FIRTINA SONRASI DÖNÜŞÜM: ÖZEL BANKACILIK GELİŞMEKTE
Transkript
FIRTINA SONRASI DÖNÜŞÜM: ÖZEL BANKACILIK GELİŞMEKTE
FIRTINA SONRASI DÖNÜŞÜM: ÖZEL BANKACILIK GELİŞMEKTE OLAN PAZARLARA KAYIYOR Küresel çapta zenginliğin farklı coğrafyalara kayışı ve yeni düzenlemeler özel bankacılık hedeflerinin ve hizmetlerinin dönüşümünü gerekli kılıyor. Özellikle gelişmiş pazarlarda, müşterilerin geleneksel özel bankacılık modellerine karşı kuşkularının arttığı gözleniyor. İstanbul, Nisan 2010 - Global yönetim danışmanlığı şirketi Booz & Company’nin özel bankacılık hizmetlerini konu alan yeni raporunda, önümüzdeki dönemde özel bankacılıktaki büyümenin gelişmekte olan pazarlardan geleceği tespit ediliyor. Çin, Hindistan ve Orta Doğu pazarları bu alanda yeni büyüme olanakları sunuyor. Özel bankacılık hizmeti veren kurumların, zenginliğin farklı coğrafyalara kaymakta oluşunu da göz önünde bulundurarak, iş modellerini daha ihtiyatlı müşteri tiplerine ve global finansal düzenlemelere göre adapte etmesi gerekiyor. Geniş çaplı pazar analizlerine ek olarak, global finans merkezlerinde görev yapan üst düzey özel bankacılık yöneticileri, finansal danışmanlar ve düzenleyici kurumlarla yapılan 140’ı aşkın yüz yüze görüşmeye dayanan “Booz & Company - Fırtına Sonrası Özel Bankacılık” raporunda, 2011 sonu itibarı ile 1 milyon dolar ve üzeri nakit varlığa sahip kişilerden neredeyse üçte birinin Asya-Pasifik bölgesinde bulunacağını öngörülüyor. Bu da, Asya-Pasifik bölgesinin yukarıdaki tanıma uyan 3.6 milyon zengini ile toplamda %33’e ulaşarak, şimdiye kadar yüksek zenginlik oranını elinde bulunduran ve 2011’de %30’luk bir paya sahip olacağı öngörülen Kuzey Amerika’yı geçeceği anlamına geliyor. Çalışmada, önümüzdeki yıllarda kriz öncesi büyüme oranlarına geri dönülmesinde de yine gelişmekte olan ülkelerin başı çekeceği vurgulanıyor. Rapor için görüşülen pek çok yöneticinin ortak beklentisi, gelişmekte olan ülkelerdeki politik istikrarın da artacağı ve bu bölgelerdeki varlıklı bireylerin giderek artan bir oranda yatırımlarını kendi ülkelerinde değerlendirmeyi seçeceği yönünde. Global piyasalar açısından bulguları değerlendiren Booz & Company İstanbul ofisi yönetici ortağı Burak Altınbaşak, durumu “Global sermayenin dağılımını değiştiren ekonomik depremle beraber, Çin, Hindistan ve Orta Doğu yeni zenginlik merkezleri olarak ön plana çıkıyor. Dünya çapında özel bankacılık hizmeti veren kurumların da gelişmekte olan pazarlara ilgisinin zaruri şekilde arttığı gözleniyor” şeklinde değerlendiriyor. Türkiye’nin de bu değişimden faydalanacağını öngören Burak Altınbaşak, bunu Avrupa’daki bankaların gizlilik kalkanının sarsılmasına, gelişmiş pazarlardaki getirilerin azalmasına ve vergi afları ve Türkiye’nin yeni dünya düzeninde cazibesinin artması ile beraber Türkiye’nin birikimlerinin tekrardan Türkiye’ye dönüş trendinde olmasına bağlıyor. Özel bankacılık, yaşadığımız global krizin sonucunda düşen aktiflere, piyasalardaki tedirginliğe ve düşük marjlı finansal ürünlere olan yönelime rağmen kriz koşullarına oldukça dayanıklı olduğunu gösterdi. Özel bankacılık gelirlerinin araştırmanın kapsamına giren 18 aylık süre zarfında %25 ila %30 oranında düşmesine rağmen, özel bankaların çoğu vergi öncesi kar 2 of 3 açıklayabildiler. Buna rağmen, kriz bu sektörü de önemli ölçüde zorladı ve görüşme yapılan kişilerin büyük çoğunluğunun da belirttiği üzere geriye dönülmez şekilde değiştirdi. Yaşanan iyileşmeye rağmen, özel bankacılık müşterilerinin önümüzdeki dönemlerde yapacakları yatırımlar konusunda daha muhafazakâr davranmaya devam edecekleri öngörülüyor. Buna ek olarak, özellikle G20 ülkelerinde offshore hesapların vergi otoriteleri ve düzenleyici kurumlar tarafından giderek daha fazla mercek altına alınması da özel yatırımcıların ilgilerinin offshore fonlardan çekilmesine sebep oluyor. Offshore bankaların da daha şeffaf iş modellerine uyum sağlamaları zorunlu hale geliyor. Yaşanan krizle birlikte özel bankacılık kurumlarının bir seri önlemle karlılıklarını korumaya çalıştıkları gözleniyor. Booz & Company raporunda, görüşme yapan kişilerin tamamının değişken ödemeleri azaltmanın yanı sıra seyahat ve eğlence harcamalarında kısıntıya gittiği belirtiliyor. Yine %85’inin masrafları azaltmak adına personel sayısında kesinti yolunu seçtiği görülüyor. Buna rağmen, marjlar üzerindeki baskıyı ve düzenlemelere uyumla ilgili olarak artan maliyetleri kontrol altına almak için daha fazla önlem alınması gerekiyor. Rapora göre, maliyetlerin en az %10–15 azaltılmasının yanı sıra, değişen koşullarda başarılı olabilmek için yeni yetkinliklerin geliştirilmesi özel bankacılığın önündeki önemli gündem maddeleri olarak görülüyor. Uzun vadede, özel bankacılık sektörü ile ilgili son derece olumlu beklentilerin gerçekleşebilmesi için sektördeki oyuncuların iş modellerini yeni gerçeklere göre yeniden gözden geçirmesi gerekiyor: Çin, Hindistan ve Orta Doğu başta olmak üzere gelişmekte olan ülkeler, zenginliğin yeni kaynakları olarak ön plana çıkıyor. Bugün nispeten az arzın sağlandığı bu coğrafyalarda özel bankacılık penetrasyonunun artması beklentisine paralel olarak, bankaların odaklarını bu bölgelere kaydırması gerekiyor. Vergi avantajlarından faydalanmaya yönelik bankacılığın devrini yavaş yavaş tamamlamasıyla beraber, offshore bankaların bir uyum ve dönüşüm sürecinden geçmesi ve “onshore” hizmetlere daha fazla yönelmesi bekleniyor. Farklı müşteri segmentlerinin çok farklı ihtiyaçları olduğu gerçeğinden hareketle, özel bankacılık hizmet modellerinin müşteri güvenini yeniden kazanacak ve düzenlemelere uyumu göz önünde bulunduracak şekilde revize edilmesi gerekiyor. “Danışmanlık”, “risk yönetimi”, ve “varlık yapılandırması” gibi kritik yetkinliklerin güçlendirilmesi önemli hedefler olarak ön plana çıkıyor. Marjlar üzerindeki baskının devam etmesiyle, değer zinciri üzerindeki tüm maliyetlerin şimdiye kadar alınmış önlemlerin de ötesinde azaltılması zorunlu hale geliyor. Bütün bu değişim sürecinin pazarda konsolidasyon ile birlikte yürümesi bekleniyor. Buna bağlı olarak, özel bankacılık alanında başarılı şirketler arasında ölçeği ve kritik yetkinlikleri arttırmaya yönelik şirket birleşmelerinin gözleneceği belirtiliyor. Son Booz & Company Hakkında 3 of 3 Booz & Company dünyanın önde gelen şirketlerine, kamu kuruluşlarına ve organizasyonlarına hizmet sunan lider bir yönetim danışmanlığı şirketidir. Kurucusu Edwin Booz, 1914 yılında kurduğu şirket ile yönetim danışmanlığı disiplinini dünyaya tanıtan kişi olmuştur. Bugün dünya çapında 58 ofis ve 3.300’den fazla çalışanı ile Booz & Company; müşterilerine derin bilgi, birikim, öngörü ve uzmanlık sağlamanın yanı sıra, yetkinliklerini geliştirmelerine ve etki yaratmalarına imkân veren pratik yaklaşımlar geliştirmektedir. Bu amaçla müşterileriyle çok yakın çalışmakta ve gereken faydayı birlikte üretmektedir. Booz & Company Türkiye’de de 2004 yılından bu yana aktif olarak faaliyet göstermekte ve gerek Türkiye içindeki gerekse Orta Doğu ve Avrasya bölgelerindeki müşteriler için çözümler geliştirmektedir. Booz & Company’nin düzenli yayını olan “strategy+business” ‘a erişmek için www.strategy-business.com sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Booz & Company hakkında detaylı bilgi için www.booz.com web sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Benzer belgeler
OTOMOTİVDE EN GÜZEL YILLAR HENÜZ GÖRÜLMEDİ Ekonomik
organizasyonlarına hizmet sunan lider bir yönetim danışmanlığı şirketidir.
Kurucusu Edwin Booz, 1914 yılında kurduğu şirket ile yönetim
danışmanlığı disiplinini dünyaya tanıtan kişi olmuştur. Bugün...
ŞİRKET YÖNETİCİLERİ, YANLIŞ BÜYÜME STRATEJİLERİNDEN
Booz & Company dünyanın önde gelen şirketlerine, kamu kuruluşlarına ve organizasyonlarına
hizmet sunan lider bir yönetim danışmanlığı şirketidir. Kurucusu Edwin Booz, 1914 yılında
kurduğu şirket il...