TEMEL TIP BİLİMLERİ TESTİ AÇIKLAMALI CEVAPLAR 1
Transkript
TEMEL TIP BİLİMLERİ TESTİ AÇIKLAMALI CEVAPLAR 1
Temel Bilimler / T 38 - 3 TEMEL TIP BİLİMLERİ TESTİ AÇIKLAMALI CEVAPLAR 1. Aşağıdaki oluşumlardan hangisi fossa infratemporalis’te yer alır? 2–C A) Musculus masseter - M. bulbospongiosus B) Musculus zygomaticus major - M. ischiocavernosus C) Arteria carotis externa - M. transversus perinei superficialis D) Arteria temporalis superficialis - Crus clitoridis, clitoris ve bulbus vestibulitoris (radix penis ve spongioz üretranın bir kısmı) Erkekte ve kadında spatium superficiale perinei içeriği: E) Ganglion oticum - Gl. vestibularis majoris (Bartholin bezi) 1–E Fossa infratemporalis’in sınırları: • Dışyandan: ramus mandibulae • İçyandan: Palatinum pterygoideum lateralis • Önden: Maksillanın arka duvarı • Arkadan: Palatinum tympanicum ve temporal kemiğin styloid ve mastoid çıkıntıları • Üsten: sphenoid kemiğin ala major’ünün alt yüzeyi • Alttan: M. pterygoideus medialis’in angulus mandibula’daki tutunma noktası tarafından sınırlanır. Fossa infratemporalis’in içeriği: • M. temporalis’in alt parçası • M. pterygoideus medialis ve lateralis • A. maxillaries • Plexus venosus pterygoideus • Gg. Oticum • N. mandibularis, n. alveolaris inferior, n. lingualis, n. buccalis, chorda tympani 2. - Centrum tendineum perinei bulunur. Erkekte spatium profundum perinei içeriği: - M. transversus perinei profundus - M. sphicter urethrae - Glandula bulbourethrales - Pars membranacea urethrae - N. a. v. dorsalis penis, a.v. pudenda interna ve n. pudendus dalları Kadında spatium profundum perinei içeriği: - Urethra’nın bir bölümü - Vaginanın bir bölümü - M. sphincter urethrae - M. transversus perinei profundus - N. a. v. dorsalis penis, a.v. pudenda interna ve n. pudendus dalları Aşağıdakilerden hangisi spatium superficiale perinei kası değildir? A) M. bulbospongiosus B) M. ischiocavernosus C) M. sphincter urethrae D) M. transversus perinei superficialis E) M. sphincter ani externus www.tusem.com.tr 2 Temel Bilimler / T 38 - 3 3. altı pecten analis olarak adlandırılır ve keratinsiz çok katlı yassı epitel ile örtülüdür, pecten analis altta linea anocutanea ile sonlanır ve buradan itibaren canalis analis’in mukozası deri yapısına dönüşür. Ayağında duyu kaybı olan bir hastada, aşağıdaki sinirlerin hangisinde zedelenme olduğu düşünülmez? A) N. Femoralis B) N. peroneus superficialis C) N. peroneus profundus D) N. tibialis E) N. obturatorius 3–E N. obturatorius diz ekleminin distaline geçmez. Ayağın duyusal innervasyonuna katılmaz. Ayak sırtının deri duyusunu n. peroneus superficialis ve n. peroneus profundus; ayağın plantar bölgesinin deri duyusunu n. tibialis; ayak iç kenarı ve medial malleol üzerinin deri duyusunu n. saphenous (femoral sinirin terminal dalıdır); ayak dış kenarı ve lateral malleol üzerinin deri duyusunu ise n. suralis almaktadır. N. femoralis’in kendisi değil ama terminal dalı olan nervus saphenous ayağın duyusal innervasyonuna katılmaktadır. 7. Arteria mesenterica inferior’un sindirim kanalında beslediği bölgenin alt sınırı aşağıdakilerden hangisidir? A) İnen kolon – sigmoid kolon 4. Aşağıdakilerden hangisi fasciculus medialis’in terminal dalıdır (devamıdır)? B) Rektosigmoid bileşke A) N. Musculocutaneous B) N. radialis D) Orta 1/3 rektum – Alt 1/3 rektum C) N: pectoralis medialis D) N. ulnaris E) Alt 1/3 rektum – Anal kanal C) Üst 1/3 rektum – orta 1/3 rektum E) N. thoracicus longus 7–C Arteria mesenterica inferior’un dalları: • colica sinistra: inen kolonu ve transvers kolonun ¼ sol tarafını besler; • sigmoidei: Sigmoid kolonu besler; • rectalis superior: Rektumun proksimal 1/3’ün besler; Rektumun beslenmesi: Proksimal 1/3’ünü a. mesenterica inferior’un a. rectalis superior’u ve aorta abdominalis’in a. sacralis mediana dalı Orta 1/3’ünü a. iliaca interna’nın, a. rectalis medius dalı; Distal 1/3’ünü ve anal kanalı ise a. pudenda interna’nın, a. rectalis inferior dalı besler. 4–D 5. Aşağıdakilerden hangisi sağ ventrikülde yer almaz? A) Crista terminalis B) Trabeculae septomarginalis C) Cuspis septalis D) Conus arteriosus E) Mm. Papillares 5–A Crista terminalis sağ atirum ön (atrium pirimum) ve arka duvarı (atrium secundum) arasında yer alan embriyolojik artıktır. Ostium vena cava superioris’in önünde yer alır. 6. Bağırsak mukozası üzerinde bulunan ve linea pectinata olarak adlandırılan oluşum aşağıdakilerin hangisinde yer alır? A) Duodenum B) Transvers kolon C) İleum D) Anal kanal E) Rektum 6–D Linea pectinata: Columna analis’lerin alt kısmındaki yarım ay şeklindeki katlantılar valvula analis adını alır, valvula analis’lerin birleşmesiyle oluşan canalis analis etrafında membrana anococcygealis’in pozisyonuna uyan dairsel hattır. Bu hattın 3 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 38 - 3 8. Aşağıdakilerden hangisinin pankreas ile komşuluğu yoktur? A) A. mesentrica inferior B) V. lienalis C) V. porta hepatis D) Ductus choledochus Non-sinovyal kartilaginöz eklemler: Synchondrosis ve symphysis tipindeki eklemlerdir. Sinovyal eklemler: plana, sferoid, elipsoid, trokoid, sellar, bikondilar ve ginglimus tipindeki eklemlerdir. E) Sol böbrek 11. Hangisi parasempatik fonksiyonlu çekirdeklerden biri değildir? 8–A Başlıca pankreas komşulukları: A) Nucleus oculomotorius accessorii Arteria ve vena lienalis, dalak, mide, arteria ve vena mesenterica superior, duodenum, aorta abdominalis, vena cava inferior, vena porta, ductus choledochus ve sol böbrek iledir. B) Nucleus ambiguus 9. C) Nucleus salivatorius superior D) Nucleus dorsalis nervi vagi E) Nucleus lacrimalis Cavitas tympanica’nın içyan duvarının Latince adı aşağıdakilerden hangisidir? A) Paries jugularis B) Paries caroticus C) Paries tegmentalis D) Paries mastoideus 11 – B Nucleus ambiguus; IX – X ve XI. Kranyal sinirlerin ortak motor çekirdeğidir ve bulbusta yer alır. E) Paries labyrinthus 12. Aşağıdaki arterlerden hangisi, arteria basilaris’in dalıdır? 9–E A) A. labyrinthi Ön duvar: Paries caroticus adını alır, semicanalis musculotuborius, semicanalis tuba auditiva (ikisine birlikte canalis musculotubarius denir) ve canalis caroticus buradadır. C) A: meningea posterior D) A. tympanica posterior B) A. spinalis posterior E) A. inferior posterior cerebelli 12 – A Arka duvar: Paries mastoideus adını alır, aditus ad antrum adlı delikle cellulae mastoideae’lere açılır, canalis facialis ile komşudur. 13. Aşağıdaki kaslardan hangisinin diz eklemi üzerinde doğrudan etkisi yoktur? Üst duvar: Paries tegmentalis adını alır, temporal kemiğin tegmen tympani’si yapar. Alt duvar: Paries jugularis adını alır, vena jugularis interna adını alır. A) M. Semitendinosus B) M. biceps femoris C) M. Gracilis D) M. adductor magnus E) M. rectus femoris Dışyan duvar: Paries membranaceus adını alır, membrana tympani oluşturur ve chorda tympani (N. VII’in dalı) bu duvara komşudur. 13 – D M. addcutor magnus sadece kalça eklemi üzerine etkilidir ve İçyan duvar: Paries labyrinthus adını alır, fenestra ovale (Basis stapes kapatır), fenestra rotundum (membrana tympani secundaria kapatır) ve promontorium bu duvardadır, ayrıca n. typmanicus (N. IX’un dalı) ve canalis facialis’in bir kısmı bu duvara komşudur. adduksiyon – Ekstansiyon yaptırır. M. semitendinosus ve biceps femoris: uyluğa ekstansiyon, bacağa fleksiyon M gracilis: uyluğa fleksiyon ve adduksiyon, bacağa fleksiyon ve iç rotasyon M. rectus femoris: uyluğa fleksiyon, bacağa ekstansiyon yaptırır. 10. Aşağıdaki eklem tiplerinden hangisi non sinovyal, fibroz eklemlerdendir? 14. Ventriculus tertius ile ventriculus quartus’u birbirine bağlayan oluşum aşağıdakilerden hangisidir? A)Plana B)Spheroid A) Foramen interventriculare C) Synchondrosis D) Gomphosis B) Apertura lateralis E)Symphysis C) Apertura mediana 10 – D D) Canalis centralis Non-sinovyal fibröz eklemler: Sutura, gomphosis, synostosis ve syndesmosis tipindeki eklemlerdir. E) Aqueductus cerebri www.tusem.com.tr 4 Temel Bilimler / T 38 - 3 14 – E 17. Alveol duvarını döşeyen tip-I pnömositler aşağıdakilerin hangisinden gelişir? Ventriculus lateralis ile ventriculus tertius’u bağalayan: foramen interventriculare (Monro) Ventriculus tertius’u ventriculus quartus’u bağlayan: Aqueductus cerebri Ventriculus quartus’un devamı: canalis centralis Ventriculus quartus’u cysterna cerebello medullaris’e bağlayan: apertura lateralis (Luschka) ve apertura mediana (Magendi). A) Somatik mezoderm B) Endoderm C) Splanknik mezoderm D) Ara mezoderm E)Ektoderm 17 – B ENDODERM GERM TABAKASININ İLERİ FARKLANMASI İLE • Gastrointestinal sistem ve solunum sistemlerinin epitelleri 15. Goblet hücrelerinin bulunduğu epitel örtüsü aşağıdakilerden hangisidir? • GİS bezleri, karaciğer ve pankreas parankiması • Tonsil, timus, tiroid, paratiroid, timpan boşluğu ve tuba auditivanın epitelyumyal kısımları A) Epididimisin yalancı çok katlı stereosilyalı epiteli B) Vajina epiteli • Mesane epiteli ve üretra epitelinin bir kısmı gelişir. C) Mide epiteli D) Özefagus epiteli 18. Aşağıdaki sinir liflerinden ileti hızı en az olan hangisidir? E) Bronş epiteli A) Kas iğciklerinin primer sonlandırılmalarından başlayan Grup la afferent lifler 15 – E İntra epitelyal bezler (Goblet, Kalisiform, Kadeh hücresi): B) Kas iğciklerinin sekonder sonlanmalarından başlayan Grup II afferent lifler Örtü epiteli arasında yer alırlar. En iyi örneği goblet hücreleridir. Glikoprotein salgı yaparlar. Salgı granülleri hücrenin apikal bölgesinde toplanıp çekirdeği bazale ittiğinden Kadeh hücresi adı da verilir. Bronş, barsak epitelinde bulunur. Mide, özefagusta bulunmaz. C) Bazı dokunma reseptörlerinden kalkan Grup III afferent lifler D) Preganglionik otonom sinir sistemi lifleri E) Postganglionik sempatik lifler 18 – E SİNİR LİFİ TİPLERİ Nöronlar kalınlıkları ve fonksiyonları baz alınarak gruplandırılmışlardır. Sinir lifleri A, B, C olmak üzere 3 tipe ayrılır. Bu sınıflama sinir lifinin kalınlığına göre yapılmıştır. A lifleri en kalın iken, C lifleri en incedir. Akson çapı ne kadar fazla ise rezistans azalacağı için ileti hızı o kadar artar. Bu nedenle A lifleri en hızlı, C lifleri ise en yavaştır. A lifleri kendi arasında alfa, beta, gama ve delta olmak üzere 4 alt gruba ayrılmaktadır. A- Alfa: İskelet kasına motor inervasyon götürür A- Beta: Dokunma ve basınç duyusunu alır. A- Gama: Kas iğciğine motor inervasyon götürür ve kas iğciğinin boyunu kısaltır. Böylelikle kas iğciğinin sensivitesini arttırır. A- Delta: Hızlı ağrı (örnek: iğne batması), ve sıcaklık duyularını alır. B lifleri: otonom sinir sistemindeki, pregangliyonik lifler bu sınıftadır. C lifleri: Myelinsiz ve incedirler. Bu nedenle çok yavaş ileti yaparlar. Yavaş (künt) ağrıyı alan ve otonom post-gangliyonik lifler bu gruptandır. Solunum yolu epitelinde goblet hücresi 16. Aşağıdakilerin hangisinin sitoplazmasında hiyalomer bulunur? A) Nötrofil lökosit B) Osteoklast C) Trombosit D) Eritrosit E)Kondrosit 16 – C Trombosit hücre zarı altında hyalomer denilen degranulasyon ve hareket sağlayan organeller bulunur. Trombosit organelleri 5 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 38 - 3 Fiber Type Function Fiber Diamater (µm) ConSpike Absolute duction Duration Refractory Velocity (ms) Period (ms) (m/s) 21. İletim hızı en yüksek olan kalp dokusu aşağıdakilerden hangisidir? A) Sinoatr.yal düğüm A α Proprioception; somatic motor 12-20 70-120 β Touch, pressure, motor 5-12 30-70 γ Motor to 3-6 muscle spindles 15-30 δ Pain, cold, touch 2-5 12-30 B Preganglionic autonomic <3 3-15 1.2 1.2 Dorsal root Pain, tempature, some mechanoreception, reflex responses 0.4-1.2 0.5-2 2 2 Sympathetic 0.3-1.3 0.7-2.3 2 2 0.4-0.5 B) Atriyum kasları 0.4-1 C) Atriyoventriküler düğüm D) Purkinje lifleri E) Ventrikül kasları 21 – D İLETİM SİSTEMİ Sinoatrial nodtan çıkan uyarı sayısını hormonlar, metabolik olaylar ve otonom sinir sistemi etkiler. Sinoatrial nod sağ atriumda sulkus terminaliste yerleşmiştir. C Postganglionic sympatheitcs Atrioventriküler nod interatrial septumda subendokardial yerleşmiştir. Atrium ve ventriküller arasında elektriksel uyarının geçiş noktasıdır. O nedenle atriumlar ve ventriküller iki ayrı sinsityum gibi düşünülebilir. Atrioventriküler nod ileti geçişini geciktirir bu yolla atrium sistolde iken ventriküllerin diastolde olması sağlanır. AV nod ikinci en fazla uyarı oluşturma yeteneğine sahip yerdir. Kalpte iletinin en yavaş olduğu yer AV noddur. 19. Orta barsaktan gelişen organları besleyen damar aşağıdakilerden hangisidir? AV nod his demeti olarak devam eder. His hüzmesi sol ve sağ dal diye ayrılır. A) Splenik arter B) Turunkus çölyakus Sağ ve sol dal ile ventriküle giden uyarı daha sonra purkinje ile miyokard liflerine iletilir. Purkinje hücresi kalpteki en büyük hücrelerdir, en hızlı iletide bu hücrelerdedir. C) İnferior mezenterik arter D) Superior mezenterik arter E) Hepatik arter Uyarı endokardtan epikarda doğru ilerler. Kalpte repolarizasyon ise epikarddan endokarda ilerler. 19 – D Ön barsak trunkus çöliakustan, orta barsak superior mezenterik arterden, son barsak inferior mezenterik arterden beslenir. 20. Aldosteron sodyum geri emilimini aşağıdaki bölgelerden hangisinde artırır? 22. Epidermiste derinin su geçirmezliğini sağlayan katman aşağıdakilerden hangisidir? A) Proksimal kıvrıntılı tübülün düz parçası B) Henle kulpunun çıkan ince parçası C) Henle kulpunun inen ince parçası B) Stratum spinozum C) Stratum granülozum D) Stratum lusidum E) Stratum korneum D) Distal kıvrıntılı tübüllerin son bölümü ve toplama kanallarındaki esas hücreler 22 – C E) Distal kıvrıntılı tübüllerin son bölümü ve toplama kanallarındaki α-interkale hücreler Stratum Granulosum Poligonal hücrelerin oluşturduğu 3-5 tabakadan meydana gelmiştir. Sitoplazmalarında bol miktarda keratohyalin granüller denilen yoğun bazofilik granüller bulunmaktadır. Epidermisin granüler tabakasındaki hücrelerde stoplazmada lipid içerikli lameller granüller bulunur. Bu lipid şeritleri yabancı maddelerin penetrasyon için geçit tıkayıcı etki oluşturur. 20 – D Aldosteron Na+ emilimi üzerine etkili olan temel hormondur. Distal tübül ve toplayıcı kanallardaki esas hücreler üzerine etkiyerek Na-K ATP’az stimülasyonu yapar. Aldesteron; sodyumu tutururken, potasyumu sekrete ettirir. www.tusem.com.tr A) Stratum bazale 6 Temel Bilimler / T 38 - 3 23. Kranyum içinde BOS basıncının artışına cevap olarak arteryel kan basıncının yükselmesine ne ad verilir? 26. Suprakiazmatik nükleusun selektif harabiyetinde aşağıdakilerden hangisi görülür? A) MSS iskemik cevabı A) Hiperfaji B) Cushing reaksiyonu B)Hipertermi C) Vazovagal senkop C) Sirkadiyen ritimleri bozulması D) Bainbridge refleksi D)Poliüri E) Otokontrol (sinirsel) düzenlenme E) Ağrı duyusunun artması 26 – C 23 – B Uyku ve uyanıklık siklusu (Diürnal ritm) hipotalamusta bulunan suprakiazmatik çekirdek tarafından düzenlenmektedir. Suprakiazmatik çekirdek, gözden gelen optik (görme) sinirin üstünde bulunur. Suprakiazmatik çekirdeğe iç saat adı (inner clock) verilir. Cushing cevabında kafa içi basınç yükseldiğinde kan basıncı yükselir, kalp hızı yavaşlar. 24. Böbrek plazma akımının ölçülmesinde hangisinden yararlanılır? 27. Aşağıdaki biyomoleküllerin hangisi membran yapısında bulunmaz? A) Kreatinin klirensi B) PAH klirensi A) Kolesterol B) Fosfolipid C) İnsülin klirensi C) Serbest yağ asidi D) Glikosfingolipid D) Sodyum klirensi E)Protein 27 – C E) Glukoz klirensi Hücreyi sınırlayan yarı sıvı-mozaik modelinde bir yapıdır. Membranda esas olarak fosfolipidler ve kolesterol bulunmaktadır. En çok bulunun fosfolipid, fosfatidilkolin (Lesitin) dir. Ayrıca membranda proteinler bulunur. Membranın içine gömülmüş proteinlere intrensek (integral), sadece bir yüzünde bulunanlara ise extrensek ( periferal) proteinler adı verilir. Fosfolipid moleküllerin hidrofob (yüksüz) uçları birbirine, hidrofil (yüklü) yüzleri hücre iç ve dış yüzüne bakacak biçimde düzenlenmiştir. Biyokimyasal markeri Na-K ATPazdır. 24 – B Diodrast ve PAH klirensleride böbrek plazma ve kan akımını gösterirler. PAH hem tam olarak glomeruler filtrasyona uğrar. Hem de tam olarak tüplere sekrete edildiği için, PAH klirensi renal plazma akımını gösterir. 25. Lenf düğümünün timus bağımlı bölgesi aşağıdakilerden hangisidir? A) Dış korteks 28. Aşağıdakilerden hangisinin lezyonu hemiballismusa neden olur? B) İç korteks (parakorteks) C) Medullar kordonlarD) Medullar sinuslar A) Subtalamik nükleus B) Globus pallidus E) Subkapsular sinus C) Putamen D) Nukleus ruber 25 – B E) Substantia nigra 28 – A Splenik arter dallanarak trabeküler arteri oluşturur. Trabeküler arter bağ dokuya girdiğinde çevresinde lenfoid kılıf döşer. Buna PALS (Periarteril lenfatik kılıf) denir. PALS, T lenfositlerden zengindir. Subtalamik nükleus lezyonunda ballismus olur. Tek taraflı olursa lezyonun karşı tarafından olur ve buna hemiballismus denir, irade dışı kasılmalardır. Corpus striatum lezyonunda atetozis oluşur. Distoni ve Huntington koresi bu bölümle ilgili bozukluklardır. Huntington koresinde striatumdaki kolinerjik ve GABA erjik liflerde dejenerasyon vardır. Substantia nigra lezyonları parkinsona neden olur. Substantia nigradan, striatuma dopaminerjik lifler gitmektedir. Parkinson hastalığında nigrostriatal yolda dejenerasyon vardır. Parkinson hastalığı rijidite, hipokinezi ve tremorla (hap yapar, para sayar tipi) karakterizedir. 7 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 38 - 3 29. Aşağıdaki yapılardan hangisi düz kasın kasılmasında yer almaz? YAVAŞLATANLAR Norepinefrin A) Aktin Arter, ventriküldeki baroreseptörlerde uyarılmanın artması B)Miyozin Nefes verme C)Troponin Hipotermi D)Ca+2/ kalmodulin kompleksine bağımlı miyozin kinaz Trigeminal Sinirdeki ağrı liflerini uyarmak Kafa içi basıncın artması E)C+2 iyon kanalları 29 – C DÜZ KASTA KONTRAKSİYON 31. Aşağıdaki damar yataklarından hangisinde meydana gelen hipoksi vazokonstriksiyona yol açar? Düz kasta sarkoplazmik retikulum az gelişmiştir. Bunun nedeni düz kaslara kalsiyumun, voltaj bağımlı veya ligand bağımlı kalsiyum kanalından geçerek ekstrasellüer ortamdan alınmasıdır. A)Koroner B) Pulmoner Düz kasta Troponin olmadığı için, hücre içine Ca++ girince kalmoduline bağlanır. Kalsiyum kalmodulin kompleksi inaktif durumdaki myozin hafif zincir kinazı (MLCK) aktive eder. Bu enzimle myozin başı fosforillenir ve kasılma oluşur. C)Serebral D)Kas E)Deri Düz kasta gevşeme sırasında kalsiyum, ATP bağımlı ekstrasellüer ortama pompalanır. Kalsiyumun azalması ile myozin hafif zinzir fosfatazı aktive olur ve myozin başını defosforile eder. Düz kas gevşer. 31 –B Akciğerde havalanmayan yere kan gitmemektedir. Bunun nedeni havalanmayan akciğer sahasında oksijen miktarı düşer sonuç olarak hipoksiye pulmoner arterin verdiği cevap vazokonstruksiyondur. Böylelikle ölü boşluk perfüzyonu önlenmiş olur. Böylelikle hava giden yere kan gitmiş olur. Düz kaslarda mitokondri sayısı azdır. Metabolik ihtiyaçlarını glikolizle karşılarlar. Düz kaslar kendileri aksiyon potansiyeli geliştirebilirler. Düz kas içinde kalsiyum azalsa bile aktin-myozin köprüleri kalmaya (latch fenomeni) devam eder. Bu olay ATP tasarrufu sağlar. 32. Yenidoğanların midesinde bulunan ve kalsiyum varlığında kazeini parakazeine dönüştüren enzim hangisidir? 30. Aşağıdakilerden hangisi kalp hızını arttıran faktörlerden biri değildir? A) Hipoksi B) Bainbridge refleksi C) Soluk verme D) Ateş B) Rennin C) Elastaz D) Amilaz E)Tripsin 32 – B E) Tiroid hormonu Rennin, sütteki kazeini parakazeine çeviren yenidoğanın midesinde bulunan enzimdir. 30 – C Kalp Hızını etkileyen Faktörler HIZLANDIRANLAR Arter, ventriküldeki baroreseptörlerde uyarılmanın azalması Atril strech reseptörlerin gerilmesi Nefes alma Ağrı Hipoksi Egzersiz Adrenalin Tiroid Hormonları Ateş Bainbridge reflex www.tusem.com.tr A) Pepsin 33. Aşağıdaki metabolik yollardan hangisi sırasıyla; mitokondri, sitoplazma ve mitokondride gerçekleşerek sonlanır? A) Üre siklüsü B) TCA siklüsü C) Yağ asidi sentezi D) Yağ asidi oksidasyonu E) Hem sentezi 8 Temel Bilimler / T 38 - 3 33 – E 36. pK değerleri 3.6, 13.0 ve 11.0 olan bir amino asitin izoelektrik noktası (pI) değeri nedir? Yağ asitlerinin oksidasyonu ve TCA döngüsü tamamen mitokondride gerçekleşir. Mitokondri matriksinde gerçekleşen yağ asitlerinin beta-oksidasyonundan gelen elektronlar, iç mitokondri mebranında yerleşik olan ETZ enzimlerine aktarılır. Üre siklüsü ise sitoplazma ve mitokondride gerçekleşirken hem sentezi sırasıyla mitokondri, sitoplazma ve son olarak mitokondride gerçekleşir. A)3.6 B)9.2 C) 11 D) 12 E) 13 36 – D Asidik ve bazik amino asitlerin pI değerleri hesaplanırken, asidik bir amino asitin, asidik pK’ları toplanıp ikiye bölünürken, bazik amino asitlerde bazik pK’lar toplanıp ikiye bölünür. 34. Hücre içi sıvıda bulunan başlıca anyon aşağıdakilerden hangisidir? A) Klor B) Fosfat C) Bikarbonat D) Potasyum 37. Fruktozun redüksiyonu sonucu hangi bileşik oluşur? A) Glukuronik asit B) Glukonik asit C) Galaktitol E) Magnezyum D)Sorbitol 34 – B E) Glukonat Hücre dışı sıvıda başlıca katyon Na+ (140 mmol/L), başlıca anyon Cl - (100 mmol/L) dür. Hücre içi sıvıda ise başlıca katyon K+ (140 mmol/L), başlıca anyon PO43 - (60 mmol/L) tır 37 – D Fruktozun redüksiyonu sonucu poliol olan sorbitol ya da mannitol molekülü oluşur. 35. Transaminasyon reaksiyonlarında hangi vitamin rol oynar? A) B12 vitamini B) Tetrahidrofolat C) Piridoksal fosfat D) Tiamin E) Biotin 35 – C Transaminasyon reaksiyonları bir amino grubunun, bir aminoasitten, bir alfa-keto asite transferidir. Bu reaksiyon sonucu aminoasit, alfa-ketoasite dönüşürken alfa-keto asit de alfaamino asite çevrilir. Transaminasyon reaksiyonlarında kofaktör vitamin B6’nın aktif formu olan pridoksal fosfattır (PLP). 38. Glikolizde ilk ATP sentezinin gerçekleştiği (substrat düzeyinde fosforilasyon noktası) reaksiyon aşağıdakilerden hangisidir? A) Fosfofruktokinaz 1 B) Fosfogliserat kinaz C) Piruvat kinaz D) Fosfoglukomutaz E) Gliseraldehid 3-fosfat dehidrogenaz 38 – B Glikolizde ilk ATP sentezinin gerçekleştiği (substrat düzeyinde fosforilasyon noktası) fosfogliserat kinaz enzimidir. 9 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 38 - 3 40. Elektron transport zincirinde aşağıdaki yapılardan hangisi mobil (hareketli) elemandır? A) NADH dehidrogenaz B) Koenzim Q C) Süksinat dehidrogenaz D) Sitokrom b ve c komplleksi E) Sitokrom oksidaz 40 – B Ubikinon (koenzim Q) mitokondride aerobik ortamda okside kinon ve anaerobik ortamda redükte kinol şeklinde bulunur. Koenzim Q’nin yapısı K ve E vitaminlerine çok benzer. Tüm bu bileşikler poliizoprenoid yan zinciri içerir. Koenzim Q, solunum zincirinin hareketli bir bileşenidir. Sabit flavoprotein komplekslerden indirgeyici eşdeğerleri sitokromlara aktarır. 41. İskelet kası mitokondrisinde 1 mol pirüvat’ın asetil KoA’nın dönüşümü sırasında kazanılan net ATP miktarı nedir? A) 1,5 mol ATP B) 2 mol ATP C) 2,5 mol ATP D) 3 mol ATP E) 5 mol ATP 41 – C Mitokondride bulunan 1 mol pirüvat, pirüvat dehidrogenaz enzimi aracılığı ile 1 mol asetil-KoA’ya dönüşürken, 1 mol redükte NADH+H oluşur. Bu yapı da mitokondride oluştuğu için direkt olarak kompleks 1 den ETZ’ye girmekte ve 2,5 ATP değerinde enerji oluşturmaktadır. 39. Karaciğerde insülin varlığında fosfofruktokinaz 2 enziminin ürünü aşağıdakilerden hangisidir? A) Sitrat B) Fruktoz 6-fosfat C) Fruktoz 2-6 bifosfat D)AMP E) İnsülin 39 – C Karaciğerde insülin varlığında fosfofruktokinaz 2 enziminin ürünü, fruktoz 2,6-bifosfattır. 42. İskelet kası sitoplazmasında glikoliz sırasında oluşan redükte NADH’nın mitokondri içine girişi hangi mekanizma ile gerçekleştirilir? A) Gliserol 3-fosfat mekik sistemi B) Sodyuma bağımlı sekonder aktif transport C) Malat aspartat mekik sistemi D) Aktif transport E) Kolaylaştırılmış difüzyon www.tusem.com.tr 10 Temel Bilimler / T 38 - 3 45. Glikolipidlerin prekürsörü aşağıdakilerden hangisidir? 42 – A Glikolizde gliseraldehid 3-fosfat dehidrogenaz reaksiyonu ile üretilen redükte NADH, farklı dokularda iki farklı mekik sistemi aracılığı ile aktarılır. Bunlar, malat-aspartat ve gliserofosfat şantlarıdır. Soruda iskelet kası dendiği için bu dokuda Gliserol 3-fosfat mekik sistemi vardır. B) Hyaluronik asit C) Sialik asit D) Heparan sülfat B) Fosfatidik asit C) Seramid D)Serebrozid E) Gangliozid 45 – C Sfingolipidler sfingozin ve yağ asitinden oluşan seramidden köken alırlar. Seramid fosfatidilkolinden fosfokolin alır ve sfingomiyelin oluşur. Seramid ayrıca karbonhidratlarla birleşir ve glikolipidler (glikoserebrozidler) ve gangliozidler oluşur. 43. Aşağıda verilen yapılardan hangisinin lizozomlarda birikimi mukopolisakkaridoz hastalıklarından birini oluşturmaz? A) Kondrotin sülfat A) Gliserol E)Heparin 43 – C Glikozaminoglikanlar; (önceleri mukopolisakkaridler olarak adlandırılıyordu), proteoglikanların uzun, lineer polisakkarid zincirleridir. Başlıcaları; Kondrotin sülfat, Hyaluronik asit, Heparan sülfat, Heparin, Keratan sülfat ve Dermatan sülfattır. Hücreler tarafından sentezlenip sekrete edilirler. Bu yapılar yıprandığında, hücreler tarafından endositoz yoluyla alınırlar ve lizozomal enzimler tarafından yıkılırlar. Bu lizozomal enzimlerdeki herhangi bir yetersizlik bir mukopolisakkaridozla (örn. Hurler veya Hunter sendromu) sonuçlanır. 46. Hormona duyarlı lipaz, aşağıdakilerden hangisinin yüksekliğinde inhibe olur olur? A) cAMP B) AMP C) İnsülin D) Epinefrin E) G proteinlerinin alfa subüniti 44. Asağıdakilerden hangisi esansiyel bir yağ asitidir? A) Palmitooleik asit B) Stearik asit 46 – C C) Linolenik asit D) Oleik asit Yağ dokusundaki hormona duyarlı lipaz, glukagon tarafından cAMP aracılığı ile aktive edilir. İnsülin, fosfodiesterazı aktive derek cAMP yi parçalar ve yıkım reaksiyonları inhibe edilir. E) Palmitik asit 44 – C Organizmamızda esansiyel yağ asitleri 2 ya da daha fazla çift bağ içeren yağ asitleridir. Doymuş (satüre) yağ asitleri (çift bağ içermezler): Stearik asit, palmitik asit. Doymamış yağ asitleri (ansature): Taşıdıkları çift bağ sayisina gore ayrılırlar: Monoansatüre yağ asitleri tek çift bağ içerirler. Örnekler; Palmitoleik asit (C16 :1:9; (∆9), Oleik asit C18:1:9; (∆9); en sik rastlanan doymamış yağ asitleridir. 2. Poliansatre yağ asitleri: Birden fazla sayıda çift bağ içerirler. Örnekler; Linoleik asit (dienoik;iki çift bağ) C18:2:9,12; (∆9-12): Linolenik asit (trienoik asitler; üç çift bağ): C18:3:6,9,12; (∆69-12) Araşidonik asit (Tetra-enoik asitler; 4 çift bağ)C20:4: 5,8,11,14; (∆5-8-11-14) 47. Aşağıdaki enzimlerden hangisi kofaktör olarak NAD+ veya NADP+’yi kullanabilir? A) Glutamat dehidrogenaz B) Amino asit oksidaz C) Glukoz 6-fosfat dehidrogenaz D) Glutamin sentaz E) Glutaminaz 47 – A Birçok amino asitin a-amino grubu transaminasyonla a-ketoglutarata aktarılarak glutamat oluşur. Bu nitrojen, amonyak halinde NAD+ veya NADP+’yi aynı anda kullanabilen bir enzim olan glutamat dehidrogenaz tarafından katalizlenen bir reaksiyonla serbestleşir. Karaciğer glutamat dehidrogenaz aktivitesi ATP, GTP ve NADH tarafından allosterik olarak inhibe olurken ADP enzimin aktivatörüdür. 11 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 38 - 3 50. Ökaryotik canlılardaki DNA sentezinde (replikasyonda) mitokondrial DNA sentezini gerçekleştiren DNA polimeraz hangisidir? A) DNA polimerazα B) DNA polimerazδ C) DNA polimerazβ D) DNA polimerazε E) DNA polimeraz γ 50 – E DNA sentezini DNA polimerazlar katalizler. Prokaryotlarda üç adet DNA polimeraz vardır: pol- I, pol-II ve pol-III. Pol-III öncü sarmalın, Pol-I seken sarmalın sentezinde ve pol-II ise tamirde rol oynar. Ökaryotlarda beş adet DNA polimeraz bulunur: Bunlar ve fonksiyonları: DNA polimeraz– α: seken sarmal DNA polimeraz–δ: öncü sarmal DNA polimeraz- β: tamir DNA polimeraz–ε: tamir DNA polimeraz- γ: Mitokondrial DNA sentezini gerçekleştirirler. 48. De Novo pürin biyosentezinin hücresel lokalizasyonu ve bu sentezde oluşan ilk intakt pürin nükleotidi hangisidir? LOKALİZASYON İLK OLUŞAN A)Sitoplazma AMP B)Mitokondria GMP C) Peroksizom Ksantinmonofosfat D) Sitoplazma IMP E)Sitoplazma UMP 51. Sitoplazmik karbamoil fosfat sentetaz enzimi için aşağıdakilerden hangisi doğrudur? 48 – D A) Pirimidin biyosentezine katılır Yeniden pürin sentezi esnasında üretilen ilk nükleotid inozin monofosfattır. B) N-Asetilglutamat tarafından aktive edilir C) Üre sentezinde yer alır D) Azot kaynağı olarak serbest amonyağı kullanır E) Ornitin tarafından aktive edilir. 51 – A Sitoplazmik karbamoil fosfat sentetaz enzimi pirimidin sentezinin kontrol enzimidir. 49. Aşağıdakİ hormonlardan hangisi glikoprotein yapıda değildir? A)Aldosteron B)TSH C) LH D)FSH E)HCG 49 – A TSH, LH, FSH ve hCG birbirine yapısal olarak çok benzeyen glikoprotein yapıda hormonlardır. Adenilil siklazı aktive ederek hücre içi etkilere yol açarlar. Aldosteron ise steroid yapılı hormonur. www.tusem.com.tr Hücredeki yeri 12 KPS I KPS II Mitokondri Sitozol Metabolik yol Üre siklüsü Pirimidin sentezi Azot kaynağı Amonyak Glutamin gama-amid grubu Temel Bilimler / T 38 - 3 52. HDL’de bulunan ve kolesterolü kolesterol esteri haline çeviren enzim aşağıdakilerden hangisidir? A)LCAT B)ACAT C) CETP D)HTGL 54. Bir molekül palmitik asit sentezleninceye kadar, direkt olarak yağ asiti sentaz sistemine giren asetil KoA ve harcanan NADPH+H+ sayısı nedir? E)LPL 52 – A ACAT (Açil kolesterol açiltransferaz): Hücre içinde bulunan kolesterol moleküllerine yağ asiti transferini gerçekleştirip onları kolesterol esterine çeviren enzimdir. LCAT’ın yaptığı işi perifer hücrelerde gerçekleştiren enzimdir. LCAT (Lesitin kolesterol açiltransferaz): HDL üzerinde bulunur ve perifer hücrelerden alınan ve membrana yerleşmiş olan kolesterol moleküllerine yağ asiti transferini gerçekleştirip onları kolesterol esterine çeviren ve HDL içine yönlenmesini sağlayan enzimdir. CETP (Kolesterol ester transfer protein): HDL molekülünün tamamen kolesterol esterleri ile dolduğunda ve HDL 2 oluştuğunda, bu artan kolesterol içeriğinin en yakındaki lipoproteine aktarılmasından sorumlu olan enzimdir. HTGL (Hepatiktriaçilgliserollipaz): Lipoproteinlipazla aynı fonksiyonu gören ancak hepatik kan dolaşımında yer alan damarların endoteline tutunan enzimdir. LPL (Lipoproteinlipaz): Damar endotelineheparan sülfatla bağlı olan ve dolaşımdaki şilomikronlar ile VLDL’lerin içindeki TAG’leri parçalayan enzimdir. B)Glikoproteinler C) Kreatin D) Seratonin Harcanan NADPH+H+ A) 1 mol 7 mol B) 1 mol 14mol C) 7 mol 14 mol D) 14 mol 7 mol E) 14 mol 14 mol 54 – B Bir molekül palmitik asit sentezleninceye kadar yağ asiti sentaz sistemine direkt katılan astil KoA molekül sayısı 1’dir. Harcanan NADPH+H+ molekül sayısı ise 14 mol’dür. NADPH+H+ molekülleri, çift bağların doyrulmasında harcanmaktadır. 53. Aşağıdaki bileşiklerden hangisi amino asitlerden köken almaz? A)T3-T4 Asetil KoA sayısı 55. Treponema pallidum türleri tarafından oluşturulmayan klinik tablo aşağıdakilerden hangisidir? E) Fosfotidil etanolamin A) Konjenital Sifiliz B) Yaws C) Bejel D) Pinta E) Lenfogranuloma venereum 53 – E 55 – E Lenfogranuloma venereum etkeni Chlamydia trachomatis’in L1-L3 serotipleri olup, ağrısız genital ülser ve lenfadenopatiye neden olur. Treponema pallidum konjenital sifilize ,Treponema pallidum’un subtipleri ise Yaws, Bejel ve Pinta klinik tablolarına neden olabilir. Bejel, Pinta ve Yaws endemik treponematozlar olarak isimlendirilir, vücüt teması ile bulaşan kronik, tropikal, nonveneriyal spiroket hastalılarıdır.Bejel’in semptomları mukoz membran ve deri lezyonlarını takiben deri ve kemikte gomlar görülebilir. Yaws periostitis ve deri lezyonlarına neden olur. Pinta da ise lezyonlar deri ile sınırlıdır. Tanıları klinik ve epidemiyolojik bulgularla konur. Tedavilerinde ilk tercih antibiyotik sifilizde olduğu gibi penisilindir. Treponema pallidum sub tip endemicum Bejel, sub tip pertenue Yaws, subtip carateum Pinta’ya nende olur. Morfolojik ola- Seçeneklerde verilen bileşikler: T3-T4: Fenilalanin ve tirozinden Glikoproteinler: Seramid türevidirler. Seramid, sfingozine yağ asidi ilavesi ile oluşur. Sfingozin yapısı ise serin ve palmitik asidin birleşmesi ile oluşur. Kreatin: Glisin, arginin ve SAM’den sentezlenir. Glisin böbrekte, argininle birleşerek ornitin ve guanidinoasetat oluşur. Guanidinoasetat, karaciğerde SAM tarafından metillenir ve kreatin oluşur. Seratonin: Triptofandan sentezlenir. Fosfotidil etanolamin: Fosfoaçilgliserol olup fosfotidik asite etanolaminin ilavesi ile oluşur. 13 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 38 - 3 57. Chlamydia trachomatis aşağıdaki klinik tablolardan hangisine neden olmaz? rak ve serolojik testlerle sifiliz etkeni olan Treponema pallidum sub tip pallidum’dan ayrılırlar. Bu subtipler belirli coğrafi bölgelerde sık görülürler, sifiliz etkeni subtip pallidum gibi kan yoluyla ve transplasental yolla (anneden bebeğe) bulaşmazlar. A) Trahom ve körlük B) Nongonokoksik üretrit C) İnklüzyonlu konjonktiviti D) Yeni doğan pnömonisi 56. Bakteri-virülans faktörü eşleştirmesinde hangisi yanlıştır? Bakteri E) Soğuk aglütinasyon testi pozitif pnömoni Virülans faktörü 57 – E A) Bordetella pertusisTrakeal sitotoksin, dermonekrotik faktör, adenilat siklaz toksini Soğuk aglütinasyon testinin pozitif olduğu (eritrositlerdeki İ antijenine karşı IgM tipi antikorlar) atipik pnömoni tablosuna Mycoplasma pneumoniae neden olur.Bu bakteri primer atipik pnömoni etkenidir. Chlamydia trachomatis bu klinik tabloya neden olmaz, seçeneklerdeki diğer klinik tablolara neden olabilir. Trahomk göz konjunktivasını kaplayan yaygın folliküler tarzda konjuktuvit ve skar oluşumuyla karakterize olur. Zamanla kornea ülserasyonları ve pannus denilen lezyonla körlük oluşur. Granüler konjuktivit adıylada bilinen trahom,özellikle gelişmekte olan ülkelerde ciddi bir sağlık sorunudur. Kişinin göz ve burun salgılarıyla,direkt temas sonucu, hastanın salgılarıyla kontamine olmuş eşyalar , kıyafetler, havlular gibi araçlarla ve karasinekler aracılığıyla bulaşabilir. B) Streptococcus agalactiaeSiyalik asitten zengin polisakkarit kapsül ve por oluşturan toksin C) E.coli Kapsül ve P pilus D) Listeria monocytogenesSüperantijen yapıda ekzotoksin E) Yersinia pestisV-W proteini ve protein yapıda kapsül 56 – D Listeria monocytogenes’in Listeriolizin O isimli enzimi sitotoksin yapıda bir ekzotoksin olup hücre membranı fonksiyonunu bozar. Bakteri bu enzimi ile fagozom-lizozom membranını eriterek sitoplazmada çoğalabilir.Diğer seçeneklerde yer alan eşleştirmeler doğrudur. Bakteriler ve önemli virülans faktörleri Tablo’da gösterilmiştir. Tablo. Bazı bakterilerin en önemli virulans faktörleri Bakteri En Önemli Virulans Faktörü Aşı Staphylococcus aureus A proteini Yok Streptococcus pyogenes (A grubu streptokok) M proteini, hyalüronik asit yapıda kapsül Yok Streptococcus agalactiae (B grubu streptokok) Siyalik asit yapıda kapsül,por oluşturan toksin -Gram pozitif kok 58. Aşağıdakilerden hangisi Staphylococcus aureus’un ürettiği toksinlerinden değildir? -Gram pozitif diplokok Polisakkarit kapsül Var A) Pirojenik ekzotoksin (Eritrojenik toksin) Bacillus antracis Polipeptid kapsül (poly- D glutamik asit) Yok B) Sitolitik ya da membran eritici toksinler (alfa, beta, delta, gama, lökosidin) Listeria monocytogenes Listeriolizin O (Sitotoksin özellikte) Streptococcus pneumoniae -Gram pozitif sporlu basil C) Enterotoksin D) Eksfoliatif toksin (epidermolitik toksin) -Gram negatif diplokok Polisakkarit kapsül Var Haemophilus ifluenzae tip- b Polisakkarit kapsül Var Klebsiella pneumoniae Polisakkarit kapsül Yok Salmonella typhi Polisakkarit kapsül Var Üropatojen Escherichia coli P Pili Yok Menenjit yapan E. coli K1 Kapsül Yok Yersinea pestis V W proteinleri, protein yapıda kapsül Yok Neisseria meningitidis E) Panton-Valentin lökosidin toksini -Gram negatif basil www.tusem.com.tr 58 – A Pirojenik ekzotoksin (Eritrojenik toksin) Streptococcus pyojenes tarafından üretilir. Diğer seçeneklerdeki toksinler Staphylococcus aureus’un toksinleridir. S.aureus’un önemli antijenik yapıları, enzim ve toksinleri Tablo’da gösterilmiştir. 14 Temel Bilimler / T 38 - 3 Tablo. S.aureus’un önemli antijenik yapıları, enzim ve toksinleri Faktör primer konaktır. Riketsiyalar Gram negatif yapıda, pleomorfik, hareketsizdir. Fakültatif intrasellüler (monosit ve makrofajların içerisinde yerleşen) değil zorunlu intrasellüler yerleşim gösterir. Riketsiyalar temel lezyon olaraktan vaskülüte neden olur. Riketsiyalar tetrasiklin grubu antibiyotiklere duyarlıdır. Biyolojik aktivite Yüzeyel yapıları Kapsül Antifagositiktir. Protein A Temel virülans faktörüdür. IgG’nin Fc kısmına bağlandığından komplemanın bağlanmasını, opsonizasyonu ve ADCC’yi engeller. Lipoteikoikasit ve teikoik asit Tür spesifiktir ve adheransı (tutunma) sağlar. Mukozal yüzeyler ve dokularda bulunan fibronektin reseptörlerine tutunur. Peptidoglikan Zayıf endotoksin benzeri etki gösterir. 60. Sitokrom oksidaz enzimi bulunduran hareketli mikroorganizma aşağıdakilerden hangisidir? Enzimleri Katalaz Fagositler tarafından öldürülmeyi engeller. Hidrojen peroksiti, oksijen ve suya çevirir. Koagulaz (clumping factor) Fibrinojeni fibrine çevirir. Staf absesinin etrafı bir fibrin ağıyla örtülüdür. Stafilokinaz Pıhtıyı eritir Yıkıcı enzimler (hyalüronidaz, lipaz, DNAase ve fibrinolizin) Doku hasarı ve bakterinin yayılmasını sağlar Penisilinaz (betalaktamaz) %90’ında var ve plazmidle kodlanır. Betalaktam halkasını parçalar. Bu toksinler genellikle membranda delik açarak doku hasarına neden olurlar. Özelliklepanton valentin toksini toplumdan kazanılmış MRSA suşlarının nekrotik lezyonlardan sorumludur. Enterotoksin (A- E, G ve I) Isıya direçli bir süper antijendir ve besin zehirlenmesine neden olur. Ayrıca Enterotoksin B pseudomembranöz enterokolit yapar. Eksfoliyatif toksin (A, B) Bir serin proteazdır. Epidermisteki hücre bağlantılarına (desmozom) etki ederek haşlanmış deri sendromuna neden olur. Toksin A (HST) kromozom ve toksin B (HLT) plazmidle kodlanır. TSST- 1 (enterotoksin F) Süper antijendir. Toksik şok sendromuna neden olur. B) Salmonella C) Pseudomonas D) Klebsiella E) Citrobacter 60 – C Pseudomonas, Vibrio cholarea, Camplobacter jejuni, Helicobacter pylori hareketli, oksidaz (sitokrom oksidaz) pozitif Gram negatif bakterilerdir. Diğer seçeneklerde yer alan bakteriler Enterobactericea ailesi üyesi olup hepsi oksidaz negatif, katalaz pozitif, fakültatif anaerob Gram negatif basillerdir. Oksidaz testi, sitokrom oksidaz enzimi üretiminin gösterilmesine dayanır. Bazı bakteriler, demir içeren bir hemoprotein olan sitokrom oksidaz veya indofenol oksidaza sahiptirler. Bu enzimler NADH gibi verici bileşiklerden bir elektron alıcısına (genellikle oksijene) elektron taşınmasını katalize ederler. Sitokrom sistemi sadece, nihai hidrojen alıcısı olarak oksijeni kullanma yetisine sahip olan aerob organizmalarda mevcuttur. Bu metabolizmanın son ürünü su veya katalaz ile yıkılmış hidrojen peroksittir Oksidaz pozitif gram negatiflerin hatalı tanımlanmasını önlemek için tüm Gram negatif çomaklara oksidaz testi yapılmalıdır. Bütün Enterobacteriaceae üyeleri oksidaz negatiftir. Aeromonas, Pseudomonas, Neisseria, Moraxella, Campylobacter, Pasteurella ve Vibrio kökenleri ise oksidaz pozitiftir Toksinleri Sitotoksin (α, β, δ, γ veLökosidin- panton valentin) A) Enterobacter 59. Riketsialar ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Canlı hücre içinde bölünerek çoğalırlar. B) Riketsiya ailesi paraziter ya da mutuallik şekilde yaşamanı sürdürür 61. Aşağıdaki bakterilerden hangisi infeksiyon patogenezi açısından yüzey antijenlerinin yapısını değiştirerek bağışık yanıttan kaçabilir? C) Gram negatif, pleomorfik yapıda, hareketli, fakültatif intraselüler bir bakteridir. D) Hayatlarının bir bölümünü eklem bacaklılarda geçirirler A) Mycobacteria tuberculosis B) Legionella pneumophiliae E) Tetrasiklinlere duyarlıdırlar C) Chlamydia trachomatis 59 – C D) Borrelia recurrentis Riketsiyalar, canlı hücre içinde (doku, hücre kültürü) bölünerek çoğalmaları, eklem bacaklılarda (artropotlar) hayatlarının mutlak bir bölümünü geçirmeleri önemli karakteristik özellikleridir. Omurgasız konaklar hem rezervuar, hem de taşıyıcı olarak bakterinin hayatında rol alırlar. Riketsiya ailesi paraziter ya da mutuallik hayat tarzını benimserler. Artopotlar ise sıklıkla vektör veya E) Klebsiella pneumoniae 61 – D Borrelia recurentis, Neisseria gonorrheae, parazitlerden Trypanosoma türleri ve influenzae virüsü de antijenik yapısını değiştirerekten immun sistemden kaçabilir. 15 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 38 - 3 Tablo. Gram negatif diplokokların özellikleri Tablo. Mikroorganizmaların immün sistemden kaçış mekanizmaları Ekstrasellüler Bakteriler Antijenik değişiklik N. gonorhea (pili), E. coli (pili), S. typhimurium,Borrelia recurrentis Kompleman aktivasyonunun inhibisyonu Bir çok bakteri içerdikleri siyalik asit rezidüleri vasıtasıyla protein H’a bağlanarak alternatif kompleman yolunu inhibe eder Fagositozise direnç Pnömokok Reaktif oksijenin uzaklaştırılması Katalaz pozitif stafilokoklar Gram negatif diplokoklar Reaktif oksijenin uzaklaştırılması M. lepra Fagozom membranının yıkımı L. monocytogenez (hemolizin proteini) Parazitler Antijenik değişiklik Neisseria gonorrhae - Moraxiella (Branhamella) catarrhalis - DNAse Beta laktamaz Tedavi - Yok Penisilin - Bazen Seftriakson Çoğunlukla Amoksisilin klavulonik a. 63. Mikobakteriler ve yaptığı hastalık eşleştirmesinde hangisi yanlıştır? Koruyuculukta özellikle hücresel immünite rol oynar. Hücresel immün yetmezlikte (Ör: AIDS) inrasellüler bakteriyel enfeksiyonları artar. Özellikle L. monocytogenez ve M. tuberculozis. Bu olayda rol alan temel sitokinler IL-12 ve INF-γ’dır. M. tuberculozis, L. pneumophila ve C. trachomatis Glukoz Maltoz Neisseria meningitidis İntrasellüler Bakteriler Fagozom- lizozom füzyonunun inhibisyonu Fermentasyon Trypanosoma, Plasmodium, Babesia ve Giardia 62. Santral sinir sistemi enfeksiyonu, bakteriyemi, purpura fulminans ve Waterhouse-Friderickson sendromuna neden olan pigment yapmayan glukoz ve maltozu parçalayan Gram negatif diplokok aşağıdakilerden hangisidir? A) Mycobacterium marinum Yüzme havuzu granülomu B) Mycobacterium xenopi astanelerde su kaynaklı H sağlınlar C) Mycobacterium scrofulaceum AIDS’li hastalarda en sık görülen mikobakteri enfeksiyonu D) Mycobacterium avium intracellulare CD4 T lenfosit sayısı 100’ün altındaki AIDS hastalarında fırsatçı enfeksiyon E) Mycobacterium fortuitum ve M. Chelonae Kapak protezi olanlarda subkutan apse 63 – C C) Moraxella (Branhamella) catarrhalis Mycobacterium scrofulaceum 2-5 yaş arasındaki çocuklarda servikal granülomatöz lenfadenite neden olur. AIDS’li hastalarda ABD’de en sık görülen mikobakteri enfeksiyonu Mycobacterium avium intrasellülalere iken, ülkemizde en sık görülen mikobakteri enfeksiyonu Mycobacterium tuberculosis’dir. Diğer eşleştirmeler doğrudur. Mikobakteri türleri, önemli özellikleri ve neden oldukları hastalıklar Tablo’da gösterilmiştir. D) N. sicca Tablo. Mikobakterilerde Runyon sınıflaması A) Neisseria gonorrhoeae B) N.meningitidis E) N.subflava 62 – B Soruda Neisseria meningitidis ve neden olduğu klinik tablolar tanımlanmaktadır. Gruplara örnek Önemli Özellik 1. Fotokromojen (Işık varlığında pigment) M. marinum (30 o C’de) Yüzme havuzu granülomu etkeni M. kansasii 2. Skotokromojen M. scrofulaceum (Işık varlığında ve karanlıkta M. xenopi (42 oC’de) pigment) Klinik materyalden ilk izolasyon esnasında düşük oksijen basıncı ve %10 CO2 varlığı N. meningitidis ve N. gonorrhoeae’nin üremesini aktive eder. 3. Nonkromojen (Pigment oluşturmaz) Grubun bazı üyeleri katı ortamda sarı-yeşil pigment yapar ( N. canis e açık-sarı pigment yapar) M. fortuitum ve 4. Hızlı üreme M. chelonae (< 7 gün) (NONKROMOJEN) M. smegmatis N.meningitidis glukoz ve maltozu fermente eder. Pigment oluşturmaz. 16 Çocuklarda grananülomatözservikal LAP’ın en sık etkenidir Sıcak su taklarından kaynaklanan hastane enfeksiyonları M. avium intracellula- AIDS hastalarında CD4 T lenre kompleks (MAC) ve fosit < 100 MAC sıklığı artar M . tuberculosis M.haemophilum Neisseria sicca, N.subflava, N.mucosa spp. sağlıklı kişilerde nazofarenkten izole edilebilir. www.tusem.com.tr Runyon sınıflaması Ciltte nodül (granülom) oluşturur. 30 C’de ve demir varlığında ürer (çukulatalı agar). Özellikle kapak ve kalça protezi olanlarda subkutan apseye neden olur. Sünnet derisinde bulunur Temel Bilimler / T 38 - 3 64. Aşağıdaki etken mantar klinik tablo eşleşmelerinden hangisi yanlıştır? A) Sporothrix schenckii Sporotrikoz B) Malessesia furfur Pitriyazis (Tinea) versicolar ve seboreik dermatit C) Candida albicans Kutanöz mantar enfeksiyonu veya invaziv kandidiyazis D) Trichophyton mentagrophytes Deri, tırnak ve saçlı deri enfeksiyonu E) Penicilium marneffei Sistemik mikoz Tablo. Antifungal ilaçlar, etki mekanizmaları ve önemli özellikleri İlaç 64 – E Etki Mekanizması *Dermatofitenfeksiyonlarının tedavisinde kullanılmaz.Amfoterisin B en geniş spekturumluantifungal olmasına rağmen oldukça NEFROTOKSİK (akut tubuler nekroz) bir ilaç olduğundan sadece şiddetli fungalenfeksiyonların tedavisinde kullanılır. Nistatin gebelik döneminde uygulanabilir.Gebelik kategorisi B grubunda yer alır. Azoller Flukonazol Vorikonazol Ketakonazol Itrakonazol vb. Sitokrom p450 bağımlı bir enzim olan 14- α- demetilazıinhibe ederek lanosterolden * ergosterol sentezini inhibe eder. BOS’a en iyi geçen azol flukonazol’dür. *Candidakrusei, *Aspergillus,Zygomycetes ve Fusariumflukonazole dirençlidir. Flukonazol hamilelerde kullanılmaz. VorikonazolBOS’a iyi geçer ve primerendikasyonuinvazifaspergillozistir. İtrakonazolün kapsülünün çözünmesi için asit Ph gerekir bu nedenle H2 bloker, anti asit ve PPİ ile kullanılmaz. En toksik olan ketakonazoldür. Antiandrojenik etki, adrenal süpresyonu, karaciğer disfonksiyonuna neden olur. Zygomycetes tedavisinde kullanılabilen azol posakonazol’dur. Ekinokandinler Kaspafungin Mikafungin Anidulafungin Beta glukan sentezini engelleyerek hücre duvarı sentezini inhibe eder. Sadece parenteral kullanılır. *Candida’yafungusidal etkili olduğundan flukonazole dirençli kandidaenfeksiyonlarının tedavisinde kullanılır. Aspergillusa karşı fungustatik etkilidir. N ü k l e o s i d Nükleik asit (DNA ve Analoğu RNA) sentezini inhibe Flusitozin eder (5- Fulorositozin) BOS’a en iyi geçen antifungaldir. Candida ve C. neoformansa etkilidir.Aspergillus, dimorfik mantarlar, Fusarium ve Zygomyces’e etkisizdir. Kemik iliğine toksiktir(Zidovudin ve gansiklovir gibi). Penicilium marneffei immunsupresif hastalarda fırsatçı mikoza neden olan termal dimorfik (25 C’de doğada saprofit (küf), 37 C’de dokularda patojen olan maya formunda buluna mantarlar) mantardır. Bazı dimorfik mantarlar ve önemli özellikleri Tablo’da gösterilmiştir. Tablo. Dimorfik mantarlar Dimorfik Mantarlar Grup Tedavi Histoplasmacapsulatum Blastomycesdermatidis Paracoccoidesbrasiliensis Coccidiodesimmitis Sistemik mikoz Sporothrix schenckii Deri altı mikozu Penicillium marneffei Fırsatçı mikoz Dimorfik mantarların tedavide ilk tercihitrakonazol’dür. Şiddetli enfeksiyonlarda Amfoterisin B deoksikolat kullanılır. Sporothrix’in deri enfeksiyonlarının tedavisinde potasyum iyodürlü oral damla kullanılır. Paracoccoides’in tedavisinde sülfonamidler kullanılabilir fakat etkinlği azollerden daha düşüktür. Etkinlik P o l i y e n l e r Ergosterole bağlanaAmfoterisin B rak por oluşturur ve Nistatin membrandaoksidatif hasar gelişimine neden olur. Griseofulvin Mikrotubullerle etki- Sadece dermatofitenfeksiyonlaleşime girerek mitozu rının tedavisinde kullanılan oral ve inhibe eder topikal formları var. Onikomikoz tedavisinde kullanılmaz. Teratojen ve karsinojendir. P450 ve warfarin metabolizmasını arttırır. Alilaminler *Sequalenepoksidazı- Terbinafin günümüzde dermatofi(Terbinafin) inhibe ederek ergosi- tenfeksiyonlarının tedavisinde en ve Tiokarba- terol sentezini engeller sık kullanılan ilaçtır. Alilaminlerin mat (Tolnaforal ve topikal preparatları var. tat) Tolnaftat’ın sadece topikal preparatı vardır. 65. Poliyen grubunda yer alan, sistemik emilimi olmayan, gebelik döneminde kullanılabilen antifungal ilaç aşağıdakilerden hangisidir? A) Nikkomisin B) Flukonazol C) Lipozomal amfoterisin B D) Nistatin E) Flusitozin 65 – D Nistatis ve amfoterisin-B poliyen grubunda yer alan antifungal ilaçlardır. Nistatin gebelerde kullanılabilir. Antifungal ilaçlar, etki mekanizmaları ve önemli özellikleri Tablo’da gösterilmiştir. 17 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 38 - 3 Tablo . Başlıca sitokinler, salgılandığı hücreler ve fonksiyonları 66. Mantar türleri ve neden oldukları hastalıklar eşleştirmesinde hangisi yanlıştır? A) Malessesia furfur Pitriyazis versicolar seboreik dermatit i.v lipid alanlarda fungemi B) Histoplasma capsulatum AIDS’li hastalarda dilde ülserasyon ve Addison hastalığı C) Hortaea werneckii Deri ve tırnağı tutan kutanöz mikoz D) Trichopyton rubrum Atlet ayağı, erişkinde Tinea pedis E) Penicilium marnefei Fırsatçı mikoz, AIDS’li Asyalı hastalarda nekrotik cilt lezyonu ve invaziv enfeksiyon Sitokin 66 – C Hortaea werneckii yüzeyel mikoz olup Tinea nigra’ya neden olur. Malign melanomla karışabilmesi en önemli özelliğidir. Kültürde siyah pigment oluşturur. Dematisiyöz (melanin üreten) bir mantardır.Yaralanma sonuuc ellerde lekelenmeye neden olur. 67. AİDS’li hastalarda Progresif multifokal lökoensefalopati neden olan DNA virüsü aşağıdakilerden hangisidir? S a l g ı l a n d ı ğ ı Fonksiyon hücreler TNF- alfa Makrofaj, (TNF-β= len- T lenfosit fotoksin) TNF-alfa enflamasyonda ilk salgılanan sitokindir. Düşük konsantrasyonda: Nötrofil aktivasyonu ve endotel hücrelerine adezyon. Yüksek konsantrasyonda: septik şok, nekroz ve tümör. Yağ ve kaslarda katabolik aktiviteye sahip olduğundan kaşeksin de denir (lipoproteinlipazıinhibe eder). Karaciğer: Akut faz reaktanlarının sentezi (amiloid A, fibrinojen) TNF- α blokan antikorları Crohn hastalığı, RA,psoriyatikartrit ve ankilozanspondülit tedavisinde kullanılır. İnterlökin 1 Makrofaj Hipotalamus: Ateş (endojenpirojen) PGE2 yapımını arttırarak. Karaciğer: Akut faz reaktanlarının sentezi İnterlökin 2 (TCGF) Th1 Otokrin hücre proliferasyonu,T hücre büyüme faktörü(T cellgrowthfactor)Th, Tc ve B lenfosit aktivasyonu İnterlökin 3 Th2 Multipotent kök hücrelere etki ederek hematopoezi uyarır. İnterlökin 4 (BCGF) Th2, mast hüc- Th2 artışı. B lenfositlerin çogalması (huresi moralimmüniteyi arttırır). İzotipswich (IgG4) ve IgE artışı (anaflatik tip hipersensitivite reaksiyonu Tip-1’e yatkınlık). Makrofaj ve Th aktivasyonunun inhibisyonu sonucunda gama- interferon, IL-12 ve TNF üretiminin engellenmesi. A) JC virüs B) BK virüs İ n t e r l ö k i n Th2 5(BCDF) C) Rubeola D) Rubella B lenfositlerin farklılaşması. Eozinofil (allerjik tip hipersensitivite reaksiyonu) ve IgA artışı. İnterlökin 6 Th2, makrofaj Karaciğerde akut faz reaktanlarının sentezi, B lenfosit proliferasyonu, Myeloma (neoplastik plazma hücresi) ve bunun derivesi olan monoklonal antikor üreten hibridoma gelişimine neden olur. İnterlökin 7 F i b r o b l a s t , İmmatürlenfoidprogenitör Kİ’ninstromal hücreleri İnterlökin 8 Makrofaj Nötrofilkemotaksisini aktive eder Epitel hücresi PNL İnterlökin 10 Th2 E) Lenfositik koriyomenejit virüsü 67 – A JC virüs Polyoma virüs aileisinde yer alan DNA virüsü olup AIDS’li hastalarda terminal dönemde progresif multifokal lökoensefalopatiye neden olur. Oligodendrogliyal hücreleri tutar. İdrarda Decoy hücresi (kuş gözü şeklinde nükleusta bazofilik inklüzyon cisimciği)ne neden olur (Polyoma virüs ailesinde yer alan BK virüs ve simian virüs -40 (SV-40) da Decoy hücresi oluşturur) 68. Allerjik reaksiyonlar ve humoral immunitede görev alan Th2 lenfositlerden sentezlenmeyen interlökin aşağıdakilerden hangisidir? A) IL-2 B) IL-4 C) IL-6 D) IL-10 E) IL-13 68 – A IL-2 sekonder sinyal iletimi sonucu açığa çıkan otokrin aktivatör olup, Th1 lenfositlerden salınır. Anti-inflamatuvar sitokinler (IL-4,IL-10, IL-13, Transforming growth faktör-beta), IL-3, IL-6, GM-CSF Th2 lenfositlerden salınan sitokinlerdir. Th0 ana hücresinin Th2 lenfositlere farklılaşmasını uyaran sitokin ise IL-4, Th1 lenfositlere farklılaşmasını uyaran sitokin ise IL-12’dir. Başlıca sitokinler, salgılandığı hücreler ve fonksiyonları Tablo’da gösterilmiştir. www.tusem.com.tr İnterlökin 11 Megakaryositmaturasyonunu sağlar. Trombositopeni ve osteoporoz tedavisinde kullanılır. İnterlökin 12 M a k r o f a j v e NK ve TH1 aktivasyonu.THo’ın Th1’e farkdendritik hücre lılaşması. Sitolitik aktivitenin artması sonucunda enfekte hücrenin ölümü, İnterlökin 13 Th-2 İmmünsistemi baskılayıcı etki, allerjik hava yolu hastalıklarının (astım vb) gelişiminde rol alır. İnterlökin 15 Makrofaj NK büyüme faktörü Gama inter- Th ve NK feron (Lenfosit) Makrofaj ve NK hücrelerinin fagositozis ve öldürme işleminin uyarılması, MHC I ve II sentezinin uyarılması. IgG1 ve IgG2 üretimi, Th2 inhibisyonu T lenfosit Esas olarak T lenfositlerin çoğalma ve fonksiyonlarını inhibe eder. Antisitokin’dir. Plazmin ile aktive olur ve kronik inflamatuar olaylardaki fibrozisten sorumludur. TGF- beta 18 Th1’in gelişimini inhibe eder, sonuçta Th1 hücrelerinden salınan gama interferon üretilemez. Antijen sunan hücre (Makrofajvb) aktivasyonunun inhibisyonu sonucunda IL-12 ve TNF üretiminin engellenmesi. B lenfosit proliferasyonu. Temel Bilimler / T 38 - 3 69. Aşağıdakilerden hangisi ateş oluşumunda görev alan endojen pirojenlerdendir? 71. Sitomegalovirüs aşağıdaki klinik tablolardan hangisine neden olmaz? A) IL-6 A) Transplantasyon hastalarında ağır seyirli pnömoni B) IL-12 B) Böbrek ve kemik iliği nakli yapılanlarda organ reddi C) IL-3 C) Yenidoğanda bebeklerde konjenital enfeksiyon veya prematürlerde gri bebek sendromu D) IL-4 D) AIDS’li hastalarda hemorajik kolit,ösofajit, retinit ve hemorajik ventriküloensefalit E) IL-8 69 – A E) Transplantasyon sonrası gelişen lenfoma Endojen pirojen (ateşe neden olan ) sitokinler; IL-1, TNF-alfa ve IL-6’dır. Bu endojen pirojenler lökositleri ve lipid yapan mediatörleri uyarır. Bilinen en önemli ateşe neden olan lipid mediatör prostoglandin E2’dir. 71 – E Transplantasyon sonrası lenfoma etkeni olan onkojenik virüs Ebstain-Barr virüs (EBV)’dür. Diğer seçeneklerde yer alan klinik tablolara Sitomegalovirüs neden olabilir. 72. Ribavirinin kullanılmadığı viral enfeksiyon aşağıdakilerden hangisidir? A) Sitomegalovirüs (CMV) B) İnfluenza A 70. Squamöz mesane kanseri ve kolanjiyosellüler karsinoma neden olan helmint enfeksiyonları hangileridir? Skuamöz mesane kanseri A) Fasciola hepatica C) SARS E) Respiratuvar (solunumsal) sinsityal virüs Kolanjiyosellüler karsinom 72 – A Ribavirin Sitomegalovirüs enfeksiyonunda kullanılmaz. Diğer seçeneklerde yer alan enfeksiyonların tedavisinde kullanılabilir. En önemli yan etkiis hemolitik anemidir. Viral genomda hipermutasyona neden olarak etkisini gösteren Guanin analogu sentez inhibitörüdür. Diphylobotrium latum B) Schistosoma haema- Clonorcis sinensis tobium C) Paragonimus wester- Fasciola hepatica mani D) Necator americanus E) Schistosoma soni D) İnfluenza B Ribavirin Hymenolepis nana man- Clonorcis sinensis Influenza A ve B virüsu, Solunum sinsityal virüsü (RSV), HCV, Kırım kongo, SARS ve Hanta virüs. Viral RNA polimerazı inhibe eder. 70 – E Schistosoma mansoni Skuamöz mesane kanseri, Clonercis sinersis ise kolanjiyosellüler karsinoma neden olan trematodlardır. 73. Olfaktor sinir yoluyla santral sinir sitemi enfeksiyonuna neden olan protozoon ile nörosistiserkozise neden olan helmint enfeksiyonu aşağıdakilerden hangisidir? Tablo. Terematodların önemli özellikleri Trematodlar Bulaş Tanı Tedavi Schistosomaspp Sulardan larvanın (serkarya) penetrasyonu İdrarda S. hematobium’un kapaksız yumurtası Prazikuantal Fasciola hepatica Metaserkarya Gaitada kapaklı içeren su yumurta tereleri Prazikuantal Paragonimu swestermani Tam pişmemiş Kapaklı yumurta yengeç Prazikuantal Clonorchis sinensis Tam pişmemiş Kapaklı yumurta balık Prazikuantal Olfaktor sinirle yayılan protozoon 19 Nörosistiserkozis etkeni helmint A) Trypanosoma cruzi Trichinella spiralis B) Balantidium coli Balamuthia C) Toxoplasma gondii Acanthomoeba D) Naegleria fowleri Taenia solium E) Toxoplasma gondii Toxocara canis www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 38 - 3 75. Hepatit B ve hepatit C enfeksiyonlarında hepatosellüler kansinoma neden olabilen yapısal komponentler hangileridir? 73 – D Naegleria fowleri kontamine sulardan bulaşır, olfaktor (koku) siniri yoluyla yayılarak primer amip meningoensefalitine neden olur. Taenia solium domuz etinde bulunan larvaların (Cysticercus cellulosa) ağız yoluyla alınmasıyla bulaşır.Taenia solium’un yumurtaı da bulaşıcı olabilir (Taenia saginata’da bu görülmez). Bu nedenle insan hem kesin hem de ara konaktır. Larvaları beyin, kalp ve göz tutulumuna neden olabilir. Nörosistiserkozis ağır seyirli bir tablodur, MR’da kist ve kalsifikasyona, hidrosefaliye neden olabilir. Tedavisinde niklozamid kullanılır. A) Hepatit B’de X proteini, Hepatit C’de Tax geni (IL-2’yi kodlar) B) Hepatit B’de E6 ve E7 proteini, hepatit C’de Kor ve NS3 proteini C) Hepatit B’de EBNA ve LMP, Hepatit C’de X proteini D) Hepatit B’de X proteini, hepatit C’de Kor ve NS3 proteini E) Hepatit B’de c-myc geni, hepatit C’de Tax geni (IL2’yi kodlar) 75 – D Hepatit B’de X proteini, hepatit C’de ise Kor ve NS3 proteinleri karaciğer kanserine neden olabilir. Onkojenik virüsler ve etki mekanizmaları Tablo’da gösterilmiştir. Tablo. Onkojenik virüsler ve etki mekanizmaları Virüs Ailesi Pa p a v o v i ra d a e HPV (DNA) 74. Antikora bağlı hücresel sitotoksisite (ADCC) reaksiyonuna katılan hücreler ve antikorlar hangileridir? ADCC’ye Katılan Hücreler Antikorlar A) Nötrofil, NK hüccre, makrofaj, eozinofil IgM ve IgE B) Monosit, T lenfosit, B lenfosit IgG ve IgE C) Makrofaj, nötrofil, NK hücre, eozinofil IgG ve IgE D) CD8 T lenfosit, Th1, NK hücre sIgA ve IgG E) Mast hücresi, bazofil, eozinofil IgE ve Ig A Virüs SV40 E6 ve E7 proteinleri Servikal squamöz hücreli kanser Orofaringeal kanser Larinks papillomu (çocuklarda) t antijeni Hamsterda beyin ve kemik kanseri ile mezotelyoma (?) BK ve JC H e r p e s v i r i d a e EBV (DNA) ADCC’ye katılan hücreler; makrofaj, nötrofil, NK hücre, eozinofiller, bu reaksiyonda yer alan antikorlar (immunglobulinler) ise IgG ve IgE’dir. Tablo. Antikora bağlı hücresel sitotoksisitede(adcc) rol alan hücreler Hücre Fc Reseptörü Öldürme mekanizması NK (Doğal öldürücü) IgG Perforin Nötrofil IgG Litik enzimler Eozinofil IgE Litik enzimler Makrofaj IgG Litik enzimler 20 EBNA ve LMP, Nazofarinks kanBurkitt (c- myc pro- seri teinleri) Burkitt lenfoma (Afrikalı çocuklarda) B hücre lenfoması Kaposi sarkomu Primer effüzyon lenfoması Hepadnaviridae HBV (DNA) X proteini H e p ato s e l l ü l e r kanser A d e n o v i r i d a e Adenovirüs (DNA) E1A ve E1B prote- Hayvanlarda sarinleri kom yapmasına rağmen insanda kanser yaptığı gösterilememiştir Flaviviradae (RNA) HCV Kor proteini ve NS3 Hepatosellüler proteini kanser (en sık) Retroviridae (RNA) HTLV-1 Tax (IL-2) HTLV- 2 T lenfositleri ADCC yapmaz. Mast hücreleri ve bazofiller immünglobülininFc kısmı için reseptör taşımalarına rağmen ADCC’ye katılmaz. İnsanda kanser yaptığı gösterilememiştir V- gpcr V- siklin HHV tip 8 74 – C www.tusem.com.tr Transformasyon me- Oluşturduğu Kankanizması ser Erişkin T hücreli lösemi/lenfoma Saçlı hücreli lösemi Temel Bilimler / T 38 - 3 76. Aşağıdaki aşılardan hangisi virüsün zarf yapısında yer alan antijenden hazırlanan rekombinant bir aşıdır? Kompansatuar hiperplazi cerrahi ya da travma sonrası organı oluşturan geride kalan hücrelerin prolifere olmasıyla gelişir. A) Human papilloma virüs B) Sarı humma Fizyolojik hiperplazi örnekleri: C) İnfluenza • Gebelikte uterusun büyümesi (hem hiperplazi hem de hipertrofi (major sebep) izlenir) D) Hepatit B E) Kuduz (Rabies) aşısı 76 – D • Laktasyonda meme bezinin büyümesi HBsAg’ni zarf yapısında yer alır. Hepatit B aşısı HBsAg’ninden hazırlanan bir rekombinant aşıdır. İnfluenza aşısı ise 2 influenza A, 1 İnfluenza B serotipinin hemaglütinin ve nöraminidaz antijenlerinden hazırlanan inaktive (ölü) virüs aşısıdır.Human papilloma virüs aşısı ise HPV virüsün 6,11,16 ve 18 serotiplerinin L1 ve L2 kapsid proteinlerinden hazırlanan rekombinant bir aşıdır. • Hepatektomi sonrası hepatositlerin boyutlarının büyüyüp çoğalmaları, (kompansatuar hiperplazi) Virüs aşıları ve özellikleri Tablo’da gösterilmiştir. • Östrojen artışı sonrası endometrial hiperplazi (Endometrium kanser riski artar ) 2-Patolojik Hiperplazi Ana neden aşırı hormonal uyarıdır. Hormonlar hücreye büyüme faktörü gibi etki ederek bazı hücresel genlerin transkripsiyonunu uyarır ve hücrelerin sayısında artış görülür. Tablo. Virüs aşıları Canlı (Attenüe) Aşıları İnaktif Aşılar Virüs Kızamık (Measles) - IG Kızamıkçık (Rubella) Kabakulak (Mumps) Çiçek (Vaksinia) Suçiçeği (Varisella) - IG Sarı humma Adenovirüs (Oral) Rotavirüs (Oral) Polio (Oral polio aşısı- Sabin) • Androjen artışı sonrası benign prostat hiperplazisi BPH (Prostat kanseri riski artmaz) (Ölü) Rekombinan (Subünit içeren) Aşılar Polio (SalK- Killed - IM) Hepatit A- IG İnfluenza Kuduz- IG Tick- borne ensefaliti Japon ensefaliti - Hepatit B (Sadece HBsAg içerir)- IG - Hepatit E (Kapsid proteini) - Human Papilloma virüs: 6, 11, 16, 18. serotiplerin L1 ve L2 proteini (Kapsid proteini) HPV’nin neden olduğu papillomatöz lezyonlar (siğil, papillom) da birer patolojik hiperplazi örneğidir. HPV büyüme faktörlerini uyararak hiperplastik epitelle karekterize papillomatöz lezyonlara neden olur. Patolojik hiperplaziye örnek olarak ayrıca; İyot eksikliğinde tiroit hiperplazisi, böbrek yetmezliğinde paratiroit hiperplazisi, yara iyileşmesinde bazen aşırı bağ dokusu hiperplazisi (skar) örnek olarak verilebilir. IG: İmmün globülin (Pasif immünizasyon) Hiperplazi mekanizması 77. Puberte döneminde kadın memesinde görülen değişiklikler hangisi ile açıklanabilir? Büyüme faktörleri ve hormonların artışı hücrelerin proliferasyonunu indüklemesi sonucu hiperplazi gelişir. Kompansatuar hiperplazide kök hücrelerin büyüme faktörleri ile uyarılması gerçekleşir. A) Apokrin metaplazi B) Hormonal hiperplazi C) Fibrokistik değişiklikler 78. Aşağıdaki ultrasitriktüel bulgulardan hangisi hücrede nekroz lehine değerlendirilir? D) Atrofi E) Patolojik hiperplazi A) Endoplazmik retikulum şişmesi 77 – B B) Çekirdekte kromatin kondensasyonu Hiperplazi hücrelerin sayılarında artış olmasıdır. Bölünebilme kabiliyeti olan hücrelerde olur. Büyüme faktörlerinin artışı ile matür hücre çoğalması veya kök hücre differansiasyonundaki hızlanma sonucu oluşur. C) Stoplazmada yağ vakuollerinin birikmesi D) Hücre membranında parçalanma E) Polizomlarda dağılma 2 formu vardır: 78 – D 1-Fizyolojik Hiperplazi İrrreversible hasar oluşmasında 3 temel değişiklik önemli rol oynar: Fizyolojik hiperplazinin de iki tipi mevcuttur: Hormonal hiperplazi ve kompansatuar hiperplazi. • Stoplazmik membran bütünlüğünün bozulması (irreversible hücre hasarında en önemli rolü oynar) Hormonal hiperplazi ihtiyaç halinde hormonal stimülasyon sonrası organdaki hücrelerin sayısında artış ile karakterizedir. • Lizozomal membran hasarı ve enzimlerin aktivasyonu 21 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 38 - 3 80 – E • Şiddetli mitokondri hasarı, kalıcı disfonksiyon ve kaba dansitelerin oluşması Kompleman komponentleri C1 den C9’ a kadar karaciğerde yapılır ve plazmada inaktif halde bulunur. Kompleman sistemi Klasik, Alternatif ve Lektin yolu ile 3 şekilde aktive olabilir ve bu üç yolun da en önemli sonucu C3 aktivasyonu ve proteolizisidir. 1. Klasik yol: Ig M ve Ig G içeren immünkomplekslerin C1 ile fikasyonu sonrası aktivasyon gerçekleşir. 2. Alternatif yol: Endotoksinler, IgA, kobra toksini ile aktive olur. Alternatif yol properdin, faktör B ve faktör D gibi moleküllerinde katılımını gerektirir. 3. Lektin- bağlantılı aktivasyon: Karaciğerde sentezlenen MBP (mannoz binding protein) ve CRP bazı bakteri ve mantarların yüzeyine bağlanarak direkt olarak C1 aktivasyonu yaparlar. Kompleman sisteminin major fonksiyonları: • Lökosit Adezyonu, Kemotaksis ve Aktivasyon: C5a lökositlerin aktivasyonunu ve endotel adezyonunu artırır. Nötrofiller, monosit, eozinofil ve bazofiller için potent kemotaktik etkilidir. • Vasküler Etkileri: • Anaflatoksinler: C3a ve C5a, kısmen de C4a anaflatoksindir. Vasküler permabiliteyi artırırlar (Mast hücresinden histamin serbestleştirerek). • C5a lipooksijenaz enzim sistemini aktive ederek araşidonik asitten lökotrien sentezine yol açar ve damar geçirgenliğini daha da artırır. • Opsonizasyon: C3b (C3bi) Mikroorganizmaların fagositozunu kolaylaştırır. • Enzim Aktivasyonu: C3 ve C5 eksüdada bulunan plazmin ve birkaç proteolitik nötrofilik enzimi aktive eder. • Hücre lizisi: MAC(C5b-9, membran atak kompleksi) aracılığıyla bakteri ve hücre zarlarında geçirgenlik arttırılır ve hücre ölümü gerçekleştirilir. Reversible İskemik Hücre Hasarında Oluşan Değişiklikler • Hücre şişmesi • Hücresel yağlanma • Mitokondri şişmesi ve küçük amorf dansiteler • ER şişmesi, GER’den ribozomların ayrışması, polizomların monozomlara dönmesi • Hücre zarında mikrovillusların küntleşmesi, eğrilmesi, balonlaşması, bağlantıların gevşemesi, myelin figürlerin oluşması • Nükleer kromatin kümeleşmesi İrreversible İskemik Hücre Hasarında Oluşan Değişiklikler • Hücre zarında parçalanma • Mitokondri şişmesi, büyük dansiteler ve kalıcı disfonksiyon • Lizozomal membran rüptürüve enzimlerin aktivasyonu • Çekirdekte piknoz, karyolizis, karyoreksiz • Myelin figürler • ER lizisi 79. Aşağıdakilerden hangisi akut inflamasyonda vasküler permeabilite artışına bağlı gelişir? A)Eritem B)Konjesyon C) Ödem D) Ağrı E) Likefaksiyon nekrozu 79 – C Akut inflamasyonda vazodilatasyonu takiben mikrovasküler geçirgenlik (permeabilite) artışı izlenir. Permeabilite artışına bağlı olarak proteinden zengin eksuda vasfında sıvı damar dışına çıkar ve ödeme neden olur. Sıvı kaybı eritrositlerin damarlarda konsantre hale gelmesine ve kan vizkositesi artışına neden olur. Sonuçta kan akımı yavaşlar ve 81. Aşağıdaki aşırı duyarlılık reaksiyonlarından hangisinde interferon gama (IFN-γ) etkilidir? staz meydana gelir. • Vazodilatasyon → eritem, sıcaklık artışı A) Tip I hipersensitivite • Vasküler permeabilite artışı → ödem, vasküler staz B) Tip II hipersensitivite • Mediatörlerin salınımı → ağrıya neden olur. C) Tip III hipersensitivite D) Tip IV gecikmiş tipte hipersensitivite 80. Aşağıdakilerden hangisi inflamasyonda kompleman sisteminin etkilerinden değildir? E) Tip IV direkt hücresel sitotoksisite 81 – D A) Opsonizasyon Tip IV Gecikmiş Tip Hipersensitivite Patogenezi B) İnflamasyon Antijen sunan hücreler (makrofajlar, dendrtik hücreler) tarafından fagosite edilen eksojen antijen MHC Class II yoluyla CD4+ T lenfositlere sunulur. APC’ler antijen sunarken IL-12 salgılayarak CD4+ T lenfositlerin CD4+ TH1’e farklılaşması- C) Hücre lizisi D) Vasküler permeabilite artışı E) Ateş www.tusem.com.tr 22 Temel Bilimler / T 38 - 3 nı sağlarlar. Bu hücrelerden de IFN-γ ve IL-2 salgılanır. IFN-γ gecikmiş tip aşırı duyarlılıkta anahtar rolü oynar. Makrofajları aktive edip epiteloid histiositlere dönmesini sağlarlar. Aktive makrofajlar inflmasyonu uyaran TNF, IL-1 salgılarlar, TGF-β ve PDGF ile fibroblast çoğalmasını uyarır. Il-2 T lenfositlerin proliferasyonuna neden olur. TNF ve lenfotoksin ile endotel hücreleri uyarılır. Yine CD4+ TH17 lenfositlerin salgıladığı Il-17 ve IL-22’de olay yerine nötrofillerin gelmesini sağlarlar. 83 – C Senil sistemik amiloidoz, ileri yaşlarda en sık kalpte izlenir. Biriken protein mutant veya normal formlarda transtiretindir. Hastalarda restriktif kardiyomyopati ve artimiler gelişir. 84. Aşağıdakilerden hangisi stabil doku hücrelerinden değildir? A) Vasküler endotel hücreleri B)Kondrositler C) Renal parankim epitel hücreleri D) Düz kas hücreleri E) İskelet kas hücreleri 84 – E Hücreler veya dokular proliferasyon kapasitesine göre üç gruba ayrılırlar. Sürekli bölünen hücreler (labil hücreler), stabil hücreler ve bölünemeyen veya kısıtlı bölünen hücreler. Labil hücreler, hayat boyu prolifere olarak yıkılanların yerine yenilerini koyan hücrelerdir. Labil hücreler: • Deri, oral kavite, serviks ve vajinanın ÇKYE • Vücuttaki tüm glandların (tükrüz bezleri, pankreas, safra yolları gibi) salgı kanallarını döşeyen mukozalar • GİS ve uterusn kolumnar epiteli • Üriner traktusun ürotelyal epiteli • Kemik iliği hücreleri Stabil (sessiz) hücreler, G0 fazındadırlar, uyarı gelirse G1’e girerler. • Parankimal epitel: Hepatositler, renal hücreler, pankreatik epitel • Mezenkimal hücreler: Düz kas hücresi, fibroblastlar, osteositler, kondrositler, vasküler endotel. Bölünmeyen ya da çok sınırlı bölünen (permenant) hücreler hücre siklusunu terk etmiş ve doğumdan sonra bölünemeyen hücrelerdir. Bunlar; • Nöronlar • Çizgili kas hücreleri • Kalp kası hücreleri 82. Aşağıdakilerden hastalıklardan hangisi antifosfolipid antikor sendromunun en sık edinsel nedenidir? A) Romatoid artrit B) Sjögren sendromu C) Sitemik lupus eritematozus D) Sistemik sklerozis E)Dermatomyozit 82 – C Antifosfolipid antikor sendromunda özellikle ikinci trimester kayıpları, tekrarlayan arteryal ve/veya venöz trombozlar ve trombositopeni ile karakterize bir hastalıktır. Anti fosfolipid antikorları, lupus antikoagulanı veya anti kardiyolipin antikorları diye de bilinirler. Membran fosfolipidleri ile kompleks halinde olan plasma proteinlerine karşı gelişmiş antikorlardır. (protrombin, annexin V, β2 glikoprotein). Özellikle β2 glikoprotein’e karşı olan antikorlar kardiyolipin antijeninene de bağlanırlar (Sifiliz testi yanlış pozitifliği). Lupuslu hastalarda %40-50 oranında izlenir. Antifosfolipid sendromuna neden olurlar. Sekonder antifosfolipid sendromunun en sık sebebi SLE’dir. 85. Aşağıdakilerden hangisi bir tümörün malign olduğunun en kesin göstergesidir? A) Pleomorfizm B) Diferansiyasyon kaybı 83. Senil sistemik amiloidoz en sık hangi organda görülür? A) Böbrek B) Dil C) Atipik ve sık mitoz C) Kalp D)Beyin D) Nekroz E)Metastaz E)Tiroid 23 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 38 - 3 85 – E Marfan sendromunda bulgular Metastaz, tümör kitlesinden kopan hücrelerin kan, lenfatik ve/ veya vücut kaviteleri yolu ile yayılıp başka bir yerde primer tümör kitlesinden bağımsız yeni kitle oluşturmalarına denir. . Metastaz, bir tümörün malign olduğunun kesin göstergesidir, çünkü benign tümörler metastaz yapmazlar. Birkaç istisna dışında tüm malign tümörler metastaz yapabilir. (derinin bazal hücreli karsinomu,SSS’de glioma gibi bazı tümörler metastaz yapmazlar) İskelet anomalileri 86. Aşağıdaki kanserlerden hangisinde C-ERBB1 nokta mutasyonları sık görülür? • Kifoz, skolyoz • Uzun boy, uzun ekstremiteler, uzun el ve ayak parmakları • Eller ve ayaklardaki eklem bağları hastanın çift eklemli olduğunu düşündürecek kadar gevşektir. • Başparmağın bileğe doğru hiperekstansiyona getirebilmesi tipik bir bulgudur. • Dolikosefali (baş şeklinin uzun olması) • pektus ekskavatum ve karinatum A) Akciğerin skuamöz hücreli karsinomu KVS bulguları B) Akciğerin adenokarsinomu • En sık mitral kapak prolapsusu ve kistik medial nekroza bağlı çıkan aortada dilatasyon izlenir. C) Nöroblastom • Aort kapak halkasında ve aort kökünde dilatasyon, şiddetli aort yetmezliği D) Memenin invaziv duktal karsinomu E) Kronik myeloid lösemi • Aort diseksiyonu ve aort rüptürü 86 – B • Mitral kapak yaprakçıklarının yumuşaması ve gevşemesi (floppy kapak) C-ERBB1 (Epidermal Growth Faktör Reseptörü-1) nokta mutasyonları ve overekspresyonları bazı malign tümörlerde karşımıza çıkmaktadır. C-ERBB1 nokta mutasyonları akciğer adenokarsinomlarında sık görülürken, overekspresyonları akciğerin skuamöz hücreli karsinomunda, glioblastomlarda ve baş boyun tümörlerinde sıktır. • Mitral yetmezlik Göz bulguları • Bilateral lens subluksasyonu • Bilateral lens dislokasyonu (ektopia lentis) 87. Aşağıdaki hastalıklardan hangisi 15. kromozumda lokalize FBN-1 gen mutasyonlarına bağlı anormal fibrilin oluşması ile karakterizedir? 88. Ateroskeroza bağlı anevrizmalar en sık hangi lokalizasyonda görülür? A) Osteogenezis imperfekta B) Ehler Danlos sendromu C) Marfan sendromu D) Epidermolizis bülloza B) Abdominal aort C) Koroner arterler D) Wills poligonu E) Popliteal arter E) Alport sendromu 88 – B 87 – C Aort anevrizmasının en sık nedeni ateroskleroz ve hipertansiyondur. Aterosklerozda özellikle abdominal aortada, hipertansiyonda ise çıkan aortada anevrizma görülür. Bunun dışında herhangi bir arterde infeksiyonlar (mikotik anevrizma), sifiliz, konjenital defektler (Berry anevrizması), travma anevrizma oluşumuna neden olabilir. Aterosklerozda. T. intimadaki plaklara sekonder medial tabaka yıkımı arter duvarında incelmeye ve anevrizma gelişimine neden olur. Aterosklerotik anevrizmaların en sık yerleştiği bölge abdominal aortadır. Özellikle renal arter dallanma noktası distalinden bifurkasyona kadar olan kısımda sık görülür. Marfan sendromu vücutta bağ dokularını etkileyen OD kalıtsal bir hastalıktır ve başlıca iskelet, gözler ve kardiovasküler sistem etkilenir. Fibrilin-1 glikoproteininde kalıtsal defekten kaynaklanır. Fibrilin-1 elastik liflerin yapısında bulunduğu için vücutta elastik liflerden zengin aorta, ligamentler ve siliyer zonüller gibi dokular etkilenir. Fibrilin-1’i 15q21’de lokalize FBN1 geni kodlar. Marfan sendromunda FBN1 geninde mutasyonlar vardır. •FBN-1→Fibrilin-1→Marfan sendromu •FBN2→Fibrilin-2→Konjenital kontraktürel araknodaktili www.tusem.com.tr A) Çıkan aort 24 Temel Bilimler / T 38 - 3 • Histolojik incelemede: Lenf nodlarında nödüller gözlenir ve bu nodüllerin fibröz septalarla birbirinden ayrılmış olduğu görülür. EBV ile ilişkisi yoktur. Prognozu iyidir. 89. Aşağıdakilerden hangisinde kalp kapaklarında ve endokardda daha büyük boyutlu vejetasyonlar görülür? A) İnfektif endokardit B) Non bakteriyal trombotik endokardit C) Libman-Sack endokarditi 91. Aşağıdaki atelektazi tiplerinden hangisi hava yolu tıkanıklarına sekonder gelişir? D) Romatizmal kalp hastalığı E) Karsinoid kalp hastalığı A) Kontraksiyon atelektazisi 89 – A B) Kompresyon atelektazisi Bazı hastalıklarda kalp kapaklarında ve endokardında vejetatif birikimler görülebilir. Buna verrüköz endkardit denir. Bu hastalıkların en önemlisi infektif endokardit, romatizmal kalp hastalığı, Libman-Sack endokarditi ve non bakteriyal trombotik endokardittir. Bu hastalıklardan infektif endokarditte kalp kapaklarında mikroorganizmadan zengin, bol fibrinolökositik eksuda içeren ve genellikle 5 mm’den büyük vejetasyonlar birikirken; diğer hastalıklarda mikroorganizma içeremeyen, genellikle 1-4 mm çapında steril vejetasyonlar görülür. C) Rezorbsiyon atelektazisi D)Mikroatelektazi E) Pseudoatelektazi 91 – C Atelektazi akciğerdeki hava yollarının yetersiz ekspansiyonuyla karakterizedir. Sonuç olarak kanın oksijenasyonu bozulur ve hipoksi gelişir. 3 tip atelektazi vardır; 1. Rezorpsiyon veya obstrüksiyon atalektazisi: Havanın distal kısıımlara ulaşmasının engellendiği tıkanıklıklarda oluşur. Distalde kalan hava rezorbe olur ve kollaps gelişir. • En sık atelektazi tipidir • En sık nedeni postoperatif dönemde mukopürülan tıkacın hava yolunu tıkamasıdır. Diğer nedenler: Astım, bronşiektazi, bronş karsinomu, kronik bronşit, anevrizma, LAP, yabancı cisim aspirasyonu, 2. Kompresyon Atalektazisi: Plevral aralığa sıvı, kan yada tümöral infiltrasyonların dolması sonucu komşu akciğerde kollaps oluşmasıdır. • En sık neden konjestif kalp yetmezliğine bağlı plevral effüzyondur. Diğer nedenler: Neoplastik infiltrasyonlar, batında asit olması, subdiaframatik apseler. 3. Kontraksiyon Atalektazisi: Akciğerde fibrotik değişikliklere sekonder akciğerin genişleyememesi ile karakterizedir. • En sık nedeni iltihap ve tümörlere bağlı gelişen skar dokularıdır. Mikroatelektazi (non-obstüktif atelaktazi) surfaktan eksikliğine sekonder gelişir. 90. On sekiz yaşında kadın hasta kilo kaybı, gece terlemesei, ateş, halsizlik şikâyetleri ve sol klavikula üstünde eline gelen kitle nedeniyle başvurduğu klinikte, supraklavikular bölgede saptanan lenf nodu tanısal amaçlı eksize ediliyor. Lenf nodunun incelenmesinde lenf nodu yapısının bozulduğu, parankim içine uzanan fibröz bantların nodülasyona neden olduğu izlenmiştir. Nodülasyon içinde histiositler, plazma hücreleri ve eozinofiller içeren polimorfik zeminde multilobüler ve yer yer multinükleer, çekirdek etrafında lakün tarzında boşluklar yapmış atipik dev hücreler izlenmiştir. Dev hücreler immünohistokimyasal olarak CD 15 ve CD 30 ile boyanmıştır. Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? A) Diffüz büyük B hücreli lenfoma B) Folliküler lenfoma C) Anaplastik büyük hücreli lenfoma D) Nodüler sklerozan tip Hodgkin lenfoma E) Lenfosit predominant Hodgkin lenfoma 90 – D Nodüler sklerozan Hodgkin lenfoma en sık görülen Hodgkin lenfoma formudur (%65-70). Kadın ve erkeklerde eşit oranda gözlenir. Özellikle genç kadınlarda mediastinal tutulum vardır. Bunun yanında supraklavikular, alt servikal lenf nodları da tutulabilir. Lenf nodunda reaktif komponent T lenfositleri, eozinofiller, plazma hücreleri ve histiositler vardır. 92. Kadın ve erkeklerde en sık saptanan akciğer kanser sub tipi aşağıdakilerden hangisidir? A) Skuamöz hücreli karsinom B) Küçük hücreli karsinom C)Adenokarsinom • Lakuner tipte RS hücreleri görülür. RS hücreleri CD15 ve CD 30 + tirler. D) Büyük hücreli nöroendokrin karsinom E)Mezotelyoma 25 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 38 - 3 92 – C 94. Minimal change (lipoid nefroz) hastalığında böbrek biyopsi incelenmesinde glomerüllerde aşağıdaki morfolojik bulgulardan hangisi izlenir? Primer akciğer tümörlerinin %95’i bronş epitelinden köken alır. (bronkojenik karsinom) Kalan %5’ini ise mezotelyoma, karsinoid tümör, mezenkimal ve hematopoetik tümörler oluşturur. Her iki cinste de en sık görülen kanser tipi adenokarsinomdur. Akciğer kanserleri her iki cinstede ikinci sık görülen malign tümör ve en sık ölüme neden olan malignitedir. Akciğerin sık görülen malign epityelyal tümörleri: • Adenokarsinom (E 37%, K 47%) • Skuamöz hücreli karsinom (E 32%, K 25%) • Küçük hücreli karsinom (E 14%, K 18%) • Büyük hücreli karsinom (E 18%, K 10%) A) Glomerül bazal membran kalınlaşması B) Mezengial immünglobulin birikimleri C) Parietal hücre proliferasyonları ve kresentler D) Glomerüllerde diffüz nötrofil infiltrasyonu E) Normal görünümlü glomerüller 94 – E Minimal Değişiklik hastalığı (Lipoid nefroz) • Çocuklarda nefrotik sendromun en sık nedenidir. • Selektif proteinüri, hipoalbüminemi, ödem, hiperlipidemi ve lipidüri ile seyreder. 93. Üriner obstrüksiyon bulguları olan ve PSA’sı hafif yüksek 67 yaşındaki erkek hastaya TUR-P yapılıyor. Piyesin incelenmesinde fibromusküler stroma içerisinde sayıca artmış çift sıralı epitelle döşeli asinuslar izleniyor. Asinusları oluşturan hücrelerin nükleolleri seçilemeyen küçük çekirdekli olduğu ve yer yer lümende corpora amilesea sekresyonu görülüyor. • Proteinürinin nedeni glomerüller kapiller duvarın bozulması sonucu plazma proteinlerine aşırı geçirgenlik ve glomerüler polianyon kaybıdır. • IM (ışık mikroskopi)bulguları: Işık mikroskopisinde glomerüller normaldir. Proksimal tübül epitel hücrelerinde lipit ve yağ birikimine bağlı vakuolizasyon görülebilir. Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? A) Benign prostat hiperplazisi (Nodüler hiperplazi) B) Prostatik adenokarsinom • EM (Elektron mikroskopi) bulguları: Visseral epitel hücrelerinde podositlerde düzleşme veya silinme C) Küçük hücreli karsinom • IF (İmmünfloresan) bulguları: Madde birikimi saptanmaz. D) Kronik prostatit • Prognozu iyidir. Çocuklarda kortikosteroid tedavisi ile genellikle düzelir. Erişkinlerde prognoz biraz daha kötüdür. E) Prostatik intraepitelyal neoplazi 93 – A BPH (nodüler hiperplazi) 50 yaş üstü erkelerde her dekat için sıklığı gittikçe artan bir hastalıktır. Hastalıkta testosteron ve özellikle dihidrotestosteronun rolü vardır. Genellikle periüretral bölgeden(transizyonel ve santral zon) kaynaklanır ve bu yüzden üriner obstrüksiyon semptomlarına neden olabilir. Transüretral bölgede farklı boyutlarda iyi sınırlı nodüller gelişir. Hastalarda PSA’da hafif yükselme görülebilir. BPH’da hiperplastik epitelyal ve stromal komponent izlenir. Tipik histolojik özelliği, fibromusküler stroma içerisinde çift sıralı epitelle döşeli irili ufaklı ve kistik genişlemeler gösterebilen prostatik glandlar izlenir. Nodüler hiperplazide glandlarda boyut değişebilir ancak glandları (asinüsleri) döşeyen epitelin çift sıralı yapısı korunur. Stromal ve asiner proliefrasyon izlenir. Asinüslerin lümeninde PAS(+) eozinofilik materyal bulunabilir. Buna corpora amylacea denir. Corpora amylacea normal prostatta ve BPH’de izlenirken adenokarsinomlarda nadiren izlenir. BPH prostatı en fazla büyüten hastalıktır. Premalign bir durum değildir. www.tusem.com.tr 95. Aşağıdaki over tümörlerinden hangisi seks-kord stromal orjinlidir? A) Seröz hücreli tümör B) Granüloza hücreli tümör C) Brenner tümör D) Struma ovari E) Endoodermal sinüs tümörü 95 – B Primer over tümörleri yüzey epiteli, germ hücreleri ve sekskord stromal hücrelerinden gelişebilir. Overin Seks Kord – Stromal Tümörleri 26 • Granuloza hücreli tümör • Sertoli hücreli tümör • Fibroma • Leydig hücreli tümör • Fibrotekoma • Gynandroblastom • Tekoma • Lipid hücreli tümör Temel Bilimler / T 38 - 3 96. Aşağıdaki klinik ve morfolojik özelliklerden hangisi Crohn hastalığını düşündürmez? D) Ülserlere lezyonlarda non kazifiye granülomlar 98. Otuz sekiz yaşında kadın hastada yapılan tiroid USG’sinde sol tiroid lobunda 2,3 cm çapında düzensiz sınırlı, içinde punktat kalsifikasyonları seçilen solid nodül tespit ediliyor ve ince iğne aspirasyonu yapılıyor. Aspirasyon yaymalarının incelenmesinde ince kromatinli, yer yer grooving (nükleer yarıklanma), intranükleer inklüzyon ve molding (yığılma) gösteren atipik tirositler izleniyor. E) Barsak duvarında fistül ve fissürler A) Gastrointestinal sistemde segmental tutulum B) Sadece mukozal ve submukozal ülserler C)Serozit Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir? 96 – B A) Graves hastalığı Crohn hastalığı (CH) ataklar halinde GİS’in herhangi bir seviyesini tutabilir. En sık terminal ileum tutulur. Gecikmiş tipte hipersensitivite reaksiyonudur. İnflamasyon tüm barsak katlarını tutan transmural, keskin sınırlı ve kroniktir. İnflamasyona non kazeifiye granülomlar ve lenfoid agregatlar eşlik eder. CH’da segmental atlamalı tutulum vardır ve segmentler arasında normal barsak izlenebilir. (ip belirtisi/skip sign) fibrozis nedeni ile barsak lğmeni daralır ve baryumlu grafide ip belirtisi görünümü oluşur. Serozit olgularda sıktır ve fistül oluşturan derin fissürler sık görülür. Hastalarda malabsorbsiyon ve ishal belirgindir. B) Hashimato tiroiditi C) Foliküler adenom D) Papiller tiroid karsinomu E) Medüller karsinom 98 – D PAPİLLER TİROİD KARSİNOM • En sık görülen tiroid kanseridir. En sık 20-40 yaş arasında görülür. Daha önceden iyonize radyasyonla karşılaşmış kişilerde görülen tiroid kanserlerinin çoğunluğunu oluşturur. • Klinik: Genellikle asemptomatik tiroid nodülleri şeklinde ortaya çıkar. Bazen ilk belirti servikal LN’da kitle olabilir. Ses kısıklığı, öksürük, disfaji, solunum sıkıntısı ilerlemiş vakalarda olabilir. Sintigrafide çoğu solid nodüllerdir. 97. Aşağıdakilerden hangisi sinir sistemi zedelenmeleri veya hastalıklarında astrositlerde izlenen değişikliklerden değildir? • Çekirdek özelliklerinden dolayı İİAB ile yüksek oranda tanı konulabilir. Prognozu çok iyidir. 10 yıllık sağ kalım %95’in üzerindedir. A)Gliozis B) Rosental fibrilleri • Morfoloji: Solid veya multifokal olabilir. Genellikle düzensiz sınırlı ve kapsülsüzdür. Bazı alt tiplerinde kapsül olabilir. Kesit yüzeyi beyaz renkli, sert ve granüler görünümdedir. Mikroskopta; küboidal epitelle döşeli fibrovasküler korları bulunan papiller yapılar içerir. En önemli özelliği hücrelerin nükleus özellikleridir. İnce kromatinli, buzlu cam yapısında nüve, stoplazmik girintilerden dolayı intranükleer inklüzyon, grooving ve molding görülebilir. Psammom cisimcikleri %40-50 vakada görülen konsantrik kalsifiye yapılardır. Medüller ve foliküler karsinomda görülmez. Bir lenf nodunda veya tiroid dokusunda psammom cismi varsa, gizli bir papiller karsinom akla gelmeli dir. En sık lenfatik invazyonla boyundaki lenf nodlarına yayılır. Hematojen yayılım nadirdir. C) Lewy cisimciği D) Poliglukazon cisimcikler E) Alzheimer Tip II astrosit 97 – C Sinir sistemi zedelenmelerinde astrositlerde görülebilen reaksiyonlar: • Gliozis • Astrositlerde şişme • Rosenthal fibrilleri • Korpora amilasea veya poliglukozan cisimcikler • Glial sitoplazmik inklüzyonlar • Alzheimer tip II astrosit 99. Oral biyoyararlanımı %60, klerensi 3.6 L/saat olan ilaç, 8 saatte bir 600 mg dozda oral yoldan verildiğinde kararlı durum konsantrasyonu (Css) kaç mg/L olur? Parkinson hastalığında lokus sereleus ve substantia nigrada solukluk, mikroskopik incelemede bu bölgelerde pigment kaybı ve kolinerjik nöronlarda kayıp ile birlikte gliozis vardır. Kalan nöronların bir kısmında Lewy cisimcikleri bulunabilir. Bunlar çoğunlukla berrak bir halo ile çevrili tek ya da çok sayıda eozinofilik yuvarlak ya da uzun sitoplazmik inklüzyonlardır. A) 6.25 B) 12.50 C) 25 D) 37.50 E) 50 27 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 38 - 3 99 – B Mekasermin: Büyüme hormonu eksikliği olan çocuklarda GH reseptörlerinde mutasyon nedeniyle büyüme hormonuna yanıt olmayabilir. Bu durumda IGF-1 (mekasermin) veya IGF-1 + IGF-1 bağlayıcı protein preparatı (mekasermin rinfabat) subkutan yoldan kullanılır. Kararlı Durum Konsantrasyonu (Css) Alınan ve atılan ilaç miktarının eşit olmasına kararlı durum konsantrasyonu (Css) denir. Kararlı durum konsantrasyonuna ulaşma süresi (Tss) yarılanma ömrünün 4 veya 5 katına eşittir. İlaçlar kararlı durum derişiminin %90’nına yarılanma ömrünün 3.3 katı sonunda ulaşır. Kararlı plazma konsantrasyonu = Doz x Biyoyararlanım / Klerens x Doz Aralığı Kararlı plazma konsantrasyonu = 600 x 0.6 / 3.6 x 8 = 12.5 mg/L bulunur. 102. Aşağıdaki sefalosporinlerden hangisi metisiline dirençli S.aureus enfeksiyonlarında diğerlerine kıyasla daha etkilidir? A) Sefazolin B) Sefuroksim aksetil C) Seftarolin fosamil D) Sefpodoksim proksetil E) Sefditoren pivoksil 100. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi GABA-aracılı klorür iyon kanallarını açılma frekansını artırır? 102 – C A) Alprazolam B) Baklofen V.Kuşak Sefalosporinler C) Pentobarbital D)Ramelteon Seftarolin ve seftobiprol metisiline dirençli stafilokok aureus enfeksiyonlarınında kullanılır. Enterokoklara ve gram(-) bakterilere de etki gösterirler. E) Buspiron 100 – A Benzodiazepinler Benzodiazepin reseptörlerine bağlanarak GABAA reseptörlerinin etkinliğini ve klor iyon kanallarının açılma frekansını artırırlar. GABA’nın doz yanıt eğrisini sola kaydırırlar. Etki yapmaları için ortamda GABA bulunmalıdır. Barbitüratlara kıyasla güvenlik indekslerinin geniş olması, ölümcül yan tesirlerinin nadir olması, karaciğer enzimlerini indüklememeleri, selektif anksiyolitik etki göstermeleri, daha az bağımlılık yapmaları ve spesifik antagonistlerinin bulunması gibi üstünlükleri vardır. 103. Gastrointestinal ve genitoüriner hastalıklarda kullanılan aşağıdaki antimuskarinik ilaçlardan hangisinin santral sinir sistemi ile ilişkili yan tesir riski en yüksektir? B)Propantelin C) Glikopirolat D) Hyosin-N-butil bromür E) Darifenasin 103 – E Tablo: Antimuskarinik İlaçlar 101. Mekasermin, aşağıdaki durumlardan hangisinde kullanılan biri ilaçtır? A) Prolaktin salgılayan adenom B) Büyüme hormonu eksikliği C) Erken doğum eyleminin önlenmesi D) Östrojen reseptörü pozitif meme kanseri E) Kronik böbrek yetmezliğine bağlı hiperparatiroidi 101 – B Tersiyer Amin Kuvaterner Amin Atropin Ipratropium Skopolamin Tiotropium Benztropin Glikopirolat Biperiden Metskopolamin Darifenasin Trospium Solifenasin Propantelin Tolterodin Methantelin Oksibutin Mepenzolat Propiverin Hyosin-N-butilbromür 104. Beta blokörlerin aşağıdaki etkilerinden hangisi beta reseptörleri bloke etmelerine bağlı değildir? Büyüme Hormonu Eksikliğinin Tedavisi Somatotropin / Somatrem: Büyüme hormonu reseptörünü uyaran büyüme hormonu analoglarıdır. Büyüme hormonu eksikliği, Turner sendromu, Noonan sendromu, Prader Willi sendromu ve kronik böbrek yetmezliğinde parenteral yoldan kullanılırlar. Hiperglisemi, psödotümör serebri, pankreatit, jinekomasti, karpal tunel sendromu, periferal ödem ve enzim indüksiyonu gibi yan tesirleri vardır. Tiroid fonksiyon testleri takip edilmelidir. www.tusem.com.tr A)Metskopolamin A) Renin sekresyonunu baskılamaları B) Göz içi basıncını düşürmeleri C) Lipit profilini olumsuz etkilemeleri D) Aksiyon potansiyel süresini uzatmaları E) Hava yolları rezistansını artırmaları 28 Temel Bilimler / T 38 - 3 104 – D Aprotinin: Kallikrein, tripsin ve plazmin gibi serin proteazları inhibe eder. Pankreatit ve karsinoid sendrom tedavisinde kullanılır. Fibrinolitik ilaçlara bağlı kanamalarda ve koroner bypass cerrahilerinde yararlıdır. Beta reseptör blokajına bağlı olmayan etkileri Voltaj bağımlı sodyum kanallarını bloke ederek lokal anestezik etki yaparlar. Sotalol potasyum kanallarını bloke ederek aksiyon potansiyel süresini (QT aralığı) uzatır. Gastrointestinal yan tesirleri de beta blokör özelliklerine bağlı değildir. Ekallantid: Rekombinant plazma kallikrein inhibitörüdür. Herediter anjioödem ve kardiyovasküler cerrahilerde kanamaları azaltmak için kullanılır. 105. Adenozinin antiaritmik kullanımı ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? 107. Aşağıdakilerden hangisi metilksantinlerin etki mekanizmalarından biri değildir? A) Belirgin hiperpolarizasyon yapar ve kalsiyum-bağımlı aksiyon potansiyelini baskılar. A) Fosfodiesteraz-4 enziminin inhibe edilmesi B) Yarılanma ömrü en kısa antiaritmiktir. B) Adenozin reseptörlerinin inhibe edilmesi C) Paroksismal supraventriküler taşikardiyi sinüs ritmine getirmede en etkili ilaçtır. C) Histon deasetilasyonunun inhibe edilmesi D) Sarkoplazmik retikulumdan kalsiyum salgısının artırılması D) Antiaritmik etkisi metilksantinler tarafından azaltılır. E) Kalp nakli yapılan hastalarda ilk tercih antiaritmiktir. E) IL-10 sekresyonunun stimüle edilmesi 105 – E 107 – C Adenozin İçe dönük potasyum kanallarını aktive ve kalsiyum kanallarını bloke ederek hiperpolarizasyona neden olur. Kalsiyum bağımlı aksiyon potansiyelini inhibe eder. Pacemakeri baskılamaz. Sinoatrial nod üzerinde belirgin etki yapmaz. Plazma proteinlerine bağlanmaz. Yarı ömrü en kısa (10 saniye) antiaritmiktir. İntravenöz verildiğinde atrioventriküler refrakter periyodu en fazla baskılayan ve AV iletimi en fazla yavaşlatan antiaritmiktir. Paroksismal supraventriküler taşikardiyi sinüs ritmine getirmede en etkili ilaçtır. Adenozin reseptörlerini bloke eden metilksantinler etkisini azaltırken adenozin re-uptake’ni önleyen dipiridamol antiaritmik etkisini artırır. Dipiridamol kullanan hastalara verilmemelidir. Flushing, hipotansiyon, başağrısı ve bronkokonstriksiyona neden olabilir. Astım olan hastalarda nispi kontrendikedir. Kalp nakli yapılan hastalarda kullanılmamalıdır. Metilksantinler (Teofilin / Aminofilin / Teobromin) Fosfodiesteraz enzimini (bronşlarda PDE4) ve adenozin reseptörlerini bloke ederek bronkodilatasyon yaparlar. Histon deasetilasyonunu, IL-10 sekresyonunu artırarak ve prostoglandin sentezini inhibe ederek antiinflamatuvar etkinlik gösterirler. Sarkoplazmik retikulumdan kalsiyum salgısını stimüle ederek iskelet kaslarını kasarlar. Astım ve KOAH’ın akut tedavisinde ve profilaksisinde kullanılırlar. Farmakolojik Etkileri Solunum sistemi: Bronşları gevşetirler. Solunum merkezini uyarırlar. Bronkodilatör etkilerine tolerans gelişmez. Kardiyovasküler sistem: Sempatik sinir ucundan norepinefrin salgısını ve intraselüler kalsiyum derişimini artırarak pozitif kronotropik ve pozitif inotropik etki yaparlar. Taşikardi ve kan basıncında hafif yükselmeye neden olurlar. Yüksek dozda beyin damarları dışındaki damarlar dilate olur ve kan basıncı düşer. 106. Aşağıdakilerden hangisi anjioödem tedavisinde kullanılan rekombinant plazma kallikrein inhibitörüdür? A) Karperitit B) Ekallantid C) Relcovaptan D) Aprepitant Gastrointestinal sistem: Mide asit sekresyonunu artırırlar. Uzun süre kullanımda peptik ülsere neden olabilirler. Lipolizi stimüle ederek serbest yağ asitlerini artırırlar. Böbrekler: Zayıf diüretik etkileri vardır. Lityum intoksikasyonunda kullanılırlar. E) Fosforamidon 106 – B İskelet kasları: Kas yorgunluğuna neden olurlar. Solunum kaslarının kasılma gücünü artırdıkları için kronik tıkayıcı akciğer hastalığında değerli ilaçlardır. Bradikinin Antagonistleri İkatibant: Bradikinin B2 reseptörleri bloke ederek C1-esteraz inhibitör eksikliğine bağlı herediter anjioödem, havayolu hastalıkları, termal injüri, asit ve pankreatit tedavisinde subkutan yoldan kullanılır. Santral sinir sistemi: Dikkati artışı, insomnia, tremor, anksiyete ve konvülsiyon gibi santral sinir sistemi etkileri vardır. 29 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 38 - 3 108. Aşağıdaki reseptörlerden hangisinin inhibe edilmesi ile antiemetik etki elde edilemez? A) Dopamin D2 B) Substans P NK1 C) Muskarinik M1 D) Serotonin 5-HT3 110 – D Azitromisin H.influenza ve moraxella üzerindeki etkinliği eritromisinden fazla olmasına karşın streptokok ve stafilokoklara daha düşüktür. Yarı ömrü en uzun ve dağılım hacmi en yüksek makroliddir. Eritromisin gibi kolestatik hepatit yapmaz. CYP enzimlerince metabolize olmadığı için başka ilaçlarla etkileşmeye girmez. E) Kannabinoid CB1 108 – E Tablo: Antiemetik İlaçlar Antiemetik İlaç Antiemetik Etki Mekanizması 111. Aşağıdakilerden hangisi terapötik dozda verilen digoksinin farmakolojik etkilerinden biri değildir? Ondansetron / Palanosetron Serotonin 5-HT3 reseptör blokajı Aprepitant / Fosaprepitant Substans P NK1 reseptör blokajı Klorpromazin / Droperidol Dopamin D2 reseptör blokajı Metoklopramid Dopamin D2 ve serotonin 5-HT3 reseptör blokajı B) Atrioventriküler iletim hızında yavaşlama Dimenhidrinat / Meklizin Histamin H1 reseptör blokajı C) Atrioventriküler refrakter periyotta uzama Skopolamin Muskarinik M1 reseptör blokajı Diazepam / Lorazepam GABAA reseptör aktivasyonu Dronabinol / Nabilon Kannabinoid CB1 reseptör aktivasyonu A) Atrium kasında refrakter periyotta uzama D) Sinoatrial nod hızında yavaşlama E) EKG’de PR uzaması ve QT kısalması 111 – A Tablo: Dijitallerin Kardiyak Etkileri 109. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi voltaj bağımlı potasyum kanallarını açarak parsiyel nöbet tedavisinde kullanılır? A) Retigabin B) Vigabatrin C) Levetirasetam D) Zonisamid E)Karbamazepin 109 – A Parametre Terapötik Doz Toksik Doz Sinoatrial nod Hızda azalma Hızda azalma Atrium kası Refrakter periyotta kısalma Refrakter periyotta kısalma Atrioventriküler nod Refrakter periyotta yavaşlama Refrakter periyotta kısalma Purkinje / Ventrikül kası Refrakter periyotta kısalma Ekstrasistol / Taşikardi / Fibrilasyon EKG PR uzaması / QT kısalması Taşikardi / Fibrilasyon / Arrest Retigabin (Ezogabin) Diğer antiepileptik ilaçlardan farklı bir mekanizmaya sahiptir. Voltaj bağımlı potasyum kanallarını açarak hiperpolarizasyona neden olur. Parsiyel nöbet tedavisinde kullanılır. Mesane disfonksiyonuna neden olabilir. 112. Sempatomimetik aminlerle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) Fenilefrin, kalp hızını artırmasına karşın kardiyak kontraktiliteyi azaltır. B) Adrenalin, eş zamanlı ortalama kan basıncı artışı ve bronkodilatasyon yapar. 110. Erirtomisin ve azitromisinin karşılaştırılması ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? C) Noradrenalin, belirgin metabolik etki yapmaz. D) İzoproterenol, diyastolik kan basıncını azaltır. A) Streptokoklara karşı eritromisin, azitromisinden daha etkilidir. E) Dopamin, düşük dozda renal kan akımını ve sodyum itrahını artırır. B) H.influenza’ya karşı azitromisin, eritromisinden daha etkilidir. 112 – A C) Eritromisinin kolestatik hepatit yapma riski, azitromisinden daha yüksektir. Adrenalin (Epinefrin) α ve β reseptörlere agonist etki yaparAlfa reseptörler üzerinden vazokonstriksiyon beta reseptörler üzerinden vazodilatasyona neden olur. Eş zamanlı ortalama kan basıncı artışı ve bronkodilatasyon yaptığı için anaflaktik şokta ilk tercih ilaçtır. Akut bronkospazm ve kardiyak arrestte öncelikle tercih edilir. D) Azitromisinin başka ilaçlarla etkileşme riski, eritromisinden daha yüksektir. E) Azitromisinin dağılım hacmi, eritromisinden daha büyüktür. www.tusem.com.tr 30 Temel Bilimler / T 38 - 3 Lokal anesteziklerin etki süresini uzatmak, sistemik yan tesirlerini ve kanamaları azaltmak için kullanılır. Özefageal ve gastrik motiliteyi etkilemeden kolonik geçişi yavaşlatırlar. Alosetron inflamatuvar barsak hastalığında görülen diyare tedavisi için ruhsat almıştır. Noradrenalin (Norepinefrin) α reseptörleri stimüle etmesine karşın β reseptörleri uyarma özelliği zayıftır. Metabolik etki göstermez. Damar düz kaslarını kasarak sistolik ve diyastolik kan basıncını artırır. Pozitif inotropik ve midriyatik etkisi de vardır. 114. Levosimendan’ın farmakolojik özellikleri ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? Vagal uyarı sonucu refleks bradikardi yapar. Önceden gangliyon blokörü (heksametonyum gibi), alfa blokör (fentolamin gibi) veya antimuskarinik (atropin gibi) verilmesi refleks bradikardiyi önler. Kalp nakli yapılan hastalarda ve in vitro kullanılışta bradikardiye neden olmaz. A) Stoplazmik kalsiyuma kardiyak troponin-C’nin duyarlılığını artırır. B) ATP duyarlı potasyum kanallarını açar. C) Akut dekompanse kalp yetmezliğinde kullanılır. İzoproterenol (Isoprenalin) D) İntraselüler kalsiyum düzeyini azaltır. β1 ve β2 agonist ilaçtır. Kalbin atım sayısını, atım gücünü ve renin sentezini artırır. Bronkodilatasyon, vazodilatasyon ve myometriumda gevşemeye neden olur. KOMT tarafından yıkılır. E) Pozitif inotropik etkisi beta blokörler tarafından önlenemez. Dopamin 114 – D Düşük dozda DA1 reseptörleri aracılığı ile renal, mezenter, koroner ve intraserebral damarları dilate eder. İdrar çıkışını artırır ve natriürezise neden olur. Orta dozda β1 reseptörleri uyararak kardiyak kontraktiliteyi artırır. Yüksek dozda α1 reseptörleri aktive ederek vazokonstriksiyon yapar. Akut kalp yetmezliği, kardiyojenik ve septik şok tedavisinde kullanılır. Levosimendan Fenilefrin İntraselüler kalsiyumu artırmadan stoplazmik kalsiyuma kardiyak troponin-C’nin duyarlılığını artırır. ATP duyarlı potasyum kanallarını açarak ön ve art yükü azaltır. Yüksek dozda fosfodiesterazı inhibe eder. Akut dekompanse kalp yetmezliğinde kullanılır. Pozitif inotropik etkisi beta blokörler ve kalsiyum kanal blokörleri tarafından önlenemez. Adrenerjik α1 reseptörleri uyararak vazokonstriksiyon, hipertansiyon, pozitif inotropi ve midriyazise neden olur. Vagal aktivite artışına bağlı atropin ve heksametonyum ile önlenen refleks bradikardi yapar. Bölgesel kan akımını azaltmak için kullanılır. 115. Selektif endotelin ETA reseptör blokörü ambrisentan ve sitaksentan, aşağıdaki durumlardan hangisinde kullanılır? A) Pulmoner arteriyel hipertansiyon 113. Aşağıdaki 5-HT3 reseptör blokörlerinden hangisi irritabl barsak sendromunda görülen şiddetli diyarenin tedavisinde en uygundur? A) Ondansteron B) Granisetron C) Palanosteron D)Alosetron B) Patent duktus arteriyozusun kapatılması C) Migren krizi D) Koroner by-pass cerrahilerinde kanama kontrolü E) Kemoterapiye bağlı kusmaların önlenmesi 115 – A E)Tropisetron Endotelin Antagonistleri 113 – D Fosforamidon: Endotelin sentezini sağlayan endotelin konverting enzimi inhibe eder. 5-HT3 Antagonistleri Ondansetron, granisetron, tropisetron, dolasetron, alosetron ve palanosetron 5-HT3 reseptörlerini bloke ederek anti-kanser ilaçlara bağlı emezis ve postoperatif bulantı-kusma tedavisinde kullanılır. Anti-kanser ilaçlara bağlı emeziste deksametazon ile kombine edilirler. Palanosetron diğerlerine göre daha uzun etkilidir. Bosentan: ETA ve ETB reseptörlerinin bloke ederek pulmoner hipertansiyon tedavisinde oral yoldan kullanılır. Tezosentan da benzer mekanizmaya sahiptir. Ambrisentan / Sitaksentan: Selektif ETA reseptör blokajı ile pulmoner hipertansiyon tedavisinde kullanılırlar. 31 www.tusem.com.tr Temel Bilimler / T 38 - 3 117 – D 116. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi farnesil pirofosfat sentezini inhibe ederek osteoklastlerın etkinliğini baskılar? Tablo: Helmint Tedavisi A) Alendronat B) Teriparatid Helmint İlk Tercih Alternatif C) Sinakalset D) Raloksifen A.lumbricoides Albendazol / Mebendazol / Pirantel pamoat İvermektin / Piperazin T.trichiura Mebendazol / Albendazol İvermektin N.americanus / A.duodanale Albendazol / Mebendazol / Pirantel pamoat --- S.stercoralis İvermektin Albendazol / Tiabendazol E.vermicularis Mebendazol / Pirantel pamoat Albendazol T.spiralis Albendazol + Kortikosteroid Mebendazol + Kortikosteroid Kutanöz larva migrans Albendazol / İvermektin Topikal tiabendazol E) Sevalemer 116 – A Bifosfonatlar Etidronat, alendronat, pamidronat, zoledronat (zoledronik asit), risedronat, ibandronat ve tiludronat kemiklerde hidroksiapetit kristallerine bağlanarak osteoklastik etkinliği inhibe eder. Osteoporoz, kanser metastazlarına veya diğer nedenlere bağlı hiperkalsemi ve Paget hastalığında kullanılırlar. Hormonal özellik göstermezler. Oral yoldan veriildiklerinde %1-10 absorbe edilirler. Besinler, kalsiyum ve demir içeren ilaçlar absorpsiyonlarını azaltır. Mide boşken alınırlar. Oral verildiklerinde özefageal ve gastrik irritasyondan dolayı pamidronat, ibandronat ve zoledronat infüzyonla kullanılır. İnfüzyonla verilişte yüksek doz ilaç kullanılabilmesi ilacın alınma sayısını azaltır (zoledronat infüzyonu yılda bir). Kemiklerde uzun yıllar kalabilirler. Değişmeden böbrek yoluyla elimine edilirler. Böbrek yetmezliğinde, özefagus motilite bozukluğunda ve peptik ülseri olanlarda kontrendikedirler. 1,25(OH)2 D oluşumunu ve intestinal kalsiyum absorpsiyonunu inhibe ederler. Kemiklerde glikolizi, hücre büyümesini ve alkalen fosfatazı baskılarlar. Alendronat ve risedronat gibi amino grubu içerenler farnesil pirofosfat sentezini inhibe eder. Gastrik ve özefageal irritasyon ile hipokalsemi sık görülen yan tesirleridir. Çenede osteonekroza neden olabilirler. Çenede osteonekroz geliştiğinde bifosfanatlara 5 yıl ara verilmelidir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda uzun dönem bifosfanat tedavisinin femur kırıklarına yol açtığı gösterilmiştir. Visseral larva migrans Albendazol Mebendazol W.bancrofti / Loa loa / B.malayi Dietilkarbamazin İvermektin O.volvulus İvermektin --- D.medinensis Metronidazol Tiabendazol / Mebendazol S.haematobium Prazikuantel Metrifonat S.mansoni Prazikuantel Oksamnikin C.sinensis Prazikuantel Albendazol P.westermani Prazikuantel Bithinol F.hepatica Bithinol Prazikuantel T.saginata Niklozamid / Prazikuantel Mebendazol T.solium Prazikuantel / Niklozamid --- D.latum Prazikuantel / Niklozamid --- Sistiserkosis Albendazol Prazikuantel H.nana Prazikuantel Niklozamid E.granulosus Albendazol --- E.multilocularis Albendazol --- 118. Aşağıdaki anti-kanser ilaçlardan hangisi hücre bölünmesinin dönemlerine spesifik etki yapar? A) Temozolomid B) İrinotekan C) Daunorubisin D) Sisplatin E)Paklitaksel 118 – E 117. Aşağıdaki antihelmintik ilaçlardan hangisi kullanım endikasyonu ile birlikte verilmemiştir? Taksanlar A) İvermektin – S.stercolaris ve O.volvulus Bitkisel kaynaklı paklitaksel ile yarı sentetik deriveleri dosetaksel ve cabazitaksel tubülin polimerizasyonunu stimüle ederek normal tubülinleri stabilize eder. Mitoz bölünmeyi metafazda durdururlar (mitoz veya metafaz zehiri). M fazına spesifik etki yaparlar. Bulantı-kusma, myelosupresyon, nötropeni ve periferik nöropati gibi yan tesirlere neden olurlar. B) Dietilkarbamazin – W.bancrofti ve B.malayi C) Prazikuantel – S.haematobium ve S.saginata D) Niklozamid – T.trichiura ve T.spiralis E) Albendazol – A.lumbricoides ve E.granulosus www.tusem.com.tr 32 Temel Bilimler / T 38 - 3 120. Hayvan çalışmalarında minimum risk olmasına karşın insan çalışmalarının bu riski desteklemediği ilaçlar teratojenik sınıflamaya göre aşağıdaki kategorilerin hangisinde bulunur? Paklitaksel meme, over, akciğer, prostat, mesane kanserinde ve AIDS ile ilişkili kaposi sarkomunda, dosetaksel ilerlemiş meme kanseri ve küçük hücreli olmayan akciğer kanserinde, cabazitaksel çoklu ilaç dirençli kanserlerde kullanılır. 119. Depresyon tedavisinde kullanılan ilaçlarla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? A) Kategori A B) Kategori B C) Kategori C D) Kategori D E) Kategori X A) Trazodon, primer olarak noradrenalin geri alım inhibitörüdür. 120 – B Gebelikte İlaç Derecelendirilmesi B) Bupropion, veziküler serotonin salgılanmasını artırır. Kategori A: İnsülin, tiroid hormonları, folik asit ve demir preparatları gibi fetüste anomali oluşturmadığı kanıtlanan ilaçlar bu kategoride bulunur. C) Duloksetin, selektif noradrenalin geri alım inhibitörüdür. D) Amoksapin, postsinaptik D2 reseptörlerini bloke eder. Kategori B: Hayvan çalışmalarında risk yok ama kontrollü insan çalışmaları yeterli değil veya hayvan çalışmalarında minimum risk olmasına karşın insan çalışmalarının bu riski desteklemediği ilaçlardır. Penisilin ve parasetamol bu kategoride bulunur. E) Mirtazapin, selektif seroton ve noradrenalin geri alım inhibitörüdür. 119 – D Kategori C: Hayvan çalışmalarında risk olmasına karşın kontrollü insan çalışmalarının yeterli olmadığı ilaçlardır. Bu ilaçlar yararı zararından fazla ise gebede kullanılabilir. Faz III sonunda ruhsat alan ilaçlar bu kategori kabul edilir. Bupropion: Katekolaminlerin presinaptik salgılanmasını ve norepinefrin ile dopamin düzeyini artırır. Antimuskarinik, antihistaminik ve antiadrenerjik yan tesirlere neden olmaz. Konvülsiyon riski yüksektir. İştahı azaltır ve erektil disfonksiyon yapmaz. Nikotin bağımlılığı tedavisinde kullanılır. Kategori D: İnsanda teratojen olduğu kanıtlanmış ama yararı zararından fazla ise gebe kadınlarda kullanabilen ilaçlardır. Propiltiourasil ve valproik asit bu kategoride yer alır. Mirtazapin: Presinaptik α2 otoreseptörleri bloke ederek norepinefrin ve 5-HT salgılanmasını artırır. Postsinaptik 5-HT2 ve 5-HT3 reseptörleri de inhibe eder. Sedasyon yapıcı etkisi H1 reseptör blokajına bağlıdır. Mianserin de benzer etkilere sahiptir. Kategori X: Hayvan ve insan çalışmalarında fetal anomalilere neden olduğu kanıtlanan ve gebede kesinlikle kullanılmayan ilaçlardır. Anti-kanser ilaçlar, seks hormonları, statinler ve yüksek doz vitamin A bu kategoride bulunur. Maprotilin / Amoksapin: Norepinefrin re-uptake’ni 5-HT reuptake’ine kıyasla daha selektif inhibe ederler. Yan tesirleri trisiklik antidepresanlara benzer. Amoksapin metabolitine bağlı dopamin D2 reseptörlerini bloke ederek antipsikotik etki ve ekstrapiramidal yan tesirlere neden olur. 5-HT2 Antagonistleri Trazodon ve nefazodon ve aktif metabolitleri 5-HT2A reseptörlerini bloke ederek ve zayıf serotonin re-uptake inhibitörü etkileri ile antidepresan, anksiyolitik ve antipsikotik etki yaparlar. Nefazodon ayrıca norepinefrin geri alımını da inhibe eder. Trazodon hipnotik amaçlı da kullanılır. Nefazodon CYP3A4 enzimlerinin potent inhibitörlerinden biridir ve hepatotoksisiteye neden olur. Selektif Serotonin ve Noradrenalin Re-uptake İnhibitörleri (SSNRI) Venlafaksin, duloksetin ve milnasipran serotonin ve norepinefrin re-uptake’ni yapan taşıyıcıları (SERT ve NET) selektif inhibe ederler. Antimuskarinik (atropin benzeri etki), antihistaminik (sedasyon) ve antiadrenerjik (hipotansiyon) yan tesir riskleri düşüktür. 33 www.tusem.com.tr