TEMEL TIP BİLİMLERİ TESTİ AÇIKLAMALI CEVAPLAR 1

Transkript

TEMEL TIP BİLİMLERİ TESTİ AÇIKLAMALI CEVAPLAR 1
Temel Bilimler / T 38 - 3
TEMEL TIP BİLİMLERİ TESTİ AÇIKLAMALI CEVAPLAR
1.
Aşağıdaki oluşumlardan hangisi fossa infratemporalis’te
yer alır?
2–C
A) Musculus masseter
- M. bulbospongiosus
B) Musculus zygomaticus major
- M. ischiocavernosus
C) Arteria carotis externa
- M. transversus perinei superficialis
D) Arteria temporalis superficialis
- Crus clitoridis, clitoris ve bulbus vestibulitoris (radix penis ve
spongioz üretranın bir kısmı)
Erkekte ve kadında spatium superficiale perinei içeriği:
E) Ganglion oticum
- Gl. vestibularis majoris (Bartholin bezi)
1–E
Fossa infratemporalis’in sınırları:
• Dışyandan: ramus mandibulae
• İçyandan: Palatinum pterygoideum lateralis
• Önden: Maksillanın arka duvarı
• Arkadan: Palatinum tympanicum ve temporal kemiğin
styloid ve mastoid çıkıntıları
• Üsten: sphenoid kemiğin ala major’ünün alt yüzeyi
• Alttan: M. pterygoideus medialis’in angulus mandibula’daki tutunma noktası tarafından sınırlanır.
Fossa infratemporalis’in içeriği:
• M. temporalis’in alt parçası
• M. pterygoideus medialis ve lateralis
• A. maxillaries
• Plexus venosus pterygoideus
• Gg. Oticum
• N. mandibularis, n. alveolaris inferior, n. lingualis, n. buccalis, chorda tympani
2.
- Centrum tendineum perinei bulunur.
Erkekte spatium profundum perinei içeriği:
- M. transversus perinei profundus
- M. sphicter urethrae
- Glandula bulbourethrales
- Pars membranacea urethrae
- N. a. v. dorsalis penis, a.v. pudenda interna ve n. pudendus
dalları
Kadında spatium profundum perinei içeriği:
- Urethra’nın bir bölümü
- Vaginanın bir bölümü
- M. sphincter urethrae
- M. transversus perinei profundus
- N. a. v. dorsalis penis, a.v. pudenda interna ve n. pudendus
dalları
Aşağıdakilerden hangisi spatium superficiale perinei
kası değildir?
A) M. bulbospongiosus
B) M. ischiocavernosus
C) M. sphincter urethrae
D) M. transversus perinei superficialis
E) M. sphincter ani externus
www.tusem.com.tr
2
Temel Bilimler / T 38 - 3
3.
altı pecten analis olarak adlandırılır ve keratinsiz çok katlı yassı
epitel ile örtülüdür, pecten analis altta linea anocutanea ile
sonlanır ve buradan itibaren canalis analis’in mukozası deri
yapısına dönüşür.
Ayağında duyu kaybı olan bir hastada, aşağıdaki sinirlerin hangisinde zedelenme olduğu düşünülmez?
A) N. Femoralis
B) N. peroneus superficialis
C) N. peroneus profundus
D) N. tibialis
E) N. obturatorius
3–E
N. obturatorius diz ekleminin distaline geçmez. Ayağın duyusal
innervasyonuna katılmaz. Ayak sırtının deri duyusunu n. peroneus superficialis ve n. peroneus profundus; ayağın plantar
bölgesinin deri duyusunu n. tibialis; ayak iç kenarı ve medial
malleol üzerinin deri duyusunu n. saphenous (femoral sinirin
terminal dalıdır); ayak dış kenarı ve lateral malleol üzerinin deri
duyusunu ise n. suralis almaktadır. N. femoralis’in kendisi değil
ama terminal dalı olan nervus saphenous ayağın duyusal innervasyonuna katılmaktadır.
7.
Arteria mesenterica inferior’un sindirim kanalında beslediği bölgenin alt sınırı aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnen kolon – sigmoid kolon
4.
Aşağıdakilerden hangisi fasciculus medialis’in terminal
dalıdır (devamıdır)?
B) Rektosigmoid bileşke
A) N. Musculocutaneous
B) N. radialis
D) Orta 1/3 rektum – Alt 1/3 rektum
C) N: pectoralis medialis
D) N. ulnaris
E) Alt 1/3 rektum – Anal kanal
C) Üst 1/3 rektum – orta 1/3 rektum
E) N. thoracicus longus
7–C
Arteria mesenterica inferior’un dalları:
• colica sinistra: inen kolonu ve transvers kolonun ¼ sol tarafını besler;
• sigmoidei: Sigmoid kolonu besler;
• rectalis superior: Rektumun proksimal 1/3’ün besler;
Rektumun beslenmesi: Proksimal 1/3’ünü a. mesenterica
inferior’un a. rectalis superior’u ve aorta abdominalis’in a.
sacralis mediana dalı
Orta 1/3’ünü a. iliaca interna’nın, a. rectalis medius dalı;
Distal 1/3’ünü ve anal kanalı ise a. pudenda interna’nın, a.
rectalis inferior dalı besler.
4–D
5.
Aşağıdakilerden hangisi sağ ventrikülde yer almaz?
A) Crista terminalis B) Trabeculae septomarginalis
C) Cuspis septalis
D) Conus arteriosus
E) Mm. Papillares
5–A
Crista terminalis sağ atirum ön (atrium pirimum) ve arka duvarı (atrium secundum) arasında yer alan embriyolojik artıktır.
Ostium vena cava superioris’in önünde yer alır.
6.
Bağırsak mukozası üzerinde bulunan ve linea pectinata
olarak adlandırılan oluşum aşağıdakilerin hangisinde
yer alır?
A) Duodenum
B) Transvers kolon
C) İleum
D) Anal kanal
E) Rektum
6–D
Linea pectinata: Columna analis’lerin alt kısmındaki yarım ay
şeklindeki katlantılar valvula analis adını alır, valvula analis’lerin birleşmesiyle oluşan canalis analis etrafında membrana
anococcygealis’in pozisyonuna uyan dairsel hattır. Bu hattın
3
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 38 - 3
8.
Aşağıdakilerden hangisinin pankreas ile komşuluğu
yoktur?
A) A. mesentrica inferior
B) V. lienalis
C) V. porta hepatis
D) Ductus choledochus
Non-sinovyal kartilaginöz eklemler: Synchondrosis ve
symphysis tipindeki eklemlerdir.
Sinovyal eklemler: plana, sferoid, elipsoid, trokoid, sellar, bikondilar ve ginglimus tipindeki eklemlerdir.
E) Sol böbrek
11. Hangisi parasempatik fonksiyonlu çekirdeklerden biri
değildir?
8–A
Başlıca pankreas komşulukları:
A) Nucleus oculomotorius accessorii
Arteria ve vena lienalis, dalak, mide, arteria ve vena mesenterica superior, duodenum, aorta abdominalis, vena cava inferior, vena porta, ductus choledochus ve sol böbrek iledir.
B) Nucleus ambiguus
9.
C) Nucleus salivatorius superior
D) Nucleus dorsalis nervi vagi
E) Nucleus lacrimalis
Cavitas tympanica’nın içyan duvarının Latince adı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Paries jugularis
B) Paries caroticus
C) Paries tegmentalis
D) Paries mastoideus
11 – B
Nucleus ambiguus; IX – X ve XI. Kranyal sinirlerin ortak motor
çekirdeğidir ve bulbusta yer alır.
E) Paries labyrinthus
12. Aşağıdaki arterlerden hangisi, arteria basilaris’in dalıdır?
9–E
A) A. labyrinthi Ön duvar: Paries caroticus adını alır, semicanalis musculotuborius, semicanalis tuba auditiva (ikisine birlikte canalis musculotubarius denir) ve canalis caroticus buradadır.
C) A: meningea posterior D) A. tympanica posterior
B) A. spinalis posterior
E) A. inferior posterior cerebelli
12 – A
Arka duvar: Paries mastoideus adını alır, aditus ad antrum
adlı delikle cellulae mastoideae’lere açılır, canalis facialis ile
komşudur.
13. Aşağıdaki kaslardan hangisinin diz eklemi üzerinde
doğrudan etkisi yoktur?
Üst duvar: Paries tegmentalis adını alır, temporal kemiğin tegmen tympani’si yapar.
Alt duvar: Paries jugularis adını alır, vena jugularis interna
adını alır.
A) M. Semitendinosus
B) M. biceps femoris
C) M. Gracilis
D) M. adductor magnus
E) M. rectus femoris
Dışyan duvar: Paries membranaceus adını alır, membrana
tympani oluşturur ve chorda tympani (N. VII’in dalı) bu duvara komşudur.
13 – D
M. addcutor magnus sadece kalça eklemi üzerine etkilidir ve
İçyan duvar: Paries labyrinthus adını alır, fenestra ovale (Basis stapes kapatır), fenestra rotundum (membrana tympani
secundaria kapatır) ve promontorium bu duvardadır, ayrıca
n. typmanicus (N. IX’un dalı) ve canalis facialis’in bir kısmı bu
duvara komşudur.
adduksiyon – Ekstansiyon yaptırır.
M. semitendinosus ve biceps femoris: uyluğa ekstansiyon, bacağa fleksiyon
M gracilis: uyluğa fleksiyon ve adduksiyon, bacağa fleksiyon
ve iç rotasyon
M. rectus femoris: uyluğa fleksiyon, bacağa ekstansiyon yaptırır.
10. Aşağıdaki eklem tiplerinden hangisi non sinovyal, fibroz eklemlerdendir?
14. Ventriculus tertius ile ventriculus quartus’u birbirine
bağlayan oluşum aşağıdakilerden hangisidir?
A)Plana
B)Spheroid
A) Foramen interventriculare
C) Synchondrosis
D) Gomphosis
B) Apertura lateralis
E)Symphysis
C) Apertura mediana
10 – D
D) Canalis centralis
Non-sinovyal fibröz eklemler: Sutura, gomphosis, synostosis
ve syndesmosis tipindeki eklemlerdir.
E) Aqueductus cerebri
www.tusem.com.tr
4
Temel Bilimler / T 38 - 3
14 – E
17. Alveol duvarını döşeyen tip-I pnömositler aşağıdakilerin hangisinden gelişir?
Ventriculus lateralis ile ventriculus tertius’u bağalayan: foramen interventriculare (Monro)
Ventriculus tertius’u ventriculus quartus’u bağlayan: Aqueductus cerebri
Ventriculus quartus’un devamı: canalis centralis
Ventriculus quartus’u cysterna cerebello medullaris’e bağlayan:
apertura lateralis (Luschka) ve apertura mediana (Magendi).
A) Somatik mezoderm B) Endoderm
C) Splanknik mezoderm
D) Ara mezoderm
E)Ektoderm
17 – B
ENDODERM GERM TABAKASININ İLERİ FARKLANMASI İLE
• Gastrointestinal sistem ve solunum sistemlerinin epitelleri
15. Goblet hücrelerinin bulunduğu epitel örtüsü aşağıdakilerden hangisidir?
• GİS bezleri, karaciğer ve pankreas parankiması
• Tonsil, timus, tiroid, paratiroid, timpan boşluğu ve tuba
auditivanın epitelyumyal kısımları
A) Epididimisin yalancı çok katlı stereosilyalı epiteli
B) Vajina epiteli
• Mesane epiteli ve üretra epitelinin bir kısmı gelişir.
C) Mide epiteli
D) Özefagus epiteli
18. Aşağıdaki sinir liflerinden ileti hızı en az olan hangisidir?
E) Bronş epiteli
A) Kas iğciklerinin primer sonlandırılmalarından başlayan Grup la afferent lifler
15 – E
İntra epitelyal bezler (Goblet, Kalisiform, Kadeh hücresi):
B) Kas iğciklerinin sekonder sonlanmalarından başlayan Grup II afferent lifler
Örtü epiteli arasında yer alırlar. En iyi örneği goblet hücreleridir. Glikoprotein salgı yaparlar. Salgı granülleri hücrenin apikal
bölgesinde toplanıp çekirdeği bazale ittiğinden Kadeh hücresi
adı da verilir. Bronş, barsak epitelinde bulunur. Mide, özefagusta bulunmaz.
C) Bazı dokunma reseptörlerinden kalkan Grup III
afferent lifler
D) Preganglionik otonom sinir sistemi lifleri
E) Postganglionik sempatik lifler
18 – E
SİNİR LİFİ TİPLERİ
Nöronlar kalınlıkları ve fonksiyonları baz alınarak gruplandırılmışlardır.
Sinir lifleri A, B, C olmak üzere 3 tipe ayrılır. Bu sınıflama sinir
lifinin kalınlığına göre yapılmıştır. A lifleri en kalın iken, C lifleri en incedir.
Akson çapı ne kadar fazla ise rezistans azalacağı için ileti hızı
o kadar artar. Bu nedenle A lifleri en hızlı, C lifleri ise en yavaştır. A lifleri kendi arasında alfa, beta, gama ve delta olmak
üzere 4 alt gruba ayrılmaktadır.
A- Alfa: İskelet kasına motor inervasyon götürür
A- Beta: Dokunma ve basınç duyusunu alır.
A- Gama: Kas iğciğine motor inervasyon götürür ve kas iğciğinin boyunu kısaltır. Böylelikle kas iğciğinin sensivitesini arttırır.
A- Delta: Hızlı ağrı (örnek: iğne batması), ve sıcaklık duyularını alır.
B lifleri: otonom sinir sistemindeki, pregangliyonik lifler bu
sınıftadır.
C lifleri: Myelinsiz ve incedirler. Bu nedenle çok yavaş ileti yaparlar. Yavaş (künt) ağrıyı alan ve otonom post-gangliyonik
lifler bu gruptandır.
Solunum yolu epitelinde goblet hücresi
16. Aşağıdakilerin hangisinin sitoplazmasında hiyalomer
bulunur?
A) Nötrofil lökosit B) Osteoklast
C) Trombosit
D) Eritrosit
E)Kondrosit
16 – C
Trombosit hücre zarı altında hyalomer denilen degranulasyon ve hareket sağlayan organeller bulunur.
Trombosit organelleri
5
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 38 - 3
Fiber Type Function
Fiber
Diamater
(µm)
ConSpike
Absolute
duction Duration Refractory
Velocity (ms)
Period (ms)
(m/s)
21. İletim hızı en yüksek olan kalp dokusu aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Sinoatr.yal düğüm
A
α
Proprioception; somatic
motor
12-20
70-120
β
Touch, pressure, motor
5-12
30-70
γ
Motor to
3-6
muscle spindles
15-30
δ
Pain, cold,
touch
2-5
12-30
B
Preganglionic
autonomic
<3
3-15
1.2
1.2
Dorsal root Pain, tempature, some
mechanoreception,
reflex responses
0.4-1.2
0.5-2
2
2
Sympathetic
0.3-1.3
0.7-2.3
2
2
0.4-0.5
B) Atriyum kasları
0.4-1
C) Atriyoventriküler düğüm
D) Purkinje lifleri
E) Ventrikül kasları
21 – D
İLETİM SİSTEMİ
Sinoatrial nodtan çıkan uyarı sayısını hormonlar, metabolik
olaylar ve otonom sinir sistemi etkiler. Sinoatrial nod sağ atriumda sulkus terminaliste yerleşmiştir.
C
Postganglionic sympatheitcs
Atrioventriküler nod interatrial septumda subendokardial
yerleşmiştir. Atrium ve ventriküller arasında elektriksel uyarının geçiş noktasıdır. O nedenle atriumlar ve ventriküller iki
ayrı sinsityum gibi düşünülebilir.
Atrioventriküler nod ileti geçişini geciktirir bu yolla atrium
sistolde iken ventriküllerin diastolde olması sağlanır. AV nod
ikinci en fazla uyarı oluşturma yeteneğine sahip yerdir. Kalpte iletinin en yavaş olduğu yer AV noddur.
19. Orta barsaktan gelişen organları besleyen damar aşağıdakilerden hangisidir?
AV nod his demeti olarak devam eder. His hüzmesi sol ve sağ
dal diye ayrılır.
A) Splenik arter
B) Turunkus çölyakus
Sağ ve sol dal ile ventriküle giden uyarı daha sonra purkinje
ile miyokard liflerine iletilir. Purkinje hücresi kalpteki en büyük hücrelerdir, en hızlı iletide bu hücrelerdedir.
C) İnferior mezenterik arter
D) Superior mezenterik arter
E) Hepatik arter
Uyarı endokardtan epikarda doğru ilerler. Kalpte repolarizasyon ise epikarddan endokarda ilerler.
19 – D
Ön barsak trunkus çöliakustan, orta barsak superior mezenterik arterden, son barsak inferior mezenterik arterden beslenir.
20. Aldosteron sodyum geri emilimini aşağıdaki bölgelerden hangisinde artırır?
22. Epidermiste derinin su geçirmezliğini sağlayan katman
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Proksimal kıvrıntılı tübülün düz parçası
B) Henle kulpunun çıkan ince parçası
C) Henle kulpunun inen ince parçası
B) Stratum spinozum
C) Stratum granülozum
D) Stratum lusidum
E) Stratum korneum
D) Distal kıvrıntılı tübüllerin son bölümü ve toplama
kanallarındaki esas hücreler
22 – C
E) Distal kıvrıntılı tübüllerin son bölümü ve toplama
kanallarındaki α-interkale hücreler
Stratum Granulosum
Poligonal hücrelerin oluşturduğu 3-5 tabakadan meydana gelmiştir. Sitoplazmalarında bol miktarda keratohyalin granüller
denilen yoğun bazofilik granüller bulunmaktadır. Epidermisin
granüler tabakasındaki hücrelerde stoplazmada lipid içerikli
lameller granüller bulunur. Bu lipid şeritleri yabancı maddelerin penetrasyon için geçit tıkayıcı etki oluşturur.
20 – D
Aldosteron
Na+ emilimi üzerine etkili olan temel hormondur. Distal tübül ve toplayıcı kanallardaki esas hücreler üzerine etkiyerek
Na-K ATP’az stimülasyonu yapar.
Aldesteron; sodyumu tutururken, potasyumu sekrete ettirir.
www.tusem.com.tr
A) Stratum bazale
6
Temel Bilimler / T 38 - 3
23. Kranyum içinde BOS basıncının artışına cevap olarak
arteryel kan basıncının yükselmesine ne ad verilir?
26. Suprakiazmatik nükleusun selektif harabiyetinde aşağıdakilerden hangisi görülür?
A) MSS iskemik cevabı
A) Hiperfaji
B) Cushing reaksiyonu
B)Hipertermi
C) Vazovagal senkop
C) Sirkadiyen ritimleri bozulması
D) Bainbridge refleksi
D)Poliüri
E) Otokontrol (sinirsel) düzenlenme
E) Ağrı duyusunun artması
26 – C
23 – B
Uyku ve uyanıklık siklusu (Diürnal ritm) hipotalamusta bulunan
suprakiazmatik çekirdek tarafından düzenlenmektedir. Suprakiazmatik çekirdek, gözden gelen optik (görme) sinirin üstünde
bulunur. Suprakiazmatik çekirdeğe iç saat adı (inner clock) verilir.
Cushing cevabında kafa içi basınç yükseldiğinde kan basıncı
yükselir, kalp hızı yavaşlar.
24. Böbrek plazma akımının ölçülmesinde hangisinden yararlanılır?
27. Aşağıdaki biyomoleküllerin hangisi membran yapısında bulunmaz?
A) Kreatinin klirensi
B) PAH klirensi
A) Kolesterol
B) Fosfolipid
C) İnsülin klirensi
C) Serbest yağ asidi
D) Glikosfingolipid
D) Sodyum klirensi
E)Protein
27 – C
E) Glukoz klirensi
Hücreyi sınırlayan yarı sıvı-mozaik modelinde bir yapıdır.
Membranda esas olarak fosfolipidler ve kolesterol bulunmaktadır. En çok bulunun fosfolipid, fosfatidilkolin (Lesitin)
dir. Ayrıca membranda proteinler bulunur. Membranın içine
gömülmüş proteinlere intrensek (integral), sadece bir yüzünde bulunanlara ise extrensek ( periferal) proteinler adı verilir.
Fosfolipid moleküllerin hidrofob (yüksüz) uçları birbirine, hidrofil (yüklü) yüzleri hücre iç ve dış yüzüne bakacak biçimde
düzenlenmiştir. Biyokimyasal markeri Na-K ATPazdır.
24 – B
Diodrast ve PAH klirensleride böbrek plazma ve kan akımını
gösterirler. PAH hem tam olarak glomeruler filtrasyona uğrar.
Hem de tam olarak tüplere sekrete edildiği için, PAH klirensi
renal plazma akımını gösterir.
25. Lenf düğümünün timus bağımlı bölgesi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Dış korteks
28. Aşağıdakilerden hangisinin lezyonu hemiballismusa
neden olur?
B) İç korteks (parakorteks)
C) Medullar kordonlarD) Medullar sinuslar
A) Subtalamik nükleus
B) Globus pallidus
E) Subkapsular sinus
C) Putamen
D) Nukleus ruber
25 – B
E) Substantia nigra
28 – A
Splenik arter dallanarak trabeküler arteri oluşturur. Trabeküler arter bağ dokuya girdiğinde çevresinde lenfoid kılıf döşer.
Buna PALS (Periarteril lenfatik kılıf) denir. PALS, T lenfositlerden zengindir.
Subtalamik nükleus lezyonunda ballismus olur. Tek taraflı
olursa lezyonun karşı tarafından olur ve buna hemiballismus
denir, irade dışı kasılmalardır.
Corpus striatum lezyonunda atetozis oluşur. Distoni ve Huntington koresi bu bölümle ilgili bozukluklardır. Huntington
koresinde striatumdaki kolinerjik ve GABA erjik liflerde dejenerasyon vardır.
Substantia nigra lezyonları parkinsona neden olur. Substantia nigradan, striatuma dopaminerjik lifler gitmektedir. Parkinson hastalığında nigrostriatal yolda dejenerasyon vardır.
Parkinson hastalığı rijidite, hipokinezi ve tremorla (hap yapar,
para sayar tipi) karakterizedir.
7
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 38 - 3
29. Aşağıdaki yapılardan hangisi düz kasın kasılmasında
yer almaz?
YAVAŞLATANLAR
Norepinefrin
A) Aktin
Arter, ventriküldeki baroreseptörlerde uyarılmanın artması
B)Miyozin
Nefes verme
C)Troponin
Hipotermi
D)Ca+2/ kalmodulin kompleksine bağımlı miyozin
kinaz
Trigeminal Sinirdeki ağrı liflerini uyarmak
Kafa içi basıncın artması
E)C+2 iyon kanalları
29 – C
DÜZ KASTA KONTRAKSİYON
31. Aşağıdaki damar yataklarından hangisinde meydana
gelen hipoksi vazokonstriksiyona yol açar?
Düz kasta sarkoplazmik retikulum az gelişmiştir. Bunun nedeni
düz kaslara kalsiyumun, voltaj bağımlı veya ligand bağımlı kalsiyum kanalından geçerek ekstrasellüer ortamdan alınmasıdır.
A)Koroner
B) Pulmoner
Düz kasta Troponin olmadığı için, hücre içine Ca++ girince
kalmoduline bağlanır. Kalsiyum kalmodulin kompleksi inaktif
durumdaki myozin hafif zincir kinazı (MLCK) aktive eder. Bu
enzimle myozin başı fosforillenir ve kasılma oluşur.
C)Serebral
D)Kas
E)Deri
Düz kasta gevşeme sırasında kalsiyum, ATP bağımlı ekstrasellüer ortama pompalanır. Kalsiyumun azalması ile myozin hafif
zinzir fosfatazı aktive olur ve myozin başını defosforile eder.
Düz kas gevşer.
31 –B
Akciğerde havalanmayan yere kan gitmemektedir. Bunun nedeni havalanmayan akciğer sahasında oksijen miktarı düşer
sonuç olarak hipoksiye pulmoner arterin verdiği cevap vazokonstruksiyondur. Böylelikle ölü boşluk perfüzyonu önlenmiş
olur. Böylelikle hava giden yere kan gitmiş olur.
Düz kaslarda mitokondri sayısı azdır. Metabolik ihtiyaçlarını
glikolizle karşılarlar. Düz kaslar kendileri aksiyon potansiyeli
geliştirebilirler.
Düz kas içinde kalsiyum azalsa bile aktin-myozin köprüleri kalmaya (latch fenomeni) devam eder. Bu olay ATP tasarrufu sağlar.
32. Yenidoğanların midesinde bulunan ve kalsiyum varlığında kazeini parakazeine dönüştüren enzim hangisidir?
30. Aşağıdakilerden hangisi kalp hızını arttıran faktörlerden biri değildir?
A) Hipoksi
B) Bainbridge refleksi
C) Soluk verme
D) Ateş
B) Rennin
C) Elastaz
D) Amilaz
E)Tripsin
32 – B
E) Tiroid hormonu
Rennin, sütteki kazeini parakazeine çeviren yenidoğanın midesinde bulunan enzimdir.
30 – C
Kalp Hızını etkileyen Faktörler
HIZLANDIRANLAR
Arter, ventriküldeki baroreseptörlerde uyarılmanın azalması
Atril strech reseptörlerin gerilmesi
Nefes alma
Ağrı
Hipoksi
Egzersiz
Adrenalin
Tiroid Hormonları
Ateş
Bainbridge reflex
www.tusem.com.tr
A) Pepsin
33. Aşağıdaki metabolik yollardan hangisi sırasıyla; mitokondri, sitoplazma ve mitokondride gerçekleşerek sonlanır?
A) Üre siklüsü B) TCA siklüsü
C) Yağ asidi sentezi
D) Yağ asidi oksidasyonu
E) Hem sentezi
8
Temel Bilimler / T 38 - 3
33 – E
36. pK değerleri 3.6, 13.0 ve 11.0 olan bir amino asitin izoelektrik noktası (pI) değeri nedir?
Yağ asitlerinin oksidasyonu ve TCA döngüsü tamamen mitokondride gerçekleşir. Mitokondri matriksinde gerçekleşen yağ asitlerinin beta-oksidasyonundan gelen elektronlar, iç mitokondri mebranında yerleşik olan ETZ enzimlerine aktarılır. Üre siklüsü ise
sitoplazma ve mitokondride gerçekleşirken hem sentezi sırasıyla
mitokondri, sitoplazma ve son olarak mitokondride gerçekleşir.
A)3.6
B)9.2
C) 11
D) 12
E) 13
36 – D
Asidik ve bazik amino asitlerin pI değerleri hesaplanırken, asidik bir amino asitin, asidik pK’ları toplanıp ikiye bölünürken,
bazik amino asitlerde bazik pK’lar toplanıp ikiye bölünür.
34. Hücre içi sıvıda bulunan başlıca anyon aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Klor
B) Fosfat
C) Bikarbonat
D) Potasyum
37. Fruktozun redüksiyonu sonucu hangi bileşik oluşur?
A) Glukuronik asit
B) Glukonik asit
C) Galaktitol
E) Magnezyum
D)Sorbitol
34 – B
E) Glukonat
Hücre dışı sıvıda başlıca katyon Na+ (140 mmol/L), başlıca anyon Cl - (100 mmol/L) dür. Hücre içi sıvıda ise başlıca katyon
K+ (140 mmol/L), başlıca anyon PO43 - (60 mmol/L) tır
37 – D
Fruktozun redüksiyonu sonucu poliol olan sorbitol ya da mannitol molekülü oluşur.
35. Transaminasyon reaksiyonlarında hangi vitamin rol oynar?
A) B12 vitamini
B) Tetrahidrofolat
C) Piridoksal fosfat D) Tiamin
E) Biotin
35 – C
Transaminasyon reaksiyonları bir amino grubunun, bir aminoasitten, bir alfa-keto asite transferidir. Bu reaksiyon sonucu
aminoasit, alfa-ketoasite dönüşürken alfa-keto asit de alfaamino asite çevrilir. Transaminasyon reaksiyonlarında kofaktör vitamin B6’nın aktif formu olan pridoksal fosfattır (PLP).
38. Glikolizde ilk ATP sentezinin gerçekleştiği (substrat düzeyinde fosforilasyon noktası) reaksiyon aşağıdakilerden hangisidir?
A) Fosfofruktokinaz 1
B) Fosfogliserat kinaz
C) Piruvat kinaz
D) Fosfoglukomutaz
E) Gliseraldehid 3-fosfat dehidrogenaz
38 – B
Glikolizde ilk ATP sentezinin gerçekleştiği (substrat düzeyinde
fosforilasyon noktası) fosfogliserat kinaz enzimidir.
9
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 38 - 3
40. Elektron transport zincirinde aşağıdaki yapılardan hangisi mobil (hareketli) elemandır?
A) NADH dehidrogenaz
B) Koenzim Q
C) Süksinat dehidrogenaz
D) Sitokrom b ve c komplleksi
E) Sitokrom oksidaz
40 – B
Ubikinon (koenzim Q) mitokondride aerobik ortamda okside
kinon ve anaerobik ortamda redükte kinol şeklinde bulunur.
Koenzim Q’nin yapısı K ve E vitaminlerine çok benzer. Tüm
bu bileşikler poliizoprenoid yan zinciri içerir. Koenzim Q, solunum zincirinin hareketli bir bileşenidir. Sabit flavoprotein
komplekslerden indirgeyici eşdeğerleri sitokromlara aktarır.
41. İskelet kası mitokondrisinde 1 mol pirüvat’ın asetil KoA’nın
dönüşümü sırasında kazanılan net ATP miktarı nedir?
A) 1,5 mol ATP
B) 2 mol ATP
C) 2,5 mol ATP
D) 3 mol ATP
E) 5 mol ATP
41 – C
Mitokondride bulunan 1 mol pirüvat, pirüvat dehidrogenaz
enzimi aracılığı ile 1 mol asetil-KoA’ya dönüşürken, 1 mol redükte NADH+H oluşur. Bu yapı da mitokondride oluştuğu için
direkt olarak kompleks 1 den ETZ’ye girmekte ve 2,5 ATP değerinde enerji oluşturmaktadır.
39. Karaciğerde insülin varlığında fosfofruktokinaz 2 enziminin ürünü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sitrat B) Fruktoz 6-fosfat
C) Fruktoz 2-6 bifosfat
D)AMP
E) İnsülin
39 – C
Karaciğerde insülin varlığında fosfofruktokinaz 2 enziminin
ürünü, fruktoz 2,6-bifosfattır.
42. İskelet kası sitoplazmasında glikoliz sırasında oluşan
redükte NADH’nın mitokondri içine girişi hangi mekanizma ile gerçekleştirilir?
A) Gliserol 3-fosfat mekik sistemi
B) Sodyuma bağımlı sekonder aktif transport
C) Malat aspartat mekik sistemi
D) Aktif transport
E) Kolaylaştırılmış difüzyon
www.tusem.com.tr
10
Temel Bilimler / T 38 - 3
45. Glikolipidlerin prekürsörü aşağıdakilerden hangisidir?
42 – A
Glikolizde gliseraldehid 3-fosfat dehidrogenaz reaksiyonu ile
üretilen redükte NADH, farklı dokularda iki farklı mekik sistemi aracılığı ile aktarılır. Bunlar, malat-aspartat ve gliserofosfat
şantlarıdır. Soruda iskelet kası dendiği için bu dokuda Gliserol
3-fosfat mekik sistemi vardır.
B) Hyaluronik asit
C) Sialik asit
D) Heparan sülfat
B) Fosfatidik asit
C) Seramid
D)Serebrozid
E) Gangliozid
45 – C
Sfingolipidler sfingozin ve yağ asitinden oluşan seramidden
köken alırlar. Seramid fosfatidilkolinden fosfokolin alır ve sfingomiyelin oluşur. Seramid ayrıca karbonhidratlarla birleşir ve
glikolipidler (glikoserebrozidler) ve gangliozidler oluşur.
43. Aşağıda verilen yapılardan hangisinin lizozomlarda birikimi mukopolisakkaridoz hastalıklarından birini oluşturmaz?
A) Kondrotin sülfat
A) Gliserol
E)Heparin
43 – C
Glikozaminoglikanlar; (önceleri mukopolisakkaridler olarak
adlandırılıyordu), proteoglikanların uzun, lineer polisakkarid zincirleridir. Başlıcaları; Kondrotin sülfat, Hyaluronik asit,
Heparan sülfat, Heparin, Keratan sülfat ve Dermatan sülfattır.
Hücreler tarafından sentezlenip sekrete edilirler. Bu yapılar
yıprandığında, hücreler tarafından endositoz yoluyla alınırlar
ve lizozomal enzimler tarafından yıkılırlar. Bu lizozomal enzimlerdeki herhangi bir yetersizlik bir mukopolisakkaridozla (örn.
Hurler veya Hunter sendromu) sonuçlanır.
46. Hormona duyarlı lipaz, aşağıdakilerden hangisinin yüksekliğinde inhibe olur olur?
A) cAMP
B) AMP
C) İnsülin
D) Epinefrin
E) G proteinlerinin alfa subüniti
44. Asağıdakilerden hangisi esansiyel bir yağ asitidir?
A) Palmitooleik asit
B) Stearik asit
46 – C
C) Linolenik asit
D) Oleik asit
Yağ dokusundaki hormona duyarlı lipaz, glukagon tarafından
cAMP aracılığı ile aktive edilir. İnsülin, fosfodiesterazı aktive
derek cAMP yi parçalar ve yıkım reaksiyonları inhibe edilir.
E) Palmitik asit
44 – C
Organizmamızda esansiyel yağ asitleri 2 ya da daha fazla çift
bağ içeren yağ asitleridir.
Doymuş (satüre) yağ asitleri (çift bağ içermezler): Stearik asit,
palmitik asit.
Doymamış yağ asitleri (ansature): Taşıdıkları çift bağ sayisina
gore ayrılırlar:
Monoansatüre yağ asitleri tek çift bağ içerirler. Örnekler;
Palmitoleik asit (C16 :1:9; (∆9),
Oleik asit C18:1:9; (∆9); en sik rastlanan doymamış yağ asitleridir.
2. Poliansatre yağ asitleri: Birden fazla sayıda çift bağ içerirler.
Örnekler;
Linoleik asit (dienoik;iki çift bağ) C18:2:9,12; (∆9-12):
Linolenik asit (trienoik asitler; üç çift bağ): C18:3:6,9,12; (∆69-12)
Araşidonik asit (Tetra-enoik asitler; 4 çift bağ)C20:4: 5,8,11,14;
(∆5-8-11-14)
47. Aşağıdaki enzimlerden hangisi kofaktör olarak NAD+
veya NADP+’yi kullanabilir?
A) Glutamat dehidrogenaz
B) Amino asit oksidaz
C) Glukoz 6-fosfat dehidrogenaz
D) Glutamin sentaz
E) Glutaminaz
47 – A
Birçok amino asitin a-amino grubu transaminasyonla
a-ketoglutarata aktarılarak glutamat oluşur. Bu nitrojen,
amonyak halinde NAD+ veya NADP+’yi aynı anda kullanabilen
bir enzim olan glutamat dehidrogenaz tarafından katalizlenen
bir reaksiyonla serbestleşir. Karaciğer glutamat dehidrogenaz
aktivitesi ATP, GTP ve NADH tarafından allosterik olarak inhibe
olurken ADP enzimin aktivatörüdür.
11
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 38 - 3
50. Ökaryotik canlılardaki DNA sentezinde (replikasyonda)
mitokondrial DNA sentezini gerçekleştiren DNA polimeraz hangisidir?
A) DNA polimerazα
B) DNA polimerazδ
C) DNA polimerazβ
D) DNA polimerazε
E) DNA polimeraz γ
50 – E
DNA sentezini DNA polimerazlar katalizler. Prokaryotlarda üç
adet DNA polimeraz vardır: pol- I, pol-II ve pol-III. Pol-III öncü
sarmalın, Pol-I seken sarmalın sentezinde ve pol-II ise tamirde rol oynar. Ökaryotlarda beş adet DNA polimeraz bulunur:
Bunlar ve fonksiyonları:
DNA polimeraz– α: seken sarmal
DNA polimeraz–δ: öncü sarmal
DNA polimeraz- β: tamir
DNA polimeraz–ε: tamir
DNA polimeraz- γ: Mitokondrial DNA sentezini gerçekleştirirler.
48. De Novo pürin biyosentezinin hücresel lokalizasyonu
ve bu sentezde oluşan ilk intakt pürin nükleotidi hangisidir?
LOKALİZASYON
İLK OLUŞAN
A)Sitoplazma
AMP
B)Mitokondria
GMP
C) Peroksizom
Ksantinmonofosfat
D) Sitoplazma
IMP
E)Sitoplazma
UMP
51. Sitoplazmik karbamoil fosfat sentetaz enzimi için aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
48 – D
A) Pirimidin biyosentezine katılır
Yeniden pürin sentezi esnasında üretilen ilk nükleotid inozin
monofosfattır.
B) N-Asetilglutamat tarafından aktive edilir
C) Üre sentezinde yer alır
D) Azot kaynağı olarak serbest amonyağı kullanır
E) Ornitin tarafından aktive edilir.
51 – A
Sitoplazmik karbamoil fosfat sentetaz enzimi pirimidin sentezinin kontrol enzimidir.
49. Aşağıdakİ hormonlardan hangisi glikoprotein yapıda
değildir?
A)Aldosteron
B)TSH
C) LH
D)FSH
E)HCG
49 – A
TSH, LH, FSH ve hCG birbirine yapısal olarak çok benzeyen glikoprotein yapıda hormonlardır. Adenilil siklazı aktive ederek hücre içi
etkilere yol açarlar. Aldosteron ise steroid yapılı hormonur.
www.tusem.com.tr
Hücredeki yeri
12
KPS I
KPS II
Mitokondri
Sitozol
Metabolik yol
Üre siklüsü
Pirimidin sentezi
Azot kaynağı
Amonyak
Glutamin gama-amid grubu
Temel Bilimler / T 38 - 3
52. HDL’de bulunan ve kolesterolü kolesterol esteri haline
çeviren enzim aşağıdakilerden hangisidir?
A)LCAT
B)ACAT
C) CETP
D)HTGL
54. Bir molekül palmitik asit sentezleninceye kadar, direkt
olarak yağ asiti sentaz sistemine giren asetil KoA ve
harcanan NADPH+H+ sayısı nedir?
E)LPL
52 – A
ACAT (Açil kolesterol açiltransferaz): Hücre içinde bulunan kolesterol moleküllerine yağ asiti transferini gerçekleştirip onları
kolesterol esterine çeviren enzimdir. LCAT’ın yaptığı işi perifer
hücrelerde gerçekleştiren enzimdir. LCAT (Lesitin kolesterol
açiltransferaz): HDL üzerinde bulunur ve perifer hücrelerden
alınan ve membrana yerleşmiş olan kolesterol moleküllerine
yağ asiti transferini gerçekleştirip onları kolesterol esterine
çeviren ve HDL içine yönlenmesini sağlayan enzimdir. CETP
(Kolesterol ester transfer protein): HDL molekülünün tamamen kolesterol esterleri ile dolduğunda ve HDL 2 oluştuğunda, bu artan kolesterol içeriğinin en yakındaki lipoproteine
aktarılmasından sorumlu olan enzimdir. HTGL (Hepatiktriaçilgliserollipaz): Lipoproteinlipazla aynı fonksiyonu gören ancak hepatik kan dolaşımında yer alan damarların endoteline
tutunan enzimdir. LPL (Lipoproteinlipaz): Damar endotelineheparan sülfatla bağlı olan ve dolaşımdaki şilomikronlar ile
VLDL’lerin içindeki TAG’leri parçalayan enzimdir.
B)Glikoproteinler
C) Kreatin
D) Seratonin
Harcanan NADPH+H+
A) 1 mol
7 mol
B) 1 mol
14mol
C) 7 mol
14 mol
D) 14 mol
7 mol
E) 14 mol
14 mol
54 – B
Bir molekül palmitik asit sentezleninceye kadar yağ asiti sentaz sistemine direkt katılan astil KoA molekül sayısı 1’dir. Harcanan NADPH+H+ molekül sayısı ise 14 mol’dür. NADPH+H+
molekülleri, çift bağların doyrulmasında harcanmaktadır.
53. Aşağıdaki bileşiklerden hangisi amino asitlerden köken
almaz?
A)T3-T4
Asetil KoA sayısı
55. Treponema pallidum türleri tarafından oluşturulmayan
klinik tablo aşağıdakilerden hangisidir?
E) Fosfotidil etanolamin
A) Konjenital Sifiliz B) Yaws
C) Bejel D) Pinta
E) Lenfogranuloma venereum
53 – E
55 – E
Lenfogranuloma venereum etkeni Chlamydia trachomatis’in
L1-L3 serotipleri olup, ağrısız genital ülser ve lenfadenopatiye
neden olur. Treponema pallidum konjenital sifilize ,Treponema pallidum’un subtipleri ise Yaws, Bejel ve Pinta klinik tablolarına neden olabilir.
Bejel, Pinta ve Yaws endemik treponematozlar olarak isimlendirilir, vücüt teması ile bulaşan kronik, tropikal, nonveneriyal
spiroket hastalılarıdır.Bejel’in semptomları mukoz membran
ve deri lezyonlarını takiben deri ve kemikte gomlar görülebilir. Yaws periostitis ve deri lezyonlarına neden olur. Pinta da
ise lezyonlar deri ile sınırlıdır. Tanıları klinik ve epidemiyolojik
bulgularla konur. Tedavilerinde ilk tercih antibiyotik sifilizde
olduğu gibi penisilindir.
Treponema pallidum sub tip endemicum Bejel, sub tip pertenue Yaws, subtip carateum Pinta’ya nende olur. Morfolojik ola-
Seçeneklerde verilen bileşikler:
T3-T4: Fenilalanin ve tirozinden
Glikoproteinler: Seramid türevidirler. Seramid, sfingozine yağ
asidi ilavesi ile oluşur. Sfingozin yapısı ise serin ve palmitik asidin birleşmesi ile oluşur.
Kreatin: Glisin, arginin ve SAM’den sentezlenir. Glisin böbrekte, argininle birleşerek ornitin ve guanidinoasetat oluşur.
Guanidinoasetat, karaciğerde SAM tarafından metillenir ve
kreatin oluşur.
Seratonin: Triptofandan sentezlenir.
Fosfotidil etanolamin: Fosfoaçilgliserol olup fosfotidik asite
etanolaminin ilavesi ile oluşur.
13
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 38 - 3
57. Chlamydia trachomatis aşağıdaki klinik tablolardan
hangisine neden olmaz?
rak ve serolojik testlerle sifiliz etkeni olan Treponema pallidum
sub tip pallidum’dan ayrılırlar. Bu subtipler belirli coğrafi bölgelerde sık görülürler, sifiliz etkeni subtip pallidum gibi kan yoluyla
ve transplasental yolla (anneden bebeğe) bulaşmazlar.
A) Trahom ve körlük
B) Nongonokoksik üretrit
C) İnklüzyonlu konjonktiviti
D) Yeni doğan pnömonisi
56. Bakteri-virülans faktörü eşleştirmesinde hangisi yanlıştır?
Bakteri
E) Soğuk aglütinasyon testi pozitif pnömoni
Virülans faktörü
57 – E
A) Bordetella pertusisTrakeal sitotoksin, dermonekrotik faktör, adenilat
siklaz toksini
Soğuk aglütinasyon testinin pozitif olduğu (eritrositlerdeki İ
antijenine karşı IgM tipi antikorlar) atipik pnömoni tablosuna Mycoplasma pneumoniae neden olur.Bu bakteri primer
atipik pnömoni etkenidir. Chlamydia trachomatis bu klinik
tabloya neden olmaz, seçeneklerdeki diğer klinik tablolara
neden olabilir. Trahomk göz konjunktivasını kaplayan yaygın
folliküler tarzda konjuktuvit ve skar oluşumuyla karakterize olur. Zamanla kornea ülserasyonları ve pannus denilen
lezyonla körlük oluşur. Granüler konjuktivit adıylada bilinen
trahom,özellikle gelişmekte olan ülkelerde ciddi bir sağlık sorunudur. Kişinin göz ve burun salgılarıyla,direkt temas sonucu, hastanın salgılarıyla kontamine olmuş eşyalar , kıyafetler,
havlular gibi araçlarla ve karasinekler aracılığıyla bulaşabilir.
B) Streptococcus agalactiaeSiyalik asitten zengin polisakkarit kapsül ve por oluşturan toksin
C) E.coli
Kapsül ve P pilus
D) Listeria monocytogenesSüperantijen yapıda ekzotoksin
E) Yersinia pestisV-W proteini ve protein yapıda kapsül
56 – D
Listeria monocytogenes’in Listeriolizin O isimli enzimi sitotoksin yapıda bir ekzotoksin olup hücre membranı fonksiyonunu bozar. Bakteri bu enzimi ile fagozom-lizozom membranını
eriterek sitoplazmada çoğalabilir.Diğer seçeneklerde yer alan
eşleştirmeler doğrudur.
Bakteriler ve önemli virülans faktörleri Tablo’da gösterilmiştir.
Tablo. Bazı bakterilerin en önemli virulans faktörleri
Bakteri
En Önemli Virulans Faktörü
Aşı
Staphylococcus aureus
A proteini
Yok
Streptococcus pyogenes (A
grubu streptokok)
M proteini, hyalüronik asit
yapıda kapsül
Yok
Streptococcus agalactiae (B
grubu streptokok)
Siyalik asit yapıda kapsül,por
oluşturan toksin
-Gram pozitif kok
58. Aşağıdakilerden hangisi Staphylococcus aureus’un
ürettiği toksinlerinden değildir?
-Gram pozitif diplokok
Polisakkarit kapsül
Var
A) Pirojenik ekzotoksin (Eritrojenik toksin)
Bacillus antracis
Polipeptid kapsül (poly- D
glutamik asit)
Yok
B) Sitolitik ya da membran eritici toksinler (alfa, beta,
delta, gama, lökosidin)
Listeria monocytogenes
Listeriolizin O (Sitotoksin
özellikte)
Streptococcus pneumoniae
-Gram pozitif sporlu basil
C) Enterotoksin
D) Eksfoliatif toksin (epidermolitik toksin)
-Gram negatif diplokok
Polisakkarit kapsül
Var
Haemophilus ifluenzae tip- b Polisakkarit kapsül
Var
Klebsiella pneumoniae
Polisakkarit kapsül
Yok
Salmonella typhi
Polisakkarit kapsül
Var
Üropatojen Escherichia coli
P Pili
Yok
Menenjit yapan E. coli
K1 Kapsül
Yok
Yersinea pestis
V W proteinleri, protein yapıda
kapsül
Yok
Neisseria meningitidis
E) Panton-Valentin lökosidin toksini
-Gram negatif basil
www.tusem.com.tr
58 – A
Pirojenik ekzotoksin (Eritrojenik toksin) Streptococcus pyojenes tarafından üretilir. Diğer seçeneklerdeki toksinler Staphylococcus aureus’un toksinleridir.
S.aureus’un önemli antijenik yapıları, enzim ve toksinleri
Tablo’da gösterilmiştir.
14
Temel Bilimler / T 38 - 3
Tablo. S.aureus’un önemli antijenik yapıları, enzim ve toksinleri
Faktör
primer konaktır. Riketsiyalar Gram negatif yapıda, pleomorfik,
hareketsizdir. Fakültatif intrasellüler (monosit ve makrofajların
içerisinde yerleşen) değil zorunlu intrasellüler yerleşim gösterir.
Riketsiyalar temel lezyon olaraktan vaskülüte neden olur. Riketsiyalar tetrasiklin grubu antibiyotiklere duyarlıdır.
Biyolojik aktivite
Yüzeyel yapıları
Kapsül
Antifagositiktir.
Protein A
Temel virülans faktörüdür. IgG’nin Fc kısmına
bağlandığından komplemanın bağlanmasını,
opsonizasyonu ve ADCC’yi engeller.
Lipoteikoikasit ve teikoik
asit
Tür spesifiktir ve adheransı (tutunma) sağlar.
Mukozal yüzeyler ve dokularda bulunan
fibronektin reseptörlerine tutunur.
Peptidoglikan
Zayıf endotoksin benzeri etki gösterir.
60. Sitokrom oksidaz enzimi bulunduran hareketli mikroorganizma aşağıdakilerden hangisidir?
Enzimleri
Katalaz
Fagositler tarafından öldürülmeyi engeller.
Hidrojen peroksiti, oksijen ve suya çevirir.
Koagulaz (clumping factor)
Fibrinojeni fibrine çevirir. Staf absesinin etrafı
bir fibrin ağıyla örtülüdür.
Stafilokinaz
Pıhtıyı eritir
Yıkıcı enzimler
(hyalüronidaz, lipaz,
DNAase ve fibrinolizin)
Doku hasarı ve bakterinin yayılmasını sağlar
Penisilinaz (betalaktamaz)
%90’ında var ve plazmidle kodlanır.
Betalaktam halkasını parçalar.
Bu toksinler genellikle membranda delik
açarak doku hasarına neden olurlar.
Özelliklepanton valentin toksini toplumdan
kazanılmış MRSA suşlarının nekrotik
lezyonlardan sorumludur.
Enterotoksin (A- E, G ve I)
Isıya direçli bir süper antijendir ve besin
zehirlenmesine neden olur.
Ayrıca Enterotoksin B pseudomembranöz
enterokolit yapar.
Eksfoliyatif toksin (A, B)
Bir serin proteazdır. Epidermisteki hücre
bağlantılarına (desmozom) etki ederek
haşlanmış deri sendromuna neden olur.
Toksin A (HST) kromozom ve toksin B (HLT)
plazmidle kodlanır.
TSST- 1 (enterotoksin F)
Süper antijendir. Toksik şok sendromuna
neden olur.
B) Salmonella
C) Pseudomonas D) Klebsiella
E) Citrobacter
60 – C
Pseudomonas, Vibrio cholarea, Camplobacter jejuni, Helicobacter pylori hareketli, oksidaz (sitokrom oksidaz) pozitif
Gram negatif bakterilerdir.
Diğer seçeneklerde yer alan bakteriler Enterobactericea ailesi
üyesi olup hepsi oksidaz negatif, katalaz pozitif, fakültatif anaerob Gram negatif basillerdir.
Oksidaz testi, sitokrom oksidaz enzimi üretiminin gösterilmesine dayanır. Bazı bakteriler, demir içeren bir hemoprotein
olan sitokrom oksidaz veya indofenol oksidaza sahiptirler. Bu
enzimler NADH gibi verici bileşiklerden bir elektron alıcısına
(genellikle oksijene) elektron taşınmasını katalize ederler.
Sitokrom sistemi sadece, nihai hidrojen alıcısı olarak oksijeni
kullanma yetisine sahip olan aerob organizmalarda mevcuttur. Bu metabolizmanın son ürünü su veya katalaz ile yıkılmış
hidrojen peroksittir Oksidaz pozitif gram negatiflerin hatalı
tanımlanmasını önlemek için tüm Gram negatif çomaklara oksidaz testi yapılmalıdır.
Bütün Enterobacteriaceae üyeleri oksidaz negatiftir. Aeromonas, Pseudomonas, Neisseria, Moraxella, Campylobacter,
Pasteurella ve Vibrio kökenleri ise oksidaz pozitiftir
Toksinleri
Sitotoksin (α, β, δ, γ
veLökosidin- panton
valentin)
A) Enterobacter 59. Riketsialar ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Canlı hücre içinde bölünerek çoğalırlar.
B) Riketsiya ailesi paraziter ya da mutuallik şekilde yaşamanı sürdürür
61. Aşağıdaki bakterilerden hangisi infeksiyon patogenezi
açısından yüzey antijenlerinin yapısını değiştirerek bağışık yanıttan kaçabilir?
C) Gram negatif, pleomorfik yapıda, hareketli, fakültatif intraselüler bir bakteridir.
D) Hayatlarının bir bölümünü eklem bacaklılarda geçirirler
A) Mycobacteria tuberculosis
B) Legionella pneumophiliae
E) Tetrasiklinlere duyarlıdırlar
C) Chlamydia trachomatis
59 – C
D) Borrelia recurrentis
Riketsiyalar, canlı hücre içinde (doku, hücre kültürü) bölünerek
çoğalmaları, eklem bacaklılarda (artropotlar) hayatlarının mutlak bir bölümünü geçirmeleri önemli karakteristik özellikleridir.
Omurgasız konaklar hem rezervuar, hem de taşıyıcı olarak bakterinin hayatında rol alırlar. Riketsiya ailesi paraziter ya da mutuallik hayat tarzını benimserler. Artopotlar ise sıklıkla vektör veya
E) Klebsiella pneumoniae
61 – D
Borrelia recurentis, Neisseria gonorrheae, parazitlerden
Trypanosoma türleri ve influenzae virüsü de antijenik yapısını
değiştirerekten immun sistemden kaçabilir.
15
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 38 - 3
Tablo. Gram negatif diplokokların özellikleri
Tablo. Mikroorganizmaların immün sistemden kaçış mekanizmaları
Ekstrasellüler Bakteriler
Antijenik değişiklik
N. gonorhea (pili), E. coli (pili), S.
typhimurium,Borrelia recurrentis
Kompleman aktivasyonunun
inhibisyonu
Bir çok bakteri içerdikleri siyalik
asit rezidüleri vasıtasıyla protein H’a
bağlanarak alternatif kompleman
yolunu inhibe eder
Fagositozise direnç
Pnömokok
Reaktif oksijenin
uzaklaştırılması
Katalaz pozitif stafilokoklar
Gram negatif
diplokoklar
Reaktif oksijenin
uzaklaştırılması
M. lepra
Fagozom membranının yıkımı
L. monocytogenez (hemolizin
proteini)
Parazitler
Antijenik değişiklik
Neisseria
gonorrhae
-
Moraxiella
(Branhamella)
catarrhalis
-
DNAse
Beta
laktamaz
Tedavi
-
Yok
Penisilin
-
Bazen
Seftriakson
Çoğunlukla
Amoksisilin
klavulonik
a.
63. Mikobakteriler ve yaptığı hastalık eşleştirmesinde hangisi yanlıştır?
Koruyuculukta özellikle hücresel immünite rol oynar. Hücresel immün
yetmezlikte (Ör: AIDS) inrasellüler bakteriyel enfeksiyonları artar. Özellikle
L. monocytogenez ve M. tuberculozis. Bu olayda rol alan temel sitokinler
IL-12 ve INF-γ’dır.
M. tuberculozis, L. pneumophila ve
C. trachomatis
Glukoz Maltoz
Neisseria
meningitidis
İntrasellüler Bakteriler
Fagozom- lizozom füzyonunun
inhibisyonu
Fermentasyon
Trypanosoma, Plasmodium, Babesia
ve Giardia
62. Santral sinir sistemi enfeksiyonu, bakteriyemi, purpura
fulminans ve Waterhouse-Friderickson sendromuna neden olan pigment yapmayan glukoz ve maltozu parçalayan Gram negatif diplokok aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mycobacterium
marinum
Yüzme havuzu granülomu
B) Mycobacterium xenopi
astanelerde su kaynaklı
H
sağlınlar
C) Mycobacterium scrofulaceum
AIDS’li hastalarda en
sık görülen mikobakteri
enfeksiyonu
D) Mycobacterium avium
intracellulare
CD4 T lenfosit sayısı
100’ün altındaki AIDS
hastalarında fırsatçı
enfeksiyon
E) Mycobacterium fortuitum ve M. Chelonae
Kapak protezi olanlarda
subkutan apse
63 – C
C) Moraxella (Branhamella) catarrhalis
Mycobacterium scrofulaceum 2-5 yaş arasındaki çocuklarda
servikal granülomatöz lenfadenite neden olur. AIDS’li hastalarda ABD’de en sık görülen mikobakteri enfeksiyonu Mycobacterium avium intrasellülalere iken, ülkemizde en sık görülen mikobakteri enfeksiyonu Mycobacterium tuberculosis’dir. Diğer
eşleştirmeler doğrudur. Mikobakteri türleri, önemli özellikleri
ve neden oldukları hastalıklar Tablo’da gösterilmiştir.
D) N. sicca
Tablo. Mikobakterilerde Runyon sınıflaması
A) Neisseria gonorrhoeae
B) N.meningitidis
E) N.subflava
62 – B
Soruda Neisseria meningitidis ve neden olduğu klinik tablolar
tanımlanmaktadır.
Gruplara örnek
Önemli Özellik
1. Fotokromojen
(Işık varlığında
pigment)
M. marinum (30
o
C’de)
Yüzme havuzu granülomu
etkeni
M. kansasii
2. Skotokromojen M. scrofulaceum
(Işık varlığında
ve karanlıkta
M. xenopi (42 oC’de)
pigment)
Klinik materyalden ilk izolasyon esnasında düşük oksijen basıncı ve %10 CO2 varlığı N. meningitidis ve N. gonorrhoeae’nin
üremesini aktive eder.
3. Nonkromojen
(Pigment oluşturmaz)
Grubun bazı üyeleri katı ortamda sarı-yeşil pigment yapar ( N.
canis e açık-sarı pigment yapar)
M. fortuitum ve
4. Hızlı üreme
M. chelonae
(< 7 gün)
(NONKROMOJEN)
M. smegmatis
N.meningitidis glukoz ve maltozu fermente eder. Pigment
oluşturmaz.
16
Çocuklarda grananülomatözservikal LAP’ın en sık etkenidir
Sıcak su taklarından kaynaklanan hastane enfeksiyonları
M. avium intracellula- AIDS hastalarında CD4 T lenre kompleks (MAC) ve fosit < 100 MAC sıklığı artar
M . tuberculosis
M.haemophilum
Neisseria sicca, N.subflava, N.mucosa spp. sağlıklı kişilerde
nazofarenkten izole edilebilir.
www.tusem.com.tr
Runyon sınıflaması
Ciltte nodül (granülom) oluşturur. 30 C’de ve demir varlığında ürer (çukulatalı agar).
Özellikle kapak ve kalça protezi olanlarda subkutan apseye
neden olur.
Sünnet derisinde bulunur
Temel Bilimler / T 38 - 3
64. Aşağıdaki etken mantar klinik tablo eşleşmelerinden
hangisi yanlıştır?
A) Sporothrix schenckii
Sporotrikoz
B) Malessesia furfur
Pitriyazis (Tinea) versicolar ve seboreik dermatit
C) Candida albicans
Kutanöz mantar enfeksiyonu veya invaziv
kandidiyazis
D) Trichophyton
mentagrophytes
Deri, tırnak ve saçlı deri
enfeksiyonu
E) Penicilium marneffei
Sistemik mikoz
Tablo. Antifungal ilaçlar, etki mekanizmaları ve önemli özellikleri
İlaç
64 – E
Etki Mekanizması
*Dermatofitenfeksiyonlarının tedavisinde kullanılmaz.Amfoterisin
B en geniş spekturumluantifungal
olmasına rağmen oldukça NEFROTOKSİK (akut tubuler nekroz) bir
ilaç olduğundan sadece şiddetli
fungalenfeksiyonların tedavisinde kullanılır.
Nistatin gebelik döneminde uygulanabilir.Gebelik kategorisi B
grubunda yer alır.
Azoller
Flukonazol
Vorikonazol
Ketakonazol
Itrakonazol
vb.
Sitokrom p450 bağımlı bir enzim olan
14- α- demetilazıinhibe
ederek lanosterolden
* ergosterol sentezini
inhibe eder.
BOS’a en iyi geçen azol
flukonazol’dür. *Candidakrusei,
*Aspergillus,Zygomycetes ve Fusariumflukonazole
dirençlidir.
Flukonazol hamilelerde kullanılmaz. VorikonazolBOS’a iyi geçer ve
primerendikasyonuinvazifaspergillozistir. İtrakonazolün kapsülünün çözünmesi için asit Ph gerekir
bu nedenle H2 bloker, anti asit ve
PPİ ile kullanılmaz. En toksik olan
ketakonazoldür. Antiandrojenik
etki, adrenal süpresyonu, karaciğer disfonksiyonuna neden olur.
Zygomycetes tedavisinde kullanılabilen azol posakonazol’dur.
Ekinokandinler
Kaspafungin
Mikafungin
Anidulafungin
Beta glukan sentezini
engelleyerek
hücre
duvarı sentezini inhibe
eder.
Sadece parenteral kullanılır.
*Candida’yafungusidal etkili olduğundan flukonazole dirençli
kandidaenfeksiyonlarının tedavisinde kullanılır. Aspergillusa karşı
fungustatik etkilidir.
N ü k l e o s i d Nükleik asit (DNA ve
Analoğu
RNA) sentezini inhibe
Flusitozin
eder
(5- Fulorositozin)
BOS’a en iyi geçen antifungaldir.
Candida ve C. neoformansa etkilidir.Aspergillus, dimorfik mantarlar, Fusarium ve Zygomyces’e
etkisizdir.
Kemik
iliğine
toksiktir(Zidovudin ve gansiklovir
gibi).
Penicilium marneffei immunsupresif hastalarda fırsatçı mikoza neden olan termal dimorfik (25 C’de doğada saprofit (küf),
37 C’de dokularda patojen olan maya formunda buluna mantarlar) mantardır. Bazı dimorfik mantarlar ve önemli özellikleri
Tablo’da gösterilmiştir.
Tablo. Dimorfik mantarlar
Dimorfik Mantarlar
Grup
Tedavi
Histoplasmacapsulatum
Blastomycesdermatidis
Paracoccoidesbrasiliensis
Coccidiodesimmitis
Sistemik
mikoz
Sporothrix schenckii
Deri altı
mikozu
Penicillium marneffei
Fırsatçı
mikoz
Dimorfik mantarların tedavide
ilk tercihitrakonazol’dür.
Şiddetli enfeksiyonlarda
Amfoterisin B deoksikolat
kullanılır. Sporothrix’in deri
enfeksiyonlarının tedavisinde
potasyum iyodürlü oral damla
kullanılır. Paracoccoides’in
tedavisinde sülfonamidler
kullanılabilir fakat etkinlği
azollerden daha düşüktür.
Etkinlik
P o l i y e n l e r Ergosterole bağlanaAmfoterisin B rak por oluşturur ve
Nistatin
membrandaoksidatif
hasar gelişimine neden
olur.
Griseofulvin
Mikrotubullerle etki- Sadece dermatofitenfeksiyonlaleşime girerek mitozu rının tedavisinde kullanılan oral ve
inhibe eder
topikal formları var. Onikomikoz
tedavisinde kullanılmaz. Teratojen
ve karsinojendir. P450 ve warfarin
metabolizmasını arttırır.
Alilaminler *Sequalenepoksidazı- Terbinafin günümüzde dermatofi(Terbinafin) inhibe ederek ergosi- tenfeksiyonlarının tedavisinde en
ve Tiokarba- terol sentezini engeller sık kullanılan ilaçtır. Alilaminlerin
mat (Tolnaforal ve topikal preparatları var.
tat)
Tolnaftat’ın sadece topikal preparatı vardır.
65. Poliyen grubunda yer alan, sistemik emilimi olmayan,
gebelik döneminde kullanılabilen antifungal ilaç aşağıdakilerden hangisidir?
A) Nikkomisin B) Flukonazol
C) Lipozomal amfoterisin B
D) Nistatin
E) Flusitozin
65 – D
Nistatis ve amfoterisin-B poliyen grubunda yer alan antifungal
ilaçlardır. Nistatin gebelerde kullanılabilir. Antifungal ilaçlar, etki
mekanizmaları ve önemli özellikleri Tablo’da gösterilmiştir.
17
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 38 - 3
Tablo . Başlıca sitokinler, salgılandığı hücreler ve fonksiyonları
66. Mantar türleri ve neden oldukları hastalıklar eşleştirmesinde hangisi yanlıştır?
A) Malessesia
furfur
Pitriyazis versicolar seboreik dermatit
i.v lipid alanlarda fungemi
B) Histoplasma
capsulatum
AIDS’li hastalarda dilde ülserasyon ve
Addison hastalığı
C) Hortaea
werneckii
Deri ve tırnağı tutan kutanöz mikoz
D) Trichopyton
rubrum
Atlet ayağı, erişkinde Tinea pedis
E) Penicilium
marnefei
Fırsatçı mikoz, AIDS’li Asyalı hastalarda
nekrotik cilt lezyonu ve invaziv enfeksiyon
Sitokin
66 – C
Hortaea werneckii yüzeyel mikoz olup Tinea nigra’ya neden olur.
Malign melanomla karışabilmesi en önemli özelliğidir. Kültürde
siyah pigment oluşturur. Dematisiyöz (melanin üreten) bir mantardır.Yaralanma sonuuc ellerde lekelenmeye neden olur.
67. AİDS’li hastalarda Progresif multifokal lökoensefalopati neden olan DNA virüsü aşağıdakilerden hangisidir?
S a l g ı l a n d ı ğ ı Fonksiyon
hücreler
TNF- alfa
Makrofaj,
(TNF-β= len- T lenfosit
fotoksin)
TNF-alfa enflamasyonda ilk salgılanan
sitokindir.
Düşük konsantrasyonda: Nötrofil aktivasyonu ve endotel hücrelerine adezyon.
Yüksek konsantrasyonda: septik şok, nekroz ve tümör. Yağ ve kaslarda katabolik
aktiviteye sahip olduğundan kaşeksin de
denir (lipoproteinlipazıinhibe eder).
Karaciğer: Akut faz reaktanlarının sentezi
(amiloid A, fibrinojen)
TNF- α blokan antikorları Crohn hastalığı,
RA,psoriyatikartrit ve ankilozanspondülit
tedavisinde kullanılır.
İnterlökin 1
Makrofaj
Hipotalamus: Ateş (endojenpirojen) PGE2
yapımını arttırarak.
Karaciğer: Akut faz reaktanlarının sentezi
İnterlökin 2
(TCGF)
Th1
Otokrin hücre proliferasyonu,T hücre büyüme faktörü(T cellgrowthfactor)Th, Tc
ve B lenfosit aktivasyonu
İnterlökin 3
Th2
Multipotent kök hücrelere etki ederek
hematopoezi uyarır.
İnterlökin 4
(BCGF)
Th2, mast hüc- Th2 artışı. B lenfositlerin çogalması (huresi
moralimmüniteyi arttırır). İzotipswich
(IgG4) ve IgE artışı (anaflatik tip hipersensitivite reaksiyonu Tip-1’e yatkınlık). Makrofaj ve Th aktivasyonunun inhibisyonu
sonucunda gama- interferon, IL-12 ve TNF
üretiminin engellenmesi.
A) JC virüs
B) BK virüs
İ n t e r l ö k i n Th2
5(BCDF)
C) Rubeola
D) Rubella
B lenfositlerin farklılaşması. Eozinofil (allerjik tip hipersensitivite reaksiyonu) ve
IgA artışı.
İnterlökin 6
Th2, makrofaj
Karaciğerde akut faz reaktanlarının sentezi, B lenfosit proliferasyonu, Myeloma (neoplastik plazma hücresi) ve bunun derivesi
olan monoklonal antikor üreten hibridoma gelişimine neden olur.
İnterlökin 7
F i b r o b l a s t , İmmatürlenfoidprogenitör
Kİ’ninstromal
hücreleri
İnterlökin 8
Makrofaj
Nötrofilkemotaksisini aktive eder
Epitel hücresi
PNL
İnterlökin 10
Th2
E) Lenfositik koriyomenejit virüsü
67 – A
JC virüs Polyoma virüs aileisinde yer alan DNA virüsü olup
AIDS’li hastalarda terminal dönemde progresif multifokal lökoensefalopatiye neden olur. Oligodendrogliyal hücreleri tutar.
İdrarda Decoy hücresi (kuş gözü şeklinde nükleusta bazofilik inklüzyon cisimciği)ne neden olur (Polyoma virüs ailesinde yer alan
BK virüs ve simian virüs -40 (SV-40) da Decoy hücresi oluşturur)
68. Allerjik reaksiyonlar ve humoral immunitede görev
alan Th2 lenfositlerden sentezlenmeyen interlökin aşağıdakilerden hangisidir?
A) IL-2
B) IL-4
C) IL-6
D) IL-10
E) IL-13
68 – A
IL-2 sekonder sinyal iletimi sonucu açığa çıkan otokrin aktivatör olup, Th1 lenfositlerden salınır.
Anti-inflamatuvar sitokinler (IL-4,IL-10, IL-13, Transforming
growth faktör-beta), IL-3, IL-6, GM-CSF Th2 lenfositlerden
salınan sitokinlerdir. Th0 ana hücresinin Th2 lenfositlere farklılaşmasını uyaran sitokin ise IL-4, Th1 lenfositlere farklılaşmasını uyaran sitokin ise IL-12’dir.
Başlıca sitokinler, salgılandığı hücreler ve fonksiyonları
Tablo’da gösterilmiştir.
www.tusem.com.tr
İnterlökin 11
Megakaryositmaturasyonunu
sağlar.
Trombositopeni ve osteoporoz tedavisinde kullanılır.
İnterlökin 12
M a k r o f a j v e NK ve TH1 aktivasyonu.THo’ın Th1’e farkdendritik hücre lılaşması. Sitolitik aktivitenin artması sonucunda enfekte hücrenin ölümü,
İnterlökin 13
Th-2
İmmünsistemi baskılayıcı etki, allerjik
hava yolu hastalıklarının (astım vb) gelişiminde rol alır.
İnterlökin 15
Makrofaj
NK büyüme faktörü
Gama inter- Th ve NK
feron
(Lenfosit)
Makrofaj ve NK hücrelerinin fagositozis ve
öldürme işleminin uyarılması, MHC I ve II
sentezinin uyarılması. IgG1 ve IgG2 üretimi, Th2 inhibisyonu
T lenfosit
Esas olarak T lenfositlerin çoğalma ve
fonksiyonlarını inhibe eder. Antisitokin’dir.
Plazmin ile aktive olur ve kronik inflamatuar olaylardaki fibrozisten sorumludur.
TGF- beta
18
Th1’in gelişimini inhibe eder, sonuçta Th1
hücrelerinden salınan gama interferon
üretilemez. Antijen sunan hücre (Makrofajvb) aktivasyonunun inhibisyonu sonucunda IL-12 ve TNF üretiminin engellenmesi. B lenfosit proliferasyonu.
Temel Bilimler / T 38 - 3
69. Aşağıdakilerden hangisi ateş oluşumunda görev alan
endojen pirojenlerdendir?
71. Sitomegalovirüs aşağıdaki klinik tablolardan hangisine
neden olmaz?
A) IL-6
A) Transplantasyon hastalarında ağır seyirli pnömoni
B) IL-12
B) Böbrek ve kemik iliği nakli yapılanlarda organ reddi
C) IL-3
C) Yenidoğanda bebeklerde konjenital enfeksiyon veya
prematürlerde gri bebek sendromu
D) IL-4
D) AIDS’li hastalarda hemorajik kolit,ösofajit, retinit ve
hemorajik ventriküloensefalit
E) IL-8
69 – A
E) Transplantasyon sonrası gelişen lenfoma
Endojen pirojen (ateşe neden olan ) sitokinler; IL-1, TNF-alfa
ve IL-6’dır. Bu endojen pirojenler lökositleri ve lipid yapan mediatörleri uyarır. Bilinen en önemli ateşe neden olan lipid mediatör prostoglandin E2’dir.
71 – E
Transplantasyon sonrası lenfoma etkeni olan onkojenik virüs
Ebstain-Barr virüs (EBV)’dür.
Diğer seçeneklerde yer alan klinik tablolara Sitomegalovirüs
neden olabilir.
72. Ribavirinin kullanılmadığı viral enfeksiyon aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sitomegalovirüs (CMV) B) İnfluenza A
70. Squamöz mesane kanseri ve kolanjiyosellüler karsinoma neden olan helmint enfeksiyonları hangileridir?
Skuamöz mesane
kanseri
A) Fasciola hepatica
C) SARS E) Respiratuvar (solunumsal) sinsityal virüs
Kolanjiyosellüler
karsinom
72 – A
Ribavirin Sitomegalovirüs enfeksiyonunda kullanılmaz. Diğer
seçeneklerde yer alan enfeksiyonların tedavisinde kullanılabilir. En önemli yan etkiis hemolitik anemidir. Viral genomda hipermutasyona neden olarak etkisini gösteren Guanin analogu
sentez inhibitörüdür.
Diphylobotrium latum
B) Schistosoma haema- Clonorcis sinensis
tobium
C) Paragonimus wester- Fasciola hepatica
mani
D) Necator americanus
E) Schistosoma
soni
D) İnfluenza B
Ribavirin
Hymenolepis nana
man- Clonorcis sinensis
Influenza A ve B virüsu, Solunum sinsityal virüsü (RSV),
HCV, Kırım kongo, SARS ve Hanta virüs. Viral RNA polimerazı
inhibe eder.
70 – E
Schistosoma mansoni Skuamöz mesane kanseri, Clonercis sinersis ise kolanjiyosellüler karsinoma neden olan trematodlardır.
73. Olfaktor sinir yoluyla santral sinir sitemi enfeksiyonuna neden olan protozoon ile nörosistiserkozise neden
olan helmint enfeksiyonu aşağıdakilerden hangisidir?
Tablo. Terematodların önemli özellikleri
Trematodlar
Bulaş
Tanı
Tedavi
Schistosomaspp
Sulardan
larvanın
(serkarya)
penetrasyonu
İdrarda S.
hematobium’un
kapaksız
yumurtası
Prazikuantal
Fasciola hepatica
Metaserkarya Gaitada kapaklı
içeren su
yumurta
tereleri
Prazikuantal
Paragonimu
swestermani
Tam pişmemiş Kapaklı yumurta
yengeç
Prazikuantal
Clonorchis
sinensis
Tam pişmemiş Kapaklı yumurta
balık
Prazikuantal
Olfaktor sinirle
yayılan protozoon
19
Nörosistiserkozis etkeni
helmint
A) Trypanosoma cruzi
Trichinella spiralis
B) Balantidium coli
Balamuthia
C) Toxoplasma gondii
Acanthomoeba
D) Naegleria fowleri
Taenia solium
E) Toxoplasma gondii
Toxocara canis
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 38 - 3
75. Hepatit B ve hepatit C enfeksiyonlarında hepatosellüler kansinoma neden olabilen yapısal komponentler
hangileridir?
73 – D
Naegleria fowleri kontamine sulardan bulaşır, olfaktor (koku)
siniri yoluyla yayılarak primer amip meningoensefalitine neden
olur. Taenia solium domuz etinde bulunan larvaların (Cysticercus cellulosa) ağız yoluyla alınmasıyla bulaşır.Taenia solium’un
yumurtaı da bulaşıcı olabilir (Taenia saginata’da bu görülmez).
Bu nedenle insan hem kesin hem de ara konaktır. Larvaları beyin, kalp ve göz tutulumuna neden olabilir. Nörosistiserkozis
ağır seyirli bir tablodur, MR’da kist ve kalsifikasyona, hidrosefaliye neden olabilir. Tedavisinde niklozamid kullanılır.
A) Hepatit B’de X proteini, Hepatit C’de Tax geni (IL-2’yi
kodlar)
B) Hepatit B’de E6 ve E7 proteini, hepatit C’de Kor ve
NS3 proteini
C) Hepatit B’de EBNA ve LMP, Hepatit C’de X proteini
D) Hepatit B’de X proteini, hepatit C’de Kor ve NS3 proteini
E) Hepatit B’de c-myc geni, hepatit C’de Tax geni (IL2’yi kodlar)
75 – D
Hepatit B’de X proteini, hepatit C’de ise Kor ve NS3 proteinleri
karaciğer kanserine neden olabilir. Onkojenik virüsler ve etki
mekanizmaları Tablo’da gösterilmiştir.
Tablo. Onkojenik virüsler ve etki mekanizmaları
Virüs Ailesi
Pa p a v o v i ra d a e HPV
(DNA)
74. Antikora bağlı hücresel sitotoksisite (ADCC) reaksiyonuna katılan hücreler ve antikorlar hangileridir?
ADCC’ye Katılan
Hücreler
Antikorlar
A) Nötrofil, NK hüccre, makrofaj,
eozinofil
IgM ve IgE
B) Monosit, T lenfosit, B lenfosit
IgG ve IgE
C) Makrofaj, nötrofil, NK hücre,
eozinofil
IgG ve IgE
D) CD8 T lenfosit, Th1, NK hücre
sIgA ve IgG
E) Mast hücresi, bazofil, eozinofil
IgE ve Ig A
Virüs
SV40
E6 ve E7 proteinleri
Servikal squamöz
hücreli kanser
Orofaringeal kanser
Larinks papillomu
(çocuklarda)
t antijeni
Hamsterda beyin
ve kemik kanseri
ile mezotelyoma
(?)
BK ve JC
H e r p e s v i r i d a e EBV
(DNA)
ADCC’ye katılan hücreler; makrofaj, nötrofil, NK hücre, eozinofiller, bu reaksiyonda yer alan antikorlar (immunglobulinler) ise IgG ve IgE’dir.
Tablo. Antikora bağlı hücresel sitotoksisitede(adcc) rol alan
hücreler
Hücre
Fc Reseptörü
Öldürme mekanizması
NK (Doğal öldürücü)
IgG
Perforin
Nötrofil
IgG
Litik enzimler
Eozinofil
IgE
Litik enzimler
Makrofaj
IgG
Litik enzimler
20
EBNA ve LMP,
Nazofarinks kanBurkitt (c- myc pro- seri
teinleri)
Burkitt lenfoma
(Afrikalı
çocuklarda)
B hücre lenfoması
Kaposi sarkomu
Primer effüzyon
lenfoması
Hepadnaviridae HBV
(DNA)
X proteini
H e p ato s e l l ü l e r
kanser
A d e n o v i r i d a e Adenovirüs
(DNA)
E1A ve E1B prote- Hayvanlarda sarinleri
kom yapmasına
rağmen insanda
kanser yaptığı gösterilememiştir
Flaviviradae (RNA) HCV
Kor proteini ve NS3 Hepatosellüler
proteini
kanser (en sık)
Retroviridae (RNA) HTLV-1
Tax (IL-2)
HTLV- 2
T lenfositleri ADCC yapmaz. Mast hücreleri ve bazofiller immünglobülininFc kısmı için reseptör taşımalarına rağmen
ADCC’ye katılmaz.
İnsanda
kanser
yaptığı gösterilememiştir
V- gpcr
V- siklin
HHV tip 8
74 – C
www.tusem.com.tr
Transformasyon me- Oluşturduğu Kankanizması
ser
Erişkin T hücreli lösemi/lenfoma
Saçlı hücreli lösemi
Temel Bilimler / T 38 - 3
76. Aşağıdaki aşılardan hangisi virüsün zarf yapısında yer
alan antijenden hazırlanan rekombinant bir aşıdır?
Kompansatuar hiperplazi cerrahi ya da travma sonrası organı
oluşturan geride kalan hücrelerin prolifere olmasıyla gelişir.
A) Human papilloma virüs B) Sarı humma
Fizyolojik hiperplazi örnekleri:
C) İnfluenza
• Gebelikte uterusun büyümesi (hem hiperplazi hem de hipertrofi (major sebep) izlenir)
D) Hepatit B
E) Kuduz (Rabies) aşısı
76 – D
• Laktasyonda meme bezinin büyümesi
HBsAg’ni zarf yapısında yer alır. Hepatit B aşısı HBsAg’ninden
hazırlanan bir rekombinant aşıdır. İnfluenza aşısı ise 2 influenza
A, 1 İnfluenza B serotipinin hemaglütinin ve nöraminidaz antijenlerinden hazırlanan inaktive (ölü) virüs aşısıdır.Human papilloma virüs aşısı ise HPV virüsün 6,11,16 ve 18 serotiplerinin L1
ve L2 kapsid proteinlerinden hazırlanan rekombinant bir aşıdır.
• Hepatektomi sonrası hepatositlerin boyutlarının büyüyüp
çoğalmaları, (kompansatuar hiperplazi)
Virüs aşıları ve özellikleri Tablo’da gösterilmiştir.
• Östrojen artışı sonrası endometrial hiperplazi (Endometrium kanser riski artar )
2-Patolojik Hiperplazi
Ana neden aşırı hormonal uyarıdır. Hormonlar hücreye büyüme faktörü gibi etki ederek bazı hücresel genlerin transkripsiyonunu uyarır ve hücrelerin sayısında artış görülür.
Tablo. Virüs aşıları
Canlı (Attenüe) Aşıları İnaktif
Aşılar
Virüs
Kızamık
(Measles)
- IG
Kızamıkçık (Rubella)
Kabakulak (Mumps)
Çiçek (Vaksinia)
Suçiçeği
(Varisella)
- IG
Sarı humma
Adenovirüs (Oral)
Rotavirüs (Oral)
Polio (Oral polio aşısı- Sabin)
• Androjen artışı sonrası benign prostat hiperplazisi BPH
(Prostat kanseri riski artmaz)
(Ölü) Rekombinan (Subünit içeren) Aşılar
Polio (SalK- Killed - IM)
Hepatit A- IG
İnfluenza
Kuduz- IG
Tick- borne ensefaliti
Japon ensefaliti
- Hepatit B (Sadece
HBsAg içerir)- IG
- Hepatit E (Kapsid
proteini)
- Human Papilloma
virüs: 6, 11, 16, 18.
serotiplerin L1 ve
L2 proteini (Kapsid
proteini)
HPV’nin neden olduğu papillomatöz lezyonlar (siğil, papillom) da birer patolojik hiperplazi örneğidir.
HPV büyüme faktörlerini uyararak hiperplastik epitelle karekterize papillomatöz lezyonlara neden olur. Patolojik hiperplaziye örnek olarak ayrıca; İyot eksikliğinde tiroit hiperplazisi,
böbrek yetmezliğinde paratiroit hiperplazisi, yara iyileşmesinde bazen aşırı bağ dokusu hiperplazisi (skar) örnek olarak
verilebilir.
IG: İmmün globülin (Pasif immünizasyon)
Hiperplazi mekanizması
77. Puberte döneminde kadın memesinde görülen değişiklikler hangisi ile açıklanabilir?
Büyüme faktörleri ve hormonların artışı hücrelerin proliferasyonunu indüklemesi sonucu hiperplazi gelişir. Kompansatuar
hiperplazide kök hücrelerin büyüme faktörleri ile uyarılması
gerçekleşir.
A) Apokrin metaplazi
B) Hormonal hiperplazi
C) Fibrokistik değişiklikler
78. Aşağıdaki ultrasitriktüel bulgulardan hangisi hücrede
nekroz lehine değerlendirilir?
D) Atrofi
E) Patolojik hiperplazi
A) Endoplazmik retikulum şişmesi
77 – B
B) Çekirdekte kromatin kondensasyonu
Hiperplazi hücrelerin sayılarında artış olmasıdır. Bölünebilme
kabiliyeti olan hücrelerde olur. Büyüme faktörlerinin artışı ile
matür hücre çoğalması veya kök hücre differansiasyonundaki
hızlanma sonucu oluşur.
C) Stoplazmada yağ vakuollerinin birikmesi
D) Hücre membranında parçalanma
E) Polizomlarda dağılma
2 formu vardır:
78 – D
1-Fizyolojik Hiperplazi
İrrreversible hasar oluşmasında 3 temel değişiklik önemli rol
oynar:
Fizyolojik hiperplazinin de iki tipi mevcuttur: Hormonal hiperplazi ve kompansatuar hiperplazi.
• Stoplazmik membran bütünlüğünün bozulması (irreversible hücre hasarında en önemli rolü oynar)
Hormonal hiperplazi ihtiyaç halinde hormonal stimülasyon
sonrası organdaki hücrelerin sayısında artış ile karakterizedir.
• Lizozomal membran hasarı ve enzimlerin aktivasyonu
21
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 38 - 3
80 – E
• Şiddetli mitokondri hasarı, kalıcı disfonksiyon ve kaba
dansitelerin oluşması
Kompleman komponentleri C1 den C9’ a kadar karaciğerde yapılır ve plazmada inaktif halde bulunur. Kompleman sistemi Klasik, Alternatif ve Lektin yolu ile 3 şekilde aktive olabilir ve bu üç
yolun da en önemli sonucu C3 aktivasyonu ve proteolizisidir.
1. Klasik yol: Ig M ve Ig G içeren immünkomplekslerin C1 ile
fikasyonu sonrası aktivasyon gerçekleşir.
2. Alternatif yol: Endotoksinler, IgA, kobra toksini ile aktive
olur. Alternatif yol properdin, faktör B ve faktör D gibi moleküllerinde katılımını gerektirir.
3. Lektin- bağlantılı aktivasyon: Karaciğerde sentezlenen MBP
(mannoz binding protein) ve CRP bazı bakteri ve mantarların
yüzeyine bağlanarak direkt olarak C1 aktivasyonu yaparlar.
Kompleman sisteminin major fonksiyonları:
• Lökosit Adezyonu, Kemotaksis ve Aktivasyon: C5a lökositlerin aktivasyonunu ve endotel adezyonunu artırır. Nötrofiller, monosit, eozinofil ve bazofiller için potent kemotaktik etkilidir.
• Vasküler Etkileri:
• Anaflatoksinler: C3a ve C5a, kısmen de C4a anaflatoksindir. Vasküler permabiliteyi artırırlar (Mast hücresinden
histamin serbestleştirerek).
• C5a lipooksijenaz enzim sistemini aktive ederek araşidonik asitten lökotrien sentezine yol açar ve damar geçirgenliğini daha da artırır.
• Opsonizasyon: C3b (C3bi) Mikroorganizmaların fagositozunu kolaylaştırır.
• Enzim Aktivasyonu: C3 ve C5 eksüdada bulunan plazmin
ve birkaç proteolitik nötrofilik enzimi aktive eder.
• Hücre lizisi: MAC(C5b-9, membran atak kompleksi) aracılığıyla bakteri ve hücre zarlarında geçirgenlik arttırılır ve
hücre ölümü gerçekleştirilir.
Reversible İskemik Hücre Hasarında Oluşan Değişiklikler
• Hücre şişmesi
• Hücresel yağlanma
• Mitokondri şişmesi ve küçük amorf dansiteler
• ER şişmesi, GER’den ribozomların ayrışması, polizomların
monozomlara dönmesi
• Hücre zarında mikrovillusların küntleşmesi, eğrilmesi, balonlaşması, bağlantıların gevşemesi, myelin figürlerin oluşması
• Nükleer kromatin kümeleşmesi
İrreversible İskemik Hücre Hasarında Oluşan Değişiklikler
• Hücre zarında parçalanma
• Mitokondri şişmesi, büyük dansiteler ve kalıcı disfonksiyon
• Lizozomal membran rüptürüve enzimlerin aktivasyonu
• Çekirdekte piknoz, karyolizis, karyoreksiz
• Myelin figürler
• ER lizisi
79. Aşağıdakilerden hangisi akut inflamasyonda vasküler
permeabilite artışına bağlı gelişir?
A)Eritem
B)Konjesyon
C) Ödem
D) Ağrı
E) Likefaksiyon nekrozu
79 – C
Akut inflamasyonda vazodilatasyonu takiben mikrovasküler
geçirgenlik (permeabilite) artışı izlenir.
Permeabilite artışına bağlı olarak proteinden zengin eksuda
vasfında sıvı damar dışına çıkar ve ödeme neden olur. Sıvı kaybı
eritrositlerin damarlarda konsantre hale gelmesine ve kan vizkositesi artışına neden olur. Sonuçta kan akımı yavaşlar ve
81. Aşağıdaki aşırı duyarlılık reaksiyonlarından hangisinde
interferon gama (IFN-γ) etkilidir?
staz meydana gelir.
• Vazodilatasyon → eritem, sıcaklık artışı
A) Tip I hipersensitivite
• Vasküler permeabilite artışı → ödem, vasküler staz
B) Tip II hipersensitivite
• Mediatörlerin salınımı → ağrıya neden olur.
C) Tip III hipersensitivite
D) Tip IV gecikmiş tipte hipersensitivite
80. Aşağıdakilerden hangisi inflamasyonda kompleman
sisteminin etkilerinden değildir?
E) Tip IV direkt hücresel sitotoksisite
81 – D
A) Opsonizasyon
Tip IV Gecikmiş Tip Hipersensitivite Patogenezi
B) İnflamasyon
Antijen sunan hücreler (makrofajlar, dendrtik hücreler) tarafından fagosite edilen eksojen antijen MHC Class II yoluyla
CD4+ T lenfositlere sunulur. APC’ler antijen sunarken IL-12
salgılayarak CD4+ T lenfositlerin CD4+ TH1’e farklılaşması-
C) Hücre lizisi
D) Vasküler permeabilite artışı
E) Ateş
www.tusem.com.tr
22
Temel Bilimler / T 38 - 3
nı sağlarlar. Bu hücrelerden de IFN-γ ve IL-2 salgılanır. IFN-γ
gecikmiş tip aşırı duyarlılıkta anahtar rolü oynar. Makrofajları
aktive edip epiteloid histiositlere dönmesini sağlarlar. Aktive
makrofajlar inflmasyonu uyaran TNF, IL-1 salgılarlar, TGF-β
ve PDGF ile fibroblast çoğalmasını uyarır. Il-2 T lenfositlerin
proliferasyonuna neden olur. TNF ve lenfotoksin ile endotel
hücreleri uyarılır. Yine CD4+ TH17 lenfositlerin salgıladığı Il-17
ve IL-22’de olay yerine nötrofillerin gelmesini sağlarlar.
83 – C
Senil sistemik amiloidoz, ileri yaşlarda en sık kalpte izlenir.
Biriken protein mutant veya normal formlarda transtiretindir.
Hastalarda restriktif kardiyomyopati ve artimiler gelişir.
84. Aşağıdakilerden hangisi stabil doku hücrelerinden değildir?
A) Vasküler endotel hücreleri
B)Kondrositler
C) Renal parankim epitel hücreleri
D) Düz kas hücreleri
E) İskelet kas hücreleri
84 – E
Hücreler veya dokular proliferasyon kapasitesine göre üç gruba ayrılırlar. Sürekli bölünen hücreler (labil hücreler), stabil
hücreler ve bölünemeyen veya kısıtlı bölünen hücreler.
Labil hücreler, hayat boyu prolifere olarak yıkılanların yerine
yenilerini koyan hücrelerdir.
Labil hücreler:
• Deri, oral kavite, serviks ve vajinanın ÇKYE
• Vücuttaki tüm glandların (tükrüz bezleri, pankreas, safra
yolları gibi) salgı kanallarını döşeyen mukozalar
• GİS ve uterusn kolumnar epiteli
• Üriner traktusun ürotelyal epiteli
• Kemik iliği hücreleri
Stabil (sessiz) hücreler, G0 fazındadırlar, uyarı gelirse
G1’e girerler.
• Parankimal epitel: Hepatositler, renal hücreler, pankreatik
epitel
• Mezenkimal hücreler: Düz kas hücresi, fibroblastlar, osteositler, kondrositler, vasküler endotel.
Bölünmeyen ya da çok sınırlı bölünen (permenant) hücreler
hücre siklusunu terk etmiş ve doğumdan sonra bölünemeyen
hücrelerdir. Bunlar;
• Nöronlar
• Çizgili kas hücreleri
• Kalp kası hücreleri
82. Aşağıdakilerden hastalıklardan hangisi antifosfolipid
antikor sendromunun en sık edinsel nedenidir?
A) Romatoid artrit
B) Sjögren sendromu
C) Sitemik lupus eritematozus
D) Sistemik sklerozis
E)Dermatomyozit
82 – C
Antifosfolipid antikor sendromunda özellikle ikinci trimester
kayıpları, tekrarlayan arteryal ve/veya venöz trombozlar ve
trombositopeni ile karakterize bir hastalıktır. Anti fosfolipid
antikorları, lupus antikoagulanı veya anti kardiyolipin antikorları diye de bilinirler. Membran fosfolipidleri ile kompleks
halinde olan plasma proteinlerine karşı gelişmiş antikorlardır. (protrombin, annexin V, β2 glikoprotein). Özellikle β2
glikoprotein’e karşı olan antikorlar
kardiyolipin antijeninene de bağlanırlar (Sifiliz testi yanlış
pozitifliği). Lupuslu hastalarda %40-50 oranında izlenir. Antifosfolipid sendromuna neden olurlar. Sekonder antifosfolipid
sendromunun en sık sebebi SLE’dir.
85. Aşağıdakilerden hangisi bir tümörün malign olduğunun en kesin göstergesidir?
A) Pleomorfizm
B) Diferansiyasyon kaybı
83. Senil sistemik amiloidoz en sık hangi organda görülür?
A) Böbrek B) Dil
C) Atipik ve sık mitoz
C) Kalp
D)Beyin
D) Nekroz
E)Metastaz
E)Tiroid
23
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 38 - 3
85 – E
Marfan sendromunda bulgular
Metastaz, tümör kitlesinden kopan hücrelerin kan, lenfatik ve/
veya vücut kaviteleri yolu ile yayılıp başka bir yerde primer tümör kitlesinden bağımsız yeni kitle oluşturmalarına denir. . Metastaz, bir tümörün malign olduğunun kesin göstergesidir, çünkü benign tümörler metastaz yapmazlar. Birkaç istisna dışında
tüm malign tümörler metastaz yapabilir. (derinin bazal hücreli
karsinomu,SSS’de glioma gibi bazı tümörler metastaz yapmazlar)
İskelet anomalileri
86. Aşağıdaki kanserlerden hangisinde C-ERBB1 nokta mutasyonları sık görülür?
• Kifoz, skolyoz
• Uzun boy, uzun ekstremiteler, uzun el ve ayak parmakları
• Eller ve ayaklardaki eklem bağları hastanın çift eklemli olduğunu düşündürecek kadar gevşektir.
• Başparmağın bileğe doğru hiperekstansiyona getirebilmesi tipik bir bulgudur.
• Dolikosefali (baş şeklinin uzun olması)
• pektus ekskavatum ve karinatum
A) Akciğerin skuamöz hücreli karsinomu
KVS bulguları
B) Akciğerin adenokarsinomu
• En sık mitral kapak prolapsusu ve kistik medial nekroza
bağlı çıkan aortada dilatasyon izlenir.
C) Nöroblastom
• Aort kapak halkasında ve aort kökünde dilatasyon, şiddetli aort yetmezliği
D) Memenin invaziv duktal karsinomu
E) Kronik myeloid lösemi
• Aort diseksiyonu ve aort rüptürü
86 – B
• Mitral kapak yaprakçıklarının yumuşaması ve gevşemesi
(floppy kapak)
C-ERBB1 (Epidermal Growth Faktör Reseptörü-1) nokta
mutasyonları ve overekspresyonları bazı malign tümörlerde
karşımıza çıkmaktadır. C-ERBB1 nokta mutasyonları akciğer
adenokarsinomlarında sık görülürken, overekspresyonları akciğerin skuamöz hücreli karsinomunda, glioblastomlarda ve
baş boyun tümörlerinde sıktır.
• Mitral yetmezlik
Göz bulguları
• Bilateral lens subluksasyonu
• Bilateral lens dislokasyonu (ektopia lentis)
87. Aşağıdaki hastalıklardan hangisi 15. kromozumda lokalize FBN-1 gen mutasyonlarına bağlı anormal fibrilin
oluşması ile karakterizedir?
88. Ateroskeroza bağlı anevrizmalar en sık hangi lokalizasyonda görülür?
A) Osteogenezis imperfekta
B) Ehler Danlos sendromu
C) Marfan sendromu
D) Epidermolizis bülloza
B) Abdominal aort
C) Koroner arterler
D) Wills poligonu
E) Popliteal arter
E) Alport sendromu
88 – B
87 – C
Aort anevrizmasının en sık nedeni ateroskleroz ve hipertansiyondur. Aterosklerozda özellikle abdominal aortada, hipertansiyonda ise çıkan aortada anevrizma görülür. Bunun dışında herhangi bir arterde infeksiyonlar (mikotik anevrizma),
sifiliz, konjenital defektler (Berry anevrizması), travma anevrizma oluşumuna neden olabilir. Aterosklerozda. T. intimadaki plaklara sekonder medial tabaka yıkımı arter duvarında
incelmeye ve anevrizma gelişimine neden olur. Aterosklerotik anevrizmaların en sık yerleştiği bölge abdominal aortadır.
Özellikle renal arter dallanma noktası distalinden bifurkasyona kadar olan kısımda sık görülür.
Marfan sendromu vücutta bağ dokularını etkileyen OD kalıtsal bir hastalıktır ve başlıca iskelet, gözler ve kardiovasküler
sistem etkilenir. Fibrilin-1 glikoproteininde
kalıtsal defekten kaynaklanır. Fibrilin-1 elastik liflerin yapısında bulunduğu için vücutta elastik liflerden zengin aorta, ligamentler ve siliyer zonüller gibi dokular etkilenir. Fibrilin-1’i
15q21’de lokalize FBN1 geni kodlar. Marfan sendromunda
FBN1 geninde mutasyonlar vardır.
•FBN-1→Fibrilin-1→Marfan sendromu
•FBN2→Fibrilin-2→Konjenital kontraktürel araknodaktili
www.tusem.com.tr
A) Çıkan aort
24
Temel Bilimler / T 38 - 3
• Histolojik incelemede: Lenf nodlarında nödüller gözlenir
ve bu nodüllerin fibröz septalarla birbirinden ayrılmış olduğu görülür.
EBV ile ilişkisi yoktur. Prognozu iyidir.
89. Aşağıdakilerden hangisinde kalp kapaklarında ve endokardda daha büyük boyutlu vejetasyonlar görülür?
A) İnfektif endokardit
B) Non bakteriyal trombotik endokardit
C) Libman-Sack endokarditi
91. Aşağıdaki atelektazi tiplerinden hangisi hava yolu tıkanıklarına sekonder gelişir?
D) Romatizmal kalp hastalığı
E) Karsinoid kalp hastalığı
A) Kontraksiyon atelektazisi
89 – A
B) Kompresyon atelektazisi
Bazı hastalıklarda kalp kapaklarında ve endokardında vejetatif birikimler görülebilir. Buna verrüköz endkardit denir. Bu
hastalıkların en önemlisi infektif endokardit, romatizmal kalp
hastalığı, Libman-Sack endokarditi ve non bakteriyal trombotik endokardittir. Bu hastalıklardan infektif endokarditte kalp
kapaklarında mikroorganizmadan zengin, bol fibrinolökositik
eksuda içeren ve genellikle 5 mm’den büyük vejetasyonlar
birikirken; diğer hastalıklarda mikroorganizma içeremeyen,
genellikle 1-4 mm çapında steril vejetasyonlar görülür.
C) Rezorbsiyon atelektazisi
D)Mikroatelektazi
E) Pseudoatelektazi
91 – C
Atelektazi akciğerdeki hava yollarının yetersiz ekspansiyonuyla karakterizedir. Sonuç olarak kanın oksijenasyonu bozulur ve
hipoksi gelişir.
3 tip atelektazi vardır;
1. Rezorpsiyon veya obstrüksiyon atalektazisi: Havanın distal
kısıımlara ulaşmasının engellendiği tıkanıklıklarda oluşur. Distalde kalan hava rezorbe olur ve kollaps gelişir.
• En sık atelektazi tipidir
• En sık nedeni postoperatif dönemde mukopürülan tıkacın
hava yolunu tıkamasıdır.
Diğer nedenler: Astım, bronşiektazi, bronş karsinomu, kronik
bronşit, anevrizma, LAP, yabancı cisim aspirasyonu,
2. Kompresyon Atalektazisi: Plevral aralığa sıvı, kan yada tümöral infiltrasyonların dolması sonucu komşu akciğerde kollaps oluşmasıdır.
• En sık neden konjestif kalp yetmezliğine bağlı plevral effüzyondur.
Diğer nedenler: Neoplastik infiltrasyonlar, batında asit olması, subdiaframatik apseler.
3. Kontraksiyon Atalektazisi: Akciğerde fibrotik değişikliklere sekonder akciğerin genişleyememesi ile karakterizedir.
• En sık nedeni iltihap ve tümörlere bağlı gelişen skar dokularıdır.
Mikroatelektazi (non-obstüktif atelaktazi) surfaktan eksikliğine sekonder gelişir.
90. On sekiz yaşında kadın hasta kilo kaybı, gece terlemesei,
ateş, halsizlik şikâyetleri ve sol klavikula üstünde eline
gelen kitle nedeniyle başvurduğu klinikte, supraklavikular bölgede saptanan lenf nodu tanısal amaçlı eksize
ediliyor. Lenf nodunun incelenmesinde lenf nodu yapısının bozulduğu, parankim içine uzanan fibröz bantların nodülasyona neden olduğu izlenmiştir. Nodülasyon
içinde histiositler, plazma hücreleri ve eozinofiller içeren
polimorfik zeminde multilobüler ve yer yer multinükleer, çekirdek etrafında lakün tarzında boşluklar yapmış
atipik dev hücreler izlenmiştir. Dev hücreler immünohistokimyasal olarak CD 15 ve CD 30 ile boyanmıştır.
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Diffüz büyük B hücreli lenfoma
B) Folliküler lenfoma
C) Anaplastik büyük hücreli lenfoma
D) Nodüler sklerozan tip Hodgkin lenfoma
E) Lenfosit predominant Hodgkin lenfoma
90 – D
Nodüler sklerozan Hodgkin lenfoma en sık görülen Hodgkin
lenfoma formudur (%65-70). Kadın ve erkeklerde eşit oranda
gözlenir. Özellikle genç kadınlarda mediastinal tutulum vardır.
Bunun yanında supraklavikular, alt servikal lenf nodları da tutulabilir. Lenf nodunda reaktif komponent T lenfositleri, eozinofiller, plazma hücreleri ve histiositler vardır.
92. Kadın ve erkeklerde en sık saptanan akciğer kanser sub
tipi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Skuamöz hücreli karsinom
B) Küçük hücreli karsinom
C)Adenokarsinom
• Lakuner tipte RS hücreleri görülür. RS hücreleri CD15 ve
CD 30 + tirler.
D) Büyük hücreli nöroendokrin karsinom
E)Mezotelyoma
25
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 38 - 3
92 – C
94. Minimal change (lipoid nefroz) hastalığında böbrek biyopsi incelenmesinde glomerüllerde aşağıdaki morfolojik bulgulardan hangisi izlenir?
Primer akciğer tümörlerinin %95’i bronş epitelinden köken
alır. (bronkojenik karsinom) Kalan %5’ini ise mezotelyoma,
karsinoid tümör, mezenkimal
ve hematopoetik tümörler oluşturur. Her iki cinste de en sık
görülen kanser tipi adenokarsinomdur. Akciğer kanserleri her
iki cinstede ikinci sık görülen malign tümör ve en sık ölüme
neden olan malignitedir.
Akciğerin sık görülen malign epityelyal tümörleri:
• Adenokarsinom (E 37%, K 47%)
• Skuamöz hücreli karsinom (E 32%, K 25%)
• Küçük hücreli karsinom (E 14%, K 18%)
• Büyük hücreli karsinom (E 18%, K 10%)
A) Glomerül bazal membran kalınlaşması
B) Mezengial immünglobulin birikimleri
C) Parietal hücre proliferasyonları ve kresentler
D) Glomerüllerde diffüz nötrofil infiltrasyonu
E) Normal görünümlü glomerüller
94 – E
Minimal Değişiklik hastalığı (Lipoid nefroz)
• Çocuklarda nefrotik sendromun en sık nedenidir.
• Selektif proteinüri, hipoalbüminemi, ödem, hiperlipidemi ve
lipidüri ile seyreder.
93. Üriner obstrüksiyon bulguları olan ve PSA’sı hafif yüksek
67 yaşındaki erkek hastaya TUR-P yapılıyor. Piyesin incelenmesinde fibromusküler stroma içerisinde sayıca artmış çift sıralı epitelle döşeli asinuslar izleniyor. Asinusları oluşturan hücrelerin nükleolleri seçilemeyen küçük
çekirdekli olduğu ve yer yer lümende corpora amilesea
sekresyonu görülüyor.
• Proteinürinin nedeni glomerüller kapiller duvarın bozulması sonucu plazma proteinlerine aşırı geçirgenlik ve glomerüler
polianyon kaybıdır.
• IM (ışık mikroskopi)bulguları: Işık mikroskopisinde glomerüller normaldir. Proksimal
tübül epitel hücrelerinde lipit ve yağ birikimine bağlı vakuolizasyon görülebilir.
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Benign prostat hiperplazisi (Nodüler hiperplazi)
B) Prostatik adenokarsinom
• EM (Elektron mikroskopi) bulguları: Visseral epitel hücrelerinde podositlerde düzleşme veya silinme
C) Küçük hücreli karsinom
• IF (İmmünfloresan) bulguları: Madde birikimi saptanmaz.
D) Kronik prostatit
• Prognozu iyidir. Çocuklarda kortikosteroid tedavisi ile genellikle düzelir. Erişkinlerde prognoz biraz daha kötüdür.
E) Prostatik intraepitelyal neoplazi
93 – A
BPH (nodüler hiperplazi) 50 yaş üstü erkelerde her dekat
için sıklığı gittikçe artan bir hastalıktır. Hastalıkta testosteron
ve özellikle dihidrotestosteronun rolü vardır. Genellikle periüretral bölgeden(transizyonel ve santral zon) kaynaklanır ve
bu yüzden üriner obstrüksiyon semptomlarına neden olabilir. Transüretral bölgede farklı boyutlarda iyi sınırlı nodüller
gelişir. Hastalarda PSA’da hafif yükselme görülebilir. BPH’da
hiperplastik epitelyal ve stromal komponent izlenir. Tipik histolojik özelliği, fibromusküler stroma içerisinde çift sıralı epitelle döşeli irili ufaklı ve kistik genişlemeler gösterebilen prostatik glandlar izlenir. Nodüler hiperplazide glandlarda boyut
değişebilir ancak glandları (asinüsleri) döşeyen epitelin çift
sıralı yapısı korunur. Stromal ve asiner proliefrasyon izlenir.
Asinüslerin lümeninde PAS(+) eozinofilik materyal bulunabilir. Buna corpora amylacea denir. Corpora amylacea normal
prostatta ve BPH’de izlenirken adenokarsinomlarda nadiren
izlenir. BPH prostatı en fazla büyüten hastalıktır. Premalign
bir durum değildir.
www.tusem.com.tr
95. Aşağıdaki over tümörlerinden hangisi seks-kord stromal orjinlidir?
A) Seröz hücreli tümör
B) Granüloza hücreli tümör
C) Brenner tümör
D) Struma ovari
E) Endoodermal sinüs tümörü
95 – B
Primer over tümörleri yüzey epiteli, germ hücreleri ve sekskord stromal hücrelerinden gelişebilir.
Overin Seks Kord – Stromal Tümörleri
26
• Granuloza hücreli tümör
• Sertoli hücreli tümör
• Fibroma
• Leydig hücreli tümör
• Fibrotekoma
• Gynandroblastom
• Tekoma
• Lipid hücreli tümör
Temel Bilimler / T 38 - 3
96. Aşağıdaki klinik ve morfolojik özelliklerden hangisi
Crohn hastalığını düşündürmez?
D) Ülserlere lezyonlarda non kazifiye granülomlar
98. Otuz sekiz yaşında kadın hastada yapılan tiroid USG’sinde
sol tiroid lobunda 2,3 cm çapında düzensiz sınırlı, içinde
punktat kalsifikasyonları seçilen solid nodül tespit ediliyor ve ince iğne aspirasyonu yapılıyor. Aspirasyon yaymalarının incelenmesinde ince kromatinli, yer yer grooving (nükleer yarıklanma), intranükleer inklüzyon ve
molding (yığılma) gösteren atipik tirositler izleniyor.
E) Barsak duvarında fistül ve fissürler
A) Gastrointestinal sistemde segmental tutulum
B) Sadece mukozal ve submukozal ülserler
C)Serozit
Bu hastada en olası tanı aşağıdakilerden hangisidir?
96 – B
A) Graves hastalığı
Crohn hastalığı (CH) ataklar halinde GİS’in herhangi bir seviyesini tutabilir. En sık terminal ileum tutulur. Gecikmiş tipte
hipersensitivite reaksiyonudur. İnflamasyon tüm barsak katlarını tutan transmural, keskin sınırlı ve kroniktir. İnflamasyona
non kazeifiye granülomlar ve lenfoid agregatlar eşlik eder.
CH’da segmental atlamalı tutulum vardır ve segmentler arasında normal barsak izlenebilir. (ip belirtisi/skip sign) fibrozis
nedeni ile barsak lğmeni daralır ve baryumlu grafide ip belirtisi görünümü oluşur. Serozit olgularda sıktır ve fistül oluşturan
derin fissürler sık görülür. Hastalarda malabsorbsiyon ve ishal
belirgindir.
B) Hashimato tiroiditi
C) Foliküler adenom
D) Papiller tiroid karsinomu
E) Medüller karsinom
98 – D
PAPİLLER TİROİD KARSİNOM
• En sık görülen tiroid kanseridir. En sık 20-40 yaş arasında
görülür. Daha önceden iyonize radyasyonla karşılaşmış kişilerde görülen tiroid kanserlerinin çoğunluğunu oluşturur.
• Klinik: Genellikle asemptomatik tiroid nodülleri şeklinde
ortaya çıkar. Bazen ilk belirti servikal LN’da kitle olabilir.
Ses kısıklığı, öksürük, disfaji, solunum sıkıntısı ilerlemiş vakalarda olabilir. Sintigrafide çoğu solid nodüllerdir.
97. Aşağıdakilerden hangisi sinir sistemi zedelenmeleri
veya hastalıklarında astrositlerde izlenen değişikliklerden değildir?
• Çekirdek özelliklerinden dolayı İİAB ile yüksek oranda tanı
konulabilir. Prognozu çok iyidir. 10 yıllık sağ kalım %95’in
üzerindedir.
A)Gliozis
B) Rosental fibrilleri
• Morfoloji: Solid veya multifokal olabilir. Genellikle düzensiz
sınırlı ve kapsülsüzdür. Bazı alt tiplerinde kapsül olabilir. Kesit
yüzeyi beyaz renkli, sert ve granüler görünümdedir. Mikroskopta; küboidal epitelle döşeli fibrovasküler korları bulunan
papiller yapılar içerir. En önemli özelliği hücrelerin nükleus
özellikleridir. İnce kromatinli, buzlu cam yapısında nüve,
stoplazmik girintilerden dolayı intranükleer inklüzyon, grooving ve molding görülebilir. Psammom cisimcikleri %40-50
vakada görülen konsantrik kalsifiye yapılardır. Medüller ve
foliküler karsinomda görülmez. Bir lenf nodunda veya tiroid
dokusunda psammom cismi varsa, gizli bir papiller karsinom
akla gelmeli dir. En sık lenfatik invazyonla boyundaki lenf
nodlarına yayılır. Hematojen yayılım nadirdir.
C) Lewy cisimciği
D) Poliglukazon cisimcikler
E) Alzheimer Tip II astrosit
97 – C
Sinir sistemi zedelenmelerinde astrositlerde görülebilen reaksiyonlar:
• Gliozis
• Astrositlerde şişme
• Rosenthal fibrilleri
• Korpora amilasea veya poliglukozan cisimcikler
• Glial sitoplazmik inklüzyonlar
• Alzheimer tip II astrosit
99. Oral biyoyararlanımı %60, klerensi 3.6 L/saat olan ilaç,
8 saatte bir 600 mg dozda oral yoldan verildiğinde kararlı durum konsantrasyonu (Css) kaç mg/L olur?
Parkinson hastalığında lokus sereleus ve substantia nigrada
solukluk, mikroskopik incelemede bu bölgelerde pigment kaybı ve kolinerjik nöronlarda kayıp ile birlikte gliozis vardır. Kalan
nöronların bir kısmında Lewy cisimcikleri bulunabilir. Bunlar
çoğunlukla berrak bir halo ile çevrili tek ya da çok sayıda eozinofilik yuvarlak ya da uzun sitoplazmik inklüzyonlardır.
A) 6.25
B) 12.50
C) 25
D) 37.50
E) 50
27
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 38 - 3
99 – B
Mekasermin: Büyüme hormonu eksikliği olan çocuklarda GH
reseptörlerinde mutasyon nedeniyle büyüme hormonuna yanıt olmayabilir. Bu durumda IGF-1 (mekasermin) veya IGF-1 +
IGF-1 bağlayıcı protein preparatı (mekasermin rinfabat) subkutan yoldan kullanılır.
Kararlı Durum Konsantrasyonu (Css)
Alınan ve atılan ilaç miktarının eşit olmasına kararlı durum
konsantrasyonu (Css) denir. Kararlı durum konsantrasyonuna
ulaşma süresi (Tss) yarılanma ömrünün 4 veya 5 katına eşittir.
İlaçlar kararlı durum derişiminin %90’nına yarılanma ömrünün 3.3 katı sonunda ulaşır.
Kararlı plazma konsantrasyonu = Doz x Biyoyararlanım / Klerens x Doz Aralığı
Kararlı plazma konsantrasyonu = 600 x 0.6 / 3.6 x 8 = 12.5
mg/L bulunur.
102. Aşağıdaki sefalosporinlerden hangisi metisiline dirençli S.aureus enfeksiyonlarında diğerlerine kıyasla daha
etkilidir?
A) Sefazolin
B) Sefuroksim aksetil
C) Seftarolin fosamil
D) Sefpodoksim proksetil
E) Sefditoren pivoksil
100. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi GABA-aracılı klorür iyon
kanallarını açılma frekansını artırır?
102 – C
A) Alprazolam
B) Baklofen
V.Kuşak Sefalosporinler
C) Pentobarbital
D)Ramelteon
Seftarolin ve seftobiprol metisiline dirençli stafilokok aureus
enfeksiyonlarınında kullanılır. Enterokoklara ve gram(-) bakterilere de etki gösterirler.
E) Buspiron
100 – A
Benzodiazepinler
Benzodiazepin reseptörlerine bağlanarak GABAA reseptörlerinin etkinliğini ve klor iyon kanallarının açılma frekansını artırırlar. GABA’nın doz yanıt eğrisini sola kaydırırlar. Etki yapmaları için ortamda GABA bulunmalıdır.
Barbitüratlara kıyasla güvenlik indekslerinin geniş olması,
ölümcül yan tesirlerinin nadir olması, karaciğer enzimlerini
indüklememeleri, selektif anksiyolitik etki göstermeleri, daha
az bağımlılık yapmaları ve spesifik antagonistlerinin bulunması gibi üstünlükleri vardır.
103. Gastrointestinal ve genitoüriner hastalıklarda kullanılan
aşağıdaki antimuskarinik ilaçlardan hangisinin santral
sinir sistemi ile ilişkili yan tesir riski en yüksektir?
B)Propantelin
C) Glikopirolat D) Hyosin-N-butil bromür
E) Darifenasin
103 – E
Tablo: Antimuskarinik İlaçlar
101. Mekasermin, aşağıdaki durumlardan hangisinde kullanılan biri ilaçtır?
A) Prolaktin salgılayan adenom
B) Büyüme hormonu eksikliği
C) Erken doğum eyleminin önlenmesi
D) Östrojen reseptörü pozitif meme kanseri
E) Kronik böbrek yetmezliğine bağlı hiperparatiroidi
101 – B
Tersiyer Amin
Kuvaterner Amin
Atropin
Ipratropium
Skopolamin
Tiotropium
Benztropin
Glikopirolat
Biperiden
Metskopolamin
Darifenasin
Trospium
Solifenasin
Propantelin
Tolterodin
Methantelin
Oksibutin
Mepenzolat
Propiverin
Hyosin-N-butilbromür
104. Beta blokörlerin aşağıdaki etkilerinden hangisi beta reseptörleri bloke etmelerine bağlı değildir?
Büyüme Hormonu Eksikliğinin Tedavisi
Somatotropin / Somatrem: Büyüme hormonu reseptörünü uyaran büyüme hormonu analoglarıdır. Büyüme hormonu eksikliği,
Turner sendromu, Noonan sendromu, Prader Willi sendromu ve
kronik böbrek yetmezliğinde parenteral yoldan kullanılırlar. Hiperglisemi, psödotümör serebri, pankreatit, jinekomasti, karpal
tunel sendromu, periferal ödem ve enzim indüksiyonu gibi yan
tesirleri vardır. Tiroid fonksiyon testleri takip edilmelidir.
www.tusem.com.tr
A)Metskopolamin
A) Renin sekresyonunu baskılamaları
B) Göz içi basıncını düşürmeleri
C) Lipit profilini olumsuz etkilemeleri
D) Aksiyon potansiyel süresini uzatmaları
E) Hava yolları rezistansını artırmaları
28
Temel Bilimler / T 38 - 3
104 – D
Aprotinin: Kallikrein, tripsin ve plazmin gibi serin proteazları inhibe eder. Pankreatit ve karsinoid sendrom tedavisinde
kullanılır. Fibrinolitik ilaçlara bağlı kanamalarda ve koroner bypass cerrahilerinde yararlıdır.
Beta reseptör blokajına bağlı olmayan etkileri
Voltaj bağımlı sodyum kanallarını bloke ederek lokal anestezik
etki yaparlar. Sotalol potasyum kanallarını bloke ederek aksiyon potansiyel süresini (QT aralığı) uzatır. Gastrointestinal yan
tesirleri de beta blokör özelliklerine bağlı değildir.
Ekallantid: Rekombinant plazma kallikrein inhibitörüdür. Herediter anjioödem ve kardiyovasküler cerrahilerde kanamaları
azaltmak için kullanılır.
105. Adenozinin antiaritmik kullanımı ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
107. Aşağıdakilerden hangisi metilksantinlerin etki mekanizmalarından biri değildir?
A) Belirgin hiperpolarizasyon yapar ve kalsiyum-bağımlı aksiyon potansiyelini baskılar.
A) Fosfodiesteraz-4 enziminin inhibe edilmesi
B) Yarılanma ömrü en kısa antiaritmiktir.
B) Adenozin reseptörlerinin inhibe edilmesi
C) Paroksismal supraventriküler taşikardiyi sinüs ritmine getirmede en etkili ilaçtır.
C) Histon deasetilasyonunun inhibe edilmesi
D) Sarkoplazmik retikulumdan kalsiyum salgısının artırılması
D) Antiaritmik etkisi metilksantinler tarafından azaltılır.
E) Kalp nakli yapılan hastalarda ilk tercih antiaritmiktir.
E) IL-10 sekresyonunun stimüle edilmesi
105 – E
107 – C
Adenozin
İçe dönük potasyum kanallarını aktive ve kalsiyum kanallarını
bloke ederek hiperpolarizasyona neden olur. Kalsiyum bağımlı aksiyon potansiyelini inhibe eder. Pacemakeri baskılamaz. Sinoatrial nod üzerinde belirgin etki yapmaz.
Plazma proteinlerine bağlanmaz. Yarı ömrü en kısa (10 saniye) antiaritmiktir. İntravenöz verildiğinde atrioventriküler
refrakter periyodu en fazla baskılayan ve AV iletimi en fazla
yavaşlatan antiaritmiktir. Paroksismal supraventriküler taşikardiyi sinüs ritmine getirmede en etkili ilaçtır.
Adenozin reseptörlerini bloke eden metilksantinler etkisini azaltırken adenozin re-uptake’ni önleyen dipiridamol antiaritmik etkisini artırır. Dipiridamol kullanan hastalara verilmemelidir.
Flushing, hipotansiyon, başağrısı ve bronkokonstriksiyona neden olabilir. Astım olan hastalarda nispi kontrendikedir. Kalp
nakli yapılan hastalarda kullanılmamalıdır.
Metilksantinler (Teofilin / Aminofilin / Teobromin)
Fosfodiesteraz enzimini (bronşlarda PDE4) ve adenozin reseptörlerini bloke ederek bronkodilatasyon yaparlar. Histon deasetilasyonunu, IL-10 sekresyonunu artırarak ve prostoglandin
sentezini inhibe ederek antiinflamatuvar etkinlik gösterirler.
Sarkoplazmik retikulumdan kalsiyum salgısını stimüle ederek
iskelet kaslarını kasarlar. Astım ve KOAH’ın akut tedavisinde ve
profilaksisinde kullanılırlar.
Farmakolojik Etkileri
Solunum sistemi: Bronşları gevşetirler. Solunum merkezini
uyarırlar. Bronkodilatör etkilerine tolerans gelişmez.
Kardiyovasküler sistem: Sempatik sinir ucundan norepinefrin
salgısını ve intraselüler kalsiyum derişimini artırarak pozitif
kronotropik ve pozitif inotropik etki yaparlar. Taşikardi ve kan
basıncında hafif yükselmeye neden olurlar. Yüksek dozda beyin
damarları dışındaki damarlar dilate olur ve kan basıncı düşer.
106. Aşağıdakilerden hangisi anjioödem tedavisinde kullanılan rekombinant plazma kallikrein inhibitörüdür?
A) Karperitit
B) Ekallantid
C) Relcovaptan
D) Aprepitant
Gastrointestinal sistem: Mide asit sekresyonunu artırırlar.
Uzun süre kullanımda peptik ülsere neden olabilirler. Lipolizi
stimüle ederek serbest yağ asitlerini artırırlar.
Böbrekler: Zayıf diüretik etkileri vardır. Lityum intoksikasyonunda kullanılırlar.
E) Fosforamidon
106 – B
İskelet kasları: Kas yorgunluğuna neden olurlar. Solunum kaslarının kasılma gücünü artırdıkları için kronik tıkayıcı akciğer
hastalığında değerli ilaçlardır.
Bradikinin Antagonistleri
İkatibant: Bradikinin B2 reseptörleri bloke ederek C1-esteraz
inhibitör eksikliğine bağlı herediter anjioödem, havayolu hastalıkları, termal injüri, asit ve pankreatit tedavisinde subkutan
yoldan kullanılır.
Santral sinir sistemi: Dikkati artışı, insomnia, tremor, anksiyete ve konvülsiyon gibi santral sinir sistemi etkileri vardır.
29
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 38 - 3
108. Aşağıdaki reseptörlerden hangisinin inhibe edilmesi ile
antiemetik etki elde edilemez?
A) Dopamin D2
B) Substans P NK1
C) Muskarinik M1
D) Serotonin 5-HT3
110 – D
Azitromisin
H.influenza ve moraxella üzerindeki etkinliği eritromisinden
fazla olmasına karşın streptokok ve stafilokoklara daha düşüktür. Yarı ömrü en uzun ve dağılım hacmi en yüksek makroliddir.
Eritromisin gibi kolestatik hepatit yapmaz. CYP enzimlerince
metabolize olmadığı için başka ilaçlarla etkileşmeye girmez.
E) Kannabinoid CB1
108 – E
Tablo: Antiemetik İlaçlar
Antiemetik İlaç
Antiemetik Etki Mekanizması
111. Aşağıdakilerden hangisi terapötik dozda verilen digoksinin farmakolojik etkilerinden biri değildir?
Ondansetron / Palanosetron Serotonin 5-HT3 reseptör blokajı
Aprepitant / Fosaprepitant
Substans P NK1 reseptör blokajı
Klorpromazin / Droperidol
Dopamin D2 reseptör blokajı
Metoklopramid
Dopamin D2 ve serotonin 5-HT3 reseptör
blokajı
B) Atrioventriküler iletim hızında yavaşlama
Dimenhidrinat / Meklizin
Histamin H1 reseptör blokajı
C) Atrioventriküler refrakter periyotta uzama
Skopolamin
Muskarinik M1 reseptör blokajı
Diazepam / Lorazepam
GABAA reseptör aktivasyonu
Dronabinol / Nabilon
Kannabinoid CB1 reseptör aktivasyonu
A) Atrium kasında refrakter periyotta uzama
D) Sinoatrial nod hızında yavaşlama
E) EKG’de PR uzaması ve QT kısalması
111 – A
Tablo: Dijitallerin Kardiyak Etkileri
109. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi voltaj bağımlı potasyum kanallarını açarak parsiyel nöbet tedavisinde kullanılır?
A) Retigabin
B) Vigabatrin
C) Levetirasetam
D) Zonisamid
E)Karbamazepin
109 – A
Parametre
Terapötik Doz
Toksik Doz
Sinoatrial nod
Hızda azalma
Hızda azalma
Atrium kası
Refrakter periyotta
kısalma
Refrakter periyotta
kısalma
Atrioventriküler nod Refrakter periyotta
yavaşlama
Refrakter periyotta
kısalma
Purkinje / Ventrikül
kası
Refrakter periyotta
kısalma
Ekstrasistol / Taşikardi /
Fibrilasyon
EKG
PR uzaması / QT
kısalması
Taşikardi / Fibrilasyon /
Arrest
Retigabin (Ezogabin)
Diğer antiepileptik ilaçlardan farklı bir mekanizmaya sahiptir.
Voltaj bağımlı potasyum kanallarını açarak hiperpolarizasyona neden olur. Parsiyel nöbet tedavisinde kullanılır. Mesane
disfonksiyonuna neden olabilir.
112. Sempatomimetik aminlerle ilgili aşağıdaki ifadelerden
hangisi yanlıştır?
A) Fenilefrin, kalp hızını artırmasına karşın kardiyak
kontraktiliteyi azaltır.
B) Adrenalin, eş zamanlı ortalama kan basıncı artışı ve
bronkodilatasyon yapar.
110. Erirtomisin ve azitromisinin karşılaştırılması ile ilgili
aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
C) Noradrenalin, belirgin metabolik etki yapmaz.
D) İzoproterenol, diyastolik kan basıncını azaltır.
A) Streptokoklara karşı eritromisin, azitromisinden
daha etkilidir.
E) Dopamin, düşük dozda renal kan akımını ve sodyum
itrahını artırır.
B) H.influenza’ya karşı azitromisin, eritromisinden
daha etkilidir.
112 – A
C) Eritromisinin kolestatik hepatit yapma riski, azitromisinden daha yüksektir.
Adrenalin (Epinefrin)
α ve β reseptörlere agonist etki yaparAlfa reseptörler üzerinden vazokonstriksiyon beta reseptörler üzerinden vazodilatasyona neden olur. Eş zamanlı ortalama kan basıncı artışı ve
bronkodilatasyon yaptığı için anaflaktik şokta ilk tercih ilaçtır.
Akut bronkospazm ve kardiyak arrestte öncelikle tercih edilir.
D) Azitromisinin başka ilaçlarla etkileşme riski, eritromisinden daha yüksektir.
E) Azitromisinin dağılım hacmi, eritromisinden daha
büyüktür.
www.tusem.com.tr
30
Temel Bilimler / T 38 - 3
Lokal anesteziklerin etki süresini uzatmak, sistemik yan tesirlerini ve kanamaları azaltmak için kullanılır.
Özefageal ve gastrik motiliteyi etkilemeden kolonik geçişi yavaşlatırlar. Alosetron inflamatuvar barsak hastalığında görülen diyare tedavisi için ruhsat almıştır.
Noradrenalin (Norepinefrin)
α reseptörleri stimüle etmesine karşın β reseptörleri uyarma
özelliği zayıftır. Metabolik etki göstermez. Damar düz kaslarını
kasarak sistolik ve diyastolik kan basıncını artırır. Pozitif inotropik ve midriyatik etkisi de vardır.
114. Levosimendan’ın farmakolojik özellikleri ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
Vagal uyarı sonucu refleks bradikardi yapar. Önceden gangliyon blokörü (heksametonyum gibi), alfa blokör (fentolamin
gibi) veya antimuskarinik (atropin gibi) verilmesi refleks bradikardiyi önler. Kalp nakli yapılan hastalarda ve in vitro kullanılışta bradikardiye neden olmaz.
A) Stoplazmik kalsiyuma kardiyak troponin-C’nin duyarlılığını artırır.
B) ATP duyarlı potasyum kanallarını açar.
C) Akut dekompanse kalp yetmezliğinde kullanılır.
İzoproterenol (Isoprenalin)
D) İntraselüler kalsiyum düzeyini azaltır.
β1 ve β2 agonist ilaçtır. Kalbin atım sayısını, atım gücünü ve renin sentezini artırır. Bronkodilatasyon, vazodilatasyon ve myometriumda gevşemeye neden olur. KOMT tarafından yıkılır.
E) Pozitif inotropik etkisi beta blokörler tarafından önlenemez.
Dopamin
114 – D
Düşük dozda DA1 reseptörleri aracılığı ile renal, mezenter,
koroner ve intraserebral damarları dilate eder. İdrar çıkışını
artırır ve natriürezise neden olur. Orta dozda β1 reseptörleri
uyararak kardiyak kontraktiliteyi artırır. Yüksek dozda α1 reseptörleri aktive ederek vazokonstriksiyon yapar. Akut kalp
yetmezliği, kardiyojenik ve septik şok tedavisinde kullanılır.
Levosimendan
Fenilefrin
İntraselüler kalsiyumu artırmadan stoplazmik kalsiyuma kardiyak troponin-C’nin duyarlılığını artırır. ATP duyarlı potasyum
kanallarını açarak ön ve art yükü azaltır. Yüksek dozda fosfodiesterazı inhibe eder. Akut dekompanse kalp yetmezliğinde
kullanılır. Pozitif inotropik etkisi beta blokörler ve kalsiyum
kanal blokörleri tarafından önlenemez.
Adrenerjik α1 reseptörleri uyararak vazokonstriksiyon, hipertansiyon, pozitif inotropi ve midriyazise neden olur. Vagal
aktivite artışına bağlı atropin ve heksametonyum ile önlenen
refleks bradikardi yapar. Bölgesel kan akımını azaltmak için
kullanılır.
115. Selektif endotelin ETA reseptör blokörü ambrisentan ve
sitaksentan, aşağıdaki durumlardan hangisinde kullanılır?
A) Pulmoner arteriyel hipertansiyon
113. Aşağıdaki 5-HT3 reseptör blokörlerinden hangisi irritabl
barsak sendromunda görülen şiddetli diyarenin tedavisinde en uygundur?
A) Ondansteron
B) Granisetron
C) Palanosteron
D)Alosetron
B) Patent duktus arteriyozusun kapatılması
C) Migren krizi
D) Koroner by-pass cerrahilerinde kanama kontrolü
E) Kemoterapiye bağlı kusmaların önlenmesi
115 – A
E)Tropisetron
Endotelin Antagonistleri
113 – D
Fosforamidon: Endotelin sentezini sağlayan endotelin konverting enzimi inhibe eder.
5-HT3 Antagonistleri
Ondansetron, granisetron, tropisetron, dolasetron, alosetron
ve palanosetron 5-HT3 reseptörlerini bloke ederek anti-kanser ilaçlara bağlı emezis ve postoperatif bulantı-kusma tedavisinde kullanılır. Anti-kanser ilaçlara bağlı emeziste deksametazon ile kombine edilirler. Palanosetron diğerlerine göre
daha uzun etkilidir.
Bosentan: ETA ve ETB reseptörlerinin bloke ederek pulmoner
hipertansiyon tedavisinde oral yoldan kullanılır. Tezosentan
da benzer mekanizmaya sahiptir.
Ambrisentan / Sitaksentan: Selektif ETA reseptör blokajı ile
pulmoner hipertansiyon tedavisinde kullanılırlar.
31
www.tusem.com.tr
Temel Bilimler / T 38 - 3
117 – D
116. Aşağıdaki ilaçlardan hangisi farnesil pirofosfat sentezini inhibe ederek osteoklastlerın etkinliğini baskılar?
Tablo: Helmint Tedavisi
A) Alendronat
B) Teriparatid
Helmint
İlk Tercih
Alternatif
C) Sinakalset
D) Raloksifen
A.lumbricoides
Albendazol / Mebendazol / Pirantel
pamoat
İvermektin / Piperazin
T.trichiura
Mebendazol / Albendazol
İvermektin
N.americanus /
A.duodanale
Albendazol / Mebendazol / Pirantel
pamoat
---
S.stercoralis
İvermektin
Albendazol / Tiabendazol
E.vermicularis
Mebendazol / Pirantel
pamoat
Albendazol
T.spiralis
Albendazol + Kortikosteroid
Mebendazol + Kortikosteroid
Kutanöz larva migrans
Albendazol / İvermektin
Topikal tiabendazol
E) Sevalemer
116 – A
Bifosfonatlar
Etidronat, alendronat, pamidronat, zoledronat (zoledronik
asit), risedronat, ibandronat ve tiludronat kemiklerde hidroksiapetit kristallerine bağlanarak osteoklastik etkinliği inhibe
eder. Osteoporoz, kanser metastazlarına veya diğer nedenlere bağlı hiperkalsemi ve Paget hastalığında kullanılırlar. Hormonal özellik göstermezler.
Oral yoldan veriildiklerinde %1-10 absorbe edilirler. Besinler, kalsiyum ve demir içeren ilaçlar absorpsiyonlarını azaltır.
Mide boşken alınırlar. Oral verildiklerinde özefageal ve gastrik
irritasyondan dolayı pamidronat, ibandronat ve zoledronat
infüzyonla kullanılır. İnfüzyonla verilişte yüksek doz ilaç kullanılabilmesi ilacın alınma sayısını azaltır (zoledronat infüzyonu
yılda bir).
Kemiklerde uzun yıllar kalabilirler. Değişmeden böbrek yoluyla elimine edilirler. Böbrek yetmezliğinde, özefagus motilite
bozukluğunda ve peptik ülseri olanlarda kontrendikedirler.
1,25(OH)2 D oluşumunu ve intestinal kalsiyum absorpsiyonunu
inhibe ederler. Kemiklerde glikolizi, hücre büyümesini ve alkalen fosfatazı baskılarlar. Alendronat ve risedronat gibi amino
grubu içerenler farnesil pirofosfat sentezini inhibe eder.
Gastrik ve özefageal irritasyon ile hipokalsemi sık görülen yan
tesirleridir. Çenede osteonekroza neden olabilirler. Çenede
osteonekroz geliştiğinde bifosfanatlara 5 yıl ara verilmelidir.
Son yıllarda yapılan çalışmalarda uzun dönem bifosfanat tedavisinin femur kırıklarına yol açtığı gösterilmiştir.
Visseral larva migrans
Albendazol
Mebendazol
W.bancrofti / Loa loa /
B.malayi
Dietilkarbamazin
İvermektin
O.volvulus
İvermektin
---
D.medinensis
Metronidazol
Tiabendazol / Mebendazol
S.haematobium
Prazikuantel
Metrifonat
S.mansoni
Prazikuantel
Oksamnikin
C.sinensis
Prazikuantel
Albendazol
P.westermani
Prazikuantel
Bithinol
F.hepatica
Bithinol
Prazikuantel
T.saginata
Niklozamid / Prazikuantel
Mebendazol
T.solium
Prazikuantel / Niklozamid
---
D.latum
Prazikuantel / Niklozamid
---
Sistiserkosis
Albendazol
Prazikuantel
H.nana
Prazikuantel
Niklozamid
E.granulosus
Albendazol
---
E.multilocularis
Albendazol
---
118. Aşağıdaki anti-kanser ilaçlardan hangisi hücre bölünmesinin dönemlerine spesifik etki yapar?
A) Temozolomid
B) İrinotekan
C) Daunorubisin
D) Sisplatin
E)Paklitaksel
118 – E
117. Aşağıdaki antihelmintik ilaçlardan hangisi kullanım endikasyonu ile birlikte verilmemiştir?
Taksanlar
A) İvermektin – S.stercolaris ve O.volvulus
Bitkisel kaynaklı paklitaksel ile yarı sentetik deriveleri dosetaksel ve cabazitaksel tubülin polimerizasyonunu stimüle
ederek normal tubülinleri stabilize eder. Mitoz bölünmeyi
metafazda durdururlar (mitoz veya metafaz zehiri). M fazına
spesifik etki yaparlar. Bulantı-kusma, myelosupresyon, nötropeni ve periferik nöropati gibi yan tesirlere neden olurlar.
B) Dietilkarbamazin – W.bancrofti ve B.malayi
C) Prazikuantel – S.haematobium ve S.saginata
D) Niklozamid – T.trichiura ve T.spiralis
E) Albendazol – A.lumbricoides ve E.granulosus
www.tusem.com.tr
32
Temel Bilimler / T 38 - 3
120. Hayvan çalışmalarında minimum risk olmasına karşın
insan çalışmalarının bu riski desteklemediği ilaçlar teratojenik sınıflamaya göre aşağıdaki kategorilerin hangisinde bulunur?
Paklitaksel meme, over, akciğer, prostat, mesane kanserinde
ve AIDS ile ilişkili kaposi sarkomunda, dosetaksel ilerlemiş
meme kanseri ve küçük hücreli olmayan akciğer kanserinde,
cabazitaksel çoklu ilaç dirençli kanserlerde kullanılır.
119. Depresyon tedavisinde kullanılan ilaçlarla ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
A) Kategori A
B) Kategori B
C) Kategori C
D) Kategori D
E) Kategori X
A) Trazodon, primer olarak noradrenalin geri alım inhibitörüdür.
120 – B
Gebelikte İlaç Derecelendirilmesi
B) Bupropion, veziküler serotonin salgılanmasını artırır.
Kategori A: İnsülin, tiroid hormonları, folik asit ve demir preparatları gibi fetüste anomali oluşturmadığı kanıtlanan ilaçlar
bu kategoride bulunur.
C) Duloksetin, selektif noradrenalin geri alım inhibitörüdür.
D) Amoksapin, postsinaptik D2 reseptörlerini bloke
eder.
Kategori B: Hayvan çalışmalarında risk yok ama kontrollü insan çalışmaları yeterli değil veya hayvan çalışmalarında minimum risk olmasına karşın insan çalışmalarının bu riski desteklemediği ilaçlardır. Penisilin ve parasetamol bu kategoride
bulunur.
E) Mirtazapin, selektif seroton ve noradrenalin geri
alım inhibitörüdür.
119 – D
Kategori C: Hayvan çalışmalarında risk olmasına karşın kontrollü insan çalışmalarının yeterli olmadığı ilaçlardır. Bu ilaçlar
yararı zararından fazla ise gebede kullanılabilir. Faz III sonunda ruhsat alan ilaçlar bu kategori kabul edilir.
Bupropion: Katekolaminlerin presinaptik salgılanmasını ve
norepinefrin ile dopamin düzeyini artırır. Antimuskarinik, antihistaminik ve antiadrenerjik yan tesirlere neden olmaz. Konvülsiyon riski yüksektir. İştahı azaltır ve erektil disfonksiyon
yapmaz. Nikotin bağımlılığı tedavisinde kullanılır.
Kategori D: İnsanda teratojen olduğu kanıtlanmış ama yararı zararından fazla ise gebe kadınlarda kullanabilen ilaçlardır.
Propiltiourasil ve valproik asit bu kategoride yer alır.
Mirtazapin: Presinaptik α2 otoreseptörleri bloke ederek norepinefrin ve 5-HT salgılanmasını artırır. Postsinaptik 5-HT2 ve
5-HT3 reseptörleri de inhibe eder. Sedasyon yapıcı etkisi H1 reseptör blokajına bağlıdır. Mianserin de benzer etkilere sahiptir.
Kategori X: Hayvan ve insan çalışmalarında fetal anomalilere
neden olduğu kanıtlanan ve gebede kesinlikle kullanılmayan
ilaçlardır. Anti-kanser ilaçlar, seks hormonları, statinler ve yüksek doz vitamin A bu kategoride bulunur.
Maprotilin / Amoksapin: Norepinefrin re-uptake’ni 5-HT reuptake’ine kıyasla daha selektif inhibe ederler. Yan tesirleri
trisiklik antidepresanlara benzer. Amoksapin metabolitine
bağlı dopamin D2 reseptörlerini bloke ederek antipsikotik etki
ve ekstrapiramidal yan tesirlere neden olur.
5-HT2 Antagonistleri
Trazodon ve nefazodon ve aktif metabolitleri 5-HT2A reseptörlerini bloke ederek ve zayıf serotonin re-uptake inhibitörü etkileri
ile antidepresan, anksiyolitik ve antipsikotik etki yaparlar. Nefazodon ayrıca norepinefrin geri alımını da inhibe eder. Trazodon
hipnotik amaçlı da kullanılır. Nefazodon CYP3A4 enzimlerinin
potent inhibitörlerinden biridir ve hepatotoksisiteye neden olur.
Selektif Serotonin ve Noradrenalin Re-uptake İnhibitörleri
(SSNRI)
Venlafaksin, duloksetin ve milnasipran serotonin ve norepinefrin re-uptake’ni yapan taşıyıcıları (SERT ve NET) selektif
inhibe ederler. Antimuskarinik (atropin benzeri etki), antihistaminik (sedasyon) ve antiadrenerjik (hipotansiyon) yan tesir
riskleri düşüktür.
33
www.tusem.com.tr