7 Günlük Eğitim - Birleşik Metal-İş
Transkript
7 Günlük Eğitim - Birleşik Metal-İş
EKİM 2005 SAYI 172 Avrupa Birliği tartışmalarında, işçi sınıfımız için hedef bellidir: Özgür, eşit, adil ve demokratik bir dünyada insan gibi yaşamak Bu hedefe ulaşmak, sermaye ile birlikte olarak değil; Başta işçi sınıfı mücadelesinde en köklü tarihe, en yoğun mücadele deneyimlerine sahip Avrupa İşçileri ile birleşerek, bütünleşerek ve ortak mücadele ile gerçekleşebilir. Sermayedarların dünya ölçeğinde sınıfsal hedeflerine ulaşmak üzere yarattıkları toz-duman ortamı sürüyor. Kimileri bu karmaşanın bir “düzen” olduğunu ileri sürse de bu durum emeği ile geçinenler için kabul edilebilir olmaktan uzaktır. Emekçilerin karşıtlığına rağmen bunca alt üst oluş elbette önemli değişiklikler de yaratıyor. Teknolojik gelişmeler insanı gündelik yaşamda yalnızlaştırıyor, toplumsal dayanışma duygusunu 7 Günlük Eğitim Gönen Kemal Türkler Tesislerimizde 7 günlük eğitime katılan temsilcilerimiz sizler için eğitimim değerlendirdiler, yazdılar, eğitim sayfalarımızı hazırladılar... Ekstrametal işçileri direnişte Ankara Sincan Organize Sanayi Bölgesi’nde Ekstra Metal’de sendikalaştıkları için işten çıkartılan işçiler fabrika önünde direnişe geçtiler. PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com inceltiyor ve bireyi çaresizliğe itiyor. Bunun sonucunda kitlesel mücadele ile kazanılmış emeklilik, sağlık, güvenlik, eğitim, alt yapı gibi kamusal üretim ve hizmet alanları yitirilmeye başlıyor. Bu sürecin sonu “sosyal devletin” yitirilmesidir. Sosyal niteliğini yitiren devlet hızla tüccarlaşmakta ve yurttaşa müşteri gözü ile bakmaktadır. Böylece sermaye, devlet-yurttaş ilişkisini tek yanlı olarak yeniden tanımlamaktadır. Tüm üyelerimizin ve ailelerinin bayramını en içten dileklerimizle kutluyoruz... 2 Birleşik Metal-İş Ekim 2005 GÜNDEM Avrupa Birliği ve İşçiler Sermayedarların dünya ölçeğinde sınıfsal hedeflerine ulaşmak üzere yarattıkları toz–duman ortamı sürüyor. Kimileri bu karmaşanın bir “düzen” olduğunu ileri sürse de bu durum emeği ile geçinenler için kabul edilebilir olmaktan uzaktır. Emekçilerin karşıtlığına rağmen bunca alt üst oluş elbette önemli değişiklikler de yaratıyor. Teknolojik gelişmeler insanı gündelik yaşamda yalnızlaştırıyor, toplumsal dayanışma duygusunu zayıflatıyor ve bireyi çaresizliğe itiyor. Bunun sonucunda kitlesel mücadele ile kazanılmış emeklilik, sağlık, güvenlik, eğitim, alt yapı gibi kamusal üretim ve hizmet alanları yitirilmeye başlıyor. Bu sürecin sonu “sosyal devletin” yitirilmesidir. Sosyal niteliğini yitiren devlet hızla tüccarlaşmakta ve yurttaşa müşteri gözü ile bakmaktadır. Böylece sermaye, devlet-yurttaş ilişkisini tek yanlı olarak yeniden tanımlamaktadır. AB nedir, kimlerin hedefidir? Sermaye, kitlesel mücadele ile kazanılmış hakların geri alınması için kitlelerin dağıtılması ve zayıf düşürülmesini hedefliyor. Umudu tüketilmiş kitleler önce yalnızlaştırılacak sonra kolayca yanıltılacaktır. Bunun en etkili yolunun örgütsüzleştirmek olduğu da biliniyor. Son çeyrek yüzyılda kullanılan en popüler araç, Avrupa Birliği’dir. Uygarlık, zenginlik, refah, özgürlük gibi etkili uyarıcılarla birlikte kullanmaya uygun bir araç. Cumhuriyet ile birlikte bu hedef daha güçlü biçimde gündeme girdi. Bu hedef; Avrupa birliği demek mi? Hayır! Toplumun, halkımızın çoğunluğunun ve tarihsel mirasımız olarak hedeflenen batı; sınırları Ural Dağları, Cebelitarık ve boğazlarımız ile ayrılan Kıtadır. Kültürün, uygarlığın, medeniyetin merkezi olan Batı... Peki, bugün önümüze konulan ne? Avrupa Birliği... Avrupa birliği nedir? Avrupa Sermayesinin liberal iktisat temelinde hedefledikleri bir ekonomik birleşme. Avrupa Birliğinin sınırları neresi? Avrupa kıtasının büyük bir bölümü ile, bir yandan İsrail’e, Kıbrıs’a uzanan diğer yandan Kazakistan, Gürcistan’a kadar uzanan farklı bir toprak bütünlüğü anlatılmak isteniyor. Bu siyasi değil, iktisadi bir bloklaşmadır. Sermayenin iktisadi bloku. Avrupa Anayasası nedir? Avrupa Sermayesi iktisadi açıdan ele geçirdiği gücü garanti altına almak için Avrupa Anayasasını gündeme getirdi. Bu girişimin tüm ülkelerde oylanarak kabul edilmesi halinde AB’nin aynı zamanda siyasal bir güç olduğunu kabul etmek gerekecekti. Böyle olmadı. Fransa ve Hollanda gibi kimi ülkelerin halkı böylesi bir birliği kabul etmediler. AB anayasasına “hayır” dediler. Bu birliği hiç katılmamış olan başta İsviçre gibi ülkeler olduğu gibi ekonomik birlik içinde yer alan fakat Euro’yu kabul etmeyen ülkeler de ayrı bir konu... Bu, AB’nin sermayedarların önderliğinde yürütülen ekonomik bir çıkar girişimi olduğu gerçeğinin billurlaşarak görülebilir olmasını sağlıyor. Görülüyor ki, sermaye kendi sınıfsal çıkarlarını ifade eden hedeflerini halkın hedefi haline getirmeye çalışmaktadır. 3 Ekim’de ne oldu? Ülkemiz de ise, sermayedarlar siyasi iktidarı en azından çeyrek asırdır sorunsuz etkileyebildiği için, sermaye kesiminin hedefi tüm halkın hedefiymiş gibi sunulmaktadır. Halka soruldu mu? Hayır! Avrupa sermayesi her defasında bal peteklerine el koyup, şerbeti zafer diye bize yutturmak istemektedir. Bu nedenle biz, kaybedip tekrar bulduğumuz mevziye zafer diye sevinip bayram havasında kutlamaya alışmaya başladık. 3 Ekim’de böyledir. 1 yıl önce belirlenmiş tarihi zafer diye yutturmaya kalktılar. Ne elde ettik? Ne zaman gerçekleşeceği belli olmayan bir tam üyelik için “görüşme” fırsatı elde edildi. Hem de, “Müzakerelerin, Türkiye’nin liyakatına dayanacağı ve hızının, Türkiye’nin üyelik gereklerini karşılama yönünde kaydettiği ilerlemelere bağlı olacağı” Bir süreç elde edildi. Peki Türkiye Cumhuriyeti’nin “liyakatına” kim karar verecek? Ne hakla? Hem de, “Bu müzakereler ucu açık bir süreç olup, sonucu önceden garanti edilemez.” denilmesine rağmen. Hem de, “AB’nin hazmetme kapasitesi de göz önüne alınarak...” denilmesine rağmen. Hem de; “müzakereler sırasında, kısmi olanlar da dahil olmak üzere, belli başlıklar üzerinde varılan mutabakat, tüm bölümler üzerinde tam bir mutabakata varılana dek nihayete ermiş sayılamayacağı'' ifade edildiği halde. Yani, baştan sona ülkeyi teslim alarak ve kıpırdayamaz halde tutarak... İşçi Sınıfı ve Avrupa hedefi İşçi sınıfımız için hedef bellidir. Özgür, eşit, adil ve demokratik bir dünyada “insan gibi” yaşamak. Bu hedefe ulaşmak için sermaye ile birlikte olmak değil, sermayeye karşı uluslararası mücadele vermek gerekiyor. Sermayenin bölgesel ve küresel düzeyde kendi hedefleri için bir dizi çalışma yürütmesi doğaldır. Önemli olan işçi sınıfımızın kendi hedef ve çıkarları için gerekeni yapmasıdır. Çünkü; yapılması gereken 150 yılı aşkın yıl önce söylendi. Hem de sermayenin bugün şaşkınlık içinde izlediğimiz genişleme ve yayılması düzeyine ulaşacağı öngörülerek. O gün; “Dünyanın bütün işçileri birleşin!” diye bitiyordu mücadele çağrısı içeren işçi bildirileri... Bugün de öyle... Birleşik Metal İşçileri Sendikası Gazetesi Sayı:172 / Ekim’05 (Yerel Süreli Yayın) Sahibi: Birleşik Metal-İş adına Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Sebahattin Gerçeker Adres: Tünel Yolu Cd. No.2 34744 Bostancı-İstanbul Yazı Kurulu: Ayşe Nur Erten, Canan Arslan, Gökhan Düren, Hasan Arslan, Mehmet Beşeli, Tel: 0216 380 8590 Faks: 0216 410 6626 www.birlesikmetal.org e-mail: [email protected] Genel Başkan Adnan Serdaroğlu Yayın Yönetmeni: Genel Eğitim Sekreteri Celalettin Aykanat Zehra Güner Akad Tasarım-Teknik Hazırlık: Birleşik Metal-İş Basın Yayın Dairesi Baskı: Ek-Bil Matbaacılık, Çağlayan-İstanbul Tel: 0212 291 3506 PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com Birleşik Metal-İş Ekim 2005 Sendikamız büyümeye devam ediyor Merkez Genel Bursa’da Akoğlu Pres Kurulumuzdan bu yana Bursa-Eskişehir şubemiz çalışma devam eden örgütlenme alanında Akoğlu Pres Montaj San. Ve çalışmaları sonucu Tic. LTd. Şti. çalışanlarıyla yaptığımız örgütlenme çalışmaları meyvelerini sendikamız yeni verdi. örgütlenen işyerleriyle İşçi arkadaşlarımızın özverili ve büyümeye devam bilinçli çalışmaları sonucunda Çalışma etmektedir. ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yetki tespiti için gerekli olan sayıyı aşarak başvuruda bulunduk. Bu işyerimizde TİS görüşmelerine başlamak için yetki tespitini bekliyoruz. İzmir’de Eren Fren İzmir şubemiz çalışma alanında Eren Fren ve Debriyaj Balataları San. Tic. Ltd. Şti. çalışanlarıyla yapılan 3 özverili çalışma sonucunda da Yetki için gerekli sayıya ulaştık. Şubemizin işçilerle birlikte yaptığı ortak çalışmanın sonucunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yetki tespiti için başvuruda bulunduk. Her iki şubemiz bu çalışmanın kalıcılaştırılmasına katkı sunması amacıyla yaptıkları örgütsel çalışmanın yanısıra eğitim çalışmalarını başlattılar. Toplu iş sözleşmesi görüşmelerinden Anadolu şubemize bağlı SCT-Filtre işyerinde yapılan örgütlenme sonucu TİS görüşmelerine başlandı. Bu işyerimizde oluşturulan işyeri komitesi ile birlikte hazırlanan TİS teklifi üzerine SCT-Filtre yönetimi ile ilk toplantı 26 Eylül tarihinde yapıldı. Toplantı öncesi üyelerimizle bir toplantı yapılarak TİS taslağımızın hazırlığı ve içeriği hakkında bilgi verildi. 27 Eylül tarihinde üyelerimizle yapılan toplantıda yapılan TİS görüşmesi hakkında ve TİS taslağı hakkında bilgi verildi. Toplantılar gayet olumlu ve başarılı bir şekilde sonuçlandı. Gebze şubemize bağlı Acerer Döküm San. Ve Tic. Ltd. Şti işyerinde toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde uyuşmazlık tutuldu. Kocaeli şubemize bağlı Erciyas Çelik Boru San. A.Ş. işyerlerinde sürdürülen toplu iş sözleşmesi görüşmeleri anlaşmayla sonuçlandı. Yeni seçilen Temsilcilerimiz BERKA BALATA SAN. VE TİC. A.Ş. Baştemsilci: Beytullah Ürem Temsilci: Celal Çalışkan Temsilci: Erdal Özdemir ÖZARAR KALDIRMA MAKİNALARI SAN. VE TİC. A.Ş. Baştemsilci: Kenan Kalkan SCT FİLTRE OTOMOTİV SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. Baştemsilci: Hasan Şimşek Temsilci: Nurten Akbulut Temsilci: Erdinç Tümük CEM BİALETTİ EV VE MUTFAK EŞY. SAN. VE TİC. A.Ş. Baştemsilci: Ergün Demir Temsilci: Erol Koza Temsilci: Feridun Emir FORMPART OTOMOTİV SAN. VE TİC. A.Ş. Baştemsilci: Metin Çelik Temsilci: Aydın Demir Temsilci: Cemile Nanto DEMİSAŞ DÖKÜM SAN. A.Ş Baştemsilci: Ünal Akkaya Temsilci: Süleyman Barlas Temsilci: Murat Özen Temsilci: İzzet Esen PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com 4 Birleşik Metal-İş Ekim 2005 Sendikalı oldukları için işten atıldılar Ekstrametal’de İşçi Kıyımı İşten atılamn işçiler, işlerine sendilkalı olarak geri dönebilmek için, fabrika önünde direnişe geçtiler.. Ankara/Sincan Organize Sanayi’nde kurulu bulunan ve aynı işverene bağlı Ekstrametal Döküm ve İzabe Ltd. Şti. ile Empa Ekstrametal İnş. ve Paz. Ltd. Şti. işyerlerinde çalışan işçiler, uzun ve sancılı süren bir çalışma sonucunda Sendikamız da örgütlendiler. Her iki işyeri içinde toplu iş sözleşmesi imzalama yetkisi 25.05.2005 tarihinde Sendikamıza çıktı. düzenlenen dayanışma gecesi ile sonlandı. İşyerinde yıllardır sendikasız ve kölelik koşullarında işçi çalıştırmaya alışan ve işçilerin sendikalaştıkları haberini alan işveren, örgütlülüğü engellemek için işçileri baskı ile sendikadan istifaya zorladı. Yaklaşık 5 aydır işyerinde sendikal örgütlülüğü uyguladığı yasadışı yöntemlerle çözemeyen işveren, yeni bir saldırı planını hayata geçirdi. Üyelerimiz evlerinden telefonla aranılarak yıldırılmaya çalışıldı ve bu süreçte toplam 8 üyemiz işçi, göstermelik gerekçelerle işten atıldı. Bu gelişmeler üzerine Sendikamız, 03.06.20005 tarihinde fabrika önünde bir basın açıklamasıyla işverenin yasa tanımaz tutumunu protesto etti ve işten atılan üyeleriyle birlikte fabrika önünde 58 gün sürecek bir direniş başlatıldı. Ekstra metal işçilerinin mücadelesi, 10.07.2005 tarihinde İŞÇİNİN EMEĞİ Dünya malı ile yorulur beden Var mıdır dünyadan malıyla giden Sigorta primi çare mi derde İşçinin emeği gözünde yaşken El emeği göz nuru ile çalışır Hakkını ararsa işler karışır Bir ekmeği çok kişiyle bölüşür İşçinin emeği gözünde yaşken Zengin parasını borsada katlar Hayali plajlar evi de yatlar Sofrasında tavuk altın yumurtlar İşçinin emeği gözünde yaşken İşçinin cefası bitmez dediler Çalıştırıp el emeğin yediler Eli yüzü hisli idi güldüler İşçinin emeği gözünde yaşken Her şeye zam gelir bir yıl boyunca İşçiler üzülür bunu duyunca Ben işçiyim ben haklıyım diyince İşçinin emeği gözünde yaşlar Kimimiz usta kimimiz çırak Emekli olmayı mezarda görek Arabayı evi hayalde bulak İşçinin emeği gözünde yaşken. Veysel BEKTAŞ Anadolu Şube / Ekstrametal Çalışanı 8.10.2005 tarihinde işyerinde astığı ilanla, Empa Ekstrametal İnş. ve Paz. Ltd. Şti. işyerini kapattığını ilan etti. Böylece bu işyerinde çalışan 33 işçinin iş akti feshedildi. Ve ayrıca Ekstrametal Döküm ve İzabe Ltd. Şti işyerinden de 8 işçi, sözde performans düşüklüğü gerçeksiyle işten atıldı. İşverenin amacı, işçileri örgütsüzleştirmek ve hak alma mücadelesinde güçsüz bırakmaktır. İşverenin yaptığı bu uygulama yasadışı lokavttır. Ekstrametal işvereni, yasaları tanımamakta ve suç işlemektedir. Eşleri ve çocuklarıyla Bakanlığa yürüdüler Ekstrametal işçileri, 18.10.2005 tarihinde sendikal hak ve özgürlüklerinin korunması talebiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bir yürüyüş eylemi gerçekleştirdi. Anadolu Şube binası önünde toplanan işçilere, eş ve çocukları da; “Eşimin ekmeğini paylaşıyorum, mücadelesini de” ve “Babamın ekmeğini paylaşıyorum mücadelesini de” yazılı dövizlerle geniş katılım sağladılar. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde düzenlenen basın açıklaması eylemine; Genel Yönetim Kurulu’ndan Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu, Genel Mali Sekreterimiz Süleyman Türker, Genel Örgütlenme Sekreterimiz Özkan Atar’da destek sundu. PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com Yürüyüşün ardından Bakanlığın önünde düzenlenen basın açıklamasında, Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu, “Ekstra Metal işçilerinin yürüttüğü mücadele, büyük bir çoğunluğunun örgütsüz, sendikasız ve kölelik şartları altında çalıştığı Sincan Organize Sanayi Bölgesi’nde büyük bir yankı uyandırdı” dedi ve Sendikamızın, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tüm olanakları ile Ekstrametal işçilerinin onurlu mücadelesinde yanlarında olunacağını açıkladı. Birleşik Metal-İş Ekim 2005 5 Delphi’de Yargıtay’da Birleşik Metal-İş dedi İzmir Delphi Otomotiv Sistemleri San. Tic. A.Ş’de yaklaşık bir yıl önce örgütlenme çalışmalarını başlatan Sendikamız çalışanların önemli bir bölümünü üye yaparak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yetki için başvurmuştu. çoğunluğa sahip olduğunu belirtti. Ancak işveren bu karara itiraz ederek yetki sorununu iş mahkemesine taşıdı. iş sözleşmesi için yeterli çoğunluğa sahip olduğu kesinleşti. Görülen dava sonucunda mahkeme de, Sendikamız lehine karar verdi. Ancak işveren tarafından bu karar temyiz edilerek Yargıtay’a götürüldü. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, tespit yazısında Sendikamız Birleşik Metal-İş’in yeterli Yargıtay, yerel mahkemenin verdiği kararı onayladı ve Birleşik Metal-İş Sendikası’nın Delphi işyerinde toplu 2822 sayılı Sendikalar Kanunun 16. maddesi gereğince Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yetki belgesi geldikten sonra toplu iş sözleşmesi teklifi hazırlanarak işverenliğe sunulacak ve görüşmeler başlayacaktır. Kocaeli Temsilcileriyle iftar Kocaeli Şube Temsilciler Kurulu 21.10.2005 tarihinde aylık rutin toplantılarından birini gerçekleştirdi. Toplantı sonrası düzenlenen iftar yemeğine, Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu, Genel Sekreterimiz M. Selçuk Göktaş, Genel Mali Sekreterimiz Süleyman Türker, Genel Örgütlenme Sekreterimiz Özkan Atar ve Genel Eğitim Sekreterimiz Celalettin Aykanat’da katılarak Kocaeli bölgemizdeki işyeri sendika temsilcilerimizle birlikte iftar açtılar. Romanya’da birleşme Mudanya Pirelli’de Üç günlük yoğunlaştırılmış eğitim Bursa-Eskişehir Şubesine bağlı Mudanya Pirelli işyerindeki üyelerimize yönelik üç günlük yoğunlaştırılmış eğitim programı 28-29 Eylül-1 Ekim 2005 tarihlerinde gerçekleştirildi. Mudanya’daki Eğitim-Sen binasında yapılan “Genç İşçi Eğitimine” toplam 23 arkadaşımız katıldı. Kursiyerlerin coşku dolu katılımcılığı ve ilgisi ile son derece olumlu bir havada geçen eğitimlerde temel sendikal konular işlendi. Ne Mudanya’nın her daim eksik olmayan kuzeyli rüzgarlarıyla sahilleri acımasızca döven denizin alabildiğine uysallaşması,ne de sonbaharı kışa bağlayan günlerde yaz sıcaklığını yeniden yaşatan güneşin sıcaklığı ,vardiyadan yorgun çıkan işçi arkadaşlarımızın bu istek ve coşkusunu azaltamadı. Sendikamız Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, Kocaeli Şube Başkanı Ahmet Durak ve Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Beşeli ile birlikte, 30.08.2005-03.09.2005 tarihleri arasında Romanya’da gerçekleştirilen kardeş metal sendikalarının birleşme kongresine katıldılar. Solidaritatea Metal Kongresi’nde bölge sekreterleri seçimleri yapıldı. MESS’ten uluslararası konferans Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası’nın 1-4.10.2005 tarihleri arasında, Antalya’da “MESS Gelişim ‘05” konulu bir uluslararası konferans gerçekleştirdi. Yaklaşık bin yerli ve yabancı konuğun katıldığı konferansta, TürkiyeAB ilişkileri ve Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik süreci konuları dört ayrı oturumda masaya yatırıldı. Konfederasyonumuz DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ve Sendikamız Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu’nun da birer konuşma yaptığı konferans’a Genel Sekreterimiz M. Selçuk Göktaş’da katıldı. Dersler anlatıldı,konular işlendi,sorular soruldu,sendikamızı bugünkünden daha ileriye götürmek, yeni örgütlenmeleri başarmak için öneriler sunuldu. Daha sık ziyaret ve daha sık eğitim istendi. Şube Başkanı Mehmet Kılıç’ın da katıldığı kapanışta tüm kursiyerlere sertifikaları verildi,fotoğraflar çekildi ve yeni eğitimlerde buluşmak üzere vedalaşıldı. Yön Teknik’de son gelişmeler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılan inceleme sonucunda Sendikamızın yeterli çoğunluğa sahip olduğu tespit edilmiştir. İşveren, Sendikamızın çoğunluk yetki tespitine itiraz etmiş ve çeşitli tarihlerde 10 arkadaşımızı işten çıkarmıştır. Sendikamız tarafından hemen işe iade davaları açılmıştır. Artık bizler için yeni bir mücadele süreci başlamıştır. Hangi işçinin Sendikamıza üye olduğu işveren tarafından bilinmemesine rağmen mahkemeye sunulan üye listesinin mahkemeden alınmasıyla üyelerimiz açığa çıkmıştır. Hukuksal alanda verilen haklı mücadelemiz başarıyla sürmekte ve haklılığımız her aşamada ortaya çıkmaktadır. Tüm bu yaşananlar arkadaşlarımıza umut vermiş, sendikal davamıza daha bir heyecan ve kararlılıkla yansıtmıştır. İşveren vekili çeşitli yöntemlerle baskı uygulayarak üç arkadaşımızı istifaya zorlamış diğer yandan da hasta ve rahatsız arkadaşlarımıza vermediği ücretli izini bu arkadaşlarımıza vermek istemiştir. PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com Bunun yanında şahitlik yaparak işletmenin lehinde yalan beyan vermeyen arkadaşımıza, 52 günlük ihbar süresi tanıyarak iş akdine son verileceği sözlü olarak bildirilmiştir. 30.09.2005 günü ise haklı olduğumuz bir kez daha belgelenmiş ve Bursa 3. İş Mahkemesi’nde görülen davada Orhan Çoban ve Davut Peker 4 aylık maaşları tutarında tazminat artı işlerine iade kararı vermiştir. İşe alınmadıkları taktırde 12 aylık maaşları tutarında sendikal tazminata karar verdi. Bütün baskı ve zorlamalara rağmen Sendikamızda toplanılarak, Sendika yöneticilerimiz ve hukukçular, işçi arkadaşlarımızı bilgilendirmekte ve bu doğrultuda hareket edilmektedir. Biz YÖN TEKNİK işçileri olarak Grammer’deki arkadaşlarımızın mücadelesini selamlıyor, bizlere sundukları her türlü dayanışmalarından dolayı kendilerini kutluyoruz. Sendikal Hakkımız Engellenemez!Yaşasın sınıf dayanışması! 6 Birleşik Metal-İş Ekim 2005 Genel Temsilciler Kurulumuz toplandı Söz Temsilcilerde... Ülke ve dünya gündeminde yaşanan gelişmelere ve Sendikamızın faaliyet ve politikalarına yön vermek için yurdun dört bir tarafından gelen temsilcilerimiz, 10.10.2005 tarihinde Sendikamız Genel Merkezi’nde toplandı. Örgütlenme Genel Sekreterimiz Özkan Atar tarafından yönetilen Kurulumuz, gündemdeki konuları tartıştı. Adnan Serdaroğlu (Genel Başkan): Genel Yönetim Kurulu adına açılış konuşmasını yapan Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu: Sendikamızın “birleşik” sıfatını aldığı, 4-5 Eylül 1993 tarihinin 12. Yıldönümü Haftası’nda toplanan Genel Temsilciler Kurulu’nu selamladı. Ayrıca ülkemizi karanlık bir döneme sürükleyen, Türkiye işçi sınıfı, emekçi kitlelerin ve halkımızın için karanlık bir dönemi simgelen 12 Eylül Askeri Darbesi’nde yaşananları aktardı. Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu Seyfi Bektaş (İstanbul 2 Nolu Şube): Dünyada ve ülkemizdeki ekonomik ve siyasi gelişmeleri emekçiler açısından değerlendirdi. “Sınıf açısından bakıldığında durum hiç de iç açıcı değil. Tüm bunlara ‘dur’ diyebilmek ancak örgütlü bir karşı koyuşla mümkün” dedi. AB Uyum Yasaları ve IMF’nin dayatmalarına karşı yeterli bir karşı duruş sergilenemediğini söyledi: “50-100 kişilik basın açıklaması yapmaktan vazgeçmeliyiz. Bu görüntü, söylediklerimizin ciddiye alınmadığı bir konuma götürür.” dedi. Son olarak da, Sendikamız Çorlu Bölge Temsilciliği’nde yapılan görev değişikliğine yönelik eleştirilerini söyledi. Mahir Alemdağ (Anadolu Şube): Sendikamızın Türkiye ve dünya sendikal hareketinde hak ettiği gücü oluşturabilmesi için örgütlenme çalışmalarının önemine değindi. İlk kez Kurula katılan temsilci arkadaşlarını selamladı. Bir süre önce imzalanan kamu toplu iş sözleşmesini ise “olumlu” olarak değerlendirdi. “Ülkemiz zor bir süreçten geçmektedir. Dış politikamız ABD, iç politikamız AB, ekonomimiz ise IMF direktifleriyle yönetilmektedir. Ülkemiz konuşmasında ülke gündeminin bir kez daha 3 Ekim tarihli Avrupa Birliği müzakerelerine kilitlendiğini ve “Avrupa Birliği hukukunun gereği, IMF ile yapılan stand-by anlaşmasının gereği denilerek yerli ve yabancı tekellerin talepleri tek tek kanunlaştırılıyor. Bu süreç tamamlandıktan sonra da cumhuriyetin temel taşlarının tek tek yok pahasına elden çıkarılması süreci pervasızlığın had safhaya ulaştığı bir çizgide devam ediyor” dedi ve Erdemir, Seydişehir Alüminyum, Tüpraş, Telekom, ve THY özelleştirme sürecinde işçilerin ortak mücadelesinin örgütlenmesi zorunluluğuna değindi. Sendikamızın toplu iş sözleşmesi, hukuk, araştırma, örgütlenme, eğitim, bilinçsiz yöneticileri sayesinde maddi, manevi ve sosyal çöküntü içinde bulunmaktadır.” dedi ve milli değerlerimizi kaybetmeden AB’ne girilmesini gerektiğini savundu. Mevlüt Nuh (İstanbul 1 Nolu Şube): İşyerinde sendikal örgütlülüğümüze yönelik saldırıları ve yaşanan sıkıntıları paylaştı. “İşyerimizde ekonomik kriz gerekçesiyle işten atılmalar yaşandı ve o süreçte üye sayımız düştü. İşler tekrar açılınca işten atılan işçiler geri alındı. İşveren bu süreçte ‘sendikadan nasıl kurtulurumun’ hesabını yaptı. İki yıl işsiz kalmış ve işsizlik baskısı altında ezilmiş işçilere, sendikaya üye olmayacağına dair söz verdirdiler. Üyelerle iletişim kurmam engellenmek istendi” dedi ve zorlu geçen bir süreçten sonra işyerinde tekrar yetki istendiğini belirtti. Turan Güngör (İzmir Şube): İlk kez Genel Temsilciler Kurulu’na katılan Turan Güngör; “Türkiye işçi sınıfı mücadelesinde adını tarihe altın harflerle yazdırmış Sendikamızın üyesi olmaktan gururluyum” sözleriyle kurulu selamladı. Örgütlenme sürecinde yaşananları paylaştı: “Bizlere sendika ile tanışana kadar, ‘mücadele etmek, birlik ve beraberlik’ gibi kavramlar hiç PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com basın yayın vb. çalışma alanlarında yapılan çalışmaları da kısaca değerlendirdi. Genel Temsilciler Kurulu üyelerine, örgütlenme faaliyetlerine daha fazla katkı sunmaları çağrısında bulundu. Ve Genel Temsilciler Kurulumuz’a ilk kez katılan; Kocaeli Şubemize bağlı Sega Bakır ve Baysan, Gebze Şubemize bağlı Arpek, İzmir Şubemize bağlı FTB Fastener Technology, Anadolu Şubemize bağlı SCT Filtre temsilcilerini selamlayarak; “2005 yılının ilk 6 ayında sendikamızın %10 mertebesinde büyümesi sağlanmıştır. Bu emektir. Bu bir mücadeledir ve kararlılıktır. Böylesi bir başarı örgütümüzün merkez, şube ve işyeri kadrolarının kolektif emeği ile sağlanmıştır.” dedi. öğretilmedi. Örgütlenme önündeki engeller ve işyerimizde çalışanların çoğunluğunun genç olması bizi zorladı ama uluslararası dayanışma önümüzü açtı. Grev sürecinin ne kadar zor olduğu biliniyordu. ‘Greve çıkamazlar, biraraya gelemezler’ deniliyordu ama biz bunu başardık.” dedi. Yılmaz Kürekçi (İstanbul 1 Nolu Şube) ABD’nin dünya halklarına yönelik geliştirdiği saldırı politikalarına değinerek Irak’taki işgali protesto etti: “ABD, her tür yalanı söyleyerek Irak operasyonunu gerçekleştirdi. Kaynaklarını savaşa ve silahlanmaya kaydırdığı için Katrina kasırgası gibi doğal afetlerin etkilerinden kendi halkını korumada çok çaresiz kaldı” dedi. Son dönemde ülke gündemine oturan AB tartışmalarında; “Avrupa Birliği, sermayenin oluşturduğu ekonomik bir birliktir. Bu nedenle, biz emekçiler için bir umut değildir” dedi ve Konfederasyonumuz DİSK’in 12 Eylül’ün Yıldönümü’nde yapılması hedeflenen mitingin ertelenmesini yönelik kararı eleştirdi. Metin Solmaz (Gebze Şube) DİSK’in Yönetim Kurulu’nun 12 Eylül Yıldönümü’nde İstanbul mitinginden çekilme kararını; “sonuna kadar destekliyorum” dedi. Sendikamızın büyüyüp bir güç olabilmesi için örgütlenmesi ve yeni sendikal kadroların yetiştirilmesinin önemine değindi. Sendikamızın demokratik işleyişinde aksaklıklar yaşandığını ve bunları düzeltebilmek için de sorunların açıkça konuşulmasının önemine vurgu yaptı. Sendikal işleyişimizin doğru raylara oturabilmesi için gerçekten motivasyona ihtiyaç olduğunu söyledi. olduğunu hatırlattı. Sendikamızın işkolunda belirleyici sendika olması için örgütlenmek kadar, kararlı bir duruşun da zorunlu olduğunu söyledi. Metin Muslu: (Kocaeli Şube): DİSK’in Genel Kurul Kararları’nda Avrupa Birliği sürecinin destekleneceğinin açıkça belirtilmiş olmasına rağmen net bir tutum sergilenmediğini belirtti. Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu’nun yaptığı konuşmaya değindi. “Gerçektenden de icraatın içinden ve gönlümüzü hoş tutan bir konuşmaydı. Dünya sendikalarıyla geliştirilen işbirliği ve bunun örgütlenme faaliyetlerimize katkılarını aktardı” ve bu dayanışmayı önemsemekle birlikte asıl önemli olanında ülkemiz sendikaları arasında birlik olmanın gereğine vurgu yaptı. “Bizler, sorumluluk taşıyan insanlarız. Birlikteliğin önündeki küçük hesaplara düşmemeliyiz” dedi. Birleşik Metal-İş Ekim 2005 Erol Bektaş (Bursa-Eskişehir Şube) 12 Eylül Yıldönümü’nde DİSK’in mitinginden çekilme kararını desteklediğini belirtti. Sendikamızın büyümesinin önemine vurgu yaparak; “Dış örgütlenme çalışmaları kadar iç örgütlülüğümüze de önem verilmesini istiyorum” dedi ve ayrıca bölgesindeki sorunlu işyerleri için hemen bir çalışma yapılmasının zorunluluğuna dikkat çekti. Gönen Kemal Türkler Eğitim ve Dinlenme Tesisleri’nin amacına uygun olarak Hüseyin Can (Gebze Şube) kullanılmasının önemini vurguladı. Sendikamızın Sendikamız içinde açık ve samimi temsilci ve davranmanın önemine vurgu yaptı: “Yüze kadrolarının gülen ama arkadan eleştiren olmamalıyız. kendilerini Kapalı kapılar ardında kalmayalım” dedi. sendikamızın ve sınıfın Engin Kulu (Gebze Şube) ihtiyaçlarının Son dönemde önüne koymaması gerektiğini belirtti. ülkemizde “Çalışanlar bizlerden, sendikamızdan yaşanan sosyal ve neler bekliyor biz asıl onlara bakalım” politik dedi. Sendikal kadroların yetiştirilmesinde, eğitimin önemine gelişmelere değindi: “Ülkede vurgu yaptı. “Eğitimin olumlu etkisi oluyor ama sürekliliğinin sağlanması çeşitli provakasyonlarla gerekiyor” dedi. Türk Metal’in saldırısı sonucu Sendikamızdan kopartılan emekçi halk birbirine düşürülmek istenmektedir. Bu tablo bizlere, 12 Eylül Çolakoğlu sürecinde yaşanları aktardı. “Görüştüğümüz üyelerimizin çoğunluğu 1980 öncesini hatırlatıyor. Kardeş işverenin baskısı sonucu istifaya kavgasını önlüyorum gerekçesiyle zorlandıklarını ifade ettiler” dedi. yapılan 12 Eylül darbesi, işçi sınıfına Telat Çelik (Kocaeli Şube) yapıldı. Tam da böyle bir süreçte; Katıldığı DİSK’in mitingden çekilmesini değil, uluslararası barış ve kardeşliği öne çıkarması eğitimden Türkiye gerektiğini düşünüyorum.” dedi. AB sürecini değerlendirerek, sosyal devletin ve dünya sendikal hareketine yönelik işsizlik ve yolsuzluk sorununu edindiği çözemeyeceğini belirtti: “Kapitalistler, izlenimlerini işsiz kitlenin işçi sınıfına karşı paylaştı. kullanabileceği bir koz olarak kalmasını Sendikamızın demokratik bir işleyişinin isterler” dedi. olduğunu belirtti. İşyerinde işten atılmalar ve sonrası yapılan eylemleri İsmail Sungur (Gebze Şube) aktardı: “Temsilci arkadaşımın da Sendikamızın bulunduğu 16 arkadaşımız işten çıkarıldı. demokratik Direniş de Örgütlenme Genel Sekreterim işleyişi ve tabanın sabahın köründe bizimle birlikte olurken, söz ve karar 16 arkadaşımı bir araya getiremedim.” sahibi olması dedi. Genel Başkanımız Adnan ilkesinden hareket Serdaroğlu’nun “Meyve dalın ucunda bu meyveyi almak gerekiyor” sözlerine ederek; “Sendikamızın küçülmesine ve yanlışlara atıfta bulunarak; “Ya tozu dumana katacağız ya da arkada kalıp toz çözüm üretilmesine seyirci kalmadık. Demokratik ve tüzüksel bir hakkımızı yutacağız” dedi. kullandık” dedi. Sorunun örgüt içinde Elif Ulutaş (İzmir Şube) çözülemediği için yargıya gidildiğini Serbest söyledi. Sendika içinde tüm sorunların bölgelerdeki açıkça konuşulmasının dedikodu çalışma mekanizmasını engelleyeceğini koşullarını belirterek, “Anlamadan, dinlemeden açıklayan bir konuşma yaptı: konuşmakta doğru değildir. Bu “Fabrikamızın kurullarda, her tür gelişme açıkça bulunduğu serbest bölgeler; yerli ve konuşulmalıdır” dedi. PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com yabancı sermayeye rekabet avantajı sağlamak üzere oluşturulan, vergi muafiyetleri, teşvikler ile desteklendiği bölgelerdir. Serbest bölgelerde çalışan on binlerce işçi, yaşam ve çalışma koşullarının iyileştirilmesini istemektedirler. Daha fazla serbestlik sadece sermayeye değil, işçilere de daha fazla serbestlik getirecekse bir anlam kazanacaktır” dedi. Grev sürecinde FTB işçileri olarak bir ilke imza attıklarını, serbest bölgelerdeki ilk grevi gerçekleştirdiklerini belirtti. Lütfü Erdoğan (Gebze Şubesi) Konuşmasının başlangıcında işyerinde yaşadığı işyeri sorunlarını paylaşmak için söz aldığını belirtti: “İşveren, sorunlarını bire bir işçi arkadaşlarla çözmeye çalışıyor, sendikadan istifaya zorluyor” dedi. Sendika içinde örgüt dostluğunun yaşatılmasını vurgu yaptı. “Zor bir süreçten geçiyoruz. Sermayenin işçi sınıfına karşı bir saldırısı var. Biz hala; Sendikamızda eleştiri yapma adına birbirimizi yıpratıyoruz. Tabii ki eleştiri de yapılmalı ama biraz da olumlukların da görülmesi gerektiğini düşünüyorum. Herkesin elini taşın altına koymasını istiyorum” dedi.. Hasan Şimşek (Anadolu Şube) Genel Temsilciler Kurulumuza ilk kez katılan Baştemsilcimiz Hasan Şimşek; coşkulu dolu, kısa ve öz bir konuşma yaptı: “Bu çatı altında sizlerle bir likte olmaktan çok mutluyum ve gurur duyuyorum. Burada bu konuşmayı yaparken çok heyecanlanıyorum. İşyerindeki tüm arkadaşlarımın selamını iletiyorum. Şuna inanıyorum ki; Sendikamızla elle verdikten ve örgütlülüğümüz öne çıkarabildikten sonra bir çok sorunumuzun çözüleceğine inanıyorum” dedi. 7 Mehmet Rıza Özadlı (Gebze Şube) Son dönemde Erdemir, Seydişehir Alüminyum, Tüpraş, Telekom, ve THY vb. ülkemiz değerlerinin birbirini ardı sıra özelleştirme adı altında ulusal ve uluslararası sermayeye peşkeş çekildiğini söyledi. Ama emek cephesinin buna karşı bir karşı duruş sergileyemediğini, saldırının olduğu işyerlerindeki emekçilerin yalnız kaldığını söyledi. İşyeri temsilcilerinin görev ve sorumluluklarının önemini vurgulayarak; “Bizler geçmişten alığımız misyonu geleceğe taşımakla yükümlüyüz. 15 yıl önceki arşivdeki bilgilerin elden ele dolaştırılmasını garipsiyor ve eleştiriyorum” dedi. Ayhan Ekinci (Bursa-Eskişehir Şubesi) DİSK’in 12 Eylül Yıldönümü’ndeki aldığı kararın işyerinde üyeler tarafından olumlu karşılandığını söyledi. Kemal Türkler Eğitim ve Dinlenme Tesisleri’nde büyük bir emeğin harcandığını söyledi: “Tesislerin; bu örgütün üzerinde kambur olduğunu ve özele verilmesini savunanlar bugün eleştiriyor. Tesisler; zarar etmediği gibi son iki yıldır da kar ediyor”. Sendika içi sorunlarda farklı düşünenlerin olmasının normal olduğunu belirterek; “Eleştiriler mutlaka olacaktır ama sırf muhalefet etmek için de yapılmamalı. Eleştiri yönetirken de üslup ve tarzımızın da örgüt disiplini içinde olmalıdır” dedi. Muzafer Çetinkaya (Anadolu Şube) DİTAŞ işyerinde Türk Metal’in saldırısı hakkında ayrıntılı bilgi verdi: “8 ay direniş ve 8 ay grev boylarında onurlu bir mücadeleden gelen işyerimizde, yeni bir saldırı ile karşı karşıya kalındı. DİTAŞ işçileri, ekonomik açıdan zor durumda olmalarına ve işverenin baskısına rağmen bugüne kadar sendikasına sahip çıktı. Yaklaşmakta olan toplu sözleşmeni sürecinin önüne kesmek ve sendikal örgütlülüğümüzü dağıtmak isteyen işveren, Türk Metal ile işbirliğine girdi. Aksaray’dan eli sopalı adamlarla saldırı düzenlendi. Bu saldırı geri püskürtüldü” dedi ve DİTAŞ’ta mücadelenin uzun soluklu ve çetin geçeceğini söyledi. 8 Birleşik Metal-İş Ekim 2005 Toplantının sonucunda, Genel Temsilciler Kurulu hazırlık komitesi adına sonuç bildirgesini, Paksan işyeri Baştemsilcimiz Rıfat Codura tarafından okundu. Yapılan oylama sonucunda, tüm kararlar oybirliği ile alındı. Genel Temsilciler Kurulumuz, gündemindeki konuları görüşerek aşağıdaki bildirinin örgütümüze ve kamuoyuna açıklanmasına karar vermiştir. Metin Çelik (İstanbul 2 Nolu Şube) Ülkemizde, siyasi partilere duyulan güvensizliğin ve bunun toplumda yarattığı tahribatı değerlendirdi. “Siyasi partilere duyulan güvensizliğin aynı zamanda siyasete ve kurumlarına olan güvensizliği de göstermektedir. Siyasetçiler, umut bağlananlar vatandaşı sürekli bir hayal kırıklığına uğrattılar” dedi ve emek örgütlerinin üyeleri arasında güvensizlik yaratmamaya özen göstermesinin önemine vurgu yaptı. Sendikamız Çorlu Bölge Temsilciliği’nde yapılan görev değişikliğine yönelik eleştirilerini söyledi. “Fabrikamızın örgüte kazandırılmasında bu arkadaşımızın büyük emeği vardır” dedi. Ahmet Durak (Kocaeli Şube Başkanı) 12 Eylül Askeri Hareketini değerlendirdi: “Temennim bir yığın hak gaspının Ali Rıza İkisivri (İstanbul 1 Nolu yaşandığı 12 Şube Başkanı) Eylül’den gerekli dersler çıkarılmıştır” dedi. Ülkemizde Genel Temsilciler yaşanan ekonomik ve siyasi gelişmelerin Kurulu’nda dünyadan bağımsız olmadığını vurguladı: konuşma yapmak “ABD, kendi krizini açmak için dünyaya istememesine meydan okuyor. 11 Eylül sonrası rağmen toplantıyı Afganistan ile başlayan Irak işgali ile önemsediği için devam eden süreç, İran ve Suriye’yi konuştuğunu belirterek; “Temsilciler Kurulumuz, bu sendikanın fidanlığıdır. hedef aldı” dedi. Dünyada haksızlığa Burada yetişen insanlar, bu örgütü ileriye uğrayan milyonlarca insanın, “hak ve adalet için, iş ve aş için, insan hakları taşıyacak kadrolardır” dedi. ve özgürlük için” mücadele etmedikleri Sendikamızın temel hedefinin işkolunda sürece adaletsizliğin önlenemeyeceğini belirleyici sendika olması için söyledi. örgütlenmesi gerektiğini vurguladı: “Otomobil-İş ve Maden-İş birleşmesi de Selçuk Göktaş (Genel Sekreter) bu hedefin bir parçasıdır” dedi. Sendikamızın örgütlü olduğu ama farklı Sendikamızın “birleşik” sıfatını aldığı nedenlerle de olsa iç örgütlülük süreçte yönetici olarak katkı sunduğu sorunlarının söyledi. “Ümit ediyorum ki son yaşadığı dönemde örgütlenen işyerleri aidatlı işyerlerindeki üyeliğe dönüşür” dedi. karşılaşılan Murat Akdeniz (İstanbul 2 Nolu Şube Başkanı) Emeğe karşı sadece Türkiye’de değil tüm dünyada topyekun bir saldırı politikasının yürütüldüğünü ve bu saldırı karşısında dünya emekçilerinin birlikte hareket etmesinin önemini belirtti: “Sendikal birlikteliklerin kurulması ihtiyacı zaman zaman dile getirilmesine rağmen bir adım atılamıyor. Sermayenin küresel saldırısı karşısında emeğin de küreselleşmesi kaçınılmaz bir süreçtir. Acaba biz bu ihtiyacı düşünürken kendi bulunduğumuz alanlarda bu birlikteliği ne kadar yakalayabiliyoruz” sorusunu yöneltti. “Bu birliktelikler sağlanırken tabii ki öncelikle kendi iç dinamiklerini güven temeline oturtması gerekiyor” dedi. sorunları paylaştı. Hassas bir süreçten geçildiğini belirterek; bu süreçte temsilcilerimizin sorumlu davranmasının önemini vurguladı. “Bu örgüt sizin, bu örgütte yaşanan kimi sorunları ya da sorun olmayan kimi noktaları sorun gibi göstermeye çalışanlar mutlaka olacaktır” ve örgüt içi sağlıklı bir iletişim ağının örülebilesi için her temsilcimizin bilgilendirmeyi talep etme hakkı olduğunu hatırlattı. Sendikamızın işkolunda belirleyici sendika olması için örgütlenmek kadar, kararlı bir duruşun da zorunlu olduğunu söyledi. Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden Prof. Dr. Osman Altuğ'da Genel Temsilciler Kurulumuzda, Türkiye ekonomisi hakkında "renkli" bir tebliğ sundu. PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com Temsilciler Kurulu Sonuç Bildirgesi Genel Temsilciler Kurulumuz ülkemiz, işçi sınıfımız ve sendikal hareketimiz açısından sıcak gelişmelerin yaşandığı bir dönemde toplanması, Kurulumuzun da gündeme müdahale edebilmesi ve inisiyatif alması açısından isabetli olmuştur. Temsilciler Kurulu toplantımızın, sendikal birliğimizin 12. yıldönümü haftasına denk gelmesi Kurulumuzu daha da anlamlı kılmaktadır. Kurulumuz; Sendikamızın temel ilkesi olan birlikten yola çıkarak metal işçilerinin iş, güç ve eylem birliği için örgütsel tüm olanaklarını seferber etmesi gerektiğini bir kez daha önemle vurgulamaktadır. Bu kapsamda sendikamız iç ve dış örgütlenmesine özel bir önem verilmesi gerektiğine inanmaktadır. Sendikamızın Birleşme Yıldönümlerini kuruluş yıldönümü anlamında her yıl geniş kapsamlı ve amacına uygun etkinliklerle örgütsel şölen biçiminde kutlanmasını tavsiye etmektedir. Kurulumuz; 12 Eylül 1980 Askeri Darbesinin 25. yılına denk gelen bu toplantıda söz konusu Darbenin tüm yasal, hukuksal, iktisadi sosyal sonuçlarının kaldırılmasını ve muhataplarının yargı önüne çıkarılması için gerekli tüm girişimlerde bulunulması gerektiğine inanmaktadır. Bu amaçla Konfederasyonumuz DİSK’in gerekli tüm hukuksal girişimlerde bulunmasını önermektedir. Bununla birlikte Konfederasyonumuz DİSK’in 11 Eylül 2005 tarihli mitingden çekilme gerekçelerinin belirtildiği bir bildirinin en kısa sürede örgütlü bulunduğumuz işyerlerinde okunmasını öneriyoruz. Bölgemizdeki emperyalist işgalin sürdüğünü belirleyen Kurulumuz; Irak işgaline son verilmesini ve Ortadoğu’da ezilen tüm halkların kendi kaderlerine tayin edebilme hakkına saygı duyulması gerektiğini belirlemektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgede 82 yıldır sürdürdüğü “yurtta barış, dünyada barış” ilkesinin egemen olması gerektiğini önemle vurgularken, Amerikan emperyalizminin ülkemize yüklediği büyük Ortadoğu hedefinin ileri karakolu olma misyonunu da şiddetle reddeder. Ulusun ortak mülkiyeti olan sanayi işletmelerinin adeta oldu-bittilerle özelleştirilmesi furyasında sona gelindi. Seydişehir, Telekom, Erdemir, Tüpraş,THY gibi son kalelerin de düşmek üzere olduğunu tespit eden Kurulumuz; başta işçi sendikaları olmak üzere, özelleştirme karşıtı tüm güçlerin birlikte mücadele platformu oluşturulması gerektiğine inanmaktadır, Kurulumuz; özelleştirme uygulamalarının da bir sonucu olarak ülkede işsiz sayısı 10 milyonu aşmış ve işsizlik ülkemizin temel sorunlarından biri olduğu tespitinden hareketle; l IMF ve Dünya Bankası patentli programlardan vazgeçilmesini, l Dış borç ve faiz ödemelerinin durdurulmasını, l Üretim ve istihdam arttırıcı yatırımlara yönelinmesini, l Güçlü olanın kazandığı serbest piyasa ekonominin terk edilmesini, l Halkımızın gereksinimleri temelinde yeniden Planlı ekonomiye dönülmesini gerekli görmektedir. Kurulumuz; yeni yasama döneminde gündeme gelecek olan Sendikalar Yasası, Toplu İş Sözleşme Grev ve Lokavt Yasası, Sosyal Güvenlik Yasası ile Kıdem Tazminatı Fonu Yasa Tasarılarına ilişkin olarak gerekli hazırlıkların yapılarak eylemler sürecine dönüştürülmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Kurulumuza saygı ile sunulur Birleşik Metal-İş Ekim 2005 9 Temsilcilerimiz, Gönen Kemal Türkler Eğitim Tesislerimizde 7 günlük Kadro eğitimine katıldılar 7 günlük eğitimler 18-25 Eylül 2005 tarihlerinde yaptığımız bu 7 günlük eğitimlerde, her şubeden bir kişinin katılımıyla yazı kurulu oluşturduk. Sonra sube arkadaşlarımızla birlikte yazılarımızı hazırladık.. Bir zamanların “İşçi Üniversitesi” olan tesislerde geçirdiğimiz 7 gün, belleklerimizde derin izler bıraktı... İstanbul 1 Nolu Şube temsilcileri İstanbul 1 Nolu temsilcileri olarak bir haftalık Eğitim Programı’nda gerek hocalarımız gerek diğer temsilci arkadaşlar ile kısa sürede kaynaşarak eğitim çalışmalarını daha sıcak ve samimi hale getirdik. Gebze Şubesi Temsilcilerinin sesi Onurlu geçmişimizden aydınlık geleceğimize katkı sunacak, emek sınıfının ilk sesi olan temsilcilerle birlikte aynı görev ve sorumlulukta yaptığımız eğitim geleceğimize yön verecek bilgi, donanıma sahip ve sahiplenme duyguları doruğa çıktı. aşabilme gücüne sahip olduklarını anladık. Birlikte sorunlarımızı tartıştık, konuştuk, araştırdık, inceledik ve yine gördük ki, sermayenin sömürüsüne karşı, dik, kararlı duruşumuzu göstermek iç ve dış örgütlülüğümüzü, mücadeleci emek sınıfının uluslar arası alanlarında örgütlenmeyi sağlamaktır. Bizim emekçinin tek gücü örgütlülüğüdür. Bu onunla mücadelemizden hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz, kazanacağız. Günümüzde sermayenin var olan haklarımıza durmak bilmeyen saldırılarına karşı cevabımız; Emekçilerin tamamen örgütlü mücadele ile birbirlerine sımsıkı kenetlenmiş bağlar ile birçok engeli Bu gücün, örgütlülüğün önüne çıkarılan engellerin karşısına tek vücut olarak durmamızın sendikamızın örgütümüzü daha güçlü kılacaktır. Yaşasın Onurlu Mücadelemiz! İnadına Sendika, İnadına DİSK İnadına Örgütlülük. Kadir GEDİK/Mustafa CEYLAN/ Orhan ACAR/Cemal DEMİR/ Fehmi ELMACI/Şaban GÜNDÜZ/ Lütfü AKIN PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com Bu süre içerisinde çok değerli hocalarımızın bilgilerinden faydalandık. Gerek örgütlülük, hukuk ve gerekse iletişim konularında hayli yol olduğunu görmüş olduk. Eğitim haricinde geçirmiş olduğumuz zamanlarda futbol, voleybol, masa tanesi, deniz ve havuzda bol bol neşeli zaman geçirdik. Tesislerdeki doğal ortamın bu derece güzel olabileceğini hiç tahmin etmiyorduk. Buradaki insanların sıcakkanlılığıyla ortamda hiç yabancılık çekmedik. Bu tür eğitimlerin daha geniş ve kapsamlı olmasını temenni ediyoruz. Bu aldığımız eğitimleri işyerindeki arkadaşların çıkarları ve menfaatleri doğrultusunda değerlendireceğiz. Temennimiz tüm işçi arkadaşların bu eğitimi alıp bilgilenmesi gerektiğine inanıyoruz. Ahmet Çetin, Yılmaz Demiral, Sinan Kaçar, Hasan Doğan 10 Birleşik Metal-İş Ekim 2005 İstanbul 2 Nolu Şube temsilcileri Kemal Türkler Eğitim ve Dinlenme Tesisleri’nde yedi günlük eğitimlerden çok faydalandık. tesisleri biz Birleşik Metal İşçileri Sendikasına bağlı üyeler adına yaptırdığı için ona şükran boraçluyuz. Bu eğitimlerin çalışmış olduğumuz firmalardaki üye arkadaşlarımıza da verilmesini isteriz. Onursal Başkanımız nasıl ileriyi görmüşse, yöneticilerimizin de ileriyi görmesini istiyoruz. Tesislerimizin günümüz şartlarına uygun tesisler seviyesine gelmesini istiyoruz. Allah rahmet eylesin Onursal Başkanımız Kemal Türkler’in bu Yaşasın sınıf sendikacılığı, Yaşasın DİSK Hazır DUVAN/Beytullah ÜREM/ Aydın DEMİR Ne Yapmalıyız?.. Kocaeli Şubesi temsilcileri Bir haftalık temsilci eğitimini değerlendirmeden önce öncelikle böyle bir organizasyonu yapan sendikamıza sonsuz teşekkür ederiz. Bir hafta boyunca zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık. Gayet bilgili ve sıcak ortamda geçen bir hafta yaşadık. Eğitim sürecinde değerli hocalarımızdan eksik yanlarımızı görmemizi sağlayan ve hayata bakış açımıza yön veren birikimlerini aldık. İşçi sağlığı ve güvenliği: 24 Saat İzmir Şubesi temsilcileri Bizler İzmir Şubeye bağlı işyeri temsilcileri olarak yedi gün boyunca bizlere verilen eğitiminden sonra kendimizi geliştirmiş ve bilinçli bir yapıya kavuşmuş olarak iş yerlerimize döneceğiz. tanışma ve kaynaşma olanağı bulduk. Bu da bizlere birlik ve beraberliğin, beraber çözüm üretmenin değerini açık bir şekilde anlattı. Bu eğitimi bizlere sunan sendika yönetimimize ve derslerde bizleri bilgileri ile aydınlatan tüm değerli hocalarımıza saygı ve teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bu güzel eğitim ve tatil sitesini işçi sınıfına kazandıran, başta rahmetli onursal başkanımız Kemal Türkler olmak üzere yapımında ve bugünlere gelmesinde emeği ve alın teri olan tüm sınıf dayanışmacılarına sonsuz şükran ve teşekkürlerimizi sunarız. Onursal Başkanımız Kemal Türkler’in ismini taşıyan Gönen’deki eğitim tesislerinde yedi gün boyunca eğitim dışında beraber olduğumuz arkadaşlarımızla bu tatil köyünde Yaşasın DİSK Yaşasın Birleşik Metal-İş Yaşasın Sınıf Dayanışması Hakkı SİBER/Mehmet TOKGÖZ/Sedat BALIKÇI Toplu iş sözleşmesi politikalarımız... PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com Burada öğrendiklerimiz mutlak suretle bundan sonraki sendikal yaşantımızda bizim çok işimize yarayacak. Su gibi geçen bu bir haftalık süreçte yine anladık ki Türkiye’deki diğer sendikalara nazaran ne kadar şanslı olduğumuzu. Onurlu bir geçmişten geldiğimizi ve muazzam bir mirasa konduğumuzu. Şahsiyetli ve ilkeli bir genel başkanın bıraktığı bu mirastan alacağımız deneyimler bizim sendikal yaşantımızın temeli olacaktır. Yalnız şunu da gördük ki bu mirasın misyonunu devam ettirmek için nasıl ağır bir sorumluluğumuzun olduğunu da kavradık. Çünkü biz Birleşik Metal İş Sendikası temsilcisiyiz. Onurlu bir geçmişimiz var. Türkiye sendikal hareketine yön vermiş ilke ve inançlarımızı bu günde hayata geçirmemiz lazım. Bugünlerde oynanmak istenen kardeşi kardeşe kırdırma provakasyonunu da yine işçi sınıfı çatısı altında toplayıp kırmamız lazım. Hepimiz değişik etnik kökenden geliyoruz ama gayemiz bir. Çünkü biz emekçiyiz, bir sınıfız ve ortak çıkarlarımız var, ortak bir görüşümüz var. Sonuç itibariyle bir hafta boyunca samimi ve içten sohbetler gerçekleştirdik. İçten arkadaşlıklar kurduk. Çok sıcak bir ortamda misafir edildik. Kendi evimizi aramadık. Bize bu sıcaklığı sunan ikinci evimizin çalışanlarına da sonsuz teşekkür ederiz. Birikimlerini ve deneyimlerini aktaran değerli hocalarımıza teşekkür eder ve şu cümleyi söylemeden geçmememiz lazım; İyi ki varlar. Mehmet GÜNSUR/Adnan ÖZTÜRK/Sadun EKMEK/M. Ali BAYRAK/Telat ÇELİK Onlar gözlerimizi kapasa da, açılar hep doksan derece... Birleşik Metal-İş Ekim 2005 11 Birleşik Metal-İş Temsilcisi Nasıl Olmalıdır? Eğitime katılan temsilcilerimiz, grup çalışmasında Birleşik Metal-İş Temsilcisinin nasıl olması gerektiğini tartıştılar. Tespitlerde bulundular. GRUP : BİRLİĞİN GÜCÜ Süleyman Hoca deneyimlerini paylaştı. GRUP : ÖNCÜLER VE İLKELERİ Eğitimli olmalı, l Aldığı eğitimi anlatma kabiliyetini geliştirmeli, l İşverenlerle arasındaki mesafeyi koruyabilmeli, l Örgütçü olmalı, din, dil, ırk, siyaset gözetmemeli, l Kişileri değil emeği temsil etmeli, l Konuşmayı ve arkadaş ilişkilerini iyi bilmeli ortak karar almalıdır. l Örgütlenmeyi iyi bilmeli, örgütlenme çalışması yapabilmelidir. l Sendikanın tüzüğünü ve ideolojisini iyi bilmelidir. l Gerektiğinde tek başına karar verebilme yeteneğine sahip olmalıdır (inisiyatif). l İşyerindeki komiteleri toplayıp bilgi alışverişinde bulunmalı ve onların çalışmasını sağlamalı. l Özel hayatına dikkat etmeli, gözlerin üzerinde olduğunu unutmamalı. l Temsilci özverili olmalı, demokratik davranmalı, vDüşündüğünü hiçbir etki altında kalmadan özgürce ifade edebilmelidir. l İç örgütlülüğünü sağlar, sendikanın ilkelerini işverene karşı savunur. l Sadece örgütlü işçiyle yetinmeyip, örgütsüz çalışan işyerlerini nasıl örgütlerim diye sürekli bir gayret içerisinde olur. Çünkü bilir ki, güçlü bir mücadele etmek için örgütlü olmak ve birlikte mücadele etmek şarttır. l İşverenlerden gelebilecek her türlü saldırıyı daha önceden sezip tedbir almalıdır. l İşyerlerinde görev yapan temsilciler diğer temsilci arkadaşlarıyla sürekli diyalog içerisinde olmalıdır. Alınacak bütün kararları fikir birliğiyle almak ve alınan kararın arkasında hep beraber durmalıdır. l Temsilci oturup kalkmasını bilen, ahlaklı ve kültürlü olmalıdır. Sendikal geçmişinden dersler çıkartıp, gelecekte aynı hatalara düşmemelidir ve asla l Temsilci: Eğitimlidir... GRUP : İLK SES Gönüllü olmalı, l Fedakar olmalı, l Kararlı ve girişimci, l Sendikaya sahiplenme duygusu taşımalı, l Hoşgörülü ve disiplinli olmalı, l Özü sözü bir olmalı, l Adaletli olmalı (eşitliği koruyabilen), l Sınıf siyasetini benimsemeli, l Stratejik davranabilmeli, l Hitap ve anlaşılabilmeli, l Zorluklar karşısında kırılgan olmamalı, l Grupçuluk olmamalı, l Sendikasına yardımcı olduğu gibi eleştiri yapabilmeli, öneri verebilmeli, l Sosyal faaliyetlerde önderlik etmeli, l Kurum işveren ve işçi arasında köprü kurabilmeli (diyalog). l GRUP : İŞÇİLERİN SESİ Sendikanın Ana Tüzüğüne uygun davranış sergilemesi lazım (uygulaması) gerekir. l Toplu sözleşmeyi en iyi şekilde uygulamakla görevlidir. l İşçilerin gözünde güvenilir olmalıdır. l Fabrika üyelerle sendika arasında iletişim sağlamakla yükümlüdür. l Temsilciler birbirlerine güven vermelidir. l Fabrika içerisinde örgütlülüğü sağlamak. l İş kanunlarını iyi takip etmelidir. l Temsilciler ile fabrikalar arasında iletişim iyi olmalıdır. l Temsilci üyelaeri bilgilendirmekle yükümlüdür. l Temsilciler üye arkadaşların, ailesini ve çocuklarını da düşünmek zorundadır. önyargılı olmamalıdır. l Temsilci işçisiyle bütün olmalıdır. l Seçimle gelen temsilci seçimden sonra sadece kendine oy verenlerin değil, bütün oy verenlerin temsilcisi olduğunu ve herkese aynı mesafede olması gerektiğini unutmamalıdır. l Sendikasının bütün faaliyetlerine katılıp, orada edindiği izlenim ve düşüncelerini işyerinde, işçi arkadaşlarıyla paylaşmalıdır. l Sadece işyeri sorunlarıyla değil ülke sorunlarıyla da yakından ilgilenmelidir. l Gerektiğinde ülke sorunları hakkında çözüm önerileri sunmalıdır. l Siyasi çıkarlarını işçi sınıfı çıkarlarının üstünde tutmalıdır. l Kendi çıkarları için, sendikayı bir araç olarak kullanmamalıdır. l Temsilci gerek işyerinde gerekse işyeri dışındaki yaşantısında bir temsilci olduğunu unutmayıp, temsil ettiği kitleye yakışır hal ve davranışlar içerisinde olmalıdır. l Eğitimin son günü, Hep birlikte halaylar çekerek, aramızdaki dostluğu perçinledik... PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com 12 Birleşik Metal-İş Ekim 2005 Örgütlenme eğitimleri Yöneticilerimiz işyerlerinde 30.09.2005 tarihinde Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu, Gebze Şubemizde örgütlü Areva, 15.09.2005 tarihinde Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu ve Genel Sekreterimiz Selçuk Göktaş, Makine Takım ve Arpek işyerlerindeki üyelerimizi ziyaret ettiler. Yeni üyelerimiz haklarını öğreniyor Sendikamız metal işçilerinin umudu olmaya devam ediyor. Bunun sonucu olarak ülkemizin bir çok yerinde örgütlenmeler ve örgütlenme eğitimlerimiz de tüm hızıyla sürüyor. Bursa Çalı bölgesindeki Akoğlu ve İzmir Kemalpaşa’da kurulu Eren Balata işyerlerinde çalışan işçi arkadaşlarımız Sendikamıza üye oldular. Örgütlenmek ve sendikalaşmak bizim sendikal anlayışımızın zorunlu bir parçası olarak bilincin bir üst aşamaya sıçramasını da beraberinde getirmelidir. Gerçek üye bilinçli ve eğitimli üyedir. Bu anlayıştan yola çıkarak yeni üyelerimize yönelik eğitimlerimiz de devam ediyor. Eren Balata’daki eğitime 37 işçi katıldı. DİTAŞ DİTAŞ 29 Eylül 2005 tarihinde sendikamızın Bursa’ da ki şube binasında Akoğlu ve halen yetki süreci devam eden Yöntek işyerlerinde çalışan 25 arkadaşımızın katıldığı bir örgütlenme eğitimi yapıldı. 1 Ekim 2005 tarihinde ise yine Akoğlu işyerinden gelen 26 arkadaşımızla bir eğitim daha gerçekleştirildi. 2 Ekim 2005’de bu kez İzmir Şubemizde Eren Debriyaj-Balata işçileriyle buluşuldu ve 38 yeni üyemizle örgütlenme eğitimi yapıldı. Sendika nedir? Sendikal yapı ve anlayışımız ve örgütlenme sürecindeki haklarımız gibi konuların işlendiği eğitimleri Eğitim Uzmanları Hasan Aktaş ve Gökhan Düren sundular. Çimsataş işyerinde üyelerimize Performans eğitimi SCT FİLTRE SCT FİLTRE ÇEMAŞ ÇİMSATAŞ PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com Genel Başkanımız Adnan Serdaroğlu, Genel Mali Sekreterimiz Süleyman Türker ve Genel Örgütlenme Sekreterimiz Özkan Atar, Anadolu Şubemizde örgütlü ÇEMAŞ, DİTAŞ, ÇİMSATAŞ ve SCT Filtre işyerlerindeki ziyaret ederek üyelerimizle biraraya geldiler. 1 ve 2 Ekim 2005 tarihinde Mersin ve Tarsus’ta düzenlenen eğitimler üzerinden Performans konusunda üyelerimize eğitim verildi. ÇİMSATAŞ işyerimizde güncelliğini koruyan bu konuda üyelerimizin eğitime ilgisi çok yoğundu. Örgütlenme dairemiz uzmanı Hasan Arslan tarafından verilen eğitimde; performansın hangi kriterlere göre belirlenmesi gerektiği, ülkemizde bu konuda kullanılan kriterlerin bilimsel bir nitelik taşımadığı ve uluslararası alanda performans değerlendirmelerine yaklaşımın daha objektif kriterler üzerinden yapılmaya çalışıldığı vurgulanarak, tek başına performansı belirleme tarzlarının değişmesi gerektiği, işçilerin ve onların temsilcilerinin, sendikalarının taraf olarak kabul edilmesinin gerekliliğini, tüm işyerlerinde çalışanların bu konu hakkında alınacak kararlarda ortak bir şekilde söz sahibi olmaları gerektiği, bunun AB ülkelerinde bir dizi ülkenin İş Yasalarında yer aldığının altı çizildi. Bu başarılı ve örnek çalışmanın tüm işyerlerimize yaygınlaştırılmasının geleceğimiz ve ortak çıkarlarımız açısından önemli olduğu tespit edildi. Birleşik Metal-İş Ekim 2005 13 Şube Yönetim Kurullarımız ile ortak toplantılar yapılıyor... Anadolu Şubesi İç örgütlülük hedefi Şube Yönetim Kurulu ve Şube Temsilciler Kurulu 09.09.2005 tarihinde toplandı. Genel Merkez Örgütlenme Dairemiz, Genel Merkez Yönetim Kurulumuzun almış olduğu karar doğrultusunda şube yönetimlerimizle görüşmelerine başladı. İlk görüşme 28 Eylül 2005 tarihinde Kocaeli Şubemizle, ikincisi, 29 Eylül’de Gebze şubemizle birlikte yapıldı. Genel Sekreterimiz ve Genel Örgütlenme Sekreterinin de katıldığı toplantılarda şu konular üzerine görüşme yapıldı; 1.Mevcut işyerlerimizin sorunları, 2.Mevcut işyerlerimizin iç örgütlülük durumlarının değerlendirilmesi, -İşyeri komitelerinin yapılandırılmasının değerlendirilmesi, -İşyeri ve şube komisyon ve bürolarının durumu, -İşyerinde taşeron, geçici işçi vb. değerlendirilmesi, -İhtiyaçlar ve yapılacakların planlanması(toplantı, çalışma, eğitim vb.) 3.Kritik işyerlerimizde yetki dönemi öncesi özel çalışma planlanması, 4.Dış örgütlenmeye yönelik olarak, şube ve örgütlenme uzmanlarının üzerinde çalışma yürüttüğü işyerleri, hedeflenecek işyerlerine yönelik planlama yapılması, 5.Genel olarak şube yönetiminin sendikadan beklentileri, önerileri ve görüş alışverişi. Yapılan toplantılara şube yönetimlerimiz tam kadro ile katıldılar. Toplantılarda şube yönetimlerimiz örgütlü işyerlerindeki mevcut durumları, problemli olan bazı işyerleri ve örgütlenme süreci içerisinde ortaya çıkan ve halen sürmekte olan sorunları anlattılar. Ayrıca Sendikamız genel merkezinden gerek işyeri örgütlenmesi ve gerekse sürmekte olan bazı TİS görüşmelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde destek talep ettiler. Bu toplantılara genel merkez örgütlenme dairesinden uzmanlarımız da katıldı. Sonuç olarak, Örgütlü olduğumuz işyerlerinde mevcut iç örgütlülüğümüzün daha da geliştirilmesi ihtiyacı olduğunu, bunun için şubelerimizle örgütlenme uzmanlarımızın işyeri komiteleri yönetmeliği çerçevesinde sorunları ele alıp iç örgütlülüğümüzü daha ileri bir noktaya taşımaları gerektiği, işyeri komisyon ve bürolarının, şube komisyon ve bürolarının aktif çalışır bir duruma getirilmeleri için özel çaba sarfetmelerinin gerekli olduğu ortak bir şekilde tespit edildi. Şubemizde yeni örgütlendiğimiz SCT Filtre San. işyeri için komite üyeleriyle birlikte hazırlanan toplu iş sözleşmesi taslağımız işyerine verildi ve ilk toplantı 26 Eylül 2005 tarihinde gerçekleştirildi 30.08.2005 tarihinde Çimsataş İşyeri Sendika Temsilciliği tarafından üye eş ve çocuklarının da katıldığı bir gezi düzenlendi. Şubemiz TÜPRAŞ’ın özelleştirilmesine karşı Petrol-İş Sendikası’nın Ankara’da gerçekleştirdiği “TÜPRAŞ Halkındır Satılamaz!” basın açıklamasına destek verildi. Bursa-Eskişehir Şubesi Bursa-Eskişehir Şubemizde örgütlü Asil Çelik işyerinde Sendikamız İşyeri Temsilciliği tarafından düzenlenen Bölümlerarası Bahar Futbol Turnuvası’nda heyecan sona erdi. Turnuvanın final karşılaşmasında Çelikhane Bakım şampiyonluğu elde etti. Turnuva’nın 2.’liği Atölyeler, 3.’lüğü Çelikhane-II aldı ve en centilmen takım Orta Kesit Haddehane oldu. Attığı 6 golle Alpaslan İlgin Turnuva’nın Gol Kralı seçildi. Yine ilgili bölgelerde bir taraftan iç örgütlülüğümüzü daha iyi bir noktaya taşımaya çalışırken, diğer taraftan başlanmış bulunulan dış örgütlenmelerin, yani örgütlenmesine yeni başlanan işyeri örgütlenmelerinin olumlu şekilde sonuçlandırılması için gerekli önlemlerin alınması ve aynı zamanda tespit edilen bazı başka işyerlerinin de örgütlenmesi için şubegenel merkez-uzman çalışması çerçevesinde planlama yapılarak pratik adımların atılması yönünde ortak fikirler oluşturuldu. Genel Merkez Yönetim Kurulumuzun aldığı bu karar çerçevesinde diğer şubelerimizle yapılacak toplantıların planı yapıldı. Önümüzdeki günlerde bu şubelerimizle ortak toplantılarımız yapılacaktır. Gebze Şubesi Şube Temsilcileri Kurulumuz, 10.09.2005 tarihinde gerçekleştirildi. Kurul sonunda tartışılan konular bir sonuç bildirgesi ile üyelerimize duyuruldu. Şube Yönetim Kurulumuz, Acarer, Poly Metal ve Polmed işyerlerini ziyaret ederek üyelerle birlikte sohbetler gerçekleştirildi. Şubemizde örgütlü Sarkuysan Elektrolik işyerinde çalışanların çocukları için toplu sünnet töreni 20.08.2005 tarihinde Çayırova Cam Fabrikası Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirildi. Artık, Bakan bile işverenlerin sendikalara karşı gösterdikleri olumsuz tavırları dile getirme gereği duydu.. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, “İşyerine sendika girdiğinde, işverenin aklı çıkıyor.” dedi... Sayın bakandan, sosyal haklarımızı tırpanlayan “Sosyal Güvenlik Reformu!” yerine, sendikal örgütlenmeyi engelleyen yasaları kaldırmayı gündemine almasını bekliyoruz... PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com 14 Birleşik Metal-İş Ekim 2005 12 Eylül’ün 25. yıldönümü Ne unutur, ne affederiz! Ülkemizi karanlık bir döneme mahkum eden 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nin üzerinden 25 yıl geçti. 12 Eylül’de bütün toplum cezaevine dönüştürüldü. 650 bin kişi gözaltına alındı, 210 bin davada 230 bin kişi sıkıyönetim mahkemelerinde yargılandı ve 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı. Bütün demokratik kurumlar, örgütlenmeler tasfiye edildi. Anayasa ve yasalar 12 Eylülcülerin zihniyetiyle yeniden yapıldı. 12 Eylül Askeri Darbesi’nin 25. yıldönümünde düzenlenen basın açıklaması, miting vb. eylemlerle bir kez daha kınandı. Konfederasyonumuz DİSK, İstanbul/Taksim Meydanı’nda bir basın açıklaması eylemi düzenledi. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, yaptığı konuşmada 12 Eylül darbesinin geçerliliğini koruduğunu ifade etti ve 12 Eylül döneminde hazırlanan Anayasa’nın temel hükümleriyle yürürlükte olduğuna dikkat çekti. Konfederasyonumuz DİSK, geçen yıl, 12 Eylül döneminin generallerinin yargılanması ve cezalandırılması için suç duyurusunda bulunmuştu. Bu suç duyurusu hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından işleme konulmama kararı verilmesi ve Sincan Ağır Ceza Mahkemesi’ne yapılan itirazın reddedilmesi üzerine dava, 9 Eylül 2005 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gönderildi. Ayrıca DİSK yöneticileri, işkence gördükleri Davutpaşa Kışlası’nın içinde bulunan Otağ-ı Hümayun’un da İnsan Hakları Müzesi olarak düzenlenmesi için harekete geçtiler. 12 Eylül ve DİSK 12 Eylül’de en büyük bedeli Konfederasyonumuz DİSK ödedi. DİSK, 12 Eylül generallerinin tarafından 1980 öncesi olayların sorumlusu olarak gösterildi. Darbenin hemen ardından bütün grevler askıya alınırken 500 bin üyeli DİSK kapatılarak varlıklarına el konuldu. 5 bin 430 yönetici ve temsilci gözaltına alınarak ağır işkencelerden geçirildi. Belki de dünyanın en büyük sendikal davalarından biri olan DİSK davasında; 1477 kişi yargılandı ve 84 DİSK yöneticisi ve işçi önderi hakkında idam istendi. Dava sonunda sanıkların tümü beraat etti. Askeri Yargıtay’ın Temmuz 1991’de kapatma kararını kaldırdığı DİSK, Aralık 1991’de Genel Kurulu’nu toplayarak çalışmalarına yeniden başladı. Bolu Toplantısı Konfederasyonumuz DİSK, 14-15.10.2005 tarihleri arasında Bolu’da “Türkiye’de Ekonomik ve Siyasal Gelişmeler ve Solun Geleceği” konulu bir toplantı düzenledi. Ülkemizdeki ekonomik ve siyasi gelişmelerin ele alındığı toplantıya; çok sayıda akademisyen, gazeteci, sanatçı, siyasetçi ve sendikacı katıldı. Bolu Toplantısı sonrası 16.10.2005 tarihinde toplanan DİSK Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi’nde ise; “Bu toplantıyla, DİSK’in parti kurması amaçlanmamaktadır. Daha öncede belirtildiği gibi DİSK, bir sendikal örgüttür, parti kurmaz, parti işlevi üstlenmez.” denildi. PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com Emeklilerden Toplu Sözleşme Eylemi DİSK bağlı Tüm Emekliler Sendikası (Emekli-Sen), “toplu sözleşme!” talebiyle 11 Ekim 2005 tarihinde eylemdeydi. “Sadaka değil toplu sözleşme istiyoruz” sloganları ile Galatasaray Lisesi önünde toplanan Emekli-Sen üyeleri, “Toplu Sözleşme Hakkı İstiyoruz” yazılı pankartın arkasında kortej oluşturarak, Taksim Meydanı’na kadar sloganlar eşliğinde yürüdü. Emekli-Sen adına yapılan açıklamada, Anayasa’nın 90. maddesinde yapılan değişikliğe rağmen örgütlenmenin önünde birtakım engeller bulunduğu savunularak, emekliler ile ilgili sendikal yasanın çıkarılıp toplu sözleşme hakkı verilinceye kadar eylemlerin devam edeceği bildirildi. Ve ayrıca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın, emeklilerin 2000 yılından kalan TÜFE alacaklarının olmadığı yönündeki açıklamalarına da tepki gösterildi. Coca Cola İşçileri hakkını arıyor Coca Cola’nın dağıtımını üstlenen Trakya Nakliyat AŞ tarafından, DİSK/Nakliyat-İş Sendikası’nda örgütlendikleri gerekçesiyle işten çıkarılan işçiler, sendikal haklarının engellenmesini Coca Cola’nın Türkiye ortağı Anadolu Grup binası önünde oturma eylemi ile protesto etti. DİSK’in başlatmış olduğu “Coca Cola İçme!” kampanyası, Emek Platformu toplantısında gündeme getirildi ve kampanyaya destek verildi. Türk ve Yunan Sendikaları ortak konferansı Türk ve Yunan Sendikaları Ortak Konferansı, Türkiye, KKTC, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum kesiminden toplam 11 sendikanın katılımıyla 1617 Eylül 2005 tarihinde Taksim Metro Park Otel’de toplandı. Konferansın açılış konuşmasını yapan DİSK Genel Başkanı Çelebi, bu toplantının ilkinin 5-6 Şubat 2003’te Atina’da gerçekleştirildiğini hatırlatarak, 2 gün sürecek toplantıda Kıbrıs, Türkiye ve Yunanistan’daki işçi hareketlerinin genel durumu ile sendikaların bölge barışına yapacağı katkıların ele alınacağını söyledi. Çelebi, sendikaların, halkların dostluğu için karşılıklı yardımlaşma ve işbirliği, sosyal ve ekonomik kalkınmada da sorumluluk duygusuyla çalışacağını belirtti. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) Genel Başkanı Hiristos Polizogopoulos ise Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs’taki sendikalar arasında işbirliğini geliştirmek amacıyla genel sekreterlik kurulmasını önerdi. Birleşik Metal-İş Ekim 2005 ÇALIŞMA YAŞAMINDAN Yoksulluk ve Açlık Sınırı Dört kişilik ailenin gıda harcamalarının yanı sıra konut, ulaşım, giyim, sağlık, eğitim gibi ihtiyaçları dikkate alınarak hesaplanan yoksulluk sınırı, Eylül ayı için: 1.601 YTL olarak hesaplandı. Açlık sınırı olarak belirlenen, dört kişilik bir ailenin yeterli beslenebilmesi için gerekli aylık gıda harcaması tutarı ise, Eylüln ayında 527 YTL oldu. Eylül 2005 TÜFE (2003=100) Bir önceki aya göre: % 1,02 Bir önceki yılın Aralık ayına göre: % 3,93 Bir önceki yılın aynı ayına göre: % 7,99 Oniki aylık ortalamalara göre: % 8,63 Eylül 2005 ÜFE (TEFE) (2003=100) Bir önceki aya göre: % 0,78 Bir önceki yılın Aralık ayına göre: % 2,98 Bir önceki yılın aynı ayına göre: % 4,38 Oniki aylık ortalamalara göre: % 9,54 Asgari Ücret 1 Ocak 2005 - 31 Aralık 2005 tarihleri arasında 16 yaş üstündeki çalışanlar için: Brüt: 488,70 YTL. Net: 350,15 YTL. 16 yaşından küçük çalışanlar için: Brüt: 415,80 YTL. Net : 297,92 YTL. SSK Prim Alt ve üst Sınırı 1 Ocak 2005 - 31 Aralık 2005 tarihleri arasında S.S.K. Prim Tabanı Günlük: 16,29 YTL. Aylık: 488,70 YTL. S.S.K. Prim Tavanı Günlük: 105,89 YTL. Aylık: 3.176,70YTL Kıdem Tazminatı Tavanı 1 Ocak 2005 - 30 Haziran 2005 tarihleri arasında 1.648,90 YTL. 1 Temmuz 2005 - 31 Aralık 2005 tarihleri arasında 1.727,15 YTL. 2005 Yılı için Gelir Vergisi Dilimleri... 6 bin 600 YTL’ye kadar % 15 15 bin YTL’nin 6 bin 600 YTL’si için 990 YTL, fazlası % 20 30 bin YTL’nin 15 bin YTL’si için 2 bin 670 YTL, fazlası % 25 78 bin YTL’nin 30 bin YTL’si için 6 bin 420 YTL, fazlası % 30 78 bin YTL’den fazlasının 78 bin YTL’si için 20 bin 820 YTL, fazlası % 35 15 Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı Paket şimdilik rafa kalktı AKP Hükümeti, Uluslararası Para Fonu’na verilen taahhütlerin tamamlanması için harekete geçti. Geçen yasama yılında Plan ve Bütçe Komisyonu gündemine gelen ancak geneli üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından görüşülmeyen Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı’nın TBMM’deki maratonu başladı. Tasarının gecikmesi, birinci gözden geçirmenin tamamlanamamasına ve 833 milyon dolarlık kredinin serbest bırakılmamasına neden olmuştu. Reform Taslağı İle Önerilen Model Sosyal Güvenlik Reformu taslağı ile, SSK odaklı bir program uygulanacak ve sosyal güvenlik sistemi, piyasa kurallarının geçerli olduğu yeni bir sisteme dönüştürülecektir. Son uygulamalarla, SSK’nın kaynakları doğrudan özel sağlık işletmelerine aktarılacaktır. Öncelikle uzun ve kısa vadeli sigorta kollarının ayrıştırılması (SSK için bu uygulamaya dönüşmüştür), bir genel sağlık sigortası kurulması, SSK, Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve özel sandıkları kapsayacak biçimde sosyal sigorta kurumlarının, norm ve standart birliği de sağlanarak tek çatı altında birleştirilmesi; sosyal yardımların merkezi bir organizasyon tarafından gerçekleştirilmesi ve tüm bu hizmetleri yerine getirecek yeni bir kurumsal yapılanma, bu alandaki reform girişimlerinin olmazsa olmazları olarak sürekli gündeme getirilmiştir. Sosyal güvenlik sisteminin tasfiyesi ile birlikte doğrudan ve dolaylı vergileme yöntemiyle iki fon oluşturulacak; sosyal güvenlik ve sağlık temel haklar olmaktan çıkarılarak, “sadaka”ya dönüştürülecektir. Genel Sağlık Sigortası Genel Sağlık Sigortasının, toplumun, sosyal güvenlik kurumları kapsamında olmayan, dolayısıyla devletin “açık kapatmak amacıyla yaptığı katkılardan yararlanamayan ve sayıları da 4- 20 milyon gibi bir yakınlıkla tahmin edilen “yoksullarına” sağlık hizmeti sağlamak amacıyla kurulacağı belirtilerek, reform girişimine meşruiyet kazandırmak ve destek sağlamak istenmektedir. Gerçekte, Genel Sağlık Sigortası, Dünya Bankası’nın da önerdiği gibi sağlığın piyasalaştırılmasında gerekli olan araçlardan biridir. Sağlık işletmelerine dönüştürülen devlet hastaneleri aracılığıyla bütünüyle ticarileşen ve dönüştürülen sağlık sisteminin finansmanı, Genel Sağlık Sigortası ile karşılanacaktır. Genel Sağlık Sigortası bir sağlık finansmanı aracıdır. Bu işleyişin gerçekleşmesi, sağlık sigortası sisteminin seçilmesi durumunda, devlet sağlık hizmeti sağlamaktan çekilecek ve primli bir sistem yürürlüğe girecektir. Bu seçimin anlamı, sağlığın bir hak olmaktan çıkması, toplumsal boyutunun ortadan kalkarak kişiselleşmiş ve özelleşmiş nitelik kazanması ve sağlık hizmetlerinin prim karşılığı satın alınır hale gelmesi demektir. Sağlığın kamusal bir hak olduğu, devletçe sağlanması ve kamu hizmeti yoluyla düzenlenmesi gerektiği, yani ticari meta konumuna indirgenmemesi anlayışı benimsenmelidir. Önerilen sisteme bir bütün olarak bakıldığında sağlığın bir hak ve kamusal görev olmaktan çıkarıldığı görülmektedir. Kurulmaya çalışılan sistem ile sağlık piyasalaştırılmakta, sağlık hizmetleri piyasada oluşacak fiyatlara endekslenmektedir. Prim ödemesini zamanında yapmayanların sağlık sigortasının sağladığı haklardan yararlandırılmaması sosyal sigorta anlayışı ile bağdaşmayacak özel sigortacılık anlayışının bir sonucudur. Katkı payı adı altında, bugünkü uygulamanın da ötesinde, paralı sağlık uygulaması yaygınlaştırılmaktadır. İşletmeye dönüşen sağlık kurumlarında hizmetlerin taşeronlaştırılması gündemdedir. Çalışanların sözleşmeli personel olarak istihdamına olanak tanınması güvencesiz istihdamı getirecektir. Sağlık gibi, doğrudan insan etkileşimi ile gerçekleşen bir hizmetin, sürekliliğini tehdit eden bu çalışma koşullarının yaygınlaşması, hizmet kalitesini düşürecek bir uygulamanın önünü açacaktır. Genel Sağlık Sigortası, devletin prim ödeme gücünden yoksun olanların primlerini ödeyeceği, prim ödeme gücü olanlar, dolayısıyla çalışanlar için herhangi bir katkı yapmayacağı esası ile kurgulanmaktadır. Oysa asıl olan, devletin tüm yurttaşların için eşitlik gözeterek davranmasıdır. Devlet, sağlık hizmetlerini tüm yurttaşları için erişilebilir kılmak ve sağlık hakkından yararlanmada tüm yurttaşlarına eşit davranmakla yükümlüdür. SOSYAL GÜVENLİK YASA TASARILARI P VE SOSYAL GÜVENLİK HAKKI A N E L Açılış: 24 Ekim 2005 Pazartesi Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu I. Tebliğ: Sosyal Güvenlik Modelleri’nin Genel Bir Değerlendirmesi Prof. Dr. Ali Güzel (Marmara Üniversitesi/Hukuk Fakültesi) II.Tebliğ: Yasa Tasarısı’nın Gerekçelerinin Değerlendirmesi Yrd. Doç. Dr. Recep Kapar (Muğla Üniversitesi) III. Tebliğ: PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com Yasa Tasarısı’nda Genel Sağlık Sigortası Dr. Tufan Kağan (TTB) Birleşik Metal-İş Kemal Türkler Salonu 16 Birleşik Metal-İş Ekim 2005 Avrupa Anayasası Bizim İşçilerimize Ne Getiriyor? İşçi haklarını öğrenmeye devam ediyoruz.. Bundan 3 yıl önce 2002 Ekim ayında İstanbul’da bir Sendikanın düzenlemiş olduğu uluslararası bir sempozyumda konuşan Alman sendikacı, söze ben diplomat değilim, dostça konuşacağım diye başlamış ve hiçte dostça olmayan, aksine tam bir sömürge valisi üslubuyla bir konuşma yapmıştı. Bu Alman sendikacı dostumuz bize önce; “Avrupa sosyal modelinin desteğiyle, oldukça güçlü bir sendikal hareket eğilimi doğmaya başlamıştır” müjdesini verdi. Sonra Avrupa Birliği’ne girmemiz için yapmamız gerekenleri “Hükümetiniz, politik güçleriniz ve hatta silahlı kuvvetlerinizin, ayrıntılandırılmış bir sosyal diyalogu dikkate almadıkları sürece ülkenizin AB’ye giremeyeceği gerçeğini öğrenmesi gerekiyor. Bizim, asla kültürünüz ya da geleneklerinize ya da ulusal kimliğinize müdahale etmek gibi bir niyetimiz yok. Bunlar tamamen sizin meselelerinizdir. Fakat Avrupa Sosyal Modeli’nde sosyal diyalog, anayasal bir unsurdur. Dolayısıyla bizler, yalnızca Avrupa Sosyal Modeli’nin temel taşı olan sosyal diyalog sistemini uygulamayı kabul edenleri AB’ye kabul edebiliriz” sözleriyle anlattı ve sözlerini de Avrupa Birliği’nin işçi hareketine getireceği katkıları sıralayarak noktaladı. Alman sendikacı dostumuz Avrupa Sosyal Modelini o denli önemsiyordu ki; “Özellikle bugün küreselleşmenin dünyanın diğer bölgelerinde yarattığı denetimsiz yıkımın karşısında, sosyal haklar ve demokrasinin yaşandığı bir Avrupa'nın tüm dünyaya örnek teşkil etmesini diliyorum. Ben, işçilerin seslerini duyurabildiği, kararlara katılabildiği adil bir kalkınmadan yanayım. Fakat bunun en temel koşulu güçlü bir Avrupa ve uluslararası sendikal hareketin var edilmesidir. Avrupa Sendikal hareketi içinde, Türkiye sendikalarına da yer vardır. Ben burada nasıl kendimi evimde hissediyorsam, siz de Avrupa'da kendinizi evinizde hissedeceksiniz” sözleriyle tüm dünya bu arada Türkiye için tek alternatif olarak gördüğünü belirtmekte bir sakınca görmüyordu. Bugün ise elimizde Avrupa Anayasası var. Avrupa Anayasası ve Avrupa Birliği’nin işçi haklarını geliştirip geliştirmeyeceği tartışmaları ise uzun süredir sürdürülen bir tartışma. Bu tartışmada Avrupa Birliği’nin işçi haklarını genişleteceğini savunanlar ya bu Anayasayı okumadan, Avrupa birliği çağdaş bir birliktir oradan gelen her şey iyidir ön kabulü ile Avrupa Anayasası’nı desteklediler, ya da ülkemize gelen yukarıda anlattığım Alman sendikacı gibi iyimser dostların söylediklerini, onların umutlarını gerçek sandılar. Alman sendikacı dostumuz şimdi ne düşünüyor bilmiyorum ama, Avrupa Anayasası’ndaki sosyal hakları işçi sendikalarının yetersiz bulup isyan ettiklerini biliyorum. Çalışma ve Toplum dergisi bu tartışmalara katkı sağlamak için 6. sayısında Anadolu Üniversitesi, İİBF Öğretim Üyesi sayın Banu Uçkan'nın hazırlamış olduğu “Avrupa Anayasası'nın Genel Çerçevesi ve Sosyal Politikalara İlişkin PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com Yasalardan, yönetmeliklerden doğan haklarımızı ne kadar biliyoruz? Haklarımızı savunabilmemiz için ne yapabiliriz? Tüm sorunlarınızı bize iletebilirsiz... Sorularınız Av. Murat Özveri tarafından yanıtlanacaktır... Temel Düzenlemeleri” başlıklı makalesini yayımladı. Makalenin tamamını burada özetlemem olanaklı değil. Sadece sonuç bölümünden iki paragraf almak istiyorum: “AB'nin ekonomik birliği gerçekleştirirken, sosyal birliği sağlamakta yetersiz kalması ve Avrupa Toplum Modelini tehdit eden neoliberal ekonomi politikaları izlemesi, belki de Avrupa Anayasası'na duyulan tepkilerin en önemli nedenleri arasında gösterilebilir. Birliğin sosyal politika alanında yetkileri sınırlıdır. Sosyal politika alanı, üye devletlerin işbirliği yapacağı bir alan olarak görüldüğü için Birlik, üye devletlerin çalışma hayatına ilişkin ulusal mevzuatlarını birleştirmeyi değil, yakınlaştırmayı amaçlamaktadır. Dolaysıyla AB ekonomik alanda sağladığı birliği, sosyal alanda sağlamakta yetersiz kalmış; sosyal politika alanı, Birliğin en zayıf bütünleşme halkasını oluşturmuştur. Bir başka deyişle, AB kendisine bir sosyal model oluşturamamıştır. Hatta Avrupa ülkelerinde işçi hareketinin sendikal ve siyasal mücadelesi ile oluşturulan Avrupa Toplum Modeli’nin, AB'nin bu yetersiz sosyal politikalarından olumsuz yönde etkilendiğini söylemek de mümkündür. Dolayısıyla Orta ve Doğu Avrupa'ya doğru genişleyen AB'nin kendi içinde sosyal farklılıkları gidermediği ve sosyal taraflar arasında uzlaşma sağlayacak bir denge oluşturmadığı sürece, siyasal birlik alanında başarıya ulaşabilmesi pek mümkün görünmemektedir”. 29 Ekim 2004 tarihinde 25 üye devlet tarafından imzalanan, ancak 29 Mayıs 2005 tarihinde Fransa'da yapılan referandum sonucunda yürürlüğe girmesi imkânsız hale gelen Avrupa Anayasası'nda, mevcut neoliberal ekonomi anlayışından herhangi bir sapma görülmezken; demokratik ve sosyal haklar açısından mevcut kurucu antlaşmaların bir adım ötesine geçildiği söylemek mümkündür. Her şeyden önce Anayasa'nın II. Bölümü'ne aynen aktarılan AB Temel Haklar Şartı, Birliğin bağlayıcılığı olan bir temel haklar kataloğuna kavuşması ve ilk kez kurumsal endüstri ilişkileri sisteminin üç önemli ayağını oluşturan “örgütlenme, toplu pazarlık ve grev hakkına” temel haklar arasında yer verilmesi açısından önem taşımaktadır. Sosyal politika alanında nitelikli oy çokluğunun uygulama alanının genişlemesi ise, bir başka olumlu gelişme olarak değerlendirilebilir. Bununla birlikte Avrupa Anayasası'nda yer alan sosyal politikalara ilişkin düzenlemeler, Birlik düzeyinde bir sosyal model oluşturma konusunda çok yetersiz kalmaktadır. Kaldı ki gün geçtikçe kendi içinde de kırılarak zayıflayan Avrupa sosyal modelinin, hızlı bir genişleme sürecinden geçen Birlik düzeyinde gerçekleştirilmesi, hayli güç görünmektedir. Uzun sözün kısası durum şu ki, Avrupa Birliği’ne bizi alırlar mı bilemem ama alsalar da bizim İşçi Receplerin işleri zor olmaya devam edecek. Anlaşılan Avrupa Birliği’de “alavere dalavere İşçi Memet nöbete” tekerlemesini daha bizi içlerine almadan öğrenmişler. Meraklısı için not: Alman sendikacının konuşmasının tüm metnini Birleşik Metalİş Sendikası’nın yayımladığı “Avrupa-Türkiye Sosyal Dialog Sendikal Çözümler” kitabında, bu kitabı da İnternette www.birlesikmetal.org/kitap/kitap_03/kitap_2003.htm adresinde bulabilirler. Banu Uçkan’nın makalesini ise www.calismatoplum.org adresinden ve Çalışma Toplum Dergisinin 6. sayısında bulabilirler. Birleşik Metal-İş Ekim 2005 Dünya’dan 17 Bir İlk: Avrupa İş Konseyi Grev ve eylemler Kanada Zafer İşçilerin Kanada’nın en büyük televizyon kanallarından CBC TV’de 50 gündür devam eden grev ve lokavt, televizyon çalışanlarının kazanımıyla sona erdi. CBC’nin 6 bin çalışanı; ücret artışı, daha yüksek emeklilik primi ve zorunlu mesailerin ücretinin verilmesi talebiyle ağustos ayında greve çıkmıştı. Bu eyleme karşılık işverenler, lokavt ilan etmiş ve 5 bini aşkın çalışanın işine son verildiğini açıklamıştı. Ancak, işverenler bu hamlesine karşılık greve katılanların sayısı arttı ve işçiler kazandı... Fransa Fransa’da toplu taşıma ve diğer kamu sektörleri, hükümetin ekonomi politikalarını protesto etmek için bir günlük genel grev yaptı. Merkez sağ hükümetinin politikalarından duydukları hoşnutsuzluğu göstermek için sendikaların çağrısıyla 4.10.2005 tarihinde yapılan geniş katılımlı greve, toplu taşıma görevlilerinin yanı sıra öğretmenler, diğer kamu çalışanları ve özel sektörde çalışanlar da katıldı. Fransız basını grevi, Başbakan için “Kara Salı” olacağını yazdı. Hindistan’da grev Hindistan’da milyonlarca banka ve havayolu işçisi, hükümetin ekonomik reform adı altında öngördüğü hak gasplarına karşı 01.10.2005 tarihinde greve çıktı. Havayollarında çok sayıda uçuş iptal edilirken, bankalar da açılmadı. Başbakan M. Singh hükümetinin ‘reform’ paketinde; başta havayolları olmak üzere devlete ait işletmelerin yabancı şirketlere satılması yer alıyor. Bankaların ise yabancı sermayeli bankalarla birleştirilmesi planlanıyor. Hükümet ayrıca emeklilik kurumlarının yabancı yatırımcılara devredileceğini açıklamıştı. Almanya’da geri adım yok Almanya’da Basın İş Kolunda işverenlerin haftalık çalışma saatlerinin tekrar yükseltilmesi için yaptıkları saldırı geri püskürtüldü. Belçika Belçika’da hayat, 6.10.2005 tarihinde on binlerce işçinin greve gitmesiyle felç oldu. Bir milyon üç yüz bin üyesi olan sosyalist FGTB sendikasına bağlı işçiler dün hükümetin erken emeklilik yaşını 58’den 60’a çıkarmak istemesi ve çeşitli sosyal sigorta sorunlarından kaynaklanan uzlaşmazlığa çözümün gecikmesi üzerine 24 saatlik greve gitti. Ülkede özellikle kara ve demiryolu taşımacılığı tamamen dururken büyük fabrikalar, mağazalar, okullar, bankalar, kamu ve özel sektör kurumları grevden büyük ölçüde etkilendi. Belçika Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği, grev sırasında başkent Brüksel’de kent giriş ve çıkış hatlarının barikatlarla kapatılmasını kınayarak, bu tür ‘sorumsuz’ eylemlerin ‘patronları ve emekçileri zayıflattığını’ ileri sürdü. Belçika’da işçiler, 12 yıldan beri ilk kez genel greve gitti. 200 000 işçinin söz konusu iş kolunda örgütlü olduğu Ver.di Sendikası 2009 yılına kadar yürürlüğü olan yeni TİS metninde çalışma saatlerinin haftalık olarak 35 saat kalmasını toplu is sözleşmesine yazdırmayı başardı. Haziran 2005’de yapılan sözleşme öncesinde yaklaşık 190 işyerindeki işçilerin katıldığı uyarı grevleri sonucunda işverenler geri adım atmak zorunda kaldılar. Almanya’da tüketiciler eylemde Almanya’da Benzin fiyatlarının arttırılması, yeni zamların kapıda görünmesine karşı 1 Ekim 2005’ten itibaren BOYKOT çağrısı yapıldı. “Benzin almayın” parolası ile başlatılan bu eyleme önderliği biraraya gelen ve kendilerine herhangi bir özel isim takmayan kişiler... Onlar, “birkaç tane petrol tekelinin insanların cebindeki paraları fütursuzca çekip almasına izin vermeyin” diyorlar... Haklılar haklı olmasına da, Peki biz halen neden susuyoruz ve kimi bekliyoruz? PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com Sevgili arkadaşlar, hepinizin bildiği gibi AREVA; hem iş kolu hem de işgücü hacmi anlamında Avrupa pazarındaki en önemli aktörlerden biridir. ALSTOM şimdiki AREVA yönetimi ve sendikalar arasında imzalanan bir anlaşmayla, şirketin Avrupa’daki faaliyetleri çerçevesindeki bilgi alışverişi ve bir diyalog anlayışının yerleştirilmesi için 30 Mayıs 1996 tarihinde bir bilgilendirme organı kurulmuştur. Bu bilgilendirme esas olarak aşağıdaki başlıklarla ilgilidir; l Şirketin ekonomik ve mali yapısı ve durumu, l Mevcut durum ve olası istihdam eğilimleri, l Yatırımlar, organizasyonel değişiklikler, l Yeni çalışma metotları ve süreçlerinin yürürlüğe konması, Eğitim, l Profesyonel risk önleme politikası, l Şirket birleşmeleri, devirler, küçülme ve şirket kapanmalarının sonuçları ve projeleri. Avrupa Çalışma Grubu’nun faaliyet alanı, AREVA’nın bünyesindeki bütünü ilgilendiren konular olup, ekonomik, ticari, endüstriyel iş gücüne ait uygulamalara yönelik görüşleri ortaya koymaya daha fazla önem vermektedir. Temsil kurulunu oluşturan üyeler, kendi ülkelerini ve ünitelerini bir bütün olarak temsil ederler. (Mavi ve beyaz yakalı çalışanlar arasında ayrım gözetmeksizin) Ülkeleri temsil eden tüm üyelerin katılımı ile yılda iki kere toplanan çalışma grubunun başkanlığını AREVA Yürütme Kurulu Başkanı yapmaktadır. Şu anda Avrupa Çalışma Grubu’nda çalışma temsil üyesi 35 kişi ve iki gözlemci ile temsil edilmektedir. Ülkeleri temsil eden temsilci sayısı ülkedeki çalışan sayısına göre belirlenmektedir. Türkiye AB üyesi olmadığı için Avrupa Çalışma Grubuna İsviçre ile birlikte gözlemci sıfatıyla katılmaktadır. Şirket yönetimimiz, Türkiye’yi gelecek Avrupa Çalışma Konseyi’nde temsil edecek gözlemciyi seçmek amacıyla Şubat 2005’te bir genel seçim yapmıştır. Seçilecek gözlemcinin görev süresi dört yıl olup, beyaz ve mavi yakalı çalışanlarımızın yoğun katılımıyla seçim gerçekleştirilmiştir. Seçimi oy çoğunluğuyla Nevzat DOĞU kazanmıştır ve şirketimizi temsilen Avrupa Çalışma Grubu toplantılarına katılmaktadır. Bu anlamda Birleşik Metal-İş Sendikası yöneticilerinin, dönem sendika temsilcilerimizin bu oluşumu gerçekleştirmesinde verdikleri mücadele takdire değer. Çünkü daha önce bu göreve giden beyaz yakalı arkadaşımız, bu çalışma grubu hakkında, çalışanlarla herhangi bir bilgiyi paylaşmamıştır. Sendika yöneticilerimizin yapmış olduğu çalışmalar sonucunda, Avrupa İş Konsey toplantısında, beyaz yakalı arkadaşımızın tüm çalışanları temsil etmediği vurgulanmıştır. Tüm çalışanlar için hayati önem taşıyan kararların alındığı bu konseyden, haberdar olması açısından önemlidir. Firma içindeki çözülemeyen sorunların, AREVA Yürütme Grubunda bire bir müzakere edilmesi ve çalışanları bilgilendirme adına Türkiye’de bir ilki gerçekleştirmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Özellikle çalışma alanında, sendikal konularda farklı ülkelerdeki uygulamaların gözlemlenmesi, çalışanlar adına çok önemlidir. Tüm çalışanlarımız adına hepinizi saygıyla selamlarım. Yaşasın DİSK! NEVZAT DOĞU AREVA / AVRUPA İŞ KONSEYİ 18 Birleşik Metal-İş Ekim 2005 Haydi radyo başına… Sendikamız, “Emek Dünyası” isimli bir radyo programı hazırlıyor. Artık, salı günleri, saat 10.00-11.00 arasında radyolarımız “Emek Dünyası”programına, 107.0’a ayarlı Sendikamız, üyelerine ve kamuoyuna ulaşmak için pek çok kanalı kullanıyor: Periyodik yayınlar, kitaplar, internet sayfaları, basın açıklamaları, eğitimler… Geçtiğimiz ay, bunlara bir yenisi daha eklendi. Radyo programı.. Radyo Barış’ın yeni yayın döneminde haftada bir saatlik bir bölüm, sendikamıza ayrıldı.. 20 Eylül’de başlayan ve dört haftadır sürdürdüğümüz “Emek Dünyası” adlı programımızda özelleştirmeler, Sosyal Güvenlik Reformu ve Avrupa Birliği konuları, sendika yöneticileri, akademisyenler ve çeşitli konuklarla ele alındı.. Radyo Barış’ta (107.0) Salı günleri saat 10-11 arasında yayınlanan programımızda, emek dünyasında yaşananları dinleyicilere aktarmayı, medyanın büyük bölümünde yer almayan sendikal gelişmeleri daha geniş kesimlere duyurabilmeyi amaçlıyoruz. http://www.birlesikmetal.org internette belgesel dinlemek: Sesli Kütüphane 1998 yılında, internette yer alan ilk sendika olmuştuk.. O günden beri, sendikamızla ilgili bilgiler, yayınlarımız, etkinliklerimiz yer aldı sitemizde.. Ve internet sitemizde bir ilki daha gerçekleştirdik.: Sesli Kütüphane.. Okumak için yeterli zaman bulamayanlar ve dinlemeyi sevenler için oluşturduğumuz bu sayfalarda, tarihçemizden basın açıklamalarına, eğitim notlarından yayınlarımıza, bir tıklamayla kendi bilgisayarınıza indirebilecek, dinleyebileceksiniz.. Giderek genişleyecek olan “sesli kütüphane”mizde, şu anda dinleyebilecekleriniz: DİSK'in hazırladığı Özgürlük İşçilerle Gelecek belgeseli l Onursal Genel Başkanımız Kemal Türkler'in yaşamını konu alan İşçilere Benden Selam Söyle belgeseli l l Sendikamızın, DİSK'in, Türkiye işçi sınıfının kısa bir tarihçesi Onurlu Geçmişten Aydınlık Geleceğe beldeseli Dönemin DİSK Yönetim Kurulu üyesi Şinasi Kaya’nın anlatımıyla, 15-16 Haziran 1970 (CNN Türk'te Mart 2005'te yayınlanan "Oradaydım" belgeselinden) l sayfalarında ayrıca şiirler, eylemm ve etkinliklerdn sloganlar da yer alıyor.. Basında sendikal haberleri izlemek için Biliyorsunuz, sendikal konular, magazin kadar değer taşımıyor basınımızda.. Bazı gazeteler hariç, emek dünyası haberlerine pek rastlanmıyor.. Bir başka nokta, tüm gazeteleri takip edecek kadar maddi güce ve zamana sahip değiliz.. Ama internet bu konuda da bize olanaklar sunuyor.. Hemen hemen tüm gazeteleri internetten takip etmemiz mümkün.. Bir de bizim için sendikal haberleri bir araya toplayan bir site olsaydı diye düşündüyseniz, bu düşünceniz yaşama geçti artık.. Konfederasyonumuz DİSK, bir medya takibi firmasıyla anlaştı.. PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com www.dmedya.com adresine girdiğinizde, üye girişi sayfası geliyor karşınıza.. Kullanıcı kutusuna disk veşifre kutusuna emek1967 yazıp, tamam tuşuna tıkladığıınızda, sendikalara göre gruplandırılmış haber sayılarını göreceksiniz. Haber sayısının üzerine tıklayarak, o günkü basında çıkmış olan sendikal haberlerin başlıklarını görebilirsiniz. Başlıklara tıklayarak da haber metninin tamamını okuyabilirsiniz Birleşik Metal-İş Ekim 2005 Asalet boyda değil soyda olmalı İncelik belde değil dilde olmalı Doğruluk sözde değil özde olmalı Güzellik yüzde değil yürekte olmalı Ayhan Ekinci (Pirelli Aş.) Akkardan San. Tic. A.Ş.’den Sezgin DEMİR arkadaşımız, onlarca fıkra ve yazı göndermiş gazetemize.. Emeği için teşekkür ediyor, gönderdiği bir fıkralayı yayınlıyoruz.. Temel bir dağ başında oturuyormuş ve en büyük zevki günlük gazete okumakmış. Fakat tembelmiş ve gazete alabileceği tek yer oturduğu dağın eteğindeki bakkalmış. Bu iş için hep Fadime’yi gönderirmiş. Fadime bir gün sıkılmış ve Pazartesi günü 7 tane o günün gazetesinden almış. Ve Pazartesi günü bir gazete verip diğerlerini saklamış. Ertesi gün Temel gazete isteyince bir gün önce aldığı gazetelerden birini ben çıkıyorum deyip işlerini hallettikten sonra çıkarıp vermiş. Çarşamba günü yine Temel gazete istemiş Fadime yine işlerini halledip Temel’e gazeteyi vermiş. Perşembe günü yine Temel gazete istemiş Fadime yine vermiş. Akşama doğru Temel Fadime’yi çağırıp “Fadime” demiş. “Dünyada ne salak insanlar var; dört gündür aynı adam aynı yerdeki ağaca arabasını çarpıyor.” ÜZÜNTÜLERİMİZ İstanbul 1 Nolu Şubemize bağlı Anadolu amcası vefat etti. Demisaş’dan Recep Yılmaz Motor’dan Levent Dinlegör’ün babası vefat aramızdan ayrıldı ve Servet Çoban, H. etti ve cenaze törenine Sendikamız Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Adnan Hüseyin Çeşme, Ömer Ülkü, Ahmet Dışbudak, Sami Tıkız, Fevzi Mercan, Metin Serdaroğlu’da katıldı. İstanbul 1 Nolu Dinç, Mustafa Çavuş ameliyat geçirdi. Şubemize bağlı Anadolu Isuzu’dan Kemal Kocaeli Şubemize bağlı AD Demirel işyeri Türkel ve Bülent Ecevit Yeşilyurt’un anneleri baştemsilcimiz Rahmi Elmas işkazası geçirdi. vefat etti. ABB Elektrik/Kartal’dan Ali Altay’ın babası, Gebze Şubemize bağlı Akkardan’dan Ahmet Uçar, Yaşar Özmen ve Askam Yaşar Birincioğlu’nun kayınpederi vefat etti. Kamyon’dan İsmet Özgür iş kazası geçirdi. Mesut Er, Serdal Bilgin, Ömer Yalçıner, Ali Arfesan’dan temsilcimiz İbrahim Dil ve Feti Demirdağ, Bayram Karadağ ameliyat oldu. Duran trafik kazası geçirdi. Aşkın Soğuksu Alkom’dan Burhan Tarhan ve Burhan Kalaycı ameliyat oldu. Makine Takım’dan Mesut iş kazası geçirdi. Canbek’in annesi ameliyat geçirdi. Hülya Elektrik’den İslam Çolak’ın babası, Yücel Boru’dan temsilcimiz Okan Erol ve Enes Polat’ın dedesi vefat etti. Ayşegül Yalçın Şimşek iş kazası geçirdi. Acarer’den Demirtürk iş kazası geçirdi. Arife Ozanlar Yusuf Nerminer’in babası, Çayırova Boru’dan ameliyat oldu. Yasan’dan Mehmet Polat’ın İsmet Bingöl’ün babası, Askam Kamyon’dan babası vefat etti ve Ali Ünal trafik kazası Tuncay Öztürk’ün kardeşi, Tezel Ağyüce’nin geçirdi. Eğe Sanayi’nden İhsan Toraman’ın ağabeyi, Makine Takım’dan Selçuk Yılmaz’ın annesi vefat etti. ağabeyi ve Yücel Boru’dan Salih Bilgi’nin Anadolu Şubemizde örgütlü Sağlık Bakanlığı Trabzon 11 No’lu Donatım babası vefat etti. Bölge Müdürlüğü’nden Ekrem Dönmez’in abisi vefat etti. Sağlık Bakanlığı Erzurum 9 No’lu Donatım Bölge Müdürlüğü’nden Murat Yılmaz iş kazası geçirdi. Bursa-Eskişehir Şubemize bağlı Asil Çelik’den İsmail Öztürk’ün Sendikamızın örgütlü olduğu işyerlerinden, Remas Redüktör ve Makine Sanayi AŞ’nin kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Osman Nuri Boyacıoğlu vefat etti. Merhuma Allah’tan rahmet, ailesi ve Remas camiasına başsağlığı dileriz. PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com 19 MUTLULUKLARIMIZ İstanbul 1 Nolu Şubemize bağlı Anadolu Isuzu’dan Hasan Otman, Oktay Köse, Turan Aslan, Serdar Kavak, Bayram Akbolat, Murat Ün, Hüseyin Arpaçukuru, Emrullah Karaboğaoğlu, Bilgin Yaşar, Erol Altınkaya, Gülbey Tuzluca, Ramazan Can, Zekeriya Uzun, Arif Kılıç, Mustafa Gündüz, Barış Ergun, Bayram Kaplan ve Ferit Gökçe’nin çocukları dünyaya geldi. Hüseyin Ertürk, Ali Türkmen, Ümit Pala, Tarık Öz, Satılmış Demirciçeşmesi, Mehmet Saruhan, Aydın Özmen, Nurtaç Akbaş, S. Fatih Alpagut, İsmail Yaman, Behudin Eryüz, Serkan Tuna, Suat Uysal, Ali Osman Sürücü, H. Kerem Aygüler, Sezgin Tevkür, Enis Koçyiğit, Murat Sepetçi evlendi. Yasan’dan İrfan Bozkurt’un oğlu dünyaya geldi. Alkom’dan Uğur Aydın, Harun Sıcak, Abdullah Alaşahan, Sinan Çalışır ve Ersin Karahan evlendi. Hülya Elektrik’den Dilek Yılmaz ve Ayşegül TekinSerkan Kıdır evlendi. Ali Altınkaya nişanlandı. Gürkan Elektrik’den Serap Sepetçi, Murat Sarıçiçek, Ersin Adıyaman evlendi. Yakacık Valf’den temsilcimiz Yavuz Tepe’nin oğlu dünyaya geldi. ABB Elektrik/Kartal’dan Ali Tunç, Muharrem Oktan evlendi. Dilek-Emin Türen çiftinin, Ercan Tarım’ın ve Ümit Kaya’nın çocukları dünyaya geldi. Remas’dan Bayram Akyıldız evlendi. Mert Akışkan’dan Yalçın Kara evlendi. Bursa-Eskişehir Şubemize bağlı Pirelli fabrikasında Mesut Solak’ın oğlu Murat sünnet olmuştur. Asil Çelik’den Mehtan Özay ile Gülay, Salih Ünver ile Şerife, Musa Nordal ile Ayşe, Murat Kösem ile Zerrin, Nemci Güler ile Şerife, Coşkun Doğancı ile Sibel, Aykut Çakır ile Elif evlendi ve Mühim Karaoğlu’nun oğlu dünyaya geldi. Grammer’den Sedat Yaldır’ın ve Mustafa Söğüt’ün oğlu ve Erkan Bilör’ün bir kız çocuğu dünyaya geldi. Yılmaz Tiryaki’nin oğlu Ömer Faruk sünnet oldu. Sağlık Bakanlığı Bursa 5 Nolu Donatım Bölge Müd. eski temsilcilerimizden Vahdettin Gündem’in oğlu Fatih ile Serap evlendi. Mehmet Tunç’un kızı Ebru ile Aytaç evlendi. Demisaş’dan Ferruh Atasil, Murat Babacan, Birkan Avcı, Adnan Vural evlendi ve Recep Fidan, Mehmet Yıldız, Metin Coşkun’un çocukları dünyaya geldi. Kocaeli Şubemize bağlı Trakya San.’den Erkan Karaaslan, Mustafa Günay, Recep Yaman’ın oğlu, Bülent Çomak ve Önder Ölmez’in birer kız çocuğu dünyaya geldi. Hasan Kılıç, Fırat Çetin, Fazlı Koç’un düğünü oldu. Beksa’dan Tuncay Ataş ve Emre Demir evlendi. Özkan Yeşiltaş, İbrahim Altıntaş, Ünal Keskin, Cemal Kuş ve Serkan Şahin’in çocukları dünyaya geldi. Gebze Şubemize bağlı Akkardan’dan Ertan Aydemir, Erkan Öztemel, Tamer Aktaş, Serdar Yazıcı ve Ömer Gündoğdu evlendi. Ramazan Çetin ve Serdal Çobandere’nin çocukları oldu. Çayırova Boru’dan baştemsilcimiz Alaattin Güler’in kızı evlendi, temsilcimiz Orhan Acar’ın oğlu sünnet oldu. Sarkuysan’dan Cevdet Çelik, Hayrettin Baldır ve Bülent Yılmaz’ın çocukları oldu, Fatih Kılıç evlendi, Emin Soysal’ın kızı evlendi. Arfesan’dan baştemsilcimiz Kadir Gedik, Necati Biter, Yusuf Gürbüz, Bülent Tuygun, Bülent Tarakcı, Akif Yıldırım, Cengiz Çimen ve Selçuk Kemer’in çocukları oldu. Oktay Kalkan ve Mustafa Kaya evlendi. Abdurrahman Şahin, Erol Erbirol ve Yakup Ömür’ün çocukları sünnet oldu. Şahin Bozoğlu ve Sabri Güler’in çocukları evlendi. Askam Kamyon’dan temsilcimiz Hüseyin Can’ın oğlu sünnet oldu. Mehmet Pehlivan ve Mustafa Aykut evlendi. Makine Takım’dan Engin Ateş, Mürsel Özcan’ın çocukları sünnet oldu. Fethi Cevher, Mutlu Turan, Bülent Baltacı ve Tayfun Arabacı evlendi. Tarık Şenyer ve Zuhal Şenyer’in çocuğu oldu. Toplumcu gerçekçi şair, emekçi dostu ve halkçı düşünür Attila İlhan’ı kaybettik ..evvel zaman içinde kalbur saman ölür kubbelerde uğuldar Baki çeşmelerden akar Sinan an gelir -la ilahe illallahKanuni Süleyman ölür.. dizelerinde ortaya koyduğu gibi, geleneksel kültürü özümseyerek bambaşka bir güzellik ve duyarlıkta bizlere sunacak kadar kökleri sağlam; “bu bizim gökler gibisi hiçbir dağda çatılmamıştır yıldızlarımızın titremesi yüreğine deprem indirir hiçbir yerde bu denize bu adamlar hilafsız toprak adamları işçi olacaklar çarşının en yağlı en sıcak çorbasına ekmek doğrayacaklar bandula’lı ismail’in kahvesine uğrayacaklar ve bir gocuk gibi alıp sırtlarına yağmurlu gökyüzünü tütün dumanı dökerek erkek burunlarından şeker fabrikasına varacaklar az buçuk efkarlı tedirgin biraz ama mağrur ve kararlı hey allahım nasıl dağlara vurup geliyor fabrikanın gürültüsü” şiirindeki kadar işçilere yakın bu acı tuz katılmamıştır topraktan sağdığımız pekmez güneşin başını döndürür” dizelerindeki kadar bu topraklara bağlı, yüreği vatan sevgisiyle dolu “bu ağır soluklu adamlar işçi olacaklar dudakları yanık kötü cigaralardan avuçlarının dibi delinmiş ayakları yere heybetle basıyor birileri gümüşhane’den birileri şiran’dan “yıldız alacasında çoktular çok basıyorlardı yere saklı gülüşmeleriyle utangaç birer çocuktular omuzları dalga dalgaydı sığmıyordu hiçbir yere ağır çekiyorlardı yumruklarıyla korkunçtular durmuştu transmisyon kayışları fabrikanın dinamolar şafakta son ampullerini çatlatıyordu şalteri indirecekti birazdan son işçisi son vardiyanın dışardaki kalabalık sessiz ve kararlı dayatıyordu bin başlı on bin ayaklı sanki bir devdiler grev oylamasında bir ağızdan grev dediler” dizelerindeki kadar ise sınıf mücadelesine sıcak ve “büyük bir şaşaadır ölüm ebruli nurlarla gelir öyle bir yanardağdır ki öfkesi mutantan destur’larla gelir karşıtıyla yüklüdür her şey mutlak çözümlerden vazgeç tartışılmaz mükemmellikler ne gizli kusurlarla gelir sen sen ol korkma karanlıktan dik ışık çekirdeklerini çünkü en berrak sular bile en yağlı çamurlarla gelir nasıl doğmakla başlarsa ölüm ölmekle başlar öyle hayat bil ki dünyayı sarsan sıçramalar birikmiş şuurlarla gelir” dizelerindeki kadar da bilge... Doğum 1925 Ölüm 2005 Son yazdığı dize ölümünde saklı Türkiye’nin en büyük değerlerinden Attila İlhan öldü. Elde Var Hüzün... Pakistan halkı yardım bekliyor... 8.10.2005 tarihinde Pakistan’da meydana gelen 7,6 büyüklüğündeki depremde ölenlerin sayısı 54 bini aştı, yardım alamayan yaralılarla birlikte sayının 80 bine çıkmasından korkuluyor. Pakistan’ın yanı sıra Hindistan ve Afganistan’ı da etkileyen deprem bölgesinden acı haberler gelmeye devam ediyor. Hindistan ve Pakistan arasında yılladır çözülemeyen Keşmir sorunu nedeniyle silahlanmaya her yıl milyarlarca dolar harcayan Pakistan devletinin, depremzedelere yardım etmekte yetersiz kalması ve uluslararası yardımların gecikmesi, halkı isyan noktasına getirdi. Evsiz kalan ve kışa yakalanan felaketzedeler, yardımlarımızı bekliyor. PDF created with pdfFactory trial version www.pdffactory.com 1999 Marmara Depremi sırasında aynı acıları yaşamış bir ülkenin halkı olarak Pakistan halkının acılarını paylaşıyoruz.
Benzer belgeler
Birleþik Metal-Ýþ Gazetesi - Birleşik Metal-İş
Sahibi: Birleşik Metal-İş adına Genel Başkan Adnan Serdaroğlu
Yayın Yönetmeni: Genel Eğitim Sekreteri Celalettin Aykanat
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Sebahattin Gerçeker
Yazı Kurulu: Ayşe Nur Erten,...