TEMMUZ ARALIK.indd

Transkript

TEMMUZ ARALIK.indd
MALø UFUKLAR
Muhasebe-Finans-Denetim-Maliye-Ekonomi AraútÕrmalarÕna Yönelik
Hakemli YaygÕn Süreli YayÕn / Semi-annual peer-reviewed journal for
Accounting, Finance, Economics, Auditing and Public Finance Research
YÕl/Year : 5
SayÕ / No: 15
Tarih / Date: Temmuz-AralÕk 2011 / July-December 2011
Sahibi / Owner
Mersin SMMM OdasÕ adÕna Yönetim Kurulu BaúkanÕ Dursun GÖKTAù /
Owner on behalf of the Mersin SMMMO Dursun GÖKTAù
Genel YayÕn Yönetmeni / Editor in Chief
Dursun GÖKTAù
Sorumlu YazÕ øúleri Müdürü / Responsable for Desk Editor
Ömer Faruk TOKGÖZ
Hukuk DanÕúmanÕ / Legal Advisor
Ö÷r.Gör. Nibal F. TANGÖR (Mersin Üniversitesi)
Av. Hüseyin ERASLAN (MSMMO)
Editörler / Managing Editors
Yrd.Doç.Dr. Tuncay Turan TURABOöLU (Mersin Üniversitesi)
Yrd.Doç.Dr. ølhan EGE (Mersin Üniversitesi)
YayÕn Kurulu / Publication Board
Ö÷r.Gör. SMMM Cenk KIRITOöLU (Mersin Üniversitesi)
Ö÷r.Gör. SMMM Mehmet ùENLøK (Mersin Üniversitesi)
Ö÷r.Gör. SMMM Tolga UYSAL (Mersin Üniversitesi)
Arú.Gör. Zeynep GøZER (Mersin Üniversitesi)
Arú.Gör. Cihan YÜKSEL (Mersin Üniversitesi)
SMMM Ersin GÖKGÜN (MSMMO)
SMMM BarÕú ERTAN (MSMMO)
SMMM ùahinde YILDIRAN KILINÇKINI (MSMMO)
Yönetim Merkezi ve YazÕúma Adresi / Head Office and Contact
BarÕú Mahallesi Bahçeler Caddesi No:59 Akdeniz/MERSøN/TÜRKøYE
Tel/Phone: 0-324-3374600 Pbx
Faks/Fax: 0-324-3362653
e-posta/e-mail: [email protected]
web adresi/web adress: www.mersinsmmmo.org.tr
YayÕnlanan yazÕlarÕn tüm sorumlulu÷u yazarlarÕna aittir. Tüm haklarÕ saklÕdÕr. Önceden yazÕlÕ
izin alÕnmaksÕzÕn hiçbir iletiúim, kopyalama sistemi kullanÕlarak yeniden basÕlamaz.
Akademik ve haber amaçlÕ kÕsa alÕntÕlar bu kuralÕn dÕúÕndadÕr. / The authors are solely
responsible for the content. All rights reserved. No part of this publication may be
reproduced, stored or introduced into a retrieval system, or transmitted in any form, or by any
means, electronic, mechanical, photocopying, recording, or otherwise without prior written
permission of the Mali Ufuklar Journal editors.
DanÕúma ve Hakem Kurulu / Advisory Board
(Alfabetik sÕraya göre/Alphabetical orders)
Prof.Dr. Güler ARAS (YÕldÕz Teknik Üniversitesi)
Prof.Dr. Metin Kamil ERCAN (Gazi Üniversitesi)
Prof.Dr. Adem ÇABUK (Uluda÷ Üniversitesi)
Prof.Dr. Mehmet KOCAKÜLAH (University of Southern Indiana-ABD)
Prof.Dr. Turhan KORKMAZ (Zonguldak Karaelmas Üniversitesi)
Prof.Dr. Can ùÕmga MUGAN (Ortado÷u Teknik Üniversitesi)
Prof.Dr. YÕldÕrÕm BeyazÕt ÖNAL (Çukurova Üniversitesi)
Prof.Dr. Faruk SAPANCALI (Dokuz Eylül Üniversitesi)
Prof.Dr. Famil ùAMøLOöLU (Aksaray Üniversitesi)
Prof.Dr. Veyis Naci TANIù (Çukurova Üniversitesi)
Prof.Dr. Cengiz TORAMAN (Gaziantep Üniversitesi)
Prof.Dr. ùaban UZAY (Erciyes Üniversitesi)
Prof.Dr. Mehmet øsmail YAöCI (Mersin Üniversitesi)
Doç.Dr. Tevfik AYTEMøZ (Mersin Üniversitesi)
Doç.Dr. Tarkan ÇAVUùOöLU (Hacettepe Üniversitesi)
Doç.Dr. Süleyman DEöøRMEN (Mersin Üniversitesi)
Doç.Dr. Güven DELøCE (Cumhuriyet Üniversitesi)
Doç.Dr. Dilek DøLEYøCø (Dokuz Eylül Üniversitesi)
Doç.Dr. Azzem ÖZKAN (Erciyes Üniversitesi)
Doç.Dr. M. Baúaran ÖZTÜRK (Ni÷de Üniversitesi)
Doç.Dr. U÷ur KAYA (Karadeniz Teknik Üniversitesi)
Doç.Dr. ùakir SAKARYA (BalÕkesir Üniversitesi)
Doç.Dr. U÷ur SOYTAù (Ortado÷u Teknik Üniversitesi)
Doç.Dr. Ayúe ùAHøN (Mersin Üniversitesi)
Doç.Dr. øsmail TUNCER (Mersin Üniversitesi)
Doç.Dr. Ayúe Gül YILGÖR (Mersin Üniversitesi)
Yrd.Doç.Dr. Erkan AKTAù (Mersin Üniversitesi)
Yrd.Doç.Dr. Ali BAYRAKDAROöLU (Mu÷la Üniversitesi)
Yrd.Doç.Dr. ølhan EGE (Mersin Üniversitesi)
Yrd.Doç.Dr. Ender GÜRGEN (Mersin Üniversitesi)
Yrd.Doç.Dr. Veli KARGI (Mersin Üniversitesi)
Yrd.Doç.Dr. Engin KÜÇÜKKAYA (Ortado÷u Teknik Üniversitesi)
Yrd.Doç.Dr. Fatma ULUCAN ÖZKUL (Bahçeúehir Üniversitesi)
Yrd.Doç.Dr. Özlem ÖZKIVRAK (Trakya Üniversitesi)
Yrd.Doç.Dr. Mehmet SARAÇ (Sakarya Üniversitesi)
Yrd.Doç.Dr. Erdem SOFRACI (Mersin Üniversitesi)
Yrd.Doç.Dr. Hasan Ejder TEMøZ (Mersin Üniversitesi)
Yrd.Doç.Dr. Tuncay Turan TURABOöLU (Mersin Üniversitesi)
Dr. øzzet Gökhan ÖZBøLGøN (Sermaye PiyasasÕ Kurulu)
YMM Galip AKYOLLU
YMM øsa KARùI
SMMM Dursun GÖKTAù
İÇİNDEKİLER
Adana, Mersin Bölgesinde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayi Sektörleri
Doç. Dr. İsmail TUNCER ........................................................................... 11
Tarihsel Açıdan Türk Sigortacılık Sektörü ve Yabancı Sermaye Yatırımları
Turgut Tuğrul TURABOĞLU
Yrd. Doç. Dr. Tuncay Turan TURABOĞLU .............................................. 29
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlâki Ekonomi
Doç. Dr. Hüseyin Mualla YÜCEOL ........................................................... 59
İstihdam Edilebilirlik Güvencesi
Yrd. Doç. Dr. Hasan Ejder TEMİZ ............................................................. 91
Konaklama İşletmeleri Hizmet Kalitesi Boyutları Önem Derecelerinin
AHP ile Belirlenmesi ve İşletmelerin Hizmet Kalitesine Göre TOPSİS ile
Sıralanması
Yrd. Doç. Dr. Mehmet PEKKAYA
Sabire BAŞARAN ...................................................................................... 111
Miras Kalan veya Bağış Yoluyla Edinilen Arsanın Kat Karşılığında
Müteahhide Verilmesinde Vergisel Sorumluluklar/Uzman Görüşü
M. Burak TOPRAK .................................................................................... 137
BAŞKANDAN
Mersin Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası olarak 23 yıllık
geçmişimize baktığımızda eğitime önem verdiğimiz görülecektir.
Meslek mevzuatı yanında vergi hukuku, iş hukuku, sosyal güvenlik
hukuku, ticaret hukuku, borçlar hukuku, muhasebe uygulamaları konuların da
sürekli eğitim verilmektedir.
Odamızın yönetim, denetim, disiplin, birlik delegeleri odamızın diğer
komisyon ve komitelerde görev yapan meslektaşlarımızla oda personeline
Formasyon eğitimi verilmiştir. Bu eğitim Mersin Üniversitemizin sürekli
eğitim merkezinden bu eğitim alınmıştır. Bu eğitimde etkin iletişimi etkili
sunum teknikleri, eğitim planlama problem çözme teknikleri, zaman yönetimi,
stres yönetimi gibi derslerden eğitimler alınmıştır. Bu eğitimin amacı bilimsel
olarak donanımlı oda yöneticileri ve personelle meslektaşlarımıza ve
vatandaşlara hizmet vermesi amaçlanmıştır.
Bu eğitimlerin yanında sosyal içerikli eğitimler de verilmektedir.
Dikkat hafıza eksikliği, organ bağışı, çevre sorunları, yaşanabilir dünya,
E devlet uygulamaları ile kâğıt israfının önüne geçilerek ormanlarımızın
korunmasına katkı da bulunduğumuzu da göz ardı edemeyiz.
Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler aynı zamanda iyi bir çevrecidirler.
Mali ve sosyal güvenlik idarelerinin bilgi edinme adına meslektaşlarımızı
angaryalarla uğraştırmaktadırlar. Bu uygulamaya son verilmesini beklediğimizi
de ifade etmek isterim.
Sürekli eğitim yaşam boyu öğrenme odamızın vizyonudur.
Odamız mali ufuklar dergimize akademik yazılara ayırdık. Mali ufuklar
yanında 3 ayda bir çıkardığımız esintiler dergisi de yayın hayatına devam
etmektedir. Akademik kurallara bağlı olmadan yazılan yazılara esintiler
dergisinde yer vermekteyiz. Bu nedenle serbest yazılarınızı yayınlatmak
isterseniz odamıza iletmeniz yeterli olacaktır.
Mali ufuklar dergimizin yayın hayatını sürdürmesinde en büyük payları
olan editörlerimiz Mali ufuklar dergimizin yayın hayatını sürdürmesinde en
büyük payları olan editörlerimiz Mersin Üniversitesi öğretim görevlileri Yar.
Doç Dr. Tuncay Turaboğlu’ na, Yar. Doç Dr. İlhan Ege’ye teşekkür ederiz.
Mali ufuklar dergimizin yayın hayatına başarıyla devam etmesi dileğimle.
Oda Başkanı
DURSUN GÖKTAŞ
EDİTÖRDEN
Mersin Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odasının sahipliğinde
Ocak-Mart 2007 sayısıyla yayın hayatına başlayan Mali Ufuklar Dergisi,
Hakemli Yaygın Süreli Yayın niteliğinde olup bugüne kadar 14 sayısı
yayınlanmıştır. Dergimiz bu sayısı ile düzenli olarak yayınlanarak 5. yılını
tamamlamıştır.
Dergi de yayınlanan makaleler, önce editör ve yayın kurulu
incelemesinden geçirildikten sonra 3 hakeme gönderilmektedir. Bu süreçten
akademik olarak geçen makaleler, dergimizde yayınlanmak üzere yayın
portföyüne alınmaktadır. Ayrıca dergimizin her sayısında uygulamaya dönük
hakem değerlendirilmesine alınmayan uzman görüşlerine de yer verilmektedir.
Mali Ufuklar Dergisi; Muhasebe, Finans, Denetim, Maliye, Ekonomi
Araştırmaları vb. alanlara yönelik bilimsel çalışmalara yer vermekte olup,
elektronik ortamda yayınlanmanın yanı sıra konu ile ilgili Üniversite ve
Meslek Kuruluşlarına basılı halde ulaştırılmaktadır.
Yrd. Doç. Dr. İlhan EGE
Editör
Yrd. Doç. Dr. Tuncay Turan TURABOĞLU
Editör
MALİ UFUKLAR
ADANA, MERSN BÖLGESNDE (TR62) ÖNE ÇIKAN
MALAT SANAY SEKTÖRLER
Doç. Dr. smail TUNCER
Mersin Üniversitesi ..B.F. ktisat Bölümü
Çiftlikköy Kampüsü 33343 Yeniehir / MERSN
0 324 3610001/5304 e-posta: [email protected]
ÖZET
Küreselleme ile birlikte biliim, iletiim ve ulatrma alanlarndaki teknolojik
ilerlemeler bölgesel gelime politikalarn ekillendirmeye devam etmektedir. Günümüzde,
pazar ve hammaddeye yaknlk ile devletin aktif rol ald geleneksel bölgesel politikalarn
yerini; ynlama ekonomileri, i alar, yenilik, bilginin yaylmas ve dinamik dsallklara
dayal bölgesel gelime politikalar almtr. Bölgede büyüme potansiyeline sahip kilit
sektörlerin belirlenmesinde ilk adm, bölgede sektörlerin göreli younlama durumlarna
bakmaktr.
Genellikle sektörlerin younlama oranlar veya dier uzmanlama/yerelleme
ölçütleri kullanlarak bu sektörler belirlenmeye çallr. Bu çalmada Adana, Mersin (TR62)
bölgesi imalat sanayinde öne çkan sektörlerin belirlenmesi amacyla istihdam, ciro ve ihracat
deerlerine dayal olarak hesaplanan younlama oranlar kullanlmtr. Elde edilen bulgular
Adana, Mersin bölgesinde gda ürünleri ve içecek (15), aaç ve mantar ürünleri (mobilya
hariç) (20), kimyasal madde ve ürünleri (24), plastik ve kauçuk ürünleri imalat (25) ile
metalik olmayan dier mineral ürünlerin imalat (26) sektörlerinin bölgenin öne çkan (kilit)
imalat sektörleri olduunu göstermektedir. Bu sektörler teknoloji snflamasnda kaynaa
dayal ve düük teknoloji grubunda yer almaktadr.
Anahtar Kelimeler: Ynlama, Kilit Sektörler, Younlama Oranlar, AdanaMersin (TR62).
Jel Snflamas: R10, R58, L60.
LEADING SECTORS OF MANUFACTURING INDUSTRY
IN ADANA, MERSN (TR62) DISTRICT
ABSTRACT
The process of globalization along with progress in communication, information and
transportation technologies continue to shape the regional development policies. Instead of
relying on traditional measures of geographical proximity to market and raw materials, and
active government interventions, regional development policies nowadays influenced by
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
11
MALİ UFUKLAR
Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri
agglomeration economies, business networks, knowledge spillovers, and dynamic
externalities. The first step in identifying leading sectors with high potential for future growth
is to determine the relative specialization level of the industry in the region. This, in most
cases measured by location quotients and other specialization/localization measures. In this
study the leading sectors of Adana, Mersin district identified by relying on location quotients
calculated for employment, turnover and export values. The results suggest that, manufacture
of food products and beverages (15), manufacture of wood and of products of wood and cork,
except furniture (20), manufacture of chemicals and chemical products (24), manufacture of
rubber and plastic products (25) and manufacture of other non-metallic mineral products (26)
are the key manufacturing sectors of the region. By technology intensity these leading sectors
of the region are in the resource based and/or low-tech technology group.
Keywords: Agglomeration, Key Industries, Location Quotients, Adana-Mersin
District.
Jel Code: R10, R58, L60.
1. GR
Dünyada yaanan deiimler bölgesel kalknma politikalarnn da
ekil deitirmesine yol açmtr. II. Dünya Sava sonras dönemden
1970’lere kadar dünyada ekonomik faaliyetlerin mekânsal dalm daha çok
ham madde ve pazara yaknlk gibi geleneksel faktörlere balanmtr.
Dünya ekonomisinde 1970’li yllarda ortaya çkan krizler ve batl ülkelerin
bu krizlere kar verdii tepkiler ile yeni politika uygulamalar, iktisadi
faaliyetlerin mekânsal dalmn önemli ölçüde deitirmi bölgelerin içsel
büyüme dinamikleri ön plana çkarlmaya çallmtr. Bat ülkelerindeki bu
gelimeler Türkiye ekonomisine 1980’li yllarda yansmtr.
1990 sonrasnda ise, küreselleme sürecinin artan oranda etkilerinin
ortaya çkmas ile birlikte mal, hizmet ve faktör hareketlerinin önündeki
engellerin kaldrlmas, gümrük tarifelerinin minimum denebilecek düzeye
indirilmesi, iletmelerin rekabet stratejileri üzerine younlaarak pazar
paylarn korumaya yönelik farkl politikalar gelitirmeleri ve
uygulamalarna neden olmaktadr. Bununla birlikte ulam, biliim ve
iletiim teknolojilerindeki gelimelerle ticaretin kolaylamas, piyasada
iletmelerin çoalmasn da beraberinde getirmekte ve rekabetin
younlamasna yol açmaktadr.
Bu balamda, küresel rekabet
dinamiklerinin öne çkmas ile yenilik yaratma, firmalar aras etkileim ve
alarn (network) kurulmas bölgelerin rekabet gücü açsndan önem
kazanmaya balamtr.
12
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri
Geleneksel yaklama göre bir bölgenin veya ekonominin gelimesi
ilk bakta sahip olduu emek ve sermaye kategorileri altnda toplanan
üretim faktörlerine baldr. gücü ve igücünün nitelii emek faktörü
olarak, igücünün üretim sürecinde kulland üretim araçlar da (makine,
teçhizat, binalar, yollar, barajlar vs.) sermaye faktörü olarak isimlendirilir.
Biraz daha yakndan baktmz zaman bu emek ve sermaye kategorilerinin
nicelik ve nitelik olarak baka faktörler tarafndan belirlendiini
görmekteyiz. En genel hatlaryla ifade edilecek olursa, bölgenin konumu,
kurumsal yaps ve dier bölge/ülkelerle olan ticareti bu bölgedeki emek ve
sermaye faktörlerinin nitelik ve miktarn önemli oranda etkilemektedir. Bu
çerçevede, bir bölgenin sahip olduu emek ve sermaye miktar ve nitelii o
bölgenin gelimesinin en önemli kaynan oluturur. Bu yaklama göre,
teknolojinin yaylmasnn önünde engeller yoksa ve üretim faktörleri
bölgeler arasnda serbestçe dolayorsa bölgeler birbirine yaknsayacaktr.
Ancak, yaplan çalmalar teknolojinin bölgeler arasnda hzl bir
biçimde yaylma göstermediini, teknolojinin yaylma sürecinde bölgeye
özgü yapnn önem tadn göstermitir. Ayrca, teknoloji ve yenilikler
konusunda lider olan bölgelerin, görece geri kalm bölgelerin bilgi ve
nitelikli igücünü çekebildii gözlenmitir. Bu artlar altnda bölgeler
arasndaki gelimilik farkllklar giderek artmaktadr.
Yukarda ifade edilen faktörlerin yan sra, son yllarda öne çkan
yaklamlarda ise, bölgelerin pozitif dsal ekonomiler yaratma kapasiteleri
kalknmann temel dinamiini oluturmaktadr. Bölgesel ve yerel ynlama
ve uzmanlama (kümelenme) sonucu ortaya çkan verimlilik artlar
bölgenin rekabet edebilme gücünü arttrmaktadr. Bu sürecin sonucunda,
hem rekabet eden hem de ibirlii içinde olan firmalar, kendi alannda
ihtisaslam tedarikçiler, kaliteli yerli ve yabanc yatrmlar, geni akademik
topluluk, tekno-parklar, inkübatörler vs. bulunduu bölgeler ortaya
çkmaktadr. Bu tip bir bölgede çalan firmalar, birbirinden farkl pek çok
bilgi parçacna ulaabilmekte, böylece firmalarn yenilik üretme
potansiyeli artmaktadr. Bu ortamda ayn ürün grubunu üreten firmalar bir
taraftan rekabet ederken, dier taraftan kullandklar girdilerin ortak tedariki,
pazarlamas gibi konularda ibirliine gitmektedirler (Porter, 2000).
Kümelenmeye dayal bu yaklam, rekabet gücünü ele alrken,
irketleri birbirinden izole oyuncular olarak deil, birbirleriyle balantlar
olan aktörler olarak incelemekte ve bu balantlar güçlendirmeye yönelik
öneriler yapmaktadr. Bu yaklam deer zinciri analizleri ile desteklenerek
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
13
MALİ UFUKLAR
Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri
maliyetlerin yüksekliinin hangi aamalardan, hangi oyuncularn
verimsizliinden ve hangi politika yanllklarndan kaynakland gibi
sorular yantlanp, kümelenmedeki oyuncularnn kapasitelerini ve
performanslarn arttrmaya yönelik tedbirler alnabilmektedir. Dolaysyla,
politika öncelikleri belirlenerek kaynaklar daha etkin kullanlabilmektedir
(Çalar, 2006, s.309-310).
Sonuç olarak bir bölgenin kalknmas, emek ve sermaye faktörlerinin
nitelik/nicelii yannda, iktisadi faaliyetlerin bu bölgede ynlamas,
uzmanlamann artmas ve dinamik dsallklar ile mümkün olmaktadr. Bu
çerçevede çalmann amac Adana, Mersin (TR62) Bölgesinin bu
süreçlerden nasl etkilendiini ortaya koymaktr. Çalmann, giri bölümünü
takip eden ikinci ksmnda bölgesel gelime ve sanayinin belli bölgelerde
kümelenmesine ilikin teorik literatürün ksa bir özeti verilmektedir. Üçüncü
ksmda kullanlan yöntem ve verilere ilikin bilgiler yer alrken, dördüncü
bölümde
Adana,
Mersin
(TR62)
bölgesine
ilikin
bulgular
deerlendirilmektedir.
2.BÖLGESEL
GELME
BÖLGELERDE KÜMELENMES
VE
SANAYNN
BELL
Sanayi devrimine kadar olan dönemde bölgeler arasnda refah
düzeyleri açsndan çok büyük farkllklar yoktu. Sanayi devrimi ile birlikte
ülke ve bölgeler aras dengesizlikler olaanüstü boyutlara ulamtr. ktisadi
faaliyetlerin belli bir bölgede kümelenmesinin firmalara nasl rekabet
üstünlüü saladna ilikin deiik teorik yaklamlar öne çkmtr. Baz
bölgelerin neden dierlerinden daha hzl gelierek öne geçtiine ilikin
geni bir yazn söz konusudur. Bu bölümde bu teorik literatür ana hatlaryla
özetlenmeye çallmaktadr.
nsanlarn ve iktisadi faaliyetlerin belli bir mekanda toplanmas
anlamna gelen “ynlama ekonomileri” kavram Alfred Marshall’n
“ktisadn lkeleri” adl eserine dayandrlmaktadr. Marshall’a göre iktisadi
faaliyetlerin belli bir yörede ynlamas u avantajlara yol açmaktadr.
Birincisi, uzmanlam igücü havuzundan yararlanlmas, ikincisi ihtisas
gerektiren ara-girdi ve hizmetlere eriilebilmesi ile teknolojik yaylma
etkilerinin salad avantajlardr. lk olarak Marshall tarafndan vurgulanan
bu yerelleme avantajlar sanayinin kümelenmesi ve ynlama ekonomileri
tartmalarnn merkezinde yer almaya devam etmitir. Klasik ylma
ekonomisi teorisyenleri Marshall’n konuyla ilgili çalmalarn gelitirmeye
14
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri
ve faaliyetlerinin ynlamasna ikna edici açklamalar getirme yoluna
gitmitir. Ayrca, ynlamann endüstrilerin mekansal dalmna etkilerini
de incelemilerdir (Bekele ve Jackson, 2006).
Klasik ynlamaya ilikin sonraki çalmalar endüstriler (sektörler)
arasndaki banlama yapsn öne çkarmtr. Örnein Hirschman (1992)
sektörler aras dorudan ve dolayl balant etkileri yoluyla pozitif dsal
ekonomilerin firmalara nasl transfer edildiini ortaya koyan teorik ve
uygulamaya dönük yaklamlar gelitirmeye odaklanmtr. Dengesiz
kalknma modellerine dayal bu yaklam girdi-çkt modelleri yardmyla
ileri-geri balant etkilerine göre kilit sektörlerin belirlenmesi ve yatrm
önceliklerinin bu sektörlere verilmesini önermitir. Günümüzde bu teknikler
sadece öne çkan sektörlerin belirlenmesinde deil sanayi odaklarnn
belirlenmesi amacyla da kullanlmaktadr.
Klasik ynlama teorisi sanayinin mekansal dalm, pozitif dsal
ekonomiler ve artan getiri ile sektörleraras banlama yapsna dayanm ve
kendisinden sonra gelen yaklamlara önemli ölçüde kaynaklk etmitir. Bu
çerçevede üzerinde durulmas gereken bir yaklam “yeni ekonomik
corafya” ad verilen yaklamdr. 1990’l yllarda Krugman (1991, 1999),
Krugman ve Venables (1996), Fujita ve Thisse (2002) ile Martin (1999) gibi
çalmalar bu alana önemli katklar vermitir.
Bu yaklama göre ekonomik faaliyetlerin belli yerlerde veya
kentlerde ylmas, birbirine zt iki kuvvet olan (merkezcil) ylma ve
merkez-kaç (dalma) kuvvetlerinin karlkl etkileimiyle açklanabilir.
Sektörlerin belli bir bölgede kümelenmesine ve örgütlenmesine yol açan
ylma ekonomileri aslnda uzmanlam igücü, ara-girdi, teknolojik
bilginin yaylmas ile piyasa ölçei gibi Marshall dsallklarndan baka bir
ey deildir. Dier yandan merkezkaç (yerelleme) kuvvetleri ise igücünün
düük hareketlilii, artan kentsel rant ve negatif dsal ekonomilere
dayanmaktadr (Kum, 2011, s.236-237).
“[…] Bu çerçevede gündeme gelen - içsel kaynaklara dayal gelime
ve bölgesel ve yerel giriimlere dayal gelime kavramlar yeni tartmalarn
odak noktasn oluturmutur. Kendi kaynaklarna baml gelime modeli,
devlet güdümlü bir bölgesel gelime politikasna seçenek olarak geliirken,
bu çerçevede küçük iletmeler ilgi oda haline gelmi ve ayn zamanda
yerel kaynaklara dayal gelime uluslararas piyasalara ulamann ana yolu
olarak benimsenmeye balanmtr (Eraydn, 2011, s.277).”
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
15
MALİ UFUKLAR
Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri
1980’lerden itibaren yukarda üzerinde durulan ve iktisadi
faaliyetlerin belli bir bölgede ynlamas sonucu salanan üstünlüklere
dayal yazndan farkl olarak kapitalizmin makro geliimiyle ilgili
teorilerden hareket eden “esnek uzmanlamaya odaklanan post fordist üretim
biçimi öne çkmtr. Bu yaklama göre 1970’lerde büyük ölçekli yn
üretime dayal Fordist üretim süreci krize girmitir ve bu krizden çk için
ibölümü ve uzmanlama biçiminin ekil deitirmesi gerekmitir. Ayn
zamanda belli bir bölgede kümelenen küçük ölçekli firmalarn uluslararas
piyasalarda avantajl konuma geçmesi yeni deiimi tetiklemitir. Buna göre,
üretim sürecinin büyük ölçekli firmalar yerine belli bir bölgede kümelenen
küçük firmalarca yaplmas esneklik salam olmaktadr. Bu üretim
biçiminin gerçeklemesi ancak yeni sanayi öbekleri (districts) ad verilen
bölgelerde gerçekleebilir. Bu sanayi öbeklerinin ortak özellikleri, küçük
ölçekli üretim, uzmanlama, firmalar aras ibirlii ve sözleme yapan
firmalarda dikey olarak entegre olmayan üretimi mümkün klacak sosyal
alardr. Sanayi bölgelerindeki i örgütlenmesi, uygulanan stratejiler,
firmalar aras ilikiler ve igücünün hareketlilii önemli unsurlardr. Çünkü
yn üretim sürecinde firmalar ve endüstriler aras ticari faaliyetler
kümelenme konusunda yeterli bilgiler salamaz (Harvey, 1997).
Kapitalizmin yeni bir aamaya girdii 1990 sonras dönemde, büyüme
ve gelimenin en önemli kaynann bilgi olduu ve bu konuda en önemli
sürecin örenme olduu kabul edilmektedir. Bu gelimeyle birlikte
ynlama ile rekabet üstünlüü arasndaki ilikiler dsallklar ve artan
getiri yerine yerel bilgi parçacklar ve kolektif örenme ile açklanmaya
çallmtr. Yeni bilginin yaratlmas, bu sürecin girdileri olan ve birbirini
tamamlayan farkl bilgi parçalarnn entegre edilmesine baldr. Deiik
bilgi parçacklarnn yeniden kombinasyonu, yeni bilgi yaratlmasnda
anahtar role sahiptir. Bu süreçte birletirilebilecek bilgi parçacklarnn says
ne kadar çok ise yeni bilginin üretilmesi olasl o kadar yüksek olacaktr.
Dier yandan, bilginin kullanm ve paylam bilginin bölünmezlik ilkesi
çerçevesinde, bilginin farkl ürün ve süreçlerde kullanlmasyla artan getiri
yaratlm olmaktadr. Bilginin yaratlmas ve kullanm sürecinde yerel bilgi
tabannn genilii önem kazanmakta farkl bilgi parçacklarn bir araya
getirip üretim yapan firmalar açsndan hem rekabet hem de ibirlii içinde
olan firmalar, sofistike tedarikçiler, yabanc sermaye, bilim parklar,
akademik topluluk, meslek odalar, kalknma ajanslar gibi kurumlardan
oluan sanayi kümelerinin bulunduu bölgeler çekici olmaktadr (Kumral,
2004, s.67-68).
16
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri
Gelimeyi mekân balamnda ele alan bu yaklamlarn yan sra
rekabet gücünü öne çkaran iletme yazn ile dinamik dsallklar öne
çkaran içsel büyüme modelleri bölgesel gelime konusuna ilgi duyanlarn
dikkatini çekmitir. kinci Dünya Sava sonras dönemden 1980’li yllarn
ortalarna kadar teknolojik gelimeleri dsal kabul eden neo-klasik büyüme
modeli büyüme çalmalarnn lokomotifi olmutur. Ancak 1980’li yllarda
teknolojik ilerlemeleri içselletiren ve içsel büyüme modelleri ad verilen
modeller öne çkmtr. Bu modellerde mekansal olgunun açklama d
braklmas eletirilerine karlk, bilginin yaylmas (dinamik dsallklar)
sürecinden kaynaklanan pozitif dsallklarn vurguland çalmalara ilgi
Romer (1986) ile Lucas (1988) çalmalarndan sonra art göstermitir. Bu
modellere göre bir bölge veya ülkenin ekonomik büyümesi için beeri
sermaye, “yaratc fikirler stoku” ile aratrma-gelitirme faaliyetlerinde
çalan bilim insan/mühendis says kilit konumdadr. Bu çerçevede içsel
büyüme teorisyenleri bölgesel gelime yaznnda yerelleme ekonomileri
için teorik temelleri gelitirmi olmaktadr.
Micheal Porter, 1990’da yaynlanan Uluslarn Rekabet Avantaj (The
Competitive Advantage of Nations) adl kitabnda ulusal rekabet gücünü
tanmlayan faktörleri, özellikle de dsallklar ve bilginin yaylmn
büyümenin ve yenilikçiliin kayna olarak gösterdii çalmas ile ilgi
çekmitir (Eraydn, 2011, s.278). Porter, ulusal avantajn belirleyici
unsurlarn “Rekabet Elmas Modeli” ile açklamtr. Modelde, bir ülkenin
belirli bir sektörde sahip olduu rekabet avantaj dört faktör çerçevesinde
izah edilmektedir. Elmasn dört köesinde yer alan bu faktörler: “faktör/girdi
koullar”, “talep koullar”, “ilgili ve destekleyici endüstrilerin varl” ve
“firma stratejisi ve rekabet yapsdr.” Bu çerçevede, Porter, bölgelerde
rekabet edebilirlik ve yenilikçilik potansiyelinin, kümelenmelerde ya da
bölgenin ihtisaslat birbiriyle iliki içerisinde olan endüstrilerde yer
aldn belirtmektedir. Porter, ayrca, bir bölgede birbiriyle ilikili
endüstrilerin oluturduu güçlü ve rekabetçi kümelenmelerin, bölgesel
yenilikçilik ve üretkenlik artnn arkasndaki sürükleyici güç olduunu
savunmakta ve bölge refahnn kayna olarak görmektedir (Kara, 2008,
s.81-82).
Literatür özetinden ortaya çkan sonuç: iktisadi faaliyetlerin belli
bölgelerde kümelenmesinin nedenlerini açklamaya yönelik çok sayda
teorik kavram ve açklama olduunu göstermektedir. lk çalmalarn büyük
çounluunun ilk olarak Alfred Marshall tarafndan ortaya atlan ablonu
kulland görülmektedir. Sonraki çalmalar ise bilgi, teknolojik bilginin
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
17
MALİ UFUKLAR
Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri
yaratlmas ve kullanlmas srasnda ortaya çkan artan getiri ve pozitif
dsallklara dayanmaktadr. Bununla birlikte teorik literatür zenginliine
ramen ampirik olarak literatürdeki gelimelerin zayf kald ileri
sürülmektedir (Bkz. Wolfe, 2004).
3. YÖNTEM VE KULLANILAN VERLER
Bir bölgede öne çkan anahtar konumunda olan sektörlerin
belirlenmesinde deiik ölçütlere bavurulabilmektedir. Bunlar arasnda,
bölgeye ilikin anket, görüme, odak gruplar vs. teknikler ile uzman
görülerinden yararlanmak, bölgesel sektör younlama (location quotient)
oranlarnn analizi, girdi çkt modelleri ile network analizleri sralanabilir.
En kolay uygulanabilir ve göreli olarak veri bulunmas açsndan kolay ve
maliyeti düük olan yöntem sektör younlama oranlarnn (location
quotients) hesaplanmasdr. Bu oranlar belli bir endüstrinin yerelleme
derecesi hakknda önemli bilgiler salamaktadr. Younlama oran (LQ)
çounlukla herhangi bir i sektörünün bölgenin toplam istihdam içindeki
paynn, karlatrma yaplan baka bir bölge veya ulusal ekonomide ayn
sektörün (i) payna oran olarak hesaplanmaktadr. Ayn mantk üretim,
katma deer, ciro, ihracat gibi dier iktisadi faaliyetlerin analizine
uygulanabilir. Younlama oran öyle formüle edilebilir:
Burada ei herhangi bir i sektörünün bölgedeki istihdamn, e
sektörlerin bölgedeki toplam istihdamn ifade ederken, Ei kyaslama yaplan
bölge veya ekonomide i sektörünün istihdam düzeyini ve E kyaslama
yaplan bölge veya ekonomide sektörlerin toplam istihdamn
göstermektedir. Kyaslama yapmak için genellikle kendi kendine yeterli
bölgeye en yakn olarak ulusal ekonomi seçilmektedir. Dolaysyla, LQ oran
birden büyük ise bölge, bu sektörde üretime bölge ihtiyacnn üstünde bir
istihdam salamaktadr. Birden küçük olmas sektörün ortalamann altnda
bir istihdam yarattna iaret eder.
LQ oranlarnda zaman içinde ortaya çkan deiim yerelleme
derecesindeki deiimi betimler. Sektör younlama oranlar ve bu
oranlardaki yüzde deiimler bölgesel endüstrilere ilikin strateji ve
politikalar gelitirilirken önemli analitik araç nitelii tamasna ramen
18
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri
uygulamada yanl kullanmlar oldukça yaygndr. Younlama oranlar ve
bu oranlardaki yüzde deiime ek olarak sektörlerin istihdam ve ciro
içindeki paylar göz önüne alnarak deerlendirmeler yaplmtr.
Çalmada, TUK ve DPT’nin ortak çalmalar sonucu gelitirilen ve
statistiki Bölge Birimleri Snflandrmas* (BBS) esas alnarak TR62
Adana, Mersin bölgesinde öne çkan sektörler 2003-2008 dönemi istihdam,
ciro ve ihracat büyüklükleri açsndan younlama oranlar hesaplanarak
belirlenmeye çallmtr. Karlatrmalar ve deerlendirmeler 2003-2008
dönemine ilikin verilerin Avrupa Topluluunda Ekonomik Faaliyetlerin
statistiki Snflamasna (NACE 1.1) göre imalat sanayinin iki haneli altsektörleri düzeyinde yaplmaktadr.
4.BULGULAR VE BULGULARIN DEERLENDRLMES
Sanayi yapsnn analizine zemin hazrlamas açsndan öncelikle
bölgesel endüstri younlama oranlar hesaplanmtr. Endüstri younlama
oranlar planlama çalmalarnda sk kullanlan bir analiz tekniidir. Bu
teknik, yörenin referans olarak kabul edilen baka bir yöre veya ulusal
ekonomi ile karlatrlmasna olanak verir. Yöre ekonomisinin uzmanlama
alan hakknda bilgiler temin eder. Deerlendirmelerde imalat sanayi için
Avrupa Topluluunda Ekonomik Faaliyetlerin statistiki snflamasna
(NACE 1.1) göre imalat sanayi alt sektörlerinin istihdam, ciro ve ihracat
deerlerine göre endüstri younlama oranlarnn yan sra sektörlerin
istihdam ve ciro içindeki paylar da kullanlmtr. Sektörlerin toplam imalat
sanayi içindeki paylarnn incelenmesi uzmanlama düzeyi ve belirli bir
sektörde ynlama olup olmadn göstermesi açsndan önemlidir. Burada
uzmanlama sonucu yörede belirli bir konuda yetkinlik ve birikim
salanmas ve firmalar arasnda ibirliinin daha kolay gerçeklemesi
sonucu bölgenin ekonomik açdan baarl olaca varsaylmaktadr.
ekil 1 Adana, Mersin (TR62) Bölgesinin imalat sanayi alt sektörleri
için çalan saylarn baz alarak hesaplanan endüstri younlama oranlar
2003-2004 ile 2007-2008 yllar için verilmitir. Verilerin mevcut olduu
balangç yl (2003) ile son yl (2008) karlatrmak yerine, 2003-2004 yl
*
Bu snflandrmaya göre, Türkiye’deki bütün iller (81 il) en alt düzey olan üçüncü düzeyi
oluturmaktadr. kinci düzey, bu 81 ilin corafi ve ekonomik açdan 26 alt bölgeye
balanmas ile olumaktadr. Birinci düzey ise, 26 alt bölgenin baland 12 bölgeden
olumaktadr.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
19
MALİ UFUKLAR
Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri
ortalamas ile 2007-2008 ortalamas kullanlarak younlama oranlar
hesaplanmtr. Endeksin birden küçük deerler almas sektörün kendisinden
beklenen istihdam hacmini yaratamadn gösterir. Birden büyük deerler
almas ise sektörün ülke ortalamasnn üzerinde bir performans sergilediini
ve sektörün yöre dndan gelen talebin bir ksmn karladna iaret eder.
Genellikle younlama oran 1,2 deerinin üzerinde olan sektörler
ynlama veya yerellemenin iareti olarak deerlendirilmektedir.
1,98
2,20
0,02
0,02
0,00
1
2
3
4
5
6
7
8
9
Çalan Says 2003-04
10
11
12
13
14
15
0,98
0,98
0,94
0,65
1,09
0,05
0,21
0,20
0,48
0,55
1,09
1,02
1,20
0,85
0,81
0,51
0,34
0,40
0,22
0,60
0,88
1,07
1,07
0,47
0,80
0,30
0,28
1,00
0,83
0,95
0,92
1,20
1,14
1,11
1,40
1,19
1,39
1,53
1,56
1,54
1,60
1,81
2,00
1,80
2,06
ekil 1: TR62 Adana, Mersin Bölgesi Endüstriyel Younlama (LQ)
Oranlar(stihdam)
16
17
18
19
Çalan Says 2007-08
stihdam verileri kullanlarak hesaplanan younlama oranlarna göre
TR 62 Adana Mersin Bölgesinde endeks deeri 1.2’inin üzerinde olan baka
bir ifade ile ynlamaya iaret edebilecek sektörler arasnda, gda ürünleri
ve içecek imalat (15), mobilya hariç aaç ve mantar ürünleri imalat (20),
kimyasal madde ve ürünleri imalat (24) ile makine teçhizat hariç, metal
eya sanayi (28) sektörleri yer almaktadr. Ayrca, plastik ve kauçuk ürünleri
imalat (25) sektörünün 2003-2008 döneminde istihdam açsndan önemli
gelime göstererek bu sektörlere katld görülmektedir. Bu sektörlerin
bölge imalat sanayinin temel sektörlerini oluturduklar, bölge imalat sanayi
istihdamnn yarsndan fazlasn saladklar ve bölge talebinin yan sra
yöre dndan gelen talebe de belli ölçülerde yant verdikleri söylenebilir.
20
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri
Bununla birlikte, kat ve kat ürünleri imalat (21), Metalik olmayan
dier mineral ürünlerin imalat (26) ile makine ve teçhizat imalat (29)
sektörlerinin younlama oranlar bir deerini amakla birlikte 1,2 deerinin
altnda kalmtr. Bu sektörlerin belli ölçülerde bölge talebini karladklar
söylenebilir. Geriye kalan sektörlerin ise (LQ<1) kendilerinden beklenen
istihdam hacmini yaratamadklar ve bölge talebine cevap veremedikleri
anlalmaktadr. Özellikle tekstil ürünleri (17), giyim eyas (18) ile derinin
ilenmesi (19) sektörlerinin bu dönemde gerileme göstermesi bölge
ekonomisi açsndan önemlidir. Çünkü bu üç sektör toplam imalat sanayi
istihdamnn % 23’nü oluturmaktadr (Tablo 1).
Tablo 1: Sektörlerin Toplam çindeki Paylar (%)
Sektörün
malat
Cirosu
çindeki
Pay %
Sektörün
stihdam
Pay %
Sektör Ad
Gda ürünleri ve içecek imalat
Tekstil ürünleri imalat
31.4
19.6
19.1
16.8
18
Giyim eyas imalat
3.3
13.5
19
Derinin tabaklanmas, ilenmesi
0.2
0.6
20
Aaç ve mantar ürünleri imalat ( Mobilya hariç )
1.4
3.8
21
Kat ve kat ürünleri imalat
2.0
1.5
22
Basm ve yaym
1.1
1.8
24
Kimyasal madde ve ürünlerin imalat
12.6
6.5
25
Plastik ve kauçuk ürünleri imalat
4.2
3.9
26
Metalik olmayan dier mineral ürünlerin imalat
12.9
6.4
27
Ana metal sanayii
0.6
0.7
28
Makine ve teçhizat hariç; Metal eya sanayii
3.7
7.6
29
Makine ve teçhizat imalat
4.7
7.4
31
Elektrikli makine ve cihazlarn imalat
0.4
0.8
32
Radyo, TV, haberleme teçh. ve cihazlar imalat
0.0
0.0
33
Tbbi aletler; Hassas ve optik aletler ile saat imalat
0.4
0.6
34
Motorlu kara tat, römork ve yar-römork imalat
0.0
2.7
35
Dier ulam araçlarnn imalat
0.0
0.0
36
Mobilya imalat; Dier imalatlar
1.7
100.0
6.2
100.0
NACE
Rev.1.1
Kod
15
17
TR62 Adana-Mersin Bölgesi malat Sanayi
(2008)
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
21
MALİ UFUKLAR
Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri
Dier yandan teknoloji açsndan ileri teknoloji snfnda yer alan
sektörlerde de bölge sektörlerinin iyi performans sergilemedii
görülmektedir. Ynlama ekonomileri veya ekonomik faaliyetlerin
kümelenmesine ilikin çalmalarda sadece younlama endekslerinin
düzeyine baklarak deerlendirme yapmann yeterli olmayaca, LQ
deerlerindeki yüzde deiimin de dikkate alnmas gerektii yaznda
vurgulanmaktadr. Zaman içinde bu oranlardaki deiim bölge baznda
sektörlerin ynlamasna ilikin ipuçlar salayabilmektedir. Bu çerçevede
ekil 2 imalat sanayi sektörleri için istihdama ilikin younlama
oranlarnda, 2003-2004 ile 2007-2008 aras dönemde meydana gelen
deiimi betimlemektedir. Pozitif deerler sektörün bu dönemde younlama
anlamnda bu dönemde ilerleme kaydettiine, negatif deerler ise
gerilediine iaret etmektedir.
Younlama endekslerindeki 2003-2008 dönemindeki yüzde deiime
bakldnda giyim eyas imalat (18) ile tbbi aletler; hassas ve optik aletler
ile saat imalat (33) sektörlerinin önemli boyutlarda gerileme sergiledii
görülmektedir. Özellikle giyim eyas (18) sektörünün istihdam içindeki
paynn (%13) yüksek olmas bu gerilemenin bölge ekonomisi üzerindeki
etkisinin büyük olduunun göstergesidir. Bununla birlikte younlama
balamnda en büyük ilerleme gerçekletiren Radyo, TV, haberleme
teçhizat ve cihazlar (32) ile ana metal sanayi (27) sektörleri bölgede yeni
filizlenen sektörler görünümündedir ve younlama düzeyleri bir deerinin
oldukça altndadr. Benzer biçimde Elektrikli makine ve cihazlar (31) ile
motorlu kara tat, römork ve yar-römork imalat (34) ilerleme göstermekle
birlikte henüz gelien sektörler konumundadr.
Sektörlerin istihdam paylar, younlama endeksleri ile bu
endekslerdeki deiimlerin analizi, gda ürünleri ve içecek (15) aaç ve
mantar ürünleri (mobilya hariç) (20), kimyasal madde ve ürünleri (24),
makine teçhizat hariç, metal eya sanayi (28) ile plastik ve kauçuk ürünleri
imalat (25) sektörlerinin bölgenin temel (kilit) imalat sektörleri olduunu
göstermektedir. stihdama ilikin younlama oranlar ile bu oranlardaki
yüzde deiim önemli bilgiler salamakla birlikte bu bulgularn katma deer
verileriyle desteklenmesi gereklidir. Ancak Türkiye statistik Kurumu 2001
sonras dönemde bölge baznda üretim ve katma deer verileri
yaynlamamaktadr. Bu nedenle üretim ve/veya katma deerlerin belli
ölçülerde göstergesi kabul edilebilecek ciro deerleri kullanlmtr. ekil 3
imalat sanayi alt sektörleri için ciro verilerine dayanarak hesaplanan yöresel
endüstri younlama oranlarn vermektedir.
22
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri
ekil 2: TR62 Adana, Mersin Bölgesinde Endüstriyel
Younlamadaki % Deiim (stihdam)
ekil 3: TR62 Adana, Mersin Bölgesi Endüstriyel Younlama (LQ)
Oranlar (Ciro)
malat sanayi sektörlerinin ciro verileri için TR 62 Adana Mersin
Bölgesinde younlama oranlar hesaplanmtr. Younlama oran 1,2’nin
üzerinde olan baka bir ifade ile ynlamaya iaret edebilecek sektörler
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
23
MALİ UFUKLAR
Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri
arasnda, gda ürünleri ve içecek imalat (15), tekstil ürünleri imalat (17),
mobilya hariç aaç ve mantar ürünleri imalat (20), kimyasal madde ve
ürünleri imalat (24) ile metalik olmayan dier mineral ürünlerin imalat (26)
sektörleridir. Ayrca, kat ve kat ürünleri imalat (21) ile plastik ve kauçuk
ürünleri imalat (25) sektörlerinin 2003-2008 döneminde ciro açsndan
önemli gelime gösterdikleri görülmektedir. Bu sektörlerin bölge imalat
sanayinin temel sektörlerini oluturduklar, bölge imalat sanayi istihdamnn
yüzde 58,1 ile toplam imalat sanayi cirosunun % 84’ünü saladklar
görülmektedir. stihdam açsndan hesaplanan younlama oranlarndan
farkl olarak ciro deerlerine dayal younlama oranlar açsndan temel
fark tekstil ürünleri imalat (17), kat ve kat ürünleri imalat (21) ve
metalik olmayan dier mineral ürünlerin imalat (26) sektörlerinde
görülmektedir. Bulgular bu sektörlerin verimlilik art salayacak bir
deiim geçirdiklerine iaret etmektedir. Bununla birlikte, makine teçhizat
hariç, metal eya sanayi (28) ve tbbi aletler; hassas ve optik aletler ile saat
imalat (33) sektörlerinin ciro açsndan younlama oranlar bir deerini
amakla birlikte 1,2 deerinin altnda kalmtr. Geriye kalan sektörlerin ise
(LQ<1) bölge talebine cevap veremedikleri söylenebilir.
stihdam ve ciro verilerinden elde edilen bulgularn ihracat verileriyle
desteklenmesi amacyla Adana, Mersin (TR62) Bölgesi için ihracat verileri
kullanlarak hesaplanan younlama endeksleri 2003-2004, 2007-2008 ve
2011-2012 yllar için hesaplanarak ekil 4’te verilmitir. hracat
younlama oranlar istihdam ve ciro verilerine dayal younlama oranlarn
destekleyen bulgular vermektedir. hracat younlama oranlar da, gda
ürünleri ve içecek imalat (15), tekstil ürünleri imalat (17), mobilya hariç
aaç ve mantar ürünleri imalat (20), kat ve kat ürünleri imalat (21),
kimyasal madde ve ürünleri imalat (24), plastik ve kauçuk ürünleri imalat
(25), ile metalik olmayan dier mineral ürünlerin imalat (26) sektörlerinin
Türkiye ortalamasnn üzerinde performans sergilediklerine iaret
etmektedir. hracat verileriyle hesaplanan younlama endekslerinin
istihdam ve ciro oranlarna göre oldukça yüksek olmas serbest bölge ve
dahilde ileme rejimi ile belli ölçülerde açklanabilir.
Elde edilen bulgular dier çalmalarn sonuçlar ile tutarldr. Örnein
Devlet Planlama Tekilat Müstearl tarafndan 2006 ylnda yaplan
“llerde Öne Çkan Sanayi Sektörleri” çalmasna göre Mersin linde gda
mallar ve içecek imalat, metalik olmayan dier mineral ürünler imalat ile
aaç ve aaç mantar ürünleri imalat olmak üzere üç imalat sektörü öne
çkmaktadr. Ayn çalmaya göre Adana linde gda mallar ve içecek
24
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri
imalat, kimyasal madde ve ürünlerin imalat ile tekstil ürünleri imalat
sektörleri öne çkmaktadr (DPT, 2006).
ekil 4: TR62 Adana, Mersin Bölgesi Endüstriyel Younlama (LQ)
Oranlar (hracat)
Biliim, iletiim ve ulam alanndaki teknolojik ilerlemeler ve
küreselleme süreci beraberinde sosyal ve ekonomik deiimleri de
getirmitir. Bölgesel gelime yaklamlarndaki deiime paralel olarak
bölgesel politika ve stratejiler de deiime uramtr. Kamu ve özel sektör
yatrmlarnn az gelimi bölgelere yönlendirmeye çalan politikalarn
yerini bölge kaynaklarn harekete geçirmeye çalan, bölgesel ynlama,
yenilik ve ibirlii gibi kavramlar öne çkaran politikalar almtr. Bu yeni
yaklamda, yerel dinamiklerin ve yerel aktörler aras ibirlii ve egüdümün önemi ortaya çkmaktadr. Kümelenme oldukça cazip bir bölgesel
gelime politikas arac görülmekte ve bölgesel bazda öne çkan sektörlerin
belirlenmesi gerei ortaya çkmaktadr. Bu çerçevede, sektörel younlama
oranlar, sektörler aras balantlarn ortaya konmas ile uzman görülerinin
toplanmas bölgelerin gelime stratejilerinin belirlenmesinde ilk adm
oluturmaktadr. Türkiye’de son dönemde özelikle sektörel younlama olan
bölgelerde kümelenme yaklamnn benimsenmesi ve uygulanmas yönünde
çeitli çalmalar yaplmaktadr. Söz konusu çalmalar, Türkiye’de
kümelenme potansiyeli tayan yerlere ve aktörler arasnda kümelenmeye
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
25
MALİ UFUKLAR
Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri
ciddi bir merak ve istek olduunu göstermesi bakmndan dikkat çekicidir
(Alsaç, 2010).
5. SONUÇ
Teorik yazna göre ekonomik faaliyetlerin belli bir yörede
ynlamasyla, firmalar uzmanlam igücü havuzundan ve ihtisas
gerektiren ara-girdi ve hizmetlerden yararlanabilmektedir. Ayrca, teknolojik
yaylma etkileri, bilgi, bilginin yaratlmas ve kullanlmas srasnda ortaya
çkan pozitif dsallklardan da yararlanabilmektedir. Firma ve endüstriler
dank mekanlarda üretim yapmalar durumunda elde edemeyecekleri
avantajlar belli bir bölgede kümelenerek elde edebilmektedir. Bu nedenle
çou bölgenin kalknma çabalar ve stratejileri kilit sektör denebilecek öne
çkan sektörlerin belirlenmesiyle balamaktadr. Bu çalmada Adana,
Mersin (TR62) bölgesinde öne çkan sektörler istihdam, ciro ve ihracat
verileri kullanlarak hesaplanan younlama oranlarna göre belirlenmeye
çallmtr. Younlama oranlar ile birlikte sektörlerin toplam imalat
sektörü içinde istihdam ve ciro paylar dikkate alnarak deerlendirmeler
yaplmtr.
Elde edilen bulgular Adana, Mersin bölgesinde gda ürünleri ve içecek
(15), aaç ve mantar ürünleri (mobilya hariç) (20), kimyasal madde ve
ürünleri (24), plastik ve kauçuk ürünleri imalat (25) ile metalik olmayan
dier mineral ürünlerin imalat (26) sektörlerinin bölgenin temel (kilit)
imalat sektörleri olduunu göstermektedir. Bulgular dier çalmalarn
bulgularyla tutarldr. Kilit sektörlerin belirlenmesinden sonra bölgede
sektörlerin temsilcilerinin görüleri ve dier çalmalar yaplarak sektörler
aras balantlarn ortaya konmas gereklidir. Baka bir ifade ile hazrlanacak
bölgesel girdi-çkt tablosundan yararlanlarak bölgesel kalknma
stratejilerinin belirlenmesi ikinci aamay oluturacaktr. Ancak bölge bazl
girdi-çkt tablolar olmadndan Türkiye bölgeleri için sektörler aras
balantlara ve yapsal deiimi dikkate alarak kilit sektörlerin belirlenmesi
mümkün olmamaktadr. Bu kstlara ramen bölge için belirlenen kilit
sektörler için u özelliklerin vurgulanmas yerinde olacaktr. Öne çkan
sektörler teknoloji snflamasnda kaynaa dayal ve/veya düük teknoloji
grubunda yer almaktadr. Bölgede orta veya ileri teknoloji younluuna
sahip herhangi bir sektörün öne çkmad görülmektedir.
26
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri
6. KAYNAKÇA
ALAÇ, F., (2010); “Bölgesel Gelime Arac Olarak Kümelenme Yaklam ve
Türkiye için Kümelenme Destek Modeli Önerisi”, DPT Uzmanlk Tezi,
http://ekutup.dpt.gov.tr/uztez/falsac.pdf, Eriim tarihi: 2010.
BEKELE, G.W., JACKSON, R.W., (2006); “Theoretical Perspectives On Industry
Clusters”, Regional Research Institute Research Paper, No:2006/5, West Virginia University.
ÇALAR, E., (2006); “Türkiye’de Yerelleme ve Rekabet Gücü: Kümelenmeye
Dayal Politikalar ve Organize Sanayi Bölgeleri”, Bölgesel Kalknma ve Yönetiim
Sempozyumu, Bildiri kitab, 7-8 Eylül 2006.
DPT (2006); “llerde Öne Çkan Sanayi Sektörleri”, DPT Yayn No: 2693, Ankara.
ERAYDIN, A., (2011); “Sanayi Kümelerinin Bölgesel Gelimenin Ana Amaçlar
Açsndan ncelenmesi”, Bölgesel Kalknma ve Yönetiim Sempozyumu, Sanayi Politikasnn
Yönetiimi, Bildiri kitab, 27-28 Ocak 2011, Ankara.
FUJTA, M., THSSE, J., (2002); “Economics Of Agglomeration: Cities, Industrial
Location, And Regional Growth”, Cambridge University Press, Cambridge.
HARVEY, D., (1997); “Postmodernliin Durumu”, (Çev. SAVRAN, S., Metis
Yaynlar, stanbul).
HRSCHMAN, A.O., (1992); “Rival Views Of Market Society And Other Essays”,
Harvard University Press, Cambridge/Massachusetts.
KARA, M., (2008); “Bölgesel Rekabet Edebilirlik Kavram ve Bölgesel Kalknma
Politikalarna Yansmalar”, DPT Uzmanlk Tezi, Yayn No: 2774, Ankara.
KRUGMAN, P., VENABLES, A.J., (1996); “Integration, Specialization, And
Adjustment”, European Economic Review, 40 (3-5), 959-967.
KRUGMAN, P., (1991); “Increasing Returns And Economic Geography”, Journal of
Political Economy, Vol. 99, No: 31, 483-499
KRUGMAN, P., (1999); “The Role Of Geography In Development”, International
Regional Science Review, Vol. 22, Issue: 2, 142-161.
KUM, M., (2011); “ktisadn Yeni Corafi Açlm: Yeni Ekonomik Corafya
Yaklam”, Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Say: 30, No:1, 235-255.
KUMRAL, N., (2004); “Endüstriyel Yerelleme: Türkiye NUTS1 Bölgeleri Örnei”,
ktisat, letme ve Finans, Yl: 19 ubat, 66-75.
LUCAS, R., (1988); “On The Mechanics Of Economic Development”, Journal of
Monetary Economics, 22, 3-42.
MARTN, R., (1999); “The New Geographical Turn In Economics: Some Critical
Reflections”, Cambridge Journal of Economics, 23 (1), 65-91.
PORTER, M.E., (2000); “Location, Competition, And Economic Development: Local
Clusters In A Global Economy”, Economic Development Quarterly, 14 (1), 15-34.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
27
MALİ UFUKLAR
Adana, Mersı̇ n Bölgesı̇ nde (Tr62) Öne Çıkan İmalat Sanayı̇ Sektörleri
ROMER, P., (1986); “Increasing Returns And Long-Run Growth”, Journal of
Political Economy, 94 (5), 1002-1037.
WOLFE, D., GERTLER, M., (2004); “Clusters From The Inside And Out: Local
Dynamics And Global Linkages”, Urban Studies, May, Vol. 41, 1071-1093.
28
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
TARHSEL AÇIDAN TÜRK SGORTACILIK SEKTÖRÜ
VE YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI
Turgut Turul TURABOLU
Acbadem Grubu Sigorta Araclk Hizmetleri A..
Ataehir-STANBUL
0 216 5715707 [email protected]
Yrd.Doç.Dr. Tuncay Turan TURABOLU
Mersin Üniversitesi ..B.F. letme Bölümü
Çiftlikköy Kampüsü-MERSN
0 324 3610001 [email protected]
ÖZET
Yllarca içine kapal ve duraan bir yap sergileyen Türk Sigorta Sektöründe, son
yllarda kayda deer bir hareketlenme gözlenmektedir. Ekonomik büyüme, finansal
piyasalarn geliimi, yasal düzenlemeler ve kurumsal gelimeler söz konusu hareketlenmenin
temel nedenleri arasnda yer almaktadr. Buna göre; ekonomi yönetiminin sektöre bak
farkllarken, yabanc sermayeli irketlerin youn ilgisinin de etkisi ile sektörde önemli
ölçüde deiim yaanmaktadr. Söz konusu deiim Türk sigorta sektörünün sadece sermaye
yapsn etkilememekte; araç, yöntem, istihdam, bilinirlik vb. konularda farkl yaklam ve
uygulamalar da gündeme getirmektedir.
Anahtar Kelimeler: Türk sigorta sektörü, yabanc sermaye, Türk sigorta irketleri.
Jel Snflamas: F21, F23, G22, G28, N24.
TURKISH INSURANCE SECTOR FROM HISTORICAL
VIEW AND FOREIGN CAPITAL INVESTMENT
ABSTRACT
There has been a significant amount of movement in Turkish insurance sector last few
years. Economic growth, evoluation of financial markets, legal regulations and instutional
developments are main factors of this movement. For this, with the changed of goverment
policies and increasing interest of foreign-capital supported companies leads important
changes on insuarance sectors. This changes doesn’t only about capital structures but
interested in insturuments, methods, professionals so on.
Keywords: Turkish insuarance sector, foreign investment, Turkish insuararnce
companies.
Jel Codes: F21, F23, G22, G28, N24.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
29
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
1. GR
Sigorta, gelecekte meydana gelebilecek olas zararlarn bugün ödenen
bir prim karl devredilmesidir. Bir dier deyile, gelecee ilikin risk
belirli bir prim karl el deitirir. Zaman içinde, sözü edilen risklerin
nicelik ve niteliindeki arta bal olarak sigortaclk sektörü de gelimi ve
artan bir ekonomik hacme sahip olmutur. Modern anlamda denizar
nakliyat sigortalaryla balayan sigortaclk; yangn, hayat, tarm,
mühendislik, hukuksal koruma, kredi sigortalar vb. gibi pek çok branta
teminat verir hale gelmitir.
19.yüzyln sonlarna doru yabanc sigorta irketlerinin temsilcilikleri
ile faaliyetlerine balayan ülkemiz sigortaclk sektörü, son yllarda yaanan
ekonomik geliime paralel biçimde, yabanc irketlerin yeniden arlklarn
artrmalarna tanklk etmektedir. Yabanc sigorta irketleri, azalan kar
marjlarnn da etkisiyle yüksek pazar potansiyeline sahip olduuna
inandklar ülkelere yatrm yapmaktadrlar. Büyüme potansiyeli yüksek ve
yasal düzenlemelerle kurumsal altyapsn gelitirmi bulunan ülkemiz
sigortaclk sektörü de, sözü edilen bu yabanc irketlerin ilgisini
çekmektedir. Dünya sigortaclk sektörünün önde gelen irketlerinin youn
ilgisi ile birlikte, %70’e ulaan yabanc sermaye pay bunu kantlar
niteliktedir. Ülkemiz sigortaclk sektörü, tüm bu gelimelere karn yine de
yeterli ekonomik büyüklüe ulam durumda deildir.
Bu çalmada, ülkemiz sigortaclk sektörü tarihsel geliimi açsndan
konu edilerek, yabanc sermaye yatrmlarnn nedenleri ve etkileri
aratrlmaktadr. Bu bak açsndan; çalmann ikinci bölümünde, Türk
sigortaclk sektörü kronolojik olarak incelenmi, sektörün finansal piyasalar
içindeki yeri ve önemi ele alnmtr. Üçüncü bölümde, yabanc sigorta
irketlerinin ülkemiz sigortaclk sektöründeki yeri, ülkemiz sigortaclk
sektörüne yatrmda bulunma nedenleri incelenmi ve söz konusu
hareketliliin olas etkileri belirlenmeye çallmtr.
2. TÜRK SGORTACILIK SEKTÖRÜ
2.1. Osmanl mparatorluu Dönemi
Türkiye’de ilk sigortaclk uygulamalarnn Osmanl mparatorluu
döneminde balad görülmektedir. mparatorluun gücünün doruuna
ulat Kanuni Sultan Süleyman’n padiahl döneminde, Avrupa’da
uygulanmakta olan deniz nakliyat ile ilgili bütün sigorta türleri
30
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
kullanlmaktayd. 1838 Baltaliman Ticaret Anlamas ile d ticaretin
önemli ölçüde genilemeye balamas, sigortaclk faaliyetlerine duyulan
ihtiyac daha da artrmtr. ngiltere ve Fransa’nn deniz nakliyatnda
sigortay zorunlu hale getirmesi sonucunda; stanbul, zmir, Beyrut, Trabzon
ve Selanik gibi liman kentlerinde sigortaclk faaliyetleri artmaya balam,
yabanc sigorta irketlerinin söz konusu kentlerde açlan ubelerinde,
Osmanl vatandalar da görev alm ve bunlar bir süre sonra kendi
iyerlerini açmlardr (Kazgan, 1998, s.29).
Artan ticaretle birlikte sermaye birikimi ve yaam ekli deiirken,
tarihi boyunca yangn gerçeiyle yaam stanbul’da, sigorta ile güvence
elde etme istek ve ihtiyac da ortaya çkmtr. Osmanl mparatorluu’nun
Avrupa ile ticari ilikilerinin merkezi olan Beyolu’nda (Pera) çkan 1870
yangn, sigorta ihtiyacn tüm gerçekliiyle ortaya koymutur (Kazgan,
1998, s.36). Büyük Beyolu Yangn, yangn sigortas bata olmak üzere
baz sigorta türlerinin yaygnlamasnn, dünyadaki uygulamalarla paralellik
gösterdiine ilikin güzel bir örnektir.†
Osmanl mparatorluu’nda gerçek anlamda ilk sigortaclk
faaliyetleri, Bank Hanson adl ngiliz bankasnn önderliinde Sun, Northern
ve North British adndaki sigorta irketlerinin 1872 ylnda açtklar
temsilciliklerle balamtr. Söz konusu firmalar, duyulan gereksinimi
karlamakla birlikte, sigorta irketlerinin kuruluunu ve sigorta faaliyetini
düzenleyen ve denetimini içeren mevzuatn olmay nedeniyle,
merkezlerinden
aldklar
talimatlar
dorultusunda
faaliyetlerini
yürütmülerdir (Külünk, 1974, s.50).
Osmanl mparatorluu’nda merkezi yabanc bir ülkede olmakszn
kurulan ilk sigorta irketi, Osmanl Umum Sigorta irketi olup yine
sermayeleri yabanclara ait olan Osmanl Bankas, Tütün Rejisi ve Duyun-i
Umumiye dareleri ortaklar arasnda yer almaktadr. irketin acentelik
ilerini, Osmanl Bankas ve Tütün Rejisinin ubeleri yerine getiriyordu
† 1870 Beyolu (Pera) yangn öncesinde; 1862’de stanbul’da Riunione Adriatica di Sigurta
(RAS), 1863’te zmir’de London Sun Insurance Company ve 1869’da stanbul’da Helvetia
yangn sigortas alannda faaliyet gösteriyorlard. 1870 Beyolu (Pera) yangn, 1666 Büyük
Londra yangn sonrasnda olduu gibi Osmanl mparatorluu’nda da yangn sigortalarna
olan talebi artrm; 1870’te Mannheim, 1872’de Northern ve North British, 1878’de La
Fonciere ve Nord Deustche irketleri de yangn sigortaclna balamtr (Baskc, 2002,
s.6).
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
31
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
(Kazgan, 1999, s.102). Türkiye’de ilk Hayat Sigortas sözlemesi ise, 1913
ylnda Ünyon Sigorta irketince düzenlenmitir. Osmanl hukukunda
sigortaya ilikin ilk hükümler, 28 Temmuz 1850 tarihli Kanunname-i
Ticaret’in 29. maddesindeki “sigorta maddesi ile umur- ticaret-i bahriyyeye
müteallik kaffe-i deavinin ticaret muhakemelerinin bahriyye meclislerinde
rüyet ve faslolunaca” ifadesinden ibaretti. 21 Austos 1863 tarihli,
Kanunname-i Hümayun- Ticaret-i Bahriyye’nin 11. bölümü sigorta
konusuna ayrlmt (Kazgan, 1998, s.35). Sözü edilen hukuki
düzenlemelerin yetersizlii nedeniyle, 44 yabanc sigorta irketi aralarnda
örgütlenme ihtiyac duymu ve 12.07.1900’da “stanbul’da Faaliyette
Bulunan Yangn Sigorta irketleri Sendikas” adyla bir meslek kuruluu
oluturulmu, 1916 ylnda 81 üyeli “Türkiye’de Çalan Sigorta irketleri
Cemiyeti” ne dönümütür (www.tsrsb.org.tr, 2003). 13.12.1914’de “Ecnebi
Anonim ve Sermayesi Eshama Munkasem irketleri Hakkndaki Kanun-u
Muvakkat” kabul edilmitir.
2.2. Türkiye Cumhuriyeti Dönemi
Cumhuriyet ilan edilmeden önce toplanan zmir ktisat Kongresi’nde,
sigortaclk da ele alnmtr. Tüccar Grubunun Esaslar arasnda; sigortaclar
sendikasnn feshi, milli sigorta irketlerinin kurulmas ve sigortaclk ile
ilgili yeni bir yasann hazrlanmas yer almtr. Bu öneriler dorultusunda
1924’de Sigortaclar Sendikas fesh edilerek yerine kurulan Sigortaclar
Kulübü, 1960’da Türkiye Sigorta ve Reasürans irketleri Birlii’ne
(TSRSB) dönümütür. Yine 1924’te Türkçe kullanma zorunluluu
getirilirken, 1927’de “Sigortacln ve Sigorta irketlerinin Tefti ve
Murakabesi” hakkndaki kanunla önerilen yasal düzenlemeler
gerçekletirilmitir (Kazgan, 1998, s.70-72). Reasürans tekelini yürütmek
üzere Türkiye Bankas tarafndan 26 ubat 1929 tarihinde kurulan Milli
Reasürans T.A.., 19 Temmuz 1929 tarihinde faaliyete geçmitir
(www.millire.com, 2008).
Dünyadaki ilk reasürans tekellerinden biri olan Milli Reasürans,
önceleri tepki gördüyse de, haksz rekabeti ve keyfilii önlemesi,
tazminatlarn zamannda yatrlmasn salamas yönündeki faydalaryla
Türk sigortaclnn gelimesinde olumlu rol oynamtr.
Söz konusu düzenlemelere ramen o tarihlerde halen yangn
sigortalarnn önemli bir i payna sahip olduu ve üretilen primin önemli bir
bölümünün ticaretin youn olduu birkaç kentten elde edildii
32
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
anlalmaktadr. Örnein; 1932 ylnda toplam prim üretimi içinde yangn
brannn %61, hayat brannn %26, nakliyat brannn %11, kaza brannn
%2 pay bulunurken, toplam prim üretiminin %80’i stanbul, zmir, Samsun,
Mersin ve Trabzon gibi ky kentleri ve ticaret merkezlerinde
gerçekletirilmitir (Kazgan, 1999, s.163). 1938’de yürürlüe giren bir
kanunla sigorta irketlerinin ihtiyatlarn ülke snrlar içinde tutmalar
zorunlu tutulurken, 1939 ylnda sigorta irketleri Ticaret Bakanl’na
balanmtr (Külünk, 1974, s.20).
1950’li yllar genel olarak Türk ekonomisi için olduu gibi
sigortaclk sektörü için de önemli bir dönemdir. Ulatrma politikalarnda
deniz ve demiryollarnn aksine, karayolu ulamnn ön plana çkartlmas
ve 1953’den itibaren motorlu tat araçlarnn zorunlu kaza sigortas
kapsamna alnmas, sigortacln gelimesinde önemli rol oynamtr. Bu
dönemde kamu bankalarnn ve baz kamu kurumlarnn sigorta irketi
kurduklar görülmektedir. 1950’de Tekel Genel Müdürlüü Personeli
Yardmlama Sand ve Türkiye Tütün Bankas’nn ortakl ile nan
Sigorta, 1955 ylnda eker Sigorta, 1957’de Toprak Mahsulleri Ofisi,
Vakflar Bankas ve stanbul Bankas’nn ortakl ile Güne Sigorta, 1958
ylnda Devlet Demiryollar ve Raybank’n itirakiyle Ray Sigorta ve Sanayi
Sigorta irketleri kurulmu, 1959 ylnda Cihan Sigorta, Birlik Sigorta ve
Baak Sigorta faaliyete geçmitir (Sergici, 2001, s.170).
1954’te Yabanc Sermayeyi Tevik Kanunu ile kâr transferine ilikin
tüm snrlamalar kaldrlrken, 30.12.1959 tarihinde 7397 sayl “Sigorta
irketlerinin Murakebesi” kanunu yürürlüe girmitir (www.tsrsb.org.tr,
2003). 27 Mays 1960’dan sonra DPT’nin kuruluu ile birlikte geçilen planl
ekonomi döneminde yaplan ilk dört Be Yllk Kalknma Plan’ndan; birinci
BYKP’de sigorta konusuna hiç deinilmemi, ikinci ve üçüncü BYKP’de
yeni sigorta irketlerinin kurulmas yasaklanm, dördüncü BYKP’de
yasaklayc bir hüküm bulunmamakla birlikte bak açs deimemitir.
Zaten küçük olan sigorta portföyünün daha küçük parçalara bölünmesini
önlemek için gidelen yasaklama yolu, beklentinin aksine mevcut sigorta
irketlerinin büyümesini salayamamtr (Büyükkaya, 1981, s.284).
Sigortacla ilikin olarak bu dönemde görülen az saydaki gelimeden birisi
ise, 29 Mays 1970’de Türk Sigorta Enstitüsü’nün kurulmas olmutur
(www.millire.com, 2008).
Ülkemizde liberal ekonomik düzenin uygulanmaya balanmas ile
özdeleen ve 24 Ocak 1980 tarihinde yürürlüe giren 24 Ocak Kararlar ile
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
33
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
birlikte finans ve kambiyo alanlarnda serbestlemeye gidilmesine yönelik
uygulamalarnn ön plana çkmaya balamas, sigortaclk sektöründeki
gelimelere hz vermitir (yibozkurt, 1999, s.231). Bunun sonucu olarak; ilk
Salk Sigortas 1986’da uygulanmaya balanm, 1990’da ayr bir bran
haline getirilmi ve prim üretiminde dikkat çekici bir büyümeye sahne
olmutur (SDK, 1994, s.98).
1987 ylnda yürürlüe giren 3379 sayl kanunla; 1959’da çkarlan
7397 sayl kanundaki yasal boluklarn doldurulmas, sigorta irketlerini
finansal açdan güçlendirecek önlemlerin alnmas ve sigorta arac
kurulularnn faaliyetlerinin yeniden düzenlenmesi hedeflenerek sektörün
ihtiyaçlarnn karlanmaya çallm, sigorta irketleri Hazine ve D
Ticaret Müstearl’nn görev alanna dahil edilerek finansal sistemin bir
parças haline getirilmilerdir. Kanunla birlikte, “Sigorta ve Reasürans
irketler Birlii’de kamu kurumu niteliinde meslek kuruluu kimliine
kavumutur.
1 Mays 1990’dan itibaren; Kaza (zorunlu sigortalar hariç) ve
Mühendislik Sigortalar ile Zirai Sigortalarda, 1 Ekim 1990’dan itibaren de
Yangn ve Nakliyat sigortalarnda Serbest Tarife Sistemine geçilmitir. 1
Ocak 1995’de sigorta primlerinin tahsili sorununa çözüm getirmek amacyla,
primlerin acente cari hesaplar üzerinden takibi sistemi yürürlükten
kaldrlarak poliçe baznda takip sistemi uygulamaya konulmutur.
2000 ylnda, 1999’da yaanan ykc deprem felaketlerinin ardndan
meskenler için zorunlu tutulan deprem sigortasn yürütmek üzere “Doal
Afet Sigortalar Kurumu (DASK)” oluturulmutur. 1927’de zorunlu
tutulmu bulunan reasürans devri uygulamasna 31.12.2001'de son verilmi,
28 Mart 2001’de kabul edilen “Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatrm
Sistemi Kanunu” ile kurulan bireysel emeklilik sistemi, 27 Ekim 2003’de
uygulanmaya balamtr. 16 Aralk 2003’de Trafik Sigortas Bilgi Merkezi
faaliyete geçmi, 14 Haziran 2005’de Tarm Sigortalar Kanunu çkarlm,
03 Haziran 2007’de Sigortaclk Kanunu kabul edilmitir.
2.3.Sigortaclk Sektörünün Finansal Piyasalar çindeki Yeri ve
Önemi
Sigortaclk; benzer risklerle karlama olasl bulunan kii ve
kurulularn dayanmasna yönelik bir organizasyon olarak balam,
zamanla ticareti uluslararas alana yayan, giriimci saysn artran, kredi
olanaklar yaratan, ekonomi yönetimleri için önemli bir vergi kayna
34
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
oluturan ve fon yaratp bu fonlar yatrma dönütüren bir faaliyet haline
gelmitir (nal, 1997, s.51). Sigortaclk, sadece riskleri güvence altna almak
ve bunlarn gerçeklemesi halinde ortaya çkan zarar karlamaktan ibaret
olmayp, prim ve öz sermaye birikimlerinden oluan fon gücünü yatrm
alanlarna aktararak, ekonomik yap ve kalknmaya katkda bulunan bir
sektördür (Uralcan, 2002, s.81).
Sigorta irketlerini dier sektörlerde faaliyet gösteren irketlerden
ayran temel özellik, belirli yatrmlar için kaynak salamay amaçlamayp,
biriken fonlar ek gelir elde etme düüncesiyle yatrm alanlarna aktararak
kaynak oluturmalardr. Buna göre sigorta irketleri açsndan en uygun
yatrm araçlar; kaliteli ve riski az tahviller ile ipotek karl uzun vadeli
kredilerdir. Sigorta irketlerinin hisse senetlerine yaptklar yatrmlar ise,
daha çok yükümlülüklerini karladktan sonra uzun vadeli gelirlerini
arttrma amacna yöneliktir (Büker ve Bayar, 1998, s.348). Büyük
tutarlardaki sigorta fonlarnn sermaye piyasasnda deerlendirilmesiyle, ksa
süreli fiyat dalgalanmalar azalmakta ve ekonomide istikrar salanmaktadr
(Berk, 2001, s.7).
Tablo 1: Türk Finans Sektörünün Ekonomik Büyüklükleri
Türk Finans Sektörünün Bilanço
2008
2009
Büyüklüü (Milyar TL)
Bankalar
732,5
834,0
MKB (Kapitalizasyon)
182,0
350,8
TCMB
113,5
110,0
Sigorta irketleri
26,5
31,8
Menkul Kymet Yatrm Fonlar
24,0
29,6
GY
4,3
4,7
Finansal Kiralama irketleri
17,1
14,6
Emeklilik Yatrm Fonlar
6,0
9,1
Faktoring irketleri
7,8
10,4
Tüketici Finans irketleri
4,7
4,5
Arac Kurumlar
4,2
5,2
Reasürans irketleri
1,4
1,6
Varlk Yönetim irketleri
0,4
0,4
Menkul Kymet Yatrm Ortaklklar
0,6
0,7
GSYO
0,1
0,2
Finansal Holding irketleri
5,0
4,9
Portföy Yönetim irketleri
0,3
0,3
KGF
0,,1
0,1
Kaynak: Finansal Piyasalar Raporu, BDDK, Eylül 2012.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
2010
2011
06/2012
1.006,0
472,6
128,5
35,1
33,2
17,2
15,7
12,0
14,5
6,0
7,5
1,6
0,7
0,8
0,2
5,1
0,3
0,1
1.207,6
381,2
146,2
39,9
32,2
18,7
18,6
14,1
15,7
8,9
9,6
1,6
0,9
0,7
0,6
5,5
0,3
0,2
1.273,7
461,4
163,1
45,6
29,6
21,8
19,3
17,2
16,8
10,0
9,3
1,7
1,0
0,7
0,6
veri yok
veri yok
veri yok
35
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
Gelimekte olan ülke ekonomilerinin hizmetler kesimi içinde,
sigortaclk en dinamik sektörlerden biridir. Gelimi ülke ekonomilerinde
ise sigorta irketleri ekonomide etkin rol oynayan kurumlar haline
gelmilerdir (Ertekin ve Batürk, 2005). Gösterdii büyük atlma ramen
Türk sigortaclk sektörü, genel ekonomiye yukardaki faydalar henüz tam
olarak sunabilme durumunda deildir. Türk Finans sektörüne bakldnda;
sektörün bankaclk arlkl olduu, onu sermaye piyasas ile sigortacln
izledii görülmektedir (Tablo 1). Sigortacln finans sektörü içindeki pay
sadece %2,2’dir. Emeklilik fonlar ve reasürans irketlerinin de
deerlendirmeye katlmas durumunda bu oran %3,1’e yükselmektedir.
Bununla birlikte Türkiye’de, 1980 ylndan bu yana sigorta primi
üretimindeki art ve kii bana üretilen primin GSMH içindeki pay,
gelimi ülkelere oranla daha büyük bir oranla artma eilimindedir.
3.TÜRK
SGORTACILIK
SERMAYE YATIRIMLARI
SEKTÖRÜNDE
YABANCI
Günümüzde irketler, küreselleme olgusunun da yardmyla dier
irketleri satn alarak veya onlarla birleerek üretim hacimlerini artrmakta,
ürün ve hizmet çeitliliklerini zenginletirmektedirler. Türk ekonomisinde
yaanan olumlu gelimeler pazarn sahip olduu yüksek potansiyelle
birleince, kendi ülkelerinde büyüme olana kalmayan yabanc irketler için
cazip yatrm frsatlar ortaya çkmaktadr.
3.1.Yabanc Sermayeli Sigorta irketlerinin Türk Sigortaclk
Sektöründeki Yeri ve Önemi
Cumhuriyet öncesi dönemde yabanc sigorta irketlerinin
temsilcilikleri ile balayan sigortaclk faaliyetlerinin sonucunda sigorta
irketlerinin says 1908’de 120’yi bulmutur. Cumhuriyetin ilann izleyen
günlerde; devletin sigorta irketlerine tescil ve ihtiyat akçesi ayrma
zorunluluu getirmesi, baz irketlerin mali durumlarnn bozulmas, i
sahalarnn daralmas, sigortaclk faaliyetleri açsndan karl bir faaliyet
alan oluturan zengin toprak parçalarnn ülke snr dnda kalmas, nüfus
mübadelesi ve zmir yangn bu saynn azalmasna hz katm ve
Cumhuriyet’in ilk yllarnda Türkiye’de faaliyet gösteren sigorta irketi
says 53’e kadar inmitir (Kazgan, 1999, s.72).
1932 ylnda; 8’i Türk, 29’u yabanc (7 Alman, 7 Fransz, 4 sviçre, 4
talyan, 3 ngiliz, 2 Avusturya, 1 Bulgar ve 1 spanyol) toplam 37 sigorta
36
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
irketinin faaliyet gösterdii görülürken, II. Dünya Savann etkisiyle
piyasalarda oluan durgunluk, sektörü olumsuz yönde etkilemitir.
Ülkemizde; 1966 ylnda 20 yerli, 20 yabanc; 1970 ylnda 21 yerli, 18
yabanc; 1980 ylnda 21 yerli 15 yabanc; 1985 ylnda 22 yerli, 14 yabanc;
1987 ylnda 24 yerli, 18 yabanc; 1996 ylnda 42 yerli, 13 yabanc; 2004
ylnda 42 yerli, 5 yabanc sigorta irketi bulunmaktayd (Ererdi, 1998, s.62).
Ancak 1994 ylndan sonraki dönemde görülen sigorta irketi saysndaki
art, mevcut sigorta irketlerinin hayat branndan ayr olarak
irketlemesinden kaynaklanmaktadr (Kazgan, 1999, s.169).
Son yllardaki dorudan yabanc sermaye hareketlerinin sektörlere
göre dalm incelendiinde, hizmetler sektörüne, özellikle de finans
sektörüne youn bir ilginin olduu görülmektedir (Tablo 2).
Tablo 2: Dorudan Yabanc Sermaye Yatrmlarnn Sektörel Dalm
(milyar %)
2008
2009
2010
SEKTÖR
6.069
666
1.584
Mali Arac Kurulularn Faaliyetleri
Elektrik, Gaz, Buhar ve Scak Su Üretimi ve
1.053
2.076
1.817
Datm
1.252
196
123
Gda Ürünleri, çecek ve Tütün malat
641
560
412
Gayrimenkul, Kiralama ve Faaliyetleri
Toptan ve Perakende Ticaret; Motorlu Tat,
2.085
389
425
Motosiklet, Kiisel ve Ev Eyalarnn Onarm
200
336
117
Kimyasal madde ve ürünleri ile Suni Elyaf malat
170
391
212
Ulatrma, Depolama ve Haberleme
1.243
31
194
Ana Metal ve Fabrikasyon Metal Ürünleri malat
2.034
1.607
1.354
Dier
14.747
6.252
6.238
TOPLAM
Kaynak: Uluslararas Dorudan Yatrmlar Raporu, T.C. Ekonomi Bakanl, 2011.
2011
6.031
4.259
649
578
523
316
239
211
3.081
15.887
Türkiye’deki mevcut sigorta irketi saysnn azl, genç nüfus
saysnn çokluu ve sigorta algsnn olumlu yönde deimesi ile ortaya
çkan potansiyel, yabanc irketler için cazip frsatlar sunmaktadr (Tablo 3).
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
37
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
Tablo 3: Insurance Europe Üyesi Ülke ve irket Saylar
SIRA
ÜLKE
RKET SAYISI
Büyük Britanya
1.213
1
Almanya
580
2
Fransa
434
3
sveç
361
4
spanya
279
5
Hollanda
227
6
talya
239
7
rlanda
227
8
Danimarka
174
9
Belçika
149
10
sviçre
148
11
Norveç
117
12
Lüksemburg
95
13
Yunanistan
71
14
Avusturya
72
15
Portekiz
78
16
Finlandiya
68
17
Polonya
61
18
19
Türkiye
65
Çek Cumhuriyeti
54
20
Romanya
43
21
Güney Kbrs
34
22
Bulgaristan
417
23
Macaristan
30
24
Slovakya
23
25
Lichtenstein
40
26
Malta
57
27
Hrvatistan
26
28
Letonya
22
29
Slovenya
20
30
Estonya
18
31
zlanda
13
32
Kaynak: http://www.insuranceeurope.eu, 16.03.2013.
Türkiye Sigorta ve Reasürans irketleri Birlii’ne üye 65 sigorta
irketi bulunmakta olup bunlarn 17’si bireysel emeklilik lisansna, 46’s
yabanc sermaye payna sahiptir (Tablo 4).
38
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
Tablo 4: Türkiye’de Faaliyette Bulunan Sigorta irketleri
RKET *
Ace European Group Limited
Acbadem Salk ve Hayat Sigorta
Aksigorta
AIG
Anadolu Anonim Türk Sigorta ir.
Anadolu Hayat Emeklilik A..
Ankara Anonim Türk Sigorta
Aegon Emeklilik ve Hayat A..
Asya Emeklilik ve Hayat A..
Axa Sigorta
Axa Hayat ve Emeklilik A..
Aviva Sigorta
Avivasa Hayat ve Emeklilik
Atradius Credit Insurance
Groupama Sigorta A..
Groupama Emeklilik A..
BNP Paribas Cardif Hayat Sig A..
BNP Paribas Cardif Sigorta A..
BNP Paribas Cardif Emeklilik A..
Cigna Hayat Sigorta A..
CIV Hayat Sigorta A.
Coface Sigorta A..
Demir Sigorta
Demir Hayat Sigorta
Dubai Group Sigorta A..
Ergo Sigorta A..
Ergo Emeklilik ve Hayat Sig. A..
Euler Hermes Sigorta A..
Eureko Sigorta
Euro Sigorta A..
Fiba Hayat A..
Finans Emeklilik ve Hayat A..
Garanti Emeklilik ve Hayat
Mapfre Genel Sigorta A..
Mapfre Genel Yaam Sigorta A..
Generali Sgorta A..
Güne Sigorta A..
Halk Sigorta A..
Halk Hayat ve Emeklilik A..
HDI Sigorta A..
Hür Sigorta A..
ING Emeklilik A..
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
HSSE SAHB
Ace Group
Walnut Holding Cooperaite
Ageas
AIG
ÜLKES
ngiltere
B.A.E.
Hollanda, Belçika
ABD
Aegon
Hollanda
AXA
AXA
Aviva
Aviva
Swiss Re&Sal Oppenheim
Groupama
Groupama
BNP Parbas
BNP Parbas
BNP Paribas
Cigna
Talanx AG
Coface
Fransa
Fransa
ngiltere
ngiltere
Almanya, talya,
Fransa
Fransa
Fransa
Fransa
Fransa
ABD
Almanya
Fransa
Oman Insurance Co. (P.S.C)
Swiss Re
Swiss Re
Allianz
Eureko
ahin Immobilien Gmbh
BAE
sviçre
sviçre
Almanya
Hollanda
Avusturya
NBG&Cigna Nederland
Achmea
Mapfre Internacional
Mapfre Internacional
Generali
Groupama
Yunanistan, ABD
Hollanda
spanya
spanya
talya
Fransa
Talanx AG
Almanya
ING Continentals Europa
Hollanda
39
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
Inter Sigorta A..
Ik Sigorta A..
Allianz Sigorta A..
Allianz
Almanya
Allianz Hayat ve Emeklilik A..
Allianz
Almanya
Liberty Sigorta
Liberty Mutual
ABD
Magdeburger Sigorta
Allianz
Almanya
MetLife Emeklilik ve Hayat A..
MetLife
ABD
Merkez Sigorta
Neova Sigorta A..
FTIC
Kuveyt
New Life Yaam Sigorta A..
Global Equitis Management
Bahamalar
Ray Sigorta A..
Vienna Insurance Group
Avusturya
Rumeli Sigorta A..
Rumeli Hayat Sigorta A..
SBN Sigorta A..
Sompo Japan Sigorta
Sompo japan Insuransce Inc. Japonya
S.S. Koru Sigorta Kooperatifi
Türk Nippon Sigorta
Harel Group
srail
Vakf Emeklilik A..
Groupama
Fransa
Yap Kredi Sigorta A..
Unicredit Group
talya
Yap Kredi Sigorta Emeklilik A.. Unicredit Group
talya
Ziraat Sigorta A..
Ziraat Hayat ve Emeklilik A..
Zurich Insurance Company
Zurich Sigorta A..
sviçre
*irketler, Kaynak: http://www.tsrsb.org.tr/tsrsb/Birlik/Uye+Sirketler, 17.03.2013.
**Hisse Sahibi Yabanc irketler, Kaynak: lgili irketlerin web siteleri, 17.03.2013.
Türk Sigortaclk sektöründe son yllarda yaanan ortaklk, birleme
ve satnalmalar oldukça önemli bir deiime iaret etmektedir (Tablo 5).
Tablo 5: Yabanc irketlerce Yaplan Satnalmalar (2006-2008)
RKET
Baak Sigorta
Baak Emeklilik
hlas Sigorta
sviçre Sigorta
Global Hayat Sigorta
eker Sigorta
Genel Sigorta
Emek Hayat Sigorta
Ray Sigorta
Doan Emeklilik
Garanti Sigorta
Garanti Emeklilik *
40
YABANCI
RKET
Groupama
Groupama
HDI
Ergo
Dexia
Liberty Mutual
Mapfre
GEM
TBIH
Fortis
Eureko
Eureko
YATIRIM
YILI
2006
2006
2006
2006
2006
2006
2007
2007
2007
2007
2007
2007
ORTAKLIK
ORANI (%)
57
41
88
75
99,6
90
80
100
58,2
100
80
15
TUTAR
(Milyon)
268 $
Açklanmad
16,8 $
Açklanmad
2,7 $
59,6 $
Açklanmad
Açklanmad
81,5 $
Açklanmad
365 €
100 €
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
Acbadem Salk ve Hayat
Walnut Coop.
Axa Oyak Sigorta
AXA
Teb Sigorta
Zurich
Ankara Emeklilik
Aegon
Koçallanz Sigorta
Allianz SE
Koçallanz Hayat ve
Allianz SE
Emeklilik
Oyak Emeklilik
ING
Kaynak: http://www.tsrsb.org.tr, 12.06.2008
2007
2007
2007
2007
2007
50
35
100
100
43,4
Açklanmad
525 $
Açklanmad
Açklanmad
248 €
2007
49
125 €
2008
100
110 €
Söz konusu yabanc irketlerin büyük çounluu finans ve özellikle de
sigortaclk sektöründe uzmanlam irketler olup Avrupa’nn en büyük 20
sigorta irketinden 11’i ülkemizde faaliyette bulunmaktadr (Tablo 6).
Tablo 6: Avrupa’nn En Büyük 20 Sigorta irketi ve Prim Üretimleri
SIRA
RKET
Allianz
1
AXA
2
Generali
3
Prudential
4
ING
5
Aviva
6
Zurich
7
Legal & General
8
Aegon
9
CNP
10
Old Mutual
11
Credit Agricole
12
Talanx
13
Ergo
14
Fortis
15
Standart Life
16
Groupama
17
Swiss Life
18
BNP Paribas
19
Coveo
20
Kaynak: http://www.cea.eu, 16.05.2008.
TOPLAM PRM ÜRETM
(Milyon €)
84.926
82.722
62.736
61.016
48.800
47.695
42.609
41.133
38.486
26.398
20.703
20.009
15.320
14.975
15.582
15.275
12.522
12.785
12.094
10.888
Bu veriler, irket satnalma veya ortaklklarn asl amacnn,
sigortaclk sektöründe faaliyet göstermek ve ülkedeki potansiyeli
deerlendirmek olduunun göstergesidir (Turabolu, 2008, s.40).
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
41
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
2011 ylnda 16,8 milyar $ (17,165 milyar TL) prim üretimi
gerçekletiren Türkiye’nin 4,6 trilyon $ olarak gerçekleen dünya sigorta
prim üretimi içindeki pay %0,36’dr. Mart 2013 itibariyle bireysel emeklilik
sisteminin fon büyüklüü ise 21,500 milyar TL’ye ulamtr (egm.org.tr,
23.03.2013). Toplumun gelime süreci içinde, kültür ve gelir seviyesindeki
arta paralel olarak sigorta bilinci arttkça, kii bana düen prim tutar da
doal olarak artacak ve sektör geliecektir. Oysa sektörün % 70’inin sadece
2 milyar $ karl yabanc sermayeli sigorta irketlerine devredilmi
olmas, söz konusu irketlerdeki hisselerin düük bedellerle el deitirdiini,
gelecekte yaratacaklar nakit akmlarnn dikkate alnmadn
göstermektedir. Buna göre yabanc yatrmclar, Türk sigortaclk sektörünün
geleceine çok uygun artlarla yatrm yapmaktadrlar. Ancak burada önemli
olan, yabanc sermayeli irketlerin özkaynak açsndan büyüme gösterip
gösteremeyeceidir. Eer prim artlarna ramen irketlerin saklama paylar
artmaz, toplanan primler reasürans korumas ad altnda yurtdna gider
veya elde edilen kar yurtdna transfer edilirse, sektörün büyümesi, finansal
yaplarnn güçlenmesine yönelik olarak yllardr harcanan çabalar amacna
ulaamayabilecektir (Nomer, 2007, s.9).
3.2.Türk Sigorta Sektörüne
Yatrmlarndaki Artn Nedenleri
Yönelik
Yabanc
Sermaye
Uluslararas sigorta irketlerini Türkiye’de yatrm yapmaya iten
nedenler; ülkemizin sahip olduu genç nüfus, gösterdii ekonomik büyüme,
sahip olduu kârl ve verimli pazar potansiyeli, yaad finansal gelimeler
ve gerçekletirilen yasal düzenlemeler olarak sralanabilir.
3.2.1. Sosyo-Ekonomik Gelimeler
3.2.1.1. Nüfus Yaps
Yabanc irketlerin satnalmalarnn hz kazand 2007 yl itibariyle
nüfusun ya aralklarna göre dalm incelendiinde; nüfusun %34,42’sinin
0-19, %52,31’inin 0-29 ya aralnda olduu görülmektedir
(www.nvi.gov.tr, 12.05.2008). Tabiki yalnzca genç nüfusun fazla olmas,
oldukça ciddi hesaplamalarn yapld sigortaclk sektörü için yeterli
deildir. Nüfusun, özellikle genç nüfusun fazla olmasnn yannda, bu
nüfusun nitelikli olmas da gerekmektedir. Nüfusun yapsnn, özellikle
Bireysel Emeklilik Sigortas (BES) açsndan, sistemin yabanc yatrmclar
tarafndan youn ilgi görmesinin temel nedenlerinden biri olduu
42
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
anlalmaktadr (Turabolu, 2008, s.47). Katlmc says 3.363.000’e ulaan
BES’ten emekli olabilmek için 56 yan tamamlamak gerektiinden,
emeklilik sözlemesi satma lisansna sahip irketlerin aktüeryal
deerlendirmelerinde genç katlmc profili avantaj olarak görülmektedir
(www.egm.org.tr, 23.03.2013). Çünkü; katlmc ya profilinin genç olmas,
bireysel emeklilik fonlarnn sistemde uzun süre kalmasn salayarak,
finansal piyasalarn derinlemesini mümkün klacak ve sigorta irketlerinin
kârn olumlu yönde etkileyecektir. 2003 ylnda BES satna balandnda,
lisans sahibi 11 BES irketinin sadece ikisinde yabanc pay bulunurken,
günümüzde faaliyet gösteren 17 BES irketinin 13’ünde yabanc sermaye
yatrm bulunmaktadr.
3.2.1.2. Ekonomik Büyüme
Yabanc yatrmclar için; yatrmn yaplaca ülke ekonomisinin
büyüklüü, derinlii, çeitlilii ve salaml yatrm kararnn alnmasnda
dikkate alnan unsurlardr. Türk sigortaclk sektöründeki geliimin,
ülkemizin ekonomik durumuyla balantl olmamas düünülemez.
ekil 1: Genel Ekonomi-Sigortaclk Sektörü likisi (1997-2006)
40,00
30,24
PRM ARTI %
30,00
24,69
20,00
12,38
10,21
10,00
3,95
0,00
-10,00
13,23 14,92
12,54
11,74
1
2
3
4
-20,00
5
6
7
8
9
10
-17,06
YILLAR
Kaynak: www.tsrsb.org.tr, 12.06.2008.
1997-2006 aralnda, hayat sigortas dndaki branlarda gerçekleen
prim art incelendiinde, söz konusu balant açkça görülmektedir. Türk
sigortaclk sektörü, ülke ekonomisinden daha yüksek oranl bir büyüme
göstermitir. Bununla birlikte 1999 ve 2001 ekonomik krizlerinde prim art
oranlar gerilemitir (SDK, 2006, s.30).
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
43
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
ekil 1’de de görüldüü üzere, ekonomik kriz yaanmayan yllarda
sigortaclk sektörü her yl %10 ve üzerinde bir büyüme gerçekletirirken,
ekonomik krizin yaand yllarda küçülme söz konusudur. 2001 ylnda
krizin etkisiyle sektör %17 orannda küçülmütür.
3.2.2. Sigorta Pazarnn Sunduu Potansiyel
3.2.2.1. Karllk
Ticaretin temel amaçlarndan biri olan karllk açsndan bakldnda,
zorunlu trafik sigortasndan gelen büyük montanl teknik zarara ramen,
sigorta irketlerinin 2006 yl toplam net dönem kar 233 milyon TL iken,
2007 ylnda bu tutar 632 milyon TL’ye yükselmitir. Bu durum, %171
orannda bir arta iaret etmektedir. 2011 yl teknik karll incelendiinde
ise, hayat d branlarda 60 milyon TL, hayat brannda 198 milyon TL
olmak üzere toplam 258 milyon TL kar elde edildii görükmektedir
(tsrsb.org.tr, 12.05.2012).
3.2.2.2. Düük Sigorta Penetrasyonu (Prim/GSYH Oran)
Yabanc yatrmclar ülkemiz sigorta pazarnda yatrm yapmaya iten
önemli unsurlardan biri de, gelimi ülkelerle kyaslandnda oldukça düük
kalan ve bu nedenle önemli bir potansiyel olduunu düündüren
Prim/GSYH orandr (Turabolu, 2008, s.50). 2007 yl prim toplam
11,006 milyar TL iken, GSYH toplam 856,387 milyar TL olarak
gerçeklemitir. 2007 yl verilerine göre sigorta primleri, GSYH’nn sadece
%1,28’ini oluturmaktadr. Gelimi ülkelerde söz konusu oran %8-10
seviyelerinde bulunmaktadr (Uralcan, 2002, s.45). 2011 yl GSYH ise
1.294,893 milyar TL iken, prim üretimi 17,165 milyar TL olarak
gerçeklemitir. Bu rakamlar dikkate alndnda prim üretimi GSYH’nn
%1,32’sini oluturmaktadr.
3.2.2.3. Düük Sigorta Younluu (Prim/Nüfus Oran)
Tablo 7’den de anlalaca üzere, sigorta primi/nüfus oran CEA
ortalamasnda %1,83 iken, ülkemizde %0,10’dur. Türkiye, Avrupa
Birlii’nin son iki üyesi olan Romanya ve Bulgaristan dndaki dier tüm
ülkelerden daha düük bir prim/nüfus oranna sahiptir. Ayn deerlendirme
2011 yl sonuçlarna göre yapldnda, prim/nüfus younluunda %0,02
orannda bir art gözlenmektedir. 2007 ylnda prim/nüfus orannda
44
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
Türkiye’nin gerisinde olan Bulgaristan, 4 yllk bu sürede %0.11 ile
ülkemizin önüne geçmitir.
Tablo 7: Insurance Europe Üyesi Ülkelerin Prim/Nüfus Younluu
TOPLAM PRM
NÜFUS
ÜLKE
Lichtenstein
3.893
36
Lüksemburg
1.991
512
sviçre
45.306
7.870
Büyük Britanya
206.019
62.499
Hollanda
78.751
16.656
rlanda
11.400
4.570
Danimarka
21.881
5.561
Fransa
190.013
65.048
Finlandiya
18.145
5.375
Belçika
29.207
11.001
Norveç
15.096
4.920
sveç
29.689
9.416
Almanya
178.079
81.752
Avusturya
16.454
8.404
talya
110.228
60.626
spanya
59.568
46.153
Portekiz
11.666
10.572
zlanda
272
318
Slovenya
2.053
2.050
Güney Kbrs
859
840
Malta
301
415
Çek Cumhuriyeti
5.957
10.487
Yunanistan
4.885
11.310
Macaristan
2.939
9.986
Slovakya
2.109
5.392
Polonya
13.869
38.530
Hrvatistan
1.229
4.412
Estonya
283
1.340
Letonya
316
2.075
Türkiye
7.342
73.723
Bulgaristan
813
7.369
Romanya
1.845
21.414
TOPLAM
1.072.460
590.632
Kaynak: http://www.insuranceeurope.eu, 16.03.2013.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
PRM / NÜFUS
108,14
3,89
5,76
3,29
4,73
2,49
3,93
2,92
3,38
2,65
3,07
3,15
2,18
1,96
1,82
1,29
1,10
0,85
1,00
1,02
0,72
0,57
0,43
0,29
0,39
0,36
0,28
0,21
0,15
0,10
0,11
0,08
1,82
45
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
3.2.3. Kurumsal Gelimeler
3.2.3.1. Tarm Sigortalar Havuz letmesi A.. (TARSM)
Tarm sektörü, dünya nüfusu açsndan tad kritik önemin yan sra
ekonomik, sosyal, politik ve teknolojik deiimlerden önemli ölçüde
etkilenen bir yapya sahiptir. Bu nedenele; tarm sektörünün varln
sürdürebilmesi, söz konusu deiimlerden kaynaklanan ve tarmsal üretimi
tehdit eden risklerin doru yönetilebilmesi ile ilikilidir (Turabolu, 2008,
s.60). Tarm Sigortas, risk paylam ve transferlerini gerçekletiren yaps
ile önemli bir rol üstlenmekte olup ülkemizde de 14.06.2005 tarih ve 5363
say ile çkartlan Tarm Sigortalar Kanunu ile bu konuda gerekli
düzenlemeler yaplmtr.
3.2.3.2. Doal Afet Sigortalar Kurumu (DASK)
17 Austos 1999’da meydana gelen Marmara depreminden sonra
deprem zararlarnn en aza indirilmesi amacyla, T.C. Babakanlk Hazine
Müstearl tarafndan Zorunlu Deprem Sigortas’na ilikin düzenleme
yaplmtr. Bu düzenleme ile 27 Eylül 2000’den itibaren kapsamdaki
gayrimenkuller için deprem sigortas yaptrlmas zorunlu klnm olup bu
sigortay sunmak üzere kamu tüzel kiiliine haiz Doal Afet Sigortalar
Kurumu kurulmutur. Türkiye’de ortalama her be bamsz geyrimenkulden
biri doal afetlere kar sigortalanm durumda olup, zorunlu tutulmu
olmas nedeniyle potansiyeli yüksek bir ürün konumundadr (Turabolu,
2008, s.56).
3.2.3.3. Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM)
Emeklilik Gözetim Merkezi A. (EGM), Bireysel Emeklilik Tasarruf
ve Yatrm Sistemi Kanunu ve ilgili mevzuat uyarnca, T.C. Babakanlk
Hazine Müstearl’nn görev ve yetkilendirmesi çerçevesinde, merkezi
stanbul’da olmak üzere 10 Temmuz 2003’de kurulmutur. Bireysel
emeklilik sisteminin güvenli ve etkin bir biçimde iletilmesini salamak,
katlmclarn hak ve menfaatlerini korumak amacyla hem denetleyici kamu
otoritelerinin (T.C. Babakanlk Hazine Müstearl ve Sermaye Piyasas
Kurulu) karar almasna yardmc olmak, hem de sigorta piyasasna salkl
bilgi aktarmak için görevlendirilen EGM’nin kurucu hissedarlar, A grubu
hisse ile T.C. Babakanlk Hazine Müstearl ve eit oranda B grubu hisse
ile sistemde faaliyet gösterme izni alan sigorta irketleridir. Söz konusu
irketler; Anadolu Hayat Emeklilik A.., Ankara Emeklilik A.., Avivasa
46
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
Emeklilik ve Hayat A.., Baak Groupama Emeklilik A.., Fortis Emeklilik
ve Hayat A.., Garanti Emeklilik ve Hayat A.., Allianz Hayat ve Emeklilik
A.., Oyak Emeklilik A.., Vakf Emeklilik A.. ve Yap Kredi Emeklilik
A..’dir.
EGM; emeklilik irketlerinin faaliyetlerinin günlük olarak elektronik
ortamda gözetimi ve yetkili kamu otoritelerine raporlanmas, emeklilik
irketlerince yaplacak ilemlerin sonucunda oluan bilgilerin birletirilmesi,
katlmclara ait bilgilerin saklanmas ve gizliliinin korunmas,
kamuoyunun ve katlmclarn bilgilendirilmesi, istatistiki veri üretilmesi,
bireysel emeklilik sisteminin analizi, bireysel emeklilik araclar snavnn
yaplmas ve sicillerinin takibi, ortak tantm, eitim programlar, yazlm ve
benzeri konulardaki taleplerin karlanmas, sistemin güven içinde ileyii ile
olas sorunlarn zamannda çözümüne olanak salayacak veri oluturulmas
faaliyetlerini yürütmektedir (www.egm.org.tr, 20.02.2008).
3.2.3.4. Trafik Sigortas Bilgi Merkezi (TRAMER)
Ülkemizde prim üretimi açsndan önemli bir büyüklüe ve geni bir
uygulama alanna sahip olan Trafik Sigortasnn (Karayollar Motorlu
Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortas), daha salkl bir altyapya
kavuturulmas için 16.12.2003 tarih ve 25318 sayl Resmi Gazetede
yaymlanan, Trafik Sigortas Bilgi Merkezi Yönetmelii ile ksaca
TRAMER olarak adlandrlan Trafik Sigortas Bilgi Merkezi kurulmutur.
TRAMER’in olumlu etkileri; etkin denetim, salkl veri ve bilgi
paylam, sigortasz araç takibi, yeni sigortallar ve prim gelirinde art,
hasar durum belgesi temininde kolaylk, acente faaliyetlerinde disiplin ve
kontrol, operasyonel faaliyetlerde hz, sisteme olan güvende art,
kaytdln ve sahte poliçelerin ortadan kalkmas, sigortasz araç saysnn
azalmas olarak sralanabilir (www.tramer.org.tr, 18.02.2008).
3.2.4. Finans Sektöründeki Gelimeler
3.2.4.1. Tüketici Finansmannda Art
Tüketici finansman, tüketicinin gelecekte elde edecei düünülen
geliri önceden kullanma ve bunu kullanrken de pein para ile alveriin
sunduu avantajlardan yararlanmasn salamaktadr . Türkiye’de de tüketici
finansmanna yönelik kredilerin tutar giderek artmaktadr. Özellikle konut
ve tat kredilerinin kullanmnda finansman salayan kurulular tarafndan
yaptrlmas zorunlu tutulan DASK, trafik, kasko ve hayat sigortalar, sektöre
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
47
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
yatrm yapan yabanc sigorta irketlerinin yatrm kararlarn olumlu yönde
etkilemitir (Turabolu, 2008, s.62).
3.2.4.2. Konut Finansman Sistemi (Mortgage-Tutsat)
potek bankalar ve yap topluluklar gibi konut finansman
kurumlarnn, konut sahibi olmak için kredi talep eden bireylere verdikleri
uzun vadeli kredilere mortgage denilmektedir (Oksay, 2006, s.12).
Mortgage’ dierlerinden ayran temel özellii, kredi veren kurumun ald
ipotek karlnda menkul kymet arz ederek ikincil piyasalarda fon fazlas
olan yatrmclara satarak nakit elde edebilmesidir. Kredi kurumlar, ipotee
dayal menkul kymetletirme olarak adlandrlan bu süreçle, uzun vadeli
konut kredileri için kaynak salarlar.
21 ubat 2007’de yasalaan mortgage sisteminde zorunlu olarak
DASK, istee bal olarak Hayat ve Yangn sigortalar yaptrlmaktadr.
Mortgage sisteminin yaygnlamasyla; ipotek, zorunlu deprem, konut, ferdi
kaza ve hayat sigortalarnda da art beklenmektedir.
3.2.5. Yasal Düzenlemeler
Yabanc sermayeli irketler için yatrmn yaplacak ülkenin ekonomik
yapsnn yansra, hukuki yaps da yatrm kararnn verilmesinde belirleyici
unsur olarak yer alr. Özellikle sigorta gibi temelinde güven unsurunun yer
ald bir sektörde yasal düzenlemeler, hem yatrmc, hem de tüketici için
büyük önem tamaktadr (Turabolu, 2008, s.65).
Ülkemizde, AB standartlarna uyum salamak için yaplan
düzenlemelerden, sigortaclk sektörü de payn alm olup bu kapsamda
birçok yasal düzenleme yaplmtr. Örnein, sigorta irketlerinin sahip
olmas gereken rezervlerin AB standartlarna uygun hale getirilmesi,
hesapszca fiyat düürme politikalarnn uygulanabilirliini zorlatrc bir
düzenlemedir. Buna göre; ürününün fiyatn düüren irket rezervlerini
arttrmak zorunda kalmakta, rezervlerini artrd oranda da öz sermayesini
arttrmaktadr.
3.2.5.1. Dorudan Yabanc Yatrmlar Kanunu
Yabanc sermayeyi Türkiye’de yatrm yapmaya yöneltmek için 24
Ocak 1980 ekonomik kararlar bünyesinde, yabanc sermaye sorunlar ile
uramak, yatrm, karar ve uygulamalarna bir ekil vermek üzere yeni bir
birim olarak “Yabanc Sermaye Dairesi” kurulmu olmakla birlikte yeterli
48
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
olamamtr. Bu yetersizlii giderebilmek, günün ihtiyaç ve taleplerine cevap
verebilmek için Dorudan Yabanc Yatrmlar Kanunu, 17.06.2003’de
Resmi Gazetede yaymlanarak yürürlüe girmitir. Kanun; dorudan yabanc
sermaye yatrmlarnn özendirilmesi, yabanc yatrmclarn haklarnn
korunmas ile yatrm ve yatrmc tanmlarnda uluslararas kabullere
uyulmas, dorudan yabanc sermaye yatrmlarnn gerçekletirilmesinde
izin ve onay sisteminin bilgilendirme sistemine dönütürülmesi ve dorudan
yabanc sermaye yatrmlarnn arttrlmasn amaçlamaktadr.
3.2.5.2. Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatrm Sistemi Kanunu
07.04.2001 tarihli Resmi Gazete’de yaymlanarak yürürlüe giren
Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatrm Sistemi Kanununun amac;
emeklilie yönelik tasarruflar yatrma yönlendirmek, emeklilik döneminde
ek gelir salamak, ekonomiye uzun vadeli kaynak salayarak istihdam
artrmak ve ekonomik kalknmaya katkda bulunmak olan ve kamu sosyal
güvenlik sisteminin tamamlaycs olarak düünülen bireysel emeklilik
sisteminin düzenlenmesi ve denetlenmesidir. Kanunla; emeklilik
irketlerinin kurulu, çalma, yönetim ve denetimine, kiilerin sisteme
katlma, ayrlma ve emeklilik koullarna, emeklilik yatrm fonlarnn
kuruluuna, katklarn bu fonlarda toplanmasna ve deerlendirilmesine,
araclk hizmetlerine, kamuya açklanacak bilgilerin kapsamna ve bireysel
emeklilikle ilgili dier hususlara ilikin esas ve usüller düzenlenmektedir.
3.2.5.3. Tarm Sigortalar Kanunu
Tarm Sigortalar Kanunu 21.06.2005’de Resmi Gazetede
yaymlanarak yürürlüe girmitir. Kanunla; sigorta sözlemelerinde
standardn salanmas, riskin en iyi koullarda transferi için uygun ortamn
hazrlanmas, meydana gelecek hasarlarda tazminatn tek merkezden
ödenmesi ve tarm sigortalarnn gelitirilmesi, yaygnlatrlmas
amaçlanm olup bu amaca ilikin olarak bir Sigorta Havuzu
oluturulmutur. Söz konusu havuza ait tüm i ve ilemler, katlmc sigorta
irketlerinin eit payla ortak olduklar Tarm Sigortalar Havuz letmesi
A.. tarafndan yürütülmektedir. Kanun ile Devlet, bu kapsamda yaplan
sigorta sözlemelerinde çiftçi adna prime destek olmakta, prim desteinin
tutar ise her yl için ürün, risk, bölge ve iletme ölçekleri dikkate alnarak
Bakanlar Kurulu kararyla belirlenmektedir.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
49
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
3.2.5.4. Sigortaclk Kanunu
Amaçlar; sigortacln gelimesini salamak, sigorta sözlemesinde
yer alan kiilerin haklarn korumak ve sigortaclk sektörünün güvenli ve
istikrarl bir ortamda etkin çalmasn salamak olarak sralanabilecek
Sigortaclk Kanunu, 14.06.2007’de Resmi Gazetede yaynlanmtr. Kanun;
kii ve kurulularn, faaliyete balama, tekilat, yönetim, çalma esas ve
usülleri ile faaliyetlerinin sona ermesi ve denetlenmesine ilikin hususlar ve
sigorta sözlemesinden doan uyumazlklarn çözümlenmesine yönelik
olarak sigorta tahkim sistemi ile ilgili usül ve esaslar düzenlemektedir.
Sigortaclk kanunundan önce sigortaclk faaliyetleri, baz maddeleri
zaman içinde ortaya çkan ihtiyaçlara göre deitirilmi olmakla birlikte
1959 tarihli 7397 sayl Sigorta Murakebe Kanunu ile yürütülmekteydi.
3.2.5.4.1. Tahkim
Sigortaclk Kanununun 8/30. maddesinde tahkime yer verilmekte
olup tahkimde amaç; sigorta ettiren veya sigorta sözlemesinden fayda
salayan taraf ile riski üstlenen taraf arasnda doabilecek uyumazlklarn
çözümlenmesidir. Bunun için Türkiye Sigorta ve Reasürans irketleri Birlii
nezdinde Sigorta Tahkim Komisyonu oluturulmutur.
T.C. Hazine Müstearl’ndan 1, Türkiye Sigorta ve Reasürans
irketleri Birlii’nden 2, Tüketici Dernei’nden 1 ve Müstearlkça
belirlenen 1 hukukçu akademisyen temsilciden oluan Tahkim Komisyonu,
taraflarn istei dorultusunda devreye girmekte, uzun ve zahmetli mahkeme
sürecini ortadan kaldrmaktadr (Doan, 2008, s.18).
3.2.5.4.2. Bilgilendirme Yönetmelii
Sigortaclk Kanunu’nda yer alp, sigortallar korumak ve hizmet
kalitesini artrmak amacyla hazrlanan Bilgilendirme Yönetmelii
01.03.2008’de yürürlüe girmi, sigortaclk sektörü için önemli bir unsur
olan taraflar arasndaki güvene dayal ilikiyi, standart ve uygulanabilir bir
düzeye getirmitir.
3.2.5.5. Dier Yasal Düzenlemeler
Yukarda açklananlarn yan sra sigortaclk sektörünü ilgilendiren
dier düzenlemeler aadaki gibi sralanabilir:
50
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
-26.06.2003 tarihinde kabul edilen 4911 no’lu “Sivil Hava Araçlar
Üçüncü ahs Mali Mesuliyet Sigortasnn Ticari Olarak Temin Edilemeyen
Ksmnn Devlet Garantisi ile Karlanmas Hakknda Kanun”.
-10.07.2003 tarihinde kabul edilen 4925 no’lu “Karayolu Tamaclk
Kanunu”.
-15.01.2004 tarihinde kabul edilen ve elektronik imzann hukuki ve
teknik yönleri ile kullanmna ilikin esaslar düzenleyen 5050 no’lu
“Elektronik mza Kanunu”.
-03.03.2005 tarihinde kabul edilen 5312 no’lu “Deniz Çevresinin
Petrol ve Dier Zararl Maddelerle Kirlenmesinde Acil Durumlarda
Müdahale ve Zararlarn Tazmini Esaslarna Dair Kanun”.
3.3.Türk Sigorta Sektörüne
Yatrmlarndaki Artn Olas Etkileri
Yönelik
Yabanc
Sermaye
Yabanc sermaye yatrmlar, yatrmn yapld ülke ekonomisini;
istihdam, ücret, karllk, verimlilik, teknoloji, rekabet, eitim düzeyi gibi
sosyo-ekonomik faktörler üzerinden etkiler (Turabolu, 2008, s.46).
3.3.1. stihdam ve Ücretler
Sigortaclk sektöründeki yabanc paynn art çoklukla satnalma
veya birleme yolu ile olduundan, belki ilk etapta deil ama zaman içinde
sektörün büyümesine paralel olarak istihdam artna yol açaca
düünülebilir (Turabolu, 2008, s.72).
Tablo 8: Sigortaclk Sektöründe Çalan Saysnda Deiim (2010-2011)
ÇALIAN SAYISI
ÇALIAN SAYISI
(2010)
(2011)
Almanya
216.400
214.500
talya
47.185
47.477
Fransa
147.500
147.750
Hollanda
57.000
56.000
Türkiye
16.683
17.314
Kaynak: http://www.insuranceeurope.eu, 19.03.2013.
ÜLKE
DEM (%)
-0,88
0,62
0,17
-1,75
3,78
Sektöre ilikin son birkaç yla ilikin veriler incelendiinde, çalan
saysnn prim üretimindeki arttan daha düük oranda artt
anlalmaktadr. Burada asl dikkat çeken konu, eitimli çalanlarn
saysndaki arttr. 2011 yl itibariyle sigortaclk ve bireysel emeklilik
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
51
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
sektöründe, toplam 16.205 acente, 81 broker, 1.095 eksper çalmaktadr
(www.sigortadenetimorg, 23.03.2013). Tablo 8’den de anlalaca üzere,
sigortacln gelimi olduu ülkelerde çalan says deimez ya da
azalrken, Türkiye gibi sigortaclk potansiyeli olan ülkelerde artmaktadr.
Ülkemiz gibi gelimekte olan ülkelerde, yabanc sermayeli irketlerin
yerel irketlere göre çalanlarna daha yüksek ücret ödemesi
beklenmektedir. Bunun balca nedeni ise yerel piyasalarda yeterli
uzmanla sahip kalifiye çalanlara cazip olanaklar sunarak yetimi igücü
kaybn minimum düzeyde tutma isteidir. Gerçekten de konu ile ilgili
olarak yaplan çalmalar, yabanc sermayeli irketlerin çalanlarna daha
yüksek ücretler ödediini göstermektedir (Arkan, 2006, s.42)
3.3.2. Reklam
Sigortaclk sektörünün en büyük sorunlarndan biri de, tüketiciye
kendisini yeterince anlatamamasdr. Türk finans sektörü varlklarnn, 2011
yl sonu itibariyle, %61,4’ünü bankaclk sektörü oluturmaktadr.
Sigortaclk sektörünün pay ise sadece %2,2’dir (BDDK, 2012). Bu
durumda reklam faaliyetlerinde de bankaclk sektörünün, sigortacla göre
daha fazla yer almasn normal karlamak gerekir. Yine sektörün sanat,
spor, eitim ve salk konularndaki projelerde tantm imkânlarn yeterince
kullanmad görülmektedir (Su, 2006, s.47).
Özellikle yabanc irketlerin paylarnn artmasyla birlikte bu konuya
daha fazla önem verilmesi, reklamclk sektörüne imkan salayaca gibi
sigorta irketlerinin faaliyetleri ve bilinirliklerine ilikin bilgi eksikliini de
ortadan kaldracaktr.
3.3.3. Sigorta Primleri
Her mal ve hizmetin fiyatnn belirlenmesinde olduu gibi sigorta
poliçesinin fiyat olan primin belirlenmesinde de; ekonomik koullar,
müterilerin fiyata ilikin düünceleri, rekabet düzeyi ve talep gibi birçok
etken göz önünde bulundurulur. Söz konusu temel unsurlarn göz önünde
bulundurulmasnn yan sra tüm dünyada belirli esaslara ve bu esaslar
derleyen kurallar ifade eden tarifelere de uyulmas gerekir. Uygulamada üç
tür tarife rejimi bulunmaktadr; serbest tarife rejimi, tasdik edilmi tarife
rejimi ve tanzim edilmi tarife rejimi. Ülkemizde; zorunlu sigortalar ve hayat
sigortalar dndaki sigortalarda serbest tarife rejimi, trafik (kasko) ve hayat
sigortalarnda tasdik edilmi tarife rejimi, zorunlu sigortalarda tanzim
52
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
edilmi tarife rejimi uygulanmakta olup Austos 2008’den itibaren trafik
sigortalarnda serbest tarife rejimi uygulanmaya balanmtr (Timur, 2007,
s.174).
Rekabetin daha da artaca düünüldüünde, sigorta irketleri
tüketiciye cazip gelecek ürünler sunmak zorundadr. Örnein yurtdnda bir
süredir uygulanan ve temelinde aracn yapt kilometreye göre
fiyatlandrmann olduu, kullandn kadar öde sistemi “kaskometre” adyla
yabanc bir sigorta irketi tarafndan Mart 2008’den itibaren uygulamaya
konulmutur. Doru primlendirme yöntemleri ile sektörde karllk
salanabilecek ve sigortal kitlesi artacaktr (Turabolu, 2008, 78).
Doru primlendirme için baz branlarda yasal düzenlemelere ihtiyaç
bulunmaktadr. Örnein kaskometre gibi kiiye özel uygulamalar kasko
brannda uygulanabilmektedir. Trafik sigortasnda ise, 2008 ylna kadar
uygulanan yar serbest tarife ile halen Anadolu’daki trafik sigortallarnn,
stanbul’daki hasarlar finanse ettii görülmektedir. Yukarda da belirtildii
üzere, Austos 2008’den itibaren uygulanan serbest tarife rejimi ile trafik
sigortalarnda daha farkl fiyatlandrma yaplabilmektedir.
Teknolojik gelimelerden faydalanlarak maliyetlerin düürülmesi
sonucu primlerin de dümesi olasl yüksektir. Yaplan aratrmalar,
internet kullanm ile bireysel branlardaki maliyetlerin yaklak %12
orannda azalaca, effafln artaca ve pazara ulamann kolaylamasyla
birlikte rekabetin artacan göstermektedir (Timur, 2007, s.175).
3.3.4. Hizmet Kalitesi
Teknolojik gelimeler hizmet kalitesine olumlu katkda
bulunmaktadr. Ülkemizde sadece internet ve cep telefonu kullanarak, baz
sigorta ürünlerine sahip olmay mümkün klan elektronik imza uygulamas
balamtr. Yine on-line ilem altyaps ve 24 saat hizmet veren çar
merkezleri giderek artan oranda hizmet vermeye balamaktadr.
Hizmet kalitesinin sadece teknolojik gelimelerle artacan savunmak
doru olmaz. Bu, teknolojiyi kullanacak yeterli say ve kalitede çalan ile
mümkündür. Zaman içerisinde artan ihtiyaç ve takiben talep nedeniyle
konuya yönelik gerek hizmet içi ve gerekse de akademik eitim konusunda
daha fazla gelime kaydedilecei düünülebilir (Turabolu, 2008, s.80).
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
53
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
3.3.5. Yeni Ürünler
Bu kapsamda, özellikle Avrupa ülkelerinde ve ABD’de yllardr
uygulanan ancak Türkiye’de bulunmayan yada yeterince yaygn olmayan
ürünlerin, sosyo-ekonomik gelime ve deiimle birlikte piyasaya sunulmas
ve yaygnlamas beklenmelidir (Oruç, 2005, s.39):
-Karavanlar veya benzeri nitelikteki seyyar mekanlarda yaayanlara
yönelik özel ev sigortas,
-Kredi kartlarnn yetkili olmayan kiilerce kullanlmas durumunda,
kart hamiline geri ödemeyi gerektiren changeback düzenlemesinin riskini
tayan satclara yönelik chargeback sigortas,
-Uluslararas alanda faaliyet gösteren irketlerin, faaliyet alanndaki
ülkelerde ortaya çkabilecek siyasi karklklara karn güvence sunan siyasi
risk sigortas,
-Kimlik bilgilerinin çalnmas ve ekonomik kazanç için kullanlmas
durumunda sunulan kimlik çalnma sigortas.
Ülkemizde hiç uygulanmayan bu tür sigorta ürünlerinin yansra;
kredi, finansal kayp (miscellaneous financial expenses) ve destek
(assistance) sigortalar yaygnlaan ürünler olarak dikkat çekmektedir.
Sigortaclk sektörünün bireysel ürünlerdeki geliiminin sorumluluk
sigortalarnda olaca beklenmekte olup özellikle mesleki sorumluluk
sigortalarnn sigortaclk sektörünün büyümesine önemli ölçüde katkda
bulunaca düünülmektedir.
3.3.6. htisas Sigortacl
htisas sigortacl, bir sigorta irketinin tek bir konu üzerine
uzmanlamas ve o konu çerçevesinde her türlü riski teminat kapsamna
almasdr.
htisas sigortacl, dünyada genel kabul görmü ve oldukça rabet
edilen bir uygulama alan olutursa da, Türkiye’de henüz balangç
aamasndadr. Daha çok Coface, Atradius, Cardif ve CPP gibi yabanc
sermayeli sigorta irketlerinin ön planda olduu ülkemizde, ihtisas
sigortaclnn, sektörde gelimiliin bir göstergesini oluturacak biçimde
gelime salamas umulmaktadr.
54
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
3.3.7. Sigorta Kooperatifleri
Kooperatifçilik ile dilimize Latincede güven anlamna gelen “sicurta”
kelimesinden gelen sigortann dorudan ilikisi vardr. 5684 no’lu
sigortaclk kanunun 2. bölümünün 3. maddesinde de belirtildii üzere
Türkiye’de faaliyet gösterecek sigorta irketleri ile reasürans irketlerinin
anonim irket veya kooperatif eklinde kurulmu olmas art bulunmkatadr.
Kooperatifler, dünyada sigortaclk alanndaki öncü kurulular arasnda yer
almaktadr. lk kurulan kooperatiflerden birisi de 1735’de Güney CarolinaABD’de kurulmutur. Ülkemizde kanun ile belirtilmi olmasna ramen,
sigorta kooperatifçilii konusunda faaliyet gösteren Koru Sigorta Kooperatifi
dnda herhangibir ilerleme kaydedilememitir.
4. SONUÇ
Sigortaclk sektörünün geliiminin, sektörle dorudan veya dolayl
olarak ilikisi olan tüm sektörlere olumlu etkisinin olaca düünülmelidir.
Bu olumlu etki, sadece toplanan primlerle mümkün olduunca uzun süreli
fon oluturulmasnn doal bir sonucu olarak ortaya çkmakta, ülkenin
sosyo-ekonomik yapsna olumlu etkileri çeitlenmekte ve genilemektedir.
Nakliyat sigortacl ile liman ehirlerimizde balayp, Beyolu
Yangn sonrasnda yangn sigortacl ile ivmelenerek deien ticari
ihtiyaçlara göre gelien Türkiye’deki sigortaclk faaliyetleri, sektörün büyük
oyuncularnn ilgisini çekmeye devam etmektedir.
Son yllarda sektörün sunduu büyüme potansiyelinin, sigortaclk
sektörünün dünya genelindeki ba aktörlerince yerli sigorta irketlerine ortak
olunmas ve/veya satn alnmas yoluyla deerlendirilmeye çalld
görülmektedir.
Söz konusu geliimin istihdama, kaliteli hizmete, sektör kârllna,
sigortal saysnn artmasna ve ülke ekonomisine katk salayaca
ortadadr. Burada dikkat edilmesi gereken, beklentileri doru belirlemektir.
Sektör gerçeklerinden farkl ücretlendirme ve büyüme beklentisi ile yaplan
yanl hesaplar irket birlemelerine, politika deiikliklerine ve Türk
Sigorta Piyasasndan çekilmelere sebebiyet verebilir.
Sektöre ilikin deneyim ve bilgisini paylaacak yabanc sermaye
yatrmlar, ileride, yerli sermayeli sigorta irketlerinin potansiyel görülen
pazarlara girmelerine ön ayak olacaktr.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
55
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
5. KAYNAKÇA
ARIKAN, D., (2006), “Türkiye’de Dorudan Yabanc Sermaye Yatrmlar”, Arkan
Basm Yaym Datm, stanbul.
BASKICI, M., (2002), “Osmanl Anadolusunda Sigorta Piyasas (1860-1918)”,
Ankara Üniversitesi, SBF Dergisi, 57(4), 1-33.
BERK, N., (2001), “Sigortaclkta Fon Yönetimi”, MKB Yaynlar, Yayn no: 21.
BÜKER, S. ve BAYER, D., (1998), “Finansal Yönetim”, Anadolu Üniversitesi,
Yayn no:348, Eskiehir.
BÜYÜKKAYA, A., (1981), “Türk Sigortaclnn Gelitirilmesinde Temel Alnacak
Esaslar ve Tedbirler”, kinci ktisat Kongresi, zmir.
DOAN, N., (2008), “Sigorta irketi ile Anlamazla Düerseniz”, Hürriyet
Gazetesi, 19 Mays 2008.
ERERD, H. C., (1988), “Sigortaclmzn Tarihi”, Commercial Union, stanbul.
ERTEKN, M. S. ve BATÜRK, H. F. (2005), “Türkiye’de 1990 Sonras Yaanan
Ekonomik Krizlerin Sigorta Sektörünün Fon Yaratma Fonksiyonu Üzerine Etkileri”, Mevzuat
Dergisi, Yl:8, Say 85.
NAL, S., G., (1997), “Türkiye’de Sigorta Sektörünün Geliimi, Ekonomideki Yeri ve
Önemi”, Yaynlanmam Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü.
YBOZKURT, E. (1999), “Küreselleme ve Türkiye” Ezgi Kitabevi, Bursa.
KAZGAN, H., SOYAK, A. ve KORALTÜRK, M., (1998), “Cumhuriyet’in 75 Yllk
Sigortacs Koç Allianz”, Allianz Hayat ve Emeklilik A.., stanbul.
KAZGAN, H., (1999), “Osmanl’dan Günümüze Türk Finans Tarihi”, MKB Kültür
Yaynlar, Yayn no: 1, stanbul.
KÜLÜNK, H., (1974), “Cumhuriyetin 50. Ylnda Sigortaclmz”, T.C. Ticaret
Bakanl Sigorta Murakabe Kurulu Yaynlar, No:15, stanbul.
NOMER, C., (2007), Sigortac Gazetesi, 20 Kasm 2007
OKSAY, S., (2006), “Türk Sigorta Sektörünün Rekabet Gücünün Deerlendirilmesi”,
II. Ulusal Sigorta Sempozyumu, 16 Mays 2006, stanbul.
SERGC, E., (2001), “Sigorta ve Pazarlama: Makaleler”, Can Matbaas, stanbul.
SU, M., (2006), “Türkiye’de Sigortaclk Potansiyelinin Hayata Geçirilememesinin
Nedenleri ve Sektörün Rekabet Gücüne Etkileri”, II. Ulusal Sigorta Sempozyumu, 16 Mays
2006, stanbul.
TMUR, M., N., (2007), “Banka ve Sigorta Pazarlamas”, Anadolu Üniversitesi
Yayn no:1701, Eskiehir.
56
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Tarı̇ hsel Açıdan Türk Sı̇ gortacılık Sektörü Ve Yabancı Sermaye Yatırımları
TURABOLU, T., T., (2008), “Türk Sigorta Sektörüne Yaplan Yabanc Sermayeli
Yatrmlarn Sebepleri ve Sektöre Etkileri”, Yaynlanmam Yüksek Lisans Tezi, Marmara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
URALCAN, ., (2002), “Sigortaclk Uygulamalar”, Anadolu Üniversitesi Açk
Öretim Fakültesi Yaynlar, Yayn no: 761, Eskiehir.
Finansal Piyasalar Raporu, BDDK, Aralk 2006.
Finansal Piyasalar Raporu, BDDK, Aralk 2012.
Türkiye’de Sigortaclk Faaliyetleri Hakknda Rapor, SDK, 1994.
Türkiye’de Sigorta ve Bireysel Emeklilik Faaliyetleri Hakknda Rapor, SDK, 2006.
Uluslararas Dorudan Yatrmlar Raporu, T.C. Ekonomi Bakanl, 2011.
http://www.cea.eu.uploads/DocumentsLibrary/documents/1201184486_the-europeanmotor-insurance-market.pdf, Eriim tarihi: 12.05.2008.
http://www.cea.eu/uploads/DocumentsLibrary/documents/Stat%2031%20%20Europe
an%20Insurance%20in%20Figures.pdf, Eriim tarihi: 12.05.2008.
http://www.egm.org.tr, Eriim tarihi: 20.02.2008.
http://www.egm.org.tr, Eriim tarihi: 23.03.2013.
http://www.insuranceeurope.eu, Eriim tarihi: 16.03.2012.
http://www.insuranceeurope.eu, Eriim tarihi: 19.03.2013.
http://www.nvi.gov.tr/Files/File/Istatistikler/Nufus_Kutukleri/2007/2007%20YasCinsi
yet%20Turkiye%2095+.xls, Eriim tarihi: 12.05.2008.
http://www.millire.com/zamantuneli.htm, Eriim tarihi: 12.05.2008.
http://www.sigortadenetim.org/tuerk-sigorta-piyasas.html, Eriim tarihi: 23.03.2013.
http://www.tramer.org.tr, Eriim tarihi: 18.02.2008.
http://www.tsrsb.org.tr/tsrsb/Istatistikler/Genel+Sektör+verileri/Türk+sigorta+sektörü
+verileri/, Eriim tarihi: 12.06.2008.
http://www.tsrsb.org.tr/private/trk/2003/turkiyedesigorta.htm,Eriimtarihi: 26.05.2008
http://www.tsrsb.org.tr/sayfa/teknik-kar-zarar-tablolari-sigorta-sirketleri-2011-4donem, Eriim tarihi: 12.05.2012.
http://www.tsrsb.org.tr/tsrsb/Birlik/Uye+Sirketler, 17.03.2013.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
57
MALİ UFUKLAR
EKONOMK HAYATTA DEM VE AHLÂK
EKONOM
Doç.Dr. Hüseyin Mualla YÜCEOL
Mersin Üniversitesi ..B.F.
Çalma Ekonomisi ve Endüstri likileri Bölümü Yeniehir/MERSN
0-324-3610001 [email protected]
ÖZET
Bu makale, evde, okulda, ite, siyasette ve hayatn her aamasnda ve özellikle
ekonomik yaamda, ahlâkn egemen olduu yeni bir anlay, yeni bir çalma ahlâkn
gelitirme yönünde bir katk salamay amaçlamaktadr. nsanln teknoloji ve ekonomide
eritii üretim düzeyi ile bunun birey, toplum ve çevre üzerindeki etkilerinin ulat sonuçlar,
ekonomik yaamda bir deiim olmasn zorlamaktadr. Dünyada genel olarak kapitalizm özel
olarak neo-liberalizm dorultusunda uygulanan iktisat politikalar ve bu politikalara ekil
veren ekonomik ve siyasi dürtüler, insanlar sonu belirli olmayan bir gelecee sürüklemekte,
ekonomik faaliyetlere para hrs, açgözlülük, bencillik ve yolsuzluk yön vermektedir. Bu
çalma, arlkl olarak heteredoks iktisat alannda kalan ekonomi ve ahlâk ilikisini bu
çerçevede ele almakta, ekonominin sosyal yönlerini ve bunun doal yaamn içerisinde insan
davranlarna olan yansmalarn vurgulamaktadr.
Anahtar Kelimeler: Ahlâki Ekonomi, Çalma-letme Ahlâk, Toplumsal Ahlâk.
Jel Kodu: A10, A13, D63.
CHANGE IN ECONOMIC LIFE and MORAL ECONOMY
SUMMARY
This article aims at contributing to the development of a new sense of morality at
home, school, work, politics, in every stage of life and especially in economic life. The level
of production in accordance with the technology and the economy for humanity and its
impacts on the individual, community and environment forces a change in the economic life.
Capitalism in general and economic policies in special which have been implemented
according to neoliberalism in the world and the economic and political incentives that shape
these policies drag people to the end of a non-specific future, and acquisitiveness, greed,
selfishness and corruption lead economic activities. In this study, the relationship between
economics and ethics which stays mainly in the field of heterodox economics is addressed;
the social aspects of human behavior in economics and its reflections on the natural life
human being in this context are emphasized.
Key Words: Moral Economy, Work-Firm Ethics, Community Ethics.
Jel Kodes: A10, A13, D63.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
59
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
1. GR
ktisadi ve sosyal hayatta yaanan olaylar ve ortaya çkan olgular
insanln skntl bir dönemece doru evrildiine, modern toplumun bir
çkmaza doru sürüklendiine ahitlik etmektedir. Adaletsizlik, eitsizlik ve
güvensizlik her tarafta artarken, iktidara ve güce kavuma, daha çok
sahiplenme ve daha çok kazanma duygularyla ekillenen ekonomik
düzenler uzunca zamandr savalarn çkmasna ve kan dökülmesine,
çevrenin ve doal kaynaklarn tüketilmesine neden olmaktadr. Aznln
çounluu sömürdüü, sanayilemi ülkelerin ucuz enerji için dier ülkeleri
avuçlarnn içine ald, bu amaçla devaml ekonomik-siyasi hileler icat
ettii ve milyonlarca çocuun geleceinin karanla mahkûm edildii
küresel bir sistem, u an için dünyaya hükmetmektedir. Ayrca, küreselleme
sonucu oluan karlkl bamllk daha büyük dengesizliklere ve
çalkantlara neden olmaktadr ve kararlar verenler kararlarn verirken
sorumlu olduklar kitleleri düünmemeyi, göstermelik yardmlar veya sosyal
faaliyetlerle gerçek amaçlarn gizlemeyi bir gelenek haline getirmektedir.
Ekonomik ve sosyal gelimesini tamamlayamayan ya da bilinçli olarak geri
braktrlan corafyalarda, Birlemi Milletler ve onun yan kurulularnn
(UNICEF, Dünya Gda Konseyi, Eitim ve Aratrma Enstitüsü,
Silahszlanma Aratrmalar Enstitüsü, Çevre Sorunlar Program ve
dierleri) yaptklar çalmalarn da yeterli olmad, dengesizliklerin, açlk
ve yoksulluun engellenemedii görülmektedir.
Bu artlar altnda ekonominin ve ekonomide yer alan faaliyetlerin
ahlâki bir bak açsyla yeniden gözden geçirilmesi ve ekonomik hayatta
ahlâki deerlerin yeniden tesis edilmesi zorunluluu ortaya çkmaktadr.
Burada söz konusu edilen yeni anlayn ulusal ya da küresel olarak
gündeme gelen ekonomik sorunlar ortadan kaldraca veya yegane çözüm
olaca iddia edilmemektedir. Temel konu, ekonomide ortaya çkan ve daha
sonra toplumsal hayat derinden etkileyerek toplumsal ilikileri zedeleyen bu
sorunlarla mücadelede ahlâki deer yarglarnn önemli bir araç olarak kabul
edilmesidir. Ortodoks iktisat bilimi olarak ifade edilen Neoklasik ktisat
yaklam uzunca zamandr bu türden konular ikinci plana atm, ahlâk ve
deer ile ilgili çalmalar ise daha çok heteredoks iktisat yaklam içerisinde
kendisine yer bulmutur. Aslnda, Adam Smith ve David Ricardo gibi ilk
dönem klasik iktisatçlar bir ekilde ahlâki kayglar dikkate almlard
(Adam Smith’in ‘Ahlâki Duygularn Teorisi’ adl bir eseri bulunmaktadr).
Ancak, iktisatta önce faydac, marjinalist, daha sonra parasalc ve son olarak
neo-liberal yaklamlar bu kayglar giderek görünmez hale getirmitir.
60
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
Son dönemlerde ahlâk konusunu iktisadi davranlar ve iktisadi
faaliyetler balamnda ele alan çalmalarda artlar olmutur; zira yukarda
ifade edilen hem ulusal hem de uluslararas düzeylerde çok önemli sonuçlara
neden olmas beklenen olaylar, yükselen itirazlar ve isyanlar bu alann
doldurulmasn gerekli klmaktadr. Amartya Sen 1988 ylnda yazd
“Ekonomi ve Ahlâk Üzerine” adl çalmada, ekonomik davranlar ve
iktisadi davranlar arasndaki ilikiyi vurgularken ekonominin politika ve
ahlâk ile ilikilendirilmesi olgusunun Aristo’nun “Politika” eserinde açkça
vurgulandna iaret etmektedir. Dolaysyla, bu konu her zaman önemli ve
toplumsal ilikilerin gelecei açsndan hayatidir. Ancak, ekonomik açdan
gelinen nokta bu gerçein artk görmezden gelinemeyecek bir aamaya
ulatn kantlamaktadr. Bu dorultuda son dönemde “ahlâki ekonomi”
kavram çerçevesinde R. Bronk (2009), D.G. North (2006), B. Fine (2004),
Ö. Demir (2003), I.M.D. Little (2002), Philip Connel (2001), Peter
Koslowski (2001), Goeffrey M. Hodgson (1999), Elizabeth Anderson (1993)
ve Haydar Nakvi (1981) önemli aratrmalarda bulunan yazarlar arasnda
bulunmaktadr.
Bu çalma ise ahlâki ekonomi konusunun özellikle iktisadi
davranlar ve iktisadi faaliyetler açsndan etkilerini ve önemini
deerlendirmektedir. Bu amaçla, ilk olarak birey ahlâk, ikinci olarak firmakurum ahlâk ve üçüncü olarak toplumsal ahlâk ve sosyal sermaye
kavramlar incelenmekte, bireyselden toplumsala, toplumsaldan evrensele
ekonomik hayatn her yönüyle ahlâk olgusuyla nasl anlamlandrlmas
gerektiine ilikin saptamalar yaplmaktadr. Çalmann temel vurgusu,
kapitalizmin ekonomik gelime, ar tüketim ve kâr hrs ile insan-çevre
gereklilikleri arasnda bir denge kurmamas ve bu anlamda ahlâki bir gözden
geçirme yapmamas halinde insanlk açsndan olumsuz ve üzücü sonuçlar
çkaca eklindedir.
2.BREY
AÇISINDAN
DEERLENDRLMES
AHLÂKIN
YENDEN
Birey olarak insan, ahlâk konusunun temel unsurudur; ahlâk insanla
birlikte var olmaktadr, dolaysyla insan olmann ahlâki bir yönü vardr. Bu
yön insana bir yandan ahlâki bilinç (vicdan), bir yandan ahlâki sorumluluk
yüklemektedir. nsan her ne kadar kendisinin belirledii kurallara, etik
deerlere göre bir yaam sürmeye çalsa da snrsz özgürlüe sahip
deildir. Bu nedenle, insan kendi özgürlüüne belirli snrlar koymak
durumunda kalr, çevre ve toplumla birlikte yeni ahlâki deerler gelitirir.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
61
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
Böylece, insan, birlikte var olduu sosyal çevreyle beraber kendisine snrlar
koyabilir, ancak kiiliini de bu ölçüde gerçekletirir. Çünkü, insan olmadan
ahlâktan nasl bahsedilemiyorsa, sosyal çevre olmadan da insann deeri
ortaya çkmaz. H. Bergson’un ifade ettii gibi:
“her birimiz kendine olduu kadar topluma aittir. Kiinin bilinci,
derinlemesine çalrken, aaya indikçe kendinde gitgide daha özgün,
dierleriyle ölçülmez ve ayrca ifade edilmez bir kiiliin varln ortaya
çkarsa bile, kendi görünümümüz nedeniyle dier kiilerle süreklilik
içindeyizdir; bizler onlara benziyoruz ve onlarla bizim aramzda karlkl bir
bamllk yaratan bir disiplinle onlara balyz” (Bergson, 2000, s.12).
Birey kavramnn daha ziyade kapitalist düünce sistemiyle gelitii
söylenegelse de, insann kendi bana bir birey olmas ve kendisiyle ilgili bir
takm hayallerinin, isteklerinin olmas insann doasnda olan bir eydir.
Bireyin ahlâki deerlere sahip olmad bir düzende, toplumun bir bütün
olarak birbirini düünen, paylaan, saygl ve her alanda ölçüyü tutturabilen,
arla kaçmayan bir düzene ulamas da mümkün deildir. uras bir
gerçek ki kapitalizmin gelime aamasnda ortaya çkan yeni yap kendi
toplumsal ilikiler düzeyine uygun bir insan tipi ortaya çkarmt.
Günümüzde de toplumsal yaamda arln sürdüren bu insan tipi, akl her
eyin üstünde tutan bireyci, giriimci ve daha ziyade benmerkezci yeni bir
anlay meru kld. Bu yeni aklclk yöntemine göre din, doa, toplum ve
devlet düzeni gibi birçok alan yeniden gözden geçirildi, örnein feodalizm
koullarnda küçük görülen ve kölecilikle birmi gibi alglanan çalma
ilikileri kutsallatrld. Sonuçta, insan ve birey, kapitalizmin kendi geliim
süreçlerine hizmet eden bir yapya altrld.
te bu yap zenginleen bireylerin snr tanmakszn servet
biriktirdii, buna karn yoksul kalanlara kar duyarlln giderek yok
olduu, ekonomik ve siyasi gerçeklerden kopukluun sradanlat ruhsal
bir çürümeyi beraberinde getirdi. Çünkü, savurganln da nedeni olan bu
zenginleme ayn zamanda siyasi ve sosyal bir ayrcal, yönetimde söz
sahibi olan bir burjuva anlayn dourdu. Yirminci yüzylda geliimini
devam ettiren bu süreç daha sonra modernizm olarak adlandrld ve
bireyleme ya da bireycilik olgusu her yerde kendisini hissettirmeye balad.
R. Guenon (1999), modern kafa yapsnn temel özelliklerinden birisi olan
“bireycilik”in zararlarn anlatrken unlar söylemektedir:
“Bizzat kendi içinde bir bütün oluturuyormu gibi alglannca,
insanlk düzeni içinde ortaya çkan bireyin yalanc birlii, kozmik düzen
62
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
içinde sözüm ona “atom”un yalanc birliine tekabül etmektedir. Oysa ki
bunlarn her ikisi de, yani birey ve atom, nicelik açsndan bakldnda
sadece birer “basit” öe olarak deerlendirilir; ve o halleriyle, bir tür belirsiz
tekrara da muktedir sanlrlar; oysa ki temelde eyann tabiatyla
badamayaca için böyle bir tekrar tamamen imkanszdr” (Guenon, 1999,
s.16).
Burada modern dünyann gittii yöne iaret edilirken, çoklua doru
giden bu hareketin herhangi bir ilkeye bal kalmakszn sahte bir birlik
oluturduu iddia edilmektedir. Dier bir ifadeyle, yazar saf nitelikten saf
nicelie doru bir evrilme olduunu belirtmekte ve bunu öz ile madde
arasndaki ilikiye benzetmektedir. Temel sorun modernleme sürecinde
rasyonalizmin ya da aklclatrmann yaratt kavramlar, ideolojiler ve
akld güdülerdir. ktisadi açdan baklrsa esas nokta iktisadi aklclkla
beraber ortaya çkan sanayileme, bilgisayarlama ve robotlama gibi üretim
unsurlarn olabildiince etkin kullanma biçimleridir. Çünkü bu biçimler her
eyin ölçülebilir, hesaplanabilir ve tahmin edilebilir olmasna dayanmaktadr
ve ite tam da bu aamada bireyin kendi öz varln ve onu anlaml klan
toplumsal balamlarn andrmakta ve çürütmektedir. Mekanik fizikte
olduu gibi her ey d görünüü ile deerlendirilmektedir ve öz hakknda
hiçbir açklama yaplmamaktadr. Bu da modern dünyann en önemli
çkmazlarndan birini oluturmaktadr ve modern dünyaya anormal bir
nitelik veren, onu canavar haline getiren eydir.
Bu durumda, bu çkmazdan çkmak için yaplmas gerekenler vardr
ve bunlarn banda bireyin kendi öz varlnn bilgiyle donatlmas
gelmektedir. Modern dünyann düünürleri için böylesi bir çaba metafizik
bir olguya iaret olarak alglanabilir, çünkü bunun içinde entelektüel sezgi de
vardr. Ancak, burada sezginin salt metafiziksel veya ruhsal bir alg biçimi
olduunun kabul edilip edilmemesi sorun deildir. Aslnda, ekonomi
açsndan, esas olay “tüketici” olarak bireyin duygularnn ifadesi veya
bunlarn öretilmesidir. Çünkü, geleneksel neo-klasik iktisat teorisinde
tüketici faydasn maksimize etmeye odaklanm, çou aza tercih eden bir
robot haline dönütürülmü ve buna “homo economicus (ekonomik insan)”
ad verilmitir. Buna karn kiinin kendi benliinin gelimesi üzerinde de
etkisi olan toplumsal bir varlk olmann penceresinden baklrsa, çevresini,
insanl düünen bir “homo sociologicus (sosyallemi birey)” anlay
gelitirilebilir. Ya da Bronk’un (2010), sosyal etkileimle ilgili anlay
gelitirmek için kurgulad “homo romanticus’un (romantik insan-kendini
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
63
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
yaratan, duygusal, sempatik ve hayal gücüne sahip sosyal hayvan)” çözüm
yolundaki pozitif katks dikkate alnabilir.
Birey’in geliimi konusunda Marx’n da buna benzer, ancak farkl bir
bak açsyla tespitleri vardr. “Marksizm ve Ahlâk” kitabnn yazar Luke’a
(1998) göre Marx, insan türünün yeteneklerinin ve insan doasnn
zenginliinin gelitirildii bir toplumu, çeitli yerlerde, gerçek özgürlük ve
“gerçek kurtulu” temelinde, yabanclamann almas ve insan özünün,
yani insan doasnn gerçeklemesi olarak, ayrca yararc bir temelde refaha
ve mutlulua ulalmas olarak tanmlamaktadr.
Benhabib’in (1999) gelitirdii “ahlâki akl yürütme ve etiin
evrenselletirilmesi” yaklam da, gerek Bronk’un gelitirdii “ekonomik
insan ve sosyal insan türü” yannda “romantik insan türü” yaklamn,
gerekse Marx’n bireyin topyekün yabanclamasna kar idealize ettii
“rasyonel ve uyumlu toplumsal ilikilere” ilikin önerilerini, sonuç olarak
bireyi daha sorumlu daha sosyal daha makul bir zihniyete çekmenin
urasn ortaya koymaktadr. Temel amaç kapitalizmin “bireyciliinin” ve
bununla birlikte ortaya çkan “iktisadi aklnn” faydac, sadece kendini
düünen-bencil birey düüncesinin deitirilmesidir. Tüketim ve çalmak
insan hayatnn çok temel parçalar olabilir, ancak birer insan olarak gerçek
mutluluumuz bunlarla deil, esas olarak duygusal ve kültürel
alverilerimizin younluuna baldr.
Bunun için de bireyi sanat, edebiyat ve felsefeye yöneltmek gerekir ve
sevginin, efkatin, dostluun, iyiliin üretimden daha önemli olduunun
vurgulanmas gerekir. Ahlâki sorumluluk ve vicdan konusunu iktisadi
hayatn merkezine yerletirmek baka bir ekilde mümkün olmaz. Vicdan
kavramnn daha çok din, felsefe ve mistisizmle balants söz konusu
olduundan, bu ve buna benzer kavramlarn ekonomi alannda anlamnn
olmayaca düünülebilir; ancak insanlar bütün hayatlarnda her türlü
davranlarnda bir “iç huzur” veya “iç sknts vererek kiiyi uyandrma, öz
eletiri yapma” duygularn hesaba katyorsa, ayn eyi iktisadi
davranlarnda da yapmak zorundadr. Ar derecede, israfa varan tüketim
çlgnlna kaplm (ya da tüket-tüken kalbna girmi) bir insann,
dünyann çeitli yerlerinde yaanan yoksulluk, açlk ve dier yoksunluklara
kar duyarsz olmas, eletirilmesi gereken bir durumdur. Bu, kiilerin
bireysel yaamlarna ve yaam standartlarna bir müdahale deil, sadece
bunu ölçülü, dengeli ve adaletli bir ölçee çekme durumudur.
64
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
2.1. ktisadi Davranlarda Yetinmecilik
Walter A. Weisskopf’a (1996) göre “insann sonluluundan,
yalanmasndan ve ölümlülüünden dolay nihai olarak kt olan kaynaklar
hayat, zaman ve enerjidir”. Bu kaynaklara, iktisatta öretilen kt kaynaklar
da eklenince insanlarn snrsz ihtiyaçlar meselesi ile snrl yaam
arasndaki çeliki gündeme gelmektedir. Bu çelikinin almas temelde
insanlarn özellikle tüketim faaliyetlerindeki arlklardan vazgeçmesi,
faydac hazclk ve egoistlik yerine yetinmecilii, kanaatkârl
yerletirmesiyle mümkün olur. Buradaki yetinmecilik;
1.) Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarisinde belirttii temel ihtiyaçlar
giderdikten sonra ar bir tüketim hevesine kaplmamak,
2.) Geçimlik ücretin üzerinde bir gelir elde ettikten ve kendisiyle
ailesini rahatlkla geçindirebilecek bir paray kazandktan sonra ar
zenginleme ve servet biriktirmenin önüne geçmek; para kazanma
hedefi dndaki hedefleri görmek,
3.) Reklam ve sat basklarna kar direnmek, alverite seçici
olmak, ekolojik alverii tercih etmek, sadece ihtiyaç duyulan eyleri
satn almak, kaynaklar boa harcamamak,
4.) irketlerin, tekellerin, oligopollerin snrsz büyüme ve servet
kazanma çabalarnn insani deerlere, bara, umuda, kardelie
verdii zararlar gözden geçirmek ve bunlar dizginleyecek,
düzenleyecek sistemler gelitirmek.
Böylece;
a.) Manevi ve ahlâki deerleri iktisadi kararlara uygulamak,
b.) Hayatn sadeletirilmesiyle bunun toplum ve çevre üzerindeki
olumlu etkilerini düünmek,
c.) Toplumun dier insanlarna, komulara, e, dost, akrabalara ve
dünyann geri kalan bölgelerinde açlk, yoksulluk içinde yaayan
insanlara kar sevgi beslemek, empati duymak; baz zenginlerin
yoksullara kar duyduu tiksintiyi maskelemek için kullandklar
merhamet ve efkat terimlerine itibar etmemek,
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
65
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
d.) Bütün ideolojilerin, ekonomik sistemlerin, dinin tüm insanla
yararl olabilecek yanlar üzerine düünmek, onlar birer istismar arac
olmaktan kurtarmak,
e.) Milan Kundera’nn “Yavalk” romannda iledii ve yaamn
acele ile yaanmas halinde her eyin yüzeysel kalmas tehlikesine
kar bir “yavalama” ya da bir “anlam-deer katma” hareketini
önemsemek,
f.) nsanln gelecei konusunda umudu, hayali yaatmak.
Tüm bunlar, maddi dünyann ve onun insan içine çekerek, hapsederek
yaratt bunalmlarn çözülmesinde anahtar rol oynayabilecek ahlâki
deerlendirmelerdir. Daha çok iktisadi davranlarla ilikilendirilerek
gelitirilen bu deerler, ekonomik olarak ortaya çkan, ancak sosyal, ekolojik
birçok alana sirayet eden sorunlarn ortadan kaldrlmasnda ve insann
gerçek kiiliini, ruhunu bulmasnda göz önünde bulundurulabilecek etkilere
sahiptir. nsanlar kendi özel yaamlarnda ve içinde bulunduklar kentsel
yaam kouturmasnda hzl attrma (fast-food) alkanlndan, ikolik
olma hastalndan, durmadan, düünmeden, yaratc olmadan sürekli hzl
yaama anlayndan kurtulup, kendi öz varlklarna ve çevrelerine daha
fazla zaman ayrmaldr. D.N. McCloskey (2006) bu balamda Burjuva
Meziyetleri adl kitabnda unlar söylemektedir:
“Daha iyi bir maddi dünya kazanm olsaydk; garajda iki araba ve
Chicago usulü bir sofra, masada dolu bir tabak, dolaysyla ruhlarmz
kaybetmi olurduk ve ben bireysel olarak kurtulu için bir heyecan
duymazdm. Ben ayn davran uygulamanz srarla tavsiye ediyorum. Eer
insan tüm dünyay kazanp, kendi ruhunu kaybederse, kazanc (kâr) ne
olur?” (McCloskey, 2006, s.22)
Atilla lhan’n, tüketim bolluu ve mal birikiminin mutluluun temeli
saylmasyla ilgili olarak yapm olduu eletiri de dikkat çekicidir:
“Endüstri uygarlnn ulat son aamada, denge kökünden
deimi, Bat varsl, Dou ise yoksul duruma gelmitir: artk Dou’nun
sataca tarmsal ürünlerden baka bir eyi yoktur, Bat onu sömürüyor,
dünyann olanca servetini kendi elinde topluyor. Bu defa da tüketim ve mal
birikiminin, mutluluk idealinin temelini oluturamayaca düüncesi, Bat’da
uç veriyor. Dou’da, yoksulluklarn zoru ve basksyla, bizler bin yllk
bilgeliin atalarmz ulatrd gerçekleri gülünç bulup, imdilerde Bat’nn
66
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
terk etmeye hazrlandklar, bol tüketim ve mal birikimi kstaslarn,
mutluluun temel öeleri sayma amacna saplanyoruz” (lhan, 2004, s.174).
te böyle bir ortamda ‘köeyi dönmek’ ve daha çok tüketmek
tutkusunun herkesi sard, alveri merkezlerinin birer kutsal mekan haline
dönütürüldüü bir dönemde lhan’n önerisiyle, belki de u Türkçe özdeyii
daha çok hatrlatlmaldr:
“Kefenin cebi yoktur”.
Günümüzde, teknolojinin ve iletiim olanaklarnn ulat nokta
itibariyle, insanlarn tüketim ve alverite snrl olmay örenmesiyle
birlikte internet üzerinden de doru ve salkl bilgi alverii yapmalar,
televizyon ve dier iletiim araçlar ve bunlarn yarattklar sanal
gerçekliklerin de farkna varmalar gerekmektedir. Zira, bilgi ve teknolojinin
kötü ve ehliyetsiz ellerde toplanmas veya zararl bilgiler olarak yaylmas
bata çocuklar, örenciler ve gençler olmak üzere insanlar üzerinde olumsuz
sonuçlar dourmaktadr. Örnein, önceleri daha çok elence amaçl
gelitirilen baz virüsler artk baz kiiler için maddi kazanç kapsna
dönümü durumdadr. Daha da kötüsü, arkasnda hükümet ve devlet
adamlarnn da bulunduu siber saldrlar giderek younlamaktadr. Bu
konuda yaplan bir haberde u an itibariyle dünyada 10 milyondan fazla siber
suçlu olduu yazlmaktadr (Hürriyet, 2010a). Wall Street Journal’n
manetine tad bir baka haberde ise sosyal paylam sitesi olarak bilinen
Facebook’taki en popüler uygulamalarn programclarnn, kiisel bilgilerin
yer ald profilleri kullanarak insanlarn kimlik bilgilerini aratrma ve
reklam irketlerine ulatrdklar iddia edilmektedir (Hürriyet, 2010b). Yine,
2010 ylnn sonlarna doru gündeme gelen ve “Wikileaks Belgeleri” olarak
internet üzerinden bütün dünyaya servis edilen bilgilerin durumu, doruluu,
ne anlama ve kimlere hizmet ettii konusunda çok ciddi soru iaretleri
olumakta, insanlar neye inanacaklarn armaktadr; belki de insanlar
bilinçli
olarak
artlmaktadr
ve
gerçekler
yalanlar
içinde
silikletirilmektedir.
Dier taraftan, Enformasyon Toplumunun Putlar kitabnn yazar
Sadk Güne’e (2006) göre insanlardaki eilimlerin, tercihlerin, batl
inançlarn, saplant ve çkmazlarn temelinde kör edici imgelerin, mitlerin
kar konulmaz buyurganlklar vardr:
“Hiçbir ahlâki ve toplumsal söylem, elencenin gücünü aacak
donanma sahip deildir. Markalara, idollere, sanal baarlara ve sanal
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
67
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
liderlere gönül veren kitlelerin gözünde hiçbir hakikat, ‘sahte toplumsallk’
zrhn kracak güce ulaamyor” (Güne, 2006, s.34).
Burada verilmeye çallan mesaj modernite ile beraber ba tac edilen
rasyonalizmin, gelime ve kalknma sürecinde akl ve bilimi ön plana
çkarmaya çalrken, gelenei ve manevi unsurlara bal kültürü dlamas
ve dönütürmesi üzerindedir. Çünkü, yeni kültür anlaynda doutan
gelebilecek ahlâki deerlere yer verilmemektedir. Dolaysyla, birey,
tarihsel deneyimleri içselletirecek manevi bir mirastan mahrum
braklmakta ve modern insann özet olarak sadece ihtiyaç duyduu
deneyimi satn alp tükettii varsaylmaktadr. Kapitalizm, bu noktada insan
akln bu çeit bir sistemin çkarlar dorultusunda denetim altna alarak bir
araç haline getirmede ne yazk ki baarl olmutur. Bu tespitlere göre,
gerçekle gerçek olmayan arasndaki ayrm ya da hakikatin kendisini
kaybeden insann ahlâki sorumluluklarn yerine getirmesi beklenemez.
Elektronik görüntü aygtlarna ve bunlardaki teknolojik yenilikleri takip
etmeye mahkûm olmu, hayatn tüketim üzerine endeksleyen insann bir de
önüne konulan markalara, sürekli deien moda unsurlarna - yalnz kalma
pahasna - dört elle sarlmas bir yandan kültürü yozlatrmakta, ekonomik
ve sosyal hayat tahrip etmekte dier yandan bireyin kendi benliiyle
toplumun benlii arasnda almas zor duvarlar örmektedir. Maryland
Üniversitesi’nin yapt ve 10 ayr ülkeden 3200 gencin katld aratrma
sonuçlarna göre, gençlerden % 82’sinin “cep telefonumuz yoksa, kendimizi
uzuvlarmzdan birini kaybetmi gibi hissediyoruz” cevabn verdii
açklanmtr (Sözcü, 2010).
2.2. Bireysel Ahlâki Sorumluluktan Sosyal Vatandala Geçi
II. Dünya Sava’ndan sonra refah iktisadnn önemli isimlerinden
T.H. Marshall tarafndan gelitirilen ‘sosyal vatandalk’ kavram sosyal
politikann önemli konularndan birisidir. Çünkü, sosyal politika devletin
vatandalarna yönelik hizmetlerinde çok önemli ilevler edinir. Sosyal
haklarn benimsenmesi ve uygulanmas ise modern anlamda refah devletinin
meruiyet zeminini oluturur. Ancak, sosyal vatandalk kavram bireylerin
birbirine yardm etme yükümlülüünden ayr bir ekilde gelitii için,
burada hareket noktas ahlâki deerler olarak alglanmaz. Bu kavramn
getirdii temel anlay vatanda olmaktan ileri gelen haklarn olmasdr.
68
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
Örnein,
¾ Haklar çerçevesinde erkek ve kadna eit davranma,
¾ Çalma hayatna ilikin standartlar gelitirme,
¾ Ücretler ve sözlemelerle ilgili düzenlemeler yapma,
¾ çi sal ve i güvenlii için düzenleme yapma,
¾ Eitim ve salk alanlarnda frsat eitlii sunma,
¾ Vergi adaleti salama,
eklinde, yaamn sosyo-ekonomik alanlarnda haklar gelitirmek veya
iyiletirmek bu alann temel unsurlar arasnda yer alr. Bununla birlikte, tüm
bu haklarn ayrm gözetmeksizin o ülkenin vatandalarna sunulmasnn
ahlâki sonuçlar vardr. Avrupa refah devletinin geliimi açsndan sosyal
ihtiyaçlardan sonra anahtar kavram olarak ortaya atlan vatandalk kavram
için Marshall (1961) unlar ifade etmektedir:
“Vatandalk, bir toplumun üyelerine verilen bir statüdür. Bu statüyü
elinde tutan herkes, bu konumun içerdii tüm haklar ve görevler açsndan
eittir… Vatandaln üç tür öesi vardr: sivil öe, bireysel özgürlükle ilgili
haklar salar; siyasal öe, siyasal gücün paylalmas hakkn verir; sosyal
öe ekonomik refah, sosyal güvenlik ve kültürel mirastan asgari düzeyde de
olsa bir pay alnmasna ilikin haklarla kurumsallar” (Koray, 2005, s.195).
Görüldüü gibi sosyal vatandaln getirdii haklarn hepsi eitlik ve
adalet duygusuna dayanmaktadr. Model olarak Avrupa Birlii’nde gelien
sosyal vatandaln içerii ve boyutlar yine bu çerçevede önemli mesafeler
almtr. Faist (2001) bu süreçte kavramla ilgili üç alternatiften
bahsetmektedir: residual (edinilmi vatandalk), ulus-üstü ve nested (asli
vatandalk) sosyal vatandalktr. Residual yaklam, Avrupa Birlii’nde
sosyal vatandal zayf bir ekle yerletirip sosyal haklar ve artlar üye
ülkeler bazna indirgemekte, vatandalarn (tüketici, içiler, iverenler,
organizatörler) sahip olduu haklar yasal açdan farkl deerlendirmelere
tabi tutmaktadr. Ulus-üstü kavram ise buna kart bir ekilde uluslararas
ülke ve üye ülke seviyelerinde garanti edilen haklarda artan bir birleme
olduunu açklamaktadr. Asli (nested) vatandalk ise bu iki yaklamn her
birinin sosyal vatandaln elementlerini yakalamasna ramen bir türlü hak
ve görevleri çoklu yönetim kademeleri arasnda baarl bir ekilde
datmay baaramadndan yola çkar. Bu açdan bakldnda örnein
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
69
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
Avrupa Birlii’nin yakn zamanda federal bir refah sistemi kuracan ya da
federal düzeyde vatandala denk düecek bir “Avrupa Birlii vatandal”
olgusunu gerçekletirebileceini söylemek çok zordur.
Tüm bu tartmalar, ister ulus düzeyinde, ister bölgesel düzeyde
isterse uluslar üstü düzeyde bireyin temel hak ve özgürlüünün, onurlu bir
yaam
sürebilmesinin
vatandalk
veya
yurttalk
düzleminde
salanabileceinin, bununla ilgili hiç kimseyi ezmeden bir takm kurallar
gelitirilebileceinin ifrelerini vermektedir. Sonuçta, çalanlar da
tüketenler de belirli ölçülerde vergi ödemekte, ekonomik ve toplumsal
yaama bir ekilde katlmaktadr. Öyleyse, ekonomik, sosyal ve siyasal
faaliyetlerin sonucunda gündeme gelen temel haklar adil bir ekilde
insanlara sunmaya çalmak, kayna ahlâk yerine “vatandalk” olgusu olsa
da, düünce ve amaç olarak ahlâki bir ödevin yerine getirilmesine araclk
etmektedir. Buna göre herkes gelitirilen mekanizmalar çerçevesinde olmas
gerektii gibi bir gelir etmek, geçimini salamak, sosyal, kültürel ve siyasal
haklarn aydnlanm olarak almak durumundadr. Bunun yannda, yaad
çevre itibariyle düzgün, saygl ve huzurlu bir yaam için karsndakini,
yaknndakini, komusunu yani kendisi dnda kalanlar da belirli ölçülerde
düünmek ve dikkate almak zorunluluundadr.
3. LETMELERDE AHLÂK VE ÇALIMA AHLÂKI
2001 ylnda ABD’nin ünlü firmalarndan Enron’un batmas üzerine
Fortune dergisi “kibir ve açgözlülüün çöküü” eklinde dikkat çekici bir
balk atmt. Enron’un çökü nedenleri aslnda çok daha karmaktr, ancak
burada özetle acmaszca maddi kazanç ve kiisel güç salama amacnn zeki
yöneticileri nasl batan çkarabilecei ve kurumsal dengeyi nasl büyük bir
hzla bozabileceine dair önemli bir örnek ortaya çkmaktadr. Burada
yazlanlar takip edilirse Enron hikâyesinden iki önemli ders çkarlabilecei
ifade edilmektedir (Katzenbach, 2009, s.37):
1.) Balca motivasyon arac olarak finansal kazanc görmek, kibirli
tavrlar ve nedensiz yere risk almay ön plana çkarr,
2.) Bu amaç, kurum çapnda performansn korunmasn nadiren
salayabilen bireysel baar ve kiisel güce fazlasyla güvenmeye
neden olur.
Bilindii gibi parasal ödüllerin performans arttrma konusunda ne
kadar önemli bir kriter olduu sürekli söylenen bir durumdur. Ancak,
70
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
bireysel çkarlar gelitirmek yerine kolektif çkarlar ön plana çkarmak
dolaysyla kurumsal baary, özsaygy ve daha sonra kiisel geliimi
gündeme getirmek sonuçta hem çalanlar hem de iletmeler ve kurumlar
için temel bir olgu olmaldr. Çünkü, kurumun baars zaten çalanlara bir
ekilde yanstlmak durumundadr. Enron konusunda yazlan “Gümü
Kurun” adl kitap irketin yükseliini ve düüünü bir roman formatnda
anlatrken, para, öhret ve makam elde etmek için yaplan inanlmaz oyunlar
ve entrikalar gözler önüne sermektedir (McLean ve Elkind, 2007). Bununla
birlikte sonuç, hem bu oyunlar gerçekletirenler için hem de namuslu ve
düzenli bir ekilde irkette çalanlar için büyük bir hüsran olmutur.
Bu durumda ahlâki bir ekonomi modelinin gerçekletirilmesi için
gerekli olan temel unsurlardan birisinin de “iletme-çalma ahlâk” olmas
gerektii ortaya çkmaktadr. letme kuranlar için de çalanlar için de u
gerçein altnn çizilmesi gerekmektedir: para, insanlarn geliimini motive
edebilir ancak onu ele geçirebildii ölçüde de tehlikelidir. Bu basit gerçek,
iletmeler için parann ya da kârn esas odak noktas olmadn, eer salt
baar ölçütü olarak para kabul edilirse, bunun birçok kurumsal deeri,
itibar ve hatta toplumsal deeri andracan, perdeleyebileceini ima
etmektedir. Para ve mevki, belirli bir noktaya kadar çalanlar çok iyi
motive edebilir, ancak buradaki temel sorun bunun ne zamana kadar ve
nereye kadar devam edeceidir. Çünkü, finansal kaynaklar yöneten üst
düzey yetkililer bu duygularla hareket edip, son derece lüks bir yaam
tarzna girmeye kendilerini koullandrrken, ayn standartlar alt düzeyde
çalanlar için söz konusu olmayacaktr. Böylece, yukarda beyaz yakallar
ya da altn yakallar arasnda kyasya bir rekabet hep daha fazlas için
devam ederken, aada içiler, emekçiler, yoksul halk kitleleri arasnda bir
baka mücadele ekli, yani yaam kavgas ya da ekmek kavgas
yaanmaktadr.
Bu durumda, bu büyük eitsizlik tablosunu yok etmek için, bireyi para
ve egonun pençelerinden kurtarmak, tek bana materyalist bir anlayn onu
kolaylkla açgözlülüe ve egoist davranlara itebileceini anlatmak,
göstermek gerekir. Bunun için bu tür istekler ahlâki duygularla
dizginlenmeli, mütevâzi bir yaam biçiminin hem kiinin kendisine ve
çalt kuruma hem de insanla sunaca yararlar öretilmelidir. Bu ise u
anlama gelmektedir; çalma hayatnn her alannda ahlâki bir bak açsnn
gelitirilmesi ve/veya bir meslek etii oluturulmas arttr. Yani, eitimde
etik olabilecei gibi salkta-tpta da medyada da etik olmaldr ve etik
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
71
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
sadece bir iletme etii olarak basitletirilmemelidir, mesleki hayatta bu
anlamda köklü deiiklikler getirilmelidir.
Makal’a (2010) göre meslek etii denildiinde, “belirli bir meslek
erbabnn ya da bu alanla uraanlarn davran biçimlerini, kalplarn,
uymalar gereken kurallar içeren ilkesel bir çerçeve anlalmaldr. Bu
çerçeve, meslek içerisindeki insanlarn uymas beklenen kurallar içerdii
için, bu haliyle artk bir meslek koduna dönümü olmaktadr” (Makal, 2010,
s.12). Bu durumda yine Makal’n meslek ayrm yapmakszn yapm olduu
deerlendirmelerden yola çkarak etik ilkelerin; profesyonellik, adalet,
eitlik, tarafszlk, sorumluluk, ballk, hukukun üstünlüü, insan
haklar, emee sayg, hogörü, demokrasi, özgürlük, effaflk v.b.. olarak,
etik d davranlarn ise; ayrmclk, kayrma, yolsuzluk, rüvet,
istismar, bencillik, iddet, taciz, para ve güç ilikileri vb.. olarak
sralamak mümkün olmaktadr.
3.1. Çalma Ahlâknda Yeni Bir Bak Açs
Çalmann insan hayatnda egemen unsur olmas sanayi
kapitalizminin ortaya çkmasndan sonra balamtr. Çalma konusu zaman
içerisinde o kadar önemli olmutur ki insanlar daha küçük yalardan itibaren
çalmaya hatta çok çalmaya kendilerini inandrmaya balamlardr.
Aslnda, çalma kavramnn etimolojisine bakldnda geçmite çok farkl
anlamlarla kullanld ortaya çkar. Örnein, Bat toplumlarnda çalma
anlamna gelen “travail” sözcüü Latince ikence aleti olan tripaqlium
sözcüünden türerken, Romallarn çalma için kulland “labour” ise
zahmet, yorgunluk, ac, zdrap gibi çarmlara sahiptir (Silah, 2005, s.37).
Ancak, sanayileme ve modernleme süreciyle beraber çalma, kutsal bir
ödev gibi alglanmaya baland ve bireylerin prestij, kimlik ve statü gibi
isteklerinin önemli bir göstergesi haline geldi. nsan çalmaya iten sosyoekonomik, psikolojik onlarca faktör gelitirildi. Böylece insanlar çalmay
sadece salad gelirle deil ama ayn zamanda sunduu sosyal statü,
aidiyet hatta kimlik gelitirme ve psikolojik doyum salama frsatlaryla
kabul eder hale geldi.
Oysa, insanlar birer makine veya robot deildir, dolaysyla sürekli
çalmak sürekli daha çok verimli olacan düünmek salkl bir düünce
tarz deildir. Benzer ekilde, çalma olgusunu sadece “iktisadi amaçl
çalma” olarak alglamak/alglatmak çalanlarn kendilerini gelitirmesini,
yaratc olmasn, kültür ve estetik gibi konularla kendisine deer katmasn
72
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
engellemekte ve her eyi “etkinlik” ve “verimlilik” deerlerine
endekslemektedir. 19. yüzylda çalma konusunun içiler üzerinde yaratt
büyük olumsuzluklar nedeniyle, Paul Lafargue (1883) Tembellik Hakk adl
bir kitap yazmtr. Lafargue aslnda çalmaya deil, insan insan olmaktan
çkaran ar çalmaya kar bu kitab yazm, kapitalizmin kötü taraflarn
kyasya eletirmitir. Çünkü ona göre içi snfnn bana gelen en büyük
bela bu ar çalmadr; ar çalma her türlü düünsel yozlamay, fiziksel
rahatszlklar beraberinde getirmekle yalnzca bir kötülük deil ayn
zamanda bir delilik olarak alglanmaldr. Thornstein Veblen ise çalmay
egemenlik altna alnan snflarn en önemli görevi olarak görürken bir eyi
daha buna eklemektedir: aylaklk yapmalarna izin verildii zamanlarda
herkese efendinin sahip olduu yaam standartlarn göstermek ! Çünkü,
Veblen’e göre kadnlar, hizmetçiler, evdeki bütün hizmetliler sahip olunan
statüyü sergilemeye yaramaktadr (Baudrillard, 2009, s.3).
Lafargue ve onun gibi düünenlerin eletirileri kapitalist düünce
sistemi içinde gelien “çalma” kavramnn kökten deimesini
salamamtr; ancak zaman zaman iverenlerle içiler arasnda uzlamalar
salanmas ya da sendikal örgütlenmelere bir frsat verilmesi eklinde
deiiklikler görülmütür. Geçmite, örnein, üretim araçlarnn ve
ibölümünün karmak, teknik bir hal almas içiler adna toplumsal ya da
politik olmay zorlatrm, buna karlk içiler Fordist üretim yapsyla
uzlamak durumunda kalmlardr. Oysa, 1970’lerden sonra artan ekonomik
krizler ve büyümenin eskisi kadar yüksek oranlarda artmamas sonucunda
Fordist üretim yaps da yava yava andrlm, bu kez içileri-çalanlar
tamamen toplumsal ve politik deerlerden uzaklatran, sendikal
örgütlenmeyi sürekli trpanlayan esnek çalma biçimlerinden söz edilir
olmutur. te bu nedenlerle, çalma hayatnda liberal-kapitalist düünce
sistemiyle kendini bulan çalma etiinin mutlaka gözden geçirilmesi
gerekmektedir. Sombart, kusursuz bir i adam olmann sadece aile içinde iyi
bir ekonomik düzen oluturmakla deil, ayn zamanda d dünyaya kar
belli bir tavr taknmakla da ilgili olduunu ifade ederken i ahlâk üzerinde
durur ve i ahlâknn ikili anlamndan bahseder (Sombart, 2008, s.133). Bu
anlamlardan birincisi ilerin gidiatyla ilgili bir ahlâk anlay, ikincisi ise
müterilerle olan ilikileri belirleyen bir ahlâk anlaydr ki, buna ticarette
dürüstlük denilmektedir. Buna göre, dürüst tüccar kendisine güvenilen,
müterilerine gerçek anlamda “hizmet” veren ve verdii sözleri yerine
getiren kii demektir. Yoksa, “ticari ahlâk” deyimiyle sadece ticari avantajlar
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
73
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
elde etmenin, para kazand sürece iyi davranyor görünmenin bir deeri
bulunmamaktadr.
letme-kurum baznda çalma
getirilebilecek baz öneriler unlardr:
etii
açsndan
gündeme
1.) ktisadi amaçl çalma karsnda kiiyi gelitirebilecek özerk
faaliyetlere daha fazla zaman ayrlmas ve kiinin kendi hayat
üzerinde daha çok söz sahibi olmas, bununla ilgili taleplerin daha
yüksek sesle dillendirilesi, çalma saatlerinin azaltlmas,
2.) Çalanlar açsndan öz disiplinin uygulanmas. Çalanlarn isiz
kalma korkusu olmakszn i güvenlii çerçevesinde kendi kendini
denetlemesi ve kendi deerleriyle kurum deerleri arasnda ilikiler
kurabilmesi, iini severek kendilerini ie alan kurumlara katkda
bulunmalar,
3.) Toplumsal deerlere bada ortak deerler üzerinde çalmann
gelitirilmesi,
4.) Özel irketlerin sadece kendi öz çkarlarn deil, kamunun
toplumun da çkarlarn korumas gerektii; kamu irketlerinin özel
irketlerin belirli bir ölçee kadar geliebilmeleri için frsatlar sunmas
gerektii bilincinin alanmas,
5.) irket-Kurum hedeflerinin yeniden gözden geçirilmesi ve ahlâka
dönü.
1950’lerin sonlarnda “Çada Anonim irketin Toplumsal Önemi”
balkl bir makale yaynlayan Carl Kaysen, dönemin yeni yönetim
anlayn ve irketlerin, büyük irket yöneticilerinin içilere, müterilere ve
kamuya kar yaygn sorumluluklar olduunu vurgulamtr. Makalesinde
Kaysen (1957) unlar söylemektedir (Kaysen, 1957, s.311-319):
“Yönetim kendisini hissedarlara, içilere, müterilere, genel olarak
kamuya ve belki de en önemlisi bir kurum olarak irketin kendisine kar
sorumlu görür. Kamuya olan sorumluluklar pek çoktur. Birkaçn
sralayacak olursak: baz yerel hayrsever giriimlere önderlik etmek,
fabrikann mimari estetii ve çevrenin görünümüyle ilgilenmek,
yüksekörenimi ve hatta bilimsel aratrmalar desteklemek v.b.. Kurum
olarak irketin kendisine kar ise yönetim, irketin sürekliliini güvence
74
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
altna almak ve mümkünse uzun vadedeki konumunu gelitirmek, yani hzl
ve devaml büyümeyi salama sorumluluklaryla yükümlüdür”.
Benzer ekilde, Mark Pastin, yüksek etik standartlara sahip irketler
için etik irketler tanmn kullanmakta ve bunlarla ilgili dört özellikten
bahsetmektedir (Silah, 2005, s.41-42):
1.) Etik irketler, irket içindeki ve dndaki hissedarlarla etkin bir
iletiim kurmay baarmtr. irket için etik olan davranlar, irket
sahipleri için de iyidir,
2.) Etik irketler adil olma konusunda srarcdrlar. Yazl olarak
duyurduklar etik kurallarnda, müterilerin ve toplumun çkarlarnn,
en az irket çkarlar kadar önemli olduunu vurgularlar,
3.) irket kararlarnda grup sorumluluu deil, bireysel sorumluluk
vardr. Temel etik kurallarnda, çalanlarn, alacaklar kararlardan
kiisel olarak sorumlu olduklar vurgulanr,
4.) Etik irketler, faaliyetlerini genel bir amaca yönelik edimler olarak
görürler. Bu amaç, irket çalanlarnn yüksek deer yaratmasdr;
irket ile çevresindeki toplum arasndaki ilikiyi bu amaç belirler.
Bu özellikler ve gelitirilmesi gerekli etik deerlerden yola çkarak
irket-kurum düzleminde yaplmas gerekenleri de u ekilde sralamak
mümkündür:
1.) Bir etik program ve etik komitesi oluturulmas, duyurulmas,
2.) Güvenilirlik,
3.) irket ortaklarna, i ortaklarna ve müterilere sayg,
4.) Sorumluluk,
5.) Adil karar almak, adil ticaret yapmak ve dürüst ticari ilikiler
kurmak,
6.) Lonca sisteminde olduu gibi irketler aras rekabette centilmenlik
esasn benimsemek,
7.) Vergi ahlâkn benimsemek,
8.) Topluma kar sorumluluk duymak.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
75
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
Elbette bu maddeleri çoaltmak olasdr, ancak hepsi için önemli olan
ey “niyet” ve “samimiyettir”. Zira, bu kavramlarn tamam bilinmekte,
kullanlmakta ve birçok irkette vizyon, misyon (öz görev) belirtildikten
sonra “deerler” olarak ba köede yer bulmaktadr. Ancak, birçok
organizasyonda sadece vitrin deerleri olarak, göstermelik bir ekilde
kullanlan bu deerlerin bazen de “insan kaynaklar” ya da “toplam kalite”
kavramlarnda olduu gibi çalanlarn örgütlenmesini, güçlenmesini
engelleyen bir ileyie yöneldii konusunda ciddi kukular olumas sknt
kayna olmaktadr. Bu nedenle, irketlerin söylemleriyle icraatlar arasnda
bir tutarllk olmas, ahlâki ödevlere uygun çalmalar yaplmas konusunda
samimi olunmas arttr.
Sigara irketlerinin sigarann zararlarn anlatrken baz yerlerde siyahi
çocuklara sigaraya altrmalar, petrol irketlerinin çevrenin korunmas için
çalan sivil toplum örgütlerine yardm ederken çevreye büyük zararlar
vermesi gibi tutarszlk örnekleri veya kastl yanltma taktikleri günümüzde
sürekli tekrar etmektedir. Bara destek veriyor görünüp silah, nükleer silah
için inanlmaz paralar harcayan, dünyann belirli yerlerinde insanlar açlktan
ölürken hâla snrsz kâr peinde koan irketler, özellikle çok uluslu irketler
ve onlarn yöneticileri bu çelikiyi insani-ahlâki olarak görmek zorundadr.
Ayn ekilde, arac, müteahhit ya da taeron olarak ifade edilen
yaplanmalarda, igücü maliyetlerinin düürülmesi (ucuz içilik) amacyla
yaplan istismarlarn ortadan kaldrlmas gerekmektedir.
DSK (2011) Aratrma Enstitüsü’nün Ocak 2011’de yaynlad bir
rapora göre, Türkiye’de devlet memurlar hariç kaytl i gücünün en iyi
ihtimalle yüzde 30’u, yani 3 milyona yakn kii taeron irketlerin
güvencesiz çalan durumundadr. Örnein, belediye çalanlarnn % 22’si
taeron firmalarda çalmaktadr. Rapor, bu durumun salk, eitim ve enerji
gibi alanlarda hzla artmaya devam ettiini, gemi ina sektöründe
çalanlarn % 71.4’nün, inaat sektöründe çalanlarn ise neredeyse
tamamnn alt-iverende istihdam edildiini vurgulamaktadr. Burada, çözüm
elbette sosyal hukuk devletinin gerei olarak yaplacak yasal düzenlemeler
ve önlemlerde yatmaktadr. Buna karn, ekonomik ve sosyal hayatn temel
alanlarnda yaplacak yasal iyiletirmelerin çounlukla kat üstünde kald
ve uygulamada baar elde edilemedii örneklerle sabittir. Zira, yasalara
uyulmas ve yasalara kar hileli iler yaplmamas için iletmelerin ve onlar
yönetenlerin belirli ahlâki ilkelere sahip olmas ve iyi bir iletme kültürü
gelitirmeleri gerekmektedir.
76
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
Çalma hayat açsndan dikkate alnmas gereken dier bir konu
“performans deerlendirme” sistemidir. Bu sistem, kiinin iindeki
performans veya baarsn, önceden bu amaçla saptanm standartlarla
karlatrarak o iin gereklerine göre ölçme ve deerlendirme süreci olarak
bilinmektedir. Bu sistemin kurumlar açdan, standart ve objektif ölçme ve
deerlendirmeler yapma, kariyer planlar yapma, prim ve ödül sistemleri
düzenleme, organizasyonun amaçlarna katk salama, eitim ve geliim
ihtiyaçlarnn belirlenmesi gibi yararlar olduu öne sürülmektedir. Bununla
birlikte, bu sistemin oldukça olumlu görünen söz konusu yararlar ücretle ya
da performansa göre daha fazla parayla (ya da tevik primiyle) motivasyon
konusu gündeme geldiinde genellikle anlamlarn yitirmektedir. Çünkü,
Taylorist bir yaklamla çalanlarn “daha çok hizmet daha çok para”
düüncesine mahkum edilmesi ya da tembel çalanlarn “çalkan ve
verimli” olmaya zorlanmas insani ve ahlâki açdan ciddi kayglar
beraberinde getirmektedir. Bu durum, güvenlik, eitim, adalet ve salk gibi
devletin temel görevleri arasnda saylan hizmetler açsndan daha dramatik
bir hale gelmektedir.
Aslndaki, buradaki çeliki bir taraftan hizmetlerde kalite ve
akreditasyona evet derken, dier taraftan bunlarn sadece piyasa
dinamikleriyle salanmasna hayr demek arasndadr. Örnein, Türkiye’de
salkta performans sistemini yerletirmeye çalan Salk Bakanl’nn
kendi yapm olduu bir çalmada, piyasann bazen sal olumsuz yönde
etkileyen sektörleri (sigara gibi) piyasa artlar içerisinde nasl
ödüllendirilebilecei anlatlmaktadr (Aydn ve Demir, 2006). Ayn çalma,
performansa göre ödeme sistemleri ve zorluklar konusunda da u genel
balklar ele almaktadr:
1.) Ampirik ölçütlerin güvenilirlii,
2.) Kimlerin ödüllendirilmesi gerektii ve ödüllendirmenin derecesi,
3.) Rekabetçi olan ve rekabetçi olmayan ödüllendirmeler,
4.)Düük kalitede sunulan
dlanmayaca sorunu,
hizmetlerin
tamamen
dlanp
5.) Bütçe kstll.
Böylece, Türkiye’de salkta performans sisteminin uygulanmaya
balamasndan sonra, hizmete ve ilaca eriim kolayl gibi olumlu sonuçlar
ortaya çksa da, bu sistemin hizmetin genel olarak verilmesi sürecinde birçok
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
77
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
soruna gebe olduu Bakanln çalmasndan anlalmaktadr. Bu,
Amerika’da Taylor Sistemi’nin ksa dönemde büyük verimlilik artlar
salayp, ardndan çok önemli sorunlar yaratmasna benzemektedir.
Sorunlar, zamanla verimliliin azalmasna dahi yol açarken esas olarak
insanlar üzerinde younlamtr.
3.2.Sivil Toplum Örgütlerinin Salkl Bir Yapya Kavuturulmas
Neo-liberal küreselleme ideolojisi, sivil toplum örgütlerinin özellikle
finansal açdan küresel güç odaklarnn ve uluslararas irketlerin güdümüne
girmesinde ve bir çeit esaret sistemi içinde fonlanmaya balamasnda
önemli bir rol oynamtr. Aslnda, neo-liberal politikalarn hz kazand
1980’li yllardan sonra gönüllü kurulularn özellikle kalknma
süreçlerindeki rolleriyle ilgili farkl yorumlar yaplmaya balanmtr.
Örnein, “Kalknmann Demokratiklemesi” adl kitabn yazar John Clark
(1996), 1980’lerden sonra gönüllü kurulularn, ya da kendi ifadesiyle
hükümet d kurulularn önceki dönemlere göre görülmedik ölçüde
çeitlilik, inandrclk ve yaratclk sahibi olduunu ifade etmektedir. Bu
durum, neo-liberal yaklamlarn sivil toplum örgütleri ya da gönüllü
kurulularla neden bu kadar çok ilgilendiini de bir ekilde ortaya koymu
bulunmaktadr. Ahlâki ekonominin ve demokratik bir toplum yaps
gelitirmenin en önemli organlar olmas gereken ve halkn her alanda
sorunlarn çözmeye odaklanmas beklenen bu örgütlerin bu yüzden içine
dütükleri çkmazdan çkarlmas büyük önem tamaktadr.
Sivil toplum, irketler, eitim kurumlar, gönüllü kurulular, medya ve
sendika gibi birçok yapnn karmak bir bileiminden oluur. Zira, her
birisinin kendi bakna göre gelitirdii bir takm deerler ve hedefler
vardr. Ancak, sivil toplumu oluturan bu gruplarn söz konusu esarete
dümesi, finansman ve örgütlenme sorunlaryla kar karya kalmas
onlardan beklenen pozitif yararlarn olumasna da engel tekil etmektedir.
Dolaysyla, bu kurumlarn sorunlarnn çözülmesi veya amac sadece kendi
egemenliklerini devam ettirmek olan küresel sermaye odaklarnn kuklas
olmamalar için devletin halk adna bu konuya el uzatmas büyük önem
tamaktadr. Devlet, toplumun tüm katmanlarna dil, din, rk, mezhep, renk
ve düünce ayrm yapmakszn, bu örgütlerin faaliyetlerini kontrol etmeli ve
desteklemeli, iddet-dümanlk-parçalanma amac gütmedikçe bu örgütlere
özgür çalma alanlar oluturulmaldr.
78
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
John Clark, gönüllü kurulularn “yoksullara hizmet”, “halkn
katlm”, “yenilik” ve “küçük olmak” gibi güçlü yönlerinin uygulamann
teoriye uymamas nedeniyle birer zayfla dönüebileceini, ayrca hukuka
uygunluk, liderlik, proje tasarm, örenme yeteneksizlii ve güvenilirlik gibi
yeni sorunlarn ortaya çkacan belirtmekte ve gücün güçsüzlüe
dönmesiyle ilgili Amerikal gönüllü kurulu uzman Sheldon Annis’in u
sözlerini hatrlatmaktadr (Clark, 1996, s.69):
“Yaygn yoksulluk karsnda “küçük boyutlu” olmak “belirsiz”
olmak anlamna; “politik bamsz” olmak “güçsüz” ya da “balantlar
olmayan” anlamna; “az masrafl” demek “paras yetmeyen” ya da “kalitesi
düük” anlamna ve “yenilikçi olmak” sadece “geçici” ya da
“sürdürülemeyen” anlamna gelebilir.
Bu balamda, çalanlarn çalma hayatna ilikin temel sorunlarn
çözümü ve sahiplenilmesi konusunda sendikal örgütlenmelere ayrca
deinmek gerekir. Neo-liberal politikalarn 1970 ve 1980’li yllarla birlikte
kendini fazlasyla hissettirmesiyle sendikalar da bundan olumsuz etkilenmi,
ahlâki yozlamann bulac hastalna yakalanmtr. Sendikaclk,
günümüzde de eer görevini sadece çalanlarn özgül haklar ve çalma
hayat üzerinde devam ettirmezse gücünü ve etkisini tamamen yitirme
tehlikesiyle kar karyadr. Zira, zaten toplu çaltrmann gerçekletii
sanayi ve klasik hizmetler sektöründe çalanlarn says azalmakta,
örgütlenmenin, güvenlikli çalmann çok zor olduu yeni hizmetler sektörü
hzla gelimektedir. Dier taraftan, neo-liberal iktisat politikalarnn bir
sonucu olarak özellikle gelimekte olan ülkelerde sürekli gündeme getirilen
özelletirme uygulamalar örgütlü içilii yok etmekte, isizliin ya da isiz
kalmann çalanlar üzerinde bir sindirme arac olarak kullanlmasna neden
olmaktadr. Bu nedenlerle sendikalarn ve sendikal faaliyetlerin de ahlâki bir
bak açsyla yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.
Sendikalar için ahlâki davran, sar sendikaclk olarak tarif edilen ve
içinin, çalanlarn haklarn koruyor görünüp aslnda iverenler adna
hizmet görmemektir. Çalanlar için de iverenler içinde herkesin ortak
yarar için çalan, adaletli, hakszla kar mücadele eden içi ve iveren
sendikalarn varl, ahlâki ekonominin tesis edilmesi için büyük önem
tamaktadr. Özetle, sendikalarn sendikal etik üzerine düünmeleri
gerekmektedir ve sendikacln bir meslek olmaktan çok bir ideal olarak
alglanmas zorunluluu bulunmaktadr (Bkz, Çelik, 2010).
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
79
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
4. TOPLUMSAL AHLÂK, SOSYAL SERMAYE VE TOPLUM
ÇN PYASA
Dier sosyal bilimlerde olduu gibi iktisat biliminde de temel konu
insan ve toplum ise piyasann da insann ve toplumun iktisadi refahn
salamak için kullanlabilecek araçlardan birisi olduunu kabul etmek
gerekir. Geçmite olduu gibi günümüzde de yaanan ekonomik sorunlar ve
olaylar, piyasann mükemmel olduu, müdahale edildii takdirde bu
mükemmelliin kaybolaca yönündeki düünceleri boa çkarmtr.
Aksine, yaananlar, ekonomik krizlerden çk için piyasa denilen bu araca
müdahale edilmesi gerektiini, bununla birlikte katlmc demokratik bir
düzende bu müdahalenin ölçüsünün ve düzeyinin doru bir ekilde
tanmlanmas gerektiini aça çkarmtr. Piyasann mükemmellii ya da
doal denge olgusu bugün artk sadece klasik iktisatçlarn hayalci ve
varsaymc dünyalarnda kalmtr.
Toplumu oluturan bireylerin ve insanlarn, onlarn yer aldklar ve
kurduklar her türlü organizasyonun ve kurumun ahlâki temeller üzerinde
ekonomik faaliyette bulunmalar, bir toplum olarak salkl ve huzurlu bir
yapya kavumann en önemli unsurlarndan birisidir. Çünkü, ahlâk
insanlarn birbirleriyle olan ilikilerinde nasl davranlmas veya nasl
davranlmamas gerektiini gösteren, insanlardan topluma, toplumdan da
insanlara ulaan bir deerler sistemidir. Ahlâk konusu o kadar önemlidir ki,
bazen toplumun kar karya kald olumsuz olaylarda (yalan, iftira, fesat,
hrszlk, dolandrclk, cinayet v.b.) gelitirilen kurallar zamanla hukuk
kurallar içerisinde yer alm, yasalar çerçevesinde önlemler gelitirilmitir.
Bireyden balamak üzere; bireylerin ahlâkl olmas yani dürüst,
samimi, adil davranabilmesi ve kötü alkanlklardan uzak durmas aileyi;
ailenin eler arasnda ve çocuklar arasnda birbirine saygl olmas,
birbirlerine hakszlk ve iddet uygulamamas, çocuklarn ahlâk ve kiilik
sahibi birer bireyler olarak yetitirilmesi toplumu; sonuç olarak toplumun
birey, aile ve bunun dnda kalan üyelerinin yardmseverlik, dayanma gibi
ahlâki deerler üzerinde ekillenmesi örf, adet ve gelenekleri
oluturmaktadr. Tüm bunlar toplum ahlâknn temel unsurlarn oluturan ve
güveni tesis eden yap talardr. Eitim ve sosyalleme süreçleri ise bu yap
talarnn olumasnda, bireylerin kendi kiilikleri ve yeteneklerinin aça
çkmasnda, böylece salkl, temiz bir toplum bünyesine kavuulmasnda
kritik konulardr. Bu nedenle, aileden sonra okul, üniversite gibi eitim
kurumlarnn yalan söylememek, hrszlk yapmamak, milli-kültürel
80
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
deerlere sahip çkmak gibi baz meziyetlere sahip olmak, farkl görülere,
düüncelere tahammül etmek, iddet ve öldürmenin zararlar üzerinde
düündürmek gibi birçok görevleri vardr.
Ancak, ister bireyden topluma, isterse toplumu oluturan gruplardan
bireylere sirayet eden ahlâki etkileim mekanizmalar birçok alanda tahribata
maruz kalabilmekte, salkl-temiz toplum idealinin önü tkanabilmektedir.
Ekonomi bu bozulma, virüs gibi bütüne olumsuz etkiler yayma sürecinin en
kritik alanlarndan birisini oluturmaktadr. Francis Fukuyama, “tüm modern
toplumlarda, ekonomi insann sosyallemesinin en kökten ve dinamik
alanlarndan birisidir”, demekle ekonomik faaliyetlerin sosyal ve politik
yaamla iç içe geçtiini, kültürün ve ahlâkn ulusal mutluluk ve uluslararas
düzeni dorudan etkilediini vurgulamaktadr (Fukuyama, 1998, s.37).
Fukuyama’nn analizinde büyük önem verdii “güven” konusuna ilikin
sözleri konuya daha bir açklk getirmektedir:
“Güven, entegre devreler veya fiber optik kablolarn içinde deildir.
Bilgi alverii içermesine karn, güven yalnzca bilgiye indirgenemez.
Günümüzün “sanal” firmas, tedarikçileri ve darya i yaptrd irketler
hakknda, alar araclyla kendisine akan birçok bilgiye sahiptir. Fakat,
dardaki irketlerin hepsi dolandrc veya sahtekâr olmalar durumunda,
onlarla i yapmak, karmak sözlemeler ve bunlarn uygulanmasna
zorlamak gibi, zaman alc unsurlar içeren, maliyeti yüksek bir süreç haline
gelir. Güven olmakszn, bu tür faaliyetleri irket içine getirmek ve eski
hiyerariyi tekrar kurma eilimi çok güçlü olacaktr”.
Ekonomik ilikilerde güven gibi toplum içerisinde ortaklaa paylalan
birçok deer daha vardr. Sadakat, dürüstlük ve yardmlama bunlardan
bazlardr. “Sosyal sermaye” olgusu ise belki de tüm bu toplumsal deerleri
ifade edebilecek önemli bir konudur. Bu olgu, tarihsel alkanlklar, gelenek
veya din gibi kültürel mekanizmalar araclyla yaratlr, dolaysyla beeri
sermayeye göre farkllklar içerebilir. Çünkü, sosyal sermaye bireylerin
kendi balarna hareket etmeleriyle olabilecek bir kazanm deildir. Sosyal
sermaye ahlâki alkanlklarla, geleneklerle, kurumlarla, grup davranlaryla
geliebilecek bir süreçtir. Bu nedenle, sosyal sermayenin ekonomik
davranlar ve faaliyetler üzerinde, çalma ve endüstri ilikilerinde etkisi
olmadn söylemek gerçekçi deildir. Bu alanda yaplan çalmalarda
sosyal sermaye (örnein güven düzeyleri) ve kurum göstergelerinin (örnein
yasal yap ve mülkiyet hakknn güvenlii), ekonomik kalknma göstergeleri
(örnein kii bana düen gayrisafi yurtiçi hasla) ile birlikte ve ayn yönde
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
81
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
hareket ettii vurgulanmakta, özellikle yüksek güven düzeyine sahip ve
kurumlar gelimi ülkelerin ayn zamanda yüksek ekonomik kalknma
seviyesine sahip olduu ifade edilmektedir (Bkz, Kovac, Bekle ve Koç,
2009).
Gerçekten de tarihsel süreçte ekonomik olarak önemli baarlara imza
atan ülkelere bakldnda, bu tür toplumsal deerlerin veya sosyal sermaye
olarak oluan ahlâki davran ekillerinin, etik deerlerinin ne kadar etkili
olduu görülebilir. Bu, kiilerin kendi çkarlarn korumad anlamnda bir
tespit deildir; burada anlatlmak istenilen ey, toplumsal ahlâk gelitiren
toplumlarn veya ülkelerin kendi aralarndaki veya ülkeler arasndaki
ilikilerinde, çok daha salam yasal düzenlemeler veya sözlemeler
yapabilmesi, bu alanda önemli bir avantaj elde etmesidir. Bu avantaj, bu tür
konularda, organizasyonlar oluturulmasnda daha az maliyete katlanmakla
da gerçekleir. Böylece, aileler, akrabalar, okullar, gönüllü kurulular ve
devlet gibi birçok temelde gelien bu süreç çok önemli ekonomik
organizasyonlarn olumasna yardmc olabilir.
Endüstriyel bölgelerin gelimesinde sosyo-kültürel yapnn etkilerinin
1970’li yllardan itibaren youn bir ekilde tartld görülmektedir. Sosyal
sermaye ve güven arasndaki ilikiler çerçevesinde günümüze kadar uzanan
bu tartmalarda Uzakdou Asya’daki aile deerleri ve Konfüçyüsçülük gibi
örnekler sklkla kullanlmaktadr. Ayn ekilde “Üçüncü talya (talya’da
endüstrilerin youn olarak bulunduu bölge)” olarak adlandrlan ve bunun
talya’da endüstriyel bölgelerin kalknma sürecinde oynad rolleri üzerinde
duran çalmalar da bulunmaktadr (Bkz, Çetin, 2006). “Üçüncü talya”
olgusu etrafnda ele alnan konulara göre, Birinci ve Üçüncü talya, kinci
talya’ya göre daha yüksek sosyal sermaye ve güven düzeyine sahiptir,
dolaysyla ekonomik gelime bu bölgelerde daha güçlü bir ekilde ortaya
çkmaktadr.
Toplumsal yaamda din faktörü büyük önem tamaktadr. Bununla
birlikte, dinin genel olarak hakiki anlamlaryla uygulanmasnn ve insanlarn
saf inançlarn yaayabilmesinin salanmas da dikkate alnmaldr. Çünkü,
parann yozlat ve insan adeta bir köle haline getirdii, sonuç olarak
insan günlük hayatn ve kouturmann bir arac haline getirdii günümüz
dünyasnda din üzerinden oynanan oyunlar, sosyal sermayenin dinamiklerini
doru bir ekilde kullanma ve toplumlarn dier toplumlarla salkl ilikiler
kurabilmeleri açlarndan ciddi bir engel oluturmaktadr. Tarikat, siyaset ve
ticaret ilikileri olarak tanmlanabilecek bir düzen, bir ekilde bu anlaya
82
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
hizmet etmektedir ve dinin özünde yer alan karsndakini düünme, sevme,
paylama, savurganlk yapmama duygularn yok etmektedir.
Eliaçk’a göre (2011) MÜSAD gibi muhafazakâr zenginler grubu
iyerlerinde, para harcamada adil deildir:
“yerine mescid açmay, iftar ve sahur yemei çkarmay alternatif
olmak sanyorlar. Halbuki ortaklaac üretim paylam düzeni üzerinde
çalmalar, ücret politikas, üründe emekçinin pay, art-deerin kime gittii
ve emein hakk üzerinde kafa yormalar gerekir. Bunlar yapmadan
fabrikaya mescit açp, iftar ve sahur yemei çkarmakla yetinirseniz hele de
‘slam’da grev yoktur, sendika caiz deildir’ diye broür datrsanz
abdestli kapitalist olursunuz”.
Bu konuda yaplan bir dier çalmada nanç Temelli
Organizasyonlar’n (Faith-Based Organization, FBO) yeni nesil sosyal
politika pratiklerinde ve yaznnda nasl daha fazla yer igal ettii ele
alnmakta, bu gelimelerin temelinde kapitalizmin içinde bulunduu evre
itibariyle, “eski” sosyal haklar dizgesinin yerini neo-liberal yönetiiminin
ilkelerine ve kurumlarna braknn etkili olduu vurgulanmaktadr
(Karatepe, 2011, s.207-239). Ayn ekilde baz tarikatlarn yine dini
hassasiyetleri kullanarak önce yurt içinde, daha sonra yurt dnda
gurbetçilerden elde ettikleri balarla çok büyük paralar elde ettii ve
ardndan bu paralar eitim, finans, spor, medya gibi ve hatta siyaset
alanlarda kullanmaya balad görülmektedir. Böylece, toplanan paralarn
bir ksm ihtiyac olanlara göstermelik olarak datlrken (bu ekilde yardm
sahiplerinin yoksulluu devam ettirilmektedir), paralarn büyük bir ksm ise
tarikatlarn üst düzey yöneticilerine ve liderlerine aktarlmaktadr. Tarikat
yöneticileri daha sonra yurt içinde ve yurt dnda, dini duygularn
sömürülmesi sonucunda sadece milyon dolarlara hükmetmemekte, atafatl
ve üst düzey yaam tarzlarn da alenen uygulamaktadrlar.
5. SONUÇ
Ekonomi dünyasnn ve bu alanda gerçekleen hareketlerin,
faaliyetlerin bütün bu genel sorunlar içerisinde özel ve önemli bir yeri vardr.
Çünkü, insanlar ve ülkeler dünya ölçeinde var olan bu sorunlarla
mücadeleleri gerçekletirirken, ekonomi ve ekonominin ileyi biçiminin
bunlar üzerinde dikkate deer etkileri vardr ve bu etkiler açklkla
gözlenebilmektedir. Bu nedenle hem iktisadi davranlarn hem de
oluturulan iktisadi sistemlerin ahlâki bakmdan yeniden gözden geçirilmesi
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
83
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
büyük önem tamaktadr. Dolaysyla, ahlâki temellerin, evrensel olarak tüm
insanla haklar açsndan eitlii ve adaleti salk vermesi kouluyla,
kaynan sorgulamann u aamada hiç kimseye bir yarar olmayacaktr.
Çünkü, insanln dünyay da beraberinde dönütürerek getirdii aama,
herkesin kendi deerlerine, ideolojilerine ve bak açlarna göre bir analiz
yapma lüksünün giderek kalamayaca bir noktaya doru ilerlemektedir.
Afrika toplumlar arasnda sürüp giden savalarn, Güney Amerika
muz cumhuriyetlerinin çektikleri skntlarn, Ortadou’daki kanl
mücadelelerin, bitmek tükenmek bilmeyen askeri-sivil darbelerin,
toplumlarn kanayan yaralarnn, yeryüzünden silinip giden baz etnik
topluluklarn açklanmasnda genellikle sömürgeletirme hareketlerinin
sklkla kullanld görülmektedir. Bugün benzer bir açklamann, neoliberalizmin özellikle finans alannda gerçekletirdii yaylmac, insanlk
onurunu zedeleyici ve gerçek ahlâki nosyonlardan uzak faaliyetleri için
yaplabilecei düünülmektedir.
te ahlâk konusu bu aamada kritik bir önem tamakta ve insanln
geleceine ilikin umutlarn devam etmesi için kullanlabilecek ana
argümanlardan veya araçlardan birisi olmaktadr. uras çok açktr ki u
anda yeryüzü ölçeinde var olan ahlâk anlay son derece yetersizdir ve tüm
deerlerde olduu gibi neo-liberal ideolojinin dorularn üzerini örtme, içini
boaltma ve bir ekilde kendisine hizmet eder hale getirme
operasyonlarndan muaf deildir. Çünkü, bir yerlerde zenginlik, israf, lüks
yaam ve üretim fazlalar baka yerlerde yoksulluk, yoksunluk ve açlk
yaanmaktadr. Yine, bir yerlerde halk kitleleri ekonomik krizler dnda
önemli sorunlar yaamamakta, en azndan sürekli bir sava halinde
bulunmamakta, ancak baka yerlerde sürekli iç sava, kavga, terör gün be
gün eksik olmamakta, masum insanlar hayatlarn kaybetmektedir. Tüm
bunlar yaadmz çan çok ciddi bir ahlâki bunalm içerisinde olduunu
göstermektedir.
Somut olarak 2007 ylnn Austos aynda ABD’nin ipotekli emlak
kredi piyasasnda kendini hissettiren, 2008 ylnda devam ederek 2009’da
ar bir ekilde ortaya çkan ve etkileri hala devam eden küresel ekonomik
krizin merkezi, yine finans sistemleri ve burada yaanan çöküler olmutur.
Küresel ekonomi düzenine hükmettii düünülen dev kurulular, bankalar,
yatrm bankalar ve sigorta irketleri arka arkaya batm, ancak piyasa
sisteminde nasl oluyorsa devlet destekleri devreye girmi, sistemi kurtarmak
için trilyonlarca dolarlk kurtarma operasyonlar gerçekletirilmitir.
84
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
Yaananlar dürüstlük ve açklkla ifade etmek gerekirse, ilk kez mevcut
sistemin topyekün sorgulanmasna yol açan krizle birlikte unlar olmutur:
1.) Küresel sistemle bütünlemi her ülke bu çarkn içindedir;
dolaysyla genel olarak krizden etkilenmeme, teet geçilme lüksleri
yoktur, ancak az veya çok etkilenme durumlar vardr.
2.) Sistemi kurtarmak için ihtiyaç duyulan devlet destei, aslnda
halktan toplanan vergilerle (özellikle tüketim üzerinden alnan dolayl
vergilerle) salanmaktadr, çünkü devlet soyut bir varlktr ve
bireylere, toplumlara hizmet için vardr.
3.) Krizlerin gerçek faturas halklarn üzerine yklmaktadr. Bu,
sadece halkn ödedii vergiler bu ekilde kullanld için deil, ayn
zamanda düen ekonomik büyüme oranlaryla birlikte isiz ve yoksul
saylar önemli boyutlarda artt için de böyledir.
imdi, ekonomik temelde yaanan bu olaylar, ahlâki ekonomi
düüncesinden yola çklarak u ekilde deerlendirilebilir:
1.) Ahlâki olarak küresel sistemde yer alan büyükler, yani bata ABD
olmak üzere gelimi batl ekonomiler ve o merkezlerde yerlemi
çok uluslu irketler, iyi günlerde küçük ya da gelimekte olan ülkeleri
sömürmekte, buna karn kötü günlerinde kendisi batarken herkesi
aaya çekmektedir.
2.) irketler yatrmlaryla sürekli büyümekle, üst düzey yöneticileri
servetlerine servet katmakla megulken, çalanlar, çiftçiler, emekliler
refah paylarndan yeteri kadar yararlanamamaktadr; ayrca söz
konusu irketler ve üst düzey yöneticileri para, borsa, faiz oyunlaryla
finansal oligarilerini devam ettirirken, halktan toplanan paralara göz
dikmekte, ahlâki olarak bir ikiyüzlülük ve bir pikinlik tablosu ortaya
koymaktadr.
3.) Seçimlerle yönetimlere gelen siyasal partilerin ve onlarn
liderlerinin, onlara elik eden üst düzey bürokratlarn, kendi halknn
sorunlaryla uramak yerine küresel çözümler peinde komaktadr
(kriz srasnda yaplan G-20 zirveleri gibi) ve yerel halklarn gözünde
bu durum inandrc olmayan, ahlâki olarak eletirilen bir durum
olarak alglanmaktadr.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
85
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
4.) Demokrasinin kurumlarnn tam yerleemedii gelimekte olan
ülkelerde iktidar partilerinin ve onlarn yandalarnn servetlerini,
mütevazi! maalarna göre inanlmaz miktarda arttrdklar, ihale,
yardm dernekleri bata olmak üzere birçok türde yolsuzluklar
yaand bir ortamda, ülke içinde dahi herkesin uzlaabilecei bir
ahlâki olgunluk düzeyi olumamakta, böylece küresel düzeyde
sistemin ahlâki bir olgunlua kavuturulmas ibirlii, güven,
dürüstlük ve effaflk açlarndan snfta kalmaktadr.
Görüldüü gibi temel sorun, ekonominin her alannda yaanan gayri
ahlâki faaliyetlerdir. Bu sorunun üzerine gidilmedikçe iktisat politikalar
veya ulusal-uluslararas politika hamleleri hiçbir zaman kalc çözümler
üretemeyecektir. Bu çalmann üzerinde durduu esas konu; eer insan
merkez ise insandan toplumsal katmanlara, toplum merkez ise toplumsal
katmanlardan insanlara doru aktarlan bir takm deerlerin, ahlâki olgularn
var olduudur. Bunun için, her eyden önce bireyin “var olusal” anlamda
önceliiyle, toplumun dayanma ve beraberlikle gelen ve yine bireyin var
oluuna katk salayan özellikleri arasnda bir ahengin kurulmas gerekir. Bu
mantk, insanlarn yaamlarn devam ettirmek için yapmalar gereken
iktisadi faaliyetleri tespit etmeyi ve onlar karlamay getirir, ancak bunlarn
toplumsal deerlere tabi tutulmasn zorunlu klar. Bunun yannda,
çalmakta, kazanmakta, tüketmekte, üretmekte ölçülü olmay, insan insan
yapan deerleri, paylamay, sevmeyi, empati kurmay, çevreye, doaya
saygl olmay yaamn ana unsurlarndan yapar.
86
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
6. KAYNAKÇA
ANDERSON, E., (1993), “Value in Ethics and Economics”, The President and
Fellows of Harward College, United States of America.
AYDIN, S., DEMR, M., (2006), “Salkta Performans Yönetimi”; Performansa
Dayal Ek Ödeme Sistemi, Salk Bakanl, Ankara, 2006.
BAUDRLLARD, J., (2009), “Gösterge Ekonomi Politii Hakknda Bir Eletiri”,
Çev. Ouz Adanr, Boaziçi Üniversitesi Yaynlar, stanbul.
BENHABB, ., (1999), “Modernizm, Evrensellik ve Birey; Çada Ahlâk Felsefesine
Katklar”, Ayrnt Yaynlar, stanbul.
BERGSON, H., (2000), “Ahlâkn ve Dinin ki Kayna”, 1932, Çev. M. Mukadder
Yakupolu, Dou Bat Yaynlar, Ankara.
BRONK, R., (2010), “Romantik Ekonomist: Ekonomide Hayal Gücü”, Çev. Dilek B.
Cenkciler, Efil Yaynevi, Ankara.
CLARK, J., (1996), “Kalknmann Demokratiklemesi”, Türkiye Çevre Vakf Yayn,
Ankara, 1996, s.17.
CONNEL, P., (2001), “Romantism, Economics and the Question of Culture”, Oxford
University Press, Oxford.
ÇELK, A., (2010), “Sendikal Etik Üstüne”, Çalma Ortam, Say 113, Kasm-Aralk
2010, s.15-16.
ÇETN, M., (2006), “Endüstriyel Bölgelerde Sosyal Sermaye ve Güven”; Üçüncü
talya Örnei”, Ege Akademik Bak Dergisi, Say 1, Cilt 6.
DEMR, Ö., (2003), “ktisat ve Ahlâk”, Liberte Yaynlar, Ankara, 2003.
DSK, (2011), “Taeron ve Güvencesiz Çalma Raporu”, Ocak 2011, Türkiye
Devrimci çi Sendikalar Konfederasyonu, DSK Aratrma Enstitüsü, www.disk.org.tr.
ELAÇIK, ., (2011), “slam Abdestli Kapitalist Üretmek Deildir”, Vatan Gazetesi,
Söylei, Eriim Tarihi 19.03.2011.
FAST, T., (2001), “Social Citizenship in the European Union: Nested Membership”,
Journal of Common Market Studies, March, Vol:39, Issue 1, s.39
FNE, B., (2004), “Economics and Ethics: Amartya Sen as Point of Departure”, New
School Economic Review, vol 1 (1).
FUKUYAMA, F., (1998), “Güven; Sosyal Erdemler ve Refahn Yaratlmas”,
Türkiye Bankas, Kültür Yaynlar, Ankara.
GUENON, R., (1999), “Niceliin Egemenlii ve Çamzn Alametleri”, Türkçesi,
Mahmut Kank, z Yaynclk, stanbul.
GÜNE, S., (2006), “Enformasyon Toplumunun Putlar” Hece Yaynlar, Ankara.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
87
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
HODGSON, G. M., (1999), “Economics and Utopia-Why the Learning Economy Is
Not the End of History”, Routledge.
Hürriyet Gazetesi (2010a), “Siber Suçlular”, www.hurriyet.com.tr, Eriim Tarihi
15.10.2010
Hürriyet
Gazetesi
(2010b),
“WSJ’den
www.hurriyet.com.tr, Eriim Tarihi 18.10.2010.
Facebook’a
Ar
Suçlama”,
LHAN, A., (2004), “Aydnlar Sava”, Türkiye Bankas Kültür Yaynlar, stanbul.
KARATEPE, U., (2011), “Sermaye Egemenliinin zdüümü Olarak Dinsel
Hayrseverlik”, çinde, ‘Hak Mücadeleleri-I”, Editörler: Yalçn Bürkev ve dierleri,
NotaBene Yaynlar, Ankara, s.207-239.
KATZENBACH, R., (2009), “Neden Gurur Paradan Daha Önemlidir”, Çev. Oytun
Buyrukçu, Güzeldünya Kitaplar, stanbul.
KAYSEN, C., (1957), “The Social Significance of the Modern Corporation”,
American Economic Review XLVII/2, May.
KORAY, M., (2005), “Avrupa Toplum Modeli”, mge Kitabevi, Ankara.
KOSLOWSKI, P., (2001), “Principles of Ethical Economy, Issues in Business
Ethics”, Kluwer Academic Publisher, Dordrecht.
KOVACI, S., BEKLE, M., ve KOÇ, A., (2009), “ktisadi Kalknmaya Yeni
Yaklamlar: Sosyal Sermayenin ve Kurumlarn Artan Rolü”, Süleyman Demirel Üniversitesi,
I. Uluslararas Davraz Kongresi, 24-27 Eylül 2009, http://idc.sdu.edu.tr/ekitap.html.
LAFARGUE, P., (2009), “Tembellik Hakk”, 1883, Alter Yaynclk, Ankara.
LUKE, S., (1998), “Marksizm ve Ahlâk”, Çev. Osman Aknhay, Ayrnt, stanbul.
LITTLE, I.M.D., (2002), “Ethics, Economics and Politics; Principles of Public
Policy”, Oxford University Pres, Oxford.
MAKAL, A., (2010), “Eitimde Etik Üzerine”, Çalma Ortam, Kasm-Aralk 2010,
s.12.
MCCLOSKEY, D. N., (2006), “The Bourgeois Virtues: Ethics for an Age of
Commerce”, University of Chicago Press, Chicago.
MCLEAN, B., ELKND, P., (2007), “Gümü Kurun”, Çev. Canan Feyyat, Scala
Yaynclk, stanbul.
NAKV, N. H., (1985), “Ekonomi ve Ahlâk”, Çev. lhan Kutluer, nsan Yaynlar,
stanbul.
NORTH, D. C., (2006), “Understanding the Process of Economic Change”, Princeton
University Press, Princeton and Oxford.
Salk Bakanl (2006), “Salkta Performans Yönetimi; Performansa Dayal Ek
Ödeme Sistemi”, Hazrlayanlar, Sabahattin Aydn-Mehmet Demir, Ankara.
88
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Ekonomik Hayatta Değişim ve Ahlaki Ekonomi
SEN, A., (1988), “On Ethics and Economics”, Blackwell Publishing, Malden, USA.
SLAH, M., (2005), “Endüstride Çalma Psikolojisi”, Seçkin Yaynclk, Ankara.
Sombart, Werner., (2008); “Burjuva; Modern Ekonomi Dönemine Ait nsann Ahlâk
ve Entelektüel Tarihine Katk”, Çev. Ouz Adanr, Dou Bat Yaynlar, Ankara.
Sözcü Gazetesi (2011), “Bu Kadar Bamllk Olmaz”, 20.04.2011
WESKOPF, W. A., (1996), “Yabanclama ve ktisat” 1971, Çev. Çaatay Koç ve
dierleri, Anahtar Kitaplar Yaynevi, stanbul.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
89
MALİ UFUKLAR
STHDAM EDLEBLRLK GÜVENCES
Yrd. Doç. Dr. Hasan Ejder TEMZ
Mersin Üniversitesi ..B.F.
Çalma Ekonomisi ve Endüstri likileri Bölümü
Çiftlikköy Kampüsü 33160, Yeniehir/MERSN
0 324 361 00 01 [email protected]
ÖZET
stihdam edilebilirlik büyük ölçüde son yirmi ylda küreselleme süreci ile birlikte
ortaya çkan hzl deiimin bir sonucu olarak görülmektedir. Bir yandan üretim sürecinde
ortaya çkan deiimin, dier yandan ulusal ekonomilerin küresel piyasalarda rekabet
üstünlüklerini koruyabilmek için igücü piyasalarnda yeniden yaplanma sürecine girmesi
esnek çalma biçimleri olarak nitelendirilen yeni çalma biçimlerinin yaygnlamasna yol
açmtr. gücü piyasalarnda esneklik uygulamalar ve esnek igücü kullanm igücü
açsndan güvencesizlii, krlganl ve istikrarszl beraberinde getirmitir. Bu amaçla, bir
yandan iverenlerin esneklik ihtiyaçlarnn, dier yandan da çalanlarn uygun bir i edinme
hakk ile istihdam edilebilirlik garantisinin göz önünde bulundurulmas gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler: stihdam edilebilirlik, Güvencesizlik, Ereti istihdam, nsan
sermayesi, Yaam boyu örenme.
Jel Kodu: J21, J24, J42.
EMPLOYABILITY SECURITY
ABSTRACT
Employability is geneally seen as one of the indicator of the rapid changes along with
the Globalisation era of the past three decades.The resulting change in the production process
on the one hand, the restructuring process in the labor markets in order to maintain the
competitiveness of national economies in the global markets on the aother hand, have led to
the spread of new forms of work which qualified as flexible working arragements. The
practices of labor market flesibility and insecurity of the use of flexible workforce have
brought about the insecurity, vulnerability, fragility and instability. For this purpose, it is
important to look at employers’ flexibility needs, on the one hand, and the rights of workers to
decent work and a guarantee of employability, on the other.
Keywords: Employability, Insecurity, Precarious employment, Human capital, Life
long learning.
Jel Codes: J21, J24, J42.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
91
MALİ UFUKLAR
İstihdam Edilebilirlik Güvencesi
1. GR
21. yüzyln son çeyreinde kapitalist dünya ekonomisinin
niteliindeki ve düzenindeki deiikliklerin neden olduu güçlü yeniden
yaplanma süreci, beraberinde igücü piyasalarnda güvenceye ilikin
anlayn da deiimini getirmi ve bireylerin iler arasndaki hareketliliinin
uyumlatrld model benimsenmitir. Bu balamda, i güvencesinin yerini
alan istihdam edilebilirlik güvencesi alrken, kavramn neyi ifade ettii ve
içerii konusundaki tartmalar hala devam etmektedir. Çalmann ilk
bölümünde istihdam edilebilirlik kavramna yönelik bir kavramsal çerçeve
oluturulmaya çallrken, ikinci bölümde istihdam edilebilirlik
güvencesinin igücü piyasasnda ortaya çkan ikili (katmanl) yap içinde
çekirdek ve çevresel igücü açsndan genel etkileri deerlendirilmitir.
2.STHDAM EDLEBLRLK KAVRAMI
2.1. Tanm
stihdam edilebilirlik, bireyin, güvenli bir i bulabilecek, var olan iini
koruyabilecek, gelitirebilecek ve piyasada ortaya çkacak herhangi bir
deiim karsnda uyum salayabilecek; iini deitirmek isterse ya da iten
çkarlacak olursa yeni bir i bulabilecek; hayatnn çeitli aamalarnda
igücü piyasasn engelle karlamakszn terk edebilecek ve igücü
piyasasna yeniden katlmak istediinde, çalabilir durumda olmas
biçiminde tanmlanmaktadr (ILO, 2000, s.16). Buna göre istihdam
edilebilirlik kavram, bireyin artk tek bir iletmede kesintisiz bir istihdam
beklentisinde olmamasn ve igücü piyasasndaki savunmasz konumunu
ancak beceri ve yeteneklerini gelitirerek deitirebilmesini içermektedir.
Baka bir deyile, bireylerin bilgi ve becerileri istihdam edilebilirlikleri
açsndan bir üstünlük kayna haline gelebilmektedir (Erdut, 2002, s.81).
Dier yandan, istihdam edilebilirlik hem i arayan isiz insanlarla hem de
istihdam edilmi olmasna ramen kendi ivereni yannda veya baka bir
iverenin yannda daha iyi i arayanlarla ile ilgilidir (Mc Quad, Green,
Danson, 2005, s.191). Dolaysyla istihdam edilebilirlik bireyin igücü
piyasasnda kalabilmesi ya da tutunabilme kapasitesi olarak da ifade
edilebilir.
Bu anlamda istihdam edilebilirlik ile beceri ve çalabilme yeteneine
sahip olan igücünün niteliklerinin geliimi için cesaretlendirilmesi bilgi,
beceri, teknoloji ve uyum salayabilmek için çalma yaamnda
istihdamlarnn kalc klnmas amaçlanmaktadr (Mc Quad, Lndsay, 2005,
92
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
İstihdam Edilebilirlik Güvencesi
s.199). Bu tanm çerçevesinde istihdam edilebilirliin özellikle igücü
piyasasnn ileyiinden olumsuz yönde etkilenen gençler, kadnlar ve
göçmenler açsndan büyük önem tad gözlenmektedir. Son otuz yldaki
küresel ekonomik büyümeye ramen sosyal alanda yaanan sorunlarn
özellikle yoksulluun halen önemli bir sorun halinde kalmas igücü
piyasalarnda beceri ve yeteneklere yönelik yeterli yatrmn yaplmasna
engel olmakta ve bu durum gerek yaratlan istihdamn nitelii ve gerekse
nicelii bakmndan sorgulanmasn da gerekli klmaktadr.
stihdam edilebilirlik konusunda, bireylerin salt bilgileri, becerileri
deil, ayn zamanda tutum ve davranlar da üstünlük kayna olarak kabul
edilmektedir. Günümüzde, fordist üretim sistemi balamnda Taylorist
organizasyon ilkelerine uygun beceri ve davranlarn geçerliliini yitirdii,
yeni teknolojiler ve esnek organizasyon biçimleri, bireyin yapt ite salt
bilgisini deil, ayn zamanda algsn ve duygusu da kullanmasn gerekli
klmaktadr. gücü piyasasndaki katmanl yapya uygun olarak çalma
biçimleri deiirken, istihdam edilebilirlik, iyi bir temel eitim almann yan
sra, ekip halinde çalabilmeyi, esneklii, çalma yaam süresince bireyin
kendini sürekli gelitirmesini, örenmeyi ve örenme konusunda istekli
olmay gerektirmektedir (Erdut, 2002, s.81-82).
Ekonomik gelime ve istihdamn arttrlmas açsndan, yaam boyu
örenim için söz konusu insan potansiyeli giderek daha da önem
kazanmaktadr. Gelimi bat toplumlarnda geçmi dönemlerde yaplan iler
emein daha ucuz olduu yerlere aktarlrken, hzl teknolojik deiim yakn
zamana dek pek varlk göstermeyen iler yaratyor ya da çalanlarn ilerini
yapmalar için mesleki anlamda bilmeleri gerekenlerde köklü deiiklikleri
zorunlu hale getirmektedir (OECD, 2007, s.1). Dolaysyla insanlarn beceri
ve kabiliyetlerini çalma hayatlar boyunca gelitirmeye devam etmeleri
gerekmektedir.
nsan sermayesi balamnda bireyin özgül ekonomik çkarlar
bakmndan, üstün yeteneklerinin toplam, gelir elde etmesinin kouludur.
Bu koul dikkate alndnda, bireyin i bulabilme olasl, sahip olduu
bireysel insan sermayesi ile igücü piyasasndaki nitelik talebinin
uyumluluuna bal olarak artmaktadr. Bu nedenle, bireylerin insani
sermayesinin arttrlmas, en azndan korumas ve niteliklerine istikrar
kazandrmas bireysel çkarlarn bir gerei olarak kabul edilmektedir (Erdut,
2002, s.82).
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
93
MALİ UFUKLAR
İstihdam Edilebilirlik Güvencesi
Ancak, istihdam edilebilirlik kavramnn tanmlanmasnda salt bireyin
(çalann) özellikleri deil ayn zamanda igücü piyasasnn kendine özgü
niteliklerinin de etkili olduu bilinmektedir. Bu nedenle her iki unsurun
istihdam edilebilirlii dorudan etkilediini söylemek yanl olmayacaktr.
Dolaysyla bu tanmlamalardan hareketle istihdam edilebilirliin bir taraftan
bireylerin özgül niteliklerinden kaynakland, dier taraftan da igücü
piyasasnn hzla deien koullarndan ve örgütsel koullardan da
etkilendii anlalmaktadr.
2.2. Unsurlar
2.2.1.nsan Sermayesi
stihdam edilebilirlik genel olarak beceri ve çalabilme yeteneine
sahip bireyin igücü piyasasnda kalc olabilme ya da tutunabilme kapasitesi
(Mcquad, Green, Danson, 2005, s.191) olarak ifade edildiinde, bireylerin
bilgi ve becerileri istihdam edilebilirlikleri bakmndan bir üstünlük kayna
haline gelebilmektedir. Bu anlamda, günümüzde görevlerde ve becerilerde
dar uzmanlamaya dayal kitle üretiminden uzaklalmas beraberinde belirli
alanlarda uzmanlam kiiler yerine hzla deien duruma ayak uydurabilen
bireylere olan gereksinimi arttrmtr. gücü dier üretim faktörlerinden
farkl olarak yaamn sürdürmek ve hem kendisini hem de yaad toplumu
yeniden üretmek zorundadr (Erdut, 2004, s.135). Bu nedenle deien
koullara uyum salayabilmek için sahip oldu bilgi ve becerilerini sürekli
arttrmak zorundadr.
Bireyin sahip olduu bilgi, beceri, nitelik ve üstünlüklerinin bir ksm
esasen doutan gelen kabiliyet olsa da önemli bir ksm sonradan eitim,
öretim ve deneyimle elde edilmektedir. Bu anlamda eitim ve öretim
bireysel ve toplumsal açdan insan sermayesi alanna yaplan en önemli
yatrmdr. Bu nedenle bireysel açdan insan sermayesi bir yandan
iyerindeki deneyim, biryandan resmi eitim dier yandan ise “yetkinlik
geliimi” (Berntson, Sverke, Marklund, 2006, s.224-225) ile arttrlabilir.
Dolaysyla, insan sermayesi esas itibariyle geni anlamda bireylerin genel
ve mesleki eitim yoluyla edindikleri beceri ve örenim ile doutan gelen
kendi doal yetenek ve kabiliyetlerinin bir bileimini kapsar.
stihdam edilebilirlik için temel beceriler, belli mesleklere veya
teknolojilere bal olmaktan ziyade çok daha geni bir iliki alanna sahiptir.
Bunlar arasnda okur-yazarlk, matematik, karar verme, ekip çalmas,
iletiim, vb. gibi alanlarda yeterlilikler bulunmaktadr. Bu alanlardaki
94
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
İstihdam Edilebilirlik Güvencesi
yeterlilikler örenme yeteneini etkiler ve bu nedenle içilerin ve onlarn
mesleki hareketliliinin adapte olabilirliini maddi ekilde etkiler. Gerek ilk
eitim gerek sürekli eitim vastas ile bu alanlarda yeterlilik elde etme
frsatlar salanabilir. Okuryazarlk ve matematik gibi temel yeterlilikler ilk
örenim vastas ile elde edilmektedir ve birçok toplum, gençliklerinde okula
gitme frsat bulamam olan ve ilerideki yaamlarnda yeni teknik beceriler
örenme güçlüü ile karlaan kiilere telafi edici örenim verme ihtiyac
duymaktadr (ILO, 2011b, 11).
Ekonomik olarak, insan sermayesinin getirileri bireyin refah ve ulusal
ekonomi açsndan deerlendirilebilir. Bireysel düzeyde, insann eitim
seviyesi yükseldikçe geliri de hzla artma eilimindedir (OECD, 2007, s.2).
Dolaysyla insan sermayesi ekonomik ve sosyal açdan deerlendirildiinde
toplumun sahip olduu bilgili, yüksek nitelikli ve becerili bireylerin
toplamn ifade etmekte, ekonomik büyüme ile toplumsal gönencin
yaratlmasnda ve arttrlmasnda kolaylatrc bir unsur olarak
deerlendirilmektedir (Sapancal, 2009, s.120).
Buna göre istihdam edilebilirlik konusunda bireylerin sahip olduklar
nitelik, beceri ve üstünlükler, üç farkl düzeyde deerlendirilebilir: Temel
beceriler ve temel bireysel nitelikler gibi temel üstünlükler; her düzeyde
meslee özgü beceriler, iletiim ve sorun çözme gibi türemi ya da temel
beceriler, önemli kiisel katklar gibi ara üstünlükler; ekip haline çalma ve
özerklik gibi, örgütsel performansa katkda bulunan becerileri bir araya
toplayan üst üstünlükler. Böylece, temel bireysel üstünlüklerden zirvedeki
üst üstünlüklere kadar sralanan bilgi, beceri ve davranlar esasen bir tür
istihdam edilebilirlik piramidini oluturmaktadr (Erdut, 2002, s.82).
Günümüzde igücü piyasasnda ortaya çkan katmal yap bireyin
igücü piyasasnda kalcln olumsuz yönde etkilemektedir. çsel ve dsal
igücü piyasalarnda yaanan rekabet bir yandan igücü piyasalarnda
krlganla ve istikraszla yol açp igücünü kutuplatrrken, dier yandan
da bireylerin istihdamn ve çalma koullarn güçletirmektedir. Bu
anlamda, istihdam edilebilirlik bireyin igücü piyasasnda kalcln
arttrmaya ve istikraszln ortaya çkard güvence kaybn onarma
bakmndan önem tar.
2.2.2.stihdamn Süreksizlii
Küreselleme sürecine ve hzl teknolojik deiime bal olarak,
iletmelerin ekonomik ve sosyal alanda ortaya çkan deiime ayak
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
95
MALİ UFUKLAR
İstihdam Edilebilirlik Güvencesi
uydurabilmeleri için igücü piyasalar son 30 ylda önemli ölçüde
deimitir. Bu deiim iyerinde daha fazla esneklik ile sonuçlanrken,
ayn zamanda çalanlar açsndan istihdamn istikrarszl, güvencesizlii
ve krlganl anlamna gelmektedir. Kukusuz bu durum igücü piyasasnda
yer alan birey açsndan endie ve belirsizlii arttrmaktadr.
Bu yeni durum igücü piyasasnda yaanacak herhangi bir olumsuzluk
karsnda ortaya çkabilecek risklerin iletmeler üzerinden alnp çalanlara
aktarlmas anlamna gelmektedir (Hewson, Kalleberg, 2012, s.396). Bir
baka ifadeyle, bu yeni çalma biçiminin yaygnlatrlmasnn ardnda
yatan temel gerekçeler; maliyetleri azaltmak, sürekli nitelikte istihdam
edilen igücünü azaltmak, esneklii en üst düzeyde gerçekletirmek ve
istihdam riskini çalanlara aktarmak biçiminde sralanabilir. Bunun da
ötesinde bu yeni durum standart istihdam ilikisinin ortadan kalkmas ya da
normatif deerlerin ve sosyal korumann kayb anlamna gelmektedir.
Dolaysyla eretilik hem istihdam koullarnn deiimi hem de çalanlar
lehine var olan koullarn ortadan kalkmas anlamna gelmektedir.
Ereti istihdam koullarnn bu ekilde hzla yaygnlamas son 40
ylda üretim sürecinde yaanan küreselleme yannda ekonomik, soysal ve
siyasal deiimlerle de ile ilikilidir. Ereti çalma çok sayda insan için
artan güvencesizlikle e anlamldr. Bunun yannda istikrarsz, güvencesiz ve
krlgan nitelikteki çalmann salt iin doasna, iyerlerine ve bireylerin i
deneyimlerine yönelik deil, ayn zamanda toplumsal cinsiyet rolleri, birey,
aile ve toplum gibi sosyal açlardan da yaygn sonuçlar söz konusudur
(Kalleberg, Hewison, 2012, s.272). Bu durum ayn zamanda siyasal istikraszlkla
da yakndan ilgilidir. gücü piyasasnda eretiliin önemli boyutlarndan
birini hiç kukusuz istihdamn istikrarszl oluturmaktadr.
stihdamda istikrarszln görünümü, gelimi ülkeler ve gelimekte
olan ülkeler balamnda farkllaabilmektedir. Bu durum gelimi ülkeler
açsndan iten çkartmalarn artmas, klasik istihdam ilikisi ile çalanlarn
saysnda azalma, standart çalma biçimlerinin hzla yaygnlamas eklinde
sralanabilirken, gelimekte olan ülkeler içinse enformel sektörün yapsnn
deimesi ve kapsamnn giderek genilemesi biçiminde ortaya çkmaktadr.
Bu yeni durumun ortaya çkmasnda iletmelerin yeniden yaplanmas,
maliyetlerin azaltlmas, üretim sürecinin ksaltlmas ve üretimin daha esnek
hale getirilmesi etkili olmutur (Erdut, 2002, s.82). Özellikle iletmelerin
yeniden yaplanmas sürecinde istihdamda ortaya çkan gelimeler dikkat
96
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
İstihdam Edilebilirlik Güvencesi
çekicidir. Bu anlamda en önemli deiikliklerden biri kukusuz i güvencesi
konusunda yaanmtr.
Sosyo-ekonomik anlamda güvencesizliin kaynaklar, i süreci
üzerinde kontrolün olmamas, statü veya gelirde yükselme olaslnn
olmamas ve azalmas, ayn gelir düzeyini koruyabilmek için daha çok
çalmann gerekli olmas, sonuçlara ilikin belirsizliin artmasdr. Bu
anlamda bireyin i süreci üzerindeki kontrolünün azalmas ölçüsünde
güvencesizliin de artmas söz konusudur. Birey yaam boyunca güvenceye
en çok i ve çalma dönemlerinde gereksinim duyar. Dolaysyla
güvencenin kaynan i güvencesi oluturmaktadr (Sapancal, 2009, s.134).
Bu balamda, bireyin yaam boyunca verimli olabilecei ve
karln alabilecei ilere sahip olma kapasitesi biçiminde de
tanmlanabilen istihdam edilebilirlik, kesintisiz bir istihdam beklentisi içinde
olmay ifade etmemektedir. Bu durum yaam süresinin çeitli evrelerinde
bireyin aktif nüfusu terk etmesi halinde ve aktif nüfusa yeniden katlacak
olmas durumda, çalabilir durumda olmasn ifade etmektedir.
gücü piyasasnda güvencesizliin ve istikrarszln artmas özellikle
baz gruplar için yoksulluk ve sosyal dlanma riskini daha da arttrmaktadr.
Bu durumu önlemek adna istihdamda sürekliliin salanmas anlamnda
istihdam edilebilirlik salk verilmektedir. Ancak, bu yaklam yoksulluk ve
sosyal dlanma sorununun sorumluluunu bireye yüklemekte ve sorunun
çözümü noktasnda mücadelenin bireyselletirilmesi anlamna gelmektedir.
stihdamda istikrarszln bir baka görünümü, gelimekte olan
ülkelerde enformel sektörde istihdamn artmasna bal olarak ereti
çalmann yaygnlamasdr. Gelimekte olan ülkelerde, istihdam artnn
büyük bir ksm enformel sektörde gerçeklemektedir. Bu durum, ekonomik,
sosyal ve siyasal pek çok faktöre bal olarak açklanabilmektedir. Özellikle
ekonomik krizlerle birlikte igücü piyasasnda iten çkarlanlar ve yeni ie
girecekler için yeterli talebin bulunmamas da enformel sektörün istihdam
kayna haline gelmesine yol açmaktadr (Erdut, 2002, s.84). Pek çok
gelimekte olan ülkede yaanan ekonomik sorunlar gençler arasnda
isizliin en yüksek düzeylere ulamasna neden olurken, bu ülkelerde ereti
çalma koullaryla istihdam edilenlerin için durum daha da
kötülemektedir.
gücünün istikrarl bir biçimde iletme temelindeki organizasyona
göre çaltrld kitlesel fordist üretim modelinden farkl olarak yeni
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
97
MALİ UFUKLAR
İstihdam Edilebilirlik Güvencesi
modeller bireylerin iler arasndaki hareketliliini, akcln koordine eden
bir sürece bal olarak gerçeklemektedir. Her çalan için kariyer giriimi
birbirinden farkl olmakta ve bu seçim igücünün akcln da içinde
barndran bir özellik tamaktadr. Yani istihdam daha önceleri istikrara
dayanrken günümüzde hareketlilie, akcla ve dolaysyla istikrarszla
dayanmaktadr. Bu durum çalma yaamnn baskn bir özellii haline
gelirken çalann korunmas da güçlemektedir (Erdut, 2002, s.85). Güncel
sorun bu istikrarszln, istihdamdan beklenen sonuçlar salayabilecek bir
mesleki statünün oluturulmasdr. Bir yandan istikrarszlk, kiiler
arasndaki akclk tevik edilecek, bu özellik korunacak dier yandan da
çalanlarn bundan zarar görmesi engellenmeye çallacak.
Güvenceli esneklik ile ilgili politikalar bütünün dört temel aya
bulunmaktadr. Bunlar; hem letme içindeki hem de iletme dndaki
içiler için esnek ve güvenilir i sözlemeleri; içilerin istihdam
edilebilirliklerini arttrmak için kapsaml bir yaam boyu örenme; ie geri
dönüleri kolaylatrmak için aktif igücü piyasas politikalar; yeterli gelir
destei ve igücü hareketliliini salamak için sosyal güvenlik sisteminin
modernizasyonu eklinde sralanabilir
3. GÜCÜ PYASASININ KATMANLI YAPISI ÇNDE
STHDAM EDLEBLRLK GÜVENCES
Kapitalist dünya ekonomisinin niteliindeki ve düzenindeki
deiikliklerin neden olduu güçlü bir yeniden yaplanma süreci beraberinde
ereti istihdam getirmektedir. Baka bir deyile ereti istihdamn temelinde
üretim yapsnda ve igücü piyasasnda yaanan yeniden yaplanma süreci
yatmaktadr. gücü piyasasnda emek arz ve emek talebindeki geni çapl
deiimler teknolojik gelimelerden ve ekonomik yapdaki deiimlerden
kaynaklanmaktadr. Günümüzde, üretim ve i organizasyonu uluslararas
düzeyde düzenlenirken, bu durumun çalanlar üzerinde oldukça derin
etkileri olmaktadr (Wlton, 2011, s.103). nsan kaynaklar yönetimi baskn
hale gelen iletme modeli, yani çokuluslu iletme çerçevesinde, ulusal
snrlar ötesinde, birden çok devletin ekonomik, sosyal ve hukuksal
düzenlemelerinin göz önünde tutulduu yeni bir alan ortaya çkmaktadr.
Ancak, bu alanda salt bireysel i ilikilerinin kurulmas, sürdürülmesi ve
koullar gerçekletiinde sona erdirilmesi insan kaynaklar yönetiminin
ileyiine bal klnmak istenmektedir. Bu durum, ulusal balamda
geçerliliini sürdüren endüstri ilikileri kurum, kural ve usulleri ile bir
çatmaya yol açmaktadr (Erdut, 2001, s.56-57).
98
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
İstihdam Edilebilirlik Güvencesi
Üretim ve i organizasyonunda ortaya çkan bu gelimeler nedeniyle
piyasalar belirsizlikle kar karya kalmaktadr. Dier yandan kapitalist
devletin ekonomik ve toplumsal yeniden üretimdeki rolünün deimesi ile
deien politik tercihler devletin, yeniden datm ilevini önemli ölçüde
zayflatmakta, Keynesyen dönemde var olan düzenleyici ilevi esnekliin ve
rekabet edilebilirliin arttrlmas için korumacln ve snrlayc
uygulamalarn en aza indirilmesine dönümektedir. Bu balamda, devletin
i‡ ve gelir güvencesinin salanmasnda oynad rol de tartmaya ve
sorgulanmaya açk hale getirilmektedir (Erdut, 2004, s.131).
Endüstriyel yapnn ve teknolojinin yava ve öngörülebilir biçimde
deiecei beklentisi ile zorunlu olarak iten çkarmaya (Capelli, 1997, s.68)
veya iin ani kaybna kar koruma amac tayan i güvencesi; ie alma,
iten çkarma uygulamalarna ilikin düzenlemeler, adil ve uygun süreçleri
oluturan toplu i sözlemeleri ve yasal süreçler ile bildirimsiz olarak i
ilikisine son vermek isteyen iverene maliyetler yüklenmi ve ilerini
kaybeden içiler için tazminatlar öngörülerek güvence arttrlmtr. Ancak
küresel ekonominin ulus temelli etkileimlerinin yeni bir güç düzeyine
yükselmesi, piyasalar ve üretimin küresellemesi ile ulusal ekonomilerin
karlkl bamllklar artmakta ve ulusal düzey uluslararas düzey
tarafndan içerilmekte ve dönütürülmektedir. Bu eilimler i ve gelir
güvencesinin alm olduu biçimleri olumsuz etkilemitir.
Günümüzde igücü piyasasnda var olan ikili yap sonucunda bireyin
içsel ve dsal igücü piyasalarnda rekabetçi kalabilmesi gerekmektedir. Bu
nedenle igücü piyasasnda istikraszln artmasyla birlikte ortaya çkan
yeni çalma koullar çalanlar olumsuz biçimde etkilemektedir (De
Cuyper, Notelaers, De Wtte, 2009, s.193-195; Berntson, Sverke, Marklund,
2006, s.224). gücü piyasasnn bölümlenmesi ya da katmanlamas (Yap,
‡ “ güvencesi” kavram, çou zaman çalma hakknn korunmas anlamnda kullanlmakta
olup temelde, geçimini emei ile salayan baml çalanlar, hakl bir neden olmakszn,
iveren tarafndan hizmet ilikisine son verilmesi durumunda, iverenin fesih ilemini
snrlayan veya engelleyen, i ilikisini hukuki zemine çeken, böylece hizmet akdinin içi
açsndan dayanksz niteliini bertaraf eden ve hizmet ilikisine süreklilik kazandran,
koruyucu yönü ar basan normatif düzenlemeleri içermektedir. Bir baka ifadeyle iverenin
i sözlemesinin feshi srasnda geçerli bir nedene dayanma zorunluluudur. Burada geçerli
nedenler; içinin kapasitesi, iin yürütümü ve iyeri gerekleri olarak üç grupta
toplanmaktadr (BAKAN, smail; BÜYÜKBEE, Tuba; “Çalanlarn Güvencesi ve
Genel i Davranlar likisi: Bir Alan Çalmas,” Erciyes Üniversitesi ktisadi ve dari
Bilimler Fakültesi Dergisi, Say: 23, Temmuz-Aralk 2004, s.36).
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
99
MALİ UFUKLAR
İstihdam Edilebilirlik Güvencesi
2008, s.70), ücret farkll ve uzun süreli ilerin artmas igücü piyasasnn
ileyiinde eitsizliin arttn göstermektedir. Ücret düzeyi düük,
güvencesiz ilerde ve sürekli toplumsal dlama riski altnda çalmalar
kaçnlmaz olmaktadr. Bireylerin istihdam olanaklarndan yararlanmada eit
koullara sahip olmamas istihdama ilikin güncel bir sorun haline gelmitir
(Erdut, 2002, s.80). Bu balamda istihdam edilebilirlik, igücü piyasasnda
istikrarszln yol açt güvence kaybn telafi etme bakmndan önemli
hale gelmitir.
Yüksek i güvencesizlii çalma yaamnda daha az insan
sermayesinin kullanm ile dorudan ilikilidir. Bireyin ekonomik olarak
aktif kalmasn salayan pek çok unsur istihdam edilebilirliini de
etkilemektedir (Eurofound, 2007, s.2). Bu anlamda igücü piyasas
kurumlar da istihdam edilebilirliin gelitirilmesinde önemli bir rol
oynayabilir. letmelerin geçici i sözlemeleriyle istihdam düzenlemeye
yönelmeleriyle birlikte geçici i sözlemeleri igücü piyasasnn esnekliinin
arttrlmasnda önemli bir araç haline gelmitir.
Günümüzde igücü piyasalarnn en temel sorunu standart d ya da
ereti olarak nitelendirilen çalma biçimlerin ve enformel istihdamn
yaygnlamasdr. Bu durum özellikle geçici, ksmi süreli ve çar üzerine
dayal i sözlemeleriyle çalanlarn, bir baka ifadeyle günümüzün katmal
igücü piyasasn içinde çevresel igücünün önemli bir kesimini oluturan
igücünün istihdam edilebilirliklerinin arttrlmas önem kazanmaktadr.
Dünya ekonomisinde yaanan ekonomik krizlerin giderek daha ksa zaman
dilimlerinde gerçeklemesi çevresel igücü için durumu daha da
arlatrmaktadr. Ekonomik krizler toplumdaki baz gruplar çok daha
derinden etkilemekte, özellikle gençler arasnda isizliin zaten yüksek
olduu ülkelerde ereti çalma koullaryla istihdam edilenler için durumu
daha da iddetlendirmektedir.
sizlik ve ereti iler özellikle gençlerin gelecee umutla
bakmalarnn önündeki en büyük engeli oluturmaktadr. AB üyesi ülkelerde
genç isizlik oran 2008 ve 2010 yllar arasnda hzla ortalama düzeyi olan
yüzde 15’den yüzde 21 seviyesine çkmtr. Bu deer ereti ilerde çalan
gençleri de içermemektedir. Bu durum gençlerin sosyal dlanmaya maruz
kalmalarna varacak kadar çok daha büyük sorunlar beraberinde
getirmektedir (ILO, 2011a, s.14).
Son otuz be ylda küresel sistemde yaanan yapsal dönüümün,
dünya ekonomilerinin çok hzl bir biçimde büyümesine ve belirli ölçüde
100
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
İstihdam Edilebilirlik Güvencesi
istihdam artlarna neden olduu bir gerçektir. Ancak istihdamdaki art
genellikle büyüme oranlarnn gerisinde kald gibi, isizlik sorunu
çözebilecek düzeylere ulaamamtr. Yaratlan istihdamn düzeyi ve nitelii
konusunda da ciddi tartmalar bulunmaktadr. Bu süreçte gelimi ülkelerde
yaratlan istihdamn neredeyse tamamna yakn standart d olurken,
gelimekte olan ülkelerde bu durum enformel istihdamn yaygnlamas
biçiminde gerçeklemektedir. Her iki durum igücü piyasalarnda
eretilemenin hzla yaygnlatnn da bir göstergesi olarak kabul
edilebilir.
Bu nedenle günümüzde, eitlik temelinde gerçekletirilecek ekonomik
büyüme için, igücü piyasasnn ileyiine katk yapacak ve bireylere,
iletmelere, ekonomiye giderek toplumun tüm kesimlerine yarar salayacak
biçimde, insan kaynaklarnn gelitirilmesi ve temel eitim önem
kazanmaktadr. Bu nedenle, hem nitelikli igücü talebinin karlanmasna,
hem de igücü piyasasndaki gelimeler nedeniyle becerileri geçersiz hale
gelenlerin teknolojik gelime ve i organizasyonundaki deiimlere uyumlu
beceri ve yetenekler kazanmas ile bu beceri ve yetenekleri sürekli olarak
gelitirmesine yönelik eitim politikalarnn belirlenmesi gerekmektedir.
Çünkü beceri ve yeteneklerin gelitirilmesi sadece bireysel düzeyde deil,
ayn zamanda ulusal düzeyde rekabet edebilirlik açsndan da önem
tamaktadr (Erdut, 2002, s.80; Eurofound, 2007, s.27-30).
Ulusal ekonomilerin baars artk daha çok yeni teknolojilerin
kullanlmasna ve igücünün becerilerinden yararlanlmasna bal hale
gelirken, hem gelimi, hem de gelimekte olan ülkelerde eitim
sistemlerinin uyumunu gerektirmektedir. Bu uyum sürecinde, temel ve
mesleki eitimin ekonomi politikalar ile sosyal politika ve programlarnn
bir parças olarak yeniden düzenlenmesi de zorunluluk haline gelmektedir.
Buna göre eitimin, bireylerin istihdam edilebilirliini arttracak çalma
koullar sunan ilere girmelerini ve bu ilerde kalmalarn salayacak
özellikler tamas gerekmektedir. Bu balamda, AB üyesi ülkelerde yaplan
aratrmalarda eitim düzeyin ve i tecrübesinin ortalama deerler üzerine
çkmasnn istihdam edilebilirlii önemli ölçüde etkiledii tespit edilmitir.
te istihdam edilebilirlik, çalanlarn eitim seviyesi ve 20 yla kadar ite
çalma süresiyle artmakta, daha sonra dümektedir (Eurofound, 2007, s.1516). Dolaysyla, daha iyi eitim alm kiiler iyerinde daha yüksek bir
istihdam edilebilirlik düzeyine sahip olmaktadr. Bununla beraber, bir kiinin
iyerinde edinebildii istihdam edilebilirlik düzeyi, deneyim düzeyi
arttnda ve görev süresi 20 yl eiini geçtiinde dümektedir.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
101
MALİ UFUKLAR
İstihdam Edilebilirlik Güvencesi
Yoksulluk ve toplumsal dlanma ksr döngüsü, insan sermayesine
yatrm yaplmas için sunulan olanaklarn yeterli olmamas nedeniyle
güçlenmektedir. Hzl teknolojik deiim, igücü piyasalarnn dönüümü,
ekonomik krizler ve küreselleme karsnda sürekli eitim ve yaam boyu
örenmenin önemi daha da artmaktadr. Eitim ve yeni beceri kazanm,
igücü piyasasndaki savunmaszln üstesinden gelinmesinde çok büyük
önem tamaktadr.
Yeni liberal politikalar balamnda kurumsal deiimler (ILO, 2011a,
s.20.), ekonomik yeniden yaplanma, bilgi ve iletiim teknolojileri ve i
organizasyonunda meydana gelen deiim etkisini, istihdamda istikrarn
yitirilmesi ve güvencenin azalmas biçiminde göstermitir (Capell, 1997,
s.68-69). Gelimi ülkelerde iten çkarmalarn artmas, sürekli statüdeki
istihdam azalmas, standart d çalma biçimlerinin hzla yaygnlamas
gelimekte olan ülkelerde ise enformel sektörün yapsnn deimesi ve
kapsamnn giderek genilemesi istihdamda istikrarszln görünümüdür. Bu
yeni durumun ortaya çkmasnda, iletmelerin yeniden yaplanmas,
maliyetlerin azaltlmas, üretim sürecinin ksaltlmas ve üretimin daha esnek
hale gelmesi etkili olmutur (Erdut, 2002 s.82).
letmelerin yeniden yaplanma çabalar arasnda, istihdam üzerindeki
etkisi bakmndan en çok dikkat çeken iletmelerin küçülmesidir. Örgütsel
performansn arttrlmas için igücü saysnn azaltlmas, geçmi dönemde
ekonomik durgunluk nedeniyle bavurulan ve büyük ölçüde geçici nitelik
tayan iten çkarma uygulamalarndan çok farkl bir süreç olmutur. güvencesinin azald bu süreç, birincil igücü piyasasndaki istikrarl,
yüksek ücret ve kariyer frsatlarn içeren ilerde çalanlar daha çok
etkilemitir. Ksmi süreli çalma, geçici veya rastlantsal çalma ve serbest
çalma gibi, standart d çalma biçimlerindeki art da istihdamdaki
istikrarszln bir baka kayna olmutur (Erdut, 2002, s.82-83). Bu yeni
çalma biçimleri çou zaman igücü piyasasnda esnekliin uygulanma
biçimleri olarak deerlendirilmektedir.
letmelerin deien piyasa koullarna hzl ve etkin biçimde uyum
salayabilmek için gereksinim duyduklar esneklik, geçici içi istihdamn
arttrmtr. Geçici i ilikisi ile çalan içiler, çou zaman, hizmet içi
eitimden ve sürekli eitimden daha az yararlanrken, becerilerini ve
yeteneklerini sürekli ilere göre daha hzla yitirebilmektedir. Bu durum
zaman içinde istihdam edilebilirlii azalan ve sosyal dlanma riski ile kar
karya kalan kadnlar daha çok etkilemekte, becerilerinin korunmas ve
102
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
İstihdam Edilebilirlik Güvencesi
yenilenmesi, çözülmesi gereken önemli bir sorun haline gelmektedir. Genel
olarak, ortalama istihdam edilebilirlik kadn çalanlar için daha düüktür.
stihdam edilebilirlikte ‘örgün eitim’ unsuru kadnlar için daha yüksek
olmaktadr.
Hem kadnlar hem de erkekler açsndan i güvencesizlii eitim
düzeyine ve artan yaa bal olarak azalmaktadr. stihdam edilebilirlik
çalanlarn eitim düzeyine bal olarak artmaktadr. te kalnan sürenin
uzunluu da istihdam edilebilirlii olumlu yönde etkilemekte ancak, 20 yln
üzerindeki süreler istihdam edilebilirlii azaltmaktadr (Eurofound, 2007,
s.2). Bu nedenle, daha iyi eitimli bireylerin iyerinde istihdam edilebilirlik
düzeyi daha yüksek olmaktadr.
Avrupa Birlii’ne üye baz ülkelerde bu sorunun çözümü için, eitim
hakkn içeren temel sosyal haklar i yasalaryla bütünletirilmi ve geçici
sözleme ile çalan içileri de kapsayacak biçimde geniletilmitir. Dier
taraftan igücü piyasalarnda hzla artan esnek çalma biçimlerinin ortaya
çkan istikrarszl ve güvencesizlii giderebilmek adna güvenceli esneklik
ad altnda igücü piyasasnda esneklik ve güvenceyi badatrma yoluna
gidilmektedir.
Güvenceli esneklik, bir yandan e zamanl olarak ve belirli bir
koordinasyon içinde, igücü piyasalarnda, i organizasyonlarnda ve çalma
ilikilerinde esneklii artrrken; dier yandan özellikle igücü piyasas
içindeki ve dndaki zayf gruplar için istihdam güvencesinin ve sosyal
güvenlik uygulamalarnn artrlmasn içeren politik bir stratejidir. Dier
taraftan, güvenceli esneklik, özellikle igücü piyasasnda yer alan zayf
gruplarn kariyer olanaklarn kolaylatran, sürekli nitelikte ve yüksek
düzeyde igücüne katlm ve sosyal içermeyi gelitiren i, istihdam, gelir ve
badatrma güvencesini salarken; ayn zamanda, iletmelerin rekabet
edebilirliklerini ve verimliliklerini artrmak amacyla deien koullara
zamannda ve uygun biçimde uyum salayabilmelerini olanakl klan saysal
ilevsel ve ücret esnekliine sahip olma dereceleridir (Wilthagen, Tros,
2004, s.169-170).
stihdam edilebilirlik balamnda AB’de güvenceli esneklie ilikin
gelitirilen politikalarn dört temel dayana bulunmaktadr. Bunlar; hem
iletme içindeki hem de iletme dndaki içiler için esnek ve güvenilir i
sözlemeleri; içilerin istihdam edilebilirliklerini arttrmak için kapsaml bir
yaam boyu örenme; ie geri dönüleri kolaylatrmak için aktif igücü
piyasas politikalar; yeterli gelir destei ve igücü hareketliliini salamak
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
103
MALİ UFUKLAR
İstihdam Edilebilirlik Güvencesi
için sosyal güvenlik sisteminin modernizasyonu eklinde sralanabilir
(O'reilly vd., 2011, s.587).
stihdam edilebilirlik kavram, esneklik ve güvence arasnda
kurumaya çalan denge ye katk yapacak bir nitelik tamaktadr. Bu denge,
büyük ölçüde herkes için ulalabilir olan yaam boyu örenme olanann
tannmasna ve eitime yaplan yatrmn arttrlmasna baldr (Erdut, 2002,
s.90).
stihdamda istikrarszln bir baka görünümü, gelimekte olan
ülkelerde enformel sektörde istihdamn artmasna bal olarak standart d
çalmann yaygnlamasdr. Günümüzde istihdamn içerdii güvenceler
giderek azalmaktadr. letmeler içilerden yüksek beceri düzeyi, uyum
salayabilirlik ve özerk çalabilme kapasitesi gibi baz alanlarda geçmite
olduundan daha fazla talepte bulunmakta, karlnda ise güvence
sunmamaktadr (Erdut, 2004, s.84).
Günümüzde dünyann pek çok bölgesinde, hem bamsz çalma,
hem de ücretli çalma alannda, yaratlan istihdamn önemli bir ksm
enformel niteliktedir. Enformel istihdam, vasfsz igücünün, istikrasz ve az
gelir salayan ilerin, baml ve/veya bamsz çalanlarn ve çok küçük
üretim birimlerinin yaygn olarak bulunduu, kötü çalma koullarnn
baskn olduu, yasal düzenlemelerin uygulanmad, resmi denetimin
bulunmad, sosyal koruma ile birlikte dier koruyucu düzenlemelerden
yararlanamayan isizlerin ve i arayanlarn sklkla girip çktklar igücü
piyasas bölümünü ifade etmektedir. Genellikle gelimekte olan ülkelere
özgü olmakla birlikte son yllarda gelimi ülkelerde de özellikle göçmen ve
aznlklarn yer ald bir igücü piyasas katman haline gelmitir.
Uluslararas Çalma Örgütü’nün (UÇÖ) son dönemde krlgan
kesimler olarak da nitelendirdii enformel istihdam edilen igücü, insan
onuruna yarar uygun i kriterlerine uymayan yani yeterli düzeyde sosyal
güvenceye ve sosyal diyalog mekanizmalarna sahip olmayan, genellikle
düük gelir ve verimlilie sahip, temel içi haklarnn uygulanmad çalma
koullar sunan, formel eitim imkanlarndan yoksun ileri kapsamaktadr
(Bacchetta, 2009, s.9).
Enformel piyasada ücretli istihdamn kaçak atölyelerde üretim, evde
çalanlar ve kayt d çalanlar gibi, her türünü kapsad düünülürse,
enformel çalanlar ile formel piyasadaki iletmeler arasnda dorudan
olduu kadar, dolayl ilikiler de bulunmaktadr. Bu açdan bakldnda,
104
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
İstihdam Edilebilirlik Güvencesi
enformel piyasa -son kertede “iverenin” bilinmedii, ancak malzeme, iyeri
ve son ürünün sat gibi girdiler için açkça herhangi birine bal olan- “gizli
ücretlilerin” çounu kapsamaktadr ve ilk “iverenin” enformel çalanlar
için yükümlülük üstlenmesi söz konusu deildir.
Gelimi ülke igücü piyasalarnn salkl ileyii konusunda isizlik
önemli bir deiken olarak ele alnrken gelimekte olan ülkelerde enformel
sektörün varl açk isizlii bir sorun olmaktan çkarmaktadr. Bununla
birlikte enformel sektörde istihdam edilen igücünün piyasalarn
görünmeyen potansiyel isizleri olduu unutulmamaldr.
Bütün bu gelimeler, içilerin i hukuku ve sosyal güvenlik hukuku ile
korunmas bakmndan ciddi sonuçlara yol açmaktadr. gücünün istikrarl
ve iletmeyi esas alan bir organizasyon içinde çaltrld Fordist modelin
aksine, yeni modeller, bireylerin iler arasnda hareketliliini içeren
süreçlerin bir görünümü olarak ortaya çkmaktadr. Bu anlamda kariyerin
bireysellemesi ve igücünün hareketliliini badatrabilen bir mesleki
statünün tasarlanmas gerei domaktadr. Bu tür bir hareketliliin çalma
yaamnn baskn bir özellii haline gelmesi beklenirken, çalann
korunmas bakmndan baz kayglarn duyulmasn da kaçnlmaz
klmaktadr. Bunun nedeni, istihdamda istikrarn i hukukunun salt bir etkisi
deil, ayn zamanda amaçlarndan biri olmasdr. çiler için gerçek bir
mesleki
statüyü
güvence
altna
almann yolu
bu
amacn
gerçekletirilmesinden geçer (Erdut, 2002, s. 86-87).
Bu balamda, içilerin eitimi ve gelitirilmesine yönelik stratejiler, i
güvencesi uygulamalar ile yakndan ilgili hale gelmektedir. Geleneksel i
güvencesinin uygulanmasndaki güçlükler eitimin önemini giderek
arttrmaktadr. Baka bir deyile güvenceyi salayacak mekanizmalardan
biri, eitim ve yeniden eitim koullarnn gelitirilmesidir. Böylece, içiler
daha sk i deiimleri ile kar karya kaldklarnda, istihdam
edilebilirliklerini yani bir i edinme olasln, var olan becerilerin
gelitirilmesi veya yeni becerilerin örenilmesi suretiyle sürdürebilecektir
(Erdut, 2002, s. 86-87).
Bireyin temel ve mesleki eitim yoluyla istihdam edilebilirliini
gelitirebilme olana olduu gibi, rutin görevini yerine getirirken ya da
farkl görevler arasnda yer deitirme, yani rotasyonu srasnda da örenme
olasl bulunmaktadr. Eitim düzeyi, ite kalnan süre ve geçmi i
deneyimi gibi insan sermayesini oluturan temel baz unsurlar da istihdam
edilebilirlii etkilemektedir. AB üyesi ülkelerde yaplan aratrmalarda
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
105
MALİ UFUKLAR
İstihdam Edilebilirlik Güvencesi
eitim düzeyin ve i tecrübesinin ortalama deerler üzerine çkmasnn
istihdam edilebilirlii önemli ölçüde etkiledii tespit edilmitir (Eurofound,
2007, s.15-16).
Bu balamda yaam boyu örenme deien koullara igücünün
uyumunun salanmas ve istihdam edilebilirliin gelitirilmesi bakmndan
önemli bir zorunluluk olarak ortaya çkmaktadr. Öte yandan, yaam boyu
örenime katlm oranlar istihdam edilebilirlikle oldukça yakndan
ilikilidir. stihdam edilebilirlik oran, yaam boyu örenim programlarna
katlm düzeyinin yüksek olduu ülkelerde daha fazla olmaktadr. Yaam
boyu istihdam edilebilirliin önemi artarken, eitim ve çalma artk birbirini
izleyen aamalar biçiminde ortaya çkmakta ve devam eden bir süreci
biçimlendirmektedir.
Bu yeni paradigmada eitimin amaçlar çeitlenmi ve
karmaklamtr. Temel ve mesleki eitim, bireyi hzla deien ve giderek
daha fazlasn talep eden bir çalma dünyasna hazrlamak ve istihdam
edilebilirlii arttrmak için sahip olunan balca araçlardr. Bu araçlar,
bireyin i bulma ve iini koruma, verimliliini ve gelir elde etme olanaklarn
arttrma, igücü piyasasnda rekabet edebilecek durumda olma ve mesleki
hareketlilie uyum salayabile, yeni igücü piyasas ve i frsatlar için
örenmeyi örenme yeteneinin gelitirilmesine yöneltilmitir. Bununla
bireyin ekonomik ve toplumsal yaamla tam olarak bütünlemesi ve genel
olarak bilgi, iletiim ve teknolojiye dayal gelimi bir toplumda, iyi
koullarda çalmas ve yaanmas amaçlanmaktadr. Temel ve mesleki
eitim, bireylerin istihdam edilebilirliinin temelini olutururken, sürekli
eitim ve yaam boyu örenme, istihdam edilebilirliin sürdürülmesinin
araçlardr (Erdut, 2002, s.87).
Yaam boyu örenme uygulamalarnn gerisinde, büyük ölçüde
igücünün istihdam edilebilirlik niteliini koruma ve gelitirme düüncesi
yer alr. Bu nedenle yaam boyu örenme gereksinimi, kiinin bireysel veya
mesleki gerekçelerle, gönüllü ve kiisel gayretle bilgi ve beceri edinme
çabasnn yannda önemli toplumsal ve ekonomik sonuçlar olan bir süreçtir.
Bu anlamda istihdam edilebilirlie yaplan vurgu dikkat çekmektedir. Dier
yandan, UÇÖ eitim, öretim ve yaam boyu örenmenin bir bütün olarak
bireylerin, iletmelerin, ekonominin ve toplumun yararlarn önemli ölçüde
gelitirdii tespitinden sonra tam istihdama ulama, yoksulluu ortadan
kaldrma, sosyal içerme ve küresel dünya ekonomisi içinde sürdürülebilir
106
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
İstihdam Edilebilirlik Güvencesi
ekonomik büyüme amacna vurgu yapmaktadr (Toprak, Erdoan, 2012,
s.79).
Gelimekte olan ülkelerde yaam boyu örenme gereksinimi, gelimi
ülkelerden farkl olarak salt formel sektördeki içiler için deil, ayn
zamanda becerilerin, ürünlerin, hizmetlerin ve çalma koularnn
gelitirilmesine gereksinim duyulan küçük ölçekli iletmeler ve enformel
sektördeki içiler için de geçerli hale gelmitir.
4. SONUÇ
Küreselleme süreci, ekonomik ve sosyal alanda oldukça önemli
deiikliklere yol açmtr. Bu deiikliklerin en çok yaand alanlardan
birisi de kukusuz igücü piyasalardr. Küresel üretim sistemi ve iletme
yapsndaki deiime kout esneklik araynn bir sonucu olarak igücü
piyasalarnda katmanl yap ortaya çkmtr. Bu nedenle günümüz igücü
piyasas yaps ve ileyii en iyi ekilde katmanlama sürecinin bir sonucu
olarak anlalabilir. Bu katmanl yap içinde genellikle istihdam bütününün,
birinin güvensizlie kar korunduu, dierinin ise bu güvensizlie bal
tutulduu bilinmektedir. Bu balamda, ortaya çkan standart-d veya bir
baka ifadeyle ereti istihdam geleneksel standart istihdamdan farkl olarak,
güvencesizlii, istikraszl, korunmaszl, eitsizlii ve krlganl
yanstan bir istihdam biçimidir.
Devletin ekonomik ve toplumsal alandaki deien rolü i ve gelir
güvencesini salamadaki rolünü de sorgulamay gerektirmektedir. Bireylerin
istihdam olanaklarndan yararlanmada eit koullara sahip olamamas
istihdama ilikin güncel bir sorun haline gelmitir. Ekonomik güçsüzlüün
ve toplumsal olarak dlanmann temelinde eitim düzeyinin yetersiz ve dar
kapsaml olmas yatmaktadr. Yaam boyu örenme deien koullara
igücünün uyumunun salanmas ve istihdam edilebilirliin gelitirilmesi
bakmndan önemli bir zorunluluk olarak ortaya çkmaktadr. Bu balamda,
istihdam edilebilirlik, eitsizliin, krlganln, güvencesizliin ve
istikrarszln getirdii güvence kaybnn telafisi bakmndan önemlidir.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
107
MALİ UFUKLAR
İstihdam Edilebilirlik Güvencesi
5. KAYNAKÇA
BACCHETTA, M., (2009), “Globalization and Informal Job in Developing
Countries”, International Labour Organizations and World Trade Organizations, Geneva.
BAKAN, ., BÜYÜKBEE, T., (2004), “Çalanlarn Güvencesi ve Genel i
Davranlar likisi: Bir Alan Çalmas”, Erciyes Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler
Fakültesi Dergisi, Say: 23.
BERNTSON, E., SVERKE, M., MARKLUND, S., (2006), “Predicting Perceived
Employability: Human Capital or Labour Market Opportunities?”, Economic and Industrial
Democracy, 27 (2), s.224-225.
CAPELLI, P., (1997), “Change at Work”, Oxford University Press, New York.
DE CUYPER, N., NOTELAERS, G., DE WITTE H., (2009), “Job Insecurity and
Employability in Fixed-Term Contractors, Agency Workers, and Permanent Workers:
Associations With Job Satisfaction and Affective Organizational Commitment ”, Journal of
Occupational Health Psychology, Vol.14, No.2, s.193-205.
ERDUT, T., (2001), “Endüstri likileri Bakmndan nsan Kaynaklar Yönetimi,”
Mercek Dergisi, (MESS Yaynlar), Yl: 6, Say: 23, s. 56-66.
ERDUT, T., (2002), “stihdam ve stihdam Edilebilirlik”, Mercek Dergisi, (MESS
Yaynlar), Yl: 7, Say: 27, s.80-91.
ERDUT, T., (2004), “ ve Gelir Güvencesi”, Yaam Boyu Sosyal Koruma - I. Ulusal
Sosyal Politika Kongresi Kitapç, DSK Yaynlar, Ankara, s. 131-155.
EUROFOUND, (2007), “Employment Security and Employability: A Contribution to
the Flexicurity Debate”. European Foundation for the Improvement of Living and Working
Conditions (Eurofound), Dublin.
HEWISON, K., KALLEBERG, A.L., (2013), “Precarious Work and Flexibilization
in South and Southeast Asia”, American Behavioral Scientist, 57(4), s. 395-402.
ILO, (2000), “Training for Employment: Social Inclusion, Productivity and Youth
Employment”. 88th Session, 30 May-15 June 2000, Report V, International Labour
Office, Geneva.
ILO, (2011a), “From Precarious Work to Decent Work”, Policies and Regulations to
Combat Precarious Employment, Geneva,
ILO, (2011b), “Skills for Green Jobs: A Global View: Synthesis Report Based on 21
Country Studies”, Geneva.
HOFMANN, M., DURAN, H., SHINYOUNG, J., (2011), “International Labour
Office, Skills and Employability Department”, Job Creation and Enterprise Development
Department. - Geneva: ILO.
KALLEBERG, A., L., HEWISON, K., (2013), “Precarious Work and the Challenge
for Asia,” American Behavioral Scientist, 57(3), s.271-288.
108
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
İstihdam Edilebilirlik Güvencesi
MC QUAID, R.W., LINDSAY, C., (2005), “The Concept of Employability”, Urban
Studies. Vol. 42, No. 2, s. 197-219.
MC QUAID, R.W., GREEN, A., DANSON, M., (2005), “Introducing Employability”,
Urban Studies. 42 (2), 191-195.
OECD, (2007), OECD Insights “Human Capital: How What You Know Shapes Your
Life”, Paris.
O'REILLY, J., (2011), “Managing Uncertainty: The Crisis, Its Consequences and the
Global Workforce,” Work Employment Society, 25(4), s.581-595.
SAPANCALI, F., (2009), “Toplumsal Açdan Yaam Kalitesi”, Altn Nokta Basm
Yaym Datm, zmir.
TOPRAK, M., ERDOAN, A., (2012), “Yaamboyu Örenme: Kavram, Politika,
Araçlar ve Uygulama”, Yükseköretim ve Bilim Dergisi. Cilt 2, Say 2, s. 69-91.
WILTHAGEN, T., TROS, F. (2004), “The Concept of ‘Flexicurity’: A New Approach
to Regulating Employment and Labour Markets”, European Review of Labour and Research.
10 (2), s.166-186.
WILTON, N., (2011), “An Introduction to Human Resource Management”, Sage
Publication Ltd., London.
YAP, Margaret, (2008), “The Up and Out in Organizations,” (çinde) Employment
Relationship. Edited by Peter CAPELLI, Cambridge University Press.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
109
MALİ UFUKLAR
KONAKLAMA LETMELER HZMET KALTES
BOYUTLARI ÖNEM DERECELERNN AHP LE
BELRLENMES VE LETMELERN HZMET
KALTESNE GÖRE TOPSIS LE SIRALANMASI
Yrd. Doç. Dr. Mehmet PEKKAYA
Bülent Ecevit Üniversitesi ..B.F.
letme Bölümü Saysal Yöntemler Anabilim Dal
[email protected]
Sabire BAARAN
Bülent Ecevit Üniversitesi S.B.E.
letme Enstitü Anabilim Dal
[email protected]
ÖZET
Bu çalma, Bartn’nn en çok turist çeken ilçesi olan Amasra’daki konaklama
iletmelerinin (K) müterisi olan turistlerin bak açsndan SEVQUAL ölçei boyutlarna
göre sunulan bir hizmet kalitesinin deerlendirmesidir. Literatürde, hizmet kalitesi ölçümü
genellikle SEVQUAL ölçeiyle yaplmaktadr. SEVQUAL ölçeininbe faktör veya
boyutunun varolmas, K hizmet kalitesi deerlendirmesi problemininçok kriterli karar verme
(ÇKKV) teknikleriyle çözümüne olanak salar.Bu anlamda, Amasra’daki K’lerin sunduklar
hizmet kalitesi boyutlarnn önem dereceleri, müterilerin görüleri dorultusunda ÇKKV
tekniklerinden AHP ile belirlenmitir. AHP hesaplama sonuçlarna göre, Amasra’ya arlkl
olarak Ankara ve stanbul’dan gelen ve konaklayan turistler, hizmet kalitesi boyutlarndan
fiziksel ortama en çok, güvenilirlik boyutuna ise en az önem verdikleri gözlenmitir.
Belirlenenhizmet kalitesi boyutlar önem dereceleri dikkate alnarak, bu turistik ilçedeki
K’lerin sunduklar hizmet kalitesine göre sralanmasTOPSIS yöntemi ile yaplmtr.
Anahtar kelimeler: ÇKKV, AHP, TOPSIS, Konaklama letmeleri Hizmet Kalitesi.
Jel kodlar:C44, C02, C10, M30.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
111
MALİ UFUKLAR
Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle
Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması
DETERMINING THE PRIORITIES OF SERVICE
QUALITYDIMENSIONSFOR ACCOMMODATION FIRMS
VIA AHP AND ORDERING FIRMS WITH RESPECT TO
THEIR SERVICE QUALITY VIA TOPSIS
ABSTRACT
This study is a service quality assessment in terms of the dimensions of SERVQUAL
scale, according to the viewpoints of the accommodation firms’ (AF) customers at Amasra,
which is the most charming town of Bartn. In the literature, the measurement of service
quality is usually performed by SERVQUAL scale. Since five factors or dimensions existfor
SERVQUAL scale, the assessment of AFs’ service quality can be assessed by using multi
criteria decision making (MCDM) methods. In this sense, the dimensions’priorities of service
quality offered by AFs at Amasra were determined via AHP technique, which is one of the
MCDM methods. According to results of AHP calculations, it is seen that tourists who
accommodate and come especially from Ankara and stanbul pay importance at most
tangibles, and at least reliability among service quality dimensions. The AFs in this touristic
province were ordered via TOPSIS technique in terms of service quality offered by
considering these priorities.
Keywords: MCDM, AHP, TOPSIS, Service Quality ofAccommodation Firms.
Jel Codes: C44, C02, C10, M30.
1. GR
Firma deerini arttrmak, küreselleen dünyada rekabet etme ve/veya
varlklarn devam ettirme her iletmenin hedefindedir. Bu durum, hizmet
sektöründe faaliyet gösteren konaklama iletmeleri (K) için de geçerlidir.
K’lerin bu hedefleri gerçekletirilmesi için, müteri memnuniyetinin ve
müteri devamlln salamas ve bu anlamda sunduu hizmet kalitesinin
uygun bir seviyede olmas gerekmektedir. Genel anlamda, kaliteli hizmet
sunduklar ölçüde hizmet iletmelerinin baarl olabilecei söylenebilir.
Tüketiciler için hizmet kalitesini deerlendirmek, mal kalitesini
deerlendirmek kadar kolay olamamaktadr. Fakat hizmet kalitesinin
iyiletirilmesi için öncelikle hizmet kalitesinin ölçülmesi gerekir. Bir
iletme, rakip iletmelerin ve kendisinin sunduu hizmetin kalite düzeyini
bilmesi, sunduu hizmetin kalitesindeki eksiklik veya zayflklar
iyiletirebilmesi için önemlidir.
letmelerin sunduklar hizmet kalitesinin ölçülmesinde yaygn olarak
kullanlan SERVQUAL ölçei, hizmet kalitesini 5 temel boyuta bal
112
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle
Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması
deerlendirmektedir. Söz konusu 5 boyutun deerleri ne ölçüde yüksekse,
iletmenin sunduu hizmet kalitesinin de o ölçüde yüksek olduu
düünülebilir. Bu 5 boyutun, hizmet alan müteriler tarafndan eit öneme
sahip olduunu varsaymak uygun olmayabilir. Birbirinden farkl öneme
sahipçok sayda boyut veya kriterin var olmas, iletmelerin sunduu hizmet
kalitesi analiziniçok kriterli karar verme (ÇKKV) yöntemleriyle yaplmasna
olanak salar. Literatürde, hizmet kalitesinin ölçümünden elde edilen
anketlerde, faktör analizi, temel bileenler analizi ve farkllklara yönelik
hipotez testleri yaygn olarak kullanlmaktadr. Bu anlamda çalmamz,
özellikle Türkiye’nin bir turistik ilçesindeki K’lerin hizmet kalitesi
ölçümünde ÇKKV yöntemleri kullanlmasyla özgün bir deer tamaktadr.
Bu çalmann iki amac vardr. Birincisi, müterilerin bak açsyla
K’lerinde hizmet kalitesinin ölçümünde etkili olan SERVQUAL ölçeinde
yaygn olarak ifade edilen be boyutun önem derecelerinin belirlenmesidir.
kincisi ise K’lerinsunduklar hizmet kalitelerine göre göreceli olarak
deerlendirilmesi ve sralanmasdr.
Çalmann uygulama bölümünde, Bartn ili Amasra ilçesinde faaliyet
gösteren 9 K’de konaklayan müterilere sunulan hizmet kalitesine yönelik
anket çalmas yaplmtr. Hizmet kalitesini belirleyen boyutlar, hizmet
kalitesini ölçen kriterler olarak deerlendirilmitir. ÇKKV yöntemlerinden
Analitik Hiyerari Süreci (Analytical Hierarchy Process, AHP) yöntemiyle
hizmet kalitesine ait 5 boyutunikili karlatrma skorlar dikkate alnarak
boyutlarn önem dereceleri belirlenmitir. Ayrca Amasra’daki 9 K, hizmet
kalitesi boyutlarna göre elde ettii puanlar dikkate alnarak yine ÇKKV
yöntemlerinden TOPSIS yöntemiyle her bir K’nin hizmet kalite puan
hesaplanmas ve K’lerin hizmet kalitelerine göre sralanmas yaplmtr.
Bu çalmann ikinci bölümünde, müteri memnuniyeti, hizmet
kalitesi ve aralarndaki iliki üzerinde durulmutur. Üçüncü bölümde ise
ÇKKV yöntemlerinden AHP ve TOPSIS yöntemlerine yer verilmitir.
Dördüncü bölümde, Amasra’daki K’lerde konaklayan müteri bak
açsndan hizmet kalitesi boyutlarnn önem dereceleri AHP ile belirlenmi
ve sunduklar hizmet kalitelerine göre K’ler TOPSIS ile sralanmtr.
Sonuç bölümünde ise bulgular deerlendirilmitir.
2. MÜTER MEMNUNYET VE HZMET KALTES
Hizmetin soyut olmas, hizmet iletmesinin tanmlanmasnda ve
deerlendirilmesinde baz güçlüklere neden olabilmektedir. Buna ramen
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
113
MALİ UFUKLAR
Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle
Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması
hizmet iletmesini tanmlamak, hizmet kavram kadar karmak bir yapya
sahip deildir. Bir hizmet iletmesi, hizmetin pazarland yer olarak ifade
edilebilir (Saym ve Aydn, 2011, s.248). Hizmet iletmeleri, ulatrma
hizmetleri, haberleme hizmetleri, eitim hizmetleri, medya hizmetleri,
salk hizmetleri, datm hizmetleri, kamu hizmetleri, finans hizmetleri,
emlak hizmetleri, kiisel hizmetler, mesleki uzmanlk hizmetleri, tamir
bakm hizmetleri, turizm hizmetleri olarak listelenebilir (Saym ve Aydn,
2011, s.248). K, hizmet iletmelerinden turizm hizmetlerinin içerisindedir.
Küreselleme ile birlikte gelimi ülkelerde olduu gibi ülkemizde de hizmet
sektörünün önemi her geçen gün artmaktadr. Hizmet iletmelerinin baarl
olmalarnda rol oynayan önemli etkenler, müteri memnuniyeti ve hizmet
kalitesi olarak kabul edilebilir (Eleren vd., 2007). Müterilerin beklenti ve
memnuniyetleri bireysel olarak gereksinimlerinin ve güdülerinin, örenme
sürecinin, kiiliinin, alglamalarnn, tutum ve inançlarnn etkisiyle ortaya
çkmaktadr. Ayn zamanda kiinin üyesi bulunduu toplum, kültür, sosyal
ve ekonomik faktörler de büyük önem tamaktadr (Mucuk, 1997, s.80).
Müteri memnuniyeti öncelikle tüketicilerin beklentileri ile ilgilidir.
Memnun olmu tüketiciler, iletmeye sadk müterilerdir. Turizm
iletmelerinde sunulan mal ve hizmet üretimi ile tüketiminin e zamanl
oluunun yan sra sunum tarz ve deerlendirmelerin sübjektif oluu
itibariyle dier sektörlerden farkllk göstermektedir. Turizm iletmelerinin,
müteri beklentilerini ön planda tutarak, müterilerin memnuniyetini
salamaya çaltklar görülmektedir (Bulgan ve Soybal, 2011). Üretim ve
tüketimin ayn anda olmas nedeniyle, üretimdeki yanllar, kusurlu hizmet
olarak dorudan tüketiciye yansmaktadr. Bu durum, sonradan giderilmesi
çok zor olan müteri memnuniyetsizliini dourabilmektedir (Ak, 2005) ve
buna ek olarak gelecekteki satn almalarda ve tavsiyelerde etkili
olabilmektedir (Öztürk ve Seyhan, 2005). Müteri memnuniyeti, hizmet
sektörü için ayr bir öneme sahiptir. K için müteri memnuniyetinin
kazanlmas hem güç, korunmas da bir o kadar zor olabilmektedir. K’lerin
varlklarn devam ettirebilmelerinde müteri memnuniyetine verilen önem
belirleyici olabilmektedir.
Hizmet iletmelerinde, müteri memnuniyetinin hizmet kalitesiyle
ilikili olduu birçok çalma tarafndan kabul edilmitir. Hizmet
iletmelerindeki müteri memnuniyeti, genellikle sunulan hizmet kalitesi
üzerinden deerlendirilmektedir (Su, 2004; Chen vd., 2007; Clemes vd.,
2009; Karunaratne ve Jayawardena, 2010). Bu açdan çalmamzda, daha
net ölçülebilecek deikenlerin tanmlanmasndan dolay, hizmet kalitesi
114
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle
Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması
ölçümü üzerinden analizler yaplmtr. Hizmet kalitesi ölçümünde,
SERVQUAL ölçei geçerlilii kabul görmü ve yaygn olarak kullanlan bir
ölçektir. SERVQUAL ölçei kullanlarak bankalarda (Altan ve Atan, 2004),
hava yolu iletmelerinde (Tsaura vd., 2002), hazr yemek iletmelerinde
(Eleren vd., 2007) vb hemen hemen her hizmet iletmelerinin hizmet kalitesi
ölçümü yapan çok sayda çalma vardr. K hizmet kalitesi ve/veya müteri
memnuniyeti ölçümünde SERVQUAL ölçei kullanan çok sayda çalma
mevcuttur (Ikiz ve Masoud, 2008; Klç ve Eleren, 2010; Karunaratne ve
Jayawardena, 2010; Al-Rousan ve Mohamed, 2010).
SERVQUAL ölçei temel alnarak, AHP yönteminde müterilere ikili
karlatrma deerlendirmesi istenilen hizmet kalitesi boyutlarve
boyutlarnn içerii aadaki gibi ifade edilebilir.
Güvenilirlik (GV, Reliability): Söz verilen bir hizmetin, doru ve
güvenilir bir ekilde yerine getirilmesidir. Örnein, hesap ve kayt
güvenilirlii; yiyecek-çamarhane-temizlik gibi hizmet yeterlilii; personel
bilgi/tecrübe düzeyi; reklam taahhütlerini yerine getirmesi.
Fiziksel Ortam (FO, Tangibles): Konaklama iletmesinin hizmet
sunumundaki bina, araç/gereç ve personel görünümü, iletiim materyalleri.
Örnein, otopark; kablosuz internet; spor imkânlar; aydnlatma;
havalandrma; yangn önlemlerinin varl; otelin ferahl; çalanlarn
görünümünün düzgün temiz olmas; dekorasyon.
Heveslilik (HE, Responsiveness): Müteriye yardm etme ve hzl
hizmet etme isteklilii. Örnein, çalanlarn samimiyet, nezaket ve güler
yüzlülüü; talep ve ilemlerdeki hz ve performans; müteriye deer
verildiinin hissettirilmesi.
Güvence /Yeterlilik, Teminat (GY, Assurance): Çalanlarn bilgili
olmalar ve müterilere güven telkin edebilme becerisi. Örnein,
yiyeceklerde kalite ve yeterlilik düzeyi; personel davrannda tutarllk;
hijyen ve temizlie önem verme; servis/hizmet varlnn inandrcl.
Empati (EM, Empathy): Müteri gibi düünerek, müteriyi
önemseme ve yardmseverlik içerisinde olma becerisi. Örnein, müteri
dilek ve ikayetlerine duyarllk düzeyi; menülerin müterilerin kültürel
damak tadna uygun hazrlanmas; müteri ile iletiim kurabilme yetenei;
otel fiyat ile verilen hizmet arasndaki denge.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
115
MALİ UFUKLAR
Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle
Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması
Yukardaki bu 5 hizmet kalitesi boyutlarnn ayn öneme sahip
olduunu ifade etmek, uygun olmayacaktr. Bu çalmada, Amasra’daki K
olarak faaliyet gösteren iletmelerin hizmet kalitesine ait bu 5 boyutun AHP
ile önem dereceleri belirlenmitir. Ayrca, Amasrada’ki 9 K’nin sunduu
hizmet kalitesi boyutlarna göre sralanmas TOPSIS yöntemiyle yaplmtr.
zleyen bölümde, ÇKKV yöntemlerinden olan AHP ve TOPSIS, üzerinde
durulmutur.
3. ÇOK KRTERL KARAR VERME (ÇKKV) YÖNTEMLER
Karar verme, tüm yönetim fonksiyonlarnn özünü oluturan, hedef ve
amaçlarn gerçeklemesi yönünde, alternatiflerden birinin zihinsel ve
matematiksel yöntemle seçilmesi sürecidir. Aratrmalar, pek çok günlük
kararn sezgisel verilmesinde bir saknca olmad, ancak karmak ve hayati
yapdaki kararlarda modern karar verme tekniklerinin kullanlmas
gerektiini göstermitir (Kuruüzüm ve Atsan, 2001). Karar verme
probleminde, çou zaman birbiriyle çeliebilen kriterlerin varlnda
alternatifler arasndan en uygun olannseçimi aratrlmaktadr. Bu tip karar
süreçleri çok kriterli karar problemi olarak isimlendirilir ve çözümü ÇKKV
yöntemleriyle yaplmaktadr. ÇKKV yöntemlerinin, alternatifler arasndaki
göreceli olarak sralama, snflama ve en yüksek skora sahip alternatifi
seçme olana sunmas açsndan oldukça avantajl yöntemler olduu
görülmektedir. Opricovic ve Tzeng (2004), ÇKKV probleminin çözüm
süreci ana basamaklarn aadaki gibi özetlemitir. Aadaki a ve f
basamaklarn, üst düzey karar vericiler deerlendirirken, dier basamaklar
hesaplayclar tarafndan gerçekletirilmektedir.
(a)Amaca yönelik, sistem
kriterlerinin oluturulmas,
kapasiteleri
dahilinde
hesaplama
(b) Ulalacak hedef alternatiflerin belirlenmesi,
(c) Kriterlerin önem dereceleri belirlenmesi,
(d) Örnee ait bir ÇKKV yönteminin uygulanmas,
(e) Optimum alternatifinseçimi,
(f) Son çözüm kabul edilmediyse, yeni bilgiler toplanp ÇKKV süreci
tekrar iletilmesidir.
116
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle
Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması
AHP, ANP (Analytic Network Process), TOPSIS (Technique for
Order Preference by Similarity to Ideal Solution), ELECTRE (Elimination et
Choix Traduisant la Realite), PROMETHEE (Preference Ranking
Organization Method for Enrichment Evaluation), GRA (Grey Relational
Analysis), vb. gibi çok sayda ÇKKV yöntemi vardr. Bu yöntemler, çok
kriterin veya faktörün olduu sralama, seçim, snflama avantajlar
salamasndan dolay yaygn olarak kullanlmaktadr. Örnein, finansal kriz
öngörüsünde ANP yöntemi (Niemiraa ve Saaty, 2004), irketlerin finansal
kararlarnn verilmesinde PROMETHEE uygulamas (Akkaya ve Demireli,
2010), hisse senetleri alnacak bankalarn belirlenmesinde GRA uygulamas
(Hamzaçebi ve Pekkaya, 2011), farkl kriterlere göre hizmet satn alma
üzerine fayda fonksiyonu üzerinden ELECTRE yöntemi uygulamas
(Almedia, 2007)’na ait çalmalar saylabilir.
Bu çalmada, K’lerin sunduklar hizmet kalite boyutlarnn önem
derecelerinin belirlenmesinde AHP ve K’lerinin sunduklar hizmet
kalitelerine göre sralanmasnda TOPSIS yöntemi kullanlmtr. AHP
özellikle kriter arlklarnn hesaplanmasnda kullanlmaktadr. Ayrca,
hizmet kalite boyutlar için oran ölçeinde arlk deerleri üretmesi,
AHP’yi boyut önem derecelerinin hesaplanmasnda tercih edilen yöntem
yapmaktadr. Literatürde, bata TOPSIS olmak üzere dier ÇKKV (ANP
hariç) yöntemleri, kriter arlklarn bilinen olarak dikkate alarakuzaklklara
göre karar verme problemlerini çözmektedir. Çalmamzda, AHP’den elde
edilen arlklar ve alternatiflerin kriterlere göre puanlamalar dikkate
alnarak alternatifler arasnda seçim, snflama veya sralama TOPSIS
yöntemi kullanlarak yaplmtr. TOPSIS yönteminin tercih edilme nedeni,
bahsi geçen amaçlar için dier ÇKKV yöntemlerine göre daha pratik ve
yaygn kullanma sahip olmasdr. Bu anlamda, izleyen alt bölümlerde AHP
ve TOPSIS yöntemlerinin ileyi süreci ve kullanm alanlarna deinilmitir.
3.1. AHP
Günümüzde çok sayda kriter veya faktörün olduu problemlerin
çözümünde Saaty (1980) tarafndan gelitirilen AHP yaygn olarak
kullanlmaktadr. AHP yöntemi, ikili karlatrmalarla kriter arlklarnn
belirlenmesinde ve alternatifler arasnda sralama/seçim yapmak için birim
puanlamalarn hesaplanmasnda kullanlmaktadr. Karar destek sistemi
olarak yaam yeri seçiminde (Chauhan vd., 2008) ve turizm sektöründe
SWOT analizi faktörlerinin alt boyutlaryla birlikte önem derecelerinin
belirlenmesinde (Wickramasinghe
ve Takano, 2009) AHP yöntemi
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
117
MALİ UFUKLAR
Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle
Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması
kullanlmtr. E-ticarette dikkate alnan web sitelerinin baar faktörlerinin
önem derecelerinin belirlenmesinde (Kong ve Liu, 2005) ve 4 kriter ve 20 alt
kriterle en etkin ve uygun nehir sisteminin belirlenmesinde (Alias vd, 2009)
ise bulank AHP yöntemi ile deerlendiren çalmalar görülmektedir.
Ogunyemi vd. (2011) ise optimum üretim miktar amaçlandnda, 7 üretim
faktörü içinde yönetim fonksiyonlarnn ilaç sektöründe göreceli olarak daha
önemli olduunu AHP ile belirlemitir. Ayrca AHP, i ve e seçiminden
(Aytaç ve Bayram, 2001) zt fikirleri birlikte entegre eden hemen her
yapdaki karar vermelerde saysal ve sapmasz bir karar verme süreci
(Schmoldt vd., 2001) olarak deerlendirilmitir. Saaty ve Vargas (2006, s.2),
ÇKKV yöntemlerinin planlama, kaynak datm ve çelikili durumlarn
varlnda çözümleyici olmas gibi birçok alanda kullanlabileceini ifade
etmitir. Çalmalarda AHP, genellikle konuya ilikin kriter arlklarnn
belirlenmesinde kullanld görülmektedir. Bu anlamda AHP, ikili
karlatrma matrisi üzerinden, içinde bulunulan problemdekikriterlere ait
arlklarn elde edilmesini salar. AHP, belirlenmi olan kriter arlklarnn
hesaplanmasnda kullanlan tüm ikili karlatrmalarn çapraz tutarllklarn
tek bir say ile hesaplamas açsndan avantajl bir yöntemdir.
AHP’de kriterlerin deerlendirme ölçei Tablo 1’de verilmitir. Bu
tablodaki puanlamalardan da görüldüü üzere, AHP’ninölçüm duyarll
klasik ankete göre daha yüksektir. Anketlerden genellikle likert ölçeiyle
elde edilen kiisel yarg niteliindeki bilgiler, interval veya ordinal ölçüm
düzeyindedir. Klasik anket analizlerinde, gözlemlerin aritmetik ortalamas
alnarak genel yarg veya kriter/boyutlarn interval ölçümünde veriler olduu
söylenebilir. Klasik ankette örnein 5 boyutun ölçülebilmesi için 5 soru
ksmen yeterli olmasna ramen, AHP hesaplamalar için 15 ikili
karlatrma yaplmas gerekmektedir. Ancakelde edilen bilgi açsndan,
AHP yöntemi klasik ankete göre çok daha avantajldr. Bu avantajlar 4
maddede listelenebilir. (1) AHP için ikili karlatrmalardan elde edilen
anket verileri, ölçüm duyarll genellikle daha yüksektir. Klasik anketlerde
genelde 5’li, 7’li likert ölçei kullanlrken, burada sa ve sol taraftaki
puanlamalar dikkate alndnda, ortalama bir anket yapsna göre duyarll
çok daha fazla olan bir çeit 17’li ölçek kullanlmaktadr. (2) AHP yöntemi,
ikili karlatrma verileri kullanlarak kriterlerin önem derecelerini yüzdesel
yapda oran ölçeine çevirmektedir. Bu iki avantajdikkate alndnda, AHP,
deneklerden kriterler için daha detayl bilgi elde etmeye olanak salar. (3)
AHP, anket cevaplayclarnn bütün iaretlemelerindeki toplu tutarllklarn
hesaplamaktadr. (4) AHP ile belirlenen kriter arlklar kullanlarak,
118
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle
Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması
alternatiflerin sralanmas/seçim yapma hesaplamas içinTOPSIS gibi dier
ÇKKV yöntemlerindeki sürece dorudankatlabilmesidir. Bu avantaj,
AHP’nin ürettii skorlarn oran ölçeinde olmasndan kaynaklanmaktadr.
Tablo 1: AHP’de Kriterlerin Deerlendirme Ölçei
Puan
1
Tanm
Eit derecede önemli
Açklama
Her iki kriter de amaca eit etkide bulunur.
Tecrübe ve deerlendirmelere göre, bir kriter dierine
3
Orta derecede önemli
göre biraz daha fazla tercih edilir.
Tecrübe ve deerlendirmeler sonucunda bir kriter
5
Güçlü derecede önemli
dierine göre çok daha fazla tercih edilir.
7
Çok güçlü derecede önemli Bir kriter dierine göre çok güçlü ekilde tercih edilir.
Bir kriter dierine göre mümkün olan en yüksek
9
Son derece önemli
derecede tercih edilir.
2,4,6,8 Ara deerlerdir
AHP yöntemiyle belirlenen kriter arlklarn tutarllk deeri
aadaki denklemlerinden hesaplanan ’ya bal olarak hesaplanr
(Yaralolu, 2010, s.44-48).
D = A⋅W =
⎡ 1
⎢ 1
⎢
⎢ a12
⎢
⎢ 1
⎢ a13
⎢
⎢ ⎢ 1
⎢
⎣⎢ a1n
a12
a13
1
a 23
1
a 23
1
1
a2 n
1
a3 n
a1n ⎤
⎥
a 2 n ⎥ ⎡ w1 ⎤
⎥ ⎢ ⎥
⎥ ⎢ w2 ⎥
a3 n ⎥ ⋅ ⎢ w3 ⎥
⎥ ⎢ ⎥
⎥ ⎥ ⎢⎢ ⎥⎥
⎥ ⎣ wn ⎦
1 ⎥
⎦⎥
di
ve λ =
∑w
i
n
(1)
Burada K kriter says; A matrisi, ikili kriter karlatrmadan elde
edilen ikili karlatrma matrisi; W ise A matrisinde elde edilen arlk
matrisidir. kili karlatrmalarn tutarllk oran ise aadaki gibi
hesaplanabilir.
Tutarlk oran (CR) =
(λ − n) / (n − 1)
RI
(2)
Buradaki RI, rassallk indeksidir vekarlatrmadaki kriter saysna
göre Tablo 2’deki karl dikkate alnr. Saaty’ye göre, tüm ikili
karlatrmalarn tutarll, CR’nin 0,10’dan küçük olmasna baldr.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
119
MALİ UFUKLAR
Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle
Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması
Tablo 2: Rassallk ndeks (RI) Deerleri
Kriter
says
RI
2
3
4
5
6
7
8
9
0,00
0,58
0,90
1,12
1,24
1,32
1,41
1,45
Kaynak: Hamzacebi ve Pekkaya (2011).
3.2. TOPSIS
TOPSIS yöntemi, Hwang ve Yoon’nun 1981’deki çalmas referans
alnarak Chen ve Hwang tarafndan 1992’de gelitirilmitir (Opricovic ve
Tzeng, 2004; Jahanshahloo vd., 2006). TOPSIS yöntemi, ideal çözüme en
yakn ve negatif ideal çözüme en uzak olan alternatifin seçilmesi prensibine
dayanr. TOPSIS, dier ÇKKV yöntemleri kadar baarl bulunmakta ve
alternatif yöntemlere göre daha kolay/çabuk sralama yapma imkân
sunmaktadr. Ancak TOPSIS, arlklarn çok çeitlenmesine duyarll
yüksektir (Olson, 2004, s.722). TOPSIS yönteminin aamalar aadaki gibi
sralanabilir (Opricovic ve Tzeng, 2004; Yaralolu, 2010, s.23-26).
Adm 1: Birim (alternatif) saysi, kriter says j ve hücre elemanlar aij
olmak üzere karar matrisi hazrlanr.
Adm 2: Karar matrisinin tüm elemanlar, aadaki formülle
standardize edilir.
rij =
aij
j= 1, 2, … J
n
ve
i= 1, 2, … n
(3)
∑a
2
ij
i =1
Adm 3: Arlkl standardize karar matrisi aadaki formülle
oluturulur. Buradaki wj, toplamlar 1’i veren, her bir kritere ait arlklardr.
vij = w j ⋅ rij
j= 1, 2, … J
ve
i= 1, 2, … n
(4)
Adm 4: Kriter temelli olarak birimlerde en çok istenen deer olan
ideal (A*) ve en istenmeyen deer olan negatif ideal (A-) çözümler belirlenir.
Buradaki I fayday, I’ ise maliyeti temsil etmektedir.
120
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle
Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması
A* = {v*j ,..., v*J } = {( mak vij i ∈ I ),(min vij i ∈ I ′)}
(5)
A− = {v −j ,..., vJ− } = {(min vij i ∈ I ),(m ak vij i ∈ I ′)}
(6)
j
j
j
j
Adm 5: Her alternatifin, ideal ve ideal olmayan çözüm setinden
sapmalar hesaplanr.
Di* =
J
∑ (v
ij
− v*j ) 2 ve Di− =
j =1
J
∑ (v
ij
− v −j ) 2 ;
i= 1, 2, … n
(7)
j =1
Adm 6: Her birimin ideal çözüme bal uzaklklar hesaplanr.
Ci* = Di− / ( Di* − Di− )
i= 1, 2, … n
(8)
Adm 7: deal çözüme bal uzaklklara göre tercih sralamas, büyük
saydan küçük sayya doru yaplr.
Admlardan da görüldüü üzere TOPSIS yöntemi, kriter arlklarna
bal, en çok istenen fayda deerlerine yaknln yan sra, en istenmeyen
maliyet deerlerinden uzakl da dikkate alan sralama/seçim yöntemidir.
Bilimsel aratrmalarda, TOPSIS yönteminin kullanm yaygndr.
Jahanshahloo vd. (2006), 15 banka ubesini 4 finansal orana göre ve Deng
vd. (2000), baka bir çalma verileri olan 7 tekstil firmasn 4 finansal oran
kullanlarak TOPSIS’lefirma performanslarn deerlendirmi ve benzer
ekilde Feng ve Wang (2000) 5 hava yolu irketini, çok sayda irket finansal
oranlarn baz alarak GRA ve TOPSIS ile performanslarn karlatrmtr.
Yurdakul ve ç (2003), 7 kriterle 5 otomotiv firmalarnn performanslarn,
Chang vd. (2010), 82 yerli yatrm fonunun 4 yllk performanslarn ve
Alptekin (2009) Türkiye’deki A tipi ve emeklilik fonlarnn performanslarn
TOPSIS’le hesaplamtr. Amiri vd. (2010), 10 portföyün risklilik
düzeylerinin sralanmasn veri zarflama ile TOPSIS kombinasyonu bir
yöntemle yapmlardr. Ecer (2006)’in çalmasnda, bir irketin sat
bölümünde adaylarn kriterlere göre sralanmas suretiyle insan
kaynaklarnda TOPSIS’in kullanlabilirlii ve grup karar vermeyi
kolaylatrd göstermitir. TOPSIS, birimlerin kriterlere göre performans
deerlendirmesi, sralanmas, seçim ve gruplandrmas amaçl kullanlabilen
pratik bir yöntemdir.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
121
MALİ UFUKLAR
Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle
Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması
4. AMASRA’DA FAALYET GÖSTEREN K’LER ÜZERNE
BR UYGULAMA
4.1. Veriler
Amasra, Bartn’a bal ve ilin gerek deniz ve tabiat güzellii ve
gerekse de tarihi açdan ildeki k aylarnda dahi en youn yerli ve yabanc
turist çeken ilçesi olarak tannmaktadr. Bu çalma, Amasra ilçesinde
konaklama yapm olan yerli turistlerin, K’lerin hizmet kalitesini
deerlendirmesi üzerine bir anket analizidir. Bartn l Kültür ve Turizm
Müdürlüü (BKTM, 2011)’ne göre Bartn ilinde 2011 yl itibariyle ve
önemli bir ksm Amasra ilçesinde olmak üzere, 76 adet konaklama iletmesi
vardr. Ayrca 1.289 oda ve 3.110 adet yatak kapasitesine sahiptir. Son 5 yl
için Bartn ilinde konaklayan turist saylar Tablo 3’de verilmitir.
Tablo 3: Bartn linde Otel ve Pansiyonlarda Konaklayan Turist
Saylar
2006
Turist
Saylar
254.384
2007
264.446
2008
281.595
2009
2010
286.923 305.008
5 yl
Toplam
1.392.356
Kaynak: BKTM, 2011.
Bu uygulama, Amasra’da faaliyet gösteren 9 farkl otel müterilerinin
konakladklar otele ait hizmet kalitesi algsnn anket aracyla ölçülmesine
dayanmaktadr. Bu 9 otel, ön deerlendirme sonucunda en büyük kapasite
sahip olduu düünülen ve Amasra merkezinde faaliyet gösteren K’ler
arasndan seçilmitir. Anket, kurban bayram tatilini kapsayan Kasm-Aralk
aylar içinde özellikle hafta sonu tatilini geçirme amaçl Amasra otellerinde
konaklayan yerli turistler üzerinde uygulanmtr. Sorular tam olarak
cevaplam ve görsel olarak anlaml cevapland düülen 518 anketin veri
girii bilgisayara yaplmtr. Buradaki görsel olarak anlaml anketlerden
kastedilen, özellikle anketteki bütün ikili karlatrmalara ayn puanlamalar
düünmeden verdii varsaylancevaplayclardr. Bu anketlerden, AHP’nin
tutarllk says Saaty (1980)’e göre 0,10 olan 88 anketin tutarl olduu ve
Dodd vd. (1993)’ne göre be boyut için tutarll 0,2586 olan 191 ankette
ise müteri cevaplamalarnn bilinçli yapld kabul edilerek analizlere ve
hesaplamalara dahil edilmitir.
122
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle
Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması
Tablo 4: Müterilerin Cinsiyet ve K Göre Dalm
Bilinçli
cevapland
kabul edilen
örnek
Erkek
Kadn
K1 K2 K3 K4 K5 K6 K7 K8 K9 Toplam
59
4
2
6
4
3
3
4
9
94
50
9
5
2
2
5
5
5
14
97
Toplam
109
13
7
8
6
Erkek
101 21
11
20
14
Örnein tümü Kadn
91
27
21
23
16
Toplam 192 48
32
43
30
Not: K’ler, Amasra’da faaliyet gösteren ve ismi telaffuz
iletmeleridir.
8
8
9
23
191
20
15
25
12
239
21
34
28
18
279
41
49
53
30
518
edilmek istenmeyen konaklama
Bu çalmada, demografik özelliklere göre müterilerin hizmet kalitesi
deerlendirilmesi, istatistiksel hesaplamalar için yeterli büyüklükteki
örneklem kullanabilmek için Dodd vd. (1993)’nin yaklam dikkate alnm
ve 191 gözlemin bilinçsiz ekilde rastgele iaretlemeden uzak ve bilinçli
cevaplamalar yapt varsaylmtr. Ancak, K’lerin sunduklar hizmetlerin
kalitesine göre sralanmasnda, baz K’lerin müteri says çok küçük
kalmaktadr. Sadece hizmet kalitelerine göre K sralamas için yaplan
TOPSIS hesaplamalarnda 518 müterinin hizmet kalitesine göre K’ni
puanlama ortalamalar dikkate alnmtr.
K’lerde konaklayan müteriler cinsiyet ile dier demografik yaplar
arasnda (gelir durumu hariç), Ki-kare testine göre istatistiki olarak anlaml
kabul edilebilecek ilikigözlenmemitir (Ek 1-3). Ekteki veriler frekans
yapsnda olduundan Ki-kare testi ile analizi yaplmtr. Ek 1
incelendiinde, Amasra’da konaklama yapan müterilerin genelde lise/lisans
mezunu, orta yal ve ç Anadolu ve Marmara Bölgesi, özellikle Ankara ve
stanbul gibi büyükehirlerden gelenlerden olutuu görülmektedir.
Müterilerin 1-3 gün gibi ksa süreli tatil amaçl geldikleri ve kaldklar
otellerin hizmet kalitesini genel olarak orta/iyi olarak deerlendirdii
gözlenmektedir (Ek 2-3).
4.2. Hizmet Kalitesi Boyutlar Önem Derecelerinin AHP ile
Belirlenmesi
AHP’nin hizmet kalitesi boyutlar üzerinde çallmas yeni deildir.
Chow ve Luk (2005), SERVQUAL ölçeindeki 5 boyutun önem
derecelerine göre sralanmasnAHP ile yapm ve 3 büyük fastfood
iletmesini duyulan müteri memnuniyetine göre sralamtr. Hsieh vd.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
123
MALİ UFUKLAR
Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle
Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması
(2008), termal otellerdeki hizmet kalitesi boyutlarnn önem dereceleri için
ANP kullanmtr.
Bu çalma için, Amasra’daki K’lerde konaklama yapan müterilere,
SERVQUAL ölçeinin 5 boyutuna ait her bir hizmet kalitesi boyutu, ikili
karlatrmalar olarak sorulmutur. Müterilerin anketlere iledii skorlarn
her birinin tutarl ve hizmet kalitesi boyutlar AHP ile hesaplanmtr.
Tutarllklar dikkate alnarak, hesaplanm olan arlklarn aritmetik
ortalamalar Tablo 6’da verilmitir. Buradaki aritmetik ortalamalar,
senaryolara bal olarak dikkate alnan gözlemlerin ortalama bak açsn
yanstan hizmet kalitesi boyutlarnn yüzdesel arlklardr.
AHP ile yaplan hesaplamalarda, yöntemi ilk ortaya atan ve bu konuda
çok sayda çalmas bulunan Saaty (1980)’nin tutarllk snr olan
“<0,1000” referans alnmaktadr. Ancak bu snrn klasik ekilde ve
normalin üzerinde dikkat verilmeden cevaplanan anketler için tutarlln
çou zaman reddedildii, anket uygulamalar srasnda gözlenmitir. 518
anketin sadece 88 tanesinde tutarlln saland bu duruma delil olarak
gösterilebilir. Bu tutarl salanan 88 anketin 53 tanesi her ikili
karlatrmaya 1 skoru verdii için tutarl kabul edildii dikkate alndnda,
sadece 25 anketin önem dereceleri için beklenen karlatrmalar yapt
görülmektedir. Tabiidir ki, önem derecesini eit kabul edenlerin ikili
karlatrmalara 1 skoru vermeleri yanl deildir. Ancak, bunlarn
birkaçnn anketi cevaplarken, anketörün ricasn krmak istemeyen ve
detayl düünmek istemeyen bireylerden olutuu dier 465 (=518-53)
gözlemlerin hizmet kalitesi boyutlarn birbirinden farkl önemde
deerlendirmesinden tahmin edilebilir. Bu anlamda, Wedley (1993)’in
tutarllk saysnn “<0,2000” toleransla dikkate alnabilecei dikkate
alnabilir. Dodd vd. (1993) ise istatistiksel olarak %95 güven seviyesinde 5
kriter için tutarllk says “<0,2586” (=0,2896/1,12) olan gözlemlerin
cevaplamalarnn rastsal seçimlerden uzak olduunu hesaplamlardr. Bu
çalmada, tutarl ksmen zayf da olsa bilgi tad düünülerek
Doddvd.’nin snr dikkate alnarak, daha çok gözlemin görüünü temsil eden
arlklarn ön planda tutulmasna karar verilmitir.
124
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle
Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması
Tablo 5: AHP ile Hesaplanan K Hizmet Kalitesi Ana Boyutlarnn
Arlklar Ortalamas
Senaryo
No
Görü
Sen1
Saaty (1980)
88 gözlem.
Sen2
Wedley
(1993)
157 gözlem.
Sen3
Dodd
vd.(1993)
191 gözlem.
GV
Ortalama
Önem sras
Ortalama
Önem sras
Ortalama
Önem sras
FO
HE
GY
EM
,2016 ,2206 ,1841 ,2046 ,1891
3
1
5
2
4
Her Gözlemin
Tutarll
<,1000
,1894 ,2140 ,2021 ,2028 ,1917
5
1
3
2
4
1
2
4
3
11,058
,026
17,546
<,2000
,1913 ,2121 ,2003 ,1987 ,1976
5
Friedman
testi (2)
,002
18,669
<,2586
,001
Not: K müterilerinin hizmet kalitesi boyutlar için oluturduu ikili karlatrma matrisiyle
arlklar ve tutarllklar AHP ile hesaplanmtr. Bu tablodaki arlklar; tutarllklara göre
oluturulan gruplarn hizmet kalitesi boyutlar arlklarnn aritmetik ortalamas alnarak elde
edilmitir.
Tablo 5’deki, her bir boyuta ait arlk serisinin Kolmogorov-Smirnov
testiyle normal dalmad gözlendiinden parametrik olmayan Friedman
testiyle bu tekrar ölçülen yapdaki serilerin istatistiksel olarak 0,05
anlamllk düzeyinde ortalamalarnn birbirinden farkl olduuna karar
verilebilir. Tablo 5’deki sonuçlara göre, K’lerde konaklayan müterilerin
hizmet kalite boyutlarndan en önem verdii FO olurken, en az önem verdii
hizmet kalitesi boyutu ise GV olduu kabul edilebilir. Dier orta derecede
önem verilen boyutlarda, tutarllk snrna göre deiimler gözlendiinden
hemen hemen eit öneme sahip olduu kabul edilebilir.
Tablo 6’daki arlklar, müterilerin hizmet kalitesi boyutlarn ikili
karlatrmalarndan elde edilen kiisel görü puanlamalarnn geometrik
ortalamalar alnarak oluturulan karlatrma matrisinden AHP ile
hesaplanan arlklardr. Literatürde, AHP ile arlk belirmede gözlemlerin
ikili karlatrma puanlarnn geometrik ortalamas alnmas yaygn olarak
kullanlmaktadr. Ancak, tutarl olmayan cevaplayclardan elde edilen
verilerin de bu geometrik ortalama hesaplamalarna dahil edilmesi,
sonuçlarda sapmalara neden olabilecei düünülmelidir. Çalmamzda,
tutarllk düzeyine göre bilinçli cevaplamalar yapt kabul edilen
gözlemlerinboyut puanlarnn geometrik ortalamalar kullanlarak AHP ile
belirlenen arlklar Sen4, Sen5 ve Sen6’da verilmitir. Sen7’deki arlk
atamalarnn, dier tüm çkarsamalardan farkl olduu gözlenmektedir.
Literatürde baz çalmalarda, tüm gözlemlerin ikili karlatrmalarnn
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
125
MALİ UFUKLAR
Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle
Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması
geometrik ortalamas alnarak, bu çalmadaki Sen7’de olduu gibi,
arlklar hesaplanmaktadr. Dodd vd. (1993) göre, 5 kriter için belirledii
rastsallk snr olan “<0,2586” tutarla sahip olmayan gözlemlerin de
hesaplamaya
dahil
edilmesi,
anketlerden
elde
edilecek
çkarsamalarndoruluk yapsn bozabilmektedir. Bu hesaplamann, daha
çok gözlemin görüünü temsil ettii bilinmektedir. Ancak bu anketlerin
çou, burada 327 (=518-191) anketin %95 güven seviyesinde rastsal veya
bilinçsiz iaretleme yapt dikkate alnrsa, Sen7 arlk dalmna temkinli
yaklalmas ve prim verilmemesini gerektirmektedir. Sen7 yerine Sen6
dikkate alnmas gerektiini ifade eden bu yaklammz, AHP’de kriter
arlklar hesaplamasnda önemli bir çkarsamadr.
Tablo 6: K Hizmet Kalitesi Ana Boyutlarnn Arlklar
Senaryo
No
Görü
Sen4
Saaty (1980)
88 gözlem.
GV
Ortalama
Önem sras
FO
HE
GY
EM
,2018 ,2223 ,1780 ,2085 ,1894
3
1
5
2
4
Genel
Tutarllk
,0003
Sen5
Ortalama ,1823 ,2153 ,2000 ,2094 ,1930
Wedley (1993)
157 gözlem.
Önem sras
5
1
3
2
4
,0007
Sen6
Dodd vd.(1993) Ortalama ,1852 ,2153 ,1976 ,2054 ,1965
191 gözlem.
Önem sras
5
1
4
2
3
,0004
Sen7
Tüm veriler
518 gözlem.
Ortalama
Önem sras
,1968 ,1949 ,2173 ,2011 ,1899
3
4
1
2
5
,0631
Not: Bu tablodaki arlklar; gözlemikili karlatrmalarnn geometrik ortalamalar
kullanlarak AHP ile hesaplanmtr.
Örnein dier her arlk atamasnda en çok öneme sahip olan FO
boyutu, Sen7’de neredeyse en az öneme sahip olacak duruma gelmitir.
Ayrca Sen7’de, hemen her hizmet kalitesi boyutu birbirine çok yakn
arlklara sahip olmutur. Rastsallk mantna göre, eer tüm karlatrma
skorlar rastsal olarak atanrsa, 500 gözlemin olduu bu örneklem setinde
hesaplanan arlk ortalamalarnn birbirinden farksz veya eit çkaca
muhakkaktr. Bu açdan bakldnda, çalmamzda Sen7’de elde edilen
sonuçlar güvenilmez olarak kabul edilmitir. Burada daha çok gözlemin
görüünü temsil ettii dikkate alndnda ve ayrca rastsallk snrn ihlal
etmeyen tutarlla sahip Sen6 sonuçlarnn temsil yetenei ve güvenilirlik
bakmndan en çok kayda deer arlk dalmna sahip olduu
görülmelidir. Sen6 sonuçlar, kendinden önceki 5 senaryo sonuçlaryla çok
126
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle
Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması
da çelimemektedir ve önceki sonuçlardan genel bir çkarsamas olarak da
kabul edilmelidir.
Tablo 6’daki Sen4, Sen5 ve Sen 6 sonuçlarna göre, Amasra’da
K’lerde konaklayan müterilerin öncelikli olarak FO ve GY’ye önem
verdii açkça görülmektedir. Dier hizmet kalitesi boyutlarna verilen
önemler yakn veya eit kabul edilebilir.
Tablo 7: K Müterilerinin Cinsiyetlerine Göre Hizmet Kalitesi Boyut
Arlklar
GV
FO
HE
GY
EM
Tutarllk
Aritmetik. Ortalama*
,1959 ,2064 ,1996 ,2006
,1974
< ,2586
Erkeklerin Önem sras
5
1
3
2
4
Görüü,
,1989
,0018
94 gözlem Geometrik Ortalama** ,1885 ,2105 ,1944 ,2078
Önem sras
5
1
4
2
3
Aritmetik. Ortalama*
,1868 ,2176 ,2010 ,1968
,1977
< ,2586
Kadnlarn Önem sras
5
1
2
4
3
Görüü,
Geometrik
Ortalama**
,1819
,2202
,2007
,2030
,1942
,0004
97 gözlem
Önem sras
5
1
3
2
4
* AHP’nin tutarllk skoru dikkate alnarakbilinçli ikili karlatrma yapt varsaylan
gözlemlerin, bu ikili karlatrma puanlar kullanlarak AHP ile belirlenen boyut
arlklarnn aritmetik ortalamas alnarak elde edilmitir. Boyutlara ait gözlemlerin
görülerinde cinsiyete göre farkllk olup olmadna dair test için serilerde normal dalm
belirlenmediinden Mann-Whitney U Testi kullanlmtr. “H0 hipotezi; seriler normal
dalmaktadr” olan Kolmogorov-Smirnov testiyle serilerin normal dalma uygunluu test
edilmi ve her boyutta H0 hipotezi reddedilmitir. Normal dalma uygunluk
belirlenmediinden “H0 hipotezi; her bir boyut içindeki ortalamalar cinsiyetlere göre
deimemektedir” hipotezi, bamsz iki örnek için yaygn olarak kullanlan parametrik
olmayan Mann-Whitney U testi ile deerlendirilmitir. Mann-Whitney U Testi ile H0 hipotezi
her boyutta 0,10 anlamllk düzeyinde dahi reddedilememitir. Böylece, cinsiyetlerin görüleri
arasndaki farklar istatistiki olarak anlaml bulunmamtr.
** kili karlatrmalarn geometrik ortalamalar kullanlarak AHP ile hesaplanan
arlklardr.
Tablo 7’den de görüldüü üzere, K müterilerinin hizmet kalitesi
boyutlarn deerlendirmeleri, cinsiyete göre anlaml farkllklar
oluturmamaktadr. Dier tüm demografik yaplar temelli, grup
farkllklarna göre hipotezler test edilmi ve istatistiksel olarak anlaml
farkllklar gözlenmediinden burada raporlanmamtr.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
127
MALİ UFUKLAR
Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle
Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması
4.3. K’lerin Hizmet Kalitelerine Göre TOPSIS ile Sralanmas
Hizmet iletmelerinin, ÇKKV yöntemi kullanarak sunduklar hizmet
kalitelerinin SERVQUAL boyutlarna göre sralanmasnn literatürde
uygulamas vardr. Örnein Tsaura vd. (2002), hava yolu hizmet kalitesi
boyutlarn AHP ile deerlendirmi ve 3 adet hava yolu irketi de sunduklar
hizmet kalitelerine göre TOPSIS yöntemi kullanarak sralanmtr.
Tablo 8’de, Dodd vd. (1993)’ne göre ikili karlamalara ait
iaretlemeleribilinçli kabul edilen 191 gözlemin (müterinin), kendisinin
konaklad K’nin hizmet kalitesi boyutlar için verdii puanlamalarnn
aritmetik ortalamasnn standardize edilmesiyle hesaplanmtr. Söz konusu
191 müterinin ikili karlatrmalar bilinçli yapt kabul edildiinden K
puanlamalarn da bilinçli yapt düünülebilir.
Tablo 8: Bilinçli Kabul Edilen Gözlemlerin Puanlamalarndan
Standardize Karar Matrisi
K
Gözlem Says
GV
FO
HE
GY
EM
K1
109
0,02378
0,02182
0,02265
0,02188
0,02265
K2
13
0,01573
0,01581
0,01493
0,01598
0,01608
K3
7
0,01963
0,02104
0,01863
0,01900
0,01759
K4
8
0,02404
0,02223
0,02282
0,02216
0,02291
K5
6
0,01527
0,01343
0,01545
0,01339
0,01384
K6
8
0,01069
0,01042
0,01159
0,01108
0,01074
K7
8
0,02061
0,01841
0,02028
0,02008
0,01969
K8
9
0,01730
0,01667
0,01642
0,01631
0,01782
K9
23
0,01434
0,01450
0,01549
0,01457
0,01569
Not: Söz konusu 191 müterinin, hizmet kalitesi boyutlar her birine 1-10 aralnda verdii
puanlamalarn aritmetik ortalamalar standardize edilerek bu karar matrisi oluturulmutur.
Tablo 8’deki standardize karar matrisi ve Tablo 5-6’daki hizmet
kalitesi boyutlarnn arlklar veri olarak kullanldnda, TOPSIS
yöntemiyle elde edilen K’lerinin sunduklar hizmet kalitesine göre
sralanmas Tablo 9’da verilmitir. Tablo 9’daki senaryo 8, hizmet kalitesi
boyutlarna eit arlk (arlklarn her biri 0,2000) verildiinde elde edilen
sralamadr. Buradaki TOPSIS puanlamalar, metrik olmayan sralama
ölçeindedir. Baka bir deyile, senaryo 1 için K4’ün ald 1,0000 puan
K5’in 0,2850’ye göre en az 3 kat fazla olmas nedeniyle, sunduu hizmet
kalitesinin en az 3 kat daha iyi olduu eklinde deerlendirmek uygun
deildir. TOPSIS süreci sonunda üretilen bu puanlar sadece K
128
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle
Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması
de÷erlendirilmelerinde sÕralama, sÕnÕflama veya seçim amaçlÕ kullanÕlabilir,
AHP’nin üretti÷i a÷ÕrlÕklar gibi oran ölçe÷inde de÷ildir.
Tablo 9: Bilinçli Kabul Edilen Gözlemlerin PuanlamalarÕ Temelli
TOPSIS ile Kø’lerin SÕralanmasÕ
Senaryo 1
C
Senaryo 2
Senaryo 3
Senaryo 4
Senaryo 5
Senaryo 6
Senaryo 8
SÕra
C
SÕra
C
SÕra
C
SÕra
C
SÕra
C
SÕra
C
SÕra
Kø1 0,9753
2
0,9756
2
0,9756
2
0,9752
2
0,9754
2
0,9754
2
0,9760
2
Kø2 0,4086
6
0,4056
6
0,4057
6
0,4100
6
0,4071
6
0,4073
6
0,4042
6
Kø3 0,6930
4
0,6887
4
0,6864
4
0,6943
4
0,6896
4
0,6886
4
0,6816
4
Kø4 1,0000
1
1,0000
1
1,0000
1
1,0000
1
1,0000
1
1,0000
1
1,0000
1
Kø5 0,2850
8
0,2855
8
0,2859
8
0,2838
8
0,2833
8
0,2838
8
0,2875
8
Kø6 0,0000
9
0,0000
9
0,0000
9
0,0000
9
0,0000
9
0,0000
9
0,0000
9
Kø7 0,7403
3
0,7420
3
0,7416
3
0,7402
3
0,7424
3
0,7417
3
0,7434
3
Kø8 0,5054
5
0,5036
5
0,5048
5
0,5060
5
0,5039
5
0,5049
5
0,5043
5
Kø9 0,3349
7
0,3374
7
0,3380
7
0,3347
7
0,3383
7
0,3385
7
0,3369
7
Not: Tablo 8’deki karar matrisi, Tablo 5-6’daki senaryolara göre a÷ÕrlÕklandÕrÕlarak TOPSIS
sürecinden bu sÕralamalar elde edilmiútir. “C”, uzaklÕklar ve “SÕra” ise Kø’lerin sunduklarÕ
hizmet kalitesine göre sÕra numarasÕdÕr. Tablodaki “Senaryo 8”, hizmet kalitesi boyutlarÕnÕn
eúit a÷ÕrlÕklandÕrÕlmasÕ ile elde edilmiútir.
Müúterilerin görüúleri do÷rultusunda ve senaryolara ba÷lÕ sÕralama
sonuçlarÕna göre, sundu÷u hizmet kalitesi en iyi olan Kø4 ve sonrasÕnda
sÕrasÕyla Kø1, Kø7, Kø3 vb. en zayÕf olan ise Kø6 olarak hesaplanmÕútÕr.
Senaryolara göre sÕralamalar de÷iúmemiú ve eúit a÷ÕrlÕklandÕrma dahi aynÕ
sÕralamayÕ vermiútir. Bunun nedeni, senaryo a÷ÕrlÕklarÕnda büyük
farklÕlÕklarÕn olmamasÕndan çok, Kø karar matrisinde de görüldü÷ü üzere, her
bir Kø’nin kendine ait her boyutta yaklaúÕk aynÕ sÕralama puanÕ
almasÕndandÕr. Baúka bir deyiúle, boyutlarÕn önem dereceleri de÷iúse de
müúterinin kendi konakladÕ÷Õ Kø’nin bütün hizmet boyutlarÕna çok yakÕn
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
129
MALİ UFUKLAR
Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle
Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması
puanlamalar vermesi nedeniyle senaryolara göre sralamalarnda bir deiim
gözlenmemektedir.
Baz K’ler için 6-8 gözlem gibi çok küçük örnek ortalamalar
kullanldndan, Tablo 8 ve Tablo 9’daki sonuçlara temkinli yaklalmaldr.
Bu anlamda, örnein tümüne ait görüleri dikkate alnarak K’lerin hizmet
kalitesine göre ortalama puanlamalarnn standardize karar matrisi Tablo
10’da hesaplanmtr. Her bir K’ye puan veren örnek saysnn 30’un altna
dümemesi nedeniyle, ikili karlatrmalarda tutarsz cevap verenlerin
görüleri de Tablo 10’daki ortalamalarda yer almasna göz yumulmutur.
K’lerin sunduklar hizmet kalitesine göre sralamalar, Tablo 10’daki
puanlar kullanlarak TOPSIS ile Tablo 11’deki gibi elde edilmitir.
Tablo 10: Tüm Gözlem Puanlamalarndan Standardize Karar Matrisi
K
Gözlem Says
GV
FO
HE
GY
EM
K1
192
0,02144
0,01976
0,02050
0,02019
0,02052
K2
48
0,01749
0,01720
0,01724
0,01779
0,01806
K3
32
0,01639
0,01631
0,01619
0,01600
0,01521
K4
43
0,02010
0,01885
0,01901
0,01833
0,01901
K5
30
0,01449
0,01305
0,01449
0,01402
0,01388
K6
41
0,01266
0,01303
0,01244
0,01316
0,01289
K7
49
0,02052
0,01946
0,02003
0,01960
0,01987
K8
53
0,01815
0,01737
0,01714
0,01649
0,01724
K9
30
0,01259
0,01346
0,01423
0,01385
0,01458
Not: 518 gözlemin (müterinin), konaklad K’nin hizmet kalitesi boyutlarnn her birine 10
üzerinden verdii puanlamalarn aritmetik ortalamalar standardize edilerek bu karar matrisi
oluturulmutur.
Tablo 10, çalmada dikkate alnan 518 gözlemin tümünün, müterinin
kendi konaklad K’nin hizmet kalitesi boyutlar için verdii puanlarn
aritmetik ortalamasnn standardize edilmesiyle hesaplanmtr. Tablo
10’deki standardize karar matrisi ve Tablo 5-6’daki hizmet kalitesi
boyutlarnn arlklar veri olarak kullanldnda TOPSIS yöntemiyle elde
edilen K’lerin sunduklar hizmet kalitesine göre sralanmas Tablo 11’de
listelenmitir. Tablo 11’deki sonuçlarna göre, sunduu hizmet kalitesi en iyi
olan K1 ve sonrasnda srasyla K7, K4, K2 vb. en zayf olan ise K6
olarak hesaplanmtr. Yukarda bahsedilen ayn nedenlerle, senaryolara göre
sralamalar, Tablo 9’daki sonuçlara benzer ekilde senaryolara göre
deimemi ve eit arlklandrmada bile ayn sralama elde edilmitir.
130
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle
Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması
Tablo 11: Tüm Gözlem PuanlamalarÕ Temell TOPSIS ile Kø’lerin
SÕralanmasÕ
Senaryo 1
C
Senaryo 2
Senaryo 3
Senaryo 4
Senaryo 5
Senaryo 6
Senaryo 8
SÕra
C
SÕra
C
SÕra
C
SÕra
C
SÕra
C
SÕra
C
SÕra
Kø1 1,0000
1
1,0000
1
1,0000
1
1,0000
1
1,0000
1
1,0000
1
1,0000
1
Kø2 0,6133
4
0,6146
4
0,6148
4
0,6138
4
0,6165
4
0,6162
4
0,6137
4
Kø3 0,4210
6
0,4212
6
0,4197
6
0,4205
6
0,4205
6
0,4197
6
0,4181
6
Kø4 0,8126
3
0,8114
3
0,8119
3
0,8121
3
0,8098
3
0,8106
3
0,8115
3
Kø5 0,1693
7
0,1725
7
0,1725
7
0,1676
7
0,1705
7
0,1703
7
0,1751
7
Kø6 0,0040
9
0,0038
9
0,0038
9
0,0040
9
0,0037
9
0,0037
9
0,0040
9
Kø7 0,9194
2
0,9207
2
0,9203
2
0,9192
2
0,9211
2
0,9208
2
0,9191
2
Kø8 0,5841
5
0,5824
5
0,5830
5
0,5836
5
0,5804
5
0,5814
5
0,5826
5
Kø9 0,1376
8
0,1447
8
0,1455
8
0,1360
8
0,1454
8
0,1452
8
0,1450
8
Not: Tablo 11’deki karar matrisi,Tablo 6-7’deki senaryolara göre a÷ÕrlÕklandÕrÕlarak TOPSIS
sürecinden bu sÕralamalar elde edilmiútir.“C”, uzaklÕklar ve “SÕra” ise Kø’lerin sunduklarÕ
hizmet kalitesine göre sÕra numarasÕdÕr. Tablodaki “Senaryo 8”, hizmet kalitesi boyutlarÕnÕn
eúit a÷ÕrlÕklandÕrÕlmasÕ ile elde edilmiútir.
SunduklarÕ hizmet kalitesine göre, genel olarak Kø’ler
de÷erlendirilirse, Kø1, Kø4 ve Kø7’nin hizmet kalitesi müúteriler tarafÕndan
iyi olarak de÷erlendirilirken, Kø5, Kø6 ve Kø9’un hizmet kalitesi bakÕmÕndan
di÷erlerine göre çok zayÕf kaldÕ÷Õ gözlenmektedir.
5. SONUÇ
Bu çalÕúma, KasÕm-AralÕk aylarÕnda, özellikle 1-3 günlü÷üne Ankara
ve østanbul gibi büyük úehirlerden tatil amaçlÕ, Amasra’daki Kø’de
konaklayan müúterilerin görüúlerini yansÕtan bir anket uygulamasÕdÕr. Bu
çalÕúmada, Kø hizmet kalitesi boyutlarÕnÕn önem dereceleri AHP ile
belirlenebildi÷i veKø sunduklarÕ hizmet kalitelerine göre TOPSIS yöntemiyle
sÕralanabildi÷i gösterilmiútir.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
131
MALİ UFUKLAR
Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle
Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması
K, hizmet kalitesi boyutlarnn önem dereceleri için 7 farkl senaryo
kullanlmtr. Bu senaryolar için Saaty (1980), Wedley (1993) ve Dodd vd.
(1993)’nin tutarllk saysna yaklam dikkate alnarak 3 farkl örnek
grubunun hizmet kalitesi deerlendirmeleri dikkate alnmtr. Bu örnek
setlerine ait müterilerin ikili karlatrma görülerinden elde edilen hizmet
boyutlar aritmetik ortalamalarndan hesaplanan arlklar ve ikili
karlatrmalarn geometrik ortalamalarndan elde edilen arlklar olmak
üzere toplam 6 senaryoya ait arlk atamalar AHP ile elde edilmitir.
Amasra’da konaklayanlarn en az %80’nini Ankara ve stanbul’dan gelen
ksa süreli tatilcilerin görüünün AHP ile deerlendirilmesi sonucunda, bu
tip müterilerin K hizmet kalitesi boyutlarndan en çok FO (fiziksel ortam)
ve en az GV (güvenilirlik) boyutuna önem verdii sonucuna varlmtr.
AHP hesaplamalarndan önemli bir çkarsama da, senaryo 7
sonuçlarndan yaplmtr. Birçok çalmada yaygn olarak kullanlan, tüm
örnein ikili karlamalarnn geometrik ortalamas alnarak ANP/AHP ile
hesaplanan arlklarn deerlendirilmesi yanl bulunmutur. Tutarl
olmayan skorlarn, örnein çounluunu oluturan bu çalmada, Senaryo
7’nin uygun bir yöntem olmad ve bilinçli görüleri temsil eden dier
senaryolar yerine geçmemesi gerektii sonucuna varlmtr. Bu anlamda
senaryo 3 ve özellikle senaryo 6, rastsal olmayan yapda bilinçli kabul edilen
iaretlemeleri içermesi ve daha çok örnek görüü temsil etmesi açsndan,
AHP ile arlklarn hesaplamasnda kullanlacak daha güvenilir bir alternatif
süreç olarak deerlendirilebilir.
Müteri görüleriyle hesaplanan hizmet kalite boyutlarnn önem
dereceleri dikkate alnarak, Amasra’da faaliyet gösteren K’ler, sunduklar
hizmet kalitesine göre TOPSIS kullanlarak sralanmtr. Ancak müterilerin
genellikle kendi konakladklar K hizmet kalitesi boyutlarnn her birine
yakn puanlama vermesi nedeniyle, K hizmet kalitesi sralamalar
senaryolara göre farklk göstermemitir. TOPSIS sralama sonuçlarna göre,
müterilerin genel görüü, K1, K4 ve K7’nin sunduu hizmet kalitesi iyi
olarak deerlendirilirken, K5, K6 ve K9’un sunduu hizmet kalitesi
bakmndan dierlerine göre çok zayf kald yönündedir.
132
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle
Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması
6. KAYNAKÇA
AKKAYA, G. C., DEMREL, E., (2010), “Finansal Kararlarn Verilmesinde
PROMETHEE Sralama Yöntemi”, Ege Akademik Bak, 10(3), 845-854.
ALIAS, M. A., HASHIM, S. .Z. M. ve SAMSUDIN S., (2009), “Using Fuzzy
Analytic Hierarchy Process for Southern Johor River Ranking”, Int. J. Advance.Soft Comput.
Appl., 1(1), 62-76.
ALMEIDA, A. T., (2007), “Multicriteria Decision Model for Outsourcing Contracts
Selection Based on Utility Function and ELECTRE Method”, Computers & Operations
Research, 34, 3569-3574.
ALPTEKN, N., (2009), “Performance Evaluation of Turkish Type a Mutual Funds
and Pension Stock Funds by Using TOPSIS Method”, International Journal of Economics and
Finance, 1(2), 11-22.
AL-ROUSAN, M. R., MOHAMED, B., (2010), “Customer Loyalty and the Impacts
of Service Quality: The Case of Five Star Hotels in Jordan”, International Journal of Human
and Social Sciences, 5(13), 886-892.
ALTAN, ., ATAN, M., (2004), “Bankaclk Sektöründe Toplam Hizmet Kalitesinin
SERVQUAL Analizi ile Ölçümü”, G.Ü. BF Dergisi, 1, 17-32.
AMIRI, M., ZANDIEH, M., VAHDANI, B., SOLTANIVE R. ve ROSHANAEI, V.,
(2010), “An Integrated Eigenvector–DEA–TOPSIS Methodology for Portfolio Risk
Evaluation in the FOREX Spot Market”, Expert Systems with Applications, 37(1), 509-516.
AIK, N., (2005), “Otel letmelerinde görenlerin Örgütsel Stres Kaynaklar ve
Stresin Bireysel Sonuçlarna likin Bir Aratrma”, Mevzuat Dergisi, 8(91), ISSN: 13060767.
AYTAÇ, S., BAYRAM, N., (2001), “Üniversite Gençliinin ve E Seçimindeki
Etkin Kriterlerinin Analitik Hiyerari Süreci (AHP) ile Analizi”, Güç, Endüstri likileri ve
nsan Kaynaklar Dergisi, E-Dergi, 3(1).
BKTM, (2011), Bartn l Kültür ve Turizm Müdürlüü, Bartn.
BULGAN, G., SOYBALI, H., (2011), “Antalya Belek Bölgesindeki Be Yldzl Otel
letmelerinde Düük Sezonda Konaklayan Alman Müterilerin Hizmet Beklentilerinin Ve
Memnuniyet Düzeylerinin Deerlendirilmesi”, Yaar Üniversitesi Dergisi, 6(21), 3572-3597.
CHANG, C. H., LIN J. J, LIN, J. H. ve CHIANG, M. C., (2010), “Domestic Openend Equity Mutual Fund Performance Evaluation Using Extended TOPSIS Method with
Different Distance Approaches”, Expert Systems with Applications, 37(6), 4642-4649.
CHAUHAN, K. A., SHAH, N.C., RAO, R.V., (2008), “The Analytic Hierarchy
Process as a Decision-Support System in the Housing Sector: A Case Study”, World Applied
Sciences Journal, 3(4), 609-613.
CHEN, Y., CHEN, C. ve HSIEH, T., (2007), “Correlation of Service Quality,
Customer Satisfaction, Customer Loyalty and Life Style at Hot Springs Hotels”, Journal of
International Management Studies, 2(2), 51-59.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
133
MALİ UFUKLAR
Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle
Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması
CHOW, C. C., LUK, P., (2005), “A Strategic Service Quality Approach Using
Analytic Hierarchy Process”, Managing Service Quality, 15(3), 278-89.
CLEMES, M. D., WU, J. H. C., HU, B. D. ve GAN, C., (2009), “An Empirical Study
of Behavioral Intentions in the Taiwan Hotel Industry”, Innovative Marketing, 5(3), 30-50.
DENG, H., YEH, C. H., WILLIS R. J., (2000), “Inter-Company Comparison Using
Modified TOPSIS with Objective Weights”, Computers & Operations Research, 27, 963-973.
DODD, F. J., DONEGAN, H. A., McMASTER, T. B. M., (1993), “A Statistical
Approach to Consistency in AHP”, Mathl. Comput. Modelling”, 18(6), 19-22.
ECER, F., (2006), “Bulank Ortamlarda Grup Karar Vermeye Yardmc Bir
Yöntem:Fuzzy TOPSIS ve Bir Uygulama”, letme Fakültesi Dergisi, 7(2), 77-96.
ELEREN, A., BEKTA, Ç., GÖRMÜ, ., (2007), “Hizmet Sektöründe Hizmet
Kalitesinin SERVQUAL Yöntemi ile Ölçülmesi ve Hazr Yemek letmesinde Bir Uygulama”,
Finans Politik& Ekonomik Yorumlar Dergisi, 44(514), 75-88.
FENG, C. M., WANG, R. T., (2000), “Performance Evaluation for Airlines Including
the Consideration of Financial Ratios”, Journal of Air Transport Management, 6, 133-142.
HAMZAÇEBI, C., PEKKAYA, M., (2011), “Determining of Stock Investments with
Grey Relational Analysis”, Expert Systems with Applications, 38(8), 9186–9195.
HSIEH, L. F., LIN, L. H., LIN, Y. Y., (2008), “A Service Quality Measurement
Architecture for Hot Spring Hotels in Taiwan”, Tourism Management, 29(3), 429-438.
IKIZ, A. K., MASOUD, A., (2008), “A QFD and SERVQUAL Approach to Hotel
Service Design”, sletme Fakültesi Dergisi, 9(1), 17-31.
JAHANSHAHLOO, G. R., LOTFIVE, F. H., IZADIKHAH, M., (2006), “An
Algorithmic Method to Extend TOPSIS for Decision-Making Problems with Interval Data”,
Applied Mathematics and Computation, 175(2), 1375-1384.
KARUNARATNE, W. M. K. K., JAYAWARDENA, L. N. A. C., (2010),
“Assessment of Customer Satisfaction in a Five Star Hotel - A Case Study”, Tropical
Agricultural Research, 21(3), 258-265.
KILIÇ, B., ELEREN, A., (2010), “Termal Otel letmelerindeHizmet Kalitesinin
Ölçülmesi”, Süleyman Demirel Üniversitesiktisadi ve dari BilimlerFakültesi Dergisi, 15(3),
119-142.
KONG, F., LIU, H., (2005), “Applying Fuzzy Analytic Hierarchy Process to Evaluate
Success Factors of E-commerce”, International Journal of Information and Systems Sciences,
1(3-4), 406-412.
KURUÜZÜM, A., ATSAN, N., (2001), “Analitik Hiyerari Yöntemi ve letmecilik
Alannda Uygulamalar”, Akdeniz BF Dergisi, 1, 83-105.
MUCUK, ., (1997), “Pazarlama lkeleri”, Türkmen Kitabevi, stanbul.
NIEMIRAA, M. P., SAATY, T. L., (2004), “An Analytic Network Process Model for
Financial-Crisis Forecasting”, International Journal of Forecasting, 20(4), 573-587.
134
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle
Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması
OGUNYEMI, O., IBIWOYE, A., OYATOYE, E.O., (2011), “Analytic Hierarchy
Process for Prioritizing Production Functions: Illustration with Pharmaceutical Data”,
Journal of Economics and International Finance, 3(14), 749-760.
OLSON, D. L., (2004), “Comparison of Weights in TOPSIS Models”, Mathematical
and Computer Modelling, 40, 721-727.
OPRICOVIC, S., TZENG, G. H., (2004), “Compromise Solution by MCDM Methods:
A Comparative Analysis of VIKOR and TOPSIS”, European Journal of Operational Research,
156, 445-455.
ÖZTÜRK, Y., SEYHAN, K., (2005), “Konaklama letmelerinde Sunulan Hizmet
Kalitesinin Arttrlmasnda gören Eitiminin Yeri ve Önemi ”, Ticaret ve Turizm Dergisi,
Say1, 121-143.
SAATY, T. L., (1980), “TheAnalytic Hierarchy Process”, McGraw-Hill, New York.
SAATY, T. L., VARGAS, L. G., (2006), “Decision Making with Analytic Network
Process”, Springer, New York.
SAYIM, F., AYDIN, V., (2011), “Hizmet Sektörü Özellikleri Ve Sistematik Olmayan
Risklerin Sektör Menkul Kymetleri le Etkileimine Dair Teorik Bir Çalma”, Dumlupnar
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Say 29, 245-262.
SCHMOLDT, D. L., PETERSON, D L., SMITH, R. L., (2001), “The Analytic
Hierarchy Process and Participatory Decision making”, Proceedings, Decision Support, s.
129-143, http://www.srs.fs.usda.gov/pubs/251, EriimTarihi: 20.05.2011.
SU, A. Y. L., (2004), “Customer Satisfaction Measurement Practice in Taiwan
Hotels”, Hospitality Management, 23, 397-408.
TSAURA, S. H., CHANGB, T. Y., YENA, C. H., (2002), “The Evaluation of Airline
Service Quality by Fuzzy MCDM”, Tourism Management, 23, 107-115.
WEDLEY, W. C., (1993), “Consistency Prediction for Incomplete AHP Matrices”,
Mathl.Comput.Modelling, 17(415), 151-161.
WICKRAMASINGHE, V., TAKANO, S., (2009), “Application of Combined SWOT
and Analytic Hierarchy Process (AHP) for Tourism Revival Strategic Marketing Planning: A
Case of Sri Lanka Tourism”, Journal of the Eastern Asia Society for Transportation Studies,
8, 954-969.
YARALIOLU, K., (2010), “Karar Verme Yöntemleri”, Detay Yaynclk, Ankara.
YURDAKUL, M., Ç, Y. T., (2003), “Türk Otomotiv Firmalarnn Performans
Ölçümü ve Analizine Yönelik TOPSIS Yöntemini Kullanan Bir Örnek Çalma”, Gazi Üniv.
Müh. Mim. Fak.Der., 18(1), 1-18.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
135
MALİ UFUKLAR
Konaklama İşletmelerı̇ Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ Boyutları Önem Derecelerı̇ nı̇ n AHP İle
Belı̇ rlenmesı̇ Ve İşletmelerı̇ n Hı̇ zmet Kalı̇ tesı̇ ne Göre TOPSIS İle Sıralanması
Ek1: Müterilerin Cinsiyet Tabanl Olarak Ya, Eitim Seviyesi ve
Yaad Bölgelere Göre Dalmlar
Ya
0-18
18-25
25-35
35-45
45-55
55 üstü
Toplam
Ki-Kare
Erkek
1
19
19
33
12
10
94
,792
Kadn
1
19
20
36
14
7
97
(,939)
Eitim
lköretim
Lise
Lisans
Y. Lisans
Doktora
Toplam
Ki-Kare
Erkek
4
38
41
9
2
94
1,565
Kadn
5
36
49
5
2
97
(,457)
Bölge*
B.K.
.A.
O.D.K.
E.A.
M.
D.GD.
Toplam
Erkek
9
60
2
1
20
2
94
Kadn
9
62
1
4
21
97
Not:. Ki-Kare testleri için, beklenen deeri 5’den küçük olan gruplar, komu gruplaryla
birletirilmitir.
* Bölge, müterinin yaad bölgedir.B.K.: Bat Karadeniz; .A.: ç Anadolu; O.D.K.: Orta
ve Dou Karadeniz; E.A: Ee ve Akdeniz; M.: Marmara; D.GD: Dou ve Güneydou
Ek 2: Müterilerin Cinsiyet Tabanl Olarak Aylk Gelir, Amasra’ya
Geli Nedeni ve Medeni Durumlarna Göre Dalmlar
Aylk gelir
(TL)
1250 alt
1250-2500
Erkek Kadn
Geli Nedeni Erkek Kadn
5
91
Medeni Durum Erkek Kadn
12
51
32
46
Tatil
12
79
Bekâr
Evli
27
58
32
56
2500-5000
29
19
Ziyaret
3
-
Dul
9
9
5000 üstü
Toplam
2
94
97
Dier
Toplam
94
1
97
Toplam
94
97
Ek 3: Müterilerin Cinsiyet Tabanl Olarak Bu Geliteki Kald Gün
says, Genelde Benzer Durumlarda Kald Gün Says ve Kald
Otelin Hizmet Kalitesi Göre Dalmlar
Kaç Gün
Kald
Erkek
Kadn
1-3
4-6
7-10
11 ve üstü
Toplam
85
8
1
94
90
6
1
97
136
Genelde
Konaklama
Süresi
1-3
4-6
7-10
11 ve üstü
Toplam
Erkek Kadn
84
9
1
94
88
7
2
97
Kald Otelin
Erkek Kadn
Hizmet
Kalitesi
Hiç iyi deil
4
2
yi deil
6
9
Normal
29
30
yi
34
44
Çok iyi
21
12
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
UZMAN GÖRÜŞÜ
MRAS KALAN VEYA BAI YOLUYLA
EDNLEN ARSANIN KAT KARILIINDA
MÜTEAHHDE VERLMESNDE VERGSEL
SORUMLULUKLAR
M. Burak Toprak
Vergi Denetim Kurulu Mersin KOÖM Grup Bakanl-Vergi
Müfettii
1.Gayrimenkulün Elden Çkarlmasndan Doan Kazanç
193 sayl Gelir Vergisi Kanununun 37’nci maddesinin birinci
fkrasnda, her türlü ticari ve snaî faaliyetlerden doan kazançlarn ticari
kazanç olduu hükmüne yer verilmi olup; ayn maddenin ikinci fkrasnn
(4) numaral bendinde ise, gayrimenkullerin alm, satm ve ina ileriyle
devaml olarak uraanlarn bu ilerden elde ettikleri kazancn ticari kazanç
olduu hükme balanmtr.
Ayn Kanunun "Deer Art Kazançlar" balkl mükerrer 80’inci
maddesinde iktisap ekli ne olursa olsun (ivazsz olarak iktisap edilenler
hariç) 70’inci maddenin birinci fkrasnn (1), (2), (4) ve (7) numaral
bentlerinde yazl mal ve haklarn, iktisap tarihinden balayarak be yl
içinde elden çkarlmasndan doan kazançlarn deer art kazanc olduu
hükme balanmtr.
Bu maddede geçen "elden çkarma" deyimi, yukarda yazl mal ve
haklarn satlmas, bir ivaz karlnda devir ve temliki, trampa edilmesi,
takas, kamulatrlmas, Devletletirilmesi, ticaret irketlerine sermaye
olarak konulmasn ifade eder.
Bir takvim ylnda elde edilen deer art kazancnn, menkul kymet
ve dier sermaye piyasas araçlarnn elden çkarlmasndan salananlar
hariç, (2012 yl için) 8.800 TL'si gelir vergisinden müstesnadr.
Öte yandan, ticari faaliyet emek-sermaye organizasyonuna
dayanmakta olup, kazanç salama niyet ve kastnn bulunup bulunmamas
böyle bir organizasyon tarafndan icra edilen faaliyetin ticari faaliyet olma
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
137
MALİ UFUKLAR
Mı̇ ras Kalan Veya Bağış Yoluyla Edı̇ nı̇ len Arsanın Kat Karşılığında Müteahhı̇ de
Verı̇ lmesı̇ nde Vergı̇ sel Sorumluluklar
niteliine etki etmemektedir. Ancak, bir faaliyetin ticari faaliyet
saylabilmesi için kazanç salama niyet ve kast gerekmemekle birlikte
faaliyeti icra eden organizasyonun bütün unsurlaryla birlikte
deerlendirildiinde kazanç salama potansiyeline sahip olmas, ahsi
ihtiyaç kapsam ve snrlarn amas gerekmektedir.
Gayrimenkul alm satm ticari bir organizasyon içinde yapldnda
alm satmn ticari faaliyetin bir unsuru saylmas, ancak ticari
organizasyonun ekli ve maddi unsurlar ile açkça belli olmad hallerde
ise faaliyetin devamllk kast ve niyeti ile yapldn belirleyen objektif
ölçü olarak, muamelede çokluk olup olmadna baklmas gerekmektedir.
Buna göre gayrimenkullerin iktisap tarihinden sonra ayn kiiye farkl
tarihlerde veya farkl kiilere ayn tarihte satlmas veya birbirini izleyen
yllarda satlmas durumunda yaplan satlar devaml olarak gayrimenkul
alm-satm iiyle uraldna karine tekil edeceinden, elde edilen
kazancn Gelir Vergisi Kanununun 37’nci maddesine göre "ticari kazanç"
olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, Vergi Usul Kanununda vergilendirmede vergiyi douran
olay ve bu olaya ilikin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olaca
hüküm altna alnmtr. Buna göre, inaatn arsasnn arsa sahibine bamsz
bölümler verilmek suretiyle temin edilmesi halinde, inaat yapana ait
bölümlere isabet eden arsa pay, daha önce müteahhide devredilir. Ancak
arsa payndan müteahhide devir yaplmadan yaplan satlarla, arsann bir
ksmnn müteahhide devrinin yaplmas suretiyle yaplan satlar arasnda
bir fark bulunmadndan; arsa pay müteahhit tarafndan devir alnmadan
yaplan ve müteahhidin hissesine düen dairelerin satndan elde edilen
kazancn VUK'ta yer alan hüküm gereince müteahhidin kazanc olmas
gerekmektedir.
Maliyet bedelinin mükelleflerce tespit edilememesi halinde maliyet
bedeli yerine; Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, takdir komisyonlarnca
tespit edilecek bedel, kazanc bilanço veya iletme hesab esasna göre tespit
edilen iletmelerde ise son bilançoda veya envanter kaytlarnda gösterilen
deer esas alnr.
I. Arsa Karl naat inde Katma Deer Vergisi Uygulamas
KDV Kanununun 1/1’inci maddesi ile ticari, snai, zirai, faaliyet ve
serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yaplan teslim ve hizmetler
138
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
vergiye tabi tutulmu, 2’nci maddesinin 5’inci bendinde ise trampann iki
ayr teslim olduu hüküm altna alnmtr. Ayn Kanunun 10/b maddesinde,
maln tesliminden veya hizmetin yaplmasndan önce fatura veya benzeri
belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla snrl olmak
üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi annda vergiyi douran
olayn meydana geldii hükme balanmtr.
30 Seri No.lu KDV Genel Tebliinin "D-Arsa Karl naat inde
Katma Deer Vergisi Uygulamas" balkl bölümünde yer alan açklamalar
aadaki gibidir:
“Arsa karl inaat iinde iki ayr teslim söz konusudur. Bunlardan
birincisi, arsa sahibi tarafndan müteahhide arsa teslimi; ikincisi ise
müteahhit tarafndan arsaya karlk olarak arsa sahibine verilen konut veya
iyeri teslimidir. Karlkl olarak gerçekleen bu teslimlerin her birinin
katma deer vergisi karsndaki durumu aada açklanmtr:
1. Arsa Sahibi Tarafndan Müteahhide Arsa Teslimi
Arsann bir iktisadi iletmeye dâhil olmas veya arsa sahibinin arsa
alm satmnn mutad ve sürekli bir faaliyet olarak sürdürülmesi halinde,
konut veya iyeri karl müteahhide yaplan bu arsa teslimi katma deer
vergisine tabidir.
Ancak arsa sahibinin, gerçek usulde mükellefiyetini gerektirmeyecek
ekilde, arizi bir faaliyet olarak arsasn daire veya ileri karlnda
müteahhide tesliminde vergi uygulanmayacaktr.
2. Müteahhit Tarafndan Arsa Sahibine Konut veya yeri Teslimi
Katma Deer Vergisi Kanununun geçici 8. maddesi gereince, 150
m²'ye kadar konutlarn teslimi 31.12.1992 tarihine kadar katma deer
vergisinden istisna edilmitir. Söz konusu istisna uygulamas ile ilgili olarak
9 Seri No.lu Katma Deer Vergisi Genel Tebliinde gerekli açklamalar
yaplmtr.
Buna göre, müteahhit tarafndan arsa sahibine, arsann karl olarak
yaplan 150 m²'ye kadar konut teslimlerine katma deer vergisi
uygulanmayacaktr. Müteahhit tarafndan arsa sahibine yaplan iyeri veya
150 m²'den büyük konut teslimlerinde ise emsal bedel üzerinden katma deer
vergisi uygulanacaktr.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
139
MALİ UFUKLAR
Mı̇ ras Kalan Veya Bağış Yoluyla Edı̇ nı̇ len Arsanın Kat Karşılığında Müteahhı̇ de
Verı̇ lmesı̇ nde Vergı̇ sel Sorumluluklar
MALİ UFUKLAR
Mı̇ ras Kalan Veya Bağış Yoluyla Edı̇ nı̇ len Arsanın Kat Karşılığında Müteahhı̇ de
Verı̇ lmesı̇ nde Vergı̇ sel Sorumluluklar
Müteahhit tarafndan arsa sahibine teslim edilen 150 m²'ye kadar
konutlar dolaysyla yüklenilen katma deer vergisi indirilemeyecek, bu
vergiler gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alnacaktr. Ancak
yüklenilen vergilerden, iyeri veya 150 m²'den büyük konutlara isabet eden
ksm indirim konusu yaplabilecektir. Bu uygulamada, 26 Seri No.lu Katma
Deer Vergisi Genel Tebliinin "Ksmi Vergi ndirimi" balkl (G)
bölümündeki açklamalar esas alnacaktr.”
KDV oranlar, KDV Kanununun 28’inci maddesinin verdii yetkiye
dayanlarak 30/12/2007 tarih ve 26742 sayl Resmi Gazetede yaymlanan
2007/13033 sayl Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Kararnameye ekli I
sayl listede yer alan teslim ve hizmetler için %1, II sayl listede yer alan
teslim ve hizmetler için % 8, bu listelerde yer almayan vergiye tabi ilemler
için % 18 olarak tespit edilmitir.
Söz konusu Kararname Eki I sayl listenin 11 inci srasnda "Net alan
150 m²’ye kadar konut teslimleri" ibaresi yer almaktadr. Bu itibarla, KDV
ye tabi tanmaz teslimlerinde KDV oran; net alan 150 m²’yi amayan
konutlar için % 1, 150 m²’yi aan konutlar ile m² snrlamas olmakszn
dier bütün tanmazlar için % 18’dir.
Buna göre, arsa sahiplerine teslim edilecek tanmazlar için emsal
bedel üzerinden net alan 150 m²’ye kadar konut teslimleri için % 1
orannda, 150 m²’nin üzerindeki konut teslimleri ile konut dndaki dier
tanmazlar için % 18 orannda KDV hesaplanmas gerekmektedir.
II. Gayrimenkul Alm Satmnda Tapu Harc Yükümlülüü
492 sayl Harçlar Kanununun 57’nci maddesinde tapu ve kadastro
ilemlerinden bu kanuna bal 4 sayl tarifede yazl olanlarn, tapu ve
kadastro harçlarna tabi olduu belirtilerek kanuna ekli (HK) ekli 4 sayl
tarifenin 20/a fkrasnda, gayrimenkullerin ivaz karlnda devir ve iktisab
harca konu ilemler arasnda saylmtr.
Öte yandan Harçlar Kanununun 58’inci maddesinde tapu ve kadastro
harçlarn kanuna ekli tarifede belirtilen kiilerin ödemekle mükellef
olduklar; HK’na ekli 4 sayl tarifenin 20/a bendinde gayrimenkul alm
satm harc mükellefinin gayrimenkulü devreden ve devralan olduu
belirtilerek gayrimenkul alm satmnda, tapu ve kadastro harcnn
gayrimenkulu devralan ve devreden kiiler tarafndan ödenecei hüküm
altna alnmtr.
140
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
Yine HK’nin 64’üncü maddesinde tapu ve kadastro harçlarnn kanuna
ekli 4 sayl tarifede yazl nispetler üzerinden alnaca belirtilmi olup
kanuna ekli 4 sayl tarifenin 20/a bendinde ise harcn oran gayrimenkullerin
ivaz karlnda devir ve iktisabnda gayrimenkulün beyan edilen devir ve
iktisap bedelinden az olmamak üzere, emlak vergisi deeri üzerinden devir
eden ve devralan için ayr ayr binde 15 olarak belirlenmitir.
Dolaysyla HK’de yer alan söz konusu hükümler çerçevesinde
gayrimenkullerin ivaz karlnda devir ve iktisabnda, gayrimenkulün
beyan edilen devir ve iktisap bedelinden az olmamak üzere, emlak vergisi
deeri üzerinden gerek devir eden gerekse devralan, makbuz karlnda,
ilemin yapld yerin vergi dairesine ayr ayr binde 15 orannda tapu ve
kadastro harc ödemekle yükümlü bulunmaktadrlar. Ancak binde 15 oran;
2009/14813 sayl Bakanlar Kurulu Karar ile 29/03/2009 - 30/06/2009
tarihlerinde binde 5 olarak uygulanacaktr.
5766 sayl kanun ile deitirilmeden önceki HK’nin 63’üncü
maddesinin 2’nci bendinde, tapu ve kadastro harcnn, vergi deeri ile
mükellef tarafndan beyan edilmi olan deerlerden yüksek olan üzerinden
hesaplanaca hükme balanm, bu hükmün uygulanmasna ilikin olarak
yaynlanan 48 Seri No.lu HK Genel Tebliinde ise, HK’ye bal 4 sayl
tarifenin 20/a bendine ilikin tapu harcnn, belediyelerce tespit edilen emlak
vergisi deeri esas alnarak hesaplanaca, bu ilemler srasnda
mükelleflerin emlak vergisi deerinin üzerinde bir deer beyan etmek
istemeleri halinde, beyan edilen deer tapu harc tarhiyatna esas alnaca
belirtilmitir. Bu bakmdan, 48 Seri No.lu Tebli ile gayrimenkul alm satm
ilemlerinde, HK’ye ekli 4 sayl tarifenin 20/a bendine göre alnan tapu
harcnn matrah emlak vergisi deerine balanm; gerçek alm satm
bedelinin emlak vergisi deeri üzerinde olmas halinde dahi harcn hesabnda
emlak vergisi deerinin kullanlmas kabul edilmitir.
Ancak gayrimenkul alm satmnda alnan harcn matrahnn
tespitinde, 48 no.lu Tebli ile yaplan uygulama, 5766 sayl kanunun 11’inci
maddesinin (c) bendiyle, HK’nin 63’üncü maddesinde yaplan deiiklik
sonrasnda 06/06/2008 tarihinden geçerli olmak üzere deitirilmi olup,
tapu ve kadastro harçlarnn emlak vergisi deerinden az olmamak üzere,
beyan edilen devir ve iktisap bedeli üzerinden hesaplanmas zorunlu hale
getirilmitir.
HK’nin 63’üncü maddesinin 5766 sayl kanun ile deien ekli
aadaki gibidir:
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
141
MALİ UFUKLAR
Mı̇ ras Kalan Veya Bağış Yoluyla Edı̇ nı̇ len Arsanın Kat Karşılığında Müteahhı̇ de
Verı̇ lmesı̇ nde Vergı̇ sel Sorumluluklar
MALİ UFUKLAR
Mı̇ ras Kalan Veya Bağış Yoluyla Edı̇ nı̇ len Arsanın Kat Karşılığında Müteahhı̇ de
Verı̇ lmesı̇ nde Vergı̇ sel Sorumluluklar
“Gayrimenkul devir ve iktisaplarnda tapu ve kadastro harc, emlak
vergisi deerinden az olmamak üzere, beyan edilen devir ve iktisap bedeli
üzerinden hesaplanr. Tapuda yaplan ilemden sonra, emlak vergisi
deerinden daha düük bir bedel üzerinden harç ödendiinin veya beyan
edilen devir ve iktisap bedelinin gerçek durumu yanstmadnn tespit
edilmesi halinde, aradaki farka isabet eden harç ikmalen veya re’sen tarh
edilir. Bu suretle tarh edilecek tapu ve kadastro harc için, 213 sayl Vergi
Usul Kanununda yer alan vergi ziya cezas % 25 nispetinde uygulanr.
Takdir komisyonu kararlarna istinaden bu fkra uyarnca tarhiyat
yaplamaz.”
5766 sayl kanunun 11’inci maddesinin (c) bendiyle yaplan
deiiklikten de anlalaca üzere, 06/06/2008 tarihinden itibaren geçerli
olan bu düzenlemeyle, gayrimenkul devir ve iktisaplarnda gerçek almsatm bedeli üzerinden tapu harc tahsil edilmesi esasna geçilmitir. Buna
göre 5766 sayl kanun ile yaplan deiikliin yürürlük tarihi olan
06/06/2008 tarihinden itibaren tapuda ilem tesis ederken, harcn gerçek
devir ve iktisap bedelinden daha düük bir bedel üzerinden beyan edilip
ödendiinin tespiti halinde, aradaki farka isabet eden harç ikmalen veya
re’sen tarh edilecek ve bu tarhiyata % 25 orannda vergi ziya cezas ve
gecikme faizi uygulanacaktr. Bununla birlikte gerçek alm satm bedelinin,
emlak vergi deerinden düük olduu hallerde, tapu harcnn hesabna emlak
vergi deeri esas alnacaktr.
5766 sayl yasann yürürlük tarihi 06/06/2008 olduundan bu tarihten
önce gerçekletirilen tapu ilemlerinde, sadece harç tutarnn
hesaplanmasnda esas alnan bedelin gayrimenkulün vergi deerinden düük
olup olmadna baklacak, ayet harcn gayrimenkulün vergi deerinden
daha düük bir bedel üzerinden beyan edilip ödendiinin tespiti halinde,
aradaki farka isabet eden harç ikmalen veya re’sen tarh edilecek ve bu
tarhiyata % 25 orannda vergi ziya cezas ve gecikme faizi uygulanacaktr.
Dolaysyla gerçek alm-satm bedelinin vergi deerinin üzerinde olduu
tespit edilmi olsa bile harç vergi deerinden ya da vergi deerinin üzerinde
bir bedel üzerinden ödenmi olduu sürece ek bir tarhiyat söz konusu
olmayacaktr.
142
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
YAZIM KURALLARI
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
Mali Ufuklar Dergisi, hakemli bir dergi olup yÕlda iki kez yayÕnlanmaktadÕr.
Dergiye gönderilen çalÕúmalar daha önce hiçbir yerde yayÕmlanmamÕú ve
yayÕnlanmak üzere sunulmamÕú olmalÕdÕr.
ÇalÕúmalar, Türkçe veya øngilizce olmalÕdÕr.
Gönderilen yazÕlar Editörler ve YayÕn Kurulu tarafÕndan yazÕm kurallarÕ ve içerik
yönünden yapÕlacak ön inceleme sonrasÕnda hakemlere gönderilmektedir. YapÕlan
ön inceleme sonrasÕnda yazÕm kurallarÕ ve içerik yönünden uygun bulunmayan
çalÕúmalar yazarlara iade edilir.
Hakemlerden gelen de÷erlendirme raporlarÕ do÷rultusunda, yazÕnÕn yayÕnlanmasÕna,
de÷erlendirme raporlarÕ çerçevesinde yazarlardan düzeltme, ek bilgi ve kÕsaltma
istenmesine veya yayÕnlanmamasÕna karar verilmekte ve yazar/lara bildirilmektedir.
Sayfa yapÕsÕ; üst, alt 3’er cm,, sol ve sa÷dan 2,5’ar cm. olmalÕdÕr.
Gönderilen yazÕlar tek satÕr aralÕklÕ, 11 punto (Times New Roman) ve iki yana yaslÕ
olarak hazÕrlanmalÕdÕr.
ParagraflarÕn ilk satÕrÕ 1 cm. içeriden baúlamalÕdÕr. Paragraf aralarÕna 6 nk boúluk
bÕrakÕlmalÕdÕr.
YazÕlar, tablo, úekil, özet ve kaynakça dahil geniúlik 17 cm, yükseklik 24 cm sayfa
boyutunda olmalÕdÕr.
Tablo, úekil ve grafikler 9 punto olarak metin içerisinde yer almalÕ ayrÕca Excel
formatÕnda da gönderilmelidir.
Tablo, úekil ve grafikler sayfaya ortalanarak yerleútirilmeli, baúlÕk 11 punto olarak
tablo, úekil ve grafiklerin üstünde ve ortalÕ olmalÕ, ilk harfleri büyük yazÕlmalÕdÕr.
Kaynak ise tablo, úekil ve grafi÷in altÕnda ve 9 punto olarak yer alacaktÕr.
Bütün tablo, úekil ve grafiklere baúlÕk ve sÕra numarasÕ verilmelidir. AyrÕca
denklemlere de sÕra numarasÕ verilmeli, sÕra numaralarÕ sayfanÕn sa÷Õnda parantez
içerisinde yer almalÕdÕr.
Tüm çalÕúmalarÕn kapak sayfasÕnda çalÕúmanÕn baúlÕ÷Õ, yazarlarÕn adÕ soyadÕ,
kurumu, adresi, telefon ve e-posta adresi yer almalÕdÕr.
Tüm çalÕúmalarÕn ilk sayfasÕnda; Türkçe ve øngilizce BaúlÕk, en fazla 150 kelimeden
oluúacak Türkçe ve øngilizce Özet, en az 3 Türkçe ve øngilizce anahtar sözcük
bulunmalÕ, iki rakamlÕ düzeyde (Örne÷in; Q11) en az bir, en fazla üç adet JEL
(Journal of Economic Literature) sÕnÕflamasÕ yapÕlmalÕdÕr. JEL sÕnÕflamalarÕ için
http://www.aeaweb.org/journal/jel_class_system.html adresinden yararlanÕlabilir.
ÇalÕúmanÕn baúlÕ÷Õ büyük harf, koyu, 13 punto ve ortalÕ olmalÕ, baúlÕktan sonra 12
nk aralÕk verilmelidir. Özetler, anahtar kelimeler, JEL sÕnÕflandÕrmasÕ baúlÕktan
sonra 9 punto ile yazÕlmalÕ ve aralarÕnda 6 nk boúluk bÕrakÕlmalÕdÕr. Di÷er dildeki
baúlÕk ise özetin baúÕnda büyük harf ile yer almalÕdÕr. Özet, abstract, anahtar
sözcükler ve JEL kodu koyu yazÕlacaktÕr.
Giriú, sonuç ve kaynakça bölümleri de dahil olmak üzere çalÕúmanÕn tüm bölümleri
ve baúlÕklarÕ numaralandÕrÕlmalÕ, büyük harf ve koyu yazÕlmalÕ, bölüm
baúlÕklarÕndan önce ve sonra 6 nk boúluk bÕrakÕlmalÕdÕr. ÇalÕúmanÕn alt baúlÕklarÕ ise
numaralandÕrÕlmalÕ, koyu yazÕlmalÕ ve ilk harfleri büyük olmalÕdÕr.
AçÕklamalar sayfa altÕnda dipnot ve 9 punto olarak verilmelidir.
Kaynakça çalÕúmanÕn sonunda ve 9 punto olarak yazÕlmalÕdÕr.
Sayfa numaralarÕ kapak sayfasÕndan sonra 1’den baúlamak üzere alt sa÷da 11 punto
olarak verilmelidir.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
143
MALİ UFUKLAR
19. E÷er yapÕlan çalÕúma çeviri ise, ana metnin nerede yayÕnlandÕ÷ÕnÕ gösterir kopyasÕ,
yazarlarÕn ve ilk yayÕnlayanÕn onayÕ ile birlikte çalÕúmanÕn eki olarak
gönderilmelidir.
20. ÇalÕúmalar, [email protected] adresine MS Word (doc) formatÕnda
gönderilmelidir.
21. Tüm çalÕúmalar; temel olarak Amerikan Psikologlar Birli÷i (American
Psychological Association, APA) tarafÕndan yayÕnlanan "The Publication Manual of
the American Psychological Association" isimli kaynakta belirtilen yazÕm ilkelerine
uygun olmalÕdÕr.
BazÕ örnek gösterimlere aúa÷Õda yer verilmiútir.
-
-
Metin øçerisinde Gösterim;
ÇalÕúmada, kaynaklara atÕfta bulunurken; yazarlarÕn soyadÕ, yayÕn tarihi ve sayfa
numarasÕna cümle sonunda ve parantez içerisinde yer verilmelidir. Örne÷in;
(Turabo÷lu, 2006, s.17); (Ege ve Turabo÷lu, 2000, s.114); (Ege, Turabo÷lu ve
Uysal, 2007, s.85), (Ege, Turabo÷lu, Uysal ve Ya÷cÕ, 2008, s.67). Yazar sayÕsÕ 3’ten
fazla ise; yeniden atÕfta bulunulmasÕ durumunda ilk yazarÕn soyadÕ ile vd. ibaresi
kullanÕlÕr (Ege vd., 2007, s.85).
AtÕf metin içerisinde yapÕlÕyorsa; yazarlarÕn soyadÕ ve parantez içerisinde yayÕn
tarihine yer verilir. Örne÷in; Turabo÷lu’na (2006) göre; Ege ve Turabo÷lu’na (2000)
göre; Ege, Turabo÷lu ve Uysal’a göre (2007).
AtÕfta bulunulan kayna÷Õn yazar adÕ belli olmayÕp bir kurum adÕ ile tanÕmlanÕyorsa,
bu durumda ilgili kuruma atÕfta bulunulmalÕdÕr. Örne÷in; (Mersin SMMM OdasÕ,
2010, s.189).
Elektronik ortamdaki (internet) bir kaynaktan yararlanÕlÕyorsa; ilgili kayna÷Õn web
adresi ve eriúim tarihine yer verilmelidir. Örne÷in; (www.mersinsmmmo.org.tr,
11.01.2011).
ølgili kaynaktan birebir alÕntÕ yapÕlÕyorsa, tÕrnak içinde ve italik olarak yazÕlmalÕdÕr.
Kaynakçada Gösterim;
*Kaynaklar, yazar soyadÕ harf sÕrasÕna göre sÕralanmalÕdÕr.
*YararlanÕlan kayna÷Õn kitap olmasÕ durumunda;
Kayar, Nihat, (2010); Yönetsel YargÕ, Kuruluú ve øúleyiú, Ekin YayÕnevi, Bursa.
Uslu, Z. ve Önal, Y. B., (2007); YatÕrÕm Projeleri, Karahan Kitabevi, Adana.
Fabozzi, F. J., Modigliani, F. and Ferri, M. G., (1994); Foundations of Financial
Markets and Institutions, Printice-Hall, USA.
*YararlanÕlan kayna÷Õn makale olmasÕ durumunda;
Turabo÷lu, T. T., (2004); “Vekalet -Temsil- Problem ve Maliyetleri”, Ekonomik
YaklaúÕm Dergisi, Gazi Üniversitesi øktisat Bölümü, Cilt:15, SayÕ:51, 109-124.
Ege, ø. ve Bayrakdaro÷lu, A., (2009); “Türk Sigorta Sektörüne YabancÕ Sermayenin
ølgisi: Türkiye’de Ulusal ve YabancÕ Sermayeli Sigorta ùirketlerinin Finansal
PerformanslarÕnÕn KarúÕlaútÕrmalÕ Analizi”, Muhasebe Bilim DünyasÕ Dergisi,
Cilt:11, SayÕ:1, 61-84.
NazlÕo÷lu, ù., Ege, ø. ve Bayrakdaro÷lu, A., (2009), “Financial Development and
Economic Growth: Cointagration and Causality Analysis for the Case of Turkey”,
Banking and Finance Letters, Volume:1, Issume:2, 59-66.
144
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
*YararlanÕlan kayna÷Õn kitap bölümü olmasÕ durumunda,
Palley, T. I., (2008); “Keynesçilikten Neoliberalizme: øktisat Biliminde Paradigma
KaymasÕ”, içinde Neoliberalizm: Muhalif Bir Seçki, Edi. Filho, A. S. ve Johnston,
D., 42-58, Yordam YayÕnlarÕ, østanbul.
*YararlanÕlan kayna÷Õn çeviri olmasÕ durumunda;
Levinson, M., (2002); Guide to Financial Markets, Third Edition, The Economist
Newspaper Ltd., USA (Çev. Yavillio÷lu, C., Ege, ø., Kurt, G., 2007; Finansal
Piyasalar KÕlavuzu, Liberte YayÕnevi, Ankara).
*YararlanÕlan kayna÷Õn bildiri olmasÕ durumunda;
Turabo÷lu, T. T., Ekiz, D. ve Karao÷lu, M., (2008); “Mersin'in Kentsel Lojistik
Merkez OlmasÕ Yolunda Lojistik AR-GE AltyapÕsÕnÕn OluúturulmasÕ ve Önemi",
Mersin Sempozyumu, Mersin.
*YararlanÕlan kayna÷Õn tez olmasÕ durumunda;
Çopur, G., (2007); Ulusal ve UluslararasÕ Muhasebe StandartlarÕ AçÕsÕndan
De÷erleme, YayÕnlanmamÕú Yüksek Lisans Tezi, Mersin Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Mersin.
*YararlanÕlan kayna÷Õn elektronik ortamdan (internet) olmasÕ durumunda;
Saleh, A. S., (2003); “The Budget Deficit and Economic Performance: A Survey”,
http://www.uow.edu.au/commerce/econ/wplist.html, (19.01.2004).
FORMATTING INSTRUCTIONS
1.
2.
Journal of MALø UFUKLAR is refereed journal published twice a year.
Articles submitted to the journal must have neither been published nor accepted
and, not under consideration for publication elsewhere.
3. The languages of publications are Turkish or English.
4. Following the preliminary evaluation of formatting instructions and contents by the
Editors and Editorial Board, the article will be sent to the referees. After the
evaluation, if formatting instructions and contents are inappropriate, articles will be
returned to the author.
5. In the line with the report it will be decided whether to publish the article, to require
from the authors its revision, additional information and shorten article or to reject
it. As soon as possible the author will be informed about the result.
6. The top, bottom, margin must be 3 cm and right, left margin must be 2,5 cm.
7. The manuscript must be written in 11 points times new romans font and singlespaced througout. The text should be justified.
8. All paragraphs must be indented 1 cm.
9. The manuscript must be printed on width 17 cm and height 24 cm paper size.
10. Tables, figures and graphics must be saved in 9 points in the manuscript besides
sent as a Excel format.
11. All tables, figures and graphics must be centered. Also the titles are positioned
centered at the top of the tables, figures and graphics in 10 points. Only the first
letter must be capitalized. Referance is in 9 points and below the tables, figures and
graphics.
12. Each table, figure, graphics and also equations must be numbered. Numbers must
appear in the right of the page in parentheses.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
145
MALİ UFUKLAR
13. Author’s names, title of text, institutional affiliation, address, phone number and email adress must appear on the cover page.
14. Turkish and English titles, maksimum 150 words Turkish and English abstract and
minimum 3 Turkish and English keywords and JEL (Journal of Economic
Literature)
classification should be located on the first paper of all texts. JEL classification
must be two numbered- level (Q11 e.g.). and minimum 1, maximum 3
classification
must
be
located.
(Refer
to
http://www.aeaweb.org/journal/jel_class_system.html). The title of the paper must
be centered, capitalized and 13 point-bold. After the title, you must space 12nk.
Abstracs, keywords and JEL classification must be typed 9 points after the title.
Between abstracs, keywords and JEL classification, you must leave 6 nk. Title of
other language is capitilized at the beginning of abstract. Abstracts, keywords, and
JEL code are bold.
15. All parts of the paper and titles including introduction, conclusion and referances
must be numbered, capitilized and bold. Before and after the titles of parts you must
space 6 nk. All subheadings must be numbered and typed bold and the first letter
must be capitalized.
16. Footnotes must be used in 9 points at the bottom of the page on which they are
referenced.
17. You must list and number all bibliographical references in 9 points at the end of
your paper.
18. Following cover page you must begin to number your pages in 11 points on the
lower right-hand.
19. If your paper is the translation referance, you must send your paper attached with a
copy indicates where the copy is published, approval of the authors and approval of
the first publisher.
20. Publications are saved in doc. form and submitted to the correspondence adres
given: [email protected]
21. The manuscript must conform to the journal style which follows the rules found in
The Publication Manual of The American Psychological Association published by
American Psychological Association, APA.
The examples of citation and referance are shown below.
In-Text;
The citations within the text will be shown in paranthesis in order of the author’s
surrname, the year of publication of the source; page number. (Turabo÷lu, 2006,
s.17); (Ege ve Turabo÷lu, 2000, s.114); (Ege, Turabo÷lu, Uysal ve Ya÷cÕ, 2008,
s.67). For articles with more than three authors; you must list only first author’s
surrname, followed by et al. (Ege et al., 2007, s.85).
If the citation is in the text, you must show the authors’ surnname and publication
date in parentheses. (Turabo÷lu (2006)); (Ege ve Turabo÷lu (2000)); (Ege,
Turabo÷lu and Uysal (2007)).
Publications without an author but with institutional affiliation; you must locate
institutional affiliation. (Mersin SMMM OdasÕ, 2010, s.189).
A referance used from www is must be used with web adress and access date as
shown: (www.mersinsmmmo.org.tr, 11.01.2011).
-
146
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
-
If there is a citation; it must be written italic form in quotes.
Reference List;
Referances must be listed in order of letter of author’s surnname alphabetically
*Book;
Kayar, Nihat, (2010); Yönetsel YargÕ, Kuruluú ve øúleyiú, Ekin YayÕnevi, Bursa.
Uslu, Z. ve Önal, Y. B., (2007); YatÕrÕm Projeleri, Karahan Kitabevi, Adana
Fabozzi, F. J., Modigliani, F. and Ferri, M. G., (1994); Foundations of Financial
Markets and Institutions, Printeice-Hall, USA.
*Article;
Turabo÷lu, T. T., (2004); “Vekalet-Temsil-Problem ve Maliyetleri”, Ekonomik
YaklaúÕm Dergisi, Gazi Üniversitesi øktisat Bölümü, Cilt:15, SayÕ:51, 109-124.
Ege, ø. Ve Bayrakdaro÷lu, A., (2009); “Türk Sigorta Sektörüne YabancÕ Sermayenin
ølgisi: Türkiye’de Ulusal ve YabancÕ Sermayeli Sigorta ùirketlerinin Finansal
PerformanslarÕnÕn KarúÕlaútÕrmalÕ Analizi”, Muhasebe Bilim DünyasÕ Dergisi,
Cilt:11, SayÕ:1, 61-84.
NazlÕo÷lu, ù., Ege, ø. ve Bayrakdaro÷lu, A., (2009), “ Financial Develeopment and
Economic Growth: Cointagration and Causality Analysis for the Case of Turkey”,
Banking and Finance Letters, Volume:1, Issume:2, 59-66.
*Other part of a book;
Palley, T. I., (2008); “Keynesçlikten Neoliberalizme: øktisat Biliminde Paradigma
KaymasÕ”, in Neoliberalizm: Muhalif Bir Seçki, Edi. Filho, A. S. Ve Johnston, D.,
42-58, Yordam YayÕnlarÕ, østanbul.
*Translation;
Levinson, M., (2002); Guide to Financial Markets, Third Edition, The Economist
Newspaper Ltd., USA (Çev. Yavillio÷lu, C., Ege, ø., Kurt, G., 2007; Finansal
Piyasalar KÕlavuzu, Liberte YayÕnevi, Ankara).
*A meeting or conference;
- Turabo÷lu, T. T., Ekiz, D. ve Karao÷lu, M., (2008); “Mersin’in Kentsel Lojistik
Merkez OlmasÕ Yolunda Lojistik AR-GE AltyapÕsÕnÕn OluúturulmasÕ ve Önemi”,
Mersin Sempozyumu, Mersin.
*Thesis;
Çopur, G., (2007); Ulusal ve Uluslar arasÕ Muhasebe StandartlarÕ AçÕsÕndan
De÷erleme, YayÕnlanmamÕú Yüksek Lisans Tezi, Mersin Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Mersin.
*An online journal;
Saleh, A. S., (2003); “The Budget Deficit and Economic Performance: A Survey”,
http://www.uow.edu.au/commerce/econ/wplist.html, (19.01.2004).
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
147
MALİ UFUKLAR
ÖRNEK
BAùLIK KOYU, 13 PUNTO ve ORTALI OLMALI
YazarÕn AdÕ SOYADI
Kurumu ve Adresi
Telefon NumarasÕ ve e-posta Adresi
ÖZET
Türkçe özet metni en fazla 150 kelimeden oluúmalÕ. Özet metninin karakterleri 9
punto olmalÕ. Özetler, anahtar kelimeler ve JEL sÕnÕflandÕrmasÕ arasÕnda 6 nk aralÕk
bÕrakÕlmalÕdÕr.
Anahtar Kelimeler: Anahtar Kelime 1, Anahtar Kelime 2, Anahtar Kelime 3.
Jel Kodu: X00, X01, X02
øNGøLøZCE BAùLIK KOYU, 13 PUNTO ve ORTALI
OLMALI
ABSTRACT
øngilizce özet metni en fazla 150 kelimeden oluúmalÕ. Özet metninin karakterleri 9
punto olmalÕ. Özetler, anahtar kelimeler ve JEL sÕnÕflandÕrmasÕ arasÕnda 6 nk aralÕk
bÕrakÕlmalÕdÕr.
Key Words: Key Word 1, Key Word 2, Key Word 3.
Jel Code: X00, X01, X02
148
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
1. GøRøù
Giriú Metni.
Giriú, sonuç ve kaynakça bölümleri de dahil olmak üzere çalÕúmanÕn
tüm bölümleri ve baúlÕklarÕ numaralandÕrÕlmalÕ, büyük harf ve koyu
yazÕlmalÕ, bölüm baúlÕklarÕndan önce ve sonra 6 nk boúluk bÕrakÕlmalÕdÕr.
ÇalÕúmanÕn alt baúlÕklarÕ ise numaralandÕrÕlmalÕ, koyu yazÕlmalÕ ve ilk
harfleri büyük olmalÕdÕr.
2. ANA BAùLIK
Makale metni.1
Sayfa yapÕsÕ; üst ve alt 3’er cm, sol ve sa÷ 2,5’ar cm. olmalÕdÕr.
Gönderilen yazÕlar tek satÕr aralÕklÕ, 11 punto (Times New Roman) ve
iki yana yaslÕ olarak hazÕrlanmalÕdÕr.
ParagraflarÕn ilk satÕrÕ 1,5 cm. içeriden baúlamalÕdÕr.
YazÕlar, tablo, úekil, özet ve kaynakça dahil A4 boyutunda en fazla 20
sayfa olmalÕdÕr.
ÇalÕúmada kaynaklara atÕfta bulunurken; yazarlarÕn soyadÕ, yayÕn
tarihi ve sayfa numarasÕna cümle sonunda ve parantez içerisinde yer
verilmelidir. Örne÷in; (Turabo÷lu, 2006, s.17); (Ege ve Turabo÷lu, 2000,
s.114); (Ege, Turabo÷lu ve Uysal, 2007, s.85), (Ege, Turabo÷lu, Uysal ve
Ya÷cÕ, 2008, s.67). Yazar sayÕsÕ 3’ten fazla ise; yeniden atÕfta bulunulmasÕ
durumunda ilk yazarÕn soyadÕ ile vd. ibaresi kullanÕlÕr (Ege vd., 2007, s.85).
AtÕf metin içerisinde yapÕlÕyorsa; yazarlarÕn soyadÕ ve parantez
içerisinde yayÕn tarihine yer verilir. Örne÷in; Turabo÷lu’na (2006) göre; Ege
ve Turabo÷lu’na (2000) göre; Ege, Turabo÷lu ve Uysal’a göre (2007).
AtÕfta bulunulan kayna÷Õn yazar adÕ belli olmayÕp bir kurum adÕ ile
tanÕmlanÕyorsa bu durumda ilgili kuruma atÕfta bulunulmalÕdÕr. Örne÷in;
(Mersin SMMM OdasÕ, 2010, s.189).
1
AçÕklamalar sayfa altÕnda dipnot ve 9 punto olarak verilmelidir.
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
149
MALİ UFUKLAR
Elektronik ortamdaki (internet) bir kaynaktan yararlanÕlÕyorsa; ilgili
kayna÷Õn web adresi ve eriúim tarihine yer verilmelidir. Örne÷in;
(www.mersinsmmmo.org.tr, 11.01.2011).
ølgili kaynaktan birebir alÕntÕ yapÕlÕyorsa, tÕrnak içinde ve italik olarak
yazÕlmalÕdÕr.
Tablo 1. BaúlÕk Tablonun Üstünde, ølk Harfleri Büyük, 11 Punto ve
OrtalÕ OlmalÕ
Tablo metni 9 punto
olmalÕdÕr
Kaynak: Altta ve 9 punto olmalÕdÕr.
Tablo, úekil ve grafikler 9 punto olarak metin içerisinde yer almalÕ
ayrÕca excel formatÕnda da gönderilmelidir.
ùekil 1. BaúlÕk Üstte, ølk Harfleri Büyük, 11 Punto ve OrtalÕ OlmalÕ
Kaynak: Altta ve 9 punto olmalÕdÕr.
Tablo, úekil ve grafikler sayfaya ortalanarak yerleútirilmeli, baúlÕk 11
punto olarak tablo, úekil ve grafiklerin üstünde ve ortalÕ olmalÕ, ilk harfleri
büyük yazÕlmalÕdÕr. Kaynak ise tablo, úekil ve grafi÷in altÕnda ve 9 punto
olarak yer alacaktÕr.
Bütün tablo, úekil ve grafiklere baúlÕk ve sÕra numarasÕ verilmelidir.
(1)
150
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
MALİ UFUKLAR
(2)
Denklemlere de sÕra numarasÕ verilmeli, sÕra numaralarÕ sayfanÕn
sa÷Õnda parantez içerisinde yer almalÕdÕr.
2.1. Alt BaúlÕk
Alt baúlÕk metni.
2.2. Alt BaúlÕk
Alt baúlÕk metni.
3. SONUÇ
Sonuç Metni
4. KAYNAKÇA
Soyad, Ad, (yÕl); Kitap AdÕ, YayÕnevi AdÕ, BasÕldÕ÷Õ yer.
Soyad, Ad ve Soyad, Ad, (yÕl); Kitap AdÕ, YayÕnevi AdÕ, BasÕldÕ÷Õ yer.
Soyad, Ad, (yÕl); “Makale BaúlÕ÷Õ”, Dergi AdÕ, Cilt: , SayÕ: , sayfa aralÕ÷Õ.
Soyad, Ad ve Soyad, Ad, (yÕl); “Makale BaúlÕ÷Õ”, Dergi AdÕ, Cilt: , SayÕ: , sayfa
aralÕ÷Õ.
Soyad, Ad, (yÕl); “Kitap Bölümü AdÕ”, içinde Kitap AdÕ, Edi. Soyad, Ad, sayfa aralÕ÷Õ,
YayÕnevi AdÕ, BasÕldÕ÷Õ yer.
Soyad, Ad, (yÕl); Çeviri KitabÕn Orijinal AdÕ, Edition SayÕsÕ, Orijinal YayÕnevi, Ülke
(Çev. Soyad, Ad, yÕl; KitabÕn Türkçe AdÕ, YayÕnevi AdÕ, BasÕldÕ÷Õ yer).
Soyad, Ad, (yÕl); “Bildirinin BaúlÕ÷Õ”, Sempozyumun/Kongrenin AdÕ, ùehir.
Soyad, Ad, (yÕl); Tezin BaúlÕ÷Õ, YayÕnlanmamÕú Yüksek Lisans/Doktora Tezi, X
Üniversitesi X Enstitüsü, BasÕldÕ÷Õ yer.
Soyad, Ad, (2003); “Elektronik Ortamdan (ønternetten) AlÕnan Kayna÷Õn BaúlÕ÷Õ”,
http://www.siteadresi.html, (Eriúim tarihi).
MALİ UFUKLAR • 2011 / 2
151