Dunden Bugune Turkiye`de Reklam`in Tarihi
Transkript
Dunden Bugune Turkiye`de Reklam`in Tarihi
Dunden Bugune Turkiye’de Reklam’in Tarihi Turkiye’de reklamciligin gelisimi, dunyanin diger taraflarindakinden pek farkli olmamis, ekonomik ve ticari hareketlerin paralelinde reklamcilik ta kendi yolunda ilerleyerek bugunku seviyeye gelmistir. Ilkel reklamcilik devri bizde de tellallar, cigirtkanlar, isportacilar, tezgahtarlarla normal seyrini surdurmustur. Sesli reklamcilik devrinde Turk esprisi ve zekasinin eseri sayilabilecek ilginc sloganlar yerlesmis, gunumuze kadar gelmistir. "Elimi kestim, kan akiyor kan" diyen karpuzcu, "Bal kutusu" benzetmesiyle malim satan kavuncu, "Ikizlere takke" diye bagirarak tezgahindaki sutyenlere dikkati cekmeye calisan isportaci reklam edebiyatina eserler katan isimsiz sa-natcilardir. Nane Sekeri keten helva, macun saticilarinin soyledikleri maniler reklam edebiyati sinirlarim asip folklorumuza kadar girmistir. Gunumuzde bile mahalle aralarinda zerzevat, balik .boza dolastiran seyyar sa-ticilar yeni yeni esprilerle reklam edebiyatimizi zenginlestirmektedir. "Turkiye’de reklamcilik Balkan Savasi’ndan once istanbul’da David Samanon tarafindan baslatilmistir. O donemde isletmelerden alinan reklamlar, bir altin lira karsiligi bir aya yakin sure ile devamli yayinlanirdi. Reklamlarin olcu kisitlamasi yoktu. Balkan Savasi’ndan sonra, Kahire’deki unlu Ajans Havas’in yoneticiligini yapan Emest Hoffer, Istanbul’a ge-lir ve David Samanon ile isbirligine girer. Bu isbirligine 1914 yili l. Dunya Savasi nedeniyle bir sure ara verilir, 1919’da Jak Hulli’nin katilmasiyla Ankara Caddesi Kahramanzade Hani’nda Hoffer Samanon ve Hulli Ilanat Acentesi adim alarak faaliyet devam eder. Turkiye’nin ilk telefonlarindan 94 ve 95 numaralarina sa-hip olan bu ajans, sirketin reklam sloganini da bu telefonlara bagli olarak turetmisti. Reklam verenler, "94 veya 95 no’ya telefon ediniz, rek-lamlariniz istediginiz gazetelerde nesredilsin" seklinde sesleniyordu. Hoffer, Samamon ve Hulli îlanat Acentesi ilk olarak sutun-santim kavramim Turk reklam sektorune getirdi. Buna gore santim fiyatlari 30-50 kurus arasinda bulunuyordu. Ayni zamanda afiscilik isleriyle ilgilenen ajans, o do-nemde bir baska tur olan ve sonradan belediyenin yasakladigi "Sandvic Adamlar"la da bir cift afiscilik yapiyordu. Bu insanlarin sayisi bes ila 10 arasinda degisirken ustlerinde ozel giysiler ve ellerinde rek-lam yapilmak istenen urunun pankartlari bulunuyordu. Bunlar gunluk para aliyorlar-di ve Istanbul’da ellerinde pankartlarla sokak sokak dolasmalari gerekiyordu. Ureticiligi kadar tuketiciligi de zayif ve okuryazarligi henuz yuzde besleri zor bulan bir toplumda reklamcilar, Avrupa’nin hayli gelismis reklamcilik yontemlerini hemen kullanmak hatasiyla ise baslamadilar. Yaklasik 20 yil boyunca ilanlarin yuzde 90’a yakinini satilik ev, arsa, araba ve atlarla ilgili olanlar teskil etti. Cerideciler, ayni zamanda bizde ilk reklam acenteligi gorevini de ustlenen kisiler oldular. Gazete almak icin para vermeye alismamis yerli halkin, ilan icin para vermesini dusunmek zordur. Olsa olsa ilan vermenin, okuyucuyu gazete almaya alistiracagini hesaplamislardir. Ceride’deki ilanlarin sadece yuzde yedisi yabanci kokenliydi. Saat, duvar kagidi, cicek tohumu, cesitli aletler, altin ve gumus esya bu arada sayilabilir, "ilk resimli ilan" da 1842’de Avrupa mali bir nasir ilaci icin cikmistir. 1860’da ilk ozel fikir gazetesi olan Tercuman-i Ah-val ile yeni bir donem baslar. Bundan bir yil sonra da Sinasi’nin Tasvir-i Efkar’i ikinci dogru durust gazete olarak yayin hayatina girmistir. Tercuman-i Ahval 1860-1866’yi kapsayan 6 yil suresince, 1/8 yilda ortalama 130’dan 790 sayi yayinlanmistir. ilan basima alinacak bedeli gazete basliginin altinda aciklamak geleneklesir. Ancak 1880’e kadar, bu tur gazeteler daha cok kitap ilanlarina yer verirler. Ticari nitelikte gazetelerde ise dikis makinesi, turlu ilac ve doktor ilanlarinin arttigi gorulur. Okuyup yazma bilenlerin azligi ve gazetelerin agdali, tumturakli dilleri nedeniyle tirajlari komik derecede dusuktu. Mesela William Churchill’in ifadesine gore Ceride-i Havadis’in 3 yil sonunda elde ettigi okuyucu sayisi sadece 150’dir. Bu arada ilan ve reklam da bahse degmeyecek kadar ender bulunabiliyordu. Butun bunlara ragmen gerek gazete, gerekse ilan fiyatlari oldukca yuksekli. Mesela Ceride-i Havadis 3,5, Tercuman-i Ahval 3 kurusa satiliyor, ilan tarifeleri de sa-tiri 3 ile 10 kurus arasinda degisiyordu. 150 tiraja karsi bu fiyat bugunku olculere vuruldugunda korkunc derecede yuksek gorulmektedir. Bir kiyaslama yaparsak bu ucret, 150 bin tirajli bir gazetede santimi 100 liraya esit olmakta, altinin o gun 113 kurus simdi 150 lira oldugu da hesaba katilinca l santim ilan 15.000 lirayi gecmektedir. Gazetelerde ilk rastlanan ilanlar satilik ev, 20 arsa ender olarak kitap bir ikide resmi ilan-dir. O siralarda Ceride-i Havadis, Avrupa gazetelerinden kopya olarak, olum ilanlarim da moda etmistir. Ilk ticari ilanlara Tercuman-i Ahval’in 1864 yili kolleksiyonunda rastlanmaktadir. Bunlardan biri, Yenicami avlusunda tabak canak satan bir magazanin, Ramazan dolayisiyla yeni cesitler ithal ettigini duyurmaktadir, tik resimli ilanlar olarak da Loton Ciznel muessesesinin pes pese cikardigi iki ilan goze carpiyor. Bu firma zirai aletler ve demir esya satmaktadir, ilanlarin birinde demirden bir bahce kanepesi, digerinde, zirai bir alet resmi vardir. 1865-1875 yillari arasinda sayisiz gazete cikti ve batti. Gazeteler hic bir teknik gelisim kaydetmedikleri gibi, rekabet nedeniyle fiyatlarini da 40, 30, 20 nihayet 10 paraya kadar dusur-mek zorunda kaliyor, buna ragmen tirajlar hala komik rakamlarda dolasiyordu. Romanlari ve halk dilinde kaleme aldigi yazila-riyla buyuk sempati toplayan Ahmet Mithat Efendi 1878’de Tercuman-i Hakikat’i yayinlamaya basladi. Boylece bir Gazete Okuyucusu sinif tesekkulunde ilk adim atilmis ol-du. 1891 de Servet-i Funun, 1896 da Ikdam’in yayma girisiyle gozle gorulur bir gelisim basladi. Servet-i Funun 5 yil icinde tirajiNI 700 den 1700’e cikarmayi basardi. O siralarda yayinlanmakta olan ikdam. Tarik. Tercuman, Sabah ve Saadet adli 5 gazetenin toplami tirajlari 8.000 civarinda idi. Servet-i FUnun dergisinde 1896’ya kadar ilan gorul-mez. Bunlar hep Avrupa kokenlidir. Zaman zaman Amerikan sobasi, sedire alismis topluma sandalye ve kanepe, tabak ve sofra takimlari, demir kasa onerildigi, hatta yilbasi kutlama gelenegi bulunmayan topluma yilbasi icin hediyelik esya ilani verildigi goruluyor. Boylece degisme yolunda ilk adimlar ortaya cikiyor. Henuz yerli uretim icin kampanya yok. Ama sayilari giderek artan Avrupa ilaclarina karsi ilk yerli ilacin tanitimina da rastliyoruz. "Dut agacinin yapragi biraz kurutularak toz yapilip bir odaya ekildigi halde, orada tahta kehlesi (kurusu) var ise yok eder. Avrupa’dan gelip burada yuksek fiyatlarla satilmakta olan tahta kurusu ilaci da aslinda bu tozdan ibarettir." Boylece yavas yavas yerli urunlerin kendilerini gosterme cabasina giristigim goruyoruz. Bu arada ilanlarin alinisinin daha sistemlestirildigi de fark ediliyor. Basiret Gazetesi, ilan kac defa tekrarlanacaksa altina o sayiyi koyuyor ve her kullanista sayiyi azaltarak bire kadar iniyordu. Gercek ilerleme ise, Abdulhamit’in saltanati sirasinda 1880’de baslamistir. O yil Rafael Cervati’nin fikri ile gerceklestirilen Osmanli Ticaret ve Sanayi Rehberi, hem Avrupa’dan hem de ulke icinden ilanlar toplayarak yepyeni bir girisim baslatti. Fransizca olan kitabin yayincisi Cervati Biraderler ve Fatzea firmasi "komisyonculuk, temsilcilik, ticari istihbarat"in yani sira "yerli ve yabanci ilancilik" islerini de ustlendigin! aciklamakla, ulkede reklam acenteligi mesleginde ilk sistemli calisan kurum oldu. Isin ilginc yani, her yil olmasa da sik sik zenginlestirilerek yayinlanan bu rehberde, Sultan’in (ugrasim tasiyan ilanlarin bollugudur. Saraya esya ya da hizmet saglayan kisi ya da kurumlara ait bu ilanlar, saltanatin itibarina cok duskun olan Sultan’in ismi ve armasinin ilanlarda kullanilmasina kar-si cikmadigini gosteriyor. Bu destek sayesinde olmali 2/8 ki, 1907’de bir Fransiz yayini Istanbul’da yayinciligin Av-rupa duzeyine erismis oldugunu ileri surecektir. Mali kazanc acisindan bu iddia abartili da olsa, sunus ve resim kullanma acisindan hay-li ilerleme kaydedildigi bir gercektir. 1904’te yeni bir reklam sirketinin belirdigine tanik oluyoruz: "Istanbul Ilan Acentesi ve Komisyon îdaresi". Bugun promosyon adiyla andigimiz girisim, ilk kez 1870’de Hadika (Bahce) Dergisi’nin abonelerine cicek tohumu ve fidan dagitmasiyla baslamistir, ama gercek gelismesine bu yillarda ulasir. Nitekim en cok tu-ketilen mallardan sigara kagidi tuccarlari da promosyonlu rekabete baslamistir. Boylece Abdulhamit donemi, reklamciligin mesleklesmesi yonunde ileri adimlar atilirken, ilan-reklam farkinin da anlasilmaya baslandigi yillar olmustur, îlk kez el ve duvar ilanlari da beliremeye baslar. Yazilar kisalir, basliklar, hele resim kullanimi artar. Elbiseli ya da haci acik Avrupali kadin resimleri -elle cizim- rahatca kullanilir. Ilk kez fotograf kullanimina da bu surede rastlanmistir. Cerceve kullanarak. basligi yan koyarak dikkat cekme cabalari da belirir. Hedef kitleyi ikna acisindan, eskiden hep Avrupali tanik gostermek adet iken, yerli tanik ve ovgucu kullanmak da bu donemde baslamistir. Bu gelisme 1908’de ikinci Mesrutiyet’in ilaniyla bir patlama haline gelir. 1909-1911 arasinda uc tane "Reklam Gazetesi." ciktigina tanik oluyoruz. Cok yasayamamislar, ama bir ihtiyacin belirmis olduguna taniktirlar. Ayni zamanda sadece reklam acenteligi yapan sirketlerin neredeyse bir duzineye vardigi gorulur. Bir toplum hem tuketimi hem de uretimi belli bir duzeye varmadikca, reklamciliga boyle bir yogunlukla yonelemez. Her ne kadar ilan ve iancilik da basliklar icin hattat kullanilmasinin artmasi, basliklarin kisalip vurucu nitelik kazanmasi ile metinlerin kisalmasi, cerceve ve disi klise bicimleri kullanilmakta ve resmi ticari ilan ayirimi lam yapilamamakla ise de, arlik 40 yil oncesinden cok farkli bir yerde durulmaktadir. Donemin mesleki acidan yenilikleri sunlardir: Basliklar icin hatta kullanilmasinin artmasi, dikkat cekmek icin ilani yan yerlestirmeye cok basvurulmasi. kurumlarin daha cok ilan kampanyasina basvurmasi. En onemli yenilikler ise, duvar ilani uygulamasinin yayginlasmaya baslamis elmasi oldu. Ilancilik meslegi konusunda gazetelerde en cok haber ve makaleye rastlanan 1880-1908 yillarinda. Amerikan turu sansasyona dayali ilanlara bol bol ovgu vardir. Ama asil onemlisi, eskinin aksine yerli uretim ve hizmet ilanlarinda buyuk bir artisin gorulmesidir. 1840 yilinda ilk sayisinda "Ilanat" baslikli sutunuyla Ceride-i Havadis Gazetesi yepyeni bir meslegi baslatmis oldu, ama tellallar araciligiyla surdurulen hem ticari hem de siyasi amacli "sozlu ilan" gelenegi, 20. yuzyilin ilk ceyreginde de hala devam ediyordu. Turk Basininda ilk resimli ilan 1864 de Tercuman-i Ahval’de iki gun ustuste yayimlanan Loton Ciznel muessesesine ait demir esya ve makine reklamidir. MESRUTIYET DEVRI: 1908 Mesrutiyetiyle gelen basin ozgurlugu, hakiki anlamiyla ilanciligin baslangicim sagladi. Bu arada, bu alanda istikbal goren bir kac mutesebbis faaliyete giristi ve 1909’da Ilancilik Kollektif Sirketi kuruldu. Fakat sik sik batip cikan gazeteler ve birkac yil sonra patlayan Balkan ve l. ci Dunya Savaslarinin ekonomik hayati felce ugratmasi basin ozgurlugunu ve Reklamciligi duraklatmis, hatta eskisinden de geriye goturmustur. Bu durum. Cumhuriyetin ilanina kadar surdu. CUMHURIYET VE SONRASI: Donemin en onemli gelismesi. o zamana kadar bu alana tamamen yabanci kalan Ankara’nin ilani kesfetmesi olmustur. Milli Mucadele’nin merkezi olunca, Ankara’ya gelen Balkanli Bati Anadolulu kadrolarin ihtiyac duyduklari esyalar ve yasam turu ilana basvurmayi zorunlu kildi. 3/8 Bu olusumun onemi, Ankara’nin Baskent olusundan ve Cumhuriyet’in ilanindan sonra, ulkenin yoneliminde alacagi etkenlige bu alanda da hazirlanmis olmasindandir. Zaferden sonra yabanci kokenliler cekilirken yerli reklamcilarin meslegi devam ettirecek bir duzeye erismis olmasi. ozellikle 192S sonlarinda yeni Turk harflerine gecilmesinden sonraki acilis-ta aksamamanin saglanmasina yardimci olmustur. Ayni donemde dunya ekonomik krizin bilmesi ile devletci ekonomi politikalarina girilince, yogun bir yerli mali kampanyasi belir-di. Ayni zamanda Hancilik-tan reklamciliga gecisin mi-mari unlu grafikci Ihap Hulusi Gorey, eserleriyle yepyeni bir doneni haslatti. unun, ya/isi son derece a/, agirligi cizimlerin olusturdu-gu eserleri bir okul yaratmis-tir. O doneme kadar reklam yazari yetislinnemis olan bu meslek, boylece uluslararasi capla bir sanatciya kavusa-rak -Ihap Hulusi’nin Av rupa’da da yayinlanmis pek cok eseri vardir- asil hedefi olan reklamciliga gecmis ol du. Bi/deki reklamciligin lam meslek haline gelmesi ikinci Dunya Savasi’ndan sonradir. Gazetecilik ve Ilancilik 1924’den itibaren tekrar gelisme yoluna girdi. Ford ve Bayer’in programli ve surekli reklamlari hamlelere yol acmis, bunlardan ornek alan yerli firmalarin da reklama onem vermesi basin mensuplarinin yuzunu guldurmustur. 1928’deki harf devrimi kisa bir duraklamaya sebebiyet vermisse de alisma devresinden sonraki ileri hareket basdondurucu suratte olmustur. 1928’de 50 bini bulmayan gunluk tiraj 1936’da 150 bine erismistir. 1938’de ilanin santimi 20-30 kurustur, yilda 300 bin liralik ticari, 200 bin liralik resmi ilan yapilmakta, 30 bin basan en yuksek tirajli gazeteler ayda ortalama 3.000 liralik reklam geliri sagla-maktadir. ikinci Dunya Savacinin baslama-siyla yilda 200 bin liraya dusen reklam harca-malari 1942’den sonra suratle yukselmistir. 1943’de 500 bin lira iken, 1946’da 800 bin li-raya cikmis, 1948’de 1.5 milyon, 1951’de 3, 1953’de 5, 1955’de 8.5 milyon liralik, hem de sadece ticari ilan yapilmistir. Bunlara resmi ilanlar da katilinca artisin ne derece hizli ol-dugu ortaya cikar. Artisin nedenleri, butun dunyadaki gibi, ekonomik gelisimin yani sira gazetelerin teknik yonden duzelmesi ve tiraj-larin yukselmesidir. Nitekim 1945’de gunde 150 bin olan tiraj, 1955’de yarim milyonu gecmistir. Ayni zamanda artisi degerlendirirken para degerindeki dususu de hesaba katmak dogru olur. Bu durumda hareket artisinin, harcama aritisina oranla daha az oldugu go-rulecektir. Reklam harcamalari 1957’10, 1959’da 18 milyona ulasmistir. 1981’de 200milyon yakin bir tutardir. 1955’in yarim milyon tirajina karsin 80’yillarda tek .asina yarim milyona yaklasan hatta gecer gazete tirajlari mevcuttu. Birinci Dunya Savasi yil-larindaki durgunlugun ardindan 1919’da yeniden canlan-ma goruldu. Bu donemde, ozellikle hem acentelik artisina hem de sunusta yeniliklere rastliyoruz. Karikaturist ve mizahci olmasinin avan-tajiyla. Sedat Simavi grafikerlige yeni bir ufuk acti. Her ilani degisik bir cer-ceve icine yerlestirmenin ya-ni sira, kadin resmim bolca kullanmakla da dikkatleri cekmeye calisti. Baslik ve metinlerde de vurucu olmaya ozel dikkat gosterdi. "Sinirli hanimlarin nazar-i dikkatine" baslikli ilan ilginc bir or-nek olusturuyor, hem metni hem de resmiyle: "Mutehassis Doktor Rustu Recep tedavihanesinde, sinir /.aati, yuksek yurek carpintisi, uykusuzluk, inalci ba^ agrilari vesair her nevi agrilar, felc-ler, mide ve bagirsak tembelliginden dogan hay.imsizlik, inatci kabi/, elektrik uygulamasi, elektrik duslari, elektrikle mesaj vesaire ile tedavi ediliyor." Bu devrede 1957 ile 1961 arasinin reklamcilar icin en karanlik yillar olduguna da deginmek gerekir. 27.11.1957 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Gazete ve Dergilere ilan verme hakki sadece Resmi ilanlar Sirketi’ne ta-niniyor, boylece ajanslar ve produktorlerin yayin organlariyla dogrudan dogruya temas imkani kalkmis oluyordu. Bunda o gunku hukumetin, dustugu politik buhran icinde, ozgur basini maddi zorlamalarla kontrolun» alma amaci acikca gorulmektedir. Neyse ki bu durum uzun surmedi 1960 devrimi ertesinde 7.1.1961 tarihinde yururluge giren 195 sayili kanunla Basin ilan Kurumu teskil edil-di ve sadece "Resmi ilanlar ve yabanci mense’li reklamlar bu kurum kanaliyla yayinlanabilir" sani ile butun ilan ve reklamlar serbest birakildi. REKLAM AJANSLARI: 4/8 Sezgisel reklamcilik devresinde bir kac sanatci, kisisel kabiliyet ve gayretleriyle reklam dunyasinin aranan isimleri olmuslardir. Bunlar arasinda basta thap Hulusi Gorey olmak uzere Mesut ManIoglu, Atif Tuna, Namik Bayik, Salih Acar, Bedri Kokten vb. sayila-bilir. Ancak, basin hayatindaki gelismenin parale-linde reklamcilik da gunden gune ilerlemis, bu alana atilan kisilerin cabalari ve bilimsel calismalari ile gunumuzun modern reklam ajanslari dogmustur, Ekonomik alanda kipirdanmalarin basladi-gi, 2 nci Dunya Savasimn bitimine yakingunlerde Eli Aciman, Vitali Hakko ve Began adinda uc mutesebbis bir araya gelerek Faal Reklam Acentesi adiyla bir ortaklik kurdu-lar. Yil 1944... Eli Aciman, Saint Joseph lise-sindeki tahsilin! yarida birakip Fransa’ya git-mis, 8 ay gazetecilik kursu gordukten sonra yurda donusunde baba meslegi olan iplikcili-ge ragbet etmeyerek, ileri bir gorusle reklam-cilik alanindaki ilk bilincli adimi atmisii. Bu tesebbusune, o zaman Mahmutpasa’da Sap-kacilik yapan, halen Vakko muesseselerinin sahibi VitalI Hakko ile Koc sirketinde calisan B. Began da istirak etmis, ancak isler umul-dugu gibi yurumeyince Vitali Hakko kendi islerine bakmak, Began da Amerika’ya git-mek bahanesiyle ortakliktan ayrilniislardi. 1946’da Vehbi Koc’la tanisan Eli Aciman, o siralarda Koc-Ankara. Koc-Fermeneciler, Koc-Beyoglu ve Koc-Lastik subeleriyle faaliyette bulunan KOC sirkelinin reklam Islerini aldi. Boylece birdenbire genis is imkanina kavusanAcentesi,Faal kadrosunu genisletmek uzere tesebbuse giristi ve part-time calismak uzere yabanci dil bilen reklam yazan olarak Afif Erdemir’i ise aldi. Bu sirada firmanin resim islerine Nesim Natan, muhasebesine Benjamin Pinhas bakiyor, firma bu kucucuk kadrosu ile yilda 100 Bin lira ciro yapiyordu. 1949-1951 yillarinda Afif Erdemir askerlik gorevini yaparken, o devrin en buyuk reklam yaptincilanndan Necip Akar da Faal Acentesinin musterileri arasina girdi. Gunden gune gelisen firma, 1957’de Eli Aciman, Afif Erdemir ve Nesim Natan’in 50’ser bin lira sermaye ile ve musavi sartlarla istirak ettigi bir sirket haline donuserek Faal Ajans adini aldi. Ayni yil Eli Aciman 3 yil kalmak uzere Amerika’ya gitti. 1960’da donusunu Izleyen 5 yil icinde cig gibi buyuyen Ajans zengin bir musteri lislesine sahip oldu, 1965 yilinda cok genisleyen is hacminin gerektirdigi bazi zor-lamalar sonunda ortaklar dostca ayrildilar ve Eli Aciman MANAJANS, Afif Erdemir de YENI AJANS adiyla iki ayri sirket tesis etli-ler, Ayrilis sirasinda musterilerim de taksim eden bu iki Ajans, her gecen yil biraz daha gelisip portfoylerine yeni musteriler katmak sureliyle bugun, memlekelimizin en basta ge-len iki dev reklamcilik kurulusu haline gelmislerdir. Ucuncu buyuk ajans olarak 1952’de Memduh Moran’in 5 kisilik kadroyla kurdugu Reklam Moran’i sayabiliriz. 1953’de 100 bin lira sermaye ile Anonim Sirket haline donu-sen Reklam Moran, o yil 556 bin lira ciro yapmisiir. Ajans, bastaYapi ve Kredi Bankasi olmak uzere icinde Unilever’in bir kisim mamulleri ve Singer’in de bulundugu zengin bir musteri listesIne sahiptir. 1957’de degisen Ticaret Ka-nununun yeni hukumlerine gore sermayesi musait olmadigindan 1958’de Limited Sirket haline gecmis, 18 yil boyunca geliserek kad-rosunu 55 kisiye, cirosunu 30 milyona cikar-mayi basarmistir. 1909’da kurulmasi nedeniyle en eski reklam-cilik kurulusu olan ilimcilik Kollektif Sirketi buyuk cirosuna ragmen bir Reklam Ajansindan ziyade ilan komisyoncusu gorunusundedir. Ayni usullerle calisan Reklamcilik Sirke-ti ve yukarida bahsettigimiz 3 ajansla birlikte Turkiye’nin en ciro yonunden basta gelen 5 reklam firmasinini teskil eder. Avrupa’dan gelen malla-rin, baslica giyim, ev esyala-ri, guzellik urunleri, makine-lerin ilanlari artarken yani gunluk yasamimizda kullan-digimiz esyalarla giderek Batililara benzerken, uretim-de ve ticarette onlar gibi ol-ma egliminin de giderek arttigina bol bol ornek buluyo-ruz. Baker, Kariman, Istayn gibi buyuk magazalar yarim hatta tam sayfa ilanlar verir-ken, Kani ipekci’nin Husnu intihab Magazasi’nin da aralarina katildigi goruluyor, îc camasirdan sofra takimina, abajurlu lambadan saate kadar her seyi satan magazasiyla rekabete girismis. Bu kurumlarin surekli kampan-ya surdurmesi diger urunleri de etkilemistir. 5/8 Ilancilik Koli. Sti. 1970’de buyuk bir asama yaparak cogu eski ortaklarin ogul-lari olan genc bir idareci grubunu is basina gecirmistir. Bu genclerin modern anlayisi ve ileri gorusu ile Ilancilik Koli. Sti.’nin de ko-misyonculugu ikinci plana birakarak modern bir reklam ajansi olma yolunda olumlu adimlar atmistir. Dikkate deger ve koklu bir ajans olarak Grafika’dan da bahsetmek gerekir. En eski rek-lamcilik kuruluslarindan biri olan Grafika, G. Scialom ve Martin Borman adinda iki ortagin matbaacilikla ise baslayip reklamcilik yonunde gelistirdigi modern bir ajanstir. Kaliteli bir fotograf studyosu da bulunan Grafika,basta Unilever olmak uzere bircok musteriye sahiptir. 70’lerin sonununda film subesini, Sintel Film’in ortaklarindan Mehmet Muhtar’i kadrosuna alarak gelistiren Grafika, boylece sinemayi da onem verdigi mecralar arasina almistir. Donemin modern anlayistaki kuruluslarinin icinde goze batanlardan biri de Ankara Reklam Ajansidir. 1962 yilinda Ankara Makarna Fabrikasinin Satis Muduru olan Sadettin Agirnas, radyoda bir program kiralayarak reklamciliga atilmistir. Yillarca makarna fabrikasinda satis islerini idare etmis olmasi nedeniyle gida maddeleri pazarini ve dagitim kanallarini yakindan tanimasi, reklamciligi pazarlama acisindan ele almasina yol acmis-tir. Nitekim bunyesinde ilk arastirma subesi kuran ajans Ankara Reklamdir. Sadettin Agirnas reklamciliga bir bilim olarak bak-mis, 1965’den itibaren de bu yonde orgutlenmeye calismistir. Arastirma, satis tesviki subeleri ve satis elemanlari egitimi yapabilecek nitelikteki kadrosu ile musterilerine reklam-ciligin yani sira pazarlama hizmetleri de vermistir. Reklamciligin bilimsel tarafina agirlik verirken bir ajansin can damarini ya-ratici yonunun teskil ettigini de akildan ci-karmayan Sadettin Agirnas, 1967’de Sintel Film’in sahibi Yuksel Unsal da dahil olmak uzere butun personeli ve techizatiyla birlikte Ankara Reklam bunyesine alarak bu kanadini da takviye etmistir. Ankara Reklam; 1970’de Amerika’dan danisman olarak gelen eski AAAA baskanlarindan 45 yillik reklam-ci Harold L. Mc Clinton’un yeni organizasy-onu ve personeli egitmesi ile caga ayak uydurmaya cabalamistir. Ciro bakimindan basta gelen ajanslara erisememekle beraber yetismis elemanlar ve kalabalik kadro yonunden goze batmakatadir. Musteri baki-mindan fazla zengin olamamasi, modern pa-zarlama anlayisina sahip firmalar aramasi, bunun disindakilerle calismaktan kacinmasi prensiplerine baglanabilir. Pazarlama ve reklamcilik alanlarinda bilimsel devrenin geldigini gorup piyasa etut ve arastirmalarinin onem kazandigini dikkate alan bazi kisiler de bu isi konu edinen firmalar kurmuslardir. Bunlarin en eski ve en taninmisi, isletme Fakultesi ogretim uyelerinden Dr. Nezihi Neyzi’nin kurdugu PEVA, gerek is adamlari ve firmalar, gerekse reklam ajanslarina, istedikleri konularda piyasa etut ve arastirmalari sunmustur. 70’lerin sonu ve 80’lerde dikkate deger bir husus da batidaki birlesme ve orgutlenmeye karsi, bizde dagilma ve kisisellesmenin daha cok gorulmesidir. Faal Ajansin ikiye bolunmesi gibi, bu yillarda kurulan yeni reklam ajanslarinin cogu da buyuk firmalarda yetisen ve sivrilen kisilerin ayrilarak kendi baslarina is kurmalariyla olusmustur.. Bu durum, bazi kisilerin, buyuk bir ajansin calismasina guc katmaktansa, ku-cuk de olsa kendi baslarina bir kurulusun patronu olmayi tercih etmelerinin sonucudur. TURKIYE’DE RADYO: Turkiye’de ilk radyo istasyonu, 1927 yilinda yeni postanenin ust kalinda kurulan kucuk bir verici postadir. Bunu birkac yil sonra Ankara’daki diger bir kucuk vericinin yayma gi-risi izlemistir. Gelirlerim abonelerden aldiklari ucretlerle saglayan bu ozel kurumlar, Han konusundaki cok seyrek istekleri de cevaplandiriyorlardi. Ancak yayin alanlarinin darligi ve abone sayisinin azligi radyo reklamciliginin gelismesin! engelliyordu. 1938’de radyo kurma ve isletme yetkisi, cika-rilan kanunla Munakalat Vekaletine veril-mis, hemen arkasindan Ankara Radyosu isletmeye acilmistir. Boylece Devlet yontemine giren radyoculukta Ilan ve reklama yer verilmiyordu. 1939’da Matbuat Umum Mudurlugune baglanan radyolarin kurulus kanunu 1949’da yeniden degistirilmis, Basin Yayin ve Turizm Genel Mudurlugune bagli bir Daire Mudurlugu ile yonetilen radyolarda bazi resmi bildiriler Disinda, reklamlara yine izin verilmemistir. 6/8 1949’da kurulan ve oldukca genis bir yayin alanina sahip olan Istanbul Radyosu, 1950’den sonra suratle gelisen ekonomik du-zen icinde, devamli olarak ilan ve reklam taleplerine hedef olmustur. Nihayet, cesitli zorlamalar karsisinda 3/12/402 sayi ve 27.1.1951 tarihli Bakanlar Kurulu Kararna-mesiyle radyolar reklama acilmistir. Bu, yurdumuzda duzenli radyo reklamciliginin bas-lama tarihidir, Bu kararname, 26.2.1962’de kaldirilarak ek-sik yonleri tamamlanip islemeyen taraflari duzeltilmis olarak 6/233 sayili kararname yururluge girmistir. Bu degisiklik de pek ya-rarli olamamis, nihayet 1.5.1964 tarihinde kabul edilen 359 sayili kanunla radyolarin idaresi TRT- Turkiye Radyo Televizyon Kurumuna birakilmistir. RADYO reklamciligi: Radyolarin reklama acildigi 1951 yilindan itibaren ilk reklam saatleri bankalar, resmi, yari resmi kuruluslar ve buyuk firmalar tarafindan ozel program yapmak uzere kiralan-di. Sonralari ileri goruslu bazi kisiler, kollektif reklam programlari duzenlemek suretiyle profesyonel radyo reklamciligim baslattilar. Amerika’da Wayne Couuty Universty’de bir somestr reklamcilik ve muhasebe tahsil ettik-ten sonra yurda donen Faruk Deniz, 1956 yilinda 5.000 lira sermaye ile Televizyon reklam’i kurarak radyo reklamciligina basladi. Yine bu siralarda Sedef Reklam adi altinda ayni alana atilan. Turkan Sedefoglu hem ilk radyo reklamcilarindan biri, hem de ilk ka-din reklamci sayilabilir. Istanbul Radyosundaki bu tesebbuslerin paralelinde, Ankara’da da Can Okan. Teleradyo adindaki firmasiyla radyo reklamciliginin oncusu oldu. Hareket suratle gelisti, 1957-1959 arasinda Radar Reklam, Ses Reklam, Melodi Reklam, Anten Reklam gibi kuruluslar birbirini izle-di. Genellikle Turkiye radyolarinda spiker ve teknisyen olarak calismis olanlar, konuyu yakindan tanimalari nedeniyle radyo reklamciliginin basarili kisileri oldular. Bunlar ara-sinda Tank Gurcan-Farek Yener ikilisinin kurdugu Anten Reklam, Maarifi Orhon’un Orhon Reklam’i, Turkan Poyrazoglu’nun Poyraz Reklam’i, Alkan Soykok’un Tunc. Altin Soylu’nun Altin Reklamlari sayilabilir. TURKIYE’DE REKLAM FILMLERI: Baslangicta bazi is adamla-ri kendi istek ve tesebbusleriyle, film pro-duksiyon firnmalarina bir takim basit filmler yaptirarak reklamciligin sinema mecrasina girmesine on ayak olmuslardir. Bunlar ara-sinda Guven Sigorta, Cemil Akar (Radyolin), Krem Pertev ve Ridvan Umay sayilabilir. Bu konuyu ciddi olarak ele alip reklam filmi alaninin acilmasinda oncu olanlarin ba-sinda Guzel Sanatlar Akademisi Profesorlerinden Vedat Ar’i goruyoruz. Vedat Ar, Filmar adindaki firmasinda hazirladigi esprili calismalariyla halka reklam filmlerim sevdirip kabul ettirmekte bas rolu oynamistir. Amerika’da ihtisas yapmis olan taninmis fo-tografci ve film kameramani Kemal Baysal da titiz calismasiyla hazirladigi reklam film-leriyle bu alanda kaliteli eserler vermistir. Amerikan Haberler Burosunun destegi ile dokumanter ve aktualite filmleri hazirlamak uzere Ilhan Arakon, Haluk Durukal, Galip San uclusunun kurdugu ADS ajansi, sonra-lari reklam filmi calismalarim da konulari arasina almistir, 1949’da AND Film’de canli resim calismalarina baslayarak Turkiye’de bu teknigi ilk gerceklestiren kisi olan Yuksel Unsal, 1960’da Vedat Ar ile birlikte Vog-Bali firmasi icin hazirladigi bir seri filmi animasyonun reklam alanina girmesini saglamistir. 1961’de Yuksel Unsal-Mehmet Muhtar-Kemal Baysal ortakligi, ilk renkli reklam filmlerini yapmaya basliyordu. O siralarda memleketimizde renkli filmlerin banyo ve kopya islemleri yapilamadigindan, isin en guc yonunu bu filmlerin laboratuar islemleri icin iki defa yurt disina gidip gelmesi teskil ediyordu. Her ne kadar Almanya’daki Arnold Richter ile Ingiltere’deki Arthur Rank studyolari ile anlasmalar yapilmissa da yi-kanmamis filmin yurt disina cikisi, her seferinde Bakanlar Kurulu musaadesini gerektirmesi nedeniyle buyuk bir problem oluyordu. Butun gucluklere ragmen bir yil icinde cesitli bankalar ve firmalara basarili renkli reklam filmleri yapildi. 7/8 1962’de Mehmet Muhtar ile Yuksel Unsal, Kemal Baysal’dan ayrilarak Sintel Film’i kurdular. Basta Unilever ve Turk Ticaret Bankasi olmak uzere cesitli isletmeye renkli, siyah-beyaz, normal ve animasyon turunde filmler hazirlandilar. Ancak sezgisel reklamciligin yerini yavas yavas bilimsel reklamciligin aldigini ve modern reklamcilik anlayisi icinde bir produksiyon firmasinin tek basma basari saglayamayacagim, bir ajans calismasi gerektirdigini hisse-den ortaklar 1967’de Sintel Film’i kapattilar ve Mehmet Muhtar Grafika Reklam Ajansi-nin Film departmanina, Yuksel Unsal da An-kara Reklam Ajansinin Yaratici Daire Baskanligina gectiler. 1964-1965 yillari film reklamciliginin en hareketli devreleridir. Gerek basinda gerekse AND Film’in canli resim calismalarinda basari gostermis karikaturistler reklam filmi yapiminda cesitli faaliyetlerde bulunmuslardir. Ali Ulvi Ersoy-Bedri Koraman-Yalcin Tuzecan’in bir araya gelerek kurdugu Karikatur Reklam, uc sanatcinin es degerde olmasi ve yardimci kadronun yetersizligi nedeniyle uzun omurlu olamamistir. Bu arada Ferruh Dogan, Yalcin Cetin, Eflatun Nuri, Tonguc gibi sanatcilar da cesitli adlarda cesitli firma-lar kurup dagilarak bircok animasyon calismalari yapmislardir. Reklam filmlerini bambaska acidan ele alan Istan-bul Reklam, kollektif radyo reklamciliginin bir benzerini sinemada uygulamistir. Ancak cogu 5-6 metrelik siyah-beyaz ve basit animas-yon calismalarindan ibaret bu filmler yapimcisina buyuk yarar saglamissa da film reklamciligina yarardan ziyade zarar vermis, halkin tepkilerine hedef olmustur. Zaman zaman Altan Erbulak, Oguz Aral gibi kari-katur alaninda hakli un yapmis sanatcilarla calismasi dahi istanbul Reklam’in olumsuz sonuclara gidisini onleyememistir. Kaynak Site: Ismail KIRBAS ile Web Sitesi Tasarimi http://www.kirbas.com Belge Adresi: www.kirbas.com/index.php?id=98 8/8
Benzer belgeler
PDF ( 9 )
gozlenebilir her durumunu kaydeden ve aktarabilen bir sanat olarakta olanaklarmi alaoildigine genisletrnistir. Belgesel film, tiyatro
ve romanla yakm kosutluklari olan ve bilinen olaylan, oykuleri
...
Reklamin Tarihi - İsmail Kırbaş İle Web Sitesi Tasarımı
Amerika'da basin ilanciligi biraz gec basladi ama bas dondurucu bir suratle ilerledi; 24 Nisan 1704 de Boston
News Letter gazetesinde ilk ilanin cikmasindan sonra, 1820 de Amerika'da 532 gazete 9.6...
PDF ( 15 )
(fiziksel gercekten) uzaklasma anti-smemasal bulmaktadir.
Kracauer, deneysel film, haber film ve belgesel film yarunda
yer alan bir tur gelistirdi. Bu tur "sanat filmi"dir. Kracauer, nitelik olarak...