orm muh2007_1.qxd - Orman Mühendisleri Odası
Transkript
orm muh2007_1.qxd - Orman Mühendisleri Odası
TMMOB ORMAN MÜHENDÝSLERÝ ODASI ADINA SAHÝBÝ Ali KÜÇÜKAYDIN YAYIN SORUMLUSU Ümit YILIK YAYIN YÖNETMENÝ Okan ÇANÇÝN YAYIN KURULU Dr. Said DAÐDAÞ Hanifi AVCI Osman TURUNÇ Özer ÖZGÜÇ S.Iþýk DERÝLGEN Zeki KAMACI YAYIN KOÞULLARI Dergimizde yayýnlanmasý istenen yazýlar bilgisayarda yazýlmalý, daha önce baþka bir yerde yayýmlanmadýðýnýn belirtildiði imzalý dilekçe ile birlikte basýlý ve sayýsal ortamda Yönetim Yerine posta ile gönderilmelidir. Yazýlar 7 sayfayý (A4) geçmemelidir. 7 sayfayý aþan yazýlarýn birbirini izleyen sayýlarda yayýmlanabileceði düþünülerek bölümlere ayrýlmalýdýr. Fotoðraflar net ve temiz olmalý, slayt dýþýnda sayýsal gönderilecek fotoðraflarýn çözünürlüðü yüksek olmalýdýr. Yazlarda Türkçe kelimeler kullanýlmalý ve Türkçe dil kurallarýna uyulmalýdýr. Yayýmlanacak yazý ve çevirilerdeki düþünsel ve teknik sorumluluk yazarýna aittir. Oda yönetimini ve Dergi Yayýn Kurulunu sorumlu kýlmaz. Dergide yayýmlanan yazýlardan kaynak göstermek koþulu ile alýntý yapýlabilir. Dergiye gönderilen yazýlar yayýnlansýn ya da yayýnlanmasýn geri verilmez. Yazýlar Yayýn Kurulu tarafýndan incelenir. Yayýn Kurulu Yayýnlanacak yazýlarda gerekli düzeltmeleri yapabilir ve uygun görülen yazýlarý yayýnlar. YÖNETÝM YERÝ Necatibey Cad. No: 16/13 06430 Sýhhiye / ANKARA Tel: 0.312 229 20 09 Belgegeçer: 0.312 229 86 33 E-posta: [email protected] www.ormuh.org.tr TMMOB Orman Mühendisleri Odasý Hesap No: T.C. Ziraat Bankasý Necatibey Þubesi: 132953 BASKI 4Renk Yayýn Tanýtým Matbacýlýk Ltd.Þti. K.Karabekir Cad. 85/7 Ýskitler / ANKARA Tel: 0.312 341 40 82 Fax: 341 40 82 ISSN: 1301 - 3572 Yýl: 44 Sayý: 1-2-3 Ocak - Þubat - Mart 2007 ÝÇÝNDEKÝLER Baþyazý...........................................................................................2 Yönetmelikler Yürürlüðe Girdi ..........................................................4 Emeði Geçenlere Teþekkür Belgesi Verildi ........................................6 Çevre ve Orman Bakaný Sayýn PEPE Ziyaret Edildi............................8 Ülkemizde Ormancýlýk Eðitiminin 150.nci Yýlýnda Ormancýlýk Haftasý Nedeniyle “5531 Sayýlý Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði, Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanun Iþýðýnda Su Havzalarýnda Ormancýlýk” Konulu Panel Yapýldý ..............9 Ýþ Yaþamýnda Bayan Orman Mühendisleri......................................13 Tohumculuk Kanun’unun Olasý Sonuçlarý .......................................19 Sýðla Ýçin Genetik Koruma ve Kullaným Teknik Kýlavuzu...................22 Dar Yapraklý Diþbudak Týraþlama Alanýnda Diri Örtünün Belirlenmesi ve Kültür Bakýmý Açýsýndan Deðerlendirilmesi.............25 Yabanýl Meyvelerin Fidanlýk Tekniði / II. Bölüm ...............................29 Ormanlarla Ýlgili Uluslararasý Tanýmlamalar-2 .................................34 Kýrþehir Naldöken Daðýnda Tespit Edilen Sarýçamlar.......................36 Calosoma sycophanta L.’nýn Ülkemizdeki Kitle Üretim Baþarýsý .....37 Hukuk Sistemimizdeki Mühendis Ýstihdamýna Ýliþkin Mevcut Düzenlemeler ve Orman Mühendisliðinin Durumu ........................38 Ormancýlarýn Kaçýrdýðý Nobel ........................................................42 Isparta Þehir Dereleri ve Gölcük Gölü Havzasýndaki Erozyon Kontrolu ve Aðaçlandýrma Çalýþmalarýnýn Dünü-Bugünü-Yarýný ........43 Küresel Isýnmanýn Tehdidi Dünyamýzýn Sihirli Sessiz ve Dumansýz Fabrikalarý Ormanlarýn Önemi .......................49 Kablosuz Uzaktan Görüntüleme Sistemleri ....................................51 AB’nin Uyguladýðý Teþvik Politikalarý ...............................................54 Odamýz Genel Merkez ve Sosyal Tesisler Binasý Tamamlandý .........56 5531 Sayýlý Meslek Yasamýz ve Yürürlüðe Giren Yönetmeliklerle Ýlgili Bilgilendirme Toplantýlarý Yapýldý ....................................................57 Denizli’de Yeþil Gece.....................................................................60 Meslektaþlarýmýza Takdir Belgesi ...................................................60 BAÞYAZI Saygýdeðer Meslektaþlarýmýz, Orman Mühendislerinin görev alanýný tanýmlamýþ ve 5nci maddesi de, bu alanlarda Orman Mühendislerini yetkilendirmiþtir. Yaklaþýk 170 yýldýr icra edilen mesleðimiz, yasal zeminine oturmuþtur. Orman ekosistemleri en zengin Karasal Ekosistemlerdir ve ormancýlýk sektörü de çok geniþ bir yelpazedir. 5531 Sayýlý yasamýzýn 4 uygulama yönetmeliði 27 Þubat 2007 tarih ve 26447 Sayýlý Resmi Gazetede yayýnlanarak yürürlüðe girmiþtir. Meslek camiamýza hayýrlý olsun. Artýk Devletin denetim ve gözetiminde, Serbest Ormancýlýk Büro ve Þirketlerinden hizmet satýn alýnmasý yönünde, zihniyet dýþýnda hiçbir engel kalmamýþtýr. Bizler Yasanýn ve Uygulama Yönetmeliklerinin getirdiði yeni sistemi merkezde, bölge müdürlüklerimiz ve il müdürlüklerimizde, fakültelerimizde düzenlediðimiz toplantýlarla, konferanslarla ve yayýnlarýmýzla anlatmaya çalýþýyor bir an önce uygulamanýn devreye girmesi için gayret sarf ediyoruz. Mesleðimizin geliþiminin, kamuda ve özelde Ormancýlýk Hizmet Sektörünün geliþiminin bu mecrada olacaðýna inanýyoruz. Yine bu çerçevede, 19 Mart 2007 tarihinde Ankara Ticaret Odasýnda düzenlediðimiz, "5531 Sayýlý Yasa Iþýðýnda, Su Havzalarýnda Ormancýlýk" konulu, bilim adamlarý ve uygulamacýlarýn panelist olarak Vefakar Türk Ormancýsýnýn ve Dünya Ormancýlarýnýn 21 Mart Dünya Ormancýlýk gününü kutluyoruz. FAO tarafýndan, toplumlarý bilinçlendirme amacý ile 1971 tarihinde, Kuzey yarýmkürede ilkbaharýn, Güney yarým kürede de sonbaharýn baþlangýç günü olan bugün, "Dünya Ormancýlýk Günü" ilan edilmiþtir. Türk kökenli toplumlarda, 21 Mart'ý binlerce yýldan beri Ergenekon'dan çýkýþýn yýldönümü, milletin ve doðanýn yeniden canlanýp, güçlenmesinin baþlangýç günü (Nevruz) olarak kutlamaktadýrlar. Ayrýca bu yýl Ormancýlýk eðitiminin 150nci yýldönümünü kutluyoruz. Gerçektende Türk Ormancýsýnýn birikimi ve deneyimi dünya ölçeðinde de son derece yüksektir. Bu birikimin ýþýðýnda, Ormancýlýk eðitiminin geleceðinin konuþulacaðý, 11-13 Nisan 2007 tarihlerinde Ý.Ü.Orman Fakültesinin düzenlediði Ormancýlýk Eðitiminin 150nci Yýlý çalýþtayýný çok önemsiyoruz. Son dönemlerde daha da yoðun konuþulan Ormanlarýn fonksiyonlarýn göre planlanmasý, daha da ileri gidilerek ekosistemin planlanmasý mecrasýndaki gayretlere hýz verilmelidir. Ormansýzlaþma, Küresel ýsýnma, su rejiminin bozulmasý, erozyon, yaban hayatý ve biyolojik çeþitlilik gibi hayati konular, bu planlamayý zorunlu kýlmaktadýr. Ýþte, 5531 Sayýlý Meslek Yetki Yasamýzýn 4ncü maddesi Ekosistem bakýþ açýsý ile 2 da kiþilerin keyfi uygulamalarýna imkan vermeyecek, kendisine de keyfi uygulama imkaný verilmeyen, ücret adaletini saðlayacak, onuruyla hizmet üreteceði adil bir personel reformuna ihtiyacý vardýr. Bu da, taraflarýn buluþacaðý en yakýn ortak payda da gerçekleþtirilebilir. Özellikle ön plana çýkan ücret konusunun iki boyutu vardýr. Birincisi insanca yaþam için, ülkenin yaþam standartlarý içinde adil olan bir ücret, ikincisi ise; öngörülen bu adil ücretin bütün kamu kurum ve kuruluþlarýnda ayný iþi yapanlar arasýnda eþit olmasýdýr. Eðer çalýþma barýþý saðlanmak isteniyorsa, kurumlar arasýndaki ücretlerde adalet, eþit iþe eþit ücret ilkesi acilen ve titizlikle saðlanmalý ve korunmalýdýr. "Bütçede sýkýntý var" bahaneleri ile kimseyi kandýrmak mümkün deðildir. Eðer sýkýntý var ise, bunu her kurum paylaþmalýdýr. Eþitliði ve motivasyonu saðlamak zorunluluðu vardýr. 1991 yýlýndan bugüne, gündemden düþmeyen kamu personel reformu halen gerçekleþtirilememiþtir. Bu reformu, ancak güçlü iktidarlarýn gerçekleþtirmesi mümkün olup, iz býrakacak olan bu fýrsat iyi deðerlendirilmelidir. katýldýðý panelde, geniþ boyutuyla Havzada Ormancýlýk tartýþýlmýþ ve sonuç bildirgesi ile kamuoyuna duyurulmuþtur. 5531 Sayýlý Yasa ve Uygulama Yönetmelikleri, Ormancýlýk ve Orman Endüstrisiyle uðraþan tüm gerçek ve tüzel kiþileri kapsar ve baðlayýcýdýr. Çevre ve Orman Bakanlýðýnýn ilgili birimleriyle de gerekli yazýþmalar ve görüþmeler devam etmektedir. Bundan sonra, tamamlanan yasal sürecin bir an önce uygulamaya koyularak, güçlü bir Serbest Ormancýlýk Hizmet Sektörünün oluþturulmasýnýn sorumluluðu; baþta Çevre ve Orman Bakanlýðýndaki en küçük birimden en büyüðüne, baþta ormancý bürokratlar olmak üzere, emeklisiyle, yeni mezunuyla, piyasada çalýþanýyla hepimizindir. Bunu baþarmanýn mutluluðunu da hep birlikte yaþayalým. Saygýdeðer meslektaþlarýmýz Bilindiði üzere Çevre ve Orman Bakanlýðý Personeli, yýllardýr tazminat beklentisi içerisindedir. Haklýdýr da. Tazminat alamayan birkaç Bakanlýktan biridir ve kamu çalýþanlarý arasýnda, çalýþanlarýna en az ücret ödenen bir kurumda çalýþmanýn ezikliðini yaþamaktadýr. Þu anda tazminat için yeni bir teklif TBMM'de beklemektedir. Yönetim Kurulumuzun, 14.03.2007 günü yaptýðý görüþmede, Sayýn Bakana, sýkýntý bir kez daha iletilmiþ olup, katkýya hazýr olduðumuz da ifade edilmiþtir. Ancak kamu çalýþanlarýnýn tek sýkýntýsý sadece ücretlerinin düþük oluþu deðildir. Kamu personelinin; güven içersinde Devlet Memuru olduðunu hissedeceði, iktidarýn ya Saygýdeðer Meslektaþlarýmýz Bilindiði gibi Mart ayý özel günlerle doludur. Bu vesile ile 8 Mart Dünya Kadýnlar gününü, Mehmetçiðin Destanlaþtýðý 18 Mart Çanakkale Zaferini kutluyoruz. Þehitlerimize ve gazilerimize Allah'tan rahmet diliyoruz. Saygýlarýmýzla YÖNETÝM KURULU 3 YÖNETMELÝKLER YÜRÜRLÜÐE GÝRDÝ Kýsaca, Meslek Yetki Yasasý olarak ifade edilen, 5531 sayýlý "Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanun" kapsamýnda hazýrlanan, aþaðýda isimleri yazýlý 4 uygulama yönetmeliði 27 Þubat 2007 tarih ve 26447 Sayýlý Resmi Gazete yayýnlanarak yürürlüðe girmiþtir. Devletin denetim ve gözetiminde piyasada ormancýlýk hizmet sektörünü kuracak, uygulayacak ve geliþtirecek mevzuatýn belkemiði olan bu yönetmelikler, meslek camiamýza, ormancýlýðýmýza ve ülkemize hayýrlý olsun. Ormancýlýk çalýþmalarýnýn daha verimli ve kalýcý olmasý, bu çalýþmalarda bilgi, beceri ve yetkilerin esas alýnmasýný saðlayacak olan bu mevzuatýn ilgili taraflarca iyi kavranmasý ve uygulanmasý gerekmektedir. Ülkemizde ormancýlýk sektöründe; meslektaþlarýmýzýn kazanýlmýþ haklarýnýn korunmasý, sorumluluklarýnýn iyi bilinmesi ve meslektaþlarýmýz tarafýndan da benimsenmesi gerekmektedir. Mesleðimizin hak ettiði yere ulaþmasý noktasýnda, tüm meslektaþlarýmýza olduðu gibi, ormancýlýk konusunda faaliyet gösteren özel teþebbüs ve belediyeler, DSI ve TCK gibi kamu kurum ve kuruluþlarýna da önemli görev ve sorumluluklar düþmektedir. Ýlgili herkesin ve her kesimin, bundan sonra ormancýlýk konusundaki faaliyetlerinde bu mevzuatý göz önüne alacaðýna olan inancýmýz tamdýr. YÖNETMELÝKLER Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanuna Dair Kazanýlmýþ Haklar, Mesleki Deneyim Kazanma ve Meslek Mensupluðu Sýnav Yönetmeliði - Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanuna Dair Oda Onur Kurulu Çalýþma Esaslarý ve Serbest Yeminli Meslek Mensuplarý Disiplin Yönetmeliði - Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanunun Uygulanma Usul ve Esaslarý ile Serbest Ormancýlýk ve Orman Ürünleri Büro Çalýþma Alanlarýna Dair Yönetmelik - Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanuna Ormancýlýk ve Orman Ürünleri Bürolarýnýn Kuruluþ ve Çalýþma Esaslarý Yönetmeliði (Yönetmeliklerin tam metinlerine Odamýz Að Sayfasýndan ulaþabilirisiniz.) DUYURU ORMAN MÜHENDÝSLERÝ ODASI GENEL MERKEZÝNDEN GERÇEK VE TÜZEL KÝÞÝLERÝN DÝKKATÝNE KONU: Bu duyuru, 5531 sayýlý Kanun kapsamýnda olan iþ ve iþlemleri yapan veya yapmak isteyen gerçek ve tüzel kiþilerden; 1) Serbest ormancýlýk ve orman ürünleri bürolarý, 2) Þirketler ve ortaklýk bürolarý, 3) Hizmet akdi ile gerçek ve tüzel kiþilerde çalýþan mühendisler, 4) 5531 sayýlý Kanuna göre iþtigal eden gerçek ve tüzel kiþilerin Uymak zorunda olduklarý ve yapmalarý gereken iþ ve iþlemleri kapsamaktadýr. 5531 sayýlý "Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanun"un uygulama yönetmelikleri, 27 Þubat 2007 tarihli ve 26447 sayýlý Resmi Gazetede yayýmlanarak yürürlüðe girmiþtir. Halen çalýþma yapan mühendisler ile yeni çalýþma yapmak isteyen mühendisler aþaðýdaki esaslara uygun olarak belgelerini tamamlayacaklardýr. I- GENEL ESASLAR: a) Yeni yönetmeliðe uygun olarak büro tescil belgelerini yeniletmeyen büro ve þirketler ile yeniden baþ vuracak olan mühendisler, Odadan ruhsat belgesini almadan, çalýþanlar listesine kayýt olmadan ve vergi mükellefi olmadan iþ yapmalarý yasal olmayacaktýr. Kamu kurum ve kuruluþlarý satýn almalarda bu konulara dikkate alacaklardýr. b) Artýk bu tarihten sonra Kanunun 4 üncü maddesinde sayýlan mesleki konularý yapmak veya yaptýrmak isteyen gerçek ve tüzel kiþiler, bu konularý, Odaya kayýtlý, ruhsatlý ve yetkili ormancýlýk ve orman ürünleri bürolarý ile bu konularda faaliyet gösteren þirketlerden satýn almak zorundadýrlar. c) Mevcut serbest mühendis ve müþavir belgesine sahip olup bürolarýný tescil ettiren mühendisler ile þirketler çalýþmalarýný sürdürebilmeleri için belgelerini Odadan yenilemeleri gerekmektedir. ç) Ormancýlýk, orman endüstrisi ve aðaç iþleri endüstrisi ile iþtigal eden gerçek ve tüzel kiþilere ait iþyerlerinde hizmet akdi ile çalýþan mühendisler, Odaya kayýtlý, ruhsatlý ve çalýþanlar listesine kayýtlý olmalarý 4 IV- HALEN SERBEST ORMAN MÜHENDÝSLÝÐÝ MÜÞAVÝR MÜHENDÝSLÝK BÜROSU TESCÝL BELGESÝNE SAHÝP OLANLARIN YAPACAKLARI ÝÞLEMLER: Ellerinde, orman mühendisliði müþavir mühendislik bürosu tescil belgesi bulunan bürolar ve þirketler, yeni mevzuata aþaðýdaki þekilde uyum saðlayacaklardýr. 1- BÜROLAR: a) Yukarýda ikinci bölümde istenilen belgelerden eksik olanlarý veya yeniden istenilenleri tamamlayarak ruhsat almak, çalýþanlar listesine kayýt olmak ve serbest ormancýlýk ve orman ürünleri bürosu tescil belgesi almak için Odaya baþvuracaklardýr. b) Halen ellerinde bulunan yýllýk büro tescil belgesini Odaya iade edeceklerdir. c) Odanýn belirlediði kaþe, tescil ve kaðýt bedelleri ödenecektir. ç) Uyum iþlemlerini yaptýrmayanlar 5531 sayýlý Kanuna göre iþ yapamayacaklardýr. 2- ÞÝRKETLER VE ORTAKLIK BÜROLARI: Ellerinde, orman mühendisliði müþavir mühendislik bürosu tescil belgesi bulunan bürolar ve þirketler, yeni mevzuata aþaðýdaki þekilde uyum saðlayacaklardýr. a) Yukarýda üçüncü bölümde istenilen belgelerden eksik olanlarý veya yeniden istenilenleri tamamlayarak ruhsat almak, çalýþanlar listesine kayýt olmak ve serbest ormancýlýk ve orman ürünleri ortaklýk bürosu veya þirket tescil belgesi almak için Odaya baþvuracaklardýr. b) Halen ellerinde bulunan yýllýk büro tescil belgesini Odaya iade edeceklerdir. c) Odanýn belirlediði kaþe, tescil ve kaðýt bedelleri ödenecektir. ç) Uyum iþlemlerini yaptýrmayanlar 5531 sayýlý Kanuna göre iþ yapamayacaklardýr. V- 5531 SAYILI KANUN KAPSAMINDAKÝ ÝÞLERÝ ÝÞTÝGAL KONUSU EDEN GERÇEK VE TÜZEL KÝÞÝLER a) Ormancýlýk, orman endüstrisi ürünleri ve aðaç iþleri endüstrisi ürünleriyle iþtigal eden gerçek ve özel hukuk tüzelkiþileri, çalýþtýrdýklarý meslek mensuplarýnýn odaya kayýtlý ve ruhsatlý olmalarýný saðlayacaklar ve 5531 sayýlý Kanuna uygun olarak yapacaklarý satýn almalarda uygulama yönetmelikleri doðrultusunda hareket edeceklerdir. b) Kamu kurumu tüzel kiþileri; 5531 sayýlý Kanun kapsamýnda bulunan mesleki konularý satýn almaya gereksinim duymalarý halinde, "Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanunun uygulama usul ve esaslarý ile serbest ormancýlýk ve orman ürünleri büro çalýþma alanlarýna dair yönetmelik" in 7 inci maddesinde belirlenen esaslara uygun olarak uzmanlýk alanlarý ile uzmanlýk konularýna uygun faaliyet gösteren Odaya kayýtlý, ruhsatlý yetkili büro ve þirketlerden satýn almalarý gerekmektedir. Ýlan olunur. 13 Mart 2007 ORMAN MÜHENDÝSLERÝ ODASI GENEL MERKEZÝ zorunludur. Bu þekilde çalýþanlarýn durumlarýnýn 5531 sayýlý Kanuna uygun hale getirmeleri gerekmektedir. d) Meslek mensuplarýnýn çalýþma konusu ve alanlarý; ilgililerin kamu kurumlarýndan alacaklarý hizmet cetveline veya serbest çalýþmalarý halinde sosyal güvenceli olarak çalýþtýðý belgelenen konulara dayalý olarak ve UZMAN tanýmýndaki esaslar çerçevesinde, Oda yönetim kurulunca ilgili yönetmelik hükümleri doðrultusunda belirlenecek ve ruhsat belgesine yazýlacaktýr. II- YENÝ SERBEST ORMANCILIK VE ORMAN ÜRÜNLERÝ BÜROSU AÇMAK ÝSTEYENLER: Serbest ormancýlýk ve orman ürünleri bürolarýný, "Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanuna dair ormancýlýk ve orman ürünleri bürolarýnýn kuruluþ ve çalýþma esaslarý yönetmeliði"ne göre yeniden açmak isteyenlerin yapmalarý gerekli iþ ve iþlemler. a) Yönetmeliðin 5 inci ve 7 inci maddelerine göre Ruhsat belgesini alacaklardýr.(Madde-5,7) b) Oda meslek kütüðüne kayýtlarýný yaptýracaklardýr. (Madde-9) c) Vergi mükellefi olup, 12 inci maddeye göre Oda çalýþanlar listesine kaydýný yaptýracak ve 13 üncü maddede belirlenen bir büronun açýlmasý isteðini 14 üncü maddede belirlenen belgelerle birlikte Odaya baþvuracaklar, büro yerlerine iliþkin olarak15 inci, 16 ýncý ve 17 inci maddelerde belirlenen hususlara uyacaklar, yapýlacak inceleme sonucunda ormancýlýk ve orman ürünleri tescil belgelerini alacaklardýr. (Madde-12, 13 ve 14) ç) Odanýn belirlediði kaþe, tescil ve kaðýt bedelleri ödenecektir. III- MESLEKÝ KONULARDA YENÝ ÞÝRKET VEYA ORTAKLIK BÜROSU KURMAK ÝSTEYENLER: Mesleki konularda þirketleþerek çalýþma yapmak isteyen meslek mensuplarýnýn, "Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanuna dair ormancýlýk ve orman ürünleri bürolarýnýn kuruluþ ve çalýþma esaslarý yönetmeliði"ne göre yapmalarý gerekli iþ ve iþlemler. a) Yukarýdaki II inci bölümün a, b ve c bentlerinde yazýlý olan hususlarý yerine getirdikten sonra, Ticaret Kanunu hükümleri doðrultusunda yönetmeliðin 13 üncü maddesini dikkate alarak þirket kurulabilecektir. (Madde- 5,7,9,12,13,14,16,17) b) Þirket ana sözleþmesinde 5531 sayýlý Kanunun 4 üncü maddesi ve ilgili yönetmeliðin faaliyet konularýyla ilgili maddelerinde belirlenen konular yer alacaktýr. c) Kurulan þirketlerin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin bir örneðini, ortaklýk bürolarý da ortaklýk sözleþmesinin noter tasdikli bir örneðini en geç 30 gün içinde Odaya vereceklerdir.(Madde-15) ç) Odanýn belirlediði kaþe, tescil ve kaðýt bedelleri ödenecektir. 5 EMEÐÝ GEÇENLERE TEÞEKKÜR BELGESÝ VERÝLDÝ 20 Mart 2007 günü düzenlenen yemekli toplantýda kýsaca, Meslek Yetki Yasasý olarak ifade edilen, 5531 sayýlý "Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanun" nun çýkmasýna emeði geçenlere teþekkür belgesi verildi. Ülkemiz ormancýlýðýný ve Odamýz üyelerini Dünya ormancýlýðýyla bütünleþtirecek olan, 5531 sayýlý Kanun’un hazýrlanmasý, TBMM Tarým, Orman ve Köyiþleri Komisyonunda savunulmasý ve ikincil mevzuatýn hazýrlanmasýnda yaptýklarý katkýlar nedeniyle, Orman Mühendisleri 6 Odasý Yönetim Kurulu aldýðý bir kararla TEÞEKKÜR BELGESÝ ile taltif edilmelerini kararlaþtýrmýþtýr. Ormancýlýðýmýza ve meslektaþlarýmýza nice hizmetlerde bulunmalarý dileðiyle belgeler kendilerine sunulmuþtur. Yönetim Kurulu kararý ile teþekkür belgeleri; Ormancý Eski Parlamenterlerden: Ali Rýza UZUNER, Yasin BOZKURT, Nevzat DURUKAN, Nevþat ÖZER, Þükrü ABBASOÐLU, Ali KIRCA'ya, Ormancý Sivil Toplum Örgütleri Baþkanlarýndan; Mustafa YUMURTACI (Türkiye Ormancýlar Derneði Baþkaný), Ahmet DEMÝRCÝ (Türk Tarým-Orman Sendikasý Genel Baþkaný), Sezai KAYA (Tarým Orkam Sen Genel Baþkaný), Günay KAYA (Tarým Orman Çalýþanlarý Genel Baþkaný), Cafer YÜKSEL (Ormancýlýk Kooperatifleri Merkez Birliði Genel Baþkaný), Yaþar DOSTBÝL (Tarýmsal Kalkýnma Vakfý Baþkaný), Abdurrahman SAÐKAYA (Ormancýlýk ve Tabiatý Koruma ayrýca, Vakfý Baþkaný)'ya Ý.Ü.Orman Fakültesi Dekan'lýðýna, K.E.Ü. Bartýn Orman Fakültesi Dekan'lýðýna, A.Ý.B.Ü. Orman Fakültesi Dekan'lýðýna, K.T.Ü. Orman Fakültesi Dekan'lýðýna, S.D.Ü. Orman Fakültesi Dekan'lýðýna, K.Ü. Orman Fakültesi Dekan'lýðýna, A.Ü. Orman Fakültesi Dekan'lýðýna, S.Ý.Ü. Orman Fakültesi Dekan'lýðýna, Üniversite Öðretim Üyelerinden: Prof. Dr. Uçkun GERAY, Prof. Dr. Doðan KANTARCI, Prof. Dr. Tamer ÖYMEN'e, emekli bürokrat Cemal Görevde Bulunan AKIN'a, Bürokratlardan: Dr. Nuri USLU, Osman KAHVECÝ ve Mustafa YÜKSEK'e verilmiþtir. 7 ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE ZÝYARET EDÝLDÝ Orman Mühendisleri Odasý Yönetim Kurulu Üyeleri 14.03.2007 tarihinde Çevre ve Orman Bakaný sayýn Osman PEPE yi ziyaret ederek Bakanlýk bünyesinde çalýþan Orman Mühendisleri ve diðer çalýþanlarýn özlük haklarýnda yapýlmasý gereken iyileþtirmeleri gündeme getirmiþlerdir. Yapýlan görüþmede; Kamuda çalýþanlar arasýnda, ücret sýralamasýnýn en aþaðýsýnda yer alan, bu anlamda yýllardan beri maðdur durumda bulunan, Çevre ve Orman Bakanlýðý personelinin gündeminden hiç düþmeyen tazminat konusunun çözülmesi talep edilmiþtir. Ve bu konuda kendilerine meslek örgütleri olarak her türlü desteðin verileceði, “5531 sayýlý Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanun" kapsamýnda 4 adet uygulama yönetmeliðinin Resmi gazetede yayýnlandýðýný, bu yasa ve uygulama yönetmelikleri çerçevesinde ilgili birimlerin uygulamaya geçmesi için gerekli direktiflerin verilmesi ve sürecin hýzlandýrýlmasý, Mesleki standart ve meslek mensubu olabilmek için, 5531 sayýlý yasa gereði, yasanýn çýktýðý tarihten sonra mezun olanlara Ormancýlýk Bürolarýnda 1 yýllýk mesleki deneyim kazanma ve sýnav þartý getirilmiþ olduðundan, piyasada yeterli Ormancýlýk Bürosu oluþuncaya kadar, yeni mezun olan meslektaþlarýmýzýn maðdur edilmemesi için, "Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanuna Dair Kazanýlmýþ Haklar, Mesleki Deneyim Kazanma ve Meslek Mensupluðu Sýnav Yönetmeliði"nin geçici EK1nci maddesinin çalýþtýrýlmasý konularý ele alýndý. 8 ÜLKEMÝZDE ORMANCILIK EÐÝTÝMÝNÝN 150. YILINDA ORMANCILIK HAFTASI NEDENÝYLE “5531 SAYILI ORMAN MÜHENDÝSLÝÐÝ, ORMAN ENDÜSTRÝ MÜHENDÝSLÝÐÝ, AÐAÇ ÝÞLERÝ ENDÜSTRÝ MÜHENDÝSLÝÐÝ HAKKINDA KANUN IÞIÐINDA SU HAVZALARINDA ORMANCILIK” KONULU PANEL YAPILDI Ankara Ticaret Odasý Salonunda 19 Mart 2007 günü düzenlenen panel, Cumhuriyet ve ormancý þehitlerimizin anýsýna saygý duruþu ve ardýndan istiklal marþýnýn okunmasýyla baþladý. Daha sonra Aykut Ýnce tarafýndan hazýrlanan yurdumuzun flora ve fauna zenginliklerinin yansýtýldýðý müzikli fotoðraf gösterisi ilgi ile izlendi. Orman Mühendisleri Odasý Genel Merkez Yönetim Kurulu Baþkaný Ali KÜÇÜKAYDIN, “5531 Sayýlý Orman Mühendisleri, Orman Endüstri Mühendisleri, Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisler hakkýnda Kanun Iþýðýnda Su Havzalarýnda Ormancýlýk" Konulu Paneli Bir gün önce kutladýðýmýz 18 Mart Çanakkale zaferinin yýldönümü ardýndan böyle bir günde bir araya gelindiðini söyleyerek konuþmasýna baþlamýþtýr. Daha sonra "Ülkemizde ormancýlýk eðitiminin 150nci yýlý içinde doðamýzýn ekosistem planlamasý ve yönetilmesi konusunda farklý meslek disiplinleri tarafýndan planlanýp yönetilen su havzalarýnda orman mühendislerinin ve ormancýlýðýmýzýn yerinin tartýþýlacaðý panele hoþ geldiniz" dedi. Konuþmasýný binbir engel aþýlarak çýkarýlan ve 8 temmuz 2007 tarihinde Resmi Gazetede yayýnla9 narak yürürlüðe giren 5531 Sayýlý Orman Mühendisliði Yetki Yasasý, yasanýn mesleðimize ve meslektaþýmýza katkýlarý, yasanýn çýkarýlmasýnda emeði geçenlere teþekkürü, su havzalarýnda yapýlacak her türlü planlama, uygulamalarda yasa gereði birinci derecede orman mühendisinin görev alacaðý ve diðer meslek disiplinlerinin gerçekleþtirecekleri çalýþmalarda orman mühendislerinin aldýklarý eðitim ve edindikleri tecrübeleri gereði, yukarý su havzalarýnda gerçekleþtirilecek tarým, hayvancýlýk, iskan, inþaat, yol, baraj gibi her türlü yatýrým ve hizmet sektörlerinde yapýlacak planlamada orman mühendisine mutlaka yer verilmesi gerektiði ve adeta bir orkestra þefi görevini üsteneceklerini dile getirerek, suyun orman ile iliþkisini, gelecekteki önemini vurgulayarak, temiz su üretiminde ormanlarýn önemli fonksiyonlarýnýn olmasý dolayýsý ile meslektaþlarýmýzýn bu güne kadar olduðu gibi bundan sonrada çok önemli görevler alacaklarýný ve daha bilinçli olarak bu görevleri yürüteceklerini." söyleyerek konuþmasýný tamamlamýþtýr. Panel öncesi yapýlan konuþmalarda ilk sözü alan CHP Giresun Milletvekili Orman Yüksek Mühendisi Mehmet IÞIK, odamýz yöneticilerin yapmýþ olduklarý çalýþmalardan, meslektaþlar arasýnda sað sol demeden meslek menfaati için, gerçektende Meslekte Birlik söylemine uygun yaklaþýmlarýndan dolayý kendilerine teþekkür etmiþ, Bu dönemde kendisinin Mecliste temsilcimiz olmasýndan büyük onur duyduðunu, yasanýn çýkmasýnda kendinin de katkýsýnýn bulunmasý nedeniyle mutlu olduðunu oldukça duygusal bir þekilde ifade etmiþtir. Sözlerine; ülkemizde orman alanlarýnýn, yukarýdan meralar aþaðýdan tarým alanlarýnýn büyük baskýsý altýnda kaldýðý dönemlerde orman mühendislerinin yaþadýðý güçlükleri anlatarak devam etti. "Orman mühendisi bu büyük rant daðýlýmýnýn önünde duramadý dersek yalan olmaz. Gördüðü tayin baskýlarýnýn, oradan oraya yaþadýðý sürgünlerin ve canýna malýna varýncaya kadar gördüðü zararlar hep yapanlarýn yanýna kaldý ve genelde hep yalnýzdý. Orman yasasýnda yapýlan deðiþiklikler ne yazýk ki hep ormanlarýn karþýsýnda oldu hiç bir zaman ormanlardan yana olmadý ve çýkarýlan orman mühendisleri yasasýnýn tüm bu yaþanan olumsuzluklarý bir nebze hafifleteceðini umuyorum." diyerek sözlerini bitirdi. Daha sonra Yasanýn çýkarýlmasýnda yoðun emeði geçen TBMM Tarým Orman Komisyonu Baþkaný Adana Milletvekili Prof. Dr. Vahit KÝRÝÞCÝ'de bir konuþma yaparak.., Orman mühendislerini ve odamýzý yapýlan özverili çalýþmalarýndan dolayý tebrik etmiþ, Yeþil Türkiye ülküsünün sevdalýlarýna gelecekteki çalýþmalarýnda baþarýlar dilemiþtir. Kiriþci; Orman mühendisleri kanununun çýkarýlmýþ olmasýndan ziraat mühendisi olarak çok mutlu olduðunu söyledi. Meclisimizin eski dönemlerinde çýkarýlan meslek yasalarýnýn günümüz koþullarýna uyumsuzluklarýnýn görüldüðü günümüzde orman mühendisliði yasasýnýn çýkýþý sýrasýnda diðer meslek guruplarýnýn küskünlük- 10 lerine sebebiyet verdiðini ancak bütün bunlarý minimize ederek yasayý çýkarttýklarýný anlatan Kiriþci, küresel ýsýnmanýn sebebinin bugünlerden çok eskiye dayandýðýný dile getirerek, günümüzde yaþanan su sorununa da deðinmiþ, ülkemizin su zengini olmadýðýný anlatmýþtýr. Daha sonra yasanýn çýkarýlmasý sýrasýnda emeði geçenlere Odamýz Genel Baþkaný Ali KÜÇÜKAYDIN tarafýndan plaketleri verildi. Panel baþlanmadan önce kürsüye gelen Odamýz Onur Kurulu Üyesi ve AR-GE Komisyonu Baþkaný Eþref GÝRGÝN ise; baþlangýcýndan beri yasa ile ilgili kýsa öz açýklamalardan sonra, havza bazýnda yapýlacak çalýþmalarda 5531 sayýlý yasanýn orman mühendisine yüklediði sorumluluk ve görevler, konusunda açýklayýcý bir konuþma yapmýþ ve hazýrladýðý sunumla konu hakkýnda izleyenleri bilgilendirmiþtir. Panel öncesi; Anavatan Partisi Genel Baþkaný Erkan Mumcu ve Demokratik Sol Parti Genel Baþkaný Zeki Sezer’in baþarý dileklerini ilettikleri telgraflar okunmuþtur. Ýstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Dekaný Prof. Dr. Tahsin AKALP'in Baþkanlýðýný yaptýðý Birinci oturuma geçilmiþtir. birinci oturuma panelist olarak, Abant Ýzzet Baysal Üniversitesi Öðretim Üyesi Prof.Dr. Refik KARAGÜL, Orman Genel Müdür Vekili Osman KAHVECÝ, Aðaçlandýrma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdür Yardýmcýsý Hanefi AVCI ve DSÝ Erozyon ve Rüsubat Kontrol Þube Müdürü Nuri SÜMER katýlmýþlardýr. Emekli Orman Genel Müdürü Abdurrahman SAÐKAYA'nýn baþkanlýðýný yaptýðý ikinci oturuma; Ýstanbul Üniversitesi Öðretim Üyesi Prof. Dr. Uçkun GERAY, Dokuz Eylül Üniversitesi Öðretim Üyesi Prof. Dr. h.c. Ýbrahim ATALAY, Akdeniz Üniversitesi Öðretim Üyesi Prof. Dr. Kani IÞIK ve Birleþmiþ Milletler Kýrsal Kalkýnma Uzmaný Ertan KARABIYIK panelist olarak katýlmýþtýr. Panel aþaðýdaki sonuç bildirisinin okunmasý ile son bulmuþtur. SONUÇ BÝLDÝRÝSÝ 5531 Sayýlý Kanun ýþýðýnda ormanlarýn fonksiyonel özellikleri öne çýkarýlarak, su havzalarýnda ormancýlýk konularý 19 Mart 2007 tarihinde Ankara Ticaret Odasý konferans salonunda panelistler ve katýlýmcýlarca tartýþýlmýþtýr. Ülkemiz alanýnýn %75 nin orman ekosistemine sahip olduðu ve kaliteli su üretiminin %80 nin ormanlardan elde edildiði, küresel ýsýnmada ormanlarýn önemli rolü bulunduðu gerçeðinden hareketle, tartýþmada birliktelik saðlanan aþaðýdaki konularýn kamuoyuyla paylaþýlmasýna gereksinim duyulmuþtur. 1- 5531 Sayýlý Kanunun 4 üncü maddesinde, Orman Mühendisliði disiplini faaliyet konularýný 19 baþlýk halinde hüküm altýna aldýðý ve bu baþlýklarýn 9 unun orman ekosistemine ait olduðu, böylece uluslar arasý süreçte dünyanýn görmek istediði 11 ormancýlýktaki ekosistem tabanlý kaynak yönetimi yaklaþýmýnýn ülkemizde ki yasal mesleki alt yapýsýnýn oluþturulduðu ve bu düzenleme dünya ormancýlýðýyla Türk ormancýlýðýnýn bütünleþmesinin önünü açacaðý, 2- Su havzalarý çýkýþýnda güvenli yaþamanýn, yine su havzalarýnýn kaynaðýndaki fonksiyonel ormancýlýk çalýþmalarýndan geçtiði, o nedenle havza yönetiminin bir bütünlük içinde ele alýnmasýnýn zorunlu olduðu, havzanýn yönetiminde toprak unsurunun yerinde korunmasýnýn ortak paydayý teþkil ettiði, 3- Su Havzalarýnda yapýlacak entegre planlama ve projelendirme konusunun koordinasyonunu, 6831 sayýlý Orman Kanununun 58 nci maddesinde de kýsmen belirtildiði üzere Orman Mühendisliði disiplininin yapmasýnýn gerektiði, Birden çok meslek disiplinin bir arada çalýþmak zorunda olduðu su havzalarýnda havza yönetiminin baþarýsý, eþ zamanlý ve eþ mekanlý olarak planlara da-yalý uygulamalara baðlý olduðu, bu konunun baþarýlý sürdürülmesi Birinci Çevre ve Ormancýlýk þurasý tavsiye kararýnda belirlenen "Havza Planlama ve Yönetimi Temel Kanunu"un çýkarýlmasýyla daha verimli yürütüleceði, 4- Devlet Su Ýþleri Genel Müdürlüðünün yukarý su havzalarýnda toprak koruma tedbirlerinin alýnmasýna yönelik çalýþmalarýnda 5531 Sayýlý Kanun hükümlerini göz önüne almasýnýn gerektiði, 5- Türkiye'nin su zengini ülke olmadýðý gerçeðinden hareketle suyun ekonomik þekilde kullanýlacak þekilde tedbirlerin alýnmasýnýn, suyun gelecekte denizlere akýtýlmayarak ülke içinde að sistemiyle daðýtýlmasýnýn gerektiðinin düþünülmesi, su üretimini saðlayacak havza ormanlarýnda kaynak yönetim planlarýnýn yapýlmasýnýn gerektiði, 6- Kýrsal yerleþimin ihtiyaçlarý giderilmeden su havzanýn korunmasý ve geliþtirilmesinin zor olduðu, o nedenle havza boyutunda yapýlacak planlamalarda kýrsal kesimin öncelikle dikkate alýnmasýnýn gerektiði, 7- Çevre ve Orman Bakanlýðýnýn havza su yönetiminde aktif rol üstlenmesinin gerektiði, havzadaki ormancýlýk çalýþmalarýnda Avrupa'nýn en zengin biyo-lojik çeþitliliðe sahip ülke konumumuzun devamlý göz önünde bulundurulmasýnýn gerektiði, 8- Dünyadaki geliþmeler ve 5531 sayýlý Kanun göz önüne alýnarak, Orman fakültelerindeki eðitim ve öðretim programlarýnýn yenilenmesi yönünde 1213 Nisan 2007 tarihlerinde Ýstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinde yapýlacak olan çalýþtayýn memnuniyetle karþýlandýðý, Hususlarý kamuoyunun bilgisine sunulur. Prof. Dr. Vahit KÝRÝÞCÝ TBMM Tarým Orman Komisyonu Baþkaný Adana Milletvekili Mehmet IÞIK CHP Giresun Milletvekili Orman Yüksek Mühendisi Eþref GÝRGÝN Odamýz Onur Kurulu Üyesi ve AR-GE Komisyonu Baþkaný 12 Günü r la ýn d a K a y 8 Mart Dün ÝÞ YAÞAMINDA BAYAN ORMAN MÜHENDÝSLERÝ1 (Performanslarý, Sorunlarý, Mesleki Memnuniyetleri ve Beklentileri) Yrd. Doç. Dr. Bilgin GÜLLER* Sibel KORKMAZ** 1. GÝRÝÞ Türkiye'de bayan orman mühendislerinin ormancýlýk sektöründe iþlendirilmelerine 1960 yýlýnda baþlanýlmýþ (Alanay, 1998) ve sayýlarý gün geçtikçe artarak günümüzde ormancýlýk çalýþmalarýnda önemli bir rol oynayan düzeye ulaþmýþtýr. Fakat toplam orman mühendisleri içinde bayanlarýn oraný fakülte sayýsýnýn artmasýna raðmen, maalesef fazla bir artýþ gösterememiþtir.1998 yýlýna kadar orman fakültelerinden mezun olan bayan mühendislerin oraný %7 iken, 2004 yýlý itibariyle bu oran %11'e yükselmiþtir. Ancak yine de erkek orman mühendislerinin sayýsý ile karþýlaþtýrýldýðýnda faal durumda bulunan bayan orman mühendislerinin sayýsýnýn çok düþük olduðu bilinmektedir. Ormancýlýkta cinsiyet faktörü ve kadýnlarýn ormancýlýk mesleðindeki durumlarý gibi konular ülkemizde herhangi bir resmi toplantýda ana baþlýk olarak (Bu konu Antalya'da yapýlan XI. Dünya Ormancýlýk Kongresi'nde "Kadýn ve Ormancýlýk" adý altýnda bir alt oturumda ele alýnmýþtýr) gündeme gelmemiþ olmasýna raðmen, IUFRO bünyesinde yapýlan pek çok toplantýda bu konu üzerinde önemle durulmaktadýr. Öyle ki kadýn ve ormancýlýk konulu çalýþma toplantýlarý, sempozyum vb. düzenlenmiþtir (Gender in Forestry IUFRO Working Meeting, 24-26 November 2001; Symposium on Women and Forestry, 10-13 August 1999, Norway vb.). Ayrýca yapýlan bir literatür çalýþmasýyla bu konuda 900 çalýþmanýn (bütün yayýn tipleri dahil) yapýlmýþ olduðu bildirilmektedir. Dünya üzerinde bu konunun en çok tartýþýldýðý dolayýsýyla en fazla yayýn yapýlan ülkeler Asya kýtasýndadýr. Bunu sýrasýyla Avrupa, Amerika ve Afrika izlemektedir ((Lyren, L., 2004). Ülkemizde bu konuda yapýlan yayýnlar oldukça sýnýrlý sayýdadýr (Yadigar,1990; Alanay, 1998). Bu çalýþmada Çevre ve Orman Bakanlýðý bünyesinde çalýþan bayan orman mühendislerinin, performanslarý, sorunlarý, mesleki, memnuniyetleri ve beklentilerinin belirlenmesine yönelik bir anket çalýþmasý yapýlmýþtýr. Ayný zamanda bildiride günümüzdeki durum tespiti ile 1999 yýlýnda Güller tarafýndan yapýlan bir anket çalýþmasý ile elde edilen sonuçlar karþýlaþtýrýlmýþ ve 1999 yýlýndan günümüze kadar ülkemizde bu konuda yaþanan geliþmeler deðer- 13 *SDÜ Orman Fakültesi **Orman Mühendisi lendirilmiþtir. Geçmiþte çok fazla üzerinde durulmayan bu konu, meslekte cinsiyet ayrýmý olarak deðil, 1992'de Brezilya'da yapýlan Birleþmiþ Milletler Çevre ve Kalkýnma Konferansý'nda ortaya konan "Gündem 21", "Rio Deklarasyonu" ve "Orman Prensipleri" belgelerinde yer alan "çevre ve ormancýlýk uygulamalarýna kadýnýn aktif katýlýmýnýn saðlanmasý" ilkesinden hareketle ele alýnmýþ, kamuda performans yönetimi konusunun daha sýk gündeme getirilmeye baþlandýðý günümüzde yeniden yapýlanma, kapasite geliþtirme ve halkla iliþkiler konularý ile ilgili yapýlacak çalýþmalarda, gittikçe daha fazla önem arz edecek bir konu olarak deðerlendirilmiþtir. 2. MATERYAL ve YÖNTEM Bayan orman mühendisleri, Çevre ve Orman Bakanlýðý baþta olmak üzere Devlet Su Ýþleri ve belediyeler gibi farklý kurumlarda istihdam edilmektedir. Bu çalýþmanýn ana kütlesini, yoðun olarak iþlendirmenin yapýldýðý Çevre ve Orman Bakanlýðý'nda çalýþan bayan orman mühendisleri oluþturmuþtur. Bakanlýk bünyesinde çeþitli konumlarda çalýþan fakat orman mühendisi olmayan bayan mühendisler ile anket yapýlmamýþtýr. Ankette 27 adet soru sorulmuþtur. Bu sorulardan bazýlarýna evet, hayýr; bazýlarýna ise evet, hayýr, kýsmen þeklinde cevap þýklarý hazýrlanmýþ, hayýr ve kýsmen þeklinde cevap verenler için devamýnda bunun nedenlerine yönelik çoktan seçmeli sorular yöneltilmiþtir. Anket formlarý e-posta ve faks ile gönderilmiþ ve geri dönüþü saðlanmýþtýr. Ankette aþaðýda verilen genel çerçeve doðrultusunda ayný sorular direkt ve dolaylý olarak sorularak tutarlýlýk denetimi yapýlmýþtýr. Ankette bazý sorularda (orman mühendislerinin sahip olmasý gereken kiþilik özellikleri, performans kriterleri vb.) sýralama istenmiþtir. Bu sorularda her þýk, hem tercih edilme hem de sýralama kriterlerine göre, çoktan seçmeli sorulara verilen yanýtlar ise yüzde oranlarý hesaplanarak deðerlendirilmiþtir. Anketlerin ön denetimleri Isparta Orman Bölge Müdürlüðünde yapýlmýþ ve deðerlendirmede Microsoft Excel programý kullanýlmýþtýr. Toplam 121 bayan orman mühendisi ile anket çalýþmasý yapýlmýþtýr. Çalýþmanýn baþlangýcýnda öngörülen genel çerçeve sorular þunlardýr; 1. Bayanlarýn orman mühendisliðini tercih etmelerinin nedenleri nelerdir? 2. Bayan orman mühendislerinin yaptýklarý iþlerden memnuniyet durumlarý ve varsa memnuniyetsizliklerinin nedenleri ve karþýlaþtýklarý güçlükler nelerdir? 3. Orman mühendisliðinin aðýrlýklý olarak aðýr arazi koþullarýna dayanýklýlýk isteyen bir meslek dalý olduðu varsayýlýrsa, bayan orman mühendislerinin bu koþullara dayanabilme ve arazi iþlerini erkek meslek- taþlarý kadar yapabilme durumlarý ne kadardýr? 4. Yöneticilerinin bayan orman mühendislerinden aldýklarý randýman hangi düzeydedir? 5. Bayan orman mühendislerinin performansýný etkileyen etmenler nelerdir? 6. Performans deðerlendirme kriterleri nelerden oluþmalýdýr, nasýl yapýlmalýdýr? 7. Orman mühendislerinin muhatap olduklarý kiþiler açýsýndan cinsiyet kavramýnýn önem düzeyi nedir? Sempozyumla ilgili zaman açýsýndan bir kýsýtlama yaþanmasý nedeniyle baþlangýçta yöneticiler ile yapýlmasý düþünülen görüþmeler yapýlamamýþtýr. Ayrýca bayan orman mühendislerinin muhatap olduklarý kiþiler açýsýndan cinsiyet kavramýnýn önem düzeyi deðerlendirilirken, alt kademede çalýþan memurlar ve halktan kiþiler ile kýsýtlý sayýda görüþ alýnmýþ, bu yönde anket çalýþmasý yapýlamamýþtýr. Dolayýsýyla bu çalýþmada verilen deðerlendirmeler bayan orman mühendislerinin düþüncelerini yansýtmaktadýr. 3. BULGULAR ve TARTIÞMA Anket çalýþmalarýnda Çevre ve Orman Bakanlýðý'nýn bütün birimlerinde çalýþan bayan orman mühendislerinin görüþlerinden örneklem elde etmeye çalýþýlmýþtýr. Bu kapsamda ankete katýlan bayan orman mühendislerinin çalýþtýðý birimler ve oranlarý Þekil 1'de gösterilmiþtir. Þekil 1. Ankete Katýlanlarýn Çalýþtýðý Birimler Þekil 1'de görüldüðü gibi, ankete katýlýmý en yüksek düzeyde Orman Genel Müdürlüðü'ne baðlý birimlerde çalýþanlar oluþturmuþtur. Ýkinci düzeyde katýlým, Çevre ve Orman Bakanlýðýnýn ana hizmet birimlerine baðlý ve Çevre ve Orman Ýl Müdürlüklerinde çalýþanlar þeklindedir. Bunun yanýnda % 7'lik bir oranla ankete katýlan üçüncü grup AR-GE dairesine baðlý ormancýlýk araþtýrma müdürlüklerinde görev yapan bayan orman mühendisleridir. Ankete katýlanlarýn yaþ, çalýþma yýlý, medeni durum ve sahip olduklarý çocuk sayýlarýna iliþkin bilgiler Çizelge 1'de verilmiþtir. 14 Çizelge1. Ankete Katýlanlarýn Özellikleri Medeni durum Çocuk sayýsý Grup Yaþ Oran(%) Grup Çalýþma yýlý Oran(%) Grup Oran(%) Grup Oran(%) 21-30 41,5 <1 5,0 Evli 70,2 0 15,4 31-40 47,8 1-5 14,0 Bekar 24,8 1 44,0 >40 10,7 6-10 41,3 Boþanmýþ 5,0 2 39,5 11-15 22,3 3 1,1 >15 17,4 Çevre ve Orman Bakanlýðý bünyesinde þube müdürlüðü görevinden üst düzeyde bir görevde çalýþan bayan orman mühendisi bulunmamaktadýr. Bayan Mühendislerin bulunduðu en yüksek mevki þube müdürlüðü ve iþletme müdür yardýmcýlýðýdýr. Çizelge 2'de ankete katýlan bayan mühendislerin görev daðýlýmý verilmiþtir. Çizelge 2. Ankete Katýlan Bayan Mühendislerin Görev Daðýlýmý Görev Þb. Müd Müd.Yrd. Ýþt. Þefi Kad. Þefi Mühendis Sayý 4 2 29 5 81 % 3,0 2,0 24,0 4,0 67,0 Çizelge 2'de görüldüðü gibi, þube müdürlüðü ve iþletme müdür yardýmcýlýðý görevini sürdüren bayan orman mühendisi sayýsý oldukça azdýr. Bayan orman mühendislerinin büyük çoðunluðu mühendis olarak çeþitli birimlerde görev yapmakta, iþletme þefliði ve kadastro þefliði birlikte deðerlendirilse dahi toplam içerisindeki paylarý oldukça düþük bir düzeyde kalmaktadýr. Çalýþmada bayan orman mühendislerinin bu mesleði tercih nedenleri ve üniversite sýnavýna kadar yaþadýklarý bölgenin tercihleri üzerinde bir etkisinin olup olmadýðý sorgulanmýþtýr. Katýlýmcýlarýn % 47'si bu mesleði yalnýzca üniversite giriþ sýnavýnda puaný tuttuðu için seçtiðini belirtmiþtir. Bunu ailesinde veya çevresinde bu mesleði yapanlarýn olmasý (% 21), doða ile ilgili bir meslek olmasý (% 19) ve diðer nedenler (% 11) (diðer nedenler olarak o dönemde iþ imkanýnýn iyi olmasý ve tercih hatasý öne çýkmaktadýr) izlemektedir. Bu mesleðin tercih edilmesinde eðitim kurumlarýnýn (okul, dershane vb.) bir yönlendirmesi olup olmadýðý sorgulanmýþ ve katýlýmcýlarýn % 2'sinin böyle bir yönlendirme ile mesleði seçtiði belirlenmiþtir. Bayan orman mühendislerinin üniversite sýnavýna kadar yaþadýðý bölgeler deðerlendirildiðinde ilk üç sýrayý sýrasýyla Karadeniz, Marmara ve Ege bölgeleri almýþtýr. Daha önce yapýlan anket çalýþmasýnda ilk üç sýra Karadeniz, Akdeniz ve Marmara þeklinde bulun- muþtur. Bu durum, orman varlýðý itibariyle zengin sayýlabilecek bölgelerde yaþayanlarýn bu mesleði tercih nedenlerinden biri olarak deðerlendirilebilir. Katýlýmcýlara çalýþtýklarý birimde yaptýklarý iþin kendilerini mesleki açýdan tatmin edip etmediði sorulmuþtur. Alýnan cevaplar evet (% 33), kýsmen (% 49) ve hayýr (% 18) þeklindedir. Katýlýmcýlarýn farklý bir birimde çalýþma olanaklarý olsa hangi birimde çalýþmak isteyecekleri sorgulanmýþtýr. Farklý bir birimde çalýþmak istemeyenlerin oraný % 44 dür. Farklý bir birimde çalýþmak isteyenlerin % 29'u orman bölge müdürlüklerinde (þube mühendisi veya müdürü), % 27'si ormancýlýk araþtýrma kurumlarýnda, % 25'i Aðaçlandýrma Genel Müdürlüðü'nün birimlerinde, % 14'ü Doða Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüðü'nün birimlerinde, % 4'ü orman iþletme müdürlüðünde, % 2'si de Orman Köy Ýliþkileri Genel Müdürlüðü'nün birimlerinde çalýþmak istediðini belirtmiþtir. 1999 yýlýnda yapýlan anket çalýþmasýnda bayan mühendislerin bulunduklarý görevden memnuniyetsizlik oraný (ilgili soruya "hayýr" cevabýný verenler) % 38 ile daha yüksek bulunmuþ ve yapýlan deðerlendirmede o dönemde bayan orman mühendislerinin iþletme þefi, müdürü vb. görevlerde daha çok görev almak istedikleri belirlenmiþtir. Dolayýsýyla geçen 6 yýlda diðer birimlerde çalýþanlarýn orman iþletmelerinde (iþletme þefi, müdür vb.) çalýþmaya yönelik ilgilerinin azaldýðý görülmektedir. Çalýþmaya katýlanlarýn % 50'si þu anda farklý bir meslek grubunda çalýþýyor olmayý istediklerini, % 34'ü ise mesleklerinden memnun olduðunu belirtmiþ, geri kalaný bu konuda fikir belirtmemiþtir. Altý yýl önce yapýlan anket çalýþmasýnda ankete katýlanlarýn % 62'si mesleklerinden memnun olduklarýný yalnýzca bulunduklarý görevden memnun olmadýðýný dile getirmiþtir. Dolayýsýyla geçen altý yýlda bayan orman mühendislerinde mesleki memnuniyetsizliðin arttýðý düþünülebilir. Ankete katýlanlarýn % 52'si görevlerini layýkýyla yerine getirdiðini, % 47'si kýsmen, % 1'lik bir kýsým ise görevini layýkýyla yapamadýðýný belirtmiþtir. Katýlýmcýlarýn görevlerini layýkýyla yapamamalarýna gösterdikleri en önemli üç neden idari ve siyasi sorunlar, ailevi sorunlar, eðitim ile ilgili eksiklikler olmuþtur. Bayan orman mühendislerinin cinsiyetlerinden dolayý karþý karþýya kaldýklarýný belirttikleri en önemli sorun bayan olmalarýndan dolayý meslekte ayýrým görmeleri (% 48) olmuþtur. Daha sonra kendilerini zorlayan etmenlerin baþýnda sosyal ve kültürel olarak kadýnýn aile ve çocuk konusunda daha fazla sorumluluk yüklenmesi (% 33) ve son olarak ta fiziksel açýdan arazi þartlarý, yangýn vb. durumlar karþýsýnda karþýlaþýlan zorluklar, arazi 15 çalýþmalarýnda çalýþtýklarý grup içerisinde bayan olarak azýnlýkta kaldýklarý için yaþanan (psikolojik, biyolojik) sorunlar (% 19) gelmektedir. Bu sorunlarýn 1999 yýlýnda yapýlan çalýþmada oraný % 13 (aile, çocuk), % 12 (arazi vb. þartlarda fiziksel zorlanma vb.) iken, günümüzde aile ve çocuk ile ilgili sorunlar (% 33) ve fiziksel sorunlarýn (% 19) genel sorunlar içinde payý artmýþtýr. Anket çalýþmalarý isimsiz yapýldýðý için birebir durum deðerlendirmesi olanaðý olmamakla birlikte evli olanlarýn payýnýn % 50'lerden % 70'lere çýkmasý ve birden çok çocuða sahip olanlarýn oranýnýn artmasý, aile ve çocuk ile ilgili sorunlarýn genel sorunlar içerisindeki payýnýn artmasýnýn bir nedeni olarak düþünülebilir. Ankette, meslekte baþarýlý olabilmek için sahip olunmasý gereken eðitim ve kiþisel nitelikler sorgulanmýþtýr. Katýlýmcýlarýn % 48'i meslekte baþarýlý olmak için gereken en önemli niteliðin mevzuata hakim olmak olduðunu belirtmiþtir. Bunu, mezun olunan fakülte (% 27), yabancý dil (% 9), yüksek lisans, doktora eðitimi yapmak (% 8), diðer nitelikler (meslek içi eðitim, bilgisayar bilmek vb.(% 8) takip etmektedir. Meslekte baþarýlý olmak için gerekli kiþisel niteliklerin sorgulanmasý yapýlmýþ, katýlýmcýlardan, ankette verilen kiþisel niteliklerin en önemlisine 1 verilmek üzere (1,2,3… þeklinde) derecelendirmeleri istenmiþtir. Çizelge 3'te bayan orman mühendislerinin meslekte baþarýlý olmak için sahip olunmasý gereken kiþisel özellikler ile ilgili görüþleri verilmiþtir. Çizelge 3. Kiþisel Özellikler ve Yapýlan Sýralama Sýralama 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Kiþisel özellikler Kendine güven Organizasyon yeteneði Hýzlý karar verebilme Ýnsanlarla iletiþim kurabilme Ýkna gücü Hitabet yeteneði, güzel konuþma Liderlik ruhu Sert ve kararlarýnda tavizsiz olmak Fiziksel güç Çizelge 3 incelendiðinde bayan orman mühendislerinin fiziksel güç seçeneðini sýralamada en altta vermelerinin nedeni, genel olarak erkek meslektaþlarý ile karþýlaþtýrýlmalarýnda bayanlarýn fiziksel olarak daha zayýf deðerlendirilmelerine yönelik psikolojik bir tepki olabileceði gibi, sorulan soruda baþarýnýn meslekte yükselme, müdür vb. pozisyonlarda görev alma ve bu görevlerde çalýþanlarýn arazi çalýþmalarý vb. açýsýndan daha az aktif olmasý nedeniyle, fiziksel güçten ziyade, diðer özelliklerin ön plana çýkmasý olarak algýlanmasýndan dolayý da olabilir. Çalýþmada bayan orman mühendislerine, erkek meslektaþlarýnýn, birlikte çalýþtýklarý personelin, orman köylüleri vb. gruplarýn bakýþ açýlarýnýn deðerlendirilmesine yönelik sorular yöneltilmiþtir. Ankete katýlanlarýn % 59'u, günümüzde erkek meslektaþlarýnýn, bayanlarýn ormancýlýk birimleri arasýnda ancak bazý birimlerde çalýþabileceklerini düþündükleri yönünde izlenimleri olduðunu belirtmiþtir. %28'i kendilerine bakýþ açýsýnýn olumlu olduðunu ve erkek meslektaþlarýnýn bayanlarýn bu mesleði layýkýyla yerine getirdikleri yönünde görüþleri olduðunu, % 13'ü ise erkek meslektaþlarýnýn ormancýlýk mesleði bayanlara göre bir meslek deðil þeklinde düþündüklerini belirtmiþtir. Ayrýca katýlýmcýlara mesleðe ilk baþladýklarý yýllarda meslektaþlarýnýn bakýþ açýsý da sorulmuþ ve bu açýdan bir deðerlendirme yapýlmýþtýr. Katýlýmcýlarýn % 50'si mesleðe ilk baþladýklarý yýllarda diðer meslektaþlarýnýn sadece bazý birimlerin bayanlara göre olduðunu, % 33'ü meslektaþlarýnýn bakýþ açýsýnýn tamamen olumsuz olduðunu, % 17'si de olumsuz bir bakýþ açýsý ile karþýlaþmadýðýný belirtmiþtir. Geçmiþten günümüze bu açýdan bir deðerlendirme yapýldýðýnda erkek meslektaþlarýnýn olumsuz bakýþ açýsýnýn % 33'ten % 13 'e düþmesi olumlu bir geliþme olarak deðerlendirilebilir. Bayanlarýn yalnýzca bazý birimlerde çalýþabileceði görüþünün % 9'luk bir artýþ (% 50'den % 59'a) göstermesi, bayan mühendisler konusunda fikirleri tamamen olumsuz olan erkek meslektaþlarýnýn biraz daha ýlýmlý yada daha olumlu düþünmeye baþladýklarý þekilde yorumlanabilir. Birlikte çalýþtýklarý personel açýsýndan deðerlendirildiðinde katýlýmcýlarýn % 36'sý çalýþtýklarý personel açýsýndan cinsiyetin önemli olmadýðýný, % 28'i bayanlarýn ayrýntýlara daha fazla dikkat etmesi ve bazý konularda daha titiz davranmalarý nedeniyle çalýþtýklarý personelin zorlandýðýný, % 20'si bayanlarý amir olarak kabul etmekte zorlandýklarýný, % 16'sý ise personelin bir bayan ile çalýþmaktan daha memnun olduðunu bildirmiþtir. Halkla iliþkiler boyutunda düþünüldüðünde özellikle orman köylüleri açýsýndan durum deðerlendirildiðinde ankete katýlanlarýn % 60'ý ilk baþlarda bayan mühendislerin yadýrgandýðýný fakat daha sonra bakýþ açýsýnýn olumlu yönde deðiþtiðini belirtmiþtir. Halk için cinsiyetten öte, kiþiliðin önemli olduðunu belirtenler % 34, diðer olumsuz görüþlerin oraný % 6'dýr. 1999 yýlýnda yapýlan çalýþmada genel olarak bayan orman mühendislerinin farklý gruplarýn kendilerine bakýþ açýlarýný deðerlendirdiklerinde olumsuz bakýþ açýsý oranýn daha yüksek olduðu (% 68) belirlenmiþtir. Daha önce yapýlan ankette tek bir soruda bu üç grubun bakýþ açýsý deðerlendirilmiþ, son yapýlan 16 ankette ilgili üç grup ayrý deðerlendirilmiþtir. Bu üç gruba ait olumsuz bakýþ açýsý oranlarý toplu olarak deðerlendirildiðinde bile daha önce elde edilen deðere ulaþmamaktadýr. Dolayýsýyla 1999 yýlýndan günümüze bu açýdan olumlu bir geliþme yaþandýðý söylenebilir. Bayan orman mühendislerinin % 33'ü mesleki açýdan yeterli bilgi ve deneyime sahip olduðunu, % 55'i kýsmen bu niteliklere sahip olduðunu, % 12'si ise yeterli bilgi ve deneyime sahip olmadýðýný düþünmektedir. Katýlýmcýlarýn % 75'i bilgi ve deneyimini arttýrmak amacýyla kiþisel çaba gösterdiðini (yüksek lisans yapmak, sempozyum, seminer vb. toplantýlara katýlmak vb.) belirtmiþtir. Kiþisel çaba gösterenlerin % 43'ü gösterdiði bu çabalarý engelleyen bir etmen olmadýðýný belirtirken, % 57'si bu çabalarýný engelleyen etmenlerin sýrasýyla, idari sorunlar (izin alamamak, yapýlan toplantý,seminer gibi çalýþmalara daha çok erkek meslektaþlarýnýn davet edilmesi vb.(% 33)); aile, çocuk vb. sorumluluklar (% 30); iþ yoðunluðu nedeniyle zamansýzlýk (% 27) ve maddi sorunlar (% 10) olduðunu bildirmiþtir. Eþi de orman mühendisi olanlara, eþi ile ayný meslekten olmalarýnýn kendileri için bir avantaj olup olmadýðý sorulmuþtur. Ankete katýlanlarýn % 54 'ünün eþi de orman mühendisidir ve bunlarýn % 73'ü bu durumu bir avantaj olarak deðerlendirmiþtir. Bunun en önemli nedenleri eþlerinin mesleðin zorluklarýný bilmesi, ev, aile, çocuk konusundaki sorumluluklarýnda anlayýþ göstermesi ve yardýmcý olmasý, ayrýca iþ konusunda da ihtiyacý olduðunda destek alabilmesi olarak belirlenmiþtir. Bayan orman mühendislerine erkek meslektaþlarý ile ayný görevlerde, ayný koþullarda çalýþtýklarýnda eþit performans gösterip gösteremeyeceklerine yönelik soruya % 79 gibi büyük çoðunluk evet yanýtýný verirken, kamu çalýþanlarýna yönelik yapýlacak performans deðerlendirmesinde ayný performans ölçütleri ile deðerlendirilmelerinin doðru olup olmadýðý sorgulandýðýnda katýlýmcýlarýn % 43'ü cinsiyet ayrýmý olmadan eþit performans ölçütleri ile deðerlendirilmeleri gerektiðini belirtirken, % 57'si performans deðerlendirmesi yapýlýrken kadýnlarýn toplumsal diðer görevlerinin göz önünde bulundurulmasý gerektiði yönünde görüþ belirtmiþtir. Anketlerde yapýlan ek açýklamalar da dikkate alýndýðýnda bayan orman mühendislerinin performansýný kýsýtlayan en önemli etkenin toplumumuzda aile ve çocuk konusunda bayanlarýn görev ve sorumluluðunun daha fazla olmasý olduðu söylenebilir. Kiþisel olarak bekar ve çocuksuz olmalarý durumunda ayný performansý göstereceðine inanan bayan mühendisler, aksi takdirde ayný performansý göstermek için daha fazla çaba sarf etmek durumunda olduklarýný belirtmektedir. Bayan orman mühendislerinin görüþlerine göre; orman mühendisleri için performans deðerlendirmesi yapýlmasý durumunda deðerlendirme kriterlerinden ilk beþi sýrasýyla; (a) yapýlan iþin kalitesi, (b) iþin zamanýnda ve uygun maliyetle tamamlanmasý, (c) organizasyon ve planlama yeteneði, (d) çalýþtýðý insanlarýn saygýsýný kazanma ve güvenilirlik, (e) grup çalýþmasýnda baþarý olmalýdýr. Ankete katýlanlarýn % 73'ü performans deðerlendirmesi yapýlýrsa bunun konunun uzmaný kiþi-kiþilerce, birimde oluþturulacak komisyonun standart kriterlere göre hazýrlanan formlarý deðerlendirilmesi yoluyla yapýlmasý gerektiði yönünde görüþ bildirmiþtir. Ankete katýlanlarýn % 99'u kendisi hakkýnda yapýlacak olan performans deðerlendirmesi hakkýnda bilgi sahibi olmak istemektedir. Bayan orman mühendislerinin terfi ve atamalarda göz önüne alýnmasýný istediði en önemli üç kriter sýrasýyla iþin gerektirdiði bilgi ve beceri düzeyi, baþarý (sicil, meslekte yükselme sýnavý puaný, alýnan sertifika, baþarý belgesi vb.) ve eðitim (ilgili alanda ihtisaslaþma, yüksek lisans, doktora, alýnan sertifika vb) olarak belirlenmiþtir. Ankete katýlan bayan orman mühendislerinin % 64'ü katýlým boyutunda bayan orman mühendislerinin ülkemizdeki durumunu yetersiz bulduðunu, % 32'si kýsmen yetersiz bulduklarýný ama gün geçtikçe daha iyi düzeyde olduðunu, % 4'ü ise durumlarýnýn yeterli düzeyde olduðunu belirtmiþtir. Katýlýmcýlarýn % 88'i uluslararasý düzeyde yapýlan toplantýlardan ve bu toplantýlarda ortaya konulan, ormancýlýk alanýnda 17 katýlým boyutunda kadýnlarýn daha etkin rol almasýna yönelik tavsiye niteliðindeki kararlardan haberdar olmadýðýný belirtmiþtir. 4. SONUÇ VE ÖNERÝLER Yasal düzenlemeler açýsýndan deðerlendirildiðinde bayan orman mühendisleri eðitim, çalýþma ve meslekte yükselme açýsýndan erkek meslektaþlarý ile ayný haklara sahiptir. Bu çok önemli bir konudur. Çünkü kazanýlmasý en zor olan haklar yasal haklardýr. Ayrýca "Türkiye, Birleþmiþ Milletler Kadýnlara Karþý Her Türlü Ayrýmcýlýðýn Önlenmesi Sözleþmesi"ni 1985 yýlýnda imzalamýþ, sözleþme bir yýl sonra yürürlüðü girmiþtir (Anonim, 1994). Toplumlarda kanunen elde edilmiþ olan haklarýn uygulanmasýnda sosyal ve kültürel birtakým kýsýtlamalar, ön yargýlar ve taassuplar olabilir. Einstein önyargýlarý yok etmenin atomu parçalamaktan zor olduðunu söylerken çok önemli bir noktaya iþaret etmiþtir. Toplumdaki ön yargýlar, psikolojik, sosyal ve kültürel eðilimlerin deðiþtirilmesi, yok edilmesi oldukça zor olan kavramlardýr. Ülkemizde ilk bayan orman mühendisi 45 yýl önce mezun olmasýna raðmen halen bu mesleði tercih eden bayanlarýn oraný oldukça düþük seviyededir. Toplumda bayan ve orman mühendisi kavramlarý halen çok fazla baðdaþtýrýlamamaktadýr. Bu konuda uðraþ verenlerin çabalarý bireysel düzeyde kalmakta, çalýþtýðý birimde kendini her anlamda ispatlama çabasýndan öte geçememektedir. Bu nedenledir ki bayan orman mühendislerine yönelik bakýþ açýsý yýllar içinde olumluya doðru yavaþ bir seyir göstermektedir. Sosyal ve kültürel olarak aile içinde daha fazla görev ve sorumluluk üstlenen bayan orman mühendisleri, erkek meslektaþlarý ile ayný performansý gösterebilmek için daha fazla çaba göstermek zorunda kalmaktadýr. Meslektaþlarý arasýnda psikolojik olarak hissettikleri meslek taassubu, baþarýlarýn bireysel olarak deðerlendirilmesi, baþarýlý olanlarýn gerekli taltifleri alamamasý, bu konuda toplumda ve meslek camiasýnda yeterince hýzlý adýmlarýn atýlmamasý vb. nedenlerle, bayan orman mühendisleri arasýnda farklý bir meslek grubunda çalýþýyor olmayý isteyenlerin oraný artmýþ, aktif görevlerde çalýþmayý isteyenlerin oraný azalmýþtýr. Bu konuda atýlacak en önemli adým bu mesleðe girenlerin daha bilinçli bir þekilde tercih etmesine yönelik yapýlacak çalýþmalardýr. Üniversite seçme sýnavý tercihlerinin puanlarýnýn alýnmasýndan sonra yapýlmasý oldukça önemlidir. Bu nedenle bu eðitimi veren fakültelerin, Çevre ve Orman Bakanlýðý'nýn ve Orman Mühendisleri Odasý'nýn web sayfalarýnda yeterli ve gerçekçi tanýtýmlar yapýlmalýdýr. Eðitim kurumlarýnýn meslek tercihindeki yönlendirmeleri göz önüne alýnarak bu kurumlara yönelik bilgilendirme çalýþmalarý yapýlmalý, dolayýsýyla bu mesleðin daha bilinçli bir þekilde tercih edilmesi saðlanmalýdýr. Fakültedeki eðitim süresi boyunca arazi uygulamalarý daha fazla ve öðrencilerin birebir katýlýmýyla yapýlmalý, stajlarýn daha ciddi yapýlmasýna önem verilmeli, mesleðe ilk baþlayan tüm orman mühendisleri uygun bir süre yetki ve sorumluluk üstlenmeden uygulama konusunda tecrübe edinmelidir. Aktif görevlerde çalýþmaya istekli ve yetenekli olan bayan mühendisler teþvik edilmeli ve gerek eðitimleri, gerekse mesleðe baþladýklarý ilk yýllarda yönlendirilmelidir. Kiþisel çabalar her zaman önemlidir. Bayan orman mühendisleri mesleklerini layýkýyla yerine getirmek yanýnda, kendilerini geliþtirmek, konuyla ilgili çalýþmalardan haberdar olmak, gerekirse þartlarýný zorlayarak katýlmak ve katkýda bulunmak çabasýnda olmalýdýr. IUFRO'nun Ýsveç'te yapýlan bir toplantýsýnda ele alýnan konular deðerlendirildiðinde yukarýda belirtilen sorunlarýn yalnýzca ülkemizde yaþanmadýðý rahatlýkla görülebilir (Lidestav and Chaseling, 2001). Kurulan bir bilgi aðý ile (women forester network) tüm Dünya'da bu konuda çalýþan, uðraþ veren kiþilerin birbirinden, bu konudaki geliþmelerden, yapýlan toplantýlardan haberdar olmalarý, bilgi ve deneyim açýsýndan birbirlerine destek olmalarý saðlanmýþtýr. Avrupa Birliði'ne giriþ sürecinde olan ülkemiz, kanunlar ve uygulamalar açýsýndan deðiþik alanlarda eleþtirilere muhatap olmaktadýr. Ormancýlýk alanýnda bayan mühendislerin kanunen erkeklerle eþit haklara sahip olmalarýna raðmen, uygulamada istatistiklere bakýldýðýnda açýkça görülen ve bayanlarýn aleyhine olan durumun bu süreçte olumlu deðerlendirilmeyeceði açýktýr. Unutulmamasý gereken, bu konuda daha ciddi geliþmelerin saðlanmasý için kiþisel çabalarýn yanýnda kurumsal çabalarýn arttýrýlmasý gerektiðidir. KAYNAKLAR Alanay, A.,(1998). 8 Mart ve Mühendis- Mimar Kadýn, Orman Mühendisliðinde Kadýn, Orman Mühendisliði Dergisi, 35:3. Anonim (1994). The status of women in Turkey, The Turkish National Report to 4th World Conference on Women (http://www.die.gov.tr/CIN/women/status-women.htm (25/11/2005) Lidestav and Chaseling (Editor), (2001). Gender Perspective in Forestry-why and how, Seminar Proceedings IUFRO Working Party, 24-25 November, Umea, Sweeden. Lyre n L., (2004). Gender and Forestry- a bibliography, SLU Forestry Library, SE-901 83 Umea, Sweden Yadigar, S., (1990). 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü ve Ormancýlýðýmýzda Kadýn Orman Mühendislerinin Yeri, Orman Mühendisliði Dergisi, Sayý:3. 1 Bu çalýþma, 22-24 Aralýk 2005 tarihleri arasýnda TMMOB Orman Mühendisleri Odasý tarafýndan düzenlenen "Türk Ormancýlýðýnda Uluslararasý Süreçte Acil Eyleme Dönüþtürülmesi Gereken Konular, Mevzuat ve Yapýlanmaya Yansýmalarý" adlý sempozyumda sunulmuþtur. 18 TOHUMCULUK KANUNU'NUN OLASI SONUÇLARI Prof.Dr.Uçkun GERAY* Avrupa'da Neler Oldu? 1999 yýlýnda Seattle'daki küreselleþme karþýtý harekete Fransýzlar baþlýca iki sloganla katýlmýþlardý. Bunlar "culture" ve "agriculture" sloganlarýydý. Kastedilen, endüstriyel tarýmýn hem doðal ve temiz tarýmý, hem de kýrsal toplum kültürünü yok ettiði savýný vurgulamaktý. Gerçekten endüstriyel tarýmýn, yani büyük alanlarda, ileri teknolojiye, yapay gübreye ve zararlýlarla kimyasal mücadeleye dayalý tarýmýn ayný zamanda endüstriyellere dayalý olmasýndan þikayet vardý. Bu kesim AB genelinde nereden baksanýz nüfusun en çok %4'ünü teþkil ediyordu, köylü dönüþmüþ, göç etmiþ köylü eksenli tarým en aza inmiþti. Bunun kaçýnýlmaz sonucu kýrsal toplum kültürünün erozyona uðramasý, hatta kaybedilmesidir. Bu aþýrýlýklarýn bir bölümü de "monokültür" þeklinde nitelenen tarýmsal üretim biçiminden kaynaklanmaktadýr. Verimlilik ve karlýlýk amacý çiftçiyi monokültüre ister istemez getirmiþ durumdadýr. Dolayýsýyla bir coðrafyanýn yüzbinlerce yýl içerisinde oluþmuþ bulunan kendine özgü genetik birikimi yok olmakta ya da azalmakta, üretim ve ticaret dýþý kalmakta, çok daha önemlisi genleri deðiþtirilmiþ "yapay" bitki türlerine baðýmlýlýk artmaktadýr. Bunlarýn ayný zamanda endüstriyel tarým demek olduðu, bu sistemde köylü esaslý tarýmýn dýþlandýðý ve biyolojik çeþitliliðin zararýna sonuçlar yaþandýðý vurgulanmalýdýr. Tohumculuk Kanunu Tasarýsý konusunda Avrupa Çiftçiler Koordinasyonu (European Farmer's Coordination-EFC) tarafýndan milletvekillerine gönderilen mektubun içeriði de Seattle 1999'da savunulmuþ olan düþüncelere koþut olan önemli gerçekleri ifade etmektedir. AB'nin uyguladýðý yoðunlaþtýrýlmýþ tarým (entansif tarým=endüstriyel tarým U.G) modelinin Avrupalý küçük çiftçileri çokuluslu þirketlere baðýmlý kýldýðýný; AB tarým modeliyle topraklarýn harap olduðunu; petrol kaynaklý gübreler ve tarým ilaçlarýyla sularýn kirletildiðini; AB'nin milyonlarca küçük tarým iþletmesinin ve ancak onlarla birlikte geliþebilen biyolojik çeþitliliðin yok oluþuna izin verdiðini; Türkiye'nin hala büyük bir tarýmsal nüfusu barýndýrmasý ve zengin çeþitliliðe sahip olmasý kadar, böyle bir tarýmsal üretimi (küçük ölçekli, köylü çiftçiye dayalý. U.G.) sürdürebiliyor olmasýnýn kendileri için gurur kaynaðý olduðunu; Türkiye'nin kendi nüfusunu besleyen ve hatta ihraç edebilmeyi saðlayan küçük çiftçi kuþaklarýnýn çabalarýnýn tam deðerinin korunmasý gerektiðini... EFC bu mektupta vurgulamaktadýr. Ayrýca, yeni bir yol açmasý için, Avrupa'nýn bütün küçük çiftçileri ve düþük kaliteli standardize edilmiþ ürünlerle (gdo'lu ürünler. U.G.) boðulmuþ tüketicileri için umut yolunu açacak bir Türkiye'ye ihtiyacýmýz var denilmektedir. Biyolojik Zenginlikten Kim Yararlanabilir? Coðrafyamýz halen yararlanýlan ve gelecekte de deðerlendirilebilecek olan büyük bir doðal ve geleneksel güce sahiptir. Bu gücü kabaca a)halen ticarileþtirilmiþ bulunan ve kitlesel üretimi yapýlan bitki türleri, b)halen yerel yahut dar ölçekte ticari yahut geçimlik olarak üretilen ve kitlesel üretimi yapýlmayan bitki türleri, c)henüz ticarileþtirilmemiþ olan, ancak gelecekte bu açýdan yararlanýlabilecek bitki türleri þeklinde sýnýflandýrmak mümkündür. Bu alanlarýn hepsinde uluslarüstü birkaç firmanýn önde olduðu görülmektedir ve bunlarýn sahip olduðu bilimsel, teknolojik ve ticari olanaklar, geliþme yolunda olan ülkeler toplamýnýn olanaklarýndan çok daha büyüktür, üstelik bunlar bugün de siyasi ve finansal anlamda büyük destek almaktadýr. Diðer yandan söz konusu firmalar yalnýzca geleneksel olan ve kirlilik yahut saðlýk sorunlarý yaratmayan teknolojik yöntemleri deðil, öteki biyoteknolojik yöntemleri de kullanarak tohumluklar geliþtirebilmektedir. Baþka deyiþle seleksiyon, ýslah, hibritleme yanýnda gen transferi konularýnda da en öndedirler. Dolayýsýyla, saðlýk sorunu doðurduðu bilinen genleri deðiþtirilmiþ organizmalarý (gdo) yani "yapay bitki türlerini" geliþtirme ve ticarileþtirme olanaklarý da yerküre ölçeðinde adeta rakipsizdir. Bu kanunla, yukarýda sayýlan her üç alanda da bitki türlerinin tohumluklarýnýn üretimi; tohumluklarýn sertifikalandýrýlmasý; piyasanýn denetlenmesi iþleri bu uluslarüstü özel firmalarýn ar-ge ve ticaret gücüne ve yönlendirmesine tabi kýlýnmýþ olmaktadýr. Bu firmalarýn baþlýcalarý Novartis, Monsanto, Cargill, Dupont, ADN ve Bayer olarak sayýlmaktadýr. Bu firmalar verimlilik düzeyi yüksek, yerli yahut yabancý menþeli yeni tohumluk üretebilecek ve sertifikalandýrabilecek olduklarýndan, verimliliði göreceli olarak düþük kalmýþ, yerel, kýsýtlý olarak üretilen bitki üretimi ve pazarlamasý son bulacak demektir. Bunun örnekleri sayýlamayacak kadar çoktur. Yine bu firmalar ticarileþtirilebilecek yeni bitkisel ürünleri, bitkilerin gen bileþimlerini biyoteknolojik yollarla deðiþtirmek 19 * Ý.Ü. Orman Fakültesi suretiyle ekonomik hayata sokabilecek güçtedir. Dolayýsýyla hem geleneksel üretimin, hem biyoteknolojik üretimin bundan sonra geniþleyecek olan alaný bu firmalarýn elinde olacak demektir. Tohumculuk Kanunu Genel Gerekçesi'nde özetle, "tohumculuk sektörü özel sektör aðýrlýklý hale gelmiþtir" ve "kamu kurum ve kuruluþlarý ise denetim görevini üstlenmiþtir" denilmekte, dolayýsýyla bu geliþmeler uyulmasý gereken çerçeve olarak kabul edilmektedir. Ama, ayrýca, denetleyici rolde gösterilen kamu kurumu, gerçek ve tüzel kiþiler tarafýndan, yani bitki ýslahçýlarý, tohum sanayicileri ve üreticileri, fide ve fidan üreticileri, tohum yetiþtiricileri, tohum daðýtýcýlarý, tohum kullanýcýlarý, süs bitkileri üreticileri ve tohumculukla ilgili diðer konularla iþtigal edenlerce oluþturulan meslek kuruluþlarý olarak tasarlanmýþtýr. Bu kuruluþun özel sektör aðýrlýklý olacaðý, denetleyici ve yönlendirici rolün aslýnda özel sektörün hakimiyetine býrakýldýðý kolayca görülmektedir. Kanun'un öteki birçok maddesi de özelleþtirmeye, özel sektörün denetleme ve yönlendirme iþlevini hakim kýlmaya kapý açacak ustalýkta yazýlmýþ durumdadýr. Kanun Yalnýzca Tarým ve Tohumla Ýlgili Deðil Tohumculuk Kanunu'nun sadece tohumla ve tarým sektörüyle ilgili olmadýðýný belirtmek gerekmektedir. Tarla bitkileri yanýnda, "bað-bahçe bitkileri, orman bitki türleri ve diðer bitki türleri" kapsam içindedir. Bu sýrada nedense "mera ve çayýr bitkileri" sayýlmamakta, bunlar diðer bitki türleri içerisinde kabul edilmiþ görünmektedir. Dolayýsýyla orman, mera ve çayýr ekosistemlerinin içerdiði bitki varlýðý da tür ve genetik yapýlarý itibariyle kayýt altýna alýnma, tescil ve sertifikalandýrma iþlemine tabi tutulmak ve bunlarýn piyasa denetimleri yapýlmak durumundadýr. Orman ekosistemlerinin içerdiði adeta sýnýrsýz sayýdaki bitkilerin tohum, yumru, fide, fidan ve çelik materyali de Kanun'un kapsamýndadýr. Ayrýca, kayýt altýna alýnmamýþ türlere iliþkin tohumluklar sertifikasyon iþlemine alýnamayacak ve ticaret, daðýtým ve üretim konusu olamayacaktýr. Böylece hem tarým, hem ormancýlýk sektörü için büyük sayýlara varan kayýt, sertifikasyon... iþlemleri darboðazý ve yapay yahut yabancý bitki türlerinin gelir yaratma gücü nedenleriyle ithal tohumluklara yer açýlmýþ olacaktýr. Biyolojik çeþitlilik olarak, karasal ekosistemler içerisindeki en zengin kaynaklar orman ekosistemleridir. Baþka ifadeyle orman ekosistemleri bitki türü, yabanýl hayvan türü, gen rezervi ve doðal süreçler olarak tarým yapýlan kaynaklara ve çayýr ve mera ekosistemlerine göre çok öndedir. Yaklaþýk 1960'a kadar daha çok aðaçlarýyla ve aðaççýklarýyla öne çýkmýþ olan orman ekosistemleri, bu tarihten sonra odun dýþý ürünleriyle ve bu çerçevede de aðaççýk, çalý, otsu bitkiler, mantar ve yosunlarýyla önem kazanmýþtýr. Bu organizmalarýn bir bölümü ekolojik besin olarak, bir bölümü de saðlýkla, kozmetikle, boyamayla... ilintili olarak önem kazanmýþ, evcilleþtirilmiþ, ticarileþtirilmiþ, kültüre alýnmýþ ve piyasalarý yaratýlmýþtýr. Gelecek, orman ekosistemlerinde yer alan organizmalarý ya geleneksel yöntemlerle, ya da ileri biyoteknolojik yöntemlerle üretmeye kilitli olacaktýr. Batý'nýn biyolojik çeþitliliði önemsemesinin ve bu kaynaklarý korumaya aldýrmak üzere kaynak vermesinin temelinde söz konusu yararlanmanýn yaþamsal bir öneme sahip olacaðý düþüncesi bulunmaktadýr (GEF II örneði U.G). Tohumculuk Kanunu'nda Piyasa Denetimi baþlýðý altýnda "Tohumluklarý yetiþtiren, iþleyen ve satýþa hazýrlayan, daðýtan ve satan gerçek veya tüzel kiþiler, Bakanlýk tarafýndan yetkilendirilir ve denetlenir" denilmektedir. Buna göre ruhsat verilmemiþ yani yetkilendirilmemiþ kiþiler yukarýda sayýlan iþleri yapamayacaklardýr. Dolayýsýyla ormancýlýk sektöründe de, yukarýda sayýlan alanlarda yetki verilecek kiþilerin belirlenmesi gündeme gelmektedir. Gerçi kanun tasarýsýnda "... ithalatý ve ihracatý ile ilgili uygulama ve düzenlemeler yapýlmasýna Çevre ve Orman Bakanlýðý yetkilidir" ifadesi varsa da; Kanunda "bu iþ ve iþlemler" bir "protokol" ile Çevre ve Orman Bakanlýðý'na "devredilir" denilmektedir. Bunun bir vesayet iþlemi olduðu ve iþ ve iþlemlerin vasi tarafýndan yani elinde asýl yetki olduðu varsayýlan "Tarým ve Köy Ýþleri Bakanlýðý" tarafýndan belli koþullar ileri sürülerek, yani protokol ile devredilmesi yolunun seçildiði anlaþýlmaktadýr. Alýþýlagelen saldýrgan ve haksýz tutum ince bir metotla hayata geçirilmektedir. Yetkilendirme sýrasýnda da ormancýlýk mesleðinin þimdiye kadar karþýlaþmýþ olduðu saldýrgan tutum ve davranýþlarla yeniden karþýlaþýlmasý gündeme gelebilecektir. Orman ekosistemlerinin içerdiði tüm bitki türleri ve çeþitleri hem ekosistem, hem kurum ve kuruluþ yönünden ormancýlýk mesleðinin yetki alaný içerisindedir. Bu anlamda yetki kanunu da önemli bir dayanak teþkil etmektedir. Orman ekosistemlerine ait bitki çeþitlerinin, geleneksel metotlarla yahut ileri biyoteknolojik metotlarla, yeni çeþitler elde etmek üzere gen kaynaklarý olarak kullanýlmasý, yeni çeþitlerin üretilmesi, tohumluk kurulmasý, bu bitkilerin kültüre alýnmasý yahut kitlesel olarak yetiþtirilmesi, daðýtýlmasý, pazarlanmasý... yetkilendirilen kiþilerin görevi olmak zorundadýr. Bu kiþilerden biri de Orman Aðaçlarý ve Tohumlarý Islah Araþtýrma Müdürlüðü'dür. Ancak bu kuruluþun adýnýn "Orman Bitkileri ve Tohumluklarý 20 Araþtýrma Müdürlüðü" veya benzeri olarak dönüþtürülmesi, bu kanunla kapsam ve kavram uyumunu saðlamak anlamýnda gereklidir. Kanun'un Sözleþme ve Antlaþmalarla Uyumu Türkiye Biyolojik Çeþitlilik Sözleþmesi'ni 1996'da imzalamýþtýr. Sözleþmenin amaç maddesi þu þekildedir: Bu sözleþmenin ilgili hükümleri uyarýnca takip edilecek amaçlarý, biyolojik çeþitliliðin korunmasý; bu çeþitliliðin unsurlarýnýn sürdürülebilir kullanýmý; genetik kaynaklar ve teknolojiler üzerinde sahip olunan bütün haklarý dikkate almak kaydýyla, bu kaynaklara gereðince eriþimin ve ilgili teknolojilerin gereðince transferinin saðlanmasý ve uygun finansmanýnýn tedariki de dahil olmak üzere, genetik kaynaklarýn kullanýmýndan doðan yararlarýn adil ve hakkaniyete uygun paylaþýmýdýr. Tohumculuk Kanunu'nda özel üretim alanlarý olarak ülke topraklarýnda ar-ge çalýþmalarýna izin verilebilmektedir. Öte yandan, Sözleþme'ye göre de uluslararasý tekelci firmalar biyoteknolojik denemeler yapmak üzere bitki türlerine ve gen kaynaklarýna "eriþim olanaðýna" sahip olabileceklerdir. Dolayýsýyla tohumluklarý ülkede ve ülke dýþýnda pazarlama olanaðýna kavuþabileceklerdir. Biyolojik Çeþitlilik Sözleþmesi'nin Önsözünde yer alan bazý ifadelere de dikkat çekmek gerekir. Önsöz'ün ilk paragrafýnda "Biyolojik çeþitliliðin kendi baþýna taþýdýðý deðerin ve biyolojik çeþitlilik ile bunun unsurlarýnýn ekolojik, genetik, sosyal, ekonomik, bilimsel, kültürel, rekreatif ve estetik deðerlerinin farkýnda olarak" ifadesi yer almaktadýr. Bunlara göre Tohumculuk Kanunu gerek doðrudan Biyolojik Çeþitlilik Sözleþmesi, gerekse bu sözleþmenin genel gerekçesi ile çeliþkilidir. Ancak Tasarý baðlamýnda dile getirilen eleþtirilerde nedense bu çeliþkiler üzerinde durulmamaktadýr. Nitekim, Önsöz'ün yukarýdaki ilk paragrafýnda biyolojik çeþitlilik ile sosyal, kültürel ve rekreatif deðerler arasýndaki iliþkinin vurgulandýðý görülmektedir. Buradaki "rekreasyon" teriminin içinde kuþkusuz "ekoturizm" ve "kültür turizmi" de yer almaktadýr. Bu sektörlerde, ülkenin biyolojik zenginliðinden ve kültürel çeþitliliðinden dolayý olumlu geliþmeler yaþanmaktadýr. Örneðin kültür turizminde, birçok bitkinin ve bitkisel ürünün; ticari çerçevede, yerel olarak kullanýmý geçerlidir. Bu alanda ticari amaçla çok sayýda bitki "kültürel ürün" olarak yetiþtirilmek ve kullanýlmak zorundadýr. Geleneksel saðlýk, boya, besin, yapý... kapsamýndaki pek çok bitki türü, yerel çerçevede ticari girdi olarak kültür turizminin temelini oluþturmaktadýr. Önsöz'ün onikinci paragrafý da bu yaklaþýmý desteklemektedir. Geleneksel yaþam tarzlarý birçok yerel topluluðun geleneksel biyolojik kaynaklara yakýndan baðlý olduðunu göstermektedir. Bu baðlantý kültür turizminin temel ögesi olarak ayný zamanda ticaret ve gelir konusudur. Ne var ki, Tohumculuk Kanunu temelde kültürel ürünlerin üretiminde yer alan bu bitki türlerinin ticari amaçla üretimini, daðýtýmýný... vb. güvence altýna almamaktadýr. Diðer yandan Gýda ve Tarým Ýçin Bitki Genetik Kaynaklarý Uluslararasý Antlaþmasý'nýn (28/10/2005) 6.2. maddesinde "uygun olduðu ölçüde tarýmsal biyolojik çeþitlilik ve diðer doðal kaynaklarýn deðerini arttýracak þekilde farklý çiftlik sistemlerinin idamesi ve geliþtirilmesine yönelik tarýmsal politikalar" ve "yerel ve yöreye adapte olmuþ ürünlerin, çeþitlerin ve ihmal edilmiþ türlerin kapsamlý bir biçimde kullanýlmasýnýn mümkün olduðu ölçüde teþvik edilmesi" önlemleri yer almakta; ayrýca 9.3. maddede "Bu maddede yer alan hiçbir hüküm, ulusal kanunlara tabi olarak ve uygun görüldüðü ölçüde, çiftçi tarafýndan ayrýlmýþ tohum üretim materyalinin saklanmasý, kullanýmý, deðiþimi, ticareti ve satýþý ile ilgili olarak çiftçilerin sahip olduðu haklarýn kýsýtlanmasý þeklinde yorumlanmayacaktýr" denilmektedir. Bu ifadeler çiftçinin yerel, geleneksel, kültüre iliþkin, küçük ölçekli üretim ve pazarlama çalýþmalarý da dahil tüm haklarýný kullanmasýný kabul ve teþvik anlamýný taþýmaktadýr. Dolayýsýyla Tohumculuk Kanunu'ndaki kayýt, tescil, sertifikalandýrma, yetkilendirme... süreci ve zorunluluklarý ile bu Antlaþma arasýnda uyumsuzluk bulunmaktadýr. Bitirirken Bunlara göre Kanun'un, genleri deðiþtirilmiþ tohumluk ithali ve bunlarý yaygýnlaþtýrmasý yoluyla, bunun yanýnda geleneksel yerli tohumluklarýn seleksiyon, ýslah, hibritleme ve sertifikalandýrýlmasý yoluyla ortaya çýkarttýðý monokültür tarým nedeniyle biyolojik çeþitliliði tehlikeye sokmasý yahut daraltmasý yanýnda, geleneksel kültüre iliþkin bitkilerin üretimini engellemesi de bir sakýnca taþýmaktadýr. Ayrýca monokültür tarýmýn, çevre kirlenmesi ve kýrsal toplum kültürünün erozyona uðramasý demek olduðu AB'nin yaþadýðý örneklerden anlaþýlmaktadýr. Bütün bunlardan, tohumculukla ilgili mevzuat boþluklarýnýn bulunmadýðý ve 1963 tarih ve 308 sayýlý Tohumluklarýn Tescil, Kontrol ve Sertifikasyonu Hakkýnda Kanun'un yeterli olduðu gibi bir sonuç çýkarýlmamalýdýr. Geliþen durumlara cevap verebilen yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç vardýr. Ancak bir kanun hazýrlanýrken dikkat edilmesi zorunlu olan hususlar bulunmaktadýr. Bu kanun katýlýmcýlýk yoluyla oluþturulmamýþ ve aceleye getirilmiþtir. Üstelik AB'ye uyum gereði olmayan yanlarý da mevcuttur (22/03/2007). 21 SIÐLA (Liquidambar orientalis Mill.) ÝÇÝN GENETÝK KORUMA ve KULLANIM TEKNÝK KILAVUZU1 Murat ALAN* Zeki KAYA** Þekil1-a) Erkek ve diþi çiçek. Þekil1-b) Meyve Bu teknik kýlavuz, sýðlanýn önemli tohum kaynaklarýnýn korunmasý veya ormancýlýk uygulamalarýnda kullanýmý ile genetik çeþitliliðinin ve soyunun sürdürülmesini güvence altýna almak isteyenlere yardým etmeyi amaçlamaktadýr. Yapýlacak çalýþmalar Avrupa ölçeðinde türün genetik çeþitliliðini korumaya yöneliktir. Kýlavuzda yapýlan öneriler, genel olarak kabul edilen anlayýþlarý tamamlamalý; yerel, ulusal veya bölgesel koþullarda genetik çeþitliliði geliþtirmeye yardýmcý olmalýdýr. Genel olarak teknik kýlavuzlar, tür hakkýnda var olan bilgi birikimi ve orman gen kaynaklarýnýn korunmasý için geniþ ölçüde benimsenmiþ yöntemleri temel almaktadýr. 22 * Orman Mühendisi ** ODTÜ, Biyolojik Bilimler Öðretim Üyesi Biyoloji ve ekoloji Sýðla, 30-35 m boy ve 100 cm çap yapabilen düzgün gövdeli, narin ve geniþ yapraklý bir aðaçtýr. Çiçekler, bir cinsli ve tek evciklidir (Þekil 1a). Sýðla'da mart sonu nisan baþýndan itibaren çiçeklenme baþlamaktadýr. Kasým sonu aralýk baþýnda olgunlaþan tohumlar ise rüzgar yardýmýyla daðýlmaktadýr (Þekil 1b). Sýðla aðaçlarýnda her yýl tohum bulunmakta, 3 yýlda bir de bol tohum yýlý görülmektedir. Tohumlarda çimlenme engeli olmamasýna karþýn, soðuk katlama çimlenme oranýný artýrmaktadýr. Sýðla türünün geliþimi için en uygun koþullar; 0400 m yükselti, 1000-1200 mm yýllýk yaðýþ ve 18 oC yýllýk ortalama sýcaklýktýr. Yamaç araziler ve kurak topraklarda da geliþebilmesine karþýn, en iyi büyümeyi bataklýk, nehir yataklarý ve kýyý alanlarý gibi zengin, derin ve nemli topraklarda yapmaktadýr. Sýðla, kök ve kütük sürgünü yolu ile baltalýk olarak iþletilebildiði gibi gerekli koþullar saðlandýðýnda doðal gençleþtirme de yapýlabilmektedir. Yayýlýþý Sýðlanýn doðal yayýlýþý, 36-38 K enlemleri arasýnda Türkiye'nin güneybatýsý ve Yunanistan'ýn Rodos adasýnda sýnýrlý bir alanda, 0-1000 m yükseltilerde bulunmaktadýr (Þekil 2). Þekil 2. Sýðlanýn yayýlýþý Önemi ve kullanýmý Sýðlanýn hem relikt hem de endemik bir tür olmasý genetik açýdan önemlidir. Orman aðaçlarýnda az rastlanan bir özellik olan doðal balzam üretimi nedeniyle ekonomik olarak da önemlidir. Yað (balzam) üretimi üzerine araþtýrma ve iyileþtirme çalýþmalarýnýn yoðunlaþmasýnýn bir sonucu olarak, odun özellikleri konusundaki bilgiler sýnýrlý kalmýþtýr. Sýðla odunu, yapacak odun olarak uygun özellikler taþýmamaktadýr. Ancak yað içeriðinden dolayý yakacak odun olarak tercih edilmektedir. Sýðla yaðý týpta, kimya ve kozmetik endüstrisinde kullanýlmaktadýr. Sabun ve kozmetiklerin yapýmýnda sabitleyici, bunun yanýnda sinnamil alkol ve sinnamil asidi için hammadde olarak kullanýlmaktadýr. Üretilen sýðla yaðýnýn hemen hemen tamamýnýn ihraç edilmesi, yöre halkýnýn gelirine katký saðlamaktadýr Sýðla, narin formu ve çekici renginden dolayý da peyzaj açýsýndan önemli bir potansiyel taþýmaktadýr. Genetiði Bu konuda çok az bilgi birikimi veya araþtýrma bulunmaktadýr. Fosil bulgularýna göre, türün yayýlýþýnýn geçmiþte Anadolu'nun kuzeyine kadar çýktýðý anlaþýlmaktadýr. Günümüzdeki yayýlýþý ise Akdeniz'e doðru daralmýþtýr. Yað üreten ve üretmeyen olmak üzere morfolojik olarak iki tipi bulunmaktadýr. Yað (balzam) üreten aðaçlar, kalýn dallý ve daha kýsa, kabuklarý büyük pulludur. Yað üretmeyen aðaçlar ise düzgün gövdeli, ince dallý ve kabuklarý daha küçük pulludur. Türün genetiði konusunda yok denecek kadar az bilgi olmasýna karþýn, ekolojik ve biyolojik özellikleri, genetik çeþitlilik modeli konusunda bazý ipuçlarý vermektedir. Deniz seyiyesinden 400 m'ye kadar yayýlýþ gösteren aðaçlar "ova sýðlasý" olarak bilinirken, daha yükseklerde bulunanlar ise "dað sýðlasý" olarak adlandýrýlmaktadýr. 400 m'den daha yükseklerde bulunanlar küçük gruplar oluþturmakta ve dona karþý daha dayanýklý olmaktadýrlar. Vejetatif üretim konusundaki çalýþmalar, yarma, göz ve yanaþtýrma aþý yöntemlerinin açýk alan ve sera koþullarýnda çok baþarýlý olduðunu göstermektedir. Genetik çeþitliliði azaltýcý tehditler Sýðlanýn 1947 yýlýnda 7000 ha'a ulaþan doðal yayýlýþ alaný, bugün 3200 ha'a inmiþtir. Yað üretimini hýzlandýrmak ve artýrmak için yaralanan aðaçlarýn büyük çoðunluðu, uygun olmayan yöntemlerin kullanýlmasý yüzünden zarar görmüþtür. Uygun yöntemler kullanýldýðýnda, aðaçlar saðlýklý kalabilmektedir. Üretim yöntemlerine uygun olmayan bir biçimde yaralanan aðaçlar zayýf, kovuklu ve 20 m boya ulaþýrken, yaralanmayan aðaçlar düzgün gövdeli ve 35 m'ye kadar boylanabilmektedirler. Türkiye'de otlatma ve ekosistem bozulmasý da diðer önemli bir problemdir. Doðal yayýlýþ alanýnda bulunan zengin ve verimli topraklar, çoðu sýðla meþceresinin tarým alanýna dönüþtürülmek üzere tahrip edilmesine yol açmýþtýr. Tarým alanlarýna yakýn olan yayýlýþ alanlarýnda, sýðlanýn yetiþmesinde gerekli olan nemli alanlarýn drenaj yolu ile özelliðinin bozulmasý da sýðla için bir sorun olmaktadýr. Genetik koruma ve kullaným için öneriler Koruma amaçlarýnýn ortaya konulmasý için popu- 23 lasyonlarýn genetik yapýlarýnýn belirlenmesine acilen gerek duyulmaktadýr. Halihazýrda kapsamlý koruma önlemleri olmamasýna karþýn, tohum meþcereleri, tabiatý koruma alanlarý ve tohum bahçeleri gibi bazý uygulamalar sýðlanýn genetik koruma uygulamalarýna katkýda bulunmaktadýr. Koruma gerekliliklerinin karþýlanmasý için bu uygulamalar, türün yayýlýþ alanýnda deðiþik ekosistemlerin temsilini güvenceye almak ve populasyon büyüklüklerini artýrmak için gözden geçirilmelidir. Hakkýnda sýnýrlý genetik bilgi bulunan türler için genetik çeþitliliðin coðrafik ve ekolojik farklýlýktan etkilendiði varsayýlmaktadýr. Sýðla türünde uyum farklýlýðýný yakalamak için, ekocoðrafik zonlar, iklim varyasyonuna göre belirlenmelidir. Bir gen koruma populasyonunun en az büyüklüðü, akraba olmayan 50 aðaçtýr. Yeterli çiçeklenme ve tohum üretimini güvenceye almak için her populasyonun en azýndan 150-200 aðaçtan oluþmasý daha uygun olacaktýr. Doðal gençleþtirme teþvik edilmeli ve ekolojik koþullarýn uygun olduðu her yerde kullanýlmalýdýr. Tohum üretimi genelde yeterlidir ve tohum bahçelerinden yaklaþýk 7. yýlda tohum üretilebilmektedir (Þekil 3). Küçük populasyonlarda çeþitliliði korumak ve geniþletmek için lokal tohum kulanýmý ile etkili populasyon büyüklüðünün artýrýlmasý da uygun olacaktýr. Lokal tohum, uygun olan yerlerde aðaçlandýrma amaçlý da kullanýlmalýdýr. Sýðla aðaçlandýrmalarýnýn daha da verimli olmasý için gelecekte "seçilmiþ" ve "test edilmiþ" materyal (tohum yada klon) kullanýlmalýdýr. In situ meþcerelerde aralama, alt tabaka temizliði ve çalýlarýn alýnmasýný içeren bakýmlar uygulanmalýdýr. Gen koruma ormanlarýnda bu tür bakýmlar ve diðer silvikültürel önlemler meþcerelerin hiç yönetilmemesinden daha etkili olmaktadýr. Gen koruma ormanlarýnýn yað üretimini de içeren çoðul kullanýmý teþvik edilmelidir. Sürdürülebilir yað üretimini güvenceye almak için Topçuðlu (1968) tarafýndan önerilen yöntemler kullanýlmalýdýr. Gen koruma ormanlarý olarak belirlenen meþcereler ýslah, aðaçlandýrma, yað üretimi, peyzaj için üretim materyallerinin (tohum, aþý) kaynaðý olmalýdýr. Ýyi uyum saðlamýþ tohum kaynaklarýndan yararlanma, gen korumada en etkili araçtýr. Dere kenarlarýna dikilecek sýðla aðaçlarý kýzýlçam için yangýn önleme þeridi olabilir. Bu amaçla türün kullanýmý teþvik edilmelidir. Sýðlanýn adaptif potansiyelini sürdürmek amacýyla genetik çeþitliliðin korunmasý için yayýlýþ alanýnýn tamamýnda in situ gen koruma ormanlarý aðý kurulmasý yerinde olacaktýr. Böyle bir að için uygun küçük Þekil 3. Muðla-Fethiye'de bulunan sýðla klonal tohum bahçesi populasyonlar da seçilebilir. Sýðla doðu çýnarý, doðu kýzýlaðacý gibi türlerle karýþým oluþturduðu için bir kaç doðal populasyon, bu türleri birlikte korumak için düþünülebilir. In situ að, orijin çalýþmalarý da yapýlabilecek ex situ kolleksiyonlarla tamamlanmalýdýr. Doðal ormanlara baskýyý azaltmak için yað üretim amaçlý yeni tohum bahçeleri kurulabilir. Tohum kaynaklarýnýn sýnýrlý olduðu bölgelerde, yerel ex situ meþcereler hem tohum üretimine hem de korumayý saðlamak için tesis edilmelidir. Bu meþcereler tipik orijin bölgeleri içinde olmalýdýr. Onlarý istenmeyen polen kaynaklarýndan korumak için önlemler alýnmalýdýr. Bu meþcereler, karýþýk (bulk) tohumlu plantasyonlar, tohum plantasyonlarý ve klonal tohum bahçeleri olabilir. Koruma açýsýndan yok olma veya istenmeyen orijinlerden kaynaklanan kirlenme tehlikesi olan kaynaklar, küçük ve eþsiz olan populasyonlar veya bireylere öncelik verilmelidir. Teþekkür Verdiði fotoðraflar için Mehmet Ali BAÞARAN'a teþekkür ederim. Seçilmiþ kaynaklar Acar, Ý., Y. Gemici, A. Genç and N. Özel. 1993. Anadolu Sýðla (Liquidambar orientalis) Ormanlarýnýn Geçmiþteki ve Günümüzdeki Durumu. Uluslararasý Ekoloji ve Çevre Sorunlarý. Türk-Alman Kültür Ýþleri yayýn Dizisi No.3, Ankara, Turkey. Efe, A. 1987. Liquidambar orientalis Mill. (Sýðla Aðacý) Morfolojik ve Palinolojik Özellikleri Üzerine Araþtýrmalar Ý.Ü. Orm Fak. Dergisi Seri A. Cilt 37(2):273-286, Ýstanbul, Türkiye. Genç, A. 1994. Sýðla (Liquidambar orientalis Mill) Aðacýnýn Genetik Varyasyonundan Aþý Yolu ile Yararlanma. Orm. Araþtýrma Enst. Teknik Rapor No.57:31-45, Ankara, Türkiye. Saatçioðlu, F. 1969. Silvikültür I: Silvikültürün Biyolojik Esaslarý ve Prensipleri. Ý.Ü. Orm. Fak. I.Ü. Yay :1429, Or. Fak Yay. 138, Ýstanbul, Turkey. Topçuoðlu, A. 1968. Sýðla Ormanlarýnýn Islahý, Bakýmý, Sýðla Yaðý Ýstihsali ve Kýymetlendirilmesi. OGM Teknik Haberler Bülteni Yýl 7, Sayý 28:3-23, Ankara, Türkiye. 1) Sýðla, Avrupa Orman Gen Kaynaklarý Programý (EUFORGEN) bünyesinde korunmasý öncelikli türlerden birisi olarak kabul edilmiþ ve 2003 yýlýnda bu teknik kýlavuz ingilizce olarak hazýrlanmýþtýr. Sýðla ve bazý türlerin bu þekilde hazýrlanmýþ teknik kýlavuzlarýna http://www.bioversityinternational.org/networks/euforgen/Technical_ Guidelines.asp adresinden ulaþýlabilmektedir. 24 DAR YAPRAKLI DÝÞBUDAK (Fraxinus angustifolia Vahl.) TIRAÞLAMA ALANINDA DÝRÝ ÖRTÜNÜN BELÝRLENMESÝ VE KÜLTÜR BAKIMI AÇISINDAN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ Yrd. Doç. Dr. Emrah ÇÝÇEK* Arþ. Gör. Faruk YILMAZ* Yrd. Doç. Dr. Murat YILMAZ* Selvinaz YILMAZ** ÖZET Taban arazilerde bulunan ve subasar özellik gösteren dar yapraklý diþbudak (Fraxinus angustifolia) yetiþme ortamlarýnda, yetiþme ortamý koþullarý nedeniyle týraþlamayý izleyen yýllarda çok yoðun ve boylu diri örtü oluþmaktadýr. Adapazarý yöresinde suni gençleþtirme sahasýnda gerçekleþtirilen bu çalýþmada týraþlama ve dikimi izleyen ikinci vejetasyon döneminde oluþan diri örtü bileþimi saptandý. Bu amaçla Temmuz ayý ortalarýnda altý adet geçici örnek alan alýnarak tür tespiti yapýldý ve türlerin örtme dereceleri Braun-Blanquet yöntemine göre belirlendi. Belirlenen toplam 27 taksondan 6 tanesi tüm örnek alanlarda bulunmaktadýr. Örtme dereceleri göz önüne alýndýðýnda, sahada asýl diri örtüyü tüm örnek alanlarda yer alan ve %90'dan fazla örtme derecesine sahip Lythrum salicaria, Pulicaria dysenterica ve Alisma plantagoaquatica türlerinin oluþturduðu görülmektedir. Epilobium sp., Mentha pulegium, Agrostis sp., Ranunculus repens ve Plantago major gibi taksonlar da bu diri örtünün önemli bir parçasý olup diri örtü boyu 1.5- 2 m'ye ulaþabilmektedir. Anahtar kelimeler: Fraxinus angustifolia, diþbudak, diri örtü, týraþlama alaný Determining the Weedy Vegetation Regarding the Post-P Planting Treatment in nus an ngustifolia Vahl.) Clear-C Cutting Area Narrow-L Leaved Ash (Frraxin ABSTRACT The study was carried out in an artificial regenerated narrow-leaved ash (Fraxinus angustifolia) stand on a bottomland site, Adapazarý. Composition of weedy vegetation and their covering rates were determined according to the Braun-Blanquet method in six temporary sample plots taken two years after clear-cutting in mid-July. According to the present study, total 27 taxa were determined in the sample plots and six of them were found in all sample plots. Taking into account the covering rate of the weedy species, the main weedy species in clear-cutting area are Lythrum salicaria, Pulicaria dysenterica and Alisma plantago-aquatica species which exist in all sample plots, and the covering rates of those three species are more than 90%. Other prominent weedy species includes Epilobium sp., Mentha pulegium, Agrostis sp., Ranunculus repens and Plantago major, and height of the weedy vegetation can reach to 1.5-2 m tall. Keywords: Fraxinus angustifolia, ash, weedy vegetation, clear-cutting area 1. GÝRÝÞ Dar yapraklý diþbudak (DYD, Fraxinus angustifolia Vahl.) hýzlý geliþme yeteneði ve deðerli odunu nedeniyle önemli yapraklý aðaç türlerindendir. Genel ortalama artým doðal ve yapay meþcerelerde sýrasýyla 13 ve 23 m3/ha'a ulaþmaktadýr (Kapucu ve ark. 1999). Karadeniz ve Marmara Bölgesi'nin subasar nitelikteki taban arazi ormanlarýnýn hakim türü olmakla birlikte yarý daðlýk arazilerde 600-700 m yükseltilere kadar diðer yapraklý türlerle karýþýma girebilmekte ve ayrýca dere vejetasyonlarýnda yetiþmektedir. En geniþ ormanlarý Adapa- zarý, Sinop ve Demirköy'de bulunmaktadýr (Saatçioðlu 1976, Davýs 1987, Mayer ve Aksoy 1998). Türün taban arazilerdeki ormanlarý geçmiþte çeþitli nedenlerden dolayý büyük tahrip görmüþ ve bu yüzden günümüzde alanlarý oldukça azalmýþtýr (Pamay 1967, Yaltýrýk ve Efe 1988, Efe ve Alptekin 1989, Çiçek 2004). Yerli literatürde sivri meyveli diþbudak olarak adlandýrýlmakla birlikte meyveler bazý bireylerde küt uçludur. Yabancý literatürde dar yapraklý diþbudak olarak bilinmektedir (Fraxigen 2005). Deðerli odunlarý ve hýzlý geliþme yetenekleri 25 * Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi ** Orman Mühendisi nedeniyle diþbudaklarýn önemi Avrupa ormancýlýðýnda her geçen gün artmaktadýr. Türlerin yüksek kalitede kereste üretimi amacýyla yetiþtirilme gayretleri sürdürülmektedir. Bu yüzden diþbudaklarýn silvikültürü, ýslahý, genetiði ve gen koruma konularýna ilgi büyük ölçüde artmýþtýr (Pliura 1999, Eriksson 2001, Fraxigen 2005). DYD Avrupa'da yaygýn olarak bulunmasýna karþýn, çoðu kez ihmal edilmiþ ve çok az çalýþýlmýþtýr. Örneðin, tohum teknolojisi, fidan üretimi ve aðaçlandýrma tekniði konularýnda oldukça az bilgi bulunmaktadýr. Dikim yoluyla meþcere kurmada en önemli konulardan birisi dikimi izleyen yýllarda yapýlan kültür bakýmlarýdýr. Nitekim çok iyi planlanan ve uygulamaya konan bir çalýþmanýn, kültür bakýmýndaki ihmaller yüzünden tamamen elden çýkabileceði belirtilmektedir (Ürgenç 1998). Ülkemizde taban arazilerde yer alan ve subasar özellik gösteren DYD meþcerelerinin gençleþtirilmesinde týraþlama ve dikim, diðer bir ifadeyle suni gençleþtirme tercih edilmektedir. Bir anda açýk alan koþullarý oluþan týraþlama sahalarýnda yetiþme ortamý koþullarý nedeniyle çok yoðun diri örtü sorunuyla karþýlaþýlmaktadýr. Özellikle týraþlamayý izleyen ilk yýllarda oldukça yoðun ve boylu diri örtü oluþmaktadýr (Çiçek ve ark. 2006a ve 2006b). Kültür bakým iþlemi olarak diri örtü mücadelesinin hangi yöntemle, ne zaman ve ne þekilde yapýlmasý gerektiðinin belirlenmesinde diri örtü bileþimi ve biyolojisinin bilinmesi önemli fayda saðlayabilir. Çalýþma, Adapazarý yöresinde yer alan DYD suni gençleþtirme sahasýnda dikimi izleyen ikinci vejetasyon döneminde gerçekleþtirildi. Bu amaçla söz konusu araþtýrma alanýnda altý adet geçici örnek alan alýnarak önemli diri örtü türleri ve örtme dereceleri belirlendi. Ulaþýlan bulgular kültür bakýmý kapsamýnda deðerlendirildi. 2. Materyal ve Yöntem Araþtýrma sahasý Akyazý Orman Ýþletme Müdürlüðü Merkez Ýþletme Þefliði sýnýrlarý içerisinde yer almaktadýr. Oldukça düz bir arazi olup Süleymaniye ormanýnýn devamý niteliðindedir (Akyazý-Adapazarý, 40°48' N, 30°33' E, 25 m). Sahadaki doðal meþcerelerde DYD hakim olup Ulmus laevis, U. minor, Quercus robur, Q. hartwissiana ve Acer campestre gibi diðer aðaç türleri de münferit olarak bulunmaktadýr. Alüviyal nitelikteki toprak aðýr kil içermekte (kil oraný>%70) ve pH 7.57.9 arasýnda deðiþmektedir. Taban suyu Ocak-Nisan döneminde toprak yüzeyine çýkabilmektedir. Bununla birlikte yaz ortalarýndan yaz sonuna kadarki sürede kurak bir devre söz konusudur (Çiçek 2002, Çiçek ve ark. 2007a). Yörede yýllýk ortalama yaðýþ 798 mm, vejetasyon dönemi (Nisan-Kasým, aylýk ortalama sýcaklýk >10°C) boyunca aylýk 56 mm'dir. Yýllýk ortalama sýcaklýk 14.2°C, vejetasyon döneminde ise 17°C'dir. Ortalama baðýl nem %73'tür (Anonim 2005). Çalýþmanýn yapýldýðý gençleþtirme alaný 2004 yýlý sonbaharýnda týraþlama kesildikten sonra paletli traktörle kökleme yapýlmýþtýr. Sökülen kökler ve diðer kesim artýklarý makine gücüyle sýyrýlarak sahadan uzaklaþtýrýldýktan sonra sýrasýyla riperli ve diskarolu toprak iþlemeleri tek yönlü uygulanmýþtýr. Dikim iþlemi 2004 yýlý Aralýk ayýnda gerçekleþtirilmiþtir. Çalýþma doðu-batý yönünde 750 m ve kuzey-güney yönünde 70 m geniþliðinde bir parselde (~5 ha) gerçekleþtirildi. Bu parselde birinci vejetasyon döneminde (2005 yýlý Temmuz ayý) kültür bakýmý amacýyla fidanlar etrafýnda çapa ve sýralar arasýna diskaro çekme iþlemi uygulanmýþtýr. Çizelge 1. Braun-Blanquet yöntemine göre örtme dereceleri (Braun-Blanquet 1964'e atfen Aksoy 1978). —————————————————————— Sembol Açýklama r pek kýt (pek seyrek) (1-5 birey) pek az bir alaný örten + kýt (seyrek), az bir alaný örten 1 bol fakat alanýn 1/20'sinden azýný örten, ya da oldukça kýt, fakat daha büyük örtme deðerli olan (<%5) 2 birey sayýsýna baðlý olmaksýzýn alanýn 1/20-1/4'ünü örten (%5-%25) 3 birey sayýsýna baðlý olmaksýzýn alanýn 1/4-1/2'sini örten (%25-%50) 4 birey sayýsýna baðlý olmaksýzýn alanýn 1/2-3/4'ünü örten (%50-%75) 5 birey sayýsýna baðlý olmaksýzýn alanýn 3/4'ünden fazlasýný örten (>%75) —————————————————————— Yukarýda tanýmlanan parselde ikinci vejetasyon döneminde (2006 yýlý Temmuz ayýnýn ikinci haftasýnda) ve kültür bakýmýndan önce sistematik olarak (100 m arayla) 6 adet geçici örnek alan alýndý. Bu dönem, sahada asýl diri örtüyü oluþturan türlerin çoðunun çiçeklenme zamanýna denk gelmektedir. Örnek alanlar 30 m2 (6x5 m) büyüklüðünde alýndý ve türleri n örtme dereceleri Braun-Blanquet yöntemine göre belirlendi (Çizelge 1). Arazide teþhisi yapýlabilen türler örnek alan formlarýna yazýldý, teþhisi yapýlamayan türler için usulüne uygun olarak örnekler alýndý ve daha sora büroda tanýmlandý. Çalýþma bir vejetasyon çalýþmasý olmayýp asýl amaç týraþlamaya konu DYD suni gençleþtirme sahasýnda diri örtü bileþiminin belirlenmesidir. 3. Bulgular ve Tartýþma Belirlenen taksonlar ve örtme dereceleri örnek alanlara göre Çizelge 2'de verilmiþtir. Bununla birlikte bazý bitkiler ancak cins bazýnda belirlenebildi. Örnek alanlarda belirlenen toplam 27 adet bitkiden sadece 6 tanesi tüm örnek alanlarda bulunurken, bir tanesi 5 örnek 26 alanda, bir tanesi 3 örnek alanda, 4 tanesi iki örnek alanda ve 15 tanesi de sadece bir örnek alanda yer almaktadýr. Örnek alanlardaki bitki sayýsý 8 (V nolu örnek alan) ile 16 (II nolu örnek alan) arasýnda deðiþmektedir (Çizelge 2). Örnek alanlarda yer almamakla birlikte sahada göl soðaný (Leucojum aestivum L.) ve salep (Orchis sp.) gibi önemli bitki türleri de bulunmaktadýr. Týraþlama ve dikimi izleyen ikinci vejetasyon döneminde yapýlan tespitte sahada asýl diri örtüyü toplam %90'dan fazla örtme derecesine sahip Lythrum salicaria, Pulicaria dysenterica ve Alisma plantago-aquatica türlerinin oluþturduðu görülmektedir. Bunlar dýþýnda Epilobium sp., Mentha pulegium, Agrostis sp., Ranunculus repens ve Plantago major gibi taksonlarýn da bu diri örtünün önemli bir parçasý olduðu belirtilebilir (Çizelge 2). Diri örtü boyu yer yer 1.5-2 m'ye ulaþabilmektedir. Ýkinci vejetasyon döneminde oluþan bu diri örtünün, birinci vejetasyon döneminde oluþan diri örtüden daha yoðun olduðu gözlendi. Diðer taraftan bu sahalarda uzun yýllar yaptýðýmýz gözlemler, týraþlamayý izleyen ilk birkaç yýl boyunca oluþan diri örtü bileþiminin daha sonraki yýllarda farklýlaþtýðýný ve çayýrlaþmanýn arttýðýný göstermektedir. Bu yetiþme ortamlarýnda bahar aylarýnda toprak henüz ýslak olduðundan çapa veya makineli toprak iþlemesi mümkün olmamaktadýr. Genel olarak kültür bakýmý için en uygun zamanýn topraðýn tava geldiði Haziran ayý olduðu söylenebilir. Toprak tav hali su basmasýna ve mevsimsel yaðýþ durumuna baðlý olarak Haziran ayý baþý, ortasý veya sonuna denk gelebilmektedir. Diðer taraftan vejetasyon döneminin yaðýþlý veya kurak geçmesine baðlý olarak diri örtü yoðunluðu ve boyunda da farklýlýklar görülebilmektedir. Sahada asýl diri örtüyü oluþturan türler bu dönemde henüz büyük boyutlara ulaþmadýðýndan mücadelesi kolay ve ucuz olacaktýr. Ayrýca tohumdan gençleþmeleri de büyük ölçüde önelenecektir. Toprak tav halinin kýsa zaman sürmesi nedeniyle, saha devamlý kontrol edilerek toprak tav hali izlenmeli ve toprak iþlemeleri mutlaka toprak tavdayken yapýlmalýdýr. Aksi durumda yapýlan kültür bakýmý beklenen faydayý saðlamayabilir. Bu yetiþme ortamlarýnda 5-10 cm'lik kod farklarý bile toprak nem koþullarý bakýmýndan önemli farklýlýk gösterebilmektedir. Bununla birlikte uygun zamanýn seçilmesi durumunda toprak iþlemesinin sahanýn büyük bölümünün toprak tavda olduðu dönemde yapýlmasý mümkündür. Vejetasyon döneminde ikinci bir tav hali ancak Aðustos ayý sonu veya Eylül ayý baþlarýnda sonbahar yaðýþlarýndan itibaren mümkün olabilmektedir. Çizelge 2. Araþtýrma sahasýnýn önemli diri örtü taksonlarý ve örtme dereceleri —————————————————————— Örnek alan no —————————————— Takson I II III IV V VI —————————————— Örtme derecesi —————————————————————— Lythrum salicaria L. 4 3 4 3 4 3 Pulicaria dysenterica L. 2 2 2 2 2 1 Alisma plantago-aquatica L. 3 + 3 2 + 2 Epilobium sp. 1 1 1 1 + 2 Mentha pulegium L. + + 1 1 2 2 Agrostis sp. 2 - 1 - 2 Ranunculus repens L. + - + 1 1 1 Plantago major L. + 1 1 + + + Prunella vulgaris L. + + - - - Vicia sp. + + - - - Potentilla reptans L. + - - - - Sparganium erectum L. - - + - Similax excelsa L. - + - - Euphorbia stricta L. - - - - + Lactuca serriola L. r r - - - Rubus sanctus Schreb. r - - - Rubus sp. r - - Calystegia silvatica (Kit.) Griseb. r - - r Calamintha grandiflora (L.) Moench - - r - Centaurium erythraea (L.) Moench r - - - Cirsium arvense (L.) Scop. - - r - Conyza canadensis (L.) Cronquist r - - - Mercurialis annua L. r - - - Sambucus nigra L. - - - - r Scutellaria galericulata L. r - - - - Senecio sp. - - r - Sisymlorium officinale r - - - —————————————————————— 27 Diri örtü mücadelesinde geç kalýnmasý durumunda kuruyup sertleþen aðýr killi toprak ve adeta odunlaþan diri örtü gövdeleri (özellikle Lythrum salicaria çok kuvvetli ve derin bir kök sistemi oluþturmakta) nedeniyle fidan etrafýnda çapa yapýlarak diri örtünün uzaklaþtýrýlmasý neredeyse olanaksýz hale gelmektedir. Bu durumda sýralar arasýnda yapýlacak makineli toprak iþlemesi de istenen faydayý saðlamayacaktýr. Bu süreçte diri örtünün fidanlarla yaptýðý ýþýk, su ve besin maddesi rekabeti fidan geliþimini büyük ölçüde engelleyecektir. Diðer taraftan fidan etrafýndaki diri örtü uzaklaþtýrýlmadýðýnda, bu diri örtü kýþýn yaðan karla birlikte fidanlar üzerine yatarak onlarý büyük ölçüde ezmekte veya kýrmaktadýr. Geleneksel DYD dikimlerinde düþük kalite ve boyutta fidan materyali yanýnda geniþ dikim aralýklarý (düþük dikim sýklýðý) kullanýlmaktadýr (Çiçek ve Yýlmaz 2002, Çiçek 2004, Çiçek ve ark 2006a). Bu durum dikim sonrasý diri örtü mücadelesinin uzun yýllar sürmesine ve dikim sonrasý bakým masraflarýnýn artmasýna neden olmaktadýr. DYD týraþlama sahalarýnda yoðun ve boylu diri örtüye karþý kültür bakýmlarýnýn zamanýnda yapýlmasý yanýnda, boylu fidan kullanýmý ve azot (N) gübrelemesinin önemli avantaj saðlayabileceði belirtilmektedir (Çiçek ve ark. 2006a ve 2006b, Çiçek ve ark. 2007a ve 2007b). 4. Sonuç ve Öneriler Taban arazilerde yer alan ve subasar özellik gösteren DYD yetiþme ortamlarýnda gerçekleþtirilen bu çalýþmada, týraþlama ve dikimi izleyen ikinci vejetasyon döneminde yapýlan tespitte sahada asýl diri örtüyü toplam %90'dan fazla örtme derecesine sahip Lythrum salicaria, Pulicaria dysenterica ve Alisma plantagoaquatica türleri oluþturmaktadýr. Ayrýca Epilobium sp., Mentha pulegium, Agrostis sp., Ranunculus repens ve Plantago major gibi taksonlar da bu diri örtünün önemli bir parçasýný oluþturmaktadýr. Örnek alanlarda yer almamakla birlikte araþtýrma alanýnda göl soðaný (Leucojum aestivum L.) ve salep (Orchis sp.) gibi önemli geofit bitki türleri de mevcuttur. Genel olarak kültür bakýmý için en uygun zamanýn topraðýn tava geldiði Haziran ayý olduðu söylenebilir. Sahada asýl diri örtüyü oluþturan türler bu dönemde henüz büyük boyutlara ulaþmadýðýndan ve ayrýca sertleþip çalýlaþmadýðýndan mücadelesi kolay ve ucuz olacaktýr. Toprak tav halinin kýsa zaman sürmesi nedeniyle, saha devamlý kontrol edilerek toprak tav hali izlenmeli ve toprak iþlemeleri mutlaka toprak tav halindeyken yapýlmalýdýr. Böylece kültür bakýmýndan beklenen fayda saðlanmýþ olur. Teþekkür Bitki örneklerinin teþhis edilmesinde bizlere yardýmcý olan Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Botaniði Anabilim Dalý öðretim üyesi Doç. Dr. Salih TERZÝOÐLU'na teþekkür ederiz. 5. Kaynaklar Aksoy, H., 1978. Karabük-Büyükdüz Araþtýrma Ormanýndaki Orman Toplumlarý ve Bunlarýn Silvikültürel Özellikleri Üzerine Araþtýrmalar. Ý.Ü. Orman Fak. Yayýn No: 2332/237, Ýstanbul, 136 s. Anonim, 2005. Adapazarý Meteoroloji Ýstasyonu Ýklim Verileri. Meteoroloji Ýþleri Gen. Müd. Arþivi, Ankara, 3 s. Çiçek, E., 2002. Adapazarý-Süleymaniye Subasar Ormanýnda Meþcere Kuruluþlarý ve Gerekli Silvikültürel Önlemler (Doktora Tezi). Ý.Ü. Fen Bil. Enst., Ýstanbul, 150 s. (Yayýnlanmamýþ). Çiçek, E., 2004. Subasar Ormanlarýn Özellikleri ve Türkiye'nin Subasar Ormanlarý. ÝÜ Orman Fak. Derg., Seri B, 52 (2), 107-114. Cicek, E. and Yilmaz, M., 2002. The Importance of Fraxinus angustifolia Subsp. Oxyacarpa as a Fast Growing Tree for Turkey, pp. 192-202. In: Diner, A., Ercan, M., Goulding, C. and Zoralioglu, T. (eds.). IUFRO Meeting on Management of Fast Growing Plantations. Izmit, Turkey. Cicek, E., Yilmaz, F., Tilki, F., Yilmaz, M. and Çetin, B., 2006a. The Effects of Site, Provenance and Seedling Size on the Early Growth of Narrow-leaved Ash (Fraxinus angustifolia Vahl.) plantings. Journal of Balkan Ecology, 9(3), 297-304. Cicek, E., Tilki, F., Çiçek, N., 2006b. Field Performance of Narrow Leaved Ash (Fraxinus angustifolia Vahl.) Rooted Cuttings and Seedlings. Journal of Biological Sciences. 6(4), 750-753. Cicek, E., Cicek, N. and Bilir, N., 2007a. Effects of Seedbed Density on one-year-old Fraxinus angustifolia Seedling Characteristics and Outplanting Performance. New Forests, 33(1), 81-91. Cicek, E, Tilki, F., Yilmaz, F. and Yilmaz, M., 2007b. Effects of Fertilization on Survival and Early Growth of Fraxinus angustifolia Vahl. Plantations on a Bottomland Site, Turkey. European Journal of Forest Research (submitted). Davis, P.H., 1987. Flora of Turkey and the east Aegean islands. Vol. 7, Univ. Press., Edinburgh. Efe, A. ve Alptekin, C.Ü., 1989. Önemli Bir Subasar Ormaný: Hacýosman. ÝÜ Orman Fak. Derg., Seri A, 39 (2), 164-171. Eriksson, G., 2001. Conservation of Noble Hardwoods in Europe. Can. J. For. Res. 31: 577-587. Fraxigen, 2005. Ash Species in Europe: Biological Characteristics and Practical Guidelines for Sustainable Use. A summary of Findings From the FRAXIGEN Project EU project EVK-CT-00108. Oxford Forestry Institute. University of Oxford. UK. 128 pp. Kapucu, F., Yavuz, H. ve Gül, A.U. 1999. Diþbudak Meþcerelerinde Hacým, Bonitet Endeks ve Normal Hasýlat Tablosunun Düzenlenmesi. KTÜ Araþtýrma Fonu Baþkanlýðý, Sonuç Raporu. Proje Kod No: 96.113.001.4, Trabzon, 46 s. Mayer. H. ve Aksoy. H.. 1998. Türkiye Ormanlarý (Çev: H. Aksoy. G. Özalp). Batý Karadeniz Ormancýlýk Araþtýrma Enstitüsü Müdürlüðü. Muhtelif Yayýnlar No: 1. Bolu. Pamay, B., 1967. Demirköy-Ýðneada Longos Ormanlarýnýn Silvikültürel Analizi ve Verimli Hale Getirilmesi Ýçin Alýnmasý Gereken Silvikültürel Tedbirler Üzerine Araþtýrmalar. OGM Yayýn No: 451/43, Ýstanbul, 174 s. Pliura, A., 1999. Fraxinus spp. Conservation Strategy. In: Noble Harwood Network. Report of the 3rd Meeting, 13-16 June 1999, Sagadi, Estonia. Edited by Turok, J. et al., International Plant Genetic Resources Institute, pp 8-20, Rome, Italy. Saatçioðlu, F., 1976. Silvikültür I. Silvikültürün Biyolojik Esaslarý ve Prensipleri. ÝÜ Orman Fak. Yayýn No: 2182/ 222, Ýstanbul, 556 s. Ürgenç, S.Ý, 1998. Aðaçlandýrma Tekniði. Ýkinci Baský. Ý.Ü. Orman Fakültesi yayýn No: 3394/441, Ýstanbul. Yaltýrýk, F. ve Efe, A., 1988. Trakya Vejetasyonuna Genel Bakýþ ve Ýðneada Subasar (Longos) Ormanlarý, Ý.Ü. Orman Fak. Derg., Seri B, 38 (1), 69-79. 28 1.Bölümün Devamý YABANIL MEYVELERÝN FÝDANLIK TEKNÝÐÝ II. BÖLÜM* Hazin Cemal GÜLTEKÝN** Ümmühan Gülþan GÜLTEKÝN*** 2. SERT ÇEKÝRDEKLÝ MEYVELER Toplanan meyveler güneþe serilerek olgunlaþmalarý saðlanýr ardýndan ayakla ezilir. Ezilen meyveler su bidonlarýna atýlýr ve süzdürülür. Genellikle meyve artýklarý su ile uzaklaþýrken tohumlar bidonun dibinde kalýr. Gerek görülürse basýnçlý su altýnda eleklerde de ilave olarak yýkanýr. Celtis L. (Çitlenbik); Meyveler yaz sonu ve erken sonbaharda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 50-100 gr arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %7796 arasýndadýr ve metrekareden 50-100 adet fidan elde edilir. Tohumlar ekimden önce, 3-5 gün suda bekletilir. En uygun ekim zamaný sonbahar ve erken kýþ aylarýdýr. Meyveler toplamayý takiben ekilecekse, meyve olarak doðrudan da ekilebilir. Geç kýþ ve bahar ekimlerinde en az 1 ay 4-6 ºC sýcaklýkta soðuk nemli katlama uygulanýr. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý ortalama 200 gram, ekim derinliði 15-20 mm'dir. Yaðýþlý olmayan dönemlerde sulama ihmal edilmemelidir GÜLTEKÝN ve ark, 2006f; GÜLTEKÝN, 2006). C. Orientalis L., C. Australis L. önemli türleri. Coten neasterr Errhrr. (Dað muþmulasý): Meyveler sonbahar veya erken kýþ aylarýnda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 20-40gr. arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %38-71 arasýndadýr ve metrekareden 50-100 adet fidan elde edilir. Tohumlar ekimden önce, 5-10 gün %5-10'luk sitrik asitte yada külü suda bekletilir. Tohumlar kurutulmadan nemli olarak ekilir. En uygun ekim zamaný sonbahar aylarýdýr ancak ve erken kýþ aylarýnda da yapýlabilir. Ekim yastýklarý telisle malçlanýr ve donlu günlerde havalanabilir plastik örtü örtülür. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 18-22 gr. arasýnda, ortalamasý 20 gramdýr. Tohumlar 10-15 mm. derinlikte ekilir. Yaðýþlý olmayan dönemlerde sulama ihmal edilmemelidir (GÜLTEKÝN, 2006). Cerrasus Vulgarris Millerr, Garrd. Dict. ed. (Viþne) ve Cerrasus prrosrrata (L Lab) Serr in n. DC. Prrodrr: Meyveler yaz sonu veya sonbahar baþý toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 30-40 gr arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %80-91 arasýndadýr ve metrekareden 50-100 adet fidan elde edilir. Tohumlar ekimden önce, 1-3 gün %5-10'luk küllü suda yada %5-10'luk sitrik asitte bekletilir. En uygun ekim zamaný topla- Yabani viþne mayý takiben ve erken sonbahardýr. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 110-190 gram arasýdýr. Tohumlar 10-20 mm. derinlikte ekilir. Ekimi takiben yastýklarýn üzerine telis ve örme plastik örtü örtülür ve sýk sýk sulanýr (GÜLTEKÝN ve ark, 2006g; GÜLTEKÝN, 2006) Cerrasus Mahalep (L L.) Millerr. Garrd. Dict. et. (Ýdris): Meyveler yaz sonu veya sonbahar baþý toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 20-30 gr arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %85-90 arasýndadýr ve metrekareden 50-100 adet fidan elde edilir. Tohumlar ekimden önce, 1-3 gün %5-10'luk küllü suda yada %5-10'luk sitrik asitte bekletilir. En uygun ekim zamaný toplamayý takiben baþlar ve sonbaharýn sonunda biter. Erken kýþ ekimlerinde ise ekimi takiben yastýklarýn üzerine telis ve örme plastik örtü örtülür. Bu taktirde yüksek çimlenmeye ulaþýlýr. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 80-110 gr. arasýnda, ortalamasý 95 gramdýr. Tohumlar 10-20 mm. derinlikte ekilir. Yaðýþlý olmayan dönemlerde sulama ihmal edilmemelidir (GÜLTEKÝN ve ark, 2006g; GÜLTEKÝN, 2006) Cerraton nia siliqua L. (Harnup, keçiboynuzu): Meyveler sonbaharda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 50-70 gr. arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %80-95 arasýndadýr ve metrekareden 100150 adet fidan elde edilir. Tohumlar, ekimden önce, 5 dakika 90ºC suya batýrýlýr ve 3-5 gün suda bekletilir. En uygun ekim zamaný sonbahar ve kýþ aylarýdýr. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 130-180 gr. arasýnda, ortalamasý 160 gramdýr. Tohumlar 15-25 mm. derinlikte ekilir (GÜLTEKÝN, 2006). 29 * Uzunluðu nedeni ile üç bölüm halinde yayýnlanan makalenin üçüncü bölümü bir sonraki sayýda yer alacaktýr. ** Orman Yüksek Mühendisi *** Peyzaj Mimarý Alýca aþýlý döngel Crrataegus L. (Alýç ve yemiþenler): C. orientalis, C. tanacetifolia, C. aronia vb çok çekirdeki (3 ve fazlasý) alýçlar, C. monogyna, C. Monogyna Jacq subsp. Azerella (Gris.) Franco, C. sinaica, C. oxycantha vb. yemiþenlerin üretim teknikleri farklýdýr. Alýç meyveleri sonbaharda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 7'li veya 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 100-200 gr. arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %35-60 arasýndadýr ve metrekareden 50-100 adet fidan elde edilir. Tohumlar kýþ ve bahar aylarýnda doðal ortamda katlamaya alýnýr ve zaman zaman sulanýr. Bunun ardýndan sonbahardan bahar aylarýna kadar geçen süreçte tohumlar yastýklara yada tüplere ekilir. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 80-170 gr. arasýnda, ortalamasý 110 gramdýr. Tohumlar 10-15 mm. derinlikte ekilir. Mespilus germanica L. (döngel) tohumlarý da ayný yöntemle üretilir. Döngel ekolojisi dýþýna ekilecekse en iyi üretim yöntemi, yörenin doðal alýç yada yemiþen türü üzerine kalem aþýsý kullanarak aþýlamaktýr. Aþý uygulamasý fidanlýkta yapýlacaksa göz aþýsý tercih edilir. Yemiþen meyveleri geç yaz aylarýnda toplanýr ve hiç bekletilmeden tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 7'li veya 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 40-50 gr. arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %70-86 arasýndadýr ve metrekareden 50-100 adet fidan elde edilir. Tohumlar çýkarmayý takiben hiç bekletilmeden 5-10 gün %5-10'luk külü suda yada sitrik asitte bekletildikten sonra kurutulmadan nemli olarak ekilir. Ekim yastýklarýnýn üzeri malçlanýr ve havalanabilir plastik örtü örtülür. Ekimi takiben sýk sýk sulanýr. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 70110 gr. arasýnda, ortalamasý 90 gramdýr. Tohumlar 10-15 mm. derinlikte ekilir. C. Monogyna Jacq subsp. Azerella (Gris.) Franco tohumlarýnýn ortalama 1000 tane aðýrlýðý ise 145 gramdýr (GÜLTEKÝN ve ark, 2006h-ý; GÜLTEKÝN, 2006) Corrnus mas L. (Kýzýlcýk): Meyveler olgunlaþma rengini almaya baþladýðý dönemde erkenden toplanýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 80-100 gr. arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %57-65 arasýndadýr ve metrekareden 50-100 adet fidan elde edilir. Tohumlar toplamayý takiben bekletilmeden çýkartýlýr, hiç bekletilmeden 5-10 gün %5-10'luk sitrik asitte yada küllü suda bekletilir, ardýndan doðal koþullarda katlamaya alýnýr. Katlama ortamýnýn üzeri malçlanýr ve donlu günlerde havalanabilir plastik örtü kullanýlýr. Bahar aylarýnda tohumlar kontrol edilir ve çimlenmeler baþlamýþsa ekilir. Aksi taktirde olduðu gibi doðal koþullara býrakýlýr ve ikinci yýlýn kýþ veya bahar aylarýnda ekilir. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 180-250 gr. arasýnda, ortalamasý 200 gramdýr. Tohumlar 20-25 mm. derinlikte ekilir (GÜLTEKÝN, 2006). Cotin nus Mill. (Çoban püskülü): Tohumlar sonbaharda toplanýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 2-4 gr. arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %90-98 arasýndadýr ve metrekareden 100-150 adet fidan elde edilir. Tohumlar, ekimden önce, 2-3 gün suda bekletilir. En uygun ekim zamaný sonbahar ve kýþ aylarýdýr. Bahar ekimlerinde 6-10 ºC sýcaklýkta, 1 aylýk soðuk-nemli katlanma uygulanýr ve ekim yastýklarýnýn üzeri telise örtülür. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý en az 9,4 gr en fazla 10.6 gr ortalama 9.8 gr olarak ölçülmüþtür. Tohumlar 2-4 mm derinlikte ekilir (GÜLTEKÝN ve ark, 2006h-ý; GÜLTEKÝN, 2006). Colutea L. (Patlangaç): Tohumlar sonbaharda toplanýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 8-10 gr. arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %87-93 arasýndadýr ve metrekareden 100-150 adet fidan elde edilir. Tohumlar, ekimden önce, 2-3 gün suda bekletilir. En uygun ekim zamaný kýþ aylarýdýr. Erken bahar ekimlerinde tohumlar 10-15 gün 2-4 ºC sýcaklýkta suda bekletilir ve ekim yastýklarýnýn üzeri telise örtülür. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 12-21 gr. arasýnda, ortalamasý 16 gramdýr. Tohumlar 10-15 mm. derinlikte ekilir (GÜLTEKÝN, 2006). Elaaðn nus an ngustifolia L (Ýðde): Meyveler sonbaharda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Çýkartýlan tohumlar %20'lik tuzlu suda yüzdürülerek boþ tohumlar uzaklaþtýrýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye iðde de 50-100 gr, kuþ iðdesinde 25-50 gr. arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný iðdede %60-85, kuþ iðdesinde 30 Ýðde %83-95 arasýndadýr ve metrekareden 50-100 adet fidan elde edilir. Ekimden önce tohumlar, 3-5 gün suda bekletilir. En uygun ekim zamaný erken kýþ aylarýdýr. Ýðde tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 130300 gr. arasýnda, ortalamasý 200 gramdýr. Kuþ iðdesinde tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 80-99 gr arsý ortalamasý 80 gramdýr. Tohumlar, iðdede 15-20 mm derinlikte, kuþ iðdesinde 10-15 mm. derinlikte ekilir. Meyveler toplamayý takiben ekilecekse, meyve olarak doðrudan da ekilebilir (GÜLCÜ ve GÜLTEKÝN, 2006; GÜLTEKÝN, 2006). Gin nkgo biloba L. (Mabet aðacý): Meyveler geç sonbaharda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 150-250 gr. arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %61-87 arasýndadýr ve metrekareden 100150 adet fidan elde edilir. Tohumlar, ekimden önce, 1-3 gün %5-10'luk sitrik asitte bekletilir. En uygun ekim zamaný sonbahar ve erken kýþ aylarýdýr. Geç kýþ ekimlerinde ise ekim yastýklarý telisle malçlanýr. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 800-1200 gr. arasýnda, ortalamasý 1000 gramdýr. Tohumlar 20-25 mm. derinlikte ekilir. Yaðýþlý olmayan dönemlerde sulama ihmal edilmemelidir (GÜLTEKÝN, 2006). Hippophae rham mnoides L (Yalancý Ýðde): Meyveler portakal kýrmýzýsý rengini aldýklarý zaman erken sonbahar aylarýnda dallar makasla kesilerek toplanýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 4-5 gr arasý tohum ekilir. Metrekareden 100- adet fidan elde edilir. Tohumlar ekilmeden önce 2-3 gün suda bekletilir. En uygun ekim zamaný kýþ aylarýdýr. Erken bahar ekimlerinde teknik önlemler almak gerekir. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 7-9 gr arasýdýr. Tohumlar 2-3 mm derinlikte ekilir. Ligustrrum m L. (Kurtbaðrý): Meyveler sonbaharda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 7'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 10-15gr. arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %65-78 arasýndadýr ve metrekareden 100-150 adet fidan elde edilir. Tohumlar, ekimden önce, 1-3 gün suda bekletilir. En uygun ekim zamaný sonbahar ve erken kýþ aylarýdýr. Ekim yastýklarý telisle malçlanýr. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 17-22 gr. arasýnda, ortalamasý 20 gramdýr. Tohumlar 10-15 mm. derinlikte ekilir. Yaðýþlý olmayan dönemlerde sulama ihmal edilmemelidir (GÜLTEKÝN, 2006). Laurrus nobilis L. (Defne): Meyveler sonbaharda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 150-200 gr. arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %73-88 arasýndadýr ve metrekareden 100 adet fidan elde edilir. Tohumlar, ekimden önce, 3-5 gün %5-10'luk sitrik asitte veya küllü suda bekletilir. 5-10 gün suda bekletmekte yeterlidir. En uygun ekim zamaný sonbahar ve erken kýþ aylarýdýr. Geç kýþ ekimlerinde ise ekim yastýklarý telisle malçlanýr. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 800-1100 gr. arasýnda, ortalamasý 900 gramdýr. Tohumlar 10-15 mm. derinlikte ekilir. Yaðýþlý olmayan dönemlerde sulama ihmal edilmemelidir (GÜLTEKÝN, 2006). Magn nolia grran ndiflorra L. (Manolya): Meyveler sonbaharda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 7'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 80-100gr. arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %5372 arasýndadýr ve metrekareden 100-150 adet fidan elde edilir. Tohumlar ekimden önce, 1-3 gün %510'luk sitrik asitte bekletilir. En uygun ekim zamaný sonbahar ve erken kýþ aylarýnda sera içerisinedir. Ekim yastýklarý telisle malçlanýr. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 75-100 gram arasýdýr. Ekim, 15-20 mm derinlikte yapýlýr GÜLTEKÝN, 2006). Prrun nus avium m (L L.) L., fFl. Suec. (Kuþ kirazý) ve Laurracerrasus officin nalis Roem m. (Karayemiþ): Meyveler yaz aylarýnda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve 31 Kuþ kirazý metrekareye 50-60 gr arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %80-95 arasýndadýr ve metrekareden 50-100 adet fidan elde edilir. Tohumlar ekimden önce, 1-3 gün %5-10'luk küllü suda yada %5-10'luk sitrik asitte bekletilir. En uygun ekim zamaný geç yaz ve erken sonbahardýr. Ekimi takiben yastýklarýn üzerine telis ve örme plastik örtü örtülür. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 200 gramdýr. Tohumlar 10-20 mm. derinlikte ekilir. Ekimi takiben yastýklar sýk sýk sulanýr (GÜLTEKÝN ve ark, 2006h-ý; GÜLTEKÝN, 2006). Prrun nus arrmen nica L. (Zerdali): Meyveler yaz aylarýnda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 300-400 gr arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %7485 arasýndadýr ve metrekareden 50-100 adet fidan elde edilir. Tohumlar ekimden önce, 1-3 gün suda bekletilir. En uygun ekim zamaný sonbahar ve erken kýþ aylarýdýr. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 10001400 gr. arasýnda, ortalamasý 1170 gramdýr. Tohumlar 15-25 mm. derinlikte ekilir. Yaðýþlý olmayan dönemlerde sulama ihmal edilmemelidir (GÜLTEKÝN ve ark, 2006h-ý; GÜLTEKÝN, 2006). Prrun nus sipin nosa L. (Çakal eriði, Gövem) ve Prrun nus dom mestica L. (yabanýl Erik): Meyveler erken sonbaharda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye gövemde 50-70 gr arasý, erikte 100-150 gr arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný gövemde %71-87 arasýnda, erikte ise %80-87 arasýndadýr ve metrekareden 50-100 adet fidan elde edilir. Tohumlar ekimden önce, 3 gün %5-10'luk külü suda veya sitrik asitte bekletilir. En uygun ekim zamaný gövemde tohumlarýn çýkarýlmasýný takiben erikte ise sonbahar ve erken kýþ aylarýdýr. Ekim yastýklarýnýn telisle malçlanmasýnda yarar vardýr. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 200-250 gr. arasýnda, ortalamasý 220 gramdýr. Tohumlar 1520 mm. derinlikte ekilir. Yaðýþlý olmayan dönemlerde sulama ihmal edilmemelidir (GÜLTEKÝN ve ark, 2006k; GÜLTEKÝN, 2006). Prrun nus divarricata L. (Domuz eriði): Meyveler yaz sonu ve erken sonbaharda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 150-250 gr arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %64-81 arasýndadýr ve metrekareden 50-100 adet fidan elde edilir. Tohumlar ekimden önce, 5 gün %5-10'luk sitrik asitte yada külü suda bekletilir. En uygun ekim zamaný tohumlarýn çýkarýlmasýný takiben ve hiç bekletmeden yapýlmasýdýr. Ekim yastýklarý telisle malçlanýr ve üzerlerine havalanabilir plastik örtü örtülmesinde yarar vardýr. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 650-1050 gr. arasýnda, ortalamasý 800 gramdýr. Tohumlar 20-30 mm. derinlikte ekilir. Yaðýþlý olmayan dönemlerde sulama ihmal edilmemelidir (GÜLTEKÝN ve ark, 2006k; GÜLTEKÝN, 2006). Prrun nus cerraciferra "Atrropurrpurrea'' (Süs eriði): Meyveler yaz sonu toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 100-150gr arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %60-85 arasýndadýr ve metrekareden 50-100 adet fidan elde edilir. Tohumlar ekimden önce, 3 gün %5-10'luk sitrik asitte yada külü suda bekletilir. En uygun ekim zamaný sonbahar ve erken kýþ aylarýdýr. Ekim yastýklarý telisle malçlanýr. Yaðýþlý olmayan dönemlerde sulama ihmal edilmemelidir. Tohumlardan ortalama %40' kýrmýz yapraklý %30'u yarý kýrmýzý yapraklý ve %30'u yeþil yapraklý çýkar. Yarý kýrmýzý yapraklý ve yeþil yapraklýlarýn üzerine göz aþýsý uygulanarak kýrmýzý yapraklý fidan elde edilir. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 400-600 gr. arasýnda, ortalamasý 500 gramdýr. Tohumlar 10-20 mm. derinlikte ekilir. Eriklerin diðer kültür formlarýnda da ayný yöntem uygulanýr (GÜLTEKÝN, 2006). Rosa L. (Gül, kuþburnu): Meyveler yaz sonu veya erken sonbaharda olgunlaþma rengini almaya baþladýðý dönemdir. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 20-30 gr arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %30-55 arasýnda olup boþ tohumlar uzaklaþtýrýlýrsa %87'ye varan aranda dolu tohum elde edilebilir. Metrekareden 50-100 adet fidan elde edilir. Tohumlar ekimden önce, 3-5 gün %5-10'luk sitrik asitte bekletilir. Baþka bir ön iþlem olarak da 90 ºc sýcaklýkta suya atýlýr ve su soðuyuncaya kadar bekletilir. En uygun ekim zamaný tohumlarýn çýkartýlmayý takiben ekilmesidir. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 20-27 gr. arasýnda, ortalamasý 23 gramdýr. Tohumlar 10-15 mm. derinlikte ekilir. Ekimi takiben yastýklar telisle malçlanýr. Sürekli donlu günlerin baþladýðý dönemlerde yastýklara havalanabilir plastik örtü örtülür ve donlarýn son bulmasý ile bekletilmeden kaldýrýlýr. Yaðýþlý olmayan dönemlerde sýk sýk sulama uygulanýr ve yastýklarýn nemini kaybetmesine asla izin verilmez (GÜLTEKÝN, 2006). Pyrracan ntha L. (Ateþ dikeni): Meyveler sonbaharda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 20-30 gr. arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %65-87 arasýndadýr ve metrekareden 50-100 adet fidan elde edilir. Tohumlar ekimden önce, 3-5 gün %5-10'luk sitrik asitte yada külü suda bekletilir. Tohumlar kurutulmadan nemli olarak ekilir. En uygun ekim zamaný 32 sonbahar ve erken kýþ aylarýdýr. Ekim yastýklarý telisle malçlanýr. Yaðýþlý olmayan dönemlerde sulama ihmal edilmemelidir. Pun nica grran natum m L. (Nar): Meyveler geç yaz veya sonbaharda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 20-25 gr. arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %6379 arasýndadýr ve metrekareden 100-150 adet fidan elde edilir. Tohumlar, ekimden önce, 2-3 gün suda bekletilir. En uygun ekim zamaný sonbahar ve kýþ aylarýdýr. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý30-40 gr arasýdýr. Tohumlar 10-15 mm derinlikte ekilir (GÜLTEKÝN, 2006). Rham mnus L. (Cehri): Meyveler geç sonbaharda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 10-15 gr. arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %60-77 arasýndadýr ve metrekareden 100-150 adet fidan elde edilir. Tohumlar, ekimden önce, 2-3 gün %5-10'luk sitrik asitte veya küllü suda bekletilir. En uygun ekim zamaný sonbahar ve erken kýþ aylarýdýr. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 20-40 gr. arasýnda, ortalamasý 30 gramdýr. Tohumlar 10-15 mm. derinlikte ekilir (GÜLTEKÝN, 2006). Rhus L. (Sum mak): Meyveler geç sonbaharda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 10-20 gr. arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %75-88 arasýndadýr ve metrekareden 100-150 adet fidan elde edilir. Tohumlar, toplamayý takiben 5 dakika kaynar suya batýrýlýr, ardýndan, 10-20 gün ýlýk suda bekletilir ve ardýndan doðal koþullarda katlamaya alýnýr. Bahar aylarýnda tohumlar kontrol edilir ve çimlenmeler baþlamýþsa ekilir. Aksi taktirde olduðu gibi doðal koþullara býrakýlýr ve ikinci yýlýn kýþ veya bahar aylarýnda ekilir. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 12-17 gr. arasýnda, ortalamasý 15 gramdýr. Tohumlar 10-15 mm. derinlikte ekilir (GÜLTEKÝN, 2006). Zizyphus jujuba Mill. (Hünnap-Ü Ünnap): Meyveler yaz sonu ve erken sonbaharda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 5'li veya 7'li çizgi ekimi uygulanýr çimlenme oraný %46-65 arasýndadýr ve metrekareden 100 adet fidan elde edilir. Ekimlerde iki yöntem kullanýlýr. Birincisi, metrekareye 200-300 gr arasý tohum doðrudan ekilir. Tohumlar ekimden önce, 5 gün %510'luk sitrik asitte yada külü suda bekletilir. Ardýndan %50 az yanmýþ koyun gübresi, %50 dere mili karýþýmýna, tohumlar çýkarmayý takiben hemen ekilir. Ýkincisi, tohumlar çatlatýlýr yada bitki taslaðý serbest hale getirilip, %50 yanmýþ koyun gübresi, %50 dere mili karýþýmýna kýþ aylarýnda ekilir. Ekim yastýklarý Ünnap telisle malçlanýr ve üzerlerine havalanabilir plastik örtü örtülmesi gerekir. Yaðýþlý olmayan dönemlerde sulama ihmal edilmemelidir. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 280-400 gr. arasýnda, ortalamasý 310 gramdýr. Tohumlar 10-15 mm. derinlikte ekilir. Diðer bir üretim yöntemi de çatlý (Paliurus sipina-christi Mill.) altlýklarýnýn üzerine durgun yada sürgün göz aþýsý uygulamaktýr. Bu durumda daha geliþkin bir kök sistemine sahip olur (DELÝÖZ ve ark, 2006; GÜLTEKÝN, 2006). Porsuk Taxus baccata L. (Porsuk) : Meyveler geç sonbaharda toplanýr ve tohumlar çýkartýlýr. Ekimlerde 7'li çizgi ekimi uygulanýr ve metrekareye 60-80 gr. arasý tohum ekilir. Tohumlarýn çimlenme oraný %67-90 arasýndadýr ve metrekareden 200-300 adet fidan elde edilir. Tohumlar 2-3 gün suda bekletildikten sonra, ayný yýlýn kýþ veya bahar aylarýnda doðal koþullarda katlamaya alýnýr. Ýkinci yýlýn kýþ veya ilkbahar aylarýnda ekilir. Tohumlarýn 1000 tane aðýrlýðý 70-90 gr. arasýnda, ortalamasý 82 gramdýr. Tohumlar 15-20 mm. derinlikte ekilir (GÜLTEKÝN, 2006). • ÝKÝNCÝ BÖLÜMÜN SONU 33 ORMANCILIK LARI TANIMLAMA ORMANLARLA ÝLGÝLÝ ULUSLARARASI TANIMLAMALAR-2 ORMAN ALANI (FOREST LAND, FORESTLAND, FORESTED LAND) Serdar Yegül* Bir önceki yazýda uluslararasý süreçlerde1 ve Türkiye'de tanýmlanmýþ orman (forest) tanýmý üzerinde durulmuþtur. Önceki yazýda özetle þu hususlar belirtilmiþtir: Uluslararasý süreçlerde yapýlan tüm orman tanýmlarý (i) alan kullanýmý ve (ii) aðaç kapalýlýðý temelinde yapýlmýþtýr. Aðaç kapalýlýðý ile ilgili yapýlan tüm tanýmlar ise (i) en az alan, (ii) en az aðaç boyu ve (iii) en az tepe kapalýlýðý eþik deðerlerine sahiptir. Türkiye'de devlet ormanlarý için herhangi bir "en az alan" eþik deðeri yoktur. Bununla birlikte amenajman planlarý yapýlýrken "en az alan" eþik deðeri 0.5 hektar olarak alýnmaktadýr. Pratikteki bu uygulamaya 2007 yýlýnýn ilk yarýsýnda bir yönerge ile resmiyet kazandýrýlacaktýr. 6831 sayýlý Orman Kanunundaki ifadesiyle "ormana bitiþik olmayan sahipli araziler" için ise "en az alan" eþik deðeri 3.0 hektardýr. Uluslararasý süreçlerde orman tanýmýnýn "en az alan" eþik deðeri Birleþmiþ Milletler Ýklim Deðiþikliði Çerçeve Sözleþmesi'nde (UNFCCC) en az 0.05-1.0 hektar, Biyolojik Çeþitlilik Sözleþmesi'nde (CBD) 0.5 hektar, ve son olarak Orman Kaynaklarý Deðerlendirmesi'nde (FRA) 0.5 hektar olarak ifade edilmektedir. Türkiye Orman Envanteri'ne göre ise "en az tepe örtüsü" eþik deðerinin, "Bozuk" ormanlar için % 1-10 arasý ve "Normal" ormanlar için ise % 11-100 arasý olduðu, uluslararasý alanda ise "en az tepe örtüsü" eþik deðerinin UNFCCC'de %10-30, CBD'de % 10, FRA'da ise % 10 olduðu dile getirilmiþtir. 34 *Orman Mühendisi Bu yazý dizisi yoluyla size sunulan ormanlarla ilgili tanýmlar hakkýnda bir hususun altý önemle çizilmelidir. Henüz uluslararasý bir orman sözleþmesi yapýlmamýþtýr. Dolayýsýyla þu ana kadar uluslararasý süreçlerde ormanlarla ilgili yapýlan tüm tanýmlar henüz kesinlik kazanmamýþtýr. Bu yazýda ise, orman alaný (forest land, forestland, forested land) tanýmlarý üzerinde durulacaktýr. Ormanlarla ilgili hiçbir tanýmlama setinde "orman alaný" tanýmý belirgin bir þekilde yapýlmamýþtýr (Lung 2002). UNFCCC orman yönetimi tanýmýný yaparken 'orman alaný' ifadesi kullanýlmýþ ancak 'orman alaný' ifadesinin tanýmý yapýlmamýþtýr. UNFCCC'nin 'ürünalaný yönetimi' (gropland management) ve 'mera alaný yönetimi' (grazing land management) tanýmlarý, diðer alan kullanýmlarýný ifade etmektedir. 'Orman alaný'nýn 'orman' ile iliþkisi UNFCCC'nin orman sýnýrlarý dýþýndaki aðaçlandýrma (afforestation), orman sýnýrlarý içindeki aðaçlandýrma (reforestation) ve ormansýzlaþma (deforstation) tanýmlarý, 'ormanlýk alan' (forested land), ormanlýk olmayan alan (non-forested land) ve ormansýz alan (land without forest) tanýmlarýný içermekte ve fakat bunlarý tanýmlamamaktadýr. Örneðin "afforestation" tanýmý, "en az 50 yýl üzerinde orman olmayan bir nlýk alan n'a2 alanýn, dikim ve/veya ekim yoluyla 'orrman dönüþtürülmesi" þeklindedir. Bu husustaki en basit yaklaþým, UNFCC'nin 'ormanlýk alan' (forested land) ve 'orman alaný' (forest land) terimlerinin, 'orman' (forest) terimi ile eþanlamlý olarak kabul edilmesidir. Ayni þekilde, 'ormanlýk olmayan' (non-forested) ve 'ormansýz alan' (land without forest) terimlerinin de, 'orman olmayan' (non-forest) terimi ile eþanlamlý olarak kabul edilebilir. Özetle, 'orman alaný' terimi 'orman' teriminin eþanlamlýsý olarak düþünülebilir. 'Orman alaný'nýn diðer alan kullaným sýnýflarý ile iliþkisi 'Ürünalaný yönetimi' ve 'mera alaný yönetimi'nde olduðu gibi 'orman alaný' da bir alan kullanýmýna iþaret ediyor gibi görünmektedir. Bu tanýmlamalarda, bir alandan diðer alan kullanýmlarý çýkarýlmadýðý için karýþýklýk doðmaktadýr. Problem, farklý alan kullanýmlarýnýn uygulandýðý bir alanda, alan sýnýflamasýnýn nasýl yapýlacaðýdýr. Mevcut tanýmlar bu konuya açýklýk getirmemektedir. Problem, UNFCCC'nin birleþik alan kullanýmý konusunu belirgin bir þekilde ele almamasýnda yatmaktadýr. Bilindiði üzere UNFCCC karbon birikimine odaklanmýþtýr ve alan kullanýmýna temkinli yaklaþmaktadýr. UNFCCC alan sýnýflamasýnda çakýþma ihtimali çoktur. Bu nedenle, UNFCCC'nin tanýmlarý FRA ve CBD'nin orman tanýmlarýyla baðdaþmaz. Orman olarak düþünülen bir alanda, orman olmayan alan kullanýmý baskýn olmamalýdýr. Örneðin FRA tanýmlarý meyve aðaçlarýný, tarýmsal ormancýlýðýný ve kent ormanlarýný kapsamaz. CBD tanýmlarýnda ise, tarýmsal ve diðer özellikli orman olmayan alan kullanýmý öncelikli deðildir. Farklýlýk, Kyoto Protokolünün uygulamasýndan kaynaklanýyor olabilir. Kyoto Protokolünün Temiz Kalkýnma Mekanizmalarý (CDM)3 altýnda kullanýlacak bir orman tanýmý formüle edilirken, bu farklýlýk mutlaka gözönüne alýnmalýdýr. Geliþmekte olan ülkelerde, ormancýlýk sýk sýk diðer alan kullanýmlarýyla birleþtirilir (tarýmsal ormancýlýk, orman-mera sistemi4 gibi). UNFCCC'ye göre orman olarak sýnýflandýrýlan bir alanda diðer kullanýmlar baskýnsa, o alanlar, FRA ve CBD'ye göre orman olarak sýnýflandýrýlmazlar. Kyoto Protokolünün CDM'si altýnda gelecekte yapýlacak bir orman tanýmý, baskýn ve birincil kullaným gibi nitelemeleri içermeksizin orman ve diðer alan kullanýmlarý birleþtirirse, bu tanýmlama FRA ve CBD tanýmlarýyla uyumlu olmayacaktýr. Diðer yandan bu tanýmlar kolayca uyumlaþtýrýlabilir. FRA'nýn uyguladýðý 'diðer alan' isimli alan kullaným sýnýfýnýn üç sýnýfa bölünmesi bu uyumlaþtýrma çabalarýndan biri olabilir. Bu ayýrým aþaðýdaki þekilde gösterilmektedir. Þekil: Mevcut ve yeni alan sýnýflamalarý arasýndaki iliþki ORMAN Diðer aðaçlýk alan (Other wooded land) Diðer alan (Other land) 0.5 ha’dan daha geniþ ve 0.5 ha’dan daha küçük bir meþçereye benzer formada, arazide ‘daðýnýk aðaçlar’, diðer alan kullanýmlarýyla diðer alan kullanýmlarýyla birleþik aðaçlar birleþik aðaçlar Aðaç yok (No trees present) ——————— FRA tanýmlarýna uygun alan sýnýflarýnýn sýnýrlarý ---------------------- Yeni sýnýflamalarýn sýnýrlarý Gelecek yazýda orman olmayan (non-fforest) terimi üzerinde durulacaktýr. Dipnotlar Bu yazý oluþturulurken 2002 yýlý Eylül ayýnda Roma/Ýtalya'da gerçekleþtirilen "ormanlarla ilgili tanýmlamalarýn uyumlaþtýrýlmasý ikinci uzmanlar toplantýsý" zabýtlarýndan yararlanýlmýþtýr. 1 Birleþmiþ Milletler Ýklim Deðiþikliði Çerçeve Sözleþmesi (UNFCCC), Biyolojik Çeþitlilik Sözleþmesi (CBD) ve Orman Kaynaklarý Deðerlendirmesi (FRA) 2 Forested land 3 Clean Development Mechanism (CDM) 4 Agroforetry, silvopastoral system 35 KIRÞEHÝR NALDÖKEN DAÐI’NDA TESPÝT EDÝLEN SARIÇAMLAR Orhan YAZICI* R.Remzi DOÐAN* Kýrþehir ilimize yaklaþýk 10 km. mesafede Çayaðzý kasabasýnýn hemen üzerinde; 1450 mt. Rakýmda, kuzey doðu batýda, çaplarý deðiþmekle beraber ortalama 60 cm. üzerinde, 7-8 mt. boyunda, tahmini yaþý 180'in üzerinde, birbirine yakýn mesafede 8 adet doðal sarýçam aðacý (Pinus Sylvestris L.) tespit edilmiþtir. Yöre halký tarafýndan önemi tam olarak bilinmemekle beraber belde halký tarafýndan korunan sarýçamlarýn ormancýlýk bilimi açýsýndan meslek kamuoyuna duyurulmasýnýn doðru olacaðý düþünülerek bu haber kaleme alýnmýþtýr. Ýç Anadolulun merkezine yakýn konumda "Orta Anadolu Platosu" üstünde yer alan ve Kýrþehir'e 10 km. gibi çok yakýn mesafede kuzey batý istikametinde uzanan Naldöken daðý üzerinde, yüzlerce yýldýr süren insan ve hayvan tahribatýndan kurtularak bugüne gelebilmiþ sarýçam aðaçlarý ve onlarýn az sayýda fidanlarý, tahribat öncesi sarýçam ormanlarýnýn yayýlým alaný konusunda bilgi vermekle kalmayýp, geçmiþten bugüne ormancýlýk bilimi açýsýndan önemli veriler taþýmaktadýr. "Antropojen step" diyerek þimdiye kadar ormancýlýk faaliyetleri ve bilimsel çalýþmalar açýsýndan yeterli ilgi gösterilmeyen Ýç Anadolu kalýntý ormanlarýna daha fazla ilgi gösterilmesi dileðimizle. 36 (*) Orman Mühendisi Calosoma sycophanta L.'nýn ÜLKEMÝZDEKÝ KÝTLE ÜRETÝM BAÞARISI Prof. Dr. Mehmet KANAT* Ülkemizde özellikle kýzýlçam ormanlarýnda yaygýn zararlý olan çam keseböceði'ne karþý biyolojik mücadelede 2002 yýlýndan bugüne kadar günden güne artarak kullanýlan Calosoma sycophanta 2006 yýlý itibariyle 20 civarýndaki laboratuarda yaklaþýk 200.000 birey üretilerek zararýn yaygýn olduðu alanlara býrakýlmýþtýr. Þekil 1. Calosoma sycophanta ergininin kese içerisindeki çam keseböceði týrtýllarý ile beslenmesi ma sycophan nta Neden Calosom Calosoma sycophanta predatör bir böcek türüdür. Özellikle Lepidoptera Takýmýna ait türlerin çoðu üzerinde etkilidir. Ülkemiz iklim þartlarýnda biyoloji olarak çam keseböceðine uyum saðlamýþ etkili bir predatördür. Bu faydalý böceðe mevcut latince ismi yanýnda Türkçe bir isim aranýldý, ancak çoðu basýn organlarýnda da yer aldýðý þekliyle Terminatör böcek ismi daha çok kullanýldý. Ülkemizde Marmara, Ege ve Akdeniz sahil þeridinde yaklaþýk 160 km geniþliðinde 1.800 km uzunluðunda geniþ bir alanda kýzýlçam aðaç türümüzde çam keseböceði zararý gözlenmektedir. Son yýllarda kimyasal ilaçlarýn olumsuz etkileri sonucunda çoðu faydalý kuþ ve böcek türleri ekolojik ortamda ya yok oldular ya da sayýlarý azaldý. Bu durum kýsmen de olsa laboratuarlarda faydalý böcek üretimini zorunlu kýldý. Zararýn gözlendiði Orman Ýþletme Müdürlüklerinde laboratuarlar kurularak söz konusu faydalý böcek üretimi gerçekleþtirilmektedir. Kitle üretiminde amaç, öncelikle böceðin bulun- madýðý ormanlara býrakýlarak o alanda yerleþerek çoðalmalarý, sayý bakýmýndan istenilen düzeye ulaþan alanlarda ise zararýn yoðun olduðu diðer alanlara nakil yöntemi ile taþýnarak zararýn gözlendiði tüm ormanlara bu faydalý türün yerleþmesini saðlamaktýr. Kitle üretimi Tübitak Projesi kapsamýnda ilk olarak Kahramanmaraþ'ta baþlamýþ, ÝstanbulBüyükada, Balýkesir, Osmaniye vb þeklinde ülke geneline yayýlmýþtýr. Türkiye genelinde konu ile ilgili bilgilendirme ve deðerlendirme seminerleri ilk olarak 2004 yýlýnda Adana'da baþlamýþtýr. Bu seminerlerde öncelikle uygulayýcýlara biyolojik mücadele bilinci ve kitle üretiminde dikkat edilecek hususlar aktarýlmýþ, ayrýca yeni açýlacak laboratuarlar ve üretim miktarlarý vb. konularda önemli kararlar alýnmýþtýr. Yapýlmakta olan bu seminerler kapsamýnda biyolojik mücadele ve kitle üretimi konusunda belirli bir bilgi seviyesine ulaþan meslektaþlarýmýz kendi çaba ve gayretleri ile kendi iþletmelerinde laboratuarlar oluþturarak yaklaþýk 3-4 ay (Þubat-Mart-NisanMayýs) kapsamýndaki bu çalýþmayý 3-4 personelle rahatlýkla gerçekleþtirebilmektedirler. Konukçusu (çam keseböceði) üzerinde baský oluþturan (erginler günlük 10 civarýnda týrtýl ile beslenebilmektedirler) bu faydalý türün zararýn yoðun olduðu alanlara salýnarak önemli bir zararýn önlenmesini saðlayan faydalý böceðin kitle üretimi yetkililer tarafýndan desteklenerek daha da arttýrýlmalýdýr. 37 * KSÜ Orman Fakültesi HUKUK SÝSTEMÝMÝZDEKÝ MÜHENDÝS ÝSTÝHDAMINA ÝLÝÞKÝN MEVCUT DÜZENLEMELER VE ORMAN MÜHENDÝSLÝÐÝNÝN DURUMU Eþref GÝRGÝN* Türk hukuk sisteminde mühendislerin istihdam esaslarý ile ilgili olarak ilk kapsamlý düzenleme, 17 Haziran 1938 tarih ve 3458 sayýlý "Mühendislik ve Mimarlýk Hakkýnda Kanun" ile yapýlmýþtýr. Bu kanun, Türk yüksek okullarýndan mezun olan mühendisler ile yabancý ülkelerden mezun olan mühendislerin Türkiye dahilinde çalýþma yapabilmelerini saðlayacak ruhsatname verilmesi esaslarýný düzenlemiþtir. Bu kanunun 1 inci maddesinde, "Türkiye Cumhuriyeti hudutlarý dahilinde mühendislik ve mimarlýk unvan ve salahiyeti ile sanat icra etmek isteyenlerin aþaðýda yazýlý vesikalardan birini haiz olmalarý þarttýr: a) Mühendislik ve mimarlýk tahsilini gösteren Türk yüksek mekteplerinden verilen diplomalar; b) Programlarýnýn yüksek mühendis veya mimar mektepleri programlarýna muadil olduðu kabul edilen bir ecnebi yüksek mühendis veya yüksek mimar mektebinden diploma almýþ olanlara usulüne tevfikan verilecek ruhsatnameler; " belirtilen diploma ve ruhsatnamelerden birisine sahip olmak zorundadýr. Kanunun 6 ýncý maddesinde, "Bu kanunda yazýlý ruhsatnamenin verilmesi ve mektep programlarýnýn tetkiki bu iþlerle uðraþacak heyetin teþkili usulleri ve ruhsatnamelerden alýnacak harç miktarlarý alakalý vekaletlerin mütalealarý alýnarak Nafia Vekaletince hazýrlanacak bir nizamname ile tespit olunur." yabancý okullarýn ders programlarýnýn eþdeðer olup almadýðýnýn bir heyet marifetiyle yapýlacaðý belirtilmiþtir. Ancak bu görev, 4/11/1981 tarih ve 2547 sayýlý "Yüksek Öðretim Kurumu" kanunda Yüksek Öðretim kurulunun görevlerini belirleyen ve 2880 sayýlý kanunla deðiþik 7 inci maddesinin (p) bendiyle, yurt dýþýndaki yüksek öðretim kurumlarýndan alýnmýþ ön lisans, lisans ve lisans üstü diplomalarýn denkliðinin tespiti görevi Yüksek Öðretim Kuruluna verilmiþ bulunmaktadýr. O nedenle, bu kanunun 6 ýncý maddesine dayanýlarak 11/5/1939 tarih ve 2/10941 sayýlý Bakanlar Kurulu Kararý ile çýkartýlan "Mühendislik ve Mimarlýk Ruhsatnameleri Hakkýnda Nizamname" nin uygulanabilirliði kalmamýþtýr. Kanunun deðiþik 7 inci maddesinde, "1 inci maddede belirtilen diploma veya ruhsatnamelerden birine haiz olmayanlar Türkiye'de mühendis veya mimar unvaný ile istihdam olunamazlar, imzalarla sanat icra edemezler, bu unvanlarý kullanarak rey veremezler ve imza da koyamazlar" diploma veya ruhsatname olmayan mühendislerin kesinlikle çalýþamayacaklarý ve aksi davranýþta bulunanlar için, kanunun 8 nci maddesi ile cezalandýrýlacaklarý hüküm altýna alýnmýþtýr. Devlet daire ve müesseseleri ile Belediyelerde çalýþan mühendislerin, mesai saatleri dýþýnda da olsa ücretli veya ücretsiz özel surette sanatlarýný icra edemeyecekleri 9 uncu madde de belirtilmiþtir. Ancak Profesörlük, öðretmenlik ve doçentlik görevlerini yapan mühendisler bu madde dýþýnda tutulmuþtur. 3458 Sayýlý "Mühendislik ve Mimarlýk Hakkýnda Kanuna" dayanýlarak, 11/5/1939 tarihinde yayýnlanan "Mühendislik ve Mimarlýk Ruhsatnameleri Hakkýnda Nizamname" nin 2 ve 3 üncü maddelerinde yer alan mühendislikler aþaðýdadýr. • Sivil Mühendislik (Ýhtisaslarý: yol, demiryolu, su, liman vs.), • Elektro-mekanik Mühendisliði (Ýhtisaslarý: Elektrik, makine vs.) • Muhabere Mühendisliði (Ýhtisaslarý: Radyo, telefon vs.) • Tayyare Mühendisliði, • Sýhhiye mühendisliði, • Jeodezi mühendisliði, • Mimarlýk, • Mühendis mimar, • Maden Mühendisliði, • Sanayi Mühendisliði (Ýhtisaslarý: Kimya, metalurji, mensucat vs.), • Gemi inþaatý mühendisliði, • Orman Mühendisliði, • Ziraat Mühendisliði (Ýhtisaslarý: Amaliyatör mühendisliði vs.) olmak üzere biri mimarlýk ve 12 si mühendislik disiplini yer almýþtýr. Günümüzde çeþitli mühendislik disiplinleri bulunmakta ve sayýlarýnýn 50 yi aþtýðý görülmektedir. Bu gün mevcut olan bir çok mühendislik disiplinleri 1930 yýllarda bulunmaz iken, Orman Mühendisliði Cumhuriyetin hatta daha öncesinin Devlet idaresinde yer aldýðý görülmektedir. Mesleðini Türkiye sýnýrlarý içinde icra eden mühendislerin, sayýlarýnýn ve çeþitlerinin çoðalmasý ve mesleklerini bir disiplin içinde yapmalarýný saðlamak amacýyla, 27/1/1954 tarih ve 6235 sayýlý "Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði Kanunu" çýkarýlarak tüzel kiþiliðe haiz, kamu kuruluþu niteliðinde Birlik ve 38 * Orman Yüksek Mühendisi Orman Mühendisleri Odasý AR-GE Komisyonu Baþkaný Odalarýn kurulmasý saðlanmýþtýr. Böylece her mühendis disiplini, üyelerinin meslek odalarýný kurmaya baþlamýþlardýr. Zaman içinde yeni mühendislik dallarýnýn ortaya çýkmasýyla, Birlik tarafýndan yeni mühendis odalarýnýn açýlmasýna karar verilmektedir. Kanunun 16 ýncý maddesinde, Orman ve Ziraat Mühendisleri için özel bir hüküm getirilmiþtir. Þöyle ki, "Orman ve Ziraat yüksek mühendis ve mühendisleri de mensup olduklarý cemiyetlerin umumi heyetleri kararý ile oda kurarak Birliðe dahil olabilirler" denilmektedir. Kanunun bu madde gerekçesine ulaþmak mümkün olamamýþtýr. Ancak kanaatimizce, bu iki mühendislik disiplininin görev sýnýrlarýnýn çok net olmasý ve diðer disiplinlerle karýþmasýnýn mümkün olmadýðý var sayýlarak, görev alanlarý sýnýrlarýnýn Birlik tarafýndan çizilmesine ihtiyaç bulunmamaktadýr. Buna karþýlýk 66 yýl önce mevcut olan sivil mühendislik, sanayi mühendisliði, muhabere mühendisliði kapsamýnda zamanýmýzda onlarca mühendislik disiplini doðmuþtur. Bu durum, Orman Mühendisliðinin geçmiþten günümüze hukuk sistemimiz içinde köklü bir maziye sahip olduðunun açýk bir göstergesidir. Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði Kanunu yürürlüðe girmesinin hemen ardýndan, 15/2/1954 tarih ve 6269 sayýlý "Kimyagerlik ve Kimya Mühendisliði Hakkýnda Kanun", daha sonra 6/5/1960 tarih ve 7472 sayýlý "Ziraat Yüksek Mühendisliði Hakkýnda Kanun" ve 16/6/2005 tarih ve 5368 sayýlý "Lisanslý Harita ve Kadastro Mühendisleri ve Bürolarý Hakkýnda Kanun"lar yürürlüðe girerek ilgili mesleklerin görev sýnýrlarý çizilmiþtir. Kimyagerlik ve Kimya Mühendisleri Hakkýnda Kanunun 5 inci maddesi ile, resmi dairelerde çalýþan ve bu kanunda sayýlan unvanlara sahip Kimya Mühendislerinin mesai saatleri dýþýnda mesleki mesleki sahada serbest çalýþabilmelerine istisna getirilmiþtir. Þöyle ki, "1 inci maddede yazýlý unvanlarý almýþ olanlarýn Devlet müesseseleriyle yarý resmi teþekküllerde vazife almýþ olanlar mesai saatleri dýþýnda mesleki sahada serbest çalýþabilirler." denilmektedir. Ayný þekilde Ziraat Yüksek Mühendisliði Hakkýnda Kanunun 3 üncü maddesinde; "Umumi, mülhak ve hususi bütçeli idarelerle, belediyeler ve bunlara baðlý idare, müesese ve teþekküllerinde ve bu müesseselerin ve teþekküllerin iþtiraklerinde vazife gören ziraat yüksek mühendisleri mesai saatleri haricinde tasdik ve murakabe ve muamelesi kendisine veya mensup olduðu daireye ait olmamak üzere iþtigal ve ihtisaslarý ile alakalý her türlü faaliyetlerde bulunabilirler." denilmektedir. Bu iki yasanýn maddelerinin karþýlaþtýrýlmasýnda, resmi dairelerde çalýþan kimya mühendislerinin serbest çalýþmalarýnda sýnýrlama getirilmez iken, ziraat mühendislerinde kendi çalýþtýklarý dairenin iþlerinde sýnýrlama getirilmiþtir. Ancak diðer resmi dairelere ait iþerin serbest olarak yapmalarýna her hangi bir sýnýrlama getirilmemiþtir. Lisanslý Harita ve Kadastro Mühendisleri ve Bürolarý Hakkýnda Kanunun 7 inci maddesinde; "... Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüðünden ayrýlanlar son iki yýl içinde görev yaptýklarý kadastro müdürlüklerinin yetki alaný sýnýrlarý içinde üç yýl süre ile lisanslý büro açamazlar." denilmek suretiyle, 2/11/1981 tarih ve 2531 sayýlý "Kamu Görevlerinden Ayrýlanlarýn Yapamayacaklarý Ýþler Hakkýnda Kanun" hükümlerine benzer düzenleme getirilmiþtir. Kamu görevlerinden ayrýlanlarýn yapamayacaklarý iþler hakkýnda ki 2531 sayýlý kanunun 1 inci maddesi tüm resmi kurum ve kuruluþlarý kapsamaktadýr. Kanunun 2 inci maddesinde yasak ve yasaklanma sürelerini kapsamaktadýr. Ýkinci madde de, "Birinci madde kapsamýna giren yerlerdeki görevlerinden hangi sebeple olursa olsun ayrýlanlar, ayrýldýklarý tarihten önce iki yýl içinde hizmetinde bulunduklarý daire, idare, kurum ve kuruluþlara karþý ayrýldýklarý tarihten baþlayarak üç yýl süreyle, o daire, idare, kurum ve kuruluþtaki görev ve faaliyet alanlarýyla ilgili konularda doðrudan doðruya veya dolaylý olarak görev ve iþ alamazlar, taahhüde giremezleri komisyonculuk ve temsilcilik yapamazlar. Özel kanunlardaki yasaklayýcý hükümler saklýdýr." ifade edilmektedir. 2531 sayýlý kanunun 2 inci maddesinde yer alan, "Görev alaný" konusunun tanýmlanmasýnda tatbikatta birliktelik saðlanamamaktadýr. Bu taným, bir yasa deðiþikliði veya içtihatý birleþtirme kararýyla açýklýða kavuþturulmalýdýr. Lisanslý Harita ve Kadastro Mühendisleri ve Bürolarý Hakkýnda kanunun 7 inci maddesinde bu konunun sýnýrlarý net olarak çizilmiþtir. Þöyle ki, "...son iki yýl içinde görev yaptýklarý kadastro müdürlüklerinin yetki alaný sýnýrlarý." Hüküm ile görev alaný iþin fiilen yapýldýðý yer olarak hiçbir tereddüde mahal býrakmayacak þekilde tanýmlanmýþtýr. Bu yaklaþýmdan hareketle, görev alaný tanýmýnýn iþin fiilen yapýldýðý ve sorumluluðun üstlenildiði yer olarak anlaþýlmasý gerekmektedir. Mühendislik disiplinlerinin görev, yetki ve sorumluluk alanlarýnýn yasalarla belirlenmesi önemli bir konudur. Böylece yetki alaný tartýþmalarýna son verilerek her meslek grubunun yetkili olduklarý alanlar belirlenmiþ olacaktýr. Genellikle bu yol seçilmeyip, muhtelif konularda çýkartýlan diðer kanunlarýn içerisinde yapýlan sessiz sedasýz düzenlemeler ve bu düzenlemelere dayalý ikincil mevzuat düzenlemeleri yapýlmak suretiyle bazý mühendislik alanlarýna haksýz avantajlar saðlanmaktadýr. Bu durumda, yetki alaný tartýþmalarý çýkmakta ve yeni sorunlar gündeme gelmektedir. Orman Mühendisliði konularýyla yakýndan ilgili bazý 39 alanlarda yapýlan düzenlemelerden örnekler vermek istiyorum. "Toprak Koruma ve Arazi Kullanýmý Kanunu" (3/7/2005 tarih ve 5403 sayýlý), hiçbir ayrým yapmadan, orman topraklarý dahil tüm topraklarýn sýnýflandýrýlmasý, belirlenmesi ve arazi kullaným planlarýnýn hazýrlanmasýný ön görmektedir. Tarým ve Köy Ýþleri Bakanlýðýnýn koordinasyonunda iþlerin yapýlmasýna amirdir. Kanunun arazi kullaným planlarýnýn yapýlmasý alt baþlýklý 10 uncu maddesinde, "...Bakanlýk tarafýndan hazýrlanan veya hazýrlattýrýlan arazi kullaným planlarýnda; yerel, bölgesel ve ülkesel ölçekte tarým arazileri, mera arazileri, ormaan araazileri, özel kanunlarla belirlenen alanlar, yerleþim alanlarý, sosyal ve ekonomik amaçlý alt yapý tesisleri ile diðer arazi kullaným þekillerine yer verilir. Bakanlýk, arazi kullaným planlarýnýn hazýrlanmasýný ihtiyaca göre valiliklere devredebilir..." hükmüyle, ülkenin %27 sini kapsayan orman alanýnda görev yapan orman idaresi ve orman mühendisine yer verilmiyor. Ayný kanunun toprak koruma projelerinin hazýrlanmasý alt baþlýklý 12 inci maddesinde, "...Toprak koruma projeleri arazi bozulmalarýný ve toprak kayýplarýný önlemek için gerekli olan sekileme, çevirme, koruma duvarý, bitkilendirme, arýtma, drenaj gibi imalat, inþaat ve T MÜH HEN NDÝS SÝ kültürel tedbirleri içerir, en az bir ZÝRAAT sorumluluðund da hazýrlanýr ve valilik tarafýndan onaylanýr...." ifadesiyle, 20.7 Milyon hektar orman alanýndaki erozyon kontrolü projelerinin orman mühendisi olmadan yapýlabileceðini çaðrýþtýran bir düzenleme getirilmiþtir. Burdur, Tokat, Kargý, Erzincan, Boyabat, Menderes havzasý, Sultan daðlarý vb. birçok alanlardaki erozyonu önleyen, Terkos gölü, Antalya Belek, Adana Akyatan, Antalya Demre vb. aktif rüzgar erozyonu alanlarýndaki kumul hareketlerini durduran, ülkenin yaklaþýk 900 bin hektar alanýnda çok baþarýlý erozyon kontrolü çalýþmalarý yapan Orman Mühendisliði mesleði yok sayýlmaktadýr. "Organik Tarým Kanunu" (1.12.2004 tarih ve 5262 de sayýlý) un 7 inci maddesinde, "...Ormaan saayýlaan yerlerd ürün toplaanmaasý ile ilgili usul ve esaslar, Çevre ve Orman Bakanlýðýnýn görüþü alýnarak, Bakanlýk tarafýndan çýkarýlacak yönetmelikle belirlenir...." yer alan ifadeyle, ormanlýk alanlardaki odun dýþý orman ürünlerinin üretimlerinin, 6831 sayýlý yasa ve Orman Genel Müdürlüðünün görevlerini belirleyen 3234 sayýlý yasaya aykýrý olarak Orman Mühendislerinin bilgileri dýþýnda toplatýlmasýna imkan vermektedir. "Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu" (15/5/1957 tarih ve 6968 sayýlý), aðaç ve aðaççýk ayrýmý yapýlmadan tüm bitkilerin karantina hizmetlerini bir arada yürütülmesini saðlamaktadýr. Bu kanunun 1 Neb bat taabiri ile her türlü neb batlaar, inci maddesinde, "N bunlarýn mahsulleri, tohum, fidan, fide, çelik, aþý kalemi, yumru, kök ve soðanlarý ve diðer parçalarý,.." ,ayný batlaarýn ithaal, kanunun 2 inci maddesinde, "Bütün neb ihraaç ve memleket dahilind de naakilleri, hastalýk ve zararlýlardan korunmalarý, zirai mücadele alet ve ithal, imal, ihzar, satýþ, ve kullanýlmalarý bu kanun hükümlerine tabidir." hükümleri yer almaktadýr. Bu kanuna dayanýlarak 6/8/1964 tarih ve 6/3346 tarihli Bakanlar Kurulu kararý ile çýkartýlan "Zirai Karantina Tüzüðü" nün 1 inci maddesinde; "Ýthale mani teþkil eden veya mücadeleye tabi tutulan veya yeni bir den bitki haastaalýk ve zaaraarbulaþma tehlikesi arz ed lýlaarýnýn bulaaþmaasýný önlemek; ihraç edilecek bitkilerin muayene ve kontrol edilmelerini saðlamak; hariçten gelen ve hastalýk veya zararlý getirmesi ihtimali bulunan ve bitki deyimi dýþýnda kalan her türlü maddenin muayenesini yapmak..." belirtilmiþtir. Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu ve Zirai Karantina Tüzüðünde, bu hizmetlerin tamamýnýn açýkça ziraat mühendislerince yapýlacaðý belirtilmemesine raðmen, bunlara dayanýlarak çýkartýlan uygulama yönetmeliðinde, orman aðaç, aðaççýk ve fidaný ayrýmý yapýlmadan, bitkilerin ithal, ihraç ve nakillerine dair karantina hizmetleri ziraat mühendislerinin yetki alanýna býrakýlmýþtýr. Bu yönetmeliðin hazýrlanmasýnda, orman ürünlerine ait bu hizmetlerin Orman Mühendis ve Orman Endüstri Mühendislerince yapýlmasý yönünde uzun görüþmeler yapýlmasýna raðmen yine bir sonuç alýnamamýþ ve zirai karantina ve fumigasyonla ilgili 2005 yýlý içinde Tarým ve Köy Ýþleri Bakanlýðýnca çýkartýlan yönetmelikte ziraat mühendisleri yetkili kýlýnmýþtýr. Burada belirtmek istediðim þudur: Mesleklerin görev ve yetki alanlarý tam belli edilmez ise, bilimsel gerçeklere aykýrý olarak, burada olduðu gibi, ithal, ihraç ve nakillerde, orman bitki ve ürünlerinin zirai karantinayý gerektiren hizmetler, doðrudan ilgisi olmayan bir baþka meslek mensubunca yerine getirilmektedir. Tatbikatta, orman bitki ve ürünlerinin ithal ve ihracatýndaki karantina hizmetlerini orman mühendisleri yapmakta, orman mühendislerince tutulan raporlara dayanarak düzenlenen belgeler ziraat mühendislerince imzalanmaktadýr. Mesleki hizmetlerin denetim altýna alýnmasý, hizmette bilimselliði, standardý ve kaliteyi yükseltmek amacýyla, özellikle 1999 da Yalova, Kocaeli, Düzce ve Bolu'da meydana gelen ve çok sayýda çan kaybýna neden olan depremlerinden sonra, önce 3/2/2000 tarih ve 595 sayýlý Kanun hükmünde kararname ve ardýnda bu K.H.K. yi yasalaþtýran 4708 sayýlý "Yapý Denetimi Hakkýnda Kanun" çýkartýlmýþtýr. Bu kanunun 1 inci maddesinde, "Bu kanunun amacý; can ve mal güvenliðini teminen, imar planýna, fen, sanat ve saðlýk kurallarýna, standartlara uygun kaliteli yapý yapýlmasý için proje ve 40 yapý denetimini saðlamak ve yapý denetimine iliþkin usul ve esaslarý düzenlemektir." ifadesiyle, hem mesleki standart getirilmek istenmiþ ve hem de bu alanda iþ yapan mühendislere yasal sýnýrlarý belli istihdam alanlarý hüküm altýna alýnmýþtýr.Bu yasadan da açýkça anlaþýldýðý üzere, mühendislik mesleðinde standardýn çok büyük önemi bulunmaktadýr. O nedenle her meslek, kendi alanýndaki iþlerinin mutlaka o meslek mensuplarýnca yapabilecek hukuki düzenlemeler yapýlmalýdýr. Ülkemizdeki ormancýlýk eðitim ve öðretim programlarýnýn oluþturulmasý, orman teþkilatýnýn yapýlandýrýlmasýnda önemli etkileri olan Almanya'da Orman Mühendislerinin yaptýklarý ve yetkili olduklarý iþlere özetle bir bakacak olursak þöyle bir durumla karþýlaþýlmaktadýr. Ormancýlýk alanýnda; Orman Ýþletmeleri ve ormancýlýk sektöründe hizmet veren iþletmelerin yönetimi, Ormancýlýk konularýnda bilirkiþilik, aðaçlandýrma, sel ve erozyon kontrolü, fidanlýklar, odun amenajmaný, karma ve sosyal ormancýlýk (Agro- Forestry) konularýnda kalkýnma yardýmý projeleri, Ekolojik alanda; Tür ve biyotop koruma, mühendislik biyolojisi, toprak bilgisi ve jeobotanik açýsýndan eksperlik, muhafaza ormanlarýnýn iyileþtirilmesi, atýk alanlarýnýn iyileþtirilmesi, aðaçlarla ilgili bilirkiþilik, aðaç bakýmý, yetiþme ortamý keþif ve etüdü, peyzaj planlama, yaban hayvanlarý amenajmaný, Yönetim ve mevzuat alanýnda; Doða koruma idareleri, yerel doða koruma daireleri, bölge planlama ve çevre hukuku, diplomatik görev, patent avukatlýðý, Bilim ve araþtýrma alanýnda; Ýklim araþtýrmalarý, kazý araþtýrmalarý, simülasyon ve model geliþtirme, en geniþ anlamda çevre araþtýrmalarý, Ýþletme düzeyinde; Amenajman, üretim planlamasý ve uygulamalarý, iþ organizasyonu ve analizi, iþ planlamasý, danýþmanlýk, iþletme yönetimi, orman yollarý planlama ve denetimi, makine ücretlerinin hesaplanmasý, Bilgi iþlem çalýþmalarýnda; Coðrafi bilgi sistemleri (GÝS) nin karmaþýk sorunlarýn çözümünde uygulanmasý, ölçme, hava fotoðraflarýnýn yorumlanmasý ve deðerlendirilmesi, uzaktan algýlama, küresel pozisyon belirleme sistemleri (GPS) nin kullanýlmasý, Sosyal-P Pedagojik alanda; Yetiþkinlerin eðitimi, çevre eðitimi, sosyal ampirik araþtýrmalar (anketler gibi), uzman habercilik olduðu görülmektedir.(Ý.Ü.Orman Fakültesi Akademik kurulun 16/7/2004 tarihli raporu) Ülkemizde de orman mühendisliði mesleðinin sýnýrlarýnýn çizilmesinde benzer düzenlemelere gidilmesi gerekmektedir. Avrupa Birliði bünyesinde mesleklerle ilgili olarak yürütülen çalýþmalar, birbiriyle baðlantýlý olarak mesleki yeterliliklerin tanýnmasý ve hizmetlerin serbestçe dolaþýmýnýn saðlanmasý þeklindedir. Bilindiði üzere, 24 Temmuz 2003 tarih ve 25178 mükerrer sayýlý resmi gazetede yayýnlanan Avrupa Birliði müktesebatýnýn üstlenilmense iliþkin Türkiye ulusal programýnýn, "Üyelik Yükümlülüklerini Üstlenebilme Yeteneði" ana baþlýðý altýndaki "Kiþilerin serbest dolaþýmý" bölümünde öncelik olarak mesleki niteliklerin karþýlýklý tanýnmasý yer almaktadýr. Mesleki niteliklerin karþýlýklý olarak tanýnmasýnýn temel unsurlarýndan birini "Düzenlenmiþ Meslekler" oluþturmaktadýr. Bir mesleðin edinilebilmesi, icrasý ve sürdürülebilmesi için gereken mesleki yeterliliklerin kanun ve ikincil mevzuatla düzenlenmiþ olmasý halinde söz konusu meslek "Düzenlenmiþ meslek" olarak tanýmlanmaktadýr. Orman Mühendisliði mesleðinin düzenlenmiþ meslek olmasý için, yasal çerçevesinin belirlenmesi gerekmektedir. O nedenle, Orman Mühendisleri Odasý olarak "Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanun" un çýkartýlmasýna özel bir önem verilmiþtir. Burada kýsaca meslek hak, yetki ve görevleri hakkýnda ki kanunla ilgili olarak bazý bilgiler vermek istiyorum. • Mesleðimizin faaliyet konularýna iliþkin görev alanlarýnýn sýnýrlarý belirlenmektedir. • Mesleki standartlarýn yükseltilmesi için mesleki pratik yapma ve sonunda sýnav esasý getirilmektedir. • Orman Mühendisliði mesleðinin serbest meslek mensupluðu ve serbest yeminli meslek mensupluðu bürolarý vasýtasýyla yapýlmasý saðlanacaktýr. • Ormancýlýk hizmetlerinin ormancýlýk ve orman ürünleri bürolarýndan satýn alýnarak yürütülmesinin önü açýlmaktadýr. Uluslar arasý ormancýlýk süreci, 1992 RÝO zirvesinden itibaren tüm Dünya ülkelerine çevresel boyutlu ve çok çeþitli önemli görevler yüklemektedir. Nitelik ve içerik itibariyle çok çeþitli olan bu görevlerin yerine getirilmesi için eðitilmiþ ormancý teknik elemanlara ihtiyaç bulunmaktadýr. Bu hizmetleri yürütecek Devlet kadrolarýnda yeterli nitelik ve nicelikte mühendis istihdam edilememektedir. Mühendis ihtiyacý oldukça had safhada olup, bu açýðýn hizmet satýn almak yoluyla kapatýlmasýnda bu yasa önemli bir rol oynayacaktýr. Nitekim 22-24 Aralýk 2005 tarihleri arasýnda Antalya'da yapýlmakta olan "Türk Ormancýlýðýnda, uluslar arasý süreçte acil eyleme dönüþtürülmesi gereken konular, mevzuat ve yapýlanmaya yansýmalarý" konulu sempozyum sonucunda ortaya çýkacak olan önerilerin hayata geçirilmesinde, Orman Mühendisliði Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði hakkýnda kanun önemli bir misyonu yüklenmiþ olacaktýr. 41 ORMANCILARIN KAÇIRDIÐI NOBEL Sami Yaþar ÖLÇER* Otuzaltý yýl görevden sonra emekli oldum. Þimdi artýk “geriye bakma” zamaný. Churcill “ne kadar geriye bakarsanýz, o kadar ileriyi görebilirsiniz” diyor. Bu sözü kiþilere, milletlere uygulayabilirsiniz. Tabii kurumlara da. Ben, geriye baktýðým zaman görüyorum ki “ormancýlar birbirlerini hiç tanýmýyorlar.” NEDEN BÖYLE? Rahmetli KAPANLI “dört genel müdürü birbirleriyle arkadaþ yapana kadar çok uðraþtým” demiþti. Eski Bakanlarýmýzdan Sayýn Vefa TANIR görevinin ilk günlerinde uðradýðý Konya Ýl Örgütünde “arkadaþlar, öyle bir yere düþtüm ki, herkes birbirinin aleyhinde” dediðini söylemiþlerdi. Ýþin kýsasý, birbirimizi tanýmýyor ve bunun tabii sonucu olarak sevmiyoruz. Sað iktidarlar “koministleri temizleyeceðiz” diye geldi, sol iktidarlar” faþistleri ayýklayacaðýz” diye. Oysa bu camiada ne kominist vardýr, ne de faþist. Ufak bir makam için, yurtta ayný odada kaldýðý arkadaþýný gammazlayanlarý gördüm. Ama bu “sevgi eksikliði” insanlarýn genel sorunu. Sýrf bizde deðil. Bunca dinler, bunca felsefeler buna engel olamamýþ. GENEL MÜDÜRLÜKLER Dört Genel Müdürlüðün üçünde (aðaçlandýrma hariç) görev yaptým. Orman Genel Müdürlüðünde “aslolan benim, diðerleri de kim oluyor” havasý hakimdir. Bir toplantýda Orman Genel Müdürü “sizinle sadece isim benzerliðim var, benim özel kanunum var” demiþti. 1980 yýlýnda, bir Bölge Müdürleri toplantýsýnda “Aðaçlandýrma Genel Müdürlüðü kapatýlsýn” kararý çýktý ve hemen uygulandý. Sebep iki Genel Müdür birbirlerini katiyen sevmiyorlardý. Aðaçlandýrmadan esirgenen paralar, þatafatlý törenlerle, Devlete kurumlar vergisi diye ödendi. ORKÖY’e satýþlardan verilmesi kanun emri olan paylar, neredeyse hiç ödenmedi. Dünyanýn artýk kestiðiyle deðil, koruduðu ile öðündüðü hep unutuldu, küçücük bir sahanýn milli park olarak ayrýlmasý için inanýlmaz uðraþlar verildi. Sevgisizliðin boyutlarýný görebiliyormusunuz? GELELÝM NOBEL’E Bu yýl Nobel Barýþ Ödülü “mikro kredi” uygulamasý ile Bengaldeþli Muhammet YUNUS’a verildi. “Mikro kredi” lafa size tanýdýk geliyor mu? Evet, doðru hatýrlýyorsunuz, bu ORKÖY’ün ta kendisi. Biz Türk Ormancýlarý, yýllardýr bu ülkede, neredeyse sýfýr faizle, binlerce orman köyünü ve köylüsünü ihya edelim. O’nu arýcý, balýkçý, sütçü, peynirci yapalým. Bunu kimseye, hatta kendi meslektaþýmýza bile anlatamýyalým, bunun binde birini bile yapan adam Dünya’nýn en büyük ödülünü alsýn. ORMANCILAR ORKÖY’Ü TANIR MI? Kesinlikle ve hiç tanýmazlar. Bunlardan birisi de bendim. ORKÖY’e tayin olunca gördüm ki, bu örgütü kuranlar müthiþ ileri görüþlü insanlarmýþ. Yapýlanlarý görünce hayran olmamak elde deðil. Bugün Karadeniz’de orman varsa bu, yýllarca býkmadan-usanmadan, buralara “dam örtülüðü” daðýtarak, civar ormanlarý eritip bitiren “pedavra-hartama” uygulamasýný bitiren ORKÖY sayesindedir. Türkiye’nin tavukçuluðu öðrenmesini saðlayan Mudurnu Tavukçuluk bir Orköy projesidir. Bursa’nýn köyleri, yýllardýr uygulanan inekçilik ve mandýra projeleri sayesinde Türkiye’nin en nefis peynirlerini yaptýlar ve kalkýndýlar. Orman köylüsünün, öncesinde üç kuruþa kapatýlan elmalarý, Orköy’ün “mikro kredisi”yle yapýlan soðuk hava depolarýnda beþ-on kat deðerlendi. Peki bunu kim biliyor? Hiç kimse. Milli Parklar Genel Müdürlüðü GEF-2 projesi kapsamýnda orman köylerinde daðýtýlacak kredi için kime baþvurdu dersiniz? 5000 dolar aylýkla, ömründe bir kuruþ kredi daðýtmamýþ bir Romen uzmana. Buna tüm uðraþmama raðmen engel olamadým. Sonuç ne mi oldu? Orköy’ün bu iþi yapabileceðini anlatamadýðým kiþi þu anda ORKÖY Genel Müdürü. Þimdi “Allahýn parmaðý yok” demez misiniz? KAPKAÇIN ÇÖZÜMÜ: ORKÖY Maliye Bakanlýðýnda bütçe hazýrlýklarý yapýyoruz. Orman Bakanlýðý bütçesi ile görevli, Türkiye’den habersiz uzman kardeþimiz bize döndü, “bu bütçe az diyorsunuz, bana biraz Orköy’ü anlatýrsanýz belki biraz arttýrabiliriz” dedi. Tam anlamýyla kan beynime çýktý. “Bak kardeþim” dedim, “Sen evlisin, tabiidirki eþinin kolunbilezikleri ve çantayý vardýr, eþinin yerlerde sürüklenerek bunlarýn alýnmasýný istemiyorsan bize para verirsin, bizim bütçeye bakarken yerlerde sürünen eþini düþün, bunun dýþýnda verilecek izahatým yoktur, çünkü Orköy budur.” Çok düþük maliyetle, o insanlarý açlýktan kurtarma ve yerinde tutma imkaný varken, sözüm ona mali istikrar adýna bu þansýnýzý kullanmazsanýz, bu sonuçta tüm topluma kapkaç olarak, gasp olarak geri döner. Ýþte ORKÖY budur. NOBEL BARIÞ ÖDÜLÜNÜN GERÇEK SAHÝPLERÝ Mikro kredi Nobel’likse bunun gerçek mucidi Türk Ormancýsýdýr. Orköy’u kuran Bakan Sabit Osman AVCI’yý ve kurucu Genel Müdürü Cavit DÝNÇEL’i þükranla anarým. Zamanýn genel müdürü Rahmetli Osman ÇAKIR’a “bu bütçeyle bu iþ olmaz, rakamlarýný iki ile çarp bana öyle getir” diyen Turhan KAPANLI’nýn dýþýnda bu iþi önem veren kimseyi tanýmýyorum. Ormancýlýðý, önce Bakanlarýmýz, sonrada Türkiye mutlaka anlayacaktýr. Buna inancýmý hiç yitirmedim. 42 * Orman Yüksek Mühendisi ISPARTA ÞEHÝR DERELERÝ VE GÖLCÜK GÖLÜ HAVZASINDAKÝ EROZYON KONTROLU VE AÐAÇLANDIRMA ÇALIÞMALARININ DÜNÜ - BUGÜNÜ - YARINI Abdullah ÞAHDUBAK*, Necati CENGÝZ* Akdaðýn kuzey batýsýnda yer alan ve Isparta Ýl merkezine 12 km. uzaklýkta bulunan Gölcük gölü havzasý; jeolojik yapýsý ve doðal sit görünümü ile eþsiz bir doðal kaynaktýr. Kraterin aðzýnda yer alan Gölcük gölü ve çevresindeki ekosistem muhteþem görünümü ile gönüllere huzur ve kalplere ferahlýk vermektedir. Pýrýl pýrýl göl yüzeyi ile sedir, çam ve yapraklý aðaçlarýn oluþturduðu peyzajýn doyumsuz güzellikleri insana yaþama sevinci vermekte ve doðanýn uyumlu güzelliði, insaný kendisine hayran býrakmaktadýr. Isparta ilinin sahip olduðu bu eþsiz doðal güzelliði oluþturan orman örtüsünün meydana getirilmesinde kimlerin alýn teri ve ayak izlerinin olduðu, havzalarda yapýlan çalýþmalarýn, dünü, bugünü ve yarýný göz önüne alýnarak bilgi sunulacaktýr. Yalnýz yazýmýzýn ana konusuna dönmeden önce Gölcük krater gölü hakkýnda özet bir bilgi verilmesinin yerinde olacaðý düþünülmüþtür. GÖLCÜK KRATER GÖLÜ Göller yöresinde yer alan göllerden birisi de gölcük krater gölüdür. Göl; 6684 hektar büyüklüðündeki "Gölcük Tabiat Parký" içinde yer almaktadýr. Gölün Isparta Ýl merkezine uzaklýðý, Yakaören köyü tarafýndan 12 km. ve Dere mahallesi tarafýndan ise 10 km. dir. Yakaören köyünden gelen yol asfalt kaplama, Dere mahallesi istikametinden gelen yol ise, kaplamasýz ham yoldur. Gölcük Gölü ve güney yamaçlarýnýn 1956 yýlý görünümü Gölcük Gölü ve güney yamaçlarýnýn 1999 yýlý görünümü 43 * Orman Yüksek Mühendisi Günümüzde Gölcük Gölü ve çevresi Göl, bir jeolojik oluþum olarak krater gölü olup, gölün çevresi volkanik kökenli kaldey katmanlarýndan oluþmaktadýr. Göl, volkanizma faaliyetleri sýrasýnda volkan merkezinin çökmesi sonucu, volkanýn aðzýnda meydana gelmiþtir. Kraterin etrafýndaki yamaçlarda görülen akýcý, yumuþak malzemeler volkan tüfüdür. Volkanizma faaliyetleri durmuþ olup, gölün güney batýsýnda yer alan Pilavtepe sönmüþ eski bir volkan konisidir. Volkanizma faaliyetlerinin son aþamadaki püskürmeleri sýrasýnda pomza taþlarý oluþmuþtur. Göl, güneybatýsýnda bulunan, 2271 rakýmlý Akdaða yaðan kar ve yaðmur sularýndan oluþan yer altý sularý ve havzadan gelen yaðýþ sularýyla beslenmektedir. Gölcük gölünün denizden yüksekliði 1378 metre ve alaný 0,92 km² dýr. Göl Isparta Ýl merkezine uzun yýllar içme ve kullanma suyu saðlamýþtýr. Derinliði hakkýnda kesin bir bilgi yok ise de, orta kýsmý ve krater aðzýnda derinliðinin 100 metrenin üzerinde olduðu tahmin edilmektedir. Aþýrý su alýmlarý nedeni ile su seviyesi olaðanüstü boyutlarda düþmüþ iken son yýllarda; Eðirdir gölünden Isparta il merkezine getirilen göl suyunun devreye girmesi sonucu, göldeki su alýmlarýnýn durmasý nedeniyle þu anda göldeki su seviyesi oldukça yükselmiþ ve yükselmeye de devam etmektedir. ISPARTA ÞEHÝR DERELERÝ VE GÖLCÜK GÖLÜ HAVZASINDAKÝ EROZYON KONTROLU VE AÐAÇLANDIRMA ÇALIÞMALARININ DÜNÜ: Isparta'nýn içinden geçen þehir derelerinin deðiþik tarihlerde taþmasý sonucu Ýl Merkezinde ve Isparta ovasýnda meydana getirdiði zararlar nedeni ile DSÝ Genel Müdürlüðünce Isparta Ýl Merkezine gelen Aðlasun ve Gökçay dereleri ile Gölcük gölünün durumu ile iliþkili olarak köklü bir inceleme ve araþtýrma baþlatýlmýþ, olup, bu çalýþmalara 9. Cumhurbaþkanýmýz Sayýn Süleyman DEMÝREL'in Genel Müdürlüðü döneminde hýz verilmiþtir. DSÝ Genel Müdürlüðünce Gölcük gölünden açýlan tünel ile Isparta Ýline 1954 yýlýnda sulama ve içme suyu getirildikten sonra göle gelen derelerin taþýdýklarý rusubatýn gölü doldurmasý da göz önüne alýnarak; Isparta þehir dereleri projesi düzenlemiþ olup, ayrýca 44 havzalarda yapýlacak aðaçlandýrma ve ulaþým yollarý için Orman Genel Müdürlüðünden izin istenmiþtir. Bu istem üzerine; Orman Genel Müdürlüðünden Müfettiþ Nurettin TÜRKÖZ, Ereðli Orman Fidanlýk Müdürü Ýbrahim CÝRELÝ, DSÝ Genel Müdürlüðünden Tomris ONAT ve Ýsmail YALÇIN'dan ibaret bir heyet oluþturularak, Gökçay ve Aðlasun derelerinin üst yaðýþ havzalarý ile Gölcük Gölü havzasýnda inceleme yapýlarak bir rapor düzenlenmiþtir.Bu raporda; su ve rüzgar erozyonunun önlenmesi için gerekli teknik ted- birlerin alýnmasý, sahalara gidecek ulaþým yollarýnýn yapýlmasý, hayvan otlatmacýlýðýnýn önlenmesi, kitre üretiminin durdurulmasý, sahada yapýlan tarým faaliyetlerine sýnýrlama getirilmesi, havzanýn sedir, çam ve yapraklý aðaçlarla aðaçlandýrýlmasý ve çalýþmalarýn bir teknik eleman gözetiminde yapýlmasý kararlaþtýrýlarak alýnan kararlar ilgili makamlara iletilmiþtir. Isparta'ya sulama ve içme suyu saðlayan Gölcük Gölünün rüzgar ve su erozyonu ile dolmakta olduðunun belirlenmesi üzerine Isparta þehir dereleri ve Gölcük gölü havzasýndaki erozyon kontrolu ve aðaçlandýrma çalýþmalarda önceliðin bu havzaya verilmesi uygun görülerek çalýþmalara 1956 yýlýnda baþlanmýþtýr.1969 yýlýna kadar havzada 580 hektar aðaçlandýrma ile 15 Km ulaþým yolu yapýlmýþ, ayrýca 1 adet geçici orman fidanlýðý ile 40 hektarlýk bir meyve bahçesi tesis edilmiþ, ayrýca havzadaki tarým arazileri de kamulaþtýrýlmýþtýr. Fidanlýðýn tesisinden sonra, baþlangýçta Bolu ve Eskiþehir Orman Fidanlýklarýndan saðlanan fidan miktarý azaltýlarak fidan ihtiyaçlarýnýn büyük bölümü bu fidanlýktan karþýlanmýþtýr. 1990 yýlýnda Pürenova'nýn kuzey yamaçlarý Bugün Pürenova'nýn kuzey yamaçlarý 45 Pürenova 1990 Pürenova 1999 Havzada yapýlan aðaçlandýrma çalýþmalarý bu aþamada genellikle göl çevresinde yer alan taban araziler ile gölün kuzey ve doðu yamaçlarýnda olmuþ, havzanýn püskürük malzemeden oluþan batý ve güney yamaç arazileri ile henüz yolu olmayan sahalarda çalýþýlmamýþtýr. Çalýþmalarýn ikinci aþamasýnda 1959-1968 yýllarý arasýnda Aðlasun ve Gökçay dereleri havzalarýnda erozyon kontrolu ve aðaçlandýrma çalýþmalarý yapýlmýþtýr.. Bu dönemde anýlan derelerin yukarý havzalarýnda 1273 hektar aðaçlandýrma gerçekleþtirilmiþ, 23 Km servis yolu, bir adet tersip bendi ile 1721 adet muhtelif eþik yapýlmýþ, sahalarýn etrafýna 13 Km. dikenli tel çekilmiþtir.Ayrýca bu çalýþmalarda kullanýlacak fidanlarý üretmek üzere 2 adet geçici fidanlýk kurulmuþtur. Her iki havzada yapýlan aðaçlandýrma çalýþmalarýnda genellikle karaçam, sedir, sarýçam ile yalancý akasya(salkým), akçaaðaç, diþbudak gibi türler kullanýlmýþtýr.Ayrýca orman yüksek mühendisi Ýbrahim CÝRELÝ o yýllarda Ýtalya-Sicilya Etna yanardaðýna yaptýðý teknik gezi sýrasýnda Gölcük ile benzer þartlarý taþýyan Etna'da kullanýlan ve erozyonu önlemede etkili olduðunu tespit ettiði sarýsalkým türüne ait tohumlarý þahsi bavulunda ülkemize getirerek Gölcük havzasýnda kullanmýþtýr.Ýlk görüþte katýrtýrnaðýna benzeyen bu tür uzun süre üzerinde kalan sarý çiçekleri ile güzel bir görünüm saðlamakta ve sahaya yayýlmaya devam etmektedir. Bu sahalarýn bakým ve korunmasý 1968 yýlýna kadar düzenli olarak DSÝ Genel Müdürlüðünce yürütülmüþtür. Bu çalýþmalara ilave olarak 1961 yýlýnda havzanýn bitiþiðindeki Milas su kaynaðýnýn çevresinde Orman Genel Müdürlüðünce "MÝLAS ÞEHÝR KORULUÐU" tesis edilmiþtir. Isparta Devlet Orman Ýþletmesi Müdürlüðüne ait Davras serisinde 1969 yýlýnda baþlatýlan Orman tahdidi çalýþmalarýnýn 1973 yýlýnda bitirilerek, 1974 yýlýnda kesinleþmesi sonucu proje sahalarýnýn tamamý Devlet Ormaný olarak tespit ve tescil edilmiþtir. 1990 yýlýnda, 3302 sayýlý yasa uyarýnca yapýlan 2/B uygulamasý ile daha önce DSÝ Genel Müdürlüðünce gölün güneyindeki taban arazide tesis edilen ve Isparta Belediyesince kullanýlan 39,9 hektarlýk elma bahçesi Maliye hazinesi adýna orman sýnýrlarý dýþýna çýkarýlmýþtýr. Anýlan elmalýk Isparta Belediyesince Maliye Bakanlýðýndan kiralanýlarak kullanýlmaya devam edilmektedir. 1982 yýlýnda DSÝ Genel Müdürlüðü, Orman Genel Müdürlüðü ile yapmýþ olduðu bir protokol ile aðaçlandýrma ve erozyon kontrolu çalýþmasý yaptýðý sahalarý Orman Genel Müdürlüðüne devretmiþtir. ISPARTA ÞEHÝR DERELERÝ VE GÖLCÜK GÖLÜ HAVZASINDAKÝ EROZYON KONTROLU VE AÐAÇLANDIRMA ÇALIÞMALARININ BUGÜNÜ: Proje sahalarý Orman Genel Müdürlüðü sorumluluðuna geçtikten sonra, sahalarda yapýlan ulaþým yollarýnýn durumu, aðaçlandýrma ve erozyon kontrolu yapýlan yerlerde tesis edilen ibreli ve yapraklý ormanlarýn yapýlarý, bu ormanlarda kar devirmesi ve kar kýrmasý olup olmadýðý, aðaçlandýrma ve erozyon kontrolu yapýlabilecek boþ alanlarýn ve tamamlanmasý gereken 1960'lý yýllarýn baþýnda Gölcük civarýnda topraðýn son bekçisi gevenin tahribatý 46 1990 yýlýnda Gölcük Gölü'nün batý yamaçlarý Bugün Gölcük Gölü'nün batý yamaçlarý yerlerin belirlenmesi, sahalarýn insan ve hayvan zararlarýna karþý güvenliði gibi konular araþtýrýlarak Isparta Orman Bölge Müdürlüðünce gerekli önlemler alýnmýþtýr. Mevcut ulaþým yollarýnýn tamir ve bakýmlarý yapýlmýþ, meþcerelerde kar kýrmasý ve devrilmesi sonucu oluþan devrik bireyler kesilerek temizlenmiþ, bunlara ek olarak sahalarýn insan ve hayvan zararlarýna karþý güvenliðini saðlamak üzere yeteri kadar bekçi ve orman muhafaza memuru görevlendirilmiþtir. 1983 yýlýnda, Gölcük gölünün kuzeybatýsýnda 18 hektar büyüklüðünde bir alan Orman Genel Müdürlüðünce B tipi orman içi dinlenme yeri olarak ayrýlmýþtýr. Sahanýn etrafý dikenli tel ile çevrilmiþ, piknik masalarý ve tanýtým levhalarý konmuþ, piknik ocaklarý, 2 adet tuvalet, muhteþem bir kýr gazinosu yapýlmýþ, bakým ve denetimi için bekçiler verilmiþ ve böylece dinlenme sahasý yöre halkýnýn hizmetine sunulmuþtur. Gölün güneybatýsýnda yer alan ve DSÝ Genel Müdürlüðünce dikim yoluyla getirilen 18 hektar büyüklüðündeki yalancý akasya(salkým) meþceresi "YALANCI AKASYA TOHUM MEÞCERESÝ" olarak ayrýlmýþ olup, ülkemizin deðiþik bölgelerinde yapýlan yalancý akasya(salkým) aðaçlandýrmalarýnýn tohum ihtiyacýný karþýlamaktadýr. Tohum meþceresinin alaný tecrit zonu ile birlikte 156 hektarý bulmakta olup, þu anda meþcerenin ortalama yaþý 40, orta boy 15m. ve orta çap 25-30 cm.yi bulmuþ durumdadýr. Sayýsýz ve doyumsuz güzellikleri olan Gölcük Krater Gölü ve çevresinin jeolojik özellikleri ve yörede yakýn zaman volkanizma faaliyetlerinin izlerini taþýyan sayýsýz oluþumlarýn bulunuþu bu doðal kaynaðýn korunmasýnýn ülkemiz ve Dünya mirasý için bir zorunluluk olduðu kanýsýna varan Isparta Orman Bölge Müdürlüðü bu gerçeði Milli Parklar ve Av Yaban Hayatý Genel Müdürlüðüne ileterek, 6684 hektarlýk alanýn "Tabiat Parký" olarak 05.07.1992 tarihinde tescilini saðlamýþtýr. Tabiat parký ile ilgili her türlü ormancýlýk hizmetleri düzenli olarak verilmektedir. Ayrýca tüm havzalarý kapsayacak þekilde yeni bir erozyon kontrolu ve aðaçlandýrma projesi hazýrlanmasý gündeme getirilerek, 1989 yýlýnda Isparta Orman Bölge Müdürlüðünce 4206 hektar büyüklüðünde "ISPARTA ÞEHÝR DERELERÝ EROZYON KONTROLU PROJESÝ" adý ile yeni bir proje hazýrlanarak uygulamaya konulmuþtur "ISPARTA ÞEHÝR DERELERÝ EROZYON KONTROLU PROJESÝ" uyarýnca 1989 yýlýndan günümüze kadar; Gölcük Gölü çevresi, Püren ovaya giden ve akýcý kumlarýn bulunduðu yolun alt ve üst yamaçlarý, Püren ova ve çevresindeki yamaçlar, Sala boðazý çevresi, Gelincik köyünün güneydoðu taraflarý, gölün güney ve doðu yamaçlarý, Gölcük boðazýnýn üstü, sað ve sol yamaçlarý Dere mahallesinden Gölcük gölüne giden kaplamasýz yolun alt ve üst yamaçlarý Karatepe ve çevresi, Darýderesi göletinin kuzeybatý yamaçlarý ve Akdaðýn kuzey yamaçlarý, özetle Ayazma'dan Gelincik köyüne kadar Isparta ilinin güney ve batý yamaçlarýnýn boþ olan bölümlerinde aðaçlandýrma ve erozyon kontrolu çalýþmalarý yapýlmasý planlanmýþtýr. Proje kapsamýna giren sahalarda; a. Arazi meylinin %40 dan az olduðu yerlerde toprak, MB trac 1100 mercedes 4x4 Traktörler ile þeritler halinde iþlenerek, iþlenen þeritlere çýplak köklü veya tüplü sedir ve karaçam fidanlarý dikilmiþtir. b. Arazi meyilinin %40dan fazla olduðu, ot örtüsü bulunan ve orta þiddette erozyona maruz kalan yerlerde, toprak 3m. aralýklarla, 70-80 cm geniþliðinde ve 30-40 cm. derinliðinde, iþlenerek iðne yapraklý fidanlar dikilmiþtir. c. Arazi meylinin %40 dan fazla olduðu ve hiç bitki örtüsü olmayan yerlerde, çalý destekli teras yapýlarak veya toprak iþlemesi yapýlmadan yalancý akasya dikilmiþtir. 47 d. Havzalarda tespit edilen oyuntular, kuru taþ duvar veya çalý destekli toprak bentler yapýlarak ýslah edilmiþtir. e. Çalýþma alanlarýnýn tamamý, büyük baþ ve küçük baþ hayvan geçiþlerine ve otlatýlmasýna kapatýlmýþtýr. Bugüne kadar yapýlan çalýþmalar hakkýnda bir fikir vermek amacý ile yýllýk olarak çalýþma yapýlan alan, dikim yapýlan alan, dikilen fidan sayýsý ve harcama miktarý aþaðýda tablo halinde gösterilmiþtir: Tesis Yýlý Çalýþma Yapýlan Dikim Yapýlan Dikilen Fidan Harcama Alan (Hektar) Saha (Hektar) Sayýsý (Adet) *$ Çalýþma Yapýlan Yerler 1989 500 500 700.000 1990 500 150 1.084.000 69.405 Gölcük gölünün güney ve batýsý ile Pürenova 1991 130 350 1.450.000 72.979 Binbirevler mahallesinin güneyi 1992 50 180 610.000 19.884 Gölcükboðazý deresi havzasý 1993 300 250 222.000 74.663 Gölcükboðazý deresi havzasý 1994 50 50 80.000 17.085 Dere mahallesi ile Andýk dere arasý 50 80.000 1996 300 300 320.000 111.195 Gelincik köyünün güney-batýsý 1997 550 450 835.000 172.658 Milas-Gölcük yolunun doðu ve batý yamaçlarý 1998 270 157 305.000 49.222 Andýk deresi civarý 213 340.000 38.096 300 366.000 98.431 Aðlasun beli civarý 350 420.000 21.096 3300 6.812.000 952.564 1995 1999 2002 300 2003 350 2004 Toplam 3300 127.564 Ayazma ile Gelincik Köyünün Güneyi 7.533 72.753 Aðlasun beli civarý * Yýllýk harcama tutarý;Tük Lirasý cinsinden yýllýk harcama miktarýnýn, o yýlýn 1 temmuz tarihindeki Merkez Bankasý ABD dolarý döviz alýþ fiyatýna bölünmesi ile bulunmuþtur. Tüm havzalarda yapýlmasý gereken çalýþmalar þu anda bitirilmiþ olup, yine de aktif erozyonun görüldüðü yerlerde erozyonla mücadele çalýþmalarýna küçük programlar halinde devam edilmekte ve tüm sahalarýn koruma hizmetleri özenle sürdürülmektedir. ISPARTA ÞEHÝR DERELERÝ VE GÖLCÜK GÖLÜ HAVZASINDAKÝ EROZYON KONTROLU VE AÐAÇLANDIRMA ÇALIÞMALARININ YARINI Devlet Su Ýþleri Genel Müdürlüðü ile Orman Genel Müdürlüðü çalýþanlarýnýn, büyük emek ve gayreti ile büyük paralar harcanarak kazanýlan ve bu günlere getirilen bu güzel kaynak; Isparta halký ve Isparta Orman Ýdaresince özenle korunup gözetilmelidir. Sahalardaki koruma ve denetim hizmetleri sürdürü- lürken, aþaðýda belirtilen hususlarýn da göz önüne alýnmasýnda yarar olacaktýr. 1. Volkan tüflerinden oluþan akýcý yamaçlarýn güvenliði için bu yerlerde insan ve özellikle hayvan dolaþmasýna izin verilmemelidir. Görülen kayma ve oyuntularla mücadele çalýþmalarý sürdürülmelidir. Proje sahalarýnda belirlenen baþarýsýz yerlerde mutlaka tamamlama dikimleri yapýlmalýdýr. 2. 1990 yýlýnda Orman Kadastro Komisyonunca Maliye hazinesi adýna orman sýnýrlarý dýþýna çýkarýlan 39.9 Hektar büyüklüðündeki elmalýðýn Milli Emlak Genel Müdürlüðünden tahsisi saðlanarak; sedir ve çam fidanlarý ile aðaçlandýrmalý ve böylece saha bütünlüðü saðlanmalýdýr. Her yýl elma bahçesinde yapýlan kimyasal ilaçlamalar nedeniyle göl sularýna karýþmakta olduðu belirlenen büyük miktarda ki toksik maddelerin zararýndan göl sularý da kurtarýlmalýdýr. Ayrýca Dere mahallesinden Gölcük gölüne giden, su ve rüzgar erozyonuna neden olan kaplamasýz ham yol mutlaka asfaltlanmalýdýr. 3. Tabiat Parkýnýn giriþine; Süleyman Demirel Üniversitesi ilgilileri ile iþbirliði yapýlarak yörenin jeolojik özelliklerini ve yapýlan çalýþmalarý içeren tanýtýcý bir levha dikilmeli ve gölün çevresindeki volkanik kökenli kaldey katmanlarýnýn bulunduðu yerlere ziyaretçilerin araçsýz olarak gidip görmelerine, þartlarý belirlenerek izin verilmeli ve böylece yörenin tanýtýmý saðlanmalýdýr. 4. Tabiat Parký ve özellikle orman içi dinlenme yerinin güvenliði ve geleceði için yönetimi mutlaka orman idaresinin sorumluluðunda olmalý, ayrýca orman içi dinlenme yeri daha iþlevsel ve cazip hale getirilmelidir.. Havzalarda yapýlan bilinçli ve baþarýlý erozyon kontrolu ve aðaçlandýrma çalýþmalarý sonucu, yeniden doðal denge oluþmuþ ve orman eko sistemi ortaya çýkmýþtýr. Büyük emek ve masraflarla dengesine kavuþturulmuþ olan ekosistemin tekrar bozulmamasý için koruma hizmetlerine etkin þekilde devam edilmelidir. Büyük emek ve paralar sonucu oluþturulan yeþil örtü (orman varlýðý); bir doðal kaynak olarak, yaðýþlarýn düzenli þekilde oluþmasýna, su rejiminin düzenlenmesine, ýsý ekstremlerinin dengelenmesine, su ve rüzgar erozyonunun önlenmesine büyük katkýsý olup orman dediðimiz doðal kaynaðýn bu iþlevleri bilim dünyasýnca da kanýtlanmýþtýr Bu havzalarda yapýlan erozyon kontrolu ve aðaçlandýrma çalýþmalarýnda emeði geçen tüm güzel insanlardan; yaþayanlara Allah'tan uzun ömür, ölenlere rahmet diler; hepsine minnet ve þükranlarýmýzý sunarýz. 48 KÜRESEL ISINMAYA KARÞI DÜNYAMIZIN SÝHÝRLÝ SESSÝZ VE DUMANSIZ FABRÝKALARI ORMANLARIN ÖNEMÝ Burhamettin ÞEÇKÝN* Sayýn Okurlar, KÜRESEL ISINMANIN dünya gündeminin ilk sýrasýna yerleþmesi paralelinde sanýrým DÜNYA ÖNDE GELEN GÜÇLERÝ iki binli yýllardan itibaren Sorumsuzca kirlettiðimiz çevrenin HAVA-SU ve TOPRAK’an oluþan üç temel unsurunun korunup - temizlenmesi yönünde geçte olsa biraz daha ciddiyetle çareler arama sürecini baþlatmýþ bulunmaktadýr. Bu yazýmda, TEMÝZ ÇEVRENÝN YARATILMASINDA BAÞ ROLÜ ÜSTLENEN ve her yýl 21 Marttan itibaren baþlatýlan DÜNYA ORMANCILIK HAFTASI nedeniyle ön plana çýkarýlmaya çalýþýlan ORMANLARIN ÖNEMÝNÝ burada gücüm bilgim nispetinde ortaya koymaya çalýþacaðým. Hepimizin 1980’li yýllardan itibaren bu yana izlemeye baþladýðý teknolojik geliþmeler uzayla ilgili araþtýrmalar, uydu kullanýmý bilgisayar - internet aðý - genel anlamda iletiþimdeki patlamalar, inanýn bencilen emeklilerin algýlayamadýðý seviyelere ulaþmýþ bulunmaktadýr. Böylesine geliþen TEKNOLOJÝK kazanýmlarý takdirle -hayretle karþýlamakla birlikte; inanýyorum ki dünya bilimcileri talebe- liðimizde öðrendiðimiz- ORMANLARIN BÝTKÝLERÝN saðladýðý FOTOSENTEZ olayýný, Daha açýk bir ifadeyle daima kirlenen havadaki KARBONU bünyesine alarak yaþamýn BAÞ-TAÇ þartý olan OKSÝJENÝ serbest býrakan dünyanýn sessiz fabrikalarý ORMANLARIN bu görevini üstlenecek bir mekanizmayý inanýyorum ki DÜNYA BÝLÝMÝ hiçbir zaman ortaya koyamýyacaktýr. Ýþte burada yaratýcý ÝLAHÝ GÜCÜN KUDRETÝ daha da iyi anlaþýlýyor. Bilindiði gibi, kültürümüzde bitki ve ormanla ilgili son derece yanlýþ diyebileceðimiz bazý ifadeler bulunmaktadýr. Örneðin hiç lezzet ve tat alamadýðýmýz bir yiyeceðe “OT GÝBÝ” deyiveririz. Yine baþka bir örnek; Bir kiþi kabalýk yaptýðýnda, zaman zaman insanlarýn aðzýnda “YUH ORMANDAN MI GELÝYORSUN” diye sözlü tepki verilir. Sanýrým, aþaðýda ortaya koymaya çalýþacaðým ORMANIN VE BÝTKÝLERÝN neler yaptýðýný nelere kadir olduðunu belirten bilgiler deðer- 49 * Orman Yüksek Mühendisi lendirildiðinde, OTA, BÝTKÝLERE VE ORMANA KARÞI YUKARIDAKÝ ÝKÝ ÖRNEKTE BELÝRTÝLDÝÐÝ GÝBÝ AÞAÐILAYICI SÖZLERLE, SON DERECE DE SAYGISIZLIK YAPTIÐIMIZI SÖYLEMEKTEN KENDÝMÝZÝ ALAMAYACAÐIZ. Özbir ifadeyle; ormanlar ve bitkiler yer küre üzerinde yaþamýn sürdürebilmesi açýsýndan son derece önemli doðal kaynaklardýr. ÞÖYLE KÝ; ARAÞTIRMA BULGULARINA GÖRE; ORMANLIK alandaki YAÐIÞ MÝKTARI, step yani bitki örtüsünden yoksun alana göre en azýndan %50 daha fazladýr. ORMANLAR gücü ve yoðunluðuna göre hektar baþýna (10.000 M2) yýlda 3-6 ton KARBONU bünyesine toplarken, 8-13 ton oksijeni havaya býrakýrlar. ORMANLAR, iklim deðiþikliðine neden olan KÜRESEL ISINMANIN etkisini (sera etkisi) fotosentez yoluyla azaltýr. Yani; yerküredeki oluþan sera etkisi (ýsýnma) doðaya salýnan karbondioksitin, bitkiler ve ormanlar tarafýndan emilenden daha fazla olmasý durumunda artmaktadýr. Bu nedenle kötü gidiþata yegane çare ORMAN ÖRTÜSÜNÜN öncelikle korunup olabildiðince arttýrýlmasýdýr. 100 yaþýndaki bir KAYIN AÐACI saatte 1,7 kg. OKSÝJEN ÜRETÝR. Bu da 72 kiþinin bir saatlik OKSÝJEN ihtiyacýný karþýlar. Yine ayný aðaç saatte 2,3 kg. KARBONDÝOKSÝT kullanýr. Bu da 40 kiþinin bir saatte çýkardýðý KARBONDÝOKSÝT miktarýna eþittir. Bir hektar (10.000 m2) ÇAM ORMANI yýlda 3040 ton KAYIN ORMANI 68 ton tozu süzer-filtre eder. ORMANIN hava kirliliðinin önlemesine örnek olarak, kent merkezindeki bir litre hava da 18370 adet, aðaçlýk bir caddede 3830 adet, kent parkýnda 1130 adet TOZ ve ZERRE bulunduðudur. ORMAN havasýnýn KENT havasýna oranla %9099 daha az TOZ TAÞIDIÐI saptanmýþtýr. ORMANLAR, toprak altý ve toprak üstü yapýlarýyla tüm canlýlarýn yaþam ortamýdýr. ORMAN ÖRTÜSÜ, yaðýþlarý toprakta depolayarak, kökleriyle de topraðý kucaklayarak (Ona analýk yaparak) toprak taþýnmasýný tarým arazilerine göre ortalama 20 kat azaltýr. ORMANLAR yaðýþlarý depolamasý nedeniyle de su kaynaklarýmýzý devamlý düzenli olarak beslemektedir. ORMANLAR, havadaki tozun %80’nini tutarken GÜRÜLTÜ KÝRLÝLÝÐÝNÝ’de þiddetine göre %60-80 azaltýr. ORMANLAR, rüzgarýn hýzýný en azýndan % 50 keserek gece - gündüz ve mevsimler arasýndaki sýcaklýk farkýný azaltýr. Böylece yayýlýþ yaptýklarý yerlerde, nemli bölgeler iklimler yaratýrlar. Yaz sýcaklýðýný 8-15 derece düþürürler ve kýþ sýcaklýðýnda 2-4 derecede yükseltirler. YAPRAKLI ORMANLARDAKÝ gündüz sýcaklýðý, ÇAM ORMANLARINDAKÝ’ne nazaran 7 derece daha düþüktür. YAPRAKLI ORMANLARIN OKSÝJEAN üretimi ÝBRELÝ ORMANLARA nazaran daha fazladýr. Dolayýsýyla yapraklý ormanlar daha da dinlendiricidir. AÐAÇLAR; kuþlara yuva olurken, kuþlar da ormanlara zarar veren böcek ve kurtlarý yiyerek ormaný korurlar. Bir hektar (10.000 m2) ORMANIN 15 santim kalýnlýðýndaki topraðý içinde 10 ton mikro organizma, 10 ton mantar, 4 ton solucan, 17 kilo böcek bulunduðu saptanmýþtýr. Bu canlý varlýklar faaliyetleriyle adeta TOPRAÐIN ÝÞÇÝLERÝ gibi hizmet yaparak topraðýn verimliliðini saðlarlar. ORMANLAR, üzerinde bulundurduðu aðaç, aðaçcýk ve bitki çeþitliliðinin yaný sýra çeþitli yabani hayvanlarýyla, kuþlarýyla, böcekleriyle ve toprak içinde bulundurduðu çok çeþitli canlý varlýklarýyla, adeta ÝNSANLIÐA mesaj veren DOÐAL DENGE ÝÇÝNDE, ÖRNEK BÝR YAÞAM BÝRLÝÐÝ gösterirler. Ülkemizin %76’sý orta ve þiddetli EROZYON TERÖRÜYLE karþý karþýyadýr. Akarsularýmýzla denizlere akan toprak miktarý yýlda 1,5 milyar tondur. Ülkemizin %26’sý ormanlýk olup, bunun %54’ü vasýfsýz bozuk niteliktedir. Süratle bu bozuk ormanlar iyileþtirilerek, çok yönlü fonksiyonlarý yerine getirecek üretken orman varlýðýmýzýn dünya standartlarýna göre %30’larýn üzerine çýkarýlmasý gerekmektedir. ORMANLARIN BÝTKÝLERÝN insanlýðýmýz açýsýndan önemi daha da saymakla bitmeyecektir. Öz bir deyiþle; ARTIK DÜNYANIN SÝYASÝ OTORÝTELERÝ VE BÝLÝM ADAMLARI; ÇEVRENÝN TEMÝZÝ, BÝLÝMÝN YENÝSÝ, TEKNOLOJÝNÝN GELÝÞÝMÝ DOÐRULTUSUNDA ÖNCELÝÐÝ DAHA FAZLASIYLA ÇEVRENÝN TEMÝZLÝÐÝ ÜZERÝNE YOÐUNLAÞTIRMALIDIRLAR. Açýkçasý bu yönde yapýlacak ÝÞ Çok...! Ama hiç de kaybedilecek ZAMANIMIZ YOK. Benzetmede hata olmaz ise; nasýl ki abdestsiz namaz olamayacaðýna göre, ORMANSIZ VATAN DA DÜNYA DA YAÞANABÝLÝRLÝK AÇISINDAN ADETA CEHENNEMDEN FARKSIZ OLACAKTIR. Esenlikler dileði ile. 50 KABLOSUZ UZAKTAN GÖRÜNTÜLEME SÝSTEMLERÝ Çelebi YILDIZ* Günümüzde teknoloji çok geliþti. Dijitalleþme dünyayý hýzla saran bir akým ve bu akýmdan etkilenmeyen sektör yok denecek kadar az. Bu geliþen teknolojiden Orman sektöründe çalýþanlar olarak nasýl faydalanýlabiliriz? Bu ürünlerden bir tanesi kameralar. Artýk her yerde görmeye baþladýðýmýz hýrsýz alarm, yangýn güvenlik sistemleri, güvenlik kamerasý, gizli kamera sistemleri, uzaktan internet izleme sistemlerini, Emniyet teþkilatýnýn, askeri kuruluþlarýn,fabrikalarýn, iþ merkezlerinin,hatta alelade bir markette dahi kullanýlan bu makineler, sahipleri orada deðillerken bile onlarýn gözü kulaðý oluyorlar. Ýnsanlar bu sistemlerle yabancý bir ülkeye tatile gittiklerinde bile evine giren hýrsýzý ev sahibine haber verip polise yakalatabiliyor. Gelelim kameralarýn mesleðimizle ilgili kullaným yerlerine. Bize en uygun olan kamera türü IP kameralardýr. IP kameralarýn özelliði hiç bir kablo olmadan internet ortamýndan görüntüleri aktarabilmesi ve radyo dalgalarý sayesinde iletiþim kurabilmesidir. Uygun bir yere konuþlandýrýlan anten vasýtasýyle 45 Km uzaklýða kadar yayýn yapýlabilmekte ve ikinci bir antenle yön deðiþtirilip yada ayný yönde ikinci 45 Km'lik bir kapsama alaný oluþturulup geniþleyebilmektedir. Anten ve kamera arasýnda kurulan að sayesinde bu kameralar görüntünün yanýnda bize çeþitli imkanlarda sunmaktadýr. Ýlk önce bir kontrol merkezimiz olsun. Burasý þeflik binasý yada müdürlük binasý olabilir. IP Kameralarý bu merkezlerden 360 derece saða sola, 90 derece yukarý aþaðý hareket ettirebilme imkanýna sahip olacaðýz. Ayrýca kameramýzýn kalitesine göre dürbünlerimizden daha kaliteli bir görüþ imkaný ile istediðimiz noktalara odaklanma imkanýmýz olacaktýr. Bu kameralarýn bize sunduðu gece görüþ ve termal görüntü özellikleri de cabasý. Kameralar ister elle ister kendi belirleyeceðimiz noktalar üzerinden hareket edebilmekte, devriye gezebilmektedir. Ayný anda bir paket program için 16 kamera tek ekran üzerinden izlenebilmekte ve bu görüntüler basit bir bilgisayara aylarca kaydedilebilmektedir. Bu görüntüleri geçmiþ bir zaman dilimini izlemek istediðimizde arþivden tarih saati ve dakikasýný seçmemiz yeterli olmaktadýr. Tarih ve zaman bir band olarak görüntü kenarýndan göründüðü için bu kayýtlar mahkemelerde bir delil olarak kullanýlabilmektedir. Kameralarýn özelliði bu kadarla da bitmiyor. 100 dolarlýk basit bir IP kamera bile ayarladýðýmýz hassasiyet derecesinde görüntüdeki deðiþikliklerde, sesli olarak kontrol merkezini uyarýyor, belirttiðimiz cep telefonlarýna mesaj çekiyor görüntünün fotoðrafýný çekip cep telefonuna yada mail adresine gönderiyor. Buradaki görüntü bir insan, araba, kamyon veya duman olabilir. 51 * Orman Mühendisi Kontrol merkezlerinin sayýsý artýrabiliyoruz. Mesala müdürlük merkezine bir tane, bölge müdürlüðüne bir tane, genel müdürlük merkezine bir tane hatta yurt dýþýnda herhangi bir ülkeye bile bir tane kurabiliriz. Dünya üzerinde internetin ulaþtýðý her yerden bu görüntüleri alabilir ve kameralarý kontrol edebiliriz. Kameralarýn kimler tarafýndan kullanýlabileceði yetkili tarafýndan þifrelenip kiþilere göre derecelenebilmektedir. Görüntüler internet sitelerinde yayýnlanabilmektedir. Mesela yanan orman alanýnýn söndürme iþlemleri, aðaçlandýrýlmasý yada teþkilatýmýz tarafýndan 52 yapýlan diðer çalýþmalar canlý olarak kamuoyuna izletilebilmektedir. Yaban hayatý ile ilgili bölümlerde hayvanlarýn korunmasý, sayýlarý, günlük yaþantýlarý hakkýndaki film ve fotoðraf görüntülerine kolaylýkla sahip olunabilecektir. Ýnternet yayýnýn alýnmasýnda antenlerden baþka bir kaç seçenek daha vardýr. Bunlar uydu yayýný ve cep telefonu þebekeleridir. Görüntülenmesini istediðimiz arazi þartlarýna göre üç metotta kombine bir þekilde kullanýlabilmektedir. Ýnternet yayýný olmadan sistemi kapalý devre olarak kullanma þansý vardýr. Görüntüler bilgi iþlem sistemine ulaþabilir, kaydedilebilir. Alarm sistemlerinden faydalanýlabilir. Kameralar genellikle 24 Volt elektrik ile çalýþýyor. Bu ihtiyacý en iyi karþýlama yolu güneþ enerjisi. Güneþ enerjisi panellerini bir güç kaynaðý ile besleyerek gündüz ve gece kameranýn ihtiyacý olan enerji saðlanmýþ olur. Arazide kameralarý koyduðumuzdaki en büyük sorunumuz aletlerin korunmasý olacaktýr. Bunu aþmak için bazý önlemler alýnabilir. 1- Kameralarý genelde zirve noktalara koymaya öncelik vermeliyiz. 2- Kameralarý yüksek bir platforma koymalýyýz. 3- Kameralar zaten çevreyi kayýt altýnda tuttuklarý için tehlikenin sebebi belli olacaktýr. 4- Kameralarýn enerji çýkýþýndan faydalanýlarak istenildiði zaman platforma yada çevresindeki koruma tellerine kendi ürettiðimiz elektirikten verme þansýmýz olacaktýr. 5- Kameralar bir kasko þirketi ile anlaþýlýp kasko yaptýrýlabilir. Maliyet hesabý yaptýðýmýzda örneðin kameramýzý þefliðimizde 45 Km uzaða koysak, hareket edebilen zoom yapabilen en kaliteli kamerayý kullansak platform, güneþ enerjisi panelleri, güç kaynaðý, bize maliyeti 10000 ytl civarýnda olmaktadýr. Bu görüntü için 100 dolarlýk basit kameralar kullanýldýðýnda elektrik ihtiyacý da azalacaðý için 1000 ytl kadar düþmektedir. Bu kameralarý yangýn kulelerine kurduðumuz zamanki artýlarýmýzý düþünelim. 1- Kulede bulunan iki adet iþçiden tasarruf etmiþ olacaðýz. 2- Görüntü kayýtlarý sayesinde eskiden olmuþ olayýn baþlangýcýný izleyip kim, ne zaman yaptý gibi sorularýn cevabýný bulup mahkemelere delil sunabileceðiz. 3- Kaçakcýlýðýn tespit edilmesi ve gerekli yerlerin haberdar edilmesinde çok büyük faydalarý olacaktýr 4- Yasaklanan ormanlýk alanlarýn giriþ çýkýþýn kontrolünde rahatlýkla kullanýlabilecektir. 5- Ýnternet telefonundan yararlanýlabilecektir. 6- Ufak bir anten sayesinde arazi araçlarýnda görevliler bir diz üstü bilgisayar ile arazide internete girebilecek, faks, telefon gibi ihtiyaçlarýný karþýlayabilecektir. 7- Basit meteorolojik aletler sayesinde rüzgarýn hýzý, yönü, hava sýcaklýðý anýnda görülebilecektir. 8- Kulelerde mevcut güneþ enerjisi panellerini kameramýza elektirik saðlanmasýnda masraf yapmadan kullanabiliriz. Tüm bu faydalarýn maliyeti iki adet kule bekçisini bir yýllýk masrafýndan daha aza gelmektedir. Kamera sisteminin uygulamasý Konya Orman Bölge Müdürlüðü, Konya Orman Ýþletme Müdürlüðü, Akþehir Orman Ýþletme Þefliðinde yapýlmýþtýr. Kamera görüntüsünün izlenebilmesi için: http://85.104.109.41:82 adrese internetten girilerek kullanýcý adý aksehýr þifre kýsmýna da 12345678 yazarak kameranýn görüntüsüne ulaþýlabilir. Mesleðimizin ve camiamýzýn toplumda deðer görebilmesi için ilk önce kendimizi çalýþmalarýmýzla topluma tanýtmamýz, kabul ettirmemiz gerekmektedir. Genellikle çalýþma alanlarýmýz gözden uzak yerlerdir. Çalýþmalarýmýzýn sonucunun gözle görülebilmesi yýllar sürer. Kendimizi kamuoyuna tanýtabilmemiz mesleðimizin önemini, güzelliklerini, zorluklarýný, sorunlarýmýzý gösterebilmemiz için teknolojinin nimetlerinden faydalanmamýz þarttýr. Sesimizi duyurabilmemiz, hak ettiðimiz ilgiyi görebilmemiz için kameralar güzel bir fýrsat olacaktýr. 53 AB’NÝN UYGULADIÐI TEÞVÝK POLÝTÝKALARI Caner BENLÝ* GÝRÝÞ Türkiye için, Avrupa Birliði ile bütünleþme, dünya katma deðerinden daha fazla pay alma, ekonomik olarak daha büyük bir güç haline gelme, makro ekonomik istikrarý saðlama, geliþmiþ ülkeler seviyesine ulaþmak gibi tüm hedefler aslýnda AB tam üyeliði için gereken Kopenhag Kriterleri ile birebir örtüþmektedir. Tam üyeliði hýzlandýracak büyük bir þans mevcuttur. Baþka bir deyiþle, Türkiye'nin AB üyeliði için atacaðý her adým, bu hedeflere ulaþýlmasýna yardýmcý olacaktýr. Kopenhag zirvesinde öngörülen tüm siyasi, ekonomik ve üyelik için gerekli tüm þartlar; demokrasi, insan haklarý ve hukukun üstünlüðü gibi þartlarýn yerine getirilmesine baðlýdýr. Türkiye'nin ekonomik kriterleri uygulama konusundaki geliþimi yadsýnamaz bir gerçektir. Makroekonomik dengesizlikler sürmesine karþýn, düzgün iþleyen bir piyasa ekonomisine ulaþma yolunda olumlu geliþmeler rahatça gözlenebilir. Ayrýca, makro ekonomik istikrara ulaþmak için baþlatýlan sürece ve reformlara net bir þekilde uyulduðu çok açýk gözlenmektedir. AB üyeliðinde temel koþulun taraflar arasýndaki gümrük birliði olduðunu ve Türkiye'nin bunu halihazýrda yerine getirdiði düþünüldüðünde, üyeliðin AB-Türkiye arasýndaki ticaretin hacmi ve yapýsýnda önemli deðiþikliklere yol açmayacaðý söylenebilir. Türkiye'nin önündeki problemler gümrük birliðinden ziyade, makro ekonomik istikrar, sanayinin yapýsý, iç talep ve ihracata dönük üretim potansiyeli konularýdýr. Türkiye'nin önkoþulsuz olarak ve diðer aday ülkelerle eþit þartlarda deðerlendirilmesi 10-11 Aralýk 1999'da Helsinki' de geçekleþen Avrupa Konseyi zirvesinde olmuþtur. Bu tarihten sonra Türkiye katýlým stratejisinden, mali ve teknik desteklerden yararlanmaya baþlamýþtýr. AB'NÝN UYGULADIÐI TEÞVÝK POLÝTÝKALARI Türkiye'nin adaylýðý ve önkoþula uymadan diðer adaylarla eþit koþullarda deðerlendirilmesi 10-11 Aralýk 1999 günü Helsinki'de gerçekleþtirilen Avrupa Konseyi zirve toplantýsýnda oluþmuþtur. Türkiye-AB Ýliþkileri açýsýndan bir dönüm noktasý da 12-13 Aralýk 2002 günlü Kopenhag zirvesidir. Ülke adýna bu olgu iki boyutta irdelenebilir. Ýlki, katýlým müzakerelerinin baþlatýlmasý için alýnacak kararýn 2004 yýlý Aralýk ayýna býrakýlmýþ ve bunun siyasi kriterlere uyumda gösterilecek baþarýya baðlanmýþ olmasýdýr.Ýkincisi ise taraflar arasýnda anlaþma saðlansýn ya da saðlanmasýn, Güney Kýbrýs'ýn diðer 9 aday ülke ile birlikte 1 Mayýs 2004 gününe göre AB üyeliðinin onaylanmasýdýr. AB'ye uyum konusunda her alanda yoðun çalýþmalarýn sürdürülmesi, bu baðlamda, yeni yasalarýn çýkarýlmasý,bazý yasalarda deðiþikliðe gidilmesi,çok sayý- da idari düzenleme kaçýnýlmazdýr. 2004 yýlýnda düzenlenen ilerleme raporu ve yýl sonunda gerçekleþtirilecek zirve toplantýsý ýþýðýnda Ülkemiz ile AB arasýndaki tam üyelik için karar alýnmasý durumunda ne olursa olsun 10 aday ülkenin katýlým müzakerelerini tamamlama sürecine bakýldýðýnda 2010 yýlýnýn en erken tarih olacaðý öngörülmektedir. Bu süreçte 10 aday ülkeye göre ülkemizin avantajý uygun yasalarýn 2007 yýlýnda büyük ölçüde tamamlanmasý düþünülebilir. Buna karþýn dezavantajý ise aday ülkelere yasal çerçevede saðlanan önemli maddi ve teknik yardýmlarýn bugüne dek Türkiye'ye benzer ölçüde verilmeyiþidir. Gümrük Birliði (GB) sonrasýnda geçen yýllara bakýldýðýnda ithalatýmýzýn ihracattan hýzlý arttýðý gözlenmekle birlikte, ithalattaki artýþýn iç ve dýþ makro ekonomik geliþmelere baðlý seyir izlediði, özellikle ekonominin daraldýðý dönemlerde ithalatta paralel düþüþlerin yaþandýðý, ekonomik büyümenin canlandýðý dönemlerde ise ithalatta paralel geliþmelerin olduðu görülmektedir. Bu durum esasen Türkiye'nin ithalatýnýn üretim ve ihracata dönük ara ve yatýrým mallarýndan oluþmasýnýn bir sonucudur. Öte yandan , Ýhracatýn GB ertesinde beklenen sýçramayý gerçekleþtiremediði gözlenmektedir. Bu geliþmede büyük ölçüde Uluslar arasý piyasalarda yaþanan mali krizlerin etkisiyle, dýþ pazarlarýn daralmasý ve rekabet koþullarýnýn aðýrlaþmasýnýn önemli payý olduðu gibi, özellikle son yýllarda Türkiye'de döviz kuru, faiz ve yatýrýmlar bakýmýndan yaþanan olumsuz geliþmelerin de payý olmuþtur. Diðer taraftan ticarette benzer geliþmeler Ýspanya ve Portekiz gibi Türkiye ile benzerlik arz eden ancak ekonomileri AB ile tamamlayýcý nitelikte olan ülkelerin AB'ye entegrasyon sýrasýnda da tecrübe edilmiþtir. Ticaret yaratýcý ve saptýrýcý etkiler bu ülkelerde daha çarpýcý þekilde ortaya çýkmýþtýr. Söz konusu ülkelerin AB'ye üye olduklarý dönemde ithalatlarýnda önemli artýþ gözlenirken ticaret dengesi ve ticaret hadleri bu ülkeler aleyhine geliþmiþtir. Birliðe üye ülke ekonomilerinin birbirleri ile benzer özellik taþýmamasý, birbirlerinin tamamlayýcýsý yani karþýlaþtýrmalý üstünlük yapýlarý itibari ile farklý olmalarý halinde statik etkilerin verimlilik ve refah açýsýndan olumlu sonuçlar doðurmasýnýn beklendiðidir. Bu durumda, maliyet yapýlarýnýn dünya fiyatlarýna yakýn olmasý koþulu ile GB'nden elde edilen kazanç artmaktadýr. Türkiye ile AB arasýndaki GB, Türk Dýþ ticaretindeki serbestleþme sürecine yeni bir ivme kazandýrarak, Türkiye'nin dünyanýn önemli bir kýsmýna karþý ticari anlamda açýlma sürecini hýzlandýrdýðý ve gelecekte dýþ 54 Ýþletmeci. ticari iliþkilerini þekillendirecek yeni bölgesel yapýlanmalarýn temellerini attýðý görülmektedir. Bugüne kadarki geliþmeler, yürürlüðe girmesinden itibaren Türk sanayini yoðun uluslararasý rekabet ile karþý karþýya býrakan GB'nin,ayný zamanda ülkemizin yeni dünya düzeni ile entegre olmasýný saðlayacak zorlayýcý bir süreci de baþlattýðýný göstermektedir. Sektörlerimiz de bu doðrultuda dinamik yapýlarý ve üretimdeki esneklikleri sayesinde rekabet ortamýna uyum saðlayabilmiþlerdir. Ayrýca AB'den mali yardým alýnmadan baþarýlmýþ olmasý Türk ekonomisinin dinamizmini ve ekonominin rekabet gücünün önemli bir göstergesidir. AVRUPA BÝRLÝÐÝ ve TÜRKÝYE AB'nin 2007 yýlýna dek gerçekleþtireceði geniþlemenin Türkiye'ye olasý etkileri, AB kurumsal yapýsýnda geleceðin Avrupa'sýný inþa çerçevesinde yapýlmasý öngörülen deðiþiklikler ile AB' nin 5. geniþleme dalgasýndan sonra komþu ülkelerle yürütmeyi öngördüðü iliþkilerin çerçevesinin çizildiði yeni strateji ve 2010 yýlýnda AB'nin dünyada dinamizmi ve rekabet gücü en yüksek bilgi toplumu olma hedefini saðlayacaktýr. AB üyesi 15 ülke (Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Ýrlanda, Ýtalya, Lüxemburg, Hollanda, Portekiz, Ýspanya, Ýsveç, Ýngiltere) 10 adayýn (Çek Cumhuriyeti, Estonya, Kýbrýs Rum Kesimi, Letonya, Litvanya, Macaristan, Malta, Polonya, Slovakya ve Slovenya) 2004 yýlýnda katýlýmýyla 25 olmuþtur. Romanya ve Bulgaristan'ýn 2007 yýlýnda AB'ne dahil edilmesi kararlaþtýrýlmýþtýr. Tek Pazarýn aday ülkeleri içine alacak þekilde geniþlemesi yatýrýmlarý ve ekonominin ölçeðini arttýracak olmasý ve rekabet gücünü de yükselteceðinden yeni üyelerin sanayilerinde yeniden yapýlanma ile birlikte yatýrýmlarýn artmasý ve ölçek ekonomisine geçiþi beraberinde getirecektir. Bu nedenle ekonomide ciddi bir büyüme ile birlikte artan üretimin ticaret üzerinde de olumlu yansýmalarý olacaktýr. AB Pazarýnda benzer ürünler arasý rekabette, yeni üye ülkelerin hem benzer topluluk içinde olmalarýnýn hem de AB'nin bir parçasý olarak coðrafi yakýnlýklarýnýn yeni üyeler açýsýndan avantaj saðlayacaðý açýktýr. Yeni katýlan ülkeler arasýndaki ticaret paylarý belirgin bir þekilde artmayacaktýr. Çünkü Avrupa Anlaþmalarý kapsamýnda katýlýmcý ülkeler sanayi mallarýnda Avrupa Pazarýna 1994 yýlýndan itibaren gümrüksüz giriþ saðlamaktadýrlar. 2004 yýlýndaki 10 katýlýmý ile 25 üyeli AB'nin ülkemize olasý etkilerine yoðunlaþtýðýmýzda öncelikle Türkiye artýk 25 Üyeli AB ile muhatap olacak; her ne kadar Kopenhag Bildirgesine üye ve aday ülkeler tarafýndan geniþlemenin engellenemeyeceði yolunda bir deklarasyon eklenmiþse de bu deklarasyonun hukuki baðlayýcýlýðý bulunmadýðý dikkate alýndýðýnda bazý üyelerin bilinen siyasi nedenlerle AB' nin Türkiye ile müzakerelere baþla- masýný engellemeye çalýþmasý ve bazýlarýnýn da baþta yapýsal fonlar kapsamýnda AB pastasýndan kendilerine düþecek payý korumak maksadý ile ülkemizin tam üyeliðine karþý çýkacaklardýr. Ayrýca, üye olmayan ülkelere saðlanacak finansman payý da azalmaya baþlamýþtýr. Türkiye ye yönelik zaten sýnýrlý AB kaynak akýþý olumsuz etkilenmektedir. Türkiye'de yatýrým ortamýnýn iyileþtirilmesi konusundaki sorunlarýn aþýlamamýþ olmasý ve Kopenhag Zirvesinde ülkemiz ile katýlým müzakerelerine baþlama tarihini belirlemenin þartlara baðlanmasý nedeniyle Türkiye-AB iliþkilerinin geleceðinin netleþtirilememesi, ülkemizin ihtiyacý olan yabancý sermaye yatýrýmlarýndaki artýþýn yeni üye ülkelere yönelmesidir. Öte yandan, Serbest Ticaret anlaþmalarý kapsamýnda (STA) tarým ürünlerinde, taraflar; karþýlýklýlýk esasýna dayalý belirli ürünleri kapsayan listelerle birbirlerine tarife kontenjanlarý dahilinde veya miktar sýnýrlamasý olmaksýzýn vergi indirimi veya muafiyeti þeklinde tavizli pazara giriþ imkaný saðlamaktadýr. Geniþleme ertesinde, yeni üyelerin tarýmsal ürün ithalatý eski üyelere daha çok yönelmektedir. Diðer taraftan eski 15 üyenin üretim açýðý olan yada net ithalatçý olduklarý sektörlerde halihazýrda uygulamada olan ithalat tarife kontenjanlarý kaldýrýlacaðýndan ve yer yer vergi indirimi þeklinde tavizler tam muafiyete döneceðinden AB'nin topluluk için tedarik yeteneði artacaktýr. Bu durumun bu ülkelere yaptýðýmýz bazý tarým ürünleri ihracatýný olumsuz etkilemesi ihtimali vardýr. Tüm bu hususlar ýþýðýnda, Türkiye'nin gerek AB pazarýndaki payýný korumasý, gerekse ihracatý artýrmasý için AB geniþleme sürecini yakýndan takip etmesi ve mevcut politikalarý gözden geçirerek hýzlý tedbirler almasý gerekmektedir. Ortak deðerler ve AB mevzuatý ile uyumu da içerecek siyasi, ekonomik ve kurumsal reformlar karþýlýðýnda, AB komþularý AB ile daha yakýn ekonomik entegrasyonun saðladýðý faydalardan yararlanabileceklerdir. Bu çerçevede AB komþularý iç pazara daha kolay girebilecek ve kiþilerin, mallarýn, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaþýmýný saðlayacak þekilde daha fazla entegrasyon ve liberilizasyon olanaklarýndan yararlanabileceklerdir. AB komþularý AB mevzuatý ile uyumu da içerecek siyasi, ekonomik ve kurumsal reformlarýn etkin uygulanmasý ile ortak deðerler konusunda kaydedecekleri somut ilerlemeler karþýlýðýnda AB ile daha yakýn ekonomik entegrasyon imkanlarýndan faydalanacaktýr. AB' nin yeni stratejisini ortaya koyan belgede, bir ülkenin bu seviyeye gelmesi ile söz konusu ülkenin üye olmadan Birlik ile saðlayacaðý en ileri entegrasyona ulaþacaðý doðaldýr. Rusya, Ukrayna, Moldavya, Beyaz Rusya, Cezayir, Mýsýr, Ýsrail, Ürdün, Lübnan, Libya, Fas, Filistin, Suriye ve Tunus un ülkemizin de hedefleri arasýnda yer alan 55 komþu ülkeler olmasýdýr. Türkiye, AB politikalarýna uyum çerçevesinde bu ülkeler ile iliþkilerini geliþtirme gerekliliði bir yana, bu durum komþularla ticari ve ekonomik iliþkilerimizi güçlendirme politikamýz kapsamýnda da bir zorunluluktur. Tek Pazarýn serbestleþmesinin tamamlanmasý, üyelerin ortak hedefler için ekonomik ve sosyal politikalarýnýn eþgüdümünün saðlanmasý hedefi gerçekleþtirmede önemli adýmlardýr. Rekabet gücü ve yenilik için yapýsal reform sürecini hýzlandýrarak ve iç pazarý bütünleþtirerek bilgiye dayalý bir ekonomiye ve topluma geçiþi hazýrlamak; Avrupa sosyal modelini modernleþtirmek, insanlara yatýrým ve toplumsal dýþlanmaya karþý mücadele etmek; uygun makroekonomik politika bileþimi uygulayarak saðlýklý bir ekonomik görünüm ve olumlu büyüme perspektiflerini sürdürmektir. Genel ekonomik arka plan, istihdam, yenilik ve araþtýrma ekonomik reform, sosyal uzlaþma ve çevre genel baþlýklarý altýndaki yapýsal göstergeler temelinde deðerlendirilmektedir. Bu baþlýklara biraz ayrýntýlý (Dýþ Ticaret Müsteþarlýðý, Ekim 2003, s. 22-43) baktýðýmýzda; • Genel Ekonomik Arka Plan baþlýðýnda; GSYÝH, emek verimliliði, istihdam artýþý, enflasyon oraný, birim emek maliyeti artýþý, kamu dengesi ve kamu borcu. • Ýstihdam baþlýðýnda; Ýstihdam Oraný, yaþlý iþçilerin istihdam oraný, cinsiyetler arasý ücret açýðý, düþük ücretlilere uygulanan vergi oraný, yaþam boyu öðrenme, iþ kazalarý, iþsizlik oraný, • Yenilik ve araþtýrma baþlýðýnda; Eðitime kamu yatýrýmý, ARGE harcamasý, Internet eriþim seviyesi, patentler, risk sermayesi yatýrýmlarý, bilgi teknolojileri ve telekomünikasyon harcamasý, • Ekonomik reform baþlýðýnda; Network endüstrilerinde fiyatlar, elektrik piyasasýnda en büyük üreticinin piyasa payý, Network endüstrilerinde piyasa yapýsý, kamu ihaleleri, sektörel devlet yardýmlarý, piyasa entegrasyonu, iþ yatýrýmý, • Sosyal uzlaþma baþlýðýnda; Gelir daðýlýmýnda eþitsizlik, sosyal transferlerin öncesi ve sonrasýnda yoksulluk riski oraný, bölgesel istihdam oranlarý, okulu erken býrakanlar, uzun dönemli iþsizlik oraný, iþsiz hane halklarý nüfusu, • Çevre baþlýðýnda; Sera etkisi yaratan gazlarýn emisyonu, ekonominin enerji yoðunluðu, taþýmacýlýk, þehir havasýnýn kalitesi, yenilenebilir enerjinin payý ve doðal kaynaklarýn korunmasý göstergeleri yer almaktadýr. ODAMIZ GENEL MERKEZ VE SOSYAL TESÝSLER BÝNASI TAMAMLANDI Yeni imar düzenlemesi ile Beþtepe semtinde devam eden inþaatlarýn yoðunluðu, belediyenin alt yapý hizmetlerini geciktirmektedir. Bu nedenle inþaatý tamamlanan Orman Mühendisleri Odasý Genel Merkez ve Sosyal Tesisleri Binasýnýn hizmete girmesi bir süre ertelenmiþtir. 56 HABERLER 5531 SAYILI MESLEK YASAMIZ VE YÜRÜRLÜÐE GÝREN YÖNETMELÝKLERLE ÝLGÝLÝ BÝLGÝLENDÝRME TOPLANTILARI YAPILDI BOLU - SAKARYA - KOCAELÝ - ÝSTANBUL’DA BOLU - 10.01.2007 Orman Mühendisleri Odasý Genel Merkezi ve Marmara Þube Baþkanlýðýnýn koordinasyonunca Bolu, Adapazarý ve Ýstanbul illerinde "Yeni çýkan 5531 sayýlý meslek yasamýz (Orman Mühen-d disliði, Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði Hakkýnda Kanun) ve buna baðlý olarak çýkacak yönetmelik ve tüzükler" hakkýnda geniþ katýlýmlý toplantýlar düzenlendi. Orman Mühendisleri Odasý Genel Baþkaný Ali KÜÇÜKAYDIN, Odamýz AR-GE Baþkaný Eþref GÝRGÝN, Marmara Þubesi Baþkaný Gýyasettin BAKÝ'nin katýlýmýyla 10-12/01/2007 tarihlerinde üç gün boyunca düzenlenen toplantýlara, toplantýlarýn düzenlendiði illerde organizasyonlarý, OMO Bolu Ýl Temsilcisi Mesut GÜLER, OMO Düzce il Temsilcisi Murat YILMAZ, OMO Sakarya ve Kocaeli Ýl Temsilcisi Haluk GÜLER gerçekleþtirdi. Toplantýlara, Bolu'da Orman Bölge Müdürü, Orman Bölge Müdür Yardýmcýlarý, Düzce Orman Fakültesi Dekaný ve bir grup öðretim üyesi, Þube Müdürleri, Ýþletme Müdürleri, Ýþletme Þefleri, Bölge Müdürlüðü Mühendisleri, Özel Sektörde çalýþan Orman Mühendisleri ve Orman Endüstri Mühendisleri ve emekli meslektaþlarýmýz, Sakarya ve Kocaeli'de Orman Bölge Müdürü, Bölge Müdür Yardýmcýlarý ve Ýþletme Müdürleri, Bölge Müdürlüðü Mühendisleri ve emekli meslektaþlarýmýz ile Ýstanbul'daki toplantýya Bölge Müdürlüðü Mühendisleri, Ýstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinden bir grup öðretim üyesi ve emekli Orman Mühendisleri olmak üzere, kamu ve özel sektörde çalýþan yaklaþýk 400 adet Orman Mühendisi, Orman Endüstri Mühendisi ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisi katýldý. Toplantýnýn Ýstanbul ayaðýný Marmara Þubesi Yönetim Kurulu Üyeleri Yüksel YÜKSEL ve Yaþar SARI organize etti. 5531 sayýlý yasa ve buna baðlý olarak çýkacak yönetmelikler hakkýnda, meslektaþlarýmýzý genel bilgilendirme amaçlý düzenlenen toplantýlarda, ayrýca meslektaþlarýmýzýn görüþ ve þikayetlerine de yer verildi. Son derece verimli geçtiði gözlenen toplantýlarda üyelerimizin bu tür toplantýlardan son derece memnun olduðu görüldü. SAKARYA - 11.01.2007 KOCAELÝ - 11.01.2007 ÝSTANBUL - 12.01.2007 57 HABERLER 5531 SAYILI MESLEK YASAMIZ VE YÜRÜRLÜÐE GÝREN YÖNETMELÝKLERLE ÝLGÝLÝ BÝLGÝLENDÝRME TOPLANTILARI YAPILDI ANTALYA Antalya Orman Bölge Müdürlüðü Osman ÇOLPAK toplantý salonunda 19.02.2007 tarihinden beri devam etmekte olan bölge þefliðine hazýrlama semineri katýlýmcýlarýna, Antalya Orman Bölge Müdürlüðü çalýþanlarýna ve Batý Akdeniz Orman Mühendisleri Odasý üyelerinden çok sayýda katýlýmcýya, Þube Baþkanýmýz Hüseyin ÖZDOÐAN'ýn da katýlýmýyla Eþref GÝRGÝN tarafýndan yetki yasamýzla ilgili açýklamalarda bulunulmuþtur. 5531 Sayýlý Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendisliði yetki yasasý ile ilgili 27 Þubat 2007 tarihli 26447 sayýlý resmi gazetede yayýnlanan; 1. ORMAN MÜHENDÝSLÝÐÝ, ORMAN ENDÜSTRÝ MÜHENDÝSLÝÐÝ VE AÐAÇ ÝÞLERÝ ENDÜSTRÝ MÜHENDÝSLÝÐÝ HAKKINDA KANUNUN UYGULANMA USUL VE ESASLARI ÝLE SERBEST ORMANCILIK VE ORMAN ÜRÜNLERÝ BÜRO ÇALIÞMA ALANLARINA DAÝR YÖNETMELÝK, 2. ORMAN MÜHENDÝSLÝÐÝ, ORMAN ENDÜSTRÝ MÜHENDÝSLÝÐÝ VE AÐAÇ ÝÞLERÝ ENDÜSTRÝ MÜHENDÝSLÝÐÝ HAKKINDA KANUNA DAÝR KAZANILMIÞ HAKLAR, 3. MESLEKÝ DENEYÝM KAZANMA VE MESLEK MENSUPLUÐU SINAV YÖNETMELÝÐÝ, ORMANCILIK VE ORMAN ÜRÜNLERÝ BÜROLARININ KURULUÞ VE ÇALIÞMA ESASLARI YÖNETMELÝÐÝ, KAZANILMIÞ HAKLAR, MESLEKÝ DENEYÝM KAZANMA VE MESLEK MENSUPLUÐU SINAV YÖNETMELÝÐÝ ve 4. ODA ONUR KURULU ÇALIÞMA ESASLARI VE SERBEST YEMÝNLÝ MESLEK MENSUPLARI DÝSÝPLÝN YÖNETMELÝÐÝ ile ilgili detaylar Batý Akdeniz Orman Mühendisleri odasý üyelerine ve Mesleðimize yeni giren Antalya'da hizmet içi eðitim gören Orman mühendisi arkadaþlarýmýza Eþref GÝRGÝN tarafýndan anlatýlmýþ, katýlýmcýlardan olumlu tepkiler alarak takdir edilmiþtir. 58 HABERLER 5531 SAYILI MESLEK YASAMIZ VE YÜRÜRLÜÐE GÝREN YÖNETMELÝKLERLE ÝLGÝLÝ BÝLGÝLENDÝRME TOPLANTILARI YAPILDI ISPARTA Orman Mühendisleri Odasý Genel Merkez Yönetimince Süleyman Demirel Üniversitesi Kültür Merkezi'nde bilgilendirme toplantýsý gerçekleþtirildi Toplantýya Orman Mühendisleri Odasý Genel Baþkaný, Ali KÜÇÜKAYDIN, Orman Mühendisleri Odasý, AR-GE Komisyon Baþkaný Eþref GÝRGÝN, Isparta Orman Bölge ve Ýl Çevre ve Orman Müdürlüðünde çalýþan orman mühendisleri, Orman Fakültesi öðretim üyeleri ve Fakültede öðrenim gören, Orman Mühendisliði, Orman Endüstri Mühendisliði Bölümü öðrencileri katýldý. Toplantý öncesinde bir konuþma yapan Orman Fakültesi Dekaný Prof. Dr. Cahit Balabanlý özetle "Orman Fakültelerinin temel amaçlarýný açýklayarak, "Yükseköðretim Kanunu'nun amaç ve ana ilkelerinde belirtilen; evrensel ve çaðdaþ geliþmeye katkýda bulunacak, Türkiye Cumhuriyeti ve Devletine karþý görev ve sorumluluklarýný bilen, özgüveni olan, bilimsel ve teknolojik geliþmeleri iyi bilen, bilgi ile donatýlmýþ ülkemiz ormancýlýðýna katký saðlayacak bireyler yetiþtirmek öncelikli amacýmýzdýr. Ancak fakülteden mezun olduktan sonra meslek hayatýna atýlan Orman ve Orman Endüstri Mühendisleri yetki ve sorumluluk konusunda zaman zaman problemler yaþamaktadýrlar. Yaþanýlan bu problemlerin birtakým yasal düzenlemelerle çözümlenmesine yönelik çalýþmalar Bakanlýk ve meslek odasý tarafýndan yürütülmektedir. Bu çalýþmalarýn alt yapýsýný hazýrlayan Orman Mühendisleri Odasý, meslek camiasýnýn sorunlarýný çözmek için de büyük çabalar göstermektedir. Fedakarca çalýþmalarýndan dolayý kendilerine çok teþekkür ediyoruz. 5531 sayýlý kanun bu çalýþmalar sonucunda yapýlan yasal düzenlemelerden birisidir." Demiþtir. Ardýndan Orman Mühendisleri Odasý Genel Baþkaný Ali KÜÇÜKAYDIN, Orman Mühendisliðinin genel politikasý hakkýnda bilgi vererek, "Bugün burada orman mühendisi arkadaþlarýmýzýn kafasýnda oluþan karamsar fikirleri ortadan kaldýrmak için toplandýk. Odamýzýn genel politikasý olan 5531 sayýlý kanun hakkýnda bilgi verip yasanýn neler getireceðini sizlere aktaracaðýz. Orman Mühendisleri Odasý, meslek onuru ve mesleðin geleceði yönünde çalýþan yarý kamu tüzel kuruluþtur. Ülkemizde ne yazýk ki orman fakültelerinin kontenjanlarýný dolduramýyoruz. 3000 kiþi civarýnda dýþarýda boþ gezen arkadaþlarýmýz var. Bu artýþ istihdam sýkýntýsý yaratýyor bu da bizim mesleðe karamsar bakmamýza neden oluyor. Eskiden ÖSS sýnavýnda yüzde 1'lik dilime giren öðrenciler Orman Mühendisliði'ni seçiyordu, þimdi ise bu durum tam tersi oldu ve kontenjanlarýmýzý dolduramýyoruz. Ormancýlýk, bugün dünyada konuþulan en önemli ve en geniþ meslek gruplarýndan biridir. Artýk önümüzdeki yýllardan itibaren kurumsal kapasitemizi arttýrmak için çalýþmalar yapacaðýz. Bunun yanýnda Orman Fakültelerimizdeki dersleri uygulamaya dönük yapmak zorundayýz." dedi. KÜÇÜKAYDIN'ýn ardýndan yasa hakkýnda bilgilendirme konuþmasýný yapmak üzere Orman Mühendisleri Odasý, ARGE Komisyon Baþkaný Eþref GÝRGÝN, 5531 sayýlý kanun ve yeni çýkan yönetmelikler hakkýnda bilgi vererek, "Ormancýlýk mesleðinde umutsuz olmayýn, elbetteki sýkýntýlar olacaktýr ama bunlar dayanýþma ve birliktelik sayesinde ortadan kalkacaktýr. 29 Haziran 2006 tarihinde temel yasa adýyla 5531 sayýlý kanun çýktý. Peki bu kanun niçin hazýrlandý ve amacý neydi? Bu kanunla; Fakültelerden mezun olan Orman Mühendisi, Orman Endüstri Mühendisi ve Aðaç Ýþleri Endüstri Mühendislerinin sahip olduklarý hak, yetki ve sorumluluklarýný yasal güvenceye almak, bu mesleðe AB sürecinde düzenlenmiþ meslekler statüsünü kazandýrmak, meslek özel sektörünün yasal alt yapýsýný oluþturarak kurumsallaþtýrmasýný saðlamak ve yetki alanlarýmýzda baþlatýlan aþýndýrmalar ile yasal erozyonlarý önlemek için hazýrlanmýþtýr." dedi. Yasanýn amacýndan bahseden GÝRGÝN, "Faaliyet konularýnýn, mevzuat çerçevesinde saðlýklý ve güvenilir bir þekilde iþleyiþini ve denetlenmesini saðlamak, gerçek durumu ilgililerin ve resmi mercilerin yararlanmasýna sunmak amaçlarý arasýndadýr. Gerçek kiþilere ait yerlerde çalýþanlar, tüzel kiþiler de çalýþan, kamu tüzel kiþileri ve özel hukuk tüzel kiþileri ve mühendislik mesleðini hizmet akdi ile herhangi bir iþyerine baðlý olmaksýzýn, kendi nam ve hesaplarýna serbest olarak icra edenleri kapsar. Bu bir reformdur. Sonuç olarak bu kanun, mesleki kariyerin sýnýrlarýný net olarak çizmiþ ve kurumsallaþmanýn yasal zeminini hazýrlamýþtýr. Bu kanuna Maliye Bakanlýðý ve Çevre ve Orman Bakanlýðý da uygun görüþ vermiþlerdir." diye konuþtu. 59 HABERLER DENÝZLÝ’DE YEÞÝL GECE Orman Mühendisleri Odasý Denizli Þubesi tarafýndan düzenlenen Yeþil Gece Denizli’de çevre il ve ilçelerden gelen 300 civarýnda meslektaþýmýzýn aileleri ile birlikte katýlýmýyla gerçekleþti. Aydýn ili sýnýrlarýnda görevde bulunan meslektaþlarýmýzýn faaliyet gösterdikleri her çalýþmada gönülden yanlarýnda hissettikleri Aydýn Valisi Mustafa Malay’da gecenin onur konuðuydu. Aydýn’da göreve geldiði günden bu yana gerek aðaçlandýrma çalýþmalarý olsun, gerekse köylümüzle yaþanan her türlü sosyal problemin çözümünde olsun ve özellikle orman yangýnlarýna karþý yapýlan her türlü mücadelede hep meslektaþýmýzýn yanýnda duran sayýn valinin gecemize katýlmasý meslektaþlarýmýz tarafýndan memnuniyetle karþýlanmýþtýr. Mustafa Malay’ýn geçtiðimiz yangýn döneminde Aydýn Ýlinde yaþanan önemli yangýnlarda mücadele eden mühen- disin, iþçinin, köylünün yanýbaþýnda yangýn mücadele çalýþmalarýný yangýn içinden izlemesi tüm çalýþanlara ciddi moral ve motivasyon kazandýrmýþtý. Gecenin ilerleyen saatlerinde; geçtiðimiz yýllarda görev yapan Orman Mühendisleri Odasý temsilcilerinden Denizli Ýl Temsilcisi Feyzullah Baþçiftçi, Muðla Ýl Temsilcisi Atilla Erdemer, Uþak Ýl Temsilcisi Musdul Güleryüz ve Aydýn Ýl Temsilcisi Yýldýrým Kayacýoðlu için hazýrlanan teþekkür plaketleri, Vali Mustafa Malay, Odamýz Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Muhammet Saçma, Muðla Orman Bölge Müdürü Ýbrahim Aydýn ve Denizli Orman Bölge Müdürü Adem Oklu tarafýndan verildi. Yoðun iþ programlarý içinde birbirleri ile sýkça görüþme imkaný bulamayan meslektaþlarýmýzýn rahat bir ortamda birarada olmalarý herkesi mutlu etmiþtir. Denizli Þube Baþkanlýðý MESLEKTAÞLARIMIZA TAKDÝR BELGESÝ Marmaris Orman Ýþletme Müdürü Enver DEMÝRCÝ, Müdür Yardýmcýsý Mehmet KOZDERE, Marmaris Ýþletme Þefi Sinan SAATÇÝ, Çetibeli Ýþletme Þefi Murat Çakýr, Hisarönü Ýþletme Þefi Yusuf KARARTI, Marmaris Kaymakamý Cemalettin Özdemir tarafýndan gerek orman yangýnlarýyla mücadelede gerekse orman varlýklarýnýn korunmasý ve geliþtirilmesinde gösterdikleri olaðanüstü gayret ve görevlerindeki üstün baþarýdan dolayý takdirname ile taltif edilmiþlerdir. Ayrýca Datça Kaymakamý Mustafa KAYA tarafýndan baþarýlý çalýþmalarý dolayýsýyla takdir belgesi verilen Datça Ýþletme Þefi Belgin DEVECÝOÐLU'nun takdirnamesi, Muðla Orman Bölge Müdürü Ýbrahim AYDIN tarafýndan takdim edilmiþtir. V E F A T Mehmet SERTÇELÝK 05.12.2006, Kamil AKMERMER 21.10.2006, Orhan ERKAN 29.12.2006, Zeki AKGÜL 10.01.2007, Tahir ÇUBUKÇU 04.01.2007, tarihlerinde vefat etmiþlerdir. Kendilerine rahmet, ailelerine ve meslektaþlarýmýza baþ saðlýðý dileriz. TMMOB Orman Mühendisleri Odasý Yönetim Kurulu 60
Benzer belgeler
orm muh2008_2_ENSON_YENI_SAYFALAR.qxp
gönderilmelidir. Yazýlar 7 sayfayý (A4) geçmemelidir. 7 sayfayý aþan yazýlarýn birbirini izleyen sayýlarda yayýnlanabileceði
düþünülerek bölümlere ayrýlmalýdýr. Fotoðraflar net ve temiz
olmalý, sla...