkenti
Riga’da
geçtiğimiz hafta yaşanan kazada
alışveriş merkezinin çatısı çökmüştü.
Dembrovskis, olayla ilgili hükümet
ağır eleştiri altında kalmıştı ve Devlet
Başkanı Andris Berzins, faciayı
“cinayet” olarak yorumlamıştı.
Geçtiğimiz hafta 54 kişinin ölümüne
neden olan alışveriş merkezi binasının
çatısının neden çöktüğü halen
bilinmiyor. Ancak polis inşaat süreciyle
ilgili bir soruşturma başlattı.
EKONOMİ
Una 1 ayda 3 zam geldi
ANTALYA Fırıncılar Odası
Başkanı Musa Kazım Buhurcu,
son 1 ayda 3 defa zam gören
50 kilogram ağırlığındaki bir
çuval unun 58-62 lira arasında
satıldığını, 65 liraya yükselmesinin beklendiğini söyledi.
Yerel basında işçilerin tek katlı alışveriş
merkezinin çatısında bir kış bahçesi
inşa etmekte olduğunu aktardı.
Ülkenin
1991′de
bağımsızlığını
kazanmasından sonra yaşadığı en
büyük trajedi sebebiyle Başbakan
Valdis
Dombrovskis,
istifasını
cumhurbaşkanına sundu.
Göreve
2009
yılında
gelen
Dombrovskis, IMF’nin talep ettiği
kemer sıkma politikalarını uygulamıştı
Buhurcu, geçen yıl 50 liradan satılan
bir çuval unun fiyatının 62 liraya
kadar yükseldiğini belirtti. Son bir
ayda un fiyatlarına 3 defa zam
yapıldığını kaydeden Buhurcu, “Bir
ay önce 53 liraya satılan 50 kilogram
ağırlığındaki bir çuval un, bugünlerde
kalitesine göre 58-62 lira arasında
satılıyor. Önümüzdeki günlerde, una
yeniden zam yapılması ve 65 liraya
yükselmesi bekleniyor” dedi.
KATKI MADDESİ YASAĞI
VE BUĞDAY REKOLTESİ
ETKİLEDİ
Türk Gıda Kodeksi Buğday Unu
Tebliği’nin 1 Temmuz’dan itibaren yürürlüğü girdiğini ve tebliğ
ile katkı maddesi kullanımının
yasaklandığını hatırlatan Buhurcu,
katkısız ve kaliteli buğday unu kullanma zorunluluğunun getirilmesinin
ardından un fiyatlarında artış olmaya
başlandığını ifade etti. Buğday rekoltesinin de geçen yıla göre yaklaşık
4 milyon ton fazla olmasına rağmen
kaliteli buğday rekoltesinde düşüş
yaşandığını aktaran Buhurcu, kaliteli
buğday üretimindeki azalmanın da
un fiyatlarına yansıdığını belirtti.
YILBAŞINA KADAR EKMEĞE,
SİMİDE ZAM YOK
Buhurcu, oda olarak kent genelindeki
fırıncılarla yılbaşına kadar ekmek,
simit ile sade pide fiyatına zam yapmama kararı aldıklarını söyledi.
Susam ve un fiyatlarına yapılan zamlarla maliyetin yükselmesi sonucu
esnafın zarar ettiğini dile getiren
Buhurcu, “Esnaf, fedakarlık yaparak
üretime devam ediyor. Un ve susam
fiyatlarına yapılan zammı ürün
fiyatlarına yansıtmayarak fedakarlık
yapıyor. Vatandaşları ürünlerimize
zam yaparak mağdur etmek istemiyoruz. Yılbaşına kadar direneceğiz,
sonra da şartlara göre değerlendirme
yapacağız” diye konuştu.
Yeni memur almak için vergileri
arttırmalıyız
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek,
2014 yılında kamuya alınacak 70
bin memurun dağıtımını henüz
yapmadıklarını, buna Başbakan
Tayyip Erdoğan’ın karar vereceğini
söyledi. 2014 bütçesinin Plan Bütçe
Komisyonunda kabul edildiğini
artık harcama artırıcı bir değişiklik
yapılamayacağını kaydeden Şimşek,
“Eğer, bu kadroların büyük kısmını
milli eğitime verelim, diğer alanlarda
hiç personel almayalım denirse öyle
yaparız.
Daha fazla eleman alalım denirse de
bütçeye yansımasını sınırlandırmak
için tedbir alınmak zorunda kalınır.
Çünkü daha fazla eleman alacaksak,
daha fazla para harcayacaksak ya
borçlanmamız lazım ya da vergileri
artırmamız lazım.”
481 liraya yükseltildi”
dedi.
Bakan yeni cezaları
açıkladı
Gümrük ve Ticaret Bakanı Yazıcı, “2014’te tescil ve
kayıt için gerçeğe aykırı beyanda bulunanlara 2 bin
240 lira ceza uygulanacak” dedi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Türk
Ticaret Kanunu’ndaki idari para cezalarının, her yıl
yeniden değerleme oranında artırıldığını belirterek,
“2014’te tescil ve kayıt için gerçeğe aykırı beyanda bulunanlara 2 bin 240 lira ceza uygulanacak.
Ticari defterlerin açılış veya kapanış onaylarının
yaptırılmaması halinde ise uygulanacak ceza 4 bin
Konuya ilişkin AA muhabirine açıklamalarda
bulunan Yazıcı, ticari
hayattaki güven ve
istikrarın sürdürülebilmesi için Türk Ticaret
Kanunu’nda bazı
fiillerin kabahat olarak
tanımlandığını ve bu fiillerin işlenmesi halinde
de idari para cezaları
uygulanmasının
öngörüldüğünü
hatırlattı.
Bakan Yazıcı, 6102 sayılı Türk Ticaret
Kanunu’ndaki idari para cezalarının, 5326 sayılı
Kabahatler Kanunu uyarınca her yıl yeniden
değerleme oranında artırıldığına dikkati çekerek,
yeniden değerleme oranının yüzde 3,93 olarak
uygulanacağını anımsattı.
Tescil ve kayıt için gerçeğe aykırı beyanda
bulunanlara 2 bin 156 lira idari para cezası
uygulandığını ifade eden Yazıcı, gelecek sene bu
BANKALARIN SAĞLAMLIĞI
BDDK’nın taksit sınırlamasına ilişkin
uygulamalarına da değinen Şimşek,
sınırlamaların temel hedefinin
Türkiye’de sürdürülebilir büyümeyi
sağlamak olduğunu vurgulayarak
şöyle konuştu: “Hane halkının borcunu daha da artıracak, bankaları
risk altına koyacak, sürdürülebilir
büyümeyi etkileyecek trendleri
yakından izliyoruz. Bankalara çok
mu yükleniliyor? Son dönemde
tartışmalar ve tedbirlerle belki
böyle bir algı uyanmış olabilir ama
bankacılık sektörünün sağlıklı,
sürdürülebilir, iyi sermaye yapısına
sahip ve kârlı olması için tedbir
alıyoruz. Aldığımız tedbirler büyümeyi
sınırlayıcı tedbirler ama büyümenin kalitesini artıran, büyümeyi
daha sağlıklı, sürdürülebilir kılan
adımlardır.”
cezanın 2 bin 240 lira olacağını bildirdi.
Yeni yılda tescil edilen ticaret unvanının, ticari
işletmenin görülebilecek bir yerine okunaklı bir
şekilde yazılmaması ve işletme adının tescil ve ilan
ettirilmemesi hallerinde 2 bin 240 lira para cezası
uygulanacağını belirten Yazıcı, şöyle konuştu:
“Ticari defterlerin açılış veya kapanış onaylarının
yaptırılmaması, defterlerin Türkçe tutulmaması,
hileli envanter çıkarılması, defterlere yapılan bir
kaydın önceki içeriği belirlenemeyecek şekilde
çizilmesi ve değiştirilmesi ile elektronik ortamda saklanan belgelerin ibraz edilememesi
durumlarında ise 4 bin 481 lira idari para cezası
uygulanacak.
Öte yandan, internet sitesi kurma yükümlülüğü
olan anonim şirketlerin yönetim kurulu başkan
ve üyeleri ile taahhüt edilen ve ödenen sermaye
miktarını, limited şirketlerin ise müdürleri ile taahhüt edilen ve ödenen sermaye miktarını, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin de
yöneticileri ile taahhüt edilen ve ödenen sermaye
miktarını, internet sitelerinde yayımlamamaları
halinde de 2 bin 156 lira olan idari para cezası, 2
bin 240 lira olarak uygulanacak.”
40 Yılın Hatırı Onları
Bir Araya Getirdi
Üsküdar Belediyesi Siyasetin Ağabeyi Recai
Kutan için bir belgesel hazırlayarak galasını
yaptı. Türk siyasetinin önemli isimlerinden
Recai Kutan’ın siyasette 40. yılı nedeniyle
yapılan belgeselin galası sevenlerini araya
getirdi.
bir şeyin ne kadar lüzumlu olduğunu öğrendik.
Bir insanın ne kadar sabırlı olabileceğini,
bir insanın genel başkanına, liderine ne kadar sadık olabileceğine, davada yürürken
sendelemeden, düşmeden, dimdik nasıl
gidilebileceğini hamd olsun ondan öğrendik.”
“40 Yılın Hatırında Buluşuyoruz” sloganıyla
hazırlanan belgeselde Recai Kutan ve siyasi hayatına şahitlik eden isimler hayatından
kesitler anlattı.
Merve Kavakçı Yeniden Milletvekili mi Oluyor?
Üsküdar Bağlarbaşı Kongre ve Kültür
Merkezi’nde yapılan programa, ESAM Genel
Başkanı Recai Kutan, Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç, Saadet Partisi Genel Başkan
Yardımcısı Temel Karamollaoğlu, Üsküdar
Belediye Başkanı Mustafa Kara ve çok sayıda
siyasetçi, bürokratın yanı sıra Recai Kutan’ın
dostları ile vatandaşlar katıldı.
Programda Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara ilk sözü alarak “ona olan vefa borcumuz bu programla elbette ödenmez. Kutan
GAP projesiyle nasıl Anadolu’nun bereketi olduysa, Türk Siyaseti’nin de bereketi olmuştur”
dedi. Kara, belgeselin hazırlanmasında
emeği geçen Belediye Başkan Yardımcısı Av.
Hilmi Türkmen, gazeteci Ersin Çelik ve ekibe
de özellikle teşekkür etti.
Ardından bir konuşma yapan Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç ise programın
kadirşinaslık ve ince bir düşünce olduğunu
vurgulayarak “28 Şubat sürecinde, Merve
Kavakçı kardeşimizin Meclis’ten dışlandığı
dönemde acıları, ümitleri birlikte yaşadık.
Ama her zaman bize ümit verdi, geleceği ümitle anlattı bizi davamıza bağladı.” dedi.
Arınç sözlerine şöyle devam etti; “Siyasetin
Allah rızası için yapıldığını, cihatın anlamının
gerçekte ne olduğunu muhterem hocamızla
birlikte bizlere her zaman ifade etti. Biz ondan sadece siyaseti öğrenmedik. Edebin ne
kadar güzel olduğunu, ahlak, nezaket denen
“Siyasetin Ağabeyine Vefa” adını taşıyan belgeselde
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’tan, AK Parti Genel
Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’a, Saadet Partisi
Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Oya Akgönenç’ten, Recai Kutan’ın Devlet Su İşleri’nde görev yaptığı yıllardan beri
beraber çalıştığı eski bakanlardan Fehim Adak’a kadar birçok isim Kutan’ı anlattı.
Belgeselde Fazilet Partisi dönemini anlatırken Merve
Kavakçı olayına da değinen Arınç, Merve Kavakçı’ya
milletvekilliğinin yeniden ikram edilmesi gerektiğini söyledi.
Arınç “Mazbatasını almış ve milletvekilli hakkını kazanmış
Sayın Kavakçı’ya bu hakkı yeniden teslim etmeliyiz, hangi
parti bunu yapar bilmiyorum, ama benim gönlüm Ak Parti’nin
bunu yapmasından yana” dedi.
Kutan’ın Kitabı Yolda
Belgesel sonunda konuşma yapan Recai Kutan emeği
geçenlere teşekkür ederek, “hakkımda söylenenler bir insan olmayı Allah bana nasip etsin” dedi. Kutan “tarih milletin hafızasıdır, tarihten ders çıkarmak ilimdir. Benim de
bu noktada tecrübelerim ziyadesiyle birikti.
Yaşadıklarımın büyük
bir kısmını yazdım,
inşallah
yakında
yayınlanacak” diyerek
kitabının müjdesini de
verdi.
Gala sonunda Üsküdar
Belediye
Başkanı
Mustafa Kara Kutan’a
bir
plaket
takdim
ederek, teşekkür etti.
kalem
İmtiyaz Sahibi
ve
Yazı İşleri Müdürü
İskender ALBAYRAK
Genel Yayın Yönetmeni
Abdullah KARASU
Kurumsal İletişim
Direktörü
İbrahim ATLI
Grafik - Reklam
Kalem Ajans
Web Tasarım
Kalem Ajans
Yayın Kurulu
İbrahim ATLI
Abdullah KARASU
İskender ALBAYRAK
Baskı
İhlas Gazetecilik A.Ş
Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza
No: 11 A / 41 Yenibosna /İST
0212 464 30 00
Yönetim Yeri
Mimar Sinan Mahallesi Karagazi Sokak
Tan Han No: 4/2 Üsküdar
0216 553 73 21
www.kalemgazetesi.net
www.kalemajans.net
www.uskudarlife.net