e-Bülten
Transkript
e-Bülten
İ Ş =A Ş BEYSAN SANAYİCİ VE İŞ ADAMLARI DERNEĞİ’NİN [email protected] HUKUKİ, EKONOMİK, MALİ, TİCARİ HAFTALIK E-BÜLTENİDİR Beysan Sanayi Sitesi Fuar Cad. No:15 Beylikdüzü/İSTANBUL Mayıs 2013/18 18. Hafta İçindekiler: - İş Adamları Beylikdüzü Kültür Merkezi’ne Hayran Kaldı - Gençbay, 1 yıl 8 ay hapse mahkum oldu - Bir Yılda 350 Bin Yeni Mükellef - Türkiye İçin Cari Fazla Veriyoruz - Türkiye Not Artışına Çok Yakın - Türkiye'de Cari Açık Yeniden Genişleyecek www. besid.org.tr Tel: 0212 875 05 05 Bizden Haberler: BEYSAN ve HARAMİDERE SANAYİ SİTESİ YÖNETİCİLERİ DERNEĞİMİZDE BULUŞTU Haramidere Sanayi Sitesi Yönetimi Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Hakkı ÖZYURT, 1 Mayıs 2013 Çarşamba günü davetimiz üzerine derneğimize ziyarette bulunmuşlardır. ÖZYURT, Haramidere Sanayi Sitesini temsilen iştirak ettiği toplantıya; birbirine komşu iki Sanayi Sitesinin ortak paydada ne gibi projeler üretebileceği masaya yatırıldı. Bu kapsamda ilk olarak iki siteyi temsil edecek ortak bir giriş kapısı yapılması konusunda taraflar anlaşmaya vardı. - Savunma Sanayide İhracat Arttı - Otomotiv İhracatı, Yeniden ‘Gaza Bastı’ - Başçı: Enflasyon Nisan'da Düşecek - Enflasyon Beklentilerin Altında - "Usulsüzlüğe" 150 Milyon Lira Ceza - Dış Ticaret Açığı Geriledi - Bankalar Gayrimenkul Zengini Oldu - Vize Muafiyeti Anlaşmaları Dış Ticarete Yaradı - IMF ile Bir Dönem Kapanıyor Makale - Biyoekonomi Olmadan Rekabet Zor! -Vadeli Çekler Reeskont Uygulaması Kapsamında Bir Hikaye: - Kendinize Engel Olmayın Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır; Çalışkan olmak! DERNEK BAŞKANIMIZ, SN. UZUN’ UN KAHVALTILI TOPLANTI DAVETİNDE Beylikdüzü Belediye Başkan’ı sn. Yusuf UZUN İş adamları ile kahvaltıda bir araya geldi. İş adamları ile ilişkileri geliştirmek ve belediyenin faaliyetlerini, iş adamlarına anlatmak üzere Belediye Başkanı Yusuf UZUN, yeni açılan Belediye Kültür Merkezinde toplantı düzenledi. Derneğimizin yönetim kurulu başkanı Sn. Zekeriya ACAR’ da, aynı zamanda iş adamı olması vasfı ile görüş ve değerlendirmelerini bildirmek üzere toplantıya iştirak etmiştir. Haberin detayları birinci sayfadadır. KARADENİZ, HAZİRANDA BİR BAŞKA GÜZEL Şehirli olan ruhumuzu, Karadeniz’in yaylalarında arındırmaya gidiyoruz. Besid tarafından, 18-23 Haziran 2013 tarihlerinde düzenlenmek üzere “Karadeniz Yayla ve Kültür Turu” planlanmıştır. Batum’dan başlayacak olan programımız Karadeniz’in eşsiz yaylaları ve tabiatı eşliğinde Samsunda son bulacaktır. Siz değerli sanayicilerimizi etkinliğimize bekliyoruz. Etkinlik detayları için: 0212 875 05 05 / 0530 265 53 54 [email protected] Batan güneş için ağlamayın; yeniden doğduğunda ne yapacağınıza karar verin.” Dale Carnegie R İş Adamları Beylikdüzü Kültür Merkezi’ne Hayran Kaldı Beylikdüzü Belediye Başkanı Yusuf Uzun, sanayi kuruluşlarının sahipleri iş adamları ile Kültür Merkezi’nde kahvaltılı toplantıda bir araya geldi. 04 Nisan 2013 Beylikdüzü’nde ekonomiye yön veren ve istihdam sağlayan iş adamları, Beylikdüzü Belediye Başkanı Yusuf Uzun’un verdiği kahvaltıda buluştu. İlişkileri geliştirmek amacıyla düzenlenen toplantıda Başkan Uzun ilçede gerçekleştirdiği 4 yıllık faaliyetlerini iş adamlarına anlattı. İş adamlarına birlikte çalışma çağrısında bulunan Başkan Uzun, Beylikdüzü Kariyer Merkezi (BEYKAM) hakkında bilgiler vererek, iş ve işçi arayışlarında Beylikdüzü Belediyesi’nin aracı bir kurum olduğunu, iş arayanlara iş, işverenlere de işçi bulduklarını ifade etti. Beylikdüzü Belediye Başkanı Yusuf Uzun, toplantının ardından ilçede ekonomi ve istihdama yaptıkları katkıdan dolayı iş adamlarına teşekkür plaketi verdi. Birçoğunun yoğun işleri dolayısı ile ilk kez geldikleri Beylikdüzü Belediyesi Kültür Merkezi’ni de gezen sanayiciler, ortamı oldukça beğendiklerini ifade ettiler. Beysan’a Neşter Vurulacak… Beysan Sanayi Sitesi’nin yolları hakkında Belediye Başkanı Yusuf Uzun’dan yardım isteyen iş adamları bu konunun da sözünü aldılar. Çalışmalara sanayi sitesinin yönetim kurulu ile ortaklaşa başladıklarını belirten Başkan Uzun, “Şu anda Beysan yönetimi ile birlikte çalışmalarımızı yapıyoruz. Yol yapım ve asfaltlama çalışmalarına da yakın bir zamanda başlayarak Beysan’ı modern görünümüne kavuşturacağız” dedi. Kaynak: http://www.beynet.com/haber/35818/is-adamlari-beylikduzu-kultur-merkezine-hayran-kaldi.html Site Yönetimimiz Çalışıyor Birlik Caddesi’ne kısmi asfalt yama işlemi, ve trafo altları ile caddelerde ki moloz yığınları temizlenmesi vesilesi ile, yavaş yavaş sitemizde gözlemlemeye başladığımız değişimleri kaleme alıyoruz. - Site Yönetimimiz ile Dernek Yönetim Kurulu Sekreterimiz Sn. Bingül PÜSKÜL’ ün yoğun çabaları sayesinde Büyükşehir Belediyesi Altyapı Hizmetleri Müdürlüğü tarafından Birlik caddesindeki irili ufaklı çukurlar asfalt yama işlemi ile kapanmış durumdadır. Diğer caddelerimiz için yönetimin konu ile ilgili takibi Büyükşehir Belediyesi ve Beylikdüzü Belediyesi bünyesinde devam etmekte. - Toplu Yapı Yönetimi site giriş çıkışlarını kontrol altında tutmak adına ve tek yönde giriş sağlamak için güvenlik noktalarına tuzak kurma çalışmasına başlamış durumdadır. - Shuttle Servis’i her yarım saatte bir siteyi turlamakta, iş yerlerine yürümek zorunda olan çalışanlarımıza shuttle servisini kullanmalarını tavsiye ederiz. - Sitemizde ki güvenlik vukuatları 2-3 hafta öncesine göre gözle görülür biçimde azalmış durumdadır. Güvenlik personelinin düzenli devriyesi, ve tamamlanma aşamasında olan güvenlik kameraları kurulumu ile mümkün olan minimum noktaya indirgemek hedeflenmiş durumdadır. - Sitemizin Ambarlı çıkışı noktasında ki kavşak karmaşası giderilmeye çalışıyor bu yönde yönetimin ilgili makamlara sunduğu dilekçeleri sorduğumuz sorular neticesinde bizimle paylaşıldı. Yine Ambarlı çıkışı için planlanan trafik ışıklandırması için yönetimin çalışmaları ve temasları devam etmekte. Seçildikleri günden bu yana yoğun çabaları ve özverileri ile sitemizin sorunları üzerinde mesai harcayan Toplu Yapı Yönetimi Yönetim Kurulu Heyetine teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılar diliyoruz. Bir Yılda 350 Bin Yeni Mükellef Türkiye'de 2012 yılındaki faal mükellef sayısı bir önceki yıla göre 353 bin kişi artarak 4 milyon 687 bine ulaştı. 04 Mayıs 2013 Gelir İdaresi Başkanlığı'nın verilerinden derlenen bilgilere göre, 2012 yılında önceki yıllara oranla faal mükellef sayısında ciddi artış yaşandı. Söz konusu rakam, 2011'e göre 2012 yılında yüzde 8,1 oranında artış gösterdi. Geçen yıl birçok il faal mükellef sayısını artırdı. Söz konusu yılda en yüksek artış yüzde 15,8'le Çankırı'da gerçekleşirken, bu ili sırasıyla yüzde 12 ile Kırşehir, yüzde 11,8 ile Erzincan, yüzde 11,5'le de Kocaeli ve Sivas takip etti. İstanbul, Türkiye'nin 4'te 1'ini oluşturdu Sahip olduğu 1 milyon 254 bin faal mükellefle toplam faal mükellef sayısının 4'te birinden fazlasını oluşturan İstanbul, bu alandaki liderliğini sürdürdü. İstanbul'u 407 bin faal mükellefle Ankara takip ederken, bu ili de sırasıyla 317 binle İzmir, 176 binle Antalya, 171 binle Bursa ve 111 binle Konya izledi. Kaynak:http://www.dunya.com/bir-yilda-350-bin-yeni-mukellef-190626h.htm Türkiye İçin Cari Fazla Veriyoruz "Avrupalının kriz sonrasında orta segment mallara yönelmesi, bizde talep patlamasına yol açtı. İnşaat sektöründeki patlama, gelir düzeyinin yükselmesi ile iç pazardaki hızlı büyüme de eklenince, krizin başından bu yana dört kat büyüdük." 1999'da Türkiye'de faaliyet göstermeye başlayan Franke, Türkiye'deki üretiminin yüzde 70'ini Avrupa ve ABD'ye ihraç ediyor. Franke'nin Türkiye'de biri Gebze'de diğeri Manisa'da olmak üzere iki fabrikası var. Gebze ve Manisa fabrikalarında 600 kişi çalışıyor. Üretimde davlumbaz ve evyenin ağırlığı var. Franke Bölge CEO'su Özgen Özkan, "Türkiye'de iş yapan İsviçreli bir şirket olarak cari fazla veriyoruz" diyor. Türkiye'nin çok ciddi bir üretim ve lojistik üssü olması gerektiğini ifade eden Özkan'ın yorumları şöyle: "Grubu da bu hedef doğrultusunda yönlendirmeye çalışıyoruz. Dünya haritasını dörde katla aç, iki köşenin kesiştiği yerde Türkiye var. Bunu doğru kullanmak gerekiyor. Bugün, Türkiye'nin en büyük sorunu cari açık. Yaptığımız faaliyetlerin cari açık oluşturmayacak faaliyetler olması gerekiyor. Biz Franke olarak şu anda Türkiye için cari fazla veriyoruz. İhracatımız, Türkiye'de kazandığımız paradan daha fazla. Türkiye'deki üretimin yüzde 70'ini Avrupa ve ABD'ye ihraç ediyoruz. Türkiye'nin de bu şekilde hareket etmesi, katma değeri yüksek alanlara yönelmesi gerekiyor. Türkiye'nin hem coğrafi köprü hem de Avrupa ile doğu arasında kültürel köprü görevini üstlenip, bunu sonucunda üretim ve lojistik üssü olması; tüm bunları cari fazla verecek bir yapıda gerçekleştirmesi gerekiyor." Kaynak:http://www.dunya.com/turkiye-icin-cari-fazla-veriyoruz-190602h.htm Türkiye Not Artışına Çok Yakın JCR Eurasia Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Ökmen, Türkiye'de; not artışını sağlayacak gelişmelerin çok fazla olduğunu belirterek "eli kulağında" yorumunda bulundu. 03 Mayıs 2013 Japan Rating Agency (JCR) Eurasia Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Ökmen, Türkiye'nin not artışına çok yakın olduğunu belirterek, "Türkiye'de not artışını ön plana çıkaracak gelişmeler çok fazla... Not artışını gerektiriyor, Türk tabiriyle eli kulağında..." dedi. AA Finans Masası'nda soruları yanıtlayan Ökmen, Türkiye'de kredi notuna etki edebilecek her gelişmeyi yakından izlediklerini anlattı. En son Haziran ayında Türkiye'yi değerlendirdiklerini anımsatan Ökmen, o tarihten bu yana bir sürü değişiklik, gelişme olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Olayı tam görebilmek için o bir yıllık perspektifimizi dikkate almak kaydıyla biz şöyle gördük olayı; Türkiye'de not artışını ön plana çıkaracak olan gelişmeler çok fazla... Bir kere Türkiye'nin ekonomik aktiviteleri son 10 yılda ciddi artış gösterdi. Bu aktivite artışı sonuçta Türkiye'ye hem toplumsal hem sosyal olarak çok ciddi kazanımlar getirdi, her alanda görüyoruz. En büyük örneği sağlık alanında... Çünkü reyting sadece ekonomik gelişmelere bakmıyor, başka alanlara da bakıyor. Komşularıyla olan ilişkilerinde, bölgede küresel düzeyde, her anlamda politik olarak da ekonomik olarak da hem devam etti, hem arttı. Bütün bunlar reytinge olumlu etki eden unsurlardır." "Bütün bunları dikkate aldığınızda Türkiye'nin algısı yatırımcılar nezdinde de bir miktar pozitife dönmüş. Not artışını gerektiriyor." Kaynak: http://www.dunya.com/turkiye-not-artisina-cok-yakin-190539h.htm Türkiye'de Cari Açık Yeniden Genişleyecek Avrupa Birliği Türkiye'nin bu yıl yüzde 3.2, gelecek yıl ise yüzde 4 büyüyeceğini öngördü. 03 Mayıs 2013 Avrupa Birliği'nin Bahar dönemi ekonomik tahminleri AB Komisyonu'nun Ekonomik ve Parasal İlişkiler ve Euro'dan sorumlu Başkan Yardımcısı Olli Rehn tarafından Brüksel'de düzenlenen bir basın toplantısıyla açıklandı. Tahmin raporunda Türkiye'ye ilişkin belirlemeler de yer aldı. Buna göre 2012 yılında yüzde 2.2 büyüme kaydedilen Türkiye'de GSYİH bu yıl yüzde 3.2, 2014 yılında ise yüzde 4 artacak. İşsizlikte artış tahmin ettiler AB, Türkiye'de 2012'de yüzde 8.1 olan işsizlik oranının bu yıl yüzde 8.6, gelecek yıl ise yüzde 8.8 düzeyinde olacağını tahmin etti. Geçen yıl yüzde 5.8 olarak ölçülen cari işlemler açığının bu yıl yüzde 6.8'e yükseleceği, 2014 yılında ise yüzde 7.2 olacağı tahmininde bulunan AB'nin konuya ilişkin raporunda Türkiye'ye ilişkin şu saptamalarda bulunuldu: "-Cari işlemler açığı yeniden genişleyecek: İthalattaki durgunluğu ve ihracattaki artışı yansıtarak cari işlemler açığı 2012'de önemli iyileşme gösterdi. Uzun süreli açık GSYİH'in yüzde 6'sı dolaylarına geriledi. Ancak 2013'ün ilk iki aylık verileri cari hesaptaki iyileşmenin; toplam ihracat hızla azalan altın satışlarından zarar görmüş, iç taleple birlikte ithalat hızlanmaya başlamışken sona ulaştığını öne sürüyor. Cari işlemler açığının yenilenmiş genişlemesi petrol ve diğer hammadde fiyatlarındaki varsayımsal düşüşle sınırlanacak. Cari açığın 2013 ve 2014'te sırasıyla GSYİH'nın yüzde 6.8'i ve yüzde 7.2'si olması bekleniyor." Kaynak:http://www.dunya.com/turkiyede-cari-acik-yeniden-genisleyecek-190537h.htm Savunma Sanayide İhracat Arttı Türkiye'de geçen ay savunma ve havacılık sanayi sektöründeki ihracat, geçen yıla göre yüzde 12,6 arttı. 03 Mayıs 2013 Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) kayıtlarından derlenen bilgiye göre, Türkiye'de, savunma ve havacılık sanayi sektöründe ihracat yapan firmalar, nisan ayı performansını geçen yılın aynı ayına oranla yüzde 12,6 arttırarak, 114 milyon 167 bin dolara yükseltti. Türkiye'nin nisan ayı ihracatının yüzde 1'ini kapsayan ''savunma ve havacılık sanayi'' sektöründe, ihracat yapılan ülkeler arasında ilk sıralarda ABD, Ukrayna ve İtalya yer aldı. ABD'ye 42 milyon 811 bin dolar, Ukrayna'ya 29 milyon 149 bin dolar, İtalya'ya 6 milyon 334 bin dolar ihracat yapıldı. Söz konusu dönemde savunma ve havacılık sanayi sektöründe en fazla ihracat, 46 milyon 365 bin dolar ile İstanbul'dan gerçekleşti. Kaynak:http://www.dunya.com/savunma-sanayide-ihracat-artti-190523h.htm Otomotiv İhracatı, Yeniden "Gaza Bastı" Avrupa'daki daralma yüzünden aylar itibarıyla dalgalı seyir izleyen otomotiv ihracatı, nisanda yüzde 8,6 artışla aylık bazda şubattan sonra yılın en yüksek artış oranını yakaladı. 03 Mayıs 2013 Avrupa ülkelerindeki ekonomik daralma yüzünden aylar itibarıyla dalgalı bir seyir izleyen otomotiv ihracatı, nisanda yüzde 8,6'lık artış kaydederek, aylık bazda şubattan sonra bu yılın en yüksek artış oranına ulaştı. Sektör, yılın 4 aylık döneminde ise yüzde 2,2'lik artış ve 6 milyar 905 milyon dolar ihracat ile 7 milyar 251 milyon dolarlık 2003 yılı toplam otomotiv ihracat miktarına yaklaştı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerinden derlenen bilgilere göre, otomotiv sektörü, ocak-nisan döneminde Türkiye'nin toplam 48 milyar 943 milyon 28 bin dolarlık ihracatından yüzde 14,7 pay alarak liderliğini sürdürdü. Bu dönemde otomotiv sektörünün ihracatı, yüzde 2,2'lik artışla 6 milyar 905 milyon 289 bin doları buldu. "İhracatın lokomotifi" konumundaki otomotiv sektörünün en yakın takipçisi, yüzde 12'şerlik paylarla hazır giyim ve konfeksiyon ile kimyevi maddeler ve mamulleri sektörleri oldu. Bu sektörleri, yüzde 10,9 ile çelik izledi. Bu yıla ocak ayındaki 5,7 düşüşle başlayan ancak şubatta yüzde 9,2 artışla aylık bazda yılın en yüksek artış hızını yakalayan otomotiv sektörü, mart ayındaki yüzde 1,9'luk gerilemeyle frene basmıştı. Nisan ayında ise yüzde 8,6'lık artışla bir kez daha ileri vitese geçen sektör, bu ayda 1 milyar 769 milyon 820 bin dolarlık ihracat yaptı. Ocak-nisan dönemindeki ihracat artış hızı, inişli çıkışlı seyir nedeniyle yüzde 2,2 ile sınırlı kalan sektör, buna rağmen 4 ayda gerçekleştirdiği 6 milyar 905 milyon 289 bin dolarlık ihracat ile Türkiye'nin 2003 yılındaki 7 milyar 251 milyon 111 bin dolarlık toplam otomotiv ihracatına yaklaştı. Sektörün bu başarısı, son 10 yıllık süreçte katedilen mesafeyi de ortaya koydu. Kaynak:http://www.dunya.com/otomotiv-ihracati-yeniden-gaza-basti-190515h.htm Başçı: Enflasyon Nisan'da Düşecek Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı enflasyonda Nisan ayında belirgin bir düşüş olacağını söyledi. 30 Nisan. 2013 Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı enflasyon raporunu açıkladı. Başçı'nın açıklamasından satır başları şöyle: "Küresel gelişmeler politikalarımız üzerinde önemli rol oynamaya devam ediyor; risk iştahı ve sermaye akımları oynak seyre devam ediyor. Sermaye akımlarındaki oynaklığın finansal istikrar ve fiyat istikrarı üzerindeki etkilerini sınırlamayı hedefliyoruz. Mevcut küresel konjonktürde esnek ve çok araçlı bir para politikasına sahip olmamız önemli. Temel enflasyon göstergelerinin beklediğimizden daha yüksek gerçekleşmesi nedeniyle enflasyon tahminlerimizin başlangıç noktasını sınırlı ölçüde yukarı yönlü güncelledik; bu güncellemenin yılsonu enflasyon tahmini üzerindeki etkisi yaklaşık 0.2 puan artırıcı yönde oldu. Faizlerin düşük makro ihtiyati tedbirlerin sürdüğü çerçeveyi esas aldık. Enflasyon 2013 sonunda orta noktası yüzde 5.3 olmak üzere yüzde 4.1-yüzde 6.5 aralığında bekleniyor. Enflasyon 2014 sonunda orta noktası yüzde 4.9 olmak üzere yüzde 3.1-yüzde 6.7 aralığında bekleniyor.Orta vadede enflasyonun yüzde 5'te istikrar kazanacağını öngörüyoruz. Nisan ayında enflasyonda belirgin düşüş göreceğiz." Kaynak:http://www.ntvmsnbc.com/id/25439014/ Enflasyon Beklentilerin Altında Nisan'da TÜFE yüzde 0,42 arttı, ÜFE yüzde 0,51 oranında azaldı. Yıllık TÜFE ise yüzde 6,13'e geriledi. Nisan ayının zam şampiyonu kadın ceketi olurken, sivri biber ise fiyatı en fazla azalan ürün oldu. 03 Mayıs. 2013 Cuma Enflasyon Nisan ayında beklentilerin altında bir oranda arttı. Yıllık enflasyon ise bir puandan fazla düştü. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Nisan ayında Tüketici Fiyatları Endeksi'nin (TÜFE) aylık yüzde 0,42 arttığını, Üretici Fiyatları Endeksi'nin (ÜFE) yüzde 0,51 oranında azaldığını açıkladı. CNBC-e anketinde TÜFE'de ortalama yüzde 0.64 artış bekleniyordu. Nisan ayı itibariyle yıllık enflasyon ise TÜFE'de yüzde 6,13, ÜFE'de yüzde 1,70 oldu. KADIN CEKETİ ZAM ŞAMPİYONU Nisan ayının zam şampiyonu, fiyatı yüzde 25,41 oranında artan kadın ceketi oldu. EN ÇOK SİVRİ BİBER UCUZLADI Geçen ay fiyatı en fazla düşen ürün ise, Mart ayının zam şampiyonu olan sivri biber. Nisan'da sivri biberin fiyatı yüzde 51,89 azalırken, fiyatı en çok düşen ürünler sırasıyla patlıcan (yüzde 48,53), salatalık (yüzde 22,30), mücevher (altın) (yüzde 6,23), kaşar peyniri (yüzde 5,26), LPG dolum ücreti (yüzde 3,78), yumurta (yüzde 3,02), mazot (yüzde 2,78) ve benzin (yüzde 2,64) oldu. Kaynak:http://www.ntvmsnbc.com/id/25439792/ "Usulsüzlüğe" 150 Milyon Lira Ceza Maliye Bakanlığının geçen yıl yaygın ve yoğun vergi denetimlerinde yaklaşık 4,5 milyon mükellef denetlendi, 150 milyon lira usulsüzlük cezası kesildi. 03 Mayıs 2013 Maliye Bakanlığının geçen yıl yaygın ve yoğun vergi denetimlerinde yaklaşık 4,5 milyon mükellef denetlendi, 150 milyon lira usulsüzlük cezası kesildi. Gelir İdaresi Başkanlığının Faaliyet Raporu'ndan derlenen bilgilere göre, Maliye Bakanlığı 2012 yılında fatura, fiş ve sevk irsaliyesi gibi belgelerin kontrol edildiği 4 milyon 428 bin 127 mükellef nezdinde yaygın ve yoğun denetimde bulundu. Aylık ortalama 3 bin 963 denetim elemanının yaptığı denetimler sırasında, kayıt dışı çalıştığı tespit edilen 45 bin 68 kişi için yeni mükellefiyet tesis ettirildi, bin 190 iş yerinde fiili envanter yapıldı. 48 bin 498 iş yerinde de hasılat tespiti gerçekleştirilirken, kesilen usulsüzlük cezası da 150 milyon 437 bin 509 lira oldu. Kaynak:http://www.dunya.com/usulsuzluge-150-milyon-lira-ceza-190514h.htm Dış Ticaret Açığı Geriledi Mart ayında ihracat yüzde 0,3, ithalat yüzde 0,6 azaldı. Dış ticaret açığı yüzde 1,1 azaldı. 30 Nisan 2013 Türkiye İstatistik Kurumu ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle oluşturulan geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2013 yılı Mart ayında, 2012 yılının aynı ayına göre yüzde 0,3 azalarak 13 milyar 175 milyon dolar, ithalat yüzde 0,6 azalarak 20 milyar 560 milyon dolar olarak gerçekleşti. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2012 Mart ayında yüzde 63,9 iken, 2013 Mart ayında yüzde 64,1’e yükseldi. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2013 yılı Mart ayında önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 2,8, ithalat yüzde 3,2 arttı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2013 Mart ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 3,5, ithalat yüzde 5,8 azaldı. Avrupa Birliği’ne ihracat yüzde 2,4 azaldı Avrupa Birliği’nin (AB) ihracattaki payı 2012 Mart ayında yüzde 41,6 iken, 2013 Mart ayında yüzde 40,7’ye geriledi. AB’ye yapılan ihracat, 2012 yılının aynı ayına göre yüzde 2,4 azalarak 5 milyar 368 milyon dolar olarak gerçekleşti. En fazla ihracat yapılan ülke Almanya oldu Almanya, 2013 Mart ayında en fazla ihracat yapılan ülke oldu. Bu ülkeye yapılan ihracat 2012 yılı Mart ayına göre yüzde 9,5 azalarak 1 milyar 154 milyon dolar olurken; Almanya’yı sırasıyla Irak (932 milyon dolar), İngiltere (657 milyon dolar) ve İtalya (590 milyon dolar) takip etti. İthalatta ilk sırayı Çin aldı Çin ithalatta ilk sırada yer aldı. Bu ülkeden yapılan ithalat, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 18,4 artarak 2 milyar 045 milyon dolar olarak gerçekleşti. Çin’i sırasıyla Almanya (2 035 milyon dolar), Kaynak: http://www.dunya.com/dis-ticaret-acigi-geriledi-190167h.htm 504 Yatırım Teşvik Belgesi Düzenlendi Bu yılın mart ayında 504 yatırım teşvik belgesi düzenlendi. 30 Nisan 2013 Yatırım teşvik belgelerine ilişkin listeler, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlandı. Buna göre, mart ayında 504 yatırım teşvik belgesi düzenlenirken, öngörülen sabit yatırım tutarı 12 milyar 877 milyon 675 bin 53 lira, istihdam ise 17 bin 622 kişi oldu. Öte yandan, aynı ayda 86 yatırım teşvik belgesi iptal edildi. Bankalar Gayrimenkul Zengini Oldu Binlerce ipotekli gayrimenkul bankaların eline geçti 29 Nisan 2013 Ödenemeyen ticari ve bireysel krediler nedeniyle binlerce ipotekli konut, arsa, tarla, fabrika, dükkan bankaların eline geçti. AA muhabirinin bankaların internet sitelerindeki satış ilanlarından yaptığı derlemeye göre, geri dönmeyen kredilere karşılık haciz yoluyla el koydukları gayrimenkuller nedeniyle bankalar, "emlakçı" gibi oldu. Bankaların elinde yüzlerce konut, fabrika, bina, arazinin yanı sıra kerpiç evden samanlığa, çay bahçesinden dershaneye, pide ve kebap salonundan çırçır fabrikasına, cam seraya kadar onlarca değişik gayrimenkul bulunuyor. Satışa sunulan gayrimenkul sayısı bakımından ilk sırayı Türkiye Halk Bankası aldı. Halkbank'ın halen 50 arazi, 205 arsa, 42 fabrika, 311 iş yeri, 38 komple bina, 804 mesken, 959 tarla ve 82 proje olmak üzere satışta 2 bin 491 gayrimenkulü bulunuyor. Bankanın satışa sunduğu sadece 42 fabrikanın toplam muhammen bedeli ise 129,4 milyon lira. Satışa sunulan gayrimenkul sayısında ikinci sırayı ise bin 424 satılık gayrimenkulü bulunan İş Bankası alıyor. Bankanın satışa sunduğu gayrimenkullerin toplam muhammen bedeli 183,4 milyon lirayı aşıyor. Üçüncü sırada bulunan Vakıfbank bin 405 adet gayrimenkulü satışa çıkarmış durumda. Vakıfbank'ın satıştaki gayrimenkullerinin içinde sadece İzmir'de bulunan fabrikanın değeri 48 milyon lira. Satışta 741 gayrimenkulü bulunan Yapı ve Kredi Bankası'nın elinde Karaman'da 8 adet marka patenti ile bir bisküvi fabrikası da bulunuyor. Banka, söz konusu fabrikayı 6 milyon 500 bin lira muhammen bedelle satışa sundu. Neler yok ki Bankaların satışa sunduğu yüzlerce konut, bina, arazi, tarla ve onlarca fabrikanın yanı sıra satışa çıkardığı gayrimenkullerin bazıları şöyle; "Otel, dükkan, ahır, kerpiç ev, depo, zeytinlik, samanlık, elma bahçesi, incir bahçesi, kayısı bahçesi, sebze bahçesi, çayır, fıstıklık, mağaza, sentetik çuval fabrikası, soğuk hava deposu, demir-çelik fabrikası, dokuma fabrikası, un fabrikası, çeltik tarlası, disko, atölye, sulu tarla, kavaklık, bağ, kesimhane, fındık kırma fabrikası, pide ve kebap salonu, çırçır ve sabun fabrikası, kayısı işleme ve paketleme fabrikası, arıtma tesisi, zeytinyağı fabrikası, cam sera, mandıra, halı saha, kavaklık, dershane, fırın, bisküvi fabrikası, fast-food dükkanı, deri fabrikası, çay bahçesi." Kaynak:http://www.dunya.com/bankalar-gayrimenkul-zengini-oldu-190057h.htm Vize Muafiyeti Anlaşmaları Dış Ticarete Yaradı Vize muafiyeti anlaşmaları, imzalandığı ülkelerle gerçekleştirilen dış ticareti de artırıyor. 28 Nisan 2013 Dışişleri Bakanlığından edinilen bilgilere göre, son 10 yılda 21 ülke ile "Umuma Mahsus Pasaport Hamillerine Vize Muafiyeti Sağlayan Anlaşma" imzalandı, 'Resmi Pasaport Hamillerine Muafiyet Sağlama" kararı alan ülkelerle bu sayı 30'u geçti. Geçen yıl 7, 2010 ve 2011 yılında 3'er, 2009 yılında 5, 2008, 2006 ve 2004 yıllarında birer adet anlaşma imzalandı. 2009 yılında umuma mahsus pasaport hamillerine yönelik vize muafiyeti imzalan ülkelerden Suriye haricinde Libya, Arnavutluk, Ürdün Kosova ile ticaret hacmi artarken, bu ülkelere gerçekleştirilen ihracatta da artış kaydedildi. Libya, Arnavutluk, Ürdün ve Kosova ile yapılan toplam dış ticaret hacmi 2009 yılında 3 milyar 194 milyon iken 2012 yılında 4 milyar 41 milyon dolara yükseldi. 4 ülkeye 2009 yılında yapılan ihracat toplam 2 milyar 801 milyon 658 iken 2012 yılında yapılan ihracat 3 milyar 421 milyon 710 bin dolara ulaştı. Suriye'ye yapılan ihracat ise 2009 yılında 1 milyar 421 milyon 637 bin iken 498 milyon 853 bin dolara geriledi. Kaynak:http://www.dunya.com/vize-muafiyeti-anlasmalari-dis-ticarete-yaradi-189953h.htm IMF ile Bir Dönem Kapanıyor Hazine'nin IMF'ye ödeyeceği son ana para geri ödemesinin tarihi 14 Mayıs olarak belirlendi. 26 Nisan 2013 Hazine'nin, IMF'ye ödeyeceği son ana para geri ödemesinin tarihi 14 Mayıs olarak belirlendi. 14 Mayıs'ta Hazine, 19'uncu stand-by çerçevesinde IMF'ye son olarak 281 milyon 54 bin 813 SDR (yaklaşık 422,1 milyon ABD doları) ana para ödemesi yapacak. Böylece Türkiye, 52 yıldan beri borçlu olduğu IMF ile bir dönemi kapatacak. 2002'de 16,2 milyar SDR borç stoku bulunuyordu Türkiye'nin 2002 yılında IMF'ye 16 milyar 246 milyon SDR borç stoku bulunuyordu. Söz konusu borç stoku, 2005 yılında 10 milyar 247 milyon SDR'ye, 2008 yılında 5 milyar 534 milyon SDR'ye, 2010 yılında 3 milyar 654 milyon SDR'ye, 2011 yılında da 1 milyar 874 milyon SDR'ye kadar geriledi. Geçen yıl 19'uncu stand-by'dan kalan borç stoku 562 milyon 109 bin 622 bin SDR'ye inmişti. Makale: Biyoekonomi Olmadan Rekabet Zor! Dünyada biyo-ekonominin boyutu büyük bir hızla genişliyor. AB'deki büyüklük 1.5 trilyon euro'yu aştı. Türkiye'nin ise bu alanda ise henüz bir yol haritası bile yok. 04 Mayıs 2013 Türkiye'nin önümüzdeki dönemde sürdürülebilir kalkınmayı gerçekleştirebilmesi ve rekabetçi bir ekonomik yapıya sahip olabilmesi için gözardı edemeyeceği bir alana artık çok daha fazla geç kalmadan odaklanması gerekiyor. Gelişmiş ve gelişmekte olan bir çok ülkenin "stratejik" nitelik atfettiği bu alan "biyoekonomi". Biyoteknoloji, genetik, biyomedikal bilimler, biyokimya, biyomekanik, biyomalzeme, moleküler biyoloji, biyofizik, farmakoloji ve biyoinformatik gibi ekonomik faaliyetlerin bütünü olarak tanımlanan biyoekonominin Avrupa Birliği'nde ulaştığı büyüklük 1.5 trilyon euro. ABD'de tarımdan kaynaklı 76 milyar ve sanayiden kaynaklı 100 milyar dolarlık bir büyüklük mevcut. Kanada'da 87 milyar doları aşıyor. Türkiye'de ise biyoekonominin büyüklüğünü gösterir bir veri henüz üretilebilmiş değil. Biyoekoniminin dayandığı biyoteknoloji alanına son yıllarda büyük çaplı yatırımlar yapılıyor. ABD küresel ölçekte biyoteknoloji sektörünün lideri olarak görülmekle birlikte, son yıllarda İrlanda, İsrail, Singapur, Güney Kore, Çin, Hindistan gibi ülkelerde bu sektör hızlı bir büyüme gösteriyor. Büyüme hızı, gelişmekte olan ülkelerde çok daha yüksek. Nitekim, 2000 yılından itibaren gelişmiş ülkelerin biyoteknoloji pazarları yıllık yüzde 17 büyürken, Asya'daki gelişmekte olan ülkelerde bu oran yüzde 36'yı buluyor.15 Bu ülkelerde, biyoteknolojinin stratejik sektör olarak belirlendiği, biyoteknoloji spesifik programları ve girişim sermayesi fonları gibi finansal sistemler tasarlandığı görülüyor. Aynı zamanda biyoteknolojinin hızla geliştiği ülkelerde nitelikli işgücü yetiştirilmesine yönelik özel eğitim programlarının yoğunlaştırıldığı, yasal düzenlemelerin kolaylaştırıcı şekilde yapılandırıldığı da dikkat çekiyor. "Ulusal Biyoteknoloji Komitesi kurulmalı" Bu saptamalar, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı'nın (TTGV) "Biyoteknoloji Sektörel İnovasyon Sistemi-Kavramlar, Dünyadan Örnekler, Türkiye'de Durum ve Çıkarımlar" başlıklı raporda da dile getirildi. Raporda, pek çok ülkede genelde biyoteknoloji sektörü, özelde de odak alt sektörleri kurma çalışmalarının sürdüğü, gelişmekte olan ülkelerde biyoteknoloji sektörünün dönüşümünü desteklemek için "sektörel bir inovasyon sistemi" tasarımı gerçekleştirilerek buna göre hareket edilmeye çalışıldığı vurgulanıyor. Raporda, kapsamlı bir işbirliği ile sürdürülen programların temel vizyonunun, bilimsel çalışmaların stratejik düzeyde ve küresel ölçekte ticarileşmesine dayandırıldığı belirtiliyor. Türkiye'nin de biyoteknoloji konusunu en geniş çerçevede ele alması gerektiği ifade edilen raporda, "Küresel eğilimler ve mevcut potansiyeller ışığında somut analizlere dayalı biyoteknoloji alanındaki odak alt sektörlerin değer zinciri yaklaşımı ile rekabet gücü elde edilebilecek şekilde seçimi ve önceliklendirilmesi, Türkiye'nin büyüyen biyoekonomide kendine niş alanlar yaratabilmesi için kritik bir gereklilik olarak değerlendirilmektedir" görüşü dile getiriliyor. Raporda, "Teşviklerin, destek programlarının ve işbirliklerinin de belirlenen öncelikli alanlara pozitif ayrımcılık yapacak ve yol haritalarını mümkün kılacak şekilde yeniden yapılandırılması yararlı görülmektedir" deniliyor ve "Pek çok ülkede örneği ve yararları görülen, tüm tarafların temsil edildiği Ulusal Biyoteknoloji Komitesi'nin kurulması" öneriliyor. "Niş alanlar yaratılabilir" Raporun, "Biyoekonomi" bölümünü, hazırlayan Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Analisti Selin Arslanhan Memiş ile TEPAV Araştırmacısı Bilgi Aslankurt'un değerlendirmesinde de Türkiye'nin yaşam bilimleri politikasını ve bu sektörlerdeki stratejisini oluşturması ve rekabet gücü elde edebileceği odak alanlara yönelmesinin "kritik" bir önem taşıdığı vurgulanıyor. TEPAV uzmanlarının çalışmasında, nüfus artışı, yaşlanma, kaynakların yetersizliği gibi faktörlerin etkisiyle artan ihtiyaçlara cevap olarak kullanımı birçok alanda hızla yaygınlaşan biyoteknoloji uygulamalarının, dünyada büyüyen bir biyoekonomi oluşturduğu da belirtilerek, bu büyümenin farkında olan ve yol haritalarını buna göre şekillendiren ülkelerde, biyoteknolojinin ekonomiye etkisinin hissedilebilir derecede arttığı vurgulanıyor. Türkiye'nin, biyolojik kaynaklar ve genetik çeşitlilik açısından birçok ülkeden daha büyük bir zenginliğe sahip olduğuna işaret edilen çalışmada şöyle deniliyor: "Türkiye aynı zamanda, kendi ihtiyaçları ve büyüyen pazarının yanı sıra, coğrafi konumu itibariyle sağlık ve ilaç talebinin arttığı pazarlara yakınlık açısından kritik bir konumdadır. Bunları kullanabilmek ve büyüyen biyoekonomide bir yer bulabilmek ise çeşitli politika ve uygulamaları gerektirmektedir. Biyoteknoloji spesifik finansal mekanizmalar oluşturmak, yol haritaları tasarlamak, yasal düzenlemeleri yapılandırmak, gerekli insan kaynağı alt yapısını geliştirmek ve fikri mülkiyet haklarını düzenlemek bunlardan bazılarıdır. Türkiye'nin büyüyen biyoekonomide kendine niş alanlar yaratabilmesi kritiktir." 21 yüzyıl "Yaşam Bilimleri" yüzyılı olacak 2050 itibariyle dünya nüfusunun 9.3 milyara ulaşması ve dünyada 65 yaş üzeri nüfusun payının yüzde 16'yı bulması bekleniyor. Kişilerin gelir artışı ile birlikte yaşam süresi ve kalitesini arttıran sağlık hizmetlerine talebin artacağı gibi, bunu yanı sıra gıda, temiz su, temiz enerjiye gibi doğal kaynak taleplerinde de artış olacağı öngörülüyor. Bu süreçte iklim değişikliğinin etkisiyle de dünyadaki ekosistemlerin sürdürülebilirliğinin daha da oldukça zorlaşacağı ve gelinen bu noktada, sadece sağlıkta değil, enerji, gıda gibi yaşamın tüm alanlarındaki etkisiyle 21. yüzyılın, "Yaşam Bilimleri"nin yüzyılı olacağı beklentileri ağırlık taşıyor. İhtiyaçların çözümüne yönelik üretilen inovatif süreç, ürün ve hizmetlerin ekonomileri doğrudan etkilediği, bilgi ve inovasyon temelli yeni ekonomilerin en önemli bileşenlerinden birinin "Yaşam Bilimleri" olması bekleniyor. Kaynak:http://www.dunya.com/biyoekonomi-olmadan-rekabet-zor-190601h.htm Makale: Vadeli Çekler Reeskont Uygulaması Kapsamında Murat ÜRKMEZ kimdir? 1971 yılında Almus'da doğdu. 1990'da Tokat Endüstri Meslek Lisesi Elektronik Bölümünü ve 1995'te Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünü bitirdi. Bir süre Devlet Bütçe Uzman Yardımcılığı yaptıktan sonra açılan giriş sınavını kazanarak 31.10.1997'de Hesap Uzman Yardımcılığı'na ve yeterlik sınavında da başarı göstererek 03.03.2001' de Hesap Uzmanlığı'na atandı. 2006 yılında İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nda; 2007 yılında Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı’nda Grup Müdürü olarak görev yaptı. 12. 03. 2008'de Baş Hesap Uzmanı oldu. İngilizce bilmekte olup, 2008-2009 yılları arasında A.B.D. University of Illinois’de Ekonomi dalında yüksek lisans yaptı. İyi derecede İngilizce bilmekte olup YMM ve Sermaye Piyasası Bağımsız Denetçi Lisansına sahiptir. Maliye Bakanlığı, vadeli çeklerin reeskonta tabi tutulamayacağına ilişkin görüşünü 64 sıra numaraları VUK sirküleri ile değiştirdi. 30.04.2013 tarih ve 64 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Sirküleri’nde; vadeli çeklerde reeskont uygulamasına ilişkin açıklamalara yer verilmiştir. Reeskont nedir? Senede bağlı alacak ve borçların değerleme gününün değerine getirilmesi işlemine reeskont deniliyor. Reeskont ayrıca, "Alacak ve borç senetlerini mukayyet (yazılıkayıtlı) değerlerinden, vadelerine ve faiz oranına göre değişen, bir meblağı düşmek suretiyle net bugünkü değere (değerleme günü-bilanço günü) ulaşılması" şeklinde de tanımlanıyor. Söz konusu sirküler ile birlikte vadeli çekler de artık senetler gibi reeskonta tabi tutulabilecek. Alacakların vade tarihindeki değeri yerine bugüne indirgenmiş değeri üzerinden işlem görmesini sağlayan reeskont işlemi artık vadeli çekler için de uygulanacak. Buna bağlı olarak, 64 No.lı VUK Sirkülerinde aşağıda yer verilen değerlendirme kapsamında Maliye İdaresi’nin VUK uygulaması açısından vadeli çeklerde reeskont yapılabileceği dair görüşüne yer verilmiştir. “213 sayılı Kanunun 3’üncü maddesinin (B) fıkrasında, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas alınacağı hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin gerçek mahiyeti esas alınmakta, diğer bir ifade ile vergi uygulamalarında olayın görünen yönü değil gerçek biçimi esas alınarak buna göre işlem yapılmaktadır. Bu itibarla, 5941 sayılı Kanunun geçici hükümlerine göre çekin üzerinde yazılı düzenleme tarihinden evvel ödenmek için bankaya ibrazının 31.12.2017 tarihine kadar geçersiz olması; ayrıca ana maddelere göre çekle ilgili hukuki takip yapılabilmesinin ve karşılıksız çıkan çekle ilgili müeyyide tatbik edilmesinin çekin üzerinde yazılı düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içerisinde ibraz edilmesine bağlı olması ve son olarak karşılıksız çıkan çekin bedelinin ödenmek istenmesi hâlinde kanuni faizin, üzerinde yazılı düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden itibaren işlemesi dikkate alındığında, gerçek mahiyeti itibariyle çeklerin vergi uygulamaları bakımından vadeli olma hususiyetini kazandığını söylemek mümkün olacaktır. Buna göre, 213 sayılı Kanun uyarınca vadesi gelmemiş olan alacak ve borç senetlerinin reeskonta tâbi tutulması gerekecektir. Ancak, bir ödeme aracı olarak kullanılmakla beraber yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler çerçevesinde vergi uygulamaları bakımından çekin vadeli olabileceği ve değerleme gününde vadesi gelmemiş senede bağlı alacak ve borçlar için uygulanması öngörülen 213 sayılı Kanunda yer alan reeskont uygulamasından yararlanılmasının mümkün olduğu ortaya çıkmaktadır. Uygulamada birliğin sağlanması amacıyla yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda ileri düzenleme tarihli çeklerin değerleme gününde vadesi gelmemiş senede bağlı alacak ve borçlar için uygulanması öngörülen reeskont uygulamasından yararlanması mümkün bulunmaktadır” Çekte reeskont sorunu, 31 Aralık 2017 tarihine kadar çeklerin üzerindeki vadelerin geçerli olacağına yönelik düzenlemenin kabul edilmesiyle birlikte başladı. Bu tarihten itibaren çeklerin üzerindeki vadelerden önce bankaya ibraz edilememesine ilişkin başlayan uygulama, aynı zamanda çekleri de senet gibi vadeli bir ödeme aracı sınıfına girmesine yol açtı. Ancak bu düzenlemeye rağmen Maliye Bakanlığı, vadeli bir ödeme aracı olarak kabul edilen çekin, reeskont işlemine tabi tutulmasına yönelik talepleri geri çevirdi. İş dünyasının çeklerin de senetlerde olduğu gibi reeskonta tabi tutulması gerektiği yönündeki taleplerinin dikkate alınmasıyla, Maliye Bakanlığı bir sirküler yayınlayarak görüş değiştirdi. Buna göre, sirkülerde çekin vadeli ödeme aracı olarak kullanılmasını düzenleyen mevzuatlar alt alta sıralandı. Sirkülerin son bölümünde, "İleri düzenleme tarihli çeklerin değerleme gününde vadesi gelmemiş senede bağlı alacak ve borçlar için uygulanması öngörülen reeskont uygulamasından yararlanması mümkün bulunmaktadır" görüşüne yer verildi. Bir Hikaye: Kendinize Engel Olmayın Bannister 1950"li yıllarda kamuoyunda; doktorların araştırmalarına dayanarak "bir mil dört dakikanın altında koşulamaz, bu insan fizyolojisi açısından mümkün değildir" yargısı vardı. Bu görüşler atletizmle uğraşan atletleri ve atletizm otoritelerini etkilemiştir. Atletizm otoriteleri ve atletler bu görüşün etkisinde kalarak bir mili dört dakikanın altında koşmayı hiç düşünmediler. Yarışmalarda bütün atletler artık rekor kırmak için değil sadece birinci olmak için koşuyorlardı. Roger 1954 yılında yapılacak olan yarışa bir yıl kala bir mili dört dakikanın altında koşmak için hazırlanmaya başladı. Bu hedefine ulaşmak için tam bir yılı vardı. Bir yıl boyunca bütün fiziki çalışmalarını yaptı; ama Roger biliyordu ki bu yarışmada hedefe ulaşmak için sadece fiziksel antrenmanlar yeterli değildi. O her gün zihinsel antrenmanlar da yapmayı ihmal etmedi. Zihninde artık tek bir düşünce vardı: Hedefe ulaşmak. Hedef ise bir mili dört dakikanın altında koşmaktı. Bunun için bütün yolları deneyecekti. O, bu yarışa hazırlanmaya "Bir mili dört dakikanın altında koşacağım" diye başladı. Kendisine olan güveni tamdı. Zihninde hep bir yıl sonraki yarışı ve onun sonunda kıracağı rekoru düşünüyordu. Yarış başladığında tüm yarışçılar birinci gelmeyi düşünürken Roger rekora koşuyordu. Onun tek hedefi vardı, bir mili dört dakikanın altında koşmak. Onu gerçekleştireceğinden şüphesi yoktu. Yarış Roger"in birinciliğiyle bitti. Onun için birinci gelmek önemli değildi. Skor borda yöneldi. Orada yazan rakam 3,59" du. Roger başarmıştı. Bir yıl boyunca çaba sarf ettiği hedefine ulaşmıştı. Roger zaferi bedensel gücü ile değil, zihinsel gücü ile kazandı. Roger"den sonra gelen birçok sporcu da zihnin gücünü keşfederek inanılması mümkün olmayan rekorlara imza attılar. Bir yıl içerisinde aynı rekoru 300 atlet kırmayı başardı. Artık sporcular inanılmazları gerçekleştirmenin formülünü %20 bedensel güç % 80 zihinsel güç olarak özetliyorlardı.