2.Hafta - Sosyal Bilimler Enstitüsü
Transkript
2.Hafta - Sosyal Bilimler Enstitüsü
2014 SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ BANKACILIK VE FİNANS UZAKTAN ÖĞRETİM TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI FİNANSIN İLKELERİ DERS NOTU ISPARTA 2014 1 SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ Ban kacılık ve F in an s Uzaktan Öğretim Tezsiz Yüksek Lisans Programı BİRİNCİ BÖLÜM 1. FİNANSAL YÖNETİMİN TEMELLERİNE GİRİŞ II BÖLÜM HEDEFİ Finansal Yönetimin Temellerine Giriş II bölümünde öğrenciler aşağıdaki becerileri kazanacaktır: Finans yöneticisinin işletmedeki rollerini tanımlayabilecekler. İşletmede finans departmanının nasıl organize olabileceğini anlayacaklar. Finanstaki geniş kariyer pozisyonlarının farkına varacaklar. Finans ve Muhasebe ile Finans ve Ekonomi arasındaki ilişkiyi kurgulayabilecekler. Kurumsal yönetimin ne olduğu öğrenecekler. İşletmelerde ajans probleminin ne olduğu ve buna dönük çözüm önerilerini öğrenecekler. İşletmelerin olmazsa olmazı etik kavramını daha yakından inceleyecekler. 1 SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ Ban kacılık ve F in an s Uzaktan Öğretim Tezsiz Yüksek Lisans Programı TEMEL KAVRAMLAR Yatırım ve Finansman Kararları CFO, Haznedar ve Kontrolör Finansta Kariyer Finans ve Muhasebe Finans ve Ekonomi Kurumsal Yönetim Ajans Problemi ve Maliyeti Etik ve Güven BÖLÜM İÇERİĞİ 1.5. Finans Yöneticisinin Rolü 1.6. İşletmelerde Finans Fonksiyonunun Organizasyonu 1.7. Finansta Kariyer İmkanları 1.8. Finansın Muhasebe ve Ekonomi ile İlişkisi 1.9. Kurumsal Yönetim 1.10. İşletmelerde Ajans Problemi 1.11. İşletmelerde Etik 2 SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ Ban kacılık ve F in an s Uzaktan Öğretim Tezsiz Yüksek Lisans Programı 1.5. FİNANS YÖNETİCİSİNİN ROLÜ İşletmelerde finans yöneticisinin finansal analiz ve planları yapmasının yanı sıra temel rolü yatırım ve finansman kararlarında bulunmaktır (Gitman ve Zutter, 2012:19). Yatırım kararları, firmanın ne tür varlıkları elde bulundurmasına dönük kararlar olup, finansman kararları ise bu varlıkların elde edilmeleri için ödenecek paranın nasıl bulunacağı kararlarıdır ki aslında yatırım kararları bilançonun sol tarafı ile ilgili ve finansman kararları ise sağ tarafı ile ilgili kararlardır, ancak tabi ki yatırım ve finansman kararları firmaya nasıl değer katılabilir perspektifinde alınır/alınmalıdır (Gitman ve Zutter, 2012:19). 1.6. İŞLETMELERDE FİNANS FONKSİYONUNUN ORGANİZASYONU İşletmelerde finans pozisyonu farklı büyüklüklerdeki işletmelerde farklı şekillerde organize edilebilir. Küçük işletmelerde sadece bir muhasebeci çalışabilir ve işletme sahibi finans fonksiyonunu bu muhasebeci ile birlikte yürütebilir. Biraz daha büyük işletmelerde küçük te olsa bir finans departmanı kurulabilir. Büyük işletmelerde ise finans fonksiyonu genellikle CEO’nun altında CFO (en üst düzey finans yöneticisi) pozisyonunda bir genel müdür yardımcısının kontrolündeki bir finans departmanı şeklinde örgütlenir. Brealey vd. (2012:10) finans organizasyonunu aşağıdaki şekilde tanımlamışlardır. CFO, tüm finans departmanının başıdır ve finansal politikalar ile finansal planlamadan sorumludur. CFO’nun altında ise bir mali işler sorumlusu (haznedar) ve muhasebeci bulunur. Mali işler sorumlusu nakit yönetimi, sermaye toplanması ve bankalar ile ilişkileri yönetir. Muhasebeci ise finansal tabloların hazırlanması, bütçeleme, muhasebe ve vergi işleri ile ilgilenir. Ancak her ne kadar CFO ve ekibi bir takım finansal kararlar alsa da özellikle büyük şirketlerde küçük ve orta düzey yatırım kararları yönetim kurulu tarafından devredilir. Büyük yatırım kararlarında ise yönetim kurulu karar alma mekanizmasını kendisi işletir. 3 SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ Ban kacılık ve F in an s Uzaktan Öğretim Tezsiz Yüksek Lisans Programı Şekil 1. İşletmede Finans Fonksiyonunun Organizasyonu Kaynak: Gitman ve Zutter ( 2012:8) Yukarıdaki şekilde ise bir işletmede finans fonksiyonunun organizasyonuna dair bir örnek yer almaktadır. 1.7. FİNANSTA KARİYER İMKANLARI İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İşletme Fakültesi, İktisat Fakültesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi vb. tüm fakülte ve yüksekokulların hemen hemen tüm bölümlerinden mezun olan öğrencilerin, çoğu kere birçok kurum ve kuruluşa aynı şartlarda başvuru yapabildikleri bir gerçektir. Ancak unutmamak gerekir ki, eğitimini lisans düzeyinde spesifik olarak Bankacılık ve Finans bölümü, Ekonomi ve Finans bölümü vb. bölümlerden tamamlayanlar ile lisansüstü düzeyde Bankacılık ve Finans, Muhasebe ve Finans, Finans, Finansal 4 SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ Ban kacılık ve F in an s Uzaktan Öğretim Tezsiz Yüksek Lisans Programı Mühendislik, Finansal Ekonometri vb. alanlarında tamamlayanların kariyer fırsatları özellikle finansal piyasalarda daha yoğun bir şekilde kendini hissettirmektedir. Finanstaki kariyer imkanları, kamu ve özel sektördeki imkanlar olarak ikiye ayrılabilir. Kamudaki imkanlar, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası Kurumu, Hazine Müsteşarlığı, Merkez Bankası, Maliye Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Sayıştay, Ekonomi Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı vb. birçok kamu kurumunda uzman, uzman yardımcısı, denetçi, denetçi yardımcısı, müfettiş, müfettiş yardımcısı vb. özellikli işlerde pozisyonlardır. Bunun haricinde unutmamak gerekir ki, Kamu Personeli Seçme Sınavı ile yine birçok kamu kurumu farklı memuriyet pozisyonlarında da dört yıllık okul mezunlarını istihdam edebilmektedir. Diğer taraftan, kariyer imkanları kendisini esas olarak özel sektörde de hissettirmektedir. Bunlardan başlıcalarından bir tanesi ise bankalardır. Bankalardaki iş pozisyonları mevduat bankalarındaki iş pozisyonları ile kalkınma ve yatırım bankalarındaki iş pozisyonları olarak iki kategoride incelenebilir. Mevduat bankaları ise kamu sermayeli bankalar ile özel sermayeli bankalar olarak ikiye ayrılabilir. Kamu sermayeli bankalar; T.C. Ziraat Bankası A.Ş., Türkiye Halk Bankası A.Ş., Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O.’dur. Diğer tüm mevduat bankaları ise özel sermayeli bankalardır. 26.11.2014 tarihi itibariyle, Türkiye’de bankacılık sisteminde 47 banka faaliyet göstermekte, bunlardan 34’ü mevduat bankası iken 13’ü ise kalkınma ve yatırım bankaları olup, bunların yaklaşık 11100’ü yurtiçi, yaklaşık 100’ü ise yurtdışı olmak üzere toplamda yaklaşık 11200 şubeleri faaliyette bulunmaktadır (Bankalar Birliği, 2014a). Eylül 2014 itibariyle Türkiye’de tüm bankacılık sisteminde çalışan yaklaşık 194.000 kişi bulunmaktadır (Bankalar Birliği, 2014b). Türkiye Bankacılık Sisteminin bir diğer parçası ise katılım bankalarıdır. Türkiye Finans, Albaraka Türk gibi bankaların yer aldığı bu birlikte 26.11.2014 tarihi itibariyle 4 banka faaliyette bulunmakta olup, bunların Türkiye çapında toplam 1025 şubeleri bulunmaktadır (Türkiye Katılım Bankaları Birliği, 2014). Katılım bankalarında da binlerce kişiye istihdam olanakları sunulmaktadır. Bankacılık sektöründeki iş imkanları ise çok farklı pozisyonlarda olabilmekte ve üst düzey yöneticiliklere doğru kariyer basamaklarını tırmanmak olasıdır. Finansta kariyer imkanlarına dönük olarak, sermaye piyasalarına yönelik faaliyette bulunan kurumlarda önemli bir konumdadır. Bunlar; aracı kurumlar, vadeli işlemler aracılık şirketleri, portföy yönetim şirketleri, gayrimenkul değerleme şirketleri, portföy saklama kuruluşları, yatırım fonları, emeklilik yatırım fonları, yatırım ortaklıkları, bağımsız 5 SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ Ban kacılık ve F in an s Uzaktan Öğretim Tezsiz Yüksek Lisans Programı denetim kuruluşları ile derecelendirme kuruluşları olarak belirtilebilir. Bu kurum ve kuruluşlarda farklı ünvan ve pozisyonlarda pekçok kişi faaliyette bulunmaktadır. Bunun haricinde sigorta şirketleri de çok önemli bir pozisyondadır. Onlarca sigorta şirketinde binlerce çalışan kendisine iş imkanı bulabilmektedir. Bunun haricinde Borsa İstanbul’da farklı pozisyonlarda yüzlerce kişiyi istihdam etmektedir. 1.8. FİNANSIN MUHASEBE VE EKONOMİ İLE İLİŞKİSİ Finans alanı ekonomi, muhasebe, istatistik gibi bir çok alanla ilişkilidir. Finans, ekonomi ile yakından ilişkilidir ve finans yöneticisi ekonomik çerçeveyi çok iyi anlamlandırabilmelidir ki ekonomik faaliyet seviyeleri ve ekonomi politikalarındaki değişimlerin sonuçlarını analiz edebilmeli, ayrıca ekonomik teorileri işletme operasyonlarında bir rehber olarak kullanabilmelidir (Gitman ve Zutter, 2012:16). Gitman ve Zutter (2012:17) finans ve muhasebenin de çok yakın ilişkili olduğu ve hatta çoğu kere kesiştiğini ifade etmiş, ancak muhasebe ve finans arasında iki temel farkın da olduğunu belirtmişlerdir. Bunlardan birisi nakit akışlarına bakıştır. Muhasebenin nakit akışlarına tahakkuk bazlı yaklaştığı ve finansal tabloların, gelirlerin satış anında ve giderlerin de harcama kalemi ne zaman gerçekleşirse şeklinde hazırlandığını ifade etmişlerdir. Finansta ise gelir ve harcamaların nakit bazlı değerlendirildiği ve aktüel (mevcut) nakit girişleri ve nakit çıkışları bazında ele alındığını belirtmişlerdir. İkinci başlıca farkın ise muhasebecilerin daha çok finansal verilerin toplanması ve sunulması ile ilgilendiği, finans yöneticilerinin ise muhasebe tablolarını değerlendirip, ilave veriler de elde edip karar alma mekanizmasını işlettiklerini ifade etmişler, tabi ki bu durumun muhasebecilerin karar almadığı anlamına gelmediğini de vurgulamış, sadece, muhasebe ve finansın temel bakış açısının farklı olduğuna değinmişlerdir. 1.9. KURUMSAL YÖNETİM Kurumsal yönetim, işletmenin finansal ve şahsi başarısının birlikteliği olup, karlardaki güçlülük ve iyi işletme uygulamaları ayrılmaz bir bütündür (Anand, 2008:xiii). Kurumsal yönetim, kurallar, süreçler ve kanunlarla bir şirketin operasyonlarda bulunması, kontrol edilmesi ve düzenlenmesidir ve iyi tanımlanmış bir kurumsal yönetim ikliminde, şirketin kanunlar ve etik çizgisinde yönetildiği, en iyi şirket uygulamalarının gerçekleştiği ve 6 SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ Ban kacılık ve F in an s Uzaktan Öğretim Tezsiz Yüksek Lisans Programı şirketin tüm düzenlemelere bağlı kaldığı noktasında tüm paydaşların (pay sahipleri, yönetim kurulu, yöneticiler, memurlar ve diğer iç ve dış paydaşlar) bir güvence hissetmeleri söz konusudur (Gitman ve Zutter, 2012:20). Özellikle, anonim şirketler perspektifinden bakıldığında, bu şirketler sermaye şirketleri olup, halka açık şirketler pozisyonunu da kazanabilirler. Şirketlerin giderek büyümesi durumunda ortaya çıkan problemler de giderek büyümekte ve yönetim kurulunun da şirketin sahip/sahiplerinden oluşan bir yapıya sahip olması durumunda, yönetim kurulu yönetim işlevinde etkinliği giderek kaybedebilir hale gelebilmektedir. İşte bu durumda yönetim kurulu, şirketin aktüel operasyonlarını, şirketin bir çalışanı olarak istihdam edebilecekleri CEO’ya (Chief Executive Officer, Şirketin En Üst Düzey Çalışanı) havale ederse, CEO yönetim kuruluna karşı sorumlu olur ve bu durumda yönetim kurulu yine CEO’yu seçmenin ötesinde bir takım tavsiyelerde bulunmaya devam edebilir ki bu şekilde kurgulanmış bir sisteme kurumsal yönetim denir (Colley vd., 2005:3). Colley vd. (2005) çalışmalarında, kurumsal yönetimin çerçevesini; etkin bir yönetim kurulu nasıl olmalı, işleri nasıl organize etmeli, yönetime ne kadar müdahale etmeli, yönetim kurulu ile CEO arasındaki ilişkiler nasıl olmalı, CEO’ların tazminatları nasıl ve ne kadar olmalı vb. sorularla ele almışlardır. 1.10. İŞLETMELERDE AJANS PROBLEMİ İşletmeler giderek faaliyet hacimlerini büyütebilir. Ve giderek işletme yönetiminde profesyonel yöneticilere olan ihtiyaç artabilir. Bu çerçevede, işletmelerin profesyonel yöneticileri istihdam etmeye başlamaları işletmelerde giderek sahiplik ile yönetimi ayırır. Burada profesyonel yöneticiler aslında işletme sahiplerinin (pay sahipleri) ajansı rolünü üstlenirler. Profesyonel yöneticilerin işletme sahiplerinin refahını maksimize etmeye dönük faaliyetlerde bulunmaları beklenir. Ancak, yöneticilerin kendilerinden beklenen bu rolü üstlenmeyip kendi menfaatlerini çoğaltmak ve pozisyonlarını korumak adına işletmenin karar alma mekanizmasını işletebilmeleri davranışı bir ajans problemini oluşturur. Ajans probleminden kaynaklanan işletmenin uğradığı kayıp ise ajans maliyeti olarak adlandırılır. Ancak bu maliyetin ölçülebilmesi zordur. Örneğin, bir yöneticinin riski düşük ve yüksek getiri potansiyeli olan bir yatırım projesini, muhtemel bir başarısızlık karşısında kendi pozisyonunun kaybedebileceği endişesiyle reddetmesi, işletme için bir ajans maliyeti doğurur ki aslında ajans maliyeti yöneticiler ve sahiplerin ilgi alanı tartışmasının bir 7 SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ Ban kacılık ve F in an s Uzaktan Öğretim Tezsiz Yüksek Lisans Programı sonucudur (Keown vd., 2011:7). İşletmelerde ajans probleminin önüne geçebilmek ve yöneticilerin sahiplerin refahını maksimize etme rollerini etkin bir şekilde oynamaları için CEO’lara bir takım tazminatlar verilmektedir. Bunlar arasında performans hisse senetleri ve nakit bonuslardan bahsedilebilir ki performans hisse senetleri şirketin belli bir performans hedefini yakalaması durumunda yönetime verilen hisse senetleridir, diğer taraftan nakit bonuslar ise belli performans hedeflerinin gerçekleşmesi halinde yönetime yapılan nakit ödemelerdir, ayrıca yönetime verilen hisse senedi opsiyonları da söz konusu olmaktadır ki eğer firmanın hisse senedi fiyatları yükselirse, yöneticiler hisse senetlerini opsiyonun verildiği tarihteki fiyattan alıp piyasa fiyatından satma imkanına sahip olabileceklerdir (Gitman ve Zutter, 2012:22). Tabi CEO tazminatlarının ne kadar olması gerektiği de bir diğer sorudur. 2009 yılında ABD’deki en çok tazminat alan üç CEO’nun tazminatları toplamı yaklaşık 385 milyon dolardır (Gitman ve Zutter, 2012:23). 1.11. İŞLETMELERDE ETİK Özellikle 2000’li yılların başlarında ABD’de yaşanan Enron, Worldcom ve Endersen skandalları işletmelerde etik konusunu bir kere daha gündeme taşımıştır. Enron ve Worldcom skandalları muhasebe usulsüzlüğü kaynaklı skandallar olup, bu şirketlerin iflası yatırımcıları milyarca dolarlık zarara uğramıştır. Enron, 2000’lerin başlarında ABD’deki en büyük yedinci şirket olup, bu yıllarda hisse fiyatları $90 seviyelerine kadar çıkan bir enerji şirketi olmakla beraber, başarısız anlaşma ve projelerden kaynaklanan milyarlarca dolarlık borcu bir takım muhasebe usulsüzlükleri ile gizleyebilmiş ve bu skandalın ortaya çıkmasının ardından hisse senedi fiyatları $1’ın altına kadar inmiş ve 2001 Aralık ayında iflas masasına başvurada bulunmuş bir şirkettir ki yatırımcılarını milyarlarca dolar zarara uğratmış ve yüzlerce kişi de işinden olmuştur. Şirkette bir çok kişi hapis cezaları dahil çeşitli cezalara çarptırılmışlardır. Üstelik, şirketin bağımsız denetiminden sorumlu Arthur Endersen denetim şirketi de suçlu bulunmuştur. Benzer bir hadise akabinde Wolrdcom şirketi ile tekrar etmiş ve Worldcom’un iflası o tarihe kadar ABD’deki en büyük şirket iflası olarak kayıtlara geçmiştir. Enron ve Worldcom skandallarının ardından bu etik ihlaller ABD hükümetini harekete geçirmiştir. Öncelikle, “Şirket ve Denetimin Hesap Verebilirliği, Sorumluluğu ve Şeffaflığı Yasası” ABD temcilciler meclisinden Nisan 2002’de geçmiş, sonrasında “Halka Açık 8 SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ Ban kacılık ve F in an s Uzaktan Öğretim Tezsiz Yüksek Lisans Programı Şirketlerde Muhasebe Reformu ve Yatırımcıyı Koruma Kanunu” olarak ABD senatosundan Temmuz 2002’de geçmiş ve son olarak dönemin ABD Başkanı George W. Bush tarafından 2002 Temmuz sonunda imzalanmıştır. Bu yasa Sarbanes-Oxley yasası ya da kısaca SOX olarak ta bilinmektedir. Bu yasa ile şirket yöneticilerinin sahtekarlıklarına verilen cezalar artmış, şirketlerin muhasebeye dair kamuyu aydınlatma gereksinimleri güçlendirilmiş, yönetim kurulu yapısı ve üyeliği prensipleri kabul edilmiş, şirket çalışanları için etik prensipler kuvvetlendirilmiş, yöneticilerin hisse satışlarının hemen duyurulması zorunlu kılınmış, denetim düzenlemeleri sıkılaştırılmıştır (Gitman ve Zutter, 2012:23). Şirketlerde etik konusu oldukça hassastır. Unutmamak gerekir ki şirketler etik ve güvenin var olmadığı bir ortamda zaten var olamayacaklardır. Bu yüzden etik konusunu finansın temel ilkelerinden birisi olarak saymaya bile gerek yoktur. Bir şirketin etik ve güvenilir bir iklimi inşa etmesi şarttır. Tabiki, “Etik olan şey nedir? veya “Etik olmayan şey nedir” sorusunun cevabı çok keskin değildir. Ancak, sonuçta, en azından kanuni olmayan bir şeyin etik olamayacağı bir gerçektir. Tabiki bu durum, her kanuni şeyin etik olduğu anlamına da gelmeyecektir. Sonuçta, etik kavramı kişiler ve hatta toplumların değer yargılarıyla da şekillenebilen bir yapıdadır, ancak şu bir realitedir ki etikten yoksunluk güveni sarsar ve bir işletme belli bir güven düzeyi olmaksızın faaliyette bulunamaz. (Keown vd., 2011:9). KAYNAKÇA Anand, S. (2008). Essentials of Corporate Governance. New Jersey: John Wiley & Sons, Inc. Brealey, R. E., Myers, S. C., & Marcus, A. J. (2012). Fundamentals of Corporate Finance. New York: McGraw-Hill. Colley, J. L., Doyle, J. L., Logan, G. W., & Stettinius, W. (2005). What is Corporate Governance? McGrew-Hill. Gitman, L. J., & J.Zutter, C. (2012). Principles of Managerial Finance. London: Pearson. Keown, A. J., Martin, J. D., & Petty, J. W. (2011). Foundations of Finance. Boston: Pearson. 9 SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ Ban kacılık ve F in an s Uzaktan Öğretim Tezsiz Yüksek Lisans Programı Türkiye Katılım Bankaları Birliği. (2014, 11 26). http://www.tkbb.org.tr/banka-vesektor-bilgileri-banka-bilgileri adresinden alınmıştır. Bankalar Birliği. (2014a, 11 26). http://www.tbb.org.tr/tr/banka-ve-sektorbilgileri/banka-bilgileri/bankalar/64 adresinden alınmıştır. Bankalar Birliği. (2014b, 11 26). http://www.tbb.org.tr/tr/banka-ve-sektorbilgileri/istatistiki-raporlar/59 adresinden alınmıştır. 10
Benzer belgeler
Üyelik SÖZLEŞMEsi AŞAĞIDA YER ALAN
her ne nam altında olursa olsun hiçbir talepte bulunmayacaktır. KURUMSAL ÜYE, XPERİA CLUB’ a bildirdiği
banka hesap bilgilerinin, fatura bilgilerinin ve/veya iletişim ve adres bilgilerinin değişmes...