01-02-2016 - GÜL
Transkript
01-02-2016 - GÜL
KAYA Alüminyum Demir Doğrama GÜLNAR YAPI ISI YALITIM MONTALAMA SİSTEMLERİ Ahmet KAYA Kapı - Pencere - Panjur - Daraba Sineklik - Çatı - Korkuluk ve Ferforje İşleriniz İsteğinize Göre İtina ile Yapılır Gsm: 0535 845 42 41 Küçük Sanayi Sitesi / GÜLNAR Ramazan Usta Weber - İzocam ve Yalıtım Teknolojisi ile Halkımızın Hizmetindeyiz YIL: 16 SAYI: 818 01 ŞUBAT 2016 Fiyatı: 25 Krş 100. yılın kalıcı hatırası olsun Bu yıl Gülnar'ın ilçe olarak kuruluşunun 100. yıl dönümü. 100. yılı hatırlatacak ve Gülnar'ın tarihine ışık tutacak bir esere imza atmak için çalışma yapan Arkeolog Musa Tombul ve Araştırmacı-Yazar Ramazan Sarıtaş, Gülnar merkezde bulunan tarihi eser niteliği taşıyan, kullanılan ve yıkılmaya yüz tutmuş binaları gezerek çeşitli incelemeler yaptılar. Arkeolog Musa Tombul ve Araştırmacı-Yazar Ramazan Sarıtaş, yaptıkları inceleme ve araştırmanın ardından düzenledikleri basın toplantısında; Gülnar'ın tarihi ve kültürünü tanıtacak bir eserin olmaması hepimizin bir ayıbı diyerek söze başlayan Arkeolog Musa Tombul: “Gülnar merkez'in ilçe oluşunun 100. yılını kutlamanın büyük sevincini yaşıyoruz. Gülnar kaymakamı İsmail Pendik başkanlığında oluşturulan bir komite farkındalık oluşturmak için çalıştığını görüyorum. Bu komitede çalışıp emek verenler başta olmak üzere 100. yıl etkinliklerine maddi ve manevi destek veren her bir Gülnarlıya teşekkür ediyorum. Ben Gülnar'a her yıl 10 günlüğüne geliyorum. Çanakkale müze müdürlüğünde çalışıyorum. Gülnar'daki gelişmeleri yakından takip ediyorum. Gülnar'a çok büyük hizmetler verdiğini gördüğüm ve düşündüğüm Ramazan Sarıtaş bu ilçe için bir kazançtır. Gazetesi ile, kaleme aldığı ve yayınlanan Gülnar kitapları ile bu ilçenin tarihine ve kültürüne büyük hizmet veriyor. Bu hizmetlerin Gülnar için kalıcı bir esere dönüşmesi için en az bir kültür evine ihtiyaç var. 100. yıl etkinliğini kalıcı bir eserle taçlandırabiliriz. Ramazan Bey ile beraber başta Şevkibey konağı olmak üzere ve onun gibi yıkılmaya yüz tutmuş binaları gezdik ve inceledik. Bununla beraber vatandaşın kullandığı çok eski ve güzel evlerde var. Şevkibey konağı Gülnar'ı anlatan tek yer. Geçen yıl buraya gelmiş ve bu konak ile ilgili yine Ramazan Bey ile beraber gezip, inceleyip bir açıklama yapmıştık. Buranın bir an önce restore edilmesi şart. Biz bunun yanında diğer evleri ve bir tane işyerini gezdik. Hepsi Gülnar'ın tanıtımı için restore edilse iyi olur ancak buna maddi imkanlar elvermez. En az bir tanesini 100. yılın hatırası olarak alınıp Gülnarlılara hizmet versin. Bunun için başta iş adamlarımız olmak üzere herkesi bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum. Bu konuda oluşturulan 100. yıl komitesi bu işi ele alırsa başarabilir veya Gsm: 0544 210 2996 Aydıncık Yolu Üzeri Akım Elektrik Yanı / GÜLNAR Mersin Şehidini Uğurladı Diyarbakır'ın Sur ilçesinde terör örgütü PKK'ya yönelik sürdürülen operasyonlarda çıkan çatışmada şehit olan Piyade Yüzbaşı Yiğitcan Çiğa, Mersin'de binlerce kişinin katıldığı törenle son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze törenine, başta şehidin annesi Ayla, babası Yaşar, kız kardeşi Anacan Çiğa ile kucağında 2 aylık kızı Ahsen ile eşi Nadiye Çiğa olmak üzere Mersin Valisi Özdemir Çakacak, Adana 6. Mekanize Piyade Tümeni Komutanı Tümgeneral Şükrü Erbaş, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Özgür Sanal, milletvekilleri, protokol üyeleri, askeri erkan ve binlerce vatandaş katıldı. başarmalıyız. Bu hepimizin sorumluluğu. Geçmişten bırakılan mirası talan ettik. Gelecek torunlarımıza geçmişi hatırlatacak bir miras bırakmalıyız. Sözlerimi Gülnar'ın 100. kuruluş yıl dönümünü kutlayarak bitiriyorum” dedi. Gülnar elimizden uçup gidiyor. Böyle giderse köksüz kalacağız ve torunlarımıza geçmişimizi hatırlatacak bir şey bırakamayacağız diyerek sözlerine giriş yapan Araştırmacı-Yazar Ramazan Sarıtaş: “2000 yılında gazeteciliğe başladığımdan bu tarafa yazdığım makalelerde, haberlerde ve Gülnar ile ilgili yaptığım açıklamalarda en çok vurgu yaptığım konu ilçenin tarihidir. Ayrıca ilçenin 84. 85……99 ve 100. yılına hep vurgu yaptım. Bu kadar geçmişi olan bir ilçenin her geçen gün eridiğini yazdım durdum. Gazeteciliğe başladığımda Gülnar'ın nüfusu 44 bindi. Şimdi 26 bin bu bile ilçenin ne halde olduğunu gösteriyor. Gülnar'ın her geçen gün tarihi mirası talan ediliyor. Geçmiş yok ediliyor. Geçmişi olmayanın geleceğinin aydınlık olması çok zordur. Gülnar'ın yaklaşık ilçe dışında 200 bin insanı var. Bunlardan ancak 50 bininin ilçe ile ilgili bir bağı var. Geri kalan 150 bin insanımızın ilçe ile artık organik hiçbir bağı yok. Bu tablo bile nereye doğru gittiğimizi gösteriyor. 100. yıl Gülnar için bir milat olsun. Gülnar’ı yaşanabilir ve gezilebilir bir ortam oluşturalım. Başta Belediye olmak üzere, sivil toplum örgütlerine ve Gülnar halkına görevler düşmektedir. Gülnar'ın tarihi eski evlerini restore edip turizme açalım. Potansiyelimiz var. Yatırım yapacak işadamlarına ihtiyacımız var. Bunları yapacak bir ortam hazırlayamıyorsak kendimize dönüp bir bakalım. Nerede hata yapıyoruz. 100. yıl bizim için bir düşünme ve icraat ortaya koymak için bir vesile olsun. En azından bismillah deyip bir ucundan başlayalım. Geçmişimizi geleceğe taşıyacak Şevkibey konağını restore edip hizmete açalım. Bunu yaparsak arkası gelecektir. Bu hepimizin sorumluluğu. Bu vesile ile Gülnar'ın ilçe oluşunun 100. kuruluş yıldönümünü kutluyorum. Aydınlık, çağdaş, kökünü bilen ve bunu gelecek kuşaklara aktaran güzel bir Gülnar'da buluşmak dileği ile herkese sevgi ve saygılar sunuyorum” dedi. Şehit Yiğitcan Çiğa'nın tabutunun yan tarafına oturtulan aileye, askeri ve sağlık görevlileri tarafından sürekli destek verilirken, Mersin Valisi Çakacak’da baba Yaşar Çiğa'nın yanına giderek ailenin acısını paylaştı. Şehidin eşi Nadiye Çiğa, kucağında minik kızıyla eşinin Türk Bayrağı'na sarılı tabutuna bakarak sürekli gözyaşı dökerken, sağlık görevlileri de sık sık anne Ayla Çiğa'nın tansiyonunu ölçtü. Kız kardeşi Anacan Çiğa'nın zaman zaman acıya dayanamayarak feryat etmesi ise yürekleri dağladı. Bu sırada konuşan anne Çiğa, "Çok lafım var ama demeyeceğim. Sadece askere, polise sahip çıkın. Başka bir şey demeyeceğim. Allah yukarıda. Sadece tek isteğim, dileğim, devlet askerine, polisine sahip çıksın. Yine bir oğlum olsa bir daha asker yaparım. Ne mutlu bana. Türkiye'den, Mersin'den, herkesten Allah razı olsun, şu çocuğumu şu mertebeye taşıdı ama oğlum bunu hak etmedi. Sevindirmiyorum kimseyi. O benim ilk oğlumdu, o benim gözbebeğimdi. 20 günlük bebeğini bıraktı. Türkiye, askerine, polisine sahip çıksın. Herkes yataklarında rahat uyuyorsa, bunların sayesinde yatıyoruz yataklarımızda" dedi. haber / Yalçın Taşlıalan haber / Yalçın TAŞLIALAN 01 ŞUBAT 2016 Gül-Ay - Sayfa 2 HABERLER Mersin'deki Kamu Hastaneleri Yılda 7 Milyon Hastaya Bakıyor Mersin Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Uzman Dr. Memnune Çamsarı, 745 uzman hekim, 184 pratisyen hekim, 147 diş hekimi ve bin 968 hemşire ile Mersin genelinde bir yılda muayene edilen 13 milyon hastadan yaklaşık 7 milyonuna hizmet verdiklerini belirterek, "Anamur, Mut ve Gülnar dışında hemşire ve doktor eksiğimiz yok" dedi. Mersin Kamu Hastaneleri Birliği Genel S e k r e t e r i U z m a n D r. M e m n u n e Çamsarı, 745 uzman hekim, 184 pratisyen hekim, 147 diş hekimi, ve bin 968 hemşire ile Mersin genelinde bir yılda muayene edilen 13 milyon hastadan yaklaşık 7 milyonuna hizmet verdiklerini belirterek, "Anamur, Mut ve Gülnar dışında hemşire ve doktor eksiğimiz yok" dedi. Genel Sekreter Memnune Çamsarı, bir basın toplantısı düzenleyerek, Mersin genelinde hizmet veren kamuya bağlı sağlık kuruluşları ile 2015 yılında verilen hizmetler, 2016 yılında hizmete girecek yatırımlar ve planlanan yatırımlar hakkında bilgi verdi. Suphi Öner Öğretmenevi'nde düzenlenen toplantıya Genel Sekreterlik yöneticileriyle birlikte gelen Çamsarı, Genel Sekreterliğin, sağlık sektöründe hizmet veren hastanelerle Mersin'i kaliteli, güvenilebilir, ulaşılabilir, güler yüzlü sağlık hizmetiyle buluşturmak amacında olduğunu kaydetti. Mersin Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği'ne bağlı 2'si Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi olmak üzere merkez ve ilçelerde toplam 13 sağlık tesisi bulunduğu bilgisini veren Çamsarı, bu sağlık tesislerinde Mersin genelinde tedavi ve muayene edilen hastaların yüzde 50'sine baktıklarını dile getirdi. Çamsarı, "Mersin genelinde bir yılda muayene edilen 13 milyon hastanın yaklaşık 7 milyonuna yakını Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğimize bağlı sağlık tesislerimizde hizmet almakta. 150 bin civarında da yatan hastamız var. Yeterli uzman hekime sahibiz. Anamur, Mut ve Gülnar dışında hemşire ve doktor eksiğimiz yok" diye konuştu. Mersin Devlet, Toros, Tarsus, Erdemli, Silifke, Anamur, Mut, Gülnar, Bozyazı ve Aydıncık'ta toplam 2 bin 180 yatak sayısının yanı sıra, Mersin Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi'nde 75 ünit, Tarsus Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi'nde de 28 ünitle hizmet verdiklerini dile getiren Çamsarı, bu sağlık kuruluşlarında 745 uzman hekim, 184 pratisyen hekim, 147 diş hekimi, 40 eczacı, bin 968 hemşire, 951 ebe, bin 88 sağlık memuru, 245 sağlık teknikeri ve 143 biyolog, sosyal çalışmacı ve diyetisyen olmak üzere toplam 5 bin 511 personel çalıştığı bilgisini verdi. 2015 yılında faaliyete geçirdikleri hizmetleri de anlatan Çamsarı, bu kapsamda, Toros Devlet H a s t a n e s i D i ya l i z Ü n i t e s i ' n i n 6 ya t a k l ı kapasitesiyle Ocak ayında hizmete başladığını, böylece Mersin genelinde 96 olan diyaliz ünitesi sayının 104'e çıktığını, toplam takip ettikleri yaklaşık 400 diyaliz hastası olduğunu ifade etti. Ayrıca, Mersin Devlet Hastanesi'nde Serebral Anjiyogram (DSA) beyin anjiyosu çalışmaları başlatılarak inme hastalarının tanı ve tedavisinde önemli bir ilerleme kaydedildiğini vurgulayan Çamsarı, yine Mersin Devlet Hastanesi'nde bir ilk olarak PET-CT ünitesinin hizmete açıldığını belirtti. Tarsus Devlet Hastanesi bünyesinde Palyatif Bakım Merkezi 17 yatak kapasitesiyle Mayıs ayı itibariyle hizmet vermeye başladığını aktaran Çamsarı, bu hizmetin, sağlık hizmeti sunumunun farklı bir boyutu olduğuna dikkat çekti. Çamsarı, "Özellikle hastalığı tedavi edici yaklaşımların tükendiği son dönem hastalara yönelik bir uygulama. Yaşam süresini uzatmaktan çok, son dönem hastalarda yaşamın kalitesini artırıcı çalışmaların yapıldığı bir sağlık hizmeti. Özellikle bu dönemdeki son dönem hastaları, kanser hastalarının, yoğun bakım ihtiyaçları ve tedavileri tamamlanmış hastaların palyatif bakımlarının, ağrı, buna benzer semptomlar, hastalığın getirdiği gerek manevi gerek maddi yıkımların en aza indirilmeye çalışıldığı bir sağlık hizmeti sunumu. Özellikle hastalara tıbbi, psikolojik, sosyal ve manevi destek vermek, hasta yakınlarının ve hastaların yaşam kalitelerini artırmanın hedeflendiği bir sağlık hizmeti. Erdemli Devlet Hastanesi bünyesinde de Palyatif Bakım Merkezi 12 yatak kapasitesiyle 15 Ocak 2015 tarihi itibariyle hizmet vermeye başladı" ifadelerini kullandı. Tüm sağlık tesislerinde, Hasta Hizmetleri ve Sağlık Otelciliği kapsamında ihtiyaç sahibi hastalara pijama, terlik, diş fırçası ve diş macunu verildiğinin de altını çizen Çamsarı, Erdemli, Silifke ve Mut Devlet Hastaneleri'nde 'Anne Oteli' uygulaması yaptıklarını söyleyerek, şöyle devam etti: "Özellikle çocukların tedavisi sırasında çocuklarına refakat eden annelerin ve diğer kardeşlerin hastanedeki ikametleri sırasında hastane içerisinde kalabilmelerine olanak sağlayan bir uygulama. Bu kapsamda, 159 yataklı Erdemli Devlet Hastanesi'nin 6 yatağı, 142 yataklı Silifke Devlet Hastanesi'nin 5 yatağı ve 54 yataklı Mut Devlet Hastanesi'nin 2 yatağı 'Anne Oteli' kapsamında hizmet vermektedir.” Tarsus Devlet Hastanesi'nde Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu bünyesinde ayaktan AMATEM'lerin ikincisi, ayaktan ÇEMATEM'lerin ilki olma özelliği taşıyan merkezlerin 28 Aralık 2015 tarihinden itibaren hizmet vermeye başladığını kaydeden Çamsarı, bu merkezlerin Mersin ve çevresine çok büyük katkılar sağlayacağına vurgu yaptı. Çamsarı, Mersin merkezde Yenişehir Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan AMATEM binasının da 55 yatak kapasitesiyle 2016'nın ilk aylarında hizmet vermeye başlayacağını bildirdi. Öte yandan, 75 yataklı Mut Devlet Hastanesi'nin 17 milyon 400 bin TL yatırım bedeli ile 30 yataklı Gülnar Devlet Hastanesi'nin de 10 milyon 593 bin TL yatırım bedeli ile tamamlandığını ve her iki hastanenin önümüzdeki günlerde hizmete gireceğini belirten Çamsarı, yapımı devam eden yatırımlar hakkında da bilgi verdi. Merkez Toroslar ilçesi Korukent Mahallesi'nde inşasına başlanan bin 250 yataklı MersinToroslar Entegre Sağlık Kampüsü'nün yapımının devam ettiğini dile getiren Çamsarı, 650 milyon TL yatırım bedeli olan şehir hastanesinin yüzde 72'sinin tamamlandığını söyledi. Hastanede 544 tek kişilik, 252 çift kişilik oda bulunduğunu ifade eden Çamsarı, "Bunların 16'sı palyatif oda olacak. Hastanede 53 ameliyathane, 30 diyaliz ünitesi, 10 yanık merkezi ve oldukça fazla yoğun bakım ünitesi yer alacak. Hastanemiz bir ana bina ile 450 yataklı Onkoloji, 450 yataklı KVC artı Psikiyatri ve 350 yataklı Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi olmak üzere 3 ek binadan oluşuyor. Şu anda hastane inşaatında 4 bin 500 işçi çalışıyor" şeklinde konuştu. 150 Yataklı Anamur Devlet Hastanesi'nin de 33 milyon 200 bin TL yatırım bedeli ile yapımının devam ettiğini anlatan Çamsarı, Erdemli Devlet Hastanesi Acil Servisi'nin tadilat projesi ile Tarsus Devlet Hastanesi genel i k l i m l e n d i r m e p ro j e s i n i n i s e tamamlanarak ihale sürecinin başladığını bildirdi. Önümüzdeki süreçte yapımı planlanan yatırımlar hakkında da bilgi veren Çamsarı, bunlar arasında yer alan 150 Yataklı Mezitli Devlet Hastanesi için yeni arsa tahsisinin yapıldığını ve kamulaştırma çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Ayrıca, aynı arsa üzerine 50 Ünitlik Ağız Diş Sağlığı Merkezi yapılması için de karar alındığını kaydeden Çamsarı, Mersin Devlet Hastanesi'nin şehir hastanesinin tamamlanmasının ardından buraya taşınacağını, hastanenin mevcut arsası üzerine ise 300 yataklı revize ek blok olarak yeni bir hastane yapılmasının planlandığını dile getirdi. Çamsarı, Tarsus'a da 600 yataklı yeni bir devlet hastanesi yapılacağını, arsasının hazır olduğunu ve ihale sürecinin devam ettiğini sözlerine ekledi. Haber / Yalçın TAŞLIALAN 01 ŞUBAT 2016 GÜLNARLIM Hepiniz bir gülsünüz Hepiniz burda bir nar Hep böyle olursanız O zaman güler Gülnar. Tarihi kültürüyle Ad vermiş nar gülüyle Doğasıyla yeliyle Hakikaten sert Gülnar. Bütünlüğe dikkat çek Bayrağın göndere çek Gülnar'ın çocukları Gülnar'ını göğe çek. Aşığın var sazın var Geleceğe sözün var Oğul, çocuk, kızın var Önce vatan de Gülnar. Çatı su alır oldu Kalpler acıyla doldu Türklüğüne ne oldu Haykır Türküm ey Gülnar! Siyaset yapma derler Yazmasın mı kalemler? Gelirleri çok düşük Soran var mı ne yerler? Ben canımı adadım Gülnara geleceğe Gülnar çok geri kaldı Karşı gelin feleğe. Köylüsü, şehirlisi Evsiz ile evlisi Her bir Gülnarlı için Aynı bayrak sevgisi. Ay yıldızın gölgesi Bize yeterde artar Adam olan, olmayanı Terazi güzel tartar. Gülnar'ın çocukları: Ülkemizin tuğlası Her biri vatansever Kalıp, insan tuğrası. Gülnarımın her ferdi Ülke,mutluluk derdi Aşığın şiirleriyle Gülnar murada erdi. Erdi mi? GÜLNAR'IN AŞIĞI BİLAL ŞAN Gül-Ay - Sayfa 3 HABERLER HABERLER Hayali cihan değen, anılar vardır. Anarsın donarsın, anar yanarsın Ne kadar da çabuk geçmiş seneler Anılara vursan bin yıl sanırsın. GÜL'e Doğru Ahmet SARI Eğitim Uzmanı “Her kim ilim öğrenmek için evinden çıkarsa yerde ve denizde olan tüm mahlûkat onun için istiğfar ederler.” Hadis-i Şerif Gülnar Lisesinin ortaokul kısmına kayıt olmuştu. O yıllarda ortaokul ve lise öğrencileri Bakımcı (Orman Muhafaza Memuru, yine o yıllarda vatandaşın tanıdığı tek üniformalı memur.) şapkasına benzer bir şapka giyerlerdi. Ancak, henüz okul kıyafeti tam alamadığından başı açık şekilde okula gidip geliyordu. Şapkası olmayan birkaç öğrenci daha vardı. Okul yeni açıldığı için bir şey dedikleri yoktu. Okullar başlayalı bir hafta olmuştu. Derste kapı çaldı. Gelen nöbetçi öğrenciydi. Öğretmenden izin alarak, bir numara okudu ve o numaralı öğrencinin bu sınıfta olup olmadığını s o r d u . O k u n a n n u m a ra , k e n d i numarası idi. Ayağa kalktı “benim” dedi. Nöbetçi öğrenci “Öğretmenim, müdür bey acele bu arkadaşı çağırıyor” dedi. Öğretmen başı ile çık işareti yaptı. Herkesin kendisine baktığını hisseti. Endişe içerisinde çıktı. Müdürün odasına vardılar. Müdür, uzun boylu, çatık kaşlı birisi idi. Adımı ve köyümü sordu. “Aksu Öğretmen Okulunu kazanmışsın seni onun için çağırdım” dedi. Bir zarf uzatarak; “yapmanız gerekenler zarfın içinde yazıyor on gün vaktiniz var, babanı çağır hemen evrakları tamamlayıp gidin” deyince “benim babam yok” diye cevap verdi. “Öyleyse anneni çağır, seni tebrik ederim.” diyerek gönderdi. Eşyalarını almak için sınıfa gitti. Öğretmenin sorusu üzerine “Öğretmen Okulunu kazanmışım, ben gideceğim” deyince, öğretmen zarfı aldı, “Aferin hem de asıldan kazanmışsın, seni kutluyorum dedi. Sınıfta bir hayret uğultusu oldu. Sıradan kitaplarını toplarken içini bir hüzün kapladı. Bir haftalık da olsa arkadaşlardan ayrılması zoruna gidiyordu. Kapıdan çıkarken, öğrencilerden birisinin “Kimden torpilli kim bilir. Torpili olmayanlar kazanamaz” dediğini duydu. Bir anda içindeki ayrılış üzüntüsü yok oldu. “Ne torpili…” dedi içinden. Koşarak annesine gitti. Annesi ve tüm ailesi çok sevindiler. Nüfus idaresinden falan işlemler tamamlandı. İstenen “mandolin” Mersin'den getirtildi. Böyle bir müzik aletini ilk defa görüyordu. Ancak. Noterden tasdikli kefalet senedine kefil olacak bir memur olmadığı için yapılamıyordu. Sülalelerinde hiç memur yoktu. Nüfus müdürü kendi köylüleri idi. Durumu bildiği halde “ben olayım” demediğinden, annesi de O'na “olur musun?” dememişti. İki gün kimse bulunamamıştı. Annesi çılgına dönmüştü. Nerdeyse bunalım geçirecekti. Durumu öğrenen, liseden ağabeyinin bir öğretmeni, “Ben olurum” diyerek gelmiş kefalet senedini imzalamış ve mesele çözülmüştü. Şimdi adını bile hatırlayamadığı bu güzel insana, hep dualar ediyordu. Annesi davarlardan birini sattı. “Haydi oğlum üstüne başına bir şeyler alalım” dedi. Pantolon, gömlek ve ceketi aldıktan sonra, “Babanın alışveriş yaptığı Kunduracı İbrahim'den de ayakkabını alalım” diyerek bir ayakkabıcı dükkânına girdiler. Annesi “Dora” olsun dedi. Ayağına göre bir “Dora” ayakkabı aldılar. İyi sevindi. Ayağında ayakkabı olduğunu hissediyordu. Sanki boyu uzamıştı. Kenarları daha kalın ve daha sertti. Topuklarına biraz sürtüyordu ama alışır diye düşündü. Her şey tamamdı. Bu sefer de, Antalya'ya götürüp okula kaydettirecek bir büyük adam bulunamıyordu. Askerden yeni gelmiş eniştesi vardı ama o da ikircikli davranıyor, “götürürüm” demiyordu. Annesi yine bunalmıştı. “Sahipsizliğin gözü kör olsun” diyordu. Annesine, “Ben kendim giderim anne” dedi. Annesi, küçücük omuzlarından tutarak, “Gidebilir misin oğlum” dedi bir ümitle. “Giderim anne, imtihana gittiğimiz okul, ben oraya kendim giderim” dedi. Annesi rahatlamıştı. O da, büyük bir adam gibi hisseti kendini. Annesi kucakladı, öptü, hıçkıra hıçkıra ağladı. Dualar etti. Varır varmaz mektup yazmasını tembih etti. İçinden ağlamak geliyordu ama, ağlarsa annesi daha çok ağlardı. Hem de büyük adam olmuştu. Ağlamadı. Annesi, Anamur minibüsünün sahibine “Anamur'a varınca bu çocuğu Antalya otobüsüne bindiriver” diye adeta yalvararak yolcu etti. Minibüs hareket edince annesine gülerek el salladı ama annesi görünmez olunca kendini tutamadı, başladı ağlamaya. Ağladı, ağladı, ağladı. Yolcular teselli etmeye, moral vermeye çalıştılarsa da O, uzun “DORA” süre ağladı. Kocaman bir valizi vardı. Mandolin valize sığmadığından bez bir kılıfın içinde elindeydi. Antalya'da otobüsten indiğinde, mandolini, Anamur' da otobüs beklediği yerde unuttuğunu fark etti. Kayıtta istenen bir şart olduğundan, vitrinlere baka baka mandolin satan bir yer buldu. Durumu anlattı. Mandolinin fiyatını sordu. “Yirmi lira amma, sana on yedi olsun” dedi adam. Mandolini verirken adamın ayaklarına bakışı dikkatini çekti. Ayağındaki “Dora”nın fark edilmesi hoşuna gitmişti. Aksu minibüslerine binerek okula geldi. Kayıt yaptırışını bir başka yazıda anlatalım inşallah. Biz “Dora”nın hikâyesine geçelim. Kaydı yaptırdıktan sonra okulun bahçesine çıktı. Gözlerine inanamadı. Bütün öğrencilerin ayağında kundura ayakkabı vardı. “Bunların hepsi zengin miymiş” diye geçirdi içinden. Kiminle tanışsa, önce ayağına bakıyorlardı. Koca okulda lastik ayakkabı giyen bir tek kendisiydi. İhtiyaç olmadan okul bahçesine çıkmaz oldu. Sınıfta ayaklarını sıranın içinden çıkarmamaya dikkat ediyordu. Ayakkabısı yeni olanlar ayaklarını, neredeyse koridora uzatıyorlardı. Zaten “Dora”nın kenarları topuklarını yara etmişti. Ökçesinin al tına, ayakkabının içine, karton koyup ayaklarını yükselterek topuklarını korumaya çalışıyordu. Mandolin satan adamın, ayaklarına niye dikkatli baktığının anlamını şimdi daha iyi anlıyordu. Okul başlayalı yaklaşık bir ay kadar olmuştu. Müdür Yardımcısı olarak kendisini okula kayıt yapan ve Sosyal Bilgiler dersine giren Oktay ERTEKİN, “ G e l b e n i m l e ” d i ye re k , o k u l u n kunduracılarının olduğu atölyeye götürdü. Okulun kadrolu kundura ustaları vardı ve öğrencilerin ayakkabılarını onlar dikerdi. “Hazırdaki ayakkabılardan şu yiğide bir ayakkabı verin bakalım” dedi. “Yiğit” demesi hoşuma gitmişti. Zaten Oktay Bey Hocam hep güzel sözler söylerdi. Ayağına göre bir ayakkabı giyerken ustaların sorularına göre kendisini tanıttı. Ustanın biri “Hocam bu öğrenciye, herkese verilirken bir daha verelim, benden olsun” dedi. Oktay Hoca, “Tamam” dedi. “Oğlum artık bu ayakkabıyı giy, lastik ayakkabıyı dolabına koy, gittiğinde köyde giyersin” diyerek Onu yatakhaneye gönderdi. S evinçten uçuyordu. Koşarak yatakhaneye vardı. İlk işi elindeki “Dora”yı çöp kutusuna atmak oldu… “Meğer senin değerin köydeymiş…” Selam ve dua ile…… 01 ŞUBAT 2016 HABERLER HABERLER Gül-Ay - Sayfa 4 Almanya Ekonomik İşbirliği ve Çukurova Kalkınma Ajansı Kalkınma Bakanı Müller, Mersin'de Bozyazı'da A l m a nya E ko n o m i k İ ş b i r l i ğ i v e Kalkınma Bakanı Gerd Müller'in konuşması Mersin Valisi Özdemir Çakacak'ın konuşması Genel görüntü Almanya Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Bakanı Gerd Müller, Suriye'deki iç savaşla ilgili, "Kadınlar, çocuklar kaçış yolu ararken, botlara binmiş halde denizlerde boğulmamalı. Bu facianın sona ermesi gerekiyor. İnsanların yaşamları için, daha iyi bir hayat, yeni imkanlar sunulması gerekiyor. Bunun için de tabi ilk başta savaşın bitmesi gerekiyor" dedi. Çeşitli programlara katılmak üzere Mersin'e gelen Müller, beraberindeki UNICEF Türkiye Temsilcisi Philippe Duamelle ve Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yusuf Büyük ile kentteki Suriyeli çocuklar için açılan geçici eğitim merkezlerini gezdi. Daha sonra Vali Özdemir Çakacak'ı makamında ziyaret eden Müller, yaptığı konuşmada, Türkiye ile Almanya arasında çok derin dostluk bağlarının olduğunu, geçtiğimiz günlerde de Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun ülkesinde çeşitli ziyaretlerde bulunduğunu anımsatarak, ziyarette bundan sonraki ilişkilere dair görüşmeler yapıldığını aktardı. İki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri daha da geliştirmeyi ve derinleştirmeyi arzu ettiklerini anlatan Müller, Mersin'in de ekonomik anlamda bu iş birliğinde önemli bir yer tutacağını söyledi. Müller, bugün, Suriye'de yaşanan savaş nedeniyle oluşan mül teci sorununu konuşmak ve değerlendirmek için kente geldiğini, Mersin'in ve Türkiye'nin de Suriyelileri sahiplendiğini ifade etti. Çocukların bir bedel ödememesini istediklerinin altını çizen Müller, "Bu vesileyle Türk hükümetine yaptıkları katkılardan, üstlendikleri görevlerden dolayı teşekkür ediyorum. UNICEF'e de teşekkür ediyorum. Amacımız burada bütün çocukların okulda eğitim imkanını bulmasını sağlamak. Ağırlıklı olarak da bu konudaki iş birliğini bu ziyaret vesilesiyle değerlendirmeyi amaçlıyorum" dedi. M ü l l e r, U N I C E F ' i n v e r i l e r i n e g ö r e , Türkiye'de 350 bin civarındaki Suriyeli çocuğun henüz okula gidemediğini kaydederek, okul ve eğitim imkanı sağlamanın çok önemli bir görev olduğunu, bu konuda Türkiye'yi tek başına bırakmak istemediklerini, destek vererek, bu çocukların da eğitim almasını sağlamayı amaçladıkları dile getirdi. Bunu sağlamak için okul binaları inşa edilmesi, öğretmenlerin eğitilmesi gibi katkılarla Türkiye'nin yanında yer almak istediklerini bildiren Müller, Suriyelilere yönelik mesleki eğitim alanında da iş birliğini sürdürmeyi hedeflediklerini belirtti. Müller, bu konuların, Türk ve Alman hükümetlerinin geçtiğimiz günlerde Berlin'de yaptığı görüşmelerde de değerlendirildiğini hatırlatarak, şöyle devam etti: “Kadınlar, çocuklar kaçış yolu ararken, botlara binmiş halde denizlerde boğulmamalı. Bu facianın sona ermesi gerekiyor. İnsanların yaşamları için, daha iyi bir hayat, yeni imkanlar sunulması gerekiyor. Bunun için de tabi ilk başta savaşın bitmesi gerekiyor. O savaşı bitirmeliyiz. Burada Avrupa topluluğuna, dünya topluluğuna büyük görevler düşüyor. Türkiye'ye gelmeden önce Ürdün'ü ziyaret ettim. Lübnan'daki şartlar da farklı değil. Yarın da Irak'a geçeceğim. Orada da milyonlarca insan savaştan kaçmış durumda, feci şartlarda yaşama imkanı içerisinde. Tüm bu insanlara yardım etmeliyiz. Tabi ilk olarak silahların susması gerekiyor. Silahlar susmadığı takdirde bu insanlara ülkelerine dönme ve kendi ülkelerinde yaşamlarını tekrar kurma imkanı vermemiz çok zor. Biliyorum Türkiye ve Mersin bu insanları kucakladı. Türk insanı da burada Türk devletinin yanında yer aldı. Bu yüzden Almanya olarak da gösterilen ilgiden dolayı Türk tarafın bir kez daha teşekkür ederiz.” Londra'da önümüzdeki hafta mültecilerle ilgili taraf olanların katılacağı bir toplantı düzenleneceğini kaydeden Müller, "Bütün bu katılımcıların toplantı sırasında Türkiye'nin yanında olduğunu ifade etmelerini biz Almanya olarak bekliyoruz çünkü bu insani sorumluluğu herkesin üstlenmesi gerekiyor. Yoksa başka bir şekilde bununla baş edilmesi mümkün değil" dedi. Vali Özdemir Çakacak ise Suriye olayının bütün Avrupa'nın, dünyanın hatta tüm insanlığın konusu olduğunu vurgulayarak, iç savaş nedeniyle milyonlarca kişinin komşu ülkelere göç ettiğini, Türkiye'nin de 2,5 milyon civarında Suriyeli'ye ev sahipliği yaptığını anlattı. Türk halkının 2,5 milyon kişiye kapılarını açtığını dile getiren Çakacak, "Biz evlerimizi açtığımız misafirlerimize aynı zamanda kardeşimiz de diyoruz. Biz misafir kelimesini kullanıyoruz çünkü misafirin bizim kültürümüzde çok ayrı bir yeri vardır. En fakir köyümüzde, en fakir aileye bir misafir gittiği zaman, kapıyı çalıp 'Ben tanrı misafiriyim' dediğinde o ev sahibi önündeki yemeği misafirine ikram eder. Biz bu a n l ay ı ş l a s a h i p l e n d i k S u r i ye l i l e r i " d i ye konuştu.Çakacak, Mersin'de de 155 bin kayıtlı Suriyeli olduğunu, tüm ihtiyaçlarının karşılanması için çaba sarf edildiğini ve tüm çocukların da eğitime alınmasını istediklerini bildirdi. Suriye'nin tüm dünyanın konusu olduğunu aktaran Çakacak, "Biz Türkiye olarak 5 yıldır bu sorunla karşı karşıyayız. Ama tabi bazı devletler belki Avrupa'ya mülteci akını dolayısıyla bu sorunu yeni görmüş de olabilir" ifadesini kullandı. Çakacak, savaşın bir an önce bitip, insanların ülkelerine dönmelerini arzu ettiklerini sözlerine ekledi. Haber / Ayşe AY 2016 Desteklerini Anlattı Mersin'in Bozyazı ilçesinde Çukurova Kalkınma Ajansı (ÇKA) uzmanları, 2016 Mali Destek Programları hakkında bilgilendirme toplantısı yaptı. Bozyazı Müftülüğü Konferans Salonu'nda ÇKA uzmanları Türker Dölekoğlu ve Dilşad Türtük Yünsel tarafından gerçekleştirilen toplantıya, Bozyazı Kaymakamı Suat Yıldız, Bozyazı Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Alattin Yaşar, kurum amirleri, siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Slayt gösterisi eşliğinde sunum yapan ÇKA Uzmanı Türker Dölekoğlu, Mikro İşletmelerde Kurumsallaşma ve Rekabetçiliğin Geliştirilmesi Mali Destek Programı'nın amacının, bölgedeki mikro ölçekli işletmelerin kurumsallaşma, ürün geliştirme ve çeşitlendirme yoluyla rekabet gücünün arttırılması olduğunu söyledi. Dölekoğlu, amaç doğrultusunda mikro işletmelerin kurumsallaşma düzeyi, ihracat, pazarlama, kalite standartlarının arttırılması ve mikro işletmelerin ürün, süreç ya da pazarlama yeniliği, ürün geliştirme, ürün çeşitlendirme olanaklarının artırılması amacıyla öncelik alanlarında hazırlanan projelere toplam 7 milyon TL hibe verileceğini ifade etti. Bu program kapsamında gıda, içecek, kimya, plastik, tekstil, hazır giyim, makine metal işleri, metalik olmayan mineral ürünler, ayakkabıcılık, materyallerin geri kazanımı, mobilya imalatı, lojistik, turizm amaçlı asli konaklama tesisleri ve bilişim sektörlerinin destekleneceğini dile getiren Dölekoğlu, bu sektörlerin öncelik alanlarını da 2 kısma ayırdıklarını anlattı. Dölekoğlu, birinci öncelikli alanın mikro işletmelerin kurumsallaşma düzeyi, ihracat, pazarlama ve kalite standartlarının arttırılması, ikinci öncelikli alanın ise mikro işletmelerin ürün, süreç ya da pazarlama yeniliği, ürün geliştirme, ürün çeşitlendirme olanaklarının artırılması olarak belirlendiğini kaydetti. Bölge içi gelişmişlik farklarının azaltılması amacıyla proje değerlendirme sürecinde ikinci derecede gelişmiş ilçelerde uygulanacak projelere artı 3 puan, üçüncü ve dördündü derece gelişmiş ilçelerde uygulanacak projelere artı 6 puan verileceğini bildiren Dölekoğlu, Bozyazı ilçesindeki projelere de artı 6 puan verileceğini söyledi. ÇKA tarafından projelere verilecek desteklerin asgari 25 bin lira, azami 250 bin lira olacağını, 10 kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri bir milyon lirayı aşmayan işletmelerin 'Mikro İşletme' olduğunu belirten Dölekoğlu, "2016 Yılı Proje Teklif Çağrısı 13 Ocak 2016 tarihinde başladı. Elektronik ortamda son başvuru tarihi 8 Nisan 2016, evrak teslim tarihi ise 15 Nisan 2016'dır. Bu tarihten sonra yapılacak hiçbir başvuru kabul edilmeyecektir. Proje Hazırlama Eğitimleri de 4-19 Şubat 2016 tarihleri arasında yapılacaktır. Herkes katılabilir" diye konuştu. Daha sonra uzmanlar katılımcıların sorularını yanıtladı. Kaymakam Yıldız, toplantı sonrası bilgilendirmeden dolayı ÇKA uzmanlarına teşekkür etti. Haber / Ayşe AY 01 ŞUBAT 2016 Resmi İlanlar www.bik.gov.tr.’de Gül-Ay Sayfa 5 HABERLER HABERLER Matbaamız Maliye Anlaşmalı Tek Matbaadır. niz e ş a ır. z a H K İşi a d im a ik Biz k a şe D Ka 10 z i m 01 ŞUBAT 2016 HABERLER HABERLER Strese ve Kas Yorgunluğuna Karşı Kestane Kestanenin insan sağlığı için birçok faydası olduğunu anlatan Beslenme ve Diyet Uzmanı Esra Kula, strese ve kas yorgunluğuna karşı kestane tüketilmesini önerdi. Soğuk kış günlerinin vazgeçilmez yemişlerinden biri hiç kuşkusuz kestane. Kestane genelde haşlanarak ya da mangalda ya da soba üzerinde pişirilerek tüketiliyor. Kestanenin lezzetli olduğu kadar potasyum, magnezyum gibi önemli minerallerle birlikte vitamin içeriği de zengin olduğu ve sağlığa birçok faydası olduğu belirtildi. Beslenme ve Diyet Uzmanı Esra Kula, kestanenin faydaları hakkında bilgi verdi. Kestanenin stresin zararlı etkilerini azalttığına işaret eden Esra Kula, kestanenin yararlarını şöyle anlattı: "Yeşil salataların içine 100 gram haşlanmış kestane ilave edin. Yeşilliklerden gelen C vitamini kestaneden gelen potasyum ve nişasta ile birleşerek, stresin vücutta neden olduğu zararlı etkileri gideriyor ve zindelik veriyor. 100 gramında 1 orta boy Anamur muzundan daha fazla potasyum içeriyor. Kestanenin içeriğinde bulunan potasyum tansiyon üzerinde de düşürücü etki sağlıyor ve kas yorgunluğunu gideriyor. 1 fincan hatmi çiçeği ile birlikte 1 avuç kestane yiyerek tansiyonunuzu düşürmeye yardımcı olabilirsiniz. Hatmi çiçeğinin idrar söktürücü özelliği bulunuyor ve kestane de potasyum içeriği sayesinde tansiyon düşürmeye veya dengelemeye yardımcı olabiliyor. Kestane sağlıklı içeriği ile tercih edebileceğiniz atıştırmalıklar arasında yer alıyor. Yağlı, şekerli, unlu atıştırmalıklar yerine 3 -4 orta boy kestane yanında 1 fincan elma tarçın çayı ile tok tutan düşük kalorili ve lifli bir ara öğün tercih edebilirsiniz. Özellikle fazla enerji harcayanlar ya da spor yapanlar için kestane önerilen yiyecekler arasında yer alıyor. Kestanenin çok düşük yağ içeriğine rağmen nişasta içeriği yüksek. Spor sonrası 1 bardak süt veya yoğurtla beraber yiyeceğiniz 100 gram kestane kas yorgunluğunuzu alıyor ve enerji veriyor.” Beslenme ve Diyet Uzmanı Esra Kula, kestanenin çocuklara enerji verdiğini anlatarak, "Çocuklarınıza sağlıklı bir öğün alternatifi sunmak istiyorsanız kestane tercih edebileceğiniz alternatifler arasında yer alıyor. Kahvaltıda ya da ara öğünlerde balla kestane, süt ve balı karıştırarak hem lezzetli hem de sağlıklı bir menü hazırlayabilirsiniz. Bu yiyecek çocuğunuza enerji, vitamin ve mineral sağlıyor. Kestane, liften zengin yapısı sayesinde ishal ve kabızlık gibi bağırsak d ü ze n s i z l i k l e r i n i ö n l ü yo r ve b a ğ ı ş ı k l ı ğ ı n kuvvetlenmesini destekliyor. Günde 1 bardak kefirle birlikte yiyeceğiniz 1 avuç kestane bağırsak florasının düzenlenmesine yardımcı oluyor." dedi. " Ke s t a n e e n e r j i d e ğ e r i o l d u k ç a y ü k s e k yiyeceklerden biri" diyen Esra Kula, şu uyarıda bulundu: "Öyle ki 100 gramı yaklaşık 3 dilim ekmeğe eş değer. Dolayısıyla kilo fazlalığı olanların ve diyabet hastalarının kestane tüketirken dikkatli olmaları gerekiyor. Ayrıca yüksek potasyum içeriği nedeniyle böbrek hastaları kestane tüketmemeli." Haber / Ayşe AY Gül-Ay - Sayfa 6 Kültür haftası hazırlıklarına devam Silifke Belediye Başkanı Mustafa Turgut, Uluslararası Kültür Haftası'nı bu yıl 20-26 Mayıs tarihleri arasında kutlamayı planladıklarını söyledi. Turgut, bu yıl 43'üncüsü gerçekleştirilecek olan Uluslararası Silifke Kültür Haftası'yla ilgili düzenlediği basın toplantısıanda, festivalin daha geniş kapsamlı olması için her kesimden vatandaşın görüş ve fikirlerinin alınarak değerlendirileceğini kaydetti. Yürütülen çalışmalar hakkında bilgi veren Turgut, şöyle konuştu:"Kültür haftamızı bu yıl yine 20-26 Mayıs tarihleri arasında kutlamayı planlıyoruz. Fakat önümüzdeki yıl öğrencilerin ve yazlıkçıların tatillerini de göz önünde bulundurursak bu tarihlerin değiştirilerek ileriye alınması ve festival isminin 'Müzik ve Folklor Festivali' olarak yeniden değiştirilmesi için çalışmak lazım. Bunun yanında festival kapsamında kurulan çadırlarla ilgili düzenlemeler getirdik. Kıl çadırların yöremize özgü eşyalarla kurulmasını talep edeceğiz. Çadırlarımızda ki müzik konusunda yöremizin kullandığı müzik aletleri kullanılıp, açıkta hiçbir içecek satılamayacak ve yöremizin dışındaki hiçbir meyve ve sebze satışına izin verilmeyecek.” Kortej geçişlerini Göksu Parkı Meydanı'nda yapmayı düşündüklerini vurgulayan Turgut, festival haftasına kadar taş heykel sempozyumu yapmayı planladıklarını aktardı. Turgut, hafta boyunca devam edecek olan etkinliklerle ilgili hazırlıkların sürdüğünü sözlerine ekledi. Haber / Yalçın TAŞLIALAN Türkeş'ten "Asrın Projesi" Açıklaması Başbakan Yardımcısı Yıldırım Tuğrul Türkeş, Asrın Projesi olarak nitelendirilen KKTC Su Temin Projesi kapsamında İsrail'e su transferi konusundaki sözlerinin kimi medya kuruluşlarınca saptırılarak olduğundan farklı bir şekilde kamuoyuna aksettirildiğini açıkladı. 17 Ekim 2015 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Ta y y i p E r d o ğ a n v e B a ş b a k a n A h m e t Davutoğlu'nun katılımıyla açılışı yapılan KKTC Su Temin Projesine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Başbakan Yardımcısı Türkeş, Kıbrıs konusundaki gelişmelerin ele alındığı 8. Büyükelçiler Konferansında yaptığı konuşmayı hatırlattı. T ü r ke ş , 1 3 O c a k ' t a ya p t ı ğ ı konuşmada, Kıbrıs Türklerinin refahına yönelik Türkiye'nin iyi niyetle, büyük bir fedakarlıkla yürüttüğü çalışmalara ilişkin eleştirilere verdiği yanıtın kimi medya kuruluşlarınca saptırılarak, o l d u ğ u n d a n fa r k l ı b i r ş e k i l d e kamuoyuna aksettirildiğini belirtti. Bugüne kadar Türkiye'nin imkanlarıyla finanse edilerek 1,6 milyar TL kaynak aktarılan projeyle KKTC'nin 50 yıllık su ihtiyacının karşılanmasının yanı sıra yılda 75 milyon metreküp suyun KKTC'ye ulaştırılmasının planlandığını vurgulayan Türkeş, "Su Temin Projesi, Ada'da siyasi, ekonomik ve sosyal izolasyonlara maruz kalan Kıbrıs Türklerinin refahı, su ve elektrik ihtiyacının karşılanması için ülkemizin hassasiyetinin önemli bir göstergesidir" dedi. KKTC dışında bir yere su verilmesine yönelik bir hazırlık veya çalışmanın bulunmadığını hatırlatan Türkeş, şunları kaydetti: " A n ı l a n k o n f e ra n s s o n ra s ı n d a , b a s ı n mensuplarının İsrail'e su transferi konusundaki soruları karşısında konuya açıklık getirerek, suyun Kıbrıs Türklerine verileceğini, bu konuda KKTC dışında bir talep vuku bulursa bunun görüşülebileceğini, Kıbrıs'tan İsrail'e boru hattı döşenmesinin düşünülmüş ve planlanmış bir çalışma olmadığını, bu konuda iletilmiş bir talebin söz konusu olmadığını ifade etmeme rağmen, kimi yayın organları konferanstaki ifadelerimi saptırmaya çalışmaktadır. Gerek dışarıdan gerek içeriden sürdürülen engelleme çabaları ve aleyhte propagandalara karşın bahse konu proje planlandığı şekilde devam etmekte ve KKTC vatandaşlarının refahı için her türlü destek ve katkı sağlanmaya devam edilmektedir. Haber / Yalçın TAŞLIALAN 01 ŞUBAT 2016 Gül-Ay - Sayfa 7 HABERLER HABERLER Mezitli'de Jacaranda Korulukları Artıyor Mezitli Belediyesi, ilçeyi jacaranda ağaçlarıyla bezeme yolunda bir adım daha attı. Belediye ve Mersin Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Mezunları Derneği, jacaranda ağaçlarından oluşan bir koruluk oluşturdu. Koruluğa, Ankara katliamında yaşamını yitiren 103 kişi anısına bir Barış Anıtı da dikildi. "Daha Yeşil Mezitli" yapmak adına oluşturulan koruluklara bir yenisi daha eklendi. ODTÜ Mezunlar Derneği üyeleri, Mezitli Belediyesi'nin tahsis ettiği alana jacaranda ağaçlarından koruluk oluşturdu. Koruluğun açılışı, Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, Mersin ODTÜ Mezunları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kadriye Girgeç ve dernek üyelerinin katılımıyla yapıldı. Açılışta konuşan Milletvekili Atıcı, Mezitli Belediyesi'nin yaptığı bu çalışmaların Mezitli'ye kimlik kazandırdığını belirtti. Doğayla koruluklarla Mezitli'ye bir kimlik kazandırıldığını vurgulayan Atıcı, "Mezitlililer, Mezitlili olma duygusunu, aidiyet duygusunu yaşıyorlar. Bunun için çok mutluyum. Ben de Mezitli'de yaşıyorum. Kendimi mutlu hissediyorum. Burası, insanların kardeşçe kol kola yaşadığı, yeşerdiği bir yer. Doğanın yeşermesine destek veren tüm sivil toplum örgütleri burada diyorlar ki, 'Ne olursa olsun, biz insanlığımızdan vazgeçmeyeceğiz. Ankara Garı önünde sadece barış istedikleri için, sadece daha fazla özgürlük istedikleri için katledilen canlarımıza da sahip çıkacağız. Onlar bizim onurumuzdur'. Benim bu törenden anladığım bu" dedi. Başkan Tarhan ise ODTÜ Mezunları Derneği'nin yaptırdığı bu koruluğun çocuklara daha yeşil bir Mezitli bırakmak adına önemli olduğunu söyledi. Jacaranda Koruluğu projesinin uzun süredir devam ettiğini dile getiren Tarhan, "Her boş bulduğumuz yeşil alana kurumlar ve kişilerin jacaranda ağacı dikmesi için yer temin ediyorduk. O alanlardan birisi de burası. Daha önce burayı İçel Soroptimist Kulübü, Lionslar, Mersin Barosu, bölüm bölüm ağaçlandırdı. Son olarak ODTÜ Mezunları Derneği'yle burayı doldurmuş oluyoruz. Her sonbahar ve ilkbaharda burası mor çiçek açan bir alan olacak. Daha sonra gezinti yollarını, oturma alanlarını da yapacağız. ODTÜ'lü arkadaşlarımız Ankara'da barış adına hiçbir suçu olmadan katledilen 102 kişinin adına buraya bir Barış Anıtı' da dikti. Onların da simgesi olacak burada, onları her zaman anacağız" diye konuştu. Yakın bir zamanda Belediye Meclisi'nde alacakları kararla bir parka İnsan Hakları Parkı adını vereceklerini bildiren Tarhan,"ODTÜ'lüler bilimsel anlamda yaptıkları başarılarına, burada koru açılışıyla da yenisini eklediler, bize destek oldular. Böylesine bir anıt yaptırmak son derece anlamlı" ifadelerini kullandı. Dernek Başkanı Girgeç de derneklerinin 60. yıl kutlamaları çerçevesinde Mezitli'de yapılan bu koruluğu oluşturduklarını kaydetti. Girgeç, "60. yıl koruluğumuzun açılış günü aynı zamanda ülkemizin en verimli ve güçlü kalemlerinden Uğur Mumcu'nun katledilişinin yıldönümüne denk geliyor. Büyük ustayı sevgi ve saygıyla anıyoruz. Bizler ODTÜ'lüyüz. ODTÜ'lü hiçbir sınırı, sınırlamayı kabul etmez. Özgür düşünür, düşüncelerini özgürce ifade eder. Bizi ODTÜ'lü yapan ODTÜ'nün başarma ve fark yaratma kültürüdür. ODTÜ'lü ülkenin ve dünyanın sorunları ile ilgilenir, çözüm arar. İşte ODTÜ ruhu budur" şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından beyaz güvercinler uçurularak koruluğun açılışı gerçekleştirildi. Haber / Yalçın TAŞLIALAN Erdemli'de narenciye bahçeleri dondu Erdemli İlçesi'nde geçen hafta meydana gelen dolu yağışı ve soğuk hava narenciye bahçelerinde zarara neden oldu. Mersin Turunçgil Üreticileri Birliği (MERTUB) Başkanı Ahmet Dursen Şahin, Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) görevlileri ile birlikte narenciye bahçelerinde inceleme yaptı. Çeşmeli, Arpaç ve Tömük mahallelerinde yapılan incelemelerde dolu ve soğuk hava nedeniyle yüzde 30 oranında zarar meydana geldiği belirlendi. Bir açıklama yapan MERDUB Başkanı Şahin, çiftçilerin çoğunun sigortası olmaması nedeni ile güç durumda kaldığını söyledi. Sigortası olanların da prim ödemesine rağmen zararının karşılanmadığından yakındığını anlatan Şahin şunları söyledi: “Bahçelerde belirlenen zararın tümünü TARSİM ödemiyor. Belirli bir miktarını ödüyor. Ama biz TARSİM'e ödenmesi gereken primin hepsini ödüyoruz. 'Prim ödenirken hepsini öde ama sigortadan para almak için bir kısmını versinler' Bu böyle olmamalıdır. Bu düzenlemeler artık bir an önce değişmeli. Çiftçinin zararının hepsinin karşılanması gerekmektedir. Zararlar tam karşılanırsa çiftçi de kendini güvende hissederek sigortasını yapar." Haber / Yalçın TAŞLIALAN Zayii Karadeniz Teknik Üniversitesi Giresun Eğitim Yüksekokulundan 9062 okul no ile 16/09/1987 tarihinde almış olduğum diplomamı kaybettim. Hükümsüzdür. Mehmet ATEŞ KONGRE İLANI Aydıncık Yaş Sebze ve Meyve Komisyoncuları Derneğinin 2014-2015 yılı olağan genel kurul toplantısı 29/02/2016 günü saat: 14:00'da dernek binasında aşağıdaki gündem maddeleri görüşülmek üzere toplanacaktır. Şayet çoğunluk sağlanamadığı taktirde 18/03/2016 günü aynı yer ve saatte genel kurul toplantısı yapılacaktır. GÜNDEM 1- Açılış ve yoklama 2-Divan Teşekkülü ( 1 Dv. Bşk. 1Dv. Bşk. yar. 2 Katip) 3-Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının okunması 4-Yönetim ve Denetim kurulu yıllık faaliyet raporunun okunması ve ayrı ayrı ibrası 5-2014 -2015 yılı kesin hesap özetinin okunması ve ibrası 6-2016-2017 yılı tahmini bütçenin okunması ve ibrası 7-Yönetim ve denetim kurulu seçimlerinin başkan adaylarının liste hazırlaması şeklinde yapılması ve bu şekilde seçim yapılmasının oylanması 8-Dilek ve temenniler 9-Kapanış Gazetemizi internetten takip edin. www.gulaygazetesi.com siyasi gazete” “Haftalık tarafsız HAFTALIK TARAFSIZ SİYASÎ GAZETE Kuruluş Tarihi: 01/06/2000 Yıl:16 Sayı: 818 01 ŞUBAT 2016 Yayın Türü Yerel Süreli Yayın İmtiyaz Sahibi Ramazan SARITAŞ Yazı İşleri Müdürü Yalçın TAŞLIALAN (0555 837 45 25) Editör Güldane SARITAŞ Resmi İlan cm’si: 9.65 TL + KDV Zayii : 20.00 TL + KDV Teşekkür - Taziye İlanı: 60.00 TL + KDV Kongre İlanı cm’si: 9.65 TL + KDV Dizgi, Montaj, Ofset Hazırlık: Sarıtaş Ofset Matbaa Baskı Sarıtaş Ofset Matbaa TELEFONLARIMIZ (0324) 751 75 93 GSM: 0532 375 60 88 İdari Yönetim Adresi: Hacıpınar Mah. Atatürk Cad. No:5/A GÜLNAR Fiyatı: 25 Krş GÜL-AY Basın-Meslek İlkelerine Uyar. Yazı ve ilanlar imza sahiplerine aittir. Köşe yazılarına ücret ödenmez. Makalelerinden kendileri sorumludur. MANOLYA PASTANESİ İrfan OTURMUŞ 0535 821 6493 Gülnar Aydıncık Mustafa OTURMUŞ 0535 889 4124 Yaş Pasta Kuru Pasta Baklava Tereyağlı ve Antep Fıstıklı Kadayıf Dondurma ine rler ır e y ıl İş ve yap Ev ervis s Salonumuz Klimalıdır Tel: 0324 751 34 40 Öğretmenevi Karşısı / GÜLNAR ” z siyasi gazete “Haftalık tarafsı YIL: 16 SAYI: 818 01 ŞUBAT 2016 BAYRAMOĞLU PASTANESİ Baklava Tereyağlı ve Antep Fıstıklı Kadayıf Özel Dondurma Günlerinizde Yaş Pasta Hizmetinizdeyiz Kuru Pasta Osman KARA Tel : 0324 751 7100 Gsm: 0553 235 89 35 Atatürk Caddesi Öğretmenevi Yanı - GÜLNAR Mersin Tarım Gıda ve Hayvancılık Fuarı'na Yoğun İlgi Bu yıl 11'incisi düzenlenen Mersin Tarım Gıda ve Hayvancılık Fuarı büyük ilgi gördü. CNR Expo Fuar Merkezi'nde düzenlenen ve 31 Ocak Pazar günü sona eren fuar, bu yıl 5 bin 800 metrekare alan üzerine kuruldu. 3 holde 90 katılımcı firmanın 150 markası sektör temsilcileriyle buluşurken Polonya Büyükelçiliği de fuarda stant açarak ülkelerinin tarımsal potansiyelini anlattı. Fuara Mersin Vali Yardımcısı Cezmi Türk Göçer, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Özgür Sanal, Yenişehir Belediye Başkanı İbrahim Genç, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu (MTSO) Başkanı Şerafettin Aşut, Polonya Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Konrad Zablockı, Mersin İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Kadir Çiftepala ile çok sayıda sektör temsilcisi katıldı. Fuarın açılışında konuşma yapan Polonya Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarı Konrad Zablockı, Türkiye ve Polonya ilişkilerinin hem ticaret hem de politik anlamda her geçen gün geliştiğini söyledi. İki yıl içinde ticaretin yaklaşık 1 milyar dolarlık artış gösterdiğine değinen Zablockı, bu artışın tek yönlü olmadığını, iki ülke arasındaki ithalatın da ihracatın da benzer oranlarda gelişme gösterdiğini söyledi. Mersin'deki meyve sebze potansiyelini çok önemsediklerini vurgulayan Zablockı, bu ürünlerin Polonya'ya ihracatına da önem verdiklerini dile getirdi. Zablockı, "Ayrıca Polonya da jeopolitik konumuyla tüm kapılarını Türkiye'ye açmıştır ve her alanda bu tutumunu sürdürmeye devam edecektir." dedi. Dünya ekonomisinin ciddi anlamda değişim yaşadığına değinen MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut ise bu değişimin tarım, gıda ve hayvancılık sektörlerini ulusal güvenlik meselesi haline getirdiğini söyledi. Bu alandaki gelişimin tüm dünyada üç payandası bulunduğunu kaydeden Aşut, bunlardan birinin kamu ayağı, diğerinin üretici ve son ayağının da yerel yönetimler olduğunu, bir ayağın dahi eksik olması halinde yeterli gelişimin beklenemeyeceğini dile getirdi. Tarım gıdada ihracatın ve katma değerin artmasının nedenlerinin iyi anlaşılması gerektiğini vurgulayan Şerafettin Aşut, yükselen pazarlara neden ulaşılamadığının iyi sorgulanması gerektiğini söyledi. Özel sektör anlamında ise üreticilerin yeni üretim sistemlerini uygulamalarının çok önemli olduğunu dile getiren Aşut, "Ancak bundan daha önemli olan şey ise tarım, gıda ve hayvancılık sektöründeki girişimcilerimizin bu dönüşüme ayak uydurabilecek bir mantaliteye yükseltilmesidir." dedi. Sektörün artık yeni bir girişimci profiline ihtiyacı bulunduğuna işaret eden Aşut, bunun da çözümünün eğitimde olduğunu anlattı. Aşut, ayrıca kamu teşvik ve desteklerinin yeni tarım girişimcisini ortaya çıkartmak anlamında kullanılması halinde daha verimli bir sonuç alınabileceğine değindi. Üçüncü payandanın ise yerel yönetimler olduğunu ve yerel yönetimlerin ekonomiye tam olarak entegre olmamasının sıkıntısının yaşandığını anlatan Şerafettin Aşut, şunları söyledi: "En azından Mersin özelinde, değişen Büyükşehir Yasası'yla, Büyükşehir Belediyesi'nin hizmet alanının kırsalı da kapsaması ve Büyükşehir yönetiminin ekonomik konulara olan duyarlılığı, bu anlamda bize yeniden umut vermiştir. İşte bu kamu, üretici ve yerel yönetimler sac ayağı uyumlu işlerse, tam anlamıyla ortak bir vizyonla hareket ederse, işte o zaman gerçek bir ekonomiden bahsedebiliriz.” Mersin Vali Yardımcısı Cezmi Türk Göçer de fuarların asıl amacının üretici ve tüketiciyi bir araya getirmek olduğunu söyledi. Yurt dışına gitmekte zorlanan üreticilerin fuarlar aracılığıyla gelişmeleri, teknolojiyi takip etme fırsatı yakalayabildiğini kaydeden Göçer, "Bu fuar da Mersin için bir şans, gelişerek devam ettirilmesini umut ediyoruz." değerlendirmesini yaptı. Gülnar ziraat odası her köyden bazı çiftçileri tarım fuarına götürdüler ve gelişen teknolojiyi yakından görme fırsatı buldular. Haber / Yalçın TAŞLIALAN Yedi yatırlar için EMITT-2016 Fuarına restorasyon çalışması Gülnar’da katıldı Taşoluk Güneşli mahallesinde bulunan yedi yatırlar türbesi için restorasyon ilk çalışması başladı. Adana Kültür Varlıklarını Koruma Kurumu Müdürü Hasan Batum ve Kurul üyeleri ile beraber Gülnar Kaymakamı İsmail Pendik, Garnizon Komutanı Özkan Çömez, Belediye Başkan Yardımcısı Alpaslan Ünüvar, Muhtarlık İşleri Daire Başkanı Erkan Arıcı, MHP İlçe Başkanı Nebi Ulupınar ile beraber Taşoluk Mahallesinde bulunan 7 Yatırlar Türbesinde inceleme yaptılar. Haber / Yalçın TAŞLIALAN Dünya turizm sektörüne yön veren 20'nci Uluslar Arası Doğu Akdeniz Turizm ve Seyahat Fuarı'nın (EMITT2016) açılış töreni, İstanbul TÜYAP Beylikdüzü'nde yaklaşık 70 ülkeden, 4 bin 500'ü aşkın firma, kurum, kuruluş, il ve beldenin katılımıyla gerçekleştirildi. Dünyanın 5'inci büyük turizm fuarının açılış törenine, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal'ın yanı sıra, Valiler ve Büyükşehir Belediye Başkanları, katılımcı ülkelerin yetkilileri ve çok sayıda turizmci katıldı. Açılış seremonisi ve protokol konuşmalarının ardından Çukurova Kalkınma Ajansı tarafından oluşturulan, Mersin'in turizmi başta olmak üzere, tarihinin ve kültürel eserlerinin tanıtıldığı Mersin-Adana standını ziyaret eden Bakan Ünal, Mersin standında sergilenen yöresel elişi ürünlerini büyük bir beğeniyle inceleyerek ürünler hakkında bilgi aldı. Gülnar Belediyesi, fuara katılarak ilçenin tanıtımını yaptılar. Gülnar Belediye Başkanı Ahmet Günel, EMITT fuarına katılarak Gülnar'ın deniz ve yayla turizmi için ideal bir yer olduğunu anlatıyoruz. dedi. Haber / Yalçın TAŞLIALAN
Benzer belgeler
16.06.2014 - GÜL
Kapı - Pencere - Panjur - Daraba Ahmet KAYA
Sineklik - Çatı - Korkuluk ve Ferforje
İşleriniz İsteğinize Göre
İtina ile Yapılır
Gsm: 0535 845 42 41
Küçük Sanayi Sitesi / GÜLNAR