OCAK 2013 SAYI: 17 01 Ocak 2013 OCAK 2013 SAYI
Transkript
OCAK 2013 SAYI: 17 01 Ocak 2013 OCAK 2013 SAYI
Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun evladı kalmalıyım. Bu yüzden ulusal bağımsızlık bence bir hayat sorunudur. Mustafa Kemal Atatürk Ben, manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım, ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü müşkülat önünde, belki gayelere tamamen eremediğimizi, fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir. Zaman süratle dönüyor, milletlerin, cemiyetlerin, fertlerin saadet ve bedbahtlık telakkileri bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkar etmek olur. Mustafa Kemal Atatürk 2013 yılının dünyaya ve ülkemize barıș, huzur ve refah getirmesini dileriz. Umut olmak, ışık olmak, eğitim olmak, Mutluluk olmak, sonsuzluk olmak... TEV ailesinin sevgili üyeleri, Yeni yılınız kutlu olsun, mutlu olsun, gönlünüzce güzel olsun! Yeni yılı karşılarken geçmişle gelecek arasındaki en yoğun duyguları yaşarız. Nasıl bir yıl geçirdik, hangi güzellikleri yaşadık, neler planladık, neler yaptık? Neler yapmak istiyoruz, en verimli ve en mutlu şekilde nasıl yapabiliriz? 46 yıllık güçlü kökleri olan ama bir o kadar da coşkuyla yeşermek için çalışan Vakfımızda duygularımız tıpatıp aynı... Gurur duyacağımız bir yılı geride bıraktık. Son sayımızdan beri hep beraber 29 Ekim’i büyük bir sıcaklıkla ve keyifle kutladık. Van’da TEV İfakat Yavuz İlk ve Orta Öğretim Okulumuzun açılışını yaptık. Safiye Ayla-Zeki Müren Ses Yarışması’yla genç sesleri tanıdık ve müzikle dolu bir akşam geçirdik. Yıl sonu yemeklerimizde buluştuk, şubelerimizde ve TEVİTÖL’de çeşitli organizasyonlar gerçekleştirdik, Orhan Çetin Anadolu Öğretmen Lisesi Spor Salonu Açılışı’nda hazır bulunduk ve en son olarak Üstün Başarı Bursiyerleri Tanıtımı organizasyonunu sizlerin de katılımıyla gerçekleştirdik. Yönetim Kurulu ve Mütevelli Heyeti Toplantılarımızda beraberce gelecek hayalleri kurup onları gerçeğe dönüştürecek planlar yaptık. 2013’ün operasyonel temasını, “TEV’de çalışmayı ve TEV ile çalışmayı kolaylaştırmak” olarak belirledik ve yeni sistem projemiz için çalışmaları başlattık. Kapsamlı proje planının ana başlıklarını Kurumsal Kaynak Planlama Sistemi kurulumu, çağrı merkezinin kurulması, dijital arşive geçiş, web uygulamalarının iyileştirilmesi ve sosyal medyanın efektif kullanımı olarak özetleyebiliriz. Stratejik planlarımız doğrultusunda ilerlemek için 2013 çok önemli ve belirleyici bir yıl olacak. Her birimimiz yeşerip, gelişmemizi sağlayacak önemli projeleri hayata geçirecek. Bunlardan bir kaçını sizlerle paylaşayım: Gönüllülük sisteminin uygulanma projesi, varlık verim artışı odaklı portföy yönetimine geçiş, organizasyonel verimlilik ve standardizasyon projesi, eğitim bölümü burs/bursiyer konumlandırma ve ürün belirleme projeleri, mezunlar ağının oluşturulması... Zaman içinde bu projelerimizdeki gelişmeleri ve yeni projelerimizi sizlerle paylaşacak, uzun vadeli Türk Eğitim Vakfı, Türk Gençliğini bilgi üreten ve kullanan bir konuma getirmek için 46 yıldır inançla çalışıyor. stratejilerimizi oluştururken fikirlerinize başvuracağız. Yapacak çok işimiz var. Ancak genel kanının aksine kar amaçlı bir kuruluştakinden de daha odaklanmış olarak, yüksek enerjimizle daha verimli ilerleyeceğimize inanıyorum. Sevgiyle başlayıp gönülden hep beraber büyük birliktelikle çalışarak sevgiyle bitireceğiz. Umut olmak, ışık olmak, eğitim olmak için... Daha büyük mutluluklara, daha geniş sonsuzluklara vesile olabilmek için... Bu yaratıcı süreçte çalışma arkadaşlarıma başarılar diliyor, sizlere yüce desteğiniz için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Saygı ve sevgilerimle, Yıldız Günay Genel Müdür içindekiler İfakat Hemşire’nin okul hayali gerçek oldu 13 Emekli Vali Hüseyin Öğütcen’in ardından 14 Safiye Ayla ve Zeki Müren’in adını yaşatacak geleceğin yeni sesleri belli oldu 16 TEV çalışanlarının yeni yıl coşkusu 17 TEV yeni yıl kartları alarak öğrencilere destek oldular 18 TEV Ankara Şube Cumhuriyetimizin 89, yılını coşkuyla kutladı Ankara’da yıl sonu bağışçı yemeği düzenlendi 20 Bayramda TEV bağışçıları ziyaret edildi 21 Gönüllü hanımlardan gönüllülük eğitimi 23 TEV Ankara Şubesi kitap fuarında stant açtı 24 Türk Eğitim Vakfı bu yıl Üstün Başarı Bursu almaya hak kazanan geleceğin lideri 70 genci tanıttı Orhan Çetin adını taşıyan Edirne TEV Anadolu Öğretmen Lisesi’nde öğrencilerle buluştu 34 35 “TEV en çok güvendiğim kurumların başında geliyor” Bayer Türk çalışanları TEV’li bursiyerlere destek oluyor TEVİTÖL’den haberler 40 Türkiye’nin Eğitim Vakfı 31 <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< Üç imparatorluğun izlerini taşıyan kent; Edirne Edirne denilince akla ilk Mimar Sinan’ın 80 yaşındayken yaptırdığı ve ustalık eserim dediği Selimiye Camii gelir. Osmanlı İmparatorluğuna da başkentlik yapan Edirne, bugün üç imparatorluğun izlerini taşıyan tarih mirasına da sahip. Edirne’de ister deniz tatili ister kültürel ister doğa tatili yapabilirsiniz. 48 2008 yılında devlet okullarında bir araştırma yaptık. Etkili öğretmenler ile etkisiz öğretmenler arasındaki farka baktık. Aralarında çok önemli bir fark bulduk. Daha doğrusu gizli bir bakış açısı. Bu fark tüm öğretmenliklerini etkiliyordu. Aynı yapıyı ailelerde de gözlemledik. Neydi bu fark? <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< “TEV bir aile gibi yaşam boyu sürecek bir bağ kuruyor” TEV’in yaşamına dokunduğu öğrencilerden biri de Ahmet Akın. TEV bursu ile University of Rochester Simon School’da MBA yapan Ahmet Akın şimdi Leo Burnet Worldwide reklam ajansını CEO’su. Aynı zamanda Reklamcılık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini de yürüten Akın, TEV’in bir aile gibi ömür boyu süren bir bağ kurduğunu söylüyor. 36 Vakfımız için her multu bağışçı yeni bağışçılar demektir 44 TEV dergi Ocak 2013 İmtiyaz Sahibi Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi İktisadi İşletmesi adına Ömer M. Koç Mualim Köy Mevkii P.K.125 41490 Gebze-Kocaeli 52 Yayın Kurulu Ali İhsan Yalçın, Bahattin Öztuncay, Güsel Bilal, Eda Noyan, Günseli Özen Ocakoğlu Danışma Kurulu Davut Ökütçü, Ali İhsan Yalçın, Abbas Güçlü, Prof. Dr. M. Şükrü Tekbaş, Bahattin Öztuncay Yazı İşleri Şengül Küpücü (TEV), Serpil Kaya Fotoğraf Savaş Batmaz 50 “Dünyamız devasa bir çöplüğe dönüşüyor” TEVİTÖL’ün başarı öyküsü devam ediyor Vakıf, desteklerini esirgemeyen bağışçıların istek ve ihtiyaçlarının sağlanması konusunda önemli sorumluluklar üstleniyor. TEV Bağışçılarla İlişkiler Departmanı acil durumlarda, her türlü ihtiyaçta gece-gündüz hatta hafta sonları bağışçıların yanında olarak, kendilerini güvende hissetmelerini sağlıyor. 1967 Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Eda Noyan Büyükdere Cd. Kocabaş İşhanı No: 111 Kat: 6-7-8 34349 Gayrettepe / İstanbul <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< 10 Orhan Çetin, 70 yaşında eğitim gönüllüsü bir bağışçı. 45 yıllık birikimini okul yaparak bağışlayan, bununla kalmayıp bir de okula kapalı spor salonu kazandıran, öğrencilerin Orhan Amcası o. ‘Buranın çocuğu olduğum için çok ilgi görüyorum’ diyen Çetin, Uzunköprü’ye vefa borcu olduğunu ve bunu da okul yaptırarak ödemek istediğini söylüyor. <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<< TEV dostları yıl sonu yemeğinde buluştu 28 dergi Çocuklar güvenilmez midir? TÜRK EĞİTİM VAKFI 8 19 “Benim bu topraklara vefa borcum var” Şubat 2013 Sayı: 17 TEV’den haberler Dokuz Eylül Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölüm Başkanlığı görevini yürüten, Prof. Dr. Barbaros Çetin, 1997 yılında Türk Eğitim Vakfı (TEV) 30. kuruluş yıldönümü “En Başarılı Yurtdışı Bursiyeri” ödülünü de aldı. Pek çok başarıya imza atan Çetin, ekoloji ve ekonomi arasında yanlış seçim yapıldığını ve ekonomik çıkarlar uğruna ekolojinin göz ardı edildiğini vurgulayarak, yaşamın devam edebilmesi için gereken doğal kaynakların üçte ikisinin insanlar tarafından hızla tüketildiğini söylüyor. Görsel Tasarım Murat Helvacı Reklam Gülşah Marhan Yayın Türü Yaygın Süreli Yayın Yapım: Rota Yayın Yapım Tanıtım Tic. Ltd. Şti. Prof. N. Mazhar Ökten Sok. No:1 Rota Binası 34360 Şişli-İstanbul Tel: 0 212 224 01 44 Faks: 0 212 233 72 43 www.rotaline.com Baskı Tarihi Ocak 2013 Baskı ve Cilt Tor Ofset San. Tic. Ltd. Şti. Hadımköy Yolu Akçaburgaz Mahallesi 4. Bölge 9 Cadde 116. Sokak No: 2 Esenyurt/İstanbul Tel : 0 212 886 34 74 (Pbx) Fax: 0 212 886 34 80 E-Posta : [email protected] Yönetim Yeri Türk Eğitim Vakfı (TEV) Büyükdere Cad. Kocabaş İş Hanı No:111 K:6-7-8 34349 Gayrettepe / İstanbul Tel: 0212 318 68 00 8 TEV’den haberler TEV dostları yıl sonu yemeğinde buluştu Her yılın sonunda gerçekleştirilen geleneksel TEV yıl sonu yemeğinde TEV dostları yine bir araya geldi. Ayrıca yemekte TEV’e katkılarını ve desteklerini esirgemeyen kişi ve kurumlara, teşekkür plaketi sunuldu. T TEV’den haberler ürk Eğitim Vakfının her yılın sonunda düzenlediği geleneksel yıl sonu yemeği, 20 Aralık 2012 tarihinde Kuruçeşme Divan’da gerçekleştirildi. Yemeğe, TEV Mütevelli Heyeti Yönetim Kurulu ile birlikte TEV bağışçıları, bursiyerler ve TEV dostları katıldılar. Mütevelli Heyet Başkanı Rona Yırcalı ve Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç’un konuşmalarıyla başlayan gecede, TEV Genel Müdürü Yıldız Günay, TEV’in 2013 yılı stratejileri ve gelecek hedeflerini anlattı. Gecede ayrıca 2012 yılında TEV’e katkıda bulunan kişi ve kurumlara teşekkür plaketi sunuldu. Egon Zehnder International, Boston Consulting Group, Bayer Türk Çalışanları Sosyal Yardım Grubu, Ford Otosan, STFA Grup yetkilileri ve Cemil Demirbakan’a plaketleri takdim edildi. Daha sonra Cemil Demirbakan ve ekibi sahne aldı. Birlikte söylenen nostaljik şarkılar geceye ayrı bir renk kattı. Egon Zehnder International Genel Müdür Yardımcısı Ayşe Güçlü Onur ve TEV Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç TEV Genel Müdür Yardımcısı Güsel Bilal, Bağışçı İfakat Yavuz ve TEV Mütevelli Heyet Başkanı Rona Yırcalı TEV Genel Müdürü Yıldız Günay, Cemil Demirbakan ve Kübra Avtepe TEV dergi Ocak 2013 Ford Otosan Satınalma Genel Müdür Yardımcısı Cengiz Kabatepe ve Rona Yırcalı 9 TEV’den haberler 10 TEV’den haberler İfakat Hemşire’nin okul hayali gerçek oldu Van’da 23 Ekim ve 9 Kasım’da meydana gelen iki deprem felaketinin ardından TEV, burs programı başlatarak depremzede gençlerin eğitimini kesintisiz sürdürmelerini sağladı. Daha sonra Türkiye Kumbarası Projesi ile evsiz kalan öğretmenlere ev, öğrenci yurdu ve yeni öğrenci bursları için büyük bir projeye imza atan TEV, çok özel bir projeyi hayata geçirdi. Emekli Hemşire İfakat Yavuz’un okul yaptırmak üzere TEV’e emanet ettiği tüm birikimi olan 1 milyon TL ile Van’da 21 Derslikli TEV-İfakat Yavuz İlk ve Orta Öğretim Okulu yapıldı. TEV İfakat Yavuz İlk ve Orta Öğretim Okulu resmi açılışı, 22 Kasım 2012 tarihinde Van Valisi Münir Karaloğlu, TEV Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şükrü Tekbaş, TEV Genel Müdürü Yıldız Günay ve TEV Genel Müdür Yardımcısı Güsel Bilal ile İfakat Hemşire, öğrenciler ve öğretmenlerinin katıldıkları törenle gerçekleştirildi. Prof. Dr. Mehmet Şükrü Tekbaş, törende yaptığı konuşmada; “Değerli bağışçımız İfakat Yavuz Hanımın bağı- Emekli Hemşire İfakat Yavuz’un okul yaptırmak üzere TEV’e emanet ettiği tüm birikimi olan 1 milyon TL ile Van’da 21 derslikli TEVİfakat Yavuz İlk ve Orta Öğretim Okulu yapıldı. 1700 öğrenci, TEV tarafından yaptırılan 21 derslikli yeni ve sağlam okuluna kavuştu. TEV dergi Ocak 2013 T ürk Eğitim Vakfı, 45 yıldır eğitim için sürdürdüğü kesintisiz çalışmalarına, bir yıl önce yaşanan deprem felaketi ile sarsılan Van’ın yaralarını sarmak için yaptığı yeni ve çok anlamlı bir proje ile devam ediyor. 45 yıllık meslek hayatı boyunca biriktirdiği 1 milyon TL’yi TEV’e bağışlayan emekli Hemşire İfakat Yavuz’un okul arzusu, depremle yıkılan Vanlı çocuklar için yeni bir eğitim yuvasına dönüştü. TEV, Van’da İfakat Yavuz adına 21 derslikli bir ilk ve orta öğretim okulu inşa etti. TEV-İfakat Yavuz İlk ve Orta Öğretim Okulu’nun zili bu kez İfakat Hemşire ve çocukları birbirine kavuşturdu. 11 şıyla yapılan, 21 derslikli, TEV-İfakat Yavuz İlk ve Orta Öğretim Okulunda 2 adet laboratuvar, 1 kütüphane, 1 bilgisayar dersliği, 1 çok amaçlı salon, 1 ana sınıfı bulunmaktadır. Bugün burada okulumuzun resmi açılışını yapmanın ve ülkemize bir eğitim kurumu daha kazandırmanın gururunu yaşıyoruz. Türk Eğitim Vakfı, İfakat Yavuz Hanımefendi gibi hayırseverlerimizin TEV-İfakat Yavuz İlk ve Orta Öğretim Okulu teknik özellikleri 1700 öğrencinin eğitim gördüğü ilkokul; 21 adet derslik, 2 adet laboratuar, 1 adet kütüphane, 1 adet bilgisayar dersliği, 1 adet müdür odası, 1 adet müdür yardımcısı odası, 1 adet çok amaçlı salon, 4 adet öğrenci WC, 2 adet öğretmen WC, 2 adet engelli WC, 1 adet temizlik odası, 1 adet kantin, 1 adet elektrik odası, 1 adet kazan dairesi, 1 adet ana sınıfı, 1 adet ana sınıfı mutfağı, 1 adet ana sınıfı WC’sinden müteşekkil brüt 2648 m² brüt alana sahip desteğiyle hizmetlerini her geçen gün arttırarak devam ettirecektir. İfakat Yavuz Hanımefendiye ve tüm bağışçılarımıza tekrar teşekkür ediyor, saygılarımızı sunuyoruz.” dedi. TEV Genel Müdürü Yıldız Günay da, kurulduğu 1967 yılından bu yana, 200 binden fazla öğrenciye verilen burslar, yaptırılan 27 eğitim tesisi ile eğitim konusunda Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşu olan TEV olarak bugüne kadar hep, “Gençliğin yetişmesine hizmet, bir insanlık ve vatan borcudur” anlayışıyla hareket etiklerini vurguladı. Günay, 23 Ekim ve 9 Kasım tarihlerinde Van’da meydana gelen deprem felaketlerinin hemen ardından depremde zarar gören ailelerin Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi ile yüksek öğrenimde eğitim görmekte olan çocukları için karşılıksız burs programı başlattıklarını, Mart 2012 itibarıyla 12 TEV’den haberler TEV’den haberler Emekli Vali Hüseyin Öğütçen’in ardından… 250 Vanlı depremzede öğrenciye aylık 130-340 TL’lik burs verdiklerini söyledi. Günay, geçen yıl başlatılan Türkiye Kumbarası Projesi çerçevesinde de Van’da evsiz kalan öğretmenler için öğretmen evi, barınma sıkıntısı çeken öğrenciler için öğrenci yurdu, yine depremzede gençler için burs projesinin de tamamlandığını sözlerine ekledi. Türk Eğitim Vakfının bir dönem Genel Müdürlüğü ve İzmir Şube Başkanlığı görevini uzun yıllar büyük bir özveriyle yürüten Emekli Vali Hüseyin Öğütçen, 23 Ağustos 2012 tarihinde aramızdan ayrıldı. Hayatta heykeli diklen tek vali olan Hüseyin Öğütçen’i çok özleyeceğiz. 1700 öğrenci için sıcak bir yuva TEV Genel Müdür Yardımcısı Güsel Bilal de, törende yaptığı konuşmada, Türkiye’deki en güvenilir eğitim vakfı TEV’e geçen yıl 1 milyon TL’lik birikimi ile okul yaptırmak üzere başvuran İfakat Yavuz Hemşire adına Van’a okul yaptırmak üzere harekete geçtiklerini söyledi. Bilal, Milli Eğitim Bakanlığı’nın belirlediği Van’da en merkezi konumda yıkılan 2 Nisan İlköğretim Okulunun yerine 21 derslikli yeni bir okul açmak üzere Nisan’da temel attıklarını anlattı. Bilal; “Bu okul tüm bağışlardan çok farklı bir yere sahip. Çünkü yıllarca hemşirelik ile kazandığı küçük birikimlerini damla damla biriktiren ve TEV’e okul yaptırmak üzere bağışlayan çok özel bir kişinin adına bu okulu yapıyoruz. Birçok kurum okul yaptırıyor. Ama Sayın İfakat Yavuz tüm birikimini, 78 yaşına kadar kazandığı ve eline geçen tüm emeğini bu okul için bağışlamış durumda. Kendisinin bu önemli bağışını deprem felaketi ile yıkılan Van’da ismine yaptırılacak bir okulla gerçekleştirmekten çok büyük mutluluk duyuyoruz.” dedi. 78 yıllık bir eğitim romanı Trabzon’un Vakfıkebir İlçesi Gökçe Köyü’nde 1934 yılında doğan İfakat Hemşire Türkiye’de kız çocukTEV dergi Ocak 2013 13 TEV Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç ve Van Valisi Münir Karaloğlu, bağışçı İfakat Yavuz’a, Van’a yaptırdığı okul için teşekkür plaketi takdim etti. larının zorlu eğitim yolculuğunu anlatan en önemli örneklerden biri. Gökçe Köyü’nde doğduğunda okul olmayan ancak daha sonra sırtında dereden kum taşıyarak yapımına yardım ettiği okula bile kız olduğu için gönderilmeyen İfakat Hemşire’nin kararlı çabası, 1951 yılında geçirdiği bir hastalık ile başlıyor. 16 yaşında ağır romatizma hastalığına yakalanan ve ailesinin sırtında Trabzon’da Numune Hastanesi’ne tedavi için götürülen İfakat Yavuz, hemşirelik mesleği ile hasta yatağında tanışıyor. Kendi deyimi ile “Melek gibi görünen” hemşirelerin bakımı ile sağlığına kavuşan İfakat Hemşire o gün aklına okumayı ve hemşire olmayı koyuyor. Köyüne döndükten sonra okula giden erkek çocuklara, “Sizin okulunuz için dereden sırtımda kum taşıdım. Şimdi siz de benim için mektup ya- zın” diyerek İstanbul’daki kuzeniyle mektuplaşmaya başlayan İfakat Yavuz, 1955 yılında “Hala kızını görme” bahanesi ile ailesini ikna ederek köyden İstanbul’a yola çıkıyor. İfakat Hemşire 1959 yılında SSK İstanbul Samatya Hastanesi’ne Hemşire olarak atandığında kendisine yeni bir hedef daha koyuyor: Kazandığı gelirin bir kısmını ayırarak adına bir okul yaptırmak. 1964 yılında fizyoterapist unvanını da alan İfakat Hemşire, 1986 yılına kadar SSK Samatya Hastanesi’nde çalışıyor. Daha sonra özel fizyoterapist olarak devam ettirdiği mesleği boyunca okul yaptırmak için birikim yapmaya devam ediyor. İfakat Yavuz, zorlu ve mücadeleli geçen tüm bu eğitim hayatı ve meslek hayatı süresince kurduğu okul yaptırma hayaline 78 yaşında TEV’in onun adına yaptırdığı okulla kavuştu. Türk Eğitim Vakfında Genel Müdürlük ve İzmir Şube Başkanlığı görevlerini de yürüten Hüseyin Öğütçen, 23 Ağustos 2012 tarihinde aramızdan ayrıldı. İzmir Şubesinin gelişmesinde ve TEV’in İzmir’de tanınmasında çok büyük emeği geçen Hüseyin Öğütçen’in TEV Genel Müdür Yardımcısı Güsel Bilal’e özel bir sevgisi vardı. O’nu kızı gibi görüyordu. Güsel Bilal Hüseyin Öğütçen’i anlatırken bir babayı kaybetmenin derin üzüntüsünü de yaşıyor. Güsel Bilal O’nun ardından şunları söylüyor: “Hüseyin Öğütçen’e benim çok özel sevgi ve saygım vardı. Hüseyin Öğütçen yeri doldurulamayacak, eğitimin ve öğretimin hayatın her alanında büyük önem taşıdığını sürekli olarak vurgulayan, çok değerli bir yönetici idi. Ülkemizin bugüne kadar yetiştirdiği en başarılı valiler arasında yer alıyordu. İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan “İz Bırakan Mülki İdare Amirleri” adlı kitapta yer verilen 87 önemli isimden biriydi. Sicilinde Valiliklerce verilen 5, Milli Eğitim Bakanlığınca verilen 4, İçişleri, Turizm ve Sağlık Bakanlıklarınca verilen toplam 12 takdirnameye sahip örnek bir yöneticiydi. Mülki idarelerdeki valilik ve kaymakamlık görevlerinden ayrıldıktan sonra 2 bulvar, 1 cadde, 1 meydan, 3 park, 1 toplantı salonu, 1 şölen bahçesi, 1 spor salonu ve Hak- kari-Cilo Dağları’nda yer alan 3311 rakımlı tepe olmak üzere 11 yere yaptığı çalışmalara istinaden ismi verilmiştir.” Güsel Bilal ayrıca ülkemizde her yıl 10 Ocak’ta kutlanan İdareciler Gününde, Ankara’da Genel Merkezin düzenlediği toplantıda yılın en başarılı kaymakamına “Hüseyin Öğütçen Başarı Ödülü” verildiğini de sözlerine ekliyor. Hüseyin Öğütçen, Valilik ve Kaymakamlık çalışmalarından edindiği gözlemleri, çalışma yaşamına dair anılarını “Bir İdarecinin Zamanla Yarışı” adlı kitabında toplayarak, herkesin deneyimlerinden faydalanmasını da sağladı. Görev yaptığı her yerde olduğu gibi, İzmir’e de sayısız eser kazandıran ve hayatta heykeli dikilen tek vali olan Hüseyin Öğütçen’i çok özleyeceğini dile getiren Güsel Bilal; “Nur içinde yatsın. 2012 yılında Vakfımız ve benim için çok değerli olan iki şahsiyeti kaybettik, acımız büyük. Vakfımızın kurucularından, Vakfımızda uzun yıllar Yönetim Kurulu ve Mütevelli Heyeti Üyeliği yapan, Mütevelli Heyeti Başkan Vekilimiz Dr. Şahap Kocatopçu’yu da Nisan 2012’de kaybetmiştik. Her iki büyüğümüzü de minnet ve şükranla anıyoruz.” diyor. TEV’den haberler 14 TEV’den haberler Safiye Ayla ve Zeki Müren’in adını yaşatacak geleceğin yeni sesleri belli oldu Ünlü ses sanatçısı ve Şef Tülûn Korman’ın başkanlık ettiği, Türkiye’de Türk Müziği konusunda söz sahibi 10 kişiden oluşan jüride; Koro Şefi Süheyla Atmışdört, ses sanatçısı Nesrin Sipahi, ses sanatçısı ve Koro şefi Kutlu Payaslı, Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu Şefi Fatih Salgar, TRT Müzik Dairesi Başkan Yardımcısı Özgen Gürbüz, ses sanatçısı ve Koro Şefi Serap Mutlu Akbulut, ses sanatçısı Münip Utandı, Gazeteci-Yazar Mehmet Barlas, Gazeteci-Yazar Doğan Hızlan, Türk Musikisi Vakfı Başkan Vekili Dr. Osman Simav yer aldı. Yarışmanın birincileri Aynur Ezgi Yolcu ve Berk Özçam oldu 12 finalist, sanat ve yayın dünyasının ünlü isimlerinden oluşan jüri tarafından sahnede dinlendi. Safiye Ayla ve Zeki Müren’in anısına gerçekleştirilen ve yeni sesleri topluma tanıtma amacı ile düzenlenen ses yarışmasına katılan adaylar, Safiye Ayla ve Zeki Müren adına ayrı dalda yarıştılar. Jüri tarafından yapılan Safiye Ayla ve Zeki Müren’in adını yaşatacak geleceğin yeni sesleri, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen geceyle belli oldu. Türk Sanat Müziği severlerin ücretsiz izlediği yarışmada, 12 özel ses yarışırken ünlü sanatçı Melihat Gülses de yorumlarıyla geceye renk kattı. Türk Eğitim Vakfı (TEV) ve TSK Mehmetçik Vakfı tarafından Türk Sanat Müziği’nin iki önemli ismi anısına ses yarışması düzenleniyor. Yeni sanat müziği yıldızlarının seçildiği, 4. Safiye Ayla - Zeki Müren Ses Yarışması’nda ödüller, 8 Aralık 2012 tarihinde, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşen gecede verildi. Sanatçı Melihat Gülses de yorumlarıyla, bu TEV dergi Ocak 2013 unutulmaz geceye renk kattı. TEV ve Mehmetçik Vakfı’nın Safiye Ayla ve Zeki Müren adına üç yılda bir düzenlediği, 4. Ses Yarışması’nı Türk Sanat Müziği severleri de ücretsiz olarak izledi. Yarışma, TRT müzik kanalından canlı olarak yayınlandı. Yarışmaya bu yıl 258 başvuru yapıldı 4. Safiye Ayla - Zeki Müren Ses Yarışması’na bu yıl 258 genç sanatçı başvurdu. Deneyimli jüri kadrosu tarafından değerlendirilen sesler arasından 17 sanatçı Safiye Ayla dalında, 19 sanatçı da Zeki Müren dalında yarı finale kaldı. Sanat Müziği’nin efsanelerinin adlarını yaşatacak 12 genç sanatçı, 26 Kasım’da yapılan elemeler sonucunda finale kaldı. 15 değerlendirmede, TEV-TSK 4. Ses Yarışması Safiye Ayla Dalı’nda Aynur Ezgi Yolcu, Zeki Müren Dalı’nda ise Berk Özçam birinci oldu. Yarışma sonucunda birincilere 10.000 TL, ikincilere 7.000 TL, üçüncülere 5.000 TL, dördüncü, beşinci, altıncılara ise 2,000 TL ve plaket ödül olarak verildi. Berk Özçam TEV-TSK 4. Ses Yarışması Safiye Ayla Dalı Sonuçları Derece 1 2 3 4 5 6 Adı Soyadı Aynur Ezgi Yolcu Berna Anter Murat Erdoğan B. Bütün Büyükzileli Özlem Leyla Atay S. Derya Sirkecioğlu Makam Hüzzam Şarkı Acemkürdi Şarkı Hüzzam Şarkı Nihavent Şarkı Uşşak Şarkı Muhayyer Sünbülü Şarkı Eser Hülyamı Saran Hareli Bir Çift Göze Daldım Söyleyin Nerde O Göz Nuru Ümidini Kirpiklerine Bağladı Gönlüm Bahar Meltemidir Başımda Esen Söyle Sevgili, Sevgili Söyle Gitti O Güzel Yadıma Bir Hanesi Kaldı TEV-TSK 4. Ses Yarışması Zeki Müren Dalı Sonuçları Aynur Ezgi Yolcu Derece 1 2 3 4 5 6 Adı Soyadı Berk Özçam Murat Çağlar Sungur Süleyman Özen Sezen Özmen Topatan Burcu Özsoy İsmail İlker Cansevdi Makam Hicaz Şarkı Kürdilihicazkar Şarkı Kürdilihicazkar Şarkı Kürdilihicazkar Şarkı Kürdilihicazkar Şarkı Segah Şarkı Eser Yıllarca Yazık Boş Yere Hülyalara Kandım İçince Şarabı Ezelde Gönül Takıldı Kaldı O Güzel Başını Göğsüme Koysan Damlalar Damla Damla İçimde Çağlar Gibi Ne Senin Aşkına Muhtaç Ne Esirin OLacağım Derman Kar Eylemez 16 TEV’den haberler TEV çalışanlarının yeni yıl coşkusu TEV çalışanları yeni yılı düzenlenen geceyle kutladı. Coşku dolu gecede, emekleriyle TEV’in her zaman yanında olan kişilere de teşekkür plaketi sunuldu. TEV Genel Müdürlük çalışanlarının katılımıyla, 28 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen yemekte yeni yıl coşkusu yaşandı. Nakkaş Restoran da düzenlenen gecede, 2012 yılını danışman olarak görevlerini sürdüren Necmettin Bağcı, Özcan Özden, Mehmet Esin, Mehmet Ali Söylemez ve Hatice Gültekin’e emeklerinden dolayı teşekkür plaketi takdim edildi. 2012 yılını özverili çalışmalarıyla ve başarıyla tamamlayan çalışanlar, 2013 yılında yeni başlangıçlarla çalışmalarına devam edeceklerini dile getirdiler. TEV Genel Müdürlük çalışanları Cumhuriyet Bayramını kutladı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, TEV Genel Müdürlük binasında, TEV bağışçıları ve TEVİTÖL’lü öğrencilerle birlikte kutlandı. Kutlama töreninde, TEV Genel Müdürlük çalışanlarının kendilerinin yaptığı lezzetli ikramlarda bulunuldu. Tango danslarıyla kutlanan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, kutlamaya katılanlar için unutulmayacak bir gün oldu. TEV dergi Ocak 2013 TEV’den haberler 17 TEV yeni yıl kartları alarak öğrencilere destek oldular Türk Eğitim Vakfı, yeni yılda sevdiklerine kart göndermek isteyenler için yeni bir uygulama başlattı. 2013 yeni yılı için TEV kartlarıyla sevdiklerine mesajlarını ileten 20 kurum, 53 öğrencinin de yıllık bursunu karşılamış oldu. Türk Eğitim Vakfı, 46 yıldır 200 bine yakın gence burs vererek ve eğitim kurumları yaparak, milli eğitimimize destek olmak amacıyla çalışıyor. Vakfın kaynakları, vasiyet ve hibe yoluyla yapılan bağışların yanı sıra çelenk, mutlu gün bağışları ve kurumlarla yapılan projelerden oluşuyor. Türk Eğitim Vakfı, güvenilir, şeffaf ve tarafsız olma ilkelerini korumanın temel amaçları olduğunu her ortamda vurguluyor. Ülkemizde son yıllarda, sosyal sorumluluk kampanyalarına daha çok ilgi duyuluyor ve önem veriliyor. TEV başlattığı yeni uygulama ile sevinçlerinizi, iyi dileklerinizi sevdiklerinizle paylaşmanızı sağlıyor. Düğün, doğum günü, yeni yıl, doğum ya da geçmiş olsun demek için TEV Mutlu Gün Kartlarıyla sevdiklerinize mesajlarınızı iletebilirsiniz. Aldığınız her kart ile aynı zamanda öğrencilerin eğitimine destek de olacaksınız. 2013 yılı için iyi dilek mesajlarını iletişimde olduğu kişilere TEV Mutlu Gün Kartı göndererek kutlayan 20 kurum, bu sayede 28 Meslek Lisesi öğrencisinin ve 25 Üniversite öğrencisinin de yıllık burslarını karşılamış oldular. İletişimde son durak: Twitter Türk Eğitim Vakfı, çalışmalarını ve projelerini anlık ve dönemsel olarak internet ve diğer yayın organları üzerinden duyurarak, sosyal medyadaki yerini yıllar önce aldı. Son olarak TEV bu mevcut iletişim kanallarının içerisine, internet iletişim portallarından biri olan twitter’ı da ekledi. Böylece, TEV dostlarını bir platformda buluşturan TEV, sosyal medyada büyük bir güç haline gelme hedefinde önemli bir mesafeyi de katetmiş bulunuyor. Twitter’ı kullanmak, Vakıfla ilgili faaliyet ve projelerden anlık olarak haberdar olabilme ve gerçekleşen interaktif etkileşim süreci içerisinde birlikte olabilme imkanını sunuyor. Vakfın çalışmalarını www.twitter.com/ tevkurumsal linkinden takip edebilirler. TEV’den haberler 18 TEV’den haberler TEV Ankara Şube, Cumhuriyetimizin 89. yılını coşkuyla kutladı TEV Ankara Şube Başkanlığı, Cumhuriyetimizin 89. yıl dönümünü çok sayıda davetlinin katıldığı konferansla kutladı. “Cumhuriyet ve Atatürk” konulu konferansı Prof. Dr. Emre Kongar verdi. TEV Ankara Şube Başkanlığı, Vehbi Koç ve Ankara Araştırmaları Merkezi’ne bağlı Ankara Bağ Evi’nde, Cumhuriyetimizin 89. yıl dönümünü bir konferansla kutladı. Konferans öncesinde Ankara Kulübü Seğmenleri Halk Dansları Topluluğu, Ankara Seğmen oyunları ile konferansa renk kattı. Anayasa Mahkemesi Eski Başkanı Yekta Güngör Özden’in de aralarında bulunduğu konferansa, Ankara Kulübü Seğmenleri ile çok sayıda davetli katıldı. Prof. Dr. Emre Kongar tarafından verilen “Cumhuriyet ve Atatürk” konulu konferans ilgiyle izlendi. Konferansın sonunda Kongar, katılımcılardan gelen soruları yanıtladı. Ayrıca Konferans sonrası düzenlenen kokteyl’de Kongar kitaplarını imzaladı. TEV Ankara Şubesi Ankara Üniversitesindeydi TEV Ankara Şubesi, Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesinde bir tanıtım toplantısı düzenledi. Toplantıda bir sunum yapan TEV Ankara Şube Yürütme Kurulu Başkanı Ömer Turna, Üstün Başarı, ihtiyaç, Yurtiçi ve Yurtdışı Yüksek Lisans Bursları ve Doktora ile TEV-Singa Doktora Bursları hakkında öğretim üyeleri, lisans ve yüksek lisans öğrencilerine bilgi verdi. Ömer Turna TEV dergi Ocak 2013 Katılımcılar tarafından başta ihtiyaç bursu olmak üzere Yurtiçi ve Yurtdışı Yüksek Lisans ile TEV-Singa Doktora Bursları hakkında yöneltilen soruları cevaplayan Ömer Turna, TEV’in yürüttüğü sosyal çalışmalar ile desteklediği kongre ve sempozyumlar hakkında da açıklamalarda bulundu. Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekan Yardımcı Bülent Akay başta olmak üzere öğretim üyeleri ve öğrenciler, yaptıkları sunum nedeniyle TEV Ankara Şube Yürütme Kurulu Başkanı Ömer TURNA’ya teşekkür ettiler. 19 Ankara’da yıl sonu bağışçı yemeği düzenlendi TEV Ankara Şubesi, 14 Aralık 2012 tarihinde Doubletree By Hilton Ankara Oteli’nde yıl sonu bağışçı yemeği düzenledi. Yemeğe çok sayıda bağışçıyla birlikte TEV yöneticileri ve şube çalışanları katıldı. TEV Ankara Şubesinin her yıl sonunda düzenlediği yıl sonu bağışçı yemeği, Doubletree By Hilton Ankara Oteli’nde gerçekleştirildi. 14 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen yemeğe, TEV Mütevelli Heyet Üyeleri İmren Aykut ve Güler Berkin’in yanı sıra Genel Müdür Yıldız Günay, Genel Müdür Yardımcısı Güsel Bilal, İzmir Şube Başkanı Gülnur Soybayraktar, çok sayıda bağışçı ile 75. Yıl Dinlenme ve Bakımevi’nde kalan bağışçı ve konuklar, Ankara’daki çeşitli üniversitelerde görevli akademisyenler, Şube Yürütme Kurulu Üyeleri, gönüllüler ve şube çalışanları katıldılar. Ankara Şube Başkanı Ömer Turna, yemek öncesi yaptığı konuşmada, 2012 yılının çok bereketli bir yıl olduğunu alınan bağışlarla elde edilen gelir ve verilen burs sayısının bunu gösterdiğini söyledi. Ankara’daki eğitim kurumlarına devam eden 143’ü meslek lisesi, 814’ü yüksek öğretim olmak üzere halen 957 öğrencinin TEV’den burs aldığını belirtti. Turna, bu güne kadar Ankara nüfusuna kayıtlı 29.400 öğrenciye burs verildiğini belirterek, konuşmasına şöyle devam etti: “Ankara’da bulunan üniversitelerden mezun 118’i yurtdışı,13’ü yurtiçi olmak üzere 131 öğrenciye yük- sek lisans bursu veriyoruz. Bununla birlikte halen 53 Üstün Başarı bursiyerimiz bulunuyor.” Yemekte daha sonra TEV Genel Müdür Yardımcısı Güsel Bilal söz aldı. Bilal, TEV’in üç sac ayağı üzerinde durduğunu bunların da bağışçılar, bursiyerler ve gönüllü çalışanlar olduğunu söyledi. Bilal, TEV’in varlık nedeninin başarılı ancak ekonomik desteğe ihtiyacı olan bursiyerler olduğunu, bu bursiyerlere verilen desteğin ise bağışçılar tarafından sağlandığı belirtti. Vakfın gerçek sahiplerinin bağışçılar olduğunu ifade eden Bilal, Vakfı da bağışçılarla gö- nüllülerin buluşturduğunu sözlerine ekledi. Yemekte son olarak TEV Genel Müdürü Yıldız Günay bir konuşma yaptı. Günay, Ankara’da bulunan bağışçılarla, ilk defa bir araya geldiğini ve bu buluşmadan dolayı çok mutlu olduğunu söyledi. Günay, bundan sonra daha fazla bir araya geleceklerini vurgulayarak, organizasyonda emeği geçenlere teşekkür etti. Konuşmalardan sonra yemeğe geçildi. Sanatçıların seslendirdikleri şarkılara eşlik eden bağışçılara, yemekten sonra hediyeler verildi. 20 TEV’den haberler TEV’den haberler Bağışçılar ve bursiyerler yeni yıl yemeğinde buluştu TEV İzmir Şube, bağışçılar, bursiyerler ve TEV dostlarını yeni yıl yemeğinde bir araya getirdi. 19 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen yemek, Ege Bölgesi Sanayi Odası restoranında gerçekleştirildi. TEV İzmir Şubesi, Narlıdere Huzur Evinde kalan 28 bağışçı ve İzmir’de ikamet eden 18 bağışçı ile TEV gönüllülerini ve bursiyerlerini yeni yıl yemeğinde bir araya getirdi. Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın restoranında düzenlenen yemek 19 Aralık 2012 tarihinde gerçekleşti. Konservatuar öğrencisi olan iki TEV bursiyeri de çaldıkları enstrümanlarla yemeğe renk kattı. Ayrıca yemekte bursiyerlerle birlikte bağışçılara da yeni yıl hediyesi verildi. Bayramda TEV bağışçıları ziyaret edildi TEV İzmir Şube Müdürü Gülnur Soybayraktar ile TEV gönüllüleri, 19 Ekim 2012 tarihinde Narlıdere Huzurevinde kalan TEV bağışçılarını ziyaret ederek, bayramlarını kutladı. İzmir Şube Müdürü Gülnur Sonbayraktar, “Dini bayramlar inançla, milli bayramlar ise ulusal değerlerimizle ilgili olarak sevinçlerin paylaşıldığı günlerdir. Biz bu sevinçleri TEV ailesinin direği bağışçılarımız ve bizlere emeği geçen gönüllülerimizle birlikte kutlamanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. Binlerce gencin yüzünü güldüren, eğitim destekçilerinin ellerini öpmenin, yanlarında olabilmenin büyük bir ayrıcalık olduğunu belirten Soybayraktar, “Bu güzel ve anlamlı günümüzde ülkemizde her alanda olduğu gibi eğitimde de büyük fayda sağlayan onursal başkanımız, rahmetli eski valimiz Hüseyin Öğütçen’i de rahmetle andık. Bu bayram boynumuz bükük olsa da, hayatına dokunduğumuz her bursiyerimizin ışığıyla, onun yolundan yürümeye devam edeceğiz” diye konuştu. TEV dergi Ocak 2013 Gönüllü hanımlardan gönüllülük eğitimi Bursiyer öğrenciler Uzay Kampı gezisinde TEV İzmir Şubesi Gönüllü Hanımlar Kolu üyeleri, 28 Eylül 2012 tarihinde “Gönüllülük Eğitimi” düzenledi. TEV İzmir Özel Cumhuriyet Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu’nda gerçekleşen eğitim, eğitmen Gül Kırçıl tarafından verildi. Eğitimde, gönüllü TEV üyelerine, gönüllülük hakkında bilgi verilerek, sosyal alanlarda TEV’in tanınırlığını artırmak için neler yapılması gerektiği hakkında bilgi verildi. Özellikle kişilerin birbirini tanımasının önemi üzerinde duruldu. Tanımak ve tanışmaya ilişkin oyunlarla çalışmalar yapıldı. Çeşitli çalışma grupları oluşturularak, gönüllülerin etkin çalışması için program yapılması kararlaştırıldı. TEV İzmir Özel Cumhuriyet Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdunda kalan TEV bursiyerleri, İzmir Gaziemir’de bulunan Uzay Kampı’nı 18 Aralık 2012 tarihinde ziyaret etti. 53 öğrencinin ziyaret ettiği Uzay Kampı, dünyadaki üç uzay kampından biri olup aynı zamanda Huntsville Alabama’daki ABD Uzay ve Roket Merkezine bağlı. Kamp, uzay eğitimindeki en son gelişmelerden ve NASA’nın Uzaktan Eğitim Ağı’ndan yararlanıyor. Uzay Kampı, interaktif öğrenmeyle; genç ve yetişkinler uzay bilimleri eğitimi alıyor, uzay simülatörlerini kullanarak takım çalışması tecrübesi kazanıyor ve uzay teknolojisi hakkında fikir sahibi oluyorlar. Daha sonra öğrenciler, uzay mekiğinde ve yer kontrol merkezinde görev alarak, ortak çalışma imkânı sağlanıyor. Öğrenciler yeteneklerine göre uzay mekiği ya da yer kontrol merkezinde bir göreve atanıyor. Bir saatlik görev eğitiminin sonunda grup olarak verilen görevi başarıyla tamamlamaya çalışıyorlar. 21 22 TEV’den haberler TEV’den haberler Bursa TEV afişleriyle donatıldı TEV Ankara Şubesi kitap fuarında stant açtı Ankara Ticaret Odası Congresium’da, 1-9 Aralık 2012 tarihleri arasında, “Kitap Kurdu’nun Başkentte Sonsuz Keşfi” adlı kitap fuarı düzenlendi. Fuarda, TEV Ankara Şubesi de tanıtım standı açarak, standa gelen konuklara TEV’i tanıtma fırsatı buldular. TEV çalışmalarını Bursalılara anlatmak ve TEV çalışmaları hakkında bilgi vermek amacıyla TEV Bursa Şubesi Bursa’yı TEV tanıtım afişleriyle donattı. Metro va- Antalyalı bağışçımızın doğum gününü birlikte kutladık TEV Antalya Şubesi, bağışçısı Gülten Çağlayan’ın 81. yaş gününü düzenlenen bir organizasyonla kutladı. 12 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen doğum günü, TEV Antalya Şube Yürütme Kurulu Başkanı Emin Demirörs, bağışçı Serpil Tomris Coşkun, şube çalışanlar ve gönüllüler birlikte kutlandı. TEV dergi Ocak 2013 gonlarında, otobüs duraklarında ve Bursa’nın en işlek yol kenarlarında sergilenen afişler, Bursalıların ilgisini çekti. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ziyaret edildi TEV Genel Müdürü ve Antalya Şubesi yetkilileri, TEV’e tahsis edilmesi düşünülen 150 kişilik kız ve 150 kişilik erkek öğrenci yurdu ile ilgili temaslarda bulunmak üzere, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ı ziyaret etti. TEV Genel Müdürü Yıldız Günay, Hukuk Müşaviri Nermin Ceylan, Varlık Yönetimi Direktörü Işıl Soyhan, İnşaat Servisi Danışmanı Özcan Özden, İnşaat Servisi Müdürü Cengiz Genç, Bilgi İşlem Müdürü Mustafa Meral’in hazır bulunduğu ziyaret, 7 Kasım 2012 tarihinde gerçekleşti 23 Balıkesirliler kahvaltıda buluştu TEV Balıkesir Şube Kadınlar Kolu, 2 Aralık 2012 tarihinde, geleneksel hale gelen kahvaltılı toplantılarının beşincisini gerçekleştirdi. Otel Basri’de düzenlenen toplantıya, Vali Ahmet Turan, Balıkesir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahir Alkan ile birlikte Balıkesir’in iş adamları, sanayicileri, öğretim üyeleri, serbest meslek mensupları ve TEV dostları katıldı. Toplantıda, Kadınlar Kolu Başkanı Jale Bayraktar’ın TEV’i tanıtan konuşmasının ardından Vali Ahmet Turan söz aldı ve TEV’in çalışmalarından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. TEV Trabzon Şubesinde Öğretmenler Günü kutlandı TEV Trabzon Şube, her yıl 24 Kasım Öğretmenler Gününü, emekli ve çalışan öğretmenlerle birlikte kutluyor. Kutlama töreninde Trabzon’da sevilip, sayılan ve eğitime gönül veren beş emekli öğretmene de ayrıca plaket takdim edildi. Törene Trabzon İl Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, bağışçılar, bursiyerler, TEV Trabzon Şube çalışanları ve gönüllüler katıldı. TEV Trabzon Şube Başkanı Hasan Melek’in açılış konuşması yaptığı törende TEV logolu pasta da kesildi. 24 TEV’den haberler TEV’den haberler Türk Eğitim Vakfı bu yıl Üstün Başarı Bursunu almaya hak kazanan geleceğin lideri 70 genci tanıttı Türk Eğitim Vakfının, geleceğin liderlerinin desteklenmesi amacıyla 2007 yılından bu yana verilen ‘Üstün Başarı’ bursları, bu yıl da TEV Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç’un katılımıyla düzenlenen toplantıda tanıtıldı. nin geleceğini yaygın ve kaliteli eğitimde gören, değerli bağışçılarımızın gurur günüdür. Menkul ve gayrimenkul varlıklarını Vakfımıza bağışlayarak ülkenin eğitimine büyük hizmet eden bu hayırseverlere huzurunuzda sonsuz teşekkürlerimizi sunmak istiyoruz. Üstün Başarı Bursunu kazanan gençlerimizden beklentilerimiz yüksek olup, hepsinin gelecekte başarılarıyla adından söz ettireceğine inanıyoruz. Kendilerini tebrik ediyor, başarılarının bundan sonra da devam etmesini diliyoruz.” dedi. TEV Üstün Başarı Bursları 2007 yılından bu yana veriliyor Türk Eğitim Vakfı (TEV) 40. kuruluş yılı vesilesiyle 2007 yılından itibaren Türkiye’de ilk defa geleceğin liderlerini desteklemek üzere Üstün Başarı Bursları vermeye başladı. Üstün Başarı Bursuna Lisans Yerleştirme Sınavında (LYS), MF1, MF2, MF3, MF4, TM1, TM2, TM3, TS1, TS2 puan türlerine göre ilk 2000’e giren, Mühendislik-Mimarlık, Sağlık Bilimleri, İdari Bilimler, Temel Bilimler, Sosyal Bilimler ve Hukuk alanlarında öğrenim gören öğrenciler başvuru yapabiliyor. Başarılı fakat maddi olanaklardan yoksun gençlerin eğitimi için 1967 yılından bu yana hizmet veren Türk Eğitim Vakfı, Üstün Başarı Bursuna hak kazanan öğrencileri 21 Ocak 2013 tarihinde Divan Kuruçeşme’de düzenlediği toplantı ile tanıttı. TEV Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç’un ev sahipliğinde düzenlenen TEV dergi Ocak 2013 ve bu yıl Üstün Başarı bursuna hak kazanan 70 öğrencinin tanıtıldığı toplantıya, TEV Mütevelli Heyeti Başkanı Rona Yırcalı, Yönetim Kurulu Üyeleri, bağışçılar, bursiyerler ve iş dünyasından birçok davetli katıldı. Geçmiş yıllardan 146 öğrenci TEV’den üstün başarı bursu almaya devam ediyor. Bu öğretim yılında da 70 öğrenci seçilerek, 2012-2013 öğretim yılında toplam 216 öğrenci TEV’den Üstün Başarı Bursu alıyor. 2012-2013 yılı için seçilen 70 Üstün Başarı bursiyerinin tanıtıldığı toplantıda bir açılış konuşması yapan Türk Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç duygularını şöyle dile getirdi; “Bugün, Türk Eğitim Vakfı’nı yücelten ve bugünlere getiren, ülke- 25 İlgili puan türlerine göre ilk 2000’e giren 5200 öğrenciye, Üstün Başarı Bursları hakkında bilgi mektubu gönderildi. Bu burslar için Türk Eğitim Vakfına 1700 öğrenci başvuruda bulundu. İlk dosya bazında yapılan değerlendirme ile 663 öğrenci kompozisyon yazmaya davet edilerek, kompozisyonlar uzman tarafından okunarak puanlandırılıyor. Bir sonraki aşamada adaylar kompozisyon puanları da dikkate alınarak sıralanıyor ve ilk 185 başarılı öğrenci mülakata davet edi- liyor. İstanbul ve Ankara’da dört gün süreyle, çeşitli uzmanlık alanlarına sahip öğretim üyelerinden oluşan jüri tarafından yapılan mülakatlarda adaylar özellikle liderlik vasıfları ve gelecekteki hedefleri dikkate alınarak değerlendiriliyor. Bütün bu aşamaların sonunda 70 öğrenci Üstün Başarı Bursunu almaya layık görülüyor. Sanat alanında eğitim alan 10 aday içinden üç sanat öğrencisi, yine konusunda uzman öğretim üyeleri huzurunda gerçekleştirilen müzik sunumları sonucunda seçiliyor. TEV Üstün Başarı Bursunu alacak öğrencilerden 18’i LYS’de ilk 100, 19’u ilk 500, 14’ü ilk 1000, 14’ü ilk 2000 içerisinde yer alıyor. Sanat alanındaki üç bursiyer ise özel yetenek sınavı ile üniversiteyi kazandı. Bursiyerlerimizin 50’si İstanbul’da, 20’si Ankara’da, öğrenim görüyor. Öğrenciler ailelerinin bulundukları illere göre Türkiye’nin 19 ilinden geliyor. Bursiyerlerin 40’ını erkek, 30’unu kız öğrenci oluşturuyor. Koç Üniversitesinde 20, Boğaziçi Üniversitesinde 19, ODTÜ’de 7, Ha- cettepe Üniversitesinde 5, Bilkent Üniversitesinde 5, İstanbul Üniversitesinde 4, Galatasaray Üniversitesinde 3, Bilkent Üniversitesinde 2, İstanbul Teknik Üniversitesinde, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde, Sabancı Üniversitesinde, Türk Hava Kurumu Üniversitesinde, Yeditepe Üniversitesinde 1’er öğrenci öğrenim görüyor. Alanlarına göre ise 24’ü Mühendislik, 14’ü İdari Bilimler, 11’i Sağlık Bilimleri, 8’i Hukuk, 5’i Sosyal Bilimler, 5’i Temel Bilimler, 3’ü Müzik alanında öğrenim görüyor. Bu bursa hak kazanan 70 öğrencinin her birine 2012-2013 öğretim yılında 9.500 TL burs ödenecek ve daha önceki yıllardan devam eden bursiyerlerimizle birlikte 216 bursiyere toplam 2 Milyon 52 bin TL burs ödemesi yapılacak. Bu gençlerin konferanslar, seminerler vb. çeşitli etkinlikler düzenlenerek en iyi şekilde yetişmeleri hedefleniyor. Üstün Başarı Bursu alan gençlerin bursları öğrenimleri sonuna kadar devam ediyor. 26 TEV’den haberler TEV üstün başarı bursunu bursu alabilmek için hepimiz çok aşamalı sınavlardan ve mülakatlardan geçtik. Öncelikle Türk Eğitim Vakfı Yönetim Kuruluna, beni üstün başarı bursuna layık gördüğü için en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Taze bir TEV Bursiyeri olarak, biraz kendimden bahsetmek istiyorum. Benim adım Tolga Tolgay. 1993, İzmir doğumluyum. Annem ve babam, tıp doktoru olarak görev yapmaktalar. Ben ilköğrenimimi Kuşadası’nda tamamladıktan sonra İstanbul Özel Amerikan Robert Lisesinden 2012 yılında mezun oldum. Yine 2012 yılında Lisans Yerleştirme Sınavında Türkiye ikincisi, Yerleştirme Sırasında Türkiye üçüncüsü olarak Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandım ve öğrenimimi birinci sınıf öğrencisi olarak orada devam ettirmekteyim. Akademik hayat dışında, dokuz yıldır bateri çalıyorum. Beş yıl boyunca Robert Kolej Orkestrasında bateri çaldım, bu orkestranın saymanlığını ve başkanlığını yürüttüm. Mezun olurken, Robert Kolej’de gelenek haline gelen, her dönemin mezunlarından sadece iki kişiye verilen ve sanatta gelişimi takdir eden Bülent Ecevit Özel Ödülüne layık görüldüm. Robert Kolej’de öğrenim gördüğüm beş yıl boyunca, devlet okullarına giderek konserler verdim. Bu okul öğrencileriyle kurduğum iletişim sonucunda birçoğuna büyük umutlar aşıladığıma inanıyorum. İki yıl boyunca, Arnavutköy’de bir devlet okulu öğrencilerine piyano ve gitar dersleri verdim. Halen haftada bir gün Sarıyer’de liseye hazırlanan devlet okulu öğrencilerine gönüllü olarak Türkçe dersleri vermekteyim. TEV Bursiyeri olmaktan çok büyük onur duyuyorum. Ancak, bu onurun yanında çok büyük sorumluluklarımın da olduğunun farkındayım çünkü TEV ailesinin bir üyesi olmak çok çalışmak demek, kendini sürekli geliştirmek, bizden sonra gelecek nesillere bu ruhu aşılamak demek. Ve en önemlisi ülkemizin geleceğini, cumhuriyetimizin kuruluş ruhuna ve demokrasiye uygun bir biçimde şekillendirmek için elinden geleni yapmak demek. Tüm TEV ailesine en içten saygılarımı sunuyorum ve güvenlerine layık olmak için var gücümle çalışacağıma söz veriyorum. Bu vesile ile bu güzel vakfın kurucusu Vehbi Koç Beyefendiyi huzurlarınızda saygıyla anıyorum. Tolga Tolgay Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. Sınıf Öğrencisi TEV dergi Ocak 2013 TEV’den haberler Ben İzel Çelik. Yolculuğuma altı yıl önce büyük bir adımla, ailemi Tekirdağ’da bırakıp İstanbul Erkek Lisesi’ne giderek başladım. Bana yeni ufuklar açacak; hayata, olaylara farklı bakış açılarıyla yaklaşmamı sağlayacak bir ortam sundu lisem. Ben de beş yıl boyunca bana birçok fırsat tanıyan okulumun aktivitelerine katılmaya, okula da kendimden bir şeyler katmaya çalıştım. Aldığımız Almanca eğitim sayesinde iki kez Almanya’da değişim programına katıldım; Alman ailelerde kalıp önyargıları kırmak ve onların kültürünü yakından tanımak, bizimkini de en iyi şekilde tanıtmak için oradaki öğrencilerle ortak projelerde rol aldım. Almanya’dan sonra başka bir programla İngiltere’ye gidip hem dilimi geliştirdim hem de farklı insanlar ve hayat görüşleriyle tanıştım. Bunların yanı sıra Türkiye’nin ilk liseler arası kısa film yarışması olan İstanbul Lisesi Film Festivali’nin organizasyonunda başkan olarak görev yaptım. Bu organizasyonun beni sabırlı olma ve sorunlarla başa çıkma konusunda geliştirdiğine inanıyorum. Temmuz 2011’de İstanbul Üniversitesi’nin Yaz Programı’na katılıp üç hafta boyunca genetik bölümünü yakından inceleme, deneyler yapma ve oradaki öğretim görevlileri, doçentlerle fikir alışverişinde bulunma fırsatım oldu. Bu programla çocukluğumdan beri ilgimi çeken biyolojinin yerini başka bir bölümün dolduramayacağını anladım. Liseden Abitur diplomasını da alarak mezun olduktan sonra bu yılki üniversite sınavlarında da başarı göstererek Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünü kazandım. Başarının tadını bir kez almış birisinin çıktığı yolculuktan dönemeyeceği kanısındayım ve Atatürk’ün bizi çağdaş uygarlığa taşıyacak “bilim, fen, teknik”’in rehberliğindeki aydınlık yolunda yürümeye ve kendimi sürekli geliştirmeye hazırım. Bu zorlu yolculuğumuzda destekleriyle bizleri motive eden, güçlendiren Türk Eğitim Vakfına çok teşekkür ediyorum. Bu destekler sayesinde TEV’in gurur duyabileceği bir birey olma dileğiyle… İzel Çelik Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Sayın Türk Eğitim Vakfı Bağışçıları ve Yetkilileri, Değerli Arkadaşlar, Ben Alican Ayçiçek. Sabancı Üniversitesi Uluslararası Çalışmalar Bölümü ikinci sınıf öğrencisiyim. Annem avukat babam ise bir özel şirkette şoför olarak çalışıyor. İzmirliyim ancak Galatasaray Lisesi’nde öğrenimime başladığım günden bu yana İstanbul’da yaşıyorum. Lise üçüncü sınıfa kadar milli takım seviyesinde sutopu oynadım. Hali hazırda üniversitemin bünyesinde Türkiye ve İspanya modellerini anadil bağlamında karşılaştıran bir proje üzerinde çalışıyorum ve politika kulübü başkanlığını yürütüyorum. Ben etrafımda olup bitenleri anlayabilmenin, hayata, dünyaya, insana dair fikir sahibi olabilmenin yolunun eğitimden geçtiğini düşünürüm. Girdiğim derslerden, okuduğum kitaplardan hayata bakış açımı yenilemelerini beklerim. Bu noktadan hareketle eğitim hayatımda ilerlediğim her gün değişmiş olduğuma, farklı bir ben’e dönüştüğüme inanırım. Ben ve benim gibiler için eğitim, yapacağımız meslek ve kazanacağımız paradan bağımsız olarak, kendini ifade etme biçimidir. Bizler, kendimizi eğitimli kişiler olarak tanımlamayı, var olduğumuz mevkide bilgi ve eğitimimiz doğrultusunda edilgen değil etken konumda yer almayı amaçlarız. Eğitim bizleri ve içinde yaşadığımız toplumu ileri taşıyacağına, kendimizi gerçekleştirebilmemiz ve geliştirebilmemiz konusunda en büyük yardımcımız olacağına inanırız. Eğitimin bizi, dünya sorunlarına çözüm geliştirecek, sorgulayan ve üreten bireyler haline getireceğini düşünürüz. Tıpkı benim gibi, eğitimin gücüne ve anlamına inanan ve bu doğrultuda mücadele eden Türk Eğitim Vakfı’nın bir bursiyeri ve bir parçası olmaktan dolayı çok mutlu olduğumu belirtmek isterim. Alican Ayçiçek Sabancı Üniversitesi Uluslararası Çalışmalar Bölümü 2. Sınıf Öğrencisi Murat Kaan Erdal, Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği birinci sınıf öğrencisiyim. Bu yıl TEV ailesine katıldım. Kırşehir’de doğdum ve büyüdüm. Kırşehir Prof. Dr. İlhan Kılıçözlü Fen Lisesi mezunuyum. Halen lisede okumakta olan bir kardeşim var, babam öğretmen, annemse memur emeklisidir. Okul hayatımın en büyük başarıları lise giriş sınavında sayısal alanında elde ettiğim Türkiye 12.’liği ve üniversite giriş sınavında MF-1 ve MF-2 puan türlerinde elde ettiğim Türkiye birincilikleridir. Bu dereceler, ailemin desteği olmaksızın kendi ayaklarımın üzerinde durmamda çok yardımcı oldu. Bu da benim kendi kararlarını alabilen ve sorumluluklarının farkında olan bir insan olmamı sağladı. Yani biraz daha olgunlaşmama yardımcı oldu. Bu derecelerin bana kattığı bir diğer önemli şey ise şu an içinde olduğum için kendimi şanslı saydığım çevremdir. Bu derecelerin dışında bana çok şey kattığını düşündüğüm bir diğer başarımsa 10. sınıfta iken katıldığım TÜBİTAK tarafından düzenlenen bir proje yarışmasında takım arkadaşımla birlikte elde ettiğim Kayseri bölge ikinciliğidir. Bu yarışma bana takım çalışmasının ne kadar önemli olduğunu görme fırsatı verdi. Projenin hazırlık sürecinde takım arkadaşımla birlikte sorumluluk almanın ve ortaya bir şey koymanın nasıl hisler olduğunu tecrübe ettik. Bunun dışında, yarışma sayesinde, bir işi iyi yapmak için o işin sonucundan ziyade o işin kendisine odaklanmanın önemli olduğu sonucuna vardım. Yani kazanmanın ya da kaybetmenin yalnızca birer gösterge olduklarını ve esas olanın yapılan iş olduğunu öğrendim. Tüm bunlar beni çevresindeki insanların düşüncelerine değer veren ancak kendi düşüncelerini de onlarınkinden hiçbir zaman küçük görmeyen bir insan yaptı. Kısacası burada anlattığım başarılar, benim şu an olduğumu düşündüğüm açık fikirli ve iradeli insan olmamı sağladı. Murat Kaan Erdal Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü 1. Sınıf Öğrencisi 27 28 TEV’den haberler Orhan Çetin adını taşıyan Edirne TEV Anadolu Öğretmen Lisesinde öğrencilerle buluştu Türkiye’de eğitime 46 yıldır 200 bin öğrenciye sağladığı burslarla destek veren Türk Eğitim Vakfı (TEV), Şubat 2012’de eğitime başlanan ve 1,5 milyon TL’ye yapılan Edirne TEV Orhan Çetin Anadolu Öğretmen Lisesinin içerisinde yer alan kapalı spor salonunu açılışını gerçekleştirdi. Yüksek Elektrik Mühendisi Orhan Çetin’in adını taşıyan ve 45 yıllık birikimiyle açılan TEV - Orhan Çetin Anadolu Öğretmen Lisesi’nde 480 öğrenci eğitimini sürdürürken, öğrenci yurdunda da 200 öğrencinin barınma ihtiyacı karşılanıyor. TEV’den haberler TEV Orhan Çetin Anadolu Öğretmen Lisesi’nin içerisinde yer alan kapalı spor salonunun açılışı, 27 Kasım 2012’de Edirne Valisi Hasan Duruer, Uzunköprü Kaymakamı Uğur Kolsuz, Uzunköprü Belediye Başkanı Av. Enis İşbilen, Bağışçı Orhan Çetin, TEV Yönetim Kurulu Üyeleri ve TEV Genel Müdür Yardımcısı Güsel Bilal ile öğrenciler ve öğretmenlerinin katıldıkları törenle gerçekleştirildi. TEV Genel Müdür Yardımcısı Güsel Bilal yaptığı konuşmada, kurulduğu 1967 yılından bu yana, 200 binden fazla öğrenciye verilen burslar, yaptırılan 27 eğitim tesisi ile eğitim konusunda Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşu olan TEV’in bugüne kadar hep “Gençliğin yetişmesine hizmet, bir insanlık ve vatan borcudur” anlayışıyla hareket ettiklerini vurguladı. Bilal, güvenerek birikimini TEV’e bağışlayan Orhan Çetin’e yaptırdığı kapalı spor salonu dolayısıyla da bir kez daha teşekkür etti. Daha sonra sözü Uzunköprü Belediye Başkanı Av. Enis İşbilen aldı. İşbilen konuşmasına, Uzunköprü’ye okulla birlikte kazandırdığı kapalı spor salonundan dolayı Orhan Çetin’e teşekkür ederek başladı. Kapalı spor salonundan öğrencilerle birlikte Uzunköprülülerin de yararlanacağını ifade eden Başkan İşbilen, ilçe için gerekli olan spor salonunun açılışından ve ilçeye kazandırılmasından dolayı memnuniyetini dile getirdi. “Orhan Çetin okuldan sonra kapalı spor salonunu da ilçemize kazandırdı” Açılış töreninde Uzunköprü Kaymakam Uğur Kolsuz da bir konuşma yaptı. Kolsuz yaptığı konuşmada; TEV dergi Ocak 2013 29 “TEV - Orhan Çetin Anadolu Öğretmen Lisesi 16 derslik, 2 laboratuar, 1 bilgisayar laboratuarı, resim ve müzik odası, bir kütüphane, 200 metrekarelik toplantı salonu ve kantine sahip. Okulumuza 2012- 2013 öğretim yılında 90 öğrenci alınmış olup, bu öğrencilerin 30’u ilçemiz dışından gelmiştir. Orhan Çetin olmasaydı bu güzide okulu Uzunköprü’ye kazandırmamız mümkün olmayacaktı. Orhan Çetin, okulun açılışından sonra öğrencilerin spor yapacakları spor salonunun da gerekli olduğunu ifade ederek, bu konuda bir kaynak bulamamamız üzerine kapalı spor salonunda yaptırılmasını üstlenmiştir. Dolayısıyla buradan bir kez daha kendilerine teşekkürlerimi ve şükranlarımı arz ediyorum.” dedi. 30 TEV’den haberler Edirne Valisi Hasan Duruer de açılış törenine katılanlar arasındaydı. Törende bir konuşma yapan Vali Duruer, TEV’in, bağışçı Orhan Çetin’in, eğitim gönüllülerinin varlıklarıyla, geleceği aydınlatan çocukları daha iyi yetiştirildiğini ve geleceğe daha iyi hazırlayabildiklerini söyledi. Ayrıca Vali Duruer sözlerine şöyle devam etti: “Orhan amcalar gerçekten önemli eserler bırakıyorlar. Bu topraklarda kazandıklarını tekrar bu topraklara veriyorlar. Şüphesiz ki insanların en kıymetlisi, insanlara faydalı olandır. Hele ki çocuklara, gençlere yapılan hizmetler her şeyin üzerindedir. Burada yapılan spor salonunda inanıyorum ki çok iyi sporcular yetişecektir. Orhan Amcamız çok hayırlı bir iş yapmıştır. Buradan yetişen çocuklar gururla, TEV-Orhan Çetin Anadolu Öğretmen Lisesi’nden mezun oldum diyeceklerdir. Ben Orhan Amcamıza TEV dergi Ocak 2013 TEV’den haberler TEV-Orhan Çetin Anadolu Öğretmen Lisesi teknik özellikleri Toplam 16 derslikte 480 öğrencinin eğitim gördüğü TEV-Orhan Çetin Anadolu Öğretmen Lisesi’nde, öğrencilerin eğitimlerin destek olmak amacıyla fizik, kimya ve biyoloji laboratuarları, resim iş ve müzik atölyeleri, bilgisayar odası, kütüphane ve 400 kişilik konferans salonu, spor aktivitelerine destek olmak amacıyla da spor tesisi bulunuyor. Öğrenci Yurdu 100 kız ve 100 erkek olmak üzere toplam 200 öğrenci kalabilecek kapasitede. Yurtta öğrenciler için yemek servisi ve çalışma salonları mevcut. ve emeği geçenlere buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.” “Hayırseverler her zaman eğitime katkıda bulunmalıdırlar” Adını taşıyan okulun kapalı spor salonu açılışında konuşma yapan hayırsever Orhan Çetin, öğrencilere seslendi: “Lise ve üniversite tahsiliniz süresince ve mesleğinizde başarılı olmak istiyorsanız daima çok çalışmalısınız. Lisedeki öğretmenleriniz sizleri, fen ve yabancı dil dersleri dahil çok iyi yetiştirmelidir. Bu lisenin öğrencileri, küreselleşen dünyada bilgi bakımından sadece Türkiye’deki diğer fen ve öğretmen liselerinin öğrencileri ile değil dünyanın herhangi bir ülkesinde okumuş öğrencilerle yarışabilecek düzeyde olmalıdır.” dedi. TEV Orhan Çetin Anadolu Öğretmen Lisesi’nden mezun olacak öğrencilerin Türkiye’nin geleceğin yöneticileri olmalarını umut ettiğini dile getiren Orhan Çetin, “Unutmayın ki bugün ülkeler arasında bilim ve teknoloji yarışı vardır. Türkiye’nin bu yarışta başarılı olabilmesi, iyi yetişmiş siz öğrencilerle mümkün olacaktır. Bu öğrencileri yetiştirmek için de hayırseverler her zaman eğitime katkıda bulunmalıdırlar.” diyerek konuşmasını tamamladı. Hayırsever Orhan Çetin, Edirne’nin Bayramlı Köyünde doğmuş, ilkokulu Bayramlı Köyü’nde, ortaokulu Uzunköprü’de, lise eğitimini ise İstanbul Kabataş Erkek Lisesi’nde tamamladıktan sonra, tahsiline Almanya’da devam etmiş. Karlsruhe Teknik Üniversitesi’ni başarıyla bitiren Çetin Elektrik Yüksek Mühendisi’dir. 31 “Benim bu topraklara vefa borcum var” Orhan Çetin, 70 yaşında eğitim gönüllüsü bir bağışçı. 45 yıllık birikimini okul yaparak bağışlayan, bununla kalmayıp bir de okula kapalı spor salonu kazandıran, öğrencilerin Orhan Amcası o. ‘Buranın çocuğu olduğum için çok ilgi görüyorum’ diyen Çetin, Uzunköprü’ye vefa borcu olduğunu ve bunu da okul yaptırarak ödemek istediğini söylüyor. Çetin, bir daha dünyaya gelse yine eğitime katkı yapacağını ve Türkiye’yi eğitimli insanların kurtaracağını vurguluyor. Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz? 1937 yılında Uzunköprü’ye bağlı Bayramlı köyünde dünyaya gelmişim. Babam o tarihte Bayramlı köyünde ilkokul öğretmeni. Cumhuriyet döneminin ilk öğretmenlerinden biri. Annem ev hanımı. Köyde tahmin edersiniz o dönem için mahrumiyet dönemi. Yol yok, elektrik yok zor şartlarda okuduğumuzu itiraf edeyim. Yine o dönemlerde öğretmenle- Orhan Çetin rin aldığı maaş da o kadar iyi değildi. Ortaokulu Edirne’de, liseyi Kabataş Erkek Lisesinde bitirdim. Liseyi bitirdikten sonra öğretmenlerimin desteğiyle Almanya’ya gittim. Bütün öğretmenlerimin planı beni Fransa’ya göndermekti ama ben Almanya’da Karlshure Teknik Üniversitesinde eğitimime başladım. Elektrik Yüksek Mühendisi olarak mezun olduktan sonra Almanya’da çalışmaya başladım. Uzun yıllar çalıştıktan sonra bir müddet Paris’e geçtim. Paris’te beş yıl kaldım. Döndüğümde askere gittim, askerlikten sonra iş hayatına atıldım. Öğretmen ailesinin çocuğu olmam nedeniyle ayrıca ben Cumhuriyet çocuğuyum, Atatürkçüyüm. Bağış yapma konusu gündeme geldiğinde, Türk Eğitim Vakfı ile görüştüm. Bir takım önerilerde bulundular. Ben doğduğum toprakları, tozunu yuttuğum Uzunköprü’yü unutamıyordum. Bağışımı eğitime yapmaya karar ver- 32 TEV’den haberler dim ve bunun da Uzunköprü’de olmasını tercih ettim. “Türkiye’yi eğitimli insanlar kurtaracak” Uzunköprü’ye böyle bir yatırım yapmak nereden aklınıza geldi? İnsanları doğru yönlendirmek için eğitim şart. İkincisi Türkiye’de herkesin hemfikir olduğu bir konu var; Yetersiz eğitim. Yetersiz eğitimden kasıt, kaliteli eğitim. Lise ve üniversite bitiriliyor ama kaliteli eğitim denildiğinde herkes bir duruyor. Ben de hasbelkader köyde doğmuşum, köy ilkokulunda mezun olmuşum, liseyi İstanbul’da bitirmişim. Yüksek tahsilimi Almanya’da yapma şansı bulmuşum. Çok zor şartlarda eğitimimi tamamladığım ve bir öğretmen ailesinin çocuğu olduğum için eğitime katkı yapmak benim için bir görev oldu. Bir ülkenin kalkınması için insanların eğitilmesi şart. Bağış gündeme geldiğinde TEV’deki yetkililerle konuştum, bana birkaç öneri sundular. Bunların içinde eğitime katkı birinci sıradaydı. Benim bu topraklara vefa borcum var. Bu vefa borcunu ödeyebilmem için burada bir okul yaptırmalıydım. Çok da isabetli bir karar olmuş. Buranın çocuğu olduğum için olsa gerek büyük ilgi görüyorum. Bir daha dünyaya gelsem ve imkanım olsa yine eğitime katkı yaparım çünkü Türkiye’yi eğitimli insanlar kurtaracak. Öğrenciler ve Uzunköprülüler sizi çok seviyor ve kendilerine yakın hissediyorlar. Hatta o kadar seviyorlar ki size Orhan Amca diye hitap ediyorlar. Bu neden kaynaklanıyor olabilir? Sizi neden bu kadar kendilerine yakın görüyorlar? TEV dergi Ocak 2013 TEV’den haberler Birincisi ben bu toprakların çocuğuyum. İkincisi eğitim konusunda bağış yaparken burayı tercih ediyorum. Çocukları, öğrencilerimizi çok seviyorum. Onlara şunu söylüyorum, benim tek bir dileğim var. Hayatta kaldığım sürece bu liseden mezun olacak gençlerin iyi bir üniversite kazanmaları ve ömrüm vefa ederse onların başarılı bir fakülteden mezun olmalarını görmek. Bundan daha büyük bahtiyarlık olmaz benim için. O nedenle buradaki öğrencilerimiz çalışacaklar, başarılı olacaklar. Hepsi benim çocuklarım gibi. O nedenle çok memnunum. Arzum bu liseden mezun olacak öğrencilerin ilk pilav gününe gelmek ve bu okulu da köklü bir lise yapmak istiyoruz. Edirne Uzunköprü için yapılan ba- ğışlarınızdan bahseder misiniz? Uzunköprü için TEV-Orhan Çetin Anadolu Öğretmen Lisesi için bağış yapıldı. Okul 16 derslik 480 öğrenciyi barındıracak bir okul. Bundan sonra gelecek nesillerin bu okulda eğitim görmesi benim için tarifi mümkün olmayan duygu yaşatıyor. 10 yıl sonra buradaki öğrenciler ben TEV-Orhan Çetin lisesinden şu tarihte mezun oldum diyecekler. Bunu bilmek bile beni gururlandırıyor. Sonrasında okul içinde kapalı bir spor salonu da hizmete açıldı. Salon hem öğrencilerin hem de Uzunköprülülerin hizmetine sunulacak. Ben talebelik yıllarımdan beri biraz hırslıyımdır. Burs alarak üniversiteyi okuyabildim. Sıkıntılı yıllardı ve okulu bitirip bir an önce çalışmak istiyordum. O dönem derslere kendiEnis İşbilen, Orhan Çetin, Eda Noyan mi biraz fazla vermiştim. İstanbul’a geldiğimde gördüm ki, ben 100 metre geriden yarışa başlıyorum. Bu açığı kapatmak için çok çalışmak durumundaydım. 33 Enis İşbilen “Çalışmadan başarılı olanı henüz görmedim” Başarılı olmaları için TEV bursiyerlerine, öğrencilere ne gibi tavsiyeleriniz olacak? Başarılı olmak için tahsilleri boyunca programlı çalışmaları ve sosyal aktivitelere aksatmamalarını tavsiye ederim. Sosyal aktiviteler denilince ders dışı etkinliklere de zaman harcıyorsunuz bu sefer çalışmaya vakit az kalıyor. Bu meslek hayatında da böyle. İşler çok yoğun olduğunda sosyal aktivitelere vakit ayırmak mümkün olmuyor. Ama başarmak için de çalışmak gerekiyor. Çalışmadan başarılı olanı henüz görmedim. 70 yaşındayım, holdinglerin başında olanların hepsi ciddi çalışma sonucunda oralara gelmişlerdir. Çocuklara şunu anlatmak istiyorum. Lise çağında bilhassa öğrenmek için çalışmalı, sınıf geçmek için değil. Sınıfı herkes geçiyor, siz öğrendiğiniz zaman zaten sınıfta kalmanız mümkün değil. İkincisi, benim tavsiyem bizdeki yanlış kanaat zannediyorlar ki, sadece öğretmenin anlattıklarına çalışırsam geçerli not alırım. Geçerli not almak için bu yeterli oluyor ama benim anlayışıma göre yetersiz. Öğretmenin anlattığı konunun dışında başka kitaplar karıştırın, daha detaya girin, konuyu daha kapsamlı öğrenmeye bakın ki, o zaman derslere çok daha iyi hakim oluyorsunuz. Bunu öğrencilerimiz yaparsa o zaman başarılı “Uzunköprü olarak Orhan Amcaya müteşekkiriz” Uzunköprü Belediye Başkanı olarak, yapılan bağışları nasıl değerlendiriyorsunuz? Uzunköprü Belediye Başkanı Av. Enis İşbilen: Uzunköprülüyüm ve avukatım. Üç yıldır belediye başkanı olarak görev yapıyorum. Uzunköprü’de bazı şeylerin eksik olduğunu ve büyük ölçüde geciktiği için taşın altına elimizi koymak gereksinimini duyduk. Orhan Amcanın ilçemize yapacağı katkıyı duyduktan sonra onun yanında olmak istedik. Açılan okulun ve kapalı spor salonunun en hızlı ve kaliteli şekilde bitmesi konusunda Orhan Amcaya destek olduk. Bu okul kamu hizmeti olarak arz edildi. Bu eserleri ilçemize kazandırdıktan sonra aynı kalitede devam etmesi çok önemli. Bizler Orhan Amcadan bu görevi aldık. Elimizden geldiğince, belki daha da vasıflandırarak eğitim konusunda çalışmalarımıza aynı kalitede devam edeceğiz. Uzunköprülü olarak kendisine müteşekkiriz. olmamaları için hiçbir neden yok. Sistemli çalışılacak daha geniş bakılacak. Şuna şahit oldum, lise tahsilini iyi yapan öğrenciler üniversitede hiçbir sıkıntı çekmiyor. Bilhassa mühendislik fakültelerinde. Her yıl 2 milyon öğrenci üniversite sınavına giriyor. 700-800 bin öğrenci sınavı kazanıyor. Tanınmış üniversi- telere yerleşen öğrenci sayısı daha az. Öğrencinin hedefi iyi bir fakülte olmalı. Bu da çalışmayla mümkün olacak. İster avukat ister doktor ister mühendis olun, o işyerinde tutunmak için fark yaratmanız lazım. Farkı da bilginizle yaratacaksınızdır. Bilgi en büyük kuvvettir. Bilgili insanın kolay kolay bileğini bükemezsiniz, bilgili insan korkmaz. 34 bağışçılarımız bağışçılarımız “TEV en çok güvendiğim kurumların başında geliyor” Emekli hakim Ali Suat Çimendereli ve eşi Fahrünnisa Çimendereli aldıkları kararla mal varlıklarını TEV’e bağışladılar. 2008 yılından bu yana TEV bağışçısı olan Çimendereli çifti, bağışın doğru yere gittiğini bilmenin mutluluğunu yaşıyorlar. Bize kendinizden kısaca bahseder misiniz? Ali Suat Çimendereli: Ben 1928 doğumlu olup aslen Rumeliliyim. İstanbul Erkek Lisesinden mezun olduktan sonra hukuk tahsili yaptım ve sonrasında hakim oldum. İlk görev yerim Diyarbakır’ın Çüngüş kazası oldu, sonra Artvin’in Yusufeli kazasına, Ezine’ye, Trakya’da İpsala’da görev yaptıktan sonra İstanbul’a geldim. İstanbul’da 20 yıl adliye sarayında savcılık, hakimlik, ceza hakimliği yaptıktan sonra emekli oldum. Fahrünnisa Çimendereli: Ben 1938 İstanbul doğumluyum. İstanbul Lisesinden mezun oldum. Adliyeden emekli oldum. Ali Suat Bey ile 25 yıldır evliyiz. TEV’i daha önce duymuş muydunuz? Vakfın çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Ali Suat Çimendereli: Bizim çocuğumuz olmadı. O nedenle varlıklarımızı bir hayır kurumuna vermeyi planlıyorduk. Vakfın çalışmalarından haberdardım. Vakıftan ilgili kişilerle yaptığımız görüşmeler sonucunda mevcudumuzun hepsini Vakfa verdik. Biz, 2008 yılından bu yana TEV’in bağışçılarıyız. Eşim de TEV’e bağış konusunda çok ısrarcı oldu. Maddi TEV dergi Ocak 2013 sıkıntı içinde öğrenimlerine devam eden çocuklara, gençlere küçük de olsa bir katkımız olursa ne mutlu bizlere. Vakfa bağış yapmak eşimle benim ortak kararımızdı. Bundan da çok memnuniyet duyduğumuzu bir kez daha belirtmek isterim. Aynı zamanda TEV benim en çok güvendiğim kurumların başında geliyor. Şeffaflığı, yapılan bağışların doğru kişilere ulaşması konusundaki duyarlılığı bizleri çok etkiledi. Fahrünnisa Çimendereli: Ben TEV’in yaptığı çalışmalardan çok memnunum. Ayrıca bizlerin ne ihtiyacı varsa anında yardımda bulunuyor- lar. Bağışçılarla İlişkiler Bölümünde görevli arkadaşlar, desteklerini bizden esirgemiyorlar. Yakın bir tarihte eşim bir rahatsızlık geçirdi ve arkadaşlar gelip eşimi hastaneye götürdüler ve bizimle yakından ilgilendiler. Bugün bize bir hediyeyle geldiniz. Bu hediyeyi ne duygularla getirdiniz? Fahrünnisa Çimendereli: Ben sizlere elimde işlediğim bir Atatürk portresini hediye olarak getirdim. Ben bu işi bir ayda bitirdim. İşlerken en çok gözleri beni oyaladı. Pek çok renk değiştirdim. Benzememişse söküp, tekrar yaptım. 35 Bayer Türk çalışanları TEV’li bursiyerlere destek oluyor Bayer Türk Çalışanları Sosyal Yardım Grubu (SYG), 12 yıldır, eğitim, sağlık, kimsesizler, sosyal etkinlikler, doğal afetler ve çevre alt çalışma gruplarıyla çeşitli organizasyonlar düzenliyor. Bayer Türk SYG, ülkemizin geleceğini şekillendirecek gençleri desteklemek amacıyla bu yıl da TEV ile burs projesi başlattı. Konuyla ilgili sorularımızı, Bayer Health Care Pharma Ulusal Satış Müdürü ve SYG Başkanı Aydoğan Gökgönül yanıtladı. Bayer dünyanın her tarafında sosyal ihtiyaçlara odaklanan bir şirket. Bayer Türk’ün kendi içinde ve çalışanlarının inisiyatifinde doğmuş olan SYG neler yapıyor? Bayer Türk SYG, Bayer Türk çalışanları arasında farkındalık yaratmak ve sosyal sorumluluk bilincini yerleştirmek amacıyla gönüllülerden kurulmuş bir gruptur. Günümüze kadar eğitim, sağlık, kimsesizler, sosyal etkinlikler, doğal afetler ve çevre alt çalışma gruplarıyla çeşitli organizasyonlar yapmıştır. Bayer Türk SYG gerçekleştirdiği sosyal, kültürel etkinlikler ve gönüllü çalışanlar tarafından yapılan düzenli bağışlarla kendine fon yaratarak birçok okulun, hastanenin özel ihtiyaçlarını karşılamış, öğrenciler, hastalar, kimsesiz çocuklar ve yaşlılar gibi yardıma ihtiyacı olan kişilere de maddi manevi destek sağlamıştır. Bu SYG’nin kuruluşundan bu yana misyonumuz gibi düşünülebilir. Bayer Global anlamda çok sayıda Sosyal sorumluluk projeleri yürütüyor ve destek oluyor. SYG olarak bizler de Bayer çalışanları olarak birlikte ortaya bir şeyler koymak istiyoruz. SYG Bayer Türk çalışanları SYG’ye size göre neden destek olmalılar? Bu desteği hangi yollardan verebilirler? SYG olarak, ürettiğimiz projelere kaynak sağlamak için çalışmalar yapıyoruz. En önemli projemizse, üniversite ve lise öğrencileri için düzenli kaynak oluşturmak ve bu konuda da Türk Eğitim Vakfından des- tek alarak, burs projesi başlattık. Şu anda 10 üniversite ve lise öğrencisine TEV vasıtasıyla burs veriyoruz ve bu sayıyı arttırmayı amaçlıyoruz. Bunun için Bayer çalışanlarının da içinde bulunduğu bir düzenli ödeme grubu oluşturduk. Birkaç ay içinde çok sayıda Bayer çalışanı bu gruba katıldı ve bu sayı hızla artıyor. Düzenli bir kaynak akışı ile bütçe oluşturabilmek çok önemli bu nedenle arkadaşlarımıza tekrar teşekkür ediyorum. 36 gezi gezi Üç imparatorluğun izlerini taşıyan kent; Edirne denilince akla ilk Mimar Sinan’ın 80 yaşındayken yaptırdığı ve ustalık eserim dediği Selimiye Camii gelir. Osmanlı İmparatorluğuna da başkentlik yapan Edirne, bugün üç imparatorluğun izlerini taşıyan tarih mirasına da sahip. Edirne’de ister deniz tatili ister kültürel ister doğa tatili yapabilirsiniz. Her meraka ve her keyfe uygun alternatifler sunan Edirne, bir şehirden daha fazlasını bekleyen ziyaretçilere unutulmaz deneyimler sunuyor. TEV dergi Ocak 2013 Edirne Edirne’nin en eski halkı, Traklar soyundan Odrisler’in yörede, Meriç ve Tunca ırmaklarının birleştiği bugünkü Edirne’nin bulunduğu yerde bir kent kurdukları biliniyor. Odrisler’den sonra yöreye egemen olan Makedonyalılar Dönemi’nde kent, büyük bir olasılıkla Odris ya da Odrisia adının değişmesi sonucu, Orestia/Orestas olarak anılmaya başlanıyor. M.S. II. yüzyılda Roma İmparatoru Hadrianus, (117-138) Orestia Kasabası’nın stratejik önemi nedeniyle buraya kent statüsü veriyor ve kendi adını koyuyor. Böylece, Roma Dönemi’nde kent Hadrianopolis/Hadrianupolis/Adrianupolis/Adrianapolis adlarıyla anılıyor. Adrianopolis zamanla Adrianople/Adrianopel olarak değişiyor. Roma İmparatorluğu’nun bölünmesiyle Doğu Roma İmparatorluğu ya da diğer adıyla Bizans’ın payına düşen şehir, bir süreliğine Avarlar, Bulgarlar ve Haçlıların eline geçse de kentin 1361 yılında Türklerce fethine kadar Bizans’ta kalıyor. Kent, Osmanlı dönemi başlarında Edrinus/Edrune/Edrinabolu/Endriye diye anılıyor. 1476’da yazılan Aşıkpaşazade Tarihi’nde kentin adı Edrene olarak geçiyor. XVI. yüzyıl başlarında kentin Edirne olarak adlandırıldığı görülüyor. Edirne 1361 yılında I. Murat tarafından fethediliyor ve İstanbul’un alınışına kadar geçen 92 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti oluyor. Edirne, 1453’te İstanbul’un başkent olmasından sonra önemini kısmen yitirse de, padişahların gözde yerlerinden biri ve canlı bir ticari ve idari merkez olarak kalıyor. Yaklaşık 100 yıl Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olması nedeniyle Edirne’de pek çok Osmanlı eserini görme- niz mümkün. Edirne, camileri, dini kompleksleri, köprüleri, eski pazar yerleri, kervansarayları, saraylarıyla büyük bir müzeyi andırıyor. 18. yüzyılda, yangınlar ve depremle sarsılan kentin gelişimine en büyük darbeyi, bir zamanlar avantaj teşkil eden Balkanlara açılan kapı olma niteliğinin Osmanlı İmparatorluğu’nun gerilemeye başlamasıyla dezavantaja dönüşmesi vuruyor. Yabancı işgalini ilk olarak 1828-29 yılındaki Osmanlı-Rus harbinde yaşayan şehir, 93 Harbi’nde (1877-1878) tekrar Ruslar, Balkan Harbi’nde (19121913) ise Bulgarlar tarafından işgal ediliyor. Birinci Balkan Harbinden sonra kabul edilen barış anlaşmasıyla Bulgaristan’a geçen kent, İkinci Balkan Savaşından sonra tekrar Türk topraklarına katılıyor. I. Dünya Savaşı’ndan Osmanlı Devleti’nin yenilgiyle çıkmasının ardından Edirne, Temmuz 1920’de Yunan işgaline uğruyor. Kurtuluş Savaşı’nın başarıyla sonuçlanmasıyla 25 Kasım 1922’de nihai olarak Türk egemenliğine giriyor ve Lozan Anlaşması’yla Yunanistan’dan savaş tazminatı olarak alınan Karaağaç’ın, 15 Eylül 1923’te Türkiye’ye katılmasıyla ilin sınırı bugünkü halini alıyor. Dünyanın en uzun taş köprüsü Uzunköprü’ye kuruluyor Uzunköprü’nün kuruluşu, 1427 yılında II. Murad Han emriyle Ergene Nehri üzerinde Mimar Muslihiddin tarafından bir köprü yapılmaya başlanmasına dayanıyor. Avrupa’ya sefer yapan Osmanlı ordusunun toplanma yeri olan Edirne’ye geçiş güzergahı üzerinde bulunan arazide, ordu geçişi için daha önceden yapılan köprülerin Ergene nehrindeki taşkınların sonu- 37 Yapmadan Dönme Edirne Müzesi, Türk İslam Eserleri Müzesi, Sağlık Müzesi, Balkan Savaşı Müzesi ve Karaağaç’ı görmeden, Selimiye Camii, Eski Camii, Üç Şerefeli Camii, Ali Paşa Kapalı Çarşısı ve II. Bayezit Külliyesini gezmeden, Meriç kenarında, yemek yemeden ve Edirne’nin meşhur ciğer tavasını tatmadan, Badem ezmesi, deva-i misk şekeri, mis sabunu ve beyaz peynir almadan, Her yıl Haziran ayı son haftasında düzenlenen Kırkpınar Yağlı Güreşleri ve kültür etkinliklerinde Edirne’de bulunmadan, dönmeyin. cu yıkılması ile kalıcı bir köprü inşaasına karar veriliyor. Ormanlık ve bataklık arazide haramilerin dolaşması bölgeyi güvensiz hale getirdiğinden dolayı köprünün korunması için bir kasaba kurulması da verilen kararlar arasında. Uzunköprü, Osmanlıların 38 gezi gezi Rumeli’de kurdukları ilk yerleşim yeri olup, daha önce var olan bir kasaba değil, tamamen Türklerce oluşturulmuş bir şehir özelliği taşıyor. Uzunköprü’nün inşaası dört yıl sürüyor ve dünyanın en uzun taş köprüsü olarak tarihte yerini alıyor. Uzunluğu 1200 metreyi, kemer sayısı 170’i geçiyor. II. Murad tarafından köprü yakınına kurulan kasaba da, Osmanlıların Avrupa kıtasında ilk kurdukları yerleşim merkezi (diğer yerleşim merkezleri tarihte önceden var olan yerlerdi ve fetihlerle ele geçirilmişlerdi) olarak tarihe geçiyor. Uzunköprü’nün ilginç bir özelliği de, köprünün başında, Osmanlı ülkesinin ilk Hürriyet anıtının 1909 yılında dikilmiş olmasıdır. Kırkpınar Yağlı Güreşlerine ilgi günümüzde de sürüyor… Her yıl Haziran ayı sonu ila Temmuz TEV dergi Ocak 2013 ayı başında Edirne’de Kırkpınar Yağlı Güreşleri düzenleniyor. Pehlivanlar üç gün süresince er meydanında mücadele ederek, başpehlivan olmak için güreşiyor. Osmanlı Devleti’nin her yerinde düzenlenen panayırların hepsinde güreş yapılıyordu ama bunların içinde yalnız Kırkpınar’da “baş”ı kazanan pehlivan, gelecek yılın Kırkpınar güreşlerine kadar “başpehlivan” olarak biliniyordu. Bu düşünce günümüzde de devam ediyor. Orhan Gazi’nin Rumeli’yi ele geçirmek için düzenlediği seferler sırasında, kardeşi Süleyman Paşa 40 askerle Bizanslılar’a ait Domuzhisar’ın üzerine yürüyor ve baskınla burasını ele geçiriyor. Öteki hisarların da ele geçirilmesinden sonra, 40 kişilik öncü birlik geri dönüyor ve şimdi Yunanistan’ın topraklarında kalan Samona’da mola veriyor. 40 cengaver burada güreşe tutuşuyorlar. Saatlerce süren güreşlerde, adlarının Ali ile Ne alınır? Edirne’de Tarihi Alipaşa kapalı çarşısının otantik ortamında alış-veriş yapabilirsiniz. Özellikle Edirne’ye özgü ürünlerin satıldığı Selimiye arastasında Edirne’nin meşhur Deva-i Misk tatlısını, peynir şekerini, misk sabununu; Arasta çarşısındaki sahaflardan ise her türlü kitap ihtiyacınızı ve Edirne’nin en işlek caddesi olan Saraçlar caddesinde Edirne’ye özgü bir ürün olan badem ezmesini ve El Sanatları Mağazasından Edirne’ye özgü el sanatları ürünlerinden satın alabilirsiniz Selim olduğu rivayet edilen iki kardeşin bir türlü yenişemedikleri görülüyor. Daha sonra bir Hıdrellez gününde, Edirne yakınlarındaki Ahıköy çayırında aynı çift yeniden güreşe tutuşuyor. Bütün bir gün güreşmelerine rağmen yine yenişemeyen kardeş pehlivanlar, gece boyunca da mum ve fener ışığında mücadelelerini sürdürmeye devam ediyorlar. Ancak solukları kesilerek oldukları yerde can veriyorlar. 39 Ne yenir? Edirne’ye özgü yiyeceklerin başında Edirne’nin meşhur tava ciğeri geliyor. Edirne’yi ziyaret edenler Edirne’nin tava ciğerini yemeden kentten ayrılmazlar. Ciğer Tava Malzemeler: Dana ciğeri, buğday unu, yağ, tuz, kurutulmuş kırmızı biber. Hazırlanışı: Sinirleri alınan taze dana karaciğeri keskin bir bıçakla ince ince yaprak şeklinde kıyılıp, yıkanıp tuzlandıktan sonra una bulanıp, bol ve kızgın yağda kızartılarak, servis yapılıyor. Ciğer tavanın yanında mutlaka yazın güneşte kurutulup kırmızı hale gelen biberler, yağda kızartılarak, ciğerin yanında verebilirsiniz. Arkadaşları onları aynı yerdeki bir incir ağacının altına gömerek oradan ayrılıyor. Yıllar sonra ise aynı yere gittiklerinde iki pehlivanın mezarlarının bulunduğu yerde gür bir pınar görüyorlar. Bundan sonra halk orada yatanların anısına o yöreye, “Kırkpınar” adını veriyor. dır. Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı sonunda Kırkpınar Güreşleri Edirne ile Mustafapaşa yolu arasındaki “Virantekke” denilen yerde düzenleniyor. Cumhuriyet’ten sonra 1924 yılında ise güreşler Edirne’nin Sarayiçi mevkiinde yapılmaya başlanıyor. Yunanistan’ın Samona köyünün merası içindeki alan asıl Kırkpınar çayırı- Kırkpınar Güreşleri 1928 yılına kadar ağaları tarafından düzenleniyor. Güreşlerdeki ödülleri ve misafirlerin ağırlanmasını ağalar karşılıyor. Ancak 1928 yılında ülkede meydana gelen ekonomik sıkıntılar nedeniyle ağalığa talip çıkmayınca, güreşlerin organize ve gelenleri ağırlama işi Kızılay ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından üstleniliyor.1946 yılında ise Tarihi Kırkpınar Güreşleri Edirne Belediyesi’nce düzenlenmeye başlanıyor. 40 TEVİTÖL’den haberler TEVİTÖL’den haberler TEVİTÖL’ün başarı öyküsü devam ediyor TEVİTÖL’de 2012-2013 eğitim-öğretim yılı, Türkiye Zeka Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve CHP Ankara Milletvekili Mehmet Emrehan Halıcı tarafından verilen açılış dersiyle başladı. Öğrenciler, Halıcı’nın verdiği dersi ilgiyle izlediler. Yeni eğitim-öğretim yılında da TEVİTÖL’lü öğrencilerin başarı öykülerini izlemeye devam edeceğiz. Khan Academy Hayvanat Başçesi gezisi sitelerini tanıttılar. Tanıtım sonrasında konuklar, öğrencilerin ve öğretmenlerin gerek üniversite gerekse şehir hakkındaki sorularını yanıtladılar. oldu. Ziyaret sırasında Zeyneb Camtakan ile Reaktör İşletme Şefi Mehmet Genceli de bilgilendirmede bulundular. TEVİTÖL’lü öğrenciler İTÜ Nükleer Enerji Bölüm Gezisinde TEVİTÖL’lü öğrencilerden IMC – STFA ziyareti TEVİTÖL’lü öğrenciler, İTÜ-Maslak Kampüsü’nde yer alan Enerji Enstitüsü’nün Nükleer Enerji Bölümü’ndeki TRİGA Mark-II reaktörünü, 6 Aralık 2012 tarihinde incelemeye gittiler. Reaktörü incelemeleri ve yapılan araştırma çalışmaları konusunda bilgi edinmeleri öğrenciler için çok yararlı TEVİTÖL Mekatronik Kulübü FRC takımı öğrencileri, geçen yıl takımın sponsorluğunu üstlenen STFA’ya ziyarette bulundular. Öğrenciler, Tomris Taşkent, Sezai Taşkent, Alp Taşkent ve Nur Taşkent’e geçen yılki çalışmaları hakkında bir sunum yaptı. Sunumu beğeni ile izleyen STFA yöneticileri bu yıl İlkler, deneyimler ve merakının peşinden koşanlar 30 Kasım 2012 tarihinde, Türkiye’de ilk klonlamayı yapan ekipte yer alan, İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Pabuccuoğlu’nu okulumuzda ağırlaTEV dergi Ocak 2013 dık. Pabuccuoğlu, öğrencilere kendisinin yürüttüğü projeler kapsamında reprodüktif biyoteknolojik yöntemler, klonlama, embriyolojik ve transgenik çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Okulda tıp ve biyoloji eğitimi almak isteyenler öğrenciler için bu bilgiler çok yararlı oldu. City University of Hong Kong temsilcileri TEVİTÖL’deydi City University of Hong Kong öğretim üyesi Prof. Özer, Rektör Yardımcısı Dr. David Cheng, Associate Vice President ve Dış İlişkiler Sorumlusu and Candy Chouk, TEVİTÖL’lü öğrencilere üniver- da sponsorluklarını devam ettirmeye karar verdiler. TEVİTÖL’lü çevirmenler STFA’da Khan Academy yeni yıl buluşmasındaydı STFA ziyareti İstanbul gezisi 41 Khan Academy için çevirmenlik yapan öğrenciler, Khan Academy yeni yıl buluşması için 24 Aralık 2012 tarihinde STFA’daydı. STFA sponsorluğunda gerçekleştirilen Khan Academy projesi herkesin ücretsiz olarak yararlanabileceği videoların Türkçe’ye çevrilmesi amacını taşıyor. Bu buluşmada öğrenciler, STFA yöneticileri, Khan Academy koordinatörleri ve Koç Lisesi’nden geOkul açılış dersi 42 TEVİTÖL’den haberler Ahmet Ümit len çevirmenlerle tanışma imkanı buldu. TEVİTÖL’lü öğrenciler Darıca Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi ve Botanik Parkı’nda TEVİTÖL’lü öğrenciler, 25 Aralık 2012 tarihinde Darıca Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi ve Botanik Parkı’nı ziyaret ettiler. 1991 yılında Darıca’da Faruk Yalçın tarafından kurulan hayvanat bahçesi ve botanik parkı 80 dönümlük alana sahip olup, park içinde 200 çeşit yaklaşık 2 bin adet hayvan bulunuyor. Ayrıca 250 bitki türünün üzerindeki zenginliğiyle de, Türkiye’nin sayılı botanik parkları arasında yer alıyor. Öğrenciler, farklı hayvanları, onlar için oluşturulmaya çalışılan doğal ortamlarında rehber eşliğinde gözlemlediler. Özellikle toplu hareket eden cüce maymunları, 22 saat kesintisiz uyuyabilen aslanı ve ikiz leoparları dakikalarca izleme fırsatı buldular. Sinema Günleri Başkaldırı ile başladı! TEVİTÖL’de 4-8 Kasım 2012 tarihTEV dergi Ocak 2013 Feride Çiçekoğlu leri arasında gerçekleşen Sinema Günleri’nin bu yılki teması “Başkaldırı” oldu. İlgiyle izlenen filmler, öğrencilerin bakış açılarına dinamizm kattı. Tarihi’, Tuncay Birkan da ‘Türkiye’de Yayıncılık ve Editörlük’ başlıklı bir konuşma gerçekleştirdiler. Polisiye romanlarıyla her zaman çok satan listesinde yer alan yazar Ahmet Ümit TEVİTÖL’lü öğrencilerle bir araya geldi. Yapılan sohbeti ilgiyle dinleyen öğrenciler zihinlerini yeniden tazeleme imkanı buldular. TEVİTÖL’lü öğrenciler çeşitli ziyaretler de gerçekleştirdiler. Öğrenciler Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından 19 Kasım 2012 tarihinde düzenlenen Sabahattin Eyüboğlu Sempozyumu’na katıldılar. Aynı zamanda, İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Yazıcı, TÜYAP Kitap Fuarı ile TÜPRAŞ gezisine katıldılar. Dünya Gazetesi Yayın Yönetmeni ve Başyazar Osman Arolat ziyaret edildi. Öğrenciler son olarak, Prof. Dr. Feride Çiçekoğlu’nun da konuk olduğu Bilgi Üniversitesi Kısa Film Grubunu ziyaret ederek, bilgi aldılar. Daha sonra Şehir Üniversitesi’nde görevli öğretim üyeleri de TEVİTÖL’de öğrencilerle birlikteydiler. Şehir Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Mehmet Fatih Uslu, ‘İstanbul’da İlk Romanı Kim Yazdı’ başlıklı konuşmasını gerçekleştirirken, Kemal Karpat ‘Kısa Türkiye Öğrenciler Barokist Quartet, Çağrı Köktekin, Boğaziçi Caz Korosu, Yeni Türkü konserlerine de giderek, gönüllerince eğlenme fırsatı buldular. Ayrıca, Ben Bertolt Brecht ,Meraklısı İçin Öyle Bir Hikaye, ve Tatlı Kaçık adlı tiyatro oyunlarını da keyifle seyrettiler. Buluşmalar, Konuklar ve Ziyaretler TEVİTÖL’lü öğrenciler, başarılı çalışmalarının yanı sıra kültürel ve sosyal etkinliklerle de dikkat çekiyorlar. Okul, edebiyat, tiyatro, konser ve gezilerle öğrencilerin kültürel gelişimlerine katkı yapıyor. 44 biz ne yapıyoruz? biz ne yapıyoruz? “Vakfımız için her mutlu bağışçı, yeni bağışçılar demektir” 1967 yılından bu yana eğitim alanında hizmet veren Türk Eğitim Vakfı, sürdürülebilir büyümesinin devam etmesi siz değerli bağışçılarına borçlu. Vakfın en önemli kaynağını oluşturan bağışlarla, 46 yılda binlerce öğrenci eğitimlerini tamamlama fırsatı yakaladılar. Vakıf, desteklerini esirgemeyen bağışçıların istek ve ihtiyaçlarının sağlanması konusunda önemli sorumluluklar üstleniyor. TEV Bağışçılarla İlişkiler Departmanı acil durumlarda, her türlü ihtiyaçta gece-gündüz hatta hafta sonları bağışçıların yanında olarak, kendilerini güvende hissetmelerini sağlıyor. Abdurrahman Süngülü, Nilsin Ateş, Ahmet Fidan Türk Eğitim Vakfı Bağışçılarla İlişkiler Departmanında Nilsin Ateş, Ahmet Fidan ve Abdurrahman Süngülü görev alıyor. Türk Eğitim Vakfının en önemli kaynaklarını oluşturan bağışçıların yapmış olduğu bağışlarla bugüne kadar binlerce öğrenci eğitimlerini tamamlayabildi. Bu nedenle bağışçıların istek ve ihtiyaçları Vakfın en önemli sorumluluklarından birini oluşturuyor. Konuyla ilgili olarak Bağışçılarla İlişkiler Departmanında görevli Nilsin Ateş şunları söylüyor: “TEV ailesinin değerli büyükleri olan bağışçılarımız, yapmış oldukları bağışlarla Vakfımızın en önemli kaynaklarını oluşturuyor. Bağışçılarla İlişkiler Departmanı da bağışçılarımızın istek ve ihtiyaçlarının vakfımızın en önemli sorumluluklarından olduğu bilinciyle hizmet veriyor. Her türlü ihtiyaçta ve acil durumda; gece veya gündüz, hafta sonları da dahil olmak üzere her zaman bağışçılarımızın yanında olup, onların kendilerini güvende hissetmelerini sağlayarak, sorunlarının çözümüne yardımcı olmaktayız. Bağışçılarımızın ihtiyaç ve isteklerini göz önünde tutarak ziyaretlerimizin sıklığını ayarlayabiliyoruz. Acil durumlarda bağışçılarımız ya da yakınları bize cep telefonlarımızdan ulaşabiliyorlar ya da TEV tarafından sağlanan Acil Sağlık Hizmetleri (MEDLİNE) üyelikleri sayesinde Ambulans Hizmeti alabiliyorlar.” “Her zaman bağışçılarımızın yanındayız” Bağışçılarla İlişkiler Departmanında görevli çalışanlar, ayrıca bağışçıları düzenli olarak telefonla arayarak, kendi evlerinde veya dinlenme evlerinde ziyaret ederek, ihtiyaçlarını kontrol ediyorlar. Bağışçıların yalnız olmadıklarını hissettiren çalışanlar, onların doktor randevularını da alarak, tüm tetkik ve tedavi sürecinde yanlarında bulunuyorlar. Acil sağlık problemlerinde kullanılmak üzere kendilerine sağlanan MEDLINE üyeliği ile ambulans hizmeti de sağlanan bağışçılara, ra- “Bağışçılarla İlişkiler Departmanı, bağışçılarımızın istek ve ihtiyaçlarının vakfımızın en önemli sorumluluklarından olduğu bilinciyle hizmet veriyor. Her türlü ihtiyaçta ve acil durumda; gece veya gündüz, hafta sonları da dahil olmak üzere her zaman bağışçılarımızın yanındayız.” TEV dergi Ocak 2013 45 hatsızlıkları süresince hastanede ve evde her türlü manevi destek veriliyor. Gerektiğinde kendilerine bakıcı temin edilerek, bağışçı dilerse bir dinlenme evine yerleşmesi konusunda da yardımcı olunuyor. Bağışçılar için TEV çalışanları ve bursiyerlerle bir arada olup kaynaşabileceği çeşitli gezi, yemek ve toplantılar düzenlendiğinden bahseden Nilsin Ateş konuşmasına şöyle devam ediyor: “Vefat eden bağışçılarımız için cenaze işlemleri özel istekleri de göz önünde tutularak büyük bir titizlikle yapmaktayız. Mezar bakımları özel bir şirket aracılığı ile yapılıp, Vakfımız tarafından kontrol ediliyor. Vefat eden bağışçılarımız için her yıl Ramazan ayında Mevlit okutuluyor. Vefat eden bağışçılarımızdan Zeki Müren, Safiye Ayla ve Türkan Sedefoğlu adına ölüm yıldönümlerinde anma törenleri düzenleyerek, Vakfımızın isminin duyurulması sağlanıyor.” 46 TEV dostlarından mesajlar TEV dostlarından mesajlar Sayın Yıldız Günay, Sayın TEV yetkilileri, 2004-2006 yılları arasında TEV’den almış olduğum maddi ve manevi desteklerden ötürü sizlere teşekkürlerimi tekrar sunmak istiyorum. Sizlere olan gönül borcumu, elimdeki imkanlar dahilinde ödemeyi borç bilirim. Bugün TEV Akbank şubenize 350 TL kadar bir bağış yapmış bulunmaktayım. Elimdeki imkanlar doğrultusunda sizlere olan desteğime devam edeceğim. Bize sunduğunuz destekleriniz için tekrar teşekkürler. Tülay Candemir TEV Mezun Bursiyeri Değerli TEV Vakfı Yöneticileri ve Bağışçıları, Ben sizin burs verdiğiniz Ozan Doğruyol isimli bursiyerinizim. Beni bu büyük sevgi, saygı ve paylaşım dolu yuvanıza ailenize aldığınız için çok mutluyum. Aranızda bulunmaktan, eğitimimi sizlerin sağladığı bursla tamamlamış bulunmaktayım. Ben yoksul bir ailenin tek erkek evladıyım. Tek umut kaynakları tek gelecekleriyim. Zorluklar içinde bu günlere sizlerin sayesinde geldim. Sizleri mahcup etmeyerek örnek bir insan olarak temsil ettim ve edeceğim. Hakkınızı ödeyemem. Sizlere ne kadar teşekkür etsem, dua etsem azdır. Var olduğum sürece bu vicdani borcumu ödemeye çalışacağım. Ozan Doğruyol Giresun Üniv. Keşap MYO Mezun Bursiyeri TEV, Cumhuriyetin geleceğine en iyi yatırım yapan bir kuruluştur. Bu kuruluşun başarılı olmasında, ülkemizin çağdaşlaşmasında, bilim ve teknolojideki gelişmleri yakından izleyen, çağdaş bilgiyle donanmış bireylerin yetişmesinde, sizin yönlendirmeleriniz, desteğiniz, yararlı uygulamalarınız ve katkılarınızın çok büyük önemi vardır. Çağdaş bilgi ve becerilerle donanmış, yetişmiş bireylerin ve ülkemizin TEV’e ve TEV yetkili ve çalışanlarına her zaman büyük bir minnet ve saygı borcu vardır. Bu duygu ve düşüncelerle, emekli bir öğretmen olarak, yeni yılınızı en içten dileklerimle kutlar, mutlu sağlıklı nice yıllar geçirmenizi diler, saygılar sunarım. Ahmet Söylemez, Menemen/İzmir Ocak 2013 Türk Eğitim Vakfı Sayın Yöneticileri, Oğlum Bora Usanmaz’a göndermiş olduğunuz burs teklifi bizleri nasıl memnun etti bilemezsiniz. Benim çocuğum 2008’de OKS-Türkiye birinciliği, 2012’de YGS Bilecik il birinciliği, LYS’de ise MF 1 ve MF 4 puanlarında il birincisi olmasına rağmen onun geleceğine ilişkin ailemiz ve maddi imkanlarımız dışında bize güç veren maddimanevi çok ender destek olmuştur. Bizlere güç verdiniz. Benim çocuğum bursiyeriniz olsun veya olmasın, bu yıl üniversiteye eşim, büyük oğlum ve küçük oğlum hep beraber kaydolacaklar. Bunların lisans eğitiminden sonra size söz veriyorum az veya çok TEV’e her türlü katkıyı sağlayacağım. Sizlere teklifiniz için sonsuz teşekkürler. Hepinize şükranlarımı sunuyorum. Emin olun teklifinizden dolayı sizlere minnettarlığımı memnuniyetimi anlatacak kelime bulamıyorum. Hürmetlerimle, Benim adım Elanur. Ben 18 yaşında lise son sınıf öğrencisiyim. Babam emekli şoför. Okumayı ve en önemlisi okula devam etmeyi çok istiyorum. Bu isteğimin gerçekleşmesine imkan yokken Türk Eğitim Vakfının, meslek lisesi öğrencilerine burs verdiğini öğrendim ve başvurdum. Burs çıktı ve yaklaşık iki yıldır burs almaktayım. Burs sayesinde okulumu bitirme hayalim gerçek olacak. Bu bursu sağlayan herkese teşekkür ederim. Elanur Tebrizcik Erzurum Yakutiye Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Yakup Usanmaz Türk Eğitim Vakfı Sayın Yöneticileri, Tıp Fakültesindeki eğitim-öğretim hayatım süresince yapmış olduğunuz maddi yardımlarınız ve manevi desteğiniz sayesinde okulumu başarıyla bitirmiş bulunmaktayım. Topluma yararlı bir birey ve halkın sağlığı için iyi bir hekim olma hedefimde sizlerin katkısı benim için çok büyük bir yer teşkil ediyor. Sizlere minnet borçluyum. Vakfınıza ve Vakfınızın tüm çalışanlarına çok teşekkür ederim. Saygılarımla, Dr. Ozan Akıncı TEV dergi 47 Ben başta siz olmak üzere tüm değerli TEV ailesine ve onun bağışçılarına, bana yeri doldurulamayacak olan yardımları nedeniyle, bütün kalbimle teşekkür ediyorum. Mezun olduktan sonra da ilk görevimin TEV’e bağış olacağını da şimdiden tüm samimiyetimle söz veriyorum. Ramazan Kapdıkaçdı Hacettepe Üniv. Müh. Fak. Fizik Müh. Böl. Öğr. Türk Eğitim Vakfı Sayın Yöneticileri, Ben, Güvercinlik Endüstri ve Meslek Lisesi öğrencilerinden Fulya Güneş. Geçen yıl tarafınızdan bana verilen Eğitim bursundan dolayı Türk Eğitim Vakfı’na teşekkür ederim. Katkılarınız aileme ve bana olumlu yönde destek sağladı, bu yıl da katkılarınızın devam edeceği hakkına mail aldım ve çok sevindim. Tekrar teşekkür eder ve bu kutsal çalışmalarınızın devamını dilerim. Saygılarımla, Fulya Güneş Ankara Güvercinlik Endüstri Meslek Lisesi 48 eğitim eğitim Çocuklar, güvenilmez midir? 2008 yılında devlet okullarında bir araştırma yaptık. Etkili öğretmenler ile etkisiz öğretmenler arasındaki farka baktık. Aralarında çok önemli bir fark bulduk. Daha doğrusu gizli bir bakış açısı. Bu fark tüm öğretmenliklerini etkiliyordu. Aynı yapıyı ailelerde de gözlemledik. Neydi bu fark? da kendisine ‘Doğru olan ne?’ sorusundan ziyade, ‘Ne yaparsam başım derde girmez?’ sorusunu soruyor. Bu durumda çocuk diğer insanlara karşı duyarsızlık geliştirir. Tek derdi kendini korumak olur. Çocuk bencilleşir. Çünkü her davranışı kendisine zarar gelip gelmeyeceği açısından değerlendirir. Sorumluluk duygusu Çocuk üzerinde kontrol Özgür Bolat hurriyet.com.tr köşe yazarı TEV Bursiyeri Etkili öğretmenler çocuklara güvenirken, etkisiz öğretmenler güvenmiyordu. Etkisiz öğretmenlerin çoğu, ‘Çocuklar serbest bırakılmaya gelmez’, diyordu. ‘Serbest bırakılırsa; çalışmazlar, yaramazlık yaparlar, dersi kaynatırlar’ diye düşünüyordu. Bu güvenmeme dürtüsünün altında tehlikeli bir düşünce var. O da şu: İnsanlar özünde bencildir ve çıkarcıdır. Onları kontrol etmek gerekir. Çocuğa güvenmeyen öğretmen kendisini sınıfta tek otorite kaynağı olarak görüyor ve çoğu davranışı çocukları kontrol altına alarak otoritesini korumak üzerine oluyor. Öğretmen dersi işlerken bilinçaltında hesap yapıyor ve kendisine şu soruyu soruyor: Bu etkinliği yaparken çocuklar kontrol dışına çıkar mı? Öğrenmeden hedeflerinden uzaklaşıyor, amaç kontrol etmek oluyor. Bir öğretmen, çocuklara güvenmiyor ve onları kontrol etmek istiyorsa, onlar ile güvene dayalı bir ilişki kurması zordur. Öğrenme ortamı yaratması daha da zordur. Çünkü öğrenme makul seviyede kontrol dışı kaos TEV dergi Ocak 2013 gerektirir. Tabii ki bu aileler için de geçerli. Güçsüzlük duygusu Güvenmemeye bağlı kontrol, aynı zamanda çocukta güçsüzlük duygusu da oluşturuyor. Çünkü öğretmen kendi otoritesini ortaya koyarak güce dayalı bir ilişki oluşturuyor. Mesaj açık: Ben güçlüyüm, sen güçsüz. Dahası çocuk biliyor ki becerikli olsa, kimse onu kontrol etmek zorunda olmaz. Sadece birileri yol gösterir. Bu durumda çocuk farklı mekanizmalar ile güç sağlamaya çalışıyor; şiddet, çeteleşme, gürültü yapma ve dersi önemsizleştirme gibi. (Hatta sigaraya başlamanın asıl sebebi de bu.) Çocuk bu ortamda sorumluluk duygusu da kazanamıyor. Çünkü öğretmen sürekli kontrol etmek zorunda olduğu için çocuğa güvenip sorumluluk vermiyor. Sorumluluk vermeden, sorumluluk gelişemez. Düşünmeyen ve sorumluluk almayan çocuklar yetişiyor. Bu tür öğretmenler ‘’ Çocuklar kendilerine söyleneni yapmakla yükümlüdür. ‘’ diyor. Buradaki varsayım da açık: Çocuklar kendileri için karar veremez, karar verirse de tembelliği ve yaramazlığı seçer. Bu da hem öğrenmeyi hem de sevgi odaklı bir ilişki kurmayı engeller. Yalan söyleme Çocuk bu tür ortamlarda güvende hissetmediği için yalan da söylemeye başlıyor. Amacı doğruyu savunmak değil, kontrol baskısından kurtulmak. Duyarlılık duygusu Kontrolün olduğu sınıfta bol miktarda ceza ve ödül de oluyor. Çünkü hem cezanın hem ödülün özünde kontrol var. İstediğimi yaparsan, ödül alırsın. Yoksa cezalandırılırsın ve aşağılanırsın. Bu sistemde çocuk kendisinden istenilen görevi ödül almak ya da cezadan kurtulmak için yapıyor. Değerli bulduğu için değil. Çocuk bu durum- Öğretmenler ve aileler ben çocuğu nasıl kontrol ederim fikrinden kurtulmalı ve çocuklara güvenmeli. Çocuğu kendi kararlarını vermesi, sorumluluk alması ve duyarlı olması için nasıl desteklerim ve bütün bunlar için onunla nasıl işbirliği yaparım sorusunu kendisine sormalı. İşte o zaman sağlıklı bireyler yetiştirebiliriz. 49 50 bursiyerlerimiz bursiyerlerimiz “TEV bir aile gibi yaşam boyu sürecek bir bağ kuruyor” Türk Eğitim Vakfı pek çok öğrencinin eğitim yaşamına dokunarak, yeni fırsatlar yakalamasına vesile oluyor. Pek çok öğrenci TEV ile yaşamlarında yeni pencereler açıyor ve yaptıkları her işte de başarılara imza atıyorlar. TEV’in yaşamına dokunduğu öğrencilerden biri de Ahmet Akın. TEV bursu ile University of Rochester Simon School’da MBA yapan Ahmet Akın şimdi Leo Burnet Worldwide reklam ajansını CEO’su. Aynı zamanda Reklamcılık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini de yürüten Akın, TEV’in bir aile gibi ömür boyu süren bir bağ kurduğunu söylüyor. TEV dergi Ocak 2013 minize nasıl bir katkısı oldu? Tüm gücünü ve nefesini çocuklarının eğitimine harcayan babam sayesinde ilkokuldan sonra sekiz yıl Alman Lisesi’nde okumanın bugün bile faydalarını görüyorum. Alman Lisesi’nin en beğendiğim yönü öğrencileri Almanya hayranı yetiştirmemesidir. Hiçbir konu ezberletilerek öğretilmez, her konu, her önerme, her fikir sorgulanır. Türk eğitim sisteminden farklı olarak hiçbir şey olduğu gibi kabul edilmez. “TEV bursu sayesinde MBA yaptım” TEV ile nasıl tanıştınız? Liseden sonra Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitirdim ve okulun son yılına girerken o zamana kadar hiç gitmediğim Amerika’da, yüksek lisans eğitimi almak istedim. İşte burada en büyük desteği TEV’den gördüm. TEV bursu sayesinde University of Rochester Simon School’da 1992-1994’te MBA yaptım. Ahmet Akın Ahmet Akın kimdir, biraz kendinizden ve ailenizden bahseder misiniz? Babam, Vakıflar Bankası’ndaki görevi nedeniyle ben doğmadan ve ben doğduktan sonra sürekli yer değiştirmiş. Erzurum’da görevliyken annemle tanışmış. 1969’da Edirne’deyken ben doğdum. Daha sonra Ankara’ya taşındık. Ankara’dan sonra da İstanbul’a geldik ve binlerce Türk ailesi gibi İstanbul’da kaldık. Eğitiminizde rol olan en önemli kurum olarak nereyi görüyorsunuz? İnsanın eğitim ve kariyer yolculuğunda ilkokulunun ve ilkokul öğretmeninin çok önemli bir rolü olduğunu düşünüyorum. 1970’lerin en iyi ilkokullarından biri olan Ataköy İlkokulu’na gitmem ve orada Ayşe Ülgür’ün öğrencisi olmam benim için çok büyük bir şanstı. Yabancı bir lisede okumanızın eğiti- TEV’in sizin için nasıl bir anlamı var? Türkiye’de bazen karşınızda bir şirket bulursunuz ama kişisel ilişki kuramazsınız, bazen de sadece kişiler vardır ve bu yüzden de profesyonel bir ilişki kuramazsınız. TEV her açıdan örnek bir kurum olarak hem profesyonelce yönetiliyor hem de bir aile gibi yaşam boyu sürecek bir bağ kurmayı başarıyor. Her bursiyerin benimle aynı fikirde olacağı gibi Güsel Bilal olmasaydı bu kadar samimi ve uzun soluklu bir ilişki kurulamazdı. Bazen benim gibiler hayırsızlık yapıp uzun süre ilişkiye ara verse de, Güsel Hanım hiç kırılmıyor, büyüklük göstererek bizlere ulaşıyor ve TEV’e davet ediyor. Neden reklamcılığı seçtiniz ve şu an yaptığınız işten bahseder misiniz? Askerliğimi tamamladıktan sonra önce perakende sektöründe çalışmaya başladım. Daha sonra hangi meslekte en çok fayda yaratabilirim, hangi alanda en çok değer yaratabilirim diye düşündüğümde kariyerime iletişim sektöründe devam etmeye karar verdim. 1999 yılında girdiğim sektörde Başkan Yardımcılığı pozisyonuna kadar geldikten sonra, 2009 yılında CEO olarak Leo Burnett Worldwide’ın İstanbul ofisine geçtim. Aynı zamanda Reklamcılık Vakfı’nın Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürütüyorum. “Eğitim döneminde temelini oluşturduğunuz altyapınız, size her zaman destek oluyor” TEV bursuyla ABD’de aldığınız eğitimden nasıl faydalandınız? TEV sayesinde Amerika’da aldığım yüksek lisans eğitiminden, CEO’luk görevine geldikten sonra aradan çok zaman geçmiş olmasına rağmen hâlâ faydalanıyorum. Bir disiplinde uzmanlaşsanız bile bir şirketin tüm fonksiyonlarından sorumlu olduğunuzda en büyük desteğiniz eğitim döneminde temelini oluşturduğunuz altyapınız oluyor. University of Rochester’daki eğitiminizden unutmadığınız bir konuyu bizimle paylaşır mısınız? Her hocanın performansı için her dersin sonunda değerlendirme formu dolduruyorduk ve puan veriyorduk. Amerika’da üniversiteler özel sektörden bile daha verimli ve etkili olmak için sürekli çaba sarf etmek ve en iyiye ulaşmak için çalışmak zorun- 51 “Türkiye’de bazen karşınızda bir şirket bulursunuz ama kişisel ilişki kuramazsınız, bazen de sadece kişiler vardır ve bu yüzden de profesyonel bir ilişki kuramazsınız. TEV her açıdan örnek bir kurum olarak hem profesyonelce yönetiliyor hem de bir aile gibi yaşam boyu sürecek bir bağ kurmayı başarıyor.” dalar. Özellikle 1990’larda Türkiye’de böyle bir uygulama olması söz konusu bile değildi. Türkiye’deki hoca-öğrenci ilişkisini iyi niyetli bulmakla birlikte geleneksel olarak yaratabileceği değeri yaratmaktan uzak buluyorum. Yeni dönemdeki dinamik üniversiteleri bu genellemenin dışında tutmak gerekir. Eğitim alanıyla ilişkiniz nasıl? Eğitim benim her zaman yakın olduğum bir alan. Bahçeşehir Üniversitesi’nde Reklam Bölümü Yüksek Lisans Programı’nda üç yıl boyunca ders verdim. Çeşitli üniversitelerdeki hocaların davetiyle dönem dönem dersleri ziyaret ediyorum. Aynı zamanda Yönetim Kurulu Başkanı olduğum Reklamcılık Vakfı’nda gençlere reklamcılık mesleğini tanıtmak ve sektöre girişlerine yardımcı olmak için destek oluyoruz ve eğitim programları tasarlıyoruz. 52 portre portre hor davrandık. Sorunlara hep ekonomik gözlükle baktığımız için ekolojik gerçekleri pek göremedik. Çok önemli bir nokta da ekolojik sorunların çözümünde toplumsal planlama da hak ettikleri yeri alması gereken “Biyolog’ları” yeterince istihdam edemedik. “Dünyamız devasa bir çöplüğe dönüşüyor” Dokuz Eylül Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölüm Başkanlığı görevini yürüten, Prof. Dr. Barbaros Çetin, 1997 yılında Türk Eğitim Vakfı (TEV) 30. kuruluş yıldönümü “En Başarılı Yurtdışı Bursiyeri” ödülünü de aldı. Pek çok başarıya imza atan Çetin, ekoloji ve ekonomi arasında yanlış seçim yapıldığını ve ekonomik çıkarlar uğruna ekolojinin göz ardı edildiğini vurgulayarak, yaşamın devam edebilmesi için gereken doğal kaynakların üçte ikisinin insanlar tarafından hızla tüketildiğini söylüyor. TEV dergi Ocak 2013 Çevre örgütleri, toprağına, tohumuna sahip çıkmaya çalışanlar, organik beslenmenin önemine değinen doktorlar, akademisyenler vs. hem kaynakların tükenmesinden hem de bu kaynakların hor kullanılmasından kaynaklanan sakıncalara dikkat çekiyorlar. Ülkemizi baz alırsak, bu konuların bu kadar açık konuşulması insanlarda farkındalık yarattı mı? Evet, bu tür çabalar mutlaka toplum üzerine olumlu etkiler yaratıyor. Diğer taraftan da çok farklı sesler çıkmaya başlayınca insanların kafalarında soru işaretleri oluşuyor. Deprem konularında olduğu gibi. Doğru ve sürekli güncellenmesi gereken bilgileri ana kaynağından güvenli bir şekilde almak gerekiyor. Öncelikle konuyla ilgili devlet kurumlarına halkın güvenmesi ve de resmi kurumların halkın güvenini kazanması gerekiyor. Prof. Dr. Barbaros Çetin Toplantılarda ele aldığınız konuları dinledikçe, gazetelere verdiğiniz demeçleri, yazılarınızı okudukça, insanların yaşadığı gezegene sahip çıkmasının önemli olduğunu bir kez daha düşündürüyorsunuz. Son dönemlerde, çevreye karşı duyarlılığın arttığından bahsedebilir miyiz? Biz yaşamımızı borçlu olduğumuz dünyamızı/evimizi ekolojik anlamda pek anlayamadık. Sadece ben- cil çıkarlarımız çerçevesinde günü kurtarma çabasıyla yaşamımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Herhangi bir toplumsal konuda yeterince duyarlı olabilmemiz ve gerektiğinde akılcı tepkiler verebilmemiz, o konu hakkındaki en azından temel bilgileri bilmemize bağlı. Bizim ülkemiz insanının büyük çoğunluğu gerçek anlamda ekolojik eğitim alamadı. Dogmaları bilimsel düşünceye tercih ettik. Hal böyle olunca dünyamıza karşı çok “Doğayla barışamadık!” Ülkemizde hükümetlerin çevreye bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bizler doğayla barışamadık! Cumhuriyetimizin 89. yılını kutlamakta olduğumuz bu yılda bile hala ülke anayasasının ilkeleri konusunda ciddi tartışmalar içerisindeyiz, bu vesileyle bir kez daha yeni bir anayasanın yazılması süreci hızla devam 53 “Ekoloji ve çevre konusundaki uluslararası değerlendirme sıralamalarında ne yazık ki en kötü durumdaki ülkelerden biriyiz.” ediyor. Geldiğimiz noktada görünen bir gerçek ekoloji ve çevre konusundaki uluslararası değerlendirme sıralamalarında ne yazık ki en kötü durumdaki ülkelerden biriyiz. Bizler doğasıyla barışık ve ekolojik değerleri ön planda tutan kanun ve yasaları gerçek anlamda uygulamaya koyamadık. Ayrıca yeni icat ettiğimiz torba yasalar vasıtasıyla uluslararası sözleşmelerle bile güvence altına aldığımız ve yasalarımız içerisinde yer alan milli park, doğal sit alanı gibi özel statülü zenginliklerimizin bile talanına izin verir durumdayız. Konunun bir diğer boyutu da ekonomi. Ülkeler kendilerini büyüme rakamlarıyla tanımlarken ve gelişmişlik düzeyleri bu şekilde belirlenirken, ülkeler ekosisteme nasıl sahip çıkacak? Biyolog gözüyle benim için ‘Ekonomi’ insanoğlunun yaşadığı ekosistemle girdiği alışverişin matematiksel olarak ifade edilmesidir. Bugün geldiğimiz nokta gösteriyor ki, biyosistem’e zarar veren ve o zararın faturasını ödemeyen büyüme gerçekçi değildir. Bu açıdan baktığımızda gelişmiş ülke ekonomilerinin dünyaya ve insanlığa yarardan çok zarar verdiğine tanık olmaktayız. Dünya her zaman aynı büyüklükte oysa insan ekonomisi hızla artan nüfus ve ihtiyaca göre sürekli büyümektedir. Ne yazık ki, hep ön planda duran ekonomistler büyük çoğunlukla bulundukları ülkelerdeki işsizlik, çevre vs. gibi konulara çare bulmanın hep ekonomik büyümeden geçtiğine inanmışlardır. Sorunların çözümü hep yüzde 54 portre portre 5, 7 gibi büyüme rakamlarıyla ifade edilmektedir. Oysa sosyal refah ekonomiyle birlikte insanın yaşama ortamının sağlığıyla da doğru orantılıdır. Bu nedenle ekolojik kaynak yoksa ekonomik büyümeden bahsedilemez. Ekolojik kriterler açısından baktığımızda büyüme kavramının, özellikle 1980’li yıllardan sonra dünya ekosisteminin kendini yenileme gücünün kalmaması nedeniyle bugün için hiçbir anlamı kalmamıştır. Yaşamımızı sadece ekonomik rakamlardan oluşan bütçe ile değerlendirmemeli, doğadan ne kadar kaynak kullanıp ne kadar atık bırakabileceğimiz gibi hesaplamaları da dikkate almalıyız. Günümüzde ekonomiler öyle büyüdü ki, en temel sermaye olan doğa bir miras yedi vurdumduymazlığıyla harcanıyor. Dünya ülkelerinin birçoğunda halen geçerli olan klasik ekonomik planlamalarda doğa yoktur. Klasik ekonomi bilimi insanın sadece bencil çıkarlarına hizmet etmeyi amaçlar. Temelleri yaklaşık 22 yıl önce atılan ekolojik ekonomi bilimi ise artık ekonomik büyümenin sınırına ulaştığımızı ifade ediyor. Bundan sonraki büyüme artık “ekonomik” değil çünkü büyümenin çevre maliyeti üretimden elde edilen kazançtan çok daha yüksek. Dolayısıyla hammadde kaynağı olan doğamızın ekolojik gücünü sürekli tüketmekteyiz. Örneğin günümüzün en önemli çevre sorunu olarak bilinen küresel iklim değişikliği bu kontrolsüz ekonomik büyümenin bir sonucudur. Ve günümüzde hiçbir ekonomik gücün küresel iklim değişikliğini durdurabilme imkanı yoktur. İşte bu ve bunun gibi maliyetler, hesabımızda Dünya’mıza karşı olan ekolojik borç yükümüzün katlanarak TEV dergi Ocak 2013 artmasına neden olmaktadır. “Küresel iklim değişimi ve küresel ekolojik kaos, biran önce ciddi şekilde ele alınmazsa, tarihin en fakir ve en çok acı çeken insanlarının dünyası bizi beklemektedir.” Klasik ekonominin kuralları artık çoktan önemini yitirdi. Klasik ekonomi bilimi insanı her alanda sadece kendi çıkarını düşünen bir canlı olarak görür. Ekolojik ekonominin kurallarını da maalesef birçok ülkede henüz geçerli kılamadık. Bu ülkelerden biri de bizim ülkemiz! Ekolojik ekonomi büyümenin artık tehlikeli bir sınıra ulaştığını söylüyor. Bundan sonra büyüme artık “sosyo-ekonomik” olmadığı gibi asla ekolojik de değil. Çünkü büyümenin ekolojik maliyeti üretimden elde edilen kazançtan daha yüksek. Büyüme yerine insanın yaşam kalitesini ön plana çıkaran ve doğa yasalarına uygun, doğayla barışık sağlıklı “gelişme” kavramına önem vermeliyiz. İnsan kendi tabiriyle modern hayata adım attıktan sonra, özellikle sanayi devrimiyle birlikte bilim ve teknolojiyi kullanarak miktarları her geçen gün hızla artan birçok ürün üretmeye başladı. Bugün geldiğimiz nokta hem bu ürünlerin kendileri atık olduklarında hem de üretim sırasında ortaya çıkan katı, sıvı ve gaz halinde yan ürünler, artık öyle miktarlara geldi ki, ne teknolojik geri kazanım mekanizmalarıyla ne de gezegenin biyolojik çevirim mekanizmalarıyla yok edilebilmesi mümkün olmamakta. Sözün kısası dünyamız devasa bir çöplüğe dönüşüyor. Bu yetmezmiş gibi atmosfer çevresini de uydu çöplüğüne çevirmeye başladık. Yaşam kalitesi ve mutluluğun anahtarının ekonomik büyümeden geçtiğine inanıyordu. Oysa bugünkü gelmiş olduğumuz ekonomik büyüme, kendisini yaratan biyo-sisteme sürekli zarar veren ve zararın faturasını ödemeyen ve ülke sınırlarını yok edip uluslararası büyük şirketlerin bencil çıkarlarına hizmet eden vahşi bir sisteme dönüştü. Yok Oluş Süreci’ne” girmiş oldu. Bu konudaki önemli bir uyarı 2005 yılında yayımlanan 95 ülkeden 1360 bilim adamı tarafından hazırlanan Dünya Bankası’nın “Milenyum Ekosistem Değerlendirmesi” raporuyla ortaya çıktı. Yeryüzünde yaşamın devam edebilmesi için gereken doğal kaynakların üçte ikisinin insanlar tarafından hızla tüketilmekte olduğu acı gerçeği idi. Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın (WWF) yayımladığı geniş kapsamlı “Yaşayan Gezegen 2012 Raporu” da, kaynakların sömürülmesi ve aşırı tüketim nedeniyle dünyanın “sağlık durumunun” giderek kötüye gittiğini bir kez daha ortaya koymuş oldu. “Doğal kaynakları hızla tüketiyoruz” Bir şeyleri düzeltmek için çok mu geç kaldık? Ne yazık ki gezegenimiz “6. Kitlesel İlk kitlesel yok oluş günümüzden yaklaşık 440 milyon yıl önce gerçekleşmiştir. 5. Kitlesel Yok oluş süreci bundan 65 milyon yıl önce gerçekleş- miş olup, bu olayın en önemli özelliği ise, dinozorların 150 milyon yıllık süren egemenliğinin son bulmasıdır. Bu sefer sahnede insan faktörü var. Yaratmış olduğumuz ekolojik yıkım insan medeniyetinin de sonunu hazırlamış oldu! Ne kadar başarılı bir medeniyet seviyesine ulaştık ki, 4.5 milyar yıllık zaman dilimin sadece son 200 yıllık döneminde her şeyi altüst etmeyi başardık ve 1980’li yıllardan beri gezegenimizin kendini yenileme gücü artık kalmadı. Bilindiği gibi 2008’in sonunda başlayan Amerika’daki ekonomik kriz başta Avrupa olmak üzere domino taşı etkisiyle zaman içerisinde birçok ülkeye yayıldı. Maalesef insanlık doğanın ekolojik yasalarıyla kendi kurgulayıp hayata geçirmiş olduğu sosyo-ekonomik yasalarını bir türlü gerçek anlamda bağdaştıramadı. Biz biyologların uzun zamandır uyarmasına rağmen, ancak felaket başlayınca; seller şehirleri yutmaya, ani soğuklar ve sıcaklar can almaya, havanın suyun kirlenmesi insanları etkilemeye başlayınca “geç olsa da” toplum durumun ciddiyetini anlamaya başladı. Bir arada yaşatmak zorunda olduğumuz iki kavram “ekoloji ve ekonomi” arasında yanlış bir seçim yaptık ve ekonomik çıkarlar uğruna ekolojiyi göz ardı ettik. Oysa artık öyle bir noktaya geldik ki, ekolojik çöküş ekonomilerin de çökmesine sebep olmaya başladı. Son olarak ekleyecekleriniz var mı? İnsanlık yedi milyara ulaşan ve hızla artan nüfusuyla son 200 yıldaki doğanın ekolojik yasalarına uygun olmayan kendi kurguladığı yasalar çerçevesinde gezegenimizin doğal sistemini bozdu. Çevresel hızlı dönüşüm doğanın kendini yenileme payını da 1980’li yıllardan itibaren yok etti. 1999 yılından itibaren lokal ölçekte Cittaslow – Yavaş şehir kavramı 55 dünya gündemine girmiştir. Yerleşim alanlarının hızlı ve düzensiz bir şekilde beton yığını haline dönmesi ve artan tüketim nedeniyle, mevcut kültürel ve doğal zenginlikler yok olmaya yüz tuttu. Bunun sonucunda yaşamın her alanında çevresel dar boğazlara girdik. Yaşam kalitesinin de hızla düşmesi mevcut yaşam biçiminin artık sürdürülemeyeceğini bize gösterdi.Benim dünyaya önerim; Gelmiş olduğumuz noktada sadece küçük yerleşim alanları boyutunda değil, tüm dünyayı kapsayan Mundi-lentus (Yavaş dünya) sistemi, ekolojik şekilde planlanarak hayata geçirilmelidir. Sosyo-ekonomik yaşamımızı yeniden düzenlemek suretiyle ekosisteme zarar veren tüm faaliyetlerimizi doğanın kendini yenileme hızı seviyesine indirmeli ve acilen ekonomik faaliyetlerimizi yavaşlatmalıyız. Kuşkuya yer yok ki, küresel iklim değişimi ve küresel ekolojik kaos, bir an önce ciddi şekilde ele alınmazsa, tarihin en fakir ve en çok acı çeken insanlarının dünyası bizi beklemektedir. Sizce mutluluğun anahtarı neyden geçiyor? Sahip olmak yerine paylaşmayı tercih etmek. İnsanın kendi ve yaşadığı çevresinin sağlığına dikkat etmesi, mümkün olduğunca havası, suyu kısacası doğası temiz ortamlarda yaşamını sürdürmesi, etrafındaki güzellikleri görmesi, başkaları için bir şeyler yapması (iyilik yap denize at felsefesini benimsemesi), insanlarla bağlantı kurarak yeni şeyler öğrenmesi, uğruna çalıştığı hedeflerin olması, kendisiyle barışık olup iyimser olması, yaşamını muhtaç olduğu diğer canlıların yaşama hakkına saygılı olması gibi. Her şey sevgiyle yaşar. 56 sağlık sağlık Grip virüsü soğuk havayı seviyor Yılın en soğuk günlerinin yaşandığı şu günlerde, salgın hastalıklardan sıkça söz ediliyor. Kış ve soğuk iklim şartlarının virüs ve mikropları kırdığı inancı ise artık tarih oluyor. Prof. Dr. Yonca Tabak; “İddia edilenin aksine soğuk mikrobu kırmıyor. Yapılan çalışmalar soğuk ve kuru havanın grip virüsünün yaşam süresini uzattığını ve havada daha uzun süre kaldığını gösteriyor” diyor. İlk kez 1918 yılında ki bir grip salgınıyla literatüre giren İnfluenza, diğer adı ile grip virüsü, ismini (Influenza di freddo) İtalyan bir sözden alıyor. İngilizce’ye “Influence of the cold” Türkçe’ye ise “soğuk havanın etkisi” olarak çevrilebilir. Alerji uzmanı Prof. Dr. Yonca Tabak, grip virüsünün yayılması ile soğuk havanın yakın bir ilişkisi olduğunun 20. yüzyılın ilk yarısından beri bilindiğini söylüyor. Grip virüsü ile soğuk algınlığı, diğer adı ile basit nezle virüslerini birbiri ile karıştırmamak gerektiğini belirten Prof. Dr. Yonca Tabak, soğuk algınlığı virüslerinin daha çok yüzeylerden temas ile alınıp daha sonra el yolu ile solunum sistemine girerken, grip virüsünün hasta insanların hapşırık, öksürük yolu ile burun boğaz salgılarını havaya saçması ile yani damlacık yolu ile bulaştığını ifade ediyor. Havada asılı kalan damlacıkların daha sonra başka insanlarca solunduğunu ve hastalığın bu yolla yayıldığını ekliyor. Grip virüsü 5 derece ve altındaki sıcaklıkta canlı kalıyor Yakın zamanda yapılan araştırmaların soğuk ve kuru havanın, virüsleri içeren damlacıkların havada daha uzun süre asılı kalmasını sağladığını gösterdiğini belirten Tabak; “ Newyork Mount Sınai Hastanesi’nden TEV dergi Ocak 2013 yayınlanmış bir çalışma, grip virüsünün en iyi 5 derece ve altındaki hava sıcaklıklarında canlı kaldığını ve bulaştığını göstermiştir. 30 dereceye ulaştığında yayılım tamamen durmaktadır. Aynı şey hava kuruluğu ile de ilişkilidir. Grip virüsü için en iyi yayılımın %22 nemde gözlendiği bildirilmektedir. Havanın nem oranı arttıkça damlacıklar su ile şişmekte ve rahatlıkla yere çökmektedir, bu da yayılımı azaltmaktadır. “ diyor. Grip aşıları virüse karşı etkisiz kalabiliyor Prof. Dr. Yonca Tabak; yapılan grip aşılarının güney yarım kürede hastalık tablosu yaratan grip virüslerinden hazırlandığını ve bu virüsün en önemli özelliğinin şekil değiştirme olduğu belirtiyor. Bunun için, grip aşılarının hastalıktan koruma yüzdesi genellikle düşük olmaktadır diyen Tabak; özellikle solunum yolunu tutan bir virüs olduğu için kronik solunum yolu hastalarının gripten özellikle kaçınması gerektiğini vurguluyor. Grip virüsünden astımı olan çocuklar daha olumsuz etkileniyor Özellikle çocuk astım hastalarının grip virüsünden çok olumsuz etkilendiğine değinen Tabak; “Soğuk havalarda bağışıklık sistemini güç- 57 lü tutmak bu açıdan daha da önem kazanmaktadır. Kış ayları güneşi az gördüğümüz aylar olduğundan ve D vitamini de güneş ışınları ile ciltte üretildiğinden kışın birçok çocukta D vitamini eksikliği görülmektedir. D vitamini bağışıklık sistemi için olmazsa olmaz bir vitamindir. Bu nedenle çocuk astım hastalarının kış aylarında ağızdan ek D vitamini alması gerekir.” diyerek, D vitaminin alımının önemine değiniyor. Bağışıklık sisteminizi güçlendirin Prof. Dr. Yonca Tabak; “Bağışıklık sisteminin hücreleri savunma alanlarına kan yolu ile ulaşır. Bu nedenle kan damarlarını büzüştürecek soğuk ve kuru havanın direkt ağız yolu ile alınması enfeksiyonun kolay kapılmasına neden olur. Burnun açık olması ve burun solunumu yapılması havanın ısıtılarak akciğerlere ulaşmasını sağladığından çok önemlidir. Bu nedenle alerjik nezleye bağlı burun tıkanıklığı yaşayan hastaların uygun tedavi ile burun yollarını açık tutması çok önemlidir. Burun tıkanıklığı en iyi kortizonlu burun spreylerine yanıt verdiğinden alerji uzmanları kontrolünde alerjik nezlenin uygun tedavisi gripten koruyucu etki yaratacaktır.” diyor. C, E ve A vitaminleri hava kirliliğine karşı anti-oksidan etki sağlıyor Tabak; C, E ve A vitaminlerinin hava kirliliği gibi bağışıklık sistemini olumsuz etkileyen faktörlerden koruyucu, anti-oksidan etki sağladığını da belirtiyor. Bu nedenle kış aylarında portakal, mandalina gibi C vitamini içeren, muz, elma gibi P vitamini içeren meyvelerin, havuç, yumurta gibi bol A vitamini içeren gıdaların tüketilmesi ek fayda sağlayacağını söylüyor. Ayrıca yeşil yapraklı seb- ze, kuruyemiş ve aşırıya kaçmadan tüketilecek tahılların kış aylarında E vitamini ihtiyacını karşılamada çok önemli olduğunu vurguluyor. Güçlü bir antioksidan olan selenyumun ise mutlaka hayvansal etlerden ve yumurtadan alınması gerektiğinin altını çiziyor. Hiçbir besleyici değeri olmayan fast food, paketli gıda ve şekerli gazlı içeceklerde ise bu dönemde mümkün olduğunca uzak durulması gerektiğini de sözlerine ekliyor. Gribin belirtileri nelerdir? Her şeyden önce influenza virüslerinin neden olduğu grip ile diğer solunum yolları etkenlerinin yol açtığı hastalıklardan ayırmak gerekiyor. Ani başlayan ateş, aşırı yorgunluk, kas ağrıları ve kuru öksürük gribin en tipik bulgularıdır. Çocuklarda bu bulguların yanında seyrek de olsa karın ağrısı, mide bulantısı ve kusma gibi belirtiler de gözlenebilir. Fakat unutmamalı ki, hastalığa yakalanan herkeste grip bulguları aynı şiddette seyretmeyebilir. Örneğin daha önce benzer bir influenza virüsü ile enfeksiyon geçirmiş ya da aşılanmış bir kişide bulguların ağır seyretme ihtimali düşüktür. Prof. Dr. Yonca Tabak 58 sivil toplum kuruluşları sivil toplum kuruluşları “15 bin çocuğa ve ailesine destek verdik” Temeli 1972 yılında atılan Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı (TSÇV), Vakıf olarak çeyrek asırdır hizmet veriyor. Cerebral Palys (CP)’li çocuk ve erişkinlerine teşhis, tedavi, rehabilitasyon ve eğitim hizmeti sağlayan Vakıf, yakın dönemde CP’li bireylere evde rehabitasyon desteği de sağlayacak. Vakfın çalışmalarıyla ilgili sorularımızı TSÇV Genel Direktörü Nigar Evgin yanıtladı. Türkiye Spastik Çocuklar Vakfıyla ilgili kısaca bilgi verebilir misiniz? Ne zaman kuruldu? Ne gibi çalışmalar yapıyor? Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı’nın (TSÇV) temeli, 1972 yılında Türk Spastik Çocuklar Derneği çatısı altında, yaşamını Cerebral Palys (CP)’li çocuklara vakfeden Onursal Başkanımız Prof. Dr. Hıfzı Özcan tarafından atılmıştır. 1989 yılında ise Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı kurulmuştur. Vakfımız; CP’li çocuk ve erişkinlerine teşhis, tedavi, rehabilitasyon ve eğitim hizmeti sağlayarak, meslek sahibi olmaları ve hayata kazandırılmaları için gerekli faaliyet ve gayretlerde bulunmaktır. Bu kapsamda, TSÇV olarak çocuklarda ya da genç ve erişkin bireylerde “Cerebral Palsy” olarak tanımlanan beyin engelinin; nasıl, neden, ne zaman ve nerede oluştuğu sorularına cevap arayıp çözümler üretiyoruz. Ayrıca, yeni bakış açıları ve yaklaşımlar eşliğinde, binlerce çocuk ve ailesinin yanı sıra kurumlara, aynı ve ek başlıklar altında destek oluyor ve çözümler sunuyoruz. Öte yandan Vakfımız çatısı altında bizi oldukça heyecanlandıran TEV dergi Ocak 2013 hizmetleri sunduğu bir merkezi var mı? Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı çatısı altında, 2011 yılında Metin Sabancı’nın bağışıyla ve Sabancı Vakfı’nın katkılarıyla, “Metin Sabancı Okulları”nı kurduk ve eğitime açtık. Dünyadaki özel gereksinimliler için eğitim veren okullar incelenerek iki yıllık araştırma sonucunda hazır hale getirilen Metin Sabancı Okulları; özel hazırlanan eğitim kılavuzu ile özel gereksinimli çocukların eğitiminde tek kurum olarak yerini alıyor. Nigar Evgin yeni bir projenin daha hazırlıklarını sürdürüyoruz. Yakın bir dönemde duyurusunu yapacağımız projemizle İstanbul’da seçilen üç pilot ilçedeki CP’li bireylere, evde rehabilitasyon desteği sağlamak için çalışacağız. “Okullarımızda aileler de eğitimin bir parçası oluyor” Vakıf ne gibi hizmetler sunuyor? Bu Bir veya daha fazla engeli olan CP’li çocuklar ile zihinsel yetersizliği olan ve/veya birden fazla yetersizliği olan çocukların eğitim aldığı okulda, özel donanımlı sınıflarda, MEB müfredatına paralel olarak bireysel ve grup eğitim programları, konusunda uzman eğitim ve destek hizmetler kadrosu tarafından veriliyor. Metin Sabancı Okulları’nın ana hedefi, CP’li çocuklara, resmi eğitimleri ile birlikte sosyal, duyusal, bilişsel, dil ve motor gelişimi alanlarında eğitim vererek, kendi ihtiyaçlarını karşılamayı, çevresiyle iletişime geçmeyi ve toplumla entegre olmalarını sağlamak. 59 Ataşehir’de, 3.700 m2 kapalı alanda faaliyet gösteren okulda etkinlikler ve destek hizmetler olarak; Psikolojik Danışmanlık Hizmeti, Müzik ve Resim Atölyeleri, Sanat Atölyeleri, Beden Eğitimi ve Spor Çalışmaları, Mutfak Atölye Çalışmaları, Gereksinime Bağlı Destek Hizmetler, Öz Bakım Desteği ile Gezi ve katılımlar öğrenciler ve ailelerine sunuluyor. Okullarda sadece çocuklarımız değil; çocuklarımızın gelişimine en büyük katkıyı sağlayan aileleri de eğitim programlarının parçası oluyor. Yine TSÇV çatısı altında “Metin Sabancı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi” de yer alıyor. Rehabilitasyon; bir kişinin doğuştan ya da doğum sonrası herhangi bir nedenle meydana gelen, kalıcı ve/veya geçici yetersizliklerini tedavi etme, yetersizlik kapasitesini olumlu yönde geliştirme amacıyla yürütülen çalışmalardır. İşlevsel yetersizlik ile mücadele kapsamıyla başlayan bu çalışmalar günümüzde, bireylerin toplumsal-özel ve mesleki yaşam alanlarında desteklenmeleri, bağımsız bireyler olarak hayata katılabilmeleri ve kabulleri gibi süreçlerini barındırmaktadır. Vakfımız çatısı altında yürütülen bir diğer çalışma ise “Yaratıcı Sanatlar Terapisi (YST)”dir. YST, kısaca çeşitli sanat dallarının (drama, sanat, dans-hareket, müzik vb.) amaçlı kullanımı yoluyla insanların psikolojik, kişisel-duygusal gelişim ve iyileşmelerine hizmet eden bir çeşit terapi olarak tanımlanabilir ve herhangi bir yaş sınırlaması olmaksızın gelişimsel engellerden, ruh hali rahatsızlıklarına, psikotik bozukluklardan, travmalara kadar uygulanabilmektedir. Bugüne kadar kaç çocuğa ulaşıldı, çözümler üretildi? Kuruluşumuzdan bugüne kadar, bilimsel alanda uzman isimler ile işbirliği içerisinde; 15 bin çocuğa ve ailesine destek vererek çözümler ürettik ve desteğimizi daha geniş kitlelere yaymak için de çalışmalarımıza devam ediyoruz. Metin Sabancı Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde aşağıdaki konular altında çalışmalar yapılıyor: • Eğitim (Grup Eğitimi, Bireysel Eğitim) • Fizyoterapi • Hidroterapi ve Spor • İletişim ve Dil Bozuklukları • Psikolojik Danışmanlık • Bilimsel ve Akademik Araştırmalar • Konsültasyon Süreçleri 60 sivil toplum kuruluşları sivil toplum kuruluşları “Çalışmalarımıza katılanlar sosyal yaşama daha kolay adapte oluyor” Yaratıcı Sanatlar Terapisi (YST) Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı (TSÇV), çatısı altında yürütülüyor. YST ile bireyler yaşamlarına farklı perspektiflerden bakarak yaşam gücü ve cesareti kazanacaklarını ifade eden Yaratıcı Sanatlar Terapisti Nilgün Türkcan, bu yolla kişilerin kendi sorunlarına dışarıdan bakabilmeyi öğrendiklerini söylüyor. Yaratıcı Sanatlar Terapisi nedir? Kısaca bahseder misiniz? Yaratıcı Sanatlar Terapisi ile ne amaçlanıyor? Yaratıcı Sanatlar Terapisi (YST) çeşitli sanat dallarının (drama, sanat, dans-hareket, müzik, vb.) amaçlı kullanımı yoluyla, insanların psikolojik, kişisel-duygusal gelişim ve iyileşmelerine hizmet eden bir çeşit terapi olarak tanımlanabilir. YST, yaratıcılığa ve farklı biçimlerde dışavuruma izin vererek düşünceleri ve duyguları sözel ve sözel olmayan bir dille ifade etmede çok çeşitli olasılıklar sunuyor. Yani kelimelerin kifayetsiz kaldığı durumlarda YST, kişilere duygu ve düşüncelerini sanatlar yoluyla ifade etme imkânı veriyor. YST aynı zamanda insanlara, yaşamlarında istedikleri yönde değişim ve dönüşüm sağlayabilmek için gereken cesareti de kazandırıyor. Oyun ortamında kendilerini güvende hissederek, savunma ve direnç mekanizmaları tehdit edilmeden duygu ve düşüncelerini serbestçe ifade TEV dergi Ocak 2013 Nilgün Türkcan edebilirler. Hem kendi hem de problemleri hakkında farkındalıkları artar. Bireyler yaşamlarına farklı perspektiflerden bakarak yaşam gücü ve cesareti kazanırlar. Bu yolla kişiler iç görü kazanarak, kendilerine ve sorunlarına dışarıdan bakabilmeyi öğreniyor aslında. Dolayısıyla yalnızca psikolojik sorunları olan veya engelle yaşayan kişiler değil herkes YST atölyelerine katılabilir. TSÇV çatısı altında gerçekleştirilen bu çalışmalara kimler katılıyor? Yaş sınırı var mı? YST’ye katılmak için bir yaş sınırı bulunmuyor. Öncellikle gelişimsel engellerle yaşayan tüm çocuk, genç ve yetişkinler programlarımıza katılabilir. Gelişimsel engeller derken genetik bozukluklardan (down sendromu, william sendromu, vb.), yaygın gelişim bozukluklarına (otizm, aspergers vb.), nörolojik bozukluklardan (cerebral palsy, developmental dyspraxia, vb.), öğrenme bozukluklarına kadar çok geniş bir kullanım alanından bahsedebiliriz. Ayrıca günümüz kadınına hitap eden özel çalışmalarımız ve herkese açık çok keyifli birçok atölye çalışmamızda mevcut. “Katılımcılar YST ile kendilerine ve yaşamlarına olan güvenleri artıyor” Katılanların yaşamlarında neler değişiyor? Bununla ilgili gözlemleriniz oldu mu? Özel gereksinimle yaşayan bireyler için engeller ister fiziksel ister bilişsel isterse duygusal olsun, bunları deneyimleyen bireyler, tüm yaşamlarında bir engellenmişlik duygusu içerisinde olma eğilimindedirler. Çalışmalarımıza katılan bu bireylerin; yaratıcılık ve spontaneliği, problem çözme yetenekleri, motor gelişimleri, kendilerine ve yaşamlarına pozitif bakışları artarak sosyal yaşama daha kolay adapte olabildiği ve genel olarak yaşam kalitelerinin de arttığı gözlemlendi. Herkese açık Yaratıcı Sanatlar Terapisi Atölye çalışmalarında ise katılımcılar, yaşamlarının pozitif yanlarını görebilir ve yaratıcı sürece katılarak cesaretlenebilir, koşullara yenik düşmek yerine, yaşamın aktif katılımcısı olabileceklerini keşfederler ve bu yolla kendilerine ve yaşamlarına olan güvenleri de artar. Bütün bunlara ek olarak, Yaratıcı Sanatlar Terapisi katılımcılara yargılamayan, güvenli bir ortamda hayatın provasını yapma şansı verir, grup içerisinde çok farklı becerileri deneme-sınama fırsatı bularak kendi yaşamlarına aktarmalarını sağlar. YST Program içeriğinden de kısaca bahsedebilir misiniz? Biraz önce sözünü ettiğimiz özel gereksinimle yaşayan bireylere yönelik Sosyal Becerileri Geliştirme grup çalışmaları güvenli bir ortamda daha başarılı ve daha etkili sosyalleşmenin aşamalarını öğretirken, kişisel alanlar ve doğru dokunma gibi konularda da katılımcılara kendilerini geliştirme ve koruma imkânı verir. Kazanımlarını grup içerisinde deneme-sınama fırsatı bulan çocuk ve gençlerimiz, bu becerileri kendi yaşamlarında nasıl kullanabileceklerinin ve dışardan gelebilecek tehlikelere karşı nasıl davranabileceklerinin provasını da yapma fırsatı bulurlar. Ayrıca günümüz kadınına hitap eden çok keyifli atölye çalışmalarımız da mevcut. Örneğin “Ayna Ayna Söyle Bana” adını taşıyan programımız, kendini toplumun dikte ettiği rolleri yaşamak zorunda hisseden, buna karşın yaşamdaki yerini, üstlendiği rolü ve gücünü, yaşamının gerçek anlamını yeniden keşfetmek isteyen kadınlarımıza ışık tutmayı amaçlıyor. Kendine daha çok güvenmek, olaylara daha pozitif yaklaşabilmek ve gerektiğinde duvarları yıkabilecek kadar cesaretli olabilmek, bu ilginç programın temel içeriklerinden bazılarını oluşturuyor. Yine YST programlarımız arasında bireylerin yaratıcı sürece aktif olarak katılımlarını ve bu yolla kendi içsel güç ve potansiyellerini keşfetmelerini sağlayacak herkese açık çok çeşitli atölye çalışmalarımız da mevcut. Bu çalışmalar; bireylerin farkındalıklarını arttırmak, yaşamlarında istedikleri ve ihtiyaç duydukları değişim ve dönüşümü sağlayabilmek için gereken donanımı kazandırmayı amaçlıyor. Atölye çalışmalarımızı kısaca ‘Özgüven’, ‘Stresle baş edebilme’, ‘İki seçenek arasında’, ‘Yaratıcılık’, ‘Öfke kontrolü’ ve ‘Hayır diyebilmek’ baş- 61 lıkları altında özetlenebilir. Eklemek istedikleriniz var mı? Vakıf olarak YST’nin getirdiği yenilikleri, ülkemizde tanıtmayı ve bu yeni alanda akademik çalışmalarımızla da referans kurum olmayı kendimize amaç edindik. Bu hedef doğrultusunda bu alanın doğru tanınması ve uygulanması için çabalarımızı sürdürüyoruz. YST alanında hizmet verebilmek için aynı diğer meslek alanlarında (mühendislik, tıp, hukuk gibi) olduğu gibi eğitim almış olmak ve uzmanlaşmak oldukça önemli. Bunun bir parçası olarak ruh sağlığı ve eğitim alanlarında çalışanların, özel eğitim uzmanlarının, aile hekimlerinin, fizyoterapistlerin ve sanat alanlarında eğitim almış profesyonellerin katılacağı eğitim çalışmaları organize ediyoruz. Bu eğitimlerde katılımcıların teorik açıdan bilgilendirilmesinin yanı sıra aktif olarak yaratıcı teknikleri kendi çalışmalarında nasıl kullanabileceklerini de keşfetmelerini amaçlıyoruz. Uluslararası Yoğunlaştırılmış Yaratıcı Sanatlar Terapisi eğitimlerimizde de dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen, alanında tanınmış uzman Yaratıcı Sanatlar Terapistlerini kendi tecrübelerini katılımcılar ile paylaşmaları ve YST’nin dünyadaki farklı uygulamaları hakkında bilgi vermeleri için davet ediyoruz. Ayrıca yapılan tüm workshop çalışmaları ile katılımcıların kendi yaratıcı yöntemlerini keşfetmelerini hedefliyoruz. Aslında bütün söylemek istediğimizin özeti; sanatlar hepimiz için yaşam kalitesini iyileştirici ve zenginleştirici bir kapasiteye sahip ve yaşama farklı bir pencereden bakmamızı sağlayacaktır. 62 TEV iletişim TEV İLETİŞİM BİLGİLERİ TEV MERKEZ VE ŞUBELER BANKA HESAP NUMARALARI VE İLETİŞİM BİLGİLERİ (TL) TÜRK EĞİTİM VAKFI GENEL MÜDÜRLÜK Büyükdere Cad. T.E.V. Kocabaş İşhanı No: 111 K: 6-7-8 34349 Gayrettepe-İSTANBUL Tel: (0212) 318 68 00 Faks: (0212) 217 56 90 E-Posta: [email protected] Çelenk Tel: (0212) 444 0 838 Çelenk Faks: (0212) 217 58 57 Çelenk E-Posta: [email protected] Eğitim-Burs Tel: (0212) 444 0 838 Eğitim-Burs Faks: (0212) 272 62 17 Eğitim-Burs E-Posta: [email protected] Yapı Kredi Bankası Esentepe Özel Bankacılık Mrk. (Şube Kodu:375) TR80 0006 7010 0000 0000 0619 99 Vakıflar Bankası Mecidiyeköy Şubesi (Şube Kodu: 153) TR42 0001 5001 5800 7286 4847 62 İş Bankası Gayrettepe Şubesi (Şube Kodu: 1080) TR03 0006 4000 0011 0800 3027 23 Garanti Bankası Mecidiyeköy Şubesi (Şube Kodu:119) TR65 0006 2000 1190 0006 2997 85 Akbank Zincirlikuyu Şubesi (Şube Kodu:436) TR50 0004 6004 3688 8000 0568 83 ADANA Kayalıbağ Mah. 26004. Sok. No:2 Aydın Apt. Kat:1 D:2 Seyhan-ADANA Tel: (0322) 453 11 14 - (0322) 457 33 99 Faks: (0322) 459 32 21 E-Posta: [email protected] Yapı Kredi Bankası Atatürk Bulvarı Şubesi (Şube Kodu:380) TR75 0006 7010 0000 0085 1216 80 ANKARA Akay Caddesi, No:22/5 Bakanlıklar - ANKARA Tel: (0312) 417 41 90 Faks: (0312) 418 79 99 E-Posta: [email protected] Yapı Kredi Bankası Akay Şubesi (Şube Kodu:301) TR27 0006 7010 0000 0085 1184 70 ANTALYA Memur Evleri Mah. Anafartalar Cad. No:115/1 / ANTALYA 07100 Tel: (0242) 343 32 08 Faks: (0242) 343 32 09 E-Posta: [email protected] YapI Kredi Bankası 100.Yıl Şubesi (Şube Kodu:669) TR98 0006 7010 0000 0085 0927 48 BALIKESİR Anafartalar Caddesi No: 15 Mortaş İşhanı, B Blok. BALIKESİR 10100 Tel: (0266) 241 54 45 Faks: (0266) 241 20 27 E-Posta: [email protected] Yapı Kredi Bankası 6 Eylül Şubesi (Şube Kodu:991) TR67 0006 7010 0000 0085 1185 26 BURSA Atatürk Caddesi Çataloğlu İşhanı No:55, Kat:6 BURSA 16010 Tel: (0224) 221 18 10 Faks: (0224) 222 46 06 E-Posta: [email protected] Yapı Kredi Bankası Bursa Şubesi (Şube Kodu:013) TR42 0006 7010 0000 0085 1184 91 DENİZLİ Çaybaşı Cad. No:32 Küçüksaray Apt. Zemin Kat, D:2 DENİZLİ 20010 Tel: (0258) 264 65 99 Faks: (0258) 265 10 54 E-Posta: [email protected] Yapı Kredi Bankası Çınar Şubesi (Şube Kodu:560) TR47 0006 7010 0000 0085 1189 83 ESKİŞEHİR Sakarya Cd. Porsuk İşhanı No:1 Kat: 6 ESKİŞEHİR 26130 Tel ve Faks: (0222) 231 16 06 E-Posta: [email protected] Yapı Kredi Bankası Sakarya Cad. Şubesi (Şube Kodu:542) TR03 0006 7010 0000 0085 1206 48 HATAY İnönü Cd. Marmara Apt. altı No: 37/B ANTAKYA 31070 Tel: (0326) 215 66 88 Faks: (0326) 213 55 77 E-Posta: [email protected] Yapı Kredi Bankası Antakya Şubesi (Şube Kodu:151) TR90 0006 7010 0000 0080 8557 38 İZMİR Akdeniz Cad. TEV Birsel İş Merkezi No:14/102 Kat:1 Pasaport / İZMİR Tel: (0232) 44 121 44 (Pbx) Faks: (0232) 44 121 45 E-Posta: [email protected] Yapı Kredi Bankası İzmir Merkez Şubesi (Şube Kodu:927) TR12 0006 7010 0000 0084 7353 96 KAYSERİ İstasyon Mah. Kocasinan Bul. Depo Cad. No: 3-B Kocasinan / KAYSERİ Tel: (0352) 221 09 85 Faks: (0352) 221 09 87 E-Posta: [email protected] Yapı Kredi Bankası Kayseri Şubesi (Şube Kodu:917) TR64 0006 7010 0000 0082 3640 71 KOCAELİ Karabaş Mah. Hafız Binbaşı Cd. İGSAŞ Mensupları İş Merkezi No:1 Kat:2 D.89 İzmit/KOCAELİ Tel: (0262) 325 85 41 Faks: (0262) 325 44 77 E-Posta: [email protected] Hesap No: Yapı Kredi Bankası İzmit Şubesi (Şube Kodu: 084) TR39 0006 7010 0000 0084 5481 85 KONYA Musalla Bağları Mah. Ankara Cad. Gürel Sok. Onur Sitesi No: 6/D SELÇUKLU/KONYA 42060 Tel: (0332) 233 99 32 Faks: (0332) 320 77 73 E-Posta: [email protected] Halk Bankası Konya Şubesi (Şube Kodu: 510) TR05 0001 2009 5100 0016 0000 42 TRABZON 1 Nolu Çömlekçi Mah. Yavuz Selim Bulvarı N:26 Baro Başkanlığı yanı TRABZON 62200 Tel: (0462) 326 78 84 Faks: (0462) 326 78 83 E-Posta: [email protected] Yapı Kredi Bankası Trabzon Şubesi (Şube Kodu:110) TR11 0006 7010 0000 0085 1210 86 2013 yılının dünyaya ve ülkemize barıș, huzur ve refah getirmesini dileriz. TEV BANKA HESAP NUMARALARI (DÖVİZ) Yapı Kredi Bankası Esentepe Özel Bankacılık Mrk. (Şube Kodu:375) Yapı Kredi Bankası Esentepe Özel Bankacılık Mrk. (Şube Kodu:375 Yapı Kredi Bankası Esentepe Özel Bankacılık Mrk. (Şube Kodu:375) Vakıflar Bankası Mecidiyeköy Şubesi (Şube Kodu: 153) Vakıflar Bankası Mecidiyeköy Şubesi (Şube Kodu: 153) Vakıflar Bankası Mecidiyeköy Şubesi (Şube Kodu: 153) TR04 0006 7010 0000 0080 5005 20 USD TR22 0006 7010 0000 0080 8042 91 AVRO TR97 0006 7010 0000 0012 8571 57 GBP TR84 0001 5001 5804 8011 4439 62 CHF TR69 0001 5001 5804 8000 4584 97 SEK TR51 0001 5001 5804 8000 3387 35 DKK
Benzer belgeler
15 01 Mayıs 2012 MAYIS 2012 SAYI: 15 PDF olarak indir
göz ardı edildiğini vurgulayarak, yaşamın
devam edebilmesi için gereken doğal
kaynakların üçte ikisinin insanlar
tarafından hızla tüketildiğini söylüyor.
EYLÜL 2013 SAYI
tarafından yaptırılan 21 derslikli
yeni ve sağlam okuluna kavuştu.
TEV dergi
Ocak 2013
EYLÜL 2012 SAYI: 16 01 Eylül 2012 EYLÜL 2012 SAYI: 16
tarafından yaptırılan 21 derslikli
yeni ve sağlam okuluna kavuştu.
TEV dergi
Ocak 2013
MAYIS 2014 : SAYI: 21 03 Temmuz 2014 MAYIS 2014 : SAYI
kaynakların üçte ikisinin insanlar
tarafından hızla tüketildiğini söylüyor.
MAYIS 2013: SAYI 18 01 Mayıs 2013 MAYIS 2013: SAYI 18 PDF
kaynakların üçte ikisinin insanlar
tarafından hızla tüketildiğini söylüyor.
OCAK 2014 : SAYI: 20 01 Ocak 2014 OCAK 2014 : SAYI
kaynakların üçte ikisinin insanlar
tarafından hızla tüketildiğini söylüyor.