Datça Hurması (Phoenix theophrasti)
Transkript
Datça Hurması (Phoenix theophrasti)
SI–003 Datça Hurması (Phoenix theophrasti) Populasyonlarında Genetik Çeşitliliğin SSR Belirteçleriyle Saptanması Nilden Vardareli, Taylan Doğaroğlu, Belgin Göçmen Taşkın Muğla Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü, [email protected] Amaç: Bu çalışma ile, ülkemizin Muğla İli’nin Datça ve Bodrum İlçeleri’nde ve Antalya İl sınırları içerisinde Kumluca ve Patara’da çok sınırlı alanlarda yayılış gösteren ve ülkemiz için ender, Girit’teki varlığını da dikkate aldığımızda bölge için endemik olan Datça Hurması (Phoenix theophrasti ve Phoenix teophrastii ssp. gölköy) populasyonlarının SSR belirteçleri kullanılarak moleküler düzeyde ilk kez karakterize edilmesi, populasyon içi ve populasyonlar arası varyasyonların, populasyonlar arası genetik uzaklıklarının ve gen akış düzeylerinin saptanması, ayrıca P. theophrasti’nin diğer bazı Phoenix türleri ile ve Avrupa’nın diğer yerli palmiyesi olan Chamaerops humilis ile akrabalık ilişkilerinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmada, 6 P. theophrasti populasyonu örneklenmiştir. Ayrıca P. theophrasti’nin diğer Phoenix türleri ile ve C. humilis ile akrabalık ilişkilerinin ortaya konulabilmesi amacıyla, P. dactylifera, P. reclinata, P. rupicola, P. roebelenii, P. canariensis, P. laureiri, P. acaulis, P. sylvestris ve C. humilis türlerinin her birinden 5’er sertifikalı bireye ait genç yaprak örnekleri Muğla Orman İl Müdürlüğü’nden yetkililirin yönlendirmesi ile “Köyceğiz Palmiye Merkezi”nden temin edilmiştir. Tüm örneklerin genomik DNA izolasyonu yapıldıktan sonra daha önce P. dactylifera’da geliştirilen ve P. theophrasti’ye de trasfer edilebilirliği gösterilmiş olan primerlerden seçilen 12 SSR primeri ile taranmıştır. Elde edilen PCR ürünleri agaroz jelde sabit voltajda yürütülüp görünütülendikten sonra her bir bireye ait farklı SSR primerine ait ürünleri içeren pleksler oluşturularak Peak Scanner (Applied Biosystems) programı ile okutulup, sonuçları Genetix405 ve Popgen32 programları ile analiz edilmiştir. Bulgular: Bulgularımız, çalışılan 6 P. theophrasti populasyonu arasındaki farklılaşmanın ciddi boyutlarda olduğunu ve aralarındaki gen akış düzeylerinin kritik değerin altına düştüğünü göstermektedir. Ayrıca, P. theophrasti’nin C. humilis ve diğer 8 Phoenix türü ile genetik uzaklıkları da ilk kez moleküler düzeyde ortaya konulmuştur. Sonuç: Avrupa’nın yerli iki palmiyesinden biri olan Datça Hurması dünyada sadece Türkiye ve Yunanistan’da doğal yayılış göstermektedir. Bu da Anadolu ve Girit arasındaki flora bağlantısına iyi bir örnek olarak gösterilmektedir (Yaltırık and Boydak, 1991). P. theoprasti IUCN ’nin 2007 yılında açıklanan Kırmızı Liste’sinde “Düşük Risk Grubu’na dahil edilmiştir. Ancak 2007 yılında tür için uygun görülen bu risk değerlendirmesi, türün 1998 yılında yapılan değerlendirmeleri ve Girit Adasındaki en büyük alt populasyonunun Yunanistan Kanunları çerçevesinde koruma altında bulunması dikkate alınarak yapılmış olup, bu değerlendirmenin türün gerek Yunanistan gerekse Türkiye’deki son durumu dikkate alınarak güncellenmesi gerektiği IUCN 2010’da bildirilmektedir. Moleküler düzeyde gerçekleştirilen bu çalışma bu güncelleme açısından büyük bir önem taşımakta olup, elde edilen bulgular türün CR (critically endangered), dağılış alanı kaybı ≥ 80 % kategorisinde yer alması gerektiğini göstermektedir. Türün doğal yayılış alanının turizm açısından önemi dikkate alınarak in-situ ve ex-situ koruma programlarının acilen hayata geçirilmesi önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: Phoenix theophrasti, genetik çeşitlilik, SSR. 21. Ulusal Biyoloji Kongresi, 03–07 Eylül 2012, Ege Üniversitesi, İzmir, Türkiye http://www.ubk2012.ege.edu.tr 319 Teşekkür: Bu çalışma Muğla Üniversitesi BAP tarafından (2011/1 no’lu proje) desteklenmiştir. Örneklerin toplanması aşamasındaki yardımları için Nedim TÜZÜN’e teşekkür ederiz SI–004 Kızılçam (Pinus brutia Ten.)’da Böcek İstilasına Dirençte Genetik Farklılığın Sitokrom P450720B (CYP720B) Ekspresyon Düzeyleri Bakımından Araştırılması Aslı Semiz, Alaattin Şen Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, Denizli, [email protected] Amaç: Kızılçam (Pinus brutia Ten.), ekonomik ve ekolojik bakımlardan Türkiye’nin önde gelen yerli orman ağaçlarındandır. Ağaçlandırma alanlarında karşılaşılan en büyük sorun böcek istilasıdır. Bu çalışmada Antalya ili Çığlık beldesinden toplanan ibre örneklerinden elde edilen RNA’lardan RT-PZR yöntemi ile çamlarda terpen sentezinde rol oynayan Sitokrom P450720B (CYP720B) geninin ekspresyon düzeyleri arasındaki farklara bakılarak bireyler arasında genetiksel bir fark olup olmadığının tanımlanması amaçlanmıştır. Gereçler ve Yöntemler: Yapılan arazi çalışmasında çam kese böceği tarafından istila edilmiş ve edilmemiş 6 farklı klondan 10’ar bireyden toplamda 60 bireyden ibre örnekleri toplanmıştır. Araziden sıvı azot içinde getirilen ibre örnekleri analizi yapılıncaya kadar Pamukkale Üniversitesi, Biyoloji Bölümü, Moleküler Toksikoloji ve Biyokimya Laboratuarındaki soğutucularda -80°C’de muhafaza edilmiştir. İbre örneklerinden Bitki RNA İzolasyon Mini Kit (Agilent) ile RNA’lar izole edilmiştir. Elde edilen RNA’lardan cDNA sentezi RevertAid Revers Transkriptaz kullanılarak üretici firmanın talimatlarına göre gerçekleştirilmiştir. Sentezlenen cDNA’lardan araştırma laboratuarımızda klonladığımız P. brutia CYP720B genine özgün primerler kullanılarak polimeraz zincir reaksiyonu gerçekleştirilmiş ve ekspresyon düzeyleri arasındaki farklar örneklerin %1’lik agaroz jel elektroforezinde yürütülmesi sonucunda elde edilen bant şiddetlerinin Scion Image Analyzer görüntü analiz sistemi ile analiz edilmesi sonucunda saptanmıştır. Elde edilen sonuçlar β-aktin ile normalize edilmiştir. Bulgular: Yapılan çalışma sonucunda bireyler arasında konifer savunmasında ve terpen kimyasal çeşitliliğinde merkezi bir rol oynayan CYP720B geninin ekspresyon düzeyleri arasında farklar bulunmuştur. Çam kese böceği ile istila edilen klonlardaki 42 bireyde CYP720B ekspresyon düzeyleri istila edilmemiş bireylere göre yaklaşık 9 kat artış göstermiştir. Sonuç: Bu çalışmada elde edilen sonuçlar kızılçamda genetik bakımdan dirençli bireylerde CYP720B geninin bu direncin oluşmasında aktif ve önemli rol aldığını düşündürtmektedir. Bu bireylerden alınacak tohumların yeni ağaçlandırılacak alanlarda kullanılması çam kese böceğine karşı dirençte başarı sağlanmasında önemli rol oynayacaktır. Anahtar Kelimeler: Kızılçam, CYP720B, Ekspresyon, Genetik farklılık, Böcek direnci. Teşekkür: Bu çalışma PAÜ-BAP tarafından desteklenmiştir (Proje No: 2010FBE023). 320 21. Ulusal Biyoloji Kongresi, 03–07 Eylül 2012, Ege Üniversitesi, İzmir, Türkiye http://www.ubk2012.ege.edu.tr