ORTADOĞU”nUn TAnım ve TAsnİf sORUnU - Türk
Transkript
ORTADOĞU”nUn TAnım ve TAsnİf sORUnU - Türk
ORTADOĞU “ ” NERESI? “Ortadoğu”nun Tanım ve Tasnİf Sorunu“ Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz sömürgesi Hindistan’da askerler demiryolu döşüyor 24 YEDİKITA TEMMUZ 2013 ........................................................................... YRD. DOÇ. DR. OSMAN NURİ ÖZALP Türk-Alman Üniversitesi - İ.İ.B.F ............................................................................ Doğu ile ilgili algı ve tanımlamaların ilk kez antik eserlerde yer aldığını ve bunların da modern çağlara ait zihnî tasarımlara doğrudan etki ettiğini görmekteyiz.1 Bu döneme ait Persler ve Eski Yunanlılar arasındaki savaşların etkileri, günümüze kadar süren iki farklı coğrafyaya ait zihnî tasavvurların kaynağını oluşturmaktadır. Antik Yunan yazarı Eshilos’un2 (MÖ. 524–456) Persliler3 adlı oyununda, Perslerin özellikleri despotluk olarak karakterize edilmiş ve böylece Asya, coğrafi bölge olarak despotluğun ve barbarlığın simgesi olmuştur. Bu bakış açısı, daha sonraları iki farklı medeniyetin karşıtlığının sembolü haline gelmiştir: Avrupa ve Asya. Antik dünyada Eshilos, Euripides ve Herodot gibi yazarların eserlerine bakıldığında, Yunan edebiyatında Hindistan ve hatta Çin’i de içine alacak şekilde geniş bir bölgeyi tanımlamak için kullanılmıştır. Zamanla Batı dillerinde mahallî anlamda çok farklı tanımlamalara da yer verilmiştir. Ancak bu farklı tanımlamalarda ortak olan bir şey varsa, o da Avrupa perspektifli bakış açısıdır. Çünkü sadece Avrupa’dan bakıldığı zaman Doğu yakın, orta veya uzak olmaktadır. Daha doğrusu modern anlamda Orta Doğu tabirini anlayabilmek için, emperyalizmin tarihî sürecine bakmak gerekmektedir. Napolyon’un Mısır Seferi’nden (1798-1801) sonra, Avrupalı büyük güçler arasında Doğu’nun ele geçirilmesi ve paylaşımı amacıyla bir yarış başladı. Bölge, Avrupa açısından jeopolitik bir bütün olarak görülmekteydi. Öyle ki, bölgeye ait kısmi problemler o zamandan beri bağımsız olarak ele alınamamaktadır, çünkü bir bütün olarak dünya politikasının içine Doğu karşıtı bir klişeleştirmenin temellerinin Irak’ın atıldığı söylenebilir. devrik lideri Ortaçağ Avrupası’nda Romalılar ise, kökünü Saddam Latince güneşin doğuşu anlamına gelen “sol oriens” Hüseyin 2004 yılında kelimelerinden alan Oriens terimini, bölge tanımlaması yargılanırken amacıyla kullanmışlardır. Bununla da Roma İmparatorluğu’nun doğu yarısını yani Bizans’ı (3951453) kastetmişlerdir.4 Daha sonra Haçlı Seferleri’nin Ortadoğu başlamasıyla, Antik çağlardan beri pek değişmemiş coğrafyası olan Avrupa’nın dünya tasavvuru genişlemeye başlamış, İslam dini Doğu’nun en önemli karakteristik entegre olmuştur. Söz konusu durum günümüzde de özelliklerinden biri haline gelmiştir. Böylece, Hıristiyan geçerliliğini korumaktadır. Batı (Occident) ile İslamî Doğu (Orient) arasında farklı Siyasî terminolojide Doğu ile ilgili farklı terimlerin iki inanç sistemi bağlamında bir ilişkinin temelleri de kökeni, 19. yy’ın sonunda ya da 20. yy’ın başında atılmıştır. Avrupa emperyalizmine dayanmaktadır. Bu bağlamda, Osmanlı Devleti’nin yıkılış sürecinde topraklarının paylaşımı ile ilgili rekabetin, uluslararası ilişkiler alanında Doğu Sorunu (Eastern Question) olarak Doğu (Orient) tabiri, genel olarak Avrupa’da 19. adlandırıldığını görmekteyiz. Kavram ile ilgili bu yy’a kadar Arapça konuşan ülkeler, Türkiye, İran, döneme ait gelişmeleri kısaca özetlersek; I. Dünya Kİme Göre “Doğu”? TEMMUZ 2013 YEDİKITA 25 Savaşı’nın sonuna kadar Doğu’yu tanımlamak için The Near East, The Middle East ve The Far East olmak üzere üç farklı terimin yerleştiğini görmekteyiz. Her terim belli bir bölgeyi tanımlamak için kullanılırken, içerik olarak The Near East Türkiye’yi; The Middle East Hindistan’ı ve The Far East ise Çin’i kapsamaktaydı.5 Soğuk Savaş Dönemİnde “Ortadoğu” İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra global anlamda büyük güçlerin yapısındaki değişikliğe paralel olarak bölge de değişmeye başladı. Savaştan İngilizlerin zayıflayarak çıkması, bölge sınırlarını daha da belirsiz hale getirdi. Bölgede artık Pax Britannica (Britanya Barışı(!)) yerine Pax Americana ikame olurken Ortadoğu, enerji kaynakları nedeniyle Amerika nezdinde stratejik açıdan önemli bir bölge konumunu kazandı. Ortadoğu terimi, uluslararası literatürde yerleşiklik kazanmasına rağmen, Ortadoğu’nun hangi coğrafi alanları kapsadığı konusunda ortak bir kabul yoktur, demiştik. Yukarıda da kısaca dile getirildiği gibi, farklı çıkarlar nedeniyle Ortadoğu’nun sınırları farklı zamanlarda çok farklı biçimlerde tespit edilegelmiştir. Özellikle Soğuk Savaş’ın bitiminden günümüze uluslararası ilişkilerdeki köklü değişimler dikkate alındığında, Ortadoğu ile ilgili kapsam ve terminolojinin yeniden esaslı bir şekilde değişime Versay Antlaşması imzalanırken Afrika’da bir İngiliz askeri ve Ortadoğu’nun kaderi... uğradığı görülmektedir. Orta Asya ve Kafkasya’nın genç cumhuriyetleri, İslamî kimliklerinden dolayı kültürel ve siyasî anlamda yeni büyük bir bölgenin oluşumuna Savaş sırasında Middle East tabiri, özellikle İngilizlerin yol açmışlardır. Kültürel, etnik, linguistik ve dinî olarak etki alanı Malta’dan İran ve Suriye’ye, oradan da geçmişte tarihî Ortadoğu’nun bir parçası olan bu Etiyopya’ya kadar olan alanı kapsayan Middle East ülkeler, bağımsızlıklarını kazanmalarıyla tekrar bu tarihî Command (Orta Doğu Komutanlığı) ile popüler hale boyutun oluşmasını sağlamışlardır.6 Bu yüzden genişleyen gelmiş ve savaştan sonra uluslararası ilişkiler literatürüne Ortadoğu için İslamî Orient, İslamî Ortadoğu, sağlam bir şekilde yerleşmiştir. Ortadoğu terimi, Arap-İslam Dünyası, İslamî-Oriental Dünya tabirleri uluslararası literatürde yerleşiklik kazanmasına rağmen, kullanılmıştır. Ortadoğu’nun hangi coğrafi alanları ve ülkeleri kapsadığı Daha sonra meydana gelen 11 Eylül 2001 saldırıları konusunda ortak bir kabul yoktur. Peki o zaman uluslararası sistemi derinden etkilediği gibi, Ortadoğu Ortadoğu tam olarak nerede durmaktadır? ile ilgili terim ve kapsam tartışmalarını da temelinden etkilemiştir. Terör saldırılarının hemen ardından, uluslararası ilişkiler literatürüne, Ortadoğu’nun jeopolitik olarak yeniden düzenlenmesi bağlamında Greater Middle East (Büyük Ortadoğu), Broader Middle East (Genişletilmiş Ortadoğu) veya Islamic Greater Ortadoğu’nun Değİşen Sınırları 26 YEDİKITA TEMMUZ 2013 Middle East (İslamî Büyük Ortadoğu) gibi tanımlamalar girmiştir. Tanımlama ve kapsam konusunda 19. yy ve 20. yy’da olduğu gibi, günümüzde de Ortadoğu ile ilgili terminoloji büyük güçler tarafından belirlenmektedir.7 Ortadoğu’nun neresi olduğu ve hangi ülkeleri kapsadığı ya da nasıl olması gerektiği konusundaki terminoloji, bugün global anlamda tek süper güç olan Amerika tarafından belirlenmektedir. Örneğin, gerek ilmî literatürde gerekse kamuoyunda Amerika tarafından kullanılmaya başlayan Büyük Ortadoğu terimi dünya politikasında ve bölge içindeki değişikliklere göre dinamik, akışkan bir özelliğe sahiptir (Greater Middle East, Broader Middle East vb). Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölge coğrafyasının hem günümüzdeki siyasî gelişmelerini daha iyi anlayabilmek, hem büyük güçlerin yakın geleceğe yönelik mevziî siyasî perspektiflerini öngörebilmek açısından, tanımlama ile ilgili tartışmalar önem kazanmaktadır. Bu bağlamda Ortadoğu teriminin coğrafi bir sınırlamayı değil, siyasî ve kültürel bir kimliği içerdiği unutulmamalıdır. Dünya politikasındaki değişim ve mahallî gelişmelere paralel olarak, Ortadoğu’da yeni coğrafi yapıların ortaya çıkması ve bölge ile ilgili yeni tanımlamaların yapılması her zaman muhtemeldir. Dipnotlar: (1) Daha fazla bilgi için bkz. Reinhold Bichler, “Der ‘Orient’ im Wechselspiel von Imagination und Erfahrung: Zum Typus der 11 Eylül 2001’de Amerika’daki ikiz kulelere saldırı düzenlenmişti, saldırıyı düzenleyenler bir muamma olarak kaldı Birleşmiş Milletler üyesi batılı ülkeler doğuda çıkaracakları muhtemel savaşların tohumlarını ekerken kısa sürede benimsenmiştir. Öyle ki, ülkemizde de terim olarak Büyük Ortadoğu tanımlaması, günlük kullanımda dahi yer edinmiş durumdadır. Ancak, Büyük Ortadoğu’nun hangi ülkeleri kapsadığı konusu, yine daha önceki tanımlamalarda gördüğümüz gibi açık değildir. Kısaca özetlemek gerekirse; 11 Eylül saldırılarından sonra Amerika, Büyük Ortadoğu Projesi ile bölgeyi siyasi olarak yeniden tanımlamış ve sınırlarını genişletmiştir. Sonuç olarak Doğu (Orient) teriminin içeriği tarihî süreç içinde incelendiğinde, Batı’nın doğusundaki bütün kültürler için kullanılan genel bir tanımlama olduğu görülmektedir. Doğu coğrafi olmaktan ziyade, tamamen Batı’ya ait soyut bir düşüncedir. Bu algı biçimi ise, yüzyıllar boyunca Avrupa’nın siyasî, dinî ve fikrî yapısına tesir etmiştir. Ortadoğu (Middle East) terimi öncelikle coğrafi bir tanımlama olmayıp, modern siyasî bir terimdir. Yine ‘orientalischen Despotie’”, Getrennte Wege? Kommunikation, Raum und Wahrnehmungen in der Alten Welt, Ed. Robert Rottinger, Andreas Luther, Josef Wiesehöfer, Verlag Antike, Frankfurt, 2007 s. 475; (2) Latince Aischylos ya da Aeschylus; (3) Eshilos’un Persliler adlı eseri antik dünyadan günümüze kalan en eski drama özelliğini taşımaktadır. MÖ 472’de ilk kez Atina’da oynanmıştır; (4) Andreas Pflitsch, Mythos Orient Eine Entdeckungsreise, Herder, Freiburg/Basel, 2003, s. 11; Anja Jedlitschka, Weibliche Emanzipation in Orient und Okzident. Von der Unmöglichkeit die Andere zu befreien, Ergon Verlag, Würzburg, 2004, s. 22; (5) Roderic H. Davison, “Where is The Middle East?”, Richard H. Nolte (Ed.), The Modern Middle East, Atherton, New York, 1963, s. 18; (6) Bernard Lewis, “Rethinking the Middle East”, Foreign Affairs, No 4, 1992, s. 103; (7) Hans-Georg Ehrhardt / Margret Johannsen (Hrsg.), Herausforderung Mittelost: Übernimmt sich der Westen? Nomos, Baden-Baden, 2005, s. 11; (8) Elmar Janssen, Stabilität in Nahost? Transformationsansätze von USA und EU und strukturelle Hindernisse einer Friedensordnung, m-ress, München, 2005, s. 136. TEMMUZ 2013 YEDİKITA 27
Benzer belgeler
VERGİ HUKUKU kopya - Türk
Bu zamana kadar Doğu için kullanılan gerek East, gerekse Orient tabirleri bütün Asya’yı kapsamaktaydı. Asya ve Avrupa arasındaki ilk ayrımlaştırma 19. yy’da ortaya çıkmış; artık Avrupalılar tarafın...