lhd MAYIS 149 broşür
Transkript
lhd MAYIS 149 broşür
ISSN: 1303-9210 LEGAL Hukuk Dergisi LEGAL JOURNAL OF LAW Cilt: 13/Sayı: 149 Volume: 13/Issue: 149 Yıl/Year: 2015 YARGITAY KARARLARI, DANIŞTAY KARARLARI VE DİĞER YÜKSEK MAHKEME KARARLARI, HUKUK HABERLERİ, HUKUKÎ MAKALELER, GÜNCEL MEVZUAT, RESMÎ GAZETE ÖZETLERİ, ÖNEMLİ BİLGİLER COURT OF CASSATION DECISIONS, COUNCIL STATE DECISIONS AND OTHER SUPREME COURT DECISIONS, LEGAL NEWS, LEGAL WRITINGS, CURRENT LEGISLATION, ABSTRACTS OF OFFICIAL GAZETTE, MAJOR INFORMATION Legal Hukuk Dergisi Legal Journal of Law “Hakemli Dergidir”/“Peer reviewed Journal” Cilt: 13/Sayı: 149 Volume: 13/Issue: 149 Yıl/Year: 2015 Yayın Sahibi/Publisher: Legal Yayıncılık A. Ş. adına Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni/On Behalf of Legal Yayıncılık INC. Publisher and Executive Editor Av./Aal. Lütfürrahman BAŞÖZ (Sertifika No./Certificate No.27563) Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Responsible Manager: Av./Aal. Ramazan ÇAKMAKCI Basım ve Cilt/Printing and Volume: Kitap Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. (Sertifika No./Certificate No.: 16053) Tel.: 0212 482 99 10 Faks/Fax: 0212 482 99 78 Basıldığı Yer/Place of Publication: Davutpaşa Cad. No: 123, Kat:1 Topkapı/İstanbul Basıldığı Tarih/Publication Date: Mayıs/May 2015 Yönetim Yeri/Place of Management: Bahariye Cad. No: 63/6 Kadıköy/İstanbul Tel.0216 449 04 86 Faks/Fax: 0216 449 04 87 Yayın Türü/Type of Publication: Yerel, Süreli, Aylık Hukuk Dergisi/This journal is a peer reviewed national law journal published per month İzmir Temsilcisi/ Izmir Representative Av./Aal. İsmet KÖYMEN Mersin Temsilcisi/ Mersin Representative Av./Aal. H. Hulki ÖZEL ISSN: 1303-9210 Dergiye yapılan atıflarda “LHD” kısaltması kullanılmalıdır. For citations please use the abbreviation: “LHD” E-mail: akademi@legal. com. tr Telefon/Phone: 0 216 449 04 85 Faks/Fax: 0 216 449 04 87 Posta Adresi/Postal Address: Bahariye Cad. Çam Apt. No: 63 D.6 Kadıköy – İstanbul Bu dergide yayımlanan yazılarda ileri sürülen görüşler yazarlara aittir. Articles published in this journal represent only the views of the contributors. Copyright © 2015 Bu derginin tüm yayın hakları LEGAL YAYINCILIK A. Ş. ’ye aittir. Yayınevinin izni alınmadan eğitim ve tanıtım amaçlı kısmi alıntılar hariç olmak üzere hiçbir şekilde kopya edilemez, çoğaltılamaz ve yayınlanamaz. All rights reserved. No part of this publication may be copied, reproduced, stored in a retrieval system, or transmitted, in any form or by means, without the prior expressed permission in writing of the LEGAL YAYINCILIK A. S. LEGAL HUKUK DERGİSİ Bahariye Cad. Çam Apt. No: 63 D.6 Kadıköy – İstanbul Tel: (216) 449 04 85 – 449 04 86 Faks: (216) 449 04 87 İnternet adresi: www. legal. com. tr E-mail: legal@legal. com. tr DANIŞMA ve YAYIN KURULU EDITORIAL and ADVISORY BOARD Prof. Dr. Faruk ACAR Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Prof. Dr. Pınar AKAN Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Prof. Dr. Gökhan ANTALYA Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Prof. Dr. Abdülkadir ARPACI Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Emin ARTUK Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı (Eski) Prof. Dr. Oğuz ATALAY Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra-İflâs Hukuku Anabilim Dalı Prof. Dr. Cevdet ATAY Prof. Dr. Mehmet BAHTİYAR Yeditepe Üniv. Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süheyl BATUM Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Prof. Dr. Ali Cem BUDAK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Erdoğan BÜLBÜL Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Prof. Dr. Osman CAN Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Prof. Dr. Özlem YENERER ÇAKMUT Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı Prof. Dr. Mustafa ÇEKER Çukurova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Prof. Dr. Gürsel ÇETİN İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adlî Tıp Anabilim Dalı Prof. Dr. Osman DOĞRU Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Genel Kamu Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ömer EKMEKÇİ İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı Prof. Dr. Nuray EKŞİ Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Nüvit GEREK Eskişehir Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tevfik GÜLSOY Gaziantep Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Alper GÜMÜŞ İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anabilim Dalı Prof. Dr. Pelin GÜVEN Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Özel Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sibel İNCEOĞLU Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Prof. Dr. Turgut KALPSÜZ Prof. Dr. Eser KARAKAŞ Bahçeşehir Üniversitesi AB İlişkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Işıl KARAKAŞ Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Üyesi - Devletler Umumi Hukuku Prof. Dr. Mahmut KOCA İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Prof. Dr. Mustafa KOÇAK Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı – Anayasa Hukuku Prof. Dr. Muharrem KILIÇ Akdeniz Üniversitesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serap Keskin KİZİROĞLU Okan Üniversitesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tekin MEMİŞ İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Ali Necip ORTAN İstanbul Kültür Üniversitesi Fikri Haklar Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hayrettin ÖKÇESİZ Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim Dalı Prof. Dr. Ayhan ÖNDER Ceza ve Ceza Usul Hukuku Prof. Dr. Selçuk ÖZTEK Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer ÖZKAN İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Ana Bilim Dalı Prof. Dr. Saba ÖZMEN Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Prof. Dr. Bahri ÖZTÜRK İstanbul Kültür Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hasan PULAŞLI Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Adem SÖZÜER İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cumhur ŞAHİN Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükran ŞIPKA İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Güzin ÜÇIŞIK Beykent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Samim ÜNAN Galatasaray Üniversitesi Ticaret Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Hakan ÜZELTÜRK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Vergi Hukuku Anabilim Dalı Prof. Dr. Sultan ÜZELTÜRK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Prof. Dr. Serap YAZICI Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Ahmet Caner YENİDÜNYA Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr. Hamdi YILMAZ Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Prof. Dr. Sevtap YOKUŞ Kocaeli Üniversitesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Müslüm AKINCI Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat ALIŞKAN Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Doç. Dr. Çetin ARSLAN Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Doç. Dr. Mustafa Erdem CAN Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ebru CEYLAN İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet ERDEM Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet M. GÜNEŞ Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Doç. Dr. Şafak NARBAY Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İlhan YILMAZ Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Devletler Özel Hukuku Anabilim Dalı Yrd. Doç. Dr. Taner AYANOĞLU İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Yrd. Doç. Dr. Sinan BAYINDIR İstanbul Aydın Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sevi BAKIM Okan Üniversitesi Üniversitesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fatma KARAKAŞ DOĞAN Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nuri ERDEM TC. İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı, Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Muzaffer EROĞLU Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Yrd. Doç. Dr. Birgül SOPACI Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Yrd. Doç. Dr. Varol KARAASLAN Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra İflasHukuku Anabilim Dalı Yrd. Doç. Dr. Nur KARAN Özyeğin Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Yrd. Doç. Dr. A. Kürşat TANGÜN Okan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Deniz Ticareti Hukuku Anabilim Dalı Dr. İsmet Nezih ABANOZ Uludağ Üniversitesi Öğretim Görevlisi Haşmet Sırrı AKŞENER İstanbul 10. Ticaret Mahkemesi E. Başkanı Hasan ÖZKAN Em. İstanbul Hukuk Hâkimi İzzet DOĞAN Em. İstanbul Hukuk Hâkimi Arş. Gör. Mustafa ÜNLÜTEPE Sakarya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Av. Atilla COŞKUN, Av. Süleyman ÇETİN, Av. İbrahim Murat HAZNEDAR, Av. Recep KAHRAMAN, Av. Dr. Filiz KESKİN, Av. Fikret İLKİZ, Av. Hasan KÖROĞLU, Av. Mehmet UÇUM, Av. Talih UYAR LEGAL HUKUK DERGİSİ YAYIN İLKELERİ PUBLICATION AND SUBMISSION REQUIREMENTS OF LEGAL JOURNAL OF LAW 1. Legal Hukuk Dergisi (LHD), ayda bir yayımlanan hakemli bir dergidir. Legal Journal of Law is a peer reviewed journal published per month. 2. Dergi’de yayımlanabilecek yazılar, hukuk alanını ilgilendiren içerikte her türlü makale, karar incelemesi ve kitap incelemesi ile çevirilerdir. Yazıların dili, Türkçe veya diğer Avrupa dilleridir. This is a journal of law focusing on legal issues concerning law. Articles, case notes and comments, discussions of legislative development, book reviews and other similar type of papers which are written in Turkish and in other European languages are welcome. 3. Dergi’de yayımlanmak üzere gönderilen yazılar başka bir yerde yayımlanmamış ya da yayımlanmak üzere gönderilmemiş olmalıdır. Articles that will be sent to the editor should not be published elsewhere, nor be submitted to other journals simultaneously. 4. Yazılar Microsoft Word (Microsoft Office 98 ve üzeri versiyonlar) formatında (. doc veya. docx dosya uzantılı olarak) yazılmış olmalıdır. Ayrıca yazılar, aşağıdaki şekil şartlarına uygun olarak kaleme alınmış olmalıdır: Kağıt boyutu: A4 Üst: 2, 5 cm; Alt: 2, 5 cm; Sol: 2 cm; Sağ: 2 cm Metin: Times New Roman, 12 punto, 1.5 satır aralığı, iki yana yaslı Dipnotlar: Sayfa altında, Times New Roman, 10 punto, 1 satır aralığı, iki yana yaslı Articles should be submitted as Microsoft Word (either with. doc or. docx file extensions) documents (Microsoft Office 1998 or higher versions). Articles should be written according to the following style guidelines: Paper size: A4 Top: 2.5 cm; Bottom: 2.5 cm; Left: 2 cm; Right: 2 cm Text body: Times New Roman, 12 points, at 1.5 line spacing, justified Footnotes: Times New Roman, 10 points, at 1 line spacing, justified 5. Her yazı, kaydedildiği bir CD ile ya da elektronik posta yolu ile Microsoft Word formatında editöre teslim edilmelidir. Yazının basılı olarak teslimi gerekmemektedir. Softcopy of the article either on a CD or as an attached Microsoft Word Document via e-mail should be submitted to the editor. There is no need to submit any hardcopy of the article. 6. Yazıyla birlikte yazarın (veya yazarların) adına, unvanına, çalıştığı kuruma, açık adresine, kolay ulaşım sağlanabilecek telefon numaralarına ve elektronik posta adreslerine ilişkin bilgiler de editöre ulaştırılmalıdır. The name (s), formal position (s), institutional affiliation (s) and contact details (especially e-mail (s)) of the author (s) must be clearly included with the submission to the editor. 7. Dergi’ye gönderilen makaleler Türkçe ve İngilizce başlık ile hem İngilizce hem de Türkçe özet kısmı içermelidir. Each submission should contain a Turkish and an English Title, as well as an Abstract part in Turkish and English. 8. Dergi’ye gönderilen makalelerde, ilgili makaledeki konuyu tanımlayan Türkçe ve İngilizce uygun anahtar kelimeler bulunmalıdır. All articles should be accompanied by a sufficient number of keywords in Turkish and English that reflect the content of the article. 9. Dergi’ye gönderilen makalelerde kullanılan kaynaklar, makale sonunda kaynakça olarak alfabetik sırada verilmiş olmalı ve kullanılan kaynaklar dipnotunda veya metin içerisinde kısa olarak yer almalıdır. All references cited in the text should be numbered in the order of mention in the text and should be given in abbreviated form in footnotes. They should be listed in full form at the end of the article in an alphabetically arranged bibliography as well. 10. Dergi’ye gönderilen makalelerin yazım bakımından son denetimlerinin yapılmış olduğu ve basılmaya hazır olarak verildiği kabul edilir. All submissions are regarded as ready to publish and already proofread by the author himself. 11. Yayım Kurulu’nda ilk değerlendirilmesi yapılan makaleler, anonim olarak hakeme gönderilecek, hakemden gelen rapor doğrultusunda makalenin yayımlanmasına, hakemden gelen rapor çerçevesinde düzeltme istenmesine ya da yayımlanmamasına karar verilecek ve yazar durumdan en kısa zamanda ve genellikle e-posta yolu ile haberdar edilecektir. Tamamlanmış veya düzeltilmiş yazı, Yayım Kurulu’nca, tekrar hakeme gönderilebilir. Initial assessment of the articles will be done by the editorial board. After the assessment is completed, the articles will be sent to an anonymous peer reviewer. In accordance with reviewer’s report, amendments may be done or the article may be decided not to be published. After the amendments are completed, the article may be sent to peer reviewer again, by the editorial board. 12. Dergi, hakemin yazarı bilmemesi esasına (kör hakemlik) dayanır. Hakeme gönderilecek makalelerde de yazarın kimliğine ilişkin bilgilerin gizliliği sağlanır. All articles submitted are subject to a blind peer review. The identity of the author (s) and reviewer (s) will not be revealed to the other party. 13. Dergi basıldıktan sonra ilgili sayının yazarlarına ve bu sayıda hakemlik yapmış olanlara ücretsiz olarak gönderilir. Free copies of the of the published issue will be sent both to the author (s) and to the reviewer (s). Dergimiz Hakkında/About Our Journal Legal Hukuk Dergisi (LHD), ayda bir yayımlanan hakemli bir dergidir.2003 yılından beri yayın hayatını sürdürmekte olan dergide hakem denetiminden geçmiş makaleler, karar tahlilleri, içtihat ve mevzuat kronikleri ile eser incelemelerine yer verilmektedir. Her sayıda Türk ve yabancı akademisyenler ve hukuk uygulamacıları tarafından kaleme alınan, hukuk ile ilgili değerli eserler yayımlanmaktadır. Okuyucularımızın göndereceği hukuk alanına ilişkin makaleler ve diğer türdeki eserlerle (karar tahlilleri, eser incelemeleri vb.), dergimizin daha da zenginleşeceğine inanıyoruz. Legal Journal of Law (LHD) is a peer reviewed journal published per month, concentrating on issues of law and considers for publication articles, case notes and comments, discussions of legislative developments and book reviews. It has been in publication since 2003. Each issue contains scholarly works concerning law bulletin/journal, authored by scholars and practitioners around the globe. We welcome your contributions in the form of articles, notes, comments or reviews on topics reflecting a broad range of perspectives on law; with your contributions and support our journal will progress. EDİTÖRDEN…/FROM THE EDITOR… Değerli abonelerimiz, 2015 yılının beşinci sayısıyla sizlerle birlikte olmanın mutluluğu içindeyiz. Dergimizin makaleler kısmında Prof. Dr. Mustafa Alper GÜMÜŞ’ün “Anonim Ortaklıkta Borsaya Kote Edilmemiş ve Bedeli Tamamen Ödenmemiş Nama Yazılı Payın Sözleşmesel Devri ve Bu Paya Bağlı Borç Olarak Bedel (Nakdi Sermaye) Ödeme Borcunun Yasal Üstlenilmesi (TTK m.491; TTK m.501 ve TTK m.352)”, Yard. Doç. Dr. Meral GÜRBÜZ’ün “Özel Hayatın Gizliliği Bağlamında Kişisel Sağlık Verilerinin Korunması” ve Yard. Doç. Dr. Diğdem GÖÇ GÜRBÜZ’ün “Ticaret Şirketlerinin Tür Değiştirmesi” isimli makaleleri yeralmaktadır. Dergimizin uzman görüşleri kısmında Soner ALTAŞ’ın “Anonim ve Paylı Komandit Şirketlerde Yönetim Kurulu Karar Defterinin Önemi”, Yavuz AKBULAK’ın “Yıllık Gelir Sigortası” ve Av. Volkan SAMADİ-Av. Sidar TUNCA’nın “Yargı Kararları Işığında Kamu İhalelerine İlişkin Tesis Edilen İdari İşlemlerde Başvuru Yollarının Gösterilmesi Yükümlülüğüne Uyulmaması Sorunu” isimli yazıları yer almaktadır. Dergilerimizin 2015 yılı abonelik yenileme dönemi devam etmektedir. Her biri alanında uzman hukukçulardan oluşan yayın ve danışma kurullarının hukuka katkı amacıyla gönüllü olarak çalıştığı zengin içeriğe sahip hukuk dergilerimiz sadece sizlerin abonelikleri ile yayın hayatına devam etmektedir. Dergilerimize abone olarak verdiğiniz destek ile hukukun gelişmesine ve yaygınlaşmasına yapmış olduğunuz katkıların bu yıl da devam etmesini beklemekteyiz. Legalbank elektronik hukuk programımız sizlerin değerli desteği ile güçlenerek ve abone sayısını hızla arttırarak yoluna devam etmektedir. Önümüzdeki günlerde Dergilerimizi de elektronik ortama aktarmayı planlamaktayız. Legalbank sitemizden ücretsiz 3 günlük tam kullanım imkanı devam etmektedir. Programımızı denememiş abonelerimizin www. legalbank. net internet adresinden sitemizi ziyaret etmelerini beklemekteyiz. Editör/Editor LEGAL HUKUK DERGİSİ Cilt: 13/Sayı: 149 Yıl: 2015 İÇİNDEKİLER Yüksek Mahkeme Kararları Kısa Özetleri .............................................................. 21 Hukukî Makaleler....................................................................................................... 35 Anonim Ortaklıkta Borsaya Kote Edilmemiş ve Bedeli Tamamen Ödenmemiş Nama Yazılı Payın Sözleşmesel Devri ve Bu Paya Bağlı Borç Olarak Bedel (Nakdi Sermaye) Ödeme Borcunun Yasal Üstlenilmesi (TTK m.491; TTK m.501 ve TTK m.352) Prof. Dr. Mustafa Alper GÜMÜŞ ...................................................................... 37 Özel Hayatın Gizliliği Bağlamında Kişisel Sağlık Verilerinin Korunması Yard. Doç. Dr. Meral GÜRBÜZ ........................................................................ 69 Ticaret Şirketlerinin Tür Değiştirmesi Yard. Doç. Dr. Diğdem GÖÇ GÜRBÜZ ........................................................... 91 Uzman Görüşleri....................................................................................................... 121 Anonim ve Paylı Komandit Şirketlerde Yönetim Kurulu Karar Defterinin Önemi Soner ALTAŞ (Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Başmüfettişi) .............. 123 Yıllık Gelir Sigortası Yavuz AKBULAK (SPK Başuzmanı) ............................................................. 129 Yargı Kararları Işığında Kamu İhalelerine İlişkin Tesis Edilen İdari İşlemlerde Başvuru Yollarının Gösterilmesi Yükümlülüğüne Uyulmaması Sorunu Av. Volkan SAMADİ Av. Sidar TUNCA............................................................................................ 137 Hukuk Haberleri....................................................................................................... 151 Yargıtay Hukuk Kararları....................................................................................... 175 Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları.......................................................... 177 Yargıtay Hukuk Daire Kararları....................................................................... 200 Yargıtay Ceza Kararları .......................................................................................... 283 Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararı................................................................. 285 Yargıtay Ceza Daire Kararları.......................................................................... 289 Danıştay Kararı ........................................................................................................ 315 Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu Kararı ................................................... 317 Danıştay Daire Kararı ...................................................................................... 320 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları ........................................................ 325 18 Anayasa Mahkemesi Kararları ............................................................................... 341 Güncel Mevzuat ........................................................................................................ 357 Kanunlar........................................................................................................... 359 Resmî Gazete Özetleri...................................................................................... 433 Önemli Bilgiler .......................................................................................................... 447 LEGAL HUKUK DERGİLERİ SİPARİŞ FORMU ........................................ 498 Yüksek Mahkeme Kararları Arama Dizinleri ....................................................... 499 Kavramlara Göre Arama Dizini ....................................................................... 501 Kanun Maddelerine Göre Arama Dizini .......................................................... 507 LEGALBANK ABONELİK FORMU............................................................. 510 LEGAL JOURNAL OF LAW Volume: 13/Issue: 149 Year: 2015 CONTENTS Plot Summary of Supreme Court Decisions ............................................................. 21 Legal Writings............................................................................................................. 35 Contractual Transferring of Unlisted and Registered Share That has not Yet been Fully Paid up and as a Obligation Bonded to This Share, the Legal Assumption of Obligation to Pay the Amount of Share Capital in a Company Limited by Shares (TCC a.491, TCC a.501, TCC a.352) Prof. Dr. Mustafa Alper GÜMÜŞ ...................................................................... 37 Protection of Personal Health Data in the Concept of Right to Privacy Asst. Prof. Dr. Meral GÜRBÜZ......................................................................... 69 Conversion of the Type of Commercial Companies Asst. Prof. Dr. Diğdem GÖÇ GÜRBÜZ............................................................ 91 Expert Opinions ........................................................................................................ 121 The Severity of the Book of Board Resolutions in Joint-Stock and Scrip Companies Soner ALTAŞ (Ministry of Science, Industry and Technology Chief Inspector) ............................................................................................................................... 123 Annuity Insurance Yavuz AKBULAK (Chief Expert of Capital Markets Board of Turkey) ........ 129 Infringment of Obligation of Indication of the Remedies for Administrative Acts Concerning Public Procurements in the Light of Case Law Atty. Volkan SAMADİ Atty. Sidar TUNCA ......................................................................................... 137 Legal News................................................................................................................. 151 Court of Cassation Civil Chamber Decisions ......................................................... 175 Court of Cassation Assembly of Civil Chambers Decisions............................ 177 Court of Cassation Civil Chambers Decisions ................................................. 200 Court of Cassation Criminal Chamber Decisions.................................................. 283 Court of Appeal Assembly of Criminal Chambers Decision ........................... 285 Court of Appeal Criminal Chamber Decisions ................................................ 289 Council of State Decision.......................................................................................... 315 Plenary Session of the Administrative Law Chamber Decision....................... 317 Council of State Chamber Decision ................................................................. 320 20 Decision of the European Court of Human Rights ................................................ 325 Decision of the European Court of Human Rights........................................... 327 Turkish Constitutional Court Decisions ................................................................. 341 Current Legislation................................................................................................... 357 Law Codes ....................................................................................................... 359 Abstracts of Official Gazette............................................................................ 433 Major Informations .................................................................................................. 447 ORDERING FORM FOR THE LEGAL LAW JOURNALS .......................... 498 Index of Supreme Court Decisions .......................................................................... 499 Index of Related Legal Terms.......................................................................... 501 Index of Related Law Code Articles ................................................................ 507 SUBSCRIPTION FORM FOR THE LEGALBANK LEGAL DATABASE .. 510 YÜKSEK MAHKEME KARARLARI KISA ÖZETLERİ PLOT SUMMARY OF SUPREME COURT DECISIONS AİLE HUKUKU Edinilmiş Mallara Katılma Alacağı- Kooperatif üyeliği için evlilik birliği içinde yapılan ödeme ile evlilik öncesi ve boşanma dava tarihi sonrası dahil tüm ödemeler toplamının birlikte dikkate alınarak artık değer ve katılma alacağı hesaplamasının yapılması gerekir ......................................................................................................... 226 Katkı Payı Alacağı Davası- Yurt dışında işçi olarak çalışan tarafların 1991 yılında evlendiğini, evlilik birliği içinde 1994 yılında vekil edeni tarafından satın alınan binanın 5 numaralı bağımsız bölümünün davalı adına tescil edildiğinden 50.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline ilişkin davada, mahkemece, evlilik birliği devam etmekle yasal koşulları bulunmadığından davanın reddine, davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.750 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmesi gerekir. ........................................................................................................ 229 ANAYSA HUKUKU Din Özgürlüğü Hakkı- Rahibelerin hayır faaliyetlerini yürütemediğinden ve ibadetlerini yerine getiremediğinden şikayetçi olduğu gözlemlemektedir. Halbuki dava dosyasından, cemaatin, söz konusu mülkleri ve yetimhane binalarını 1997'de terk etmek zorunda kaldığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bu şikayet, altı ay kuralı ile bağdaşmamaktadır. Sonuç olarak bu şikayet, Mahkeme'ye gecikmeli olarak sunulmuştur ve söz konusu şikayetin Sözleşme'nin 35. maddesinin 1. ve 4. fıkraları uyarınca reddedilmesi gerekmektedir. ....................................................................... 327 BORÇLAR HUKUKU Alıcının İhtarname ile Temerrüde Düşürülmesi- Taraflar arasında düzenlenen sipariş formunda siparişlerin ödemesi teslimat öncesinde çek ile yapılır hükmü mevcuttur. Davacı satıcı davalıya gönderdiği 04/01/2013 tarihli ihtarında sipariş formundaki bu hükme istinaden ödeme yapılması halinde tüm malların teslim edileceğini bildirmiştir. Bu ihtarname ile davalı alıcı temerrüdü gerçekleşmiştir. Mahkemece bu hüküm üzerinde durulup, öncelikli edim yüklenen davalı alıcının teslimden önce mal bedelini ödemek zorunda olduğu kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. ........................................................................................................ 273 Yüksek Mahkeme Kararları Kısa Özetleri XXII CEZA HUKUKU Çocuğun Nitelikli Cinsel İstismarı- Çocuğun nitelikli cinsel istismarı eyleminin ise, TCK'nın 104/1. maddesi kapsamında kalan reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu, atılı suçun takibinin şikayete bağlı olduğu ve şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme kararı verildiğinin anlaşılması karşısında, tutuklu kalınan ve yapılan yargılama sonucu beraatle sonuçlanan çocuğu cinsel amaçla hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden koruma tedbirleri nedeniyle tazminat verilmesine ilişkin 5271 sayılı CMK'nın 141/1 ve devamı maddelerinde belirtilen şartların davacı yönünden gerçekleştiği, bu nedenle uğranıldığı iddia edilen maddi ve manevi zararla ilgili olarak hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir tazminata hükmedilmesi gerekir ................................................................. 304 Defter ve Belgeleri İbraz Etmemek Suçu- Defter ve belge gizlemek suçu neticesinde oluşan herhangi bir somut maddi zarar bulunmadığı cihetle, sabıkası bulunmayan hakkında takdiri indirim maddesi uygulanan ve cezası ertelenen sanık hakkında doğan vergi kaybının tazmin edilmemesi gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi yasaya aykırıdır. .......... 303 Elektrik Enerjisi Hakkında Hırsızlık Suçu- Somut olayda, A... Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından mahkemeye gönderilen 18 Kasım 2011 tarihli yazı cevabına göre sanıkların borcunun bulunmadığı bildirilmiştir. 6352 sayılı Yasanın geçici 2. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verildiği 19.07.2012 tarihi itibariyle sanıkların kurum zararını tamamen tazmin ettikleri anlaşıldığından ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir. ............................................................................... 305 Bütün kararlar bu şekilde özetli olarak dergimizin Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 HU KU KÎ MA KA L E L E R LEGAL WRITINGS * Anonim Ortaklıkta Borsaya Kote Edilmemiş ve Bedeli Tamamen Ödenmemiş Nama Yazılı Payın Sözleşmesel Devri ve Bu Paya Bağlı Borç Olarak Bedel (Nakdi Sermaye) Ödeme Borcunun Yasal Üstlenilmesi (TTK m.491; TTK m.501 ve TTK m.352) Contractual Transferring of Unlisted and Registered Share That has not Yet been Fully Paid up and as a Obligation Bonded to This Share, the Legal Assumption of Obligation to Pay the Amount of Share Capital in a Company Limited by Shares (TCC a.491, TCC a.501, TCC a.352) Prof. Dr. Mustafa Alper GÜMÜŞ * Özel Hayatın Gizliliği Bağlamında Kişisel Sağlık Verilerinin Korunması Protection of Personal Health Data in the Concept of Right to Privacy Yard. Doç. Dr./Asst. Prof. Dr. Meral GÜRBÜZ * Ticaret Şirketlerinin Tür Değiştirmesi Conversion of the Type of Commercial Companies Yard. Doç. Dr./Asst. Prof. Dr. Diğdem GÖÇ GÜRBÜZ H ANONİM ORTAKLIKTA BORSAYA KOTE EDİLMEMİŞ VE BEDELİ TAMAMEN ÖDENMEMİŞ NAMA YAZILI PAYIN SÖZLEŞMESEL DEVRİ VE BU PAYA BAĞLI BORÇ OLARAK BEDEL (NAKDİ SERMAYE) ÖDEME BORCUNUN YASAL ÜSTLENİLMESİ (TTK m.491; TTK m.501 ve TTK m.352) (CONTRACTUAL TRANSFERRING OF UNLISTED AND REGISTERED SHARE THAT HAS NOT YET BEEN FULLY PAID UP AND AS A OBLIGATION BONDED TO THIS SHARE, THE LEGAL ASSUMPTION OF OBLIGATION TO PAY THE AMOUNT OF SHARE CAPITAL IN A COMPANY LIMITED BY SHARES (TCC a.491, TCC a.501, TCC a.352)) Prof. Dr. Mustafa Alper GÜMÜŞ* ÖZET Bu çalışmada yasal bağlam oluşturan Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 491 kapsamında bedeli tamamen ödenmemiş nama yazılı payların devri; TTK m.501 kapsamında bu paya bağlı bedel ödeme borcunun yasaya dayalı üstlenilmesi; şartları, şekli ve sonuçları ile incelenmiştir. Bağlantılı olarak TTK m.352 hükmü üzerinde de ayrıntılı olarak durulmuştur. Anahtar Kelimeler: anonim ortaklık; bedeli tamamen ödenmemiş nama yazılı pay; yasal borç devri ABSTRACT This study is to examine, the transfer of registered shares that have not yet been fully paid up under article 491 of Turkish Commercial Code regulating legal registered shares with restricted transferability, the legal assumption of obligation to pay the amount of share capital and the legal form, requirements and effects thereof pursuant to article 501. Accordingly, article 352 of TCC is thoroughly examined. H * Hakem denetiminden geçmiştir. İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Öğretim Üyesi 26 Anonim Ortaklıkta Borsaya Kote Edilmemiş ve Bedeli Tamamen Ödenmemiş Nama Yazılı Payın Sözleşmesel Devri ve Bu Paya Bağlı Borç Olarak Bedel (Nakdi Sermaye) Ödeme Borcunun Yasal Üstlenilmesi (TTK m.491; TTK M.501 ve TTK m.352) Keywords: company limited by shares; registered shares that have not yet been fully paid up; legal assumption of obligation *** ... Ancak gerek TTK m.501/I’de gerekse de TTK m.501/III’de vurgulanan devrin pay defterine kaydının hukuki bir etkisinin var olması kaçınılmazdır. Kanımızca söz konusu etki, doğrudan paya bağlı borca ilişkin olmayıp, devralanın pay üzerinde tasarruf yetkisine ilişkindir. Nasıl ki TMK m.705/II’nin “Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır” hükmü uyarınca mirasçılar miras yoluyla tescilsiz iktisap ettikleri taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunabilmek için tapu kütüğüne adlarına tescil yaptırmaları gerekli ise; “benzer şekilde” bedel ödeme borcu bağlı nama yazılı payını devralanın geçerli olarak hak sahibi olduğu söz konusu pay üzerinde yeniden tasarrufta bulunabilmesi için pay defterine kaydı sağlaması zorunludur. Diğer bir deyişle pay defterine kayıt gerçekleşmeden devralan payı üzerinde yeniden tasarrufta bulunamaz. Buna karşılık öğreti1 onay üzerine ve fakat pay defterine kayıt gerçekleşmeksizin devralanın gerçekleştirdiği devri geçerli saymakta, ancak en son devralan adına pay defterine tescilin yapılması bakımından devir beyanlarının düzgün bir zincir oluşturmasını aramaktadır. Pay defterine kayda kurucu işlev yükleyen görüşler kapsamında da, devralanın adına kayıt yapılmaksızın yapacağı devirler, hak sahibi olmamaktan kaynaklanan tasarruf yetkisi yokluğundan dolayı geçersiz olacaktır. Makalenin devamına, dergimizin dergimizin Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz 1 Bkz. TEKİNALP (POROY/ÇAMOĞLU), N.767a s.548. LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 H ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ BAĞLAMINDA KİŞİSEL SAĞLIK VERİLERİNİN KORUNMASI (PROTECTION OF PERSONAL HEALTH DATA IN THE CONCEPT OF RIGHT TO PRIVACY) Yard. Doç. Dr./Asst. Prof. Dr. Meral GÜRBÜZ* ÖZET Kişisel sağlık verilerinin korunması, kişilik hakkının konusunu oluşturan temel değerlerden biri olarak kabul edilen özel hayatın gizliliği ile yakın ilişki içerisindedir. Günümüzde hızla gelişen teknoloji, bilgiye erişimi kolaylaştırmakla beraber, kişisel verilerin elde edilmesi, depolanması ve paylaşılması bakımından kişilerin temel hak ve özgürlüklerini tehdit eder bir duruma gelmiştir. Söz konusu teknolojinin kullanımı karşısında özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunması konusu özel bir önem kazanmıştır. Sağlık hizmetinin sunulmasında da, hasta verileri ile teşhis ve tedavinin tüm aşamalarına ilişkin bilgiler kayıt altına alınarak elektronik ortamda depolanmaktadır. Bu durum, hasta mahremiyetinin ortadan kalkması ve kişisel sağlık verilerinin amaç dışı kullanımı gibi çeşitli olumsuzluklar ortaya çıkarmaktadır. Bu çalışmada, kişisel sağlık verilerinin korunması konusu özel hayatın gizliliği ilkesi ve kişisel verilerin korunmasına ilişkin temel esaslar çerçevesinde incelenecektir. Anahtar Kelimeler: Özel hayat, hasta hakkı, kişisel sağlık verileri, hassas veri ABSTRACT The protection of personal health data is in close relation with the right to privacy, which is accepted as one of the fundamental values establishing the subject of personality rights. Although today’s rapidly evolving information technology facilitates access to information, it also threatens the fundamental rights and freedoms of the individual with regard to obtaining, storing and sharing personal data. As the use of new information technology became prevalent, the right to privacy and protection of personal data privacy have gained particular importance. Patient data and information about the diagnosis and all phases of treatment are recorded and stored in digital form in the health services provision process. Thus, it may pose the risks such as violating patient privacy and abuse and misuse of personal health data. H * Hakem denetiminden geçmiştir. Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Medeni Hukuk Anabilim Dalı 28 Özel Hayatın Gizliliği Bağlamında Kişisel Sağlık Verilerinin Korunması In this study, the protection of personal health data will be examined in the framework of the basic principles regarding the right to privacy and the protection of personal data. Keywords: Privacy, patient rights, personal health data, sensitive data *** ... Kişisel sağlık verileri, kişinin gizlilik alanına dâhil olup; hassas kişisel veri niteliği taşırlar. Kişisel verilerin korunması, ilk aşamada bireylerin özel hayatlarının korunması anlamına gelmektedir. Özel hayatın gizliliği hakkı, özellikle birey ve devlet arasındaki ilişki bakımından önem taşımaktadır. Özel hayatın gizliliği ilkesi, söz konusu ilişkide ortaya çıkan güç dengesizliğinin giderilmesinde ve kişileri özel hayat alanlarına müdahale edebilecek kurumlara karşı korumak konusunda halen işlevsel bir yere sahip olmakla beraber, yeterli bir korumayı sağlayıp sağlamadığı tartışılır bir hale gelmiştir. Teknolojideki hızlı gelişme ve bilgi toplumuna geçilmesi ile birlikte, bilgilerin elektronik ortamlarda işlenmesi ve işlenen bu bilgilerin kolaylıkla nakledilebilmesi, özel hayatın gizliliğinin korunmasına ilişkin benimsenmiş geleneksel yaklaşımı yetersiz kılmıştır. Aynı gelişme, kişisel sağlık verilerinin korunması hususunda da özel bir koruma ihtiyacı ortaya çıkarmıştır. Hassas veri niteliği taşıyan sağlık verilerinin toplanarak elektronik merkezlerde saklanması, kişilik hakkının, özel hayatın gizliliğinin korunmasına ve hekimlik mesleğine özgü sır saklama yükümlülüğüne ilişkin ilkelerin yanında, özel bir veri koruma yasasını gerektirmektedir. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı’nda yer alan düzenlemelere göre “özel nitelikli” olarak anılan kişisel sağlık verileri ancak sayılan istisnai durumlarda işlenebilecektir. Tasarı gerekçesinde, ayrımcı uygulamalara ve mağduriyetlere yol açabileceği gerekçesiyle, kural olarak bu verilerin işlenemeyeceği ifade edilmiştir. Tasarı’nın kanunlaşarak yürürlüğe girmesi ortaya çıkan boşluğu kısmen doldurabilecektir. Diğer yandan, sağlık verileri konusunda, bu verilerin işlenme süreçlerinde anonimleştirilmesi ve böylece kişinin belirlenebilir olma niteliğinin ortadan kaldırılması da ayrıca önem taşımaktadır. Makalenin devamına, dergimizin dergimizin Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 H TİCARET ŞİRKETLERİNİN TÜR DEĞİŞTİRMESİ (CONVERSION OF THE TYPE OF COMMERCIAL COMPANIES) Yard. Doç. Dr./Asst. Prof. Dr. Diğdem GÖÇ GÜRBÜZ* ÖZET 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda önemli değişiklikler getiren düzenlemelerden birisi de ticaret şirketlerinin tür (nev’i) değişikliğidir. Kanun’da 180-190 hükümleri arasında düzenlenmiş olan tür değiştirme eski Ticaret Kanunu’nda yer alan ilkelere yer vermekle birlikte daha ayrıntılı ve yenilikçi düzenlemeler içermektedir. Yeni Ticaret Kanunu büyük ölçüde İsviçre Birleşme Kanunu ve ilgili Avrupa Birliği yönergesine dayanmaktadır. Bu çalışmada ticaret şirketlerinin tür değiştirmesine ilişkin yeni hükümlerin uygulanma alanı, kapsam ve sınırları, çeşitli sorunlara ağırlık verilmek suretiyle incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Ticaret şirketleri, Yapısal değişiklikler, Tür değiştirme. ABSTRACT An important revision in Turkish Commercial Code No. 6102 is the one related to the regulations on conversion of the type of commercial companies. Besides keeping the basic principles that were enacted in the former commercial code, the new regulations on conversion of the type of commercial companies, which take place in the articles 180 through 190 of the new code, is more detailed and innovative. The new Turkish Commercial Code is mostly based upon the Swiss Federal Act on Merger and the related European Union Directive. The area of practice, the scope and the restraints of the new regulations on conversion of the type of commercial companies are examined in this study with an emphasis on various problems encountered. Keywords: Commercial Companies, Structural Change, Conversion of Type (of Companies). *** H * Hakem denetiminden geçmiştir. Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi. Ticaret Şirketlerinin Tür Değiştirmesi 30 ... Tür değiştirmede yeni türün kuruluşuna ilişkin hükümlerin uygulanması gerekir. Yeni tür şirketin kuruluşu için gerekiyorsa, Bakanlık izni de alınır. Bilanço günüyle tür değiştirme raporunun düzenlendiği tarih arasında altı aydan fazla zaman geçmiş veya son bilançonun çıkarıldığı tarihten itibaren şirketin malvarlığında önemli değişikliklerin olması halinde ara bilanço çıkarılır. Tür değiştirecek şirketin yönetim organı yazılı olarak TTK. md.185’de öngörülen bilgilerin yer aldığı bir tür değiştirme planı düzenler. Tür değiştirecek şirketin yönetim organı tarafından ortaklara bilgi verilmesi ve menfaatlerinin korunması amacıyla tür değiştirme hakkında yazılı bir rapor da düzenleyecektir. Tür değiştirecek şirketin ortaklarına tür değiştirme işlemi ile ilgili aydınlanmalarını sağlamak üzere genel kurulda karar alınmasından otuz gün önce tür değiştirme ile ilgili evrakları inceleme yetkisi tanınmıştır. Yönetim organı tarafından hazırlanan tür değiştirme planı genel kurul tarafından TTK. md.189/1’deki yetersayılarla onaylanacak ve böylelikle tür değiştirme kararı alınacaktır. Genel kurulda alınan tür değiştirme kararından sonra yönetim organı tarafından tür değiştirme ve yeni türe ait şirket sözleşmesi tescil ettirilir. Tür değiştirme tescil ile geçerlilik kazanır ve Ticaret Sicili Gazetesi’nde de ilan yapılır. Ticaret şirketlerinin tür değiştirmesinin en önemli sonucu yeni şirketin eskisinin devamı sayılmasıdır. Ayrıca ortakların şirket paylarının ve haklarının korunması ortaksal konumun devamı ilkesi çerçevesinde özel olarak düzenlenmiştir. Tür değiştiren şirketin alacaklıları da korunmuştur. Tür değiştiren şirketin borçlarından, tür değiştirmeden önce sorumlu olan ortakların sorumluluğu, tür değiştirmeden sonra da aynen devam eder. Tür değiştirmeden sonra doğan borçlar için sorumluluk yeni tür hükümlerine göre belirlenir. Tür değiştirmede yeni türe dönüştürülen şirket eski şirketin devamı olduğundan şirketin çalışanlarıyla yaptığı hizmet sözleşmesinde bir değişiklik olmamaktadır. Ticaret şirketlerinin yapısal değişikliği ile ilgili olarak ortaklık pay ve haklarının incelenmesi, birleşme, bölünme ve tür değiştirmenin iptali ile sorumluluk konularında ortak hükümlere yer verilmiştir. Ayrıca bir ticari işletme TTK. md.182 ilâ 193’ün kıyas yoluyla uygulanması suretiyle ticaret şirketine dönüşebileceği gibi, bir ticaret şirketinin hangi türde olursa olsun ticari işletmeye dönüştürülmesi de mümkündür. Makalenin devamına, dergimizin dergimizin Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 UZMAN GÖRÜŞLERİ EXPERT OPINIONS * Anonim ve Paylı Komandit Şirketlerde Yönetim Kurulu Karar Defterinin Önemi The Severity of the Book of Board Resolutions in Joint-Stock and Scrip Companies Soner ALTAŞ (Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Başmüfettişi/ Ministry of Science, Industry and Technology Chief Inspector) * Yıllık Gelir Sigortası Annuity Insurance Yavuz AKBULAK (SPK Başuzmanı/Chief Expert of Capital Markets Board of Turkey) * Yargı Kararları Işığında Kamu İhalelerine İlişkin Tesis Edilen İdari İşlemlerde Başvuru Yollarının Gösterilmesi Yükümlülüğüne Uyulmaması Sorunu Infringment of Obligation of Indication of the Remedies for Administrative Acts Concerning Public Procurements in the Light of Case Law Av./Atty. Volkan SAMADİ Av./Atty. Sidar TUNCA ANONİM VE PAYLI KOMANDİT ŞİRKETLERDE YÖNETİM KURULU KARAR DEFTERİNİN ÖNEMİ∗ (THE SEVERITY OF THE BOOK OF BOARD RESOLUTIONS IN JOINT-STOCK AND SCRIP COMPANIES) Soner ALTAŞ (Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Başmüfettişi/ Ministry of Science, Industry and Technology Chief Inspector) ... 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu1 (TTK)2’nun 124üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılmaktadır. Anonim şirket, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur (TTK, m.365). Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ise yöneticiler tarafından yönetilir ve temsil olunur. Anonim şirketlerin yönetim kurulunun görevleriyle sorumluluklarına ilişkin hükümlerinin, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin yönetici olan komandite ortakları hakkında da geçerlidir (TTK, m.570). Tüzel kişi tacir olmaları noktasında, anonim şirketler ile sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler tarafından gerekli ticari defterlerin tutulması yasal bir zorunluluktur. Bu defterlerden birisi de yönetim kurulu karar defteridir. İşte bu çalışmamızda, anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler tarafından tutulacak olan yönetim kurulu karar defteri, anılan defterde hangi bilgilere yer verilmesi lazım geldiği ve karar defterine ilişkin yasal yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin müeyyideleri üzerinde durulacaktır. ... ∗ Bu çalışmada belirtilen görüşler yazarına ait olup, çalıştığı Kurumunu bağlamaz. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 13 Ocak 2011 tarihinde kabul edilmiş; 14 Şubat 2011 tarihli ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış ve 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 2 Çalışmamızda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu için TTK kısaltması kullanılmıştır. 1 34 Anonim ve Paylı Komandit Şirketlerde Yönetim Kurulu Karar Defterinin Önemi Anonim şirketlerde yönetim kurulunun, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde yöneticinin veya yöneticilerin şirket yönetimi ile ilgili olarak aldığı kararların yönetim kurulu karar defterine yazılması zorunludur. Yönetim kurulu karar defterindeki kayıtların asgarî olarak karar tarihini, karar sayısını, toplantıda hazır bulunanları, kararın içeriğini ve üyelerin imzalarını içermesi gerekir. Kararın, üyelerden birinin yaptığı öneri üzerine diğerlerinin yazılı onayı ile alınması halinde imzaların bulunduğu kâğıt veya kâğıtlar karar defterine yapıştırılır. Ticari defterlerin mevcut olmaması yahut saklanmaması hâllerinde, sorumlular üçyüz günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılırlar. Bu nedenle, yönetim kurulu karar defterinin mevcut olmaması veya hiçbir kayıt içermemesi yahut saklanmaması hallerinde, yönetim organı üyeleri 6.000 TL’den 73.000 TL’ye kadar adlî para cezasıyla cezalandırılırlar. Ayrıca, yönetim kurulu karar defterinin açılış ve kapanış onayının hiç yahut zamanında yaptırılmaması halinde şirkete idari para cezası verilir. Bahsigeçen cezalara muhatap olmamak için, anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket yöneticilerinin yönetim kurulu karar defteri tutma, onaylatma ve saklama konusunda gerekli özeni göstermeleri menfaatlerine olacaktır. Yazının devamına, dergimizin dergimizin Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 YILLIK GELİR SİGORTASI* (ANNUITY INSURANCE) Yavuz AKBULAK (SPK Başuzmanı/Chief Expert of Capital Markets Board of Turkey) ... Bilindiği üzere, tasarruf kavramı, hane halkı, işletme ya da ülke ekonomisi gibi ekonomik bir birimin cari geliri ile cari tüketim harcamaları arasındaki farkı ifade etmektedir. Bir ülkede fabrikalar, donanım ve konut gibi temel sermaye mallarında artış sağlanabilmesi tasarrufları gerektirir. Sermaye yaratılması için gerekli kaynaklar, temel olarak bir ulusun kolektif tasarrufundan doğar. Ulusal tasarruf, özel tasarruf ile kamu tasarruflarının toplamına eşittir. Ulusal tasarruf, her ülkenin kendi ekonomik yapısına göre şekillenir. Kamu tasarrufları kamu kullanılabilir geliri ile gideri arasındaki fark olup, ülkeden ülkeye değişir. Bazı ülkelerde kamu harcamaları kamu gelirlerinden yüksek olduğundan bütçe açıkları söz konusudur. Özel kesim tasarrufları ise hane halkları ve işletmelerce yapılan tasarrufları kapsamaktadır. Hane halkı tasarrufları, milli gelir hesaplarında hane halkı harcanabilir gelirinden hane halkı tüketim harcamalarının çıkartılması ile bulunur. İşletme veya firma tasarrufları ise, işletmelerin dağıtılmamış karları ve sabit sermaye amortismanının toplamını ifade eder. Net işletme tasarrufundan kasıt dağıtılmamış karlar yani birikmiş kazançlardır. ... Hazine Müsteşarlığının yıllık gelir sigortası düzenlemesi ile ülkemiz hane halkları bakımından yeni bir tasarruf aracına, sigortacılık kesimi açısından ise yeni bir sigorta türüne kavuşmuştur. Bu düzenlemeyle, bireysel emeklilik sisteminde tasarruf yapan kimselere ya da bir * Bu yazıda yer alan görüşler yazarına ait olup çalıştığı kurumu bağlamaz, yazarın çalıştığı kurum veya göreviyle ilişki kurulmak suretiyle kullanılamaz. Yıllık Gelir Sigortası 36 kenarda birikmiş parası olanlara, bu paralarını “Yıllık Gelir Sigortası” sistemine yatırıp ömür boyu ikinci emeklilik aylığına sahip olma ve emekli maaşını çocuklarına bırakabilme olanağı tanınmaktadır. Yazının devamına, dergimizin dergimizin Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 YARGI KARARLARI IŞIĞINDA KAMU İHALELERİNE İLİŞKİN TESİS EDİLEN İDARİ İŞLEMLERDE BAŞVURU YOLLARININ GÖSTERİLMESİ YÜKÜMLÜLÜĞÜNE UYULMAMASI SORUNU (INFRINGMENT OF OBLIGATION OF INDICATION OF THE REMEDIES FOR ADMINISTRATIVE ACTS CONCERNING PUBLIC PROCUREMENTS IN THE LIGHT OF CASE LAW) Av./Atty. Volkan SAMADİ* Av./Atty. Sidar TUNCA** ... En temel anlamıyla hak arama özgürlüğü, devlet karşısında bireyin başvuru hakkı ve bireye başvuru hakkının tanınmasının yanı sıra başvuru hakkının etkin biçimde kullanımı ve hakkın kullanımına ilişkin hukuki koşulların bilinebilirliğini de kapsayan bir kavramdır1. Bu bağlamda; hukuk devleti olmanın temellerinden biri olan Anayasa’nın 125. maddesinde ifadesini bulan idarenin her türlü eylem ve işleminin yargı denetimine tabi olmasına yönelik ilke açısından idari işlemlere karşı başvuru yollarının gösterilmesi ilkesi, idarenin hukuka uygunluk denetiminin etkili şekilde gerçekleştirilebilmesi bakımından en etkili mekanizmalardan birini teşkil etmektedir. İdari işlemde başvuru yollarının gösterilmesi yükümlülüğü, idari işleme karşı başvuru hakkını kullanacak olan ilgilinin, ne şekilde hareket etmesi gerektiği bilgisinin, idare tarafından ilgiliye bildirilmesidir. Anılan yükümlülük, yalnızca idari işleme karşı başvurulabilecek yolları değil, başvuru mercileri ve sürelerinin de belirtilmesi gerekliliğini içeren bir hukuki müessese olarak karşımıza çıkmaktadır2. * Ankara Barosu, [email protected] Ankara Barosu, [email protected] 1 Kaboğlu İ.Ö.: Özgürlükler Hukuku, Ankara, 2002, s. 163 vd. 2 Atay Şanlı Y.: “İdari İşlemde Başvuru Yollarının Gösterilmesi Yükümlülüğü”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Yıl: 2011, Sayı: 96, s. 295. ** 38 Yargı Kararları Işığında Kamu İhalelerine İlişkin Tesis Edilen İdari İşlemlerde Başvuru Yollarının Gösterilmesi Yükümlülüğüne Uyulmaması Sorunu Nitekim; Anayasa’nın 40. maddesine 2001 yılında eklenen ikinci fıkraya göre “Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.” hükmü uyarınca; söz konusu yükümlülük, bir anayasal ilke haline dönüştürülerek idare hukuku rejimimiz açısından da uygulanabilir hale gelmiştir3. ... 1982 Anayasası’nın 40. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ve yöntemsel bir temel hak kuralı olan başvuru yollarının gösterilmesi, doğrudan uygulanabilir nitelikte bir Anayasa kuralıdır. Bu kuralın kamu ihale hukukuna yansıması açısından, gerek ihale makamı idarelerin gerekse de Kamu İhale Kurumu’nun kamu ihalelerine ilişkin olarak tesis etmiş oldukları kararlarda, kararın muhataplarına karara karşı başvurulması gereken idari başvuru yolunu ve süresini doğru ve eksiksiz bir biçimde göstermeleri gerekmektedir. Danıştay’ın konuya ilişkin yerleşik uygulamasında da belirtildiği üzere; kamu ihalelerine ilişkin tesis edilen kararlarda da idarelerce idari başvuru yolunun bildirilmesi yükümlülüğüne uyulmaması halinde; kararın ilgilisine bildirimi usulsüz bir hale gelecek ve ilgili tarafından kararda belirtilen başvuru yoluna ve süresine uyulmak suretiyle gerçekleştirilen idari başvurunun usul yönünden reddine karar verilemeyecektir. Yazının devamına, dergimizin dergimizin Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz 3 Söz konusu anayasa kuralının doğrudan uygulanabilirliğine ilişkin ayrıntılı bilgi için bknz: Atay: s. 296-304. LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 HU KU K HA B E R L E R İ LEGAL NEWS * Yıllık Gelir Sigortaları Yönetmeliği Yayınlandı * Ev Hizmetlerinde 5510 Sayılı Kanunun Ek 9uncu Maddesi Kapsamında Sigortalı Çalıştırılması Hakkında Tebliğ Yayınlandı * Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmelik Değiştirildi * Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu, Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu ile Bazı Kanunlar Değiştirildi * Elektronik Ürün Senedi Yönetmeliği Değiştirildi * Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnameler Değiştirildi * Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Japonya Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyetinde Nükleer Güç Santrallerinin ve Nükleer Güç Sanayisinin Geliştirilmesi Alanında İşbirliğine İlişkin Anlaşma ile Türkiye Cumhuriyetinde Nükleer Güç Santrallerinin ve Nükleer Güç Sanayisinin Geliştirilmesine Dair İşbirliği Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Yayınlandı * Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Arasında Üçüncü Taraf Maliyet Paylaşımı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Yayınlandı * Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu Değiştirildi * Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Eski Hükümlü veya Terörle Mücadelede Malul Sayılmayacak Şekilde Yaralananların İşçi Olarak Alınmasında Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik Değiştirildi * Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnameler Değiştirildi * Orman Kanununun 16ncı Maddesinin Uygulama Yönetmeliği Değiştirildi * Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Merkez Anlaşmasının Ekinde Değişiklik Yapılmasına ve Kei Merkezinin Kalıcı Olarak Taşınmasının Usullerine İlişkin Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Yayınlandı * Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Sudan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İkili Tarımsal İşbirliği ve Ortaklığına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Yayınlandı * Türkiye Cumhuriyeti ile Kosova Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Yayınlandı * Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Arama ve Kurtarma Hizmetlerinin Koordinasyonuna Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Yayınlandı * Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan Hükümeti Arasında Gençlik ve Spor Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Yayınlandı * Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kosova Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür Merkezlerinin Kuruluşu, İşleyişi ve Faaliyetleri Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Yayınlandı * Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnameler Değiştirildi * Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Yayınlandı * İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnameler Değiştirildi * Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Komisyonu Arasında Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA II) Çerçevesinde Birlik Tarafından Türkiye Cumhuriyetine Yapılacak Mali Yardımın Uygulanmasına İlişkin Düzenlemeler Hakkında Çerçeve Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Yayınlandı * Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Acil Durumlar Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Yayınlandı Hukuk haberlerinin tamamına Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz YARGITAY HU KU K KA R A R L A R I COURT OF CASSATION CIVIL CHAMBER DECISIONS * Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları Court of Cassation Assembly of Civil Chambers Decisions * Yargıtay Hukuk Daire Kararları Court of Cassation Civil Chambers Decisions YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARLARI COURT OF CASSATION ASSEMBLY OF CIVIL CHAMBERS DECISIONS YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas No. 2014/9-1438 Karar No. 2015/580 Tarihi: 21.01.2015 İlgili Kanun/Madde 5521 s. İşMahK/7, 8, 15 6100 s. HMK/297, 321, 322, Gç3 • İŞÇİ İLE İŞVEREN İLİŞKİSİNDEN KAYNAKLANAN ALACAK DAVASI • TEMYİZ DİLEKÇESİNİN DAVACI TARAFA TEBLİĞ EDİLMEMESİ ÖZETİ: Direnme kararının davacı vekiline tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Gerekçeli karar davacı vekiline Tebligat Kanunu ve ilgili mevzuat dikkate alınarak tebliğ edilmeli, temyiz süresi geçtikten sonra ve gerektiğinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nu “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 432. maddesindeki usul işlemleri yerine getirilmelidir. Yukarıda (2) numaralı bentte yer alan açıklamalar doğrultusunda yapılan incelemede; Davalı vekiline ait temyiz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Temyiz eden davalı vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nu “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan HUMK’nun 433. maddesi gereğince davacı vekiline Tebligat Kanunu ve ilgili mevzuat dikkate alınarak tebliğ edilmeli ve yasal süre beklenildikten sonra Hukuk Genel Kurulu Başkanlığına gönderilmelidir. Açıklanan nedenlerle eksikler giderildikten sonra Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Başkanlığı’na gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas No. 2014/17-1656 Karar No. 2014/1099 Tarihi: 24.12.2014 • • • • • İlgili Kanun/Madde 2004 s. İİK/44, 96 6098 s. TBK/202 İSTİHKAK DAVASI MÜLKİYET KARİNESİ KAMU DÜZENİ DAVA ŞARTLARI KESİN HÜKÜM İTİRAZI Yargıtay Hukuk Kararları 44 ÖZETİ: Dava şartları, dava açılmasından, hüküm verilmesine kadar var olmalıdır. Dava şartlarının davanın açıldığı günde bulunmaması ya da bu şartlardan birinin yargılama aşamasında ortadan kalktığının öğrenilmesi durumunda, mahkemenin davayı mesmu olmadığından reddetmesi gerekir. Dava şartlarından bazıları olumlu bazıları ise olumsuz (davanın açılması sırasında bulunmaması gereken)şartlardır. Dava konusu uyuşmazlığın daha önce bir kesin hüküm ile çözümlenmiş olması da dava şartıdır. Bu şart, olumsuz dava şartı olarak adlandırılır. Kesin hüküm itirazı ise, davanın her aşamasında ileri sürülebilen ve mahkemenin de; davanın her aşamasında kesin hükmün varlığını kendiliğinden gözetip, varlığı halinde davayı kesin hükümden reddetmesi gerekir. Yine kesin hüküm itirazı mahkemede ileri sürülmemiş olsa dahi, ilk defa Yargıtay'da ve dahası bozmadan sonra da ileri sürülebilir. Bu bakımdan usulü kazanılmış hakkın istisnasıdır ve tarafların iradesine de bağlı olmayan mutlak bir etkiye sahiptir. O nedenle kesin hükmün varlığının, yargılamanın bir kesiminde nazara alınmamış olması diğer bir kesiminde ele alınmasını engellemez.Bu bağlamda kesin delil ise, yanları ve hakimi bağlayan, bu tip delillerle kanıtlanan olayın hukuksal doğru olarak kabul edilmesi gereken delillerdir. Hakimin kesin delilleri takdir yetkisi yoktur. Bu biçimde ispatlanan hususu doğru kabul etmek zorundadır. Hukukumuzda kesin deliller sınırlı olup bunlar, ikrar, senet, yemin ve kesin hükümdür. Somut olayda davalı-alacaklı vekilinin, kesin hüküm itirazına konu yaptığı ilamın, eldeki dava bakımından bağlayıcı olup olmadığı hususunun değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekir. Öyleyse, direnme kararı yukarıda gösterilen değişik gerekçe ve nedenlerle bozulmalıdır. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas No. 2014/12-2353 Karar No. 2014/1039 Tarihi: 17.12.2014 • • • • • İlgili Kanun/Madde 2802 s. HakimlerSavcılarK/93/a 6100 s. HMK/46, 49 TAZMİNAT DAVASI HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE KİŞİSEL KUSUR HAKSIZ FİİL HÂKİM VEYA SAVCI ALEYHİNE TAZMİNAT DAVASI AÇILAMAYACAĞI DURUM LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 45 ÖZETİ: Somut olayda, davacının zararına dayanak olarak gösterilen Tokat İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2008/304 Esas-2010/30 Karar sayılı kararı, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 2010/10269 Esas, 23102 Karar sayılı ilâmı ile onanmış, taraflar karar düzeltme yoluna başvurmadığından 23.11.2010 tarihinde kesinleşmiştir. İş bu dava ise 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 26.11.2012 tarihinde açılmıştır. Bu durumda davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış, ancak dava usulden reddedildiğinden ve HMK'nun 49.maddesinde usulden ret halinde disiplin para cezası öngörülmediğinden anılan para cezasına hükmedilmemiş olması usul ve yasaya uygundur. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas No. 2013/22-1216 Karar No. 2014/1027 Tarihi: 10.12.2014 İlgili Kanun/Madde 2004 s. İİK/67 4857 s. İşK/21 7201 s. TebligatK/35 • İTİRAZIN İPTALİ DAVASI • İŞE BAŞLATMAMA TAZMİNATI İLE BOŞTA GEÇEN SÜRE ÜCRETİNİN TAHSİLİ ÖZETİ: Davacının işe başlatılmak için yaptığı başvuruya ilişkin tebligatın işyerinin kapalı olması nedeni ile muhtara yapıldığı, adreste bulunmama nedeninin kanunda belirtilen kişilere sorulmadığı, yeni adresinin araştırılmasına ilişkin herhangi bir işlem yapılmadığı, tebliğ memurunca yeni adresinin saptanamadığına ilişkin bir açıklama yapılmadığı, tebliğ evrakının muhtara teslim edildiğine ilişin ihbarnamenin kapıya yapıştırılıp yapıştırılmadığının belli olmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre davacının işe başlatılmaya ilişkin başvurusu usulüne uygun tebliğ edilmemiştir. İşe başlatılma başvurusu usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeyen işverenin işe başlatma yükümlülüğünden söz edilemez. Davacı işçi işe başlatılmak için süresinde başvurmadan boşta geçen süre ücreti ile işe başlatmama tazminatı isteğinde bulunamayacağından davalı bakanlığın icra takibine yaptığı itiraz haklıdır. Bu nedenle itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkâr istemini içeren bu davanın reddi gerekir. Uyuşmazlık, işçinin feshe bağlı hak ve alacakları yönünden, davacının işe başlatılmak için işverene usulüne uygun başvuruda bulunduğu hususunun kanıtlanıp kanıtlanmadığı, işverene yapılan tebligat yönünden araştırmanın yeterli olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Somut olayda Mahkemece bozma ilamı sonrasında yapılan yargılamada davacı vekili tarafından ibraz edilen noter tebligat şerhi incelenmek suretiyle, davalıya yöntemince tebligat yapıldığı kabul edilerek, davanın kısmen kabulüne ilişkin kararda direnilmiştir. Bu durumda bozmadan önce var olmayan bir kısım belgelerin dosyaya girdiği, öte yandan mahkemece yeni ibraz edilen bu belgelere dayanılarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015 Yargıtay Hukuk Kararları 46 YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas No. 2014/4-372 Karar No. 2014/1006 Tarihi: 10.12.2014 İlgili Kanun/Madde 2802 s. HakimlerSavcılarK/93/a 5271 s. CMK/141 6100 s. HMK/33, 46, 47, 48, 49 • HAKİMLERİN HUKUKİ SORUMLULUĞU • MANEVİ TAZMİNAT • MÜŞTEKİSİ OLDUĞU BİR HAZIRLIK SORUŞTURMASINDA CUMHURİYET SAVCISININ TAKİPSİZLİK KARARI VERDİĞİ • DAVA ZAMANAŞIMI • CUMHURİYET SAVCISININ KASITLI OLARAK GÖREVİNİ YAPMADIĞI ÖZETİ: Somut olayda, sorumluluğa dayanak yapılan olgular; suç soruşturmasının gereken özen gösterilmeksizin yapılmasıdır. İhbar olunan Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılan soruşturma sonucunda kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiş; davacının, şikayetçi sıfatı ile yaptığı itiraz Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmiş; yazılı emir istemi üzerine ise, soruşturmanın genişletilmesi gerektiği belirtilerek karar kaldırılmış ve yeniden yapılan soruşturma sonucunda açılan davada, zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmiştir. Gerek kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar ve gerekse de itiraz üzerine verilen karar; yargısal işlemlerin özünde mevcut bulunan takdir yetkisinin kullanılmasına ilişkindir. İddia edildiği gibi, özel bir amaçla davranıldığı yönünde delil de yoktur. Sınırlı ve sayılı hukuki sorumluluk nedenlerinden hiç birisi mevcut bulunmamaktadır. Şu durumda, davanın reddine karar verilmesi gerekir. Diğer yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 49.maddesi uyarınca, davanın esastan reddi halinde disiplin para cezasının takdir edilerek hüküm altına alınması gerekir. Bu konuda, para cezasında yeniden değerleme oranında yapılması gereken arttırım miktarı ile dava konusu olayın gelişim biçimi ve dosyaya yansıyan olgular göz önünde tutulmuştur. LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 Court of Cassation Civil Chamber Decisions YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas No. 2014/23-1339 Karar No. 2014/967 Tarihi: 26.11.2014 47 İlgili Kanun/Madde 2004 s. İİK/156 6100 s. HMK/Gç3 • İFLAS DAVASI • KATILMA YOLUYLA KARAR DÜZELTME • ÖNSORUN ÖZETİ: 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı HMK'na eklenen Geçici madde 3 atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı HMUK'nun 442/II. maddesi uyarınca taraflardan biri süresi içinde karar düzeltme talebinde bulunursa, diğer taraf karar düzeltme dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde vereceği ayrı bir dilekçe veya cevap layihasıyla karar düzeltme talebinde bulunabilir. Buna katılma yoluyla karar düzeltme denir. Önsoruna gelince; dosyada davalı vekili dilekçesiyle Hukuk Genel Kurulu kararına karşı karar düzeltme isteminde bulunmuş; anılan bu dilekçenin davacı tarafa tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir bilgi veya belgeye rastlanamamıştır. O halde, mahkemece yapılacak iş; öncelikle davalı vekilinin Hukuk Genel Kurulu kararına karşı başvurduğu karar düzeltme dilekçesinin davacı tarafa yöntemine uygun olarak tebliği ile katılma yoluyla karar düzeltme süresinin geçmesinin beklenmesi; Hukuk Genel Kurulu kararına karşı davacı tarafça katılma yoluyla karar düzeltme yoluna başvurulmaması halinde bu şekliyle, katılma yoluyla karar düzeltme yoluna başvurulması halinde ise devamı işlemler de tamamlanarak ondan sonra dosyanın son kontrolünün muhakkak hakimince yapılmasından sonra eksiksiz olmak üzere karar düzeltme incelemesi yapılmak üzere Hukuk Genel Kurulu'na gönderilmelidir. Açıklanan nedenlerle; dosyanın, belirtilen eksiklik giderilerek karar düzeltme incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için, yerel mahkemeye geri çevrilmesi gerekir. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas No. 2013/12-2373 Karar No. 2014/893 Tarihi: 12.11.2014 İlgili Kanun/Madde 2004 s. İİK/170 6100 s. HMK/150, 320, 448 • İMZA İTİRAZI • KAZANILMŞ HAK • KAMBİYO SENETLERİNE ÖZGÜ HACİZ YOLUYLA İCRA TAKİBİ LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015 Yargıtay Hukuk Kararları 48 ÖZETİ: Somut olayda dava, 14.09.2011 tarihinde henüz 6100 sayılı HMK yürürlüğe girmeden önce açılmış, mahkemece dava ilk olarak 24.05.2012 tarihinde, HMK'nun yürürlüğe girmesinden sonra işlemden kaldırılmıştır. Bu durumda, HMK döneminde dosya ilk kez işlemden kaldırıldığına ve mülga 1086 sayılı HUMK döneminde bir işlemden kaldırma kararı verilmediğine göre kazanılmış bir haktan söz edilemeyecektir. Nitekim, Hukuk Genel Kurulu'nun ilamında da aynı ilke benimsenmiştir. O halde, HMK'nun 320/4.maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğine ilişkin Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. Kararların tamamuna dergimizin Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 YARGITAY HUKUK DAİRE KARARLARI COURT OF CASSATION CIVIL CHAMBERS DECISIONS YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/1710 İlgili Kanun/Madde 4721 s. TMK/1027 Karar No. 2015/2269 Tarihi: 17.02.2015 • TAPU KAYDININ DÜZELTİLMESİ • TAPU MÜDÜRLÜKLERİNİN YETKİLERİ • TAPUDAKİ HATALARIN KISA SÜREDE İDARİ YOLDAN DÜZELTİLMESİ ÖZETİ: Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkin olup, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni Tapu Sicil Tüzüğü'nün yürürlüğü zamanında 26.05.2014 tarihinde açılmış; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, yeni Tapu Sicil Tüzüğü hükümleri ve özelikle 75. maddesi nazara alındığında, tapu müdürlüklerine oldukça geniş yetkiler verilerek tapudaki hataların daha kısa bir sürede, idari yoldan düzeltilmesine imkân verildiği ve kayıt düzeltmeleri için öncelikle müdürlüklere başvuru yapılmasının zorunlu tutulduğu görülmektedir.Bu nedenle, yeni Tapu Sicil Tüzüğünün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği 17.8.2013 tarihten itibaren, ilgililerin mahkemeye müracaat etmeden önce, ilk olarak tapu müdürlüklerine yukarıda açıklanan prosedüre uygun şekilde başvurması kaçınılmaz olup, değinilen prosedür izlenmeden mahkeme önüne getirilen davanın dinlenebilme olanağı yoktur. Bunun yanında, ilgililerin tapu müdürlüklerine yaptıkları yazılı ya da sözlü düzeltim başvuruları üzerine, tapu müdürlüklerinin Tüzüğün 75. maddesinde belirtilen araştırma ve soruşturmayı yapmadan verdikleri soyut içerikli ret kararları da davayı mahkeme önünde dinlenebilir hale getirmez. Diğer taraftan, Tapu Sicil Tüzüğünün 75. maddesine aykırı olarak verilen bu tür ret kararlarına karşı ilgililerin aynı tüzüğün 26. maddesine göre itiraz imkanı bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir. YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/22045 İlgili Kanun/Madde 4721 s. TMK/1025 Karar No. 2014/20154 Tarihi: 23.12.2014 • TAPU KAYDININ DÜZELTİM DAVASI • TAPU KAYDINA YANLIŞ YAZILAN KİMLİK BİLGİLERİNİN DÜZELTİLMESİ İSTEMİ Yargıtay Hukuk Kararları 50 ÖZETİ: Yeni Tapu Sicil Tüzüğü hükümleri ve özelikle 75. maddesi nazara alındığında, tapu müdürlüklerine oldukça geniş yetkiler verilerek tapudaki hataların daha kısa bir sürede, idari yoldan düzeltilmesine imkân verildiği ve kayıt düzeltmeleri için öncelikle müdürlüklere başvuru yapılmasının zorunlu tutulduğu görülmektedir. Bu nedenle, yeni Tapu Sicil Tüzüğünün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği 17.8.2013 tarihten itibaren, ilgililerin mahkemeye müracaat etmeden önce, ilk olarak tapu müdürlüklerine yukarıda açıklanan prosedüre uygun şekilde başvurması kaçınılmaz olup, değinilen prosedür izlenmeden mahkeme önüne getirilen davanın dinlenebilme olanağı yoktur. Bunun yanında, ilgililerin tapu müdürlüklerine yaptıkları düzeltim başvuruları üzerine, tapu müdürlüklerinin Tüzüğün 75. maddesinde belirtilen araştırma ve soruşturmayı yapmadan verdikleri soyut içerikli ret kararları da davayı mahkeme önünde dinlenebilir hale getirmez. Hal böyle olunca, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ İlgili Kanun/Madde 2014/27090 Esas No. 4721 s. TMK/166 Karar No. 2015/431 Tarihi: 15.01.2015 • EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI NEDENİ İLE ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASI • BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ ÖZETİ: Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir. Mahkemece verilen ilk hüküm davalı-karşı davacı A. tarafından duruşmalı olmak üzere her iki tarafça temyiz edilmiş, hükmün onanmasına karar verilmiştir. Davacı-karşı davalı vekili mürafaya katılmadığına ve her iki tarafın temyiz itirazları reddedildiğine göre davacı-karşı davalı lehine vekalet ücreti verilmesi doğru olmamış, bu nedenle karar düzeltme isteğinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 51 YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/16344 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/269 4721 s. TMK/166, 174 Tarihi: 13.01.2015 • BOŞANMA DAVASI VE TAZMİNAT İSTEMİ • TAZMİNAT HAKLARININ SAKLI TUTULMASI ÖZETİ: Tarafların irade beyanları esas alınarak boşanmalarına karar verilebilmesi için, diğer şartların yanında boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda tam olarak anlaşmış olmaları, hakimin de taraflarca kabul edilen düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Tazminat haklarının saklı tutulması, bu husustaki ihtilafın devam ettiğini ve bu ihtilafın çözümünün ileriye bırakıldığını gösterir. Başka bir ifade ile tazminat hakları saklı tutulmak suretiyle anlaşmalı boşanma kararı verilemez. Bu husus nazara alınmadan tazminat haklarının saklı tutulması suretiyle Türk Medeni Kanununun 166/3 maddesi gereğince boşanma kararı verilmesi doğru bulunmamıştır. Taraflar boşanmanın mali sonuçları üzerinde anlaşamadıklarına göre, gösterdikleri deliller toplanarak davanın Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi çerçevesinde değerlendirilip, hasıl olacak neticesine göre karar verilmesi gerekirken, bu yön nazara alınmadan hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ 2014/9216 Esas No. Karar No. 2015/1652 29.01.2015 Tarihi: İlgili Kanun/Madde 2709 s. AY/73 4628 s. ElektrikPiyasasıK/1, 4, 5, 17, 27, Gç1 • TÜKETİCİ SORUNLARI HAKEM HEYETİ BAŞKANLIĞI KARARININ İPTALİ • ELEKTRİK FATURALARINDAKİ KAYIP-KAÇAK BEDELLERİ LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015 Yargıtay Hukuk Kararları 52 ÖZETİ: Elektrik dağıtım şirketlerinin; EPDK kurul kararları ve tebliğleri çerçevesinde, elektrik kullanan abonelerin faturalarına yansıtarak aldıkları, kayıp-kaçak bedellerinin elektrik enerjisi kullananlara aktif tüketim bedeli dışında ek bir mali yük ve külfet getirdiği izahtan varestedir. Oysaki; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 73 üncü maddesi gereğince; vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı da ortadadır. Nitekim, elektrik faturalarına yansıtılan %2 TRT payı da kanunla getirilmiş ve kanunun verdiği açık ve şeffaf yetkiye dayanarak tahsil edilmektedir. Elektrik Piyasası Kanununun verdiği yetki uyarınca çıkarılan EPDK kurul kararları ve tebliğleri gereğince alınan; kayıp-kaçak bedellerinin; vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı, ayrıca Elektrik Piyasası Kanunun düşük maliyetli enerji temini ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasası oluşturulması ilkelerine uygun düşmemektedir. Nitekim; kayıp-kaçak bedeli hakkında verilen ve Dairece de benimsenen HGK'nun kararında da belirtildiği üzere; Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıpla başka kişiler tarafından kaçak kullanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin, kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleriyle bağdaştığı da söylenemez. Bundan ayrı olarak; elektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları engelleme veya hırsızı takip edip, bedeli ondan tahsil etme görevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan dağıtım şirketlerine aittir. Hal böyle olunca; mahkemece, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar gözetilerek; kayıp-kaçak bedellerin elektrik abonelerinden tahsil edilemeyeceği kabul edilip, davanın reddine karar verilmesi gerekir. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/8835 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/917 2004 s. İİK/67 Tarihi: 19.01.2015 • İTİRAZIN İPTALİ DAVASI • İCRA İNKAR TAZMİNATI • DAVALININ ABONELİĞE KONU EVİ BOŞALTTIKTAN SONRA TÜKETİLEN ENERJİ NEDENİYLE SORUMLU OLUP OLMADIĞI LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 53 ÖZETİ: Mahkemece, elektrik faturasının düzenlendiği tarihte, davalının söz konusu taşınmazda oturmadığı, elektrik hizmetinden sonraki oturanların yararlandığı, abonman sözleşmesinin ancak taşınmazla birlikte anlam ifade edebileceği, davalının kullanmadığı elektrik hizmetine ilişkin faturalar için sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirir. Abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen kaçak ve normal kullanım bedelinden fiili kullanıcıyla birlikte abone de müteselsilen sorumludur. Bir başka deyişle abonelik iptal ettirilmedikçe abonenin sorumluluğu devam eder. YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/5729 İlgili Kanun/Madde 6098 s. TBK/49, 50, 51 Karar No. 2015/1254 6100 s. HMK/105 Tarihi: 02.02.2015 • TERMİK SANTRALDEN ÇEVREYE YAYILAN ATIKLAR NEDENİYLE TAŞINMAZLARDAKİ VERİM KAYBI ÖZETİ: Dava, davalı tesisinden kaynaklanan taşınmaz değer kaybının tazmini istemine ilişkindir. Davalı tarafından işletilen termik santralden çevreye yayılan atıklar nedeniyle, dava konusu taşınmazların tarım toprağı özelliğini kaybettiği ve verim kaybına neden olduğu ileri sürüldüğüne göre, uyuşmazlığın çözümünde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için; dava konusu taşınmazlardan analiz için yeterince toprak ve bitki örnekleri alınmalıdır. Taşınmazların en üst tabakasındaki bitki örtüsü sıyrılarak karma (paçal) toprak örnekleriyle ekili arazilerdeki gelişen bitkilerden örnek toplanmalıdır. Yine etki alanı dışındaki arazi ve tarlalardan şahit toprak numuneleriyle santrale komşu arazi ve tarlalardan toprak ve bitki örnekleri analiz için alınmalıdır. Bitkilerin başak, yaprak ve kökleri yerinde incelenmeli, fitotoksik belirti olup olmadığı gözlemlenmelidir. Taşınmazların yol, yerleşim yeriyle santrale olan uzaklıkları ve hakim rüzgar etkisi belirlenmelidir. Toprak ve bitki analiziyle gözlem sonucuna göre düzenlenecek bilirkişi kurulu raporunda, topraktaki maddelerin çeşitli bitkiler tarafından maksimum alınabilirlik miktarı literatüre göre belirlenen miktarlar gözetilerek açıklanmalıdır. LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015 54 Yargıtay Hukuk Kararları YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/15174 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/61 5237 s. TCK/265 Tarihi: 12.01.2015 6098 s. TBK/49, 56 • HAKSIZ FİİL NEDENİYLE UĞRANILAN MANEVİ ZARARIN ÖDETİLMESİ İSTEMİ • CEZA ZAMANAŞIMI ÖZETİ: Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkin olduğuna göre, zamanaşımı süresinin belirlenmesinde olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK 60/1-2 maddelerinin uygulanması gereklidir. Buna göre zamanaşımı süresi, zarar görenin, haksız eylem ve failini öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl, her halükarda zarar veren eylemin gerçekleşmesinden itibaren 10 yıldır. Eğer fiil ceza kanunları uyarınca daha uzun zamanaşımı süresi bulunan cezayı gerektiren bir eylemden doğmuş ise ceza zamanaşımı süresi uygulanır. Dosya kapsamından davaya konu olayın bir bütün olarak değerlendirilmesi halinde; davalının eylemi aynı zamanda suç teşkil etmekte olup, eylemin gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nun 265 inci maddesine göre görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturmaktadır. Aynı yasanın zamanaşımını düzenleyen 66ncı maddesine göre de zamanaşımı süresi 8 yıldır. Eylem tarihi 10.05.2006 olup dava 04.12.2012 tarihinde açıldığına göre davanın süresinde açıldığının kabulüyle işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekir. YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/18799 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/1349 2709 s. AY/35 Tarihi: 09.02.2015 2942 s. KamulaştırmaK/10, 11, 29 • KAMULAŞTIRMASIZ ELATILAN TAŞINMAZ BEDELİNİN TAHSİLİ • DAVA KONUSU TAŞINMAZIN BULUNDUĞU ALANDA YOL SU VE ELEKTRİK GİBİ HİZMETLERİN YERİNE GETİRİLİP GETİRİLMEDİĞİ • MÜLKİYET HAKKI LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 55 ÖZETİ: Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece refakate resen alınarak fen bilirkişi eşliğinde mahallinde yeniden keşif yapılarak, dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda, yol, su ve elektrik gibi hizmetlerin yerine getirilip getirilmediği araştırılıp davacının Anayasanın 35. maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkını kullanmasına engel olunup olunmadığı da belirlenerek, kamulaştırmasız elatma olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİ İlgili Kanun/Madde Esas No. 2014/21251 Karar No. 2014/31627 2942 s. KamulaştırmaK/10 25.12.2014 Tarihi: • KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN TESPİTİ VE KAMULAŞTIRILAN TAŞINMAZIN İDARE ADINA TESCİLİ • KIYMET TAKDİR RAPORU • BİLİRKİŞİ RAPORUNUN HÜKÜM KURMAYA ELVERİŞLİ OLMADIĞI Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma ÖZETİ: Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmazın idare tarafından düzenlenen kıymet takdir raporlarında arsa olarak değerlendirildiği, dosyada mevcut Dilovası Belediye Başkanlığının yazılarında dava konusu taşınmazın 1/25000 ölçekli Revizyon Nazım İmar Planında ağaçlandırılacak alanda kaldığı, belediye mücavir alanında bulunduğu, belediye hizmetlerinden yararlandığı ancak çevresinin meskun olmadığı bildirildiği halde, bilirkişi raporunda taşınmazın 1/50000 ölçekli çevre düzenleme planı içinde bulunduğu, organize sanayi bölgesine yakın olduğu ve güneyinde liman tesislerinin bulunduğu belirtilmek suretiyle arsa vasfıyla değerlendirme yapılmıştır. Kıymet takdir raporu, Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğü cevabi yazısı ile, taşınmazın bilirkişi raporundaki özellikleri arasındaki çelişki giderilip, taşınmazın bulunduğu yere ait değişik cephelerde fotoğraflarıda çektirilerek bilirkişi kurulundan bu konuda ek rapor alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekir. LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015 56 Yargıtay Hukuk Kararları YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/6018 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/1299 6098 s. TBK/315 Tarihi: 12.02.2015 • KİRA SÖZLEŞMEDEN KAYNAKLANAN TAZMİNATIN TAHSİLİ İSTEMİ ÖZETİ: Somut olayda, davacı vekili, fuar düzenleyicisi davalı ile fuar katılımcısı davacı müvekkili arasındaki fuar katılım sözleşmesine dayanarak müvekkilinin fuara katılamaması nedeni ile tazminat talebinde bulunmuştur. Davaya dayanak oluşturan 02/08/2008 tarihli sözleşme incelendiğinde fuar yeri olarak Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi, stand no olarak 7.B30 alanının belirtildiği, sözleşmenin 2/2 maddesinde, fuar süresinin ise 4 veya 5 gün olduğu, 5. Maddesinde fuar düzenleyicisi tarafından müşterileri olan fuar katılımcılarına sunulacak hizmetlerin; Yer tahsisi, tanıtım hizmeti, davetiye, danışma hizmeti, güvenlik hizmeti temizlik hizmeti.. şeklinde gösterildiği anlaşılmaktadır, sözleşmenin niteliğine göre taraflar arasında kira ilişkisi değil hizmet ilişkisi mevcut olup asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Her ne kadar mahkemece verilen kararın gerekçesinde 17. Hukuk Dairesinin 2013/9930 Esas 2013/10718 Karar sayılı ilamına atıf yapılarak görevsizlik kararı verilmiş ise de anılan Yargıtay ilamı, kira alacağının tahsili istemiyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile ilgili bir uyuşmazlık nedeni ile verilmiştir. Eldeki dosyada taraflar arasında kira ilişkisi değil hizmet ilişkisi söz konusu olduğundan mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir. YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/9653 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2014/14600 6100 s. HMK/106 Tarihi: 25.12.2014 • KİRA BEDELİNİN TESPİTİ İSTEMİ • ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİ • ZORUNLU DAVA ARKADAŞLIĞI LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 57 ÖZETİ: Dava, kira bedelinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 01/03/2013 tarihinden itibaren aylık kira bedelinin 4.000 TL olarak tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taşınmazın tamamının kira parasının tespitinin talep edildiğinin anlaşılması halinde tüm mirasçıların iştiraki sağlanarak davaya devam olunması, dava açan mirasçının kendi payına ilişkin olarak kira parasının tespitini istediğinin anlaşılması halinde ise, belirli bir payda tasarruf mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ İlgili Kanun/Madde Esas No. 2014/11436 Karar No. 2014/23188 4857 s. İşK/21, 44 24.12.2014 Tarihi: • ÖĞLE ARA DİNLENMESİ • FAZLA MESAİ VE ULUSAL BAYRAM GENEL TATİL ÜCRETİ ALACAKLARININ TAHSİLİ İSTEMİ • HUSUMET ÖZETİ: Somut olayda, davacı güvenlik görevlisi olarak davalı işveren Y. Park 300 Ada 11 parsel toplu yapı site kat malikleri yanında çalışmıştır. Bu durumda, davacının işvereni, anılan site kat malikleri olmaktadır. Dosya kapsamına sunulan kat malikleri kurulu toplantı tutanağından da diğer davalı K. Hizmetler Yapı A.Ş.'nin site yöneticisi olduğu anlaşılmaktadır. Yönetici kat malikleri adına hareket ettiğinden taraf sıfatı bulunmamaktadır. Bu nedenle K. Hizmetler Yapı A.Ş. yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekirken davacının alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuş olması hatalı olup bu husus bozma nedenidir. YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ İlgili Kanun/Madde 2014/7251 Esas No. 4857 s. İşK/21, 41, 46 Karar No. 2014/21386 Tarihi: 24.11.2014 • SÖZLEŞMESİNİN HAKSIZ FESHİ • KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI İLE FAZLA MESAİ ULUSAL BAYRAM GENEL TATİL ALACAKLARININ TAHSİLİ İSTEMİ LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015 Yargıtay Hukuk Kararları 58 ÖZETİ: İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Somut olayda mahkemece dosyada başkaca delil bulunmadığı gerekçesiyle davacı tanıklarından S.'in beyanı üzerine hesaplama yapan rapor doğrultusunda fazla çalışma alacağı kabul edilmiştir. Davalılar tarafından sunulan deliller arasında davacının kurum müdürü tarafından da imzalı giriş çıkış saatlerini gösteren puantaj kayıtları vardır. Anılan belgeler değerlendirilmeden ve neden itibar edilmediği gerekçelendirilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir. YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ İlgili Kanun/Madde Esas No. 2013/21458 Karar No. 2015/1865 2004 s. İİK/96, 103 30.01.2015 Tarihi: • HACZİN KALDIRILMASI İSTEMİ • İSTİHKAK DAVASI ÖZETİ: Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı istihkak davasının kabulü istemi niteliğindedir. Somut olayda dava konusu haciz sırasında borçlu C. A. haciz yerinde hazır değildir. Kendisine İİK’nun 103 üncü maddesi uyarınca haciz tutanağı tebliğ edilmemiştir. Üçüncü kişinin açtığı davada taraf olarak da gösterilmediği için istihkak iddiasına karşı tutumu da belirsizdir. Bu koşullarda borçlunun yapacağı savunma ve sunacağı deliller işin esasına etki edecek mahiyettedir. Bu nedenle borçlu C. A.'nin davalı sıfatıyla duruşmalara katılmasının sağlanması, taraf teşkilinden sonra işin esasına girilerek, toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekir. Belirtilen hususlar dikkate alınmadan yazılı biçimde karar verilmesi hatalı olmuştur. Bozma neden ve şekline göre davalı alacaklının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün İİK'nun 366. HUMK'nun 428 inci maddeleri gereğince bozulmasına karar verildi. LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 59 YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/11340 Karar No. 2014/22338 Tarihi: 16.12.2014 İlgili Kanun/Madde 4721 s. TMK/202, 219, 222, 225, 229, 230, 231, 236 7201 s. TebligatK/10, 21, 35 • EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA ALACAĞI • EVLİLİK BİRLİĞİ EDİNİLEN GAYRİMENKULÜN BOŞANMA DAVASI DEVAM EDERKEN DEVREDİLMESİ • İSPAT YÜKÜ ÖZETİ: Kooperatif üyeliği için evlilik birliği içinde yapılan ödeme ile evlilik öncesi ve boşanma dava tarihi sonrası dahil tüm ödemeler toplamının birlikte dikkate alınarak artık değer ve katılma alacağı hesaplamasının yapılması gerekirken; evlilik öncesi ödemelerin hesabında hata yapılması, kooperatif üyeliğinin devri sonrasındaki ödemelerin dahi hesaba katılması gerektiğinin de gereken ödemelerin göz ardı edilmek suretiyle davanın niteliğine aykırı şekilde yapılan hesaplama sonunda yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır. YARGITAY 8. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/3304 Karar No. 2014/20720 13.11.2014 Tarihi: İlgili Kanun/Madde 3095 s. FaizK/1, 2 4721 s. TMK/225 5411 s. BankacılıkKanunu/140 • KATKI PAYI ALACAĞI DAVASI ÖZETİ: Davacı vekili, yurt dışında işçi olarak çalışan tarafların 1991 yılında evlendiğini, evlilik birliği içinde1994 yılında vekil edeni tarafından satın alınan 431 ada 8 parseldeki binanın 5 numaralı bağımsız bölümünün davalı adına tescil edildiğini açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, taraflar arasında boşanma davası bulunmadığı ve evlilik birliği devam ettiğinden davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, evlilik birliği devam etmekle yasal koşulları bulunmadığından davanın reddine, davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.750 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmesi gerekir. LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015 60 Yargıtay Hukuk Kararları YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/36316 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/283 4857 s. İşK/21, 41, 44 Tarihi: 13.01.2015 6100 s. HMK/107 • KIDEM TAZMİNATI • HAFTA TATİLİ ÜCRETİ • GENEL TATİL ÜCRETİ • İZİN ÜCRETİ • İŞ AKDİNİN HAKSIZ FESHİ • BELİRSİZ ALACAK DAVASI ÖZETİ: Davacı bir kısım işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle iş akdini haklı olarak feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti ve izin ücreti alacaklarını talep etmiştir. Dava dilekçesinde, fesih tarihinde davacının aldığı aylık net ücretin 1.290 TL olduğu, ancak bu ücretin asgari ücrete karşılık gelen kısmının banka aracılığıyla kalan kısmının ise elden ödendiği, bu nedenle aylık ücret miktarının tespit edilebilmesi için ücret araştırması yapılması gerektiği, davacının yemek ve servis yardımlarından yararlandığı, davacının 17/09/2009 tarihinde işe başladığı ve iş akdinin 02/07/2013 tarihinde feshedildiği belirtilmiştir. Dosyada mevcut ücret bordrolarının incelenmesinde, bir kısım aylarda hafta tatili ve genel tatil ücreti tahakkuklarının bulunduğu görülmüştür. Yazılı ilkeler ve yapılan tespitler birlikte değerlendirildiğinde, davacının davanın açılması aşamasında talep ettiği "alacakların tamamını tam olarak" tespit etmesi mümkün değildir. Talep edilen alacaklar belirsizdir. Davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı vardır. Mahkemece, davacının talepleri hakkında, işin esasına girilerek, olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2013/5328 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2014/38700 4857 s. İşK/19, 21 Tarihi: 18.12.2014 6098 s. TBK/132, 420 • İŞÇİ ALACAKLARI • İŞ SÖZLEŞMESİNİN HAKSIZ VE İHBARSIZ FESHİ • İBRANAMENİN GEÇERLİLİĞİ LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 61 ÖZETİ: Dosyada mevcut davacının el ürünü 06.02.2008 tarihli dilekçe, mahiyeti itibariyle işçinin işvereni ikaleye daveti niteliğindedir. Bu dilekçe üzerine işçinin iş akdi sona erdirildiği ve ayrıca kıdem tazminatının da ödendiği gözetildiğinde, işverenin işçinin ikaleye davetini kabul ettiği anlaşılmaktadır. Dosyada mevcut ibraname bakımından ise, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarında ödenen miktar belli olup yine aynı ibranameden ihbar tazminatı ve fazla mesai ücreti alacağı için hiç ödeme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Keza ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile hafta tatili ücreti alacakları ise ibranameye hiç konu edilmemiştir. Mahkemece iş akdinin işçiden gelen talep üzerine işverenle anlaşılarak ikale yoluyla feshedildiğinin kabulü ile söz konusu ibranamedeki alacak kalemlerinden kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti yönünden ödemeler düşülüp bakiyelerinin, diğer alacak kalemleri yönünden ise hiç ödeme yapılmadığı kabul edilerek belirlenecek alacakların, hüküm altına alınması gerekir. YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ 2014/21042 Esas No. Karar No. 2015/1702 Tarihi: 30.01.2015 İlgili Kanun/Madde 506 s. SSK/79 5510 s. SSGSSK/86 6100 s. HMK/307, 312 • ALMAN RANT SİGORTASINA GİRİŞ TARİHİNİN TÜRKİYE’DE SİGORTALILIK BAŞLANGICI OLARAK TESPİTİ İSTEMİ • FERAGAT ÖZETİ: Dava, Alman rant sigortasına giriş tarihinin Türkiye’de sigortalılık başlangıcı olarak tespiti istemine ilişkindir.Feragat, davayı kesin olarak sonuçlandıran bir hukuki neden olduğundan, hakim karar verdikten sonra dahi belgelendirilen feragat üzerine davanın bu nedenle reddine karar verebilir ise de, Yargıtay uygulamalarında hüküm temyiz edildikten sonra vaki feragat üzerine mahkemece kendiliğinden bir karar verilmeyerek Yargıtay'ın bu konuda mahkemece bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına dair verilecek kararından sonra ancak dosyayı ele alabilir ve feragate dayanarak davayı reddedebilir.Bu itibarla; somut olayda davadan feragat edildiği açıkça ve koşulsuz olarak bildirdiğinden, hükümden sonra ortaya çıkan ve temyiz incelenmesine usulen engel oluşturan bu hukuki olgu çerçevesinde, yeniden inceleme yapılmak üzere mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir. LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015 62 Yargıtay Hukuk Kararları YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/7635 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2014/22646 506 s. SSK/ 53, 54 Tarihi: 30.12.2014 5510 s. SSGSSK/25, 26 • MALÜLEN EMEKLİLİK • GELİR İŞ KAZASI • SÜREKLİ İŞ GÖREMEZLİK GELİRİ • SAKATLIĞA BAĞLI YAŞLILIK AYLIĞI • MESLEK HASTALIĞI ÖZETİ: Somut olayda, öncelikle davacı vekilinden sorulmak suretiyle hüküm altına alınması istenilen istem sonucunun, sürekli iş göremezlik geliri, malullük aylığı, sakatlığa/malullüğe bağlı yaşlılık aylığından hangisine ilişkin olduğu açıklıkla belirlenmeli, sonrasında Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Adli Tıp Genel Kurulu’ndan rapor alınarak ilgili yasal düzenlemeler kapsamında irdeleme yapılmalı, davacı iddiası doğrultusunda Kuruma yazı yazılarak yargılama aşamasında bağlanan gelir/aylık olup olmadığı ve varsa bunun dayanağı belirginleştirilmeli, kanıtlardan elde edilecek sonuca göre de hüküm kurulmalıdır. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu, yetersiz rapora dayanılarak davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ İlgili Kanun/Madde 2014/15611 Esas No. 556 s. MarkaKHK/13 Karar No. 2015/789 Tarihi: 21.01.2015 • MARKA HAKKINA TECAVÜZ • HAKSIZ REKABET ÖZETİ: Davalı kullanımının davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin tesbitine, ancak davanın açılması sonrasında kullanıma son verildiğinden tecavüzün önlenmesi bakımından konusu kalmayan dava hakkında esas hakkında bir karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulduğuna göre, bu kabul itibariyle davanın açılmasında davacı yana yükletilecek bir kusur bulunmadığı halde davalı yararına vekalet ücreti takdiriyle davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin yarısının davacı üzerinde bırakılması ve yine davalı tarafından yapılan yargılama giderinin de yarısının davacıdan tahsiline karar verilmesi doğru olmayıp, kararın bu yönden bozulması gerekir. LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 63 YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/3619 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2014/20325 2004 s. İİK/72 Tarihi: 24.12.2014 • GEÇERLİ ŞEKİLDE ORTAKLIK İLİŞKİSİNİN KURULMADIĞININ TESPİTİ • HUKUKA AYKIRI ŞEKİLDE KURULAN YATIRIM İLİŞKİSİNİN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ • TAHSİL EDİLEN PARANIN İSTİRDADI ÖZETİ: Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti, hukuka aykırı şekilde kurulan yatırım ilişkisinin hükümsüzlüğü ve davalılar tarafından tahsil edilen paranın istirdadına ilişkindir. Pay defterindeki kaydın diğer kayıtlarla örtüşmediği anlaşıldığı taktirde bu aşamadan sonra davacının zararından davalının haksız fiil hükümleri uyarınca sorumluluğunun bulunup bulunmadığı üzerinde durularak davalının hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi ve davalının zamanaşımı def''i de buna göre değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken eksik inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi kurulu raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ 2014/26908 İlgili Kanun/Madde Esas No. 2004 s. İİK/89 Karar No. 2015/2236 Tarihi: 29.01.2015 2709 s. AY/90 • HACİZ İHBARNAMESİNİN İPTALİ • BİR MAL VEYA HAKKIN HACZEDİLEMEYECEĞİ İDDİASI LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015 Yargıtay Hukuk Kararları 64 ÖZETİ: Somut olayda, alacaklının borçlu B. Makine Sanayi ve Limited Şirketi hakkında başlattığı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinde; adı geçen borçlu şirketin şikayetçi 3. Kişi Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu nezdindeki her türlü hak ve alacakları üzerine haciz konduğuna dair 89/1 haciz ihbarnamesinin gönderildiği görülmektedir. Haciz konulan bir mal veya hakkın haczedilemezliğine yönelik iddia, ancak borçlu tarafından ileri sürülmesi halinde icra mahkemesince incelenebilecek bir husustur. Bu konuda 3. Kişinin borçluya ait bir mal veya hakkın haczedilemeyeceğini ileri sürerek 89/1 ihbarnamesine dayalı haczin kaldırılması ve ihbarnamenin iptali istemiyle yaptığı şikayetin dinlenilmesi olanağı yoktur. O halde, Mahkemece, 3. kişinin isteminin bu gerekçelerle reddine karar verilmesi gerekirken, istemin kabulü ile 1.haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/25014 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2014/31450 2004 s. İİK/33, 71, 83 Tarihi: 24.12.2014 4721 s. TMK/684, 862 • ICRA MEMURUNUN MUAMELESINE KARŞI ŞİKAYET YOLU • HACZİN KALDIRILMASI • İCRANIN GERİ BIRAKILMASI ÖZETİ: Somut olayda, haczedilemezlik şikayeti, mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verilmesinden önceki bir tarihte yapılmış bulunmaktadır. Şikayet tarihi itibarı ile yukarıda açıklanan yasa hükmü ve ilkeler doğrultusunda haczin kaldırılması için aranan hususlar henüz gerçekleşmediği sabit olduğuna göre salt icranın geri bırakılmasına karar verilmiş olması, bu yönde bir talep de bulunmaksızın icra takip dosyasında mevcut hacizlerin kendiliğinden kalkmış olması sonucunu doğurmaz. O halde mahkemece, borçlunun haczedilemezlik şikayetinin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile ve İİK.nın 33/a-2. maddesi hükmü göz ardı edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 65 YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/610 Karar No. 2015/1943 Tarihi: 28.01.2015 İlgili Kanun/Madde 2577 s. İYUK/2 2709 s. AY/125 6098 s. TBK/49, 50, 51 6100 s. HMK/105 • TAZMİNAT DAVASI • KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ • TAM YARGI DAVASI • KIYMET TAKDİR KOMİSYONU RAPORU • GENEL VE DÜZENLEYİCİ ISLAH İMAR PLANLARI ÖZETİ: Dava konusu taşınmazın söz konusu proje kapsamında kaldığı ve dava konusu uyuşmazlığın, davacının yapısına karşılık kıymet takdir komisyonu raporu ile saptanan bedelin eksik takdir edildiği ve takdir edilen bedelin de tamamının ödenmemesi nedeniyle bakiye kalan miktardan kaynaklandığı dikkate alındığında; davanın, 2577 sayılı Kanun'un 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekmektedir. Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün 2.6.2014 gün ve 2014/279-626 sayılı karar ile, 14.7.2014 gün ve 2014/712-768 sayılı kararları da açılacak bu tür davalarda İdari Yargının görevli olduğu belirtilmiş bulunmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece idari yargı yerinin görevli olduğu gözetilerek yargı yolu nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/10273 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2014/14430 2942 s. KamulaştırmaK/7 16.12.2014 Tarihi: • ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİ • KAMULAŞTIRMA ŞERHİ • TAŞINMAZLARIN SATIŞI SURETİYLE ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015 Yargıtay Hukuk Kararları 66 ÖZETİ: Dava konusu 470 parsel sayılı taşınmazın 23.09.2010 tarihinde ifraz edilerek 948, 949 ve 950 parsel sayılı taşınmazların oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu taşınmazlardan kanal vasfında olan 949 parsel sayılı taşınmazda davacı Yalçın Şimşek'in payının kalmadığı ve davalı DSİ Genel Müdürlüğünün kamulaştırma nedeniyle 1/60 ve 6757/14336 paya sahip olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taşınmazlar 948 ve 950 parsel sayılı taşınmazların ise ifraz sonrasında tarla vasfında oldukları ve taşınmazların beyanlar hanesinde DSİ Su İşleri Genel Müdürlüğü/6. Bölge Müdürlüğü 62. Şube Müdürlüğü lehine kamulaştırma şerhi bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda kamulaştırma nedeniyle 949 parsel sayılı taşınmazın kanal olarak ifraz edildiği, kaldı ki bu taşınmazda davacının payının kalmadığı anlaşılmakla davacının 949 parsel sayılı taşınmaza yönelik davasının aktif dava ehliyeti bulunmadığından reddi gerekir. Dava konusu 948 ve 950 parsel sayılı taşınmazda kamulaştırma şerhinin halen mevcut olduğu anlaşılmakla bu şerhlerin kök parsel olan 470 parsel sayılı taşınmazda bulunan kamulaştırma şerhlerinin aktarılmasından kaynaklanabileceğinden lehine kamulaştırma şerhi bulunan davalı kurumdan bu taşınmazlar hakkında devam eden bir kamulaştırma işlemi bulunup bulunmadığı sorulmalı ve kamulaştırma işlemi mevcut ise kesinleşip kesinleşmediğinin tespiti, kesinleştiğinin anlaşılması halinde kamulaştırılan kısmının ifrazının mümkün olması halinde ifrazı ile kalan kısım üzerinden ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerekir. YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/10882 Karar No. 2014/14103 Tarihi: 09.12.2014 İlgili Kanun/Madde 2644 s. TapuK/26 4721 s. TMK/706 6098 s. TBK/237 • TAPU İPTALİ VE TESCİLİ • ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA AKDİ • BAKIM BORCU YÜKÜMLÜLÜĞÜ LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 67 ÖZETİ: Davacının dayandığı ölünceye kadar bakma akdi uyarınca bakım alacaklısı R.'ye muris eşi O.'dan intikal edecek Boğazlıyan ve köylerindeki taşınmazların mülkiyeti bakım borcu karşılığı davacıya nakledilecektir. Anılan sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının 82, vefat ettiği tarihte ise 92 yaşında olduğu anlaşılmaktadır. Bakım alacaklısının çekişme konusu taşınmazlar dışında adına veya murislerinden intikal eden Boğazlıyan veya herhangi bir yerde başka taşınmazlarının bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır. Bakım sözleşmesinin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinimin sözleşmeden sonra doğması ya da bakım alacaklısının ölümüne kadar çok kısa sürmüş olması sözleşmenin geçerliliğini etkilemez. Ayrıca, bakım borcu yükümlülüğünün yerine getirilmediği gerekçesiyle sözleşmenin feshini de bakım alacaklısı isteyebilir. Ancak, bakım alacaklısının mirasçıları sözleşmenin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak düzenlendiğini her zaman ileri sürebilirler. Ölünceye kadar bakma akdinin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın bütün mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir. Yapılacak araştırma sonucunda sözleşmenin ölünceye kadar bakıp gözetme amacı ile değil, mirasçılardan mal kaçırma amacı ile yapıldığının anlaşılması halinde şimdiki gibi davanın reddine, aksi halde davanın kabulüne karar verilmelidir. YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/20879 İlgili Kanun/Madde 4721 s. TMK/1007 Karar No. 2014/31094 Tarihi: 22.12.2014 • TAPU SİCİLİNİN HATALI TUTULMASI NEDENİYLE UĞRANILAN ZARARIN TAZMİNİ • DEVLETİN SORUMLULUĞU • TAZMİNAT DAVASI LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015 Yargıtay Hukuk Kararları 68 ÖZETİ: TMK'nın 1007. maddesinin "sorumluluk" kenar başlığını taşıyan 1007. maddesinde "Tapu sicilinin hatalı tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder" hükmü yer almakta olup, burada Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Kusursuz sorumluluk tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü, sicillerin doğru tutulması görevini üstlenen ve taahhüt eden Devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür. Kusurun varlığı ya da yokluğu Devletin sorumluluğu için önem taşımayıp, sadece Devletin memuruna rücuu sırasındaki iç ilişkide önemlidir. Açıklanan nedenlerle, davacının 1976 yılında satın aldığı taşınmazın, 1989 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında revizyon gördüğü 2807 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak açılan kadastro tespitine itiraz davasında, davacının dayandığı tapu kaydının geldisi olan ortaklığın giderilmesi davasındaki miktar fazlalığı nedeniyle 1944 tarihli kök tapu kaydının yolsuz olarak oluştuğu kabul edilip, kadastro tespitinin iptali ve davacının bu şekilde mülkiyet hakkını yitirmesi nedeniyle uğradığı zararın tazmini için açtığı davada, TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Devletin sorumluluğuna ilişkin koşulların oluştuğu gözetilip, davacının kadastro ile oluşan 2807 parsel sayılı taşınmazın miktarına kadastro mahkemesinde itiraz etmekle beraber, bu talebin reddine ilişkin 1998 tarihli ilk kararı temyiz etmeyip onanmasını isteyerek kararın bu yönden 1998 yılında kesinleştiği ve eksik miktar ile ilgili olarak zamanaşımı süresinin dolduğu ancak, tutanağa bağlanan 115.525 metrekare yüzölçümlü 2807 parseldeki 55000/436800 oranındaki hisse yönünden, işin esasına girilip talebin kabulüne karar verilmesi gerekir. YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/4996 İlgili Kanun/Madde 6102 s. TTK/4 Karar No. 2014/6246 Tarihi: 03.11.2014 • YÜKLENİCİ TARAFINDAN İMÂL VE TESLİM EDİLEN TEKNEDE İMALÂT VE İŞÇİLİK HATALARI BULUNDUĞU • AYIP İHBARI • AYIPLI MALIN İADESİ • GÖREVLİ MAHKEME LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 69 ÖZETİ: Dava, 6102 sayılı yeni TTK'nın yürürlüğe girmesinden sonra 20.03.2013 tarihinde Asliye Ticaret Mahkemesine açılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, deniz ticareti ve deniz sigortalarından kaynaklanmadığı gibi, 6102 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesinden sonra Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca yapılmış bir görevlendirme de dosyada bulunmadığından davaya Deniz Ticaret Mahkemelerinde bakılamaz. Mahkemenin verdiği görevsizlik kararı yasaya aykırıdır. 6102 sayılı TTK'nın 4 (1) maddesinde ticari davalar tanımlanmış ve sayılmıştır. Bu maddeye göre “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları” ve “ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri” ile “tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a), (b), (c), (d), (e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması (nispi ticari dava), ya aynı maddede 6 bent halinde sayılan ticari davalardan, ya da ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması gerekir. Taraflardan biri "tacir" değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın "ticari işletme" ile ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez. TTK dışında bazı özel kanunlarda sayılmış mutlak ticari davalar da bulunmaktadır. Somut olayda, tarafların her ikisi de ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık da ticari işletmeleri ile ilgili hususlardan doğmuştur. Bu nedenle açılan davaya bakma görevi ticaret mahkemelerine aittir. Mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçelerle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. YARGITAY 16. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/9680 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2014/15488 4721 s. TMK/713/3 Tarihi: 18.12.2014 • KADASTRO ÇALIŞMALARI SIRASINDA YOL VE YOL BOŞLUĞU OLARAK TESPİT HARİCİ BIRAKILAN TAŞINMAZ • KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ • TARAF TEŞKİLİ LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015 Yargıtay Hukuk Kararları 70 ÖZETİ: Somut olayda; dava konusu yerin Ebegümeci Köyünde bulunması nedeniyle Ebegümeci Köyü Tüzel Kişiliği ile birlikte Hazineye de husumet yöneltilmesi gerekmektedir. Hazineye husumet yöneltilmemiş, dolayısıyla davada taraf teşkili sağlanmamıştır. Hazinenin davaya dahil edilmesi suretiyle husumet yaygınlaştırılmalı, dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde Hazineye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmalı, bundan sonra işin esası hakkında bir karar verilmelidir. YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ 2013/13485 İlgili Kanun/Madde Esas No. Karar No. 2014/19487 6098 s. TBK/54 Tarihi: 25.12.2014 • ÇALIŞMA GÜCÜ KAYBI NEDENİYLE MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİ • KİŞİNİN VÜCUT BÜTÜNLÜĞÜNÜN İHLÂLİ • GELİRDE VEYA MALVARLIĞINDA BİR AZALMA MEYDANA GELİP GELMEDİĞİNİN ÖNEM ARZETMEMESİ ÖZETİ: Manevi tazminatın değerlendirilmesinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, davacıdaki yaralanmanın niteliği ve etkisi ile kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de gözönünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu bakımdan somut olayda olayın meydana geliş şekli ve davacıdaki yaralanmanın niteliği dikkate alındığında davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarlarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir. YARGITAY 18. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/12733 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/1894 5490 s. NüfusHizmK/39 12.02.2015 Tarihi: • YAŞ DÜZELTİLMESİ İSTEMLİ NÜFUS DAVASI LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 Court of Cassation Civil Chamber Decisions 71 ÖZETİ: Davacı tarafından açılan yaş düzeltilmesi istemli nüfus davasının yapılan yargılaması neticesinde mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.Dosya içerisindeki mevcut nüfus kayıt örneklerinden, Ş.Ç.’un doğum tarihinin 15.06.1999 iken 15.06.1995 olarak düzeltildiği, ancak bu haliyle 20.05.1987 doğumlu annesi E.Ç. ile aralarındaki yaş farkının 8 yaş olduğu görülmüştür. Bir kadının 8 yaşında iken çocuğunun olması tıbben mümkün olmadığı halde, çocuğun doğum tarihinin 15.06.1995 olarak düzeltilmesi nüfus kayıtlarında çelişki meydana getirmektedir. Hakim nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken, kayıtlar arasında çelişki meydana getirmemeye ve hayatın doğal akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermesi gerekirken, bu hususa dikkat edilmeksizin nüfus kayıtlarında çelişki yaratacak şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. YARGITAY 18. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/16304 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2014/17316 2709 s. AY/35 Tarihi: 01.12.2014 2942 s. KamulaştırmaK/10, 29 • KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN TESPİTİ VE TAŞINMAZ MALIN İDARE ADINA TESCİLİ İSTEMİ ÖZETİ: Dava Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tesciline ilişkindir. Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir. Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi'nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespit ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla tespit edilen bedele dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, 1.karar tarihine kadar yasal faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir. LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015 72 Yargıtay Hukuk Kararları YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/15118 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/43 2004 s. İİK/67 Tarihi: 12.01.2015 • İTİRAZIN İPTALİ DAVASI • ALICININ İHTARNAME İLE TEMERRÜDE DÜŞÜRÜLMESİ ÖZETİ: Somut olayda; davacının ticari defter kayıtlarında davalı adına düzenlenmiş 3 adet fatura bedeli olan 16.372,95 TL'nin tahsil edilmiş olarak görüldüğü, ayrıca davacının davalıya 358,32 TL borçlu göründüğü, davacı kayıtlarının kendisi aleyhine delil teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen sipariş formunda "siparişlerin ödemesi teslimat öncesinde çek ile yapılır" hükmü mevcuttur. Davacı satıcı davalıya gönderdiği 04/01/2013 tarihli ihtarında sipariş formundaki bu hükme istinaden ödeme yapılması halinde tüm malların teslim edileceğini bildirmiştir. Bu ihtarname ile davalı alıcı temerrüdü gerçekleşmiştir. Mahkemece bu hüküm üzerinde durulup, öncelikli edim yüklenen davalı alıcının teslimden önce mal bedelini ödemek zorunda olduğu kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. YARGITAY 20. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/7191 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2014/10567 6100 s. HMK/166 Tarihi: 16.12.2014 6831 s. OrmanK/8, 11 • KESİNLEŞEN ORMAN SINIRI İÇİNDE KALAN TAPU KAYDININ İPTALİ VE TESCİL • ELATMANIN ÖNLENMESİ İSTEMİ ÖZETİ: Dava, kesinleşen orman sınırı içinde kalan tapu kaydının iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir. Orman Yönetimi tarafından tapu maliki olan davalılar aleyhine açılan 1998/67 sayılı dava dosyasının tefrikten sonra hangi esasa kaydedildiği, yönetimden ve asliye hukuk mahkemelerinden sorularak tespit edilmeli, davanın sonuçlanıp sonuçlanmadığı araştırılmalı, devam ediyorsa HMK'nun 166. maddesi gereğince, biri hakkında verilecek kararın diğerini de etkileyeceği göz önünde bulundurularak, tekrar birleştirme gerekip gerekmediği düşünülmeli, bundan sonra taşınmazın tamamının orman sınırı içinde kaldığı ve davanın kesinleşen tahdide dayalı olarak açıldığı göz önünde bulundurularak karar verilmelidir. LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 Court of Cassation Civil Chamber Decisions YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/2268 Karar No. 2015/1224 Tarihi: 26.01.2015 73 İlgili Kanun/Madde 2709 s. AY/2 6098 s. TBK/49, 50, 51, 56 6100 s. HMK/176, 177 • İŞ KAZASI • VEFAT EDEN SİGORTALININ YAKINLARININ ZARARLARININ GİDERİLMESİ ÖZETİ: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere ve temyiz nedenlerine göre davacılar vekilinin tüm, davalı C.. Madencilik Ltd.Şti. vekilinin ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine, dava, 14.08.2005 tarihinde geçirdiği iş kazasında vefat eden sigortalının anne, baba ve kardeşlerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.Mahkemece, davacı anne G... için 40.980,00TL maddi-8.000,00 TL manevi, davacı baba Sabri için 8.000,00 TL manevi, davacı kardeşleri için ayrı ayrı 3.000,00'er TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Bunun yanında karar tarihinde geçerli olan A.A.Ü.T.'ye göre manevi tazminat davalarının kısmen reddi durumunda ayrı bir kalem olarak davacılar için kararlaştırılanı geçmemek üzere vekille temsil olunan davalı yararına vekalet ücretine hükmetmek gerekir. Bu açıklamalar sonrasında somut olayda, Mahkemece davacı anne lehine 6.845,90TL maddi tazminatın hüküm altına alındığı 16.06.2010 tarihli ilk kararın temyiz nedenleri arasında maddi tazminatın miktarına dair açık bir davacı yan temyizinin bulunmamasına göre bu noktada davalı C.. Madencilik Ltd. Şti. yararına oluşan usulü kazanılmış hak durumu dikkate alınmaksızın 18.12.2013 tarihli ikinci kararda davacı anne G.. yararına ilk kararda hüküm altına alınandan daha fazla maddi tazminata karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Açıklandığı üzere bozma kararından sonra ıslah yapılamayacağı ortadadır. Bunun yanında manevi tazminat davalarının kısmen reddine karar verilmesine ve davalı C. Madencilik Ltd.Şti.'nin kendisini işbu davada vekille temsil ettirmesine rağmen bu davalı yararına vekalet ücretinin hüküm altına alınmaması da ayrıca hatalı olmuştur.O halde, davalı C.. Madencilik Ltd.Şti. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015 Yargıtay Hukuk Kararları 74 YARGITAY 23. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/3654 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/791 2004 s. İİK/179 Tarihi: 12.02.2015 • İFLASIN ERTELENMESİ DAVASI • KOOPERATİF VE SERMAYE ŞİRKETLERİNİN BORCA BATIK DURUMDA BULUNMASI • İYİLEŞTİRME PROJESİ KAPSAMINDA MALİ DURUMLARININ ISLAHININ İMKÂN DÂHİLİNDE GÖRÜLMESİ GEREĞİ ÖZETİ: Davacılar vekili müvekkili şirketlerin turizm işletmeciliği alanında faaliyet gösterdiğini ve borca batık hale geldiklerini: sermaye artışı, alacakların tahsili, tasarruf tedbirleri ve faaliyetlerin sürdürülmesi suretiyle borca batıklıktan kurtulabileceklerini ileri sürerek, iflaslarının bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar tarafından kiralanarak işletilen iki otelin, kendilerinden beklenilen faydayı sağlamaması nedeniyle maliklerine iade edileceği bilgisi de dosyaya yansımıştır; bunlara dayalı gelir beklentisinin ortadan kalkmasının, işletme giderleri ile karşılaştırılması ile ortaya çıkartacağı mali değişimin incelenmemiş olması da eksik inceleme niteliğindedir. Açıklamalar karşısında davacı Y. E. Otelcilik Turz. Taş. İnş. Tic.İth. İhr. Ltd. Şii’nin uzun vadeli borçlarının miktarı göz önünde tutularak mali durumunun belirlenmesi, diğer iki şirketin ise borca batık olduklarının sabit bulunması yanında, projelerin gerek değerlendirme ve gerek uygulama bakımından ciddi ve inandırıcı olmadığı göz önünde tutulup, eksiklikleri giderici bir bilirkişi incelemesi ile varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Diğer taraftan iflasın ertelenmesine ilişkin tedbirler kural olarak takip yasakları ile sınırlıdır; maddi hukuk alanını etkileyen ve infazı denetlenemeyen ihtiyati tedbir verilemez. Bu nedenle yerel mahkeme kararının "hüküm" fıkrasının (6) ve (8.) bentlerinde yer alan ve bankalarca hesaplara bloke konulamayacağı kuralını içeren tedbirler de bankaların rehin ve hapis haklarını ihlal ettiğinden doğru değildir. (7) ve (9.) bentlerde sayılan alacaklar şirketlerin işletmesi için temel nitelikteki harcamalardan olup, işletme giderlerinin tedbir dışında ödenmesi gerekir; bu iki bentte sayılan hallerin tedbir kapsamına alınması iflasın ertelenmesi ilkeleri ile uyumlu değildir. (11.) bentte yer alan hüküm, önceki tedbir kararının neler olduğunu içermediğinden infaza elverişli olmayıp, sırf bu nedenle de hukuka aykırıdır. Kararların tamamuna dergimizin Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 YARGITAY CEZA KARARLARI COURT OF CASSATION CRIMINAL CHAMBER DECISIONS * Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararı Court of Appeal Assembly of Criminal Chambers Decision * Yargıtay Ceza Daire Kararları Court of Appeal Criminal Chamber Decisions YARGITAY CEZA GENEL KURULU KARARI COURT OF APPEAL ASSEMBLY OF CRIMINAL CHAMBERS DECISION YARGITAY CEZA GENEL KURULU Esas No. 2013/7-800 Karar No. 2014/545 Tarihi: 09.12.2014 İlgili Kanun/Madde 2873 s. MilliParklarK/3 5237 s. TCK/53, 62 5271 s. CMK/308 6831 s. OrmanK/17, 93, 111 • MİLLİ PARK OLARAK AYRILMIŞ ORMANLAR • İŞGAL VE FAYDALANMA SUÇU ÖZETİ: Özel Dairelerin yerleşmiş uygulamaları bu yönde olup, öğretide de konu ile ilgili olarak; "Bu maddede orman suçunu 3. madde uyarınca orman rejimi altına alınan yerler ile muhafaza ormanı ve milli park olarak ayrılmış ormanlarda işleyenlerin cezalarının 2 misli (1x2=2) olarak hükmolunacağı belirtilmektedir" şeklinde benzer görüşler ileri sürülmüştür. 6831 sayılı Kanunun 111. maddesinde milli park olarak ayrılmış ormanlarda, ormanlara mütaallik suçları işleyenlerin müstahak olacakları cezanın iki misli olarak hükmolunacağı düzenlendiğinden, sözü edilen madde uyarınca uygulama öncesi belirlenen cezanın 2 ile çarpılması gerekmekte olup, sanık hakkında 6831 sayılı Kanunun 93/1-2 maddesi uyarınca belirlenen 12 ay hapis cezasının aynı kanunun 111. maddesi gereğince 3 ile çarpılarak 36 ay hapis cezasına hükmolunması ve hükmün Özel Dairece onanmasına karar verilmesi isabetli değildir. Öte yandan, doğru uygulama yapıldığında hükmolunacak olan sonuç hapis cezası itibariyle erteleme ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanma imkanı karşısında hükmün düzeltilerek onanması yoluna gidilmemiştir. Bu itibarla, itirazın kabulüne, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün 6831 sayılı Kanunun 111. maddesi uyarınca uygulama öncesi belirlenen cezanın iki ile çarpılması gerektiğinin gözetilmeyerek fazla cezaya hükmolunması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir. Kararların tamamuna dergimizin Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz YARGITAY CEZA DAİRE KARARLARI COURT OF APPEAL CRIMINAL CHAMBER DECISIONS YARGITAY 1. CEZA DAİRESİ Esas No. 2014/5140 İlgili Kanun/Madde 5237 s. TCK/81 Karar No. 2014/6696 5271 s. CMK/150, 188 Tarihi: 29.12.2014 • KASTEN ÖLDÜRME SUÇU • ZORUNLU MÜDAFİİ ÖZETİ: Sanığın 5 yıldan fazla hapis cezası gerektiren kasten öldürmeye teşebbüs suçundan yargılanması karşısında, CMK.'nun 188/1. maddesi uyarınca duruşmaya gelmeyen ve mazeret bildiren sanık vekilinin duruşmada hazır bulunarak görevini yapmaya zorlanması, sanığında esas hakkındaki savunmasını avukatı marifeti ile yapacağını beyan etmesi karşısında gerektiğinde CMK.'nun 150/3. maddesi uyarınca zorunlu bir müdafii görevlendirilmesi yoluna gidilerek savunmada oluşan boşluk ve kısıtlılığın giderilmesi gerektiği düşünülmeden, sanık C. ile müdafiinin hükmün tefhim edildiği son oturumda hazır bulunmadığı, sanık müdafiinin bu oturuma yönelik verdiği mazeret dilekçesinin kabul edilmediği ve hükmün kurulduğu anlaşılmakla, CMK.'nun 150. maddesine aykırı davranılması ve savunma hakkının kısıtlanması suretiyle hüküm kurulması usule aykırı görüldüğünden, sanık müdafiinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, hükmün sair cihetler incelenmeksizin tebliğnamedeki düşünce hilafına CMUK'nun 321. maddesi uyarınca bozulmasına karar verildi. YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ 2014/34306 İlgili Kanun/Madde Esas No. Karar No. 2014/30704 5237 s. TCK/142 Tarihi: 22.12.2014 5271 s. CMK/231 • KİLİTLENMEK SURETİYLE MUHAFAZA ALTINA ALINAN EŞYA HAKKINDA HIRSIZLIK SUÇU • ZAMANAŞIMI SÜRESİ Court of Cassation Criminal Chamber Decisions 79 ÖZETİ: 24/06/2010 tarihli karar ile sanığın cezalandırılmasına ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verilmiş olup, hükmün 19/07/2010 tarihinde kesinleşmesinden sonra 27.12.2011 tarihinde yeni suç işlendiği ve bu suçtan mahkumiyetinin kesinleştiği belirlenerek, sanığa atılı 765 sayılı TCY'nın 491/2-son, maddelerine uyan hırsızlık suçunun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Yasa'nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirtilen 7 yıl 6 aylık genel dava zamanaşımının duran zamanaşımı süresi çıkartılarak suçun işlendiği 27/01/2005 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması bozmayı gerektirmiştir. YARGITAY 3. CEZA DAİRESİ 2014/19159 İlgili Kanun/Madde Esas No. Karar No. 2014/38532 5237 s. TCK/53, 86 Tarihi: 24.11.2014 • KASTEN YARALAMA SUÇU • İNFAZ TAMAMLANINCAYA KADAR BELİRLİ HAKLARDAN YOKSUNLUK • KOŞULLU SALIVERİLME ÖZETİ: Hükmolunan adli para cezasının tür ve miktarı, 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Kanunun 26. maddesiyle 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanuna eklenen geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte bulunduğundan, sanıklar müdafiinin ve katılanın temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca istem gibi reddine, sanık S. A. hakkında yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, müşteki E. G.'ün olay tarihinde 5188 sayılı Yasa uyarınca özel güvenlik görevlisi olduğu bildirildiğinden sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nin 86/3-c maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışmasız bırakılması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Sanığın üzerine atılı suç için 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesi uygulamasında a, b, c, d, e bentlerinde belirtilen haklardan yoksunluğun hükmolunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, "c" bendindeki kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet, kayyımlık haklarından yoksunluğun ise koşullu salıverilmeye kadar devam edeceğine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiştir. LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015 80 Yargıtay Ceza Kararları YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ Esas No. 2014/5075 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2014/37095 5237 s. TCK/125 Tarihi: 25.12.2014 • HAKARET SUÇU • DAVRANIŞIN KİŞİYİ KÜÇÜK DÜŞÜRMEYE YÖNELİK OLMASI GEREĞİ ÖZETİ: Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Yargılamaya konu somut olayda; (....alkol muayenesi için götürüldüğü acil serviste doktora “tüh sana yazıklar olsun ne biçim doktorsun”....) şeklindeki ifadeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın katılana yönelttiği sözlerin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı davranış niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçe ile mahkumiyet kararı verilmesi, kabule göre ise; sanığın atılı sözleri acil servisin hangi bölümünde söylediği kesin olarak belirlenmeden eksik kovuşturma ile cezanın TCK'nın 125/4. maddesi uyarınca artırılması kanuna aykırıdır. YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ Esas No. 2012/26328 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2014/22636 5237 s. TCK/142 Tarihi: 18.12.2014 • HIRSIZLIK SUÇU • KİLİT AÇILARAK KATILANLARA AİT İKİ CEP TELEFONUN VE PARANIN ALINMASI LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 Court of Cassation Criminal Chamber Decisions 81 ÖZETİ: Katılanların yüzme amacıyla Ö... Belediyesine ait tesise geldikleri, eşyalarını burada bulunan aynı dolaba koyarak kilitledikleri, sanığın dolabın kilidini açarak katılanlara ait iki cep telefonu ve 5 TL parayı aldığı hırsızlık eyleminde birden fazla kişiye ait eşyadan hırsızlık yaptığını açıkça bilebilecek durumda olmadığı, ayrıca katılanların aşamalarda anlatımlarında dolabı kilitleyerek ayrıldıklarını, döndüklerinde yine anahtarla açtıklarında eşyalarının çalındığını fark ettiklerini, dolap kapağında zorlama izi olmadığını belirttikleri, bu haliyle eylemin TCK'nın 142/2-d maddesinde tanımlanan tek bir hırsızlık suçuna uyduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. YARGITAY 7. CEZA DAİRESİ 2014/14477 İlgili Kanun/Madde Esas No. Karar No. 2014/21765 5237 s. TCK/247 Tarihi: 16.12.2014 5411 s. BankacılıkKanunu/160 • 5411 SAYILI BANKACILIK KANUNUNA AYKIRILIK SUÇU • NİTELİKLİ ZİMMET SUÇU ÖZETİ: Somut olayda, ayrı ayrı basit nitelikli zimmet olup olmadıkları tespit edildikten sonra hapis ve adli para cezasının tayin edilmesi gerekirken ve sanığın nitelikli zimmet suçundan cezalandırılması halinde, adli para cezasının tayini yönünden 5411 sayılı Yasa'nın 160/2. maddesinde yer alan "hükmolunacak adli para cezası miktarının bankanın uğradığı zararın üç katından az olamayacağına" ilişkin düzenleme uyarınca, üç kat uygulamasında nitelikli zimmet kapsamında değerlendirilen eylemler nedeniyle oluşan ve tazmin edilmeyen toplam zarar miktarının dikkate alınacağı ve zararın bulunmaması halinde ise sadece gün adli para cezası tayin edilerek anılan maddedeki üç kat uygulamasının yapılamayacağı hususları gözetilerek, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu, bir kısım fişlere ilişkin olarak nitelikleri şüpheli kalan eylemler yönünden iddia ve savunma tarafında yer alanlardan hangi tarafın beyanlarına itibar edildiği karar yerinde ayrıntılı olarak tartışılıp yeterli gerekçe de oluşturulmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması, kabul ve uygulamaya göre de, 5411 sayılı Yasa'nın 160/2. maddesi hatalı yorumlanarak, hapis cezası yanında hükmolunan adli para cezası bankanın uğradığı zararın üç katına yükseltilerek hüküm kurulması yerine, zimmet miktarının üç katına yükseltilerek hüküm oluşturulmak suretiyle, fazla miktarda adli para cezasına hükmedilmesi yasaya aykırıdır. LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015 Yargıtay Ceza Kararları 82 YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ Esas No. 2014/3768 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/2496 5237 s. TCK/39, 43, 58, 245 Tarihi: 05.02.2015 • KİŞİSEL HAK YOKSUNLUĞU ÖZETİ: Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık M. hakkında, TCK.nın 53/1-a, b, d, e madde ve fıkralarında belirtilen hakları kullanmaktan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına, aynı Kanunun 53/1-c maddesinde yazılı kişisel hak yoksunluğunun, TCK.nın 53/3 maddesi uyarınca kendi altsoyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Yasaya aykırıdır. YARGITAY 9. CEZA DAİRESİ Esas No. 2014/6189 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/239 5237 s. TCK/292 5271 s. CMK/309 Tarihi: 22.01.2015 • HÜKÜMLÜ VEYA TUTUKLUNUN KAÇMASI DURUMU ÖZETİ: Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği'nin "Açık kuruma ayrılamayacak hükümlüler" kenar başlıklı 8. maddesinin (e) bendinde yer alan "Eğitimevleri hariç kapalı veya açık kurumlardan firar edenler,... açık kurumlara ayrılamaz." şeklindeki hükmün, kişinin infaz edilmekte olan cezası sırasında firar etmesi halinde, infaz edilmekte olan cezası bakımından açık infaz kurumuna ayrılamayacağına ilişkin olduğu, somut olayımızda; kasten öldürme ve bu suça iştirak suçundan Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesinin 13.06.2006 tarihli ve 2005/534 esas, 2006/335 sayılı ilâmı ile verilen 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezasının infazı sırasında cezaevinden firar etmesi nedeniyle, hükümlü N.T'in Çanakkale 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 28.06.2010 tarihli ve 2009/843 esas, 2010/224 sayılı ilamı ile 6 ay hapis cezasına mahkum edildiği ve bu cezasının infaz edilmekte olduğu, daha önce (kasten öldürme ve bu suça iştirak suçunun infazı sırasında) cezaevinden firar ettiğinden bahisle anılan Yönetmeliği'nin 8. maddesinin (e) maddesi dayanak gösterilerek, hükümlünün 5275 sayılı Kanun'un 105/a maddesinden yararlanamayacağı gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 27.05.2013 tarih ve 2013/8364/33869 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.06.2013 tarih ve 2013/199285 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla; Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesinin 14.03.2013 tarih ve 2013/202 değişik iş sayılı kararı usul ve kanuna uygundur. LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 Court of Cassation Criminal Chamber Decisions 83 YARGITAY 10. CEZA DAİRESİ Esas No. 2014/5140 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2015/9222 5237 s. TCK/31, 50, 62, 191, 192 Tarihi: 16.02.2015 5275 s. CezaİnfazK/106 • KULLANMAK İÇIN UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE SATIN ALMA • ETKİN PİŞMANLIK DURUMU • SEÇENEK YAPTIRIMLAR ÖZETİ: Kocaeli Çocuk Mahkemesi'nce 24.04.2012 tarihinde 2011/208 esas ve 2012/262 karar sayı ile hükümlünün TCK'nın 191/2. maddesi gereğince sadece denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği,infaz aşamasında, Kocaeli Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'nce hükümlünün, hakkında verilen tedbire uymadığının bildirildiği, Mahkemesi'nce 14.03.2013 tarihinde 2011/208 esas ve 2012/262 karar sayılı ek karar ile hükümlünün TCK'nın 191/1, 192/3, 31/3 ve 62. maddeleri gereğince 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, bu cezanın aynı Kanun'un 50/1. maddesi gereğince en az iki yıl süreyle bir meslek ve sanat edinmeyi sağlamak amacıyla gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etme cezasına çevrilmesine karar verildiği, infaz aşamasında, Kocaeli Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'nce hükümlünün, hakkında hükmolunan tedbire uymadığının bildirildiği, Mahkemesi'nce 16.09.2013 tarihinde 2011/208 esas ve 2012/262 karar sayılı ek kararile Mahkemenin 14.03.2013 tarihli kararının aynen infazına karar verildiği anlaşılmıştır. 5237 sayılı Kanun'un 50/3 maddesindeki "... fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış...bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir." ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106/4 maddesindeki "Çocuklar hakkında hükmedilen adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde, bu ceza hapse çevrilemez. Bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır." biçimindeki emredici düzenlemeler ve 5237 sayılı Kanun'un 50/6-7 madde hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kay den 30/10/1991 doğumlu olup, suçun işlendiği 03/10/2005 tarihinde 18 yaşından küçük olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuğun kısa süreli hapis cezasının infazının mümkün olmadığı, seçenek tedbirin değiştirilmesi gerektiği gözetilmemesinde, sanık hakkında verilen ek kararın savunma hakkını kısıtlar şekilde duruşma yapılmaksızın verilmeyeceği gözetilmemesinde, isabet görülmemiştir. LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015 84 Yargıtay Ceza Kararları YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ Esas No. 2013/3294 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2014/21612 213 s. VUK/359 Tarihi: 15.12.2014 5271 s. CMK/231 • VERGİ USUL KANUNUNA MUHALEFET EDİLDİĞİ • DEFTER VE BELGELERİ İBRAZ ETMEMEK SUÇU ÖZETİ: Mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tulum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir. İncelenen dosyada, defter ve belge gizlemek suçu neticesinde oluşan herhangi bir somut maddi zarar bulunmadığı cihetle, sabıkası bulunmayan hakkında takdiri indirim maddesi uygulanan ve cezası ertelenen sanık hakkında doğan vergi kaybının tazmin edilmemesi gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi yasaya aykırıdır. YARGITAY 12. CEZA DAİRESİ İlgili Kanun/Madde Esas No. 2014/11572 Karar No. 2015/2175 5237 s. TCK/102, 103 09.02.2015 Tarihi: • ÇOCUĞUN NİTELİKLİ CİNSEL İSTİSMARI • CİNSEL AMAÇLA CEBİR TEHDİT VE HİLE KULLANARAK ÇOCUĞU HÜRRİYETİNDEN YOKSUN BIRAKILMASI ÖZETİ: Çocuğun nitelikli cinsel istismarı eyleminin ise, TCK'nın 104/1. maddesi kapsamında kalan reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturduğu, atılı suçun takibinin şikayete bağlı olduğu ve şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme kararı verildiğinin anlaşılması karşısında, tutuklu kalınan ve yapılan yargılama sonucu beraatle sonuçlanan çocuğu cinsel amaçla hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden koruma tedbirleri nedeniyle tazminat verilmesine ilişkin 5271 sayılı CMK'nın 141/1 ve devamı maddelerinde belirtilen şartların davacı yönünden gerçekleştiği, bu nedenle uğranıldığı iddia edilen maddi ve manevi zararla ilgili olarak hak ve nesafet ilkelerine uygun makul bir tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 Court of Cassation Criminal Chamber Decisions 85 YARGITAY 13. CEZA DAİRESİ Esas No. 2014/32524 İlgili Kanun/Madde Karar No. 2014/37202 5237 s. TCK/62, 163, 168 Tarihi: 29.12.2014 5271 s. CMK/223, 267, 271, 309 • ELEKTRİK ENERJİSİ HAKKINDA HIRSIZLIK SUÇU ÖZETİ: Somut olayda, A... Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından mahkemeye gönderilen 18 Kasım 2011 tarihli yazı cevabına göre sanıkların borcunun bulunmadığı bildirilmiştir. 6352 sayılı Yasanın geçici 2. maddesine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verildiği 19.07.2012 tarihi itibariyle sanıkların kurum zararını tamamen tazmin ettikleri anlaşıldığından ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiş; yerel mahkeme tarafından, bozma ilamı doğrultusunda ödeme nedeniyle mahkumiyet dışında bir karar verileceğinden vekalet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığından itirazın bu yönüyle reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmış olmakla; Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay C. Başsavcılığının ihbar yazısı incelenen dosya içeriğine göre kısmen yerinde görüldüğü hakkında. YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ İlgili Kanun/Madde Esas No. 2014/7946 Karar No. 2014/13739 5237 s. TCK/7, 102, 103, 104, 105 Tarihi: 04.12.2014 5271 s. CMK/185 • ÇOCUĞA CİNSEL İSTİSMARI SUÇU • MAĞDURUN BEDEN VE RUH SAĞLIĞININ BOZULMASI • LEHE HÜKMÜN UYGULANMASI ÖZETİ: Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yeralan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK.nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiştir. LHD - Volume: 13/Issue: 149/Year: 2015 Yargıtay Ceza Kararları 86 YARGITAY 15. CEZA DAİRESİ Esas No. 2014/22359 İlgili Kanun/Madde 5237 s. TCK/158 Karar No. 2015/755 Tarihi: 20.01.2015 • NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK SUÇU • HİLELİ DAVRANIŞ • ZARAR MEYDANA GELMESİ ÖZETİ: 3816 sayılı Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkında Kanunun 2. maddesinde yasanın kapsamı "hiçbir sosyal güvenlik kurumunun güvencesi altında bulunmayan ve bu Kanunun öngördüğü usul ve esaslar çerçevesinde belirlenecek aile içindeki kişi başına düşen gelir payının aylık tutarı 4857 sayılı İş Kanunu'na göre belirlenen brüt asgari ücretin 1/3 ünden az olan ve Türkiye'de ikamet eden Türk vatandaşlarının; 5510 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde sağlanacak sağlık yardımlarını kapsayacağı" şeklinde düzenlenmiştir. Yine aynı maddenin 2. fıkrasına göre yeşil kart almaya hak kazananlara 18 yaşını doldurmamış çocuklar da dahil, başvuru tarihi esas alınarak yeşil kart düzenlenir. Sanıklar T. ve E.'in, temin ettikleri, Adli Emanet'in 2012/1327 sırasında kayıtlı yeşil kartları tedavide ve sonrasında doktor tarafından yazılan ilaçların alınmasında kullanarak, 02.12.2011 tarihli Aydın İl Sağlık Müdürlüğü ihbar yazısı ekindeki, kullanılan yeşil kartlara ve kuruma verilen zarara ilişkin listede belirtildiği üzere, T. adına eczane ve hastane gideri olarak toplam 1.309,08 TL, küçük yaştaki kardeşleri Es. adına eczane ve hastane gideri olarak toplam 1.421,00 TL harcama yaptıkları iddia edilen olayda, 13.08.2012 tarihli katılan kurum yazısına göre usulsüz sağlık harcamasının yapıldığı iddia edilen kişilerin suç tarihinden çok önce usulüne uygun alınmış yeşil kartlarının bulunduğunun belirtilmesi karşısında, yeşil kartların usulsüz olmadığı anlaşılmakla sanıkların üzerine atılı suçları işlemediğinin sabit olması gerekçesiyle verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Kararların tamamuna dergimizin Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 DANIŞTAY KARARI COUNCIL OF STATE DECISION * Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu Kararı Plenary Session of the Administrative Law Chamber Decision * Danıştay Daire Kararları Council of State Chamber Decisions DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU KARARI PLENARY SESSION OF THE ADMINISTRATIVE LAW CHAMBER DECISION DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU Esas No. 2011/1934 Karar No. 2014/2302 Tarihi: 28.05.2014 İlgili Kanun/Madde 4054 s. RekabetK/6, 41 • DİJİTAL PLATFORM HİZMETLERİ • REKABET KURULUKARARININ İPTALİ ÖZETİ: D..'ün, digital platform hizmetleri pazarında hakim durumda olduğu ve...'e diğer rakip kanallara göre ayrımcılık yaptığı iddialarının ön kabulü ile yapılan önaraştırma sonucunda, D..'ün " televizyon yayıncılığı ve reklam yeri pazarlama hizmetleri" pazarının bir kısmına...'in girmesini engellediğinin tespit edilmiş olması ve bu eylemin 4054 sayılı Kanun'un 6. maddesinde hakim durumun kötüye kullanılması halleri arasında belirtilen, eşit durumdaki alıcılara ayrımcılık yapılması suretiyle rakiplerin faaliyetlerinin zorlaştırılması eylemine uygunluk göstermesi karşısında, D..'ün şikâyet konusu eyleminin, hakim durumun kötüye kullanılması olup olmadığının, davacı şirketin iddiaları ile ilgili olarak yapılan önaraştırma sırasında elde edilen deliller doğrultusunda araştırmanın genişletilmesi suretiyle elde edilecek bilgi, belge ve deliller ışığında değerlendirilmesi suretiyle her türlü şüpheden uzak bir şekilde açıklığa kavuşturulması için soruşturma açılması gerekir. Kararların tamamuna dergimizin Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz DANIŞTAY DAİRE KARARI COUNCIL OF STATE CHAMBER DECISION DANIŞTAY 1. DAİRE Esas No. 2014/8821 İlgili Kanun/Madde 2577 s. İYUK/49 Karar No. 2015/1537 Tarihi: 19.02.2015 • İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜNDE ŞEF OLARAK GÖREV YAPAN DAVACININ TAŞRA TEŞKİLATI ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ MÜLAKAT SINAVINDA BAŞARISIZ SAYILMASINA İLİŞKİN İŞLEMİN İPTALİ İSTEMİ • SINIFLANDIRMA KARİYER VE LİYAKAT İLKELERİ ÖZETİ: Kariyer ve liyakat ilkeleri uyarınca kamu hizmetinin ehil kamu görevlileri eliyle yürütülmesi için yapılan sözlü sınavda, ölçme ve değerlendirme esaslarına uygun ve objektif bir değerlendirme yapılmadığı anlaşıldığından davacının görevde yükselme sözlü sınavında başarısız sayılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık, dava konusu işlemi iptal eden mahkeme kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davalı idarenin temyiz isteminin reddiyle, Elazığ 1. İdare Mahkemesi'nce verilen ve hüküm fıkrası itibariyle hukuka uygun bulunan kararın yukarıda belirtilen gerekçeyle onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılması gerekir. Kararların tamamuna dergimizin Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz AVRUPA İNSAN HA KL A R I MA HKE ME S İ KA R A R L A R I DECISION OF THE EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARLARI DECISION OF THE EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ 2. DAİRESİ Karar Numarası 2007/19579 İlgili Kanun/Madde Karar Tarihi 27.01.2015 2762 s. MülgaVakıflarK/1 • TAHLİYE DAVASI • DİN ÖZGÜRLÜĞÜ HAKKI ÖZETİ: Rahibelerin hayır faaliyetlerini yürütemediğinden ve ibadetlerini yerine getiremediğinden şikayetçi olduğu gözlemlemektedir. Halbuki dava dosyasından, cemaatin, söz konusu mülkleri ve yetimhane binalarını 1997'de terk etmek zorunda kaldığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bu şikayet, altı ay kuralı ile bağdaşmamaktadır. Sonuç olarak bu şikayet, Mahkeme'ye gecikmeli olarak sunulmuştur ve söz konusu şikayetin Sözleşme'nin 35. maddesinin 1. ve 4. fıkraları uyarınca reddedilmesi gerekmektedir. Kararın tamamuna dergimizin Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz A N A Y A S A MA HKE ME S İ KA R A R L A R I TURKISH CONSTITUTIONAL COURT DECISIONS ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI TURKISH CONSTITUTIONAL COURT DECISIONS Resmi Gazete Tarihi: 09.04.2015 Resmi Gazete Sayısı: 29321 Esas Numarası: 2014/90 Karar Numarası: 2014/180 Karar Tarihi: 04.12.2014 İPTAL DAVASINI AÇAN: Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri M. Akif HAMZAÇEBİ, Engin ALTAY, Muharrem İNCE ile birlikte 114 milletvekili İPTAL DAVASININ KONUSU: 20.2.2014 tarihli ve 6525 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un; 1- 9. maddesiyle, 24.4.1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen ek 4. Maddenin, 2- 10. maddesiyle, 1163 sayılı Kanun’a eklenen geçici 5. maddenin, 3- Geçici 1. maddesinin, Anayasa’nın 2.,10.,48.,70.,138. Ve 171. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi istemidir. VI- SONUÇ 20.2.2014 tarihli ve 6525 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un; A-1- 9. maddesiyle, 24.4.1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen ek 4. maddenin, 2- 10. maddesiyle 1163 sayılı Kanun’a eklenen geçici 5. maddenin, Anayasa’ya aykırı olmadıklarına ve iptal istemlerinin REDDİNE, Serruh KALELİ, Alparslan ALTAN, Serdar ÖZGÜLDÜR, Recep KÖMÜRCÜ, Nuri NECİPOĞLU ile Erdal TERCAN’ın karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, B- Geçici 1. maddesinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE, 4.12.2014 tarihinde karar verildi. Resmi Gazete Tarihi: 03.04.2015 Resmi Gazete Sayısı: 29315 Esas Numarası: 2014/144 Karar Numarası: 2015/29 Karar Tarihi: 19.03.2015 İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Danıştay Dördüncü Dairesi İTİRAZIN KONUSU: 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35. maddesine, 4.6.2008 tarihli ve 5766 sayılı Kanun’un 4. maddesiyle eklenen beşinci ve altıncı fıkraların Anayasa’nın 2. maddesine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine karar verilmesi istemidir. Anayasa Mahkemesi Kararları 98 VI- SONUÇ 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un mükerrer 35. maddesine, 4.6.2008 tarihli ve 5766 sayılı Kanun’un 4. maddesiyle eklenen beşinci ve altıncı fıkraların Anayasa’ya aykırı olduklarına ve İPTALLERİNE, Hicabi DURSUN, Muammer TOPAL, M. Emin KUZ ile Kadir ÖZKAYA’nm karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA, 19.3.2015 tarihinde karar verildi. Resmi Gazete Tarihi: 03.04.2015 Resmi Gazete Sayısı: 29315 Esas Numarası: 2014/147 Karar Numarası: 2015/25 Karar Tarihi: 05.03.2015 İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Danıştay Sekizinci Dairesi İTİRAZIN KONUSU: 3,7.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun; 1- 13. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin, 2- 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinin, Anayasa’nın 44, ve 45. maddelerine aykırılığı ileri sürülerek iptallerine karar verilmesi İstemidir. Anayasa Mahkemesi Kararlarının tamamuna dergimizin Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 GÜNCEL MEVZUAT CURRENT LEGISLATION * Kanunlar Law Codes * Resmî Gazete Özetleri Abstracts of Official Gazette KANUNLAR LAW CODES POLİS VAZİFE VE SALÂHİYET KANUNU, JANDARMA TEŞKİLAT, GÖREV VE YETKİLERİ KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE JAPONYA HÜKÜMETİ ARASINDA TÜRKİYE CUMHURİYETİNDE NÜKLEER GÜÇ SANTRALLERİNİN VE NÜKLEER GÜÇ SANAYİSİNİN GELİŞTİRİLMESİ ALANINDA İŞBİRLİĞİNE İLİŞKİN ANLAŞMA İLE TÜRKİYE CUMHURİYETİNDE NÜKLEER GÜÇ SANTRALLERİNİN VE NÜKLEER GÜÇ SANAYİSİNİN GELİŞTİRİLMESİNE DAİR İŞBİRLİĞİ ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KALKINMA PROGRAMI ARASINDA ÜÇÜNCÜ TARAF MALİYET PAYLAŞIMI ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN YARGITAY KANUNU İLE HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE SUDAN CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA İKİLİ TARIMSAL İŞBİRLİĞİ VE ORTAKLIĞINA İLİŞKİN ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE TÜRKMENİSTAN HÜKÜMETİ ARASINDA GENÇLİK VE SPOR ALANINDA İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE AZERBAYCAN CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ARAMA VE KURTARMA HİZMETLERİNİN KOORDİNASYONUNA DAİR ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞU HAKKINDA KANUN TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE KOSOVA CUMHURİYETİ ARASINDA SERBEST TİCARET ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN Kanunlar 102 KARADENİZ EKONOMİK İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ İLE TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA MERKEZ ANLAŞMASININ EKİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA VE KEİ MERKEZİNİN KALICI OLARAK TAŞINMASININ USULLERİNE İLİŞKİN KARADENİZ EKONOMİK İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ İLE TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE KOSOVA CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA KÜLTÜR MERKEZLERİNİN KURULUŞU, İŞLEYİŞİ VE FAALİYETLERİ HAKKINDA ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TÜRKİYE CUMHURİYETİ VE AVRUPA KOMİSYONU ARASINDA KATILIM ÖNCESİ YARDIM ARACI (IPA II) ÇERÇEVESİNDE BİRLİK TARAFINDAN TÜRKİYE CUMHURİYETİNE YAPILACAK MALİ YARDIMIN UYGULANMASINA İLİŞKİN DÜZENLEMELER HAKKINDA ÇERÇEVE ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE BULGARİSTAN CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ACİL DURUMLAR ALANINDA İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN Kararların tamamuna dergimizin Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 RESMÎ GAZETE ÖZETLERİ ABSTRACTS OF OFFICIAL GAZETTE KANUNLAR No Adı 6638 Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu, Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Japonya Hükümeti Arasında Türkiye Cumhuriyetinde Nükleer Güç Santrallerinin ve Nükleer Güç Sanayisinin Geliştirilmesi Alanında İşbirliğine İlişkin Anlaşma ile Türkiye Cumhuriyetinde Nükleer Güç Santrallerinin ve Nükleer Güç Sanayisinin Geliştirilmesine Dair İşbirliği Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Arasında Üçüncü Taraf Maliyet Paylaşımı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Merkez Anlaşmasının Ekinde Değişiklik Yapılmasına ve KEİ Merkezinin Kalıcı Olarak Taşınmasının Usullerine İlişkin Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Sudan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İkili Tarımsal İşbirliği ve Ortaklığına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Türkiye Cumhuriyeti ile Kosova Cumhuriyeti Arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Arama ve Kurtarma Hizmetlerinin Koordinasyonuna Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan Hükümeti Arasında Gençlik ve Spor Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun 6637 6642 6643 6644 6639 6646 6648 6649 6650 6651 R. G. Tarih - Sayı 04.04.2015 29316 07.04.2015 29319 10.04.2015 29322 11.04.2015 29323 11.04.2015 29323 15.04.2015 29327 22.04.2015 29334 22.04.2015 29334 22.04.2015 29334 22.04.2015 29334 Resmî Gazete Özetleri 104 6652 6640 6641 6645 6647 6653 Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kosova Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültür Merkezlerinin Kuruluşu, İşleyişi ve Faaliyetleri Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Komisyonu Arasında Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA II) Çerçevesinde Birlik Tarafından Türkiye Cumhuriyetine Yapılacak Mali Yardımın Uygulanmasına İlişkin Düzenlemeler Hakkında Çerçeve Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Acil Durumlar Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun 22.04.2015 29334 23.04.2015 29335 23.04.2015 29335 23.04.2015 29335 28.04.2015 29340 28.04.2015 29340 MİLLETLERARASI ANTLAŞMALAR Karar No. 2015/7368 2015/7369 Adı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kayıtlı Posta, On-Line Havale ve Tahsilat Hizmetlerinin Geliştirilmesine İlişkin Protokolün Onaylanması Hakkında Karar Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ekvator Ginesi Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Kültürel İşbirliği Anlaşmasının Onaylanması Hakkında Karar R. G. Tarih - Sayı 06.04.2015 29318 06.04.2015 29318 Resmî gazete özetlerine, dergimizin Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz LHD - Cilt: 13/Sayı: 149/Yıl: 2015 ÖNEMLİ BİLGİLER MAJOR INFORMATIONS KIDEM TAZMİNATI TAVANI İŞSİZLİK SİGORTASI PRİMİ ORANLARI (2002’DEN İTİBAREN) VERGİDEN MÜSTESNA HARCIRAH TAVANI REESKONT VE AVANS İŞLEMLERİNDE UYGULANAN İSKONTO VE FAİZ ORANLARI SİGORTA PRİMİNE TÂBİ TUTULMAYACAK YEMEK PARASI İLE ÇOCUK VE AİLE ZAMMI TUTARLARI SGK GECİKME ZAMMI ORANLARI (AYLIK)(1.10.2008’den itibaren tüm Sosyal Güvenlik Kurumu alacakları için) ASGARİ YILLIK ÜCRETLİ İZİN SÜRELERİ (10.06.2003’TEN İTİBAREN) 4/a (SSK) KAPSAMINDA SİGORTALILARIN PRİM ORANLARI(01.09.2013’den itibaren) 4/b (Bağ-Kur) KAPSAMINDA SİGORTALILARIN PRİM ORANLARI(01.09.2013’den itibaren) 4/c (Devlet Memurları) KAPSAMINDA SİGORTALILARIN PRİM ORANLARI (01.09.2013’den itibaren) İSTEĞE BAĞLI SİGORTALILARIN PRİM ORANLARI(01.09.2013’den itibaren) 4/a (SSK) KAPSAMINDA ÇALIŞAN EMEKLİLERİN SGDP ORANLARI (01.09.2013’den itibaren) 4/b (Bağ-Kur) KAPSAMINDA ÇALIŞAN EMEKLİLERİN SGDP ORANLARI (01.10.2008’den itibaren) DÖNEMLER İTİBARİYLE AYLIK ASGARİ ÜCRET TUTARLARI ÇIRAKLAR İÇİN DÖNEMLER İTİBARİYLE AYLIK ASGARİ ÜCRET TUTARLARI 2015 YILI İÇİN ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ MİKTARLARI 2014 YILI İÇİN ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ MİKTARLARI 2013 YILI İÇİN ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ MİKTARLARI DÖNEMLER İTİBARİYLE SİGORTA PRİMİNE ESAS AYLIK TABAN VE TAVAN ÜCRET TUTARLARI AYLIK SAKATLIK İNDİRİMİ TUTARLARI HİZMET SÖZLEŞMESİ SONA ERDİRİLİRKEN DİKKATE ALINACAK BİLDİRİM SÜRELERİ VE İHBAR TAZMİNATI TUTARLARI (*) 5510 - SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNUNA GÖRE UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI 2015 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ2014 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ 2013 YILI GELİR VERGİSİ TARİFESİ YENİDEN DEĞERLEME ORANLARI GEÇİCİ VERGİ DÖNEMLERİNDE UYGULANAN YENİDEN DEĞERLEME ORANLARI BEYANNAMELERİNİ İMZALATMAK ZORUNDA OLANLAR 2013 YILINDA BEYANNAMELERİNİ İMZALATMAK ZORUNDA OLMAYANLAR AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN’A GÖRE GECİKME ZAMMI ORANLARI YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI YÜRÜRLÜK TARİHLERİNE GÖRE TECİL FAİZİ ORANLARI EMLAK VERGİSİ ORANLARI EMLAK VERGİSİ DEĞERİ YILLIK ARTIŞ ORANLARI (%) KONUT KİRA GELİRİ İSTİSNA TUTARLARI BAZI MENKUL SERMAYE İRATLARINA UYGULANAN İNDİRİM (Enflasyondan Arındırma) ORANLARI MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ ORANLARI 2015 TEVKİFATA VE İSTİSNAYA KONU OLMAYAN MENKUL VE GAYRİMENKUL SERMAYE İRATLARINDA BEYAN SINIRLARI VERGİDEN MÜSTESNA YEMEK BEDELİ DEĞER ARTIŞ KAZANÇLARINDA İSTİSNA TUTARLARI ARIZÎ KAZANÇLARDA İSTİSNA TUTARLARI AMORTİSMAN SINIRI FATURA DÜZENLEME SINIRI GEÇİCİ VERGİ ORANLARI VERGİDEN MÜSTESNA ÇOCUK YARDIMI 50 ve Daha Fazla İşçi Çalıştırılan İşyerleri İçinZorunlu İstihdam Oranları YATIRIM TEŞVİK BELGESİNE BAĞLANABİLECEK ASGARİ SABİT YATIRIM TUTARLARIYatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar’a Göre(2012/3305 Sayılı Bkk Ile 19.06.2012 Tarihinden İtibaren) 2015 YILI USULSÜZLÜK DERECELERİ VE CEZALARI (TL) 2015 YILI ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARI 2015 YILI İÇİN DAMGA VERGİSİ NİSPETLERİ VE MAKTU TUTARLAR 2014 YILI VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ TARİFESİ ENFLASYON ORANLARI (%) (TÜİK Verilerine Göre) YASAL FAİZLER VE YÜRÜRLÜK SÜRELERİ TİCARİ TEMERRÜT (AVANS) FAİZ ORANLARI VERGİ KODLARI TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI DÖVİZ KURLARI 2015 YILINDA TÜRK TİCARET KANUNU'NDA UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI (TL) Önemli Bilgilerin tamamına dergimizin Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz LEGAL HUKUK DERGİLERİ SİPARİŞ FORMU ORDERING FORM FOR THE LEGAL LAW JOURNALS Y Ü KS E K MA HKE ME KA R A R L A R I ARAMA DİZİNLERİ INDEX OF SUPREME COURT DECISIONS * Kavramlara Göre Arama Dizini Index of Related Legal Terms * Kanun Maddelerine Göre Arama Dizini Index of Related Law Code Articles KAVRAMLARA GÖRE ARAMA DİZİNİ INDEX OF RELATED LEGAL TERMS 5411 Sayılı Bankacılık Kanununa Aykırılık Suçu.......................................... 295 A Alıcının İhtarname ile Temerrüde Düşürülmesi ............................................. 273 Alman Rant Sigortasına Giriş Tarihinin Türkiye’de Sigortalılık Başlangıcı Olarak Tespiti İstemi .................................................................... 241 Ayıp İhbarı...................................................................................................... 263 Ayıplı Malın İadesi......................................................................................... 263 B Bakım Borcu Yükümlülüğü ........................................................................... 257 Belirsiz Alacak Davası ................................................................................... 231 Bilirkişi Raporunun Hüküm Kurmaya Elverişli Olmadığı ............................. 215 Bir Mal veya Hakkın Haczedilemeyeceği İddiası .......................................... 249 Boşanma Davası ve Tazminat İstemi ............................................................. 204 Bölge Adliye Mahkemeleri ............................................................................ 203 Yüksek Mahkeme Kararları arama dizinlerini tamamına dergimizin Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz KANUN MADDELERİNE GÖRE ARAMA DİZİNİ INDEX OF RELATED LAW CODE ARTICLES Bankacılık Kanunu (5411) Madde Sayfa 140......................................................229 160......................................................295 Ceza Muhakemesi Kanunu (5271) Madde Sayfa 141......................................................191 Yüksek Mahkeme Kararları arama dizinlerini tamamına dergimizin Mayıs 2015 tarihli 149. sayısından ulaşabilirsiniz LEGALBANK ABONELİK FORMU SUBSCRIPTION FORM FOR THE LEGALBANK LEGAL DATABASE
Benzer belgeler
Dergi özetini görmek için tıklayınız.
Each submission should contain a Turkish and an English Title, as
well as an Abstract part in Turkish and English.
8. Dergi’ye gönderilen makalelerde, ilgili makaledeki konuyu tanımlayan Türkçe ve ...