Gruppo API, Uygulama Seçimlerinde Daha Fazla Özgürlük İçin
Transkript
Gruppo API, Uygulama Seçimlerinde Daha Fazla Özgürlük İçin
Transworld Data Başarı Öyküsü Gruppo API, Uygulama Seçimlerinde Daha Fazla Özgürlük Đçin Dağıtılmış Platformları System z10 Üzerinde Konsolide Ediyor 25 ayrı şirketten oluşan Gruppo API (www. apioil. com) , Đtalya'nın önde gelen yerel petrol şirketlerinden biridir. Kuruluş, Đtalya çapında yaklaşık 4.100 benzin istasyona sahiptir ve yerel pazarın yaklaşık yüzde 11'ini elinde tutmaktadır. Gruppo API, petrol çevriminin üretim sonrası aşamalarının tümleşik yönetiminden, özellikle ham petrolün tedarik edilmesinden ve ticaretinden rafinaj, lojistik ve pazarlama aşamalarına ve bunların dağıtım ile satış gibi türevlerine kadar tüm operasyonlardan sorumludur. Kuruluşun toplam petrol rafinaj kapasitesi dört milyon tonun üzerindedir, bunun 3,9 milyon tonu Adriyatik Denizindeki Falconara Marittima rafinerisinde ve 230.000 tonu Đtalya'nın Ravenna şehrindeki Alma rafinerisinde işlenmektedir. API aynı zamanda, yılda iki milyar kilovat saat elektrik üretmektedir. Gruppo API, 1969'dan bu yana temel işlemleri için IBM System z kullanmaktadır, ancak veri merkezinde kısa süre öncesine kadar toplam 60 adet Intel tabanlı Linux sunucusu ve IBM RS/6000 AIX Unix makineleri de bulunuyordu. Şirket büyümeye devam ederken, API BT yönetimi de sunucuların konsolide edilmesi ve Linux gibi hem esnek platform oluşturma seçenekleri sağlayacak, hem de yazılım lisanslama ve devreye alma maliyetlerini düşürecek açık uygulama platformlarının kullanımının artırılması stratejisi aracılığıyla veri merkezini iş büyümesine uyum sağlayacak şekilde konumlandırmak istiyordu. "Çok daha fazla sayıdaki satıcı firmanın ürün seçeneklerinden yararlanmamıza olanak sağladığı için bir açık ortam oluşturmak istiyorduk," şeklinde açıklıyor API Teknoloji Müdürü Gaetano Scebba. "Linux platformumuzu genişletmenin bunu yapmanın en iyi yolu olduğunu düşündük." Artan BT Mimarisi Gereksinimlerinin Tanımlanması API BT için ilk sorun, Linux'un (ve aynı zamanda UNIX'in) dağıtık sunucu düzeyinde konumlandırılması ya da veri merkezi ortamının bir System z fiziksel sunucusunda sanallaştırılması arasında seçim yapılmasıydı. "SAP uygulama sunucusunu UNIX üzerinde, SAP DB2 veritabanını System z üzerinde çalıştırıyorduk," şeklinde açıklıyor Scebba. "Elektronik posta sistemimiz, bir veri yönetimi sistemi ve Đnternet güvenliği ile kimlik doğrulama sistemlerimiz de UNIX üzerindeydi." Operasyonun Intel tarafında ise sunucular Microsoft uygulamalarını desteklemekteydi ve sanal VMware ortamında çalışmaktaydı. "Dağıtılmış UNIX ve Linux sistemlerimiz kısa sürede 60 sunucuya ulaşmıştı ve bu ortamın yönetilmesinde giderek daha fazla zorlanıyorduk," şeklinde açıklıyor Scebba. Tüm bu varlıkların yaşam çevrimlerinin ayrı ayrı envantere eklenmesi ve yönetilmesi gerekiyordu. Ayrıca, API'nın kurumsal ağı genişlerken sunucuların izlenmesi ve yönetilmesi de sorun teşkil ediyordu. Sunucular eklendiğinde, sunucuların kullandığı depolama kaynaklarının sürekli olarak yeniden yapılandırılması ve kablolarının yeniden bağlanması gerekiyordu. "Buna ek olarak, güvenilirlik konusunda da biraz endişeliydik," şeklinde açıklıyor Scebba. "Ana bilgisayar tabanlı olmayan sistemler için, yüksek düzeyde sağlanabilirliğin sağlanması amacıyla her zaman yedek yapılandırmalar uyguluyorduk. Dağıtık ortamda ister x86 olsun, ister HP, RS/6000 veya Sun platformu olsun her türlü makinenin arızalandığını gördüm, ancak 29 yıllık BT deneyimine sahip olmama rağmen System z ile çalışırken hiçbir zaman kurtarılması mümkün olmayan çok büyük hasarın oluştuğu bir arızaya şahit olmadım." Bu bilgiyi planlama aşamasında göz önünde bulunduran Scebba ve ekibi, aynı zamanda genişleyen iş operasyonlarının desteklenmesi için gerekli olabilecek çeşitli gelişmekte olan BT altyapısı gereksinimlerini de göz önünde bulundurmuştur. Bunların tümü, mevcut dağıtılmış bilgi işlem ortamının yetersiz olabileceğini düşündükleri alanlardır. Ek altyapı gereksinimleri arasında: BT altyapısı yönetimini basitleştirme gereksinimi. Bir dağıtılmış ağa giderek daha fazla sunucu eklenmesi, ağın genel yönetimini daha karmaşık hale getirmekteydi. Olağanüstü durumdan kurtarmaya yönelik basit, fazlasıyla güvenilir ve uygun maliyetli bir yaklaşım. Dağıtılmış ağdaki tek hata noktalarının önlenmesi zorlaşıyordu ve bu durum da hata durumunda geçiş yapılacak yedek sunucular oluşturulmasını gerektiriyordu. Veri merkezindeki işletim maliyetlerini düşürme gereksinimi. Dağıtık sunucu ortamı, yazılım lisanslama ve enerji maliyetlerinin artmasına neden oluyordu. "Bu projeye başlarken birincil hedefimiz, satın alabileceğimiz uygulamalarda bize esneklik sağlayacak açık bir bilgi işlem ortamı oluşturmak olsa da, veri merkezinin maliyet, güvenilirlik, arıza durumunda yedek sisteme geçiş ve altyapı yönetimi alanlarındaki performansının da önemli olduğunu gördük," şeklinde açıklıyor Scebba. "Bizim için soru, bir System z sunucusunun tüm bu alanlarda gereksinimleri karşılamasının ve bizim için çok sayıda dağıtık platformu tek System z ortamında beklediğimiz sistem güvenliğine sahip olacak şekilde konsolide etmenin mümkün olup olmadığıydı." Proje Tanımı Sorunun yanıtını bulmaya kararlı olan API, konsolidasyon projesini dağıtılmış ağın UNIX tarafında başlatmıştır. Đlk adım, şirketin System z/9 sunucusunun 2009 yılı başında System z10'a yükseltilmesi olmuştur. "System z10 sunucusunu yedi adet IFL (Integrated Facility for Linux) işlemcisi, iki adet CP (merkezi işlem) işlemcisi ve bir adet zIIP (System z Integrated Information Processor) işlemcisi ile donattık," şeklinde açıklıyor Scebba. "Mevcut UNIX sunucularımızın tamamını System z yapısı kapsamında konsolide etmek için düşündüğümüz ortam buydu." API BT birimi, projenin ilk iki ayı içinde sadece System z/9 sunucusunu System z10'la değiştirmekte kalmamış, aynı zamanda System z için planlanan sanallaştırılmış bilgi işlem ortamına hazırlık amacıyla BT altyapısında da bir dizi değişiklik gerçekleştirmiştir. "Bu aşamadaki birincil hedefimiz, zLinux kullanarak tüm UNIX sunucularımızı konsolide edecek bir platform sağlamaktı, bu şekilde sistematik olarak UNIX tabanlı uygulamaların bir System z ortamına geçirilmesinin başarılı olup olmayacağını belirleyebilecektik," şeklinde açıklıyor Scebba. "Bunu yapmak için, tüm z/OS görüntülerine System z10 uyumluluğuna yönelik yazılım yamaları kurduk ve gereksinim duyduğumuzda başka zLinux katmanları kopyalamakiçin kullanacağımız bir zLinux katmanı kurduk. Ayrıca, depolama alan ağımıza (SAN) erişimi geliştirmek için IBM DS8300 depolama sistemini kurduk (önceki işletim depolama alt sistemine ek olarak)." Scebba ve ekibi, System z10 kurulduktan ve çalışır duruma getirildikten sonra geçiş projesini üç ayrı aşama şeklinde organize etmiştir. Her proje aşaması, dağıtılmış UNIX sunucularından zLinux ortamına taşınacak olan ayrı bir uygulamaya yönelik olarak tasarlanmıştır. Her aşama aynı zamanda, UNIX uygulamasının zLinux ortamına taşınmasını ve ardından gerçekleştirilecek kapsamlı testler ile son olarak üretim aşamasına geçişi kapsamaktadır. Đçeriğin Kanıtlanması ve Projenin Gerçekleştirilmesi Projenin aynı zamanda gerekçenin kanıtlanması amacıyla gerçekleştirilen ilk aşaması, kurumsal elektronik posta sistemi olan Lotus Domino 8'in geçişiydi. Geçiş çok başarılı olmuştur. 1.200 kullanıcının e-posta kutuları, son kullanıcılara sağlanan hizmette herhangi bir kesinti olmaksızın, iki haftalık bir süre içinde System z ortamına taşınmıştır. "Bu başarının ardından, tüm SAP uygulama sunucularımızın geçişini kapsayan ikinci aşamaya geçtik," şeklinde açıklıyor Scebba. "Veri ambarı sistemi olan SAP BI daha önce 7.0 sürümüne yükseltilmiş olduğundan, System z'ye önce bu ortamı taşımaya karar verdik. BI'nın zLinux üzerinde sadece kod olarak kurulmasının ardından, "stopsap" komutunu kullanarak dağıtılmış UNIX sistemi üzerinde BI uygulamasını devreden çıkardık ve UNIX sunucusunu kapattık. Ardından, her UNIX sunucusunun IP adresini System zLinux sunucusunun IP adresiyle değiştirdik ve bir "startsap" komutu verdik. Bir başka deyişle, kapalı kalma süresi sadece birkaç dakikaydı." API'nın, SAP R/3 için dağıtılmış UNIX sunucusu üzerindeki SAP 4.6C sürümünden System z üzerinde SAP ECC 6.0 sürümüne geçmesi gerekmekteydi. "Bu işlemin ne kadar süreceği konusunda endişeliydik, bu nedenle satıcı firmalarımızdan büyütmenin tamamlanması için gerekli olan kapalı kalma süresine ilişkin tahminler istedik," şeklinde açıklıyor Scebba. "Satıcı firmalardan aldığımız tahminler, büyütme süreci için 20 saat ve sadece uygulama sunucusu tarafı için değil, aynı zamanda veriler için açık bir ortam oluşturulmasına yönelik Unicode kurulumu için de ek 30 saat şeklindeydi. Kendi sonuçlarımız bizi şaşırttı, çünkü büyütme sadece dokuz saat ve dönüştürme sadece 12 saat sürdü. Tüm görev bir hafta sonu içinde, herhangi bir kestirme yola başvurmaksızın tamamlandı." API BT birimi, SAP geçişini tamamladıktan sonra, üçüncü aşamanın üç proje etkinliğini aynı anda başlatmıştır: Hem geliştirme, hem de test ortamları için z/VM kurulumu; Tüm Tivoli (depolama yönetimi) Identity ve Access Management sunucularının geçişi; API'nın üretim ortamının karmaşıklığı nedeniyle bu işlem planlanandan iki ay daha uzun sürmüştür; ve Ana Veri Yönetimi gereksinimlerinin karşılanması için IBM Infosphere yazılımının kurulumu. Yeni altyapının hazırlanmasından ve System z10 sunucusunun kurulmasından, uygulamaların geçişine ve sistemin ince ayarlarına kadar uçtan uca tüm geçiş projesi yedi ay sürmüştür. Sonuçlar beklemeye değer olduğunu kanıtlamıştır. IBM DS8300'ün API depolama ağına eklenmesi, veri erişim süresini yüzde 20 oranında kısaltmıştır. System z10 ortamındaki SAP BI, dağıtılmış UNIX platformundaki performansına kıyasla yüzde 35 oranında daha kısa işlem süresi sağlamıştır. "Proje sırasında, çok sayıda sanal AIX makinesi barındıran iki fiziksel RS/6000 makinesini konsolide ettik," şeklinde açıklıyor Scebba. "Artık tamamen iyileştirilen yeni System z10 sunucumuz şu şekilde organize edildi: biri üretim ve biri de test için olmak üzere iki z/OS bölümü var. Bu bölümler yedi DB2 sunucusu çalıştırıyor. Üretim ortamı için yerel zLinux makinelerimiz var ve uygulamaların geliştirilmesi ve test edilmesi için konuk z/VM sanal makineleri kullanıyoruz. SAP tarafından Dağıtılmış Đlişkisel Veritabanı Mimarisi (DRDA) için tek zIIP işlemci kullanılıyor. Sanal zLinux ortamımız, ERP (Kurumsal Gereksinim Planlama) işlem sistemi olan ve faturalandırmayı, malzeme yönetimini ve muhasebeyi kapsayan SAP ECC 6.0'ı çalıştırıyor. Sanal zLinux aynı zamanda veri ambarı ve kurumsal bilançoların konsolidasyonu için SAP BI 7.0'ı ve kurumsal e-posta sistemimiz için Lotus Domino 8'i çalıştırıyor. Ana Veri Yönetimi için IBM Infosphere, müşteri ve tedarikçi, adres ve konum kayıtlarının temizlenmesi için kullanılırken, tüm kullanıcı kimlik bilgileri için merkezi havuz olarak Tivoli Identity and Access Management kullanılıyor. Her ikisi de zLinux üzerinde çalıştırılıyor. Son olarak, zLinux üzerinde, iki adet System z'de yerleşik, yüksek düzeyde sağlanabilir LDAP (Hafif Dizin Erişimi Đletişim Kuralı) sunucusu kullanıyoruz." Scebba, geçiş boyunca karşılaştıkları sorunların küçük çaplı olduğunu ifade etmektedir. "Sadece bir önemli sorunla karşılaştık, bu da posta sunucumuz olan Lotus Domino ile ilgiliydi," şeklinde açıklıyor. "Sesli posta gereksinimi için Lotus Domino ile Cisco Unity yazılımlarını bütünleştirmiştik ve sesli posta kutusuna bırakılan iletiler .wav biçimine dönüştürülerek kullanıcıların e-posta kutularına yönlendiriliyordu. Maalesef, Domino ile Unity arasındaki bütünleştirme bir IBM Domino Unity Connection (DUC) ile gerçekleştirilmişti ve bu yazılım sadece Linux x86 ortamında destekleniyordu. Bu sorunu, sistemi Cisco Unity yazılımını Lotus Domino yerine Lotus Sametime ile bağlantı kuracak şekilde değiştirerek aştık. Lotus Sametime bizim anında ileti platformumuz. Bunu yaparak, kullanıcıların etkilenmesini önlemeyi başardık." Geçiş Sonuçlarının Değerlendirilmesi Dağıtılk UNIX sisteminden System z10 sunucusuna geçiş, API için depolama yönetimini basitleştirmiştir. Hem System z üzerinde yerleşik Linux, hem de IBM DS8300 kurumsal depolama sistemi üzerindeki System z/VM tabanlı konuk Linux sistemleri artık API tarafından yönetilebilmektedir. Yerleşik Linux uygulamaları, geleneksel ana bilgisayar ECKD depolama sistemine erişmek için Ficon LX fiber kanal bağlantılarını kullanırken, z/VM üzerinde sanallaştırılan konuk Linux sistemleri SCSI bağlantıları üzerinden DS8300 verilerine erişmek için anahtarlamalı Ficon SX fiber kanal kullanmaktadır. "Bu iki depolama yaklaşımı, System z üzerindeki yerleşik ve DS8300 üzerindeki konuk sistemlere ilişkin tüm gereksinimlerimizi karşıladı," şeklinde açıklıyor Scebba. "Mimarimizin üçüncü sistem bileşeni halen VMware ESX altında çalışan bir dizi Intel sunucusundan oluşuyor. Linux on System z altında çalıştırılması mümkün olmayan Microsoft uygulamaları çalıştırdıkları için bu sunucuların tamamını sanallaştıramadık. Kritik önem taşıyan ortamlar olmadıkları ve "değerli" kaynakları bunlara ayırmak istediğimiz için VMware altında çalışan diğer Linux x86 görüntüleri System z'ye geçirilmedi." API Oil firmasının sunucu konsolidasyon projesi halen oldukça yeni olsa da, şirket şimdiden veri merkezinde bazı "çevre dostu" avantajlar elde etmeye başlamıştır. "Enerji tüketimi yüzde 35 azaldı, fiziksel alan kullanımı yüzde 15 azaldı ve soğutma için daha önce kullanılandan yüzde 65 oranında daha düşük kapasite kullanılıyor," şeklinde açıklıyor Gaetano Scebba. "BT personelimizin iş yükü süresi önemli ölçüde değişmedi, ancak gelecekte ürün lisanslarının maliyetleri açısından avantaj elde edeceğimizi öngörüyoruz. Yeni System z10, UNIX sunucularımızdan çok daha güçlü. Bu özellik de ek lisanslama maliyetlerine neden olan işlemci kapasitesi büyütmelerinden kaçınmamıza olanak sağlayacak." Sonraki Adımlar Uygulamaların System z10 üzerindeki yeni Linux ortamına geçirilmesinde elde edilen başarı, API firmasını gelecekte satın alacağı uygulamalar konusunda istediği konuma getirmiştir: firma, işi için sınıfının en iyisi olmasının yanı sıra uygun maliyetli olan uygulamaları satın almasına olanak sağlayacak açık, rekabetçi bir ortama sahiptir. Bu durum, Teknoloji Müdürü Gaetano Scebba'nın ekonomiyi daha da geliştirmek ve sonuçların etkinliğini artırmak için kuruluşun Windows XP masaüstü bilgisayarlarını da System z üzerinde sanallaştırmayı düşünmesine neden olmuştur. "Amaç, kullanıcılarımıza ister ofiste, ister evde veya bir müşteri yerinde olsunlar, kendi masaüstlerini kullanma özgürlüğünü sağlamak," şeklinde açıklıyor Scebba. "Bu proje şu anda tanımlanma aşamasında ve bu konuya pek çok farklı şekilde yaklaşabileceğimizi biliyoruz... Burada kritik önem taşıyan husus, artık iş gereksinimlerine ve ekonomik öğelere bağlı olarak çok sayıda çözüm sağlayıcısını kapsayabilecek bir teknoloji temeline sahip olmamız. Örneğin, e-posta sunucumuzu ele alalım. Microsoft Exchange yerine Lotus Domino'yu seçtik, çünkü Domino, Windows ile sınırlı kalmaksızın çok sayıda platformda çalışabiliyor."
Benzer belgeler
İslamcı Söylemin Kaynakları ve Gerçeklik Değeri
Söz, Kur,an,ı
problemlerin beklediğinden
disine intikal eniğinde, bizi daia zor ve karmaşık
ebediyete inanan
olduğuna,
hiç şüpheniz olmasın. Ahirete ve ruhun berhayat
toprağma,üflemek,
bir zihin iç...