ulaşım ve trafik güvenliği dergisi turkish journal of safety

Transkript

ulaşım ve trafik güvenliği dergisi turkish journal of safety
ULAŞIM VE TRAFİK
GÜVENLİĞİ DERGİSİ
TURKİSH JOURNAL OF SAFETY
TRANSPORTATİON AND TRAFFİC
EDİTÖR/ EDITOR
Prof. Dr. İ. Hamit Hancı
Doç. Dr. Yeşim Yasak
EDİTÖRYARDIMCILARI/ ASSISTANT OF EDITOR
Doç. Dr. Aytaç Koçak
Dr. Burcu Eşiyok
Gülsüm Handan Aydın
YAYIN KURULU/ EDITORIAL BOARD
İ. Hamit Hancı
Yeşim Yasak
Onur Sezer
Devrim Karakülah
Gülsüm Handan Aydın
İrfan Korkusuz
Burcu Eşiyok
M.Memduh Mazmancı
Nurhayat Yüksel
Tomurcuk Harbigil
*-*-*-*
Adli Bilimciler Derneği
Ulaşım Ve Trafik Güvenliği Komisyonu
Amaç:
2006 yılında kurulan Ulaşım Güvenliği Komisyonu’nun amacı; ulaşımın tüm alanlarında
toplumsal bilinçlenmenin oluşması ve dolayısıyla da güvenlik kültürünün gelişmesine katkıda
bulunmaktır.
Hedefler:
Bu amaçla;
• ulaşım güvenliğinin temelini oluşturan eğitim, denetim, alt yapı, sağlık alanlarını bir
araya getiren paneller, konferanslar düzenlemek,
• demiryolu, havayolu, karayolu ve denizyolunda yaşanan sorunların uzmanlarca
tartışılabilmesi amacıyla toplantılar organize etmek,
• Bilimsel çalışmaların bulgularına dayanarak, ilgili kurumlarla işbirliği yaparak,
toplumsal bilinçlenmenin oluşması ve motive edilmesi amacıyla kampanyalar
düzenlemek,
• Bilimsel çalışmaların yer aldığı hakemli “ulaşım güvenliği dergisi” çıkarmak.
2
EDİTÖRÜN ÖNSÖZÜ
Değerli Okuyucular ,
Yeni bir sayıda daha sizlerle olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Desteklerinizle daha güçlü çalışmalarda olmak dileğiyle..
Prof.Dr.İ.Hamit Hancı
Editör
3
ULAŞIM VE TRAFİK GÜVENLİĞİ DERGİSİ
ULUSLAR ARASI VE ULUSAL DANIŞMA KURULU
TURKISH JOURNAL OF SAFETY TRANSPORTATION AND TRAFFIC
INTERNATIONAL AND NATIONAL ADVISORY BOARD
Editörs/Editorler
Prof. Dr. İ.Hamit Hancı
Doç. Dr. Yeşim Yasak
Editör Yardımcıları/Associate Editors
Dr. Burcu Eşiyok
Gülsüm Handan Aydın
Doç. Dr. Aytac Koçak
Bilimsel Danışma Kurulu
Prof. Dr. Nebi SÜMER, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Psikoloji Bölümü
Prof. Dr. Rıdvan EGE, Ufuk Üniversitesi
Prof. Dr. Fatma ALİSİNANOĞLU, Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi
Prof. Dr. Mehmet YÜKSEL, Pamukkale Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Aydın EREL, Yıldız Teknik Üniversitesi.
Prof. Dr. Yıldız PEKŞEN, 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD
Prof. Dr. Aliye MANDIRACIOĞLU, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı A.D.
Prof. Dr. Mehmet TOK, Celal Bayar Üniv. Tıp Fak.. Anestz. Ve Reanimasyon A.D.
Prof. Dr. Göknur AKTAY, İnönü Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Durmuş TEZCAN, İstanbul Kültür Üniversitesi
Prof. Dr. Fuat YÖNDEMLİ, Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi KBB A.D.
Prof. Dr. Ömer Halis TOMBAKLAR, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi
Prof. Dr. Ali BİLGİN, Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik Mimarlık
Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü
Prof. Dr. Ahmet YILMAZ, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi. Adli Tıp A.D.
Prof. Dr. Köksal ÖNER, GATA Acil Tıp A.D.
Prof. Dr. Mehmet Erdal COŞKUN, Pamukkale Üniv. Tıp Fak. Nöroş. .ve Acil Tıp A.D.
Prof. Dr. Hasan TUNÇ, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Fikret İKİZ, Ege Üniversitesi Rektörlüğü
Prof.Dr.Erdal ZORBA Gazi Üniv. BESYO Müdürü – HİS Federasyonu Başkanı
Prof. Dr. Kemal AKTUĞLU, Ege Üniv. Tıp Fak. Ortopedi ve Travmatoloji A.D.
Prof. Dr. Çağatay GÜLER, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı A.D.
Prof. Dr. Ahmet SALTIK, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı A.D.
Prof. Dr. Doğan SOYASLAN, Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Mustafa KARAŞAHİN, Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik Ve
Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Ulaştırma A.D.
Prof. Dr. İ.Teoman BENLİ, Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi
Prof. Dr. Recep AKDUR, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı A.D.
Prof. Dr. Emin TEKELİ, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları
ve Klinik Mikrobiyoloji A.D.
Prof. Dr. H.Bülent ÜNER, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü
Prof. Dr. Nilgün SARP, Ankara Üniv. Sağlık Bilimleri Fak. Sağlık Yönetimi Bölümü
Prof. Dr. Zerrin BAYRAKTAR, Yıldız Teknik Üniversitesi, Emekli Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Bahar BOYDAK, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A.D.
Prof Dr. Zerrin ERKOL, Abant İzzet Baysal Üniversitesi,Tıp Fakültesi, Adli Tıp AD.
Prof. Dr. Feridun YENİSEY, Bahçeşehir Üniversitesi
Prof. Dr. Fatih Selami MAHMUTOĞLU, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof.Dr.Bingür SÖNMEZ Memorial Hastanesi
Prof. Dr. Hakan HAKERİ, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Yener ÜNVER YeditepeÜniversitesi Hukuk Fakültesi
Doç. Dr. Süleyman IŞILDAR, EGM İnterpol Daire Başkanlığı
Doç. Dr. Süleyman GÖREN, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp A.D.
Doç. Dr. Doğaç Niyazi ÖZÜÇELİK, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fak.. Acil Tıp A.D.
Doç. Dr. Nusret KÖSE, Osmangazi Üniv. Tıp Fak. Ortopedi ve Travmatoloji A.D.
Doç. Dr. Osman GÜRDAL,Gazi Üniv. Teknik Eğitim Fak. Elektrik Eğitimi Bölümü
Doç. Dr. Osman CELBİŞ, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp A.D.
Doç. Dr. Erdem ÖZKARA, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp A.D.
Doç. Dr. Ekin Özgür AKTAŞ, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp A.D.
Doç. Dr. Aytül ÇAKMAK, Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı A.D.
Doç. Dr. Önder ÇELİK, İnönü Üniversitesi Tıp Fak. Kadın Hast. ve Doğum A.D.
Doç. Dr. Mehmet TOKDEMİR, Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp A.D.
Doç. Dr. Mehmet Sunay YAVUZ, Celal Bayar Üniv. Tıp Fakültesi Adli Tıp A.D.
Doç. Dr. Mahmut AŞIRDİZER, Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fak. Adli Tıp A.D.
Doç. Dr. Nesrin DİLBAZ, Ankara Numune Eğit. Ve Araştırma Hast. 2. Psikiyatri Kliniği
Doç. Dr. Işıl ÖZKOÇAK, Karaelmas Üniv. Tıp Fak. Anest. ve Reanimasyon A.D.
Doç. Dr. Lut TAMAM, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri A.D.
Doç. Dr. Hülya UÇAR, Hacettepe Üniversitesi, Hemşirelik Yüksekokulu
Doç.Dr.Fatma Yücel BEYAZTAŞ Cumhuriyet Tıp Fak. Adli Tıp A.D.
Doç.Dr.Ali Rıza ÜÇER Yargıtay Üyesi
Doç.Dr.Çetin ARSLAN Yargıtay C.Savcısı
Yrd. Doç.Dr. Darçın AKIN, Gebze İleri Teknoloji Enst. Şehir ve Bölge Planlama Böl.
Yrd. Doç. Dr. Fatih YAĞMUR, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp A.D.
Yrd. Doç. Dr. Neşe Nur USER, Afyon Kocatepe Üniv. Tıp Fak. Acil Tıp A.D.
Yrd. Doç. Dr. Meltem ÇOLAK, Atatürk Üniv. Diş Hekimliği Fak.. Endodonti A.D.
Yrd. Doç. Tbp. Alb: Mehmet ERYILMAZ, GATA Acil Tıp A.D.
Yrd. Doç. Dr. Ö. Serol DEVECİ, Celal Bayar Üniversitesi Manisa Sağlık Y.O.
Yrd. Doç. Dr. Ahmet TURLA, Ondokuz Mayıs Üniv. Tıp Fakültesi Adli Tıp A.D.
Yrd. Doç. Dr. Nezih VAROL, Marmara Üniversitesi Sağlık Eğitim Fakültesi
Yrd. Doç. Dr. Onur POLAT, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi. Acil Tıp A.D.
Yrd. Doç. Dr. Alper ÇEVİK, Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp A.D.
Yrd. Doç. Dr. Sezgin SARIKAYA, Yeditepe Üniversitesi Tıp Fak. Acil Tıp A.D.
Yard.Doç.Dr.. Dr. Serpil YAYLACI, Acıbadem Hastanesi Acil Tıp A.D.
Yrd.Doç.Dr.Asım Mustafa AYTEN,Bozok Üniversitesi, MühendislikMimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama
Öğr.Gör. Dr. Şebnem Gülen, Başkent Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Fizyoloji AD.
Dr. Hüseyin Fazlı İNAN, Sağ. Bak. İlkyardım ve Acil Sağlık Hizm. Daire Başkanlığı
Dr.Dt.Bülent ÖZDOĞAN
Dr.Ayfer ÇOLAK Tepecik Eğitim Hastanesi
Dr.Hüseyin BEKİR Serbest Hekim
Süleyman OĞUZ, Erzincan Emniyet Müdürü
Fiz. Yük. Müh. Aylin Yalçın SARIBEY, Jandarma Genel Komutanlığı
Nuran YARDIMCI, Radyo Televizyon Üst Kurulu
Neyfel KILIÇ, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı
Mustafa AYDIN Iğdır Emniyet Müdürü
Osman ORAL, Türkiye Trafik Güvenliği Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi
Ali ALTUNTAŞ, Konya Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil Şube Müdürü
A.Nesrin COŞKUN, Doğan Haber Ajansı
Tevfik KARATAŞ, MEB Sarayköy Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi Müdürü
Çetin AŞÇIOĞLU, Yargıtay Onursal Üyesi
Hk. Mithat Ali KABAALİ, Şişli Adliyesi
Av.İsmail GÜNDÜZ, Samsun
Psk. Nurhayat YÜKSEL
Psi.Rebia DİRİM
Av.Devrim KARAKÜLAH Ankara Barosu
Hakan DÖLEK Otomotiv Sanayi.
Yayın Kurulu/Publication Committe
İ. Hamit Hancı
İrfan Korkusuz
Yeşim Yasak
Burcu Eşiyok
Onur Sezer
M.Memduh Mazmancı
Devrim Karakülah
Nurhayat Yüksel
Tomurcuk Harbigil
Gülsüm HandanAydın
4
5
ÇOCUKLARDA TRAFİK GÜVENLİĞİ EĞİTİMİNİN ÖNEMİ
THE IMPORTANCE OF CHILDREN TRAFFIC SAFETY EDUCATION
Öğr. Gör. Özlem ŞİMŞEK*
Yrd. Doç. Dr. Gülümser GÜLTEKİN AKDUMAN*
Prof. Dr. Fatma ALİSİNANOĞLU*
Ulaşım ve Trafik Güvenliği Dergisi/ Turkish Journal of Transportation and Traffic Safety, 3 (1): 5-15, 2009
ÖZET
ABSTRACT
Son yıllarda trafik kazalarında; bu kazalar
sonucu oluşan can ve mal kayıplarında görülen
büyük artışla birlikte trafik güvenliği kavramı
da önem kazanmaya başlamıştır. Trafik
güvenliği eğitimi ile kazandırılmaya çalışılan
bilgi, beceri ve davranışlar trafik kazalarını ve
bu kazalar sonucunda meydana gelen maddi ve
manevi kayıpları azaltmaktadır. Bu nedenle
toplum sağlığı açısından büyük önem taşıyan
trafik eğitiminin çok erken yaşlardan, hatta okul
öncesi dönemden itibaren başlamasının önemi
her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. Çünkü
çocukların okul öncesi dönemde kazandığı
davranışlar; daha sonraki yıllarda pekiştirilerek
kalıcı davranışlara dönüşmektedir. Bu durum
göz önüne alındığında trafik eğitiminin
sistematik olarak verilmesi gerekliliği daha iyi
anlaşılmaktadır. Bu çalışmada okul öncesi ve
ilköğretim dönemindeki çocuklarda trafik
güvenliği eğitiminin önemine yer verilecektir.
Anahtar kelimeler: Trafik güvenliği, çocuk
Recently, the concept of traffic safety
has also gained importance with the great
increase in the loss of life and property that
result from the traffic accidents. The
knowledge, skills and attitudes to be gained
through traffic safety education has decreased
the traffic accidents and the loss of life and
property that arise from these accidents.
Therefore, it has been better understood that the
traffic education which is considered important
in terms of public health should start at early
ages, even prior to school education. Because,
the behaviors children adopt in pre-school
period change into permanent and consistent
behaviors afterwards. If we consider this
situation, it is better seen that education for
traffic needs to be given systematically. This
study is discussing the importance of traffic
safety education for the children of pre-school
and primary education age.
Key Words: Traffic safety, child
* Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitim Anabilim Dalı
GİRİŞ
Trafik, yayaların, hayvanların ve araçların kara
yolları üzerindeki hal ve hareketleridir (1). Daha
geniş bir ifadeyle, yayaların, hayvanların,
taşıtların alt ve üst yapısı sağlam, uluslar arası
normlara göre çizgi, levha, ışık gibi
işaretlemeleri sağlam ve güvenli karayollarının,
ulaşım amacına en uygun şekilde sürekli
denetlenen bir sistem içerisinde kullanırken
meydana getirdikleri hareket olarak da
tanımlanmaktadır (2).
Her gün trafiğe yeni taşıtların çıkması, yeni
yolların, oto parkların yapılması kaza ve tehlike
durumunun artışını da beraberinde getirmiştir.
Dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu meydana
gelen bu kazalardaki can kaybı, ciddi
5
6
yaralanmalar ve maddi kayıplar göz önüne
alındığında trafik güvenliği sözcüğü daha da
anlam kazanmaktadır (2,3).
Güvenlik genel anlamda bir kimsenin ya da
şeyin kaza, zarar, suç ya da tehlikelerden uzak
bulunması halidir (4). Türk dil kurumu
sözlüğünde güvenlik; “Toplum yaşamında yasal
düzenin aksamadan yürütülmesi, kişilerin
korkusuzca yaşayabilmesi durumu, emniyet”
olarak tanımlanmaktadır (5). Trafik güvenliği
ise, meskun ve meskun olmayan mahallerdeki
trafik kazaları sonucu oluşan can kaybı,
yaralanma ve maddi kayıpları en aza
indirgemeyi içeren bir kavramdır (6).
Çocuklar için güvenlik, fiziksel, duygusal
tehditleri, bina içinde ve bina dışındaki tehlikeli
durumları engelleme ve çocukları bu
durumlardan korumadır. Aynı zamanda
çocukların, her zaman karşılaşılabilecek
tehlikeler karşısında dikkatli olması gerektiği
konusunda uyarılmasıdır (7). Çocuklar güvenli
bir çevrede yaşama ve oyun hakkına sahiptirler,
yetişkinler ise çocukların güvenliklerini
korumakla sorumludurlar. Ayrıca yetişkinler
çocuğu koruma sorumluluğunun yanında,
çocukların kendilerini korumalarını öğretmekle
de sorumludurlar (8, 9).
Trafik Güvenliği Eğitiminin Gerekliliği
Trafik kazalarında dünyada yaklaşık olarak
yılda bir milyon kişi hayatını kaybetmekte ve on
milyon kişi yaralanmaktadır (10). Trafik kazası
sonucunda ölen ya da yaralanan bireylerin
önemli bir oranını 14 yaşın altındaki çocuklar
oluşturmaktadır. Çocuklar herhangi bir motorlu
taşıta ya da bisiklete binmeseler dahi trafikte
yaya olarak yaralanma riskleri oldukça fazladır
(11). Çocuklar % 15 - % 24 oranında yaya
olarak, okula gidiş ve eve dönüş sırasında
kazalarla karşılaşmaktadırlar. Bu nedenle pek
çok aile çocuklarının yaya olarak okula
gitmesini ve bisiklet kullanmasını istememekte,
bu durum ise çocuğun önemli bir sağlık ihtiyacı
olan hareketi kısıtlamaktadır (12).
Çocukluk dönemindeki yaralanmaların hem
kısa, hem de uzun dönemde toplum ve bireyler
üzerinde önemli etkileri bulunmaktadır (13).
Trafik kazaları sonucunda, fiziksel, duygusal ve
ekonomik kayıpların yanında can kayıpları da
söz konusu olmaktadır (11). Trafik kazalarının
dünya ekonomisine maliyeti yılda yaklaşık
olarak 500 milyon dolardır (10). Trafik kazaları
dünya ekonomisine zarar verdiği gibi, aileler
açısından da önemli problemlere neden
olmaktadır.
Çocuğun
kaza
sonrasında
yaralanması, vücudunun belli bir bölümünün
işlevini kaybetmesi ya da can kaybı ailede
duygusal problemlere neden olabildiği gibi,
kaza geçiren çocuğun anne babası tedavi
süresince çocuğuyla birlikte kalmak zorunda
olduğu için iş kaybı da söz konusu olmaktadır.
Bunun yanı sıra çocuk eğer okula devam
ediyorsa, trafik kazası sonucunda okula
gidemeyecek, böylece akademik yönden de
kayıplar meydana gelecektir (11).
Çocukların trafikte güvenli hareket etmesi ve
olası durumlar karşısında sorumlu olmaları
beklenmektedir. Ancak özellikle 10 yaşın
altındaki çocuklar trafikte güvenliklerini
sağlayacak yeterli bilgi, beceri ve donanıma
sahip değillerdir. Ancak, çocuklar sadece bilgi
ve beceri eksikliğinden değil, başka nedenlerle
de kazalara karşılaşmaktadırlar. Örneğin küçük
oldukları için sürücünün çocuğu fark etmesi zor
olmaktadır. Çocuklar genellikle hareket eden
taşıtla kendi arasındaki mesafeyi ayarlamakta ve
yolun karşısına geçmek için yeterli zamana
karar vermekte güçlük yaşamaktadırlar.
Yetişkinlerle karşılaştırıldığında çocuk için yol
genişliği oldukça fazladır, bu nedenle karşıya
geçmek çocuk için daha güç olmaktadır. Aynı
zamanda çocukların araç ile kendi arasındaki
mesafeyi ve aracın hızını algılama, kendi hızını
ayarlayabilme gibi, görsel motor becerilerde
eksiklikleri bulunmaktadır. Çocuğun trafikteki
güvenliğini etkileyen başka bir unsur da
çocuklar için güvenliğin öncelikli olmamasıdır.
Trafikte arkadaşıyla karşılaştığında ya da bir
hayvan gördüğünde çocuğun dikkati kolaylıkla
dağılabilmektedir. Çocukla ilgili bu durumlar
göz önünde bulundurulduğunda okullar ve
toplumdaki diğer bütün bireyler çocuğun trafik
güvenliği ile ilgili sorumluluğunu paylaşmalıdır
(14).
Çocukların bisiklette, motorlu araçlarda
yolculuk yaparken ve yaya iken uymaları
gereken güvenlik kuralları, kendileri için
güvenli olan durum ve güvenli olmayan
durumların neler olduğu yönündeki bilgi ve
becerileri, evde, okulda,
oyun alanlarında
çevresel tehlikeler konusundaki farkındalıkları
arttırılmalıdır (9). Çocukların karıştığı trafik
kazası sayısının her geçen gün artması,
trafikteki güvenlik kurallarının öğrenilmesini de
zorunlu hale getirmektedir. Çünkü çocuklar
yolcu, yaya, bisiklet sürücüsü, halk ulaşım
araçları kullanıcısı ve daha ileriki dönemlerde
de sürücü adayı olarak sürekli trafik içerisinde
yer almaktadırlar. Bu durum çocukların trafikte
kendi başlarına ve güvenli bir şekilde hareket
edebilmelerinin sağlanmasını zorunlu hale
getirmektedir (15).
Trafik kazalarının temel sebebinin insan unsuru
olduğu unutulmamalıdır. İnsanın davranışlarının
disipline edilmesi yolu da eğitimden
geçmektedir. Kazaların, dolayısıyla can ve mal
kayıplarının azaltılmasında önlem olarak ilk
6
7
sırayı eğitim almaktadır (2). Bu nedenle,
olabildiğince erken yaşlardan itibaren çocuklara
güvenliklerini sağlamayı öğrenebilmeleri için
fırsatlar sağlanılması önerilmektedir. Erken
yıllarda kazanılan bu alışkanlıklar bireye yaşam
boyu katkı sağlamaktadır (8).
Trafik Güvenliği Eğitim Programları
Trafik bütün insanlar için özellikle de çocuklar
için tehlike potansiyeli taşıyan çok karmaşık bir
sistemdir (14). Bu nedenle trafik güvenliği ile
ilgili bilgiler de, kişisel deneyimlerle yaşanarak
öğrenilen, karmaşık yargılama gerektiren
becerilerden oluşmaktadır. Bu beceriler en etkili
gerçek durumlarda öğrenilmektedir. Fakat
trafikle ilgili gerçek durumlar oluştururken,
çocukların algısal, bilişsel ve fiziksel
yetersizlikleri de dikkate alınmalıdır (16).
Çocuklar için hazırlanan trafik eğitim
programlarında,
bilgi
temelli
yaklaşım
kullanılarak
çocukların yaya güvenliği ile ilgili bilgi ve
becerilerini artırmak ve bunun yanında gerçek
trafik çevresinde uygulama yapmak önemli
ölçüde kabul gören bir yaklaşımdır (17).
Trafikle ilgili verilen eğitim, hem çocukları
gelecekte çevreye ve trafik kurallarına saygılı
birer birey olarak yetiştirmeyi sağlamak ve hem
de çocukların araç içinde ve araç dışında
kendilerini korumalarını sağlamaya yönelik
olmalıdır. Çünkü trafik kazalarındaki çocuk
ölümleri en fazla çocukların yola fırlamasından
ve araçtayken çocuk emniyet kemeri
kullanılmamasından kaynaklanmaktadır (18).
0-5 yaş arasında trafik güvenliği, bebeğin ya da
çocuğun araç içinde güvenli seyahatinin
sağlanması, yaya olarak güvenliği sağlama ve
oyun alanlarında güvenli olma gibi konuları
içermektedir. Okul öncesi dönemde anne
babanın ve okul öncesi öğretmenin güvenlikle
ilgili tutumları, çocukların beceri ve tutumlarını
geliştirmede önemli rol oynamaktadır. Çocuklar
trafikte kendilerini korumayla ilgili daha fazla
sorumluluk sahibi olmaya başladıklarında,
emniyet kemeri kullanma, kendileri için güvenli
yolları seçme, yolun karşısına geçerken
uyulması gereken kuralları uygulama gibi
davranışları yapması beklenmektedir. Bunun
yanı sıra trafik güvenliğinde, 4-6 yaşlar
arasındaki ve daha büyük çocuklarda bisiklet
kullanımı da anahtar bir faktör olmaya
başlamaktadır (15).
Trafik güvenliğinin sağlanmasında çocuk
eğitiminin amaçları aşağıda belirtilmiştir:
•
Trafik ve trafiği oluşturan elemanları
basitçe tanıtmak,
•
Trafik
içinde
güvenli
hareket
edebilmeleri için gerekli olan temel kuralları
öğretmek,
•
Diğer insanların haklarına saygı
duymayı aşılamak,
•
Karşılıklı yardımlaşmanın ve ortaklığın
önemini anlatmak,
•
Trafik içinde karşılaştıkları farklı
durumlar için yorum yapabilme, sonrasında
çabuk ve doğru karar verme yeteneğini
kazandırmak,
•
Taşıt
içinde
güvenli
yolculuk
edebilmeleri için gerekli kuralları öğretmek,
•
Trafik kazalarının nedenleri ve
sonuçları hakkında bilgi sahibi olmasını
sağlamak ve risk taşıyan davranışa neden
olabilecek grup baskısına karşı direnme
eğilimini geliştirmektir (19).
Çocukların trafik güvenliği ile ilgili bu amaçlara
ulaşmada, okul önemli bir rol oynamaktadır.
Ancak, trafik güvenliği, okulda uygulanan
eğitim programına ilave edilen ek bir konu
olmamalı, günlük eğitim programı ile
bütünleştirilmelidir. Aksi takdirde çocukların
etkili bir şekilde öğrenmelerine katkı
sağlamamaktadır (8). Çocuklar için hazırlanacak
trafik güvenliği eğitim programları yalnızca
kurallar hakkında bilgi vermeyle sınırlı
olmamalı, özellikle problem çözme gibi
çocuğun aktif olacağı yöntemler kullanılmalıdır
(20). Trafik eğitimi hem çocukların hem de
anne babaların bilgi ve davranışlarını
geliştirmelidir. Yetişkinler, çocukların güvenlik
hakkında
düşünmesine
yardım
ederek
güvenlikle ilgili farkındalık geliştirmelerini
sağlamalıdırlar (21). Çünkü çocuklar trafikte
güvenliklerini etkileyecek olumsuz bazı
davranışları
yetişkinleri
model
alarak
öğrenmektedirler (14). Okullarda güvenlik ile
ilgili programların oluşturulması, evde ve
okulda bu kuralların uygulanmasının sağlaması
gerekmektedir (12, 21).
Trafik güvenliği ile ilgili eğitim programlarının
uygulanması kadar, eğitim programlarının
çocukların davranışları üzerindeki etkililiğini de
ölçmek önem taşımaktadır. Trafik güvenliği ile
ilgili verilen eğitimde genelde, çocukların bilgi
düzeyinde artış ölçülmekte, ancak bu bilgilerin
davranışlara nasıl dönüştüğü başarılı bir şekilde
değerlendirilememektedir. Çocuklara trafikle
ilgili sorular sorulduğunda genellikle doğru
cevaplar vermelerine rağmen, davranışlarında
bu doğru cevapları görmek pek mümkün
olmamaktadır (10). Zeedy ve ark.( 2001)
yaptıkları çalışmada, 4-5 yaşlarındaki üç farklı
trafik güvenliği programı almış olan 120 çocuk
ile çalışmışlardır. Yapılan çalışmada çocukların
bilgi düzeylerini ölçmek amacıyla üç farklı
ölçüm aracı kullanılmıştır. İlk olarak üç boyutlu
bir trafik çevresi modeli kullanılmıştır. İkinci
ölçme aracı olarak bir trafik oyunu, üçüncü
7
8
olarak ise poster kullanılmıştır. Bilgi düzeyi bu
üç araç kullanılarak ölçülmüş 120 çocuktan
47’sinin trafik güvenliği ile ilgili bilgisini
davranışa dönüştürüp dönüştürmediğine, gerçek
trafik alanında gözlemlenmiştir. Araştırma
sonucunda, her üç programın da çocukların bilgi
düzeyini arttırdığı ve altı ay süresince bilgi
düzeyindeki artışın devam ettiği görülmüş,
ancak çocukların bu bilgileri gerçek trafik
ortamlarında uygulamadıkları gözlemlenmiştir
(22).
Ancak bu araştırma bulgularının tersine, trafik
güvenliği eğitiminin çocukların davranışları
üzerinde de olumlu etkileri olduğu sonucuna
ulaşan araştırmalarda bulunmaktadır. Aşağıda,
iki farklı trafik güvenliği eğitim programının
sonuçlarına yer verilmiştir.
Amerika’nın Florida eyaletinde “Walk Safe”
isimli bir trafik güvenliği eğitim programı, 16
okulda anasınıfından 4. sınıfa kadar olan, 5- 11
yaş arasındaki 6. 467 çocuğa uygulanmıştır.
Çocukların %31’inin program öncesinde ve
program sonrasında trafik güvenliği ile ilgili
bilgi
düzeyleri
ve
davranışları
değerlendirilmiştir.
Uygulanan
eğitim
programının çocukların hem bilgi düzeylerinde
ve davranışlarında olumlu yönde etkisi olduğu
sonucu tespit edilmiştir. Ön test ve son test
arasındaki farklılık hem davranış hem de bilgi
düzeyi olarak istatistiksel olarak anlamlıdır.
Araştırma
sonucunda
eğitim
programı
uygulanmayan küçük yaş grubundaki çocukların
ön test ve son test arasındaki puan
farklılıklarının anlamlı olmadığı sonucu tespit
edilmiştir (17).
Kuzey Manhattan’da 1989-1995 yılları arasında
çocukların trafik güvenliği hakkında bilgi ve
davranışlarını geliştirmeye yönelik bir program
uygulanmıştır. Program trafik güvenliği ile ilgili
bilgi ve davranışları geliştirmeye yöneliktir ve
anasınıfından 4. sınıfa kadar olan çocukların
eğitimini içermektedir. Programda, çocuklara
motorlu taşıt içinde, yaya olarak ve bisiklet
kullanırken güvenlikleri ile ilgili bilgi ve
davranışları öğretmek amaçlanmıştır. Programın
uygulandığı yıllar arasında bölgede çocuklar
için 25 yeni oyun alanı da oluşturulmuştur.
Çalışmada, 1983- 1988 yılları arasında meydana
gelen kazalar ve programın uygulandığı 19891995 yılları arasında meydan gelen kazalar
karşılaştırılmıştır.
Programın gerçekleştiği
süreçte meydana gelen trafik kazalarında çocuk
yaralanmalarının % 36 oranında azaldığı
görülmüştür. Programa dahil olamayan küçük
yaş grubundaki çocukların 1983-1988 yılları ile
1989-1995 yılları arasında meydana gelen
kazalarda yaralanma oranlarında herhangi bir
değişiklik meydana gelmemiştir (23).
Trafik güvenliği ile ilgili yapılan bu eğitim
programları ve program uygulamalarının
sonrasında
gerçekleştirilmiş
olan
değerlendirmeler, trafik güvenliği eğitim
programlarının çocuklar üzerindeki olumlu
etkilerini ortaya koymaktadır.
Yapılan
araştırmalar
çocukların
sadece
bilgi
düzeylerindeki artışı değil, aynı zamanda
çocukların
trafik
güvenliği
ile
ilgili
davranışlarındaki olumlu gelişmeleri ve trafik
kazalarında
meydana
gelen
çocuk
yaralanmalarının da azaldığını göstermektedir.
SONUÇ
Çocukların geçirdikleri trafik kazaları,
özellikle de yaya olan çocukların karşılaştıkları
kazalar önemli bir halk sağlığı problemidir.
Toplumda çocuklar için güvenli oyun alanları
oluşturmak ve trafik güvenliği ile ilgili eğitim
vermek
trafik
kazalarındaki
çocuk
yaralanmalarının azaltılmasında ve bu kazaların
olmasının engellenmesinde etkili olmaktadır
(23). Çünkü çocuklar genellikle, trafik alanlarını
hem ulaşım alanı hem de oyun alanı olarak
kullanmaktadırlar.
Ulaşım
ile
ilgili
düzenlemeler
yapılarak,
çocuğun
kaza
geçirmesine neden olabilecek, trafiğin hızı ve
yoğunluğu gibi unsurlar değiştirilerek kazaların
meydana gelmesi azaltılabilmektedir (21).
Çocukların trafik güvenliğini sağlamada, trafik
ışığı, yol gibi çevresel düzenlemeler yapmanın
maliyeti çok yüksektir. Çocuklar ve sürücüleri
eğitmeye yönelik programlar ise, maliyeti daha
düşük olmakla birlikte, bu çalışmaların
sonuçlarının
çok
iyi
değerlendirilmesi
gerekmektedir. Özellikle bu tür eğitim
programlarında
davranış
değişikliklerinin
değerlendirilmesi çok önemlidir (20).
Son yıllarda trafik güvenliğinde yaygın görüş,
trafiğin yoğunluğu azaltma gibi çevresel
düzenlemeleri içine alan pasif yaklaşım ile
davranış
değiştirmeye
yönelik
eğitim
programlarını ifade eden aktif yaklaşımların bir
arada
kullanılması
yönündedir.
Trafik
güvenliğini sağlamada, eğitim, halk sağlığı,
şehir planlama, mühendislik gibi farklı alan
uzmanlarının birlikte çalışması önerilmektedir.
Çevresel düzenleme stratejilerini içeren pasif
yaklaşım ile çocukların trafik güvenliği ile ilgili
kuralların
kullanımına
ilişkin
davranış
değiştirme yaklaşımlarını içeren aktif yaklaşım
birlikte kullanıldığında daha etkili sonuç
vermektedir (24).
Trafik güvenliği ile ilgili eğitim programlarının
uygulanması çok önemlidir. Daha da önemlisi
çocukların bu eğitim programlarının sonunda
hedeflenen davranışları kazanmış olmalarıdır.
8
9
Çünkü çocukların eğitim programları sonucunda
kazandıkları davranışlar alışkanlık haline
dönüşecek ve böylece kazaların, kaza
sonrasında meydana gelebilecek olumsuz
durumların önüne geçilmiş olacaktır.
KAYNAKLAR
1)
Pampal, S., Dindar, H., Korgan, E.( 2004). Sağlık ve
Trafik Eğitimi.( 2. Baskı). Ankara: Gündüz Eğitim ve
Yayıncılık
2)
Karatekin,
Z.
(1998)
Trafik
Kazalarının
Önlenebilmesinde Eğitimin Etkisi ve Önemi. Gazi
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü (Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi) Ankara.
3) Çakır, M. ( 2002). Sağlık ve Trafik Eğitimi. Ankara:
Nobel Yayıncılık
4) Kartal, C. (2007). Trafik Güvenliği Açısından Trafik
Kontrol İşaretlerinin Yeri ve Önemi. Gazi Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü (Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi) Ankara
5) TDK.(2009). Türk Dil Kurumu: Büyük Türkçe Sözlük.
www. tdk.gov.tr (Erişim tarihi 27.03. 2009).
6) Koç, T., Fıglalı, A (1998). Trafikte Temel Güvenlik
Politikaları
Analitik
Hiyerarşi
Proses
Yaklaşımı,Trafikte Güvenlik Ve Çağdaş Uygulamalar
Sempozyumu,
26-28
Kasım
1993
arsiv.mmo.org.tr/pdf/10454.pdf
(Erişim
tarihi
27.03.2009).
7) Estes, L. S. ( 2004). Essential Child Care And Early
Education. United State: Pearson Education
8) Preschool Safety Education. www.heathychild.net (
Erişim tarihi 27.03.2009)
9) Catron,C.E., Allen, J. (2003). Early Childhood
Curricullum. A Creative Play Model.(Third
Edition).New Jersey: Pearson Education.
10) Dupperex, Olivier, J.M., Roberts, I.G., Bunn, F.
(2009). Safety Education Of Pedestrian For Injury
Prevention. The Cochrane Collabaration. www.
thecochranlibrary.com ( Erişim tarihi 27. 03. 2009).
11) Lartey, Grace, F., Price, H. J., Telliohann, S.K., Dake,
A.J., Yinling, F. (2007).Primary Grade Teachers’
Perceptions And Practice Regarding Pedestrian Safety
Education. Journal Of School Health. 77 (5): 265272.
12) Mulnavey, C.A.,Kendrick, D., Watson, M.C.,
Counpland, C.A.C. (2006). Increasing Child
Pedestrian Cylist Visibility Cluster Randomised
Controlled Trial. J Epidemiol Community Healty. 60:
311- 315.
13) Bruce, B., Mcgrath, P.(2005). Group Intervention For
The Prevention Of Injuries İn Young Children: A
Systematic Review. Injury Prevention. 11:143-147.
14) Kids On The Move Traffic Safety Education for
Primary School www.eduweb.vic.gov.au (Erişim tarihi
27.03.2009).
15) Primary
school
road
safety
education
www.vicroads.vic.gov (Erişim tarihi 31.03.2009).
16) Cullen, J. (1998). Influence on Young Children’s
Knowledge: The Case Road Education. International
Journal Of Early Years Education 6 (1): 39- 48.
17) Hotz, G.H., Cohn, S.M., Castelbalnco, A., Colston, S.,
Thomas, M., Weis,A., Nelson, J., Duncan, R.( 2004).
Walk Safe: A Shool- Based Pedestrian Safety
Intervention Program. Traffic Injury Prevention., 5 :
382- 389.
18) Tütüncü, M. (2001). Türkiye'de örgün eğitim sistemi
içinde trafik eğitiminin önemi .Gazi Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü (Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi) Ankara.
19) Hatipoğlu, S.(2002). Okul Öncesi Çocuklarda Trafik
Eğitiminin Gerekliliği. Çocuklar ve Trafik Kazaları.
Uluslararası Trafik ve Yol Güvenliği
Kongresi.(******) Ankara.
20) Schwebel, D.C., Gaines, J., Severson, J. (2008).
Validation Of Virtual Reality As A Tool To
Understand And Prevent Child Pedestrian Injury.
Accident Analysis And Prevention. 40: 1394- 1400.
21) Dowswell, T., Towner, E.M., Simpson, G., Jarvis, N.(
1996). Preventing Childhood Unintentional Injuries
What Works? A Literature Rewiev. Injury Prevention.
2 :140-149. www.injuryprevention.bjm.com (Erişim
tarihi 27. 03.2009).
22) Zeedyk, M.S., Wallace, L.,Carcary, B., Jones, K.,
Larter, K. (2001). Children And Read SafetyIncreasing Knowledge Does Not Improve Behaviour.
British Journal Of Educational, 71 (4): 573- 594.
23) Maureen, D.S., Laraque, D., Lubman, I., Barlow, B.
(1999). Epidemiology and Prevention of Traffic
Injuires to Urban Children and Adolescent.
Pediantrics. 103 (6): 1-8. www. pediatrics.org( Erişim
tarihi 27.03.2009).
24) Donna, S. C. Margaret R. H. ( 2005). Child Pedestrian
Safety: The Role of Behavioral Science. The Medical
Journal.182
(7)
:318-319
9
10
TRAFİK KAZALARININ ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
THE EFFECT OF TRAFFIC ACCIDENT ON CHILDREN
Arş Gör. Neslihan BAY*
Yrd. Doç. Dr. Gülümser GÜLTEKİN AKDUMAN *
Prof. Dr. Fatma ALİSİNANOĞLU*
Ulaşım ve Trafik Güvenliği Dergisi/ Turkish Journal of Transportation and Traffic Safety, 3 (1): 16-24, 2009
*Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitim Anabilim Dalı
ÖZET
Trafik kazaları günümüzün en önemli
sorunlarındandır. Araştırmanın amacı,trafik
kazlarının çocuklar üzerindeki etkisini ortaya
koymaktır. Araştırmada, çocukların hem yaya
olarak hem de yolcu olarak trafik kazalarından
en fazla etkilenen grup olduğu görülmüştür. Bu
sebeple, çocukların, sürücülerin ve yayaların
eğitim yoluyla bilinçlendirilmesi, araçlarda
emniyet kemeri ve özel çocuk koltuğu
kullanılması, çocukların trafikten uzak yaşam ve
oyun alanlarının sağlanması önerilmektedir.
Anahtar kelimeler: Trafik kazası, çocuk,
sürücü, yaya
Traffic accidents are one of the most
important problems today. The goal of this
study is to carry out the effects of traffic
accidents on children. In this study it has been
seen that children form the group affected
mostly from traffic accidents as being both
pedestrians and passengers. For that reason,
making children, drivers and pedestrians more
conscious, using seat belts and child safety seats
and providing children with new living and
playing environments far from traffic are
suggested.
Key Words: Traffic accident, children, driving,
footer
ABSTRACT
GİRİŞ
Yaşadığımız modern dünya hareket ile
şekillenmektedir ve bu hareket trafik ortamını
oluşturmaktadır. Çalışan insanlar günlük
yaşamın rutininde her sabah evlerinden iş
yerlerine, çocuklar ise okullarına doğru kimi
kısa, kimi uzun mesafelerde küçük seyahatler
gerçekleştirmektedir. Akşam olduğunda ise tüm
bu hareketlilik ters yönde gerçekleşmekte ve
trafik yaşamımızın bir parçası olarak
hayatımızdaki yerini almaktadır (1). Trafik
kazaları ise bu hareketliliğin bir sonucu olarak
maalesef her geçen gün artarak yaşamımızda yer
almaya devam etmektedir.
Son yıllarda trafik kazaları; özellikle gelişmekte
olan ülkeler arasında giderek büyüyen bir sorun
olarak karsımıza çıkmaktadır. Bu kazalarda,
yılda
yaklaşık
25.000
insan
hayatını
kaybetmektedir (2). Aşağıdaki grafikte ölüm
nedenlerinin dağılımları verilmiştir.
10
11
OECD (Ekonomik işbirliği ve Kalkınma Örgütü)’ ye üye ülkelerdeki ölüm sebeplerinin, farklı yas grupları için oransal dağılımı (2).
Grafiğe bakıldığında, en fazla ölümün trafik kazalıyla gerçekleştiği görülmektedir.
Türkiye, yıllık trafik kaza sayısı yüksek olan
ülkeler arasındadır. Yılda gidilen km. miktarı ve
taşıt
sayısı
dikkate
alınarak
yapılan
hesaplamalara göre 100 000 000 taşıt/km.’ ye
düşen ölüm oranı ABD’de 0,3, İngiltere ve
Almanya’da 1, Japonya’da 1,4 iken, bu oran
ülkemizde 10 dur (3). Dünyanın pek çok
ülkesinde trafik kazalarından kaynaklanan
travma ve yaralanmalar ölümlerin en temel
sebebi olmakla birlikte; hastalık, hastanede
kalma, acil servis araçlarının kullanılması,
sürekli ve belirli sakatlıklar, ekonomik ve sosyal
masraflar da önemli sorunlar oluşturmaktadır
(4). Bu sorunların yanında trafik kazalarından
ülke ekonomisi ve refahı önemli şekilde zarar
görmekte, kaza mağduru ve yakınları psikolojik
rahatsızlıklar
geçirebilmekte,
işinde
ve
eğitiminde başarısız olmakta, eşiyle-ailesiyle,
arkadaşlarıyla,
meslektaşlarıyla
ilişkileri
bozulabilmektedir (5).
Aşağıdaki tabloda Türkiye’de son on yıl
içerisinde meydana gelen kaza ve bu kazaların
tüm yaş grupları için sonuçları yer almaktadır
(6).
11
12
GENEL KAZA İSTATİSTİKLERİ
KAZA
ÖLÜ
SAYISI
SAYISI
1999
465.839
6.130
125.586
2000
500.663
5.566
136.406
2001
442.960
4.386
116.202
2002
439.958
4.169
116.045
2003
455.637
3.959
117.551
2004
537.352
4.427
136.437
2005
620.789
4.505
154.086
2006
728.755
4.633
169.080
2007
825.583
5.004
188.383
2008
929.304
4.228
183.841
YILI
YARALI SAYISI
Tablo’daki bilgiler, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı sorumluluk bölgesinde meydana gelen
trafik kaz bilgilerini kapsamaktadır. Tabloda trafik kazalarının ve yaralı sayılarının her geçen yıl artığı, ölü sayısının ise 3.959 ile
6.130 arasında değiştiği görülmektedir.
Trafik Araştırma Merkezi’nin 2002 yılında
yapmış olduğu Yaya Kazaları Tipolojisi
araştırmasında kazaya karışan kişilerin yaş
dağılımları incelendiğinde; kazaya karışan her
10 yayadan yaklaşık olarak 4’ünün 18 yaşın
altında olduğu, %2’sinin ise 51 yaş üstünde
olduğu dikkati çekmektedir (7).
Travmaya bağlı çocuk ölümlerinin en önemli
nedeni motorlu taşıt kazalarıdır. Çocuk
ölümlerinin % 40' ını oluşturmaktadır. Motorlu
taşıt kazalarında sürücü ölümleri 13 yaşında
başlamakta, 18 yaşında en yüksek düzeye
ulaşmaktadır. Çocuklar yaya olarak yürürken
veya oynarken, taşıtlar tarafından yetişkinlere
göre daha fazla yaralanma ya da ölüm riski
altındadır. 5–9 yaş arasındaki çocuklar, en fazla
yaya olarak travmaya maruz kalmaktadır (8,9).
Çocukların okula gitme ve okuldan dönme
zamanlarında kaza sayısında bir artış olduğu
dikkati çeken önemli bir noktadır. Örneğin
Danimarka'da çocuk trafik kazalarının %10' u
çocukların okula gitme ve okuldan dönme
zamanlarında olmaktadır. 2000 yılında meydana
gelen tüm yaş gruplarına ait ölümlü trafik
kazaları sonucuna bakacak olursak, Almanya’
da şehir içinde 922, şehir dışında 6.581,
Belçika’ da şehir içinde 825, şehir dışında
1.078, İsveç’ te şehir içinde 268, şehir dışında
533 ve Türkiye’ de şehir içinde 1.542, şehir
dışında 2.399 ölümlü trafik kazası dikkati
çekmektedir (7).
Ülkemizde 0–11 yas grubu kaza bilgilerine
bakıldığında, bu yas grubu içerisinde kazaya
karışan çocukların %2’sinin ölüp, %98’inin
yaralandığı, en fazla ağustos ayında, gündüz ve
açık havada kazaya karıştığı, %5’inin yaya
geçidinin etki alanındaki bir noktada kaza
geçirdiği dikkati çekmektedir (7).
12–17 yas grubu kaza bilgilerine bakıldığında,
bu yas grubu kazaya karısan yayalarında %2’
sinin ölüp, %98’inin yaralandığı, en fazla kasım
ayında, gündüz ve açık havada kazaya karıştığı,
12
13
%11’inin yaya geçidinin etki alanındaki bir
noktada kaza geçirdiği dikkati çekmektedir (7).
Kazalardan etkilenen araç içindeki yolcular
incelendiğinde, ölümlü kazaların yaş ilerledikçe
azaldığı görülmektedir. Trafik kazalarında
çocuk ölümlerinin ya da yaralanmalarının büyük
bir kısmı araç içerisinde gerçekleşmektedir. AA
and Devon Ülke Konseyi Amerika’da yapmış
olduğu
araştırmasında
çocuk
koltuğu
kullanımının
%24
olduğunu
ortaya
koymuşlardır. Sebebi arkadan çarpma olarak
tespit edilmiş kazalarda, Türkiye’deki ölüm
oranlarının küçük çocuklarda artmasının
sebebinin ise çocuk koltuğu kullanımının yeterli
olmadığını göstermektedir (10,9).
Araç çocuk koltukları, çarpma etkisini vücudun
belli bir kısmına yönlendirmeyip, bu etkiyi
vücudun daha güçlü bölgelerine (kalça kemiği,
sırt ve omuz) dağıtarak çarpma etkisini azaltma
işlevini görmektedir (11).
Çocuk trafik kazalarına sebep olan etkenlere
bakıldığında çocuğun trafik içindeki hal ve
hareketi, fiziki çevre (otolar, yol, hava, çalışma
günü vs.), çocuğun ilişkide bulunduğu insanlar
(ebeveynler, öğretmenler, sürücüler, yayalar vs.)
dikkati çekmektedir (8). Çocuklar, her konuda
olduğu gibi trafik ortamındaki davranış
kalıplarını önce ailesinden, sonra da bu ortamda
karşılaştığı diğer insanlardan model alarak
öğrenmekte ve içleştirmektedir. Diş fırçalama,
kitap okuma, doğal kaynakları koruma,
çevresine karşı saygılı olma gibi davranış
kalıpları ve insani değerler öncelikle aile
ortamında kazanılan niteliklerdir. Trafik
açısından ele alacak olursak, kurallara
uymamanın marifet sayıldığı, hızlı araba
kullanmanın onaylandığı ve prestij olarak
görüldüğü, önündeki aracı sollamanın bir yarışı
kazanmışçasına değerlendirildiği ortamlarda yer
alan çocuklar, büyüdüklerinde, okulda ne
öğretilirse öğretilsin, kurallara uymanın
güvenlik için gerekli olduğuna inanmakta
güçlük çekecek, en kötüsü de bu kurallara
uymayarak başta kendini, sonra da diğerlerini
tehlikeye atacaktır. Emniyet kemerini takmayan,
çocuğuna taktırmayan, “yol boş nasıl olsa”
deyip kırmızı ışıkta geçen bir babanın ya da
annenin çocuğuna ne öğretmiş olabileceğini bir
düşünmesinde yarar bulunmaktadır. İngiltere’de
yapılan bir araştırmada sıklıkla trafik suçu
işleyen sürücülerin babalarının trafik kayıtları
incelenmiş ve bu sürücülerin babalarının da
geçmişte pek çok kez trafik cezası aldığı
belirlenmiştir (1).
Karabey (2006), 14 yaş altı çocukların trafik
kazalarından etkilenme durumunu ortaya
koymaya yönelik yapmış olduğu çalışmasında,
incelenen 14 019 çocuğun 8819’unun yolcu
pozisyonunda,
5200’ünün
ise
yaya
pozisyonunda kazaya karıştığını, bu kazaların
genellikle hatalı sollama, ışık ihlali ve öncelikli
yol
verme
gibi
sürücü
hatalarından
kaynaklandığını belirtmiştir. Kazaya karısan 14
931 sürücünün eğitim düzeyleri incelendiğinde,
14 yas ve altını etkileyen kazalarda, kazaya
karısan sürücülerin % 60’ ının eğitim
seviyesinin ilköğretim düzeyinde olduğu
görülmektedir (10) Yapılan araştırmada kazaya
neden olan etkenler değerlendirildiğinde,
çocuğun trafik kuralları hakkında eğitilmesi
gerektiği ortaya çıkmıştır. Bunun dışında şoför
ve reşit yayaların bilinçlendirilerek tutumlarının
uygunlaştırılması da sadece çocuk kazalarını
önlemek için değil, bütün kazaların önüne
geçmek için de gereklidir (12).
0-14 yaş grubu çocukların trafik kazalarından
korunmaları için, Türkiye’de yapılan başlıca
faaliyetlere bakıldığında ilköğretimde trafik
eğitimi dersi olduğunu görülmektedir. Ayrıca
Temel Eğitim ve Orta Dereceli Okullar Eğitici
Kol Çalışmaları Yönetmeliğinde, Trafik
Haftasının teşkil edilmesi ve Trafik Kolu
faaliyetlerinin
yapılması
öngörülmektedir.
Çocukların okulda öğrendikleri Trafik Eğitimi
Derslerinin uygulaması için, Trafik Eğitim
Çocuk
Parkları
yapımına
başlanmıştır.
Karayolları Genel Müdürlüğü de trafik
kazalarından çocukların korunması için,
okullarda zaman zaman faaliyet yapmakta, afiş,
broşür ve benzeri eğitim malzemeleri
vermektedir (7). Ancak tüm bu çalışmaların
çocukların trafik kazalarından etkilenme
durumlarına bakıldığında yeterli olmadığı
düşünülmektedir.
Sonuç ve Öneriler
Çocuklar diğer yayalara göre, tecrübe
eksikliği, daha kısıtlı hareket kabiliyetleri ve
görünmelerini engelleyen kısa boylarından
dolayı daha fazla yaralanırlar. Çocukların
güvenliğini geliştirme ile ilgili diğer tüm
yayaların güvenliğini ilgilendiren çözümlerle
aynı olup, bu konuda daha etkili ve verimli
çözümler gereklidir. Bu çözümler, yollarda
güvenlik önlemleri sağlanmasını ve çocukların
tehlikelere
karşı
duyarlı
olmasını
gerektirmektedir (13).
13
14
Trafik kazalarının olmasındaki en önemli,
sebeplerin başında sürücü hataları gelmektedir.
Sürücü hatalarından kaynaklanan kazaları
önlemek için çocuklara trafik alanları dışında
oynama
ve
gezme
imkânı
verilmesi
gerekmektedir. Aynı zamanda sürücülere de
trafik konusunda eğitim verilmelidir (14).
Trafik kazalarında yolcu olarak çocukların
kazalardan daha fazla etkilenmesinde, araçlarda
çocuk koltuğu kullanılmaması sebep olmaktadır.
Ortaya konan araştırmaların da çocuk
koltuğunun Türkiye’de kullanım oranının düşük
olduğunu gösterdiği düşünülmektedir (15). Özel
otomobillerde 12 yaşına kadar çocukların ön
koltukta oturmalarına izin verilmemelidir.
Reşitler için yapılan emniyet kemerleri bu
yaştaki çocukların korunmalarına uygun
değildir. Şöför yanındaki ön koltuğa çocukların
oturtulması uygun değildir (16). Bu nedenle, 3–
14 yas arasındaki çocuklar, emniyet kemerinin
boyuna göre ayarlanabildiği özel çocuk
koltuğunda oturmalıdır. Böylece çarpışma
halinde, karın bölgesinden yaralanma tehlikesi,
kucakta ise kucaktan fırlama tehlikesi aza
indirgenir (15).
Genel olarak baktığımızda, çocukların trafik
kazalarından bu kadar etkilenmelerinde en
büyük sebebin eğitim, dikkat eksikliği ve oyun
alanlarının yeterli olmamasından kaynaklandığı
düşünülmektedir. Bu nedenlerden dolayı,
çocuklara, aileden başlayarak üç yasından
itibaren trafik eğitimi verilmesiyle yaya
kusurlarının önüne geçilebilir. Çocuklara trafik
konusunda yaşlarına uygun bilgiler verilmelidir.
Karışık ve çocuğun yaşına göre karmaşık
bilgileri çocuk anlayamayacağı gibi konudan
iyice uzaklaşır. “Yapma, koşma” gibi emirler
yerine
neden
yapılmayacağını
anlatan
konuşmalar daha etkili olur. Ebeveynler
kaldırımda çocuklarıyla yürürken çocuklarının
ellerini sıkıca tutmalı ve çocuğun kaldırımın içi
tarafında yürümesine dikkat etmelidirler (7).
Çocukların geçirdikleri kazaların %65’i eve
yakın bir bölgelerde, %9’u ise okulun yakın
çevresinde meydana gelmektedir. Her zaman
aynı yolda gidip gelen çocuğun dikkati azalır.
Çocuk okuldan çıktığında yorgundur ve eve
dönüş yolunda birçok şeyi düşünür. Karnının
açlığı, yapılacak bir dolu ödev, arkadaşlarıyla
birlikte yapmak istedikleri onun dikkatini
dağıtan düşüncelerdir. Bu da dikkatsizliğe yol
açar. Bu nedenle, Çocukları eve gelirken acele
etmemeleri konusunda uyarmak gerekmektedir
(10). Trafik güvenliği konusunda bilinçlenmek,
güvenliği
artıcı
yönde
davranmak,
çocuklarımıza bu konuda doğru davranış
modelleri sunmak ve onların güvenliğini bugün
doğrudan, yarınlarda ise öğrettiğimiz doğru
davranışlarla
dolaylı
olarak
sağlamak
görevlerimiz arasındadır (1).
Yaşanılan çevrenin niteliklerinin geliştirilmesi
ve yol şartlarının ıslah edilmesi de bir başka
önlem olarak söylenebilir. Okul önü, çocuk
parkı, hastane önü gibi yerlerde, yaya
yoğunlukları ve yaya profilinin farklılığı tespit
edilmeli
ve
yaya
geçitlerinin
tipleri
belirlenirken, elde edilen bulgular göz önünde
tutulmalıdır. Özellikle bu bölgelerde düşük hız
limitlerinin tercih edilmesi ve bu hız limitlerine
uyulması sağlanmalıdır (12).
Alınacak bu önlemler çocuklarımızın trafik
kazalarından
daha
az
etkilenmelerini
sağlayacaktır. Trafik ile iç içe olduğumuz
yaşamımızda, önce aileden başlayarak milletçe
trafik bilincini oluşturmalıyız. Geleceğimizi
teslim edeceğimiz, her şeyden sakındığımız
çocuklarımızı korumak hepimizin görevidir.
KAYNAKLAR
1. İnternet: Çocuk Ve Trafik
http://www.sgk.gov.tr/sgkshared/sgk/kres/doc/09052008_m
akale_01.pdf (12.03.2009).
2. İnternet: European Commision Directorate-General
Transport & Energy
“Novice Drivers-Web text of the European Road Safety
Observatory.”
http://www.erso.eu/knowledge/Fixed/06_young/novice%20
drivers.pdf (12.03.2009).
3. İnternet: Türkiye Trafik Egitimini Gelistirme ve Kazaları
Önleme Vakfı
http://www.tutev.org/arsiv/orjinal/ulkeleristatis6.php
(16.03.2009).
4. Corderio, M. (1999). Çocuklarda ve Gençlerde Yol
Kazalarının yol açtığı Travma ve Yaralanmalar. Trafik
Güvenliği Hakkında Derlemeler ve Trafik Güvenliği.
Ankara: Trafik Araştırma Merkezi Müdürlüğü.
5. IŞILDAR S. (1998). Yaralanma ve Ölümle Sonuçlanan
Trafik Kazaları ve Bu Kazalarda Yaralanan ve Ölenlerin
Yakınlarının Karşılaştıkları Sorunlar. Doktora Tezi. Gazi
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
6. İnternet: http://www.trafik.gov.tr/ (16.03.2009).
7. TOMBAKLAR, Ö., H. (2002). Çocuklar Ve Trafik
Kazaları. Uluslararası Trafik ve Yol Güvenliği Kongresi.
Ankara: Forum Fuarcılık ve Geliştirme.
14
15
8. İnternet: Çocuklarda Kazalar.
http://www.anneyiz.biz/haber/haberdtl.php?hid=658
(14.03.2009).
9. The AA Motoring Trust. (2003). The facts about road
accidents
and
children.
http://www.theaa.com/public_affairs/reports/facts_about_ro
ad_accidents_and_children.pdf (10.04.2009).
13. Robin, J. (1999). Çocuk Yayaların Güvenliği. Trafik
Güvenliği Hakkında Derlemeler ve Trafik Güvenliği.
Ankara: Trafik Araştırma Merkezi Müdürlüğü.
14. İnternet: “Çocuk ve Trafik”. İstanbul Trafik Denetleme
Şube Müdürlüğü.
http:// trf denetleme.iem.gov.tr/cocuktrafik.htm (17.03.2009)
10. KARABEY, A.,L. (2006). 2004 YILI İçinde Meydana
Gelen Trafik Kazalarından 14 Yas Ve Altı Çocukların
Etkilenmelerinin İncelenmesi. Fen Bilimleri Enstitüsü Gazi
Üniversitesi. Ankara: Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi.
15. Isıldar, S., “Trafik Kazaları ve Emniyet Kemeri”
Uluslararası Trafik ve Yol Güvenligi Kongresi, Gazi
Üniversitesi, Ankara. www.trafik.gov.tr (14.03.2009).
11.İnternet:Trafikte çocuk koltuğunun önemi.
http://trafik.akada.com.tr/showthread.php?p=334
(17.03.2009).
16. İnternet: Trafik Kazaları ve Emniyet Kemeri
http://www.trafik.gov.tr/icerik/bildiriler/Suleyman_Isildar.d
oc (10.03.2009)
12. İnternet: Trafik Arastırma Merkezi Müdürlügü, Yaya
Kazaları Tipolojisi, www. trafik.
gov.tr (17.03.2009).
15
16
ÇOCUKLAR VE TRAFİK KAZALARI
CHILDREN AND TRAFFIC ACCIDENTS
Öğr. Gör. Gülhan GÜVEN*
Yrd. Doç. Dr. Gülümser GÜLTEKİN AKDUMAN*
Prof. Dr. Fatma ALİSİNANOĞLU*
Ulaşım ve Trafik Güvenliği Dergisi/ Turkish Journal of Transportation and Traffic Safety, 3 (1): 25-29, 2009
ÖZET
Trafik kazaları ve kazalara bağlı
ölümler toplumların modernleşmesine bağlı
olarak dünya genelinde sık görülür hale
gelmiştir. Her milletin amacı ulusal kalkınma
hedefleri doğrultusunda geleceğe iyi nesiller
yetiştirmektir. Bu doğrultuda her anne babanın
arzusu da ailesine, çevresine ve topluma faydalı
çocuklara sahip olmaktır. Çocuk trafik
kazalarının önlenmesinde ilk basamak risk
etmenlerini saptayıp bunları ortadan kaldırmak
ve azaltmaktır. Bu çalışmada konunun önemi ve
ciddiyeti vurgulanarak, bu konudaki eksiklikleri
göstermek ve ilgili çevrelerin dikkatini çekmek
amaçlanmıştır.
Anahtar kelimeler:
faktörleri, korunma
Trafik
kazaları,
risk
ABSTRACT
Traffik accidents and related deaths are
increasing worldwide paralel to increasing in
modernization. Every nation intends an
excellent generation for their national program
targets in the future. Every person in a society
wishes to have effective children to their family
and society too. The first step of preventing
children traffic accident is determining risk
factors and then eliminating or reducing them.
This study is planned, to underline the
seriousness and importance of this topic and to
take attention of related people.
Key Words: Traffic accidents, risk factors,
prevention
*Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitim Anabilim Dalı
GİRİŞ
Çocuk bir toplumun teminatıdır. Bir ülkeyi
geleceğe taşıyacak olan çocuklara verilen
eğitim, çağdaş, aydın bir millet olmanın temel
şartlarındandır. Çocuğa verilecek eğitimin temel
taşları ise okul öncesi dönemde atılmaktadır.
Okul öncesi dönem, bütün gelişim alanları için
kritik ve gelişimin en çok desteklenmesi
gereken bir dönemdir. Temel alışkanlıkların
kazandırıldığı ve toplum kural ve değerlerinin
temellerinin atıldığı bir dönem olması nedeni ile
de büyük önem taşımaktadır. Bu dönemde
gelişen olumlu tutum ve davranışlar bireyin
yetişkinlikteki tutum ve davranışlarına yön
verecektir.
Başkalarının haklarına saygı duyma, toplum
bireyleri ile uyum içerisinde olma, yaşama
hakkı konusunda olumlu tutum geliştirme ve
uygun davranışları sergileme sosyalleşme
sürecinde önemli özelliklerdendir. Günümüzde
modern toplumlarda trafik kurallarına uyma ve
bu konuda sorumluluk geliştirme, bireyin
kendisine ve diğerlerine karşı saygı duyması
konusunda önemli bir unsurdur.
Trafik kazalarının bir çok nedeni olmakla
birlikte trafik, trafik kuralları, insan hakları
konusunda
duyarlılık
geliştirmesini
sağlayabilecek şekilde eğitim verilmemesinde
önemli bir neden olduğu düşünülecek olur ise;
okul öncesi dönemde verilecek trafik eğitimi ile,
16
17
gelecekte trafik kurallarına uyan, başkalarının
haklarına saygı duyan, saygılı bireyler
yetiştirilebilir. 2004 yılında 0-14 yaş arası 157
çocuk trafik kazasında hayatını kaybetmiştir.
Genç nüfusa sahip olan Türkiye geleceğini
kazalarda
kaybetmektedir
İnsanların,
hayvanların ve araçların karayolları üzerindeki
hal ve hareketleri olarak tanımladığımız trafik
konusunda eğitimin erken yaşlarda verilmesi
gerekliliğine son yıllarda daha çok vurgu
yapılmaktadır.
Çocuklar, yetişkinlere göre trafikte daha çok
risk altındadırlar. Bu riskler dört ana başlık
altında toplanabilir.
1- Duyma; Okul öncesi dönemde
çocuklar duydukları sesin geldiği yönü
ve sesin uzaklığını algılamakta güçlük
çekerler. Duydukları ani ses, onları
doğru harekete yönlendirmek yerine,
daha çok şaşırmalarına neden olabilir.
2- Boy; Boyları kısa olduğu için yola tam
hâkim olamazlar. Yoldaki objeler
nedeniyle yolu görmekte güçlük
çekerler.
3- Görme; Derinlik algılamaları henüz
yeterince
gelişmemiştir.
Aracın
kendisinden ne kadar uzakta olduğunu
algılamakta güçlük çekerler. Ayrıca,
uzağı görmede yetişkinler kadar
başarılı değildirler. Uzağı görmede
yetişkin düzeyine ancak, yedi yaşından
sonra ulaşabilmektedirler.
4- Düşünme Tarzı; Çocuklar dokuz
yaşına
gelinceye
kadar
tehlike
kavramını algılamakta güçlük çekerler.
Şoförlerin hata yapabilecekleri gibi
düşünceye sahip değildirler. Aracın
durması için bir zaman gerektiğini
düşünemezler.
Kendileri
nasıl
istedikleri an durabiliyorsa, araçlarında
aynı şekilde yapabileceğini düşünürler
(1).
Çocuklar trafik kazası tehlikelerine
karşı zihinsel, fiziksel ve ruhsal yapılama
özelliği itibariyle yetişkinlere oranla daha
az duyarlıdırlar. Bu nedenle çocuk trafik
kazalarının önlenmesi; çocuğun trafiğe
uydurulması(
uygun
davranış-tutum
gösterilmesi için gerekli bilgi verilmesi) ve
trafiğin çocuğa uydurulması ( şoför, reşit
yayaların tutumunu uygunlaştırılması ve
yol şartlarının ıslah edilmesi gibi) ile
mümkün olabileceği düşünülmektedir (2).
Birçok
ülkede
trafik
güvenliğinin
sağlanabilmesi için küçük yaşta trafik
bilincinin oluşturulmasına yönelik trafik
eğitim
faaliyetleri
yürütülmektedir.
Örneğin:
Hollanda’da çocukların trafik eğitimine
aileler de dâhil edilmiş olup, Hollanda
Trafik Birliği, okullar ve aileler bir
organizasyon içerisinde ve “Trafik Aileleri”
projesi çerçevesinde 1995 yılından bugüne
kadar çocuklarda ilköğretim seviyesinde
trafik bilinci oluşmasına yönelik çalışmalar
yapmaktadır.
İsrail’de trafik eğitimi dersleri anaokulunda
12. sınıfa kadar, Bulgaristan’da ise 1 ile8.
sınıflar
arasında
zorunlu
olarak
okutulmaktadır.
Almanya’da 1969 yılından bu yana trafik
eğitimi verilmektedir. 1980 yılından
bugüne kadar da ilköğretim okullarında
zorunlu trafik dersinin okutulmasının
yanında 3 ve 4. sınıfta test yapılarak bisiklet
sürücü sertifikası da verilmektedir.
Avusturya’da 1960n’tan beri tüm okullarda
trafik eğitim dersleri yasalar gereği zorunlu
olarak verilmektedir.
Ülkemizde trafik eğitimi ilk defa 1992
yılında, liselerde seçmeli ders olarak
başlamış, 1996 yılında da Karayolları
Trafik Kanununda yapılan değişiklik ile
ilköğretim ve ortaöğretimde zorunlu ders
olarak okutulması benimsenmiştir (3,4).
Çocuk trafik kazalarında çocuğun bilgisinin
artırılması eğitimin önemli bir parçasıdır.
Çocuğa nereden yürümesi, nerede oyun
oynaması, karşıdan karşıya nasıl geçileceği,
basit trafik kurallarının ve işaretlerinin ne
olduğu ile ilgili, ailede ve okullarda eğitim
verilmelidir. Ayrıca yaşanılan yerin,
çocukların
gereksinimlerine
göre
yapılandırılması,
kazaların
aza
indirgenmesini sağlayabileceği gibi, çevre
düzenlemesi, yaşam alanları konusunda da
olumlu
tutum
geliştirmelerini
ve
öğrenmelerini sağlar.
Trafik güvenliğinin sağlanmasında
çocuk eğitiminin amaçları
• Trafik ve trafiği oluşturan
elemanları basitçe tanıtmak,
• Trafik içinde güvenli hareket
edebilmeleri için gerekli olan
temel kuralları öğretmek,
• Diğer insanların haklarına saygı
duymayı aşılamak,
• Karşılıklın yardımlaşmanın ve
ortaklığın önemini anlatmak,
• Trafik içinde karşılaştıkların farklı
durumlar için yorum yapabilme,
sonrasında çabuk ve doğru karar
verme yeteneğini kazandırmak,
17
18
•
Taşıt içinde güvenli yolculuk
edilebilmesi için gerekli kuralları
öğretmek,
• Trafik kazalarının nedenleri ve
sonuçları hakkında bilgi sahibi
olmasını sağlamak,
• Risk taşıyan davranışa neden
olabilecek grup baskısına karşı
durabilmeyi geliştirmek.(1,5).
Eğitim öncelikle aile başlar. Çocuk
yetişkin olma yolunda anne babasını model
alır. Bu nedenle öncelikle anne ve babanın
trafik kurallarına uymada iyi bir model
olması gerekmektedir. Sokağa çıkıldığında
ebeveynlerin trafik kurallarına uygun
hareket etmesi gerekmektedir. Tehlikeli bir
durumla karşılaşıldığında çocuğa neden
tehlikeli olduğu açıklanmalıdır. Yaya
geçitleri, üst geçitler, trafik ışıkları çocuğa
anlatılmalı ve birlikte güvenli geçiş
yerlerinden
geçilmelidir.
Araba
da
çocukların arkada oturmaları sağlanarak
emniyet kemerleri takılmalıdır.
Ailede başlayan eğitim okullarda da
devam etmeli, aile ile okul işbirliği
içerisinde olmalıdır. Okul öncesi eğitim
kurumlarında trafik eğitimi karikatür ve
resimlerle oyunlaştırılarak anlatılabilir.
Okul öncesi ve okul çağı çocuklarının trafik
kurallarını öğrenmeleri ve alışkanlık
kazanmaları için 1998 yılında çocuk trafik
eğitim parkları açılmıştır. Öğretmenin
oluşturacağı düzeneklerle çocuk trafiğin
içine dâhil edilebilir, sınıftaki basit
uygulamalardan sonra trafik parklarında
yapılacak
uygulamalarla
davranışlar
pekiştirilebilir.
KAYNAKLAR
1. Hatipoğlu, S. Okul Öncesi Çocuklarda Trafik Eğitiminin
Gerekliliği.
http://www.trafik.gov.tr/icerik/bildiriler/A6-76.doc
(Erişim Tarihi 24.03.2009)
2. Tombaklar, Ö.H. Çocuklar ve Trafik Kazaları.
http://www.trafik.gov.tr/icerik/bildiriler/A6-42.doc (
Erişim Tarihi 24.03.2009)
3. T.C. Sayıştay Bakanlığı Performans Denetim Raporu
“Trafik Kazalarını Önleme Faaliyetleri” Mayıs 2008
4. Çocuk ve Trafik kuralları.
http://www.egm.gov.tr/trafik.islemleri.cocuk.asp (Erişim
Tarihi 28.03.2009)
5.Çocuk ve Trafik.
http://wwww.bianet.org/bianet/kategori/cocuk/39473/coc
uk-ve-trafik (Erişim Tarihi 24.03.2009).
18
19
İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNİN TRAFİK KONUSUNDA BİLİNÇLENMESİ
VE DUYARLILIKLARININ ARTIRILMASINA YÖNELİK AMAÇ VE
KAZANIMLAR
GOALS AND GAININGS INTENDED FOR INCREASING AWARENESS AND
SENSITIVITY OF PRIMARY EDUCAION STUDENTS TOWARDS TRAFFIC
Dr. Yalçın BAY*
Yrd. Doç. Dr. Gülümser GÜLTEKİN AKDUMAN*
Ulaşım ve Trafik Güvenliği Dergisi/ Turkish Journal of Transportation and Traffic Safety, 3 (1): 30-40, 2009
Özet
Ülkemizde çocuklarda trafik bilincinin
oluşması konusunda önemli sorunlar
yaşanmaktadır. Bu bilincin sağlıklı bir şekilde
oluşması ve gelişmesi için okul öncesinden
itibaren trafik bilinci konusunda gerekli
eğitimler verilmelidir. Trafik bilincini
oluştururken bunu ayrı bir ders olarak okutmak
yerine; eğitim öğretim faaliyetleriyle
bütünleştirilerek tüm derslerin içeriğinde
verilmelidir. Yapılan bu araştırmada ilköğretim
1. 2. ve 3. sınıf ders programlarının içeriğinde
yer alan trafikle ilgili amaç, kazanım ve
etkinlikler belirlenmiştir. Araştırma sonucunda
ilköğretimin ilk üç sınıfında trafik eğitimine
gereken önemin verilmediği anlaşılmaktadır.
Yeni ders programlarında her dersin içeriğinde
trafik bilincinin gelişimi konusunda amaç,
kazanım ve etkinliklere daha çok yer
verilmelidir.
Anahtar Kelimeler: Trafik Eğitimi,
Trafik Bilinci, Trafik Kazaları.
Abstract
In our country there are certain problems in
raising traffic consciousness among children.
Necessary education of traffic consciousness
should be provided to form and improve that
consciousness healthily since preschool
education. While
forming
the
traffic
consciousness, instead of taking it as a certain
subject, it should be taught in the contents of all
the subjects by integrating with all education
and instruction activities. In this study aims,
gains and activities on traffic that exist in the
primary school instructions of 1st , 2nd and 3rd
classes have been determined. As a result of the
study it can be understood that the required
importance for traffic education is not given at
the 1st, 2nd and 3rd classes of primary schools. In
new syllabuses aims, gains and activities on the
improvement of the traffic consciousness should
be taken place more in the context of each
lessons.
Key Words: Traffic Education, traffic
consciousness, traffic accidents
*Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitim Anabilim Dalı
GİRİŞ
Trafik kazaları can maddi ve manevi
kayıplar yönünden ele alındığında ülkemizin en
önemli sorunlarının başında gelmektedir. Trafik
kazalarına yönelik istatistikler incelendiğinde
ülkemizin durumunun hiç iç açıcı olmadığı
gözlerden kaçmamaktadır. Trafik kazalarından
en çok etkilenen yaş grupları incelendiğinde
çocuklarının oranının oldukça yüksek olduğu
görülmektedir. Çocukların ve ailelerinin bu
kadar çok maddi ve manevi kayıplarla
karşılaştığı trafik kazalarının önlenmesine
yönelik birçok kampanya ve çalışma
başlatılmış, ilköğretim 4. ve 5. sınıflarda ders
olarak okutulmasına rağmen trafik kazarındaki
kötü tablo bir türlü düzelmemektedir.
19
20
Dünya Sağlık Örgütünün 2004 yılında
yayınladığı raporda yer aldığı şekli trafik
kazaları dünyada önlenebilir ölümler arasında 3.
sırada yer almaktadır (1). Ülkemizdeki trafik
kazalarının genel durumu incelendiğinde; her 55
dakikada bir trafik kazası meydana
gelmektedir. Bunu önlemek üzere yapılmakta
olan yasal düzenlemeler ve düşünülen tüm
tedbirler, mevcut sürücülere, bir başka deyişle
kısa vadeli sonuç almaya yöneliktir. Bu nedenle,
kazaya “maruz kalan” ya da “neden olan”
milyonlarca vatandaşımız, etkin bir “yolcu ve
yaya eğitimi” almamış olduklarından, hâlen
trafikte kendi göreneklerine ve gözlemlerine
dayanan davranışları sergileyerek, yollarda
tehlike yaratmakta ya da tehlikeye maruz
kalmaktadırlar (2).
Ülkemizdeki çocukların, yollardaki kazalara
karışma (kazaya neden olma, yaralanma veya
hayatını kaybetme) oranlarının, diğer ülkelerden
çok daha fazla olması da oldukça
düşündürücüdür. Bunun en temel nedeninin,
çocukların trafik ortamı ile ilgili bilgi ve
becerilerinin
yetersizliğinden
kaynaklandığını yapılan araştırmalar ortaya
koymaktadır. Onları bu olumsuzluklardan
korumak
için
resmî
kurumların
gerçekleştirmekte
olduğu
etkin
günlük
denetimlerin yanı sıra, uzun vadeli bir çalışma
gerektiren “güvenli trafik eğitimi” ile mümkün
olabilir. Ancak bahsedilen bu eğitim,
yetişkinlere verilen “sürücü eğitimi” değildir.
Bu, trafiğin farklı parametrelerini de kapsayan
okullarda uygulanacak bir eğitim programı
olmalıdır (2).
Yapılan araştırmalar ve ülkemizin trafik
kazalarındaki genel durumuna bakıldığında
öğrencilerimize çocukluktan itibaren trafik
bilincinin
kazandırılması
gereği
ortaya
çıkmaktadır. Bu nedenle trafik eğitiminin
bireyin bedensel, sosyal, duygusal, zihinsel ve
dil gelişiminin büyük ölçüde tamamlandığı ve
kişiliğinin şekillenmeye başladığı bir dönem
olan 0-6 yaş arasında olması gerektiğini tüm
eğitimciler vurgulamaktadır. Verilecek olan bu
eğitimin, ilk çocukluktan itibaren başlaması ve
sistemli bir eğitim olması gerekmektedir.
Kazanımların günlük yaşamın bir parçası
olması, çocukların trafik konusunda duyarlılık
kazanmalarına, trafik güvenliği konusunda
bilinçlenmelerine ve trafik kurallarına duyarlı
yetişkinler olmalarını imkân sağlayacaktır.
Bunun yanında çocukların yakın çevresinde yer
alan
yetişkinlerin
de
bu
konuda
bilinçlenmelerine dolaylı etkisi olacaktır.
Bu çalışmada, ilköğretimin 1. 2. ve 3.
sınıflarında yer alan ders programları
incelendiğinde trafik eğitimi konusundaki
kazanımlar ve etkinliklerin neler olduğunun
belirlenmesi amaçlanmıştır. Bunun yanında
ilköğretim ilk üç sınıfta verilmesi planlanan
kazanım ve etkinliklerin trafik bilincinin
gelişmesinde ne ölçüde yeterli olduğu
tartışılmıştır.
Ülkemizde 2918 sayılı Karayolları Trafik
Kanunu’nda yapılan son düzenlemeler ile Milli
Eğitim Bakanlığı’na yeni ve önemli görevler
verilmiştir. Bu görevlerle ilgili araştırma ve
çalışmaların yapılması, mevzuatın hazırlanması,
hizmetlerin sağlıklı biçimde yürütülmesi, bir
icra planı dâhilinde yürütülmektedir. İcra
Planındaki; okul öncesi, okul içi ve okul dışı
trafik eğitimini düzenleyen, Trafik Genel Eğitim
Planı ile Çocuk Trafik Eğitim Parkları
Yönetmeliği yayımlanarak ilgili kuruluşlarla
işbirliği içinde uygulamaya geçilmiştir. Böylece
öğrencilerin derslerde öğrendikleri trafik
bilgilerini, eğitim parklarında zarar görmeden
uygulamaları ve trafik kurallarına uygun
davranış oluşturmalarına imkân sağlayacaktır
(3). (Eren, 1999, s. 16-18). İlköğretim haftalık
ders çizelgesi incelendiğinde 4. ve 5. sınıfta
haftada 1 saat Trafik ve İlkyardım Dersi
okutulmaktadır (3).
Ancak ilköğretim 1. 2. ve 3. sınıflarda Trafik ve
İlkyardım dersi okutulmamaktadır. İlköğretim
ilk üç sınıfın haftalık ders çizelgesi
incelendiğinde; Türkçe 12, Matematik 4, Hayat
Bilgisi 5, Görsel Sanatlar 2, Müzik 2, Beden
Eğitimi 2 ve Rehberlik/ Sosyal Etkinlikler 1 saat
olmak üzere toplam 28 saat zorunlu ders
verilmektedir. Bunun yanında haftada iki derste
birer saat seçeli olarak okutulmaktadır. Bu
dersler; Sanat Etkinlikleri (Drama, Tiyatro, Halk
Oyunları, Enstrüman, Resim, Fotoğrafçılık,
Heykel vb.), Spor Etkinlikleri (Güreş, Futbol,
Basketbol, Voleybol, Masa Tenisi vb.), /Bilişim
Teknolojileri, Satranç, Takviye ve Etüt
Çalışmaları gibi dersler olduğu belirlenmiştir
(3).
Okullarda Trafik Eğitiminin Önemi
Trafik eğitiminin önemi okul öncesi eğitim ve
ilköğretim olmak üzere ele alınmıştır. Trafik
eğitimine ve trafik bilincinin kazandırılmasına
çok küçük yaşlarda başlanması gerekliliği
vurgulanmıştır.
20
21
Okul Öncesi Eğitimde Trafik
Eğitiminin Önemi
Anaokulları
ve
anasınıflarındaki
“Trafikle İlgili Kurallar ve Önemi” başlığı
altında ele alınan “Trafik” faaliyeti sırasında
uygulamada dikkate alınması gereken görüş ve
öneriler şunlardır:
1.
2.
3.
4.
Okulöncesi eğitim kurumlarındaki
yönetici,
öğretmen
ve
denetleyicilerinin trafik konularında
yetiştirilmeleri
ve
hizmet
içi
eğitimlerden
geçirilmeleri,
anne
babaların da, sözlü, yazılı ve yayın
araçları vasıtasıyla trafik konusunda
eğitilmeleri sağlanmalıdır.
Yeni açılacak resmi ve özel
anaokullarında minyatür çocuk trafik
eğitim
parkı
ve
materyalleri
bulundurma zorunluluğu getirilmelidir.
Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu Genel
Müdürlüğüne bağlı kreşler ile Milli
Eğitim Bakanlığı’na bağlı resmi ve
özel anaokulu ve anasınıfı çocukları yıl
içinde, çocuk trafik eğitim parklarında
belirli bir sıralama ile uygulamalı
eğitimden geçirilmelidir.
Okulöncesi trafik eğitiminde katılan
çocukların yaşlarının ve yeteneklerinin
göz önünde bulundurulması suretiyle
hazırlanacak
filmler,
oyunlar,
oyuncaklar, eğitim materyalleri, tanıtıcı
poster, stiker, afiş, slayt vb. araç ve
gereçler
etkin
bir
şekilde
kullanılmalıdır (4).
İlköğretimde Trafik Eğitiminin
Önemi
İlköğretim okulları 6. ve 8. sınıflarında
haftada 1’er saat “Trafik ve İlkyardım Eğitimi
Dersi” 1997-1998 eğitim-öğretim yılından
itibaren zorunlu ders olarak okutulmaya
başlanılmıştır.
Görüş ve öneriler:
• Okullarda trafik kolları kurulmalı,
uygulamalı trafik eğitimleri
yaptırılmalı ve bu konularda gerekli
çalışmalar sürdürülmelidir.
• Trafik dersleri, çocukların yaş
dönemlerine göre ilgi ve ihtiyaçları
doğrultusunda, eğitim kasetleri,
belgesel filmler, video, sergi, sosyal ve
kültürel etkinlikler ve broşürlerle
desteklenmelidir.
• Engelli bireylerin yaş ve eğitim
düzeylerine göre de trafik eğitim
programları hazırlanmalı ve
uygulanmalıdır.
• İlköğretim öğrencilerinin trafik
bilinci kazanmaları için, trafikten
sorumlu kişi ve kuruluşlarla işbirliği
yapmaları sağlanmalıdır.
• Trafik ve İlk Yardım konularında
yarışmalar düzenlenmeli ve
ödüllendirilmelidir.
• Trafik ve ilkyardım derslerinde
yayalarla ilgili konular artırılmalı ve
zenginleştirilmelidir.
• Uygulamalı trafik eğitimi için çocuk
trafik eğitim parkları yaygınlaştırılmalı,
öğrenciler bu parklarda eğitilmeli veya
trafikle ilgili diğer kurum ve
kuruluşlara götürülmelidir.
• Bisiklet eğitimine daha erken
yaşlarda başlanmalı, öğrencilere
bisiklet kullanımı okulda öğretilmeli.
• Anne ve babaların trafik konularında
eğitilmeleri sağlanmalı, yerel
yönetimlerden ve sponsor
kuruluşlardan bu konular için yardım
ve destek alınmalıdır.
• Resmi ve özel öğretim kurumlarında
ilköğretim müfettişlerince yapılan
denetimlerde trafik panosu
oluşturulması konusunda rehberlik
yapılmalıdır.
• Trafik haftası nedeniyle içeriği trafik
olan (şiir, makale, öykü, karikatür ve
resimlerden oluşan) okul gazetesi
çıkarılmalıdır.
• Okul öncesinden başlayarak
üniversite eğitimine kadar ve eğitim
düzeylerine göre vatandaşları da
kapsayacak “Trafik Kuralları ve
Bilgileri’’ rehberi hazırlanmalı ve
yaygın bir şekilde dağıtımı
sağlanmalıdır.
• Trafik ve İlk Yardım Eğitimi
dersinin işlenişinde materyalin büyük
bir önemi vardır. Bu sebeple materyal
sağlanmasına büyük bir ağırlık
verilmelidir.
• İlköğretim okullarının yapımı ile
ilgili projenin içine trafik eğitim
alanları da konulmalıdır.
• İlköğretim okullarının yakınında
bulunan ana ve tali güzergâhlarda
trafik akışı, yol düzeni ele alınmalı ve
öğrencilerin can güvenliğini
sağlayacak en iyi duruma getirilmesi
için işaret ve işaretlemelerin yapılması
21
22
sağlanarak, bu konulara ilişkin mikro
ölçeklerde çalışmalar yapılmalıdır.
• Trafik ve ilk yardım derslerine giren
öğretmenler sık sık hizmet içi eğitim
programlarına alınmalı, trafik
konusunda yenilik ve değişiklikler
konusunda bilgilendirilmelidir (4).
Okullarda trafik eğitiminin önemi
vurgulandıktan sonra trafik kazalarına sebep
olan kişilerin eğitim düzeyleri incelendiğinde
aşağıdaki sonuçlarla karşılaşılmıştır (5).
Ölümlü-Yaralanmalı Kazaya Sebep Olan Sürücülerin Öğrenim Durumu
Öğrenim Durumu
Kaza Yapan
Yüzdesi
78.0%
12.5%
6.5%
2.9%
Sürücü Yüzdesi
İlk Öğretim
Lise
Yüksekokul
Belirsiz
Ölümlü ve Yaralanmalı Kaza Sayı
73.283
11.725
6.131
2.734
Toplam
93.873
99.9%
180.9%
Kazaları önlemede en önemli faktör; sürücülük
kurallarını sürücü ve yayaların benimsemesi ve
eğitimdir. Bu yalnız okul diploması ile sağlanamaz. Bizim sürücülerin 64%’ü ilkokul ve
ilköğretim, 17%’si lise, 11%’i Yüksekokul
mezunu (8%’i bilinmiyor) dur. Trafik suçu
işleyenlerde ise 78%’i ilköğretim, 12.5%’i lise
ve 6.5%’i Yüksekokul mezunu olup 2.9%’u
belirsizdir. Görülüyor ki sürücülerin 64%’ü
ilköğretim bitirmiş olduğu halde ölümlü ve
yaralanmalı kaza yapan ilköğretim mezunu
oranı 78%’dir, kaza yapma oranı ilköğretim
bitiren sürücülerde 18.4% oranında fazladır.
Türkiye’de 15.5 milyon sürücü olduğu halde
yaralanma ve ölüm azalsa da uygar ülkelere
göre hâlâ bu sayı çok fazladır, çünkü hâlâ
sürücü okullarında devam kontrolü yapılamıyor,
uygulamalı ders yetersiz, öğretmenler yeterli
Trafik Güvenliği Eğitimi almamıştır ve önemlisi
en doğal hakkımız olan bencillik ölçüsünü biraz
kaçırmış
olmamızdadır,
Milli
Eğitim
Bakanlığının da okul ve kurslarda psikolojik
yapıyı geliştirdiği, yeterli eğitim ve denetimi
yaptığı söylenemez (5). Yukarıdaki tablo
incelendiğinde trafik kazalarına neden olanların
büyük çoğunluğunun eğitimsiz veya ilköğretim
düzeyinde eğitim aldıkları anlaşılmaktadır. Bu
nedenle okul öncesinden itibaren çocuklara çok
küçük yaşlardan itibaren trafik bilinci
verilmelidir.
Amaç
64%
17%
8%
1%
99%
Ülkemizdeki
trafik
eğitiminin,
ilköğretimin 1. 2. ve 3. sınıf düzeyindeki
durumunun gözden geçirilmesi amaçlanmıştır.
Problem
İlköğretim 1. 2. ve 3. sınıf dersler
programlarında trafik eğitimi konusunda ne
düzeyde kazanım ve etkinlik bulunmaktadır?
Yöntem
Araştırmanın
modeli
tarama
modelindedir. Trafik eğitimiyle ilgili kaynaklar
incelenmiştir. Daha sonra ilköğretim 1. 2. ve 3.
sınıf “Türkçe, Matematik, Hayat Bilgisi, Görsel
Sanatlar, Müzik, Beden Eğitimi” ders
programlarının tek tek kazanım ve etkinlikleri
incelenmiştir. Trafik eğitimiyle ilgili kazanım
ve etkinlikler ders bazında bulgular bölümünde
verilmiştir.
Bulgular ve Yorum
Bu bölümde ilköğretim 1. 2. ve 3. sınıf
“Türkçe, Matematik, Hayat Bilgisi, Görsel
Sanatlar, Müzik, Beden Eğitimi” ders
programlarında trafik eğitimiyle ilgili kazanım
ve
etkinlikler
sırayla
ele
alınarak
yorumlanmıştır.
İlköğretim 1. 2. ve 3. Sınıf Ders
Programlarındaki Trafikle İlgili Amaç,
Kazanım ve Etkinlikler
22
23
Bu bölümde ilköğretim 1. 2. ve 3.
sınıflarda yer alan Türkçe, Matematik, Hayat
Bilgisi, Görsel Sanatlar, Müzik ve Beden
Eğitimi
derslerinin
ders
programları
incelenmiştir. Bu derslerin içeriğinde trafik
eğitimiyle ilgi olan amaç, kazanım ve etkinlikler
sırasıyla verilmiştir.
İlköğretim Türkçe
Sınıflar) Öğretim Programı
Dersi
Öğrenme Alanı: Geometri
Alt Öğr. Alanı : Örüntü ve Süslemeler
Beceriler
: Akıl yürütme, ilişkilendirme,
iletişim, problem çözme
Kazanımlar : Bir örüntüdeki ilişkiyi belirler.
Araç Gereçler : Meyve çekirdekleri,baklagiller,
akarna, boncuklar, kesilip hazırlanmış
geometrik şekiller, geometrik cisimler,
oyuncaklar, A4 boyutunda karton tabaka,
yapıştırıcı
(1–5.
Düzey
: 3. Sınıf; Görsel Okuma ve
Görsel Sunu
Kazanım : 1.4. Trafik İşaretlerinin
anlamını bilir.
Açıklama:
Öğrencilerin
günlük
yaşamlarında uymaları gereken trafik kuralları
ve trafik işaretleri hakkında bilgi verilmelidir
(6).
İlköğretim Matematik Dersi (1–8.
Sınıflar) Öğretim Programı
Düzey: 1. Sınıf
Ölçme ve Değerlendirme
Hangi olay veya olgular bir düzen
içinde meydana gelir?
• Mevsimler.................................
.......
• Yoldan geçen
arabalar.....................
• Haftanın
günleri................................
• Yan yana duran binaların
renkleri....
• Bir günlük
dersler.............................
• Bir kolyede dizili
boncuklar...............
Düzeyi: 2. sınıf
1998 Hayat Bilgisi Dersi Programı
ÖĞRETME VE ÖĞRENME SÜRECİ
Trafik lambalarındaki kırmızı, sarı,
yeşil renklerin sırayla yanıp sönmesi, bir gün
içinde okulda yapılan düzenli etkinlikler,
mevsimlerin oluşumu, halk oyunlarında ve
beden eğitimi dersinde yapılan tekrarlı
hareketler, bir müzik parçasındaki ritim, belli
motiflerle bir kazağın örülmesi vb. belirli bir
düzen içinde meydana gelen olaylar ve
oluşumlar üzerinde tartışma yaptırılarak örüntü
kavramı fark ettirilir.
Kazanım:Karesel,
dikdörtgensel,
üçgensel bölgelerin ve dairenin sınırlarının
isimlerini belirtir.
Etkinlik: Trafik levhalarının hangi
geometrik şekillere benzediklerini tartışırlar (7).
Hayat
Programı
Bilgisi
Dersi
Öğretim
1998 Hayat Bilgisi Dersi Programı ile
2005 Hayat Bilgisi Dersi Programı’nın
karşılaştırıldığında aşağıdaki tablo ortaya
çıkmaktadır.
Bu
tablo
incelendiğinde
öğrencilere trafik kurallarını ezberletmek yerine
kavratmanın ve sağlıklı bir trafik bilincinin
verilmesinin önemi anlaşılmaktadır.
2005 Hayat Bilgisi Dersi Programı
* Öğrenciler trafik eğitimi ve çevrenin * Öğrenciler, çevreyi kendilerinin de içinde yer
korunması gibi konularda kendilerine sunulan aldıkları bir bütün olarak algılamaları ve
bilgileri aynen ezberlemektedirler.
korumaları gerektiğini kavrarlar.
23
24
Düzey: 1. Sınıf
Kazanımlar
Etkinlik Örnekleri
B.1.18. Çevresindeki insanlara
karşı hissettiği duyguları fark eder
ve bunları uygun biçimde ifade
eder.
+ Duygularımızla Yüzleşelim
Kızgınlık, korku, mutluluk, üzüntü duyguları
uyandırabilecek senaryolar verilir. Öğrencilerin bu
durumlarda duygularını nasıl ifade ettikleri verilen
çalışma kâğıdında belirtmeleri istenir. Kızgınlık
hissettikleri durumlar üzerinde konuşulur. Kızgınlık
anlarında kullanabilecekleri “trafik ışıkları” tekniği
öğretildikten sonra, drama yoluyla bu tekniğin
uygulaması yapılır.
A.1.32. Trafikteki çeşitli sesleri
tanır, aralarındaki farklılıkları ayırt
eder ve bunu özgün biçimde ifade
eder.
+ Bu Ne Sesi?
Taşıtların sesleriyle ilgili bir çocuk şarkısı dinlenir.
Şarkıda geçen seslerin dışında trafikte hangi sesleri
duydukları sorulur. Bu sesleri taklit ederler. Gözleri
kapalıyken duydukları seslerin kaynağını bulurlar.
+ Şoför Amca Dikkat!
MEB Trafik Güvenliği Öğretmen Kılavuzu ve tepegöz
yansıları kullanılarak görme ve görülme kavramları
tanıtılır. Okul bahçesinde koşma alıştırmaları
yaptırılarak trafikteki riskler fark ettirilir.
A.1.33. Trafikte görme ve görülme
kavramlarını kavrar ve yolda
koştuğu
zaman
başkaları
tarafından görülme olasılığının
azaldığını, bunun da bir risk
oluşturduğunu kabul eder.
A.1.34. Okula geliş ve gidişlerde
karşıdan karşıya geçerken güvenli
yerleri kullanır.
A.1.35. Okula geliş ve gidişleri
sırasında karşılaştığı insanlarla
etkileşimde
bulunurken
nasıl
davranması gerektiğini araştırır.
Güvenli Yollardan Yürürüm
Trafik akışının ve taşıt türlerinin gözlemlenebileceği bir
okul dışı gezi düzenlenir. Öğretmen rehberliğinde
güvenli yerlerden karşıdan karşıya geçilir. Sınıfta da
konuyla ilgili kısa filmler izlettirilir. Okula geliş ve
gidişlerde karşılaşılan insanlarla nasıl etkileşimde
bulunulacağı hakkında konuşulur.
Düzeyi: 2. Sınıf
A.2.12. Okula geliş ve gidişleri YTrafik Sahnesi
sırasında
karşılaştığı
ulaşım Gar, otogar, liman vb. yerlere inceleme gezisi yapılır.
araçlarını
gözlemler
ve Buralarda bulunan taşıtları gözlemlemeleri ve
sınıflandırır.
çalışma kâğıtlarında resimleri verilen taşıtları
sınıflandırmaları sağlanır. Okula geliş gidişlerde
karşılaştıkları
ulaşım
araçlarının
maketleri
yapılarak, trafik sahnesi oluşturulur.
A.2.13. Okula geliş ve gidişlerinde v Yayalar Sınavda!
kendisinin
ve
başkalarının Trafikle ilgili sınıf içi ve dışı etkinlikler yapılır. MEB
trafikteki
davranışlarını Trafik Güvenliği Öğretmen Kılavuzu ve tepegöz
gözlemleyerek, doğru ve yanlış yansılarından yararlanarak yayaların doğru ve yanlış
davranışları ile ilgili ayırt etmeleri istenir.
davranışları ayırt eder.
Düzeyi: 3. Sınıf
24
25
A.3.25. Okula geliş ve
gidişlerinde kendisinin ve
başkalarının güvenliği için
trafik işaret ve levhalarına,
trafik kurallarına uyar.
+ Dikkat! Kırmızı Işık Yandı
Okula geliş ve gidişlerinde kendilerinin
başkalarının güvenliği için neler yapmaları
gerektiği konusunda beyin fırtınası yapılır. Trafik
işaret ve levhaları ile ilgili resimli kartlar
hazırlanır. Sınıf iki gruba ayrılır. Kartlar
gösterilerek anlamları gruplara sorulur. Çalışma
sonunda öğrenciler bu trafik işaret ve levhalarını,
trafik akışını gösteren bir panoda uygun yerlere
yerleştirirler. Trafik kuralları ile ilgili hazırlanan
form dağıtılır. Okula geliş ve gidişlerinde
uydukları kuralları işaretlemeleri istenir.
C.3.26.
Farklı
hava v Zincir Takalım
koşullarının
trafikteki Gazete ve dergilerden trafik kazaları ile ilgili
etkilerini açıklar.
haberler derlenir. Bu haberlerdeki kazalarla hava
koşulları arasında ilişki kurmaları sağlanır. Islak ve
kuru zemin arasındaki farkı deneyle göstererek
farklı hava koşullarının trafikteki etkilerini
açıklamaları istenir.
(8). Hayat Bilgisi Öğretim Programı.
Görsel Sanatlar Dersi (1–8. Sınıflar) Öğretim
Programı
Kazanım: A.2. Çevresinde duyduğu
sesleri ayırt eder (10).
Görsel Sanatlar Ders programı
incelendiğinde trafik eğitimi ve trafik bilincine
yönelik bir amaç, kazanım ve etkinlik örneğinin
olmadığı belirlenmiştir (9).
İlköğretim Beden Eğitimi Dersi (1–8.
Sınıflar) Öğretim Programı
İlköğretim Müzik
Sınıflar) Öğretim Programı
Dersi
(1–8.
Düzey: 1. Sınıf
Öğreneme Alanı: A. Dinleme
Söyleme Çalma
Kazanım: A.1. Çevresindeki ses
kaynaklarını ayırt eder.
Etkinlik: Öğrencilere, çevrelerindeki
ses kaynaklarından çıkan sesler (trafikteki
sesler, hayvanların sesleri, doğadaki sesler,
kullandığı araç gereçler vb.) kayıttan dinletilir.
Bu seslerin hangi kaynağa ait olduğu, önceden
hazırlanıp tahtaya asılan materyallerden
buldurulur.
Açıklama: Hayat bilgisi Dersi, “Okul
Heyecanım” Teması: Trafikte çeşitli sesleri
tanır. Aralarındaki farklılıkları ayırt eder ve
bunu özgün biçimde ifade eder.
Düzey: 1. Sınıf
Öğrenme Alanı: Hareket Bilgi Ve
Becerileri
Kazanım: 1.19. Fiziksel etkinliklerde
başkalarının haklarına saygı göstermesi
gerektiğini anlar.
Etkinlik:
1.19.
Trafik
Polisi:
Öğrenciler dört gruba ayrılırlar. Etkinlik alanına
“ ╬ ” şekli çizilir. Çizgilerin kesiştiği noktanın
ortasında bir öğrenci bekler (Bu öğrenci trafik
polisidir). Gruplara ayrılan öğrenciler, çizgilere
derin kolda tek sıra olarak yerleşirler. Trafik
polisinin düdüğü çalması ile ilk oyuncular
yoldan çıkmamak üzere zıplayarak ilerlerler.
Orta noktaya önce gelen oyuncuya trafik polisi,
yol göstererek ilerlemesini sağlar. Diğer
çizgideki oyuncu da bu oyuncuya yol açar.
Oyun bu şekilde devam eder (11).
Sonuç ve Öneriler
25
26
İlköğretim 1. 2. ve 3. sınıf ders
programları incelendiğinde, trafik bilincinin
geliştirilmesine yönelik amaç kazanım ve
etkinlik aşağıda sırasıyla verilmiştir.
İlköğretim Türkçe Dersi (1–5. Sınıflar) Öğretim
Programında: 1. sınıf düzeyinde; 1 kazanım, 1
açıklama belirlenmiştir. İlköğretim Matematik
Dersi (1–8. Sınıflar) Öğretim Programında: 1.
sınıf düzeyinde; 1 kazanım ve 2 etkinlik
saptanmıştır. Hayat Bilgisi Dersi Öğretim
Programında: 1. sınıf düzeyinde; 5 kazanım, 4
etkinlik, 2. sınıf düzeyinde; 2 kazanım, 2
etkinlik, 3. sınıf düzeyinde: 2 kazanım, 2
etkinlik bulunmuştur. Müzik Dersi (1–8.
Sınıflar) Öğretim Programında: 1. sınıf
düzeyinde; 2 kazanım, 1 etkinlik yer almaktadır.
Görsel Sanatlar Dersi (1–8. Sınıflar) Öğretim
Programında:
kazanım
ve
etkinlik
bulunamamıştır. İlköğretim Beden Eğitimi Dersi
(1–8. Sınıflar) Öğretim Programı: 1. sınıf
düzeyinde; 1 kazanım, 1 etkinlik. İlköğretim ilk
üç sınıfta yer alan derslerinin tüm programları
ele alındığında trafik bilincinin oluşmasına
yönelik toplam 14 kazanım, 12 etkinlik ve 1
açıklama olduğu görülmektedir.
Elde edilen sonuçlardan da anlaşıldığı üzere
ilköğretim ilk üç sınıf düzeyinde öğrencilerde
trafik bilincinin gelişmesi için yeterli kazanım
ve etkinliğe yer verilmediği anlaşılmaktadır.
Bundan sonraki süreçte trafik ve ilk yardım
dersinin amaçlarını destekleyen etkinlikler
ilköğretim ilk üç sınıf düzeyinde çok rahatlıkla
uygulanabilir. Programlarda yer alacak kazanım
sadece trafik kazaları konusunda bilinçlenmeyi
ve trafik kurallarına uymayı alışkanlık haline
getirmiş bireyler yetiştirme amaç edinilmelidir.
İlköğretim ilk üç sınıfta yer alan tüm derslerin
öğretim programında ve her sınıf düzeyinde
mutlaka trafik bilincinin geliştirilmesine yönelik
amaç, kazanım ve etkinliklere mutlaka yer
verilmelidir. Çocuklarda trafik bilincinin
kazandırılabilmesi için okul öncesi eğitimden
başlayarak yüksek öğretimin sonuna kadar
devam edilmelidir. Yeni yapılan ders
programlarında trafik eğitimi ve trafik bilincinin
kazandırılmasına yönelik gerekli tedbirler
alınmalıdır.
3.
http://iogm.meb.gov.tr/pages.php?page=program
(30.02.2009).
4.
http://www.otoalsat.com/otococuk/okullarda_trafik_egitimi
nin_onemi.html (30.03.2009)
5. EGE, RIDVAN. (2005). II. Trafik Şurası Açılış
Konuşması. II. Trafik Şurası, 21-22 Ekim 2004. Ankara:
Pano Ofset.
6. MEB (2005). İlköğretim (1 – 5. Sınıflar) Türkçe Dersi
Öğretim Programı ve Kılavuzu: Ankara: Devlet Kitapları
Müdürlüğü Basımevi.
7. MEB. 1-5MATEM. PROGR. GİRİŞ OCAK 2009.
http://ttkb.meb.gov.tr/ogretmen/(30.02.2009).
8.
MEB.
Hayat
Bilgisi
Öğretim
Programı.
http://iogm.meb.gov.tr/pages.php?page=program
(30.02.2009).
9. MEB. Görsel Sanatlar Dersi (1-8. Sınıflar) Öğretim
Programı
ve
Kılavuzu
–
12/09/2006.
http://iogm.meb.gov.tr/pages.php?page=program
(30.02.2009).
10. MEB. İlköğretim Müzik Dersi (1–8. Sınıflar) Öğretim
Programı
(Son
hali)
07/06/2007
http://iogm.meb.gov.tr/pages.php?page=program
(30.02.2009).
11. MEB. İlköğretim Beden Eğitimi Dersi (1–8. Sınıflar)
Öğretim
Programı.
http://iogm.meb.gov.tr/pages.php?page=program
(30.02.2009).
MEB (2005). İlköğretim (1 – 5. Sınıflar) Matematik
Dersi Öğretim Programı: Ankara: Devlet
Kitapları Müdürlüğü Basımevi.
MEB (2005). Hayat Bilgidi Dersi Öğretim Programı:
Ankara:
Devlet
Kitapları
Müdürlüğü
Basımevi.
MEB (2009). İlköğretim (1 – 8. Sınıflar) Matematik
Dersi Öğretim Programı: Ankara: Devlet
Kitapları Müdürlüğü Basımevi.
http://ttkb.meb.gov.tr/ogretmen/modules.php?name=Downl
oads&d_op=viewdownload&cid=74 (30.03.2009).
KAYNAKLAR
1. http://www.ilkyardimdernegi.org.tr/-HABERLERDUNYA.SAGLIK.ORGUTU.2004.YILINDA.BIR.KAR
AR.ALDI.....hphp (30.02.2009)
2. MEB.(2006) İlköğretim 4–5. Sınıf Trafik ve İlk
Yardım Dersi Öğretim Programı. Ankara: Devlet
Kitapları Müdürlüğü Basımevi.
26
27
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
BAĞLAMINDA
ÜNİVERSİTE
KAMPÜS
ALANLARINDA ULAŞIM -ERİŞEBİLİRLİK KAVRAMLARI VE ÖRNEKLERİ
TRANSPORTATION
AND
ACCESSIBILITY
EXAMPLES
IN
UNİVERSİTY CAMPUS AREAS ACCORDING TO SUSTAINABILITY
Yrd.Doç.Dr.Asım Mustafa AYTEN*
Ulaşım ve Trafik Güvenliği Dergisi/ Turkish Journal of Transportation and Traffic Safety, 3 (1): 41-51, 2009
ÖZET
Sürdürülebilirlik kavramı günümüzdeki
kaynakların etkin kullanımı ile birlikte gelecek
kuşakların hak ve çıkarlarını gözeterek, ödün
vermeksizin korunması ve eksiksiz bir biçimde
gelecek
nesillere
aktarılmasını
prensip
edinmiştir. Bu bağlamda, gündelik yaşamın her
alanında, yaşam çevrelerinde temel ilke
durumundaki Sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi
için Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler
Teşkilatı, O.E.C.D gibi Uluslar arası
kuruluşlarca kabül edilmiş göstergelerin
uygulanması zorunludur. Bu göstergelerden biri
olan Ulaşım ve Erişebilirlik kavramları
kapsamında, Çevre ile Dost Ulaşım araçlarının
kullanılması, Toplu taşımın teşvik edilmesi ile
yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ile
daha az enerji harcayarak en az ulaşım maliyeti
ile ulaşım şebekesinin tasarlanmasından
meydana gelmektedir.
Bu makale, Üniversite kampüs alanlarının
planlanmasında bu göstergelerin uygulanması
gerektiği üzerinde durarak, günümüzdeki
kampüs planlaması örnekleri ile stratejik eylem
planlarındaki yeri tartışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilirlik,
Erişebilirlik, Üniversite Kampüs alanları
planlaması, Çevre ile dost ulaşım araçları, Toplu
taşımacılık
ABSTRACT:
Sustainability concept takes the principle
of efficient use of resources and transfer of them
to next generations with spervising rights and
interests of next generations. In this respect,
accepted
indicators
by
international
organisations such as European Union or United
Nations has to be applied essentially in every
area of daily life in Order to maintain
sustainability that is the basic principle in life
environments. Related to the indicators that is
in the content of transportation and
accessibility; use of environmental friendly
vahicles, supporting mass transit, use of
renewable energy in transportation to spend less
energy and less transportation cost and design of
transporation network are some important
factors.
This article insists on application of such
indicators in planning of university campus
areas and discusses current campus Plans and
place of them in strategic action Plans.
Keywords:Sustainability,
Accessibility,
University
Campus
Area
Planning,
Environmental Friend transportation vehicles,
Mass transit
* Bozok Üniversitesi, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama
Bölümü
GİRİŞ
Sürdürülebilir
kentleşme/kentsel
gelişme
yaklaşımını, sürdürülebilir kalkınma yönündeki
genel evrensel amacın önemli bir parçası olarak
görmek gerekir. Dünyada kentsel nüfus oranının
hızla artması ile kentler, metropoliten alanlar ve
kentsel bölgeler yeni olgu ve sorunlarla
karşılaşmaktadır. Kentleşme ve sanayileşme
süreçlerinde kaynakların denetimsiz kullanımı
ve tüketimi; sera etkisi ve ozon aşınması gibi
sorunlara yol açmış, doğal çevre üzerinde
olumsuz sonuçlar yaratmıştır. Diğer yandan
kentlerde biriken nüfus grupları arasındaki
sosyal ve ekonomik farklılaşmalar büyümüş;
kentsel yoksulluk, kentsel güvenlik gibi sorunlar
da kentsel yaşam kalitesini olumsuz etkilemeye
başlamıştır. Bu yeni olgu ve sorunlara karşılık
bulabilmek için, sürdürülebilir kentlere ulaşma
amacı; özellikle 20. Yüzyılın sonlarından bu
yana kentleşme sektörünün gündemindeki en
önemli konular arasındadır.
27
28
Ekonomik refahın, sosyal adaletin, çevre
koruma ve geliştirmenin sağlanması için,
birbirini tamamlayan ve güçlendiren amaçlara
gereksinim vardır. Sürdürülebilir kentsel
gelişme yaklaşımı, bu dengeli gelişime
erişebilmek için, aşağıdaki temel amaçları
birbiriyle bütünleştirmektedir (Commission of
the European Communities 1998)1:
• Kentsel alanlarda ekonomik refahı
ve istihdamı güçlendirmek,
• Kentsel alanlarda eşitliği, sosyal
katılımı ve kentsel yenilemeyi teşvik etmek,
• Kentsel
geliştirmek,
çevreyi
korumak
ve
• Kent yönetimine ve yerel kapasite
artırımına katkı yapmaktır.
Kentsel ulaşım, sürdürülebilirlik bakış açısı ile
bakıldığında kentlerin en önemli özelliklerinden
biridir. Bir yandan çevresel etkileri azaltma
isteğinin, diğer yandan yüksek düzeyde
erişebilirlik isteğinin sağlanması, kentsel ulaşım
konusunda
eşgüdümlü
şekilde
harekete
geçmenin önemini vurgulamaktadır.
Alternatif yolculuk türleri sağlanması: özellikle
yürümenin, bisiklet kullanımı için uygun
mekanlar çok kısıtlıdır; kamu güvenliği
konusunda sorunlar vardır; ve tüm bu
olumsuzluklarla yapılı çevrenin genel niteliği
etkilenmektedir. Motorlu araçlar ve insanların
gereksinimleri
arasındaki
dengesizliği
gidermenin yolu, araç kullanımından tamamen
vazgeçmek değildir. Yapılması gereken
araçların daha az kullanılması, en azından araçla
seyahat edilen yol uzunluğunun hem mutlak
olarak, hem de kişi başına azaltılmasıdır. Bunun
sağlanabilmesi için üç konuda eyleme geçmek
gerekmektedir:
1.
Alternatif yolculuk türleri
sağlanması: özellikle yürümenin, bisiklet
kullanmanın ve toplu taşımın vurgulanması,
2.
Arazi kullanım ve kentsel
tasarım politikalarının, bu alternatif türleri
desteleyecek ve insanların yapmak zorunda
oldukları yolculuk sayısını ve uzunluğunu
azaltacak şekilde değiştirilmesi,
3.
Araç kullanımının sosyal ve
ekonomik maliyetlerini; yakıt, yol kullanımı,
park etme, motorlu araç, araç kaydı ücretlerine
ekleyen
ulaşım
ücretlendirme
reformu
yapılmasıdır.
Üniversite Kampüs Alanlarında
Erişebilirlik ve Örnekleri:
Sürdürülebilir kentsel gelişmenin bir amaç
haline gelebilmesi için, bu yönde gelişme olup
olmadığının belirli göstergelerle ölçülebilmesi
önemlidir.
Kentsel
sürdürülebilirlik
göstergelerini herhangi çevresel, ekonomik ve
sosyal göstergelerden ayırt eden özellikler, bu
göstergelerin 1) bütünleştirici, 2) ileriye yönelik,
3) dağıtıcı, 4) toplumdaki çok sayıdaki
paydaştan
alınan
girdilerle
geliştirilmiş
olmalarıdır.Maclaren 1996, 205-209)2.
Bu bağlamda, Sürdürülebilir kentleşmenin en
önemli araçlarından biri olan Ulaşım ve
Erişebilirlik kavramlarının Üniversite kampus
alanları özelinde ele alınması gerekmektedir.
Ortaçağa kadar geçmişi olan Üniversite kampus
alanları bulundukları kentle özdeşleşmişler ve
kente birincil derecede damgasını vurmuşlardır.
Bu çalışmada günümüzden yarım asır öncesinin
planlama ve mimari üslubuna göre tasarlanmış
kampüs örnekleri ile birlikte, Ülkemizdeki
birkaç Üniversite kampüsü de örneklenerek
değerlendirilmiştir.
Özellikle,
1970’lerden
itibaren Çevre kavramının giderek önem
kazanması ve insanoğlu dışındaki diğer
canlıların da varlığının öne çıkması düşüncesi
yeni arayışları beraberinde getirmiştir. Bu
bakımdan, 2000’li yıllar Üniversite kampus
alanlarının planlanma düşüncesinin artık
Sürdürülebilirlik nosyonu üzerine inşa edildiğini
ortaya koymaktadır. Bunlar, doğal kaynak
kullanımı, her türlü çevresel kirliliğin
önlenmesi, artık maddelerin bertarafı, yeniden
kullanımı ile ilgili teknolojiler geliştirilmesi,
doğal kaynaktan üretilmiş malzeme kullanımı,
doğal peyzaj elemanlarının kullanım yoğunluğu,
fosil yakıt kullanan ulaşım türleri yerine toplu
taşımayı özendiren ve yenilenebilir enerji
kaynakları ( güneş enerjisi, rüzgar enerjisi,
jeotermal enerji gibi ) ile çalışan ulaşım
araçlarının yer alması gibi bir dizi önlemi
beraberinde getirmiştir.
Sürdürülebilir ve ekolojik öncelikli bir
tasarım için;
-İklimsel özelliklerin değerlendirilmesi,
-Alanın
yapısal
özelliklerinin
değerlendirilmesi,
-Alanın bitki ve hayvan varlığının
belirlenmesi,
-Çevresel etkilerin değerlendirilmesi,
-Erişebilirlik özellikleri,
-Açık ve yeşil alanların özellikleri
belirlenerek planlanmak durumundadır.
Bu makalede, Üniversite kampus
alanlarının planlamasında ulaşım ve erişebilirlik
kavramlarına vurgu yapılırken bir yandan da
geçmişteki örneklerle günümüzdeki yaklaşımlar
28
29
arasındaki
farklılık
ortaya
konularak
Sürdürülebilirlik
eksenindeki
örnek
uygulamalar- Japonya, Hong-Kong gibi
ülkelerden seçkin örnekler üzerinde bir tartışma
gerçekleştirilmektedir. Bu yönü ile çalışma
halen gelişmekte olan ülkeler kategorisinde yer
alan Ülkemiz kentlerindeki Üniversite kampus
alanlarının planlamasında bu kavram ile
kriterlerinin
uygulamaya
yansıtılması
gerektiğini bir kez daha göstermektedir.
Üniversite kampus alanları yüksek öğretim
faaliyetlerinin gerçekleştiği oldukça geniş bir
alana yayılabilen içerisinde çok farklı
birimlerden oluşan yada belirli bir alanda
ihtisaslaşabilen kurumlardır. Bu nitelikleri ile
kent içinde ama çoğunlukla da kent dışı
alanlarda yer alan üniversite kampus alanlarının
planlanması ve tasarımı önemlidir. Kent dışı
üniversite kampuslarının yer seçiminde gerçek
ihtiyaçlardan kaynaklanan ölçütlerin göz ardı
edilmemesi önemli bir konudur. Bu ölçütleri
dışsal ve içsel olmak üzere iki kategoriye
ayırmak mümkündür. Dışsal ölçütler kampus
alanının yakın çevresi ile olması gereken
ilişkilerini düzenlemekte önemli katkısı olan
ölçütlerdir ve özetle aşağıdaki şekilde sıralanabilir.
•
Kampus alanı kentle ve kent
toplumu ile ortak kullanım alanlarından
maksimum yararın sağlanabilmesi için, yakın
bir mesafe ve ilişki içinde konuşlanmış
olmalıdır.
•
Kampus ile kent arasında etkin
bir ulaşım sisteminin kurulmuş olması veya
ekonomik koşullarla ve kolay bir şekilde
kurulabilmesi gereklidir.
•
Kampus alanı, eğitim ve
araştırma konularında işbirliği yapılması
gereken kurumlar ve kaynaklarla (endüstriyel
kuruluşlar, etkin iş alanları, doğal kaynaklar
v.b.) etkin ulaşım ve iletişim kurabilecek bir
konumda seçilmelidir.
•
Kampus alanı, kentsel alt yapı
olanaklarından
(ulaşım
sistemi,
enerji
kaynakları, temiz su ve kanalizasyon sistemleri,
arıtma tesisleri v.b.) maksimum yarar,
sağlayabilecek bir konumda olmalıdır.
İçsel ölçütler ise, seçilen alanın kampus
tesislerinin konuşlandırılması ve yapımına
katkıda bulunacak arazi özelliklerini kapsar ve
özetle aşağıdaki şekilde sıralanabilir:
•
Kampus alanı olarak seçilen
arazi, üniversitenin mevcut ve gelecekteki gereksinimlerini karşılayacak büyüklükte ve
boyutlarda olmalıdır.
•
Seçilen alanın, jeolojik ve
topoğrafik yapısının, tesislerin ve dolaşım sisteminin etkin bir şekilde yerleşimine ve
yapılaşmasına olanak sağlayacak özelliklere
sahip olması gereklidir.
•
Toprak kalitesi her türlü, bitki,
ağaç ve bitkilerin yetiştirilmesine, uygun
olmalıdır.
•
Yer altı suyunun ekonomik ve
kolay elde edilebilmesine olanak sağlaması
gereklidir.
•
Yoğunluk
Kriteri:
Genel
olarak yoğun yerleşmeler (50 kişi/ha ve daha
fazlası) kentsel, bundan daha az yoğunluktaki
dağınık yerleşmelere kırsal yerleşmeler adı
verilmektedir.
•
İşlevler Kriteri: Genellikle
kentsel yerleşmelerin başlıca dört işlevi
(çalışma, barınma, dinlenme ve ulaşım)
mevcuttur (3).
Kampüslerin yapısal alan tasarımında genellikle
dört ana bölgeden söz edilmektedir.
Akademik Bölge: Eğitim, öğretim ve araştırma
işlevlerini
yerine
getiren
fakülteler,
laboratuarlar, amfi, idare ve yönetim binalarıdır.
Yönetim-Sosyal Alanlar Bölgesi: Kampüste
yaşayanların ortak kullanım mekanları olup;
rektörlük, bilgi işlem, kütüphane, yemekhane,
spor tesisleri, alle, etkinlik ve sergi alanları
Barınma Bölgesi: Öğrenciler, öğretim üyeleri
ve idare personele yönelik yurtlar, lojmanlar ve
bu mekanların ihtiyacı olan açık ve kapalı
alanlardır.
Ulaşım Bölgesi: Kampüs içindeki tüm
kullanımları birbirine bağlayan ve kampüsü
kentle ilişkilendiren araç ve yaya trafiğini
sağlayan yolların bulunduğu alanlardır.
Üniversite kampüslerinin planlanması, kent
içinde
bulunduğu
alana
olan
çevre
bağlantılarının ve çevre uyumunun sağlanması,
merkez noktasının açık olarak belirlenmesi ve
bu alana olan bağlantılarının güçlendirilerek
alan içinde ulaşılabilirlik düzeyinin saptanması
açısından oldukça önemlidir. Kampüslerin
değişik işlevleri barındıran karmaşık oluşu ve
bu
işlevler
arası
ilişkilerin
aksaksız
yürütülebilmesi ancak kampüsteki birimlerin
sistematik bir düzen içinde ele alınmasıyla
gerçekleşebilir.
Özellikle, Kampüs alanlarının kentle olan
ulaşım bağlantıları ve kampus alanı içindeki
ulaşım ve dolaşım ilişkileri birincil derecede ele
alınması gereken tasarım ölçütüdür. Üniversite
kampüsleri kent için ulaşılabilir olmalıdır.
Eğimin çok fazla olduğu alanlarda sirkülasyon
ve ulaşım ağı yayalar için %8’lik maksimum
ölçek, araçlar içinde %15’lik eğim sınırlaması
dikkate
alınmalıdır.
Kampüs
yerleşim
29
30
modellerine göre farklılık gösterse dahi ana
arter yaya yolları ile birlikte, iki önemli binayı
birbirine bağlayacak şekilde tasarlanmalıdır. Bu
omurga
açık
ve
yeşil
alanlarla
da
desteklenmelidir. Enis Kortan’ın belirttiğine
göre, “Üniversitelerde iki ders arasındaki 10-15
dakikalık sürede, bir öğrencinin en uçtaki iki
fakülte
arasında
gidebilme
olasılığının
sağlanmasıdır. Bilimlerin gelişmesine paralel bir
biçimde, öğrencilerin 10-15 dakikalık mesafe (
800-1000 m) ye göre bu erişimi sağlaması
beklenmektedir.”Aynı zamanda, kampüslerin
optimum
büyüklüğü
yaya
ulaşımında,
kampusun bir uçtan bir uca, kolay ve rahat bir
biçimde yürünebilmesine göre saptanır (4).
Ulaşım ağını oluşturan elemanlar, girişler,
yollar, meydanlar ve otoparklardan meydana
gelir. Girişler, Üniversite kampüsünün başlangıç
ve bitiş noktasındaki kampus ana girişi bütün
bölgelere dağılımı sağlar.Ana girişe bağlı
olmayan belli aktivite ya da eğitim gruplarına
ulaşımı
sağlayan
yoğunluğun
artışına
engeldir.Yaya yolları, taşıt yolarının iki yanına
paralel tretuvarlardan ve taşıtlara geçiş imkanı
vermeyen, kampus peyzaj alanlarının içinde
uzanan yaya yollarından daha hızlı, kısa mesafe
ulaşımını sağlayan bağlantılardır (5).
Ulaşım sisteminde yatay düzenleme iki boyutlu
ayrım Radburn sistemi yaya ve taşıtların aynı
düzlemde hareket etmesine olanak sağlar.
Taşıtlar, ana arter ve tali yollardan merkeze
ulaşır. Kampüs ulaşım sistemi sadece ulaşım
elemanlarıyla kısıtlı değildir. Sirkülasyonu
doğru sağlayabilmek için geliştirilen üç formül
yaya-taşıt ulaşımını birbirlerinden bağımsız
olarak geliştirilmiş sistemlerle çözümler. Yatay
düzenleme ile iki boyutlu ayrım Radburn
sistemi yaya ve taşıtların aynı düzlemde
hareketine olanak sağlar.
Dober
yol
tasarım
ilkelerini
şöyle
sıralamaktadır:
Kampüs yaya yolları ders aralarında bir yerden
diğerine varmak isteyen yaya yoğunluğunu
taşıyabilecek büyüklükte ve kesintisiz olmalıdır.
Kampüs düzenlemesinde kullanıcıların her türlü
ihtiyacına ve çevresel koşullara göre bakım ve
uyumu düşünülmelidir.
Yollar arası kademelenme taşıma kapasitelerine
göre oluşturulmalıdır. Servis yolları ve
gerektiğinde itfaiye ve ambulans gibi araçların
kolay ve rahat geçebilmeleri sağlanmalıdır.
Yaya-Taşıt ulaşım ağlarının kesişmemesine
dikkat edilmelidir.
Ana yollar dışında kalan tali yollar kullanım
sırasında görsel farklılık yaratmalıdır (6).
Sürdürülebilir ulaşım konusunun temel amacı
özel otomobil kullanımı dışındaki ulaşım
alternatiflerinin yaygınlaştırılmasıyla, ulaşımdan
kaynaklanan enerji tüketiminin ve çevresel
etkilerinin en aza indirgenmesidir. Toplu
ulaşımın yoğunluğu ve kullanımı çerçevesinde
yürüme mesafesi ile en kısa zamanda varılması
gereken varış noktasına ulaşmayı hedeflemek
mümkündür. Ayrıca, Bisiklet kullanımı gibi
kirlilik
yaratmayan
ulaşım
türlerinin
kullanımının yaygınlaşması da önemlidir.
Bunun yanı sıra özel araç için park ücreti
uygulaması getirilmesi de dikkate alınmaktadır.
Aşağıdaki örneklerde, bu kriterlerin doğrudan
doğruya uygulandığı gözlemlenmektedir.
Hong-Kong Üniversitesi Yönetimi engelli
insanların da ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde
kampus boyunca
yaya ve araç trafiğinin
tamamen birbirinden ayıracak bir biçimde
serbest engelleyici elemanlarla oluşturulmuş bir
yayalaştırma ilkesini kabul etmiştir. Mevcut ve
öneri yeni binalardan ayrı ve kuzey-güney,
doğu-batı dolaşımı ızgara olarak tanımlanmış ve
kampus yerleşimi buna göre gerçekleşmiştir.
30
31
Şekil 1:Ulaşım ve Dolaşım planı-Hong-Kong Üniversitesi
Kaynak: www.hku.hk/mech/ssm/hsb/links/htm, 2009
Dolaşım güzergahları açık meydanlar,
avlular ve her biri peyzajı yapılmış ortak
alanlarla birbirlerine bağlanmaktadır. Böylece,
açık mekanın peyzaj kampus boyunca
ziyaretçilerin ve kullanıcılar için aidiyet
kimliğini sağlayan ve yönlenmeye yardımcı
olan dolaşım güzergahlarının kesişimleri ile
düğüm noktalarını tanımlamaktadır.
Mevcut katlı Üniversite erişebilir yolunun
genişlemesi ve cyber plaza ile ilişkili Pokfulam
yolundan yeni bir giriş yolu teklif edilmiştir.
Mevcut iç yol şebekesi ki şeritli araç trafiğine
ayrılmış yola hizmet etmek için genişletilmiştir .
Ana bina yakınında ve güney ve yeni batı giriş
kapılarındaki
araç
girişlerinin
olduğu
bölümlerde, tıbbi rahatsızlığı olan hastalar için
ve engelliler haricinde özel araç park etme idare
tarafından önerilmiştir.
Tokyo Üniversitesinin genel ulaşım türleri ile
Üniversitenin
yer
seçiminde
ulaşım
bağlantılarını açıklayan aşağıdaki şekilde
görülmektedir. ( Bkz Şekil 2 )
31
32
Şekil 2: Tokyo Üniversitesi Ulaşım Bağlantıları
Kaynak: www.tokyouniversity.edu.tr, 2009
Sonuç:
Sürdürülebilirlik kavramı ve yaklaşımı kentlere
damgasını
vurduğu
kadar
Üniversitelerin
planlanması ve tasarımındaki en önemli kriterlerden
biri haline gelmiştir. Geleneksel yaklaşımlardan
ayrı olarak sürdürülebilirlik çerçevesinde; toplu
taşım ağırlıklı ulaşım sistemleri, öncelikli
yayalaştırma programları, özel araç kullanımını
sınırlandırılması, kullanımı halinde ise yeteri kadar
otopark yeri ayrılması, yaya mesafesinin
bir
yayanın çok kısa zamanda yürüyebileceği mesafede
olması-erişebilir olması, karbon türevli enerji
sistemleri yerine sıfır karbon enerji yada
yenilenebilir enerji türlerinin kullanıldığı enerji
sistemlerinin ulaşımda kullanılması, her türlü atığın
yeniden kullanılmasına elverişli atık depolama ve
yeniden dönüşüm uygulamalarının sürdürülebilir
kılmak, bisikletle ulaşımın teşvik edilmesi,
şeklinde tanımlanabilir. Bu tanımlama altındaki her
bir farklı uygulamanın birbirleri ile bir bütünlük
içinde ele alınarak gerçekleştirilmesi zorunludur.
Özellikle de ulaşım şebekesinde yaya-araç
trafiğinin tamamen birbirinden ayrıştırılması ,
binalar arasındaki geçişlerin oldukça kolay ve
erişebilir olması ile kampus alanı içi ve çevresinde
oldukça büyük açık mekanlar ile spor aktivitelerinin
yer aldığı alanlar bırakılması temel esastır.Kampüs
kendi başına bir kent gibi düşünülmekte ve bütün
ihtiyaçlar yine yerinde karşılanmaktadır. Bu hali ile
kampüsün
oluşumu
ve
gelişimi
içinde
devamlılığının sağlanması mümkün olabilmektedir.
Aynı zamanda, Sürdürülebilirlik temalı olmak üzere
Üniversitelerce
hazırlanan
Stratejik
Eylem
planlarında Kampüs planlamasının ana ilkelerini
görmek mümkündür.
Sonuçta bu makale çalışmasında sürdürülebilir
kampus kavramı ile ulaşım açısından erişebilirlik
üzerine
vurgu
yapılarak
örneklerle
de
çeşitlendirilmiştir. Halen Ülkemizde bu aşamaya
ulaşmış Üniversite örnekleri sınırlı sayıdadır. Bu
bağlamda,
Stratejik
planlama
Üniversite
yönetimlerince yapılırken ve uygulanırken bu temel
kavram üzerinden bir açılım yapılması daha yerinde
ve doğru olacaktır. Çünkü, Üniversite kampus
alanları açık ve kapalı alanları ile ulaşım ve dolaşım
bağlantılarının
yer
aldığı
bir
bütünü
oluşturmaktadır. O halde, planlama ve tasarım
aşamalarında kampüsün kısa erimli olmanın
ötesinde uzun erimli planlamasını yapılarak buna
dayalı tasarım kararlarının uygulanması gerekir. Bu
32
33
bağlamda erişebilir mesafelerde yaya öncelikli ve
ağırlıklı bir dolaşım dizgesinin yer alması birincil
koşul olarak gösterilebilir.
2. www.tokyouniversity.edu.tr, 2009
KAYNAKLAR
1.
Commission of the European Communities. (1998).
Sustainable Urban Development in the European
İLETİŞİM ADRESİ;
Union: A Framework for Action. Brüksel.
2.
Maclaren,
V.
(1996)
“Urban
Sustainability
Reporting”. Wheeler, S. M.
3.
Türeyen M. (2002) Yüksek Öğretim Kurumları-
Yrd.Doç.Dr.Asım Mustafa AYTEN
Eposta:[email protected]
Kampüsler Tasarım Yayın Grubu , İstanbul
4.
Sönmezler K. (2003) “ Modern Mimarinin Kentsel
Deney Alanı: Üniversite Tasarımı, Doktora tezi
M.S.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü yayımlanmamış
doktora tezi, İstanbul
5.
Bilgin Ayda,(2006) “Doğu Akdeniz Bölgesi ve
çevresinde Üniversite Kampüs planlaması Üzerine bir
İnceleme”
Yayımlanmamış
yüksek
lisans
tezi,
Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,
Adana
6.
Dober,R.P.(1982) , Campus Planning,
İnternet kaynakçası:
1.www.hku.hk/mech/ssm/hsb/links/htm, 2009
33
34
15 Kasım 2009 Dünya Trafik Mağdurlarını Anma Günü TRAMAD Basın Bildirisi
TRAFİK KAZALARI KADER DEĞİLDİR.
SADECE ADALET İSTİYORUZ,
BU TERÖR DE BİTSİN İSTİYORUZ...
Avrupa Trafik Mağdurları Federasyonu FEVR tarafından 1993 yılından bu yana her yılın kasım
ayının 3. pazarı kutlanan Dünya Trafik Mağdurlarını Anma Günü 26 ekim 2005 tarihinden itibaren
Dünya Sağlık Örgütünün desteği ile BM tarafından küresel bazda Trafik Mağdurlarını Anma Günü
olarak tanındı. Dünya genelinde kutlanan Trafik Mağdurlarını Anma Günü Türkiye'de 2007 yılından
itibaren resmi olarak tanındı ve kutlanmaya başladı.
Ülkemizde her gün TV haberlerinde ve gazetelerin 3.sayfalarında görmeye alıştığımız trafik kaza
haberleri ülkemizin vazgeçilmez bir gerçeği olmaya devam ettirilmektedir. Her yıl 12.000 den fazla
vatandaşımız hayatını yollarda kaybetmekte ne kadarının kalıcı engelli olduğu bilinemeyen 180.000
den fazla vatandaşımız yaralanmaktadır. Ülkemizde trafik kazalarında yakınlarını kaybedenlerin,
kazalarda yaralanan ve ömür boyu bedensel engelli kalan onbinlerce vatandaşımızın bir ömür boyu
yaşadığı psikolojik travmalar ise gündeme dahi gelmemektedir.
Ülkemizde ölümlü trafik kazaları için söylenen “ ömrü bu kadarmış, kaderi buymuş “ sözleri
maalesef kabullenilmiştir. Trafik Mağdurları ve Trafik Güvenliği Derneği TRAMAD olarak Sayın
Diyanet İşleri Başkanlığına yaptığımız yazılı başvuruda dinimiz açısından trafik kazaları ve trafik
kazalarının kader olup olmadığı sorulmuştur. Diyanet İşleri Başkanlığının verdiği cevap derneğimizin
www.tramad.org.tr web sitesinde yayınlanmıştır.
Diyanet İşleri Başkanlığının açıklamasında “ İçerisinde yaşanılan ülkenin trafik düzenini sağlamak
üzere koyduğu kural ve şartlara uygun olarak davranmak orada yaşayan herkesin görevidir. Trafik
kurallarına uymak, yasal olduğu kadar dini bir görevdir ve ihmali sorumluluğu gerektirir. Kâinatta
meydana gelen her şeyi ezelde takdir eden ve zamanı gelince de onu yaratan yüce Allah'tır. Kulun da
olmasını istediği şey için, iradesini sarf etme ve tercih etme yetkisi vardır. Bu tercih yetkisine irade-i
cüz'iyye denir. İnsan bununla sorumluluk altına girer. Allah'ın her şeyi ezelde bilip takdir etmiş olması,
bizim yapmak veya yapmamak istediğimiz şeyler konusunda cüzi irademizi sarf etmemize engel
değildir. O halde kulun görevi, iradesini iyi yöne sarf etmek ve üzerine düşeni yaptıktan sonra gerisini
Allah'a bırakmak ve O'na güvenmektir. “ olduğu belirtilmiştir. Yapılan açıklamada dinimiz açısından
TRAFİK KAZALARININ KADER OLMADIĞI trafik kurallarına uymanın hem vatandaşlık hem de
dini bir görev olduğu, insanın davranışlarından sorumluğu olduğu net bir şekilde belirtilmiştir.
Toplumun her kesiminde TRAFİK KAZALARI KADER DEĞİLDİR gerçeğinin hayata geçirilmesi
trafik terörü ile mücadelede önemli bir adım olacaktır.
Biz trafik mağdurlarının yaşadığı sorunların başında trafik kaza sonrası yargıda her aşamada
yaşadığımız eksiklikler, hatalar ve haksızlıklardır. Son günlerde ölümlü trafik kazaları sonucu yapılan
yargılamalarda çıkan kararlarda sanıklara ceza yerine Sayın Mahkemelerce verilen hapis cezalarının
paraya çevrilerek bununda ödeme kolaylığı getirilerek taksitlendirilmesi sıkça görülmeye başlamıştır.
Kanunlarımız içinde var olan bu seçeneğin uygulanması elbette Sayın Hakimlerimizin takdirindedir.
Ancak sanığa verilmesi gereken yasalarımızdaki bizce yetersiz cezaların bile tam olarak
uygulanmaması trafik terörünü bir suç olmaktan çıkaracak, caydırıcılığı kalmayacaktır.
Ülkemizde 2001 ekonomik krizi ve halen yaşamakta olduğumuz küresel ekonomik kriz sebebiyle
verdikleri çekleri ödeyemeyen ve halen cezaevinde bulunan 1000 den fazla vatandaşımız
34
35
bulunmaktayken her yıl 12.000 den fazla vatandaşımızın hayatını kaybettiği, 180.000 den fazla
vatandaşımızın yaralandığı trafik kazalarından dolayı cezaevlerine trafik suçluları konulmamaktadır.
Çek mağduru vatandaşlarımız devlete karşı suç işlememiş sadece şirketlere, şahıslara verdikleri çekleri
ödeyememekten dolayı mahkum olmuşlar 5 yıla kadar hapis cezası almışlar cezaevlerine
gönderilmişlerdir. Oysa yasal sınırın misli üzerinde alkollü iken, aşırı hızla giderken, kırmızı ışıkta
geçerken, yaya geçidinde yayaya yol vermeyerek ölüme sebebiyet veren, ehliyetsiz araç kullanan en
basit trafik kurallarına uymadıkları için sevdiklerimizi bizden koparan sürücülere hapis cezası verilerek
ve uygulanarak ıslah edilmeleri ve toplum açısından da caydırıcılık sağlanması gerekirken sanık
sürücülere ekonomik ceza verilmesini kabul etmiyoruz. Biz trafik mağdurlarının acısına bir nebze
olsun merhem olacak tek şey adil ve düzgün bir yargılama sonucu belirlenecek kusur oranlarına göre
yasanın belirlediği ceza aralığına orantılı indirimsiz hapis cezası verilmesidir.
Bireyin bireye karşı işlediği suçların mağdurun rızası olmadan her ne şekilde olursa olsun affedilmesi
kabul edilemez. Kişinin yaşama hakkının en basit ve uyulması gereken trafik kuralları ile elinden
alınması karşısında ölen öldü kalanları kurtaralım mantığına artık bir son verilmelidir.
Trafik Mağdurları ve Trafik Güvenliği Derneği TRAMAD olarak Sayın Adalet Bakanımızdan,
Sayın Yargıtay Başkanımızdan randevu talebinde bulunarak trafik mağdurlarının yaşadığı sıkıntıları
belgeleri ile anlatarak başta kanunlarımızda adı taksirli suç olarak geçse de çoğu cinayetten farksız
olan trafik kazalarında sanıklara ekonomik ceza yerine hapis cezasının uygulanmasının sağlanması için
var gücümüzle çalışacağız.
Yollarda yitirdiklerimiz sadece aileleri için bir değer değil TOPLUMUNDA ORTAK
DEĞERLERİDİR. Sorunun bir parçası olmak yerine çözümün bir parçası olmayı tercih edenler olarak
ulaşım yollarında yitirdiğimiz canlarımızı rahmetle anıyor, yakınlarına sabır diliyoruz, yetkililerin bu
teröründe varlığını görmesini ve bitirmek için harekete geçmesini istiyoruz.
Fahrettin Onur SEZER
Trafik Mağdurları ve Trafik Güvenliği Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
www.tramad.org.tr
35
36
Ulaşım ve Trafik Güvenliği Dergisi Yazım Kuralları
1.Ulaşım ve Trafik Güvenliği Dergisinde ulaşım ve trafik güvenliği ile ilgili çalışma alanlarıda yapılmış deneysel araştırmalar, retrospektif ve prospektif çalışmalar, olgu
sunumları, derleme yazıları, alan tanıtımları, editöre mektuplar yayınlanır.
2.Yayınlanmak üzere gönderilen yazıların başka bir yerde yayınlanmamış veya yayınlanmak üzere gönderilmemiş olması gerekmektedir.
3.Derginin yayın dili Türkçe ve İngilizcedir.
4.Biçimsel esaslar:
•Yazılar IBM uyumlu bilgisayarlarda Winword programı ile yazılmalı, yazı ve grafikler 3.5 diskete ya da CD’ye yüklenmelidir.
•Yazılar, yazar isim ve adresleri birinde bulunup diğer üçünde bulunmayan 4 basılı kopya ile birlikte gönderilmelidir.
•Yazılar referanslar dahil on sayfayı geçmemelidir.
•Yazılar A4 boyutundaki kağıdın bir yüzüne kağıdın üst, alt ve yan taraflarında 3cm boşluk kalacak şekilde, Times New Roman 12 punto yazı karakteri ile 1.5 satır aralığı ile
yazılmalıdır. Paragraf girintisi, 1.25 cm olmalıdır. Sayfa numaraları sağ üst köşede yer almalıdır.
•Her şekil, tablo ve grafik ayrı sayfada yer almalıdır. Şekillere sıra numarası verilmeli ve yazı içerisinde yerleri belirtilmelidir. Şekillerin alt yazıları ayrı bir kağıda yazılmalıdır.
•Fotoğraflar ayrıntıları görülecek derecede net ve parlak kağıda basılmış olmalı, arkalarına makalenin adı, fotoğrafın numarası ve alt yazıları yazılarak ayrı bir zarf içinde 4
kopya olarak gönderilmelidir.
•Tablolar diskete kaydedilirken excel programında hazırlanmalıdır. Tablolar numaralandırılmalı ve yerleri metin içerisinde belirtilmeli, tablo yazıları tablonun üstünde yer
almalıdır.
•Yazı formu, ön sayfa, Türkçe özet sayfası, İngilizce özet (abstract) sayfası, yazının içeriğine uygun olarak yazarlar tarafından uygun görülen şekilde bölümlere ayrılmış
çalışma, kaynaklar, şekiller, tablolar ve grafikleri içeren sayfalar şeklinde düzenlenmelidir. Ara başlıklar büyük harfle yazılmalıdır.
•Ön sayfa: Yazının başlığı (Türkçe ve İngilizce), yazarların isimleri, akademik unvanları, kurumları, yazışılacak yazarın adı, soyadı, adresi ve elektronik posta adresi
bulunmalıdır. Makale daha önce tebliğ olarak sunulmuşsa, tebliğ yeri ve tarihi bu sayfada belirtilmelidir.
•Özetler (özet ve abstract): Çalışmanın tamamının anlaşılmasını sağlayacak kapsamda olmalı ve 200 kelimeyi geçmemelidir. En fazla 10 anahtar kelime verilmelidir.
•Teşekkür notu kaynaklardan hemen önce yazılmalıdır.
•Kaynaklar: Metin içerisindeki kullanım sırasına göre numaralandırılmalı ve metinde parantez içerisinde gösterilmelidir. Dergi isimleri index medicus’a göre kısaltılmalı ve
tüm yazarların isimleri yazılmalıdır. Kaynak yazılımı aşağıdaki örneklerde gösterildiği şekilde olmalıdır.
Makale: robinson e, wentzel j. toneline bitemark photography. j forensic sci 1992;37(1):195-207
Kitap: Gordon I, Shapiro HA, Berson SD, editors. Forensic Medicine: A Guide to Principles. 3rd ed. Edinburg: Churchill Livingstone, 1988:196.
Kitap Bölümü: Robinson G, Gray T. Electron Microscopy 1: Theoretical Aspects and Instrumentation. In: Bancroft JD, Stevens A, eds. Theory and Practice of Histological
Technics. 3rd ed. Edinburg: Churchill Livingstone, 1990:509-523.
5.İnsanlar üzerinde yapılacak çalışmalar ve hayvan deneylerinde yerel etik komiteden izin alınmalı ve izin belgesi yazı ile birlikte gönderilmelidir. Bu konudaki tüm sorumluluk
yazar/yazarlara aittir. Yazıda sözü edilen kişinin kimliğini belirten isim, adres kullanılmamalıdır. Kişinin kimliğini açık şekilde belli eden fotoğraflar kabul edilmeyecektir..
6.Gönderilen çalışmada yazının bu dergide yayınlanmasını tüm yazarların onayladıklarını gösterir bir belge bulunmalıdır.
7.Yayınlanacak yazılar yayın kurulu tarafından kapsam ve düzen tarafından uygun bulunmalıdır. Yazıların basılıp basılmamasına, basılma önceliğine yayın kurulu karar verir. Hakemlerin
kararından sonra yayın kurulunun yazının mesajını değiştirmeyen her türlü düzeltmeleri ve kısaltmaları yapma yetkisi vardır.
8.Yazı ile ilgili bilimsel ve hukuki sorumluluk yazarlara aittir.
Turkish Journal of Safety Transportation and Traffic Instruction to Authors
1.Turkish j. safety transportatıon and traffıc welcomes material for publications as original papers, preliminary Reports, Case Reports And Letter To The Editors.
2.Papers Submitted To The Journal Are Only Accepted İf They Have Not Been Or Will Not Be Published İn An Other Journal.
3.The Journal Submits Manuscripts Written İn English And Turkish.
4.Essentials About Format;
•The Manuscript Must Be Printed On A4 Paper With Margins Of 3cm On Every Side.
•Four Copies Of The Manuscript Must Be Sent, İn Addition With A Copy Of The Document İn A 3.5 Diskette.
•Manuscripts Must Be Maximal 10 Pages İncluding References.
•Times New Roman 12 Point Font Of Word 6.0 Should Be Used With An İndentation Of 1.25 Cm Space For The First Line Of Each Paragraph And 1.5 Spacing Throughout.
•Every Table, Figure And Graffic Will Be İn Different Pages. Tables Will Be Numbered Consecutively İn The Order Of Their First Citation İn The Text And Supply A Brief
Title For Each. Instead Of Original Drawings, Roentgenograms And Other Material Send Sharp, Glossy Black And White Photographic Prints. If A Figure Has Been Published
Acknowledge The Original Source And Submit Written Permission From The Copyright Holder To Reproduce The Material.
•The Title Page Should Contain A Title Of The Article, First, Middle And Surname Of The Each Author, Academic Degrees And İnstitutional Affiliations And Name Of The
Department / İnstitutions. The Name And Adress Of The Author Responsible For Correspondence About The Manuscript Should Be Defined.
•Abstracts Should Not Exceed 200 Words. 10 Keywords Will Be Selected At The Most.
•Number The References Consecutively İn The Order İn Which They Are First Mentioned İn The Text. Identify References İn The Text, Tables And Legends Arabic Numerals
İn Paranthesis. Use The Style Of The Examples Below, Which Are Based On The Formats Used By The US National Library Of Medicine İn Index Medicus. The Titles Of The
Journals Should Be Abbreviated According To The Style Used İn Index Medicus.
Manuscript: Robinson E, Wentzel J. Toneline Bitemark Photography. J Forensic Sci 1992; 37(1):195-207.
Book: Gordon I, Shapiro HA, Berson SD, Editors. Forensic Medicine: A Guide To Principles. 3rd Ed. Edinburg: Churchill Livingstone, 1988:196.
Book Chapter: Robinson G, Gray T. Electron Microscopy 1: Theorical Aspects And İnstrumentation. In: Brancoft JD, Stevens A, Eds. Theory And Practice Of Histological
Techniques. 3rd Ed. Edinburg: Churchill Livingstone, 1990:509-23.
5.When Reporting Experiments On Human Subjects İndicate Whether The Procedures Followed Were İn The Ethical Standarts Of The Responsible Committee On Human
Experimentation Or With The Helsinki Declaration Of 1975, As Revised İn 1983. Do Not Use Patients’ Name, İnitial Or Hospital Numbers, Especially İn Any İllustrative
Material. When Reporting Experiments On Animal İndicate Whether İnstitution’s Or The National Research Council’s Guide For, Or Any National Law On The Care And Use
Of Laboratory Animals Was Follewed.
6.Manuscripts Must Be Accompanied By A Covering Letter Signed By All Authors Which İncludes A Statement That The Manuscripts Has Been Read And Approved By All
Authors.
7.Coverage And Order Of The Articles Should Be Appropriate By Puclication Commitee. Publication Commitee Decides Whether The Article Will Be Published Or Not And
Priority. After Evaluation By Referee, Publication Commitee Has Authority To Make Corrections And Abbreviations That Not To Change The Article’s Theme
8.Scientific And Legal Responssibility Of The Are Belong To Authors.
36
37
Trafik e-grubu
Trafik ve Ulaşım Güvenliği Sorunları İle Sanal Ortamda Mücadele
TRAFİK e-grubu; sanal ortamda trafik ve ulaşım güvenliği ile ilgili sorunları ve çözüm önerilerini tartışmak
amacıyla bu alanda çalışan değişik disiplinlerdeki meslek mensuplarının iletişimini arttırmak için Adli Bilimciler
Derneği ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından oluşturulmuş, bugün itibariyle yaklaşık
4500
üyesi
bulunan
bir
haberleşme
grubudur.
Samsun’da 2000 yılı Mayıs ayında düzenlenen Trafik 2000 sempozyumunun ardından bu alanda çalışan değişik
kişilerin yılda sadece bir kez buluşup bilgilerinin paylaşmalarının yeterli olmadığı görülerek sürekli bir haberleşme ve
bilgilenme ağının çok daha yararlı olacağı düşünülmüştür.
Bu çalışmada da amaç asla bir yönlendirme ya da her hangi bir destek platformu oluşturmak değildir. Tek amaç
tamamen özgür bir ortamda TRAFİK sorununun çözümüne gönül vermiş kişi ve kuruluşları bir araya getirerek iletişimi
arttırmak ve ortak amaçlar doğrultusunda ne yapabileceğimize hep beraber karar vermektir.
Grup kurallarında seviyeli ve saygılı bir tartışma ve hukuk kurallarına uyma dışında hiçbir ön şart yoktur ve
grubumuz her kese açıktır.
Bir kişinin attığı mesaj tüm grup üyelerine aynı anda gitmektedir.
Grup moderatörünün grubun kuruluşuna başlangıç etmek dışında bir insiyatifi yoktur. Ne yapılacağına grubun
üyeleri hep beraber karar verir. Yani yönetim kurulumuz, denetim kurulumuz v.s yoktur.
Dernek ve vakıflarda çalışan kişiler gerek günlük yaşamda koşturmaları gerekse farklı sebeplerle bir süre sonra
pasif hale gelmekte, Bir süre sonra üyelerle dernekler arasında iletişim kopmaktadır. Halbuki biz bu tip gruplarla
düşünce, görüş ve reaksiyonlarımızı anında öğreniyor; bilimsel, sosyal ve yasal gelişmelerden anında haberdar oluyoruz.
Bir dernekten çok daha ileri bir sivil inisiyatif olduğumuza inanıyoruz.
Aramızda üniversite öğretim üyeleri, dernek ve vakıflar, basın mensupları, trafik eğitimcileri mühendisler, hekimler,
trafikle uğraşan emniyet mensupları, acil yardım elemanları, trafikten yara almış acılı insanlar ve bunlar gibi bir çok
değerli arkadaşımız var. Hepimiz farklı bir alandan, farklı acıları yaşayarak ve farklı düşüncelere sahip olarak bu gruba
katıldık. Fakat kanımızca grubumuzu zenginleştiren farklı alanlarda bulunmamız, farklı görüş ve duygulara sahip
olmamız.
Trafiği bizzat temsil edenlerle, trafik acısını yaşayanlar, trafik konusunda bilimsel çalışma yapanlar ve bu
çalışmaları halka anlatanlar hep bir aradayız. Bazı sivil toplum örgütleri gibi tek taraflı konuşmuyor, hedef kitlemize
direk mesajlarımızı gönderebiliyoruz. Trafik çalışanları sorunlarını direkt olarak aktarabilirken, kendilerinden
beklentileri de direkt olarak alabiliyorlar. Sonuçta tez-antitez süreci bizi senteze ulaştıracaktır.
Grubun site adresi : http://www.yahoogroups.com/group/trafik
Trafik grubuna üye olmak icin : [email protected] adresine adınızı soyadınızı ve işinizi
belirten bir mail göndermek yeterlişdir
Üyelikten cikmak için : [email protected] a bos bir mesaj yeterlidir. Hiçbir maddi
yükümlülüğü de yoktur
Bilgi almak için : [email protected]
Trafik
e-grup
mesajlarımızı
http://groups.yahoo.com/group/trafik/messages
aşağıdaki
adresten
okuyabilirsiniz
Grubumuz bu arada 1997’den beri DEMİRYOLUMU İSTİYORUM kampanyasını sürdürmektedir.
BİZE KATILMAK İÇİN SEVDİKLERİNİZİ KAYBETMEYİ BEKLEMEYİN!
E-grup Moderatörü :
Prof. Dr. İ. Hamit Hancı
Ankara Üniv. Tıp Fak. Adli Tıp A.D.ve Adli Bilimciler Derneği Başkanı
37
38
Aktiviteler
HASAN GERÇEKER ( Yargıtay Başkanı )
38
39
Aktiviteler
39
40
40