Rehber - Çanakkale Valiliği
Transkript
Rehber - Çanakkale Valiliği
Rehber TROİA DESTANLARIN YARATILDIĞI TROIA © Türkiye Cumhuriyeti, Çanakkale Valiliği www.canakkale.gov.tr EDİTÖR Ümit Yaşar Gözüm METİN YAZARLARI Ümit Yaşar Gözüm İlhan Akşit (Arkeolog) Veysel Tolun (Yrd. Doç. Dr.) Ferah Özkök (Doç. Dr.) Ahmet Kaşıkçı FOTOĞRAFLAR Berica Nevin Berberoğlu ASİSTAN Şükrü Akcan BASKI Mas Matbaacılık San. ve Tic. A.Ş. Hamidiye Mah. Soğuksu Cad. No: 3 Kâğıthane 34408 İstanbul +90 212 294 10 00 [email protected] Sertifika No: 12055 TASARIM Monroe Creative Studio Doğukan Karapınar www.monroeistanbul.com BİRİNCİ BASKI 2000 adet © Bütün hakları, Türkiye Cumhuriyeti Çanakkale Valiliği’ne aittir. Kaynak gösterilmek kaydıyla, tanıtım amaçlı kısa alıntı dışında yayımcının yazılı izni olmadan hiçbir yolla çoğaltılamaz. Yayımlanan yazıların ve fotoğrafların sorumluluğu yazarlarına ve sanatçısına aittir. ISBN-978-605-149-588-0 Destanların Yaratıldığı TROİA İÇİNDEKİLER 6 12 22 32 Giriş Destanların Yaratıldığı Troia Troia Kültür Tabakaları Troia Kazıları 44 45 46 Kronoloji Ulaşım İletişim GİRİŞ Akhaların M.ö. 1180’lerde Troia’yı Almak İçin 1000 Gemiyle Geldikleri Beşige Limanı Anadolu, insanlık tarihinin, bilinen önemli olaylarının yaşandığı, büyük uygarlıkların yaşam bulduğu bir coğrafyadır. Mitolojinin beşiği olarak kabul edilen, Ege’nin iki yakasından birisi, Türkiye’nin batısındaki bu eşsiz bölgede yapılan kazılarla, Troia her yıl biraz daha gün yüzüne çıkıyor. 6 TROİA Benzersiz tarihsel birikimi ile mitolojik kahramanların evi konumundaki bu coğrafya, aynı zamanda büyük dramların, savaşların ve zaferlerin meydanı olmuştur. Tarihte iz bırakanlardan Pers Kralı Kserkes, Büyük İskender, Roma imparatorları Hadrian ve Agustus’un yanı sıra Fatih Sultan Mehmet, Troia’yı ziyaret ederek, kutsanmış gücün, büyük aşkların, savaşların ve zaferlerin yaşandığı bu coğrafyada geçmişe yolculuk etmişlerdir. Ünlü tarihçi (Gökçeadalı) İmbroslu Kritovulos orijinali Topkapı Sarayı Kütüphanesi’nde bulunan kitabında, Fatih Sultan Mehmet’in kentin tarihine verdiği önemi gösteren ziyaretinde “...Allah aradan bunca yıl geçmiş olmasına rağmen, bu şehrin ve halkının intikamını alma hakkını bana nasip eylemiştir” söylediğini aktarmaktadır. GİRİŞ 7 Troia Antik Kenti Güç, zafer ve aşk, uygarlıklar, insanlığın bu ortak arayışlarının peşinde koşarken şekillenmiş ve bu coğrafya üzerinde medeniyetler, tanrılar, kahramanlar, aşklar ve mitolojik destanların birer yansıması olarak günümüze ulaşmışlardır. Bazı efsaneler ve hazineler gün yüzüne çıktığında ve gerçekle buluştuklarında göz kamaştıran sonsuz bir zevk bırakırlar arkalarında. Troia da, eşsiz bir hazine olarak, binlerce yıldan günümüze değerini koruyarak ulaşmış ve sonsuzluğa yolculuğunu sürdürmektedir. On yıllık Troia Savaşı’nı bizler, özellikle savaşın son günlerinin anlatıldığı Homeros’un İliada’sından öğreniyoruz. Odysseia ile birlikte en eski edebiyat eseri olduğu düşünülen Homeros’un Troia Savaşı’nı anlattığı bu destanı, epik bir şiirdir. Dünya edebiyatının önemli başyapıtlarından birisi olarak kabul edilen destan, Floransa’da 1488 yılında kitap olarak yayınlanmıştır. Unesco Dünya Miras Listesi’nde yer alan, destanların yazıldığı ve yaşandığı Troia, bu çalışmada lirik anlatımla sunuluyor sizlere. 8 TROİA İliada’nın Yaratıcısı İzmirli Ozan Homeros’un Büstü. GİRİŞ 9 10 TROİA Troia Antik Kenti GİRİŞ 11 DESTANLARIN YARATILDIĞI TROİA Troia Antik Kenti Troia, Homeros’un yazılı edebiyat metni olan İliada ve Odysseia destanlarına konu olmuş, aynı zamanda birbiri üzerine dokuz kez kurulduğu tespit edilen Troia kazılarıyla da dünyada ün yapmıştır. Dünyaca tanınan bu antik kent, 1996 yılında Milli Park olarak ilan edilmiş, 1998 yılında da Unesco’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınmıştır. Homeros destanlarının günümüze ulaşması bir bakıma Troia Savaşı ve bu savaşta yer alan kahramanların trajik hikâyeleri olarak düşünülebilir. Medeniyetin en etkileyici eserlerinden biri olan Homeros’un İliada’sı on yıl süren savaşın son 51 gününü yansıtmaktadır. 12 TROİA Homeros destanın XX. Bölüm ve 215-240 dizelerinde: “Bulut devşiren Zeus ilkin baba oldu Dardanos’a, Dardanos kurdu Dardanie’yi, o zamanlar kutsal İlyon yoktu, ölümlü insanların büyük şehri yoktu ovada” diyerek Troia’nın kuruluş öyküsünü verir ve devam eder. Tanrılar Tanrısı Zeus, Atlas’ın kızı Elektra ile birleşmiş ve bu birleşmeden Dardanos adlı bir çocuk dünyaya gelmiştir. Dardanos ve kardeşi İasion Semendirek Adası’nda yaşarken, İasion ölür ve adayı sular basar. Dardanos ise bir sal üzerinde Çanakkale kıyılarına çıkar. Burada Teuker adlı bir kral yaşamaktadır. Kral felaketzedeyi sarayına alır, daha sonra da onu kızı ile evlendirir. Kralın ölümüyle Dardanos kralın yerine geçer ve kendi adını taşıyan bir şehir kurar. Dardanos’tan sonra oğlu Erikhtonios, ondan sonra da oğlu Tros bu şehre DESTANLARIN YARATILDIĞI TROİA 13 kral olur. Tros’un İlos, Assarakos ve Ganymedes adlı üç oğlu vardır. Assarakos Dardanos’ta kral olurken, güzelliğiyle ün salan Ganymedes şarap dağıtmak için tanrılar tarafından Olympos’a kaçırılır. Tros’un Kallirhoe’den olan oğlu İlos Troia’ya kral olur. Ondan sonra da İlos’un oğlu Laomedon başa geçer. Onun krallığı zamanında Zeus, Poseidon ile Apollon’u cezalandırır ve tanrısal yeteneklerini alarak Laomedon’un emrine verir. Kral, Poseidon’a surları yaptırtır, Apollon’a da sürülerini gütme görevini verir. İş bitiminde Laomedon tanrılara vaat ettiği sözü yerine getirmediği için Poseidon ona bir deniz canavarı gönderir. Kâhinler bu canavardan kurtulmak için kralın kızını kurban etmesi gerektiğini söylerler ve kız kurban edilmek üzere iken Herakles 12 görevinden biri gereğince Troia’dan geçer ve kralın kızını kurtarır. Kral Laomedon, ona vaat ettiği kutsal atları vermez ve bu nedenle adı “kötü kral”a çıkar. Laomedon’dan sonra oğlu Priamos Troia’nın başına geçer. Priamos Troia’da karısı Hekabe ile mutlu yaşarken Hekabe yeni bir çocuğa hamile kalmıştır. Bir gece rüyasında karnından çıkan alevlerin Troia’yı yaktığını görür ve korkuyla uyanarak rüyasını kâhinlere yorumlatır. Kâhinler bu rüyanın hayra alamet olmadığını, doğacak çocu-ğun kutsal Troia’nın yıkımına neden olacağını bildirirler. Kral ve kraliçe çocuklarına kıyamazlar ama Troia’nın yıkımına da razı olmadıklarından bebeği öldürmesi için bir uşağa verirler. Uşak, Paris adı verilen bu çocuğa acıyarak onu İda Dağı’nda bir ayı inine bırakır. İnin sahibi ayı geldiğinde bu çocukla karşılaşır ve onu kendi yavruları gibi emzirerek büyütür. Bir gün İda Dağı’nda çobanlık yapan Agelaos adlı bir çoban, çocuğu alıp evine götürürür. Paris İda Dağı’nın temiz havasında büyür ve serpilir. Kendisine bir sürü verilerek gütmesi istenir. “Sürülerini çok iyi otlattığından dolayı ona koruyu- 14 TROİA Kızı Kurban Edilen Hekabe’nin Yas Tuttuğu Lahit Kabartması. DESTANLARIN YARATILDIĞI TROİA 15 cu manasına gelen Aleksandros adı verilir”. İda Dağı’nın Nymphalarından olan Oinone ile tanışıp onunla evlenir. Bu sırada Olympos’ta bir şölen sırasında üzerinde “en güzele” yazan bir altın elma kavga tanrıçası tarafından ortaya atılmıştır. Zeus’un karısı Hera, Zekâ Tanrıçası Athena ve Güzellik Tanrıçası Aphrodite kendilerinin en güzel olduklarını iddia ederek altın elmayı almaya çalışırlar. Bunun üzerine Tanrılar Tanrısı Zeus, Haberci Tanrı Hermes’i İda Dağı’na yollayarak Paris’i onlara hakem tayin ettiğini bildirir. Üç tanrıça Paris’e altın elmayı kendisine verirse birçok şey vaat ederler. Hera, Paris’e Asya krallığını, Athena akıl ve başarıyı, Aphrodite ise dünyanın en güzel kadınını vaat etmişlerdir. Paris Aphrodite’nin teklifini daha cazip bulduğundan altın elmayı ona verir. Hera ve Athena “seni bin pişman etmezsek” diyerek Olympos’a dönerler. Böylece Paris’in yeni yazgısı da başlamış olur. Paris Troia’da yapılan bir yarışmaya katılır ve birinci olur. Priamos’un bilici kızı Kassandra onu tanımış ve “o bize yıkım getirecek” diye bağırmaya başlamıştır. Ancak kral ve kraliçe yıllar önce ölmesi için İda’ya bırakılan çocuklarını yakışıklı bir delikanlı olarak görünce çok sevinirler ve onu saraya alırlar. Çok geçmeden Paris Yunanistan’a giden elçiler heyetine dahil olur ve Sparta sarayına gider. Orada Aphrodite’nin vaat ettiği en güzel kadın, Menelaos’un karısı Helena yaşamaktadır. Aphrodite onları birbirine aşık etmiştir. İki aşık Menelaos’un Girit’te olmasını fırsat bilerek Troia’ya kaçmaya karar verirler. Helena Sparta hazinesini de yanına alır, Troia’ya gelirler ve burada kabul görerek saraya yerleşirler. Sparta Kralı Menelaos Girit’ten dönmüş, karısının Paris tarafından kaçırıldığını öğrenerek ağabeyi Mykene Kralı Agamemnon’dan yardım istemiştir. Agamemnon Karadeniz yolu üzerindeki zengin Troia’yı almayı planlarına uygun bularak Troia’ya sefer açar. 16 TROİA Zamanında Helena’nın bütün talipleri Helena kimi seçerse zor gününde ona yardım edeceklerine dair yemin etmişlerdir. Bu nedenle bu sefere Yunanistan’daki bütün krallar katıldığı halde Akhilleus ortalarda yoktur. Kâhinler Akhilleus olmadan Troia’nın alınamayacağını bildirirler. Annesi Thetis seferden dönemeyeceğini bildiği için onu Skryos Adası’nda Lykomedes’in sarayında, kızları arasında saklamıştır. Akhilleus’u getirmek için İthake Kralı Odysseus adaya elçi olarak gönderilir. Hediye olarak bir elinde süs eşyaları, diğerinde bir kama getirmiştir. Kızlar süs eşyaları ile ilgilenirken içlerinden birisi kıymetli kama ile ilgilenmektedir, bu Akhilleus’tur. Böylece Akha gemileri Aulis limanında toplanmıştır. Ancak rüzgâr olmadığı için hareket edemezler. Kâhinler rüzgârı bulmak için Agamemnon’un kızını kurban etmesi gerektiğini bildirince Troia’nın fethi için harekete geçmiş Agamemnon, kızını kurban etmeye karar verir ama Tanrıça Artemis onu son anda kurtarır. Bin gemilik Akha ordusu Anadolu kıyılarını vura vura nihayet Troia’nın limanı olan Beşige’ye gelmişler, kumsala çıkarak çadırlarını kurmuşlardır. On sene sürecek savaş başlamak üzeredir. Bu savaşı İzmirli Ozan Homeros 16 bin dizeli ve 24 bölümden oluşan İliada destanında olanca canlılığı ile anlatır. Akhalar Anadolu kıyılarından geçerken rahip Khryses’in kızını esir almış ve Agamemnon’a hediye etmişlerdir. Destan Khryseli rahibin kurtarmalıklar getirip kızını Agamemnon’dan istemesiyle başlar. Hakarete uğrayıp kovulan rahip Khryses, tanrısı Apollon’a “birgün sana yaraşır bir tapınak yaptıysam” diye başlayan yalvarmalardan sonra Akhalardan öcünü almasını ister. Apollon onun duasını kabul ederek 9 gün boyunca Akhalar üzerine veba salgını salar. İliada destanı böyle başlar ve Priamos’un oğlu Troialı kahraman Hektor’un ölümü ile son bulur. DESTANLARIN YARATILDIĞI TROİA 17 Hektor’un ölümünden sonra da savaş bitmez ve bir çok olay yaşanır. İliada sonrası oluşan bu olayları biz Euripides, Aiskhlos, Sophokles ve Virgilius gibi yazarlardan öğreniyoruz. Nihayet Paris ölüm saçan Akhilleus’u topuğundan bir okla vurarak öldürür. Çünkü Akhilleus’un annesi onu sadece topuğundan vurulduğunda ölümlü yapmıştır.Akhilleus’a görkemli bir mezar yapan Akhalar, Troia’nın bir türlü düşmemesi üzerine bir tahta at hilesi düşünürler. İda Dağı’ndan kesip getirdikleri kerestelerle bir tahta at yaparlar, içine de 20 kadar Akhalı yiğit biner. Akhalar sanki savaş bitmiş gibi gemilerini Tenedos’un (Bozcaada) arkasına çekerler. Atın yanında bıraktıkları Sinon, Akhaların bu atı Troialılara hediye olarak bıraktıklarını söyleyerek onları inandırır. Rahip Laokoon ile Priamos’un bilici kızı buna inanmamışlardır. Poseidon, rahibi yılanlar göndererek boğdururken Kassandra’ya bilicilik veren Apollon aşkına karşılık vermediği için “ileriyi gör fakat sana kimse inanmasın” diye onun biliciliğini yarıya indirir. Bunun için de Troialılar savaş ganimeti olarak tahta atı şehrin meydanına çekerler ve eğlenip, ölüm saçan savaşın bitmesine sevinerek derin bir uykuya dalarlar. Tahta atın içinden inen Akhalar Troia Kalesi’nden meşalelerle Tenedos’taki gemilere işaret vermişlerdir. Gelen Akhalar sabaha dek Troialıları kılıçtan geçirirler, bunlar içinde Kral Priamos da vardır. Troialı kadınları sahilde toplayarak aralarında bölüşürler. 18 TROİA Seramik Vazo Üzerindeki Akhilleus. DESTANLARIN YARATILDIĞI TROİA 19 Troia Savaşı’ndan Sonra Akhilleus’un Oğlu Neoptolemos’un, Priamos’un En Küçük Kızı Polksene’yi Babasının Mezarı Başında Kurban Edişi. 20 TROİA Bu yıkımdan sadece Aineias kurtulabilmiştir. Yanındakileri alarak İda Dağı’na kaçar, orada bir gemi yaparak İtalya’ya gider ve Roma’yı kurar. Bu nedenle Roma imparatorları Troia’yı kutsal sayıp ziyaret etmişlerdir. Onlardan önce Pers Kralı M.Ö. 480 yılında Yunanistan’a giderken Troia’yı ziyaret ederek bin sığır kurban etmiştir. Büyük İskender M.Ö. 334’te Pers seferine çıkarken Troia’ya uğrayıp kendi yaptıklarını anlatacak bir Homeros’un olmadığından yakınmıştır. İskender’den sonra Trakya Kralı olan Lysimakhos harap İlion’u imar ederek ünlü Athena Tapınağı’nı yaptırmıştır. İstanbul’u alarak yeni bir çağ açan Fatih Sultan Mehmet de 1462’de Troia’yı ziyaret etmiştir. DESTANLARIN YARATILDIĞI TROİA 21 TROİA KÜLTÜR TABAKALARI Helenistik Devire Ait Troia Kutsal Alanı Çanakkale’nin 30 km. uzağında yer alan Troia, doğal afet ve savaşlarla dokuz kez yakılıp yıkıldıktan sonra eski kentin üzerine bir yenisi kurulmuş, böylece ovada 16 m. yüksekliği bulan bir höyük oluşturmuştur. Çanakkale Boğazı’na hâkim bir tepe üzerine kurulması onun 9 kez yıkılmasına neden olmuştur. Homeros destanında da anlatılan ünlü savaş her ne kadar bir kız kaçırma hadisesine bağlansa da esas neden Akhaların Karadeniz’e ulaşmak, Anadolu’nun zengin topraklarına sahip olmak istemesidir. Bölgede Frank Calvert tarafından tespit edilen höyüğün Troia’ya ait olduğu görüşü Alman arkeolog Schliemann tarafından yapılan kazılarla kesinlik kazanmıştır. Schliemann’ın 1873’te bulduğu ve Priamos’un zannettiği hazinenin M.Ö. 2550 yıllarında kurulan II. Troia’ya ait olması Troia’nın yüksek kültürünün ispatıdır. 22 TROİA Troia Planı A.Tahta At, 1.Troia gezi başlangıç noktası. 2. Doğu duvarı. 3. Kale kapısı ve önündeki kule. 4. Athena Tapınağı’nın kalıntıları. 5a.VI.Troia evleri. 5b. II. Troia duvarları. 5. I. Troia surları. 6. I. ve II. Troia evleri. 7. Troia tabakaları. 8. II.Troia’nın rampalı kapısı. 9. VI.Troia’nın VIM evi. 10. Kutsal alan. 11. Aşağı Şehir’e giden yol. 12. Odeion. 13. VI.Troia güney kapısı. 14. Bouleuterion. TROİA KÜLTÜR TABAKALARI 23 I. Troia’nın Evleri I. Troia Troia, I. İlk Tunç Çağı’nda Hisarlık tepesinde, M.Ö. 2920 yıllarında bir ana kaya üzerine kurulmuş, 90 m. çapında köy karakterli küçük bir yerleşmedir. Taş temel ve kerpiç duvarlardan dikdörtgen şeklindeki bitişik evlerden oluşmuştur. Evlerin etrafında küçük taşlardan yapılmış güçlü bir savunma sistemi görülür. Surlar üzerinde, küçük taşlardan yapılmış ama bir hayli güçlü bir kale, kazılarla açığa çıkarılmış olup bugün gezi yolu üzerinde görülebilir. Ayrıca iki kule ile savunulan 2 m. enindeki kent kapısı da ilginç bir şekilde inşa edilmiştir. Blegen’in yaptığı kazılarda taşların aşağıdan yukarıya doğru küçüldüğü görülmüştür. Amerikalı kazıcılar bu taş surların üzerinin kerpiçten bir korkulukla çevrili olduğunu tespit etmişlerdir. Schliemann’ın Priamos’un hazinesini bulmak için açtığı yarmada taş temel ve kerpiç duvardan yapılmış, birbirine yakın evler görülür. Bunların içinde en önemli buluntu 102 no. ile işaretlenen ev, boyutları ve biçimiyle antik Yunan tapınak- 24 TROİA larına öncülük etmiş olan ilk megaron örneğidir. Duvarları balık kılçığı şeklinde örülmüştür. Tarım ve balıkçılıkla uğraşılan I. Troia’da koyu kahverengi, siyah-beyaz ve kazı bezekli çanak çömlekler ele geçmiştir. Evlerin içinde bulunan çocuk mezarları o dönemdeki ölü gömme adetlerini yansıtması açısından önemlidir. I. Troia ondört yapı evresine sahip olup M.Ö. 2550’lerde son bulmuştur. II. Troia Bu ilk Troia’nın üzerine sekiz yapı evresinden oluşan II. Troia kurulmuş, M.Ö. 2550’den 2250 yıllarına kadar yaşamıştır. Bu dönemde daha görkemli bir kale yerleşmesinin inşa edildiği anlaşılmaktadır. Rampalı kapı ve yüksek kulelerin olması, ayrıca Schliemann’ın bulduğu hazinenin bu kata ait olması, II. Troia’nın zengin ve kültürü yüksek bir kent olduğunu gösterir. Ayrıca anıtsal megaronların bir cephe oluşturacak şekilde sıralanmış olması ve kent kompleksine propylonla girilmesi bir kent planının var olduğunu da göstermektedir. 1873 yılında Schliemann’ın Priamos’un hazinesi olduğunu zannettiği ve kaçırdığı hazineler de II.Troia’ya aittir. Elde edilen yeni bilgilerin ışığında, Schliemann buranın Priamos’un Troia’sı olmadığını ölmeden önce kabul etmiştir. 9000 m²’lik bir alan üzerine kurulmuş II. Troia, eğimli bir taş temel üzerine kerpiçten örülmüş 4 m. genişliğinde ve 330 m. uzunluğunda bir sur duvarı ile çevrilmiştir. Duvarların yüksekliği yaklaşık 6 m. kadardır. Kentte uzun planlı, megaron tipi evler bir revakla sınırlandırılmıştır. Ev duvarlarının yapımında kerpiç kullanılmıştır. Yapı evresi süresince kentin üç büyük yangın geçirdiği anlaşılmıştır. Bu tabakada kalıp dökümü seri metal üretimini sağlayan kalayın Orta Asya’dan getirilmiş olması II. Troia’nın çok uzaklarla ticaret yaptığını göstermektedir. TROİA KÜLTÜR TABAKALARI 25 Ayrıca çömlek üretimi için çömlekçi çarkının kullanılması da çok önemli bir bulgudur. Uzun gövdeli ve çift kulplu kaplar (depas amphikypellon) buluntular arasındadır. Kalenin güneyinde ana kayaya oyulmuş, ahşap bir savunma sisteminin çevrelediği 90,000 m²’lik bir aşağı kent bulunmuş, ancak burada giriş bölgesindeki temel çukurlarının izleri günümüze gelebilmiştir. Burada taş levhalarla döşeli rampalı (Fm girişi) kapı yer almıştır. Schliemann Priamos’un zannettiği hazineyi bu kapının sağ tarafında bulmuştur. Bir yangınla son bulan II. Troia’nın yangın izlerini rampalı kapıya gelmeden biraz önce kerpiç duvarlarda bütün açıklığı ile görmek mümkündür. Troia’nın Şarap Kupası Olan Çift Kuplu Kap, “Depas Amphikypellon” 26 TROİA III. - IV. - V. Troia III. Troia (M.Ö. 2250-2200), yanarak son bulan II. Troia’nın üzerine kurulmuştur. Bu katta da II. Troia’nın ortak özelliklerinin devam ettiği görülür. Bu kültürel bir devamlılık olduğunu gösterir. Dört evreden oluşan bu Troia da bir yangınla son bulmuştur. Bu kentin üzerine kurulan IV. ve V. Troia M.Ö. 2200-1740 yılları arasına tarihlenir. 18.000 m²’lik bir alana yayılan kentin yedi yangın evresi geçirdiği kazılarda tespit edilmiştir. VI. Troia Bunun üzerine kurulan VI. Troia en gelişkin kat olarak karşımıza çıkar. Birçok yapı evresine sahip olup bu katlarda Anadolu etkisi yaratılmıştır. M.Ö. 1740-1300 yılları arasına tarihlenen bu Troia’nın 4-5 metre genişliğinde ve 6 metre yüksekliğindeki görkemli sur duvarları Troia gezisinin başladığı noktada görülebilir. Burada sur duvarlarından ileri çıkmış bir kule dikkati çeker. Surlar, “testere dişi” tabir edilen duvar tekniği ile yapılmıştır. Surların içinde saray kalıntıları da günümüze ulaşabilmiştir. Troia gezisine başlarken sol tarafta yer alanlar VIC, VIE ve VIF yapıları olup rampalı kapıya varmadan önce görülen VIM yapısı saray kalıntısıdır. Burada yaygın formlar, insan yüzlü kaplar ve çift kulplu kapların üretildiği görülür. Priamos’un Troia’sı olarak adlandırılan VI. Troia aynı zamanda Anadolu’daki Hitit İmparatorluğu’nun Wilusa adlı uç beyliğidir. 20.000 m²’lik bir alana yayılan bu kent bir depremle sona ermiştir. TROİA KÜLTÜR TABAKALARI 27 28 TROİA II. Troia’nın Rampalı Kapısı. Schliemann Priamos’un zannettiği hazineyi 1873’te bu rampanın yanında bulmuştur. TROİA KÜLTÜR TABAKALARI 29 VII. - VIII. - IX. - X. Troia Troialılar deprem sonrası yaralarını çabucak sararak yeniden şehirlerinde yaşamaya başlamışlardır. Kazıcılar bu Troia’ya VIIa Troia’sı ismini vermişlerdir. M.Ö.1300-1180 yılları arasına tarihlenen bu Troia’da savaş olmuş ve yakılıp yıkılmıştır. Kazılarda bu tabaka sokaklarında ok ve mızrak uçları olması savaşın bu katta yapıldığını ispat etmiştir. Bundan sonraki VIIb1 tabakası M.Ö.1180-1130 yılları arasına tarihlendirilir. Yine bir yangınla sona eren bu tabakadan sonra görülen Troia VIIb2 ve Troia VIIb3 tabakası M.Ö.1130-950 yıllarına tarihlenmektedir. Bundan sonra bir boşluk ve karanlık çağ yaşayan Troia’nın bu dönemi M.Ö. 950-720 arasına yerleştirilir. M.Ö. 720-85 arasında arkaik ve Helenistik Troia olarak bilinen VIII. Troia kurulur. Bu katta Trakya Kralı Lysimakhos Athena Tapınağı’nı yaptırır. Kutsal alanın yapımı da yine bu döneme aittir. M.Ö. 85 yılında Romalı komutan Fimbria kenti tümüyle yıkar. IX. Troia M.Ö. 85 ile M.S. 500 tarihleri arasına konur. Bu Roma Troia’sında Romalıların İlion dedikleri Troia’yı kutsal şehir saydıkları ve Roma İmparatorluğu’nun atalarının Troia soyundan geldiklerine inandıkları bilinir. Bu inanış Aineias’ın Troia yakılınca şehirden kaçıp İtalya’da Roma’yı kurmasına bağlanır. Hadrian ve Caracalla gibi birçok Roma imparatorunun ziyaret ettiği Troia’da bu dönemde büyük onarımlar yanında Athena Tapınağı da yeniden yapılmıştır. Aşağı Şehir’de bulunan Roma Troia’sının kazısı halen devam etmektedir. Romalılar kutsal saydıkları bu yerde Odeion, Bouleuterion, tiyatro ve hamam gibi büyük yapılar yaptırmışlardır. Odeion yanında 1973 yılında Roma İmparatoru Hadrianus’un bir heykeli bulunmuştur. IX. Troia M.S. 500’lerde meydana gelen iki depremle yıkılmıştır. Roma’nın 395’te ikiye ayrılmasıyla Bizans adını alan Doğu Roma İmparatorluğu döneminde Troia X olarak tespit edilmiştir. 30 TROİA Troia’nın Roma Devrine Ait Odeion’u TROİA KÜLTÜR TABAKALARI 31 TROİA KAZILARI Troia’nın efsane haline gelen kazı hikayesi ve kazıcı Schliemann’ın renkli kişiliği Troia antik kentini çok daha ilgi alanı haline getirmiştir. Schliemann’dan önce de bu bölgeye Fr. Le Chevalier (1785), mimar A. F. Mauduit (1811), Fransa Büyükelçisi Choiseul-Gouffier (1818) ve Ch. Texier (1833) gibi seyyah ve bilginlerin geldiği bilinmektedir. Bunlar Troas bölgesinde küçük sondajlar yaparak neticeleri memleketlerine döndüklerinde kitap halinde yayınlamışlardır. Yine Schliemann’dan önce 1863-65 yılları arasında İngiliz Frank Calvert’in de birçok yerde mühim sondajlar yaparak eserler topladığını görürüz. Calvert arkeolojik saha olabilecek yerleri satın almış ve buralarda dilediğince sondajlar yapmıştır. Bunlar arasında Hisarlıktepe ve onun bulunduğu geniş arazi de vardır. Troia’nın 6 km. güneyindeki bir 32 TROİA tepede birçok prehistorik eser ele geçirilmiştir. Akçaköy yakınındaki Apollon Tapınağı’nı bulması da ayrı bir önem taşır. Böylece Calvert’e Çanakkale bölgesinde ilk araştırma yapan kişi diyebiliriz. Bu yüzdendir ki 1868’de Schliemann Çanakkale’ye ayak bastığı zaman Calvert’in rehberliğine muhtaç olmuş ve onun sayesinde Troia’yı bulmuştur. Odeion’da Bulunan Roma İmparatoru Hadrianus’un Heykeli. TROİA KAZILARI 33 Schliemann Kimdir? O Macklenburglu bir papazın oğludur. Daha ilkokul çağlarında Homeros’u ezberlemiş, ona adeta âşık olmuştur. 14 yaşında bir bakkal çırağı iken ağır işi yanında Homeros’u daha iyi anlamak için 6 ay gibi kısa bir zamanda İngilizce, Fransızca ve Rusça’yı öğrenmiş, 1863 yılında da Homeros’u satır satır, kelime kelime ezberlemiştir. ABD ve Rusya ile yaptığı ticaret sayesinde çok zenginleşmiş, zengin bir dul olan Sophie ile ikinci evliliğini yaparak dünyanın sayılı zenginleri arasına girmiştir. Artık hayalindeki Homer Troia’sını bulabilir, Akha ve Troia ordularının savaştığı toprakları görüp, o havayı teneffüs edebilirdi. Vakit geçirmeden de tatbikata geçerek 1868’de Çanakkale’ye gelir. Homer’in Troia’sının izinde Schliemann Troia’yı aramaya önce Pınarbaşı’ndan başlamış, ama burası Homeros’taki ve hayalindeki yerlere hiç uymamıştır. Tetkiklerine Ballı Dağ’da devam etmişse de İda Dağı görülmediği için burayı da terk etmek mecburiyetinde kalır. İntepe’de de kazılar yapmış, bir at iskeletinden başka bir şey bulamamıştır. En sonunda Calvert’in yol göstermesi ile Hisarlık höyüğüne gelir. Burası İliada’da anlatılanlara en uygun yerdir. Kazmaya karar vererek Almanya’ya döner. 1870’de Troia’yı kazmaya başlar. Fakat hem izni olmadığı için, hem de arsa sahibinin şikâyeti üzerine kazılar durur. Schliemann uzun uğraşlardan sonra izin alarak Troia’ya gelir. 1871’de 80 işçisi ile Troia’nın kuzeyindeki yarmada 10 metre kadar aşağıya iner. 1872’de mühendisi ve 150 işçisiyle Mart ayında tekrar Troia’da görülür. 33 ve 71 metre genişliğindeki yarmalarda 16 metrede ana toprağı bulmuştur. Priamos’un hazinesini bulma hevesiyle maalesef önüne gelen tabakaları ortadan kaldırmıştır. Güneyde açtığı yarmada 34 TROİA Roma ve Helenistik eserlere rastlamış, onlar da Schliemann’ın gadrine uğramışlardır. Hele o muhteşem Athena Tapınağı’nı ortadan kaldırması, Troia’yı bulmasıyla kazandığı başarıdan sonra en büyük hatasıdır. Şehrin kuzey surları da aynı bahtsızlığa uğramıştır. 1873’te 160 işçisiyle yine Troia’dadır ve her yerde sondajlar yapıp her tarafı didiklemektedir. 31 Mayıs 1873’te ansızın hayalinin gerçekleşti- Priamos’un Zannettiği Troia Hazinelerini Bulup Kaçıran Schliemann. ğini görür ve işçileri evlerine yollayarak Priamos’un zannettiği hazineyi bulur. Daha sonra bunları Calvert’in çiftliğine taşır. 17 Haziran’da kazıya son vererek hazineyi Yunanistan’a, sonra da Almanya’ya kaçırırlar. TROİA KAZILARI 35 Kalan işçilerde, altın avadanlıklar bulununca, Schliemann’ın hazineyi bularak kaçtığı anlaşılır. Schliemann 1874 yılında Mora’da kazı yapmaktadır. Osmanlı hükümeti Schliemann aleyhine dava açmıştır. Atina’da kurulan mahkeme onun 10.000 frank para cezası ile 3 ay Türk müzeleri için Troia’da çalışmasına karar verir. Schliemann 10.000 yerine 50.000 frank verip Osmanlı hükümetinin öfkesini yatıştırdıktan sonra 1876 yılında yeni bir fermanla Troia’da görülür. Vali İbrahim Paşa, İzzet Efendi’yi kazı komiseri olarak Troia’ya gönderir. İzzet Efendi göz açtırmadığı için Schliemann Atina’ya dönmeye mecbur kalır. Buradan yabancı basınla Osmanlı hükümetine baskı yaparak valiyi Çanakkale’den aldırtır. 1878’de İngiltere büyükelçisi vasıtasıyla aldığı yeni bir fermanla tekrar Troia’ya gelir. Şimdi yanında hükümetin bir komiseri ve 10 jandarması vardır. Bulunan eserlerin 2/3’ü Türk hükümetine kalacaktır. 1879’da beşinci çalışma devresinde tekrar Troia’dadır. Prof. R.Virchow ve Fr. E. Burnouf, Schliemann’a yardımcı olarak gelmişlerdir. Kuzey tarafta yine bazı hazineler ele geçirilir. 1882 yılına kadar Schliemann ile alay edilmiş, Homer’in Troiası’nı bulamadığı ve onun bir şarlatan olduğu söylenmiştir. 1889’da Paris’te Prehistorik Arkeoloji Kongresi toplanmıştır, bir üyesi de Schliemann’dır. Burada ona hakarete varan ithamlar yapılmış, buna kızan Schliemann heyeti Troia’ya davet etmiştir. Schliemann, Henri Babin, Alman Rudolf Virchow, Carl Humann, Dr. Charles Waldstein, Dr. Friedrich von Duhn ve Calvert’in teşkil ettiği heyet önünde kazı yapar. Bu heyete Türk müzeleri müdürü Osman Hamdi Bey başkanlık eder. 36 TROİA 30 Mart 1890 tarihinde bilginler heyeti bir tutanakla Schliemann’ın haklı olduğunu ve Homer’in Troiası’nın burası olduğunu dünyaya ilan ederler. Ancak Schliemann bir sene sonra başarısının tadını çıkaramadan ölür. Bundan sonra kazılara mimar Dörpfeld devam eder. Schliemann’ın Eşi Sophia ve Üzerindeki Troia Hazineleri TROİA KAZILARI 37 1890’dan itibaren başlayan bu kazı mevsimine ikinci safha demek lazım gelir. Zira Schliemann’ın düzensiz kazıları bitmiş, düzenli bir kazıya geçilmiştir. 1893’te Dörpfeld ile beraber arkeolog Alfred Bruckner, prehistoryacı Max Weigel ve mimar Wilbert Troia’da bilimsel araştırmalarına devam ederler. Schliemann’ın bulduğu hazine II. Dünya Savaşı sırasında Almanya’dan Rusya’ya götürülür, bugün bu hazine Moskova’daki Puşkin Müzesi’nde sergilenirken çok az kısmı da Berlin, Atina ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde yer alır. Troia Hazinelerinden Sallantılı Küpeler, İstanbul Arkeoloji Müzeleri 38 TROİA Troia Hazinelerinden Sallantılı Küpeler, İstanbul Arkeoloji Müzeleri III. Safha Troia Kazıları Bu safha Cincinnati Üniversitesi’nden Carl Blegen başkanlığındaki bir heyet tarafından yaptırılan bir Amerikan kazısıdır. 1932 yılında değerli bilim adamlarından kurulmuş bu Amerikan heyeti üçüncü kez Troia’yı kazmaya karar vererek birinci kazı mevsimini açmışlar, büyük bilgin Dörpfeld’i de bu kazıya davet etmişlerdir. Bundan sonra yedi mevsim daha Troia’da çalışılarak en küçük teferruatına kadar inceleme yapılmıştır. Troia tabakalarının kronolojisini sağlam bir biçimde belirleyen Blegen kazı sonunda “Troy” adlı bir kitap yayınlamıştır. Troia’da IV. Dönem kazıları 1988 yılında Tübingen Üniversitesi profesörlerinden Manfred Korfmann başkanlığında başlamış ve onun 2005 yılında ölümüne kadar sürmüştür. Bu kazılarda Prof. Korfmann Troia VII tabakasının Hitit İmparatorluğu’nun Wilusa adıyla Hititlerin uç beyliği olduğunu bir mühürle ispatlamıştır. Aşağı Şehir’de yapılan bu kazılar Koffman’ın zamansız ölümü üzerine durmuşsa da 2014 yılında yeniden başlayacaktır. TROİA KAZILARI 39 40 TROİA Troia Hazinesinden Halkalı Sepetli Küpeler Troia Hazinesinden Altın Bilezik. İstanbul Arkeoloji Müzesi TROİA KAZILARI 41 42 TROİA 1975 yılında yaptırılan tahta at TROİA KAZILARI 43 KRONOLOJİ Troia I Yaklaşık M.Ö. 2920-2550. Troia II Yaklaşık M.Ö. 2550-2250. Troia III Yaklaşık M.Ö. 2250-2200. Troia IV/V M.Ö. 2200-1740/30. Troia VI Yaklaşık M.Ö. 1740/30-1300. Troia VII Yaklaşık M.Ö.1300-1180. Troia VII - (Troia VIIb1) Yaklaşık M.Ö. 1180-1130. Troia VIIb2 ve Troia VIIb3 Yaklaşık M.Ö. 1150-950. Troia’nın zayıf yerleşmesi M.Ö. 950-700. Troia VIII Yaklaşık M.Ö. 700-85. Troia IX M.Ö. 85- Yaklaşık M.S. 500. Troia X özellikle M.S. 12. ve 13. yüzyıl. 44 TROİA ULAŞIM Deniz yoluyla Çanakkale marinasına, İstanbul ve Ankara’dan Çanakkale Havaalanı’na uçakla, özel aracınızla veya otobüsle, karayoluyla Çanakkale’ye ulaşabilirsiniz. Çanakkale kent merkezine 30 km. uzaklıkta olan Troia’ya toplu taşıma araçları çalışmaktadır. ULAŞIM 45 İLETİŞİM REHBERİ Kurum İletişim Çanakkale Valiliği (286) 217 12 34 www.canakkale.gov.tr İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Kayserili Ahmet Paşa Caddesi Tel: (286) 217 50 12 Faks: (286) 212 45 22 Turizm Danışma Bürosu İskele Meydanı No 67 Tel: (286) 217 11 87 Troia Ören Yeri Tevfikiye Köyü, Çanakkale (286) 283 05 36 - 283 00 61 Haftanın her günü 8.00-17.00 (yaz aylarında 19.30) saatleri arasında açık olan ören yerine girişler ücretlidir. Manfred Osman Korfmann Kütüphanesi (286) 213 72 12 Çanakkale Arkeoloji Müzesi Barbaros Mahallesi, 100. Yıl Cad. E-Mail: canakkalemuze@kultur turizm.gov.tr Tel: (286) 217 65 65- 217 67 40 Faks: (286) 217 11 05 Haftanın her günü 8.00-17.00 saatleri arasında açık olan müzeye girişler ücretlidir. 46 TROİA Kurum İletişim Çanakkale Boğaz Komutanlığı Deniz Müzesi Fevzi Paşa Mahallesi, Çimenlik Sokak-Çanakkale (286) 213 17 30 Haftanın her günü (pazartesi, perşembe hariç) 9.00-17.00 saatleri arasında açık olan müzeye girişler ücretlidir. Kabatepe Müzesi (286) 814 12 97 Haftanın her günü (pazartesi hariç) 8.00-17.00 saatleri arasında açık olan ören yerine girişler ücretlidir. Assos Ören Yeri Behramkale Köyü, Ayvacık (286) 721 72 18 Haftanın her günü 8.00-17.00 saatleri arasında açık olan ören yerine girişler ücretlidir. Alexandreia Troas Örenyeri Dalyan Köyü, Ezine Haftanın her günü, 8.00-17.00 saatleri arasında açık olan ören yerine girişler ücretlidir. 47 TROİA Troia, Zeus, Hera, Athena, Apollon, Akhilleus, Hector, Paris ve Helena gibi ölümsüz ve ölümlü kahramanlar üzerinden bir yanıyla mitolojinin başkentidir. Bir yanıyla da çeşitli Anadolu medeniyetlerinin kendi damgalarını vurduğu antik yerleşimin adı. Homeros'un İliada'daki eşsiz anlatımıyla tarihe geçen çetin savaş Akhalılarla Troialılar arasında gerçekleşmişti. Akhalıların bir savaş hilesiyle ele geçirdikleri Troia, daha sonraki zamanlarda önemli tarihi insanların ilgisini çekti. Kserkes, Büyük İskender, Hadrian ve Augustus gibi nice kral ve imparator bu şehri ziyaret etti. Bu şehri ziyaret eden son imparator ise Fatih Sultan Mehmet'ti. Bizanslı tarihçi Kritovulos, Fatih Sultan Mehmet'in kenti ziyaretinde, "Allah bu şehrin ve halkın intikamını almak hakkını bana nasip eylemiştir" dediğini aktarır. ISBN-13: 978-605-149-5880 ISBN: 978-605-149-5880 9 786051 495880
Benzer belgeler
Aynı Coğrafyada İki Savaş: Troia ve Çanakkale Savaşlarının
Reyhan Körpe, “ Boğaz Savaşları” Kubaba, 2006, Sayı 6, s. 27-36.
Çanakkale Boğazının Anadolu yakasında ve Ege Denizi kıyısında, Dardanos’tan Beşige Koyuna kadarki kıyı kesiminde yapılan kazı ve yüz...