Küresel Krizin Türk Döküm Sanayine Etkileri
Transkript
Küresel Krizin Türk Döküm Sanayine Etkileri
Baþkandan Yaylalı Günay Değerli Meslekdaşlarım, Dergimizin bu sayısı, gecikerek iki sayı halinde çıkıyor. Dergiyi yayına hazırlayan dar kadromuzun, bu dönem içindeki birçok diğer faaliyeti, bu gecikmeye neden oldu. Bu faaliyetlerden biri, İstanbul Sanayi Odası Seçimlerinde, ISO Meclisinde sektörümüzün küçük; büyük tüm işletmelerinin sorunlarını tartışabilecek meslekten arkadaşlarımızın seçilmesi çalışması idi. Dernek üyemiz ve Yönetim Kurulu Üyelerimizden Uğur Kocaoğlu (Trakya Döküm) ve Aynur Ayhan (Ayhan Metal) önümüzdeki 4 yıl süre ile ISO Meclisinde döküm sektörünü temsil edecekler. Seçilen temsilcilerimize başarılar diler, problemlerimizi takip etmeleri için kendilerine iletmenizi rica ederim. Aynı şekilde Ankara, İzmir, Tekirdağ ve diğer Sanayi ve Ticaret Odalarında döküm sektörünü temsilen seçilmiş olan meslekdaşlarımızı tebrik eder, sektörün problemleri ve vazgeçilmezliğini meclisler ve komisyonlarda savunmalarını dilerim. 2008 içinde başlayan krizin kapsamının daha geniş olduğunu maalesef yaşayarak yavaş yavaş görüyoruz. Özellikle, dünyada işten çıkarılan çalışanların 4-6 aylık ihbar sürelerinin dolduğu bugünlerde, fiili işsiz sayısında artış, dolayısıyla tüketimde azalma olacaktır. Yurtdışı pazarlara yoğun şekilde bağlı Türk döküm sektörünü bu daralmayı yavaş yavaş hissetmektedir. Krizler hakkında çok şeyler yazıldı, çizildi, söylendi. Bizim için önemli olan, bu büyük çalkantıdan, gemilerimizi kurtarıp, güvenli ve sakin limanlara nasıl çekeceğimizdir. Kaptanın ve yöneticinin başarısı ve kalitelisi bu günlerde belli olacaktır. Bu krizin en büyük zorluğu, hem iç pazar hem de dış pazarı etkilemiş olmasıdır. Bunun ötesinde, haberlerin de hızlı yayılmasının etkisiyle, tüm kitlelerin morallerinin bozulması çözüme giden yolları azaltmaktadır. Azalan tüketim hevesi, her şirketin yatırımlarını kısması, maaşlarda kesinti yapılması veya hiç artırılmaması, kısa süreli çalışma vs. büyük kitlelerin geleceğe şüphe ile bakmalarına yol açmakta, bu da düğümün çözülmesini geciktirmektedir. Bu gibi sonu belli olmayan, dalgalı ve çalkantılı ortamlarda, görev üst yönetici ve iş sahiplerine düşmektedir. Bu kişiler, gerek çalışanları, gerek hissedarları, gerek müşterileri ve gerekse teslimatçılarına işe hakim olduklarını ve tedbirler aldıklarını güven verici bir yaklaşımla belirli aralıklarla anlatmalıdırlar. Önemli olan hem kendi, hem de çevremizdekiler ve çalışanlarımızın morallerini yüksek tutabilmektir. Sonuçta, piyasalar düzelmeye başladığında, gene bu kişi veya kurumlarla iş hayatımızı sürdürmek zorunda olacağız. Bu dönem içinde, gemimizi yüzdürebilmek için neler yapmamız gerektiği bir çok yayında ve konferansta uzun uzun anlatılıyor. Kriz ile ilgili düzenlemiş olduğumuz iki toplantıda bu konulara geniş olarak değindik. Bu toplantılarda yapılan konuşmaların tam metinleri Tüdöksad’ın web sitesinde bulunmaktadır. Sizler yapmamız gereken iyileştirme ve almamız gereken tedbirlerin şirketiniz için en uygun olanını muhakkak bulacak ve uygulayacaksınızdır. Burada, önemli olan alınacak tedbirlerde geç kalınmaması, karar verdikten sonra tereddüt edilmemesi ve sonuçlarının yakından takip edilmesidir. Kriz, tüm dünyadaki üretim, ticaret ve servis endüstrilerini önemli ölçüde etkilemektedir. Döküm sektöründe de düşük kar marjları ile çalışan bir çok AB, ABD ve Doğu Bloku işletmeleri de, düşen üretim ve satış hacimlerinde zarar ederek, nakit darlığına düşmektedirler. Bunlara sermayeleri fon şirketlerine ait fabrikalarda eklediğinde, mülkiyetleri bankalara geçen veya nakit sıkıntısı nedeniyle üretim yapamayan döküm fabrika sayısı önemli ölçüde çoğalmaktadır. 2009 yılında, satılık bir çok döküm fabrikası olduğunu duyacağız. Bu durum bizlere yeni olanaklar, yeni ufuklar açabilecektir. Ekonominin önemli ölçüde büyüdüğü ilk devre sona ermiştir. Şimdi devre arasıdır. Yeni taktikler ile ikinci devrede başarılı olup, maçı muhakkak galip bitirmek zorundayız. Bu zor, fakat sizlere önemli ölçüde güç ve yetenek kazandıracak bu görevde tüm sektör ve meslekdaşlarıma başarılar diliyorum. Saygı ve selamlarımla, 3 Türkcast 2009 Sayı 10 haber Sayı news 10 Bu Sayıda 50-53 İçimizden Biri "Yavuz Zeytinoğlu" Döküm Sektörü İstanbul’da Buluştu! 18-21 Yıl: 3 Sayı: 10 Ocak - Şubat - Mart 2009 TürkCast/TürkDöküm Tüdöksad`ın 3 aylık yayın organıdır. İmtiyaz Sahibi Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği Adına Yaylalı GÜNAY Yönetim Kurulu Bașkanı Sorumlu Yazı İșleri Müdürü Kubilay DAL Genel Sekreter Yayın Kurulu Mehmet ATIK Uğur KOCAOĞLU Uğur DEMIRCI Seyfi DEĞIRMENCI Dr. Can AKBAȘOĞLU Prof. E. Sabri KAYALI Yönetim Yeri Yasemin sok. Birlik Apt. No: 7/3 34349 Gayrettepe - İstanbul Tel: 0212 267 1398 Fax: 0212 213 0631 www.tudoksad.org Grafik Tasarım: Prestij Yayıncılık Basım Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti. Baskı: Golden Print Ofset Basım&Yayıncılık 100. Yıl Mah. Matbaacılar ve Ambalajcılar Sit. 1. Cad. No:88 34560 Bağcılar/İST. Yayın Türü: Dergi/Bülten Yerel ̦ Süreli yayındır. Ücretsiz olarak dağıtılır. 3 Ayda bir- Yılda 4 kez yayınlanır. Yazılardaki sorumluluk yazarlara aittir. Bültenimizdeki yazılar kaynak gösterilerek kısmen veya tamamen yayınlanabilir. Baskı Tarihi: Mart 2009 Türkcast 2009 Sayı 10 4 Küresel Krizin Türk Döküm Sanayine Etkileri 8-9 Başkandan.............................................................................. 3 Kriz Değerlendirme Toplantıları.............................................. 6 Küresel Krizin Türk Döküm Sanayisine Etkileri.................... 8-9 Kriz Yeni Siyasi Çıkışlara Gebe........................................ 12-14 Ankiros-Annofer-Türkcast Fuarları....................................... 16 Döküm Kongresi.............................................................. 18-21 Dünya Döküm Üretimi Araştırması................................... 24-25 Hannover Messe ............................................................. 28-29 Kriz ve Milli Sanayi............................................................... 30 TÜDÖKSAD Hammadde Fiyat Endeksi................................... 32 Foseco’dan Yeni Bir Teknoloji.......................................... 34-37 İnce Kesitli Düktil Demirlerin Mikro Yapı ve Mekanik Özellikleri.............................................. 38-41 Neden Dökümü Tercih Etmeliyiz............................................42 Temiz Çelik Döküm Üretimi, Deneme Dökümlerin Değerlendirlmesi...........................................43-47 Üyelerimizden Haberler REKLAM İNDEKSİ HWS.....................Arka kp. Akdaş..........................11 Inductotherm................23 Aveks...........................27 Nurol Teknoloji................7 Expert..............Arka kp. içi Prestij Yayıncılık............37 Foseco..........................17 Tosçelik Granül....Ön Kp. içi Heraeus........................15 Türkoğlu.......................31 haber news TÜDÖKSAD Yaptığı Toplantılarla Ekonomik Krizi Değerlendirdi D erneğimizin organize ettiği iki toplantıyla krizin sektörümüze etkileri tartışıldı. İlki 10 Kasım 2008 tarihinde İstanbul Dedeman Otel’de gerçekleşen toplantıda, Dünya finans sektöründe ortaya çıkan ekonomik gelişmelerin reel sektörlere yansımasının ışığında Türk Döküm Sanayi’ne etkileri ve 2009 projeksiyonlarının değerlendirilmesi yapılmıştır. Derneğimiz yönetim kurulu üyeleri ve üyelerimizin yoğun katılımıyla yapılan toplantı bilgi alış verişiyle sonlanmıştır. Türkcast 2009 Sayı 10 6 Derneğimiz tarafından organize edilen ikinci toplantı ise 23 Aralık 2008 tarihinde İstanbul Elite World Hotel’de gerçekleşmiştir. Geleneksel olarak her yıl yaptığımız “Yılsonu Yemeği” olarak yapılan toplantının gündemi, bu yıl global ekonomik krizin değerlendirilmesi olmuştur. Toplantıda Sn. Yaylalı GÜNAY, “Küresel Mali Krizin Döküm Sektörüne Etkileri ve Yakın Gelecek Projeksiyonu” başlıklı sunumunu katılımcılarımızla paylaşmıştır. Toplantımızda diğer sunumu ise Prof.Dr. Emre ALKİN, “ Küresel Mali Krizin Reel Sektöre Etkileri” başlığı ile yapmıştır. İlginin yüksek olduğu yılsonu toplantısı akşam yemeğiyle sonlandırılmıştır. 7 Türkcast 2009 Sayı 10 makale article Küresel Krizin Türk Döküm Sanayine Etkileri Sektörün hizmet verdiği müşterilere göre üretim beklentileri değişiktir: 1) Otomotiv sektörü için yapılan üretim 2009 da yüzde 40 azalıp, 2010 yılından itibaren tedrici iyileşme beklenilmektedir. 2) Kamyon ve ağır vasıta için yapılan döküm üretimi, geçmiş yıllarda önemli derecede artmasına rağmen 2009 da yüzde 25 azalacaktır. Kredilerin açılması ile 2009’un son çeyreğinden itibaren artış beklenilmektedir. 3) Önemli bir döküm pazarı olan hafriyat ve makinaların imalatı 2009 da yüzde 20 azalıp, 2009 sonu itibariyle madencilik sektörünün desteği ile dipten tırmanışa geçecektir. 4) Döküm üretimin yüzde15’ini oluşturan tarım makinaları ve traktör sanayinde 2009 da yüzde 25 daralma, zirai kredilere bağlı olarak 2010’dan itibaren iyileşme öngörülmektedir. 5) Enerji ve rüzgar tribünleri için yapılan döküm üretiminin krize rağmen artacağı beklentileri kredi piyasalarının daralması nedeniyle, büyümeye 2009 da ara verecek, ancak 2008 yılındaki kadar rüzgar türbünü imalatı yapılabilecektir. 2010 dan itibaren bu sektörün döküm ihtiyacı Obama yönetimi ve karbon emisyonları etkisiyle yüzde 25-30 artacaktır. 6) Gemi sanayi, önemli bir döküm pazarıdır. Bu sektörün yapısı itibariyle daralma ancak 2009 başlarında hissedilecek, 2009 da yüzde 15 daralma yaşanacaktır. İyileşme 2010-2011 de başlanılması beklenmektedir. Yaylalı Günay Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ekiz bin yıllık geçmişi olan dökümcülüğün, ilk Anadolu ve Mezopotamya’nın kuzeyinde doğduğu, arkeolojik buluntuların incelenmesinden biliniyor. İlk arsenikli bakır dökümünün Samsun’da, ilk bronzun Hallan Çemi (Batman)’de, ilk dövme demir ve pik dökümün Hattuşaş’da yayıldığı bulunan döküm parçalarından anlaşılıyor. Bu parçaların, maalesef birçoğu yurtdışı müzelerde ve özel koleksiyonlarda bulunmaktadır. Türk döküm sanayi, bu temel üzerine özellikle Cumhuriyet devri ve 1950’ler sonrasında önemli gelişmeler göstererek, halen Avrupa da 5. Dünyada 16. büyüklüğe erişmiştir. Sektörde halen 35 bin kişi 1.250 küçüklü büyüklü döküm tesisinde hizmet vererek 4,5 milyon dolar ciro ve 3 milyar dolar ihracat yapmaktadır. Halen 50 büyük Avrupa döküm fabrikasının 10 tanesi Türkiye’dedir. S Dünyada toplam 95 milyon ton döküm üretilmekte olup bunun 1,4 milyon tonu Türkiye’den karşılanmaktadır. Tüm finansal sektörleri ve reel ekonomiyi etkileyen global kriz 2008’in 4. çeyreğinden itibaren Türk döküm sektörünü de önemli şekilde etkilemektedir. Krizlerde, her şirketin karşılaştığı; a) Pazarın azalması b) Maliyetlerin yükselmesi c) Müşterinin fiyat indirme baskısı ve boş kapasiteli rakiplerin pazara hücumundan oluşan üç kronik problem döküm sektöründe de yaşanmakta, sektöre hizmet edilen pazara bağlı olarak 2009 yılında yüzde 10- 50 arasında daralma beklenmektedir. Bu daralma sektörde çalışan sayısını 6 bin direkt, 5 bin indirekt olmak üzere 11 bin kişi azaltacaktır. Türkcast 2009 Sayı 10 8 Krizler Türk ekonomisinin vazgeçilmez bir ortağıdır. Finansal kriz olmasa ekonomik kriz, o da olmasa siyasi kriz yaşamadan 3-4 yılı rahatlıkla yaşamamız mümkün olmamaktadır. Bu krizlerde öğrendiğimiz, moralimizi bozmadan, paniklemeden, ani tepki göstermeyip proaktif olarak evlerimize çeki düzen vermemiz gerektiğidir. Krizler ve sonrasında, o krize kadar yapamadıklarımızı yapıp, yenilikleri öğreneceğiz. Yepyeni bir Pazar ve iş yapış şekline uymaya çalışacağız. Son günlerin moda sözleriyle “Müzik değişti dans da değişecek” Bu krizden çıkmak için türk üretim sektörünün devletten bir destek alamayacağı görülmektedir. OSD, TÜSİAD, TAYSAD gibi Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği, ilgili tüm bakanlara problemlerini ve çözüm önerilerini içeren bir mektup yazıp göndermiştir. Krizden güçlü olarak çıkabilmek için kendi olanak ve yeteneklerimizi kullanmaktan başka imkanımız olmadığı açıkça görülmektedir. Döküm sektörünün krizi en az zararla atlatabilmesi için kendi imkanlarıyla yapabileceği birçok husus vardır: 1) Müşteri ve pazarın korunması; Müşterilerle sıcak ilişki kaybedilmemelidir. Aldığınız tedbirler ve mali gücünüz müşterileriniz ile paylaşılmalı. Birçok Avrupa döküm fabrikasının mali problemler veya fonlar elinden olduklarından iflas müracaatı yapıp bankaların kontro- makale article lüne geçmektedir. Bu fırsattan faydalanıp bu firmaların işlerini alabilmek için girişimde bulunulmalıdır. Tüm otomotiv sektörü için en önemli tehlike, AB ve ABD’de otomotiv şirketlerine verilen devlet yardımlarının ilk önce kendi ülkesinde ki fabrikalarını çalıştırmak ve kendi ülkesindeki yan sanayisinden ürün almaya bağlanılmaktadır. Bu husus, tüm yan sanayiciler tarafından yakından takip edilmelidir. 2) Maliyetlerin iyileştirilmesi: Krizler, işletmelerin bünyelerini tedavi için birer fırsattır. Tüm gereksiz masraflarınızı taranıp azaltılacağı çalışmalar, işletmelerinizin her tarafını kapsamalıdır. Enerji kullanımı önemli bir girdidir. Özellikle atık enerjisinin geri kazanılması için işletmelerde yapılabilecekler sonsuzdur. Yakın gelecekte, enerjinin yönetimi aynen kalite yönetimi (ISO 9000), Çevre yönetimi (ISO14001) gibi bir yönetim standardı işletmelerden istenecektir. Personel azaltılması, bu tedbirlerde kaçınılamayacak, işletme yöneticisini en zorlayacak kararlardan biridir. 4 gün çalışma, kısa vardiyalar, maaşların azaltılması gibi uygulamaların çalışma mevzuatı ve sendikaların konuyu sahiplenmesi ile çözülebilecektir. Yetişmelerinin işletmeye pahalıya mal olan personelimize, işler açıldığı zaman ihtiyaç olacağı, bu personel azaltılmasında 2 defa düşünülmelidir. 3) Nakit akışı: Krizlerde en önemli husus işletmelerdeki nakit akışının kontrolüdür. Alacaklarınız günlük takip edilmeli harcamalarınız sıkı izlenmelidir. Gerek hammadde, gerekse mamul, yarı mamul stoklarınız günlük seviyelere düşürülmelidir. Döküm sektöründe ki müşterilerin 90 gün olan ödeme vadeleri öne çekilmelidir. 4) Yeni ürünler ve pazarlara açılma: Mevcut ürün ve pazarlara ilaveten yeni pazarlar ve ürünleri şirket portföyüne alınmalıdır. Bu kriz sonrası döküm imalatçılarını Tier 2 – 3 yerine gerekli dizayn, prototip imali, testler, işleme, boya ve montaj yetenekleri kazanarak Tier 1 olmaları için bir fırsattır. Uzman olunan üretim dalında yeniliklerin yaratılması, pazarda ki hakimiyeti sağlamlaştıracaktır. 2010 – 2013 yıllarının ürün ve üretim potansiyeli bugünden planlanmalıdır. Kriz sonrasında oyunun kuralları Pazar satıcı değil alıcı pazarı olacaktır. Pazar yüzdesi ve müşteri portföyü arttırılmalıdır. İşletmelere çeki düzen verilmelidir. En iyi fırsattır. İşletme yönetimi değişimi tepeden yönetmeli tüm paydaşlar çözüme ortak olmalıdır. Batan, batacak, sallanacak döküm fabrikaları takip edilip işlerine göz konulmalıdır. İşletmeler ve çalışanlar sürekli diken üstünde olmalı. Bu askeri tabirle; “sürekli tahakkuz”, işletmeci tabiriyle;” sürekli iyileştirme ve ilerleme” olarak anılmaktadır. İşte, işletmelere ve şirketlere, yönetici ve çalışanlarına bu sürekli hareket zorunluluğu yarattığı, rahattan uyanmak, süreçleri iyileştirmek, mudalardan kurtulmak, rekabetçi olmak, yeni ürün ve pazarlara açılmak zorunluluğu yaşattığı için krizler bizler için çok önemli ve hayırlı birer FIRSATTIR. Bu fırsatlardan yararlanarak işletmenizin ve çalışanlarınızın bu fırsatlardan güçlenerek çıkması Türk döküm sanayinin geleceğidir. 9 Türkcast 2009 Sayı 10 haber news Üyelerimizden Haberler COMPONENTA Orhangazi Tesisleri’ne Japonya’dan MÜKEMMELLİK ÖDÜLÜ J apon Planlı Bakım Enstitüsü (JIPM), 2005 yılından bu yana Toplam Verimli Bakım Yönetimi (TPM ) çalışmalarını sürdüren COMPONENTA Orhangazi Tesislerini JIPM Mükemmellik Ödülü’ne layık gördü . Componenta Orhangazi, TPM kapsamında dört yıldır ağırlıklı üretim proseslerinde yapılan kaizen, otonom bakım, planlı bakım, eğitim ve yetkinlik geliştirme, yatırım, kalite ve iş güvenliği alanlarında çalışmalar gerçekleştirerek JIPM Mükemmellik Ödülü ile sektörüne, örnek olacak bir başarı elde etti. Dünyanın en prestijli kalite-verimlilik ödülleri arasında yer alan JPIM Mükemmellik Ödülü ile Componenta Orhangazi Tesislerinin başarısı uluslararası çapta tescillenmiş oldu. Componenta Türkiye Genel Müdürü Hakan Göral; “JIPM Mükemmellik ödülü ile başarımızı uluslararası platforma taşıdık. Dört yıllık TPM çalışmalarımızın sonucunu bu şekilde almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. JIPM Mükemmelik Ödülü’nün ötesinde, dört yılda elde ettiğimiz deneyim bizim için önemli bir kazanım oldu. TPM faaliyetlerini Componenta Manisa Tesislerimizde de başarıyla sürdürüyoruz. Hakan Göral 2009 yılı sonunda çalışmalarımızı tamamlayarak JIPM Mükemmellik ödülünü almak için elimizden geleni yapacağız dedi. JIPM Mükemmellik Ödülü , 12 Mart 2009 tarihinde Kyoto’da yapılan tören ile Componenta Orhangazi Tesislerine verildi . Tosçelik Granül Sanayi A.Ş.’den gelen aşağıdaki duyuruyu sizlerle paylaşıyoruz.... Tosçelik Granül San A.Ş. Hukuki Mücadelesini Kazandı “İki yıldan beri bir rakibimizin haksız olarak toscelikgranul.com ve toscelikgranul.net adreslerini firmasına tescil ettirerek kendi adresine yönlendirmiştir ve tüm uyarılarımıza, hatta derneğimizin yönetim kurulunun uyarılarına rağmen maalesef bu firma yaptığı hatada ısrar etmiştir. Bizde tüm uyarılarımızın reddedilmesi üzerine (WIPO) Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı Tahküm ve Uzlaştırma Merkezi nezdinde hukuki mücadelemizi başlattık. Dava 15 Temmuz 2008 tarihinde sonuçlandı ve karar olması gerektiği şekilde yani toscelikgranul.com ve toscelikgranul.net adreslerinin yalnızca Tosçelik Granül San. A.Ş. tarafından kullanılabileceği Türkcast 2009 Sayı 10 10 şeklinde çıktı. Bu durumu siz sayın dostlarımızla paylaşmak istedik. Çünkü herkes bilmelidir ki başka bir firmanın adresini kendi adresine göndererek rekabet yapılamaz. Rekabet serbest piyasa koşullarında en kaliteli ürünü, en iyi koşullarda müşteriye sunarak yapılır. Bu anlayış sayesinde Tosçelik Granül San. A.Ş. Japonya’dan Kanada’ya kadar geniş bir coğrafyada ürünlerini gururla satmaktadır.” Saygılarımızla, Adnan Aytekin - Tosçelik Granül Sanayi A.Ş. 11 Türkcast 2009 Sayı 10 makale article Ekonomik Kriz Üzerine; BBC Türkçe Servisinden Güney YILDIZ tarafından hazırlanan ve yıl başında yayınlandığında çok ilgi gören haberi BBC izni ile yayınlıyoruz. 'Kriz Yeni Siyasi Çıkışlara Gebe' 2008 radikal gelişmelerin yaşandığı bir yıl oldu. Emlak kredi sektöründe başlayan sorunlar daha sonra tüm ekonomiyi içine alarak son 80 yılın en büyük ekonomik krizine dönüştü. A merika öncülüğündeki ülkelerin, Afganistan'da çözümsüzlüğe saplandığına dair yorumlar yapıldı. Irak'ın geleceğine ilişkin belirsizlikler de giderilemedi. Biz de geçen yılın olaylarını, bu radikal gelişmeleri değerlendirmek için radikal bir isim seçtik. Mısır doğumlu olan ve Paris'te eğitim gören Samir Amin, kalkınma teorileri, kapitalizm, küreselleşme ve sistem karşıtı hareketler üzerine görüşleriyle tanınıyor. Amin'i, pek çokları, Marksist sosyal bilimi geçen yüzyıldan 21. yüzyıla taşıyan seçkin bir düşünür olarak görüyor. Ekonomiyi krize götürdüğü söylenen denetimsizliğin, finans sermayesinin kâr elde etmesi için gerekli olduğunu söyleyen Amin, Amerikan askeri müdahaleciliğinin de Bush ve çevresindekilere özgü bir fikir olmadığını, sistemin devamı için Obama tarafından da sürdürüleceğini söylüyor. Siyasal İslam'ın, alternatifi gibi görünen pek çok laik yapı gibi 'emperyalizmin' hizmetinde olduğunu da belirten Amin'e göre, Afganistan ve Irak'taki çatışmalarda İslamcılarla anlaşma da mümkün. Samir Amin'e ilk olarak, liberal iktisatçılar tarafından piyasalardaki denetim eksikliğiyle ve tüketici güvenindeki azalmayla açıklanan krizi nasıl yorumladığını sorduk. Ekonomik Krizin Temel Nedeni Samir Amin: Öncelikle bahsettiğiniz bu açıklamalarının oldukça yüzeysel olduğunu söylemeliyim. Evet, bu kriz, finans ve para piyasalarındaki deregülasyonun doğrudan bir sonucudur. 'Krizin nedeni, dünya ekonomisini elinde tutan oligopollerin finans piyasasındaki aşırı kârı.' Ancak açıklanması gereken, piyasaların geçmişte neden deregüle edildiği ve bunun kimlerin çıkarına olduğudur. Bu soruya cevap vermenin yolu da, sistemi "neo-liberalizm" ve "küreselleşme" olarak tanımlayan bu ortalama dilin ötesine geçmekle mümkün olabilir. Türkcast 2009 Sayı 10 12 Kapitalist gelişmenin ileri derecede oligopolleşmiş olmasına yoğunlaşılmalı. Bugün, kapitalizmin çok ileri derecede merkezileşmiş bir biçimini yaşıyoruz. Bu dönemde, oligopoller (takım tekelleri), yani dünyadaki yaklaşık 50 sermaye grubu ve onların çevresindeki 1000 kadar grup tüm sistemin stratejik noktalarını kontrol ediyor ve temel meselelerde kararları veriyor. Finansal sistemin deregüle edilmesine ihtiyaç duyan ve bunu talep eden de zaten bu oligopollerdir. "Krize Götüren Yapı, Finans Sermayesi İçin Gerekliydi" BBC: Peki sistem, finans piyasalarını neden denetimsiz bıraktı? Bu denetimsizlik yoluyla finans piyasasındakilerin önemli bir kar sağladığından da bahsediliyor. Sizce deregülasyonun nedeni neydi? Amin, finans sektöründe kârın reel sektörün çok üstünde olduğuna da dikkati çekiyor Samir Amin: Çünkü yatırımları, doğrudan üretim yapılan sektörlerden, finans sektörüne yönelterek kendileri için bir tekel rantı yarattılar. Finans piyasalarının işletilmesi, kârı oligopollerin çıkarına olacak şekilde aralarında yeniden bölüştürmelerine imkân veriyordu. aralarında rant elde etmek için yarıştıkları piyasa olması nedeniyledir. Dolayısıyla, sistemin oligopolistik örgütlenişi ile para ve finans piyasalarının diğer piyasaların üzerinde yer alıyor olması arasında doğrudan bir ilişki var. Finansal yatırımlarda sermayenin getirisi krizden önce yüzde 10 ila yüzde 15 arasındayken, reel ekonomiye, üretime yapılan yatırımların kar oranı çok çok daha düşük düzeylerde yüzde 4 ila 5'ten fazla değildi. Bu da, oligopollerin finans piyasaları üzerinden, reel ekonominin imkân verdiğinden daha fazla kazanmalarını sağlıyordu. 'Sistemi Değiştirmek Değil, Eski Haline Çevirmek İstiyorlar' 'Piyasalar, Hiyerarşik Örgütlenmiştir' BBC: Peki finans sermayesinin lehine olan bu sisteme, yatırımları asıl başka sektörlerde olan sermaye grupları neden karşı çıkmıyor? Samir Amin: Bu yine, konvansiyonel ekonomiden, piyasa ekonomisinden bahseden iktisat anlayışının dışına çıktığım bir nokta. Piyasalar hiyerarşik bir şekilde örgütlenmiştir. Bu piramidin en üstünde ise para ve finans piyasaları bulunmaktadır. Bunun hakim piyasa olması da, oligopollerin karlarını maksimize etmek için belirledikleri ve kendi BBC: Bazı iktisatçılar bu krizden bir çıkış yolu, bir çözüm olarak Keynes’çiliğe geri dönüşten bahsediyorlar. Sizce Keynes’çilik, sistemin krizine çözüm getirecek bir alternatif olabilir mi? Samir Amin: Hayır, gördüğünüz gibi, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa ve Japonya'daki hükümetlerin uyguladığı ekonomi siyasetinin Keynes’çilikle de bir ilgisi yok. Uygulanan politikalar sistemi finansal krizden önceki haline geri çevirmek için uygulanıyor. Daha fazlası için değil. Oligopollerin süper kâr elde etmelerini mümkün kılmak için çabalıyorlar, bunun da Keynes’çilikle bir ilgisi yok. 'Obama'ya İsyanı Engelleme Görevi' BBC: Peki sizce bu, sorunu çözecek mi? Yani sistemi eski haline geri çevirmeyi başarabilecekler mi? makale article 'Obama Askeri Kontrol Siyasetini Sürdürecek' Samir Amin: Hayır, bu gerçekleşmeyecek. Ancak, sistemi Ağustos'tan önceki haline çevirmek iki koşulun yerine getirilmesi durumunda tümüyle imkânsız değil. Birinci koşul, sisteme gereken ölçüde likidite sağlanması ki bu astronomik düzeylerde, 2 trilyon dolar civarında. İkincisi ise, bu para aktarmanın mağduru olan kesimlerin, yani daha fazla işsizlik ve resesyonla, maaşların düşmesi, emeklilik maaşlarının azalmasıyla karşı karşıya olan kesimlerin, şimdi olduğu gibi, mücadele düzeylerinin zayıf ve bölünmüş halde kalmasının sağlanmasını gerekli kılıyor. 'Krizin nedeni, dünya ekonomisini elinde tutan oligopollerin finans piyasasındaki aşırı kârı.' Bu kesimlerin siyasi olarak yönetilebilir düzeyde tutulmaları gerekli. Bush'tan farklı olmayarak, Obama'nın da görevi şimdi koşulları sağlamak olacak. Ancak bu gerçekleşse bile, bir kaç yıl ya da birkaç ay içinde tekrar bir finansal çöküşün yaşanması kaçınılmaz olacak. 'Emperyalizmin Askeri Kontrol Dışında Şansı Yok' BBC: Küresel kapitalizme hakim olanların yaşadıkları tek kriz, ekonomi de değil, askeri alanda da örneğin Afganistan ve Irak'ta mutlak bir zafer ya da mutlak bir mağlubiyetin yaşanmadığı bir kriz durumu sürüyor. Sizce önümüzde nasıl olasılıklar var? Samir Amin: İçinde yaşadığımız sistem, emperyalist tipte, finansal düzeyde yaşanan ve oligopoller tarafından işletilen bir küreselleşme. Kapitalizmin bu aşamasında, özellikle enerji alanındakiler olmak üzere doğal kaynakların görece azaldığı bir evredeyiz. Bu nedenle, ABD, Avrupa ve Japonya, bu doğal kaynaklara diğer toplumların erişimini engellemek zorunda olduklarını görüyorlar. Bunu sağlayabilmelerinin de gezegen üzerinde askeri kontrol kurmaktan başka bir yolu olmadığını biliyorlar. Bu nedenle de "terörizm" dedikleri şeyi icat edip, bunu kendi yararlarına kullanmaya başladılar. Bu sayede de, tümüyle suç olan ve uluslararası hukukta yeri olmayan "önleyici savaş" kavramını geliştirdiler. Ve ilk vuruşlarını da Orta Doğu'ya gerçekleştirdiler ancak bu daha yalnızca ilk adım sayılır. BBC: Dolayısıyla, Afganistan ve Irak savaşlarının arkasında yalnızca George Bush ve ekibinin olduğunu düşünmüyorsunuz, peki Obama yönetiminin askeri kontrol ve müdahalecilik doktrininin de herhangi bir değişiklik yapacağını düşünüyor musunuz? Samir Amin: Hayır, gezegen üzerinde askeri kontrol sağlanması planı yalnızca Bush'un aklıyla üretilmiş bir plan değildir. Planın ortaya atılması dahi, Clinton dönemindedir. 21. yüzyılda gezegenden bir askeri kontrol sağlanmasına dair Pentagon belgeleri bulunmaktadır. Tabii, Bush planını büyük bir küstahlıkla ve şiddetli bir şekilde uygulamaya çalışmıştır, ancak, Obama da belki en azından müttefiklerine karşı benzer bir küstahlıkta olmasa da başka bir dil kullanarak bu planı uygulamaya devam edecektir. Küreselleşmenin Üç Sorunu BBC: Sizin yaklaşımınızla da paralel olarak, küresel egemenliğe karşı belki üç direniş odağından söz edilebilir. Birincisi Afganistan ve Irak'taki askeri mukavemet, Çin ve Rusya'nın siyaseti ve Latin Amerika'daki rejimler. Siz bu farklı mukavemet modelleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Samir Amin: Evet, söylediğiniz gibi bunlar farklı doğalara sahip direnişlerdir. Ancak, birbirlerini tamamlıyorlar. Tabi ki, ABD ve NATO'nun askeri şiddet uyguladığı, işgal ettiği yerlerdeki direniş de askeri olmaktadır. Afganistan ve Irak buna örnektir. Latin Amerika ülkelerindeki direnişler ki buna bugün daha az önemli olmayan Nepal’i de eklememiz gerekir, halk güçleri tarafından yürütülen bir direniştir ve en azından yerel dengeyi kendi lehlerine çevirmeyi başarmış durumdadırlar. Çin ve Rusya'nın ABD egemenliğine karşı koyuşları ise bu ülkelerdeki iktidar odakları tarafından gerçekleştirilen milliyetçi karşı koyuşlardır. Bu ülkeler demokratik olsalar da olmasalar da, durum böyledir. Örneğin Çin, pek çok açıdan küreselleşmeye dâhil olmuştur ancak, finansal ve mali sisteme entegre olmamıştır. Bu da küresel emperyalizme karşı en güçlü direniş biçimlerinden biridir. BBC: Peki Afganistan ve Irak'taki türden çatışmaları, sistem karşıtı direnişler anlamında bir yere oturtuyor musunuz? Bu hareketler gerçek bir tehdit arz ediyorlar mı? Samir Amin: Evet bu hareketlerin arzettiği tehdit gerçektir. Lakin ben bu tür hareketleri direniş biçimleri üzerinden yorumlamaktan uzak duruyorum. Bu güçlerin siyasi hedeflerini ve kurmak istedikleri toplum biçimlerini desteklemiyorum. Siyasal İslam’a karşıyım ve bunun emperyalizmin kör bir müttefiki olduğunu düşünüyorum. Ancak, bu güçlerin, ya- bancı işgaline karşı savaşıyor olmaları son derece meşrudur. "Siyasal İslam, Emperyalizmin Kör Müttefikidir" BBC: Siyasal İslam'ın kör bir müttefik olmasıyla ne demek istiyorsunuz? Samir Amin: Siyasal İslam, ilerici bir sosyal program önermemekte ve kapitalizm oyununun tüm kurallarını kabul etmektedir. Dolayısıyla da ekonomik anlamda küresel emperyalist sistemin kurallarına tabidirler. Siyasal İslam, toprak reformu, işsizlik ve düşük ücretler gibi gerçek konularla uğraşmaktansa, mücadelelerini din ve kültür gibi hayali meselelere yöneltmektedirler. Bu akımın dini bir akım olduğunu söylemek dahi yanlıştır. Bu, dini araçsallaştıran, araç haline getiren bir siyasi akımdır. Bu hareketin kapitalizmi olduğu gibi sürdürmekle de bir problemi yoktur. Özel mülkiyetin kutsal olduğu gibi fikirler, siyasal İslam’ın da bize sürekli tekrarladığı fikirlerdir. İşte bu nedenlerle, emperyalizm ile siyasal İslam arasındaki ilişkilerde net olmayan pek çok boyut var. Bir yandan baktığınızda, savaşıyor gibi görünüyorlar ki, bin Ladin bunun tipik bir örneğidir. Ancak en sonunda, bin Ladin'in CIA'in yakın bir dostu olduğunu akıldan çıkarmamalıyız. Taleban'ın ABD eliyle eğitildiğini, finanse edildiğini ve silahlandırıldığını unutmamalıyız. Siyasal İslam’ın hakim olduğu Suudi Arabistan ve Pakistan gibi ülkelerin ABD'nin en yakın dostları olduğu da açıktır. Emperyalizme 'Karşı Şiddet' BBC: Siz aynı zamanda, bir direniş biçimi olarak şiddetin de meşru olduğunu savunuyorsunuz. Ne tür bir şiddetten bahsediyorsunuz? Samir Amin: Burada, şiddete asıl başvuran kim diye başlamalıyız. Şiddete başvuran emperyalizm, kapitalizm ve oligopollerdir. Amerikan uçaklarının Afganistan ve başka yerlerde kasabaları köyleri bombalaması uygulanabilecek maksimum şiddet değil midir? ABD ve müttefikleri şiddetin en büyük kaynağıdırlar. Dolayısıyla insanlardan gelen karşı şiddet de son derece anlaşılır bir şeydir. Ben bu tür şiddete, 'karşı şiddet' diyorum. BBC: Ancak, Afganistan ve Irak'taki askeri çatışma durumları dünya liderleri tarafından sistemi zorlayan en önemli tehlikeler arasında sayılıyorlar? Samir Amin: Emperyalizm için bu çatışmaları temel bir tehdit gibi sunması çok işe yarayan bir siyasettir. İslami bir rejim olarak Suudi Arabistan'ı ele alırsak, onun ABD'nin Irak'taki varlığına karşı savaşmadığını hatta buna destek olduklarını görebiliriz. Taleban için dahi, verilecek tavizler üzerinden uzlaşma sağlanacak bir nokta aradıkları açıktır. Karzai, "iyi Taleban" olarak nitelediği gruplarla diyalog arayışında olduğunu açıkça söylüyor. Taleban, 13 Türkcast 2009 Sayı 10 makale article tıpkı geçmişte emperyalizmle ittifak kurduğu gibi gelecekte de böyle bir ittifak kurabilir. Ancak, yabancı güçlerin askeri işgalini kabul etmeleri mümkün olmadığı için aralarında diyalog kurulması henüz zor. 'Laik ve İslamcı gericilerin farkı kökten değil' BBC: Türkiye'de siyasal İslam tartışmalarında ismi geçen, değinilen bir ülke. Yaklaşık 80 yıllık laik cumhuriyetçiliğe rağmen siyasal İslam'ın Türkiye'de yükselişte olduğu yorumlar yapılıyor. Samir Amin: Çok basitleştirmek istemiyorum ancak Türkiye’deki siyasal İslam’ın, başka ülkelerdekinden çok da farklı olduğunu düşünmüyorum. Özellikle de Arap ülkelerini kastediyorum. Mısır'daki Müslüman Kardeşler hareketinden çok da farklı değil kanımca. Bu yalnızca, siyasi, sosyal ve ekonomik anlamda sağda bulunmaları nedeniyle değil, ama emperyalizmle bir sorunları olmaması açısından da böyledir. Türkiye bunun bir kanıtıdır zaten. Türkiye'de iktidarda bulunan siyasal İslam, Avrupa Birliği'yle bütünleşmeye karşı değil ve birçok konuda da bütünleşmeye karşı değil. Dolayısıyla bu hareketler de, diğer tüm gerici hareketlerin olduğu türden bir gericiliğe sahipler. Laik gericiler olduğu gibi İslam'ı araçsallaştıran gericiler de oluyor. Bunlar emperyalizme bakışları açısından birbirlerine kökten bir farklılık arz etmiyorlar. 'Ilımlı İslam Yanıltıcı Bir İfade' BBC: Özellikle, Türkiye gibi ülkeler söz konusu olduğunda, İslam’ın ılımlı biçimine örnek oluşturduğu yorumları yapılıyor. Siz "Ilımlı İslam" kavramına nasıl yaklaşıyorsunuz? Samir Amin: Görüyorsunuz ben, İslam dini üzerinden konuşmuyorum. İslamiyet bir dindir ve tüm dinler gibi farklı toplumlar ve farklı sınıfsal tabakalar tarafından çok farklı şekillerde anlaşılabilir, anlaşılmıştır. Ben siyasal İslam'dan söz ediyorum. Türkiye'de iktidarda olan da İslamiyet değil, iktidarda olan İslamcı olduğunu savunan bir siyasi partidir. Mısır'daki Müslüman Kardeşler de böyledir. Bu hareketlerin emperyalist ilişkilerin yeniden üretilmesiyle bir sorunları da yoktur. Ilımlı İslam ifadesi ise tümüyle yanıltıcı bir ifade. Bu hareketler iktidarda oldukları zaman ılımlı olarak tanımlanabilirken, iktidarda olmadıklarında ise radikalleşebilirler. BBC: Bugün Orta Doğu'da siyaset sahnesinde asıl olarak İslamcıları, milliyetçileri ve liberalleri görüyoruz. Sözünü ettiğiniz bu kriz ortamında sol neden yok? Samir Amin: Evet, kısa vade için haklısınız. Sahne, şu anda başlıca sağ akımlar, kendilerine liberal diyen ancak aslında gerici olan hareketler ve siyasal İslamcı gruplar tarafından işgal edilmiş gibi görünüyor. Ancak bunun böyle süreceğine dair bir kaide yok. Amin, finans sektöründe kârın reel sektörün çok üstünde olduğuna da dikkati çekiyor Bence, ekonomik krizin derinleşiyor olması ve bunun yaratacağı dramatik sosyal etkiler, sol için çok önemli fırsatlar barındırıyor. Bu Türkiye'de de, Arap ülkelerinde de dünyanın başka yerlerinde de böyle. Solun, liberal, laik veya dinci gerici güçleri marjinalleştirebileceği, ve sosyal kesimleri harekete geçirebileceği bir evreye giriliyor. ''Tarihin Sonunun' Sonu Geldi'' BBC: Peki bütün bu tartıştıklarımızın sonunda, 2008'i düşündüğünüzde tarihe nasıl bir etkide bulunacak bir yıl olduğunu düşünüyorsunuz? Samir Amin: 2008 tarihin sonu geldiği mitinin ve neo-liberal veya liberal denen kapitalizmin ebedi olduğuna dair mitlerin sonunun geldiği bir yıldır. Neo-liberalizm yalnızca finansal sistemin tümüyle çöküşüne yol açmadı hatta beraberinde şimdiden derinliği ortaya çıkan ve önümüzdeki aylarda çok daha derinleşecek bir ekonomik kriz getirdi. Dünya Dökümcüler Birliği’nden Türk Projesine Ödül TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Malzeme Enstitüsü Alüminyum Süreçleri Proje Grubu Yöneticisi Doç. Dr. Yücel Birol’un 68. Dünya Döküm Kongresi’nde sunduğu bildiri, Dünya Dökümcüler Birliği (WFO) tarafından en başarılı çalışma seçildi. T ÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Malzeme Enstitüsü (ME) ve Ford Otosan işbirliği ile yürütülen ve 68. Dünya Döküm Kongresi’nde sunulan proje kapsamında, 5 silindirli PUMA motorunun en önemli parçası olan silindir kafası, alüminyum alaşımından tasarlandı ve geliştirildi. Geliştirilen alüminyum silindir kafası bugün Ford Otosan’ın tedarikçi olarak seçtiği Componenta Döktaş Manisa tesislerinde üretilmekte ve PUMA I5 motorlarına monte edilmektedir. TÜBİTAK MAM ME Alüminyum Süreçleri Proje Grubu Yöneticisi Doç. Dr. Yücel Birol ve Ford Otosan Motor Tasarım ve Geliştirme Müdür Yardımcısı Dr. Ali Aslan Ebrinç tarafından yönetilen ve Ar-Ge Kurumu-Sanayi işbirliğine örnek Türkcast 2009 Sayı 10 14 teşkil eden bu projenin Türk Otomotiv Sanayi’nin Avrupa’ya vermiş olduğu en önemli mühendislik ve uygulama hizmetlerinden biri olduğunu belirten TÜBİTAK MAM Merkez Başkanı Vekili Mehmet Önder Yetiş, bu çalışmanın yerli motor üretme hamlesini hayata geçirmekle kalmadığını, ulusal otomotiv sanayimize uluslararası otomotiv sektöründe büyük prestij kazandırdığını ve Türk araştırıcıları ve mühendislerinin anahtar teslimi motor projelerinde söz sahibi olabileceklerini gösterdiğini söyledi. Proje sayesinde Ford Otosan motor silindir kafaları artık daha hafif bir malzeme olan alüminyumdan üretiliyor. Böylece taşıt ağırlıklarının, egzoz salınımlarının ve yakıt tüketiminin azaltılması yönünde önemli bir adım atılmış oludu. makale article haber news METALURJİ SEKTÖRÜNÜN DEV BULUŞMASI ANKİROS/ANNOFER/TURKCAST 2008 Fuarları ile 4. Uluslararası Ankiros Döküm Kongresi ve 14. Uluslararası Metalurji ve Malzeme Kongresi gerçekleşti. Global ekonomik krize rağmen fuarda katılımcı ve ziyaretçi sayısında büyük artış oldu. M etalurji Sektöründe Dün-ya’nın en önemli fuarlarından biri olan; ANKIROS 2008 9. Uluslararası Demir Çelik ve Döküm Teknolojileri, Makina ve Ürünleri İhtisas Fuarı, ANNOFER 2008 8. Uluslararası Demir Dışı Metaller Teknoloji, Makina ve Ürünleri İhtisas Fuarı ve TURKCAST 2008 3. Döküm Ürünleri İhtisas Fuarı, 16-19 Ekim 2008 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi-Beylikdüzü’nde yapıldı. 30 milyar dolara yaklaşan ihracat rakamları ile ülkemizin stratejik sektörlerinden biri olan Demir – Çelik, Döküm ve Metalurji endüstrisinden aldığı güçle, süregelen büyüme trendini sürdüren fuar üçlemesi, bu tekrarında da %30’un üzerinde büyüme gösterdi ve kapladığı alan 30,000 m² ye ve katılımcı sayısı ise 39 ülkeden 780’ ni aştı. Geçmiş yıllarda görmeye alıştığımız İtalya, Almanya, Çin, İspanya ülke pavyonlarının yanı sıra bu yıl Çek Cumhuriyeti ve İran milli katılımı da fuarda yer aldı. Metalurji sektörüne makina, ekipman, teknoloji, servis sağlayan firmaların sergileme yaptığı fuarda; fırınlar, refrakter malzemeler, kalıplama hatları, kum hazırlayıcılar, döküm makinaları, laboratuver ve analiz makinaları, komple metalurji tesisi ve haddehane ekipmanları ve benzeri birçok konudaki ürün- Türkcast 2009 Sayı 10 16 ler fuar ziyaretçilerinin beğenisine sunuldu. Demir – Çelik ve Döküm sanayinin ürünlerinin sergilendiği bölüm ise; Türk Metalurji Sektörünün gücünü gözler önüne serdi. Fuar ile eş zaman ve mekanda TMMOB Metalurji Mühendisleri Odası tarafından “14. Uluslararası Meta- lurji ve Malzeme Kongresi”, TÜDOKSAD-Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği tarafından “4. Uluslararası Ankiros Döküm Kongresi” yapıldı. Kongrelerde dünyadaki gelişmeleri, üniversiteler ve diğer kuruluşlarda yapılan araştırmaları, teknolojik gelişmeleri, yeni ürünleri ve tasarımlar, katılımcılara ve ziyaretçilere sunuldu. 17 Türkcast 2009 Sayı 10 haber news Döküm Sektörü İstanbul’da Buluştu! T ürkiye Döküm Sanayicileri Derneği olarak Ankiros / Annofer ve TürkCast Fuarları bünyesinde düzenlediğimiz Uluslararası Döküm Kongresi’nin dördüncüsü, 16 - 19 Ekim 2008 tarihlerinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi - İstanbul’da gerçekleştirildi. Döküm Kongremiz bu yıl da 14. Metalurji Kongresi ile eş zamanlı organize edilerek tüm metalurji sektörünün özlediği Bilgi Platformu yaratıldı. Kongrenin amacı, döküm sektörü ile ilgili akademik, teknolojik, ekonomik, ticari ve idari çalışmalara ilişkin bilgi ve deneyimlerin katılımcılara aktarılmasını ve ortak konuların karşılıklı olarak paylaşılmasını sağlamaktı. Amacımız, ürün kalitesi ile kendisini gelişmiş ülkelere kabul ettiren dökümhanelerimizin, bilimsel platformlarda da sesini yeterince duyurmasını sağlamaktı. Türkcast 2009 Sayı 10 18 Bununla birlikte sektörümüzü ilgilendiren teknoloji, tesis ve ekipman üreticisi kuruluşların da en güncel teknolojilerini sektörümüz mensuplarına iletmek fırsatını da yaratmış olduk. Kongreler ve Fuarlar Ortak Açılış Töreninde İbrahim ANIL - Hannover Messe Ankiros Fuarcılık A.Ş.; Dr. Andreas GRUCHOW - Deutche Messe A.G.; Dr. Guttman HABIG - CECOF/ CEMAFON /EUNITED; Cüneyt ARSLAN - 14. Metalurji Malzeme Kongresi; Yaylalı GÜNAY; - Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği; Cemalettin KÜÇÜK – Metalurji Mühendisleri Odası, Veysel YAYAN – Demir ve Çelik Üreticileri Derneği Açılış Konuşmalarından sonra Devlet Bakanımız Sayın Kürşad TÜZMEN’in konuşması ve kurdele kesme töreni ile etkilikler başladı. Bu yılki kongremizin ana teması “Küresel Rekabet İçin İşbirliği” olarak belirlenmişti. Kongremizin ikinci gününde sabah ve öğleden sonra olmak üzere 2 salonda 6 oturumda 9 ayrı ülkeden gelen 26 sözlü tebliğ sunuldu. Kongrelerimizde düzenli hale gelen ve heyecanla beklenen “Foundrymen’s Night / Dökümcüler Gecesi” bu yıl “Açılış Kokteyli” ile beraber organize edilerek katılımcıların uzun süre unutamayacağı keyifli bir fuar akşamı olarak gerçekleşti. 4. Uluslararası Ankiros Döküm Kongremize bu yıl %11’i yurt dışından olmak üzere 138 delege katılarak sektörümüzün beklediği bilgi paylaşım ortamı oluşturuldu. haber 4. Kongre ve önceki kongrelerin tebliğleri, www. tudoksad.org.tr sitesindeki elektronik kütüphaneye yüklenerek üyelerimizin incelemelerine sunulmuştur. Kongremizin gerçekleşmesinde çok değerli katkıları ile bizlere destek olan Komite üyelerimize, Derneğimiz üyesi kuruluşlara ve sponsor firmalarımıza teşekkürlerimizi sunuyor, önümüzdeki yıllarda da tekrar beraber olabilmeyi diliyoruz. doyurucu bir içerikle sektörle buluşarak bölgemizin önde gelen etkinliği olmaktadır. Turkcast fuarı ise hem Derneğimiz üyelerini hem de üye olmayan önemli döküm fabrikalarının standları ile fuarın dikkat çeken bölümü haline geldi. Yurt news dışındaki yansanayi ve ihtisas fuarlarında başarılı katılımlar sergileyerek Türk Dökümhanelerinin tanınmasında katkıları olan ihracatçı firmalarımızla beraber iç pazarda yer alan firmalarımız en son yenilikleri ile bu fuarda yer almakta ve yıllar içinde Turkcast fuarının yurt içinden ve dışından artan mik Fuar ve Kongre İle İlgili Önemli Başlıklar Bölgesel bir fuar olmanın çok ötesine geçen Ankiros Annofer ve Turkcast fuarları bulunduğumuz coğrafyanın en önemli sektörel buluşma noktası oldu.. Ankiros ve Annofer fuarları yakından bildiğimiz gibi her seferinde bir öncekinden daha büyük ve daha 19 Türkcast 2009 Sayı 10 haber news tarda nitelikli ziyaretçisi olmaktadır. Döküm alıcıları için yükselen yıldız Türk Dökümhanelerinin önde gelenlerini tek bir çatı altında yakından tanımak kaçırılmayacak bir fırsat olmaktadır. Bu yıl da ciddi sayıda döküm alıcısını fuarda misafir ettik. Fuarın Beraberindeki Tüdöksad Etkinlikleri Ankiros Uluslararası Döküm Kongresi Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği olarak düzenlediğimiz ve artık geleneksel hale gelen Uluslararası Ankiros Döküm Kongresi’nin dördüncüsü, 16-18 Ekim 2008 tarihlerinde, fuarlara paralel olarak gerçekleştirildi. Kongrenin amacı, döküm sektörü ile ilgili akademik, teknolojik, ekonomik, ticari ve idari çalışmalara ilişkin bilgi ve deneyimlerin katılımcılara aktarılmasını ve ortak konuların karşılıklı olarak paylaşılmasını sağlamaktadır. Düzenlediğimiz kongrelerde, özlemini duyduğumuz bir husus gerçekleşmekte, dökümhanelerimizden değerli arkadaşlarımızın gerçekleştirdikleri yeni çalışmalarını bildiri şeklinde sunmalarını sağlanmakta ve bunlar da ilgiyle izlenmektedir. Amacımız, ürün kalitesi ile kendisini gelişmiş ülkelere kabul ettiren dökümhanelerimizin, bilimsel platformlarda da sesini yeterince duyurmasını sağlamaktır. Bu kongrelerden cesaret alan arkadaşlarımız yurtdışındaki kongrelere de bildiri sunmaktadırlar. Bununla birlikte sektörümüzü ilgilendiren teknoloji, tesis ve ekipman üreticisi kuruluşların da en güncel teknolojilerini sektörümüz mensuplarına iletmek imkanı yaratılmaktadır. Bu yılki kongremizin teması “Küresel Rekabet İçin İşbirliği” olarak belirlenmişti. Kongremizin ikinci gününde (17 Ekim) sabah ve Türkcast 2009 Sayı 10 20 öğleden sonra olmak üzere 2 salonda 6 oturumda 26 sözlü tebliğ İngilizce – Türkçe simultane tercüme yapılarak sektör mensupları ile buluştu. Uluslararası 14. Metalurji Kongresi Metalurji Mühendisleri Odası tarafından organize edilen Kongre bu yıl da Metalurji biliminin tüm alanlarında dünyadaki gelişmeleri, üniversiteler ve diğer kuruluşlarda yapılan araştırmaları, teknolojik gelişmeleri, yeni ürünleri ve tasarımları, katılımcılarla paylaşma fırsatı bulunarak, Teknik oturumlarda, uzmanlar tarafından sunulacak çağrılı bildirilere de yer verilmiştir. 16 Ekim tarihindeki Panelde “Küreselleşmenin Türkiye Metalurji ve Malzeme Sektörüne Etkileri” tartışılmış, Sayın Yaylalı GÜNAY bu panelde Türk Döküm Sektöründe Küreselleşmenin etkisi konusunda bir sunuş yapmıştır. Foundrymen’s Night Kongrelerimizde düzenli hale gelen ve heyecanla beklenen “Foundrymen’s Night / Dökümcüler Gece- si” 16 Ekim Perşembe Akşamı Tüyap fuar alanında gerçekleşmiş olup, Bu yılki Foundrymen’s Night da birçok yabancı meslektaşımızı da misafir ederek unutamayacakları bir geceyi yaşatmış olduk. Finlandiya Dökümcüler Derneği delegasyonu, CAEF Avrupa Dökümcüler Birliği Sfero Döküm Komisyonu, CAEF Genç Girişimciler Klübü üyeleri de bizlerle olmuşlardır. Buyers Forum Tüdöksad olarak Turkcast fuarı kapsamında “Buyers Forum” adı altında bir operasyonu planladık. Bu toplantıda yurt dışından davet ettiğimiz ciddi döküm alıcılarına firmalarını tanıtma ve Türk Dökümhanelerinden beklentilerini sunma imkanı yaratmayı hedefledik. Ancak ilk seferi planlanan bu faaliyete katılan 5 firmanın temsilcilerini sınırlı dökümhane ile görüştürmek yerine TurkCast fuarı içinde serbest ziyaretine olanak sağlayarak yakından takip ettik. Edindiğimiz intibalara göre bu tür faaliyetler önümüzdeki dönemlerde de ilgi çekecektir. CAEF Sfero Komisyonu Toplantıları Üyesi olduğumuz Avrupa Dökümhaneleri Birliği CAEF’in düzenli olarak gerekleştirdiği Komisyon toplantılarından ikisi bu yıl Ankiros Fuarı esnasında İstanbul’da yapılmıştır. Sfero Komisyon Toplantısı Avrupa’nın önde gelen sfero dökümhanelerinin temsilcileri ile sektörün haber sorunlarının ve konjönktürün değerlendirildiği gündemler ile toplanmaktadır. İstanbul toplantısına Akdöküm A.Ş.’den Sayın Mehmet ATİK komisyonu İstanbul’a davet etmiş olup 15 Ekim akşamı da üyeleri Kumkapı’da bir akşam yemeğinde misafir etmiştir. Komisyon 16 Ekim tarihinde EKU Gebze ve Componenta Orhangazi tesislerini gezerek, akşam da Foundrymen’s Night’a katılmışlardır. 17 Ekim’de fuar alanındaki özel toplantı salonunda bir araya gelen komisyon, çalışmalarını tamamladıktan sonra fuarı ve katılımcıları da ziyaret ederek Türkiye hakkında detaylı bilgiler ile ülkelerine dönmüşlerdir. ve İtalya Büyükelçisi birer konuşma yapmış, Sayın Yaylalı GÜNAY’a Leonardo Da Vinci’nin bitmeyen atının bir rölyefini günün anısı olarak hediye etmişlerdir. Sn Günay, bir kısmını İtalyanca yaptığı teşekkür konuşmasında İtalya ile Türkiye arasındaki tarihi geçmiş içinde döküm konusundaki ilginç bilgileri davetlilere aktarmıştır. Finlandiya Dökümcüler Birliği Ziyareti news Bu yılki önemli bir etkinlik de IPIA Uluslar arası Pik Demir Üreticileri Birliği ile beraber Hot Briquetted Iron Association üye toplantısının da İstanbul’da yapılmasıdır. 20 Ekim’de gerçekleşecek üye toplantısı Swissotel’de yapılmıştır. Toplantıların bir kısmı sadece birlik üyelerine açık olup, öğleden sonra oturumunda Sayın Günay birlik delegelerine “Türk Döküm Sanayinin geçmişi, bugünü ve gelecek gelişimi ile beraber hammadde kaynakları” konusunda çok ilgi çeken ve tartışma yaratan bir sunuş yapmıştır. Toplantı akşamında da Birlik delegeleri ve davetliler ile beraber Boğaz gezisi yapılmıştır. REACH Toplantısı Yıl başından itibaren Avrupa’da uygulamaya giren REACH konusunda üyelerimiz arasında bilgi alışverişi temin etmek için Üyelerimizin ilgili personellerinin katılımı ile 18 Ekim Cumartesi günü Fuar alanındaki toplantı odasından REACH konusunun sektörümüze etkilerinin tartışıldığı bir toplantı yapılarak sektör temsilcileri ile bilgiler paylaşılmıştır. CAEF Young Entrepreneurs' Club Yılda iki kere toplanan CAEF Genç İşadamları Kulübü İtalya Pirna’da yapmak üzere planladıkları toplantılarını, son anda değiştirerek İstanbul’a Ankiros fuarına almışlardır. Komisyona Türkiye’den bugüne kadar katılım olmamıştır. Bu vesile ile üyelerimizden ilgili olanlar bu komisyon ile tanışma ve faaliyetleri hakkında bilgi edinme imkanını bulmuşlardır. Ülkemizdeki en büyük döküm tesisinin yeni sahipleri olan Finli Componenta grubunun özel ilgisi ile Finlandiya’da Dökümcüler Birliği bir delegasyon ile Türkiye’yi daha yakın tanıma fırsatı yaratarak 44 kişilik bir delegasyon 16 ekim günü Gebze’de Akmetal ve Ferro Döküm Fabrikalarını gezerek akşam Foundrymen’s Night’a katılmışlar, ertesi gün Anadolu Döküm ve Componenta fabrikalarını gezmişler, ertesi gün ise Ankiros ve TurkCast fuarlarını ziyaret ettiler. Finli Delegasyon Dökümhanelerin temsilcileri ve akademisyenlerden oluşmuştu. International Pig Iron Association Toplantısı AMAFOND ve ICE Davetleri Ankiros fuarına katılan İtalyan Döküm Sanayi Makine ve Ekipmanları Üreticileri Birliği AMAFOND ve İtalyan Ticaret Komisyonu 17 Ekim Akşamı Tüdöksad üyesi firmaların yöneticilerinin de katılımıyla bir kokteyl vermişlerdir. The Four Seasons otelde gerçekleşen toplantıda AMAFOND Başkanı Piero Starita 21 Türkcast 2009 Sayı 10 haber news Üyelerimizden Haberler Akmetal’de Türkiye’nin İlk AOD Konverteri Devreye Girdi T ürkiye geçtiğimiz yıllarda döküm sektöründe hızla gelişerek, Avrupalı döküm kullanıcıları için önemli bir tedarikçi haline geldi. Bu gelişmiş sektörün halen L serisi paslanmaz çelikler gibi bazı metallerin üretimini gerçekleştirememesi ve bunların dışarıdan tedarik edilmesi, gelişen sektör için engelleyici bir rol oynamakta. Bu engeli ortadan kaldırmak amacıyla, Akmetal AOD Konverteri ile Türkiye için ilk adımı attı. Günümüzde paslanmaz çelik üretiminin yüzde 75’ i AOD teknolojisi kullanılarak elde ediliyor. İki aşamalı bir prosesin adımı olan AOD, proses, hurdanın ocakta ergitilmesi ve bu eriyiğin AOD Konverterinde işlem görmesinden oluşuyor. Ergitme işleminde düşük fosfor seviyelerine inebilmek için Elektrik Ark Ocağı kullanılarak oksijen üflenmektedir. Daha sonra karbon enjeksiyonu ile C seviyesi %1’ e çıkartılmaktadır. Transfer potası ile erimiş metal Şekil 2’ de görüldüğü gibi AOD Konverterine nakil edilmektedir. Argon veya azot ile karışık olarak tüyerlerden bilgisayar kontrollü bir şekilde sıvı metale üflenen oksijen sayesinde dekarbürizasyon gerçekleşir. Deoksidasyon, desülfirizasyon ve faydalı metallerin cüruftan geri kazanılması yine AOD içerisinde gerçekleşir. AOD prosesinde oksijen ve bir inert gaz (Argon veya Azot), banyonun içine verilmesi sonucunda gerçekleşen ekzotermik kimyasal reaksiyonlar ile oluşan ısı neticesinde ilaveten bir ısı kaynağına ihtiyaç duyulmaz. karbon, proses sonunda %0,001’ e düşürülebilir. Paslanmaz çelik üretiminde genellikle sıvı çeliğin karbon oranının %0,05’ in altına düşmesi istenir, L gradelerde ise bu oran %0,03’ tür. AOD yöntemi ile hedeflenen kimyasal bileşimlere ulaşımda noktasal derecede hassasiyetle karbon yüzdesinin %0,01 ve altında kontrolü sağlanır. Yine %0,001’ in altında hızlı desülfürizasyon ve kurşun giderilmesi sağlanır. Çelikte oksijen, azot, hidrojen gazları ve kükürt miktarları minimum seviyelere düşürülür. Böylece daha temiz metal eldesi sağlanmasının yanı sıra malzemenin mekanik özelliklerini arttırır. Akmetal’ de son olarak Siemens Power Generation AG için 10CrMoVNb91 normlu (ASTM A 336 Gr F91) malzemesi AOD Konverterinden elde edildi. Konverter içerisinde Azot gazı alaşımlandırılması gerçekleştirildi. Şekil 3 Şekil 2 AOD yönteminde element oranlarının kontrolü mükemmeldir. Başlangıçta %1,0 seviyelerindeki Şekil 1 Sonuç olarak dünyada yaygın olarak paslanmaz çelik üretiminde kullanılan bu yöntemin, Akmetal Metalürji Endüstrisi A.Ş. bünyesinde gerçekleştirilmesi ile birlikte Türkiye’ de uygulanması başlamıştır. TUBİTAK MAM’dan Demir Çelik Malzemelerin Metalografisi Semineri T UBİTAK MAM, üretim sürecinde demir çelik kullanan ya da demir çelik ile ilgili sanayi kuruluşlarının metalurji/makine mühendisi ve teknisyenlerine yönelik eğitim programı çerçevesinde 6-8 Mayıs 2009 tarihleri arasında, iki gün kuramsal, bir gün uygulamalı çalışma şeklinde bir seminer organize ediyor. Etkinlik MAM Malzeme Enstitüsü Metalografi ve Hasar Analizi Laboratuvarı’nda gerçekleştirilecek. Türkcast 2009 Sayı 10 22 Eğitmen : Dr. Havva KAZDAL ZEYTİN Konu Alt Başlıkları: -Genel Metalografi -Demir Çelik Malzemelerin Özellikleri -Demir Çelik Malzemelerin Mikroyapı Oluşumları -Laboratuvar Çalışması (uygulama) Yer: Malzeme Enstitüsü Eğitim Salonu-GEBZE Son Başvuru Günü: 03 Nisan 2009 Cuma Başvuru Adresi : Yusuf ÜNLER'in dikkatine: TÜBİTAK MAM Malzeme Enstitüsü PK. 21, 41470 Gebze KOCAELİ Tel: 0.262. 677 3005 - 0.262.677 3002 Faks: 0.262.641 23 09 İleti: [email protected] araştırma investigation 42. Dünya Döküm Üretimi Araştırması 2007 Bu araştırma Amerikan Dökümcüler Derneği (AFS) yayını Modern Casting’in 2008 Aralık sayısında yayınlanmıştır. Küresel döküm üretimi 2007 yılında toplam %4 büyürken bazı ülkelerde %10 ve üzeri büyüme görüldü. Dünya Döküm Üretiminde Ilk 20 Ülke 2007 - AF S Güney Af. Ç ek C um Dünya Döküm Üretiminin Ülkelere G öre Dağılımı 2007 - AF S İngiltere K anada B rez ilya İtalya 3.4% 2. 9% P olonya Japonya 7.3% Ukrayna Almanya 6.2% Türk iye İs panya F rans a 2. 6% K ore 2.1% Meks ika 1.8% Tayvan 1. 7% İs panya 1.5% T ürkiye 1.4% Hindis tan 8.2% Tayvan Ukrayna 1.0% Meks ika R us ya 8.2% K ore Diğer 6. 3% Frans a İtalya Avus turya 0.4% İs veç 0.4% G üney Af. 0.4% İs viçre 0.1% Hollanda 0. 1% Ç ek C um 0.6% Danimarka 0.1% P olonya 1.0% K anada 0.9% Ç in 32.9% Almanya F inlandiya 0.2% P ortekiz 0.2% B elçika 0.2% R omanya 0.2% Norveç 0.1% İngiltere 0. 8% A.B .D. 12.5% B rezilya S lovenya Macaris tan 0.2% 0.2% Tayland 0.3% Hırvatis tan 0.1% S lovakya 0. 0% Litvanya 0. 0% J aponya Hindis tan Avrupa Döküm Üretiminde ilk 10 Ülke 2007 - AF S R us ya A.B .D. Ç in 0 Milyon Ton10 20 30 40 M odern Casting araştırmasına göre 2007 yılında Dünya döküm üretimi 95 Milyon tona ulaşarak 2006 ya göre % 4 büyüme göstermiştir. Ancak bu büyüme son 5 yıldır gözlenen kadar değildi, öyle ki 2006; 2005 e göre %7.5 büyümüştü. Son yılların büyüyen ülkelerinde bu eğilim devam etmekte olup özellikle Çin %11.3 zıplama yaparak Dünya üretiminin 1/3 ünü üretmiştir. Hindistan %8 büyüme ile beş yıllık dönemde üretimini iki katına çıkarmıştı. Rusya ise 2005 yılındaki son bilgilere göre %13 büyümüştür. En büyük on üretici ülkeden sekiz tanesi 2007 yılında büyüme göstermiştir. Diğer iki ülke ABD ve Japonya üretimi azalmıştır. ABD iki yıldır azalma göstermektedir. Tesis başına üretim verimliliğinde ise Almanya tesis başına 10.000 ton döküm ile sınıfının liderliğini devam ettirmektedir. Avusturya 357.000 ton üretimi ile tesis başına 7.000 ton verimlilikte Almanya’yı izlemekte. ABD de tesis başına 5.434 ton üretim ile verimlilikte önde gelmektedir. Türkcast 2009 Sayı 10 24 42. Cencus araştırmasının bilgileri katılan ülkelerin dernek ve birliklerinden toplanan bilgiler ile hazırlanmıştır. 28 ülkeden yeni bilgiler gelmiştir. Ukrayna, Slovakya, Güney Afrika, Danimarka ve Hollanda ile Kuzey Amerika üretim değerlerine etki eden Meksika ve Kanada’nın önceki bilgileri araştırmada kullanılmıştır. İs veç Ç ek C um İngiltere Gözümüze Takılanlar İlk on arasında yer almamasına rağmen bu yıl ve son beş yılki büyümeleri ile dikkat çeken ülkeler; Tayvan: 2007’ye göre %4.5 artarak 1.6 milyon ton döküm üretmiştir. Beş yıllık büyümesi %13 hafif görülmekle beraber üretimde düşüş gösteren Meksika’yı yakalamıştır. Türkiye: Son beş yılda Türkiye’nin döküm üretimi %43; 2007’de %9 artarak 1.3 milyon ton döküm üretilmiştir. Bu artış ülkenin döküm tesislerinin yoğun üretimi ve % 90 üzerinde kapasite kullanımı gerçekleşmiştir. Sektör yetkililerinden alınan bilgilere göre 2008 yılında da %8 büyüme beklenmektedir. Polonya: Bu küçük ülke de milyon ton sınırına yaklaşmıştır. 2007’deki % 11 büyüme ile toplam 942.000 tona ulaşan üretim ülkenin GSMH’sının da %6’lık büyümesini takip etmektedir. 2002’den bu yana Polonya’nın üretimi % 43 artarak Avrupa döküm sanayi içinde önemini artırmaktadır. P olonya U kra yna Türk iye İs pa nya Frans a İta lya Alma nya 0 MilyonTon 2 4 6 8 araştırma Bir süre önce ilk on arasında olmayan ve dizinin ortalarında yer alan aşağıdaki ülkeler son beş yıl içinde üretim patlaması yaparak sıralamada yeni yerlerine yerleştiler. Çin: Bugün olduğu gibi beş yıl öncesinde de Çin, dünya döküm üretiminin lideriydi. Ancak o zaman ikinci sıradaki ABD ile arasında 4 milyon ton fark vardı. Bugün ise Çin’in 31.3 milyon ton üretimi ABD’nin iki katı ve Dünya’nın da üçte birine ulaşmıştır. Asya’nın bu dev üreticisi 2007 yılındaki %11 üretim artışı ile son beş yılı %92 büyüyerek kapatmıştır. Hindistan: ABD ikinci sıradaki pozisyonunda şimdilik rahat gözükmesine rağmen Hindistan’ın son yıllarda gösterdiği büyüme hızı ile birkaç yıl içinde ABD’yi yerinden edebilecektir. 2007’de Hindistan’ın üretimi %8 artış ile 7.8 milyon tona ulaştı. 2002’den bu yana ülke üretimini %136 artırmış oldu. Başka hiçbir büyük döküm üretici ülke bu büyümeyi gösteremedi. Brezilya: %4.5 büyüme ile 2007’de 3.2 milyon tona ulaşan üretim ile son beş yılda %64 büyüme gerçekleştirmiştir. 2007 de büyüme yavaşlasa da bu Güney Amerika ülkesi üst seviyelerde tier döküm üreticisi olarak yerini sağlamlaştırmıştır. investigation Rusya (2005den ) + 13 % 7 mily.ton Çin + 11 % 31.3 mily.ton Polonya + 11 % 0.9 mily.ton Türkiye + 9% 1.3 mily.ton Hindistan + 8% 7.8 mily.ton İspanya + 8 % 1.4 mily.ton Azalan Ülkeler Az sayıda ülkede ciddi azalma olmakta ve bunlar da yakından bilinmektedir. İngiltere - 34 % 0.7 mily.ton Japonya - 12 % 7 mily. ton ABD - 5% 11.8 mily.ton Yükselen Ülkeler Milyon ton civarlarında üreten ülkelerin gelişimi 42. Dünya Döküm Üretimi 2007 Yılı (Metrik Ton) Ülke Avusturya Belçika Brezilya Kanada Çin Hırvatistan Çek Cum Danimarka Finlandiya Fransa Almanya İngiltere Macaristan Hindistan İtalya Japonya Kore Litvanya Meksika Hollanda Norveç Polonya Portekiz Romanya Rusya Slovakya Slovenya Güney Af. İspanya İsveç İsviçre Tayvan Tayland Türkiye A.B.D. Ukrayna Toplam Pik 51,196 66,200 Sfero Temper 150,893 8,600 Çelik Bakır Alaşım 21,109 48,000 2,690,000 483,000 Alumin yum 109,973 23,783 303,200 117,600 18,585 204,900 282,200 571,279 748 2,740,075 18,919 15,460,176 31,853 7,698,396 20,026 535,316 27 4,047,505 2,286 270,022 36,500 52,789 42,100 3,721 111,053 47,800 940,900 77,400 1,060,900 2,717,100 190,000 1,796,300 280,000 49,230 5,332,000 Magnez yum 8,242 Zamak 13,188 776 Diğer Toplam 2,502 357,013 147,359 29,000 3,227,100 901,385 920 31,269,630 75,265 5,301 541,512 84,714 485 23,700 4,800 156,181 2,471,700 72,320 12,000 2,212 1,000 5,840,022 718,000 3,566 551 178,884 7,771,100 74,000 40,738 1,400 7,421 2,742,914 6,960,765 216,883 486 103,927 813 19,900 114,600 3,473 25,400 7,123 301,400 58,900 4,000 211,200 78,000 96,575 13,000 853,756 136,000 20,472 802,000 33 65,100 5,940 964,000 1,816 97,276 608,000 966,014 2,856,064 600,200 2,044,055 53,294 89,600 292,908 86,700 106,932 912,500 1,549,604 12,500 9,749 1,002,500 12,970 586,900 260 46,500 151,200 54 23,900 5 202,200 66 10,700 899,712 78,241 6,209 438 18,700 453,000 58,400 148,600 20,000 3,600 64,700 5,046 7,000 22,771 216,000 100 10,900 1,600 108,517 921,900 29,922 57,521 77,300 7,403 793 14,700 35,447 11,100 3,841 21,900 34,811 2,805 600 244 120 33 155,642 142,898 3,320,000 1,800,000 1,300,000 200,000 2,160 840,000 80,000 30,000 1,800 50,000 7,800,000 45,445 79,200 8,760 180,000 4,300 31,659 4,000 2,023,900 13,356 1 1,675,212 84,888 696,300 83,872 14,700 31,897 2,160 38,073 86,000 184,000 7,783 3,000 423,700 208,900 747,600 58,500 89,200 22,200 9,252 12,500 132,492 50,800 2,500 14,309 5,900 29,922 878,080 41,886 218,115 2,161 83,129 3,130 41,196 23,228 320,321 6,241 1,837 76,761 70,000 623,000 30,000 394,000 30,000 6,500 28,600 144,000 28,600 19,000 100,000 112,150 3,889,000 626,610 3,890,000 40,000 67,000 10,000 1,248,000 266,060 283,000 11,000 1,847,000 20,500 110,000 298,000 54,000 11,819,000 974,140 1,596,834 12,727,106 278,496 939,394 165,294 94,919,007 15,300 44,917,143 22,877,201 1,101,222 10,183,295 26,260 33,871 5 197,496 368,700 2,000 4,000 77,000 1,143 3,286 102,164 1,627,129 304,100 1,316,650 16,900 18,000 25 1,432,996 361,300 Türkcast 2009 Sayı 10 haber news Üyelerimizden Haberler As Çelik Döküm’ün Başarısı... sçelik bu ay içerisinde Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün de katılımıyla düzenlenen ödül töreninde 2006 yılında Samsun ilinde genel vergi sıralamasında ve ihracat tutarında ilk beş içersinde yer aldığından dolayı 2, 2007 yılında yine Samsun’da vergi ve ihracatta ilk 5 içersinde yer alması sebebiyle 2, 2007 yılında ülke genelinde genel ciro itibariyle ikinci büyük 500 firma arasında olması sebebiyle de 1 adet olmak üzere toplam 5 adet plaket ve Cumhurbaşkanımızın şahsi tebriğiyle ödüllendirildi. A METAMAK Yeni Adresinde 1. LEVENT MAH. ALT ZEREN SOK. NO:15 1.LEVENT BEŞİKTAŞ / İSTANBUL TEL :(0-212)270-07-08 FAX:(0-212)270-08-88 Türkcast 2009 Sayı 10 26 As Çelik Döküm, bu süreçte 2006 yılında ihracat toplamında tüm ülkede ikinci 500, 2007 yılında ise ilk 500 firma arasına girmeyi de başarmıştır. Firma ayrıca 2007 yılı itibariyle organize sanayi bölgesinde birkaç farklı fabrikada ulaşmış olduğu toplam 500’e yakın personel sayısıyla da il genelinde en çok istihdam yaratan 3 firmadan birisi olması sebebiyle Samsun Valiliğinden ve Cumhurbaşkanımızdan özel bir takdir almıştır. 27 Türkcast 2009 Sayı 10 haber news Endüstride Geleceğin Trendlerini Belirleyen Fuarlar: HANNOVER MESSE D ünyanın buluşma platformu HANNOVER MESSE 20-24 Nisan 2009 tarihleri arasında, 13 önemli fuarla yeni fikirler ve yeni çözümlerle kapılarını açıyor. Teknolojik gelişme için bir platform yaratmak amacıyla 13 fuarın bir araya geldiği Hannover Messe’de bu yıl ana konular; otomasyon, enerji, mobilite, dış kaynak kullanımı ve yetenekli genç insan kaynakları olacak. Fuarın tüm sektörleri kapsayan üst başlığı “Endüstriyel işlemlerdeki enerji verimliliği” olarak belirlendi. Türkcast 2009 Sayı 10 28 2009, yeni uluslar arası ticari fuar olan “Wind” e tanık olurken, 20 - 24 Nisan 2009 arasında, tüm ana endüstriyel sektörler kendi ürünlerini ve işlemlerini gösterime sunacaklar. 2009’un Partner Ülkesi ise Kore Cumhuriyeti olacak. En iyi on üç fuar – “Wind” ilk kez görücüye çıkıyor Interkama+, Factory Automation, Industrial Building Automation, Digital Factory, Subcontracting, Energy, Power Plant Technology, Micro Technology and Research & Technology’i kapsayan Hannover Messe, haber 2009’da tüm bu yıllık etkinlikler; 2 yıllık aralıklarla sergilenen Motion, Drive & Automation, Surface Technology and ComVac ile daha da zenginleştirildi. Rüzgar gücü endüstrisi, ayrıca her 2 yılda da gerçekleşecek olan “Wind”’in yaratılmasını oldukça hoş karşıladı. Bu yeni rüzgar enerjisi fuarının galası, güç iletimi katılımcılarının hemen yan kapıda olmasından yararlanacak. Gerçekten de, 27. Salondaki tüm katılımcılar; Energy, Wind, Power Plant Technology ve Motion, Drive & Automation arasındaki geniş kapsamlı sinerjiden faydalanabilecekler. “Wind”; Hannover Messe’yi tanımlayan çapraz endüstri ağı kavramını işaret ediyor. Fuar, endüstriyel news sektörler arasındaki geleneksel sınırları yıkarak birleştirilmiş teknolojilerin potansiyelini keşfetmekte. Aynı zamanda, her endüstriyel sektör; pratik uygulamalar bağlamında ürünlerini ve hizmetlerini sunma fırsatına da sahip olacak. “Hannover Messe, endüstrinin tüm alanlarına uyarıcı yayıyor ve de entegrasyon ve networking’in, gelecekte başarının anahtarı olduğunu gösteriyor” şeklinde vurgulayan Deutche Messe AG’nin Yönetim Kurulu Başkanı olan Dr. Wolfram von Fritsch; “Biz endüstriye; son gelişmelerle uyumlu, dikkate değer bir etki yaratan ve geniş bir uluslar arası hedef kitleye ulaşan inovasyonlar platformunu sunmaktayız.” diye konuştu. 29 Türkcast 2009 Sayı 10 haber news Kriz ve Milli Sanayi R. Sabri ACAR Çukurova Kimya Endüstrisi A.Ş. T ürkiye Döküm Sanayicileri Derneği 23.12.2008 tarihinde İstanbul’da üyeleri ile “Döküm Sektörü Konjonktur Toplantısı 2” ‘yi yaptı. Ve bu güzel toplantıda sektör sorunları tartışıldı. Ayrıca Sayın Yaylalı Günay ve Sayın Prof. Emre Alkin kendi sunumlarını yaptılar. Kuşkusuz özenle hazırlanan sunumlar katılımcıların ilgisini çekti, sektörün kriz ortamındaki sorunları sorucevaplarla tartışıldı. Sayın Yaylalı Günay’ın sunumunda bir bölüm “destekler” başlığını taşıyordu. Ve bu bölümde “Bizler için tehlike: Dünya’da Milli Sanayi ve Yan Sanayicilerle çalışma eğilimi artmakta” ibaresi yer almakta idi. Anlatılmak istenen tehlike şuydu; Yüksek oranda dış satış yapan Türk Döküm Sektörü Avrupa’daki yönetimlerce yerli (milli) sanayiye destek verilmesi ile ithale dayanan sanayinin desteklenmemesi halinde pazarlarını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalmalarıydı. Yani Türk Döküm Sektörünü böyle bir uygulama karşısında dış satışlarını azaltmak mecburiyetinde kalacaktı. Ve bir örnek veriliyordu. Fransız Hükümeti Renault’ya desteği şarta bağlamıştı. Tedarikçilerini yerli ve milli sanayicilerden seçmesi halinde Fransız Hükümeti Renault’a destek verecekti. Global bir şirket olan Renault Fransa dışı ülkelerdeki üretimi azaltacak, üretim ve satış ağırlıklı olarak Fransa’daki fabrikadan yapılacaktı. Bizde ise durum nedir? Biraz üzerine eğilmekte yarar var. Henüz elle tutulur destek programları hazırlanamadı. Sadece “CEK-CAK”larla durum idare edilmeye çalışılıyor. Otomotiv Endüstrisinin canlandırılması için hala bir şey yapılmadı. Sanayicilerimiz de üzülerek söylemek gerekirse hala yerli (milli) yan sanayiciyi destekleme konusunda zaaflar var. Hükümetimizin acil destek kararlarının yanı sıra sanayicilerin anlayış değiştirerek yerli (milli) sanayi ile daha çok ilişkide olmaları, milli üreticilerden daha çok mal alarak destek ver- Türkcast 2009 Sayı 10 30 meleri ülke yararınadır. Ama bu girişimler veya anlayış değişikliğini henüz görmek mümkün olamadı. Türkiye düşük kurlar nedeni ile ithalata dayalı ekonomisini yakın tarihe kadar hep büyüttü. İthal yoluyla gelen katma değeri az istihdam’a katkısı olmayan üretim faaliyetlerine mi devam etmeliyiz? Yoksa ülke içinde emekle yaratılan malzemeleri kullanarak mı üretim faaliyetini tercih edeceğiz? Kuşkusuz kriz her sektörü ciddi şekilde olumsuz etkiledi. Türk ekonomisi artık kapalı ekonomi olmaktan çıktı. Küresel krizden elbette ki etkilenme kaçınılmaz. Kriz ile birlikte yeni bir dünya, yeni bir rekabet haritası şekillenirken üretimin milli bir mesele olarak algılanması doğru bir düşünce olacaktır. Döküm Sanayicileri ve Döküm Sanayicilerine yardımcı malzemeler üreten yan sanayiciler dayanışma içinde krizin etkilerini azaltma anlayış ve gayreti içinde olmak zorundadırlar. Otomotiv üretiminin Avrupa’da ve Amerika’da ciddi destekleme politikaları ile ayakta tutulmaya çalışıldığı ülkemizde ise bu konularda acil önlemlere ihtiyaç olduğunu artık yöneticilerimiz hissetmeli ve anlamalıdır. Eylem kararları zamanında ve zemininde olursa yarar sağlar. İstatistikler AB ve Türkiye Otomotiv pazarlarındaki satışların Ekim ayına kadar benzer trendleri sergilediğini, Kasım ve Aralık aylarında ise Türkiye pazarının daha çok daraldığını göstermektedir. 2008’de küçülmeye başlayan AB bölgesi ekonomilerinin 2009’da daha da küçüleceğini beklemekte olduğundan işimiz (ihracat performansı açısından) daha da zorlaşacaktır. Mevlana’nın bir değişi ile yazımızı noktalarsak; “Bir mum diğerini tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.” Bu deyişe Mevlana’nın izniyle bir ekleme: o zaman aydınlık daha da artar. Finlandiya Dökümcüler Birliği Ziyareti Ü lkemizdeki en büyük döküm tesisinin yeni sahipleri olan Finli Componenta grubunun özel ilgisi ile Finlandiya’da Dökümcüler Birliği bir delegasyon ile Türkiye’yi daha yakın tanıma fırsatı yaratarak 44 kişilik bir delegasyonla 16 Ekim 2008 tarihinde Gebze’de Akmetal ve Ferro Döküm Fabrikalarını gezerek akşam Foundrymen’s Night’a katıldılar. 17 Ekim tarihinde ise Anadolu Döküm ve Componenta fabrikalarını gezdiler. Ankiros ve TurkCast fuarlarını ziyaret eden Finli Delegasyon Dökümhanelerin temsilcileri ve akademisyenlerden oluşmuştu. Finlandiya Dökümcüler Birliği Delegasyon’u ziyaretinin ardından Finlandiya’da yayınlanan VALIM VIESTI dergisi, geziyi kapağına taşıyarak Türk dökümhanelerinin tanıtımını yaptı. Türkiye hakkında bilgi veren dergi, Akmetal Metalurji, Ferro Döküm, Anadolu Döküm ve Componenta dökümhanelerinin geniş tanıtımına yer verdi. araştırma investigation TÜDÖKSAD Hammadde Fiyat Endeksi… 2 008 yılının Nisan ayında uygulamaya baş- hammadde fiyatları konusunda tüm taraflara bir te- lanan metalik malzeme fiyat farkı endeksi mel bilgi sağlamaktadır. Dökümhaneler ve Döküm alıcıları arasında doğan sıkıntıları ortadan kaldırdı. Endeks, Avrupa’da olduğu gibi değişen Dönem Hurda (1) Ort Sfero Piki (2) Max Ort Max Hepimizin bildiği üzere 2008’in son çeyreğinden itibaren anlamsız yükselmiş olan malzeme fiyatları olması gereken seviyelere gerilemeye başlamıştır. Hematit Pik (3) Çelik Piki (4) Ort Ort Max 2004 Ortalama Sfero Döküm (7) Pik Döküm (8) Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği üyesi firmalardan toplanan güncel bilgiler ile oluşturulan Tabloya her ayın ilk haftası www.tudoksad.org internet sayfasından ulaşılabilmektedir. Çelik Döküm (9) Açıklama: Max 471 2005 Ortalama 373 472 428 423 373 2006 Ortalama 407 515 462 461 407 2007 Ortalama 483 587 521 535 515 483 2006 Aralık 453 490 541 650 558 620 479 541 497 486 453 2007 Ocak 471 495 558 652 571 628 494 550 515 502 471 2007 Şubat 484 500 573 656 597 635 517 575 529 521 484 2007 Mart 520 540 616 706 622 632 530 575 568 548 520 2007 Nisan 531 560 606 683 621 640 543 564 569 557 531 2007 Mayıs 501 547 583 659 612 641 537 554 542 538 501 2007 Haziran 459 494 598 676 614 641 533 548 529 516 459 2007 Temmuz 462 494 584 646 583 614 528 588 523 509 462 2007 Ağustos 475 503 594 662 596 631 524 570 535 518 475 2007 Eylül 487 516 579 678 594 619 533 592 533 525 487 2007 Ekim 485 500 598 630 574 615 506 539 542 513 485 2007 Kasım 482 500 562 609 557 588 496 524 522 504 482 2007 Aralık 487 510 622 717 584 614 507 530 555 516 487 2008 Ocak 492 526 671 757 659 705 596 623 582 560 492 2008 Şubat 509 524 742 795 706 740 633 657 626 589 509 2008 Mart 561 588 826 887 820 883 756 797 694 675 561 2008 Nisan 715 746 904 1043 977 1056 915 965 810 831 715 2008 Mayıs 867 910 1076 1222 1127 1274 1039 1183 972 975 867 2008 Haziran 870 900 1213 1345 1247 1400 1146 1227 1042 1033 870 2008 Temmuz 805 850 1334 1390 1312 1416 1180 1230 1070 1026 805 2008 Ağustos 636 725 1210 1250 1105 1170 1003 1101 923 845 636 2008 Eylül 548 600 1012 1150 1018 1250 960 1221 780 769 548 2008 Ekim 426 601 928 1170 940 980 644 800 677 609 426 2008 Kasım 452 520 865 1025 900 985 670 740 659 619 452 2008 Aralık 460 510 960 1605 975 1010 765 840 710 665 460 2009 Ocak 497 543 880 1340 822 992 678 840 689 624 497 2009 Şubat 491 525 869 1350 723 756 664 707 680 592 491 Türkcast 2009 Sayı 10 32 574 •(1) Hurda Fiyatı Çolakoğlu Metalurji A kalite fiyatı ve Türkiye genelindeki dökümhanelerce satın alınan paketli veya dökme, kaplamasız, DKP sac hurdalarının maliyet fiyatlarının günlük hesap edilmiş, ağırlıklı aylık ortalaması •(2) Sfero Piki İthal kaynaklardan temin edilen Sfero pikinin güncel fiyatlar ve bağlanan sözleşmeler ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması •(3) Hematit Piki İsdemir ve İthal kaynaklı pikin güncel fiyatlar ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması •(4) Çelik Piki İsdemir ve İthal kaynaklı pikin güncel fiyatlar ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması •(7) Sfero Döküm Hammadde Maliyeti Ortalama %50 Sfero piki ile %50 Hurda ile hesaplanan malzeme maliyeti •(8) Pik Döküm Hammadde Maliyeti Ortalama %50 hurda ile %25 Hematit ve %25 Çelik piki ile hesaplanan malzeme maliyeti •(9) Çelik Döküm Hammadde Maliyeti %100 Hurda ile hesaplanan malzeme maliyeti Hammadde fiyatları TL/Ton haber news Üyelerimizden Haberler DÜNYAYA AÇILAN TÜNEL: POTERN Nurol Teknoloji A.Ş.’nin Türkiye’deki tesislerinde üretilen ve dünya dökümhanelerinin kullanmaya başladığı ‘Potern’ markalı döküm filtreleri, döküm endüstrisine kaliteli ve ekonomik döküm imkanı sunuyor. D rinin ihtiyaç ve beklentilerinin iyi bir şekilde değerlendirerek, kalitenin sürekli iyileştirilmesini temel hedef olarak benimseyen Nurol Teknoloji, ulusal ve uluslararası platformlarda ‘Türk Malı’ ismini gururla taşıyor. öküm endüstrisinin Türk markası Potern, ismini dökümcülükte gelişmiş Hitit Uygarlığı’ndan alıyor. Potern, Anadolu uygarlıklarının kalelerinde, gizli geçit olarak kullandıkları tünel anlamına geliyor. Dünya ‘Potern’ İle Tanıştı Potern Döküm Filtreleri, önemli bir yatırım ve Ar-Ge gücüne ihtiyaç duyulan nano teknoloji uygulamalarıyla ve son teknolojiyle donatılmış altyapısıyla dikkat çeken Nurol Teknoloji’nin Ankara’daki tesislerinde üretiliyor. Firma yetkilileri strateji olarak başlangıçta öncelikli hedef pazarlarını iç piyasa olarak belirlediklerini ancak başta Almanya ve İspanya olmak üzere, Belçika, İngiltere ve Amerika’dan gelen yoğun ilgi ile birlikte sadece iç piyasa için kapasite arttırımına gitmek zorunda kaldıklarını belirtiyor. Nurol Teknoloji, Yatırımını Genişletiyor Firma, bugünlerde makine parkını büyütüp üretimini ve istihdamını artırmaya hazırlanıyor. Müşterile- 33 Türkcast 2009 Sayı 10 makale article Damarlaşma problemini önlemek için Foseco’dan yeni bir teknoloji: NORACEL W 100 D amarlaşma hatası, uzun zamandan beri iyi bilinen bir döküm hatasıdır. Damarlaşma, ergimiş metal ile kum arasındaki ısı transferinden dolayı maça/kalıp ile metal ara yüzeyindeki kum tanelerinin hacimlerinin artmasından kaynaklanan bir genleşme hatasıdır. Damarlaşma prensip olarak, ısı artarken silika kumunda oluşan diferansiyel genleşmeden dolayı maça yüzünde oluşan çatlaklara metalin penetre etmesidir. Bu diferansiyel genleşme kuartz’daki α-β faz değişimi ile bağlantılıdır. 600°C’ye kadar, özelliklede 573°C’de α-β transformasyonunun olduğu yerde oluşan ani silika kumu genleşmesi bağlayıcılarda oluşan stresin sebebidir. Bağlardaki yetersiz esneklik kırılmalara dolayısı ile maça yüzeyindeki çatlaklara sebep olur ve bu çatlaklar sıvı metal ile dolar (Şekil 1). Kum Katkı Malzemeleri Olarak da Bilinen Genleşmeyi Önlemek İçin Kullanılan Güncel Teknolojiler Kum Katkı malzemeleri damarlaşma hatalarını önlemede dökümhanelere yararlı olmuş ve başarıları kanıtlanmış malzemelerdir [2, 3]. Farklı kategorilere ayrılabilecek bilinen bir çok katkı malzemesi mevcuttur: Boşluk Oluşturan Katkı Maddeleri Kömür tozu, dekstrin, odun talaşı ve nişasta 0.5 – 2 % oranlarında maça kumuna karıştırılabilirler. Döküm sırasında bu tip malzemeler yanarak boşluklar oluşturur. Bu boşluklar kum tanelerinin genleşmesi için alan oluşturur ve direnç-etkileşim streslerini azaltır. NORACEL EP 4001/1 ve NORACEL O 50 bu tip katkı malzemeleridir. özelliklerini geliştirirken Siyah Demir-oksit bu özelliğe bir katkısı olmadığı gibi genleşme acısından da daha iyi sonuçlar vermez. [4, 5] Kırmızı-Demir Oksit damarlaşma hatasını azaltmada yardımcı olmakla beraber başka problemlere sebep olur: Kırmızı-Demir Oksit maça kum mikserlerini, maça makinelerini ve maça sandıklarını kirletir ve lekeler. Bu nedenle ortaya çıkan fazla temizleme ihtiyacı üretkenliği düşürdüğü gibi fazladan masrafa sebep olur (Şekil 2). Aynı zamanda kum karışımının akışkanlığı azalır ve ince kesitli maçalar gerektiği gibi sıkışmaz. Bu katkı malzemesi aynı zamanda maça sandıklarındaki havalandırma kanal ve filtrelerini de kaplar. Bu nedenle iyi bir sıkışma ve kürleşme için ekstra temizlik göz önünde bulundurulmalıdır. Bu tip malzemeler genellikle “yastık katkıları” olarak adlandırılırlar. Çoğunlukla organiktirler ve döküm sırasında tamamen ayrışırlar. Bu ayrışma esnasında hatırı sayılır ölçüde gaz oluştururlar. Damarlaşma hatalarından kaçarken, ortama yayılan gazlar sıvı metalden atılamazsa bu kez de gaz hatasına sebep olabilirler. Diğer taraftan, kömür tozu, parlak karbon hatasına ve tane yüzeylerinin ıslatılma özelliğinde değişime neden olabilir. Şekil 1 Kamyon turbo besleme gövdesi içinde oluşan kötü damarlaşma Döküm hatalarının temizlenmesi ciddi ölçüde fazladan iş ve masrafa sebep olur. Damarlaşma hatası silika kumu ile bağlantılı olduğundan geçmişte feldispar ve kromit kumları alternatif olarak tercih edilmiştir. Ancak bu özel kum çeşitleri çok fazla bulunmadıkları gibi maliyet olarak da pahalıdırlar. Aynı zamanda sinterleşme sıcaklığını da düşürdüklerinden modern maça yapım proseslerini de olumsuz yönde etkilerler. [1]. Özel maça boyaları, ısı transfer hızını yavaşlatarak, damarlaşma problemini çözebilmekle beraber hala pek çok uygulamada saf silika kumunun genleşmesine bağlı genleşme hatalarını sadece boya kullanımı ile çözümlemek mümkün olamamaktadır ve bu yüzden de, damarlaşma probleminin çözümü veya azaltılması için, geçmişten beri özel kum katkı malzemeleri kullanılmıştır. Türkcast 2009 Sayı 10 34 Hem Metal Hem de Kum Taneleriyle Etkileşmesi Öngörülen Katkı Maddeleri Demir oksitler, uzun zamanlardan beri iyi bilinen ve damarlaşma hasarlarını engelleyen bir koruyucudur. Etki mekanizmasının çalışma prensipleri ile ilgili pek çok tartışmalar yapılmıştır: Demir oksitlerin, döküm ortamının yüksek sıcaklık seviyelerinde, silika kumu ile reaksiyona girdiğine veya daha elastik bağ yapısından dolayı kum taneleri arasındaki bağları yumuşattığına inanılmaktadır. Demir oksitlerin yapısında bulunan bileşenlerin silika kumu ile yaptığı reaksiyon sonucunda ötektik fazda oluşan FeO x SiO2 veya Fe2SiO4 (Fayalit) den dolayı, döküm ortam sıcaklığında akışkanlığı olan, düşük ergime değerli bileşikler oluşur ve bağlarda elastiklik sağlanır. Kırmızı Demir-oksit’ in (Hematit- Fe2O3) Siyah Demir-oksitten (Manyetit Fe3O4) daha verimli olduğu kanıtlanmıştır. Kırmızı Demir-oksit yüzey tamamlama Şekil 2 kırmızı Demir Oksit, kum karıştırma ünitesinde kirlenmeye sebep olur. Sadece Demir Oksit veya odun talaşı tek başlarına dökümhanelerin isteklerine cevap veremediklerinden bunların karışımları da geliştirilmiştir. NORACEL MO 20 demir-oksit ve odun talaşı ile birlikte başka katkı malzemelerinin karışımıdır. Yeni geliştirilen NORACEL W 100 diğer katkı malzemelerine göre daha farklı bir çalışma prensibine sahiptir. Gözlemlerin sonuçları aşağıda belirtilmiştir. PUCB ile Resol CO2 Prosesleri Karşılaştırılması – Her İki Prosesinde Bağ Yapılarının Ayırt Edici Özellikleri; Resol CO2 – ECOLOTEC Prosesi 1980’lerin sonuna doğru Foseco tarafından geliştirildi. Döküm Endüst- makale article risine birçok avantaj sağladığı için bütün dünyada yaygın olarak kullanıldı. Müşterilerin maça üretiminde PUCB yerine ECOLOTEC’i tercih etmelerinin sebebi, Cold Box prosesinde, döküm sıcaklığından, geometriden veya saf silika kumu kullanılmasından kaynaklanan genleşme hataları ve damarlaşma olmasına karşın ECOLOTEC prosesinde bunların olmamasıdır. ECOLOTEC ile üretilen Diferansiyel yuvalarının üretimi sorunsuz sonuçlanırken PUCB ile üretilenlerde, aynı seviyede mühendislik ve teknolojiye rağmen, damarlaşma hatalarının görüldüğü tespit edilmiştir. ECOLOTEC ve PUCB proseslerinin bağları üzerinde yapılan bir SEM çalışması ECOLOTEC ile üretilen maçalarda damarlaşma görülmezken PUCB ile üretilen maçalarda neden damarlaşma hatası görüldüğü hakkında çok ilginç nedenleri açığa çıkarmıştır. (Şekil 3a ve 3b). Şekil 3a PU-Cold-Box bağ yapısı ECOLOTEC ve PUCB’ın bağ yapıları tamamen farklıdır. ECOLOTEC yapı destekleri, aviyonik eklentiler ve mimari alanlarında tipik kopuk yapısı sayesinde sıklıkla kullanılır. Şekil 3b ECOLOTEC bağ yapısı Bu yapıların aynı zamanda hem katı hem esnek oldukları kabul edilmektedir, ki bu sebeple yüksek sıcaklıklarda dahi çok güçlü kopuksu yapısı olan ECOLOTEC, kopuksu yapı barındırmayan PUCB‘a göre bu özelliği sebebiyle daha üstün performans gösterir. Sonuç olarak araştırmalar şu iki sorunun cevabını bulmaya yönelmiştir. PUCB yapısının içinde kopuksu petek yapısının oluşturulması mümkün müdür ve bu yapı daha güçlü bir plastisite ile ısınma sırasında termal stresleri karşılayabilir mi? Reçineyi karıştırma veya ultrasonik uygulamalar ile yapılan birçok deneme başarı ile sonuçlanmamıştır. NORACEL W 100 – PUCB Reçine ile Bağlanan Maçalarda Köpüksü Yapının Oluşması Amaç PUCB reçinesinin amin katalizörü yardımı ile sertleşirken ortamda gaz açığa çıkmasına sebep olacak bir katkı malzemesi geliştirmek idi. Bu katkı malzemesinin bazı gereklilikleri yerine getirmesi gerekiyordu: •Bu bağlayıcı hem PUCB bağlayıcı hem de bentonit bağlı kum ile uyumlu olmalı •Ortama çıkacak gaz mutlaka zararsız olmalı, CO2 tercih edilir •Gaz kopuk yapısı oluşturmalıdır. Bu nedenle gaz çıkış zamanı ve hacmi istenen sonucu almak için çok önemlidir. •Maça üretim zamanındaki herhangi bir uzama kesinlikle kabul edilemez. •Ortaya çıkabilecek maça mukavemet düşmesini önlemeye yönelik ilave bağlayıcı kullanımı önlenmelidir. •Maça kumu karışımına katılması, dozajlaması kolay olmalıdır. •Maça kumuna özellikle de akışkanlığına negatif etki yapmayacak seviyede düşük ilave oranı olmalı •Döküm sırasında ve sarsak elekte düşük gaz ve duman çıkışı olmalıdır •Ürün kompozisyonu açısından çok tutarlı olmalıdır. •NORACEL W 100 her zaman yeterli ve güvenilir şekilde temin edilebilmelidir •Kabul edilebilir bir maliyeti olmalıdır. •Patent korumalı olmalıdır. Başlangıçta en önemli ve kritik konu, maça üretimi sırasında yapacağı reaksiyon sonucunda ortama CO2 gazı çıkaracak uygun bir katkı malzemesinin bulunması idi. Malzeme arayışlarında aşağıdakiler de denendi: Şekil 4 Pu-Cold-box bağlayıcının 1% NORACEL W 100 ilaveli bal peteği yapısı Başlangıçtaki esas kabartma tozu bileşimi 1 yıl aşkın bir süre sürekli geliştirilerek sonucunda NORACEL W 100 ürünü elde edilmiştir. İlk temel kabartma tozu formundaki sodyum bikarbonatın pek çok değişik ilave ile NORACEL W 100 in performansı sürekli geliştirilmiştir. Son ürün NORACEL W 100 patent ile korunmuştur [6]. NORACEL W 100 ile Başarılı Bir Uygulama Uygulama Çalışması Georg Fischer, Mettmann (Almanya) İlk NORACEL W 100 uygulaması Düsseldorf yakınlarındaki bu otomotiv dökümhanesinde yapıldı. Georg Fischer yolcu ve ticari araçlar için küresel grafitli döküm parçalar üretmektedir. Parçalar, özel yataklar, direksiyon kolları, suspansiyon kolları, Arka aks gövdesi ve poryalardan oluşmaktadır. Katkı malzememiz –diğer birçok uygulamanın yanı sıra- özellikle küresel grafitli arka aks gövdesi içindeki damarlaşma probleminin çözümü için kullanıldı. Daha önceden başka bir damarlaşma önleyici malzeme %2,9 ilave oranında kullanılmış ancak problemin tutarlı şekilde önlenmesi mümkün olmamıştır. %1 NORACEL W 100 ilavesi ile belirtilen problem kesin olarak çözülmüş ve ilave operasyonlara gerek kalmamıştır. (Şekil 5-8). •Amonyum karbonat (NH4)2CO3 x H20 @58°C: H2O+CO2+NH3 •Amonyum bikarbonat (NH4)HCO3 @60°C: H2O+CO2+NH3 •Sodyum bikarbonat NaHCO3 (kabartma tozundaki esas madde) @65° C: 2 NaHCO3 = Na2CO3 + H20 + CO2 Hem amonyum karbonat hem de amonyum bikarbonat gazlama ve yıkama operasyonlarının uygulandığı sıcaklıklarda ortama CO2 verirler ancak aynı zamanda ortama amonyak da verirler. Amonyak üretan prosesi ile uyumlu olmadığı gibi cçevre açısından da kabul edilmez. Diğer taraftan sodyum bikarbonat istenen özellikleri sağlar ve genel olarak kabartma tozu şeklinde kullanılır. Sodyum bikarbonat ve beraberindeki ilave maddeler poliüretan bağ yapısı içinde bal peteği şeklini oluşturur. (Şekil 4). Şekil 5 Kamyon arka aks gövdesi Şekil 6a %2,9 oranında katkı malzemesi olmasına rağmen arka aks gövdesi içinde Damarlaşmanın oluşumu 35 Türkcast 2009 Sayı 10 makale article Diğer Avantajlar Damarlaşma önleyici malzemelerin esas kullanım amacı genleşme hatalarının çözümü olmakla beraber NORACEL W 100 açıkça belirlenen diğer başka avantajlarda sunmaktadır. Eriyen NORACEL W 100 biraz bazik olmasından dolayı PUCB bağlı kumların sertleşme reaksiyonu için daha az hacimde amin katalizörüne ihtiyaç duyar. Ayrıca NORACEL W 100 kullanımı ile üfleme performansının arttığı ve maçaların daha sıkı çıktıkları gözlenmiştir. Yapılan karşılaştırmalarda odun talaşı ve demir oksit gibi ilavelere göre kumun akışkanlığını arttırdığı ve ince kesitli maçaların bu kesitlerinin daha iyi dolduğu belirlenmiştir. Şekil 6b %1 NORACEL W 100 ilavesi ile dökülen damarsız temiz parça Şekil 8b Boyalı ve NORACEL W 100 ilaveli maça ile üretilen temiz ve sağlam parça Şekil 7 Kamyon arka aks gövdesi (döküm parça ağırlığı 49kg) men turbo gövdelerden bir tanesinde yaklaşık %80 oranında damarlaşma problemi görülmektedir. Problemin sebebinin bulunması için maça üretimi ile ilgili çok titiz bir araştırma çalışması yapılması gerekmiştir. Yapılan detaylı çalışma sonucunda görüldü ki maça içerisinde yüksek miktarda gerilim toplanıyor ve kullanılan eski damar önleyici malzemenin performansı yetersiz kalıyor ve sonucunda da damarlaşma sorunu oluşuyor. Çözüm İçin 3 Öneri Belirlendi •Maça içinde gerilimin azaltılması – minimum bağlayıcı kullanarak yeterli ama daha az reçine kullanımı (POLITEC* E 6010 / E 9030) •Daha az bağlayıcı ile elastik yapı: NORACEL W 100 kullanımı ile bal peteği yapısının oluşturulması •Yüksek izolasyon özellikli boya kullanımı ile ısı transferinin yavaşlatılması (RHEOTEC XL) Şekil 8a Boyasız ve alternatif bir katkı malzemesi ile üretilmiş PUCB maça üretilen parça içindeki damarlaşma ve penetrasyonun görünümü Dökümhanenin elde ettiği avantajlar açıkça belirlendi: damarlaşma %100 oranında çözülürken bağlayıcı miktarı %23 oranında azaltıldı. Maçaların kürleşmesi için %40 a varan oranlarda daha az amin gazı kullanımına bağlı olarak maçahanenin ortamı daha iyi hale geldi. (Şekil 9). RHEOTEC* XL boyamız kullanımda olmasına rağ- Türkcast 2009 Sayı 10 36 Şekil 10 Kırmızı demir oksit malzemeden NORACEL W 100 dönülerek elde edilen çok temiz maça sandığı ve maçaların görünümü Odun talaşı, nişasta ve demir oksitler gibi bilinen katkı malzemeleri artan yüzey alanlarının kaplanabilmesi için daha yüksek oranda bağlayıcı isterler. NORACEL W 100’de ince bir toz olmasına rağmen, bağlayıcının tüm yüzeyleri kaplamasına gerek duymadığı için, bağlayıcı miktarının arttırılmasına gerek yoktur. Bilinen geleneksel damarlaşma önleyici ilave malzemelerinin aksine NORACEL W 100 bağlayıcı sisteminin fiziksel bir parçası değildir ancak maça üretimi sırasında ayrışarak sistem içine CO2 yayar kopuksu yapıyı oluşturur. Diğer birçok damarlaşma önleyici katkı malzemesi bentonit ile bağlı yaş kumun sinterleşme sıcaklığını belirgin şekilde düşürürler. NORACEL W 100 ilaveli maçaların tepkisi bu şekilde değildir; yapıya karışmış sodyum bikarbonat bentonitin yayınımını arttırır ve kumun yaş çekme dayanımını biraz yükseltir. Monforts Demir Dökümhanesi Monforts, Düsseldorf ile Hollanda sınırı arasında yerleşik bir dökümhanedir ve kam mili ile turbo gövdesi üretmektedir. Bu dökümhanede gri, küresel, Nidirençli ve ADI malzemeden parçalar üretilir. Turbo gövdesi Östenitik Küresel grafitli malzeme ile üretilir ki, dizaynından, saf silika kullanımından ve oldukça yüksek olan döküm sıcaklığından (yaklaşık 1500°C) dolayı bu malzeme genleşme hataları acısından çok risklidir. NORACEL W 100 beyaz renkli bir tozdur ve mikserleri, maça makinelerini ve maça sandıklarını kirletmez. Bu durum kullanıcılar tarafından da tespit edilerek daha az temizlik ve bakıma ihtiyaç duyulduğu ve net üretkenliğin de arttığı raporlanmıştır. (Şekil 10). Şekil 9 POLITEC + NORACEL XW 100 + RHEOTEC XL Kullanılarak elde edilen temiz ve sağlam parça Maalesef döküm sonrasında katkı malzemesi kullanımına bağlı gaz sakatı sıkça görülmektedir. Katkı malzemesi tamamen bozuşur ve yoğun gaz ortaya çıkartır. Bu durum NORACEL W 100 kullanıldığında malzemenin az gaz içermesinden dolayı çok seyrek olarak görülür. Daha az gaz ortaya çıkar. makale article Sonuç PUCB maça kullanan demir dökümhanelerinde Damarlaşma problemi başlıca fire sebebidir. Bu genleşme hatasını çözmenin, yüksek izolasyonlu boya, kromit veya Şamot gibi özel kum veya damarlaşma önleyici katkı malzemesi kullanmak gibi pek çok çözüm yolu mevcuttur. NORACEL W 100 genleşme hatalarını önlemek için son zamanlarda geliştirilmiş damarlaşma önleyici kavram sunan bir katkı malzemesidir. Bu katkı malzemesi maçanın gazlama ve yıkama işlemleri sırasında ortama CO2 gazı çıkartarak bağlayıcı içinde kopuk (bal peteği) şeklinde bir yapı oluşturur. Kopuk şeklindeki bu özel bağlayıcı yapısı, döküm sırasında ısınan maça içinde termal stresten dolayı olabilecek çatlakların oluşumunu azaltacak bir elastiklik verir. NORACEL W 100 uçucu organik madde barındırmayan hata neredeyse tamamı yiyecek sanayiinde kullanılan çevre dostu bir katkı malzemesidir. Bu katkı malzemesi maça sandıkları ve maça kumu mikserlerinde kirliliğe sebep olmaz ve ilave oranı düşük olduğu için maça kumunun akışkanlığını arttırır sıkıştırılma kapasitesini iyileştirir. Damarlaşma problemine karşı Odun Talaşı ve Demir oksit kullanmaya alışmış dökümhanelerde bile NORACEL W 100 kullanılarak bağlayıcı miktarı azaltılabilir. Çünkü NORACEL W 100 bağlayıcı emmez. Hafif bazik yapısından dolayı NORACEL W 100, ilaveli karışımın çalışılabilme süresini biraz kısaltır ama aynı zamanda kürleşme için gereken amin miktarını da azaltır. NORACEL W 100, sodyum karbonat orta- ya çıkardığından dolayı döküm sonrasında ve sarsak elekte bentonitin dağılmasını kolaylaştırır ve yaş çekme mukavemetini de düşürür. NORACEL W 100 halen büyük, küçük birçok dökümhanede sağlam parça ve temiz yüzey elde etmek için başarı ile kullanılmaktadır. Açıklamalar Şekil 1, 2, 9 ve 10 Eisengiesserei Monforts GmbH & Co. KG, Moenchengladbach Dökümhanesi’nin izinleriyle kullanılmıştır. Şekil 5, 6a, 6b, 7, 8a ve 8b Georg Fischer GmbH & Co. KG, Mettmann Dökümhanesi’nin izinleriyle kullanılmıştır. Size Özel Çözümler... Prestij Yayıncılık olarak 1993 yılından beri imalat sektörünün ihtiyaçlarını karşılamak üzere Türkiye’nin alanındaki en etkin sektörel ve teknik dergilerini yayınlamaktayız. Son projemiz, Euroindustry Alıcı Rehberi Türk imalatçılarının yurtdışındaki önemli fuarlarda en etkin tanıtım aracı olmuştur. Dergi yayıncılığımızın dışında 2006 yılından beri Kalıp ve ilgili teknolojiler için Tüyap Fuarcılık A.Ş. ile birlikte UKUB’un desteğiyle Kalıp Avrasya Fuarının organizasyonunu da yapmaktayız. Prestij Yayıncılık Ltd. www.kalipavrasya.com 0212 267 10 11 37 Türkcast 2009 Sayı 10 makale article İnce Kesitli Düktil Demirlerin Mikroyapı Ve Mekanik Özellikleri Özgür CEVHER ve Fevzi YILMAZ Sakarya Üniversitesi, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü Esentepe kampüsü 54187, Sakarya/TÜRKİYE Abstract A pplications of spheroidal graphite cast iron have increased steadily in recent years due to its different mechanical properties. Relatively low-cost production and the capability of producing a range of microstructures increase the use of spheroidal graphite cast iron. There has been in increasing demand for strong thin-wall spheroidal graphite cast iron castings to provide components with high strength to weight ratios. Reducing the weight of spheroidal graphite cast iron castings by producing thin wall parts is an important method for saving energy. Obviously, it reduces materials consumption either. The high cooling rate in thin-section spheroidal graphite cast iron results in increased amounts of carbides with corresponding loss in mechanical properties, specifically ductility and toughness. Adjustment of carbon equivalent and post heat treatment after casting improves above mentioned properties. In this work, thin walled ductile iron structure and mechanical properties was searched. Plate samples with carbon equivalent value of 4.33, 4.48 and 5.09 were produced with the thicknesses of 1.5, 2, 3 and 6mm. Ferrite, pearlite and graphite percentage, spheroidation (%), graphite sphere number, average graphite diameter, γ-halo thickness and r γ /rg (the ratio of austenite radius to graphite radius) were measured from samples with different wall thickness. Mechanical properties such as hardness and impact were found and the relation between structure and mechanical properties were defined. Reduction of plate thickness increases number of spheroidal graphite, as a result of this hardness increases and impact resistance decreases. Key words: ductile iron, thin wall, microstructure, mechanical properties ÖZET B u çalışmada ince kesitli düktil demirlerin mikroyapıları ve mekanik özelliklerinin incelemesi amaçlanmıştır. Karbon eşdeğerliği 4.33, 4.48 ve 5.09 olan 1.5, 2, 3 ve 6 mm kalınlığında plaka nu- muneler üretilmiştir. Elde edilen farklı kalınlıktaki plakalarda ferrit, perlit ve grafit yüzdesi, küresellik (%), grafit (küre) sayısı, ortalama grafit çapı, γ-hale kalınlığı ve rγ /rg (ostenit yarıçapının grafit yarıçapına oranı) tespit edilmiştir. Sertlik ve darbe direnci gibi mekanik özelliklerin mikroyapı ile ilişkisi tespit edilmiştir. Azalan plaka kalınlığı ile grafit (küre) sayısının arttığı, bunun sonucu olarak sertliğin arttığı ve darbe direncinin düştüğü gözlenmiştir. Günümüzde tasarım mühendisleri, araç üreticileri ve dökümcüler çok daha güçlü, hafif ve direngen metalik parçaların üretimine odaklanmıştır. Düktil demir; kompleks şekilli döküm parçalarının üretilmesine uygun, ısıl işlemle çok yüksek mukavemetlere ulaşabilir ve nispeten ucuz olduğundan dolayı çoğu parça üretimi için iyi bir seçim olabilir. Alüminyum alaşımları ile karşılaştırıldığında düktil demir çok daha yüksek elastik modül, mukavemet/yoğunluk oranı, daha iyi yorulma mukavemeti ve daha düşük üretim maliyetine sahiptir[1]. morfolojisi sonucudur. Bundan dolaylı ince kesitli düktil demir dökümlerin katılaşma morfolojisinin araştırılması katılaşma hatalarının kontrolü ve değerlendirilmesi için çok önemlidir[3]. (rγ/rg)ideal şart 2,4. Ötektik reaksiyon sırasında hızlı ve aşırı soğuma nedeniyle grafiti saran ostenit dendrit şeklinde büyüyebilir. Eğer aşırı soğuma az ise ostenit zarf-hale büyür, dendrit uzantısı oluşmaz, bu durumda r γ/rg beklenenden fazladır. Aşırı soğuma fazla ise dendrit, hale uzantısı şeklinde olduğu gibi ayrı çekirdeklenme ve büyüme ürünü olarak da gelişebilir [5]. GİRİŞ Klasik uygulama, düktil demir parçaların üretimini minimum 5mm et kalınlığı ile sınırlamaktadır. Malzeme ve enerji tasarrufu amacıyla daha ince kesitli parçaların üretilmeye çalışılması son yılların tarzıdır. Parça kalınlığındaki değişimler düktil demirin metalurjik kalitesinde önemli farklılıklar doğurur ve kritiktir[1, 2]. İnce kesitli düktil demir dökümler katılaşma esnasında mikroporozite, beyaz ve benekli yapı oluşturma eğilimindedirler. Bu durum, işlenebilirliği ve mekanik özellikleri önemli derecede etkilemektedir. Bu hatalar dökümlerin katılaşma Türkcast 2009 Sayı 10 38 İnce kesitli numunelerin dökülmesi, soğuma hızının artmasına ve aynı aşılama koşullarında küre sayısının artmasına sebep olur. Küre sayısı, düktil demirlerin kalitesine etki eden bir parametre olup yaygın olarak öne çıkar. Küre sayısındaki artış düktil demirin katı hal faz dönüşümlerinde, mikroyapıda ve mekanik özelliklerinde önemli bir etkiye sahiptir[4]. Düktil demirde ötektik katılaşma iki katı fazın (ostenit ve grafit) beraber büyümesi ile gerçekleşir. Büyüme sıvı faza doğrudur. İki fazın eşli büyümesi (coupled growth) kopuk olduğundan Şekil 1’de verildiği gibi faz bileşenleri ve bileşimleri oldukça karmaşıktır. Başlangıç küre yarıçapı r0, t anında rt olsun. rg son yarı çaplı bir grafit küre ostenit zarfı içinde büyüsün. t zamanında ostenit yarıçapı rγ’dir. Ostenit hale önünde ve primer ostenit dendrit önünde sıvı içinde karbon toplanır. Difüzyonla dağılır. Ostenit zarfı çok kalın ise primer ostenit oluşumu yok demektir Şekil 1. Düktil demirin katılaşması sırasında iki olasılığın gösterimi, a) yavaş soğuma, γ zarfhale idealden büyük, b) hızlı soğuma, γ zarf-hale ideal boyutta ve dendrit uzantısı vermiştir [5]. İnce kesit düktil demir ötektik katılaşmada karbür oluşumları da olasıdır (Şekil 2). makale article 2.2. İncelemeler ve Testler Düktil demir numunelerin mikroyapı karakterizasyonu parlatma yapıldıktan sonra gerçekleştirilmiştir. Mikroyapı fotoğrafları optik mikroskopla Olympus görüntülenmiştir. Küre sayısı, küre boyutu ve küresellik döküm halindeki metalografik numunelerde ASTM A 247-67’ye göre saptanmıştır. Numunelerin faz yüzdeleri döküm halindeki parçaların %2 Nital ile dağlanmasından sonra çizgisel analiz metodu kullanılarak hesaplanmıştır. Sertlik deneyleri Bulut Marka cihaz ile 187,5kg yük, 2mm bilya çapı ve 30sn yükleme süresi alınarak ölçümler yapılmıştır. Charpy testi Losenhausenwerk marka test cihazı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Charpy test numunelerinin boyutları ve şekli ASTM E23-96b’ ye göre Şekil 4’de gösterildiği gibi hazırlanmıştır. Şekil 4. Çentik darbe numunelerinin şematik görüntüsü c) Şekil 2. Düktil demirin soğuma eğrileri a) ötektik karbürlerin oluşmadığı (sadece γ +grafit), b) ötektik karbürlerin oluştuğu, c) ters çil karbürlerinin oluştuğu, d) taneler arası yoğun karbürlerin oluştuğu hal[6] Bu çalışmada faklı karbon eşdeğerliği (CE) ve katılaşma kalınlığına sahip ince kesitli kuma döküm düktil demirlerin yapı ve mekanik özellikleri tartışılmıştır. 2. Deneysel Çalışma Çalışmada faklı karbon eşdeğerliğine (A=4,33 karbon eşdeğerliği, B=4,48 karbon eşdeğerliği ve C=5,09 karbon eşdeğerliği) ve farklı kalınlıklara (1.5, 2, 3 ve 6mm) sahip plaka numuneler elde edilmiştir. d) me (perlit) kullanılarak curuf oluşumu sağlanmıştır. İstenen şarj sıcaklığı termokupul kullanılarak ölçülmüştür. %1 FeSiMg ile magnezyum işlemi 1550°C’ da daldırma tekniği ile potada gerçekleştirildikten sonra ergiyik ön ısıtılmış döküm potasına transfer edilmiştir. Transfer esnasında aşılama adımı metal akıntısına %0,8 FeSi75 ilavesiyle gerçekleştirilmiştir. Döküm potasında, tekrar termokupullar yardımıyla ergiyik sıcaklığı ölçülmüştür. 1550°C’ de ölçülen ergiyik, hazırlanan kalıplara dökülmüş ve döküm işlemi tamamlanmıştır. A, B ve C kodlu dökümlerin kimyasal kompozisyonu ve karbon eşdeğeri sırasıyla Tablo 1’de verilmiştir. Tablo 1. A, B ve C kodlu döküm numunelerinin kimyasal bileşimi 2.1. Kullanılan Malzemeler ve Üretim 3. Bulgular, Tartışmalar Ve Sonuçlar 3.1. Faz Yüzdeleri, Grafit Sayısı ve Grafit Şekli Farklı karbon eşdeğerliğine sahip A, B ve C kodlu numunelerin mikroyapı fotoğrafları Şekil 5’te karşılaştırmalı olarak verilmiştir. A, B ve C kodlu döküm numunelerinin faz yüzdeleri (ferrit, perlit, grafit, sementit), küresellik, ortalama grafit çapı, grafit küre sayısı, γ (hale) kalınlığı ve rγ/rg oranı Tablo 2-4’de verilmiştir. Görüldüğü gibi artan numune kalınlığına bağlı olarak bu değerler değişmektedir. Numune kalınlığı arttıkça ferrit oranı ve ortalama grafit çapının arttığı, kalınlık azaldıkça küre sayısı ve sementit miktarının arttığı görülmüştür. Javaid ve Davis [7] tarafından ince cidarlı küresel grafitli dökme demirlerin mekanik özelliklerini etkileyen mikroyapısal faktörlerin değerlendirilmesi ile ilgili yapılan çalışmada artan kalınlıkla beraber ferrit oranının ve ortalama Deneyler endüstride yapılmış, girdi ve proses parametrelerinin benzer olmasına çalışılmıştır. Şarj malzemesi olarak %30 Sfero piki, %30 Çelik Hurda ve %40 Döngü Malzemesi (Üretim sırasında döküm için hazırlanan yolluk, çıkıcı ve hatalı döküm malzemelerinin tekrar üretime katılması) kullanılmıştır. 2.2. İnce Kesitli Düktil Demir Dökümlerin Üretimi ve Uygulanan Testler Ergitme işlemleri, yüksek frekanslı 500kg’lık devirmeli indüksiyon ocağında gerçekleştirilmiştir. Ergiyik alaşım 1600°C’ye ısıtılmış ve curuf yapıcı flux malze- Şekil 3. Deneysel döküm numunesinin a) şematik gösterimi, b) modeli, c) döküm hali Ağaç model, 120x40mm boyutlarında altı plakadan üretilmiş olup Şekil 3’de şematik olarak döküm ile birlikte verilmiştir. Kum kalıp özelliği bütün dökümlerde aynı tutulmuştur. Uygun boyutlarda çok sayıda numune kesilmiş, çeşitli test ve incelemeler yapılmıştır. grafit çapının arttığı, kalınlığın azalmasıyla küre sayısının ve sementit miktarının arttığı belirtilmiştir. 1,5mm kalınlığındaki numunede mm2’de ortalama 2500, 2mm kalınlığındaki numunede 2200, 3mm kalınlığındaki numunede ortalama 1300 küre olduğu belirtilmiştir. Mempey ve Xu [8]tarafından 39 Türkcast 2009 Sayı 10 makale article yapılan çalışmada 3mm kalınlığında küresel grafitli dökme demirli dökümü sementit oluşumu meydana gelmeden üretebilmek için mm2’de 1000’den daha fazla küre olması gerektiği belirtilmiştir. Labrecque ve Gagne [9] tarafından yapılan çalışmada ise aşılmanın iyi yapılması durumunda mm2’de 500-700 küre olması durumunda bile dökümlerde sementit oluşumu meydana gelmemektedir. 1,5mm, 2mm ve 3mm kalınlığındaki C nolu döküm numunelerinin mm2’deki küre sayıları sırasıyla 960, 850 ve 580 küredir. Bu kalınlıklarda dökülen C nolu döküm numunelerinde sementit oluşumu gözlenmemiştir. 1,5mm ve 2mm kalınlığındaki B nolu döküm numunelerinin mm2’deki küre sayıları sırasıyla 385, 485’dir. Bu kalınlıklarda dökülen B nolu döküm numunelerinde sementit oluşumu gözlenmiştir. Düşük kalınlıkta az küre olması sementit oluşumuna bağlanabilir. Aynı şekilde 1,5mm ve 2mm kalınlığındaki A nolu döküm numunelerin mm2’deki küre sayıları sırasıyla 230, 310’dur. Benzer şekilde numunelerde sementit oluşumu meydana gelmiştir. Fras ve arkadaşlarının [10] küre sayıları ile ilgili yaptıkları çalışmalar döküm plaka kalınlığı ile küre sayısı arasında sistematik bir ilişki vermiştir. 6mm kalınlığındaki plakada mm2’ de 270 küre bulunmuştur. Doğal olarak aynı şarj için artan plaka kalınlığıyla küre sayısı düşmektedir. Örneğin 22mm kalınlıkta küre sayısı 104’e düşmüştür. Numuneler kalından inceye doğru tek tek değerlendirildiğinde, ortalama grafit çapında küçülme olduğu görülmüştür. Kalınlık (veya modül) azaldıkça soğuma daha kısa sürede gerçekleşmekte yani malzeme Şekil 6. A kodlu döküm numunesinin ferrit, perlit, grafit ve sementit yüzdelerinin şematik olarak gösterimi Şekil 7. B kodlu döküm numunesinin ferrit, perlit, grafit ve sementit yüzdelerinin şematik olarak gösterimi daha hızlı katılaşmaktadır. Bu sebeple test edilen Türkcast 2009 Sayı 10 40 makale article numunelerde kalınlık azaldıkça ortalama grafit çapında da küçülme gerçekleşmiştir. Bir diğer gözlem ise; küre sayısı arttıkça küresellik de artmaktadır. Ayrıca artan kalınlığa bağlı olarak grafit hacim oranı artmaktadır. 3.2. Sertlik ve Darbe Dayanımı Sonuçları A, B ve C numunelerinin sertlik değerleri Tablo 5’de verilmiştir. Numunelerde yapılan sertlik testi sonuçlarına bakıldığında kalınlık azaldıkça (veya modül) sertliğin arttığı gözlenmiştir. Kalınlık azaldıkça oluşan perlit daha ince ve sıkı yapılı olmakta ve malzemenin sertliğinin artmasına yol açmaktadır. Ayrıca oluşan sementit de numunenin sertliğinin artmasına yol açmaktadır. Diğer bir etki kalınlık azaldıkça oluşan grafit küre sayısının artması ve çaplarının düşmesidir. Buda malzemenin sertliğini arttırmaktadır. 3.3. Genel Değerlendirme Bu çalışmada, 3 grup dökümde başlıca değişkenler olarak kimyasal kompozisyon ve parça kalınlığı üzerinde durulmuştur (1.5, 2, 3 ve 6mm). Farklı karbon eşdeğerliğine (4.33, 4.48 ve 5.09) ve kalınlıklara sahip numuneler üzerinde testler yapılmıştır. Sonuçlar aşağıdaki gibidir; CE: 4.33 ve 4.48 olan dökümlerin 1,5mm ve 2mm kalınlıklarında sementit oluşumu gözlenirken, 3mm ve 6mm kalınlıklardaki numunelerde sementit oluşumu gözlenmemiştir. CE: 5,09 olan döküm numunesinde 1,5mm kalınlıkta bile sementit oluşumu görülmemiştir. CE: 4.33 ve 4.48 olan dökümlerin 1.5mm ve 2mm kalınlıklarında sementit oluştuğu ve düşük küre sayılarının elde edildiği görülürken, C kodlu dökümde sementit oluşmadığı ve yüksek küre sayılarının elde edildiği görülmüştür. Tablo 6’da 2mm, 3mm ve 6mm kalınlığındaki A ve B Tablo 5. Döküm halindeki A, B ve C kodlu döküm numunelerinin sertlik değerleri (BSD) nolu döküm parçalarından hazırlanan numunelere uygulanan darbe testi sonuçları verilmiştir. Görüldüğü gibi kalınlık azaldıkça darbe enerjisi değerinin düştüğü gözlenmiştir. Literatürde [11] artan grafit küre sayısının darbe direncini düşürdüğü belirtilmiştir. 2mm, 3mm ve 6mm kalınlığındaki A ve B nolu dökümlerden hazırlanan numunelere uygulanan darbe testi neticesinde en düşük küre sayısına sahip 6mm kalınlığındaki numunenin darbe direnci en yüksek çıkmıştır. 2mm’lik numunelerde görülen düşük darbe direncinin diğer nedeni ise yapıda görülen sementit oluşumudur. Bir kısım numuneler tavlanmış ve sementitlerin yok edilmesi çalışılmıştır. Doğal olarak ısıl işlem görmüş numunelerin darbe direnci yükselmiştir. Kalınlığın artmasıyla birlikte malzemedeki ferrit oranı, ortalama grafit çapı ve γ-hale kalınlığı artmış, küre sayısı ve perlit oranı azalmıştır. Numuneler kalından inceye doğru tek tek değerlendirildiğinde, ortalama grafit çapında küçülme olduğu, grafit hacim oranında da azalma olduğu görülmüştür. Artan küre sayısı ile birlikte küresellikte artmıştır. Numunelerde yapılan sertlik testi sonuçlarına bakıldığında kalınlık azaldıkça sertliğin arttığı gözlenmiştir. Bu yapı elemanları ile ilişkilidir (grafit ve sementit). CE: 4.33 ve 4.48 olan dökümlerin 2mm, 3mm ve 6mm kalınlığındaki parçalarından hazırlanan dar- Tablo 6. A, B ve 920ºC’de 1saat ısıl işleme tabi tutulmuş A kodlu döküm numunelerinin darbe enerjisi değerleri be numunelerine uygulanan darbe testi sonuçlarına bakıldığında kalınlık azaldıkça darbe enerjisi değerinin düştüğü gözlenmiştir. Ostenit yarıçapının grafit yarıçapına oranının (rγ/ rg) en yüksek değeri CE: 4.33 olan dökümün 6mm kalınlığındaki numunesinde gözlenmiştir. rγ/rg oranı 2,39 olarak hesaplanmıştır. Bu literatürde verilen kritik değerin üstüdür ve beklendiği halde dendrit uzantısı oluşmamıştır. 4. KAYNAKLAR [1] David, J., Massone, J., Boeri, R. and Sikora, J., “Mechanical Properties of Thin Wall Ductile Iron-Influence of Carbon Equivalent and Graphite Distribution”, ISIJ International, Vol. 44, No.7, pp. 1800-1187, 2004 [2] Caldera, M., Massone, J., Boeri, R.E. and Sikora, J.A, “Impact Properties of Thin Wall Ductile Iron”, ISIJ International, Vol. 44, No.4, pp. 731736, 2004 [3] Yeung, C.E., Zhan, H. and Lee, W.B., “The Morphology of Solidification of Thin-Section Ductile Iron Catings”, Materials Characterization, pp. 201-208, 1998 [4] Borrajo, J.M., Martinez, R.A., Boeri, R.E. and Sikora, J.A., “Shape and Count of Free Graphite Particles in Thin Wall Ductile Iron Castings”, ISIJ International, Vol. 42, No.2, pp. 257-263, 2002 [5] Lesoult, G., Castro, M. and Lacaze., “Solidification of Spheroidal Graphite Cast Irons- I.Physical Modelling”, Acta Metallurgica Inc. Vol.46, No.3, pp.983-995, 1998 [6] ……. “The Sorelmetal Book of Ductile Iron”, Rio Tinto&Titanium Inc , 2004 [7] Javaid, A. and Davis, K.G., “Evaluation of Microstructural Factors Affecting the Mechanical Properties of Thin-Wall Ductile Iron Castings”, Microscopy Society of America, 2002 [8] Mempey, F. and Xu, Z.A., “Mould Filling and Solidification of a Thin-Wall Ductile Iron Casting”, AFS Transactions, 1994 [9] Labrecque, C. and Gagne, M., “Optimizing the Mechanical Properties of Thin-Wall Ductile Iron Castings”, AFS Transactions, Schaumburg, USA, 2005 [10] Fras, E., Wiencek, K., Gorny, M. and Lopez, H.F., “Nodule Count in Ductile Iron: Theoretical Model Based On Weibull Statistics”, International Journal of Cast Metals Research, Vol.18, Number 3, 2005 [11] Henych, I., “Trends in Melting and Magnesium Treatment of Ductile Iron Melt”, The Ductile Iron Society’s 1998 Keith D. Millis World Symposium on Ductile Iron, 1998 41 Türkcast 2009 Sayı 10 araştırma investigation Neden Dökümü Tercih Etmeliyiz ? (1) Üretilen parça: Merdiven Basamak Desteği Önceki Şimdiki Üretim Yöntemi Sac - Kaynak konstrüksiyon (8 Parça) Döküm (3 Parça) Malzeme St 37 GJMW-360-12W Beyaz Temper Döküm Ağırlık 3,5 kg 3,5 kg Kullanılan Malzeme Maliyet Oranı (Ürün/Hammadde) 39 % 100 % Üretim Maliyetinin Oranı (Temizleme, Boyama vs) 100 % 5% Mekanik İşleme Maliyetinin Oranı (Kaynak, İşleme vs) 100 % 0% Satış Fiyatında Maliyeti Oranı (Satış Fiyat/Maliyet) 100 % 50 % Üretim bilgilerinin karşılaştırılması Türkcast 2009 Sayı 10 42 makale article Temiz Çelik Döküm Üretimi Deneme Dökümlerin Değerlendirmeleri S.Kuyucak, CANMET-MTL, Ottawa, Ontario, Canada Copyright 2007 American Foundry Society Çeviren: Şefkat KOÇ, ÇİMSATAŞ- Mersin ÖZET Üst Derece yüzey alanı 12 x 18 in Kama –Blok Dökümü AISI 1020 çeliğinden, standart “ Boynuz Yolluk” pratiğinde Döküm Havşası düz Seramik düşey yolluğa bağlandı ve bünyeye Hava aspirasyonu ve Yeniden Oksitlenmeyi en aza indirmek için yeni düşünceler olan, Küçük bir barajı olan Döküm Havuzu veya baraj ve uzatılmış pota nozulu kullanılmıştır. Çelikler Döküm parçaların yüzey temizliklerine göre değerlendirildi. GİRİŞ Su Modeli deneyleri Hava Aspirasyonunun Hacim olarak % 30 –60’ ı nın tipik Dipten akıtmalı pota (Stoperli Pota) ile döküm esnasında olduğunu gösterdi. Bünyeye hava alınması dökülen metalin üst yüzeyinin yüksekliği arttıkça artar (Potadaki metalin üst yüzeyi) , ayrıca benzer biçimde bilindiği gibi Döküm Parça yüzey hataları da artar. Bunun sonucu olarak Dipten akıtmalı pota ile önce dökülen parçanın tamiri daha sonra dökülen parçaya göre genel olarak daha işçilik gerektirir ve ağızdan dökmeli pota ile dökülen parçalar genel olarak dipten akıtmalı potalar ile dökülenlerden daha temizdirler. Aspire edilen havanın kalıp içinde yarattığı Türbülansın Döküm parça yüzey hatalarının en önemli nedenlerinden olduğu gözlenmiştir. Su modeli deneyi ile Döküm Havuzu kullanarak hava aspirasyonunu önleyen iki dikkate değer tasarımı Yolluk sisteminde gözlenmiştir. Birisi Döküm Havuzunun Düşey yolluğa girişinde küçük baraj uygulaması, ki bu baraj akış sırasında absorbe edilen havanın atmosfere kaçmasına izin vererek düşey yolluğa taşınmasına engel olur, diğeri Döküm Havuzu içine uzatılarak batırılan pota nozulu uygulamasıdır. Hava aspirasyonu önlemek için yapılan diğer tasarımlar, sanki yeniden oksitlenme için tasarlanmış gibi davranmıştır. Bu çalışmanın amacı absorbe edilen havanın yolluk sisteminde elimine edilmesinin gerçek döküm parçanın yüzey kalitesini geliştirebilip geliştiremiyeceğini tayin etmektir. Deneysel Çalışma Kıyaslanan Döküm Kama Blokları AISI 1020 çeliğinden Dipten Akıtmalı Pota ile Döküm Havuzu yada Havşası kullanılarak üretildi(Şekil:1.) İki adet Kama Bloğu 440 Kg lık ergitmelerden döküldü, birinci parça Döküm Havşası ile (StandartYolluk ile ); ve ikinci parça Barajlı Döküm Havuzu kullanılarak batırılmış yada batırılmamış uzatılmış nozullu pota (Alternatif yolluk ) ile döküldü. İkinci olarak dökülen alternatif yolluklu parçada metal yüksekliğinin düşüklüğü, Döküm Havuzu nedeniyle Potanın yükseltilmesi iki parçanın dökümü arasındaki metal yüksekliği farkı azalmıştır. Döküm No./ B Ocak Sıc./ Çanağın tabanı referans alınarak ortalama metal yük- Blok Tanımı Dök.Sıc.(ºC) F 5071 1646 seklikleri (Şek:1’e bakınız) şöyledir: A 1620 Standart Yolluk: 45.5” (115.57 Cm) B 1593 Alternatif Yolluk Uzatılmış yada uzatılmamış nozullu: F 5083 1637 43.0” (109.22 Cm) Kalıplar 55 AFS numaralı Silis kumu ile, bağlayıcı olarak kuma göre % 4.5 oranında (%50 lik) (%5) dekstrin ile modifiye edilmiş sodyum silikat kullanıldı. Yolluk ve besleyicilerin kesilmesinden sonra Döküm parçalar Kum püskürtülerek temizlendi. Tablo 1,deney şartları ve üst yüzey değerlendirme sonuçlarını, Şekil 2 üst yüzey fotoğraflarını göstermektedir. Üreticiler Standardizasyonu Birliği (Manufacturers Standartisation Society) Standart Prosedürü MSS SP- 55 yüzey düzgünsüzlükleri ve kirliliklerini tanımlamak için kullanılmıştır. Şeffaf bir kağıt üzerine birer inç karelik bir ızgara hazırlanarak üst derece yüzeyine konuldu. Izgaradaki her karenin 2/3 ünden fazlası hatanın üzerine giriyorsa, kare bir olarak sayıldı; karenin sadece bir kısmı ( 1/3 ten 2/3e) hatanın üzerinde ise yarım sayıldı. Böylece toplam kare sayısı üst derece yüzeyindeki kirlilik miktarı olarak ifade edildi. Sonuçlar Tablo 1 de görülmektedir. Birinci durum hariç tüm durumlarda, parçaların Üst derece yüzey kaliteleri alternatif yolluk ile dökülenlerde daha kötü idi. Hataların çoğu kırışıklık formunda idi ve kalıp içinde soğuk döküm belirtileri olan erken katılaşmalar görüldü. Başarılı döküm parça döküm sıcaklığı en yüksek olanıydı. Döküm havuzu orta büyüklükte bir kap olarak etkin bir biçimde, telafi edilmesi gereken seviyede ısı kaybına neden oldu. Alışılmış tasarımlarda görülen Kırışıklık ve Soğuk Birleşme gibi hataların yanında Döküm Havuzu ile dökümde “Kuş pisliği” Seroksit benzeri hatalar görüldü (Şekil 3). Derece bozma sırasında buralar yapışmış kumlar ile kaplanmıştı. Kum bir çakı kenarı ile kaldırıldığında çelik yüzeyinde ince delikler görülebiliyordu ve yüzey kumunda da aynı görüntü vardı (Şekil 4). Bunlar belirgin olarak yer değiştirmiş makro-inklüzyonlar dan farklı idi. Kirlilik Sayısı 24 5 A 1591 8 B 1577 24 F 5085 1645 A 1603 8 B 1586 24 F 5089 F5083 ve F5085 No’lu dökümlerde batırılmış ifadesi, dökümün uzatılmış nozulla yapıldığını ifade etmektedir. Bununla birlikte nozul A parçasının dökümü sırasında boydan boya çatladı ve B parçasının dökümünde ise neredeyse tümü ile açılmıştı ( Şekil. 6) . Daha sonra bu parçaların üretim yöntemi olarak kullanılan dört adet çeyrek dairelik silisyum parçanın eksturuzyon yolu ile üretilip sonra silindirik forma birleştirilmesinin uygun bir yöntem olmadığı anlaşılmıştır. Uzatılmamış nozul ile dökülen parçalar sorunsuz olarak dökülmüştür. 1642 A 1603 9 B 1583 20 Değerlendirmeler Sadece Pota nozulu.(A)Döküm Havşası ile, (B) Döküm Havuzu ile döküldü İnce uçta Büyük Üst derece hataları Hava çıkışlarının bulunduğu yerler hariç temiz. Pota nozulu uzatılmış. (A) ParçasıDöküm havşası ile (B) Parçası Döküm havuzu ile döküldü. Dört adet (A) parçası dökülürken Nozulun uzatma parçası boydan boya çatladı. (B) Parçası dökülürken Besleyiciyi doldurmaya başlamadan önce döküm bir süre kesildi. Temiz Küçük kabalıklar ve kırışıklıklar Pota nozulu uzatılmış. (A) parçası Döküm Havşası ile, (B) Parçası Döküm Havuzu ile döküldü. Dört adet A parçası dökülürken nozulun uzatma parçası boydan boya çatladı, B Parçası dökülürken besleyiciyi doldurmadan önce Döküm birsüre kesildi. Hatalar ince uç ve merkezde Oldukça kaba kırışıklık ve katlanmalar Sadece Pota nozulu (A) Döküm Havşası,(B) Düküm havuzu ile döküldü Çoğunlukla temiz, Açık mikro porozite ve küçük kırışıklıklar Orta kabalık ve kırışıklık Tablo 1. Deneme Dökümlerin Üst Derece Hatalarının Değerlendirmesi. 43 Türkcast 2009 Sayı 10 makale article Cp,ref kalıplama kumunun ısı kapasitesi/refrakter yolluk ısı kapasitesi (J/ kgºC) t besleyici dolmaya başlamadan hemen önce kalıbın dolum zamanı. Erfc(x) = 1- Erf(x), tamamlayıcı hata fonksiyonu. Akış Simülasyonu Kama Blok Dökümü için, önerilen ve mevcut döküm sistemi Flow-3D (Flow Science, Inc, Santa Fe, NM nin tescilli markasıdır.) simülasyonu Birminghamdaki Alabama Üniversitesi tarafından kullanıldı (Şekil 5) Program döküm süresince yüzeyin maruz kaldığı ışımanın (m²s ) cinsinden hesaplamaya olanak sağlıyordu. Bu sonuçlar Şekil 5 b de gösterilmiştir. Sonuçlar, Tipik olarak bir döküm havuzunun yolluk sistemine montajının çeliğin daha uzun zaman atmosfer etkisine maruz kaldığını göstermiştir. Tablo 2, ilgili kalıp kumu/refrakter yolluk ve çelik özelliklerini vermektedir. Kama bloğunun dökümü esnasında çeliğin ısı kaybı hesaplandı. Aşağıdaki prosedür kullanıldı ve sadeleştirme kabulleri yapıldı: 1-Isı kaybı ıslatılan refrakter yüzeylerden temas yolu ile ve serbest yuzeylerden radyasyon ile dir. Değerlendirme Döküm Havuzlu alternatif yolluklu döküm parçalardaki hatalar soğuk metal nedenli hatalardır. Bu nedenle problemi tanımlamak için önce döküm esnasındaki ısı kayıpları aktarılacaktır. Daha sonra çelik yüzeyinin etkisinde kaldığı, yeniden oksitlenme değerlendirilmiştir. 2-Dikkate alınan zaman, besleyici dolmaya başlamadan hemen önce, kalıp boşluğunun dolduğu zamandır. Benzer biçimde ısı balansında dikkate alınan metal kütlesi kalıp boşluğu ve yolluk içindeki, besleyicideki hariç, metaldir(mFe). Bu böyle seçilmiştir, zira besleyici dolmaya başladığında metal kalıp üst yüzeyine temas etmiş ve ilgilenilen kalıp boşluğu dolmuş ve muhtemelen katılaşma başlamıştır. A Kum kalıp ve seramik yolluğun özelliklerinin aynı olduğu varsayıldı. b Kumun gerçek yoğunluğu 2600kg/m³, c Döküm süresince çeliğin ortalama sıcaklığı. Malzeme Yoğunluk (kg/m³) Kum Kalıp/Seramik Yolluk a Çelik Isı Kapasitesi (J/kg m³) 1500b 1100 7000 760 Isıl İletkenlik (W/mºC) Isıl Geçirgenlik (m²/s) 0.394x10¯6 0.65 Başlangıç Sıc. (ºC) 20 1580c Tablo 2. Malzeme özellikleri ve şartlara bağlı olarak döküm esnasındaki Besleyiciyi doldurmaya başlama zamanı Kalıp boşluğu ve yolluktaki çelik (Besleyici hariç) Sodyum silikat bağlı kumun nemi Kumdaki termal penetrasyon derinliği, x(120ºC) Suyun buharlaşma ısısı Uzatılmış Nozul Döküm Havuzu Nem Etkisi Potadan Akış 20 sn 170 kg %5 7 mm 2.259.260 J/kg Yüzey Alanı (m²) Temas Radyasyon 0.027 0.237 0.084 Bileşen Dök.Havuzlu Döküm Havuzlu Döküm Havşalı - Döküm Havşası Döküm Havşalı SeramikYolluk. Dök. Havşa veHavuzu Besleyici padi ve Kalıp Boşluğu Dök. Havşalı ve Havuzlu 0.009 0.036 0.100 0.301 0.010 0.180 Nem Etkisi Dök.Havşalı ve Havuzlu 4-Döküm süresince ortalama bir döküm sıcaklığı kabulü yapılır. Bu sıcaklık esas alınarak kalıplama kumu / refrakter tuğla sıcaklığının t zamanındaki profili Eşitlik 1 den bulunur (Tref) Bu şekil 7 de gösterilmiştir. Bu durum ayrıca hesapların yapıldığı bir excell sayfasına bağlanmıştır. Ortamın özgül ısısından ve ıslatılan alandan temas ile absorbe edilen ısı miktarı (Qcon) hesaplanır. Sıcaklık Düşüşü (ºC) Toplam Sıc. Düşüşü(ºC) ∞ Temas Radyasyon Eşitlik 2. Qcond = Acond∫(Tref-T0)Cp,ref dx 1.7 º 15.0 7.0 2.2 5-Benzer biçimde t zamanında radyasyon ile kaybolan ısı 0.8 t(Qrad) hesaplanır. Çeliğin emissivite (yayınım) faktörü 2.3 0.8 0.8 varsayılmıştır. 6.3 19.1 14.9 Qrad =ζεFeAradσ (θ4Fe – θ4 sur )t Eşitlik 3 2.8 Döküm Havşalı uygulamaların toplam Sıcaklık kaybı Döküm Havuzlu uygulamaların toplam Sıcaklık kaybı 30.5 47.0 16.5 21.9 47.0 68.9 Farklı Bileşenlerde iki sistem birlikte düşünüldüğünde Sıcaklık kaybı Döküm Esnasında Isı Kaybı Seramik yolluk ve Kalıp kumuna ısı kaybı benzerdir ve kayıp bunların soğuk yüzeylerinin döküm süresi kadar bir zaman sıvı çelik ile temas ettiği kadardır. Ortalama çelik sıcaklığını sabit bir duvar sıcaklığı gibi varsayarsak, refrakter içindeki sıcaklık profili hata fonksiyonu tipi bir çözümle verilir: (Tref – To)/(Tw – To) = Erfc (x / 2√at ve α = k/ρref Cp,ref Eşitlik 1 Burada: kalıp kumundaki sıcaklık / kalıp duvarına x mesafedeki refrakter yolluk Tref sıcaklığı (ºC) To kalıp kumu/ refrakter yolluk ilk sıcaklığı Tw kalıp kumu duvar sıcaklığı / sıvı çelik ile temas eden refrakter yolluk sıcaklığı α kalıp kumunun isı yayınımı / refrakter tuğlanın ısı yayınımı (m2/ s) k Isıl iletkenlik (W/mºC) görünen yoğunluk (kg/m3 ) ρref Türkcast 2009 Sayı 10 44 3-Önce kalıp boşluğu ve yolluk sisteminin değişik kısımlarındaki ıslatılan yüzey alanını hesaplanır. Döküm havuzunun yanal yüzeyleri ve kalıp boşluğu için ortalama ıslatma yüksekliği alınır. Ayrıca pota akışındaki, Döküm havuzundaki, döküm havşasındaki ve kalıp boşluğundaki yayınım (Radyasyon ) kayıpları dikkate alınır. σ θ Burada: ζ radyasyon için toplam değişim faktörüdür ( 1 olarak kabul edin ) Çeliğin emissivitesi (yayınımı) (0.8) εFe Stefan- Boltzman sabiti ( 5.67x 10-8 W/m2K4 mutlak sıcaklık ºK (θ= T+ 273 ) ‘sur’ alt eki çevre anlamındadır.. Kalıplama kumunun neminin buharlaşması Döküm Havuzunda ve kalıp boşluğunda ilave soğumaya neden olabilir. Bu hesapta sıcaklığın 120ºC ye yükseldiği tabakanın tümündeki nemin buharlaştığı varsayılmıştır. Eşitlik 4 Qnem = Akum x (120ºC)ρkum gwLw Burada: X(120ºC) kum içine sıcaklığın 120ºC ye kadar ulaştığı ısı yayınım tabakası. gw kumun nem miktarı ( ağırlık yüzdesi olarak) Lw suyun buharlaşma ısısı ( J/kg ) – Üç mekanizmanın tümü tarafından absorbe edilen ısı bulunduktan sonra kalıp dolumu esnasındaki sıcaklık düşüşü: ΔT= (Qcond+ Qrad +Qnem) / (mFe . Cp,Fe ) Eşitlik 5 makale article Tablo 2 kama bloğunun standart ( döküm havşası) ve alternatif (döküm havuzu) dökümünde, hesaplanmış sıcaklık düşüşlerini göstermektedir. Döküm havuzu metodu için ilave 20ºC aşırı ısı gereklidir. Döküm havuzu yolluk sisteminde hava taşınmasını engelleyecek etkinlikte tasarlanmıştır, fakat ilave ısı kaybı su modellemesinde öngörülememiştir. Kıyaslama yapabilmek için döküm havuzlu dökümlerde ilave aşırı ısı olmalıdır. Eğer döküm yüzey hatalarında süpürülen hava en önemli nedense bu metodla, istikrarlı, iyi yüzey kalitesi sağlanır. Belirtilmelidir ki verimden de görüldüğü gibi (Şekil 1. %44 ) kullanılan döküm havuzuna göre parça büyüklüğü küçüktür. Daha büyük parçalar benzer büyüklükte döküm havuzu kullanır ve sıcaklık kaykaybı daha az önemli olur. Stoper Mili 440kg çelik Şekil 3. f 5089 a yakından bakış.”kalıp deformasyonuna “benzeyen bir yüzey hatası. Bu hatalar genel olarak “seroksit” olarak adlandırılır. H:13.4” Pota Nozulu Döküm Havuzu Nozul Uzatması Açık besleyici gömleği H:12” CO2 Kum Hava tahliyesi ؼ” 3 Adet Düz Düşey Bes. Göm. PadiØ9” Yolluk Kama Blogu 3-5” x 12”x18” Y.Yolluk 1½ - 1¼ x 1¼ - 1½ MemeİçØ2: ”, L:1½” Boyun Bölgesi 1½”x2”Dirsek İç çap:1 ½” seramik yolluk Döküm Havuzu Besleyici Gömleği : 9” 1”Baraj Darbe Ped’iø 8.1” Kama Blok Kırma Boyun alanı Şekil 1: Kama Bloğudökümü. Döküm havuzuna uzatlarak batırılmış nozul, yandan ve üstten görünüş. Döküm havuzu dahil Döküm ağırlığı:125 kg, Parça ağırlığı: 99 kg. Şekil 2.F 5071, F5083,F 5085 Nolu dökümlerden Kama bloklar . F 5071 A nın (ön tarafında) ve B de daha belirgin görülen Üç nokta hava tahliye delikleridir. F 5089 daki işaretli alan Şekil 3. te büyütülmüştür. Şekil 4: F6019 nolu dökümden Kama Bloğu ,”seroksit”hatasının daha çok nerelerde olduğunu göstermektedir .(Sonuçlar içerisinde belirtilmemiştir.). a)- Üst derece yüzeyinin genel görünüşü. b)- ve c)- büyütülmüş görüntüler. d)-yapışmış kum bir bıçağın ucu ile yüzeyden kaldırıldı(parçaya oturtulunca gaz deliklerine uymaktadır. e)- yüzeye yapışmış diğer kum yanmış tabakanın başlangıcını göstermektedir ve kumun içine 2 –6 mm kadar girmiştir. Şekil 5: a) Flow 3D nin Kama Bloğun Döküm havuzu, dökülen metal içine daldırılmış, uzatılmış nozul ile dökümü ( Sıcaklık skalası ºK ) . b) Belirtilen yüzey alanları Kama Bloklarının dökümlerinin farklı zaman aralıklarını ifade etmektedir. 45 Türkcast 2009 Sayı 10 makale article eder. Eşitlik.6: ρAir = ρAir,20ºC (293/T) DO2/Air = DO2/Air,20ºC (T/293)1.75 ( Referans 6 dan) mO = (MWO2ρAir,20ºC DO2/Air,20ºC/MwAirδO2/Air) (CO2,0 – CO2,∞)/100 (T/293)0.75 Eşitlik 7 Oksijen Almak Δt zaman değişimi içinde oksijen alımı: ΔMO = mOAFeΔt Ve döküm esnasında alınan toplam oksijen: Şekil 7: Islatılan refrakterdeki (Kalıplama Şekil 6: Döküm esnasında çat- kumu ve seramik yulluk) sıcaklık dağılımı. layarak açılan Nozul uzatması Tablo 2 deki özellik ve durumlara göredir Döküm esnasında çelikteki sıcaklık düşüşü en çok döküm zamanından etkilenir. Bu daha geniş bir yolluk ile azaltılabilir. Genel kural olarak yolluk sistemi tasarımında, döküm zamanı dökülen metalin ağırlığının karekökü ile orantılıdır. Eğer döküm zamanı saniye ve döküm ağırlığı lb (lb=0.452 kg) ise önerilen oransal katsayı bir dir. Bu ilişki belirli bir tip yolluk sistemi için sabit bir sıcaklık düşüşü sağlar ve seçilen oran sabiti ve verimdedir. Döküm Esnasında Yeniden Oksitlenme Açıkta kalan çelik yüzey alanının hesabı eğer yeniden oksitlenmenin seviyesi biliniyorsa anlamlıdır. Alüminyum ile deokside edilmiş çeliklerin oksijene ilgileri yüksektir. Açıkta kalan yüzeyin oksije ile buluşabilme seviyesi tipik olarak oksitlenme için de belirleyici adımdır. Takibeden paragraflarda verilen iki yaklaşım yeniden oksitlenmeyi döküm süresi boyunca açıkta kalan çelik yüzeyine bağlı olarak hesaplamaktadır. Ara Yüzey Boyunca Yeniden Oksitlenme Hemen hemen durgun durumda deokside edilmiş (killed) çelikte yeniden oksitlenme Japon Sasai ve Mizukami tarafından ortaya konuldu: m0 = - DO2/Air (CO2,0 – CO2,∞) /δO2/Air ; CO2, 0 = 0, CO2,∞ = ( MWO2ρAir / MWAir )fO2,∞ Eşitlik:6 tpour MO = ∫mO AFe dt mO için hesaplarsak: tpour MO = ( DO2/Air,20ºC MWO2ρAir,20ºCfO2,∞ / MWAir) /(T/293)0.75 ∫ (AFe/δO2/Air) dt O tpour ppmO =(DO2/Air,20ºC MWO2 ρAir, 20ºC/MFe MWAir)(0.20)(106)(T/293)0.75∫(AFe /δO2/Air) dt Eşitlik8 Burada: MO çelik tarafından absorbe edilen oksijen (kg) AFe döküm esnasında verilen bir zamanda çeliğin yüzey alanı (m2) tpour besleyicinin dolmaya başlama zamanı (s) MFe besleyici hariçdökülen çelik (kg) Çelik yüzeyin hemen yanındaki hava sıcaklığı sıvı çeliğin sıcaklığı ile aynı alınabilir (1580ºC) Fakat çelik yüzeyinden uzaklaştıkça oldukça soğuyacaktır, hava yayınımı (radyasyon) engelleyemez ancak konveksiyon sürekli olarak çevreden soğuk hava taşımaya devam eder. Sonuç olarak sınır katmanında (tabakasında) ortalama sıcaklık 1000ºC olarak alınabilir. Sınır katmanında oksijenin kalınlığı hava ve çeliğin nisbi hareketine bağlıdır. Eğer ortalama sınır katmanı kalınlığı tahmin edilebilirse integrali alınabilir. Flow 3-Dsimülasyonu programı temel tpour olarak integrali ∫AFe dt dir. Döküm operasyonunun en türbülanslı kısmı potadan akıştır ve O atmosfere açıktır. Burada O2 için çok küçük bir sınır katmanı (0.01 m) uygulanabilir. Fakat her nasılsa çelik sınırlı bir atmosfer içinden akar, yüzey hızı daha düşüktür ve yeni hava geçişi sınırlıdır. Toplam olarak 0.02m sınır katmanı kalınlığı muhtemelen döküm için daha uygun temsili bir kalınlıktır. Tablo 3 yukarıda tartışılan farklı durumlar ve farklı döküm sistemleri için çıkarılmış yeniden oksitlenmeleri vermektedir. sıvı çeliğin birim alandan oksijen alışı (kg/m2 s) m0 oksijenin havadaki difüzyonu ( m2/s) DO2/Air δO2/Air çelik yüzeyi (m) bitişiğindeki oksijen sınır katmanının kalınlığı. çelik yüzeyinin bitişiğinde oksijen konsantrasyonu ve havadaki CO2,0, CO2,∞ toplam oksijen konsantrasyonu (kg/m3) Durum MWO2, MWAir oksijenin ve havanın moleküler ağırlığı sırası ile (32 kg/kmol) ve (28.8 kg/kmol) Barajlı Döküm Havuzu havanın yoğunluğu (kg / m3) ρAir Barajlı Döküm Havuzu oksijenin hava içindeki hacim yada molefO2 Barajlı Döküm Havuzu küler oranı Barajlı Dök.Havuza Daldırılmış Nozul Hava Sıc. Döküm Havşalı Standart Döküm Deokside edilmiş çelikte alüminyumun aktivitesi, çelik yüzeyinin yanındaki havanın içindeki oksijeni hemen alır (CO2,0 =0) ve sınır katmanına oksijen sağlar ve hız sınırlayıcı olarak davranır. O (OC) AFetpoura (m2s) ΔO2/Air (m) Yeniden oksitlenme(ppm O) MFeb (kg) 1580 2.70 170 0.01 1000 2.70 170 0.01 29.9 22.6 1000 2.70 170 0.02 11.3 1000 2.15 170 0.02 9.0 1000 1.65 170 0.02 6.9 Tablo 3. Laboratuvar Dökümleri için hesaplanmış Yeniden oksitlenmeler. Sasai ve Mizukami modellerine göre alınan Oksijen. Oksijen için sınır katmanı kalınlığı hava ve çeliğin nisbi hareketine bağlıdır. Durgun havada 80mm den, aşırı hareketli şartlarda 10 mm ye kadar değişir. Durum a Flow 3_D simülasyon programına göre besleyici dolmaya başlamadan önceye kadar döküm sırasında açık kalan toplam yüzey alanı (tpour= 20 s) . b Besleyici dolmaya başlamadan önceki çelik kütlesi. Hava Sıc. (OC) ‾ AFe (m2) MFe (kg) tpour (sn) tr (sn) Yeniden Oksit lenme (ppm) Sıcaklık Etkileri Sadece difüzyon 1000 0.135 170 20 20 3.8 Sıcaklık yükseldikçe havanın yogunluğu azalır ve oksijenin difüzyonu artar. Bunların etkileri biribirlerini yok Güçlü bir konveksiyon ile difüzyon 1000 0.135 170 20 1 16.8 Türkcast 2009 Sayı 10 46 Difüzyona göre O – alımı/ Barajlı Döküm Havuzu için konveksiyon modeli (Eşitlik 11.) makale article Sadece Difüzyon Yada Konveksiyon İle Yeniden Oksitlenmenin Tayini Yeniden oksitlenmeye alternatif bir yaklaşım şöyle verilmektedir. Konveksiyon olmadığında çelik yuzeyine oksijen sadece difüzyon ile gelir. Verilen bir t zamanında hava içindeki oksijen profili söyle ifade edilmektedir. CO2,X = CO2,∞ Erf ( x / √4DO2/Art ) Eşitlik 9 Oksijen Konsantrasyonu % Çelik tarafından alınan oksijen (kg/m2) çeliğin yüzeyinden itibaren havanın içinden kaybolan oksijenin integrali alınarak bulunabilir. Bu sonucun ortalama açık alan ile çarpımı absorbe edilen toplam oksijen i verecektir. Son olarak bu değerin, dökülen çeliğin kütlesine bölümü çelik tarafından alınan oksijenin oranını verecektir. ∞ (ppm O) = (‾AFe MWO2ρAirfO2,∞/MFe MWAir )(106)∫ Erfc ( x/ √4DO2/Airtpour) dt Eşitlik10 O Ortalama serbest alan ‾AFe oksijenin etkisine açık olduğu düşünülen toplam alanın döküm zamanına bölümü ile bulunur. Konveksiyonun etkisi bu havanın sık sık yeni hava ile değiştirilmesidir. Değistirmenin her tr zamanına ulaşıldığında olduğunu varsayalım. Benzer biçimde tpour un tr ye bağlı olarak değişsin, tpour/tr sonucu döküm süresince değişim sayısı ile çarpılır. ∞ (ppmO )= ( AFe (tpour/tr) ) /MFe(32x0.20ρAir/28.8) (106) ∫Erfc(x/√4DO2/ Air tr ) dx Eşitlik 11. O Hava değişimi hiç olmadığı zaman (tr = tpour ), Eşitlik 11. , Eşitlik 10. a, saf difüzyon durumuna sadeleşir. tr yi daha çok küçülterek oksijen alımı belirsiz olarak artırılabilir.Güçlü konveksiyonlu ortamlarda hava değişimi her saniyede olur. Tablo 3 yeniden oksitlenme değerlerini bu durum ve sadece difüzyon durumu için vermektedir. Şekil 8. her iki durum için çelik yüzeyinin hemen yanındaki oksijen konsantrasyonu profilini göstermektedir. Yeniden Oksitlenme için Son Sözler. Çelik dökümler tipik olarak iç inkülüzyonlar biçiminde 60 – 120 ppm oksijen içerirler. Bu nedenle Döküm süresince çeliğin atmosfere açık yüzeyinin yeniden oksitlenmeye etkisi çok önemli değildir. Muhtemel en kötü durum ( Korumasız Döküm Havuzu güçlü konveksiyonlu ortam ve döküm sırasında en küçük difüzyon sınır katmanıdır.) . Deneysel kama bloğu dökümünde yeniden oksitlenme 30ppm dir. Fakat çoğunlukla değer 10 – 15ppm dir. Bu toplam oksijen miktarında ve yeniden oksitlenme nedeniyle yüzey kirliliklerinde küçük bir artışa karşılık gelmektedir. Örneğin 10 –15 ppm O, çelik döküm içinde hacim olarak 50 – 75 ppm yada 1.0-1.5Cm3 oksit hatası demektir. Bu oksit çelik içine ve muhtemelen büyük bir ihtimal ile döküm yüzeyine (ıslatmayan davranış) özellikle üst derece yüzeyine (yüzme)rast gele dağılır, fakat pekçok çelik döküm üzerinde yeniden çalışmak için yeterli bir açıklama değildir. Sonuç Yeni Döküm Havuzu hapsedilmiş havanın yolluk sistemine girmesini engellemiştir. Bununla birlikte Kama Blokların dökümünde soğumaya neden olması nedeniyle iyi bir kıyaslama yapabilmek için daha yüksek aşırı ısı ile dökmek gereklidir. Büyük endüstriyel döküm parçalar için daha küçük bir problem olabilir. Döküm Havuzu kullanmak döküm süresi boyunca atmosferin etkisine açık yüzey alanını artırır, bununla birlikte bizim analizimiz bunun önemli bir miktar oluşturmadığını göstermiştir. Eğer daha önce belirtildiği gibi yüzey hatalarının en büyük nedeni kalıp içindeki türbülans yüzünden hapsedilen hava ise, yeni döküm havuzu önemli bir gelişme sağlamalıdır. Çalışmanın gelecek adımı olarak sponsor ve işbirliği yapacak endütriyel kuruluş lar ile büyük endüstriyel parçaların batırılmış nozul ile dökülmesi planlanmaktadır. Teşekkürler Yazar US DoE ve Canadian Department of Natural Resources ‘ e finansal desteği için endüstriyel sponsorlar (Harrison Steel, Canada Alloy Castings, Maynard Steel, M E Global, Svyer Steel, Industrial Ceramic Products) a nazik katkıları için, AFS Steel Division’ a projenin yürütülmesi ve girdilerin sağlanması, Birminghamdaki Alabama Üniversitesi nden Prof. J Griffin ve Dr Scarber’e Flow 3-D simülasyonu için teşekkür eder. REFERANSLAR Çelik yüzeyinden uzaklık (mm) Şekil 8. Kama Bloğu numunesinin dökümü esnasında çeliğin açık yüzeyinin hemen yanındaki oksijen konsantrasyonu profili. (1) Oksijen sadece difüzyonile geliyor. (2)Konveksiyon/difüzyon durumu hava değişimi 1 sn de bir defa. Kaybettiklerimiz... Umde Firmasından Sn. Sururi Mehmet GÜNALTAY (19.12.2008) Mümtaz AKMAN’ın eşi, Mengüç AKMAN’ın annesi Sn. Ayten AKMAN (18.01.2009) Demisaş A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Sami SUCU (02.03.2009) 47 Türkcast 2009 Sayı 10 Tüdöksad Yayınları Bu kitap XV. Yüzyıldan başlayarak Osmanlıların top döküm faaliyetlerini gerçekleştirdiği Tophane – i Amire binasının ve XIX. Yüzyılın ortalarına kadar Osmanlı top döküm faaliyetlerinin, arşiv belgelerinin ışığı altında araştırılmasına ve incelenmesine dayanıyor. Fiyatı: 10TL TURKCAST DERGİSİ ABONE FORMU Firma: İsim: Adres: ………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………… Telefon: …..… ………………………. / Fax: ..…… ……….……………... E-mail: ……………………………….. / Web: ………………………………. TURKCAST DERGİSİ REKLAM VERMEYİ DÜŞÜNÜYORUM Firma: ………………………………………………………………………………… İsim: ………………………………………………………………………………… Adres: ………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………… Telefon: …..… ………………………. / Fax: ..…… ……….……………... E-mail: ……………………………….. / Web: ………………………………. Türkcast 2009 Sayı 10 48 makale article Alüminyum Döküm Teknolojileri Tanıtımı 2. Alçak Basınçlı Döküm (LPDC) Türkcast dergisinin 6.sayısında alüminyum döküm teknolojilerini, 7.sayısında alüminyum döküm malzemeleri ve 9.sayısında yüksek basınç döküm teknolojisini tanıtmıştım. Bu sayıda ise alçak basınç döküm teknolojisini tanıtmaya çalışacağım. Can Demir Kalite Sistem ve Arge Müd. Componenta Dökümcülük A.Ş. Alüminyum Tesisleri_Manisa Makinalar ve Donanım: Dışarıdan izole edilerek sızdırmazlık sağlanmış kapalı bir potanın üstüne kalıp yerleştirilmiştir. Kalıp ile pota, seramik/demir bir tüp vasıtasıyla irtibatlandırılmıştır. (Resim.1) Kalıpları çelik veya demir malzemeden imal edilir. Kalıp yüzeyi, özel bir boya (döküm literatüründe poteyaj olarak da adlandırılmaktadır) ve proses ile boyanır. Proses Kalıp 350-400 oC’ye ısıtılır. Pota içindeki sıvı metal dökülecek parçaya bağlı olarak 670-740 oC’ye ısıtılır. Kalıp açılarak (Üsst kalıp yukarıya doğru, maçalar ise yana doğru hareket ederek), eğer var ise kum maça yerleştirilir ve gerekiyorsa kalıp yüzeyi boyanır. Kalıp işlemleri tamamlandıktan sonra, kalıp kapanır. Pota içindeki sıvı metal yüzeyine düşük bir basınç (<1 atm) uygulanarak, sıvı metalin tüp içinden kalıp içine dolması sağlanır. Metal katılaştıktan sonra, kalıp açılır ve döküm parça dışarıya alınır. Avantajları / Dezavantajları •Özellikle bir dönüş eksenine göre simetrik parçaların üretimine uygundur. (Jant,vb.) •Yüksek basınçlı döküm prosesine (HPDC) göre, daha kalın ve daha ağır parçaların dökümüne uygundur. •Yüksek basınçlı döküm prosesine (HPDC) göre, toplam çevrim süresi daha uzundur. (Yaklaşık 5 dakika) •Yüksek basınçlı döküm prosesine (HPDC) göre, Resim 1. Alçak Basınçlı Döküm Makinası katılaşma daha yavaş olduğu için kalın kesitleri besleme imkanı nedeniyle çekinti porozitesi yönünden daha uygundur. •Yavaş katılaşma nedeniyle parça kesitlerinde daha az gazın tahliyesine uygundur. Bu nedenle parçalara ısıl işlem uygulanabilinir. •Yüksek basınçlı döküm prosesine (HPDC) göre, mukavemet daha düşük fakat süneklik yüksektir. Bu nedenle mukavemet gerektiren parçalara ısıl işlem uygulamak gerekmektedir. •Yavaş katılaşma nedeniyle, mukavemet ve sızdırmazlık gerektiren parçaların üretimi için, sıvı metale döküm öncesi modifikasyon ve tane inceltme işlemleri yapılması gerekir 49 Türkcast 2009 Sayı 10 röportaj interview Duayenlerimizden – Yavuz ZEYTİNOĞLU Bildiğiniz gibi dergimizde sektörümüzün duayenleriyle bu söyleşiler oluyor. Sayın Yavuz Zeytinoğlu ile Eskişehir’de söyleşiler yapıp yayınlamaya çalışıyoruz. Üyelerimiz yaptığımız söyleşiyi üyelerimiz ile paylaşıyoruz. arasında da en çok merak edilen ve ilk okunan bölümler de Kubilay DAL: Sn. Yavuz Zeytinoğlu Grubunuzun birçok şirketi var. Biz Entil ve Döküm tarafıyla ilgili sizinle konuşmak istiyoruz. Öncelikle bütün söyleşilerde olduğu gibi mesleğe başlayana kadar ki eğitim ve ailenizle ilgili bilgiler ile başlamak isteriz. Yavuz ZEYTİNOĞLU: Benim doğum tarihim 1936 Tavşanlı. Ailemizde köken olarak Tavşanlı’lıdır. Dedelerimiz de Tavşanlı’dan Eskişehir’e geçmişlerdir. İlkokulu burada okuduktan sonra İstanbul’da Galatasaray Lisesini bitirdim. Galatasaray’ı bitirdikten sonra İTÜ’ye gittim. Mezun olup Eskişehir’e geldikten sonra da Entil’i kurduk. K.D: Üniversitede okurken mi dökümhane kurma fikri kafanızda oluşmuştu? Y.Z: Evet. İTÜ’de okurken dökümhane kurmak ve döküm yapmak aklımda vardı. Almanya’da staja gittiğimde de çok büyük bir dökümhanede staj yapmıştım. Dökümü orada gördüm ve tanıdım. İçime dökümün ateşi düştü ve İTÜ’deyken de dökümcü olmayı kafama koymuştum. Okulu bitirince bir dökümhane kurmak istiyordum. O yıllarda Türkiye’de çok da dökümhane yoktu. İstanbul’da; Türk Demir Türkcast 2009 Sayı 10 50 Döküm, Dökümay, Ankara’da Mümin Bey’in dökümhanesi vardı. Turan Güneş ağabeyimizin bir dökümhanesi vardı. Elektro Metal Çelik Dökümhanesi, İzzet Baysal’ın dökümhanesi vardı. Ancak sanayi kuruluşu yapısında çok dökümhane yoktu, işletmeler daha ziyade zanaatkarlık düzeyindeydiler. Hepsinin ismini sayacak kadar az dökümhane vardı. Hepsinin de ne olduğunu, ne iş yaptığını, üretim düzeylerini bilirdik. Zaten o yıllarda Türkiye’de maalesef ciddi bir sanayi de yoktu. K.D.: Bu işleri yapmak döküm yapmak güzel de, dökümleri kime satacaktınız? Yani kafanızda makine üretmek mi, yoksa sadece döküm yapmak üzere mi yola çıkmıştınız? O günlerde Türkiye’de döküm talebi olan bir makine veya montaj sanayinin olmadığını biliyoruz. Sizin o günlerde ki öngörüleriniz nasıldı, hedefiniz neydi? Y.Z.: Bizim yola çıkarken en önemli farkımız burada ortaya çıkıyor. Bizlerin Teknik üniversiteden mezun olduğumuz zaman üstlendiğimiz misyon ile 1980 sonrası gençliğinin üniversitelerden mezun oldukları zaman hissettikleri hiç birbirine benzer şeyler değil- dir. Biz memleketi kalkındırmayı kendimize misyon alıp öyle mezun olduk. Sadece ben değil, o dönemki bütün arkadaşlarımız Türkiye’yi nasıl kalkındırırız düşüncesine sahiptiler. Ben makine mühendisiyim. Makine mühendisliğini seçtiğim zaman da her taraftan eleştiri almıştım. Çünkü o zaman Türkiye’de makine mühendisliğine iş yoktu. O zamanlar, mühendis dediğinizde sadece İnşaat mühendisleri için çalışma sahası vardı. Biz de bu makine eğitiminde sonra bir şeyler yapalım, neler yapalım diye düşünürken; öncelikle iyi bir döküm yapmayı amaç edindik. Çünkü döküm olmadan onun üzerinde yürümek mümkün değil. O düşünceyle 64 yılında dökümhaneyi kurduk. Biz dökümhaneyi kurduktan sonra yavaş yavaş montaj sanayinin ihtiyaçları ortaya çıkmaya başladı. İlk yıllarımızda kampana döküyorduk, kampanalar Otosan’ın ürettiği Anadol otomobillerine, Chrysler’in ürettiği Dodge kamyonlarına monte edilmeye başlayınca biz de bunlara kampanadan başlayarak parçalar döküyorduk. Ama biz dökümhaneyi kurarken bu işler henüz ortada yoktu. O günlerde önümüzde olan pik su boruları, rögar kapakları gibi işlerdi. röportaj interview K.D.: Entil’in ilk kuruluş yıllarınızda yalnız mıydınız, yoksa sizinle beraber yanınızda aileden veya çevrenizden kimseler var mıydı ? Y.Z.: Benim babam çok ilginç bir adamdı. 1957 yılında Eskişehir çimento fabrikasının kuruluşuna öncülük etmişti. Çok ortaklı bir şirketti. Babam da ticaretten edindiği bilgiyi sanayiye yatırma konusunda çok eğilimi olan biriydi. Hiçbir zaman han, hamam, apartman alalım da oradan gelirimiz olsun diye düşünmezdi. Hep üretim sanayilerine meraklıydı. Dolayısıyla bizim de bu dökümhane kurma hevesimiz babam tarafından hiç de yadırganmadı. Ağabeyim de elektrik mühendisiydi. O da beton direk fabrikasını kurmak arzusundaydı. Ağabeyim direk fabrikasını kurarken, 1964 yılında ben de dökümhaneyi kurdum. O zamanlarda ailede ve çevrede ne dökümcü ne de direkçi vardı. Babam o zamanlarda sanayicilik heyecanıyla bütün birikimlerini riske ederek bize gerekli sermaye desteğini sağlayarak işlerimizin kuruluşuna destek oldu. Tabi fabrika demek ilk günlerde mümkün değildi, ilk işe başladığımızda 4 işçimiz vardı. K.D.: O günlerin zorluklarını daha önceki söyleşilerimizde de oldukça yakından öğrendim. Elektrik yok, makine, ekipman bulmak çok zor. Yetişmiş işçi yok, kum ve hammadde yok. O günlerde siz nelerle karşılaşmıştınız? Y.Z.: Ben kupol ocağını çok seviyordum, hala da severim. Ölçülerini ve yapısını kendim dizayn ettim. Kitaplardan, kataloglardan araştırdım. Eskişehir’de de 1-2 tane var ama onlar da eskilerden, babadan kalma ocaklardı. Hatta ilk ocağımı yaparken kullandığım fanı, buradaki arkadaşlar gelip gördüler ve çok büyük buldular. Bunu ne yapacaksın hiç gerek yok diyorlardı. Tabi o günlerde çok büyük heyecanımız vardı. İlk yaptığımız ocak çalışacak mı çalışmayacak mı, tamamen teorik bilgilerle buna kalkıştığımız için ne olacağını merak ediyorduk. Bu teorik bilgilerle hareket ederek kurduğumuz ocağı yakacağımız gecenin öncesinde, sabaha kadar heyecan içinde uyumadığımı çok iyi hatırlıyorum. O zamanlar tabiî kuma döküyorduk, içinde kil ve silis olan tamamen doğal kum du, yani neredeyse toprak, biraz da yanık kum karıştırıyorduk. Yere kalıplama yaparak derecenin yarısı yere gelecek şekilde çalışıyorduk. Neredeyse dünyanın en ilkel şekilleriyle bu işlere başladık. O zamanlarda o koşullarda Ford fabrikasının istediği kimyasal analizleri tutturarak kampana yapıp veriyorduk. Aynı zamanda Otosan fabrikası için Türk Demir Döküm de kendi fabrikaları gibiydi ve bize göre çok moderndi. Laboratuarları vardı. Onlar da kampana yapmaya çalışıyorlardı ama Türk Demir Döküm kampana yapımında hiç muvaffak olamıyordu. Demir dökümün bir İngiliz müdürü vardı, kalktı bir gün Eskişehir’e gelip bizim fabrikayı dolaştı. Biz o zamanlar çok parasızlık çekiyorduk (gerçi hala da çekiyoruz). Dereceleri eski gemi sacından gemi hurdalarından kesilerek kaynakla yapılmış böyle gayri muntazam şekillerde ve de derecenin yarısı yere kalıplanıyor köşelerde ahşap alman kazıklarıyla mer- kezleniyordu. Uzaktan baktığınızda son derece ilkel bir çalışma şeklimiz vardı. İngiliz bütün buraları dolaştı. Yaptığımız şeyleri kendilerinin yapamadıklarını da biliyordu. Döndüğünde Demir Döküm’deki arkadaşlarımdan aldığım bilgiye göre demiş ki; “Ya o adamlar Eskişehir’de ahır bozması yerde döküm yapıyorlar, siz burada bu kadar imkan içinde bunu yapamıyorsunuz!.” Tabi ki bunun da sebebi var, onlar radyatör döküyorlardı ve yüksek fosforlu pik kullanmaları gerekiyordu, kampana dökmek için ise fosfor olmaması gereken elementtir ve zehir gibidir. Ne kadar ayırırsan ayır ikisi aynı yerde birbirine karışır. O zamanlar onların düşünemedikleri belki de fark edemedikleri bu ayrıntıydı. Bizim fabrikada da o zaman laboratuar yok, tek şeker fabrikasında vardı, oraya da her gün analize gidemiyorduk. 15 gün içinde gidebiliyorduk, paramız ancak ona yetiyordu. 15 günlük analizler sonucuna göre idare edebiliyorduk. Arada kamalar döküp kırarak içindeki sertleşmiş beyaz kısmın büyüklüğüne göre ferro kromu, silisi ayarlayarak bu pratikle üretim yapmaya çalışıyorduk. Bugün ise arkadaşlar daha maden potada iken analiz yapıyorlar. Analiz neticesine göre potayı aşılıyorlar. Ondan sonra döküyorlar. Ama tabi ki o günkü üretimin kalitesiyle bugünkünün kalitesi tartışılmaz ama bizim yaptığımız kampanalarla da otomobiller yürüyordu ve hiçbiri yolda kalmıyordu. 45 yıllık döküm sanayiciliğim var. Bu dönemde ben çok tecrübe edindim ve çok da etütler okudum. Şimdi döküm sektörü olarak hangi firmaya olursa olsun, hangi sanayiye olursa olsun eğer ana sanayiye parça yapıyorsanız muhakkak ki ezilmek durumundasınız. Çünkü otomobil fabrikası satın almacısı elinden gelen en ucuz parçayı almakla kendisini yükümlü kabul ediyor. Buzdolabı yaparken de böyle, otomobil yaparken de böyle, hiçbirisinde bir şey fark etmiyor. Ama onlar büyük sermayelerle yola koyulmuşlardı, biz ise çok küçük sermayelerle başladık. Biz de hayal ediyorduk büyük ve hızlı hatlar kuralım, kampanaları dökelim öbür taraftan işlemesi, otomatik işleme tezgahlarıyla olsun, tabii bir kere bu parayı bulamıyorduk, bu parayı bulsak bu işe yatırsak mutlaka fizibıl olmayan bir iş çıkacaktı. Çünkü Türkiye’de o zamanlar iş hacmi çok küçüktü. Koç gurubu bir yandan bizlerle iş yapıyor bu arada da büyük yatırımlarla da bizim işlerimizi yapacak dökümhane kuruyordu. Şimdi biz tam bir konuda gelişmişken Döktaş benim işim yok dediğinde benden işi alıp ona veriyorsunuz. Veya Döktaş’ın uyguladığı fiyatlar ile döküm piyasasını kontrol altında tutuyordu. Biz dökümcüleri ezen o oldu. Yoksa piyasada Döktaş olmamış olsaydı biz gene rekabetçi olacaktık. Ama eşit koşullar altında olacaktık. Yoksa, bir tanesi zaten sizin oğlunuz olduğundan tabi her zaman yenecektir. Bu sıkıntılar kriz zamanlarında çok daha fazla sektörleri etkiliyor. Birçok fabrikamız böyle kriz zamanlarında işçi çıkartıyor. Ama çalışanı çıkarmak hiçbir sorunu çözmüyor. Adam çıkararak ta ayakta duramıyorsunuz, çünkü tek sabit gideriniz o değil. Elemanı çıkartarak sadece işinize girerken, çıkarken maaşını veremediğiniz insanlarla karşılaşmıyorsunuz. Biz dökümcüler için ana sanayinin konumu eskiden çok daha büyüktü, çünkü dışarıya açılmamıştık. 60’lı yıllarda kendimizi tamamen içerdeki fabrikalara göre ayarladık, başka da çaremiz yoktu. Adam telefon ederdi bu ayki siparişi almıyoruz derdi, biz de bir şey yapamazdık, yapacak bir şey de yoktu. 2 ay sonra yine arayıp, tekrar çalışıyoruz 50-100 tane kampana gönder diyebiliyordu. Ne zaman ki Türk Döküm Sanayi yurt dışına açılmaya başladı yani üretimin bir kısmını yurt dışına göndermeye başladı, o zaman Türkiye krizlere karşı daha dayanıklı durmayı başaracak hale geldi. Ama bu sene yaşanan kriz çok farklı. Bu sene ki kriz dünyada olduğu için bizim ihracat pazarlarımız da sıkıntıya girdi. İhraç edecek yerler de azaldı. K.D.: Entil’in kuruluşundan sonraki önemli dönüm noktaları nelerdi. İlk ihracat vb? Y.Z.: Tabi bizim de muhtelif dönüm noktalarımız oldu. Bence Entil’in birinci dönüm noktası; Kum tecrübesidir. Üretime başlayıp bir süre sonra baktık ki bu tabii kumla bu işi yürütemeyeceğiz, bunu biraz daha kuralına uygun hale getirmek lazım dedik. O zaman biz buna sentetik kum diyorduk diğeri tabii kum olunca sentetik kum adı veriyorduk. Bugün doğal kum kullanılmadığı için sentetik kum da denmiyor, döküm kumu deniyor. Ve biz kumu değiştirip sentetik kuma geçtik. Fabrikamızın içine bir laboratuar kurduk, ama laboratuarda bütün cihazları kendimiz yaptık. O zamanlar laboratuar malzemeleri yapan Georg Fischer’e gidiyoruz almak için ama, alabilmemiz mümkün değil. Gidiyorum, geliyorum, nedir nihayetinde bunlar dedim? Ve elimizdeki imkanlar ile ihtiyacımız olan tüm laboratuar aletlerini kendi kendimize yaptık. Başka çaremiz de yoktu. Böylece dökümhanemiz daha fenni çalışmaya başladı. Birinci dönüm noktası buydu. İkinci dönüm noktası 1970’li yıllarda yeni döküm hollerini kurmamızdır. Oraya kalıplama makinalarını Zimmermann’dan getirdik. Bununla bir aşama daha yapmış olduk. Daha sonra İndiksiyon fırınlarını aldık. Laboratuar cihazlarını da ithal ettik. Çok daha modern bir laboratuarla o zamanın modern dökümhanesini oluşturduk. Bu yatırımları yaptık, her şey çok güzel oldu ama ondan sonra ben bunları kullanamadım. Biz bu yatırımları yaparken, dökümhanenin günlük işleriyle ilgilenemez hale geldiğim için maalesef bunların keyfini süremedim. Fabrikamız zaman içinde gelişti. Evvela fren kampanalarıyla başladık. Sonra takım tezgahları sanayi canlandı ve o günlerdeki torna gövdelerini biz döküyorduk. Bu dökümlerden sonra son derece ilmi bir gerilim giderme fırını yaptık ve o torna gövdelerini gerilim giderme yaparak İstanbul’a teslim ediyorduk. Bu konuda çok uzmanlaştık. Fakat daha sonra tezgah sanayi maalesef çöktü. Müşterimiz Tezsan, klasik konvansiyonel tezgahlar yapıyordu, daha sonra ithal yoluyla daha 51 Türkcast 2009 Sayı 10 röportaj interview modern tezgahlar gelmeye başlayınca işi yürütemediler ve maalesef kapandılar, biz de bu işi kapattık. Bizim için en önemli adımlardan birisi de vals toplarını yapmaya başlamamızdır. Bu konuda da bizim bir ahbabımız olan rahmetli İsmail ağabeyimizin buğday değirmenleri vardı. “Ya Yavuzcuğum bizim vals toplarımız var, bunlar çok gidiyor. Biz bunları İngiltere’den getirtiyoruz, bir bakın bakalım nedir neyin nesidir ?” diye gidip gelip bana soruyordu. Daha önce de söylediğim gibi, biz her şeyi kendimiz yapmaya meraklı ve hevesliyiz. Okulu bitirdiğimiz zaman broşüre bakarak bir atom santrali yapabileceğimize inanarak mezun olmuştuk. Herhangi bir işi başkasına sormak haşa kabul edilmez şekilde ayıptı. Her şeyi okuyarak araştırarak, tecrübe edinerek öğrenip yapıyorduk. Bu doğrultuda bu vals topunu yapmak için çalışmalara başladık. Bu işe ilk başladığımızda verimliliğimiz o kadar yüksekti ki, %85 sakatla başlamıştık, 10 taneden 1 tane sağlam mal çıkarabiliyorduk. Sağlam çıkanları da hemen fabrikalara gönderiyorduk, onlar da memnun kalıyorlardı. Çünkü Türk değirmencileri fevkalade tutucudur. Çoğunluğu bu konuda çok araştırmaya ihtiyaç duymadığı gibi bu konularda da olabildiğince değişikliklere karşı durmaktaydılar. Onlar ne söyledilerse neyi doğru kabul ederlerse o doğrultuda çalışırlardı. Eğer Simon’un vals topu iyi diye duyup inandıysa onu bir daha değiştirmezdi. Mesela Balıkesir’de bir değirmen bizden 2 tane vals topu aldı, 2 sene sonra geldi dedi ki; “Oğlum senin vals toplarını 2 senedir kullanıyorum. Neticesi çok iyi, şimdi ver bana 8 tane daha”. Balıkesir’de o fabrikayla da çalışınca artık bunlar referanslarımız olmuştu ve Entil’in topları duyulmaya başladı. Türkcast 2009 Sayı 10 52 Zaten ilk yaptığımız topları tanıdığımız un değirmeni fabrikalarında bir seneden fazla uzun süre denedik. Neticeyi bekledik, ta ki bu uzun süre sonunda, bu ürünün satılabilir olduğuna inandık ondan sonra satmaya başladık. Ama bu işe çok uzun süre uğraştık. O arada tekniğini ve teknolojisini geliştirdik. Sakat oranımızı düşürdük. Döküm ve kalıp tekniğini değiştirdik. Bu vals topları tamamen bizim tekniğimizdir. Her yönüyle, analiziyle, döküm tekniğiyle tamamen bizim kendi tekniğimiz, ev yapımıdır. Biz şimdiye kadar hiç kimseye 5 kuruş know-how veya lisans ücreti vermedik. Her şeyi kendi evimizde pişirdik. Entil’in vals topunun dünyada çok ciddi bir yeri vardır. Biz iyi yıllarda dünya vals topu tüketiminin yaklaşık %10’nunu üretiyorduk. Buradan hareketle Türkiye’de oldukça ciddi bir değirmen makineleri endüstrisi gelişti. Tabi içinde vals topu ne zaman ki güvenilir hale geldi bu değirmen makineleri da gelişti ve pazarlarda yayıldı. Bugünlerde artık Türkiye’de değirmen makineleri üreticileri İtalyanların da önüne geçip dünyada aranılan, beğenilen ve de dünyada bir numaraya oynayan pozisyona geldiler. Böylece biz de onlara bu vals toplarını veriyoruz, onlar da dünyanın her bir yanında dönüyor. Entil bu topları yapmasaydı un sanayimiz de bu kadar gelişemezdi. Sonra teknik kapasitesi yüksek arkadaşlarla çalışmaya özen gösterdim. Kapasitemizin artışyla beraber arkadaşlar furan kalıplama sistemini getirtmek istediler. Orada benim bir katkım olmadı. Evvela Entil’in bünyesinde denedik ve uyguladık sonrada tamamen furanla çalışacak yeni döküm fabrikasını Hapalki ismiyle kurduk. Hapalki Hititçe de demir demektir. Bugünkü Entil’in ambleminde çivi yazısıyla Hititçe demir demektir, ve Hapalki diye okunur. Anadolu’da döküm sanayi çok eski olup ana zanaatlardan birisidir. Hititlerin zamanında Anadolu döküm ürünlerini ihraç etmektedir. Bununla ilgili yazılar ve belgeler vardır. Anadolu’da yapılmış demirden malzemelerin Mısır’a gönderildiği biliniyor. İsmen tanırsınız Muazzez İlmiye Çığ ve onun bir de Hatice Hanım diye arkadaşı vardı. İstanbul’da Hitit müzesinde çalışırlardı onlara gidip özellikle sordum. Hatice Hanım bana Hitit Kültürü hakkında bilgiler verdi. Bu arada da demirin nasıl yazıldığını ve okunduğunu o zaman Hatice Hanım’dan öğrendim ve Entil’in amblemini de onlardan aldığım bilgilerle oluşturdum. Yıllar sonra ben müzeye gittiğimde Muazzez Hanım’a kartvizitimdeki Entil logosunu gösterdiğimde Hapalki diye okudu, şu ana kadar bir kişi Entil logosundaki yazıyı okuyabildi. Bu iki çok değerli bilim adamı o zamandan beri Hitit kültürüne ilgili genç asistanların olmadığından yakınmaktaydılar. Umarın üniversiteler de bunların arkasından giderek, bu bilgileri daha ilerilere taşıyacak yeni araştırmacılar bulabilmişlerdir. Bunlardan sonra devreye sfero üretimi girdi. Tabi biz dökümcülüğe başladığımız zamanlarda biliyorduk ama o zaman sfero ve temper döküm lisans altında üretilebiliyordu. Daha 30 senelik lisans süresi dolmamıştı. Sonra sfero ve bizim dökümhanelerin daha teknik personellerin de istihdamı başlayınca sfero döküm yapmaya başladık. Giderek teknik nitelikleri yüksek parçaları yapmaya başladık, mesela otomobillerin pres kalıplarına biz başladık, uzun süre bunları biz yaptık. Ondan önce çelikhaneler o zaman kontinü döküm yapmadıkları için röportaj interview ihtiyaçları olan ingot kalıplarını da biz döktük. Tabi bu teknolojik işler, öncelikle bizlere gelip bir süre bizle çalıştıktan sonra başka arkadaşlar da bu işleri yapmaya başladığında daha sıradan ve harcı alem olmaya başlıyor ve biz de bu pazardan çekilmek zorunda kalıyoruz. Bizim şimdiki hedeflerimiz çok farklı ve hep farklı ve yüksek hedeflerle gidiyoruz. Zaten öncelikle bir dökümhanenin misyonu da bu olmalı. Entil, kuruluşundan bu yana, daha çok para kazanmaktan ziyade hangi zor, yapılamayan işi yapalım da namımıza nam katalım diye çalışmıştır. K.D.: Yavuz Bey, ben şahsen Entil’in geleceğinin parlak olduğunu düşünüyorum. Çünkü sizin eleman seçmedeki hassasiyetiniz ve çalışan arkadaşların da yetenekleriyle oluşan ekibin başarılı bir şekilde Entil’i bu günlere taşıdığını görmekteyiz. Y.Z.: Dökümcülükte eğer gönülden bağlılık olmazsa ve bilgi de yetersiz ise bu işin altından kalkmak mümkün değildir. Ben dökümcülüğe başladığım zaman bir büyüğümüz bana dedi ki dökümde 600 tane sakat sebebi vardır, her birinin de mantıklı bir izahı vardır. Dolayısıyla gerçekten dökümcünün sakattan kurtulması için bu işi çok iyi bilmesi lazım. Entil ilk ihracata vals topuyla başladı yanlış hatırlamıyorsam. Vals topunu en güvendiğimiz ürünümüz olarak satıyorduk. Uzun yıllardır da devam eden Almanya’da bir firmayla da pazarlama anlaşması yapmıştık. Onların kanalıyla vals toplarını dünyaya dağıtmaya başladık. K.D. Grubun diğer şirketlerinin etkileri nasıl olmuştu? Y.Z. İşlere başladığımızda babam, ağabeyim ve ben vardık. Fakat ailenin talihsiz dönemleri oldu. 70’li yıllar bizim için talihsiz yıllardı. Ağabeyim ve babamı iki ay içinde kaybettik. Babamın kaybı benim için çok erkendi. Tabi herkes babası için ölümü erken bulabilir ama ağabeyimi de trafik kazasında çok zamansız olarak kaybettik. Tabi bu yıllardaki beton fabrikasının işleri ve ailenin diğer işleriyle beraber Entil’e de gelen arkadaşların sayısı da arttı. Benden daha iyi iş bildikleri için günlük çalışmalarım daha azalmıştı. Türkiye’de ticaret ve sanayi tehlikeli bir spor gibidir, öyle kabul etmezseniz baş edemezsiniz. Türkiye’de kolay zengin olmanın bir formülü vardır; Ya devleti tokatlayacaksın, ya halkı tokatlayacaksın. Bizim yaptıklarımız düzgün çalışan bir ekonomide çok makbul şeyler amma, Türkiye çok düzgün bir ekonomi olmadı maalesef, o yüzden de biz bu kadar büyüyebildik. Bundan sonrası başka faktörleri gerektiriyor. İş aleminde çalışacaksan her kılığa gireceksin diyebilirsin. Hem boynumu dik tutacağım hem de büyüyebileceğim canım istediği kadar, o zaman onun eğimi çok düşük oluyor. Herkesin bir büyüme eğimi vardır, başında bir de katsayısı, o katsayı farklı yollarda çok büyüyebilir ama biz onları hiçbir zaman tercih etmedik. K.D.: Bugün geldiğimiz noktada sadece Entil değil, Türk döküm sanayisinin geldiği yer hakkında görüşleriniz nasıldır? Y.Z.: Türk döküm sanayisinin bugünkü durumunu çok yakında izliyorum dersem yalan olur. Dediğim gibi 1980’den sonra diğer yükümlülüklerimin de ağırlığıyla benim ilgim kendi dökümhanemizle sınırlı kaldı. Ama gördüğüm kadarıyla Türk döküm sanayisinin 45 yıllık dökümcü olarak öncesiyle mu- kayese ettiğimde Türkiye’de verimliliği çok yüksek, dünya çapında modern dökümhaneler kuruldu. Sarkuysan’ın çok modern bir DISA dökümhanesi var. Döktaş, Erkunt dökümhaneleri, Ferro Döküm, Trakya Döküm gibi dökümhaneler çok ciddi ve büyük kapasitelerle çalışıyorlar. Ne zamanki Türk döküm sanayi dışarı açıldı, döküm sanayi sınıf atladı. Tabi sular yükselince herkes birlikte bütün kayıklar yükselir. Türkiye dış pazara açılımda hepimiz beraber bütün sanayi dallarıyla beraber yükseldik. Sadece iç pazarda çalışırken daha ötesini düşünmüyorsunuz. Biz yeni dökümhanemizi planlarken iç pazarı öncelik almadık, hedefimiz tamamen dış pazarlar oldu. Türk sanayinin de tamamı aynı durumdadır. Otomotiv sanayinin 80’li yıllardaki üretim yapısı ithal ikamesi doğrultusunda gelişiyordu. Önemli olan yapmaktı, yapabilmekti. Ama şimdi satmak öncelikli hale geldi. Bir ürünü dünyada herkesten uygun koşullarda ve zamanında ve de sürekli olarak yapabilirseniz o zaman kendinize bir pazar bulabiliyorsunuz. Bizim ilk yıllarımızda ürettiğimiz kampanaları bugün ocağa atmak için bile fabrikalara sokmazlar, ama biz o dönemlerde o koşullara göre çok önemli gelişmeler yapabilmiştik. Mesela kampana işinde saçlı kampana dediğimiz bir tekniği de biz geliştirmek durumdan olmuştuk. Tabiî ki 45 sene sonra bunları konuşmak ta çok güzel. Eğer bu yıllarda da hala aynı şeyleri konuşuyor olsaydık o zaman çok ayıp olurdu. Şimdi açıklıkla söylemem lazım ki Entil’in bu yeni dökümhanesine ben çok yabancıyım, bir kere ben kupol ocakçıyım, benim kupol ocaklarımı parçaladılar, hep yüreğim yanar, hiç olmazsa bir tanesini muhafaza edebilirdik. Ben endüksiyonu bilmem, ben, cam suyu dönemini hatırlarım ama şimdiki dökümhane tamamen furan tekniğine geçti. Ben maalesef bu konuya çok uzağım. Bizim dönemimizde makineler da hep evde yapılırdı. Rahmetli Hasan adında bir tanıdığım vardı. O adam Türkiye’nin neresinde, hangi hurdacısında, ne makine var çok iyi bilirdi. O zamanlarda makine imalatı da mümkün olmadığından, bütün makineleri, motorları, redüktörleri, kompresörleri hurdacılardan toplayarak fabrikalar kuruluyordu. Bir keresinde bir yerlerden motorlu bir vibratör bulup getirerek bu senin işine yarar demişti. Biz onunla uzun süre yerde yaptığımız kalıpları sıkıştırdık. Bizim için çok büyük bir yenilik olmuştu. Kalıplama makinelerini de biliyoruz ama, ithal etmek imkansız idi. İzmir Fuarına Polonyalılar 2 tane kalıplama makinesi getirmişlerdi. Çok küçüktü; 40x40 veya 30x40 derece ölçülerinde. Dedim ki bunu alalım bunu örnek alıp kendimize uygun makine yaparım diye düşündüm ve gidip o 2 küçük makineyi aldık, ama makine demeye bin şahit ister. Her şeyi elle yapıyorsunuz sadece vibrasyonlu tablası var. O makineleri örnek alarak işimize yarayacak büyüklükte tekrar dizayn ettik. Tam onu yapacakken 70’li yıllarda Almanya’ya gitmiştim. Fuarda Gustav Zimmermann makinelerinden beğendik ve anlaştık. Bir de kum sistemini yeniledik. Sürekli modernleşerek büyüdük ama hep de paraya sıkışık olduk. Dökümhanenin de kaderi bu. 3 kuruşluk paramız biriktiğinde 5 kuruşluk yatırıma kalkmışız. Ama çare yok, her yatırıma kalktığımızda, yaptığımızda şunu da alalım bunu da yapalım deyince böyle oluyor. Hep daha iyisini hedefleyince maalesef böyle oluyor. Biz Entil’de standardın dışında pazarlara girelim ve oralarda hakim olalım çizgisinde yol aldık. Dökümhanemizin kapasitesi çok yüksek olmadığından bu kapasiteyle yüksek serili iş yaparak para kazanmak mümkün olamazdı. Şu anda Entil bu kriz ortamında ayakta ve çalışıyorsa bu sebepten dolayıdır. Biz rekabet edeceğimiz kulvarı belirleyerek yeni yatırımımızla 4 misli üretebilir olacağız. Teknik kadromuzda bunu kaldıracak bilgi ve tecrübeye sahiptir. Şimdi bu küresel kriz döneminde Avrupalı sanayileşmiş ülkeler aldığı önlemleri de yakından izliyoruz. Zaten bizleri de çok yakın etkiliyor. Sanayileşmiş ve gelişmiş ülkelerde devleti yönetenler öncelikle kendi sanayilerini koruyucu önlemleri hemen devreye alıyorlar. Ama bizler bu doğrultuda hiçbir desteği alamıyoruz. Çünkü bizi idare edenler üretimin Türkiye için ne kadar önemli olduğunu anlamış değiller, maalesef üretim devleti yönetenler için yeterli öneme sahip değil. Bir örnek vermek isterim; Bizim yürüttüğümüz bir araştırmaya göre Türkiye’de üretim lisansı imzalanmış 1800 MW rüzgar enerjisi yatırımı mevcuttur. Rüzgar türbinlerinde MW başına 15 ila 20 ton döküm kullanılmaktadır. Bu hesaba göre önümüzdeki günlerde Türkiye’ye yaklaşık 36 000 ton döküm rüzgar türbinleriyle girecek. Bu döküm parçalarının bir kısmı zaten Türkiye’de de üretilebiliyor, yani bunun teknolojisine sahibiz. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bu yatırımlarda yerli üretim katkısı zorunluluğunu getirmesi gereklidir. Hiç olmazsa savunma sanayinde uygulananın benzeri offset zorunluluğu getirilmelidir. Rüzgar türbini satan firmaya sattığı türbin başına belli miktarda döküm alması mutlaka şart koşulmalıdır. Bunun yapılması da çok da kolaydır. Savunma Sanayi için uygulanmakta olan örneklerin aynısı rüzgar enerjisi üretimi içinde uygulanabilir. Bu uygulama sayesinde biliyorsunuz ülkemizde çok kuvvetli bir Savunma Sanayi oluştu. Bu işi başlatmak üst düzey bürokratlarımız, ilgili müsteşarlarımızın 5 dakika içinde karar alabileceği ve sanayimize çok büyük katkısı olacağı çok açık bir gerçektir. Bunun gibi uygulamalar ile Türkiye birçok üretim alanında çok yüksek değerlere ulaşacaktır. Gene bir örnek olarak; 80’li yıllarda Türkiye’ye birçok iplik tezgahı getirildi. Biliyorsunuz bu tezgahların gövdesi ve birçok parçası dökümdür. Benzer offset uygulamaları orada da çalıştırılabilirdi. Türkiye’ye tezgah satmak istiyorsan tezgah başına belli bir miktar dökümü Türkiye’den aldığını ispat edeceksin denebilirdi. Devletimizin sanayiyi büyütecek istihdamı artıracak bu tip önlemleri alması son derece doğal ve böyle de olmalıdır. Tüm gelişmiş ülkeler bu yolları izlemektedir. Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda üreteceği enerjinin %20 si yenilenebilir kaynaklardan olacaktır bu da rüzgar türbini ve bu türbinlerde kullanılan dökümler konusunda hassasiyet göstermemiz gerektiğini ifadesidir. Sayın Yavuz Zeytinoğlu bize ayırdığınız zaman ve paylaştığınız bu güzel sohbet için teşekkür ediyor, sektörümüze katkılarınıza içten teşekkür ediyoruz. 53 Türkcast 2009 Sayı 10 ACARER DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Tübitak Yolu Barış Mah. No: 22 TR-41410 Gebze, KOCAELİ Tel: 0262 646 52 77 Fax: 0262 646 54 98 [email protected] www.acarerdokum.com ARDEMİR ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. Horozluhan Mah. Engin Sok. No:3 TR-42190 KONYA Tel: 0332 248 25 00 Fax: 0332 249 40 40 [email protected] www.ardemir.com ADARAD DÖKÜM ÜRÜNLERİ SINAİ TİC. A.Ş. Organize Sanayi Bölgesi Ana Cadde TR-16400 İnegol, BURSA Tel: 0224 714 82 00 Fax: 0224 714 82 10 [email protected] www.adarad.com.tr ARDÖKSAN SFERO KAL. PİK DÖK. SAN. LTD. ŞTİ. Asfaltboyu Mah No:30 Habipler Köyü TR-34180 Eyüp, İSTANBUL Tel: 0212 595 10 08 / 595 16 50 Fax: 0212 595 16 49 [email protected] www.ardoksan.com AKDÖKÜM SANAYİ A.Ş. Ankara Cad. No: 196 TR-35042 Bornova, İZMİR Tel: 0232 478 18 20 / Pbx Fax: 0232 478 18 96 [email protected] www.akdokum.com.tr ARPEK ARKAN PARÇA ALUMİNYUM ENJEKSİYON KALIP SAN. TİC. A.Ş. T.O.S.B 2. Cadde TR-41490 Şekerpınar Gebze, KOCAELİ Tel: 0262 658 97 44 Fax: 0262 658 97 49 [email protected] www.arpek.com.tr AKDAŞ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. Batı Hun Cad. No: 1 Org. San. Böl. TR-06935 Sincan, ANKARA Tel: 0312 267 18 80 / 8 Fax: 0312 267 18 88 / 267 16 70 [email protected] www.akdas.com.tr AS ÇELİK DÖKÜM İŞLEME SAN. TİC. LTD. ŞTİ Org. San. Bölgesi Dumlupınar Cad. No:8 Kutlukent, SAMSUN Tel: 0362 266 88 47 / 266 67 90 - 91 Fax: 0362 266 67 46 [email protected] www.ascelikltd.com AKMAN DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. Kıraç Köyü 2. San.1 Bulvarı Atatürk Cad. No:27 TR-34900 Büyükçekmece, İSTANBUL Tel: 0212 689 04 33 / 689 04 05 / 689 01 00 Fax: 0212 689 01 57 / 689 03 92 [email protected] www.akmandokum.com ASLAR PRES DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. Tuzla Mermerciler Org. San. Bölg. Gazi Bulvarı 5. Sokak No:1 Tuzla, İSTANBUL Tel: 0216 593 25 60 Fax: 0216 593 25 69 [email protected] / [email protected] www.aslarpres.com AKMETAL METALURJİ ENDÜSTRİSİ A.Ş. Eski İstanbul-İzmit Asfaltı No:86 Tepeören TR-34959 Tuzla, İSTANBUL Tel: 0216 593 03 80 & 81 Fax: 0216 593 03 82 [email protected] www.akmetal.com AY DÖKÜM MAKİNA SAN. TIC. A.Ş. 1. Org. San. Bölg. Karamanlılar Cad. No:2 TR-06930 Sincan, ANKARA Tel: 0312 267 04 57 / 4 hat Fax: 0312 267 04 56 [email protected] www.aydokum.com AKPINAR DÖKÜM MAKİNA SANAYİ A.Ş. 1. Organize Sanayi Bölgesi Avar Cad. No: 8 TR-06935 Sincan, ANKARA Tel: 0312 267 04 50 / 267 00 83 Fax: 0312 267 04 51 [email protected] www.akpinardokum.com AYHAN METAL PRES DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. Gebze Plastikçiler Organize Bölge 7.Cad. TR-41400 Gebze, KOCAELİ Tel: 0262 751 21 94 / Pbx Fax: 0262 751 21 98 [email protected] www.ayhanmetal.com.tr ALBAKSAN ALAŞIMLI BAKIR SAN. TİC. A.Ş. Bakır Pirinç San. Sitesi Karanfil Cad. No:20 TR-34900 Beylikdüzü, İSTANBUL Tel: 0212 875 11 43 / 876 13 20 Fax: 0212 875 11 42 [email protected] www.albaksan.com BMC SANAYİ TİCARET A.Ş. Kemalpaşa Caddesi No:32 TR- 35060 Pınarbaşı, İZMİR Tel: 0232 477 18 00 Fax: 0232 477 18 83 [email protected] www.bmc.com.tr ANADOLU DÖKÜM SANAYİ A.Ş. Hürriyet Caddesi No:1, TR-41780 Körfez, KOCAELİ Tel: 0262 527 23 51 Fax: 0262 527 28 76 [email protected] / [email protected] www.anadoludokum.com.tr BURÇELİK BURSA ÇELİK DÖKÜM SAN. A.Ş. Sarı Cadde No:15 Organize Sanayi Bölgesi BURSA Tel: 0224 243 11 07 / Pbx Fax: 0224 243 21 82 / 242 63 01 [email protected] www.burcelik.com.tr ARAL DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Gümüşsuyu Cad. Fatih Şehitleri Sok No:11/B TR-34020 Bayrampaşa, İSTANBUL Tel: 0212 567 51 66 / 771 45 45 Fax: 0212 612 90 33 / 771 45 43 [email protected] www.araldokum.com.tr BURDÖKSAN DÖKÜM MAD. NAK. TİC. SAN. LTD. ŞTİ. Kayapa Sanayi Bölgesi 21. Sok. No:3 Nilüfer, BURSA Tel: 0224 493 26 06 Pbx Fax: 0224 493 26 09 [email protected] www.burdoksan.com CEVHER DÖKÜM SANAYİ A.Ş. Ankara Caddesi No:208 TR-35050 Bornova, İZMİR Tel: 0232 478 10 00 / 479 23 00 Fax: 0232 478 10 10 / 479 94 60 [email protected] www.cevherdokum.com DİRİNLER DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. A.O.S.B. Mustafa Kemal Bulvarı No:57 Çiğli, İZMİR Tel: 0232 376 87 87 Fax: 0232 376 85 67 [email protected] www.dirinlerdokum.com CMS JANT ve MAKİNA SAN. A.Ş. Kemalpaşa Cad. No: 40 TR-35060 Pınarbaşı, İZMİR Tel: 0232 399 10 00 Fax: 0232 399 10 10 [email protected] www.cms.com.tr DOĞU DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Havaalanı Yolu 7 Km ELAZIĞ Tel: 0424 255 50 77 / 255 11 79 Fax: 0424 255 56 56 [email protected] www.dogudokum.com.tr COMPONENTA DÖKÜMCÜLÜK TİC SAN. A.Ş. Göl Yolu No:26 TR-16801 Orhangazi, BURSA Tel: 0224 573 42 63 / 10 hat Tel: 0236 233 80 57 ( Manisa ) Fax: 0224 573 42 73 / 0224 573 54 58 [email protected] www.componenta.com ÇELİK GRANÜL SANAYİ A.Ş. Hastane Mah. Turgut Özal Caddesi No:25 TR-34555 Hadımköy, İSTANBUL Tel: 0212 771 45 55 / 4 hat Fax: 0212 771 20 57 [email protected] www.celikgranul.com ÇELİKEL ALÜMİNYUM DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. Eyüp Sultan Mah. Kızılay Cad. No: 87 Samandra Kartal, İSTANBUL Tel: 0216 311 14 42 Fax: 0216 311 10 67 [email protected] www.celikel.com ÇEMAŞ DÖKÜM SANAYİ A.Ş. Ankara Asfaltı 12. Km TR-40100 KIRŞEHİR Tel: 0386 234 80 80 Fax: 0386 234 83 49 [email protected] www.cemas.com.tr ÇUKUROVA-İNŞAAT MAK. SAN. TİC. A.Ş. Mersin -Tarsus Karayolu 11.Km TR-33004 MERSİN Tel: 0324 221 84 00 / 3 hat Fax: 0324 221 50 20 / 221 84 05 [email protected] www.cimsatas.com DALOĞLU DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. D-100 Karayolu Beşköprü Mevkii No:162 ADAPAZARI Tel: 0264 275 48 07 Fax: 0264 275 14 11 [email protected] www.daloglu.com DÖKSAN BASINÇLI DÖK. MAKİNA SAN. TİC. LTD. ŞTİ T.O.S.B 3. Cadde No:14 Şekerpınar Gebze, KOCAELİ Tel: 0262 658 29 10 Fax: 0262 658 26 69 [email protected] www.doksandokum.com DUDUOĞLU ÇELİK DÖK SAN. TİC. A.Ş. Organize Sanayi Bolgesi 11. Cad. No:11 TR-19030 ÇORUM Tel: 0364 254 90 01 / Pbx Fax: 0364 254 90 04 [email protected] www.duduoglu.com.tr DUYAR VANA MAKİNA SANAYİ TİC. A.Ş. Uğur Mumcu Mah. 2347 Sokak No:7 TR-34265 Gaziosmanpaşa, İSTANBUL Tel: 0212 668 18 06 Fax. 0212 594 73 42 [email protected] www.duyarvalve.com EKSTRA METAL DÖKÜM İZABE MAK. SAN. İTH. İHR. LTD. ŞTİ. Karamanlar Cad. No: 1 Org. San. Böl. Sincan, ANKARA Tel: 0312 267 05 56 Fax: 0312 267 05 59 [email protected] www.ekstrametal.com.tr EKU FREN KAMPANA DÖKÜM SAN. A.Ş. T.O.S.B. 1. Cadde Şekerpınar Gebze, KOCAELİ Tel: 0262 658 10 01 Fax: 0262 658 10 00 [email protected] www.eku.com.tr ENTİL END. YAT. TICARET A.Ş. Ankara Asfaltı 5.Km. Köy Hizmetleri Karşısı TR-26100 ESKISEHIR Tel: 0222 237 57 46 Fax: 0222 237 26 79 [email protected] / [email protected] www.entil.com DEMİSAŞ DÖKÜM EMAYE MAM. SAN. A.Ş. Okçumusa Caddesi Sarkuysan İş Merkezi No:1 TR-34420 Beyoğlu, İSTANBUL Tel: 0212 251 59 15 / 8 hat Fax: 0212 251 60 74 / 249 61 79 [email protected] www.demisas.com.tr ER DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş. Orta Mah. Timurlenk Sok. No: 13 Kartal, İSTANBUL Tel: 0216 377 01 42 Fax: 0216 377 01 47 [email protected] www.erdokum.com DENİZCİLER DÖKÜMCÜLÜK SAN. TİC. A.Ş. 10011 Sok. No:10 A.O.S.B Çiğli TR-35590 İZMİR Tel: 0232 376 72 80 Fax: 0232 376 72 83 [email protected] / [email protected] www.denizcast.com ERGENEKON ÇELİK SAN. TİC. A.Ş. İstanbul Yolu 19. Km TR-06105 ANKARA Tel: 0312 280 86 97 / 98 Fax: 0312 280 86 99 [email protected] www.ergenekon.com.tr ERKUNT SANAYİ A.Ş. İstanbul Yolu 8.Km TR-06370 ANKARA Tel: 0312 397 25 00 Fax: 0312 397 25 07 [email protected] www.erkunt.com.tr FERRO DÖKÜM SANAYİ TİC. A. Ş. Ankara Asfaltı Üzeri Çayırova TR-41410 Gebze, KOCAELİ Tel: 0262 653 42 60 / 4 hat Fax: 0262 653 41 60 [email protected] www.ferrodokum.com.tr GEDİK DÖK. VANA SAN. TİC. A.Ş. Yayalar Cad. No: 78 TR-34916 Pendik, İSTANBUL Tel: 0216 307 12 62 / pbx Fax: 0216 307 28 68 / 69 [email protected] www.gedikdokum.com.tr GÜRMETAL HASSAS DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Orhanlı Beldesi Okul Caddesi No: 9 TR-34956 Tuzla, İSTANBUL Tel: 0216 394 33 31 Fax: 0216 394 32 88 [email protected] www.gurmetal.com.tr HAYTAŞ DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş. Imes Sanayi Sitesi D-Blok, 401 Sok. No:5 TR-34760 Dudullu, İSTANBUL Tel: 0216 365 10 56 Fax: 0216 314 19 80 [email protected] www.haytas.com.tr HEKİMOĞLU DÖKÜM SAN. NAK. TİC. A.Ş. Kutlugün Köyü Erzurum Karayolu 5 Km Pk.70 TRABZON Tel: 0462 325 00 25 Fax: 0462 325 50 44 / 325 50 57 [email protected] www.hekimogludokum.com HİSAR ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. Bağdat Cad. Öncü Sok. Büyükhanlı Konutları No: B2 / 10 TR-34740 Suadiye, İSTANBUL Tel: 0216 464 70 00 Fax: 0216 464 70 20 [email protected] www.hisarcelik.com IŞIKSAN MODEL DÖKÜM MAK. SAN. LTD. ŞTİ. İstanbul Yolu 30 Km. TR-06980 Kazan, ANKARA Tel: 0312 815 53 16 / 10 Fax: 0312 815 51 96 [email protected] www.isiksan.com.tr İĞREK MAKİNA SAN. TİC. A.Ş. Org. San. Bölgesi A.Ö. Sönmez Bulvarı No:10 TR- 16140 Nilüfer, BURSA Tel: 0224 243 16 06 Fax: 0224 243 13 20 [email protected] www.igrek.com.tr İSTANBUL DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Mermerciler Koop. 5. Cad. 11. Sok Köseler Köyü TR-41490 Gebze, KOCAELİ Tel: 0262 728 13 00 / 8 Hat Fax: 0262 728 13 08 [email protected] www.istanbuldokum.com KARAMAN DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. D-100 Karayolu Üzeri İhsaniye Mevki DÜZCE Tel: 0380 537 52 67 Fax: 0380 537 52 68 [email protected] www.karamandokum.com KARDÖKMAK – KARDEMİR DÖKÜM MAKİNA A.Ş. Kardemir Fabrika Sahası Kat:3 Müdürler Bloğu KARABÜK Tel: 0370 418 22 34 / 418 23 34 Fax: 0370 424 36 81 / 424 37 41 [email protected] www.kardokmak.com.tr KAYDÖKSAN – KAYSERİ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. Org. San. Bölg. 17. Cad. No:6 Melikgazi, KAYSERİ Tel: 0352 321 12 57 Fax: 0352 321 11 94 [email protected] www.kaydoksan.com.tr KIZILIRMAK DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş. Ankara Yolu 7.Km ÇORUM Tel: 0364 235 03 16 / Pbx Fax: 0364 235 03 20 [email protected] www.kizilirmakdokum.com KÖRFEZ DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş. Yeni Yıldız Mah. Fatih Cad. 609 Sok. No:3 Dilovası Gebze, KOCAELİ Tel: 0262 754 51 77 / 3 hat Fax: 0262 754 51 80 [email protected] www.korfezdokum.com MERT DÖKÜM MAKİNA İNŞAAT SAN. TİC. LTD. ŞTİ. İmes Sanayi Sitesi D Blok 401. Sok. No:7 Ümraniye, İSTANBUL Tel: 0216 364 32 12 Fax: 0216 415 74 51 [email protected] www.mertdokum.com.tr MES DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Namık Kemal Mah. Lozan Cad. No:3 Büyükçekmece, İSTANBUL Tel: 0212 886 90 00 / 01 Fax: 0212 886 54 57 [email protected] www.mesdokum.com.tr ODÖKSAN OSMANELİ DÖKÜM SAN. TIC. A.Ş. Hasan Abdal Mevkii Osmaneli, BİLECİK Tel: 0228 461 58 30 / 5 Fax: 0228 461 58 36 [email protected] www.odoksan.com.tr OTOPARSAN OTOMOTİV PARÇA SAN. TİC. LTD. ŞTİ. ALKOP 14. Sok. B3 Blok No: 7-8-9-10 Hadımköy Gişeleri Mevki Büyükçekmece, İSTANBUL Tel: 0212 858 01 43 / 3 Fax: 0212 858 01 46 [email protected] www.otoparsan.com ÖNMETAL DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Org. San. Bölgesi Atatürk Bulvarı 17. Cad. No:5 İkitelli-Halkalı, İSTANBUL Tel: 0212 485 48 74 Fax: 0212 485 48 73 [email protected] www.onmetal.com.tr ÖZGÜMÜŞ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. Mersin Yolu Üzeri Hipodrom Karşısı Yeşiloba, ADANA Tel: 0322 441 07 07 Fax: 0322 441 07 08 [email protected] www.ozgumus.com.tr PINAR DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş. Kemalpaşa Asf. No:68 Pınarbaşı, İZMİR Tel: 0232 479 03 53 / 479 29 29 Fax: 0232 479 05 16 [email protected] www.pinardokum.com.tr TAN ÇELİK DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş. Org. San. Bölgesi 7.Yol ELAZIĞ Tel: 0424 255 55 60 / 3 hat Fax: 0424 255 55 63 [email protected] www.tancelik.com POLY METAL METALURJİ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş. Ankara Asfaltı Askerlik Şubesi Yolu No:41 TR-41400 Gebze, KOCAELİ Tel: 0262 641 29 09 Fax: 0262 643 11 71 [email protected] www.polymetal.gen.tr TOSÇELİK GRANÜL SAN. A.Ş. Barbaros Mah. Sütçüyolu Cad. No:70 TR-34746 Yenisahra, Kadıköy / İSTANBUL Tel: 0216 544 36 00 Fax: 0216 544 36 06 [email protected] www.toscelikgranul.com.tr RUBA PRES DÖKÜM SAN. A.Ş. M.O.S.B. Ekrem Elginkan Cad. No:7 MANİSA Tel: 0236 213 08 86 Fax: 0236 213 08 08 [email protected] www.rubapresdokum.com TRAKYA DÖKÜM SANAYİ TIC. A.Ş. Büyükdere Cad. Soyak Binası No:38-2 TR-34387 Mecidiyeköy, İSTANBUL Tel: 0212 315 52 40 Fax: 0212 274 01 12 / 288 31 77 [email protected] www.trakyadokum.com.tr SAMSUN MAKİNA SANAYİ A.Ş. Organize San. Bölg. Yaşar Doğu Cad. No:33 TR-55267 Kutlukent, SAMSUN Tel: 0362 266 51 60 Fax: 0362 266 51 62 [email protected] / [email protected] www.samsunmakina.com.tr ÜNİMETAL HASSAS DÖKÜM MAK. YED. PAR. A.Ş. 1.Yol H-5 Parsel Org. Deri San. Bölgesi Tuzla, İSTANBUL Tel: 0216 394 03 90 Fax: 0216 394 03 95 [email protected] www.unimetal.com.tr SCF DÖKÜM MAKİNA SAN. TİC. A.Ş. 2. Organize Sanayi Bölgesi Işıktepe Sokak No:10 TR-42300 KONYA Tel: 0332 239 08 80 Fax: 0332 239 08 83 [email protected] www.scf.com.tr YAZKAN MÜH. DÖKÜM MAK. SAN. LTD. ŞTİ. 1. Org. San. Bölgesi Dökümcüler Sitesi 8. Sok. No:97 Sincan, ANKARA Tel: 0312 267 03 57 Fax: 0312 267 05 27 [email protected] www.yazkan.com.tr SERPA HASSAS DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Org. Deri San. Bölg. M1-12 Parsel TR-34957 Tuzla, İSTANBUL Tel: 0216 394 23 52-53 Fax: 0216 394 23 55 [email protected] www.serpahassasdokum.com YELKEN KALIP PENCERE KAPI AKS. METAL SAN. TİC. A.Ş. Atatürk Sanayi Bölgesi Mustafa İnan Cad. No:47 Hadımköy, İSTANBUL Tel: 0212 771 01 01 Fax: 0212 771 01 15 [email protected] www.yelken.com.tr SİLVAN SANAYİ A.Ş. Cevizli Tugay Yolu No:75 TR-34846 Maltepe, İSTANBUL Tel: 0216 399 15 55 Fax: 0216 383 31 38 [email protected] www.silvansanayi.com SÜPERPAR OTOMOTİV SAN. TİC. A.Ş. Ankara Karayolu 24.Km TR-35170; Kemalpaşa, İZMİR Tel: 0232 877 02 12 / 2 Fax: 0232 877 02 17 / 877 09 87 [email protected] www.superpar.com ŞAHİN DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. 6106 / 1. Sokak No:11 Dökümcüler Sitesi Işıkkent, İZMİR Tel: 0232 437 01 83 / 84 Fax: 0232 437 01 85 [email protected] www.sahindokum.com ŞENKAYA ÇELİK DÖKÜM VE YEDEK PARCA FABR. Ankara Karayolu 25. Km Kuyucak Köyü Mevkii Kemalpaşa, İZMİR Tel: 0232 877 21 23 / 877 04 24 Fax: 0232 877 21 24 [email protected] www.senkaya.com BÖLGESEL KURULUŞLAR ANKARA MADENİ DÖKÜMCÜLER ODASI Dökümcüler Sit. 6.Sok. No:1/1 Organize San. Bölg. Sincan, ANKARA Tel: 0312 267 13 93 Fax: 0312 267 04 97 [email protected] www.ankara-dokumoda.org.tr İZMİR BİLUMUM DÖKÜMCÜ KÜÇÜK ESNAF VE SANATKARLAR ODASI İzmir Dökümcüler San. Sit. 106/6 Sokak No:5 Işıkkent, İZMİR Tel: 0232 437 02 43 Fax: 0232 437 01 46 KAYSERİ SİNAN DÖKÜMCÜLER TEMİN TEVZİ KOOPERATİFİ Anbar Mah. Dökümcüler Sit. No:17 Kocasinan, KAYSERİ Tel: 0352 326 80 00 Fax: 0352 326 89 69 KATILIMCI ÜYELER 5M ELEKTROMEKANİK İML. İNŞ. TUR. DAH. TİC. LTD. ŞTİ. Des Sanayi Sitesi 102 Söğüt Sokak No:4 Blok 14 Y.Dudullu Ümraniye, İSTANBUL Tel: 0216 527 83 54 Fax: 0216 527 85 24 [email protected] www.5mtr.com ACARER METAL SANAYİ TİC. A.Ş. Valikonağı Caddesi Atabey Apt. No: 81/3 Nişantaşı, İSTANBUL Tel: 0212 296 46 07 Fax: 0212 230 24 64 [email protected] www.acarermetal.com HERAEUS ELECTRO-NİTE A.Ş. 1. Org. San. Bölg. Dağıştan Cad. No:15 TR-06930 Sincan, ANKARA Tel: 0312 267 08 88 / 89 Fax: 0312 267 08 87 [email protected] www.electro-nite.com AVEKS İÇ VE DIŞ TİC. A.Ş. Şehit Mehmet Fatih Öngül Sok. Eski Yapanlar Plaza No: 1/1 TR-34742 Kozyatağı, İSTANBUL Tel: 0216 410 00 60 / 540 00 60 Faz: 0216 410 00 90 / 540 00 61 [email protected] www.aveks.com.tr INDUCTOTHERM İNDÜKSİYON SİSTEMLERİ SAN. A.Ş. Barış Mah. Ank. Asf. Yanyol 1803/2 Sok. No: 10 TR-41410 Gebze, KOCAELİ Tel: 0262 646 34 24 Fax: 0262 646 29 62 [email protected] www.inductotherm.com.tr ÇELİKTAŞ SINAİ KUMU MADEN SAN. NAK. TİC. A.Ş. Prof. Dr. Bülent Tarcan Sok. Gayrettepe İş Merkezi C Blok No:12/7 Gayrettepe, İSTANBUL Tel: 0212 275 57 13 / Pbx Fax: 0212 347 87 07 [email protected] www.celiktassilis.com ÇUKUROVA KİMYA END. A.Ş. Organize Sanayi Bölgesi TR-45030 MANİSA Tel: 0236 233 23 20 Fax: 0236 233 23 23 [email protected] www.cukurovakimya.com.tr EGES ELEKTRİK & ELEKTRONİK GER. SAN. TİC. A.Ş Mahmutbey Taşocağı Yolu Yelken Sok. No: 10 TR –34550 Bağcılar, İSTANBUL Tel: 0212 446 41 21 Fax: 0212 446 41 27 [email protected] www.eges.com.tr ERVAKSAN ERDEMİR VAKFI METAL SAN. TİC. A.Ş. Müftü Mah. İlhami Soysal Cad. Ervaksan Binası No:44 Ereğli, ZONGULDAK Tel: 0372 329 65 75 Fax: 0372 323 81 81 [email protected] www.ervaksan.com.tr EVREN İTH. İHR. PAZ. A.Ş. Akasyalı Sok. No: 9/4 4. Levent, İSTANBUL Tel: 0212 325 96 60 / 325 54 58 Fax: 0212 283 77 78 [email protected] EXPERT MÜMESSİLLİK TURİZM TİC. LTD. ŞTİ. İmes Sanayi Sitesi C Blok 311. Sok No: 7 Dudullu, İSTANBUL Tel: 0216 573 38 88 Fax: 0216 573 06 28 / 29 [email protected] www.expert.com.tr FERRO METALURJİ DÖKÜM MALZ. SAN. A.Ş. Büyükdere Cad. No:155 / 12 Zincirlikuyu, İSTANBUL Tel: 0212 275 33 00 Fax: 0212 275 33 08 [email protected] www.dokumizabe.com FOSECO DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Gebze Org. San. Bölgesi 27. Mah. 1000 Cad. 12. Sokak No:1022 TR-41480 Gebze, KOCAELİ Tel: 0262 677 10 50 Fax: 0262 677 10 60 [email protected] www.foseco.com.tr HANNOVER-MESSE ANKİROS FUARCILIK A.Ş. Abdullah Cevdet Sokak No: 6/2 TR-06680 Çankaya, ANKARA Tel: 0312 439 67 92 / 4 Hat Fax: 0312 439 67 66 [email protected] www.ankiros.com INTERIMPEKS DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ. Kalamış-Fener Cad. Körfez Yolu Sok. Sahil Apt. No:5/2 Kalamış Kadıköy, İSTANBUL Tel: 0216 550 69 84 / 3 Fax: 0216 550 37 25 [email protected] İDEAL MODEL MÜHENDİSLİK SANAYİ TİC. A.Ş. İkitelli Org. San. Bölgesi Biksan Koop. B2 No:9 Küçükçekmece, İSTANBUL Tel: 0212 485 77 88 Fax: 0212 485 78 19 [email protected] www.idealmodel.com.tr KADIOĞLU MADENCİLİK SAN. TİC. A.Ş. Yeni San. Bölgesi Kurtuluş Mah. No:78 KARABÜK Tel: 0370 424 10 50 Fax: 0370 415 66 50 [email protected] www.kadioglumaden.com.tr KUMSAN DÖKÜM MALZEMELERİ SAN. TİC. A.Ş. Org. San. Bölgesi 3. Cad. No:1 Tepeören Köyü Mevki Tuzla, İSTANBUL Tel: 0216 593 09 57 / 58 Fax: 0216 593 09 59 [email protected] MARMARA METAL MAM. TİC. A.Ş. İstasyon Mah. E-5 Karayolu Üzeri Fatih Otağı Sok. Tuzla, İSTANBUL Tel: 0216 447 29 55 / Pbx Fax: 0216 447 29 69 [email protected] www.marmarametal.com META-MAK METALURJİ MAK. MÜM. LTD. ŞTİ. Levent Mah. Alt Zeren Sokak No:15 1.Levent Beşiktaş, İSTANBUL Tel: 0212 270 07 08 Fax: 0212 270 08 88 [email protected] www.metamak.com.tr METKO HÜTTENES ALB.S KİMYA SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Bağdat Caddesi No: 333 / 5 TR-34728 Erenköy, İSTANBUL Tel: 0216 355 50 96 Fax: 0216 369 64 59 / 363 60 73 [email protected] / [email protected] www.metkoha.com PRESTİJ YAYINCILIK BASIM HİZM. SAN. TİC. LTD. ŞTİ Ovacık Çıkmazı, Gayret Sitesi A2 Blok D:15 Gayrettepe, İSTANBUL Tel: 0212 267 10 11 Fax: 0212 274 84 36 [email protected] www.metaldunyasi.com SİLVAN DIŞ VE İÇ TİC. A.Ş. Akasyalı Sok. Konak Apt. B-Blok No: 5/8 TR-34740 Suadiye, İSTANBUL Tel: 0216 380 36 18 Fax: 0216 416 91 59 / 416 23 75 [email protected] www.silvanticaret.com TÜRKOĞLU MAD. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Çayboyu Mevki No:121 Alaplı, ZONGULDAK Tel: 0372 378 11 69 Fax: 0372 378 31 34 [email protected] www.turkoglumadencilik.com.tr
Benzer belgeler
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği
TürkCast/TürkDöküm
Tüdöksad’ ın 3 aylık yayın organıdır.
İmtiyaz Sahibi
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği
Adına
Niyazi AKDAŞ
Yönetim Kurulu Başkanı
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Kubilay DAL
Genel Sek...
52 döküm sanayi
TÜRKDÖKÜM / TÜRKCAST DERGİSİ İMTİYAZ SAHİBİ: Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği adına Yönetim Kurulu Başkanı NİYAZİ AKDAŞ
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ: KUBİLAY DAL (Genel Sekreter) YAYIN KURULU: MEHM...